Hotel Restaurant & Hi-Tech November 2019

Page 1

Gastronominin 2023 stratejisini Gastrotalks belirleyecek

Doğasında üretmek ve fayda var

Funda Özer Baltalı

25’inde executive şef

Kemal Can Yurttaş














İstanbul yeniden ilk 10’da! Turizmde yüksek sezon geride kalırken, konaklama sektörünün ağustos ayı performansı da belli oldu. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye’nin Ağustos 2019 otel doluluklarının 2018 yılının aynı ayına göre yüzde 4.9 artarak yüzde 79.5 olarak kaydedildiğini açıkladı. Dünya çapında veri ve analiz şirketi STR’nin TÜROB için hazırladığı ‘Ağustos 2019 Ülke Performans Raporu’na göre, Türkiye’nin aylık bazda otel dolulukları uzun bir aradan sonra Avrupa ortalamasının üzerine çıkarken, İstanbul da aylık bazda da olsa yeniden Avrupa’nın en fazla doluluk oranına ulaşan 10 şehrinden biri oldu. İstanbul Avrupa destinasyonları doluluk sıralamasında yüzde 87.7 ile 35 tatil destinasyonu arasında 7. sırada yer aldı. UEFA Süper Kupa Finali’nin İstanbul’da gerçekleşmesi bu yükselişin etkenlerinden biri oldu. Ancak ülke bazında dolulukta Türkiye 27 ülke arasında 15. sırada yer aldı. Ağustos 2019’da Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması yüzde 77.7 oldu. Çocukluk yıllarından başlayarak hep bir çiftlik kurma hayali oldu. Nitekim, tarım ve hayvancılığa ilgi duyduğu bir zamanda keçi çiftliğine yatırım yaparak bu düşünü gerçeğe dönüştürdü. Ne de olsa doğasında üretmek ve fayda sağlamak vardı. “Şanslıydım ama bir hayalim vardı ve bu hayali gerçekleştirmek için çok çalıştım” diyen Baltalı Gıda’nın kurucusu Funda Özer Baltalı, keçi sütü ürünleriyle çıktığı uzun ve meşakkatli yolda bir dünya markası olma ideallerini ve başarılarla dolu girişimcilik öyküsünü paylaştı. Türkiye’nin en hızlı büyüyen otel zinciri Elite World Hotels, Sapanca’da toplam 650 milyon TL’ye mal ettiği Elite World Sapanca’yı ilk tanıtım toplantısında görücüye çıkardı. 44 dönüm arazi üzerine 136 bin metrekare alanda konumlandırılan tesisi gezerken etkilendiğimi söylemeliyim. En çok da, 8.500 metrekarelik dev Fit Life Spa & Wellness merkezinde çocuklara özel bir spa alanının hayata geçirilme fikri hoşuma gitti. Çocuk dostu otellerin hizmet kapsamındaki havuz, yeme içme, eğlence ve animasyon etkinliklerinin haricinde Türkiye’de ilk defa ‘Kid’s Own Spa’ ile çocuklar tatillerinde en çok ihtiyaç duydukları üzere hem zihin hem beden olarak yenilenebilecek ve rahatlayacaklar. Gölet manzaralı The Grill Ocakbaşı’na da bayıldım. Elite World Otelleri’nin Mutfak Koordinatörü Mithat Yalçınkaya ve ekibini, yatırımcıları nezdinde tebrik ediyor, başarılar diliyorum. Bir okul gezisinde, koridorlarında gezdiği liseye hayranlığa başlıyor, aşçılığa ilk merakı. Oysa o vakte kadar aklında ne mutfak var ne de yemek yapmak! Belki çocukluk hayallerinden kalma polis olma hevesi, bir miktar acil servis hekimliği... “İkisi de atraksiyonlu, adrenalin dolu işler. Tıpkı aşçılık mesleği gibi hızlı karar verecek, hatasız uygulamaya geçeceksin” diyor, “aşçılık da zaten böyle bir şey değil mi?” diye de ekliyor. Ardından “ben de bir okul kazanacağım” deyip Selimpaşa Turizm Otelcilik Lisesi’ne kaydını yaptırıyor. Daha 16’sında... Okul deyip, salt eğitime yaslamıyor sırtını öyle. Bir yandan lise sıralarını örnek öğrenciliğiyle aşındırıyor, bir taraftan profesyonel şeflerin mutfağına büyük bir heves ve iştahla tutunuyor. Alancha Restaurant’ın genç ve dinamik şefi Kemal Can Yurttaş’ın 25’inde executive şefliğe uzanan hikayesi de şefin gözünden sayfalarımızda sizlerle… Keyifli okumalar dilerim.

ABONE ve DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr CTP - BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com

GENEL MÜDÜR (Sorumlu)

EMİR ÖMER ÖCAL emir.ocal@img.com.tr K

TOLGA ÇAKMAKLI tolga.cakmakli@img.com.tr İMG WEB TEAM MAIL web@img.com.tr

İRTİBAT BÜROLARIMIZ BURSA +90.224 211 44 50-51 KONYA +90.332 238 10 71 ORHAN GENCELİ Türkiye Otel Yöneticileri Derneği (TUROYD) Yönetim Kurulu Üyesi

website

www.hotelrestaurantmagazine.com

e-mail

info@img.com.tr

ADRES İSTMAG Magazin Gazetecilik Yayıncılık İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No: 11 Medya Blok Kat: 1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93

hotel & restaurant hi-tech dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. hotel & restaurant hi-tech dergisinin bütün yayın hakları İletişim Magazin Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş.’ye aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Yaygın süreli bir yayın olan hotel & restaurant hi-tech dergisi ayda bir yayınlanır.



içindekiler 26

36 antre 14 Sektörden kısa haberler

gündem 20 İstanbul yeniden ilk 10’da 22 Bayram: Arap turistleri Bursa’ya döndürmek için iş birliği yapacağız 24 Öner: Vergisi? İçinde içinde!.. 26 Hotels.com’dan dünyanın ilk ‘yarı yarıya otel odası’ 28 İlhan: Turizmde “Kaizen” olur mu? Yetişmiş insan ağaçtan mı toplanır?

yeni yatırımlar

marka

36 Elite World, yeni tesisiyle yurt dışı pazarları Sapanca’ya çekecek

50 İnsan ve çevreyi gözeten bulaşık yıkama teknolojisi: M-iQ

38 NG Hotels 2020’ye yeni yatırımlarla hazırlanıyor

52 Ceylan: Kurumsal giyime moda getirdik

40 Sheraton Istanbul City Center Dolapdere’de açıldı 42 Sheraton Bishkek açıldı

34 I-MICE, yelkencilik deneyimi için “vira bismillah” dedi

54 Kaya: Restorancılığa, işletme sahiplerimizi daha iyi anlamak için girdik

şefin gözünden 58 25’inde ‘executive şef’: Kemal Can Yurttaş

etkinlik 44 Dünyanın en ünlü 225 influenceri İstanbul’da buluştu

30 Türk turizmine Hollywood dopingi 32 Dedeman Otelcilik’te yeniden yapılanma

58

gastro etkinlik 62 5. Gastromasa Konferansı dünyaca ünlü şeflerle ilham verecek 64 Gastronominin 2023 stratejisini Gastrotalks belirleyecek

iş’te kadın

66 2019’un Top Chef’i belli oldu

46 Doğasında üretmek ve fayda var: Funda Özer Baltalı

68 İstanbul Coffee Festival’den yeni bir rekor 70 31.729 kahvesever Ankara Coffee Festival’de buluştu

www.hotelrestaurantmagazine.com


94

46 gastro güncel 72 WWF-Türkiye ve TURYİD sıfır atık için “kullan at-ma” dedi 74 Boztepe: En az yatırım ile yapılabilecek en hızlı tanıtım cevheri olarak; Gastronomi Turizmi 76 Polatoğlu: Türk kahvesi her şey dahil sisteminden çıkartılsın!

gastro aktüel 78 Gastronomi sektöründen kısa haberler

104 yeni mekan

hijyen

90 Japon sokak lezzetleri YO! Sushi ile İstanbul Havalimanı’nda

106 Özbilgin: Turizmle ilgili 5.000’e yakın noktadayız

92 Happy Moon,’s atağa geçiyor

hotel-tech

94 Zennup 1844, Büyükyalı Bulvar’da 96 Kahve Dünyası, Dubai’de

108 ‘Evden Uzaya’ kadar Türkiye’ye yatırım yapıyor

98 Türkiye ve İran arasındaki lezzet köprüsü, Sulu Kepçe

110 Ingenico’dan kaçırılmayacak YazarkasaPOS kampanyası

100 Buselik yeni şubesiyle Fenerbahçe’de

ürünler

102 Hatice Kumalar ile yeni mekanlar

fuar 86 Sirha İstanbul, 12 bin profesyoneli 2019 yenilikleriyle ağırlayacak

dekorasyon

88 Ağırlama sektörünün bütün trendleri Hostmilano’da sergilendi

104 Asya’nın incisi Filipinler’de

www.hotelrestaurantmagazine.com

Hotelya imzası

112 Yeni ürünler


restaurant 14 hotel & hi-tech

antre

Çırağan Palace Kempinski, Dünyanın En İyi 50 Otelinden Biri seçildi Tarihi, mimarisi, hizmet kalitesi ve eşsiz konumuyla Çırağan Palace Kempinski İstanbul “Dünyanın En İyi 50 Oteli” listesinde 31’inci sırada listeye girdi. Okurların değerlendirdiği bir diğer kategori olan “Yunanistan ve Türkiye’deki En İyi 10 Otel” listesinde Yunanistan’daki bir otelin ardından 100 üzerinden 99 puan ile ikinci sıraya yerleşti ve ‘‘Türkiye’deki En İyi Otel’’ seçildi. Çırağan Palace Kempinski İstanbul Genel Müdürü ve Kempinski Residences Türkiye Bölge Direktörü Ralph Radtke, “Şeffaflığı, güvenilirliği ile öne çıkan ve beraberinde muhteşem bir bilinirlik getiren bu dünya çapındaki başarıyı elde etmiş olmanın gururunu ve mutluluğunu tüm ekibimle birlikte yaşıyoruz. Dünyanın En İyi 50 Oteli listesine girerek de Türk misafirperverliğinin dünya çapında adeta bir elçisi olarak destinasyon tanıtımı adına güzel katkılar sağlayacağımızı düşünüyoruz.” dedi.

En büyük hayali gerçeğe dönüştürüyor Türkiye ve Doğu Avrupa’nın en büyük Hilton Garden Inn oteli olma özelliğini taşıyan Hilton Garden Inn Canpark Ümraniye, etkileyici mimarisi ve uluslararası standartlardaki yapım kalitesi, özenle tasarlanmış detaylarıyla kısa sürede Anadolu Yakası’nın sembollerinden biri haline geldi. Hayalleri süsleyen en özel günlere özenle tasarlanmış yüksek tavanlı ve kolonsuz, en yeni teknoloji ses ve ışık sistemleriyle donatılmış balo salonunda gurme lezzetleri, kaliteli hizmet anlayışıyla ile kokteyl, kına, nişan ve düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapıyor. Beş yıldızlı otelde, menü içeriği oluşturulmasından profesyonel hizmet ekiplerine, davetin akış programından masa düzenine kadar her bir detay en ince ayrıntısına kadar planlanarak en büyük hayal, gerçeğe dönüştürülüyor.

Sheraton Ankara ve Lugal Otelleri’ne yeni genel müdür Global konaklama zinciri Marriott International’ın Türkiye’deki ilk ‘Luxury Collection’ markası olan Lugal, A Luxury Collection Hotel ve Sheraton Ankara Hotel & Convention Center’ın yeni Genel Müdürü Ali Sarı oldu. Turizm sektöründe 25 yıllık uluslararası deneyime sahip Ali Sarı, operasyon ve gelirler başta olmak üzere, satış ve yetenek yönetimi konularına hakim üst düzey yönetici olarak dikkat çekiyor. Yaşam boyu eğitime inanan Sarı, ‘İç Mimarlık ve Restorasyon’ bölümünden mezun olduktan sonra New York Üniversitesi’nde ‘Konaklama Yönetimi’, Delaware Üniversitesi’nde ‘Yöneticilik & Liderlik’ eğitimlerinin yanı sıra Bilgi Üniversitesi’nde aldığı MBA ve Cornell Üniversitesi’nde katıldığı Liderlik ve Yetenek Yönetimi programıyla kariyerine değer kattı. Çalışma hayatına Çırağan Palace Kempinski Hotel’de başlayan Sarı, görevlendirmeyle ilgili olarak, “Ankara’nın sıcaklığından hiçbir şey kaybetmediğini görmekten mutluluk duydum. Yeni sezonda tüm misafirlerimizi en iyi hizmetle buluşturmayı sabırsızlıkla bekliyoruz” diye konuştu.

İSFANBUL’dan rekor hedef 3 milyon turist İstanbul’un eğlence, alışveriş ve sosyalleşme merkezi İsfanbul Tema Park’ın yönetici direktörü Tankut Tonger, turizm sektörüne yön verenlerin ‘Dünya Turizm Günü’nü kutladı. “Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan turizm sektörü, her geçen gün ülkemize katma değer sağlayarak global alanda önemli bir farkındalığa imza atıyor. Birlikte omuz omuza çalıştığımız turizme yön veren tüm paydaşların bu özel gününü gönülden kutluyorum” dedi. Türkiye tanıtımına İsfanbul Tema Park olarak sürdürülebilir katkıda bulunmayı odak noktasına aldıklarının altını çizerek İSFANBUL Tema Park’ın 2023 turizm hedeflerini açıklayan Tankut Tonger; “Gelecek yıl hedefimiz İsfanbul Tema Park’ı 12 ay ziyaret edilebilecek bir turizm destinasyonuna dönüştürerek 1 milyon turisti parkımızda ağırlamak. Bunun yanı sıra tema parkımız, alışveriş merkezimiz ve yeni eklenecek odaları ve kongre salonlarıyla genişleme çalışmalarına başladığımız otelimiz ile İsfanbul’u dev bir resort işletmesi haline getiriyoruz. Yeni yatırımlarla mevcutta kompleks genelinde 2 milyon olan turist ziyaretçi sayısını da 3 milyona çıkarmayı hedefliyoruz. Böylelikle 2023’te Türkiye’ye gelen her 10 turistten 1’inin eğlencenin başkenti İSFANBUL’u ziyaret etmesini sağlamak istiyoruz.” şeklinde konuştu.


www.jumbo.com.tr | @jumboturkiye | @jumbogastro


restaurant 16 hotel & hi-tech

antre

Türkiye’nin en güçlü kadın CEO’su, Ayşin Arca oldu Capital ve Ekonomist dergilerinin öncülüğünde düzenlenen, yeni dönemin ilk CEO Club toplantısında, şirketlerinin 2018 cirolarına göre belirlenen Türkiye’nin 50 güçlü kadın CEO’suna ödülleri verildi. Bu yıl ikincisi düzenlenen ödül törenine iş dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Tura Turizm Perakende İcra Kurulu Üyesi Ayşin Arca turizm sektöründe yer alan tek kadın yönetici olarak Türkiye’nin en güçlü kadın CEO’su ödülünü aldı.

Bursa Turizm Fuarı’nın 2.si gerçekleşti Bursa’nın turizm alanındaki en önemli buluşmalarından biri haline gelen Bursa Turizm Fuarı’nın (BUTUR) ikincisi 19-21 Eylül tarihleri arasında Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Profesyonellere yönelik ulusal çapta ihtisas fuarları ile alıcı ve satıcıları buluşturan Network Fuarcılık Genel Müdürü Hasan Eker, “2. Bursa Turizm Fuarı, Türkiye’deki turizm sektöründe önemli bir eksiklik olan acenteler ile otellerin buluştuğu, profesyonel bir fuar açığını kapamak hedefiyle organize edilmektedir. Ulusal İhtisas Fuarı niteliğindeki fuarımızda sadece, oteller, kongre merkezleri ve havayolu şirketleri stant açtılar; seyahat acenteleri ve tur operatörleri de ziyaretçilerimiz oldu.” dedi. Fuarı ziyaret eden acenteler ve kurumsal şirket yetkilileri için her gün 16.00-19.00 arası 3 adet ücretsiz Bursa turu da düzenlendi. Bu tura katılanlar Cumalıkızık, Gölyazı, Ulucami, Kozahan, Kapalıçarşı gibi tarihi bölgeleri ziyaret etme olanağı buldu.

Türkiye Turizm Tedarik Fuarı, 12-15 Aralık’ta Antalya’da gerçekleşecek Markalaşma ve büyüme yönünde emin adımlarla ilerleyen TÜRSAD- Otel Satın Alma Yöneticileri Derneği, 12-15 Aralık 2019 tarihleri arasında Maritim Pine Baech Hotel/ Antalya’da düzenlenecek olan Tedarik Fuarı’nda, tüm Türkiye’den gelecek olan satın alma yöneticileri ile ulusal ve uluslararası markaları bünyelerinde buluşturan tedarik firmalarını bir araya getiren önemli bir ticaret buluşma noktası olacak. TÜRSAD üyeleri, geçtiğimiz yıl birincisi düzenlenen büyük buluşmadan sonra, bu yıl, daha kurumsal ve daha güçlü adımlarla, Aktüel Expo Uluslararası Fuarcılık tarafından orgarize edilecek olan, TÜrkiye Turizm Tedarik Fuarı çatısı altında tedarik firmaları ile buluşacak. TÜRSAD Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Bilgiç, “Derneğimiz olarak 4 gün boyunca otelde birlikte konaklayarak değerli tedarikçi çözüm ortaklarımızla sektörümüze güç katacak ve gönül birliği yapacağız. Dernek üyelerimiz olan Satın Alma Yöneticilerinin yanı sıra farklı departman yöneticilerinin de hazır bulunacağı Türkiye Turizm Tedarik fuarına tüm sektör temsilcilerini davet ediyoruz” dedi.

“Back to Business Party” iş dünyasını buluşturdu İstanbul’un yeni iş ve yaşam merkezi olarak Ayazağa’da hayata geçirilen Vadistanbul bünyesindeki Radisson Blu Hotel Vadistanbul, 9 Ekim 2019 Çarşamba günü düzenlediği “Back to Business Party” organizasyonunda iş dünyasını buluşturdu. Sektörün önde gelen MICE acentaları ve kurumsal müşterilerin katıldığı etkinliğe yoğun bir katılım gerçekleşti. İş dünyası, İstanbul 12 orkestrasının birbirinden güzel şarkıları ve eşsiz sokak lezzetleri eşliğinde unutulmayacak bir gece yaşadılar. Sosyal medyada en çok post yapan misafirler, sürpriz hediyeler kazandılar. Ayrıca yapılan çekilişte, konaklama ve SPA gibi hediyeler sahiplerini buldu.


LEZZET PROFESYONELLERİNE

KESİNTİSİZ ENERJİ

Likit fazdayken de enerji üretebilen LPG PRO, kesintisiz enerji sağlar. Özel emniyet tertibatı ve periyodik bakım hizmetleri sayesinde son derece güvenlidir. Alev boyunu ve tüp basıncını sabit tutarak; otel, restoran ya da kafelerin hep tam güçle çalışmasını sağlar.

R

BiRKİYE’DE iLK


restaurant 18 hotel & hi-tech

antre

Hilton Ortadoğu, Afrika ve Türkiye Bölgesi’ne yeni başkan Hilton Jochem-Jan Sleiffer’in Ortadoğu, Afrika & Türkiye’den (MEA&T) sorumlu yeni başkan olarak atandığını duyurdu. Sleiffer, Hilton’da 40 yıldır görev yapan Rudi Jagersbacher’ın selefi. Pozisyon değişikliği 1 Ocak 2020’den itibaren geçerli olacak. Jagersbacher geçiş döneminin verimli bir şekilde yaşanması için 2 yıl boyunca danışman olarak görev alacak. Jagersbacher’ın son 8 yıldaki yönetiminde Hilton’un bölgedeki otel sayısı üçe katlandı, 4 yeni marka lanse edildi, 12 yeni ülke ve bölgeye girildi. Hilton Jagersbacher’in liderliğinde Türkiye ve Suudi Arabistan’da “En İyi İşveren”, Birleşik Arap Emirlikleri’nde de “En İyi Üçüncü İş Veren” markası olarak ödüllendirildi.

Uçak bileti satışında yapay zekâ devrede Turizm sektöründe faaliyet gösteren havayolu şirketleri, havalimanları ve oteller “Büyük Veri” olarak adlandırılan bir veri tabanını kullanarak artık müşterilerine büyük avantajlar sunmaya başladı. Örneğin büyük veri şirketlerinin araştırmalarına göre, 30 dakikalık bir uçuşta bile bir motor başına yaklaşık 10 terabayt veri toplanıyor. Elde edilen bu büyük verileri doğru anlayıp veriler arasında neden sonuç ilişkisi kurma ve öğrenme noktasında ise devreye yapay zekâ giriyor. Büyük veri, yapay zekâ sayesinde en iyi şekilde analiz edilerek müşterilere daha kaliteli hizmetler sunuluyor. Türkiye’de de yapay zekânın uygulandığı örnekler artık ortaya çıkmaya başladı. Türkiye’nin en büyük uçak bileti satış sitesi Enuygun.com’un kullanıcılarına kolaylık sağlamak amacıyla geliştirdiği Akıllı Aktarma teknolojisi bunlardan birisi olarak öne çıkıyor. Akıllı Aktarma, yapay zekâ teknolojisiyle havayollarının anlaşmalarla bağlayamadığı uçuşların eşleştirildiği, böylece gitmek istediğiniz yere fiyat avantajlarıyla ya da daha kısa sürede aktarmalı olarak uçmanızı sağlayan akıllı bir teknoloji olarak dikkat çekiyor.

Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina’ya ödül Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel, Türkiye ve turizm sektörü için büyük önem arz eden “Seven Stars Luxury Hospitality and Lifestyle Awards” ödülünü Türkiye’ye getirerek büyük gurur yaşattı. Ödül gecesinde Genel Müdür Mustafa Alparslan da turizmde ferdi başarı ödülü, “Pantheon of Hospitality”i alan ilk Türk turizmci oldu. Hem Türkiye hem de sektör adına büyük önem taşıyan bu ödülleri almaktan gurur duyduklarını söyleyen Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel Genel Müdürü Mustafa Alparslan, “Ülkemizi ve Wyndham Hotels & Resorts markamızı bu denli başarıyla temsil eden ve dünyaya adımızı duyuran tüm ekibime ve desteğini esirgemeyen siz “Wyndham Kalamış Dostlarına” gönülden teşekkürü bir borç biliyorum. Bir Türk turizmci olarak adımı bireysel ödüle de yazdırdığım için büyük gurur ve mutluluk duyuyorum” diye konuştu.

Lazzoni Hotel’e 7 yıldızlı ödül “Seven Stars Luxury Hospitality and Lifestyle Awards” ödül töreni, bu yıl Atina’nın doğa harikası Vouliagmeni Gölü tesislerinde gerçekleşti. Dünyanın birçok ülkesinden üst düzey katılımın olduğu törende 20 farklı ülkeden lüks segmentteki oteller ödüllendirildi. ‘Ulaşılabilir Lüks’ mottosuyla yola çıkan Lazzoni Hotel de “Signum Virtutis” olarak tanımlanan ‘Mükemmellik Mühürü’nü almaya hak kazandı. Jülide Ateş’in sunduğu gecede ödül alan Lazzoni Hotel, Türkiye’nin en iyi üç otelinden biri seçildi.



restaurant 20 hotel & hi-tech

gündem

İstanbul yeniden ilk 10’da TÜROB, Türkiye’nin Ağustos 2019 otel doluluklarının 2018’in aynı ayına göre yüzde 4.9 artarak yüzde 79.5 olduğunu açıkladı. Türkiye’nin aylık bazda dolulukları Avrupa ortalamasının üzerine çıkarken, İstanbul yüzde 87.7 ile aylık bazda Avrupa’nın en fazla dolu 10 şehrinden biri oldu.

T

urizmde yüksek sezon geride kalırken, konaklama sektörünün ağustos ayı performansı da belli oldu. Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye’nin Ağustos 2019 otel doluluklarının 2018 yılının aynı ayına göre yüzde 4.9 artarak yüzde 79.5 olarak kaydedildiğini açıkladı. Dünya çapında veri ve analiz şirketi STR’nin TÜROB için hazırladığı ‘Ağustos 2019 Ülke Performans Raporu’na göre, Türkiye’nin aylık bazda otel dolulukları uzun bir aradan sonra Avrupa ortalamasının üzerine çıkarken, İstanbul da aylık bazda da olsa yeniden Avrupa’nın en fazla doluluk oranına ulaşan 10 şehrinden biri oldu. İstanbul Avrupa destinasyonları doluluk sıralamasında yüzde 87.7 ile 35 tatil destinasyonu arasında 7. sırada yer aldı. UEFA Süper Kupa Finali’nin İstanbul’da gerçekleşmesi bu yükselişin etkenlerinden biri oldu. Ancak ülke bazında dolulukta Türkiye 27 ülke arasında 15. sırada yer aldı. Ağustos 2019’da Avrupa destinasyonları doluluk ortalaması yüzde 77.7 oldu.

Fiyatlarda ilk hedef 2012 yılını yakalamak STR verilerine göre, konaklama sektörü fiyatları da yükseliş kaydetti, ancak henüz Avrupa ortalaması yakalanamadı. Türkiye’nin Ağustos 2019’da Average

Daily Rate (ADR) olarak adlandırılan ortalama günlük satılan oda bedeli geçen yılın aynı ayına göre yüzde 21.9 artışla 105 Euro’ya ulaşırken, toplam oda sayısı üzerinden odabaşı elde edilen gelirler (RevPAR) yüzde 27.9 artışla 83.4 Euro olarak gerçekleşti. Ağustos 2019’da aylık bazda Avrupa’da oda fiyatı ortalaması 117.7 Euro, oda başı gelir ortalaması ise 91.5 Euro oldu. Türkiye’nin Ocak-Ağustos 2019 dönemi ortalama dolulukları ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 1.2 artışla yüzde 67.3, oda fiyatı yüzde 11.5 artışla 79.6 Euro, oda başı gelirler ise yüzde 13.4 artışla 53.6 Euro oldu. Oda fiyatlarında rekor düzeye; Türkiye ortalamasında 115.6 Euro, İstanbul ortalamasında 152.9 Euro ile 2012 yılında ulaşılmıştı.

yüzde 73.7’ye, oda bedeli yüzde 11 artışla 90.2 Euro’ya, oda başı elde edilen gelir yüzde 15.9 artışla 66.4 Euro’ya ulaştı.

İstanbul’da yüzde 87.7 İstanbul’un Ağustos 2018’de yüzde 84 olan doluluk oranı, Ağustos 2019’da yüzde 4.4 artarak yüzde 87.7 olarak ölçüldü. Ortalama günlük satılan oda bedeli 107.3 ile Ağustos 2018’e göre yüzde 20.1 artış gösterdi. Odabaşı elde edilen gelirlerde ise geçen yıla oranla yüzde 25.4 artış yaşandı ve 94.1 Euro olarak ölçüldü. Ocak-Ağustos 2019 döneminde ise İstanbul’un ortalama doluluk oranı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.8 artışla

Avrupa’nın en dolu 10 şehri (Ağustos 2019) Şehir…………. ................ Doluluk (%) Edinburg……… ...............89.9 Dublin………… .................89.5 S.Petersburg….. ............88.5 Kopenhag…….. ..............88.4 Amsterdam…… .............88.2 Prag…………....................88.0 İstanbul……….. ...............87.7 Budapeşte…….. .............87.5 Barcelona……... .............87.0 Londra………… ................86.7

Antalya’da yüzde 82.9 Antalya’da Ağustos 2019 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4.4 artarak, yüzde 82.9 oldu. Ortalama günlük satılan oda bedeli 174.7 Euro ile Ağustos 2018’e göre yüzde 25.7 artış yakaladı. Odabaşı elde edilen gelirler ise geçen yıla oranla yüzde 31.2 artışla 144.8 Euro olarak ölçüldü. Ocak– Ağustos 2019 döneminde ise Antalya’da doluluklar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.5 artışla yüzde 66.6, oda bedeli yüzde 13.6 artışla 98.9 Euro, oda başı elde edilen gelir yüzde 16.4 artışla 65.8 Euro oldu.



restaurant 22 hotel & hi-tech

gündem

Bayram: “Arap turistleri Bursa’ya döndürmek için belediye ve valilik ile iş birliği yapacağız” OTT- Ortadoğu Turizm Teşkilatı (TUSAD-ASATDER-YONDER) üyeleri, Bursa Turizm Fuarı’na çıkarma yaptı. Ortadoğulu turistlerin gözbebeği Bursa’da 19-21 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen Bursa Turizm Fuarı’na katılan Ortadoğu Turizm Teşkilatı üyeleri ikili görüşmeler ile birlikte sezon boyunca yaşanan önemli konuları masaya yatırarak sorun ve çözüm konularını istişare etti.

Hasan Bayram OTT - TUSAD Başkanı

B

ursa Turizm Fuarı’nda konuşan OTT-TUSAD Başkanı Hasan Bayram, Türkiye turizmine değer katmaya devam ettiklerini ifade ederek, “Fuarlar tanıtım için önemli bir göstergedir. Fuar boyunca katılımcı otellerin misafirperverliği, turizm ile bütünleşik esnafların bizleri sahiplenmesi ve Network Fuarcılık misafirperverliğine ayrıca teşekkür ediyoruz” dedi.

