Hotel Restaurant & hi-tech Haziran 2019

Page 1




www.cooker.com.tr


ADRES: İSTOÇ 7.ADA NO:110-123 MAHMUTBEY, BAĞCILAR - İSTANBUL - TURKEY 34280 TELEFON: 0212 659 91 92

GSM: 0533 385 19 09

FAX: 0212 659 96 76


‘Farkındalık’ diye buna derim! “Çocuk tuvaletleri, İstanbul’da dahi sayıca bu kadar azken daha da artsa… Resepsiyonlar düzenlense… Gastronomi turizminde çocuk menüleri oluşturulsa” önerilerinde de bulundular ama asıl çıkış noktaları turizm alanlarında hizmet alan çocukların yanı sıra 18 yaş altı stajyerlerin seyahat ve turizmde haklarını güçlendirmek ve bir birey olarak kabul görmelerine imkan sağlamaktı. Tesislerde çocukların tüm şiddet türlerinden uzak oldukları turizm ortamlarının sağlanması, risklerin önceden düşünülmesi ve önlem alınmasını hayal ettiler ve çok sayıda sektör temsilcisinin de desteğini alarak Çocuk Dostu Turizm programını başlattılar. Hem bir anne hem de çalışan bir kadın olarak, bu değerli projeyi hayata geçiren Uluslararası Çocuk Merkezi’ni ve ona katkı sağlayan turizm sektörü temsilcilerini tebrik ediyor, bu bilincin daha da yaygınlaşarak hedefe ulaşmasını temenni ediyorum. Çocuklar yarınlarımızdır. Sağlıklı toplumlarda ailelerin tatil planları ve destinasyon seçiminde önemli bir belirleyici olan çocukların her türlü hakkının gözetilmesi de yadsınamaz bir gerçektir. Bu bilinci geliştirerek çocuklarımıza daha umutlu yarınlar sağlayabiliriz. Turizme ve çocuklarımıza katma değer sağlayacak projenin detaylarını gündem sayfalarımızda bulabilirsiniz. İstanbul Akvaryum Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi. Genç, donanımlı, hedefe odaklı ve disiplinli! Sporu bir yaşam tarzının ötesinde iş yapma stiline taşıyacak kadar vizyoner, inisiyatif hakkını tekeline zimmetlemeyecek kadar adaletli ve uzlaşımcı. Kolektif, üretken, icraatçı ve yaşam felsefesiyle ‘akışına uygun aksiyon alan!’ Ünlü bir ressam olmayı hayal ederken, hayatın akışında hedefini ‘başarılı bir iş insanı’ olmaya adayan ve şimdilerde İstanbul Akvaryum Müdürlüğü ile beraber projenin İcra Kurulu Üyeliği görevini de başarıyla yürüten Dilek Çapanoğlu ile kariyer yolculuğunu konuştuk. 27 yıldır mutfağın içinde. Öyle karma mutfaklar arasında savrularak da değil üstelik! Bir ömür, bir gönül vererek, merakla, adanmışlıkla… Bir zamanlar ustasının da tembihlediği üzere ‘ne iş yaparsa yapsın en iyisini yapmaya’ gayret göstererek… Titizlikle, disiplinle, araştırarak ve bildiklerini paylaşarak. Bu kez de, Osmanlı Saray mutfağını geçmişten günümüze orijinaline sadık reçeteleriyle yaşatmaya devam eden Matbah Restaurant’ın 20 yıllık emektar şefi Kadir Yılmaz’ın mutfağına konuğum. Deneyimli şefin şefliğe uzanan başarılı yolculuğu şefin gözünden bölümünde sizlerle… Keyifli okumalar dilerim.

EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K GENEL MÜDÜR (Sorumlu)

FURKAN YALDIZ furkan.yaldiz@img.com.tr

İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr YÜKSEL EKİNCİ yuksel.ekinci@img.com.tr FOTOĞRAF HAKKI GÜNERKAN hakki.gunerkan@img.com.tr MATBAH RESTAURANT ümit başer alkaç

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

FİNANS MÜDÜRÜ MUSTAFA AKTAŞ mustafa.aktas@img.com.tr MUHASEBE MÜDÜRÜ ZEKAYİ TURASAN zturasan@img.com.tr ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ADRES Evren Mah. Bahar Cad. Polat İş Merkezi B Blok No:1 Kat:4 Güneşli-Bağcılar/İstanbul Tel: +90 212 604 51 00 Faks: +90 212 604 51 35

e-mail

info@img.com.tr

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.


“Otelimin tercih edilmesi için misafir memnuniyet skorunun yüksek olması gerekiyor. Bu yüzden farklı konseptlerle misafirlerime kusursuz bir konaklama deneyimi yaşatmak istiyorum.” En sevilen 3 farklı temalı gece konsepti lezzetli, eğlenceli ve zahmetsiz bir şekilde misafir memnuniyetini artırmanızı sağlar.

www.ufs.com


içindekiler 32

36

40 antre 8 Sektörden kısa haberler

gündem 20 Antalya turizmi 3 milyonu aştı 22 TUYED ülkelerin tanıtımda kullandığı sloganları araştırdı 24 Çocuk Dostu Turizm Projesi ile farkındalık oluşturdular 25 Katılımcısı az etkinlikler hızla artıyor 26 İstanbul Havalimanı turistik ürün oldu 30 Öner: Ayaklarına halı sersek yeridir

yeni yatırımlar 32 Wish More Hotel’den 2. yatırım geliyor

www.hotelrestaurantmagazine.com

34 Kempinski Otelleri’nden Küba’ya yatırım 36 Tarihi Kaf Konak ve Rukiye Restoran yenilendi 38 Her mevsim termal keyfi: Yoncalı Termal Otel &SPA

50 Başarılı iş adamlarını bir araya getiren pozitif yapılanma: Lider Patronlar Birliği 52 Form’dan Yerli Üretim Paket Klimalarda ilk ihracat 54 Duayen kurucuya çifte kutlama

iş’te kadın

58 Korkmaz, ihracat gücünü 3.lük ödülüyle tescilledi

40 Vizyonunda ‘icraat’ var: Dilek Çapanoğlu

şefın gözünden

marka 44 Bars: Tüm isteklerimizi Simpra Suite ile karşılıyoruz 46 Profesyonel mutfakların 25 yıllık lezzet sırrı: Arifoğlu 48 Nestlé Professional iki yeni ürününü tanıttı

60 Mutfağın ‘Saraylısı’: Kadir Yılmaz

gastro etkinlik 64 Gastronomiye 3’ü bir arada proje: GASCONFAIR 66 Hellmann’s Burger Fest 4. kez burger severlerle buluşacak


88

60

90

68 Profesyonel şefler mutfak sırlarını paylaştılar

86 Interclean İstanbul, 81 ülkeden ziyaretçi ağırladı

104 MSC Cruises, Ramón Freixa ortaklığını genişletiyor

70 “Toprağın Kadınları” UNDP Forumu’nda

dekorasyon

106 Türkiye’de yeni konseptle açılan ilk butik: İstinye Park BoutIque

71 Uluslararası pastacılardan Samsun çıkartması

gastro aktüel 72 Gastronomi sektöründen kısa haberler

gastro güncel 78 Amacı olan markalar daha hızlı büyüdü

88 Tarz sahibi oteller için: Dekopasaj 90 Şimdi açık hava zamanı

107 Yaz akşamlarının yeni mekanı: Grasidi Meyhane

92 Seramiksan’dan modern ve zamansız banyolar

hotel-tech

yeni mekan

108 Turizmde güvenlik, konfor ve gizlilik ekseninde şekilleniyor

94 Kafkas mutfağı Shamor ile İstanbul’da

109 Ytong’tan alevlere geçit vermeyen yangın duvarı çözümü

80 Gıda kaybına yol açan algı ve davranışlar 96 Vitalica Healing Restaurant açıldı araştırıldı 98 Bebek’in yeni gözdesi: 82 Slow Food, Kadim Üretim Havzaları’nı Patio koruyor 100 Türkiye’nin ilk füzyon içecek mutfağı İstanbul’da

fuar

84 Sirha İstanbul yeniliklerle geliyor

www.hotelrestaurantmagazine.com

102 Akdeniz mutfağına özel dokunuşlar: Amante Di Mare

ürünler 110-112 Yeni ürünler


restaurant 10 hotel & hi-tech

antre

Eresin Otelleri’nde atama Türkiye’nin önemli otel zincirlerinden Eresin Otelleri’nde yeni bir atama yapıldı. Yeşim Müsellim, Eresin Otelleri İstanbul’un Satış, Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü oldu. Turizmde 15 yılı geride bırakan Yeşim Müsellim, tüm bilgi ve birikimlerini bu önemli görev ile Eresin Grubu ile paylaşmak üzere Mayıs 2019 itibariyle yeni görevine başladı. Üniversite eğitimini İsviçre’de gören Yeşim Müsellim, Harvard MBA kapsamında Risk Management Yüksek Lisansı yaptı. İngilizce, Almanca ve Fransızca bilen Müsellim, 2004 yılında iş hayatına adım attı. Turizm sektöründe çeşitli görevlerde bulunan Müsellim, en son Belek Kempinski Hotel The Dome‘da görev aldı.

Bu yaz serin geçecek Renaissance Polat İstanbul Hotel, yaz mevsiminin gelmesi ile açık havada havuz sezonunu açıyor. Şehrin karmaşasından uzak yemyeşil bahçesinde İstanbul’da ki oteller arasında en büyük yüzme havuzunda kendinizi serin sulara bırakabilir, minik misafirlerde çocuk havuzunun keyfini çıkarabilirler. Havuz başında keyfi tercih edenler şezlonglarda, negatif enerjiden arınıp manzarayı bir adım daha yakından seyretmek isteyenler çimlerin üzerinde rahatça güneşin tadını çıkarabilirler. Lezzetli menüsü ile Pool Bar her yıl olduğu gibi bu yılda pazar günleri barbekü geleneğini sürdürmeye devam ediyor.

Reges, A Luxury Collection Resort&SPA, Çeşme’ye atama Çeşme’nin Boyalık’ta konumlanan ve Haziran ayında kapılarını açacak olan Reges A Luxury Collection Çeşme’nin genel müdür pozisyonuna Yıldıray Altın, satış ve pazarlama direktörlüğü pozisyonuna ise Gülce Köprülü atandı. Mersin Üniversitesi Turizm İşletmeciliği bölümünden mezun olan Yıldıray Altın, meslek yaşamına İsviçre ekolü Hapimag Sea Garden Bodrum’da başladı. Kariyerine 1998 yılında Asya Tur da başlayan Gülce Köprülü ise, Lux Bodrum Resort & Residences’te Satış Direktörü görevinin ardından, Kasım ayı başında Reges, a Luxury Collection Resort & Spa, Çeşme’de göreve başladı.

Konak Toplantı Salonu’nu yeniledi Wyndham Grand İzmir Özdilek, kapsamlı bir çalışma sonrasında yenilediği Konak Salonu’nu konuklara görkemli bir davetle tanıttı. Açılış konuşmasında davetlilere hitap eden Wyndham Grand İzmir Özdilek Genel Müdürü Funda Çam: “Bugüne dek ulusal ve uluslararası birçok kongreye, toplantıya, düğüne ve davete ev sahipliği yapan Konak Salonu’nu en son teknolojik imkanlarla donatılmış, yükseltilmiş tavanına ek olarak yekpare cam cephesiyle ferah bir atmosfere sahip, gün ışığı alan, şık ve fonksiyonel bir salon haline getirdik” dedi. Çam, ayrıca misafirlerine inovatif ve yenilenen mekanlarda hizmet sunabilmek adına 2010 yılından bu yana toplam 11 milyon TL yatırım yaptıklarını da söyledi.



restaurant 12 hotel & hi-tech

antre

D-Marin Dubai LLC, Dubai’deki marinaların yönetimine başladı Dubai merkezli bir şirket olan Meraas, Dubai Holding ve D Marin ortak girişimiyle 2019 yılında kurulan D-Marin Dubai LLC, Dubai’de bulunan Al Seef, Business Bay, Jaddaf Waterfront marinalarının yönetimine başladı. Şirketin çalışmalara başlamasıyla Dubai’yi lüks yatlar tarafından tercih edilen uluslararası bir destinasyona dönüştürmek için ilk adım atılmış oldu. Körfez bölgesinde yer alan marinaların gelişimi ve yönetimi konusunda artan talebi karşılamak ve Dubai’de bölgesel bir merkez yaratmak amacıyla kurulan D-Marin Dubai LLC, Dubai’de bulunan Al Seef, Business Bay, Jaddaf Waterfront marinalarına “Marina Yönetimi”; Port De La Mer, Dubai Harbour, Marsa Al Arab marinalarına ise “Teknik Danışmanlık” hizmeti sunacak.

Türkiye’nin 1 Numaralı İşvereni, Hilton Hilton, İstanbul’da düzenlenen Great Place to Work ödül töreninde Türkiye’nin bu yılki en iyi işvereni seçildi. Küresel otel zinciri, 2000 üstü çalışan kategorisinde 2017 yılında olduğu gibi bu yıl da birincilik ödülü kazandı. Great Place to Work, başvuru sürecinin bir parçası olarak Türkiye genelinde bulunan 2.000’den fazla Hilton çalışanlarına yönelik bir anket uyguladı. Anket sorularına verilen cevaplar bazında Hilton birçok kategoride etkileyici sonuçlar elde etti. Ankete katılan Ekip Üyeleri’nin yüzde 90’ından fazlası çalışmalarının bir fark yarattığını düşündüklerini ve yüzde 83’ü ise ‘Hilton’un Çalışmak için Harika Bir İşyeri’ olduğunu ifade etti. Ekip Üyeleri’nin yüzde 95’i ise Hilton’un Kurumsal Değerlerini bildiklerini söyledi.

Pegasus’tan Hotels.com ve Airbnb iş birliği Misafirlerinin A’dan Z’ye ihtiyaçlarına odaklanarak ek ürün ve hizmet çeşitliliğini her geçen gün artıran Pegasus, Nisan ayında Hotels.com ve Airbnb ile iş birliği başlattı. Bu sayede Pegasus misafirleri sadece uçarken değil, konaklarken de cazip avantajlardan faydalanabilecek. İş birliği çerçevesinde Pegasus’tan uçak biletini alan misafirler, Hotels.com ile 200’ün üzerinde ülkede yüz binlerce otelden dilediğini seçerek özel indirimler kazanıyor. Tercihi Airbnb olan misafirler ise 6 milyondan fazla ev alternatifi arasından seçim yaparak konaklamalarından 500 Bolpuan kazanıyor.

TİK ana gündemine turizm çalışanlarının sorunlarını aldı Turizm İstişare Kurulu (TİK) kuruluşunun birinci yılında birinci yılını istişare toplantısında değerlendirdi. TTYD adına TTYD Yönetim Kurulu Üyesi Yalçın Aydın ev sahipliğinde Raffles Hotel’de gerçekleştirilen Turizm İstişare Kurulu (TİK) toplantısının ana gündem maddesini turizm sektöründe çalışma hayatı boyutunda yaşanan sıkıntılar ve çözümler oluşturdu. Kurul üyeleri, sektörün sağlıklı büyümesinin önünde engel oluşturan konular ve nitelikli iş gücü sorunlarının giderilmesine yönelik çözüm önerilerini tartıştı. Bu kapsamda çalışma mevzuatında turizm sektörünün karakterine paralel yapılması gereken değişiklik önerileri üzerinde görüş alışverişinde bulunuldu. Ayrıca turizm sektörünün ortak paydasını oluşturan ve tüm sektörü yatay kesen konuların TİK platformu temelinde ele alınarak, çözüm önerilerinin müştereken geliştirilmesi kararlılığı teyit edildi.



restaurant 14 hotel & hi-tech

antre

Tokat Ballıca Mağarası, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde Yükselen sağlık turizmi değerleriyle ön plana çıkan Tokat’ta Ballıca Mağarası’nın UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmesiyle ilgili değerlendirmede bulunan Dedeman Otelleri Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, 2017 yılında bölgenin turizm potansiyeline inanarak Dedeman Tokat Oteli hizmete açtıklarını vurgulayarak, “Dedeman Grubu olarak Türk turizminin lider kuruluşlarından biri olmanın verdiği sorumlulukla ülkemizde turizm potansiyeli gördüğümüz kentlerimize yatırım önceliği veriyoruz. Bu bağlamda Dedeman Otelleri olarak ele aldığımız Tokat otelimizde de kentin ilk ve tek 5 yıldızlı otel yatırımını yaptık. Bölgedeki kültürel ve doğal değerlerin cazibe oluşturacağını düşündük. Nitekim Unesco, Tokat’taki Ballıca Mağarası’nı Dünya Kültür Mirası Aday listesine aldı. Ayrıca, Tokat’a artan yolcu talebi ile inşaatı devam eden yeni havalimanı da gündeme geldi. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülke turizmine yaptığımız yatırımlarımız artarak devam edecektir” dedi. Oluşumu milyonlarca yıl önce gerçekleşen doğa harikası Ballıca Mağarası geçtiğimiz günlerde UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştı. Yaşı yaklaşık 4 milyon yıl olarak tespit edilen Ballıca Mağarası, ziyaretçilerine sunduğu görsel ziyafetin yanı sıra astım ve koah gibi nefes yolu hastalarına da şifa olmasıyla biliniyor.

Narin: “Ara tatil düzenlemesi çok önemli bir atılımdır” Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği Başkanı Oya Narin, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okulların yaz tatili sürelerinin kısaltılarak Kasım ve Nisan aylarında ara tatiller konulması konusunu değerlendirdi ve şunları söyledi: “Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’un 15 Mayıs 2019 tarihinde yaptığı açıklama ile MEB’e bağlı eğitim öğretim kurumlarında yaz tatilinin 11 haftaya indirilerek güz ve bahar dönemlerinde Kasım ayı sonu ve Nisan ayında birer haftalık ara tatil düzenlemesi yapılmış olduğunu büyük memnuniyetle öğrenmiş bulunuyoruz. Turizm hareketinin yıl içinde daha dengeli gerçekleşmesi açısından taşıdığı önem nedeniyle sektörümüzce uzun yıllardır dile getirilen derneğimizin son iki yıldır temas ve girişimlerinde gündemde tuttuğu bu düzenleme için Milli Eğitim Bakanı Sayın Ziya Selçuk’a, konuyu sahiplenerek yakından takip eden Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımızı sunuyoruz.”

Sağlıklı deneyim Modern mimarisi, kent kültürünü yansıtan hizmet özellikleri ve gönülden servis yaklaşımı ile konforlu ve keyifli bir deneyim sunan Wish More Hotel İstanbul, Babalar Günü’nü babaların sağlığına iyi gelecek, anlamlı bir hediyeyle kutluyor. Ailesinin geleceği ve sağlığını düşünerek yoğun bir tempoyla, gece gündüz demeden çalışan kahraman babalara özel olarak tasarlanan kampanya ile Wish More Hotel İstanbul, Babalar Günü’nü de kapsayan 10-16 Haziran tarihleri arasında Wish More Hotel Fitness & SPA üyeliklerinde %25 indirim uyguluyor. Üyeliklerde gerçekleştirilen bu kapsamlı indirimin yanı sıra kese/köpük masajı ve diğer tüm masaj hizmetlerinde de yine %25 oranında fiyat indirimi sağlanıyor.

Hizmet kalitesini tescilledi Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, kuruluşların sürekli gelişmesini ve büyümesini sağlayan iş geliştirici nitelikte olan ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi, ISO10002 Müşteri Memnuniyeti & Şikâyet Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İs Sağlığı & Güvenliği Yönetim Sistemi belgelerini almaya hak kazandı. 2018’de The Seven Stars Luxury Hospitality and Lifestyle Awards Avrupa’nın En İyi İş Oteli ödülünü alan beş yıldızlı otel, hizmet ve performans sürecini dünyanın en yaygın kalite yönetim standardı olan, ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesi ile standarda bağladı. Böylece Wyndham Grand Kalamış Hotel, üst yönetimi dahil tüm personeline, misafiri memnun edebilecek aktif yönetim yapılanmasını ve kalite kavramını aşıladı.



restaurant 16 hotel & hi-tech

antre

Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen 44. Şirketi Biletall Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) organizasyonunda Türkiye’nin en hızlı büyüyen 100 şirketi belirlendi. 2015 -2017 arası 2 yıllık ciro artışı dikkate alınarak yapılan değerlendirmede cirosunu yüzde 361 oranında arttıran biletall.com 44’üncü sırada yer aldı. Ödülü biletall.com CEO’su Yaşar Çelik’e, TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan takdim etti.

11 ülke spor için buluştu Asteria Kremlin Palace, 11 ülkenin katılımıyla gerçekleştirilen 10. Bobrikov Open Beach Volley ve Beach Tennis Turnuvası’na ev sahipliği yaptı. Rusya, Beyaz Rusya, Türkiye, Kazakistan, Ukrayna, Bulgaristan, Gürcistan, Polonya, Litvanya, Letonya ve Japonya’nın katılımıyla gerçekleştirilen ve 7 gün süren turnuvada yaklaşık olarak 550 misafir katıldı. Misafirler turnuvanın yanı sıra atıcılık ve masa tenisi turnuvalarında da mücadele etti. Asteria Kremlin Palace’ın ev sahipliği yaptığı turnuvanın 13.000 Euro’luk ödülü ise 7. günün sonunda sahiplerine kavuştu. Akdeniz’in güneşi altında, aynı anda 16 beach volley sahası ve 6 beach tennis sahası olmak üzere toplamda 22 adet sahada, kıyasıya bir mücadele veren katılımcılar, bu unutulmaz turnuvanın bir parçası oldukları için çok mutlu olduklarını dile getirdiler.

Pegasus’tan öğrencilere kariyer imkânı Pegasus Hava Yolları, pilot ihtiyacını karşılamak için eğitim kurumlarıyla anlaşma kararı aldı. Bu kapsamda Pilotaj Programı’ndan mezun olacak öğrencilere Pegasus Hava Yolları’nda çalışma imkânı sunulacak. Böylece hızla gelişen bir sektör olarak öne çıkan sivil havacılığın pilot ihtiyaçlarının iç kaynaklardan temin imkanları zenginleşecek. 26 bin öğrenciye sahip İstanbul Okan Üniversitesi ile Pegasus Hava Yolları’nın iş birliği anlaşması kapsamında, İstanbul Okan Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pilotaj Bölümü öğrencilerinden Pegasus’un kriterlerini karşılayanlara İkinci Pilot olarak çalışma imkânı sağlanacak.

Ukraynalı turizmciler Kayseri ve Kapadokya’da! Potansiyel görülen ülkeler arasında başı çeken Ukrayna’ya yönelik tanıtım çalışmaları da devam ediyor. TÜROB tarafından Ukrayna’nın Kiev, Harkiv, Sumy, Rivne ve Chernivtsy şehirlerinden davet edilen üst düzey seyahat acentelerinin yöneticileri Kayseri ve Kapadokya’da ağırlandı. Katılımcılar 4 gün boyunca Kayseri ve Kapadokya’nın tarihi ve doğal turistik alanlarını gezerken, Kayseri’nin başta kış turizmi olmak üzere turizm olanaklarını Büyükşehir Belediyesi Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç’tan dinledi. Organizasyona TÜROB üyeleri, Radisson Blu Hotel Kayseri ve DoubleTree by Hilton Hotel Avanos Cappadocia destek verirken, söz konusu proje ile yılda 1.3 milyon turist ile en büyük turizm pazarlarımız arasında yer alan ve ağırlıklı deniz-kum-güneş için gelen Ukraynalı turistler için farklı tatil seçeneklerinin de tanıtılması amaçlanıyor.


LEZZET PROFESYONELLERİNE

KESİNTİSİZ ENERJİ

Likit fazdayken de enerji üretebilen LPG PRO, kesintisiz enerji sağlar. Özel emniyet tertibatı ve periyodik bakım hizmetleri sayesinde son derece güvenlidir. Alev boyunu ve tüp basıncını sabit tutarak; otel, restoran ya da kafelerin hep tam güçle çalışmasını sağlar.

R

BiRKİYE’DE iLK


restaurant 18 hotel & hi-tech

antre

Organik atıklarını gübreye çeviriyor Uzun yıllardır bünyesinde kâğıt, cam ve plastik ürünlerin ayrışımını gerçekleştiren Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & SPA Oteli, artık bütün organik atıklarını gübre olarak geri kazanmak için harekete geçti. Bu amaçla “Sıfır Atık Projesi”ni hayata geçiren otel, bünyesinde sıfır atık tesisi kurdu. Bu tesis sayesinde otelde üretilen tüm atıklar, kullanılacak enzim sayesinde 24 saat içerisinde organik gübreye dönüştürülmeye başladı. Dünyada ve ülkemizde sıfır atık tesisinin benzerini otellerine kurduklarını belirten Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & SPA Oteli Genel Müdürü Tunç Batum, “Bu tesis sayesinde otelimizde oluşan evsel atığı organik gübreye dönüştürme olanağına sahip olduk. Sıfır atık tesisinde kullanılması için otelimizde çıkan atığın ne olduğunun çok fazla bir önemi yok. İster mutfak atıkları, ister çim, ister ağaç dalı, isterse yemek atıkları olsun, her türlü organik atık bu tesis sayesinde organik gübre olarak tekrar otelimize kazandırılıyor” dedi.

İstanbul Havalimanı’na uluslararası ödül Türkiye’nin dünyaya açılan yeni kapısı İstanbul Havalimanı, ABD merkezli küresel erişimi olan; sık seyahat eden, lüks tüketim yapan, premium yolculuk ve konaklama fırsatlarını deneyimleyen tüketicilere ulaşan aylık seyahat dergisi Global Traveler tarafından ödüllendirildi. 16 Mayıs 2019 tarihinde Los Angeles’ta Sofitel West Hollywood Otel’de düzenlenen ödül töreninde İstanbul Havalimanı, ‘Üstün Yenilik’ kategorisinde Özel Başarı Ödülü’nün sahibi oldu. Ödülü İstanbul Havalimanı adına İGA Kurumsal İletişim Direktörü Gökhan Şengül aldı.

Havuz keyfini terasta yaşayın Şehrin en seçkin alışveriş ve yerleşim merkezlerinden Nişantaşı’nda misafirlerini ağırlayan Park Hyatt Istanbul, yazı güzel geçirmek isteyen misafirlerini havuz keyfine bekliyor. Otelin terasında yer alan 20 m uzunluğunda, 4 m genişliğindeki havuzda yazın keyfi doyasıya çıkarılarak, günün istenilen saatinde keyifli bir gün geçirmeye olanak tanıyor. Otel ayrıca yüzmeyi seven ve sağlıklı beslenmeyi benimseyen misafirleri için teras havuzu kullananlara özel oluşturduğu menüsü ile de günün daha da güzel geçmesini sağlıyor.

Turizm yazarlarından TÜROB’a ziyaret Turizm Yazarları Derneği (TUYED), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin’e bir nezaket ziyaretinde bulundu. TÜROB’un Elmadağ’daki ofisinde bir araya gelen her iki sektör meslek kuruluşu temsilcileri uzun yıllardır devam eden işbirliğinin devamı ve yeni projelerde dayanışma içinde içinde olma konusunda bir kez daha hem fikir oldu. TUYED Başkanı Kerem Köfteoğlu, Başkan Yardımcısı Hatice Ünal Bilen ve Yönetim Kurulu üyesi Özlem Kapar Bayburs’a ev sahipliği yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin ve Basın Temsilcisi Belma Toprak, turizm sektörünün son durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eresin, özellikle sayısal istatistiklerin paylaşıldığı konaklama sektörüne ilişkin son verilerin yer aldığı raporların basında geniş yer almasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Turizm basının sektörün gelişimi ve yükselişi için kilit rol oynadığını ifade eden Eresin, TUYED’in yeni yönetimi ile geçmişten bu yana hep olduğu gibi iş birliğine devam edeceklerini ve yeni projelerde her zaman destek vereceklerini belirtti. Eresin, TÜROB’un çok yoğun bir dönem geçirdiğini vurgulayarak, diğer meslek kuruluşları ile iyi ilişkilerin turizmi çok daha iyi bir konuma taşıyacağının da altını çizdi.



restaurant 20 hotel & hi-tech

antre

Tokat’ta Dedeman’dan iftar daveti Dedeman Tokat, Ramazan ayının bereketini paylaşmak amacıyla şehrin önde gelen basın mensuplarını iftar davetinde ağırladı. İftarda konuşma yapan Tokat Genel Müdürü Serdar Küçükyıldız, Ramazan ayının aynı zamanda paylaşma ayı olduğunu belirterek sözlerine başladı. Tokat’ın öncelikli hedefleri arasında yer alan 1 milyon turist sayısına ulaşmada Dedeman Otel olarak üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini belirten Küçükyıldız, “Tokat, kültürel dokusu ve gastronomi kültürü ile ülkemizde ayrı bir yere ve öneme sahip. 1 milyon turist hedefine kademeli olarak ulaşılacaktır. Bu kapsamda başta belediyemiz olmak üzere tüm yerel yönetimlerimizin sundukları katkı geleceğe dair umudumuzu artıyor” dedi. Dedeman Tokat Otel olarak sadece açıldığımız Mayıs ayından itibaren 77.000 misafiri konuk ettiklerini belirten Küçükyıldız, Tokat’ın turizm alanında yapacağı tüm atılımlarda üzerlerine düşen vazifeyi yerine getireceklerini vurguladı.

Havaş, IATA ile el sıkıştı Türkiye, Letonya ve Suudi Arabistan’da toplam 30 havalimanında 200’den fazla havayolu şirketine yer hizmetleri sağlayan Havaş, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) vize ve pasaport işlemlerinde ülkelere göre farklılaşan yasal düzenlemelerin yer aldığı rehberini mobil platforma aktarmak üzere geliştirdiği Timatic Mobil uygulamasını yolcu hizmetlerinde kullanmaya başlıyor. Geniş veri tabanı ve sürekli güncelleme desteği bulunan Timatic Mobil uygulaması, check-in işlemlerinde yolcuların seyahat belgelerinin mobil cihazlarla taranarak güncel vize düzenlemeleriyle eşleştirilmesine ve pasaport kontrollerinin daha güvenilir ve hızlı gerçekleştirilmesine imkan sunuyor.

LUX* Bodrum Resort & Residences’e Mükemmellik Ödülü Lux* Resort& Residence turizm sektöründe Bodrum’da hizmet veren ‘Dünyanın en büyük seyahat web sitesi’ olarak nitelendirilen Trip Advisor’ın ziyaretçilerinin değerlendirmeleri sonucunda ‘2019 Mükemmellik Sertifikası’na lâyık görüldü. Trip Advisor’ın 5 yıldır teşvik edici bir ödül olarak dünya gezginleri adına verdiği ‘Mükemmellik Sertifikası’, site üyelerinin dünyayı gezerken yaşadıkları seyahat tecrübelerine dair yazdıkları yorumlar ve puanlama sistemiyle veriliyor.

Oteller organik atıklarını gübreye dönüştürecek İsrafın önlenmesi, atığın azaltılması ve atıkların dönüştürülmesini kapsayan atık yönetim felsefesi olarak tanımlanan “Sıfır Atık” konusunda çalışmalar devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından başlatılan “Sıfır Atık Projesi” Türkiye genelinde büyük bir katılımla büyürken, proje kapsamında geri dönüştürülen atıklar Türkiye ekonomisine ciddi bir katkı sağlayacak. “Sıfır Atık” kapsamında katı atıklar ayrıştırılarak geri dönüşüm sağlanırken en büyük sorunlardan biri de meyve sebze atıkları, buğday, arpa, çavdar samanı, dökülmüş ağaç yaprakları ve arıtma çamuru gibi atıklardan oluşan organik atıklar da yeni sistemlerle bir tür gübre olan kompost haline dönüştürülebilecek. Başta oteller olmak üzere, belediye, avm, site, hastane, restoran, üniversite gibi insanların yoğun olarak kullandığı yerlerde hayata geçirilebilecek olan sistem ile tesisler organik atıklarından kurtulacak.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem

Antalya turizmi 3 milyonu aştı! Mayıs ayında yeni rekorlara imza atan Antalya’da 27 Mayıs itibarıyla kente gelen turist sayısı 3 milyonu aştı. Şehir turizminde ilk defa mayıs ayında 3 milyon ziyaretçi sayısına ulaşıldı.

