Almanlar geliyor! Ha oldu ha olacak derken sonunda Almanya, Covid-19 sebebi ile ülkemize yönelik uyguladığı seyahat uyarısını kısmen de olsa kaldırdı. Şimdilik listede turizmin önde gelen destinasyonlarından Antalya, İzmir, Aydın ve Muğla var. Turizmde kayıp yıl ilan edilen 2020 sezonu için bu sektörü ziyadesiyle umutlandıran bir gelişme. Nitekim Antalyalı turizmcileri Almanya heyecanı sarmış durumda. Darısı yabancı turiste hasret kalmış diğer şehirlerimize diyelim. Haberimizin detayları gündem sayfalarında sizlerle… Turizmde bunun gibi umut veren gelişmeler de var, halen belirsizliğini koruyan sektörel krizler de… Her sektörde olduğu gibi MICE endüstrisi de pandemi sürecinden çok ağır darbe aldı. Etkinlikler, Covid-19 pandemisi ile beraber deyim yerindeyse bıçak gibi kesildi. Binlerce şirket ve yüzbinlerce çalışanı olan sektör ne yazık ki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya… Sektörün hasarı büyük, çözümü ise şu anki koşullarda belirsizliğini koruyor. Oysa 1 Haziran’dan itibaren hayata geçirilen kontrollü normalleşme sürecinde kültür ve sanat tesislerinde uygulanacak yeni tip koronavirüs pandemisi tedbirleri açıklanmış, açık hava konserleri, düğün ve tiyatro gibi kimi etkinliklere yol verilmişti. Turizmin neredeyse 50’ye yakın farklı sektördeki paydaşını da direkt olarak etkileyen MICE sektörünün de en büyük beklentisi fiziki etkinliklerin bir an önce başlaması! Sektörel adımlar bir yana, bu konuda Başkan Hüseyin Kurt nezdinde Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE)’nin başından beri gösterdiği yoğun çabayı takdir etmek gerek… Umarız ki bu yoğun uğraşlar iş işten geçmeden karşılığını bulur!.. MICE’çıların Bakan Ersoy’u ziyareti ve görüşmenin detaylı notları gündem sayfalarında…
Prof. Dr. HÜSNÜ GÜNDÜZ Doç. Dr. MURAT DOĞDUBAY GENEL MÜDÜR (Sorumlu)
EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K
TOLGA ÇAKMAKLI tolga.cakmakli@img.com.tr Teknik Müdür Tayfun Aydın tayfun.aydin@img.com.tr Bilgi İşlem İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr
GÜRKAN BOZTEPE Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı TEZER ÖNER Agon Danışmanlık / Gayrimenkul ve İşletme Yatırım Danışmanı TURGUT AY Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu Başkan Yrd. Orhan GENCELİ Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Yönetim Kurulu Üyesi
website
www.hotelrestaurantmagazine.com
Artaş Grubu Turizm Yatırımları bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul ve Radisson Residences Vadistanbul’un Genel Müdürü. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. 2010 yılından bu yana turizm-otelcilik sektörünün içinde. “Çok sosyal ve dışa dönük bir çocuktum. Aslında turizmci olmak gibi bir hayalim yoktu ama insana yönelik ve iletişime dayalı bir meslek seçeceğim konusunda çok nettim.” diyen Nihan Sıcakkanlı ile iş yaşamının kilometre taşlarından hedeflerine, Artaş Turizm Grubu çatısı altındaki sorumluluklarından turizmde kadın olmaya dair pek çok konuyu konuştum. Ben keyifle dinledim, sizlerin de ilgiyle okuyacağınızı umuyorum. Tadında Anadolu’nun Mutfak Şefi. Tokat’ın Akbelen kasabasında doğup büyüyen çiftçi bir ailenin çocuğu. İlkokul beşe kadar tek hayali, pilot olmak. Akranlarıyla bir jetin peşinde tepelere yükselirken, daha ne bilsin, o güç ve enerjiyle mesleğinin zirvesine de koşacağını? Ailesi ve yakın çevresince de geleceği çok parlak, başarılı bir çocuk! Yaşı her ne kadar küçük de olsa, boyunu aşan bir olgunluğa sahip, Muhsin Ertürk. O günlerde tek kaygısı, ailesinin sırtına ağır yükler yüklemeden okumak! Üstelik de sırf o incelikli düşüncesinden, bile bile sınavlardan kalmayı göze alacak kadar… Tadında Anadolu’nun deneyimli şefi Muhsin Ertürk’ün Tokat’tan uluslararası mutfaklara uzanan yolculuğu da bu sayımızda sizlerle… Keyifli okumalar dilerim.
Kapak Görseli Türkçe Meze Kubbe CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93
info@img.com.tr
hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.
içindekiler
32
33
34
antre
yeni yatırımlar
8 Sektörden kısa haberler
32 Radisson, İstanbul’un tarihi 42 Anadolu mutfağına sevdalı şef: bölgesinde iki yeni otel Muhsin Ertürk açıyor
gündem
şefin gözünden
gastro güncel
18 Akdeniz ve Ege yerli turistle 33 Bebek Hotel’in restoran ve roof’u yenilendi 46 Yeni normalde bu restoranlara kımıldadı, İstanbul beklemede dikkat 20 Bakan Ersoy MICE sektörünü iş’te kadın 47 Horeca sektöründe sağlık, ileri dinledi 34 Sıcakkanlı: Turizmden teknolojilerle koruma altında 22 Mehmet Gem sordu… kopamayacağıma çok emindim, öyle de oldu… gastro etkinlik 24 Bakan Ersoy’dan Talimhane kültür sanatına destek! 48 İstanbul Coffee Festival marka müdavimleri bu yıl Tepe 26 Öner: Aman tahsis edelim 38 Bar kokteyl ünitelerinde Nautilus’ta kahveye doyacak derken, tahriş etmeyelim işletmelerin tercihi gastro aktüel 28 İlhan: Üniversiteler ve Turizm: Kayalar Mutfak Taşı sık, suyu çıksın
30 Almanya, seyahat uyarısını kısmen kaldırdı www.hotelrestaurantmagazine.com
40 Sektörden kısa haberler
49 Gastronomi sektöründen kısa haberler
42
58 yeni mekan
hijyen
52 Ankara’ya Meksikalılar geldi
60 EDT’ye “kapsamlı yol haritası” desteği
54 Yalıkavak’ta Afrika esintisi 55 LoftElia Restaurant Bodrum Loft’da açıldı 56 Türkiye’nin ilk Novikov restoranı Yalıkavak Marina’da açılıyor 58 Frankie Beach Club Susona Bodrum’a taşındı 59 Godiva Café, ilk kez Bodrum’da
www.hotelrestaurantmagazine.com
hotel-tech 62 Teknolojiden haberler
ürünler 64 Yeni ürünler
53
restaurant 8 hotel & hi-tech
antre
Elazığ’ın ilk güvenli turizm sertifikalı oteli oldu Türk turizminin ilk uluslararası otel zinciri olan Dedeman Turizm Grubu bünyesinde yer alan, 2016 yılından beri Elazığ’da misafirlerini ağırlayan Park Dedeman Elazığ, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı 'COVID-19 ve Hijyen Uygulamaları Değerlendirme Kriterlerini' eksiksiz yerine getirerek “Güvenli Turizm Sertifikası” almaya hak kazandı. Park Dedeman Elazığ, bölgenin ilk ve tek “Güvenli Turizm Sertifkası” alan oteli oldu. Park Dedeman Elazığ Genel Müdürü Mesut Savucu, pandemi sürecine dair alınan önlemlere ve “Güvende Kal manifestosuna dair bilgiler paylaştı. Mesut Savucu, “Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan COVID-19 pandemi sürecinin ilk gününden itibaren tüm önlemleri otelimizde ok hızlı bir şekilde hayata geçirdik ve titizlikle uygulamaya devam ediyoruz. Pandemi döneminde faaliyetlerimize ara vermeden bu süreci başarı ile sürdürüyoruz. Turizm sektöründe 50 yılı aşkın tecrübeye sahip Dedeman markasının deneyimini ve kalitesini bu dönemde bir kez daha Elazığ’da da ortaya koymuş olduk” dedi.
Pandeminin galibi, Galataport İstanbul! Bu yıl ikincisi düzenlenen MedCruise Ödülleri’nde, “Pandemi Sürecinde En Yüksek Performans/Bağlılık Gösteren Doğu Akdeniz Kruvaziyer Limanı” dalındaki ödülün kazananı, Galataport İstanbul oldu. Galataport İstanbul, ödülü; pandemi sürecinde sektör içerisinde yürüttüğü, limanlarla kruvaziyer firmaları arası diyalog ve sektör içerisinde sıkı iş birliği ve iletişim çalışmaları ile COVID’e karşı hassasiyetle geliştirdiği önlemler çerçevesinde aldı. Dünyadaki en büyük ikinci pazar konumundaki Akdeniz çanağını temsil eden MedCruise Birliği tarafından verilen bu son derece prestijli ödül, farklı kategorilerde, sektörü daha da ileriye götürmeye yönelik çalışmalarıyla öne çıkan şirketleri, organizasyonları ve kişileri ödüllendirmeyi amaçlıyor. Ödül töreni, ağustos ayında online olarak gerçekleşecek.
Gazipaşa-Alanya’da dış hat uçuşları başladı TAV Havalimanları tarafından işletilen Gazipaşa-Alanya Havalimanı’nda pandemi nedeniyle verilen aranın ardından dış hat uçuşları başladı. Bu sabah Finlandiya’nın başkenti Helsinki’den 166 yolcuyla gelen FinnAir uçağı su takıyla karşılandı. TAV Gazipaşa Genel Müdürü Ekrem Akgül “Havalimanımızda yeniden yolcularımızı ve tarifeli uçuşları karşılamaktan dolayı mutluluk duyuyoruz. Haziran başında seyahat yasaklarının kalkmasıyla birlikte iç hat uçuşlarına hizmet vermeye başladık. Paydaşlarımızla birlikte uyguladığımız kapsamlı önlemler sayesinde bugüne kadar sorunsuz bir operasyon yürüttük. Bugün de dış hatlarda ilk uçuşumuzu karşıladık. Bu süreçte birlikte hazırlandığımız Ulaştırma Bakanlığı’nın koordinasyonunda, DHMİ, SHGM başta olmak üzere havayollarımıza, yerel yönetim ve STK’larla tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Önümüzdeki dönemde dış hat uçuşlarımızın artarak sürmesini ve dünyanın her yerinden misafirlerimizi karşılamayı umuyoruz” dedi.
63 ülkede 508 otelin en mükemmeli, Hilton Dalaman Hilton Dalaman Sarıgerme Resort&Spa; Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’yı içine alan Hilton EMEA bölgesinde bu yıl da liderliğini sürdürdü. 63 ülkedeki toplam 508 otel içinden Mükemmellik Ödülü (Award of Excellence) alan tek Resort Hotel olurken toplam 3 ödülün sahibi oldu. Best of theBrandAwards / En iyi Marka Ödülleri kategorisinde altyapı, deneyim ve hizmet kalitesi ile Mükemmellik Ödülü (Award of Excellence)’nün sahibi olmaya hak kazanan Hilton Dalaman, %34 Kalite Güvencesi, %33 Genel Deneyim ve %33 Genel Hizmet olarak misafirleri tarafından değerlendirildi. Problem çözme performansında gösterdiği başarı ile Takım Lideri (Leader of the pack) ve altı aylık mavi enerji güncelleme ve marka taahhüdü raporlarına göre yılın en yüksek toplam ortalama puanıyla Mavi Enerji Ödülü (Blue Energy Annual Award)’nün de sahibi oldu.
restaurant 10 hotel & hi-tech
antre
COVID-19 masraflarını Emirates karşılıyor Emirates yolcuları, seyahatleri sırasında COVID-19 tanısı konması halinde, şirketin 150.000 EUR'ya kadar sağlık masraflarını ve 14 gün boyunca günde 100 EUR'ya kadar karantina masraflarını karşılaması sayesinde güvenle seyahat edebilecek. Bu sigorta şirket tarafından müşterilerine ücretsiz olarak sağlanıyor. Emirates Grubu Başkanı ve Genel Müdürü Şeyh Ahmed Bin Said Al Maktum şunları söyledi: BAE Başkan Yardımcısı ve Başbakanı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed Hazretleri'nin talimatıyla, Emirates uluslararası seyahatlerde güveni artırmak için öncülük etmekten gurur duyuyor. Emirates olarak enfeksiyon riskini azaltmak için seyahatin her adımında tedbir almak adına çok çalıştık ve ayrıca esneklik sunmak için rezervasyon politikalarımızı revize ettik. Şimdi çıtayı daha da yükselterek sektörde bir ilke imza atıyor ve müşterilerimize seyahatlerinde gerekmesi halinde dünya çapında COVID-19 ile ilgili sağlık ve karantina masrafları için ücretsiz sigorta sunuyoruz. Kendi adımıza bir yatırım yapmanın ötesinde müşterilerimize önem veriyoruz ve bu inisiyatiften memnun olacaklarına inanıyoruz."
Türkiye’de bir ilk: Temassız Turlar Türkiye’nin zengin mirasını gelecek nesillere bırakmak üzere “Mirasım Türkiye” diyerek kültür turlarında önemli çalışmalara imza atan JOLLY, yeni normal kültür turu deneyimi ile Türkiye’yi birlikte keşfetmeye devam edelim diyor. Kültür turlarında hijyen ve güvenlik önlemini üst düzeyde tutan Jolly’nin hazırladığı yeni uygulama ile turlara kendi aracınızla katılıp, özel aplikasyon ile rehberlerini dinleyebiliyorsunuz. Şahsi araçlarını kullanarak izole bir tur deneyimi yaşamak isteyen misafirleri özel olarak hazırlanan temassız turlarda; bireysel kültür turu deneyimi, mobil uygulama destekli rehber anlatımı, binek araçlarına eşlik eden kılavuz tur araçları, birden fazla kişiyle seyahatin ekonomik avantajı bekliyor.
“Avrupa’nın En İyi Şehir Oteli” Raffles İstanbul Çağdaş bir anlayışla misafirlerini ağırlayan ve duygusal lüks kavramını hafızalarda yer alan Raffles İstanbul Zorlu Center, Türkiye’yi dünyada turizm sektöründe başarıyla temsil etmeye devam ediyor. Açıldığı 2014 yılından bu yana aldığı 40’tan fazla ödül ile dünyanın prestijli seyahat platformları tarafından başarısı belgelenen Raffles İstanbul, tüm dünyada 6,7 milyon seyahat okuyucusu ile etkin bir kitleye sahip olan Travel + Leisure (T + L) tarafından Avrupa’nın “En İyi Şehir Oteli” ve ‘Dünyanın En İyi 7. Oteli’ seçildi. T + L tarafından 2015’ten sonra ikinci kez ödüle layık görülen Raffles İstanbul, bugün açıklanan listeyle bu başarısını yineledi. Turizm sektörünün önümüzdeki günlerde tüm dünyada daha aktif rol oynayacağına ve bu ödüllerin seyahat edecek insanlar için önemli bir kriter olacağına inandığını söyleyen Raffles İstanbul Genel Müdürü Christian Hirt, “Dünyanın birçok iyi oteli arasından “Avrupa'nın En İyi Şehir Oteli” seçilmek bizim için büyük bir onur. Sadece bu prestijli ödülü kazandığımız için değil aynı zamanda eşsiz ve özgün konaklama ve ağırlama deneyimlerimizi bir kez daha gündeme getirdiğimiz için de mutluyuz.” dedi.
İlk yarıda 11,4 milyon yolcu ağırladı TAV Havalimanları yılın ilk altı ayında 6,8 milyon iç hat ve 4,7 milyon dış hat olmak üzere toplam 11,4 milyon yolcuya hizmet verdi. Şirketin bu dönemdeki konsolide cirosu 141,9 milyon avro oldu. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener “2020’nin ikinci çeyreği tüm dünyada Covid-19 Pandemisi kaynaklı sokağa çıkma yasakları ve seyahat kısıtlamalarıyla geçti. Seyahat kısıtlamalarından en çok etkilenen sektör olan havacılıkta dış hat yolcu trafiği ikinci çeyrekte tüm dünyada neredeyse sıfıra yakın seyretti. Bu kısıtlamaların etkisiyle, TAV Havalimanları’nın 2020 yılının ilk yarısında hizmet verdiği yolcu sayısı geçen seneye göre yüzde 70 azaldı. Şirket olarak bu krize oldukça güçlü bir bilanço yapısıyla girdik. Bilançomuzun verdiği güçle şirketimizin geleceğine yatırım yapmaya Almatı satın almasıyla devam ediyoruz. Daha önce eşine rastlanmamış tarihi zamanlardan geçiyoruz ancak paydaşlarımız, çalışanlarımız ve yatırımcılarımızın desteği ile bu krizden eskisinden daha güçlü bir şekilde çıkacağımıza inanıyorum. Tüm çalışanlarımıza, hissedarlarımıza ve iş ortaklarımıza bu zor zamanlarda da şirketimizden esirgemedikleri sonsuz destekleri için teşekkür ediyorum.” dedi.
restaurant 12 hotel & hi-tech
antre
İstanbul, dünyanın en iyi 10. şehri! Travel + Leisure’ın (T&L) her yıl okuyucularıyla yaptığı anketin sonuçları açıklandı. Buna göre İstanbul, T&L okuyucularının belirlediği Dünyanın En İyi 25 Şehri Listesi’nde 10’ncu sıraya oturdu. Travel + Leisure’ın söz konusu anketi bu yıl Covid 19’dan dolayı 2 Mart’ta sonuçlandı. Ankete katılan gezginlerin çoğu, mevcut olumsuz koşullarda şehir gezmelerinin iyi bir fikir olacağı yönünde görüş bildirdi. T&L okuyucularının belirlediği “Dünyanın En İyi 25 Şehri listesi”ni inceleyen Kerem Köfteoğlu şu bilgileri veriyor: “Meksika dört şehirle söz konusu listenin lideri olmayı başardı. Üstelik bu şehirlerden Oaxaca ilk, San Miguel de Allende ise ikinci sırada bulunuyor. İstanbul söz konusu listenin 10’ncu sırasında yer alırken, Meksika’nın diğer şehirlerinden Mexico City 11’nci, Mérida ise 24’ncü sırada yer aldı.”
Radisson Blu Hotel Kayseri, dünya birincisi… Dünyanın en önde gelen rezervasyon sistemlerinden Booking.com kanalıyla otelde konaklayan misafirlerin oyları ile belirlenen listeye göre, Radisson Blu Hotel Kayseri 9.5 puan ile dünyadaki tüm Radisson markalı oteller arasında 1.’nci sıraya yerleşti. Aynı listede, Radisson Residences Vadistanbul 7.’nci sırada yer alarak, ilk 10’daki otellerin arasına yerleşen tek residence oldu. Radisson Blu Hotel Kayseri ve Radisson Residences Vadistanbul Artaş Grubu turizm yatırımları bünyesinde bulunuyor. Artaş Grubu’ndaki oteller, müşteri memnuniyetinde dünyadaki lider turizm tesisleri arasında yer alıyor.
Aksoy Holding ve Marriott International’dan dev iş birliği Aksoy Holding, 126 dönümlük müstakil bir yarımadada konumlanan gayrimenkul projesi Epique Island’ı, The Ritz-Carlton Residences bünyesine katacak sözleşmeyi Marriott International ile birlikte imzaladı. 74 villadan oluşan ve 200 milyon euroluk yatırımla Epique Island ismiyle 2014’de inşaatına başlanan proje, bugüne kadar 6.000 kişiye istihdam sağladı. Marriott’un Avrupa, Ortadoğu ve Afrika bölgelerindeki ilk bağımsız (herhangi bir otele bağlı olmayan) rezidans projesi olan ve 2021’in 2. çeyreğinde faaliyete geçecek The RitzCarlton Residences, Bodrum’un, lüks segment gayrimenkul sektöründe yeni bir dönem açması bekleniyor. Aksoy Holding CEO’su ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Batu Aksoy ve Marriott International Doğu Avrupa, Körfez, Doğu Akdeniz ve Pakistan Bölgeleri Lüks Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı Şafak Güvenç, Türkiye turizmine önemli bir katkı sağlayacak iş birliğini düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
İstanbul’un en “cool” havuzu Ukiyo’da yaz serinliği… Fairmont Quasar Istanbul, yerel otoritelerin yönlendirmeleri ve global Accor ALLSAFE programı kapsamında kontrol, denetim ve belgelendirme hizmetlerinde dünya lideri kuruluş Bureau Veritas’la yaptığı işbirliği neticesinde tertemiz bir sayfa açarak hijyen ve güvenlik standartlarına yeni bir boyut kazandırıyor. Daha da güçlendirilmiş tedbirlerle ağustos ayı itibari ile yeniden kapılarını açan beş yıldızlı otel, yaza öze alternatifleriyle bu yıl da şehirde tatilin vazgeçilmez adresi oluyor. Otelin beşinci katında yer alan ve Japonca “yüzen dünya” anlamına gelen Ukiyo, Marcel Wanders imzalı sıra dışı tasarımı, eşsiz Boğaz ve kent manzarası ve bu manzaranın sonsuzluğuna vurgu yapan yüzme havuzu ile bu yaza da tatlı bir esinti katıyor.
restaurant 14 hotel & hi-tech
antre
Ilıca’da Mavi Bayrak gururu Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) tarafından her yıl düzenlenen Ulusal Mavi Bayrak Ödül Töreni bu yıl İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Çeşme Belediyesi ev sahipliğinde Çeşme Ilıca Halk Plajı’nda yapıldıKültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan Çeşme Belediye Başkanı M. Ekrem Oran’ın katımıyla gerçekleşen törende konuşan Bakan Ersoy; “Turizm hem ekonomik hem kamuoyu algısı ve belirlilik noktasında belki de dünyanın en büyük mücadele alanı. Bu mücadelede herkesin kalitesini kabul ettiği standartları yükseltmek ve başarınızı uluslararası olarak belgelemek çok önemli. Mavi bayrak da bu anlamda ciddi bir gösterge. Türkiye olarak 2008 yılında dünya üçüncülüğüne yükseldiğimiz mavi bayrak sayısında 2015 ve 2016’da ikinciliğe kadar çıktık” dedi. Mavi bayrakta dünya birincisi olmak için çalıştıklarını söyleyen Ersoy, bakanlık olarak üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getireceklerini belirtti.
