Hotel Restaurant & Hi-Tech December 2019

Page 1

TÜRSAB’da Firuz Bağlıkaya yeniden başkan

Mutfağın Picasso’su

Reşat Aydın iş’te kadın röportaj

Hülya Kaya

“İstanbul’u bir kadın gibi görüyorum”












Turizmde dostluk kazandı! TÜRSAB’da ‘Değişim Hareketi’ Firuz Bağlıkaya ile devam ediyor. Bugüne kadar en fazla üyenin oy kullandığı seçimler, bu yıl rekor bir katılıma sahne oldu. Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurullarının seçimi için sandık başına 4 bin 45 TÜRSAB üyesi seyahat acentası gitti. 4 bin 45 oyun 2 bin 510’unu alan Firuz Bağlıkaya, yeniden TÜRSAB Başkanı seçildi. Başkan Bağlıkaya’nın zafer konuşması öncesinde rakibi Davut Günaydın’ı sahneye davet ederek, seçimi dostane bir ortamda noktalaması övgüye değerdi.Deneyimli turizmci Davut Günaydın’ı da mücadeleci ruhu ve centilmen duruşuyla ayrıca tebrik ediyorum. Turizmin uzlaştırıcı ve barışçıl etkisi, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda püfür püfür esti, ne mutlu ki sektöre… TÜRSAB seçim sonuçlarının turizm sektörüne hayırlı olmasını diliyor, Firuz Bağlıkaya ve ekibini kutluyorum. İstanbul’un Turizmden Sorumlu ilk kadın Vali Yardımcısı. Genç, donanımlı ve vizyoner. ‘İnsanlara dokunmak ve onların hayatlarında bir fark oluşturabilmek’ idealiyle yola çıkmış. Hep hayalini kurduğu İstanbul’un turizm yönetimine talip profesyonel bir İstanbul sevdalısı. Sıcak, güler yüzlü ve samimi! Yeni görevinde, turizm sektörünün tüm seslerini büyük bir heves ve öğrenme azmiyle dinleyip, ortak akıl bileşkesinde buluşturacak kadar çözüm odaklı bir isim. İstanbul Valiliği Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Hülya Kaya ile yirmi yıllık kaymakamlık ve vali yardımcılığı tecrübesinden İstanbul’a uzanan kariyer yolculuğunu, bir kadına benzettiği İstanbul’u ve şehrin turizmine dair projelerini, hayallerini konuştum. Aşçılık mesleğine bütün hevesi, tutkusu “kahramanım” dediği babasından. Erzurum’un en kıdemlisi, bir dönem Turgut Özal’a aşçıbaşılık etmiş örnek bir babayla başlıyor, Reşat Aydın’ın mutfaktaki yolculuğu. O vakitler daha 13 yaşında bir çocuk… “Ben de birgün babam gibi iyi bir aşçı olacağım” hayalleriyle dopdolu… O kadar ki babasının “oku oğlum” nasihatlarına hiç kulak vermeden, ağabeyiyle terk ediyor ortaokul sıralarını.Erzurumlu Reşat Aydın’ın Türkiye’den Miami’ye uzanan başarılı mutfak yolculuğunu eminim keyifle okuyacaksınız. Yeni bir yıla girmeye hazırlanırken; 2020’nin tüm insanlığa ve ülkemize barış, mutluluk getirmesini temenni ediyor, şimdiden “mutlu seneler” diyorum… Keyifli okumalar dilerim.

ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com

GENEL MÜDÜR (Sorumlu)

EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K

TOLGA ÇAKMAKLI tolga.cakmakli@img.com.tr İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr

İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 Orhan GENCELİ Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Yönetim Kurulu Üyesi

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

ADRES İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



içindekiler 26

52

42 antre 14 Sektörden kısa haberler

36 İlhan: İki dünyanın en iyisini sadece teknolojiyle yakalayacağınızı sanıyorsanız…

işte kadın 52 Kaya: İstanbul’u bir kadın gibi görüyorum

gündem

38 Erkek çağından pek mutlu olunamayan ekonomide kadın çağı başlıyor!

marka

20 İstanbul Turizm Tanıtma Platformu resmen kuruldu

40 Aydın: 60 binin üzerinde ziyaretçi ağırlamaya hazırlanıyoruz

56 Türk mutfak devi Öztiryakiler’e Japon ortak

24 İmamoğlu: İBB Başkanıyım ama İstanbul turizmini birlikte yönetecek kadar da akıllıyım

42 TÜRSAB, yeni dijital rotasıyla ekonomiye 5 milyar TL ek gelir sağlayacak

58 Kayalar Endüstriyel Mutfak’a ‘2019 İyi Tasarım Ödülü’

26 TÜRSAB’da ‘Değişim’ Firuz Bağlıkaya ile devam ediyor

yeni yatırımlar

28 Kalender, B2B WorkShop etkinliğini mağaraya taşıdı

44 Sofitel İstanbul Taksim açıldı

30 Yatırımlarda İstanbul ve Antalya aşkı dinmiyor 32 Öner: İstanbul’a master plan tamam da, yapısal destek kısmı ne olacak? 34 Uğur: Avrupa’da turizmin elçisiyiz, tüm Türkiye’yi temsil ediyoruz

www.hotelrestaurantmagazine.com

şefin gözünden 64 Mutfağın Picasso’su: Reşat Aydın

46 Wyndham Çerkezköy Otel açıldı

etkinlik

48 Sianji Hotels, wellness otel sözleşmesi imzaladı

68 Sheraton Istanbul City Center’a görkemli açılış

50 Hagia Sofia Mansions Curio Collection By Hilton açıldı

70 Radisson Blu Vadistanbul, acentaları gazino gecesinde ağırladı


96

64

100

gastro etkinlik

gastro aktüel

hijyen

72 Balon turizmiyle havalanan Kayseri, gastronomisiyle de yükselecek

88 Gastronomi sektöründen kısa haberler

104 Eczacıbaşı Profesyonel ve Kärcher’den iş birliği

76 Kartın: Kayseri gastronomisinde üründen önce algı yönetimine odaklanılmalı

dosya

hotel-tech

92 Yeni yıl özel

106 Samsung’dan klima sektörüne yenilikçi çözümler

78 Uluslararası Gastromasa Konferansı 5. kez gerçekleşti

yeni mekan

80 Şahin: Sumak ve nar ekşisine talep çok fazla, dünyayı iyi yakalamak lazım

96 Eşsiz lezzet, müzik ve eğlencenin adresi: 1001 Lounge

82 500 yıllık Da Vinci Dönemi menüsü gün yüzüne çıkaran davet

98 Ataşehir’in lezzet ve eğlence durağı: Süslü Konak

84 Gastronominin Hatay ekonomisine katkısı bu panelde konuşuldu

100 Kartalkaya’ya yeni bir soluk: Morino

gastro güncel

101 Yeni nesil deneyim noktası: Vakkorama Cafe

86 Gıda sektörü her yönüyle masaya yatırıldı 87 Sözleşmeli tarım ile hem çiftçiler hem Türkiye kazanacak www.hotelrestaurantmagazine.com

fuar 102 Sirha İstanbul 15.314 kişiyi ağırladı

108 Viessmann Group Türkiye’deki 25. yılını kutladı

ürün 110 Ege Seramik Autumn Collection serileri ile tanıştınız mı? 111 Dyson’dan tüm zamanların en hızlı ve en verimli el kurutma makinesi

ürünler 112 Yeni ürünler


restaurant 16 hotel & hi-tech

antre

Global Yatırım Holding, bu yıl da endekste! Global Yatırım Holding (GLYHO), şirketlerin sürdürülebilirlik konularında halka açık bilgi paylaşımlarına bağlı olarak değerlendirildiği ‘BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde (XUSRD) bu yılda yer aldı. Geçen yıl girdiği ‘BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ndeki yerini koruyan Global Yatırım Holding, önemli bir başarıya imza atmış oldu. Global Yatırım Holding’in, şirketlere hem itibar kazandıran hem de rekabet avantajı sağlayan BIST Sürdürülebilirlik Endeksi’ne yeni döneminde de dahil olmasında sürdürülebilirlik ile ilgili alanlarda kapsamlı politikalara sahip olması, belirli çevresel indikatörlerde iyileştirmeler sağlaması, ISO9001:2015 Kalite ve ISO14001:2015 Çevre entegre sertifikasyonları gibi hedefleri taahhüt ettiği sürede yerine getirmiş olması ve Akdeniz Koruma Derneği’nin “Boncuk Koyu’nda Kum Köpekbalığı ve Üreme Alanı” projesinin desteklemesi gibi çalışmaları önemli rol oynadı. Grup önümüzdeki dönemde denizlerin yağmur ormanları olarak da adlandırılan mercan resifi yetiştirme projelerine destek olacak.

Polat Erzurum Resort Hotel’de kayak sezonu açıldı Türkiye’nin en gözde kayak destinasyonlarından Palandöken’de; muhteşem bir kış tatili geçirmeniz için Polat Erzurum Resort Hotel yenilenen yüzü ile konuklarını bekliyor. Kristalize kar dokusuna sahip Palandöken’in en güzel konumunda ve İstanbul’dan sadece 2 saat uzaklıkta bulunan Polat Erzurum Resort Hotel; lobisinde ve Şömine Bar’da gerçekleştirdiği renovasyon çalışmaları ile misafirlerine kusursuz bir konaklama deneyim vaad ediyor. Modern ve güvenli 4 kişilik liftleri, otelin hemen önünde yer alan telesiyej sistemi, herkesin ısıtmalı özel dolabı olduğu 500 metrekarelik modern kayak odası, dağ manzaralı kafesi Snowdeck ve karda çocuk oyun alanı ile Polat Erzurum Resort Hotel kayak tutkunlarının vazgeçilmez adresi.

İstanbul Sabiha Gökçen Terminal binası 10 yaşında Türkiye’nin ikinci, Avrupa’nın ise 12’nci büyük havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nın terminal işletmecisi İSG tarafından 31 Ekim 2009 tarihinde hizmete sokulan terminal binası, 10 yılını geride bırakıyor. Türk sivil havacılığının en önemli yatırımlarından biri olan Sabiha Gökçen Havalimanı terminali geride bıraktığımız 10 yılda yaklaşık 240 milyon misafire ev sahipliği yaptı. 2009 yılı sonunda 6.6 milyon yolcuyu ağırlayan Sabiha Gökçen Havalimanı, 10 yılda yolcu sayısını 6 kat artırarak 2019 yılı sonunda 36 milyon yolcuya ulaşmayı hedefliyor.

The House Hotel Grubu’nda yeni atama Kerten Hospitality’nin kalite ve bireysellik konusunda dünya çapında üne sahip, ödüllü, hızlı büyüyen lüks markası The House Hotel Grubu’nun Türkiye operasyonları Genel Müdürlük görevine Tolga Akıncı getirildi. Kerten Hospitality’nin şehir otelciliğinin yanı sıra Ege ve Akdeniz sahil şeridinde başlatmayı planladığı küçük-orta çaplı işletmeleri marka çatısı altında toplayarak genişleme stratejisinden sorumlu kişi de yine Akıncı olacak. Çalışma hayatına Grand Hyatt İstanbul’da başlayan Akıncı, Pera Palace Hotel’in restorasyon projesinde proje koordinatörü olarak görev aldı. Aynı otelde satış direktörü olarak çalışan Akıncı, Martı İstanbul Otel ve Radisson Blu Hotel’de çeşitli satış ve pazarlama pozisyonları ve CVK Park Bosphorus Hotel’de Genel Müdür Yardımcılığı gibi pozisyonların ardından son olarak Accor’a bağlı Mercure İstanbul Taksim Oteli’nin Genel Müdürlüğü’nü üstlendi.


www.jumbo.com.tr | @jumboturkiye | @jumbogastro


restaurant 18 hotel & hi-tech

antre

Accor Otel Grubu Türkiye’de de güçleniyor Fransa merkezli Avrupa’nın en önde gelen otel zinciri Accor Otel Grubu, 2019 yılı üçüncü çeyreğinde de rapor edilen büyümesinin paralelinde Türkiye’deki yatırımlarına devam ediyor. Grubun , üçüncü çeyrekteki büyümesine paralel olarak, uluslararası marka değerlendirme şirketi Brand Finance tarafından Accor çatısı altındaki “Mercure” markası da dünyanın en güçlü markası seçildi. Brand Finance Oteller listesinin “marka gücü” sıralamasında en üst sırada Mercure Otel markası yer alırken, Accor Otel Grubu’nun Türkiye’deki en yeni iki oteli olarak Mercure Sirkeci ve Mercure Bakırköy öne çıkıyor.

İstanbul ilk kez destinasyon standıyla Barselona’da Bu yıl 19 – 21 Kasım tarihleri arasında Barselona’da gerçekleşen IBTM World Fuarı’nda İstanbul ilk kez Türkiye standından bağımsız olarak kendi standında ziyaretçilerini ağırladı. Yaklaşık 200 m2’lik bir alanda yer alan İstanbul, destinasyon standında 12 katılımcı bankosunda 14 firma ve sektör kuruluşu yer aldı. Konuyla ilgili olarak ICVB Genel Müdürü Cemil Hakan Kılıç bir değerlendirmede bulunarak “Londra ve Barselona gibi İstanbul’un rakibi konumundaki pek çok şehir, ülke stantlarından ayrı olarak bu fuarlarda her yıl kendi destinasyon stantları ile temsil edilmekte. İstanbul’un da ilk kez bu fuarla kendi standında katılıyor olması, şehrimiz tanıtımı ve temsili açısından son derece önemli. Şehir konseptinin öne çıktığı bu uygulamanın diğer M.I.C.E. fuarlarında da sürdürülmesinin son derece faydalı olduğunu düşünüyoruz” dedi.

‘Yılın Havalimanı’ Ödülü İstanbul Havalimanı’nın… Açılışının birinci yılını kısa bir süre önce geride bırakan İstanbul Havalimanı, İngiltere merkezli havacılık sektörünün dünyadaki lider yayınlarından olan International Airport Review Dergisi okuyucuları tarafından “Airport of the Year” seçilerek küresel bir hub olma hedefinde uluslararası otoritelerin de takdirini kazandı. Aralarında Heathrow, Changi, Copenhagen Vancouver, Sydney ve Hong Kong gibi uluslararası havalimanlarını geride bırakarak “Airport of the Year” ödülünün sahibi olan İstanbul Havalimanı, Türk havacılık sektörünün bayrak taşıyıcısı olduğunu da kanıtlamış oldu.

Türkiye, Akdeniz’in en iyi kruvaziyer destinasyonu seçildi Uluslararası kruvaziyer turizmindeki gelişmeleri takip eden önde gelen ABD merkezli yayın kuruluşu Porthole Cruise Magazine, Türkiye’yi Akdeniz’in en iyi kruvaziyer destinasyonu seçti. Yayın, 1998 yılından bu yana okuyucu oyları ile çeşitli kategorilerde sektörün en iyilerini belirliyor. Küresel ağında Türkiye’ye gelen kruvaziyer turistlerin yüzde 62’sinin geçiş yaptığı Kuşadası, Bodrum ve Antalya kruvaziyer limanları bulunan dünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi Global Ports Holding (GPH) CEO’su Emre Sayın, “Türkiye kruvaziyer turizminin tekrardan yükselişe geçmesi için devletimiz ile birlikte ciddi efor sarf ettiğimiz bu dönemde Türkiye’nin en iyi kruvaziyer destinasyonu seçilmesi bizi çok sevindirdi ve daha da motive etti.” dedi.



restaurant 20 hotel & hi-tech

antre

Japonlar Türkiye’deki yatırıma hız verdi Bu yıl 40. yılını kutlayan dünya devi bir Japon markası HIS Global’in Japonya’da doğan, yıllardır cruise sektöründe bilinen global markalarından olan Cruise Planet, çok yakın bir zamanda İstanbul Nişantaşı’nda misafirlerine alışılmışın dışında, çok farklı bir anlayışla hizmet vereceği bir cruise showroom’u olan The House of Cruising Nişantaşı’nı açacağını duyurdu. 70 ülkede, 550’nin üzerinde ofisi ve 17.000 çalışanıyla edinilen 40 yıllık tecrübe; Japon vizyonerliği ve Türk misafirperverliği hizmet anlayışını birleştirerek Cruise Planet’i yönettiklerini belirten Cruise Planet Cruise Müdürü Onur Ovacık, “Merkez ofisimizin cesaretlendirmesi ve yeni ofisimizin hizmete açılmasıyla marketing bütçelerimizi de arttırarak, gemi turlarının Türkiye’de daha fazla tanınması için yoğun bir çalışma içine gireceğiz. Türkiye’nin Akdeniz’de en iyi cruise destinasyonu seçilmesi sayesinde, Türkiye ofisimizin Yunanistan, Azerbaycan, İran, Dubai ve Katar gibi ülkelerde de Cruise Planet’in marketing-satış çalışmalarının bizzat bizim tarafımızdan yapılması konusunda bir karar almıştır.” dedi.

Bağlıkaya, Şişli’de acenta temsilcileriyle buluştu TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, Genel Kurul’a sayılı günler kala İstanbul Şişli’de faaliyet gösteren seyahat acentaları ile bir araya geldi. TÜRSAB Şişli BTK Başkanı Aylin Güneşli ev sahipliğinde gerçekleşen toplantıda 250’nin üzerinde acenta temsilcisi yer aldı. 21 aylık görev süresince yapılanları anlatan Bağlıkaya, “18 yıllık yönetim ve anlayışın arkasından yepyeni bir şeyler yapmaya çalıştık. Birliğimiz, yönetmelik olmadan idare ediliyordu. Göreve gelir gelmez 11 yılda çıkarılmayan yönetmeliği hazırladık ve yürürlüğe soktuk. İSO 9001 Belgesi alarak TÜRSAB’ın kurumsallaşma sürecini taçlandırdık” dedi. Acentalara ‘Genel Kurul’a katılın çağırısı da yapan Bağlıkaya, “Bu toplantıların amacı görev süremizle ilgili sizlere hesap vermek. Biz size hesap vermeye geliyoruz. Siz de lütfen kongreye katılın, oyunuzu kullanın. 30 Kasım-1 Aralık’ta Genel Kurul’a katılın. Gelmeyen arkadaşlarınızı ikna edin. Kongremiz kardeşlik ve barış içinde, el ele, kol kola geçsin istiyoruz. Yeni yönetimimizi seçeceğiz, yepyeni bir döneme yeni umutlarla devam edeceğiz” diye konuştu.

Sabiha Gökçen’de uzun mesafeli uçuş başladı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda uzun mesafeli uçuşlar 16 Kasım itibariyle başladı. İki ülke arasında son yıllarda artan uçuş trafiği ile birlikte, Malezya Havayolları’na ait Airbus A330 tipi uçaklar, Cumartesi günleri olmak üzere Kuala Lumpur ve Sabiha Gökçen Havalimanı arasında charter seferleri yapacak. 16 Kasım 2019 - 11 Ocak 2020 tarihleri arasında hizmet verecek olan bu rota, Malezya Havayolları’nın Londra rotasından sonra Avrupa’ya yapılan en uzun 2. uçuşu olacak.19 business ve 268 ekonomi sınıfı ile toplam 287 koltuk bulunan A330’lerin uçuşları 3 ay boyunca Türkiye’den Dorak Holding işbirliği ile gerçekleştirilecek. Malezya Havayolları’nın seferlerine başlaması nedeniyle Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir karşılama töreni düzenlendi. Apronda geleneksel su takı ile karşılanan uçak daha sonra körüğe yanaştı ve uçuş ekibine çiçek takdim edildi.

Turizm Öğrencileri Kongresi, Ankara’da gerçekleşecek 10. Lisansüstü Turizm Öğrencileri Araştırma Kongresi, 18-21 Haziran 2020 tarihlerinde Ankara’da, Atılım Üniversitesi Kampüsü’nde gerçekleşecek. Atılım Üniversitesi İşletme Fakültesi ile Anatolia: Turizm Akademisi’nin iş birliğinde düzenlenecek olan kongrenin şu bölümlerine bildiri gönderilerek başvurulabilir: Lisansüstü tezler bölümü; önceki kongrelerde olduğu gibi turizmin konu veya uygulama alanı olarak inceleyen lisansüstü tez çalışmaları (tamamlanmış veya devam eden) bu bölümde sunulacaktır. Doktora tezleri: (a) Devam eden doktora tezleri, (b) Tamamlanmış doktora tezleri. Yüksek lisans tezleri: (a) Devam eden yüksek lisans tezleri, (b)Tamamlanmış yüksek lisans tezleri. Serbest Bildiriler Bölümü: Araştırma Bildirileri: Bu bölüm Lisansüstü öğrenci, akademisyen ve araştırmacıların hazırlayacakları “turizmi konu almış araştırma bildirilerine” ayrılmıştır. Bu bölüme önerilecek bildirilerde konu sınırlaması bulunmamaktadır. Herhangi bir yerde ücretli olarak çalışmayan (mali durumu sınırlı) kongre katılımcısı 50 yüksek lisans veya doktora öğrencisi Atılım Üniversitesi Öğrenci Evleri’nde (konaklama + kahvaltı) ağırlanacaktır. Bu öğrencilerden kongre katılım ücreti alınmayacaktır. Başvuru bilgileri “Kayıt ve Konaklama” sayfasında yer almaktadır.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem

İstanbul Turizm Tanıtma Platformu resmen kuruldu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla kurulan, genel koordinatörlüğüne eski Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü, emekli vali yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı getirilen Turizm Tanıtma Platformu bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen tanıtma toplantısında kuruluşunu resmen duyurdu.

İ

stanbul turizminin gelişmesine yönelik yatırım, denetim, iletişim, tanıtım ve pazarlama konularında koordinasyonu sağlamak üzere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla kurulan Turizm Tanıtma Platformu, bugün İstanbul Kongre Merkezi’nde sektör temsilcilerine yönelik düzenlediği tanıtım toplantısıyla resmen kuruluşunu duyurdu. Şehrin turizm gelirleri ile turist sayısını arttırmaya yönelik çalışmalarında, sektör temsilcileriyle iş birliği ve koordinasyon içinde yol alması hedeflenen platformda İBB üst yönetimi, Valilik Birimleri, Sektör Temsilcileri (TÜRSAB, TÜROB, TTYD, İTO, İRO vb.) Meslek Odaları, Vakıflar, Uluslararası Kurumlar, Duayenler ve İBB Kardeş Şehirleri’ne kadar sektörün çok geniş yelpazede temsilcileri yer alıyor. Turizm çalışmalarını, inanç turizmi, sağlık turizmi, tarih-kültür-sanataktivite turizmi, ekoturizm-doğa/gençlik turizmi, eğlence-gastronomi turizmi, spor turizmi, kongre turizmi, kruvaziyer turizmi, iş turizmi ve eğitim turizmi gibi komisyonlarla yürütecek olan platform

toplantısında şehrin turizm potansiyeli ve geleceği bütün yönleri ile masaya yatırıldı.

Taşbaşı: “İstanbul turizminde halen hak ettiğimiz yerde değiliz”

İmamoğlu’nun göreve gelmesinden sonra kurulan Turizm Tanıtma Platformu toplantısının açılış konuşmasını yapan Turizm Tanıtma Platformu Genel Koordinatörü Cumhur Güven Taşbaşı, İstanbul turizminin halen hak ettiği yerde olmadığına vurgu yaparak şunları söyledi: “İstanbul’u anlatmaya kelimeler yetmez. Dünyada eşi benzeri olmayan bir şehir. İki kıtayı birleştiren, ortasından deniz geçen, geçmişte birçok medeniyete başkentlik yapmış bir kent burası. Fakat halen turizm de hak ettiğimiz yerde değiliz. İstanbul’a her yıl gelen ziyaretçi sayısı artıyor. Bugün 14 milyona yakın ziyaretçiden bahsediyoruz. Ama 2014 yılı rakamları ile karşılaştırdığımızda, şehrin bugün çok daha yüksek yerlerde olması gerektiğini düşünüyoruz. 2014’te bu rakamları yakalamışız, kişi başı gelir olarak daha ileriydik. 160 ile 180 euro aralığındaydık. Şu anda ise 60 ile 80

euro arasındayız. Bu veriler ise İstanbul için mücadele etmemiz ve birlikte çalışmamız gerektiğini gösteriyor. Kongre turizminde ilk 7. sıradaydık. Cruise seferlerinde de çok iyi bir noktadaydık. Umarım Galataport ile bu sayılar yeniden artacaktır. İstanbul’a gelecek ziyaretçi sayısında ciddi bir artış olacaktır. Daha az gelir grubuna sahip olanlar gelmiştir. Bunu daha üst seviyelere çekmemiz ve profili düzeltmemiz gerektiğini düşünüyorum. Sağlık turizmi yılda 3.5 milyar dolar gelir getiriyor. Eğer bu denetimli ve profesyonel yapılırsa, 15 milyar dolar olacağı söyleniyor”.

“Bugün itibariyle İstanbul Turizm Tanıtma Platformu resmen kurulmuştur”

Turizmde kararların hızla değiştiğini, insanların sosyo ekonomik, özgürlükler, hukuk, dijital gibi parametrelerin önemini vurguladığını ifade ederek sözlerine devam eden Taşbaşı, karar vericilerin bu parametreleri önemsemeleri gerektiğine dikkat çekerek, “Bu gelişmelerin ışığında 24 Haziran seçimlerinden


Cumhur Güven Taşbaşı

sonra, İstanbul’da bir özgürlük ve barış rüzgarı Sayın Ekrem İmamoğlu’nın seçilmesiyle esti. Sayın Başkan, bize turizmde, demokratik, katılımcı, adil bir yapı olmasının talimatını vermiştir. Bunun üzerine biz de İstanbul Turizm Tanıtma Platformu’nu oluşturduk” dedi. Başkan İmamoğlu’nun talimatının ardından ilk olarak bir literatür taraması yaptıklarını aktaran Taşbaşı, eylül ayında bir ofis kurduklarını belirterek, “Kamu, üniversiteler, STK’lar ve yerel halk temsilcilerinden oluşan bir havuz oluşturduk. Başta İstanbul Valiliği, Deniz Ticaret Odası, Şoförler Odası gibi 20’den fazla kurum, 4’ten fazla üniversite, 3’ten fazla sağlık kuruluşu 60’dan fazla kişi ile görüşme yaptık. Bu görüşmeler doğrultusunda İstanbul için kısa dönem bir çalışma yapacağız. Bu bilgiler ve belgeler ile acil eylem planı hazırladık. Bugün itibariyle İstanbul Turizm Tanıtma Platformu resmen kurulmuştur. Platformun kurulmasında başta Sayın Başkanımız Ekrem İmamoğlu, belediyenin ilgili birimleri, STK’lara ve herkese sonsuz teşekkürlerimizi iletiyorum” diye konuştu.

Biçer: “Turizmi sürdürülebilir kılmak için çalışacağız”

Cumhur Güven Taşbaşı’nın ardından Platform Koordinasyon Birimi Genel Koordinatörü Özcan Biçer, platforma ilişkin detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Turizmde istikrarlı bir yapının olduğunu belirten Biçer, İstanbul’un doluluklarda elde ettiği başarıyı turizm gelirlerinde yakalayamadığını kaydederek, “Stabil bir sektörüz. GSM’nin yüzde 10’u ve istihdamın da 10 milyonluk kısmına karşılık gelen bir sektörden bahsediyoruz. Çok ziyaretçi var ama hepsine ulaşmıyoruz. Türkiye’yi ziyaret edenlerin üçte biri İstanbul’a geliyor. Turizm belgeli tesislerimiz var. İstanbul’a gelenler, 2.6

Kaya Demirer

gün kalıyorlar. Diğer illerde daha fazla kalıyorlar. 2020 yılında da İstanbul turizm gelirleri, 16- 17 milyar dolar civarındadır” dedi. Biçer, İstanbul’un kentsel turizm alt yapısında çok iyi olmadığı gibi kentin bir turizm politikasının olmamasına da dikkat çekti. Önümüzdeki dönemde gelen turist sayısını arttırmak gerektiğine işarete den Biçer, “Herkes için ayrı ayrı yapılar kuracağız. Hepimizin katkısı ve emeği olacaktır. Sürdürülebilir olması da en büyük hedeflerimizden biri” şeklinde konuştu.

Demirer: “Gastronomi denilince Anadolu mutfağı konuşuluyor, İstanbul konuşulmuyor”

Turizm sektörünün, İBB’nin turizmle ilgili tüm birimleri ve yönetim kadroları ile buluşma olanağı bulduğu tanıtım toplantısı sektör temsilcilerinin kısa konuşmalarıyla devam etti. Toplantıda ilk söz alan TURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) Başkanı Kaya Demirer, şöyle konuştu: “Bugün burada turizme yön veriliyor. Gastronomi denilince Anadolu mutfağı konuşuluyor, İstanbul konuşulmuyor.

Sedat Bornovalı

Kentte balıkçılıkla ilgili sorunlar var, bunları aşmalıyız. Gastronomi moda ve sanat ile birleşirse asıl büyük bir etki yapar. Sokak lezzetlerini geliştirmeliyiz. İstanbul’un gastronomi merkezi eksik. Büyük metropollerdeki gibi hem pazaryeri hem yeme içme yerlerinin olduğu bir gastronomi merkezine ihtiyaç var. Tıpkı Londra ve Barselona’daki gibi. Biz yatırımlarını da size yaptırırız. Gelir projemizi anlatırız. İstanbul mutfağını anlatan bir dijital baskı kitabının olmasını istiyoruz. İBB himayesinde İstanbul gastronomi rotalarının olmasını önemsiyoruz. Londra’da 20 milyon turist, 25- 30 milyar dolar turizm geliri var. Baktığınızda Londra ve Dubai’nin en önemli özelliği, yüzde 25 oranında yeniden gelen ziyaretçi sayısıdır. İstanbul’da da bu sayıyı arttırmalıyız. İşte o zaman 80 dolarlardan 170 milyar dolara çıkacaktır. Bir şehirde ekonomik geliri arttırmak için gastronomi önemli bir güçtür. İstanbul bizim, turizm geleceğimiz”.

Bornovalı: “İstanbullu olmayı, turiste de yaşatalım”

İstanbul Rehberler Odası Başkanı Sedat Bornovalı, “Kısa sürede uzun söylevler zordur. Bizim mesleğimiz konuşmak.


restaurant 24 hotel & hi-tech

gündem

Müberra Eresin

Oya Narin

Firuz Bağlıkaya

Turizm için ne gerekiyorsa, her şey hazır. Biz mutlu isek, turizm zaten mutlu oluyor. İstanbullu olmayı, turiste de yaşatalım. Bugün İstanbul’a bağlı 5 bin turist rehberimiz vardır. Dünyanın en pahalı markaları veri satıyor. Bize doğrudan aktaracakları bir veri olmalıdır. Turistlerin bize anlattıklarını anlatabiliyoruz” dedi.

Narin: “Turizm ajansı gelirlerinin %60’ının Türkiye tanıtımına, %40’ının da şehirlere ayrılmasını talep ediyoruz”

TTYD’nin 50 milyar dolarlık yatırım portföyünü temsil ettiğini kaydeden Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, “İstanbul Turizm Tanıtma Platformu, sektörün bir çatı altında yönetilmesi manasında çok önemli bir boşluğunu dolduracaktır. Ben bir iş kadını olarak mutluyum. Bu yapının, İstanbul’un dünyada hak ettiği yere ulaşması anlamında ciddi katkı sağlayacağı düşüncesindeyim” dedi. Dünyada çok önemli yatırım markalarının yatırım taleplerini arttırdıklarını söyleyen Narin, “İstanbul’da bir envanter planı oluşturulması, yatırım ortamının yerli ve yabancılar için yeniden yapılması hepimiz için önemli bir adım olacaktır. Bu, bizim 30 yıllık planımızı ortaya koyacaktır. Yine bu süreçte Turizm Ajansı’na destek vereceğiz. Ancak ajans gelirlerinin yüzde 60’ının Türkiye tanıtımına, yüzde 40’ının da şehirlere ayrılmasını talep ediyoruz” dedi.

Eresin: “Hizmet kalitesini otel içinde ve dışında standartlaştırmak platformun ana hedeflerinden biri olmalı” Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin de yaptığı

konuşmada, İstanbul turizminin ortak olarak yönetilmesinde Cumhur Güven Taşbaşı’na tüm desteği vermeye çalıştıklarını ifade ederek, “Otellerimizde çok kaliteli, yüksek standartlarda hizmet veriyoruz. Turist otelin dışına çıktığında da aynı kaliteyi, aynı yüksek standardı bulabilmeli. Platformun çalışmalarının ana hedeflerinden biri bu yönde olmalıdır” dedi.

Bağlıkaya: “Yol Güzergâh Belgesi alma zorunluluğuna İstanbul’da da çözüm bekliyoruz” Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz Bağlıkaya ise, “İstanbul çağlar boyu uygarlıklara ev sahipliği yaptı, 8 bin yıllık geçmişiyle dünyanın dört bir yanından turist geliyor. Bu yıl ilk kez İstanbul’a 15 milyon turist gelecek. Ziyaret sayısındaki artış her zaman memnuniyet vericidir. Asıl hedef, geliri artırmaktır. Bu bağlamda, destinasyon imajını güçlendirecek adımların atılması önemlidir. İstanbul,

gelenekselle moderni buluşturuyor. Bu güzel değerlerimizi tüm dünyaya açarak, yaklaşım sergilememiz gerekmektedir” dedi. Konuşmasının devamında Ankara ve İzmir’den sonra, İstanbul’da da UKOME kararı ile seyahat acentalarının omuzlarına yüklenen “Yol Güzergâh Belgesi” alma zorunluluğuna çözüm bulunmasını isteyen Bağlıkaya, İmamoğlu’na seslenerek, “Sayın Başkanım, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği olarak; Ankara ve İzmir’den sonra, İstanbul’da da bu soruna çözüm bulunacağının müjdesini turist taşımacılığı yapan binlerce seyahat acentamız ile birlikte sizden bekliyoruz. İnanın bu yöndeki kararınız, İstanbul turizminin gelişmesine, hizmet kalitesinin yükselmesine ve turist memnuniyetinin artmasına büyük katkı sağlayacaktır. Tüm amacımız hizmet kalitemizi maksimuma çıkarmaktır. Turistin İstanbul’dan tekrar gelme planları yaparak ayrılmasını sağlamaktır.” şeklinde sözlerini tamamladı.



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

EKREM İMAMOĞLU “İBB Başkanıyım ama İstanbul turizmini birlikte yönetecek kadar da akıllıyım”

İ

stanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim vaatleri arasında bulunan İstanbul Turizm Platformu sözünü tuttu. 18 Kasım Pazartesi günü İstanbul Kongre Merkezi’nde sektörün yoğun katılımıyla gerçekleşen tanıtım toplantısında turizmcilerle bir araya gelen İmamoğlu, önce sektör temsilcilerini dinledi, arkasından İstanbul turizmine dair kısa ve uzun vadeli projeleri anlattı. İBB Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu konuşmasında şu konulara değindi:

“Master plan yapma konusunda bayağı yetenekliyim”

“İstanbul Turizm Platformu Tanıtım Toplantısına hoş geldiniz. Öncelikle çok özel bir an. Çünkü önemli bir işe imza atıyoruz. Turizm Platformu, bizim demokratik katılım konusunda, herkesin kendini içinde hissedeceği katılımlardan birisi olacaktır. Bu ilkini temsil ediyor. Göreceksiniz, yarınlarda, çok daha farklı konularda platformlar oluşturacağız. Bunlar bazen ticari, bazen toplumsal amaçlı hedeflere dönük olacak. Çünkü biz en başta şunu söylemiştik, ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Ama bu kenti sizinle bir arada ve birlikte yönetecek kadar da akıllıyım. Tek başına yönetmek akıl işi değil biliyorsunuz. İstanbul turizmini birlikte yöneteceğiz. Kendimi bu kentin moderatörü olarak tanımlıyorum. Dolayısıyla bu platformun oluşumunu çok önemsiyorum. Günün imzası bu. Çünkü hayatımın en önemli imzasını da bugün attım. Bundan 18 Kasımda evlenmiştim. Çeyrek yüzyıla doğru gidiyor. Ben bir araya getirmeyi de severim. Çünkü bugün ayrıca eşimin doğumgünü. Benden herhalde bu kadarını beklemiyordunuz. Ama bir de oğlumun doğumgünü. Master plan yapma konusunda bayağı yetenekleyim.