D

ünyanın en çok yabancı turist misafir eden kentleri arasında üçüncü sırada yer alan Antalya, 2019 yılında yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Sezonun ölü dönemi olarak nitelendirilen ocak-şubat-mart aylarında geçen yıllara göre yüzde 50’ye yakın artışlarla büyük başarı yakalayan kent turizmi nisan ayında 1 milyon rakamını aşarken, mayıs ayında ise üç rekora imza attı.

İlk defa mayısta 3 milyon Üçüncü rekor haberi ise 27 Mayıs Pazartesi günü geldi. Antalya ve Gazipaşa-Alanya havalimanları aracılığıyla kente gelen toplam turist sayısı ilk defa mayıs ayı içinde 3 milyon rakamını aştı. 27 Mayıs itibarıyla toplam turist sayısı 3 milyon 53 bin 965 kişi oldu. Bu rakamın 2 milyon 992 bin 561’i Antalya Havalimanı’na, 61 bin 404’ü ise GazipaşaAlanya Havalimanı’na iniş yaptı.

İlk rekor 2 milyon İlk rekor, bu yıl 9 Mayıs Perşembe itibarıyla kırıldı. Bu tarih itibarıyla kente gelen yabancı turist sayısı ilk kez 2 milyonu aştı. Antalya Havalimanı ile Gazipaşa-Alanya Havalimanı toplam rakamı 2 milyon 15 bin 704 kişi oldu. İkinci rekor mayıs gün rekoru İkinci rekor ise 25 Mayıs Cumartesi günü gerçekleşti. 25 Mayıs’ta kente 76 bin 739 turist geldi. Bu sayı ile mayıs ayı gün rekoru kırılmış oldu.

Hedef 16 milyon İki ana pazar Rusya ve Almanya ağırlıklı olmak üzere geçen yıl toplam turist sayısında 13 milyon 642 bin kişiyle tüm yılların rekorunun kırıldığı Antalya’da

bu yılki hedef ise Antalya Valisi Münir Karaloğlu ile turizm sektörü temsilcileri tarafından 16 milyon olarak açıklandı. Yüzde 19 artış 1 Ocak- 27 Mayıs 2019 tarihleri itibarıyla Antalya’ya gelen toplam turist sayısı 3 milyon 53 bin 965 olurken, artış oranı yüzde 19 oldu. Antalya’da, 2018 yılının aynı döneminde 2 milyon 562 bin, 2017’de 1 milyon 786 bin, 2016’da 1 milyon 416 bin, 2015’te 2 milyon 370 bin, 2014’te ise 2 milyon 636 bin turist ağırlanmıştı. Mayıs ayı itibarıyl kente gelen günlük turist sayısı ortalaması ise 55 binin üzerinde gerçekleşti. (DHA)



restaurant 24 hotel & hi-tech

T

gündem

TUYED ülkelerin tanıtımda kullandığı sloganları araştırdı

urizm Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un bu yılki tanıtımın merkezine Göbeklitepe’yi koyduklarını ve Türkiye’yi “Tarihin Sıfır Noktası!” sloganıyla tanıttıklarına dikkat çekti. Göbeklitepe’nin 2018’de Türkiye’den 18. Varlık olarak UNESCO Dünya Mirası Listesine alındığını hatırlatan Şanlıurfa Müze Müdürü ve Göbeklitepe Kazı Başkanı Celal Uludağ konuyla ilgili şu bilgiyi veriyor: “Burası Malta’da bulunan tapınaktan yaklaşık 6.500, Stonehenge’den 7000 ve Mısır Piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskiye dayanıyor. Göbeklitepe’yi diğer anıtsal yapılardan farklı kılan en önemli özellik gönümüzden 12.000 yıl önce inşa edilmesi. Ayrıca alanda bulunan dikili taşlar çok belirgin bir şekilde insanı sembolize ediyor.”

Medium Corporation ve FamilyBreakFinder gibi web sitleri, ülkelerin tanıtımda resmen kullandığı veya kendilerine yakıştırılan samimi, ilginç, şakacı sloganları yayınladı. 2019 turizm tanıtımda Göbeklitepe’yi merkeze koyan Türkiye ise, “Tarihin Sıfır Noktası!” sloganını öne çıkarıyor. Tanıtımda hangi ülke, hangi sloganı kullanıyor? Türkiye: Tarihin Sıfır Noktası! Arjantin: Ücretsiz Che Guevara tişörtü veya duvar posteri alın. Arnavutluk: Vatandaşlarımızın çoğu kaçtı, size fazlasıyla yatacak yer kaldı. Avusturya: Gel ve canlan. Brezilya: Dünyaca ünlü Zika sivrisineklerinin evi. Cezayir: Süslü Fransızca konuşur, basit Arapçayla soyarız. Çin: Mandarin yakında ana diliniz olacak, öğrenin! Endonezya: Bali’deki aşkı hissedin, ancak ülkemizin geri kalanının nefretinden de uzak durun. Güney Kore: Al sana gezi haritası, şimdi git ve bizi rahatsız etmeyi bırak. Hırvatistan: Hayat dolu. Hindistan: Dev bir çağrı merkezinden daha fazlası. İran: Bizi İran olarak tanıyın, çünkü yaptırımlardan sonra yeniden markalaşıyoruz. İrlanda: Guinness! Daha fazlasını söylemeye gerek var mı?

İsveç: Birkaç daha esmerle Norveç’i hayal edin… İsviçre: Sorun ne olursa olsun, bunun dışında kalıyoruz. Kamboçya: Kara mayınları için kazı yaparak ulusal eğlencemizin tadını çıkarın. Kamerun: Tek ülkede Afrika’nın tamamı. Karadağ: Vahşi güzellik. Kazakistan: Harikalar diyarı. Kenya: Barack ve vatandaşlarına yeniden hoş geldiniz! Küba: Purolar, arabalar, komünistler! Maldivler: Yaşamın güneşli yüzü Malezya: Gerçek Asya. Mısır: Her şeyin başladığı yer. Namibya: Sonsuz ufuklar. Panama: Kanal için gelme, kokainimize gel. Tanzanya: Kilimanjaro Bölgesi, Zanzibar ve Serengeti. Tayland: Bir sonraki tsunami için hazırız. Trinidad ve Tobago: Burada yapacak fazla şey olmadığından, iki ülkeyi birleştirmek zorunda kaldık. Venezuela: İflas ettik, her şey için pazarlık yapabilirsin.



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

Çocuk Dostu Turizm Projesi ile farkındalık oluşturdular… Uluslararası Çocuk Merkezi tarafından yürütülen ‘Çocuk Dostu Turizm’ programının, önemli mesajların verildiği kapanış etkinliği yüksek katılım ile gerçekleşti. Proje Süpervizörü Çağıl Metin Balcı, “Çocuk Dostu Turizm projesi ile farkındalık oluşturduk” dedi.

U

luslararası Çocuk Merkezi tarafından hayata geçirilen Çocuk Dostu Turizm programının kapanış toplantısı Türkiye’nin dört bir yanından gelen sektör temsilcilerinin eşliğinde, yüksek katılım ile gerçekleşti. İki yılı aşkın süren ve önemli eğitim çalışmaları ile sektöre dönük üst düzey hizmetin ortaya konduğu Çocuk Dostu Turizm programının kapanış etkinliğinde konuşan Uluslararası Çocuk Merkezi Proje Süpervizörü Çağıl Metin Balcı, çok sayıda turizm sektörü temsilcisinin paydaşlığında yürütülen projenin önemine işaret etti. Projenin turizm alanlarında hizmet alan çocukların yanı sıra 18 yaş altı stajyerleri de kapsadığını belirten Balcı, “Proje ile sosyal etki ortaya koymayı hedefledik. Çocuk Dostu Turizm projesi ile farkındalık yarattık. AB Delegasyonu’na da verdiği desteklerden ötürü teşekkür ederiz” diye konuştu. STK’lara özel önem Avrupa Birliği Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İçişleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke de yaptığı konuşmada, çocuk haklarının AB için öncelikli konu başlıklarından olduğunu belirterek, “Projenin başarısı paydaşlarının desteği ile ölçülür. Proje sahipleri, 28 aylık süreci çok etkin kullandı ve farkındalık yarattılar” dedi. Fricke, sivil toplum kuruluşlarına son 5 yılda vatandaş odaklı projeleri için 50 milyon Euro’luk finansal destek sağlandığını dile getirdi.

Uluslararası Çocuk Merkezi Proje Sorumlusu Beril Uğuz da etkinlikte ‘Çocuk Dostu Turizm Projesi Faaliyet Sunumu’nu gerçekleştirdi. Uğuz, projelerinin Türkiye’de çocuk dostu turizm anlayışının güçlenmesine büyük destek sunduğuna işaret etti. Toplantıda ayrıca Çocuk Dostu Turizm Anlayışı Çerçevesinde Kriterler ve Koruma Politikaları başlıklı bir panel düzenlendi. Uluslararası Çocuk Merkezi Birim Koordinatörü Işıl Erdemli’nin moderatörlüğünde gerçekleşen panelde ilginç saptamalar ortaya kondu. Çocuk tuvaletlerinin İstanbul da dahi çok az otelde görülebildiğini

belirten panelistler, resepsiyonların çocuklara yönelik düzenlenmesi gerektiğinden, gastronomi turizminde çocuk menülerinin oluşturulmasına, tesis belgelendirilmelerinde çocuk dostu olduğunu gösterir kuralların devreye alınmasına kadar çerçevede önerilerde bulundular. Etkinlikte ayrıca Uluslararası Çocuk Merkezi Genel Müdürü Prof. Dr. Münevver Bertan tarafından seyahat ve turizmde mesleki davranış kurallarına imza atan kuruluş temsilcilerine plaket takdimi gerçekleşti.


Katılımcısı az etkinlikler hızla artıyor Alman Ulusal Turizm Kurulu (GNTB), Avrupa Etkinlik Merkezleri Birliği (EVVC) ve GCB Alman Kongre Bürosu’nun ortaklaşa hazırladığı “Toplantı ve Etkinlik Barometresi 2018/2019” açıklandı. Buna göre, payları yüzde 40’ı aşan katılımcı sayısı ortalama 50 kişilik etkinlikler artarken, 5 binlik etkinliklerin sayısı azalıyor.

T

oplantı ve Etkinlik Barometresi’nde geçen yıl Almanya’daki etkinliklere katılan kişi sayısının yüzde 1.6’lık büyümeyle 412 milyon kişiye ulaştığına yer veriliyor. Barometreyi hazırlayan uzmanlar, bu yıl için iyimser beklenti içinde olduklarını belirtiyor. Uzmanlar, etkinliklere az katılımcılı etkinlik sayısındaki artışın dijitalleşme alanında yaşanan baş döndürücü gelişmelerden kaynaklandığını vurguluyor. Toplantı ve Etkinlik Barometresine göre, Almanya’daki etkinliklere toplamın içinde yüzde 9’luk paya sahip 37.2 milyon kişi yurtdışından katıldı. Bu da yüzde 2.1’lik artışa denk geliyor.

Toplantıları, konferans ve etkinlik planlayıcıları, Almanya’nın farklı büyüklüklere sahip 7.472 etkinlik merkezinden birini seçti. Rapor, 2018’de kullanılan mekan sayısının bir önceki yıla arttığıın ortaya koyuyor. Dijitalleşmenin etkisi Toplantı ve Etkinlik Barometresi’nde bir yandan geleneksel katılımlar, öbür yandan dijitalleşmenin sektörde yol açtığı değişim sonucu ortaya çıkan hibrit çözümlerin ağırlık kazandığına dikkat çekiliyor. Dijital dönüşüm, etkinlik alanlarının tekliflerinin yanı sıra, online pazarlarla, çevrimiçi pazarlarda listeleme gibi dijital unsurların gelişmesine yol açıyor. 2017’de toplam içinde yüzde 8 olan

hibrit etkinliklerin sayısı geçen yıl yüzde 10.4’de yükseldi. Son rakamlar, etkinlik piyasasının daha heterojen ve gittikçe çeşitlendiğini gösteriyor. Bu trend, yeni, daha esnek ve işbirliğine dayalı çalışma yöntemlerini beraberinde getiriyor. Uluslararası Kongre ve Kongre Birliği (ICCA) tarafından 2018 yılına ilişkin açıklanan rakamlar, Almanya’nın uluslararası kongrelere ev sahipliği yapma noktasında 15’nci kez Avrupa’da üst sırlarda olduğunu gösteriyor. Almanya, 2018’de ev sahipliği yaptığı 642 uluslararası toplantıyla Almanya, bu konuda ABD’nin arkasında ikinci sırada yer alıyor.


restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem

İstanbul Havalimanı turistik ürün oldu TÜROB ve THY’nin işbirliğiyle yabancı turizmcilere yönelik tanıtım ve ağırlama faaliyetleri Mayıs ayında rekor seviyeye ulaştı. İki haftada 32 destinasyondan 500’ün üzerinde tur operatörü ve seyahat acentesi üst düzey yöneticisi İstanbul’da ağırlandı. Tanıtımlarda yabancı yöneticilerin İstanbul Havalimanı’na büyük ilgisi dikkat çekti.

T

ürkiye Otelciler Birliği (TÜROB) ve THY, önemli bir tanıtım etkinliğine imza atıyor. İki kurumun işbirliği kapsamında, dünyanın dört bir yanından gelen turizmcilere yönelik tanıtım ve ağırlama faaliyetleri Mayıs ayında rekor seviyeye ulaştı. Mayıs ayının ilk iki haftasında toplam 32 destinasyondan 500’ün üzerinde tur operatörü ve seyahat acentesi yöneticisi TÜROB üyesi oteller ev sahipliğinde İstanbul’da ağırlandı. Söz konusu tanıtım organizasyonda İstanbul’un tüm turistik özelliklerinin tanıtımının yanı sıra İstanbul Havalimanı’nın öne çıkması dikkat çekti. Katılan heyetlere yeni havalimanı ve İstanbul turizm ürünleri hakkında bilgi verildi. Yabancı tur operatörü ve seyahat acentelerinin üst düzey yöneticileri İstanbul Havalimanı’na büyük ilgi gösterdi. Eresin: “Yavaşlayan dönemi avantaja çeviriyoruz” Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Ramazan ayının turizm sektörü

açısından özellikle İstanbul’da yavaşlama görülen bir dönem olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla biz de bu dönemi avantaja çevirmek için iş ortağımız THY ile birlikte güzel bir girişimde bulunduk. Davetli destinasyonlar içerisinde mümkün olduğunca pazar çeşitliliği yaratmaya çalıştık. İşlerimizin azaldığı bu dönemi verimli bir şekilde kullanarak, ülkemiz ve şehrimiz tanıtımına önemli bir katkı sağladığımıza inanıyoruz. Bizlere bu kadar büyük hacimli bir işte destek olan tüm üyelerimize içtenlikle teşekkür ediyoruz” diye konuştu. İstanbul’a ilgi çok yüksek TÜROB olarak sadece bu dönemde değil, her dönemde tanıtım faaliyetleri sürdürdüklerini dile getiren Eresin, “Son dönemde bu tanıtım trafiği çok hızlandı. Bizim girişimlerimizin yanı sıra özellikle yabancı turizmcilerin İstanbul’a olan ilgilerinde de dikkat çeken bir yükseliş var. Bunu son dönemdeki organizasyonlarda gözlemliyoruz. Katılımcıların İstanbul Havalimanı’na olan ilgileri de yüksek düzeyde” dedi. Bu arada şehir merkezi

ve oteller koordinasyonunu hedefleyen famtrip organizasyonlarında 15 gün içinde Hamburg, Lagos, Napoli, Washington, Abidjan, Birmingham, Abuja, Uganda, Odessa, Kiev, Dublin, Riga, Saraybosna, Tiflis, Sofya, Londra, Priştine, Edinburgh, Helsinki, Manchester, Stockholm Kopenhag, Gotheburg, Oslo, Minsk, Talin, Vilnius, Varşova, Amsterdam, Budapeşte, Brüksel ve Lüksemburg destinasyonlarından katılım sağlandı. Yabancı turizmciler bu otellerde ağırlandı Hilton İstanbul Bosphorus, Eresin Hotels Taksim, Eresin Hotels Sultanahmet, Armada Hotel, Elite World Business, WOW İstanbul, Novotel, Yaşmak Sultan, Lazzoni Hotel, Eresin Hotels Topkapı, Clarion Hotel Golden Horn, Feronya Hotel, Point Hotel, All Seasons Hotel, Hilton İstanbul Bomonti, Levni Hotel, Ramada Şişli, Larespark Hotel, Titanic Business Golden Horn, The Marmara Pera, Radisson Blu Vadi Istanbul, Ibis Otel, B.W. The President Hotel, Crowne Plaza İstanbul Old City.



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Artvin, doğa turizminin merkezi oluyor! Turizm Yazarları Derneği (TUYED) heyetine Artvin’i tanıtan Atabarı Turizm’in sahibi Erhan Gazihan, kentin turizm merkezi ilan edilen bölgelerinde yeni konaklama tesislerinin devreye gireceğini söyledi. Gazihan, “Artvin, doğal güzellikleri, yeşili, şelalesi, gölleri, yaylaları, dünyaca ünlü kanyonu ile ziyaretçilere birçok neden sunuyor” dedi.

K

aradeniz’in en doğu ucu Artvin’in turizm potansiyelini ortaya çıkarmaya yönelik çalışmalar hız kazanıyor. Kent yönetiminden ticari hayatına yön verenlere, halkından turizmden ekmek yiyenlerine kadar herkes Artvin’i turizmde vitrine çıkarmak istiyor. Bu çabayı gösterenlerden biri olan Atabarı Turizm’in sahibi Erhan Gazihan, TUYED heyetini ağırlayarak onlara kenti tanıttı. Artvin’in doğal güzellikleri, yeşili, şelalesi, gölleri, yaylaları, dünyaca ünlü kanyonuyla Türkiye’de görülmesi gereken en bakir yer olduğunu belirten Gazihan şu bilgileri verdi: “Kafkasör yaylamızda boğa güreşleri festivalini yılda iki kez yapıyoruz. Festivali dünyanın çeşitli yerlerinden binlerce kişi katılıyor. Boğa güreşlerinin yapıldığı Kafkasör yaylamızda 9 ayrı parsel turizm bölgesi ilan edildi. Bu parsellere yaklaşık bin 400 yataklı tesisler yapılacak.” Şavşat ilçesinde de ev pansiyonculuğunun geliştiğine dikkat çeken Gazihan, “Burada da 3 ve 4 yıldızlı tesisler yapılıyor. Şavşat ve Borçka’daki Karagöllerimiz görülmeye değer doğa harikası yerlerdir. Hatila Milli Parkı içindeki cam seyir terasından

sonra, şimdi de Ardanuç ilçemizdeki Cehennem Deresi kanyonunun iki yakası arasında da bir cam seyir terası projesi var. İlimizin sahip olduğu turistik değerleri dikkate aldığımızda, herkesin Artvin’e gelmek için birçok sebebi olduğunu görüyoruz” dedi. Çevre dostu turizm hareketi başlayacak Kenti doğa turizminin merkezi haline getirecek projeleri olduğunu belirten Artvin Sanayi Ticaret Odası Başkanı Seçkin Kurt, “Türkiye’nin en zengin tabiat varlıklarına sahibiz. Bu varlıklara zarar vermeden, çevre dostu turizm hareketi Artvin’den başlayacak” dedi. Kafkasör yaylasında, doğaya uyumlu tesisleri çok ortaklı yatırım modeliyle hayata geçireceklerini hatırlatan Kurt, “Mimari planı özenle hazırlanacak. Çok katlı olmayacak, butik turizme hizmet edecek otelimizde çevre dostu malzemeler kullanılacak. Bölgemizdeki geliştireceğimiz turizmin doğaya zarar vermeden, sürdürülebilir olmasını sağlamaya yönelik tüm paydaşları tek çatı altında birleştirecek çalışmamızı yakında kamuoyuna açıklayacağız” diye konuştu. Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı

Osman Akyürek ise Laz böreğine coğrafi işaret alıp bunu tescil ettiklerini, hamsili ekmek için de benzer girişimde bulunacaklarını ve bölgeye özgü ürünleri her ortamda tanıtacaklarını söyledi. Yapmadan dönmeyİn! En büyük Atatürk heykelinin bulunduğu Atatepe’yi, Camili-Maçahel’i, Kafkasör Yaylasını, Karagölleri, Hatila Milli Parkı içindeki cam seyir terasını, Bilbilan ve Arsiyan yaylalarını görmeden; Zipline’ı denemeden, Laz böreği, kaygana, kara lahana sarması, soğan aşı, puçuko, yatık döner, hinkal ve zurbiyet’i tatmadan Artvin’den dönmeyin.



restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem / makale

AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO

Tezer Öner Ayaklarına halı sersek yeridir! Cruise seferlerinin yeniden başlaması Türkiye turizmi için önemli bir gelişme. En çok da şu bakımdan önemli, cruise ile gelen misafir gemiden indi mi otomatik olarak gezmek, para harcamak, hatıra toplamak, alışveriş yapmak üzere sanki programlanmışlar. Böyle de bir misyonları var ki layıkıyla yerine getirmeden de ülkelerine dönmüyorlar, şükür! Bir tarafımız bu kadar parlakken öte tarafta konakladığı tatil köyleri ve otelleri 15 gün işgal edip, harcaması 100 Euro’yu geçmeyen her şey dahilciler var ki, hem kapasitemizi fazladan doldurup hem de beklediğimiz gelirleri sağlayamıyorlar. Bu da ne yazık ki şişman ve hantal bir sektöre dönüşmemize sebep oluyor. Halbuki gemiden inen adam 3-4 gün geçirdiği Türkiye’de hem kapasiteyi işgal etmiyor hem de diğer misafirlerden çok daha fazlasını kısa sürelerde harcayarak turizm ekonomisine muhteşem bir katkıda bulunuyor. Demem o ki, cruise müşterisi candır! Onları pamuklara sarıp sarmalamak lazım. Gelir seviyeleri hem çok yukarıda hem de dinamik. Hızlı tüketimi seviyorlar. Hızlı ve de çok

yiyorlar. Gezmeye meraklı oldukları gibi koleksiyon malzemeleri toplamaya da bayılıyorlar. Bir zamanlar gülerdik, halk oyunu ekipleri ile karşılamalar mı dersiniz, rıhtımda merasim düzenlemeler mi? Komik gelirdi bize o zamanlar ama şimdi anlıyoruz ki, ayaklarına halı sersek yeridir. Çünkü bu adamlar candır!.. Alıntı: Malta bayraklı Horizon isimli yolcu gemisi büyük çoğunluğu İspanyollardan oluşan 1315 yolcusu ve 595 kişilik mürettebatıyla Marmaris Limanı’na yanaştı. Santorini Adası’ndan gelen kruvaziyerin bir sonraki durağının Girit Hanya Limanı olduğu öğrenildi. Yolcular, gümrükteki işlemlerinin ardından Marmaris Çarşısı, kale içi ve yat limanını gezdi. Turistlerden bazıları kafelerde oturdu, alışveriş yaptı. Ortaca’nın Dalyan ve Ula’nın Akyaka Mahallesi’ne de düzenlenen turlara katılan yolcular İçmeler, Orhaniye, Turgut, Bayır ve Gökçe mahallelerinde turistik yerleri gezdi. Sonuç: Daha ne diyeyim... Bedava rakamlarla gelip 10-15 gün havuz kenarından ayrılmayan, dışarıda yemek yemeyen, bara, diskoya gitmeyen, hadi bunları bir kenara bırakın, turistik

yerleri gezmeyen turisti istemiyorum arkadaş! Gemiyle gelip, 12 saat kalıp, ortalığı alışverişle yıkan cruise müşterisini ne yalan söyleyeyim, ben omuzumda gezdiririm. O halde yol haritamız ne olmalı? Türkiye ivedilikle cruise limanları hamleleri yapmalı. Kültür ve alışverişe yönelik öncelikli rotalar belirlenmeli ve uygulanmalı. Bu işleri yapan yerli ve yabancı şirketlere acilen destek verilmeli... İstanbul şu an cruise müşterisinden mahrum bir şekilde ikinci sezonunu geçiriyor. Bu limanların yapımı acilen bitirilmeli... Bu kriz ortamı ve bu yoklukta her türlü gelirden mahrum kalmamız bize çok daha ağır geliyor. Her kuruşa ihtiyacımız varken yapımla, tadilatla veya yeniden dizaynla kaybedecek zamanımız yok! Olanı adam gibi işletelim de yenisi olur zaten... Gemiler yüzyıllardır ticaretin can damarı. İster yük ister yolcu taşısın... Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede bu kıyılarda bu kadar az gemi misafir etmek bizim için oturup düşünülmesi gereken önemli bir konu.



restaurant 34 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Wish More Hotel İstanbul,

2. otelini açmaya hazırlanıyor

M

odern mimarisi, kent kültürünü yansıtan hizmet özellikleri ve gönülden servis yaklaşımı ile konforlu ve keyifli bir deneyim sunan Wish More Hotel İstanbul, 28 Nisan-1 Mayıs 2019 tarihleri arasında Dubai’de gerçekleştirilen Arabian Travel Market Dubai 2019 Uluslararası Turizm Fuarı’nda, kendi standıyla yer aldı. Fuar kapsamında ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşan ve Orta Doğu pazarında bilinen bir marka olma yolunda hızla ilerleyen beş yıldızlı otel, aynı zamanda Türkiye’nin sahip olduğu turizm değerlerinin tanıtılmasına da katkı sağladı. Komşu ülkelerin yanı sıra dünyanın birçok farklı ülkesinden gelen sektör profesyonelleri, global ölçekte faaliyet gösteren turizm acenteleriyle kapsamlı görüşmeler gerçekleştiren Wish More Hotel İstanbul, Şişli Halaskargazi’deki ikinci otelinin kısa süre içinde açılacağını da fuar kapsamında duyurdu. Bu doğrultuda önümüzdeki dönem için uluslararası arenada önemli ticari işbirlikleri geliştiren Wish More Hotel İstanbul, hizmete açmayı planladığı ikinci oteliyle, konaklama deneyiminde lüks anlayışı ile çıtayı yükseltmeyi, iş dünyasının nabzını tutmayı, toplantı ve etkinlik dendiğinde akla gelen ilk adres olmayı amaçlıyor.

Yüzde 90 dolulukla yaza hazır Wish More Hotel İstanbul’un Türkiye’nin yanı sıra uluslararası alanda da hizmet veren bir oteller zinciri yaratma vizyonunda hızla ilerlediğini ifade eden Wish More Hotel İstanbul Genel Müdürü Erkan Akkurt, Şişli Halaskargazi’de yer alan ikinci otelin inşaatının tamamlanmak üzere olduğunu ve yakında hizmete açılacağını kaydetti. Fuar kapsamında bir yandan Türkiye’nin turizm anlamında tanıtımına destek verirken diğer yandan da önemli bağlantılar gerçekleştirdiklerini kaydeden Akkurt, “Orta Doğu pazarında bilinen bir marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz” dedi. Akkurt, sözlerine şöyle devam etti: “Wish More Hotel İstanbul’a yönelik talep artışlarını ve müşteri memnuniyetini online kanallardan aldığımız yorumlardan da açıkça görebiliyoruz. Bu ilgi ve talep bizleri memnun etmesinin yanı sıra yatırımlarımıza devam etme konusunda da cesaret veriyor. Fuar kapsamında ikinci otelimizin tanıtımını yaparak beklentileri daha da yukarı taşıdık. Wish More Hotel İstanbul olarak Nisan ayını %90 doluluk oranıyla tamamlamış olmamız yaz sezonuna emin adımlarla girmemizi sağlıyor.”

Türkiye çapında ve uluslararası alanda hizmet veren bir oteller zinciri oluşturmayı hedefleyen Wish More Hotel İstanbul, Arabian Travel Market Dubai 2019 Uluslararası Turizm Fuarı’nda yapımı bir süredir devam etmekte olan Şişli Halaskargazi’deki ikinci otelinin çok yakında açılacağını duyurdu.



restaurant 36 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

KempInskI Otelleri, Küba’daki ilk beş yıldızlı lüks resort otelini açıyor

Kempinski Otelleri ve Grupo de Turismo Gaviota SA, Küba’nın ilk beş yıldızlı lüks resort oteli Cayo Guillermo Resort Kempinski için yönetim sözleşmesini imzaladı. Ülkenin ilk beş yıldızlı şehir oteli olan Gran Hotel Manzana Kempinski La Habana’yı yaklaşık iki yıldır başarıyla yöneten Kempinski, Karayiplerdeki yeni oteli ile Amerika kıtasındaki varlığını genişletiyor. Şu an inşa halinde olan Cayo Guillermo Resort Kempinski’nin bu yıl içinde açılması planlanıyor.

H

avana’nın yaklaşık 500 kilometre doğusunda, cenneti andıran Cayo Guillermo’da bulunan yeni resort otel, markanın zevk sahibi konuklarına tropik adanın başkentindeki koşuşturmaca ve telaşından uzak, ayrıcalıklı ve özel bir deneyim sunacak. Bu lüks otel ayrıca, Küba’nın her şey dahil olmayan ilk resort oteli olma özelliğine sahip. Otel, Ernest Hemingway’in Cayo’ya olan bağlılığı ve sevgisinden ilham alarak çağdaş gezginlere hitap edecek şekilde yeniden tasarlanan eşsiz ve otantik bir deneyim sunacak. Bir geminin pruvasını andıracak şekilde tasarlanıyor Bu ihtişamlı resort otel, Atlantik Okyanusu’nda ilerleyen bir geminin pruvasını andıracak şekilde inşa edilecek. Nefes kesen bir doğa manzarası ve geniş bahçelerle çevrelenen resort otelde 245 oda ve süit bulunacak. Bunların arasında her biri kendi havuzuna sahip göz alıcı panaromik manzaraları ve en az 75 metrekarelik alanıyla, altı adet

su üzerinde konumlanmış villa ve 200 metrekarelik su üzerinde presidential süiti de bulunuyor. Standart konuk odalarının da çoğu, önü açık şekilde deniz manzarası sunarken, meşhur beyaz kumlu Playa Pilar plajı da doğrudan tatil köyünün bitişiğinde yer alıyor. Cayo Guillermo Resort Kempinski ile konuklar spa, yoga ve havuz manzaraları ile yalın ayak olma lüksünün tadını çıkartırken gastronomik deneyimler de kazanacaklar. Özel tatlar sunan restoranlar en taze deniz ürünleri ile bu resortu Cayo’daki diğer tüm restoranlardan ayırıyor. Çocuk kulübü, spor salonu, tenis kortu, lobi bar ve puro bar da bu tesisteki ayrıcalıklar arasında yer alıyor. Kempinski, özgünlüğünü ve zarafetini Küba’ya taşıyor Grupo de Turismo Gaviota İcra Kurulu Başkanı Carlos Miguel Latuff Carmenate “Şehir otelimiz Gran Hotel Manzana Kempinski La Habana’nın açılışını neredeyse iki yıl önce başarılı bir şekilde gerçekleştirdikten sonra, özel lüks

resort otelimiz Cayo Guillermo Resort Kempinski’yi de yakın tarihte açarak farklı bir deneyim sunacağız,” diyor. “Kempinski Hotels ile tekrar çalışmaktan mutluyuz. Resort ve otel yönetiminde dünya çapında uzmanlığa sahip bu lüks otel markası, özgünlüğünü ve Avrupa’ya özgü zarafetini Küba’ya taşımaya devam edecek.” Kempinski Otelleri Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Markus Semer: “Projemizin büyüme hızının geçen yıla oranla %18 artışı ile uzun süredir ortağımız olan Grupo de Turismo Gaviota SA ile imzaladığımız Küba’daki ikinci projemizden büyük mutluluk duyuyorum. Gran Hotel Mazana Kempinski ile Havana’ya lüks konaklama konseptini getirdikten sonra ülkenin ilk lüks resort otelini yönetecek şirket olarak seçilmekten heyecan duyuyoruz. Grupo de Turismo Gaviota ile kurduğumuz bu güçlü ortaklık bize gurur veriyor ve Havana’da büyük başarılarla dolu işletmemizin ilk iki yılından güç alarak başarımızı yeni lüks resort de sürdürmeyi heyecanla bekliyoruz.”



restaurant 38 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Tarihi Kaf Konak ve Rukiye Restoran yenilendi

100 yıllık Settarlar Konağı’nın butik otel ve restorana dönüştürülerek yaşatıldığı Kaf Konak, Bartın kentinin ruhuna ve konağın tarihi kimliğine sadık kalınarak yenilenmiş odaları, bünyesindeki Rukiye Restoran’ın zengin menüsü ve deneyimli personeliyle misafirlerini ağırlamaya ve birçok etkinliğe ev sahipliği yapmaya devam ediyor.