Çin’in en lüks otelini Semih Erken hazırlıyor Semih Erken, otelcilik sektöründeki 26 yıllık kariyerinde Asya kıtasında onlarca projeyi hayata geçirmeyi başaran bir turizmci. Lüks markaların A’dan Z’ye tüm ihtiyaçları, DNA’sını çözen Erken, şimdi de Çin’in en lüks oteli “To Dream Retreat”i hizmete hazırlıyor. Erken daha önce Asya-Pasifik bölgesindeki yatırımcılar için oluşturduğu markalarla “Çin’in Lüks Otel Markaları” ödülünü kazanmıştı. Günümüzde kurduğu omg! (Oriental Media Group) şirketiyle otel danışmanlığı yapan Erken, yeni projenin hedef kitlesinin Fortune 500 listesindeki şirketlerin yöneticileri ve yüksek harcama kapasitesine sahip gençler olacağını söylüyor. “Otelimizde 19 ayrı yiyecek-içecek ünitesi var. Konaklayan misafirin en az 100 bin RMB harcama yapmasını hedefliyoruz” diyen Erken şunu da ekliyor: “Klasik lüksü Uzakdoğu’nun kendine özgü zarafetiyle harmanlanarak tasarlandığımız yeni otelimizde, 120 oda ve 10 villa bulunuyor. Burada gecelik konaklama fiyatı 8 bin RMB’den (1 RMB yaklaşık 1 TL) başlayıp 18 bin RMB’ye kadar çıkıyor.”
SunExpress, uçak içi ikram servisini yeniledi SunExpress, bu doğrultuda uçak içi ikram servisini, küresel salgının getirdiği yeni düzenlemeleri dikkate alarak tekrar güncelledi. Yaz aylarında uluslararası uçuşlarda sunulan SunCafe menüsünde tas kebabı, tavuklu sandviç, vegan lazanya veya vejeteryan noodle gibi sıcak yemeklerin yanı sıra çeşitli tatlı ve tuzlu atıştırmalıklar ile sıcak ve soğuk içecekler bulunuyor. Otoriteler tarafından getirilen kısıtlamalara bağlı olarak, SunExpress iç hat uçuşlarında yemek servisi sunmuyor. Temas yoluyla oluşabilecek enfeksiyon riskini en aza indirmek için koltuk ceplerinde bulunan basılı menü kartlarını ve dergilerini de uygulamadan kaldıran SunExpress, yolcularına bu bilgileri yeni kabin içi eğlence sistemi (IFE) aracılığıyla dijital ortamda sunuyor. Yolcular kendi akıllı telefonlarından ya da tabletlerinden sisteme bağlanarak istedikleri yemeği sipariş edebiliyorlar.
Tura Turizm’e Yılın Tur Operatörü ödülü Azamara Club Cruises, ilk kez kruvaziyer sektörü ile ilgili yarışma düzenledi. Kruvaziyer misafirlerinin verdiği oyla 3.100 tur operatörü arasından Tura Turizm’e Yılın Tur Operatörü Ödülü verildi. 3.100 tur operatörü arasından “Şirince ve bir Türk evinde yemek” içerikli turla ödül kazanan Tura Turizm’in Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Erkunt Öner, “Tura Turizm olarak Azamara Club Cruises’tan aldığımız bu ödül bizleri çok gururlandırdı. Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının turizm sektörüne etki ettiği bu dönemde böyle bir ödülü kazanmış olmak turizm sektörü adına oldukça mutluluk verici” diyerek duygularını dile getirdi. Global Sürdürülebilir Turizm Konseyi GTSC tarafından sertifikalandırılan ilk Türk kruvaziyer tur operatörü olarak Tura Turizm, destinasyonda sosyal ve ekonomik faydalar, kültür mirasını koruma, çevre korumasını ön plana alan tur operatörü olarak takdir mesajı da aldı. Covid-19 sebebiyle gerçekleşemeyen ödül töreninin 2021’de, nisan ayında Miami Seatrade’de gerçekleşmesi planlanıyor.
restaurant 16 hotel & hi-tech
antre
Antalya Turizm Fuarı harekete geçiyor Antalya Turizm Fuarı (ATF), 26-27 Ekim tarihinde en önemli kaynak pazarların paydaşları ile turizm endüstrisini bir araya getirmek üzere harekete geçiyor. Fuar, yaklaşık 2000’i yabancı olmak üzere 3000 seyahat acentesi ile birlikte 26-27 Ekim tarihlerinde 8000 üst düzey turizm profesyonelinin katılımıyla gerçekleştirmek üzere sezonun en önemli sinerjisine imza atmak için hazırlanıyor. ATF’nin kurucusu Selçuk Meral konuya dair yaptığı açıklamada “Partnerlerimiz, destekçilerimiz ve katılımcılarımızla, Turizm endüstrisine ATF ile hareket kazandırarak 2021 satış pazarlama sezonuna proaktif bir giriş yapmak istiyoruz” dedi. Meral, yaklaşık 2000’i yabancı olmak üzere 3000 seyahat acentesi ve 8000 üst düzey turizm paydaşı ile Antalya’da 2021 sezonuna start vererek, turizm endüstrisini ATF’nin yaratacağı devinime katılmaya davet etti.
Bentour Reisen, güvenlik sertifikasını uzattı Bentour Reisen, SwissRe reasürans şirketi ile olan sözleşmesini uzattı. Sözleşmenin uzatılması ile ilgili olarak bir açıklama yapan Bentour Reisen CEO'su Deniz Uğur, “Süreklilik güven oluşturur ve günümüzde tur operatörü seçiminde güvenilir olmak çok önemli bir faktördür. Bentour Reisen ve SwissRe şirketlerini birbirine bağlayan ve uzun süredir verimli bir işbirliği içerisinde olan ve devam eden ortaklıkları var. Bentour Reisen yıllardır paket turlarını SwissRe sigorta şirketi aracılığıyla güvence altına almaktadır. Bentour Reisen ve SwissRe zorunlu olmayan bireysel hizmetleri de güvence kapsamına alarak piyasaya 2018 yılında ilk kez sunan ve tanıtanlardır. Bu dönemde paket turların ne kadar güvence altında olduğu siyasetinde gündeminde ve takibinde olan bir konudur. Şirketimiz bu sözleşmenin uzatılmasıyla birlikte 2022 yılına kadar yapılacak olan seyahatlerine güvenlik sertifikası veren ilk tur operatörlerinden biri olmuştur.” dedi.
Corendon Airlines kış turizminden umutlu Türkiye, Hollanda ve Malta’da 3 farklı bayraklı havayoluna sahip olan Corendon Airlines, kışa iddialı bir programla girmeye hazırlanıyor. Almanya başta olmak üzere, Avusturya, İsviçre, Polonya, Hollanda ve Belçika’dan popüler kış tatili destinasyonları Türkiye, İspanya, Mısır, İsrail ve Fas’a uçuşlar düzenleyecek olan Corendon Airlines, kış sezonunun potansiyeline inanarak uçuş ağına hem yeni destinasyonlar ekledi hem de haftalık uçuş sayılarını arttırarak programını genişletti. Corendon Airlines ayrıca kış döneminde Avrupa’dan Türkiye’ye olan ilginin artacağını öngörerek hem Antalya ve İzmir gibi tatil destinasyonlarına hem de Anadolu hatlarına düzenlediği direkt seferlere ara vermeden devam edecek. Corendon Airlines Ticaret Direktörü Mine Aslan, Corendon Airlines’ın kış programı ile ilgili olarak, “Pandemi sebebiyle geç ve talep azlığı ile başlayan 2020 yaz sezonu sonrasında 2020-2021 kış sezonunda tatil destinasyonlarına olan ilginin geçmiş yıllardan daha yüksek olacağını düşünüyoruz. Bu sebeple, biz de başta ana pazarımız olan Almanya olmak üzere Avrupa uçuşlarımızın sayılarını arttırdık. Almanların ve Avusturyalıların yoğun ilgisi üzerine Kanarya Adaları’na bu kış daha önce hiç uçmadığımız kadar fazla uçacağız. Avusturya’dan yıllar sonra ilk kez Kanarya Adaları’na yeniden uçulmaya başlanacak.” dedi.
Yılın En İyi Mobil Seyahat Uygulaması OBİLET.COM Seyahat ve ulaşım sektörüne yenilikçi bir anlayış getiren online bilet satış sitesi obilet.com, web ve internet teknolojileri kullanılarak oluşturulan en başarılı projeleri seçen Altın Örümcek Ödülleri’nde “Mobil Uygulama & Hizmet” kategorisinde en iyi seyahat mobil uygulaması oldu. obilet.com’un CEO’su Yiğit Gürocak; “obilet.com, 2012 yılında kullanıcıların farklı firmaları kıyaslayarak bütçelerine en uygun bileti kolay ve güvenli bir şekilde alabilmelerini sağlayacak online bir platform olarak kuruldu. İlk günden bu yana kullanıcılarımıza daha iyi hizmet vermek için yenilikçi uygulamalar sunmak üzere çalışmaya devam ediyoruz. 2020 yılında da her alanda kendimizi geliştirmeye çalışırken aldığımız ödüller bizi daha da motive ediyor” dedi.
restaurant 18 hotel & hi-tech
gündem
Akdeniz ve Ege yerli turistle kımıldadı, İstanbul beklemede… TÜROB, Türkiye'nin Haziran 2020 doluluklarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 68.4 azalarak yüzde 21.2’ye gerilediğini açıkladı. Bu oran İstanbul’da yüzde 13.8 oldu.
C
ovid-19 salgını nedeniyle global ve yerel düzeyde turizm sektörüne yansıyan olumsuz etkiler Haziran 2020’de de devam etti. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye genelinde faaliyetlerine geçici olarak ara veren şehir otellerinin büyük bölümü açılamadı. Yine otellerin büyük bölümünün hâlâ kapalı olduğu Akdeniz ve Ege iç turizm ile kımıldadı. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), pandemi kısıtlamalarının gevşetilmeye başladığı haziran ayına ilişkin otel doluluklarını açıkladı. Dünya çapında veri ve analiz şirketi STR'nin TÜROB için hazırladığı Haziran Destinasyon Performans Raporu’na göre, Türkiye'nin Haziran 2020 otel dolulukları, 2019 yılının aynı ayına göre yüzde 68.4 azalarak yüzde 21.2’ye geriledi. Haziran 2019’da bu oran 67.1 olmuştu. Haziran ayında ADR (Average Daily Rate) olarak ifade
Avrupa ile benzer doluluklar Haziran 2020’de Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması ise yüzde 21.6 olurken, ortalama oda fiyatı 81.9 Euro, oda geliri 17.7 Euro olarak tespit edildi. Türkiye’nin Ocak – Haziran 2020 dönemini kapsayan ilk 6 ayda ise doluluk oranı yüzde 47.3 düşüşle yüzde 33.4, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 16.6 düşüşle 57.7 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 56 düşüşle 19.2 Euro oldu.
verilere göre, doluluk oranları yüzde 81.2 azalarak yüzde 13.8 olarak ölçüldü. Haziran 2019’da İstanbul’da ortalama doluluklar yüzde 73.5 olmuştu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 62.3 Euro ile 2019'a göre yüzde 35.2 düşüş gösterdi. Haziran 2019’da bu tutar 96.1 Euro olmuştu. Odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 87.8 düşüş yaşandı ve 8.6 Euro olarak ölçüldü. Haziran 2019’da bu tutar 70.7 Euro olmuştu. İstanbul’da ilk 6 ayda doluluk oranı yüzde 47 düşüşle yüzde 37.2, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 13.5 düşüşle 71.9 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 54 düşüşle 26.7 Euro oldu.
İstanbul beklemede Haziran ayında henüz tüm kapasitesini hayata geçiremeyen İstanbul'da az sayıda açık olan otellerden alınan
Antalya yüzde 31.7 Antalya’da Haziran 2019’da yüzde 70.4 olan doluluklar Haziran 2020’de yüzde 55 azalarak yüzde 31.7 oldu. Ortalama
edilen ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 37.2 düşüşle 54.4 Euro, toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler (RevPAR) yüzde 80.1 düşüşle 11.5 Euro’ya geriledi.
günlük satılan oda bedeli yüzde 35.2 düşüşle 75.3 Euro olarak gerçekleşti. Odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 70.9 düşüş yaşandı ve 23.8 Euro olarak ölçüldü. Antalya’da ilk 6 ayda doluluk oranları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 47 düşüşle yüzde 32.5, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 27 düşüşle 47.9 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 61 düşüşle 15.5 Euro’ya geriledi.
Şehir otellerinde henüz hareket yok! TÜROB’dan yapılan açıklamada haziran ayı doluluklarıyla ilgili şu değerlendirmeye yer verildi: “Haziran ayı itibariyle kıyı bölgelerde ağırlıklı iç turizm kaynaklı bir hareketin başladığını söyleyebiliriz. Temmuz ayı itibariyle devam
eden bu hareketliliğin Kurban Bayramı’na kadar olan sürede artmasını bekliyoruz. Anadolu’nun diğer kesimlerinde de memleket ziyaretlerinden kaynaklı bir hareket söz konusu. Kıyı bölgelerde açık olan otellerde doluluk oranları çift haneli rakamlara ulaştı. Ancak buralarda da İstanbul’da olduğu gibi otellerin büyük bir bölümü hâlâ kapalı olduğuna dikkat çekeriz. Kıyılardaki gibi bir hareketin şehir otelleri için de başladığını söyleyebilmek henüz mümkün değil. İstanbul ağırlıklı olmak üzere Türkiye genelinde şehir otellerinin önemli bir kısmı hâlâ açılmadı. Açık olanların da ortalama dolulukları çok düşük seyrediyor. Genel olarak AB, Ortadoğu ve Rusya’dan gelecek haberlere göre açılış kararları verilecektir.”
restaurant 20 hotel & hi-tech
gündem
Bakan Ersoy MICE sektörünü dinledi… İşte o görüşmenin detayları… Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Yönetim Kurulu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u Ankara’da ziyaret etti. Başkan Hüseyin Kurt tarafından yapılan yazılı açıklamada, pandemiyle birlikte ağır darbe alan MICE sektörünün güncel sorunlarının iletilerek, krizin çözümüne ilişkin karşılıklı fikir alışverişinde bulunulduğu bildirildi.
A
na başlıklar halinde regülasyon, kısa çalışma ödeneğinin uzatılması, etkinliklerin sigortalanması, home office uygulaması ve 2023 MICE stratejisi gibi sektörü ilgilendiren önemli gündem konularının ele alındığı görüşmeye ilişkin açıklamalarda bulunan Hüseyin Kurt, "2015 yılına kadar ülkemiz ve güzide şehrimiz İstanbul’un uluslararası kongre, toplantı ve etkinlik sıralamasında ülke bazında 18., şehir bazında ise 8. sıralardayken 2015 yılı itibariyle ülke olarak yaşadığımız talihsiz olaylarda en ağır darbeyi alan sektörlerin başında geldiği, toparlanamadığı ve maalesef yine sıralamalarda 2017 yılına gelindiğinde ise ülke olarak 49. sıraya, şehir sıralamasında ise 133. sıraya gerilediği bilgisini üzülerek aktardık. Tüm bu süreçte; uluslararası kongre, toplantı, festival, spor organizasyonu, etkinlik ve fuarları büyük ölçüde kaybettiğimizi ve pazarın maalesef ulusala sıkıştığını, ulusal pazarda artan rekabetle birlikte uzayan vadeler, oldukça küçük kar marjları ve sektörün aldığı yaralarla zorlu bir süreç yönetimi içerisinde kendisini bulduğunu ilettik.” ifadelerini kullandı. Bakan Ersoy’un direktifleri doğrultusunda regülasyon sürecinin sektörün geleceği adına elzem olduğunun da ilettiklerine dikkat çeken Kurt, “Sayın Bakanımız, yurt dışındaki olası örnekleri de inceleyerek taslak çalışma hazırlamamız hususunda talimat vermiştir.” bilgisini paylaştı. IMP Başkanı ve SİTE Turkey Yönetim Kurulu Üyesi Feyhan Kapralı’nın da hazır bulunduğu toplantıda I-MICE Başkanı Hüseyin Kurt, Ankara ziyaretine ilişkin şu detayları paylaştı:
"Eylülde sektörümüz açılmazsa yok oluruz dedik" “Kongre, toplantı, etkinlik ve teşvik organizasyonları tarafında bir kapamanın söz konusu olmamakla birlikte maalesef kurumsal hayatta ve misafirlerimiz tarafında kapalı ve/veya organizasyon yapılamaz gibi algılandığını, bu tarafta başta söylem sonrasında genelge/yönerge desteği ile adım atılmaması durumunda
eylül ayı itibariyle sektörde ciddi mağduriyet olacağı bilgisini aktardık. Özellikle geçmiş senelerden aldığımız yaraları sarmakta güçlük çekerken, pandemi kaynaklı bu krizde eylül ayı itibariyle sektörün açılmaması ve/veya açılamaması durumunda sektörün yok olma ve uluslararası arenada rekabet etme gücünü kaybedeceği bilgisini arz ettik.
"Kitle turizminde ekonominin çarklarını çalıştırmak için hazırız" Aynı zamanda deniz, kum, güneş turizminde istenilen turizm hareketinin beklendiği ölçüde gerçekleşemeyeceği, özellikle Almanya başta olmak üzere AB ülkeleri tarafında tamamen ekonomik ve siyasi nedenlerle açılamayan kapıların kitle turizm tarafında ekonomimize istenilen katkıyı yapamadığı aşikar olup, MICE segmenti olarak eylül ayı itibariyle ekonominin çarklarını çalıştırmak ve ilgili katkıyı sağlamak adına tüm önlem ve tedbirlerle sektör olarak hazır olduğumuz bilgisini arz ettik.
"Etkinliklerin başlaması için bakanımızdan öncülük talep ettik" Sayın Bakanımızdan toplantı, motivasyon organizasyonları, kongreler, etkinlik ve fuarların bir an önce başlayabilmesi
hususunda öncü olmasını, yapacağı açıklama ve demeçlerde konuya değinmesini talep ettik. Sayın Bakanımız, konuyla ilgili ilgili toplantıda hazır bulunan Genel Müdür Timuçin Güler’e talimatlarını vermekle birlikte kendisinin de bundan sonraki konuşmalarında dile getireceği bilgisini paylaşmıştır.
KÇÖ’nün uzatılmasına ve etkinliklerin sigortlanmasına sıcak, home office uygulamasına soğuk… Hüseyin Kurt, açıklamalarının devamında kısa çalışma ödeneğinin (KÇÖ) minimumda yıl sonuna kadar sektöre soluk aldıracağını, bu sebeple uzatılmasının sektör tarafından hassasiyetle beklendiği bilgisini aktardı. Kurt, Ersoy'un ödeneğin uzatılması konusunda beyan paylaştığını ifade ederek şöyle devam etti: "2023 turizm strateji doğrultusunda MICE segmentinin uluslararası boyutta öneminin farkında olunduğu bu bağlamda I-MICE, MPI Turkey, Site Turkey derneklerine çalışma yapılması doğrultusunda talimat verilmiştir. Etkinliklerin sigortalanması hususunda yurt dışı örneklerinin araştırılması ve paylaşılması ile ilgili talimat verilmiştir. Sayın Bakanımız tarafından home office uygulamasına sıcak bakılmadığı bilgisi aktarılmıştır.”
restaurant 22 hotel & hi-tech
gündem
Mehmet Gem Soruyor:
"Turizm taşımacılığında da tam kapasiteye geçilecek mi? Acentalar otellerden kalan avansları geri alacak mı?"
