1 kilogramdan hafif HP Elite Dragonfly Türkiye’de
Tuğba Şişik “İşime kendimi adarım…”
B İ L G İ
Logitech Video Konferans Çözümleriyle Üretkenliği Artırıyor
T E K N O L O J İ L E R İ
15 Ocak • 30 Ocak • 2020 • KDV Dahil 25 TL
Tüketicilerin Gelecek Beklentisi: “Duyuların İnterneti”
D E R G İ S İ
Umut Dolu Bir Döneme Girmek… Her geçen gün her geçen zaman gelecek için umutların yeşerdiği bir dönem olması hepimizin büyük bir istekle arzuladığı bir durum. 2019 yılı başladığında hepimiz için bir umut, bir heyecan ve gelecek için büyük beklentilerin olduğu bir dönem olmuştu. Ancak yaşanılan birçok gelişme bu beklentilerin gerisinde bir dönemi geride bıraktığımızı gösteriyor. Ancak yine de birçok olumlu gelişme de yüzümüzü güldüren parodiler olarak hayatımızda yerini aldı. İyisiyle kötüsüyle bir dönemi, koca bir yılı geride bıraktık ve yeni bir döneme 2020’ye merhaba dedik. 2020 yılı geçtiğimiz yıldan beklentilerin ertelendiği, artık yeniliklerin ve yatırımların daha da artacağı ve pozitifliğin hayatımıza ve sektörümüze daha fazla yansıyacağı bir dönem olacağı inancı ile karşıladık. Bakalım zaman bize beklentilerimizin ışığında mı yoksa aksine mi bir gösteri yapacak hepimiz bekleyip göreceğiz. Ancak temennimiz tabi ki her şeyin daha güzel olması ve inancımız da bu yönde.
Öngörü, 2019 yılını 15,4 milyar TL ile kapatacak Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) 2019 yılının tamamlanmasına sayılı günler kala Türkiye’de elektronik haberleşme sektörüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. TELKODER, TÜİK enflasyon verilerini kullanarak yaptığı hesaplamalarda, 14,98 Milyar TL olarak belirlenen 2003 yılı enflasyondan arındırılmış sektör gelirlerinin, 2019 yılı sonunda 15,4 milyar TL olacağını öngörüyor. Bu rakamlar, elektronik haberleşme sektörü gelirlerinde yaklaşık son 16 yıldır önemli bir değişiklik yaşanmadığını gösteriyor. Detaylarını sayfalarımızda bulabilirsiniz.
2020 yılında yerli ve milli siber güvenlik teknolojileri ön plana çıkacak 2020 yılında siber saldırıların önlenmesinde yerli ve milli siber güvenlik teknolojileri büyük rol oynayacak, büyük ölçekli siber saldırılar, yapay zekâ, 5G, nesnelerin interneti, DDoS saldırıları ve fidye yazılımları en çok konuşulan konular arasında yer alacak…
2020 yılında güvenlik alanında bu trendler öne çıkıyor Önümüzdeki yıl siber saldırıların daha da karmaşıklaşacağı ve gelişen teknolojilerle birlikte yeni saldırı yöntemlerinin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Siber güvenlik araçlarının daha da güçlenmesi siber saldırganların oltalama ve sosyal mühendislik gibi insan hatasının ön planda olduğu yöntemleri daha aktif bir şekilde kullanmalarına neden olacak. Detaylarını Atar Labs değerlendirme haberimizde bulabilirsiniz.
Teknolojik yatırımlar devam ediyor… Sektörün önde gelen yayınlarından derginiz IT Network yılın ilk sayısında da yine dopdolu içeriği ile sizlere teknoloji yolculuğu sunuyor. Sektör Market sayfalarımızda 2019 yılının son değerlendirmeleri ve teknolojilerini bulabileceğiniz gibi 2020 yılının ilk yansıyan teknolojik yeniliklerini de takip edebilirsiniz. Araştırma haberleri de sizin teknolojik yolculuğunuzdaki mihmandarınız olacak. 2020 ile birlikte biz de dergimizde bir yeniliğe gittik ve “IT Network ile Kahve Molası” köşemiz ile her ay sektörümüzün renkli bir siması ile sektör dışı yaşamlarını konuşmak üzere bir araya geliyoruz. İlk sayımızın konuğu ise IT Sektörünün renkli kişiliklerinden birisi olan Tuğba Şişik. Tuğba Hanım ile çocukluğundan bugüne tüm hayatını konuştuğumuz keyifli bir söyleşiyi okuyacağınıza emin olabilirisiniz. Bakalım bir sonraki konuğumuz kim olacak. Belki de siz!.. Bir sonraki sayımızda yeniden bir araya gelebilmek dileğiyle. Teknolojinin hayatınızı her zaman pozitif yönlendirmesi dileğiyle… Hoşçakalın… Ahmet Mızrak
ahmet.mizrak@img.com.tr
iÇiNDEKiLER 18 Deloitte Global Mobil Kullanıcı Araştırması 2019 sonuçları açıklandı
20
Türk Telekom Fiberde 7,5 Milyon Kilometreye Ulaştı
26 OPPO 2020’de Yerel Yatırımlarını Sürdürecek
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
32 2020 yılında yerli ve milli siber güvenlik teknolojileri ön plana çıkacak
15 Ocak / 30 Ocak 2020
İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK YAYINCILIK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. ADINA
İMTİYAZ SAHİBİ H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR (Sorumlu) MEHMET SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr GENEL YAYIN KOORDİNATÖRÜ SIDIKA AKYOL KAYIR sidika.kayir@aplusmedya.com GEN EL YAY IN MÜD ÜR Ü AHMET MIZRAK ahmet.mizrak@img.com.tr DIŞ İLİŞKİLER MÜDÜRÜ YUSUF OKÇU yusuf.okcu@img.com.tr HABER MERKEZİ ENES KARADAYI enes.karadayi@img.com.tr KATK ID A BUL UN ANL AR Prof. Dr. İSM AİL KAYA ismailkaya@gmail.com Doç. Dr. M.ALİ ÖZBUDUN ozbudun@gmail.com ÖMER KARDAŞ omer.kardas@ihlas.com.tr ALİ İLKER YÜCEER ali@makrobil.com.tr
41
TEKNİK MÜDÜR TAYFUN AYDIN Tayfun.aydin@img.com.tr
400 bine
GRAFİK TASARIM HAKAN SÖZTUTAN hakan.soztutan@img.com.tr
Yakın “.tr” uzantılı
FİNANS MÜDÜRÜ Cuma KARAMAN cuma.karaman@img.com.tr MUHASEBE MÜDÜRÜ Yusuf DEMİRKAZIK yusuf.demirkazik@img.com.tr
domain devredilecek
AB ON E VE DAĞITIM NURTEN DEMİR nurten.demir@img.com.tr İSMAİL ÖZÇELİK ismail.ozcelik@img.com.tr
45 Şirketler Turkcell Enerjim servisiyle yüzde 15 tasarruf edecek
Reklam Rezervasyon A PLUS MEDYA NISH ISTANBUL RESIDENCE Çobançeşme Mah. Sanayi Cad. No: 44/B - D: 167 Yenibosna/ Bahçelievler - İstanbul Reklam İletişim reklam@aplusmedya.com Tel : 0212 216 99 13
İdare Merkezi:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 34190 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 454 22 22
Renk Ayrımı: Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi CTP - BASKI : İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler / İSTANBUL Tel: 0212 454 30 00
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
VakıfBank Hack to the Future’da Gençler Geleceği Kodladı
IT
network
Yenilikçi ürünleriyle geleceğin bankacılık anlayışını şekillendiren VakıfBank’ın ‘Hack to the Future’ adıyla gerçekleştirilen hackathon’unda gençler geleceği kodladı. 120 proje fikri arasından finale kalan 12 takım, 13-15 Aralık günlerinde VakıfBank Genel Müdürlüğü’nde yarıştı. Jürinin detaylı değerlendirmesi sonucu ise Berceste ekibi, finansal kararların alınması için geliştirilen derin öğrenme ve doğal dil işleme tabanlı sanal asistan “Kişisel CFO - Melis” isimli uygulamasıyla birinciliğe değer görüldü.
Geleceğin uygulamaları seçildi Yarışmada, Noname ekibinin, fotoğraf olarak gönderilen IBAN numaralarını, optik karakter tanıma ve yapay zekâyla sınıflandırma yöntemleri ile hem el yazısıyla girilen numaralardan hem de dijital numaralardan tanıyıp IBAN alanına yapıştırmaya hazır hale getiren uygulaması ikinci oldu. PD Squared ekibinin, kişilerin finansal durumlarını yapay zekâ yardımıyla benzer kişilerin finansal durumlarıyla karşılaştırarak kişisel tercihlere göre tasarruf yapmaya veya diğer finansal araçlara yönlendirerek varlık verimliliğini artıran uygulaması üçüncü seçildi. Toplam para ödülünün 60 bin TL olduğu yarışmada birinci ekip 30 bin TL, ikinci ekip 20 bin TL, üçüncü ekip 10 bin TL kazandı. Jüri değerlendirmesi sonrası, Split ekibine de Jüri Özel Ödülü verildi. Split, IoT tabanlı sensörlerden aldığı veriler ve yapay zekâ yardımıyla çiftçiye kendi arazisi için en verimli ürünleri yetiştirmesine yardımcı olacak öneriler sunan ve ürünlerin gelişimini takip eden yazılımıyla özel ödülün sahibi oldu.
Yanınızdaki güç olmaya devam edeceğiz
4
Ödül töreninde konuşan VakıfBank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, “Yarın, belki içinizden bazıları ile takım arkadaşı olacağız. Her birinizin iş hayatında büyük başarılara imza atacağınıza gönülden inanıyorum. Biliyoruz ki, siz
VakıfBank’ın genç yazılımcılar tarafından büyük ilgi gören ‘Hack to the Future’ isimli hackathon’u sonuçlandı. 13-15 Aralık günlerinde VakıfBank Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen yarışmada kıyasıya mücadele eden takımlar arasında, finansal kararların alınması için geliştirilen derin öğrenme ve doğal dil işleme tabanlı sanal asistan uygulaması “kişisel CFO - Melis” ile Berceste ekibi birinciliğe değer görüldü. gençlerden öğrenecek çok şeyimiz var. Kendi hikâyenizi yazma konusunda son derece istekli ve yeteneklisiniz. Dünyaya bizden daha farklı pencerelerden bakıyorsunuz ama değerlerimizin korunması noktasında sorumluluk sahibisiniz. Nereden geldiğinizi unutmuyor, gideceğiniz yönü çok net biliyorsunuz. Her nerede olursanız olun VakıfBank yanınızdaki güç olmaya devam edecek. Yeter ki siz ülkemiz için, insanımız için çaba gösterin. Yeteneklerinizi, bilgi birikiminizi ve aklınızı, Türkiye için kullanmaya istekli olun” dedi.
Jüri projeleri değerlendirirken ince eleyip sık dokudu Yarışmaya yurt dışı dâhil 71 üniversiteden binden fazla tekil başvuru olduğunu söyleyen Üstünsalih, şöyle devam etti: “Ön değerlendirme sonucu finale kalan 12 takım, 48 saat boyunca yarıştı. Gençlerin kodladığı gelecek hepimizin olacak, bununla gurur duyuyoruz. Hackathon’a katılan tüm takımları yürekten tebrik ediyoruz. Jürimiz, projeleri değerlendirirken ince eleyip sık dokudu. İlk üçe girememiş olsanız dahi yollarımız mutlaka bir noktada kesişecek. Siz yeter ki azminizi ve heyecanınızı kaybetmeyin. Bu projede bizimle birlikte olan, bilgi ve tecrübeleriyle güç veren, etkinliğimize
değer katan, kıymetli jüri üyelerimize de ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum.”