T

ürkiye’nin ve dünyanın farklı bölgelerinden gezginlerin Bartın’daki uğrak noktası Kaf Konak Butik Oteli ve Rukiye Restoran, aynı zamanda kurumsal ve özel birçok buluşmaya da ev sahipliği yapıyor. Bartın kentinin ruhuna, konağın tarihi kimliğine, tipolojisine, yapısal izlerine sadık kalarak, günümüz konfor ve teknoloji bileşenleriyle biçimlendirilmiş odalarıyla Bartın ziyaretleri için uygun bir konaklama hizmeti sunan Kaf Konak, bünyesindeki Rukiye Restoran’ın 120 kişilik kapalı alanı, alanında eğitimini almış uzman personeli ve Karadeniz’e özgü yeşilin tüm tonlarını barındıran geniş bahçesiyle değerli misafirlerini ağırlamaktan büyük keyif duyuyor.

Zengin menüsüyle Rukiye Restoran… Şehir merkezinde ama şehir gürültüsünden uzak bir alternatif sunan Rukiye Restoran’ın sabah kahvaltısıyla başlayan bir günü; öğle ve akşam yemeğiyle devam ediyor. 5 çaylarının, gün programlarının, aile ve arkadaşlara ayrılmış keyifli saatlerin vazgeçilmez adresi olan Rukiye Restoran 2019 yılı ile birlikte yenilenen servis anlayışı ile A La Carte hizmetinin yanında; iş yemeklerine, doğum günü partilerine, kına ve nişan organizasyonlarına, kokteyllere, nikah merasimlerine ve Bartın’ın geleneksel gündüz sünnet düğünleri gibi banket organizasyonlara da ev sahipliği yapıyor. Safranbolu’ya 80, Amasra’ya ise sadece 20 km uzaklığında konumlanan restoranda haftanın belirli günleri canlı müzik programları yapılıyor ve zengin yemek menüsünün yanında yöresel ev yemekleri de servis ediliyor. Üstün hizmet standartlarını korumak ve maksimum müşteri memnuniyetini sağlamak için personel gelişimine ve eğitimine de son derece önem veren Kaf Konak ekibi, bu süreçte mutfak personelini belirli periyodlarda Mutfak Sanatları

Akademisi’ne eğitime göndermenin yanında tüm personeline hizmet içi eğitimler vererek kendilerini geliştirme olanağı sağlıyor. Bir asırlık öykü… 2010 yılında başlayan ve 5 senede tamamlanan restorasyon sürecinin ardından Kaf Konak Butik Oteli ve Rukiye Restoran olarak ilk misafirlerini 2015 yılında ağırlamaya başlayan işletme, aile yadigarını yeniden yaşama dönüştürme arzusundaki torunların önayak olmasıyla ve Kültür ve Turizm Bakanlığı, İl Turizm Kültür Müdürlüğü, TOKİ ve Batı Karadeniz Kalkınma Ajansı hibe ve kredileriyle hayata geçirilmiş. Yüzyılı aşkın geçmişiyle tarihe tanıklık eden Kaf Konak & Rukiye Restoran yeşille mavinin buluştuğu Karadeniz’in gözde şehri Bartın’da yarattığı marka değerini her dönem yükselterek ziyaretçilerine üstün kalitede hizmet sunmaya ediyor.


...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...

Hotel Restaurant Cafeteria Mobilyaları

Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA

0(533) 779 58 79 0(533) 77907 69

info@horecamobilya.com


restaurant 40 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Her mevsim termal keyfi Yoncalı Termal Otel & SPA

Odalarında ve tüm aktivitelerinde kaplıca suyu kullanılan Yoncalı Termal2de termal suyun yer altından çıkış ısısı 42 derece olup, aktivitelerde 38 derece olarak hissediliyor. 23 eleman radyoaktivitesi olup, yoğun olarak bikarbonat, magnezyum ve kalsiyum iyonlarını içeriyor. Genellikle romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan bu su, cilde olumlu etkilerinden dolayı ‘Gençlik Suyu’ olarak adlandırılıyor.

D

ört aylık kapsamlı bir renovasyon çalışmasının ardından 4 Nisan 2018 yılı itibariyle dört yıldız konseptinde yeniden kapılarını açan Yoncalı Termal Otel &SPA, yenilenen yüzüyle turizme hizmet vermeye devam ediyor. Proje kapsamında tüm odalarını ve genel kullanım alanlarını baştan sona yenileyen otel, ilave SPA bölümü ile de yerli ve yabancı turistlerin gözdesi… 73 odalı İnsan sağlığını ve Türk konukseverliğini ön planda tutan işletmecilik anlayışı ile hizmetlerini sürdüren 73 odalı ve 180 yatak kapasiteli tesis bünyesinde 3 adet bay-bayan karma havuz (1 adet kapalı ve 2 adet açık), kapalı bayanlar havuzu, karışık olarak ve sadece bayan konukların kullandığı Türk hamamları, sauna, buhar odası, tuz odası, jakuzili özel aile banyoları, fıtness center, parafin banyosu, çamur banyosu, bitki banyosu, cilt bakımı, manuel terapi ve masaj üniteleri bulunuyor.

Yeme içme hizmetleriyle de iddialı olan Yonca Termal Otel & SPA’da 250 kişilik kapalı restoran, 150 kişilik toplantı salonu ve 1000 kişilik bahçe ve havuz başı bölümlerine sahiptir. Kış sezonunda ve özel günlerde restoran bölümünde hafta sonları canlı müzik eğlence programı bulunuyor. Yaz sezonunda ise havuz başı ve bahçe bölümü ile düğün, nişan, mezuniyet ve parti organizasyonlarına ev sahipliği yapan tesis, yenilenen yüzüyle ‘Her Mevsim Termal Keyfi ‘’konuklarını bekliyor.



restaurant 42 hotel & hi-tech

İ

iş’te kadın

Vizyonunda ‘icraat’ var!

Dilek Çapanoğlu

stanbul Akvaryum Müdürü ve İcra Kurulu Üyesi. Genç, donanımlı, hedefe odaklı ve disiplinli! Sporu bir yaşam tarzının ötesinde iş yapma stiline taşıyacak kadar vizyoner, inisiyatif hakkını tekeline zimmetlemeyecek kadar adaletli ve uzlaşımcı. Kolektif, üretken, icraatçı ve yaşam felsefesiyle ‘akışına uygun aksiyon alan!’ Ünlü bir ressam olmayı hayal ederken, hayatın akışında hedefini ‘başarılı bir iş insanı’ olmaya adayan ve şimdilerde İstanbul Akvaryum Müdürlüğü ile beraber projenin İcra Kurulu Üyeliği görevini de başarıyla yürüten Dilek Çapanoğlu ile kariyer yolculuğunu konuştuk. Dilek Hanım, İstanbul Akvaryum projesine uzanan yolculuk ilk nasıl başladı? Genç yaşta dev bir kompleks yönetiminin bir parçası olmak var mıydı aklınızda? Çocukluğuma döndüğümde ‘büyüyünce ne olacaksın?’ ’sorusunun cevabı ressam olmaktı. Aslında şimdi anlıyorum ki benim hayallerimin temelinde soyut veya somut; bir konuyu bir fikri bir düşünceyi bir projeyi ya da bir sistemi tasarlama ve yürütme arzusu yatıyormuş. Aynı zamanda spora karşıda çok meraklıydım. İlkokuldan üniversiteye kadar okul voleybol ve masatenisi takımlarında oynadım. Üniversite sınavlarına hazırlanan her genç gibi benim hedeflerim de farklılaşmaya başladı. Bunu etkileyen birçok çevresel ve duygusal faktör oldu tabi ki, bir yandan ressam veya sanatın bir noktasında olabilmek hep beynimin arka planında beni çağıran bir tutkuyken bir yandan da iş hayatında var olmayı, ileride önemli bir projede veya bir organizasyonda yönetici pozisyonunda olduğumu hayal ederken buluyordum kendimi. Hedefler farklılaşırken eğitim ne şekilde devam etti? Bizim zamanımızda eğitim sistemi bugünkünden daha farklıydı. Ailelerimizin çocuklarımız iyi devlet üniversitelerinde, iyi bölümlerde, iyi okullarda okusun derdi vardı. Ben de İstanbul Üniversitesi mezunuyum. Eğitim sürecinde birçok sertifika programı ve atölye çalışmalarına katıldım. İş hayatına girdikten sonra da ingilizce İşletme Yönetimi Yüksek Lisansı yaptım. Eğitimler en çok önemsediğimiz konularından başında geliyor, iş hayatımda da birçok eğitime katılmakla birlikte eğitimler de düzenliyorum. Liderlik sanırım doğamda var, oldum olası dahil olduğum konuların her


noktasında sürükleyici rollerde olmayı sevmişimdir. Dolayısıyla bu içten gelen güdülerle de aktif olarak iş hayatında yer alabileceğim bir sektörde çalışmak istedim. Hedefime tamamen bir iş insanı olmayı koydum. İstanbul Akvaryum, ilk iş deneyiminiz mi? Staj dönemimi saymazsak evet. İstanbul Akvaryum’dan önce üretimde öncü bir fabrikada üretim kısmında stajyer olarak çalıştım. Güzel bir deneyimdi benim için. Çok büyük bir fabrikada bir ürünün nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar geçirdiği evreleri birebir deneyimleme fırsatım oldu. İstanbul Akvaryum kompleksi şantiyesinde işe başladığım zaman ülkemizde henüz bu alana ait özel bir tecrübe veya bilgi birikimi olmadığı için işi bilen hiç kimse yoktu demek yanlış olmaz. Zaten projenin tasarım sürecinden akvaryumun işletmeye alınmasına kadar geçen sürede yatırımcılarımızın vizyonu sayesinde alanında uzman yabancı danışmanlardan oluşan çok uluslu bir ekip kurulmuştu. Kurulan teknik ekibin bir parçası olarak ben de işe başlayanlar arasındaydım. Yurt dışında yıllardır var olan bilgiyi ve tecrübeyi şantiye dönemi süresince akvaryum sektörü özelinde transfer ederek dönüştürdük diyebilirim. İşin şantiye, tasarım kısmından yönetim tarafına nasıl geçtiniz? Yatırımcı şirketten ve yapılanmadan bahsederek anlatabilir misiniz? Süreç içinde gelişen bir konumlandırma oldu diyebilirim. Yatırımcılarımız en uygun işletme modeli üzerine birçok görüşmeler gerçekleştirdiler, işletme süreci şantiye dönemi bitmeden başladığı için otomatik olarak biz de işletme sürecine tanıklık ediyor ve aktarımlarımızı yapıyorduk. Teknik açıdan değerlendirdiğimde bugün her noktasında farklı imalat zorlukları olan, tasarım ve uygulama açılarından binlerce canlının evi olduğu gibi aynı zamanda milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan ;ülkemizin sembol tesislerinden biri olan bu özellikli yapıda şantiye ekibi olarak çok zorlu zamanlarımız oldu ama müthiş bir koordinasyon ve organizasyon gücü ile tesisin açılacağı güne geldiğimizde akvaryum işletmesinin gerektirdiği spesifik yönetim biçimi ve işletmecilik mantığının varlığı teknik ekibin büyük bir kısmının işletme yapısına geçmesini de gerektirdi. O dönemde şantiye döneminden işletme dönemine geçen bir kadro oldu ve ben de o kadronun içerisindeydim. Böylece şantiye dönemi boyunca transfer ettiğimiz bilgiyi artık işletme kadrosunda da dönüştürerek geliştireceğimiz bir süreç başlamıştı

hepimiz için. Gösterdiğimiz performans neticesinde ve o dönem işletmeyi yapabilecek yatırımcılarımızın kriterlerini karşılayan alternatif bir Türk operatörü olmadığı için bizler işletmeye geçmek zorunda kaldık. Bir nevi iş başa düştü de diyebiliriz. Yapılanmamız da kısaca şöyle, burada Türkiye’nin en iyi inşaat firmalarının içerisinde yer aldığı bir konsorsiyum var. İstanbul Akvaryum kompleksi akvaryumalışveriş merkezi ve otel tesislerimizle model olarak bir yap-işlet-devret projesi olduğu için projenin yapımını üstlenen firmalarımız aynı zamanda ana projenin işletme operatörüdür de. Her birinin yurt içinde ve dışında alışveriş merkezi, peyzaj, park, residence, hastane ve toplu konut gibi inşaat veya taahhüt projeleri bulunuyor. Bu yapılanma içinde İcra Kurulu’nun görevlerini de bize kısaca aktarabilir misiniz? Kompleksimizin İcra Kurulu olarak üç kişilik bir ekibiz. Yönetim Kurulu Başkanı altında tüm tesisin yönetimi İcra Kurulu ile gerçekleştirilmekte. Aslında bu tam anlamıyla kolektif bir yönetim biçiminin modernize olmuş örneğidir diyebiliriz. Dolayısıyla otel, alışveriş merkezi ve akvaryumdaki tüm süreçler icra kurulu kararlarıyla yürütülüyor. Burada gördüğünüz revizyonlar, capexler, iş geliştirme süreçleri ya da personel alım süreçlerinin her biri bizim dahil olduğumuz süreçler. Bu sebeple de işletmenin her anını yaşayan bir icra kurulu olarak bizi düşünebilirsiniz. Kompleksin diğer yatırımları hakkında bilgi verir misiniz? İstanbul Akvaryum, “akvaryum”, “otel” ve “avm” olmak üzere üç ayrı kategoride bir kompleks olarak projelendirildi ama başlangıç akvaryum tesisi ile gerçekleşti. Akvaryum Haziran 2011 yılında açıldı; akabinde 2012 yılında Aqua Florya AVM ve 2016 yılında Crowne Plaza Florya otelimizin açılışlarını da gerçekleştirerek kompleksimizi tamamladık. Otelimizin açıldığı sene ülkemizin gerilimli olduğu bir dönemdi, özellikle turizm açısından değerlendirdiğimizde yeni açılan bir otelin açılabileceği en zorlu dönemlerden birinde açılarak yine bir örneği yaşadık belki de ama şükür ki Türk halkı olarak kendimizi olaylara ve gelişmelere karşı adapte etme yeteneğimiz çok yüksek. İstanbul Akvaryum’u ağırlıklı kimler ziyarete ediyor? Yabancı ziyaretçilerin ilgisi nasıl? Biz Türkiye’nin en büyük akvaryumu ve dünyanın en büyük tematik akvaryumuyuz.

Açıldığımız günden bu yana ülkemizi yurt dışında pek çok konferans ve kongreye katılarak temsil ederek tanıtım faaliyetlerimizi de aynı zamanda sürdürüyoruz. Burada ne iş yaptığımızı anlatmak için yurt dışından davetler alıyoruz. Özellikle kültür ve turizm tarafında İstanbul’da en fazla turist çeken cazibe merkezlerinden biriyiz. Sadece Akvaryum özelinde bizim sadece akvaryum tarafında yıllık toplamda bir buçuk milyona yakın ziyaretçi sayımız var. Şu an Topkapı Sarayı ve Ayasofya’ya bakın, son dönemlerde bakarsak, onların da rakamlarında düşüşler oldu. Ama İstanbul Akvaryum olarak özellikle Ortadoğu, Körfez Ülkeleri ve Türki Cumhuriyetler’den şu an çok ciddi ziyaretçi ağırlıyoruz. Yıllık toplam bir buçuk milyon ziyaretçinin de yüzde 60-70’i yabancı turistlerden oluşuyor. Bu oran özellikle yaz döneminde, yüksek sezonda yüzde 80-85’leri buluyor. Dolayısıyla İstanbul Akvaryum kompleksi olarak turizmde yaşanan hareketler, artışlar, gelişmeler bizim için çok önemli çünkü biz direkt olarak turizmde yaşanan dalgalanmalar bizi ciddi derecede etkiliyor.

İstanbul Akvaryum kompleksi’nde 11 yılı geride bırakan Dilek Çapanoğlu, yönetim koltuğuna işin mutfağından gelenlerden. Mevcut örgütlenme yapısı içinde her bir kademeyi tecrübe ederek İcra Kurulu Üyeliğine kadar yükselen Çapanoğlu’nun kişisel planlarında seyahatlere devam etmek var. “Kendinize yeni şeyler katmak için gezmeniz şart. Çünkü dünya öyle bir noktaya geldi ki, yeni teknolojileri yakından takip ederek her şeye interaktif katılmayı gerekiyor” diyen Çapanoğlu’nun gelecek planları arasında yeni şehirler, yeni ülkelerle beraber ağırlıklı teknoloji fuarları ve bilim müzelerini gezmek var. Çapanoğlu’nun işle ilgili ideali ise, İstanbul’un sembol komplekslerinden biri olarak tanımladığı İstanbul Akvaryum başarısını ileriye dönük olarak sürdürülebilir kılmak var.


restaurant 44 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Hazır turizme gelmişken, bu yıl nasıl başladı? Yıl sonu için öngörüleriniz neler? İstanbul Akvaryum için 2019 iyi başladı, gayet de güzel gidiyor. Geçen yılın ilk çeyreğiyle kıyasladığımızda turist sayısında yüzde 10-11.5’lik bir artış görüyoruz. Kompleksimizde bu artış anında pozitif olarak otel doluluklarına ve AVM gelirlerine birebir yansıyor. Bu seneki verilerimizin geçen yıla kıyasla çok daha yukarıda olduğunu görmekteyiz. Yaz sezonunda turizmden beklentimiz bir hayli yüksek. Crowne Plaza Istanbul Florya tarafında uyguladığımız Sadakat Programı sayesinde zaten müşteri eğilimlerini, kalış sürelerini ve tercih nedenlerini net bir şekilde görebiliyoruz. Otel tarafında doluluklar güzel gidiyor. Sezon çok önemli tabii. Ramazan döneminde olmamıza rağmen doluluklarımızın Ramazan özelinde beklentimizi karşıladığını görüyoruz. Yaz sezonu olduğu için rezervasyonlarımız inanılmaz yoğun. Sezonu yüzde 8595 bandında doluluklarla geçmeyi öngörüyoruz. Ortadoğu pazarı çok hareketli biliyorsunuz. Özellikle de saç ektirmek veya sağlık turizmiyle ilgili gelen Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden misafirlerimiz var. Bununla beraber yine Almanya, Brezilya ve Rusya gibi ülkelerden de gelen misafirlerimiz var ama ağırlık Ortadoğu’da. Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasından etkilendiniz mi? Bunu söylemek için aslında şu an çok erken ama çok yakından takip ettiğimiz bir

alanımız mevcut. “Dünyanın en büyük tematik akvaryumu” dememizin sebebi de bu zaten. Dolayısıyla sözünü ettiğim bu temalara farklı dokunuşlar yapmak zorundasınız. Çünkü ziyaretçilerinize her seferinde aynı şeyleri gösteremezsiniz. Ziyaretçileriniz zaman içerisinde bir yenilik, bir farklılık bekler sizden. Ama bu da demek değil ki, her sene yeni bir alan açayım, bir revizyon yapayım. Biz son olarak yaklaşık 3 milyon Euro gibi bir yatırım bedeliyle soğuk iklim penguen doğal yaşam alanımızı açtık. Orada Kutup coğrafyasını birebir simule ediyoruz. Ayrıca nesli tehlike altında olan canlıların dünya genelinde yürütülen koruma ve sürdürülebilirlik projesi kapsamında bu yaşam alanını hayata geçirdiğimiz bizim için anlamı çok büyük.

süreç. Çünkü çok uzun yıllardır havalimanı kompleksimize 5 dakikalık bir mesafedeydi. Ulaşım çok kolaydı. Yerli veya yabancı turist havalimanına gitmeden önce otelden check out yapıp, AVM, akvaryum veya otelimize gelip uçuşa kadar vakit geçiriyordu. Tam Atatürk Havalimanı kapandı, Marmaray - Florya Akvaryum durağımız açıldı. Dolayısıyla ikisi arasında 3-4 gün var. Biri gitti, biri geldi. Durak isminin Marmaray -Florya Akvaryum durağı olması da İstanbul’un turistik açıdan sembol tesisleri arasında olan bir tesis için elbette çok olumlu oldu. Şöyle hayal edelim Anadolu yakasından yerli veya yabancı turistimiz İstanbul şehrinde gezilmesi gereken tesislerden birine giderken hiç zaman kaybetmeyecek, yollarda kaybolmayacak, kafası karışmadan banliyö hattı durak haritasından nereye gittiğini bilerek güvenle yolculuk yapmış olacak. Bu gerçekten turizm açısından çok değerli ve önemli bir hizmet aynı zamanda yaratılan bir katkıdır. Son veriler bir olumsuzluk göstermediği gibi aksine gerçekleşen bir artış var ama bunu da izlemeye devam edeceğiz. Havalimanının kapanmasından sonra herhangi bir kayıp, olumsuz bir durum söz konusu değil. Ajandanızda yeni projeler, yatırımlar var mı? Akvaryum tarafında “yatırımı bir kez yaptık, bu bizi 30 yıl boyunca götürecek” mantığıyla hareket edemiyorsunuz. Bu aynı şekilde alışveriş merkezimiz ve otelimiz için de geçerli elbette. Ne kadar özellikli, fonksiyonel bir yapı olsa da içerisinde 17 bin canlı yaşıyor. Akvaryum’da 17 farklı tematik

Sırada yeni bir akvaryum projesi var mı? Bu konuyla ilgili 2-3 gün önce bir görüşmemiz oldu. Tabii koşullar uygun olursa yapabiliriz. Türkiye’de’de, yurt dışında da görüşmelerimiz oldu. Sonuç istediğimiz gibi olursa, bu know how’u başka yerlere de götürmeyi isteriz. Turizm tarafında yeni yatırım planları mevcut mu? Sektöre ilişkin hedefleriniz neler? Kendi bünyemizde ve tesis içerisinde capexlerimiz, yatırımlarımız devam edecek. Bu noktada kompleks genelinde müşterilerimize daha iyi hizmet sağlamak adına 2-3 yılda bir yenilikler yapacağız. Örneğin Crowne Plaza Istanbul Florya’nın en önemli özelliği şu, biz aslında sadece bir şehir oteli değil, İstanbul’un göbeğinde bir resort oteliz de. Bu doğrultuda, bu sene havuz kotundaki odalarımızın teraslarını açarak direkt olarak havuza erişim sağladık. Çok da keyifli oldu. Yaz boyunca kısa tatillere vakti olan veya şehir dışına çok gidemeyecek, iş yoğunluğu sebebiyle İstanbul’da olmak zorunda olan kişiler için de otelimiz gerçekten inanılmaz bir alternatifler sunuyor. Biraz da sizi tanıyabilir miyiz? İş ve özel yaşamıyla Dilek Çapanoğlu kimdir? Ben kolektif çalışmayı seven biriyim. İş hayatımda liderliği çok sevmemle birlikte çalıştığım arkadaşlarımın belirli seviyelerde inisiyatife sahip olmalarını çok önemsiyorum. Bu, karar verme yetisinin gelişmesi açısından bence önemli bir unsur. Sorunlar sadece tepeden çözülmemeli bence. Çünkü sistemler kişilere bağlı değildir. Bugün biz varız, yarın yerimize bir başkası gelecektir.


Hiçbir sistem boşluk kaldırmaz. O yüzden profesyonel hayatımda sistemi doğru kurmaya çok önem veriyorum. Bu da takım arkadaşlarımızla başarabileceğimiz bir durum. Misal, 10 günlük iş seyahatimde ekibim tarafından aranmıyorsam bu bence bir başarıdır, doğru yolda olduğumuzun bir göstergesidir. Ben sporu da çok seven biri olduğum için tıpkı oradaki gibi, iş hayatında da takım çalışmasının yerinin ne kadar önemli olduğunu da deneyimleyerek yaşıyorum. Doğru yerde, doğru pası, doğru kişiye vermeniz gerekir ki hedeflerinize ulaşacağınız sonuçları elde edebilesiniz. Öğrencilik yıllarımda sporla çok haşır neşir olmamdan dolayı bir takım içerisindeki haberleşme, birbirine pas atma, arkasından bunu sayıya çevirme veya karşıdan gelen bir hücuma karşı defans ve kurgu yapabilmeyi iş hayatına çok benzetiyorum. Doğru oyuncular, iyi bir haberleşme, gerçekçi bir kurgu, net bir hedef ve dinamik bir organizasyonla ile harika sonuçlara ulaşabiliyoruz. Başarıya giden en önemli taşlardan biri, kolektif çalışma diye düşünüyorum. “İdealist bir yapım var” Onun dışında gerçekten disipline önem veren bir insanım. Kişisel hayatımda da kendime ait belirli disiplinlerim var ama iş hayatımda hedefe odaklı çalışıyorum. “Hedefe kilitlenmek” diye bir şey vardır ya, o benim karakterimde var olan bir özellik. İletişime çok önem veren bir insanım, herkesin ne düşündüğünü bilmek isterim. Burada gündelik hayat ile ilgili herkesin düşüncelerinden bahsetmiyorum, örneğin bir işin yapılış şekli ile ilgili farklı görüşlere açığımdır demek istiyorum. Bir konuyu tartışma beceresi gelişebilmiş bir grup aynı şekilde o konuyu güncelleme ve geliştirme becerisi de geliştirebilecektir. Ben de aynı şekilde düşüncelerimi aktarırken net ve şeffaf olmayı severim. Yapım gereği hareketli bir insanım. Olayları anı anına yaşamayı severim. Mutlaka işin içinde olmalı, öğrenmeli ve bildiklerimi de aktarmalıyım. Ekibimle sıcak ilişkiler üzerine kurulu ve her daim dirsek temasında bir yönetim şeklim var. Personel mutluluğunu ve ihtiyaçlarını fazlasıyla önemsiyorum. Nihayetinde insanlar evinde, eşiyle, ailesiyle geçirdiği vakitten çok daha fazlasını iş ortamında geçiyor. Dolayısıyla kişi iş hayatında mutlu olmalı ki, hem kendine hem de sisteme faydalı olabilsin, katkı yaratsın, verim sağlayabilsin. Mutsuz bir çalışanın ne kendine ne de sorumlu olduğu işletmeye bir yararı dokunabilir. Üretemez, vizyon sahibi olamaz, ileriyi

planlayamaz, adaptasyon problemi yaşar, aynı zamanda mutsuzluk bulaşıcıdır hem sizi hem çevrenizi etkiler, bu ve buna benzer pek çok şeyi daha sayabiliriz. Benim açımdan verimliliğin en önemli yapı taşlarından biri motivasyondur. Bununla birlikte idealist de bir yapım var. Zamanlama en hassas olduğum konulardan biri. Bu konuda taviz vermem kolay olmuyor. Kişisel hayattaki Dilek’le iş hayatındaki Dilek arasında muhtelif farklar söz konusu elbette. İş hayatında yaşananların pek çok insan tarafından kişiselleştirildiğine tanık oldum fazla duygusallığın insana hata yaptıracağını, objektif karar verme yetisini kaybettireceğini düşünüyorum. Bizim ülkemizde kültürümüzde var genelde bu; duygular hep çok yoğun yaşanır. Genetik kodumuzda yüzyıllardır var olan bu yoğun tutkulu duygulu ruh hallerimizin yarın değişmesini bekleyemeyiz ama en azından bu duyguları kapı dışında bırakmayı öğrenmeliyiz. Üzerine bir de kadınsanız! Peki iş dünyasında kadın olmak üzerine neler söyleyebilirsiniz? Biz gerçekten erkek egemen sektörde çalışan bir avuç kadınız. Erkek egemen iş dünyasında bir kadın olmak elbette zor. Özellikle de ilk başlarda kendinizi kabul ettirme konusunda kimi zorluklar yaşıyorsunuz. Ben 30’lu yaşlarımın başında üst düzey yöneticilik yapmaya başladım. Ama sahip olduğunuz bilgi birikiminiz, iş tecrübeniz ve stratejik yaklaşımlarınız ile bu engeli aşmamak için bir neden yok. Arkasından bir güven oluşuyor zaten. Ayaklarınız üzerinde ne kadar dik durabildiğinizle ilgili bir konu bu. Kendinizden emin ve donanımlı olduğunuzda karşı tarafta da kabulleniş de başlıyor zaten. Ama asıl nokta şu bizler hangi işi yaparsak yapalım ne olursak olalım iş dünyasında kendimizi kabul ettirmek gibi bir zorunluluğumuz olmadığını çok iyi biliyor ve bunun karşılığını bekliyoruz. Yani bu kıyaslamaların olmadığı, kadınların kendilerini iş dünyasında kabul ettirmeye çalışmadan erkeklerle eşit koşullarda çalıştığı bir dünyanın çoktan var olması gerektiğini… Özel yaşamınızda neler yapmaktan hoşlanırsınız? Küçüklüğümden beri ayrıca masa tenisi oynuyorum. Şu an Akvaryum’da bir pinpon masamız var ve ekip olarak düzenli bir şekilde masatenisi oynuyoruz, turnuvalar da düzenliyoruz. Spor hayatımızın olmazsa olmazları arasında muhakkak olmalı. Özellikle masa

tenisi, refleksleri güçlendiren bir spor. Reflekslerin güçlenmesi ise karar alma sürecini olumlu yönde etkiliyor. Dolayısıyla spor yapmak kadar onu iş hayatımın içine de örtüşen noktalarında entegre etmek hoşuma gidiyor. Bir de seyahat etmeyi çok seviyorum. İşim gereği de zaten sıklıkla yurt içi ve yurt dışı seyahatlere çıkıyorum. Bir gün önce Trabzon’daydım. Ondan önce de Cenevre’deydim. İstanbul Akvaryum kompleksi olarak dünyanın en kaliteli tesislerine verilen uluslararası bir ödüle layık görüldük, onu almak için gittik. O da çok gurur vericiydi. Yaşam felsefenizi birkaç cümleyle aktarır mısınız? “Akışa göre yaşa” benim mottom. Kişisel hayatımda akışı yaşama, akışa göre hareket alma ve esneyebilme kabiliyeti ile yaşamayı kendime amaç ediniyorum yani durumları yönetebilmek için adaptasyon yeteneğimi geliştirici bir bakış açısına sahibim. Çünkü çok sert köşeleriniz veya önyargılarınız varsa yaşadığınız kişisel veya iş hayatınızda karşılaştığınız durumlarda , köşeleri belirli katı formlarda sıkışmış bir davranış biçimi ile ilerlemek veya sorun çözmek daha da zorlaşacaktır. Şu anda esnemeyi başarabilmek çok önemli.


restaurant 46 hotel & hi-tech

marka / proje

Bars: “Tüm isteklerimizi Simpra ile karşılıyoruz”

İ

şleri sadece dondurma yapmak değildi! Kurumsallığa bütüncül bir gözle yaklaşarak sıradanlığı güçlü ve güvenilir bir çözüm ortağıyla yıkmak oldu temel amaçları. Bu süreçte üretmek kadar sistemi doğru kurgulamak da önemliydi nitekim. Üretim, satış ve sipariş üçgenini en iyi şekilde ölçümlemek ve kaliteli hizmet vermek hedefiyle açtıkları her bir şubede en doğru partnerlerle

yol aldılar, bu sayede sürdürülebilir başarılara da imza attılar… Kanyon AVM’nin giriş katında neşeli tasarımı ve birbirinden enfes dondurmalarıyla olduğu kadar güvenilir sistem tercihleriyle de dikkat çeken Pioppo Gelato’dayız. Bir hobi olarak başladığı gelato serüvenini profesyonelliğe taşıyarak şimdilerde çok şubeli mekanların yönetimini üstlenen Pioppo Gelato Yönetici Ortağı Volkan Bars ile hem işletmeyi hem de konsepti başarıya taşıyan sistem tercihlerini konuştuk. Volkan Bey, ilk olarak Pioppo ne anlama geliyor? İtalyancada “kavak” anlamına gelmektedir. İlk mağaza deneyimimizi Yalıkavak Marina’da yaşadığımız için bu ismi uygun gördük. İsim de marka ile çok özdeşleşti. İtalyan dondurmasını Türk damak tadına uyarladık. Yaklaşık 18 ay boyunca her gece evimizde dondurma makinesi alarak denemeler yaptık. İtalya’da eğitim aldık ve Türkiye’de pekiştirdik. Lezzet için her zaman en iyisi olsun istedik. Çalışan eğitimlerimizde ise, öncelikli olarak mutluluğa odaklandık; personelimize Fotoğraflar: Yüksel Ekinci

üzgün ve mutsuz değil, enerjik ve güler yüzle çalışmayı öğrettik. Konseptin ana çizgisinden kısaca bahseder misiniz? Türkiye’de toplam kaç şubeyle hizmet veriyorsunuz? Pioppo Gelato ilk olarak Yalıkavak Marina’da 2014 yazında açıldı. Daha sonra İstanbul’a gelme kararı verildi. İlk önce tüm mağazalarımızı kendimiz açtık. Gelen ısrarlar doğrultusunda çok özenle seçtiğimiz kişilere franchise vermeye başladık. İlk olarak Master Franchise Mersin’de açıldı. Yakın bir zamanda Mersin’de ikinci şubemizi açacağız ve hemen arkasından Adana da bu sezona yetişecek. Bu seneki yeni lokasyonlarımız olarak, İstanbul Bağdat Caddesi ve Nişantaşı’na 2 yeni şube ekledik. Şu anda sekiz farklı noktada hizmet veriyoruz. Bu yıl içerisinde gelen talepleri değerlendirdikten sonra yeni noktalar da eklenecek. Bu

süreçte geliştirdiğimiz yenilikler de olacak ama Ar-Ge işlemleri tamamlanmadan söylemem doğru olmaz. Sadece küçük bir ipucu paylaşmam gerekirse, herkesin en az Pioppo Gelato kadar beğeneceği yeni tatlar yolda diyebilirim.