İ
çişleri Bakanlığımızın korona virüs salgının başladığı dönemde virüsün hızını kontrol altında tutma amacıyla almış olduğu birtakım kararların geçen zaman içinde değişikliklere uğradığını hepimiz biliyoruz. Normal sürece geçiş döneminde alınan bir kararla tüm şehir içi çalışan toplu taşıma araçlarında ve personel servislerinde araç ruhsatında belirtilen yolcu taşıma kapasitesinin %50’si oranında yolcu kabul edileceği yönündeki talimat yürürlükten kaldırılmış olmasına rağmen şehirlerarası yolcu taşımacılığında uygulamanın herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Keza yine aynı süreçte Sivil Havacılık tarafından getirilen kararlar ile uçakların yüzde yüz kapasite ile yolcu taşıyabilme imkânı sağlanmıştır. Kısaca şehir içi yolcu taşımacılığı, ulusal ve uluslararası hava taşımacılığı kurallarında getirilen birçok esnekliğe rağmen şehirlerarası yolcu taşıma yönetmeliğine tabi tutulan turizm taşımacılığında kararlar esnetilmemiş ve %50 kapasite ile yerli, yabancı turist taşıma zorunluluğu devam etmiştir. Hal böyleyken yurt dışından veya yurt içinde sosyal mesafe kurallarından uzak uçuş gerçekleştiren, şehir içinde dolu araçlarla seyahat eden yerli, yabancı turistlerin transferleri ve günübirlik veya günaşırı turlarının hali hazırda eski sistem yarı kapasiteyle devam ettirmeleri pandemi sürecinde durma noktasına gelmiş işleri nedeniyle ciddi maddi sıkıntıda olan seyahat acentalarımıza ek maliyetler getirmektedir. Söz konusu insan sağlığıyken kuralların hem hava taşımacılığında hem şehir içi taşımacılığında hem de şehirlerarası taşımacılıkta aynı olması gerekirken, taşımacılık yönetmeliğinde
yapılan değişikliklerle bir kesime dolu kapasiteyle yolcu taşıma hakkı tanınırken, diğer bir kesim olan seyahat acentalarına bu hakkın tanınmamasının mantığı anlaşılamamaktadır. Turizm taşımacılığında kısıtlamaya gidilmesi, zaten kendini toparlamakta ve ayakta durmakta zorluk çeken acentalar için ciddi sıkıntı oluşturmaktadır. Hemen hemen her yerde uygulanan tam kapasite kullanımlı yolcu taşıma kuralının turizm taşımacılığında da kullanılması zorunluluk arz etmektedir. Bu çelişkili uygulamanın gerek İçişleri Bakanlığı gerekse Sağlık Bakanlığı’nın gözünden kaçmış olabileceğini düşünmekteyiz. Yukarıda izah edildiği üzere turizm taşımacılığında uygulanan yarı kapasite uygulamasının düzeltilmesi için ilgili bakanlık kurum ve kuruluşları tarafından tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.
Acentaların otellerden kalan avans alacakları hala ödenmiyor Diğer konu ise, otellere ön ödeme adı altında verilmiş nakit ve çek
avanslardır. Özellikle incoming ve kültür turu yapan acentalar tarafından sezon öncesinden otellere verilen bu avanslar bugüne kadar oteller tarafından iade edilmemesi nedeniyle seyahat acentalarımız ciddi mali sıkıntılarla karşı karşıya kalmıştır. Hali hazırda müşterilerine iade yapmakta zorlanan seyahat acentalarımızın otellerden geri alamadıkları avanslardan dolayı hem müşterilerine karşı hem de diğer partnerlerine karşı sorumluluklarını yerine getirememektedir. Durumun bu şekilde devam etmesi halinde birçok seyahat acentamızın iflaslarla karşı karşıya kalacağı aşikârdır. Kültür ve Turizm Bakanı ve yetkililerinin sektörün her iki sorununa el atması, taşıma ile ilgili İçişleri Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı, otellerde kalan avanslar ile ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı’nın yapacağı düzenleme ile iadelerin mümkün kılınarak, mevcut alacakların geri ödemesi için düzenleme yapılması gerekmektedir.
restaurant 24 hotel & hi-tech
gündem
Bakan Ersoy’dan Talimhane kültür sanatına destek! Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Beyoğlu Kültür Yolu projesi kapsamında Beyoğlu Talimhane Sahne kuruldu. Beyoğlu Talimhane Sahne’de gerçekleştirilecek kültür ve sanat etkinlikleri bölgeyi çekim merkezi haline getirecek.
T
olacak. Çok uzun yıllardır bugüne şahitlik etmeyi bekliyorduk” dedi. Talimhane’nin İstanbul’un parlayan yıldızı olduğunu söyleyen Eresin, İstanbul’a gelen turistlerin büyük bir bölümünün ilk tanıştıkları yerin ağırlıklı olarak Talimhane olduğunu söyledi. Eresin, “2-3 yıl öncesinde turizmde yaşanan sıkıntılı günlerde en çok etkilenen bölge Talimhane olmuştu. 2019 yılından itibaren en hızlı toparlanan ve yükselişe geçen bölge yine Talimhane oldu. Pandemiyle birlikte tüm turizm sektöründe olduğu gibi Talimhane otelleri de sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Bu günler de geride kalacak ve Talimhane 10 bini aşan yatak kapasitesiyle yine binlerce turistin konaklamasını ve ağırlanmasını sağlayacak. Talimhane İstanbul’un en önemli turizm bölgelerinden biri olma niteliğini sürdürecek” dedi.
C Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Beyoğlu Kültür Yolu Projesi’nin önemli ayaklarından biri olan ve Bakanlığın yanı sıra Beyoğlu Belediyesi ile Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) paydaşlığıyla kurulan Beyoğlu Talimhane Sahne hayata geçirildi. Beyoğlu Talimhane Sahne’de gerçekleştirilecek kültür ve sanat etkinlikleri bölgeyi çekim merkezi haline getirecek. Ağustos ayı boyunca 7 etkinliğe ev sahipliği yapacak Talimhane Sahne'de ilk etkinlik 8 Ağustos'ta sahnelenecek ‘Bir Nefes Dede Korkut’ tiyatro oyunu olacak. Beyoğlu Talimhane Sahne’nin sosyal mesafe şartları sağlanarak dün akşam gerçekleştirilen açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin’in yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. Beyoğlu Talimhane Sahne’nin açılışında İstanbul Devlet Modern Folk Müzik Topluluğu bir konser verdi ve davetlilere keyifli anlar yaşattı.
Bakan Ersoy’dan Talimhane desteği
Ersoy: “Beyoğlu İstanbul’un özü ve özeti”
Etkinlikte konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Beyoğlu'nun İstanbul'un özü ve özeti olduğunu belirterek, "Talimhane Sahne ve 8 Ağustos'ta başlayıp Eylül sonuna kadar devam edecek Beyoğlu Kültür Festivali ile İstanbul sosyal hayatının kalbi, opera ve baleden halk müziği ve tiyatroya uzanan bir sanat coşkusuyla atacak. Beyoğlu'nda yaptığınız bir yürüyüşte dili, kültürü, inancı birbirinden farklı nice hayatların içinde yol alırsınız. Bu toprakların medeniyet mirası bizlerle yaşamaya devam etmektedir. Üzerimize düşen görev, mirası varise ulaştırmak için korumaktır. Bunun en estetik ve zarif yolu ise kültür ve sanat etkinlikleridir. Açılışını yapmakta olduğumuz 147 kişi kapasiteli Talimhane Sahne ile Beyoğlu Kültür Festivali de bu düşünceden hayat bulmuştur" dedi.
Yıldız: “Talimhane artık sanatı, kültürü ve müziği de ağırlasın istedik”
Beyoğlu Belediye Başkanı Haydar Ali Yıldız da "Kültürün ve sanatın yaşaması, devam etmesi için yerel yöneticiler başta olmak üzere devletimize, milletimize, sanatçılarımıza hep birlikte destek olmamız gerektiğini düşünüyorum. Bizler
bu dönemde sanatın ve kültürün kalbi olan Beyoğlu'nda hem sanata ve kültüre bir destek hem de sanatçıya ve kültür insanlarına, sinema sektörüne her anlamda destek verebileceğimiz arayışlar içerisinde olduk” diye konuştu. Talimhane bölgesinin yerli, yabancı binlerce misafire ev sahipliği yaptığını belirten Yıldız, "İstedik ki insanları ağırlayan bu bölge artık sanatı da kültürü de müziği de ağırlasın. Sanat ve kültür de burada en yüksek bir dozda kendine yer bulabilsin" dedi.
Eresin: "Biz Talimhane'ye sonuna kadar inananlardanız”
TÜROB Başkanı Müberra Eresin ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’na destekleri için teşekkür ederek, "Biz Talimhane'ye sonuna kadar inananlardanız. Bu bir başlangıç
TÜROB olarak Talimhane’nin de Beyoğlu Kültür Yolu projesine dahil edilmesi yönünde Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan bir ricaları olduğunu vurgulayan Eresin, “Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy da desteğini esirgemedi ve Talimhane’nin proje kapsamına alınmasını sağladı. Bu nedenle kendisine teşekkürlerimizi sunuyoruz. Talimhane’nin yeniden düzenlenmesi konusunda büyük bir çaba gösteren Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın Haydar Ali Yıldız’a da teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Beyoğlu Kültür Yolu projesiyle İstanbul ile Türkiye'nin kültür sanat etkinliklerine ev sahipliği yapması hedefleniyor. Galata Kulesi’nde başlayan güzergâh Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi, Emek Sineması, Mısır Apartmanı Mehmet Akif Ersoy Müze Evi, Atlas Pasajı İstanbul Sinema Müzesi ve Taksim Camii Kültür Merkezi ile devam ederek Atatürk Kültür Merkezi ve Kültür Sokağı ile son buluyor.
restaurant 26 hotel & hi-tech
gündem / makale
AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO’su
Tezer Öner Aman tahsis edelim derken, tahriş etmeyelim! Tahsislerin verilişi ve kapsamına ilişkin değişiklik öncesi Kültür ve Turizm Bakanlığı devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerler, Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri, bu bölgelerin veya planlarla belirlenmiş alt bölgeleri ve turizm merkezlerinin içinde yer alan orman arazilerini yatırımcılara 99 yıla kadar tahsis edebiliyordu. Yapılan değişiklikle bakanlığın yatırımcılara tahsis edebileceği alanlar ‘kamu taşınmazları’ tanımı genişletilerek şöyle sıralandı: “Kamu taşınmazları: Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde veya dışında kalan ve kanun uyarınca bakanlığa tahsis edilen; Hazine’nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil harici yerler ile kapanan yollar ve yol fazlaları, devlet ormanı sayılan yerler ile Milli Parklar Kanunu ve Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilen yerler ve ayrıca, ormanlık alanlar üzerinde bulunan ve Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınan tesislerden konaklama amaçlı kullanılması mümkün olanlar ile devlet ormanları içinde sınırları Orman Genel
Müdürlüğü tarafından belirlenen ve üzerinde konaklama tesisi bulunan veya yapılması uygun görülen mesire yerleri”. Bu değişiklik çok taze olduğu için yatırımcılar ve tahsis alanlarının söz konusu olduğu belediyeler ile yerel halk tarafından henüz tepki almadı. Ancak bu genişletilmiş tanımın ortaya koyacağı bazı sıkıntıların da olacağı şimdiden görülmekte. Öncelikle ben bir yatırım danışmanı olarak, tek elde ve doğal olarak da Ankara’da bulunan bir idarenin mesela Ege’de minik bir alanın da büyük bir alanın da sorumluluğunu taşımasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Meşguliyet açısından ve doğru değerleme açısından çatışmalar doğacaktır. Ayrıca belediyelerin imar planlarında ve alt yapı hazırlıklarında yer almayan ve yatırım izni bir anda verilmiş olan yerler iş planlarında da sıkıntı oluşturacaktır. Bunun örneğini hastane yollarında yaşadık. Diğer taraftan tanımın genişletilmiş olması da ayrı bir sorundur. Ankara’daki biri için mera bir anlam ifade etmeyebilir. Ama Trabzon yaylalarında bir köylü için hayvancılık, et, süt ve tereyağ gibi gelir kaynaklarının olmazsa olmazıdır.
Hangi meranın vasıfsız olacağına kim karar verecek bu durumda? Bir de işin ekolojik tarafı var. Orman alanları, mesire yerleri, özel çevre koruma alanları ve milli parkların tanıma dahil edilmesi bir çevreci ve ekolojik yaşam destekçisi olarak benim içimde korku dalgaları oluşturuyor. Bugün bu kararı alanlar ve uygulayanlar iyi niyetli olsa bile, yarın bu işi yönetenlerin bu karar kapsamında nereleri yok edeceğini bilemeyiz. İklim hızla değişirken ve yeşil alanları arttırmamız gerekirken azaltacak kararlar almak gelecek kuşaklar adına ne kadar doğru, ileride değerlendirilecektir. Ama şu anda hissi olarak kesinlikle yanlış bulduğumu söyleyebilirim. Planlama ve alt yapı yatırımlarının belediyelerde olduğu ve il özel idareleri ile belediyelerin koordineli çalışmasının bölgesel faydalarını bildiğimiz halde bu bağı daha da koparmak ve merkezle belediyeler arasına böyle bir uçurum koymak yatırım süreçlerini kesinlikle olumsuz etkileyecektir. Her dönemde olduğu gibi deneyerek göreceğimiz bir süreç daha başlamış bulunuyor. Yatırımcılara ve turizm sektörüne hayırlı uğurlu olsun.
restaurant 28 hotel & hi-tech
gündem / makale
ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş İş Geliştirme Müdürü
Onur Ilhan
Üniversiteler ve Turizm: Taşı sık, suyu çıksın Süregelen küresel sıkışıklık, hayatın tüm alanlarını olduğu gibi eğitimi de etkiledi. Bu etkinin orta vadede eğitim anlayışlarını ve mecralarını da ciddi manada değiştireceğini söylemek yanlış olmaz. Böyle bir musibet olmasaydı, Cambridge Üniversitesi 2021 yazına kadar tüm dersleri online işleyeceğini açıklamayacaktı örneğin… On yılda gerçekleşecek olaylar birkaç aya sığdı. Tabii ki bu noktada kritik bir soru gündeme geliyor. Bir üniversiteyi uluslararası arenada ne iyi yapar? Mevcut ve mesleki bilgiye erişim, artık bu tarz bir listede aşağılarda olacaktır. Zira bu bilgiler sanal dünyada ve sahada herkesin öğrenebileceği şeyler. Yükseköğrenimdeki acımasız rekabette öne çıkmayı sağlayacak üç konu var. Bunların ilki yeni bilgi üretimi ve kullanımıdır; amiyane tabiriyle çeşmenin başını tutmaktır. İkincisi ise sunulan toplam deneyimdir. Üniversite kampüsü, etkinlikler, farklılaştırıcı unsurlar, çevrimiçi ve çevrimdışı imkanlar, kent ve ülke açısından namzet öğrencilerin ilgisi çekilebilmelidir. İşte buradaki yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımlar önümüzdeki dönemde
daha da önemli olacak. Üçüncü ve son konu da üniversitenin sunduğu kişisel ve kurumsal ilişki ağlarıdır. Doğru insanları tanımak ve doğru projelerde yer almak, insanın hayat çizgisini değiştirebilir. Ülkemizdeki duruma bakalım. Şu an 206 tane üniversitemiz (yaklaşık %65’i devlet, %35’i vakıf) ve sekiz milyona yakın öğrencimiz bulunmakta. Bunların 178.000’i uluslararası öğrenci. 2001 yılında bundan on kat az uluslararası öğrencimiz ve sadece 76 üniversitemiz vardı. Radikal bir artış olduğu aşikâr ama her şeyin planlı gittiğini söylemek pek de mümkün değil. Bunun yanında, hedeflere henüz ulaşılamamış olması 81 ile yayılmış yükseköğrenim ağımızın büyük bir ekonomik potansiyeli olduğu gerçeğini ise kesinlikle değiştirmiyor. Konunun turizm tarafında fark oluşturabilmek için iki noktaya yoğunlaşmakta fayda var. Birincisi fiziki imkanlar; kapsayıcı planlarla hayata geçirilecek turizm tesisleri, altyapı ve üstyapı yatırımları, diğer sosyokültürel ve ticari yapılar… İkincisi ise ilgili üniversite ve turizm yatırımcılarının
arasında sinerji kurulmasıdır. Turizmci, dersliklerde ve üniversite koridorlarında aktif olabilmelidir. Öğrencilere ve öğrenci yakınlarına göre dinlence ve eğlence konseptleri oluşturabilmek de büyük fark ortaya koyacaktır. Üniversitelerin daha fazla sayıda kısa ve uzun vadeli uluslararası öğrenci çekebilmek için atacakları her adım da turizm açısından bir kazanım olacaktır. Karşılıklı desteklerle bir kazan-kazan senaryosu oluşturulması işten bile değildir. Şimdilik kimsenin tam olarak tanımlayamadığı “yeni normal” de bu alanda kritik bir rol oynayacaktır. Kesin olarak bildiğimiz tek şey, eğitim ve turizmin insan hayatında her zaman merkezi bir konumda olacağıdır. Ne kadar ve ne şekilde değişlerse değişsinler… Vücudun suya ve ekmeğe, ruhun ve aklın da eğitim ve turizme ihtiyacı var. Eğitim ve turizmin bir araya geldiklerinde ortaya çıkardıkları çarpan etkisi de cabası. İşbu etkinin Türkiye’nin yumuşak gücüne, istihdamına ve sosyoekonomik kalkınmasına yapacağı katkı açıktır.
Haber: İHA
restaurant 30 hotel & hi-tech
gündem
Almanya, seyahat uyarısını kısmen kaldırdı Almanya, yeni tip korona virüs (Covid-19) nedeniyle Türkiye'ye yönelik uyguladığı seyahat uyarısını Antalya, İzmir, Aydın ve Muğla için kaldırdı.
A
lmanya, Türkiye'ye yönelik yeni tip korona virüs (Covid-19) nedeniyle uyguladığı seyahat uyarısını güncelledi. İHA’dan alınan habere göre, Almanya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Türkiye'ye uygulanan seyahat uyarısının düşük korona virüs vaka sayısına sahip Antalya, İzmir, Aydın ve Muğla için kaldırıldığı bildirildi. Açıklamada, Türkiye'nin Almanya'dan gelecek olan tüm yolculardan korona virüs test sonucuna yönelik belge isteyeceği de belirtildi. Öte yandan Almanya, Türkiye'nin aralarında bulunduğu 130 ülkeye yönelik seyahat uyarısında bulunmuştu. Söz konusu uyarı, 31 Ağustos'a kadar uzatılmıştı.
Antalyalı turizmcilerde Almanya heyecanı
Almanya Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesi üzerinden Türkiye’de Aydın, Muğla, İzmir ve Antalya illerindeki seyahat kısıtlamasını kaldıracağı yönünde yapılan açıklamanın ardından turizmciler büyük sevinç yaşadı.
Yücel: “Türk turizmi için oldukça güzel bir karar oldu”
Alanya Belediye Başkanı ve Alanya Turizm Tanıtma Vakfı (ALTAV) Başkanı Adem Murat Yücel, yaşanan gelişmenin sevindirici olduğunu söyledi. Yücel,“ Karar sadece Antalya ve Alanya için değil Türk turizmi için oldukça güzel bir karar oldu. Geç olsun, güç olmasın. Bu yıl elde edeceğimiz başarılar gelecek yıl için bize referans olacak. Elbette ki sezonun son dönemleri de yaklaşıyor. Haziran-Temmuz ayları geride kaldı, bununla beraber çok ciddi yoğunluk öngöremesek de bir yoğunluk olacaktır. Kararın ülke turizmine hayırlı olmasını arzu ediyor, şimdiden ülkemize gelecek turistlere sağlıklı tatiller diliyorum” dedi.
Sili: “Almanya ve Rusya bizim en önemli pazarlarımızdan”
Türkiye Turizm Geliştirme Ajansı (TTGA) ile Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi ve Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili, gelen açıklamaların sevindirici olduğunu söyledi.
Sili, “Temmuz ayı içerisinde Ukrayna’nın akabinde İngiltere’nin uçuşlarının başlamış olması daha sonra Ağustos’un 8’i itibariyle Polonya’nın ve 10’u itibariyle Rusya’nın başlayacak olmaları ve dün gelen Almanya’nın Türkiye’ye yönelik olarak 4 şehrimize seyahat uyarısını kaldırmış olması son derece sevindirici haberler. Almanya ve Rusya bizim en önemli pazarlarımızdan, ana kaynak pazarlarımızdan. Tabi bundan sonraki süreçte bizim bugüne kadar yapmış olduğumuz uygulamalar, sertifika süreci, genelgeye bağlı olarak yapmış olduğumuz uygulamaların çok doğru takip edilmesi ve ciddi olarak uygulanması gerekiyor. Çünkü biliyoruz ki seyahat uygulaması kaldırılmış ülkelerin daha sonra kapandığı da bir gerçek. Bu noktada yapacağımız çalışmanın ve göstereceğimiz performans hem bu senenin devamında hem 2021’e yönelik olarak alacağımız satışlarda bizim için çok ciddi avantaj oluşturacak” diye konuştu.
“Bu noktada hakikaten çok ciddi çaba gösterildi”
İç pazarın yanı sıra Rusya ve Almanya’nın en önemli pazarlardan ikisi olduğunu hatırlatan Sili, “Bu süreçten buradan gelecek sayılardan ziyade pazarların devreye girmiş olması son derece önemliydi. Bu noktada da hakikaten çok ciddi çaba gösterildi. Konuyla alakalı başta
sayın Dışişleri Bakanımız Çavuşoğlu olmak üzere sayın Kültür ve Turizm Bakanımız Ersoy ve paydaşlarına ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Bu süreçte bu konuyla alakalı olarak yine ciddi çaba gösteren sivil toplum kuruluşları, turizm profesyonelleri ve uygulamaları hakkıyla yerine getiren tesislerimizle işletmelerimiz ayrı bir teşekkürü hak ediyorlar. Bu noktada her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Dahaoğlu: “İmajımız anlamında genel olarak isabetli bir karar” Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) ve ALTAV Başkan Yardımcısı Mehmet Dahaoğlu, Alman vatandaşlarının yoğun ilgisi olacağını belirterek şunları söyledi: “Bu haber uzun süredir beklediğimiz güzel bir sürpriz. Alman vatandaşlarının yoğun ilgisi olacağını düşünüyorum. Kendi araçlarıyla uzun yol yaparak gelen gurbetçi vatandaşlarımızın ardından, Almanlara da uyarının kalkması, imajımız açısından çok olumlu. Dönüşte test yapma zorunluluğu olması, turist için ekstra maliyet demek. Ancak bunun çok caydırıcı olacağını sanmam. 2021’e kalmadan test edilmiş olacağız ve bizim için bir deneme yılı olacak. İmajımız anlamında genel olarak isabetli bir karar, hayırlar getirsin tüm Alanya’ya.”
restaurant 32 hotel & hi-tech
yeni yatırımlar
RadIsson, İstanbul’un tarihi bölgesinde iki yeni otel açıyor Radisson Hotel Group, açtığı iki yeni otelle İskandinav esintili üst segment markası Radisson’u Türkiye’de büyütmeye devam ediyor. Radisson Hotel İstanbul Sultanahmet ve Radisson Hotel President Beyazıt İstanbul, şehrin tarihi ve turistik merkezinde hizmet sunmaya başladı.