“Bursa, Ortadoğu pazarı için cazibesini kısmen yitirmiş durumda” Hasan Bayram, şehrin Arap turistler için önemli bir destinasyon olduğunun altını çizdi. Son dönemde şehrin Ortadoğu pazarı için cazibesini yitirmeye başladığını kaydeden Bayram şöyle devam etti: “Ortadoğulular, Türkiye’ye lezzetli mutfağı, yeşil alanları ve suyu için

geliyor. Onların tarih ve kültürle bir ilgileri yok. Bursa, ne yazık ki geçmişe oranla cazibesini kısmen yitirmiş durumda. Şehre Kestel Şelalesi’ni görmek için geliyorlar ama göremiyor, sitem ediyorlar. Çünkü şelalelin suyu, çiftçiler tarafından tarlalara veya fabrikalara çekilmiş durumda. Biz de bu sebeple Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Valiliği ile ortak bir çalışma yürüterek şehri eski haline getirmeyi istiyoruz. Bursa esnafı da yanımızda, her türlü maddi manevi destek vereceklerini söylüyorlar”.

“Arap turistler Bursa’dan İzmit’e yöneldi” Ortadoğu ve Körfez ülkelerinden

incoming yapan OTT üyelerinin Arap turistlerin sevdiği destinasyonlara destek vermeye devam ettiğini açıklayarak sözlerini sürdüren Bayram, fuarda, Bursa’da günübirlik turların artışına karşın konaklamalı turizmin azalmasından duyduğu kaygıyı da dile getirdi. Acentalar ve oteller arasında belli konularda mutabık kalınamamasının misafirlere çeşitli sıkıntılar yaşattığını belirten Bayram, “Bursa’ya giden Arap turistler İzmit’e yönelmeye başladı. Biz istiyoruz ki, bir şehre kızıp başka bir şehre gitmesinler. Her iki şehirde de mutlu olsunlar. Onları tekrar Bursa’ya çekmek istiyoruz” diye konuştu.


Günde ister 20 ister 1.000 yemek. Daima doğru çözüm. Daha fazlası için: rational-online.com


restaurant 24 hotel & hi-tech

gündem / makale AGON Danışmanlık ve Mümessillik Hizmetleri CEO

Tezer Öner Vergisi? İçinde içinde!..

Sevgili turizm yatırımcılarımız ve işletmecilerimiz bu sene vergi indirimi ve destek beklerken birden hükümetten gelen sağlı sollu ataklarla üç gol yemiş bulunuyor. Aslında ülkenin genel durumuna ve ekonomideki rakamlara bakacak olursak, bu ve benzeri yeni vergilerin olacağı aslında gelmeden önce belliydi. Yalnız ceremeyi kim çekecek bunu tartışmak lazım. İlk gol, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı katkı payından gelmişti. İş kollarına göre farklılık gösterse de ana kalem olan konaklama, eğlence ve benzeri işletmelerden binde yedibuçuk satış rakamı üzerinden katkı payı kondu. Yani ciro üzerinden. İlk söylendiğinde küçük gibi görünüyor ama yüzde 20 kar marjıyla çalışan bir işletme için karından yüzde dörde yakın bir rakam demek. İşletmeler zaten geçici vergi ve katma değer vergisi ödemelerinde sıkıntı yaşıyorlarken bir de bu golü yediler. Üstüne Thomas Cook ve jeopolitik durumdan kaynaklı sıkıntılar da eklenince tam oldu. Zaten son dört yılda yabancı turist sayısında ve kalitesinde sıkıntı yaşıyoruz, bu gayet açık. Ama destek beklerken bu kontratak golünü yiyince akıllara bizi ajans tanıtacaksa Kültür ve Turizm Bakanlığı ne iş yapar sorusunu getirdi tabii... Bu esnada alkol ve sigara bağımlısı yabancı turist, Türkiye’de alkol fiyatlarının neredeyse iki ayda bir artmasına da fena bozulmuş durumda. Eh yerli turist de bozulmadı desem yalan olmaz. Milli içkimiz rakı başta olmak üzere tüm tekel ürünleri neredeyse sistematik olarak her iki ayda bir zam görmekte. Eh gelen turist her ne kadar her şey dahil gelse de işletme bu sıkıntıyı derinden yaşıyor. Yerli

turist artık otele rakıyı kaça satıyorsunuz diye sormadan gitmiyor. Herkes bilir ki turistik işletmelerde para alkol ve eğlenceden kazanılır. Tam bu esnada gelen konaklama vergisi sevgili devletimizin turizm sektörüne karşı sahada hat-trick yapmasını sağladı. Yaz bitmeden üç sıfır öne geçen ve artık sektörü nakavt etmesi kesinleşen devletimizin katma değer vergisi oranı artışı ile dördüncü golü bulup, sahadan ezici bir galibiyetle ayrılmasını bekliyoruz. Ayrıca bundan ciddi olarak da korkuyoruz. İşin kötü tarafı konaklama vergisi başka ülkelerde de uygulanıyor ama el insaf onlara o kadar çok turist gidiyor ki bu yaz Venedik ve Barselona turist istemiyoruz diye ayaklandı. Eh bize de kusturacak kadar turist gelse biz de yapalım. Tam da bu esnada artık bunu sağlamak için bir tanıtım ajansımız var. Gözümüz arkada değil. Bu ajansın da masrafını biz çekiyoruz zaten. Bakanlık da artık yapacak bir şeyler. Bir de her otelin kendi reklam ve pazarlama faaliyetleri var. El birliğiyle gelen turiste bütün bu kamburu yükleriz artık. Sıkıntı şu: Buralar böyle turistten yıkılıyor olsa... Yaz kış “ulan yettiniz be bi gelmeyin de dinlenelim artık” desek... Ha o zaman biz de Venedik, Amsterdam veya Barselona gibi babalanıp çatır çatır vergileri dayayalım. Yok ki... Olsa dükkan senin... Roma vergi koydu, İtalyan Turizm Bakanı protesto etti, “siz bizim turist kaçıran bir ülke mi olmamızı istiyorsunuz” diye... Neden? Çünkü bir de bu vergilerin hepsini Avrupa’da belediyeler alır. Bizde? Elbette ki Hazine Bakanlığı... Sorduğum soruya bak... Avrupa’da amaç ne bu kalabalığın pisliğini, çerini – çöpünü toplamak ve şehri yaşanır

kılmak, güzelleştirmek, cazip hale getirmek. Bizde? Sadece para toplamak hazinenin açıklarını kapatmak ve cari açık dengelemek. O zaman turizmci bu vergileri neden desteklesin ki? Adam zaten katma değer vergisi ödeyememiş, bakım onarım gelmiş çatmış, elde para yok, yüzde iki konaklama vergisini şak diye koymuşuz bu seneden ama tüm işletmeler yerleri satmış 2020 için ta temmuzdan. Anlaşmadan geri dönüş yok! Ona da Allah’tan uyandılar da 2020 Aralık ayına dek yüzde bir tahsil edilecek diye ek KHK çıkardılar. Yani zaten içki, sigara külli olarak vergilendirilmişken, tanıtım ajansı diye bakanlığın faaliyetleri ve masrafları da amorti edilmişken, diğer sektörlerin hataları, üretimden vazgeçmiş bir ülke olmanın faturası, tarım ve hayvancılıktaki büyük strateji hataları, jeopolitik oyunların masrafları neden turizm sektöründen çıkartılır hep hiç anlamam. Bu ülkenin de dağı, denizi, tarihsel ve doğa harikaları bir gün zarar görüp ilgisini kaybederse o zaman bu yükleri yükleyecek bir sektör de kalmayacak. Ha yüklediniz bari iç piyasa ve yerli turisti muaf tutsaydınız ya. Gavur öyle yapmıyor mu? Sen Amsterdam’a gidince çatır çatır ödüyorsun ama o kendi ülkesinde ödemiyor. Zaten işler ayna, hiç gezesimiz yok. Bir de bu vergiler gelince iyice neşemiz kaçıyor. Sektörün içinden gelen Sayın Kültür ve Turizm Bakanımızın bunları görmüyor ve bilmiyor olması imkansız. O yüzden bu konularda Sayın Bakanımızdan biraz daha direnç göstermesini ve desteklerini bekliyoruz. 2019 yaz bitti... 2020’ye Allah kerim...



restaurant 26 hotel & hi-tech

gündem

Hotels.com’dan dünyanın ilk ‘yarı yarıya otel odası’

H

otels.com, The Curtain Hotel, Londra’da bu benzersiz süiti yaratmak için Katy Perry ve Mariah Carey’nin ikonik görünümlerinin aldığı beğenilerin arkasındaki ‘çok ekstra’ stil dinamosu Johnny Wujek ve ‘çok şık’ minimalist moda tutkunu Kaitlyn Ham ile iş birliği yaptı. İster cesur tropik desenleri isterseniz de keskin beyaz keteni seviyor olun, bu odada aradığınız tüm stiller bir arada. Eylül’ün sonuna kadar sadece Hotels. com üzerinden rezerve edilebilen ‘So Extra So Chic’, dünyanın en havalı semtlerinden biri olan, Londra Shoreditch’te yer alıyor.

Hayatı maksimumda yaşamıyorsanız, hiçbir yerde değilsiniz Hotels.com’un yakın zamanda gerçekleştirdiği araştırması da ‘sıradan ve olağan’ olanın modasının geçtiğini ortaya koydu! Y-kuşağının ebeveynlerinden üç kat daha fazla şık görünmek istediği (%40x%13) düşünüldüğünde, her şeyin ultrabireysel olduğu söylenebilir. Ve bu ilgi seven Y-kuşağı, trende uymaktan (%38) veya trend belirleyici (%23) olmaktansa kendilerine has bir

zarafeti (%57) tercih ediyor. Stil spektrumunun iki ucu olan minimalizm ve maksimalizm, tamamen bireysellik ve kendine göre en iyi hayatı yaşamakla ilgili. Yıllardır minimalizm yalınlığıyla ‘yıkıp geçiyordu’, ama yeni güç olan maksimalizm tek bir mekânda birbiriyle çakışan stillerin, dokuların, desenlerin, çılgın baskıların ve renklerin bir araya gelmesine izin veriyor.

halen moda. Ancak spektrumun diğer ucunda, sürüden ayrılan stili seven Y-kuşağı, havalı (%46) ekstra (%41), eğlenceli (%42) ve çılgın (%34) ve olarak tanımladıkları maksimalizme de hayran. Araştırmaya göre, bu kuşağın önde gelen ünlü stil ikonlarının ise Rihanna (%52), Beyonce (%47), David Beckham (%56) ve Johnny Depp (%42) olduğu ortaya çıktı.

Birbiriyle çakışan desenler, renkli kat kat kilimler Johnny Wujek’in otel odasındaki ‘Çok Ekstra’ yarısı; birbiriyle çakışan desenler, renkli kat kat kilimler, sizi şaşı baktıracak duvar kağıtları ile bezenmiş ortamında altın süslemeler, maymun figürlü lambalar ve fosforlu bir mini bar içerecek şekilde tasarlandı. Bu makismal yarı, Kaitlyn Ham’in Çok Şık olan minimalist tarzını yansıtan, aralarında beyaz deri koltuk, özel üretim el çizimleri ve yumuşak tonlardaki dekor parçaları ile pelüş bir örtünün yer aldığı, temiz çizgiler ve minimalist tek renklerden oluşan bir zıtlık ile tamamladı. Y-kuşağının sade (%50) ve şık (%45) olduğu için sevdiği minimalizm, aslına

EKSTRA olduğu kadar sıcak ve konforlu Konu seyahat ve otel olduğunda da görüntü yine önemli. Otelin stili (%20), Y-kuşağı için otelin bulunduğu destinasyondan (%16) veya kalacakları otelde hangi ücretsiz hizmetleri alabileceklerinden (%17) daha önemli. Süitin maksimal yarısını hazırlayan Johnny Wujek, oda konusunda şu yorumu yapıyor: “Odanın bana ait yarısının heyecan verici ve EKSTRA olduğu kadar, konforlu ve sıcak hissettirmesini de istedim. Stil, tamamen kendini ifade etmek demek ve açıkçası benim de ifade etmek istediğim çok şey var. Yani bu dünyada ‘sürüden ayrılırsan iyi olur’.”


Samsung Wind-Free ™

HIZLI SOĞUTUN, RÜZGARA MARUZ KALMADAN SERİNLİĞİ KORUYUN

Wind-Free ™ 4 Yönlü Kaset Klima

Wind-Free ™ Tek Yönlü Kaset Klima

Rüzgarsız Serinlik Wind-Free™ klima, binlerce mikro delik sayesinde yumuşak bir şekilde soğuk hava sağlar.

Akıllı Soğutma 2 aşamalı soğutma ayarı ile hızlı serinlik sağlar, sonrasında Wind-Free™ modu ile soğuk havayı eşit olarak dağıtır.*

Enerji Tasarrufu Rüzgarsız serinlik ile enerji tüketimi %55 oranında azalır.** * Geleneksel 4 yön modellerle karşılaştırıldığında. ** Test Koşulları: - ODU: DVM S ECO 5HP - IDU: Wind-Free Tek Yön (5.6kW, 3.6kW, 2.2kW). Samsung’un şirket içi test sonuçlarına göre.


restaurant 28 hotel & hi-tech

gündem / makale

ECE Türkiye Proje Yönetimi A.Ş İş Geliştirme Müdürü

Onur Ilhan

Turizmde “Kaizen” olur mu? Yetişmiş insan ağaçtan mı toplanır? Japonların iş disiplinine hayran olarak büyümüş, ancak çeşitli bahanelerle bu disiplini Türkiye’de uygulamaktan imtina eden bir çalışan neslimiz var biliyorsunuz. Yine de belki sektörümüzden birileri farklı davranmak ister diye, bu konuda doğru bilinen bir yanlışı düzeltmek niyetindeyim. Japonlar ülkelerini dünyanın en büyük ekonomik güçlerinden biri haline getirirken sadece çok uzun saatler çalışmadılar. Doğru, ölesiye çalışan ve başaran nesillerin hikâyesi hayranlık uyandırıyor… Ancak onlar bir yandan da felsefi bir iş geliştirme yaklaşımı ortaya koydular ve öncülüğünü yaptıkları konseptlerden biri de “Kaizen” oldu. Türkçeye “daha iyisi için değişim” olarak çevirebiliriz. “Kaizen”, organizasyon şemasının en altından en üstüne kadar tüm çalışanlara hem kendilerini hem de yaptıkları işi her defasında birazcık da olsa iyileştirme inisiyatifi verilmesiyle ortaya çıkan bir süreçtir (örneğin; işçilerin bir sorun gördüklerinde tüm üretim hattını durdurabilmelerine izin veren “Andon” prensibi de bu yaklaşımın ürünüdür). İyileştirilecek en küçük şey dahi, zaman tasarrufuna ya da daha karlı ve prestijli bir operasyon yapılmasına yardımcı olabilir. Değişimi önce planlar,

sonra dener, ardından çıkan sonuçları kontrol eder ve en sonunda da geniş çaplı uygulamaya geçersiniz. Bu dört aşama, sürekli daha da ileri giden bir tekerleğin dört dilimi gibidir. Türkiye turizminde, özellikle insan kaynaklarıyla ilgili çeşitli sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu sıkıntılar, tedarik zinciri, tesis yönetimi ve pazarlama gibi tüm kritik alanlara da sirayet etmektedir. Aslında turizm, çalışanların direkt ve dolaylı dokunuşları ile çok büyük farklar ortaya koyabildikleri bir hizmet sektörüdür. Dolayısıyla bu noktada “Kaizen” çok işimize yarayabilir. Tabii ki önce insana yatırım yapmayı öğrenebilirsek! Uzun yıllar doğru profesyonelleri doğru ücretlerle çalıştırmayı reddeden ama inadı bir kez kırılınca yapılan tasarruf hamleleri ile profesyonellere verdiği fazla ücretin 10 mislini tasarruf ile geri kazanan otel yatırımcılarının hikâyelerini hepimiz duyuyoruz. Peki, nasıl oluyor bu? Profesyonel kişi hem tesise gözü gibi bakıyor hem de satın almadaki israfın önüne geçiyor. Pazarlamada da benzer bir durum var. İyi çalışanlar, kalıpların dışına çıkarak yeni fırsatlar ortaya koyabiliyorlar. Neden? İşini sahiplenmesi gerektiğine, işi ile birlikte kendisinin de büyüyeceğine inanıyor da ondan.

Sorun şu ki, ülkemizde iyi çalışanlar şu an sadece yabani ağaçlarda yetişiyorlar. Kendi imkânlarıyla, bu vahşi ormanın iklim şartlarına, hastalıklarına ve elektrikli testerelerine rağmen direniyorlar. Bu sebeple de sayıları çok az… Hâlbuki biz bu insanları tabiri caizse konvansiyonel tarım ile kitleler halinde yetiştirebilmeliyiz. Hatta üretim fazlamızı yurt dışına ihraç edebilmeliyiz. Çarkların şans eseri ezemediği bir avuç insan ile 2023 hedefimiz olan 65 milyar dolar turizm gelirine ulaşmamız çok güç olacaktır. Evet, çok çalışmak güzel. Ancak yetmiyor. Yüksek bir verimlilikle, üst düzey bir teori-pratik eğitim ekosistemiyle ve doğru insanlarla birlikte ilerlememiz gerekiyor. Bizi ileriye taşıyacak, sürekli kendimizi yenilememizi sağlayacak temel bir felsefemiz olması lazım. Sunduğumuz hizmeti sanat haline getirebilmemiz lazım.



restaurant 30 hotel & hi-tech

gündem

Türk turizmine Hollywood dopingi Hollywood’un film platolarını ve mekânları belirleyen karar verici konumundaki “Mekân Kâşifleri” ülkemizin doğal platolarını incelemeye geliyor. Bu gezi, birçok filmin Türkiye’de çekilmesi anlamına geliyor. Film mekânlarının kısa sürede turizm merkezi haline geldiği gerçeği göz önüne alınınca da gelen kişilerin ülkemize turizmine Hollywood dopingi yapması bekleniyor.

P

aramount, Universal, Warner Bross gibi, dünya devi şirketlerin sinema filmi, reklam filmi ve belgesel çekimi gibi konulardaki mekânları belirleyen kişiler 10 gün süreyle Anadolu’yu tarayacak. Türkiye Film Komisyonu Derneği Başkanı Sait Yardımcı’nın davetlisi olarak düzenlenen geziye, Los Angeles şehrinde merkezi bulunan (Managers Guild International) Uluslararası Mekân Yöneticileri adlı kuruluşun Başkanı Mike Fantasi başkanlık yapıyor. ABD’li heyeti ülkemize davet eden Başkan Sait Yardımcı, gezi ile ilgili söyle bilgi veriyor; “Bu gezi, Türkiye’yi film platosu olarak dünya film endüstrisine tanıtmak açısından son derece önem taşıyor. Çünkü dünya çapında turizmi canlandırması ve en iyi tanıtım yollarından birisi de, film endüstrisidir. Uluslararası ün kazanmış birçok Hollywood filminin çekildiği mekânlar yıllar geçse bile unutulmaz. Bu mekânlar iyi bir turizm öğesi olarak turistleri cezbeder. Ülkemizde de yabancı turistleri cezbedecek tarihi, doğal ve kültürel değerler sayılamayacak kadar çok. Biz Film Komisyonu Derneği olarak bu mekânları yabancı film yapımcılarına aktarmak için çalışıyoruz.”

5 yılda 1 milyar dolar Hollywood’tan gelecek olan heyette aralarında dünya devi film şirketlerinin yanı sıra HBO, Netflix ve Apple TV gibi kuruluşların da film lokasyonlarını belirleyen üst düzey direktörler de var” diyen Yardımcı “Bu gezide Hollywood karar vericileri ülkemizi daha yakından tanıyacak. Konuklar İstanbul, Çanakkale. Kuşadası, Pamukkale, Konya, Kapadokya ve Ankara’yı gezecek. Hollywood’tan gelen misafirler, Ülkemizin güzelliklerini yerinde inceledikten sonra İstanbul’a dönecek. Burada Türk film sektörünün yetkilileri ile ikili görüşmeler yapacaklar. Ardından da Türkiye Film Komisyonu Derneği olarak düzenleyeceğimiz seminere katılacaklar. Seminer de Hollywood ile Yeşilçam arasındaki ilişkileri artırıcı görüşmeler olacak. Bu film platoların lokasyonlarına karar verenlerin tavsiyeleri üzerine ülkemizde yapılacak çekimlerden sayısında belirgin bir artış bekliyorum. Bana göre turizme büyük katkı sağlayacak bu gezi en iyimser bir yaklaşımla 5 yılda 1 milyar dolarlık bir döviz girdisi sağlanması içten bile eğil” derken gelecek kişilerin ülkemiz tanıtımı için son derece önemli olduğunun da altını çiziyor.

Uluslararası ün kazanmış birçok Hollywood filminin çekildiği mekânlar yıllar geçse bile unutulmaz. Bu mekânlar iyi bir turizm öğesi olarak turistleri cezbeder. Ülkemizde de yabancı turistleri cezbedecek tarihi, doğal ve kültürel değerler sayılamayacak kadar çok. Biz Film Komisyonu Derneği olarak bu mekânları yabancı film yapımcılarına aktarmak için çalışıyoruz.



restaurant 32 hotel & hi-tech

gündem

Dedeman Otelcilik’te yeniden yapılanma Dedeman Turizm Grubu yeniden yapılanma sürecini başlattı. Dedeman Turizm Grubu’ndan yapılan açıklamada, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürütmekte olan Banu Dedeman’ın, 21 Ekim 2019 tarihi itibariyle mevcut görevine ek olarak kurumun CEO’luğunu da üstlendiği belirtildi.

Y

apılan açıklamada, grubun ileriye dönük organizasyonel yeniden yapılanma süreci kapsamında Banu Dedeman konuya ilişkin görüşlerini şu şekilde ifade etti: “1966 yılından bugüne kadar değerlerimiz, geleneklerimiz ve tecrübemizle ülkemize ve sektörümüze hizmet etmekten gurur duyduğumuzu ifade etmek istiyorum. Dedeman Grubu’nda görev yapmakta olan tüm mesai arkadaşlarımla birlikte köklü geçmişimize sahip çıkarak, bizden önceki kuşaklardan miras aldığımız inanç ve azimle, markamızı yarınlara güçlü ve kararlı bir şekilde taşıyacağımıza inancım tamdır. Bu kapsamda bundan böyle Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı olarak çalışmalarıma devam edecek olmaktan büyük mutluluk ve heyecan duyuyorum. Türkiye’nin köklü şirketlerinden ve güçlü markalarından biri olarak ülke ekonomisine ve Türk turizm sektörüne katkı sağlamaya devam edeceğiz.

Kurumsal yapımızı güçlendirmek ve zincirimize yeni halkalar katarak büyümek için çalışmalarımız devam edecektir”.

Verimli büyüme için yeniden yapılanma Grubun başlattığı sürdürülebilir büyüme ve değişim stratejisine uygun olarak “İcra Kurulu” oluşturuldu ve birçok atama hayata geçirildi. Bu kapsamda İbrahim Gündüz Yeşil, Dedeman İstanbul Otel Genel Müdürlüğüne asaleten ve Park Dedeman Levent Otel Genel Müdürlüğüne vekaleten; Elçin Malkır Kırlağaç, Mali İşler Direktörlüğüne; Gülhan Balta Kuzu, Satış ve Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyeliğine ve Ertuğrul Çataltepe, İnsan Kaynakları ve Satın Almadan Sorumlu İcra Kurulu Üyeliğine atanmıştır. Dedeman Turizm Grubu, dün olduğu gibi bugün de yeni bir soluk, kurumsal perspektif ve vizyonu ile büyümeye devam edecektir.

Dedeman İstanbul 37 yaşında! Dedeman Holding bünyesinde 1982 yılında kurulan ve Türkiye’de şehir otelciliğinin önemli temsilcilerinden biri olan Dedeman İstanbul Otel, sektördeki 37. yaşını kutlamanın heyecanını yaşıyor. 40 yıla yakın tecrübesiyle önemli toplantılara ve etkinliklere ev sahipliği yapan otel, kamu, sağlık ve eğitim alanının önde gelen isimlerini, yerli-yabancı iş insanlarını ve sanatçıları misafir ediyor. Mehmet Kemal Dedeman önderliğinde başlayan geleneksel Dedeman misafirperverliği kültürünü koruyarak çağa uyum sağlayan hizmetleriyle sayısız konuk ağırlıyor.



restaurant 34 hotel & hi-tech

etkinlik

I-MICE, yelkencilik deneyimi için “vira bismillah” dedi I-MICE, ilkini Bodrum’da gerçekleştirdiği‘ sailing experience’ aktivitesinin İstanbul’daki ikinci ayağını 29 Ekim Salı günü Kalamış Marina’dan hareketle Burgazada’ya yaptı. 8 Kasım Cuma günü üçüncüsünü düzenleyeceği etkinlikle kurumsal firmalara ve iç müşteriye daha nitelikli hizmet sunmayı hedefleri arasına koyan dernek, aynı zamanda üyeleri içindeki takım olma, dinleme, anlama, etkili iletişim gibi pek çok gelişim alanını da desteklemeyi amaçlıyor.

D

okunmak, üretmek ve katma değer sağlamak misyonuyla yoluna devam eden Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği ( I-MICE), ilkini Bodrum’da gerçekleştirdiği ‘sailing experience’ aktivitesinin İstanbul’daki ilk ayağını 29 Ekim Salı günü Kechi Sailing koordinasyonunda gerçekleştirdi.

Kalamış Marina’dan Burgazada’ya kıyasıya yarışla başladı

Toplam 16 MICE acenta temsilcisinin katılımıyla Kalamış Marina’dan hareketle başlayan ‘sailing experience’ etkinliği heyecan veren yelken yarışıyla başladı. I-MICE Derneği Başkanı Hüseyin Kurt’un yanı sıra dernek Genel Sekreteri Işıl Özmen’in de eşlik ettiği bir buçuk saat süren deniz yolculuğu, Burgazada’nın Cunda mutfağıyla öne çıkan Sahil Restaurant’taki akşam yemeğiyle devam etti. Etkinliğin, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmesi sebebi ile ayrı bir coşkunun yaşandığı akşam yemeği katılım sertifikalarının takdimi ile son buldu.

Kurt: “I-MICE, birçok etkinlik ve platformda üyeleriyle daima bir arada”

Etkinlik kapsamında kısa bir konuşma yapan I-MICE Derneği Başkanı Hüseyin

Kurt, “Cumhuriyetimizin 96. yılını böylesine keyifli ve anlamlı bir akşamda sizlerle beraber kutlamak çok güzel. Dokunmak, üretmek ve katma değer sağlamak misyonuyla yoluna devam eden derneğimiz, üyeleriyle birçok etkinlik veya platformda bir arada. Geçtiğimiz ay gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projemizin yanı sıra üyelerimizle network etkinliğinde de birlikteydik. İlkini Bodrum’da gerçekleştirdiğimiz etkinliğin İstanbul ayağını da gerçekleştirmek tarafını sürekli konuşuyorduk. Tarihlerimizi 29 Ekim ve 8 Kasım olarak belirledik” dedi.

“Etkinliğimizin Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmesinden çok mutlu olduk”

Kechi Sailing iş birliğiyle düzenlenen etkinliğinde anlamının büyük olduğunu söyleyen Kurt, şöyle devam etti: ‘Sailing experience’ aktivitesi ve sonrasında Burgazada Sahil Restaurant’ta akşam yemeğindeydik. Gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğin hepimiz için anlamı yüksek bayramımıza denk gelmesi bizleri oldukça mutlu etti. ‘Sailing experience’ aktivitesi ile; takım olma, dinleme, anlama, etkili iletişim vb. birçok gelişim alanını desteklemektedir. Kurumsal firmalarımıza ve özellikle

iç müşteriye incentive etkinlikleri kapsamında sunduğumuz bu aktiviteyi bizlerde deneyimledik. İstanbul’da bu anlamlı günde ve güzel bir havada gerçekleştirdiğimiz etkinliğe desteğini esirgemeyen Kechi Sailing firması nezdinde Uzakyol Kaptanı İbrahim Duman’a ve katılım gösteren kıymetli üyelerimize teşekkür ederiz. Incentive programlarının uzman çözüm ortağı; Kechi Sailing ‘Sailing experience’ aktivitesine ev sahipliği yapan Uzakyol Kaptanı İbrahim Duman ise, “Kechi Sailing olarak, 1998 yılından bu yana uluslararası akademik danışman ve uzman denizci kadromuzla hizmet vermekteyiz. Akademik olarak geliştirilen ve desteklenen yetkinliklere dayalı ‘Liderlik ve Takım Çalışması’, eğitim modelleri ile kurumlara farklı konularda özel tasarlanmış eğitim çözümleri sunmaktayız. Yurt içinde yapılanan organizasyon ağımız ile başta İstanbul olmak üzere Çeşme, Bodrum, Marmaris Göcek ve Kemer bölgesinde motivasyon ağırlıklı incentive programlar uygulamaktayız. Bugün sizleri burada ağırlamaktan ve çözüm ortağınız olmaktan mutluluk duyduk” dedi.


‘‘Göz alıcı tasarımıyla ışıltısını yitirmeyen seri...’’

DIGIBONE COLLECTION


restaurant 36 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Elite World, 650 milyon TL’lik tesisiyle yurt dışı pazarları Sapanca’ya çekecek T

ürkiye’nin en hızlı büyüyen otel zinciri Elite World Hotels, Sapanca’da toplam 650 milyon TL’ye mal ettiği Elite World Sapanca’nın tanıtım toplantısını 22 Ekim Salı günü gerçekleştirdi. Elite World Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Elik, Elite World Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik, Elite World Otelleri Genel Direktörü Ünsal Şınık ve Elite World Sapanca Genel Müdürü Ünal Sabuncu’nun hazır bulunduğu toplantıda yatırıma ilişkin tüm detaylar aktarılırken, yerli otel zincirinin gelecek yatırım planları hakkında da bilgiler paylaşıldı.