Volkan Bars

Kimlere hitap ediyorsunuz? Müşteri eğilimleri ve beklentilerini ne şekilde analiz edip, memnuniyete dönüştürmeyi esas tutuyorsunuz? Pioppo Gelato’da herkes bizim müşteri profilimiz. 3 yaşındaki bebekten 90 yaşındaki ninelerimize kadar uzanıyor. Hedef kitle olarak dondurmayı sevmeyenin olmayacağını sadece damak tadında ve özel lezzetlerden dolayı tercih edilebileceğimizi, hep taze ve hep en iyi kalitede ürün sunduğumuzu düşünüyoruz. Müşteri memnuniyeti olmazsa olmazımız! Biz ürünlerimize güveniyoruz. Bana “en çok hangisini beğeniyorsunuz” diye soruyorlar. Ben de şu yanıtı veriyorum, “siz en çok hangi çocuğunuzu seviyorsunuz?” Hepsi benim çocuklarım, bütün tatları oluştururken gecemizi gündüzümüze kattık. Sonuçta gıda satıyoruz ve birinci kuralımız hijyen, sağlıklı ürünler, günlük üretim, kısa sürede tüketilecek kadar üretim ve her gün taze politikamız. Bu doğrultuda her tür geri bildirim bizim için değerli, bunu önemsiyor ve dikkate alıyoruz.Kendimizi devamlı geliştiriyoruz, kendi kendimizi

denetletiyoruz, gizli müşteri kullanıyoruz. ISO belgemiz, eğitim seminerlerimiz, personel eğitimlerimiz ve şef eğitimlerimiz de sürekli yapılıyor. Restoran POS Yönetim Sistemleri konusunda çözüm ortağı ararken belli başlı kriterleriniz neler oldu? Buna paralel olarak Simpra ile çalışmaya nasıl karar verdiniz? Ne kadar süredir çalışıyorsunuz? Mevzu kurumsallıksa, bunu bütünüyle yapmak gerek. Sadece dondurma yapıyoruz derseniz sıradan olmaktan kurtulamazsınız! Önce bir sistem üzerinden satışları doğru tutmak, hesaplamaları doğru yapmak, ne kadar sattığınızı doğru görmek, ne kadar ürettiğinizi doğru yapmak ve gelen müşterilerin hangi yaş grubundan olduğunu bile bilmek gerekli. Biz de araştırmalarımız neticesinde en doğru tercih olarak Simpra’yı tercih ettik. Bu sene başında çalışmaya başladık ve çok memnunuz. Bundan sonra açılacak her dükkânımızda Simpra üzerinden tüm isteklerimizi karşılayabiliyoruz. Bize vermiş oldukları destekle doğru bir seçim yaptığımızı düşünüyoruz.

Simpra’yı kullanıcısı olarak daha detaylı tanıtabilir misiniz? Sistemin işletmeye, şubeler arası çalışma performans ve verimliliğinin yanı sıra müşterilerine sunduğu imkanlar ve avantajlar neler? İşletmeler artık global yapı içerisinde anında değişim ve istekleri karşılamak için teknolojik yapıyı kullanmayı en üst seviyeye çekiyorlar. Bu nedenle biz de üretim-satış-sipariş üçgenini en iyi şekilde ölçümlemek ve kaliteli hizmet vermek hedefiyle yola çıktık. Süreçte imalat öncesi satın almaların yapılması, sonrasında imalat programlarını tüketim ve lokasyonlara göre belirlenmesi ve tüm bu konularda Simpra karlılık, ciro ve memnuniyet üçgeninin doğru ve ölçümlenebilir olmasında bize çok faydalı bir yazılım olmaya devam etmektedir. Son olarak eklemek istedikleriniz… Son olarak herkesin bir mutluluğa ihtiyacı var, biz de hepinizi bu küçük mutluluğu tatmak için en yakın Pioppo Gelato’ya bekliyoruz.


restaurant 48 hotel & hi-tech

marka röportaj

Profesyonel mutfakların 25 yıllık lezzet sırrı Arifoğlu

B

undan 75 yıl önce dede Ahmet Arifoğlu ve baba İsmet Arifoğlu tarafından Tarihi Mısır Çarşısı’nda herkesin güvenle tüketebileceği doğal lezzetleri sofralara sunmak üzere yola çıkan Arifoğlu, bugün yüzlerce çeşit ürünü milyonlarca insana ulaştıran öncü kimliğiyle İstanbul Avcılar’daki merkez tesislerinde ticari faaliyetlerini sürdürüyor. Üreticiden sofraya uzanan süreçte ürünlerin sağlıklı, kaliteli ve güvenilir bir şekilde nihai tüketiciye ulaşması hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Arifoğlu’nun firma sahibi B. Fuat Arifoğlu, Türkiye ve dünyada yüzlerce satış noktasındaki ürünlerin milyonlarca kişinin önceliği olmasına gayret ettiklerini belirterek, “1944 yılında yanmaya başlayan bu hizmet ateşimizi, gerek bizi bugüne kadar ev mutfaklarında tercih eden ev hanımları gerekse profesyonel şeflerin o çok kıymetli beğenisini hak etmek için sürdürüyoruz. Çorbada bir tuzumuz olsun istiyoruz” diyor. Türkiye’nin her yerinde Ev dışı tüketim kanalında hizmet veren Arifoğlu, uluslararası marketlerin rafları başta olmak üzere Türkiye geneline

yayılan satış bayileriyle faaliyetlerini sürdürüyor. Aynı zamanda “arifoglu.com” adlı online kanaldan da müşterilerine hizmet verdiklerini belirten Fuat Arifoğlu, “Kimi zaman Erzurum’da bir butik otel, restoran, büfe kimi zaman güneyde tatil köyü kimi zaman da ülkemizin en büyük catering firmaları ya da iş yeri yemekhaneleri müşterilerimiz arasında yer alıyor” diyor. Yıl sonu hedefinde yüzde 40 büyüme var! Arifoğlu, başta baharat ve bitkiler olmak üzere bitki çayları, kaplama malzemeleri, ‘Şeflerin Lezzet Sırrı’ olarak sınıflandırılan Bulyon ve Çeşninin yanı sıra Cajun, Fajita, Taco ve Köri gibi dünya mutfakları serisi ürünleriyle de ev dışı tüketim kanalına hizmet veriyor. Baharat ve bitki çaylarının yanı sıra bitkisel yağlardan pekmeze, organik ürünlerden arı ürünlerine uzanan geniş yelpazesini soslar, salçalar, macunlar ve doğal kozmetik ürünlerini de dahil ederek pazardaki büyümesini sürdürdüklerini söyleyen Fuat Arifoğlu, son beş yılda yakaladıkları bu hızlı büyüme trendini yıl sonunda özellikle bilinirlik ve bulunurluk anlamında yüzde 40 büyüme ile devam ettirmeyi amaçladıklarını belirtiyor. Ambalaj önemli! Başta Gaziantep’teki biber işleme tesisleri olmak üzere Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki tesislerde işlenen Arifoğlu ürünleri İstanbul’da paketleniyor. Ürünleri profesyonel hale getiren bir özellik olarak ambalaj kalitesi ve

çeşitliliğine verdikleri öneme dikkat çeken Fuat Arifoğlu, “Bu alanda yılların verdiği deneyim ile her an müşterilerimizin elinin altında bulunacak pratik kullanımlı ambalajlar ve büyük, daha büyük paket ambalajlar ile şeflerin mutfaklarına çözümler sunuyoruz” diyor. Üründe kalite, hizmette istikrar 75 yıllık üretim yolculuğuna pek çok ödülü sığdıran Arifoğlu için sektör tarafından onurlandırılmaktan çok daha fazlası, şeflerin ilgisini kazanmak ve prestije katkıda bulunmak! Bu doğrultuda üretimlerine yön verdiklerini ve profesyonel mutfağın en çok tercih edilen ürünleri arasında olmayı ilke edindiklerini söyleyen B. Fuat Arifoğlu, üretim ve satış sonrası anlayışlarını ‘Nar Ekşili Sos’ ürünü özelinde bir örnekle şöyle açıklıyor: “20 yılı aşkın bir süredir çıkardığımız her üründe kalite ve hizmetteki istikrarı birincil önceliğimiz yaptık. Zaman zaman mevsimsel sebepler gibi kimi bazı aksaklıklar da yaşadık elbette. Sonuçta tabiata bağlı ürünler üretiyoruz. Bu tür durumlarda şefler çok kısa bir sürede müşteri hizmetlerimizi arayarak bizleri uyardılar sağ olsunlar. Onlara sebepleri açıklayınca bizi tercih etmeye devam ettiler. Yani bir kere beğenilmek, hep beğenilmek, alışkanlıkları kolay kolay zora sokmamak… Kalite, fiyat gibi unsurlar rekabetin her geçen gün daha da etkisini arttırdığı dünyamızda zaten olmazsa olmazlar. Bizim nazarımızda bütün mutfaklar aynı. Çünkü mutfakta ya bir hanım var, o annedir ya da bir ekip var, başlarındaki şeftir”.



restaurant 50 hotel & hi-tech

marka

Nestlé Professional’dan iki yeni kahve makinesi serisi Nescafé Milano ATTIMO ve Nescafé Alegria LEGGERO

Kahve tüketicilerinin giderek artan beklentilerini karşılamak isteyen işletmelere özel çözümler sunan Nestlé Professional, iki yeni kahve makinesi serisini, Yapı Kredi bomontiada Atölye’de düzenlenen Deneyim Tasarımı ve Yönetim Zirvesi XCO’19’da görücüye çıkardı.

D

ünyanın lider gıda firması Nestlé’nin ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren uzman iş birimi Nestlé Professional, sektördeki öncülüğünü yenilikçi duruşuyla da güçlendiriyor. Deneyim Tasarımı ve Yönetim Zirvesi XCO’19’da ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerinin beğenisine sunulan iki yeni kahve makinesi serisi, müşterilerine en üst düzeyde kahve keyfini en uygun maliyetlerle sunmak isteyenler için ideal seçenekler olarak dikkat çekiyor. “An”ın tadını çıkarmak için; Nescafé Milano ATTIMO Kahve severlere eşsiz bir deneyim sunmak ve bu deneyimin her anını özel

kılmak üzere tasarlanan ATTIMO serisi adını İtalyanca’da “AN’’ kelimesinden aldı. ATTIMO; Nestlé Professional’ın en premium markası olan Nescafé Milano’nun taze kahve çekirdeklerini, servisten hemen önce ki ‘O AN’da öğütürken, değirmenden gelen kahve çıtırtıları ve o AN’da demlenen taze kahvenin eşsiz kokusu ile kusursuz bir deneyim sunan “toplam kahve çözümü’’dür. Espresso’dan Cappucino’ya, Mocha’dan Flat White’a uzanan geniş bir kahve yelpazesini 60 saniyeden kısa sürede profesyonel bir baristanın elinden çıkmış gibi hazırlayan Nescafé Milano ATTIMO, 25 cm’lik dokunmatik ekranı, göz alıcı LED aydınlatması ile şık

ve çağdaş bir tasarıma sahip olmakla birlikte 80 yılı aşkın kahve tecrübesi olan NESCAFÉ ise bu tasarıma imzasını kırmızı ikonu ile atmış. Öğütme, demleme ve ısıtma teknolojilerinde yapılan son yenilikler sayesinde son bardaktaki ürün kalitesi yükselen ATTIMO’da operasyonel zorluklar ise azaltıldı. Özel ısıtma teknolojisi “Varitherm” ile seçilen içeceği hazırlamak için kullanılacak su anında ısıtılıyor, böylece makine kullanımda olmadığı anlarda enerji tüketimini yüzde 60’a kadar düşürerek hem maliyet avantajı sağlıyor hem de doğaya özen gösteriyor. “Varigrind” teknolojisi ise sadece o anda talep edilen içecek için


gerekli miktarda kahveyi öğüterek, taze ve otantik kahve deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Nescafé Milano ATTIMO’da kullanılan ve Nescafé’nin 80 yılı aşkın kahve uzmanlığı ve deneyiminden beslenerek hazırlanan ürünler de tüketicilerin kahve keyfine keyif katıyor. Yüzde 100 Arabica çekirdeklerinden oluşan, Kolombiya ve Brezilya harmanı, orta gövdeli ve dengeli tada sahip, Yağmur Ormanları Birliği sertifikalı NESCAFÉ Superiore çekirdek kahve, kurutulmuş yüzde 100 yağsız süt ve yüzde 34 kakao oranına sahip premium çikolata… Çağdaş tasarım, gelişmiş işlevsellik; Nescafé Alegria LEGGERO Ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerine kahve çeşitlerini standart kalitede ve uygun fiyatlarla sunmaları için gerekli ürünleri, kahve makinesi serilerini ve hizmetleri

sağlayan Nestlé Professional’ın ana içecek çözümlerinden biri olan Nescafé Alegria ailesi de işletmelerin işine değer katacak yeni bir makine serisiyle büyüyor. Yeni Nescafé Alegria LEGGERO kahve makinesi serisi, çağdaş tasarımı ve gelişmiş işlevsellik sunan özellikleri ile ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerinin ihtiyaçlarına özel olarak üretildi. İtalyanca’da “ışık” anlamına gelen LEGGERO’nun ismi, Alegria’nın eşsiz kahve lezzetini hızlı ve pratik bir şekilde sunabilmesinden geliyor. Dokunmatik paneliyle kolay kullanım sağlayan ve çağdaş tasarımıyla dikkat çeken LEGGERO sayesinde işletmeler çeşitli kahve menülerini kullanarak özel kahve seçeneklerini hızlı ve kolay şekilde tüketicilerine sunabiliyor. Artan kahve beklentilerini karşılamak için doğru kahve makinesi serisi Nestlé Professional Türkiye Genel Müdürü Arzu Alibaz, “Kahve beklentilerinin giderek yükseldiği günümüzde tüketiciler kahvede kalite ve çeşit kadar tazelik ve orijinallik de talep ediyor. Ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerinin de bu artan beklentileri karşılamak ve

kusursuz bir kahve deneyimi sunmak için doğru kahve çözümüne ihtiyaç duyuyor. Nestlé Professional’da işletmeler için toplam kahve çözüm ortağı olma hedefimize yönelik olarak tutkuyla çalışıyoruz. Bu süreçte en güçlü yanlarımızdan biri şirketimizin yenilikçi ve yaratıcı DNA’sı sayesinde imza attığımız teknolojik, estetik ve işlevsel anlamda etkili ve verimli kahve çözümlerindeki yenilikler. Yeni Nescafé Milano ATTIMO ve Nescafé Alegria Leggero, işletmelerin düşük maliyet, kullanım kolaylığı ve kaliteli kahve gibi taleplerini en etkili şekilde karşılayan iki yeni çözümümüz. Ürünlerimizin yanı sıra menü tasarımından reçete önerilerine, sezonsal promosyonlardan personel eğitimine uzanan desteklerimizle de ev dışı tüketim endüstrisi profesyonellerini karlı büyüme yolculuklarında desteklemeyi sürdürüyoruz” diye konuştu. Öte yandan, “Daha Fazlası Mümkün” mottosuyla Türkiye’nin değerlerini tanıtmak için yola çıktıklarını söyleyen Alibaz, “Aslında hepimiz Türkiye için birer turizm elçisi, marka elçileri olabiliriz. Bu noktada #birliktedahafazlasimumkun ve #Türkiyedenhikayeler hastaglerini oluşturarak biz bu projeye start verdik. İnanıyoruz ki bu projeyle ülkemizin değerlerini daha iyi anlatabileceğiz. Böylelikle gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz bir hikâyemiz de olacak. Ben bu yola doğduğum toprakların hikâyesini anlatmak için çıktım. Bu yolda benimle birlikte yürüyen herkese şimdiden çok teşekkür ederim” dedi.


restaurant 52 hotel & hi-tech

marka

Başarılı iş adamlarını bir araya getiren pozitif yapılanma: Lider Patronlar Birliği

Lider Patronlar Birliği’nin kurucularından, aynı zamanda genel sekreterlik sorumluluğunu da üstlenen Monart Ambalaj Yönetim Kurulu Başkanı Murat Çıkan, “Lider Patronlar adından da anlaşılacağı üzeri birçok sektöründe önder liderleri bir araya getiren bir oluşum. Bu oluşumda bana da yer verdikleri için öncelikle beni davet eden üye başta olmak üzere tüm yönetim kuruluna ve üyelere teşekkür ederim” diyor.

T

üm üyeleri kendi alanlarında başarılı şirket sahiplerinden oluşan Lider Patronlar Birliği, sektöründe başarılı iş insanlarını bir araya getirerek, birbirlerinin networklerine dahil olup iş ağlarını geliştirmek ve girişimci bir bakış açısıyla gelişmek amacıyla kurulmuştur. Farklı sektörlerden 50 kişilik ana üye kadrosu ve 10 kişilik misafir kadrosu olmak üzere toplam 60 kişiden oluşan birlik, toplantıların yanı sıra, 50 kişilik ana üye kadrosu, tek tek veya gruplar halinde, birbirlerini iş yerlerinde ziyaret ederek referanslarını ve iş geliştirme olanaklarını görüşürler. Gönüllülük esasıyla çalışan, bağımsız bir platform olan birliğin herhangi bir dernek, cemaat, siyasi parti veya grupla bağlantısı olmayıp, başarılı, dürüst, saygın ve ilkeli iş insanlarını bir araya getirerek iş ağını genişletmeyi ve yeni iş birlikleri oluşturmayı amaçlar.

Sürekli genişleyen iş ağı Küreselleşen dünya ve dijital devrim, günümüzde farklı uzmanlık dallarının birlikte çalışmasını zorunlu kılıyor. Ticaret reklamsız, reklam yazılımsız, yazılım hukuksuz ilerleyemiyor. Bu durum tüm sektörler için geçerli. Büyümek, ülkemize ve geleceğimize katkı sağlamak için her sektörden uzmanlarla iş birlikleri kurmaya ihtiyacımız var. Birlik üyeleri, güvendikleri kişilerin referanslarıyla tanışır, mali müşavirden avukata, doktordan matbaacıya kadar her sektörden güvenilir tanıdıklarla çalışma olanağına kavuşurlar. Birlik üyesi olan tanıdıklarına iş yönlendirmeleri yaparak, ‘kazan-kazan’ mantığında çalışan çözüm ortakları bulurlar. Düzenli toplantılar Lider Patronlar Birliği toplantıları ayda üç defa, çarşamba sabahları saat 06.3008.30 arasında yapılır. İşleri aksatmamak ve hafta sonunu harcamamak için sabah saatlerinde gerçekleştirilen toplantılara 50 asil üye ve 10 misafir katılır. Kurulmuş olan 1. grup 50 asil üye ile hizmet vermektedir. Bu 50 asil üye, her hafta kendi çevresinden toplam 10 misafir davet eder. Misafirler, toplantıdan olumlu etkilenmeleri halinde, 50 kişilik yeter sayıya ulaşınca 2. grubu oluşturacaklardır. Toplantının amacı, Birlik’in dinamik yapısını korumak ve

süreklilik sağlamaktır. Bu sebeple, üst üste iki toplantıya mazeretsiz katılmayan veya iş yönlendirmesi ve ziyaret yapmayarak atıl kalan üye Birlik dışı kalır. Dinamik üyelik politikaları Lider Patronlar Birliği, dinamik bir topluluktur. Topluluğa yarar sağlamayan üyeleri diskalifiye eden bir iş karnesi doğrultusunda, doğal seleksiyon yöntemiyle çalışır. Birlik üyelerinin ziyaretleri, iş yönlendirmeleri ve iş birlikleri takip edilip karneler oluşturulur. Her hafta en az aktif olan üye, en çok ziyaret ve iş yönlendirmesi yapan ‘Haftanın Şampiyonu’na ödül olarak bir hediye verir. Üç hafta üst üste ‘haftanın en pasifi’ olan üye elenir ve Lider Patronlar Birliği üyeliği düşer. Benzer bir sektörde yöneticilik yapan daha aktif bir misafir, üyeliği düşürülen kişinin yerine geçer. Toplantı süreçleri Birliğin 1. grup toplantıları 5 yıldızlı bir otelin balo salonunda gerçekleştirilir. Otelin sahibi de - eğer varsa - platform üyeleri arasından seçilir. Toplantıda bir moderatör ve bir grup başkanı bulunmaktadır. Moderatör toplantıyı idare eder, başkan gerekli bilgilendirme ve konuşmalarla açıklamalarda bulunur ve toplantıya destek verir.



restaurant 54 hotel & hi-tech

marka

Form’dan Yerli Üretim Paket Klimalarda ilk ihracat Form Şirketler Grubu, Türkiye’de 40 yıla yakın bir süredir tek yetkili distribütörü olduğu Lennox markasının kısa bir süre önce üretimine başladığı paket klimalarından ilk ihracatını gerçekleştirdi. Form, Lennox lisansıyla ürettiği paket klimalar ile Bakü Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’nın iklimlendirmesini sağlayacak.

T

ürkiye’de iklimlendirmenin öncü firmalarından Form Şirketler Grubu, Türkiye’de 40 yıla yakın bir süredir tek yetkili distribütörü olduğu Lennox markasının kısa bir süre önce üretimine başladığı paket klimalarından ilk ihracatını gerçekleştirdi. İlk ihracatını Bakü’ye yaptı Amerika’nın en büyük klima üreticilerinden biri olan Lennox’un kendi tesisleri dışında paket klima üretim lisansı

verdiği dünyadaki ilk ve tek distribütörü olan Form Şirketler Grubu, ürettiği paket klimaların ilk ihracatını Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye yaptı. Bakü’deki Haydar Aliyev Uluslararası Havalimanı’na yapılan Lennox markalı paket klima ihracatında soğutma kapasitesi 340 kW olan, heat pump ısıtma özellikli ürünler tercih edildi. EC plug fanlı model FAH170 DN Lennox paket klimalar havalimanının eski terminalindeki check in bölümünün iklimlendirme ihtiyacını karşılayacak.

Lennox’tan Form’a “Paket Klimada En İyi Ortak Ödülü” İklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Form Şirketler Grubu, 36 yıldır iş ortaklığı gerçekleştirdiği paket klima üreticisi Lennox tarafından ‘’En Önemli Paket Klima Partneri’’ (Key Rooftop Partner) ödülüne layık görüldü. Yakın zamanda Lennox için İzmir Pancar OSB’deki tesislerinde üretime başlayan Form, aynı zamanda Lennox’un dünyada kendi tesisleri dışında paket klima üretim lisansı verdiği ilk ve tek marka olma özelliğine sahip.

36 yıldır Lennox’u Türkiye’de tek yetkili olarak temsil eden Form Şirketler Grubu, 2015 yılında hizmete başlayan 20.000 m2 açık alan üzerine 11.000 m2 kapalı alandan oluşan fabrikasında ilk aşamada 80 kW üstü kapasitelerde Lennox markalı paket klima (rooftop) cihazları üretiyor, bu yatırım sayesinde 2020’den itibaren 80 kW altı kapasitelerin de üretimine geçecek.

Ecodesign kriterleriyle uyumlu, Eurovent sertifikalı paket klimalar; tek bir cihaz ile %100 taze hava ihtiyacını karşılayan ve aynı zamanda ısıtma, soğutma, nemlendirme, nem alma yapabilme gibi imkanları bir arada sunuyor. Yüksek enerji tasarrufu da sunan paket klimalar, hızlı ve kolay kurulumları sayesinde işletmelerin ilk yatırım maliyetlerini de minimumda tutmalarına olanak veriyor.



restaurant 56 hotel & hi-tech

marka

Duayen kurucu Mustafa Kaya’ya çifte kutlama! Kayalar Grup bünyesinde toplanan KM Kayalar Mutfak A.Ş., Kayalar Plastik A.Ş., Kayalar Medikal A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya, 80’inci yaşını ve iş hayatındaki 70’inci yılını Rahmi Koç Müzesi’nde düzenlenen görkemli bir davet ile kutladı.

1

956 yılından bugüne profesyonel iş hayatındaki başarısını her geçen gün artırarak devam ettiren Türkiye’nin öncü firmalarından Kayalar Endüstriyel Mutfak A.Ş., Kayalar Plastik A.Ş. ve Kayalar Medikal A.Ş. Murahhas Üyesi, Kayalar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya, Rahmi Koç Müzesi’nde verdiği yemekte hem 80. yaşını hem de iş hayatındaki 70. yılını iş dünyasının önemli isimleri, akademisyenleri, devlet adamları, ailesi, dostları ve çalışanları ile birlikte kutladı. Mustafa Kaya’nın yeni yaşını ve yetmiş yıllık iş hayatını konu alan etkinliğe, İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, Meclis Başkan Vekili ve MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Üyesi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Aydın, Türkiye Deniz Aslanları Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı, Başkan Yardımcıları ve Üyeleri, İSTOÇ Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbay, Mermorial Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Aydın, Kılıçlar Çatal Kaşık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kılıç, Alkoy A. Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Alkoy’un yanı sıra çok sayıda iş insanı katılım gösterdi.

Kaya: “İnsan sevdiği işi yaptığında o iş, hayatının amacı olur. İnsanı sağlıklı tutan, içindeki sevgiyi, umudu, güzelliği büyüten ise elbette yaşamına dair belirlediği amaçlardır” Bundan 70 yıl önce henüz 10 yaşında bir çocukken atıldığı iş hayatına, bugün dahi aynı heyecan ve yeni hedeflere duyduğu hevesle devam eden Mustafa Kaya, “Hala içim kıpır kıpır, daha ne iş yapsam diyorum” sözleriyle konuşmasına başlayarak, 70 yıllık iş disiplininde işine duyduğu saygıyı ve çalışma isteğini samimi bir üslupla konuklarına aktardı. İçinde hiç tükenmeyen bir yenilik ve üretim isteğini ise, “İnsan sevdiği işi yaptığında o iş, hayatının amacı olur. İnsanı sağlıklı tutan, içindeki sevgiyi, umudu, güzelliği büyüten ise elbette yaşamına dair belirlediği amaçlardır. Ben işimi bu yaşımda dahi büyük bir azimle yapıyor ve karşınızda bu kadar zinde ve sağlıklı durabiliyorsam bunun sebebi, bir gün bile ara vermeden işimin başında çalışmamdan kaynaklıdır.” diyerek ifade etti. “Başladığımız her işi sadece emeğimizi değil, yüreğimizi de katarak sürdürelim. İşimizi ve birbirimizi sevmekten, saymaktan hiç vazgeçmeyelim” 1950’lerde Trabzon’dan İstanbul’a gelerek sayısız başarıya imza atan ve çalışma hayatında durmaksızın aktif rol alan Mustafa Kaya, kendisi için düzenlenen geceye katılan tüm misafirlerine yaptığı konuşmasının devamında, “Yola çıktığımda 10 yaşımda, tek başıma hayatta kalmaya çalışan yalnız bir çocuktum. Şimdi sahneden siz değerli konuklarıma baktığımda, artık kocaman bir ailem olduğunu görüyor ve bu sebeple beni yalnız bırakmadığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Hayatım boyunca dürüstlüğümden ve çalışma isteğimden hiç ödün vermedim. Her yeni güne işimin heyecanı, sürdürülebilir bir yenilik tutkum ve geleceği okuma azmimle başlıyor ve bugün dahi yeni neler yapabileceğimizi, üretime nasıl katkı sağlayabileceğimizi düşünüyor,

yerimde duramıyorum. Bu gece beni yalnız bırakmayan saygıdeğer konuklarım ve değerli ailem var oldukça, inanıyorum ki, bizler daha çalışacak, ülkemiz için nice başarılara imzalar atacağız. Başladığımız her işi sadece emeğimizi değil, yüreğimizi de katarak sürdürelim. İşimizi ve birbirimizi sevmekten, saymaktan hiç vazgeçmeyelim.”diyerek tüm misafirlerine dileklerini ve teşekkürlerini iletti. Katılımcılar gece boyunca Mustafa Kaya ile olan anılarını ve duygularını kürsüde söz alarak toplulukla paylaştı. Deniz Aslanları İş Adamları Derneği, Mustafa Kaya’ya iş hayatında öncü bir başarı ile yetmişinci yılı doldurası sebebi ile bir plaket takdim etti. “Benim dönemimde gösterdiğim çabaları, sizlerin de bugün iş hayatına yeni atılan ve çalışmaktan, üretmekten hiç vazgeçmeyen yeni nesiller için göstereceğinize inanıyor, aynı isteği ve azmi geliştirip, gereken desteği vereceğinize güveniyorum” Mustafa Kaya 70 yıllık iş hayatı boyunca, başarıya yürüdüğü yolda gerek destek aldığı gerek destek olduğu yol arkadaşlarına hayatına kattığı değerler için teşekkür ederken, gerçekleşen etkinlikte zamanında kol kanat gererek yol gösterdiği kişilerin bugün birer iş adamı olduğunu ve kendi işlerinde başarılarını kanıtladıklarını gördükçe ne kadar onur

Kayalar Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya


duyup gururlandığı ifade etti. Mustafa Kaya yemeğe katılan iş dünyasının önde gelen isimlerine, “her birimiz yola çıktığımızda aslında tek başımızaydık ve arkamızı yaslayabileceğimiz bir sermaye ya da güç yoktu. Ancak bir çoğumuzun yolu kesişti, yanımda çalışan arkadaşlarım kendi işlerini kurmak isterken, kimi arkadaşlarım işlerini kurmuş ancak geliştirip büyütmekte zorlanırken ben elimden geldiğince yolunuza ışık tutmaya, imkânlarımı paylaşmaya önem verdim. Bugün sizleri karşımda gördüğümde ne kadar doğru bir karar verdiğimi ve şimdi hem ülke ekonomisine katkılarımız hem de baki olan dostluğumuz açısından ne kadar yol kat ettiğimizi görüyorum. Benim dönemimde gösterdiğim çabaları, sizlerin de bugün iş hayatına yeni atılan ve çalışmaktan, üretmekten hiç vazgeçmeyen yeni nesiller için göstereceğinize inanıyor, aynı isteği ve azmi geliştirip, gereken desteği vereceğinize güveniyorum.” diyerek yaptığı konuşmada gelecek nesiller için de bir dayanışma ağı kurulmasına öncülük etti. “Bir insanın mesleği yoksa eli kolu bağlı demektir. Ben çocukların geleceğini, ülkenin geleceği olarak gördüğüm için bugün Kayalar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin varlığını çok önemsiyorum” Hiç okul yüzü görme imkânı yakalamamış, İstanbul’a geldikten sonra bu özlem ve ihtiyacını gidermek adına çabalamış ve Beyoğlu’nda bir okuldan mezun olmayı yıllar sonra başarmış olan Mustafa Kaya için eğitime ve bilime verdiği önem kuşkusuz ki kazanılan tüm başarılardan çok daha kıymetli ve elzem bir noktada. Hayat görüşü ve vizyonuyla Mustafa Kaya, Türk milli eğitiminin genel ve özel amaçları

doğrultusunda; öğrencilere güvenli bir ortamda nitelikli eğitim vermek, iletişime açık, sorumluluk duygusu yüksek, meslekî ve akademik alanlarda başarılı, mesleğiyle ilgili yenilik ve gelişmeleri yakından takip eden, yeniliğe açık nesiller yetiştirme umudu ve isteğiyle 1999 yılında Kayalar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ni yaptırdı. Mustafa Kaya Kayalar Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin yapılmasına olanak sağlaması karşılığında hissettiklerini, her sene mezuniyet törenine katıldığını, mezun olan öğrencilerle neredeyse aynı heyecanı yaşadığını, öğrencilere bir meslek kazandırma yolunda etkili olmasının kendisine verdiği mutluluğu başka hiçbir duyguyla eş değer olmadığını açıklıkla ifade etti. Eğitimin ve üretkenliğin, bireyin meslek edinmesi ve ülke ekonomisine katkı sağlayan sorumlu bir yurttaş olmasının, kendisi için başarının en temel

Soldan sağa: İstoç Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kemalbey, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede, Vildan Büyükdede, İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, KM Kayalar Mutfak Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kaya, İstanbul Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet ve Y. K. Mustafa Aydın, KM Kayalar Mutfak Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuray Kaya, KM Kayalar Mutfak Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fikret Kaya.

vazgeçilmezi olduğunu dile getiren Mustafa Kaya, “bir insanın mesleği yoksa eli kolu bağlı demektir. Ben çocukların geleceğini, ülkenin geleceği olarak gördüğüm için bugün bu okulun varlığını çok önemsiyorum. Siz başarılı iş dünyasından arkadaşlarımı da bu konuyu önceliğinize almanızı, eğitime destek vermenizi, memleketimize eğitim ve bilim merkezleri alanında katkı sunmanızı cani gönülden istiyorum. Kim gelir de böyle bir projede destek isterse bilsin ki tüm kalbimle ve imkânlarımla yanında olacağım.” diyerek yeni okullar, eğitim merkezleri için iş çevresinden arkadaşlarına açık çağrıda bulundu. “Değişen ve gelişen iş hayatı için algımız açık olmalı, yılmadan, yorulmadan yeniliği takip etmeli, gerekli yatırımları yapmalıyız” Günümüz şartlarında çalışma koşullarının çok değişkenlik gösterdiğinin bilincinde olan Mustafa Kaya, iş hayatında ve özellikle sanayi sektörlerinde, durmaksızın araştırmalara devam edilmesi gerektiğinin, çağın gerisinde kalmadan, yeniliklerin ve özellikle AR-GE, inovasyon gibi çok önemi disiplinleri dikkate alarak ilerlemek gerektiğini belirtti. Mustafa Kaya düzenlediği gecede aldığı sözü, “değişen ve gelişen iş hayatı için algımız açık olmalı, yılmadan, yorulmadan yeniliği takip etmeli, gerekli yatırımları yapmalıyız. AR-GE ve inovasyon koşullarını en az Avrupa’daki kadar ve hatta daha ilerisine taşıyarak ülke içi yatırımları desteklemek ve geliştirmek çabasında olmalıyız. Bu koşulları sağladığımız sürece sayısız başarılar kazanacağımıza inanıyorum ” sözleriyle iş dünyası için bugün ve yarına dair çok önemli stratejileri dile getirerek gecedeki konuşmasını sonlandırdı.


restaurant 58 hotel & hi-tech

marka güncel

Alipay Türkiye pazarına ininal ile girdi Türkiye’nin lider yeni nesil ödeme platformu ininal, Alipay’in Türkiye’deki ilk iş ortağı oldu. Fintek alanının önemli oyuncularından ve Multinet Up’ın iştiraki olan ininal; Alibaba’ya bağlı şirketler arasında yer alan, Ant Financial Services Group tarafından işletilen, lider ödeme ve yaşam tarzı platformu Alipay ile Çinli ziyaretçilerin Türkiye’deki işletmelerde Alipay’i kullanmalarına imkan tanıyan önemli bir iş birliğine imza attı. İş birliği ilk olarak, Türkiye’yi ziyaret eden Çinli turistlerin yüzde 85’inden fazlasına hizmet veren ve Türkiye’nin her yerinde faaliyet gösteren turizm şirketi Dorak Holding’in ilgili tesislerinde geçerli olacak. Bu hizmet kapsamında Alipay ile ödemeyi kabul eden kuruluşlar arasında; Kapadokya’daki balon işletmeleri, mağazalar, oteller ve restoranlar yer alıyor. Anlaşma kapsamındaki işletmeler; İstanbul ve Kapadokya’yı ziyaret eden Çinli turistlerle Alipay uygulaması üzerinden direkt olarak bağlantı kurabilecekler. Ayrıca müşterilerin check-out sırasında aynı uygulamayı kullanarak kart terminallerinde görünen Alipay QR kodunu okutmasıyla ödeme yapmaları mümkün olacak.