T
ürkiye’deki güçlü büyümesini faaliyette ve yatırım aşamasında 30 otel ve 4.500’den fazla odayla sürdüren Radisson Hotel Group, önümüzdeki 3 - 5 yıl içinde bu sayılarını 50’den fazla otele ve 10.000 odaya çıkarmayı hedefliyor. Halen 16 oteliyle İstanbul’un lider otel operatörleri arasında yer alan grup, Türkiye’de Radisson Collection, Radisson Blu, Radisson ve Park Inn by Radisson olmak üzere dört markasıyla faaliyetlerini sürdürüyor. Kapalıçarşı, Ayasofya ve Topkapı Sarayı’na yakın konumlarıyla öne çıkan bu iki yeni otel, Avrupa ile Asya’yı buluşturan bu ikonik şehri yansıtacak şekilde modern ve tarihi Türk kültürünü harmanlıyor. Şehrin önemli kültürel merkezlerine ve gastronomi destinasyonlarına yakın mesafedeki oteller, misafirlerine İstanbul'un muhteşem lezzetlerini, manzaralarını ve seslerini deneyimleme fırsatı sunuyor. Şehrin en ünlü tarihi mekanlarından Kapalıçarşı eşsiz bir alışveriş deneyimi yaşatırken Mısır Çarşısı, 80'den fazla baharat mağazası ve yüzlerce farklı baharatıyla Türkiye'nin renklerini ve lezzetlerini yansıtıyor.
Yıldırımlar: “Portföyümüzü genişletmek için sabırsızlanıyoruz”
Radisson Hotel Group Orta ve Doğu Avrupa, Rusya ve Türkiye Bölgesi Başkanı Yılmaz Yıldırımlar yeni yatırımlarına dair şunları söyledi: “İstanbul’un en yüksek talep gören tarihi bölgesinde iki yeni otel açmaktan
gurur duyuyoruz. İstanbul’un eşsiz kültürel geçmişinin ve sayısız cazibe merkezinin yanı sıra devam eden yatırımlarımız ve genişlememiz de Türkiye’nin Radisson Hotel Group için önemli gelişme pazarlarından biri olarak önemini vurguluyor. Türkiye’deki otel portföyümüzü daha da genişletmek için sabırsızlanıyoruz.” Radisson Hotel Istanbul Sultanahmet, şehrin tarihi surlarının tam yanındaki konumundan Marmara denizinin görkemli manzarasına bakıyor. Sayısız tarihi ve turistik cazibe merkezine ev sahipliği yapan Sultanahmet, İstanbul’un antik ruhunu yaşamak açısından seçkin bir bölgede yer alıyor. Eski şehir surları boyunca yürümek, tarihi çarşıları keşfetmek veya Osmanlı döneminden kalma camilerin huzurunu hissetmek olsun İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nda her zaman yapılacak bir şeyler bulunuyor. Radisson Hotel Istanbul Sultanahmet, 28 şık tasarımlı odasında konaklama imkanının yanı sıra misafirlerine Anadolu yemeklerinin servis edildiği Şömine Restaurant veya deniz manzaralı ve süs havuzlu Marmara Cafe & Bar’da lezzet deneyimleri de sunuyor. Toplantı ve etkinlikler için ise 19. yüzyıl Osmanlı Fransız tarzı toplantı salonu ve tarihi balo salonu, lüks düğün, davet ve kutlamalar için mükemmel mekanlar sunuyor. Radisson Hotel President Beyazıt Istanbul, bu canlı ve dinamik metropolün en tarihi
destinasyonlarından bazılarına ev sahipliği yapan Beyazıt semtinde konumlanıyor. Müzeler, kiliseler, saraylar, çarşılar ve doğal güzellikler gibi sayısız kültürel cazibe merkezi, otele yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Radisson Hotel President Beyazıt İstanbul’da gri ve bej tonlarda şık ve sofistike tasarımlı toplam 201 çağdaş oda ve süit yer alıyor. Otelin beş restoran ve barı, dünya mutfaklarından seçeneklerin yanı sıra Türk mutfağından örnekler de sunuyor. Misafirler, panoramik deniz manzaralı modern fitness merkezinde spor yapabilir, şehirde uzun bir günün ardından yüzme havuzu, buhar odası ve yerel geleneklerden ilham alan uygulamaların sunulduğu sağlık kulübünde enerji depolayabilirler. Otelin dört toplantı salonu ve 370 metrekarelik balo salonu dahil iki etkinlik mekanında 50’ye kadar katılımcı için toplantılar ve 350'ye kadar misafir için etkinlikler düzenlenebilir. Radisson Hotel İstanbul Sultanahmet ve Radisson Hotel President Beyazıt İstanbul, dünyanın lider gözetim, denetim, test ve belgelendirme kuruluşu SGS tarafından yürütülen Temizlik ve Dezenfeksiyon Değerlendirmesini başarıyla tamamladılar. Bu bağımsız sağlık ve güvenlik değerlendirmesi, Radisson Hotels Güvenlik Protokolü’nde belirtilen tüm temizlik, dezenfeksiyon ve güvenlik önlemlerinin uygulandığını teyit ediyor.
Bebek Hotel’in restoran ve roof’u yenilendi Boğaz’ın simgesi Bebek Hotel’in yenilenen restoran ve roof’u; panoramik İstanbul manzarası, keyifli müzikleri ve zengin lezzetlerin sunulduğu menüleriyle şık ve konforlu buluşmalara ev sahipliği yapıyor.
G
eçmişten günümüze unutulmaz anılara ev sahipliği yapan Bebek Hotel, yenilen dekorasyonuyla misafirlerini ağırlıyor. Restoran ve Roof Bar’ının yeni ambiyansı; yaz mevsiminin yalın ve marin ruhunu yansıtıyor. Açık alanlara sahip restoran ve roof barının eşsiz ortamı ile fark oluşturan otel, menülerindeki yenilikle de dikkat çekiyor. Sabah buluşmalarına hem geleneksel hem de sağlıklı kahvaltı menüsüyle eşlik ederken, öğlen ve akşam buluşmalarında da geleneksel lezzetlerin modernize yorumları, deniz mahsulleri ağırlıklı çeşitleriyle, yazın deniz esintisini sofralara taşıyor. Bebek Roof Bar ise, atıştırmalıkların öne çıktığı menüsünde Meksika, Uzakdoğu ve İtalyan mutfaklarına da yer veriyor. Geniş kokteyl seçeneklerinin yanı sıra imza kokteyllere de sahip olan Bebek Otel, yeni, zengin, yerel malzemeler kullanılarak özenle hazırlanan lezzetleriyle misafirlerini ağırlıyor. Seçkin müzik listeleriyle ambiyansını
renklendiren Bebek Otel, şehrin en çok tercih edilen buluşma noktası olarak özel anlara ev sahipliği yapıyor.
The Stay Hijyen Önlemleri Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın belirttiği önlem ve
protokollerle birlikte The Stay Otelleri’nde alınan hijyen önlemleri; misafirlerin sağlık, huzur ve konforunu düşünerek yenilenmiştir. Tüm personelin düzenli sağlık kontrollerinden ve testlerinden geçirildiği The Stay Otelleri’nde; lokanta ve bar gibi ortak alanların yanı sıra özel kullanımlı misafir odalarında; uluslararası standartlarda hijyen önlemleri alınıp, düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Mal kabulündeki hijyen kurallarından, ortak alanların temizlik frekansı ve şekline, kullanılan temizlik ürünlerinden, sosyal mesafeyi mümkün kılmak için kullanılacak teknolojik çözümlere kadar hijyen ve sağlık konusunda danışmanlık alan The Stay Otelleri, tüm hijyenik önlemleri için (temassız ateş ölçümü, dezenfektan noktaları, dezenfeksiyon kullanımı vs.) özel personel görevlendirip, tüm personel için eğitim düzenlemektedir.
restaurant 34 hotel & hi-tech
iş’te kadın
Nihan Sıcakkanlı “Turizmden kopamayacağıma çok emindim, öyle de oldu…”
A
rtaş Grubu Turizm Yatırımları bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul ve Radisson Residences Vadistanbul’un Genel Müdürü. Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunu. 2010 yılından bu yana turizm-otelcilik sektörünün içinde. “Çok sosyal ve dışa dönük bir çocuktum. Aslında turizmci olmak gibi bir hayalim yoktu ama insana yönelik ve iletişime dayalı bir meslek seçeceğim konusunda çok nettim.” diyen Nihan Sıcakkanlı ile iş yaşamının kilometre taşlarından hedeflerine, Artaş Turizm Grubu çatısı altındaki sorumluluklarından turizmde kadın olmaya dair pek çok konuyu konuştuk.
Nihan Hanım, öncelikle sizi kısaca tanımak istiyoruz. Nerede, nasıl bir ailede büyüdünüz, idealleriniz neydi, eğitim hayatınızın şimdiki Nihan Sıcakkanlı olmanızdaki etkisi ne oldu? Her zaman çok sosyal ve dışa dönük bir çocuktum. Aslında, turizmci olmak gibi bir hayalim yoktu ama insana yönelik ve iletişime dayalı bir meslek seçeceğim
konusunda çok net olduğumu söyleyebilirim. Lisede hayalim sosyolog olmaktı ve bu nedenle lisans eğitimimi Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamladım. Üniversitede okurken, psikoloji ve felsefe merakım başladı ve bu alanda formasyon aldım. Aldığım bu eğitimlerin iş hayatım boyunca, özellikle mevcut pozisyonumda empati kurma, çözüm üretme, kriz yönetimi gibi konularda çok ciddi faydasını görüyorum. Ailemde ve çevremde çok sayıda turizmci olması nedeniyle kendimi turizm sektöründe buldum diyebilirim.
Turizmci olma fikrine kadar hangi yollardan geçtiniz? Bize çalışma hayatınızın kilometre taşlarını anlatabilir misiniz? Öğrenimini gördüğüm sosyoloji bölümü, çok geniş bir çalışma alanı sunuyor. Hem üniversite sırasında hem de mezun olduktan sonra birkaç farklı sektörde deneyimlerim oldu. Sonrasında yabancı dilimi geliştirmek için Londra’da eğitim aldım ve ardından Türkiye’de uluslararası ve
lokal olmak üzere hemen hemen tüm otellerin teknoloji, bakım-onarım ve yazılım sağlayıcısı Protel’in satış departmanında göreve başladım, bu sürecin benim için bir okul olduğunu söyleyebilirim. Çalışma süresi boyunca birçok otelin satış, ön büro, muhasebe departmanlarından F&B’ye kadar hemen hemen tüm birimlerde çalıştım. Oteldeki bütün departmanları tecrübe etmek ve İstanbul’daki birçok otelin açılışına şahit olmak benim için oldukça heyecan vericiydi. Artık, bu sektörden kopamayacağıma çok emindim ve öyle de oldu. Protel’den sonra meslek hayatıma, Artaş Grubu Turizm Yatırımları bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul ve Radisson Residences Vadistanbul’da devam ediyorum. Süreç ise şu şekilde gelişti, Radisson Hotel Group bünyesinde bulunan Radisson Blu markasının ilk rezidans projesi açılışında satış ve pazarlama direktörü olarak yer aldım. Bu süreçte açılış ekibi olarak kısa sürede çok güzel işler başardık ve özellikle
rezidans yönetimi ve satışı konusunda sektöre öncülük ettik. Bu dönem benim için de birçok açıdan öğretici ve kendimi geliştirebileceğim bir dönem oldu, kendi adıma paha biçilemez tecrübeler ve deneyimler edindim. Orada edindiğim bilgi birikimi ve tecrübenin ardından grup bünyesindeki yeni marka olan Radisson Residences Vadistanbul’a geçtim.
Artaş Grubu ile nasıl tanıştınız? Radisson Residences Vadistanbul Genel Müdürlüğü teklifi nasıl geldi? Bu pozisyona ilave olarak yakın bir zamanda Radisson Blu Hotel, Vadistanbul Genel Müdürlüğü görevi de size verildi, süreci anlatır mısınız? Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Sayın Recep Arifoğlu ile Protel’ de çalıştığım dönemden tanışıyorduk. Grup otellerinden biri olan Radisson Blu Hotel Kayseri’nin açılışında, birlikte daha yoğun çalışma şansına sahip oldum. Az önce belirttiğim gibi, Radisson Hotel Group bünyesinde bulunan Radisson Blu markasının ilk rezidans projesi açılışında satış ve pazarlama direktörü olarak yer almıştım. Orada edindiğim bilgi birikimi ve tecrübenin ardından, grup bünyesindeki Radisson Residences Vadistanbul’a Genel Müdür olarak atandım. Sonrasında Radisson Blu Hotel Vadistanbul’un da genel müdürlük sorumluluğunu devraldım ve halen iki tesiste görevime severek devam ediyorum. Hem otel hem residence olarak, geçtiğimiz yılı nasıl geçirdiniz? Doluluklar nasıldı, hangi pazarlardan misafirleri ağırladınız? Radisson Blu Hotel Vadistanbul ve Radisson Residences Vadistanbul, İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen Vadistanbul’un bünyesinde yer alıyor. İstanbul’un Maslak, Nişantaşı, İstiklal Caddesi gibi merkezlerinin alternatifi olarak geliştirilen Vadistanbul’un oteli, residencesi, AVM’si, ofisleri ve konutlarıyla gündüz nüfusu yaklaşık 40 bin kişiyi buluyor. Birçok ilklere imza atılan projede, ülkemizin ilk havarayı da Vadistanbul’da hayata geçirildi ve şehrin metro ağına doğrudan özel bağlantı
sağlandı. Yeni havalimanına yakın bir noktada konumlanan Vadistanbul projesi, TEM ve E-5 otoyollarına da kolay ulaşım imkanıyla da dikkatleri çekiyor. Otel ve residence olarak, yerli ve yabancı uzun dönem konaklama ihtiyacı olan misafirlerle beraber, iş ve eğlence amaçlı kısa dönem konaklama ihtiyacına da cevap veriyoruz. Yanı başımızda yer alan Maslak, Levent ve Kağıthane’ye olan yakınlığımız ve İstanbul Havalimanı’na yalnızca 30 km mesafede bulunan konumumuz ile özellikle iş amaçlı seyahatler için tercih sebebi oluyoruz. 2019 yılı, hem otelimiz hem rezidans olarak açılış senemiz olmasına rağmen verimli ve hedeflere ulaştığımız bir yıl oldu. İç pazarın yanı sıra, Amerika, Avrupa ülkeleri, Ortadoğu, Uzakdoğu ve Rusya dahil dünyanın dört bir yanından misafir ağırladık. Geçtiğimiz yıl ülke genelinde olduğu gibi rezidansımızda ise, özellikle yaz aylarında doluluğun büyük bir kısmı Ortadoğulu misafirlerimiz oluşturdu.
2020’ye nasıl girdiniz, ocak-şubat ayları nasıl geçti? Mart ayıyla birlikte ilan edilen pandemi sürecinden ve genel anlamda, Covid-19 salgını etkisinde, otel ve residence olarak yıl kapama tahminleriniz ne olur? Bu yıla çok güzel başladık. Ocak, şubat ve mart aylarını hedeflerimizin üzerinde tamamladık. Ancak, Dünya Sağlık Örgütü (WTO)’nün mart ayında pandemi ilan etmesiyle birlikte, tüm dünya gibi bizler de bu salgından olumsuz etkilendik. İleri tarihe ertelenen organizasyonlarımız, düğünlerimiz oldu. Bu zorlu süreçte, grubumuz için çok değerli olan ekibimizle, otel ve residence olarak hizmetlerimize hiç ara vermeden devam ettik. Önceliğimiz, misafirlerimizin, çalışanlarımızın ve iş ortaklarımızın sağlık, emniyet ve güvenliğini sağlamak oldu. Bu amaçla dünyanın lider gözetim, denetim, test ve belgelendirme kuruluşu SGS ile iş birliği içinde olarak “Radisson Hotels Güvenlik Protokolü’’ adlı yeni
restaurant 36 hotel & hi-tech
iş’te kadın
bir derinlemesine dezenfeksiyon programını devreye aldık. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından organize edilen ve komisyon içerisinde Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu ile ilgili Bakanlıklar ve kurumların da bulunmuş olduğu Güvenli Turizm Sertifikasını almaya hak kazanan ilk turizm işletmeleri arasında yer aldık. Haziran ayındaki yeni normalleşme sürecinin başlaması ile bizler de tesislerimizde misafirlerimizi konuk etmeye başladık. Ülkemizde ve dünyada uygulanan seyahat kısıtlamaları ve zorunlu karantina uygulamalarının azalması ile sektörümüzün canlanacağını umuyoruz ve öngörüyoruz. Dünyamızın ve insanlığın bir an önce bu süreci atlatıp, yeniden eski yoğun günlerimize dönmesini diliyoruz.
Krizin olumsuz etkilerine rağmen grup yatırımlarıyla alakalı güzel gelişmeler de var. Artaş Grubu yatırımlarında neler oluyor, bir de sizin ağzınızdan dinleyebilir miyiz? Oteller 7/24 yaşayan yerler, bu nedenle sonsuz deneyim yaşama imkanımız var. Çoğu zaman çok yorucu olduğunu kabul ediyorum. Ama karakterim gereği bu dinamizm beni her zaman canlı tutuyor ve işe her gün aynı motivasyonla gelmemi sağlıyor. Artaş Grubu olarak, misafir memnuniyetini her zaman ön planda tutuyoruz ve istisnasız her misafirimizin unutulmaz deneyimlerle otellerimizden ayrılmasını hedefliyoruz, bunun için ekip olarak çok çalışıyoruz. Bize gelen olumlu geri dönüşler, emeklerimizin karşılığını aldığımızı gösteriyor, bu da beni ve ekibimizi inanılmaz mutlu ederek, daha da başarılı olmak için motive ediyor. “Globaldeki başarımızı ekibimize ve her yaptığımız işten keyif almaya borçluyuz” Nitekim sizin de belirttiğiniz üzere, dünyanın en önde gelen rezervasyon sistemlerinden Booking.com kanalıyla otelde konaklayan misafirlerin oyları ile belirlenen listeye göre, Radisson Residences Vadistanbul, dünya sıralamasında 7. sırada yer alarak, ilk 10’daki otellerin arasına yerleşen tek residence oldu. Aynı listede, zirvede olan otel, grubumuzun Kayseri’deki oteli oldu. Radisson Blu Hotel Kayseri
“Hayatta hiçbir şeyden pişmanlık duymadım, yaşadığım her şeyin bir sebebi olduğuna, her olumsuz tecrübenin bana bir şeyler kattığına ya da gelecekte yaşanacak başka bir zorluğa hazırladığına inanıyorum. Yaşadığım her tecrübenin beni ben yapan unsurlar olduğunu düşünüyorum.” 9.5 puan ile dünyadaki tüm Radisson markalı oteller arasında ilk sıraya yerleşti. Grup bünyesindeki otellerimiz, müşteri memnuniyetinde dünyadaki lider turizm tesisleri arasında bulunuyor. Global çapta elde ettiğimiz başarılarımıza bakınca, bence başarımızın sırrı, enerjik, pozitif ve yeniliklere uyum sağlayabilen ekiplerle çalışmaktan ve yaptığımız her işten keyif almaktan geçiyor.
Malum, geleneksel bir toplum beklentisi olarak kadının evde de önemli görevleri söz konusu. Peki iş-aile-ev üçgenini nasıl dengeliyorsunuz? Biraz da özel hayatınızı, özel zevklerinizi konuşalım mı? İşim ve karakterim gereği biraz kuralcı bir insan olduğumu, bu yönümün ev hayatıma da yansıdığını söyleyebilirim. Tıpkı işte olduğu gibi, evde de her şey bir düzen ve sistematik içerisinde.
