IT Network December 2019

Page 1

Turkcell elektronik atıklarla eğitime kaynak sağlayacak

Ali İlker Yüceer “Veri Important”

B İ L G İ

Vakıf Katılım’dan kamu bankaları arasında bir ilk: MobildePOS

T E K N O L O J İ L E R İ

05 Aralık • 20 Aralık • 2019 • KDV Dahil 15 TL

Ülker Tek Gürpınar Ayrotek Genel Müdürü

Vertiv, kurumsal çözümleriyle farklılaşıyor…

D E R G İ S İ



Yılı kapatırken yatırımlar devam etti… Her yıl seneyi kapatırken durağan konuma geçen yatırımlar IT alanında tam tersi olarak gerçekleşiyor. Hem yılın kapanması hem de yapılmayan yatırımların yıl bitmeden tamamlanabilmesi adına yine hummalı bir yatırım gördük sektör genelinde. Biz de sektörün önemli haber kaynaklarından birisi olarak sizler için birçoğunu yerinde inceleyerek sayfalarımıza taşıdık. Aşağıda birkaç örneğini bulacağını çalışmaların daha fazlasını dergimizde ve web sayfamız itnetwork.com.tr adresimizde bulabilirsiniz.

Kişisel Verilerin Korunması birçok yükümlülüğü beraberinde getirdi… Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile kişisel verilerin toplanması, depolanması ve korunması konusunda şirketlere birçok yükümlülük getirildi. Ancak şirketlerin, kanuna ve regülasyona tam uyumluluğunun sağlanması için hem bilişim güvenliği hem de hukuk danışmanlığı konusunda ayrı ayrı destek almaları gerekiyor. Bu amaçla bilişim güvenliği ve hukuk danışmanlığı hizmetlerini tek bir çatı altında toplayan Siberasist, düzenlenen özel bir lansmanla tanıtıldı. Hem tanıtıma hem de yapılması gerekenlere dair detayları sayfalarımızdan takip edebilirsiniz.

“Eğitime Dönüştür” doğal kaynakları korurken geleceğimize de yatırım olacak Turkcell, TÜBİSAD iş birliği ile Türkiye genelinde “Eğitime Dönüştür” projesini başlattı. Kullanılmayan, atık haline gelmiş elektronik cihazlar Turkcell mağazalarında bulunan ‘tekno atık’ kutularına bırakılacak, bu ürünlerden elde edilecek gelir Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na bağışlanacak. Bu anlamlı kampanyanın detaylarını sayfalarımızda bulabilirsiniz…

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği 30 Yaşında Türkiye’nin teknoloji ile kalkınmasında stratejik rol oynayan şirketleri temsil eden Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) bu yıl 30’uncu yılını kutluyor. 2018 yılında 5,9 milyar dolar ihracat gerçekleştiren, 120 bin kişiye istihdam sağlayan Türk Elektronik Sanayisini temsi eden TESİD, kurduğu Genç TESİD ile gençlere yaptığı yatırım ve yerlileştirmeyi merkezi alarak kurduğu Nesnelerin İnterneti ile Akıllı Yaşam platformu ile Türkiye’nin teknoloji ile kalkınmasına destek oluyor. √√ √ Üstte yer verdiğimiz örneklerin daha fazlasını bulacağınız dergimizin içeriği yine sizlere bir teknoloji turu yaşatacak. Sektör market sayfalarımızda son dönemde yaşanan teknolojik gelişmeleri bulacağınız gibi sektör oyuncularının gerçekleştirmiş oldukları yatırım haberlerini de okuyabilirsiniz. Araştırma haberleri de ilginizi çekecek bazı çıktılarla dolu. Geçen sayımızda bahsetmiş olduğum Vertiv’in İtalya’daki iki merkezini gezimiz ve gezide edindiğimiz bilgileri de bu sayımızda bulabilirsiniz. 2019’a daha dün merhaba derken bugün yılın son sayısının hazırlıklarını bitirmiş bulunuyoruz. İyisiyle kötüsüyle, hüzünlü ve mutlu günleri ile bir koca yılı daha geride bıraktığımız için mutluyuz. Hem IT Network ekibi olarak hem de şahsım olarak 2020 yılının vatanımıza, milletimize, çevremize ve sektörümüze güzellikler ve mutluluklar getirmesini tüm kalbimizle temenni ediyoruz. Daha güzel bir yılda daha güzel haberlerle dolu sayılarımızla yeniden buluşmak üzere… Teknoloji hayatınızın pozitif yönü olsun… Hoşçakalın…

Ahmet Mızrak

ahmet.mizrak@img.com.tr


iÇiNDEKiLER 6 SAP, veriye dayalı yeni bulut servisleriyle akıllı işletmeleri güçlendiriyor

23

Sabancı Vakfı’nın Filantropi Semineri’nde engelsiz yaşam teknolojileri tanıtıldı

26 ESET, 2020 için dijital güvenlik yazılımlarını piyasaya sundu


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

30 Wtech, Türkiye’nin dijitalde ilk teknoloji proje pazarını kurdu

05 Aralık / 20 Aralık 2019

İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA

İMTİYAZ SAHİBİ H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR (Sorumlu) MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ SIDIKA AKYOL KAYIR sidika.kayir@aplusmedya.com GE­N EL YA­Y IN MÜ­D Ü­R Ü AHMET MIZRAK ahmet.miz­rak@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr HABER MERKEZİ ENES KARADAYI enes.karadayi@img.com.tr KAT­K I­D A BU­L U­N AN­L AR Prof. Dr. İS­M AİL KA­YA is­ma­il­ka­ya@gmail.com Doç. Dr. M.ALİ ÖZ­BU­DUN oz­bu­dun@gmail.com ÖMER KARDAŞ omer.kardas@ihlas.com.tr

34

ALİ İLKER YÜ­CE­ER ali@mak­ro­bil.com.tr GRAFİK TASARIM HAKAN SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr

Bilal Topçu: “2030’da 40 bin Ar-Ge mühendisi istihdam edeceğiz”

FİNANS MÜDÜRÜ Cuma KARAMAN cuma.karaman@img.com.tr MUHASEBE MÜDÜRÜ Yusuf DEMİRKAZIK yusuf.demirkazik@img.com.tr A­B O­N E VE DAĞI­TIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr İSMAİL ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr

39 “2020 dijital dönüşüm projelerimizle sesimizi duyurduğumuz bir dönem olacak”

Reklam Rezervasyon A PLUS MEDYA NISH ISTANBUL RESIDENCE Çobançeşme Mah. Sanayi Cad. No: 44/B - D: 167 Yenibosna/ Bahçelievler - İstanbul Reklam İletişim reklam@aplusmedya.com Tel : 0212 216 99 13

İdare Merkezi:

Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 454 22 22

Renk Ayrımı: Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Turkcell elektronik atıklarla eğitime kaynak sağlayacak Turkcell, TÜBİSAD iş birliği ile Türkiye genelinde “Eğitime Dönüştür” projesini başlattı. Kullanılmayan, atık haline gelmiş elektronik cihazlar Turkcell mağazalarında bulunan ‘tekno atık’ kutularına bırakılacak, bu ürünlerden elde edilecek gelir Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na bağışlanacak...

Sektör Market

Kübra Erman Karaca: “Herkesi evlerinin atık kahramanı olmaya

IT

network

larından bayilerine, tedarikçilerinden müşterilerine ve tüm Türkiye’yi kapsayacak olan “Eğitime Dönüştür” projesi bir yandan çevrenin korunmasını ve doğal kaynaklardan tasarruf edilmesini sağlarken bir yandan da çocuklarımızın eğitimine katkı sağlayacak. Proje kapsamında Turkcell mağazalarına yerleştirilecek olan kutularda toplanan elektronik atıklar, bu ürünlerin toplanması ve geri dönüştürülmesi alanında yetkili olan Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) tarafından ekonomiye kazandırılacak. Elde edilen gelirin tamamı çocuklarımızın eğitiminde kullanılmak üzere Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) bağışlanacak. Türkiye’de müşterilerinin elektronik atıklarından kendini sorumlu hisseden ilk şirket olarak herkesi “Eğitime Dönüştür” kampanyasına katılmaya davet eden Turkcell, teknolojik liderliğini çevre bilincinin yaygınlaştırılmasında da sürdürmüş olacak.

Murat Erkan: “Bu çocuklarımız için ‘ileriye dönüştürme’ projesi”

4

Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan sürdürülebilirliğin temel şirket stratejilerinin odağında bulunduğunu belirterek şunları söyledi: “Turkcell olarak daha yaşanabilir bir gelecek için sorumluluğumuzu alıyoruz. 2030 yılına kadar elektrik tüketimimizi tamamen yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyoruz. Müşterilerimize çevreci ve sürdürülebilir ürün alternatifleri sunmak için çalışmalarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmak için attığımız adımların sonuçlarını da her yıl fazlasıyla alıyoruz. Tüm bu çalışmalarımıza ek olarak başlattığımız “Eğitime Dönüştür” projemiz için, tüm müşterilerimizi ve bayilerimizi kapsayan bir elektronik atık seferberliği diyebiliriz. Devletimizin başlattığı Sıfır Atık projesindeki sorumluluğumuzun da bilinciyle tüm Türkiye’yi artık kullanmadıkları özellikle cep telefonu ve tablet gibi cihazlarını mağazalarımızdaki tekno atık kutularına atarak hem çevrenin korunmasına hem de çocuklarımızın eğitimine destek vermeye çağırıyoruz. Bu, çocuklarımızın eğitimi için çok önemli bir proje. Aslında bir ‘ileriye dönüştürme’ projesi.”

davet ediyoruz” TÜBİSAD Yönetim Kurulu Başkanı Kübra Erman Karaca bağışlanan her atığın eğitime önemli katkı sağlayacağını belirtti: “Turkcell ve TEGV ile birlikte, bağışlanan atıkların kayıtlı ekonomiye dönüştürüldüğü ve TEGV’de nitelikli eğitim desteği alan çocuklar için bir eğitim seferberliğinin başladığı ‘Eğitime Dönüştür’ projesini gerçekleştiriyoruz. TÜBİSAD olarak Turkcell mağazaları kanalıyla da toplama ağımızı 7 binden 8 bin 300’lere taşıyacağız. En önemlisi, daha çok atığı daha hızlı toplayabilir ve ekonomiye kazandırabilir hale geleceğiz. Herkesi Turkcell mağazalarına atıklarını getirmeye ve evlerinin atık kahramanı olmaya davet ediyoruz. Nitelikli gençleri yetiştirmek Türkiye’nin geleceği açısından son derece önemli.”

Sait Tosyalı: “Turkcell’in de katılmasıyla çok daha geniş kitlelere ulaşacağız” Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV) Genel Müdürü Sait Tosyalı da “TÜBİSAD’la yaptığımız projede elektronik atıkları ekonomiye kazandırırken, 5000 çocuğu da nitelikli eğitimle buluşturma fırsatı edindik. Turkcell’in de bu ağa katılmasıyla çok daha geniş kitlelere ulaşacağız. Daha fazla evsel ve

bireysel elektronik atık ekonomiye kazandırılacak ve daha çok çocuğa nitelikli eğitim sunabileceğiz” diye konuştu.

İlk destek 6 bin 500 telefon ile Turkcell’den Turkcell mağazalarında daha önce gerekli hallerde müşterilere ikame telefon olarak verilmek üzere ayrılmış fakat artık kullanılmayan 6 bin 500 adet telefon da Turkcell personeli tarafından tekno atık kutularına atılarak projeye ilk destek verilmiş olacak.

Elektronik atık getirenlere Huawei P30 Lite kazanma şansı Turkcell mağazalarındaki tekno atık kutularına artık kullanmadığı elektronik cihazlarını atan herkese özel kampanya sticker’ı hediye edilecek. Bu sticker’ı #eğitimedönüştür etiketiyle sosyal medyada en yaratıcı görselle paylaşan bir kişiye her ay Huawei P30 Lite akıllı telefon hediye edilecek. Sosyal medya yarışması beş ay boyunca devam edecek. Proje hakkında ayrıntılı bilgi için www.egitimedonustur.com Daha iyi bir dünya için çalışmalarını sürdüren Turkcell, sürdürülebilirliği temel alan yeni bir proje başlattı. Turkcell çalışan



IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

SAP, veriye dayalı yeni bulut servisleriyle akıllı işletmeleri güçlendiriyor

Sektör Market

Kurumsal uygulama ve yazılım alanının global oyuncusu SAP, İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen SAP TechEd Konferansı’nda yeni çözümlerini duyurdu. Bu yeniliklerle akıllı işletmeler, deneyim ekonomisi içinde büyümelerini daha da hızlandırma imkânına sahip olacak…

IT

network

SAP SE, akıllı işletmelerin deneyim ekonomisi içinde daha da büyümesini sağlamak amacıyla kurumsal teknoloji platformunda hayata geçirdiği yenilikleri tanıttı. İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen SAP TechEd Konferansı’nda duyurulan yenilikler sayesinde SAP müşterileri, veriyi hızla işlerinde değere dönüştürebilecek. Hayata geçirdikleri yeniliklerle ilgili açıklamada bulunan SAP CTO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Juergen Mueller, “Kurumsal teknoloji platformumuz; SAP Cloud Platform (Bulut Platform) ile birlikte SAP HANA ve analitikleri birbirine yakınlaştırarak kullanıcıların daha akıllı, daha hızlı ve daha güvenilir iş kararları almasını sağlıyor. SAP; bulut, kurum içi ve hibrit kurulum modellerinde hazır entegrasyon, modüler yapı ve genişletme kolaylığı dahil olmak üzere, işletmelere üst seviye açıklık ve esneklik kazandırıyor. Bu açık ve esnek yaklaşım sayesinde, müşterilerimizin olağanüstü başarılı sonuçlar almalarına yardımcı oluyoruz” dedi. SAP kurumsal teknoloji platformu, SAP çözümlerini tek bir referans mimari yapıda bir araya getirerek, modern kurumlar için gerekli tüm servisleri sunuyor. Veri tabanı ve veri yönetimini, uygulama geliştirme ve entegrasyon, analitikler, akıllı teknolojileri ve servisleri kapsayan bu platform kurumların SAP uygulamalarının kapsamını genişletmelerine, BT ortamlarını entegre etmelerine ve yeni uygulamalar oluşturmalarına yardımcı oluyor ve iş süreçlerini daha da iyileştiriyor. Kurumsal teknoloji platformuyla işletmeler ayrıca SAP verilerine kolay erişim fırsatına sahip oluyor ve verileri dönüştürecek zengin içeriklerden yararlanabiliyor. Ayrıca bulut servis sağlayıcıları ile iş birliği ve onların teknolojileriyle kusursuz şekilde birlikte çalışma imkânı sayesinde yüksek düzeyde ölçeklenebilirlik ve esneklik de sağlanıyor.

SAP HANA® Bulut Servisleri veriye akıl katıyor

6

SAP Data Warehouse Cloud (Veri Ambarı Bulut), SAP HANA Cloud (Bulut) ve SAP Analytics Cloud (Analitik Bulut) çözümlerini içeren SAP HANA Cloud Services (Bulut Servisleri), tüm veri ve analitik yeteneklerini birleştirerek büyük hacimli

veriyi depolamak, işlemek, yönetmek ve kullanmak için birbirine bağlı hizmetleri tek bir set olarak sunuyor. Bulut üzerinde kullanıma hazır bir veri ambarı olan SAP Data Warehouse Cloud, kullanıcıların tüm kurumsal verilerini hızlıca ve kolayca birbirine bağlayıp kendi iş kolları için değere dönüştürmelerini sağlayan, self-servis bir çözüm sunuyor. Kolay ve esnek fiyatlandırma modeli sayesinde kullanıcılar geleneksel bir veri ambarının yüksek olan ilk yatırım maliyetlerinden kurtulmuş oluyor ve veri miktarı artmaya devam ettikçe veri depolarını kolayca ve uygun maliyetle ölçeklendirebiliyor. SAP HANA Cloud ise müşterilerin tüm verilerinde SAP HANA’nın sadeliğinden ve hızından yararlanabilmeleri adına bulut için özel olarak tasarlandı. Tüm veri kaynaklarına erişebilen sanal interaktif erişim katmanı ile birlikte sunulan ölçeklenebilir sorgulama motoru, veri tüketimi ile veri yönetimini ayrıştırmaktadır. Kullanıcılara sadeleştirilmiş, birleşik bir veri erişimi katmanı sunarak veri işlemeyi kolaylaştırıyor, aynı zamanda veri entegrasyonunu kullanıcıların akıllı uygulamalarında konsolide edip uyumlu bir hale getiriyor. SAP HANA Cloud, bağımsız bir çözüm olarak ya da işletmelerin mevcut yerleşik (on-premise) ortamlarının bir uzantısı olarak kurulabiliyor. Böylece işletmeler buluttan ve SAP HANA’nın canlı, operasyonel veri analizi yeteneğinden faydalanabiliyor. SAP HANA Cloud çözümünün 2019’un son çeyreğinde pazara sunulması planlanıyor. SAP Analytics Cloud çözümünün, yeni kurumsal planlama özellikleri içeren son sürümü de Las Vegas’taki SAP TechEd etkinliğinde tanıtıldı. Yeni sürümde, planlama sürecine dâhil olan kişilere yönelik otomatik takvim görevleri oluşturarak planlama için iş akışlarının hazırlanmasını kolaylaştıran sihirbaz gibi yeni araçlar

yer alıyor. Bu sayede kurumsal kullanıcılar geleneksel planlama süreçlerini otomatik hale getirebiliyor. Ayrıca SAP Analytics Cloud çözümünün SAP S/4HANA’nın yanı sıra SAP SuccessFactors çözümlerine de dâhil edilmesi ve 2019’un son çeyreğinde pazara sunulması planlanıyor. Böylece şirketlerin İnsan Kaynakları ve kurumsal veriler hakkında daha fazla içgörü kazanarak insan kaynağına ve organizasyona ilişkin daha sağlıklı karar alabilmesi hedefleniyor. Geliştiricileri daha fazla yardımcı olması amacıyla, SAP Analytics Cloud’un gömülü versiyonu SAP Cloud Platform Enterprise Agreement kapsamında bir servis olarak sunulması planlanıyor. Böylece geliştiriciler bu analitik servisi kolayca etkinleştirecek ve SAP HANA ile canlı bağlantı aracılığıyla uygulamalarına analitiği hızla entegre edebilecek.

Lider Kurum İçi İş Zekâsı Çözüm Paketi’nin en güncel sürümü SAP her müşterisinin bulut yolculuğunun kendine özgü olduğunu ve pek çok işletmenin yerleşik (on-premise), bulut ve hibrit kurulumlardan oluşan karma bir ortam kullandığını çok iyi biliyor. SAP BusinessObjects Business Intelligence çözüm paketinin/grubunun 4.3 sürümü işletmelere yerleşik iyileştirmelerle destek olurken aynı zamanda SAP Analytics Cloud ile daha güçlü entegrasyon sağlıyor. Yeni versiyonun diğer faydaları arasında daha da iyileştirilmiş kullanıcı deneyimi, artırılmış kurulum kolaylığı ve yeni endüstri standartları için destek de yer alıyor. Beta programının 2019’un son çeyreğinde çıkması planlanıyor.



IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

GTech, Sabancı ve Tekfen Holding iş birliği ile finans ve yönetim dashboard projelerine imza attı

Sektör Market

Farklı sektördeki tecrübelerini global teknolojik gelişmelere entegre ederek müşterilerine katma değer sağlayan ve çözümler sunan teknoloji danışmanlık şirketi GTech, çalışma ve yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Ulusal ve uluslararası birçok dev isimle iş birliği yapan GTech, son olarak Sabancı Holding ve Tekfen Holding ile yaptığı iş birliklerini önemli bir organizasyonla duyurdu…

IT

network

Finansal Konsolidasyon ve Yönetim Raporlama Etkinliği kapsamında 26 Kasım 2019 Salı günü, Four Seasons Bosphorus Hotel’de gerçekleşen organizasyonda finans ve yönetim projeleriyle ilgili başarı hikayeleri katılımcılara anlatıldı. Basın mensuplarının da büyük ilgi gösterdiği etkinlikte katılımcılar, GTech, Sabancı Holding ve Tekfen Holding yöneticilerine sorular sorma fırsatı buldu.

Başarı hikayelerimizi müşterilerimizle paylaşacağız

8

Müşterilerinin iş gereksinimlerini; uzun vadeli strateji ve hedeflerine ulaşmalarını sağlayacak şekilde karşılamak ve başarılarını sürdürülebilir kılmak amacıyla proje ve fikirler üreten GTech, sektörel ve teknik uzmanlığıyla fark yaratıyor. İnovasyon ve dijital teknoloji tabanlı gelişim modellerini iş süreçlerine dahil eden GTech, değişimin kaçınılmaz olduğu finans ve teknoloji sektörüne önemli yenilikler kazandırıyor. Hayata geçirdiği projelerle dikkat çeken GTech, Sabancı Holding ve Tekfen Holding ile birlikte yol alıyor. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan GTech Genel Müdürü Mine Taşkaya; “İmza attığımız “Finansal Konsolidasyon ve Yönetim Dashboard Projelerini” anlatmak için buradayız. Projelerimizle ilgili deneyimleri kendi ağızlarından dinleyeceğimiz etkinlikte Türkiye’nin en önemli kurumları ve isimleriyle ortak olmak bizim için gurur verici. Projelerimizi ve bu süreçte kat ettiğimiz yolları anlatması için çok değerli isimlere ev sahipliği yapıyoruz. Etkinliğimizde Tekfen Holding adına CIO Kurtuluş Yavuz ve Sabancı Holding adına Finans Direktörü Neslihan Döngel konuşmacı olarak yer alıyor ve projelerimizin hem müşterilerimize hem de sektöre kazanımlarını aktaracak” dedi. Sözlerine şu şekilde devam eden Taşkaya; “Bugün dünyada kabul görmüş gerçeklerden biri şu ki, hangi sektörde olursa olsun şirketin en büyük değerlerinden biri verilerdir. Biz bu veriyi ne kadar kullanabiliyorsak aslında o kadar stratejik olarak, iş planlarımıza, sonuçlarımıza, rekabet avantajlarımıza, kar-

lılıklarımıza yansıtabiliyoruz. Kısa, orta ve uzun vade planlamalarımızda en önemli parametremiz yine veri. Bu noktada verinin tarihçesine baktığımızda birçok aşama kat ettiğini görüyoruz. 2025 yılına geldiğimizde bu rakamlar daha da büyüyecek. Tabii ki, tüm veriyi analiz etmek mümkün değil, ancak işimize değer katacak kısımları anlık olarak işlemek ve değerli kısımlarını karar verme sistemlerimize sonuç olarak entegre etmek mümkün olacaktır. Üstelik bahsedilen çılgın büyüme şirketlerin operasyonlarındaki her noktada olacak. Bu noktada büyük veriyi yapay zeka ve makine öğrenmesini kullanarak şirketlerin ihtiyaç duyduğu içgörü ve tahminleri oluşturacak şekilde hayata geçiren şirketler daha rekabetçi ve karlı olacaktır.” dedi.

Raporlama sistemlerimiz müşterilerimizin sorunlarına en kısa sürede cevap veriyor Raporlama sistemlerinin avantajlarından bahseden GTech Genel Müdürü Mine Taşkaya; “Müşterilerimizin sorunlarına hızlı cevap verebilmenin yanı sıra katma değeri yüksek çözümler sunuyoruz. Kurumlar verinin tarihçesine göre hangi aşamada olursa olsun burada bahsedilen çözümlerin sağlanabilmesi için bazı unsurların yerine getirilebilmesi lazım. Bunlar; teknolojik alt yapı, yetkin teknik ekip ve iş birlikleri. Bu üçlü olmadığı zaman, hedeflere ulaşmak mümkün değildir” dedi.

Tekfen Holding ile GTech aynı vizyonu paylaşmaktadır Etkinlik kapsamında konuşma yapan CIO Kurtuluş Yavuz; “Tekfen Holding köklü bir geçmişi olan birçok alanda hizmet veren büyük bir yapıdır. İçinde bulunduğumuz her sektörün kendine ait zorlukları ve kendine münhasır özel durumları vardır. Dolayısıyla bizim için farklı sektörlere entegre edilebilecek hızlı ve etkin çözümler, iş ortaklıkları büyük önem taşımaktadır. Dünyada farklı coğrafyalarda yaygın bir operasyona sahip yapımızda günlük operasyonel ve finansal KPI’ların yönetim ekibine raporlanabilir duruma gelmesini hedefledik ve bu noktada

Oracle ve GTech ile olan yolculuğumuz başladı. GTech ile bir araya gelmemize zemin hazırlayan faktörler; konusundaki uzmanlığı ile bizi doğru noktalara yönlendirmesi, etkin değişim yönetimi, konuyu ele alış biçimi, bizimle olan vizyon uyumu, ekibimizle kurduğu doğru ilişkilerdir. Bu etkenler projemizi başarıya götüren en önemli faktörlerdir. Buradan bir kez daha GTech ailesine teşekkür ediyorum “dedi.

Sabancı Holding & GTech iş birliğini başarıya götüren ana etkenler şeffaf, hızlı ve etkin yönetim sürecidir. Projenin amacı hakkında bilgi veren Sabancı Holding Finans Direktörü Neslihan Döngel; “Sabancı Holding Üst Yönetimi’ne ana finansal ve operasyonel verilerimize hızlı ve kapsamlı erişim imkanı sağlayan bir çözüm sunarak karar verme süreçlerini desteklemek amacıyla GTech ile çalışmaya karar verdik. Proje öncesinde farklı kaynaklardan veri beslenmesi söz konusuydu ve bu durum finans ekibinde büyük bir iş yükü yaratıyordu. Kapsamlı yönetim raporu hazırlığı için önemli süreler gerekiyordu. Diğer yandan üst yönetimimize farklı platformlarda farklı raporlar çıkıyordu, bu da karar mekanizmalarının hızlı ve etkin çalışmasını olumsuz etkiliyordu. Bu noktada proje deneyimi, işe yaklaşımı ve iş ortaklığı, güvenirliği ve itibarı ile bizi etkileyen GTech ile doğru iş ortağımızı bulmuş olduk. Bu projede bizi başarıya götüren en önemli kriterlerimiz; şirket içinde güçlü Üst Yönetim sahipliği, finans ekibinin projeye olan inancı ve yoğun çabası, Bilgi Teknolojileri ekibimizin sürekli teknik desteği, GTech ile karşılıklı olarak bilgi paylaşımının en üst seviyede olması, yine GTech tarafından proje süresince müşteri olarak ihtiyaç duyduğumuz tüm taleplerin hızlı bir şekilde karşılanmasıdır. Projemiz zamanında ve planlanan maliyetlere uygun tamamlanmış, canlıya geçiş aşamasında açık konumuz kalmamıştır” dedi.


Üretkenlik Odaklı

Verimli

Hızlı, yüksek kaliteli baskı

+ Olağanüstü iş bitirme süresi + Basit ve kompleks iş akışları desteği

+ Kolay entegre edilebilir çözümler + Sektöründe en iyi enerji verimliliği

+ Ağır kağıt gramajında hız düşüşü yok + Değişmez, istikrarlı baskı kalitesi


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sanofi Girişimcilik Programı ‘PharmUp’ta final heyecanı yaşandı

Sektör Market

Sanofi’nin Workinton iş birliği ile Haziran 2019’da hayata geçirdiği ve sağlık alanında fark yaratacak fikir ve proje sahiplerinin başvurduğu PharmUp Girişimcilik Programı’nın ilki sonuçlandı…

IT

network

10

PharmUp’ın hızlandırma programına alınan 5 girişimcinin proje sunumlarını gerçekleştirdiği Demo Day’de, jüri üyeleri tarafından belirlenen PharmUp Birincisi, hastane enfeksiyonlarının erken evrede ve hızlı tanısı için hasta başı enfeksiyon tanı cihazı geliştiren Aksense oldu. Jüri Özel Ödülü’nü ise dijital verilerin DNA’da şifrelenmesi, arşivlenmesi ve pratik geri okunmasına yönelik platform teknolojisi geliştiren HiDNA aldı. Türkiye’de sağlık alanında yenilikçi çözümler sunmak için çalışan Sanofi, Workinton iş birliğiyle hayata geçirdiği Girişimcilik Programı PharmUp ile sağlık alanında yeni nesil fikirlerin gelişimine destek oluyor. Haziran ayında hayata geçirilen ve sağlık dikeyinde çalışan ölçeklenebilir, geliştirilebilir ve sürdürülebilir fikirlerin hayat bulduğu bir girişimcilik proje yarışması olan PharmUp’a ilk yılında 70 girişimci başvuru yaptı. Başvuru yapan girişimciler ‘Hastalık Farkındalığı ve Bilinçlendirme’, ‘Hastalık ve Tedavi Yönetimi’, ‘Sağlık Sistemine Yönelik Çözümler’ ve ‘Sağlık Teknolojilerinde Yenilikler’ olmak üzere 4 ana başlıkta değerlendirildi. Jüri üyeleri arasında TÜSEB Genel Sekreteri Prof. Dr. Hasan Türkez, Sanofi Türkiye Ülke Başkanı Cem Öztürk, CNN Türk Para Dedektifi ve A’dan Z’ye programlarının sunucusu Cem Seymen, Teknolojide Kadın Derneği Kurucu Başkanı Zehra Öney, Sanofi Türkiye Kurumsal İletişim Direktörü Pınar Kaya gibi isimler yer aldı. PharmUp jüri üyeleri tarafından seçilen 5 girişim, mentorluk ve eğitim programlarına katıldı. 3 aylık hızlandırma dönemini kapsayan PharmUp’ta sağlık alanında, fikir aşamasını geçmiş, araştırılmış veya prototipini üretmiş girişimler ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenen programlarda desteklendi. 5 aylık bir sürecin ardından 27 Kasım akşamı Sanofi ve Workinton ev sahipliğinde Workinton Levent 199’da gerçekleştirilen Demo Day’de projelerini jüri üyelerine sunma fırsatı bulan 5 girişimin kazananı Aksense oldu. Kazanan girişimle birlikte jüri üyelerinin etkilendikleri bir diğer girişime ise Jüri Özel Ödülü verildi. Jüri Özel Ödülü’ne ise HiDNA layık görüldü.

Sanofi Türkiye İnovasyon ve Proje Yönetimi Müdürü olan Onur Yörükoğlu, ödül töreni sırasında yaptığı açıklamada “Bu sene ilk defa gerçekleşen PharmUp’a ilgi beklediğimizden de öte oldu. Daha önemlisi başvuran projelerin yüksek kalite standartları, sunulan fikirlerin etkileyici olduğu kadar uygulanabilirliği, sağlık ekosistemimiz açısından oldukça umut verici. Sanofi olarak, sektörümüzde çığır açacak potansiyele sahip fikirleri PharmUp ile sağlıkta dijital dönüşümün bir parçası olmaya ve inovasyona yatırım yapmaya devam ediyoruz. Kazanan girişim Aksense’e ve Jüri Özel Ödülü’nü alan HiDNA ekibini yürekten tebrik ederiz, çok değerli fikirlerin arasından sıyrılarak öne çıktılar. Gelecek seneki etkinliklerimiz ve duyacağımız fikirler için şimdiden heyecanlanıyoruz” dedi.

Kazanan girişim Aksense’in ürünü dünyada bir ilk olma özelliği ile öne çıkıyor Girişimcilik Programı ‘PharmUp’ın kazananı Aksense, hastane enfeksiyonlarının erken evrede ve hızlı tanısı için hasta başı enfeksiyon tanı cihazı geliştiren ve bu tanıyı beş dakikanın altında bir sürede koyabilme özelliği ile dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. Konuyla ilgili heyecanını paylaşan Aksense girişimin kurucu ortaklarından Mürsel Baydemir; “Hepinize çok teşekkür ediyorum. Böyle bir platformda birinci olmak benim için çok gurur verici. Türkiye’yi dünyada en iyi şekilde temsil etmek için elimizden geleni yapacağız. Pharm Up’ı hayata geçiren herkese de tekrar teşekkür ediyorum” dedi. http://aksense.com/

Jüri Özel Ödülü’nü HiDNA kazandı Kazanan girişim Aksense ile birlikte jüri üyelerini oldukça etkileyen bir diğer girişim ise HiDNA oldu. Bu sebeple jüri tarafından HiDNA projesini geliştiren Cihan Taştan’a Jüri Özel Ödülü verilmesine karar verildi. Girişim, dijital verilerin DNA’da şifrelenmesi, arşivlenmesi ve pratik geri okunmasına yönelik platform teknolojisi geliştiriyor. https://hidna.co/

Finale kalan projeler jüri üyelerini etkilemeyi başardı Kazanan projelerin yanı sıra finale kalan diğer üç girişimin de projelerinden etkilenen jüri üyeleri, ilgili projelerin sağlık alanındaki çözümleriyle potansiyellerinin kuvvetli olduğu görüşünde birleştiler.