Geleceği şekillendirmeye devam ediyor! Bosch Termoteknik Türkiye, Ortadoğu ve Kafkasya Satış Genel Müdürü Zafer Polat ve Pazarlama Direktörü Ali Aktaş Türkiye’nin En İyi Kombi Ustası Yarışması öncesinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Bosch Termoteknik’in başarılarından da bahseden Polat, “Sektör ile birlikte firmamız da her yıl cirosunu artırarak büyümeye devam ediyor. Özellikle Bosch ve Buderus markalarımızla yoğuşmalı kombide pazar liderliğimizi devam ettiriyoruz. 25 yıldır kendi tasarladığı ve katma değeri yüksek ürünleriyle Türkiye ihracatına katkı sağlayan Manisa Fabrikamız ile Bosch Termoteknoloji fabrikaları arasında “En İyi Fabrika” ödülü aldık. 2018 yılı itibari ile Manisa fabrikamızda 8.000.000’uncu kombiyi üretirken, aynı zamanda üst üste 5. Kez en iyi AR-GE merkezi ve İklimlendirme Sanayi İhracat Sektör Lideri ödüllerini alarak başarılarımızı devam ettirdik.” şeklinde açıklamalarda bulundu.

5 yılda 5000 öğrenci el hijyeni hakkında bilgilendirildi Eczacıbaşı Topluluğu’nun dört ana grubundan biri olan Tüketim Ürünleri Grubu çatısı altında faaliyet gösteren Eczacıbaşı Profesyonel, ‘El Hijyeni Eğitimi’ projesiyle üç farklı şehirde dört okulda anaokulu ve ilkokul birinci sınıf öğrencisi olan 1000 çocuk ile buluştu. Çocukları el hijyeni konusunda bilinçlendiren Akademi ekibi, el yıkama tekniklerini çocuklara eğlenceli bir şekilde anlattı. El kurulamada kağıt havlu kullanımının önemine de değinen Akademi ekibi, tek kullanımlık kağıt havluların el kurutma makinelerinden daha hijyenik olduğuna vurgu yaptı.

İnoksan, yılın ilk çeyreğini başarıyla kapattı Geçtiğimiz yılda kurumsal yapısını güçlendirmeye yönelik çalışmaları tamamlayan İnoksan, 2 milyon avroluk makine yatırımıyla özellikle stratejik ürün gruplarında kapasite artışı gerçekleştirdi. Sene başında 2019 yılında global pazarlarda daha aktif olacaklarının sinyalini veren İnoksan Genel Müdürü Esra Batkın, 2019’daki en önemli hedeflerinin Avrupa’daki toptan satış fırsatlarını değerlendirmek olduğunu belirterek ,“Bu konuda 2018 başından bu yana ciddi girişimlerimiz oldu ve 2019 ilk çeyrek itibarı ile sonuçlarını almaya başladık. 2019 ortasında bu kanaldaki ivmemiz artacaktır. Bunun yanında 2019’da ABD, Çin ve Afrika pazarları bizim için birincil sırada önem taşıyor. ABD’de mevcut bir organizasyonumuz var ve güçlenerek büyüyor. Çin pazarında yaptığımız belge yatırımları ile 2019 ortalarında satışlarımızın hızlanmasını bekliyoruz. Afrika’da büyük işler almaya başladık. Operasyonel anlamda zorluklar taşıyan bir pazar olsa da büyük bir potansiyel var” dedi.


ASSOS BARBAROSSA HOTEL Behramkale Kadırga Mevkii Ayvacık / Çanakkale / TÜRKİYE T. +90 286 721 70 71 – +90 541 721 70 71 F. +90 286 721 71 77 assoszeytinhanhotel / assosbehramhotel / assosbarbarossahotel / assosdionysos_hotel @AssosBehramHotel / @assosbarbarossahotel / @zeytinhanhotelassos / @assosdionysoshotel www.assosbarbarossahotel.com


restaurant 60 hotel & hi-tech

marka

Korkmaz, ihracat gücünü 3.lük ödülüyle tescilledi

Korkmaz Mutfak Eşyaları, İhracatın Metalik Yıldızları 2018 Ödül Töreni’nde, ‘Paslanmaz Çelik Mutfak Eşyaları’ kategorisinde, ‘En Fazla İhracat Yapan Markalar’ arasında üçüncülük ödülünün sahibi oldu.

İ

stanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB), İhracatın Metalik Yıldızları 2018 Ödül Töreni’nde, geçen yıl gerçekleştirdikleri ihracat ile yıldızlaşan üyelerini ödüllendirdi. Global pazarda Türkiye’nin önde gelen markalarından biri olan Korkmaz, düzenlenen ödül töreninde, Paslanmaz Çelik Mutfak Eşyaları Kategorisi’nde üçüncülük ödülünü gururla kaldırdı. Ödülü, Korkmaz, Paslanmaz Çelik Mutfak Eşyaları Yönetim Kurulu Üyesi Kerim Korkmaz aldı. Türkiye’nin güçlü ihracatçıları arasında Bugün 115 ülkeye ihracatı, yılda

6,5 milyonluk ürün üretimi ve 1.250 çalışanı ile Türkiye’nin güçlü ihracatçıları arasında yer alan Korkmaz, Paslanmaz Çelik Mutfak Eşyaları, kendi kategorisinde aldığı 3’üncülük ödülünün yanı sıra Metal ve Metalik Ürün İhracatı’nda da Türkiye’deki ilk 100 firma arasında 57’inci olarak ihracatın metalik yıldızı ödülüne layık görüldü. Türk sanayisinde ilk akla gelen kuruluşlarından olan Korkmaz; Kandıra’daki 18.880 metrekare kapalı alana sahip çelik ürün grubu fabrikasında ürettiği paslanmaz çelik ürünleri, 25.505 metrekarelik kapalı alana sahip Tuzla küçük ev aletleri fabrikasında

ürettiği elektrikli ev aletleri ve döküm tencerelerle dünya pazarına “A kalite” ürünler sunarak, ihracatın metalik yıldızları arasında yer almasıyla ödüllendirildi. Türk ekonomisine ve istihdamına sağladığı katkı, son teknoloji üretim alt yapısı, marka ve AR-GE yatırımları ve ihracat adetleriyle ihracatın çarklarını döndüren Korkmaz, Türkiye ekonomisine katkı sağlamayı kendine ilke edinen markalar arasında bir kez daha öne çıktı.



restaurant 62 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Mutfağın ‘Saraylısı’ Kadir Yılmaz

Fotoğraflar: Ümit Başer Alkaç

2

7 yıldır mutfağın içinde. Öyle karma mutfaklar arasında savrularak da değil üstelik! Bir ömür, bir gönül vererek, merakla, adanmışlıkla… Bir zamanlar ustasının da tembihlediği üzere ‘ne iş yaparsa yapsın en iyisini yapmaya’ gayret göstererek… Titizlikle, disiplinle, araştırarak ve bildiklerini paylaşarak… Bu kez de, Osmanlı Saray mutfağını geçmişten günümüze orijinaline sadık reçeteleriyle yaşatmaya devam eden Matbah Restaurant’ın 20 yıllık emektar şefi Kadir Yılmaz’ın mutfağına konuğum. 14 yaşında, neredeyse çocuk denecek bir yaşta, Sivas’ın Kangal ilçesinden mutfak tutkusu uğruna İstanbul’un yolunu tutan

Kadir Şef’in. Döner dükkanında çalışan ağabeyi gibi mutfağı bir ucundan da olsa yakalamak uğruna! Küçük bir çocukken anne mutfağında haşladığı makarnaları, pişirdiği menemenleri yepyeni reçeteler ve lezzetlerle taçlandırmak hevesiyle… Akranları sokakta top peşinde koşarken, o domates, biber, yumurta üçlüsünün harmonisine kapılarak… Yeni bir şeyler üretmek ve keşfetmek iddiası ve isteğiyle en çok da! “Ne iş yaparsan yap, en iyisini yap!” Başarı dediğimiz nedir? Şans mı, kısmet mi? Doğru zamanda, doğru yerde, doğru insanlarla bir araya gelmek,

fırsatları akıllıca değerlendirip hayata geçirebilme becerisi mi? Bu hikayenin daha en başında, her birinin teker teker filizlenerek şefin geleceğini bir nakış gibi işlediğini anlamaya başlıyorum. Tıpkı ağabeyi gibi, mutfağa sevdasıyla Sivas’a vedası da bunu bir parçası, devamını getiremediği eğitim hayatını bir öğretmen lokantasında adeta bir okulmuşçasına fırsata çevirmesi de kanımca. Ve “en büyük şansım” dediği Raşit Ustası! Aşçılar diyarı Bolu Mengen’i meşhur eden o unutulmaz şef Raşit Özdemir ile mutfağına gelen bir tüpçü sayesinde tanışacağı da besbelli. Hayat bazen fırsatlar koyar önümüze. Tıpkı Kadir Şef’in başına gelenler gibi. Altı ay boyunca duayen bir şef tarafından izlenmekle değişiyor hayatı. İlk o zaman tanışıyor, Osmanlı Saray mutfağıyla, anlattığına göre. Bir tarafta “ilk göz ağrım, okulum, işim” dediği emekli öğretmenin Uğraş Et Lokantası, bir tarafta kendini geliştirme, öğrendiklerine yeni şeyler katma gayesiyle geri çeviremediği Raşit Şef’in cezbeden Asitane Restaurant teklifi! “Kabul etmemek mümkün mü” diyor ve 1994 yılında Kariye Müzesi’nin kanatları altındaki Asitane Restaurant’ın mutfağına girerek yepyeni bir sayfa açıyor hayatında. Mutfağa bir ilgi, bir merak, sormayın gitsin. Hep okumak, kaynakları araştırmak istiyor. Aklı fikri işin matematiğinde, tatlı ile tuzlunun tabaktaki uyumlu bileşkesine yoruyor, durup durup zihnini. 16 yıllık Asitane serüveninin ilk kıvılcımları… Kadir Şef’in sözünü ettiği, 1994’ten 2010’a, 16 yıllık bir serüvenin daha ilk kıvılcımları bunlar. Tek derdi yemek pişirmek olmayacak kadar mutfağa hakkını verme duyarlılığıyla iz sürmeler. Hazır tariflerle kolay tencere kaynatmak değil, yeni nesil için de önemli bir yol haritası olacağı aşikar bir mutfak yolculuğu onunkisi.


Öğretmen ustası da sıkı sıkıya tembihlememiş miydi ki, “ne iş yaparsan yap, en iyisini yap” diye? Önce Osmanlı Saray mutfağının dilini çözmek için Sahaflar Çarşısı’na gider gelir. Tozlanmış reçeteleri gün yüzüne çıkardıkça heveslenir. Ustasıyla lezzete dönüştürdükçe daha bir keyiflenir. Bahsettiğince Raşit Ustası o kadar öğretici ve paylaşımcıdır ki, hep yeni reçeteleri ona verir, uygulatır. Çok geçmez, bir yıl önce personel aşçısı olarak girdiği mutfağın yardımcı şefi olur, Kadir Yılmaz. Ta ki ustası 2004 yılında vefat edene kadar ustasına sağ kolluk eden Yılmaz, 2010 yılına kadar da mutfakta şef önlüğüyle tava sallar. Matbah ile yollar buluşunca… Hikayeyi dinlemek çok keyifli. Ama merak ediyorum ve soruyorum: “Peki Matbah Restaurant ile yolarınız nasıl kesişiyor?” “Asitane’de çalışırken Ottoman Hotel Imperial Genel Müdürü Serdar Balta arada bize yemek yemeye gelirdi.

İzlermiş o da Raşit Ustam gibi. O dönem Matbah farklı bir konseptte hizmet veren bir restorandı. Serdar Bey’in niyetiyse restoranı Osmanlı Saray mutfağına çevirmekti. Bana bir teklifle geldi, o dönemde ben de Asitane Restaurant’ta misyonumu artık tamamladığımı biliyordum, konuştuk, anlaştık” diyen Kadir Şef, 2010 yılı itibari ile uzmanı olduğu mutfağı bu kez Matbah’a taşıdığını anlatıyor. “Padişaha yemek pişirilen mutfak” anlamına gelen Matbah, o gün bugündür İstanbul’un Osmanlı Saray mutfağı denildiğinde ilk akla gelen restoranlarının başında geliyor. Arşivinde 350 reçete var! Dile kolay, neredeyse çeyrek asrı Osmanlı Saray mutfağına adayan Kadir Şef’in gözü gibi baktığı arşivinde yaklaşık 250-300 adet orijinal reçete bulunuyor. Halihazırda araştırma aşamasında olan 50 adet reçetenin de varlığından söz eden Yılmaz, bu kaynaklara Serdar Balta ile Sahaflar Çarşısı ve civar kütüphanelerden


restaurant 64 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Yabancı turistin Türk yemek kültürü algısında şiş, kebap, döner algısı vardır ya hani. İşte Matbah Restaurant, Tarihi Yarımada’yı ziyaret eden ziyaretçilerin bu algısını yıkacak kadar baskın bir mutfağa sahip. Bir yanında Mimar Sinan’ın inşa ettiği kubbesiyle göz dolduran Cafer Ağa Medresesi, bir yanında tüm ihtişamıyla Ayasofya’nın minareleri… Topkapı Sarayı ve Ayasofya ziyaretlerinin ardından Osmanlı Saray mutfağı tatmak isteyen yabancı misafirler için en gözde adreslerden biri olduklarını dile getiren Kadir Şef, “Mutancana, Kaz Kebabı, İncik, Bostan Patlıcanda Ballı Bıldırcın ve Helatiye, Bal Helvamızı bir tadan bir daha geliyor. Bu da bizi hem işletmemiz hem de Türk gastronomisinin tanıtımı anlamında son derece mutlu ediyor” diyor. ulaştıklarını söyleyerek, “Yaptığımız iş hiç de kolay değil aslında. Misal elimizde bir kaynak var ki, 1910 yılından kalma, Osmanlıca yazılmış ‘Aşçıların Mektebi’ kitabı. Biz onu Türkçeye çevirdikten sonra tıpkı bir laboratuvar gibi işleyerek sofralarımıza taşıyoruz” diyor. Şefin de altını çizdiği gibi, Matbah mutfağından çıkan her bir yemek aslına sadık uygulanıyor. Reçetedeki malzeme neyse onu tedarik etmek işletmenin temel prensipleri arasında. Ürünün muadili de olsa şefin mutfağında yeri yok, benim de anladığım. Zengin bir baharat çeşitliliğine ve kültürüne sahip olan dünyaca tescilli restoranda safransa İran’dan, biber salçasıysa Gaziantep’ten, etse Biga’dan özel olarak getiriliyor. Dolmaysa mevzu bahis, mevsimine göre yazın kavundan, kışın ayvadan menüye dahil ediliyor.


Osmanlı Saray mutfağında 25 yıllık birikim ve donanıma sahip bir şef olan Kadir Yılmaz’ın gelecek planlarında varsa yoksa yine Matbah var! Mutfak sektöründe istikrarlı çizgisiyle pek çok meslektaşından ayrışan Kadir Şef ’in bir arzusu ömrü elverdiğince Matbah’a hizmet etmekse bir arzusu da emekliliğinden sonra fazlaca vakit ayıramadığı genç mutfak adaylarına tüm bilgi ve birikimlerini aktarmak! Ha unutmadan, şefin bir müjdesi de var, uzun araştırmalar ve çalışmalar sonucu Osmanlı Saray mutfağından seçme özel tariflerin ve o döneme ait mutfak kültürünün kendilerince derlendiği ‘Matbah’ isimli kitap da yolda, yaz sonunda raflardaki yerini almaya hazırlanıyor. Elçiye zeval olmazmış!


restaurant 66 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Gastronominin ilk 3’ü bir arada etkinliği GASCONFAIR geliyor! GASCONFAIR, gastronomi sektöründe ilk defa kongre, konferans ve fuarı 12-15 Şubat 2020 tarihinde Nişantaşı Üniversitesi NeoTech Kampüsü’nde bir araya getirecek.

1

2-15 Şubat 2020 tarihinde Nişantaşı Üniversitesi NeoTech Kampüsü’nde düzenlenecek kısa adı GASCONFAIR olan İstanbul Gastronomi Kongresi, Konferansı ve Fuarı ile ilgili ilk basın daveti 24 Mayıs 2019 Cuma günü düzenlendi. Toplantıya Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu ve Nişantaşı Üniversitesi Rektör Yard. Prof.Melis Oktuğ Zengin katıldı.

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Esra Hatipoğlu yaptığı konuşmada; “GASCONFAIR için çok doğru bir alt yapımız var. Ayrıca heyecan verici bu etkinlik için paydaş olmaktan son derece memnunuz. Üzerimize düşen her türlü çalışma için ekibe elimizden gelen desteği sağlayacağız” dedi. Proje’nin Genel Koordinatörü Necdet Koç’un GASCONFAIR içeriği

hakkında bilgi verdiği toplantıda, basın mensupları ve sektör profesyonelleri, akademisyenler hazır bulundu. İlkler için doğru adres Gastronomi sektöründe ilk defa kongre, konferans ve fuarı bir araya getiren, ilk defa bir üniversite kampüsünde bu kadar kapsamlı fuar gerçekleştirecek olan ve ilk defa etkinlik sonrası kurulacak özel bir platform ile etkinlikle birlikte başlayan çalışmaları devam ettirecek olan GASCONFAIR tüm sektöre fayda sağlamayı amaçlıyor. Avrupa’nın en büyük ikinci kampüsü olan Nişantaşı Üniversitesi NeoTech Kampüsü, tüm fuar alanlarına göre çok büyük avantajlar barındırıyor. Kongre ve konferanslar için çok sayıda konferans salonu ve amfiye sahip


olan mekan, aynı zamanda teknik alt yapı olarak da gastronomiye yönelik olan GASCONFAIR bünyesinde düzenlenecek her türlü mutfak çalışması için 5 adet büyük uygulama mutfağına sahip. Kongrenin içeriği akademisyenler tarafından yönetiliyor Organizasyon kapsamında düzenlenecek kongre için 6 farklı bilimsel çalışma alanından bildiri kabul edilecek. Kongrenin içeriği ise tamamen akademisyenler tarafından yönetiliyor. Konferanslarda yurt içi ve yurt dışından katılacak bilim insanları ilginç konular ile tüm dinleyicileri hayran bırakacak. Çok sayıda workshop, panel, söyleşi ve seminer de düzenlenecek olan GASCONFAIR’de, ayrıca sıra dışı yarışmaların kazananlarına para ödülleri dağıtılacak.

GASCONFAIR Ekibi ve Görevleri -Genel Koordinatör - Necdet Koç -Yemek Yarışmaları ve Gala Yemeği Koordinatörü/Baş Hakem - Şef Aydın Demir -Marka Koordinatörü/Yemek Fotoğrafçısı - Elif Tekkaya -Kahve İçeriği ve Yarışmalar Koordinatörü - Cenk R. Girginol -Ana Medya Sponsoru/Basın İlişkileri - Çiğdem Coşkun -Uluslararası İlişkiler ve Sponsorluk Koordinatörü - Alper Işıntan -Bilim Kurulu Başkanı - Doç. Dr. Burak Mil -Bilim Kurulu Başkanı - Doç. Dr. Kazım Ozan Özer -Bilim Kurulu Üyesi - Prof. Dr. Haluk Levent


restaurant 68 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Hellmann’s Burger Fest 4. kez burger severlerle buluşacak! Türkiye’nin ilk ve tek hamburger festivali olan Hellmann’s Burger Fest, dördüncü yılında sokak lezzetlerini de konseptine ekliyor. Zorlu Center’da 15-16 Haziran tarihlerinde düzenlenecek olan festival, babalarına burger ve sokak lezzetleri sürpriziyapmak isteyenlere, babalar günü için iyi bir alternatif sunuyor.

İ

ki gün boyunca ‘Hellmann’s Burger Fest 4’ etkinliği kapsamında tüm ziyaretçiler, canlı müzik eşliğinde birbirinden lezzetli 40’a yakın gurme burger çeşidini deneyimleyebilecek, ünlü şef Hazer Amani ile burger ve sos workshopları gibi eğlenceli aktivitelere katılabilecekler. Gün boyu sınırsız patates kızartması ve çeşitli ikramların yapılacağı bu lezzet dolu festivalde burgere ara vermek isteyenleri hafif alternatifler de bekliyor. Ünlü lezzet markalarının festivale özel tasarladığı yepyeni burgerler ise festivale yeni bir heyecan katacak. Sürpriz isimlerin sahne performanslarıyla renklenecek hafta sonunda aynı zamanda bir müzik şöleni yaşanacak.

Sokak lezzetleri de festival eğlencesini kat kat arttıracak Gurme burgerlerle birlikte son dönemin yükselen yeme-içme trendi sokak lezzetleri de Hellmann’s Burger Fest eğlencesini kat kat arttıracak. Hellmanns’ın lezzetli sosları ile burger ve sokak lezzetlerini deneyimleyecek olan lezzet severler, Hellmann’s Burger Fest 4 & Street Food’da lezzete, müzik ve eğlenceye doyacakları unutulmaz iki gün geçirecekler. İstanbul’un en seçkin restoran ve burger noktalarını aynı çatı altında burger severlerle buluşturacak olan Hellmann’s Burger Fest’e; Zula, Fireroom, Virginia Angus, Burger House, Will Burger&Bowl,

Sticky Fingers, Pabu Food&Drink, Dobby’s Burger Place, Mec’s Kasap Burger, Don Pablo’s Grill, Daily Dana Burger&Steak, Cross Fingers, Kis Rotisserie, Bakermill Burger&Pub, Lezzet Arası CarrefourSA gibi birbirinden özel lezzet noktaları, hem en sevilen, hem de festival için tasarladıkları burgerler ile katılacaklar.



restaurant 70 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Profesyonel şefler mutfak sırlarını paylaştılar… İstanbul Bilgi Üniversitesi, gastronomi alanının önde gelen isimlerini bir araya getirerek “Şefler Atışıyor” etkinliğini düzenledi.

İ

stanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, “Şefler Atışıyor” etkinliğine ev sahipliği yaptı. Gastronomide fark yaratmak için gerekli olan niteliklerin masaya yatırıldığı etkinlik keyifli bir sohbete sahne oldu. Etkinliğin açılışında, BİLGİ Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinden oluşan “Gastro Cookies” müzik grubu, mutfak aletlerini enstrüman şeklinde kullanarak verdiği konserle katılımcılara keyif dolu anlar yaşattı. Etkinlikte Swissotel The Bosphorus Hotel’in Executive Chef’i Ali Ronay, son Oscar töreninde yer alan Türk yemeklerini pişiren Spago Istanbul’un Executive Chef’i Cihan Kıpçak ve Youtuber Şef Esen Hünal eğitimin mutfaktaki yeri ve önemine vurgu yaparak iyi bir şef olmanın

gerekliliklerini tartıştı. Etkinliğin açılış konuşmasını İstanbul Bilgi Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Dilistan Shipman yaptı. Shipman: “Şeflik sanatkarlıktır” Birbirinden kıymetli üç şefin ilk kez bir araya geldiğine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Shipman, “Mutfak sadece yemek yapılan bir alandan çok daha fazlasıdır. Her alanda olduğu gibi gastronomide de işinizi özenle, sevgiyle ve ciddiye alarak yaparsanız fark yaratırsınız. Her mutfağın ve her şefin kendi hikâyesi vardır. Bizler bu alanın inceliklerini keşfetmek ve tutkuyla yapıldığında nasıl sanata dönüştüğünü tartışmak için bir araya geldik” dedi.


sıkışıp kalarak geçen bir ömrün gastronomi açısından bir değeri yok. Farklı kültürlere ait yemekleri ve şefleri gözlemlemenin vizyona katkısı yadsınamaz” dedi. Ekonomik dalgalanmaların gastronomi üzerine etkilerine de değinen Hünal, “Ekonomik sorunlar belki en son yeme-içme sektörünü etkiliyor gibi görünüyor ama işin aslı öyle değil. Gıda maddeleri doğrudan mutfağı ve sofrayı etkilediği için sektörde hacim daralıyor” ifadelerini kullandı.

Kıpçak: “Vizyondan ödün vermeyenler farkını ortaya koyuyor” Etkinlikte konuşan Spago Istanbul Executive Chef’i Cihan Kıpçak, turizm kökenli bir aileden geldiği için mesleğin içine doğduğunu ama kendini yurtdışına çıkarak geliştirdiğini belirtti. Kıpçak; “Fransız bir şeften aldığım eğitimin ardından Türkiye’ye döndüğümde sektörün önünde olduğumu fark ettim. Hintli, Çinli, Fransız tüm şeflerin menülerini, alışkanlıklarını, restoranlarını gözlemlemeye devam ettim. Tüm dünyada belli bir zümreye özel işler yapmaya başladığınızda müşteri kaybediyorsunuz. Fakat fark yaratan şefler vizyonlarından ödün vermez” dedi. Oscar Ödül Töreni’nde Türk yemeklerini pişirme hikayesini paylaşan Kıpçak; “Farm to Table (Çiftlikten sofraya) konseptini incelemek için Amerika’daydım. Tadım menüsü hazırlama fırsatı yakaladım ve yemeklerim çok beğenildi.

Bu sayede beni Oscar’a götüren yol açılmış oldu. Yurtdışı bütçe ve macera tutkusuyla ilgili bir girişim ama bir şekilde size fırsat yaratıyor” dedi. Hünal: “Şef mutfağa sıkışıp kalmamalı” Yurtdışında eğitim almanın önemine bir vurgu da Youtuber Şef Esen Hünal’dan geldi. Hünal; “Bu şansı yakalayan şef adayları ve şefler kesinlikle değerlendirmeli. Mutfağa

Ronay: “Şeflik meslektir, hobi değil” Hep birlikte bir sohbet havasında geçen etkinlikte Swissotel The Bosphorus Hotel’in Executive Chef’i Ali Ronay söz aldı. Mutfakta olmanın ciddi bir sorumluluk gerektirdiğini belirten Ronay, “Mutfak çok tatlı, sürekli cupcake yaptığınız bir ortam değil. Çalıştığınız işe ciddiyetle yaklaşmanız, uzmanlaşana kadar denemeye ve pişirmeye devam etmeniz, çalıştığınız ortamı temizlemeniz gerekiyor. Şeflik meslektir, hobi değil” dedi. Dijital medyanın önemine de dikkat çeken Ronay, “İnternette araştırma yaparken “Kitchen Gerilla” diye bir başlığa rastladım ve yazışmalar sonucu gruba dahil oldum. Kalıpların dışına çıkarak, istediğimiz yerde istediğimiz etkinliği yapabildiğimiz farklı bir gastronomi yaklaşımına sahip olduk. Dijital medya hem yaptıklarınızı dünyaya duyurmak hem de güncel trendleri takip etmeniz açısından çok önemli bir yere sahip” ifadelerini kullandı.


restaurant 72 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

“Toprağın Kadınları” UNDP Forumu’nda Toprağın Kadınlarından Sofralara projesi ile yerel kadın üreticilerin ekonomik ve sosyal kalkınmalarına destek olan BigChefs’in Kurucu Ortağı Gamze Cizreli, UNDP Türkiye’nin davetiyle Tunus’ta gerçekleştirilen Cinsiyet Eşitliği Forumu’na katıldı.

B

igChefs Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Gamze Cizreli, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve BM Kadın Birimi tarafından Tunus’ta gerçekleştirilen Cinsiyet Eşitliği Forumu’nda konuştu. UNDP Türkiye Ofisi’nin davetiyle organizasyona katılan Cizreli, BigChefs’in Toprağın Kadınlarından Sofralara projesini anlattı. 24-26 Nisan 2019 tarihleri arasında gerçekleşen etkinliğin ilk gününde yapılan panelde, ekonomik ve sosyal imkanlara erişim bakımından dezavantajlı konumda olan kadınları, iş süreçlerine etkin şekilde dahil ederek güçlendirilmelerine destek veren iş insanları bir araya geldi. Bu gibi çalışmalarla, farklı aktörler için nasıl faydalar sağlanabileceği, değer zincirlerinin bu amaca yönelik nasıl kurulabileceği tartışıldı.

