Hotel Restaurant & hi-tech October 2019

Page 1
















Eylülü yoğun fuarlar ve gastronomi festivalleriyle uğurladık Eylül, fuarlar ve gastronomi festivalleri açından oldukça verimli ve bereketli bir ay oldu. Bu yıl 20. kez kapılarını açan The Hotel Show Dubai’de 70 Türk firması stand açarken, Türkiye’den sağlanan bu rekor katılım, ‘fuarın en büyük milli katılımcılar’ listesini oluşturdu. Aya damga vuran bir diğer organizasyon, 27. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı -WorldFood İstanbul oldu. TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 4-7 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen fuar, 2018’e göre toplam ziyaretçi sayısını yüzde 29 artırırken uluslararası ziyaretçi sayısında ise yüzde 87’lik bir artış sağladı. 4-7 Eylül tarihleri arasında eş zamanlı düzenlenen CNR Food İstanbul ise, 117 ülkeden yerli ve yabancı 50 binden fazla kişiyi konuk etti. Fuarın, 3 milyar doların üzerinde bir ticaret hacmi sağladığı ifade ediliyor. Her iki organizasyonu da tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Önümüzdeyse ağırlama sanayinin en büyük organizasyonlarından biri olan Hostmilano var! 18-22 Ekim 2019 tarihlerinde Fiera Milano’da düzenlenecek olan fuara Türkiye’den yaklaşık 73 firmanın katılması bekleniyor. Hotel restaurant & hi-tech dergisi olarak yerimizi alacağımız organizasyonun ön notlarını yine sayfalarımızda bulabilirsiniz. Eylül için bereketli bir ay demiştim. Çok şükür, aya yoğun festival gözlemlerimizi de sığdırmayı başardık. İstanbul’da Coffee Festival ile içmelere doyamazken, bir yandan da GastroAntep, Kastrofest ve 3. Uluslararası Adana Lezzet Festivali ile tam da şehrinde, yöresel tatların ve yoğun etkinlik programlarının dibine vurduk. En renkli görselleri ve içerikleriyle bu sayımızda… Ve röportaj konularımız… Jolly’nin genel müdürü aynı zamanda yönetim ve icra kurulu üyesi. 30 yıldır sektörün içinde. Turizme yakın ilgisi lise yıllarında başlayan Figen Erkan, sektörün en çok da yeni ortamlar ve iletişimlere açık dinamiklerini, insana keyif veren eğlenceli yanını sevip, bağlanıyor. Bu yakın alakanın uyanmasında “akrabam” dediği Saffet Emre Tonguç’un rehberlik yaptığı dönemin de etkisi büyük oluyor, şüphesiz. Tamamen tesadüflerle başlayıp gelişen süreçte lise eğitiminin hemen ardından çalışma hayatına atıldığını söyleyen Figen Erkan, kariyer yolculuğunun ayrıntıları iş’te kadın sayfalarımızda sizlerle. Köklerinden aşçı. Herkesin sofrasında futbol, siyaset konuşulurken, o ‘anne toprağı Bolu’nun yemek hikayeleriyle yoğuruldu... Küçük bir çocukken aşçı dedesine öykünüp, pek çok kereler beyaz ceketin hayaliyle uykulara daldı... Ne de olsa sağı solu, mutfağa gönül vermiş lezzet ustalarıyla çevrilmişti. Mutfak hikayelerine aşinalığı da bundan sebepti; çocuk yaşında lezzetin efsanesi, Paul Bocuse’in namına vakıf oluşu da… Tabiri caizse, lezzetin içine doğan şef Emre İnanır’ı Aila İstanbul mutfağından yansıyan özel kareleri ve sektöre ilham olacak hikayesiyle şefin gözünden bölümümüzde ağırladık. Keyifli okumalar dilerim.

ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com

GENEL MÜDÜR (Sorumlu)

EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K

TOLGA ÇAKMAKLI tolga.cakmakli@img.com.tr İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr

İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 Orhan GENCELİ Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Yönetim Kurulu Üyesi

website

ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



içindekiler 38

44 antre

50

yeni yatırımlar

etkinlik

38 Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort açıldı

54 I-MICE sezonu muhteşem Boğaz davetiyle açtı

40 JW Marriott Istanbul Bosphorus işe alımlara başladı

marka

42 DoubleTree by Hilton, Ankara’daki ilk otelini açacak

56 Sunumlara değer katan profesyonel dokunuş: Lugga

28 Dedeman Grubu’nu 3. kuşak yönetecek

44 250 milyon dolarlık yatırımı Türkler yapacak

58 Polin Waterparks’a 9 ödül birden

30 Öner: Emlakçıdan az kullanılmış deniz manzaralı

46 Galataport İstanbul, devlerle buluştu

32 İstanbul ve Antalya bir basamak daha yükseldi

48 Lüks ve konforu modern dokunuşlarla sunan bir şehir oteli

18 Sektörden kısa haberler

gündem 24 Temmuzda doluluk artış hızı yavaşladı, fiyatlar arttı 26 İlhan: Gelecek apart otelde

34 DMO bazı ülkelerde sorgulanıyor 36 Alparslan: Sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir başarı odaklı lider nasıl olunur?

www.hotelrestaurantmagazine.com

iş’te kadın 50 Jolly’e ‘üç şapka’ çıkartan deneyim: Figen Erkan

60 KLEO MiniBar, The Hotel Show Dubai’nin ilgi odağı oldu 62 Firmalara özel tasarımlarıyla 22 yıllık deneyim: Emart Makine


78 108

64 şefin gözünden

fuar

yeni mekan

64 Lezzetin içine doğan şef: Emre İnanır

88 The Hotel Show Dubai gerçekleşti

gastro etkinlik

90 Hotak: Sektöre katma değer katan projeler planlıyoruz

106 Belçikalı Bro’s Burger&Kitchen Türkiye’de

68 Türk ve dünya gastronomisinin yıldızları GastroAntep’te buluştu

91 Gezer: 2020’de ihracat pazarlarımızı büyütmek ve geliştirmek için çalışacağız

72 İnoksan, GastroAntep’te sahneye çıktı 74 Kastrofest, ilkini başarıyla tamamladı

86 The Hotel Show Dubai dosya / değerlendirme

78 3. Uluslararası Adana Lezzet Festivali İstanbul’da tanıtıldı

98 Hostmilano ağırlama sektörünün bütün trendlerini sergileyecek

80 Mutfakta Umut Var!

100 Kusursuz şıklığıyla göz kamaştırıyor

gastro aktüel

102 Gıda sektörü CNR’da rekora koştu

82 Gastronomi sektöründen kısa haberler

104 WorldFood İstanbul 20.746 ziyaretçiyi ağırladı

www.hotelrestaurantmagazine.com

108 Tadında Anadolu’dan en yeni konsept: Harman

hotel-tech 110 Form’dan teknik eğitim

ürünler 112 Yeni ürünler


restaurant 20 hotel & hi-tech

antre

Divan Grubu’na mükemmellik ödülü Divan Grubu; köklü kültürünü ve başarılarını geleceğe taşımak, çalışan bağlılığını ve gelişimini sürdürülebilir kılmak amacıyla hayata geçirdiği ‘Geri Bildirim ve Takdir Kültürü-Kültürel Dönüşüm Projesi’ insan kaynakları alanında dünyanın en prestijli ödülleri arasında yer alan Brandon Hall Mükemmellik Ödüllerinde altın ödül ile taçlandırıldı. 25 farklı ülkeden uluslararası markaların değerlendirildiği ödül kapsamında aday projeler, uzmanlardan oluşan uluslararası bir jüri tarafından incelendi ve içerik zenginliği, uygulama süreci, inovasyon ve yarattığı ölçülebilir faydalar gibi kriterleri dikkate alındı. Ödül töreni, Şubat 2020’de Florida’da düzenlenecek Uluslararası İnsan Yönetiminde Mükemmellik Konferansı’nda gerçekleşecek. Divan Grubu CEO’su Richard Appelbaum konuya ilişkin yaptığı açıklamada; “Divan Grubu olarak, en önemli sermayemiz gördüğümüz çalışanlarımıza yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bu alanda çeşitli projeler hayata geçirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Özveriyle yürüttüğümüz çalışmalarımızın sonucunda da insan kaynakları projelerimizin uluslararası arenada mükemmellik ödüllüyle taçlandırılmasının mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Adalar’a karşı müzik keyfi Prens Adaları manzarasına karşı konumlanmış Küçükyalı’da bulunan Elite World Asia Hotel; 13 Eylül’de canlı performans sunacak Seda Yiyin ile misafirlerine eşsiz bir manzara eşliğinde sınırsız müzik keyfi sunacak. İnternet projesi ile tanıdığımız ve çok sevilen şarkıların akustik coverlarını kliplendiren Seda Yiyin 13 Eylül’de Elite World Asia Hotel’ de sevilen şarkıların canlı performanslarını sergileyecek.

Hilton Türkiye Bölge Müdürü, uluslararası göreve terfilendi Türkiye konaklama sektörünün lider isimlerinden Ruhsar Eryöner, kurum içi terfinin ardından artık birden çok pazarda iki Hilton markasının operasyonlarını yönetecek. 2015 yılından bu yana Türkiye’de orta ölçekli Hilton Garden Inn ve Hampton by Hilton otellerinin Ülke Müdürü olarak görevini sürdüren Ruhsar Eryöner, artık Doğu Avrupa ve İtalya’dan da sorumlu olacak. Aldığı terfinin ardından yönetiminden sorumlu olduğu Hilton otellerinin sayısı 18’e yükselen Ruhsar Eryöner, altı ülkede 800’ü aşkın ekip üyesini denetleyecek. Hilton’daki 20 yılı aşkın deneyimi sırasında kayda değer ölçüde uluslararası deneyim kazanan Eryöner; Türkiye, Polonya, Romanya, Macaristan, Arnavutluk ve İtalya’ya kadar uzanan çok uluslu bir portföyü yönetecek.

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’na 5 ödül Sosyal sorumluluk ve iletişim alanında önemli çalışmalar gerçekleştiren İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı (İSG), dünyanın en saygın iş ödülleri arasında yer alan Stevie’de 5 ayrı kategoride toplam 5 ödüle birden layık görüldü. İSG, bu yıl 4 bin başvurunun yapıldığı 16. Stevie Uluslararası İş Ödülleri’nde, “Hayvanlar ve Biz” isimli sosyal sorumluluk projesi ile Kurumsal Sosyal Sorumluluk kategorisinde ve 2018 yılındaki iletişim çalışmalarıyla da “Yılın İletişimi” kategorisinde 2 ayrı altın ödülü kazanırken, “Yılın Ulaştırma Şirketi” kategorisinde Gümüş Stevie ödülünün sahibi oldu. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı CEO’su Ersel Göral “Dünyada Yılın Ulaştırma Yöneticisi” kategorisinde bronz ödülün sahibi oldu. Öte yandan İSG Kurumsal İletişim Departmanı ise “Yılın İletişim Ekibi” kategorisinde Bronz Stevie almaya hak kazandı.



restaurant 22 hotel & hi-tech

antre

Yoğun iş temposuna spa molası Yaz mevsiminin bitmesiyle başlayan yoğun iş temposuna küçük molalar vermek isteyen İstanbullular, alternatif çözümler aramaya başladı. Bu çözümlerin başında ise hem bedensel hem de zihinsel yorgunluğu atmanın en etkili yollarından biri olan aromaterapi geliyor. Dedeman İstanbul Otel, misafirlerini kendilerinin seçecekleri aromatik yağlar ve özel müzik eşliğinde iş stresini atmak için davet ediyor. İyileştirici ve rahatlatıcı etkileri olan aromatik yağların pek çok faydası bulunuyor. Birbirinden farklı kokulara sahip bu doğal yağlar, hem zihinsel rahatlamayı sağlıyor hem de yapılan özel masaj sayesinde ofis hayatının getirdiği tüm bedensel yorgunluğu iyileştiriyor. Dedeman İstanbul Otel’in deneyimli profesyonelleri eşliğinde aromatik yağların büyüleyici etkisiyle rahatlayan misafirler, yeni bir iş gününe tazelenerek başlıyor.

İllüzyonların etkileyici dünyası İstanbul’da! 2015 yılında Zagreb’de ilk müzenin açılmasının ardından 4 yıl içinde Berlin, New York, Atina gibi 15 farklı Dünya şehrinde müze deneyiminden fazlasını sunmaya devam eden Museum of Illusions - İllüzyon Müzesi, 16. lokasyonu İstanbul’u etkileyici illüzyonlarla buluşturmaya devam ediyor. Narmanlı Han’da yaklaşık 700 metrekare ve 3 kattan oluşan Museum of Illusions İstanbul – İllüzyon Müzesi İstanbul, 60’tan fazla illüzyon, etkinlik odası, hediyelik eşya dükkanı, oyun odası ve yakında açılacak Candy Shop ile bambaşka bir dünyaya davet ediyor.

Mövenpick Hotel Istanbul’a yeni İnsan Kaynakları Direktörü World Travel Awards tarafından 2019 yılında “Türkiye’nin En İyi İş Oteli” seçilen Mövenpick Hotel Istanbul’a İnsan Kaynakları Direktörü olarak Mustafa Uysal atandı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nden mezun olan Mustafa Uysal daha sonra Bahçeşehir Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi programını tamamladı. 13 yıllık otelcilik tecrübesini ve birikimini Ağustos 2019’dan itibaren Mövenpick Hotel Istanbul’da hayata geçiren Mustafa Uysal, İnsan Kaynakları Direktörü olarak stratejik insan kaynakları yönetimi ile çalışan memnuniyetinin arttırılması, eğitim ve sürdürülebilirlik projelerinden de sorumlu. Uysal, İngilizce ve Almanca biliyor, hobileri arasında gitar, klarnet, saksafon ve bağlama çalmak, folklor ve latin dansları bulunuyor. Uysal, ayrıca profesyonel dalgıç olup fotoğrafçılık ile uğraşmaktadır.

Uganda Havayolları hava sahasına Hitit ile geri dönüyor Havacılık yazılımları alanında tamamı yerli ve yenilikçi yazılım çözümleri ile dünyaya hizmet ihraç eden Hitit’in, Afrika’daki 10. iş ortağı Uganda Havayolları oldu. Uzun bir aradan sonra uçuşlarını yeniden başlatarak, pazara güçlü bir dönüş yapmayı planlayan havayolunun teknolojik altyapısından Hitit sorumlu olacak. Bilgi teknolojileri ihracatında Afrika’nın önemli pazarlardan birisi olduğunu ifade eden Hitit Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nevra Onursal Karaağaç şunları söyledi: “Uganda Havayolları Afrika pazarındaki büyüme stratejimiz dahilinde, beş yıl içindeki onuncu iş ortağımız oldu. Bir havayolunun tüm ihtiyaçlarını karşılayan yenilikçi yazılım çözümlerimizle Afrika’daki etki alanımız büyümeye devam edecek. Hitit’in havacılık teknolojileriyle Uganda Havayolları’nın pazara güçlü dönüşüne ve büyümesine katkı sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz.”



restaurant 24 hotel & hi-tech

antre

I. Balkan Senior Championship Golf Turnuvası gerçekleşti Balkan Senior Championship Golf Turnuvası bu yıl ilk kez Emirates Havayolu ve Constance Hotels & Resorts partnerliğinde, Silivri Belediyesi desteği ve Klassis Golf Kulübü ev sahipliğinde gerçekleşti. Avrupa ve Balkan ülkeleri olarak; İngiltere, İsviçre, Arnavutluk, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Yunanistan ve Türkiye genelinde iş dünyasının önde gelen isimlerinin mücadele ettiği turnuvanın sonunda kazanan isim Bulgaristan’dan Emil Markov oldu.

Kontuarda sıra beklemeden seyahat Türkiye’nin dijital hava yolu Pegasus, misafirlerinin hızlı, kolay ve dijital bir yolculuğu deneyimlemesi amacıyla yenilediği Express Bagaj hizmetiyle, misafirlerine kontuarda sıra beklemeden seyahat edebilme imkânı sunuyor. Pegasus misafirleri, Express Bagaj hizmeti çerçevesinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yeni nesil kioskları ve bagaj ünitelerini kullanarak birçok hizmeti kontuarda sıra beklemelerine gerek kalmadan kolayca yapabiliyor. Fazla bagaj satın alımı ve ödeme işlemlerini bir arada sunan Express Bagaj sistemi; bu özelliğiyle Türkiye’de bir ilk olma niteliği taşıyor.

Sıfır atık projesini hayata geçiren ilk liman oldu Atık yönetimi sistemiyle birlikte geri dönüşüm verimliliğini benimseyen bir yaklaşıma sahip olan Kumport, karbon ayak izini azaltmaya yönelik çalışmalar yürütecek. Sıfır atık projesini hayata geçiren ilk liman işletmesi olma özelliğine sahip oldukları belirten Kumport CEO’su Özgür Soy, “Atık yönetimi sisteminde geri dönüşüm verimliliği, emniyetli çözümler ve atık azaltımı gibi konuları yakından takip ediyoruz. Buradan yola çıkarak 30 Temmuz 2019 tarihinde bir Kompost tesisi açtık. 50 kilogramlık bir atığı 5 kilograma kadar düşürüyoruz. Günde ortalama 400 ila 500 kilogram kompost üretebiliyoruz. Bu sayede taşıma ve depolama kaynaklı karbon ayak izimizi de düşürüyoruz. Ayrıca bu tesiste, atıkların kaynağının azaltılması, ayrıştırılması ve geri dönüşüme kazandırılması süreçlerinin son noktası olan organik (biyobozunur) atıkların komposta dönüştürülmesi işlemlerini gerçekleştireceğiz. Tesisimizde atık yönetimi ve teknoloji odaklı yatırımlarımız sayesinde, çevre kirliliğinin yanı sıra enerji tüketimini de minimum seviyede tutmaya çalışıyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilir atık yönetimi sistemi üzerinden denizlerin temizliği konusunda da çalışmalarımızı hassasiyetle sürdürüyoruz” dedi.

Mercure, dünyanın en güçlü otel markası seçildi Dünya genelinde Accor çatısı altında olan ve 64 ülkede 810’dan fazla otelle hizmet veren Mercure, uluslararası marka değerlendirme şirketi Brand Finance tarafından dünyanın en güçlü markası unvanıyla taçlandırıldı. Brand Finance şirketinin pazarlama yatırımı, paydaşların eşitliği ve iş performansı gibi kriterlere dayanarak hazırladığı Brand Finance Oteller listesinin “marka gücü” sıralamasında en üst sırada Mercure Otel markası yer aldı. Değerlendirmede Mercure marka gücü endeks puanını 100 üzerinden bir değerlendirmeyle 75,7’den 86,2’ye çıkardı. Bunun yanı sıra 2019 marka sıralamasını ise AA+ seviyesinden AAA seviyesine çıkararak önemli bir atılım gerçekleştirdi. Accor Otel grubunun çatısı altındaki Mercure otellerinin Türkiye’de İstanbul’da 8 otel ve Bursa’da 1 otel olmak üzere toplam 10 oteli bulunuyor.



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

Temmuzda doluluk artış hızı yavaşladı, fiyatlar arttı TÜROB, Türkiye’nin Temmuz 2019 otel doluluklarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 2.1 artarak yüzde 76.1 olarak kaydedildiğini açıkladı. Ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 14 artışla 100.3 Euro oldu.

K

onaklama sektöründe temmuz ayı doluluklarında artış hızı yavaşlasa da fiyatlardaki artış dikkat çekti. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), konaklama sektöründe temmuz ayı doluluklarını açıkladı. Buna göre, Türkiye’nin Temmuz 2019 otel dolulukları, 2018 yılının aynı aynı ayına göre yüzde 2.1 artarak yüzde 76.1 olarak kaydedildi. Dünya çapında veri ve analiz şirketi STR’nin TÜROB için beş yıldızlı otelleri baz alarak hazırladığı Temmuz 2019 Ülke Performans Raporu’na göre, Temmuz 2019’da Average Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 14 artışla 100.3 Euro oldu. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler ise (RevPAR) yüzde 16.4 artışla 76.3 Euro olarak gerçekleşti. Temmuz 2019’da Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması yüzde 79 olurken, ortalama oda fiyatı ise 119.8 Euro olarak tespit edildi.

Fiyat rekoru 2012’de kırılmıştı

İlk 7 aylık dönemde ise Türkiye’nin ortalama doluluk oranları yüzde 1.2 artışla yüzde 65.6, ortalama oda fiyatı yüzde 9.1 artışla 75.1 Euro, odabaşı elde edilen gelirler yüzde 10.4 artışla 49.2 Euro olarak gerçekleşti. Oda fiyatlarında rekor düzeye; Türkiye ortalamasında 115.6 Euro, İstanbul ortalamasında 152.9 Euro ile 2012 yılında ulaşılmıştı.

İstanbul yüzde 80’in üzerinde

İstanbul’un Temmuz 2018’de yüzde 79.8 olan doluluk oranı, Temmuz 2019’da yüzde 3.8 artarak yüzde 82.8 olarak ölçüldü. İstanbul’da ortalama günlük satılan oda bedeli 103.1 Euro ile 2018’e göre yüzde 13.9 artış gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler ise geçen yıla oranla yüzde 18.2 artışla 85.3 Euro’ya ulaştı. İstanbul’da Ocak-Temmuz 2018 döneminde yüzde 69.1 olan doluluk oranı Ocak-Temmuz 2019 döneminde yüzde 3.7 artışla yüzde 71.6’ya, ortalama günlük satılan oda

bedeli yüzde 9.4 artışla 79.6 Euro’dan 87.1 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir yüzde 13.4 artışla 55.0 Euro’dan 62.4 Euro’ya yükseldi.

Antalya’da doluluk azaldı, fiyat yükseldi

Antalya’da Temmuz 2019 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0.3 azalarak yüzde 76.5 oldu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 172.3 Euro ile 2018’e göre yüzde 22.1 artış gösterdi. Toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 21.7 artış yaşandı ve 131.8 Euro olarak ölçüldü. Antalya’da Ocak-Temmuz 2018 döneminde yüzde 62.8 olan doluluk oranı Ocak-Temmuz 2019 döneminde yüzde 2 artışla yüzde 64.1’e, ortalama günlük satılan oda bedeli yüzde 8.9 artışla yüzde 77.2 Euro’dan 84.1 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir yüzde 11.1 artışla 48.5 Euro’dan 53.9 Euro’ya yükseldi.



restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem / makale

ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş İş Geliştirme Müdürü

Onur Ilhan

Gelecek apart otelde! Apart-hotel is the future! 1982’de çıkan Turizmi Teşvik Kanunu ve takip eden yıllarda ülkemizin küresel piyasalara açılması ile otel yatırımları ciddi bir hacme ulaşmıştır. 2019 yılı itibariyle artık çok farklı alanlardan gelen yatırımcıların da kendilerine yer bulabildiği, sadece tatil köyleri ve kent merkezlerindeki tekil otel projelerinden ibaret olmayan, zincir markaları, iş otellerini ve butik konseptleri de kapsayan gelişkin bir piyasamız var. Tabii ki başarılı ve başarısız projeler bulunmakta… Bu durumu da asaletle karşılayabilmek lazım. Zira tüm sektörlerde olduğu gibi turizmde de sadece şartlara en iyi adapte olanlar ayakta kalıyor. Bazen zaten var olan bir fikri bakir bir piyasaya getirirsiniz, bazen mevcut fikre akıllıca eklemeler yaparak fark ortaya koyarsınız, bazen de tam anlamıyla orijinal bir konseptle öne çıkarsınız. Yazımın başlığından da anlayacağınız üzere bizler, dünya çapında fırtınalar estirmesine rağmen Türkiye’de hak ettiği değeri bir türlü bulamayan bilindik bir turizm yatırımından bahsedeceğiz; apart oteller!... Apart otel, yurt dışında uzun konaklama başlığı altında ele alınan bir mülk sınıfı. Büyük otel zincirlerinin önemli bir kısmı da uzun zamandır çeşitli alt markaları vasıtasıyla bu alanda varlık göstermekte. Peki, yerli turizm yatırımcısı, işletmecisi ve aracısı ne yapıyor? Son yıllarda yerli turistin görünür şekilde hissettiği fiyat yüküne cevaben apart otel mantığına yakınsayan bazı anlık tatil çözümleri türetmekten ileri geçebildikleri pek söylenemez.

Marriott’un bir araştırmasına göre Avrupa’daki otel odaları her yıl bir milyardan fazla kere satılıyor ve bu satışların %25’i uzun konaklamalardan (beş günden fazla, ortalamada iki haftaya yakınsıyor) oluşuyor. Gruba göre bu durum 15 milyar Dolar çapında bir iş hacmine tekabül ediyor ama Avrupa’daki mevcut oda stokunun sadece %2’si apart otel standartlarını karşılayabilecek durumda –yani bu alanda göz ardı edilemeyecek bir yatırım fırsatı bulunmakta. Bizim de çok farklı coğrafyalardan çok farklı sebeplerle ülkemize gelen çok fazla sayıda ziyaretçimiz var. Ancak tacımızdaki mücevher olan İstanbul’da bile apart otel boşluğu çoğu durumda amatör veya yarıprofesyonel müteşebbislerce doldurulmakta. Onlardan kalan küçük alanda turizmcilerimiz, tam kapsamlı ve teknoloji tabanlı hizmet vererek kısa süreli mobilyalı daire kiralayan bazı yeni girişimler ile rekabet halindeler. Hâlbuki neredeyse atıl bir şekilde satılmayı bekleyen pek çok konut projesi, gayrimenkul yatırımcıları ve turizmcilerimizin elbirliğiyle düzenli gelir getiren apart otel projelerine dönüştürülebilir. Bu kazankazan durumu, gayrimenkul yatırımcılarımıza bir nefes alma fırsatı sunarken, turizm arzımızı da doğru yönde arttıracak ve çeşitlendirecektir. Her durumda karma kullanımlı projeler daha çok talep görmeye devam edecek ve büyük bir konut projesindeki bir bloğun markalı apart otel olarak hizmet veriyor olması, diğer tüm blokların değerini arttıracaktır.

With the Tourism Promotion Law of 1982 and the opening up process of Turkey to the global markets, hotel investments has reached to an impressive level. As of 2019, we have a developed tourism market in which even the investors with fairly different backgrounds can easily navigate through. The market is also well beyond the traditional resorts and one-off inner city locations. We also have chain brands, business hotels and boutique concepts. Of course, there are some success stories and some failures… We must sustain our dignity; regardless of the way our businesses go. After all, like in all industries, only those who can successfully adapt shall be able to survive in tourism. Accordingly, sometimes you bring an existing idea to a virgin market, sometimes you make a difference by cleverly improving an existing idea and sometimes you come up with a completely new idea. As you may already guess from the title of this article, we will talk about a worldwide sensation among investors that has been repeatedly overlooked in Turkey; apart-hotels. Internationally, apart-hotel is a building type that falls under the extended stay market. Largest global hospitality firms have been investing in this market through their purpose-built brands for a long time. What about Turkish investors, operators and agencies then? Other than some temporary solutions (that somewhat resemble apart-hotels) formulated because of the apparent price pressure that the local tourists have been seriously feeling by for some years, they are not actually doing that much.

According to a research conducted by Marriott, among the entire hotel room bookings in Europe, that are already well above a billion times annually, 25% is comprised of extended stays (i.e. those reservations that are at least five days; with the actual average duration being close to two weeks). Marriott points out that this translates into a $15 billion business volume that sits there for grabs as a non-negligible investment opportunity; especially because only 2% of the existing hotel room stock in Europe is suitable for the extended stay business. Turkey has so many visitors that are coming from different parts of the world for numerous different reasons. Yet, the aparthotel business is predominantly controlled by amateur or semiprofessional entrepreneurs even in Istanbul, the jewel in our crown. Within the little space left from these people, our tourism investors are competing with some new tech-based full-service short-term furnished flat rental ventures. Actually, there are many housing projects that are idly waiting for buyers in this rather stagnant real estate market. These projects can be converted into regularincome-generating apart-hotels, if our tourism investors and real estate investors can cooperate. This win-win situation would come as a much needed breath of life to our real estate investors, while also increasing and improving our tourism supply in the right direction. In any case, mixeduse projects shall continue to be demanded more. Thus, adding an apart-hotel as an extra component to a housing project would increase the value of the entire compound.



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Dedeman Grubu’nu 3. kuşak yönetecek!

Grubun temel direği Murat Dedeman’ın temmuz ayında âni vefatı üzerine Dedeman Holding ve Dedeman Madencilik Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Rıfat Dedeman getirilirken, Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini de Banu Dedeman üstlendi.

T

emeli 1918 yılında ailenin kurucu lideri Mehmet Kemal Dedeman tarafından Kayseri Kapalıçarşı’da atılmış olan Dedeman Grubu, Mehmet Kemal Bey’den sonra oğlu Murat Dedeman’ın yönetiminde büyüyerek gelişmişti. Grup şimdi üçüncü kuşak Dedeman kardeşlerin yönetiminde başarılı yükselişini sürdürüyor.