“İstanbul’un Turizm Master Planı’nı hazırlıyoruz” Bir şehrin yüzünün gülmesi lazım. Bir toplumun mutlu ve huzurlu olması lazım. Bu enerji insanları kendisine

çekebilir. Yüzü asık bir esnaftan kimse alışveriş yapmayı sevmez. Biz daha çok yüzü gülen, dünyaya pozitif enerji veren bir kent olmaya kararlıyız. Turizm en büyük lokomotif olacak. Turizm Master Planı’nı hazırlamak şart. Bu, tek başına teknik bir tanım değil, uygulamaya geçildiğinde aslında çok stratejik, başarısı yüksek muazzam bir planlamadan bahsediyoruz. Tabii bu tür planlamalar katılımcılıkla, deneyimler le mükemmel olabilir. Dolayısıyla bu platformun temel yürüyüşü, bu katılımcılığı en üst düzeyde tutacak ve sizlerin içinde olduğu bir sistemle süreci tamamlayacağız. Turizm açıkçası, krizlere rağmen, varlığını sürdürüyor. Bacasız sanayidir. Sunduğu ürünleriyle, enerjisiyle, yemekleriyle, sanatıyla, kültürüyle, tümüyle katma değeri bu ülkeye aittir. Ara ürün yoktur. Bu noktada herkesin kendisine dikkat etmesi gereken de bir sektördür. Aklınıza gelen herkesin, her kurumun kendisine dikkat etmesi gerekiyor. Bir çalışandan en üst düzeye kadar, bu sektörün yaptığı her işi bir ülke adına ne kadar önemli olduğunu bilerek hareket etmesi gerekiyor. Tabiri caizse, her birisi bir temsilci. Bu bakımdan kampanyamız

boyunca, her sektörün dertlerine kulak veren bir yönetim olacağız dedim. Sistem koordine edeceğiz demiştik ve bunu ortak akılla yapacağımızı söylemiştik. Bu konuda İBB en üst seviyede moderatörlük görevini yerine getirecek. İBB’de etkili kurumları kuracağımızı taahhüt etmiştik. Bunlardan birisi olan İstanbul Yatırım Ajansı’nı çok önemsiyoruz. Dünyada bunun örnekleri de var. En son dünyanın en başarılısı olan Londra’yı ziyaretinde Londan Parkers diye bir kurumları var, üst düzeyde başarılar elde etmişler. Bir deneyim paylaşımı yaptık. Kendileriyle bu ayın içerisinde İstanbul’da bir çalışma yapacağız. Ardından da turizm çalıştayının da bir parçası olmalarını istedim ve katılacaklarını dile getirdiler.

“Aralıkta Turizm Çalıştayı yapacağız”

Aralık ayının ortasında bir turizm çalıştayı yapılması ve 2020’ye gerçekten orada bazı kararların alınmış hale girmemiz gerektiğinin de altını çizdik. Bu konudaki hazırlığı da hepinizden talep ediyoruz. Turizm sektörüne yönelik vizyonumuzu, çok daha üst seviyeye taşımak adına yönetimimiz bu parametreleri harekete


geçirmeden olmayacağının farkındayız. Bugün Türkiye’ye gelen her 3 yabancı ziyaretçiden birisi İstanbul’a geliyor. Dönemsel bir sorun yaşadığımız ortada. 2013 sonrası yaşadığımız bazen siyasi bazen farklı sorunlarla ne yazık ki bir düşüşe geçtik. Ama bugün gelinen noktada harekete geçme dönemindeyiz. Birçok şehir, kendi nüfusunun 2 katı turist çekerken, gelirleri bizim 2-3 katımız iken, bugün bizim durduğumuz ortamda veriler bizi mutsuz ediyor. Halbuki dünyadaki bütün otoritelere baktığımızda İstanbul gerçekten öncü kent olmayı hak ediyor. İstanbul için ilk 5 hedefi diyorlar. İstanbul için ilk 5 makul bir hedeftir. Ama birinci olmayı hedeflemeliyiz. Özellikle Türkiye’nin dünyadaki değerini de anlamak için haritaya bakmak yeterlidir ya, dünya haritasına baktığınızda bunu görürsünüz. Dolayısıyla bu renk ve çeşitliliğe sahip bu kentin ilk 5’te olması doğru bir hedeftir. Ama gerçekten birincilik hedeflenmelidir.

2050 vizyonunu çalışıyoruz. İstanbul Turizm Platformu, İstanbul vizyonunun bir parçasıdır, bu vizyonu hep beraber belirleyeceğiz. Ama biz bu şehrin 2050’ye vardığında dünya çapında hedefler koyması lazım. Şehrimizin denizi, kültürü, tarihi, gastronomisi ile yapacağız bunu. İstanbul aynı zamanda Bursa, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne gibi yakın coğrafyanın da lokomotifi olma sorumluluğu da vardır. Bunu başardığımız takdirde hem Türkiye hem de İstanbul turizminin nerelere taşıyacağımızı hepimiz görüyoruz. Değerli dostlar, hak ettiğimiz yere ulaşmak için, elbette ki planlayacağız, sürece stratejik bakacağız. Global rekabeti doğru anlayıp, el birliğiyle karar alacağız. Hamasi kararı bu sürecin içine dahil etmeyeceğim Sektörün içindeki herkesin sesine kulak vereceğiz. Bu ortak akılla da uzun süreli kararlar alacağız. Yap-boza asla izin vermeyeceğiz. Kişiye göre karar almayacağız. Siyasi görüşe göre karar vermeyeceğiz. Bu şehre ihanet edilmesine asla fırsat vermeyeceğiz. Özellikle, omuz omuza verip, bu şehrin turizmi örnekleri ile hep birlikte kazanacağız.

değil. Şehrin bir master planı vardır. Örneğin bu arıtma tesisi İstanbul’un belediyesinin Master planında yok. Ben de aradım bulamadım. Onun için bazı şeylerin olmaması gerekiyor. Bu bakımdan, her yer bir fırsat… Adalar bile turizm için yeterli olur, kendini anlatmak için yeterli olur. Biz Adalar için bir master plan başlattık. Adalar’a bir hedef koyacağız. Turizm, kültür, sanat hedefi koyacağız. Adalar’a kimlik kazandırmak istiyoruz. Tabii akşamdan sabaha değil, sizlerin katılımlarıyla. Marka festivallerle İstanbul’un yaratıcı potansiyelini de ortaya çıkaracağız. İstanbul neden bir Broadway olmasın? Özellikle kültür sanattaki süreçlerde İstanbul’un yaratıcı potansiyelini açığa çıkaracağız. İstanbul’da bu yönüyle aslında demokrasi ve özgürlük modelini en üst seviyeye getirip dünyaya da anlatacağız. Göreceksiniz hep birlikte başardığımızda o anlattığım birinci turizm kenti İstanbul’un hedefini 2050’ye hep beraber hazırlayacağımızdan bir şüphe duymuyorum. Kişi başı gelir açısından da en az 2 katına hızlıca ulaşması gerektiğini ama çok yakın planda hızlıca yüzde 25 seviyelerinde artışı yakalamamız gerektiğini düşünüyorum.

“Marka festivallerle İstanbul’un yaratıcı potansiyelini ortaya çıkaracağız”

“Turizmin kadın istihdamına çok yoğun katkı yapacağını şimdiden görüyorum”

“2050 vizyonunu birlikte belirleyeceğiz”

İstanbul’da muazzam fırsatlar var. Haliç ayrı bir kıymettir. Haliç’e gözümüz gibi bakmalıyız. Onun için ben 130 bin metrekarelik alanda bir gereksiz biyolojik arıtma tesisine karşı çıktım. Bir arıtma tesisini bu şehirde harekete geçirmek önemli ama orası değil! İşte bunlar bir heyetin anlık bir kararıyla olacak şeyler

Bu sektörün başka bir tarafı var. Benden önceki konuşmacılar da neredeyse yüzde 50 dengesini sağlayan kadın yöneticilerimizin kimliği de aslında kadın istihdamında da çok ön planda olabilecek bir sektörden bahsediyoruz. İstanbul’da işsizlik sorunu en üst seviyede. Zaten İstanbul’da bir şeyler

ters gidiyorsa Türkiye’de ters gider. Onun için yaptığımız her bir çaba aslında milli meseleye katkıdır. Biz burada turizmi canlandırıyorsak buluyoruz ki Türkiye turizmine de katkılar sağlayacak. O bakımdan turizmdeki bu katkı hızlıca istihdama pozitif şekilde yansıyacağı konusunda hiçbir tereddütümüz yok. Bu bakımdan turizm sektörünün kadın istihdamına çok yoğun katkı yapacağını şimdiden görüyorum. Kadınlarımız sorun da yaşamayacak. Çünkü onlar için başka bir kampanya başlattık. 150 kreşi bir yıl içinde bu şehire hediye edeceğiz. Sadece 150 kreşle bile, 15 bin anneye özgürlük tanıtacağız ve iş bulmasına olanak sağlayacağız.

“İstanbul İstatistik Ofisi ve İstanbul Gönüllüleri Platformu’nu kuracağız” İstanbul İstatistik Ofisini de Aralık ayında tanıtacağım. İstanbul Gönüllüleri Platformu’nu kuracağız. Bu şehrin, turizmde, sanatta ve daha pek çok alanda gönüllüleri olacaktır. Bu yakın coğrafyanın merkezi olacağız, birlikte başaracağız. Biz bütün bunları harekete geçirdiğimizde, turizmde gelecek nokta başarılı olacaktır. Bu konuda, İstanbul Turizm Platformu’ndan talimat almaya hazır bir belediyeyiz. Elbette ki TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya bize mesajı verdi, haklı buluyoruz. İBB olarak bu konuda samimi çalışıyoruz, uzağında değiliz. İstanbul, iş potansiyelini üç katına çıkaracak bir kenttir. İstanbul 2050’de yeşil bir şehir olacaktır. Bunu omuz omuza vererek sağlayacağız”.


restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem

Yatırımlarda İstanbul ve Antalya aşkı dinmiyor Karadeniz’de yavaşlama sürdü Konaklama sektörü yatırımlarında 9 ayda proje sayısında düşüş olurken, yatırım tutarı yüzde 7.5 arttı. Karadeniz’de yavaşlama devam etti. Antalya ve İstanbul’un yatırım talebindeki ağırlığı sürdü.

K

onaklama sektörü yatırımları yılın 9 aylık döneminde parasal olarak artarken, proje sayısı azaldı. T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından, 2019 yılı Eylül ayına ait verilen ‘Yatırım Teşvik Belgeleri’ne ilişkin veriler Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) tarafından derlendi. TÜROB’un araştırmasına göre, Ocak-Eylül 2019 döneminde Türkiye genelinde 27 şehirde toplam 17.942 yataklı 73 yeni otel projesi teşvik belgesi aldı. Yeni projeler için 2 milyar 322 milyon TL yatırım yapılması planlanıyor. Geçen yılın aynı döneminde toplam tutarı 2 milyar 158 milyon TL olan 47 ilde toplam 20.691 yataklı 134 yeni proje için başvuru yapılmıştı. Buna göre yatırım tutarında yüzde 7.5 artış olurken, proje sayısı yüzde 45 azaldı.

Antalya’da 16, İstanbul’da 10 yeni proje

2019 yılının ilk dokuz ayında teşvik belgesi alan oteller içerisinde 3 yıldızlı oteller toplam 23 otel ile ilk sırayı alırken, kapasite bakımından 10.436 otel ile 5 yıldızlı oteller ilk sırada yer aldı. Yatırım tercihlerinde Antalya ve

İstanbul’un yıllardır süren ağırlıkları bu yıl da devam etti. 9 aylık dönemde toplam yatırım tutarı 816 milyon TL olan 16 otel projesiyle Antalya ilk sırada yer aldı. İstanbul toplam 192 milyon TL tutarında 10 proje ile ikinci sırayı aldı. Üçüncü sırada ise 129 milyon TL’lik 9 proje ile Muğla var.

Van da yavaşladı

Geçtiğimiz 2 yılın gözdesi Karadeniz’e, özellikle Trabzon’a yapılan yatırımlarda yavaşlama gözlendi. Bu yıl Ocak-Eylül döneminde Sakarya 4 proje ile öne çıkarken, 2018’in tamamında 14 proje ile en fazla konaklama yatırımı alan üçüncü il olan Trabzon’da bu yıl 9 ayda başvuru sayısı 3’te kaldı. Yine geçen yılın gözde yatırım illerinden Van da yavaşladı ve başvuru sayısı 2 olarak gerçekleşti.

Yenileme yatırımları olmalı

Konaklama yatırımlarıyla ilgili bir değerlendirme yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, bu yıl Anadolu şehirlerinde yatırımlarda yavaşlamanın dikkat çektiğini belirtti. Eresin, “Ancak en fazla yatırım yapılan İstanbul,

Antalya ve Muğla’nın yatırımlarda yine en fazla talep çeken şehirler olduğunu görüyoruz. Buralarda artık yeni yatırımlardan çok renovasyona, yani yenilemelere önem verilmesi gerektiğini ısrarla belirtiyoruz” dedi.

En fazla tercih edilen iller (Ocak-Eylül 2019) İl

Yatırım teşvik başvuru sayısı

Antalya

16

İstanbul

10

Muğla

9

Sakarya

4

İzmir

4

Nevşehir

3

Trabzon

3

Tekirdağ

2

Van

2


Digibone Collection

gural.com.tr


restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Kalender, “Dünyada sadece bir Kapadokya var” dedi, B2B WorkShop etkinliğini mağaraya taşıdı!

T

urizm dünyasında ilk kez bir B2B etkinlik, mağara konseptli bir otelde gerçekleşti. Kapadokya’daki Cappadocia Cave Resort and Spa Hotel’in Mağara Toplantı Salonu’nda düzenlenen etkinliğe 100 ülkeden 30’a yakın yabancı tur operatörünün alım heyetleri katılırken, 1.675 ikili görüşmenin yapıldığı etkinlikte sıcağı sıcağına 22 anlaşmaya imza atıldı. Toplamda 4.320 pakslık başarılı iş anlaşmalarının cirosu yarım milyon dolara karşılık geldiği bilgisi veriliyor.

Hosted buyer’le, Türkiye’nin doğasına da, tarihine de doydu

İstanbul’dan başlayan etkinlik, Ankara Turizm Fuarı’nda ikili görüşmelerle devam etti. Anıtkabir’in ardından Medeniyetler Müzesi ziyareti ile devam eden organizasyon, Aksaray Valiliği himayesinde özel bir akşam yemeği ile son buldu. Bir sonraki gün Aksaray’a bağlı Ihlara Vadisi’ndeki kanyon yürüyüşüyle güne merhaba diyen yabancı misafirler, bölgede yer alan muazzam yeraltı mağaraları, Göreme Açık Hava Müzesi gibi eşine az rastlanır turistik yapıları gezme fırsatı buldular. Bir sonraki gün, günün erken saatlerinde, hayatta en az bir kez yapılması şart, Kapadokya sıcak hava balonu gezisinde, unutulmaz anlar yaşayan buyer’ler, şehri tüm görkemiyle havadan panoramik olarak deneyimlerken, gökyüzünde ahenk içinde havalanan yüzlerce balonun sunduğu görsel şölene tanık oldular. Gala yemeği için bölgenin prestijli oteli Perissia’ya geçilirken yemek sonrası

Turizmde sıra dışı etkinlikleriyle dikkat çeken Kalender, turizm dünyasında bir ilke daha imza atarak, B2B WorkShop etkinliğini mağaraya taşıdı. eğlencenin de tadına varıldı. Ertesi gün İzmir programıyla devam eden gezi; Kuşadası, Efes Harabeleri ve Meryem Ana evi gibi Hristiyan Haç geleneğinin vazgeçilmez parçası konumundaki önemli turistik lokasyonların ziyareti ile son buldu.

Kalender: “Dünyada sadece bir Kapadokya var!”

Dünyada ilk kez ikili görüşmelerin mistik bir ambiyans sunan Kapadokya CCR Hotel’in mağara konsepti toplantı salonu içerisinde gerçekleşmesinin önemini altını çizen sözlerinde fikrin sahibi, Travelshop Turkey Genel Müdürü Murtaza Kalender, “Bu, ülkemiz adına oldukça mühim bir etkinlik. Kültürel turlara yönelik paketleri olan Hosted Buyerlar için de sadece Kapadokya’yı değil, tüm kültürel mirası bulunan çevre illeri ve topyekün bölgeyi de etkileyecek bir ilgiye zemin hazırlayacak” dedi. “Dünyada sadece bir Kapadokya var” diyerek sözlerini sürdüren Kalender, “Organizasyon çerçevesinde dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri

doyumsuz ve meşhur sıcak hava balonu gezisine çıkartarak, tarifi imkansız bir haz yaşattık” dedi.

Etkinlikler, 2020’de de hız kesmeyecek! Murtaza Kalender, 2020 yılına dair paylaştığı etkinlik takvimiyle ilgili olarak şu bilgileri verdi: “Önümüzdeki yıl da hız kesmeden, ocak ayında ACE of MICE İstanbul, martta ‘Kutsal Semavi Dinler’ temalı bir etkinlik, mayısta Yacht Cruise Fethiye, devamında Tokat’ta gastronomi temalı bir etkinlik ve yine Bodrum’da yapılması planlanan M.I.C.E ve düğün temalı pek çok farklı kategoride çalıştaylar ve eğitim gezileriyle etkinliklerimizi sürdüreceğiz”. Konuşmasını tamamlarken tüm sivil toplum kuruluşları ve turizm profesyonellerini etkinliklere davete den Kalender, “ilklerin yaratıcısı olarak bu başarıdan siz de payınıza düşeni alın” diyerek sektörel temsilcilerine seslendi.



restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem

TÜRSAB, yeni dijital rotasıyla ekonomiye 5 milyar TL ek gelir sağlayacak

T

ürkiye Seyahat Acentaları Birligi, seyahat endüstrisine yeni bir soluk katmayı hedeflediği TÜRSAB Rota Projesi’nin tanıtım toplantısını bugün Lütfi Kırdar Sergi Sarayı’nda gerçekleştirdi. TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya’nın yanı sıra yönetim kurulunun da yoğun katılımıyla düzenlenen toplantıda altı aylık bir çalışmanın sonunda 10 binin üzerinde acentaya tek tuşla hizmet verecek dijital platform için şu ana dek 750 bin TL harcandığı, bu tutarın 1 milyon TL’yi bulacağı aktarıldı.

Bağlıkaya: “İç turizmi canlandıracak önemli bir adım attık” TÜRSAB Rota Projesi ile sektörün uzun yıllardır hayalini kurduğu dijital platformu hayata geçirmekten gurur duyduklarını ifade eden Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Firuz Bağlıkaya, projenin iç turizm dinamiklerini canlandıracak çok önemli bir adım olduğunu vurguladı. Bağlıkaya konuşmasında şunları ifade etti: “Projemiz, TÜRSAB aile üyelerinin birbirleriyle olan bağlarını güçlendirirken, seyahat severlere kültür turizminden yat turizmine, sağlık turizminden doğa turizmine, gastronomi turizminden kış turizmine kadar ülkemizdeki tüm turizm türlerinde en iyi hizmeti sunmalarına da fırsat yaratıyor. Türkiye ekonomisinin öncü sektörlerinden biri olan turizm sektörünün temsilcileri olarak, ülkemize karşı büyük sorumluluklarımız var. Sektörümüzü güçlendirmek, yerel kalkınmayı ve ekonominin canlanmasını sağlamak da bu yolda boynumuzun borcudur.”

Boynueğri: “Proje bedeli 1 milyon TL’yi bulacak”

TÜRSAB Başkan Yardımcısı Selçuk Boynueğri ise, altı aydır üzerinde çalıştıkları projenin Türkiye turizmine katkı sağlayacağını belirtti. Boynueğri, şu ana kadar 750 bin TL’ye mal olan ve toplamda 1 milyon TL’ye ulaşması beklenen projenin Türkiye ekonomisine 5 milyar TL ek gelir sağlayacağını ve kayıt dışını bitireceğni ifade etti. Turizmde kayıt dışı ekonomiyi bitirmesi hedeflenen dijital hamle; asli görevi kaçak acenta faaliyetlerine karşı mücadele ederek haksız rekabeti

önlemek ve turizm sektörü ile seyahat acentalığı mesleğine kâr amacı gütmeksizin katkı sağlamak olan TÜRSAB tarafından tasarlandı. Sürdürülebilir turizm ekseninde, bölge esnafını güçlendirerek yerel kalkınmanın ve ekonominin canlanmasına katkı sağlamak da TÜRSAB Rota projesinin en temel amaçlarından biri olarak belirlendi.

Öz sermayesi tamamen yerli ortaklardan oluşuyor

TÜRSAB güvencesi ve tamamen yerli ve milli ilkesiyle uygulamaya geçirilen TÜRSAB Rota Projesi, seyahat acentalarının kendi yörelerine özgün tur paketlerini yükleyebileceği ve B2B hizmet değişimi ve paylaşımı sağlayabileceği bir online platform olacak. Aynı zamanda seyahat severlere, uygun ve binlerce tur paketi seçenekleri sunulmasına aracılık edecek olan TÜRSAB Rota uygulamasıyla tüketiciye; şeffaf, adil, güvenli ve birçok yeni rotanın keşfedilebilmesi için olanak sağlanması hedefleniyor. Öz sermayesi tamamen yerli iş ortakları ve paydaşlardan oluşan projeyi 10 binin üzerinde acenranin hizmetine sunduklarını anlatan Boynueğri, “Günlük hayatta birbiriyle bir araya gelmesi mümkün olmayan acentaları tek tuşla aynı platformda buluşturuyoruz. Projenin en önemli güvencesi, tüm seyahatlerin yanında bir TÜRSAB güvencesi olması” dedi.

Beş majör dilde küreselleşecek

Yazılımı beş majör dilde oluşturulan,

ocak-şubat aylarında mobile taşınması planlanan platformun küreselleşme hedefinin de olduğunu aktaran Boynueğri, dijital platformu yerelin dışında yurt dışındaki acentalarına da kullanımına açacaklarını söyledi.

Tek tıkla binlerce acentanın ürününe ulaşma imkanı

Son iki yılda birçok önemli projeyi hayata geçiren TÜRSAB, paket turlardan oluşan adeta bir pazar yeri kuracak ve “TÜRSAB Rota” projesi ile üyelerine büyük imkanlar sağlayacak. TÜRSAB üyesi acentalar, tek tıkla Türkiye’nin her tarafından binlerce acentanın sağladığı tur paketi seçeneklerine ulaşabilecek. Tüm acentalara açık olan bu sisteme giren acentalar, zengin çeşitlilikteki tur paketi seçeneklerini bu platform üzerinden yerli müşterilerine sunabilecek. Özellikle iç pazarda hareketlilik yaratmak ve üyelerine yeni iş alanları açmak için birçok çalışma yürüten TÜRSAB’ın geliştirdiği TÜRSAB Rota projesi, 23 Ekim 2019 itibariyle start aldı.

TÜRSAB Akademi tarafından acentalara eğitim verilecek

Acentaların karşılıklı üye ilişkilerini güçlendirecek olan uygulama, aynı zamanda ürün çeşitliliğinin de artmasına vesile olacak. TÜRSAB Rota sistemine kolay giriş sağlamak amacıyla Türkiye geneline yayılan 36 TÜRSAB Bölge Temsil Kurulu aracılığıyla TÜRSAB Akademi tarafından acentalara eğitim verilecek.


Sapanca’daki

Doğal Tercihiniz Elite World zincirinin tecrübesini ve ışıltısını yansıtan Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort; iş, tatil, wellness amaçlı konaklamalarınız için doğanın kalbinde sizleri bekliyor.

• 500 ODA • KONGRE SALONU • 18 TOPLANTI SALONU • 8.500

M2

WELLNESS ve SPA ALANI • BİYOLOJİK GÖLET • AQUAPARK

• MACERA PARKI • KIDS CLUB • BAR ve RESTORANLAR • GAME ARENA Otelin yapımı esnasında hiçbir ağaç kesilmemiştir.

• BOWLING • TENİS KORTLARI • BASKETBOL SAHASI

0264 415 10 00


restaurant 34 hotel & hi-tech

gündem / makale

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO

Tezer Öner İstanbul’a master plan tamam da… Yapısal destek kısmı ne olacak? Son zamanlarda sürekli duyduğumuz bir şey bu. “Falanca için master plan hazırlanacak”, “filanca için master plan açıklanıyor”. “O sektörün master planı, bu sektörün master planı… Ortalık sürekli master plandan bahsedilen toplantılar veya sektör buluşmaları ile doldu. Plan yapma meselesi yeni bir şey değil. İlk planlama Mustafa Kemal Atatürk sayesinde İzmir İktisat Kongresi ile başladı. Sonra sırasıyla 5 yıllık kalkınma planları, bölgesel kalkınma planları ve sektörel geliştirme planları derken iş daha özelleşmeye ve sektör bazlı stratejik hamlelerle planlamalara gitmeye başladı. Türkiye, 1970’li yıllardan beri turizm kalkınma planları, master planları veya bölgesel ana planlar gibi birçok planları gördü. Yöneticiler eski planları beğenmedi, yenisini yaptı. Bazıları revize etti. Kimi varlığını bile unuttu, yeniden sanki yokmuş gibi tekrar yaptı. Bazen de bir kurtarıcı gözüyle bakılarak ki ekonomimizin lokomotifi olur kendileri, sanki yeni keşfedilmiş gibi tekrar master plan yapıldı ve muhteşem hedefler konuldu. Son master planımızda hedefimiz, 70 milyon turist ve 65 milyar dolar gelir yani adam başı 86 dolar konaklama rakamı ile Sayın Bakanımız tarafından açıklandı. Bu tabii ki Türkiye genelinde

yapılan çalışma ve Türkiye Turizm Master Planı olarak açıklanan rakamlar. Peki İstanbul? Türkiye’nin Antalya ve Ege sahillerinden daha fazla kazanması gereken, ekonominin başkenti, tarihin orijin noktalarından biri, kültürel bir dünya mirası sahibi, kongre ve yemek turizmi için paha biçilmez coğrafyası olan nadide yedi tepeli şehrimiz... Sayın Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu güzel bir hamle ile İstanbul Master Planı hazırlanacağını, bu konuyla alakalı çalıştaylar ve meslek erbaplarından oluşan çalışma grupları kurulacağını, herkesin elini taşın altına koyarak veya yönetimde söz sahibi olarak gerçekten birlikte çalışarak bu işi kotaracağımızı açıkladı. Ben söylediği her sözün samimiyetine inanıyorum ve her türlü çalışma içinde olmaya hazırım. Ancak bu sadece meslek grupları, erbaplar, duayenler ve STK’lar ile olacak iş değil! Devletin de işin içinde olması ve bu uyuma katılması gerekir. Güvenlik kuvvetlerinden zabıtaya, işletme kontrollerinden tutun da tüm bakanlık müfettişlerine kadar bu bilinçle şehrin hazırlanması, eğitilmesi, denetlenmesi ve bir sinerji oluşturulması gerekir. Bu konuda ilk sıkıntı, yeni gelen konaklama vergisi olacak gibi görünüyor. Tüm dünyada belediyelerin aldığı bu vergi,

bizde maalesef hazineye katkı olarak toplanacak. Ha bu arada dünyadaki belediyeler de bu toplanan vergiyi turizm amaçlı kullanıyorlar, o da ayrı bir konu... Yıllarca yapılan onca master ve ana plandan sonra geldiğimiz noktaya bakarsak, işimiz kolay değil... Taksi şoförlerinden tutun da kişisel hak ve özgürlüklerin kullanımına kadar, sansürden tutun da terör ve şiddet eylemlerine, hatta bölgesel siyasetteki rolümüze kadar turistlerin bugüne dek İstanbul’dan uzaklaşmasına neden olmuş bir dolu “master sorunumuz” var. Bunları çözmeden tarihi yarımadanın kaldırımlarını yenileyip restorasyon yapmak bana hiç te gerçekçi gelmiyor. Nitelikli ve zengin turistin Avrupalı, Japon veya Körfez Ülkelerinden geldiğini biliyoruz. Avrupalı’nın istekleri ile körfezlinin ki farklı ama herkesi memnun edecek kültürel harmanı barındıran bir ülkeyiz. Sadece bunun bilincinde olup kullanmalıyız. Umarım bir sonraki “master plan” yapılırken uluslarası ilişkilerimizin ve sosyal yaşam standartlarının ya da özgürlüklerin de düşünülerek bir dünya devleti gibi hazırlandığı bir yaklaşım görürüz. O zaman sokaklar salaş da olsa buraya herkes gelir merak etmeyin.



restaurant 36 hotel & hi-tech

gündem

Deniz Uğur: “Avrupa’da turizmin elçisiyiz, tüm Türkiye’yi temsil ediyoruz”

A

lmanya ve İsviçre’de tek Türk tur operatörü olarak faaliyetlerini sürdüren Bentour Reisen, geleneksel Antalya 2020 Bentour Katalog Tanıtımı için Avrupa’dan 800 acenteyi Antalya’da ağırladı. 29 Kasım Cuma günü Mirage Park Resort Hotel’de düzenlenen workshopun ardından Bentour Reisen Onursal Başkanı Kadir Uğur ve Bentour Reisen CEO’su Deniz Uğur’un yanı sıra Türkiye Genel Koordinatörü Vildan Erdin, Pazarlama Müdürü Christian Hauk ve Ürün Müdürü Diter Reiser’in katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında şirketin 2020 hedefleri açıklandı.

Kadir Uğur: “Turizmin gübresi reklam, online ile olmaz bu iş”

Toplantının açılış konuşmasını yapan Bentour Reisen’in Onursal Başkanı Kadir Uğur, turizmin gübresinin reklam olduğunu, Türkiye reklamının iyi yapılması gerektiğine işaret ederek, “Ben bunu 3-4 senedir yazıyorum. Her sene reklam yapmak zorundasınız. Bakan Ersoy 200 milyonluk reklam bütçesi hazırladı. Ama biz bunu nasıl kullanacağız? Reklamın sırf online olması bize kaybettirecek. Turizm uçtu diyorlar ama turizm Batı Avrupa’dan uçmadı. Bizim Batı Avrupa’ya ihtiyacımız var. Onlarda ihtiyar profili çok yüksek. Yüzde 65’i 50 yaşın üstünde. Online reklamı genç kuşaklara yapacaksın. Sırf online ile olmaz bu iş. O zaman başka ülkelere kaçıyorlar” dedi.

“Bakan Ersoy bize sormuyor”

Bakanlığın hem basın reklamları hem de fuarlara devam etmesi gerektiğini ifade eden Uğur, Bakan Ersoy’un “her

memlekette bir fuar yapacağız” sözünü eleştirerek, “Stuttgart Fuarı’na 250 bin kişi geliyor. Önemli bir tüketici fuarı bu. Biz de bu işin bir elçisi olarak 400 metrekare yer aldık. Galata Kulesi’nin ortasına oturttuk. Otelciler çok yardımcı oldu. Fuara 18 otel ve uçak şirketi katıldı. 200 bin euroya yakın bütçe çıkarttık. 52 yılım bu sektörde geçti, her bakanla tartışırdık, Bakan Ersoy bize sormuyor”.

Deniz Uğur: “2020’de ‰30 büyüme şansımız var”

Bentour Reisen’in CEO’su Deniz Uğur, 15 yıllık bir tur şirketi olan Bentour Reisen’in 2020 hedeflerinin çok net olduğunu belirterek, önümüzdeki yıl yüzde 30’luk büyüme şanslarının olduğunu kaydetti. Bu yıl 150 bin kişiye yaklaştıklarını, 2020’de bu sayıyı 200 bin kişiye taşıyacaklarını ifade eden Uğur, Almanya’da kazanmak için yeni zincirlere ihtiyaç duyduklarını belirterek, “Zincir zincir, acenta acenta kazanarak satış noktalarımızı büyüteceğiz. Biz para kazanarak büyüyeceğiz, iflas etmek istemiyoruz” dedi. Bentour Reisen’in hedeflenen rakamları kolaylıkla yakalayabileceğini söyleyen Deniz Uğur, ürünlerinin çoğaldığını, yeni otelleri bünyelerine kattıklarını aktardı. Ana partnerleri Stone Grup ile Belek’te büyük atılım hedeflerinin olduğunu, Side ve Alanya bölgeleri için de aynı büyümeyi hedeflediklerini açıklayan Uğur, “2020 yaz sezonunda bu hedeflerimizi başaracağımıza inanıyoruz” diye konuştu. Bentour Reisen’in turizm dışında Avrupa’da bir elçilik görevinin de olduğunu kaydeden Uğur, “Biz bütün

Türkiye’yi temsil ediyoruz, tek turizmi vurgulamak istemiyoruz” dedi.

“Fiyattan müşteri kazanmayı doğru bulmuyoruz” Deniz Uğur, Almanya’da ciddi bir fiyat savaşının olduğunu, Bentour Reisen olarak fiyattan müşteri kazanmayı doğru bulmadıklarını belirterek, “Biz fiyat savaşlarına girmiyoruz, bunu yanlış buluyoruz. Öyle olsaydı daha hızlı büyüyebilirdik. Biz en ucuzu olamayız, en pahalısı da olamayız. Hedefimiz, uzun vadede orta yoldan gitmek” dedi. Türkiye’nin Sunexpress ve Corendon gibi iki büyük uçuş avantajının olduğunun altını çizen Uğur, “Bu yüzden çok mutluyuz. Sunexpress’in filo yaşı ortalama 5.3. Bu çok büyük bir avantaj. Bizim filomuz çok genç” dedi.

Vildan Erdin: “Avrupalı turisti geri kazanmak için Kemer’deyiz”

Deniz Uğur’un “Yeni kuvvetimiz. Modern bir şirkette en azından bir kadın yönetici olması lazım. Bu kürsüde her defasında beş erkek oturmayalım” sözleriyle takdim ettiği, Bentour Reisen’in Türkiye Genel Koordinatörü Vildan Erdin ise, 1 Ekim 2019 itibariyle ekibe katıldığını, zoru başararak bugünlere geldiklerini söyledi. Yeni sezonda Antalya bölgesinin tamamını hedeflediklerini açıklayan Erdin, “Hepimiz aynı teknedeyiz. Bu iş birliğine katkıda bulunacak her işi yerine getireceğiz. Zor ama güzel bir sezon olacağına inanıyorum. Kemer eksik bir alan. O yüzden de acentaları burada ağırlıyoruz. Avrupalı turisti buraya çekerek yeniden geri kazanmak istiyoruz” dedi.



restaurant 38 hotel & hi-tech

gündem / makale

ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş İş Geliştirme Müdürü

Onur Ilhan

İki dünyanın en iyisini sadece teknolojiyle yakalayacağınızı sanıyorsanız… Trivago’nun yeni CEO’su Axel Hefer, geçtiğimiz günlerde çok doğru bir tespit yaptı. Gezginlerin artık hem Airbnb evlerinin sıcak ve orijinal havasını hem de otellerin tahmin edilebilirliğini ve kalite standartlarını aynı anda talep ettiğini dile getirdi. Meşhur şarkıda da dediği gibi, “her ev bir yuva değildir.” Gezginlere geçici bir yuva sunarken bunu profesyonel bir şekilde yapabilenler elbette ön sıralara çıkacaktır. Öznellik ve mahremiyetin yanı sıra müthiş bir düzenle yönetilecek tesisler… Bunu sadece eski inanışlarımızı değiştirerek başaramayız. Optimum gelir-gider dengesi ve müşteri memnuniyeti için teknolojiye de çok ciddi yatırımlar yapmak zorundayız. Doğru kullanıldığında teknoloji, tüm o karmaşık yönetsel işleri gizli bir el gibi düzenleyen, ancak bu sırada müşteriyi hiç rahatsız etmeyen, gece gündüz hiç yorulmadan çalışabilen yetkin bir personel gibidir.