Cizreli’ye üretici kimliğiyle Aslı Aksoy eşlik etti Panelde ayrıca söz konusu projelerden fayda sağlayan kadın iş ortakları da yer aldı. Cizreli’ye etkinlikte, Toprağın Kadınlarından Sofralara üreticilerinden Aslı Aksoy eşlik etti. Elibelinde Tarım markasıyla Muğla’nın Yeşilçam Köyü’nde kuşkonmaz üreten ve kendi de pek çok kadını üretime dahil eden Aksoy, projeye dahil olduktan sonra işinde yaşadığı değişimleri anlattı. İşini büyütme fırsatının yanı sıra, sürekliliği olan bir satın alma gerçekleştirildiğinden ötürü güvence ve özgüvenle hareket edilebildiğini ifade etti. Tunus Başbakanı Youssef Chahed’in de bir konuşma gerçekleştirdiği forumun açılışını Tunus Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Başkanı Neziha Labidi yaptı. UNDP Afrika Bölge Müdürü Abdoulaye Mar Dieye’nin de konuşmacılar arasında yer

aldığı forumda, panel moderatörlüğünü UNDP Özel Sektör Global Program Danışmanı Sahba Sobhani üstlendi. Etkinlikte dünyanın farklı ülke ve şehirlerinden kamu yöneticileri ile iş dünyası temsilcileri de yer aldı.

Toprağın Kadınlarından Sofralara Projesi Hakkında “Toprağın Kadınlarından Sofralara” projesi kapsamında BigChefs, ürün tedarikinin bir kısmını yerel kadın üreticilerden elde ediyor. Bugün 30 yerel kadın tedarikçiyle çalışan BigChefs, böylece hem onları ekonomik ve sosyal özgürlüklerini kazanmaları yolunda destekliyor hem de geleneksel üretimi sahiplenerek misafirlerine güvenilir ve özgün lezzetler sunabiliyor. BigChefs ayrıca, birlikte çalıştığı üreticilerin tüm aktif iletişim kanallarında tanıtımlarını yaparak, satışlarını geniş kitlelere ulaştırmalarına destek oluyor. Markanın amacı, bu proje aracılığıyla kamuoyunda farkındalık oluşturup başka firmaların da benzer çalışmalar yapmalarına öncülük ederek, Türkiye’de kadın istihdamına katkı sağlamak.


Uluslararası pastacılardan Samsun çıkartması 3. Uluslararası Master Of Cake Samsun Pasta Yarışması ve Pasta & Çikolata Festivali, Samsunlulara 2 gün boyunca tatlı anlar yaşattı.

A

tatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yıldönümü nedeniyle Samsun’da düzenlenen 3. Uluslararası Master Of Cake Samsun Pasta Yarışması ve Pasta & Çikolata Festivali, Samsun Valisi Osman Kaymak’ın katılımıyla gerçekleşti. Şehir halkının yoğun ilgi gösterdiği festivalde Türkiye haricinde Nijerya, Slovakya, Azerbaycan, Hırvatistan, Kuzey Kıbrıs ve Sırbıstan olmak üzere 6 ülkeden 150 yarışmacı yer aldı. Uluslararası düzeyde pasta şeflerinin yer aldığı Master Of Cake Samsun Pasta yarışması ve Pasta & Çikolata Festivaline katılan yarışmacılar tüm hünerlerini ortaya koydu. Yarışmacıların eserlerinde çikolata ve şeker hamurundan dekoratif pastaların yanı sıra çizgi film karakterleri, roman ve masal kahramanları ile çeşitli filmlerden esinlendikleri kahramanların pastaları vardı.

Uludoğan: “Bir Samsunlu olarak ayrı bir gurur yaşıyorum” Türkiye’nin farklı kentlerinde pastacılık festivalleri düzenlediğini açıklayan festivalin kurucusu ve genel koordinatörü Zümra Uludoğan; “Yarışmanın bu yılki konsepti Samsun. Samsun’un tarihi güzelliklerini ve anıtlarını pastalarla ortaya koyduk. Çok güzel dekoratif pastalar yapıldı. Yarışmanın ardından bu pastaların bir müzede sergilenmesini amaçlıyoruz. 1919’dan 2019’a uzanan bir serüveni burada pastalar ve çikolata sanatıyla hayata geçiriyoruz. Bir Samsunlu olarak ayrı bir gurur yaşıyorum. Ayrıca mesleki olarak baktığımızda da festivalimizi 100’üncü yıl kutlamalarına taşımış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.’ dedi. Kaymak: “Şehrimiz pasta konusunda öncü ve model olabilir” Festivaldeki pastaları inceleyen Samsun Valisi Osman Kaymak ise Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100’üncü yılı dolayısıyla birçok etkinlik ve program düzenlediklerini ifade ederek,

“Biz Samsun’la ilk adım şehri olarak övünüyoruz. Atalarımız 100 sene önce bize bu güzel coğrafyayı ülke olarak armağan ettiler. Buradan tekrar Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Onlar sayesinde bugün bu etkinlikleri yapabiliyoruz. Bu ruhun yaşatılmasını da çok istiyoruz. O çerçevede güzellikleri ve başarılarımızı çocuklarımıza anlatmak istiyoruz. Türkiye’de her alanda güzel şeyler oluyor. Pastacılık da turizm alanında çok önemli bir sektör. Şehrimizde her şeyin en iyisini yapıyorlar. Demek ki pasta konusunda da Samsun Türkiye’ye öncü ve model olabilir” diye konuştu.

İki kategorinin de birincisi, Kifayet Karaağaçlı Yaklaşık 15 bin Samsunlu’nun ziyaret ettiği festivalin son gününde açıklanan Master Of Cake Pasta Yarışması’nın birincisi hem pasta tasarımı hem de yöresel lezzetler kategorisinde Türkiye’den Kifayet Karaağaçlı oldu.


restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Banvit’e “Türkiye’nin En Beğenilen Şirketi” ödülü Türkiye’nin en beğenilen şirketleri, 30 Nisan Salı akşamı İstanbul ‘The Ritz Carlton Otel’de düzenlenen ödül töreninde bir araya geldi. 18 yıldır iş dünyasının en beğenilen şirketlerini öne çıkaran araştırma sonucunda Banvit A.Ş. yedinci kez lâyık görüldü. Ödül, Banvit A.Ş. İcra Kurulu Üyesi ve Satış Direktörü Nerdin Alp’e, Ekonomist Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Talat Yeşiloğlu tarafından verildi. Ağustos - Kasım 2018 tarihleri arasında online anket tekniği uygulanarak gerçekleştirilen araştırmaya 59 sektörden, 500’ün üzerindeki şirketi temsilen 1.480 yönetici katıldı.

Sanat, yemek ile buluştu Sanat tarihi boyunca birbirine ilham veren sanat ve yemek, İntema Yaşam ve Atölye Maçka’nın düzenlediği “Sanat Yemek ile Buluşunca! Salvador Dali” etkinliğinde İntema Yaşam’da Kirala Pişir Mutfaklarda bir araya geldi. Kanyon AVM’deki İntema Yaşam’da gerçekleştirilen etkinlikte, Prof. Dr. Erhan Büyükakıncı dünya resim sanatının dâhilerinden Salvador Dali’nin fantastik resimlerinden mutfak kültürüne bakışına uzanan çok çeşitli yönleriyle yaşam öyküsünü anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Duyuların ve yaratıcılığın ortak noktalarının konu edildiği seminerde Salvador Dali’nin eşi Gala ile beraber hazırladığı 1973 basımı yemek kitabından hareketle, mutfak kültürü ile sürrealist resmi nasıl kreatif açılardan birleştirmeye çalıştığı da ele alındı.

Metro Türkiye’de üst düzey atama Metro Türkiye Pazarlama, Marka Yönetimi ve İletişim Grup Müdürü görevini 15 yıllık pazarlama tecrübesiyle sektörde ön plana çıkan Seçil Demiralp devraldı. Demiralp, 1 Nisan 2019 tarihinde Metro Türkiye’deki görevine başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden 2002 yılında mezun olduktan sonra Koç Üniversitesi İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yapan Demiralp, 2004’te TAB Gıda Pazarlama Departmanı’nda iş hayatına adım attı. 2008’de Burger King ve Arby’s markalarından sorumlu Pazarlama Müdürlüğü görevini üstlenen Demiralp, 2015 yılında ise TAB Gıda Pazarlama Genel Müdürlüğü pozisyonuna getirildi.

TFI TAB Gıda Yatırımları’na yeni atama TFI TAB Gıda Yatırımları’nda gerçekleştirilen üst düzey atamayla, şirketin CFO görevine Burcu Batı getirildi. Kariyerine PricewaterhouseCoopers şirketinde Finansal Denetçi olarak 2001 yılında başlayan Burcu Batı devamında, Turkcell ve Vodafone gibi şirketlerin Türkiye ve yurt dışı ofislerindeki çalışmalarıyla kariyerini sürdürdü. 2014 yılında Turkcell Superonline’ın CFO’luğuna atanan Batı, 2016-2017 yılları arasında ise, Sahibinden.com CFO’su olarak çalıştı. TFI TAB Gıda Yatırımları’na katılmadan önce, SAP Türkiye firmasının CFO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi olan Batı, Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü mezunudur.


Four Seasons Hotels Istanbul şeflerine ödül İstanbul’un Tarihi Yarımadası’nda ve Boğaz’ın kıyısında yer alan, sunduğu lezzet kalitesi ile misafirlerine her zaman en iyiyi sunmayı hedefleyen Four Seasons Hotels Istanbul şefleri, ödüllerine yenilerini ekledi. Chaine Des Rôtisseurs Derneği Türkiye Temsilciliği tarafından bu yıl 23’üncü kez düzenlenen Jeunes Chefs Rôtisseurs’da (Ulusal Genç Şefler Yarışması), Türkiye’nin önde gelen otel ve restoranlarında görev alan birbirinden yetenekli 10 genç şefin yarıştığı etkinliğin kazananları Four Seasons Hotel Sultanahmet’ten birinci olan Metin Yavuz ve Four Seasons Hotel Bosphorus’tan ikinciliğe hak kazanan Baran Çimen oldu.

Gastroplatform, turizm ve gastronomide istihdama çözüm olacak Türkiye’nin gastronomi alanında hizmet veren ilk ve tek insan kaynakları platformu Gastroplatform, gastronomi dünyasının nitelikli çalışanları ile sektörün en iyi işletmelerini aynı çatı altında buluşturuyor. İşletmelerin doğru adaylarla doğru ekipleri kurmasına destek sağlayan Gastroplatform, gastronomi sektörü içinde yer alan tüm çalışan profillerini özgeçmiş havuzunda barındırıyor. Bu sayede de yeni iş fırsatlarından haberdar olmak isteyen gastronomi sektörü çalışanlarına önemli fırsatlar sağlıyor. Eğitimi devam eden öğrencilerden, mezun olup iş arayanlara, yeni kariyer fırsatlarını değerlendirmek isteyen sektör çalışanlarından gastronomi alanına ilk kez adım atmak isteyenlere kadar herkesin üye olabildiği gastroplatform.com, ücretsiz üyelik sistemiyle çalışan bir kariyer gelişim platformu olarak sektöre destek sağlıyor.

101 İstanbul Lezzeti Festivali İnoksan mutfaklarında sergilendi Profesyonel mutfakların köklü tedarikçisi İnoksan, gastronomiye önem vermeyi ve desteklemeyi sürdürüyor. İstanbul’un en fiyakalı restoranlarını 2013 yılından bu yana lezzet severlerle buluşturan 101 İstanbul Lezzeti Festivali, 28 Nisan Pazar günü yoğun katılımla gerçekleşti. Festivalin mutfak sponsorluğunu üstlenen İnoksan, katılımcı restoranların taleplerine yönelik ekipman, cihaz ve yardımcı ürün desteği vererek etkinliğin çözüm ortağı oldu. Festival alanında şeflerin taleplerine yönelik mini profesyonel mutfaklar kuran İnoksan, Koza Gıda, Eat Largo ve Galvin Ristorante gibi restoran ve markalardan tam not aldı. Hemen her stantta birbirinden leziz ikramların bulunduğu festivale lezzet severlerin ilgisi büyüktü.

Kısık Ateş, bloggerlarla buluştu Gastronomi sektörünün dijital buluşma noktası Kısık Ateş, 3 Mayıs Cuma günü Kartopu Grup Medya, Nergis Sinem Yılmaz organizasyonuyla Chef Eyüp Kemal Sevinç’in moderatörlüğünde EKS Mutfak Akademi’de Pınar Süt ve Süt ürünleri ile hazırlanan “Sütlü Tatlılar ve Çikolata Workshop”unda lezzetin peşinde bloggerlar ile buluştu. Sektörün en genç, en eğlenceli ve bilgi dolu dijital platformu Kısık Ateş’in gerçekleştirdiği etkinliğe 15 ünlü blogger katılım gösterdi. Birbirinden keyifli dakikaların yaşandığı workshopta; Pınar ürünleri ile Creme Brulee, Truffle ve Crunch tarifleri yapıldı. Özellikle fit kalmaya önem veren blogger’lar, Crunch tarifine ilgi gösterdi. Pınar’ın gözde soslarından Acı Sos ile yapılan Meksika Usulü Sıcak Çikolata ise; blogger ve influencer’lardan tam puan aldı.


restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Cafe Italiano’dan franchise atağı Türkiye’de ekonominin her geçen gün gelişmesi ve alışveriş merkezlerinin sayısının giderek artması neticesinde ülkemizde franchising sistemi giderek büyümeye başladı. 2003 yılında İstanbul Taksim’de açılan ve açıldığı günden beri gerek yerli, gerekse yabancı misafirlerimize en iyi ve lezzetli İtalyan mutfağını sunan Cafe İtaliano da kendi işini kurmak isteyenler cazip franchise fırsatı sunmaya hazırlanıyor. Global Restoran Grup bünyesinde 2003 yılında açılan Cafe Italiano 16 yıldır 2,5 milyon misafir ağırlarken 2019 yılının yarısından itibaren franchise vereceğini açıkladı. Gıda sektöründe 2019 yılının franchise yılı olması beklenirken kriz döneminde en uygun yatırımı sunan Cafe İtaliano 3 senede 55 restoran açmayı planlıyor.

Gıda kaybını azaltmak mümkün! Gıda kayıpları ve gıda atıkları dahil olmak üzere dünya çapında üretilen gıdanın neredeyse üçte biri boşa gidiyor. Küresel sürdürülebilir bir yaşam için enerji ve gıda israfının engellenmesi yolunda, günlük tüketim maddelerinin üretiminden tüketimine kadar olan her süreçte yer alan Danfoss, entegre soğutma sistemleri ile gıda bozulmalarını önlüyor ve her yıl milyonlarca gıda atığının önüne geçilmesini sağlıyor. Soğuk zincirlerin verimliliğini arttıracak çözümler üretmeye devam eden Danfoss, israf olan gıda miktarını azaltmayı, gıda kalitesini ve güvenliğini arttırmayı ve yaşadığımız dünyanın kaynaklarını verimli bir şekilde kullanmayı amaçlıyor.

Mondelēz International Cocoa Life 2018 Faaliyet Raporunu yayınladı Mondelez International’ın çikolata markaları için gereken kakaonun sürdürülebilir çiftliklerden elde edilmesini sağlayan Cocoa Life programı, 2025 yılına kadar şirketin kakao hacminin yüzde 100’ünü karşılayacak. Bugün Milka, Cadbury Dairy Milk ve Côte d’Or dahil olmak üzere, Mondelez International çikolatalarının yüzde 43’ünde yer alan Cocoa Life logosu, gelecek dönemde Toblorone’un yanı sıra çok sayıda yerel markayı da kapsayacak.

İstanbul Havalimanı’nda ocakbaşı deneyimi Anadolu’nun binden fazla geleneksel yemek reçetesini titizlikle bir araya getiren Tadında Anadolu, İstanbul Havalimanı’nda yeni konseptiyle misafirlerini ağırlıyor. Dış hatlarda yer alan ilk Tadında Anadolu, aynı zamanda şimdiye kadar açılan restoranlar arasında en büyüğü olarak öne çıkıyor. Tadında Anadolu’nun baş aşçısı Şef Muhsin Ertürk ile Türkiye’nin 81 ilinden kaybolmaya yüz tutan tarifler canlanıyor ve misafirlere sunuluyor. Pideden dönere, sulu yemekten ocakbaşına, künefeden çay ve kahve alanına kadar Anadolu mutfağının her köşesinin temsil edildiği restoranda binin üzerinde yöresel yemeği bulmak mümkün.



restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Döneri, bir de ‘Beyoğlu Döner’den yemeli! Lezzetiyle tüm dünyaya adını duyuran döneri kendine özel sunumuyla damak tadına önem verenlerle buluşturan Beyoğlu Döner; meşe odununda pişirilen dönerine eşlik eden lavaşı, köy yoğurdundan yapılan özel formüllü ayranı ile etin en lezzetli halini döner severlerin beğenisine sunuyor. ‘’Tüm dünyaya nam salmış döneri bir de Beyoğlu Döner’den yemeli’’ sloganıyla yola çıkan Beyoğlu döner, lezzetini Balıkesir’in Gönen ilçesinin yemyeşil doğal yaşam alanlarında yetişen hayvanlardan elde edilen etlerinden alıyor. Mutfağındaki her gıdanın yerli üretim olduğu Beyoğlu Döner, damak tadını bilenleri eşsiz lezzetiyle buluşturuyor.

“Türkiye’den bir gastronomi hikayesi çıkar mı?” Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) ve Basque Mutfak Merkezi (Basque Culinary Center - BCC) tarafından bu yıl 5’incisi İspanya’da düzenlenen UNWTO Gastronomi Turizmi Dünya Forumu’nun Türkiye’den tek konuşmacısı olan Şef Ebru Baybara Demir, dünyanın farklı ülkelerinden bir araya gelen gastronomi ve turizm profesyonellerine Mardin ve Şanlıurfa’da gerçekleştirdiği projeleri anlattı. Baybara Demir, gastronomi turizminde deneyim yaşatmanın öneminin altını çizdiği konuşmasında, gastronominin dönüştürücü gücüyle, yerel lezzetlerin kültürleri yansıtan sunumlarını yaşatabilmek ve bunu turizme değer katan bir unsur haline getirebilmek için sosyal gastronomi projelerine öncelik verilmesi gerektiğini dile getirdi.

Toprağa ekilen mutfağa dönüyor Oksijen deposu Kazdağları’nın eteklerinde yer alan ve yerleşimin yüzyıllar öncesine dayandığı Kozlu Köyü el değmemiş doğası ve mistik atmosferiyle keşfeden herkesin hayranlığını kazanıyor. Tarihi ve mimarisiyle merak uyandıran Kozlu Köyü, taş evleri ve rafine hizmetleriyle tatil kavramını yeniden anlamlandıran Kozluhan Otel’e ev sahipliği yapıyor. Ege’nin rafine gastronomisiyle şekillenen Kozluhan mutfağı, coğrafyanın sunduğu tüm ürünleri usta ellerin dokunuşlarıyla yorumlayarak misafirleriyle paylaşıyor. Kahvaltı sofralarını süsleyen çeşit çeşit zeytin ve tüm lezzetlerin altın sıvısı zeytinyağı, Kozluhan zeytinliklerinin mahsulünden elde ediliyor. Taptaze sebze ve meyveler ve Ege’ye özgü otlar doğal üretim yapan bahçelerden özenle seçiliyor.

Mantar zamanı! Türkiye, mantar yönünden zengin bir ülke. Öyle ki, Karadeniz’den Ege’ye, Akdeniz’den Doğu Anadolu’ya uzanan coğrafyada yılın on iki ayında birbirinden leziz yabani mantarlar yetişiyor. Metro Türkiye, yıl boyunca raflarında yer alan kültür mantarlarının yanı sıra, dağlık ve ormanlık bölgelerde yetişen yabani mantarları, taze veya kuru olarak tüketicileri ile buluşturuyor. Metro Türkiye’de yaz aylarında satışa sunulan yabani mantarlar arasında siyah trüf çeşitleri, kuzu göbeği, sarıkız, bolet gibi zengin çeşitler yer alıyor. Protein değeri yüksek, vitamin ve mineral yönünden zengin yabani mantarlar; tek başına tüketilebildiği gibi çorbalardan salatalara, et yemeklerinden sandviçlere kadar içine girdiği pek çok lezzetin de tadını artırıyor.


Cargill, İstanbul’da öğrencilerle buluştu Her yıl olduğu gibi bu yıl da Cargill’in hayata geçirdiği en büyük çevre odaklı gönüllülük programı olan ‘Dünya Günü Her Gün’ etkinlikleri kapsamında Cargill çalışanları ve gönüllüler bir araya geldiler. Bu yıl İstanbul’da düzenlenen etkinlikte TİDER (Temel İhtiyaç Derneği) işbirliği ve FAO’nun “Sıfır Atık Sıfır Açlık” projesinin Türkiye destekçisi Uzman Diyetisyen Dilara Koçak’ın katılımıyla, daha sürdürülebilir bir gıda sistemini desteklemek üzere gıda israfını azaltmanın önemini vurgulayan, öğrencilere yönelik bir seminer düzenlendi. Seminerin ardından ise öğrenciler ve Cargill gönüllüleri birlikte bir sebze bahçesi oluşturdular.

Antalyalı dönerciye Cenevre’den ödül Kısa adı (BID) olan Business Initiative Directions tarafından dünyanın en prestijli kalite ödülü olarak kabul edilen ve sektöründe lider kurum ve kuruluşlara verilen “Uluslararası Altın Yıldız Kalite Ödülü”nün bu yıl 14’ncü gerçekleşti. İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenen törende Business Initiative Directions (BID) Başkanı Jose E. Prieto, ödülü Dönerci Hamdi Usta Yönetim Kurulu Başkanı Halim Orhan ve Genel Müdür Yunus Orhan’a verdi. Ödülü Türkiye restoran sektörüne kazandırmanın haklı gururunu yaşadıklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanı Halim Orhan, “Sürdürülebilir kalite ve iş modellerinde inovasyonu ön planda tutan işletmemiz, dünyanın en eski dönercisi Kastamonulu Hamdi Usta’nın markasının sahibidir. Bu ödül ile 1855 yılından bugüne geçmişin izlerini de muhafaza ederek modern iş yönetim süreçlerini, kaliteyi ve inovasyonu mükemmel bir şekilde sentezlediğimizin göstergesidir” diye konuştu.

Üstün: “İstihdamımızı %35 artıracağız” ATO Congresium’da düzenlenen 12. Çalışma Meclisi açılış programında konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şubat ayında gerçekleştirdiği istihdam çağrısına dikkat çekti. 2019 yılı başından bugüne dek yaklaşık 250 kişiye istihdam sağladıklarını belirten Emin Grup Yönetim Kurulu Başkanı Emin Üstün, “Sayın Cumhurbaşkanımızın istihdam çağrısına destek vermek amacıyla yıl sonuna kadar 500 kişiyi daha iş imkânı sağlayacağız. İstihdam sayımızı yüzde 35 artırarak çalışan sayımızı toplamda 1852’ye çıkaracağız. Ülkemizin içinde bulunduğu zorlu süreçte işsizliğin önüne geçecek yatırımlara ağırlık vereceğiz. Türkiye’nin dört bir noktasında yer alan 103 şubemiz ile çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Daha geniş kitlelere ulaşmak adına şube sayımızı yıl sonuna kadar 129’a çıkaracağız. Yaptığımız önemli yatırımlar ile hem istihdamı artıracağız hem de ülke ekonomisine destek vereceğiz” dedi.

URGE Projesi Türk kiraz ve üzümüne Uzakdoğu pazarını açtı Yaş meyve sebze ihracatçılarına Hava Kargoyu keşfettiren, Türk kiraz ve üzümüne Uzakdoğu pazarına girmenin yolunu açan, ters iklimdeki ülkelerle iş birliği yaparak ihracat sezonunu 12 aya çıkaran Taze Kiraz ve Üzüm Ürünlerinde Uluslararası Rekabetçiliğin Arttırılması Projesi’nde sona gelindi. Projenin sektörün ufkunu açtığını belirten Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Uçak, URGE Projesine katılan firmaların kurumsallaşma ve verimli üretim alanlarında da büyük kazanımlar elde ettiğini kaydetti.


restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro güncel

Amacı olan markalar daha hızlı büyüdü! Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planının sekizinci yılında pek çok hedefte kayda değer ilerleme kaydettiğini duyururken, şirket olarak her daim amacının ‘Sürdürülebilir Yaşamı Yaygın Hale Getirmek’ olduğunu açıkladı.

U

nilever bünyesinde ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar’ olarak tanımlanan OMO, Lipton, Knorr, Dove, Algida, Elidor gibi öne çıkan markalar, 2018 yılında Unilever Türkiye’nin toplam büyümesinin yüzde 79,2’sini gerçekleştirdi. Böylece sürdürülebilirliğin büyüme için engel değil, aksine itici güç olduğu bir kez daha görüldü. Unilever’in, 2010 yılında açıkladığı Sürdürülebilir Yaşam Planı çerçevesinde benimsediği iş modeli, sürdürülebilirliğin büyüme için engel değil, aksine itici güç olduğunu kanıtlamaya devam ediyor. Çevreye olan etkileri azaltılmış, sürdürülebilir yaşam amacına sahip ve tüketicisiyle bunun iletişimini yapabilen ve

Unilever bünyesinde ‘sürdürülebilir yaşamı destekleyen markalar’ olarak tanımlanan OMO, Lipton, Knorr, Dove, Algida, Elidor gibi markalar, 2018 yılında Unilever Türkiye’nin toplam büyümesinin yüzde 79,2’sini gerçekleştirdi. Bir önceki yıl bu rakam yüzde 72 düzeyindeydi. Unilever Türkiye ve Orta Asya Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, Sürdürülebilir Yaşam Planının 8. Yılında yaptığı değerlendirmede, “Yaptığımız her işin, her markamızın arkasında bir amaç olmasına büyük önem veriyoruz. Toplumun beklentilerini, farklılaşan tüketici ihtiyaçlarını çok iyi okuyan markalarımız var. Çalışanlarımızın duyguları ve tüketicilerimizin beklentileri ile tamamen uyumlu olan

iş yapma şeklimiz, amacımızı kârlılığın önüne koymamızı gerektirmiyor, amaç zaten kârlılığı beraberinde getiriyor” dedi. Seçkin: “Markalarımızla fayda oluşturan amaçların peşinden koşacağız” Mustafa Seçkin, “Şimdi bizim için, toplumun, dolayısıyla tüketicilerimizin yeni beklentilerine cevap verebilmek ve pozitif etkimizi artırmak adına markalarımızla daha cesur olacağımız bir dönem başlıyor. Sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmak üzere şirketimiz, markalarımız ve çalışanlarımız ile hep birlikte fayda oluşturan amaçların peşinden koşacağız” ifadelerini kullandı.


Toplumsal cinsiyet eşitliği için ekosistemini harekete geçiriyor “Ülkemizin geleceğine yatırım yapacaksak dezavantajlı/kırılgan grupların güçlenmesi için onları desteklemek zorundayız” diyen Seçkin, şirketin 2019 ajandasında bu konunun öncelikler arasında yer alacağını vurguladı. Unilever’in toplumsal cinsiyet eşitliği için önemli girişimlerde bulunduğunu dile getiren Seçkin, “Kadınların iş hayatına katılımını artıracak, daha üst pozisyonlara gelmelerini destekleyecek uygulamaların yaygınlaşması için ekosistemimizde yer alan 21 şirketle birlikte Birlikte Güçlüyüz platformunu kurduk. Birleşmiş Milletler’in Kadının Güçlenmesi Prensiplerini (WEPs) ortak bir rehber kabul

ederek, birbirimize ilham vermeyi, harekete geçirmeyi ve ölçülebilir gelişim sağlamayı amaçlıyoruz. Bizim hedefimiz, bir hayali tek başımıza gerçekleştirmek değil, güçler birliği sağlayarak hızlı bir şekilde etki yaratmak…” şeklinde konuştu. Seçkin, Unilever’in en büyük etki alanlarından biri olan reklamlarda da toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik hem kendi marka reklamlarını iyileştirmek hem de sektöre öncü olmak adına önemli adımlar attığını belirterek, “Farklı sektörlerden 25 şirketle birlikte Reklam Verenler Derneği çatısı altında Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ilkelerinin reklam endüstrisinin kodu haline gelmesi için bir girişim başlattık” dedi.

Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı, şirketin büyümesini çevre ayak izinden ayırırken pozitif sosyal etkiyi artırmayı amaçlıyor. Bu plan değer zincirinde sosyal, çevresel ve ekonomik performansı içeren dokuz taahhüt ve hedefle desteklenen üç büyük amaca sahip. Bu plan sayesinde Türkiye’de 2018 yılında, riskler minimize edilerek; tedarik zincirindeki yeniliklerle 47,7 milyon TL maliyet tasarrufu elde edildi.


restaurant 82 hotel & hi-tech

gastro güncel

Gıda kaybına yol açan algı ve davranışlar araştırıldı Gıda Güvenliği Derneği’nin “Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması”na göre hanelerde en fazla atığa dönüşen gıda ürünleri yüzde 42 ile sebze ve meyve, yüzde 41 ile süt ve süt ürünleri olarak görülüyor. Ekmek konusunda ise tüketicilerin göstermiş olduğu toplumsal duyarlılık nedeni ile tüketicilerin yüzde 87’si bayatlayan ekmekleri atmak yerine değerlendirmeye çalışıyor.

T

ürkiye’deki tüketicilerin gıda kaybına yol açan algı ve davranışlarını belirlemek amacıyla Gıda Güvenliği Derneği tarafından Nielsen Araştırma Şirketi’ne yaptırılan ve Türkiye kent nüfusunu temsil eden 26 şehirde 1865 yaş arası 1.545 kişi ile görüşerek gerçekleştirilen “Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması” çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı.Tüm dünyada insan tüketimi için üretilen gıdaların %30‘dan fazlasının; üretim, dağıtım ve tüketim aşamalarında kayıp veya atığa dönüştüğünü ve bu durumun yıllık 1.3 trilyon $ civarında finansal kayba neden olduğu biliniyor. Amerika ve Avrupa‘da yapılan birçok araştırma, etiketleme yaklaşımlarının gıda atığına sebep olan ana etkenlerden biri olduğunu ve birçok ülkede gıda ürünlerinin farklı anlamlara gelen çeşitli tarih etiketlerine sahip olduğunu ortaya koyuyor. STT ve TETT farkı net bilinmiyor Gıda Kaybı ve Etiket Okuma Araştırması’na göre tüketiciler Son Tüketim Tarihi (STT) ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) arasındaki farkı çok net bilmiyor. Tüketicilerin yüzde 86’sı Son Tüketim Tarihinin (STT) ne anlama geldiğinin biliyor. Ancak bu oran Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) için yüzde 26’ya düşüyor. Tat, koku ve görünüşüne bakılarak herhangi bir sorun tespit edilmediği takdirde, Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi geçen gıdaları tüketmek sağlık açısından riskli olmasa da tüketicilerin yüzde 72’si evlerinde Tavsiye

Edilen Tüketim Tarihi (TETT) geçmiş gıda ürünü gördüklerinde bu gıdaları çöpe attığını ifade ediyor. Son Tüketim Tarihi (STT) geçmiş gıdaların ise etiketinde yer alan tarihten sonra tüketilmemesi gerekiyor. Kaybın en çok restoran ve otellerde olduğu düşünülüyor Tüketiciler en fazla gıda kaybının restoran ve otellerde yaşandığını düşünüyor. Yemekhaneler ve evler ise bunları takip ediyor. Tüketiciler, Türkiye’de restoranlarda pişirilen her 10 tabak yemekten 4,5’inin, evlerde ise her 10 tabak yemekten 3’ünün çöpe gittiğini tahmin ediyor. Ancak “restoranda yiyemediğiniz yemeği paket yaptırır mısınız” sorulduğunda tüketicilerin sadece yüzde 21’i “her zaman” paket yaptırıyor, restoranın teklif etmesi durumunda ise paket yaptırmayanların yüzde 50’si fikrini değiştireceğini belirtiyor. Tüketici alternatiflere açık Araştırmada, marketlerde oluşan gıda kaybını azaltabilecek çözümler üzerinde de duruluyor. Bu doğrultuda, tüketicilere, gıda kaybını önlemeye yönelik, hangi ürünlerin ayrı bir reyonda ve daha uygun fiyata satılabileceği sorulduğunda yüzde 57 ile “şekli bozuk ama tüketilebilir taze meyve ve sebzeler” öne çıkıyor. Bunu yüzde 40 ile “Son Tüketim Tarihi yaklaşmış ürünler” takip ediyor. Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi geçmiş ürünleri tüketmenin sağlık açısından zararlı olmadığı bilincindeki

tüketicilerin az olması sebebiyle, tüketicilerin sadece yüzde 27’si ayrı bir reyonda Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) geçmiş ürünlerin satılabileceğini söylüyor. Ayrıca, her 5 kişiden 1’i, özelikle hayatı kolaylaştırmanın yanı sıra, malzemenin artması nedeniyle oluşacak gıda kayıplarının da önüne geçebileceğini düşünerek yemekte kullanılacak tüm malzemelerin temizlenmiş olarak düşük gramajda veya tek öğünlük porsiyonlarda satılmasına sıcak baktığını belirtiyor. Restoranlarda ise tüketicilerin yüzde 52’si büyük porsiyonların gıda israfına neden olduğunu düşünüyor, ancak buna karşılık israfı azaltmak için aynı fiyata porsiyonların küçültülmesine yüzde 62’si razı değil.



restaurant 84 hotel & hi-tech

gastro güncel

Fotoğraflar: Doğa Derneği Arşivi

Slow Food, Kadim Üretim Havzalarını Koruyor Tüm dünyada iyi, temiz ve adil gıda için çalışmalar yürüten Slow Food, Ege’nin Kadim Üretim Havzaları’nı korumak için Natürel Sızma Zeytinyağı (E.V.O.) Koruma Grupları’nı kurdu.