Rıfat Dedeman: “Yönetim kurullarımızı yeniden yapılandırdık” Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirilen Rıfat Dedeman, bu görevinin yanı sıra Dedeman Madencilik Yönetim Kurulu

Başkanlığı’nı da yürütecek. Konuyla ilgili açıklama yapan Rıfat Dedeman, “Geçmişten bugüne getirdiğimiz Dedeman Grubu kültür ve değerlerini, geleneklerimize sadık kalarak, aynı inanç ve kararlılıkla yarınlara taşımaya devam edeceğiz. Bu anlayış doğrultusunda, yönetim kurullarımızı yeniden yapılandırdık. 2000’e yakın çalışanımız ve paydaşlarımızla birlikte, güçlü bir aile olarak hayallerimizi gerçekleştirecek cesaret, kararlılık ve gayret içerisinde faaliyetlerimizi sürdüreceğiz” dedi. Rıfat Dedeman açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Dedeman Madencilik olarak ise, çağdaş işletmelerde çevreye saygılı Ar-Ge ve üretim felsefemizi koruyarak,

nitelikli iş gücümüz ile birlikte ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Banu Dedeman: “Verimlilik içinde büyüyeceğiz” Dedeman Turizm Yatırımları A.Ş.’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini üstlenen Banu Dedeman, “Dedeman Otelleri’nin bugün geldiği nokta hem aile olarak bizim hem de ülkemiz turizm sektörü için gurur kaynağıdır. Hedefimiz bundan böyle verimlilik içinde büyüme ve yaygın hizmet ağını genişletme olacaktır” şeklinde görüşlerini paylaştı.



restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem / makale AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO

Tezer Öner Emlakçıdan az kullanılmış deniz manzaralı… Sonbahar geldi. Bugünlerde eni motivasyonlarla son bir gayret ve son dakika golü atma peşinde olan turizm sektörü yakında yaz sezonunu kapatacak. Sezon kapanınca iki konu hemen gündeme gelir. Biri, hemen oteli satalım mı acaba tartışmaları biri de kiralık arayanlar veya kiraya çıkaranlar... Tüm işletmeler için geçerli bu... İster otel, ister restoran hatta dondurmacı dükkanı bile olsa fark etmez. Bu sezon tamam mı, devam mı? Durum aslında bu aşamada işletmenin kendi iç hesaplaşmasıyla ve beklentileriyle doğru orantılı. Ancak bir de masanın diğer tarafı var. Komedi tarafı... -Abi elimizde bir otel var satılık. – Yaaa... – Çok kelepir abi, 10 Milyon Euro’ya bırakacak…– Hmmm – Apex raporu var mı? – Buyur? İşte bu konuşma çok sık duyulmaya başlayacak şimdilerde. Çünkü bizim sokaktaki bakkal, bırak bakkalı, Şaşkınbakkal’daki simitçi bile bu işlere meraklı... Herkes bir tek şey satayım, hayatımı kurtarayım diye bakıyor. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil! Son yılların tartışma konusu liyakat ve uzmanlık nedir? Kime neden gerekir? Olmazsa neler olur diye sormak farzdır. Çünkü bunu sormayınca kabzımalla, emlakçı ve turizm yatırım danışmanları arasında bir fark kalmıyor. Emlakçı da derde derman değil... Bu rapordan zaten onlar da bi haber... Sevgili otel sahibi yatırımını yapmış, onca parayı bağlamış, abim iki kuruş

fazla harcamamak için işi mahallede öğretmen emeklisi emlakçı Hasan amcaya vermiş. Hasan amcanın çevresi çoook geniş... Hatta bakanı bile tanıyor. Yaaaaaa.... Ama bir türlü doğru yatırımcı gelmiyor, hayret! Neden acaba? Hep gelenler üç kuruş kazanıp biraz sosyal statü değiştirme, biraz da parayı en havalı hangi sektöre yatırırım derdinde olanlar. Bu arkadaşların takıldıkları konu ise: - Kaç katlı burası? – Arazisi kaç dönüm? – Burayı yıksak ne yaparız? İmar durumu ne? gibi otelin öz varlığına tamamen aykırı ve gereksiz konular... Halbuki burası bir işletme... Değil mi? Yatırım yapıp para kazanacaksın... İşleteceksin... Apex raporu nedir? İsmi nasıl bilinir? Yemekleri nasıldır? Servisi nasıldır? Odalar temiz midir? Yeni midir? Personel kalitesi nasıldır? Bir vizyonu ve stili var mıdır? Müşteri hedef kitlesi kimdir? Fiyat/performans doğru oranda mıdır? Karlılığı ne düzeydedir? Yatırımın geri dönüşü ne kadar sürer? Bu soruların daha başlangıcı... Bunlardan daha çok var... Kusura bakmayın da ben bunlara cevap verebilen bir emlakçı daha görmedim. Yeni kanunla çıkartılan Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesi bu işi biraz süzgeçten geçirecek, onu biliyoruz ama bence her turizm işletmesinin ve her turizm yatırımcısının bir aile hekimi gibi bir de yatırım danışmanına ihtiyacı var. Bu şekilde ancak doğru zamanda doğru yerde ve doğru fiyata alım satım yapılabilir. Yoksa her zaman olduğu gibi duymaya devam ederiz;

-Abi şu oteli satmışlar... – Yaa kim almış? – Bilmiyorum ama çok zengin abi benzinciymiş... – Neden orayı yıkıyorlar peki? İstasyon mu koyacak köşeye? – Yok abi, Urfa Kebap salonu açacakmış... – Oğlum burada satmaz ki... Burası zaten coğrafi işaretli ürünleri olan yemek konusunda ayrı bir konsepti olan bölge... Seneye tekrar el değiştiriyor... Ne oldu diye sorsan beceremedik cevabını hafif mahcup bir ifadeyle birlikte alıyorsun. Halbuki adamın bir suçu yok, o zaten bilmiyordu ki... Yatırım yapmak için para sahibi olmak yetmez. Bir işletme almak veya satmak için de sadece o güne dek tezgahtarlık veya dükkancılık yapmak yetmez. Her işin ve her sektörün kendi lisanı vardır. Kendi notası vardır. O tondan konuşmayınca ahengi bozar sonra tırtlarsın işte. Sevgili turistik işletme sahibi, şerbetli veya eğitimli ya da sektörde pişmiş yetişmiş dostlarımızı söz meclisten öte diye dışarıda tutarak özellikle küçük ve orta büyüklükteki işletmeci abilerime ablalarıma sesleniyorum. İşlerinizi doğru yürütmenin yolu, rehberi veya işi yönetecek kaptanı doğru seçmekten de geçer. Ne demişler? Kılavuzu karga olanın burnu “o” çukurdan çıkmaz.... Sezonun sizin için güzel geçmiş olmasını umarak, tesis yenilemelerinizde, alım satımlarınızda ve yeni yatırımlarınızda dertsiz tasasız çalışmalar dilerim.



restaurant 34 hotel & hi-tech

gündem

İstanbul ve Antalya bir basamak daha yükseldi Mastercard, Hedef Şehirler Endeksi’nin 2019 sonuçlarını paylaştı. 2019 Endeksine göre Bangkok dünya sıralamasında yine birinciliği kimseye kaptırmazken, global listede ilk 10’da yer alan İstanbul, dünya sıralamasında bir basamak daha yükselerek 8.sıraya oturdu. 20 şehirlik dünya sıralamasına geçen yıl 11. sıradan giriş yapan Antalya ise 10.sıraya yükseldi.

Ö

deme teknolojileri öncüsü Mastercard, 11 yıldır yayımladığı Hedef Şehirler Endeksi’nin 2019 sonuçlarını paylaştı. 2019 Endeksine göre Bangkok dünya sıralamasında yine birinciliği kimseye kaptırmazken, global listede ilk 10’da yer alan İstanbul, dünya sıralamasında bir basamak daha yükselerek 8.sıraya oturdu. 20 şehirlik dünya sıralamasına geçen yıl 11. sıradan giriş yapan Antalya ise 10. sıraya yükseldi. Ödeme teknolojileri öncüsü Mastercard, dünyanın en çok seyahat edilen 200 şehri için turistik ziyaret ve harcama trendlerini inceledi. Ziyaretçilerin hedef kentlerde yaptığı harcamalar ve yolcu sayısındaki değişimleri 2018 yılı için ele alırken, 2019 için ziyaretçi ve yolcu sayısındaki büyüme tahminlerini sundu. 2009’dan bu yana yayımlanan endekse göre son 11 yılda dünya genelinde yatılı ziyaretçi sayısı yüzde 76 oranında arttı.

İstanbul ve Antalya yine yükselişte Global listede son yıllarda ilk 10’daki yerini koruyan İstanbul, dünya sıralamasında bir basamak daha yükselerek 8.sıraya otururken, 20 şehirlik dünya sıralamasına 11. sıradan geçen sene giriş yapan Antalya ise bu sene 10. sıraya yükseldi. Rapora göre İstanbul’u ziyaret eden seyahat severler, 2018 yılında toplamda 13,5 milyon dolara yakın harcama yaptılar. Antalya’da ise bu rakam 12,5 milyon dolar oldu. Raporda ziyaretçilerin günlük ortalama harcama miktarlarının İstanbul’da 106 dolar, Antalya’da ise 44 dolar olduğu belirtilirken, bu durumun aynı zamanda ziyaretçilere maliyet avantajı sağladığı ifade ediliyor. Antalya’da ortalama 14 gece kalınırken, İstanbul için bu süre 6 gece. Vazgeçilemeyen şehir, Bangkok Endekste son 10 yılda gerek ziyaretçi sayısı gerekse harcamalar toplamının düzenli bir şekilde artması dikkat

çekerken, 2009’dan bu yana ziyaretçi sayısı yüzde 6,5, harcamalar ise yüzde 7,5 artıyor. Ziyaretçi sayısında yaşanan yüzde 9,5 artış ile Asya-Pasifik bölgesi dikkat çekerken, Avrupa’da ise ziyaretçi sayısı yüzde 5,5 arttı. Endekste, küçük şehirlerin artan bir şekilde tercih edilmesine karşılık, ilk 10 şehir yine yerini korudu. 200 şehrin mercek altına alındığı raporda Bangkok 22 milyon yatılı ziyaretçi ile 2019’da da birinciliği kimseye kaptırmadı. 19 milyon yatılı ziyaretçi ile Londra ve Paris Bangkok’un ardından 2. ve 3. sırada yer alıyor. Rapor sonuçlarına göre dünya genelinde, Londra hariç, ilk 10 içinde yer alan tüm şehirler, 2018 yılına göre daha fazla ziyaret aldı. Londra’yı ziyaret edenlerin sayısının ise yüzde 4 azaldığı görüldü. Yatılı ziyaretçilerin ortalama günlük harcamalarına bakıldığında ise 553 dolar ile Dubai’nin açık ara önde yer alırken, ikinci sırada yer alan Paris’te ise günlük kişi başı harcamanın 296 dolar olduğu göze çarpıyor.



restaurant 36 hotel & hi-tech

gündem

DMO bazı ülkelerde sorgulanıyor İsveç’teki Umea Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Cenk Demiroğlu, turizmin geliştirilmesinde önemli rol oynayan DMO’ların (Destination Management OrganizationsBölgesel Yönetim Organizasyonu) bazı ülkelerde sorgulanmaya başladığını belirtti.

İ

stanbul Sultanahmet’teki Grand Yavuz Otel’de, Azerbaycan, Malezya, İran ve Kamerun’dan turizm uzmanlarının katılımıyla DMO Çalıştayı’na liderlik eden aynı zamanda TUYED üyesi de olan Prof. Dr. Demiroğlu, “DMO’lar henüz tam olarak büyüyüp gelişmemişken, dünyada farklı tartışma ve uygulamalarla karşımıza çıkmaya başladı. Örneğin ABD’de bazıları ‘DMO’lar gereksiz kapatılsın’ ya da outsource etsin derken, İtalya Cortina’daki DMO kapatıldı. Öte yandan bazı Avrupa ülkelerinde özel DMO şirketleri kuruluyor. Bu özel şirketler DMO’yu tıpkı otel yönetir gibi profesyonelce yönetmeye talip” diyor. İstanbul’da gerçekleştirdikleri DMO Çalıştayı’nın çıkış noktası hakkında bilgi veren Prof. Dr. Demiroğlu şunları söyledi: “İSEDAK (İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İş birliği Daimi Komitesi) 57 üye ülkede turizmi geliştirmek istiyor. Üye devletlerin refahını artırmaya yönelik programlar hazırlayıp, öneriler sunuyor. Üye ülkelerden Azerbaycan’ın turizm bakanlığına denk gelen Azerbaycan Turizm Agentiği, pilot bölge seçtiği Aran için uygulanabilir bir turizm modeli hazırlanması için İSEDAK üyesi ülkelere çağrı yaptı. Bu çağrıya çeşitli kurum ve kuruluşlar teklif verdi. Öğretim üyesi olduğum İsveç’teki Umea Üniversitesi olarak sunduğumuz yönetişim modeli kabul edilince 1 Nisan’da çalışmalara başladım.

“Türkiye öğretirken öğreniyor” İSEDAK’ın başlatılacak bir proje için en az üç üye ülkeden katılım şartı aradığını hatırlatan Prof. Dr. Demiroğlu açıklamaları şöyle sürdürdü: “Azerbaycan’ın yanı sıra, İran ve Kamerun’un ‘biz de varız’ demesi üzerine çalışmalara 1 Nisan’da başladık. Türkiye ve Malezya turizmde önemli aşamalar kaydettiği için onlar da deneyimlerini aktarmak amacıyla projeye dahil oldu. Ülkemizde yakın zamanda devreye alınan Turizm Geliştirme Ajansı’nı bazı açılardan

Prof. Dr. Osman Cenk Demiroğlu Umea Üniversitesi Öğretim Üyesi

DMO olarak kabul edebiliriz. Bunun dışında ne yazık ki Türkiye’de başkalarına gösterebileceğimiz bir DMO modelimiz yok. Projeye dahil olan ülkelerden 30’u aşkın uzmanla yüz yüze yapılan görüşmeler yaptık. İstanbul’daki yaptığımız iki günlük tartışmanın çıktılarını 31 Ekim’de gözden geçireceğiz. Çalışmanın sonunda bir destinasyon yönetişim modeli hazırlayacağız bu da İSEDAK’ın 14’ncü Turizm Çalışma Grubu toplantısında açıklanacak. Tüm bu çalışmalar Türkiye’nin DMO konusunda başkalarına öğretip, diğerlerin yaptıklarından da önemi dersler çıkarmasına yol açacak.”

DMO’lar konusunda kamu kesiminden talep geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Demiroğlu bu gelişmenin çok önemli olduğunu belirterek “2007 yılında hazırlanan Turizm Strateji Planı iyi bir çalışmaydı arkası gelmedi. 2017’de yapılan Turizm Şurası’nda ise dile getirildiği üzere, Türkiye’de kamu kesimi DMO eksikliğinin farkına vardı Turizm Geliştirme Ajansını kurdu. Devletin üst kademelerinin bu işin sahiplenilmesi, bizleri çağırıp yardım istemesini çok önemsiyorum. Biz de bölgesel ajans yapısı kurulmasının örgütsel sonuçlarını göstermek istiyoruz. Bu arada DMO denince bazılarının aklına sadece marketingpazarlama geliyor. Oysa pazarlama işin küçük bir parçası. İşin önemli kısmının işletme ve yönetim olduğunun akıldan çıkarılmaması gerekiyor.” Grand Yavuz Hotel Genel Müdürü Mert Okan, DMO Çalıştayı’na ev sahipliği yapmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyip, Osman Cenk Demiroğlu ile birlikte objektiflere poz verdi. Çalıştaya katılan turizm uzmanları İstanbul İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nü ziyaret edip bilgi aldıktan sonra, Tarihi Yarımada turu yaptı. Turizm uzmanları akşam yemeklerini de Sultanahmet’teki Ottoman Hotel bünyesindeki Matbah Restoran’da yedi.



restaurant 38 hotel & hi-tech

gündem / makale

Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel Genel Müdürü

Mustafa Alparslan Sürdürülebilir turizm için sürdürülebilir başarı odaklı lider nasıl olunur? Günümüzde, ilerleyen teknoloji ve ülkeler arası ulaşım sınırlarının azalması ile turizm sektörü büyük bir hızla gelişmektedir. Bu sektör içinde en önemli yere sahip olan otellerin sayısı da giderek çoğalmaktadır. Etkin bir rekabet ortamını da beraberinde sürükleyen bu artış, otellerin belirledikleri hedeflere ulaşmasında anahtar rolü alan yönetici pozisyonundaki kişilerde olması gereken bazı nitelikleri ön plana çıkartmaktadır. İlk hedefi, misafir memnuniyetini en üst seviyede sağlayarak kalitesini her geçen gün artırarak zirvede olmak olan otel işletmelerinin yöneticilerden beklediği özellikler çalışan motivasyonu, doğru yönlendirme ve bunların sonucu olarak da turizmde sürdürülebilir başarını elde edilmesidir. Değişen ekonomi, kontrolden çıkmış iklim, doğal kaynakların azlığı, nesli tükenmiş türler, nüfus patlaması, iş dünyasına olan inançsızlık ve dünyadaki sosyal ve çevresel problemler doğrudan ve güçlü bir şekilde iş yapmanın yollarını etkilemekte ve bu da liderleri yeni yöntemler geliştirmeye ve arayışlara yönlendirmektedir. Çünkü günümüzün bilinçli tüketicileri, şirketlerin çevre ve toplumdan sorumlu olduğunu ifade ediyorlar ve ürün ya da hizmet alırken seçim önceliklerini buna göre

tespit ediyorlar. Yöneticiler ise hem işletme kârlarını artırmaya hem de hissedarların çevre ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirirken çıkarlarını koruyan “sürdürülebilirliği” projelerine katmalıdırlar. Bu denli değişen öncelikler de şüphesiz liderlerin bazı yönetsel değişiklikleri hayata geçirmelerini zorunlu hale getirmektedir. Liderler hem yatırımcı hem de astlarıyla iş birliği, emek birliği, akıl birliği ve en önemlisi duygu ve aidiyet birliği, beraber başarma azim ve irade beyanının ortaya konması ile şirketi yukarıya taşıyabilir. Sürdürülebilir başarı da bu tür liderin yetenekleri, eğitimi ve dünya görüşü ile yakalanabilir. Sürdürülebilir başarıda lider, vizyoner olmalı, öngörülü olmalı, astlarına değer vermeli ama “itimat kontrole mani değildir” sözünü de aklıdan çıkarmadan etkin nezaret ve kontrol sistemi kurmalı, açık ve ulaşılabilir hedefler vermeli, astlarının kariyer hedeflerini beraber oluşturmalı, “şahsen liderlik örneği” verebilecek kapasitede olmalı, kendini geliştirmeli, şirketini sürekli gelişim faaliyet planı içerisinde yenilemeli, geliştirmelidir. Liderler, her zamankinden daha fazla bugünün çeşitli ve hızla değişen dünyasında

muazzam zorluklarla ve potansiyel çatışmalarla mücadele ediyor. Turizm emek ve fedakârlık isteyen, sevmeden yapılabilecek bir iş değildir. Liderler gençlerle mutlaka zaman geçirmeli, günlük faaliyetlerinin arasına gençlerin mesailerine katılımı da eklemeli, mesleği sevdirmenin yol ve yöntemlerini araştırmalı, gençlerden kopuk yaşamamalıdır. Bu açıdan bakıldığında, otel müşterilerine en iyi hizmeti verecek olan astın, hem isteklendirme ve moral düzeyinin hem de işine yönelik eğilimlerinin yüksek tutulması çok önemlidir. En önemli konu elbette “adalet” kavramıdır, bundan uzaklaşan ve bu ana prensibi kendine yol gösterici edinmeyen liderin başarılı olabileceğine hiç inanmıyorum. Empati kuran liderler, başkalarının kaygılarıyla hareket eder ve üretken bir çalışma ortamı oluşturan iş birliği türüne ilham verirler. Bunu sağlamak ise ancak etkin ve verimli bir lider-yönetici sayesinde olabilir. Bu bakımdan hizmet sektörü ve otelcilik özelinde sürdürülebilir başarı odaklı liderlik uygulamaları ve anlayışının işletme iklimine egemen olması, başarının anahtarıdır diyebilirim.



restaurant 40 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort açıldı Türkiye’nin en büyük welness spa alanına sahip Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort açıldı. Tesis, şehirden uzaklaşarak kendine zaman ayırıp doğaya dönmek isteyenlerin yeni kaçış noktası olacak.

M

isafirlerine bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişim ile kişisel farkındalık kazandıran ve yaşamı boyunca süren bir felsefe sunan Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort’ün spa konsepti Türkiye’de alışılmışın dışında bir spa deneyimi yaşatmak hedefiyle kuruldu. Yatay mimarisi, özel ahşap ve taş dekorasyonu ile tasarlanmış Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort doğa ile içe içe konumuyla misafirlerini bekliyor. Şehir hayatının stresli ortamından uzaklaşıp doğanın sakinliği ile kucaklaşmaya davet eden Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort; konuklarına iyi yaşam prensiplerine uygun farkındalık kazandırmayı amaçlıyor.

500 odası ve ortalama 1000 yatak kapasitesi bulunuyor Mimarisi doğal malzemelere dayanan ve inşası sırasında hiçbir ağaç kesilmeyip doğa dostu sistemler kullanılan tesisin 500 odası ve ortalama 1000 yatak kapasitesi bulunuyor. Bünyesinde 1 kongre salonu ve farklı boyutlarda 18 toplantı salonuna sahip Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort’ün toplantı salonlarının toplam kapasiteleri 3000 kişidir. Özenle düşünülerek hayata geçirilen The Grill Ocakbaşı, Coffee Company, One Bar, Şömine Bar, Wine Bar, Pool Cafe ve Fresh Corner ile farklı tasarım ve konseptlere sahip

yeme-içme alanları ve Game Arena, bowling, tenis kortları, basketbol sahası, açık havuz, macera parkları ve Aquapark’tan oluşan aktivite alanları ile Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort bir aile oteli olarak hizmet veriyor. En’leri ve ilk’leri yaşatacak Masaj ve cilt bakımının ötesinde wellness ve spa programlarıyla bölgedeki tek otel olan Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort, 8500 metre kare alana sahip Fit Life Spa & Wellness merkezi ile misafirlerine keyifle kullanılabilecek birçok yaşam alanı ve bütünsel yaklaşımlı programlar hazırlıyor. Fit


Özenle düşünülerek hayata geçirilen The Grill Ocakbaşı, Coffee Company, One Bar, Şömine Bar, Wine Bar, Pool Cafe ve Fresh Corner ile farklı tasarım ve konseptlere sahip yeme-içme alanları ve Game Arena, bowling, tenis kortları, basketbol sahası, açık havuz, macera parkları ve Aquapark’tan oluşan aktivite alanları ile Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort bir aile oteli olarak hizmet veriyor.

Life Spa & Wellness bünyesinde özel olarak tasarlanmış kneipp yürüyüş havuzları, yağmur koridorları, saman terapi odaları, bitkisel sauna ve buhar odaları, açık havada sıcak tuzlu su lagunları, biyolojik gölet ve çocuklara hizmet veren Kid’s Own Spa bulunuyor. Bunların yanı sıra tesisin misafirleri medi-spa ile sağlık ve beslenmeye entegre edilmiş vücut şekillendirme ve yaşlanma karşıtı tedavilerden de yararlanabiliyorlar. Holistik bakımın tüm ritüelleri uygulanıyor Yüzyıllar öncesine dayanan terapi ve

sağlık ritüellerini ifade eden Holistik bakım içerisinde geleneksel hamam, Vichy hamam, Reiki, Thai, Ayurveda, Shiatsu masajı gibi hizmetlerin yanı beden, ruh ve zihin dengesi için tasarlanan bütünsel tedaviler de uygulanıyor. Crystal terapisi, yoga, , basınç noktası terapisi, Watsu meditasyon, tütsü terapisi, ses ve titreşim tedavisi, saman terapisi ve Reiki gibi Dry Holistic olarak adlandırılan bakımlar da Elite World Sapanca Convention &Wellness Resort ‘de Holistik bakım içerisinde sunuluyor.


restaurant 42 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

JW Marriott İstanbul

Bosphorus işe alımlara başladı! Toplam 29 ülkede 88 oteliyle hizmet veren markanın yeni üyesi JW Marriott Istanbul Bosphorus, İstanbul’un tarih kokan gözde semti Karaköy’ün merkezinde hizmete açılacak. 300’den fazla kişinin katılımıyla 7 Eylül Cumartesi günü kariyer günü etkinliği düzenleyen otel, yeni kadrosunu oluşturmak için ilk adımı attı.

T

arihi Yarımada, Galata Kulesi, Adalar, Haliç ve Kız Kulesi’ni kapsayan muhteşem manzarasıyla bu sene sonunda Karaköy’de misafirlerini ağırlamaya hazırlanan JW Marriott Istanbul Bosphorus, 7 Eylül Cumartesi günü düzenlediği sıra dışı kariyer günü etkinliği ile işe alımlara başladı. 300’den fazla adayın katılımıyla gerçekleştirilen etkinlikte ziyaretçiler, VR gözlükler ile otelin tüm ambiyansını deneyimleme şansı yakaladılar ve gün boyunca otel üniformaları ile adayların arasına karışarak sürpriz şovlar yapan dansçılar sayesinde keyifli anlar yaşadılar.

Veli Alemdar Han’ın tarihi dokusu korunarak restore edildi

JW Marriott Istanbul Bosphorus, 180 yıl önce İtalyan mimarlar tarafından inşa edilen ve önemli bir liman ticaret merkezi olan Veli Alemdar Han’ın tarihi dokusu korunarak restore edilmesi sonucu turizme kazandırıldı. JW Marriott markasının dünya genelinde toplam 29 ülkede sunduğu kaliteli ve yenilikçi hizmet anlayışıyla çok yakında hizmet vermeye başlayacak otel, “The JW Treatment” felsefesini de yerli ve yabancı misafirlerine yaşatacak. “Gerçek lüks, yaptığı işi sevenler tarafından yaratılır” mottosundan yola çıkan hizmet anlayışı, aynı zamanda Marriott International markasının kurucusu J.W. Marriott’un, “Çalışanlarımıza iyi bakarsak onlar da misafirlerimize iyi bakarlar” sözünden yola çıkarak oluşturuldu.

Otelin mülk sahibi, Al Rayyan Turizm ve Yatırım Şirketi

Otelin mülk sahibi olan ve Avrupa, Afrika, Kuzey Amerika ve Orta Doğu’da toplam 27 oteli ile hizmet veren Al Rayyan Turizm ve Yatırım Şirketi (ARTIC), JW Marriott Istanbul Bosphorus’un yanı sıra, yine Marriott International zincirinin

satın alma ve leasing şirketi olarak faaliyet gösteriyor. Ağırlama sektörünü odağına alan ARTIC, yeni projeleri ile Türkiye’de büyümeye devam edecek.

Köseoğlu: “Çalışanlar her zaman Marriott’un en önemli değeridir”

Sinan Köseoğlu Genel Müdür

bir parçası olan Sheraton Istanbul City Center ile Türkiye’ye yatırım yaparak her iki otelde 400’den fazla çalışana istihdam imkanı sağlıyor. ARTIC, Katar’da bulunan Al Faisal Holding’in yüzde 100 ortağı olarak 2003 yılında kuruldu. ARTIC, uzun vadeli büyüme potansiyeli sergileyen metropolleri hedefleyerek hem gelişmekte olan hem de gelişmiş pazarlarda; gayrimenkul geliştirme,

JW Marriott Istanbul Bosphorus Otel’in Genel Müdürü Sinan Köseoğlu, kariyer günü etkinliğine katılan adaylar ile sohbet ederek “Çalışanlar her zaman Marriott’un en önemli değeridir. Karaköy’de yakında hizmete açılacak otelimizde de aynı anlayışla yolumuza devam edeceğiz. Bu nedenle kariyer günü etkinliği düzenleyerek yeni iş arkadaşlarımıza otelimizin ambiyansını farklı bir deneyimle yaşatmak istedik. Bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmeler sonucunda birlikte çalışmak istediğimiz adaylarımızı belirledik. Çok yakında onlarla yeniden bir araya geleceğiz.” dedi ve katılımcıların sorularını yanıtladı.



restaurant 44 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

DoubleTree by Hilton

Ankara’daki ilk otelini açacak Türkiye pazarında hızlı büyümesine devam eden DoubleTree by Hilton, Ankara’da hizmet vermeye hazırlanıyor. Lösemili Çocuklar Sağlık ve Eğitim Vakfı (LÖSEV) tarafından Ankara’nın İncek bölgesinde yapılan Sağlık Kenti’nde yer alan otelin bu sene içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Yakın zamanda Istanbul Esentepe ve Afyonkarahisar otellerinin açılışını yapan DoubleTree by Hilton, Türkiye pazarında halen 20 otelle hizmet veriyor.

A

nkara’nın hızla gelişen İncek bölgesi, kentsel dönüşüm programı kapsamında önümüzdeki yıllarda önemli sayıda kamu hizmet binası, iş merkezleri, üniversite ve yabancı elçiliklere ev sahipliği yapacak. DoubleTree by Hilton, LÖSEV’le yapılan anlaşma uyarınca, lösemili çocukların tedavi gördüğü bir hastane ve eğitim kurumunun da yer aldığı karma proje içinde yer alacak. Halen yapımı devam eden otel tamamlandığında 88 odası ile misafirlerini ağırlayacak. Sağlıklı yaşam koçluğu, arzu eden misafirlere diyetisyen ve sağlık personeli eşliğinde kapalı havuzun yanı sıra fitness, sauna ve spa merkezi gibi hizmetler sunacak olan DoubleTree by Hilton Ankara’nın hemen yanında bulunan LÖSANTE

Hastanesi’nde sağlık hizmetleri de veriliyor. Ayrıca yerleşkedeki çeşitli toplantı salonlarının yanı sıra 450 kişilik oditoryum sayesinde kongre ve toplantı imkanları da sağlanıyor.

Khneisser: “Ankara bir süredir yeni fırsatları kolladığımız bir şehirdi” Hilton Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Türkiye Geliştirme Başkan Yardımcısı Carlos Khneisser, konuyla ilgili değerlendirmesinde “Uzun yıllara dayanan bir geçmişimizin olduğu Ankara, aynı zamanda bir süredir yeni fırsatları da kolladığımız bir şehir. Double Tree markası Türkiye’de büyük bir ivmeye sahip ve yeni lokasyonla birlikte Ankara’yı ziyaret ederek ziyaretçilere sunabileceğimiz seçimi

genişletmekten özellikle memnuniyet duyuyoruz.” diye konuştu.

Çalı: “Otelin açılışını sabırsızlıkla bekliyoruz” LÖSEV Otelcilik Hizmetleri Genel Müdürü Arda Çalı şöyle konuştu: “Otelimiz için bir ortak ararken, ticari başarının yanı sıra ortak değerlerimizi paylaşabileceğimiz bir marka seçmemiz önemliydi. Hilton, Türkiye’de özellikle gençlerle olan bağı, Lösemili Çocuklar ve toplumla olan ilişkisi ve LOSEV ile gerçekleşmesini beklediğimiz sosyal sorumluluk projelerine verdiği önem konusunda güçlü bir geçmişe sahip. Otelin bu yıl içerisinde açılmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”



restaurant 46 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

250 milyon dolarlık yatırımı Türkler yapacak! D

ünyanın en büyük kruvaziyer liman işletmecisi ve Global Yatırım Holding iştiraki Global Ports Holding, Bahamalar’ın başkentinde küresel kruvaziyer turizminin en önemli destinasyonları arasında yer alan Nassau Kruvaziyer Limanı’nın işletilmesine yönelik imtiyaz sözleşmesini imzaladı. Nassau Kruvaziyer Limanı’nda gerçekleşen imza töreninde, sözleşmeye imzalar Bahamalar Başbakanı Dr. Hubert Minnis ile Global Yatırım Holding ve Global Ports Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman’ın nezaretinde atıldı. 2018 yılında 3,7 milyon yolcu trafiğine sahne olan Nassau Kruvaziyer Limanı, Global Ports Holding’in hizmet verdiği yolcu sayısında yaklaşık yüzde 50’lik bir artış sağlayacak.

Dünyanın önde gelen kruvaziyer destinasyonları arasında yer alan 2018’de 3,7 milyon yolcuya hizmet veren Nassau Kruvaziyer Limanı’nın 25 yıl işletilmesine yönelik imtiyaz sözleşmesi, Global Yatırım Holding iştiraki Global Ports Holding ile Bahamalar Devleti arasında imzalandı.

250 milyon dolar yatırım

Global Ports Holding liderliğinde kurulan Nassau Cruise Port Ltd. tarafından 25 yıllığına işletilecek kruvaziyer limanına 250 milyon dolara varan yatırım yapılacak. Yatırımlar sonucunda limanın hizmet verdiği gemi ve yolcu kapasitesi artacak. Ayrıca yeni bir ikonik terminal binası, etkinlik ve eğlence ile yeme – içme alanlarının inşasının yanı sıra mevcut perakende satış alanları yenilenecek. Yatırımların tamamlanması ile Nassau Kruvaziyer Limanı, Nassau şehir merkezine entegre olacak. Liman, Nassau şehir merkezinin yenilenmesi görevi görecek.

Halka fon üzerinden ortaklık imkanı

Nassau Cruise Port Ltd.’de Global Ports Holding’in ortakları Bahamalar Yatırım Fonu (Bahamas Investment Fund – BIF) ve bir vakıf olan YES Foundation oldu. Bahamalar Yatırım Fonu, Nassau Kruvaziyer Limanı sayesinde ülke halkına, ülke tarihinin en büyük yatırım imkanını sunacak. 400 bin nüfuslu ülkede yaklaşık 20 bini aşan kişiye fondan hisse alma imkanı verilecek. Nassau Cruise Port Ltd. tarafından kurulan YES Foundation ise gelirlerini Bahamalar gençliğine yönelik eğitim ve kişisel gelişim programlarının finansmanında kullanacak.

Ekonomiye 16 milyar dolarlık katkı Global Yatırım Holding ve Global Ports Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, “Global Ports Holding tarihi bir gün yaşıyor. Nassau Kruvaziyer Limanı’nın küresel liman ağımıza katılıyor olması ile birlikte Amerika Kıtası’nda Karayipler odaklı büyüme stratejimizi her seferinde, bir öncekinden daha büyük bir adım atarak başarıyla uyguluyoruz” diye konuştu. “Yatırımların tamamlanması ardından Nassau Kruvaziyer Limanı’nın 25 yıllık işletme süresi sonunda Bahamalar ekonomisine toplam 16 milyar dolarlık katkıda bulunmasını bekliyoruz” diyen Kutman, limanın işletilmesindeki ortaklık modeline dikkat çekti. Kutman, “Örnek alınacak ortaklık modelimiz sayesinde Nassau’nun işletilmesine yönelik ihalede şubat ayında birinci gelmiştik. Halka doğrudan ve dolaylı bir çok katkısı olacak bir operasyon yürüteceğiz. Bahamalar halkı, ortaklarımız, kruvaziyer gemi şirketleri ile çalışmayı heyecanla bekliyoruz” dedi.