Tam otonom bireysel kayıt masaları, sesli komut sistemleri, sanal gerçeklik, akıllı telefonunuzla entegre temel güvenlik önlemleri ve konfor adımları (kimlik doğrulama, kapı kilidi, ortam ısısı ve aydınlatma kontrolleri, oda servisi ve benzeri), yakın gelecekte sektör standartları haline gelecektir. Böylece müşteriler alışık oldukları düzenden feragat etmek zorunda kalmadan sıcak bir konaklama deneyimi yaşayabileceklerdir. Ancak iki dünyanın en iyisini sadece teknolojiyi kullanarak yakalamak pek de mümkün olamayabilir. Zira tesis tasarımı, inşaat ve işletme aşamalarında muazzam bir detaycılık ve ileri görüşlülük gerekmektedir. Materyalin dilinden anlamak ve tesisin günlük akışını doğru kurgulamak çok önemlidir. Konu bazen bir koltuğu nasıl hem standart bir otel mobilyasından farklı hem de uzun süre dayanacak, leke tutmayacak şekilde tasarlayabileceğimiz ile ilgili olur.

Bazen de mal kabul ve tesis içi sevk işlemlerini nasıl hem en etkin şekilde hem de müşterileri rahatsız etmeden yapabileceğimizi düşünmemiz gerekir… Gelişmiş bilgisayar modelleri bunun gibi karar süreçlerinde de çok yardımcı olmaktadırlar. Ancak, insan tecrübesine ve estetik anlayışına da ihtiyaç vardır. Vitruvius’a göre her binanın firmitas (sağlamlık), utilitas (fayda) ve venustas (güzellik) sahibi olması gerekir. İnsan ve teknoloji el ele vererek bu yüksek ideallere eskisinden daha verimli bir şekilde ulaşabilir. Yani konu sadece Airbnb ve otelleri bir araya getirecek yeni bir konsept ortaya koymak ile ilgili değildir. Aynı zamanda insan dokunuşu ile gelişen teknolojiyi de bir araya getirmek gerekecektir. Dolayısıyla asli hedefimiz, farklı açılardan işimize yarayabilecek en güçlü özellikleri tespit edebilmek ve bunların birleşiminden yeni bir sektör standardı oluşturabilmek olmalıdır.



restaurant 40 hotel & hi-tech

gündem

Erkek çağından pek mutlu olunamayan ekonomide kadın çağı başlıyor! Bu yıl ikincisi düzenlenen Kadın Girişimciliğini Destekleme Zirvesi ve Ödül Töreni etkinliğinde konuşan EGD Başkanı Celal Toprak, “Ekonomide kadın çağı diye bir dönem başlıyor. Erkek çağından pek mutlu olamadığımızı düşünüyorum. Bu nedenle de herkes gibi ben de kadın çağını heyecanla bekliyorum” dedi.

D

aha çok kadının iş hayatında olması için farkındalığı artırmayı hedefleyen ‘Kadın Girişimciliğini Destekleme Zirvesi ve Ödül töreni etkinliğinin ikincisi Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Yönetim Kurulu Başkanı Celal Toprak’ın önderliğinde ve Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) İsmail Gülle’nin destekleri ile gerçekleştirildi. İş, siyaset, sivil toplum ve medya dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getiren Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi ve Ödül Töreni’nde kadın girişimciliğinde yeni arayışlar ve hedefler tartışıldı.

Toprak: “Kadın çağını heyecan içerisinde bekliyorum”

Zirvenin açılışında konuşan Celal Toprak, İşte Ödül Alan İsimler: Öncülük Eden Başarı Ödülü İstanbul Akvaryum İcra Kurulu Üyesi ve Akvaryum Genel Müdürü Dilek Çapanoğlu Kadın Girişimciliğine Destek Ödülü Girişimci Akademisi Kurucusu Şebnem Kalyoncuoğlu Ünlü Marka Yönetimi Lideri Ödülü Arnica Yönetim Kurulu Başkanı Senur Akın Biçer Turizmde Başarı Ödülü Türkiye Otelciler Birliği Başkanı Müberra Eresin Kadına En Yararlı Sivil Toplum Kuruluşu Ödülü Yönetim Kurulunda Kadın Derneği Başkan Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi ve TAT

erkeklerin her zaman kolaylaştırıcı rolü üstlendiğini hatırlatarak, “Bu konudaki başarı oranımızı zirvemiz süresince öğrenmiş olacağız” dedi. Etkinlik katılımcılarına teşekkür eden Celal Toprak, ekonomide kadın çağı denilen bir sürece girildiğini ifade ederek, “Ekonomimizdeki bu yeniçağdan dolayı çok mutluyum. Nedeni ise; biz erkekler olarak kendi çağımızda pek mutlu olamadık. Kadın çağını heyecan içerisinde bekliyorum” dedi. Ekonomide Kadın Eli sloganıyla düzenlenen Kadın Girişimciliğine Destek Zirvesi ve Ödül Töreni kapsamında ‘Kadın Girişimciliğinde Yeni Arayışlar’ paneli

Gıda CEO’su Arzu Aslan Anadolu’da Değer Katan Kadın Girişimci Ödülü Gözüküçük Makina Yönetim Kurulu Başkanı Zuhal Gözüküçük İletişimde Başarı Ödülü Women TV Kurumsal İletişim Direktörü Gülcan Tuğ Ekolojiye Katkı Ödülü Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir Kırsal Tarımda Başarı Ödülü Girişimci Mardinli Şef Ebru Baybara Demir Kadına Değer Katan Şirket Ödülü Accor Hotels Turkey Yetenek ve Kültür Müdürü Canan Töre Petekçi

de gerçekleştirildi. Panelde Beko Satış Direktörü Arel Atakol, Hepsiburada Girişimci Kadınlar Proje Direktörü Duygu Aktaş, Moleküler Biyolog-Sentromer DNA Teknolojileri Kurucusu ve KAGİDER Üyesi Pınar Akalın, TOBB İstanbul Genç Girişimciler Kurulu Üyesi ve Teksan Jeneratör Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ebru Ata Tuncer ile Pasta-Ekmek Şefi Sevilay Gök kadının ekonomi içerisindeki yeri ve girişimcilik projelerine ilişkin konuşma yaptılar. İş dünyası, STK’lar, akademisyenler, yerel yönetim ve gazetecilerden yoğun ilgi gören Kadın Girişimcileri destekleme Zirvesi’nde 27 kategoride ödüller dağıtıldı.

Startup Ödülü Nanomik Kurucusu Buse Berber Örçen

Medyafors Fuarcılık Yönetim Kurulu Üyesi Ferzan Erem Escobedo

Sanata Değer Katan Başarı Ödülü MAJİ Luxury Art Gallery & Event Gaye Donay

Kadınlara Değer Katanlar Başarı Ödülü İstanbul Kadın Akademisi Platformu Başkanı Semra Aydın Avşar

Sosyal Girişimci Kadın Ödülü İnci Bankoğlu Eğitim ve Kültür Vakfı Kurucusu Fatma İnci Bankoğlu Anadolu’da Markalaşan Başarı Ödülü Kebo Gıda AŞ. Yönetici Ortağı Çiğdem Kıral Fark Yaratanlar BaşarıÖdülü Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi Sanayici İşinsanları Derneği’nin (DOSABSİAD) Nilüfer Cevikel Yurtdışında Ülkemize Değer Katan Başarı Ödülü

Girişimcilikde En İyi Rol Model Ödülü Silk&Cashmere Kurucusu ve CEO’su Ayşen Zamanpur Sosyal Etki Başarı Ödülü İstanbul Social Enterprise Hakan Elbir ve Kerem Okumuş Girişimcilik Ödülü Bigchefs Kurucusu Gamze Cizreli Denizde Başarı Ödülü BIMCO Yönetim Kurulu Başkanı/TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu

Yurtdışında Değer Yaratan Marka Ödülü Beta Tea Bölge Müdürü Fatma Uğur Ersöz Anadolu’da Fark Yaratan Kadın Ödülü Cevahir Han Yönetim Kurulu Başkanı Asuman Yazmacı Öncülük Eden Başarı Ödülü İSPARK Pazarlama ve Kurumsal İlişkiler Müdürü Derya Atacan Kadın Girişimciliğine Destek Özel Ödülü Asuman Kurt Kadın Girişimciliğine Destek Özel Ödülü Peyker Şimşek Tarımsal Kalkınmada Kadın Ödülü Hediye Akcan



restaurant 42 hotel & hi-tech

gündem / röportaj

Hacer Aydın: “60 binin üzerinde ziyaretçi ağırlamaya hazırlanıyoruz”

Y

“60 bin ziyaretçi hedefliyoruz”

akın bir zaman önce adını HYVE Group olarak değiştirdiğini duyuran ITE Fuarcılık, bu sene 24’üncüsü düzenlenecek olan Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı – EMITT için hazırlıklarını sürdürüyor. 2019 yılında 94 ülkeden 5.620 firma ve 57.470 ziyaretçi ağırlayan EMITT’in 2020 yılında hedeflerin çok daha üstüne çıkarak 60 binin üzerinde ziyaretçi sayısına odaklandığını belirten EMITT Fuar Direktörü Hacer Aydın, fuarla ilgili tüm detayları bu röportajımızda paylaştı…

Geçen seneye baktığımızda turizm sektörüne EMITT’in katkısının büyük olduğunun altını çizmemiz gerekir. Bu seneki EMITT’ Fuarı’nda geçen sene gösterdiğimiz başarımızın daha da üstüne çıkacağımıza inancımız sonsuz. 2019 yılında gerçekleştirdiğimiz EMITT Fuarı’nda 94 ülkeden 5.620 firma ve 57.470 ziyaretçi ağırladık. Bu yıl da 50’nin üzerinde ülkeden (binin üzerinde) binin üzerinde katılımcı ve 60.000’in üzerinde ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyoruz. Türkiye ekonomisine, turizmimize ve ülkemizin bilinirliğine EMITT Fuarı’nın katkısının önemli bir rolu olduğunu söyleyebiliriz. 23 yıldır gerçekleştirdiğimiz EMITT’e bu yıl da Avrupa pazarı başta olmak üzere pek çok alternatif pazarlardan katılım talepleri aldık. Bu durum; bizim doğru bir iş yaptığımızı gösteriyor ve ülkemize daha da yararlı olmak için çalışmalarımızı hızlandırmaya teşvik ediyor. Her yıl bir önceki EMITT’te gösterdiğimiz başarının üstüne çıkmayı hedefliyoruz.

Kısa bir süre önce ITE Fuarcılık, adını HYVE Group olarak değiştirdiğini duyurdu. Bu değişiklik hakkında bilgi verir misiniz? Evet, Eylül 2019 itibariyle ITE Group olan kurumsal kimliğimiz HYVE Group olarak değişti. Küresel bir Fuarcılık Şirketi olarak 14 ülkede 17 global ofisi, 1.200’ü aşkın deneyimli personeliyle yılda 120’inin üzerinde fuar ve konferans düzenlenleyen bir kurumuz. Kurumsal kimliklerin de bir ömrü var. Her alanda olduğu gibi bu alanda da yenilik ve değişim ihtiyacı doğuyor. Dinamik ve büyüyen yapımızı daha iyi temsil edeceğini düşündüğümüz daha genç bir kimliğe kavuştuk.

Öncelikle, bu sene 24’üncüsü düzenlenecek olan Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı – EMITT hakkında genel bilgi verebilir misiniz? Yıllar içinde EMITT nasıl bir gelişim ve değişim sergiledi?

Hyve Group olarak organize ettiğimiz Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve Seyahat Fuarı – EMITT’i; 30 Ocak – 2 Şubat 2020 tarihleri arasında TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştireceğiz. Bu yıl fuarımız, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Türk Hava Yolları’nın kurumsal sponsorluğunda, KOSGEB desteğiyle birlikte Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) ve Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği’nin (TTYD) iş ortaklığında düzenleniyor. Her yıl dünyanın ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden, turizm profesyonellerini, turizm belde ve kuruluşlarını,

Fuara en çok hangi ülkelerden talep geliyor? Hosted buyer programına olan ilgi nasıl?

ziyaretçilerle buluşturan dünyanın en büyük 5’inci turizm fuarı olan EMITT bu yıl turizm alanında trend olan konuların başında gelen dijitalleşme, kişiselleşme, 2000 sonrası jenerasyonunun beklenti ve taleplerini karşılama, bölgesel şehir pazarlaması ve nitelikli personel ihtiyacı başlıklarını değerlendireceğiz. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklandığı üzere Turizm 4.0 sloganını en kapsamlı şekilde ele alarak Türkiye’nin marka algısını değerlendirme, ülke turizmine yol haritası oluşturma, güncel ve akıllı çözümler üretme konularını enine boyuna tartışacağız. Rekor seviyede yabancı ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlandığımız EMITT, tüm katılımcılar için değer ortaya koyan, birbirinden faydalı içerik ve iş birlikleri ile sektöre yön vermeyi sürdürüyor. Her sene gerçekleştiğimiz hosted buyer (davetli tur operatörü) programında bu yıl Asya, Avrupa, Uzakdoğu ve Latin Amerika’dan davetli tur operatörünü ağırlayacağız.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da B2B platformumuz ve gerçekleştirilecek görüşmeler, Fuarımızın en hareketli bölgesi olacak. 23’üncü EMITT Fuarında 106 ülkeden 600 yüksek profilli alıcı ağırlanırken, toplamda 7 bin görüşme gerçekleştirilmişti. 30 Ocak 2020’de açılışını gerçekleştireceğimiz 24’üncü EMITT Fuarı’mızda gerek alıcıların gerekse görüşmelerin sayısında önemli bir artış yaşanacağını öngörüyorum. Asya, Avrupa, Uzakdoğu ve Latin Amerika ülkelerinden firmalar EMITT’e yoğun ilgi gösteriyor ve programımıza başvuruda bulunuyor. En çok başvuruyu şu an için Uzakdoğu’dan aldığımızı söyleyebilirim. İlerleyen günlerde programla ilgili detayları paylaşıyor olacağız.

Geride bıraktığımız yılla kıyasladığımızda EMITT içeriğinde ne gibi farklılıklar ya da yenilikler göreceğiz? Fuarla eş zamanlı gerçekleşecek etkinlik programı kapsamında öne çıkacak konular nelerdir?


Sosyal, ekonomik ve teknolojik değişimlerin çarpıcı şekilde gerçekleştiği bir on yılı geride bırakırken, EMITT 2020, yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. 24 yıldır sektöre hizmet veren ve sektörü büyütmek için çalışmalar yapan fuarda yine kapsamlı bir konferans programıyla turizm ekonomisini, önemli trendleri ve önümüzdeki on yıla damga vuracak teknolojik inovasyonları gündemimize taşıyacağız. Bu yıl da TTYD, TÜROFED, TÜRSAB gibi sektöre yön veren kurumları ağırlayacağımız Başkanlar Forumu ile başkanlar, beklentilerini, öngörülerini ve önerilerini paylaşacak. Sorumlu ve sürdürülebilir turizme dönüşümün nasıl gerçekleşeceğini, yeni çağda bizleri nelerin beklediğini masaya yatıracağız. Fütürist Cem Kınay, Marka Mimarı Ömer Şengüler ve Şef Vedat Başaran gibi isimlerle ülke tanıtımı ve markalaşması yolunda aktörlerin atması gereken adımları tartışacağız. Dijitalizasyon konusunda ise dijital satış kanallarının performansı, influencerların turizme katkısı, Y kuşağından sonra atılıma geçen Z kuşağının dinamikleri ele alınacak konular arasında yer alıyor. Bu sene geliştirdiğimiz VR Deneyim Alanında, turizm profesyonelleri sanal gerçekliğin turizmde nasıl etkili şekilde kullanılabileceğini ilk elden deneyimleyebilecekler. Destinasyon pazarlamasına yönelik olarak cruise turizmi, outdoor turizmi, sorumlu turizm gibi yıldızlaşan alternatif akımları inceleyecek, belediye başkanlarını davet ederek yeni dönemde planladıkları turizm hamlelerini, örnek teşkil eden çalışmaları öğreneceğiz. Sinema, müzik, gastronomi, mimari gibi farklı alanların kesişiminde turizme nasıl katma değer yaratılacağını uzmanların yönettiği bir vaka etüdüyle ele alacağız. Uluslararası katılımcılarımızı etkinlik programımıza dahil ederek odağa aldığımız yeni pazarları ve rotaları bizzat ilgili ülkelerin profesyonelleri ile tartışacağız.

Fuarın tatilciler açısından baktığımızda önemi ve anlamı nedir?

EMITT, Hyve Group’un Türkiye’de gerçekleştirdiği en etkili ve büyük fuarlarından bir tanesi. EMITT, sektöre ciddi katkıları olan bir fuar. Bundan 23 sene önce ilk EMITT’i yaptık. Türkiye’de “tatil” kavramı bu kadar gelişmiş değildi. EMITT’le birlikte daha çok insan, tatilin bir kültür olduğunu fark etti. En doğru tatili nerede, nasıl ve hangi planla yapacağını ve uygun fiyatlı tatil seçeneklerini, farklı tatil türlerini yerli turiste anlatmak

konusunda, EMITT’in önemli bir eğitim işlevi olduğunu düşünüyoruz. EMITT gerek turizm sektörüne gerekse de tatil tüketicisine çok şey kattı. Turizm profesyonelleri tüketicilerine kendilerini nasıl anlatmaları gerektiği ve ürünlerini nasıl oluşturacakları konusunda geliştiler. Kazanan tüm sektör oldu ama asıl olarak yerli turistimizin tatil anlayışına büyük katkıları oldu.

EMITT, turizm sektörünü ve farklı turizm türlerinin gelişimine nasıl bir katkıda bulundu?

EMITT olarak başından beri Türkiye’de turizm nasıl gelişmeli, farklılaşmak için neler yapılmalı diye kendimize sorduk ve deniz, kum ve güneşten ibaret bir ülke olmadığımızı savunarak hareket ettik. Biz kültür, tarih ve doğal güzellik bakımından çok zengin değerlere sahip bir ülkeyiz. Türkiye’de yeri geldiğinde her bir köy bir turistik destinasyon olarak kendini konumlayabilir. Bu bilinçle, her bir ilimizin, ilçemizin ve köylerimizin kendilerini tanıtabildiği alanlar sunduk ve fikir önderliği yaptık. Böyle düşündüğünüzde “turizm” genel başlığı altında gastronomi turizminden, karavan turizmine, kültür turizminden, din turizmine kadar birçok yeni alan, hep EMITT Fuarı’nda gündeme geldi. Türkiye’nin sahip olduğu değerlerin aslında birer ürüne dönüştürülebileceğini ve bu ürünlerin de EMITT gibi önemli bir fuarda pazara sunulup markalaşabileceğini herkese öğrettik. Farkındalık yaratmak çok önemliydi, bizler bunun peşine düştük. EMITT’te imkansızı başardığımızı söyleyebiliriz. Katılımcı olarak fuarımızda yer alacak ülkeler bu yıl da renkli etkinlikler ile ülkelerini tanıtmaya çalışacak. EMITT Türkiye’nin tüm bölgelerinin kültürel zenginliklerinin de tanıtıldığı bir platform. Biz de kendi yörelerimize özgü etkinliklerle ülkemizin tüm bölgelerini Dünya’ya bir kez daha tanıtacağız.

Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un kısa bir süre öncesinde yaptığı açıklamalara ilişkin yorumlarınız nelerdir?

Sayın Bakanımızın verdiği rakamlar turizm sektörü açısından son derece olumlu. Yılın ilk 8 ayında 33 milyon turist aldığımız için, yıl sonuna kadar 40 milyona ulaşan bir turist saysısı bekliyoruz ki, bu rakam Türkiye’nin birkaç yıl önce girdiği durağan dönemi aştığını gösteriyor. Bu olumlu durum turizm ve turizmin alt sektörleri için ve Fuarcılık sektörü gibi uluslararası çalışan sektörler için de oldukça olumlu bir mesaj.

Ülke turizminin gelişimine yönelik bir sektörün uzmanı olarak sizin mevcut durumla ilgili görüşleriniz nelerdir?

Dünyadaki rakamları Türkiye ile kıyasladığımızda şu tablo karşımıza çok net bir şekilde çıkıyor: Türkiye’nin turist çekme ile ilgili bir sorunu yok ancak turist başına gelir olarak baktığımızda rekabet halinde olduğumuz ülkelerin biraz gerisinde olduğumuz görülüyor. Örneğin; en çok ziyaret edilen ülkeler listesine baktığımızda Fransa, ABD, İspanya, Çin ve İtalya’nın ardından Türkiye 6’ıncı sırada yer alıyor. Ancak bu sıralamaya gelir tarafından baktığımızda Türkiye 12’inci sıraya geriliyor. Dolayısıyla turist sayısındaki dönemsel artış ve düşüşlerden çok sektör olarak turizm gelirlerimizi nasıl daha yukarı çekebileceğimize dair kafa yormamız gerekiyor.

Sizce kış turizminde popüler olabilecek destinasyonlar neresidir? Türkiye’nin bu alanda alması gereken aksiyonlar nelerdir?

Pist ve tesis kalitemiz giderek gelişiyor. EMITT Fuarına da yeni kış turizmi destinasyonları katılmaya başladı. Bu alana dönük altyapı çalışmalarının kazandığı ivme ile, Türkiye’nin sadece yerelde değil, globalde de tercih edilmeye başlayan bir destinasyon olduğunu söyleyebiliriz. Bildiğiniz gibi Palandöken, the New York Times gazetesi tarafından dünyanın en iyi 18’inci kayak merkezi olarak gösterilmişti. Palandöken’in 5 ay boyunca kış sporlarına elverişli olması önemli bir detay. Uludağ, Erciyes, Kartepe de yine kış turizmi için gerek yerelde gerek globalde öne çıkan destinasyonlarımız arasında yer alıyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde termal turizmi de özellikle son yıllarda önemli bir ivme kazandı. 2020 için de Nevşehir, Afyonkarahisar ve Denizli’nin yanı sıra Bolu’nun da termal turizminin önemli adresleri arasında yer alacağını düşünüyorum.

Son tüketici için EMITT’ten tatil satın almanın avantajları konusunda bilgi verebilir misiniz?

Kesinlikle çok önemli avantajları var. Uygun fiyatlı ve uygun ödeme seçenekleri bulunan avantajlı tatiller satın alma imkanı vermesi en önemlisi. Diğer yandan farklı tatil türlerinden seçenekleri bir arada görmek, bilmediği destinasyonlar hakkında bilgi sahibi olmak için de benzersiz bir platform.


restaurant 44 hotel & hi-tech

gündem

TÜRSAB’da ‘Değişim’ Firuz Bağlıkaya ile devam ediyor Sandık başına giden 4 bin 45 TÜRSAB üyesi seyahat acentasından 2 bin 510 oy alan Bağlıkaya, ikinci kez TÜRSAB Başkan’ı seçildi. “Değişim Devam Ediyor” sloganıyla yeniden TÜRSAB Başkanlığı’na aday olan Bağlıkaya, güven tazeleyerek 3 yıl süreyle ikinci kez başkan oldu.

B

ugüne kadar en fazla üyenin oy kullandığı TÜRSAB seçimleri, rekor katılıma sahne oldu. Yönetim, Denetim ve Disiplin Kurullarının seçimi için sandık başına 4 bin 45 TÜRSAB üyesi seyahat acentası gitti. Oy sayım işlemi Beşiktaş İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından gerçekleştirildi. 4 bin 45 oyun 2 bin 510’nu alan Firuz Bağlıkaya, yeniden TÜRSAB Başkanı seçildi.

Bağlıkaya: “Gecem, gündüzüm, emeğim, alın terim; size helal olsun”

TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya zafer konuşmasını yapmadan önce rakibi Davut Günaydın’ı sahneye davet etti. Dostane bir ortamda geçen seçim kongresi için Günaydın’a teşekkür ederek, çiçek takdim etti. İkinci kez başkan seçilen Bağlıkaya “Benim kıymetli dostlarım yol arkadaşlarım, helal olsun. Gecem, gündüzüm, emeğim, alın terim; size helal olsun. Ama bundan çok daha önemlisi; size helal olsun. Başarı sizin başarınız. Bugüne gelmek için verdiğiniz emeğe, yaptığınız fedakarlıklara, cesaretinize, işinizden, ailenizden ayırıp verdiğiniz zamana helal olsun. Birlikte çıktığımız bu güzel yolda yürümeye devam

edeceğiz. Üyelerimizin sandığa büyük bir teveccühü oldu. 21 ayda her şeyi yapmak mümkün olmadı. Bu nedenle bir döneme daha ihtiyacımız vardı. Değişimin devam ediyor olması, başarısıyla da doğru orantılıydı. Kesintiye uğramak istemiyorduk. 21 aylık bir sürede bir şeyleri yapıp yetiştirmek, bir yandan da eskilerle mücadele etmek gerçekten zor bir süreçti. Elimizden geldiğince yapmaya çalıştık. Kongremiz son derece kardeşçe geçti. Bizim rakip olduğumuz arkadaşlarımızla bir sorunumuz yok. Onlarla kardeş kardeş bu kürsüde konuşabiliyoruz. Umarız bunlar sonraki kongremiz de daha kardeşçe, daha aile ortamında geçerek mesleğimizin sorunlarını tartıştığımız bir ortam

olur. Bundan sonraki dönemde çok çalışmaya devam edeceğiz. Hep birlikte elimizden geldiğince mesleğimize bir şeyler katmaya devam edeceğiz. Bu yolda yanımda olduğunuz için hepinize çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.



restaurant 46 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Sofitel İstanbul Taksim açıldı Uluslararası lüks otel markası Sofitel Hotels & Resorts, farklı sektörlerde yarım asra ulaşan köklü geçmişe sahip Tuna Şirketler Topluluğu ile dünyanın öncü otel gruplarından Accor Grubu iş birliğiyle Türkiye’deki ilk otelini Taksim’de açtı.

D

ünya genelinde 40’tan fazla ülkede 120’den fazla otel ile misafirlerine eşsiz deneyim sunan Sofitel, İstanbul Taksim’de kapılarını açtı. Yatırımı ve inşaatı Tuna Şirketler Topluluğu tarafından tamamlanan, işletmesi ise Accor Grubu tarafından yürütülen Sofitel İstanbul Taksim, yerel kültürün ruhundan esinlenerek ‘Fransız Yaşam Sanatı’nın tüm inceliklerini İstanbul’da misafirlerine sunuyor. Sofitel İstanbul Taksim, 100 milyon dolar yatırımla turizm sektörüne

yeni bir soluk getirirken, Türkiye’nin nitelikli turist sayısını artırma hedefi yolunda vazgeçilmez bir enstrüman niteliği taşıyacak. Tuna: “Türkiye’nin global açılımını desteklemeyi misyon haline getirdik” Ofis, ev mobilyaları ve inşaat sektörlerinde önemli birikimlerinin olduğunu belirten Tuna Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuri Tuna, “Bir dünya hazinesi niteliğinde

olan İstanbul, küresel çapta en çok ziyaret edilen şehirler arasında 8’inci sırada yer alıyor. Bu anlamda kentimizin daha büyük bir potansiyeli olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Biz de bu potansiyel doğrultusunda turizm sektöründeki ilk yatırımımız olan Sofitel İstanbul Taksim’i, şehre kazandırmaktan dolayı büyük bir gurur yaşıyoruz. Yeni yatırımımızda dünyanın öncü otel gruplarından Accor Grubu ile iş birliğine giderek, elimizdeki değeri en verimli şekilde kullanmayı


ayrıcalıklı bir dünya sunan Sofitel İstanbul Taksim’de, 169 oda ve 34 ayrı suite olmak üzere toplam 203 oda bulunuyor. Ünlü Türk Ressam Devrim Erbil tabloları ile sanatla bütünleşen odalar, Boğaz, Taksim Meydan veya şehir olmak üzere İstanbul’un en ikonik manzaralarına bakıyor. Üretiminin Tuna tarafından yapıldığı şık tasarım mobilyalar, lüks banyo ve güzellik ürünleri başta olmak üzere tüm odalarda hissedilen Fransız stili suitelerde ise Hermes banyo ürünleriyle ön plana çıkıyor.

planladık. Esasen yabancı ortaklıklar konusunda tecrübeli bir grubuz. Avrupa’nın en önemli ofis koltuğu markalarından Girsberger ile ortaklığımızı başarılı bir şekilde 27 senedir devam ettiriyoruz. Önümüzdeki dönemde de ülkemize katma değer sağlayacak yatırım fırsatlarını değerlendirmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Taksim’de bir Fransız esintisi Sofitel İstanbul Taksim, Fransız yaşam tarzını ve yaşam sanatını İstanbul’un en gözde lokasyonlarından Taksim Meydanı’na taşırken, şık terasıyla şehrin dokusunu boğazın eşsiz manzarasıyla buluşturuyor. Misafirlerine kültürel etkinliklerden, benzersiz gastronomik deneyimlere, görkemli güzellik ritüellerinden modern tasarımlarla

Şehrin yeni çekim merkezi olacak Sofitel İstanbul Taksim bünyesinde bulunan The Oven, La Table ve CakeBox Patisserie ile şehrin yeme içme kültürüne farklı bir perspektif sunuyor. Restoran ve teras olarak hizmet verecek olan The Oven, Fransız mutfağı ve Türk mutfağını harmanlamanın yanı sıra European Brasserie konsepti ve göz alıcı Boğaz manzarası ile keyifli buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Fransız kültürünün vazgeçilmezlerinden olan tatlılar ise CakeBox Patisserie’de otel misafirleriyle buluşuyor. Türk ve Fransız kültürünün kusursuz harmanlandığı Sofitel İstanbul Taksim, misafirlerini Fransız Spa uygulamaları ve geleneksel Türk ritüelleri ile buluşturuyor. 7 farklı uygulama odası bulunan Sofitel Spa ve Türk Hamamı tüm detaylar düşünülerek tasarlandı. Sağlıklı yaşamayı ve sporu hayat tarzı olarak benimsemiş misafirlerini düşünen Sofitel İstanbul Taksim, fitness alanı ile misafirlerin kendi spor salonlarını aramayacakları bir alan vadediyor.


restaurant 48 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Wyndham Çerkezköy Otel açıldı H

uzurlu ve sakin ortamıyla konuklarına tam bir yenilenme yaşatmak üzere tasarlanan Wyndham Çerkezköy Otel, 19 Ağustos 2019’da kapılarını açtı. Deneyimli turizmci İlke Ferit Demirbilek’in genel müdürlüğünü üstlendiği beş yıldızlı otel; 120 odası, lüks restoranları ve 3500 m²’lik alana kurulu SPA merkezi ile konuklarını ağırlıyor.

3500 m²’lik alana kurulu SPA merkezi 2 adet çift kişilik jakuzi, 3 adet 4 kişilik jakuzi 4 adet tek kişilik masaj salonu, sauna, buhar odaları, şok ve macera duşları, su yatakları ile gerçekleştirilen 3500 m²’lik alana kurulu otelin SPA merkezi, sağlık ve

arınma isteyenlerin aradıklarını tam anlamıyla bulabilecekleri bir kişisel bakım cenneti konumunda. Eşsiz bir konaklama deneyimi vadeden otelin SPA merkezinde, içerisinde 84 çeşit mineral barındıran mucizevi Himalaya tuzu kürleriyle stres ve negatif enerjilerden arınma sağlanıyor. Himalaya tuzundan tuğlalarla kaplanan tuz odalarında sunulan ruhsal ve bedensel terapi hizmetlerinin yanı sıra kişiye özel bütünleyici uygulamalar, vücudun su-tuz dengesinin ayarlanması, bedene enerji kazanımı, yorgunluğun ve ağrıların yok edilmesini sağlıyor. Tuzun cilt proteini olan elastinin yeniden yapılmasını sağla yan tuz kürlerinin yanı sıra, incelmeye imkan

Cilt ve vücut bakımları, masajlar, Osmanlı Hamamı, tuz odası, tuz yatakları, taş yatakları, aromaterapi ve kapsamlı kişiye özel kişisel bakım hizmetleriyle benzersiz bir deneyim sunuyor.

veren yosun terapileri ve süt banyosu gibi birbirinden faydalı uygulamalarla misafirlerine özel hizmet sunuyor.


Usta şeflerin ellerinden eşsiz tatlar Türkiye’de ilk defa Himalaya tuzunu tüm alanlarda konsept olarak kullanarak farkını ortaya koyan beş yıldızlı otel, yeme içme alanlarıyla da iddialı! Ege, Marmara ve dünya mutfaklarından en leziz deniz mahsullerini sunan Lagos Restaurant, şehrin içinde doğa ile baş başa bir atmosfer vaat eden Tuana Restaurant ve Terrace Steakhouse konuklarına usta şeflerin ellerinden eşsiz lezzetler sunuyor.


restaurant 50 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Sianji Hotels, Mısır’ın en ünlü turizm şirketiyle wellness otel sözleşmesi imzaladı Sianji Hotels, Mısırlı Boulevard Tourism Development Company ile Wellness otel sözleşmesi imzaladı. Mısır’ın en ünlü turizm şirketlerinden Boulevard Tourism Development Company’nin sahibi Maged Shafik, Sianji Hotels’in yeni konseptinin ilk yabancı yatırımcısı oldu. Otel Sianji Wellbeing Resort Marsa Alam ismi ile hizmet verecek.

İ

nşaat ve turizm sektöründe 33 yıllık tecrübeye sahip Sianji Hotels; Sianji, Sianji Well-being Resort, Sianji Stay & Go, Sianji Suits & Villas & Residences, Sianji Dry Hotels markaları ile yatırım ve otel işletmeciliği alanlarında 12 ay boyunca hizmet veriyor. Aynı zamanda master detoks, raw food, ayurverdik diyet, ketojenik diyet, Akdeniz diyeti alternatifleriyle farklı konseptlerde restoran yatırımcılığı ve işletmeciliği faaliyetlerini de sürdüren Sianji Hotels, Muu SPA markası ile de SPA yatırımı ve işletmeciliği yapıyor.

2021’in son çeyreğinde faaliyete geçecek Boulevard Tourism Development Company, Kızıldeniz’in yeni trend bölgesi Marsa Alam’da turizm imarlı 1 milyon metrekarelik araziye sahip. İmzalanan anlaşma ile arazi üstünde Sianji markaları ile aşama aşama proje geliştirilecek. 2020 yılının ilk yarısında inşaata başlanıp 2021 yılının son çeyreğinde faaliyete geçmesi planlanan ilk etapta, Maldiv stili 120 villa, 3000 metrekarelik SPA, 4 restoran yapılacak ve Sianji Wellbeing Resort olarak hizmet verecek.

İlk etabın yatırım tutarı yaklaşık 20 milyon dolar İlk etabın yatırım tutarının yaklaşık 20 milyon dolar mertebesinde olacağı projede, ikinci aşamada villa ve residence’lar, üçüncü aşamada 350-400 odalı Sianji Resort, sonrasında büyük bir Aqua Park ve golf sahası yapılacağı iletildi. Ayrıca, turizm sektörüne hizmet verecek bir eğitim merkezi de faaliyete geçirilecek. İlk aşamadaki 120 villa ekolojik yapısı ve oksijen

sirkülasyonu ile ahşap bungalov stilde sağlıklı doğal malzemelerle oluşturulacak.