Finale kalan diğer girişimler şu şekilde sıralandı; Albert Health: Kronik hastaların ilaçlarını zamanında ve doğru dozda almasına yardımcı olan yapay zekâ tabanlı sesli sağlık asistanıdır.  https://albert.health/tr/    Pepapp: Kadınların adet ve yumurtlama dönemlerini takip eden, bu dönemlerinde eğlenceli ve bilgilendirici tavsiyeleri ile günlerini güzelleştiren Türkiye’nin ilk dijital kadın asistanıdır.  https://letspepapp. com/   Respo Gadgets: Toplumda çok yaygın şekilde görünen, hafif ve orta düzey uyku apnesi sendromunun ve horlamanın tedavisinde kullanılabilecek Dormio adında, sessiz, taşınabilir ve konforlu bir ağız içi aparey geliştirmektedir. https://dormio.com.tr/



Ayrotek,

Dijital Dönüşümün Başarılı Hikayeleri’ni

Think Zirvesi’nde paylaştı

IBM’in birçok ülkede düzenlediği Think etkinliklerinin Türkiye ayağı “Think Summit Istanbul”, 4 Aralık Çarşamba günü IBM Türkiye’nin ev sahipliğinde ve 2 binden fazla kişinin katılımıyla Zorlu PSM’de gerçekleşti… çoklu bulut ortamlarında gerçekleştireceğine de dikkat çekti. IBM Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen ve katılımcıların konuşmaları sonrasında “Dijital Dönüşümün Başarı Hikayeleri” başlıkla panel düzenlendi. Panelin başarı hikayeleri paylaşımcısı ise Ayrotek Genel Müdürü Ülker Tek Gürpınar ve Yapı Kredi BT Altyapı ve İşletim Grup Direktörü Önder Haydaroğlu oldu.

1 trilyon dolarlık hibrit bulut pazarı Kullanıcı uygulamalarının, yapay zeka ve bulut yolculuğunun birinci dönemi olduğunu belirten IBM Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen; ikinci dönemde büyümenin kurumsal taraftaki yeniliklerle şekilleneceğini vurguladı: “Günümüzde kurumsal iş yüklerinin yüzde 80’i hala geleneksel şirket içi ortamlarda tutuluyor. İş dünyasına yön verecek olan ise, kritik kurumsal iş yüklerini barındıran işte bu kısım. Yeni dönemde, bu iş yüklerinin ya buluta taşınması ya da bağlanması gerekecek. Bu da, hibrit bulut çözümlerini ve 1 trilyon dolarlık bir pazarı adresliyor.” Sözmen, ikinci dönemde büyük kuruluşların yenilikleri bilgi mimarisinin gücüyle yapay zeka, blok zinciri, nesnelerin interneti gibi teknolojilerle zenginleştirerek

12

Dijital Dönüşümün Başarı Hikâyeleri “Dijital Dönüşümün Başarı Hikayeleri” bilişim sektöründe yazılım yaşam döngüsü yönetimi, orta katman mimariler, kurumsal içerik yönetimi, proje ve portföy yönetimi, bulut hizmetleri gibi konularda 10 yılı aşkın tecrübeye sahip olan ve başarılı projelere imza atan Ayrotek Genel Müdürü Ülker Tek Gürpınar ve Yapı Kredi BT Altyapı ve İşletim Grup Direktörü Önder Haydaroğlu, Ayrotek ile birlikte gerçekleştirdikleri birbirinden ilgi çekici başarı hikayesi olarak nitelendirilen projelerine yer vererek katılımcılarla deneyimlerini paylaştılar. Sunumlar sırasında Ayrotek firmasının vizyonu ve hâkim olduğu ürün grupları anlatıldı. “Geleceği Birlikte İnşa Edelim” ana temasıyla düzenlenen zirvede, IBM İş Değerleri Enstitüsü (IBV) tarafından hazırlanan “Güven Avantajınızı Oluşturun” adlı üst düzey yönetici araştırmasının sonuçları da açıklandı. IBV Direktörü Ian Fletcher tarafından paylaşılan araştırma sonuçlarına göre; veri odaklı kültüre sahip liderlerin çoğu yapay zekaya büyük yatırım yapmayı

planlıyor. Araştırma kapsamında ön plana çıkanlar, veri stratejisini iş stratejisiyle birleştiren en ileri grubu oluşturuyor. “Öncü” olarak adlandırılan bu liderler, dünya genelindeki katılımcıların yüzde 9’unu, Türkiye’deki katılımcıların ise yüzde 21’ini oluşturuyor. Türkiye’deki öncülerin yüzde 93’ü, verilerin müşterilerin güven seviyesini güçlendirmede stratejik bir avantaj olduğuna inanıyor.



IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

İSBAK A.Ş. İstanbul’un Akıllı Şehir Vizyonunu Barselona’da anlattı

Sektör Market

İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Esat Temimhan, İspanya’nın Barcelona şehrinde gerçekleşen ve şehircilik alanında dünyanın önde gelen etkinlikleri arasında yer alan “Smart City Expo World Congress” Dünya Akıllı Şehirler Fuar ve Kongresi’nde İstanbul’un akıllı şehir vizyonunu uluslararası şehirleşme uzmanlarına anlattı…

IT

network

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin akıllı şehir çözümleri alanında çalışan iştiraki İSBAK A.Ş., 18-20 Kasım tarihleri arasında İspanya’nın Barselona şehrinde düzenlenen ve şehircilik alanında dünyanın önde gelen etkinlikleri arasında yer alan Smart City Expo World Congress’e konuk oldu. Dünyanın dört bir yanından yüzlerce şehircilik uzmanını bir araya getiren etkinlikte, Dijital Dönüşüm, Kentsel Çevre, Mobilite, Yönetişim & Finans ve Kapsayıcı & Paylaşan Şehirler olmak üzere beş ana başlıkta şehirciliğin geleceği masaya yatırıldı. İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Esat Temimhan, akıllı şehirler alanında 400’ün üzerinde uluslararası uzmanın yanı sıra binin üzerinde teknoloji firmasını bir araya getiren etkinlikte yaptığı sunumla İstanbul’un akıllı şehir vizyonunu ve İSBAK A.Ş.’nin bu alanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte yaptığı çalışmaları aktardı.

İBB heyeti Barselona’da incelemelerde bulundu İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kongreye eşlik eden fuarda İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hayata geçirilen “Zemin İstanbul” ve “Büyük Veri” projelerini tanıttı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Yavuz Erkut, Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı, Başkan Danışmanı Ertan Yıldız, Bilgi Sistemleri Daire Başkanı Naim Erol Özgüner, Park Bahçe ve Yeşil Alanlar Daire Başkanı Yasin Çağatay Seçkin ve İSBAK Yönetim Kurulu Üyesi Melih Geçek’ten oluşan İBB heyeti de fuarda incelemelerde bulundu.

İstanbul dünya yaşam kalitesine en çok katkı yapan akıllı şehir olmayı hedefliyor

14

Kongrede yaptığı konuşmada dünyanın olağanüstü bir dönüşüm sürecinde olduğunu belirten Esat Temimhan, küresel ölçekte yaşanan bu dönüşümün sürekli olarak büyüyen ve değişen şehirleri dönüşüme uyum sağlamaya mecbur bı-

raktığının altını çizdi. İstanbul’un da bu dönüşüme kayıtsız kalamayacağını hatırlatan Temimhan şu ifadeleri kullandı: “16 milyon kişinin yaşadığı, yılda 13,5 milyon turistin ziyaret ettiği, 4 milyon aracın trafiğe çıktığı İstanbul, nüfusuyla 177 ülkeden daha kalabalık. Böylesine bir şehrin, içinde bulunduğumuz dönüşüm çağında yönetilebilmesi için sahip olunması gereken en önemli üç unsur akıl, tutku ve cesarettir. Bu üç unsuru günümüzde en iyi şekilde bir araya getirense ‘akıllı şehir becerileri’dir. Günümüzde bir şehrin işlevselliği ve refahı, akıllı şehir becerileri ile doğru orantılıdır. İstanbul’un dönüşümlere uyum sağlayıp yeni dönüşümlere yön vermesi bizim için hem yerel hem de uluslararası bir sorumluluktur. Bu bilinçle İstanbul’u dünyanın yaşam kalitesine en büyük katkıyı sağlayan akıllı şehri haline getirme hedefini benimsemiş bulunuyoruz.” İstanbul’un akıllı şehir vizyonunun ayrıntılarını paylaşan İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Esat Temimhan, 2016 yılından bu yana İstanbul’u akıllı şehir vizyonunu benimseyen diğer şehirlerle kıyaslayan araştırmalar, literatür çalışmaları, paydaş analizleri ve endeksleme çalışmalarına imza attıklarını aktardı. Tüm bu çalışmalar sonrasında İstanbul’un akıllı şehir vizyonunun 2029 yılına kadar uzanan bir stratejik yol haritasına dönüştüğünü vurgulayan Temimhan, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri olmak üzere kamu, özel sektör ve girişimlerin de içerisinde bulunduğu geniş bir ekosistemle akıllı şehir vizyonunu hayata geçirmek için işbirliği içerisinde olacaklarını açıkladı.

Akıllı şehir vizyonu için hedefler belirlendi İSBAK A.Ş.’nin akıllı şehir çözümlerinde 33 yıl deneyime sahip bir kurum olduğunu hatırlatan Esat Temimhan, “Amacımız akıllı şehrin mimarı olmak ve İstanbul’u odağında insanın olduğu sürdürülebilir çözümlerle tanıştırmak. “İstanbul Senin” projesiyle İstanbul’un

16 milyon sakininin fikir ve önerilerini toplamaya başladıklarını belirten Temimhan, katılımcılığı artıran bu süreçle birlikte modern bir yönetişim anlayışını da hayata geçirdiklerini söyledi. Akıllı şehir çözümlerine yeni nesil girişimlerin katılımını artırmak amacıyla kurulan inovasyon laboratuvarı Zemin İstanbul’a dair ayrıntıları da paylaşan İSBAK A.Ş. Genel Müdürü Temimhan, “İstanbul’un birbirinden yetenekli gençleriyle birlikte akıllı şehir projelerine imza atacağız” diye konuştu.

Dönüşümün şifresi: Yapay zeka, nesnelerin interneti, ileri veri analitiği İstanbul’un en başarılı akıllı şehir olmak için en değerli varlığının şehrin verisi olacağının altını çizen Esat Temimhan, “Yapay zeka, nesnelerin interneti ve ileri veri analitiği gibi yeni nesil teknolojileri kullanarak 7/24 durmaksızın veri üreten şehrimizin sorunlarını en doğru şekilde analiz edebileceğiz. İSBAK A.Ş. tarafından kurulan Ulaşım Yönetim Merkezi düzenli olarak şehrin ulaşımına ilişkin veriler topluyor ve çözümler öneriyor. Benzer şekilde İstanbul’un verisini ölçerek planlayacağımız yeni çözümlerle başta İstanbulluların olmak üzere tüm şehirlerimizdeki vatandaşlarımızın yaşamlarını kolaylaştırmak istiyoruz” ifadelerini kullandı.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Turkcell’den veri taşımada hız rekoru Turkcell genişbant veri taşıma hızında yeni bir rekora imza attı. Edirne ve Gebze veri merkezleri arasındaki canlı şebekesi üzerinden tek taşıyıcı ile 400 Gbps veri transferi gerçekleştirerek, en uzun mesafede bu hıza ulaşabilen dünyanın ilk operatörü oldu… Müşterilerine en kaliteli ve en hızlı genişbant internet hizmetini sunmak için çalışmalarını aralıksız sürdüren Turkcell bu alandaki en yeni teknolojileri şebekesine kazandırmaya devam ediyor. Turkcell önceki gün Edirne ve Gebze veri merkezi arasında yeni teknolojilerle donatılmış canlı şebekesinde tek taşıyıcı üzerinde rejenerasyonsuz 400 Gbps veri transfer hızına ulaştı. Erişilen bu hızla sabit genişbantta en uzun mesafede veri transferini başarıyla gerçekleştiren dünyanın ilk operatörü Turkcell oldu. Üstün fiber altyapısı üzerinde sağlanan yüksek veri transferi kapasitesi sayesinde Turkcell 5G’ye hazır olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Ulaşılan hızla 17 adet HD filmi 1 saniyede indirmek mümkün Turkcell’in ulaştığı bu transfer hızı 60 dakikalık toplam 17 adet HD kalitede filmin sadece 1 saniyede aktarılabilmesi anlamına geliyor. Huawei OptiX OSN 9800M24 ve NE9000 Router sistemlerinin kullanıldığı uygulamada, klasik sistemlerden farklı olarak 75 Ghz bant genişliğinde çalışan tek taşıyıcı teknolojisi sayesinde kanal kapasitesi dört kat artarak 400Gbps’a ulaşırken omurga kapasite verimliliği ise 2.5 katına çıkıtı.

Gediz Sezgin: “Artan kapasite ihtiyacına rahatça cevap verebiliyoruz” Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin kullanıcılara en iyi deneyimi sunmak amacıyla şebekelerini bugünden 5G’ye hazırlamak için gerekli altyapı yatırımlarına hız kesmeden devam ettiklerini belirterek şunları söyledi: “5G ile hayatımıza girecek olan sanal gerçeklik uygulamaları, sürücüsüz araçlar ve akıllı şehir çözümleri gibi yeni nesil teknolojilerle yüksek veri hızı ihtiyacı en üst seviyeye çıkacak. Şebekemize dâhil ettiğimiz tek taşıyıcılı 400 Gbps kapasiteli kanallar ile hızla artan kapasite ihtiyaçlarına kolaylıkla cevap verebileceğimiz görülmüş oldu. Turkcell önümüzdeki dönemlerde de yeni teknolojiler konusunda sektörde öncülük etmeye devam edecektir.” Yeniliklerin öncüsü olmaya devam eden Turkcell bu yıl Fransa’da düzenlenen Next Generation Optical Networking Global Konferansı’nda dünyanın önde gelen operatörlerini geride bırakarak “En İyi Küresel Optik Servis Sağlayıcı” ödülünü almıştı. Turkcell ayrıca 2016 yılında, çoklu taşıyıcılar üzerinden açılan süper kanal teknolojisiyle 1Tbps hız testini gerçekleştiren ilk operatör olmuştu.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Vakıf Katılım’dan kamu bankaları arasında bir ilk: MobildePOS Dijital dönüşüm yolculuğunda müşterilerine MobildePOS ayrıcalığı sunan Vakıf Katılım, Samsung ve PayCore’la hayata geçirdiği uygulama ile kullanıcılarının hayatlarını daha da kolaylaştırmayı hedefliyor…

Sektör Market

şahıs ve firmalar da MobildePOS ile ekonomik sisteme girerek kayıt dışı işlemlerin azaltılmasında önemli rol oynayacak.

IT

network

Vakıfların paylaşım kültürünü kamunun gücüyle birleştirerek, katılım bankacılığına yeni bir soluk getiren Vakıf Katılım, müşterilerine dijital alanda yenilikçi ürünler sunmaya devam ederken, Samsung ve PayCore ile gerçekleştirdiği iş birliği sayesinde dijital dönüşüm yolculuğunda kamu bankaları arasında yeni bir ilke imza attı. Bu doğrultuda Vakıf Katılım, alışagelmiş standart POS cihazlarına bağlılığı ortadan kaldırarak; toplumun ticaret yapan her kesimi tarafından kolayca kullanılabilecek MobildePOS ürünüyle POS dünyasına yeni bir bakış açısı getirmiş oldu.

MobildePOS nedir? MobildePOS; işletme sahibi ya da işletmedeki çalışanlar tarafından NFC özellikli telefonlarla kolayca kullanılabilen Vakıf Katılım’a ait bir POS uygulamasıdır. Uygulamanın işletme sahibi tarafından yüklenmesinden sonra NFC özellikli cep telefonu istenildiği zaman bir POS cihazına dönüşüyor ve işletme sahibinin yetkilendirdiği çalışanlar tarafından kolaylıkla kullanılabiliyor.

Cari açığa destek Türkiye’de her yıl binlerce POS cihazı yurt dışından satın alınıyor ve dolayısıyla döviz açığı oluşuyor. Bu kapsamda MobildePOS uygulaması, POS cihazlarına milyonlarca dolar ödenmesini engelleyerek, yurt dışına döviz çıkışının önüne geçilmesinde önemli katkı sunacak. Tüm projelerinde öncelik olarak Türkiye’nin çıkarlarını gözeten Vakıf Katılım, MobildePOS uygulaması ile işletmeleri POS cihazlarına bağlı kalmaktan kurtarmayı hedeflerken, cari açığa da ciddi anlamda destek olacak.

Kayıt dışı işlemlere son

16

Standart POS cihazlarına göre gerek maliyet gerekse kullanım kolaylığı sunan MobildePOS’u taksiciler, e-ticaret firmaları, saha satışı olan işletmeler gibi birçok firma kolaylıkla kullanabilecek. Bu sayede küçük meblağlarla çok sayıda işlem gerçekleştiren ancak kayıt dışı ekonomide yer alan

Maliyet avantajı Mevcutta kullanılan POS’ların cihaz, saha yönetimi, bakım/onarım ve kurulum gibi birçok maliyeti bulunmakta. Uygulama sayesinde bu maliyetlerin düşecek olması Vakıf Katılım ve müşterilerine büyük oranda maliyet avantajı sağlayacak.

Kamu ve katılım bankaları arasında bir ilk! Dünyanın dijital alanda devrimler ve yepyeni teknolojik dönüşümler yaşadığı bir dönemde, sektöre yeni nesil alt yapılar kullanan dijital bir kurum olarak giriş yaptıklarını ve tüm ürün & hizmetlerinin dijital anlamda geliştirilmeye açık olduğunun altını çizen Vakıf Katılım Genel Müdürü İkram Göktaş, “Dünyanın dijital dönüşümü çok hızlı gelişiyor. Geceden gündüze farklı teknolojik gelişmelerin yaşandığı çağımızda yatırımlarımızı ağırlıklı olarak dijital projeler üzerine yapıyoruz. MobildePOS, bu alanda hayata geçirdiğimiz önemli projelerden sadece biri. MobildePOS gibi teknolojik ve pratik bir uygulamanın kamu ve katılım bankaları arasından ilk kez Vakıf Katılım tarafından uygulanması son derece gurur verici. Söz konusu uygulama ile bir POS cihazının gerçekleştirdiği tüm işlemler yapılabiliyor ve dolayısıyla POS cihazı satın alma mecburiyetinin önüne geçerek; taksici kardeşimizin, esnaf dostumuzun, işletme sahiplerimizin masraflarını bir nebze de olsa azaltmış olmak bizleri mutlu ediyor. Bu kapsamda üye iş yeri başvurusunu tamamlayan müşterimiz, uyumlu telefonuna MobildePOS’u kurduktan sonra aktivasyon işlemini saniyeler içerisinde tamamlayarak ödeme alabilecek. Ödeme deneyimini bir üst seviyeye taşıyan uygulamamız, özgün tasarımı ve kullanım kolaylığı sayesinde üye iş yerlerimizin her zaman yanında olacak. Şimdi pilot uygulamasını başlattığımız MobildePOS ürünümüzün yeni yılın ilk çeyreğinde tüm müşterilerimize sunulmasını hedefliyoruz. Bununla birlikte müşterilerimizin hayatını kolaylaştıran uygulamalar üretmeye devam edeceğiz. Bu süreçte birlikte çalıştı-

ğımız değerli iş ortaklarımız Samsung ve PayCore ailesine teşekkür ediyoruz” ifadelerine yer verdi. Samsung Electronics Türkiye Başkanı DaeHyun Kim, “Samsung Electronics olarak kurumsal çözümlerimiz ile işletmelerin ve KOBİ’lerin dijital dönüşümüne destek oluyoruz. Vakıf Katılım ile hayata geçirdiğimiz MobildePOS, bu açıdan önemli bir örnek teşkil ediyor. Samsung KNOX güvenlik platformuyla MobildePOS işbirliğinin güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlanıyor, uluslararası finans kurallarına uygun bir çözüm standartına ulaşılıyor. MobildePOS’a üye işyerleri, sahip oldukları NFC özellikli Samsung akıllı telefonları ile aynen POS cihazlarda olduğu gibi, temassız ödeme kabul edebilirler. Üye işyerleri Samsung akıllı telefon ya da tabletlerini, Google Play’den indirecekleri uygulama sayesinde, bir POS cihazına dönüştürebilir ve böylece, temassız kartlar, mobil cüzdanlar ya da giyilebilir ödeme araçları ile yapılmak istenen ödemeleri kabul edebilirler. Böylesi yenilikçi bir teknolojiyi Vakıf Katılım ile birlikte Türkiye’de hayata geçiriyor olmaktan mutluyuz. Fiziki darbelere, hava sıcaklığı değişikliklerine askeri standartlar seviyesinde dayanıklılık gösteren dayanıklı cihazlara ilave olarak; IP68 standartlarında suya ve toza dayanıklılık sunan Note, S ve A serisi cihazlarımızda da NFC özelliği bulunması nedeniyle, Samsung olarak MobildePOS hizmetinden faydalanmak isteyen kurumlar ve tüketicilere geniş bir portföy sunabiliyoruz” dedi. PayCore CEO’su Turgut Güney, “PayCore Soft POS çözümünü kullanarak Vakıf Katılım ve Samsung ile hayata geçirdiğimiz proje ile mevcutta kullanılan akıllı telefon ve tabletleri hızlı, kolay ve güvenli şekilde, herhangi bir ilave donanıma gerek duymadan, EMV tabanlı temassız ödeme kabul edebilir hale getirerek, mobil ticareti farklı bir noktaya taşıyoruz. Başka bir ifadeyle; bu teknoloji sayesinde ceplerdeki mevcut akıllı telefonlar ve tabletler EMV uyumlu POS terminallerine dönüşüyor. Dijital ödemeler konusunda Türkiye ve dünyada lider teknoloji sağlayıcısı olarak pazarda oyunun kurallarını değiştiren bu inovasyonun önemli bir parçası olmaktan dolayı gurur duyuyoruz” dedi.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

LG, yeni CEO’sunu duyurdu LG Electronics, yeni CEO, CFO, CSO, Ev Eğlence Sistemleri Başkanı ve Mobil İletişim Başkanı’nı açıkladı. Yeni CEO ataması 1 Aralık 2019, diğer üst düzey atamalar ise, 1 Ocak 2020 itibariyle geçerli olacak… LG Electronics (LG) bugün, LG’nin Mobil İletişim ve Ev Eğlence Sistemleri Şirketleri’nin Başkanı Brian Kwon’un 1 Aralık itibariyle CEO olarak atandığını açıkladı. 2020 itibariyle yeni görevlerine başlayacak diğer isimler ise şöyle; Ev Eğlence Şirketi’nin Başkanı olarak Park Hyoung-sei, Mobil İletişim Şirketi Başkanı olarak Morris Lee, yeni oluşturulan bir pozisyon olan Strateji Sorumlusu olarak William Chon ve Baş Mali Sorumlu olarak Bae Doo-yong. Brian Kwon, LG’de otuz yılı aşkın süredir önemli bir rol oynuyor. 1987’de Goldstar’a katılan Brian Kwon (56) 2014 yılında, LG Ev Eğlence Sistemleri Şirketi’nin Başkanı olarak terfi etmeden önce LG Galler’de İş Planlaması ve Denetleme Bölümü’nün Başkanlığı da dahil olmak üzere çeşitli pozisyonlarda bulundu. Busan’lı olan Brian Kwon, lisans derecesini Seoul National University’den aldıktan sonra Finlandiya’da Aalto University’de MBA yaptı. Kıdemli Başkan Yardımcısı Park Hyoung-sei ise, LG Ev Eğlence Sistemleri Şirketi’nin başına geçti. Park Hyoung-sei’nin bu iş biriminde, çoğunluğu ABD pazarına odaklanan TV, PC ve monitörlerle ilgili 25 yılı aşkın tecrübesi bulunuyor. Michigan Üniversitesi’nden mezun olan Park Hyoung-sei’nin yine ABD’deki Indiana Üniversitesi’nden master derecesi bulunuyor. Kıdemli Başkan Yardımcısı Morris Lee, 1988’de Goldstar’a katıldı ve LG’nin mobil, TV ve bilişim sektörlerinde farklı görevlerde bulunmasının yanı sıra, şirket LG Corp.’de beş yıl boyunca Başkan Yardımcısı olarak çalıştı. LG Mobil İletişim Şirketi Başkanı olarak atanan Morris Lee, Seul doğumlu ve Kore Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu. Kıdemli Başkan Yardımcısı Bae Doo-yong, LG’nin vergi ve ticaret bölümünün başı olarak CFO rolünü üstlendi. 30 yıllık sektör tecrübesine sahip olan Bae Doo-yong, LG’ye 2005 yılında katıldı. Seul Ulusal Üniversitesi’nden mezun olan Bae Doo-yong, ayrıca Amerika’daki George Washington Üniversitesi’nde de öğrenim gördü. Yeni yönetim ekibi, LG’nin tüm operasyonlarda “dijital dönüşümü”nü daha fazla veri merkezli hale getirmek için çalışacak. Bu amaçla, tüm iş birimlerinin yanı sıra kardeş LG şirketleri arasında çalışmaları yürütmek üzere Baş Strateji Ofisi kuruldu. CSO’ya başkanlık yapacak William Cho, altı yıl boyunca LG’nin Kuzey Amerika operasyonlarını yürüttükten sonra genel merkeze geri döndü. LG, CTO bölümü altında mevcut Yapay Haberleşme Laboratuvarı, İleri Robotik Laboratuvarı ve Yazılım İşletmeciliği Proje Proje Ofisi’ni desteklemek için Gelecek Teknoloji Merkezi’nin kurulmasıyla gelecekteki temel ve ortak teknolojilere odaklanacak. Akıllı ev, içerik ortaklıkları ve güzellik bakımı gibi güçlü potansiyeli olan işletmeler desteklenecek ve genişletilecek. Kritik alanlarda karar vermeyi hızlandıracak diğer organizasyonel değişiklikler, araştırma ve geliştirme, üretim, satın alma ve merkeze aktarılan tasarım için bazı yurtdışı sorumlulukları ile birlikte uygulanacak.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sevdiklerinizi alerjenlerden LG Steam™ ile koruyun

Sektör Market

LG, dünyada sadece LG markalı çamaşır makinelerinde bulunan “Steam™” özelliği sayesinde, alerjik reaksiyonlara neden olan ev akarlarını ve enfeksiyonlara neden olan bakterileri yüzde 99,9’a varan oranda yok ediyor. LG’nin “Steam™” teknolojisi, bu özelliği ile bir devrim niteliği taşıyor.

IT

network

LG çamaşır makineleri ayrıca, yapay zeka teknolojisi ile içerisine konan çamaşırın kumaşını tanıyarak uygun yıkama programı önerisinde bulunuyor, TurboWash ™ 360 özelliği ile yıkama süresini minimuma indiriyor… Hayatı Güzelleştiren Yenilikler sloganıyla kullanıcılarını üstün teknoloji özelliklerine sahip ürünler ile buluşturan LG, şimdi de çamaşır makinelerinde kullanılan “Steam™” özelliği ile ilklere imza atmaya devam ediyor. LG, dünyada sadece LG markalı çamaşır makinelerinde bulunan “Steam™” özelliği ile, alerjik reaksiyonlara neden olan ev akarlarını ve enfeksiyonlara neden olan bakterileri yüzde 99,9’a varan oranda yok ediyor. Yeni nesil LG çamaşır makineleri ayrıca, daha hızlı ve daha iyi sonuç elde etmek amacıyla, yapay zekalı AI DD™ teknolojisi ile, makineye konan her bir yükün ağırlık ve kumaş özelliklerini belirleyerek mükemmel ve hassas temizlik sağlıyor.

Ev Akarları ve Bakteriler 60 Derecede Yok Oluyor

18

Gözle görülemeyen, sadece mikroskobik inceleme ile belirlenebilen canlılar olan ev akarları genellikle giysilerde ve ev içerisindeki tekstil ürünlerinde bulunuyor. Sıcak ve nemli ortamları çok seven ve bu ortamlarda hızla çoğalan bu canlılar, alerjiden astıma, pek çok solunum yolu rahatsızlığına neden oluyor. Proteinden oluşan bu canlıları yok etmenin en etkili yolu ise, yüksek ısı uygulamak. LG “Steam™” özelliğine sahip çamaşır makineleri, tamburun tamamına, ev akarlarını yok etmek için optimal ısı olan 60 derecede buhar veriyor. Konuyla ilgili bilgi veren LG Electronics Türkiye Beyaz Eşya Satış Müdürü Mustafa Kılıç “Ev akarı ve bakterilerin yok edilebilmesi için bulundukları ortamın tamamına eşit ısı vermek gereklidir. Yani, bir çamaşır makinesinde giysilerinizi yıkarken, ancak ve ancak makinenin kazanının tamamına 60 derecelik ısı uygularsanız başarılı olabilirsiniz. Bu, maalesef ki, klasik çamaşır makinelerinde mümkün olmayan bir

durum. İşte LG Steam™ teknolojisine sahip çamaşır makineleri ile bunu sağlıyor. Kazanın tamamına 60 derecelik buhar vererek giysilerdeki alerjenleri yüzde 99,9’luk oranda ortadan kaldırıyor” şeklinde konuştu. Kılıç sözlerine şöyle devam etti “LG Steam™ özelliğine sahip çamaşır makinelerinin sırrı buhar jeneratörü… Suyu buhara dönüştüren buhar jeneratörü, yıkama teknolojisini bir adım ileriye taşıyor. Steam™ özelliğinde, yıkama sırasında buhar, deterjan ile karıştırılıyor, mümkün olduğu kadar verimli bir şekilde çözülüyor ve ürünün liflerine derinlemesine nüfuz etmesini sağlıyor. Böylelikle ortaya mükemmel bir yıkama performansı çıkıyor. Buhar fonksiyonu, tamburun tüm yüzeyinde 50-60° sabit sıcaklık oluşturarak bilinen tüm alerjenlerin yok edilmesini sağlıyor. Hipoalerjenik Yıkama ve Buharla Ek Yıkama seçenekleri çamaşırları tarttıktan, tambura 20 dakika boyunca buhar verilmesini sağlıyor. Böylelikle, 60° C›de sıcaklığa maruz kalan alerjenler yok oluyor.”

Bağımsız Laboratuvarlar Onayladı LG “Steam™” teknolojisinin alerjenleri yüzde 99,9’a varan oranda yok ettiği, Allergy UK ve Intertek gibi uluslararası saygın laboratuvarların yanı sıra, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığına akredite olan, bağımsız laboratuvar Ekoteks’ten de tasdik edildi. 20 Dakikada Kırışıksız, Yumuşatıcı Kullanmadan Yumuşacık Çamaşırlar, Bebeklere Özel Nazik Bakım LG “Steam™” teknolojisine sahip çamaşır makinelerinin bir başka avantajı da, “SteamRefresh” özelliği ile, deterjan kullan-

madan, giysilerdeki kırışıklıkları ve kokuları sadece 20 dakika içerisinde gidermesi. “SteamSoftener” özelliği ise, doğal buhar kullanarak yumuşatıcıya gerek kalmadan giysileri ilk günkü yumuşaklığına kavuşturuyor. Yeni nesil LG çamaşır makineleri, bebek giysileri için de derinlemesine temizlik sağlıyor. Uygulanan yoğun buhar sayesinde, giysiler yıkamadan önce lekeler ve kirlerden arındırılıyor.