En büyük limanımız olacak

Kruvaziyer liman işletmeciliğinde küresel çapta deneyim ve knowhow’da tek olduklarını vurgulayan Global Ports Holding CEO’su Emre Sayın, “Bunu Bahamalar’a aktaracağız. Yapacağımız yatırımlar kruvaziyer sektörü bakımından inovatif özellikler taşıyacak” dedi. Halen Türkiye dahil 9 ülkede 15’i kruvaziyer ve 2’si ticari olmak üzere toplam 17 limanın portföylerinde bulunduğunu hatırlatan Sayın, “Nassau, operasyonlarımız başladığında küresel ağımızdaki en büyük liman olacak. Yolcu sayımızı yüzde 50 artıracak bu gelişmenin mutluluğunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

Bütün dünya tarafından tanınacak

Bahamalar Başbakanı Dr. Hubert Minnis, “Bugün Bahamalar halkı olağanüstü bir gün yaşıyor. Nassau’nun giriş kapısı olan limanımız ikonik ve bütün dünya tarafından tanınan bir çehreye bürünecek. Nassau, daha canlı bir şehir olma yolunda sıçrama yapacak. Global Ports Holding’in büyük bir uluslararası ünü bulunuyor” değerlendirmesinde bulundu.



restaurant 48 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Galataport İstanbul, devlerle buluştu Dünyanın önde gelen limanları tarafından örnek gösterilen Galataport İstanbul, Hamburg’ta yapılan Seatrade Cruise Europe 2019 Fuarı’nda kruvaziyer devleri ile 2020’nin mart ayında açılacak projenin sektöre getirdiği yenilikleri paylaştı.

K

ruvaziyer sektörünün 18 yıldır Avrupa’daki buluşma noktası olan Seatrade Cruise Europe 2019, 11-13 Eylül’de Almanya’nın liman kenti Hamburg’da gerçekleştirildi. 40’ı aşkın ülkeden 270 firmanın ve 5000’in üzerinde katılımcının bulunduğu Seatrade fuarında, 2020’de açılması planlanan Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı da ilk kez yer aldı. Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan da sektör lideri gemi firmaları ve kruvaziyer limanı temsilcilerinin katıldığı “Exploring the Terminal of the Future” oturumunun konuşmacıları arasındaydı. Galataport İstanbul, kruvaziyer sektöründe çığır açacak teknik özellikleriyle, fuar katılımcılarının ilgi odağı oldu.

Kruvaziyer turizminde ilklere imza atıyor

Fuarda, Galataport İstanbul Kruvaziyer Limanı’nın sektöre getirdiği yenilikler ve ilkler, dünyanın önde gelen kruvaziyer firmaları ile paylaşıldı. İstanbul’un ana limanı konumundaki Galataport İstanbul’un özellikle Akdeniz çanağındaki kruvaziyer turizminin ufkunu açacak nitelikte benzersiz bir proje olduğuna dikkat çekildi. Galataport İstanbul Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. Liman İşletme Genel Müdür Yardımcısı Figen Ayan, fuarda gördükleri ilgiden çok memnun olduklarını ifade ederek şöyle dedi: “Dünyada ilk kez kurgulanan kapak sistemi ve buna bağlı yer altında 29 bin metrekarelik terminal binamız hizmete sokularak modern bir liman inşa ediyoruz. Limanda gemi olmadığı zamanlarda geçici gümrüklü alanı ve güvenlik (ISPS) alanını ayıran 3 metrelik özel bir kapak sistemi sayesinde sahanın yer üstü alanının tamamı, halkın hizmetine sunulacak. Bu sayede yaklaşık

200 yıldır erişime kapalı olan bu eşsiz sahil şeridi de İstanbulluların ve kentin ziyaretçilerinin kullanımına açılmış olacak. Grup şirketlerimizden Doğuş Teknoloji ile hazırladığımız yine sektörde bir ilk olan yazılım programı sayesinde de gemi firmalarının rezervasyonlarını bu uygulama üzerinden kayda alıp rıhtımımızı en efektif şekilde kullanacağız. Limanımıza ilk gemi 5 Nisan 2020’de yanaşacak.”

2020’de 65, 2021’de ise 146 rezervasyon

Galataport İstanbul’un devreye girmesi ile gerek dünyadaki kruvaziyer sektöründe gerekse İstanbul’un kruvaziyer turizmde yeni bir dönemin başlayacağını söyleyen Ayan şöyle devam etti: “Sektörün dünyada ve Avrupa’da en önemli platformlarından biri olan Seatrade Cruise fuarları sayesinde gemi firmaları ile bir araya gelerek

önümüzdeki yılların planlamasını yapma imkânı buluyoruz. Pazarlama faaliyetlerimiz ile limanımıza gelecek sefer sayısında ciddi bir artış yakaladık. 2020 yılında toplam 65 sefer, 2021 yılında ise 146 sefer bekliyoruz. Bu firmaların büyük çoğunluğu Galataport İstanbul’u ana liman olarak kullanacak, bu ülke turizmi açısından çok değerli bir gelişme. Aralarında dünyanın en büyük 2 gemi firması olan Carnival Corporation ve Royal Caribbean Cruises’ın yanı sıra; Celebrity Cruises, Azamara, Viking Cruises, Holland America Cruise Line, Regent Seven Seas Cruises, Celestyal Cruises, Le Ponant, Silversea Cruises, Fred Olsen Cruises, Marella Cruises, Wind Star Cruises, Princess Cruises, Aida Cruises ve MSC firmaları da bulunuyor. İstanbul, kruvaziyer sektöründeki konumuna çok daha güçlü bir şekilde tekrar kavuşuyor.”


...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...

Hotel Restaurant Cafeteria Mobilyaları

Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA

0(533) 779 58 79 0(533) 77907 69

info@horecamobilya.com


restaurant 50 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Lüks ve konforu modern dokunuşlarla sunan bir şehir oteli Wish More Hotel İstanbul Bayrampaşa’da hizmet veren Wish More Hotel İstanbul, merkezi konumunu kusursuz hizmetler ve gelişmiş olanaklarla birleştirerek, keyifli ve konforlu bir konaklama deneyimi sunuyor.

R

ahatlık ve lüksün mükemmel uyumunu yansıtan Wish More Hotel İstanbul, “Misafir etme tutkusuyla, daima…” sloganıyla, 5 yıldızlı otel kategorisinde hizmet veriyor. İstanbul’un en hızlı gelişen bölgelerinden Bayrampaşa’da konumlanan Wish More Hotel İstanbul, gönülden servis yaklaşımı, kent kültürünü yansıtan kaliteli hizmetleri ve yenilikçi uygulamaları ile hem iş hem de tatil amaçlı seyahat eden misafirlerine, keyifli ve konforlu bir konaklama deneyimi sunuyor. Türkiye çapında ve uluslararası alanda hizmet veren bir oteller zinciri yaratmayı hedefleyen Wish More Hotel Istanbul, otelcilik sektörüne bir Türk markası kazandırma misyonu ile faaliyetlerine devam ediyor. Zincir bir marka olma hedefiyle kısa süre içinde Şişli Halaskargazi’deki ikinci otelini faaliyete geçirmeyi planlıyor. Wish More Hotel İstanbul, inşa süreci devam etmekte olan bu oteliyle de konaklama deneyiminde lüks anlayışı ile çıtayı yükseltmeyi, iş dünyasının nabzını tutmayı, toplantı ve etkinlik dendiğinde akla gelen ilk adres olmayı amaçlıyor. Kaliteli turizm çalışanları yetiştirmeye ve istihdam etmeye özen gösteren Wish More Hotel İstanbul, deneyimli ve güler yüzlü ekibiyle turizm endüstrisinin istihdam gücüne katkıda bulunmaya devam ediyor.

Farklı bir konaklama deneyimi

Kaliteli ve rahat bir konaklama deneyimi sunan Wish More Hotel İstanbul’un ayrıcalıklı odaları, konfor ile lüksü sade bir estetikle birleştiriyor. Otelde büyüklükleri 26 ile 97 metrekare arasında değişen, 29’u süit toplam 198 oda bulunuyor. Odaların tümü, tavandan tabana camları, beyaz ve antrasit renklerin hakim olduğu mobilyaları ve fonksiyonel mimari çözümleriyle ferah ve aydınlık mekanlar sunuyor. İhtiyaca yönelik toplantı olanakları

En son teknolojiyle donatılmış toplam 10 toplantı salonu bulunan lüks otel, gerektiğinde ikiye bölünebilen konferans salonu, kolonsuz balo salonu ve açık hava etkinlik alanı ile verimli toplantılar, unutulmaz düğünler ve keyifli kutlamalar için kusursuz mekan alternatifleri sunuyor.

katında yer alan konsept restoranı, Türk ve dünya mutfaklarının en gözde lezzetlerini yetenekli ve tecrübeli aşçılarının dokunuşları ile yeniden yorumluyor. Sabah kahvaltısının zengin açık büfe stilinde sunulduğu restoranda, öğle ve akşam yemekleri ise a la carte olarak servis ediliyor.

Bedeni ve ruhu tazeleyen hizmetler

Mükemmel konum

2 bin metrekarelik büyüklüğü ile dikkat çeken Wish More Hotel Fitness & SPA, doğu ile batı prensiplerini uzlaştıran bütünsel bakım ritüelleriyle hizmet veren SPA merkezi ve son teknoloji ile donatılan ekipmanlara sahip butik fitness salonu ile faaliyet gösteriyor. Ruhu ve bedeni arındıran hizmetlerin bir araya geldiği ve yabancı terapistlerin hizmet verdiği modern SPA merkezinin beş masaj odası bulunuyor. Profesyonel eğitmenler eşliğinde kişiye özel ve grup halinde egzersizlerin uygulanabildiği fitness merkezinde ise enerji dolu programlar ile motivasyonun hiç düşmeyeceği bir deneyim yaşatılıyor.

Türk ve dünya mutfaklarına yaratıcı dokunuşlar Wish More Hotel İstanbul’un asma

Wish More Hotel İstanbul, kaliteli ve rahat bir konaklama deneyiminin yanı sıra, merkezi konumuyla da kolaylık sağlıyor. İster metroyla, istenirse de araçla, otele kentin merkez noktalarından kısa süre içinde ve çok kolay şekilde erişilebiliyor. Otel misafirleri İstanbul Havalimanı, CNREXPO ve İstanbul Fuar Merkezi gibi noktalara, Maslak ve Şişli gibi iş merkezlerine, Taksim ve Tarihi Yarımada gibi kentin sembol bölgelerine 20 dakika gibi kısa süreler içinde rahatça ulaşabiliyor. Bayrampaşa Otobüs Terminali’ne bir kilometre olan otel, IKEA, Sea Life Aquarium ve Legoland’in de içinde bulunduğu, şehrin en büyük alışveriş ve eğlence merkezleri arasında yer alan Forum İstanbul’un yanı başında konumlanıyor.


A city hotel that offers luxury and comfort with modern touches Wish More Hotel Istanbul Operating in Bayrampaşa, Wish More Hotel Istanbul offers a joyful and comfortable accommodation experience by combining its central location with its flawless services and developed facilities.

L

ocated at the center of Bayrampasa, one of the most rapidly developing districts of Istanbul, Wish More Hotel Istanbul offers an enjoying and comfortable accommodation experience to its guests who travel for business and vacation thanks to its sincere service approach, high-quality services bearing the traces of urban culture, and innovative activities. A different accommodation experience Offering high-quality and comfortable accommodation experience, spacious and luminous rooms of Wish More Hotel İstanbul combine comfort and luxury with a modest aesthetics. The hotel has 198 rooms in total with 29 suits that vary 26 to 97 square meters of size. All rooms offer spacious and illuminated places with top-down windows, furniture in white and anthracite and functional architecture solutions.

Meeting opportunities according to needs This luxury hotel that has 10 meeting halls equipped with cutting-edge technology offers a perfect place alternatives for efficient meetings, unforgettable wedding ceremonies and enjoyable celebrations with conference hall which may be divided into two parts if necessary, columnfree ballroom and open-air event/ activity area. Services that freshen bodies and spirits Standing out with 2 thousand m2 of its size, Wish More Fitness & Spa functions with its SPA center serving with integrative care rituals in combination with eastern and western principles and boutique fitness hall

equipped with cutting-edge technology implements. The modern SPA center in which spirit and body purification services are brought together and foreign therapists accompany you has five massage rooms. The Fitness center in which custom and group practices are applied with professional trainers offers an experience in full motivation with energetic programs.

Creative touches to Turkish and world cuisines Concept restaurant of Wish More Hotel Istanbul located on the mezzanine floor reinterprets the most tasteful foods of Turkish and World cuisine with the touches of gifted and creative chefs. While breakfast are offered in rich open buffet style, lunches and dinners are served as a la carte. Perfect location Wish More Hotel İstanbul provides convenience with its central location, as well as its high-quality and comfortable accommodation experience. You may easily access to the hotel within a short time from central points of the city whether with subway, and private vehicles. Guests of the hotel can easily reach points such as Atatürk Airport, CNREXPO and İstanbul Fair Center, business centers such as Maslak and Şişli and symbol zones of the city such as Taksim and Historical Peninsula within short times such as 20 minutes. Only one kilometer away from Bayrampaşa Coach Station, the hotel is near to Forum Istanbul which is one of the biggest shopping malls and entertainment centers of the city including IKEA, Sea Life Aquarium and Legoland.


restaurant 52 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Jolly’e ‘üç şapka’ çıkartan deneyim

J

Figen Erkan

olly’nin genel müdürü aynı zamanda yönetim ve icra kurulu üyesi. 30 yıldır sektörün içinde. Turizme yakın ilgisi lise yıllarında başlayan Figen Erkan, sektörün en çok da yeni ortamlar ve iletişimlere açık dinamiklerini, insana keyif veren eğlenceli yanını sevip, bağlanıyor. Bu yakın alakanın uyanmasında “akrabam” dediği Saffet Emre Tonguç’un rehberlik yaptığı dönemin de etkisi büyük oluyor, şüphesiz. Tamamen tesadüflerle başlayıp gelişen süreçte lise eğitiminin hemen ardından çalışma hayatına atıldığını söyleyen Figen Erkan, kariyer yolculuğunun o ilk günlerini, “Turizm yolculuğum tesadüflerle başladı. Galleria AVM’de dolaşırken, Fame City adlı bir eğlence merkezinden bahsedildi. Bu benim, hem bir müşteri hem de iş olarak çok ilgimi çekti. Türkiye’de olmayan bir organizasyon şekliydi çünkü. İlana başvurduktan sonra alan görevlisi olarak işe başladım. Sonra birgün, eski bir turizmci olan müdürümle sohbet ederken, konusu açıldı, ona turizmle ilgili hayallerimi anlattım. Bu sohbet o kadar teşvik ve motive edici oldu ki, turizme girmeye karar verdim. İlk adımı da Pamfila Turizm ile attım.” sözleriyle aktarıyor.

Jolly’i üç ayrı şapkasıyla yönetiyor

Figen Erkan’ın bahsettiği o yıllar, Türkiye turizminde tam da Körfez Krizi’nin yaşandığı döneme denk geliyor. Incoming seyahatler düzenleyen Pamfila Turizm’in o zorlu sürecinin yaklaşık bir buçuk yılına çömez ve tecrübesiz bir çalışan olarak dahil olduğunu söyleyen Erkan’ın Jolly ile tanışması da o sürecin bir parçası oluyor. Üstelik yine bir tesadüfün, belki de payına düşen şans ve kısmetin bir sonucu olarak! 1992 yılında Jolly Ailesi’ne operasyon

elemanı olarak girip, neredeyse 30 yılını tek bir şirkete adayacak kadar istikrarlı ve özverili bir serüven onunkisi. Henüz bir lise talebesiyken turizmi ‘temmuzağustosta yapılan bir iş’ vasfına koyup, yıllar içinde bu tutkuyu büyütüp geliştirerek bugünlere azim ve başarıyla taşıyan bir yükseliş öyküsü. Öyle ki, bundan 27 yıl önce operasyon elemanı olarak başladığı Jolly’deki görevini yıllar içinde operasyon müdür yardımcılığı, operasyon müdürlüğü, genel müdür yardımcılığı ve 1999’da genel müdürlük pozisyonları ile taçlandırmayı başarmış bir deneyim. Son üç senedir Jolly çatısı altında farklı şapkaları da kariyer listesine katan Figen Erkan, şimdilerde şirketin hem yönetim kurulu hem de icra kurulunda söz sahibi bir isim.

Figen Hanım, bir tesadüfle tanıştığınız Jolly’i bugün üç ayrı şapkayla yönetiyorsunuz. Sürecin devamında belli hedefleriniz oldu mu, yol haritanızı ne şekilde çizdiniz?

Benim Jolly için bir genel müdürlük ya da yönetim kurulu üyeliği gibi bir hedefim olmadı hiç. Hayatı yaşayış şekli olarak da, ne iş yapıyorsam, elimden geldiğince en iyisini yapmaya çalıştım. Turizm, hedefleyerek başladığım bir iş değildi, özellikle Jolly tarafı için söylüyorum, tamamen tesadüflerle gelişti. Birgün kahve içmeye bir arkadaşıma uğradık. Hani “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır” derler ya,

benimki de o misal işte! O kahveden bugünlere… Şimdi arkama dönüp baktığımda çok değişik deneyimler elde ettik tabii. 27 yıl öncesi diyorum. Turizmin emekleme safhaları daha. Önümüzde otel kapasitelerini arttırmak, sektörün gelişimini sağlamak gibi yol ve yön gösterici pek çok sorumluluk ve misyon var. Bu süreçte hem öğrenen olduk hem de öğrendikleriyle sektöre yön gösteren… O telaşenin içinde zamanın nasıl geçtiğini çok fazla anlamadık.

“Turizmde bir yerlere gelmek için altın bilezikleri arttırmak gerekiyor”

Ama şimdi yeni neslin kendi beklentilerini daha ön planda tuttuklarını, çok fazla sorumluluk almak istemediklerini görüyorum. Herkes için olmasa bile geneli için tablo bu. Turizmde bir yerlere gelmek istiyorsanız, elinizdeki bilezikleri arttırmanız gerekiyor. Çünkü her bilgi bir altın bilezik! Bu da beraberinde çok fazla sorumluluk almak demek! Genç yaştaki arkadaşları gözlemliyorum, her şey çok kolay ve hızlı olsun istiyorlar. Ama iş hayatı böyle değil! Hayatta başarılı olmak, iyi yerlere gelmek için efor ve özveri şart! Kendi adıma şu ana kadar bildiklerim, gördüklerim, öğrendiklerim, sorumluluklarım beni bu noktaya getirdi. Normalde insanlar gider, bir pozisyon ister. Ama ben istemedim, patronlarımın takdiri ve vizyonuyla bugün buradayım.


Turizmci olmaktan memnun musunuz? Sektörün en çok nesini sevdiniz veya benimseyemediniz diye sorsam?

Galleria’daki müdürüm “ne zaman turizmci olacaksın?” diye sorduğunda “temmuzda” diyordum. Yıllar geçtikçe bu işin temmuzda olmadığını, hazırlıkların çok daha önceden yoğun emeklerle başladığını yaşayarak öğrendim ve evet, turizmi çok sevdim… Turizmin insanın kendini geliştirmesine, her gün yeni bir şey öğrenmesine, yeni insanlarla tanışmasına fırsat veren yönünü sevdim herhalde. Sektör bana bir okulda, üniversitede öğrenebileceğimden çok daha fazlasını öğretti. O yol haritası sayesinde yönümü buldum. Bunun yorucu yanları yok muydu, elbette vardı, hala da öyle! Bunca yoğun ve kalabalık bir hacmin içinde olmak müthiş bir baskı ve stres kaynağı olabiliyor. Turizm, şimdilerde iş yapış biçimi olarak belki biraz daha oturmuş, belli bir kural ve düzen dahilinde işliyor. Bugün baktığımızda pek çok otel açılıyor, yeni konseptler belirleniyor. Biz Jolly tarafında ağırlıklı müşteri deneyimine odaklandığımız için sektör ne kadar ağır olsa da aldığımız olumlu geri dönüşümler en çok keyif aldığımız nokta oluyor. Bizler işi aslında el yordamıyla öğrendik. Bir el kitabımız yoktu. Gerçi yurt dışında çok büyük turizm deneyimleri vardı ama Türkiye’de turizm, 1950-60’lardan sonra yavaş yavaş hareketlenmeye başladı. 80’li yıllar ile birlikte artan otel yatırımları devam eden süreçte hızlandı. Bense 80’li yılların sonuna denk geldim. Dolayısıyla turizmle birlikte büyüdük, geliştik, sevdik…

Ve tabii Jolly de büyüdü…

Elbette. Biz pazar lideri konumunda bir şirketiz. Bunu koruyabilmek ve geliştirebilmek için gerek patronlarımız gerekse şirket ekibimizle birlikte çalışmalar yürütüyoruz. İleriye dönük stratejik planlarımız var. Dinamik, kendini sürekli yenileyen ve geliştiren bir yapıya sahibiz. Beni sektörün tüm bu zorluklarına karşın en çok motive eden de, şirketimin bu özellikleri! Jolly, 20 yıl önce yılda 10- 15 bin insan taşırken bugün milyon kişiyi taşıyan bir potansiyele sahip. Bu, inanılmaz bir büyüklük ve yükseliş… Ben iş hayatına atıldığımda bir teleks vardı. Şu an ise bir teknoloji, dijital devrim sürecindeyiz. Keyifli olduğu kadar zor da bir düzen. Biz Jolly olarak bu dönüşümü başarıyla sürdürebilen bir yapıdayız. Bundan 20 sene evvel yaptığımız kişi sayıları ile şu anki

Türkiye’nin en güçlü tur operatörlerinden Jolly’i üç ayrı şapkasıyla yöneten Figen Erkan, son dönem seyahat tercihlerine ağırlıklı uzak destinasyonları koyuyor. Geçtiğimiz senelerde Meksika, Küba, Amerika ve Afrika’yı uzun deneyimleme fırsatı bulduğunu anlatan deneyimli turizmci, yurt içinde doğu ve güneydoğu şehirlerini keşfetmeyi seviyor. Türkiye’deki seyahat severlere ilk önce kendi ülkelerini, sonrasında ise dünyayı gezmelerini tavsiye eden Erkan, bu rotaların yurt dışı kısa programlar ve uzak destinasyonlar ile de zenginleştirilebileceği önerisini yapıyor.


restaurant 54 hotel & hi-tech

iş’te kadın

rakamlar arasında müthiş bir uçurum var. Hedeflerinizi büyütürken, mevcut çizgiyi korumak gibi üzerine yeni şeyler de katmak ayrı bir efor istiyor. Jolly’nin öncelikli hedefi her zaman müşteri memnuniyeti oldu. Ne yaparsak yapalım, en iyisi olsun istedik. Kendimize yapılmasını istemediğimizi başkalarına da yapmamak gibi bir iş etiğimiz oldu. Müşteri memnuniyetinde yüzde 98 seviyelerine ulaşmamız da bu bakış açımızın bir sonucu zaten.

Jolly, aynı zamanda teknolojik entegrasyonuna ciddi yatırım da yapan bir şirket. Şirketin bu yatırımlardan beklentisi tam olarak nedir?

Ülke ekonomisi paralelinde şirket politikalarımıza yön veriyor, sürece adapte olmaya çalışıyoruz. Teknoloji, günlük hayatın olduğu kadar seyahat sektörünün de insan gücünden sonra en önemli faktörü haline gelmiş durumda. Patronlarımız teknolojinin sektörümüz ve müşterimiz açısından öneminin farkında ve bu noktada 5 milyon USD’nin üzerinde yatırım yaparak turizm teknolojileri geliştirmek amacıyla 4 sene evvel güçlü bir ekiple Gordion Yazılım Şirketi’ni kurdular. Gordion, Jolly’e yönelik seyahat teknolojileri geliştirmenin yanı sıra dünyaya da farklı yazılımlar üretmek amacıyla kurulmuş çok önemli bir yatırım. Türkiye’de bu kadar kapsamlı bir yatırım yok denecek kadar az. Hem ciddi bir kaynak hem de ciddi bir ekip işi var arkada. Bu, Jolly’nin geleceğine de yön verecek önemli bir karardı. Çünkü sektör tamamen teknolojiye yöneliyor. Gittiğiniz yer gerçek, gezdiğiniz yer gerçek, size hizmet verenler gerçek ama satın alma süreçleri ve ön deneyimler veya satın alma sonrası hizmetler tamamen teknoloji ile dönüyor. Bu yüzden biz de teknolojiye konsantre olduk. Bu noktada Jolly olarak geçirmekte olduğumuz dijital dönüşüm sürecinde rezervasyon sistemimizi, call center teknolojimizi, Müşteri Deneyimi & CRM yapımızı baştan aşağı yeniledik. Ve bu alanda çalışmalarımız devam ediyor. Sadece bilgiye ve satın alma süreçlerine kolay erişimi hedeflemedik, seyahate dair tüm bilgi ve keyifli yanları da bu dönüşümümüz kapsamında müşterilerimize sunmayı hedefliyoruz.

“Çok yeni fikirlerimiz, projelerimiz var” Bu değişim sürecinde zaman zaman eksik kaldığımız, kendimizi eleştirdiğimiz noktalar oluyor. Sonuç olarak, iyi bir durumda olduğumuzu

Jolly Genel Müdürü Figen Erkan Yurt Dışı Turizm Direktörü Tolga Tekin

söylemeliyim. Jolly olarak, çok yeni fikirlerimiz, üzerinde çalıştığımız projelerimiz var. Tamamladığımızda müşterilerimizi bilgiye çok daha rahat eriştirecek, satın alma süreçlerini daha da kolaylaştırmış olacağız. Eskiden müşteri memnuniyeti çalışmalarında anket formu verirdik. Şimdi bakıyorsunuz, iş tamamen e-mail ve anket sistemlerine dönmüş. Seyahat öncesi ve sonrası, müşteriye 7/24 yanlarında olduğunu hissettirmek zorundasınız. Bunun için teknoloji büyük bir imkan. Diğer taraftan zorlukları da yok değil. Bir anda kendinizi anormal bir mail ve iletişim trafiğinin içinde bulabiliyorsunuz. Biz müşteriden gelen geri bildirimleri çok önemsiyoruz. Bu bizi sürekli düşünmeye, yeni projeler üretmeye, daha çok araştırmaya ve en önemlisi de empati kurmaya yöneltiyor. “Bunu ben yaşasaydım ne yapardım, ne beklerdim” düşüncesini kendi içimizde daima sıcak ve hakim tutmaya çalışıyoruz.

Geçtiğimiz yıl Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) tarafından verilen Onur Ödülü ile başarılarını taçlandıran Figen Erkan, “Bu ödülü sektörün temsilcilerinin oylarıyla almak çok büyük bir gururdu” derken, o gün hafızasına kazıdığı şu diyalogunu da aktarmadan geçmek istemiyor: “Ödülü almamın ardından bir kadın yanıma geldi, bir acentanın kontrat müdürüymüş ve ‘Figen Hanım, bir kadın olarak bu ödüle layık görülmeniz benim sektöre olan inancımı artırdı .’ dedi. İnanın bunları duymak, ödül almaktan çok daha anlamlı ve değerliydi. Demek ki farkında olmadan böyle bir misyon edinmişim. Birilerine dokunabilmişim”. Şirket için yıl nasıl geçiyor, rakamlarla sezondan beklentilerinizi ve 2020 tahminlerinizi paylaşabilir misiniz?

Jolly olarak bu yılki hedeflerimizi ekonominin gidişatını öngörerek daha düşük tutmuştuk. Şu an 2019’u, o hedeflerimize yakın kapatmayı umuyoruz. Ortalamada geçen yıla kıyasla yüzde 25’lik bir artış öngörmüştük. Tabii, Eylül- Ekim-KasımAralık verileri asıl önem taşıyan. Önümüzdeki yıla ilişkin ise, bu dönemde strateji ve bütçe çalışmalarına başlıyoruz. Şu an bir oran telaffuz edemem. Önümüzdeki birkaç ayın ekonomik gidişatı doğrultusunda planlarımız daha net bir hale gelecek. Ancak, önümüzdeki senenin daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Çünkü 2019, iç turizm anlamında durağan bir yıl olarak geçti. Yabancı ziyaretçide bir artış elde ettik ama yerli turizm, ekonominin etkisiyle bir yavaşlama seyrindeydi. Biz, her sene yüzde 30 -35 artış elde


ederken, bu sene ortalamada yüzde 20 civarında kalacağımızı düşünüyorum.

Şimdi biraz da size dönmek isterim. Sektörden takip ettiğim kadarıyla son derece güçlü, maskülen ve vizyoner bir duruşa sahipsiniz. Ya siz bize kendinizi nasıl anlatırsınız? Figen Erkan kimdir? Çok hızlıyımdır. Bir işi gücümün yettiği kadarıyla en iyi şekilde yapmaya çalışırım. Hırslıyım diyeceğim ama yanlış anlaşılmasını da istemem. Çünkü hırs biraz dengesizdir. İki yönde kullanabilirsiniz. Benim sözünü ettiğim, çalışkanlık anlamında bir hırs. Çalışkanımdır. Ne iş verilirse verilsin, sonuna kadar giderim, denerim, zorlarım, araştırırım. Sonuç odaklı çalışmayı severim. Sadece işte değil, özel yaşantımda da iki konu beni çok rahatsız eder. Biri haksızlık, diğeri dürüst olmamak! Her şeyi absorbe edebilirim ama bu ikisini asla kabul etmem! Özelde daha duygusal, daha sakin sessiz, daha kendi içinde ve çevresinde bir yapım vardır. Ama söz konusu iş hayatım olduğu zaman çok farklı bir kimliğe bürünebiliyorum.

Ya turizmde kadın olmak üzerine düşünceleriniz? Şirketin kadın istihdamına katkısı ve bakış açısı nedir?

Sektörde ne yazık ki çok fazla kadın yönetici yok. Gönül ister ki, daha fazla olsun. Ama tabii iş hayatı kolay değil. Bu noktalara gelirken çok ciddi savaşmanız ve efor harcamanız lazım. Hayatınızdan ödün vermeniz gerekiyor. Turizm başlı başına özveri gerektiren bir sektör zaten. Bizde 9.00-18.00 mantığıyla çalışamazsınız! Ben bile daha yeni yeni kendim için planlar yapıyor, ara ara uzak destinasyonlara tatillere çıkabiliyorum. Yoksa herkesin tatil yaptığı dönemlerde en çok çalışan durumundaki bizler için büyük lüks bu anlattıklarım. Bu bir evre tabii. İşi öğrenene kadar, belli bir bilgi ve tecrübe seviyesine erişene kadar çok çalışmalısınız. Bahsettiğim üzere benim bir pozisyon hayalim yoktu, sadece ne iş yapıyorsam yapayım elimden gelenin en iyisini yapayım düşüncem vardı. Bu noktada patronlarım bunu gördüler ve önümü açtılar, destek oldular. Kadın istihdamına gelirsek, şirketin yüzde 40-45’lik diliminde kadın çalışan var. Yönetici pozisyonlarındaki kadrolarımızın % 50’ye yakını kadın yöneticilerden oluşuyor. Cinsiyetçi bir yaklaşımımız yok, turizm gibi insanlara

hizmet sunan bir sektörde işini kim iyi yapıyor ve sorumluluk alıyorsa, onunla çalışıyoruz. Şirket politikası olarak, genelde kurum kültürünü bilen, şirketin gelişimine katkı sağlamış çalışma arkadaşlarımızı cinsiyetine bakmadan belli noktalara taşıyoruz.

30 yılın izdüşümü bu. İş ve özel hayatınızda bundan sonra neler olsun istiyorsunuz?