Çakır: “Mısır ile dünyaya açılarak ekonomiye katma değer katacağız’’ Sianji Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Recai Çakır konu ile ilgili görüşlerini aktardı: ‘’Sianji Hotels olarak 10. yılımızı tamamladık. Türkiye’nin turizmdeki gücünü tüm dünyaya göstermek istiyoruz. Türkiye’ye sağlıklı yaşam ve detoks


turizmini kazandıran, Avrupa’nın En İyi Sağlıklı Yaşam ve Spa Merkezi, Avrupa’nın En İyi Resort’u dahil olmak üzere uluslararası alanda 27 farklı ödülün sahibi Sianji Wellbeing Resort, Dünya Lüks Spa Otelleri arasında da Türkiye’den ödüle layık görülen tek otel oldu. Sianji Hotels olarak 33 yıllık turizm deneyimimizle sektörümüze işletmecilik misyonumuz altında da hizmet veriyoruz. Yatırımcılara yol göstermek, projelendirmeden, inşaatına ve inşasına, pazarlamasından, konsept yaratılmasına kadar planlı ve tam kontrollü bir iş birliği ve stratejik plan ile işletmecilik yapıyoruz. Bodrum’daki emsal projemiz Sianji Well-being Resort ile dünyaca tanınan 27 uluslararası ödülle de tescillenerek hizmet vermemiz yanında, Türkiye’nin sağlık üssü Bodrum Kadıkalesi bölgesinde wellbeing kültürünü oluşturduk. Global Wellness Institute’ın son rakamları da gösteriyor ki, wellness dünyada 4,5 trilyon dolara ulaşan bir sektör. Wellness ekonomisi Türkiye için hala yeni bir pazar, Sianji Hotels olarak wellness / wellbeing konseptini biz büyüttük ve şimdi Mısır ile birlikte dünyaya açılarak öncü gücümüzü burada da sektöre göstermek, ülke ekonomimize katma değer sağlamayı amaçlıyoruz.’’

Shafik: Mısır’da ciddi bir wellbeing işletmesi yok, bu ihtiyacımızı Türkiye’den karşılıyoruz Boulevard Tourism Development Company’nin sahibi Maged Shafik, yatırım kararı ile ilgili şu bilgileri verdi: ‘’Türkiye’de kimya sektörü ile yakın iş birliğimiz var. Mısır’da kimya ve turizm sektörleri dışında elektrikli golf arabası ve elektrikli çok amaçlı çevreci küçük arabalar üretiyoruz. Mısır’da ciddi bir wellbeing işletmesi yok ve bu ihtiyacımızı Türkiye’den ve özellikle Sianji Wellbeing Resort Bodrum’dan karşılıyoruz. Recai Çakır Bey ile de misafirlerimle tesisinde konaklarken tanıştık ve çok güçlü bir iş birliğinin temellerini attık. Sağlık turizmi bizim için yeni bir alan, yatırım için hem yurt dışı hem Türkiye’de

farklı gruplarla da görüştük, burada Sianji Hotels Grubu, Recai Çakır’ın 33 yıllık birikimi ve ekibinin know-how’una, müşterileri olarak edindiğimiz birebir deneyime dayalı bir karar aldık. 5 yıldır Sianji Wellbeing Resort’ün müşterisi olarak bir resort otelin farklı tüm hizmetlerini deneyimledik. Mısır’da wellness yaşam tarzını benimseyen önemli bir kitle var. Aynı zamanda ileri aşamalarda yapılacak alanlarımıza Sianji ile birlikte bir estetik merkezi de yapmayı planlıyoruz. Böylelikle niş sağlık sektöründe pek çok alanda birlikte hizmet vermeyi planlıyoruz. İlk aşama yatırımımız oda sayısı itibariyle de bir yetişkin oteli olarak hizmet verecek. Projemize Mısır dışında Türkiye ve Avrupa ülkelerinden Sianji Well-being Resort’un oluşturduğu konseptten dolayı fazlaca talep alacağımıza inanıyorum.’’

Öztunç: “Müşteri almadığı hizmetin bedelini ödemeyecek” Sianji Büyüme Stratejileri Danışmanı Dr. Faik Öztunç ise, sağlık turizminin ve özellikle WellBeing, Welness, Detox hizmeti veren tesislerin ülkemizde ve dünyada çok önem kazanacağını belirterek

büyümelerini bu alanda ve gerçek anlamda dört yıldız hizmet verecek Sianji Stay & Go markasında yoğunlaştırdıklarını iletti. Gerçek dört yıldızlı otel konseptinin başta İstanbul olmak üzere Anadolu kentlerimizin de büyük ihtiyacı diye belirtti. Yatırımcı daha az maliyetle otelini en iyi hizmeti verecek tarzda inşa edecek ve müşteri de almadığı hizmetin bedelini ödemeyecek diye vurguladı. Özellikle Well-being tarzında bir otelin İstanbul’da mükemmel iş yapacağını ileterek yatırımcılarla iş birliğine hazır olduklarını ileten Öztunç her iki konseptteki otelin, geri dönüş süresinin çok kısa olduğunu belirtti.

“Global Wellness Institute’in son rakamları da gösteriyor ki, wellness dünyada 4,5 trilyon dolara ulaşan bir sektör. Sianji Hotels olarak wellness / wellbeing konseptini biz büyüttük.”


restaurant 52 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Hagia Sofia Mansions Curio Collection By Hilton açıldı

Hagia Sofia Mansions Curıo Collection By Hilton, Sultanahmet’te hizmete açıldı. Dorak Holding tarafından Turing’den kiralanan tesisler, İstanbul’un en turistik bölgesi Sultanahmet’te tek çatı altında toplam 78 odalı bir otel olarak hizmet verecek.

K

apadokya Bölgesi başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve Kuşadası’ndaki yatırımlarıyla turizm sektörünün güçlü markalarından olan Dorak Holding, Sultanahmet’te büyük bir projeye imza attı. Aralarında tarihi Yeşil Ev’in de olduğu tarihi Soğuk Çeşme Sokağı’ndaki konakların işletim hakkını Turing’den devralan Dorak Holding, ünlü otel zinciri Hilton ile iş birliğine giderek tesisi Hagia Sofia Mansions Curio Collection by Hilton markası ile hizmete açtı.

Topkapı Sarayı ile Ayasofya Müzesi’nin ortasında Türkiye’de Hilton markasının Curio koleksiyonuna dahil olan ilk tesis olarak hizmete giren Hagia Sofia Mansions Curio Collection by Hilton, Topkapı Sarayı ile Ayasofya Müzesi’nin ortasında büyüleyici bir tarihin ortasında misafirlerini ağırlamaya başladı. Otelin açılışı için önceki gün bir parti düzenlendi.

Açılışta, Dorak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Serdar Körükçü, Başkan Yardımcısı Ahmet Kaplan Tan ve Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Pilav, Hilton Avrupa Mimarlık ve İnşaat Proje Yöneticisi Cihan Yıldırım, Hilton Kıdemli Yöneticisi Fabienne Salet ile Otel Genel Müdürü Melis Okay ve tüm çalışanlar yer aldı.

78 odalı Yeşil Ev ve 12 konaktan oluşan toplam 78 odalı tesis, fine dining restoranı olarak hizmet veren bin 500 yıllık su sarnıcı ve tarihi sütunlarla çevrili SPA’sıyla İstanbul’da önemli bir merkez olacak. Dorak Holding tarafından yeni bir çehreye büründürülen ve değerli kültür mirasını korumak için özenle hazırlanan proje kapsamında, toplam 9 bin metrekarelik alan yeniden İstanbul’a kazandırılmış oldu. Dünya standartlarının üzerinde bir hizmet kalitesi ile misafirlerini

ağırlayacak olan otel, konuklarına Ayasofya Müzesi ve Topkapı Sarayı’na komşuluk etme imkanı veriyor.

Sarnıç Restoran’ıyla eşsiz tatlar sunacak 3. Selim döneminde yapılan misafirhane ve sarayda görevli üst düzey çalışanların barındıkları konakların bulunduğu Soğuk Çeşme Sokağı şimdi, Ottoman Suites, Hagia Sofia Suites, Hürrem Sultan Suite, Junior Suite ve Superior Room olarak farklı oda tipleriyle tarihle iç içe farklı bir deneyim sunuyor. Her konak geçmişte olduğu gibi Menekşe, Gül, Orkide, Papatya, Karanfil, Lavanta ve Sümbül gibi çiçek isimleriyle anılıyor. Roma İmparatoru 1. Justinyanus tarafından 527 - 565 yılları arasında yapılan su sarnıcı ise Sarnıç Restoran olarak usta şeflerin elinden çıkan lezzetlerle misafirlerini ağırlıyor.



restaurant 54 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Hülya Kaya “İstanbul’u bir kadın gibi görüyorum”

İ

stanbul’un Turizmden Sorumlu ilk kadın Vali Yardımcısı. Genç, donanımlı ve vizyoner. ‘İnsanlara dokunmak ve onların hayatlarında bir fark oluşturabilmek’ idealiyle yola çıkmış. Hep hayalini kurduğu İstanbul’un turizm yönetimine talip profesyonel bir İstanbul sevdalısı. Sıcak, güler yüzlü ve samimi! Yeni görevinde, turizm sektörünün tüm seslerini büyük bir heves ve öğrenme azmiyle dinleyip, ortak akıl bileşkesinde buluşturacak kadar çözüm odaklı bir isim. İstanbul Valiliği Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Hülya Kaya ile yirmi yıllık kaymakamlık ve vali yardımcılığı tecrübesinden İstanbul’a uzanan kariyer yolculuğunu, bir kadına benzettiği İstanbul’u ve şehrin turizmine dair projelerini, hayallerini konuştuk.

Hülya Hanım, İstanbul’un Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı olarak ekim ayının başından beri görevinizin başındasınız. Üstelik de ‘ilk kadın vali yardımcısı’ olarak! Bu makamda bir ilk olmak size neler hissettiriyor? İstanbul çok sevdiğim bir şehir. Eşim de İstanbullu olduğu için Anadolu’daki mecburi görevim sırasında bir ayağımız hep İstanbul’daydı, her tatilimizde buraya gelirdik. Elbette böylesine kadim ve güzel bir şehre hizmet etmekten çok büyük bir sevinç ve gurur duyuyorum.

O halde bu zirveye giden yolu, ilk gençlik ideallerinizden başlayarak konuşalım mı? Mülki İdare amiri olmanızı tercih etmenize sebep olan nedir? Lise yıllarım ailemin yanında, Konya’nın Akşehir ilçesinde geçti. İlçemizin kaymakamı herkesin sevdiği ve saygı duyduğu bir insandı. Her ne kadar ilkokuldan liseye kadar hep hayallerimi bir edebiyatçı olmak süslese de, her genç gibi ben de olgunlaştıkça hedefimi ve hayattan beklentilerimi sorgulamaya başlamıştım. Kaymakamımızın samimiyeti, insana dokunan tarafı ve en önemlisi de ilçemizde ki insanların hayatında fark yaratabilmesi çok hoşuma gitmişti. Tabii benim kaymakam olmaya karar verdiğimde henüz hiç bayan

kaymakam yoktu. Ailemin ve çevremin de cesaretlendirmesi ile Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi bölümünü birinci tercihim olarak kazandım. Kamu yönetiminden mezun olduktan sonra ilk ve tek girdiğim sınav olan Kaymakamlık sınavını kazandım ve 1999 yılında kaymakam adayı olarak atamam yapıldı. İnsanların hayatında bir fark yaratabilmek meslekte daima motivasyon kaynağım oldu. Bu sebeple de kaymakamlık mesleğini yaparken hep çok büyük keyif aldım. Yirmi yıllık meslek tecrübemde Aksaray’da başlayan meslek serüvenime İstanbul’da vali yardımcısı olarak devam ediyorum. Meslekte her ne kadar Anadolu’nun farklı yerlerinde çok güzel tecrübeler edinsem de okumak yazmaya karşı ilgimi hiç kaybetmedim.


İstanbul’da yaklaşık dört buçuk yıl kaldım. 2010-2014 yılları içerisinde İstanbul’da bulundum. 2015’te İçişleri Bakanlığı’na geri döndüm. Ben aynı zamanda hukukçuyum, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Kısa bir dönem bakanlıkta hukuk müşavirliğinde çalıştım. O ara doktora yapmak için burs başvurusu da yapmıştım. Başvurum İçişleri Bakanlığınca kabul edilince tekrar İngiltere’ye gittim. Uluslararası Hukuk alanında doktoramı tamamladım. Ardından da İstanbul’a tayinim çıktı, yaklaşık iki yıldır da Vali Yardımcısı olarak çalışıyorum. Yaklaşık iki yıl Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının İstanbul’daki iş ve işlemlerinden sorumlu idim. Ekim ayının başından bu yana da İstanbul’un Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı olarak görevime devam etmekteyim.

2008-2009 yılında İçişleri Bakanlığı tarafından İngiltere’ye kamu yönetimi mastırı yapmak için gönderildim. Yurt dışı inceleme ve araştırmalarım, kamu da yenilikçi yaklaşımların ne denli önemli olduğunu bir kez daha anlamama ve uygulamaya geçirmeme yardımcı oldu.

“İstanbul’a atanmama çok şaşırdım, bu görevlendirmeyi hiç beklemiyordum” Konya’nın bir ilçesinde kaymakamlık yapar iken gelen bir teklif üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde Basın Yayın Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı ve İstanbul Finans Merkezi Projesi’nin koordinatörlüğünde göreve başladım. Eş zamanlı olarak genel sekreter danışmanlığı da yaptım.

Kahramanmaraş, Adıyaman, Konya derken İstanbul’a atanmak aklınıza gelir miydi hiç? Bu haberi ilk aldığınızda ne düşündünüz? İstanbul’u çok seviyorum. Buraya her gelişimde“acaba bir gün bu şehre hizmet etme şansını bulabilecek miyim?” diye kendi kendime sorardım. Hatta valiliğin önünden geçerken, “ne kadar güzel bir bina, keşke burada çalışabilsem” dediğim çok zamanlar olmuştur. Atama haberini ilk duyduğumda tabii çok şaşırdım. Böyle bir görevlendirmeyi hiç beklemiyordum. Hatta o dönemde doktora çalışmamı yürütmek üzere İngiltere’deydim. Çalışmamın bitmesine daha vakit vardı. İlk olarak bir şaşkınlık yaşadım, onu heyecan ve mutluluk takip etti. Biraz önce de ifade ettiğim üzere, İstanbul’a geldikten sonra öncelikle Aile Çalışma Sosyal Hizmetler ve Sosyal Yardımlaşma Vakfı bana bağlandı. Bu iki yıllık süreçte de çok güzel çalışmalar yaptığımızı düşünüyorum. “Turizm işletmecilerimiz neyi, ne zaman yapacağını çok iyi biliyor” İstanbul turizmi için yapmak istedikleriniz neler? Yeni görevinizde şehrin potansiyelini arttırmak adına ne tür bir çalışma yürütmeyi planlıyorsunuz? Dünyadaki konjonktürel değişimler ve de ülkemizin içinde bulunduğu coğrafi durum bizi ve özellikle de turizmi çok derinden etkiliyor. Baktığımızda 2015’e kadar çok iyi gelen eğri, güvenlik endişeleriyle beraber

olumsuz bir seyir aldı. Her ne kadar İstanbul ve Türkiye’miz dünyada çok popüler de olsa, güvenlik endişeleri nedeniyle istenilen noktada olmadığını görüyorum. İstanbul’un ciddi bir potansiyeli var. 2023 hedefimiz, İstanbul’u dünya sıralamasında ilk beşe yerleştirmek. Otel sayımız, alt yapımız bunun için yeterli. Çok kaliteli otellerimiz var. Serbest piyasa ekonomisinde turizm işletmecilerimiz nereye ne kadar yatırım yapacağını gayet iyi biliyorlar. O noktada çok fazla müdahaleye gerek yok. Bizim görevimiz onların işlerini kolaylaştırmak.

“Taksiciler, hanutçular, dilenciler, servis sektöründeki denetimlerimizi arttırdık” İstanbul’un uluslararası arenada daha iyi bir seviyeye taşınabilmesi ve ilk beş şehir arasındaki yerini alabilmesi için geliştirmemiz gereken alanlar var. Bu süreçte onlara yoğunlaştık.

“İki çocuk annesi olan Hülya Kaya, makamından arta kalan zamanlarda ailesiyle yurt içi ve yurt dışı seyahatlere de çıktığını anlatan Kaya’nın öncelikli rotaları arasında Avrupa, Asya ve Uzak Doğu ülkeleri var. Seyahat tercihlerinde mesleki hastalıklara kapılmaksızın gittiği destinasyondan maksimum keyif almaya odaklandığını belirten Kaya için önemli olan kaliteli zaman geçirmek! Seyahatlerinde bir alışveriş merkezi yerine şehrin yerel değerleri ve ürünlerini bulabileceği pazarları gezmeyi tercih ettiğini söyleyen Kaya, bir şehir veya ülkeyi ziyaret etmeden önce mutlaka bir yazarının gözünden tanımaya, kültürel ve sanatsal etkinliklerine katılmaya, özel lezzetlerini tatmaya çalışıyor. Bir kitabını da çantasına koymadan o şehirden ayrılmıyor.”


restaurant 56 hotel & hi-tech

iş’te kadın

“Kendini düzenli, disiplinli ve çalışkan biri olarak tarif eden Hülya Kaya, işini günü gününe takip etmeyi seviyor. Çalışmak kadar öğrenmekten de büyük keyif alan Kaya; insanlara faydalı olabildikçe mutlu, son derece yenilikçi ve de fark yaratmayı seven biri. Valilik ve kaymakamlık gibi makamlarda kadın çalışan sayısının az olduğunu anlatan Kaya, “Bir makama geldiğimde hep şunu düşünürüm, bir kadın olarak erkeklerden daha farklı ne yapabilirim, nasıl bir fark katabilirim? Kadının gücünü farklı bir şekilde yansıtmak gerektiğini düşünüyorum” diyor.” Özellikle hizmet sektöründeki kalitenin arttırılmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bunların içinde taksicilerimiz de var. İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz havalimanlarımızdaki taksicilerimizin eğitimine başladı. Bu kapsamda 10 bin taksiciyi eğitime alacağız. Şehrimize gelen turistlerin memnun bir şekilde ayrılmaları önceliğimiz. Onun haricinde, servis sektöründe vaat edilen hizmet kalitesinin takipçisiyiz. Örneğin şu an üzerinde en fazla uğraştığımız konulardan bir tanesi; turist geldi, hizmetini aldı, ancak fazla bir faturalamayla karşı karşıya kalıyor mu? Ya da bir turist, hanutçular tarafından zorla bir malı alması yönünde baskılanıyor mu? Bu konularda denetimleri arttırıyoruz. Dilencilerin sokakta dolaşarak turistlere rahatsızlık vermesini istemiyoruz. Yabancı turistlerin kendilerini evlerinde, ülkelerinde gibi rahat, huzurlu ve güvende hissetmeleri bizim için önemli. Bununla ilgili olarak turizm polisiyle de çok sıkı bir iş birliğimiz var. Bu alanda gün geçtikçe uzmanlaşıyoruz. Turizm polisimiz, gerek yönlendirme, gerekse şikayetlerin hızlı bir şekilde değerlendirilmesi noktasında

profesyonel bir çalışma sergiliyor. Bunu çok daha iyi bir noktaya taşımayı planlıyoruz.

“Umarım turizmde güvenlik endişesiyle gerileme olmaz” Turizmde, ülkemizin doğru tanıtımı noktasındaki daha etkin ve sürdürülebilir stratejiler ortaya koymamız gerekiyor. Geçen yıllarda da gördüğümüz üzere, oluşturulan yanlış algılar ve güvenlik endişeleri yabancı turistlerin çok çabuk fikirlerini değiştirmesine ve başka destinasyonlara yönelmesine sebebiyet verebiliyor. Bunların haricinde İstanbul, muhteşem güzel bir hizmet üretiyor. Kruvaziyer turizmindeki potansiyelin artırılmasına yönelik yeni yatırımlar devam ediyor. Bunlardan en önemlisi, Nisan 2020’de açılması hedeflenen Galataport. Dünyada ilkler arasında yer alacak bir proje olarak değerlendirdiğimiz Galataport’un hayata geçmesiyle birlikte şehrin kruvaziyer turizmini de ciddi anlamda arttıracağını düşünüyoruz. Kongre turizmi ile ilgili geçen ay İstanbul Ticaret Odası ile beraber Barselona’da IBTM World Fuarı’na

katıldık. Bu yıl ilk defa İstanbul’un destinasyon standını açtık. Valilik olarak, şehrimizi en iyi şekilde temsil etmek ve anlatmak üzere ben de oradaydım. Bu tür fuarlarda İstanbul’un yer almasının özellikle kongre turizminin yönünün değiştirilmesinde çok etkili olacağını düşünüyorum. Bu noktada biraz önce ifade ettiğim gibi turizmin paydaşları olan tüm kamu kurum ve kuruluşları, meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları ile birlikte çalışmalar yapmaya devam edeceğiz.

İstanbul’da parlatılması gereken bir diğer alan, gastronomi turizmi! İstanbul turizminde parlatılması gereken bir diğer alan olarak gastronomi turizmini görüyoruz. Türkiye’nin bu konuda çok iyi bir noktada olduğunu düşünüyorum. Kültür ve Turizm Bakanımızın da ifade ettiği gibi, özellikle gastronomi haritasının çıkarılması, söz konusu illerin yabancı turistler tarafından bilinirliğinin arttırılması çok önemli. Çünkü gastronomi amaçlı gelen turistler normal turistlerle kıyaslandığında çok daha fazla harcama yapıyor. İstanbul’da bu alternatif turizm modelinin başarılı olabileceği,


potansiyeli yüksek şehirlerden bir tanesi. Kentte inanılmaz güzel restoranlarımız ve yetenekli şeflerimiz var. Geleneksel mutfağımız diğer ülkelere kıyasla çok başarılı. Tüm bu değerlerimizi tanıtma noktasında sivil toplum kuruluşlarımızın desteğine ihtiyacımız var, bu bir gerçek. Bunu Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’nin Gastrotalks programına katıldığımda daha net gördüm. Gastronomi turizmi konusunda önemli bir tanıtım eksikliğimiz bulunuyor. Yurt dışında Çin, Meksika, Vietnam, İtalyan ve Fransız mutfaklarıyla karşılaşıyoruz. Ne yazık ki Türk mutfağını yeterince tanıtamadık. Türk mutfağı denilince akla ilk ve tek akla gelen döner oluyor. Dolayısıyla şu anki yol haritamızda işin uzmanlarıyla birlikte sektörün gelişimine katkı sağlamak var. Bu konuda Valilik olarak üzerimize düşen ne ise, yapmaya hazırız. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın hazırladığı 2023 Turizm Stratejisi kapsamında, hem İstanbul’un turizm potansiyelinin arttırılması hem de sosyal ve kültürel faaliyetlerle entegresi gerekiyor.

Turizmden Sorumlu Vali Yardımcılığı görevinizin dışında da İstanbul’u konuşmak isterim sizinle. Hülya Kaya, bir kadın gözüyle İstanbul’u nasıl tarif eder? İstanbul aslında tam bir kadına benziyor, bence. Birçok duyguyu, aynı anda derinlemesine ve tüm incelikleriyle yaşıyor ve yaşatıyor size İstanbul. Tek düzelikten uzak; her sokağı ve mahallesi ayrı bir renk, ayrı bir motif. Hikayelerle dolu bir şehir İstanbul. Aynı anda bir sürü duyguyu yaşatabiliyor size. Bugün mesela Valilik binasından çıktım, Kadırga’ya kadar yürüdüm ve geri döndüm. Bu şehirde bir defa sanat var, tarih var, yaşanmışlık var, günlük hayat var, yeme içme var, karmaşa var. Bunların hepsini bir anda yaşatabilecek bir mesafedeyiz, hepsini aynı anda görebiliyoruz. Müthiş güzel bir duygu bu. “İstanbul’un dokusunu bozmayalım yeter” Madem İstanbul’u bir kadına benzettiniz. O halde şehrin mevcut turizm potansiyelini ortaya çıkarmak adına ne tür bir yaklaşım sergilemek gerekir İstanbul’a? Mevcut yapıyı bozmayalım yeter. Atalarımız, –Allah gani gani rahmet

eylesin- geride çok güzel eserler bırakmış. Şehrin bu dokusunu bozmayalım yeter. Yabancılar da bunun için gelmiyor mu? İnsanlarımız sevecenliğini kaybetmesin. Çünkü bizim insanımız çok hoşgörülü, çok sevecen, cana yakın. Yurt dışından gelen arkadaşlarım hep bu özelliğimizden bahsediyor. “Neden Türkler bu kadar cana yakın, bu kadar iyi? Mutfağınız çok iyi, şehriniz çok güzel, hareketli. Hiçbir Avrupa kentinde bu hareketliliği göremiyoruz. Bu kadar renklilik, çeşitlilik yok! Bunu kaybetmeyin yeter” diyor. Yabancı turist İstanbul’u olduğu gibi seviyor. Şehrin renk cümbüşünü, ahengini, karmaşasını aynı anda yaşamak istiyor. Bu anlamda yazarlarımızın ve sanatçılarımızın şehre olan katkısı çok büyük. Mesela Ahmet Ümit’i okuyup, onun dizelerinde anlattığı İstanbul’u keşfetmeye gelenler var. Orhan Pamuk’un gözünden İstanbul’u yaşamak isteyenler var. Elif Şafak’ın romanlarını okuyup o mistik ve dar sokaklarda eski İstanbul’un bozacılarının sesini duymak isteyenler var.Kültür ve sanatın turizm ile buluştuğu nokta olan İstanbul’un tanıtımında edebiyatçılarımızın, şairlerimizin ve ressamlarımızın ruha işleyen mesajlarına kulak kesilmeye ve bu gücü şehrin tanıtımında merkeze yerleştirmeye ihtiyacımız var. Bu şehirde özellikle genç neslin eğlenebilecekleri çok fazla alternatif bulunuyor. Bir Balat’a gittiğinizde çok farklı bir sosyo-kültürel doku ile karşı karşıyasınız. Balat, inanılmaz güzel oldu. Adeta sizi farklı bir dünyaya götürüyor. Sultanahmet’i farklı, Beyazıt’ı, Üsküdar’ı farklı bir güzellikte. Ben diyorum ki, şehrin sadece bu hassasiyetlerini koruyalım. Mevcut tarihi varlıklarımızı korumak ve sürdürülebilir bir şekilde yönetebilmek için elimizden gelen gayreti gösterelim. Müzecilik de atılması gerek adımlar var. İstanbul’daki müzelerimizin, Paris ve Londra’daki müze ziyaretçi sayılarına ulaşabilmesi için yapılması gereken çok işler olduğunu düşünüyorum. Yine de çok iyiye gidiyoruz. Bu sene yıl sonuna kadar 15 milyon turisti ağırlamayı hedefliyoruz. Gelecek sene eminim bu rakamlar daha da artacak. Önemli olan, kaliteli ve sürdürülebilir bir turizm yönetimini hakim kılmak. Turizmde kaliteyi arttırmak sureti ile hizmetleri çeşitlendirmeye ve turizmden daha fazla gelir elde etmeye odaklanmalıyız.

İstanbul, doluluktaki artış oranını gelirler seviyesinde dengeleyemiyor. Turizmcilerin en çok şikayet ettikleri konulardan biri de bu. Bir performans değerlendirmesiyle öneri ve görüşlerinizi paylaşabilir misiniz? Bu serzenişi duyuyorum ben de. Turizmcilerimiz “doluluk oranlarımız çok iyi ama önceki dönemin rakamlarını yakalayamıyoruz” diyor. Tabii bu noktada Türk lirasının döviz karşısında değer kaybetmesi gelirimizi etkiliyor. Diğer bir önemli konu da, İstanbul’da geçirilen gün sayısı ve insanların bu süreyi ne yaparak geçirdikleri. Şehre gelen gruplar nereleri tercih ediyor, nerede geziyor, nerede yiyip içiyor, bu önemli. Biz turizmde farklılıkları ortaya koyarak, farklı rotalar çizerek şehrimizde turistin daha fazla kalmasının yollarını araştırmalıyız. Tüm dünyada şehirlerin bir simgesi var. Sizin gözünüzden şehrin bir simgesi olmalı mıdır, bir adayınız var mı? İşin açıkçası İstanbul’a baktığımda kullanabileceğimiz pek çok simgemiz var. Bu çeşitlilik içerisinde tek birine odaklanmak ne derece doğru bilmiyorum. Markalaşmak ve turistin dikkatini çekebilmek için zaman zaman belli tarihi yapılarımızı ön plana çıkarmak yararlı olacaktır. Hülya Hanım, bu keyifli söyleşimizi sonlandırırken, bundan sonra neler olsun istiyorsunuz hayatınızda? Mesleki olarak şu anki konumumda, işimi en iyi şekilde yapmak istiyorum. Bu doğrultuda sektörle olan tanışıklığımızı ileri seviyeye taşıyıp, o samimiyetten sonra çözüm odaklı neler yapabiliriz, ne tür iş birlikleri geliştirebiliriz aşamasına geçmek istiyorum. Şu an henüz tanışma safhasındayız. Fakat bunun bir adım ötesinde, birlikte bu yolda nasıl yürüyebiliriz, onların bizden talepleri neler, bu birlikteliği nasıl sürdürebilir kılabiliriz boyutuna geçmek istiyorum. Bunun için de turizm sektörünün işlerini kolaylaştırma noktasında elimden gelen gayreti göstereceğim. Onlar zaten işlerini çok iyi yapıyor. Biz de valilik olarak daima arkasında olacağız.


restaurant 58 hotel & hi-tech

marka

Türk mutfak devi Öztiryakiler’e Japon ortak Endüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe dünyanın en büyük üç firması arasında yer alan Japon Hoshizaki Corporation, sektörün Türkiye’deki en büyük firması Öztiryakiler’e yüzde 28.6 oranında ortak oldu.

T

ürkiye’nin lider endüstriyel mutfak ekipmanları üreticisi Öztiryakiler, merkezi Japonya’da bulunan ve sektörün dünyadaki en büyük üç firmasından birisi olan Hoshizaki Corporation ile yüzde 28.6 oranında ortak olmak için anlaşmaya vardı. Konu ile ilgili olarak Öztiryakiler’den yapılan açıklamada, dünya genelinde 51 grup şirketi ve yaklaşık 13 bin çalışanı olan dünya devi ile yapılan ortaklık anlaşmasının hem Türkiye hem de Öztiryakiler açısından çok önemli olduğunun altı çizildi ve Hoshizaki’nin Türkiye’ye, Türk ekonomisine ve Öztiryakiler’e duyduğu güvenin kendileri için gurur kaynağı olduğu belirtildi.

Öztiryakiler’in ismi ve iş yapış şekli değişmeyecek

Japon Hoshizaki Corporation ile varılan anlaşma uyarınca Öztiryakiler’in mevcut yönetim yapısında bir değişiklik olmayacak, şirketin ismi ve iş yapış şekli aynı kalacak. İki firma arasında yapılan ortaklık anlaşmasında, Öztiryaki ailesinin yönetime olan katkısı, tecrübeleri ve işindeki başarısının değişmez bir değer olarak koruyarak iyileştirilmesinin hedeflendiği kaydedildi. Açıklamada, “Öztiryakiler olarak, gelişen ve globalleşen dünyada daha kaliteli, daha hızlı ve verimli üretim yapmak, yenilikler tasarlamak ve büyük yatırımlara imza atmak için Hoshizaki’den gelen talep üzerine bu ortaklığı gerçekleştiriyoruz. Hoshizaki ve Öztiryakiler sinerjisi şirketimizin hızlı büyümesine ivme katacak. Hoshizaki ile çok daha geniş bir coğrafyada rekabet üstünlüğü elde edeceğimize inanıyoruz.” denildi.

Avrupa’da pazar payını artıracak

Hoshizaki’den yapılan açıklamada ise Öztiryakiler’in yüksek kaliteli, rekabetçi ürünler ve üretim sistemleri sunabilmesinin yanında Orta Doğu, Avrupa ve Afrika ülkelerindeki geniş satış kanalları sayesinde yüksek büyüme ve karlılık potansiyeli sunan bir değer olduğu kaydedildi. Açıklamada, “Şirketin mevcut yönetimi Orta Doğu, Afrika ve

Avrupa pazarları hakkında derin ve geniş bilgileriyle büyümesini sürdürmeye devam ederken Öztiryakiler’e yatırım yapacağız. Böylelikle Avrupa’daki ürünlerimiz için pazar payımızı artırmayı ve buzdolabı imalatıyla Öztiryakiler ile sinerji yaratmayı hedefliyoruz. Ayrıca ürün geliştirme, ürün çeşitliliği ve fiyat rekabetçiliğinin yanı sıra üretkenliği ve artırılmış kaliteyi desteklemeyi umuyoruz.” denildi.

130 ülkeye ihracat yapıyor

1958 yılından bu yana bir aile şirketi olarak faaliyet gösteren Öztiryakiler toplam 140.000 m² üretim tesisine, 1.300 çalışana ve 5 bine yakın ürün çeşidine sahip. 130 ülkeye ihracatı ile sektöründe lider olan Öztiryakiler, Türkiye’de ve dünyada anahtar teslim proje üreticisi konumunda bulunuyor.

Şirket dünyada 106 satış ve 83 satış sonrası servis hizmet noktası ile global tanınmış markalar arasında yer alıyor. Orta Doğu, Avrupa, Afrika, Asya ve Güney Amerika kıtalarında satış kanallarıyla ihracatta hızlı bir büyüme gösteren Öztiryakiler’in yönetimi tümüyle Öztiryaki Ailesi’ne ait. 1947’de kurulan Japonya merkezli Hoshizaki Corporation, dünya genelinde toplam 51 grup şirketi ve 12 bin 982 çalışanı ile faaliyet gösteriyor. Dünyada sektörünün en büyük ilk üç firmasından birisi olan Hoshizaki’nin hisseleri Japon borsasında işlem görüyor. Japonya dışında faaliyetlerini genişletmek konusunda proaktif bir yaklaşım içerisinde olan Hoshizaki, gelecekteki büyümenin anahtarı olarak, satışları ve pazar payını arttırmak amacıyla şirketin halihazırda takip ettiği gelişmiş ülkelere ek olarak büyümekte olan ekonomileri de hedefliyor.



restaurant 60 hotel & hi-tech

marka

‘2019 İyi Tasarım Ödülü’ Kayalar Endüstriyel Mutfak A.Ş.’nin oldu Bu yıl dördüncüsünü düzenlenen ve gelenekselleşen Design Week Turkey’in endüstriyel tasarım alanında, Mete Mordağ’ın Kayalar Endüstriyel Mutfak A.Ş. için tasarladığı Poleserie Kombine Pişirme Grubu, 2019 İyi Tasarım Ödülünü aldı.

B

u yıl dördüncüsünü düzenlenen ve gelenekselleşen Design Week Turkey’in endüstriyel tasarım alanında, Mete Mordağ’ın Kayalar Endüstriyel Mutfak A.Ş. için tasarladığı Poleserie Kombine Pişirme Grubu, 2019 İyi Tasarım Ödülünü aldı. 2019 İyi Tasarım Ödülü Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve TİM Başkanı İsmail Gülle tarafından takdim edildi.

Kaya: “Böyle özel bir ödülle taçlandırıldığımız için çok mutluyuz”

Kayalar Endüstriyel Mutfak A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanı Nuray Kaya ödül töreninin ardından yaptığı açıklamada, “Endüstriyel mutfak konusunda 65 yıllık bir hikayemiz var.