Deneyimli isimler dereceye girenleri belirledi Kamu bankaları arasında ilk hackathon projesi olma özelliği taşıyan ‘Hack to the Future’da ödülleri alanında uzman isimler dağıttı. Bilgi ve bilişim teknolojileri, ödeme sistemleri, dijital çözümler, finans ile stratejik pazarlama gibi alanlarda uzman Prof. Dr. Esra Gençtürk, Celal Cündoğlu, Kıvanç Emiroğlu, Yılmaz Sonışık, VakıfBank Bilgi Teknolojileri ve Operasyonel İşlemlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Recep Zafer, VakıfBank İnsan Kaynakları ve Kurumsal Gelişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hüseyin Uğur Bilgin, VakıfBank Dijital Bankacılık, Ödeme Sistemleri ve Kurumsal İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ferkan Merdan bu kıyasıya mücadeleyi değerlendirdi.
HP Neverstop Lazer Yazıcı, Dünyanın İlk Toner Doldurulabilir Tanklı Lazer Yazıcısı Teknolojinin hızlı gelişimi iş ve sosyal hayatımızın her alanına, alışkanlık ve iş yapış tarzımıza adapte oluyor; daha da ileri gidip yön veriyor. Kullanıcılar artık sadece maliyet odaklı yaklaşım yerine bütüncül deneyimi tercih etmekte, daha esnek ve kesintisiz çalışabilme imkânları sunabilen sistemler üzerinde karar vermektedir.
HP Neverstop lazer yazıcı, şirketin sürdürülebilir iş disiplini merkezinde tasarlanmış bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Ürün tasarımında günümüz kullanıcılarının değer verdiği; ekonomik tasarruf ve verimlilik, kesintisiz baskı imkânı, günümüz teknolojik cihazları ile uyumluluk, mobil aplikasyon desteğini bir araya getirirken çevresel atıkların azaltılmasına katkıda bulunmaktır.
nizi akıllıca yönetmenize yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Yüksek baskı kapasiteli yedek toner tankı dolum seti ile, yazıcınız kaynaklı iş kesintilerini minimuma indirin.
Toner maliyetlerinden % 80’e kadar tasarruf edin… Orijinal HP tonerler ile karşılaştırıldığında HP lazer baskı için en düşük dolum maliyetleri. Kaliteden taviz vermeden çok düşük maliyetli baskılar üretin.
HP’nin yenilikçi teknolojisiyle işteki kesintileri minimuma indirin Çok fazla baskı alıyor ve sık sık toneriniz bitiyorsa, yeni HP Neverstop Lazer Yazıcı tam size göre. HP Neverstop Lazer Yazıcı, lazer baskıda en düşük dolum maliyetleriyle işi-
Toneriniz bittiğinde 15sn. içinde kendiniz doldurun; dökülme & kirletme derdi yok, stres yok. Toner tankını doldurmak üzere tasarlanmış yedek toner dolum setinin yenilikçi tasarımı sayesinde eliniz bile kirlenmez, sani-
OKSİD BİLİŞİM
HP Neverstop lazer yazıcıyı HP İş ortağı OXYD aracılığı ile satın alabilirsiniz.
Teknoloji ürünleri toptan dağıtıcısı olarak temelleri 1999 yılında atılan OKSİD BİLİŞİM, 2003 yılından itibaren Türkiye genelinde her geçen yıl iş hacmini genişleterek sektördeki yükselişini sürdürmektedir. Değişen ve gelişen teknolojiye adapte olarak ürün yelpazesini sürekli güncel ve geniş tutmaktadır. Global markaların Türkiye hedeflerini yakından takip edip firmamızı tercih eden müşterilerimize avantajlar sağlamaktadır. Türkiye’nin hemen her noktasına 150’den fazla Dünya markası ve 3500’ün üzerinde ürünü, 100 kişilik genç ve dinamik bir ekip ile ulaştırmaya çalışıyoruz.
yeler içinde tekrar baskı almaya dönmenize yardımcı olur.
Kutudan çıkar çıkmaz, 5000 sayfaya kadar baskı kapasitesi… Kesintileri en aza indirin ve kutudan çıktığı andan itibaren, aynı sınıf HP Lazer yazıcılara kıyasla 10 kata kadar daha fazla sayfa basın.
Kaliteden ödün vermeden Tonerinizi kendiniz doldurun. Alternatif kopya ürünler veya toner dolum ürünleriyle neredeyse aynı maliyete edinebileceğiniz HP orijinal sarf malzemeleriyle kolay ve düşük maliyetle baskı alın.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
1 kilogramdan hafif HP Elite Dragonfly Türkiye’de
Sektör Market
HP Inc., 17 Aralık tarihinde İstanbul Swiss Otel’de düzenlenen basın toplantısında mobil çalışan profesyoneller için iş ve günlük kullanımın sınırlarını zorlayan bir kilogramdan hafif premium PC’sini tanıttı…
IT
network
Göz alıcı tasarıma ve güce sahip HP Elite Dragonfly, güvenlik özellikleriyle mobilite arayan kullanıcıların tercihi oluyor. HP Elite Dragonfly, dayanıklı ve bir kilogramdan hafif tasarımına ek olarak 24,5 saat batarya ömrüyle kullanıcılarının performanstan ödün vermeden çalışmasını sağlıyor. HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman, yeni ürünleriyle ilgili şunları söyledi: “Günümüzde bir bilgisayarın kullanıcılarına özgürlük sunması, ona uyum sağlaması ve kurumsal profesyonellerin çalışma şeklini dönüştürmesi gerekiyor. HP’nin gerçekleştirdiği inovasyonlar, son derece hafif, güçlü ve güvenli bilgisayar tasarımları ve yeni nesil çalışma alanları için bağlantılı bir ekosistem ile alışılmışın dışına çıkıyor. HP, en hafif kompakt dönüştürülebilir kurumsal bilgisayarını sunarak teknolojinin günümüzün iş gücüne sağlayabileceği katkılara yenilerini ekliyor” dedi.
HP’nin En Hafif Kompakt Kurumsal Dönüştürülebilir PC’leri
6
Günümüzün mobil ve kurumsal profesyonellerinin konferans odaları, kampüsler, havaalanları ve toplu taşıma araçları gibi işle her an ilgilenilmesi gereken alanlarda daha özgür olmaları gerekiyor. Bu alanda öne çıkacak şekilde tasarlanan HP Elite Dragonfly, hafif ama güçlü yapısı ve 24,5 saatlik batarya ömrüyle 13 inçlik bir kurumsal dönüştürülebilir bilgisayar içinde en uzun batarya ömrü ve en yeni Wi-Fi 6 bağlantı imkanı sunuyor. Opsiyonel gigabit sınıfındaki 4G LTE ise, çalışanların dünyada 4x4 LTE antenlerine sahip ilk kurumsal dönüştürülebilir PC’leriyle her an bağlantıda olmalarını ve birlikte çalışabilmelerini sağlıyor. HP Elite Dragonfly aynı zamanda kişisel sağlık uygulaması HP WorkWell’in yüklü olduğu tek kurumsal dönüştürülebilir PC olarak öne çıkıyor. HP Türkiye Genel Müdürü Emre Alaman ”Magnezyum kasa kullanılarak üretilen HP Elite Dragonfly’ın bazı parçalarında,
geri dönüşüme kazandırılan plastikler kullanıldı. Bu yönüyle okyanuslarda plastik kirliliği oluşmasını engellemeye katkıda bulunan ilk ekran HP Elite Display ve Haiti’de toplanan 35 milyon plastik şişelerden üretilen orijinal HP mürekkep kartuşları da diğer iki ürün olarak sıralanıyor. HP, bu alandaki faaliyetlerini artırarak 2020’de piyasaya süreceği tüm yeni HP Elite ve HP Pro masaüstü bilgisayarlarında ve notebooklarında geri dönüşüme kazandırılan plastikleri kullanacak” dedi. Hafif ve dayanıklı: • CNC ile işlenmiş magnezyumdan incelikle oluşturulan ve bir kilogramdan hafif HP’nin en ince kompakt kurumsal dönüştürülebilir PC’si HP Elite Dragonfly, Dragonfly Mavisi’yle göz dolduruyor. • Yeniden tasarlanan ultra hafif, sessiz ve arkadan aydınlatmalı klavyenin yanı sıra aynı zamanda tıklama seslerine son veriyor ve daha yumuşak çalışma deneyimi için ince ve cam touchpad’i ile çalışma imkanı sunuyor. • 13 inçlik kurumsal dönüştürülebilir bilgisayarlar arasında yaklaşık yüzde 86 ile HP’nin en yüksek ekran-gövde oranına sahip HP Dragonfly Elite, anında tabletten PC’ye dönüşebiliyor. Akıllı ve kişiselleştirilmiş deneyim: • HP Elite Dragonfly’da yüklü olan kişisel sağlık yazılımı HP WorkWell ile iş sırasında sağlık ölçülebilir ve aksiyon alınabilir hale geliyor. • Yazılım, kullanıcılarına ara vermelerini tavsiye ediyor ve bireysel verimliliği artıracak ipuçları paylaşıyor. • Kişiselleştirilmiş sağlık tavsiyeleriyle HP kullanıcılarının iş ve yaşam dengesini sağlıklı bir şekilde kurmalarına yar-
dımcı oluyor. • Yeni HP Elite 13.3 Deri Kılıf ve HP Bluetooth Travel Fare’yle büyüyen HP Elite Dragonfly ve premium aksesuarlar ekosistemi, hareket halinde çalışan yeni nesil çalışanları destekliyor. Güçlü ve güvenli: • Intel’in “Project Athena” inovasyon programının hedef özelliklerine ve ana deneyimlerine uygun. • 8. Nesil Intel® Core™ vPro™ işlemciyle kurumsal performans için en iyi deneyimi sunuyor. • Wi-Fi 6, Wi-Fi 5’e kıyasla üç kata kadar daha fazla indirme hızı sunarak kalabalık ortamlarda bile daha yüksek performans sunuyor. • HP Sure Sense, yapay zekanın gücünü kullanarak mobil çalışanları kötü amaçlı yazılımlara karşı koruyor. • HP Sure Recover ve üzerinde gelen bütünleşik yeniden imajlama özelliği ile kullanıcıların her zaman ve her yerde verilerini hızlıca yedeklemelerini ve uygulamalarını çalıştırmalarını sağlıyor. • HP’nin ödüllü entegre gizlilik ekranı HP Sure View, kullanıcılarının yaptıklarının etrafındakiler tarafından görülmemesini sağlıyor. Fiyatlandırma ve Erişilebilirlik • HP Elite Dragonfly pazarda 1299 USD + KDV’den başlayan fiyatlarla satışa çıkacak.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Logitech Video Konferans Çözümleriyle Üretkenliği Artırıyor Logitech, günümüzün iş süreçlerinde verimlilik ve hız anlamında önemi giderek artan görüntülü görüşme konusunda, geniş ürün yelpazesiyle şirketlere sunduğu video konferans çözümlerini, Logitech Türkiye ve Orta Asya Ülkeleri Müdürü Mustafa Uyar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen basın toplantısında tanıttı…
Sektör Market
Video Konferans çözümleri büyük potansiyeli olan alanlardan biri
IT
network
Video konferans çözümleri, iş hayatındaki üretkenliği artırması nedeniyle son yıllarda dünyanın önde gelen birçok şirketi tarafından yatırım yapılan alanlardan biri konumunda bulunuyor. Logitech de yatırımlarına ivme kazandırdığı bu alandaki faaliyetlerini hız kesmeden sürdürüyor, ürünleriyle özellikle genç jenerasyonun iş hayatına dahil olmasıyla değişen iş süreçlerini kolaylaştırıyor. Günümüz dünyasında çalışma trendlerine bakıldığında, şirketlerde bulut tabanlı iletişim sistemi ile video konferans sistemlerinin kullanımının artması, çalışanların haftanın belli günlerinde şirket dışından çalışması, genç çalışanların her gün giderek daha fazla görüntülü görüşme yapması, farklı çalışma ortamlarına sahip olma isteği gibi dinamikler öne çıkıyor. Özellikle şirketlerde alanı küçülmesine rağmen sayıca artan 3 veya 5 kişilik toplantı odalarının yaygınlaşması nedeniyle çalışanlar birbirleriyle daha çok iletişim kuruyor ve video konferans sistemleriyle hayatlarını kolaylaştırıyor. Yapılan araştırmalara göre bugün, 1995 yılından sonra doğan Z jenerasyonunun yüzde 90’ından fazlası, her zaman ve her yerde istedikleri kaynaklara erişebilme isteğiyle, öncelikle çalışacakları şirketlerin teknolojik altyapısını sorguluyor ve yarısından fazlası da teknolojinin üretkenliklerini artırdığına inanıyor. Teknolojiyle bu denli iç içe olmakla birlikte, Z jenerasyonunun yüzde 84’ü halen yüz yüze iletişim kumayı tercih ediyor. Bu durum beraberinde şirketlerin video konferans sistemlerine giderek daha fazla yatırım yapmasını sağlarken, yine de günümüzde toplantı odalarının yalnızca yüzde 5’lik bir bölümünde video konferans olanağı bulunuyor.