Düzenli, disiplinli, kuralcı olan bu halim, aldığım eğitimler ve insan ilişkilerindeki başarım ile birleşince, ortaya başarıya odaklı ve bu başarıyı eğlenerek elde eden bir yaşam modelini ortaya çıkıyor. Tabii buradan hem anne hem de iş kadını olmanın çok kolay olmadığını da itiraf edeyim. Az önce de belirttiğim gibi, iş yaşantımda düzenli ve planlı olmam, özel hayatımı daha rahat yönetmemi sağlıyor. Bu dengeyi sağlamada ve korumada, en büyük desteği eşimden görüyorum. 5 yaşında bir oğlum var ve sınırlı olan boş vaktimin büyük bir bölümünü ona ayırıyorum. Onunla vakit geçirmek, oyunlar oynamak, sohbet etmek bana hem enerji veriyor hem de hayata karşı daha pozitif olmamı sağlıyor. Eşim de oğlumun öz bakımı dahil olmak üzere onu yetiştirmede kendimi hiçbir konuda yalnız hissettirmiyor ve bana sosyalleşmek, sevdiklerimle vakit geçirmek için alan bırakıyor. En büyük hobim ise, vakit buldukça resim yapmak ve sanat galerilerini gezmek. Yeni sanatçılar tanıyarak, onların dünyalarını anlamaya ve hissetmeye çalışmak, bana yeni bakış açıları kazandırarak, ufkumu genişletiyor. Pandemi öncesi, eşimle beraber dünyayı keşfetmek ve farklı lokasyonlarda farklı kültürleri deneyimlemek, kendimizi yenilememizi sağlıyordu. Umarım, bol bol seyahat ettiğimiz günlere en kısa zamanda geri döneriz.
Erkek egemen bir sektörde kadın yönetici olmak üzerine neler söylersiniz? Kadınlar doğası gereği çok yönlüdür ve kadının özünde olan üretkenlik, çok yönlülük, özellikle içinde bulunduğumuz turizm sektöründe kadınların birçok kademede yer almasını ve başarılı olmasını sağlıyor. Ne yazık ki, buna rağmen TÜİK verilerine göre sektörümüzde kadın yönetici oranı hala sadece %9.33. Bu da özellikle sektörümüzde alınacak uzun bir yolumuzun olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda, uluslararası otel zincirlerinin kadın istihdam etme konusunda sektöre liderlik etmesi, geleceğe daha iyi bakmamızı sağlıyor. Özellikle, Artaş Grubu, sektörde kadın
istihdam edilmesine yönelik önemli adımlar atıyor, öncülük ediyor ve kadınların önünü açıyor. Ben de kadın çalışanlarımın yöneticilik yolunda yanında olmaya ve onlara naçizane yol göstermeye çalışıyorum.
Hayatınızda bundan sonra neler olsun istiyorsunuz? İleriye dönük planlarınız var mı? Sektörel olarak benim ve meslektaşlarımın beklentisinin, en kısa sürede ülkemizin ve tüm dünyanın yaşamış olduğu pandemiden kaynaklı
bu üzücü durumu en az kayıpla atlatıp, eski yoğun günlerimize geri dönmek olduğu bir gerçektir. Bireysel olarak hayalimin ise, kısa vadede tecrübelerim ve kişisel özelliklerimin de yardımıyla bağlı bulunduğum Artaş Grubu’na değer katmak ve uzun vadede ise yöneticisi olduğum Radisson Blu Hotel Vadistanbul ve Radisson Residences Vadistanbul’ un dünyada misafir memnuniyeti ve hizmet kalitesiyle ile tanınan oteller arasında yer almasına devam etmesini sağlamak olacaktır.
restaurant 38 hotel & hi-tech
marka
Bar kokteyl ünitelerinde işletmelerin tercihi
Kayalar Mutfak Yenilikçi ve öncü kimliğiyle 1957 yılından bu yana endüstriyel mutfak sektörünün lider firmaları arasında yer alan Kayalar Mutfak, günümüzde işletmelerin tercihi haline gelen bar kokteyl üniteleri üretimine başladı.
İ
şletmelerin tercihleri ve teknolojik gelişmeler doğrultusunda endüstriyel mutfak sektörü de her geçen gün kendini yenilemeye devam ediyor. Sektördeki gelişmeleri ve talepleri yakından takip eden Kayalar Mutfak, bu doğrultuda çalışmalarına devam ederek yeni ve fonksiyonel ürünleri ile Horeca sektörünün tercih edilen firmaları arasında yer alıyor.
Birçok fonksiyonu bir arada sunuyor Günümüzde işletmelerin tercihi haline gelen bar kokteyl ünitelerinin üretimine başlayan Kayalar Mutfak, bar kokteyl üniteleri ile
kullanıcılarına birçok fonksiyonu bir arada kullanabilme olanağı sağlıyor. Polietilen yüzey üzerinde kullanıcı kesim işlerini kolaylıkla gerçekleştirebiliyor. Buz haznesi ve gn küvet haznesi, kullanımda pek çok alternatife olanak sağlıyor. Tüm kenarlar ve ara bölücülerde kullanılan çift cidar izolasyonun daha sağlıklı olmasına imkan veriyor. Bünyesinde barındırdığı şişe rafı sayesinde kullanıcı ihtiyacı olan malzemelere kolaylıkla ulaşabiliyor. Ürün ayrıca işletmenin ihtiyacına göre tezgah tipi ve soğutucu üstü olarak üretilebiliyor.
Dünyada ve ülkemizde teknoloji ve ihtiyaçlar günden güne değişerek ve gelişerek farklılık gösteriyor. Bu değişim ve gelişim her sektörde olduğu gibi endüstriyel mutfak sektöründe de yenilikler yapılması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Kayalar Mutfak 1957'den beri olduğu gibi günümüzde de bu yeniliklerin öncüleri arasında yer almaya devam ediyor.
restaurant 40 hotel & hi-tech
marka güncel
Bosch Termoteknik eğitimleri devam ediyor Bugüne kadar yaptığı eğitimler ile ısıtma, soğutma ve havalandırma sektöründeki yetkili servis, yetkili bayi, teknik meslek liseleri gibi birçok paydaşına fayda sağlayan Bosch Termoteknik Akademi, Covid-19 salgını sürecinde de sanal sınıflar aracılığıyla eğitimlerine ara vermeden devam ediyor. Bosch Termoteknik, 2020 yılının ikinci çeyreğinde sanal sınıflarda 681 çalışanına iç eğitim, 1.352 iş ortağına ise ürün eğitimi gerçekleştirdi. Eğitimlerde konu anlatımından sonra soru-cevap bölümüne de yer verildi. “Bilgi Paylaştıkça Çoğalır” mottosunu benimseyen, her zaman ve her koşulda gerek çalışanlarının, gerekse iş ortaklarının bilgilerini güncel tutmayı hedefleyen Bosch Termoteknik Akademi eğitimleri önümüzdeki süreçte de devam edecek.
Tasarım bütünlüğü Günümüzde tıpkı salonlar, oturma odaları gibi banyolarda da stilimizi yansıtan en şık tasarımları, en konforlu modelleri arıyoruz. Banyoda geçirilen zaman artık yalnızca zorunluluk ile kısıtlı değil. Banyolarımız günün yorgunluğunu attığımız, rahatlamak için bazen uzun zamanlar geçirdiğimiz adeta birer spa gibi dinlenme alanı haline geliyor. Mükemmel bir tasarım çizgisine sahip Bold Koleksiyonu Seramiksan Vitrifiye ailesinin en yenilerinden. Lavabo alternatifleri ve monoblok modülü, bide ve klozet çeşitliliği ile tüm ihtiyaçlara çözüm sağlayarak banyonuzu kişiselleştirmenize yardımcı oluyor. Kendi stilinizi Seramiksan imzasıyla banyolarınıza da yansıtın.
Bu gurur tüm çalışanlarımızın! İstanbul Sanayi Odasının (İSO) ‘Türkiye'nin ilk 500 Büyük Sanayi Kuruluşu' araştırmasının 2019 yılı sonuçları açıklandı. 2014 yılından beri Türkiye’nin en büyük sanayi kuruluşları arasında yer alan Simfer 2018 yılında 350. sıradaydı. Simfer, yükselişini 2019 yılında da sürdürerek 314. sıraya yükseldi. Simfer Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Ustaoğlu “Bugün, 1977’den beri yaptığımız yatırımların ve Ar-Ge çalışmalarının sonuçlarını yaşıyoruz. Her geçen gün istikrarla büyüyoruz. Çalışanlarımızın emeği ve tüketicilerimizin desteğiyle Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde 314. olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu gurur bizimle birlikte tüm çalışanlarımızın.” dedi.
Hotel & Marine uzmanları bu zirvede toplanacak 26 Ağustos 2020 tarihinde Yiyecek & İçecek endüstrisinin fikir liderleri, RATIONAL tarafından başlatılan “Yeni Konukseverlik” adı altında ilk dijital Uzman Zirvesi için toplanacak. İnovatif dijitalleşme ve sürdürebilirlik zirvede tartışılacak kilit konu olacak. Üst düzey konuşmacılar sadece bilgilerini paylaşmakla kalmayacak, sunumlarından sonra sanal bir forumda tartışma ve sorulara da açık olacaklar. Ayrıca katılımcılar karşılıklı diyologlar gerçekleştirecek ve daha sonraki bir tarih için randevu alma imkanına da sahip olacaklar. RATIONAL Kıdemli Uluslararası Kurumsal Müşteriler Direktörü Nicolas Makowski etkinlik kavramını “Alışılmadık zamanlar, olağan dışı faaliyetler gerektiriyor” diye tarif ediyor. Konferans dijital bir platformada gerçekleştirilecek olmasına rağmen, klasik bir ticaret fuarına benzer şekilde –sunumlara, ürün tanıtımlarına, bilgi alışverişine ve yeni bağlantılar oluşturmaya olanak tanıyacak. Makowski, “Dünyanın her yerinden müşterilere katılma fırsatı vermek adına etkinliği iki farklı zamanda yapacağız. Dijital ön hazırlıkların avantajı, hiçbir kısıtlamamızın olmaması ve dünya çapında katılımın mümkün olmasıdır.” diyor. Uluslararası zaman farkından kaynaklanabilecek sıkıntı yaşamamak için, Uzman Zirvesi her biri yaklaşık üç saat süren iki farklı zaman diliminde gerçekleşecek. Her bir etkinlik aynı içerikten oluşacak ve aynı konuşmacılara sahip olacak.
Ege Seramik’e ‘Green Squared Belgesi’ Tasarım sürecinden başlayarak, ürünlerinin yaşam döngüsü boyunca tüm aşamalarında oluşan olumsuz çevresel etkiyi minimize eden Ege Seramik, bu bilinci tüm çalışanları ile sürdürülebilir kıldığı için Green Squared belgesi almaya hak kazandı. Ege Seramik tüm dünyada toplamda 18 firmanın sahip olduğu, Green Squared belgesini Türkiye’de almaya hak kazanan ilk ve tek Türk firması oldu. Bağımsız bir denetleme kuruluşu olan UL Environment tarafından verilen, sürdürülebilirlik standardı olan Green Squared çevre ve toplum üzerinde olumlu etkisi olan ürünlerin değerlendirmesini yapmaktadır. Green Squared, tüm kullanım ömrü boyunca ürünler için sürdürülebilirlik ölçütleri oluşturmak amacıyla hammaddeden başlayarak; ürün özelliklerini, üretimi, ürün yaşam sonunu, ilerici kurumsal yönetimi ve yeniliği kapsamaktadır. Çevreye duyarlı üretim tesisleri ve geri dönüşüm & geri kullanım projelerini hız kesmeden sürdüren Ege Seramik aldığı uluslararası sertifikalar ile çalışmalarını taçlandırmaya devam ediyor.
Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri’nden online kariyer etkinliği
Düzenlediği kampüs etkinlikleri ile öğrencilerle buluşan Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri, pandemi döneminde bu etkinlikleri online platforma taşındı. Stay On Line ile üniversite öğrencilerini kariyer hedefledikleri alanlarda Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri yöneticileriyle bir araya getiren etkinliklerin ilki Mayıs ayında tedarik zinciri, ikincisi Haziran ayında üretim, üçüncüsü ise Temmuz ayında satış alanında düzenlendi. Etkinlikler kapsamında Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri yöneticileri kendi kariyer hikayelerini paylaşmanın yanı sıra ilgili alanlarda kariyer hedefleyen ve farklı departmanları tanımak isteyen öğrencilerin sorularını yanıtlıyorlar. Stay On Line’ı, etkin biçimde sürdürdükleri kampüs etkinliklerinin üniversite öğrencileri ile bir araya gelemedikleri döneme özel olarak kurguladıklarını söyleyen Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri İnsan Kaynakları Direktörü İlke Kılıç,“Kampüs etkinliklerimizle gençlere sadece kendimizi ve kurumumuzu tanıtmayı değil, ayrıca kariyer yolculuklarında onlara destek olmayı ve bilgi paylaşımında bulunmayı hedefliyoruz. Bugüne dek üniversitelerde gerçekleştirdiğimiz kampüs etkinliklerimizi pandemi dönemi ile beraber Stay On Line olarak online’a taşıdık. Stay On Line’i önümüzdeki dönemde devam ettireceğiz.” dedi.
Messe Frankfurt 780 yaşında Geçtiğimiz yılın sonundan bu yana devam eden küresel bir pandemi sürecinin ardından Messe Frankfurt ticari fuarları, kaldığı yerden hızlı bir şekilde devam ediyor. İlk olarak Frankfurt Moda Haftası'nı kapsayan, Messe Frankfurt portföyündeki 50 uluslararası tekstil etkinliği ağının bir parçası olan Intertextile Shenzhen Apparel Fabrics 15 Temmuz 2020'de Çin'de kapılarını açtı. Eylülde Hamburg'da Nordstil fuarı, ardından da Ekim ayında Frankfurt Kitap Fuarı kapılarını açacak. Messe Frankfurt, 2020 yılında pandemi dolayısıyla ertelenen dünya çapındaki tüm etkinliklerini ise 2021 yılında gerçekleştirmeyi hedefliyor. Bu kapsamda her yıl nisan ayında İstanbul’da düzenlenen dünyanın üçüncü en büyük uluslararası otomotiv endüstrisi fuarı Automechanika İstanbul 08-11 Nisan 2021’de kapılarını açacak. Messe Frankfurt Istanbul Yönetici Ortağı Işın Sağlam, 780. yılına giren şirketin bir parçası olmanın gururu ile “2020'nin başından itibaren küresel koronavirüs pandemisi diğer bir çok endüstride olduğu gibi etkinlik endüstrisine de meydan okuyor. Bu dönem, hem dünyada hem de Türkiye’de yeni dönemin başlangıcı olacak ve fuar ve etkinlik endüstrisini de pek tabii ki değişime uğratacak. Dijital inovasyonların getirdiği katma değer ile birlikte ticaretin ana hizmet sektörü olarak fuarcılık bu süreçten daha güçlenmiş ve gelişmiş bir şekilde çıkacak.” dedi.
Şişecam ilk yarı net satışlarını açıkladı Şişecam Topluluğu’nun 2020 yılı Ocak-Haziran dönemindeki konsolide net satışları 8,8 milyar TL seviyesine ulaştı. Şişecam’ın bu dönemde toplam satışları içerisindeki uluslararası satışlarının payı yüzde 60 seviyesinde gerçekleşirken, Topluluğun yılın ilk yarısındaki toplam yatırımları 625 milyon TL, ihracatı ise yaklaşık 320 milyon dolar oldu. Şişecam Topluluğu Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdürü Prof. Dr. Ahmet Kırman, küresel salgının etkilerinin her alanda hissedildiği ve sıra dışı koşulların hakim olduğu 2020 yılının ilk yarısında tüm paydaşları için değer yaratmayı sürdürdüklerini belirterek, “Nisan ayında salgın etkisi ile küresel ölçekte bir düşüş yaşayan satışlarımız, hızla aldığımız kararlar ve etkin yönetsel aksiyonlarımız sayesinde mayıs ayında yükselişe geçti. Özellikle Haziran ayından itibaren ülkemiz başta olmak üzere faaliyet gösterdiğimiz birçok coğrafyada karantina uygulamalarının hafifletilmesi ve normalleşme sürecinin başlamasıyla birlikte satış performansımız güçlü bir şekilde geri dönüş yaptı. Haziran ayı yılın ikinci yarısı için çok olumlu bir sinyal verdi. Küresel salgının etkisinin hangi boyuta ulaşacağının belirsiz olduğu önümüzdeki dönemde de tüm gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
restaurant 42 hotel & hi-tech
şefin gözünden
Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç - Erkan Bayar
Anadolu mutfağına sevdalı şef
Muhsin Ertürk
T
adında Anadolu’nun Mutfak Şefi. Tokat’ın Akbelen kasabasında doğup büyüyen çiftçi bir ailenin çocuğu. İlkokul beşe kadar tek hayali, pilot olmak. Akranlarıyla bir jetin peşinde tepelere yükselirken, daha ne bilsin, o güç ve enerjiyle mesleğinin zirvesine de koşacağını? Ailesi ve yakın çevresince de geleceği çok parlak, başarılı bir çocuk! Yaşı her ne kadar küçük de olsa, boyunu aşan bir olgunluğa sahip, Muhsin Ertürk. O günlerde tek kaygısı, ailesinin sırtına ağır yükler yüklemeden okumak! Üstelik de sırf o incelikli düşüncesinden, bile bile sınavlardan kalmayı göze alacak kadar.
Aklının bir köşesine yazmış bir kere turizmi. Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını geçirdiği kasabası o fikre sıcak bakmayacak kadar muhafazakar olsa da, silemiyor işte… Gelin görün ki, birgün hayatının tesadüfü kapısını çalışıyor… Okuduğu okul, Tokat Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi’ne kardeş seçiliyor… Mutfağa yüzünü ilk dönüşü tam da bu hoş tesadüf üzerine, Ertürk’ün. Turizm otelcilik öğrencileri, alıştıklarından çok farklı; giyim tarzları, saç modelleri, kurdukları cümlelerle en az peşinden koştuğu jet kadar havalı ve cazibeli! Gelsin uzun sohbetler… Turizmi dinledikçe içi daha bir açılıyor, “Neden olmasın ki?” diyor. Hem para
kazanıp hem eğitim hayatını sürdürmek kafasındaki soru işaretlerini silip atıyor bir anda.
O mülakatı hiç unutamıyor Önce sağlam üç kişilik mülakat ekibini aşarak mutfak profesyoneli olma yolunda ilk adımı atıyor. O görüşmenin detayları önemli, hemen atlamak istemiyor. “Bu hikayeyi hiç unutmam; Fuat Hoca, Sinan Hoca, Zeliha Hoca, bir de Müdür Yardımcısı Ahmet Hoca neden turizmci olmak istediğimi sordular. ‘İyi bir şef olmak istiyorum’ dedim. Ailemde düğün aşçısı babaannemden ve pideci ağabeyimden başka mutfakla alakası olan başka
kimse yok oysa. ‘İyi bir şef olmak yeterli mi?’ diye sordular ardından. ‘Yetmez tabii, kalıcı eserler bırakmak, kitap yazmak isterim’ dedim. ‘O da yeterli mi?’ dediler. ‘Ben önce Türkiye arkasından Avrupa’da tanınmış bir adam olarak ölmeyi nasip eder inşallah’ dedim. Onun üzerine ‘Bunda bir şeyler var, alın içeri’ dediler. Mülakatı geçtim. Asıl önemlisi hayatımda aşçı görmedim, hayatımda lokantada yemek yemedim ve ben hayatımda paramla gidip bir şey almadım. Ben şefi bilmezken neden şef olmak istediğimi bilmiyorum. Herhalde diyorum, o da yaradanın bir takdiri. Belki de bu yolda ilerlemem gerekiyordu ki şu an çok mutluyum.” sözleriyle anımsatıyor o unutmadığı mülakatı.
“Okuldan sonra otele direkt usta olarak başlayan tek adamım” Tadında Anadolu’nun deneyimli şefi Muhsin Ertürk okulu bitirir bitirmez, Kamelya World Hotel’de staj yapıyor. 16 yaşında o vakitler, ilk deneyimi soğuk mutfak. “O zaman bize hikaye geliyor tabii. Otelin çalışma saatleri sekiz, bense 18 saatten aşağı çalışmıyorum.” diyen Ertürk’e ne yemek yapmak ne de ustalara çıraklık etmek hiç zor gelmiyor. O ki, çiftçi aileden yetiştiği için bir domatesi tohumken toprağa koyup fidesini almaktan kasa kasa hale taşımaya kadar zorlu ortamlara ziyadesiyle alışık! Dört ayda dört yıl çalışmış gibi yetiştiriyor kendini mutfakta. “Turizm otelcilik tarihinde bir ilktir, okulu bitirdikten sonra direkt usta olarak otele başlayan tek adamım.” diye de ekleyen Ertürk, düşünün ki, o yaşlarda aynı otelin aynı bölümüne usta olarak giriyor, “Yaş küçük ama yetenek var” demekten de çekinmiyor. Sonrası mı? “Gel sende ışık var, gelecek var” sözleriyle destekleyen ustaları sağolsun, yeni kapılar açıyor mesleğinde. Nitekim 5-6 ay sonra, artık soğuk bölümünde öğrenecek bir şey kalmadığına kani gelince ekiple yollarını ayırıyor. Ardından dömi şef olarak girdiği başka bir mutfağa bu kez üç ay sonra soğuk şef olarak terfi oluyor. Şefin aşçılık yolculuğunda Ankara günleri de önemli. Bir a la carte restoranın mutfak şefliğinden sonra yolu önce vatani görevi için Edirne Orduevi’ne, arkasından da İstanbul’a düşüyor… Meyyali Restaurant’a…
Anadolu mutfağının her bir tonuna düşkün Türkiye’de modern Anadolu mutfağını beş yıldızlı sofralara ilk taşıyan ekibin bir parçası oluyor Meyyali sayesinde. İşin başında “Çok desteklerini gördüm” dediği Şef Eyüp Kemal Sevinç ve Adnan Şahin var. “Çok mücadele verdim” dediği bu yolculuğu iki yılın ardından BTA’dan gelen teklif üzerine noktaladığını anlatan Ertürk, 2010’da
Tadında Anadolu markası ile yöresel lezzetlere hayat vereceği farklı bir dünyanın da kapılarını aralıyor. Anadolu'nun saklı kalmış lezzet hazinelerini sunan konseptte neler oluyor, daha detaylı anlatsın istiyorum. Tadında Anadolu’nun yatay büyüyen bir marka olduğunu söyleyen Muhsin Şef, tam da bu noktada Anadolu’nun binlerce kadın üreticisine hakkını teslim ederek, “Anadolu demek kadın demek!
restaurant 44 hotel & hi-tech
şefin gözünden
Zengin mutfak kültürümüzün değerli mirasının günümüze taşınmasında en büyük pay sahipleri, kadınlarımız. Yaşatandır. Anadolulu bir kadın, birçok profesyonel şefi cebinden çıkartır.” demeyi bir borç biliyor.