Çok uzun yıllardır bu pozisyondayım. Mevcut iş akışı içinde çalışmalarımı sürdürüyorum. Bir süre sonra tempomu azaltarak hayatıma devam edeceğim. Belki biraz daha fazla gezeceğim. Seyahat etmek çok güzel bir duygu! Seyahat demek; yeni kültürlerle, yeni insanlarla tanışmak, yepyeni tecrübeler elde etmek benim için. Her yeni gittiğiniz yerden, yepyeni fikirler, bilgiler ve duygularla dönüyorsunuz. Bazen iyi şeyler görüyorsunuz bazen kötü şeyler. Kimi zaman üzülüyor kimi zaman da mutlu oluyorsunuz. Misal, Güneydoğu’ya gittiğinizde insanların bilgiye, eğitime açlığını ve heyecanlarını görüyorsunuz. Bu defa onlar için bir şeyler yapma isteği doğuyor içinizde. Jolly olarak da bu bilinçle yürüttüğümüz birtakım sosyal sorumluluk projelerimiz var. Zaman zaman yarışmalar yapıyoruz. 23 Nisan dönemlerinde çocuklara dönük yarışmaları yaptık mesela. Türkiye genelinde bütün okullara yaydık. Ya da tur organize ettiğimiz bölgelerdeki yerel halkın becerilerini, bilgilerini ve ticaretini geliştirici faaliyetler içerisinde bulunarak bölge insanına yol gösterici, destek olmaya çalışıyoruz.

“Bilgi paylaştıkça güzel” Sonuç itibari ile paylaşımcı olmak, bildiklerini paylaşmak ve birilerine yol çizmek lazım. Benim şahsi bakış açım da o. Bugüne kadar binlerce kişiyle çalıştım. Bilgiyi, tecrübeyi, deneyimi paylaşmak temel düsturum oldu. Bildikleriniz, öğrendikleriniz sizde kalıyorsa bir fayda da sağlamıyor. Biraz önce verdiğim Güneydoğu örneği gibi, oradaki insanlara bir ışık olur, bir yol çizerseniz, bakış açılarını değiştirebilir, farklı yönlere gitmelerini sağlayabilirsiniz. Amaç sadece iş yapmak değil, çevrenizdekilere de bir şeyler katabilmek olmalı. Benim için işimi doğru yapmak, insanları memnun etmek, bu işi sevdirir hale getirmek çok önemli. Jolly olarak da bu anlayışta olduk hep. İçimize sadece tecrübeli elemanları katmak istemedik. Kültür turlarımızdaki rehber arkadaşlarımızdan örnek vereyim, şirkete fi tarihinde yardımcı eleman olarak girmiş, kokartlarını almış, bir yandan çalışırken bir yandan da okullarına devam etmişler. Demek ki biz şirket olarak onlara bu yolu çizmişiz, bu fırsatı vermişiz. Sadece çalışanlarımıza da değil, tedarikçisinden tutun, sahadaki pek çok insana da dokunuyor, yön çözmeye çalışıyoruz. Jolly, bir okul. Benim için de öyle oldu. Ben de tıpkı patronlarım gibi, öğrendiklerimi yeni nesile aktarmaya ve paylaşmaya çalışıyorum. Bilgiyi saklamanın hiç kimseye faydası yok! Önemli olan birilerine öncü olmak, yol göstermek!


restaurant 56 hotel & hi-tech

etkinlik

I-MICE sezonu muhteşem Boğaz davetiyle açtı! U

luslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE), 16 Eylül Pazartesi akşamı turizm sezonunu muhteşem bir davet ile açtı. STK temsilcileri, oteller, acentalar ve basın mensuplarının yoğun katılımı ile gerçekleşen davette Kültür ve Turizm eski Bakanı Bülent Akarcalı, DenDen Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Köseoğlu, LITE Tur’un sahibi Cüneyt Tansu Demir, Gastronomi Turizmi Derneği Başkan Yardımcısı Koraltan Saygın da gecenin önemli isimleri arasında yer aldılar.

Kurt’un sunumunda yine sosyal sorumluluk ve yardım projeleri vardı!

Seda Çelik’in sunuculuğunu yaptığı davetin açılış konuşması için sahneye çıkan Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) Başkanı Hüseyin Kurt, ilk olarak yakın zaman önce

kaybettiğimiz, turizmin değerli isimlerinden İlker Oktay, Murat Dedeman, Murat Demircioğlu ve Turgay Solmaz’ın anısına konukları bir dakikalık saygı duruşuna davet etti. Haziran ayında gerçekleştirilen olağan genel kurul ile yeni icra kurulunu oluşturduklarını belirten Kurt, ardından dernek üyelerini sahneye davet ederek konuklara tanıttı. I-MICE çatısı altında gerçekleştirdikleri sosyal yardım projelerinde de kısaca değinen Kurt şunları söyledi: “Diyarbakır’da geçen sene bir kardeş okulumuz vardı. Bu sene sayı ikiye çıktı. Sizlerden aldığımız güç ve enerji ile daha fazla ne kadar destek olabiliriz çabası içerisindeyiz. Yakın zamanda bir yardım kampanyası başlattık. Biliyorsunuz ki, geçen sene Diyarbakır’daki okulumuzun bütün masraflarını yıl boyunca bizim tarafımızdan karşılandı. Bu sene bu sayı dediğim gibi ikiye çıktı. Sizlerden çok cici bir destek aldık. 26 Eylül günü yine derneğimizden bazı isimlerle Diyarbakır’a

çıkarma yapıp, bizatihi yardımları kendi elimizle teslim edeceğiz. Hepinize güzel bir akşam olsun. Kıymetli yol arkadaşlarıma da bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu dernekte oldukları için, sektör için çabaladıkları için kendilerine kocaman alkış”.

Davet, cömert ikramlarıyla hem göze hem damağa hitap etti

Sunset Cruisse teknesinde düzenlenen gecede davetliler bir taraftan İstanbul Boğazı’nın eşsiz güzelliğinin tadını çıkartıp doyasıya eğlenirken, bir taraftan da yeni iletişim ve iş birliği fırsatları elde ettiler. Seda Çelik’in sunuculuğunu yaptığı sezon açılışı gecesinde Burcu Kısakürek’in canlı müzik performansı gibi birbirinden renkli dans gösterileri de yoğun ilgiyle izlendi. Davetin konuklara özel hazırladığı birbirinden enfes ikramlar ve sunumlar ise keyifli geceye damga vuran detaylardan oldu.



restaurant 58 hotel & hi-tech

marka röportaj

Sunumlara değer katan profesyonel dokunuş

Lugga

1962 yılından bu yana Türkiye’nin en iyi çatal kaşık bıçaklarını üreten Lugga, üç kuşaktır süregelen bilgi ve deneyimi ile profesyonellerin çözüm ortağı oluyor. Her biri deneyim ve uzmanlığı yansıtan özgün tasarımları ile seçkin mekanlar için stil sahibi alternatifler sunan üretici firma; en kaliteli çelikten üretilmiş, kusursuz işçiliğiyle dikkat çeken yerli üretim serileri ile sofralara ışıltı katıyor.

Y

üzde 100 yerli üretim ayrıcalığıyla bugüne dek pek çok seçkin markaya OEM bazlı üretim yapan firma, artık Lugga markası ile uluslararası pazarda da güçlü bir oyuncu! İhracat yaptığı 30 ülkede 21’i aşkın modeliyle market ve satış mağazalarındaki yerini alan marka, ürünlerini 304 kalite 18/10 ve 430 kalite 18/0 kalite paslanmaz alternatifleri ile üretiyor.

Stil sahibi alternatifleriyle göz dolduruyor İnce işçiliğiyle profesyonel sunumların en cazip seçeneği olan ihracatçı firma, sofralara tutkulu şıklık katan Mira Serisi ile tasarımda şıklıktan ödün vermeyenlere göz alıcı bir bütünlük imkanı veriyor. Markanın Esma Serisi, kalitenin bir yansıması gibi, her ayrıntısıyla şık ve estetik! Tercihi görkemli bir zarafet olanlar için Sima iyi bir alternatif! Özel konukların ağırlandığı sofraları şıklığıyla zenginleştirecek olan seri ile davetler hakettiği zarafete kavuşuyor. Yalınlığın

izinde bir sofra tasarlamak Lugga’nın Damla Serisi ile çok kolay! Sadelik tutkusunun öne çıktığı seri, akıcı formu ile stil sahibi sofraların gözdesi oluyor. Özenle hazırlanan sofralarda sadeliği saflık ile buluşturma ayrıcalığını yaşatan Nida Serisi gibi, doğanın dinginliğini sofralara hediye eden Doğa Serisi de oldukça iddialı!

Tasarımda kaliteli, şık ve estetik detaylar 24,30, 36, 84 ve 89 parça kutu opsiyonları ile vintage, altın ve titanium modellerini müşterilerinin beğenisine sunan Lugga’nın stil sahibi alternatiflerinden bir diğeri, Ceyda Serisi. Zarafet tutkusunun bir yansıması olan seri, göz alıcı parlaklığı ve akıcı formu ile özenli sofraların şık tamamlayıcısı olmaya aday. Her yemek takımı ile uyumlu bir bütünlük sağlayan Ada Serisi, yumuşak hatlara sahip yalın tasarımı ile unutulmayacak anlara eşlik ediyor. Çizgisel tasarımı ile çeliğin gücünü tasarımına yansıtan Eda Serisi ile kalite ve stil detaylara

taşınıyor. Sofralarda sıra dışı bir estetik duygusu yaşatan Hilal Serisi, çizgi ötesi güzelliği ışıltı ile masa üstüne taşıyor. Tasarımındaki incelikle ön plana çıkan Sultan Serisi ise modern hatlarıyla kıymetli anlarınıza eşlik etmek için tasarlanmış.

Ürün gamına yenilerini ekledi Mira, Esma, Sima, Damla, Nida, Doğa, Ceyda, Ada, Eda, Hilal ve Sultan serilerine ilave olarak yakın bir zaman önce ürün gamına yenilerini ekleyen Lugga, en şık sofraların ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak üretime dahil ettiği Lugga XL Serisi ile sofralara zarafeti getiriyor. Firmanın süpermarket ve hipermarketler için özel olarak tasarladığı ekonomik vakum ambalajlı süpermarket serisi ise, kalitesiyle olduğu kadar pratik ve ekonomik çözümleriyle ideal! Otel, restoran, kafe ve ev kullanımları için cazip bir seçenek olan seri, Lugga çözüm ortaklarının satış ve karlılıklarına da olumlu yansıyor.


Professional touch that adds value to services

Lugga

Producing Turkey’s best cutlers since 1962, Lugga is becoming a solution partner for professionals with ongoing information and experience of three generations. The manufacturer offers stylish alternatives for select spaces with unique designs, each reflecting experience and expertise; it adds sparkle to the tables with its domestic production series made of the highest quality steel and attracting attention with its flawless workmanship.

W

ith 100% domestic production privilege, the company has been producing OEM based products for many distinguished brands and is now a strong player in the international market with its Lugga brand! The brand, which has taken its place in the markets and sales stores with more than 21 models in 30 countries that it exports to, produces its products with 304 quality 18/10 and 430 quality 18/0 quality stainless steel alternatives.

Stylish with eye-catching alternatives The most attractive option of professional presentations with its fine workmanship, the exporting company provides an eye-catching integrity to those who do not compromise on elegance in design with the Mira Series that adds passionate elegance to the tables. Esma Series of the brand, like a reflection of quality, stylish and aesthetic in every detail! Sima is a good alternative for those who prefer a graceful elegance! Invitations get the elegance they deserve with the series, which will enrich the tables where special guests are hosted with elegance. Designing a table in the footsteps of simplicity is easy with Lugga’s Damla (Drop) Series! A passion for simplicity stands out, and the series is a favorite of stylish tables with its smooth form. Like the Nida Series, which provides the privilege of meeting

Series brings the beauty beyond the line to the table with its sparkle. The Sultan Series is designed to accompany your precious moments with its modern lines.

simplicity and purity in meticulously prepared tables, the Nature Series, which gives the serenity of nature to the tables, is quite ambitious!

Quality, stylish and aesthetic details in design One of the stylish alternatives of Lugga, which offers vintage, gold and titanium models with 24,30, 36, 84 and 89 piece-box options, is the Ceyda Series. A reflection of the passion for elegance, the series is a candidate to be the stylish complement of attentive tables with its glamorous brightness and flowing form. Ada Series, which provides a harmony with every dining set, accompanies unforgettable moments with its simple design with soft lines. Eda Series reflects the power of steel to its design with its linear design. Providing an extraordinary sense of aesthetics on the tables, Hilal

New products added in the range In addition to the Mira, Esma, Sima, Damla, Nida, Doğa, Ceyda, Ada, Eda, Hilal and Sultan series, Lugga recently added new ones to its product range, adding elegance to the table with Lugga XL Series. The company’s economical vacuum packaged supermarket series, specially designed for supermarkets and hypermarket shelves, is ideal with its quality as well as practical and economical solutions! An attractive option for hotels, restaurants, cafes and home uses, the series also has a positive impact on the sales and profitability of Lugga solution partners.


restaurant 60 hotel & hi-tech

marka

Polin Waterparks’a 9 ödül birden! Alman Kirmes & Park Revue dergisi tarafından, Avrupa tema park endüstrisindeki girişimci ruhu ve inovasyonu desteklemek için 2012 yılından beri “Eğlence Parkı ve Atraksiyonları” alanında en dikkat çeken ürünlerin ödüllendirildiği “Avrupa’nın En İyileri” ödül töreni (European Star Awards), bu yıl Paris’te IAAPA Expo Europe fuarı ile eş zamanlı olarak düzenlendi.

1

4 farklı kategoride Avrupa’da eğlence sektöründe essiz ve standardın dışında tasarımlarıyla alanındaki birçok ürünü geride bırakmış tasarımları onurlandırmak adına bağımsız ve alanında uzman jürilerin değerlendirmesi sonucunda verilen ödüller 16 Eylül 2019’da Paris Parc Asterix’de düzenlenen gecede sahiplerini buldu. Daha önce de birçok uluslararası ödüle sahip olan Polin Waterparks imzalı King Cobra Su Kaydırağı bu yıl da ödüle layık görüldü ve sekizinci kez listede ilk sırada “En İyi Su Kaydırağı” olarak yerini aldı.

Pakiş: “Bu yola yeni fikirleri, ilhamı, inovasyonu rehber bilip çıktık”

Polin Waterparks Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Şöhret Pakiş, “Bu prestijli ödüle 8. kez farklı kategorilerde layık görülmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Özellikle en iyi su kaydırağı ödülüne bu ödüller verilmeye başladığından beri hep birinci olarak layık görülmek tarifsiz. Biz, ekipçe bu yola yeni fikirleri, ilhamı, inovasyonu rehber bilip çıktık. Ekibimizin her bir parçası, yüreğiyle bu yolculukta var oldu, oluyor. Ayrıca bu yolculuğumuzda tasarladığımız sunduğumuz ürün ve projelere güvenip, bizimle yola çıkan tüm müşterilerimize de sonsuz teşekkürler. Bu ödüller bizim yüreğimizi koyduğumuz bu yolda hepimize umut. Tüm kazananları tebrik ediyorum.” diyerek ödül ile ilgili mutluluklarını dile getirdi.

Dört imza kaydırağı ile listeye girdi

Bunun yanında üçüncü sırada Polin Waterparks’ın bu yıl Hırvatistan’da Istralandia su parkında kurulumu gerçekleştirilen Space Combo, Rixos Premium Tekirova’da yer alan Surf Safari su kaydırağı da dördüncü kez “En İyi Su Kaydırakları” ödülüne layık görülerek listede beşinci sırayı aldı. Ayrıca 2018 yılında Aqualand Frejus su parkında kurmuş olduğu, imza tasarımlı interaktif bir yarış kaydırağı olan Storm Racer su kaydırağı da listede dokuzuncu sıraya yerleşmiş oldu. Böylece Polin Waterparks, en iyi 10 su kaydırağının ödüllendirildiği gecede dört imza kaydırağı ile listeye girdi. İlaveten geçen yıl Slovakya’da kurulumu gerçekleşen 4 kişilik, yüksek kapasiteli bir kaydırak olan Family Turbolance (Mega Delphin) ve Almanya’da bulunan, dünyanın en büyük kapalı su parklarından biri olan

Tropical Islands için özel tasarladığı interaktif su oyun grubu da ‘’En İyi Aile Su Kaydırağı’’ ödülüne layık görüldü.

Partnerlerince takdir görmesi büyük mutluluk uyandırdı

Su kaydırakları ile birlikte değerlendirilen parklar arasında da Polin Waterparks imzalı kaydıraklara sahip Antalya’da bulunan The Land of Legends Tema Park, Almanya’da bulunan Tropical Islands Resort ve Antalya’da bulunan Rixos Premium Tekirova, “En İyi Su Parkı” ödüllerinin sahibi oldu. Teknoloji, inovasyon ve kaliteden ödün vermeden sektöründeki öncülüğünü sürdüren ve globalden büyük su kaydırakları üreticilerinden biri olan Polin Waterparks’ın başarılı çalışmalarının partnerleriyle de bu şekilde takdir görmesi büyük mutluluk uyandırdı.



restaurant 62 hotel & hi-tech

marka

KLEO MiniBar dünyanın ilk ‘Inverter Minibar’ lansmanı ile The Hotel Show Dubai’nin ilgi odağı oldu

1

7 - 19 Eylül 2019 tarihleri arasında Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde gerçekleşen The Hotel Show Dubai, 70 Türk firmasının katılımıyla 20. kez kapılarını açtı. 50 yıldan fazla sektör tecrübesi, 60 bin m² üretim alanı ve 350’den fazla çalışanı ile Türkiye’nin öncü minibar ve soğutucu ürün grupları üreticisi KLEO MiniBar ekonomik, ergonomik ve ekolojik çözümleri ile fuardaki yerini aldı. Bugün iki ayrı fabrikası, 200 bin adetten fazla üretim ve ürün satışı ile 50’den fazla ülkeye ihracatını sürdüren firma, dünyada ilk defa üretilecek ‘Inverter Minibar’ lansmanını da fuar kapsamında düzenleyerek ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.

sergilendi. A+++ olan bu ürün normal bir kompresörden %30 daha verimli olup, MiniBar ürünü için tasarlandı” diye konuştu.

“Turizm profesyonelleriyle yeniden buluşmak keyif vericiydi” The Hotel Show Dubai’nin sektörde 5-6 önemli buluşmadan birine ev sahipliği yaptığını belirten Yüksel Arslan, fuara ilişkin “Katılımcı ve ziyaretçi profili tatminkar ve iş görüşmeleri daha profesyonel. Dolayısıyla her ne kadar global durgunluk etkili olsa da turizm profesyonelleriyle yeniden buluşmak keyif vericiydi” sözleriyle olumlu

Arslan: “Dünyanın ilk ‘Inverter Minibarı’nı ürettik”

Dubai’de mevcut projeler kadar yenileme projelerinin de talep gördüğünü, sektöründe bir ilk olarak üretilecek Inverter Minibar lansmanını bu fuarda gerçekleştirdiklerini ifade eden KLEO MiniBar Dış Ticaret Müdürü Yüksel Arslan, yeni yatırıma ilişkin şu bilgileri aktardı: “EMEA ve özellikle UAE en çok görüşme ve ticaret yaptığımız bölgelerdir. Dubai’de mevcut projeler kadar yenileme projelerinin de talep gördüğünü biliyoruz. Bu nedenle The Hotel Show 2019 fuarında dünyada ilk defa üretilecek Inverter Minibar lansmanını gerçekleştirdik” dedi. Inverter Kompresörün Türk üretimi olup, bu yeni ürünün tamamen yerli ve milli bir kimlik altında uluslararası turizm profesyonellerine sunulduğu bilgisini paylaşan Arslan, “Inverter teknolojisi öncelikle klimalardan başlayarak birçok alanda (çamaşır makinası, bulaşık makinası vs. ) kullanılmaktadır. Ancak Inverter MiniBar uygulaması ilk kez KLEO tarafından 2 yıl süren bir ArGe çalışması neticesinde ortaya çıkılarak The Hotel Show 2019 Fuarı’nda

değerlendirmelerini paylaştı. Arslan ayrıca, fuara katılımlarında lojistik ve stand tasarımının yanı sıra her türlü destekleri için de İstanbul Ticaret Odası’na teşekkür ettiklerini belirtti.

“Inverter Minibar için iyi bir lansman sürecini başlatmayı planlıyoruz”

KLEO MiniBar’ın yıl sonuna ilişkin hedef ve yeni yatırım planlarına değinen Yüksel Arslan, “KLEO MiniBar olarak ihracatta artış eğilimimiz devam ediyor. Özellikle ihracat yaptığımız firmaların önceden olduğu gibi stoklu çalışmadıklarını görüyoruz. Daha çok proje bazlı ve operasyonel maliyetlerin minimum hedeflendiği bir strateji benimseniyor. Satış stratejilerimizi buna göre yeniden şekillendiriyoruz. Yeni yatırım olarak uzun süredir devam eden ancak yeterli zaman ve bütçe ayıramadığımız ‘Duvar Tip Minibar’ modeline ağırlık vermeyi düşünüyoruz. Ayrıca Inverter Minibar için iyi bir lansman sürecini başlatmayı planlıyoruz” diye konuştu.


KLEO MiniBar with ‘Inverter Minibar’ launch and attracted attention at The Hotel Show in Dubai

T

he Hotel Show Dubai opened its doors for the 20th time at the Dubai World Trade Center between 17 and 19 September 2019 with the participation of more than 70 Turkish companies. Turkey’s leading minibar and refrigerator manufacturer KLEON minibar, having over 50 years of experience in the industry, 60 thousand square meters of production space and economic, with more than 350 employees, attended the fair with its ergonomic and ecological solutions. The company continues its exports to more than 50 countries with its two separate factories, production and sales of more than 200 thousand units. With the launch of Inverter Minibar which was produced for the first time in the world, the company became the center of attention of the visitors.

Arslan: “We produced the world’s first Inverter Minibus” Yüksel Arslan, KLEO MiniBar Foreign Trade Manager, gave the following information about the new investment. “Our renovation projects are in demand as well as the existing projects in Dubai. We have launched the Inverter Minibar, a first in the sector, at this fair. The EMEA and in particular the UAE are the regions where we negotiate and trade the most. In Dubai, renewal projects are in demand as well as existing projects.” Inverter Compressor is produced in Turkey and this new product is presented to international tourism professionals under a national identity.

“Inverter technology is used in many areas (washing machine, dishwasher, etc.) that started in air conditioners. However, the KLEO Inverter MiniBar application was first exhibited at The Hotel Show 2019 after a 2 years of R&D study. This product, which is in A+++ category, is 30% more efficient than a normal compressor and is designed for our MiniBar product.”

tourism professionals again.” Arslan also thanked the Istanbul Chamber of Commerce for all their support as well as logistic and stand design for their participation in the fair.

“It was a pleasure to meet tourism professionals again” Yüksel Arslan stated that The Hotel Show Dubai is hosting one of the 5-6 important meetings in the sector. “The exhibitor and visitor profile in the fair was satisfactory and the business meetings were more professional. Although the impact of the global recession was felt, it was a pleasure to meet “We planned a good launch process for the Inverter Minibar” Yüksel Arslan said, “As KLEO MiniBar, we continue to increase our export trend. We see that the companies we export to do not work with stock. Rather, we adopt a strategy that will minimize project-based and operational costs. We reshape our sales strategies accordingly. We are planning to start a good launch process for the Inverter Minibar.”


restaurant 64 hotel & hi-tech

marka röportaj

Firmalara özel tasarımlarıyla 22 yıllık deneyim Emart Makine

M

ehmet Nuri Altuntaş tarafından mobil yiyecek içecek arabaları üretimi amacıyla 1997 yılında kurulan Emart Makine; mısır patlatma makineleri, pamuk şeker arabaları ve simit arabalarının yanı sıra oteller, organizasyon şirketleri ve belediyelerin ihtiyaçları doğrultusunda yeni ve farklı yiyecek içecek grupları için de özel tasarımlı ürünleriyle öne çıkıyor. Baba Mehmet Nuri Altuntaş’ın vefatının ardından görevi devralmasıyla üretim faaliyetlerine butik olarak devam ettiğini ifade eden Emart Makine Genel Müdürü Merve Altuntaş Sadış, “Mısır patlatma makineleri, pamuk şeker arabaları, simit arabalarının yanı sıra oteller, organizasyon şirketleri ve belediyelerin ihtiyaçları doğrultusunda yeni ve farklı yiyecek içecek grupları için de özel tasarımlı ürünler yapmaktayız. Her geçen gün üretim kapasitesi ve istihdam sayısındaki yükselme ile firmalara özel dizayn ürünlerle üretimlerimizi sürdürmekteyiz” diyor.

Üretim yeri, İstanbul Yenibosna Emart, İstanbul Yenibosna’daki üretim tesisinde mobil arabaların dışında makine olarak mısır patlatma makineleri ve pamuk şeker makineleri de tasarlayıp üretiyor. Bunlara ilave olarak kuruyemiş ısıtıcıları üretimi de yaptıklarını belirten Altuntaş Sadış, “Bütün ürün ve makineler dahil tamamen ham madde girişiyle tesis içerisinde kendimiz işleyerek üretiyoruz.

yoğunlaşmakta. Türkiye geneline yayılan bayi ağımızla her bölgede çalıştığımız firmalar mevcut. Perakende satışımızla da sürekli üretimlerimize devam etmekteyiz. Yurt içerisinde büyük bir oranda ürünlerimiz Antalya bölgesinden talep edilmektedir. Aynı zamanda Arap ülkeleri başta olmak üzere İsrail, Yeni Zelanda ve Avrupa ülkelerine ihracat faaliyetlerimiz oluyor” diyor.

Dışarıdan ithal ettiğimiz hiçbir makine, aksam bulunmuyor. Tamamı el işçiliği olan yoğun bir üretim süreciyle çalışmaktayız, günümüzde çok daha farklı olanaklar olmasına karşın el işçiliğinin kalitesiyle sektörde farklı bir yerde bulunduğumuza inanıyor ve bu yönde olumlu geri dönüşler alıyoruz” diyor.

İşin büyük kısmında turizm ve otelcilik kanalı var Müşteri portföyünü oteller, organizasyon firmaları, belediyeler ve sinemaların oluşturduğunu belirten Altuntaş Sadış, “Ancak işin büyük bir kısmı turizm ve otelcilik kanalında

Butik çalışıyor Müşteri beklentilerini karşılayabilmek için butik çalışmalara ağırlık verdiklerini anlatan Altuntaş Sadış, “Çalışmalarımızda Ar-Ge ve tasarıma ağırlık vererek, müşterinin isteklerine göre üretim yapabiliyoruz. Örneğin, müşteri mobil anlamda yiyecekiçecek konusunda çözüm istediğinde onun beklentilerini, kendisinin de sürece dahil olduğu bir tasarımla çözebiliyoruz. Bu da bizim için önemli bir müşteri memnuniyeti sağlıyor” diyor. Yurt dışında bayilik sistemi bulunmuyor Renkli ve işlevsel tasarımlarıyla sektörde oldukça beğeni toplayan Emart Makine, bu sayede olumlu geri dönüşler de alıyor. Yurt dışında herhangi bir bayilik sistemi bulunmayan firma, tamamen müşteri odaklı çalışıyor. Avrupa’da mobil satış arabaları seyyar anlamda yaygın ve talep gördüğünden dondurma arabalarının da oldukça ilgi gördüğünü anlatan Altuntaş Sadış, “Türkiye’de IBATECH, Hostech by TUSİD ve Sirha İstanbul gibi fuarlara katılımlarımız olmaktadır. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde devam ederek ürünlerimizi sektörlerle buluşturmaya devam edeceğiz” şeklinde sözlerini tamamlıyor.


Emart Machinery 22 years of experience with special designs for companies

E

mart Machinery was founded by Mehmet Nuri Altuntas in 1997 to produce mobile food and beverage carts. In addition to popcorn machines, cotton candy carts and bagel carts, it also stands out with its specially designed products for vending of food and beverage in line with the products needed by hotels, organization companies and municipalities. Following the death of his father Mehmet Nuri Altuntas, Emart Machinery General Manager Merve Altuntas Sadis took the helmet of her father. She stated that they continued their production activities on smaller scale. “In addition to popcorn machines, cotton candy carts, bagel carts, we also make special designed products for new and different food and beverage groups according to the needs of hotels, organization companies and municipalities. In parallel with the increase in production capacity and the number of employees, we also produce products with specially designed products for individual companies.”

Place of production, Istanbul Yenibosna In addition to mobile cars, Emart designs and manufactures popcorn machines and cotton candy machines in its production facility in Yenibosna, Istanbul. In addition, they also produce nuts heaters for dried fruit stores. Altuntas Sadis says, “All products and machines, including raw materials, are produced and processed completely in our facility. There are no machines imported from outside. We are all busy in manual production processes, we are working much more today. Although there are different opportunities, we believe that we are in

requests by concentrating on R&D and design. For example, when the customer wants a mobile food and beverage solution, we can solve his problems with a special design in which he is also involved. It is important for complete customer satisfaction.”

a different place in the sector with the quality of manual workmanship and we receive positive feedbacks from our buyers.”

Most of the business comes from tourism and hotel channels The customer portfolio of the company consists of hotels, organization companies, municipalities and cinemas. Altuntas Sadis said, “However, most of our business is concentrated in the tourism and hospitality channel. We have a dealer network spread across Turkey. We also continue our production with our retail sales. Our products are mostly demanded from Antalya region. At the same time, we export to Israel, New Zealand and European countries, especially to Arab countries.” Doing business in boutique style Altuntas Sadis stated that they preferred to operate in boutique style in order to meet customer expectations and said: “In our works, we can produce according to customer

Have no dealership system abroad Emart Machine, which is highly appreciated in domestic market with its colorful and functional designs, receives positive feedbacks from their customers. The company does not have any dealership system abroad and works completely customer oriented. Altuntas Sadis, says, “Mobile selling carts have a widespread and demand in Europe. We are attending fairs like IBATECH in Turkey, Hostech by TUSİD and Sirha Istanbul. We will continue our effort to meet our products with our customers even more.” she concluded.


restaurant 66 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç

Lezzetin içine doğan şef

K

Emre İnanır

öklerinden aşçı. Herkesin sofrasında futbol, siyaset konuşulurken, o ‘anne toprağı Bolu’nun yemek hikayeleriyle yoğuruldu... Küçük bir çocukken aşçı dedesine öykünüp, pek çok kereler beyaz ceketin hayaliyle uykulara daldı... Ne de olsa sağı solu, mutfağa gönül vermiş lezzet ustalarıyla çevrilmişti. Mutfak hikayelerine aşinalığı da bundan sebepti; çocuk yaşında lezzetin efsanesi, Paul Bocuse’in namına vakıf oluşu da… Emre İnanır, o yaşlarında yemeğe o kadar meraklıydı ki, ilk denemesi, Fransız mutfağından seçtiği soğanlı tart oldu. Fırından dağılmış çıkan tartı

ilk görüşte kendi de beğenmedi. Ne var ki, 15 yaşındaki genç mutfak adayının bu seçimi, cesaret ve vizyonuyla aile büyüklerinin takdirini almayı başardı…

Bocuse d‘Or‘un Türkiye seçmelerinin ilk dört adayından biri Bu ay Aila İstanbul’un Executive Şefi Emre İnanır’ın mutfağına konuğum. Karşımda bir yanıyla geleneksele sadık, bir yanıyla modernizme sıkı sıkıya bağlı bir mutfak erbabı var. Titiz, kuralcı ve de sınırlarını zorlayan… Bolulu bir lokanta aşçısı olan dedesini örnek alarak çıktığı yolda, bugün pek çok uluslararası mutfağın menüsüne imzasını koymayı başaran bir profesyonel, İnanır. O

kadar ki, 15 Kasım’da Sirha İstanbul bünyesinde düzenlenecek olan dünyanın en önemli şef yarışması Bocuse d‘Or‘un Türkiye seçmelerinin ilk dört adayından da biri… Aila İstanbul’un deneyimli şefi Emre İnanır’ın mesleğe girizgahı böyle. Ya onun ağzından, nasıl başladı bu yolculuk, söyleşimize başlıyoruz…

“Dedemi örnek alarak ilerledim” “Benim meslekteki en büyük şansım, Bolulu bir lokanta aşçısı olan dedem ve ev mutfağından enfes yöresel yemekler çıkaran annemdir. Her daim dedemin mutfağını, temizliğini, titizliğini ve iş disiplinini kendime örnek aldım”


diyerek sözlerine başlayan Emre İnanır, gönüllü el aldığı o düsturla yoluna devam ederken bitmeyen merakı ve özverisinin de en büyük destekçisi ve dayanağı olduğunu anlatıyor. Ya sonrası? Bu süreçte eğitimine nasıl bir yön çiziyor, soruyorum. “Düz lisede okudum ben. İlk iş tecrübem, öğrenciyken çalıştığım Mecidiyeköy’deki Kantine Restaurant’tır” şeklinde sorumu yanıtlayan İnanır, okulu bitirdikten hemen sonra sırasıyla Divan Otel, Ceylan Intercontinental, Ağaoğlu MyCity Otel’de çalıştığını söylüyor. İnanır, ilk zamanlar hem yaşının küçüklüğü hem de çalışma saatlerinin uzunluğu sebebi ile çok zorlandığını ancak tek bir an olsun enerjisinden ve heyecanından bir şey kaybetmediğini de sözlerine ekliyor.