Video Konferans Sistemleri yüz yüze iletişim ihtiyacını da karşılıyor…
8
Video konferans sistemlerinin teknoloji alanında büyük potansiyele sahip yatırım alanlarından biri olduğuna vurgu yapan Mustafa Uyar, bugün halen başlıca şirketlerin toplantı odalarının yüzde 95’inde video konferans çözümlerinin bulunmadığı dikkate alındığında, Logitech olarak çok ciddi bir fırsat gördüklerini ve video konferans çeşitlendir-
mek amacıyla önemli yatırımlar yaptıklarını belirtti. Uyar, “Günümüzde henüz toplantı odalarının çok azında video konferans sistemi yer alsa da yöneticilerin yüzde 80’i bunun bir zorunluluk haline geldiğini, bu yolla hem üretkenliklerini hem de yaratıcılıklarını artırdıklarını söylüyorlar. Biz de teknoloji alanında yenilikçi yaklaşımıyla dünyada söz sahibi bir şirket olarak bu alanı fazlasıyla sahipleniyoruz. Bu alanda, birlikte büyüdüğümüz iş ortaklarımızla beraber hareket ediyoruz. Örneğin ürün geliştirme alanında birlikte çalıştığımız teknoloji şirketlerinin yanı sıra mobilya firmalarıyla da birlikte çalışıyoruz. Zira yaptığımız işte bir toplantı odasına kameranın yerleşiminden ses sisteminin düzenlenmesine kadar tasarımla ilgili çok yakın bir ilişki var. Logitech olarak bugün artık her ölçekteki toplantı odaları için baştan sona çözüm sunan geniş bir ürün ailesine sahibiz. Her geçen gün de çok daha fazla toplantı odasına, MeetUp, Rally, Tap, Zone Wireless gibi ürünlerimizle birlikte hem hızlı hem de sofistike çözümlerle dahil oluyoruz” dedi.
“Video Konferans sistemleri masa ve sandalye gibi olmazsa olmaz ürünler arasında görülmeli” Logitech Türkiye Video Konferans Ürünleri Kategori Yöneticisi K. Fatih Masatçı ise son
bir yıldır tamamıyla bu alana odaklandıklarını ve video konferans çözümlerini gelecek 10 yılın tüm dünyada parlayan kategorisi olarak gördüklerini söyledi. İnsan sayısıyla birlikte uzmanlık alanlarının da arttığını, dünyanın dört bir yanından insanın birbiriyle iletişime geçmesi gerektiğini belirten Masatçı, “İnsanların her zaman fiziksel olarak bir araya gelip değer yaratması mümkün olmuyor. Logitech de insanları mekândan bağımsız olarak bir araya getirmek için çalışıyor. Toplantı odalarını tasarlayanların video konferans sistemlerini de tıpkı masa ve sandalye gibi olmazsa olmaz ürünler arasında görmesi için uğraşıyor, ürünlerimizle kullanıcıların büyük bir yönetim odasında, üç kişilik bir odada veya kendi masasında aynı deneyimi yaşamaları ve profesyonelliği hissetmeleri için çalışıyoruz” diye konuştu.
Logitech Video Konferans Çözümleri… Basit ve kompakt tasarımıyla öne çıkan Logitech MeetUp, üzerinde hoparlör, mikrofon ve yakınlaştırma yapabilen bir kameraya sahip. Küçük odalar için tasarlanan ve şu ana kadar toplam 21 ödül alan MeetUp, ultra geniş lensi ve RightSense yazılımıyla herkesi çerçeve içerisinde tutabiliyor. Orta ve büyük ölçekli odalar için tasarlanan Rally/Rally Plus, 4K çözünürlüğe sahip PTZ kamerası ile üstün kaliteli görüntü, Computer-Vision tabanlı oto-çerçeveleme ile de herkesin net şekilde görülmesini sağlıyor. Tek dokunuşla tüm toplantı odalarına kolayca katılmayı sağlayan TAP, toplantı odalarını kolayca kontrol etmeye destek oluyor. Bireysel çözümler için ise Logitech Brio kamera, Zone Wireless ve Zone Wireless Plus kulaklıklar, kullanıcıların kişisel masalarını profesyonel hale getirerek üretkenliklerini artırıyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
Tüketicilerin Gelecek Beklentisi: “Duyuların İnterneti”
IT
network
10
Tüketiciler, 2030 yılına kadar dijital duyusal deneyimlerine dayalı yeni hizmetlerin sunulmaya başlamasına olanak tanıyacak yeni Duyuların İnterneti teknolojilerinin ortaya çıkacağı beklentisini taşıyor. Kullanıcı arayüzü olarak insan beyninin kullanılacağı bu teknoloji sayesinde, cihazlar insanların düşüncelerine tepki verecek ve yeni bir etkileşim paradigması yaratacak. Tüketicilerin büyük bölümü, Duyuların İnterneti teknolojilerinin toplumu daha sürdürülebilir hale getireceğine inanıyor… Tüketiciler, görme, işitme, tatma, koklama ve dokunma duyularımızla etkileşime girebilen bağlı teknolojilerin sunacağı bir dizi faydalı hizmetin 2030 yılına kadar gerçeğe dönüşmesini bekliyor. Duyuların İnterneti ile ilgili tüketici tahminleri bu yıl dokuzuncusu yayınlanan Ericsson’un ConsumerLab En Popüler Tüketici Trendleri raporunda yer alıyor. Duyuların İnterneti; Yapay Zeka (AI), Sanal Gerçeklik (VR), Artırılmış Gerçeklik (AR), 5G ve otomasyon gibi teknolojilerle sağlanacak. Tüketiciler, 2030’da ekrana dayalı deneyimlerin, gerçeklikle neredeyse aynı olan çoklu duyusal deneyimlerle giderek daha çok rekabet edeceği görüşünü taşıyor. Kapsamlı bir araştırmaya dayanan ConsumerLab En Popüler Tüketici Trendleri 2030 raporu, yeni çıkan teknolojileri öncü olarak kullanmaya başlayan 46 milyon kişinin beklentilerini temsil ediyor. Duyuların İnterneti teknolojisinin ana itici güçleri arasında üç boyutlu eğlence ve alışveriş, iklim krizi ve buna bağlı olarak iklim etkisini en aza indirme ihtiyacı yer alıyor. Raporun yazarlarından biri olan Ericsson Consumer & IndustryLab Başkanı Dr. Pernilla Jonsson, “Şu anki akıllı telefonlara dayalı İnternet bağlanırlığından duyularımızın birbirine bağlanmasıyla oluşan çok boyutlu deneyimlere dönüştüğü bir dünyadan bahsediyoruz. Bu raporda giriş noktası olarak Artırılmış Gerçeklik gözlükleri temel alınarak, bunun tüketiciler için ne anlama gelebileceği araştırılıyor. Tüketicilerin Yapay Zeka (AI), Sanal Gerçeklik (VR), Artırılmış Gerçeklik (AR), 5G ve otomasyon teknolojilerinin sağlayacağı duyusal bağlanırlığın günlük yaşamımızda böylesine değişiklikler yapacağını öngörmelerini beklemiyorduk” diyor. Raporun yazarlarından olan Ericsson Consumer & IndustryLab Araştırma Gündemi Başkanı Dr. Michael Björn ise konuy-
la ilgili olarak şunları söylüyor: “Bugünden geleceğin genellikle doğrusal olarak gelişeceğini hayal ediyoruz. Ancak, insanların tüm duyularının dijitalleştiği bir dünyanın beraberinde hangi fırsatları ve zorlukları getireceğini de düşünmemiz gerekiyor. Duyuların dijitalleşmesi iklim değişikliklerinde ve karbon ayakizinin azaltılmasında büyük bir rol oynayabilir. Evinizden dışarı çıkmadan işe gidebilir, tatile çıkabilir ve tüm dünyayı gezebilirsiniz. Duyuların İnterneti, aynı zamanda bireysel mahremiyet konusuyla ilgili tartışmaları da hararetlendirecek. Örneğin, halk arasında duyularımızın ürün veya hizmet satın alırken manipüle edilebileceğine dair bir endişe var. İnsanlar bu konuda gerekli önlemlerin alınmasını ve garanti verilmesini bekleyecekler.” 2030’a doğru en popüler 10 trend: 01. İnsan beyni kullanıcı arayüzü olacak Tüketicilerin yüzde 59’u sadece bir hedef noktası düşünerek Sanal Gerçeklik gözlüklerinde gidecekleri yerin rotasını görebileceklerine inanıyor. 02. Tıpkı benim sesim Tüketicilerin yüzde 67’si mikrofon kullanarak ailelerini dahi kandıracak kadar gerçekçi bir şekilde birinin sesini taklit edebileceklerine inanıyor. 03. İstediğiniz tüm lezzetler Tüketicilerin yüzde 45’i yenilen her şeyi dijital olarak zenginleştiren ve böylece tüm yiyeceklerin istediğiniz tatta olmasını sağlayacak bir cihaz olacağını tahmin ediyor. 04. Dijital aroma Her 10 kişiden 6’sı, tüm doğal kokularını deneyimlemek dahil ormanları veya kırsal bölgeleri dijital olarak ziyaret edebileceklerini tahmin ediyor. 05. Tam dokunma hissi 10 kişiden en az 6’sı ekrana dokunduklarında dijital simgelerin ve düğmelerin şek-
lini ve dokusunu ileten ekranları bulunan akıllı telefonlar olacağını tahmin ediyor. 06. Tümleşik gerçeklik 10 kişiden 7’si 2030 yılında Sanal Gerçeklik oyunlarının fiziksel gerçeklikten ayırt edilemeyeceğini düşünüyor 07. Gerçek olarak doğrulanan haberler “Sahte Haberler”in sonu gelebilir: Katılımcıların yarısı, kapsamlı doğrulamaların yapıldığı haber hizmetlerinin yaygınlaşmasını beklediklerini söylüyor. 08. ‘Kişisel gizlilik koruması’ sonrası tüketiciler Katılımcıların yarısı “kişisel gizlilik koruması sonrası tüketici” olacaklarını ifade etti: 2030 yılına kadar kişisel veri ile ilgili tüm sorunların çözülmesini ve böylece verilerin etkin olarak kullanıldığı bir dünyadan güvenli bir şekilde faydalanabileceklerini tahmin ediyor. 09. Bağlı ve sürdürülebilir 10 kişiden 6’sı Duyuların İnternetine dayalı hizmetlerin toplumu çevresel açıdan daha sürdürebilir hale getireceğine inanıyor. 10. Duyuya dayalı hizmetler Tüketicilerin yüzde 45’i, alışveriş yaparken beş duyuyu da kullanabilmelerine olanak tanıyan alışveriş merkezlerinin olacağını tahmin ediyor. Raporda yer alan bilgiler, Ericsson ConsumerLab’ın 24 yılı aşkın bir süredir devam eden global araştırma faaliyetlerine dayanıyor. Araştırma, dünya genelinde 15 şehirden ileri düzey İnternet kullanıcıları arasında geçtiğimiz Ekim ayında internet üzerinden yapılan anketten elde edilen verilere dayanıyor. Anket, Bangkok, Delhi, Jakarta, Johannesburg, Londra, Mexico City, Moskova, New York, San Francisco, São Paulo, Şangay, Singapur, Stockholm, Sidney ve Tokyo’da bulunan tüketicilerle gerçekleştirilmiş.