Şınık: “1 ağaç dahi kesmeyip, 600’ün üzerinde dikim yaptık” Toplantının açılış konuşmasını yapan Elite World Otelleri Genel Direktörü Ünsal Şınık, Elite World Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Elik’in bir Sapanca ziyareti ile ortaya çıkan yatırım fikrinin 22 ayda tamamlanarak hayata geçirildiğini ifade etti. Toplam 44 dönüm arazi üzerine 136 bin metrekare alanda konumlandırılan tesisin, kuzey ülkelerinin yapı örneklerinden faydalanılarak, doğayla iç içe bir konseptte inşa edildiğini kaydeden Şınık, LEEDS sertifikalı tesisin yapımı esnasında 1 tane dahi ağacın kesilmediğini, 600’ün üzerinde ağaç dikildiğini, 4800 metrekare büyüklükte Türkiye’nin ilk biyolojik göletinin oluşturulduğunu ifade etti.

Elik: “Yatırım maliyetimiz, 650 milyon TL” Toplantının devamında Elite World Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Coşkun Elik, tesisin yatırım maliyetleri ve istihdamına ilişkin bilgiler aktardı. Coşkun Elik, toplam 650 milyon TL’ye mal olan tesiste 420 kişiyi istihdam ettiklerini belirterek, “Çalışanlarımızın yüzde 90’ı başta Sapanca olmak üzere Kocaeli ve Sakarya’dan geliyor. Ekip arkadaşlarımızı ağırlıklı turizm ve otelcilik öğrencileri ve yeni mezunlardan seçtik” dedi. “2023’te St. Petersburg’ta iki yeni otel daha açacağız” Türkiyenin en hızlı büyüyen yerel ekonomi zinciri olarak ülkenin

potansiyeline inandıklarını ve önümüzdeki dönemde uluslararası zincir olma hedefiyle yatırımlarına devam edeceklerini belirten Coşkun Elik, 2023’te St. Petersburg’ta iki otel yatırımını hizmete açacaklarını kaydetti. Elik, yaklaşık 100-150 milyon dolara mal olması planlaan yatırıma ilave olarak önümüzdeki yıl itibari ile management ve franchise olarak zincirin halkalarını genişletme kararı aldıklarını da sözlerine ekledi.

Şınık: “Markamızı franchise ve management olarak satışa çıkaracağız” Elite World Otelleri Genel Direktörü Ünsal Şınık ise, yerli zincir markanın


franchise ve management olarak satışa çıkarılmasına ilişkin şu açıklamalarda bulundu: “Ön hazırlık çalışmalarımıza başladık. Gelecek yıl itibariyle Elite World Otelleri olarak franchise ve management veren bir zincir olacağız. Kimisini kendimiz işleteceğiz kimisini kiralayacağız kimisine de isim hakkı vereceğiz.” Şınık, grup olarak asli alanlarının şehir otelciliği olduğunu ve ilk aşamada önceliği bu konseptteki otellere vereceklerine işaret ederek, “Verimli gördüğümüz şehirlere vereceğiz. İlk başta İstanbul, daha sonra Türkiye’nin diğer büyük şehirlerini düşünüyoruz” diye konuştu.

Sapanca’nım mutfağı Elite World Otelleri Mutfak Koordinatörü Mithat Yalçınkaya’ya emanet. Gölet manzaralı Grill Restaurant ile ocakbaşı kültürünü bölgeye taşıyan tesis, aynı zamanda İtalyan mutfağı ve sağlıklı beslenme seçenekleriyle de iddiasını koruyor.

Elik: Kongre segmentini hayata geçirmek istiyoruz” Sapanca Elite World Hotel’in ilkleri ve enlerine değinen Elite World Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik, Sapanca’nın her mevsim ayrı bir güzellikte olduğunu ve alt yapıyı da buna göre şekillendirdiklerini belirtti. İki binadan oluşan 500 odalı tesis için en önemli hedeflerinin bölgenin olmazsa olmazı kongre segmentini hayata geçirmek olduğunu söyleyen Elik, “Başka illerdeki kongreleri buraya getirmek istiyoruz. Bunu da oda sayılarımız ve toplantı salonlarımızla yapacağız. Sütunsuz 2.200 metrekare büyüklüğe sahip kongre salonumuz

ile aynı anda 3 bin kişiye ev sahipliği yapabileceğiz. 2020’de üç kongreyi kendi tesisimizde gerçekleştirmek hedefindeyiz. Bir amacımız da, Kartepeye 30-40 km mesafedeki tesisimize kayak misafirlerini çekmek olacak” dedi. Emel Elik, tesisin sosyal alanlarına da ayrıca dikkat çekti. Yeme içme ve aktivite alanlarıyla bölgede iddialı olduklarının altını çizen Elik, Sapanca’da 3-4 günlük konaklama aktiviteleri sunmak istediklerini ifade etti.

“Turquality desteğiyle yurt dışı pazarlara açılacağız” Elite World Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Emel Elik, kasım ayı sonunda tüm alanlarıyla tamamlanması planlanan tesis için 2020’nin tanıtım yılı olacağını aktardı. Sapanca’yı tanıtırken sadece iç pazar tanıtım hedeflerinin olmadığını, hem yurt içi hem yurt dışı pazarlara da yöneleceklerini vurgulayan Elik, Turquality’den yoğun pazarlama desteği alacaklarının altını çizerek, “Sadece Türk misafirlerini ağırlayan Sapanca bölgesine başta Avrupa olmak üzere Rus ve Ortadoğulu turistleri de getirmek istiyoruz. Kapasite anlamında beklentimiz yüksek. 20212024 döneminde yüzde 70 doluluk hedefliyoruz” dedi.


restaurant 38 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

NG Hotels 2020’ye yeni yatırımlarla hazırlanıyor NG Hotels, aldığı yeni yatırım kararları ile 2020 yılında NG Sapanca Club’ı ve 2021’de de NG Phaselis Bay’i hizmete açarak Türkiye’nin turizm gücüne sunduğu katkıyı artıracak.

M

isafir memnuniyetini ön planda tutarak NG Sapanca ve NG Afyon’da benzersiz tatil deneyimleri sunan NG Hotels, yeni yatırım ve projelerle güçlü büyümesini sürdürecek. 2020’nin ilk çeyreğinde hizmete almaya planladığı NG Sapanca Club ve 2021’de açacağı NG Phaselis Bay ile birlikte, NG Hotels ülke turizmine katkısını güçlendirirken misafirlerine sunduğu hizmetleri artırmış olacak.

Güral: “Yeni yatırımlarımız bizi heyecanlandırıyor”

Özellikle “Wellness” ve “Business Wellness” konularında sergilediği uzmanlık ve fark ortaya koyan hizmetleriyle hızlı bir büyüme trendi yakalayan NG Hotels’in Başkanı Hediye Güral Gür, yeni yatırımlarla ilgili şunları söyledi: “Büyük bir kararlılıkla yatırımlarımızı sürdürüyoruz. NG Sapanca Otelimizin yanında yatırımını sürdürdüğümüz NG Sapanca Club’ı 2020’nin ilk çeyreğinde hizmete açmayı hedefliyoruz. NG Sapanca Club, orman içinde dört mevsimin güzelliklerini yansıtırken son trendleri yansıtan lüks ve ferah tasarımıyla günümüz gezgininin beklentisine cevap verecek bir otel olacak. Bir süre önce Antalya Göynük’teki eski Phaselis Otel’i satın aldık, yepyeni bir konsept ve hizmetlerle sunmak için çalışmalara başladık. NG Phaselis Bay olarak isimlendirdiğimiz otelimiz olağanüstü bir koya sahip, çam ağaçları arasında yer alıyor. NG Phaselis Bay’i de 2021’de hizmete girecek şekilde planlıyoruz. İstanbul’daki ilk otelimiz için Amerika merkezli Marriott International ile 20 yıllık franchise anlaşması imzaladık. Marriott West İstanbul’un da şu an dekorasyon çalışmaları sürüyor. Otellerimizde verdiğimiz hizmetin kalitesini yükseltirken yeni yatırımlarımız bizi heyecanlandırıyor. Yurt içindeki otel sayımızı artırıp ülkemizin turizmde elini daha da güçlendirirken yurt dışında yeni otel yatırımları gerçekleştirmeyi hedefliyoruz”.

“NG Sapanca’da Yeni Nesil Wellness konseptini uygulamaya başlıyoruz”

Global Wellness Institute’ın son raporuna göre wellnessin dünyada 4,5 trilyon dolara ulaşan bir mega sektör olduğunu belirten Güral, “Bu sektörde kendimizi dünyadaki trendlere göre geliştirerek hizmet vermeye devam edeceğiz. NG Sapanca’da bu ay itibarıyla Yeni Nesil Wellness konseptini uygulamaya başlıyoruz. Konunun uzmanları ile işbirliği yaptık. Otellerimizde başlatacağımız yeni nesil wellness konseptiyle misafirlerimize klasik spa anlayışının ötesinde beden, ruh ve zihin olarak bütünsel bir wellness deneyimi yaşatacağız. Yeni Nesil Wellness konseptimiz, wellness ve detoks, aile boyu wellness ve sağlıklı yaş alma programlarını kapsayacak. Aile boyu wellness programımızda tüm aile bireyleriyle birlikte çocuklarda doğru beslenme, egzersiz alışkanlıkları, farkındalık içinde yaşamak gibi hayat boyu sürdürülebilir bir wellness yolculuğunun temellerini atacağız.’’

“Her konuğumuzu, tek konuğumuz gibi ağırlarız!” felsefesiyle hizmet veren NG Hotels, verdiği hizmetin kalitesini yükseltmeyi ve müşteri memnuniyetini artırmayı da hedefliyor. Sunduğu ürün ve hizmet kalitesiyle tekrar misafir oranlarını yüzde 45 gibi yüksek orana çıkaran NG Hotels, NG Sapanca ve NG Afyon olarak 7 kalite belgesine sahip 5 yıldızlı oteller olma özelliğini taşıyor. 2015 senesinden bu yana sektör profesyonelleri ve misafirler tarafından oylanarak belirlenen World Luxury Awards ödüllerine layık görülen NG Hotels, kanıtlanmış kalite standartları ve trendlere uyum gösterme kapasitesiyle de istikrarlı biçimde büyüyor.“İyi Hisset” mottosuyla misafir memnuniyetini en ön planda tutan lüks ve konforun öncüsü NG Hotels, Türkiye’de turizmin çeşitliliğinin dört mevsime yayılmasına katkıda bulunan uzmanlıklarıyla ve yeni yatırımlarıyla büyümeye devam ediyor.


Profesyonel bulaşık yıkama teknolojisi

M-iQ – Geleceğin bulaşık yıkama teknolojisi

M-iQ – İnsan ve çevreyi gözeten bütünsel bulaşık yıkama teknolojisi MEIKO, bulaşık yıkama teknolojileri geliştirmeye devam ediyor. Bu doğrultuda sadece en iyi teknolojiyi sunmakla kalmıyor; bununla beraber insan, doğa ve kaynakları dikkate alarak resmin tamamını göz önünde tutuyoruz. Daha temiz bir dünya için sürdürülebilir yıkama teknolojilerini savunuyoruz. Birbiriyle çelişen ihtiyaçları uyumlu bir konseptte bir araya getiriyoruz: Bir yanda mutlak hijyen ve güvenlik, diğer yanda ise su ve enerji tüketiminde tasarrufu hedefliyoruz. Maliyet bilinci ve ekonomik teknolojinin yanı sıra en modern akıllı teknolojilerin kullanımını amaçlıyoruz. Sonuç: MEIKO konveyörlü ve tırnaklı bulaşık makinesi M-iQ; geleceğin bulaşık yıkama teknolojisi.

www.meiko.com.tr


restaurant 40 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Sheraton Istanbul City Center Dolapdere’de açıldı

Beyoğlu’nun kalbinde, Taksim, Tarihi Yarımada ve Haliç gibi merkezi yerlere yakın konumuyla cazip bir buluşma noktası olan Sheraton Istanbul City Center, 1 Temmuz 2019 tarihinde Dolapdere’de hizmete girdi.

T

arihi Yarımada, Haliç ve Taksim gibi turistik ve merkezi yerlere yakın konumuyla cazip bir buluşma noktası olan Sheraton Istanbul City Center, 254 odası, tam donanımlı etkinlik ve balo salonları, Shine SPA’sı ve Sheraton Fitness’ı ile şehrin yeni gözdesi olmaya aday. Evinizdeki konforu “Sheraton Uyku Deneyimi” gibi hizmetleriyle yaşatan Sheraton Istanbul City Center, aileniz veya arkadaşlarınızla bir araya gelebileceğiniz huzurlu anlar sunuyor.

‘Ben’ değil, ‘biz’ hissi yaşatan kolektif bir deneyim Guest Room, Deluxe Room, Executive Room, Junior Suite ve Executive Suite adı altında beş ayrı oda çeşidi ile 80 yıldan uzun süreli güvene dayalı Sheraton markasının konforunu sunan Sheraton Istanbul City Center, sıcak ambiyansı ile de misafirlerine “ben” değil “biz” hissi yaşatan kolektif bir deneyim vaat ediyor. Modern bir şekilde dizayn edilmiş yaşam alanları

ve huzurlu bahçe manzaraları ile beş yıldızlı otel, şehrin merkezinde şehrin karmaşasından uzaklaşmanızı sağlıyor.

Dünyanın tüm lezzetleri bir araya geliyor Otelin bünyesinde yer alan Nev’i Lokma Restaurant, Lobby Bar ve EspressoLab farklı lezzetler sunuyor. Otel misafirleri konforlu bir konaklama deneyiminin yanı sıra; lezzetli yemeklerin, en taze kahvenin ve büyüleyici kokteyllerin


tadını çıkarabilirler. Zengin bir gastronomi deneyimi sunan Sheraton Istanbul City Center’da ayrıca 2000 metrekareden geniş bir alana yayılan Sheraton Fitness ve Shine SPA’ya uğrayarak rahatlayabilirsiniz.

700 kişiye kadar olan etkinlik imkanı Tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek farklı büyüklüklerdeki toplantı odaları, misafirlerin kalabalık konferanslardan küçük toplantılarına kadar tüm beklentileri karşılayacak özelliklerde. Sheraton Istanbul City Center, gün ışığı seçeneği de sunan 7 toplantı odası ile misafirlerinin 700 kişiye kadar olan etkinliklerine ev sahipliği yapabilecek geniş alanlara sahip.


restaurant 42 hotel & hi-tech

yeni yatırımlar

Sheraton Bishkek açıldı Türkiye’nin en önemli bilişim, telekomünikasyon, mobil iletişim ve inşaat şirketlerini bünyesinde bulunduran Mıstaçoğlu Şirketler Grubu’nun Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te hayata geçirdiği Sheraton Bishkek, 24 Eylül 2019’da kapılarını açtı. buluşturuyor. Bölgenin en modern şehri Bişkek’te bulunan Sheraton Bishkek Otel, misafirlerine eşsiz bir deneyim sunuyor. Sheraton Bishkek, başkentte iş dünyasının kalbi olan Kievskaya Caddesi’nde BishkekPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin üstünde 26 katlı yapısı ile ülkenin en yüksek binası olma özelliğini taşıyor. Toplam 20 bin metrekare kullanım alanına sahip Sheraton Bishkek Otel’in standart, superior, süit ve kral dairesi seçeneklerinden oluşan 400 yatak kapasitesi bulunuyor. Aydın Mıstacoğlu Mıstaçoğlu Şirketler Grubu Yön. Kur. Baş.

D

ünyanın en büyük otel zincirlerinden Marriott Group’a bağlı Sheraton Bishkek Otel’in açılışına Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sooronbay Ceenbekov, T.C. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, milletvekilleri ve iş insanlarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Kırgızistan ekonomisine de büyük katkı sağlayacak

Mıstaçoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Aydın Mıstaçoğlu, ülke ekonomisine katma değer sağlamak için yatırımlarını sürdürdüklerini ifade ederek, Sheraton Bishkek Oteli’nin açılmasının Kırgızistan ekonomisine de büyük katkıları olacağına inandıklarını söyledi. Aydın Mıstaçoğlu, Mıstaçoğlu Şirketler Grubu olarak bu denli önemli bir yatırıma imza atmanın ve Marriot Group gibi bir markayla işbirliği yapmanın gururunu yaşadıklarını belirtti. Mıstaçoğlu Şirketler Grubu olarak Kırgızistan’daki ilk yatırımlarını 2013

Bin kişi kapasiteli kongre merkezi yılında gerçekleştirdiklerini anlatan Aydın Mıstaçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mıstaçoğlu Şirketler Grubu olarak 25 yıl önce başlayan iş hayatımız, son 6 yılda Kırgızistan’daki yatırımlarımızla devam ediyor. Kırgızistan’daki yatırımlarımıza 2013 yılında hayata geçirdiğimiz BishkekPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi ile BishkekPark Residence projeleriyle devam ettik. BishkekPark Kompleksi’nde işletmeci olarak da hizmet veriyoruz ve bu projeyle birçok dünya markasını Kırgızistan halkıyla buluşturduk. 2017’de Dema Madencilik ve 2019’da Sheraton Bishkek’le bu ülkede yaptığımız her yatırımla bazı ilkleri gerçekleştirmekten ve dünyanın sayılı markalarının Kırgızistan’a gelmesine vesile olmaktan son derece mutluyuz.”

Asya’nın tam merkezinde

Tanrı Dağları ve panoramik şehir manzarasına sahip Sheraton Bishkek Otel, konuklarını Orta Asya’nın tam merkezinde, dünyanın en temiz havasıyla

Sheraton Bishkek farklı büyüklüklerdeki toplantı salonları, bin kişi kapasiteli kongre merkezi, kapalı havuzu, tüm dünya masajlarının uygulandığı SPA’sı, misafirlerinin günlük spor ihtiyacını karşılayacak fitness alanı, barları ve restoranlarıyla şehirdeki ayrıcalıklı yaşamın merkezi olmaya hazırlanıyor. Kırgızistan mutfağının eşsiz yöresel tatlarıyla, dünya mutfağından lezzetli seçeneklerin buluştuğu restoranı ve 26’ncı kattaki Sheraton Club Lounge, yemeklerinin yanı sıra manzarası ile misafirlerine görsel bir şölen yaşatmaya hazırlanıyor.

Sheraton Bishkek, Kırgızistan’ın ilk ve en büyük alışveriş merkezi BishkekPark Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin üzerinde olması nedeniyle, misafirlerine modadan teknolojiye, kozmetikten süpermarket ihtiyacına kadar 100’den fazla global markaya kolayca ulaşma imkanı da sunuyor.



restaurant 44 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Dünyanın en ünlü 225 influenceri İstanbul’da buluştu INFLOW Global Summit & Awards’19, hem yerli hem de yabancı influencer’ları, ajansları ve markaları 22 Ekim Salı günü Four Seasons Hotel İstanbul at the Bosphorus’ta buluşturdu. 30 farklı ülkeden katılan dijital fikir liderleri, blogger’lar, sosyal medya içerik üreticileri, influencer pazarlaması ve sosyal medya üzerine gerçekleşen panelleri takip etti. Bu yıl INFLOW Summit 225 yerli ve yabancı influencer’ın da aralarında olduğu toplam 500 kişiye ev sahipliği yaptı.

I

NFLOW Global Summit & Awards’19, influencer pazarlaması alanındaki fikir liderleri ve sektör profesyonellerini buluşturdu. Amerika, Rusya, Çin, Almanya, Hindistan, İsveç, Danimarka, İtalya, İspanya’nın da aralarında bulunduğu 30 farklı ülkeden yaklaşık 80 yabancı 100’den fazla yerli influencer INFLOW Global Summit & Awards’19’a katılım sağladı.

Avcı: “Influencer’ların erişim ağı ile 159 milyon kişiye ulaştık” Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren INFLOW Kurucu Ortağı Afşın Avcı “Dünyanın çeşitli ülkelerinde 6 konferans, 8 buluşma etkinliği organize ettik ve 200 markayı influencer’larla bir araya getirdik. Bugün burada 30 farklı ülkeden 76 influencer bulunuyor. Ülkemizden ise 149 influencer’ı ağırlıyoruz. INFLOW Global Summit’e katılan influencer’ların erişim ağı ile birlikte toplam 159 milyon kişiye ulaştığımızı gösteriyor” dedi.

Şengül: “Influencer’larla verimli iş birlikleri kurmak istiyoruz”

Hindistan ve Çin gibi dünya nüfusunun üçte birini oluşturan ülkelerle özellikle ilgilendiklerini aktaran IGA Kurumsal İletişim Direktörü Gökhan Şengül “İstanbul Havaalanı’nı Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olarak görüyoruz. Sosyal medya ve influncer kavramları IGA’nın en önemli çalışma alanları arasında

yer alıyor. Tarihsel geçmişimiz bize bir strateji geliştirme fırsatı verdi, bu da İstanbul’u uluslararası bir merkez haline getirmektir. Bunu gerçekleştirmek için marka elçilerimizin desteğine ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Dünyanın bütün kültürlerinin buluştuğu İstanbul Havaalanı’nda, dünyanın farklı yerlerinden gelen influencer’larla verimli iş birlikleri kurmak istiyoruz” dedi. Konuşmaların ardından ilk konferans; gazeteci, yazar, halkla ilişkiler ve iletişim uzmanı Ali Saydam ve oyuncu Nur Fettahoğlu’nun katılımı ile gerçekleşti. Nur Fettahoğlu dizilerin uluslararası alanda ülke tanıtımına katkılarını anlattı. INFLOW Kurucu Ortağı Afşın Avcı, Twitch Yaratıcı Pazarlama Uzmanı Ryan Lee, Facebook Dikey Strateji Lideri Irmak Emekdaş ve Kişisel Marka Uzmanı Leonard Kim’in de aralarında bulunduğu kendi alanında profesyonel isimler, yaratıcı içerik çıkarma, influencer pazarlaması ve ölçümlemesi konularında konferans verdi. INFLOW Global Summit 2019, İllüzyonist Aref Ghafouri etkileyici gösterisi ile tamamlandı.

Yüksek takipçili influencer’lar, İstanbul’u tanıma fırsatı buldular

INFLOW Global Summit & Awards’19 kapsamında 25 farklı ülkeden katılım sağlayan yaklaşık 80 yabancı influencer 23 Ekim Çarşamba günü boyunca İstanbul’u tanıma fırsatı buldular. Güzellik, bakım, moda, eğlence gibi konularda yüksek takipçili influencer’lar, İstanbul’un dört bir

yanını gezdiler, aynı zamanda takipçilerine şehri tanıttılar.

INFLOW Awards, sahiplerini buldu

INFLOW tarafından bu yıl ikinci kez düzenlenen INFLOW Awards, ünlü isimlerin yanı sıra hem ülkemiz hem de yurt dışından marka ve ajansların katılımı ile 22 Ekim Salı günü Four Seasons Hotel Istanbul at the Bosphorus’ta gerçekleşti. Influencer, marka ve ajans işbirliklerini teşvik etmek amacıyla düzenlenen INFLOW Awards töreni, oyuncu Enis Arıkan ile sunucu Ezgi Avcı’nın renkli ve dinamik sunuculuğuyla gerçekleşti. Türkiye’nin yanı sıra uluslararası arenadaki marka ve ajansların yarıştığı törende 31 farklı kategorideki ödüller sahiplerini buldu. Halk oylamasıyla belirlenen En İyi Youtube Influencer’ı ödülünü Alper Rende, En İyi Instagram Influencer’ı ödülünü Reynmen (Yusuf Aktaş) ve En İyi Twitch Influencer’ı ödülünü Ferit Karakaya aldı. INFLOW Awards kapsamında bu yıl bir yenilik de gerçekleşti. Kadınların teknoloji alanını sahiplenmesini, bu alanda gösterdiği cesaretini ve motivasyonunu önemseyen Teknolojide Kadın Derneği, tüm kadınlara rol model olan ve ilham veren kadınlara, “Yılın Teknolojide İlham Veren Kadın Ödülü’nü” takdim etti. Bu yıl ilki kez verilen ödülün sahibi ise AR tabanlı algoritmalar üzerinden markalara dijital pazarlama çalışmalarında daha fazla verimlilik ve başarı sunan Insider’ın Kurucusu Hande Çilingir oldu.



restaurant 46 hotel & hi-tech

iş’te kadın

Doğasında üretmek ve fayda var!

Funda Özer Baltalı Çocukluk yıllarından başlayarak hep bir çiftlik kurma hayali oldu. Nitekim, tarım ve hayvancılığa ilgi duyduğu bir zamanda keçi çiftliğine yatırım yaparak bu düşünü gerçeğe dönüştürdü. Ne de olsa doğasında üretmek ve fayda sağlamak vardı. “Şanslıydım ama bir hayalim vardı ve bu hayali gerçekleştirmek için çok çalıştım” diyen Baltalı Gıda’nın kurucusu Funda Özer Baltalı, keçi sütü ürünleriyle çıktığı uzun ve meşakkatli yolda bir dünya markası olma ideallerini ve başarılarla dolu girişimcilik öyküsünü bu samimi röportajımızda paylaştı…

Ç

ocukluk yıllarından başlayarak hep bir çiftlik kurma hayali oldu. Nitekim, tarım ve hayvancılığa ilgi duyduğu bir zamanda keçi çiftliğine yatırım yaparak bu düşünü gerçeğe dönüştürdü. Ne de olsa doğasında üretmek ve fayda sağlamak vardı. “Şanslıydım ama bir hayalim vardı ve bu hayali gerçekleştirmek için çok çalıştım” diyen Baltalı Gıda’nın kurucusu Funda Özer Baltalı, keçi sütü ürünleriyle çıktığı uzun ve meşakkatli yolda bir dünya markası olma ideallerini ve başarılı kadın girişimcilik öyküsünü bu samimi röportajımızda paylaştı…

Tekneyi satıp keçi çiftliği kurmakla başladı hikayeniz. Nasıl bir aileden geliyorsunuz? Nasıl bir çocuk geçirdiniz? Çocukluk ve ilk gençlik hayallerinizle başlayalım mı? Çocukluk yıllarım ilkokulu bitirinceye kadar babamın doktor olarak görev yaptığı Nazilli’de geçti. Çok şanslı bir çocuktum. Müthiş bir ilkokul öğretmenim ve mecburi hizmet için Nazilli’de olan, sonrasında Berlin Konservatuarı’ne giden bir piyano hocam vardı. 10 yaşında İzmir Amerikan Koleji’nde yatılı okumam ve o dönemin şartları nedeniyle annemi ve babamı


dönem aralarında görebilmem dışında çok mutlu bir çocukluğum oldu. Bahsettiğim gibi, doktor bir babanın ve ev hanımı bir annenin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldim. Ailemde güzellik, zenginlik gibi konular değil, akıl ve anlayış gibi konular önemliydi. O zamanların şartları altında çocuklarına en iyisini vermeye çalışan annem ve babam, o dönemlerde çok lüks sayılabilecek bir yatırım yaparak bize bir piyano aldılar. Müzik hep hayatımızda oldu. Robert Koleji’nin ardından hukuk fakültesini bitirdim. İlk işim, bir bankada yatırım danışmanlığıydı. Çocukluğumda öne çıkarılan değerlerin olumlu sonuçlarını bütün hayatım boyunca yaşadım. Çalışmak ve üretmek hayatımı anlamlı kıldı.

Seferihisar’da keçi çiftliği kurma fikri nasıl doğdu peki? Bu yatırım kararını alırken, yepyeni bir sektöre adım atarken, neydi tam olarak hayalleriniz, idealleriniz? En güçlü motivasyonunuz ne oldu diye sorsam? Çocukluk yıllarımdan başlayarak hep bir çiftliğimin olmasını ve orada yaşamayı hayal ederdim. İlerleyen zamanlarda tarım ve hayvancılığa ilgi duymaya başladım. Bu alanda bir marka oluşturmak istediğim için şartlarım uygun olduğunda bu sektöre yatırım yaptım. Şanslıydım ama bir hayalim vardı ve bu hayali gerçekleştirmek için çok çalıştım. Kadın olmak bu ülkede belli bir coğrafya ve eğitim düzeyinde bir avantajdır ya da dezavantajdır diyemem. Ben kendi yolumda dış etkenlerden bağımsız bir şekilde ilerlemek isterim. Zaman zaman

“Kadın olmak bu ülkede belli bir coğrafya ve eğitim düzeyinde bir avantajdır ya da dezavantajdır diyemem. Ben kendi yolumda dış etkenlerden bağımsız bir şekilde ilerlemek isterim. Zaman zaman bana söylenen “Siz bir kadın olarak bu sektörde başarılı oldunuz” şeklindeki yorumlara katılmıyorum. Bu tarz sözleri iltifat olarak değerlendiriyorum.” bana söylenen “Siz bir kadın olarak bu sektörde başarılı oldunuz” şeklindeki yorumlara katılmıyorum. Bu tarz sözleri iltifat olarak değerlendiriyorum.

Yatırımın bölge ve ülke tarım ve gıda sektörüne katkılarına dair neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’de tarım ve gıda politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bugüne kadar yaptığım bütün yatırımları kendi kişisel kararlarımla yaptım. Türkiye’de yapılan yatırımlar sanki sadece belli bir bölgenin gelişmesi, kalkınması için yapılıyormuş gibi bir algı ortaya konuyor ki, ben buna karşıyım. Yatırımı öncelikle kendimiz için yaparız, dolaylı olarak etkisi doğal

olarak bölgeye de olur. Biz de bu yatırımı yaparak bölgeye kuşkusuz ekonomik bir hareket kazandırdık. Ama özeleştiri yaptığımda bu yatırımın daha az turistik ve arazilerin daha az değerli olduğu bir lokasyonda yapılmış olması gerekirdi diye düşünüyorum. Plansız şehirleşme tarım arazilerini yok ettiği için bizi de bu anlamda bir tehlike bekliyor.

Bu yolculukta en önemli argümanlarınız tarım, toprak, üretmek, istihdam, değer sağlamak yaratmak olmuş. Daha başka atladıklarımız var mı? Tüm bunlar sizin için neyi ifade ediyor? Hayatımın temelinde üretmek ve yararlı olmak var. Kendi istediklerini


restaurant 48 hotel & hi-tech

iş’te kadın

gerçekleştirebildiğim için kendimi şanslı bir insan olarak görüyorum. Bence üretmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur. Üretmeyen bireyler de bana göre bencil ve mutsuz bireylerdir.

Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Funda Özel Baltalı iş yapma stili ve hayata bakış açısıyla kendini nasıl anlatır? Her zaman net ve açık olmayı sevdim. Bu bakış açısı hayatımı çok kolaylaştırdı. İş yapma sitilim de net ve açıktır. Hedeflerim de net. Bu hedeflere dürüst ve ilkeli çalışarak ulaşmak için gayret gösteriyorum. Başkalarını örnek alırım ancak asla taklit etmem. Başkalarının başarılarından gurur duyar gıpta ederim ama kıskanmam. Çalıştığım iş arkadaşlarımla da sıcak, dürüst ama mesafeli olmaya çalışırım.

Şu an geldiğiniz noktada kendinizi en başında kurduğunuz hayallerin neresinde görüyorsunuz? Daha yolum var diyor musunuz?

Aslında hayatımın geneline baktığımda hayal ettiğimin çok daha fazlasına sahip olduğunu görüyorum. Fakat yine de ve daima yeni hedeflerim oluyor. Daha yapılacak çok iş olduğunu ve katedilmesi gereken çok mesafe olduğunu düşünüyorum.

Biraz da Baltalı Gıda’dan söz etmek isterim. Firma olarak neler yapıyorsunuz? Gündeminizde gıda ve tarıma ilişkin yeni yatırımlar ve projeler var mı? Yeni projelerden ziyade sürekli yatırım yapan bir kuruluşuz. Keçi sütünden ürettiğimiz ürünlerle bir dünya markası olmak üzere faaliyet gösteriyor ve bunun için çok yoğun çalışıyoruz. Bu hedefe odaklanarak çalışmanın bizlere başarıya ulaştıracağına inanıyorum. Bizim şirketimiz özelinde teknoloji yatırımlarımızın dünyada gıda üreten sirketlere paralel olarak her sene yapılması gerekli. İçinde bulunduğumuz ekonomik sartlar gözönüne alındığında giderek zorlaşsa da yatırım yapma




mecburiyeti söz konusu. Özellikle gıda güvenliği ve maliyet düşürülmesi için gerekli bütün yatırımları her sene yapıyor, kapasite artırımı ve ihracat için gerekli yatırımları piyasa şartlarına göre değerlendiriyoruz.

Bir kadın girişimci olarak yaptığınız iş övgüye değer. Benim merak ettiğim, Funda Özer Baltalı bu yatırımda kadın istihdamına ne şekilde tesir etti, iş’te kadını yeterince destekleyebildi mi? Kadın istihdamı Türkiye açısından çok önemli, çünkü kadınlar yeterince fırsat bulamıyorlar. Bizde ise kadınlar çok ön planda. Ancak bu kadın oldukları için değil, gerçekten başarılı oldukları için böyle.

Gastronomi sektörünün ve gastronomi turizminin geldiği aşamaya katkı sağlayanları çok başarılı buluyorum. Bu alanın çok hızlı geliştiğini de düşünüyorum. Gençlerden çok umutluyum. Yetenekli yeni bir nesil geliyor. Gastronomi sektörünün gelişmesi için, öncelikle gençlere daha fazla destek sağlanmalı ve yaratıcılıkları desteklenmeli. Çünkü sektörü geleceğe gençlerimiz taşıyacak. Türkiye’nin en büyük varlığı genç ve iyi yetişmiş nüfusudur. Türkiye’nin doğru kararlar verdiğinde dünya ekonomisinde söz sahibi, komşuları ve dünya ile barışık, insan hakları ve özgürlükler anlamında model ülke olacağına inanıyorum. Bu hedefe varmak için yapılması gerekenler hepimizin malumu olup detay vermek gerekirse bir kitap yazmak gerekir. Ama çok çalışarak ve inanarak bu amacımıza ulaşacağımıza inanıyorum.

Ödüller konusuna gelir isek? Şu an bulunduğunuz konumda sizin için en büyük ödül nedir? Öncelikle beni bu ödüllere layık görenlere teşekkürlerimi sunuyorum. Ama en büyük ödülüm kızım Türkan. Bir anne olarak iyi bir evlat yetiştirmenin önemini ve değerini bazen yeterince ifade edemediğimi düşünüyorum.

Bu tempoda kendinize vakit ayırabiliyor musunuz? Özel zamanlarınızı nasıl geçirirsiniz? Bolca vaktim oluyor ve kendi işlerimi yapıyorum. Zamanımı da kendim düzenliyorum. Bunun bir ayrıcalık

olduğunu düşünüyorum. Kızımla mümkün olduğunca çok vakit geçirmek, spor yapmak ve müzikle ilgilenmek özel zamanlarımı geçirmekten hoşlandığım konular arasında.

Bundan sonrası için iş ve kişisel manada neler hayal ediyorsunuz? Topluma faydalı olmak isteyen, ancak bizler kadar şanslı olmayan kişiler için projeler oluşturmak istiyorum. Gençlerle interaktif ortamlarda buluşarak kişisel tecrübe ve bilgilerimi ve aynı zamanda hatalarımı da aktarmak, paylaşmak istiyorum. Gençlerle buluşabildiğim bu tarz etkinliklerin tümüne severek katılıyorum.


restaurant 50 hotel & hi-tech

marka

İnsan ve çevreyi gözeten bulaşık yıkama teknolojisi: M-iQ Minimum su tüketimi ve etkin enerji yönetimi, son derece ekonomik bir bulaşık yıkama sürecine ve birinci sınıf çevresel performansa katkıda bulunuyor. Kaynakları en çok koruyan yıkama teknolojilerinin başında gelen MEIKO bulaşık makineleri, son 30 yıllık dilimde, MEIKO’nun teknolojileriyle %70 su tasarrufu ve %30 enerji tasarrufu sağlıyor.

B

ulaşık yıkama makinelerinde bir kilometre taşı olan M-iQ konveyörlü ve tırnaklı bulaşık makineleri, maksimum temizliği minimum kaynak tüketimiyle buluşturuyor. Makinedeki tüm prosesler, yenilikçi enerji yönetimiyle, ısının geri kazanılıp sisteme geri aktarılması için tasarlanmış. AirConcept hava akış teknolojisiyle, makinenin temiz ve sıcak kısmındaki hava, soğuk yükleme kısmına doğru yönlendiriliyor, böylece kontaminasyon önlenerek ısı enerjisi makine içinde tutuluyor ve yıkama için ısı sağlanmış oluyor. Her M-iQ’da standart olarak bulunan entegre ısı geri kazanım sistemi, atık hava miktarını en aza indirerek ve havayı soğutarak, doğrudan atık hava bağlantısı gereksinimini ortadan kaldırıyor. Bu sistemle geri kazanılan ısı, tekrar yıkama prosesine aktarılarak durulama suyu ısıtılıyor. Boşaltma alanında sıcak ve nemli hava oluşumu önlendiğinden, kullanıcılar için rahat çalışma ortamı sağlanıyor. AirComfort ile, kurutma bölümündeki hava akımları, dengeleme kanalları üzerinden yıkama bölümünden ayrılıyor. Bilinçli olarak yönlendirilen hava akımları sayesinde üstün bir kurutma sonucu elde edilirken, enerji de yıkamanın her aşamasında proses içerisinde tutuluyor. AirStream teknolojisiyle hareketli bir hava nozulu, farklı bulaşık yüksekliklerine uyum sağlayarak havanın bulaşığa optimum temasını sağlıyor. Alttan etkili hava kanalıyla GN küvet ve benzeri malzemelerin iç kısımlarının da mükemmel bir şekilde kuruması sağlanıyor.

Mevcut tank suyunu kullanarak kendi kendini temizliyor Makinede sistem yıkama yönünün tersine

çalışıyor, böylece temiz taraf gerçekten temiz kalıyor. Tanktan tanka aktarılarak temiz bölümden kirli giriş bölümüne doğru hareket eden durulama suyu, bu esnada çeşitli filtrelerden geçiyor ve sudaki her türlü kir uzaklaştırılıyor. Tank seviyesi kontrol edilerek, su, M-iQ filtresi üzerinden, bitişik tanka ve su ihtiyacı olan herhangi bir tanka aktarılıyor, aynı zamanda su kaybı veya fazlalığı önleniyor. Makinenin kalbi olan kademeli M-iQ filtre, periyodik ters yıkamayla gıda artıklarını aktif bir şekilde yıkama prosesinden uzaklaştırıyor, bu da önemli ölçüde deterjan ve su tasarrufu sağlarken temizlik seviyesi de optimum düzeyde kalıyor. Makinenin her bölümünde standart olarak bulunan M-iQ filtreye istenirse, ilave olarak bir filtre kademesi daha eklenebiliyor, bu da mevcut filtrenin sağladığı %30 maliyet tasarrufuna %10 ilave tasarruf daha getiriyor. Yüksek basınçlı yıkama ve ideal püskürtme geometrisi için bilgisayar tarafından tasarlanarak optimize edilmiş yıkama nozulları tekrar yıkama gerektirmeyen temizlik sonuçları sağlıyor. M-iQ, günün sonunda mevcut tank suyunu kullanarak kendi kendini temizliyor, aynı anda ısı geri kazanım sistemi de otomatik olarak temizleniyor. Geriye, elle temizlenmesi gereken mavi renkle belirtilmiş çok az bir kısım kalıyor.

En iyi yıkama sonuçları sağlıyor, kaynak kullanımını önemli ölçüde azaltıyor İnsan ve makinenin uyum içinde çalışmasını sağlayan GreenEyeTechnology, optimum kapasite kullanımı için kullanıcıyı, bulaşıkların hangi hatlara konulması gerektiği konusunda yönlendiriyor. Aynı zamanda bu sistem

sayesinde bulaşıklar ve sepetler arasındaki boşluklar saptanarak, durulama fonksiyonu sadece bantın bulaşık bulunan kısımlarında çalıştırılıyor. Tüm bu özellikleriyle M-iQ, bir yandan en iyi yıkama sonuçlarını sağlarken, aynı zamanda kaynak kullanımını da önemli ölçüde azaltıyor. M-iQ, diğer makinelere göre %33 daha az su, enerji ve kimyasal tüketirken, temizlik performansı da %30 oranında iyileştiriliyor. Avrupa Birliği Komisyonu’nun talimatıyla Freiburg merkezli Öko-Institut e.V. ile Fransız BIO Intelligence Service’in birlikte yaptığı araştırmada Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan bulaşık makineleri listelenmiş ve bu makinelerin kaynak ihtiyaçları belirlenmiş. Bu kaynaklarda, M-iQ teknolojisi kullanıldığında oluşan tasarruf miktarları aşağıdaki gibidir: *M-iQ teknolojisi yılda 99.000 ton kimyasal tasarrufu sağlar. Bu miktarda kimyasalın (kostik, fosfat, klor vs.) üretimi, atık suya salınımı, nakliyesi gerekmediğinden çevresel yük oluşmaz. *M-iQ teknolojisi yılda 12.300.000 m³ su tasarrufu sağlar. Bu miktar 250.000 nüfuslu bir şehrin bir yıllık su ihtiyacı demektir. *M-iQ teknolojisi yılda 1.900.000 Mwh elektrik tasarrufu sağlar. Bu miktar, 422.000 hanenin veya Hamburg gibi 1,7 milyon nüfuslu bir şehrin elektrik ihtiyacına denktir. *M-iQ teknolojisi enerji bilançosunu iyileştirir ve CO2 emisyonunu yılda yaklaşık 950 milyon ton azaltmaya yardımcı olur.


Sapanca’daki

Doğal Tercihiniz Elite World zincirinin tecrübesini ve ışıltısını yansıtan Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort; iş, tatil, wellness amaçlı konaklamalarınız için doğanın kalbinde sizleri bekliyor.

• 500 ODA • KONGRE SALONU • 18 TOPLANTI SALONU • 8.500

M2

WELLNESS ve SPA ALANI • BİYOLOJİK GÖLET • AQUAPARK

• MACERA PARKI • KIDS CLUB • BAR ve RESTORANLAR • GAME ARENA Otelin yapımı esnasında hiçbir ağaç kesilmemiştir.

• BOWLING • TENİS KORTLARI • BASKETBOL SAHASI

0264 415 10 00


restaurant 52 hotel & hi-tech

marka röportaj

Gözde Ceylan: “Kurumsal giyime moda getirdik”

2

014 yılından bu yana endüstiyel ve horeca sektörlerine yönelik üniforma ve kurumsal kıyafet üretimi gerçekleştiren Gc İstanbul Tekstil, alanında üretim kalitesiyle olduğu kadar giyime moda getiren güçlü tasarım algısıyla da öne çıkıyor. Otel ve restoran sektöründe %70’lik pazar paylarının olduğunu, bu gücü ihracat kanallarıyla da arttırmak istediklerini söyleyen Gc İstanbul Tekstil’in kurucusu Gözde Ceylan ile firmayı ve tasarım-üretim kıstaslarını konuştuk.

Gc İstanbul Tekstil’i tanıtarak ürün ve hizmetlerinden bahseder misiniz? Gc İstanbul Tekstil olarak, hem endüstriyel hem de horeca sektöründeki personeller için üniforma ve kurumsal kıyafetler tasarlayıp, üretiyoruz. Biz kurumsal giyime moda getirdik. Bunun çalıştığımız markalara iki yönüyle değer kattığını düşünmekteyim. Bunları ürettiğimiz kıyafetler; personele özgüven, şıklık, aidiyet duygusu ve rahatlık kattığından dolayı çalışma performanslarının artması, diğer taraftan da kurumsal kimlik hiyerarşisinde önemli ölçüde pay sahibi olan personel kıyafetlerinin, mekanın müşterilerinin gözünden de pozitif algılanması olarak ifade edebilirim. Tekstil, detay gerektiren bir iş. . Hata olasılığı yüksek ama hata affetmeyen bir iş yapıyoruz.. İnce eleyip sık dokuyoruz. Bu sebeptendir ki müşterilerimizin gözünde bizi vazgeçilmez kılan, doğru ürünü doğru zamanda eksiksiz teslim etmemiz.

Horeca sektörüne hangi ürünlerinizle hizmet sağlıyorsunuz? Horeca sektörunde ağırlıklı olarak; şef ceketleri, şef pantolonları, önlükler, spa grubu kıyafetleri, ön büro kıyafetleri, housekeeping kıyafetleri ve garson kıyafetleri gibi pek çok kalemden oluşan ürün gamımız mevcut. Ürünlerin, terletmemesi, kir tutmaması, her gün yıkamaya karşı renk atmaması adına kumaşlara özel olarak uyguladığımız pek çok işlem mevcut.

“Doğuş Grubu ile kurulduğumuz günden beri iş ortağıyız. Kitchenette, Mezzaluna, Fenix, Da Mario gibi pek çok markası için birlikte çalışıyoruz. Yine geçtiğimiz yaz, Doğuş Holding’in markası D-Maris Bay Otel ve otel içinde bulunan Nusr-et Steakhouse, Zuma, La Guerite, Rüya markaları için de çok iddialı ve farklı tasarımlarla güzel bir kreasyon oluşturduk. House Cafe, Divan Brasserie, Divan Bodrum, Mükellef Karaköy, Karafırın ve Godiva gibi başarılı pek çok marka ile her sezon başarılı işlere imzamızı atmaktayız. Ayrıca Horeca sektörü dışında; Watsons ve Vatan Bilgisayar gibi perakende sektöründeki markalara da hizmet vermekteyiz.” Otel ve restoranlardaki pazar payınız, rekabet gücünüz nedir? Otel ve restoran sektöründeki pazar payımız oldukça yüksek. Sektörümüzün en iyi markaları ile çalışmaktayız, pazar payımız %70’lerde.

İhracat yapıyor musunuz? Firmanızın yurt içi ve yurt dışı pazar payı nedir? Bu pay sektörlere ve pazarlara bölgelere göre ne kadarlık bir pay arz ediyor? Yurt dışı pazarına bu sene açılmaya başladık, ilk ihracatımızı Almanya’ya yaptık. İngiltere ile sözleşme noktasındayız. Diğer taraftan da Ortadoğu için Ar-Ge aşamasındayız. İhracata 2019 Eylül ayında başladığımızı göz önüne alırsak, yurt ve yurt dışı pazar payımız %80- %20 diyebiliriz. Hedefimiz ise; bu oranı tersine çevirmek.

Giyim sektöründe ürün tercihlerini işlevsellik ve tasarım anlamında en çok neler belirliyor? Sizin üretim kriterlerinizi neler belirliyor? Kalite standartlarınızdan bahseder misiniz? Projeye özel, teknik özellikli kumaş ve materyal geliştiriyoruz. İnovatif ve sertifikalı

kumaşlar ile uluslararası standartlarda çevreye duyarlı üretim yapıyoruz. Örneğin; sektörde polyester kumaş en çok kullanılan kumaşken, biz hem personel sağlığına önem veren hem de çevreci bir marka olarak, polysterden kumaşlardan uzak durmaya çalışıyoruz

Bağlı bulunduğunuz sektörün Türkiye’deki genel durumu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Firma olarak sektörde kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? Sektörde kaliteye çok önem veren ender firmaların başında geliyoruz. Kullandığımız kumaşlar ve kaliteli işçiliğimiz ile numunelerimizin diğer rakip firmaların numuneleri ile yan yana geldiğinde, birkaç adım önde olduğu açık şekilde fark ediliyor. Bir noktanın daha üzerine basmak istiyorum, açıkçası Türkiye’de üniforma ile ilgili, genel ama yanlış bir algı var. Üniforma kalemi için satın alma departmanın ayırdığı bütçe, diğer kalemlere oranla çok düşük kalıyor ve firmaların sezon içi ihtiyaç sıralamalarında maalesef listenin en sonuna ekleniyor..Biz firma olarak her toplantımızda bu algıyı değiştirmek için çok emek sarf ediyoruz. Önceliğimiz çalışanlara sağlıklı, konforlu ve şık kıyafetler üretmek. Bu bilinci işverenlere de aktarmaya çalışıyoruz. Her geçen gün müşteri güvenilirliğini kazanarak, müşterilerimize değer katan bir marka olarak yolumuza büyüyerek devam ediyoruz.

Gelecek döneme ilişkin hedef ve projelerinizi paylaşır mısınız? Gc İstanbul Tekstil olarak 2020 hedefimiz; ihracat bölgelerimizi arttırmak. İhracatta, firmalar kaliteye ve sağlıklı ürünlere çok önem verdikleri için, firmamızın politikası ile birebir örtüştüğünü düşünüyorum. Yeni yılda, özellikle dry-touch ve organik ürünlere ağırlık vereceğiz. Bir Türk markası olarak yurtdışı markalarının Gc İstanbul Tekstil etiketli üniforma tasarımları da çok ses getirecek, buna inanıyoruz.



restaurant 54 hotel & hi-tech

marka röportaj

Erol Kaya: “Restorancılığa, işletme sahiplerimizi daha iyi anlamak için girdik”

Ü

retiminin yüzde 60’ını ihraç eden bir firma olarak, endüstriyel mutfak ekipmanları sektöründe, üretim kapasitesi ve satış rakamlarıyla üç büyükler arasına girmeyi başaran Kayalar Mutfak, mevcut faaliyetleriyle birlikte restorancılığa da yeşil ışık yaktı. İlk yatırımını Belçikalı Bro’s Burger Kitchen markasıyla Akaretler ve Maslak’ta eş zamanlı olarak hayata geçiren firmanın hedefinde Anadolu Yakası’ndan sonra İzmir, Ankara ve Bursa şubeleri var… Bro’s Burger&Kitchen markasına yatırım kararını ve Kayalar Mutfak’ın yeni dönem planlarını Kayalar Mutfak Genel Müdür Yardımcısı Erol Kaya ile konuştuk.

Bro’s Burger&Kitchen hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Bro’s Burger&Kitchen, 2018 yılında Belçika’da faaliyete geçmiş, Executive Şef Asif Malik’in tecrübesini katarak taçlandırdığı fastfood ürünleri satan bir marka olarak kuruluşunu gerçekleştirmiştir. Belçika ve Brüksel’de iki şubesi vardır. Bro’s Burger&Kitchen, Kayalar Mutfak’ın endüstriyel mutfak sektörü dışında farklı bir alana yaptığı ilk yatırımı. Restoran açmaya nasıl karar verdiniz? Bir Türk yatırımcısı olarak, özellikle Belçikalı Bro’s Burger&Kitchen markasını tercih ederken belirleyici kriterleriniz neler oldu?

Yıllardır yaptığım iş seyahatlerimde birçok işletmeyi ve beraberinde özellikle de mutfaklarını ziyaret etmekteyim. Bu seyahatlerimin birinde Bro’s Burger&Kitchen’ın Brüksel’deki ilk şubesini ziyaret ettiğimde, markanın kendine has özellikleri beni etkilemişti. Burger işletmelerinin Türkiye’de hızlı bir şekilde ilerlemesi, genç nüfusumuz, farklı tatları denemeye açık olan nüfus ve ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz AR-GE çalışmaları bu yatırıma karar vermemde etkili oldu. Bro’s Burger&Kitchen markasını tercih etme nedenim, markanın başındaki Asif Malik’in işletme içinde yürüyen düzeni bizzat kuran ve yöneten, aynı zamanda kendine has ürünleri ve lezzetleri üreten kişi


olmasıdır. Markanın dünyaya açılmak istemesi ve Türkiye ile ilgili fikirleri beni bu konuda yatırıma teşvik etti. Ayrıca yıllardır içinde bulunduğum sektörle bağlantılı bir sektör olmasının bizim işletme sahiplerini daha iyi anlamamız açısından faydalı olacağını düşündüğümden böyle bir yatırıma hazır olduğum zamanda Nurettin Bey ile de birlikte uyumlu bir ortaklık oluşturduk. Yatırım için ne kadar bütçe ayırdınız, rakamlarla aktarabilir misiniz? Bro’s Burger&Kitchen kurulduğunda, sermaye yapısının güçlü olması sebebiyle, bu alanda yapılmış en büyük ödenmiş sermaye olarak düşünebilirsiniz. Günümüz itibariyle yapılan yatırım 2 milyon TL civarındadır, bu yatırımı 2020 yılı sonuna kadar 5 milyon TL’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Kayalar Mutfak olarak bu alana yönelik gündeminizde yeni yatırımlar, projeler var mı? Restoranı farklı lokasyonlara da taşımayı planlıyor musunuz mesela? İstanbul, ekonomik olarak Türkiye’nin en büyük şehri olduğundan markaya ilk yatırımımızı buraya yaptık. İlk olarak 2019 yılı içinde İstanbul’a 3 şube olarak planlanan yatırımın ilk ikisi hızlı bir şekilde gerçekleşerek, Akaretler ve Maslak’ta hizmet vermeye başladı. Bu yıl içerisinde Akaretler ile birlikte eş zamanlı olarak Maslak’ta da hizmet vermeye başlayan Bro’s Burger&Kitchen, yakında Anadolu Yakası’nda da lezzet severlerle buluşacak. 2020 yılında ise İzmir, Ankara ve Bursa’ya birer şube açılma hedefiyle ilerlemekteyiz. Kayalar Mutfak olarak neler yapıyorsunuz? Markayı, bağlı bulunduğunuz kulvarda ne şekilde konumlandırıyorsunuz?

Kayalar Mutfak; kuruluş tarihinden bu yana endüstriyel mutfak sektöründe faaliyet göstermekte olup, yarım yüzyılı aşkın tecrübesiyle sektörün lider kuruluşlarından biri haline gelmiştir. Bugün 26 bin m² kapalı olmak üzere 45 bin m²’lik alanda 500’den fazla personelle; endüstriyel mutfak cihazları imalatı, mutfak ekipmanları imalatı, tasarımı, mutfak proje ve taahhüt konuları ile yaklaşık 2.500 çeşit ürünle sektöründe öncü olmaya devam etmektedir. Kuruluşumuz yurt içi ve yurt dışı proje ortaklarımızla yaptığı uyumlu çalışmalarla gerek sektörün tanıtımı gerekse yeni ürünlerin tüketicilerin hizmetine sunulması ile yapılan ihracat ve ülkemize sağlanan döviz girdileriyle de üstlenmiş olduğu misyonu yerine getirmektedir. “Sektörümüzün üç büyükleri arasındayız” Türkiye genelinde 8 satış mağazamız ve 54 bayiimizle hizmet vermekteyiz. Yeni katılımlar ve yatırımlarla bu hizmet ağımızı daha da genişletmeye devam etmekteyiz. Kalite anlayışını sadece üretim ile sınırlamayıp, satış öncesi ve satış sonrası faaliyetlerimizde de yaptığımız çalışmalarla müşteri memnuniyetini esas alan ilkelerimiz doğrultusunda çalışmaktayız. Yeni teknolojilere uyumlu olarak üretilen ürünleri, tüketicilere fayda sağlayacak ergonomik tasarımları, uluslararası standartlara uygun olarak gerçekleştirmekteyiz. İnsan kaynaklarımıza verdiğimiz önem ve müşterilerimize verdiğimiz iyi hizmetlerimize devam ederek, çağımızın koşulları gereği misyonumuzu en iyi şekilde sürdürmeye kararlıyız. Üretiminin yüzde 60’ını ihraç eden bir firma haline gelen Kayalar, sektörde üretim kapasitesi ve satış rakamlarıyla sektörün üç büyükleri arasındadır.

Erol Kaya kimdir? Yeditepe Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı mezunu olarak yüksek lisansını da aynı üniversitede tamamladı. Lise yıllarından itibaren aile şirketi olan Kayalar Mutfak’ta birçok birimde çalıştıktan sonra 10 yılın üzerinde bir tecrübeyle bugün şirkette genel müdür yardımcılığı yapmakta olan Kaya, Bro’s Burger & Kitchen’ın da şirket ortağı.


restaurant 56 hotel & hi-tech

marka güncel

ISM, yenilikçi ve yaratıcı fikirler arıyor! İnci Holding iştiraki ISM Minibar, 23 yıllık deneyimiyle ağırlama ve konaklama sektörüne yön verirken girişimcilere de kapılarını açtı. Ürettiği minibarların yüzde 70’ini beş kıtada toplam 65 ülkeye ihraç eden ISM Minibar, ekipman veya hizmet kapsamında yenilikçi ve yaratıcı fikirleri olan otel çalışanları için yarışma düzenliyor. Yarışmaya başvurular 15 Kasım’a kadar www. fikirism.com internet sitesi üzerinden yapılabilecek. Tüm projeler ön incelemeden geçtikten sonra 22 Kasım’da seçici kurul tarafından değerlendirilecek ve 20 Aralık’ta kazananlar açıklanacak. Yarışma kapsamında birinciye 10 bin, ikinciye 5 bin, üçüncüye ise 2 bin 500 TL ödül verilecek. Ayrıca Seçici Kurul’un uygun görmesi halinde özel ödül ya da mansiyon da verilebilecek. ISM Genel Müdürü Niyazi Şencan, yarışmayla ilgili olarak yeni iş fikirlerini teşvik etmeyi amaçladıklarını söyledi. Şencan, “Bu yarışmayla dünya ve ülkemiz bazında fark oluşturacak yenilikçi ve teknolojik ürünleri, uygulama, yazılım ve teknoloji çözümleri gibi fikirleri değerlendireceğiz. Yarışmamız, yaratıcı ve yenilikçi fikir ve tasarımları üretmeye yönlendirirken, bireylerin girişimcilik bilincini artırarak yeni iş fikirlerini teşvik etmeyi amaç ediniyor. Buna ek olarak bireysel ve kurumsal fikir sahiplerinin ticari başarı potansiyeli yüksek iş fikirlerinin desteklenerek hayata geçirilmesine de olanak sağlayacağız. Yarışmaya sunulan fikirlerin bir ya da birkaçını karşılamasını beklediğimiz hedefler ise şöyle sıralanıyor; konaklama ve ağırlama sektörü içerisinde fark yaratan hizmet veya ürünle alışkanlıkları değiştirmesi, müşteriye ayrıcalıklı bir konaklama deneyimi sağlayarak müşteri memnuniyetini arttırması, mevcut ürünleri, güncel ve geleceğin yenilikçi teknolojilerini kullanarak geliştirmesi, otel ve benzeri yapıların özel ve ortak yaşam (oda, restoran, bar, mutfak, açık ve kapalı eğlence alanları vb.) alanlarını daha kullanışlı ya da ilgi çekici hale getirmesi, işletmelerin verimliliğini arttırarak işletme masraflarından tasarruf sağlaması ve tesislere olan güveni artırması” diye konuştu.

RATIONAL Türkiye Genel Müdürü Ertan Özdemir emekliye ayrıldı Ertan Özdemir, 3 yıl önce başladığı RATIONAL Türkiye Genel Müdürlüğü görevinden 30.09.2019 tarihinde emekliye ayrıldı. EMEA Bölgesinden sorumlu Başkan Yardımcısı Alexander Wimmer konu ile ilgili “ Ertan bey 17 kişilik ekibi ile RATIONAL Türkiye’nin pazarda iyi bir konuma gelmesini ve tanıtılmasını sağladı. İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya bölgesinde ekibi ile birlikte demo merkezlerinin ve servis ağının geliştirilmesine katkıda bulundu. Müşteri memnuniyetinin her zaman ön planda olduğu şirketimizde, RATIONAL Türkiye olarak bunu üst seviyeye taşıdı. Tabi ki bu RATIONAL Türkiye için güzel bir başlangıçtı ve bundan sonra da aynı şekilde ve daha da artarak devam edecektir.” şeklinde konuştu. Bundan sonraki süreçte RATIONAL Türkiye 17 kişilik ekibi ile birlikte yoluna daha da emin adımlarla ilerleyerek devam edecektir. Ertan Özdemir’in emekliye ayrılmasından sonra görevi RATIONAL Türkiye Satış Direktörü Okan Öztürk ve RATIONAL Türkiye Finans ve İdari İşler Direktörü Kemal Bakırtaş devam ettirecek.