Anadolu lezzetlerini Avrupa’ya taşıyor Usta şefin bir borcu da, Anadolu mutfağına… İstanbul demek, yöresel mutfakları ulusallaştırmak ve hatta uluslararasılaştırmak demek en çok da onun için. “Nasıl ki, dünya ekonomisini merkez bankaları yönetiyor ise, gastronomiyi de yöneten Anadolu mutfağıdır.” diyor Ertürk ve göçebelikten yerleşik düzene, iki bin yıllık mutfak kültürüne dair hayranlığını dile getiriyor. Muhsin Şef’in Anadolu mutfağıyla ilgili hayalleri öyle sözde değil, icraatta, o çok açık! Öyle ki, sevdası ülke sathını aşmış bir profesyonel o. 10 yılını verdiği Tadında Anadolu mutfağı üzerinden ülkenin yöresel tatlarını havalimanlarına dek taşıyan Ertürk, bununla da yetinmeyip Avrupa’da da Anadolu mutfağı bayrağını dalgalandırmaya ant içmiş görünüyor. Kendi gibi aşçı olup, Avrupa’da mesleğini sürdüren okul arkadaşı ile ortaklaşa yürüttüğü bir projeyle üstelik de! Helsinki’de, İskandinavya’nın en büyük alışveriş merkezindeki restoran projesine fikir verirken aklından tek geçen, anne yemeklerini önermek oluyor. “Annen evde ne yapıyorsa onu yap Erkan” diyor. Türkiye’de ne yapılıyorsa, Avrupa’da da hayata geçirmeyi tavsiye ediyor. “İçerik, reçete, menü… Hiçbir şeyi kafana takma, ben sana buradan ne destek gerekiyorsa sağlayacağım.” diyor. İki arkadaş, bir enerji koyuluyorlar işe. Anadolu Mutfağı’nın İncileri kitabını hayata geçirirken bir restoran ismine dönüşmeyi ne çok hayal ettiğini dile getiriyor, o aralık. 750 bin Euro’luk yatırım bedeliyle kitabın Avrupa'daki bütün telif haklarını da vererek hayata geçiyor o proje. Pidesi, mantısı, kebabı, humusu, baklalı dolması, ne arasanız konuyor menüye. Açılışını da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne denk getiriyorlar ki, o da tamamen Muhsin Şef’in Anadolu mutfağının gerçek kahramanlarına hakkını teslim etmek arzusundan.
"
Muhsin Şef, her bir tonuna düşkün olduğu Anadolu mutfağından Gaziantep'in yuvarlamasını da çok iyi yapıyor; Iğdır’ın Bozbaş’ı, Maraş’ın Eli Böğründesi, hatta memleketi Tokat’ın o dillere desten kebabını da… Yöresel tatlara sevdası o kadar büyük ki şefin, Türkiye’nin her yöresinin mutfağını mercek altına alarak derlediği ‘Anadolu Mutfağı’nın İncileri’ serisinin ilk kitabı olan ‘Anadolu Mutfağı’nda 200’den fazla tarife yer vermiş. Bugün 20 binin üzerinde reçeteye sahip olan Anadolu Mutfak Kültürü’nün Türk gastronomisinin gelişimi için önemli bir hazine olduğunu anlatan Muhsin Şef, “Türk gastronomisi bugüne kadar Avrupa'ya Anadolu değil, Türk mutfağı olarak açıldı. Bu, büyük bir yanlıştır. Avrupa'da Türklere ‘kara kafalı’ diyorlar, bunlar kebap, döner yapar diyorlar. Ben çok üzülüyorum. Elbette kebapçılık, dönercilik de çok kutsal meslekler ama onları Ortadoğulular da yapıyor. Sen İtalya’nın pizzasıyla mı rekabet etmek istiyorsun, o zaman çık karşısına iyi bir pideyle, bakın neler oluyor.” diyor. Çünkü deneyimli şef için dünyanın en iyi aşçıları, kadınlar! “Anadolu’da binlerce kahraman kadın var. O ürünlerin hepsini bizim için hazırlıyorlar. Biz de Tadında Anadolu olarak insanlara ulaşmaları için aracı oluyoruz. Sadece biz kazanmıyoruz, Anadolu’daki kadınlarımız da kazanıyor. Bu bakımdan konseptimiz yatay büyümenin en
"
doğru örneğidir. Gastronomide bu işin öncülüğüne tanıklık ettiğim için ayrıca mutluyum.” diyen Ertürk, her ne kadar yemek yapmak konusunda karşı cinse hakkını teslim etse de, işin profesyonel ayağında erkek aşçıların ustalığına da toz kondurmuyor. Toplam kalite sistemi içerisinde güvenli gıda zinciri proseslerinin işletilmesinin farklı bir
alt yapı ve donanım gerektiğine dikkat çeken Ertürk, “Pazardan bir kilo bulgur aldım, hadi güzel bir pilav yapalım değil bizim olayımız. Dünyanın en iyi ürünü de olsa, yüzde yetmiş bandını aşamamış bir tedarikçiyle çalışmamız mümkün değil. Kendimiz yemiyorsak, misafirimize de servis etmiyoruz. Evet, mutfağından ilham alırsınız ama bu noktada annelik, kadınlık işin içinden çıkıyor.” diyor.
Anadolu mutfağına teknik bakıyor Anadolu mutfağını tekniksel yorumluyor Muhsin Şef. Öyle bir ürünün izinde yollara düşmek, çeşit çeşit ürün araştırmak değil, mutfak gailesi. Bir yemeğin yapılışından çok ilham aldığı tekniklerle tatmin oluyor daha çok. Ezberciliğe tolerans tanımayan mutfak anlayışında teknik uygulamaların sunduğu tüm olanakları kullanmayı seviyor. Geleneksel mutfağın tekniklere sadık, güncel malzemelerle yorumu ile yeni hikayeler yazmak en çok da ilgisini çeken. “Dedenin yediğini torunu yemiyor, bu ülkenin en büyük sorunu bu bence” diyen usta şef için günün sonunda annesinden daha güzel yemekler ortaya çıkarabiliyorsa ondan mutlusu yok! Şefin lezzet anahtarlarını konuşuyoruz hemen devamında. Ertürk için lezzetin formülü iyi malzemeyle tarif edilecek kadar basit ama bir o kadar da meşakkatli! “Yemeğe sevgimi kattım da lezzetli oldu diyorlar, bunlar gerçek şeyler değil. İyi yemek iyi malzemeyle olur.” diyen usta şefe göre sevmesen zaten mutfak ömrün de uzun olmaz ki!.. “Mutfak insanları mutlu etmeyi, insanların hayatına dokunmayı, en önemlisi de insanı sevmekle başlayan bir yolculuktur. İnsana, doğaya, çevreye ve mesleğine duyduğun saygıyla filizlenir, tohum verir.” diyen Ertürk’ün hazırladığı herbir tabağı en sevdiğine servis ediyormuşçasına özeni de en çok bu sözünü ettiği güçlü duygularından. Bir de söz konusu Anadolu mutfağı olunca gözlerinin içi parlıyor, şefin. Anadolu mutfağını bir bir iletişim aracı olarak tanımlayan Ertürk, sohbetimize şöyle devam ediyor: “İnsanlar duygularını hep bir mutfak objesi ile belirlemişlerdir. Misal, cenazede helva, düğünde şerbet, bir törende kavurma, keyifli bir toplulukta mangal yaparsınız. Anadolu'nun
binlerce yıllık tarihinde bu hep böyle süregelmiştir. Bir iletişim aracıdır aslında mutfak. Muhsin Şef’in Anadolu mutfağına tutkusunun bir kaynağı da, sayıları binleri bulan pişirme teknikleri.
Eti taşla saatlerce dövmek mi dersiniz, pilavı kavurmadan salma yapmak mı yoksa içli köftenin harcını yoğurarak acıyla pişirmek mi, ne ararsanız var bu mutfakta.
restaurant 46 hotel & hi-tech
gastro güncel
Yeni normalde bu restoranlara dikkat! Yoğun pandemi döneminin ardından normalleşme sürecinin başlaması ile birlikte restoranlardaki müşteri yoğunlukları da arttı. Uzmanlar, otellerdeki restoranlar da dahil yemek için mekan seçiminde Covid – 19 enfeksiyon riskine karşı kapalı mekanlar yerine açık alanları olan ve masalar arasında en az 1.5 – 2 metre mesafe kuralı uygulayan işletmelerin tercih edilmesini tavsiye ediyor.
Ü
sküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Songül Özer, normalleşme süreci ile birlikte yemek için restoranlara yönelenlere doğru mekanı seçebilmeleri için önerilerde bulundu. Normalleşme sürecinin ardından restoranlara hatta spor salonlarına da gidilebileceğini ifade eden Dr. Songül Özer, “Artık hayatımızı yavaş yavaş normalleştirmeliyiz ama burada gidip gitmemeliyizden ziyade nasıl gideceğimiz önemli. Çok kalabalık olan bir yere, insanların kesinlikle maske takmadığını gördüğümüz, çok yakın mesafelerde masaları olan, eline eldiven giymemiş veya elini yıkadığından emin olmadığımız insanların hazırladığı yiyeceklerin olduğu bir restorana gitmemeliyiz.
Self servis açık büfelerden uzak durulmalı
Oralardan uzak durulmalı. Açık havada virüsün bulaşma ihtimali daha düşük olduğu için restorana gidilmek istendiğinde mümkünse açık hava ortamı olan bir yer tercih edilmeli” dedi.
Özer, maske takılsa da takılmasa da kapalı ortama göre açık ortamdaki bulaşma ihtimali daha düşüktür diyerek sözlerine şöyle devam etti: “Çok güzel uygulamalar yapan restoranlar var. Masaların arasında en az 2 metre boşluk bırakılmış yerlere gidilebilir. Çok kişinin temas ettiği açık büfelerden uzak durulmalı yani bu mekanları tercih etmemek gerekiyor. Garsonun tek tek servis yaptığı mekanlar gidilmek için uygun. Bazı restoranlar ya da bazı büyük işletmelerde açık büfeler hazırlanıyor ve büfelerdeki garsonlar servis yapıyor. O şekilde olması koşuluyla tercih edilebilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, her şey dahil otellerdeki gibi herkes kendi yemeğini açık büfe masasından almamalı. Normalleşeceğiz ancak sosyal mesafe kurallarını da unutmamalıyız.”
Horeca sektöründe sağlık, ileri teknolojilerle koruma altında COVID-19 salgınından en çok etkilenen ve aylarca kapılarını müşterilerine kapamak zorunda kalan restoranlar müşterilerinin ve çalışanlarının sağlık güvencesini, geliştirilen en son teknolojilerle sağlayacak.
C
OVID-19 salgınının etkisiyle birlikte, uzun süredir müşterilerine hizmet veremeyen restoranlar, belirlenen birtakım önlemlere tabi tutularak yeniden kapılarını açmaya başladı. “Yeni normal” olarak adlandırılan bu süreçte restoranların ihtiyaçlarının yanında, müşterilerin talepleri de değişerek, sağlığın ön planda tutulduğu daha fazla güven odaklı bir beklentiye dönüştü. Bunu göz önünde bulunduran Sensormatic, güvenlik ve verimliliğe hizmet eden teknolojilerini akıllı yazılımlarla destekleyerek, yeni normale geçişte etkin rol oynayan birer çözüme dönüştürdü. Restoranlar, bu teknolojiler sayesinde değişen koşullara hızla uyum sağlayarak müşterilerinin beklentilerini karşılarken, çalışanlarının da güvende olmalarını sağlayabilecekler. Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan rehbere göre oturma düzeninin sosyal mesafe kurallarına göre yapılması ve bu düzene göre müşteri kabul edilmemesi gerekiyor. Restoran girişlerinde müşterilerin ateşlerinin ölçülmesi ve maske takıp takmadıklarının kontrol edilmesi diğer kurallar arasında yer alıyor. Ancak bu tür kontrollerin insan gücü ile yapılması hem zor hem de maliyetli. İşte bu noktada termal kameralar, üç boyutlu sensörler ve yapay zeka gibi gelişmiş teknolojiler devreye giriyor. Türkiye’nin normalleşme sürecine, sundukları gelişmiş teknolojilerle katkı sağladıklarının altını çizen Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “Güvenliğe ve verimliliğe hizmet eden teknolojilerimizi akıllı yazılımlarla destekleyerek yeni normale geçişte etkin rol oynayan sistemlere dönüştürdük. Artık en önemli şey insan sağlığı ve iş sürdürülebilirliği. Sahip olduğumuz teknolojiler COVID-19 sonrasındaki dönemde de ortaya çıkabilecek bulaşıcı hastalıkların yayılmasını önleme ve kontrol altına alabilme kapasitesine sahip” dedi.
Müşterilerin rahatı için temassız teknoloji Ateş ve maske ölçümü, restoranların girişlerine yerleştirilen termal kameralarla müşterileri rahatsız etmeden hızlı ve otomatik bir şekilde yapılıyor. Temassız
Müşteri yoğunluk kontrolü ortamların daha sağlıklı olmasını sağlıyor
teknolojiler, belirlenen sınırların dışında bir vücut ısısı, maskesiz geçiş durumu algılandığında, sesli ya da ışıklı alarm verebiliyor.
Düzenlemelere uygun olarak ateş ölçüm kayıtları tutulabiliyor Yayınlanan genelgeye göre restoranların hijyen sertifikası alabilmeleri için çalışanların ateş ölçüm kayıtlarını tutmaları gerekiyor. Temassız teknolojilerle entegre çalışabilen yazılım sayesinde, bu teknolojilerden akan veriler tek merkezden yönetilebiliyor. Çalışanların giriş-çıkış ve ateş derecesi kayıtları otomatik olarak tutulabiliyor, giriş-çıkış yaptıkları alanlar yetkilendirilebiliyor ve bordrolama için anlık veri sağlanabiliyor.
Türkiye’de ilk defa Sensormatic tarafından geliştirilen ve belirli bir alandaki insan sayısını kontrol altına almak için kullanılan ‘Yoğunluk Ölçüm Çözümü’, restoranların girişine kurularak, anlık yoğunluk bilgisini ekrana getiriyor. Bekleme sürelerinin yanı sıra yoğunluk sınırının aşılması durumunda uyarı da görülüyor. Bu şekilde restoranlar kapasiteye göre belirlenen kişi sayısı sınırlarını kontrol edebiliyor ve ek personel ihtiyacı ortadan kalkıyor. Ayrıca, mobil uygulama kullanan restoranlar verileri uygulamalarına entegre ederek bu bilgiyi müşterilerine anlık olarak da sunabiliyorlar.
Şeffaf alanlar tedirginliği ortadan kaldırıyor Restoranlarda mutfak gibi özel hijyen gerektiren alanların IP kameralardan alınan anlık görüntüsü bulut teknolojisi kullanarak müşterilerle canlı olarak paylaşılabiliyor. Görüntülere web sitesinden ya da özel bir uygulama üzerinden ulaşılabiliyor. Hijyen konusunda tedirginlik yaşayan müşteriler bu görüntüler sayesinde yemeklerinin keyfini çıkarıyorlar.
restaurant 48 hotel & hi-tech
gastro etkinlik
İstanbul Coffee Festival müdavimleri bu yıl Tepe Nautilus’ta kahveye doyacak Gelenekselleşen Maçka Küçükçiftlik Parkı Kahve Festivali, bu yıl yedincisini Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’ne taşımaya hazırlanıyor. 17-20 Eylül tarihleri arasında pandemi sürecinde yeni normaller ve önlemlerle kapılarını açacak olan İstanbul Coffee Festival, 10 bin metrekarelik açık alanında kahveye doyuracak…
İ
stanbul Coffee Festival, yedinci yılında yeni normaller ve alınan ekstra önlemlerle kahve severlere kapılarını açmaya hazırlanıyor. Pandemi sürecinde normalleşme koşullarında gerçekleşecek olan festivalde kahve severler üst düzey sağlık önlemleri ile İstanbulluların buluşma noktası olan Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’nde bir araya geliyor. Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’nin ana sponsorluğunda 10 bin metrekarelik açık alanında gerçekleşecek festival, Türkiye’nin sosyal mesafeli ilk festivali olacak. Pandemi döneminde birçok etkinlik iptal edilirken, Türkiye’nin adeta marka festivali olan ve Dream Sales Machine tarafından düzenlenen festivalde, Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu’nun açıkladığı regülasyonlar aynen uygulanacak. Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli, pandemi döneminde bu yıl gerçekleştirecekleri festivallerde çok ciddi önlemler alındığını ve festivalin kurgusunda birtakım değişikliklere gidildiğini belirterek, güncel bilgileri paylaştı:
mesafe, el hijyeni ve maske kurallarına dikkat edildiği sürece kahve severlerin gönül rahatlığıyla festivale gelebileceklerini belirtmeliyim. Bütün çalışmalarımızı Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu'nun regülasyonlarına göre hazırlıyor ve bütün kurallara uyum sağlıyoruz şeklinde görüşlerini dile getirdi.
Bütün kurallara uyum sağlıyoruz
Yeni kurallar
Sesli; biz ve ana sponsorumuz Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi büyük bir emekle bu zor dönemde festivallerimizi hayata geçirmek için hazırlanıyoruz. Biz bir açık hava festivaliyiz. Bu anlamda sosyal
Daha büyük bir alanda, daha az ziyaretçi
Pandemi süreciyle birlikte Bakanlığımızın belirlediği yeni regülasyonlar gereği daha büyük bir alana geçiyoruz. Alanımızı büyüterek Tepe Nautilus Alışveriş Merkezi’nin 10.000 m2’lik açık alanına geçiyoruz, seans sayımızı da 3’e çıkardık, yine seans başı 6.500 olan ziyaretçi kapasitemizi 3.000’e indirdik. Yani ziyaretçi yoğunluğunu azaltmak adına yüzde 50’lik bir küçülme içerisine girdik. Bu şekilde festival alanında ziyaretçilerimiz sosyal mesafe kurallarını da dikkate alarak çok daha güvenli bir şekilde gezebilecekler.
Festivale girişte herkese ateş ölçümü ve maske dağıtımı yapılacak, maske kullanımı zorunlu tutulacak. Alanda nakit para yerine tüm ödeme işlemleri dijital olarak gerçekleşecek. Festival biletleri de geçen
yıllarda olduğu gibi dijital olarak devam edecek. Festivalin biletleri ağustos ayında satışa çıkacak.
Sosyal medyadan canlı olarak izlenebilecek
Normalleşme döneminin koşullarına uygun bir hale getirdiğimiz festivalimizde uygulayacağımız bir diğer değişiklik ise festival alanında herhangi bir şekilde workshop/seminer yapılmayacak olması. Workshop ve seminerler ICF hesaplarından canlı yayın olarak Instagram, Facebook ve Youtube üzerinden yapılacak ve ücretsiz izlenebilecek.
Pandeminin kahramanlarına kahve molası
Bu yıl festivalimizin ilk gününde ilk seansımızı pandemi sürecinde uzun zaman evde durmak zorunda kalan 50 yaş ve üstü kahve severlerle gerçekleştireceğiz. Kahve severlerin risk teşkil etmeyecek şekilde gönül rahatlığıyla festivali gezmelerini sağlanacak. Bir diğer uygulamamız ise pandemi sürecinde büyük bir emek veren sağlık çalışanlarımıza yönelik olacak. Sağlık çalışanlarımız festival boyunca indirimli bir şekilde katılım sağlayabilecek. Bunun yanı sıra belli yaş aralığındaki öğrenci grubunda da özel indirimler uygulanacak.
gastro aktüel
hotel restaurant & hi-tech
BigChefs şıklığında sokak lezzetleri Türk perakende markalarının renkli dünyasını BigChefs’in özgün lezzetleriyle buluşturan Gururla Bizden, tasarımı ve şıklığı kadar sıra dışı lezzetleriyle de dikkat çekiyor. BigChefs’in 2020 İlkbahar-Yaz menüsü Gururla Bizden, müdavimi olacağınız unutulmaz sokak lezzetleriyle yaz mevsimini daha da keyifli kılıyor. En samimi buluşmalara ev sahipliği yapan BigChefs, sokak lezzetlerinin en gözdelerinden seçtiği ve kendine has yorumunu kattığı menüsüyle lezzet tutkunlarına benzersiz bir deneyim yaşatıyor. Buharda pişmiş yumuşacık bun ekmeği arasına eklenerek BigChefs şıklığında ikram edilen sokak lezzetleri, mevsimin tazeliği ve neşeli atmosferini sofralara taşıyor. Yılda iki defa menüsünü güncelleyerek mutfağına yepyeni tatlar katan BigChefs’in yepyeni sokak lezzetlerinde, domatesli roka salatası eşliğinde kızarmış köfte bun, domates, biber ve cheddar peyniri aromasıyla kokoreç bun, uskumru ve domatesli roka salatası ile balık bun, taze nane eşliğinde tantuni bun, sumaklı soğan ve Arnavut ciğeri ile ciğer bun yer alıyor.