IT Network
ile Kahve Molası
Tuğba Şişik
“İşime kendimi adarım…”
IT Sektörünün renkli simaları ile gerçekleştirdiğimiz “IT Network ile Kahve Molası” söyleşilerimizin bu sayı ki konuğu Zyxel Türkiye’nin önde gelen ismi Tuğba Şişik. Tuğba Hanım ile sektöre biraz ara verip sektör dışında sohbet ettik. Tuğba Hanım’ın çocukluk yıllarına gittik. Zevklerini, heyecanlarını, hayata karşı bakışını, yaşama sevincini ve geleceğe dair planlarını öğrendiğimiz Tuğba Hanım, tiyatro sever kişiliği ile de birçok bireye örnek olacak bir kişi. Kendisi ile yapmış olduğumuz keyifli söyleşiyi sizlerle paylaşıyoruz.
12
Tuğba Şişik
Tuğba Şişik kimdir? Bize kendinizi çocukluğunuzdan bugüne anlatabilir misiniz? 1973 İstanbul doğumluyum. Bir tane kız kardeşim var. Doğma büyüme İstanbullu olan, Karadenizli bir baba ve Erzincanlı bir annenin çocuklarıyız. Babam Galatasaray Lisesi mezunudur. O dönemki ailenin tüm erkekleri aynı liseden mezun olurken kızlar ise Fevziye Mekteplerinde eğitim almışlar. Geleneksel bir ailede büyüdüm. İlk, orta lise ve üniversite olarak tüm eğitim hayatım İstanbul’da geçti. O yıllarda bilişim sektöründe çalışacağım aklımın ucun-
dan dahi geçmemişti. Lisede iken tiyatrocu ve ses sanatçısı olmayı arzu ediyor, bu amaçla çok çaba sarf ediyordum. 80’li yıllarda bu heves hem cesaret gerektiren hem de o dönemin aile yapısı ile çatışmanı gerektiren bir durumdu. Gerekli cesareti gösteremedim ve kısmet olmadı. İngilizce Öğretmenliğini kazandım ve 1 yıl devam ettim. Ancak tiyatrocu olma hevesimle okula doğru dürüst uğramıyordum. Sonrasında ailem tiyatrocu olamama onay vermediğinden ben de öğretmenlik yapmayacağım dedim. Ailem de bir başka üniversiteyi kazanmam şartı ile okulu bırakmamı kabul etti. Sonrasında Marmara Üniversitesi Satış Yönetimi’ni kazandım. 2 yıllık okulu bitir-
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
“Yaptığım araştırmaya göre sosyal medyada paylaşılanların yüzde 95’i gerçeği yansıtmıyor…”
dikten sonra Heidelberg Türkiye’de staj yaparak iş hayatına giriş yaptım. Stajyer olarak girdiğim şirkette çok değerli insanlarla 7 yıl çalıştım. Bana göre iş hayatının okulu idi orası… O dönemde alanlarında çok başarılı olan kişilerle çalışmak bana çok şey kazandırdı. Hatta bunu kendime bir görev edindim ve dedim ki ben de ilerde iş hayatına yeni başlayan gençlere bu şekilde destek olacağım. Sanırım bunu başarabildim. Azim çok önemli… Çocukluğumda aklıma koyduğum her konuda kendi sınırlarımı aşabilmek için çok çabalardım. Kendimi azimli olarak tanımlayabilirim ama hırslı biri hiç olmadım. Hırslı olmayı doğru bulmuyorum. Bana hırslı olmak hayattan hırsızlık yapmak gibi geliyor. Bence azimli olmak, öğrenmeye çalışmak çok önemli. İlk iş tecrübemdeki öğrendiklerim, en az üniversitede okuduğum dersler kadar önemliydi. Tüm öğrendiklerimi geliştirerek iş hayatım boyunca hep kullandım. Toplamda 28 yıllık bir çalışma hayatım bulunuyor ve bunun hepsi gençliğimde aklımın ucundan bile geçmeyen IT sektöründe oldu. Mühendis kökenli değilim ancak bugüne kadar hep mühendislerle çalıştım. Bazen adeta işi kavramak ve doğru anlamak için nefessiz çalıştığım dönemler olduğunu bulunuyorum. Bugün haftada 2 kitap okumaya çalışıyorum. Şuan kitap okumamak benim hiç düşünebileceğim bir şey değil. Ayrıca çocuklara kitap hediye etmeyi severim. Çocukların kitap okumadaki ilk adımlarında onlara destek olmak beni çok mutlu ediyor.
Sizi etkileyen kitaplar hangileridir?
söyleyebilirim. Bugün geriye dönüp baktığımda 28 yıl iyi ki IT alanında çalışmışım dediğim mutlu bir iş hayatım olduğunu görüyorum.
Tuğba Şişik’in sosyal yaşamından biraz örnekler verir misiniz? Sosyal yaşamı çok seven, yaşadıkları ön planda olan bir kadınım. Çok şeffaf ve açık biriyimdir. Dans etmeyi çok severim. Tiyatro ve sinema vazgeçilmezimdir. Özellikle çok sıkı bir tiyatro izleyicisiyim. Üniversite yıllarımda TRT’de seslendirme yaptım. Taklit yeteneğim oldukça iyidir. İnsanları iyi gözlemlerim. Etrafına bakan değil baktığını gören biriyimdir. İşimi en iyi şekilde yapmak için tüm azmimle o işi yapmaya çalışırım. Tiyatro konusu Tuğba Şişik için çok önemli. Geçmişime baktığınızda sanatın her dalına çok meraklı olmadığımı söyleyebilirim, ancak tiyatro ile sanatın bir yerinden, ucundan, kıyısından tutunmaya çalışıyorum. Çünkü sanatın insan hayatını pozitif etkilediğini ve ruhsal olarak rahatlattığını düşünüyorum. Tiyatro hayatın içinde tam da ortasında olan ve olması gereken bir konudur. Geç yaşta okumaya başladım… Kitap okumayı çok severim. Geç yaşta kitap okumaya başladım. Hatırladığım ilk kitabımı 19 yaşında okudum. “Küçük Prens” benim için hayatımın ilki olarak önemli bir eserdir. Sonrasında “Şeker Portakalı” ve “Güneşi Uyandıralım” serisi ile okumaya devam ettim. Tüm klasik eserleri 19 yaşından sonra okudum ve şuan ikinci tura dönmüş
Bir dönem kişisel gelişim kitaplarını çok tercih ediyordum. Son dönemde psikoloji kitaplarını çok okuyorum. Psikolojiye biraz meraklı bir insanım. İnsanları düşünceleri ve davranışlarıyla okumayı seviyorum. Roman türünü de severim. Film noktasında da yaşanmış hikâyelerin filmleri beni etkileyen türlerdir. En çok sevdiğim ve beni etkileyen film “Notebook” oldu. “Çizgili Pijamalı Çocuk” filmini de izlemeyenlere mutlaka tavsiye ederim. Kitap olarak da “Küçük Prens” en etkilendiğim kitaptır. 42 yaşımdan sonra klasik müzik dinlemeye merak duymaya başladım. Bu bağlamdaki konserleri kaçırmamaya özen gösteriyorum. Türk Sanat Müziği vaz geçilmezimdir. Zeki Müren ve Müzeyyen Senar hayranıyım. Dönülmez Akşamın Ufkundayım, Beni Kör Kuyularda Bıraktın ve Şimdi Uzaklardasın eserleri en sevdiklerimdir. Küçüklüğümün en çok taklit ettiğim sanatçısı ise Emel Sayın’dı. Diğer taraftan Mevlana’yı çok severim. Şems-i Tebrizi ile Mevlana’nın ilişkilerini okurum. Mevlana’nın tevazusunu hayatıma nakşetmişimdir. İşine saygı ve sadakat başarının temelidir… Bir şeyde başarılı olabilmenin anahtarı birincisi eğitim ikincisi çok çalışma, istek ve azimdir. Nereden mezun olursan ol, ne eğitimi alırsan al işi sevmiyorsan o işte başarılı olma ihtimalin yok. İşine saygı ve sadakat başarının temelidir. Her zaman yaptığım işin en iyisini yapmaya, verebileceğimin en iyisini vermeye çalıştım. Diğer taraftan da çalışma hayatım boyunca kazancımın her zaman 1/4’ünü hep kendi kişisel ihtiyaçlarım için ayırdım. Çağa ayak uydurabilmeniz ve gelişebilmeniz için kendinize yatırım yapmanız gerekiyor. Her zaman gelişime açık olmalısınız. Kendimi her zaman güncel tutmaya, kendimden gençlerle beraber olmaya özen gösterdim. 28 yılın sonuna baktığımızda iyi yere geldiğimi düşünürken, bunun da bir başarı hikayesi olduğu düşüncesindeyim. Shantanu Narayen’in ilk tanıştığı kişiydim… İş hayatında insanların başlarına bazen ilginç
13
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
olaylar gelir ve bu onların gelecek dönemde hayatları ile ilgili kararlarını etkiler. Benim de böyle ilginç bir olay başıma gelmişti. Önceki iş yerimden istifa edip birkaç cümle İngilizcem ile Adobe’de işe başlamıştım. İşe başlangıcımın ikinci gününde Adobe Türkiye olarak ülke müdürümle beraber Amerika’ya global etkinliğe gittik. Müdürüm sürekli herkesle network yapmam konusunda telkinlerde bulunuyordu. Çok iyi İngilizcem olmadığı için biraz da çekinerek köşede gözüme ilişen birine yaklaşmaya karar verdim. Yanına gittim. İstanbul’dan geldiğimi, İstanbul’un güzelliklerini anlatırken bir ara ülke müdürümüzün koşarak yanımıza geldiğini gördüm. Sen ne yapıyorsun diye bana soru sordu. Dedim network yapıyorum. Konuşmaya çalıştığın kişi Adobe’nin yeni atanan CEO’su Shantanu Narayen dedi. Bizim o sohbeti-
“Kız çocuklarının okuması için faydalı olabilecek birçok projede yer aldım ve almaya devam ediyorum…” miz sonrasındaki yıllarda gittiğim her satış konferansında sohbet etme imkanı bulduk. Çünkü o benim ilk toplantım olduğu gibi, onun da yeni görevindeki ilk toplantısı ve ben ilk tanıştığı kişiydim. Niyetiniz iyi olduktan sonra Allah’ta size yardım ediyor.