Turyağ’dan yağ sektörüne 6 milyon TL’lik yatırım Turyağ yenilebilir yağlar alanındaki tecrübe ve bilgi birikimini, inovasyon ve teknoloji ile birleştirerek müşterilerine hizmet vermeye devam ederken; yeni kurduğu pilot tesis sayesinde yüksek kalitedeki ürün ve hizmetlerini çeşitlendirerek daha hızlı şekilde sektörün beğenisine sunabilecek. Ayrıca pilot tesisle sağlanan tam otomasyon ile raporlama ve kayıt kapasitesi de artış gösterecek. Rafineri ve margarin üretim bölümlerinin farklı alanlarda yer aldığı konvansiyonel üretim metotlarının aksine, yeni pilot tesiste Turyağ’ın getirdiği inovasyon sayesinde tüm yağ rafine aşamaları tek bir çatı altında toplanacak. Yeni pilot tesis, Turyağ’ın müşterileri ile birlikte özel bir tecrübe geliştirerek pazara yenilikleri daha hızlı sunmasını sağlarken numune üretimi, analiz, kristalizasyon ve dolgu kaplama süreçlerini de daha verimli şekilde gerçekleştirebilecektir. 100 yıllık bir geçmişe sahip Turyağ, Cargill’in 154 yıllık global deneyim ve bilgi birikimini harmanlayarak ihtiyaca yönelik ürün ve hizmetler geliştirerek endüstriyel ve ev dışı tüketim alanlarında geniş bir ürün portföyünü müşterilerinin beğenisine sunmaya devam ederken, müşteri çözümleri odaklı inovasyon kültürüne bağlılığını yeni yatırımlarla gelecek yıllarda da geliştirmeyi planlıyor.



restaurant 58 hotel & hi-tech

şefin gözünden

25’inde

executive şef

Kemal Can Yurttaş B

ir okul gezisi esnasında, koridorlarında gezdiği liseye hayranlığa başlıyor, aşçılığa ilk merakı. Oysa o vakte kadar aklında ne mutfak var ne de yemek yapmak! Belki çocukluk hayallerinden kalma polis olma hevesi, bir miktar acil servis hekimliği... “İkisi de atraksiyonlu, adrenalin dolu işler. Tıpkı aşçılık mesleği gibi hızlı karar verecek, hatasız uygulamaya geçeceksin” diyor, “Aşçılık da zaten böyle bir şey değil mi?” diye de ekliyor. Ardından “ben de bir okul kazanacağım” diyor, Selimpaşa Turizm Otelcilik Lisesi’ne kaydını yaptırıyor, Kemal Can Yurttaş. Daha 16’sında... Okul deyip, salt eğitime yaslamıyor sırtını öyle.

Bir yandan lise sıralarını örnek öğrenciliğiyle aşındırıyor, bir taraftan profesyonel şeflerin mutfağına büyük bir heves ve iştahla tutunuyor. Balık ayıklıyor, soğan doğruyor, çuvallarca patates soyuyor. Malta Köşkü’ndeki stajında “ilk büyük şefim” dediği Şenol Özbay’ın mutfağından küpünü doldurarak çıkıyor.

Afyon günleri...

Mutfağın en genç mutfak şeflerinden biri olarak sektöre adını yazdırmayı başaran Kemal Şef, liseden sonra eğitimini Afyon Kocatepe Üniversitesi’nde devam ettiriyor. Türkiye coğrafyasında o günlerde

yerini pek de iyi bilmediği bu şehir, ilk vakitler, çok acayip geliyor ona. Ne de olsa doğup büyüdüğü İstanbul’un ne sosyokültürel dokusuna ne de yeme içme, eğlence kültürüne uymuyor. Şimdilerde, Türkiye’de en çok sevdiği ikinci şehir statüsüne koyduğu Afyon’dan kaçmayı bile göze alıyor o vakitler. Neyse ki arkadaşları ve hocaları destek çıkıyor da, şehri benimsemesi çok ıstırap vermiyor. Ama sevdi mi de tam seviyor! İki yıllık eğitim süresini başarılarıyla öyle bir parlatıyor ki, o artık hem okulunun hem de ailesinin gururu! 350 kişilik okulun aşçılık takımındaki 10 öğrenciden biri. O zaman gelsin mi kupalar, ödüller, madalyalar...


Alancha mutfağıyla ilk tanışma

Alancha Restaurant’ın tecrübeli şefi Kemal Can Yurttaş’ın Afyon Kocatepe Üniversitesi’nden mezun oluşuna kadar ki öyküsü tam da böyle. Ya sonrası? Conrad İstanbul Bosphorus’un mutfağında ilk üniversite stajını yaptıktan sonra profesyonel çalışma hayatına başladığını anlatan Kemal Şef, daha sonra sırasıyla Rixos Göcek Otel ve The House Cafe İstinyepark’ta çalışıyor. Aşçılık dünyasının umut veren şeflerinden Yurttaş, hemen arkasından Alancha Restaurant’ın Alaçatı şubesine geçiş yapıyor. 2014 yılı sonunda İstanbul’daki yeni şubesi de açılmak üzere o aralar. “Şef Murat Deniz Temel’i tanıyordum. Benden cv atmamı istedi, geldim, görüştük. Şubat 2015’te komi olarak Alancha İstanbul’un açılışında bulundum. Mayısın sonu gibi de Alaçatı’ya geçtim. Yaklaşık 6 ayım orada geçti. Kasım ayı gibi de tekrar İstanbul’a döndüm” sözleriyle Alancha’daki yolculuğunu anlatan Yurttaş, chef de partie, sous şef derken 2017 yılının sonu itibari ile o en çok hayal ettiği mutfak şefliği görevine nail oluyor.

Büyüklerine çalım ata ata yükseliş Genç yaşa sığdırılmış bu övgüye değer tecrübeler, her ne kadar benim kalemimden bir su gibi aksa da, yükseliş öyle sanıldığı gibi kolay olmuyor tabii. Düşünün ki, önünüzde, 35 aşçı büyüğünüz sırada bekliyor. Mesleğinde son derece hırslı ve ayakları yere sağlam basar bir şef

olarak tabir edebileceğim Yurttaş, en başından hedeflerine öylesine bağlı ki, önce 15 kişiyi gerisinde bırakarak kısım şefi oluyor. Keza sous şef olurken de yine benzer çalımlar! Hem seviyor hem de seviliyor, kendi ağzından. Mutfakta çalışkan mı çalışkan! Yatırımcıları da çok seviyor, sahipleniyor. Kendi gibi genç ve deneyimli mutfak şefi Murat Deniz Temel de kol kanat geriyor, destekliyor bu süreçte. Hatta günü geliyor, ayrılacağı mutfağı, güvenle teslim edebileceği bir isim olarak Kemal Can Yurttaş’ı restoranın yatırımcılarına bile öneriyor.

İlk insandan günümüze köklü bir hikayeyi servis ediyor

Eğitim tamam, deneyimler yerinde, hızlı yükseliş takdire şayan... Ya bundan sonrası? Kemal Şef’e, biraz da Alancha mutfağına yönelik çalışmalarından bahsetmesini salık veriyorum. Anadolu mutfağına hakim restoranda müşterilerine a la carte ve tadım olmak üzere iki ayrı menü servis ettiklerini söyleyen Yurttaş, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutan lezzetlerini altı farklı tadım yemeğiyle sunduklarını söylüyor. Müzik eşliğinde bir tabak sunumu değil, sözünü ettiği. İlk insandan günümüze köklü bir hikayeyi gerek lezzeti, sunumu gerekse ambiyansıyla damak severlere yaşatmayı kendilerine misyon edindiklerini anlatıyor. Misal, haşhaşı ve çiğ köfteyi taşın üzerinde dövüyor. O güzelim kuzu etini,


restaurant 60 hotel & hi-tech

şefin gözünden

Yemeği lezzetli kılan ürün kalitesidir, pişirme tekniğidir. Ya şefin yorumu? Bir tarifi yorumlarken en büyük gücünü geleneksel kültürden aldığını anlatan Yurttaş, bir örnekle, dünyanın ilk steak tartarı unvanına sahip çiğ köfteyi yeterince yaşatamamaktan dem vuruyor. Özünü bilmeden yurt dışı mutfaklara açılmamak gerektiğini söyleyen Kemal Şef, “Ben bu mesleğe İtalyan mutfağı ile başlamak istemezdim. Nasıl ki bir doktor, önce pratisyen hekim diploması alır, bir sağlık ocağında çalışır, ardından cerrah olursa, biz Türk şefler için de temel tutkumuz, Türk ve Anadolu mutfaklarımız olmalı. Önce yerelimizi öğrenmeli, sahip çıkmalı, sonra yabancı mutfaklara yönelmeliyiz

altında defneyi yakıp dumanlar eşliğinde servis ediyor. Karidesi, servis masasının tam ortasında sıcak taşın üzerinde pişiriyor. Menünün o günkü yıldızı Hitit mutfağından bir ördek göğsü ise, farklı bir yorumla günümüzün ilk keşkeği olan Hallantiye ile sunuyor.

Alancha, bu kışı ırkçı menüyle karşılayacak

Peki bu kış Alancha müşterilerini ne gibi sürprizler bekliyor, soruyorum. Restoranda, Anadolu mutfağından esinlenmiş bir islim kebabı da tercih edebilirsiniz, Konya yağ somonu ya da fümelenmiş balığı da! Peki daha başka neler? Bu sezon için yepyeni bir tadım menüsü oluşturduklarını dile getiren Kemal Şef, Laz’ından Çerkez’ine, Süryani’sinden Boşnak’ına Türkiye’de yaşayan etnik kökenleri aldıklarını ve tüm bu lezzetleri yakın bir zamanda müşterilerine sunacaklarını söylüyor.

Tabaklarını R&B eşliğinde çıkarıyor

Biraz da şefi tanıtmak istiyorum. Son 4.5 yıldır Alancha Restaurant’ın mutfağını

profesyonellikle yöneten Yurttaş, ‘işleyen demir pas tutmaz’ diyenlerden... Kendi ağzından, hiçbir maddi beklentiye kapılmaksızın ne iş verilirse yapıp, çalışmaktan asla gocunmayan bir mutfak gönüllüsü. “Çünkü mesleğimi çok seviyorum. En büyük şansım da mutfağa erken yaşta başlamam herhalde. Bunu bir hediye olarak kabul ediyorum. Ben dünyadaki her insanın bir yeteneğinin olduğunu varsayıyorum. Önemli olan bu yeteneği keşfetmek sanırım. Aşçılığa olan yeteneğimi erken yaşta keşfettiğim için de kendimi çok şanslı hissediyorum” diyen Kemal Şef için mutfakta başarıyı yakalamanın altın anahtarı, iyi bir ekip çalışması ortaya koymaktan geçiyor. Bu iş birliğini bir zincirin halklarına benzeten Yurttaş, “Bu mutfakta hepimiz bir halkayız, biri koptuğu zaman ritmimiz de bozulur” diyor. Yemek yaparken müzik dinlemeyi ve dinletmeyi ayrı bir önemsiyor, Yurttaş. Mutfakta müziğin motive edici, performans arttırıcı bir gücünün olduğunu anlatan Yurttaş, operasyon esnasında en çok da old school ve R&B müzikleri dinlemekten zevk alıyor.


Mutfağı bir sanat olarak niteleyen Kemal Can Yurttaş, ancak yaptığı işle tamamlandığını söylüyor. Yaşamını işine göre koordine etmekten bir an olsun yüksünmeyen Kemal Şef, kendine özel zamanlar ayıramadığında bundan bir an olsun şikayet etmiyor. Başarının, bir yaşam tarzı haline dönüştürüldüğünde yakalanabileceğine inanıyor. Yeni mutfak adaylarına hayal kurmalarını, Türk ve yabancı şefleri takip etmelerini, gastronomi alanındaki gelişmelere yakın durmalarını, en önemlisi de, zorluklar karşısında pes etmemelerini öneriyor.

Sıfır hatasız planlara odaklı idealler Alancha Restaurant’ın yanı sıra House Of Brothers’in de mutfak şefliği görevini yürüten Kemal Can Yurttaş’ın on parmağında on marifet! Bir dönem Bahçeşehir Üniversitesi’nde Türk mutfağı derslerine giren dinamik şef, Digitürk beIN Gurme kanalında haftanın beş günü yemek programı yapıyor. Önümüzdeki üç yılın sonunda vatani görevini tamamlayarak yurt dışı mutfaklara açılmayı hedefleri arasında koyan Kemal Şef, o kadar programlı ve sistematik ki, ileriye dönük planlarını

şimdiden kalem kalem hazırlamış bile. Kendini Yunan, İtalyan, Suriye, Lübnan ve İsrail mutfaklarına yakın bulduğunu söyleyen Yurttaş, ilk olarak Danimarka’da Noma Restaurant’ta çalışacak, Danimarka’da 3 aylık stajını yaptıktan sonra İspanya’da El Celler de Can Roca Restaurant’ın mutfağına girecek, son olarak da Türkiye’ye dönüp iş imkanlarını değerlendirecek. Üstelik de sıfır hatasız! Ve tabii, pek çok şef gibi o da kendini hazır hissettiğinde hayalindeki restoranını açacak.


restaurant 62 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

5. Gastromasa Konferansı dünyaca ünlü şeflerle ilham verecek Bu yıl 5.si düzenlenecek olan ve gastronomi tutkunlarının heyecanla beklediği Gastromasa Konferansı, 30 Kasım’da İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde meraklılarıyla buluşacak. Her yıl özel bir tema örgüsüyle yola çıkan Gastromasa, bu yıl yaratıcılığın önemli unsurlarından ‘ilham’ temasını işleyecek.

D Aitor Arregi

Albert Adria

Albert Raurich

Alexandre Couillon

Andoni Luis Aduriz

Elena Arzak

Cristina Bowerman

Gaston Acurio

German Martitegui

Gert De Mangeleer

Ivan and Sergey Berezutskiy

Janice Wong

Joxe Mari Aizega

Paco Roncero

ünyaca ünlü iddialı şeflerin workshoplar ve özel sunumlarla sahne alacağı ve bu yıl 5.si düzenlenecek olan Gastromasa Konferansı, 30 Kasım Cumartesi İstanbul Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek. Sektörün ileri gelenleri ve gastronomi tutkunlarını ağırlamaya hazırlanan ve 1 tam gün sürecek Gastromasa’da dünya mutfaklarını temsil eden ünlü şefler kendilerine ilham veren unsurları hazırladıkları özel sunumlarla ziyaretçilerle paylaşacak. Her yıl olduğu gibi bu yıl da konferans öncesi konuk şehir ziyareti gerçekleştirilecek olan etkinlikte şefler ve yurtdışından gelen konuklar, bu yıl Adana ve Gaziantep’i ziyaret edecekler. Dünyanın en ünlü çikolata şefi İstanbul’a geliyor 14 yaşından beri çikolata ile uğraşan Marcolini, en iyi kakao çekirdeklerini bulmak ve mükemmeliyetçiliğiyle birlikte en rafine ürünlerini sunmak için dünyanın dört bir yanında seyahatlere çıkıyor. 1995 yılında dünya pastacılık şampiyonluğunu kariyerine ekleyen Belçikalı çikolatacı zamanının en iyi çikolata ustalarından biri olarak görülüyor. İlham verecekler “Duyuların ustası” olarak bilinen Danimarka’nın önemli restoranlarından olan ve iki Michelin yıldızlı AOC’nin şefi Søren Selin, pek çok yemek yazarı tarafından “Nordik mutfağını punk’tan aristokrata taşıyan genç yetenek” olarak biliniyor. AOC 2 Michelin Yıldızı’na sahip ve bu sıralamayla Kopenhag’ın en başarılı restoranlarından biri sayılan Søren Selin’den ilham almak için 30 Kasım’da Gastromasa’ya davetlisiniz. Yeni nesil Latin Amerika şefleri içinde bir itici güç olan Virgilio Martínez ile efsanenin arkasındaki gizli kahraman olarak gösterilen eşi Pia Leo, Peru’nun biyo-çeşitliliğine duyduğu tutku, And Dağları’ndaki araştırma projesini anlatmak üzere İstanbul’a geliyor. İzleyenlere ışık tutacak Birçoğu Michelin yıldızlı şeflerden oluşan 5. Gastromasa Konferansı’nda

Patrick Roger

Paulo Airaudo

Pierre Marcolini

Soren Selin

Virgilio Martinez and Pia Leon

Andreas Caminada

2015 yılında dünyanın en iyi pasta şefi unvanına sahip şefi Albert Adria, dünyanın en büyük mutfak otoriteleri tarafından Barcelona’da açtığı Dos Palillos için “Asya dışındaki en önemli Asya Mutfağı’nın şefi Albert Raurich, Avrupa’nın en genç 3 Michelin yıldızı sahipli şefi Andreas Caminada, Andoni Luis Aduriz, Gert de Mangeleer, Elena Arzak, Gaston Acurio, German Martitegui, Cristina Bowerman, Alexandre Couillon, Patrick Roger, Aitor Arregi gibi konusunda uzman 20 ünlü şefin konuşmacı olarak yer alacağı Gastromasa’da ayrıca Singapurlu pasta şefi Janice Wong, Moskovalı ikizler Ivan – Sergey Berezutskiy, Bask ürünleri ile Arjantin mutfağı sunan San Sebastian’daki Amelia restoranının şefi Paulo Airado, sanatsal İspanyol mutfağının en prestijli şefleri arasında sayılan Paco Roncero, 2 Michelin yıldızı sahibi mutfaktaki ilham unsurunu irdeleyerek farklı bakış açılarını konferansı izleyenlere ışık tutacak. İki Michelin yıldızlı ve Fransız restoran değerlendirme rehberi Gault Millau’da 20 üzerinden 19 puan alan şef Alexandre Couillon ve Bask Culinary Center’ın Genel Müdürü Joxe Mari Aizega da Gastromasa’da yerini alacak.



restaurant 64 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

Gastronomınin 2023 stratejisini Gastrotalks belirleyecek Gastronomi Turizmi Derneği (GTD), Türkiye’nin 2020 ve 2023 gastronomi stratejilerini belirlemek üzere ilkini düzenlediği Gastrotalks etkinliğinde sektörün kanaat önderlerini 26 Ekim Cumartesi akşamı Hilton İstanbul Bosphorus’ta bir araya getirdi.

G

astronomi Turizmi Derneği ev sahipliğinde gerçekleşen Gastrotalks‘ ’Kanaat Önderleri Konuşuyor’’ temalı etkinliğin ilk konuğu ünlü seyahat yazarı ve tarihçi Saffet Emre Tonguç olurken, özel ikramların sunulduğu programa; İstanbul’un Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Hülya Kaya, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın, MÜSİAD Kahramanmaraş Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı ve Alpedo Dondurmaları sahibi Sami Kervancıoğlu, TÜSİAD’dan Seda Mızraklı Ferik’in yanı sıra turizm ve gastronomi sektörünün önemli temsilcileri katıldı.

Milli değerlerin önemine dikkat çekildi

Türkiye gastronomisinin gelişimi için gerekli olan stratejik planların tüm detaylarıyla masaya yatırıldığı program dahilinde milli değerlere sahip çıkmanın önemine vurgu yapılırken, bu kapsamda müze, restoran ve otellerin bir bütün olarak ele alınmasının önemli olduğu ifade edildi. UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na gastronomi kategorisinde giren kent sayısının Gaziantep ve Hatay ile sınırlı kalmamasının, Türkiye’nin diğer gastronomik ve kültürel marka

kentlerinin de keşfedilmesinin sektörün gelişimi adına önemli bir adım olacağı inancının paylaşıldığı Gastrotalks kanaat önderleri buluşmasında bu konuda belediyelerden gelecek yatırım desteğinin de önemine işaret edildi.

Boztepe: “Her ay farklı bir konuk ve temayla devam edeceğiz” Türkiye’nin gastronomi alanında 2020 ve 2023 stratejilerini belirlemek amacıyla ilk buluşmalarını gerçekleştirdiklerini belirten Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe, “Bir sonraki adımda ortaya çıkan özet raporu


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile paylaşacağız” diyerek şunları söyledi: “Gastronomi Turizmi Derneği ülkemizde bu konuda çalışmaları ilk kez başlatan, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve TÜRSAB ile entegre çalışan tek kurumdur. Gastrotalks organizasyonları ile Türkiye’nin kanaat önderlerini GTD üyelerimiz ile buluşturup, 2023 gastronomi stratejileri belirleniyor. Dokümanlar Kültür Turizm Bakanlığı’na iletilmektedir. Biz bu etkinliği her ay farklı bir konuk ve temayla devam ettirmek istiyoruz”.

Tonguç: “Herkes elini taşın altına koymalı”

Gastrotalks etkinliğinin ilk konuğu olan Saffet Emre Tonguç, yoğun ilgiyle dinlenilen konuşmasında bir turizm çeşitlemesi olarak gastronomi turizminin gelişmesi için sektördeki herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini söyledi. Tonguç, “Anadolu’daki artık güzel yemekler restoranlarda değil, evlerde yapılıyor. Müzeler de buna ciddi bir katma değer sağlıyor. Bizim ülkemizde İtalya’dakinden çok daha fazla Roma dönemine ait eser var, kıymetini bilelim” diye konuştu.

Kaya: “Her konuda yanınızdayız”

İstanbul’un Turizmden Sorumlu Vali Yardımcısı Hülya Kaya, konuşmasında GTD Başkanı Gürkan Boztepe’yi nitelikli organizasyonu dolayısıyla tebrik ederken, her konuda yanlarında olduğunu belirtti. TÜRSAB Gastronomi İhtisas Komite Başkanı Ömer Kartın, Türkiye’nin gastronomik değerlerni ön plana çıkartmak üzere başlattıkları Gastro-Tren Projesi ve GTD iş birliklerini aktardı. Kahramanmaraş Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Sami Kervancıoğlu ise, şehrin 800 çeşit yemeğinden ve kültüründen bahsetti. Ünlü gezgin Serda Büyükoyuncu’nun Tonguç ile birlikte seyahat deneyimlerini aktardığı etkinlikte Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’in davete özel hazırlanan menü katılımcılardan tam not aldı. Çok samimi geçen toplantı yemeği sonrası Saffet Emre Tonguç sevenlerine imzalı kitabını takdim etti.


restaurant 66 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

2019’un Top Chef’i belli oldu Türkiye’nin lider toplu yemek ve destek hizmetler sağlayıcısı Sofra/Compass Group Türkiye’nin bu yıl yedinci kez düzenlediği geleneksel Top Chef 2019 Yarışması’nın birincisi belli oldu. Senede bir gün rakip, geri kalan her gün ekip olan 7 şefin yarıştığı Top Chef 2019’da birinci, Şef Ayhan Özdil oldu.

S

ofra/Compass Group Türkiye tarafından bu yıl 7’ncisi kez düzenlenen “Top Chef 2019”, 12 Ekim’de İstanbul Gastronometro mutfağında gerçekleştirildi. Türkiye genelinde yapılan bölgesel seçmeler ile büyük final için yarışan şefler, birinci olabilmek adına kıyasıya bir mücadele sergiledi. Toplamda 83 şefin yarıştığı elemelerde Top Chef 2019’un büyük finali için yarışacak 7 şef belirlendi. Jüri üyeliğini, Türk Yemek Uzmanı ve Yazar Sahrap Soysal, Food in Life Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen, Tarif Geliştirici, Yemek Tasarımcısı Pelin Bozkurt Bilgiç, Gastronometro Yönetici Eğitmen Şef Vedat Demir, Metro Danışman Şefi Yahya Tayfun Karayel’in yaptığı Top Chef 2019’da, birincilik ödülünün sahibi Şef Ayhan Özdil oldu.

Lezzetin ustaları yarıştı

Sofra Compass Group tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen etkinlikte, birbirinden profesyonel şefler hünerlerini sergiledi. Usta şefler tarafından hazırlanan benzersiz yemek tabakları, konusunda uzman kişiler tarafından değerlendirildi. Finale kalan 7 profesyonel şeften, 90 dakika içerisinde başlangıç, ana yemek ve tatlıdan oluşan

3 farklı tabak sunumu hazırlamaları istendi. Ortaya çıkan menüler jüri üyeleri tarafından lezzet, sunum, yaratıcılık, mutfak teknikleri, hijyen gibi kriterler çerçevesinde değerlendirildi.

“Yılda bir gün rakip, geri kalan zamanda ekibiz”

Top Chef 2019 Türkiye finali birincisi Şef Ayhan Özdil, duygularını şu cümlelerle ifade etti: ‘’Bu yılın birincisi olmaktan çok mutluyum. Aynı çatı altında, birlikte çalıştığım, her biri birbirinden değerli ve yetenekli şef arkadaşlarımla böyle keyifli rekabet içinde olmak çok değerliydi. Sürpriz zorluklara karşı hepimiz elimizden geleni yaptık, heyecanlı bir o kadar da eğlenceli bir süreç yaşadık, jürideki değerli isimler heyecanımızı katladı.’’

Yemek kültürüne verdikleri önem ve değeri geleneksel olarak gerçekleştirdikleri etkinlikle desteklediklerini belirten Sofra / Compass Group Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Nihat Kartal, “Değerlerimizi yaşatmak ve yansıtmak için sürdürülebilir çalışmalarımıza devam ediyoruz. Sofra/ Compass ailesi olarak, bu yıl 7.’sini düzenlediğimiz Top Chef yarışmamıza olan heyecanımız her yıl katlanarak artıyor. Bir yarışmadan çok ülkemizin yemek kültürünü değerli insanlar ile paylaştığımız etkinliğimizde, gastronomi kültürünün yaygınlaşması adına bizlere destek olan şeflerimizle birlikte olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Top Chef yarışmasının gastronomi alanında yeni fırsatlar yarattığına inanıyoruz” dedi.



restaurant 68 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

İstanbul Coffee Festival’den 44.118 ziyaretçi ile yeni bir rekor Dream Sales Machine’in kahve sektöründe dünyaca tanınan etkinliği İstanbul Coffee Festival, KüçükÇiftlik Park’ta 44.118 ziyaretçinin katılımıyla gerçekleşti. Festival kapsamında atölye çalışması, söyleşi ve panel olmak üzere 33 etkinlik ve 24 konser düzenlendi.

A

vrupa’nın en büyük iki kahve festivalinden biri konumunda olan İstanbul Coffee Festival, 6. yılında nitelikli kahvenin kaynaktan başlayan yolculuğunu kahvenin geçmişi ve günümüzün yeni nesil lezzetleri ile birlikte paylaştı. Her yıl onlarca kahve profesyonelini kahveseverlerle buluşturan festival, bu yıl da eğitici ve eğlenceli içeriklerle dolu workshop ve seminer programına ev sahipliği yaptı. 44.118 kahveseverin katılımıyla gerçekleşen festivalde 33 etkinlik ve 24 konser düzenlendi. Kahvenin yanında 8 ton süt ve 9.000 şişe su tüketildi, arıtılmış su miktarı 54.742 litre olarak gerçekleşti.

İstanbul’un marka festivali İstanbul’un marka festivali konumunda bulunan İCF, bir kent festivali olarak

büyük ilgi görüyor. Kahvenin yarattığı duygular ve yaşam alanları üzerine kurgulanan festivalin programında her yıl sevilen lokal kahve dükkanlarının yanı sıra dünyaca ünlü coffee shop’lar, kendi evinin baristası olmak isteyenler için çeşitli workshop ve seminerler, farklı aktivite alanlarında yeni deneyimler ve sevilen müzisyenlerin konserleri yer alıyor.

Sesli: “Eylül, kahveseverler için özel bir anlam ifade etmeye başladı” İstanbul Coffee Festival’in kahve denilince akla gelen en büyük organizasyon olarak hafızalarda pekiştiğini ve festival sayesinde artık eylül ayının kahveseverler için özel bir anlam ifade ettiğini belirten Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli,

başta festivalin ana sponsoru Axess olmak üzere tüm sponsor firmalara ve ziyaretçilere teşekkürlerini sunduğunu söyledi. İCF’nin Türkiye’de kahve sektörünün geldiği aşamayı da temsil ettiğini belirten Sesli, 2020 yılında yine birbirinden farklı etkinlik ve yeni deneyimlerle organizasyonu daha da ileriye taşıyacaklarını vurguladı.

Alper Sesli



restaurant 70 hotel & hi-tech

gastro etkinlik

31.729 kahvesever Ankara Coffee Festival’de buluştu Dream Sales Machine tarafından bu yıl Bilkent Center’da 4’üncüsü gerçekleştirilen Ankara Coffee Festival, 31.729 ziyaretçinin katılımıyla tamamlandı. Festival kapsamında 25 atölye çalışması ve 23 konser düzenlendi.

A

nkara Coffee Festival, 4. yılında nitelikli kahvenin kaynaktan başlayan yolculuğunu kahvenin geçmişi ve günümüzün yeni nesil lezzetleri ile birlikte paylaştı. 31.729 kahveseverin katılımıyla gerçekleşen Ankara Coffee Festival yeni bir katılımcı rekoruna imza atarken, festival kapsamında 25 atölye çalışması ve 23 konser düzenlendi. Kahvenin yanında 6 ton süt ve 5.500 şişe su tüketildi, arıtılmış su miktarı 42.462 litre olarak gerçekleşti.

Başkentin kahve kokulu festivali Her yıl onlarca kahve profesyonelini kahveseverlerle buluşturan Ankara Coffee Festival, bu yıl da eğitici ve eğlenceli içeriklerle dolu workshop ve seminer programına ev sahipliği

yapıyor. Kahve meraklıları için workshop alanında demleme teknikleri, duyusal tadım, kahveli içecekler, kahve yemek eşleşmeleri başlıkları altında atölye çalışmaları yapılıyor, seminer ve panellerde merak edilen konular katılımcılarla paylaşılıyor. Ankara Coffee Festival’in 4. yılında çok daha olgun bir organizasyon niteliği kazandığını ve sadece birkaç yıl içinde dünya çapında tanınan İstanbul Coffee Festival’i yakaladığını söyleyen Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli, ACF’nin her yıl yeniliklerle geleceğini ve başkentlilerin beklentilerinin de ötesine geçeceğini vurguladı. Bilkent Center’ın festivale büyük destek sağladığını vurgulayan Sesli, festivale katkı veren tüm sponsorlara ve ziyaretçilere teşekkürlerini sundu.