Ülkeye veda, Güney Afrika mutfaklarına merhaba! Emre İnanır, genç yaşında Türkiye’nin en iyi otel mutfaklarında deneyim kazanırken, hiç beklemediği anda bir yurt dışı fırsatıyla karşılaşıyor. Ağaoğlu MyCity Hotel’in genel müdürü sayesinde iki buçuk sene süren bir Güney Afrika tecrübesinin olduğunu dile getiren İnanır, “Büyükelçilikte rezidans yemekleri yaparken aynı zamanda bir kolejde okudum. Bu sayede üniversite açığımı da kapatmış oldum. O dönem birkaç önemli restoranda staj yapma, Michelin yıldızlı şeflerle çalışma fırsatım oldu” diyor. Aralarından biri, Frederic Magic, o kadar özel oluyor ki, adını ekol şefler listesine kaydediyor, İnanır. Hatta Güney Afrika deneyimi sırasında tanıştığı 2 Michelin yıldızlı şef ile Türkiye’ye dönüp, Martı Hotel Taksim’in iki ayrı restoranının açılışını bile yapıyor. Hem de ne büyük bir heyecanla! Genç şef, o sayede sayısız köy yemeği öğrenip, yöreselin gücünü kavrıyor, Michelin yıldızlı şeften. “Türk mutfağını Vedat Başaran ile sevdim” Emre İnanır’ın mutfağına yön veren bir diğer isim ise, Vedat Başaran oluyor. “Bana Türk mutfağını sevdiren adam” dediği değerli ustası ile adeta bir baba-oğul ilişkisi içinde çalıştıklarını dile getiren İnanır, ”Surplus Restaurant’ı açarken benim

Türk mutfağının Türkiye ve dünyada layıkıyla tanıtımına fazlaca kafa yoran Emre İnanır’ın en büyük hayallerinden biri, ‘Michelin Guide’’nin Türkiye’de çıkarılması. Bu sayede Michelin yıldızın Türkiye’ye geleceğine inandığını söyleyen Aila İstanbul’un Executive Şefi İnanır, “Son yıllarda Türk insanının dışarıda yemek yeme konusunda bilinçlendiğini ve farkındalığının arttığını gözlemliyorum. Genç nesil, kaliteli restoranları tercih ediyor. İyi restoranların sayısı arttıkça bu işin devamı da gelecek. Türkiye’ye Michelin yıldız kazandıracak restoranlara ve şeflere ihtiyacımız var. Bunu da ‘Michelin Guide’ adlı yayınla başarabiliriz” diyor.


restaurant 68 hotel & hi-tech

şefin gözünden

modern yorumlarım ile Vedat abinin geleneksel deneyimlerini birleştirerek çağdaş bir mutfak ortaya koyduk. Türk mutfağını Vedat abi ile sevdim açıkçası. Anadolu’dan getirdiğimiz yerli ürünlerle fine dining Türk mutfağı yaptık. Ardından Peyderpey Restaurant ile lezzetlerimizi tapas usulü servis ettik. O dönem bulgur, peynir, bakliyat, tereyağı gibi birçok yöresel ürünümüzle tanıştım. Şu an satın almalarımızı o farkındalık ve bilinçle tarladan sofraya mamullerle yapıyoruz” diye anlatıyor. Bir hayal daha gerçek olurken… Hikayesini zevkle dinlediğim Aila İstanbul’un dinamik ve sempatik şefi İnanır, laf aramızda, son derece keyifli ve de sürprizlerle dolu! Sunum ve lezzetleriyle her daim misafiri şaşırtmayı kendine misyon edinen şefin hayalleri de tıpkı sürekli kendini yenileyen sunum ve yorumları gibi özgür ve sıra dışı! “Kendi salçamı, ekmeğimi, yoğurdumu yapayım. Mandıradan sütümü alayım diye hayaller kurarken, sık sık Peyderpey’e gelen bir milletvekili misafiri, hayallerine uzanan yolda bir yeni şansı oluyor. “Madem senin böyle hayallerin var. Gel, birlikte yapalım’ sözleriyle İnanır, kendini Rize’nin beş yıldızlı oteli Babillon Hotel & Spa’nın mutfağında buluyor. Yaklaşık iki yıl boyunca F&B’sine bakıyor… İnanır ardından yeniden İstanbul’a dönerek Butcha Steakhouse’lerin Mutfak Koordinatörlüğü görevini üstleniyor. Ancak yemekten ve üründen uzaklaşıp, devamlı ofis, bilgisayar telaşesinin içinde olmak beklentilerini tam olarak karşılamıyor. İstiyor ki, 5- 6 kişilik bir ekiple butik bir mutfak konsepti kursun... Bütün ürünleri taze taze alsın... Doğal ürünlerle çalışsın... Her şeyden önemlisi, her yemeğe ayrı ayrı eğilip, her ürüne tek tek dokunabilsin… Misafiri şaşırtmaya bayılıyor Emre İnanır, Aila İstanbul’un mutfağı ile tam da bu hayalleri

kurduğu süreçte tanışıyor. Eylül 2018’den bu yana restoran mutfağını yöneten deneyimli şef, son bir yıldır restoran mutfağına kattığı yeni yorumlar ve sunumlar ile müdavimlerini oluşturmuş bile. Her mevsim menüsünü yenileyen Aila İstanbul, şefin sıra dışı lezzetleri ve sunumlarıyla bu sezon da konuklarını şaşırtmaya devam edecek! Misal, geçen sonbahar şefin mutfağından yiyip de tadına

doyamadığınız o köpoğlu var ya, bu sene standartları değiştirilmiş çok farklı bir yorum ve Avrupai bir sunumla tabağınıza gelecek. Menüsü Türkçe kelimelere sadık mekanın bu sezon damak severleri bekleyen başka sürprizleri de var! Midye dolma var mesela. Biber salçası Antep’ten, yoğurdu süzme, ince nişasta ve soda karışımı bir lezzet bombardımanı! Elmalı Kereviz var yine mesela, ciğerin alışılmadık


bir versiyonu ile servis ediliyor. Piraye ile Nazım Hikmet’in aşkı var ki, denemenizi şiddetle tavsiye ederim! Lezzeti hayal gücüyle yakalıyor Emre İnanır, tabakta lezzeti hayal gücüyle yakalayan ender şeflerden. Öyle ki, gece yatarken bile tabağı kafasında bir şizofren gibi kurduğunu dile getiriyor. “Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum… Bu damla sakızı acaba rezene ile mi iyi olur? Üstüne biraz kakule eklesem, krema ilave etsem nasıl olur? diyorum. Sabah bir gidiyorum restorana… Giriyorum mutfağa… Bir deniyorum, bomba olmuş” diyor. Emre Şef, lezzeti böyle yakalıyor. Pişirmeyi nasıl başarıyor peki, favori teknikleri var mı mesela? Anlattığından, kömürle ızgara yapacak kadar geleneksel tekniklere bağlı bir şef olduğuna kani geldiğim Emre İnanır, dünya çapında birçok tekniği de mutfağında uygulamaktan geri kalmıyor. Bu sayede geleneksel ürünleri modernize edilmiş çağdaş bir yöntemle birleştirerek sunan deneyimli şef, tabaktaki sunumu nasıl yorumluyor? Tabakları, lezzeti kadar sunumuyla da hayal gücünün sınırlarını zorlamayı başarıyor mu, mesela?

Sunumda netliğin önemine dikkat çekerek sözlerine devam eden usta şef, “Bence bir tabak net olmalı. Her bir ürünün yeri belli olmalı. İnsanlar yiyeceği ürünleri net olarak görmeli. Misal, yemeğin yıldızı etse, ağırlık onda olmalı. Unutulmamalı ki, garnitür yemeğin yardımcısı, destekçisi, soslar ise tamamlayıcısıdır. Tabakta en çok karbonhidrat, yağ ve protein dengesini gözetirim. Bu aynı zamanda mide sağlığı için de önemli bir kriterdir. Misal, yemeğe 150 gram

et koyduysanız, toplam garnitür miktarının 75 gram olması gerekir” diyor. Rahatsız detaycı Biraz da şefi tanıyalım mı? Mutfakta titiz ve kendi ağzından, ‘rahatsız detaycı’ bir şef, İnanır. Onun mutfağında servise çıkan her tabak lezzet severlerle buluşuncaya dek an be an takip ediliyor. Şef, aynı zamanda sistemli ve kuralcı da! Lezzet, görsellik ve temizliği vazgeçilmez kılan şefin nefesini ekibin ensesinde hissettirmediği tek bir an bile yok! Mutfak ekibini seçerken bilgiye değil, heyecana baktığını söyleyen tecrübeli şef, “Bu işin parayla pulla bir ilgisi yok. Benim için en önemli kriter, heyecan! Bir elemanın duruşundan, bize ayırdığı zamandan, anlatışından heyecanını görebiliyorum. Zaten işi almayı çok isteyen birinin gözleri çakmak çakmak oluyor, o kendini belli ediyor. Mutfak bir vefa işi. Hırslı, istekli ve heyecanlı arkadaşlarla çalışmayı seviyorum” diyor. Brezilyalı futbolcu Ronaldinho’nun, “Ben sevdiğim işi yapıyorum, bir de üzerine para veriyorlar” ifadesinden alıntı yaparak sürdürdüğü keyifli söyleşimizde, aşçılığın aşk ve tutkuyla yapıldığında maddi kazanç beklentisinin bir önem arz etmeyeceğini sözlerine ekliyor.


restaurant 70 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

GastroAntep büyüledi… Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Gaziantep Valiliği Koordinasyonunda Gaziantep’i Geliştirme Vakfı (GAGEV) ile iş birliği içinde, dünyanın en önemli gastronomi merkezlerinden biri olma hedefiyle düzenlediği GastroAntep Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali’nin ikincisi sona erdi. Güneşten, topraktan ve tarihten gelen yerel lezzetlerin dünyaya tanıtıldığı festivali yurt içi ve yurt dışından yaklaşık 1 milyon kişi ziyaret etti.

G

aziantep / Dünya Bankası’nın en rekabetçi 7 şehirden biri olarak seçtiği, UNESCO’nun 116 şehir arasında gastronomi alanında Yaratıcı Şehirler Ağı’nda (UCCN) Türkiye’yi temsil eden ilk şehir olan Gaziantep, dünyanın en önemli gastronomi merkezlerinden biri olma yolunda ilerliyor. Dünyaca ünlü şeflerin ve Türk gastronomi profesyonellerinin workshop ve panellerinin damga vurduğu GastroAntep Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali’nde dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler, Türkiye’nin gastronomi profesyonelleri, gurmeler, gastronomi yazarları, yurt içi ve yurt dışından festivali ziyarete gelen yaklaşık 1 milyon kişi unutulmaz anlar yaşadı.

Kortejle başladı…

12-15 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen festival renkli bir kortejle başladı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’in katılımıyla gerçekleşen biber ve fıstık hasatlarının yanı sıra, sevilen sanatçılar Yavuz Bingöl ve Edis konserleri, workshoplar, paneller, sergiler, mutfak atölyeleri, yemek yarışmaları ve çeşitli etkinliklerle 4 gün boyunca şehir keyifli sahnelere ev sahipliği yaptı. Festivalde Ali Ronay, Rafet İnce, Arda Türkmen, Ömür Akkor, Mehmet Yalçınkaya, Somer Sivrioğlu gibi 64 Türk şefin yanı sıra, 9’u Michelin Yıldızlı olmak üzere 13 ülkeden Eduard Xatruch Cerro ve Paco Torreblanca gibi 21 yabancı şef yerini aldı.

Şahin: “Fıstık için ne gerekiyorsa onu yaptık”

Hasat öncesi kalabalığa seslenen Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Zeugma Müzesi’nin sembolü haline gelen Çingene Kızı’nın bütün Dünya’yı Gaziantep’e çağırdığını söyledi. Şahin, “Her şey topraktan başlıyor, eğer bugün GastroANTEP’i konuşuyorsak 40 ülke buradaysa bu nimetler soframızı zenginleştirdiği içindir. Geçen yıl Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler geldiler, kendi ürünlerini yaparken içerisine fıstığı koydular, fıstığın rengi, kokusu, aroması ürünü tamamen değiştirdi. Dünya’nın bu lezzete ihtiyacı var, şef gittiği yere bu lezzeti tattırınca insanlar acayip beğendi, fıstıkla ilgili zincir marketlerde



restaurant 72 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

satışlarımız arttı. Fıstığa dayalı sanayi ürünlerde patlama yaşandı. Bu işin kaybedeni yok” dedi.

Şahin, Paramotora bindi

Yamaç paraşütçülerin kullandığı motorlu hafif hava aracı olarak bilinen Paramotordan “Kapadokya’nın kalbi Göreme Belediyesi’nden Gaziantep’e Sevgilerle” yazılı afiş açıldı. Başkan Fatma Şahin de Paramotora bindi. Görsel şölenin ardından Antep Fıstığı hasadı başladı, Başkan Şahin ve protokol üyeleri, Dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şefler, Türkiye’nin gastronomi profesyonelleri ve gurmeler fıstık ağaçlarından Antep Fıstığı topladı. GastroAntep festivali dünyaca ünlü Michelin yıldızlı şeflerle taçlandı Bu yıl workshop’ları ile festivale damgasını vuran dünyaca şefler arasında ise; iki Michelin yıldızlı restoranı Jane’de egzotik tatlar sunan dünyaca ünlü şef Nick Bril, iki Michelin yıldızının sahibi ve dünyanın en iyi 9’uncu restoranı Disfrutar ile öne çıkan Eduard Xatruch, iki Michelin yıldızlı restoran Pure C’nin sahibi ve şefi Syrco Bakker, iki Michelin yıldızlı restoran VUN’un şefi Andrea Aprea, restoranı Ristorente Tokuyoshi ile kısa sürede Michelin yıldızının sahibi olan Yoji Tokuyoshi, Thai mutfağının dünyadaki temsilcisi Prin Polsuk, Orta Doğu mutfağını dünyaya tanıtan başarılı şef Joe Barza, Gürcistan’da mutfağın kraliçesi adledilen Tekuna Gachechiladze, üç Michelin yıldızlı restoran Ômer’in başarılı şefi Patrick Laine, kısa süre önce tatlı restoranı CODA ile Michelin yıldızını yakalayan dünyaca ünlü pasta şefi Rene Frank, patisserie dünyasında haute

mutfağının öncüsü Paco Torreblanca, Rus mutfağını yeniden inşa eden şef Igor Grishechkin, iki Michelin yıldızlı restoranı L’Escaleta ile avant-garde mutfağının dünaydaki önemli temsilcisi Kiko Moya, iki Michelin yıldızlı restoranı Il Pabliaccio ile yemek tutkusunu mutfağına yansıtan başarılı şef Anthony Genovese, dünyaca ünlü İtalyan pastacı Gianluca Fusto, Bask Culinary Center’ın ünlü eğitmen şefi Diego Prado, moleküler gastronominin ustası Mohamad Orfali, restoranı RİJKS ile dünyanın en iyi şefi seçilen Joris Bijdendijk, Hotel Cinzia’da risottoların ustası Costardi Kardeşler, Londra’da Kol

Restaurant’ın Meksikalı şefi Santiago Lastra Rodriguez ve Belçika’nın önemli çiftçilerinden Olivier Mehuys, GastroAntep Festivali’nde yerini aldı. Türk gastronomi profesyonelleri düzenledikleri birbirinden farklı panellerle festivale renk katarkken, Local Chef ve Local Chef Üniversiteliler yarışması da tüm heyecanıyla devam etti. Yurt içi ve yurt dışından ünlü şeflerin katıldığı ve dünyanın yalnızca yerel ürünlerle gerçekleştirilen tek gastronomi yarışması Local Chef’te 6 otel yarıştı, Local Chef Üniversiteliler yarışmasında ise 6 üniversite Türkiye’nin gastronomi profesyonellerine hünerlerini sergiledi.



restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

İnoksan GastroAntep Festivali’nde sahneye çıktı Uluslararası GastroAntep Festivali’ne İnoksan Mutfak sponsorluğunda gerçekleşen konferans damga vurdu.

İ

noksan, Türk gastronomisi ve dünya şeflerinin yer aldığı panellerin sahnesini ve mutfağını kurarak GastroAntep Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali’nde yerini aldı. Festivale dünyaca ünlü şeflerin yanı sıra Türkiye’den de gastronomi profesyonelleri katıldı. Şehrin eşsiz dokusunda dolu dolu 3 gün geçiren gastronomi profesyonelleri birbirinden farklı paneller ile gastronomi severlere farklı deneyimler yaşattı. Arda Türkmen, Cüneyt Asan, Nuri Develi, Nadir Güllü, Tahir Tekin Öztan, Sahrap Soysal, Ömür Akkor, Ali Esad Göksel, Mehmet Yaşin, Teoman Hünal, Rafet İnce, Ali Ronay ve daha birçok sektör profesyoneli, şef, gurme ve işletmeci İnoksan sponsorluğunda panellerde yerini aldı.

Vehbi Varlık “Gaziantep Elçileri”ne plaket verdi İnoksan Yönetim Kurulu Başkanı Vehbi Varlık da konferansı yakından takip etti. Yazar Nilhan Aras’ın moderatörlüğünü üstlendiği “Gaziantep Elçileri” adlı oturumdan sonra konuşmacılara plaketlerini takdim eden Varlık, GastroAntep Festivali’nin Gaziantep başta olmak üzere tüm Türk gastronomisine değer kattığını söyledi ve emeğe geçen herkese teşekkür etti. Panelin konukları ise Türkiye’de başarılarıyla bu zengin şehri temsil eden Gaziantepli isimler; Karaköy Güllüoğlu’nun Sahibi Nadir Güllü, Develi Restaurant’ın 4’üncü kuşak temsilcisi Nuri Develi ve Sahan

markasının Kurucusu Tahir Tekin Öztan oldu.

Yıldızlı şefler sahnedeydi! Türk gastronomisinin güçlü isimlerinin yanı sıra dünyaca ünlü şefleri de sahnede ağırlayan GastroAntep Festivali’nde dünyanın farklı ülkelerinden gelen Michelin Yıldızlı şefler İnoksan Monoblok üzerinde demolarını gerçekleştirerek üretim ve başarı hikayelerini izleyicilerle

paylaştılar. Belçika’nın önemli çiftçilerinden Olivier Mehuys, Michelin Yıldızlı şef Yoji Tokuyoshi, duayen şef Alain Ducasse’ın Monte Carlo’daki üç Michelin yıldızlı restoranı Ômer’in şefliğini üstlenen Patrick Laine, Restoranı The Jane’yi hayata geçirerek kısa sürede ilk Michelin yıldızını, sekiz ay sonra ise ikinci Michelin yıldızını kariyerine ekleyen Nick Bril, Rene Frank, iki Michelin yıldızlı şef Kiko Moya gibi isimler konferansa damgasını vurdu.



restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Kastrofest ilk yılında ‘gönüllülerle’ fethetti! Kastamonu’nun ilk gastronomi festivali Kastrofest, “Geleneğe Saygı, Geleceğe Miras” temasıyla gerçekleşti. Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi (DMKİ) öncülüğünde düzenlenen festivale, gönüllü destek veren turizm işletmeleri ve sivil toplum örgütlü kadın inisiyatiflerinin yanı sıra, yemek yarışmalarına canla başla hazırlanan Kastamonulu kadınlar damga vurdu!

K

astamonu’nun doğal, kültürel ve tarihsel mirasına sahip çıkıp, ilin sürdürülebilir gelişimine katkıda bulunmak üzere kurulmuş olan Dünya Mirası Kastamonu İnisiyatifi (DMKİ) öncülüğünde, 27-28 Eylül 2019 tarihlerinde, Kastamonu Valiliğinin himayesinde, Kastamonu Belediyesi’nin destekleriyle düzenlenen Kastrofest – Kastamonu Gastronomi Festivali, muhteşem bir finalle sona erdi. Bu yılki teması “Geleneğe Saygı, Geleceğe Miras” olarak belirlenen festivalde, ülkemizin ünlü şeflerinden Danilo Zanna, Hazer Amani, Sahrap

Soysal ve konuk ülke İtalya’dan katılan şef Michele Esposito’nun gastroshowları ve alanında uzman isimlerin yer aldığı söyleşiler büyük ilgi gördü. Kastamonu’da iki gün boyunca gastronomi şöleni yaşatan Kastrofest’te, ünlü beslenme uzmanı ve diyetisyen Dilara Koçak’ın katılımıyla gerçekleşen “Geleneksel Tatlar Sağlıklı Sofralar” başlıklı gastroshow ve etkinliğe destek veren kuruluşlardan Mutfak Dostları Derneği öncülüğünde, gastronomi ve turizm dünyasından uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşen “Gıdanın Geleceği” üst başlıklı paneller ve

söyleşiler de festival ziyaretçilerince ilgiyle izlendi.

Dolu dolu içerik DMKİ öncülüğünde düzenlenen festivale, gönüllü destek veren turizm işletmeleri ve sivil toplum örgütlü kadın inisiyatiflerinin yanı sıra, yemek yarışmalarına canla başla hazırlanan Kastamonulu kadınlar damga vurdu. DMKİ’nin sözcülüğünü üstlenen Gülsen Kırbaş ve Kastamonulu turizm işletmecisi Yılmaz Kaptan’ın da yoğun emekleriyle gerçekleşen festival, 28 Eylül Cumartesi günü, Hazer Amani, Danilo Zanna gibi gastronomi



restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

dünyasının yıldız isimlerinden gastro showlar,“Geleneksel Kastamonu Köy Yemekleri” gibi birbirinden eğlenceli yemek yarışmaları, “Kastamonu Ev Yemekleri”, “Kastamonu Saray Mutfağı” gibi geleneksel Kastamonu mutfağını yansıtan atölyeler ve çocuk etkinlikleri ile dolu dolu bir içerik sunmaya devam etti.

Kırbaş: “Kentimizin gastronomi turizmi tanıtımı için büyük bir adım olacak” Üyeleri arasında Dr. Atıf Uğurlu, Ali Raif İlaç Sanayi Genel Müdürü Muzaffer Bal, Cubis Art İstanbul Kurucu Ortağı Zeynep Esen, gazeteci Mine Esen Ergür gibi Kastamonu’nun önde gelen isimlerinin yer aldığı DMKİ’nin sözcülüğünü üstlenen Uğurlu Konakları’nın sahibi Gülsen Kırbaş, “Festival için hazırlıklarımızı tamamladık. Bugüne kadar şehrimizin mutfağını hep İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde tanıtmaya çalıştık. Artık herkesin Kastamonu’ya gelmesi ve bu lezzetleri yerine deneyimlemesi gerekiyor. Şehrimizin geleneksel tatlarını tüm Türkiye’ye, hatta tüm dünyaya duyurmasını amaçladığımız Kastrofest, kentin gastronomi turizmi alanındaki tanıtımı için büyük bir adım olacak” dedi.

Gülsen Kırbaş

Reis: “Kente katma değer sağlayacak ve bir ilki gerçekleştirecek” Kastamonu’nun mutfak kültürünün zenginliğine rağmen henüz keşfedilmemiş bir gastronomi destinasyonu olduğunu belirten DMKİ üyesi ve festivalin ana sponsoru olan Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis festivalle ilgili şunları ifade etti: “Kastamonu’da 800’den fazla yemek çeşidi olduğu belirtiliyor; her ilçemizin farklı yemekleri mevcut. Bu zengin mutfak kültürünün herkese tanıtılması için DMKİ olarak yola çıktık. Kastrofest, Kastamonu’nun gastronomi turizminde markalaşması için bu alanda kente katma değer sağlayacak ve bir ilki gerçekleştirecek.

Mehmet Reis

Bundan sonra festivalin sürdürülebilir olması da çok önemli, aslında esas iş festivalle başlıyor. 2018 Türk dünyası kültür başkenti olan Kastamonu bir anlamda yemek kültürünün de başkenti. Şehrimizin mutfağıyla ilgili yiyecek ve içeceklerin, üretme tekniklerinin, sofra kültürünü de araştırarak önce Türkiye’ye sonra dünyaya tanıtmak istiyoruz. Festivalle başlayarak, yöresel mutfak mirasımızı tanıtmaya yönelik, yeni projeleri de hayata geçirmeye devam edeceğiz”. Festivalin, Kastamonu’nun tarih boyunca farklı kültürlerle zenginleşmiş yerel gastronomik değerini öne çıkartarak kentin “yükselen turizm destinasyonu” olarak markalaşmasına katkı sağlaması bekleniyor.



restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Adana, 3 günde 270 bin kişiyi gastronomi ve kültüre doyurdu Bu yıl üçüncüsü, “Büyük Akdeniz Şöleni” temasıyla düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali, üç gün boyunca 270 bin yerli ve yabancı ziyaretçiye şehrin geleneksel mutfak zenginliğini ve kültürel değerlerini doyasıya yaşattı…

A

dana Valiliği’nin ev sahipliğinde 4-6 Ekim tarihlerinde düzenlenen 3. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, 4 Ekim Cuma günü Akdeniz mutfağının yıldızlarını “Bir Lokma Adana / Adana Bites” turunda buluşturdu. Festival açılışı öncesinde gastronomi treniyle “Bir Lokma Adana / Adana Bites” turuyla Adana’yı ve yerel lezzetlerini keşfe çıkan konuk şefler ve basın mensupları Salmanbeyli köyünde Kınalı Eller Kadın Kooperatifi’nin elinden yöresel Adana yemeklerini tattı, birlikte sıkma ve tandır ekmeği pişirdi. Cezerye ve tahin üretimini de yerinde deneyimleyen şefler, narenciye hasadına da katılarak Adana’nın tüm gastronomik değerlerini yakından tanıma fırsatı buldu.

Varda Köprüsü’nü ziyaretin ardından görkemli kortej yürüyüşü ile başlayan festival açılış konuşmalarıyla devam etti.

Demirtaş: “Bir lezzet kenti olarak markalaşmak için büyük bir adım attık” Açılış konuşmasında festival boyunca yerli ve yabancı konukları Adana’da ağırlamaktan dolayı mutluluk duyduklarını belirten Adana Valisi Mahmut Demirtaş şu ifadeleri kullandı: “Adana Lezzet Festivali, UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi alanında dahil olmak için başvurusunu tamamlayan ilimizi, bir lezzet kenti olarak markalaştırma hedefine yönelik

atılmış büyük bir adım niteliğindedir. Valiliğimiz koordinesinde; birçok kurum ve kuruluşun katkısı ve desteğiyle bu yıl üçüncüsü düzenlenen festivalimiz; bu yıl daha da büyüyerek uluslararası bir boyut kazandı. Bu yılki çıkış noktasını “Büyük Akdeniz Şöleni” olarak belirlediğimiz Adana Lezzet Festivali, Adana’nın mutfak zenginliğini en doğru mesajlarla tanıtmak ve Akdeniz ülkeleri arasında ortak mutfak kültürü üzerinden bir dostluk köprüsü kurmak amacıyla hayata geçirilecek. Üç yıldır düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz ve ülkemizin en çok ses getiren gastronomi etkinliğine dönüşen Uluslararası Adana Lezzet Festivali, kapsamlı içeriği, sürdürülebilirliği ve tüm ülkeye yayılan


coşkusuyla örnek bir model oluşturuyor”.

unutulmaz bir şova imza attı. Ayrıca Lübnan ekibinden şef Georges Dagher’in sahne şovu ve Malta ekibinden şef Guido Debono’nun geleneksel mutfaklarını tanıttıkları atölye sunumları Akdeniz’in sımsıcak lezzetlerini Adana’ya taşıdı. 5 Ekim Cumartesi akşamı Yeni Adana Müzesi’nin bahçesinde düzenlenen yemekli gala gecesi bu yıl da hem göze hem damağa hitap etti.

Cüneyt Asan & Dario Cecchini ete doyurdu!

İtalya, Malta, Lübnan, KKTC, İspanya, Fransa, Tunus, Fas, Bosna Hersek, Arnavutluk ve Yunanistan gibi Akdeniz ülkelerinden ünlü şefler, konuk ülkeler Güney Kore, Kolombiya, Endonezya ekiplerini ağırlayan festival boyunca Adana’nın gururu yerel şeflerin yanı sıra ülkemizin en önemli isimlerinden Sahrap Soysal, Danilo Zanna, Ebru Baybara Demir, Eyüp Kemal Sevinç, Yunus Emre Akkor gibi ünlü şefler de ana sahnede Adana mutfağını vurgulayan şovları ve söyleşileriyle festival ziyaretçileri ile buluştu. Festival, ilk gününde, dünyanın en ünlü kasabı, İtalyan usta Dario Cecchini ve ülkemizin en önemli et ustası Cüneyt Asan’ın uzun süre konuşulacak gastro showu ile devam etti. Tabiri caizse, katılımcılar Asan’ın deyimiyle “ete doydu!”

Dünyanın en uzun et şişi rekorlar kitabına girdi Gastronomi Sahnesi, Söyleşi Çadırı, Sergi Çadırı, Atölye Çadırı ile olduğu kadar Çocuk Etkinlik Alanı, Yerel Etkinlik Alanı, Sokak Lezzetleri Alanı ve Konser Sahnesi gibi zenginleştirilmiş alanlarıyla da ziyaretçilerin beğenisini kazanan Uluslararası Adana Lezzet Festivali, bu yıl Guiness Rekor Deneme alanı ile özel bir etkinliğe de imza attı. Festival kapsamında 233,6 metrelik dünyanın en uzun et şişiyle daha önce Çin’in kırdığı rekor geçilerek Guinness Rekorlar Kitabı’na girme başarısı da gösterildi.

Ve sahnede, Adana’nın kadın şefleri!

5 Ekim Cumartesi günü Adana’nın kadın şefleri; Nur Aktı, Pınar Gönen ve Gugi Gücüm sahnedeki yerlerini alarak ziyaretçilere keyifli anlar yaşattı. Festivalin konuk ülkeleri Endonezya ve Kolombiya ekiplerinin geleneksel mutfaklarını yansıttıkları gastro show ve dans gösterileriyle dünyanın renklerini Adana’ya taşıdı. Kolombiya’dan katılan ve UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı tarafından ilan edilen ilk Gastronomi şehri olan Popayanlı şef Yonni Rivera Kolombiya Pasifik bölgesinde yetişen tropik bir meyve olan “chontaduro” ile karides ceviche hazırlayarak geleneksel mutfaklarının inceliklerini ziyaretçilerle paylaştı. Ayrıca ülkemizin ünlü şefleri Sahrap Soysal, Eyüp Kemal Sevinç, Yunus Emre Akkor, Arda Türkmen’in şov ve söyleşileri büyük beğeni topladı.