İş dışında neler yaparsınız? Bir hafta sonunuz nasıl geçer? Cumartesi günü kalktığımda sabah ilk işim mutlaka bir Türk kahvesi içmek. 40 yaşımdan sonra kahveye düşkünlüğüm arttı. Sade kahve içmek benim için çok önemli bir adımdır. Cumartesi günlerimi arkadaşlarıma ve sevdiklerime ayırırım. Eğer yeğenim Ege İstanbul’a gelmemişse, mutlaka bir programım vardır. Bir gün içerisinde tam bir zaman mühendisliği yaparak birçok arkadaşımla buluşma ayarlayabiliyorum. Pazar günü ise mutlaka evde kahvaltı ederiz ve kendime ait kuaför zama-
Kısa Kısa En çok sevdiğiniz eser: Dönülmez Akşamın Ufkundayım En çok sevdiğiniz sanatçı: Merly Streep Hayatınızda örnek aldığınız kişi: Türkan Saylan En çok sevdiğiniz huyunuz: Vicdanlı ve merhametli olmam Hiç sevmediğiniz yönünüz: Çok çabuk kırılabilmem Hayatınızın olmazsa olmazı: Yeğenim Ege Olmasa da olurdu diyeceğiniz: Çok şey var En çok sevdiğiniz yemek: Etli yaprak dolması En iyi yaptığınız yemek: Etli biber dolması En çok kullandığınız teknoloji: Cep telefonu Sizi en mutsuz eden teknoloji: Cep telefonu En mutsuz olduğunuz an: 2016 en mutsuz olduğum yıl Hayatınızda sizi neler mutsuz eder: İnsanların birbirleriyle olan çekişmeleri En mutlu olduğunuz an: Yeğenim Ege’nin doğduğu an Mutsuzluğunuzu yenme yönteminiz: Ege’nin fotoğraflarına bakmak Burcunuz: Balık Hayatınızın kahramanı: Büyük Babam En çok sinirlendiğiniz şey: Haksızlık kime yapıldığı önemli değildir.
14
nım olur. Benim için ritüel haline gelmiştir. Bir iki saatimi mutlaka kuaförde geçirip orada da ayrı bir rahatlama yaşadığımı söyleyebilirim. Sonrasında mutlaka eşimle, bir akşam yemeğimiz olur. Bunun mekanı önemli değil; ya ev ya da dışarıda mutlaka eşimle vakit geçiririm. Üç yıl önce babamı kaybettim. Annem de yarı zamanlı Çanakkale ve İstanbul’da bulunuyor. İstanbul’da bulunduğu zamanlarda mutlaka bir gün anne kız yemeğe çıkarız onun dışında da haftada birkaç kez annemle vakit geçirmeye özen gösteririm. Bazen hafta sonlarım hafta içinden daha yoğun tempoda geçebiliyor. Diğer taraftan yalnız kalmayı da çok severim. Mesela alışverişlerimi mutlaka yalnız yaparım. AVM’ye gider mutlaka bir kitapçı ziyaretinde bulunurum. O hafta okumak istediğim kitaplarımı alır orada da bir kahve içerim. Alışveriş ve yemek konusunda çok hızlıyımdır. Hayat benim için hızlı akar.
Tuğba Hanım’ın tatil anlayışı nasıldır? Tatillerde küçük butik otelleri tercih ediyorum. Gitmediğim yerlere gitmeyi yeni yerler keşfetmeyi çok seviyorum. Özellikle Ege insanı olduğumu söyleyebilirim. Egenin soğuk denizi beni mutlu ediyor. Haziran’ın başından Ekim ayına kadar her dönem denize girebilirim. Yaz dönemi tatilini seven ve hep 2-3 günlük kısa tatillerle yeni keşiflere çıkan bir yapım var. Diğer taraftan yurt dışı tatillerini de fırsat buldukça değerlendiririm. Genelde tercihim Avrupa’dan yana olur. Yurt dışında da daha otantik ve tarihi yerlere gitmeyi tercih ediyorum. Yurt dışında nerede yaşamak istersin diye sorarsanız buna cevabım hiç düşünmeden Londra olur. Oranın mimarisini seviyorum ve açıkçası orada kendimi bulduğumu düşünüyorum. Tarihine dokunulmamış mekanlar ilgimi çekiyor. Tatillerimde kendim keşfetmeyi severim. Hiçbir zaman tur operatörleriyle tatil yapmam. Yurt dışına çıktığımda Türkiye’nin de birçok güzel şeye sahip olduğunu fark ettiğim gibi, bazı şeyleri de kaybettiğimizi görüyorum. Türkiye adeta bir tatil cenneti… Özellikle Ege Bölgesinde çok güzel yerler var. Ben popüler tatil lokasyonları dışında ülkemizde henüz tam olarak keşfedilmemiş; daha otantik yerleri deneyimlemeyi tercih ediyorum. Kız kardeşim evlenip Çanakkale’ye yerleştiğinde oraları keşfetmeye başladım. Hele ki; köylerini ve koylarını keşfetmenizi öneririm. Aslen Trabzon Ofluyum. Memleketimde de gezilecek şahane yerlerin olduğunu söylemeliyim. Yeşilin tonlarının bu kadar fazla olduğu başka bir yer görmedim. Sıcak bölge insanı değilim. Bunda belki Karadenizli olmamın etkisi vardır. Mesela Antalya’nın Eylül’den sonraki dönemlerini severim. Beldenin sıcaklığı 30 dereceyi geçmemeli.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
Telekomünikasyon Sektörü 2019 yılını 15,4 milyar TL ile kapatacak
IT
network
2019 ikinci çeyrekte pazardaki en büyük üç operatör ve iştirakleri dışında kalan alternatif işletmecilerin pazar payının sadece yüzde 8,97 olduğunu vurgulayan yetkililer bu oranın Avrupa Birliği ülkeleri (AB) ile kıyaslandığında çok düşük olduğunu dile getiriyor. TELKODER’e göre telekomünikasyon sektörünün sorunlarından tam olarak sıyrılması, rekabetin artması ve sektörün büyümesi için fiber altyapı ve veri merkezi yatırımları kritik önem taşıyor.
Fiber altyapı şakaya gelmez, yaygınlaşması şart! Türkiye’de vatandaşların en ileri ve en ucuz haberleşme olanaklarına kavuşması için serbestleşmeyi ve rekabeti tesis etmek üzere çalışmalarını özveriyle sürdüren TELKODER, özellikle son beş yıldır fiber altyapının önemini vurguluyor. TELKODER’e göre fiber altyapı sadece hızlı ve uygun fiyatlı internet hizmeti için değil, 2020 yılında hayatımıza tamamen girmesi beklenen 5G teknolojisi ve verilerimizin ülke topraklarında barındırılması gibi kritik konular için de büyük bir önem taşıyor. Bu nedenle yüksek hızlı fiber altyapının ülke çapında ve hızla tesis edilmesinin öncelikli bir politika haline getirilmesi gerekiyor. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Kasım’da yaptığı konuşmada, tüm dünyada dijitalleşme konusunda yaşanan gelişmelere dikkat çekerek dijitalleşmenin bel kemiğini oluşturan fiber altyapının önemini vurgulaması ve sektörde bu konuda yatırımların artması gerektiğini dile getirmesi bu konuda yapılan çalışmaların hız kazanacağına işaret ediyor.
Altyapı paylaşılmalı, yerel yönetimler bu fırsatı kaçırmamalı
16
TELKODER, fiber altyapıyı geliştirmenin en kolay ve verimli yönteminin, var olan altyapıların paylaşılması olduğunu savunuyor. 24 Mayıs 2018’de TELKODER’in yoğun çabaları sonucu Türk Telekom, Turkcell, Vodafone, Türksat ve TELKODER tarafından “Sabit Elektronik Haberleşme Altyapı Ortak Kullanımı ve İş birliği Protokolü” imzalanmıştı. Bu protokolün halen tam olarak uygulamaya geçmediğini aktaran TELKODER yetkilileri, bu konudaki belirsizliklerin bir an önce ortadan kaldırılması ve protokolün hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. TELKODER’e göre, fiber altyapının yaygınlaşması için yerel yönetimlere de büyük
Serbest Telekomünikasyon İşletmecileri Derneği (TELKODER) 2019 yılının tamamlanmasına sayılı günler kala Türkiye’de elektronik haberleşme sektörüne ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. TELKODER, TÜİK enflasyon verilerini kullanarak yaptığı hesaplamalarda, 14,98 Milyar TL olarak belirlenen 2003 yılı enflasyondan arındırılmış sektör gelirlerinin, 2019 yılı sonunda 15,4 milyar TL olacağını öngörüyor. Bu rakamlar, elektronik haberleşme sektörü gelirlerinde yaklaşık son 16 yıldır önemli bir değişiklik yaşanmadığını gösteriyor… sorumluluklar düşüyor. Yerel seçim sürecinde pek çok belediye başkan adayıyla görüşen TELKODER yetkileri, yeni seçilen belediye başkanlarının fiber altyapının geliştirilmesini bir fırsat olarak kabul etmesi gerektiğini vurguluyor.
Türkiye veri ekonomisinden payını almalı Yaşanan teknolojik gelişmeler ve özellikle internetin yaygınlaşması, bilgiye erişimi kolaylaştırıyor. Dolayısıyla internet üzerindeki veri; hem içeriğin önemi hem de erişimin kolaylaşması gibi sebeplerle ülkeler açısından önemli bir güç haline geliyor. Hatta dünyada yaşanan bu dijital dönüşümün etkisiyle tüm dünyada yıllık 250 ila 450 milyar dolar arasında bir gelir elde edilen veri ekonomisiyle karşı karşıyayız. Önümüzdeki 10-20 yıl boyunca da artan bir büyüme bekleniyor. Bilgilerin dijital ortama taşınması, depolanması önemli bir fayda sağlarken güvenlik risklerini de beraberinde getiriyor. TELKODER, ülkemizin verisinin ülkemizde kalması gerektiğinin altını çizerek yerli veri merkezlerinin kurulumunu teşvik edici politikaların uygulanması gerektiğine dikkat çekiyor. TELKODER yetkilileri, Temmuz ayında Resmi Gazete’de yayımlanan “Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleriyle İlgili Cumhurbaşkanlığı Genelgesi”ni, ülkemizin veri güvenliği çerçevesinde oldukça önemli buluyor. Bu çerçevede yerli veri merkezlerine yönelik koruyucu ve destekleyici tedbirlerin de bir an önce ele alınması gerekiyor. TELKODER ülkemizdeki veri merkezlerinin yaygınlaşması için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor; • Cazibe Merkezleri kapsamında veri merkezlerine sağlanan desteklerin kullanılabilmesi için bu teşviklerde yer alan il ve beyaz alan gibi sınırların kaldırılması gerekiyor. Böylece hem kullanabilecek veri merkezi sayısı artacak hem de bu teşvik ülke geneline yayılacak. • Veri merkezlerinin en önemli gider kalemi olan elektrik için özel indirimli bir tarife hazırlanmalı. Bu tarife en fazla sanayi tarifesinin yarısı kadar olmalıdır. • 5 yıl süre ile veri merkezi personelinin gelir vergisinden yüzde 100 muafiyeti, sıfır maliyetli
fiziksel şartlara sahip yüzde 100 uyumlu bina/ kampüs imkânı, Türkiye dışına satacağı servislerin gelirlerinde yüzde 100 vergi muafiyeti, Türkiye içerisine satacağı servislerde yüzde 50 oranında vergi muafiyeti sağlanmalıdır. • Anlaşmalı üniversiteler ve kurumlardan gerekli teknik personelin yetiştirilmesi şartı ile bu personelin maaşlarında yüzde 50 oranında devlet desteği sağlanmalıdır. • Veri merkezlerinin yaşamakta olduğu hukuki sorunların önlenebilmesi için bir an önce mevzuatta “veri merkezi” tanımı yapılmalıdır. • Türkiye’nin sahip olduğu fiber altyapının artması gerekiyor. Ülkemizde veri merkezlerine fiber hizmet sunan işletmeci sayısı en fazla 3-4’le sınırlı. Bu rakam Avrupa’da yaklaşık 35, komşumuz Bulgaristan’ın başkenti Sofya’da ise yaklaşık 50’dir. • Veri merkezlerinin bağlantı hızları yükselmeli, fiyatları düşürülmelidir. Fiber erişim sağlayıcıların Veri Merkezlerine özel indirimli tarife oluşturmaları zorunlu tutulmalıdır.