Divan tatları artık Göltürkbükü’ndeki teknelerde… Divan Bodrum, bu yaz yeni bir uygulamayı hayata geçirdi. Kusursuz Divan deneyimini teknelerinde yaşamak isteyenlere leziz Divan tatlarını ulaştıran uygulama ile ister yemek ister pastane ürünleri sipariş verilebiliyor. Bodrum’un gözde koylarından Göltürkbükü’nde yer alan Divan Bodrum, teknesinde sevdikleriyle paylaştığı keyifli anlara Divan kalitesini taşımak isteyenler için özel whatsapp hattı kurdu. Uygulama üzerinden verilen ister yemek ister pastane siparişleri gün içinde ulaştırılıyor.
Park Şamdan ve Sunset’ten güçlü iş birliği İstanbul gastronomi dünyası zirvesindeki yerini ve değerini yıllardır istikrarla koruyan Sunset Grill & Bar yine İstanbul’un klasikleşmiş değerli markalarından Park Şamdan Bar’ı kendi evinde misafir ediyor. Sunset’in bar bölümünün işletmesini yaz boyunca Park Şamdan Bar’ın sahibi Ersoy Çetin’e veren Barış Tansever; “İki köklü markanın güçlü bir sinerji yaratacağına inanıyorum. Bu dönemde en önemli unsur, misafirleri yakından tanımak ve onları güvende ve özel hissettiren ortamlar oluşturmak. Sunset’in muhteşem manzarası eşliğinde Park Şamdan Bar’ın sevenleri ile eşsiz bir ambiyansla yaza damga vurmaya hazırız.” dedi. Yaz boyunca Sunset’in barında hizmet verecek Park Şamdan Bar’ın sahibi Ersoy Çetin ise; “Bu dönemde enerjisi yüksek iş birliklerine ihtiyaç olduğuna inanıyorum. Kusursuz hizmet anlayışı ve güven veren atmosferiyle marka olmuş iki ismi bir araya getirdik. Bu kez Boğaz’a en güzel açıdan bakan Sunset’te müdavimlerimize ‘bir yaz rüyası’ yaşatacağız” diyerek gece hayatına farklı bir soluk getireceklerini ifade etti.
Eşsiz bir su 2019 yılında Uludağ’da su kaynağı satın alarak yatırımlarını genişleten Koç Topluluğu Şirketleri’nden Balkaynak A.Ş. markası olan Pürsu, yeni ürün ailesini tanıttığı reklam filmi serisini yayınlamaya başladı. Pürsu, Türkiye’nin en güvenilir doğal kaynaklarından hijyen koşullarda el değmeden ürettiği sularını tüketiciyle buluşturuyor. Yeni ürün ailesini, üç ayrı filmden oluşan animasyon reklam serisiyle anlatan Pürsu, reklam filmlerinde; vücudun eşsiz yapısına ve Pürsu’nun eşsizliğine vurgu yapıyor. Yeni ürün ailesine de dikkat çeken Pürsu, dengeli mineral yapısı sayesinde vücut dengesini koruduğunun da altını çiziyor. Türkiye’nin lider su markalarından biri olmayı ve yaptığı yeniliklerle sektörde fark yaratmayı hedefleyen Pürsu, sunduğu her bir ürünü en taze ve doğal şekliyle tüketicilerin beğenisine sunuyor. Uludağ ve Nazilli’deki iki kaynağıyla hizmet veren Pürsu, Türkiye’nin 36 ilinde ürünlerini tüketicisine ulaştırıyor.
49
restaurant 50 hotel & hi-tech
gastro aktüel
Kahve Dünyası yatırımları hız kesmiyor “Hepimizin Ortak Noktası” söylemiyle hizmet veren Kahve Dünyası, mağaza ağını yaygınlaştırarak gücüne güç katmaya devam ediyor. Farklı ihtiyaçlara yanıt veren farklı konseptlerle hem Türkiye’de hem de yurtdışında milyonlarca kahve tutkunuyla buluşan Kahve Dünyası, dinamik hizmetin özel ürünler ve dijital teknolojiyle desteklendiği “Kahve Dünyası Algötür” mağazalarıyla da Türkiye’nin her köşesine ulaşıyor. Misafirlerine 200’ü aşkın mağazasında yaklaşık 2 bin 500 çalışanıyla hizmet veren Kahve Dünyası, yeni mağazalarıyla Türkiye ekonomisine destek olurken istihdama da katkı sağlıyor. Bu çerçevede 2020 yılını 30 yeni mağazayla tamamlamayı planlayan marka, büyük şehirlerin yanı sıra seyahat edenlerin de uğrak noktası olan otoban mağazalarında da ürünlerini Kahve Dünyası severlerle buluşturuyor. Hali hazırda 400 adet akaryakıt istasyonundaki varlığını bu yaz açtığı ve sene sonuna kadar açmayı hedeflediği toplamda 3 otoban mağazasıyla da güçlendirmeyi arzu eden Kahve Dünyası, 2020 sonu itibarıyla 50 milyon TL yatırım rakamına ulaşmayı hedefliyor.
Metro Türkiye’den özel yatlara online sipariş hizmeti Normalleşme dönemine geçişle birlikte tatil hazırlıkları hız kazandı. Hem deniz severlerin en büyük tutkusu olan, hem de yeni normalde tatilcilerin daha fazla tercih etmeye başladığı tekne ve yat seyahatlerine ilgi giderek artıyor. Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığı 1990 yılından günümüze güvenilir bir alışveriş deneyimi sunan Metro Türkiye, tekne ve yat seyahatlerine özel marina sevkiyatı hizmetini geliştirdi. Bu kapsamda Metro Türkiye Bodrum yarımadasındaki tüm iskele ve marinalardaki yatlara yönelik online sipariş sistemini hayata geçirdiğini duyurdu. Özel yatlarda seyahat eden müşterilerine www.metroyatservis.com sitesi aracılığıyla tek tıkla sipariş imkânı sunan Metro Türkiye, 5.000’den fazla ürünü fiyat farkı ve teslimat ücreti olmadan 24 saat içerisinde ulaştırıyor.
Nestlé’nin Global Merkezi’ne yeni transfer Nestlé Türkiye‘de 2016 yılından bu yana, İçecekler İş Birimi Genel Müdürü olan Pınar Öney Bilsel, Temmuz ayı itibarıyla, Global Dijital ve Sosyal Medya Hizmetleri Lideri olarak görev yapacak. Bilsel, Nestlé’nin İsviçre Vevey’deki Global Merkezindeki yeni rolünde, tüm Nestlé markalarına ve pazarlarına değer sağlama vizyonu ile dünya genelindeki 7 ülkede bulunan merkezlerden verilen Pazarlama, Digital ve Sosyal Medya alanlarındaki hizmetlerin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasına liderlik edecek. Nestlé Türkiye’de on üç yıldır görev yapan Pınar Öney Bilsel’in transferinde pazarlama ve iş geliştirme alanlarındaki tecrübeleri, pragmatik düşünce yapısı, çevik ve güçlü liderlik tarzı etkili oldu.
Tukaş Gurme ile enginar aşkına! Tukaş Gurme serisinde tüketici ile buluşturduğu “Enginar Kalbi” ve “Baby Çanak Enginar” lezzetleri ile adeta enginar aşkına dedirtiyor. Sezonunda özenle seçilen gurme enginarları konserve tekniği ile saklayarak dilediğiniz anda sofralarınıza taşımanıza olanak sağlayan Tukaş, ev dışı tüketim ebatları ile otel ve restoranların da lezzette en büyük çözüm ortağı oluyor. Tukaş Gurme serisi enginarlar ile sofralarınıza lezzet ve sağlık katın…
Brava açıldı Geçtiğimiz senenin en başarılı yeni restoranlarından biri olan, The Bodrum EDITION’ın imza restoranı BRAVA, aralarında Başak Dizer Tatlıtuğ, Kıvanç Tatlıtuğ, Deniz Marşan ve Melisa Tapan gibi isimlerin olduğu keyifli bir açılış ile yeni sezona başlangıç yaptı. Açık hava konseptiyle BRAVA; renkli ve cezbedici, Latin-Ege mutfağından ilham alıyor. BRAVA, avokado kremalı ve zeytin yağlı ahtapot Tiradito, 24 saat boyunca yavaşça pişen paylaşımlık kuzu ayağı ve kabak spagettinin eşlik ettiği ıstakoz gibi benzersiz tatlarla misafirlerini ağırlıyor. Eşsiz tariflerle tasarlanan menü, sadece yerel üreticilerin taze ürünlerini kullanarak çevrenin çeşitliliğini de kutluyor. Adından dünyanın en yetenekli ve kreatif şeflerinden biri olarak söz ettiren, The Bodrum EDITION’ın keyifli restoranı BRAVA’nın ünlü şefi Diego Muñoz, Güney Amerika kültürünün dünyadaki temsilcilerinden biri olmakla birlikte, yenilikçi bakış açısına sahip özgürlükçü bir şef. BRAVA’da misafirler, Muñoz'un gastronomik yolculuğunu temsil eden atıştırmalıkların tadını çıkartabilir, tahin, fıstık ve nane soslu kızarmış yerli biberlerden, Karides Satay’a uzanan çeşitli atıştırmalıkları ve ferahlatıcı içecekleri deneyimleyebilirler.
Türk gıda ihracatçıları BAE pazarında Ticaret Bakanlığı himayelerinde, Türkiye İhracatçılar Meclisi koordinasyonunda ve Ege İhracatçı Birlikleri organizasyonunda 7-9 Temmuz’da dünyanın en önemli re-export ve lojistik merkezlerinden Birleşik Arap Emirlikleri’ne gıda ürünleri sanal sektörel ticaret heyeti gerçekleştirildi. BAE’nin Körfez’in en dinamik pazarı olduğunu söyleyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ortadoğu ve Afrika bölgesinin de politik ve ekonomik olarak en istikrarlı ve güvenli ülkelerinden birisi olduğundan bahsetti. Eskinazi, “Türkiye’nin ilk sanal fuarıyla dijital dönüşümü başlatan ilk birlik olarak onlinedaki tecrübemizi en güçlü olduğumuz gıda sektörüne de taşıdık. 7-9 Temmuz’da BAE’deki potansiyel alıcılarla gıda ihracatçılarımızı buluşturmak için sanal ticaret heyeti düzenledik. Yaş meyve sebze, kuru meyveler, zeytin-zeytinyağı, konserve ürünler, su ürünleri, peynir su ve gazlı içecekler baharat sektörlerinden 22 firma, 50’nin üzerinde yerleşik alıcıyla dijital ortamda 200 civarında görüşme gerçekleştirdi. Ortadoğu ve Afrika’dan başlayan Güney Asya’ya uzanan bir hinterlantta firmalarımızı yeni alıcılarla buluşturmaya devam edeceğiz. Pandemi ülkelere üretim sürecinde kendi kendine yeten, Ar-Ge çalışmalarına, inovasyona önem veren, katma değer yaratan ülkeler haline gelinmesi gerektiğinin sinyallerini verdi. Dünya trendlerini takip edip, trend belirleyen konumda olmamız için oyunun her yerinde olmamız şart.” dedi.
Migros Toptan’dan turizme güven desteği Migros’un işletmelerin ihtiyaçlarına yönelik olarak çalışmalarını sürdüren hizmeti Migros Toptan, turizm sektörünün canlanması ve hızlıca yeni normale adapte olabilmesi için harekete geçiyor. Çalışmalarına hız veren otel, restoran ve kafelerin alacakları hijyen önlemleri konusunda destek olmak üzere “Gıdada Hijyen İyi Gelecek” isimli online seminerler düzenleyen Migros Toptan, işletmelerin normale dönüş yolunda sektör çalışanlarına yol gösterecek. “Gıda Zincirinde Hijyen Önlemleri ve Covid-19 ile Mücadele” ve “Gıda Atığı ve Gıda Atığının Azaltılması” olmak üzere 2 ana başlıkta düzenlenen seminerler, turizm sektöründen katılmak isteyen tüm işletmelere açık ve ücretsiz. Migros Kalite ve Çevre Yönetimi Direktörlüğü’nün sektörde tecrübeli gıda mühendisleri tarafından verilen seminerlerde, Covid-19 dönemine uygun özel önlemler ve alınacak tedbirler anlatılıyor. Çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliği tehdit eden küresel bir sorun haline gelen, gıda kaybının ve israfının azaltılması konusundaki seminer başlığını ise Migros’un çözüm ortaklarından olan Fazla Gıda firmasının yetkili uzmanları veriyor. Mevsimsel olarak öncelikli Ege ve Akdeniz bölgelerindeki turizm şirketleri olmak üzere her bölgeye ayrı planlanan online seminerlerde mutfak ekibinden satın alma ekiplerine, kalite ekiplerinden üst düzey yöneticilere kadar, uzmanlıklarına göre farklı modüllerde içerikler yer alıyor. Online seminerlere katılanlara katılım belgesi verileceği gibi, online olarak uygulanacak değerlendirme sonucunda başarılı olan katılımcılara Gıda Güvenliği Derneği Onaylı Başarı Belgesi takdim edilecek.
Dünyanın en iyi restoranlarının iyileşme sürecine destek 2003 yılından itibaren her yıl dünyanın en iyi 50 restoranını belirleyen “50 Best” organizasyonu bu yıl farklı bir misyon üstleniyor. Koranavirüs sebebiyle son yılların en durağan günlerini yaşayan yeme-içme sektörünü “iyileştirmek” adına seferberlik ilan eden organizasyon, sektöre somut finansal rahatlama sağlamayı ve yardımcı kaynaklar sunmayı hedefliyor. Dünyaca ünlü ve ödüllü restoranların tercihi olmaya devam eden ve “Yalın Güzeldir” felsefesini uluslararası tasarımcıların koleksiyonlarıyla buluşturan Şişecam’ın global tasarım markası Nude ise projeye katkısını sunan markalar arasında yer alıyor. “Recovery Fund” yani “İyileşme Fonu” adı altında bir destek kampanyası başlatan 50 Best, bu fonun tüm gelirlerini restoran ve barlara kar amacı gütmeden dağıtacak. Nude’un en yeni Rock & Pop Artist koleksiyonunda yer alan Limited Edition özel tasarım Skull, İyileşme Fonu kapsamında düzenlenecek açık artırmada satılacak. Elde edilen gelir ise fona aktarılacak.
restaurant 52 hotel & hi-tech
yeni mekan
Ankara’ya Meksikalılar geldi! Meksikalı & Türk bir ailenin işlettiği Ranchero Restoran, bu sıcak ülkenin Aztek ve Mayalara kadar uzanan binlerce yıllık tarihini, renkli kültürünü ve dünyaca ün yapmış en özel lezzetlerini İstanbul’dan sonra şimdi de Başkent’e taşıdı. Misafirlerine sunduğu Meksika’ya özgü yerel tariflerle İstanbul’da ünlenen mekan, çok özel bir ambiyansta farklı bir lezzet deneyimi yaşamak isteyenleri, Ankara Maidan’da açılan yeni şubesinde ağırlıyor.
M
enüsünde klasikleşen spesiyal lezzetlerin yanı sıra öğle ve akşam yemekleri ile özellikle yemekli iş toplantıları için yepyeni tatların yer aldığı Ranchero mutfağında yemeklere, başka hiçbir yerde bulunmayan patentli onlarca farklı sos eşlik ediyor. Tortilla ekmekleri ve nachos adı verilen mısır cipslerinin, Meksika’dan getirilen özel makinelerde günlük olarak üretildiği Ranchero’da, yemek sonlarında ise misafirlere, tarifi, işletmeci ailenin Meksika’da yaşayan büyükannelerine ait olan özel Ranch kokteyli ikram ediliyor.
Ailenin içmimar üyesi Nilüfer Tanyeri Gonzalez’in, Meksika’ya ait kültürel dokuları öne çıkararak tasarladığı Ankara Maidan Ranchero, pazardan perşembeye her gün 12.00 – 01.00, cuma ve cumartesileri ise 12.00 – 02.00 saatleri arasında hizmet veriyor.
Ankaralı lezzet tutkunlarına “Celebra La Tradicion” diyor! Ranchero, Başkentli misafirlerini Türkçe karşılığı “gelenekleri kutla” anlamına gelen “Celebra La Tradicion” (Selebra la tradisyon) sloganıyla karşılıyor. Okyanus ötesinden uzanan sıcak Latin ezgileri, egzotik içecekler ve eşsiz bir ambiyans eşliğinde Meksika mutfağının orijinal tatlarını denemeye gelenler, mekanı her ziyaret ettiklerinde bu kadim kültürü tekrar yaşarken, Ranchero’da yemek, adeta bir kutlama haline geliyor. Bu yüzden mekan, Ankaralı misafirlerine “Celebra La Tradicion” diyor.
restaurant 54 hotel & hi-tech
yeni mekan
Yalıkavak’ta Afrika esintisi
A
Bodrum’un en gözde yerlerinden biri olan Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda yer alan ve Afrika esintilerinden yola çıkarak dizayn edilen Mamba, kapılarını açtı.
dını, son yıllarda popüler olan Afrika kültürü ve RNB – Hiphop müziğinin harmanlanması ile alan v, egzotik görünümü, plajı, DJ performansları ve ünlü isimlerin sahneleri ile Bodrum Yalıkavak’ta misafirlerini ağırlamaya başaldı. Aleyna Çavuşoğlu ve Oğuz Yılmaz’ın sahibi olduğu mekan, gündüz Mamba Beach, akşam ise Mücver Restaurant olarak hizmet veriyor.
Misafirler müziğe doyacak Haftanın 7 günü misafirlere hizmet verecek olan Mamba, Mücver Restaurant kısmında Merve Özbey ve Günel Zeynelova gibi ünlü şarkıcıların sahne performansları, beach kısmında ise Murat Tokuz, Kerim Büyük ve Ceolla’nın DJ performansları ile misafirlerine müziği doya doya yaşatıyor.
Mücver Restaurant ayrıcalığıyla Mamba çatısı altında Özgür Akman, Cihan Savaş, Umut Yeşiltepe, Halil Özel ve Yavuz Selim Akgün’ün işletmeciliğini yaptığı Mücver Restaurant, Şef Uğurcan Güven’in mönüsü ile misafirlerine eşsiz bir lezzet deneyimi sunuyor. Birbirinden lezzetli soğuk mezelerin, ara sıcakların, salataların, ana yemeklerin yer aldığı mönüde, ayrıca mücver çeşitleri ön plana çıkıyor. Her damak zevkine uygun tatların bulunduğu mekanda, vejeteryanlar için de ayrı bir mönü bulunuyor. Özel fix mönü içerisinde, klasik anne mücveri, mekana özel yorumlanan deniz mahsüllü ve etli mücveri ile misafirlerine hizmet sunan restoran; konsepti, yemeği ve eğlencesi ile sezon boyunca misafirlerine unutulmaz anlar yaşatıyor.
Mamba, pandemi sonrasında Covid-19 tedbirleri kapsamında, hem Mamba Beach hem de Mücver Restaurant kısmında kapasitesini yüzde 50 düşürerek hizmet veriyor. Şezlong ve masalar arası mesafeyi 1.5 metre tutan Mamba, ayrıca 20 dakika arayla sık kullanılan bölgeleri dezenfekte ederek kontrolü üst seviyeye çıkarıyor.
LoftElIa Restaurant Bodrum Loft’Ta açıldı Bodrum’un en yeni turizm tesisi olarak temmuz ayıyla birlikte tatilcileri ağırlamaya başlayan Bodrum Loft’un içerisinde yer alan LoftElia Restaurant kapılarını açtı. Restoranın menüsü, bulunduğu koyun mavi sularına eşlik eden zeytin ve çam ağaçlarının huzur veren gölgesinden ilham alarak hazırlandı.
İ
stanbul Karaköy’de müdavim kitlesi oluşturan Mürver Restaurant’ın şefliğini de eş zamanlı olarak yürüten Yılmaz Öztürk’ün elinden günlük değişen menüde yerel tatların doğal ürünlerle hayat bulduğu LoftElia Restaurant, eşsiz manzarasıyla unutulmayacak bir akşam yemeğiyle konuklarını ağırlıyor. Bodrum’un en yeni turizm tesisi olarak 1 Temmuz 2020 tarihinde tam dolulukla kapılarını açan Bodrum Loft misafirlerini ağırlarken, tatil köyünün içinde tüm bölgeye hizmet verecek şekilde konumlandırılan LoftElia Restaurant da zengin menüsünü tatilcilerle buluşturuyor.
Cennet Koyu’na komşu
Tatil cenneti Bodrum’da Göltürkbükü ile Torba arasındaki Cennet Koyu’na komşu bölgede yer alan LoftElia Restaurant adını yörenin simgesi ‘zeytin’den alıyor. LoftElia Restaurant’ın başında, aynı zamanda İstanbul Karaköy’de eşsiz lezzetleriyle önemli bir müdavim kitlesine sahip Mürver Restaurant’ı da eşzamanlı olarak yöneten Şef Yılmaz Öztürk bulunuyor. Öztürk’ün
Ege ve Akdeniz mutfağında yerel tatları doğal ürünlerle buluşturduğu LoftElia’nın menüsünde atıştırmalık ve paylaşımlı başlangıçlarına açık ateş ve taş fırından et, makarna ve tatlı lezzetleri eşlik ediyor.