Akıllı Çamaşır Makinesinden Akıllı Yıkama Çözümleri Yeni nesil LG çamaşır makinelerinde bulunan AI DD teknolojisi, yirmi bin parçayı içeren kullanıcı deneyimi bilgilerinden yararlanıyor. En iyi yıkama döngüsünü sağlamak için her bir yıkamadaki giysilerin hacmine ve inceliğine bağlı özel ayarları uyguluyor. Bu da, yıkama esnasında kıyafetlerin uğradığı zararı yüzde 18 oranında azaltarak, olağan üstü temizlik sağlamanın yanı sıra, gardırop ömrünü uzatıyor. LG’nin TurboWash ™ 360 özelliği ise, temizlikten ödün vermeden daha kısa bir çamaşır gününün rahatlığını sunuyor. Bu özellik sayesinde, tam yıkama döngüsünü tamamlamak sadece 39 dakika sürüyor. Çamaşır makineleri, aynı anda daha fazla leke ile mücadele etmek için 3D Multi Sprey, su fışkırmasını eş zamanlı olarak dört farklı yöne çekerek giysilerin daha kısa sürede temizlenmesine yardımcı oluyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Nutanix, alanında liderliğini sürdürmeye devam ediyor Kurumsal bulut bilişim sektörünün önemli oyuncularından Nutanix, Kasım 2019 Gartner Magic Quadrant değerlendirmesinde Hiper Bütünleşik Altyapı kategorisinde lider olarak yer aldığını duyurdu. Nutanix, bu kategorinin Gartner Magic Quadrant’ta yer almaya başladığından beri her seferinde bu unvanı korumayı başardı…

“Gartner bizi hiper bütünleşik altyapı kategorisinde lider olarak seçmeye devam ediyor. Öncü ve yenilikçi teknolojilere sürekli odaklanmamız ve müşterilerimizin başarıları sayesinde buna ulaştığımıza inanıyoruz” şeklinde konu hakkında yorumda bulunan Nutanix Kurucusu ve CEO’su Dheeraj Pandey, sözlerini şöyle sürdürdü: “BT ve bulut altyapısını, inovasyon ve büyümeyi destekleyecek kadar sade bir hale getirmeyi hedefliyoruz. Nutanix yalnızca ürünleri ve çözümleri ile değil şirketlere en iyi hiper bütünleşik altyapı harcama modelini seçme özgürlüğü vermesiyle de esneklik sunuyor. Sunduğumuz modeller arasında donanım platformları ve bulut ortamları arasında taşınabilen yazılım lisans abonelikleri de bulunuyor.” Nutanix, Mart ayında da 2019 Gartner Peer Insights’ta hiper bütünleşik altyapı kategorisinde müşterilerin tercihi seçildi. 264 müşteriden toplanan ayrıntılı geri bildirimler ve puanlar sonucunda Nutanix, 5 üzerinden ortalama 4,7 puan aldı. Ayrıca, katılımcıların yüzde 92’si Nutanix’i tavsiye edebileceklerini belirtti. Bu oran 2019 Gartner Magic Quadrant Hiper Bütünleşik Altyapı kategorisindeki liderler arasında en yükseği olarak dikkat çekiyor. Nutanix, kurumların sadelik, esneklik ve olağanüstü müşteri hizmetleri nedeniyle ürünlerini tercih ettiğine inanıyor. Nedenlerin başında şunlar geliyor: ● Sadelik: Nutanix ürünleri kurumlara tüm uygulamaları hangi ölçekte olursa olsun sunma olanağı veriyor. Tek tıkla kurulum, yenileme, ölçekleme, sorun giderme ve daha fazlasını yapabilme imkanı sağlıyor. ● Seçenek: Esnek lisans ve harcama modellerinin yanı sıra çok sayıda donanım ve sanallaştırma markası arasından tercih yapma olanağı sunan Nutanix, müşterilerine büyümeleri, ölçeklerini değiştirmeleri ve iş hedeflerine ulaşmaları için gereken esnekliği sağlıyor. ● Müşteri Odaklı Olmak: Müşterilerini başarıya ulaştırmaya kararlı olan Nutanix, son beş yıldır ortalama 90 Net Promoter Score (NPS) elde ediyor. Bu haberlerin yanı sıra geçtiğimiz yıl etkileyici bir ivme yakalayan Nutanix, tüm dünyada 14 binden fazla müşteriye ulaşarak son mali yılda 1,2 milyar dolar gelir elde etti. Bunlara ek olarak, Hewlett Packard Enterprise ve ServiceNow ile daha sıkı iş birliğine giren şirket, özel ihtiyaçlarına uygun hibrit bulut çözümleri arayan müşterilere de daha fazla seçenek sunmaya başladı.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Windows UAC bileşeninde güvenlik açığı

IT

network

20

Privia Security milyonlarca kişinin kullandığı outlook uygulamasındaki güvenlik zafiyetine dikkat çekerken, windows UAC bileşenindeki güvenlik açığı, SDK’ların sosyal medya verilerine erişmesi, Monero Kripto Para Platformunun hacklenmesi gibi kritik zafiyetlere karşı kullanıcıları uyarıyor… Windows Certificate Dialog üzerinde hak ve yetki yükseltme zafiyeti bulundu. CVE-2019-1388 kodlu güvenlik açığı, UAC(User Account Control) bileşeni üzerinden exploit edilmektedir ve saldırganlara sisteme program yükleme, sistemden program silme ve sistemdeki programı değiştirme imkanı vermektedir. Windows, tüm UAC istemcilerine varsayılan olarak Secure Desktop adında ayrı bir masaüstü göstermektedir. UAC tamamen etkin durumdayken, yönetici yetkisindeki interaktif kullanıcılar normalde en düşük hak ve yetkide çalışırlar. Yetkisiz bir kullanıcı örneğin bir uygulama çalıştırmak istediğinde UAC devreye girer ve yönetici parolası ister. Zafiyet ise UAC arayüzünde bulunan “Show details” bölümündeki sertifika iletişim kutusunda, uygulamaya ait sertifikayı veren kuruluşun sitesinin hyperlink’inin gösterilmesinden kaynaklanıyor. Güvenlik zafiyetine ait demo videosuna internetten ulaşabilirsiniz. Detaylı görsel anlatım için Privia Security web sayfasını ziyaret etmenizi tavsiye ederiz. Güvenlik açığından etkilenmemek için Microsoft’un yayınlamış olduğu güncelleştirmelerin yüklenmesi gerekmektedir. Yakın dönemde gerçekleşen önemli gelişmelerin yer aldığı bu bültenler, Privia Security ekibi tarafından derlenerek son kullanıcıları ve sektör uzmanlarını bilgilendirilmek üzere hazırlanmaktadır. Konu hakkında açıklama yapan Privia Security’in Ku-

rucusu Eyüp Çelik, “Privia Security olarak siber güvenlik sektörüne her anlamda farklılık getirmek istiyoruz. Bu doğrultuda sunduğumuz hizmetler, verdiğimiz eğitimler, geliştirdiğimiz siber güvenlik ürünlerinin yanında hazırladığımız siber güvenlik bültenleri ile de hem sektörümüzü hem de vatandaşları bilgilendirmeyi şirketimiz için bir görev olarak belirledik. Çünkü siber güvenlik ile ilgili konular artık sadece kurumları değil son kullanıcıyı da kullandıkları her cihaz ya da uygulamayla sonuna kadar ilgilendirmekte, bu sebepten dolayı artık herkes çok dikkatli hareket etmeli ve bizim gibi bu işe gönül vermiş tüm firmalar da kurumları ve halkı anlık olarak bilgilendirmeli” dedi.

SDK’lar Sosyal Medya Verilerine Erişiyor Yüz binlerce Android uygulamasının entegre ettiği iki adet third-party SDK’nın (Software Development Kit), kullanıcıların bağlı oldukları sosyal medya hesaplarına ait verilere yetkisiz bir şekilde erişebildiği tespit edildi. Twitter, 25 Kasım tarihinde yayınlanan bir blog yazısında OneAudience tarafından geliştirilen bir SDK’nın, bazı kullanıcıların kişisel verilerini OneAudience sunucularına geçirmiş olabileceğini ve gizliliği ihlal eden bir bileşen içerdiğini ortaya çıkardı. Facebook, Twitter’ın açıklamasının ardından, başka bir şirket olan Mobiburn tarafından geliştirilen bir SDK’dan dolayı, bazı Android uygula-

malarıyla bağlantılı olarak Facebook kullanıcılarını veri toplama şirketlerine maruz bırakmış olabilecekleri hakkında bir bildiri yayınladı. Bu duruma karşılık OneAudience, SDK’nın kapatıldığını açıkladı ve verilerin hiçbir zaman toplanmasının amaçlanmadığını, veritabanına eklenmediğini ve kullanılmadığını belirtti. Twitter, Google’ı ve Apple’ı zararlı SDK’lar hakkında bilgilendirdi ve kullanıcıları üçüncü taraf uygulama mağazalarından indirme yapmaktan kaçınmaları gerektiği konusunda uyardı. Facebook ve Twitter, bu sorundan etkilenmiş olabilecek kullanıcılarını bilgilendirmeyi planlıyorlar.

Monero Kripto Para Platformu Hacklendi Monero kullanıcıları, Monero web sitesi üzerinden indirilen binary dosyaların hash değerlerinde uyumsuzluk fark ettiler. Monero şirket yöneticileri ise bu uyumsuzluk üzerine soruşturma başlatıldığını bildirdi. Ayrıca yöneticiler, kullanıcıların binary dosyaları kontrol etmelerini, eğer bir olumsuzluk varsa bu dosyaları silmelerini ve tekrar indirmelerini tavsiye ettiler. Yapılan araştırmayla saldırganların zararlı yazılım kullandıkları belirlendi ve bu zararlı yazılım analiz edildi. Analiz sonucu saldırganın zararlı yazılımı, Monero yazılı-mı içerisine yeni fonksiyonlar enjekte ederek geliştirdiği ve zararlı yazılımın, bir kullanıcı yeni bir cüzdan oluşturduğunda veya var olan cüzdanı açtığında tetiklendiği tespit edildi.

Outlook Uygulamasına Güvenlik Zafiyeti Microsoft Outlook Android uygulamasında yeni bir güvenlik zafiyeti keşfedildi. CVE-2019-1460 olarak tanımlanan bu zafiyet, Android Outlook uygulamasının özel hazırlanmış e-posta iletilerini düzgün bir şekilde parse edememesinden kaynaklanıyor. Saldırganlar bu tür bir e-posta göndererek XSS saldırıları gerçekleştirebilirler ve kurban tarafında script çalıştırabilirler. Microsoft tarafından yapılan açıklamaya göre saldırının gerçekleştirilebilmesi için saldırgan ve kurbanın aynı ağda olmaları gerekmektedir. Saldırılardan etkilenmemek için en kısa sürede Outlook uygulamasının son sürüme güncelleştirilmesi gerekmektedir.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Turkcell’in e-şirket platformu ile işletmeler 2020’ye şimdiden hazır Dijital operatör Turkcell, yenilikçi iş uygulaması e-Şirket platformu ile bir yandan işletmelerin dijitalleşme sürecine katkı sunarken bir yandan da vergi ile ilgili yasal zorunlulukları yerine getirmelerine imkan tanıyor… ülke ekonomimizin lokomotifi konumunda olan KOBİ’lerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.”

e-Şirket’in tüm verileri Turkcell veri merkezlerinde saklanıyor Kurumların tüm verilerini Turkcell veri merkezlerinde güvenle saklayarak 7/24 servis desteği veren Turkcell e-Şirket, avantajlı fiyatlarıyla versiyon yenileme ücreti talep etmeden uluslararası güvenlik standartları çerçevesinde en hızlı hizmeti sunuyor. Bulut ortamında herhangi bir kuruluma ihtiyaç duyulmadan çalışmaya başlayan e-Şirket platformunda tüm altyapı ve sistem yönetimi Turkcell tarafından yürütülüyor. Bu sayede e-Şirket kullanıcıları bu süreçlerle vakit kaybetmeden tüm zamanını işlerine ayırabiliyor. Turkcell e-Şirket’te ürünler tek tek satın alınabildiği gibi tamamı da kullanılabiliyor. 1 ay boyunca ücretsiz deneyimlenebilen platform, www.turkcellesirket.com adresinden kolaylıkla satın alınabilirken 0850 277 77 71 e-Şirket özel destek hattından da bilgi alınabiliyor. Bu döneme özel olarak müşterilere yüzde 30 ek kapasite sunularak platformun daha avantajlı kullanılması sağlanıyor.

Turkcell e-Şirket hangi hizmetleri sunuyor? ▶ Muhasebe ürünü ile hesap planı yönetimi,

cari hesap yönetimi, alış-satış yönetimi, finans yönetimi, stok yönetimi, muhasebe yönetimi ve sabit kıymet yönetimi yapılabilir; mizanı, bilançoyu ve gelir tablosunu da içeren mali raporlar ve ayrıca ticari raporlar alınabilir. Fiş hareketleri, Muhasebe Yönetimi modülü ile yönetilebilirken; kasa, banka, çek, senet işlemleri Finans Yönetimi modülü ile yönetilebilir. Otomatik e-Dönüşüm Entegrasyonu kapsamında e-Fatura ve e-Arşiv Fatura ürünleri Alış-Satış Yönetimi modülü; e-Defter ürünü Muhasebe Yönetimi modülü ile yönetilebilir. ▶ e-Fatura ve e-Arşiv Fatura ile faturalar elektronik ortamdan gönderilir, alınır ve saklanır, Gelir İdaresi Başkanlığı’na gerekli raporlamalar otomatik yapılır. ▶ e-Defter ile yevmiye defterinde ve büyük defterlerde bulunan tüm bilgiler elektronik ortamda yer alarak zaman damgası ile imzalanabilir. Gelir İdaresi Başkanlığı’na elektronik ortamda bildirilir ve saklanır. ▶ e-İrsaliye ile tüm sevk irsaliyeleri elektronik ortamda oluşturulur, alıcısına iletilir, gelen e-irsaliyeler alınır ve saklanır. ▶ e-Bilet ile biletler elektronik ortamda oluşturulur, alıcısına iletilir ve detayları Gelir İdaresi Başkanlığı’na otomatik olarak raporlanarak oluşan belgelerin tümü saklanır. ▶ Akıllı Faks ile faks cihazına bağımlı olmadan, her yerden faks alıp gönderilebilir.

Sektör Market

Kurumların dijitalleşme süreçlerini kolaylaştırmayı amaçlayan Turkcell; yeni Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 2020 yılı için yasal zorunluluk haline gelecek e-Defter, e-Fatura, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye, e-smm kullanımına ilişkin ihtiyaçlara e-Şirket çatısı altında çözüm sunuyor. Şirketleri yeni yıla şimdiden hazırlayan yenilikçi iş uygulaması e-Şirket, işletmelerin finansal dönüşümüne de katkı sunarken, zamandan ve maliyetlerden tasarruf ettiriyor. Muhasebe, e-Fatura, e-Defter, e-Arşiv Fatura, e-İrsaliye ürünleri ile Office 365 ve Akıllı Faks entegrasyonundan oluşan Turkcell’in e-Şirket platformuna, Hızlı Giriş uygulaması sayesinde cep telefonu numarası ile şifre hatırlama derdi olmadan kolaylıkla giriş yapılıyor. Konuyla ilgili açıklamasında Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata şunları söyledi: “Turkcell olarak şirketlerin her zaman yanındayız. Bu amaçla kurumlara uçtan uca terzi işi çözümler sunduğumuz Dijital İş Servisleri şirketimiz ile onların dijitalleşerek rekabette bir adım öne geçmelerine katkı sağlıyoruz. Bunun bir parçası olarak şimdi de KOBİ’lerimizin vergi uyum süreçlerini dijital ortama taşımaları ve kolayca takip edebilmeleri için e-Şirket platformumuz ile çözüm sunuyoruz. Bu sayede KOBİ’ler sadece süreçlerini dijitalleştirmekle kalmayacak; aynı zamanda 2020 yılı Ocak ayında zorunlu olarak hayata geçecek Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’ne de uyum sağlayacak. Bundan sonra da sunacağımız yenilikçi çözümlerle

IT

network

Yılın düğüm çözeni PTT AŞ oldu Türkiye’de geniş bir hizmet ağına sahip olan ve faaliyetlerini geliştirerek ülkenin en önemli markalarından biri haline gelen Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT AŞ), Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından, alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleştirilen 4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları’nda ödüle layık görüldü. Müşterilerine güvenilir, kaliteli ve ulaşılabilir hizmet sunmayı amaçlayan, ülkenin dört bir yanına hizmet götürmek için yenilikçi ve öncü projeler üreterek ekonomiye büyük katkı sağlayan PTT, sektörünün geleceğini

PTT AŞ, Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen 4. Uluslararası Ankara Marka Buluşmaları kapsamında Yılın Düğüm Çözen Markaları Ödülü’nün sahibi oldu. ATO Congresium’daki törende PTT AŞ Genel Müdürü Kenan Bozgeyik, ödülü Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve ATO Başkanı Gürsel Baran’dan aldı… şekillendiren atılımlarla uluslararası alanda kendine yer edinerek söz sahibi bir marka haline geldi. Dünya Posta Birliği İdari Konsey Başkanlığı görevini de yürüten PTT, ülkemizi uluslararası alanda en iyi şekilde temsil ederek, marka değerini artıracak çalışmalara imza atmayı sürdürüyor. Uzun yıllara dayanan tecrübe ve birikimiyle dijitalleşen dünyada çağın gereklerine göre yatırımlar

yapan PTT, etkinlikte yer alan standında ziyaretçilere sektördeki tecrübeleri ve projeleri hakkında bilgi verdi.

21


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

7. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge Merkezleri Ödülleri sahiplerini buldu

IT

network

22

Vestel Elektronik, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen Ar-Ge Merkezleri Ödülleri’nden birincilik ödülüyle döndü. Ar-Ge merkezleri arasında personel istihdamı, harcama yoğunluğu, proje kapasitesi, iş birliği ve etkileşim, ticarileşme ve fikri mülkiyet yetkinliği gibi kriterler göz önüne alınarak yapılan değerlendirmede öne çıkan Vestel, elektronik sektöründe 250 ve üzerinde Ar-Ge personeli istihdam eden Ar-Ge merkezlerinin değerlendirildiği kategoride birinciliğe layık görüldü. 19 Kasım’da düzenlenen ve Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’ın da katıldığı törende Vestel Elektronik Genel Müdürü İsmail Murat Sarpel birincilik ödülünü aldı. Vestel olarak Türkiye ve dünya pazarlarına ye-

Vestel, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından verilen 7. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve Ar-Ge Merkezleri Ödülleri’nde birinci oldu. İstihdam kapasitelerine göre kategorilere ayrılan ödül töreninde Vestel, 250 ve üzerinde Ar-Ge personeli istihdam eden büyük ölçekli firmalar arasında birincilik ödülüne layık görüldü… nilikçi ürünler ve servisler sunmak için 8 Ar-Ge merkezinde bilgi ve teknolojiye yatırım yaptıklarının altını çizen Vestel Elektronik Genel Müdürü İsmail Murat Sarpel, “Böylesine kıymetli bir ödül organizasyonundan birincilikle dönmenin gururunu yaşıyoruz. Uluslararası rekabet ortamında varlığımızı sürdürmenin temelinde inovasyon ve Ar-Ge çalışmalarımız yer alıyor. Müşteri beklentilerini en üst düzeyde karşılayan, Ar-Ge ve ürün geliştirme stratejisi

ile çalışan bin 600 kişilik bir Ar-Ge ekibimiz var. Vestel olarak teknolojiyi takip eden değil, ona yön veren şirketlerdeniz. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Varank’ın da açıkladığı gibi Ar-Ge harcamalarına özel sektör öncülük ediyor. Biz de Vestel olarak her yıl gelirlerimizin yüzde 2’sini Ar-Ge’ye ayırıyoruz. Biliyoruz ki Ar-Ge yapmayan, yeni ürün yeni teknoloji geliştirmeyen şirketler rekabetle başa çıkamaz” ifadelerini kullandı.

Equinix, Türkiye iş dünyasını ECX Fabric ile dijital dünyaya taşıyor Global ara bağlantı ve veri merkezi şirketi Equinix, Inc., Istanbul International Business Exchange (IBX) veri merkezi üzerinden gerçekleştirilebilmesine olanak sağlayan, geliştirilmiş bağlantı opsiyonlarının açılışını duyurdu. Equinix Cloud Exchange Fabric (ECX Fabric)’in İstanbul’da hizmete girmesiyle birlikte, Türkiye’deki işletmeler, 5 kıtada bulunan 37 ECX Fabric metro ağı üzerinden işletmelere, bulut ve ağ hizmeti sağlayıcılarına ara bağlantı kurarak dijital dünyanın uç noktalarında çok daha rahat bir şekilde işlem yapabilecekler. İleri teknoloji hizmetlerine duyulan ihtiyacı, dijital dönüşüm ve müşteri talepleri yönlendiriyor. Dolayısıyla işletmeler için stratejik bulut bilişim hizmetleri ve ağ hizmetleri sağlayıcıları arasındaki global bağlantı, iş dünyasında başarılı olmak için büyük önem taşıyor. Equinix’in 2019 Global Interconnection Index (GXI) ve ilgili bağımsız anket çalışmasının bulgularına göre anketi yanıtlayan Türkiye’deki yetkililerinin yüzde 75’i, şirketlerindeki iş kollarının daha büyük bir bölümünü bulut üzerine taşıyacağını belirtiyor. Türkiye’deki BT profesyonellerinin yüzde 18’i ise şirketlerinin gelecekte öncelikle bulut bilişim hizmet sağlayıcıları ile bağlantı kurmaya ihtiyacı olacağını düşünüyor. İstanbul’u verinin devler ligine çıkaran bu yeni gelişmeyle ilgili açıklamada bulunan Equinix Türkiye Ülke Müdürü Mehmethan Şişik

Türkiye’deki işletmeler, ECX Fabric’in olduğu ağlar üzerinden özel bağlantı ile en hızlı ve güvenli bir şekilde beş kıtadaki işletmelere, bulut ve ağ hizmetleri sağlayıcılarına erişebilecek… şöyle konuştu: “ECX Fabric’in İstanbul veri merkezinden de devreye girmesi, Türkiye’deki yerleşik işletmelere bulut bilişim hizmetlerine erişebilmenin tüm avantajlarını sunarken işletmelerin başarılı bir şekilde dijital dönüşümü için en uygun şekilde konumlanmalarını sağlar. ECX Fabric, işletmelerin yanı sıra ağ ve bulut bilişim hizmeti sağlayıcılarının da dünyadaki dağıtık altyapı ve dijital ekosistemlerine direkt, güvenli ve dinamik bir şekilde bağlantı kurmasını sağlıyor. Bu durum da Türkiye’deki kendi kullanıcı ekosistemlerini inşa etmelerini mümkün kılıyor.” Equinix Ara Bağlantı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Bill Long ise gelişmeye dair şunları söyledi: “Vizyonumuz, Platform Equinix’i global işletmeleri dijital uç (edge) konumlarında birbirine bağlayan ve birleştiren global bir platforma dönüştürmek. Bu yetenek, bugün birçok işletme, bulut bilişim ve ağ hizmeti sağlayıcısının dijital dönüşüm çabaları için kritik bir öneme sahiptir. Genişletilmiş ECX Fabric global bağlantı fonksiyonumuz sayesinde müşterilerimiz, artık hizmet sağlayıcıları ve global dijital altyapılar arasında, işlerinin ihtiyaç duyduğu her yerde, dünyanın herhangi bir yerinde ve istedikleri zaman, istedikleri kişiye tek bir özel bağlantı üzerinden erişebiliyorlar. ECX Fabric, Platform Equinix üzerinde yer alan dağıtık altyapı ve dijital ekosistemlere direkt,

güvenli ve dinamik global bağlantı sağlıyor. Artık İstanbul’da da erişilebilen ECX Fabric, herhangi bir işletmenin kendi dağıtık altyapısı ile herhangi bir şirketin Platform Equinix’teki dağıtık altyapısı arasında bağlantı kurmasını sağlayabilecek, isteğe bağlı, SDN özellikli bir bağlantı hizmeti olarak Türkiye’de faaliyet gösteren kurumların dijital dünyadaki açılımını güçlendirecek. Genişletilmiş ECX Fabric global bağlantı işlevi, veri merkezinden veri merkezine bağlantılar için birincil bağlantı veya mevcut MPLS ve Ethernet tabanlı ağların tamamlayıcısı olarak kullanılabiliyor. ECX Fabric, metro ağlar arasında gerek yedek bağlantılar oluşturulmasını, trafikteki dönemsel artışların esnek bir şekilde yönetilebilmesini ve yüksek bant genişliği gerektirebilen kısa dönemli projelerin gerçekleştirilmesini sağlıyor. ECX Fabric ayrıca müşterilerin Platform Equinix’teki Amazon Web Services, Microsoft Azure, Oracle Cloud Infrastructure ve Google Cloud Bulut Bilişim Hizmetleri de dahil olmak üzere dünyanın en büyük bulut bilişim hizmet sağlayıcılarına erişimlerini kolaylaştırıyor. Equinix, dünyanın önde gelen bulut bilişim hizmetleri sağlayıcı şirketlerine doğrudan erişimi sağladığı için ECX Fabric ile müşterilerin çoklu bulut ağ bağlantısıyla ilgili zorluklarını aşmak için ideal bir çözüm sunuyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sabancı Vakfı’nın Filantropi Semineri’nde engelsiz yaşam teknolojileri tanıtıldı

Görme engelliler ve Alzheimer olan bireyler için robotlar Seminerde, kapsayıcı performansların yanı sıra Türkiye ve yurt dışından engelli bireylerin eğitim hayatını kolaylaştıran pek çok teknolojik ürün ve model de katılımcılarla paylaşıldı. Sekizinci sınıf öğrencisi Selin Alara Örnek tarafından görme engelli bireyler için geliştirilen yeni nesil robot rehber köpek IC4U2 katılım-

cılardan büyük ilgi gördü. Görme engellilerin sesli komutlarını algılayarak hareket edebilen IC4U2, üzerinde kullanılan farklı sensörler sayesinde “uyarma” görevlerini de yerine getiriyor ve acil durumlarda gerekli olan bilinçli itaatsizlik becerilerini de yapay zekâ ile desteklenen görüntü işleme ve diyalog kurma özellikleri ile sağlayabiliyor. Seminerde ilgi odağı olan bir diğer robot ise ağırlıklı olarak Alzheimer ve demansı olan bireylerin evde yalnız yaşamasını kolaylaştıran Robot Mylo oldu. Bir akıllı saat yardımıyla sağlık izleme görevini yerine getiren Robot Mylo alınacak ilaçları hatırlatma ve görüntülü arama gibi özellikleri sayesinde, bireyin hem evde tek başına kalmasını hem de ailesiyle yaşamasını kolaylaştırıyor. Zihinsel engelli bireylerin de evde bağımsız yaşamına destek olabilen Robot Mylo, bireylerin yalnızlık hissinin giderilmesi için de oldukça etkili bir sosyal girişim olarak öne çıkıyor.

Eğitimde fırsat eşitliği sunan teknolojiler Seminerin fuaye alanında katılımcıların deneyimine sunulan inovasyonlardan biri de otizmli çocuklar için kişiselleştirilmiş öğrenme kartları Tolkido oldu. Kurucu ortak Can Yıldız’ın otizmli bir birey olan kuzeninin dil ve konuşma eğitiminde gördüğü aksaklıklardan hareketle kurduğu Tolkido, ailenin veya eğitimcinin çocuğun ihtiyacına göre kişiselleştirebileceği kartlar ile kartları seslendirmek için bir kutu ve çevredeki nesnelerin tanıdık bir sesten dinlenmesini sağlayan etiketler üretiyor. Bu sayede çocuğun dil ve konuşma eğitimi oyunlaştırılırken, aile sürece de dâhil oluyor. Seminerde tanıtılan bir diğer uygulama olan Auto Train Brain, özgül öğrenme güçlüğü olan disleksiye yönelik Günet Eroğlu önderliğinde Sabancı Üniversitesi’nde geliştirilen ödüllü bir mobil yazılım. Yapılan klinik çalışmalar, düzenli olarak Auto Train Brain kullanan disleksik çocukların semptomlarının 6-9 ay içerisinde azalttığını gösteriyor. Engelsiz yaşam teknolojilerinden eğitim ürünü olan Braille Twin Bilim Kitleri de çocuklara, LEGO parçalarıyla birleşebilen elektronik modüller sunarak, robot, otonom araba gibi son teknolojileri kolayca tasarlayabilmelerini sağlıyor. Braille Twin Setleri ile görme engelli

çocukların da akranları ile aynı anda ve eşit bir şekilde bilime ulaşması sağlanıyor.

Teknoloji ile erişilebilir sanat Sesli betimleme ve altyazı ekleme yoluyla evlerde veya sinemalarda filmleri erişilebilir kılmayı hedefleyen akıllı telefon uygulaması Greta & Starks katılımcılar tarafından deneyimlendi. Engelli bireylere her ortamda erişilebilir beyaz perde erişimi sunan uygulama, tüm erişilebilirlik çözümlerini yapımcılardan ücret almadan ve iki adımdan oluşan oldukça basit bir sistemle hayata geçiriyor. Erişilebilir sanat için seminerde tanıtılan bir diğer inovasyon ise görme engelli müzisyenlere yönelik olarak kabartma ekranlarda görüntülenebilecek ya da kabartma yazıcıdan çıktı alınabilecek formatta notaları ücretsiz olarak indirme imkânı sunan Engelsiz Nota Kütüphanesi oldu. Eğitimde Görme Engelliler Derneği bünyesinde oluşturulan Engelsiz Nota Kütüphanesi görme engelli müzisyenlerin çalacakları veya söyleyecekleri eserlerin Braille veya dijital olarak erişilebilir olmasını sağlıyor.

Sektör Market

Dr. Yankı Yazgan’ın moderatörlüğünde düzenlenen seminerde yer alan diğer konuşmacılar ise, henüz 9 yaşındayken Cerebral Palsy’li kız kardeşinin genel eğitim sınıfına alınması için dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’a hitaben yaptığı konuşmayla dikkat çeken Anastasia Somoza, görme engellilerin sesli kitap, gazete ve eğitimlere erişimini kolaylaştıran Hayal Ortağım uygulamasını geliştiren Duygu Kayaman, dünyada işaret dili ile eğitim veren tek üniversite olan Gallaudet Üniversitesi’ne Türkiye’den giden ilk kişi olan Cem Barutçu ve engelli hakları savunucusu Down sendromlu Robert Cem Osborn oldu. Seminerde gerçekleştirdiği açılış konuşmasında Filantropi Seminerleri’nde sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları gündeme getirdiklerini, tartıştıklarını ve tecrübeleri paylaştıklarını belirten Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Sabancı Vakfı olarak öncüsü olduğumuz filantropi alanında 2007 yılından bu yana Filantropi Seminerleri yapıyoruz. Bu seminerlerde sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları gündeme getiriyor, tartışmaya açıyor ve tecrübeleri paylaşılmasına çalışıyoruz. Teknolojinin itici güç olduğu ve hayatımızı dönüştürdüğü bu günlerde artık vakıfçılık ve hayırseverlik anlayışı da yeni bir boyuta ulaşıyor. Tüm dünyada bir ‘zihniyet dönüşümü’ yaşanıyor. Özünde insana ve yaşamlara dokunarak iyilik yaratmak olan hayırseverlik de artık daha katılımcı süreçlerle fark yaratmaya odaklanıyor. Biz de Sabancı Vakfı olarak hayırseverliği farklı bir bakış açısıyla ele alıyoruz. Ülkemiz için öncü modeller ortaya koymak için çalışıyoruz. 12 yıldır gerçekleştirdiğimiz seminerlerimizle sivil toplum kuruluşlarına destek vermek üzere yürüttüğümüz Hibe Programlarımız da bizim hep bu anlayışın çerçevesindedir. Bu yıl seminerimizde ise, engelli alanında ‘Eğitim ile Güçlenme’ üzerine odaklanıyoruz. Sabancı Vakfı olarak, her fırsatta ‘Eğitim hakkı tartışılmaz’ diyoruz ve 12 yıldır engelli bireylerin hayata eşit ve aktif katılımı için sivil toplum kuruluşlarına destek veriyoruz” dedi.

Sabancı Vakfı’nın 2007 yılından bu yana sivil toplum alanındaki yeni yaklaşımları tartışmak amacıyla düzenlediği Filantropi Semineri, “Engelsiz Yaşam Teknolojileri – Eğitim ile Güçlenme” başlığıyla Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. Sivil toplum, özel sektör ve kamu temsilcilerini uluslararası uzmanlarla buluşturan Filantropi Semineri’nin bu yılki ana konuşmacısı engellilik ve kapsayıcılık alanındaki çalışmalarıyla alternatif Nobel Ödülü olarak görülen Right Livelihood Ödülü (2017) ve The Spirit of Helen Keller Ödülü (2018) sahibi Yetnebersh Nigussie oldu…

IT

network

Dansın dönüştürücü gücü Seminerin açılışında sahne alan, dansın dönüştürücü ve bir araya getirici gücünü kullanarak kapsayıcı bir kültür oluşturmayı hedefleyen, engelli ve engelsiz iki dansçıdan oluşan Infinite Flow Dans Grubu’nun performansı büyük ilgi gördü. 2015 yılında dansçı ve felç geçirmiş Marisa Hamamoto ile 2005 yılında bir trafik kazasıyla belden aşağısı felç olan Adelfo Cerame Jr. Tarafından sahnelenen dans performansı izleyicilerden büyük alkış aldı. Seminer kapsamında basit adım sistemini kullanarak Latin danslarının doğasını keşfetmeye olanak tanıyan özel bir program geliştiren Lilli’s Ballroom workshopuna katılanlar gözleri kapatılarak bir görme engell dansçı ile dans etmeyi deneyimledi. Katılımcıların engelli bireylerin günlük hayatta karşılaştıkları engelleri deneyimlediği bir diğer alan ise Accessibility Trail oldu. Bu faaliyette, katılımcılar günlük hayatta karşılaşılan engelleri (görme engeli, tekerlekli sandalye hareketliliği, işitme engeli) simüle eden sistem üzerinde, farklı engelleri deneyimlerken, engelliler için erişilebilirliğin önemini tartışma imkanı buldular.