Dijital Hizmet Vergisi sektörde tam rekabeti sağlayabilir 7 Aralık 2019 Cumartesi günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 7194 sayılı yeni yasa ile gündemimize yüzde 7,5 oranında bir dijital hizmet vergisi girdi. Ülkemizde verdikleri hizmetlerden büyük gelir elde eden küresel ITH şirketleri de Türkiye’de kurulmuş, tam mükellefiyeti bulunan bir şirketleri olmasa dahi vergi verecekler. İnternet hizmetlerinde yerli ve yabancı eşitliğinin sağlanması gerektiğini ifade eden TELKODER yetkilileri geldiğimiz noktada, haksız rekabeti gidermek, adaleti sağlamak için küresel oyuncuları vergi sürecine dahil eden yüzde 7,5’lik dijital hizmetler vergisinin rekabetin sağlanması açısından faydalı olacağını düşünüyor. Diğer taraftan, yerli şirketlerin tabi oldukları vergi dışındaki diğer yükümlülükleri içeren düzenlemelere küresel firmaların da tabi olmaları gerektiğinin, ayrıca bugüne kadar gelişen eşitsizliği aşabilmek adına yerli işletmecilere uygulanabilir ve etkili teşvikler getirilmesi gerektiğinin de altını çiziyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Millenicom, Hizmet İhracatı Alanında En İyi Üç Şirketten Biri Oldu! Alternatif telekom sektörünün öncü şirketi olan Millenicom, Hizmet İhracatçıları Birliği tarafından hizmet ihracatı rakamları ve Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir gelişimine sunduğu katkı nedeniyle ödüle layık görüldü. Millenicom, “Hizmet İhracatçıları Birliği Buluşması ve 2018 Yılı Hizmet İhracatçıları Birliği Ödül Töreni”nde “Hizmet İhracatı” alanında telekom sektöründe üçüncü oldu… SOCAR Türkiye’nin iştiraki Millenicom, Hizmet İhracatçıları Birliği (HİB) tarafından “Hizmet İhracatı” alanında, telekomünikasyon sektöründeki en iyi ilk üç şirket arasında gösterildi. Hizmet ihracatı rakamları ile Türkiye ekonomisinin sürdürülebilir gelişimine katkı sunan şirketlerin ödüllendirildiği “Hizmet İhracatçıları Buluşması ve 2018 Yılı Hizmet İhracatçıları Birliği Ödül Töreni” 21 Aralık’ta İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile çok sayıda bürokrat ve iş insanı katıldı. Ödülü, Millenicom adına Mali İşler Direktörü Sefer Özel aldı. 17 kategoride toplam 52 kuruluşun ödül aldığı törende Millenicom, 2018 yılı ihracat performansı ile “Hizmet İhracatı” alanında telekom sektöründe üçüncü sırada yer aldı. Millenicom Genel Müdürü Aybars Karaatmaca, yeni yıla girerken aldıkları bu ödülün kendilerini motive ettiğini belirterek “Millenicom Türkiye telekomünikasyon pazarında lider alternatif operatör olma hedefi ile 2004 yılında faaliyetlerine başladı. Şirketimiz Haziran 2019’dan itibaren Türkiye’nin en büyük doğrudan dış yatırımcısı SOCAR Türkiye çatısı altında yeni bir döneme adım attı. Önümüzdeki dönemde SOCAR’dan aldığımız güçle şebekelerimizi yeni yatırımlarla büyüterek, iş ortaklarına daha rekabetçi fiyatlar sunacağız. Sektörümüze ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
En İyi Alternatif Şirket Olma Hedefi 240 bini aşkın müşterisine çeşitli telekom ve iletişim hizmetleri sunan Millenicom; uygun fiyatlı, avantajlı, sorunsuz ve kaliteli internet hizmeti ile sektörde öne çıkıyor. 2017 yılında Bilişim 500 araştırmasında “Yılın Alternatif Operatör Hizmeti” kategori birincisi ve Türkiye’nin 500 Büyük Hizmet İhracatçısı araştırmasında “İletişim Hizmetleri” sektör üçüncüsü seçilen Millenicom, dijital çağa ayak uyduran, müşteri memnuniyetini ön planda tutan en iyi alternatif telekom şirketi hedefi ile faaliyetlerini sürdürüyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Deloitte Global Mobil Kullanıcı Araştırması 2019 sonuçları açıklandı
Sektör Market
Deloitte tarafından 7 yıldır yapılan Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 2019 yılı sonuçları açıklandı. Türklerin mobil cihaz kullanımına dair verilerin de paylaşıldığı araştırmada en dikkat çeken durum ise şu oldu; sosyal medya kullanımında Türkiye birinci sırada yer alıyor ve telefonda en çok oyunu yine Türkiye’deki kullanıcılar oynuyor…
IT
network
Deloitte tarafından 2012 yılından bu yana yapılan Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 2019 yılı sonuçları yayınlandı. 6 kıtada gerçekleştirilen araştırmaya, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 28 ülkeden 44 bin 150 kişi katıldı. Mobil cihaz kullanımının geldiği nokta hakkında önemli veriler sunan araştırmada, Türkiye özelinde öne çıkan başlıklar şu şekilde: • Twitter ve Instagram kullanımında Türkiye birinci sırada • Her gün telefonda oyun oynuyoruz • Market alışverişleri artık akıllı telefonlarla yapılıyor • Artık daha seyrek telefon değiştiriyoruz • Telefon bağımlılığı mental ve fiziksel problemler yaratıyor • ‘Kullanım şartları ve koşullarını’ okumadan kabul ediyoruz • 5G’yi sabırsızlıkla bekliyoruz Global Mobil Kullanıcı Araştırması’nın 6 kıtada 28 ülkeden 44 bin 150 kişinin katılımıyla gerçekleştiğini söyleyen Deloitte Türkiye Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Endüstrisi Lideri Metin Aslantaş, bu araştırmanın mobil teknolojilerin hayatımızdaki yerine ve etkilerine dair geniş bir perspektif sunduğunu söyledi. Aslantaş, “Güncel durumu analiz ederken geleceğin nasıl şekilleneceğine dair öngörüleri de paylaşıyoruz. Bu anlamda sadece iş dünyasına değil, kültürel ve sosyal incelemeler yapan uzmanlara da bir veri kaynağı oluyor” dedi.
Türkiye’de 1000 kişinin katılımıyla düzenlenen online anketin sonuçları:
18
Sosyal medya kullanımında Türkiye yine birinci sırada: Sosyal medyayı diğer ülkelere göre daha çok seviyor ve kullanıyoruz. Cep telefonunda bulunan haberleşme uygulamaları incelendiğinde; Facebook, WhatsApp, Facebook Messenger ve Instagram en sık kullanılan uygulamalar. Türkiye’deki kullanıcılar analiz edildiğinde günlük sosyal medya kullanımında 2017 yılına göre 6 puan artış olduğu ve bu artışın da tüm yaş gruplarında olduğu gözleniyor. Cinsiyete göre sosyal medya ve haberleşme uygulamalarının kullanımı incelendiğinde ise; kadınlar ve erkeklerin kullanım sıklığının farklılaştığı uygulamaların Instagram, Snapchat ve TikTok olduğu görülüyor. Kadınların kullanım sıklığı oranları, erkeklere göre Snapchat’te 14 puan, Instagram ve TikTok’ta 12 puan daha fazla. Erkeklerin kullanımda kadınları geçtiği uygulamalar ise Twitter ve tanışma platformları. Her gün telefonda oyun oynuyoruz: Türkiye’deki
kullanıcıların yüzde 55’i oyun oynamak için cep telefonunu tercih ediyor. Bu oran ile Türkiye’deki kullanıcılar anketin yapıldığı ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor. Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenlerin yaş grupları incelendiğinde ise en yüksek oranın yüzde 61 ile 35-44 yaş grubunda olduğu görülüyor. Kullanıcıların oyun oynama sıklığı incelendiğinde her 2 akıllı telefon sahibinden 1’i her gün telefonda oyun oynuyor. Türkiye, bu oyun oynama sıklığı oranıyla da anketin yapıldığı ülkeler arasında ilk sırada. Türkiye’de kullanıcılar, oyunları belirgin bir oranla (%67) evde dinlenirken rahatlama amacıyla oynuyor. En çok oynanan oyun türünün yüzde 40 oranla gündelik/puzzle tarzı oyunlar olduğu görülüyor. Kullanıcılar oyun oynarken yüzde 78 gibi açık bir farkla tek oyunculu oyunları tercih ediyor. Market alışverişleri artık akıllı telefonlarla yapılıyor: Araştırmaya göre market alışverişleri dijital ortama taşınıyor. Kullanıcıların yüzde 31’i ayda en az 1 kere market ve temel ihtiyaç alışverişlerini cep telefonlarından yaptığını belirtti. Türkiye’deki kullanıcıların, en fazla alışveriş yaptıkları kategoriyle uyumlu olarak market ihtiyaçları ve yemek dağıtımı hizmetleri gün içinde en sık kullanılan kategoriler. Kullanıcıların yüzde 68’i şimdiye kadar en az 1 defa market ve yemek dağıtımı hizmetlerini kullandığını belirtti. Taksi hizmetlerini sağlayan uygulamalar kullanıcıların yüzde 42’si, kurye hizmetleri ise kullanıcıların yüzde 33’ü tarafından en az 1 defa kullanılarak tecrübe edildi. Artık daha seyrek telefon değiştiriyoruz: Telefon değiştirme sıklığımız dövizdeki artış ve taksit düzenlemeleri nedeniyle 2017 yılına kıyasla azaldı. 2017 yılında son iki yıl içinde telefon değiştirenlerin oranı yüzde 64’ten yüzde 58’e düştü. Türkiye özelinde telefon değiştirme sıklığının azalmasında bazı ilave faktörlerin öne çıktığı düşünülüyor. 2017 yılından sonra döviz kurlarındaki dalgalanmaların ithal telefonlar üzerinde fiyat baskısı oluşturması tüketicilerin yeni telefon alma isteğini azalttı. (Döviz kurlarındaki dalgalanmaların yanında 2019 yılında BDDK’nın yaptığı taksit düzenlemesiyle birlikte fiyatı 3 bin 500 TL üzerinde olan cep telefonlarının alımında kredi taksit sayısı 6 ile sınırlandırılmıştı.) Telefon bağımlılığımız mental ve fiziksel problemler yaratıyor: Türkiye’deki telefon kullanıcıları, bağımlılıktan dolayı Avrupalılara göre daha fazla mental ve fiziksel sorun yaşadığını belirtiyor. Kullanıcıların yüzde 46’sı telefonunu devamlı kontrol etme ihtiyacı hissettiğini söylerken, bu oran Avrupa’da yüzde 21. Kullanıcıların yüzde
32’si çok fazla telefon kullanımı yüzünden, aile veya arkadaşlarıyla bir arada olduklarında ‘yüz yüze’ iletişim kuramadıklarını ifade ediyor. Türkiye’de kullanıcıların yüzde 26’sı çok fazla telefon kullanımından dolayı fiziksel problemlerle karşılaştığını belirtirken bu oran Avrupalı kullanıcılar arasında yüzde 7. Kullanım şartları ve koşullarını okumadan kabul ediyoruz: Kişisel bilgilerimizin şirketler tarafından kullanıldığını düşünüyoruz ancak yine de çoğumuz kullanım şartları ve koşullarını okumadan kabul ediyoruz. Türkiye’deki katılımcılar, yüzde 76 oranında kişisel bilgilerinin şirketler tarafından kullanıldığını, yüzde 69 oranında ise kişisel bilgilerinin üçüncü taraflarla paylaşıldığını düşünüyor. Bu iki oranda da Türkiye, Avrupa ortalamasına yakın. Türkiye’deki katılımcılar yüzde 55 oranla en fazla e-posta bilgilerini online olarak paylaştıklarını belirtirken, bunu telefon numarası, konum bilgisi ve fotoğraflar izliyor. Türkiye’deki kullanıcıların bu konudaki farkındalığının çalışmanın yapıldığı diğer ülkelerdeki kullanıcılara göre daha yüksek olduğu görülüyor. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 12’si kullanım şartları ve koşullarını okumadan asla kabul etmeyeceğini belirtirken bu oran Avrupa’da ortalama yüzde 7. (Araştırmanın tüm katılımcılarına baktığımızda; bir uygulama yüklerken, Wi-Fi hotspot’larına erişirken, uygulama güncellemelerinde vb. sorulan ‘Kullanım Şartları ve Koşulları’nı yüzde 45 oranında neredeyse hiç okumadan kabul ettiklerini belirtiyor.) 5G’yi sabırsızlıkla bekliyoruz: Raporda 2017 yılına göre en çok artış gösteren haberleşme yöntemleri olan internet üzerinden sesli ve görüntülü konuşmanın 5G’ye karşı duyulan ilgiyi de artırdığı değerlendirildi. Türkiye’deki kullanıcıların yüzde 43’ü 5G altyapısına mümkün olan en kısa sürede geçmek istediklerini belirtirken, Avrupalı kullanıcıların sadece yüzde 16’sı mümkün olan en kısa sürede 5G’ye geçmek istediklerini ifade etti.