Beş yıl önce tasarımını Mordag Design - Mete Mordağ ile başlattığımız Modüler Pişirici serimizi (Modular Cooking Line) POLESERIE TIM ve IMMIB tarafından düzenlenen Design Week Turkey’de İyi Tasarım Ödülü’ne layık görüldü. Tasarımcımız Mete Mordağ başta olmak üzere, Kayalar Endüstriyel Mutfak Ar-Ge ve üretim ekibi, yoğun ve titiz çalışmalarının sonucunda bu başarıyı elde etti. AR-GE ve inovasyonel üretimlerimiz sonucunda böyle özel bir ödülle taçlandırıldığımız için çok mutluyuz. 2019 yılının sonlarına doğru aldığımız bu ödül bizim motivasyonumuzu daha da arttırdı. Şimdi yeni bir seri üstünde çalışmalarımızı sürdürüyor ve bu yeni tasarımımızı 2020’nin ilk aylarında tamamlamayı planlıyoruz” diyerek düşüncelerini ifade etti.



restaurant 62 hotel & hi-tech

marka güncel

Mitsubishi Electric’e ‘Altın Rating’ Ödülü İleri teknolojisini dünya genelinde toplumların yaşam kalitesini artırmak ve gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya sağlamak için kullanan Mitsubishi Electric, 155 ülkede 198 satın alma kategorisinde faaliyet gösteren, tedarikçileri 21 kurumsal sosyal sorumluluk göstergesine göre değerlendiren ve dünya genelinde 55 binden fazla şirketin kullandığı EcoVadis tarafından “Altın Rating” ödülü ile ödüllendirildi. Çevre ve sürdürülebilir tedarik, çevrenin korunması ve sosyal açıdan sorumlu tedarikler sağlama kategorilerinde sağladığı başarılar ile dikkat çekerek yüksek puanlamalar alan Mitsubishi Electric, EcoVadis tarafından değerlendirilen tüm şirketler arasında yüzde 5’lik en üst dilimde yer aldı. Sosyal sorumluluk bilinciyle sunduğu ürün, sistem ve hizmetleriyle çevresel sorunlar, kaynak ve enerji konularındaki sosyal güçlüklerin çözümlenmesi için çalışan Mitsubishi Electric, bunları yaparken ‘sürdürülebilirlik’ ile ‘emniyet, güvenlik ve konfor’ unsurlarını aynı anda sağlayarak değer yaratıyor. Yarattığı bu değerlerin yanı sıra faaliyetleri kanalıyla sürdürülebilir büyüme yönündeki çalışmalarını hız kesmeden ilerletecek olan marka, SDG’nin (Sustainable Development Goals – Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları) global olarak paylaşılan hedeflerine ulaşması yolunda katkı sağlamaya devam etmeyi hedefliyor.

ISM bu yıl da ‘en iyiler’ arasında yer aldı 23 yıllık deneyimiyle ağırlama ve konaklama sektörüne yön veren ISM Minibar, başarı hanesine bir halka daha ekledi. ISM Minibar, Deloitte Private tarafından geçtiğimiz yıl Türkiye’de ilk kez hayata geçirilen “En İyi Yönetilen Şirketler” programı çerçevesinde bu yıl da ödüle layık görülüp ünvanını korudu. ISM Minibar Genel Müdürü Niyazi Şencan, ödülle ilgili şunları söyledi: “Sektöründe dünya markası olan şirketimizin başarısının bir yansıması olarak gördüğümüz bu ünvanı ikinci kez almanın gururunu yaşıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm takım arkadaşlarımı yürekten kutluyorum. Bir başarıdan daha güzeli bu başarıyı istikrarlı bir şekilde tekrarlamak ve sürdürülebilir nitelik kazandırmaktır. ISM Minibar olarak 2019 yılında da sektörümüzdeki öncü çalışmalarımızı devam ettirdik. Yine sektörümüzde tüm dünyada bir ilk olan ISMART Tasarım Merkezi’ni faaliyete geçirdik. Otel odası başta olmak üzere konuk ağırlama sektöründe yenilikçi ses getirecek projesi olan ve bu projelerini geliştirmek isteyen tüm girişimcilerle iş birliği yapılarak farklı iş modelleri çerçevesinde projelerin gelişimine katkı sağlıyoruz. Ayrıca yeni iş fikirlerini teşvik amacıyla otel çalışanlarının katılabileceği bir yarışma başlattık. Türkiye ekonomisine değer katan, sürekli gelişen bir şirketiz. ISM markamız uygulamaya aldığımız stratejilerimiz doğrultusunda günden güne güç kazanmaya devam edecek.”

Ege Seramik profesyonel kadın yöneticileriyle ödüllendirildi Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından hayata geçirilen Bağımsız Kadın Direktörler Projesi kapsamında; 2019 yılı ‘Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Endeksi’ ve ‘Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu Ödülleri’, “7. Kadın Direktörler Konferansı”nda açıklandı. Toplamda 7 şirketin ödül aldığı konferansta Ege Seramik, 2019 yılında BIST’de kayıtlı profesyonel kadın üyesi olan tüm şirketler arasında “komitelerinde en fazla kadın üyesi oranına sahip şirketlerden” biri olarak “2019 Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulu” ödülünü almaya hak kazandı. Ödülü Ege Seramik adına Kurumsal Yönetim Komite Üyesi Aysel Hatipoğlu, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası Türkiye Ülke Direktörü Arvid Tuerkner’den aldı.

Yataş Grup’a birincilik ödülü T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Türkiye’nin rekabet gücünün artırılmasına yönelik işletmelerdeki verimlilik çalışmalarını desteklemek ve bu alanda gerçekleştirilen projeleri teşvik etmek amacıyla düzenlenen 2019 Verimlilik Ödülleri’nin kazananları belli oldu. Türkiye’nin en büyük ve en inovatif şirketlerinin geliştirdiği 181 farklı projenin bağımsız bir jüri tarafından değerlendirildiği proje yarışmasında mobilya, yatak ve uyku ürünleri sektörünün yenilikçi ve öncü markası Yataş Grup, “Yatak montaj hattında operasyonel mükemmellik sistemiyle kapasite artırımı” isimli projeyle “Büyük İşletme Süreç İyileştirme Kategorisi”nde birinciliğe layık görüldü. Törende ödülü Yataş Grup adına CEO Nuri Öztaşkın aldı.



restaurant 64 hotel & hi-tech

marka güncel

Havalandırmada Form & Cvs iş birliği Cvsair’in havalandırma amaçlı ürünlerinin satışı iklimlendirme sektörünün en köklü ve öncü firmalarından Form Şirketler Grubu’nun iştiraki Form Endüstri Ürünleri tarafından gerçekleştirilecek. Fan pazarında sektör dinamiklerini değiştirecek bu iş ortaklığı sayesinde Form Endüstri Ürünleri kurumsal firmalara kapalı alanlardaki konfor standartlarını yükselten iklimlendirme seçenekleri sunacak. Yapılan anlaşma çerçevesinde Cvsair tarafından üretilen yüksek kaliteli havalandırma cihazları Türkiye pazarında yalnızca Form Endüstri Ürünleri tarafından satılacak. Form Endüstri Ürünleri, enerji verimli çözümler üreten Cvsair ile gerçekleştirdiği iş ortaklığı sayesinde kapalı alanlardaki konfor standartlarını yükselten iklimlendirme seçeneklerine daha güçlü paket çözümler sunarak sektör profesyonellerine katma değer oluşturmayı hedefliyor.

Hotelya’dan Balkanlar çıkarması Müşterileri için mobilya konusunda tam bir çözüm ortağı olan Hotelya, yurt dışı projelerine bir yenisi daha ekledi. Tüm otel odaları minimalist bir tarzda dizayn edilen Rotana by Bosmal Arjaan Hotel, müşterilerine kaliteli ve konforlu bir deneyim sunuyor. Hotelya tarafından üretilen ürünler, sade, modern ve şık görünümleriyle dikkat çekiyor. Son dönemin trendlerinin kullanıldığı ürünler, yenilikçi yaklaşımı ile göz dolduruyor. 4 ay gibi kısa sürede 3 binin üzerinde üretilen mobilyalar, otel konsepti ile birebir uyum içinde bulunuyor. Son teknolojiye sahip olan Rotana by Bosmal Arjaan, müşterilerine sıcak, rahat ve dinlendirici bir konfor sunuyor. Mermerin, ahşabın ve metalin ayrı ayrı ve bir arada kullanıldığı otelde misafirler, Hotelya ürünlerinin de katkısıyla misafirperver bir ortam ile buluşuyor.

Kütahya Porselen’in iki yeni koleksiyonuna “Üstün Tasarım” ödülü… Fark oluşturan tasarımlarıyla porselende sınırları aşan bir yaklaşım sergileyen Kütahya Porselen, geliştirdiği en yeni koleksiyonlarıyla ödüllerine yenilerini ekledi. Bu yıl 8’incisi düzenlenen ‘Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde, porselende mükemmelliği yeniden tanımladığı Ayla ve Aura Koleksiyonları ile farklı kategorilerde yalnızca 8 tasarıma verilen “Üstün Tasarım” Ödülleri’nin 2’sine layık görülerek büyük bir başarıya imza attı. İnsan sağlığına odaklanan, bakteri barındırmayan özelliğiyle fark yaratan koleksiyonlar, porselende yeni bir trend başlattı. Porselen tasarımında Türkiye’nin ulaştığı son noktanın bir yansımasını oluşturan koleksiyon lansmanı, 2 Aralık Pazartesi günü, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Başkanı Sema Güral Sürmeli, Kütahya Porselen Yönetim Kurulu Üyesi Gülden Güral, Kütahya Porselen İcra Kurulu Üyesi Müzeyyen Şirin, “Ayla’’ Koleksiyonu’nun Tasarımcısı Kunter Şekercioğlu, “Aura” Koleksiyonu’nun Tasarımcıları Şenol Duman ve Fatih Özger’in katılımıyla, The Ritz-Carlton, İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında yapıldı. Lansmanda konuşan Sema Güral Sürmeli, Kütahya Porselen olarak kullanıcılar için mükemmelliği yeniden tasarladıkları Alya ve Aura Koleksiyonları ile bu yıl 8’incisi düzenlenen Design Turkey Endüstriyel Tasarım Ödülleri’nde, sadece 8 tasarıma verilen Üstün Tasarım Ödülleri’nin 2’sini alarak Türkiye için gurur verici bir gelişmeye imza attıklarını kaydetti.

Samsung Electronics 50. yılını kutluyor Samsung Electronics, Suwon şehrinde bulunan Samsung Digital City genel merkezinde yapılan etkinlikle kuruluşunun 50. yıldönümünü kutladı. Bu önemli yıldönümünü kutlamak üzere etkinliğe 400’den fazla çalışan katıldı. Şirket yönetim kadrosundan Cihaz Çözümleri (DS) Birimi Başkan Yardımcısı ve CEO’su Kinam Kim, Tüketici Elektroniği (CE) Birimi Başkanı ve CEO’su Hyun Suk Kim, BT ve Mobil İletişim (IM) Birimi Başkanı ve CEO’su Dong Jin Koh de yer aldı. Samsung Electronics Başkan Yardımcısı Jay Y. Lee, yayınladığı video mesajında geçmiş 50 yıldaki çalışmalarından dolayı tüm Samsung çalışanlarına şükranlarını sunarken, şirketin bu birikiminden yararlanarak asırlık bir şirket olma doğrultusunda kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini vurguladı. Başkan Yardımcısı Lee, “Geçen 50 yılda yaşananlar her birinizin özverisi ve çok çalışması sayesinde mümkün oldu. Gelecek 50 yıla bakarken hayal gücümüzü serbest bırakıp olağanüstü bir gelecek hayali kurmalıyız” dedi.


...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...

Hotel Restaurant Cafeteria Mobilyaları

Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA

0(533) 779 58 79 0(533) 77907 69

info@horecamobilya.com


restaurant 66 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Mutfağın Picasso’su Reşat Aydın

A

şçılık mesleğine bütün hevesi, tutkusu “kahramanım” dediği babasından. Erzurum’un en kıdemlisi, bir dönem Turgut Özal’a aşçıbaşılık etmiş örnek bir babayla başlıyor, Reşat Aydın’ın mutfaktaki yolculuğu. O vakitler daha 13 yaşında bir çocuk… “Ben de birgün babam gibi iyi bir aşçı olacağım” hayalleriyle dopdolu… O kadar ki babasının “oku oğlum” nasihatlarına hiç kulak vermeden, ağabeyiyle terk ediyor ortaokul sıralarını. İlk çıraklığını Erzurum’un ünlü restoranı Tufan’da tecrübe ediyor.

İlginçtir, zoru kolay eyliyor, işine olan aşkı. Ne uzun saatler izinsiz çalışmaktan ne de iş yükünden gocunuyor, anlattığına göre. “Aşık olduğunuz her iş kolay gelir size çünkü” diye de ekliyor. Aydın’ın Tufan Restaurant’tan bir sonraki adresi, Sefer Otel oluyor. Kalbini koyduğu aşçılık mesleğiyle en büyük sınavını da orada veriyor, nitekim. Öyle bir gün geliyor; aşçısı, soğukçusu, sıcakçısı makadro terk ediyor otel mutfağını. Daha 19’una bile basmamışken, takdire şayan bir özgüven ve yüreklilikle, takıyor

tereddütsüz önlüğünü, “arkadaşlar, gelin başlıyoruz” diyor. Ve koca bir operasyon onun etrafında dönüyor. Görüntüde aşçı, mutfağın ihtiyar bulakşıkçısı ama operasyonun başındaki asıl isim, Reşat Aydın oluyor. Bu arada en büyük destekçisi de, “benim gerçek hocam” dediği babası…

Askerlikte bile ‘aşkla’… Profesyonel aşçılar ekseriyetle, vatani görevini yaparken yemek pişirmeyi tercih etmez. En azından ben, hikayesini dinlediğim şefler arasında pek örneğine rast


gelmedim. Reşat Şef için durum yine tersine işliyor. Askerliğini yaptığı Çanakkale’de, orduevi mutfağına kendi rızasıyla girerek, yine büyük bir aşkla kaynatıyor tencerelerini. Ne var ki, askerlik dönüşü tam bir hüsran ve hayal kırıklığı… Aşçı babası topluyor, yetiştirdiği beş aşçı evladını… İstanbul Yenibosna’da bir catering firması kuruyor. Sözün senet olduğu inancıyla girdikleri bu yoldan ise ancak batarak çıkabiliyor Aydın Ailesi.

Şimdi herkes ‘executive chef‘ Aile işletmesinin ardından çok çeşitli otel ve restoran mutfaklarından çalıştığını anlatarak hikâyesine devam eden Reşat Şef’e ilk executive şeflik görevi, 30’lu yaşlarının başında, Sirkeci’de açılışını yaptığı Princess Hotel ile geliyor. “Ben o zaman kartvizitlerime executive chef değil, kitchen chef yazdırıyordum. Yönetici şeflik mertebesine ulaşmak tıpkı doktorluk gibi çok meşakkatli bir yol. Bakıyorum, şimdi herkes ‘executive chef’. İki özel okulu bitiren executive chef. Bu görevi sadece ve sadece başarıyla sistem kurup, yönetebilen hak eder” diyen Aydın, ardından sırasıyla grand Öztanık Otel, Ceylan Intercontinental ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin kafe restoranında şeflik görevini sürdürüyor.

“Sevda Yılgaz ve Mehmet Yaşin mesleğimin dönüm noktalarıdır” Tecrübeli şefin mesleğindeki en önemli dönüm noktalarından biri Antik Otel’in o zamanki Genel Müdürü Sevda Yılgaz oluyor. “Kendisiyle çalışmaya başladıktan sonra komple dünyam değişti. Bilgi birikimim ve tecrübelerim üst seviyeydi. Fakat eğitimsizlikten


restaurant 68 hotel & hi-tech

şefin gözünden

verimli bir şekilde kullanamıyordum. Sevda Yılgaz sayesinde vizyonum gelişti, ufkum açıldı. Bir şef olarak kendimi değerli hissetmem ve motive olmamda kendisinin katkısı büyüktür. ‘Bana sen mutfağın Picasso’susun der, sanatçı kimliğimi desteklerdi” diyen Reşat Şef, o süreçte Türkiye’de ilk defa etle meyveyi cesaretle birleştiren şef oluyor. “Osmanlı’nın başlı başına bir füzyon mutfağı olduğunu söyleyen şef de benim” sözleriyle mutfaktaki iddiasını kelimelere döken Aydın’a hemen arkasından televizyon kanallarından teklif yağıyor. Usta şef, aşçılıktaki yıldızını 2012 yılının ilk sezonunda ‘Şeflerin Düellosu’ yarışma programındaki birinciliğiyle parlatıyor. Şefin kariyerindeki dönüm noktalarından biri de, Mehmet Yaşin oluyor. Reşat Şef, Yaşin’in “Sizin gibi değerli şefler televizyon programı yaptıktan sonra bitiyor. Ne olursunuz,

bilgi ve deneyimlerinizi akademik olarak paylaşın ama bu programlara fazla kapılmayın” sözlerinden sonra profesyonel mutfaklara daha bir yoğunlaşıyor.

Okyanusu aşan mutfak sevdası… İşinde nazara inanan ve mutfağını inanç temeli üzerine kurgulayan Reşat Şef, Antik Otel’den sonra 2013 yılında Beyaz Saray Otel’de çalışırken Miami’de yeni açılan Lokum Restaurant’tan bir teklif alıyor. Sahibi Türk, iddiası ise, Türk mutfağını yurt dışında tanıtmak olunca, sırtını dönmek istemiyor. Türk ve Akdeniz ağırlıklı mutfak, şefin hayalindeki Gordon Ramsay tarzı ile örtüşmeyince önce bir bocalıyor ama pes etmiyor… Yaklaşık bir yılını sistemi düzeltmeye adayan Reşat Şef; Leonardo Di Caprio’sundan Ahu Tuğba’sına tabak tabak servis yapıyor.


Kendini, mutfağın notasını ‘bıçağından kepçesine, tavasından tenceresine’ doğal enstrümanlarıyla okuma becerisine sahip bir şef olarak niteleyen Reşat Aydın, “Mutfağın cızırtısı, buharı, ateşiyle yemeğe konsantre olur, adeta kendi dünyanızı yaratırsınız. Enstrümantal düzeydeki bu ses yoğunluğu eşliğinde çıkar asıl sanat… Tabağı sanat olarak yorumlayıp, şehrin dokusuyla harmanlarsanız, gerçek başarıyı elde edersiniz” diyor. Tabaklarını ustalıkla resmedip, sanata dönüştüren Aydın, “Bu haz anlatılmaz, yaşanır. İnanın, misafirlerimden duyduğum bir teşekkür, milyonlardan çok daha değerli” diye de ekliyor. Ne zaman ki, işletme sahibinden “Şef benim param olmasa hiçbir şey değildir” sözlerini duyuyor, değersizleştirildiğini hissettiği mutfak sanatıyla, mekana vedasını yapıyor. “Türkiye’de birçok restoran, şefine değer vermediği için batmıştır. Yemeği para yapmaz. Sanatı para yapmaz. Sanatı icra eden, sanatçının kendisidir. Vizyonsuz yönetici ve işletme sahipleriyle sizin görüşünüz de daralır” demekten geri kalmayan dobra şef, Miami dönüşünde Sirkeci’deki Legacy Ottoman Hotel’in mutfağının başına geçiyor. Ama anavatanı ile teşrik-i mesaisi çok uzun sürmüyor. Amerika’ya yeniden dönen Reşat Şef’in Miami’deki ikinci adresi, Babylon Restaurant oluyor bu defa da. O kadar verimli iki yıl oluyor ki,

Babylon, Miami’nin en iyi 15 restoranı arasındaki yerini alıyor. Ardından Miami’de Meze Restaurant’a ortak oluyor. Ne var ki, eşinin rahatsızlığı sebebi ile Türkiye’ye dönmek durumunda kaldığını da özetle sözlerine ekliyor.

“Mutfak sanatımı milyonlara değişmem” Şimdilerde İstanbul’da Royal Stay Palace Hotel’in mutfağını yöneten

Reşat Aydın; Anadolu, Osmanlı harmonisinde, İtalyan ağırlıklı ülke mutfaklarıyla mesleğinde kıdem almaya devam ediyor. Mutfak sanatını icra etmeyi milyonlara değişmeyeceğini her defasında altını çizerek söyleyen Reşat Aydın’ın bundan sonraki hayallerinde gönül verdiği Türk, Osmanlı mutfağını yurt dışı restoranlarında layıkıyla yaşatmak ve yaşamak var.


restaurant 70 hotel & hi-tech

etkinlik

Sheraton Istanbul City Center’den görkemli açılış

İstanbul’un kalbi Beyoğlu’nda; Taksim, tarihi yarımada ve Haliç gibi merkezi yerlere yakın konumuyla cazip bir buluşma noktası olan Sheraton Istanbul City Center, Hadise’nin muhteşem konseriyle görkemli bir açılışa sahne oldu. İş ve cemiyet hayatından önde gelen isimlerin katıldığı gecede davetliler, İstanbul’un farklı renklerini deneyimlediler.

M

isafirlerini şehrin en merkezi noktasında, Beyoğlu’nun kalbinde eşsiz bir deneyime davet eden İstanbulluların yeni buluşma noktası Sheraton Istanbul City Center, muhteşem bir organizasyonla açıldı. Sheraton Istanbul City Center’ın mülk sahibi Al Rayyan Tourism Investment Co. Yönetim Kurulu Başkanı Şeyh Faisal Bin Qassim Al Thani, Marriott International Avrupa Bölgesi Üst Yönetimi ve JW Marriott Istanbul Bosphorus ve Sheraton Istanbul City Center Genel Müdürü Sinan Köseoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılış davetine, büyülü ve zamansız şehir İstanbul’un tüm renkleri hakimdi. Son günlerin en popüler gruplarından Rubato’nun keyifli performansının ardından sahneye çıkan Hadise, muhteşem sesi ve

dansıyla davetlilerin büyük beğenisini topladı. Sheraton Club Lounge’ta düzenlenen caz dinletisi ise geceye farklı bir tat kattı. İstanbul’un sokak lezzetlerinin sunulduğu davet, tıpkı Sheraton Istanbul City Center gibi doğunun mistisizmi ile batının modernizmini yansıtarak eğlencenin de merkezi ve buluşma noktası oldu.

Köseoğlu: “Şehrin yeni buluşma noktası olacak” Açılış gecesinde, JW Marriott Istanbul Bosphorus ve Sheraton Istanbul City Center Genel Müdürü Sinan Köseoğlu, “1937 yılında kurulduğu günden bugüne mükemmel hizmet anlayışı ile bulunduğu çevreye değer katan Sheraton markası, şimdi de Beyoğlu’nun kalbindeki yerinde şehrin yeni buluşma noktası olacak” dedi.



restaurant 72 hotel & hi-tech

etkinlik

Radisson Blu Hotel Vadistanbul, acentaları gazino gecesinde ağırladı

İ

stanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen Vadistanbul bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul’da, Ortadoğu pazarına çalışan seyahat acentalarına ve turizm sektörünün temsilcilerine, Ayça ve Hakan Kartal’ın sahne aldığı “Eski Gazino Geceleri” konseptinde coşku dolu bir program düzenlendi. 13 Kasım Çarşamba akşamı, sektörün önde gelen acentalarının yoğun katılımıyla gerçekleşen gecede, birbirinden güzel nostalji şarkıları ve eşsiz lezzetlerin eşliğinde unutulmayacak bir gece yaşandı.

İnsan ve çevre odaklı yönetim anlayışı ile konuklarını ağırlıyor Gecenin açılış konuşmasını yapan Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, şunları söyledi: “Kıtaları ve kültürleri birleştiren İstanbul’umuzun, her kültür ve milletten ziyaretçileri ağırlayan otellerimiz adına gecemize hoş geldiniz. Yaşam sürekli değişiyor. İnsanlar, ülkeler, mevsimler değişiyor. Bizler de gelişen ve değişen gereksinimlere uyum sağlayacak şekilde, artan hizmet kalitemizle sürekli olarak gelişiyoruz. İnsan ve çevre odaklı yönetim anlayışımızla, konuklarımızı kaliteli bir yaşam ortamında ağırlama hedefimizi başarıyla geliştirmeye devam ediyoruz. Kültür turizminden konferans turizmine, iş odaklı gezilerden turistik odalı gezilere kadar her amaca ve her gereksinime dair hizmet kalitemizi arttırarak talepleri karşılamayı sürdürüyoruz. Sizler de, bu dinamik süreçlerimizde çok önemli katkılar sağlayan paydaşlarımızsınız. Bu akşam bizler ile olduğunuz için mutluyuz. Güzellikleri paylaşmaya devam etmek umuduyla, hepinize hoş geldiniz diyorum” dedi. 2020’ye rezervasyonlar başladı, gelecek yıl bu yılın üzerinde olacak Bu yılın ilk 11 ayında hem İstanbul, hem otel olarak beklentilerin üzerinde başarılı bir yıl geçirdiklerini ifade eden Radisson Blu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, şunları kaydetti: “İstanbul yeniden kendi

toparladı ve birçok pazardan yoğun talepler almayı sürdürüyor. 2020 yılına rezervasyonlar başladı ve gelecek yılın bu yıldan daha iyi geçeceğini gözlemliyoruz. Gelecek yılın Nisan ayında Galataport’un açılacak olması ve cruise gemilerinin de yoğunlaşması, İstanbul’umuza artı bir değer katacak. Londra’da 4-6 Kasım tarihleri arasında düzenlenen WTM Fuarında ülkemize yoğun bir ilgiyi gözlemledik ve örneğin gelecek yıl bu yıla oranla İngiltere pazarından %15’e yakın bir artışın olabileceğini öngörüyoruz. Yine gelecek yıl, mevcut pazarlarımızın yanı sıra, Hindistan, BDT ülkeleri, Azerbaycan gibi birçok pazardan ülkemize yoğun talepler öngörüyoruz. Grubumuz adına yurtdışında katıldığımız fuarlarda ve workshoplarda İstanbul’umuzu ve ülkemizi en iyi şekilde temsil etmeye devam ediyoruz” diye konuştu.

Artaş Grubu konuklarını ağırladı, pazara ilişkin görüş alışverişinde bulundu Radisson Blu Hotel Vadistanbul, Radisson Residences Vadistanbul ve Radisson Residences Avrupa Tem İstanbul tesislerinin ev sahipliğinde gerçekleşen gecede, gecenin ev sahibi olan Artaş Grubu Turizm Yatırımları Koordinatörü Recep Arifoğlu, Radisson Blu Hotel Vadistanbul Genel Müdürü Fercan Başkan, Radisson Residences Vadistanbul Genel Müdürü Nihan Sıcakkanlı, Radisson Residences

Avrupa Tem İstanbul Genel Müdürü Ercan Yılmaz, BW PLUS The President Hotel Genel Müdürü Atacan Yücel, BW Citadel Hotel Genel Müdürü Fevzi Erdoğan, Radisson Blu Vadistanbul Satış ve Pazarlama Direktörü Mohammed Abukaraki, Radisson Residences Avrupa Tem İstanbul Satış ve Pazarlama Müdürü Türker Subaşı, Radisson Residences Vadistanbul Satış Müdürü Oğuz Günal başta olmak üzere Artaş Grubu Turizm Yatırımları bünyesindeki otellerin yöneticileri, geceye katılım gösteren turizmciler ile yaptıkları görüşmelerde 2020 yılına ilişkin görüş alışverişinde bulundu.



restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Balon turizmiyle havalanan Kayseri, gastronomisiyle de yükselecek

K

sabah balon turizmini başlattık. Bu sayede şehrimize ayrı bir kazanım da sağlamış oluyoruz” diyerek sözlerine başladı. Kayseri’nin çok çeşitli değerlerinin olduğunu ancak bu potansiyeli gerektiği gibi ön plana çıkaramadıklarını ifade eden Büyükkılıç, “Belki de bu potansiyelimizi ortaya çıkarmaya ihtiyaç duymamışız. Ticaret genlerine işlemiş bir şehiriz. Elbette ticareti de iyi bileceğiz ama şehrimizi daha tanınır bir turizm merkezi haline getirme bilinci ve farkındalığını da sahip olmalı ve herkese anlatmalıyız” dedi.

ayseri Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı Radisson Blu Hotel Kayseri’de bugün başladı. İki gün sürecek çalıştay ile şehrin gastronomi turizminde yükselen bir destinasyon olması hedefleniyor.

Gülsoy: “Kayseri Ticaret Odası olarak desteğe hazırız” Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Kayseri Ticaret Odası Başkanı Ömer Gülsoy, Kayseri’nin turizmden hak ettiği payı alması gerektiği konusuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Kapadokya’nın başkenti konumundaki şehrimiz çok sayıda tarihi, doğal ve kültürel güzellikleri ile turizmden daha fazla pay almalıdır. Her medeniyetin katkı sunduğu yemek kültürümüz çok büyük bir zenginliğe sahip. Baktığınızda artık ülkelerle birlikte şehirler de birbiriyle yarış halinde. Turizmde pay olma noktasında Kayseri Ticaret Odası olarak uyumlu şehir geleneğiyle destek vermeye hazırız. Önümüzdeki yıl düzenlenecek olan Kayseri Gastronomi Turizm Günleri’ne ışık olacağına inanıyoruz.”

“Gastronomi Turizmi Kongresi yapacağız”

Büyükkılıç: “Balon turizmini başlattık” Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, coşkulu hitabında “Buraya Yeşilhisar’dan, Soğanlı Vadisi’nden havalandık da geldik. Bu

Çalıştayın, şehrin gastronomi turizmi adına önemli bir yol haritası niteliğinde olduğunu belirten Büyükkılıç, önümüzdeki dönemde bir kongre yapacaklarının müjdesini verdi. Kayseri turizminin hinterlandındaki şehirler ile birlikte gelişeceğine vurgu yapan Büyükkılıç, “Biz diğer şehirleri kıskanmıyoruz. Ama şunu da çok net iddia ediyoruz, Kayserimiz bu yarışta en önde olacak” dedi.


“Kayseri’yi tiyatro şehri yapacağız” Kayseri’nin sağlık turizminin de başkenti olacağını belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, şehrin yılbaşından itibaren tiyatro şehri olacağını da sözlerine ekleyerek, “Kayseri’yi önümüzdeki yıl tiyatroların merkezi, tiyatro şehri yapacağız. İnşallah yılbaşından itibaren ayda 3-4 tane devlet tiyatrosu izleyeceksiniz” diye konuştu.

Günaydın: “Bugün Kayserimiz turizmde önemli bir gün yaşıyor”

Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, “Bu sabah balondan indik, ayağımızın tozuyla buraya yetiştik. Şehrimiz turizm anlamında çok önemli birgün yaşıyor. Bu sabah balon turizmini başlattık. Turizmi çeşitlendirnek, belirlediğiniz hedeflerin gerçekleşmesi için çok önemli. Şehrimizde turizm pitansiyeli çok yüksek ama bundan yeterince faydalanabiliyor muyuz, ne yazık ki buna şu an evet diyemiyoruz. Ancak çalışmalarımızdan da olumlu sonuçlar alacağımıza inancımız sonsuz” dedi. Kayseri’nin gastronomi turizmi potansiyelini ortaya koymasında çalıştayın önemli bir adım olacağını söyleyen Günaydın, “Bu potansiyelimiz ile Turizmden daha fazla pay almak için çok çalışmalıyız. Biz bu manada üniversite ve şehrimizin iş birliği içinde çok daha büyük kazanımlar elde edeceğine inanıyoruz. Rektörlerimiz bu noktada çok önemli. Yeni bir yerleşim alanı oluşturmak istiyoruz. Kapuzbaşı’nın tanıtımı konusunda yeterince tanıtım yapmadığımızı düşünüyoruz, önümüzdeki dönemde bunu tamamlayacağız” şeklinde sözlerini tamamladı.

Karamustafa: “Gastronomiyi ticari bir ürün olarak ele almalıyız”

Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa ise, sunumunda gastronominin yemek yemekten ibaret olmayıp, ticari bir ürün olarak ele alınmasının önemine dikkat çeken konuşmasında, “Kayseri yedisi bir arada ürün portföyüne sahip bir şehir. Kış turizmi, sağlık turizmi, tabiat turizmi, kültür turizmi, gastronomi turizmi ve balon turizmi var. Bunların içinde gastronomi bir yeme içme bilimi ve sanatı olarak öne çıkıyor. Bu yüzden üniversitelerimizde ön lisans, yüksek lisans ve doktora olarak okutuluyor. İnşallah doçentlik de gelecek. Çünkü doktora yapılabilecek derin bir alan” dedi. Gastronomi turizmi ve trendler konusuna da değinen Karamustafa, şöyle devam etti:”” Modern kitle

turizminin gelişimi deniz kum güneş olmak üzere 2. Dünya Savasi’ndan sonra başlıyor. Ama bu artık sıradan, banel bir turizm çesitlemesi haline geldi. Turizmden 3S dediğimiz deniz kum güneş, 3e dediğimiz eğitim, eğlence, macera hatta 4L dediğimiz manzara, eğlence, öğrenme ve sınırları aşma ile evrilmeye başladı. Gastronomi de bu bahsettiğim öğrenmenin içinde. Bunu yapabilirsek turizmde başarılı olacağız.”

“Yöresel mutfak kültürünün yazılı hale getirilmesi önemli”

Kayseri’nin gastronomi turizminde markalaşması için bir yol haritası da çizen Karamustafa, şunları söyledi:” Gastronomi turizminde yöresel mutfak kültürünü tanımak önemli. Ünlü marka restoranlarımızı oluşturacağız. Farklı jenerasyonlar var, onlara da hitap edebilmeliyiz. Standart reçeteler oluşturmalı, nesilden nesile aktarılabilmeli. Geleneksel sunum tarzlarına ve geleneksel yemeklere daha fazla yer vermeliyiz. Fakat ürünlerimizi dışarıda satacak platformlar oluşturmalıyız. Yöresel mutfak kültürünün yazılı hale getirilmesi de çok önemli.”


restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Kayseri Sonuç Bildirgesi

16-17 Kasım tarihlerinde Kayseri Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı dolu dolu bir etkinlik programıyla sona erdi. Kayseri’nin gastronomi turizminde izlemesi gereken yol haritası hazırlanan “Sonuç Bildirgesi” ile ortaya kondu ve şu noktaların önemi vurgulandı: •Öncelikle Kayseri’nin gastronomik mirasını ortaya koyan bir lezzet envanterinin çıkartılması gerekmektedir. Şehrin doğal, miras ve gastronomik kaynaklarının belirlenmesi, tarım ve nitelikli artizan gıda ürünlerinin belirlenmesi, gastronomik rotaların çıkartılması, yemek tarifleri ve özel yemeklerin kayıt altına alınması gibi çalışmalar yapılmalıdır. •Kayseri’deki gastronomik ürünler, üreticiler ve geleneksel artizan gıda sektörüne yönelik girişimlere hız verilmelidir. Coğrafi işaretleme yapılması (menşei ve mahreç işaretleri), nitelikli artizan ürünlerin korunması, üreticilere yönelik, geleneksel üretim teknikleri, gıda güvenliği ve hijyen sertifika programları geliştirilmesi (kasabından lokantasına herkese doğru bilgilerin öğretilmesi ve uygulanmasının sağlanması), nihai ürün haline getirilmesi (yani ürünlerin ambalajlanıp satılması veya kaybolan lezzetlerin restoran menülerine girmesi gibi) bu alanda yapılması gerekenlerin başında gelmektedir. •Şehirdeki turizm sektörünün kapasite (ikram ve konaklama) analizinin yapılması, mevcut kapasitenin ortaya konması, şehrin taşıma kapasitesinin belirlenmesi ve yapılması gereken yatırımların stratejik planlanması açısından önemlidir. Ayrıca dünyadaki diğer derecelendirme sistemlerinin yapısını baz alan, işletmelere yönelik gastronomik derecelendirme sistemleri geliştirilmesi de gerekmektedir. •Gastronomik kültürü yaymak için sürdürülebilir tanıtım etkinlikleri ve aktiviteler düzenlenmesi gerekmekte ve gastronomi iletişimi çalışmaları stratejik bir şekilde planlanmalıdır. Tüm yıla yayılacak gastronomik etkinlikler, gastronomi festivalleri, gastronomik ticaret fuarları ve pazarları düzenlenmesi gibi etkinliklerle kente yıl boyuna gastronomi turistlerinin gelmesi sağlanmalı, Kayseri nitelikli gastronomi etkinlikleri ile özdeşleşerek bu alanda markalaşmalıdır. •Kayseri mutfağının geleneksel mirasını uygulamalı olarak turistlere aktaracak ve deneyim yaşatacak

mekanlar oluşturulması önemlidir. Örneğin Kayseri mutfağının öğelerini yansıtan bir mutfak müzesi kurulmalı, tarihi dokuya ve mimariye uygun tasarlanmış sucuk, pastırma, yoğurt gibi yerel ürünlerin hikayelerinin ve üretim aşamalarının da izlenebileceği tadım merkezleri kurulmalıdır. •Kayseri’de gastronomik araştırma ve eğitim merkezleri kurulması, var olan mevcut kurumların müfredatının geleneksel Kayseri mutfağını gelecekle buluşturacak bir vizyonla ele alınması gerekmektedir. Şehrin geleneksel mutfağını yansıtan, envanter çalışması sonunda ortaya çıkacak unutulmaya yüz tutmuş ürün ve reçetelerin uygulamalı olarak öğretileceği, içinde bu reçetelerin sunulduğu bir

restoran yer alan, turistlere yönelik atölye çalışmalarının, seminerlerin düzenleneceği mutfak enstitüleri ve eğitim merkezleri kurulmalıdır. •Gastronomi turizmde özellikle sosyal gastronomi kavramı da planlamalara dahil edilmeli, özellikle kadınlara ve dezavantajlı gruplara istihdam ve ekonomik getiri sağlayacak, geleneksel gıda ürünlerinin üretildiği kooperatiflere destek verilmesi, mutfak eğitimi programları geliştirilmeli ve iş imkanları sağlanmalıdır. •Kayseri’nin gastronomi turizminde izleyeceği strateji ve yapılacak çalışmalar, bu aşamadan itibaren “GASTROKAYSERİ” markası altında toplanacaktır.



restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro etkinlik / röportaj

Ömer Kartın: “Kayseri gastronomisinde

üründen önce algı yönetimine odaklanılmalı”

G

astronomi turizminde yükselen bir destinasyon olma hedefiyle Büyükşehir Belediyesi, Valilik ve Rektörlük iş birliğiyle ilk adımı atan Kayseri, 16-17 Kasım tarihlerinde ilkini düzenlediği çalıştay programını tamamladı. Türkiye’nin gastronomi alanında en önemli şeflerinin ve birbirinden değerli panelistlerin yer aldığı oturumlarda öne çıkan deneyimli isimlerden biri de, kendi de bir Kayserili olan, TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı Ömer Kartın idi. İş yaşamındaki tecrübeleri kadar sivil toplum hayatında da uzun yıllardır sektöre hizmet vermeye devam eden Kartın ile Radisson Blu Kayseri’de gerçekleşen GastroKayseri Çalıştayı’na ilişkin izlenimlerini, kentin turizm ve gastronomi potansiyelini konuştuk.