23


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Nutanix, Türkiye Ülke Müdürü olarak Tarık Ertuğrul’u atadı

IT

network

Bilişim teknolojileri ve hizmet sektöründeki çalışma geçmişiyle başarısını kanıtlamış deneyimli bir yönetici olan Tarık Ertuğrul, yönetim, satış ve iş geliştirmedeki güçlü becerileriyle de öne çıkıyor. 1972 doğumlu olan Tarık Ertuğrul, Hacettepe Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Boğaziçi Üniversitesi Executive MBA bölümlerinden yüksek lisans derecelerini aldı.

Daha önce Motorola Solutions, Hitachi Vantara ve Honeywell gibi şirketlerde satış yöneticiliği ve üst düzey bölge yöneticiliği görevlerini yapan Tarık Ertuğrul, 25 yılı aşkın sektör tecrübesine sahip. Nutanix, Enterprise Hybrid Cloud mimarisi ile IT altyapısını görünmez hale getirmeyi hedefleyerek buluttaki çalışma kolaylığını müşterilerinin veri merkezine getiriyor. Core, Essential

ve Enterprise katmanında yer alan çözümleri ile müşterilerinin Day-1 ve Day-2 operasyonlarını tek ekrandan yönetebildikleri bir işletim platformu sunan Nutanix, müşterilerinin dijital dönüşüm yolculuğunda onlara maliyet avantajı sunarak verimliliği artırıyor. Nutanix Türkiye Ülke Müdürü Tarık Ertuğrul, görevine haziran ayı itibarıyla başladı.

Seyahatlerimizde bilgilerimiz ne kadar güvenli? RevengeHo tels saldırısı, kona k lama sektöründeki şirketleri geleneksel Uzaktan Erişim Tojanları (RAT) ile hedef alan çeşitli gruplar tarafından düzenleniyor. 2015’ten beri süregelen saldırı 2019’da etkisini artırdı. RevengeHotels ve ProCC gruplarının bu saldırının bir parçası olduğu fakat daha fazla siber suçlu grubunun da buna karışmış olabileceği düşünülüyor. Buradaki ana saldırı vektörünü Word, Excel veya PDF belgesi şeklinde tasarlanmış zararlı yazılımlar içeren e-postalar oluşturuyor. Bunlardan bazıları CVE-2017-0199 kayıtlı açıktan yararlanıyor. VBS ve PowerShell kodlarıyla yüklenen yazılım ardından çeşitli RAT’ların ve zararlı yazılımların özel sürümlerini indiriyor. ProCC gibi yazılımlar kurbanın bilgisayarında komut çalıştırabiliyor ve bu sistemlere uzaktan erişebiliyor. Hedef odaklı kimlik avı e-postalarının her biri ayrıntılı ve özenli bir şekilde hazırlanıyor. Genellikle yasal kurumlardaki gerçek kişiler gibi görünerek sahte rezervasyon teklifleri gönderiliyor. Dikkatli kullanıcılar bile bu ayrıntılı ve ikna edici (yasal belge örnekleri ve otelde rezervasyon nedenleri yer alıyor) belgeleri indirip açabiliyor. Saldırganı açığa çıkarak tek ayrıntı kurumun alan adındaki farklılık oluyor.

Bir hukuk bürosundan gelen rezervasyon talebi şeklindeki kimlik avı e-postası

24

Bulut bilişim alanında lider marka Nutanix (NASDAQ: NTNX), Nutanix Türkiye Ülke Müdürü olarak Tarık Ertuğrul’u atadığını duyurdu…

Zararlı yazılım bulaştıktan sonra bilgisayara uzaktan erişenler yalnızca siber suçlu grubunun kendisi olmayabiliyor. Kaspersky araştırmacıları buldukları delillere bakarak, otellerdeki bilgisayarlara erişimin abonelik yöntemiyle başka suçlu gruplarına satıldığını tespit etti. Zararlı yazılımın bilgisayarlardan

Kaspersky’nin konaklama sektörünü hedef alan RevengeHotels saldırısı üzerine yaptığı araştırma, Latin Amerika, Avrupa ve Asya’da 20’den fazla otelin hedefli zararlı yazılım saldırısına uğradığını doğruladı. Dünya genelinde başka otellerin de bundan etkilenmiş olabileceği düşünülüyor. Otelin yönetim sisteminde kayıtlı bulunan ve çevrim içi seyahat acentelerinden alınan kredi kartı verileri tüm dünyada çalınma riskiyle karşı karşıya… topladığı veriler arasında pano verileri, yazıcı sırası bekleyen belgeler ve ekran görüntüleri (bu özellik İngilizce ve Portekizce bazı kelimeler kullanılarak başlatılıyor) de yer alıyor. Otel çalışanları müşterilerin kredi kartı bilgilerin çevrim içi acentelerden kopyaladıkları için bu veri de ele geçirilebiliyor. Kaspersky’nin yaptığı ölçümlerde Arjantin, Bolivya, Brezilya, Şili, Kosta Rika, Fransa, İtalya, Meksika, Portekiz, İspanya, Tayland ve Türkiye’de bazı otellerin alındığı doğrulandı. Saldırganların zararlı bağlantıları yaymak için kullandığı popüler bağlantı kısaltma servisi Bit.ly verilerine göz atan Kaspersky araştırmacıları, zararlı bağlantıya daha birçok ülkeden kullanıcıların da eriştiğini ve potansiyel kurban sayısının çok daha fazla olabileceğini belirtiyor. Global Araştırma ve Analiz Ekibi Latin Ame-

rika Müdürü Dmitry Bestuzhev, “Kullanıcılar verilerinin ne kadar güvende olduğuna özen gösterdikçe siber suçlular da siber saldırılara karşı iyi korunmayan ve kişisel verilere sahip olan küçük işletmelere yöneldi. Müşteri verilerini kullanan oteller ve diğer küçük işletmeler daha dikkatli olmalı ve yalnızca müşterilerini değil kendi itibarlarını da etkileyecek veri sızıntılarını önleyen profesyonel güvenlik çözümleri kullanmalı” dedi.

Seyahatlerinde güvenlik endişesi yaşamak istemeyenlere şunlar öneriliyor: - Çevrim içi seyahat acentelerinden rezervasyon yaparken sanal ödeme kartı kullanın. Bu kartlar tek bir ödemeden sonra kullanım dışı kalır. - Bir rezervasyon için ödeme yaparken veya otelden çıkış yaparken Apple Pay veya Google Pay gibi bir sanal cüzdan kullanın. Bu mümkün değilse düşük limite sahip ikinci bir kredi kartından yararlanın.

Otel sahipleri ve yönetimleri de müşteri verilerini korumak için şu adımları izlemeli: - Mevcut ağın risklerini değerlendirin ve müşteri verilerinin nasıl işlenmesi gerektiğine dair yönetmelikleri uygulayın. - İnternet güvenliği ve uygulama denetim özelliğine sahip güvenlik çözümleri kullanın. İnternet güvenliği ile kimlik avı amaçlı zararlı sitelere erişim engellenirken uygulama denetimi (beyaz liste modunda) ise beyaz listede olmayan hiçbir uygulamanın otellerdeki bilgisayarlarda kullanılmamasını sağlar. - Hedef odaklı kimlik avı teşebbüslerini fark etmeleri ve e-postalara dikkat etmenin önemini kavramaları için çalışanlarınıza güvenlik farkındalığı eğitimi verin.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

KVKK uyumluluğu için siber güvenlik uzmanları ve avukatlar birlikte çalışacak

Siber Güvenlik Uzmanları ve Avukatlar Bir Arada Lansmanda konuşan Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, bilişim güvenliği alanındaki 20 yılı aşkın sektör tecrübesine sahip firmalar grubu tarafından kurdukları Siberasist’in KVKK, GDPR ve 5651 kanunlarına uyumluluk sağlamak isteyen şirketler için yepyeni bir anlayışla donandığını ve hukuk departmanıyla

senkronize olarak çalıştığını söyledi. “Siber güvenlik uzmanları ile avukatları bir araya getirdiğimiz Siberasist, bilişim güvenliği yazılımı ve donanımı üreticilerine eşit mesafede ve etik bir duruş sergilemeyi kendisine ilke edindi” ifadelerinde bulunan Günal, hukuk danışmanları ile siber güvenlik danışmanlarının aynı dili konuşabilmesini sağladıklarını belirtti. En tecrübeli kadroyla en uygun hukuk danışmanlığı teklifini vermeyi hedeflediklerine dikkat çeken Günal, şirketlerin siber güvenlik analizini ücretsiz sağladıklarının da altını çizdi.

“Hukuki ve Teknik Tedbirler Eş Zamanlı Alınmalı” KVKK ve GDPR uyumluluk süreçlerinin eksiksiz tamamlanabilmesi için teknik tedbirlerin alınmış olması gerektiğini belirten Siberasist Hukuk Danışmanı Beliz Özkırım, “Bu bağlamda hukuki açıdan tüm tedbirler alınmış olsa

dahi teknik tedbirlere ilişkin açıklar kapatılmadığı sürece tam uyumluluk sağlanamayacaktır” ifadelerinde bulundu. Süreç içerisinde şirketin hukuki ve teknik açıklarının tespit edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması hususunda çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Özkırım, “Her şirketin yapısına, içeride bulundurduğu teknik çözümlerine, faaliyet alanına, tutulan verinin büyüklüğüne göre alınacak teknik tedbirlerin kapsamı da değişkenlik göstermektedir” dedi. Özkırım, bu kapsamda hukuki düzenlemelerin eş zamanlı olarak teknik çözümlerle desteklenmesi gerektiğini vurguladı. Siberasist, bilişim güvenliği ve hukuk danışmanlığı hizmetlerini tek bir çatı altında toplayarak veri koruma kanunlarına uyumlu hale gelmek isteyen şirketlere hizmet verecek. Bu kapsamda siber güvenlik uzmanları ve avukatlar ile birlikte çalışan Sibeasist, şirketlerin siber güvenlik analizini de ücretsiz sağlayacak.

Sektör Market

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) ve Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) ile kişisel verilerin toplanması, depolanması ve korunması konusunda şirketlere birçok yükümlülük getirildi. Ancak şirketlerin, kanuna ve regülasyona tam uyumluluğunun sağlanması için hem bilişim güvenliği hem de hukuk danışmanlığı konusunda ayrı ayrı destek almaları gerekiyor. Bu amaçla bilişim güvenliği ve hukuk danışmanlığı hizmetlerini tek bir çatı altında toplayan Siberasist, düzenlenen özel bir lansmanla tanıtıldı. Bilişim güvenliği yazılımı ve donanımı üreticilerinin ülke temsilcilerinin de yer aldığı lansmanda, veri koruma kanunlarına tam uyumlu hale gelmek isteyen şirketlere sunulan çözümler hakkında bilgi verildi.

Şirketlerin KVKK ve GDPR’ye tam uyumlu hale gelebilmesi için bilişim güvenliği ve hukuk danışmanlığı hizmetlerini tek bir çatı altında toplayan Siberasist, düzenlenen özel bir lansmanla tanıtıldı. Bilişim güvenliği yazılımı ve donanımı üreticilerinin ülke temsilcileri ve bilişim basınının da yer aldığı etkinlikte konuşan Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, veri koruma kanunlarına uyumluluk sağlamak isteyen şirketler için siber güvenlik uzmanlarını ve avukatları bir araya getirdiklerini söyledi…

IT

network

ADATA ince ve hızlı taşınabilir SSD modeli SC685’i duyurdu Dünyanın önde gelen yüksek performanslı DRAM modülü, NAND Flash depolama birimleri ve mobil aksesuar üreticilerinden biri olan ADATA Technology, yeni taşınabilir SSD modeli ADATA SC685’i duyurdu. Son derece ince ve hafif olan ürün, ufak boyutuna rağmen geniş depolama alanı ve yüksek veri aktarım hızı sunuyor.

Markanın yeni taşınabilir SSD modeli SC685 USB Type-C arabirimini kullanırken, yalnızca 35 gram ağırlığında ve 9.5mm kalınlığında olmasına rağmen kullanıcılarına yüksek veri transfer hızı sunuyor…

Kendi Küçük Kapasitesi Büyük

sunuyor. 250GB’tan 2TB’a kadar değişen kapasite seçenekleri bulunan ürün, saniyede 530MB’a kadar okuma ve 460MB’a kadar da yazma hızına ulaşabiliyor. Bu da 10GB büyüklüğünde 4K çözünürlükteki bir videoyu sadece 20 saniyede kopyalamayı mümkün kılıyor.

Yalnızca 35 gram ağırlığında olan SC685 taşınabilir SSD, 9,5 milimetrelik kalınlığıyla akıllı telefonlarla yarışacak incelikte. Küçük boyutları, hafifliği ve dayanıklılığı sayesinde kolayca her yere taşınabilecek olan ürün boyutundan beklenmeyecek depolama alanı

Üzerinde USB-C bağlantı noktası bulunan SC685 harici SSD, bu sayede hem kullanım kolaylığı hem de yüksek veri aktarım hızı sunuyor. Windows, Mac OS ve Android

Kullanması Çok Rahat

uyumlu olan ürün herhangi bir kurulum gerektirmeden farklı platformlar ve cihazlar arasında dosya transferine imkân veriyor. İster iş için olsun ister eğlence, SC685 sunduğu bağlantı ve uyumluluk özellikleri sayesinde kullanıcılarına hızlı ve kolay veri depolamanın keyfini yaşatıyor. Ayrıca konsollarla da uyumlu olan ürün sayesinde konsol oyuncuları çok daha kısa yükleme süreleri elde edebiliyor. 3 yıllık garantiyle birlikte gelen ADATA SC685’in fiyatı ve piyasaya çıkış tarihi gibi detaylarsa ileri bir tarihte açıklanacak.

25


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

ESET, 2020 için dijital güvenlik yazılımlarını piyasaya sundu

Sektör Market

Türkiye’nin önde gelen antivirüs markalarından olan ESET, “Senin olan sende kalsın!” mottosuyla “özel olanın özel” kalmasını sağlayacak 2020 sürüm güvenlik yazılımlarını piyasaya sundu. Yeni yazılımlar Divan İstanbul Taksim Oteli’nde yapılan basın toplantısıyla duyuruldu…

IT

network

Dijital hayatın ağır saldırı altında olduğu ve aslında sadece kişileri ilgilendiren özel verilerin siber hırsızların hedefi olduğu bugünlerde sunduğu yeni çözümlerle dikkat çeken ESET yetkilileri evdeveya işte, bilgisayar ve telefonlarımızın her saniye en az 4 yeni zararlı yazılım tarafından yoklandığını belirtiyor. Sunulan bu yeni yazılımları, ESET Türkiye CEO’su Alain Soria, ESET Türkiye Ürün ve Pazarlama Müdürü Can Erginkurban ve ESET Türkiye Satış Müdürü Asım Akbal yenilikleri anlattı. Toplantıda, bireysel kullanıcılara yönelik efsanevi ESET NOD32 Antivirus’ün yanı sıra ESET Internet Security ve ESET Smart Security Premium programlarının 2020 yılı sürümleri tanıtıldı. Yeni sürümler, en güncel virüs, truva atı, solucan, rootkit ve botnetlerin yanı sıra oltalama teknikleri, fidye yazılımları, casus programları ve kripto madenci yazılımları gibi kötü amaçlı kodlarla mücadele etmek üzere tasarlandı.

Endişe duymadan bilgisayarı açabilmek… Özel verilerimiz hiç olmadığı kadar hedef altında. Global düzeyde her yıl yaklaşık 130 milyon yeni zararlı yazılım ortaya çıkıyor. Dijital sistemlerimiz her saniye 4 yeni tehditle karşılaşıyor. Kişisel, özel ve parasal verilerimiz, yeterli korunmayan sistem ve cihazlar nedeniyle açığa çıkıyor ve siber hırsızlar tarafından kendi amaçları uğruna kullanılıyor. Avrupa’nın en büyük, Türkiye’nin de en çok tercih edilen antivirüs markası olan ESET, işte bu nedenle yeni sürümlerindeki uygulamalarında özel hayatın gizliliğini dikkate alıyor.

ESET teknolojisi özel hayatınızı nasıl koruyor?

26

Karmaşıklaşan saldırılar karşısında artık tek korunma teknolojisi yeterli değil. Koruma anlayışını çok katmanlı koruma üzerine kurgulayan ESET, yazılımlarında antivirüs tarama motoruyla birlikte 13 ana koruma katmanı kullanıyor: UEFI Tarayıcı, Ağ Saldırısı Koruması, İtibar ve Ara Bellek Denetimi, Makine Öğrenimi, Sandbox Uygulaması, Davranış Temelli DNA Analizi, Gelişmiş Bellek Tarayıcı, İstismar Engelleyici, HIPS Script Tabanlı Saldırı Önleme, Fidye Yazılımı Koruması, ESET Tehdit İstihbaratı, ESET Live Grid ve Botnet Koruması.

Özel hayatı koruyan ekstra koruma katmanları Bu 13 ana koruma kalkanının yanı sıra ayrıca Web Kamerası Koruması, Akıllı Ev Koruması, Oyun Modu, Ebeveyn Kontrolü, Bankacılık ve Ödeme Sistemleri Koruması, Parola Yöneticisi ve Güvenli Veri Şifrelemesi gibi onlarca modül daha, verilerimize ulaşmayı hedefleyen milyonlarca zararlıya engel oluyor.

Yeni Çoklu Platform Uyumluluğu ESET, koruma çemberini genişletebilmek adına 2020 sürümlerinde ürün lisanslarını artık ‘çoklu platform uyumlu’ hale getirdi. Windows bilgisayarı için ESET Internet Security veya ESET Smart Security Premium lisansı satın alan kişi, aynı lisansı Mac, Linux ve Android cihazlarını korumak için kullanabiliyor. Yani farklı sistem ve cihaz olmasına rağmen bilgisayar, tablet, telefon ve akıllı televizyona tek lisansla güvenlik sağlanıyor.

Oltalama - homoglif saldırılarına önlem Oltalama mesajları, en yaygın kandırılma yollarının başında geliyor. Geliştirilen Oltalama Önleme Teknolojisi (AntiPhishing), sadece kötü amaçlı e-postalardan değil, orijinal web adreslerindeki karakterleri benzer karakterlerle değiştirerek son kullanıcıları kandırmaya yönelik homoglif saldırılarına karşı da koruyor.

Gelişmiş Makine Öğrenimi Katmanı Makine öğrenimi (Machine Learning), çeşitli algoritmalar yardımıyla yazılım örneklerini temiz, zararlı veya potansiyel olarak istenmeyen biçiminde sınıflandırıyor. Yeni Makine Öğrenimi Katmanı, derin öğrenme yöntemleriyle hem yüksek tespit hem de düşük hatalı tespit oranı elde etmek için tasarlandı. Bu sayede daha önce hiç görülmemiş tehditlere karşı çok daha iyi koruma sağlıyor.

Kurumsal gizlilik: Tam Disk Şifrelemesi ESET, 2020 yazılımlarında kurumsal gizililiğe de yeni bir katmanla katkıda bulunuyor. Kurumsal verilerin sızması, bu verileri barındıran cihazların kaybolması ya da çalınması,

şirketler için çok büyük endişe kaynağı. Bu endişeye odaklanan ESET, kurumsal gizliliğe tam disk şifreleme ürünü ESET Full Disk Encryption (EFDE) ile çözüm sunuyor. Bu yazılım sayesinde iş cihazlarında depolanan veriler şifrelenebiliyor ve yetkisiz kişilerin erişimi engellenebiliyor. EFDE, tek bir konsoldan kolayca yönetiliyor.

İç tehditleri önlüyor: Safetica Kurumsal veriler; endüstriyel casusluk, kötü niyet, ihmalkârlık veya sadece personel hatası nedeniyle de sızabilir. ESET’in veri sızıntısı önleme (DLP) çözümü Safetica, ağ denetim özellikleriyle hassas verilerin ağ dışına çıkmasını engelliyor. Hassas verilerin ne şekilde kullanılması gerektiği konusunda kullanıcıları bilgilendiriyor ve yetkisiz cihazların işyerinde kullanılmasını da önlüyor. Safetica gibi DLP çözümleri, Türkiye’de Kişisel Verileri Koruma Kanunu (KVKK), Avrupa’da ise Genel Veri Koruma Yönetmeliği’nin (GDPR) kurumlar için öngördüğü korunma yöntemleri arasında yer alıyor.

Güvenli teknolojinin keyfini çıkarın Tam 32 yıldır dijital cihazları ve içerdikleri verileri davetsiz misafirlere karşı koruduklarını söyleyen ESET Türkiye CEO’su Alain Soria, “Hem bireyler hem kurumlar, korunmaya dair sürekli ve artan bir endişe içinde. Haksız değiller, global düzeyde her yıl yeni ortaya çıkan 130 milyonu aşkın zararlı yazılım; finansal ve kişisel bilgilerimizin, fotoğraflarımızın ya da kurumsal verilerimizin peşinde. ESET olarak bu saldırılara özgün ve yenilikçi siber güvenlik çözümlerimizle cevap veriyoruz. Dünyaya yayılmış araştırma merkezleri ve 1.600 kişiyi aşan uzman siber güvenlik personelimizle geliştirdiğimiz yazılımlar sayesinde kullanıcılarımız dijital sistem ve cihazlarında güvenli teknolojinin keyfini çıkarıyor” diye konuştu.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Türk Elektronik Sanayicileri Derneği 30 yaşında Türkiye’nin teknoloji ile kalkınmasında stratejik rol oynayan şirketleri temsil eden Türk Elektronik Sanayicileri Derneği (TESİD) bu yıl 30’uncu yılını kutluyor…

Hedefimiz: “Yerlileştirme ile rekabet gücümüzü artırmak” TESİD Yönetim Kurulu Başkanı C. Müjdat Altay; “Teknolojideki gelişmeler, dünya üzerindeki dengeleri yeniden belirliyor. Teknolojisini kendi üretenlerin rekabet üstünlüğü elde edeceği bir kırılma yaşıyoruz. Bu nedenle TESİD olarak, kurduğumuz Genç TESİD ile gençlerimize yatırım yapıyoruz. Yerlileştirmeyi odağımıza alarak kurduğumuz Nesnelerin İnterneti ile Akıllı Yaşam platformu ile de geleceğin Türkiye’sini inşa etmeyi amaçlıyoruz” diye konuştu. Altay, şunları kaydetti; “Nesnelerin interneti (IoT) ağlarının hızla genişlemesiyle birbirine bağlı cihaz sayısının 2030 yılında 125 milyara çıkacağı öngörülüyor. Dolayısıyla dijital dönüşümün etkilerini en çok Nesnelerin İnterneti’nin hayatımıza daha fazla entegre olmasıyla hissedeceğiz. Bu doğrultu da TESİD olarak biz de Nesnelerin İnterneti alanında, akıllı şehirlerden başlayarak, ülke hedeflerini destekleyecek şekilde, tarım, tu-

rizm, sağlık gibi akıllı yaşam başlıklarını “yerlileştirme” kapsamında ele alıyoruz. Bu alanda, KOSGEB, Teknopark ve üniversitelerimizle birlikte, özellikle KOBİ’lerimizin büyük firmalarla işbirliğini ve Genç TESİD ile genç mühendislerimizin konuya odaklanmalarını sağlayacak programlar üzerinde yoğunlaşıyoruz.”

“Akıllı Yaşam” Ödülü için son başvuru tarihi 6 Aralık Altay, bu yıl 18’incisi düzenlenecek TESİD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri’nin ana temasının da “Akıllı Yaşam” olarak belirlediklerini dile getirdi. TESİD söz konusu yarışmaya www.tesid.org.tr üzerinden 6 Aralık tarihine kadar başvuruları kabul ediyor.

Sektör Market

TESİD Başkanı C. Müjdat Altay, “Teknolojinin yarattığı kırılmalar, uluslararası konjonktürde dengeleri yeniden belirliyor. TESİD olarak, bu süreçte ülkemizin sürdürülebilir kalkınmasına destek olmak için gençlerimize yatırım yaptık, yerlileştirme konusunu da odağımıza alarak yaşamımızı şekillendirecek Nesnelerin İnterneti ile Akıllı Yaşam platformunu kurduk” dedi Teknolojide yenilikçiliği teşvik ederek rekabet gücü yüksek bir Türkiye için elektronik sanayi ve bilgi teknolojilerinde faaliyet gösteren tüm aktörleri bir araya getiren TESİD, bu yıl 30. yılını kutluyor. Türkiye’de kamu kesimi dahil Elektronik Sanayii, Bilgi Teknolojileri ve bunlarla ilgili hizmet sektörünün bütün sanayici, meslek, bilim ve işadamlarının dernek içinde bir araya gelmelerini ve sektörün sürekli rekabet edebilirliğinin sağlanması, ülke ekonomisi ve insanlarına katkısının arttırılmasını teşvik etmektir. 2018 yılında 5,9 milyar dolar ihracat gerçekleştiren, 120 bin kişiye istihdam sağlayan Türk Elektronik Sanayisini temsi eden TESİD, kurduğu Genç TESİD ile gençlere yap-

tığı yatırım ve yerlileştirmeyi merkezi alarak kurduğu Nesnelerin İnterneti ile Akıllı Yaşam platformu ile Türkiye’nin teknoloji ile kalkınmasına destek oluyor.

IT

network

TP-Link’ten uzun mesafeler için güçlü anten TP-Link, uzun mesafelerde Wi-Fi sinyallerini iletebilmek için tasarlanan yeni, yönlü dış mekan antenini satışa sundu. CPE605 model anten, özel metal reflektöre sahip ve kolay monte edilebiliyor… Wi-Fi ürünleri pazarında dünya lideri olan TP-Link®, Wi-Fi sinyallerini çok uzak mesafelere iletebilmek için kullanılan yeni dış mekan anteni CPE605’i satışa sundu. Kırsal kesimde; MOBESE kameraları gibi uygulamalarda; çok geniş alana yayılmış fabrika, üniversite yerleşkesi gibi mekanlarda Wi-Fi sinyallerini uzun mesafelerde aktarabilmek için kullanılan CPE605, 23dbi yüksek kazançlı, yönlü bir anten. Son derece kolay monte edilebilen TP-Link’in yeni dış mekan anteni, yenilikçi geçmeli parçalardan oluşuyor. Bu sayede hızlıca monte edilebilen ürün, her tür hava koşuluna dayanacak sağlamlığa sahip. Çok sert rüzgarlarda bile sabit durabilen CPE605, IP65 standardında hava koşullarına dayanıklı bir ürün. 15 kV ESD ve 6 kV yıldırımdan korunma özellikli anten, tüm hava koşullarında

işlevini sürdürebiliyor, Wi-Fi sinyallerini iletmeyi başarıyor. CPE605, 5GHz bandını destekliyor ve bu bantta 150Mbps’ye kadar kablosuz hızlara ulaşabiliyor. Özel olarak ayrılmış metal reflektör ile mükemmel ışın (hüzme) yönlülüğü, gelişmiş gecikme ve gürültü önleme sağlıyor. Kullanıcı dostu bir tasarımla profesyonel performansı bir araya getiren ürün, dış mekan kablosuz ağ uygulamaları için uygun maliyetli bir çözüm oluşturuyor.

sayardan ağdaki tüm cihazları yönetebilme kolaylığı sağlıyor. Pharos Kontrol Yazılımı ile ağdaki cihazları saptama, durum izleme, sabit yazılım yükseltme ve ağ bakımı yapılabiliyor. Sezgisel bir web tabanlı arabirim olan PharOS, ayrıntılı bir yönetim şekli sunuyor ve daha ayrıntılı yapılandırmalara erişimi mümkün kılıyor. Geniş açık alana yayılmış işletmeler için uygun bir dış mekan Wi_Fi anteni olan CPE605, Türkiye’de KDV dahil 50 USD tavsiye edilen fiyatla satışa sunuldu.

Merkezi Yönetim Yazılımı ile kolay yönetim TP-Link’in yeni dış mekan anteni CPE605’in yönetimi de kolay. TP-Link’e ait Pharos Kontrol Yazılımı kurulu olarak satışa sunulan ürün, bu sayede kullanıcılara tek bir bilgi-

27


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Microsoft, yapay zekâya iyilik öğretiyor!

IT

network

Bill Gates ve Paul Allen, 40 yıl önce Microsoft’u kurduklarında amaçları, bilgisayarın sağladığı imkânları herkes için ulaşılabilir kılmaktı. Geçen süre içinde hayatın her alanına giren bilgisayar gerek iş hayatında gerek endüstride gerekse toplumsal yaşamda birçok şeyi değiştirdi. Microsoft şimdi de, belirlenmiş kalıpların üzerine deneyim ve yeni bilgiler katarak hızlı ve yeni çözümler sunan yapay zekâ ile benzer bir dönüşüm gerçekleştirmeyi hedefliyor.

İnsani ve çevresel sorunlar yapay zekâ ile çözülüyor Microsoft, her bireyin ve kurumun yapay zekâ teknolojisine ulaşabileceği ve faydalanabileceği konuma taşıyor. Herkesi güçlendirmek üzere sorumlulukla geliştirilen yapay zekâ sistemleriyle, sektörlerde ve iş yaşamında yapıldığı gibi, bugüne kadar çözümsüz kalan insani ve çevresel sorunlara da çözüm bulmak amaçlanıyor.

125 milyon dolarlık yatırım Yapay zekâ ile geliştirilen hizmetler, uzun zamandır başa çıkılmaya çalışılan çevresel, kamusal ve toplumsal sorunların çözümü için dünyanın dört bir yanındaki insanlara birçok konuda destek olmaya başladı. Bu faydalar ve potansiyelden yola çıkan Microsoft 125 milyon dolarlık bir yatırımla AI for Good girişimini hayata geçirdi. Yapay zekânın insanlık yararına kullanılmasını amaçlayan program çerçevesinde çalışmalar hız kazandı.

AI for Good 4 temel alanda çalışıyor

28

Microsoft, çevresel sorunların çözümü, engellilere yönelik teknolojiler, insani yardım organizasyonlarının güçlendirilmesi ve kültürel varlıkların korunmasına yönelik çözümlere teknoloji, finans ve uzmanlık desteği sağlıyor. Bu alanlarda çalışmaların yürütüldüğü projelerle, yapay zekâ ve bulut teknolojilerinin daha iyi bir dünya için neler yapabileceği gösterilecek. Başta sivil toplum kuruluşları olmak üzere geliştiriciler, Start-up’lar ve

İnsanı odağına alan inovasyon çalışmalarını sürdüren Microsoft, AI For Good girişimi kapsamında yapay zekâ sistemlerine iyilik öğretiyor. Microsoft’un 125 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirdiği girişim kapsamında, yapay zekânın sosyal sorumluluk çerçevesinde ve insanlık yararına kullanılması için projeler gerçekleştiriyor… insan hakları için Clooney Foundation, insani yardım için OpenStreetMap Team (HOT), çocuk sağlığı uygulamaları için Operation Smile gibi alanında öncü kurumlar yer alıyor.

AI for Accessibility teknoloji şirketleri ile kamu kurumlarının faydalanabileceği program 4 temel alandan oluşuyor.

AI for Earth Microsoft, daha sürdürülebilir bir çevre için araştırmacıların, yazılım geliştiricilerinin, kamu ve sivil toplum kuruluşlarının geliştireceği projelere destek veriyor. Yapay zekâ ve bulut teknolojilerinin gücü, kaynakları ve uzmanlığıyla projelerin hayata geçmesi ve sürdürülebilir olması için çalışmalarını yürütüyor. AI For Earth programının odağında iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ve su kaynaklarının korunması yer alıyor. Örneğin, FarmBeats gibi projelerle daha az çevresel etkiyle çiftçilerin verimliliği artırılıyor. Tarım arazileri verilerini bulutta toplamak çiftçilere hassas tarımsal sonuçlar sunuyor. Ag-Analytics şirketi, Microsoft Azure sayesinde maliyetleri düşürüyor, verimi artırıyor ve tarımın çevresel maliyetini en aza indiriyor.

AI for Humanitarian Action Afet sonrası yardım yönetimi, dezavantajlı bölgelerdeki çocukların temel ihtiyaçlarının sağlanması, mültecilerin ve göçe zorlanmış insanların korunması ve insan kaçakçılığı gibi insan hakları ihlallerinin engellendiği konularda gerçekleştirilen projelerin yapay zekâ ve bulut teknolojileriyle güçlendirilmesi amaçlanıyor. Microsoft son beş yılda bu alana 40 milyon dolarlık bütçe ayırdı ve bu bütçeyle kâr amacı gütmeyen kuruluşların projelerini destekliyor. Bu alanda kurulan iş birliklerinin içinde sosyal yardım için Asylum Seeker Advocacy Project (ASAP),

Microsoft, engellilerin günlük yaşama ve istihdama katılmasını kolaylaştırmak ve erişilebilirliği artırmak için teknolojiden faydalanıyor. Dünya genelinde, engeli bulunan bir milyardan fazla insan yapay zekânın gücüyle yaşam kapasitesini artırabiliyor. Örneğin Seeing AI uygulaması, etraftaki insanları, nesneleri ve metinleri tanımlıyor ve kör veya görme düzeyi düşük olan insanlara yardımcı oluyor. Bir diğer proje Zyrobotics, kodlamayı öğrenen ve dijital dünyada kendinden emin ve yetkin olmaları için STEM’in tüm çocuklar için erişilebilir olmasını sağlıyor. InnerVoice uygulaması ise otizmli ve diğer öğrenme güçlüğü çeken insanların iletişim becerilerini geliştirmeye yardımcı oluyor.