Bu yıl yenilenerek bünyesine birçok ulusal firma katan Bilkent Center, Festivalde 20. yılını kutladı. Alanı dolduran binlerce kahve tutkununun yer aldığı kutlamada pastayı Tepe Emlak Yatırım İnşaat Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Hayal Olcay; Bilkent Center AVM Müdürü Ayhan Aytekin ve yönetim ekibi ile birlikte kesti.



restaurant 72 hotel & hi-tech

gastro güncel

WWF-Türkiye ve TURYİD, sıfır atık için “kullan at-ma” dedi WWF-Türkiye ve TURYİD, plastik kirliliğine dikkat çekmek için yelken açan WWF’in Blue Panda Teknesi’nde, restoranlara yönelik bir atık azaltma girişimi başlattı.

W

WF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD), WWF’in Blue Panda Yelkenlisi’nin Türkiye ziyareti çerçevesinde Sıfır Atık hareketine destek amacıyla bir girişim başlattı. Daha sağlıklı ve iyi korunan bir Akdeniz için yelken açan tekne Akdeniz’de plastik kirliliğine dikkat çekiyor. Bu çerçevede TURYİD üyesi restoranlardan harekete katılanlar da, Blue Panda yelkenlisinde düzenlenen etkinlikte, “Atık Azaltma Taahhütleri”ni açıkladı.

Toplam 22 restoran, 121 şube WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli ve TURYİD Başkanı Kaya Demirer’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe katılan restoran sahipleri; Amerikan servislerin kaldırılması, suyun sürahide servis edilmesi, tek kullanımlık şeker paketlerinin kaldırılması ve pipet kullanılmaması gibi taahhütlerde bulundular ve diğer restoranları da bu harekete katılmaya davet ettiler. Toplam 22 restoran, 121 şubesiyle hareketi başlattı. Taahhüt edilen azaltımlar sonucunda bir yılda 2700 ağaç kesilmemiş olacak; 6 ton alüminyum, 460 ton su tasarrufu sağlanacak ve 42 ton daha az plastik atık çıkacak.

Pasinli: “Akdeniz’i kirleten atıkların %95’i plastik” WWF-Türkiye Genel Müdürü Aslı Pasinli, etkinlik kapsamında yaptığı konuşmada Akdeniz’deki plastik

kirliliğine dikkat çekerek şunları söyledi: “WWF’in geçtiğimiz yıl yayımlanan ‘Plastik Kapanından Çıkış: Akdeniz’i Plastik Kirliliğinden Kurtarmak’ başlıklı raporuna göre, Akdeniz’in açık sularını, deniz tabanını ve kıyılarını kirleten atıkların %95’ini plastik maddeler oluşturuyor. Akdeniz’e kıyısı bulunan Avrupa ve Afrika ülkelerinde plastiklerin çoğu yolculuğunu Akdeniz’de tamamlayıp deniz hayatına büyük bir tehdit oluşturuyor. Ne yazık ki bu tablonun kaynaklarından biri de biziz. Türkiye bir yandan Akdeniz’deki plastik kirliliğinin sorumlularından biri, öte yandan Akdeniz’deki plastik kirliliğinin en çok etkilediği sahiller ülkemizde bulunuyor.” Pasinli konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Bugün, bu kirliliğe dikkat çekmek için tüm Akdeniz’i kat ederek İstanbul’a ulaşan Blue Panda Yelkenlisi’nde, TURYİD’e üye restoranlar, bu kirliliği önlemek için atacakları adımları duyurmak için bir araya geldi. Geçen yıl, bireyleri tek kullanımlık plastikleri bırakmaya davet ettiğimiz “1 Güzel Hareket” kampanyamızla 110 binin üzerinde taahhüt topladık. Bugün de bu daveti duyan, birer güzel hareket yapan restoranlarla bir aradayız. Bunlar küçük adımlar gibi görünebilir, ama bir araya geldiğinde anlamlı değişiklikler oluşturuyor. Onların bu güzel hareketlerinin devamının geleceğine, çığ gibi büyüyeceğine inanıyorum. Hadi gelin, hepimiz birer güzel hareket yapalım.”

Demirer: “Sektörde atık azaltımı için çalışacağız” TURYİD Başkanı Kaya Demirer ise konuşmasında yeme içme sektörünün atık yoğun bir sektör olduğuna dikkat çekti: “Her gün restoranlarda milyonlarca öğün yemek yeniliyor. Bunun sonucunda oluşan yıllık gıda, ambalaj ve plastik atığı çok ciddi rakamlara ulaşıyor. Bu nedenle atacağımız her adım ciddi değişiklik yaratma gücüne sahip. Yemeiçme sektörüne daha bilinçli bir tüketim anlayışı getirmek amacıyla TURYİD olarak WWF-Türkiye ile sektörümüzdeki atık miktarını azaltmak için çalışacağız.” Sözlerini “Bugün üye restoranlarımız şubelerinde atık azaltmaya yönelik taahhütlerini açıklamak için bir araya geldi. Restoranlarımızda kaynakların daha verimli kullanılması ve atık oluşumunun azaltılması amacıyla #birgüzelhareket yaparak, biz de yarınlarımız için önemli bir katkı sağlayabiliriz” diyen Demirer, konuşmasını ülkemizdeki tüm restoranları bu hareketin bir parçası olmaya davet ederek bitirdi.

Taahhütte bulunan restoranlar: Akbabalı, Banyan, Bidaha, Bigchefs, Brasserie Polonez, Brewmark, Cantinery, Firuze, Frankie İstanbul, Grıll Polonez, İncirli Şaraphane, Kırıntı, Kydonıa, La Mancha, Lucca, Midpoınt, Pocoloco, Rana By Topaz, Tadında Anadolu, Tickerdaze, Turcusıne, Welldone.



restaurant 74 hotel & hi-tech

gastro güncel / makale

Gastronomi Turizmi Derneği (GTD) Başkanı

Gürkan Boztepe En az yatırım ile yapılabilecek en hızlı tanıtım cevheri olarak; Gastronomi Turizmi! Ülkemizde en hızlı ve yatırımı en az olan tanıtım, Gastronomi Turizmi tanıtımıdır. Gerek yurt içinde gerekse yurt dışında tanıtım konusunda izlenecek en aklıllı stratejidir, Gastronomi Turizmi... Dünyadaki önemli filmlerin içinde İtalya, Çin ve Peru gibi ülkelerin yemek sahnelerini sürekli şekilde görmekteyiz. Bilinçaltımıza devamlı olarak bu kültürler işlenmekte. Turizm Bakanlığımız ve Yunus Emre Enstitüsü’nün bu konuda çok daha önemli adımlar atması ümit verici! Türkiye Seyahat Acentaları Birliği’nin de 10 ülkede tanıtımlara başladığını biliyorum. Migros bile Anadolu ürünlerimiz için bir köşe açtı, doğal ürünler kategorisinde pazarlıyor. Türkiye çapına yayılan gastronomi festivallerine bakıyoruz; Adana, Kastamonu, Gaziantep ve daha pek çok etkinliklerde ürünlerimiz sergilenmekte.

Ancak tüm bu yapılan işlerle beraber bizim için yurt dışı tanıtımlarına ayrı bir önem taşımalı. Bu anlamda Çin ve Amerika gibi gelir seviyesi yüksek pazarların yanı sıra Ukrayna, Almanya ve Rusya gibi noktalarda da tanıtımlara ağırlık vermek önemli. Bu konuda belediye başkanlarımıza da önemli görevler düşmekte. Her şehrin kültürü gastronomik etkinliklerle aktarıldığında çok daha efektif sonuçlar alınacağı düşüncesindeyim. Bu organizasyonların bakanlıkça denetlenmesi hepimiz adına çok daha sağlıklı olacak şüphesiz! Dünyada kinoa vb. ürünler stratejik olarak ön plana çıkartılıyorsa biz de bulgur, yoğurt, çay vb. ürünlerimizi doğru şekilde tanıtabilmeliyiz. Bu konuda da gastronominin ileri gelenlerine önemli görevler düşmekte.

Bunlar içinde otellerimizde işlemeyen restoranlar konusu başlı başına önem arzetmekte. Bu konuyu masaya yatırmak ve temalı özel restoranlarla acilen aksiyon almak gerekiyor. Aynı şekilde dünya metropollerinde de Türk mutfağının tadımlanabileceği özel Türk restoranlarımızın sayısını arttırmak bir ülke politikası haline getirilmelidir. Dünyada tescilli ürünler ise, ele alınması gereken bir diğer önemli konu. Bu noktada adetlerin artması ve UNESCO tarafında somut olmayan kültürel miras listesine ve gastronomik kentler listesine Gaziantep ve Hatay haricinde ilaveler yapılması gerektiği düşüncesindeyim. Kültür ve Turizm Bakanımiz Mehmet Ersoy’un da dediği gibi, bu sene 7 şehir hedef olmalıdır. Bu koşullar sağlandığında, Gastronomi Turizmi tanıtımı konusunda ülkemizin hakettiği yere geleceğine inancım tamdır.



restaurant 76 hotel & hi-tech

gastro güncel / makale

Tur Andiamo Genel Müdürü

Cem Polatoglu Türk kahvesi her şey dahil sisteminden çıkartılsın! Türk kahvesi dünyada son yıllarda yükseliş trendinde. Hakkıdır. Yıllarca Türk kahvesinin de kopyasını yapmak istediler, yok Yunan Kahvesi, olmadı Kıbrıs Kahvesi, Sırp Kahvesi... Tutmadı. Ne tadı tuttu ne fincanı ne telvesi ne de sunumu... Bir anım var konuyla ilgili; Ege Adaları’nda feribotla bir adadan diğerine geçiyorum. Baktım yanımdakiler Türk kahvesi içiyor. Dedim: - 2 Türk kahvesi de bize. -Yok dedi garson. - E bu ne dedim, yanımda kahve içenlerin fincanını göstererek. - O dedi Grek (Yunan) kahvesi. - Peki dedim (tartışmayalım sabah sabah) Getir bize de 2 Yunan kahvesi. -Garson döndü ocağa ve nasıl yazıldığını

bilmiyorum ama dedi ki “Do CAFE TURKO”

Eşlik ister Türk kahvesi. Sohbet ister, lokum ister, su ister...

Bugün dünyanın en ünlü kahvelerinde bile Türk kahvesi özel sunumla en pahalı kahve olarak servis ediliyorsa vardır bir hikmeti. Göreceksiniz önümüzdeki 5 yılın en trendy kahvesi “Türk kahvesi” olacak.

Kendine özel fincanı var, kulpu var, cezvesi var, tepsisi var, danteli var.

Çünkü; - Dünyanın sunumu en estetik kahvesidir, Türk kahvesi. En sağlıklısıdır. Antioksidandır. Doğaldır, konsantre ürünler gibi katkı maddesi barındırmaz. Öyle her önüne gelen bu kahveyi kıvamında yapamaz. El ister, yürek ister, tecrübe ister, sevgi ister... Marifetlidir bizim kahvemiz. O kız ister, fal bakar, dedikodu yapar. Buluşma, görüşme hatta barışma bahanesidir.

Ve dayanılmaz kokusu, muhteşem bir tadı var... Geçtiğimiz yıllarda gazetelerde şöyle bir haber vardı; Otellerde Türk kahvesi her şey dahil sisteminden çıkartılıyor. Sıkma portakal suyu gibi ekstra ücretle alınabilecekmiş. Aslında doğru bir karar. Sen Türk kahvesine özel bir adam tutacaksın, onu özel kıyafetlerle donatacaksın, her biri birbirinden şık malzemeler alıp ya odun ya kömür ateşinde veya kumda ağır ağır pişireceksin. Aman taşmasın diye de her saniye başında bekleyeceksin. Sonra da ücretsiz vereceksin. E günah, bırakalım da her şey dahil sistemine Türk kahvesi girmesin...



restaurant 78 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Lezzeti aynı, adı farklı Karadeniz Alası, halk tarafından bilinen adıyla “Yerli Somon”, Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nün kararıyla artık “Türk Somonu” olarak raflardaki yerini alıyor. Baraj göllerinde yetiştirilerek 180/220 gram ağırlığa ulaştıktan sonra Karadeniz’de yer alan çiftliklere nakledilen ve Karadeniz’in soğuk sularında yaşam serüvenlerine devam eden bu balıklar, 3-4 kilogram ağırlığa ulaştıklarında hasat ediliyor. Kocaman Balıkçılık olarak, Karadeniz Alası’nın ismi değişerek Türk Somonu olarak anılmasının yerinde bir karar olduğunun altını çizen Kocaman Balıkçılık Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kocaman, bu sayede insanların ürünü daha rahat ayrıştırabileceğini söyledi. Nihai tüketicinin Karadeniz Alası denildiğinde zihninde somon oluşmadığını belirten Kocaman, Türk Somonu’nun Omega 6 açısından Norveç Somonuna göre daha zengin olduğuna dikkat çekti.

Balın en doğal ve lezzetli hali Babamın Balları Çocukluğunda edindiği izlenimler doğrultusunda, profesyonel eğitimin hemen arkasından arıcılık hobisini profesyonel hayata taşıyan kadın girişimci Reyhan Eti, Babamın Balları markasının üçüncü kuşak temsilcisi. Kırklareli’nin, Bulgaristan sınırına sıfır mesafede kurulmuş eski bir Balkan Köyü’nün ilk arıcılarından olan dede Hasan Osman Eti ve babasından el alarak ‘Babamın Balları’ markasını bal severlerle buluşturmaya devam eden Eti, bir kadın girişimci olarak, mevcut olanaklarını kullanarak bal severlere büyük bir hassasiyetle balın en doğal halini sunmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek, “Şifa kısmında bizim balımız bu görkemli ağacın haziran ve temmuz aylarında gündüzleri sıcak, geceleri ise soğuk olması ile oluşan ısı farkı meşe yapraklarında salgı oluşturur ve bu salgıyı toplayan arılar, kovanlarına bal ile birlikte adeta sağlık taşırlar. Meşe balının antioksidan bakımından zengin olması, üniversitelerde araştırma yapan öğretim görevlilerinin de dikkatini çekmiştir. Antioksidan deposu Meşe balı yapılan araştırmalarda fenolik bileşenleri yönünden zengin olduğu ve 5 kat daha fazla antioksidan karaktere sahip olduğu görünmüştür. Bu da demek oluyor ki, meşe balının vücudun savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir. Solunum yolu enfeksiyonları, mide rahatsızlıkları, yara ve yanıklar, en önemlisi de kanser hücrelerinin oluşumuna karşı bu ürünler doğal birer besin kaynağıdır” diyor.

En erken hasat ile eczanelerde! ‘Hermus Emerald Selection’ Natural Sızma Zeytinyağı’nı Manisa – Köprübaşı’ndaki bahçelerindeki yüksek verimli zeytinlerinden üreten Hermus, sınırlı sayıda üreteceği ‘Emerald Selection’un hasadını 24 Eylül itibari ile başlattı. 20 kilogramdan 1 kilogram elde edilerek üretimine başlayacağı ‘Hermus Emerald Selection’ ile İstanbul ve Paris’in en seçkin 10 eczanesinde satışa çıkmaya hazırlanan yüksek polifenollü ürün, rekor seviyede düşük asit oranıyla dikkat çekiyor. Soğuk sıkım tekniği ile elde edilen ‘Emerald’ sınırlı sayıda üretildiğinden 100 ml’lik özel, altın baskılı şişelerinde sağlıklı beslenmeye değer veren meraklıları ile buluşacak.

Türk lezzetleri Amerikalılara Türk kahvesiyle tanıtıldı Ege İhracatçı Birlikleri, Türkiye Tanıtım Grubu ile işbirliğinde Ege Bölgesi’ne özgü incir, üzüm yanında; fındık, antep fıstığı, çikolata ve Türkiye’den gelen geleneksel tatlıları Türk kahvesi eşliğinde Turkish Coffee Lady firmasıyla bir karavanla bir ay boyunca New York’tan Washington D.C.’ye kadar tanıttı. Tüketiciye ulaşmada tadım etkinliklerinin çok önemli olduğunu ifade eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı Birol Celep, “Benzer bir tadım etkinliğini 23-25 Haziran 2019 tarihlerinde ABD’nin en büyük gıda fuarı New York Summer Fancy Food Fuarı’nda gerçekleştirdik. Fuar süresince ziyaretçilere Türk kahvesinin yanı sıra, Türk lokumu ve çikolata ikram ettik, Türk gıda ürünlerinin tanıtımını yaptık. 2018 yılında 927 milyon dolar gıda ürünleri ihraç ettiğimiz ABD pazarında 2 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için tadım etkinliklerimizi devam ettireceğiz” diye konuştu.


...PROFESSIONAL FURNITURE SOLUTIONS...

Hotel Restaurant Cafeteria Mobilyaları

Adres : Yeni Mah. Şehit Polis Ahmet toprakoğlu Cad. no 118 Sarıçam/ADANA

0(533) 779 58 79 0(533) 77907 69

info@horecamobilya.com


restaurant 80 hotel & hi-tech

gastro aktüel

La Lorraine Türkiye yatırımlarına devam ediyor Belçika’nın ünlü unlu mamüller markası La Lorraine, Türkiye’deki yatırımlarına devam ediyor. 5 yıl önce girdiği Türkiye pazarına, 2016 yılında Manisa’da hayata geçirdiği 58.000 m2’lik fabrikasındaki günlük 80 ton üretim kapasitesi ile dünyanın en seçkin lezzetlerinden oluşan reçeteleriyle ürettiği lezzetli ekmek, kruvasan ve çörekleri Türkiye pazarına sunan şirket, geleneksel Türk hamur işlerini de dünyaya ihraç etmeye başladı. Türkiye’yi Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgelerinin merkez üssü yapan La Lorraine, yılsonuna kadar 25 milyon euro ek yatırımla toplam 100 milyon euro’luk yatırıma ulaşacak. 2019 yılını %30 büyüme ile kapatacak olan La Lorraine Türkiye’nin 2020 içinde büyüme hedefi yine %30’lar seviyesini yakalamak olacak.

ŞARAPP akıllı telefonlarda yerini aldı Günümüzün vazgeçilmez parçası olan mobil uygulamalar, gastronomi dünyasında da etkisini gösteriyor. Türkiye gastronomi sektörü ile gastronomi meraklılarını bir araya getiren dijital platform ŞARAPP mobil uygulaması, Türkiye’de gelişen yiyecek ve içecek sektörüne katkı sağlamayı hedefliyor. ŞARAPP, kullanıcılarını gastronomi ve şarap konusunda bilinçlendirmeyi, yurt dışına ve yabancı turistlere Türkiye’de gelişen ürün üreticiliği ve şarapçılık kültürünü tanıtmayı hedefliyor. Bilinçli yemek-içmek isteyenlerin yeni referans noktası ŞARAPP akıllı telefonlarda yerini aldı. http://sarapp.co/ uygulaması play&app store’lardan indirilebiliyor. ŞARAPP mobil uygulaması, kullanıcılarını; dünyadaki ve Türkiye’deki üzüm çeşitleri hakkında bilgilendiriyor. Kullanıcılar, kendi damak zevklerine uygun gastronomi deneyimlerini buluyorlar ve aynı zamanda ülkemizin gastronomisi hakkında bilgi ediniyorlar. Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte, bilgi her ne kadar kolay ulaşılabilir hale gelmiş olsa da, kimi zaman doğru ve güvenilir bilgiye erişmek mümkün olmayabiliyor. Özetle, yeme & içme kültürü ile ilgili doğru ve güvenilir bilgiye ŞARAPP mobil uygulaması üzerinden her zaman kolayca erişmek mümkün olacaktır.

Laledan Restoran’ın menüsü tamamen yenilendi Çırağan Palace Kempinski İstanbul’un Boğaz’a nazır Laledan Restoranı, öğle ve akşam yemekleri menüsünü tamamen yenileyerek ‘Pasta & More’’ konsepti ile taze makarnaların ve en beğenilen İtalyan lezzetlerinin ön plana çıkartıldığı tatları misafirleri ile buluşturuyor. Sicilyalı şef Giovanni Vaccaro’nun Çırağan Palace Kempinski İstanbul Baş Aşçı’sı Sezai Erdoğan ile çalışarak oluşturduğu menü vazgeçilmez İtalyan lezzetlerinden örnekleri kapsıyor. 20 yılı aşkın deneyime sahip olan Şef Vaccaro bir ay süreyle İstanbul’a gelerek Laledan aşçıları ile birebir İtalyan lezzetlerinin sırlarını paylaştı. Lüksemburg’da kendine ait ünlü bir İtalyan restoranı olan şef, ayrıca uzun yıllar ünlü lüks otel zincirlerinde baş aşçılık da yaptı. Yolları şeflik yaptığı dönemlerde Çırağan Sarayı Genel Müdürü Ralph Radtke ile kesişen Şef Vaccaro, daha önceki yıllarda da Çırağan Palace Kempinski İstanbul’a gelerek İtalyan yemek festivallerinde aktif çalışmalarda bulunmuştu.

Balparmak’a Dünya Gıda Günü’nde önemli ödül Her yıl gıda sistemlerinde sürdürülebilirlik dönüşümünü ve iş modellerinde değişimi hızlandırmak amacıyla önde gelen gıda markalarını, girişimcileri, yatırımcıları, uluslararası kuruluşları, kamu ve sivil toplum dahil sektörün diğer tüm paydaşlarını bir araya getiren 5. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi 17 Ekim’de İstanbul’da düzenlendi. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Türkiye Gıda Sanayi İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ve Sürdürülebilirlik Akademisi’nin destekleriyle ‘Dünya Gıda Günü’ buluşmasının da yapıldığı zirvede Dünya Gıda Günü Ödülleri de sahiplerini buldu. Balın, arıların ve arıcıların yarını için çalışan Balparmak, arı, arıcılık ve ekosisteme sahip çıkmak için yürüttüğü çalışmalardan dolayı ödüle layık görüldü.



restaurant 82 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Wish More Hotel sofralarında Napoli’nin gerçek pizzası Türk mutfağının en lezzetli ve en seçkin tatları kadar, dünya mutfaklarından sunduğu en gözde lezzetlerle de misafirlerini büyüleyen Wish More Hotel İstanbul, Kasım ayı menüsüne İtalyan mutfağının vazgeçilmezi pizzayı ekliyor. Pizzanın doğum yeri kabul edilen Napoli kentinden gelen ve gurmeler tarafından “gerçek” pizza olarak kabul edilen Napoli usulü pizza, beş yıldızlı otelin maharetli şeflerinin incelikli dokunuşu ve yorumuyla misafirlerin beğenisine sunuluyor. Beş yıldızlı otelin Kasım ayı menüsüne dahil edilen 4 Peynirli Napoli Pizza mozerella, parmesan, ricotta ve İzmir tulum peyniri olmak üzere dört farklı lezzetin mükemmel uyumunu yansıtırken, damaklarda eriyen akışkan peynirin dokusuyla lezzet tutkunlarının başını döndürüyor.

Sonbahara lezzet katan yöresel filtre kahveler Kahve Dünyası, dünyanın farklı coğrafyalarından lezzetler barındıran yöresel filtre kahve çeşitleri ile kahve tutkunlarının keyfini zirveye taşıyor. Kahve çekirdeklerini kendi fabrikalarında özenle ve ustalıkla kavuran Kahve Dünyası, böylece çekirdeklerin toplandığı ilk günkü tazelik ve aromayı muhafaza ediyor. Üstelik bu sayede kahvelerin bazıları yüksek asiditeye ulaşırken bazıları aroması ve içinde barındırdığı farklı lezzetlerle ön plana çıkıyor. Kahve Dünyası’nın en sevilen yöresel filtre kahve çeşitlerinden biri olan Santos, Brezilya’nın sıcak ve nemli iklimini yaşatıyor. Düşük kıvam ve düşük asiditeli bu kahve, çiçeksi, fındığı anımsatan aromasıyla pürüzsüz tat arayanları cezbediyor.

Loqma, Ankara’da kapılarını açtı Türk mutfağının önemli lezzetlerinden lokmanın, yağ çekmeyen şerbetsiz formüllü, hafif ve sağlıklı halinin mucidi olan ve yeni nesil lokma akımını başlatan Altın Taç ödüllü The Loqma, İstanbul, İzmir ve Bursa’dan sonra Ankara’da lezzet tutkunları ile buluşuyor. Mak Food Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından Ankara’ya getirilen ve Bestekar Sokak’ta hizmet vermeye başlayan lezzet durağı, büyük bir katılımla açılışını gerçekleştirdi. Açılışın ardından konuşan Mak Food yetkilisi “İstanbul’da tesadüfen tanıştığımız, yağ çekmeyen formülüyle ve lezzetiyle diğerlerinden farklı, sektörün ilk markası olan The Loqma’yı Ankara’ya getirmiş olmaktan dolayı mutluyuz. Müşterilerimiz kişisel zevklerine göre yüzlerce çeşit lokma oluşturabilecekler. Ayrıca, Bozcaada’dan özel olarak getirdiğimiz tamamen doğal dondurmalarımız ile özenle seçtiğimiz çekirdeklerle oluşturduğumuz geleneksel ve 3. Nesil kahve çeşitlerimizi de Ankaralı tüketicilerin beğenisine sunuyoruz” diye konuştu.

Nestlé Professional’dan iki yeni filtre kahve çözüm Nestlé Professional, ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteren işletmeler için “toplam kahve çözümleri sağlayıcısı” olmak hedefiyle portföyünü güçlendirerek, filtre kahve kategorisine giriş yaptı. Yeni Nestlé Bonka ve Brasilia ürünlerini ilk kez kahve sektörü oyuncularının buluşma noktası Coffex İstanbul’da tanıtan Nestlé Professional, “daha fazlasını mümkün kılan” yenilikçi çözümleriyle iş ortaklarına büyüme yolculuklarında ilham vermeye devam ediyor. Nestlé kahve uzmanlığıyla orta profilde özenle kavrulmuş ve standart boyutta öğütülmüş kahve çekirdeklerinin harmanını sunan Bonka ve Brasılıa, her bardakta aynı tadı, rengi ve berraklığı veriyor. İlk yudumdan itibaren ağzı kaplayan, yüksek gövdeli kahve lezzeti ile vakumlu ambalajı sayesinde uzun süre taze kalan muhteşem kahve aroması, Bonka ve Brasilia’yı öne çıkaran diğer özellikler olarak dikkat çekiyor.



restaurant 84 hotel & hi-tech

gastro aktüel

Türkiye’nin lezzetli, uygun fiyatlı yeni tadı Bolgani Döner Gıda sektörü 2019 yılında, Türklerin gözde lezzeti döneri her kesimin ulaşabileceği bir modelle halka sunmaya başlayan Bolgani Döner markasıyla tanıştı. Bolgani Döner, ülkemizde çok sevilen ancak et fiyatlarının yüksekliği sebebiyle bugüne kadar pahalı olarak sunulan döneri, uygun fiyatlarla tüketici ile buluşturduğu için şu an şubelerinde “her 30 saniyede bir müşteri” ağırlıyor. Her saat severek tercih edilen döneri kaliteli, katkısız, üstelik son derece uygun fiyatlara ulaşabilir sunan Bolgani Döner’in konsepti, basitlik ve uzmanlık üzerine kurulu… Gereksiz her detayı eleyen, sadece et kalitesini en yüksek seviyeye çıkartan marka, yüzde 100 yaprak etten, kuzu yağı katmadan, dana eti ve yağını kullanarak yaprak döner yapıyor. Kıyma ve katkı maddesi olmayan dönerler, Bolgani şubelerinde garsonuz, sadece soğanla, sade sunumlarla tüketici ile buluşuyor.

Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi gerçekleşti Türk mutfağı ve değerlerinin daimiyetini sağlamayı hedefleyen Metro Türkiye’nin de sponsorları arasında yer aldığı “2. Uluslararası Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi” gerçekleşti. Zirvede konuşan Metro Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Boris Minialai, Türkiye’de 2 bin 500 coğrafi işaretli ürün potansiyeli olduğunu, bu rakamın tüm Avrupa’nın ürün potansiyeliyle neredeyse eşit olduğu bilgisini de katılımcılar ile paylaştı. Türk mutfağı ve değerlerine sahip çıkmak hedefiyle, yerel üreticiyi desteklemeyi ve ürünlere katma değer kazandırmayı amaçlayan Metro Türkiye’nin de sponsorları arasında yer aldığı zirvede şeflerden kooperatiflere kadar uzanan birçok katılımcı ve uzman coğrafi işaretler alanında daha fazla bilgi ve deneyim edinme, son gelişmeleri anlama, network ve ticari ilişkileri geliştirme gibi birçok fırsatı yakaladı. Ücretsiz olarak gerçekleştirilen konferans programında 10 oturum boyunca 60’tan fazla konuşmacı coğrafi işaretler konusunun bilimsel, ticari ve hukuki yönlerini katılımcılara detayları ile aktardı.

Gamze Cizreli’den BM’de gururlandıran konuşma 12 yıl önce, bir kadın girişimci olarak BigChefs’in ilk adımlarını atan Gamze Cizreli, Birleşmiş Milletler’in evrensel eylem çağrısı olan Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri Zirvesi’ndeki ‘İş Forumu’na konuşmacı olarak katıldı. Konuşmasına tüm dünyanın karşı karşıya olduğu küresel ısınma, yoksulluk, açlık gibi temel sorunlara değinerek başlayan Cizreli, gıda atığı, dünyadaki açlığın boyutu ve kadın iş gücü hakkında verdiği rakamlarla da dikkat çekti. Cizreli, dünyada her gece 815 milyon kişinin aç uyuduğunu buna rağmen gelişmekte olan ülkelerde gıda kaybının yüzde 40’ının hasat ve depolama sırasında olduğunun altını çizdi. ‘Toprağın Kadınlarından Sofralara’ projesiyle yerel tarımı ve kadının sosyal hayattaki gücünü desteklemeye yönelik girişimlerinden de bahseden Cizreli, proje kapsamında ürün aldıkları kadınların hayatlarına nasıl dokunduklarına da değindi.