T

üm dünyada iyi, temiz ve adil gıda için çalışmalar yürüten Slow Food, Ege’nin Kadim Üretim Havzaları’nı korumak için Natürel Sızma Zeytinyağı (E.V.O.) Koruma Grupları’nı kurdu. Koruma Grupları, Slow Food Mahal ve Doğa Derneği’nin dört yıl boyunca, Türkiye’de Ege bölgesindeki zeytin ormanlarını ve bu alanların biyolojik çeşitliliğini koruma çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Slow Food Mahal ve Doğa Derneği, bir Kadim Üretim Havzası olan Ege’nin zeytin ormanlarının ve bu bölgedeki zeytinyağı kültürünün özelliklerini ortaya koyan kriterler belirledi. Yapılan araştırmalar ve çalışmalar sonucunda bölgedeki üreticilerin ürettiği Örfene isimli zeytinyağı “presidium” olarak tescillendi. Presidium nedir? Presidium, Slow Food Biyokçeşitlilik Vakfı tarafından küçük üreticileri ve kaliteli doğa

dostu üretimleri korumak için geliştirilmiş bir ürün tescil modeli. Bu modelle dünya üzerinde tek bir bölgeye özgü olan ve orada yok olmak üzere olan gıda ürünlerinin korunması hedefleniyor. Günümüzde 500’ün üzerinde presidium olarak tescillenmiş ürün sayesinde Slow Food, 13 binin üzerinde üreticinin ve binlerce canlının yaşamına dokunuyor. Presidiumlar sayesinde üreticileri buluşturan bir ağ kuruluyor, üreticiler ürünleri için yeni pazar fırsatları yakalıyor ve biyolojik çeşitliği koruyan yerel ürünler destekleniyor. Kadim Üretim Havzaları hangi alanları kapsıyor? Doğa Derneği’nin çalışmaları sonucunda, Anadolu’nun ve dünyanın farklı bölgelerinde insanların doğayla uyumlu bir şekilde sürdürdüğü biyolojik çeşitliliği destekleyen yaşam alanları Kadim Üretim Havzaları olarak tanımlanıyor. Örfene Zeytinyağı’nın

üretildiği Ege’nin zeytin ormanları, Türkiye’deki Kadim Üretim Havzaları arasında yer alıyor. Bu alanlar bir tarım alanı olmanın yanı sıra bölgedeki canlılar için bir yaşam alanı olma özelliği taşıyor. Ege’nin zeytin ormanları yabani zeytin deliceye aşılanan, bölgeye özgü yerli zeytin ırklarından oluşuyor. Bu alanlarda iklim dostu yağmura dayalı üretim pratikleri uygulanıyor. Aynı zamanda birer mera olan zeytin ormanlarında hayvanlar otluyor. Bu sayede kimyasal gübrelemenin yapılmadığı zeytin ormanlarında, tarım zehirleri kullanılmıyor. Bu özellikleriyle biyolojik çeşitliliği destekleyen yaşam alanları olan Ege’nin zeytin ormanları, bir ekosistem olma özelliğini taşıyor. Ege’nin zeytin ormanları tehlike altında! Ege’nin zeytin ormanları da tehlike altında olan doğal alanlar arasında yer alıyor. Sahil kesimi ve iç bölgelerindeki artan kentleşme


baskısı, hala geleneksel yöntemlerle devam eden zeytinyağı kültürünü olumsuz etkiliyor. Bunun yanı sıra bölgenin iklimsel ve coğrafi yapısına uygun olmayan ve hastalıklara dirençsiz yabancı zeytin ırklarının bölgeye girmesi, zeytin ormanlarının karşı karşıya olduğu sorunlar arasında yer alıyor. Anadolu’da bereket anlayışıyla devam eden yaşam kültürünün, yerini verimi en üst düzeye çıkarmaya yönelik ürün odaklı tarımsal pratiklere bırakması, Ege’nin zeytin ormanları gibi doğal yaşam alanlarının karşı karşıya olduğu tehditler arasında yer alıyor. Bu nedenle Slow Food, “Kadim Üretim Havzaları’nı Koru” kampanyasıyla Ege’nin zeytin ormanlarını havza ölçeğinde korumak için Doğa Derneği ve Slow Food Mahal’le birlikte bir dizi çalışmalar ve ortaklıklar

başlatmış bulunuyor. Bu çalışmalar kapsamında, Ege’nin zeytin ormanlarındaki biyolojik çeşitliliği destekleyen üretim biçimleri korunurken, Örfene Zeytinyağı presidium olarak dünyaya açılıyor. Yapılan çalışmalar, Ege bölgesinde Menteşe Dağları ve etrafında Kızılgüney, Kızıldağ ve etrafında Orhanlı vadisindeki yaklaşık otuz üreticiyle hayata geçirilmiş durumda. Biyolojik çeşitliliği koruyan kaliteli zeytinyağı üretimini desteklemek, Kadim Üretim Havzaları’nı ve bu bölgedeki zeytinyağı kültürünü yaşatmak amacıyla oluşturulan E.V.O Koruma Grupları’nın, Türkiye’de ve Yunanistan’da aynı özellikleri taşıyan diğer Kadim Üretim Havzaları’nı kapsayacak şekilde genişletilmesi hedefleniyor.


restaurant 86 hotel & hi-tech

fuar

Sirha İstanbul yeniliklerle geliyor! Gastronomi sektörünün en önemli buluşması olan Sirha İstanbul, 14–16 Kasım 2019 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi‘nde düzenlenecek. HORECA sektörünün uluslararası buluşmasında bu yıl şeflerin olimpiyatı Bocuse d‘Or da gerçekleştirilecek. Sirha İstanbul‘un bu yılki teması gastronomi dünyasının trendlerinden artizan ekmek olacak.

R

estoran, otel ve yiyecek içecek sektörü profesyonellerine yönelik düzenlenen uluslararası ihtisas fuarı Sirha İstanbul, 14–16 Kasım 2019 tarihleri arasında ziyaretçilerini bu yıl da İstanbul Kongre Merkezi‘nde ağırlayacak. HORECA sektörünün en prestijli fuarı olan Sirha İstanbul‘un 7. organizasyonunda sektör profesyonelleri firmalarına vizyon katacak yenilikler ve teknolojilerle buluşacak.

360 derece gastronomi sektörü Gıdadan pişirme ekipmanlarına, otel ve servis sektöründen paketlemeye kadar sektörün her alanından katılımcı firmayı ağırlayan Sirha İstanbul, gastronomi sektörüne 360 derecelik bakış açısı getiriyor. Geleceğin trendlerini de öne çıkaran Sirha İstanbul, yeni teknolojiler, malzeme ve ekipmanları tanıtacak, yeni iş modelleri konusunda ilham verici etkinlikler gerçekleştirecek. Firma ve ziyaretçi katılımı açısından her yıl büyüyerek gelişen fuar, bu yıl da

yüzlerce marka ve firmaya ev sahipliği yapacak, binlerce sektör profesyoneli ve karar vericiyi ağırlayacak. Sirha İstanbul, 2017 yılında başlattığı yurt dışı alım heyetleri çalışmalarını bu yıl da sürdürerek Balkanlar ve Ortadoğu‘dan çok sayıda alım heyetini fuar katılımcılarıyla buluşturacak. Yeme içmeden mutfak ekipmanlarına, sofra takımlarından dekorasyona, kafe–bar ürünlerinden sektöre yönelik hizmet ve teknolojilere kadar geniş bir yelpazede yer alan katılımcı firmalar fuarda bir araya gelecek.


Networking imkanları Sirha İstanbul, sektörün her alanından katılımcıları ve yarattığı networking imkanlarıyla büyük katma değer yaratıyor. Yeni işbirliği olanakları sağlayan fuar, organize ettiği B2B görüşmelerle firmalar ve satın alımcılar arasında ilişki kurulmasını sağlıyor. HORECA sektöründen ulusal ve uluslararası birçok oyuncuyu aynı platformda bir araya getiren Sirha İstanbul, katılımcılara yeni müşteriler, tedarikçiler ve çözüm ortakları bulmaları için geniş olanaklar sunuyor.

Sirha İstanbul‘un katılımcı firma profilini gıda ürünleri, mutfak ekipmanları, ekmek ve pastacılık ürün ve ekipmanları, dondurma ürün ve ekipmanları, kafe–bar ürünleri ve içecekler, masaüstü servis ekipmanları, mobilya, dekorasyon ve tekstil, sektöre yönelik hizmet ve teknolojiler, hijyen ve temizlik ürünleri, kullan at ve ambalaj ürünleri firmaları oluşturuyor.


restaurant 88 hotel & hi-tech

fuar

Interclean İstanbul, 81 ülkeden ziyaretçi ağırladı Endüstriyel Temizlik Sektörü’nün Türkiye, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki en önemli buluşma noktası Interclean İstanbul Endüstriyel Temizlik Teknolojileri & Hizmetleri Fuarı ve Konferansı, 10-12 Nisan 2019 tarihleri arasında 81 ülkeden 3.123 ziyaretçi ağırladı.

I

nterclean İstanbul Endüstriyel Temizlik Teknolojileri & Hizmetleri Fuarı ve Konferansı, Amsterdam RAI ile UBM NTSR’nin uluslararası gücü ve Tesis Hizmetleri Yönetimi İş Adamları Derneği TESHİAD’ın desteği ve ile iki yılda bir İstanbul’da düzenleniyor. Fuarı değerlendiren RAI Amsterdam Fuar Direktörü Rob den Hertog, gelecek günlere pozitif baktıklarını ve son birkaç yıldır Türkiye’yi merkez üssü olarak gördüklerini belirtti. Temizlik sektöründeki istihdam konusuna değinen TESHİAD Başkanı Zafer Mumcular ise 1 buçuk milyondan fazla kişinin sektörde görev yaptığını ve ticaret hacminin 60 milyar Türk Lirası’nın üzerinde olduğu söyledi ve temizlik görevlilerinin yaptıkları işin meslek olarak tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı.

İnovatif endüstriyel temizlik ürün ve hizmetleri tanıtıldı İnovatif endüstriyel temizlik uygulamaları ve yenilikçi şirketlerin göz dolduran çalışmaları üç gün süreyle Interclean İstanbul İnovasyon Alanı’nda tanıtıldı. Yerli üretim, yüksek emiş gücüyle yerdeki cam şişeleri bile süpürebilen sokak temizleme aracı; nanoteknoloji ile üretilmiş ve kalabalık alanlarda en çok dokunduğumuz kapı kolu, elektrik düğmesi, trabzan gibi riskli alanlarda uzun süreli antibakteriyel bariyer oluşturan dezenfektan; Avrupa pazarında büyük ilgi gören yerli üretim sessiz elektrik süpürgesi gibi ürünler öne çıktı. Tüzemen: “Ağırlıklı Ortadoğu pazarı ve özellikle Körfez ülkeleri öne çıktı” Eczacıbaşı olarak önceki yıllarda daha fuara ziyaretçi olarak geldiklerini

belirten Eczacıbaşı Profesyonel Müşteri Deneyim Müdürü Burçin Tüzemen, “Bu yıl stant açarak Interclean İstanbul’un bir parçası olduk. Hem kendi gözlemlerim, hem çalıştığımız arkadaşlarımın gözlemleri, gelen misafirlerin, ziyaretçilerin içinde yabancıların payının çok yüksek olduğu. Bu bizi memnun eden ve olumlu anlamda şaşırtan bir gelişme oldu. Buraya gelen kitlenin bu kadar global bir kitle olmasını beklemiyorduk açıkçası. Onun da faydasını gördük. Avrupa pazarından gelenler de oldu ama ağırlıklı Ortadoğu pazarı ve özellikle Körfez ülkeleri öne çıktı.” dedi. GET Elektrikli Araçlar Kurucu Genel Müdürü Hilal Güngör ise “Interclean İstanbul’da güzel bağlantılar kurduk. Satış anlamında hem ihracat hem de yerli pazar için çok fazla görüşme yaptık” şeklinde konuştu.


Sektör temsilcileri bu panelde konuştu! 1,5 milyondan fazla kişiye istihdam sağlayan ve yaklaşık 60 milyar TL ticaret hacmine sahip endüstriyel temizlik sektör temsilcileri, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen ‘Endüstriyel Temizlik Sektörüne Genel Bakış Paneli’nde buluştu. Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak moderatörlüğünde gerçekleşen panele; Temizlik ve Tesis Hizmetleri Yönetimi İş Adamları Derneği (TESHİAD) Başkanı Zafer Mumcular, Tüm Otomotiv Bakım Dernekleri Federasyonu (TOBFED) Başkanı Serkan Bakırtaş, Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSID) Başkanı Güçlü Kaplangı ve Elite World Hoteller Zinciri Genel Müdürü Ünsal Şınık katıldı. Panelde konuşan Elite World Hoteller Zinciri Genel Müdürü Ünsal Şınık, çevre bilincinin gelişmesinin merdiven altı kimyasalların önüne geçtiğinin altını çizerken, TESHİAD Başkanı Zafer

Mumcular, temizlik görevlilerinin yaptıkları işin meslek olarak tanımlanması gerektiğine vurgu yaptı. Türkiye’de her gün yaklaşık 1 milyar 600 bin araç yıkandığını belirten TOBFED Başkanı Serkan Bakırtaş ise önemli bir geri dönüşüm cihazının müjdesini verdi. Çok sayıda etkinliğe ev sahipliği yaptı Eczacıbaşı Profesyonel Akademi Yöneticisi Pınar Günenç, Eczacıbaşı Profesyonel sponsorluğunda “Hijyende Mükemmelliğe Ulaşmak için Sektör Uygulamalarına Farklı Bir Bakış Açısı” konulu konferans verdi. Alexandra Peters ile Dr. Jonathan Otter tarafından da ‘Hastanelerde Temizlik ve Hijyenin Maliyeti ve Getirileri’ başlıklı workshop’lar gerçekleştirildi. Seri girişimci, startup mentoru ve eğitimcisi, Start-IST kurucusu Mine Kocadağ Dedekoca’nın moderatörlüğünde, ‘Çevre Teknolojileri ile Atık Yönetimi Paneli’ düzenlendi. TÜDAM Dernek Başkanı Ekrem

Demircioğlu, Global Cleantech Innovation Programı Müdürü Osman Malik Atanur ve Green Çevre Teknolojileri Genel Müdürü Serkan Akkaya konuşmacı olarak yer aldı. İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Kural’ın, ‘Yaşanabilir Bir Çevre İçin El Ele Konferansı’ ve kitaplarının imza töreni ilgi gören etkinlikler arasındaydı.

İnovatif ürünler sergilendi Sektörün yenilikçi ürün ve hizmetleri, İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılan Interclean İstanbul Endüstriyel Temizlik Teknolojileri & Hizmetleri Fuarı ve Konferansı’nda tanıtıldı. Yerli üretim Yüksek emiş gücüyle yerdeki cam şişeleri bile süpürebilen sokak temizleme aracı, nanoteknoloji ile üretilmiş ve kalabalık alanlarda en çok dokunduğumuz kapı kolu, elektrik düğmesi, trabzan gibi riskli alanlarda uzun süreli antibakteriyel bariyer oluşturan dezenfektan, Avrupa pazarında büyük ilgi gören yerli üretim sessiz elektrik süpürgesi gibi ürünler öne çıktı. Sıfır atık üreten, elektrikle çalışan ve yüksek emiş gücüyle yerdeki cam şişeleri bile süpürebilen yerli ve ileri teknoloji üretimi sokak temizleme aracı, 4 yıl önce kadın girişimci, endüstri ürünleri tasarımcısı Hilal Güngör tarafından kurulan GET Elektrikli Araçlar tarafından TÜBİTAK’ın desteğini alarak tasarlandı ve üretildi.


restaurant 90 hotel & hi-tech

dekorasyon

Dekopasaj Tarz sahibi oteller için

İkinci el mobilya odaklı pazar yeri Dekopasaj özellikle butik otellerin de tercihi oluyor. Dekopasaj’da bulunan birbirinden farklı binlerce ürünle ister hiçbir yerde bulunmayan vintage mobilyalarla, ister modern tasarım parçalarla oteller dekore edilebiliyor. Üstelik Dekopasaj, Bodrum ve Çeşme’ye nakliye hizmeti de sağlıyor.


O

teller sadece sunduğu imkanlarla değil, dekorasyonlarıyla da tercih sebebi oluyor. Şık ve modern mobilyalar veya geçmişin yaşanmışlığını hissettiren vintage tasarımlar ortamın havasını değiştiriyor. İster şehir ister tatil beldesi oteli olsun, rahatlık kadar mekanların verdiği his de önem taşıyor. Birbirinden şık dresuarlardan retro konsollara… Dekopasaj ile masalsı, romantik otel odaları oluşturmak veya özel tasarım eskitmeli konsollarla misafirlerinizi otele girer girmez etkilemek mümkün. Birbirinden şık dresuarlardan retro konsollara, otantik vitrinlerden tasarım aynalara kadar tarz sahibi bir otel dekorasyonu için ihtiyacınız olacak her şey Dekopasaj’da. Üstelik bu şık görünümü yine Dekopasaj’da bulunan dekoratif aksesuarlarla tamamlamak da mümkün. Masa lambaları, mumluklar, nostaljik radyo, telefon ve daktilolarla mobilyalara uyum sağlayan bir görüntü ortaya koyabiliyor. Bodrum ve Çeşme’ye nakliye hizmeti de sağlayan Dekopasaj, yazlık mekanlara yeni bir hava katıyor.


restaurant 92 hotel & hi-tech

dekorasyon

Şimdi açık hava zamanı! Baharın gelmesiyle yaza göz kırpmaya başlayan güzel havalar küçükten büyüğü herkese açık hava hayalleri kurdurmaya başladı. Kışın soğuk günlerinin verdiği uyuşukluk hissi kendini enerjik bir ruh haline bırakırken yaşam alanlarınızı yenilemenin tam zamanı!

Ö

zellikle yazın sevdiklerinizle daha çok vakit geçireceğiniz teras, balkon ve verandalarda değişim vakti geldi. Bu mekanlarda ihtiyaç duyacağınız uzun ömürlü, sağlam, güvenli ve estetik ürün çözümlerini en çok çeşidi ile bulacağınız adres her zaman olduğu gibi, Ege Seramik.

Sezonun gözdesi Terrazzo ve Cotto şıklığını yakalamak veya 20X20cm ebatlı Vintage konseptli ürünlerimizle sizde hemen tanışın. Alicante, Bolivia, Oasis, Casablanca, Positano ve diğer Ege Seramik ürün serilerini hemen keşfedin. Yaza evinizin en şık hali ile merhaba deyin!



restaurant 94 hotel & hi-tech

dekorasyon

Seramiksan’dan modern ve zamansız banyolar…

G

elişen tasarım dünyası ve teknoloji ile beraber günümüz banyoları artık, insanların konforlu vakit geçirdikleri, yenilenmek için fırsat yarattıkları birer yaşam alanına dönüşüyor. Seramiksan’ın her zevke ve ihtiyaca hitap eden geniş ürün yelpazesinde bulunan karo ve vitrifiye serileri modern ve zamansız banyolar ortaya koyuyor…

yaşam alanlarına yalın bir görünüm sunan brüt beton, 2019 yılı dekorasyon trendleri arasında. Seramiksan’ın antrasit ve grinin birçok tonunun yer aldığı brüt beton görünümlü porselen karo serileri, 120x120, 60x120 ve 60x60 cm ebat alternatifleri sunan Urban, Cement, Petra, Neostone sade yüzey dokuları ile betonun dayanıklı yapısını yaşam alanlarıyla buluşturuyor.

Modern yaşam alanlarında beton etkisi İç mekanlarda endüstriyel stilin popülerleşmeye başlaması ile brüt beton görünümlü duvar ve zeminler, sıra dışı dekorasyon tarzını benimseyenlerin gözdesi oluyor. İç mekan tasarımlarında kullanıldığında

Mermerin gücünü hissedin Bu yılın yükselen trendi olan mermer, damarlı görünümü ve çarpıcı renkleriyle iç mimarinin göz alıcı malzemesi olarak ön plana çıkıyor. Seramiksan’ın kusursuz ve parlak yüzeylere sahip mermer görünümlü porselen karo serileri, stil sahibi

banyolar yaratıyor. 2019 yılının öne çıkan dekorasyon trendlerinden olan mermeri, şık ve etkileyici tasarımlarla yeniden yorumlayan Seramiksan’ın 120x120, 60x120 ve 60x60 cm olarak farklı ebatlarda sunulan Black Marble, Ephesus, Bergama, Calacatta Marmi, Emperador ve Castelo porselen karo serileri büyük ebat avantajı ve daha az derz kullanımı ile mekanlarda bütünlük hissi oluşturuyor. 30x90 cm, 30x60 cm ve 25x50 cm farklı ebat seçenekleri bulunan Victorian, Lasa, Orion, Gris, Alves, Rio, Santana duvar karosu serileri ise ışıltılı dekor, motif ve rölyef seçenekleriyle zengin döşeme alternatifleri sunuyor.



restaurant 96 hotel & hi-tech

yeni mekan

Kafkas mutfağı Shamor ile İstanbul’da Ulusal mutfağın yeni yorumlarla zenginleştirilmiş hali, sömürge öncesi geleneklere dayanan Osmanlı, Türkmen ve Fransız mutfağının yeni kimlik formunu temsil eden Shamor Restaurant, hem göz hem de damak zevkine hitap eden zengin menüsü ile Karaköy’de misafirlerini ağırlamaya başladı.

M

enü görme, tat alma, koku alma ve dokunma algısının yanı sıra aynı zamanda merak ve nostaljiye de neden olan geniş bir kültür ve felsefi bileşenler içererek misafirler için etkileyici bir gastronomik deneyim yaşatmayı amaçlayan Shamor Restaurant, doğu spesiyaliteleri ve Osmanlı mutfağının derin köklerine dayanan zenginlikleri yeniden yorumluyor.

Mutfak şefi ve işletmecisi, Wagif Feyzullayev Shamor’un tecrübeli mutfak şefi ve işletmecisi Wagif Feyzullayev Türkmenistan’ın Aşkabat şehrinde dünyaya geldi. Çocukluk yıllarında profesyonel güreşle ilgilenen Feyzullayev araştırmayı ve yeni bilgiler edinmeyi çocukluğundan bu yana alışkanlık haline getirdiğini belirtiyor. “Günümüzde geçmişteki

başarılarıma bakmıyorum, her zaman geleceği düşünüyorum” diye de belirtmeden geçemiyor. Aşçılık mesleğine başladıktan sonra 5 yıldızlı otellerde de görev alan mutfak şefi şu an kendi mutfağında uygulamış olduğu felsefede Fransız şef Philippe Tore‘den esinlendiğini belirtiyor. Eğitime ve kendini geliştirmeye her zaman önem veren Feyzullayev Paris’e giderek Şef Nicholas Moulton’dan


gastronomi sanatı üzerine eğitim alıyor. Fransa’daki eğitimin ardından Rusya’ya dönerek Kafkasya gelenekleri üzerinde incelemelerde bulunuyor. Azerbaycan mutfağında yenilikler yapma düşüncesiyle Asya ve Avrupa arasında bir gastronomik köprü oluşturan İstanbul’da bir restoran açmaya karar veriyor ve Shamor’u açıyor. Restoranın menüsünde sadeliği ön planda tutuyor fakat misafirlerine alışılmış tatların dışında araştırılmış ve geliştirilmiş yeni tatlar sunarak farklılıklar oluşturmayı da sevdiğini belirtiyor. Pişirme tekniği olarak sous vide pişirme tekniğini tercih ediyor. Hazırlamış olduğu menülerde mevsimselliğe ve dolayısıyla tazeliğe özellikle dikkat eden Feyzullayev her sebze ve meyvenin kendi mevsiminde lezzetinin olduğunu savunuyor. “Örneğin çileklerden kışın bir tatlı yapmayı kesinlikle tercih etmiyorum, tadı işe yaramaz, doğada ürünlerin bir mevsimselliği vardır, bu da tattaki en büyük başarıdır” diyor. Geleneksel uygulamaları yeniden yorumluyor Shamor mutfağında geleneksel uygulamaları yeniden yorumlayarak modernleştirdiklerini söyleyen deneyimli şef Feyzullayev, mekanın konseptini şöyle anlatıyor: “Konseptimiz bir piramit şeklinde düşünülebilir. Üst katta her zaman bir fikir vardır, alt katlarda ise onu takip eden maddeler ve teknikler vardır. Fakat bütün bunların üzerinde olan şey kültürdür. Kültür olmadan hiçbir şey olmaz. Her şeyin temelini kültür oluşturur ve içinde her şeyi barındırır. Diğer restoranlardan

en önemli farkımız gıdada kalıcı renovasyonlar gerçekleştirme çalışmalarımızdır. Geleneksel uygulamaları yeniden yorumlayarak modernleştiriyoruz. Çalışmalarımıza Dropping a Han Dynasty Urn olarak adlandırılan Çinli sanatçı Ai Weiwei‘nin ‘I’m rebuilding my tradition through contemporary mind’ (Geleneğimi çağdaş akılla yeniden inşa ediyorum) felsefe anlayışını yerleştirme çabası içindeyiz. Ve bu doğrultuda çalışıyoruz”. Her zaman geleceği düşündüğünü ancak geçmişini de asla unutmadığını belirten Feyzullayev, “Pişirme sadece el emeği değildir, aynı zamanda insanın düşünce gücünün hazırlamış olduğu yemeğe yansıması işidir. Ben hazırladığım yemekleri kendim yiyecekmiş gibi hazırlıyorum. Mutfaktaki en değerli malzemelerden veya araçlardan biri, çoğu zaman unutulmuş olan zihindir” diyor ve ekliyor: “Amacımız gelecekte dünyadaki en iyi 50 restoran arasında yer almak”.


restaurant 98 hotel & hi-tech

yeni mekan

Vitalica Healing Restaurant açıldı Sağlıklı yaşam konsepti ile tasarlanan Vitalica Healing Restaurant, LUX* Bodrum’da kapılarını açtı. Mekan, wellness ve otel müşterilerine yönelik hazırladığı detox yemekleri ile de farkını ortaya koyacak.


A

dabükü’nde eşsiz bir tatil fırsatı sunarken, gurmelere hitap eden lezzetleriyle de misafirlerine şölen yaşatan LUX* Bodrum, sağlıklı yaşam konsepti ile tasarlanan Vitalica Healing Restaurant’ı hizmete açtı. Sağlıklı yaşam kavramının giderek daha gündemde olduğu ve bilincin arttığı, yeme alışkanlıklarının hayat kalitesine etkisinin yakından ölçüldüğü bir dönemde ’Vitalica Healing’ dünyadaki sağlıklı yaşam yeme alışkanlıkların üzerine kurulmuş tamamen doğal, taze, temiz yemek” önceliğini vurgulayan bir restoran. Sağlık ihtiyaçlarına ve farklı beklentilere yanıt verebilecek bir yiyecek ve içecek menüsü sunmasının yanı sıra sertifikasız hiçbir ürünün yer almadığı mekan dünya mutfaklarından Anadolu mutfağına kadar çok geniş ve sağlıklı menüler sunuyor. “Doğal, taze, temiz yemek” “Doğal, taze, temiz yemek” önceliğini vurgulayan menüsünde yeni ve tüm diyet ihtiyaçlarını kapsayıcı bir bakışla vegan, vejetaryen, glütensiz seçeneklerin yanı sıra, zengin proteinler sağlıklı yağlar gibi seçenekleri daha iyi tanıtmak, yaygınlaştırmak ve erişilebilir bir sağlık hareketine öncü olmak amacı ile yaşama dokunuyor.

Doğaya saygı gösterilerek tasarlanan LUX* Bodrum Resort & Residences; kristal berraklığındaki Ege denizinin kıyısında yer alan; yüksek oksijene sahip, yemyeşil bitki örtüsüyle kaplı bir yarımadayı kucaklıyor. Otel, kendini doğaya adapte eden modern tasarımı ve kendine ait özel koyunda 650 metrelik beyaz kum plajıyla farkını ortaya koyuyor. Her kitleye, ihtiyaca ve beğeniye yönelik seçeneklerin bulunması, oteli canlı ve hareketli bir nokta olarak öne çıkarıyor. 83 bin metrekarelik alana yayılan LUX* Bodrum Resort & Residences, farklı oda kategorisiyle birlikte 91 otel odası, 77 özel villayı barındırıyor.


restaurant 100 hotel & hi-tech

yeni mekan

Patio menüsü ilhamını Ege ve Akdeniz mutfağından alıyor.

Bebek’in yeni gözdesi

Patio Bebek’te açılan, ‘avlu’ anlamına gelen ismiyle daha ilk seferde ferah bir his veren Patio, şehre yeni bir soluk getiriyor.

B

ebek, Cevdetpaşa Caddesi üzerinde açılan Patio, samimi ve oldukça konforlu atmosferi, mekanı süsleyen limon ağaçları, renkli ve enerji dolu dekorasyonu, damaklarda iz bırakan lezzetleri başta olmak üzere, her detayında unutulmaz deneyimler yaşatıyor. Ferah bir veranda gibi tasarlanan mekanın barı, zengin çeşitliliği ve imza kokteylleri ile yaz boyu mekanın şehrin en keyifli buluşma noktası olacağının sinyallerini veriyor. Brasserie tarzı yemek menüsü de ilgi çekiyor. Günün her anına dokunan lezzet seçeneklerinin bulunduğu

Keyifli tatlar, iştah kabartan sunumlar Gastronomi dünyasının başarılı isimlerinden şef Muhittin Kabasakal ve ekibi önderliğinde hazırlanan Patio menüsü, paylaşımlıklarla başlıyor, salatalar, pizzette, makarnalar, ana yemekler ve tatlılarla devam ediyor. Radika salatası, portakal sos, Scamorza peyniri, balzamik ve paprikalı Izgara Kuşkonmaz, avokado salatası, kırmızı pancar, rakula, karabuğday, greyfurt, portakal, Asya soslu Vegan Bowl, karışık yeşillik, havuç, salatalık, avokado, turp, jalepeno biber, cherry domates, ev yapımı tortilla cips, özel kefir sosuyla Avokadolu Patio Salatası, üç renkli kinoa, roka ve endivyen karışımı, kuşkonmaz, turp yaprakları, cherry domates ve Patio sosla Kinoa Salatası, menüde yer alan sağlıklı seçeneklerden... Kavrulmuş yemlik otu, tazaki sos, kırma zeytin salatası, bal, trüf, kadayıfa sarılı light feta Feta Kadayıf, yanında zeytin salatası ve yufka ekmeği ile gelen, kadayıfa sarılı trüflü feta, chipottle sos, fıstıklı şiş köfte, çıtır tavuklu Atıştırmalık Tabağı, tiftik ördek eti, mantar, Portobello sos, salatalık, taze soğan ve Hoisin soslu Ördek & Mantar Pizzette, kızarmış


kokoreç, Provolon peyniri, acı biber turşusuyla Kokoreç Pizzette, rakula, pancar, ceviz, turp, portakal soslu, soğuk yenen ve glütensiz Fusilli Gluten Free, Patio’nun mutlaka denenmesi gereken imza lezzetlerinden… Ev yapımı tatlılar Ana yemek seçenekleri, hem balık hem tavuk hem de kırmızı et sevenleri mutlu ediyor. Patio salata, yoğurt sos, safranlı arpa şehriye pilavı ile masaya gelen kuzu

sırtı Kuzu Şaşlık ve ızgara kuşkonmaz, buğdaylı yeşil salata, Asya sos, ev yapımı Cafe de Paris soslu bonfile dilimleri Patio Usulü Bonfile, kırmızı et sevenlerin iştahını kabartan alternatifler arasında yer alıyor. Beyaz et tercih edenlerin ilgisini çekenler arasında ise avokado parçaları ve portakallı Patio salatası eşliğinde tavuk but Izgara Tavuk, isli kapari sos, taze baharatlar, fırın patates, kuşkonmaz ile servis edilen somon file Izgara Somon gibi seçenekler bulunuyor. Mekanın her biri ev yapımı tatlılarından, incir, hurma, Hindistan cevizi sütü ve vanilyalı dondurmalı Şekersiz İncirli Hurma Tatlısı, vanilyalı dondurma, karamelize fındık ve çilek parçaları ile 7 katlı çikolatalı tatlı Setteveli, menüde yer alanlardan sadece birkaçı… Avludaki mis kokulu limon ağaçları… Mekanın dekorasyonunda ağırlıklı kullanılan bakır öğeler, mekanı

çevreleyen eskitme taş dokularla harmanlanıyor. Konforlu sedir oturma gruplarına, ortamın enerjisini tetikleyen canlı renkler, mekana özenle yerleştirilen bitki ve çiçekler, mis kokulu limon ağaçları eşlik ediyor. Şehrin yeni gözdesi, kokteylleri ve lezzetleriyle ilgi çeken, Bebek’in keyifli avlusu Patio, zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, güzel anlar yaşamak isteyenleri ağırlıyor.


restaurant 102 hotel & hi-tech

yeni mekan

Türkiye’nin ilk füzyon içecek mutfağı İstanbul’da Değişik tatları kahveyle buluşturan Türkiye’nin ilk füzyon içecek mutfağı Olmadık Kahveler Atölyesi, ikinci şubesini İstanbul Caddebostan’da açtı.