Danilo Zanna, sahne şovuyla gönülleri fethetti

Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerin akınına uğrayan festivalde, Adana’nın geleneksel mutfak zenginliğinin yansıtan yerel ustalardan ve davetli Akdeniz ülkelerinden mutfak atölyeleri ve şovlar, tadım oturumları, söyleşiler, paneller, çocuk etkinlikleri, kentin önde gelen lezzet markalarının stantları gibi öğeler ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim yaşattı. Pazar günü konuk ülkelerden Güney Kore ekibinin büyüleyici yelpaze ve

dans gösterileriyle dünyanın renklerini Adana’ya taşıyan festivalde, ünlü İtalyan şef Danilo Zanna’nın sahne şovu halk tarafından büyük bir ilgiyle izlendi. Şovunda İtalyan usulü makarna yapan Zanna, coşkulu sunumuyla festivalde


restaurant 82 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Mutfakta Umut Var! Türkiye’de Ankara, İstanbul, İzmir, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere 6 ilde, geçici koruma altındaki Suriyelilere ve ev sahibi topluluktan dezavantajlı gruplara gastronomi eğitimi ile iş imkânı sunmayı amaçlayan Mutfakta Umut Var (MUV) projesi için çalışmalar başladı. Projede eğitim müfredatı Mardinli Şef Ebru Baybara Demir tarafından hazırlanacak.

A

K Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı önderliğinde T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Millî Eğitim Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı ve Şükraan Ekonomik, Tarımsal Kalkınmayı ve Sosyal Gelişimi Destekleme Derneği Ankara’da bir araya geldi. Dünya çapında dezavantajlı gruplar arasında sosyo-ekonomik yetersizliğe sahip bireylere istihdam imkânı sunan Brezilyalı şef David Hertz’in hayata geçirdiği Gastromotiva Hareketi’nden ilham alarak Türkiye’de Ankara, İstanbul, İzmir, Mardin, Mersin ve Şanlıurfa olmak üzere 6 ilde hayata geçirilmesi planlanan Mutfakta Umut Var projesinin lansmanı Başkent Üniversitesi Thermopol Gastronomy Academy’de gerçekleşti.

600 kişiye eğitim ve istihdam sağlanacak

Gıda kaynaklarının azaldığı ve gıda ile ilişkimizi gözden geçirmemizi gereken bir dönemde gıdayı toplumları birleştiren bir araç olarak görerek, farklı toplumsal kesimler arasında dayanışmayı arttırmak, dezavantajlı bireylerin eğitilerek sürdürülebilir iş sahibi olmalarını sağlamak ve eğitimin gerçekleştiği bölgelerde ekonominin gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan Mutfakta Umut Var projesi kapsamında 2 yıl sürecek eğitim için WFP tarafından 2 milyon dolarlık fon sağlanacak. Projede ilk eğitim yılında geçici koruma altında bulunan Suriyeliler ve Türk

vatandaşlarından yaklaşık 600 kişiye mutfak alanında meslek edinme amaçlı eğitimler ile istihdam imkânı sağlanması hedefleniyor.

Katılımcılara ilk 6 ay ekonomik destek

3 aylık mesleki ve teknik beceri eğitimlerini tamamlayan katılımcılar aşçı yardımcısı sertifikası alabilecek. Sertifikasını alan katılımcılara iş deneyimi kazandırılması için ek olarak 3 aylık işbaşı eğitimi de verilecek. Bunun yanı sıra eğitime devam eden katılımcılara ilk 6 ayda ekonomik destek sağlanacak. Eğitim kapsamında mesleki becerilerin geliştirilmesinin yanında iş bulma konusunda özgeçmiş hazırlama, mülakat koçluğu, iş arama ve çalışma izinleri için rehber olacak eğitimler de verilecek. Mutfakta Umut Var projesinde eğitim müfredatı Mardinli Şef Ebru Baybara Demir tarafından hazırlanacak. Müfredatın zenginleştirilmesinde danışmanlık görevini ise 12 yıldır Brezilya, Meksika, Sal Salvadaor ve Cape Town olmak üzere 4 şehirde sosyal gastronomi ve el becerisi geliştirme konusundaki deneyimleri ile binlerce kişiye istihdam sağlayan Gastromotiva Hareketi sağlayacak. Mezopotamya’nın ilk gastronomi okulu projesini 2017 yılında Harran Gastronomi Okulu ile hayat geçiren, Suriyeli ve dezavantajlı kadınlar için gerçekleştirdiği projelerle Türkiye’de sosyal gastronominin öncüsü olan Mardinli şef Ebru Baybara Demir ise şunları söyledi:

“Yerel ürün, yerel mutfak, yerel insan, yerel ekonomi denklemini kurduğumuz takdirde tüm dünyaya hem kendimizi hem de gastronomimizi anlatabiliriz. Binlerce yıllık kadim kültürümüzün topraklarından çıkan, insanlarının doğuştan getirdiği lezzet ve kültürleri her bölgede ayrı ayrı yaşatıp yerel insanlar ile bunları bir sonraki nesillere aktarmamız gerekiyor. Bunun da en iyi yolu eğitimden geçiyor. Bu eğitimler kapsamında dezavantajlı gruplar bunun için en iyi örnek. Gastronomi ile onların hayatını iyileştirerek onlara sürdürülebilir iş verdiğimiz takdirde insanımıza, toprağımıza, ürünümüze ve çiftçimize sahip çıkmış olacağız. Hayata geçireceğimiz Mutfakta Umut Var projesinin herkes için hayırlı olmasını diliyorum.” Yiyecek misafirperverliğin temelidir, insanları bir araya getirir ve hayatları değiştirir. Mutfakta Umut Var’da yiyecek, 600 ihtiyaç sahibi sığınmacıyı ve Türk vatandaşını kendi geçimlerini sağlamaları için güçlendirmeye aracı olacak. WFP’nin temsilcisi olarak, Mutfakta Umut Var’da bir rolüm olmasından onur duyuyorum” dedi. Gerçekleşen imza töreninin ardından dünyaca ünlü şefler David Hertz, Patrick Honauer ve Ebru Baybara Demir Mutfakta Umut Var projesi için mutfağa girdi. MUV kursiyerleri ile workshop gerçekleştiren şefler sosyal gastronominin gücü ile ihtiyaç sahibi kişilerin hayata güvenle katılabileceğini vurguladı.



restaurant 84 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Sonbaharın tadı bu yeni menüde! Mevsime uygun taze içeriklerle yenilenen Kitchenette menüsünde yenilikçi dokunuşlar ile hazırlanan lezzetler yer alıyor. Dünya mutfaklarından farklı lezzetleri bir arada sunan Kitchenette, misafirlerine yıllardır değişmeyen hizmet anlayışı ile keyifli bir deneyim yaşatıyor. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine kadar günün her saatine uygun alternatifler sunan Kitchenette menüsünün farkını ortaya koyan Galette bölümü, otlu, etli, mantarlı ve dört peynirli gibi farklı alternatiflerle daha da güçlendi. Ispanak Pestolu Makarna Salatası, son dönemlerde büyük ilgi gören Meksika mutfağının favori lezzetlerinden Sote Mantarlı Taco, Kitchenette yorumu ile hazırlanan Kaburga Wellington ve Cafe de Paris sosuyla servis edilen Steak & Fries yenilenen menünün dikkat çekenleri arasında yer alıyor

Mondelēz International Türkiye’den atama Mondelez International Türkiye’de görevini Sakız ve Şeker Kategori Pazarlama Lideri olarak sürdüren Doğuş Kezer, Mondelèz International Orta Avrupa Pazarlama Direktörlüğü görevine atandı. 2017 yılında Mondelèz International Türkiye’deki görevine Sakız ve Şeker Kategori Pazarlama Lideri olarak başlayan Doğuş Kezer, görev süresince başarılı pazarlama stratejileriyle şirketin pazar payı, büyüme ve karlılık gelişimine önemli katkılar sağladı. Kezer, 2019 yılı Ağustos ayı itibariyle görevine Orta Avrupa Pazarlama Direktörü olarak devam edecek.30 çalışanını Mondelez International Amerika, İngiltere, İsviçre, Dubai ve Singapur gibi farklı ülkelerde görevlere atayan Mondelez International Türkiye, çalışanlarına uluslararası iş deneyimleri sunuyor.

Sodexo’dan bir ilk Restaurant Pass Mobil Kart Çalışan bireylerin yaşam kalitesini artırmak, müşterisi olan firmalara de en iyi Sodexo deneyimini yaşatmak misyonuyla hareket eden Sodexo Avantaj ve Ödüllendirme Hizmetleri, sanal kart hizmetiyle sektörde bir ilki yaşatıyor. Sodexo tüketicileri için özel olarak hazırlanan Restaurant Pass Mobil Kart, fiziki olarak basılmayan, Sodexo üye iş yerlerinde harcama yapabilmesini ve Sodexo’nun Restaurant Pass için sunduğu tüm hizmet ve ayrıcalıklardan faydalanmanızı sağlayan sanal bir kart olma özelliği taşıyor. Anında ve yüzde 100 güvenli bir kullanım imkanı sunan Restaurant Pass Mobil Kart, çalışanlara da kart dağıtım sorunun ortadan kaldırıyor. Sodexo üye iş yerlerinin fiziki kartın tedarik ve operasyon süreçleri ile vakit kaybetmesini önlerken dijital odaklı firmalar için de harika bir deneyim sunuyor. Çalışan sayısı ve sirkülasyonu yüksek olan firmalarda büyük bir avantaj sağlıyor.

Bir sonbahar lezzeti Türk ve dünya mutfaklarından sunduğu en gözde tatlarla lezzet tutkunlarının gönlünde taht kuran Wish More Hotel İstanbul, Eylül ayı menüsünde yer alan Elma Chutney & Kuzu Loin ile sonbahar mevsimine keyif katıyor. Beş yıldızlı otelin maharetli şefleri, genellikle üzüm, hurma, ekşi meyve gibi tatlarla, soğan ve çeşitli baharatların karışımıyla hazırlanan Hintlilerin Chutney sosunu, bize özel yeşil elma ile harmanlayarak iştah kabartan, mükemmel bir lezzet yaratıyor. Mevsimin taze yeşilliklerinin eşlik ettiği Kuzu Loin ise, ağızda dağılan yumuşacık dokusu ve damakları şenlendiren lezzetiyle misafirlerin iştahını kabartıyor.



restaurant 86 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Hayırseverlik Günü’nde ihtiyaç sahiplerine bir tonluk destek Metro Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki kişi, kurum ve kuruluşların yardımlaşma faaliyetlerinde bulunması ve duyarlılık oluşturulması amacıyla Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 5 Eylül Uluslararası Hayırseverlik Günü’nde ihtiyaç sahiplerine destek oldu. Gıda Kurtarma Derneği’nin Dilovası’ndaki merkezinde Dernek Başkanı Berat İnci tarafından bilgilendirilen gönüllü çalışanlar, ürünlerin temizlenmesi, ayıklanması, paketlenmesi ve etiketlenmesi süreçlerinde aktif rol aldı. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından derneğin gıda bankasından ücretsiz olarak gıda ve gıda dışı ürün alımı yapabilen ihtiyaç sahiplerine yardımcı olundu. Metro Türkiye’nin gönüllü ekibi, 50 aileye meyve - sebze, bakliyat, içecek, konserve, peynir, süt gibi gıda ürünleri ile deterjan, kozmetik, tekstil, kırtasiye, ayakkabı gibi gıda dışı ürünlerden oluşan toplamda bir tonluk dağıtımın gerçekleştirilmesine katkı sağladı. Çalışanlar, Uluslararası Hayırseverlik Günü’nde böyle anlamlı bir projenin parçası olmaktan mutluluk duyduklarını belirtti.

Norveçli Su Ürünleri şirketleri Dünyanın En İyi Protein Üreticileri arasında Dünyanın en sürdürülebilir endüstrilerinden biri olarak kabul edilen Norveç deniz endüstrisi, 2019 Coller FAIRR Protein Üretici Endeksi’nin zirvesindeki yerini korudu. Dünyanın en büyük et, mandıra ve deniz ürünleri üreticilerinin sürdürülebilirlik performanslarının değerlendirildiği endekste, listenin ilk sırası da dahil olmak üzere, ilk 10’da dört Norveçli su ürünleri şirketi yer aldı. Endekste, dünyanın en büyük halka açık 60 protein üreticisinin; sera gazı emisyonu, ormansızlaşma ve biyolojik çeşitlilik kaybı, su kıtlığı ve kullanımı, antibiyotikler, atık ve kirlilik, çalışma koşulları, gıda güvenliği, hayvan refahı, sürdürülebilir proteinler alanındaki sürdürülebilirlik performansları değerlendirildi. Buna göre, dünyanın en büyük somon üreticisi MOWİ ilk sırada yer alırken geçen yılın birincisi Leröy üçüncü, Grieg Seafood altıncı, Salmar ise dokuzuncu oldu. Böylece listeye girmeye hak kazanan tüm Norveç somon üreticileri ilk 10’a girmeyi başardı.

Ouzo Roof’tan gastronomik haz veren lezzetler Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’in teras katında hizmet veren Ouzo Roof Restaurant, yenilenen menüsü ile gastronomik lezzetlerin tadını doyasıya çıkarmak isteyenlerin adresi olmaya devam ediyor. Ouzo Roof, gastronomi dünyasının önde gelen isimlerinden Executive Chef Rafet İnce’nin danışmanlığında hazırlanan Akdeniz mutfağı ağırlıklı menüsü, tarifsiz Kalamış Marina manzarası, ferah ambiyansı ve özgün konsepti ile dikkat çekiyor. Ouzo Roof’un mutfağında ‘sağlıklı beslenme’ kapsamda raw, vegan, vejetaryen gibi farklı konseptler uygulanıyor. Coğrafi işaretli mevsimsel yerel ürün kullanımına da dikkat ettiklerini belirten başarılı şef Rafet İnce, menüde az pişmiş veya ısıl işlem görmemiş yemeklere yer veriyor. Akdeniz ve Ege’ye has otlarla hazırlanan taze tüketilmeye yönelik mezelere Mardin Derik ve Artvin Yusufeli zeytinyağı eşlik ediyor.

Çiftlik lezzetlerini masaya taşıyan ‘brunch deneyimi’ Atelier Real Food; yepyeni bir brunch konseptiyle, 20 Ekim 2019, Pazar günü sezona merhaba diyor. Haftanın son gününü aile üyeleri ve dostlarla birlikte leziz ve keyifli bir şekilde geçirmek isteyenler, Executive Şef Selami Güleryüz ve ekibinin hazırladığı ‘çiftlikten masaya’ konseptli Brunch büfesinde unutulmaz bir yemek serüveni yaşayacak. Dünya mutfaklarının en sevilen örneklerinin sunulduğu ‘Farm to Brunch’ta, konuklar her hafta yenilenen atölyelere bizzat eşlik ederek keyifli ve leziz bir gün yaşarken, minik misafirler, onlar için tasarlanmış ‘Kids Atelier’de t-shirt boyamadan maske yapımına kadar pek çok farklı aktiviteye katılarak hem eğleniyor hem öğreniyor. Pek çok lezzetin, hem göze hem damağa hitap ettiği brunch’ta birbirinden farklı ve ev yapımı ürünlerle donatılmış zengin şarküteri büfesi, konukların kendilerini adeta bir mandırayı ziyaret etmiş gibi hissedeceği süt ürünleri köşesi, taze meyve suları, ev yapımı ekmekler, ev yapımı makarnalar, pideler, Türk ve Akdeniz mutfaklarından seçme tatlılar iştahları kabartacak.



restaurant 88 hotel & hi-tech

gastro aktüel

“Arkandan Ağlar” projesiyle misafirlerini bilinçlendirmeye davet ediyor Geçtiğimiz yıl Hisler ve Hafızalar: Bomonti projesi ile büyük beğeni toplayan Hilton İstanbul Bomonti, çağdaş sanatın en iyi örneklerinin bir arada sunulduğu Contemporary İstanbul’da bu yıl otellerdeki bilinçli tüketim konusuna dikkat çekti. 10 Eylül günü özel bir davetle Contemporary İstanbul için hazırladığı “Arkandan Ağlar” projesini duyuran yıldızlı otel, hazırladığı tabak sunumları ile içinde bulunduğumuz tüketim çılgınlığına eleştirel bir yaklaşım sunarken, toplumda önemli bir farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. Beş yıldızlı otelin Executive Şefi Alexis Atlamazoğlu, projeyle ilgili “Yaşadığımızın toplumda, bilinçli gıda tüketimine teşvik konusunda biz otellere büyük iş düşüyor. Dünyada gıdaya duyulan ihtiyaç bu kadar fazla iken onu verimli kullanmamız gerekiyor. Çöpe attığımız gıdaların aslında bir başkasının yiyeceği olabileceği düşüncesiyle bu konuda toplumsal farkındalığın artmasını amaçlıyor ve buna yönelik uygulamalar gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Lacivert 20. yılını kutluyor Eşsiz manzarası eşliğinde misafirlerine her zaman en iyiyi sunan Lacivert, yeme içme sektöründe 20. yılını geride bırakarak büyük bir başarıya imza atıyor. Akdeniz mutfağından esinlenen zengin menüsü, konforlu iç alanı, boğaz manzaralı terası ve hizmet anlayışı ile yıllar içinde kendi müdavim kitlesini yaratan Lacivert, bir İstanbul klasiği olarak misafirlerini ağırlamaya devam ediyor. İstanbul’un imza restoranların biri olarak misafirlerine dört mevsimi ayrı keyifte yaşatan, yabancı turistlerin yanı sıra iş dünyasının da vazgeçilmezi olan Lacivert, özel lezzetleri ile misafirlerin damaklarında unutulmaz izler bırakıyor. Kurulduğu günden bu yana restoranın mutfağından sorumlu olan Executive Şef Hüseyin Ceylan ve ekibi, geleneksel Türk lezzetlerine kattıkları yenilikçi yorumlar ve özel sunumları ile farkını ortaya koyuyor.

Yenilenen menüsüyle lezzet severleri bekliyor Kaliteli restoran anlayışı, zengin menüsü ve erişilebilir fiyatlarıyla ulaşılabilir lüks kavramını restoran ve kafe işletmeciliğine uygulayan Happy Moon’s Grup bünyesindeki Manhattan Coffee, misafirlerine daha iyi bir hizmet deneyimi sunmak için konseptinde önemli yenilikler gerçekleştirdi. Manhattan Coffee’nin menüsü eşsiz kahvelerinin yanı sıra kahvaltı, öğle ve akşam yemeği seçenekleriyle daha da zenginleştirilirken, menüye sağlıklı beslenme odaklı yeni yiyecekler de eklendi. Konsept değişikliği kapsamında ayrıca, Manhattan Coffee’lerde masaya servis hizmeti de verilmeye başlandı. Manhattan Coffee, Bağdat Caddesi ve Küçükyalı Hilltown’da bulunan iki şubesiyle hizmet vermeyi sürdürüyor.

Baristaların ilhamı ile hazırlanan üç farklı tat Dünyanın dört bir yanındaki baristalardan ilham alan Nespresso kahve uzmanları, uzun denemeler sonunda farklı bölgelerin kahve çekirdeklerini ideal kıvamda kavurarak, Barista serisini hazırladı. Barista Creations serisi, hem sahip olduğu kaliteli kahve çekirdekleri hem de optimum kavurma dereceleri ile sütle harika sonuçlar doğuruyor. Nespresso Barista Creations serisinde birbirinden farklı 3 özel kahve çeşidi bulunuyor. Yumuşak içimli bir Cappuccino için ideal harmanı ile Brooklyn baristalarından ilham alan Chiaro… Biraz daha yoğun tatlardan hoşlananlar için Melbourne’deki baristalardan ilham alan Scuro… ve yoğun kavruk tadıyla İspanyol baristalarından ilham alan Corto...



restaurant 90 hotel & hi-tech

fuar

The Hotel Show Dubai bölgenin durmadan gelişen ağırlama sektörüne güzel hizmet etti

O

rta Doğu’nun lider konaklama fuarı olan ve bu yıl 20.si yapılan The Hotel Show Dubai, 17-19 Eylül 2019 tarihlerinde Middle East Design ve Hospitality Week 2019 günlerinde büyük bir başarıya daha imza attı. Türkiye 73 katılımcı firmasıyla fuardaki en büyük milli katılımcılar arasındaydı. Körfez Birliği Ülkeleri turizm sanayi bin yıllık seyahat eden turist sayısında önemli gelişmeler kaydetti ve bu artışın devam etmesi bekleniyor. Expedia’ya göre bin yıllık seyahat hacminin yaklaşık %70’inin işlerini büyüteceği öngörülüyor.

Türkiye bu önemli platformda geniş ürün yelpazesiyle katılan 73 firma tarafından başarıyla temsil edildi. Ağırlama sanayi de bu trende göre hazırlıklı olması gerekiyor. Binlerce uluslararası karar verici profesyoneli buluşturan fuar, Körfez’in durmadan gelişen otel ve ağırlama sektörü için büyük bir platform olma özelliğine sahip. The Hotel Show fuarına genel müdürler, satın alıcılar, restorancılar ve geliştiriciler ziyaret deneyiminin akla gelebilecek dekorasyon, mobilya ve oda içi teknolojilerinden yiyecek

içecek malzemeleri, spor salonu ve dinlenme donanımlarına kadar her unsurun temsilcileri katılıyor.Fuarın gelecek organizasyonu 15-17 Eylül 2020 tarihlerinde ve aynı mekanda olacak. Yine Middle East Design ve Hospitality Week etkinliklerinin 2.ci etkinliği ile birlikte yapılacak. Böylece bölgenin ağırlama ve iç tasarımda en güçlü etkinlikleri bir arada olup burada oluşacak sinerji de kat kat artacak.


The Hotel Show Dubai served well to region’s rapidly growing hospitality industry Turkey was successfully represented by 73 exhibitors who displayed a wide range of products addressing to the hospitality industry

T

he Hotel Show Dubai was celebrating its 20th edition during the Middle East Design and Hospitality Week 2019 took place at Dubai World Trade Centre, 17 – 19 September 2019. Turkey has been one of the strongest national participants with 73 exhibitors at this important leading point of professionals of the hospitality industry. The GCC tourism industry has seen a rise in millennial travellers in the last few years and

this trend is expected to continue. According to Expedia, ‘nearly 70% of millennial travellers are likely to extend their business’. The hospitality sector in the Middle East has to be prepared to cater to this segment of travellers. During the Middle East Design and Hospitality Week 2019, The Hotel Show Dubai was co-located with INDEX, Workspace, The Leisure Show, Surface Design Middle East, FIM, and INDEX Home. The next edition of the show,

15-17 September 2020 at the Dubai World Trade Centre, The Hotel Show will be part of the region’s 2nd edition of the Middle East Design & Hospitality Week. The region’s most influential events dedicated to hospitality and interior design, are coming together for 3 days at Dubai World Trade Centre and it is expected that a big synergy will be generated with these concurrent and interrelated events.


restaurant 92 hotel & hi-tech

fuar

Sami Hotak: “Sektöre katma değer katan projeler planlıyoruz”

O

tel, restoran ve cafe’lerin ihtiyaçlarına özel, estetik ve zamansız tasarım çizgisiyle tasarlanan ürünleri ile çözümler sunan Jumbo, The Hotel Show Dubai’de, porselen ve çatal kaşık bıçak serilerini tüketicilerin beğenisine sundu. Bu yıl ilk kez katılım sağladıkları fuardan memnun ayrıldıkların ifade eden Jumbo Genel Müdürü Sami Hotak ile fuara ilişkin değerlendirmelerini ve 2020 planlarını konuştuk.

The Hotel Show Dubai, Jumbo için nasıl geçti? Fuara nasıl hazırlandınız, hangi yeni ürünlerinizi sergilediniz? Jumbo olarak katıldığımız ilk yurtdışı fuarımız oldu. Ancak bu bölgede etkin olarak çalıştığımız pek çok bayimiz ve ticaret yaptığımız otel ve restoran işletmeleri bulunuyor. Bu nedenle hem iş ortaklarımızı hem de işbirliği kurmayı hedeflediğimiz kişileri fuara davet ettik. Fuarda, porselen ve çatal kaşık bıçak kategorilerinde HoReCa pazarına yönelik hazırlanan ürünlerimizi sergiledik. Bu ürünler hem son trendlere uygun hem de bölgedeki nihai tüketicilerin ihtiyaçlarına özel olarak kurgulandı. Genel itibariyle hedeflediğimiz sayıda kontak kurduk, ancak geri dönüşleri ile ilgili değerlendirme yapabilmek için henüz erken. Fuarı geçen yılla nasıl kıyaslarsınız, kısa bir değerlendirme yapabilir misiniz? Fuarda ilk yılımız ancak diğer katılımcılar ile görüştüğümüzde fuarın tarihlerinin değişmesi ve diğer fuarlarla birleştirilmesinin,

fuarın genel performansını olumsuz etkilediği bilgisini aldık. Bizim için markamızın yurt dışındaki faaliyetlerini desteklemek ve yeni işbirliklerinin temelini atmak açısından verimli geçti.

2019 yılını nasıl kapatmayı planlıyorsunuz? Gelecek yıldan beklentileriniz neler? Gündeminizde yeni yatırımlar, projeler var mı? Jumbo, geçen yıla kıyasla tüm satış kanalları toplamında %60’ın üstünde bir büyüme gerçekleştiriyor. Bu büyüme trendini önümüzdeki yıllarda da devam ettirmeyi hedefliyoruz. 2019 yılında 7 yeni mağaza açılışı yaptık. Önümüzdeki yıl 8 yeni mağaza daha açmayı hedefliyoruz. Ayrıca Horeca yapısı içerisindeki bölge organizasyonumuzu geliştirerek pazara daha etkin ulaşmayı hedefliyoruz. Gastronomi sektörünü geliştirmeyi hedefleyen ve katma değer katacağına inandığımız projeler planlıyoruz. Gündemimizin diğer bir önemli konusu ise, yurt dışı pazarlarında güçleneceğimiz projelerimiz. Şu anda

50’ye yakın ülkede faaliyet gösteriyoruz. Amerika’nın San Francisco, New York ve Chicago bölgelerinde, Kuzey Avrupa’da ve İsviçre’de yeni projeleri takip ediyoruz, yakında bu bölgelerde satış noktaları açmayı hedefliyoruz.

“Jumbo, geçen yıla kıyasla tüm satış kanalları toplamında %60’ın üstünde bir büyüme gerçekleştiriyor. Bu büyüme trendini önümüzdeki yıllarda da devam ettirmeyi hedefliyoruz. 2019 yılında 7 yeni mağaza açılışı yaptık. Önümüzdeki sene 8 yeni mağaza daha açmayı hedefliyoruz.”


Emrah Gezer:

“2020’de ihracat pazarlarımızı büyütmek ve geliştirmek için çalışacağız”

B

u yıl The Hotel Show Dubai ile birlikte düzenlenen Dubai İndex 2019, profesyonel ziyaretçilerin odak noktası oldu. Bugün 450’den fazla seçkin noktada mutfak mobilyasından kafe, restoran ve otellerin dekorasyon seçimlerine kadar pazarda söz sahibi olan VRL Mobilya da seçkin ürün koleksiyonu ile fuardaki yerini aldı. Her iki fuarın birleştirilerek eş zamanlı gerçekleştirilmesi sayesinde pek çok ziyaretçiyi stantlarında ağırlama olanağı bulduklarını ifade eden VRL Mobilya Pazarlama Müdürü Emrah Gezer ile fuara ilişkin notlarını ve firmanın gelecek yatırımlarını konuştuk.

Dubai İndex 2019, firmanız için nasıl geçti? Fuara nasıl hazırlandınız, hangi yeni ürünlerinizi sergilediniz? Bu yılki Dubai İndex 2019’un The Hotel Show Dubai ile birlikte düzenlenmesinden dolayı daha fazla profesyonel ziyaretçi bekliyorduk. Netice öyle de oldu. BAE ve çevre ülkelerden sektör profesyonellerinden pek çok ziyaretçiyi standımızda ağırladık. Fuar hazırlıkları kapsamında bölgeye birkaç gün erken gelerek mevcut ve potansiyel müşterilerimiz ile toplantı ve ziyaretler gerçekleştirdik. Ayrıca fuarda teşhir edeceğimiz ürünleri büyük biz özenle seçtik. Yeni sezonda koleksiyonumuza ekleyeceğimiz 6 yeni sandalye modeline bu fuarda yer verdik. Yine beklediğimiz üzere yeni ürünler ziyaretçilerimiz tarafından ilgiyle karşılandı. Ürünlerinizde ne gibi özellikler öne çıkıyor, kısaca bahseder misiniz? Ürün tasarımlarımızda kullanıcıların zevk ve konforuna uygun, çağın ihtiyaçlarını karşılayan dizayn ve

sağlamlığı gözetmekteyiz. Bunun yanı sıra kullandığımız materyallerde doğaya dost ve sürdürülebilir kaynak yönetimi ile elde edilmiş hammadde seçimine de özen gösteriyoruz.

Fuarı geçen yılla kıyasladığınızda ne gibi farklılıklar göze çarpıyor, aktarır mısınız? 2018 yılında bu fuara katılmadık. Ancak önceki iki yıl ile karşılaştırdığımızda bu yılki fuarın The Hotel Show ile birleşmesi ve sadece profesyonel ziyaretçilere açık olması kısa süre içinde daha verimli iş görüşmeleri yapmamıza olanak sağladı. Ayrıca horeca kanalı için tüm ürün ve hizmet çeşitlerini barındıran bir fuar olması sebebiyle genel ziyaretçi sayısının da artmış olduğunu biliyoruz. Zaten bir uluslararası fuardan da beklentimiz, ziyaretçi sayısından çok verimli görüşmeler yapılabilecek nitelikli hedef kitleye ulaşabilmek. Index Dubai / The Hotel Show da bu ortamı sağlayabilmiş görünüyor.

VRL Mobilya olarak, yılı ne şekilde kapatmayı planlıyorsunuz? 2020 yılına dair hedefleriniz, projeler var mı? Bu yıl özellikle iç piyasadaki durağan seyir sadece yurt içi satışlar yapan üreticilerin zor durumda kalmalarına sebep oldu. Bu yüzden firma olarak biz son 8 yıldır uluslararası pazarımızı geliştirmek için yatırım yapıyoruz. Hedef bölgelerimizdeki fuar ve iş heyetleri organizasyonlarına katılıp, bireysel iş gezileri gerçekleştiriyoruz. Bu sayede yurt dışı satışlarımızın tüm satışlarımız içindeki payı her geçen gün artıyor. 2019 yılını ortalama bir büyüme ile kapatmayı planlıyoruz. Önümüzdeki yıl mevcut iş planımızı sürdürerek ihracat pazarlarımızı büyütmek ve geliştirmek için çalışacağız. Yine önümüzdeki yıl tamamlamayı planladığımız yeni fabrika inşaatımız bulunuyor. Üretim ve depo alanlarımızı birkaç kat daha büyütecek bu yatırımımız ile sektörümüzün önde gelen oyuncularından biri olacağımıza inanıyoruz.


restaurant 94 hotel & hi-tech

fuar

Türk markaları The Hotel Show Dubai’den rüzgar gibi geçti… Dubai Dünya Ticaret Merkezi’nde 17 - 19 Eylül 2019 tarihleri arasında gerçekleşen The Hotel Show Dubai’ye yaklaşık 70 Türk firması çıkartma yaptı. Bu yıl 20. kez kapılarını açan ağırlama sektörünün uluslararası organizasyonunda, standlarını ziyaret ettiğimiz firmaları fuara ilişkin görüş ve değerlendirmeleriyle haberleştirdik. Bilevci: “Gündemimizde kalite ve müşteri memnuniyetini arttırmak var” The Hotel Show Dubai’ye ilk kez katıldıklarını belirten Samsun Mutfak Genel Müdürü Mennan Bilevci, “Fuar bizim için olumlu ve verimli geçti. Standımızda pasta dolabı, çekmeceli tezgah tipi dolap, make up üniteli dolap ve iki kapılı dik tip şişe soğutucu ürünlerimizi sergiledik. Standlarımızda ürün kalitemiz ve işçiliğimiz kadar benzer ürünlerin yer almaması da ziyaretçilerden tam not aldı” dedi. Yılın, firma açısından planlandığı şekilde gitmediğini ifade eden Bilevci, “Önümüzdeki sezonun daha olumlu ve güzel geçmesi yönünde umudumuzu yitirmeden heyecan ve azimle çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gündemimizde kaliteyi ve müşteri memnuniyetini arttırmaya yönelik birtakım yeni planlarımız ve operasyonel çalışmalarımız bulunmakta” dedi.