AI for Cultural Heritage Gelecek yıl yürürlüğe girecek destek projesiyle kültürel ve tarihi varlıkların korunması ve görselleştirilmesi alanlarında yapay zekâ ve bulut teknolojilerinin kullanılması hedefleniyor. Örneğin, Musée des Plans-Reliefs, yapay zekâ ve karma gerçeklik kullanılarak Mont-Saint-Michel gibi anıtsal mimari eserlere yeniden hayat verilebiliyor. MIT ile iş birliği yaparak ve yapay zekâdan güç alan Metorpolitan Museum’ın Open Access koleksiyonu, erişilebilir ve keşfedilebilir hale getirildi.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Software AG Türkiye, 2020’de büyümesini ikiye katlayacak

Ekonomik zorluklara karşı çözüm Büyük Veri’de… Türkiye’de ekonomik zorlukları aşmak isteyen şirketlerin, sahip oldukları Büyük Veri’den fayda çıkarmaya yöneldiklerini kaydeden Ebru Kılıç Eker, Ayaydın-Miroglio Grubu ile Aras Kargo’da imza attıkları başarı hikayesini örnek olarak verdi, Turkcell ile de Nesnelerin İnterneti platformunda bir stratejik ortaklık yaptıklarını duyurdu. Ebru Kılıç Eker, sözlerine şöyle devam etti: “Şirketler maliyetleri düşürmek ve bazı ko-

Küresel çapta önemli referans projelere imza atarak dikkatleri üzerine çeken Software AG Türkiye ekibi, 2019 yılındaki çarpıcı büyümesinin ardından gelecek yıl için de yüzde 225 büyüme hedefi koydu. Kendi büyürken ekosistemine de uzmanlık alanlarını geliştirme fırsatı sunan şirketin bölgede bilinirliği her geçen gün artıyor… nularda çok hızlı aksiyon alabilmek için veriden değer elde edebilecekleri projelere yöneliyor. Bunlar, Software AG olarak bizim uzman ve başarılı olduğumuz alanlar. Biz her zaman bir anlam yüklenebildiği takdirde verinin değerli olduğunu vurguluyoruz. Bu doğrultuda dünyanın ilk patentli Dijital İş Platformu ile şirketlere dijital dönüşüm yolculuğunda rehberlik ediyoruz. Çünkü bilgiyi faydaya dönüştürmek için platform yaklaşımı büyük önem taşıyor. Bu süreçte mevcut durum analizlerini yaparak yol haritalarını çizmek ve uçtan uca entegrasyon için altyapıyı hazırlamak konusunda şirketlerin yanında yer alıyoruz.”

Software AG Türkiye ekosistemiyle birlikte büyüyor Katar’ın da sorumluluk alanına katılmasıyla oluşan çeşitliliğin kendilerine büyük yarar

sağladığını belirten Ebru Kılıç Eker, “Türkiye’de öğrendiklerimizi Katar’da, Katar’da öğrendiklerimizi Türkiye’de uygulama şansı buluyoruz. Ülkeler arasında deneyim ve bilgi akışını başarıyla yapabildiğimiz için 2019 yılında yüzde 125 gibi önemli oranda bir büyüme yakaladık. Katar’daki işler için Türkiye’deki partnerlerimizi kullanmaya başlayınca burada çok güçlü partner ekosistemimiz oluştu. Biz büyürken, partner ekosistemimiz de dikeyde uzmanlık alanlarını geliştirme fırsatı buldu. Bölgede bilinirliğimiz ve fırsatlar artarken verimli iş ortaklıkları gündeme geliyor” diye konuştu. Software AG Türkiye’nin başarılı projeleriyle global çapta dikkatleri üzerinde topladığını vurgulayan Eker, “2019 yılında gerçekleştirdiğimiz benzersiz projeler, Software AG Global’in Türkiye’deki ekibimize olan güvenini pekiştirdi” dedi.

Sektör Market

Sorumluluk alanına Katar’ın da eklendiği 2019 yılında başarılı iş sonuçları elde eden ve yüzde 125 oranında büyüdüğünü açıklayan Software AG, gelecek yıl için vites büyüttü. Software AG Türkiye ve Katar Genel Müdürü Ebru Kılıç Eker, “Software Türkiye olarak, çok farklı ülkelerin sorumluluğunu üstlenen, çok büyük ve ilginç projeler yapan bir organizasyon haline geldik. Buradan aldığımız güçle 2020 yılı için kendimize yüzde 225 gibi iddialı bir büyüme hedefi koyduk. Bu hedefi gerçekleştirmek için kararlılıkla çalışacağız” dedi.

IT

network

Yıldız Teknopark’a ödül yağmuru Yıldız Teknopark, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi sonuçlarına göre, 2018 Genel sıralamasında, Tüm Teknoloji Geliştirme Bölgeleri arasında Türkiye’nin en başarılı Teknopark’ı seçildi… Teknoloji geliştirme bölgeleri ile Ar-Ge ve tasarım merkezlerinde yürütülen projelerin sonunda ortaya konan yeni teknoloji ve çıktıların kamuoyuyla paylaşılması ve başarılı merkezlere ödül verilmesi amacıyla 7’nci Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ve ArGe Merkezleri Ödül Töreni yapıldı. Yıldız Teknopark, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın hazırladığı Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Performans Endeksi sonuçlarına göre, Genel sıralamada Tüm Teknoloji Geliştirme Bölgeleri arasında Türkiye’nin en başarılı Teknopark’ı seçildi. Bu önemli ödülü, Bilim, Sanayi ve Teknolo-

ji Bakanı Mustafa Varank’ın elinden, Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin ve Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner birlikte aldı. Aynı zamanda Yıldız Teknopark, “En İyi Gelişmekte Olan Teknoloji Geliştirme Bölgesi” kategorisinde de birinci seçildi. Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü ve Yıldız Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bahri Şahin, 7’nci Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Zirvesi’nde gerçekleşen ödül töreninin ardından yaptığı değerlendirmede, 2009 yılında faaliyete geçen Yıldız Teknopark’ın sağlıklı gelişimini sürdürdüğüne

dikkat çekerek birincilik ödülüne layık görülmelerinden duydukları mutluluğu dile getirdi. Yıldız Teknopark Genel Müdürü Prof. Dr. Mesut Güner ise, “Türkiye’nin teknoloji üssü olarak konumlanan Yıldız Teknopark’ın Türkiye’nin girişimcilik ekosistemine değerli katkıları kesintisiz devam edecek” diye konuştu. Törende, Bakan Varank tarafından 13 kategoride toplam 39 ödül sahiplerine takdim edildi. Ayrıca, belge almaya hak kazanan 735 firmaya Ar-Ge ve Tasarım Merkezi Belgesi verildi.

29


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Wtech, Türkiye’nin dijitalde ilk teknoloji proje pazarını kurdu

Sektör Market

Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), özel sektör, kamu ve melek yatırımcılar ile STEM alanında okuyan öğrencileri dijital ortamda buluşturacak ve adeta bir pazar yeri mantığıyla çalışacak “Wtech Platform”u hayata geçirdi…

IT

network

30

Teknoloji sektöründe çeşitliliği artırarak hızla ilerleyen dönüşümün insanlığın lehine olmasını hedefleyen Teknolojide Kadın Derneği (Wtech), bu kapsamda ilk büyük etkinliğini düzenledi. “Human Diversity in Technology” adı verilen etkinlik Vodafone Business ana sponsorluğunda gerçekleştirildi. Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney’in ev sahibi olduğu etkinliğe; Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır yanı sıra, aralarında Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin, Microsoft Türkiye CEO’su Murat Kansu ve Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton gibi isimlerin olduğu çok sayıda yerli ve yabancı şirketin üst yöneticileri panelist olarak katıldı. Etkinliğin açılışında konuşan Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney; dernek olarak çok kısa sürede oldukça önemli çalışmalara imza attıklarını vurguladı. Yapay zekanın gittikçe hakim olacağı geleceğin dünyasında, kadının titiz çalışması ve detaycı bakış açısıyla iş süreçlerinde yer almamasının, negatif sonuçları olacağını söyleyen Öney, “Çeşitlilikle zenginleşen ve bireylere eşit fırsatlar sunan; aynı zamanda da teknolojiyi doğru yönetebilen bir gelecek yaratmak, bugünü doğru planlamaktan geçer” dedi. Öney, sadece Türkiye’de değil, dünyada da teknoloji sektöründe insan ve kadın çeşitliliğinin artması için çalışacaklarını söyledi. “Öncelikle Wtech Akademiyi hayata geçirdik. Akademinin şekillenmesi, doğru ve odaklı bir hizmet verilebilmesi adına pilot çalışmalarla başladık. Üyelerimizin eğitim içeriği ve eğitim başlığı katkıları ile Wtech Akademinin içini zenginleştirip, daha da büyük bir hale getirmeyi planlıyoruz” diye konuşan Öney, şu an itibariyle 2 pilot projenin Şanlıurfa ve İstanbul’da de-

vam ettiğini hatırlattı. Öney, 2020 yılında akademiyi büyüterek tüm Türkiye’ye yaymak istediklerini söyleyerek, gençleri yeni dünyanın yeni mesleklerine hazırlamak istediklerine dikkat çekti. Öney, “Şu an 30 milyon istihdamın 245 bin 500’ü teknoloji istihdamı ve bunun içinde de sadece 24 bin 500’ü kadın çalışan. Yani teknoloji sektörü profesyonellerinin yüzde 10’u bile kadın değil. Hedefimiz; Türkiye’nin küresel ölçekte gelişmiş 13 ülke arasında yer alması açısından teknoloji çalışanı sayısını 1 milyona, teknolojide kadın sayısının ise 200 bin civarına önümüzdeki 5 yıl içinde çekmek. Teknoloji ile insan uyumunu yakalayan ülke geleceği yönetecek ve söz sahibi olacak.

Teknolojide açık Pazar yeri: Wtech Platformu Zehra Öney, etkinlikte Teknolojide Kadın Derneği’nin en önemli projelerinden biri olan Wtech Platformu’nun da duyurusunu yaptı. “Teknolojide Kadın Derneği olarak teknolojide çeşitliliğin önemini her fırsatta vurguluyoruz. Kurduğumuz platform ile bu çeşitliliği yakalayarak teknoloji ve insanı birleştireceğiz. İçerikler arttıkça yeni yetenekler ve rol modeller ortaya çıkacak” diye konuşan Öney, ilerleyen dönemde yapay zeka ve BOT uygulamaları ile portali daha iddialı bir hale getireceklerini belirtti. Öney şöyle devam etti: “Platform; özel sektör, kamu, öğrenciler ve melek yatırımcıların projelerini paylaşacağı bir pazaryeri olacak. Hedefimiz 2021 yılında 300 proje ve 2 milyon CV. Tüm proje sahiplerinin, kendi markalamaları ile sayfalarını açacağı ama portal kanalıyla Dernekle iletişim halinde olacakları ve öğrencinin veya iş arayanın daha rahat bir şekilde fırsat ve faydalara erişebileceği bir platform hedefliyoruz. Aslında teknoloji ve insanı birleştiren bir portal olmasını amaçlıyoruz. Zamanla, portale gelen yeteneklerin rol modellerle birleşecekleri, aynı zamanda kariyer alanında kendilerini ifade edebilecekleri çok önemli bir projeyi hayata geçirmiş olacağız. Platformda Wtech Akademi’nin eğitimlerinin de olmasını hedefliyoruz”

Teknoloji ve kadın endeksi geliyor Öney, ana odak alanlarından birinin de araştırma olduğunun altını çizerek; “Türkiye’de insan ve teknoloji; teknoloji ve kadın endeksleri” adlı bir çalışmayı başlattıklarını söyledi. Endeksin ilk sonuçları 2020 yılı mart ayında açıklayacağını vurgulayan Öney, “Bu çalışmayı bu alanda çalışan ve bize üye olan çok değerli araştırma şirketi ile birlikte gerçekleştireceğiz. Öte yandan üniversite yapılandırmalarımızı da tamamlayarak, 2020 içerisinde tüm Üniversitelerde minimum 30 adet Wtech Talks’u gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.

“Wtech’in enerjisi ulusal hedeflere katkı sunacak” Etkinliğin açılışında konuşan T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ise milli teknoloji hamlesinin önemine dikkat çekerek özellikle gençlerin dijital dönüşümde doğru yönlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Kaçır, “Wtech’in kuruluş misyonu, teknoloji ve insan odaklı olduğu için ulusal hedeflerimizle örtüşüyor. Çok desteklenen ve çok büyük bir enerjiyle ilk yılını tamamladı. Önümüzdeki yıl, yaptığı çalışmaların ulusal hedeflerimize önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” Vodafone olarak kadın temsiliyetini ön planda tutan etkinliklere destek vermeyi öncelikleri arasında tuttuklarını ve Wtech’in çalışmalarını da bu bağlamda desteklediklerini belirten Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Bakiler Şahin ise şöyle konuştu: “Kadınların değiştirme ve dönüştürme gücünün, iş dünyasında müthiş farklar yaratığına inanıyoruz. Önyargıların bir kenara bırakılması ve ülke ekonomisinin büyümesi için çeşitliliğin sunduğu avantajlardan tam anlamıyla yararlanılmasını, bir tercih değil, gereklilik olarak görüyoruz. Vodafone Grubu olarak hedefimiz; 2025’e kadar kadınlar için dünyanın en iyi işvereni olmak.”


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

AliExpress ve İHKİB, KOBİ’leri E-İhracatla dünyaya açıyor

HAZIR giyim sektörünün en büyük ihracatçı birliği İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB), Alibaba Group bünyesindeki global ölçekte çevrimiçi perakende pazar yeri olan AliExpress ve AliExpress Türkiye resmi iş ortağı İhracatname, bugün İHKİB üyeleri ve Türkiye’de ihracat yapan çok sayıda KOBİ’nin, AliExpress’in dijital altyapısından ve hizmetlerinden faydalanarak yurt dışındaki tüketicilere doğrudan ulaşmasını sağlayacak bir anlaşmaya imza attıklarını açıkladı. İlk aşamada 15 bin İHKİB üyesinin dünyanın dört bir yanındaki milyonlarca potansiyel müşteriye ulaşacağı bu iş birliği sayesinde, AliExpress ihracatçılara tahsilattan lojistiğe, pazarlamadan 18 dilde tercümeye dek altyapı desteği verecek ve küresel ekosistemi ile Türk ihracatçılarının ve KOBİ’lerinin markalarını dünyaya duyurmasını sağlayacak. Çözüm ortağı İhracatname ise Aliexpress’te mağaza açmak isteyen satıcılara platforma kayıttan ürünlerin mağazaya yüklenmesine dek geçen bütün süreçte ücretsiz olarak rehberlik edecek.

“Mikro girişimciler bile ihracatçı olacak” Dünyada e-ihracat pazarının hızla büyüdüğüne dikkat çeken İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe, “2016’da 401 milyar dolar olan küresel e-ihracatın 2020’de 994 milyar dolara çıkacağı tahmin ediliyor. Özellikle Rusya, Ortadoğu ve Avrupa’da AliExpress’teki tüketici profili, e-ihracat konusunda firmalarımıza önemli

avantajlar sağlıyor. Bu anlaşma sayesinde küçük büyük 15 bin İHKİB üyemize AliExpress üzerinden dünyanın kapılarını açıyoruz. Şirketlerinin büyüklüklerine bakmaksızın mikro girişimcilerimiz bile dünyanın en ücra köşesine doğrudan perakende satış yapabilecek. Bu avantajların birçok girişimcimizi ihracatçı olma konusunda cesaretlendireceğine inanıyorum” dedi. AliExpress Global Tüketici ve Pazar Operasyon Direktörü Cheer Zhang ise, “AliExpress, Alibaba Group’un küreselleşme stratejisinin önemli ve bütünleyici bir parçası. İHKİB ile gerçekleştirdiğimiz bu anlaşma ile Türkiye’deki ihracatçıların ve KOBİ’lerin küresel pazarda rekabet etmelerini kolaylaştırmayı hedefliyoruz. Başta altyapı ve lojistik olmak üzere bu süreçte kendilerine gereken tüm desteği vermeye hazırız. Türkiye’deki KOBİ’lerin AliExpress üzerinden yurt dışına açılmasında hedeflediğimiz ana pazarlar arasında Rusya, Avrupa ve Ortadoğu yer alıyor. Ayrıca, ABD ve Brezilya, Şili gibi Kuzey ve Güney Amerika ülkelerinde de önemli bir potansiyel olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

Türkiye’deki KOBİ’lere küresel olarak rekabet edebilecek dijital altyapı AliExpress Bölgesel İş Geliştirme Yöneticisi Yaman Alpata, “Satıcıların 200’den fazla ülke ve bölgede satış yapmasını sağlayan ve 18 dilde hizmet veren AliExpress, Türkiye’deki KOBİ’lerin küresel düzeyde rekabet edebilme-

sini kolaylaştıracak tüm dijital altyapıya ve hizmetlere sahip. Türkiye’den tüm girişimciler, markalar ya da perakendeciler basit birkaç belge ile ücretsiz bir şekilde mağaza açabiliyor. KOBİ’ler, AliExpress’te mağazalarını açtıktan sonra ürünlerini Türkçe olarak listeleyebiliyor, biz 18 dilde tercüme ediyoruz. Siparişleri lojistik ortağımızla birlikte kapılarından alıp global altyapımız sayesinde dünyanın dört bir yanına götürüyoruz” dedi. Türkiye’deki satıcıların AliExpress’in dijital varlıklarını ve tüketici kitlesini nasıl kullanabileceklerinin bir örneği olarak 1958’de kurulmuş ve tanınmış bir yerel ayakkabı markası olan Saillakers, ürünlerini Avrupa dahil, son 11.11 küresel Alışveriş Festivali’nde 20’den fazla ülkeye sattı. Asya, Amerika ve Afrika pazarı dahil olmak üzere, markanın ilk 24 saatteki işlem tutarı günlük ortalama satışından 25 kat daha yüksekti. İhracatname Genel Müdürü Hidayet Öztürk, “İhracatname olarak, AliExpress aracılığı ile e-ihracat yaparak dünyaya açılmak isteyen üretici ve KOBİ’lere, başvuru ve kayıttan mağazalarının açılıp ürünlerinin yüklenmesine kadar geçen bütün süreçte ücretsiz olarak destek vermekteyiz. Ihracatname.com adresi üzerinden şirketler çok kısa bir süre içinde kaydını yaptırıp ürünlerini hızlıca dünya vitrinine taşıyabilir ve milyonlarca müşteriye anında ulaşabilir. İHKİB, AliExpress ve İhracatname arasında yapılan bu ortaklık sonucunda öncelikli hedefimiz, İHKİB üyeleri başta olmak üzere tüm KOBİ’lerimize AliExpress aracılığı ile e-ihracatın kapılarını açmak, e-ihracat yolculuklarında hep yanlarında olmaktır” dedi.

Sektör Market

İhracatname›nin desteğiyle, İHKİB üyesi 15 bin hazır giyim ve konfeksiyon ihracatçısı, Türkiye’deki KOBİ’leri dünyaya açmayı hedefleyen AliExpress’in e-ihracat projesine öncülük edecek…

IT

network

Ayrotek’ten güvenli entegrasyon etkinliği Ayrotek Genel Müdürü Ülker Tek Gürpınar’ın sunumu ile başlayan etkinlik, IBM yöneticilerinin sunumları ile devam etti. IBM Gold Partner olarak 2019 yılında hizmetlerine ve markalarına yenilerini ekleyen Ayrotek, bünyesinde barındırdığı bir diğer marka olan RedHat’ı da katılımcılara anlattı. Etkinlikte; IBM - Redhat Birleşmesi, Redhat Openshift & Private Cloud konu-

Bilişim sektöründe yazılım yaşam döngüsü yönetimi ve güvenlik gibi konularda başarılı projelere imza atan Ayrotek; Sherayon Ataşehir Hotel’de “IBM Teknolojileri ile Güvenli Entegrasyon” sloganı ile IBM ürünleri etkinliğini gerçekleştirdi… larına değinildi. Etkinlikte yapmış olduğu konuşmasında Ayrotek firmasının 25 yıllık sektör deneyimini ön plana çıkartan Ayrotek Genel Müdürü Ülker Gürpınar; sektörde hep öncü olma-

yı hedeflediklerini ve IBM’in birçok sektör için ürettiği birden fazla çözüm ve dinamik yapısının müşteri memnuniyetini en üst seviyelerde tutmalarında rol oynadığını ifade etti.

31


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Tayvan Mükemmellik Ödülleri 2019’dan Zyxel’e dört ödül

IT

network

Ağ teknolojileri alanında dünya liderlerinden biri olan Zyxel, Taiwan Excellence Awards 2019 Tayvan Mükemmellik Ödülleri etkinliğinde dört ödül ile döndü. Zyxel, Taiwan Excellence Komitesi tarafından son 19 yılda toplam 92 kez ödüle layık görüldü. Günümüzde siber saldırıların artması; hem işletmeler, hem de bireyler için ciddi anlamda endişelere neden oluyor. Kullanım kolaylığı özelliği ön planda olan Zyxel’in yeni nesil güvenlik çözümleri; bilgi teknolojileri uzmanlığınız hangi seviyede olursa olsun ağ güvenliğinin en uç noktaya taşımasına olanak tanıyor. Siber korsanlara karşı kalkan vazifesi gören ürünler, kurumsal şirketlerde iş sürekliliği sağlıyor. Taiwan Excellence ekibi tarafından güvenlik kategorisinde ödüle layık görülen SecuReporter; kurumların ağ altyapılarında üstün koruma sağlayarak veri güvenliğini garanti altına alıyor. ZyWall ürün serisi ile entegre çalışan Bulut Tabanlı Akıllı Analiz ve Raporlama Hizmeti; Secure Reporter, bilgi teknolojileri yöneticilerinin merkezi yapıda kolay bir şekilde bilgisayar ağlarını yönetmelerine olanak tanıyor. Portal üzerinden veya cep telefonu aracılığı ile mobil aplikasyon desteği ile 7 / 24 mekan bağımsız yönetim imkanı sunan Secure Reporter sayesinde ağ altyapısını proaktif bir şekilde izleyebilen şirket çalışanları, kurum genelinde herhangi bir güvenlik sorunu veya saldırıyı anında tespit edip müdahale edebiliyor. Güvenlik segmentinde ödül alan bir diğer çözüm AiShield ise; virüsler, kötü amaçlı yazılım-

Taiwan Excellence Awards 2019’da inovatif ürünleri ile toplam dört ödül alan Zyxel, güvenlik çözümleri alanında başarısını taçlandırdı… lar, fidye yazılımları ve kimlik avı saldırıları da dahil olmak üzere tüm ağ tehditlerine karşı etkin savunma yapmak için Zyxel’in yapay zeka entegre edilmiş akıllı bulut güvenlik veri tabanını kullanıyor. Böylece evlerdeki veya küçük ofislerde kullanıcılar, siber saldırganlara karşı kalkan vazifesi gören AiShield ile kendilerini güvende hissediyor. Malware, Ransomware ve Phishing atakları gibi kötü amaçlı tüm yazılımlarla mücadele eden ürün, ev ve küçük ofis çalışanlarına güvenli bir ağ hizmeti sunuyor. Kötü amaçlı tüm yazılımları tanımlayıp yok eden AiShield, bilgisayar ağları ve ağa bağlı tüm cihazlarda, virüs tehditleri, kimlik avı, botnet saldırıları, akıllı cihazlar için IoT güvenliği, çevrimiçi tarama için web güvenliği gibi konularda çok katmanlı tam koruma desteği sağlıyor. Zyxel’in sunduğu Powerline çözümleri, yeni kablo döşemenin zor ve uygun olmadığı tüm konutlarda anında internet bağlantısı sağlamanın en kolay ve etkili yolu. Bu ürün ailesindeki cihazları hali hazırdaki bir prize taktığınız anda, evinizdeki elektrik şebekesi, kullanıma hazır bir internet ağına dönüşüyor. Ödül sahibi Zyxel’in yeni powerline adaptörü PLA6456, elektrik prizine takılarak elektrik hattı üzerinden internet erişimi imkânı sunmanın yanı sıra evlerde kablosuz bağlantı alanını da genişletiyor. PLA6456 sayesinde akıllı telefon, tablet ve dizüstü bilgisayar gibi

cihazlar, evin her köşesinden internete kolaylıkla bağlanabiliyor. 2400Mbps seviyesinde veri aktarım olanağı sunan ürün, 8K video dosyalarını HD kalitesinde donma veya kopma yaşanmadan izleme imkanı yanında online oyun keyfini de en üst noktaya taşıyor. Tayvan Mükemmellik Ödüllü sahibi olan bir diğer ürün Armor G1 multi-gigabit WiFi router (NBG6818), ağa bağlı tüm cihazlar için yüksek hız avantajına ek olarak ultra güvenli internet erişimi vaat ediyor. 5G 8x8 eFEM ve güçlü anten tasarımı ile üstün WiFi performansı sunan ürün, siber güvenliği üst seviyede tutuyor. Ev kullanıcıları için ağ kapsamını genişletmenin yanı sıra Zyxel router/ modemlerindeki ebeveyn kontrol özelliği, güvenli internet erişimine olanak tanıyor. G1 multi-gigabit WiFi router (NBG6818), internet kullanımını saatlere göre planlayabilme imkanı dışında zararlı içeriğe karşı koruma da sağlıyor. Tayvan Ekonomi Bakanlığı tarafından 1993 yılından beri organize edilen yarışmada ödüller, yenilikçi ve katma değer yaratan ürünlere takdim ediliyor. Taiwan Excellence Awards, Tayvan Mükemmellik Ödülleri Jüri Komitesi her yıl yüzlerce ürünü dikkatle inceliyor. ArGe, tasarım, kalite ve pazarlamadaki başarı gibi kriterleri göz önünde bulundurarak titiz bir değerlendirme yapan ekip, alanında en iyi olan ve Tayvan’ı ülke dışında başarı ile temsil eden inovatif şirketleri ödüllendiriyor.

Microsoft Türkiye’de üst düzey atama Microsoft Türkiye Çözüm Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine Cem Kubilay atandı…

32

Dinamik yönetim ekibiyle Türkiye’nin dijital dönüşümüne yön vermeye devam eden Microsoft Türkiye’de Çözüm Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı görevine atanan Cem Kubilay 1976 doğumlu. İlkoku-

lu Ankara ve Trabzon’da, ortaokul ve liseyi Edirne Anadolu Lisesi’nde okuyan Kubilay, Trakya Üniversitesi İşletme bölümünü bitirdikten sonra, üniversite yıllarında yarı zamanlı olarak çalışmaya başladığı Migros Türk TAŞ’de bilgi işlem departmanında profesyonel iş yaşamına giriş yaptı.

Migros Türk’teki 8 yıllık dönemden sonra, Teradata’ya danışman olarak geçiş yapan Cem Kubilay, ulusal ve uluslararası birçok projede aktif görev aldığı altı yılın ardından Profesyonel Hizmetlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oldu. Kubilay, 2012 yılında Orta Doğu ve Afrika Bölgesi’ne Büyük Veri Ürün Ailesi Satış Sorumlusu olarak Microsoft’a geçiş yaptı. Microsoft içerisinde Orta Doğu ve Afrika, Orta ve Doğu Avrupa bölgelerinde çalışan Cem Kubilay, Microsoft Türkiye’de Çözüm Grubu Teknik Grup Müdürü olarak çalışmalarına devam etti. 1,5 yılın ardından Microsoft Türkiye Çözüm Grubundan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı pozisyonuna atanan Cem Kubilay, evli ve 2 çocuk babası.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Turkcell 25. yılında rekorlara koştu

“Türkiye’nin 1 milyon kilometre fibere ihtiyacı var” Finansal ve operasyonel açıdan başarılarla dolu bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandıklarını dile getiren Genel Müdür Erkan gündeme dair açıklamalarda da bulurdu. Sektörde 2020’ye en çok damga vuracak konuların başında fiber altyapı yatırımlarının geldiğini dile getiren Erkan sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanımız yaptığı açıklamalar ile bir kez daha Türkiye’nin geleceğin güçlü ekonomileri arasında yer alabilmesi için fiber altyapının ne kadar önemli olduğuna dikkatleri çekti. Hatta fiber altyapı yatırımlarını engelleyecek kişilerin karşısında kendisini bulacağını

söyleyerek bu konuda ne kadar kararlı bir duruş sergilenmesi gerektiğini açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanımızın bu desteği 2020’ye ve geleceğe daha umutla bakmamıza sebep oluyor. Fiber yatırımların ülkemizin en ücra köşelerine kadar yaygınlaşması yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi için olmazsa olmaz bir önem taşıyor.” Erkan şöyle devam etti: “Türkiye’de bugün toplam 250-300 bin kilometre uzunluğunda fiber altyapı var. İhtiyacımız olan fiber altyapı uzunluğu ise yaklaşık 1 milyon kilometre. Bu yatırımları her şirket ayrı ayrı yaparsa 15-16 milyar dolar gerekiyor. Ancak hep birlikte ortak yaparsak bunu 3-4 milyar dolara çözebiliriz. Bu yatırımların ülke kaynaklarının doğru kullanılması adına ortak yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun dünyada birçok başarılı örneği var. Bu amaçla kurulacak bir şirket dünyadan yatırımcıların da ilgisini çekecektir. Biz operatörler arasındaki rekabetin altyapıda değil üstyapıda sunacağımız hizmetler ile olması gerektiğine inanıyoruz. Cumhurbaşkanımızın fiberde verdiği destek ile beraber bu konunun 2020 yılında ülkemiz için en olumlu bir şekilde çözüleceğine inanıyoruz.”

“5G alanında dünyada söz sahibi olmamız mümkün” Turkcell’in 5G için hazırlıklarını aralıksız sürdürdüğünü belirten Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, “5G’nin önündeki en büyük engel fiber altyapının yetersizliği. GSMA Yönetim Kurulu toplantılarında da gördüğüm; dünyanın önde gelen operatörlerin ortak gündemi fiber altyapı. Fiber sorununu ne kadar çabuk çözersek 5G’ye o kadar etkin geçiş sağlayarak bu alanda yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesinin önünü açabiliriz. Öte yandan biz Turkcell olarak 5G için çalışmalarımızı bütün hızıyla sürdürüyoruz. Teknolojideki öncü rolümüzü 5G alanında da devam ettiriyoruz. Bu alanda Türkiye’de ilkleri hayata geçirmenin gururunu yaşıyoruz. Son olarak 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi ve yerli yazılım şirketi Nara işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz projeyle engelli bir Trabzonspor taraftarının hayalini

gerçekleştirdik. Bu çalışmayı Trabzon Şenol Güneş Spor Kompleksi’nde kurulan 5G pilot şebekemiz üzerinde yaptık. Özel olarak hazırlanan yerli ve milli yazılım sayesinde 5G şebekemiz üzerinden engelli kardeşimiz Trabzonsporlu futbolculara talimat vererek futbol oynama deneyimi yaşadı” dedi.

“2020’de üç ana stratejik odakta emin adımlarla büyüyeceğiz” Gelecek yıl tech-fin, dijital iş çözümleri ve dijital servisler olmak üzere üç stratejik odak alanında hızla büyüyeceklerini kaydeden Erkan, “Turkcell Dijital İş Çözümleri ve Paycell markasıyla hizmet veren Turkcell Ödeme ve Elektronik Para Hizmetleri şirketlerimiz 2020’de Turkcell’in büyümesine katkı sağlayacak iki önemli iştirakimiz olacak. Teknoloji ile finansı buluşturduğumuz tech-fin alanındaki markamız Paycell, Türkiye’nin en çok tercih edilen yeni nesil ödeme platformu haline gelecek. 2022’ye geldiğimizde Paycell’de aylık 17 milyon aktif kullanıcıya ulaşmayı hedef liyoruz. Böylece bu alanda 41 milyar TL’lik bir işlem hacmine ulaşmış olacağız. Dijital İş Çözümleri şirketimizle de dijital entegrasyon pazarında sektörün lideri olmayı hedef liyoruz. Yenilikçi yaklaşımla sunduğumuz hizmetlerimiz sayesinde sayıları 3 milyonu aşan ticari kuruluşa uçtan uca dijitalleşme hizmetleri sunarak rekabette önde olmalarını sağlayacağız. Dijital servisler alanında da tüm dünya çapında kullanılan yerli ve milli dijital uygulamalarımızı daha da yaygınlaştırmayı hedef liyoruz. Bu doğrultuda dijital servislerimize odaklanmaya devam ederek bu alanda elde ettiğimiz tekil gelirleri de 2022 yılına geldiğimizde 2,5 kat artırmış olacağız” dedi. 2020 yılında veri merkezi alanında da yaptıkları yatırımlarına ara vermeden devam edeceklerini söyleyen Erkan, Çorlu’da uluslararası standartlarda hizmet verecek olan yeni bir veri merkezini daha hizmete sunacaklarını söyledi. Erkan ayrıca Türk ekonomisinin tekrar büyüme trendine girdiğine dikkat çekerek gelecek planlarını buna göre yaptıklarını ve 2022 yılına kadar her yıl 1 milyon yeni müşteri kazanmayı hedef lediklerini belirtti.