Kayseri Gastronomi Turizmi Çalıştayı, iki gün süren yoğun programın ardından son buldu. Hem bir Kayserili olarak hem de TÜRSAB Gastronomi Turizmi İhtisas Başkanı kimliğinizle çalıştayı ve paralelinde eksileri ve artılarıyla kentin gastronomi turizmi potansiyelini ne şekilde değerlendirirsiniz? Kayseri gastronomisi kentin en önemli değerlerinden biri. Şehir bunun farkına vardı ve pazarlamak üzere de yola çıktı. Başta belediye ve valilik olmak üzere kentin ileri gelenleri gastronominin ciddi bir turizm kolu olduğunu anladılar. Kayseri kenti bir irade ortaya koydu. Ben bir gastronomi kenti olmak, bir gastronomi kenti olarak markalaşmak istiyorum dedi. Bir çalıştay başlangıcı oldu. Buraya gelenler gidenler değerli kişiler ama yeterli değil, tek başına önemli de değil. Bu iradenin varlığı yeterlidir aslında. Çalıştayın arkasından bir kongre yapmayı da planlıyorlar. Belki bir festivale dönüşecek, tekrar insanlar gelecek gidecek, yerli yabancı misafirler olacak. Bütün bu hareketler kamuoyunda bir algı oluşturacak. Kayseri’nin yeme içme kenti algısının oluşması bizim için önemli. Dolayısıyla ürün oluşmadan evvel algı yönetmek gerekiyor. Bu çok önemli bir başlangıçtır. O yüzden ilk gün gelenler, konuşanlar kim olursa olsun ki çok kıymetli kişilerdi, ben onlardan bağımsız iradenin varlığını çok daha değerli buluyorum.

İslam coğrafyasından turist getireceğiz

Kayseri, klasik mutfak olarak gayet zengin bir şehir. Geleneksel mutfağı çok kuvvetli. Eksiği noktasına gelirsek, alkol kullanımı yok. Bu da belki şehrin pazarlamasında yabancı turistlerin bir bölümü için iyi bir nokta olmayacak. O yüzden bunu tamamlamak üzere İslam coğrafyasından turist getirmeyi uygun görüyoruz. Özellikle Malezya, Endonezya, Singapur ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte kentin Latin Amerika’ya iyi pazarlanabileceğini düşünüyorum. Her şehrin sunduklarına göre bir gastronomi pazarlaması yapılabilir düşüncesindeyim.

Pazarlama konusunu biraz daha açabilir misiniz? Kent, bu noktada nasıl bir stratejiyle yol almalı sizce? Bu işin içinde belediye, valilik ve üniversiteler var. TÜRSAB da bu işin içinde olacak. Türkiye’ye gelen her iki misafirden biri seyahat acentası kullanıyor. Seyahat acentaları çok önemli. Dolayısıyla şehir, acentaların paketine girerse çok önemli bir aşama da kaydedecektir. TÜRSAB’ın yurt dışına yönelik çok değişik pazarlama teknikleri var. Elimizdeki farklı ürün bize zenginlik

katar. TÜRSAB’a bağlı şu an 12 bin acenta var. Kayseri bize ürün kattığı takdirde acentalarımızın her biri de bundan faydalanmak isteyecektir. Bu bizim pazarlama taktiğimiz... Diğer tarafta, içeride belediyenin ve valiliğin yurt içine yönelik pazarlama çalışmaları olacak. O da algı yönetimiyle olacak. Şehrin yöneticileri Kayseri’yi bir gastronomi kenti olarak ne kadar çok vurgularsa, yerel algıyı da yönetmiş olacak. Dolayısıyla gerek İstanbul’da gerek İzmir ve Ankara gibi büyük kentlerde, komşu şehirlerde Kayseri’ye yönelik bir gastronomi hareketi ortaya koymuş olacaklar.

2020’de Kayseri’ye gastronomi trenini getiriyoruz

Biz de TÜRSAB olarak acentalara bir tanıtım gezisi yapacağız. Bir yıl içinde yurt dışından heyetler getireceğiz. 1-2 yıl içinde de sonuçlarını almayı bekliyoruz. Aynı zamanda başka ürünler de çıkarıyoruz. Özellikle Kayseri kentine gastronomi treni çok uygun olacaktır. Hem Kapadokya’yı hem de Adana’yı bağlayan bir tren olacak bu. 2020’de haftada 1 defa olmak üzere test ile başlayacağız. 2021’deki hedefimiz ise günde 1 sefere çıkarabilmek.


Kayseri deyince aklımıza ilk pastırma ve mantı geliyor. Malum gastronomi turizminde yerellik ve yöresel ürünlerin değeri büyük. Şehrin ürün çeşitliliğine ilişkin neler söyleyebilirsiniz?

Başta pastırma, sucuk ve mantı olmak üzere kentin bazı simgeleşmiş ürünleri var. Çok çeşitli pişirme tekniklerine sahip olan Kayseri, üç farklı mutfağıyla öne çıkıyor. Bunlardan bir tanesi göç mutfağı ki, özellikle Kafkas ve Çerkezlerin getirdiği bir mutfak bu. Şehrin binlerce yıllık medeniyetlerinin sunduğu bu mutfağın dışında bir de Orta Anadolu steplerinin ortaya çıkardığı bir mutfak kültürü de mevcut. Bunların üçünün harmanlanmasıyla Kayseri mutfağı çok zengin bir kültürel çeşitlilik içeriyor.

Kayseri turizm ve restoran yatırımları anlamında yeterli alt yapıya sahip mi?

Eksikler var tabii. Şöyle ki, son 2-3 yıl öncesine kadar Kayseri’ye turizm yatırımı pek yapılmıyordu. Burası sadece işadamlarının gelip gittiği iş kenti olarak düşünülüyordu. Erciyes A.Ş.’nin kurulması ile birlikte bölgeye ciddi yatırımlar yapıldı, başarılı da olundu. Erciyes, kış aylarında çok verimli çalışıyor. Bunu gören şehir içindeki başka yatırımcılar da kent içinde güzel otellere yatırım yaptılar. Bugün çok güzel oteller var. Radisson Blu, Wyndham, Novotel ve Holiday Inn gibi zincir markalar geldi. Daha da yenileri gelecek. Bu iş birbirini tetikler. Turist geldikçe yatırım yapılır, yatırım yapıldıkça daha çok turist gelir. Dolayısıyla sağlam durmak gerek, şehri iyi pazarlamak gerek. İlk turist gelme zincirini bağlarsak sonraki işler de peşi sıra gelecektir. Restoran yatırımında da eksikler var tabii. Kentin belli noktalarında birkaç güzel restoran yapıldı. Bunlar beni tatmin ediyor. İçlerinde Kemal Koçak Restaurant gayet güzel. Yine Talas Erguvan Restaurant güzel. Kaşık-la’nın kendi yeri var. Meşhur İskender kebabını yapan Elmacıoğlu’nun restoranı keza öyle. Bütün bu saydıklarım hem turist hem de kalabalık gruplar için son derece büyük ve nitelikli işletmeler. Yine bir eksiklik olarak, Erciyes yolunda eksikler var. Hisarcık gibi, Erciyes Dağı gibi noktalarda daha güzel şeylerin yapılması gerekiyor.

Şehir bu yatırımları ne kadar sürede tamamlarsa doğru bir aksiyon almış olur?

Bu işi 3-5 yıl içinde yapmak zorundalar. Eğer yapmazlarsa soğur, soğudukça da hedeften uzaklaşırlar. Gastronomi turizmi

böyle bir şey. Bir anda popüler olursunuz, bir anda aşağı düşersiniz. Dolayısıyla hızla yatırıma dönüşmesi gerekiyor. Tabii bu amaç yolunda şehrin ileri gelenleri, zenginleri, ticaret odası ve belediyenin ciddi desteği gerekiyor. Hem elini taşın altına koymak hem de elini taşın altına koyanları desteklemek anlamında bu önemli. Ancak bu desteklerle yatırım yapılır, restoranlar çalışır. Çalıştıkça da ardı sıra gelecektir. Kayseri, hinterlandındaki şehirler arasında farkını ne şekilde ortaya koymalı? Gerçi Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç açıklamasında birlikte gelişeceğiz ifadesini kullanmıştı ama. Birbirini tamamlayan konular olabilir. Mesela Adana çok önemli bir tamamlayıcı. Adana bir et kenti. Çukurova’da, deniz kıyısında sıcak narenciyenin, etin, balığın olduğu bir kent. Kayseri ise platoda, dağların arkasında karbonhidrat yemekleriyle daha ünlü. Dolayısıyla iki mutfak birbirini çok iyi tamamlıyor. Birbiriyle rekabet halinde değil, birbirini tamamlayıcı. Turistler bundan çok hoşlanırlar. Birbirini tekrar ederlerse asıl büyük sıkıntı. Misal, Antep ile Adana’yı, Urfa’yı bağlarken bazen problem yaşıyoruz. Meşhur kebaplar birbirini tekrar ediyor gibi gözüküyor. Tam da bu noktada TÜRSAB olarak hayata geçireceğimiz Kayseri gastronomi treni ile birlikte kuzeye doğru gidilirse birbirini tamamlayıcı mutfak olacak, tekrar etmeyecek.

Kayseri, akademik alt yapısı ve eğitim olanaklarıyla bu gelişimi destekleyecek nitelikte mi?

Kayseri Üniversitesi’nin bunu yaptığını bugün öğrendim. Aynı zamanda çevresinde, Kapadokya’da, Nevşehir Üniversitesi bu eğitimi veriyor. Nevşehir’de sanırım bu alanda iki üniversite var. Kayseri’de ikinci bir bölüm de olabilir, yanlış bir bilgi vermiş olmayayım.

Şehrin gastronomi turizminin gelişmesinde ana yüklenicilerden birinin de kadın kooperatifleri olduğunu görüyoruz. Bu potansiyele ilişkin neler söyleyebilirsiniz? Kadın emeğine çok önem veriyoruz. Onların evlerinde yaptığı geleneksel lezzetlerin turistlere ulaşabilmesi açısından kooperatifleşmek önemli. Bu sayede ürünler de restoran menülerine girebilecek. Dolayısıyla kadının, köylünün el emeği kıymetli bizim için. Biz zaten emek yoğun bir şekle dönüşmesini ve gastronomi turizminin işsizliğe karşı bir çözüm olmasını istiyoruz. Hatta bir

noktada da ‘over turizm’ denilen belli noktalara yığılmış turizmi de dağıtmak açısından faydalı olacağı görüşündeyim. Kapadokya’da yer bulamazken Kayseri müsait olabilir. Şehrin zenginliğini de bilen turist Kapadokya yerine burada konaklamayı da tercih edecektir.

Çalıştayda Vali ve Büyükşehir Belediye Başkanı balon turizmini başlattıklarını açıkladı. Bu iki turizm çeşitlemesi birbirini nasıl tamamlar sizce?

Çok önemli bu. Balon turizmi Türkiye’de son derece popülerleşmiş bir turizm çeşidi. Hatta birçok turizm acentasının şişe boynu problemidir. Turizmde işletmecilerin kullandığı şişe boynu diye bir problem çeşidi var. Bir yerden su akar, bir yerde şişenin dar kısmı yani boynu vardır, o genişlik sizin hareket kabiliyetinizi daraltır. Ondan daha geniş akamazsınız. Biz de Türkiye’ye bazen turist pazarlamak istiyoruz, balon istiyorlar. Balonda yer yoksa adam gelmiyor. Daraldığımız nokta da bu oluyor. Latin Amerika’da da, Çin’de de, Japonya’da da karşılaştığımız bir problem bu. Yani turistler Türkiye’de popüler olmuş en önemli aktiviteyi balon olarak kabul ediyor. Balon, bizim vurgulamak istediğimiz turizm çeşitlerinden bir tanesi. Türkiye’de balon turizmi yapılır imajı yerleşmiş. Baktığınızda sivil havacılığın belli bir kapasitesi var. Nasıl havada slotlar vardır, balon için de bu şekilde slot var. Kapadokya üzerindeki binlerce balonu gördüğünüzde anlarsınız ki zaten daha genişleyecek yer yok. Bu yüzden de yeni yer bulmak gerek. Soğanlı Vadisi çok önemli. Dolayısıyla Kayseri’de balon turizminin gelişim göstermesini takdirle karşılıyorum. Çünkü balon turisti varlıklı turist. Kişi başı 200 euro ödeyen bir turist profilinin beklentileri de yüksek oluyor. Hem gelirleri hem de satın alan güçleri yüksek oluyor. Gastronomide de kaliteye değer veren turistler bunlar.

Son olarak eklemek istedikleriniz…

Ben hem kendim Kayserili olduğum için hem de Kayseri’ye inandığım ve sevdiğim için bu kente her türlü desteği vereceğim. TÜRSAB olarak bütün vilayetlerimize eşit yaklaşıyoruz. 81 vilayetimizin her birinde de turizm çeşitliliği oluşturmak, acentalarımızın yeni ürünlere kavuşmasını istiyoruz. Hem gastronomi turizmi paketlerimizle hem de gastronomi treni gibi yan ürünlerle projelerle Kayseri’ye desteğimizi sürdüreceğiz.


restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Uluslararası Gastromasa Konferansı 5. kez gerçekleşti Dünyanın en iyi şefleri gastronomi tutkunlarının heyecanla beklediği Gastromasa için Türkiye’de buluştu. Dünya çapında organize edilen gastronomi konferanslarında ilk beş arasında yer alan ve bu yıl beşincisi gerçekleşen Uluslararası Gastromasa Konferansı’nda şefler, yaratıcılıkta ilham unsurlarını katılımcılarla paylaştı.

D

ünyaca ünlü şeflerin konuşmaları ve sunumlarıyla renk kattığı, gastronomi dünyasının merakla beklenen konferansı Gastromasa 2019 bu yıl da izleyicilerine keyifli anlar yaşattı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşen 5. Uluslararası Gastromasa Konferansı’nın açılışında çok sayıda isim hazır bulundu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı İsmail Gülle ve Osmanlı ve Türk mutfağının duayen ismi, araştırmacı Vedat Başaran’ın açılış konuşmalarını yaptığı Gastromasa etkinliğine, yaklaşık 2 bin kişi katıldı. Konferansın 2019 yılı konuk ülkesi İtalya olurken, konuk şehirleri ise Gaziantep ve Adana oldu. Dünya çapında organize edilen gastronomi konferanslarında ilk beş arasında yer alan Gastromasa’da bu yıl Albert Adria, Elena Arzak, Virgilio Martinez, Soren Selin, Paco Roncero, Pia Leon, Andoni Luis Aduriz, Pierre Marcolini, Andreas Caminada, Christina Bowerman, Gaston Acurio gibi önemli isimler başta olmak üzere 18 farklı ülkeden 21 ünlü şefi ağırladı. Gün boyu süren etkinlikte şefler, sunumları ile kendilerine ilham veren hikayeleri gastronomi severler ile paylaştı.

Gastronominin dünya yıldızları, Öztiryakiler mutfak sahnesindeydi

Sözen: “Gastronominin başkenti San Sebastian’da sumak kullanılıyor”

Gastromasa Konferansı Genel Müdürü Gökmen Sözen şunları söyledi: “Otel ve restoran profesyonelleri, yatırımcıları, yöneticileri, gastronomi profesyonelleri ile yerli ve yabancı şefleri ortak bir platformda buluşturup, Türkiye’de gastronominin gelişimine katkı sağlamak, Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak ve dünya gastronomisini Türk gastronomisiyle buluşturarak bir sinerji yaratmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bugün dünyanın gastronomi başkenti San Sebastian’ın üç Michelin yıldızlı şefi Elena Arzak’ın yemeklerinde sumak kullanması Türk mutfağı tanıtımı için çok önemli bir gelişmedir.”

Gastromasa Konferansı’na bu yıl ana mutfak sponsoru olarak destek verdiklerini ifade eden Öztiryakiler Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Tahsin Öztiryaki, konferansın dünyada benzer organizasyonlar içinde hem içerik hem hacim olarak zengin bir tablo sunduğunu belirtti. Etkinliğin Türk gastronomi camiası ve şeflerinin yanı sıra dünya şefleri tarafından da yoğun ilgiyle takip edildiğini kaydeden Öztiryaki, her sene başarı grafiğini arttıran projeye ilişkin şu bilgileri aktardı: “Gastromasa Konferansı’ndaki en önemli çalışmalarından birisi, dünya şeflerinin sunumlarıydı ki, Öztiryakiler olarak, son teknoloji pişirme ve hazırlık ekipmanlarının bulunduğu bir ön sahne ünitesi ve arka hazırlık mutfağı tasarımı yaptık. Etkinlikte, kısa süreli sunumlarda en hızlı ve kaliteli sonuç verme özelliğiyle öne çıkan yeni combi fırınımızı, indüksiyonlu pişirme ve monoblok ada ünitesini kullandık. Şık tasarımı ile göze, tasarımındaki detaylar ile kullanıcının rahat çalışmasına imkan sağlayan monoblok ada ünitesi, tek bir ada üzerinde salamander dahil tüm pişirme ihtiyaçlarını karşılıyarak, profesyonellerden tam not aldı. Bu projeyi hayata geçiren organizatörleri, destekleyen başkanlarımızı ve katılımcıları tebrik ediyoruz. Bu toprakların kendine özgü güzellikleri ve potansiyeli var. Bu güzellikleri görmek, bu kültürü yaşamak için her yıl milyonlarca turist ülkemize geliyor. 1958’den bu yana Türk mutfak kültürünün zenginliğine yakışır şekilde ürünler tasarlıyor, üretiyor ve dünyada 130 ülkeye Türk malı profesyonel mutfak ekipmanı proje ve satışı gerçekleştiriyoruz. Türk şeflerinin olduğu gibi dünya şeflerinin de tercih ettiği bir marka olmak için çalışıyoruz”.



restaurant 82 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Fatma Şahin: “Sumak ve nar ekşisine talep çok fazla, dünyayı iyi yakalamak lazım”

G

astronomi Turizmi Derneği’nin düzenlediği Gastro Talks “Kanaat Önderleri Konuşuyor” adlı programın merakla beklenen ikinci konuğu Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin oldu. 27 Kasım Çarşamba akşamı Beylerbeyi Sezen Hanım Yalısı’nın ev sahipliğinde düzenlenen programa Ak Parti İstanbul Milletvekili Belma Satır, GTD Etkinlik Komite Başkanı Erdem İpekçi, Mado’nun sahibi Atilla Kambur ve gastronomi sektörünün önemli temsilcileri katıldı.

Şahin: “Şehirlerin gücünü dünyayla yarışır hale getirmeliyiz” 2023 gastronomi turizmi stratejileri ve Türkiye’nin gastronomi alanında kalkınma planlarının konuşulduğu özel davette Fatma Şahin, Türkiye’de Gaziantep’i bir gastronomi kenti olarak öne çıkaran unsurlarına dikkat çeken konuşmasında uluslararası arenada gastronomide yükselen trendlere ilişkin bilgiler aktardı. Bu süreçte ülkemiz gastronomisi adına bir yol haritası da çizen Şahin söyle konuştu: “Şehirlerin gücünü dünyayla yarışır hale getirmeliyiz. Türkiye’deki zenginlik başka hiçbir yerde yok. Beş antik kentimiz var. Bu değerlerimizi dünyaya çok iyi pazarlayıp satmalıyız. Sumak ve nar ekşisini uluslararası fuarlarda anlattık. Amerikan Başkanı Donald Trump’ın aşçısı nar pekmezini, İngiltere Kraliçesi’nin pastacısı Antep fıstığını, sumak ekşisini kullanıyor ve çok beğeniliyor. Şu anda nar ekşisine ve sumağa çok fazla talep var”. “Küreselleşmemiz lazım” Konuşmasında küreselleşmenin önemine de değinen Şahin, “Dünya nereye gidiyor, bunu iyi yakalamak gerekiyor. Çok iyi bir tarihimiz var. Bunu çok iyi anlatmalıyız. Zeugma’daki 3 boyutlu kızıyla yemeklerimizi sunuyoruz. Çevre

Bölgesel kalkınma için bizim güç birliği yapmamız, birbirimizi tamamlamamız lazım. Artık bu yıl tohum bankası açacağız ve baharat kütüphanesi yapacağız” şeklinde sözlerini tamamladı.

mozağindeki dizaynlarla baharatları sunuyoruz. Biraz sunuma dikkat ettik. Ama hala hak ettiğimiz noktada değiliz. Kümeleşmemiz lazım. Eskiden şehirleri yarıştırıyorlardı ama artık bölgesel kalkınma için herkesin birbirine ihtiyacı var.

Boztepe: “Gastroköy ile Anadolu mutfağını turistlere tanıtmak istiyoruz” Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe ise, yaptığı konuşmada hazırlıkları halen devam eden Gastroköy Projesi’nden bahsederek, “100 dönüm arazi üzerinde Anadolu mutfağının 7 bölgesindeki zengin mutfak kültürümüzü ülkemize ziyarete gelen turistlere tanıtmak ve gastronomi turizmi programlarıyla ülkemize gelmelerini istiyoruz. Bu projemizde Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile entegre çalışıyoruz” dedi.



restaurant 84 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

500 yıllık Da Vinci Dönemi menüsü gün yüzüne çıkaran davet…

İ

talyan gastronomi kültürünün tüm dünyada eş zamanlı tanıtımı amacıyla İtalyan Dışişleri Bakanlığının organize ettiği İtalyan Mutfağı Haftası, 1824 Kasım tarihleri arasında çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. 1885 yılında Türk ve İtalyan iş adamlarınca kurulan ve 134 yıldır iki ülke arasındaki ticari ilişkileri geliştirmeye yönelik sayısız faaliyetler gerçekleştiren İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği de bu yıl 4’üncüsü düzenlenen haftayı ünlü İtalyan sanatçı Leonardo Da Vinci’nin 500’üncü ölüm yıl dönümü anısına, o döneme ait yemeklerle hazırlanan özel bir menü ile kutladı. Ünlü İtalyan Şef Giancarlo Gottardo, dönemin en sevilen yemeklerinden oluşturduğu menüyü Casa d’Italia’da düzenlenen organizasyonda İtalyan otoriteler ve gastronomi dünyasının beğenisine sundu. Düzenlenen yemekte

İtalya İstanbul Başkonsolosu Elena Sgarbi, İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası Derneği Başkan Yardımcısı Stefano Kaslowski, Genel Sekreter Fatih Ayçin ve Yönetim Kurulu üyeleri de yer aldı.

“Yemek ulusal kimliğimiz”

İtalyan Mutfağı Haftası etkinliğinin ülkenin gastronomisini, mutfağını ve kültürünü dünya çapında yükseltmeyi hedeflediğini belirten İtalya İstanbul Başkonsolosu Elena Sgarbi, etkinliği düzenleyerek buradaki diğer tüm İtalyan kurumlarına işbirliği ortamı sağlayan İtalyan Sanayi ve Ticaret Odası Derneğine teşekkür etti. Etkinliğin aynı zamanda İtalyan kültürü ile İtalyan mutfağı arasındaki etkileşimi tüm başarısıyla göstermek istediğini kaydeden Sgarbi, “Yemek bizi sadece hayatta tutan bir şey değil

İtalyan Ticaret ve Sanayi Odası, bu yıl 4’üncüsü düzenlenen İtalyan Mutfağı Haftası’nı İtalyan sanatçı Leonardo Da Vinci’nin 500’üncü ölüm yıl dönümü anısına, içerisinde o döneme ait yemeklerin yer aldığı bir menü ile kutladı. Casa d’Italia’da düzenlenen organizasyonda beş asırlık bu özel menüyü ünlü İtalyan Şef Giancarlo Gottardo hazırladı.


aynı zamanda ulusal kimliğimiz, bizi bir arada tutan önemli bir unsur ve kültürümüz için de çok önemli. İtalyan kültürü söz konusu olduğunda Leonardo Da Vinci’yi es geçemeyiz. Hele de ölümünün 500. yılı olduğu düşünüldüğünde...” ifadelerini kullandı. Sgarbi, Da Vinci anısına yapılan etkinliğin sanattan mühendisliğe pek çok alanda dünyanın bilinen en büyük dahilerinden biri olan ünlü İtalyan sanatçının çok iyi bilinen yönleri dışında mutfakla arasındaki pek de bilinmeyen bağlantıyı öne çıkarma fırsatı verdiğini belirtti. Sgarbi, Da Vinci ile birlikte İtalya’nın yemek ve kültürünü hep birlikte tek bir masada kutlamanın büyük bir şans olduğunu ifade etti.

Menü geçmişten esinlenerek oluşturuldu

Şef Giancarlo Gottardo da hazırladığı menü ile ilgili sunumunu yaparken, Leonardo Da Vinci’nin yaşadığı dönemde, yani bundan 500 sene evvel, beslenme zincirinde yavaş pişirme tekniği ve avcılığın büyük önem taşıdığını söyledi. Geyik eti, ördek, bıldırcın, yaban domuzu ve tavşan gibi hayvanların beslenmenin ana unsurlarını oluşturduğunu kaydeden Gottardo, güne özel hazırlanan menünün de bu nedenle geçmişten esinlenerek oluşturulduğunu belirtti. Şef Giancarlo Gottardo’nun hazırladığı menüde başlangıç olarak ördek terin ve kuru meyve hoşafı servis edilirken, ana yemek olarak orman mantarlarıyla doldurulmuş ve fırınlanmış bıldırcın konfi, safranlı risotto eşliğinde sunuldu. Tatlı olarak ise misafirlere kestane püresi, kavrulmuş fındık, badem sütü jölesi ve tarçın esansı ile servis edilen ayva tatlısı ikram edildi.


restaurant 86 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Gastronominin Hatay ekonomisine katkısı bu panelde konuşuldu

G

astronominin Hatay Ekonomisine Katkısı’ konulu panel, 7 Bölge 7 Lezzet Festivali kapsamında Beylikdüzü Eski Pazaryeri’nde gerçekleşti. Moderatörlüğünü TGRT Haber Ekonomi Müdürü ve Ekonomi Gazetecileri Derneği Başkanı Celal Toprak’ın yaptığı panele Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, HATİAB Başkanı İbrahim Güder, KEBO Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Kıral, Fuzul Ev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal’ın yanı sıra Şef Haldun Tüzel katıldı.

Kıral: “Yerelden ulusala taşıdığımız markamızla globalleşme hedefimiz var”

Bir Antakyalı olarak değerli bir coğrafya ve yemek kültürünün parçası olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek sözlerine başlayan KEBO Yönetim Kurulu Başkanı Çiğdem Kıral, “Bir Antakyalı olarak dünyada bulunan 23 medeniyetin 13’ü bizim topraklarımızda ve İpek Yolu bizim şehrimizden geçiyor. Bu yüzden biz çok değerliyiz. Ve bunu her platformda anlatmaktan büyük bir keyif alıyoruz. Bu Antakya’daki gıda serüvenimize bundan 23 yıl önce başladık. KEBO Diyet Düşmanı adında bir markamız var. Bunu yerelden çıkarıp ulusallaştırdık. Şu anda da globale gitme konusunda ilerlemeye çalışıyoruz” dedi.

Akbal: “Ekonomiyle iç içe bir sektör olan gastronomiyi iyi tanıtmalıyız”

Aynı zamanda iyi bir gurme ve aşçı kimliğiyle de bilinen Fuzul Ev Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Akbal, gastronominin ekonomiyle iç içe bir sektör olduğunu belirtti. Yurt içinde ve dışında çok sık seyahat ettiğini, bunların arasında en keyif aldığı şehrin Hatay olduğunu anlatan Akbal, gastronomi ve mutfağıyla öne çıkan şehrin bu potansiyelini uluslararası arenaya taşıyamamasının önemli bir dezevantaj oluşturduğunu söyledi. Gastronomi kategorisinde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girme başarısını gösteren kentin gastronomik değerlerinin yeterince tanıtılamamasından duyduğu kaygıyı ifade eden Akbal, “Türkiye için hem stratejik hem de coğrafi bir öneme sahip olan Hatay’ı ekonomi için ciddi bir katma değer olabilecek mutfağıyla da yurt dışında en iyi şekilde tanıtmalıyız” dedi.

Güder: “Gizli reklamlarla gastronomi algısı oluşturmalıyız”

HATİAB Başkanı İbrahim Güder, köklü tarihi geçmişi ile dünyanın ilk yerleşim merkezi konumundaki Hatay’ın bu yönüyle yemek kültürüyle de dünya medeniyetlerine örnek teşkil ettiğini söyledi. Zengin bir yemek ve ürün çeşitliliğine sahip kentin ekonomik olarak halen hak ettiği yerde olmamasını eleştiren Güder, “Yurt dışında filmlerde sürekli gizli reklamlarla gizli bir gastronomi algısı oluşturuluyor. Bunlar çok önemli konular. Maalesef markalaşmayı bilmiyoruz” dedi. Hatay’ın markalaşma potansiyeli yüksek illerin başında geldiğinin altını çizen Güder, “Gastronomi konulu etkinlikler ve turlarla kentin mevcut potansiyelini ortaya çıkarabilirsek, inanın gastronomi turizmiyle kent ekonomisinin kalkınması çok da zor olmaz. Bunun yanı sıra ürünlerimizi anlatmamız ve ürün çeşitliliğimizi paylaşmamız önemli bir konu” dedi.

Boztepe: “Gastronomi turizminde iyi bir noktaya geldik ama yeter mi yetmez!”

Panelin moderatörlüğünü üstlenen TGRT Haber Ekonomi Müdürü Celal Toprak’ın, Türkiye’de gastronomi turizminin meydanlarda konuşulacak noktaya gelmesinde söz sahibi bir isim olarak Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’nin büyük katkısının olduğunu ifade etmesinin ardından söz alan Boztepe şunları söyledi: “Aslında biz teşekkür ederiz. Çünkü TÜRSAB’ta 7-8 yıl önce gastronomi turizmi kelimesini ilk söylediğimiz zaman `ne gerek var` diye bir tepki oldu. Ama basınımızın ve sizlerin

desteğiyle çok iyi bir noktaya getirdiğimize inanıyoruz. Yeter mi yetmez. Gastronomi turizminde şu anda San Sebastian’da bir tabak 100 eurodan satılıyorsa, bırakın tabaklarımızı ana yemek bedellerimiz çok daha altında kalmakta”.

“Bu meydanlarda daha fazla turist görmek istiyoruz”

Gastronomi turizminin ekonomiye katkısına ilişkin rakamlar vererek sözlerini sürdüren Boztepe, “Yurt dışından gelen turist normalde 700 dolar civarında bir para bırakıyor. Bunun 159 dolarını bir hafta icerisinde yeme içmeye bırakıyor. Gastronomi turisti dokuz gün kalıyor. Verdiği para ortalama 900 dolar. 285 dolar civarında da yeme içmeye para bırakıyor. Yani 1.5-2 katına yakın bir para bırakıyor. Şimdi biz bu meydanlarda turist görmek istiyoruz. Bunun da TÜRSAB ile birlikte entegre edilmesini özellikle öneriyoruz. Çünkü 12 bin acentamız var. 2500 tanesi sadece İstanbul’da. Ama böyle bir etkinliğin içinde bakıyorum arka tarafta masaj aleti de satılıyor. Biz diyoruz ki, biz burada gastronomiyle ilgili bir etkinlik yapıyorsak ürünlerimizin değerini yukarıda tutmalıyız ve buraya da kaliteli turisti getirebilmeliyiz. Bu etkinliklerle entegre olabilmeliyiz. Bu arada sizlere de teşekkür etmek istiyorum. Güvenilir Ürün Platformu konusu halka halka büyüyor. Ben diyorum ki bu operasyonu daha da büyütmemiz lazım. Çünkü ürünlerin içeride ne kadar kaliteli olduğunu da denetleyen bir mekanizma olması lazım. Gerçekten yerel mi? Biz Antakya için buradayız ama içeride Kars kaşarı da satılıyor. Bunların hepsini masaya yaptırmamız gerektiğini düşünüyorum çünkü her etkinliğin teması farklı. Bunu da basınımızın desteklemesi çok kritik.”


®


restaurant 88 hotel & hi-tech

gastro güncel

Gıda sektörü her yönüyle masaya yatırıldı Gıda ve ilaç sektörünün yetkin isimleri “Life Sciences Ingredients” çatısı altında düzenlenen Food&Nutritional Ingredients ve Pharmaist Fuarları kapsamında gerçekleştiren panelde bir araya geldi.

G

ıda ve ilaç sektörüne dair dünyada ve ülkemizdeki en son gelişmeler, yenilikler ile sektöre dair gündemdeki konuların alındığı panelde konuşmacılar özellikle eğitimin yetersizliği, sürdürülebilirlilik konusunun gerekliliği ile yatırımların dünya beslenme alışkanlıklarına göre yapılması konusunda görüş birliğine vardı. İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen “Life Sciences Ingredients” konsepti çatısı altında birleşen ve eş zamanlı olarak düzenlenen “Uluslararası Gıda, Beslenme Bileşenleri, Hammaddeleri ve Teknolojileri Fuarı-Food & Nutritional Ingredients”, “Uluslararası İlaç Bileşenleri, Hammaddeleri ve Teknolojileri Fuarı-Pharmaist” fuarları kapsamında gerçekleştirilen panelde Aromsa Genel Müdürü Murat Yasa, Gıda Bileşenleri ve Geliştiricileri Sanayicileri Derneği(GIDABİL) 2. Başkanı ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Rint Akyüz, Gıda Takviyesi ve Beslenme Derneği (GTBD) Yönetim Kurulu Başkanı Samet Serrtaş, BASF İlaç Çözümleri Türkiye, Orta Doğu, Rusya ve Afrika Satış Direktörü Tanju Cepheli konuşmacı olarak yer aldı.