Kuzucu: “Yeni pazarlarda yeni müşteriler edinerek işimizi büyüteceğiz” The Hotel Show Dubai’nin gerek ürün çeşitliliği gerekse hitap ettiği kitle doğrultusunda iyi geçtiğini ifade eden Mutaş Mutfak Genel Müdürü Murat Kuzucu, “Fuar öncesinde potansiyel alıcı olarak değerlendirdiğimiz bölgedeki bayi bazlı çalışma yapan firmaları standımıza davet etmiştik. Milli katılım olması sebebi ile hem organizatör hem de İstanbul Ticaret Odası’nın farkı hissettirilir biçimde ziyaretler gerçekleşti” dedi. Bölgenin yüksek potansiyeliyle fuar katılımlarının her daim faydalı olacağı düşüncesini paylaşarak sözlerine devam eden Kuzucu, “Ürünlerimiz hem görsel hem kullanım hem de dayanım olarak artık Avrupa menşeili ürünler ile ayırt edilemeyecek kaliteye ulaşmıştır. Mutaş Mutfak olarak, bize gelen talepleri fuar sonrasında siparişe dönüştürmeye çalışacağız. Fuar standımızda pişirici serilerimiz ve fırınlarımız ile yerimizi aldık. Ancak hacim ve ağırlıkları sebebi ile sergileme imkanı bulamadığımız çamaşır makine grubumuz ve soğuk odalarımız ilgi çekti” dedi. Bu yılın pazar daralması ve fiyat artışlarına karşın firmanın hedeflediği satış oranlarını yakaladığını belirten Kuzucu, “Bu güven ile alt yapı ve ArGe yatırımlarımıza devam edeceğiz. Özellikle ihracat kanalında daha iyi sonuçlar almayı, yeni pazarlarda, yeni müşteriler edinerek hizmet vermeyi ve işimizi büyütmeyi hedefliyoruz. Yeni çıkartmayı düşündüğümüz bazı ürünleri derneğimiz TUSİD organizasyonundaki fuarda sunmayı düşünüyoruz” dedi.


Mercanoğlu: “Kısa sürede Avrupa’dan ciddi talepler aldık” Oteller, restoranlar, kafeler, bahçeler ve kış bahçelerine yönelik üretimini sağladıkları outdoor ısıtıcılar ile The Hotel Show Dubai’de bu sene ilk kez yerini alan Warmout, fuardan olumlu görüşmeler ve taleplerle ayrıldı. Ürünlerinin tamamını kendi fabrikalarında, tüm dünya ülkelerine uygun standartlarda tasarladıklarını belirten Warmout Genel Koordinatörü Banu Mercanoğlu, “Fuara Metal Hotel Yönlendirme İşaretleri ve Dış Mekan Isıtıcılarımızla katıldık. Hem işlevsel hem de görsel anlamda müşteri memnuniyetinin yüksek olduğu ürün grubumuz özel tasarımlarıyla oteller ve restoranlar için şık seçimler olabiliyor. Ürünümüzün özellikle lüks segmentte yerini bulacağına inanıyorum” dedi. Avrupa’dan kısa sürede ciddi talepler aldıklarını belirten Mercanoğlu, “Şu an mevcuttaki 10 farklı modelimizin yanı sıra 2020 yılı için tasarlamakta olduğumuz 3 ila 5 yeni modelimizi daha ürün gamımıza katmayı planlıyoruz. Önümüzdeki yılın ülkemiz için daha verimli olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

Sunar: “2019’u büyüyerek kapattık” İşteks Yönetim Kurulu Başkanı Alp Sunar, The Hotel Show Dubai’nin umduklarından çok daha iyi geçtiğini belirtti. Standlarının Dubai dışında Abudabi, Bahreyn,Umman, Katar, Saudi Arabia, Pakistan ve Hindistan gibi birçok ülke tarafından ziyaret edildiğini anlatan Sunar, “İlk kez katıldığımız bir fuardı. Standımızda otel ve kafe çalışanları için tasarladığımız yeni koleksiyonumuzla yer aldık. Rahat çalışmaya imkan veren modellerimiz, kullananı iyi hissettiren kumaşlarımız ve şık tasarımlarımız ile ziyaretçilerden olumlu tepkiler aldık, faydalı görüşmeler sağladık” dedi. Bu yılı büyüyerek kapattıklarını açıklayan Sunar, 2020’nin online satış ve yurt dışına açılma konusunda atılım yapmayı hedefledikleri bir yıl olacağını da ayrıca sözlerine ekledi.

Tortumlu: “Ürünlerimizle farklı bir bakış açısı sunmaya çalıştık” The Hotel Show Dubai’nin firma adına olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını ifade ederek sözlerine başlayan Detay Turizm ortaklarından Fazıl Tortumlu, “İlgililerin ve yapılan görüşmelerin hedef odaklı olması bizim açımızdan olumlu bir fuar havasını sağlamıştır. Bu fuarda özellikle lokal tedarikçi arayışı içinde olduğumuzdan üretici kimliğimizi daha da öne çıkaran sunumlar ile hedef kitlemizi ağırladık. Öncelikli olarak private label üretim yapabilme imkanını müşterilerimizin zihninde oluşturmak istedik. Burada temel mantığın, var olan marka ürünü satmak, var olan yeni serileri görmek olduğu konusundaki bilgimize rağmen, kendi çizgilerini ve markalarını oluşturabilme imkanının altını çizerek, hedef kitlemize farklı bir bakış açısı sunmaya çalıştık. Bu yaklaşıma ilginin sonucunu da zaman gösterecek. Fuara ilk kez katıldıklarını söyleyen Tortumlu, “The Hotel Show Dubai’de iç piyasada satışına başlamadığımız Clean & Fresh serisinin yeni ürünlerini hedef kitlemizin beğenisine sunduk” dedi. 2019’un Detay Turizm için büyüme hedeflerini gerçekleştirecekleri bir yıl olacağını aktaran Tortumlu, “3. çeyrek itibariyle verilerimiz bunu gösteriyor. Gelecek yıl için ekonomik verilerin iyileşmesi ile artan iş hacminin destekleneceğini düşünüyoruz. Önümüzdeki sene hayata geçireceğimiz yeni ürünlerimiz olacak. Bu fuarların güzel bir tarafı da rakiplerinizin yeni ürünlerini ve konsantrasyon noktalarını görerek, global pazarda yeni trendleri ve sektörün yönü konusunda fikir sahibi olabiliyorsunuz” dedi.


restaurant 96 hotel & hi-tech

fuar

Küçükoğlu: “2020’de ürün yelpazemizi genişleterek, %30 büyümeyi hedefliyoruz” The Hotel Show Dubai’yi profesyonel ziyaretçilerin katılım gösterdiği ciddi bir organizasyon olarak değerlendiren Makfa / Yüksek Elektronik Mühendisi Afşin Küçükoğlu, “Öncelikle İstanbul Ticaret Odasına destekleri için teşekkür ederek başlamak istiyorum. Geçen sene Big5’a katılmıştık. Oradaki müşteri porftöyü daha farklıydı. The Hotel Show Dubai’ye ilk defa 2010 yılında katıldık. O yıldan sonra da yerleşik temsilcilerimiz ile bölge de yerimizi aldık. Dubai’ye sanıyorum bu altı ya da yedinci doğrudan gelişimiz oldu. En son dünyanın en yüksek oteli olan, Gevora Otel’e de ürünlerimizi verdik. Bu fuar, oldukça profesyonel ziyaretçilerin yer aldığı ciddi bir organizasyon. Konuyla ilgisiz ve gereksiz bir kalabalık durumu hiçbir zaman yaşanmıyor. Bazı fuarlarda olduğu gibi binlerce katalog dağıtmıyorsunuz, standınıza gerçekten işi bilen sektör profesyonelleri geliyor ve keyifli sohbetler yaşıyorsunuz” dedi. Fuarda en yeni ürün ve sistemlerini tanıttıklarını belirten Küçükoğlu, “Standımızda en son yaptığımız parmak izi ile çalışan modelimizin yanı sıra otel kartı ile çalışan kasa modelimizi de sunduk. Ayrıca online sistemimizin de ön tanıtımını yapma imkanı bulduk. Fuarımız hem mevcut müşterilerimiz hem de ziyaretçilerimiz ile iyi bir diyalog ortamında geçti” dedi. Bu yılı, iç pazarın da hareketlenmesi ile yüzde 30 büyüme hedefini yakalayarak, kapatmayı hedeflediklerini aktaran Küçükoğlu, “Satış konusunda hiçbir zaman agresif bir firma değiliz. 30’u aşkın ülkede temsilcilerimiz ile projelerde yer alıyoruz. Amacımız, halihazırda devam eden ilişkilerin üzerine yılda 3-4 adet yeni temsilci ve ülke eklemek. Fuarda da Somali için iyi bir anlaşma yaptık. Tanzanya, Gana, Fildişi ile çalışıyoruz. Ancak Somali’ye ilk girişimiz olacak. Gelecek sene, sanıyorum bölgemizdeki risklerin azalması ile MENA ve Türkiye’de işler daha iyi gidecektir. 2020 yılında ürün yelpazemizi genişleterek yine %30 büyümeyi hedefliyoruz” dedi.

Yakupoğlu: “İç piyasada iyi durumdayız, hızla markalaşıyoruz” GastroPlast Genel Müdürü Hasan Yakupoğlu, The Hotel Show Dubai’nin güzel geçtiğini, fuara en iyi şekilde hazırlanarak yerlerini aldıklarını söyledi. Bir önceki yıla 50 yeni ürün ekleyerek, toplamda 350’ye yakın ürünü standlarında sergilediklerini anlatan Yakupoğlu, “Geçen sene fuara bireysel olarak katılan tek firma olabiliriz. Bu sene milli katılım olduğu için 60-70 firma vardı. İkramlar hızlı ve güzeldi. Katılım iyiydi. Fuarda özellikle polikarbonat bardak çeşidimizi üç katına çıkardık. Horeca sektörünün ihtiyaç duyduğu başta polikarbonat kırılmaz gastronom küvetler, kare küvetler, bardaklar, tepsiler, servis ekipmanları, masa üstü kase ve tabakları, dispensırlar ve fişek sosluklar vb. ürünlerimiz ile gerçekleştirdiğimiz imalatta yerli ve yabancı müşteriler ile çalışıyoruz.” dedi. GastroPlast olarak bu yılı geçtiğimiz yıla göre %25 büyüme ile kapatmayı öngördüklerini açıklayan Yakupoğlu, “Bu hedef doğrultusunda yolumuza devam ediyoruz. 2020 yılından beklentilerimiz, büyük ülkemizde ve dünyada iş yaptığımız mevcut firmalar dışında potansiyel ülkeler ve yeni müşterilerle çalışmaya devam edeceğiz. Gelecek yıl ihracatta ülke sayısını 60’a çıkarıp, yaklaşık 150-200 aktif cari ile çalışmayı hedefliyoruz. İç piyasada iyi durumdayız ve hızla markalaşıyoruz. Ocak 2020 itibariyle 1-2 büyük projeyle yolumuza devam edeceğiz.”


Elçi: “The Hotel Show Dubai ile pazarın potansiyelini gördük” Bu yıl The Hotel Show Dubai’ye ilk kez katıldıklarını belirten Stil44’ten Mimar Ayşe Elçi, fuarın her açıdan verimli geçtiğini söyledi. Dubai pazarında showroom açarak ürünlerini daha kolay müşteriye ulaştırma kararı aldıklarını belirten Elçi, “2020 yılında Dubai pazarına daha fazla önem vererek ihracatımızı arttırmayı hedefliyoruz. Gelecek yıl fuarda tekrar yer alacağız ve ürünlerimizi sergileyeceğiz” dedi. Fuarda aksesuar, küçük mobilya grubu gibi dekoratif ürünlerin yanı sıra elişi seramik karo ve lavaboları ve duvar panolarını beğeniye sunduklarını ifade eden Elçi şöyle devam etti: “Kendi koleksiyonumuzun yanı sıra müşterinin isteğine göre üretim yapabilme kabiliyetimizin olması çok ilgi gördü. Yaklaşık bir yıldır Dubai ve çevre ülkelerin ürünlerimiz ve özel imalatlarımız için uygunluğunu araştırıyorduk. Bu fuar ile pazarın potansiyelini görmüş olduk. Konu ile ilgili pek çok görüşme yaptık ve fikir alışverişinde bulunduk. Aynı zamanda Dubai’de iş yapan bazı Türk firmaları ve ticari ataşemiz ile de görüşme olanağı bulduk.”

Çevik: “2020’de yüksek kapasiteli, değişik buz tipleri üreten modellere yatırım yapacağız” Horeca kanalında dört yıldır buz makinası üretimi gerçekleştiren Climaxcooler A.Ş., The Hotel Show Dubai’de yeni modelini tanıttı. Fuarın ziyaretçi azlığına rağmen hedefledikleri birkaç büyük alıcıya ulaşmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Climaxcooler A.Ş.’nin İhracat Direktörü Timuçin Çevik, “Fuarda yeni ürünümüz olan “Ankastre” Buz Makinası’nı ziyaretçilerin beğenisine sunduk. Sektörde yeni bir firma olduğumuzdan bu tanıtım bizim için çok önemliydi. Önden hava alıp verebilen bir sistemle soğutma işlemini gerçekleştiren ankastre modelimiz; oteller, restoranlar, barlar ve kafelerde özellikle proje uygulayıcılarına kolaylık ve esneklik sağlayabilecek bir özelliğe sahip. Bu tarafıyla gerek yer sıkıntısı sorunu yaşayanlar gerekse tasarım hassasiyeti olan kullanıcılar için güçlü bir çözüm ortağı olduğumuzu düşünüyorum” dedi. Firmanın önümüzdeki döneme ilişkin hedeflerine de kısaca değinen Çevik, “2018’in 2. yarısında ve bu yıl içinde hedeflediğimiz Fransa, Almanya, Rusya ve Körfez bölgesi gibi ana pazarlara ve 25 ülkeye ihracat gerçekleştirdik. 2020 yılında değişik ebat ve yüksek kapasiteli ve değişik buz tipleri üreten modellere yatırım yapıp, pazara sunmaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

Pekşen: “Teknik kumaşlarda katma değeri yüksek ürünler üzerinde çalışıyoruz” Ev dışı tüketim kanalında alez, masa örtüsü, yatak örtüsü ve mutfak önlüğü ürünleriyle öne çıkan By Anotolia Teknik Tekstil, The Hotel Show Dubai’de bu yıl ilk kez katılım gösteren firmalardan biri oldu. Fuarın güzel geçtiğini, ancak ziyaretçi sayısının azlığı ve yeterince ilgi görmemesi sebebi ile firma olarak tatmin olmadıklarını belirten By Anotolia Teknik Tekstil İhracat Müdürü Mehtap Pekşen, fuarda sergiledikleri yeni ürünlere dair şu bilgileri verdi: “Yeni ürün kapsamında teknik kumaş olarak; sıvı geçirmez, leke tutmaz, yıkanabilir masa örtüsü üretimi yaptık. Alez, masa örtüsü, yatak örtüsü ve mutfak önlüğü fuarda öne çıkan ürünlerimiz arasında yer aldılar. Yatak örtüsü hariç tüm ürünlerimiz sıvı geçirmez olduğunu da ayrıca belirtmek isterim.” By Anotolia Teknik Tekstil olarak sürekli geliştiklerini söyleyen Pekşen, “Kendi bünyesinde konfeksiyon atölyesi kuran firmamız, 2010 yılında bitmiş ürün gamına yenilerini katmayı hedefliyor. Bununla beraber teknik kumaşlarda katma değeri yüksek ürünler üzerinde de çalışmalarımız devam ediyor.


restaurant 98 hotel & hi-tech

fuar

Karasu: “Gündemimizde yeni projeler, yeni yatırımlar mevcut” The Hotel Show Dubai’nin verimli geçtiğini söyleyen ABC Tekstil Müşteri Temsilcisi Burak Karasu, “Geçen yıl The Hotel Show’da yoktuk ama ondan önceki yıllarda birkaç kez katılımımız olmuştu. Bu yıl özellikle geçmiş yıllara göre daha fazla hareketlilik ve firma çeşitliliği gözümüze çarptı. Elbette bunda Dubai’nin nüfusu ile beraber artan yabancı ziyaretçi sayısının da etkisi büyüktü. Fuar, beklediğimiz yoğunlukta olmasa da, verimli görüşmeler yaptığımıza inanıyoruz. Bu görüşmeler paralelinde kurduğumuz kontaklar devam ediyor. Umarım ikili ilişkilerin sonunda hedefimize ulaşmış olacağız” dedi. Fuarda otel grubuna hitap eden ürünleriyle yer aldıklarını belirten Karasu, “Standımızda kataloğumuza eklediğimiz yeni modellerimizi sergiledik. Tasarımı ve kalitesiyle olduğu kadar ilk dokunuşta verdiği güzel hissiyatıyla da diğer katılımcı ülke ve firmalara kıyasla fark oluşturduğumuzu düşünüyoruz” dedi. ABC Tekstil’in bu yıl ile beraber 2020’ye ilişkin planlamalarına da kısaca değinen Karasu, “Bu yıl, sipariş adetlerimizi ve kazancımızı bir önceki yıla göre daha da arttırarak kapatmayı planlıyoruz. Mevcut ilişkilerimizi daha da iyileştirip, yeni müşteri ilişkileri kurarak daha çok istihdam sağlamak ve ülkemize daha çok döviz kazandırmak en büyük amacımızdır. Her gelecek yıldan da beklentimiz de bu yöndedir. Gündemimizde yeni projeler, yeni yatırımlar mevcut. Önümüzdeki fuarlara da bu projelerimizi dahil ederek katılmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Çakır:”2020’de ihracattaki büyümemizi arttırmak istiyoruz” Banket ekipmanları, açık büfe üniteleri, restoran servis arabaları, valiz taşıma arabaları ve kat temizlik arabaları kategorisinde, yaklaşık 200 çeşit ürünü ile profesyonel işletmelerin çözüm ortağı olan Ormel Otel Restaurant Mutfak Ekipmanları, The Hotel Show Dubai’de sergilediği yeni nesil ürünleriyle ziyaretçilerin beğenisini topladı. Fuarın, Ortadoğu’nun en prestijli buluşma noktası olduğunu belirten Ormel Otel Restaurant Mutfak Ekipmanları firma ortağı Mehmet Çakır, “Dünyanın en önemli uluslararası organizasyonlarından biri olan EXPO 2020’nin Dubai’de gerçekleştirilecek olması nedeniyle, mevcut otel kapasitelerinin yükseltilmesi, yaklaşık 400 yeni otel ve ağırlama sektörüne yönelik projenin hayata geçmesi planlanıyor. Bu yüzden burada yer almak önemliydi ve beklentimiz dahilinde dönüşler alıp, bağlantılar kurduğumuzu söyleyebilirim” dedi. Ormel’in üretimde öncelikli olarak, hizmet sektörü ihtiyaçlarının kolay ve hızlı şekilde karşılanmasını gözettiğini anlatan Çakır, “Katlanabilir, iç içe girebilir ve stoklanması kolay ürün tasarımlarımız, senelerdir müşteri kitlemizin memnuniyetini sağlamakta. Ürün yapılarımızda ise, dayanıklılık, estetik ve kolay kullanımı dikkate almaktayız. Yoğun Ar-ge faaliyetleri sonucunda 2016’da seri üretimine başladığımız yükseklik ayarlı katlanır podyum fuarda oldukça ilgi gördü. Sağlam yapısı, sadece tek kişi ile çok daha kolay ve güvenli bir şekilde katlanıp açılabilmeyi sağlıyor. Böylece çok daha az zamanda operasyonel faaliyetlerinizi gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Bunun yanında daha kolay hareket eden ve duvar kağıtlarına zarar vermeyen kat arabaları ve valiz taşıma arabaları, tek bir noktadan alınan elektriği ve datayı masadan masaya aktaran soket sistemli toplantı masaları da fuar süresince ziyaretçilerimizin beğenisini topladı” dedi. Bu yıla damga vuran ihracat başarısını önümüzdeki yıl daha da ileriye taşımayı hedeflediklerini belirten Mehmet Çakır, “Ülkemiz sınırları içinde gerçekleştirdiğimiz çalışmaları, dünya standartlarına taşıyıp, yurt dışında birçok ülkeye hizmet vermekteyiz. Kendi marka ve ürünlerimizle, ülkemizi en iyi şekilde temsil etmenin sorumluluğu bilinciyle, çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. İsrail, Fas, Fransa, Romanya, Macaristan, Bulgaristan, Polonya, Kazakistan, Arnavutluk, BAE, Katar olmak üzere birçok ülkeye her yıl artan oranlarda ihracat yapmaktayız. 2019’un ilk altı aylık periyodunda ihracatımız, toplam ciromuzun %50’sini oluşturdu, gelecek yıl bunu daha ileriye taşımayı hedefliyoruz” şeklinde sözlerini tamamladı.


Öztiryaki: “Fuar, yeni projeleri öğrenme konusunda verimli sonuçlar vermiştir”

The Hotel Show Dubai’nin, şirketin Ortadoğu pazarındaki yerini güçlendiren önemli buluşma noktalarından biri olduğunun altını çizen Öztiryakiler İhracat Müdürü Özlem Öztiryaki, “17-19 Eylül 2019 tarihlerinde Dubai’de 20. defa düzenlenen Ortadoğu’nun en büyük Otel-Restoran Ürünleri-Ekipmanları ve Tasarımı Fuarı The Hotel Show’a Öztiryakiler olarak 2. kez katıldık. Gulf Host fuarlarının devamı niteliğindeki bu büyük organizasyon, şirketimizin Ortadoğu pazarındaki yerini güçlendiren önemli fuarlardan biridir. Fuara toplamda 2 binden fazla katılımcı ile birlikte tüm Ortadoğu’dan ve çevre bölgelerden 90 binden fazla ziyaretçi gelmiştir” dedi. Uluslararası bir fuar olması sebebi ile Ortadoğu haricinde dünyanın diğer ülkelerinden de katılımın yoğun olmasının fuarın önemini daha da arttırdığını ifade eden Öztiryaki, “Bu fuar, müşteri portföyümüzü geliştirme ve yeni projeleri öğrenme konusunda oldukça verimli sonuçlar vermiştir” diye konuştu.

Ağılönü: “The Hotel Show Dubai, bizi Ortadoğu’ya yatırıma motive etti” The Hotel Show Dubai’ye beş yılın ardından bu yıl ikinci kez katılan Modaslan, Ortadoğu’nun lider konaklama fuarından beklentilerinin üzerinde bir performansla ayrıldı. Fuarın nitelikli ziyaretçi katılımı açısından son derece başarılı geçtiğini ifade eden Modaslan Pazarlama Direktörü Utku Kaan Ağılönü, “İşin en başarılı kısmı da, fuar boyunca ağırlıklı profesyonellerden oluşan bir ziyaretçi kitlesiyle bir araya gelebilmemizdi. Katılımcılar, beklediğimizden çok daha iyiydi. Sadece kendi sektörümüzden üniformacıların sayısının azlığı dikkat çekiciydi. Bağlı bulunduğumuz sektörü temsilen daha fazla firma katılımı sağlanmış olsaydı, gelen ziyaretçiler daha verimli değerlendirme olanağı bulabileceklerdi” dedi. Fuara konsept koleksiyonları ile katıldıklarını anlatarak sözlerine devam eden Ağılönü, model seçimlerine dair şu bilgileri verdi: “Fuara 5 farklı konsept koleksiyonumuz ile katıldık. Fuar öncesi hazırlık sürecinde farklı coğrafya, demografi ve hedef kitlelerine hitap eden otel koleksiyonları hazırladık. Sergilediğimiz ürünler arasında gerek modern, gerek klasik tasarımlara sahip estetik ve fonksiyonel kıyafetler yer aldı. Bu organizasyon sayesinde partnerlerimize hizmet yelpazemizin ne kadar geniş olabileceğini gösterme fırsatı bulduk. Fuar aynı zamanda bize, ürün ve hizmetlerimizin Ortadoğu pazarında birincil olarak tercih edilebileceğini de açıkça gösterdi, bizi pazara yatırım yapmak için motive etti. Önümüzdeki yıllarda pazarla ilgili yatırım planlarımızı daha aktif hale getirmemiz gerektiğinin sinyalini verdi.” Fuarda stand ve çevre konumlanmasının önemine de kısaca değinen Ağılönü, “Biz, gerek stand konumumuz gerekse yakınında bulunduğumuz diğer katılımcılar açısından çok doğru bir yerdeydik. Çevremizde ağırlıklı mobilya tedarikçileri vardı. Sergilenen büyük parçalar ve iç mekan tasarımları arasında renkli koleksiyonlarımız fazlasıyla dikkat çekti” dedi. Son olarak Modaslan’ın büyüme planlarına ilişkin görüşlerini de paylaşan Ağılönü, 2019’un, geçmiş yıllara göre daha iyi geçmesine rağmen halen beklenen verimliliğin sağlanamadığını belirtti. 2020’den daha fazla umutlu olduklarını söyleyen Ağılönü şöyle devam etti: “Gerek otellerin artan dolulukları gerekse hayata geçen yeni konsept yatırımlar, firmaların projelerini hızlandırarak sektöre olumlu bir etki yapıyor. 2020’den daha çok umutluyuz. Üretim rakamlarımıza baktığımızda, yılın ilk üç çeyreğinde ortalama %5 büyüme kaydettik. Tabii bizim için aslolan, yılın son çeyrek rakamları. Bu yüzden, yıl sonu itibariyle yaklaşık %8-9’luk bir büyüme rakamını yakalayacağımızı düşünüyoruz.”

Aydın: “Yurt dışı pazar payımızı arttırmak istiyoruz”

The Hotel Show Dubai’de bu yıl ilk defa yerini alan Stark Menü, oteller ve restoranlara yönelik tasarladığı ürünleriyle ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Ürün ve zaman olarak kısa bir sürede hazırlandıkları fuarın firma için son derece verimli geçtiğini dile getiren Stark Menü firma sahibi İhsan Aydın, “Ağırlıklı olarak otel odalarına deri ürünler ve restoranlara menü kapları üreten bir firmayız. Ürünlerimizin bazıları deri kaplı ahşap bazıları da ithal mukavva kaplı suni veya hakiki deri malzemeden üretiliyor. Bu fuarda da oda sümeni, kumanda kabı, deri kaplı tepsiler, director vb. ürünlerimizle yer aldık. Bizim en önemli özelliğimiz kaliteli ve dayanıklı ürünler üretmemiz ki, oteller ve restoranlar en aşağı 3-5 yıl rahat kullanabiliyorlar. Ürünlerimiz hem kalite hem de tasarım olarak farklı olduğu için fuarda Türk ürünlerine de ilgi yoğun oldu. İlgiden memnunuz” dedi. 2019’un turizm sektörü için iyi bir yıl olduğunu anlatarak sözlerini sürdüren İhsan Aydın, “Döviz karşında TL’nin değer kazanması otellere, beraberinde de sektörümüze olumlu yansıdı. 2020 yılı umutlu görünüyor” dedi. Stark Menü olarak bu yıl %30 büyüme kaydettiklerini söyleyen Aydın, yurt dışına bayilik vererek ihracat paylarını yükseltmelerini ifade ederek, “The Hotel Show Fuarı ile beraber yurt dışı pazarlara da açılmak istiyoruz. Şu an Dubai, Katar, Irak, Kıbrıs, Almanya ve İngiltere ülkeleriyle bayilik görüşmelerimiz devam ediyor. Hedefimizde ihracat payımızı arttırmak var” şeklinde konuştu.


restaurant 100 hotel & hi-tech

fuar

Hostmilano ağırlama sektörünün bütün trendlerini sergileyecek Ağırlama sanayinin en büyük fuarlarından biri olan etkinlik 18-22 Ekim 2019 tarihlerinde Fiera Milano’da yapılacak. Türkiye 73 katılımcısıyla en büyük milli katılımcılar arasında.

C

atering, makarna, pizza, dondurma, kahve, bar, unlu mamuller ve dekor: hepsi bir fuarda. “Made in Italy” ile dünya çapında aynı konseptte olan Hostmilano fuarıyla bir çatı altında görücüye çıkıyor ve ağırlama sanayinin bütün trendlerini ve inovasyonları sergiliyor. Sektörün İtalyan ve başka ülkelerden gelen önemli markaları Hostmilano’da buluşuyor. Ağırlama sanayinin bu önemli fuarı toplamda 2 binden çok, Türkiye’den de 73 katılımcıyı ağırlayacak. Bu beş günlük fuar boyunca ziyaretçiler, en zengin bir menü, pişirme sanatı etkinlikleri, yuvarlak masa toplantıları, şef ödülleri, tasarımcılar ve başka bir sürü lezzetli sunum ve etkinliklerin

toplandığı küresel bir mutfak gibi olacak.

Bütün Ho.Re.Ca trendleri Hostmilano’da sunuluyor Kahvenin “üçüncü dalgası”, artan catering deneyimleri, müşterilerin “yeşil” hasreti, dekor ve formatların sürdürülebilirliği... Fuarın her yılında olduğu gibi profesyonel ağırlamanın sayısız sunumları, yeni lansman ve gösterileri için Hosmilano’yu seçiyor. Bu yıl da geçmiş yıllara nazaran daha da artan bir oran ve çeşitlilikle sektördeki son yenilikler bu fuarda profesyonel ziyaretçilerle buluşacak. 500’den fazla etkinlik programlandı Bardan unlu mamullere, catering

çeşitleri, dekor, dondurma ve biyanka sanatına kadar sektörün bütün dallarında 500’den fazla etkinlik menüsü ziyaretçileri bekliyor. Fuarın her bir sayısı sadece orada olmayı değil, Ho.Re.Ca. sektöründeki ulusal ve uluslararası firmaların bir toplanma merkezi değil, aynı zamanda Üçüncü Milenyum için trendlerin belirlendiği bir yer olarak da şekil alıyor. Sebep basit; beş gün sürecek olan Fiera Milano etkinliği sadece inovatif teçhizat ve çözümlerin sunulduğu bir iş fırsatı olarak değil, aynı zamanda ziyaretçilerin şirket sunumlarından pişirme demonstrasyonlarına kadar çok duyulu deneyimleri de bulacağı bir ortam sunuyor.


Hostmilano to show all trends of the hospitality industry The major show of the hospitality industry will be held at Fiera Milano, 18-22 October 2019. Turkey is one of the leading national pavilions with 73 exhibitors.

C

atering, pasta, pizza, ice cream, coffee, the bar, the bakery and décor: all at one unique show. The concepts synonymous with Made in Italy success across the globe will come together “under the same roof” for the 41st edition of Hostmilano (at fieramilano, from 18 to 22 October 2019), an event that is all about innovation and the hotbed of trends in the hospitality world, as well as the ideal place at which to meet the most important firms in the sector, both national and international. The leading fair of the hospitality industry is ready to open with over 2,000 exhibitors from around the world including 73 exhibitors from Turkey. But what visitors and professionals will find over the course of the five-day show is a real global “kitchen”, where a rich menu of exhibitions and cookery demonstrations, samples and tasting pathways, round tables, and cook-offs between bakery maestros, awardwinning chefs, baristas and designers will enrich what is the sector’s largest observatory in terms of trends and innovations, investigated in their every glamorous detail.