M

iksolojiyi (karıştırma sanatı) odağına alarak kahve reçeteleri geliştiren Olmadık Kahveler Atölyesi’nde, yeni tatlar ortaya çıkarmak için çalışmalar tüm hızla sürerken, özgün lezzetleri daha fazla kişiye ulaştırmak için yeni kahve atölyeleri kuruluyor. Ankara’da başlayan serüvenin ardından İstanbul Caddebostan İskele Sokak’ta da hizmet vermeye başlayan Olmadık Kahveler Atölyesi, başka hiçbir yerde bulunamayacak tatları alternatif lezzet arayan kahve tutkunlarıyla buluşturuyor. Matematik problemi çözer gibi kahve tarifleri hazırlanıyor 3. dalga kahve dükkanlarının aksine asidite ve tatların karışımlar içerisinde çakışmaması için özenle çalıştıklarını belirten Olmadık Kahveler Kurucusu A. Seçkin Canan, “Bir nevi laboratuvar gibi çalışıyoruz. Matematik problemi çözer gibi asit ve şeker oranlarının yer aldığı tablolarla önce kağıt üzerinde geliştiriyor, ardından uygulamaya geçiyoruz. Bu nedenle de her meyve, her baharat ve her özüt kahvelerle bir araya getirilemiyor. Bu durum süt için bile geçerli; doğru tat için 6 farklı süt kullanıyoruz, her süt her kahve çeşidiyle yan yana gelemiyor. Öyle ki, kahvelerle karıştırılan en basit ürünlerin oranlarında dahi ufak bir değişiklik yapıldığında, kahvenin tadı tümüyle bozuluyor.” ifadelerini kullandı. 29 farklı olmadık kahve ve 16 farklı kahvesiz olağan dışı lezzet Füzyon mutfak yaklaşımını içeceklere taşıyarak denenmemiş tatlar ortaya koyan Olmadık Kahveler Atölyesi, barista ve gastronomi uzmanlarından oluşan ekibiyle, 29 farklı olmadık kahve ve 16 farklı kahvesiz olağan dışı lezzet sunuyor. Meşe isinden yöresel tatlara, rokadan çileğe kadar farklı aromalara sahip birçok aroma kahveyle buluşuyor. 3. nesil kahvecilerden farklılaşarak Türkiye’de yenilikçi bir işe imza atan Olmadık Kahveler Atölyesi, Türkiye’de füzyon içecek yaklaşımının öncüleri arasında yer alıyor.


restaurant 104 hotel & hi-tech

yeni mekan

Akdeniz mutfağına özel dokunuşlar

Amante Di Mare Akdeniz mutfağının sevilen lezzetleri ve denizin bereketiyle şekillenen menüsüyle Amante Di Mare, lezzet tutkunlarını yepyeni tatlar keşfetmeye davet ediyor.

E

ge’nin en sofistike kaçış destinasyonu Alaçatı’da yeni sezona merhaba diyerek konuklarını ağırlayan Biblos Resort, Alaçatı’nın keyifli restoranı Amante Di Mare, taze deniz mahsullerinin eşlik ettiği Akdeniz Mutfağı’nı yeniden yorumlayarak konuklarına unutulmaz bir gastronomi deneyimi yaşatıyor. Denize nazır manzarası ve sarı sıcak yaz akşamlarını daha da keyifli kılan şık dekorasyonuyla Amante Di Mare, rafine lezzetlerin tadımının yanı sıra, Ege’nin derin maviliğine karşı güzel bir gün geçirmeyi de vadediyor. Panoramik manzarasına, görsel bir şölen yaratan sörf koyu manzarasını da ekleyen Amante Di Mare, güneşi romantik bir ambiyansta batırmak isteyen tüm misafirlerini bekliyor.

Akdeniz mutfağının özgün yorumu Akdeniz Mutfağı ve deniz mahsullerinin eşlik ettiği seçkin lezzetler, Amante Di Mare’nin güçlü akşam yemeği menüsüne hayat veriyor. Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan reçeteler arasında; Ege’ye özgü otlarla hazırlanan lezzetler ve Ege Mutfağının sevilen mezeleri öne çıkıyor. Kabak Sıyırma, Pembe Sultan, Cibesli Atom Amante Di Mare mezelerinden öne çıkan tatlar olurken, Ebe Gümeci, Kaya Koruğu, Arap Saçı ve daha bir çok Ege otu halis zeytinyağı ve özel soslarla iştah kabartıyor. Sunumu ve tatlarıyla tam da yaz aylarının hafifliğine yakışan zeytinyağlı tabaklarına Ege’nin bereketli sularının sunduğu sezon balıkları ve lezzetli kabuklular eşlik ediyor. Balık pastırması, İsli Çiroz ve özel marinasyonuyla eşsiz bir lezzete dönüşen Levrek, menünün imza lezzetleri arasında yer alıyor. Amante Di Mare menüsünde ana yemek seçenekleri de diğer lezzetler gibi gurme tadımlar yaşatıyor. Rustik sosla servis edilen Istakozlu Linguini, Karides, Mavi Yengeç, Deniz Mahsullü Risotto deneyenlerin vazgeçemediği seçenekler arasında yer alıyor. Tatlı sonları sevenleri de unutmayan Amante Di Mare, alternatifli

tatlı menüsünde özel tatlara yer veriyor. Hatay Usulü Kabak Tatlısı, kaymak ve ceviz eşliğinde sunuluyor. Eşsiz lezzetleri kadar güçlü içecek menüsüyle de Amante Di Mare tüm tadımları unutulmaz kılıyor. Gün ortasını taçlandıran güçlü tatlar Akşam yemekleri kadar öğlen yemeği menüsünde de iddialı olan Amante Di Mare, deniz mahsulleri ve mevsim sebzeleriyle hazırlanan salatalar, İtalyan Mutfağı’nın favori makarnaları, pizza ve pide severler için odun fırında pişerek servis edilen alternatifleriyle gün ortasında doyurucu ve lezzetli seçenekler arayanlar için en doğru adres oluyor. Alaçatı Mücveri, Pancarlı Kalamar Salatası ve Ege otlarıyla servis edilen Izgara Balık köftesi Amante öğlen menüsünde yer alan spesiyallerden sadece birkaçı.



restaurant 106 hotel & hi-tech

yeni mekan

MSC Cruises, Ramón Freixa ortaklığını genişletiyor Avrupa, Güney Amerika, Körfez ve Güney Afrika Bölgesinde dünyanın en büyük kruvaziyer gemi şirketi ve alanın pazar lideri olan MSC Cruises Mayıs ayında MSC Meraviglia’da ve bu yıl hizmete girecek olan MSC Grandiosa’da, iki yeni HOLA! Tapas Bar restoranı açarak, iki Michelin yıldızlı İspanyol şef Ramón Freixa ile büyük bir başarıyla sürdürdüğü ortaklığını genişleteceğini duyurdu.

M

SC Cruises CEO’su Gianni Onorato, konuyla ilgili şunları dile getirdi: “Ortaklık için doğru şefleri ararken göz önünde bulundurduğumuz bir dizi kriterler var. İlk olarak kendi ilgilendikleri mutfak kültüründe sektör lideri bir uzmanlık sunabilecek ve gemide konuklarımızın yemek deneyimlerini olağanüstü tatlar ile zenginleştirecek şefler arıyoruz. İkinci olarak bizimle aynı değerleri paylaşan şefler ile çalışmak istiyoruz. Ramon, sadece yenilikçi ve modern tarzıyla İspanyol gastronomisinde mükemmeliyeti yakalamakla kalmıyor, Akdeniz mutfağı konusunda da bizimle aynı tutkuyu paylaşıyor. Ramon ile yaptığımız bu başarılı ortaklığı, daha fazla konuğun onun vizyonunu deneyimlemesine olanak sağlayacak şekilde geliştirmeye devam etmekten memnuniyet duyuyoruz.”

Mutfağı Michelin yıldızlı şeflere emanet Frexia; arka arkaya 25 yıl boyunca üç Michelin yıldızını elinde tutan ünlü Alman şef Harald Wohlfahrt, iki Michelin yıldızlı Raymond Blanc, yenilikçi pan-Asya şefi Roy Yamaguchi, ödüllü pasta şefi Jean Philippe-Maury ve beğeni toplayan Çinli şef Jereme Leung’un da içinde yer aldığı etkileyici önde gelen uluslararası şefler listesinin bir parçasıdır. Dünyanın sevilen mutfaklarından bazılarının temsilcileri olan bu yeteneklerin her biri, kendi özgün tarzları ve vizyonları ile filo genelinde konuklar için unutulmaz yemek deneyimleri ortaya koymaktalar. Ramón Freixa, duygularını şöyle dile getirdi: “HOLA! Tapas Bar konseptini MSC Cruises filosundaki iki gemiye daha taşıyarak dünyanın dört bir yanından gelen konukların, neşeli bar atmosferimizde iştah açıcı lezzetler ile İspanya’nın gerçek tadını keşfetmelerine

olanak sağlamaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.” HOLA! TAPAS BAR HAKKINDA Meraviglia sınıfı gemilerin merkezindeki hareketli Akdeniz tarzı güvertede yer alan HOLA! Tapas Bar konsepti, konukların bir dizi geleneksel ve modern paylaşımlı tabağın ve İspanya’nın en ünlü yemeklerinden ilham alınarak hazırlanan ufak atıştırmalıkların tadını çıkarabilecekleri, sosyal ve sıcak yemek deneyimleri sunmak üzere tasarlandı. Konuklar, toplu ve bireysel oturma düzeninin karışımını sunan açık atmosferde, hızlı bir atıştırmalık alabilir veya enfes bir yemeğin tadını çıkarabilirler. Menünün öne çıkan lezzetlerinden bazıları ise otantik İspanyol tortillası, zeytinyağlı, ançüezli, biberli Gilda ve tatlı sevenler için tipik Katalan tatlısı: Katalan Krem.


Yalıkavak Marina’ya yepyeni bir konsept Kai Lounge Bodrum Yalıkavak Marina’nın yeni gözdesi Kai Lounge, Kokteyl Bar & Street Food kültürünü Bodrum’a taşımaya hazırlanıyor.

U

luslararası örnek projeleri ile tanınan ve Türkiye’de yeme-içme, turizm, gayrimenkul ve inşaat sektörlerinde yaptıkları güçlü yatırımları ile öne çıkan RMA Group’un yeni gözdesi Kaı Lounge, Kokteyl Bar & Street Food konsepti ile Bodrum, Yalıkavak Marina’da yer almaya hazırlanıyor. Bu yaz Kai Beach Bodrum’un Mandarin Oriental’in Cennet Koyu’nda yenilenerek açılacak olmasının ardından Kai Lounge’da Yalıkavak Marina’yı etkisi altına alacak. Türk sokak lezzetleri de yer alıyor Yalıkavak Marina’nın lüks restoran bloğunda Mayıs sonu itibariyle 14:00-04:00 saatleri arası servis verecek Kai Lounge menüsünde burger, hot dog, bun, caviar gibi dünya lezzetlerinin yanı sıra gece sonu çorba ve kokoreç gibi Türk sokak lezzetleri de yer alıyor. Kai Lounge, kokteyl ve sunum çeşitliliği ile de Bodrum’da birinciliği elde ederek sezonun vazgeçilmez adreslerinden olmayı amaçlıyor.


restaurant 108 hotel & hi-tech

yeni mekan

Premium kapsül kahvede dünyanın öncü markası Nespresso, Türkiye’deki altıncı butiğini yeni konseptiyle İstinye Park’ta açtı.

N

efis gurme kahveleri ile profesyonel kahve deneyimini evlere taşıyan Nespresso, Türkiye’deki büyümesine devam ediyor. Kahve severler, Türkiye’de yeni konseptle açılan ilk butik olma özelliğine sahip Nespresso İstinye Park Boutique’i ziyaret ederek, kahvenin kökenine doğru deneyimsel bir yolculuğa çıkıyor. İstinye Park Boutique, yeni konsepti ile Nespresso kahve deneyimini ön plana çıkarıyor. İstinye Park Boutique’i ziyaret eden kahve tutkunları hem Nespresso’nun çekirdekten fincana uzanan hikayesi hakkında bilgiler ediniyor hem de geniş kahve çeşitliliğini deneyerek Nespresso dünyasını daha yakından tanıyor.

Türkiye’de Yeni Konseptle Açılan İlk Butik

İstinye Park BoutIque Kahvenin kökenine saygı Yeni butik konsepti, Nespresso’nun çekirdekten fincana uzanan hikayesinin başlangıç noktası olan kahve plantasyonlarından ilham alıyor. Bu ilhamla özel olarak tasarlanan yeni butik konseptindeki her detay, kahvenin kökenine saygı duruşunda bulunuyor. İstinye Park Boutique’te; Nespresso’nun kahve çekirdeği tedarik ettiği tarlaların dokusunu yansıtan kahve tonlarına, Nespreso AAA sürdürülebilir kalite programının kalbinde yer alan plantasyonları sembolize eden bitkiler eşlik ediyor. Kahve plantasyonlarında hasat sürecinde çiftçiler tarafından kullanılan ısıtıcı lambalardan ilham alınarak tasarlanan aydınlatmalar ise deneyim alanlarında yer alıyor.


Yaz akşamlarının yeni mekanı

Grasidi Meyhane Grand Hyatt Istanbul, konumu itibariyle şehrin gürültüsünden uzak, gizlenmiş yemyeşil bahçesinde açacağı yeni mekanı Grasidi Meyhane ile bu yazın buluşma noktası olacak.

G

rand Hyatt İstanbul’un şehrin ortasına gizlenmiş yemyeşil bahçesine, tavernanın ruhunu, lezzeti ve ambiyansı ile getirecek yeni mekanı Grasidi Meyhane geliyor. Sevdikleriyle unutulmaz yemek masalarında buluşmak isteyenlerin mekanı olmaya aday Grasidi Meyhane, çimlerin üzerinde, ahşap masaların yer aldığı, tepeden inen ampullerin nostaljik havası ve meyhane müziklerinin yer aldığı salaş ve samimi ortamıyla yaz akşamlarının vazgeçilmez mekanlarından olacak.

Ege esintisi, Türk ve Yunan mezelerinde buluşuyor Grand Hyatt Istanbul’un şefi Serkan Yaman ve Hyatt Regency Selanik şefi Konstantinos Chatzimoisiadis tarafından hazırlanan menü, acılı peynir ezmesi, karışık deniz ürünleri salatası, mamzama, atom, fava gibi bol ve çeşitli mezeler, tarator sos ile servis edilen kalamar tava, kızarmış gümüş balığı, kızarmış çıtır karides, saganaki beyaz soslu karides gibi Türk ve Yunan lezzetlerini bir araya getiriyor.

Açık havada sevdikleri ile huzurlu ve keyifli vakit geçirmek isteyenler için Grasidi Meyhane, 7 Haziran itibari ile haftanın 7 günü açık!


restaurant 110 hotel & hi-tech

Turistik belde ve şehir otelleri, yeni nesil akıllı güvenlik teknolojileriyle daha az insan kaynağı kullanarak, daha kapsamlı güvenliğe sahip oluyor. Konuk ağırlama sektörüne özel güvenlik ihtiyaçlarına uçtan uca çözüm sunan Sensormatic, misafirlerin konforlu ve güvenli bir konaklama deneyimi yaşamalarını sağlıyor.

hotel-tech

Turizmde güvenlik, konfor ve gizlilik ekseninde şekilleniyor

Y

az dönemiyle birlikte konuk ağırlama sektöründe misafir trafiği artarken, gerek turistik yerleşkelerde gerekse şehir otellerinde yıl boyu temel ihtiyaç değişmiyor: Daha az insan müdahalesiyle daha konforlu ve güvenli bir konaklama deneyimi yaşatmak. Bu ihtiyacı karşılamanın yolu ise Sensormatic’in 25 yıllık tecrübesi ve sektör uzmanlığıyla uçtan uca hizmet olarak sunduğu akıllı güvenlik teknolojilerinden geçiyor. Konaklama tercihinde internette ve sosyal medyada yer alan yorumların belirleyici unsur haline gelmesi, otel ve turistik tesislerde müşteri deneyiminin daha fazla önem kazanmasını sağlıyor. Üstelik misafirlerin memnuniyetini sağlarken, turizm sektörüne ilişkin yasal yönetmeliklerle tam uygum sağlanması ve yerleşke içindeki tüm güvenlik önlemlerinin dört dörtlük olması gerekiyor. Normal yaşam rutininden çıkarak, daha rahat ve konforlu bir ortamda güvenle vakit geçirmek isteyen on binlerce misafiri ağırlayan konaklama tesislerinde güvenliği en verimli biçimde sağlamak için akıllı teknolojiler ön plana çıkıyor. Misafirler davranışlarının kontrol altında olmasını istemeseler de, güvende olduklarını hissetmek istiyorlar.

Akıllı görüntüleme teknolojileri ve video analiz Yasal yönetmelikler gereği tüm otellerde giriş ve çıkış kayıtları titizlikle tutuluyor. Ancak özellikle tatil beldelerinde otele giriş ve çıkışlarda X-ray denetimi ya da konaklama deneyimini kesintiye uğratan diğer güvenlik önlemleri misafirlerin konforunu olumsuz yönde etkileyeceği için, turizm sektöründe güvenlik süreçleri büyük oranda görüntüleme sistemleri üzerinden yürüyor. Görüntüleme sistemlerinde algılanan verinin doğru anlamlandırılması ve yaşanabilecek olumsuzlukların erken aşamada tespit edilerek, güvenlik senaryolarının işleme alınması hayati önem taşıyor. İş veya tatil amaçlı otelde konaklayan kişilerin emniyetinin yanı sıra mahremiyetini de sağlamak otel yönetiminin öncelikli görevleri arasında yer alıyor. Yerleşke içinde kaydedilen görüntülerin saklandığı odaların iyi korunması ve bu görüntülere ulaşacak insanların yetkilendirilmesinin doğru yapılması gerekiyor. Otel misafirlerinin kendilerini güvende hissetmeleri için vazgeçilmez bir unsur olan gizlilik, Sensormatic’in gelişmiş yetkilendirme ve denetim sistemleriyle sağlanıyor.

Hızlı taramayla kişi veya nesne tespitinde bulunabiliyor Yapay zeka destekli video analiz teknolojileri, otel veya turistik tesislerde kaydedilmiş saatlerce uzunluktaki görüntüler üzerinde hızlı tarama yaparak kişi veya nesne tespitinde bulunabiliyor. Avigilon Appearance Search, insan trafiğinin yoğun olduğu lobi, restoran ve asansör gibi kilit noktalarda kaydedilen görüntüler üzerinde yaptığı derin analizler sonucunda unutulan çantaları ya da ailesinden ayrı kalan bir çocuğu hızlıca tespit edip, güvenlik ekiplerini uyarabiliyor. Bugüne kadar kullanılan video analiz sisteminde seçilen nesnenin, yani örnekteki çantanın oraya ne zaman bırakıldığı görülebiliyordu. Bu çözüm sayesinde aynı alandaki farklı kameraların aldığı görüntüler içinde arama yapılabiliyor ve çantayı bırakan kişinin nereden geldiği, ne zaman bıraktığı ve sonrasında nereye gittiği anbean izlenebiliyor.


Ytong’tan alevlere geçit vermeyen yangın duvarı çözümü

Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel

T

ürkiye’de sanayi yapıları, son dönemlerde sıkça yaşanan yangın olayları ile gündeme geliyor. Ülke ekonomisi açısından büyük öneme sahip olan bu yatırımlar, beklenmedik yangınlarla büyük hasara uğruyor ya da tamamen yok oluyor. Sanayi yapılarındaki yangın riskinin ve yangının neden olduğu kayıpların, pasif yapısal yangın güvenlik önlemleri ile büyük ölçüde önlenmesi mümkün. Bunun için yapıların yangına dayanıklı yapı elemanları ile tasarlanması, inşa edilmesi ve olası bir yangın durumunda alevlerin ve dumanın yayılmasını önleyici nitelikte planlanmış olması gerekiyor. Sanayi yapıları gibi büyük ölçekli yapılarda yangının ilerlemesini ve yayılmasını önlemek için yapıyı yangın duvarları ile bölümlere ayırmak en etkili önlemlerden biri. 240 dakikaya kadar yangına dayanan

Yapı malzemesi sektörünün öncü kuruluşu Türk Ytong, sanayi yapılarını güvenli yangın çözümleriyle buluşturuyor. Alevlerin yayılmasını Ytong Yangın Duvarı ile önlüyor.

Ytong Yangın Duvarları, yangının ilerlemesini ve yapının diğer bölümlerine yayılmasını önleyerek, kurtarma ve tahliye çalışmalarına, itfaiyenin daha etkin bir müdahalesine olanak sağlıyor. Yangına 4 saat boyunca dayanır Türk Ytong Genel Müdürü Gökhan Erel, uluslararası standartlarda yangın duvarlarından 240 dakikaya varan yangın dayanımları beklendiğine dikkat çekerek, “Türkiye’de yürürlükte olan Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te yangın duvarlarının en az 90 dakika yangına dayanıklı olacak şekilde projelendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ülkemizde endüstriyel tesislerdeki yangınların sıklığı ve sebep olduğu kayıplar düşünüldüğünde, yangın duvarları için daha yüksek değerlerin belirlenmesine ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz.” dedi.

Gökhan Erel şöyle devam etti: “A1 sınıfı hiç yanmaz özellikteki Ytong paneller ile oluşturduğumuz Ytong Yangın Duvarı, yasal düzenlemelerle belirlenenin çok daha üzerinde bir değerle, 240 dakikaya ulaşan sürelerde yangına dayanım sağlıyor. Ytong Yangın Duvarları, yüksek performansının yanında yangın esnasında alev almıyor, yanmıyor, zehirli gazlar ve duman açığa çıkarmıyor. Sanayi yapıları içerisinde Yangın Duvarı olarak kullanılmasının yanında, yapının çatı ve dış duvarları da Ytong panellerle oluşturulabilir. Bu sayede yapı dışında çıkan bir yangının yapı içerisine ilerlemesi engellenir. Böylece yapı tamamıyla yangına dayanıklı olarak inşa edilmiş olur.”


restaurant 112 hotel & hi-tech

ürünler

Tükenmez enerji kaynağıyla ekstra tasarruf sağlıyor Yenilikçi ve çevreci çözümleriyle iklimlendirme sektörünün standartlarını belirleyen Daikin, havada bulunan ısı enerjisini alarak tesisat suyuna aktaran Havadan Suya Isı Pompası Daikin Flex HT ile konfor ve tasarrufu bir arada sunuyor. Özellikle doğal gaz olmayan yerlerde otel, spor salonu, okul ve şantiye gibi büyük hacimli binaların sıcak kullanım suyu ihtiyacını en ekonomik biçimde sağlayan Daikin Flex, çevreci bir çözüm olarak da öne çıkıyor. Sistem, herhangi bir ilave ekipmana ihtiyaç duymadan dış ortam sıcaklığının -20°C’ye kadar düştüğü durumlarda bile 75°C sıcak kullanım suyu üretebiliyor.

Akıllı Isıtma Sisteminde mükemmel çözüm

Danfoss Link Verimliliği yüksek kombi veya kazan sistemleri kullanılsa dahi enerji verimliliğinin arttırılması, yaşam alanlarındaki konfor ve tasarrufun sağlanması açısından sistemlerin kontrollü bir şekilde yapılması önem taşıyor. Akıllı otomasyon sistemlerinin yaygınlaşmasıyla beraber akıllı ısıtma otomasyon sektörü de gelişmekte, Danfoss Link gibi yapay zeka tabanlı, uzaktan erişime uygun ürünler de tasarımıyla fark oluşturuyor. Elektrikli, sulu ve radyatör tipi ısıtma modellerinin tümünü, hem merkezi bir noktadan hem de uzaktan kontrolüne imkan tanıyan Danfoss Link, başlıca zon kontrol cihazlarından yani termostatlar ve bileşenlerinden oluşuyor. Danfoss Link sistemi, radyatörlü ısıtma ve döşemeden ısıtma sistemlerinin ayrı ayrı veya kombine olarak kontrolünü kapsıyor. Danfoss Link tüm ısıtma sisteminin dokunmatik bir ekran ile tek noktadan kontrolü ve bağımsız çalışmalarla 23%’e varan enerji tasarrufu sağlıyor.

Ses deneyimlerini kökünden değiştiriyor LG Electronics (LG), kullanıcıların sesi deneyimleme şeklini farklılaştıracak son model, 2019 ses sistemleri yelpazesini görücüye çıkardı. LG’nin her yıl inovasyonu kutladığı InnoFest MEA’da, şirketin 2019’daki amiral gemisi Ses Barı vitrine çıkarıldı. SL10YG, 5.1.2ch 570W gibi güçlü çıktılı ses barı ve Meridian Audio’nun üstün teknolojisini, sade tasarımlı zarif bir gövde içinde sunuyor. Meridian’ın Bass & Space teknolojisi, SL10YG’nin kusursuz bir dinleme deneyimi için zengin ve dokulu bir sesin yanı sıra güçlü bir basa da imkan veriyor.

Zyxel’den altı yeni Acces Point Ağ teknolojileri alanında lider firmalardan biri olan Zyxel, işletmelere daha fazla esneklik ve güçlü ağ altyapısı desteği sağlamak için Nebula Bulut Çözümleri ürün yelpazesini genişletti. Yeni özellikler ve altı yeni ürün ile seriyi büyüten Zyxel, odağında dijitalleşme olan büyük küçük her ölçekten işletmenin ağ performansını artırmayı hedefliyor. NebulaFlex’in en yeni üyeleri olan Access point’ler; WAC6100 and WAC6500, kurumların veri iletişim altyapısını güçlendiriyor. Daha büyük bir kapasite ile üst düzey performans ve daha geniş kapsama alanını sunmak için Zyxel Nebula access point’ler Smart Antenna (Akılllı Anten) ve Dual-optimized anten gibi yenilikçi anten teknolojileri ile donatıldı. 1.75Gbps’ye kadar veri aktarım hızları sunan yüksek performanslı WAC6100 serisi acces point’lerin ayarlanabilir antenleri, hem tavan hem de duvara kolayca monte edilebiliyor.



restaurant 114 hotel & hi-tech

ürünler

Otel odalarında akıllı teknoloji Sağladığı konfor ve güvenlik ile otel çözümlerine yeni bir boyut getiren BTicino, otel müşterilerinin odada geçirdikleri süre boyunca memnuniyeti için çalışıyor. Aydınlatma, perde ve iklimlendirme kontrollerinin kullanıcı dostu ara yüzü ile kontrol edilebilmesini sağlayan BTicino Otel Otomasyon Sitemi, oda kontrol ünitesi ile otel odalarını akıllı bir ortama dönüştürüyor. Müşteri memnuniyetini yeni ve benzersiz çözümlerle arttıran sistem, konukların odada geçirdikleri süre boyunca konforunu düşünüyor. Aydınlatma, perde ve iklimlendirme kontrollerinin kullanıcı dostu ara yüzü ile kontrol edilebilmesine olanak tanıyan sistem, IP senaryo modülü ile odanın kontrol merkezinin tek bir noktadan yönetilmesini sağlıyor. Oda kontrol ünitesi sayesinde otel odalarını akıllı bir ortama dönüştüren BTicino, konukların bir otel odasından beklediği tüm teknik donanımı tek bir noktadan çözüyor. Senaryo yönetimi ile konuklar otel odalarını istedikleri gibi yönetebiliyor.

Isıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını tek cihazdan karşılıyor DemirDöküm doğa ve enerji dostu çözümlerine yenisini ekledi. Tüketicilerine yüksek kaliteli, maksimum enerji tasarrufu sağlayan ürünler geliştirmek için Ar-Ge alanında önemli yatırımlar yapan DemirDöküm, ısı pompası ürün grubunu MaxiAir Plus ile geliştirdi. Dünyanın 50 ülkesinde ısı konforu sunan DemirDöküm; ısıtma, soğutma ve sıcak su ihtiyacını MaxiAir Plus ile tek cihazda karşılayacak. Havadaki ısı enerjisini minimum elektrik enerjisi ile harmanlayan MaxiAir Plus, düşük enerji tüketiminde kullanıcısına yüksek verimlilik sunuyor. Sağladığı yüksek enerji tasarrufu ile aile bütçesine; zararlı ve atık gaz salımı olmadığı için çevreye katkı sağlayan MaxiAir Plus, dört farklı kapasite seçeneği ile satışa sunuldu.

Banyolar için yeni bir kimlik Görsel zarafeti ve yenilikçi fonksiyonları bir araya getirerek tasarladığı ürünler ile karakteristik banyolar yaratmanızı sağlayan Geberit, her ürününde evrensel bir tasarım sunuyor. Banyolarda yeni bir kimlik kazanımına ve kişiselliğe önem veren Geberit, yeniden tasarladığı Sigma50 ile daha işlevsel ve zarif bir atmosfer sunuyor. Ünlü Endüstriyel Tasarımcı Christoph Behling tarafından yeniden yorumlanan Sigma50, kumanda kapağının üzerindeki iki ergonomik butonu ile kullanıcısını işlevsellikle buluşturuyor. Cam, doğal taş, ABS plastik veya metal yüzey kullanımlarıyla tasarlanan Sigma50, beyaz, bej, krom, arduvaz, siyah gibi 8 farklı renk seçeneği ve kişiye özel tasarlanabilir kapaklarıyla sınırsız seçenek sunuyor.

Cam tasarımlarla yaza merhaba! Ferahlığın yanı sıra zarif bir görünüm de ortaya koyan cam, mekanların hemen hemen her alanında değerlendirilebiliyor. Hijyenik, kolay temizlenebilir ve insan sağlığına zarar vermeyen bir malzeme olduğu için de her zaman trend olmayı başarıyor. Panasonic Life Solutions Türkiye’nin en özel ürünleri arasında yer alan Thea Ultima Cam’ın özellikle açık yeşil cam elektrik anahtarı ve prizleri, yazlık mekanların dekorasyonunu kusursuz şekilde tamamlıyor. Beyaz ve bordo cam tasarımlar da aynı şekilde çarpıcı kombinasyonlar yaratabiliyor. Thea Ultima Cam, yaşam alanlarına ve dekorasyon dünyasına kattığı üst seviyede şıklık, konfor ve ayrıcalıkla öne çıkıyor. Minimalist Thea Ultima Cam modelleri, yaşam alanlarında iç açıcı bir atmosfer yaratırken üstün kalitesi ve teknolojisi ile de fark oluşturuyor.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.