“Potansiyel var ama güce çeviremiyoruz” Yurt dışından gelen çok uluslu firmaların gıda katkı maddeleri, aromalar gibi katma değeri olan

ürünleri yurt dışından getirmeyi tercih ettiklerini belirten Aromsa Genel Müdürü Murat Yasa, “Türkiye’de bu anlamda bir potansiyel var ama bunu kinetiğe çeviremiyoruz. Bunu ülkeye yararlı bir hale getiremiyoruz. Bir potansiyel var ama güce çeviremiyoruz.” dedi. Özellikle eğitim konusuna değinen Yasa, “Şu an 10 bin işsiz ziraat mühendisi bulunuyor. Devlet bunları çiftçiyi, halkı eğitmek için kullanabilir. Çiftçi nasıl ilaçlama yapmalı, miktarlar neler olmalı konusunda bilgilendirilebilir. Bu anlamda Türk eğitim sistemi belli bir standarta getirilmeli, eğitim seviyesi yükseltilmeli.” açıklamasında bulundu. Aromsa için sürdürülebilirliğin önemli olduğuna değinen Yasa, firma olarak karbon izini küçülttüklerini, çevreyi kirletmemek için çalıştıklarını ve çalışanlarının bu konuda çok dikkatli davrandıklarını kaydetti.

Plan ve öngörülere ihtiyacımız var Gıda konusunun en önemli sorununun gıda güvencesi olduğunu söyleyen Gıda Bileşenleri ve Geliştiricileri Sanayicileri Derneği(GIDABİL) 2. Başkanı ve Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Rint Akyüz, “2050 yılında dünya nüfusu 9-10 milyar olacak. Tarım ve sanayi birbirine entegre olmalı yoksa kalkınma şansınız olmaz. Tarımı üretime entegre edemezseniz başarılı olamazsınız. Türkiye konum itibari ile kendi

bölgesine hizmet edebilecek durumda. Bunu sürdürülebilir hale getirirseniz çok şansımız var demektir. Ayrıca teknolojik bağımsızlık lazım. Bence Türkiye gıda sektörü diğer sektörlerin önüne geçecektir. Ancak bunun için plan ve öngörülere ihtiyacımız var. Ben yatırım yaptığım zaman şartların 5 yıl devam edeceğini bilmeliyim” şeklinde konuştu.

Gıda güvenliğindeki en büyük engel merdiven altı üretim Akyüz, “Biz ülke olarak şu an ithalatın iki katı ihracat yapıyoruz. Bu 2000 ylından beri böyle. 12 milyar dolar ihracatımız bulunuyor. 500 milyar dolar ambalajlı gıda üretimimiz var. AB’de 1 trilyon avro yani AB’nin yüzde 10’uyuz. Türkiye’de gıda sektöründe 500 bin kişi çalışıyor. Bugün büyük şirketlerin GSMH’ya katkısı yüzde 50’nin üzerinde. Bu yüzdeyi iki şirket yapıyor.“ açıklamasında bulundu. Türkiye’de gıda sektöründe en büyük tehlikelerden birinin kayıt dışı üretim olduğunu vurgulayan Rint Akyüz, “Gıda güvenliğinin sağlanmasında ki en önemli ve büyük engel merdivem altı altı dediğimiz üretimler. Bunun ne kadar olduğunu bilmek mümkün değil ama neredeyse yarı yarıya olduğunu tahmin ediyoruz.” dedi. Rint Akyüz ayrıca Türkiye’de pestisit ve aflotoksinin önemli bir sorun olduğunu dile getirerek bunun önüne geçilmesinin gerekliliğinin altını çizdi.


İSTANBUL FUAR MERKEZİ CNR EXPO

ISTANBUL EXHIBITION CENTER CNR EXPO

13. ULUSLARARASI EKMEK, PASTA MAKİNELERİ, DONDURMA, ÇİKOLATA VE TEKNOLOJİLERİ FUARI 13TH INTERNATIONAL TRADE FAIR FOR BAKERY, PATISSERIE MACHINERY, ICE CREAM, CHOCOLATE AND TECHNOLOGIES

26-29

MART MARCH

2020 Destekleyen Kuruluşlar / Supported by:

“BU FUAR 5174 SAYILI KANUN GEREĞİ TOBB (TÜRKİYE ODALAR BORSALAR BİRLİĞİ) DENETİMİNDE DÜZENLENMEKTEDİR.” “THIS FAIR IS ORGANIZED WITH THE AUDIT OF TOBB (THE UNION OF CHAMBERS AND COMMODITY EXCHANGES OF TURKEY) IN ACCORDANCE WITH THE LAW NO.5174”


restaurant 90 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Afyonkarahisar mutfağı da, UNESCO’da! UNESCO’nun Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda belirlediği Yaratıcı Şehirler arasında Afyonkarahisar, gastronomi alanında Türkiye’den listeye giren üçüncü şehir oldu. UNESCO’nun Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda belirlediği Yaratıcı şehirler listesine alınan Afyonkarahisar, geniş yemek yelpazesinde önemli bir yer tutuyor. Adeta gastronomi cenneti sayılan Afyonkarahisar, başka hiçbir yerde bulamayacağınız özel lezzetleriyle ön plana çıkıyor. UNESCO’nun da onayladığı lezzetleri NG Afyon bünyesinde ve usta şeflerin dokunuşlarıyla bulmak mümkün. Afyonkarahisar’ın özel lezzetleri NG Afyon’da çok büyük bir titizlikle hazırlanıyor. Afyon sucuğundan kaymaklı lokumuna, Afyon bükmesinden çullama köftesine ve Afyon şebitinden haşhaş tatlısına kadar benzersiz tatları bulabileceğiniz NG Afyon, misafirlerine bu eşsiz tatları deneyimleme fırsatı veriyor. İyi Hisset mottosuyla daima iyi hizmeti birincil önceliği olarak tutan NG Afyon, gastronomi şölenini usta şefleriyle harmanlıyor. Açık büfesi ve Farina Restoran’da daima taze ve lezzetli yemekler NG Afyon’un usta şefleri tarafından hazırlanıyor.

Ebru Baybara Demir, İrlanda’da tarımın geleceğini konuştu İrlanda’nın Galway şehrinde bu yıl beşincisi düzenlenen, gıdanın geleceğinin konuşulduğu Uluslararası Food on the Edge 2019’da dünyaca ünlü Türk Şef Ebru Baybara Demir damgasını vurdu. İki gün süren ve 50 farklı ülkeden şeflerin katıldığı organizasyonda şef Demir, Mardin’de yerel ve mülteci kadınlarla gerçekleştirdiği Topraktan Tabağa projesi ile büyük ilgi gördü. Konferansta tarımın geleceği, sağlıklı gıda ve yerel tohumların önemini anlatan Demir, “Şefler olarak artık tek sorumluluğumuz en iyi yemeği pişirmek ve sunmak olmamalı. Bizler tabağımıza gelen gıdanın üretiminden tüketimine kadar olan tüm süreci takip etmeliyiz. Tabağını doğadan aldıkları ile tamamlayan şefler olarak gıdanın, dolayısıyla hayatın devamlılığından sorumluyuz” dedi.

Tarımda verim son 10 yılda %30 arttı Tarımsal üretimde dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alan Türkiye, sürdürülebilir tarım politikalarıyla bölgenin en önemli tarım merkezlerinden biri olmayı sürdürüyor. Özellikle doğru tarım uygulamalarının çiftçiler nezdinde yaygınlaştırılması ve teknolojik gelişmelerin tarımsal üretime verdiği destekle birlikte, son yıllarda tarım sektöründeki verimlilik de ciddi oranda artmış durumda. Yıldızlar Yatırım Holding çatısı altında faaliyet gösteren İGSAŞ, konuyla ilgili yayınladığı “Tarımda Verimlilik” çalışmasıyla da sektörde son dönemde yaşanan verimlilik artışına dikkat çekti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerini baz alarak gerçekleştirilen araştırmada, belli başlı bitkisel ürünlerde dekar başına üretim oranlarını ele aldıklarını belirten İGSAŞ Satış ve Pazarlama Direktörü Ercan Karasu, “TÜİK tarafından açıklanan resmi verilere göre, Türkiye’de buğday, pamuk, mısır, gibi belli başlı ürünlerin dekar başına üretimleri son 10 yılda yüzde 24 ila yüzde 55 arasında artış gösterdi” dedi.

Urla, dünyanın en iyi 10 bağ rotasından birisi olmayı hedefliyor Uçsuz bucaksız bakımlı bağlarıyla büyüleyici bir atmosfere sahip olan Urla, dünyanın en iyi 10 bağ rotasından birisi olmayı hedefliyor. İzmir’in şirin ilçesi Urla, dünyaca ünlü Bordeaux bağ rotası, Toskana bağ rotası, Napa bağ rotası, Güney Afrika bağ rotası gibi rotalardan birisi olabilecek üzüm bağlarına, şarap üretim hanelerine ve gastronomisi zengin restoranlara sahip. Ülkemize, Almanya, İtalya, Fransa, Yeni Zelanda, Japonya gibi ülkelerden gelerek tadım etkinliklerine katılan turistler, Urla Bağ Yolu rotasına olan taleplerini her geçen yıl artırıyorlar. Dünyanın en iyi bağ rotaları arasında yer almayı istediklerini kaydeden Urla Şarapçılık Genel Koordinatörü Kerem Kumbasar, şunları söyledi: “Urla’nın, Bordeaux, Toskana, Napa, Güney Afrika gibi dünyaca ünlü bağ rotalarından hiçbir eksiği yok ve aslında artıları var. Urla Bağ Yolu rotasını 2016 yılında hayata geçirdik ve geçen zaman içinde yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun talep gördük ve görmeye devam ediyoruz. Ülkemiz, zeytinyağı, peynirleri, şarapevleri gibi potansiyeliyle, dünyanın en zengin agro-turizm merkezlerinden birisi olmaya adaydır. ŞARAPP mobil uygulaması, Türk üzümlerinin ve Türk şaraplarının dünyaya tanıtılmasına büyük katma değer sağlanacaktır” dedi.


Sonbaharı sevdiren lezzet Bal Kabaklı Cevizli Dondurma “Hepimizin Ortak Noktası” Kahve Dünyası, her ay sürpriz bir lezzetle hazırladığı dondurmalarına Kasım ayında Bal Kabaklı Cevizli Dondurma ile devam ediyor. Sonbahar - kış döneminin gözdesi olan, vitamin, mineral ve lif kaynağı bal kabağı, Kahve Dünyası’nın endüstriyel üretimden uzak, tamamen el yapımı tarzında hazırladığı dondurmasıyla bambaşka bir lezzete bürünüyor. Bal Kabaklı Cevizli Dondurma; mevsiminde toplanmış bal kabağı, tam yağlı inek sütü ve dağlık bölgelerde yetişen orkide bitkisinin köklerinden elde edilen salep ile hazırlanıyor. Bal kabağına çok yakışan ceviz krokan ise dondurmanın tadını zirveye taşıyor.

Ve kurabiyeler uzayda! DoubleTree kurabiyeleri, NASA’nın Wallops uzay üssünden cumartesi günü fırlatılan roketin içindeki prototip fırınla birlikte uzaya gönderildi. 2 Kasım’da sabah 9.59’da (ET saat dilimi) NASA’nın Wallops Uçuş Merkezi’nden fırlatılan roketteki kurabiye hamuru, tarihi bir deneyin parçası olarak prototip bir fırında astronotlar tarafından pişirildi. Roket, uzay istasyonuna pazartesi günü 4.10’da (ET) ulaştı ve istasyonu Dünya’ya bakan yüzündeki yerine yerleşti. Yılın önceki aylarında da belirtildiği gibi bu fırlatma, DoubleTree by Hilton ile uzun süreli uzay uçuşları için yerçekimsiz ortama uygun cihazlar geliştiren Zero G Kitchen ve lider ticari erişim sağlayıcısı NanoRacks işbirliğinin bir meyvesi. Girişimin amacı ise uzun süreli uzay yolculuklarında konukların daha iyi ağırlanması.

Neolokal 5 yaşında Neolokal, beşinci doğum gününü 5 Kasım Salı akşamı düzenlediği iki yemekle kutladı. Neolokal’in beşinci yıl özel menüsünü, üç farklı kıtadan gelen şef dostları Maksut Aşkar ile birlikte hazırladı. Brezilya’dan Manu Buffara, Güney Afrika’dan Margot Janse ve Hong Kong’dan May Chow’un hazırladıkları lezzetlere Apartıman’ın şefi Burçak Kazdal da tatlılarıyla eşlik etti. Her sene açılış yıldönümünde Maksut Aşkar’ın yerli ve yabancı şef dostlarını ağırlayan Neolokal, bu yılki kutlamada, dünyaca ünlü şefler Margot Janse, Manu Buffara ve May Chow ile Maksut Aşkar‘ın farklı kıtaların lezzetlerini kendilerine has gastronomik perspektifleriyle bir araya getirdikleri bir menü ikram edildi. Şefler, Baobab Labne, Afrika Dashi, Tacupi, kurutulmuş karides yumurtası, gibi değişik lezzetlerin yer aldığı bir menüyle, Neolokal misafirleri gastronomik bir yolculuğa çıkardı.

Örfene Zeytinyağı, ‘presidium’ olarak tescillendi Slow Food ve Doğa Derneği’nin 2012 yılından beri sürdürdüğü çalışmalar sonucunda, Ege’nin zeytin ormanlarının korunması için yeni bir adım atıldı. İzmir ve çevresindeki zeytin ormanlarında bölgeye özgü erkence türü zeytinlerden üretilen Örfene Zeytinyağı, “presidium” olarak tescillendi. Presidium, küçük üreticileri ve kaliteli doğa dostu üretimleri korumak için geliştirilmiş bir ürün tescil modeli. Dünyanın en prestijli ürünleri arasına giren Örfene Zeytinyağı, bölgedeki biyolojik çeşitliliği destekliyor ve binlerce yıldır kesintisiz olarak devam eden bir kültürü insanlarla buluşturuyor.


restaurant 92 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Şefler olimpiyatında Türk finalist belli oldu Bu yıl 14–16 Kasım 2019 tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi‘nde ziyaretçilerini ağırlayan Sirha İstanbul‘un 7. buluşması, gastronomi dünyasının olimpiyatları Bocuse d‘Or‘un Türkiye seçmelerine de ev sahipliği yaptı. Bu yılın Türkiye Milli Seçmeleri’nde JW Marriott Hotel Bosphorus’tan Ahmet Can Aras, Aila Restaurant - Fairmont Quasar Hotel İstanbul’dan Emre İnanır, JW Marriott Hotel Ankara’dan Sezer Deniz ve St Regis Hotel İstanbul’dan Serhat Eliçora yarıştı. 15 Kasım’da düzenlenen seçmeler sonunda jüri Serhat Eliçora’yı birinci, Emre İnanır’ı ikinci ve Ahmet Can Aras’ı da üçüncü olarak belirledi. Jüri ayrıca Metin Erol’u da ‘En İyi Komi’ olarak seçti. Bocuse d’Or Türkiye 2019 Milli Seçmelerini kazanan şef Serhat Eliçora, Bocuse d’Or Türkiye Şampiyonu olarak 28-29 Mayıs 2020’de Estonya’nın Talin kentinde gerçekleşecek olan Bocuse d’Or Avrupa Seçmelerinde ülkemizi temsil edecek.

La Lorraine Türkiye ile birlikte Ortadoğu ve Kuzey Afrika yönetimi Burak Deniz’e emanet Ekmek ve fırıncılık ürünleriyle ünlenen Belçika’nın 80 yıllık şirketi La Lorraine, Türkiye’yi bölge üssü olarak konumlandırdı. La Lorraine, Türkiye sorumluluğuna ek olarak Ortadoğu ve Kuzey Afrika operasyonlarının başına da Türk yöneticisi Burak Deniz’i getirdi. Manisa’da hayata geçirdiği fabrikasında çeşitli ekmekleri, kruvasanları ve börekleri donuk olarak üreten ve sunan La Lorraine, Türk lezzetlerini yurtdışına ihraç etmeye de başladı. Yatırımlarına devam ederek büyüyen La Lorraine’in Ortadoğu ve Kuzey Afrika üssü ise Türkiye olacak. Daha önce Unilever’in yurt içi ve yurt dışı operasyonlarında uzun yıllar görev alan Deniz, son olarak 2010-2014 yılları arasında Unilever’in dondurma kategorisinde Dubai merkezli olarak Orta Doğu operasyonlarından sorumlu ülke müdürü olarak çalıştı. Deniz, Genel Müdür olarak 5 yıl içinde La Lorraine’in kuruluşundan başlamak üzere Türkiye yatırımlarını yürüterek markanın hızlı büyümesinde rol aldı.

Uzakdoğu’nun muhteşem lezzetleri “Asian Night” Akşamları ile Izaka Restaurant’ta İstanbul’un en özel adreslerinden biri olan CVK Park Bosphorus’un terasında yer alan Izaka Restaurant, “Hitode” bölümüyle misafirlerini 11 Eylül’den itibaren her Çarşamba “Asian Night” geceleri ile Uzakdoğu mutfağında uzun bir lezzet yolculuğuna çıkarmaya başladı. Konuklarına tarihi Haliç Yarımadası’ndan Boğaz’a uzanan nefes kesici bir manzara sunan CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’un terasında bulunan IZAKA Restaurant & Bar, Hitode bölümüyle Uzakdoğu mutfağı sevenler için çok özel bir menü hazırladı. Bir sene boyunca her Çarşamba 19.00-22.00 saatleri arasında geçerli olacak menüde tatları kadar sunumlarıyla da iddialı olan lezzetler yer alıyor.

Dondurulmuş su ürünlerinde fiyatlar artık ‘buzlu gelmeyecek’ Su ürünleri genellikle hassas ve yumuşak bir yapıya sahip. Bu nedenle; dondurulmuş su ürünlerinin yüzeyi kalitesini, lezzetini ve tazeliğini korumak için donuk haldeyken ince bir buz tabakası ile kaplanıyor. Bu işlem glaze olarak adlandırılıyor. Metro Türkiye tarafından yapılan açıklamada, doğru zamanda ve iyi bir teknikle yapılmış glaze işlemi ile ürünün kalitesinin korunduğu belirtildi. Glaze işlemi ile buz tabakasını çıkararak hesaplanan net ağırlığı baz alacaklarını belirten Metro Türkiye, bu sayede Metro Chef markalı dondurulmuş su ürünlerini satın alan bir tüketicinin, örneğin 1 kg istavrit almışsa eve gidip bu balığı çözdürdüğünde de 1 kg istavrit almış olacağını kaydetti.


Çinliler, Türk lezzetleri için kuyruk oldu Çin’in Şanghay kentinde 5-10 Kasım 2019 tarihleri arasında gerçekleştirilen Çin Uluslararası İthalat Fuarı’nda, 2019 yılını “Çin Yılı” ilan eden Ege İhracatçı Birlikleri’nin standında, EİB ve Çin’in önemli ithalatçı firmalarından Cofco Sundry iş birliğinde Tadım Etkinliği düzenlendi. Tadım etkinliğinde; Türk gıda ürünleriyle Çin damak tadına uygun hazırlanan kek, kurabiye, pasta vb. yiyeceklerin olduğu menülere Çinliler hayran kaldı. EİB standı, Türk gıda ürünlerini tatmak isteyen Çinlilerin ilgisi nedeniyle yoğun bir kalabalığa sahne oldu. Çin’in 2018 yılında Çin Uluslararası İthalat Fuarı düzenlemeye başlayarak tüm dünyaya büyük bir fırsat sunduğunu dile getiren Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, yıllık 2 trilyon doların üzerinde ithalat yapan, gıda ithalatı 118 milyar dolara ulaşan Çin’e, 2019 yılının Ocak - Ekim döneminde Türkiye’nin gıda ihracatının yüzde 86’lık artışla 110 milyon dolardan, 205 milyon dolara çıktığını, hedeflerinin Çin’e 2023 yılına kadar 1 milyar dolarlık gıda ürünleri ihracat rakamına ulaşmak olduğunu kaydetti.

Four Seasons Hotel Sultanahmet’e yeni yeni yiyecek içecek müdürü Four Seasons Hotel Sultanahmet’in Yiyecek İçecek Müdürlüğü görevine Ejderhan Ay atandı. Türkiye ve yurtdışında, yiyecek ve içecek alanında 20 yılı aşkın deneyime sahip olan Ejderhan Ay, profesyonel çalışma hayatına Merit Arcadia Golf Resort’ta başladı. Amerika’da Four Ways Inn Bermuda ve Celebrity Cruises’da sommelier olarak çalışmasının ardından Schiller Chiemsee Türkiye ve SCI Time For Café Break’te operasyon direktörlüğü, Num Num, The House Cafe, Da Mario Kalamış, Kitchenette ve Mürver gibi tanınmış mekanlarda restoran müdürlüğü görevlerini üstlendi. Four Seasons Hotel Sultanahmet’in Yiyecek İçecek Müdürlüğü görevine Eylül 2019’da getirilen Ay son olarak Divan Erbil’de aynı pozisyonda çalışıyordu.

Şamdan geri döndü 1975 yılında kurulan ve tam 42 yıl boyunca iş-sanat hayatının buluşma noktası olan Şamdan yepyeni bir konseptle ger döndü. Mekan, tecrübeli işletmeci Bülent Ilgaz ve sanayici iki kardeş olan Emre-Necmettin Karabacak ortaklığında hizmet veriyor. Dünya mutfağından spesiyal tatlarla oluşturulan öğle yemeği menüsü ile pazar günü hariç, haftanın her günü misafirlerini ağırlayan mekan, özel toplantılara, lansman ve kurumsal organizasyonlara ev sahipliği yaparken, yine pazar hariç her gün saat 22.00’de gece kulübü olarak müdavimlerinin buluşma noktası oluyor. Must, Lucca ve Park Şamdan gibi İstanbul’un pek çok tercih edilen mekanında müzik koordinatörlüğü ise Uğurcan Kaya yapıyor.

Zaxi’de her perşembe Küba esintileri Maslak’ta iş çıkışlarının gözde mekânı Zaxi’de Latin müzikleri eşliğinde dans etmeyi sevenleri muhteşem bir sezon bekliyor. Geçtiğimiz yıl yoğun ilgi gören “Küba Perşembeleri” yeniden başlıyor. Her Perşembe 18:30- 22:30 saatleri arasında Trio Cuba Latin parçalarla ruhu beslerken; serpme tapas çeşitleri ve ana yemeğin sunulduğu Happy Hour menüsü ile dünya mutfağından zengin tatları çok özel fiyatlarla deneyimleme imkânı sunuyor. kişniş ile marina edilmiş hamsi, domates bruschetta, mini mozzarella ve domates, cevizli peynir ezmesi, ananaslı tavuk salata ve peynir tabağından oluşan serpme tapas çeşitleri ve ana yemek olarak dana kaburga ve safranlı pilavın sunulduğu Happy Hour menüsü keyifli buluşmalar için ayrıcalıklı bir seçim oluyor.


restaurant dosya / yeni yıl özel 94 hotel & hi-tech

Divan’dan İstanbul Otelleri’nden seçkin programlar

Divan İstanbul, Divan Suites İstanbul G-Plus ve Divan İstanbul City bu yıl da misafirleri için keyifli yılbaşı programları ve avantajlı konaklama paketleri hazırladı. Divan İstanbul Otelleri misafirlerine benzersiz lezzetlerden oluşan yılbaşı gala yemeğinin yanı sıra konaklama paketleri hazırladı. Yeni yıl kutlamasını ayrıcalıklı kılacak Divan’ın leziz reçetelerinden hazırlanan menü, misafirlere unutulmaz bir yılbaşı gecesi vadediyor.“Wish” hediyelik çay ambalajlarının her birinin içinde, tazelik ve doğallık hissi veren, sıcak suda çiçek açarak eşsiz bir görünüm sergileyen yeşil çay lezzeti yer alıyor.

Yeni yıl Fairmont’ta bir başka!

Fairmont Quasar İstanbul, yeni yılı coşkulu bir şekilde deneyimlemenizi sağlayacak birbirinden cazip alternatiflerle yeni yıl ruhunu şehrin kalbinde yaşatıyor. Fairmont Quasar İstanbul, yeni yıla girerken yılbaşı akşamında birbirinden cazip menüleriyle benzersiz bir yeni yıl ziyafeti sunuyor. Fairmont Quasar İstanbul farklı eğlence seçenekleri ve her biri son derece lezzetli menüleriyle Luna Balo Salonu, Aila ve Ukiyo Lounge & Bar’da misafirlerine üç alternatif sunuyor. Gece yarısının ardından da üç farklı noktadaki yeni yıl kutlamaları Fairmont Quasar İstanbul’un özel ısıtmalı açık hava iç avlusunda birleşecek ve temponun oldukça yüksek olduğu yeni yıl partisi muhteşem tasarıma sahip iç avluda tüm hızıyla devam edecek.ve orkestrası müzikleriyle eşlik ediyor. Yılbaşına özel titizlikle seçilen eserlerin yer aldığı canlı müzik performanslarıyla gece hiç bitmesin isteyeceksiniz.

Yeni yılda tatlı başlangıçlar

Özsüt, mutluluk tadındaki lezzetleriyle yeni yıl heyecanına da ortak oluyor. Beraberinde yeni hayalleri, yeni başlangıçları ve yeni umutları getiren yılbaşı kutlamaları, Özsüt’ün imza pastalarından Karaorman Vişne, Karaorman Frambuaz ve Le Pave ile hem damaklarda hem de güzel anılarda tadıyla iz bırakacak. Yeni yıl kutlamaları, Özsüt pastalarının en sevilen tatlarından frambuaz, vişne ve çikolatayla daha da lezzetlenecek. Özsüt şeflerinin özel tarifleriyle hazırlanan pastalar, daha ilk çatalda damaklarda yarattığı aşkla, yeni yılda dilenen güzel umutlara eşlik edecek. lezzetlerin bulunduğu yılbaşı menüsü beş aşamadan oluşuyor. Tatlı olarak da yılbaşı akşamlarının vazgeçilmez lezzeti kabak, The Globe yorumu ile servis ediliyor.

Eşsiz Boğaz manzarası eşliğinde…

Yeni yılı eşsiz Boğaz ve tarihi yarımada manzarası eşliğinde karşılamak isteyenler Renaissance Istanbul Polat Bosphorus Hotel’de buluşuyor. Otel’in ödüllü şefleri tarafından hazırlanan yeni yıl menüsü, canlı müzik keyfi ve sabahın ilk ışıklarına kadar devam edecek DJ parti ile yeni yıl kutlaması unutulmaz bir geceye dönüşüyor. Beş yıldızlı otelin roof katında yer alan 212 Restaurant, ödüllü şef Arif Madakbaş önderliğinde hazırlanan yeni yıl menüsü ve Merve&Alper Güzel Orkestrası’nın canlı müzik performansı ile yeni yılda misafirlere hem müzik hem de lezzet ziyafeti yaşatıyor. Yeni yıla unutulmaz bir parti eşliğinde merhaba demek isteyenler Bar 212’de biraraya geliyor. Birbirinden leziz atıştırmalıkların ve moleküler kokteyllerin canlı DJ performansı eşliğinde servis edileceği gecede misafirler lezzet, müzik, dans ve eğlence keyfini bir arada yaşayarak yeni yılı karşılama fırsatı buluyor.konuklar, Cenk Eren’in zengin repertuarıyla eğlenecek. NG Sapanca, 3 gecelik konaklama paketiyle de misafirlerinin yeni seneye keyifle girmelerini sağlayacak.


Yeni yıla İlham Gencerli caz ziyafeti ile girin

Şehrin merkezi Taksim’de Elite World İstanbul bünyesinde yer alan Jazz Company, yeni sezonda caz müzik severlere ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Aralık ayı boyunca birbirinden değerli müzisyenlerin sahne alacağı canlı caz gecelerinde, ilk performans 29 Kasım Cuma günü ünlü sanatçı İlham Gencer ve İpek Dinç Yüce eşliğinde başlıyor. 31 Aralık yılbaşı gecesinde ise Türk caz müziğinin duayen ismi İlham Gencer yılbaşı gecesine özel repertuarıyla Jazz Company sahnesinde yerini alacak. Birbirinden özel şarkılarıyla piyano eşliğinde coşku dolu bir performans sunmaya hazırlanan İlham Gencer unutulmaz bir yılbaşı gecesi yaşatacak. Misafirlerini caz dünyasında keyifli bir geceye davet eden Jazz Company, yeni sezonda sunduğu müzik ziyafetinin yanı sıra yiyecek- içecek menülerindeki yenilik ve sürprizleriyle de beğeni toplayacak.

Gloria Hotels & Resorts’te sürprizlerle dolu bir gece yaşayın

Akdeniz’in tüm doğal güzelliklerini barındıran Gloria Hotels & Resorts, benzersiz bir yılbaşı programını konukları için hazırladı. Yılbaşı tatilinde misafirlerini şımartmayı planlayan Gloria Hotels & Resorts, 30 Aralık Pazartesi günü düzenlenecek “Throwback Parti” ile yeni yıl heyecanını arttıracak. 31 Aralık Salı akşamı hoş geldiniz kokteyli ile başlayacak yeni yıl coşkusu, ilk olarak Bay J ve orkestrasının keyifli sahnesiyle hareketlenecek. Yılbaşı akşamı Gloria Hotels & Resorts’de eğlence bununla da sınırlı kalmayacak. Eğlencenin doruğa ulaştığı gecede, Türkiye’nin sevilen sanatçılarından Aşkın Nur Yengi, misafirleri için en güzel şarkılarını yorumlayacak. Mezdeke Show ile devam edecek olan yeni yıl partisi, saatler 00.00’a vurduğunda ritmini daha da yükseltecek. Hem göze hem damağa hitap eden leziz gala yemeği sonrası, sürpriz yılbaşı partisi Insomnia Night Club’de sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek.

Zarif ve leziz yılbaşı sepetleri

Mövenpick Hotel Istanbul, yeni yılın coşkusunu sevdikleriyle paylaşmak, iş arkadaşları ve dostlarına yeni yılda ayrıcalıklı bir hediye vermek isteyenler için birbirinden leziz ikramların bulunduğu özel yılbaşı sepetleri hazırladı. İçerdiği eşsiz lezzet ve süslemelerle her zevke hitap edecek yılbaşı sepetleri; ev yapımı çikolatalar, madlen çikolatalar, zencefilli kurabiyeler, leziz makaronlar, Mövenpick kahvesi, göz alıcı yılbaşı süsleri ve daha pek çok sürpriz hediyeden oluşuyor. Mövenpick Hotel Istanbul kalitesi ve şıklığını her detayında yansıtan yılbaşı sepetlerinin teslimatı İstanbul için ücretsiz olarak yapılıyor.

2020’ye İstanbul’da gireceklere keyifli alternatifler

Titanic Port Bakırköy, yılbaşının klasiği olan oryantal dans gösterisi ve zengin yılbaşı menüsü eşliğinde iki farklı program sunuyor. Otelin en üst katında bulunan büyüleyici deniz manzarasına sahip Compass Restaurant’ta dillerden düşmeyen Türkçe şarkılarla Pınar Hatipoğlu ile Art Orkestrası, şık ve gösterişli balo salonunda yerli ve yabancı popüler şarkılardan oluşan eğlenceli repertuvarı ile Banu Korkmaz & Orkestrası yer alırken, Titanic Business Kartal’da yılbaşı gecesi sevilen şarkılarıyla Vildan Demir ile Taner Sar Orkestrası , Titanic Business Golden Horn’da Ayur Aydın ve orkestrası sahne alıyor. Yılbaşı gecenizi otelde konaklayarak ve yeni yıl brunch’ı ile taçlandırmak isterseniz Titanic Hotels çok özel paketlerine mutlaka göz gezdirin.


restaurant dosya / yeni yıl özel 96 hotel & hi-tech

Saray’dan ihtişamlı yılbaşı kutlamaları

Çırağan Palace Kempinski İstanbul, 2020’yi ihtişamına yakışır şekilde ışıl ışıl yılbaşı kutlamalarıyla karşılıyor. Yepyeni bir yılı dünyanın en özel noktalarından biri olan görkemli Çırağan Sarayı’nda muhteşem Boğaz manzarası, canlı müzik orkestrası tarafından yılbaşı coşkusunu yansıtan farklı dillerdeki hareketli şarkılar eşliğinde enfes tatlar ile kutlamak isteyenlere Tuğra restoran muhteşem bir şölen sunuyor. Laledan restoran yılbaşı akşamı leziz açık büfe İtalyan yemekleriyle canlı müzik performansı eşliğinde yeni yıla özel ziyafet yaşatıyor. Çırağan Sarayı’nın bahçesinde palmiye ağaçlarının altında yer alan şehrin en stil sahibi mekanı Le Fumoir’da sunulacak enfes yeni yıl kokteyllerine eşlik eden canlı DJ performansı akşam 19:00’dan itibaren sabahın ilk ışıklarına dek eğlencenin keyfine varacakları bekliyor.

2020’ye ayrıcalıklı bir merhaba!

Boğaz’a nazır konumuyla eşsiz deneyimler sunan The Ritz-Carlton, Istanbul, sevdikleriyle keyifli vakit geçirmek ve yeni yılı kutlamak isteyenlere, gala yemeği, yılbaşı partisi, yeni yıl brunch’ı ve konaklama paketlerinden oluşan birbirinden ayrıcalıklı ve eğlenceli programlar sunuyor. Gece için özel olarak dekore edilen Atelier Real Food, misafirlerini lobide canlı müzik eşliğinde gerçekleşecek özel kokteyl ile karşılayacak. Daha sonra Executive Şef Selami Güleryüz ve Restoran Şefi Alper Kızılbayır’ın özenle hazırlağı yılbaşı menüsüne eşlik edecek müzik grubu, en sevilen yabancı ve Türkçe şarkılardan oluşan bir repertuvarla muhteşem bir performans sergileyecek. Bleu Lounge’ın yeni yıl programına ise, yemek boyunca devam edecek canlı müzik ve geri sayımla başlayıp 03.00’e kadar devam edecek eğlenceli DJ performansı eşlik edecek.

Yeni yıla keyifli bir başlangıç

2020 yılını karşılamaya gün sayarken İstanbul Marriott Hotel Sisli yılbaşı heyecanını tüm atmosferine yansıtmış görünüyor. Otelin ışıltılı girişinde herkesi devasal fındıkkıranlar karşılıyor. İçeriye girer girmez ise sıcacık tarçın zencefil ve karanfil kokularıyla zencefilli kurabiye evi misafirleri selamlıyor. Yılbaşı ruhunu yansıtan neşeli melodiler şehrin gürültüsünü kulaklarınızdan silerken, ışıl ışıl Noel ağacı adeta içinizi aydınlatıyor. İstanbul’un kalbinde, yeni yıl heyecanını doyasıya yaşayın diye Marriott Şişli hazırlıklarına itinayla devam ediyor. Beş yıldızlı otel, umut dolu yepyeni bir yıla keyifli bir başlangıç yapmak isteyenleri 31 Aralık akşamı yılbaşı coşkusunu yansıtan muhteşem bir açık büfe ve canlı orkestra ile karşılayacak. Marriott Şişli’nin yetenekli şeflerinin hazırladığı yılbaşı temalı çorbalardan tatlılara, zengin şarküteri köşesi, taze salatalar ve tadına doyum olmayan birbirinden iddialı ana yemekler eşlik edecek.