Rakamlarla Türkiye: • Telefonunu devamlı kontrol etme ihtiyacı hissedenler: %46 • Aşırı telefon kullanımından dolayı fiziksel acı çekenler: %26 • Günde en az bir kere Instagram’da vakit geçirenler: %49 • Günde en az bir kere Twitter’da vakit geçirenler: %23 • Oyun oynamak için cep telefonunu tercih edenler: %55 • Akıllı telefondan her gün oyun oynayanlar: %50
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Windows İşletim Sisteminde Bir Sıfır Gün Açığı! Kaspersky otomatik tespit teknolojileri bir Windows sıfır gün açığı buldu. Bu açık sayesinde saldırganlar hedef aldıkları makinelerde üst düzey yetki sahibi olabiliyor ve Google Chrome tarayıcısındaki koruma mekanizmalarından kaçınabiliyor. Yeni keşfedilen bu açık WizardOpium adlı operasyonda kullanıldı… Yazılımlarda daha önceden keşfedilmeyen açıklara sıfır gün açıkları adı veriliyor. Bu açıkları bulan suçlular, uzun süre fark edilmeden ciddi ve beklenmedik zararlar verebiliyor. Sıradan güvenlik çözümleri sisteme sızıldığını anlayamayıp kullanıcıları henüz tespit edilmemiş bu tehditten koruyamıyor. Kaspersky araştırmacıları Windows’taki bu açığı başka bir sıfır gün açığı sayesinde belirledi. Şirketin birçok ürününde yer alan Kaspersky Açık Önleme teknolojisi Kasım 2019’da Google Chrome’da bir sıfır gün açığı tespit etti. Bu açık, saldırganların hedef bilgisayarda istediği kodu çalıştırmasına olanak veriyordu. Uzmanların “WizardOpium” adını verdiği bu saldırılarda, bu sefer Windows işletim sisteminde yer alan başka bir açık keşfedildi. Yeni keşfedilen Windows sıfır gün açığının (CVE-2019-1458) saldırganlara üst düzey yetki verdiği ve daha önceden keşfedilen Google Chrome açığının bir parçası olduğu anlaşıldı. Bu açık, hedef bilgisayarda daha fazla yetki almayı sağlamasının yanı sıra Chrome’un tarayıcıyı ve kullanıcıyı saldırılardan koruyan sanal işlem ortamından kaçmaya da yarıyordu. Ayrıntılı analizler sonucunda açığın win32.sys sürücüsünde olduğu belirlendi. Açık Windows 7’nin en son yamalı sürümlerinde ve hatta bazı Windows 10 sürümlerinde (Windows 10’un yeni sürümleri bundan etkilenmiyor) görüldü. Kaspersky Güvenlik Araştırmacısı Anton Ivanov, “Bu tür saldırılar için çok fazla kaynak gerekli olsa da saldırganlar sonunda çok büyük avantajlar elde ediyor ve gördüğümüz kadarıyla bunu memnuniyetle kullanıyor. Sıfır gün açıklarının sayısı giderek artıyor ve bu durumun değişme ihtimali çok düşük. Kurumlar mümkün olan en güncel tehdit istihbaratına güvenip sıfır gün açıkları gibi daha önceden bilinmeyen tehditlere karşı proaktif koruma teknolojilerinden yararlanmalı” dedi. Kaspersky ürünleri bu açıktan faydalanmaya çalışan zararlı yazılımı PDM:Exploit.Win32.Generic adıyla tespit ediyor. Tespit edilen açık Microsoft’a bildirildi ve 10 Aralık’ta yayınlanan yamayla kapatıldı. Kaspersky, Windows sıfır gün açıkları üzerinden arka kapı yüklenmesini önlemek için şu güvenlik önlemlerinin alınmasını tavsiye ediyor: • Microsoft’un bu yeni açık için yayınladığı yamayı hemen kurun. Yamayı kurduğunuzda tehdit aktörleri bu açıktan yararlanamayacaktır. • Kurumunuzun güvenliğinden endişe ediyorsanız yeni bir güvenlik yaması yayınlandığında tüm yazılımların güncellendiğinden emin olun. Zayıflık değerlendirmesi ve yama yönetimi özelliklerine sahip güvenlik ürünleri kullanarak bu işlemlerin otomatik yapılmasını sağlayın. • Bilinmeyen tehditlere karşı korunmak için, davranış tabanlı tespit özelliklerine sahip bir güvenlik çözümü kullanın.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
Türk Telekom Fiberde 7,5 Milyon Kilometreye Ulaştı
IT
network
Türkiye’nin lider iletişim ve teknoloji şirketi Türk Telekom, müşterilerine sürekli ve kesintisiz hizmet ulaştırmak için gerçekleştirdiği altyapı yatırımlarıyla ülkemizin teknolojik dönüşümüne büyük katkı sağlıyor. Türkiye’deki fiber altyapının yüzde 80’inde imzası bulunan Türk Telekom, yatırımlarıyla 2019 Aralık itibariyle toplamda 303 bin km fiber hat ile 7,5 milyon kilometre fiber ağ uzunluğuna ulaştı. Türkiye’nin dijital varlıklarının kurucusu ve geliştiricisi Türk Telekom’un CEO’su Ümit Önal, şirketin fiber yatırımlarında geldiği son noktayı ve gelecek dönem hedeflerini paylaşmak üzere basın mensuplarıyla İstanbul’da bir araya geldi. 2019 yılının Türk Telekom için oldukça başarılı geçtiğini kaydeden Önal, yılın ilk 9 ayında yüzde 15,6’lık büyüme ve 1,9 milyar TL net kâr ile son 11 yılın gelir artışında rekor kırdıklarını söyledi. Türk Telekom’un bu toprakların milli bir değeri olduğunun altını çizen Ümit Önal, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için çalışmalarını hızlandırdıklarını kaydetti. Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, ülkenin dijital dönüşümüne son 14 yılda 16,2 milyar dolar yatırım yaptıklarını, dijitalleşmenin olmazsa olmazı fiber altyapılarını ise son 10 yılda 10 kattan fazla artırdıklarını belirtti.
“Fiber ağımız 7,5 milyon kilometre”
20
Ümit Önal, “Türk Telekom olarak Türkiye’yi adeta fiber ağlarla ördük. Türkiye’nin 81 ilini köşe bucak sararak, yatırım yapmadık yer bırakmadık. Fiber şebekemiz ile ulaştığımız hane sayısını son 2 yılda rekor düzeye eriştirerek, 5 milyonun üzerinde artırmayı başardık. Gururla söylemek isterim ki; Türk Telekom’un fiber hane kapsamasını 2019 Aralık ayı itibariyle 21,7 milyon haneye yükselttik. Bugün altyapımız 303 bin kilometre fiber hat ile 7,5 milyon kilometre fiber ağa ulaştı” dedi. Fiberdeki çarpıcı 7,5 milyon kilometre ifadesine de açıklık getiren Önal, “Uluslararası kuruluşlar, ülkelerdeki mevcut fiber altyapıyı; fiberle erişilen hane sayısı, hane fiber penetrasyonu ve abone fiberleşme oranı gibi, daha doğru ve tutarlı sonuçlar veren metriklerle karşılaştırmayı tercih ediyor. Fiber altyapılarıyla ilgili OECD ülkeleriyle Türkiye arasında bir kıyaslama yapılacaksa uluslararası geçerliliği olan kriterler baz alınmalıdır. Türkiye’de çeşitli kaynaklar tarafından gündeme getirilen yurt dışındaki fiber uzunluk verileri, fiber kabloların içlerinde bulunan tekil kablo uzunlukları-
Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, şirketin fiber yatırımlarında geldiği son noktayı ve gelecek dönem hedeflerini paylaşmak üzere basın mensuplarıyla İstanbul’da bir araya geldi. Önal “Ağustos böceği gibi yüksek ses çıkartmak yerine karınca gibi” çalıştıklarını söyleyerek, Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna en yakın rakibinin 7 katı altyapı yatırımı yaptıklarını belirtti… nın ayrı ayrı hesaplanmasıyla elde ediliyor. Bu şekilde bir hesaplama yapıldığında Türk Telekom’un ülke genelindeki fiber uzunluğu da 7,5 milyon kilometreye ulaşıyor” diye konuştu.
Avrupa Ülkelerini Geride Bıraktı Önal, “Ülkemizin dört bir yanını, yüksek kapasiteli ve hızlı internet altyapısıyla ilmek ilmek örüyoruz. En büyük metropolümüz İstanbul’u ele alırsak; İstanbul’da abone fiberleşme oranımız yüzde 76. Türkiye şu anda sahip olduğu fiber altyapıyla çok sayıda OECD ülkesini geride bırakarak, 5G öncesi büyük bir atılım gerçekleştirmiş oldu. OECD ülkelerinin ortalamaları dikkate alındığında; yüzde 20’lik abone fiberleşme oranıyla Türkiye, bu kategoride İsviçre, Hollanda, Fransa, Kanada, ABD, İtalya, Almanya, İngiltere, Belçika gibi gelişmiş ülkeleri geride bırakıyor” dedi.
“Her gün altyapımıza ortalama 2 bin kilometre fiber ekliyoruz” Tüm zorlu coğrafi koşullarda, sadece kârlı yerlerde değil Türkiye’nin her karışında, büyük bir özveriyle çalıştıklarını ifade eden Ümit Önal, “Her gün altyapımıza ortalama 2 bin kilometre fiber ekliyoruz. Bu rakam Türkiye’nin en batısından en doğusuna kadar her gün en az bir kez gitmek anlamına geliyor. Ülkemizdeki fiber altyapının yüzde 80’inde Türk Telekom imzası bulunuyor. Altyapı yatırımı söz konusu olduğunda, en yakın rakibimizin her 5 birimlik yatırımına karşı biz, 100 birimlik altyapı erişim yatırımı yapıyoruz. Sadece haneye fiber olarak değerlendirdiğimizde, en yakın rakibimizin ayda 5 bin yeni haneye erişim sağlamasına karşılık, biz her gün 10 bin yeni haneye erişim sağlıyoruz. Ağustos böceği gibi yüksek ses çıkartmak yerine karınca gibi çalışarak, Türkiye’nin bir ucundan diğer ucuna en yakın rakibimizin 7 katı altyapı yatırımı yapıyoruz. Bu altyapı, Türkiye’nin altyapısıdır. Talep eden her operatör bu altyapıyı kullanabilir. 2018 yılında sektörün tüm oyuncularının mutabakatıyla imzalanmış olan ‘Sabit Elektronik İletişim Altyapısını Kiralama İş Birliği Protokolü’ çerçevesinde biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Eğer gerçekten Türkiye’nin teknolojik refahı önceliklendiriliyorsa, bu ancak 3 şey ile mümkündür. Birincisi ortaya konulan taleplerin hukuki olması, ikincisi gelen taleplerin ticari bir mantığa dayanması ve üçüncüsü de bu talep-
lerin rasyonel olmasıdır. Türkiye’nin dijitalleşme sürecinin ivme kazanması ve altyapısının maksimum seviyeye ulaşması ancak; mevcut kurallar çerçevesinde, tüm oyuncular tarafından kabul edilmiş ve imzalanmış ortak altyapı protokolünün etkin şekilde uygulanmasıyla mümkün olabilir” diye konuştu.