RATIONAL, Sirha İstanbul’da ‘artizan ekmek’ alanında ev sahipliği yapacak 14-16 Kasım 2019 tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan gastronomi sektörünün en büyük buluşması Sirha İstanbul’da, son yılların yükselen trendi artizan ekmek için özel alan oluşturulacak. Fuar katılımcıları artizan ekmek alanında birbirinden farklı özel lezzetleri tadabilecek, artizan ekmek hakkında merak ettikleri konular hakkında bilgi alabilecekler. Fuar kapsamında RATIONAL iş birliğiyle ilk kez kurulan Artizan Ekmek ve mayalanmış ürünler alanı, son yılların yükselen trendi ekmek konusunda birçok konu ve konuğa ev sahipliği yapacak. Sayıları giderek artan artizan ekmek ve mayalanmış ürün üreticileri arasından tanınmış markaların ve usta fırıncıların yer alacağı Artizan Ekmek Alanında ziyaretçiler yüzlerce farklı çeşidi olan artizan ekmekleri tadabilecek; tahılın üretiminden mayasına, ölçü ve formülasyonlardan pişirme tekniklerine kadar özel yapım ekmeklerin ve mayalı ürünlerin öyküsü hakkında bilgi sahibi olabilecek.



restaurant 86 hotel & hi-tech

B

fuar

Sirha İstanbul, 12 bin profesyoneli 2019 yenilikleriyle ağırlayacak

u yıl 14–16 Kasım 2019 tarihleri arasında İstanbul Kongre Mer kezi‘nde 7.sini düzenlemeye hazırlanan Sirha İstanbul, bilgilendirme toplantısını 15 Ekim Salı günü basın mensuplarının katılımıyla Gastro Yalı’da gerçekleştirdi. Sirha İstanbul Proje Müdürü Gökhan Köksal, GL Events Exhibitions Genel Müdürü Gülperi Erkanlı, Bocuse d’Or Akademi Türkiye Başkanı Mehmet Gök ve SCA Türkiye Başkanı Okan Turfanda’nın yer aldığı toplantıda konuşan Gökhan Köksal, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek olan bu yılki fuara 400’e yakın markanın katılacağını belirterek, “Hedefimiz, 12 bine yakın profesyonel ziyaretçiye ulaşmak” dedi.

Erkanlı: “Sirha İstanbul’u bir umut ışığı olarak görüyoruz” Toplantıda GL Events Exhibitions Genel Müdürü Gülperi Erkanlı, GL Events’in ihtisas fuarları alanında uzmanlaşmış dünyanın en büyük uluslararası organizasyon firması olduğunu belirterek, 1978 yılında Fransa’nın Lyon şehrinde kurulan şirketin bugün 5 kıtada ve 20 ülkede toplam 4,500 çalışanıyla faaliyet gösterdiğini kaydetti. Grup bünyesinde yer alan Sirha’nın dünyanın en prestijli gastronomi fuarı olduğunu vurgulayan Erkanlı, Sirha İstanbul’un da Türkiye‘nin en prestijli gastronomi fuarı olarak sektörel firmalara yüksek katma değer sağladığının altını çizerek, “Grubumuzun gözbebeği işi olan Sirha İstanbul’un bu yıl yedincisini düzenlemeye hazırlanıyoruz. Paris ve Londra’dan sonra bu markanın dünyada

üçüncü şehir olarak İstanbul’ da olması gastronomi sektörü için önemli bir yere sahip. Fuarı gastronomi sektörü için bir umut ışığı olarak görüyoruz” dedi.

Köksal: “12 bine yakın profesyonel ziyaretçi hedefliyoruz” Fuarın gelişimi, sağladığı imkanlar ve bu yıl yer alacak yenilikler hakkında bilgi veren Sirha İstanbul Proje Müdürü Gökhan Köksal, “Sirha İstanbul ilk yılından bu yana düzenli bir büyüme gerçekleştiriyor. 2013 yılında 45‘i uluslararası olmak üzere 145 katılımcı marka yer almıştı. 2018 yılında 356 markaya ulaştık ve 11.377 profesyonel Sirha İstanbul’u ziyaret etti. 2019 yılında ise 400’e yakın marka ve 12.000’e yakın ziyaretçiyi hedefliyoruz. Bu yılki organizasyonumuzda dünyanın en önemli gastronomi yarışması Bocuse d‘Or‘un Türkiye seçmelerine, dünyada kahve endüstrisinin merkezinde konumlanan The Speciality Coffee Association’ın SCA Türkiye Şampiyonasına ev sahipliği yapacağız. Fuarın en önemli yeniliklerinden biri Artizan Ekmek ve Mayalanmış Ürünler alanı olacak. Bildiğiniz gibi, son dönemde de yükselen bir trend. Biz de fuarda üç gün boyunca ekmek, buğday ve mayayı konuşacağız” dedi. “Bocuse d’Or yarışması için destek bekliyoruz” Şeflik sanatının çok ötesinde bir yarışma olan Bocuse d’Or yarışmasının bir ülkeler projesi olduğunun altını çizerek sözlerine devam eden Gök, “Bu birkaç aylık yarış hazırlığı değil. Bu bir maraton. İki yıl önce Amerika birincilik

elde ederken, geçmişte bu alana yönelik kazandığı ödülleri, birincilikleri yoktu. Fakat müthiş bir destek vardı. Amerika’ya sırf bu yarışma için bir buçuk milyon dolar bütçe ayrıldı. Çünkü bu bir ülkeler projesi. Amerika da bu bilinçle hem devlet hem medya hem de sponsorlar tarafından çok ciddi bir şekilde desteklendi. En büyük sponsorları Nestle markasıydı” dedi. Türkiye’nin Bocuse d’Or yarışmasında başarı kazanması için maddi ve manevi desteğin önemine dikkat çeken Gök, “Türkiye’nin bundan iki yıl öncesinde Bocuse d’Or bütçesi, sadece uçak ve konaklama fiyatı olarak 42 bin TL idi. Şu an en az 100 bin euro’ya ihtiyacımız var. Biz 1.5 milyon dolar istemiyoruz, birkaç bin euro istiyoruz. Mutfağa gönül veren çocuklarımızın en önemli işi bu olsun istiyoruz. Bu şartları sağlayabilirsek, Avrupa finaline kalacağımıza cani gönülden inanıyorum” diye konuştu.

Turfanda: “Dünyanın en prestijli kahve yarışmasını İstanbul’a taşıyoruz” SCA Türkiye Koordinatörü Okan Turfanda ise, SCA’nın dünya genelinde 70’in üzerinde ülkede etkinlikler gerçekleştirdiğini, web sitesi ile nitelikli kahve sektörünün profesyonelleriyle iletişim ağı kurduğunu, sektörün son trendlerini ve gelişmeleri paylaşan çok sayıda üyesi bulunduğunu belirtti. Yeni nesil kahve endüstrisinin Türkiye’de hızla yaygınlık kazandığını söyleyen Turfanda, Sirha İstanbul gibi HORECA sektörünün önde gelen markalarına ev sahipliği yapan öncü fuarların sektörün gelişmesine ciddi destek sağladığını kaydetti.



restaurant 88 hotel & hi-tech

fuar

Ağırlama sektörünün bütün trendleri Hostmilano’da sergilendi Ağırlama sanayinin en büyük etkinliklerinden biri olan fuar 18-22 Ekim 2019 tarihlerinde Fiera Milano’da gerçekleşti. 73 katılımcı ile Türkiye en büyük milli katılımcılar arasında yer aldı.

C

atering, makarna, pizza, dondurma, kahve, bar, unlu mamuller ve dekor: hepsi tek bir fuarda buluştu. “Made in Italy” ile dünya çapında aynı konseptte olan Hostmilano bir çatı altında görücüye çıktı ve ağırlama sanayinin bütün trend ve inovasyonlarını vitrine çıkardı. Ağırlama sanayinin bu önemli fuarında toplamda 2,249 katılımcıyı ağırlarken (2017’ye kıyasla %4’lük bir büyüme), Türkiye’den de 73 katılımcı (2017’ye kıyasla % 15’lik bir büyüme) son yeniliklerini sahneye koydu. Beş günlük fuar boyunca en zengin menü hazırlama teknikleri, pişirme sanatı etkinlikleri, yuvarlak masa toplantıları

ve şef ödüllerinin yanında birçok lezzetli sunum etkinlikleriyle ziyaretçilere bir küresel bir mutfak algısı yaşatıldı.

Bütün Ho.Re.Ca trendleri Hostmilano’da sunuldu Kahvenin “üçüncü dalgası”, artan catering deneyimleri, müşterilerin “yeşil” hasreti, dekor ve formatların sürdürülebilirliği... Fuarın her yılında olduğu gibi profesyonel ağırlamanın sayısız sunumları, yeni lansman ve gösterileri için Hosmilano’yu seçti. 500’den fazla etkinlik programlandı Bardan unlu mamullere, catering çeşitleri, dekor, dondurma ve biyanka

sanatına kadar sektörün bütün dallarında 500’den fazla etkinlik menüsü ziyaretçilere sunuldu. Her bir fuar sadece Ho.Re.Ca. sektöründeki ulusal ve uluslararası firmaların bir toplanma merkezi olmakla kalmayıp, aynı zamanda Üçüncü Milenyum için trendlerin belirlendiği bir yer olarak da ön plana çıktı. Beş gün süren Fiera Milano etkinliği sadece inovatif teçhizat ve çözümlerin sunulduğu bir iş fırsatı değil, aynı zamanda ziyaretçilerin şirket sunumlarından pişirme demonstrasyonlarına kadar çok duyulu deneyimleri de bulacağı bir ortam sundu.


®


restaurant 90 hotel & hi-tech

dekorasyon yeni mekan

Japon sokak lezzetleri YO! Sushi ile İstanbul Havalimanı’nda

İstanbul Havalimanı’nda 10 operasyonuyla yer alan BTA, YO! Sushi ile Japon sokak lezzetlerini havalimanına getiriyor. Dış hatlarda yer alan YO! Sushi’de odak noktası sushi olsa da birbirinden lezzetli ve geleneksel Japon yemekleri de bulunuyor. Kahvaltı servisinin de olduğu restoranda vegan ve vejetaryen yemek seçenekleri de yer alıyor.

T

AV iştiraki olan BTA bünyesinde yer alan YO! Sushi, Japon sokak yemeklerini İstanbul Havalimanı’na getiriyor. 1997’de kurulan ve merkezi Londra’da olan İngiliz markasının, İngiltere, İrlanda, Paris CDG Havalimanı, Dubai, Suudi Arabistan, Sydney, Oslo ve Kopenhag gibi dünya genelindeki lokasyonlarda 100 şubesi bulunuyor. Odak noktası sushi olsa da birbirinden lezzetli ve geleneksel Japon yemeklerini de menüsünde bulunduran YO! Sushi, dönen bandıyla yemek servisini eğlenceli kılıyor. Desk üzerindeki bantta ürünler farklı renkteki tabaklarda dönüyor ve fiyatlar her tabağın rengine göre farklılaşıyor. Misafirler

isterse banttan seçebiliyor veya sipariş verebiliyor.

Dış hatlar gidiş hava tarafında Dış hatlar gidiş hava tarafında 220 m²’lik alanda konumlanan YO! Sushi’de Japon sokak yemekleri dışında kahvaltı servisi de yapılıyor. Günün erken saatlerinde seyahat eden misafirlerin de düşünüldüğü restoranda kahvaltı yakisoba, kahvaltılık ramen, yumurta & avokado, Florentine usulü yumurta gibi seçenekler yer alıyor. Söz konusu yemekler olduğunda ise YO! Sushi’nin favorileri mısırlı karides, Kore usulü kızarmış tavuk, wok tavada kızarmış pak choi & sarımsak olarak öne çıkıyor.



restaurant 92 hotel & hi-tech

yeni mekan

Happy Moon,’s atağa geçiyor! İlk yurt dışı şubesini Bakü’de açan Happy Moon’s, Londra’yı da yakın markaja aldı.

K

uruluşunun ardından 20 yılı geride bırakan Happy Moon’s Grup, sektörünün en hızlı büyüyen markaları arasındaki yerini sağlamlaştırmaya hazırlanıyor. Bu yıl açtığı 6 yeni şube ile toplamda 28 şubeye ulaşan Happy Moon’s, yurtiçinin yanı sıra yurtdışındaki çalışmalarını da hızlandırmayı amaçlıyor. 20. yılları kapsamında hedef ve projeleri hakkında bilgiler veren Happy Moon’s Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aymutlu, 2018 yılında ciro ve şube sayısı olarak yüzde 56’lık bir büyüme elde ettiklerini, bu yılı da yüzde 50 büyüme ile kapatmayı planladıklarını söyledi. Geçen yıl tüm şubelerine gelen müşteri sayısının 6.9 milyon olduğunu açıklayan Aymutlu, söz konusu rakamı bu yıl 8 milyona çıkarmayı planladıklarını açıkladı. Aymutlu, “Bu yılın sonunda ciro hedefimiz ise yaklaşık 250 milyon TL. 2018’de yaklaşık 200 milyon TL civarındaydı. Tüm şubelerimizde yaklaşık 2 bin çalışanımız var. Markalarımız arasında yer alan Manhattan Cafe, Bob’s Kitchen’daki çalışanlarımız ile birlikte bu rakam 2 bin 200’e ulaşıyor” diye konuştu.

Bir ayda 5 yeni şube Akaretler, Marmara Park, Antalya Lara ve Azerbaycan Bakü’deki şubelerin açılışının gerçekleştirildiğini, Samsun’daki şubeyi de açmak üzere olduklarını ve böylece bir ayda açacakları şube sayısının 5’e ulaşacağını anlatan Aymutlu, özellikle AVM’lerden yoğun talep aldıklarını vurguladı. “Gelecek için de önemli hedeflerimiz var. Happy Moons olarak önümüzdeki sene 5 yeni şube açmayı planlıyoruz. Bunun sayısı artabilir” ifadelerini kullanan Aymutlu, 28 şubelerinin 10 tanesinin de franchise sistemi ile işletildiğini belirtti. Aymutlu: “Ortadoğu’da master franchise vermek istiyoruz” Yurtdışı çalışmaları hakkında da bilgiler veren Aymutlu, Londra’da şube açmayı planladıklarını, bu kapsamda fizibilite çalışmaları yürüttüklerini ve sürecin devam ettiğini açıkladı. Aymutlu, “Avrupa ülkelerinde bire bir işin içinde olmak istiyoruz. Ortadoğu’da master franchise vermek istiyoruz. Şu anda en çok odaklandığımız nokta Londra. Yatırımcı ortak da alabiliriz, kendimiz

Hüseyin Aymutlu

de açabiliriz” diye konuştu. Türkiye’deki şubeler açısından yatırım maliyetinin metrekare maliyeti olarak 1.000 dolar olduğunu aktaran Aymutlu, aylık yüzde 4 royality ve giriş bedeli olarak da 350 bin TL aldıklarını söyledi.

“Dünyanın farklı havalimanı noktalarında olabiliriz” Geçtiğimiz günlerde ilk havalimanı şubesini Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda açtıklarını anımsatan Aymutlu, “Sabiha Gökçen’de HMSHOST ile bir franchise anlaşmamız var. Hollandalı bir firma. Dünyadaki havalimanlarının %70’inin yemeiçmesini yönetiyor. Orada iyi bir ortaklık yaptık. Şu anda İstanbul Havalimanı ile kira şartlarıyla ilgili olarak görüşüyorlar. Bizi orada heyecanlandıran Sabiha Gökçen’deki ilişkimizi diğer ülkelerdeki havalimanlarına aktarabilmek. Biz de onlar da gidişatımızdan memnun kalırsak bu noktadan büyüme kaydedebileceğiz. Belki ilerde dünyanın farklı havalimanı noktalarında olabileceğiz” diye konuştu.



restaurant 94 hotel & hi-tech

yeni mekan

Zennup 1844 Büyükyalı Bulvar’da

S

on yıllarda Bursa’nın en sevilen mekânları arasında yer alan Zennup 1844, Büyükyalı’nın tam kalbinde yer alan Büyükyalı Bulvar’a geliyor. Bursa’nın yanı sıra şehir dışından, özellikle de İstanbul’daki lezzet düşkünleri tarafından yoğun ilgi gören Zennup 1844, kısa süre sonra Büyükyalı’nın yeni nesil yaşam merkezi Büyükyalı Bulvar’daki mekânıyla hizmet vermeye başlayacak.

Anadolu’nun geçmişinden gelen tüm lezzetleri taşıyacak Kars ve Şanlıurfa’daki tarlalarında yetişen özel buğday ve 150 yıllık ekşi mayalarla hazırlanan ekmekleri ve çok özel yemekleriyle dikkat çeken Zennup 1844, Türk mutfağına ait tarihi lezzetleri, taze ve orijinal malzemelerle hazırlayıp, ünlü şef Ömür Akkor’un çini koleksiyonundan, yaklaşık 300 yıllık geçmişe sahip çini tabaklarla, Büyükyalı Bulvar’da sunacak. Zennup, Anadolu’nun her yöresinden ve geçmişinden gelen tüm lezzetleri Büyükyalı Bulvar’a

Anadolu’nun yüzlerce yıllık lezzetleriyle dikkatleri üzerine çeken Zennup 1844, Bursa’dan sonra ilk kez İstanbul’a, Büyükyalı Bulvar’a geliyor. Kısa sürede bir efsane haline gelen Zennup 1844’ün benzersiz yemekleri, Büyükyalı Bulvar’daki “iyi yaşam”a lezzet katıyor. taşıyacak. Happena, Ankara Tava, Küşlemeli Ali Nazik, Halep Vişne Kebabı, Lorlu Havuç Salatası, Mersin Patatesi ve mücver gibi mekânın en sevilen lezzetleri, Büyükyalı Buvar’daki iyi yaşama renk katacak. Tatlılarıyla da fark yaratan Zennup, 200 yıllık anneanne tarifi Rize Un Helvası, Ömür Akkor’un özel tarifi Cennet Çamuru ve Osmanlı mutfağının özel lezzeti Helva-i Hakani ile Büyükyalı Bulvar’ın vazgeçilmez mekânları arasında yer alacak. Kendine has tarzı ve benzersiz lezzetleriyle gastronomi sektöründe fark yaratan Zennup, bu özel lezzetleri ve çok daha fazlasını, kısa süre sonra Büyükyalı Bulvar’ın tarihi atmosferinde tüm İstanbullulara sunacak.



restaurant 96 hotel & hi-tech

yeni mekan

Kahve Dünyası Dubai’de… Türkiye’nin dört bir yanında açtığı mağazalarla büyümesini sürdüren Kahve Dünyası, yurt dışında da 15’inci mağazasına ulaştı. Avrupa’dan Körfez ülkelerine geniş bir coğrafyada hizmet veren Kahve Dünyası’nın son adresi Dubai oldu.

T

ürkiye’nin coğrafi penetrasyonu en yüksek kahve ve çikolata zinciri olan Kahve Dünyası, yurt dışında da yatırımlarına devam ediyor. Marka bu doğrultuda son mağazasını, 2 Ekim 2019’da Dubai’nin merkezi lokasyonlarından birinde konumlanan Ibn Battuta AVM’de açtı.

Altınkılıç: “Lezzetlerimizi ve ikram kültürümüzü dünyaya tanıtmayı amaçlıyoruz” Kahve Dünyası Genel Müdürü Kaan Altınkılıç, Dubai mağazası ve yurt dışı yatırımları hakkında bilgi verdi. Başta Türk kahvesi olmak üzere lezzetlerini ve Türk ikram kültürünü dünyaya tanıtmak için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Altınkılıç, “Yurt dışındaki ilk mağazamızı 2011 yılında Londra’da açtık. Bu mağazamızı, Romanya, Suudi Arabistan ve Kuveyt’te açtığımız mağazalar izledi. Dubai ile birlikte yurt dışında 15 mağazaya ulaşmış bulunuyoruz. Dubai operasyonumuzu, yurt dışındaki bazı noktalarımızda olduğu

gibi master franchise olarak hizmete açtık. Ürünlerimizin neredeyse tamamı İstanbul’dan gönderiliyor, bu sayede Dubai’deki misafirlerimize, Türkiye’de sunduğumuz pek çok çeşidi aynı lezzet ve kalitede ulaştırabiliyoruz” dedi.

“2020 yılında Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’da yeni yatırımlar planlıyoruz” Yurt dışı yatırımlarına önümüzdeki dönemde de hız kesmeden devam edeceklerini vurgulayan Altınkılıç, sözlerini şöyle sürdürdü, “2020 yılında Turquality desteği ile Avrupa, Amerika ve Uzak Doğu’da yatırım planlıyoruz. Bu doğrultuda fizibilite çalışmaları yaptığımız ülkeler arasında Almanya, Belçika, Hollanda, ABD, Çin ve Japonya yer alıyor.” Hedef bini aşkın noktaya ulaşmak! Türkiye’de de 200’ünden fazlası mağaza olmak üzere 500’e yakın satış noktasında tüketicileri ile buluştuklarını dile getiren Kaan Altınkılıç, hedeflerinin

önümüzdeki yıllarda yurt içi ve yurt dışında toplam bini aşkın noktada Kahve Dünyası tüketicileri ile buluşmak olduğunu söyledi.



restaurant 98 hotel & hi-tech

yeni mekan

Türkiye ve İran arasındaki lezzet köprüsü

Sulu Kepçe

Geleneksel Türk ve İran mutfağının lezzetlerini misafirleri ile buluşturmak için yola çıkan Sulu Kepçe, Maslak 1453’te hizmete girdi.

İ

nsanlık kadar eski olan yemek kültürünün modern çağın getirdikleriyle tekdüzeleşip sıradanlaşmasına karşı bir duruş olarak hayata geçen Sulu Kepçe, geleneksel Türk ve İran mutfağının lezzetlerini misafirleri ile buluşturuyor. Oldukça zengin bir menüye sahip olan restoranda fesengun güveç, nohutlu et yahni, safranlı pilav gibi Ortadoğu lezzetleri de yer alıyor.

Tüm ürünler yörelerinden getiriliyor Hemen her yerde aynı tip ve damak tadından ziyade ticari kaygılarla üretilmiş yemeklerden sıkılınlar için oldukça sağlıklı ve zengin çeşit sunan restoranda tüm ürünler yörelerinden getiriliyor. Tazeliğinden emin olunan ve her biri özenle seçilen malzemeler geleneksele en yakın metod ile hazırlanarak gerçek tatların ortaya çıkması sağlanıyor. Bin farklı çeşit ile hizmet veren restoran Maslak 1453’te müdavimlerini bekliyor.



restaurant 100 hotel & hi-tech

yeni mekan

Buselik yeni şubesiyle Fenerbahçe’de Türk, Sefarad ve Rum lezzetlerini, adı gibi zarif ve hayat dolu bir konseptle sunan Buselik, keyifli anlara Fenerbahçe - Kalamış’taki yeni meyhanesiyle de eşlik ediyor.

A

nadolu Hisarı, Tünel ve Moda Teras meyhaneleriyle çok sevilen Buselik, Fenerbahçe-Kalamış’ta açılan yeni şubesiyle misafirleriyle buluşuyor. İki asırlık tarihe tanıklık eden Jean Botter Köşkü’nde misafirlerini ağırlayan Fenerbahçe Buselik, lezzetli sunumunu göz alan mimarisiyle birleştiriyor.

Dost sofralarındaki muhabbetleri şenlendiriyor Mevsimin taze ürünleriyle hazırlanan lezzetler, her daim Buselikler’deki keyifli sohbetlere eşlik ediyor. Menüde

yer alan mezelerden zeytinyağlılara, ara sıcaklardan tatlılara farklı damak tatlarına hitap eden seçenekler, dost sofralarındaki muhabbetleri şenlendiriyor. Ballı Reyhanlı Karides’ten Köpoğlu’na, Vişneli Yaprak Sarma’dan Güveçte Yaprak Ciğer’e, Şambrak’tan Otlu Izgara Levrek’e ağız sulandıran birbirinden güzel lezzetler Buselik’lerde seçilebiliyor. Günü, çay ya da kahve yanındaki tatlıyla bitirmek isteyenleri de tadı damaklarda kalacak lezzetler bekliyor. Keçi sütlü dondurmanın eşlik ettiği Fırında Tahin Helvası, vişne ve kaymakla sunulan

Hayrabolu Tatlısı, Fırında Gelibolu Peynir Helvası Buselik’in sevilen tatlıları arasında öne çıkıyor.

Tarihi atmosfer eşliğinde Buselik Fenerbahçe’nin yer aldığı köşkün tarihi bir değeri de var. Osmanlı döneminde sarayın terziliğini yapan Jean Botter’ın yazlık olarak yaptırdığı köşk, içerisinde hala tarihin izlerini taşıyor. Dönemin ünlü mimari Raimondo Tommaso D’Aronco tarafından tasarlanan köşk, uzun koridorları, zarif çerçeveleri, vitray camları ve renkli fayans detaylarıyla Art Nouveau tarzını yansıtıyor.


Buselik, lezzetli mezeler ve özlenen şarkılar eşliğinde, eski meyhane kültürünü modern bir bakış açısıyla yeniden yorumluyor. Anadolu Hisarı ve Tünel Residence Teras’taki ilk iki şubesinin gördüğü ilgi üzerine Moda ve Fenerbahçe şubesiyle de müdavimleriyle buluşan yeni nesil meyhane, sıcak ortamı ile keyifli sohbetlerin vazgeçilmez adresi oluyor. Anadolu ve İstanbul mutfağının unutulmaz lezzetlerine yer veren Buselik’in tüm ürünleri mevsiminde kullanılıyor.


restaurant 102 hotel 102 & hi-tech

mekanın dili

Mekan Yazarı

Hatice Kumalar Sevgili Okurlar, Yemek yapma sanatı zamanla mükemmelleşir. Bu sayıdaki ‘Mekânın Dili’ köşemde lezzet hikâyesine 1980 yılında Bahçelievler’de kurulmuş küçük bir köfteci dükkânından başlayan Ali Kestaneci Et Lokantası’ndan bahsedeceğim. Babadan oğula geçen deneyimleriyle lezzetlerini mükemmelleştiren Ali Kestaneci Et Lokantası, İstanbul’da yiyebileceğiniz belki de tek gerçek Bursa İskenderi, tescillenmiş Perde Pilavı ve sadece yaz aylarında çıkardığı vitamin ve mineral deposu Etli İlikli Kemik Çorbası ile öne çıkıyor.

Ali Kestaneci Lokantası Lezzet yolculuğuna 1980 yılında İstanbul Bahçelievler’deki küçük bir köfteci dükkânıyla başlayan Ali Kestaneci Et Lokantası, bugün Başakşehir İkitelli’de bulunan bin metre karelik 5 katlı binasında yemek severlerin damağına hizmet ediyor. Kurulduğu günden beri Çanakkale’deki kasabını değiştirmeyen lokanta, yiyenlerin vazgeçemediği belki de İstanbul’da yenilebilecek tek Hakiki Bursa İskenderi, yaz aylarında sadece Salı günü pişirilen Etli İlikli Kemik Çorbası, Meşhur Perde Pilavı, lokantaya özel altta marine edilmiş köz patlıcanı, üstünde ince uzun dilimlenmiş köfteleriyle hazırlanan Fors Köftesi ve Dondurmalı İrmik Tatlısı ile damak çatlatıyor. Yiyene bin şifa Etli İlikli Kemik Çorbası Yaz aylarında sadece salı günleri çıkartılan ve yavaş yavaş pişirilen ‘Etli İlikli Kemik Çorbası’ lokantanın imzaları arasında bulunuyor. Akşam-


dan, etleri sıyrılmamış, içi ilik dolu kemiklerin saatlerce kaynatılmasıyla yapılan çorbanın içerisinde un ve benzeri bağlayıcılar kullanılmıyor. Sadece baharatların ve kemikli etin taş fırında pişirilmesiyle ortaya çıkan Etli İlikli Kemik Çorbası, içerdiği kolajenler, vitamin ve mineraller ile kemikleri güçlendiriyor ve kolajenler sayesinde yaşlanmayı geciktiriyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı tescilli: Siirt Perde Pilavı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Türkiye’nin lezzeti olarak tescillenen perde pilavını en iyi şekilde yapanlardan biri kabul edilen Ali

Kestaneci Lokantası’nın Gastronomi Uzmanı Talip Bayram, restoranlarındaki özgün tarifi, “Siirt yöresine ait perde pilavı fırında öyle yavaş pişirilmelidir ki pirinç ile tavuğun tadı, baharatın kıymeti pirincin içine işlemelidir. Eskiler odun ateşinde yavaş yavaş, suyunu çektirerek pişirirlerdi bu pilavı. Yörede yapılan usulünde keklik eti, bizim gibi şehir restoranlarında ise tavuk eti kullanılır. Ancak kullanılacak tavuk iyi seçilmeli, rengi kırmızıya çalan, dolaşan tavuk olmalıdır. Hayatınızdan lezzet ve güzellikler eksik olmasın, bir sonraki dile gelen mekan yazımda görüşmek üzere…


restaurant 104 hotel & hi-tech

dekorasyon

Filipinler’de Hotelya imzası 4 kıtada, Türkiye dâhil 33 ülkede proje gerçekleştiren Hotelya, yeni ülkelerde büyümeye devam ediyor. Üretici kimliğiyle 45 yılı aşkın süredir başarılı çalışmalara imza atan Hotelya, Grand Hyatt Manila Filipinler’in de tercihi oldu.