Taze ürüne göre günlük değişen menü
Restoranın menüsünde atıştırmalık ve paylaşmalı seçenekler öne çıkarken, elde edilen taze ürünlere göre menü günlük sürekli olarak yenileniyor. LoftElia’nın ilk menüsünde Enginar & Bottarga, Tatlı Patates, Levrek Marine, Humus & Kuru Et, Semizotu Salatası misafirlere servis ediliyor. LoftElia’nın ana yemek kısmında açık ateşte közlenmiş yaz sebzeleri salatası ile sunulan aAhtapot Izgara, odun ateşinde kabak çiçeği, balık kemiği sosu ile Sinarit & Kabak Çiçeği ve közlenmiş sebzeler ile ağır ateşte pişirilmiş dana ilik Antrikot Izgara misafirlere sunuluyor. Trüf ve Porçini Mantarlı Risotto ile Linguine Makarna & Istakoz Dilimleri de et seçeneklerine eşlik ediyor. Tatlı kısmında ise Ilık Çikolatalı Kek ve Keçi Sütü Dondurma var.
restaurant 56 hotel & hi-tech
yeni mekan
Türkiye’nin ilk Novikov restoranı Yalıkavak Marina’da açılıyor Dünyaca ünlü Arkadiy Novikov tarafından kurulan Novikov Grubu’nun köklerini temel alarak sezona hazırlanan Novikov Bodrum restoranı gastronomik deneyimler yaşamak isteyenleri lezzetli, taze ve sağlıklı yiyecekler ile buluşturmaya hazırlanıyor.
A
çtığı restoranlarda gittikçe yükselen kariyeri ile 2004 yılında “GQ Yılın Adamı”, “Hospitality 2004 Ödülü” ve 2009 yılında “Altın Köprü Ödülü” ne layık görüldü. İtalya, İngiltere, ABD, İspanya gibi birçok ülkede restoranlar açan Novikov Grubu hep yeni projeler üreterek restoranlarında farklı konseptler işliyor ve misafirlerine benzersiz deneyimler yaşatıyor. Miami, Moskova, Londra, İbiza, Sardinya Adası, Doha gibi dünyanın en önemli lokasyonlarında bulunan “Novikov” restoranı, Türkiye’de ilk kez Yalıkavak Marina’da açılıyor.
Mutfağı Clifton Ian Muil’a emanet Dünyaca ünlü Novikov Restoranları'nın ortak özelliği, dünyanın her yerinden
gelen taze balık ve kabuklu deniz ürünlerinin sergilendiği dolaptan seçeceğiniz ürünün, restoranın açık mutfağında istediğiniz şekilde pişirilmesi... Novikov Restoranları'nın Executive Chef'i Clifton Ian Muil, Novikov Bodrum açılışına özel bu yaz Bodrumlu misafirleri ile birlikte olacak. 60’tan fazla yerel personele istihdam imkanı sağlayan Novikov Bodrum, uluslararası bir mutfak, sıra dışı şekilde her gün gelişen Uzak Doğu deniz ürünleri, Novikov bahçesinden taze sebzeler ve markanın imza yemekleri ile Pan Asya mutfağını misafirlerine deneyimletmeyi planlıyor. Günlük olarak şekillenecek menü ile balık ve deniz ürünleri taze olarak servis edilecek.
restaurant 58 hotel & hi-tech
yeni mekan
Frankie Beach Club Susona Bodrum’a taşındı 2012 yılından beri “iyi yemek ve iyi müzik “mottosu ile yoluna devam eden Frankie İstanbul’un tecrübesi, Frankie Beach Club ile bu yaz Susona Bodrum’a taşındı. Yeme- içme ve eğlence hayatına yenilikler getiren felsefesi ile trendleri belirleyen Kaya Demirer ve ekibi Frankie Beach Club ile yaza Ege’de keyif, lezzet ve eğlence katıyor.
F
rankie Beach Club bu yaz “Power Lunch” konsepti ile farklı bir lezzet ve eğlence anlayışını Susona Bodrum’da yaşatıyor. Susona Bodrum’un, Torba‘da Ege’ye hakim plajına konumlanan Frankie Beach Club, alışılagelmiş Frankie tarzı kaliteli hizmet anlayışı, özel menüleri ve sıradanlıktan uzak eğlencesi ile 11.0020.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Bir Kaya Demirer markası olan Frankie Beach Club, uzun yıllardır Bodrum’da başlayıp ve olgunlaşan lezzet ve eğlence tecrübesini yıllar sonra yeniden Ege’nin eşsiz mavilikleri ile buluşturuyor.
Power Lunch konseptiyle öne çıkıyor “Power Lunch” konseptinin ön planda olacağı Frankie Beach Club’ın menüsünde; büyük balıklar, ağır ateşte pişmiş ortaya kemikli büyük etler, deniz mahsullü paella'lar, kabuklu deniz ürünleri ve benzeri Ege lezzetleri başrolde oluyor. Menüde, gerçek yerel ürünler kullanılarak lokal tariflere atıfta bulunan paylaşımlık tabaklar ve soğuk servis edilen oldukça az işlenmiş sebzeler başı çekiyor. Her boyda çeşit çeşit salata alternatifleriyle dikkat çekiyor. Ve son dönemin gözdeleri ‘Poke Bowl’lar Frankie Beach Club’ın menüsünde de yerini alıyor.
Frankie Beach Club, sosyal mesafeye sahip uzun masalarda dostlarla keyifli saatler, nefis yemekler ve müzik eşliğinde bir Bodrum deneyimi vadediyor. Gün ortasında 14.00’te hafif hareketlenmeye başlayan müzik, 18:00'e kadar yavaş yavaş ritmini yükselterek keyifli saatler yaşatıyor. Hafta sonları 18.00’de canlı müzik keyfi de sunan mekanda yerli ve yabancı unutulmaz parçalar hayat buluyor. Akşam 20.00’ye kadar açık olan mekanda günlük canlı performanslar yapılıyor.
Godiva Café, ilk kez Bodrum’da Dünyanın önde gelen premium çikolata markası Godiva, Bodrum Yalıkavak Marina’da açtığı kafe konseptli yeni mağazasında misafirlerine eşsiz bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor.
T
ürkiye’deki 14’üncü mağazasını Bodrum’da açan Premium çikolata markası Godiva, kafe konseptli yeni mağazasında misafirlerini gerçek Belçika çikolatasının doyulmaz lezzetleriyle buluşturuyor. Benzersiz pralin, trüf ve kare çikolatalarının yanı sıra dondurmalı profiterol, Belçika Waffle, Speculoos Krep ve çikolataya batırılmış taze meyveler gibi birbirinden farklı lezzetlerin yer aldığı yaz menüsüyle çikolata sanatını Ege sahillerine getiren Bodrum Godiva Café, açık havadaki oturma alanında enfes Godiva tatlarını keyifli bir atmosferde deneyimlemenizi sağlıyor.
Hem klasik hem yeni… Taze meyveler ve Godiva çikolatalarıyla
soğuk taş üzerinde hazırlanan dondurmanın yapım aşamasının izlenebildiği özel cam bir bölüme sahip mekânda, misafirler diledikleri dondurmayı ikonik Belçika çikolatasıyla birlikte sipariş edebiliyor. Dondurma çeşitlerine ek olarak Godiva Café’nin menüsünde, soğuk çaylar, limonatalar ve Belçika çikolatasıyla zenginleştirilen Chocolixir içeceği de bulunuyor. Yalıkavak Marina ve diğer mağazalarında gerek misafir gerekse çalışanlarının sağlığı ve güvenliği için Sağlık Bakanlığı’nın önerdiği tüm hijyen ve güvenlik önlemlerini almayı sürdüren Godiva, hem klasik hem de yeni lezzetlerini kafeleri aracılığıyla daha fazla noktada çikolata tutkunlarına sunmayı amaçlıyor.
restaurant 60 hotel & hi-tech
hijyen
Eczacıbaşı Profesyonel’den EDT’ye “kapsamlı yol haritası” desteği Salgın döneminde sektöre destek sağlamak için kolları sıvayan Eczacıbaşı Profesyonel; düzenlediği online eğitimler ve webinarların ardından şimdi de web sitesini bilgilendirici bir platform haline getirdi.
E
czacıbaşı Tüketim Ürünleri bünyesinde faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel, salgın döneminden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen ev dışı tüketim sektörünü destekleyici çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Normalleşme sürecinde sektördeki işletmelerin yeniden açılışlarına katkı sunmak amacıyla, Eczacıbaşı Profesyonel web sitesi bilgilendirici bir platforma dönüştürüldü.
de paylaşıldığı site Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın verdiği Sağlıklı Turizm Sertifikası’nı almak isteyen işletmelere gereken kriterler doğrultusunda yol gösteriyor.
Uzaktan eğitim ve webinarlarla tüm sektöre ulaşıyor
İşletmeler için açılıştan kapanışa kapsamlı yol haritası
Sektörün hijyen ve temizlik bilgisini desteklemek üzere COVID-19 içerikleri ile zenginleşen www. eczacibasiprofesyonel.com.tr; konaklama ve yiyecek-içecek sektöründen, AVM, spor salonu ve marketlere, gıda sektöründen güzellik merkezlerine tüm işletme gruplarının salgın sonrası uyması gereken kuralları ve alması gereken önlemleri kapsamlı bir yol haritası ile sektör profesyonellerine sunuyor. Sitede farklı alanlarda faaliyet gösteren farklı
ölçeklerdeki tüm işletmeler için ayrı başlıklar yer alıyor. Bu sayede her işletme kendi alanına yönelik özelleştirilmiş bilgilendirmelerden faydalanabiliyor. Çalışan güvenliğinden ana hijyen kurallarına, teknik bölüm aktivitelerinden kontamine olmuş alanların temizliğine, pek çok konuda uygulama yönteminin
Salgın sürecinde tüm uygulama ve hizmetlerini dijital platformlarda kesintisiz ve yoğunlaştırılmış bir şekilde sürdüren Eczacıbaşı Profesyonel, eğitim ve danışmanlık birimi EP Akademi’nin hazırladığı Uzaktan Eğitim Programı’nı hem sektöre hem de STK’ların ve Turizm öğrencilerinin online erişimine açtı. Sosyal medya hesaplarından düzenlediği canlı yayın ve seminerlerin yanı sıra uzmanların katıldığı webinarlarla tüm sektör çalışanlarına ulaşan Eczacıbaşı Profesyonel, temizlik ve hijyen konularında sektörün bilgi birikimini artırmayı hedefliyor.
restaurant 62 hotel & hi-tech
hotel-tech
HT Solar’dan rekor üretim Dünyanın en büyük güneş paneli üreticilerinden HT Solar, kurulduğu 2016 yılından bugüne dek küresel güneş paneli sevkiyatının 1GW’a ulaştığını açıkladı. 2019 yılında sadece ABD pazarına 400 MW güneş paneli ihracatı gerçekleştiren şirket, ABD’nin yanı sıra Avrupa ülkeleri, Ortadoğu, Güney Amerika ve Balkan Ülkelerine de güneş paneli ihraç ediyor. Türkiye pazarında da lider üretici konumda bulunan HT Solar, ISO 500 Büyük Sanayi Kuruluşları 2019 Listesi’ndeki sıralamasını da 2018 yılına göre 160 sıra birden yükselterek 191. sıraya yükseltti. Pandemi henüz Türkiye’de başlamadan, 2020 başında süreci öngörerek hammadde stoğu yaptıklarını, güçlü finansal yapıları ve tedarik zincirleri sayesinde de üretime ve sevkiyatlarına büyük oranda devam ettiklerini söyleyen HT Solar Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Ahmet Beler, “ HT Solar olarak, dünyanın ve Türkiye’nin sahip olduğu güneş enerjisi potansiyelini çevreci vizyonla daha iyi kullanmasına katkı sağlamayı ve enerji maliyetlerini düşürmeyi amaçlıyoruz. Üretim hattımızda yapacağımız iyileştirmelerle ve yeni yatırımlarla üretim kapasitemizi artırarak global projelere daha fazla panel tedariki sağlamayı ve yeni pazarlara açılmayı planlıyoruz.” dedi.
Otel misafirleri için temassızlık ilk sırada Otellerin pandemi döneminde ağırladıkları ilk müşterilerin genel talebi ‘Temassız otel uygulamaları’ oldu. Açılan otellerde temassızlık, dijital dönüşüm ve yeni normalde misafir ilişkileri konuları başta olmak üzere birçok ihtiyacı karşılayan platform ICI Teknoloji Satış ve Pazarlama Müdürü Bahadır Çakar, geliştirdikleri yöntemler ile tatil merkezlerinin kadim sorunlarına çözüm olduklarının altını çizerek, “Geliştirdiğimiz teknoloji yani ICI ile sadece ülkemizde değil 12 ülkede otelcilik sektöründe çok hızlı ilerliyoruz. Yıllardır dile getirdiğimiz ve danışmanlık yaptığımı kurumlara uygulamaya çabaladığımız oda dışı satış arttırıcı faaliyetler, temassızlık ve misafir ilişkilerinin dijital dönüşüme uğraması gibi konular bu sene sektörde en çok talep gördüğümüz konulardır. Geliştirdiğimiz mobil aplikasyonu kullanan oteller misafirlerine kusursuz bir dijital iletişim platformu sunmaktadır. Bu yüzden birçok otel, hem döneme ilişkin temassız misafir ilişkileri sürecini doğru yönetebiliyor, hem de misafiri tanıma, uzun vadede misafirleriyle iletişim için kalabilme sorununu çözebiliyor.” dedi.
KolayPeyk ile iş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeler cepte İş kanunları kapsamındaki kayıt ve belgeleri resmi evrak olarak dijitalleştiren KolayPeyk, turizm, perakende, inşaat, lojistik sektörleri başta olmak üzere işletmelerin işlerini kolaylaştırmaya ve değer katıyor. Platform sayesinde, işletmeler yasal dayanaklara uygun bir şekilde tebliğ ve tebellüğlerini personellerine yapıyor. Çalışanlar da, firmasından kendilerine gönderilecek olan tüm bildirimleri, rahatça evlerinden cep telefonlarıyla “zaman damgalı” olarak onaylıyor ve istedikleri dönemlerde de bordro gibi tüm bildirimlerini arşivden yeniden görüntüleyerek, ulaşabiliyorlar. Kolaysoft Teknoloji AŞ firmasının KolayPeyk ürünü ile içinde bulunduğumuz salgın günlerinde de, personele yapılacak duyuru, yazışma, bildirimler ve bu bildirimlere cevap alınması gibi konularda yaşanabilecek olası sorunların da önüne geçilmiş olunuyor. KolayPeyk, işverenlerin yükümlülüklerini kanuni açıdan ispatlamalarını sağlarken, ayrıca %90’nın üzerinde işverenin aleyhine sonuçlanan davaların da önüne geçilmesine imkan sağlıyor. Firmalar, çalışanlarına yaptıkları yazılı bildirimleri KolayPeyk ürünü üzerinden yaptıklarında, mevzuatta öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmiş olmaktadırlar ve zaman damgalı olarak gönderilen tüm belgeler, resmi evrak niteliği taşıyor.
Mitsubishi Electric’ten maske üreticilerine destek “Evden uzaya” kadar çok sayıda sektörde ileri teknoloji çözümleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric, pandemi döneminde önemli bir rolü bulunan steril maske üreticilerine dünya çapında destek sunmaya başladı. Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory uygulamaları için ilk basamakta yer alan iQ Monozukuri paketleriyle işlem, uygulama ve makinelerin her biri için en iyi çözümler sağlanıyor. Maske imalat makinesi yapımında yardımcı olacak iQ Monozukuri FACEMASK çözüm paketi, ücretli olan iQ Monozukuri CONVERTING ve iQ Monozukuri PACKAGING içinde yer alan fonksiyon bloklarının düzenlenmesiyle oluşturuldu. Mitsubishi Electric, maske makinelerinde kullanılacak olan ürünleri için fonksiyon bloklarını ve fonksiyon bloklarını açıklayan teknik dokümanları global web sitesinde kamuya açık olarak paylaşıyor. iQ Monozukuri FACEMASK çözüm paketi, örnek konfigürasyon ve projelerle makine üreticilerine rehber olması için hazırlandı. Maske üretimi için iki farklı konfigürasyonun yer aldığı çözüm paketi içindeki fonksiyon bloklarını açıklayan teknik dokümanlar ve kullanım kılavuzları, Mitsubishi Electric’in global web sitesinde kamuya açık olarak ücretsiz paylaşılıyor.öv
restaurant 64 hotel & hi-tech
ürünler
Profesyonel kablolama çözümleri için… Türkiye kabinet sektöründe Türk Standartları Enstitüsü’nün (TSE) onaylandığı ilk firma olan Estap, son teknoloji kullanarak geliştirdiği ProLine duvar tipi kabinet serisi ile sektördeki farkını ortaya koymaya devam ediyor. ProLine duvar tipi kabinetler özellikle ofis ortamları gibi daha az U boy gerektiren yatay segmentler için Legrand mühendisleri tarafından özel olarak tasarlandı. Estetik görünümlü, profesyonel ve kullanıcı dostu bir çözüm olmasının yanında güçlü ve kompakt yapısıyla da oldukça dikkat çekici bir ürün. 80 kilogram taşıma kapasitesi ile bilgi ağı içerisindeki tüm ihtyaçlarınızı sağlıyor. Duvar tipi çözümü ile birlikte tekerlek ve pinyon ayak kullanım imkanı ile de sizlerere dikili tip olarak masa altında veya başka bir ortamda hizmet edebiliyor. Çıkarılabilen arka panel yapısı kabinetin kolay montajına imkan verirken, kabinet duvara asılmadan önce içindeki cihazların kablolaması yapılabiliyor. Kabinette bulunan 4 yönden ulaşım imkanı, üst-alt kablo girişleri, arka panelde bulunan kapaklı kablo giriş holü ve opsiyonel olarak sunulan ek gövdeli kabinet seçeneği ile kullanıcılar için erişim ve kullanım kolaylığı sağlamasının yanında düşük iş gücü, zamandan tasarruf ve maliyet etkin bir çözüm sunuyor.
RATIONAL’den yeni iCombi Pro: Profesyonel mutfaklar için yeni standart
Paket servisi yapan catering firmanları için zorluklar çeşitli olsa da, bunlara RATIONAL tarafından verilen cevap basit: Akıl. Yeni iCombi Pro 4 akıllı fonksiyonu sayesinde önceki modele kıyasla %50 daha fazla yükleme kapasitesine, %10 daha kısa sürede pişirme yeteneğine ve %10 daha fazla enerji tasarrufu yapma kabiliyetine sahiptir. Ünite, kısmi ya da tam yükleme farkı olmadan pişirme kalitesinden ödün vermiyor ve işi aynı sürede tamamlıyor. iCombi Pro, sadece 12 dakika süren ultra hızlı ara temizlik sayesinde mutfaktaki zaman kaybını ortadan kaldırıyor. iCombi Pro akıllı üretkenlik, verimlilik ve esnekliği bünyesinde barındırıyor.
Eroğlu: “Yeşil Havalandırma konseptine uygun çalışıyoruz” Klima santralleri sektörünün öncü global markası Systemair, enerji verimliliği yüksek ürünler geliştiriyor ve proseslerini düşük enerji tüketimine yönelik olarak sürdürüyor. Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen küresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda toplumsal, ekonomik ve çevresel kalkınma için çalışan Systemair, odağına aldığı çevre konusunda önemli çalışmalara imza atıyor. Çevre Koruma Haftası kapsamında açıklamalarda bulunan Systemair HSK Genel Müdürü Ayça Eroğlu, şirketin ürün geliştirmeden geri dönüşüme kadar tüm süreçte çevre odağıyla çalıştığını söyledi. Eroğlu, hem Türkiye’nin LEED Gold sertifikalı ilk klima santrali fabrikası olarak tesiste yaptıkları çalışmaları hem de işletmelere sağladıkları katkıları aktararak; sürdürülebilirlik üzerine yaptıkları çalışmalarda hem çevre üzerindeki etkileri hem de insanların giderek daha fazla zaman geçirdiği iç mekân iklimlerine yaptıkları olumlu etkiler bakımından ürünlere odaklandıklarını söyledi.
Profesyonel ürünler, projelere uygun sistemler… Kablo kanalı sistemleri, yapıların enerji dağıtımı veya haberleşme için kullanılan tesisatlarında, izole elektrik kablolarının güvenli bir şekilde taşınması, sabitlenmesi ve desteklenmesinde önemli görevleri yerine getiriyor. Panasonic Life Solutions Türkiye tarafından geliştirilen VİKO by Panasonic marka kablo kanalı sistemleri ise alanında kalitesi ve teknolojisi ile öne çıkıyor. Güvenli kullanım ve estetik görünüm sunan VKD serisi sistem ve kablo kanalları, kolay montaj beklentilerini en iyi şekilde karşılamak için tasarlanmış bulunuyor. Viko45 ürün gamı ise kullanıcılarını kullanışlı, şık, geniş fonksiyonlu ve teknolojiye hizmet eden priz seçenekleriyle buluşturuyor. VİKO by Panasonic’in hayatı kolaylaştıran kablo kanalı sistemleri; güvenli kullanım ve estetik görünüm sağlıyor. Fabrikalar, iş merkezleri, alışveriş merkezleri, eğitim kurumları, sağlık kuruluşları, kamu binaları için ideal çözümler yaratıyor. Hızlı kurulum, IP40 ve kolay montaj özellikleriyle de beklentileri en iyi şekilde karşılıyor.