Sektör Market

Turkcell başarılarla dolu 25 yılı tamamlarken, müşterileri de şirketin çeyrek asrı kutladığı bu yıl kullanım rekorlarına imza attı. 2019’u geride bırakırken Turkcell müşterilerinin data kullanımını geçen yılın aynı dönemine göre mobilde yüzde 41 oranında artışla 1 milyar 788 milyon GB’a ulaştı. Yine aynı dönemde konuşmada da bir rekor daha kırıldı. Turkcell’liler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5’lik bir artışla 139 milyar 559 milyon dakikanın üzerinde konuştu. İletişimin yeni platformu BiP kullanımlarında da hızlı artış gözlendi. 11 ayda 79 milyar mesajın gönderildiği BiP’te toplam 411 milyondan fazla çağrı gerçekleştirildi. Bu çağrılar üzerinden 2,3 milyar dakika sesli, 72 milyon dakika görüntülü görüşme yapıldı. Turkcell’e güvenerek 2019’da kullanım rekorları kıran müşterilerinin gösterdiği teveccüh için teşekkür eden Turkcell Genel Müdürü Murat Erkan, “25’inci yılımızı geride bırakırken müşterilerimiz şimdiye kadarki en yüksek data ve ses kullanımını gerçekleştirdi. Yine yerli ve milli uygulamalarımız BiP, fizy, TV+ ve Dergilik Türkiye’nin en çok tercih edilen uygulamaları arasında ön sıralarda yer aldı. Tüm bu sonuçlar bize cesaret verirken üzerimize büyük bir sorumluluk da yüklüyor. Bu sorumluluk bilinciyle 2019 yılında olduğu gibi 2020’de de müşteri odaklı stratejimizi sürdürerek onların kalbine ve akıllarına hitap eden çözümlerle buluşturmaya devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da en yeni teknolojilerle ilk kez Turkcell müşterilerini tanıştırarak onlara hak ettikleri kaliteli hizmeti sunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

Turkcell müşterileri şirketin 25’inci yılında ürün ve servis kullanımında yeni rekorlara imza attı. Sadece 11 ayda, bir önceki yıla göre yüzde 41 artışla 1 milyar 788 milyon GB’ın üzerinde mobil internet kullanımı yapan Turkcell müşterileri, aynı dönemde 139 milyar 559 milyon dakikanın üzerinde konuşma gerçekleştirdi. Müşterilerinden aldığı bu destekle geleceğe emin adımlarla hazırlanan Turkcell, en yeni teknolojileri Türkiye’ye kazandırmak için 3 yılda 3 milyar dolar yatırım yapacak…

IT

network

33


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Bilal Topçu: “2030’da 40 bin Ar-Ge mühendisi istihdam edeceğiz”

IT

network

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) ortaklığında kurulan Teknopark İstanbul 10. yılını kutluyor. Türk savunma sanayisinin inovasyon merkezi konumunda bulunan Teknopark İstanbul’da 1600’ü aşkın milli projeyi hayata geçiren ASELSAN, ROKETSAN, TAI, TEI, STM, BMC, Altınay, Ctech, Pavotek ve Armelsan gibi önemli şirketler yer alıyor. MİLGEM Korvet, Altay Tankı, Anka İHA, LHD Amfibi Hücum Gemisi gibi savunma sanayisinin önde gelen Ar-Ge projelerine ev sahipliği yapmaktan gurur duyduklarını dile getiren Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu: “10. yılımızı kutladığımız bugünlerde kampüsümüzde 300’ü aşkın şirket ve 5.000 kişilik nitelikli Ar-Ge mühendisi bulunuyor. 2020 yılı sonunda devreye alınacak 3. Etap binalarımızla birlikte yaklaşık 9.000 kişilik istihdama ulaşacağız. Bütün etaplar tamamlandığında, 2030 yılında ise 1 milyon m² kapalı alanda 1000’i aşkın şirkete, 300’ü aşkın girişimci grubuna ve 40.000’i aşkın Ar-Ge mühendisine ev sahipliği yaparak ülke ekonomimize 10 milyar dolarlık bir katma değer sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca şu anda 90’ı aşkın girişimci grubunun yer aldığı kuluçka merkezimiz Cube Incubation, 2020 sonunda 10.000 m2’lik bir alana kavuşacak ve Türkiye’nin en büyük, dünyanın da sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline gelecek” dedi.

Milli Teknoloji Hamlesine Güç Katıyor

34

BMC’nin ürettiği Altay Tankı, TAI’nin Anka İHA’sı, TUSAŞ’ın Atak Helikopteri STM’nin Milgem Korvet’i, LHD Amfibi Hücum Gemisi gibi büyük savunma sanayii projeleri ve alt sistemlerinin Teknopark İstanbul’da gerçekleştirildiğini vurgulayan Teknopark İstanbul Genel Müdürü Bilal Topçu; “Ülkemizi Ar-Ge ve yeni teknolojiler noktasında en ileri seviyelere taşıyacak projelerin geliştirildiği en önemli inovasyon merkeziyiz. Türkiye’nin yerli ve milli teknoloji hamlesine büyük katkılar sunan bu önemli şirketleri ve projeleri bünyemizde barındırmaktan gurur duyuyoruz. Teknoparkımız-

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) ortaklığında kurulan Teknopark İstanbul 10. yılını kutluyor. Nitelikli yapıları ve odak teknoloji alanlarındaki güçlü şirketleriyle cazibe merkezi olan ve her geçen gün büyüyen Teknopark İstanbul’da, başta savunma sanayii olmak üzere havacılık/uzay, denizcilik, enerji ve sağlık bilimleri gibi kritik alanlarda yüksek teknoloji projeleri hayata geçiriliyor. Teknopark İstanbul’da yer alan şirketler, ülkemizin yüksek teknoloji ve özellikle savunma sanayii ürünlerinde dışa bağımlılığının azaltılması ve teknolojiyi ihraç eden bir ülke konumuna gelmesi için önemli çalışmalar yürütüyorlar… da tüm etapların tamamlanmasından sonra ülke ekonomimize yıllık 10 milyar doları aşan bir katma değer sunmayı hedefliyoruz” dedi.

2020’de Türkiye’nin En Büyük Kuluçka Merkezine Ev Sahipliği Yapacak “Teknopark İstanbul olarak yatırımlar yapmaya hız kesmeden devam edeceğiz” diyen Bilal Topçu sözlerine şöyle devam etti: “Ağustos ayında 3. Etap binalarımızın da temelini attık. 2020 sonunda tamamlanmasını hedeflediğimiz bu yapılarla birlikte yaklaşık 9.000 kişilik istihdam hedefliyoruz. Bütün etaplar tamamlandığında, 1 milyon m2 kapalı alanda, yüksek nitelikli 1000 Ar-Ge firmasına ev sahipliği yapacak ve yaklaşık 40.000 Ar-Ge çalışanıyla Türkiye’nin Ar-Ge ve İnovasyon ekosisteminin merkezi konumuna geleceğiz. Diğer yandan inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri üzerinde Ar-Ge çalışmaları yürüten 90’ı aşkın girişimci grubuna ev sahipliği yapan kuluçka merkezimiz Cube Incubation için önemli bir yatırım sürecindeyiz. Bu doğrultuda 3. etap çalışmalarımız kapsamında 2020 yılı sonunda tamamlanması planlanan yeni blok içerisinde kuluçka şirketlerin kullanımına sunulmak üzere Laboratuvarlar ve Prototip Atölyeleri tasarlıyoruz. Ayrıca, yeni binada kuluçka merkezinde ortak çalışma alanları, küçük ofisler, hibrit ofisler girişimcilerimizin hizmetinde olacak. Tüm bu çalışmaların tamamlanmasıyla 10.000 m2’lik bir alana kavuşacak olan Cube Incubation Türkiye’nin en büyük ve dünyanın da sayılı kuluçka merkezlerinden biri haline gelecek.”

Teknoloji Transfer Ofisi ve Kümelenmeleriyle Dikkat Çekiyor Ar-Ge çalışmalarının ticari bir değere kavuşmasının oldukça önemli olduğu bilinciyle hareket eden Teknopark İstanbul şirketleri; Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) ve odaklı olarak kurduğu 4 ayrı kümelenmeyle destekliyor. TTO, Ar-Ge çalışmaları yürütülen projelerin patent alması ve ticarileşmesi noktasında çalışmalar yaparken SAHA İstanbul (İstanbul Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği), İSEK (İstanbul Sağlık Endüstrisi Kümelenmesi), Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ve HİSER Türk Denizcilik Kümelenmesi isimli kümelenmeler de ilgili odak teknoloji alanlarında çalışan kurumlarla bir sinerji ortamı yaratmak ve birlikte verimli araştırma alanları tesis etmek amacıyla önemli çalışmalara imza atıyorlar. Bu kümelenmeler, dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak, milli teknolojilerin üretimini artırmak devletimizin yerli sanayiyi geliştirme hedeflerinde yardımcı olacak bir ekosistem kurmak için bir araya gelen şirketlerden oluşuyor ve kritik önem taşıyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Samsung İnovasyon Merkezi’nde belediyelerin dijital dönüşümü masaya yatırıldı

Samsung İnovasyon Merkezi’nde, Samsung Electronics Türkiye ve Mobisis İletişim iş birliğinde düzenlenen, Bağcılar, Başakşehir, Bahçelievler, Beylikdüzü, Esenler, Esenyurt, Kadıköy, Küçükçekmece ve Sultangazi belediyelerinin katıldığı etkinlikte teknolojinin belediyecilik ve kurumlardaki kullanım alanları ve uygulamaların sağladığı yararlar konuşuldu. Küçükçekmece Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Çağdaş Mersinlioğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelin ardından Mobil Cihazlarda Güvenlik ve Yönetim Platformları, RFID ile demirbaş takip sistemi, saha kullanımında fark yaratan Mobil Cihazlar, Kağıtsız Ofis, Biyometrik İmza, Mobil Ödeme Sistemleri, Mobil

E-Arşiv çözümleri tanıtıldı. Etkinlik, Samsung Kurumsal Satış Direktörü Murat Atıcı, Samsung Kurumsal Çözüm Direktörü Tuğbay Aşkın, Mobisis Kurumsal Satış Direktörü Özkan Çeneli ve Küçükçekmece Belediyesi Bilgi İşlem Müdürü Çağdaş Mersinlioğlu’nun belediyelerde dijital dönüşüm vizyonlarını açıkladıkları açılış konuşmalarıyla başladı. Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Murat Atıcı, Samsung dünyasından ve teknolojinin gelişmesi ve bu gelişmenin insan hayatını kolaylaştırıcı etkisi ile birlikte insan hayatında yoğun olarak kullanılmaya başlanılan bilişim teknolojilerinin, kurumsal hayatta ve kamu yönetiminde de dijital dönüşümü

gerekli hale getirdiğini belirtti. Tuğbay Aşkın ise Samsung’un Türkiye’de 200’den fazla yazılım geliştiren iş ortakları ile birlikte oluşturduğu kurumsal çözüm ekosisteminin mobil dönüşüm hedeflerinden bahsettiği konuşmasında sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle sahada kullanılan dayanıklı mobil cihazların çözümlerle birlikte kamu hizmetlerinde yaygınlaştırılması, belediyecilikte daha etkin, hızlı ve her yerden hizmet verebilen bir sisteme geçiş yapılmasını sağlayacaktır. Ayrıca bilişim altyapısının bir parçası haline gelen mobil cihazlar ve uygulamaların etkin yönetimi de başarılı ve kesintisiz hizmet sürekliliğinin ana bileşeni olacaktır.”

Sektör Market

Samsung Electronics Türkiye ve Mobisis iş birliği ile Samsung İnovasyon Merkezi’nde düzenlenen Belediyelerde Dijital Dönüşüm Etkinliği, teknoloji sistemlerini İstanbul ilçe belediyeleri ile buluşturdu. Etkinliğe Bağcılar, Başakşehir, Bahçelievler, Beylikdüzü, Esenler, Esenyurt, Kadıköy, Küçükçekmece ve Sultangazi belediyelerinden yöneticiler katıldı…

IT

network

2019 Geleneksel Çağrı Merkezi Zirvesi sektör profesyonelini buluşturdu

T.C Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdür Yardımcısı Bayram Uzunoğlan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Finansal Tüketici İlişkileri Dairesi Başkanı Ahmet Yılmaz da açılış konuşmacısı olarak zirve programında yer aldılar.

Ağılönü: “Önceliğimiz çalışan ve müşteri deneyimini iyileştirmek” Zirvenin açılışında ÇMD Yönetim Kurulu Başkanı Rengin Ağılönü, “ Bu yılki temamızı “Yeni Duyumuz Deneyim’mi?” olarak belirledik çünkü yeni dünyada yaşadığımız deneyimlerin, tüm kararlarımızı, düşüncelerimizi ve algılarımızı etkilediğine inanıyoruz. Dijitalleşme ile birlikte müşteri-çalışan deneyimi de daha önemli hale geldi. Bu noktada emek yoğun çalışan ve markaların müşterileri ile olan tüm iletişimi yürüten çağrı merkezleri de çok daha kritik bir görev üstleniyorlar” diyerek müşteri ve çalışan deneyiminin iyileştirilmesine, insan faktörünün önemine yönelik mesajlar verdi.

“Yeni Duyumuz Deneyim mi?” temasıyla 28 Kasım’da, Wyndham Grand İstanbul Levent Otel’de gerçekleşen 2019 ÇMD Geleneksel Çağrı Merkezi Zirvesi, çağrı merkezi sektörünün üst düzey yöneticilerini ve fikir önderlerini bir araya getirdi… Doğrular: “Her etkileşim gelişme fırsatıdır” Açılış konuşmaları zirvenin ana sponsoru olan Teleperformance CEO’su Tülay Doğrular ile devam etti. Doğrular; müşteri memnuniyetinin, marka sadakatini oluşturan ve müşteri deneyimini artıran kalıcı etkileşimlerden kaynaklandığına inandıklarını söyledi. Doğrular, iyi bir deneyimi sağlayan üç faktörü, ‘Empati’, ‘Uzmanlık’ ve ‘Tutarlılık’ olarak sıraladı ve “Bize göre, her etkileşim gelişme fırsatıdır” dedi. Zirvenin konferans bölümünde ise Değişim Yönetimi Uzmanı, Akademisyen ve Sosyal Girişimci Prof. Dr. Mustafa Sarı “İnci Kefalleri Asla Geri Dönmez” isimli sunumuyla katılımcılara zorlu süreç yönetimi konusunda ilham veren öyküsünü paylaşırken, FutureBright ve Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurucusu Akan Abdula “Algoritmalar Çağında Deneyim” isimli sunumuyla ufuk açıcı bilgiler paylaştı. Yazar, İdil Türkmenoğlu “Pozitif Yönetimden Çalışan Bağlılığı İpuçları” başlıklı sunumunda çalışan

deneyimini iyileştirmeye odaklı, Sabancı Üniversitesi Finans Kürsü Başkanı Prof. Dr. Özgür Demirtaş ise “Dünya Nereye, Siz Nereye” başlıklı sunumunda büyük veri ile blockchain kavramları ile birlikte kriz durumları için finansal tavsiyelere yer verdi.

ÇMD 4. Altın Kulaklık ödülleri sahiplerini buldu Geleneksel Çağrı Merkezi Zirvesi kapsamında bu yıl 4. kez düzenlenen ÇMD Altın Kulaklık Ödülleri de sahiplerini buldu. “En Samimi Müşteri Deneyimi Hikayesi” kategorisinde Şeymanur Özdemir, “Bu İşi Seviyorum, Çünkü” ve “En Etkili Sosyal Sorumluluk Projesi” kategorilerinde de Elif Gamze Bozo, ödüllerini ÇMD Başkanı Rengin Ağılönü’nden aldı. 2019 ÇMD Geleneksel Çağrı Merkezi Zirvesi, Teleperformance’ın ana sponsorluğu ve SYS’nin teknoloji sponsorluğu ile Atos, Callart, Arçelik, Alotech, Jabra Gn, Efa Tur ve Onsoft’un katkılarıyla gerçekleşti.

35


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Vertiv, kurumsal çözümleriyle farklılaşıyor…

IT

network

Vertiv donanım, yazılım, iş analitiği ve devamlı servisleri bir arada sunarak müşterilerinin kritik öneme sahip uygulamalarının kesintisiz çalışmasını, en iyi performansı sunmasını ve ihtiyaca uygun şekilde büyümesini sağlıyor. Merkezi ABD’nin Ohio eyaletinde, Columbus’ta bulunan Vertiv’in İtalya’da bulunan iki merkezini yerinde inceleyerek hem merkez yetkililerinden hem de Vertiv Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Zekai Güler’den bilgiler aldık. Sektörde önemli değişikliklere yol açan çözümleriyle inovasyon alanında haklı bir üne sahip olan Vertiv; güç yönetiminden erişim ve kontrol sistemlerine, yönetim çözümlerinden soğutma sistemlerine kadar uzanan çok kapsamlı kurumsal çözümlerini İtalya’da tanıttı… Dünya genelinde 19 fabrika, 270’in üzerinde servis merkezi, 2700’den fazla saha mühendisi, 330’u aşkın teknik destek merkezi ve 17 Müşteri Deneyim Merkezi ile Türkiye dahil olmak üzere 130’a yakın ülkede faaliyet gösteren Vertiv, Türkiye’den IT Network’ün de dahil olduğu küçük bir teknoloji basın grubuna kurumlara yönelik geliştirdiği ürün ve hizmetlerini İtalya’da tanıttı. İlk olarak Venedik’te bulunan veri merkezini ziyaret edip bilgiler aldığımız etkinliğin ikinci adresi ise Bologna’da bulunan Müşteri Deneyim Merkezi(CEC) oldu. Veri merkezleri, finans kuruluşları, telekom şirketleri, endüstriyel ve ticari işletmeler gibi birçok alanda etkin ve verimli veri merkezleri kurulabilmesine, yönetilebilmesine ve işletilebilmesine olanak tanıyan şirket, yenilikçi çözümleriyle işletmelerin son yıllarda her geçen gün katlanarak artan veri miktarına yönelik teknolojik ihtiyaçlarını en etkili bir şekilde karşılayabilmelerini sağlıyor. Vertiv veri merkezleri, iletişim ağları ile ticari ve endüstriyel alanlarda dijitalleşen iş dünyasında ve günlük hayatta büyük önem taşıyan uygulamaları hayata geçiriyor. Günümüzde veri merkezleri açısından işlenmesi gereken veri miktarı her geçen gün artıyor ki; bu da ülkemizde ve dünyada veri merkezlerinin önemini daha da öne çıkartıyor. Gelişen ihtiyaçlar da ürün ve hizmetlerin pazara daha hızlı sunulması konusunu tetiklerken, eksen ise sınır bilişime(Edge) kayıyor. Bu da modüler ve ölçeklenebilir yapılara ihtiyacı doğuruyor.

36

Toplantıda bilgilendirmelerde bulunan Vertiv EMEA İklimlendirme Bölüm Yöneticisi Pierpaolo Barbato iletişim ağlarındaki veri artışına dikkat çekerek, 5G gibi yeni bağlantı teknolojileri ortaya çıkışına, iletişim ağları ve veri merkezleri arasındaki bağlantıların daha bütünleşik hale geldiğini söyledi. Barbato, endüstriyel ve ticari alanda şirketlerin daha akıllı altyapılara ihtiyaç duyduklarını ve önemli

ihtiyaçlardan birisinin de güvenlik olduğuna dikkat çekerek Vertiv olarak nasıl çözümler sunduklarını şöyle dile getirdi: “Vertiv, veri ve analitik kullanımını artırarak, süreçleri daha verimli hale gelecek şekilde iyileştiriyor. Sistemleri merkezden en uca kadar daha verimli, güvenilir ve ölçeklenebilir bir hale getirmesinin yanı sıra; akıllı, hızlı ve esnek bağlantı çözümleri sunarak endüstriyel ortamlardaki karmaşıklığı ortadan kaldırmak suretiyle bu ihtiyaçlara yanıt veriyor. Bu sayede kesinti süresinin en aza inmesini, minimum miktarda enerji kullanımını ve karmaşıklığın tamamen ortadan kalkmasını sağlıyor. Yazılım tasarımında geleneksel stratejilerden daha farklı bir yol izleyen Vertiv, veri erişimine odaklanırken cihazlar arasında akıllı iletişim ağı oluşturuyor, süreçleri gerçek zamanlı olarak otomatikleştiriyor ve optimize ediyor, diğer iş araçlarının entegrasyonunu daha basit bir hale getiriyor.” Ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir faaliyet gösteren ve çevre bölgelerdeki etkisinden dolayı Türkiye’yi en önemli pazarlardan biri olarak kabul eden Vertiv; yetişmiş kadrosu, Vertiv Academy eğitimli çalışanları ve iş or-

taklarıyla müşterilerine en iyi ve en kapsamlı çözümleri, en hızlı şekilde sunuyor. Şirket, en son İstanbul Yeni Havalimanı Projesi’nde üstlendiği görev ile dikkatleri üzerine toplayarak bu konuda büyük bir başarıya imza attı. Türkiye’nin veri merkezleri yatırımları konusunda son yıllarda çok ciddi bir büyüme gerçekleştirdiğini belirten Vertiv Türkiye ve Orta Asya Ülke Müdürü Zekai Güler, “Özellikle telekom ve finans alanında çok önemli yatırımlar yapıldı. Diğer taraftan Türkiye’nin bölgesel gücünü fark eden çeşitli global şirketler de bu alanda satın almalar gerçekleştirerek yatırımlar yaptı. Türkiye ve Orta Asya bölgesinde önümüzdeki dönemde veri merkezi sektöründe yatırımların hızla devam edeceğini öngörüyoruz. 5G, endüstri 4.0, IoT ve Akıllı Şehirler gibi teknolojilerin bu büyümeyi destekleyeceğine ve dijital dönüşümün de hızlanmasıyla veri merkezi çözümlerine duyulan ihtiyacın daha da artacağına inanıyoruz. Bu alanda sunduğumuz ürün ve hizmetlerimizle büyümeyi destekleyeceğiz ve ihtiyaç duyan işletmelere rehberlik etmeye devam edeceğiz” dedi.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

lıyor. Bu merkezlerde yeni teknolojileri deneyimlemenin yanı sıra kendi alanında uzman danışmanlarımızdan ilk ağızdan bilgi alabilme şansı buluyorlar” dedi.

5G iş dünyasında ve günlük hayatta önemli değişikliklere neden olacak 4G’nin ardından 5G’nin hizmete girmesiyle birlikte veri aktarım hızı artarken gecikme sürelerinin azalması; hibrit bilişim, entegre sistemler ve sınır bilişim uygulamalarının iş dünyası için yeni bir dijital çağa kapı açmasına neden olacak. Bu uygulamalar, pek çok

Veri miktarında meydana gelen hızlı artışlar teknoloji alanındaki yeniliklerle birleştiğinde bundan birkaç sene sonrasını dahi tahmin edilebilir olmaktan çıkarıyor. Ancak Vertiv’in bu alanda yaptığı araştırmalar gerçek dünyadaki rakamlarla oldukça örtüşen sonuçlar veriyor. Yaklaşık beş yıl önce geleceğin veri merkezleri üzerine yapılan global ve sektör genelinde bir araştırmaya öncülük eden Vertiv, Data Center 2025: Sınıra Daha Yakın çalışmasıyla bu araştırmayı güncelleyerek çok önemli değişiklikleri gün yüzüne çıkardı. Sınır bilişime (edge computing) doğru gözlemlenen eksen kayması, bugünün sektör liderlerinin veri merkezi hakkında düşüncelerini değiştiriyor. Bu liderlerin yönetmesi gereken veri merkezi ekosistemi, çok farklı türde tesislerden oluşuyor ve bu ekosistem gittikçe daha fazla ağın sınır noktasında yer alan teknolojilere dayanıyor. Sınır bilişim tesislerine bugün sahip olan ya da 2025’e kadar bu tesisleri kurmayı planlayan katılımcıların yarısından fazlası (%53), destekledikleri sınır noktalarının en az yüzde 100 büyüme göstermesini bekliyor. Sınır bilişimde beklenen büyüme yapay zeka, IoT ve bant genişliğine dayalı uygulamalarda öngörülen büyümeyle tutarlılık gösteriyor. Bu araştırmalar, yeni altyapıyı etkili ve verimli bir şekilde yönetme zorluğunun daha da önem kazanacağını gösteriyor. Veri merkezlerinde makine öğrenimi kullanımı büyük faydalar sağlıyor. Sıcaklığın etkili bir şekilde analiz edilmesini ve soğutma sistemlerinin buna göre ayarlanmasına olanak tanıyor. Kapasitenin tahmin edilen talep miktarına göre ayarlanabilmesini, risk analizi sayesinde anormal durumların fark edilerek kesintilerin önlenebilmesini, müşterilerin kullanımlarının daha iyi anlaşılabilmesini ve bütçelerin daha iyi belirlenebilmesini sağlıyor. BT hizmetlerinde yaşanan kesintiler sektörün en önemli problemlerinden biri olmaya devam ediyor. Yapılan araştırmalar, veri merkezlerinde yaşanan 10 kesintiden birinin maliyetinin

1 milyon doları aştığını gösteriyor. Vertiv, veri merkezlerinin yönetimi alanında önemli bir görev üstleniyor.

Müşteri Deneyim Merkezleri büyük önem taşıyor Veri merkezlerine yönelik bu yeni trendler, çevre bilinci ve verimlilik gibi faktörler yeni ürün ve çözümlerde dikkate alınıyor. Örneğin kesintisiz güç kaynaklarının uzun ömürlü olması, daha az yer kaplaması ve hafif olması, daha hızlı şarj edilebilmesi ve yüksek sıcaklıklarda çalışabilmesi gibi özellikleri sebebiyle “lithium ion piller” daha fazla kullanılmaya başlanıyor. Soğutma sistemlerinde suyun buharlaşarak soğutması prensibi ile çalışan “evaporatif free cooling” gibi çözümler öne çıkıyor. Ancak müşterilerin bu teknolojileri yakından görmesi ve deneyimlemesi büyük önem taşıyor. Bizim de gezme fırsatını bulduğumuz Vertiv’in İtalya, Bolonya’da bulunan en son teknolojilerle donatılmış Müşteri Deneyim Merkezi (Customer Experience Center), müşterilerin en son veri merkezi teknolojilerini yakından deneyimleyebilmelerini ve her biri kendi alanında uzman olan danışmanlardan destek alabilmelerini sağlıyor. Avrupa’nın en büyük güç test etme tesisi olan merkez, Vertiv ürün ve çözümlerinin en kritik güç gereksinimleri dahil tüm ihtiyaçlara en iyi şekilde yanıt verebildiğini gösteriyor. Merkezi ziyaret eden müşteriler Vertiv KGK sistemlerinin gerçek saha koşullarındaki performansını, birlikte çalışabilirliğini ve verimliliğini kurulu sistemler aracılığıyla görebiliyorlar ve kontrol odasından gerçek anlamda sistemi inceleyebiliyorlar. Merkez, Türkiye dahil olmak üzere birçok ülkeden gelen müşterilere hizmet veriyor. Müşteri deneyim merkezlerinin yeni teknolojileri deneyebilme ve nasıl çalıştıklarını görebilme açısından kritik öneme sahip oldukları konusunun önemine değinen Güler; “Yeni teknolojileri çalışırken görme ve deneyimleme fırsatı sunan deneyim merkezlerimiz, müşterilerin kafalarında olabilecek soru işaretlerini ortadan kaldırma açısından büyük fayda sağ-

yeni iş modeline hizmete ve yeniliğe zemin oluşturarak akıllı telefonlar, tabletler, giyilebilir cihazlar, akıllı otomobiller ve diğer bağlı cihazlarla birlikte akıllı şehirlerin yepyeni bir döneme girmesine neden olacak. En kritik sektörler arasında yer alan Akıllı Şehirler; nesnelerin interneti, büyük veri analizi, yapay zeka, makine öğrenimi gibi teknolojilerin bir araya gelmesiyle enerji, trafik, hava ve ses kalitesi, atık yönetimi, sağlık ve güvenlik gibi konularda her geçen gün nüfusu artan büyük şehirlerdeki yaşam kalitesinin artırılabilmesine olanak tanıyacak. Tüm bunlar, sistemlerdeki verilerin yönetimini ve verimliliğini ön plana çıkaracak. Akıllı Şehirlerin hayata geçmesinde ve işleyişinde veri merkezlerine büyük bir rol düşecek. Çıkan verilerin işlenmesi için gereken enerji miktarı da artacak. Bu yüzden enerji yönetimi ve “temiz enerji” kritik önem taşıyacak. Enerji yönetimi ve temiz enerji konusunun kritik önem taşıdığını belirten Güler, Vertiv Türkiye olarak yol gösterici olmaya devam edeceklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Vertiv, uzun vadede teknolojinin farklı alanlardaki gelişimini ve trendleri izlemekle kalmayıp, yol gösterici olmaya devam edecek. Özellikle Türkiye pazarında faaliyet gösteren veri merkezlerinin, büyük ölçekli tesislerin ve iletişim ağlarının küresel rekabette avantajlı olmalarını sağlayacak hizmetleri uçtan uca sunmaya devam edecek. Vertiv açısından Türkiye, bulunduğu geniş bölgenin dinamosu olmaya devam edecek.”

Sektör Market

Eksen sınır bilişime doğru kayıyor

IT

network

37


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Fortinet, bulut güvenlik hizmetlerinin entegrasyonunu Microsoft Azure ile büyütüyor

Sektör Market

Kapsamlı, entegre ve otomatik siber güvenlik çözümlerinin global oyuncusu Fortinet®,Fortinet Security Fabric’in dinamik bulut hizmetlerinin Microsoft Azure ile büyüdüğünü duyurdu. Fortinet, bu yeni gelişmeyle müşterilerinin Microsoft Azure üzerinde bulut iş yüklerine bağlanmanın, onları yönetmenin ve korumanın daha kolay bir yolunu sunuyor…

IT

network

Azure’u tercih eden kurumlar, güvenlikten ödün vermeden genel bulutun sunduğu avantajlardan faydalanmak istiyor. Microsoft Azure altyapısını emniyete alıyor ve kullanıcıları ayırıyor. Ancak kendi bulut yapılandırmalarının güvenliğinden yine müşteriler sorumlu. Fortinet de Azure’u güven içinde kullanan müşterilerinin tutarlı bir operasyonel modeli işletirken ve riskleri yönetirken buluttaki herhangi bir uygulamayı hizmete almalarını sağlıyor. Fortinet Security Fabric’in dinamik bulut çözümleri, Azure kullanıcılarının bulut iş yüklerine bağlanmalarını ve onları korumalarını sağlamanın yanında buluttan elde edilen güvenlik özelliklerini de sunuyor. Fortinet Bölge Teknoloji Direktörü Melih Kırkgöz, konuyla ilgili “Fortinet olarak dinamik bulut güvenlik hizmetlerimizle müşterilerimizin bulutlarını korumalarına, kullanmalarına ve ulaşmalarına yardımcı oluyoruz. Microsoft Azure’u kullanarak müşterilerimizin hizmete aldıkları bulutta ve kendi binalarındaki altyapılarında geniş çaplı bir korumayı uygulamalarını sağlıyoruz. Bu duyurumuz, genişleyen dijital saldırı zemininde uçtan uca güvenlik sunmak için oluşturduğumuz işbirliğini güçlendiriyor” dedi.

Dinamik bulut güvenlik çözümlerini sunuyor Fortinet ve Microsoft, ortak müşterilerinin güvenlikten ödün vermeden bulut ortamlarının sunduğu avantajlardan faydalanmalarını sağlıyor.

Duyuruda öne çıkan başlıklar şu şekilde.