K

urulduğu günden bu yana geçen zamanda markalaşma, projelendirme ve satış konularında yapmış olduğu çalışmalar ile öne çıkan Hotelya, her tip projenin özgün ürünlerini hayata geçirebilme gücüne sahip. Projelerinin yüzde 30’unu yurt dışında gerçekleştiren firma, üretimlerindeki başarısıyla beğeni topluyor. Hotelya, sağladığı yüksek müşteri memnuniyeti ve referansları sayesinde, hem birlikte çalıştığı müteahhit ve yatırımcıların hem de yeni müşterilerinin projelerinde de yer almaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıllarda Hyatt Grubu’na ait Grand Hyatt Taksim, Hyatt Regency İstanbul, Hyatt Regency Rusya projelerini gerçekleştiren Hotelya, son olarak Grubun Filipinlerdeki ‘’Grand Hyatt Manila Filipinler’’ projesinde yer aldı. Detaylı çalışma, 8 aylık üretim süreci Güneydoğu Asya’nın incisi Filipinler’deki Manila körfez bölgesinde konumlanan Grand Hyatt Manila, farklı çizgiye sahip mimarisi ile bölgede ikonik bir simge olarak tanımlanıyor. Şık ve sofistike tasarımıyla dikkat çeken otelin konseptinde yoğun olarak ahşap, mermer, metal ve cam kullanımı mevcut. Bu etki paralel olarak mobilyalara da yansıtılmış. Bu malzemelerin ayrı ayrı ya da birlikte kullanıldığı detaylı ürünler için yoğun

bir üretim süreci gerçekleşti. Otelin Japonya’da bulunan mimari ofisiyle yoğun bir çalışma süreci gerçekleştirilerek genel tasarım etkisi mobilyalarda da hayat buldu. 2 etap olarak hayata geçirilen projede; koltuk, sandalye, puf, bar sandalyesi, sofa, sehpa, dresuar gibi yaklaşık 1.000 parçadan oluşan özel mobilya üretimi detaylı bir çalışmayla 8 ayda tamamlandı. Bir Türk firması olarak profesyonel kadrosu ile beş yıldızlı otellerin ilk tercihi haline gelen Hotelya, 2019’un ilk yarısında Saray Bosna, Montenegro, Dubai, Katar, Almanya ve ABD’de otel, residence ve kültür merkezi projelerini tamamladı. Kazakistan, Katar ve Gürcistan’daki yeni projelerinin ise üretim süreçleri devam ediyor.



restaurant 106 hotel & hi-tech

Ü

hijyen röportaj

Özbilgin: “Turizmle ilgili 5.000’e yakın noktadayız”

lke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri olan turizm sektörü büyümeye devam ediyor. Turizm işletmelerini de kapsayan ev dışı tüketim sektörünün önemli çözüm ortaklarından Eczacıbaşı Profesyonel, sektöre sunduğu ürünlerinin yanı sıra bünyesinde yer alan EP akademi ile işletmelere yönelik dijital eğitim programlarını da sürdürüyor. Eczacıbaşı Profesyonel Pazarlama Müdürü Pelin Özbilgin’le EP Uzaktan Eğitim Programını, dijitalleşmenin sektör çalışanlarına sağladığı avantajları ve eğitimlerin içeriğini konuştuk.

Eczacıbaşı Profesyonel hakkında bilgi alabilir miyiz? Hangi alanlarda faaliyet gösteriyorsunuz?

Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri çatısı altında bulunan Eczacıbaşı Profesyonel, profesyonel temizlik, hijyen ve içecek alanlarındaki çözümleriyle ev dışı tüketim sektöründe faaliyet gösteriyor. Otel, yeme içme noktaları, çamaşırhane, eğitim kurumu, ofis, fabrika, hastane gibi ev dışında tüketim yapılan tüm alanlara yönelik ürün ve hizmetlerimizle işletmelerin en yakın çözüm ortağıyız. Eczacıbaşı Profesyonel çatısı altında dört kategori bulunuyor. Kağıt kategorisinde; Selpak Professional, Temizlik ve Hijyen kategorisinde; Maratem, Maratem Bio, Sens, Tana Professional, Dispo, Gıda kategorisinde ise Tchibo, Oralet, Oralet Çay ve Cezbeli Kahve markalarıyla hizmet sağlıyoruz.

Müşterileriniz kimler? Kaç işletmeye hizmet veriyorsunuz?

Ev Dışı Tüketim sektöründe 11.000 işletme ile birlikte çalışıyoruz. İş hacmimizin büyük bir kısmını “Horeca” kanalı altında tanımlanan otel, restoran, kafe ve yemek şirketi müşterilerimiz oluşturuyor. Öte yandan bizim “özel kurum” olarak tabir ettiğimiz ve içinde hastane, fabrika, ofis, eğitim kurumları ve çamaşırhaneler gibi birbirinden çok farklı nitelikte işletmelerin yer aldığı kanalda da ürün ve danışmanlık sağladığımız çok sayıda işletme var. Çalıştığımız noktalara turizm özelinde bakarsak, Türkiye’de faaliyet gösteren yaklaşık 11.500 konaklama tesisinin yaklaşık %15’ine hizmet veriyoruz. Bunların içinden otellerin dışında; restoran, kafe gibi yeme-içme noktalarının da turizm

sektörünün etkilediği ev dışı tüketim noktaları olduğu düşünülürse, Eczacıbaşı Profesyonel turizmle ilgili 5.000’e yakın noktada var.

EP Akademi nedir?

EP Akademi, endüstriyel temizlik sektörüne üst düzey eğitim, denetim, danışmanlık ve teknik destek hizmetleri sunabilmek amacı ile 2010 yılında kurulmuş bir Eczacıbaşı Profesyonel markasıdır. Konusunda uzman eğitimcileriyle İstanbul, Antalya, İzmir ve Ankara merkezli olmak üzere tüm Türkiye’ye hizmet vermektedir. 2018 yılı içinde yaklaşık 8.000 kişiye hijyen eğitimi veren EP Akademi’de son 4 yıl içinde eğitim verilen kişi sayısı ise 30.000’e ulaştı. EP Akademi’nin temel amaçları arasında sektör profesyonellerinin yetiştirilmesine katkı sağlamak, sektörün hijyen standartlarını yükseltmek ve bu konuda rehberlik etmek, her seviyede eğitim, teknik hizmet ve danışmanlık sunmak yer alır.

Uzaktan Eğitim Programınızla neyi amaçladınız? Programa kimler katılabiliyor?

Uzaktan Eğitim Programımızı ev dışı tüketim sektörünün gelişimine katkı sağlamak, sektör çalışanlarının uzmanlık alanlarını geliştirmesine olanak tanımak, tasarruflu ve doğru ürün kullanımı hakkında sektör profesyonellerini bilinçlendirmek amacıyla hayata geçirdik. EP Uzaktan Eğitim Programından; ev dışında faaliyet gösteren otel, restoran, yemek şirketi, alışveriş merkezi, hastane, okul, çamaşırhane gibi profesyonel işletmelerde, temizlik ve hijyen standartlarının sağlanmasından sorumlu tüm sektör çalışanları yararlanabiliyor. İnternet üzerinden tüm sektör profesyonellerine açık olan program, ihtiyaca uygun eğitim modülleri ile sektör çalışanlarına sürekli mesleki gelişim fırsatı sunuyor. Program ile ayrıca temizlik ve hijyen konularında verdiğimiz temel bilgiler ve standartlar ile işletmelere hız ve maliyet tasarrufu da sağlıyoruz.

Hijyen konusu da öncelikleriniz arasında yer alıyor. Eğitimlerinizin içeriğinde de hijyen önemli bir yer kaplıyor mu? Geçtiğimiz yıllar içinde ev dışı tüketimde

hijyenin tüketiciler açısından ne kadar önemli olduğunu gösteren iki farklı bağımsız araştırma yaptırdık. Biri restoran tercihlerine yönelikti, diğeri ise turistlerin otel tercihlerini ortaya koyduğumuz bir araştırmaydı. Turizm sektörüne de ışık tutacak araştırmalarımız bize gösterdi ki; bir işletmede konaklayanlar için en önemli kriter yüzde 48’le oda hijyen. Bunu yüzde 21’le restoran hijyeni takip ediyor. Çarpıcı olansa, tatilcilerin yüzde 78’i temizlik standartları daha iyi olan bir otele fazla ücret ödemeyi kabul ediyor. Günümüzde EDT ve turizm sektöründe hijyen standartları bu kadar önemli hale gelmişken, biz de sunduğumuz online ve uzaktan eğitimlerle hijyen ile ilgili olarak tüm bilgimizi ve deneyimimizi üyelerimize aktarıyoruz. Bu bilgiler onlara maliyetlerinde de tasarruf sağlıyor ve işletmelerine değer katıyor.

Uzaktan eğitimlerinizden kaç kişi faydalanıyor? Eğitimlerinizi dijital ortama taşımanızın ne gibi avantajları oldu?

2019 itibariyle 220 işletmeden 550’yi aşkın kayıtlı üyesi bulunan EP Uzaktan Eğitim Programından; otel, restoran, yemek şirketi, alışveriş merkezi, hastane, okul, çamaşırhane gibi profesyonel işletmelerde, temizlik ve hijyen standartlarının sağlanmasından sorumlu tüm sektör çalışanları yararlanabiliyor. Uzaktan Eğitim Programını dijital ortama taşımamızın en önemli sebebi, sürdürülebilir ve bilinçli ürün tüketimi için bilinmesi gereken temel bilgileri çok daha fazla kişiye ulaştırma isteğimizdi. Dijital çağda yaşıyoruz. İş dünyasının yanı sıra artık günlük hayatımızda da dijitalleşmenin etkilerini fazlasıyla görüyoruz. Eğitimde dijitalleşmenin sağladığı faydalar da günden güne artıyor. Biz de dijital eğitim programımızla üyelerimize diledikleri anda, diledikleri yerde hijyen konularında merak ettiklerini öğrenme imkanı sunuyoruz. Eğitim programımızın İngilizce versiyonu ile de başta Azerbaycan ve Kıbrıs olmak üzere pek çok ülkedeki müşterilerimize ulaşabiliyoruz. Ücretsiz olan Eczacıbaşı Profesyonel Uzaktan Eğitim Programına bilgisayar, tablet ya da mobil cihazlardan www.eczacibasiprofesyonel.com ya da www.uzaktanegitim.epakademi.com web sitesi üzerinden sisteme kayıt olarak kolaylıkla ulaşılıyor.



restaurant 108 hotel & hi-tech

hotel-tech

Mitsubishi Electric ‘Evden Uzaya’ kadar Türkiye’ye yatırım yapıyor Klima, otomasyon, asansör, yürüyen merdiven, görsel veri, ulaştırma, enerji, otomotiv ekipmanları, yarı iletkenler, kamu sistemleri ve uydu teknolojileri ile dikkat çeken marka Türkiye için üretiyor.

D

aha iyi bir gelecek için değişim hedefi doğrultusunda 95 yılı aşkın süredir ileri teknolojisiyle toplumların yaşam kalitesini artırmak amacıyla çalışan Mitsubishi Electric, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye’de de “evden uzaya” kadar uzanan çok geniş bir hizmet alanına sahip.

Saraçoğlu: “Çevre dostu küresel bir şirket olarak yol alıyoruz” Elektrik motorları üreten bir şirket olarak kurulan Mitsubishi Electric, bugün “evden uzaya” kadar uzanan çok geniş bir alanda ileri teknoloji çözümleriyle dikkat çekiyor. Daha iyi bir gelecek için değişimi hedefleyen kurumsal felsefeleri “Changes for the Better” doğrultusunda çevre dostu küresel bir şirket olarak yol aldıklarını belirten Mitsubishi Electric Türkiye Başkanı Şevket Saraçoğlu, markanın 95 yılı aşkın

süredir yüksek teknolojisiyle dünya genelinde toplumların yaşam kalitesini artırmak için çalıştığını aktardı. Mitsubishi Electric’in ülkemizdeki faaliyetleri ve hedefleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Saraçoğlu; “Markamız Türkiye’de klimadan asansör ve yürüyen merdivene, fabrika otomasyonundan ileri robot teknolojilerine, CNC mekatronik sistemlerden görsel veri sistemlerine, ulaştırmadan enerji sistemlerine, yarı iletken cihazlardan otomotiv ekipmanlarına, havalimanlarına özel radar teknolojilerini de kapsayan kamu sistemlerinden uydu ve uzay sistemlerine kadar pek çok farklı kulvarda faaliyet gösteriyor” dedi.

Klima segmentini büyütüyor

Mitsubishi Electric’in Avrupa’daki ilk ev tipi klima fabrikasını yüksek potansiyeline ve gücüne inandığı Türkiye’de kurarak 2017 yılı sonunda üretime başladığına

dikkat çeken Saraçoğlu, sözlerine şöyle devam etti; “Yaklaşık 382,5 milyon TL sermayeyle, 60 bin metrekareye yakın alan üzerinde, Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde hayata geçirilen bu fabrika ile Türkiye, Mitsubishi Electric için önemli bir üretim üssü haline geldi. Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory konsepti ile tasarlanan fabrikamızda, Türkiye ve Avrupa için Avrupa Birliği mevzuatının gerekliliklerini karşılayan, yüksek enerji tasarruflu ve çevre dostu klimalar üretiliyor. Türkiye ve Avrupa pazarında klima ve soğutma sistemleri segmentini büyütmeyi hedefleyen Mitsubishi Electric, 2019 yılında Türk iklimlendirme sektörüne yönelik ürün gamını genişletmek amacıyla önemli bir hamle daha yaptı. Bu yıl itibariyle Mitsubishi Electric Türkiye olarak, Mitsubishi Electric Hydronics & IT Cooling Systems S.p.A. için satış ve satış sonrası hizmetleri sunmaya başladık.”


Depremde yüksek güvenlik sağlayan yapay zekalı asansörler

Son yıllarda Mitsubishi Electric’in asansör ve yürüyen merdiven sektöründeki faaliyetlerini daha da geliştirdiğini kaydeden Saraçoğlu şu açıklamalarda bulundu; “Hızlı, konforlu, emniyetli ve yüksek enerji verimliliğine sahip asansör ve yürüyen merdivenleri ile dünya genelinde büyük projelere katma değer sağlayan Mitsubishi Electric, Türkiye’de de çok sayıda prestijli projede dikkat çekiyor. Özel tasarlanmış yapay zeka denetleme sisteminin kullanıldığı asansörlerde yer alan back up sistemi ile deprem ve elektrik kesintisi gibi durumlarda asansörün en yakın katta durması ve yolcuların güvenle tahliye edilmesi sağlanıyor. Güvenliğin yanı sıra çevreye dost yaklaşımıyla da öne çıkan Mitsubishi Electric asansörleri, ısı enerjisinin bina elektrik şebekesine kullanılabilir enerji olarak geri verilmesine imkan tanıyan özel sistem sayesinde yılda yüzde 35’e varan oranlarda enerji tasarrufu sağlıyor.”

ve üretimi test etmek mümkün. Ayrıca üniversitelerin mühendislik fakültelerinde robot eğitim merkezi kurulmasına katkı sağladığımız eğitime destek projemize devam ederken, üniversite etkinliklerine de katılarak geleceğin mühendis adaylarına vizyoner bir bakış açısı sunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Türk sanayisini geleceğin dijital fabrikalarına hazırlıyor

İnsanla iş birliği içinde çalışan robotlara yatırım yapıyor

Türk sanayisine Sanayi 4.0’ın gerekliliklerini anlatabilmek için ülkemizin farklı illerinde gerçekleştirilen etkinliklerde sanayicilerle bir araya geldiklerini belirten Saraçoğlu; “Türkiye’deki büyük ölçekli şirketlerin ve KOBİ’lerin Sanayi 4.0’a uyumlu dijital fabrikalar hayata geçirmek için alınacak yatırım kararlarında yakın gelecekte artış yaşanacağına inanıyoruz. Biz de Sanayi 4.0’a yanıtımız olan e-F@ctory konseptimiz ile Türk sanayisinin geleceğin dijital fabrikalarına şimdiden hazır olması için çalışıyoruz. Bu konsept kapsamında bir fabrikayı yeni endüstri evresindeki tüm ihtiyaçları karşılayacak şekilde kurmak ve kurmadan önce bir sanal fabrika oluşturarak ortaya çıkacak fabrikayı

Antalya Havalimanı’nda güvenli uçuş teknolojisi

Robotların üretimdeki rolünün hızla artacağı yönündeki gelecek vizyonundan hareketle ileri robot teknolojileri alanında yeni nesil ürün ve çözümler geliştirmeye devam edeceklerini ifade eden Saraçoğlu, “Üretim bandındaki birçok işi yapabilen, insan kolu ya da eline yakın hassasiyete sahip robotlarımız, özellikle zor ve tehlikeli alanlarda iş güvenliği ve işçi sağlığı açısından da fabrikalara yüksek katma değer sağlıyor. Örneğin, insanla işbirliği içinde çalışan yeni kollobratif robot serimiz güvenlik nedenlerinden ötürü koruyucu bariyerlerin arkasına yerleştirilmesi gereken endüstriyel robotların aksine bir üretim ortamında insanlarla yakın çalışmalarda bulunabiliyor” şeklinde konuştu.

Mitsubishi Electric’in kamu sistemleri alanındaki faaliyetleri kapsamında uçak ve uçuş güvenliğini artırmak amacıyla havalimanları için geliştirilen radar teknolojisinin Antalya Havalimanı’nda da uygulandığını belirten Saraçoğlu, “Terminal Doppler Lidar Sistemi olarak adlandırılan bu radar teknolojisi, havalimanlarında rüzgar değişiminden kaynaklanan havayolu kazalarının daha etkin bir biçimde önlenebilmesi için geleneksel sistemlerden farklı olarak yalnızca yağış sırasında değil, açık havalar da dahil tüm hava koşullarında tespit yapabiliyor” dedi. Mitsubishi Electric’in “evden uzaya” kadar hizmet verdiği tüm sektörler için ileri teknoloji ile donatılmış, enerji verimli, çevre dostu, uzun ömürlü ve akıllı ürün, sistem ve hizmetleri geliştirmeye devam edeceğini belirten Saraçoğlu, “Türkiye’de faaliyet gösterdiğimiz her alanda artan bir ivme ile mevcut konumumuzu daha da güçlendirmeyi hedefliyoruz” dedi.


restaurant 110 hotel & hi-tech

hotel-tech

Ingenico’dan kaçırılmayacak YazarkasaPOS kampanyası YazarkasaPOSlarının donanım zenginliği ve dayanıklılığı ile ön plana çıkan, uçtan uca ödeme konusunda dünya lideri olan Ingenico, kaçırılmayacak bir kampanyaya imza atıyor.

U

çtan uca ödeme konusunda dünyanın ve Türkiye’nin lider şirketi Ingenico Group, hem avantajları hem de kampanyaları ile müşterilerine kazandırmaya devam ediyor. Esnaflara kaçırılmayacak fırsatlar sunan Ingenico hafif, dokunmatik ve uzun pil ömrüyle verimliliğin sembolü olan iWE280 model seyyar YazarkasaPOS cihazını kampanya kapsamında 600 TL indirimle KDV dahil 1.699 TL’ye satışa sunuyor.

Sidal: “Müşterilerimizden gelen geri bildirimleri önemsiyoruz”

Ingenico yeni nesil seyyar yazarkasa iWE280 ile kaçırılmayacak bir kampanyaya imza atarken, Ingenico Türkiye Genel Müdürü Alpay Sidal kampanya ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Ingenico olarak

müşterilerimizden gelen geri bildirimleri her zaman önemsiyor ve onları dinliyoruz. iWE280 model seyyar YazarkasaPOS cihazımız özelinde esnafımızın da yüzünü güldürecek bir kampanya başlattık. Normal satış fiyatı 2.229 TL olan iWE280 seyyar YazarkasaPOS cihazımızı KDV dahil 1.699 TL’ye satışa sunuyoruz. 31 Mart 2020 yılına kadar da bu kampanyamızı devam ettirerek esnafımıza destek olma arzusundayız. Ayrıca tüm süreçleri kolaylaştırmak adına seyyar yazarkasa sahibi olmak isteyen herkes, www. ikasa.com.tr’den bilgi alabilir ve YazarkasaPOS kurulumu için 0850 250 40 30 numaralı telefonu arayabilir. Bundan sonraki süreçte gerçekleştirdiğimiz kampanyalarımızla tüm işletmelere cazip fırsatlar sunmayı arzu ediyoruz” dedi.


Turizm ve otelcilik öğrencilerine otel yönetimi teknolojisini öğretiyor 25 yılı aşkın süredir yazılım sektöründe teknoloji üreten Talya Bilişim‘in geliştirdiği Elektra Otel Yönetim Sistemi, Türkiye genelinde 3.500‘den fazla büyük otel, otel zinciri ve konaklama merkezinde kullanılıyor. Türkiye‘de en yaygın tercih edilen otel yönetim sistemi olan Elektra, ülke genelinde 23 üniversite ve 143 turizm otelcilik ve meslek yüksek okulu olmak üzere 166 eğitim kurumunda ders olarak okutuluyor. Özellikle yeni nesil turizm profesyonellerinin teknolojiye daha yatkın olduğunu ve sektöre otel yönetim teknolojisini bilerek girdiklerini kaydeden Elektra Otel Yönetim Sistemleri Yönetici Ortağı Nilüfer Durukal, “Yeni jenerasyona ulaşmak için hem meslek liselerinde hem meslek yüksekokullarında hem de üniversitelerde programlarımızı ücretsiz olarak kuruyor ve eğitimlerini veriyoruz. Bu eğitimi Elektraweb sayesinde internet üzerinden verebildiğimiz için üniversitelerin ve meslek yüksek okullarının serverlarını kullanmamız da gerekmiyor. Her yıl Elektra bilerek mezun olan 9.000 turizmci sektöre giriş yapıyor” bilgisini verdi.

Amadeus Hertz’i erişime açıyor Amadeus ile Hertz Corporation, dünya çapındaki kiralık filo envanterini ve ücretlerini dağıtmak ve hız, etkinlik ve veri zekası alanındaki en yeni teknolojiyi kullanmak amacıyla Amadeus ile anlaşma imzaladı. İmzalanan sözleşme sonrasında Hertz’in Kuzey Amerika, Avrupa, Karayipler, Latin Amerika, Afrika, Orta Doğu, Asya, Avustralya ve Yeni Zelanda’daki yaklaşık 10 bin 200 kurumsal ve franchise konumuna seyahat danışmanları tek tıkla ulaşacak. Ayrıca, Hertz daha hızlı yollarla seçenekler ve özellikler sunmak için XML üzerinden açık teknolojiyi kullanan ilk araç kiralama sağlayıcısı oldu. Amadeus Hareketlilik ve Sigorta Başkanı Peter Altmann: “Amadeus’ta biz tercihlere inanırız. Hareketlilik sektöründeki amacımız, araba kiralama sağlayıcılarına tekliflerini olası en dinamik yolla kişiselleştirme ve içerik ve ücretlerini Amadeus Travel Platform üzerinden doğruluk, esneklik ve hızla dağıtma konusunda yardımcı olmak. Gelişmiş teknoloji kapasitemiz sayesinde, Hertz seyahat acenteleri ile yolculara en son özellikleri daha hızlı yollarla sunabiliyoruz.” dedi.

Kone Asansör, Antakya’da yerleşik teknik hizmete başlıyor Kullanıcıların güvenliği, asansör ve yürüyen merdivenlerin performanslarının korunması için, zamanında ve uzman bakım hizmetlerinden yararlanılması büyük önem taşıyor. Dünyanın olduğu gibi Türkiye’nin de en büyük asansör ve yürüyen merdiven üreticisi, aynı zamanda bakım firmalarından Kone, marka ayırt etmeksizin bu konuya büyük önem veriyor. Güçlü kuruluş, bu nedenle servis ağını sürekli genişletiyor. Kone, şimdi de Antakya’da yerleşik teknisyen istihdam ediyor. Böylece tüm marka ve modellerdeki asansör ve yürüyen merdivenlerin bakımları, Kone kalitesi ve güvencesi altında, çok daha hızlı bir şekilde Antakyalılara ulaştırılacak.

Philips, akıllı ve kişiselleştirilmiş tüketici sağlık çözümlerini pazara sundu Sağlık teknolojilerinde global bir lider olan Royal Philips 2019 Internationale Funkausstellung (IFA), 6-11 Eylül, Berlin, Almanya) fuarında bir dizi akıllı, ve kişiselleştirilmiş tüketici sağlık çözümlerini pazara sundu. Kullanıcılarının hayatlarına kolaylıkla entegre olan bu ürünler, onların daha sağlıklı seçimler yaparak kişisel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlıyor. Royal Philips Kişisel Sağlık Bölüm Başkanı Roy Jakobs, “Günümüzde sağlık konusunda kişiselleştirilmiş yaklaşımın arttığını görüyoruz. Philips olarak, sunduğumuz çözümler ile tüketicilerimizin ihtiyaçlarını anlıyor ve onların ihtiyaçları doğrultusunda akıllı ve son teknolojiler ile çalışıyoruz. Bu yıl IFA’da sunduğumuz yenilikler tüketicilere verilere dayalı kişiselleştirilmiş bilgiler ve koçluk önerileri sunuyor, bu şekilde günlük yaşamlarına sorunsuz bir şekilde entegre olan daha sağlıklı seçimler yapmalarını kolaylaştırıyoruz.” dedi.


restaurant 112 hotel & hi-tech

ürünler

İnosmart Ailesi’nin en yeni üyesi Dokunmatik Ekranlı Gazlı Fırın Akıllı ve yenilikçi fırın serisi İnosmart ile mutfak profesyonellerinin çözüm ortağı olan İnoksan, İnosmart Dokunmatik Ekranlı Gazlı Fırın Ailesi’ni iki yıllık Ar-Ge çalışmaları sonucunda seri üretime geçirdi. Profesyonellerin işini kolaylaştırmak için sürekli geliştirilen Inosmart Fırın Ailesi; Premix yanma sistemi ile verimli yanma ile çevreci cihaz özelliği, 4 farklı dil seçeneği, doğalgazlı ve LPG’li çalışma özelliği, 5 noktadan ölçüm yapan et probu, max 300 °C kabin iç sıcaklığı, 6 farklı fan hızı ayarlama imkanı, güçlü buhar jeneratörü, manuel nemlendirme özelliği (el duşu spreyi), 5 farklı pişirme metodu, delta T pişirme metodu, 60 adet hazır reçete, hazır reçeteleri değiştirebilme imkanı, raflı pişirme özelliği, fazlı pişirme imkanı, favori reçete seçme ve görüntüleme özelliği, sık kullanılan reçetelere ulaşma özelliği, gerçek zaman saati, HACCP Data log kaydı flash bellek ile USB’den yazılım ve reçete yükleme özelliği, melodik sesli ikazlar, self cleaning kireç önleme sistemi, hızlı soğutma özelliği (cool down), otomatik yıkama özelliği (3 Program), yoğuşturma ünitesi, fonksiyonel, açılır çift camlı kapı özelliği, hata mesajı görüntüleme özelliği ve yüksek enerji verimliliği özellikleriyle bir adım öne çıkıyor.

Kahve camda güzel... Kahvenin, damağa olduğu kadar göze de hitap etmesi gereken bir kültür olduğunu savunan Paşabahçe, “Kahve Camda Güzel” sloganıyla camın kahve sunumları için en doğru tercih olduğunu söylüyor. Türkiye’de ve tüm dünyada içilen farklı kahve çeşitlerine camın tasarımını ve şeffaflığını ekleyerek kahve keyfine alışılmışın dışında bir tat ve görsellik katan Paşabahçe, farklı kahve türleri için üretilen 60’ın üzerinde kahve bardağı çeşidi ile kahve içim keyfini doruğa çıkarıyor. Kahve, cam bardakta tüketildiğinde, camın doğallığından kaynaklanan yapısı ve kahveye hiçbir şekilde farklı bir koku vermemesi sayesinde tüm aromasını bütün yalınlığıyla yansıtabiliyor. Camın şeffaflığı da kahvenin farklı renklerinin ve katmanlarının kahve severlere estetik bir biçimde sunulmasını sağlıyor.

Yeniliğe susayanlara Kurulduğu yıldan bu yana çevre dostu üretim politikasından ödün vermeden müşterilerine sağlıklı ve güvenilir soğutma sistemlerini ve ürünlerini ulaştıran Uğur Soğutma yeni ürünlerinin lansmanını yaptı. Ürün gamına eklediği 3 farklı su sebili ile mutfakların ve ofislerin vazgeçilmez markası olmaya devam ediyor. Kullanışlı tasarımları sayesinde istenilen alana kolaylıkla taşınabilen ve yer tasarrufu sağlayan su sebilleri alttan ve üstten damacanalı modellerle ofisler, evler, pastaneler, marketler, kafeler gibi hayatımıza dokunan birçok alanda pratik ve kullanım kolaylığı sağlıyor. Sıcak ve ılık su özelliği taşıyan USP 3400 MENDERES, sıcak ve soğuk su özelliği taşıyan USP 3410 FIRAT ve gizli damacana özellikli gri renkli USP 3410 GDG SEYHAN modelleriyle her bütçenin aradığı modeller artık UĞUR’da.

Zyxel, Multi Gig Wi-Fi Çözümlerini tanıttı Broadband World Forum (BBWF ) bu yıl Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da düzenlendi. On dokuz yıldır organize edilen etkinlik, her sene olduğu gibi, bu yıl da geniş bant endüstrisinin üst düzey yöneticililerini bir araya getirdi. 4.100’den fazla telekom uzmanının ağırlandığı organizasyonda; Zyxel’in yeni nesil kablolu ve kablosuz internet erişim çözümleri yoğun ilgi gördü. Zyxel’in Servis sağlayıcılara yönelik olarak geliştirdiği yeni nesil iletişim çözümleri; MPro Mesh ve 10G PON sunduğu maliyet avantajı, hız kapasitesi ve üstün performans gibi özelikleri ile telekom profesyonellerinden tam not aldı. Evde ve ofislerde internet erişim deneyimini en üst seviyeye taşıyan, gigabit bağlantı kalitesi ile yüksek performans vaat eden Zyxel’in yeni WiFi 6 (11ax) çözümleri de fuar katılımcılarının odaklandığı ürünler arasında yer aldı.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.