All the Ho.Re.Ca trends are launched at Hostmilano The “third wave” of coffee, increasingly experiential catering, the customer’s desire for “green”, the sustainability of décor and formats. As with every edition, the countless declinations of the professional hospitality universe consider Hostmilano the place to be, a key stop on the way to becoming true global trends. Some examples? Coffee, which, having moved away from the

Or, lastly, how sustainability and the green approach has become the key to reinterpreting not only food (even dessert), but also the format and décor of restaurants, thanks to made to measure solutions.

espresso monoculture, is increasingly ready to “capture” new customers who seek quality and experimentation. Or fashion, now very much part of the room in hotels and kitchens, with its trendy and functional collections. Not to mention the way design has become a precious element of ‘contamination’ in the bakery and catering world, able to influence both the preparation of dishes and materials on the table.

More than 500 scheduled events A menu of more than 500 events across all sectors, from the bar to the bakery, by way of catering, décor, the ice-cream parlor and arte bianca. Edition after edition, Hostmilano has not just become the place to be, a meeting point for the most important national and international firms in the Ho.Re.Ca sector, but also one that anticipates the trends that are set to mold the hospitality culture in the Third Millennium. The reason is simple, the five-day Fiera Milano show not only a unique business opportunity in which to find innovative equipment and solutions. Among the stands and halls, visitors can also enjoy a real multi-sensory experience, from company presentations to cookery demonstrations by award-winning chefs, from creations by bakers and cake designers to exhibitions by the best baristas and bar tenders. There is also room for in-depth analysis and seminars providing the latest updates as to market evolution and the hottest topics of the day, whether this be training and apprenticeships for youngsters entering the profession, the challenges facing professionals at international level, sustainability of processes and layouts, communication and sales techniques, or the innovation of formats.


restaurant 102 hotel & hi-tech

fuar

Kusursuz şıklığıyla Nude göz kamaştırıyor Şişecam’ın global tasarım markası Nude, kuruluşundan itibaren benimsediği “Yalın güzeldir” (Simple is beautiful) mottosunu servis koleksiyonlarına da yansıtıyor.

N

ude’un Ambiente Fuarı’nda tasarımseverlerle buluşan “Silhouette” koleksiyonu, ödüllü tasarım stüdyosu Space Copenhagen ile ilk kez yapılan iş birliği sonucunda oluşturuldu. Çerezlik, sunum tabakları ve kaselerden oluşan işlevsel koleksiyon, geometrik bölmelere sahip modern tasarımıyla dekoratif amaçlı da kullanılabiliyor. Signe Bindslev Henriksen ve Peter Bundgaard Rützou isimli dünyaca ünlü iki tasarımcının 2005 yılında kurduğu Space Copenhagen Dizayn Stüdyosu tarafından camın yalınlığından ve zerafetinden ilham alınarak tasarlanan Silhoutte servis ailesinde, karamel ve saydam olmak üzere iki farklı renk bulunuyor. Camın doğasına göre kenarların, hacmin ve eğrilerin uyum içerisinde tasarlandığı koleksiyon,

sunumlarında fark yaratmak isteyenler için eşsiz bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Camın en yalın hali Dünyanın üçüncü en büyük cam ev eşyası üreticisi Şişecam Topluluğu’nun global tasarım markası Nude, dünya prömiyerini 2014 yılında Maison Objet Paris’te yaptı. Ardından Milano ve Frankfurt’taki uluslararası fuarlarda boy gösterdi ve büyük beğeni topladı. Tüm koleksiyonlarını “Simple is Beautiful” (Yalın Güzeldir) felsefesi ile tasarlayan Nude; Ron Arad, Nigel Coates, Joe Doucet, Pentagon Design, Tomas Kral, Mikko Laakkonen, Tamer Nakışçı, Erdem Akan ve Ali Bakova’nın da aralarında olduğu dünyanın saygın tasarımcıları ile çalışıyor.

Nude tasarımları Milano ve Türkiye’de Paşabahçe Mağazaları’nda satılıyor. Global ölçekte ise Selfridges, Bergdorf Goodman, WallpaperSTORE*, The Conran Shop Paris ve London, La Rinascente Milan, MOMA (Francisco, New York, Tokyo), Lane Crowford Hong Kong, Printemps Paris satış noktaları arasında yer alıyor. nudeglass.com ile de dünyanın yüzyirmi ülkesine satış yapılıyor.


Space Copenhagen on Silhouette for Nude

Nude has worked with award-winning design studio Space Copenhagen for the first time on a mesmerising collection entitled ‘Silhouette’. Made up of trays, vessels and bowls, the ‘Silhouette’ collection features ornamented objects with a functional purpose.

F

luid and organic shapes run throughout the collection: the broad outline of the glass bowls evokes an open hand and invites users to engage with the object. The Danish design-duo has reinterpreted ancient motifs in the new crystalline tray collection for Nude. Featuring geometric compartments, the clean lines of the tray recalls ancient relics filtered through a highly modern lens. “The collection is a manifestation of our intuitive fascination of glass and the craft. The idea is to encapsulate the liquid qualities of the beautiful material in a chosen, defined state of the process” – Space Copenhagen


restaurant 104 hotel & hi-tech

fuar

Gıda sektörü CNR’da rekora koştu 109’u yabancı 2.000’den fazla markanın buluştuğu CNR Food İstanbul, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi ile karşılandı. CNR Food İstanbul’u 117 ülkeden yerli ve yabancı 50 binden fazla kişi ziyaret etti. Yabancı katılımcı sayısını geçen yıla göre yüzde 57, yabancı ziyaretçi sayısını ise yüzde 70’in üzerinde arttıran CNR Food İstanbul’da katılımcı firmaların, kurdukları iş bağlantılarıyla 3 milyar doların üzerinde bir ticaret hacmi sağladığı ifade ediliyor.

D

ünya gıda sektörünün ilgi ile takip ettiği CNR Food İstanbul, CNR EXPO İstanbul Fuar Merkezi’nde CNR Ambalaj İstanbul – Gıda İşleme Sistemleri, Paketleme ve Ambalaj Özel Bölümü ile eş zamanlı olarak gerçekleştirildi. CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık’ın düzenlediği; Ticaret Bakanlığı, İstanbul İhracatçı Birlikleri (İBB), Türkiye Gıda ve İçecek Federasyonu ile KOSGEB tarafından da desteklenen CNR Food İstanbul’un yabancı katılımcı sayısı geçen yıla göre yüzde 57, yabancı ziyaretçi sayısı ise yüzde 70’in üzerinde artış gösterdi. 4 gün süren fuarda yerli ve yabancı ziyaretçilerin yoğun ilgisi ile karşılaşan katılımcı firmaların, yaptıkları iş bağlantılarıyla 3 milyar doların üzerinde bir ticaret hacmi sağladıkları ifade ediliyor. Çekya’nın partner ülke olduğu CNR Food İstanbul Fuarı aralarında İngiltere, Norveç, Sri Lanka, Arjantin, Bangladeş, Gambiya, Maldivler, Meksika, Dominik Cumhuriyeti, Zimbabve, Burkina Faso ve Benin’in de bulunduğu 117 ülkeden ziyaretçileri ağırladı. Çekya, Hindistan, İran ve Belarus milli katılım sağladı Resmi açılışını CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Andrej Babis’in birlikte gerçekleştirdikleri CNR Food İstanbul’da 109’u yabancı 2.000’den fazla markanın 10 bini aşkın ürünü sergilendi. Bu yıl Çekya, Hindistan, İran ve Belarus milli katılım sağladığı CNR Food İstanbul’a Ürdün, Tunus, Malezya, Bulgaristan, Polonya, Arnavutluk, Makedonya, Sırbistan, Özbekistan, Suriye, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya ve Vietnam ile birlikte 17 ülkeden firmalar katıldı. BIA ile yabancı ziyaretçi sayısı %70 arttı Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bulunan CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem, “Fuarımızda geçen yıla oranla, katılımcı ve ziyaretçi anlamında, büyük bir gelişme yaşadık. Fuarımızın tüm paydaşlarının mutlu olması bizleri ayrıca gururlandırıyor.

Özellikle yeni pazarların ve iş modellerinin keşfedildiği fuarımızda kurulan iş bağlantılarıyla global ticarete katkı sunmuş olmamız, bizler için gurur kaynağıdır” dedi. Düzenledikleri fuarlarda yabancı alıcı sayısını artırarak, doğru ürünü doğru alıcı ile buluşturmak amacıyla Business Intelligence AgencyBIA (Global Pazar İstihbarat Sistemi) big data yönetim sistemini kullandıklarını açıklayan Ceyda Erem, “BIA 5 kıtada 186 ülkede yerli ve yabancı 10 milyon katılımcı ve ziyaretçi datasına sahip bir sistem. 2 yıldır kullandığımız BIA big data yönetim sistemi sayesinde fuarlarımıza katılan yabancı profesyonel alıcı sayısını ikiye katladık. CNR Food İstanbul’da da BIA sayesinde yabancı katılımcı sayısı geçen yıla göre yüzde 57, yabancı ziyaretçi sayısını ise yüzde 70’in üzerinde arttırmayı başardık” diye konuştu. Yenilebilir heykeller ziyaretçileri büyüledi Fuarın ilgili çeken kısmını yenilebilir sanat sergisi oluşturdu. Kendine has dokunuşlarıyla farklı tatlardan yeni lezzetler tasarlayıp yenilebilir sanata katkı sunan usta şefler pastadan heykel,

çikolatadan kule yaparak ziyaretçileri büyülediler. Fuar kapsamında ayrıca CNR Holding ve Türkiye Aşçılar Federasyonu tarafından organize edilen “7 bölgenin 7 hünerli eli ile Anadolu Lezzetleri” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Selçuklulardan günümüze zengin Anadolu mutfak kültürünün en lezzetli örnekleri özel bir şölen ile ziyaretçilere sunuldu. Usta şefler ayrıca 7 bölgenin özelliklerini taşıyan noktalarda gün boyunca hazırladıkları Anadolu lezzetlerini tattırıp, keyifli workshoplarla bu özel reçetelerin püf noktalarını ziyaretçilerle paylaştılar.



restaurant 106 hotel & hi-tech

fuar

WorldFood İstanbul 45 ülke 500 katılımcı 20.746 ziyaretçiyi ağırladı

2

7. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı -WorldFood İstanbul, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde 4-7 Eylül tarihleri arasında ziyaretçilerini ağırladı. ITE Türkiye tarafından düzenlenen Fuarın destekçileri T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, T.C. Ticaret Bakanlığı, KOSGEB, Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), TÜGİDER (Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği), PAKDER (Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşletme ve Paketleme Sanayicileri Derneği), İHBİR (İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamülleri İhracatçıları Birliği), ETÜDER (Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği, MARSAP (Marmara Bölge Satınalma Yöneticileri Platformu) ve Aşçılar Derneği idi. WorldFood İstanbul Fuarı’nın 27.’sinin başarıyla tamamlandığını ifade eden WorldFood İstanbul Fuar Direktörü Semi Benbanaste, her yıl daha çok katılımcı ile yol almaktan dolayı mutlu olduklarını ifade etti.

350’den fazla yerli katılımcı, 1.000’i aşkın marka 27. WorldFood İstanbul’da perakende zincirleri, içecek, süt ve süt ürünler, et ve

tavuk ürünleri, yaş sebze-meyve, deniz ürünleri, dondurulmuş ürünler, temel gıdalar ve yağlar, şekerli mamuller, unlu mamuller, hububat ve kuruyemiş gibi başlıklarda pek çok marka ve üretici 27. WorldFood İstanbul’da olacak. 350’den fazla yerli katılımcı ve 1.000’i aşkın markanın yer aldığı Fuarda, son dönem tüketim trendleri ile birlikte yükselen bir başka değer olan özgün yöresel lezzetler de fuarın ilgi odağı olarak katılımcı ve ziyaretçilerle buluşturuldu. Dört gün boyunca Fuarla eş zamanlı gerçekleştirilen etkinlik programında konferanslar, katılımcı tarif ve tadım atölyeleri, şef şovları, yarışmalar ve tadım şovları ile sektörün üst düzey karar vericileri, departman direktörleri, yerel yöneticiler, akademisyenler, ünlü şefler, gıda girişimcileri, gastronomi uzmanları, teknoloji uzmanları ve gazeteciler bir araya geldi. Gıda ve içecek sektöründe faaliyet gösteren üretici, toptancı, perakendeci ve ithalatçı sektör profesyonelleri yanında Fuarda, lojistik çözümler ve sağlık ürünleri kategorisinden de önemli isimler programda yer aldı. Fuara özel tasarlanan Konferans Sahnesi ve Show

Mutfağı’na ev sahipliği yapan Food Arena’da, gıda ekonomisi, HoReCa satın alması, gıdada sıfır atık, gastronomiyle inovasyon, tüketici yönelimleri, gıda güvenliği ve tarımda ulaşılabilirlik konuları gündeme taşındı. WorldFood İstanbul katılımcıları ve ziyaretçileri; 2020’nin hedeflerini belirlemek, yeni satış stratejileri oluşturmak ve müşterilerinin memnuniyetini üst düzeye çıkaracak yöntemlerini güçlendirmek için yardımcı olacak pek çok güncel bilgi ve trendlere ilişkin bilgilere sahip oldular.

Fuara ‘Gıda Sektörünün 2020 Gündemi’ damgasını vurdu

WorldFood İstanbul Fuarı, sektörün önde gelen isimlerinin gerçekleştirdiği oturumlarda katılımcıları, 2020 yol haritalarını çizmek, yeni satış stratejileri oluşturmak ve müşterilerinin memnuniyetini üst düzeye çıkaracak yöntemler belirlemek konusunda yardımcı olacak pek çok güncel bilgiyle buluşturdu. Fuarın ilk günü öğleden sonra gıda sektörünün geleceğine ışık tutan oturumlar gerçekleşti. Moderatörlüğünü Gazeteci – Spiker Didem Arslan Yılmaz’ın gerçekleştirdiği


‘Gıda Sektörünün 2020 Gündemi’ oturumuna katılan İHBİR (İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) Başkanı Haluk Okutur, ETÜDER (Ev Dışı Tüketim Tedarikçileri Derneği) Başkanı Melih Şahinöz ve T.C. Ticaret Bakanlığı İhracat Genel Müdür Yardımcısı Musa Demir görüşlerini paylaştı. İlk günün, bir diğer öne çıkan oturumu olan ‘Gıdada Sıfır Atığı Hedefle, Doğal Döngüyü Sağlayarak Karını Arttır!’ın moderatörlüğünü TİDER Kurucu Başkanı, EkoRE CEO’su Serhan Süzer gerçekleştirdi. Konuşmacılar arasında İstanbul Ticaret Borsası Başkan Yrd. PAKDER Başkanı, TÜGİDER Başkan Yrd. Hakkı İsmet Aral ve Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis görüşlerini paylaştı. Fuarın ikinci günü gerçekleşen ‘Geleceğin Tadına Bakın’ adlı oturumun moderatörlüğünü Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe gerçekleştirirken, X İletişim Kurucusu Cem Karakuş, UCLG -MEWA Genel Sekreteri Mehmet Duman, Şef, Eğitmen Umut Karakuş ve d.ream Tedarik Zinciri ve Satın alma Direktörü Volkan Yazar konuşmacı olarak yer aldı.

Mutfak ekipmanları sponsorluğunu Kayalar Mutfak üstlendi Aşçılar Derneği iş birliği ve Kayalar Mutfak “mutfak ekipmanları sponsorluğunda gerçekleşen tadım şovlarda mutfak profesyonelleri malzemeyi tanıma ve trendlere hâkim olma şansını yakalandı. Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Ay, Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Necat Çuhadar, Aşçılar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Fatih Açıkça, Suvla Executive Chef Ersin Avşar, Gezi İstanbul Executive Chef Ayvaz Akbacak, Cheddar Burger Executive Chef Halis Aydın ve Executive Chef

Rüzgâr Sünbül şovlarını gerçekleştirildi. Ayrıca katılımcı firmaların yeni ürünler ve yeni tekniklerle yeni tat ve tariflere dair ip uçları verdikleri yemek şovları tüm ziyaretçiler için ilham kaynağı oldu. Şef Emrah Fandaklı, Şef Rafet İnce, Şef Fevzi Şener ve Şef Burçin Bilge Show Mutfağında hünerlerini sergiledi.

Bonfilet, ete doyurdu!

TTürkiye’yi ilk kez paketlenmiş et ve et ürünleri ile tanıştıran Bonfilet, Türkiye’de et sektörünün öncüsü olarak fuardaki yerini aldı. Sektörde bir asrı aşkın tecrübeye sahip Bonfilet ana sponsorluğunda Executive Chef Rafet

İnce, düzenlediği workshop ve tadım etkinlikleriyle sağlıklı ve güvenilir et tüketiminin yanı sıra et çeşitlerine göre pişirme yöntemlerini eğlenceli şovlarla et severlere sundu. Bonfilet’in gerçekleştirdiği tadım etkinliğinde Şef Rafet İnce ile birlikte Bonfilet’in deneyimli döner ustası da ziyaretçilere döner servisi yaptı. Et severlerin yoğun ilgi gösterdiği workshopların sonunda 3 kişiye çeşitli hediyeler verildi. Türkiye’nin önde gelen şeflerinden Rafet İnce’nin şovları ile ilgi çeken etkinlikte sağlıklı ve güvenilir et tüketimi, lezzetli et pişirme teknikleri uygulamalı olarak anlatıldı. Etkinlikte Rafet İnce ziyaretçileri ilginç sunumlarla şaşırtırken, sunulan tarifler tam not aldı.


restaurant 108 hotel & hi-tech

yeni mekan

Belçikalı Bro’s Burger&Kitchen Türkiye’de… Belçikalı Bro’s Burger&Kitchen, Akaretler’deki görkemli açılışını gastronomi, sanat, cemiyet ve iş dünyasından seçkin misafirlerin katılımıyla gerçekleştirdi. Yıl içinde Akaretler ile birlikte eş zamanlı olarak Maslak’ta da hizmet vermeye başlayan mekan yakında, Bağdat Caddesi’nde de lezzet severlerle buluşacak.

B

elçikalı Bro’s Burger&Kitchen’ın Marka Kurucusu ve Executive Şefi Asif Malik, Kayalar Mutfak’ın Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya ve Bro’s Burger&Kitchen Şirket Ortağı Nurettin Şevik ev sahipliğinde sektöre iddialı bir giriş yaptı.

Etler, markaya özel çiftlikte üretiliyor Balıkesir’de markaya özel çiftlikte üretilen etlerin Executive Şef Asif Malik önderliğinde ve Şef Mehmet Orkun‘un Türk damak tadına özel reçetesi ile hazırladığı menüde hamburger yanında verilen özel soslu patates ve 3 farklı çeşitte ev yapımı hazırlanan soğuk içecekler de misafirlerden tam not aldı. Açılışa özel hazırlanan 600 hamburger stoğunun 2 saatte tükendiği açılış; sanat, cemiyet ve iş dünyasından seçkin misafirleri ağırladı. Yeni şube Bağdat Caddesi’nde açılacak Bu yıl içerisinde Akaretler ile birlikte eş zamanlı olarak Maslak’ta da hizmet vermeye başlayan Bro’s Burger&Kitchen yakında Anadolu Yakası’nda da lezzet severlerle buluşacak.


Kayalar Mutfak’ın kalite ve deneyim farkının da yansıdığı Bro’s Burger&Kitchen’ın lezzetleri ile buluşmak için http://www. brosburgerkitchen.com web sitesinden sipariş verebilir, marka ile ilgili detaylı bilgilere @brosburgerkitchen ve @brosburgerkitchenturkey sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz.


restaurant 110 hotel & hi-tech

yeni mekan

Tadında Anadolu’dan en yeni konsept

Harman

M

isafirlerine binin üzerinde geleneksel yemeği modern yorumlarla sunan Tadında Anadolu, Anadolu mutfak kültür müzesi ve zengin kitap seçkisiyle yemekten çok daha fazlasını sunuyor. TAV iştiraki olan BTA bünyesinde yer alan Tadında Anadolu, yeni konsepti Harman ile İstanbul Havalimanı’na füzyon mutfağını getiriyor.

Mutfağı Şef Muhsin Ertürk’e emanet! İstanbul Havalimanı dış hatlar pasaport kontrol sonrasında yer alan ve 1.700 metrekareye yayılan Tadında Anadolu’nun kendi içerisinde özel köşeleri bulunuyor. Bunlardan biri de Tadında Anadolu Harman-Füzyon mutfağı. Anadolu mutfağının özünü korurken yemekleri modern bir şekilde yorumlayan konseptte Şef Muhsin Ertürk özel yorumlarıyla birbirinden lezzetli reçeteler hazırlıyor. Ertürk’ün yönetimi ve sunumuyla füzyon mezeleri ve yemekleri yerel teknikleri kullanılarak beğenilere sunuluyor. Şefleri çalışırken izlemeye imkan veren mekan tasarımı

Anadolu mutfağının kültür mirasını koruyarak, eşsiz lezzetleri geçmişten günümüze sunan Tadında Anadolu, yeni konsepti Harman ile füzyon mutfağını İstanbul Havalimanı’na getiriyor. Anadolu mutfağının özü korunmuş nefis yemek seçeneklerini modern bir şekilde yorumlayan Şef Muhsin Ertürk, menüsünü her mevsimde farklı lezzetlerden oluşturuyor. sayesinde gurme tatların yapılış sürecine an be an tanıklık etmek mümkün oluyor.

Yemeğin hikayesi anlatılıyor Her mevsimde farklı lezzetler sunarak servis edilen menüde Harman’a özel yorumlanan Tirit, İskenderun’a özgün özenle seçilmiş özel olarak kurutulan Anadolu baharatlarıyla sunulan karides mantı, benzersiz zeytinyağlı rezene yerli ve yabancı misafirlerin en çok ilgisini çeken yemekler arasında yer alıyor. Anadolu yemeklerini mevsiminde hepsi dönüşümlü olarak menüde yerini aldığı Harman’da Tüm menüler ortaya veriliyor ve paylaşımlık olarak adlandırılıyor. Bu kurgu Anadolu’da birlik, beraberlik ve hoşgörünün temsili olarak öne çıkıyor.

Her yemek ile birlikte şef veya garson yemeğin temasını ve hikayesini misafire servis ederken anlatıyor. Örneğin Humus… Nohut, tahin, zeytinyağı, kimyon, bıldırcın yumurtası ve Anadolu baharatları ile hazırlanan Humus, Akdeniz Bölgesi’nin şehir mutfaklarında tanınan ve bilinen özel bir başlangıç yemeği. Asırlar boyunca Ortadoğu’da birçok ülke arası tartışmalara konu olan Humus’un Türk mutfağında da hatrı sayılır bir yeri var. Harman için özel olarak hazırlanan Humus’ta kullanılan 3 bıldırcın yumurtası ile Türkiye’de en iyi yorumlanan iller olan Antakya, Gaziantep ve Antalya temsil ediliyor. Kenar kısımlarında bulunan renkli baharatlar ise Mezopotamya renklerini ve İpek Yolu’nu yani Baharat Yolu’nu simgeliyor.



restaurant 112 hotel & hi-tech

hotel-tech

Form’dan teknik eğitim Ev dışı tüketim sektörüne yönelik çözümler sunan Eczacıbaşı Profesyonel; Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin, başarılı araştırma projelerini ödüllendirdiği Baykuş Ödülleri’nde ‘Altın Ödül’e layık görüldü. “Meraklı Baykuş” kategorisinde bu yıl gerçekleştirdiği ’Dijital Dünyaya Bakış ve Çevre Duyarlılığını Anlama’’ isimli araştırmasıyla yarışan Eczacıbaşı Profesyonel, sektörde bir ilki gerçekleştirdiği ve farklı bir bakış açısı sunduğu için yarışmadan ‘Altın Ödül’le döndü.

F

orm iştiraki Form Endüstri Ürünleri A.Ş.’nin 30 yılı aşkın bir süredir deneyiminin bulunduğu ve kısa süre önce yerli üretimine başlanan ısı pompaları alanında Form merkez servisi ile yetkili servislerin ve ısı pompası satış personelinin katıldığı bir teknik eğitim toplantısı gerçekleştirildi. Form’un İzmir Pancar OSB’de yer alan fabrikasında düzenlenen ve toplamda 28 kişinin katıldığı eğitimde; Ar-Ge’si Form Endüstri Tesisleri A.Ş. bünyesinde geliştirilmiş yerli üretim su kaynaklı ısı pompalarının genel yapısı, komponentler, yazılım ve otomasyon senaryoları ile kurulum, devreye alma ve arıza onarımlarda dikkat edilecek konular hakkında detaylı bilgi paylaşıldı. Bunun yanı sıra toplantı süresince katılımcı servisler yeni ürün hakkında kendi saha tecrübelerine ve birikimlerine yönelik görüşlerini paylaştı. Uygulamalı eğitimin de yapıldığı toplantıda, üretim alanı ve ürün test standı da gezilerek ürün üzerinde bilgi paylaşımı yapıldı ve merak edilenler hakkında yöneltilen sorular yanıtlandı. Katılımcılar tarafından büyük ilgi gören eğitim, ürünün ortaya çıkış sürecinde yer alan AR-GE Müdürü Muhammed Damar ve AR-GE Müdür Yardımcısı Cansu Özçelik tarafından düzenlendi.

Damar: “Bu özel ürünü piyasaya sunmaktan gurur duyuyoruz’’ Eğitimde Form’un ısı pompaları alanındaki deneyim ve tecrübesine vurgu yapan AR- GE Müdürü Muhammed Damar şunları söyledi: “55 yıldır iklimlendirme sektörüne yön veren ve su kaynaklı ısı pompaları konusunda 30 yıllık deneyimimizle öncü bir firma olarak yerli ısı pompalarımızı piyasa ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak geliştirdik. Bunun yanı sıra bu ürünlerin ana kart ve yazılım gibi detaylarını da yine bilgi birikimimizi ve ihtiyaçları

göz önünde bulundurarak hazırladık. Piyasadaki yüzlerce su kaynaklı ısı pompası projesinin uygulayıcı firması olarak tüm tasarım, Ar-Ge ve üretim süreçleri tarafımızca gerçekleştirilen bu ürünleri gerek gaz gerekse su devresinde üst seviyede koruma ve otomasyon yönetimi ile donattık ve profesyonellerin dikkatine sunduk. Müşterilere kullanım kolaylığı sağlayabilmek amacıyla özel donanımlarla oda termostadı üzerinde geliştirmeler yaptık. Müşterilerimizin üründen maksimum derecede verim alabilmesi için fan hızı konusundaki beklentileri karşılayabilmek adına 3 ayrı fan hızı seçebilme imkanı tanıdık. Aynı zamanda ana kart üzerinden kontrol edilebilen 2 kademeli ısıtıcı sayesinde de cihazların direk taze hava ile çalışması sağladık. Yeni ısı pompalarımız Modbus veya Bacnet otomasyona uyumlu olarak direk sahaya sevk edilmekte, müşterinin ihtiyaçlar doğrultusunda diğer BMS taleplerine de cevap verebilmektedir. Bunun gibi birçok inovatif yaklaşımda bulunduğumuz bu yeni ürün ile Form olarak su kaynaklı ısı pompası uygulamalarındaki iddiamızı artırmaktan ve ülke ekonomisine katkıda bulunacak bu özel ürünü piyasaya sunmaktan dolayı büyük gurur duyuyoruz.’’

İklimlendirme sektörünün lider firmalarından Form Şirketler Grubu, yerli üretime başladığı su kaynaklı ısı pompaları için “Yerli Malı’’ sertifikası aldı. 30 yıla yakın bir süredir ısı pompaları alanında öncülük eden Form, İzmir Pancar O.S.B.’ndeki üretim tesislerinde Form markası ile ürettiği yerli ısı pompaları sayesinde ürün yelpazesini genişletiyor ve her türlü kurumsal iklimlendirme ihtiyacını karşılamaya hazırlanıyor.



restaurant 114 hotel & hi-tech

ürünler

Mucidi olduğu R-32 patentlerine erişimi kolaylaştırıyor İklimlendirme sektörüne buluşları ile yön veren Japon devi Daikin, sektörü şekillendirmeye devam ediyor. R-32 ile ilgili kendisine ait 93 adet patenti daha önce ücretsiz kullanıma açan marka, şimdi de bu taahhüdünü genişletiyor ve daha çevreci bir üretim için 2011’den beri elde ettiği R-32 ile ilgili patentlerini Daikin’in ön onayı olmaksızın sektörle ücretsiz olarak paylaşıyor. 1 Temmuz 2019 tarihinde duyuruyu yapan Daikin, bu kararla karmaşık süreçleri ortadan kaldırarak; günümüzde yaygın olarak kullanılan birçok soğutucu akışkandan daha düşük bir küresel ısınma etkisine sahip olan tek bileşenli soğutucu akışkan R-32’nin uluslararası alanda benimsenmesini ve de kullanılmasını sağlamayı hedefliyor.

Mutfaklarda hem tasarruf hem hijyen zamanı Eczacıbaşı Profesyonel’in işletmelerin kullanımına sunduğu Taşınabilir Havlu Dispenseri, tasarımı ve işlevselliği ile profesyonel alanlarda etkili çözüm ve kolaylık yaratıyor. Taşınabilir Havlu Dispenseri, profesyonel mutfaklar gibi yoğun tempoda çalışılan, nemli ve ıslak ortamlarda pratik kullanımıyla iş yapmayı kolaylaştırarak zamandan tasarruf sağlıyor. Selpak Professional Taşınabilir Havlu Dispenseri, kağıt havlunun dışında bulunan özel koruması ile havluyu nem ve sıvıdan koruyor. Çekmeli tasarımı sayesinde her seferinde tek havlu vererek gereksiz kullanımları önleyen Taşınabilir Havlu Dispenseri hem havlu hem de zamandan tasarruf sağlıyor. Özel tutma aparatıyla istenilen alana rahatlıkla taşınabildiğinden kat hizmet arabalarının içlerinde de pratik bir kullanım sağlıyor. Taşınabilir Havlu Dispenseri, Selpak Professional’ın tüm içten çekmeli ürünleriyle uyumludur.

Turistlere kiralık taşınabilir modem İnternet ve her an bağlanabilir olmak günümüz insanının vazgeçilmezi haline geldi. İş ya da turisttik amaçlarla başka bir ülkeye gidildiğinde de ‘sürekli çevrimiçi’ olmak ama yüksek maliyetler ödememek herkesin isteği. Bu ihtiyaca çözüm vermek üzere hizmet veren ve turistlere içinde data hattı olan mobil WiFi cihazları kiralayan bir şirket var. Rent ’n Connect şirketi, Türkiye’ye gelen turistlere, ziyaretleri boyunca kullanacakları ve birden çok kişi ve cihazın bağlanabileceği ‘hotspot’ olarak tanımlanan mobil yönlendiriciler kiralıyor. Şirket, bu konuda TP-Link ürünlerini tercih ediyor. Kablosuz ağ pazarında dünya lideri olan TP-Link’in geniş ürün ailesinde mobil yönlendiriciler (MiFi cihazları) da yer alıyor. Birden çok model ile farklı gereksinimlere cevap verebilen TPLink MiFi cihazları, içine takılan SIM kart ile kullanılıyor. Uzun pil ömrü ve küçük, hafif boyutları ile her yere rahatlıkla taşınan MiFi cihazları sayesinde kesintisiz bir iletişim sağlanıyor. En az 10 kişi/cihazın bağlanabildiği ve bu sayının modele göre arttığı bu ürünlerde ayrıca mikro SD kart yuvası da yer alıyor.

Dekorasyonda sonbahar esintisi... Elektrik anahtarı ve priz sektörünün lider kuruluşu Panasonic Life Solutions Türkiye, VİKO marka Karre Style serisine eklenen yeni yaprak motifli modeli ile sonbahar ruhunu yaşam alanlarına taşıyor. Sonbahar renklerini dekorasyonun bir parçası haline getirerek kullanıldığı tüm alanlarda nostaljik bir hava katmayı başaran Karre Style’ın yaprak konseptli elektrik anahtarları ve prizleri mevsimi doyasıya yaşatıyor. Doğa, mevsimin kendine özgü renkleri ile boyanırken, bu muhteşem dönüşüm dekorasyonda da karşılık buluyor.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.