38

• FortiGate Güvenli SD-WAN, müşterilerinin deneyim kalitesini ve güvenliğini yükselterek bulutla aralarındaki özel bağlantıyı hızlandırmak (cloud-on-ramp) için Azure Sanal WAN’a entegre oluyor. Bu entegrasyon, Azure Sanal WAN’ı kullanan Fortinet’in Güvenli

SD-WAN hizmetleriyle olan bağlantıyı basitleştiren ürün entegrasyonu ve otomasyonuyla gerçekleşiyor. Aynı zamanda Azure Sanal WAN’a bağlı şubelerin oluşturulmasını veya kapatılmasını otomatikleştirmenin yanında ofisler ve bölgeler arasında bağlantılı bulutların merkezi bir şekilde yönetilmesini sağlıyor. FortiGate Güvenli SD-WAN’ın Azure Sanal WAN ile entegrasyonu, uygulamalarına Azure üzerinden erişen müşterilere, şubelerinde en uygun performansı ve güvenliği sunuyor. • Fortinet FortiCWP’nin Azure ile entegrasyonu, müşterilerine bulut iş yüklerinin aktiviteleri ve yapılandırmaları üzerinde artırılmış görünürlüğün yanında Microsoft Azure bloblarında depolanan verinin derin analizini yapma imkanı sunuyor. Azure entegrasyonu ve FortiGuard temelli tehdit istihbaratından avantaj kazanan müşteriler, bulut iş yükleriyle ilgili kapsamlı ve en güncel tehdit bilgisine sahip oluyor. FortiCWP, bulutta çalışarak ve bulut sağlayıcılarının API’larından avantaj kazanarak tüm bulut bölgeleri içinde kapsamlı bir görüş sunuyor. Böylece müşteriler tehditleri tespit edebiliyor ve riskleri azaltmak için gerekli korumayı anında hizmete alabiliyor. • Fortinet aynı zamanda Microsoft Azure Market’ten Hizmet olarak FortiWeb Cloud WAF’ı sunuyor. Web uygulamalarını koruyan kurumlar operasyonel yük ile güvenlik verimliliği arasında denge kurmakta zorlanıyor. Hizmet olarak FortiWeb WAF, koruma kaynaklarının tedarikini otomatikleştirirken ve güvenlik ilkelerinin ince ayarlarını yaparken, ilgili yapılandırma parametrelerini açığa çıkararak ideal kombinasyonu sunuyor. Müşteriler artık Fortinet’in WAF çözümünü hemen çalıştırabiliyor ve Hizmet olarak Yazılım (SaaS) çözümünün otomatik olarak kaynakları Azure’un marketi üzerinden tedarik etmesini sağlıyor. Fortinet’in WAF SaaS çözümü, aynı zamanda yöneticilerin belirli

web uygulama güvenlik becerilerine sahip olma zorunluluğunu ortadan kaldırarak uygulamaların çok daha kısa sürede hizmete alınmasını sağlıyor. Markette halihazırda erişime açık olan diğer ürünler arasında Azure için FortiGate VM Next-Generation Firewall, FortiWeb VM, FortiMail VM, FortiManager, FortiAnalyzer ve FortiSandbox yer alıyor. Teknoloji ayakizlerinin ayrıştırdığı ve genişlettiği uygulamalarını kurmak veya taşımak için Azure’u benimseyen şirket sayısı artıyor. Kurumlar da bu sırada saldırı zeminini ve riskini artırıyor. Bu riskleri en aza indirmek, iş yüklerini ve uygulamalarını doğru bir şekilde korumak için kurumların kendilerini güvenli bir şekilde buluta bağlaması gerekiyor. Bu işlem de kolayca ve kusursuzca yönetilen web uygulamaları ve bulut platformları için bulut güvenliğini uygulayarak gerçekleştirilebiliyor.

Fabric-Ready programıyla sıkılaştırılmış entegrasyon Fortinet Security Fabric’in dinamik bulut güvenlik çözüm seti, Azure müşterilerinin bu sorununa çözüm bulabilmesi için entegre güvenlik çözümlerinden oluşan geniş bir portföy sunuyor. Fortinet Security Fabric on Azure’u uygulayan müşteriler, bina içinde ve hibrit bulut ortamlarından oluşan dinamik bulutlarda kusursuzca kullanılabilen güvenlik çözümlerini tamamen entegre edebiliyor. Fortinet’in Microsoft ürünleriyle entegre olan birçok Security Fabric ürünü bulunuyor. Bu ürünler arasında yukarda Azure’un adının geçtiği kapsamlı çözümlerin yanı sıra Microsoft InTune ve SCCM ile FortiNAC entegrasyonu ve Microsoft 365 ile FortiMail entegrasyonu yer alıyor. Fortinet ve Fabric-Ready iş ortağı Microsoft, çözümlerini entegre ederek müşterilerine önceden doğrulanmış uçtan uca güvenlik çözümleriyle sistem entegrasyonunda, hizmete alımında, operasyonlarında ve desteğinde zaman, maliyet ve kaynak tasarrufu sağlıyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Çiftçi fotoğraf çekecek, hastalığı öğrenecek

‘Akıllı Tarımın Öncüsü’ mottosuyla inovatif ve katma değer yaratan çalışmalara imza atan OYAK Grubu şirketlerinden HEKTAŞ, inovatif ve katma değer yaratan çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Geçen yıl Akıllı Asistan mobil uygulamasının ön lansmanını yapan HEKTAŞ, 27-30 Kasım tarihleri arasında Antalya’da düzenlenen Growtech Eurasia 2019 - 19. Uluslararası Sera, Tarım Teknolojileri ve Hayvancılık Ekipmanları Fuarı’nda mobil uygulamayı uygulama marketlerinde yayınlayarak üreticiler ve fuar ziyaretçileri ile buluşturdu. Akıllı Asistan mobil uygulaması ile sadece fotoğraf çekilerek üründeki hastalıklar kolayca tespit edilebiliyor, zirai ilaç uygulamasına yönelik güncel ve doğru bilgiler üreticilerle paylaşılıyor. Bölgesel hava durumlarıyla ilgili geçmiş veriler paylaşılıp geleceğe yönelik tahminler de sunuluyor. Üreticilere büyük avantaj sağlayan mobil uygulama Hektaş Akıllı Asistan, Google Play Store’dan ve iOS App Store’dan ücretsiz olarak indirilebiliyor.

Türkiye ve dünyada bir ilk Akıllı Asistan uygulamasının tarımsal faaliyetlerde büyük bir zaman tasarrufu sağladığını belirten HEKTAŞ Genel Müdürü Levent Ortakçıer şunları söyledi: “HEKTAŞ olarak, OYAK’ın hedefleri ve destekleri sayesinde tarım alanında katma değerli projeleri hayata geçirerek üreticilerimizin yeni teknolojilere erişimini, doğru bilgiye ve ürüne ulaşmalarını sağlıyoruz. Türkiye ve dünyada bir ilk olan bu uygulama da çalışmalarımızın somut bir karşılığı. Üreticilerimizin, akıllı tarım teknolojilerine uyum sağladıkça, küresel rekabette güçleneceğine inanıyorum” dedi.

“Tarımsal Bilişim” ödülü Akıllı Asistan’ın oldu HEKTAŞ Akıllı Asistan, Growtech 2019 kapsamında gerçekleştirilen ATSO Growtech Tarım İnovasyon Ödülleri kapsamında “Tarımsal Bilişim” ödülüne layık görüldü. HEKTAŞ Genel Müdürü Levent Ortakçıer ödülü, Antalya Valisi

Münir Karaloğlu’nun elinden aldı. Ödülle ilgili görüşlerini paylaşan Ortakçıer, OYAK’ın vizyonuyla yeni teknolojileri yakından takip ettiklerini ve HEKTAŞ’ın faaliyet alanını nasıl geliştirebilecekleri üzerine her zaman araştırmalar yaptıklarını söyledi. Akıllı Asistan’ın, OYAK’ın vizyonu doğrultusunda milli tarım hedefiyle hayata geçirdikleri projelerden yalnızca biri olduğunu belirten Ortakçıer, “Sırada fark yaratan, katma değerli birçok projemiz daha var. Onları da birer birer hayata geçirip üreticilerimizin daha verimli ve sürdürülebilir üretim yapmalarını sağlayacağız” diye konuştu. Fuarda yapay zekâ destekli Akıllı Asistan mobil uygulamasının yanı sıra tarımda uzaktan görüntüleme ve uygulama (drone) projelerini de tanıtan HEKTAŞ, dünyada sadece birkaç firmanın kullandığı, Türkiye’de alanında ilk İHA-2 statüsündeki drone’u “Turna”yı ilk kez fuar ziyaretçileriyle buluşturdu.

Sektör Market

HEKTAŞ, yapay zekâ destekli Akıllı Asistan mobil uygulamasını Growtech Eurasia 2019 Fuarı’nda tanıttı. Fuar kapsamında gerçekleştirilen ATSO Growtech Tarım İnovasyon Ödülleri kapsamında HEKTAŞ Akıllı Asistan, “Tarımsal Bilişim” ödülünün de sahibi oldu. Mobil cihazlarla arazide sadece fotoğraf çekerek üründeki hastalık tespitini yapan, zirai ilaç uygulamasına yönelik güncel ve doğru bilgileri veren yapay zekâ destekli Akıllı Asistan ile HEKTAŞ, üreticilere büyük avantajlar sağlıyor.

IT

network

Riot Games, Riot Forge markasını duyurdu Riot Games, daha önce hiç görülmemiş türden oyunlar çıkararak League of Legends (LoL) evrenini genişletmek için kendilerini kanıtlamış üçüncü parti geliştiricilerle işbirliği yapacağı yeni yayın grubunu duyurdu. Riot Games’in eşsiz girişimi Riot Forge, Riot Games araştırma ve geliştirme çalışmalarını bir üst seviyeye taşıyacak. Riot Forge, tamamlanabilir oyun deneyimleri geliştirmeye odaklanacak. Çeşitli platformlardaki farklı türler aracılığıyla League of Legends evreniyle etkileşime geçmek isteyen oyunculara hizmet edecek ve LoL’ün 10. yıldönümü kutlamasında açıklanan, Riot Games’in kendi içinde geliştirdiği, kesintisiz hizmet sunan oyunlara katkıda bulunacak. Riot Forge, üçüncü parti geliştiricilerin Riot’un ekiplerinden destek alarak League of Legends evreninde geçen eğlenceli, çekici ve özgün oyun deneyimleri sunduğundan emin olmak için onlarla çok yakından çalışacak. “Bizim kadar tutkulu olan geliştirici partnerlerimiz-

Riot Games, League of Legends evrenini genişleterek tüm dünyadaki oyunculara ulaştırmak amacıyla oluşturduğu Riot Forge markasını duyurdu. Geçtiğimiz Ekim ayında yeni oyunlarını duyuran Riot Games’in girişimi, daha önce hiç görülmemiş yeni oyun deneyimleri çıkaracak ve şirketin araştırma ve geliştirme projelerinde yer alarak yeni oyunlara da katkıda bulunacak… le birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz” Riot Forge’un yöneticisi Leanne Loombe, konuyla ilgili yaptığı açıklamada: “Kapsamlı dünyası ve sayısız şampiyonlarıyla sınırsız bir potansiyel sunan LoL evreninde geçecek oyunlar için bizim kadar tutkulu olan geliştirici partnerlerimizle birlikte çalışmaktan mutluluk duyuyoruz. Geliştiricilerimizin uzun vadeli başarısı için elimizden geleni yapmaya hazırız ve birlikte her türden oyuncuya muhteşem deneyimler sunmayı hedefliyoruz” dedi.

Riot Games Fikri Eserler ve Eğlence Bölümü Başkan Yardımcısı Greg Street ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz her zaman Runeterra evrenini ve şampiyonlarını dünyanın dört bir yanındaki yeni ve var olan kitlelere ulaştırmanın yollarını arıyoruz. Dünyanın dört bir yanında oyun geliştirme sektörünün tüm alanlarında sıra dışı deneyime sahip ve uzmanlaşmış pek çok yetenekli oyun stüdyosu var. League of Legends evrenini yeni oyun deneyimlerine taşımak adına onlarla birlikte çalışmayı iple çekiyoruz.”

39


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

VERİ IMPORTANT

Ali İlker Yüceer

Hızla gelişen teknoloji ve dijitalleşme ile birlikte verinin ve bu veriden çıkarılan gerçek bilgilerin önemi artmaktadır. Genellikle veri ve bilgi kavramları karıştırılmaktadır. Bildiğiniz üzere veriler, derleme, ölçüm, deney, sayım, gözlem ve araştırma yolu ile elde edilmektedirler. Verilerin tek başına bir anlamı ve işlevi yoktur. Toplanan veriler, belirli kriterlerle sıralanarak, gruplanarak ve özetlenerek işlenip, enformasyona dönüştürüldüklerinde bir anlam teşkil edeceklerdir, ancak bu durumda problem çözme ya da karar verme gibi bir amaca hizmet edebilecek duruma geleceklerdir. Bilgi ise, verilerin analiz edilmesi ve sentezlenmesi sonucu karar vermeye yönelik olarak elde edilen üst seviyeli gerçeklerdir.

Veri ve bilgi güvenliği Veri güvenliği, elektronik ortamlarda verilerin veya bilgilerin saklanması ve taşınması esnasında bu bilgilerin bütünlüğü bozulmadan, izinsiz erişimlerden korunması için, güvenli bir bilgi işleme platformu oluşturma çabalarının tümüdür. Bilgiye sürekli olarak erişim sağlanan bir ortamda, bilginin göndericisinden alıcısına kadar gizlilik içerisinde, bozulmadan, değişikliğe uğramadan ve başkaları tarafından ele geçirilmeden bütünlüğünün sağlanması ve güvenli bir şekilde iletilmesi süreci ise bilgi güvenliği olarak tanımlanabilir. Veri güvenliği ile, kurumdaki işlerin sürekliliğinin sağlanması, işleyişte meydana gelebilecek aksaklıkların azaltılması, Ar-Ge verilerinin çalınmasının önlenmesi gibi çok çeşitli tehditlerden korunmasını sağlayabiliriz. Ham haliyle bir şey ifade etmese de veriyi korumamız önem arz etmektedir. Bilişim teknolojileri hızla gelişmekte ve kurumlar

40

Veri kelimesinin tekil hali aslında latince’den gelmektedir. Sözlük anlamı ise “gerçek” tir. Fakat toplanan verilerden her zaman somut gerçekleri beklememiz söz konusu olamaz. Burada en önemli nokta gerçekten ihtiyacımız olacak verileri toplamaya özen göstermemizdir. Tekrarlanan veya ihtiyacımız olmayacak verileri toplamak, bu veri yığınından gerçek bilgiyi elde etme sürecimizi yavaşlatacaktır. Bu noktada veri yönetimi devreye girmektedir. İyi yönetilen veriler kurumların en önemli değerlerinden biri haline gelmektedir. bu teknolojilere ayak uydurmak için yeniden yapılanarak, daha başarılı faaliyetlere, hizmet ve ürünlere ulaşmanın gayreti içerisindedirler. Teknolojinin bu kadar hızlı yayılması ve gelişmesi, beraberinde güvenlik tehditlerini de getirmiştir. Bu tehditleri yok edebilmek, bilginin gizliliğinin korunmasını sağlayabilmek tüm kuruluşlar için önemlidir.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Veri güvenliği temelde 3 unsuru hedefler: Gizlilik (Confidentiality) Bütünlük (Integrity) Kullanılabilirlik (Availability) Bu kavramların anlamlarını biraz daha açarsak; Gizlilik: Bilginin yetkisiz kişilerce açığa çıkarılmasının engellenmesi diye tanımlayabiliriz. Bütünlük: Bilginin yetkisiz kişilerce değiştirilmesi, silinmesi ya da herhangi bir şekilde tahrip edilmesi tehditlerine karşı içeriğinin korunmasıdır. Kullanılabilirlik: Bilginin, yetkili kişiler tarafından her ihtiyaç duyulduğunda kullanıma hazır durumda olması anlamına gelmektedir. Herhangi bir problemin meydana gelmesi durumunda bile bilginin erişilebilir olması kullanılabilirlik özelliğinin bir gereğidir. Bu erişim kullanıcılara verilen haklar çerçevesinde olmalıdır. Bilgi güvenliğinin sağlanması için bilgi varlıklarının korunması gerekmektedir. Fiziksel olarak korunması için, fiziksel güvenliğin, transfer edilmesi gereken bilginin korunması için iletişim güvenliğinin, sistemlere erişimlerin kontrol edilmesi için bilgisayar ve ağ güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Bir kuruluşun ISO 27001 sertifikasına sahip olması, kurumun güvenlik risklerini bildiği, yönettiği, belli riskleri de ortadan kaldırmak için kaynak ayırdığı anlamına gelmektedir. Veriler sadece kurumsal bilgiler olmayabilir, korumamız gereken diğer önemli veriler ise kişisel verilerdir. Kişisel verilerin korunması için yoğun çalışmalar sürmektedir. Özellikle Kişisel Verileri Koruma Kurulu tarafından farkındalığın arttırılması için hem sosyal medyada hem de yapılan seminer ve bilgilendirme toplantılarıyla konuya büyük hassasiyet gösterilmektedir.

Veri Güvenliği ve Kişisel Verilerin Korunması Kişisel Verileri Koruma Kurumu, Kişisel Verilerin Güvenliğinin sağlanması konusunda kurumun web sitesinde bir rehber yayınlayarak kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini ve kişisel verilere hukuka aykırı olarak erişilmesini önlemek amacıyla veri so-

rumlusunun alması gereken teknik ve idari tedbirlere ilişkin başlıca yöntemleri kamuya açıklamıştır.

Veri ve bilgi güvenliğini nasıl sağlarız? Teknolojik sistemler üzerinde yer alan verilerin güvenliği uzun zamandır şifrelenme yöntemi ile korunmaktadır. Elektronik ortamlarda verilere erişmeyi engellemenin yanında fiziksel şekilde de verilere erişmenin engellenebilmesi çok önemli bir detaydır. Bu şekilde hem fiziksel olarak hem de elektronik ortamda verilere erişmeyi engelleyen en etkili yöntem yetkilendirme yöntemidir. Özellikle bir kurum ya da firmanın ilk olarak odaklanması gereken husus fiziksel erişimdir. Yetkilendirme sisteminin anlaşılamadığı durumlarda tek başına şifreleme yöntemi ile veri güvenliğinin sağlanması mümkün olmayabilir. Bu durumda erişim hareketleri izlenemediği için veriler büyük risk altında olacaktır. İçten oluşan tehditler; Veri güvenliği ile ilgili tehditlerin oluşması veya risklerin ortaya çıkması içyapı kaynaklı olabilir. Dolayısıyla, veri güvenliğine yönelik riskleri doğrudan dış kaynaklı olarak hesap

etmek asla doğru değildir ve eksik bir yaklaşımdır. Kurum içerisindeki bilgi teknolojilerine her türlü cihazdan bağlanmak, veri güvenliği riski oluşturan tehditlerden birisidir. Her cihazdan erişimin yapılması bilgi teknolojilerine sızma imkanlarını arttıracaktır. Bunun yerine belli cihazlar üzerinden veya personel cihazlarını da ağ sistemine kayıt ederek harici cihazların sisteme girişleri engellenmelidir. Bununla birlikte iki faktör doğrulama metotlarını da kullanmak daha güvenli olacaktır.

Personelin eğitimi önemli mi? Her ne kadar teknolojik açıdan bir dizi tedbirler alınsa da, veri güvenliği kavramı ve bununla ilgili birleşenlerin personelce anlaşılmaması bazı riskler medyana getirir. Veri güvenliği konusunda personelin bilinçlendirilmesi, bilgisayar güvenliğini sağlamaya yönelik alınması gereken tedbirler hakkında eğitilmesi, bir nevi bilgisayar okuryazarlık eğitimleri ile cihazların güvenli kullanımı ile ilgili bilinç oluşturulması sağlanmalıdır. Personelle ilgili tedbirlerin alınmaması durumunda bazı açıkların ortaya çıkması söz konusu olur. Her ne kadar teknolojik aygıt ve cihazlarla veri güvenliği konusuna eğilmek yeterli gibi gözükse de, her geçen dönem değişen siber saldırı teknikleri nedeniyle bilgi hırsızlığına maruz kalınabilir. Bunların önündeki engeller, eğitim ve farkındalığın arttırılmasıyla aşılabilir. Sonuç olarak; Her geçen gün önemi ve değeri bir kat daha artan verilerin güvenliğine, kurumlardaki sadece bilgi güvenliği birimleri değil, çalışan tüm personelin dikkat etmesi gerekmektedir. Güvenliği sağlamak için gerekli tüm güvenlik ürünlerini kullanmak gerçekten güvenli olduğumuz anlamına gelmeyecektir. Zafiyetlerin en önemli faktörü insandır. Kurum çalışanlarının eğitim ve etkinliklerle farkındalıklarının arttırılması, güvenli hissetmemize bir adım daha yakın olmamıza vesile olacaktır. Güvenli günler dilerim, kalın sağlıcakla…

41


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

“2020 dijital dönüşüm projelerimizle sesimizi duyurduğumuz bir dönem olacak”

Tuğba Şişik Zyxel Türkiye Channel Head

Sektör Market

Global ölçekte başarınızı neye bağlıyorsunuz?

IT

network

Zyxel olarak tam 30 yıldır bireylerin ve kurumların hayatını kolaylaştıracak teknolojiler geliştirmekten gurur duyuyoruz. Türkiye Ofisimiz 12 yıldır faaliyet gösteriyor. 1989 yılında küçük bir ofiste temelleri atılan şirketimiz bugün Unizyx Holding çatısı altında faaliyet gösteren Zyxel İletişim, Zyxel Networks, MitraStar Teknolojisi, ZyFlex Teknoloji, Ardomus Networks şirketlerinden oluşan dünya devi bir grup şirketi haline geldi. Amerika’nın Silikon Vadisi’nin efsanevi garaj girişimleri gibi, Zyxel’de Tayvan’ın Taoyuan şehrinde mütevazı bir dairede doğdu. 1989 yılından bugüne Unizyx Holding çatısı altında faaliyet gösteren tüm şirketler, uluslararası arenada sürekli yeni teknolojiler geliştirmeyi kendilerine misyon edindiler. Holding, ilerleyen yıllarda müşteri tabanını oldukça genişletti. Küçük ve orta ölçekli işletmeler ve büyük şirketlerin yanı sıra Zyxel, ev kullanıcıları için de yeni nesil ağ teknolojileri alanında yüzlerce ürün pazara sundu. Unizyx CEO’su Gordon Yang’ın da sık sık belirttiği gibi şirketin ağ teknolojileri alanındaki başarısının sırrı; ekip çalışmasında gizli. Konusunda uzman ve yetenekli ekibimizin zekâ ve yaratıcılık bolluğu bizler için elbette çok önemli. Ancak mükemmelliği elde etmemizi sağlayan unsur; uyum içinde birlikte çalışabilme yeteneğimizdir. İlk günlerden beri şirketimiz, beş temel değerine sadık kaldı: Müşteri odaklılık, inovasyon, hız, dürüstlük ve paylaşım. Bu değerler, sinerjimizi otuz yıl boyunca korumamıza imkan tanıdı ve şirketimizi ayakta tutan sütunlar oldu. Önümüzdeki 30 yıl içinde geçmişte yaptığımızdan daha da fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz.

Artan siber saldırılar karşısında kurumlar sizce ne gibi önlemler almalı?

42

Yapay zekâ, bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken bir yandan güvenlik tehdidini de beraberinde barındırıyor. Bu sebepten 2020 yılında global pazarda güvenlik çözümlerine ilgi tahmin edilenden yüksek olacak. Bu bağlamda; Zyxel’in ATP Serisi güvenlik duvarına olan talebin daha da artacağını düşünüyoruz. ATP Ürün Ailesi ile hem büyük ölçekli kurumların, hem de KOBİ’lerin iş akışlarında verimlik sağlarken, güvenliği de uç noktaya taşıyoruz. Araştırma verilerine göre Türkiye’de siber saldırıların yüzde 71’i 100 kişiden az çalışanı olan KOBİ’lere karşı gerçekleştiriliyor. Dünyada neredeyse her 40 saniyede, 1 şirketin verileri siber saldırganlar tarafından ele geçiriliyor. Her 2 KOBİ’den 1’i farklı seviyelerde siber saldırıya maruz kalıyor. Atak karşısında siber korsanlarla müca-

30 yıldır bireylerin ve kurumların hayatlarını kolaylaştıracak teknolojik çözümleriyle sektörün önemli oyuncularından birisi olan Zyxel’in bugününü ve gelecek planlarını konuşmak üzere Zyxel Türkiye Channel Head Tuğba Şişik ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Şişik söyleşide; önümüzdeki dönem artacak siber saldırılara karşı kurumların alması gerektiği tedbirlere dikkat çekerken, 2020 yılında da Zyxel olarak iş ortaklarına yatırım yaparken Anadolu’da da gerçekleştirecekleri dijital dönüşüm projeleriyle ön plana çıkmayı hedeflediklerini söyledi… dele eden bir şirketin yaşadığı mağduriyet, ortalama 50 gün sürüyor. Bu süre zarfında çoğu zaman iş akışlarını durma noktasına bile gelebiliyor. Kurumlara iş sürekliliği için; yapay zekâ entegreli, çok katmanlı güvenlik çözümleri ile ağlarını güven altına almalarını tavsiye ediyoruz. Örneğin Zyxel’in ATP100 model güvenlik duvarı kullanımı kolay, küçük işletmelerin donanım maliyetlerini minimize eden, bulut tabanlı bir güvenlik çözümü olarak pazarın bu alandaki ihtiyacına cevap veriyor. Yeni güvenlik duvarının bünyesinde bulunan IP Reputation (İtibar) Filtresi sayesinde, ağdaki bilgisayarlarda manuel olarak tek tek inceleme yapmak ve önlem almaya gerek kalmıyor. İş yükünü hafif leten ve zamandan tasarruf imkanı sağlayan IP Reputation (İtibar Filtresi), ağda herhangi bir tehdit sezdiğinde; otomatik olarak devreye giriyor ve tehditlere karşı gerekli tüm önlemleri alıyor. Kısıtlı imkanı olan küçük işletmeler için tasarlanan ürün; botnet’lerden gelen saldırılar, web atakları ve spam saldırıları gibi pek çok siber tehdide karşı veri iletişim altyapılarında üstün koruma vaadinde bulunuyor. Ağ güvenliği alanında komple çözüm sunan firmamız, her ölçekten kuruma hizmet sunabiliyor. Yeni nesil güvenlik duvarı serisinin üyeleri ATP200, ATP500 ve ATP800 ile daha büyük ölçekte olan kurumlara hitap ederken, ATP100 serisi küçük işletmelerin ağ mimarisini daha çevik hale getiriyor ve artarak karmaşıklaşan güvenlik tehditlerine karşı koruyor.

Önümüzdeki yıl odak sektörler neleriniz neler olacak? Zyxel Türkiye olarak 2020 yılında gündemimizde 5G, WiFi6, Yapay Zekâ, Mesh Teknolojileri, Ağ Güvenliği, Dijitalleşme gibi konu başlıkları bulunmakta. Gelecek sene, iş ortaklarımıza yatırım yapmaya ve özellikle Anadolu’da dijital dönüşüm projeleri ile ses getirmeye kararlıyız.

WiFi 6 teknolojisini destekleyen ürünleriniz ne zaman pazarda olacak. Bu alanda hedefleriniz nelerdir? WiFi 6 sayesinde kalabalık yaşam alanlarında her kullanıcının ortalama hızı en az dört kat artacak. 2020’de WiFi 6 teknolojisi hayatımızı çok daha kolaylaştıracak. Biz de Zyxel olarak WiFi 6 teknolojisi (11ax) destekli yeni acces point’lerimiz ile okulların dijital performansını

artırmayı hedefliyoruz. Amacımız Dijital Eğitim Desteği ile yeni nesli geleceğe hazırlamak. WiFi 6 destekli yeni nesil acces point’lerimizi çok yakında pazara sunacağız. Okul derslikleri veya yüksek yoğunluklu yaşam alanları için tasarlanan ürün, bilgi işlem altyapılarında ağ tıkanıklığı sorununun önüne geçerek öğrenciler ve öğretmenlerin hayatını kolaylaştırıyor. Dijitalleşen dünyada artık öğretmenler ve öğrenciler; akıllı tahtalar, dizüstü bilgisayarları veya tabletlerde çevrimiçi olarak daha uzun süre çalışmak durumunda kalıyor. Ancak ortalama 30-40 kişilik sınıflarda yavaş indirme süreleri, 4K video izlerken donma ve kopmalar gibi sıkıntılar nedeniyle eğitim kurumlarının ağ performansında ciddi sorun yaşanıyor. Sınıflarda kesintisiz internet erişimi için acces point olsa bile her zaman yüksek hızda kesintisiz iletişim sağlamak mümkün olmuyor. Okulların iletişim altyapılarındaki zorluklarla mücadele edebilmesi için teknik sorunların üstesinden gelebilecek güçlü bir ağ çözümüne ihtiyacı bulunuyor. Zyxel yeni nesil erişim noktaları ile okullardaki dijital yaşamın kalitesini artırmayı hedefliyor. WAX650S model başka olmak üzere WiFi 6 (11ax) erişim noktası çözüm ailemiz aynı anda birçok cihazı destekleyebiliyor ve okul dersliklerinde kesintisiz iletişim özgürlüğü sunuyor.

Sizce PoE switch’lere olan ilgi artıracak mı? Önümüzdeki yıl PoE switch pazarında ciddi oranda büyüme öngörüyoruz. Küçük kameralar ise daha çok PoE switch’ler tarafından destekleniyor olacak. Günümüzde piyasadaki çoğu switch, ofis iş uygulamaları için bağlantı sağlamaya olanak tanıyan genel amaçlı kullanıma uygun yapıda tasarlanıyor. Oysa güvenlik kamerası endüstrisi için genel özelliklere sahip switchler yeterli olmuyor. Piyasadaki switch’ler genellikle yaklaşık 110 metre uzaklıktaki IP kameraları desteklemiyor. İhtiyaç duyulan durumlarda ikinci bir switch ile sorun çözülebiliyor. Zyxel’in yeni PoE switch’leri ile geniş iletim alanı nedeniyle iyi seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Zyxel GS1300 ve GS1350 model PoE switch’ler 250 metre iletim mesafesi ve 10 Mbps’ye kadar bant genişliğini sağlayabiliyor. IP kameraların ve diğer güvenlik cihazlarının genellikle switch’lerden uzak konumlara kurulmaları gerekir. Standart PoE switch’ler yalnızca 100 metreye kadar iletim mesafelerine sahipken, GS1300 ve GS1350 model switch’ler bu mesafeyi 250 metreye kadar çıkartabiliyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

SteelSeries’den kablosuz oyun kumandası

Piyasaya birçok oyun ekipmanı süren SteelSeries, oyunların keyfini arttırmak için oyunculara birçok seçenek sunuyor. Şirketin yeni ürünü Stratus Duo, kablosuz oyun kumandası ile birçok oyun oynanabiliyor. Aynı zamanda uzun pil ömrüyle oyun keyfini yarıda bırakmıyor! Bununla birlikte, Black Friday indirim günlerinde gerçekleşen büyük fırsatlar birçok SteelSeries ürününü de kapsıyor.

oyun esnasında şarj olma özelliğiyle oyun keyfini yarıda bırakmıyor. Steam Big Picture Modu ve Steam Link desteğinin de faydalarından yararlanılabilen Stratus Duo’da, tek bir tuşa basarak Windows ve Steam için olan kablosuz bağlantıdan Android, Oculus Go ve Samsung Gear VR gibi platformlara Bluetooth bağlantısıyla direkt olarak geçiş yapılabilir.

Stratus Duo birçok özelliğiyle dikkat çekiyor

SteelSeries’in yeni oyun kumandası Stratus Duo’nun tuş takımı çok avantajlı

Oyun sektörünün teknoloji devi SteelSeries, oyuncuların oyun esnasındaki uyumluluğunu artırmak için birçok ekipman sunuyor. Bu ekipmanlardan biri olan Stratus Duo, tamamen kablosuz olma özelliğiyle birlikte oyun severlere sınır koymadan keyif alabilecekleri bir oynayış hazırlıyor. Tüm Android ve Windows cihazlarına kolaylıkla bağlanma özelliğine sahip olan bu oyun kumandası birçok oyunda destekleniyor. Stratus Duo, bağlanırken ayrıca bir yazılım istemiyor ve Bluetooth, USB Kablosuz Adaptör ile bağlanabiliyor. 5 binden fazla Steam oyununu desteklediği bu oyun kumandası aynı zamanda 20 saate kadar dayanıklı uzun pil ömrü ve

Oyuncuların oyunlardan aldığı keyfi artıran ve özel ürünler üreten SteelSeries, yeni oyun kumandasıyla konsol kullanımını oyunlar için daha etkili bir boyuta taşıyor. Oyun esnasında önemli olan refleks kontrollerini kolaylaştıran yeni oyun kumandası Stratus Duo’nun tuş takımı oyunculara bu konuda avantaj sağlıyor. Oyun kumandasının en önemli özelliklerinden biri, açma/kapama tuşuna sahip olmasıdır. Aynı zamanda L ve R tuş setlerinin yaylı değil manyetik olması da en büyük avantajlardan biri. Oyuncuların gözdesi olan mekanik klavyede olduğu gibi, tuşa tamamen basıldığında değil basılma-

ya başlandığı anda harekete geçme durumu, Stratus Duo’da da aynı şekilde işliyor. Oyuncuların tepki süresini hızlandırmayı hedefleyen oyun kumandası, oyun içi artırdığı performansla oyuncuları başarıya götürüyor. Aynı zamanda tuş dizimi sayesinde oyun esnasında büyük bir rahatlık sağlıyor. Android uyumu için mobil oyunlarda kullanılabilir bir cep telefonu yerleştirme kısmı da bulunuyor.