Eşsiz Boğaz manzarası eşliğinde…

Sürpriz tatlarla yılın her dönemine lezzet katan Wish More Hotel İstanbul, yeni yıl kutlamalarına eşlik edecek benzersiz bir lezzeti Aralık ayı menüsüne kattı. Türk ve dünya mutfaklarından sunduğu en gözde tatlarla lezzet tutkunlarının iştahını kabartan beş yıldızlı otel, yeni yıl heyecanının başladığı Aralık ayına özel olarak “Fırında Hindi” lezzetini sunuyor. Fırında Hindi için kullanılan kemiksiz hindi kalça but, yıldız anason, kakule, tane kişniş, kajun baharatı, defneyaprağı, taze kekik ve taze biberiye ile tatlandırılarak özel soslar eşliğinde ağır ağır fırında pişerek hazırlanıyor. Fırında Hindi’nin zengin baharatlarla harmanlanan enfes lezzeti, ağızda dağılan yumuşacık dokusu ile kutlamalar sırasında misafirlerin keyfine keyif katıyor.



restaurant 98 hotel & hi-tech

yeni mekan

Eşsiz lezzet, müzik ve eğlencenin adresi

1001 Lounge Şık ve konforlu ambiyansı, günün her saatine uygun damakta iz bırakan zengin menüsü, imza kokteyllere sahip barı, fırın ve tatlı ürünlerinin yer aldığı pastanesi, her yaştan misafirine hitap eden eğlence konsepti ve özel VIP odaları ile şehrin gözde buluşma adresi 1001 Lounge, haftanın 7 günü misafirlerine adeta bir masal yaşatıyor.

İ

stanbul’un gözde semtlerinden Ataşehir’de açıldığı günden beri şehrin popüler buluşma noktası olan 1001 Lounge; lüks ve konforun buluştuğu mimarisi, dünya mutfaklarından Türk mutfağına enfes lezzetlere sahip zengin menüsü, ağırladığı her yaştan misafirinin uzun süre keyifli vakit geçirmesini sağlayan eğlence alternatifleri ve profesyonel servis anlayışı ile vazgeçilmez deneyimler sunuyor. Adından aldığı ilhamla 1001 lezzetin tadını ve hazzını yaşayacağınız 1001 Lounge menüsünde, dünya mutfağından seçkin lezzetler, taş fırınından pide, pizza ve lahmacun çeşitleri, kömür ateşinde enfes kırmızı et seçenekleri, sağlığına ve formuna dikkat edenler için salata, diyet ve vegan menüsü, taze balık ve tavuk menüleri, fastfood ve atıştırmalık severler için zengin alternatifler, minik kahramanlar için çocuk menüsü ve

daha fazlası adeta bir lezzet senfonisi yaşatıyor.

Her yaşa göre eğlence Tüm misafirlerini sevdikleriyle birlikte uzun süre güzel anlar yaşatmak amacıyla farklı eğlence alternatiflerine sahip 1001 Lounge, gününüze renk katacak ilham veren dünyasını keşfe davet ediyor. Her biri farklı olarak dekore edilen 5 VIP Odasında arkadaşlarınızla birlikte doğum günü, karaoke, playstation, maç veya film keyfini yaşayabilir özel iş toplantılarınızı da düzenleyebilirsiniz. Ayrıca her Cuma, Cumartesi, Pazar Canlı DJ performanslarıyla eğlencenin nabzı 1001 Lounge’ta atmaya devam ediyor. Geleneksel Okey oyununun müdavimlerini de unutmayan 1001 Lounge, otomatik Okey masalarında kesintisiz bir eğlence sağlıyor.


Minik misafirlerine özel oyun odası ve çocuk menüsü 1001 Lounge, hem ailelerin gönül rahatlığıyla yemeklerini yiyebilmeleri hem de çocukların keyifli zaman geçirmeleri için çocuklara özel oyun odası tasarladı. Çocuklar, eğitimli oyun ablaları eşliğinde eğitici oyunlar oynayıp hafta sonları yaratıcı atölye etkinliklerine katılarak hoşça vakit geçirebilecek. Ayrıca 1001 Lounge çocuklara özel çok zengin içerikli ve sağlıklı bir menü hazırladı. Unutulmaz anılara evsahipliği yapan 1001 Lounge’un oyun odasında da doğum günü etkinlikleri yapabilir, konsept konusunda ekibimizden profesyonel destek alabilirsiniz. Oyun odasındaki tüm materyaller, çocuk sağlığına uygun, kanserojen madde içermeyen malzemelerden üretilmiştir.


restaurant 100 hotel & hi-tech

yeni mekan

Ataşehir’de lezzet ve eğlenceyi buluşturan adres: Süslü Konak İstanbul’un seçkin mekanlarından Süslü Konak Ataşehir, unutulmaz sahne performansları ve birbirinden eşsiz lezzetleriyle konuklarını ağırlamaya devam ediyor.

S

efa, Ayşe&Ayhan ve Güngör Karakaş gibi birbirinden değerli sanatçılar, muhteşem sahne performansları ile eğlenceli ve unutulmaz anılar yaşatıyor. Hafta içi fasıl programlarında, hafta sonu canlı performanslarında, birbirinden renkli sanatçıları ile programlar yapan mekan, aileniz ve dostlarınızla birlikte huzur içerisinde doyasıya eğlenebileceğiniz coşku dolu bir atmosfer sunuyor.

Canlı müzik programlarıyla iddialı İstanbulluların hayatına 6 yıl önce giren Ataşehir’in en süslüsü olan Süslü Konak’ta, bugüne kadar birbirinden değerli sanatçıların yer aldığı sahne performanslarının yanı sıra, kır düğünlerinden baby shower partilerine, bayi toplantılarından kurumsal yemeklere, sünnet düğünlerinden mezuniyet balolarına kadar yüzlerce organizasyona ev sahipliği yapıldı. Kısa sürede Ataşehir’in ve İstanbulluların yoğun tercih ettiği mekanların arasına giren Süslü Konak, kapalı alanda 350 kişilik, yemyeşil bahçesinde 700 kişilik kapasitesi ile özellikle yemekli davetler için biçilmiş kaftan. Kapıdan girdiğiniz anda sizi kucaklayan yemyeşil bahçesi

ve güler yüzlü personeli ile evinizin sıcaklığını yaşatırken, profesyonel hizmet anlayışından kesinlikle ödün vermiyor.

Yüzlerce organizasyona ev sahipliği yapıyor Mekan, kutlama ve toplantı organizasyonlarında kendinizi profesyonel ellere teslim etmenizin yanı sıra; düğün, nişan, kına gibi özel günlerinizde yorulmadan davetinizi keyifle geçirmenizi sağlayacak güçlü bir ekibe sahip. Ayrıca, sunduğu geniş menü ve organizasyon alternatifleriyle, bütçenize en uygun seçimi yapabilmenizin rahatlığını sağlıyor. Türk mutfağından seçilmiş eşsiz lezzetlerle donatılan bir masada, fiks menü konsepti ile de hizmet vermeye devam ediyor. İstanbul’da akla ilk gelecek aile mekanı olmayı hedefliyor Süslü Konak Ataşehir’i, Haziran 2019 tarihi itibariyle ortaklarıyla işletmeye başlayan Aile Terapisti ve Yaşam Koçu Mehmet Murat Lik, şunları söylüyor: “Süslü Konak, yeni hizmet anlayışı ile “Ataşehir’in En Süslüsü” unvanını

sonuna kadar hak eden eşsiz bir mekan. Bu yılın Haziran ayında ortaklarımızın işletme tecrübelerini de katarak, daha güçlü bir yapılanmaya gittik. Hafta içi fasıl programlarımız, hafta sonu canlı performanslarımız ile misafirlerimize unutulmaz anılar yaşatmayı sürdürüyoruz. Çok yakın zamanda, İstanbul’un akla gelecek ilk aile mekanı olmayı hedefliyoruz. Organize edeceğimiz canlı performanslarla, ailelere hem eğlence, hem çok özel lezzetler sunmaya devam edeceğiz.”



restaurant 102 hotel & hi-tech

yeni mekan

Kartalkaya’ya yeni bir soluk Morino Kayak turizminin en popüler rotalarından Kartalkaya, sezonu açmak için gün sayarken bu sezon yepyeni mekanı Morino ile ziyaretçileri buluşturmaya hazırlanıyor. Çetin Şirvani’nin kurucusu olduğu Kartalkaya’nın yeni yüzü Morino, 2019-2020 kış sezonu için 13 Aralık’ta misafirlerine kapılarını açıyor.

K

artalkaya oteller bölgesinin ortasında yer alan ve seçkin menüsü ile hizmete açılacak Morino, müşteri memnuniyeti ve kaliteli servisiyle misafirlerini ağırlayacak. Bölgedeki Kartal Otel ve Grand Kartal Otel olmak üzere Kartalkaya kayak merkezinde konumlanan Morino, beş seçkin otel misafirlerine kayak pistleri, doğal güzellikler, lezzetli yemekler ve onlarca aktivite sunacak. Her hafta sonu Après-Ski partileriyle sporu eğlence ile birleştirecek olan mekan yüksek profil müşteri kitlesi ile adından söz ettirmeye hazır.

Otel müşterilerinin yanı sıra günü birlik misafirlerine de kapılarını açan Morino, tüm sezon boyunca yaklaşık 250 bin kişiye hizmet verecek.


Yeni nesil deneyim noktası Vakkorama Cafe Enerji dolu atmosferi ile trend, müzik ve lezzeti bir araya getiren Vakkorama Cafe, şehrin en merkezi yerlerinden biri olan Akmerkez’de kapılarını açtı. Mekan, yeni yerinde ilham veren buluşmalara ev sahipliği yapacak.

D

ünyanın ilk konsept mağazası olan Vakkorama Taksim’in içinde 1982’den beri şehrin ilham veren buluşma noktası olan Vakkorama Cafe, yeni şubesiyle şehrin en merkezi lokasyonlarından birinde tekrar hayat buluyor. İstanbul’un yeme-içme trendlerine yön veren Vakkorama Cafe, rahat ve enerji dolu yeni atmosferiyle müzikseverlerin ve gurmelerin uğrak noktası. Akmerkez’de kapılarını açan yeni mekân, modayı, müziği ve yiyecek trendlerini takip eden misafirlerini günün her saatine hitap eden zengin menüsüyle ağırlıyor.

Sürpriz aktivitelere ev sahipliği yapacak Akmerkez’de dünyanın önde gelen

DJ’lerinin canlı performansları ve sürpriz aktivitelere ev sahipliği yapacak olan Vakkorama Cafe, güne başlarken de günü uğurlarken de şehrin buluşma noktası oluyor.

Zengin menü

İç mekân tasarımı ile keyifli bir buluşma alanı ve gün içi molaları için rahat

bir ortam sunan Vakkorama Cafe’nin menüsü oldukça zengin. Salatalardan makarnalara, kahvaltı seçeneklerden tatlılara vegan ve glütensiz alternatifleri de barındıran birçok çeşit ve yenilik içeren bu menüde herkesin kendine göre bir şey bulması mümkün! Paylaşımlı tabaklar ve özel kokteylleri ile kalabalık gruplarında ilk tercihleri arasında.


restaurant 104 hotel & hi-tech

fuar

Sirha İstanbul 15.314 kişiyi ağırladı Sirha İstanbul, 14-16 Kasım’da İstanbul Kongre Merkezi‘nde yoğun katılım ile gerçekleşti. Gastronomi ve HORECA sektörlerinin en önemli fuarı olan Sirha İstanbul’a bu yıl 116 firma ve 264’ü yabancı olmak üzere 15.314 ziyaretçi katıldı.

R

estoran, otel ve yiyecek içecek sektörü profesyonellerine yönelik düzenlenen uluslararası ihtisas ve HORECA sektörünün en prestijli fuarı olan Sirha İstanbul, 7. organizasyonunda da sektör profesyonellerini firmalarına vizyon katacak yenilikler ve teknolojilerle buluşturdu. Gıdadan pişirme ekipmanlarına, otel ve servis sektöründen paketlemeye kadar sektörün her alanından katılımcı firmayı ağırladı. Geleceğin trendlerini de öne çıkaran Sirha İstanbul, yeni teknolojiler, malzeme ve ekipmanları tanıtarak yeni iş modelleri konusunda ilham verici etkinlikler gerçekleştirdi.

Bu yıl şampiyonalara ev sahipliği yaptı Sirha İstanbul bu yıl şeflerin olimpiyatı Bocuse d‘Or ve dünyanın en önemli kahve organizasyonu SCA’nın Türkiye Şampiyonası’na ev sahipliği yaptı. Tüm dünyada şefler olimpiyatı olarak bilinen Bocuse d’Or Türkiye seçmelerinde kazanan şef Serhat Eliçora oldu. Eliçora, 28-29 Mayıs 2020 tarihlerinde Türkiye’yi Estonya’da düzenlenecek Bocuse d’Or Avrupa finallerinde temsil edecek.

sunmasının yanı sıra, uluslararası bir networkün bir parçası olması Sirha’yı kuşkusuz farklı kılan bir özellik. İşin turizm bacağında ise gastroturizmi teşvik edecek unsurları ön plana çıkarması, bu bağlamda özellikle şeflerin olimpiyatı Bocuse d’Or ve mutfakta yaratıcılık festivali Omnivore gibi tüm dünyada gastronominin en elit etkinlikleri olan yarışmaları Türkiye’de de düzenleyerek bu konuda yetişmek ve ilerlemek isteyen tüm sektör profesyonellerine bir vizyon ve tecrübe sunabilmesi önemli bir fark” dedi. SCA’nın Türkiye Şampiyonasında ise; 2020 yılında Varşova’da düzenlenecek World Coffee Events’te Türkiye’yi Cezve / İbrik kategorisinde Deniz Tombuloğlu, Cup Tasters kategorisinde Ethem Manav, Latte Art kategorisinde ise Onur Reyhan temsil etmeye hak kazandı. Sirha İstanbul 2019’u değerlendiren GL events Exhibitions Türkiye Genel Müdürü Gülperi Erkanlı, “Gıda, ekipman ve HORECA sektörüne yönelik tüm ürünlerin ihracatını artırmak adına gereken bağlantıları

Bu yıl ki tema “artizan ekmek” oldu Sirha İstanbul’un bu yılki teması RATIONAL işbirliğiyle gerçekleştirdiği, usta şeflerin yer aldığı artizan ekmek oldu. Son yıllarda sayıları giderek artan artizan ekmek üreticileri arasından tanınmış markaların ve usta fırıncıların yer aldığı Artizan Ekmek alanında ziyaretçiler yüzlerce farklı çeşidi olan artizan ekmekleri tadıp; tahılın üretiminden mayasına, ölçü ve formülasyonlardan pişirme tekniklerine kadar özel yapım ekmeklerin öyküsü hakkında bilgi sahibi oldu.


24. Yıl

30 Ocak - 2 Şubat 2020 TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi Büyükçekmece / İSTANBUL


restaurant 106 hotel & hi-tech

hijyen

Eczacıbaşı Profesyonel ve Kärcher’den iş birliği

Ev dışı tüketim sektörünün öncü şirketlerinden Eczacıbaşı Profesyonel yenilikçi temizlik çözümleri sunan Alman temizlik devi Kärcher ile yeni bir iş birliğine imza attı. İş birliği kapsamında Eczacıbaşı Profesyonel ve sektörünün lideri Kärcher güçlerini birleştirerek; işletmelerin hijyen sağlaması gereken tüm alanlarında ortak ve avantajlı çözümler sunacak.

P

rofesyonel dünyanın ihtiyaçlarına profesyonel çözümler sunan Eczacıbaşı Profesyonel, Alman temizlik devi Kärcher ile önemli bir iş birliğine imza attı. Ekim ayı içinde iş birliğini resmileştiren Eczacıbaşı Profesyonel ve Kärcher Türkiye, B2B müşterilerine daha kaliteli ve avantajlı hizmet verebilmek adına güçlerini birleştirdi. İş birliği kapsamında, Eczacıbaşı Profesyonel, turizm sektöründe hizmet veren müşterilerine Kärcher’in yenilikçi temizlik çözümlerini önerecek. Bu çözüm ortaklığı işletmelere maliyette de avantajlar sağlayacak.

Koç: “Kärcher’le işletmelerin ihtiyaçlarına daha kapsamlı çözümler sunacağız”

Bu iş birliği ile özellikle turizm sektörüne sundukları hizmetin kapsamını daha

da genişlettiklerini belirten Eczacıbaşı Profesyonel İş Birim Direktörü Ömer Koç, “Eczacıbaşı Profesyonel olarak ürün ve çözümlerimizi her zaman işletmelerin ihtiyaçlarına yanıt verecek şekilde geliştiriyoruz. Yenilikçi temizlik makinalarıyla profesyonel dünyanın temizlik gereksinimlerini karşılayan Kärcher Türkiye ile iş birliğimiz, turizm sektöründe işletmelere temizlik ve hijyende ayrıcalık hizmet ve çözümler olarak yansıyacak. A’dan Z’ye yüksek kalite ve hizmet standartları ile 10 binden fazla işletmeye profesyonel çözümler sunan Eczacıbaşı Profesyonel, müşterilerine daha fazla fayda sağlamak adına bundan böyle yenilikçi temizlik ekipmanları alanında dünyanın öncü şirketlerinden Kärcher ile ortak çözümler sunacak.” dedi.

Gökmen: “Verimlilikleri arttıracağız, maliyetleri optimize edeceğiz”

Kärcher Türkiye Genel Müdürü Gökhan Gökmen; “Turizm sektörü başta olmak üzere, tüm sektörlerde teknoloji, inovasyon ve hijyen denince dünyada akla gelen ilk ve en büyük markayız. Kärcher Türkiye olarak müşterilerimize sadece temizlik makinesi sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda uzmanlığımızı ön plana çıkararak ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi çözümler sunuyoruz. Eczacıbaşı Profesyonel ile yapacağımız iş birliği sayesinde, öncelikli olarak konaklama sektörü ve sonrasında diğer hedef grup müşterilerimize fark oluşturacak çözümler sunarak, verimliliklerini arttıracağız, maliyetlerini optimize edeceğiz” şeklinde konuştu.



restaurant 108 hotel & hi-tech

hotel-tech

Samsung’dan klima sektörüne yenilikçi çözümler İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin düzenlediği Ar-Ge Proje Destekleri ve Proje Hazırlama Kriterleri seminerinin ana sponsoru olan Samsung Electronics, klima sektörüne kazandırdığı yenilikçi çözümleri katılımcılarla paylaştı.

S

amsung Electronics, İklimlendirme Soğutma Klima İmalatçıları Derneği’nin (İSKİD) düzenlediği Ar-Ge Proje Destekleri ve Proje Hazırlama Kriterleri konulu seminerin ana sponsoru oldu.

Atasoy: “Ar-Ge ve inovasyona daha çok yatırım yapmalıyız” Seminerin açılış konuşmasını yapan İSKİD Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Atasoy, konuşmasında Ar-Ge, ÜrGe ve inovasyon arasındaki farklara değinirken, “Ür-Ge faaliyetleri ile mevcut müşterilerimizin, Ar-Ge ile yeni müşterilerimizin ve inovasyon ile gelecekteki müşterilerimizin beklentilerini karşılıyoruz. Üretimden sağlanan katma değer her geçen gün azalma eğiliminde. Daha fazla katma değer ortaya koyabilmek için Ar-Ge ve inovasyona odaklanarak, bu konuda daha çok yatırım yapmalıyız” dedi.

Tokat: “Change Everything mottosuyla ürünlerimizi geliştirmeye devam ettik”

Etkinlikte Samsung Electronics Türkiye Satış Müdürü Tibet Tokat, ‘Samsung’un Ar-Ge Çalışmaları ve Yenilikçi Çözümleri’ konulu bir sunum yaptı.

Samsung’un klima sektörüne yönelik yenilikçi çözümlerini anlatan Tibet Tokat, şu konulara değindi: “Samsung, kurulduğu 1939 yılından itibaren 1993 yılındaki Frankfurt Deklarasyonu’na kadar olan süreçte müzik seti, kaset çalar, klima, buzdolabı, çamaşır makinesi, video kaset kaydedici, fotoğraf makinesi ve televizyon gibi çok çeşitli alanlarda ürünler geliştirdi. Frankfurt Deklarasyonu sonrasında, marka olarak belirlediğimiz ‘Change Everything’ mottosuyla hareket ederek ürünlerimizi geliştirmeye devam ettik. Televizyon, akıllı telefon, buzdolabı, hafıza ürünleri ve dijital ekranlarda pazar lideriyiz. 2016 yılında Forbes’un En Saygın Teknoloji Firması araştırmasında ikinci sırada yer aldık. Fortune’un 2018 yılındaki Global 500 sıralamasında 12’nci sıradayız. Dünya genelinde 35 Ar-Ge merkezimiz var. Toplam çalışanlarımızın 5’te 1’i Ar-Ge departmanında çalışıyor. Günde 40 milyon dolar yatırım yapıyoruz. Yıllık toplam yatırımımız ise 14.6 milyar dolar.

“Klima sektöründe pek çok ilki gerçekleştirdik”

Samsung olarak klima sektöründe pek çok ilki gerçekleştirdik. Dünyanın

ilk tek modül 30HP Heat Pump VRF dış ünitesi, bulunduğu ortamın tamamına hava üfleyerek fark yaratan 360 Kaset klimamız ve sektöre kazandırdığımız WindFree teknolojisini örnek verebilirim. 30 HP dış ünite sektörde tek modülde minimum alanda maksimum kapasiteyi veren tek ürün olma özelliğine sahip. Rakiplerimize göre değerlendirdiğimizde bu dış ünite ile istenilen kapasiteleri çok daha az dış ünite alanı kaplayarak sağlayabiliyoruz. 360 Kaset klimamız, sektörde 4 Yöne Üflemeli Kaset Klima olarak bilinen klimaların aksine kanatçık kullanmadan şartlandırılmış havayı her yöne üfleyerek 9,5 metre çapında ortamda iklimlendirilmemiş kör nokta bırakmadan mahallerinizi iklimlendiriyor. Bu ürünümüz 2016 yılında IF Design Ödülü aldı. WindFree teknolojisine sahip klimalarımız ise öncelikle odayı istenilen derecede hızlıca soğutup ısıtabiliyor. Ardından kanatçıklarını kapatıp üzerindeki mikro deliklerden üfleme yapmaya başlıyor. Wind-Free teknolojisi hava hızını 0,15 metre/saniyenin altına düşürerek ortamda aslında ASHREA standartlarına göre hava hareketi olmadan, ortamın serin veya sıcak tutulmasını sağlayan bir teknolojimiz.”



restaurant 110 hotel & hi-tech

hotel-tech

Viessmann Group Türkiye’deki 25. yılını kutladı Dünyanın yüz yıllık öncü iklimlendirme çözümleri üreticisi Viessmann Group, Türkiye’de faaliyetlerine başlamasının 25. yılını kutladı.

2

5. yıldönümü vesilesiyle düzenlenen basın toplantısında konuşan Viessmann Group CEO’su ve kurucu ailenin 4. kuşak temsilcisi Maximilian Viessmann, Türk toplumu ve ekonomisinin çeyrek asırdır bir parçası olmaktan gurur duyduklarını kaydetti. Viessmann’ın kuruluşunun 100. yılı olan 2017’de CEO olarak çalışmaya başlayan ve o tarihten bu yana şirketin dijital dönüşümü ile gelecek stratejilerinden sorumlu olan Viessmann hem üretim hem de tüketim pazarı olarak Türkiye’nin şirketin geleceği için stratejik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Gelecek nesillerin nasıl yaşayacağına dair insanoğlunun bir dönüm noktasında olduğunu söyleyen Viessmann, dünyanın geleceği için sorumluluk alan bir şirket olarak amaçlarını “Gelecek nesiller için yaşam alanları tasarlamak” şeklinde yeniden belirlediklerini ve Viessmann ailesine mensup dünyadaki 12 bin kişiden her birinin kendisini bu konuya adadığını ifade etti.

“Türkiye’deki 25 yılımız sadece bir başlangıç”

Dijital dünyaya entegre olan genç nesil sayesinde Türkiye’nin bu değişimde önemli bir rol aldığını ve değişime açıklığı ve fırsatları birlikte yakalama tutkusunun Viessmann ailesi için eşsiz olduğunu vurgulayan Maximillian Viessmann, Viessmann Türkiye’nin de yüksek motivasyona sahip satış, pazarlama ve servis ekiplerinin yanı sıra Manisa’daki Ar-Ge ve üretim ekibinin de bu iş birliğinde katkısı olduğunun altını çizdi. Türkiye’deki 25 yıllarının sadece bir başlangıç olduğunu belirten Maximillan Viessman, “Türkiye organizasyonumuz ve Viessmann Ailesi olarak derin bir

Maximilian Viessmann

bağlılıkla Türkiye’de değer üretmeye ve yatırım yapmaya devam edeceğiz,” şeklinde konuştu.

Çelik: “Viessmann Türkiye çift haneli büyümeye devam edecek” Viessmann A.Ş. Genel Müdürü Dr.

Celalettin Çelik ise, Viessmann’ın Türkiye’de çeyrek asrı bulan faaliyetlerinin şirket misyonuna paralel olarak istikrarlı bir şekilde geliştiğini vurgularken, 25 senelik tecrübeleri ve bilgi birikimleri ile Türkiye’nin iklimlendirme sektörünün en önemli aktörlerinden biri olarak faaliyet gösterdiklerini söyledi. Grubun 2013 yılında, Türkiye’deki çalışanlarının en büyük ideallerinden biri gerçekleştirerek yatırım yapmaya karar verdiğini ve 20 Milyon Euro yatırım ile Manisa Organize Sanayi Bölgesinde kombi fabrikasını hayata geçirdiklerini belirten Çelik, “Bu tarihten itibaren Türkiye’de ürettiğimiz Viessmann kombileri iç pazarın yanı sıra yüksek oranda aralarında Avrupa ülkeleri de olmak üzere yurt dışına ihraç edilmeye başladık. Yani, 2013 yılına kadar ürünlerimiz yurt dışından ithal edilirken, 2013 yılında fabrikamızın açılmasıyla yerli üretici ve ihracatçı kimliği kazandık. Viessmann Türkiye olarak, aldığımız önlemler ve başarılı çalışmalarımız sayesinde bu sene gerileyen pazarda pazar payımızı artırdığımızı söyleyebilirim. 2020 yılında ise ekonomik sürecin normalleşmeye başlamasıyla 2019 yılında kazandığımız ivmeyi sürdürmeyi ve çift haneli büyümeyi hedefliyoruz,” şeklinde konuştu.



restaurant 112 hotel & hi-tech

ürün

Ege Seramik Autumn Collection serileri ile tanıştınız mı? Ege Seramik’in İtalya Cersaie Fuarı’nda ilk kez beğeniye sunduğu Autumn Collection 2019 ürün serileri gün yüzüne çıkmaya başladı. 60 yepyeni seriyi içeren koleksiyon ebat, renk, yüzey uygulamaları ve desen çeşitliliği ile adeta görsel bir şölen sunuyor.

D

ünya seramik sektöründe yükselen küçük ebat ve yüzey aplikasyonu trendlerinin en çarpıcı örneklerini barındıran Autumn Collection ile yaşam alanlarınızı değiştirecek dokunuşları yapmadan önce mutlaka tanışın. Tarzını yaşadığı mekandan başlayarak ortaya koyanların vazgeçilmezi olacak olan bu serilerden en az biri sizin için tasarlandı.

En sıra dışı ve iddialı Colombia Pas efektli tasarımı ve tüm yüzey granilya aplikasyonu ile Colombia, kuşkusuz endüstriyel görünümlü seramik ürünlerin en sıra dışı ve iddialı olanı. 2 renk seçeneği ve 60x60cm ölçüsü ile Colombia endüstriyel görünümü mekanlarınızda yakalamanın en pratik yolu. Mekanlarda sanatsal ahenk Primavera 20 ayrı mix deseni, Sofistike renk tonları ve eskitilmiş görüntüsü ile Primavera mekanlarınıza sanatsal bir ahenk katıyor. Ayrica Primavera serisi, 20x20cm ölçüsü ile son dönemin yükselmekte olan küçük ebatlı seramik trendinin en iyi çarpıcı örneklerinden.

Volkanik parıltılarıyla eşsiz Navara Bazalt görünümlü Navara ile tanışın. Metalik granilya uygulaması ile gerçeğine çok yakın bir görünüm yakalayan seri ayrıca 2 renk alternatifine sahip. Mekanlarında volkanik parıltılar görmek isteyenlerin favorisi olacak olan Navara, Autumn Collection 2019’un yeni üyesi.

En romantik Mirandela Pastel renkleri ve rölyefli tasarımı ile Mirandela bu sonbaharın en romantik serisi. 10x30 cm küçük ebatlı ve 11 renk seçenekli seri, duvarlarınızı değiştirmeye geliyor. Mirandela ile bu sonbahar hüzün yok, renk çok.


Dyson imzasıyla tüm zamanların en hızlı ve en verimli el kurutma makinesi… Dyson, en hızlı ve en verimli HEPA filtreye sahip el kurutma makinesi Airblade 9kJ’yi otellerin kullanımına sunuyor. Eşsiz tasarımı ve son teknolojisiyle Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi, kullanıcıların hızlı ve hijyenik şekilde ellerini kurutmasına olanak sağlarken, düşük enerji tüketimiyle tek kullanımlık kağıt havlulara alternatif oluyor.

D

yson olarak, el kurutma sürecinin hızlı, hijyenik ve enerji tüketimi açısından duyarlı olması gerektiğine inandıklarını belirten Dyson Baş Mühendisi Jake Dyson, ürünün tanıtımıan yönelik düzenlenen lansmanda “Bu sorunların çoğunu, 2006’da ilk Airblade’imizi tanıtıp pazara girdiğimizde çözdük. Dyson Airblade 9kJ’yi sunarak en yeni el kurutma teknolojisiyle öncü olmaya devam ediyoruz. Akustiğinden tasarımına; kullanıcı deneyiminden ve hijyenden hiçbir ödün vermeden en iyi performansı alabilmek için her detayı düşündük” dedi.

10 saniyelik hızlı kurutma performansına sahip Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi, 700’ün üzerinde prototip yapılarak üç seneden uzun süren çalışmalar sonunda ortaya çıktı. Sonuç olarak 10 saniyelik hızlı kurutma performansıyla bugüne kadarki en hızlı ve sessiz Dyson Airblade el kurutma makinesi tasarlandı. Dyson’ın kullandığı motor ve Air Flow teknolojisi Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesinin diğer sıcak hava kurutuculara göre

Eco Mod’da yüzde 87 oranında daha az enerji kullanmasını sağlıyor. Aynı zamanda kağıt havlulara göre adet başına yüzde 85 daha az karbondioksit emisyonu üretiyor.

Kavisli Blade tasarımı Dakikada 75 bin devir sayısıyla dönen Dyson dijital motor V4’le güçlendirilmiştir. 2 adet 0.45mm kavisli açıklığıyla hava akımı deliklerden 624km/saat5 hızla çıkarak ellerinizin yüzeyini takip eder ve suyu daha kısa sürede kurutur. Güçlü Dyson dijital motorumuz V4, saniyede 23 litre havanın yer değiştirmesini sağlayarak Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesinin ellerinizi 10 saniye içinde hızlı bir şekilde kurutmasına imkan sunar. Dyson Airblade 9kJ el kurutma makinesi kurutma başına 9.1 kilojul enerji kullanır, bu da Eco modunda çalıştırıldığında yılda sadece 140 TL maliyet ortaya çıkarır. Makine, havayı harekete geçirmek için ellerinizi

algılayan “Uçuş Süresi” sensörlerini kullanır. Polar astarlı cam lifi bir HEPA filtreyle tuvalet havasından çıkan, bakteri ve virüs içeren parçacıkların yüzde 99,95’ini yakalayan makine, ellerinizi kurutmak için temiz hava kullanır.


restaurant 114 hotel & hi-tech

ürünler

Yenilenen yüzüyle görücüye çıktı Endüstriyel mutfak sektörünün Avrupa’daki en büyük fuarı olan Host Milano’daki standında; açık büfeler, İnosmart fırınlar, bulaşık yıkama makineleri, döner ocakları, pişirici grupları, buzdolapları gibi ürünlerini sergileyen İnoksan’ın; BYM Ailesi, İnosmart Fırın Ailesi, Pişirici Grubu ve Açık Büfeleri sırasıyla en fazla beğenilen ve merak edilen cihazlar arasındaydı. BYM ailesinin yenilenen yüzüyle öne çıkan mutfak devi, bulaşık yıkama makinelerindeki gelişim ve yenilikleri fuar boyunca ziyaretçileriyle paylaştı. Fuar genelinde Ortadoğu, İspanya, Batı ve Doğu Avrupa’dan ziyaretçiler çoğunluktaydı. Yaklaşık 20 kişilik bir ekip ile fuar boyunca gerek alanda gerekse stantta sektör profesyonelleri ile buluşan İnoksan, fuardan oldukça memnun ayrıldı.

İnovatif aydınlatma ürünleri tasarıma dönüştü Işık ve mimarinin etkileşimi, ışığı algılamanın ötesine taşır. OSRAM’ın bu hissi deneyimlemenizi sağlayan LED aydınlatma ürünleri, modülleri ve sistemleri aynı zamanda aydınlatmanın kontrolünde de yenilikçi bir yaklaşım sunuyor. Architect@Work’te OSRAM Back LED modülleri ve TRAXON, 64 Pixel board ürünleri kullanılarak tasarlanan, mermer ve ayna arkasından aydınlatma örnekleri ziyaretçilere sunuldu. Mekanlarda ve dış cephelerde kesintisiz aydınlatma sağlayan OSRAM Diffuse flex serisi, LED ışık kaynağı noktaların görünmemesi özelliğiyle dikkat çekiyor. 2020’de çıkacak olan yeni seri Black Diffuse serisi ise kapalı konumdayken siyah görünümü ile mimariye entegre olacak ve siyah cephelerde görünmez olabilen bir aydınlatma tasarıma imkan sağlayacak. Hem zarif bir vurgulama hem de konforlu bir ortam aydınlatmasını tek çözümde sunan LINEARLIGHT FLEX LED modülleri ise esnekliğe ihtiyaç duyulan mimari detaylarda, mobilyalarda aydınlatmayı farklı bir boyuta taşıyor.

Paşabahçe, 2020 yeniliklerini sergiledi Türkiye’nin en sevilen markaları arasında yer alan Paşabahçe, Horeca sektörünün en önemli fuarlarından biri olan Host Fuarı’na katıldı. 2 senede bir düzenlenen uluslararası Host Fuarı’nda ikram kanalına yönelik en yeni ürünlerini sergileyen Paşabahçe, standında ziyaretçilerle buluştu. İtalya’nın Milano şehrinde düzenlenen fuar boyunca ikram kesimi için hazırladığı geniş bir ürün yelpazesini ziyaretçilerin beğenisine sundu. Paşabahçe’nin, ikram sektörünün beğenilen serilerinden olan Allegra, Iconic, Amber ve Linka serilerine turkuaz ve gri renk seçenekleri ile genişliyor. Paşabahçe’nin en ikonik koleksiyonlarından biri olan Allegra, ayaklı kadeh, 3 boy kulplu bardak ve 2 boy ayaksız bardaktan oluşan, yalın ve zarif tasarımı ile dikkat çeken Iconic, farklı kadeh tasarımlarıyla göz dolduran Amber ve çekici tasarımıyla sofraların vazgeçilmezi olan Linka serileri yeni renk seçenekleriyle ziyaretçilerle buluştu.

Uğur’dan nefis bir yenilik Derin dondurucuların tamamlayıcısı olarak kullanılan ve mutfakta en büyük yardımcılardan birisi olan mikrodalga fırın artık Uğur güvencesi altında tüketicilerin hizmetinde. Yeni mikrodalga fırın ile derin dondurucudan çıkartılan gıdaları besin değerinden hiçbir şey kaybetmeden çözdürerek pişirilmeye hazır hale getirebilir ya da pişirildikten sonra dondurulan gıdaları da kolayca çözdürerek ilk günkü tazeliği ile tüketebilirsiniz. Derin dondurucu denilince akla gelen ilk marka olan Uğur’un, mutfaktaki tamamlayıcı ürünü UEF 20 MD mikrodalga fırın, hızlı buz çözme, 20 lt iç hacim, döner tabla ve 6 güç kademe sayısına sahiptir.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.