SteelSeries ürünleri Black Friday kapsamında indirime giriyor Yılın son günlerine doğru gerçekleşen Black Friday indirim günleri sayesinde birçok SteelSeries ürününe indirimli olarak sahip olmak mümkün. İndirimli SteelSeries ürünleri n11, Trendyol, İtopya, Teknosa ve Hepsiburada gibi platformlardan alınabilir. SteelSeries, bu avantajlı tarihler arasında oyuncuların gözdesi olan Rival 600 oyuncu mouseu, Artics 7 oyuncu kulaklığı, Apex 7 mekanik oyuncu klavyesi gibi ürünleri indirimli olarak satışa sunuyor. Aynı zamanda kablosuz oyun kumandası Stratus Duo da indirimli ürünler arasında yer alıyor.

Sektör Market

Oyuncuların gözdesi SteelSeries, piyasaya sürdüğü oyun kumandası Stratus Duo ile konsol kullanımını yeni bir boyuta taşıyor. Oyunculara birçok farklı özellik ve kullanım kolaylığı sağlayan oyun kumandası ile oyunlar artık daha keyifli olacak…

IT

network

Onur Karahayıt, Yandex Türkiye Genel Müdürü oldu Popüler navigasyon uygulaması ve arama motoru başta olmak üzere hayatı kolaylaştıran pek çok servisi ile Türkiye’nin en çok sevilen teknoloji şirketlerinden biri olan Yandex’te organizasyonel değişikliğe gidildi. Son olarak Ülke Müdürü olarak görev yapmakta olan Onur Karahayıt, Yandex Türkiye Genel Müdürü olarak atandı. Karahayıt yeni dönemde şirketin Türkiye’deki tüm faaliyetlerinden sorumlu olacak. Avrupa’nın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Yandex, Türkiye’deki yatırımlarına devam ederken şirketin yönetim performansını güçlendirmek için yeni bir atama gerçekleştirdi. Daha önce şirket bünyesinde Ülke Müdürü olarak görev yapan Onur Karahayıt, yeni dönemde Yandex Türkiye Genel Müdürü oldu. Onur Karahayıt, Yandex Türkiye’nin; ürün geliştirme, pazarlama ve satış faaliyetlerinin yanı sıra idari işlerini

de kapsayan tüm operasyonuna liderlik yapacak. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği mezunu olan ve ABD’de The Ohio State University’den Yüksek Lisans Diploması bulunan Onur Karahayıt, 2009’dan itibaren yaklaşık 2 yıl boyunca NASA projesinde, Mars yüzeyinin robotlarla haritalanması konusunda araştırmacı olarak aktif görev yaptı. Ardından kurumsal dünyaya atılan Karahayıt, Trimble

ve Intergraph gibi navigasyon ve haritacılık sektörünün lider teknoloji üreticilerinin ABD’deki genel merkezlerinde Ürün Müdürü ve Proje Müdürü olarak çalıştı. Trimble şirketinde ABD’deki görevinden Avrupa Genel Merkezine atanan Onur Karahayıt şirketin Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgelerinden sorumlu Satış Müdürü pozisyonunda bulundu. Onur Karahayıt, 2014’ten bu yana Yandex Türkiye bünyesinde görev yapıyor.

43


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sektör Market

Sophos, Cloud Optix’e dair yeniliklerini duyurdu

IT

network

Bulut üzerinden yönetilebilen yeni nesil güvenlik çözümlerinin lider oyuncularından Sophos, kurumları buluta yönelik tehditlerden ve konfigürasyon hatalarından doğabilecek risklerden korumak için geliştirdiği Sophos Cloud Optix’i yenilediğini duyurdu. Cloud Optix, bulut üzerindeki risk oluşturabilecek noktaları keşfedip görünür hale getirerek bulut güvenliğini artırıyor. Yapay zeka yardımıyla bulut mimarisindeki zayıf noktaları ve konfigürasyon hatalarını otomatik olarak tespit edebilen Cloud Optix sayesinde, güvenlik uzmanları bulut üzerindeki kaynaklarını detaylı olarak görebiliyor ve olası tehditlere dakikalar içinde yanıt verebiliyor. AWS Marketplace üzerinde yer alan Cloud Optix, kurumların Amazon Web Services (AWS) ve çoklu bulut ortamlarındaki tüm varlıklarını otomatik olarak tespit edebiliyor. Cloud Optix, diğer tüm yeni nesil Sophos güvenlik ürünleriyle birlikte bulut tabanlı Sophos Central platformu üzerinden kolayca yönetilebiliyor. Sophos Central’in sunduğu gerçek zamanlı bilgi paylaşımı ve tehdit önleme yetenekleri, kurumların siber tehditlere cevap verme yeteneğini ve hızını önemli ölçüde artırırken, tehditlerin kaynağını tespit etmek için harcanan süreyi ve zarar görme olasılığını en aza indiriyor.

Sophos’un bulut güvenliğini sağlamaya yönelik ürünü Cloud Optix’e dair duyurduğu yenilikler arasında hızlandırılmış tehdit analizi, Kubernetes güvenlik açıklarının tespiti, anormal bulut erişimlerinin denetlenmesi ve bulut trafiği güvenliğinin artırılması gibi özellikler yer alıyor… Sophos Cloud Optix’in diğer yeni özellikleri şöyle sıralanıyor: • Hızlandırılmış Tehdit Analizi: Cloud Optix, AWS altyapısının görünürlüğünü artırarak kurumların gizli güvenlik tehditlerini tespit etmelerini ve ortadan kaldırmalarını sağlıyor. Yeni Amazon Detective özeliğini destekleyen Cloud Optix’in sunduğu sezgisel ve etkileşimli raporlar sayesinde, AWS üzerindeki yetkisiz giriş denemesi ve şüpheli API çağrıları gibi potansiyel tehditler kolayca tespit edilebiliyor. • Kubernetes Güvenlik Zaaflarının Denetimi: Amazon Elastic Kubernetes Service (Amazon EKS) kümeleri ve doğal Kubernetes kurulumları artık Cloud Optix tarafından aktif olarak takip ediliyor. Bu sayede kümelerin, düğümlerin, havuzların, konteynerlerin ve diğer bileşenlerin envanteri kapsamlı bir şekilde kayıt altına alınarak görünürlüğü artırılıyor. Ayrıca yeni güvenlik kontrolleri sayesinde kurumlar konteyner platformlarının güvenlik durumunu sürekli denetim altında tutabiliyor. • Bulut Erişim Anomalilerinin Takibi: Cloud

Optix, bulut erişim sürelerini gözlem altında tutan yeni güvenlik kontrolleriyle normal dışı davranışları tespit ederek olası suiistimalleri açığa çıkarıyor. Cloud Optix, buluta erişim yapan kullanıcı, ortam ve servislerin kullanım sürelerini özelleştirilebilir eşiklerle kıyaslayarak olağandışı bir durumda kontrol için gerekli alarmları tetikleyebiliyor. • Beklenmedik Hesap Erişimlerinin Algılanması: Cloud Optix, AWS Identity and Access Management (IAM) Access Analyzer ile entegrasyonu sayesinde çapraz veya açık giriş denemelerini tespit ederek, söz konusu durumlara sebebiyet veren konfigürasyon ve kural hatalarının giderilmesine yardımcı oluyor. • Güvenli Bulut Trafiği: Sophos UTM’in yeni Amazon Virtual Private Cloud (VPC) Ingress Routing özelliğini desteklemesi sayesinde güvenlik ağ geneline yayılıyor. Böylece özel sanal bulut ve diğer ağ kaynakları arasındaki trafik akışının güvenliği sağlanıyor. Yeni kuzey-güney trafiğini engelleyebilme özelliği sayesinde Sophos, güvenli bulut mimarisine yeni bir güvenlik katmanı daha ekliyor.

Huawei Test Otomasyon Platformu, TÜBİTAK tarafından onaylandı

44

Huawei Türkiye ArGe Merkezi›nde görev alan Türk mühendisler, yazılım alanında farklı protokolleri destekleyen ve kullanıcılara uçtan uca fonksiyon ve iş yükü test yeteneği sağlayan Test Otomasyon Platformu’na (TAP) imza attı. Huawei, 1501 Destek Programı kapsamında TÜBİTAK tarafından da onaylanan platform için, Test Otomasyon Platformu’nun daha ileriye taşınması amacıyla, yazılım geliştirici arayışını da sürdürüyor. Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi Direktörü Hüseyin Hai yaptığı değerlendirmede; “Yazılımını verimli bir şekilde test etmesi gereken geliştirici şirketler, TAP platformundan faydalanabilecek. TAP, yalnızca işletme maliyetlerini düşürmekle kalmıyor, aynı zamanda en son test ve doğrulama teknolojilerine ulaşılmasını sağlayarak, bağımsız

Huawei Türkiye Ar-Ge Merkezi, BT sektöründe farklı bir çözüm olan Test Otomasyon Platformu’nu (TAP) hayata geçirdi. TAP, büyük ölçekli yazılım sistemlerinin geçerliliğini doğrulayabilirken, sistemlerde yer alan bağımsız alt katmanların yarattığı dezavantajları ortadan kaldırarak çapraz etki alanı etkileşimi özelliği ile de öne çıkıyor… alt katmanların dezavantajlarını da ortadan kaldırıyor. Test Otomasyon Platformu, kullanıcıların birden fazla uygulamaya ayrı ayrı erişmelerini ve yatırım yapmalarını, katma değerli olmayan adımların ise devreden çıkarılmasını sağlıyor.

Test Otomasyon Platformu’na TÜBİTAK Desteği Test Otomasyon Platformu, TÜBİTAK 1501

Destek Programı’nın da önemli bir parçası haline geldi. TÜBİTAK hem bilgi birikimi hem de finansman açısından programı destekleyen kurumlar arasında yer alacak. Huawei bu süreçte TAP’ye, makine öğrenme yeteneği ekleyerek, platformun özelliklerini de geliştirmeyi hedefliyor. Huawei Türkiye bu amaçla Python programlama dili ile Makine Öğrenimi ve Büyük Veri gibi ileri teknolojiler alanında yetenekli mühendisleri de kadrosuna katmaya devam ediyor.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Keenetic’ten kablosuz MESH devrimi!

ev veya iş yerine geçildiğinde yeni alınacak ek Keenetic cihazlarla MESH ağını büyütmek mümkün oluyor. Keenetic’in router ya da modem ayırt etmeksizin bütün cihazları MESH teknolojisini destekliyor ve her bir cihaz MESH olarak kullanılabiliyor.

Keenetic’te MESH standart! MESH teknolojisinin Keenetic ürünlerinde temel bir özellik olarak bulunmasına ilişkin açıklama yapan Keenetic Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Vefa Tarhan, MESH teknolojisinin Keenetic’in dışındaki diğer markalarda genellikle birkaç set olarak 3 ya da 4’lü gruplar halinde satın alınması gerektiğinin altını çizdi. Tarhan sözlerine şöyle devam etti: “Bu nedenle bir setin fiyatı 4-5 bin TL’yi buluyordu. Buna ek olarak kullanıcılar iki cihazın yeterli olabileceği ortamlarda bile fazladan 1-2 ürün almak zorunda kalıyordu. Diğer taraftan alt ekonomik kategorideki ürünler ise MESH teknolojisini kullanamıyor, sadece menzil genişletici (extender) cihazlar bağımsız ürün modeliyle destekleniyordu.

Keenetic ile marka bağımsız menzil genişletici özelliğinin desteklenmesinin yanı sıra MESH teknolojisi ile ihtiyaç kadar ürün satın alınarak bu teknoloji kullanılabiliyor. Örneğin, Keenetic’te başlangıç seviyesi ürünlerle toplamda 400 TL maliyetle bile MESH teknolojisinden yararlanılabiliyor. İki katlı bir evde alt katta kurulan kontroller cihaza ek olarak; üst kata daha ekonomik bir model ilavesiyle, üç ürüne gerek duymadan MESH altyapısı hayata geçirilebiliyor. İşletmelerde ihtiyaca göre modüler olarak ek cihazlar sisteme birer birer dahil edilebiliyor. Diğer taraftan yeni bir teknolojiye geçtiğinizde veya ev değişikliğinde, yeni servis bağlantısı ve ürünü seçtiğinizde, eski Keenetic Modem veya herhangi bir router cihazınızı gerek kontroller cihaz gerekse Keenetic cihazla MESH‘in bir parçası olarak uzak noktada mesafe artırıcı olarak yeniden görev tanımlayabiliyorsunuz. Keenetic MESH’i sadece kablosuz olarak değil aynı zamanda kablolu olarak da kullanabiliyorsunuz.”

Sektör Market

Ev ve iş yerlerinde kesintisiz internet için kullanılan teknolojilerden biri olan MESH, kablosuz ağ ürünleri konusunda dünyanın en dinamik ve yenilikçi firmalarından olan Keenetic tarafından temel bir özellik olarak tüm ürünlerinde destekleniyor. Geniş ürün yelpazesindeki başlangıç seviyesinden en profesyonel cihaza kadar tüm Keenetic ürünler Wi-Fi MESH sistemini destekliyor. Bu sayede kullanıcılara kendi Wi-Fi MESH sistemlerini kurarken her bütçeye uygun çözümler sunuyor. Günümüzde diğer markalar tarafından satılan MESH setleri genelde üçlü ya da dörtlü gruplar halinde kullanılıyor. Yüksek maliyetli bir çözüm olan MESH teknolojisini kullanabilmek için bu setlerden satın almak gerekiyor. Keenetic ise MESH çözümleri tüm cihazlarında standart olarak sunduğu için herhangi iki ya da daha fazla Keenetic ürünü MESH cihazı olarak kullanılabiliyor. Bu da ev ya da iş yerlerinde kesintisiz ve hızlı bir Wi-Fi kablosuz ağı kurulmasını mümkün hale getiriyor. Keenetic cihazların MESH çözümünü tüm cihazlarında temel bir özellik olarak sunmasıyla beraber tüketicilerin bütçelerini zorlayan setleri almak da tarihe karışıyor. İhtiyaca göre Keenetic cihaz alıp, kapsama alanı yetersiz kaldığında ya da daha büyük

Keenetic, tüm kablosuz ağ ürünlerinde MESH teknolojisini destekleyen ilk firma oldu. Birden fazla cihazı birbiriyle konuşturup tek cihaz olarak çalıştıran ve kablosuz iletişimde büyük kolaylık sağlayan MESH teknolojisi, kesintisiz ve yüksek hızlı internet keyfini ev ve iş yerlerine getiriyor. Keenetic’in tüm ürünlerinde sunduğu Unique Whole Home Wi-Fi MESH (Tüm Alanda Eşsiz Kablosuz Ağ) teknolojisi sayesinde ev ve işletmelere modüler seçeneklerle ekonomik ve hızlı internet altyapısı sağlanabiliyor…

IT

network

Vodafone Türkiye’de üst düzey atama Vodafone Türkiye üst yönetiminde yeni bir atama gerçekleşti. Vodafone Grubu’na 2011 yılında katılan ve Ocak 2012’den bu yana Safaricom Teknoloji Direktörü olarak görev yapmakta olan Thibaud Rerolle, Vodafone Türkiye Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak atandı. Safaricom’daki görevi süresince Kenya’da en iyi ses ve data şebekesinin kurulmasına öncülük eden Rerolle, yeni nesil dijital iletişim teknolojilerindeki deneyimini Türkiye’ye taşıyacak. Rerolle, geleceğin teknoloji ve hizmetlerinin sunulabilmesi için Vodafone Türkiye’nin şebeke ve bilgi işlem altyapısının geliştirilmesinden sorumlu olacak.

Telekomünikasyon sektöründe 25 yıllık uluslararası deneyime sahip olan Thibaud Rerolle, Vodafone Türkiye Teknolojiden Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı olarak atandı… Thibaud Rerolle kimdir? Telekomünikasyon sektöründe 25 yıllık uluslararası deneyime sahip olan Thibaud Rerolle, Vodafone ailesine 2011 yılında katıldı ve Ocak 2012 itibariyle Safaricom Teknoloji Direktörlüğü görevine atandı. Bu görevi sırasında en iyi ses ve data şebekesini Kenya’daki 32 milyon müşterinin hizmetine sunan Rerolle, ülke genelindeki dijital dönüşümü desteklemek üzere Safaricom IT altyapısını başarıyla yeniledi ve M-Pesa mobil ödeme platformunu modernize etti. Ayrıca, teknoloji ekibine yetkinliklerini geliştirme imkânı

veren Safaricom Dijital Akademi’yi hayata geçiren Rerolle, Vodafone’un “Teknolojide Kadın” programının da aktif bir destekçisi. Safaricom’dan önce Orange Espana, Orange Dominicana, Telekomunikacja Polska, Intelig ve France Telecom gibi şirketlerde üst düzey roller üstlenen Rerolle, Telecom Paris Tech (ENST) Üniversitesi Telekomünikasyon Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra aynı bölümde master yaptı. Academy of Executive Coaching (AoEC) sertifikalı bir yönetici koçu olan Rerolle, arıcılığa ilgi duyuyor.

45


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

IBM Araştırması: “Türkiye’de üst düzey yöneticiler veri ve yapay zekanın önemine inanıyor”

Sektör Market

IBM İş Değerleri Enstitüsü’nün (IBV) Araştırmasına göre, veri odaklı kültüre sahip liderlerin çoğu, önümüzdeki 2-3 yıl içinde makine öğrenimi de dahil olmak üzere, yapay zekaya büyük yatırım yapmayı planlıyor…

IT

network

IBM’in, iki yılda bir yaptığı ve bu yıl 20’incisi açıklanan “Güven Avantajınızı Oluşturun” adlı Üst Düzey Yönetici Araştırması’nın sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, Türkiye’de veri odaklı kültüre sahip liderlerin çoğu, önümüzdeki 2-3 yıl içinde makine öğrenimi de dahil olmak üzere, yapay zekaya büyük yatırım yapmayı planlıyor. IBM İş Değerleri Enstitüsü’nün (IBV) Oxford Economics ile işbirliğiyle yürüttüğü araştırma kapsamında, 98 ülkede ve 20 sektörde lider markaları yöneten 13.500 üst düzey yöneticiyle anket çalışması yapıldı. Araştırmaya Türkiye’den 209 üst düzey yönetici katıldı. IBM Think Summit İstanbul’da sunulan araştırma sonuçlarına göre, şirketlere çoğunlukla pazar liderliği getiren en temel unsur, bir kuruluşun müşterilerinden, kendi iş süreçlerinden ve iş ortağı ekosisteminden gelen verilere ilişkin yüksek düzeyde güven oluşturması.

Türkiye’den katılımcıların yüzde 21’i veri yolculuğunda lider konumda Araştırma kapsamında ön plana çıkanlar, veri stratejisini iş stratejisiyle birleştiren en ileri grubu oluşturuyor. “Öncü” olarak adlandırılan bu liderler, dünya genelindeki katılımcıların yüzde 9’unu, Türkiye’deki katılımcıların ise yüzde 21’ini oluşturuyor. Öncüler, şeffaflığı ve karşılıklılığı, müşteri güvenini kazanmada, dolayısıyla büyümede kritik un-

surlar olarak görüyor. Bu liderler ayrıca verilere ilişkin güven inşa etmenin, içeriden elde edilen doğru iş verileriyle başladığını ve ancak güvenilir ekosistemler oluşturarak verilerin değerini artırabileceklerine inanıyor. Türkiye’de inovasyon ve değişimi yönetme alanında başarılı performansa sahip bu grup, şirketin gelir artışında yüzde 61, kârlılıkta ise yüzde 72 daha yüksek sonuçlar sağladı. Bu liderler, müşteri ilişkilerinde güven oluşturmanın stratejik bir zorunluluk olduğunu düşünüyor ve bu güveni kazanıp sürdürmek için çok çalışıyorlar. Buna göre; • Türkiye’de öncülerin yüzde 93’ü, verilerin müşterilerin güven seviyesini güçlendirmede stratejik bir avantaj yarattığına inanıyor. • Türkiye’de öncülerin yüzde 80’i, önümüzdeki 2-3 yıl içinde makine öğrenimi de dahil olmak üzere, yapay zekaya büyük bir yatırım yapmayı planlıyor. IBM Türkiye Genel Müdürü Volkan Sözmen, “Günümüz işletmelerinin kendi süreçlerinden ve ekosistemlerinden elde ettikleri verilere güvenirken, müşterilerinin de güvenini kazanabilmeleri gerekiyor. IBV’nin araştırması, Türkiye’deki liderlerin bunu benimsediğini, veri ve iş stratejilerinin özüne güveni konumlandırdığını gösteriyor. Yapay zekaya yatırım ise, veriden yeni değer elde etmek için bu liderlerin gündeminin başında yer alıyor. Biz de IBM’in sahip olduğu teknoloji ve bilgi birikimi ile müşterilerimizin bulut ve yapay zeka yolculuklarının ortağı olmaya devam edeceğiz” dedi.

Bir kuruluşun verilerine güven duymanın önemine odaklanan araştırmanın öne çıkan diğer sonuçları şöyle: • Türkiye’deki 10 öncünün 7’si, doğru ve eyleme dönüştürülebilir müşteri verilerine sahip. • Türkiye’de öncüler, müşterilerinin güveni sayesinde, yeni iş modellerini daha iyi test edip yeni pazarlara girmeyi başarıyorlar. • Bu öncülerin yüzde 88’i halihazırda yeni iş modellerini geliştirmek için verileri kullanırken (emsallerinden yüzde 138 daha yüksek), yüzde 77›si yeni pazarlara girme konusunda bilgiye dayalı kararlar almak için verileri kullanıyor. • Türkiye’de, Öncülerin yüzde 91’i, karar alma kalitesini artırmak için gereken veri anlayışına sahip olduklarına inanıyor.

Araştırmada iş dünyası için öne çıkan öneriler ise şu şekilde: • Şeffaflığı kanıtlayın - Verileri, müşterilerin adil olarak nitelendirdiği şekilde kullanmayı öğrenerek (yeniden) güven kazanın.

• Karşılıklılık elde edin Müşterilerinize verilerine karşılık, değer verdikleri bir şey sunun • İş akışları planlayarak çözüm ortaklarıyla değeri ve izin verilen verileri, serbest ve şeffaf bir şekilde paylaşın. • Verileri farklı taraflar ve farklı durumlar için kullanmak üzere, müşterilerin izinleri önceden programlamasına olanak tanıyın.

Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan oldu “Bilgi teknolojileri çözümleriyle hayata değer katmak” vizyonuyla hizmet veren; Türkiye’nin önde gelen sistem entegrasyon ve saha hizmetleri firmalarından Teknoser’de sektörün deneyimli isimlerinden Ozan İnan Genel Müdür olarak atandı…

46

Ozan İnan, 800 kişiden fazla ekibi ile farklı uzmanlık alanlarında Türkiye geneline hizmet veren Teknoser’in, hızla gelişen iş hacminin ve hizmet ekosisteminin daha da büyümesinde liderlik yapacak. ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezu-

nu olan Ozan İnan, çalışma hayatına Yapı Kredi Bankası’nda yazılım uzmanı olarak başladı. Yapı Kredi’den sonra sırasıyla Avaya, Alcatel, Alcatel-Lucent Enterprise ve Alcatel-Lucent’teki üst düzey görevlerinin ardından; IBM Türkiye’de önce satış direktörlüğü ve sonrasında

yine IBM Türkiye’de genel müdür yardımcılığı görevlerinde bulundu. BT sektöründe yaklaşık 20 yıllık tecrübesi bulunan İnan, Teknoser ekibine katılmadan önce Veeam Türkiye’de ülke müdürü olarak görev yapmaktaydı.


IT network BİL­Gİ TEK­NO­LO­Jİ­LE­Rİ DER­Gİ­Sİ

Sahte fast food indirim kuponlarıyla kimlik avına dikkat ESET, kurbanlarını sahte Facebook reklamlarıyla aldatmaya çalışan bankacılık truva atı Mispadu’yu tespit etti. Mispadu, fast food devi McDonald‘s’ın adını istismar ederek, sahte indirim kuponları yoluyla kişilerin kimlik bilgilerine ulaşmaya çalışıyor…

Basılan tuşları kaydedebiliyor Mispadu, diğer truva atlarına benzer şekilde olası kurbanlarını, kişisel detaylarını ve kimlik bilgilerini paylaşmaları için ikna etmeye çalışan sahte açılır pencereler kullanıyor. Ağırlıklı olarak Brezilya ve Meksika’da görülen Mispadu bankacılık truva atı, arka kapı işlevine sahip olmakla birlikte ekran görüntüleri alabiliyor, fare ve klavye eylemlerini taklit edebiliyor ve basılan tuşları kaydedebiliyor.

ESET araştırma ekibi, e-postalar ve kötü amaçlı reklamlar olmak üzere Mispadu’nun iki farklı dağıtım yöntemi kullandığını belirledi. Latin Amerika kökenli bankacılık truva atları arasında istenmeyen e-posta kullanımı yaygın olsa da kötü amaçlı reklam kullanımı oldukça nadirdir. Mispadu’nun arkasındaki siber saldırganlar, Facebook’a sahte McDonald’s indirim kuponları sunan, sponsorlu reklamlar yerleştiriyor. Olası kurban reklama tıkladığında, içinde indirim kuponu görünümlü bir MSI yükleyicinin yer aldığı bir ZIP dosyası barındıran kötü amaçlı bir web sayfasına yönlendiriliyor. İndirilip yürütülmesi halinde bu dosyayı üç komut dosyasından oluşan bir zincir takip ediyor ve sonuçta

Mispadu bankacılık truva atı indirilip çalıştırılmış oluyor.

Bu truva atının en gelişmiş özelliği... Brezilya’da Mispadu’nun ilginç ve kötü amaçlı Google Chrome uzantısı dağıttığı da görülüyor. Uzantı “Chrome’unuzu Koruyacağını” iddia ediyor ama bunun yerine kredi kartı ve online bankacılık verilerinizi çalmaya çalışıyor ama bununla da bitmiyor. Brezilya’da havale yapmak için barkod tabanlı bilet sistemi kullanan popüler ödeme sistemi Boleto’nun güvenliğini bile aşabiliyor. Yasal bir sitenin suistimal edilmesiyle üretilen, saldırganın banka hesabına bağlı bir Boleto biletindeki yasal barkodun yerini alması nedeniyle, Mispadu kötü amaçlı yazılım saldırısının en gelişmiş özelliği Boleto bileşeni olarak kabul ediliyor.

Sektör Market

Latin Amerika ülkelerinde kısa bir süre önce ESET tarafından tespit edilen Arnavaldo ve Casbaneiro truva atlarından sonra ESET uzmanları aynı bölgede bu kez de Mispadu bankacılık truva atını belirledi.

Sahte McDonald’s indirim kuponlarını yem olarak kullanıyor

IT

network

İş güvenliğinde yeni nesil teknoloji!

Türkiye’de endüstriyel IoT alanında üretim yapan ilk teknoloji şirketi olan Okyanus Teknoloji, çalışanların her türlü koşul ve alanda güvenle çalışabilmelerini mümkün kılan gerçek zamanlı konum belirleme sistemi Wipelot’un ürün ailesinde yer alan Wipelot ISG ile dikkat çekiyor. İş ortamının ve çevrenin zarar görmesini engelleyen Wipelot ISG, çalışma alanlarının genel güvenliğini sağlıyor. Türkiye’nin ilk kablosuz konum tabanlı çalışan güvenliği sistemi olma özelliğine de sahip olan Wipelot ISG sistemi ile iş güvenliği açısından yüksek risk taşıyan tehlikeli ortamlarda çalışanların durumlarından anlık olarak haberdar olabilmek ve müdahale sürelerini kısaltabilmek mümkün. Telsiz ve telefon iletişimi gerektirmeyen elektronik iş güvenliği ürünü Wipelot ISG, riskli işlerde görev alan veya yalnız başına çalışanların durumunun ve konumunun gerçek zamanlı olarak izlenmesini sağlıyor. Ça-

Okyanus Teknoloji, gerçek zamanlı konum belirleme sistemi Wipelot’un ürün ailesinde yer alan Wipelot ISG sistemi ile maden ocakları, tersaneler ya da şantiyeler gibi iş güvenliği açısından yüksek risk taşıyan tehlikeli ortamlarda çalışanların durumlarından anlık olarak haberdar olma ve müdahale sürelerini kısaltma imkanı tanıyor. Türkiye’nin ilk kablosuz konum tabanlı çalışan güvenliği sistemi olan Wipelot ISG ile riskli işlerde görev alanlar ve yalnız çalışanlar gerçek zamanlı olarak takip edilebiliyor… lışanın iş yapış anında durumunu gözetim altında tutup çalışan yoklaması yapabilen ve 7 gün 24 saat kesintisiz ve gerçek zamanlı çalışabilen Wipelot ISG sistemi ile işgücü ve zaman kaybı da önleniyor. Takip edilmek istenilen bölgelere yerleştirilen aktif RFID radyo alıcı - vericileri ile tercihe göre çalışanın kemerinde, bileğinde, baretinde veya boynuna asarak taşıdığı küçük elektronik cihazlar sayesinde tesislerde çalışanlar takip edilebiliyor. Olası bir tehlike veya kaza anında hareketsizlik, darbe veya düşme algılanıyor, alarm sistemi devreye girerek çalışanın

yeri belirleniyor ve acil duruma hızla müdahale edilebilmesi sağlanıyor. Ayrıca çalışan, ihtiyaç halinde taşıdığı cihaz üzerindeki SOS düğmesine basarak yardım talebinde de bulunabiliyor.

47




Neverstop Laser Yazıcı

Dünyanın İlk Toner Doldurulabilir Tanklı Lazer Yazıcısı.¹ Toner Maliyetinden %80’e Varan Tasarruf2

HP Neverstop Laser ile İşiniz Asla Durmasın Kutusundan çıktığı an 5000 sayfalık toner ile baskıya hazır3

Sınıfının en iyi mobil baskı uygulaması HP Smart App ile dilediğiniz yerden baskı alın4,5

Daha fazla bilgi için www.hp.com.tr/neverstop 1. Görüntüleme tamburu yerindeyken OEM toner sarf malzemeleri kullanılarak sürekli kendi kendine toner tozu dolumunun, 15 Kasım 2018 itibarıyla dünya çapında fiyatı 250 Euro'nun altındaki OEM siyah beyaz lazer yazıcıların ve 350 Euro'nun altındaki OEM siyah beyaz lazer MFP'lerin çoğuyla karşılaştırılması. Dahili HP araştırması ve HP tarafından yaptırılan Keypoint Intelligence-Buyers Lab 2018 çalışması. IDC CYQ4 2018 Hardcopy Peripherals Tracker tarafından bildirilen pazar payı, 2018 2. Çeyrek Sürümü. Ayrıntılar için bkz. keypointintelligence.com/HPNeverstop 2. Mart 2019 itibarıyla, standart dolum HP 44A/48A Siyah Original LaserJet Toner kullanılan aynı sınıf HP LaserJet Pro M15 ve HP LaserJet Pro MFP M28 ile üretici tarafından önerilen satış fiyatının/(EMEA bölgesi için önerilen satış fiyatının) ve sayfa başı maliyetin dahili HP karşılaştırmasına dayanır. Ayrıntılı bilgi için bkz. www.hp.com/go/learnaboutsupplies. 3. Gerçek baskı kapasitesi, basılan sayfaların içeriğine ve diğer etkenlere bağlı olarak önemli ölçüde değişiklik gösterir. Ortalama, ISO/IEC 19752 standardına ve kesintisiz baskıya dayanmaktadır. Ayrıntılar için bkz. www.hp.com/go/learnaboutsupplies. 4. HP Smart uygulamasının indirilmesi gerekir. Yerel baskı gereksinimleri hakkında ayrıntılı bilgi için hp.com/go/mobileprinting adresine bakın. 5. 429,99 USD veya daha düşük fiyatlı, evler ve ev-ofisler için mürekkep püskürtmeli ve lazer yazıcılar ve hepsi bir arada (AiO) yazıcılar için OEM mobil baskı uygulamalarının çoğunluğuyla karşılaştırıldığında. IDC CYQ2 2018 Hardcopy Peripherals Tracker tarafından bildirilen pazar payı. Bu beyan, yazıcı üreticilerinin mobil baskı uygulamalarının laboratuvar testlerine ve araştırmalarına ve HP tarafından yaptırılan Keypoint Intelligence–Buyers Lab çalışmasına dayanmaktadır. Eylül 2018 raporu için www.keypointintelligence.com/HPSmartApp adresine bakın © Copyright 2019 HP Development Company, L.P


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.