2 yılda 2,2 milyon yeni haneye internet Sadece son 2 yılda fiber hizmet verilebilecek hane sayısını ikiye katladıklarını söyleyen Ümit Önal, yapılan bu yatırımlarla 2 yılda yaklaşık 2,2 milyon yeni haneye internet erişimi sağladıklarını söyledi. Türkiye’nin genişbant hane penetrasyonunu son 2 yılda yüzde 47’den yüzde 57’ye yükselttiklerine dikkat çeken Önal, diğer yandan da, internet okuryazarlığını artırmaya yönelik Birleşmiş Milletler tarafından örnek gösterilen ‘İnternetle Hayat Kolay’ gibi sosyal sorumluluk projeleri ve ‘İnternet Bizden’ başta olmak üzere hesaplı tarifelerle internet penetrasyonunun artmasına katkı sağladıklarını açıkladı. Türk Telekom sabit genişbant abonelerinin kişi başı aylık ortalama data kullanımının 2014’ten bugüne yüzde 208’lik bir rekor artışla 37 GB’dan 114 GB’a yükseldiğini kaydetti.
“İstanbul’da fiber hizmet taleplerini ‘1 haftada’ karşılayacağız” Türk Telekom CEO’su Ümit Önal, 2020’de de Türkiye’nin her mahallesine fiber götürme hedefiyle çalışmalarının süreceğini ifade ederek, “Türkiye genişbant internet penetrasyonunu yüzde 70 seviyelerine taşıma konusunda var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Önümüzdeki yıl İstanbul’da altyapısı olmayıp altyapı talep eden müşteriye, bir hafta içerisinde fiberi yaşadıkları sokağa getirme sözü veriyoruz. İnanıyorum ki bu vaadimiz; Türk Telekom’un müşteri memnuniyetine verdiği önem açısından da, 2020’nin nasıl bir yıl olacağına dair ipuçları veriyordur” dedi. Önal, “Türk Telekom olarak altyapı yatırımlarımızın hızını kesmeden milli teknoloji dönüşümünün her adımında var olmayı sürdüreceğiz. Türkiye için değer yaratarak Türkiye’yi geleceğe bağlamaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Turkcell mühendisleri tarafından geliştirilen yerli e-posta servisi YaaniMail tanıtıldı merhaba@yaani.com Türkiye’nin e-posta platformu YaaniMail kurumsal ve bireysel kullanıcıların hizmetine sunuldu. Mobil uygulaması Turkcell abonelerinin internet paketini harcamayacak olan YaaniMail’in kullanıcı bilgileri Türkiye’de saklanarak yurtdışına çıkmayacak… Dijital operatör Turkcell önemli bir servisi daha hayata geçirerek yerli e-posta platformu YaaniMail’i kullanıma sundu. Hem kurumsal hem bireysel kullanıcılar için başlatılan YaaniMail, Turkcell’in Ar-Ge departmanındaki mühendisler tarafından geliştirildi. @yaani.com uzantısıyla hizmet verecek olan platform, küresel rakiplere karşı güçlü bir yerli alternatif sunarken, güvenlik açısından da önemli bir işlev görecek. YaaniMail kullanıcılarının bilgisi Turkcell’in veri merkezlerinde depolanacak. Bir yıl içinde 2 milyon kayıtlı kullanıcıya ulaşmayı hedefleyen YaaniMail, hem e-posta hem takvim özelliklerini bir arada sunacak. Hizmete yeni girmesi sayesinde ad-soyad ile e-posta adresi alınabilen platformun mobil uygulaması, Turkcell abonelerinin internet paketinden harcamadan kullanılabilecek. Kurumsal kullanıcılarına Türk Lirası ile lisans almanın yanı sıra kendi alan adları ile hizmet imkanı sağlayan YaaniMail’de 7 gün 24 saat Türkçe destek veriliyor.
Ataç Tansuğ: “Dijital servisler kullanıldıkça büyüyor ve gelişiyor” Türkiye’yi YaaniMail ile tanıştırmaktan ötürü büyük mutluluk duyduklarını söyleyen Turkcell Dijital Servisler ve Çözümlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ataç Tansuğ “Yine tamamıyla Türkiye’nin uygulaması olan bir servis geliştirdik. Turkcell olarak Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalsın prensibiyle yerli dijital servislere devam ediyoruz. Ülkeler kadar kurumlar ve kişilerin de datalarına sahip çıkmasını istiyoruz. Bu anlamda, geliştirilen servislerin kullanılmasının da önemi büyük. Türk halkının bu uygulamalara sahip çıkmasını, iyileştirilmesi gereken yerler konusunda bizi uyarmalarını bekliyoruz. Bu servisler kullanıldıkça gelişiyor ve büyüyor. Türkiye’den global ölçekte teknoloji markaları çıkmasını istiyorsak bu uygulamaları kullanmamız da kritik önem taşıyor” dedi. Güvenli ve güçlü teknolojik altyapısı ile hizmet verecek olan YaaniMail, Turkcell’in bulut depolama platformu Lifebox ve doğrulama servisi Hızlı Giriş ile entegre çalışacak. Teknolojide dışa bağımlılığı azaltacak bir hamle olarak dikkat çeken YaaniMail, Türkiye’ye vergi geliri ve istihdam sağladığı gibi, kullanıcı verilerinin yurtiçinde kalmasına da büyük katkı sağlayacak.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Huawei, Tofaş’ın Veri Tabanı Altyapısı Dönüşümü Projesinde Çözüm Ortağı Oldu
Sektör Market
Tofaş, hayata geçirdiği dijital dönüşüm sürecinde, Huawei ile iş birliğine gitti. Veri tabanı altyapı dönüşüm projesi, kurumun ticari iş süreçleri, finans ve üretim süreçlerine doğrudan katkı sağlamak amacıyla hayata geçirildi. Proje, Huawei Türkiye Enterprise İş Birimi tarafından gerçekleştirildi.
IT
network
Huawei Türkiye Enterprise İş Birimi, Tofaş iş birliği kapsamında, tüm iş süreçlerinde operasyonel verimlilik sağlaması hedefiyle veri tabanı altyapı dönüşüm projesine imza attı. Tofaş’ın ana iş kollarında hız ve verimlilik sağlayacak olan proje, gerçekleştirilen sunucu transferi kriterleri bakımından da Türkiye’de ilk ve tek veri göçü olma özelliğine sahip. FusionCube DB sunucusunun kullanıldığı dönüşümle, çok daha esnek bir yapı ve kullanıcı dostu arayüz söz konusu. Sekiz farklı ana veri tabanının kullanıldığı sistemin genişletilebilir veri kapasitesi, ihtiyaca yönelik olarak artırılabiliyor. Hızlı ve güvenli veri kurtarma süreçleri açısından da önemli faydalar sağlayan bu dönüşüm, Tofaş için birçok alanda farklı kazanımları da beraberinde getirdi. Aynı anda birçok veri tabanı transferi sorunsuz ve kayıpsız şekilde gerçekleştirilirken, kritik süreçlerde de performansın 3 kat arttığı gözlendi. Operasyon dâhilinde bir haftalık süre sonunda 20 TB’lık veri transferi gerçekleştirildi. Maliyeti milyon dolarları bulabilecek veri kesintilerinin önlenmesi de proje açısından önemli konular arasındaydı. Ek destek yatırımlarıyla 5 yıl içinde yatırım maliyetinin yarı yarıya geri dönüşü, iş üretkenlik seviyesinin ar-
tırılması ve kullanım kolaylığı da projenin ana amaçlarından bazılarıydı.
Özgür Çetinoğlu: Bu dönüşümle hız kazandık Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Tofaş Bilgi ve İletişim Teknolojileri Direktörü Özgür Çetinoğlu, “Huawei Türkiye ile birlikte bu başarılı iş birliğini geliştirmiş olmaktan mutluyuz. İmza atmış olduğumuz veri tabanı altyapı dönüşüm projesi; üretim, ticari ve finansal süreçlerimiz açısından önemliydi. Bu transferle, ilgili süreçlerimizin hızlandığını söyleyebilirim. Modern bir altyapıya sahip, performans odaklı, esnek bir akıllı sunucu yapısı büyük önem taşıyor. Gelecekte de verimli ve başarılı iş birliğimizi sürdürmeyi umuyor, Huawei’ye teşekkür ediyoruz” dedi.
Öğüt: Esnek çalışma yeteneklerimizle performansı artırdık Huawei Kurumsal İş Grubu, Large Enterprise Satış Departmanı Direktörü Neriman Öğüt ise veri tabanı altyapı dönüşüm projesi ile ilgili olarak şunları söyledi; “Küresel deneyimle-
rimizi Tofaş gibi önemli bir kurum ile birlikte çalışarak değerlendirmek oldukça kıymetli. Bu projedeki en önemli kriterlerimizin başında performans geliyordu. Yeni nesil FusionCube DB sunucumuzun esnek çalışma yetenekleri ve performans değerleri, kayıpsız ve hızlı bir şekilde süreci yönetmemize yardımcı oldu. Bu süreçte 20 TB değerinde kritik veri transferi gerçekleştirdik. Bu kapasiteyi 60 TB seviyesine yükseltmek de mümkün. Bu hassas dönüşümü en iyi şekilde yöneten ve Huawei çözümlerini tercih eden Tofaş’a teşekkür ediyoruz.”
IDC’den Huawei’nin Tofaş projesine ödül Huawei’nin Tofaş adına hayata geçirdiği veri tabanı altyapı dönüşüm projesi, dünyanın önde gelen bilişim şirketlerinden IDC tarafından da ödüllendirildi. Proje, Kasım ayında İstanbul’da organize edilen “IDC Smart Manufacturing Summit 2019” etkinliği kapsamında, “Best Data Infrastructure Project of the Year (Yılın En İyi Veri Altyapı Projesi)” ödülüne layık görüldü.
4,3 milyon e-sertifika üretildi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, 2019 yılının üçüncü çeyreğine ilişkin Pazar Verileri Raporu’nu açıkladı. “Türkiye Elektronik Haberleşme Sektörü Üç Aylık Pazar Verileri”ne göre e-imza sertifika sayısı 3 milyon 723 bin 753’e yükseldi. Mobil imza sertifika sayısı ise 598 bin 338›e ulaştı. Toplamda 4 milyon 322 bin 91 sertifika oluşturuldu. 2019’un ikinci çeyreğine oranla e-imza sertifika sayısında yüzde 3,6 artış görüldü. Mobil imza sertifika sayısında yüzde 3 yükseliş gerçekleşti.
Mobil imzada artış yüzde 3 2019 yılının ikinci çeyreğinde 3 milyon 592 bin
22
BTK 2019’un üçüncü çeyrek verilerini yayımladı. Eylül 2019 sonu itibarıyla, 3,7 milyonu elektronik imza ve 598 bini mobil imza olmak üzere toplam 4,3 milyon sertifika oluşturuldu… 786 olan e-imza sertifika sayısı, 2019’un üçüncü çeyreğinde 3 milyon 723 bin 753’e ulaştı. 2019’un ikinci çeyreğinde 580 bin 992 olan mobil imza sertifika sayısı 598 bin 338’e ulaştı. Toplamda üretilen elektronik sertifika sayısı 4 milyon 322 bin 91’e ulaştı.
Zaman kaybını ve çevreye verilen zararı azaltıyor Türkiye’de her geçen gün artan e-imza uygulamalarının kamuya, özel sektöre ve vatandaşa önemli katma değerler sağladığını vurgulayan
E-GÜVEN Genel Müdürü Can Orhun “E-imza ile devletler vatandaşlara, şirketler de müşterilerine daha iyi hizmet veriyor. Bireylere kimlik doğrulama ve imza gerektiren süreçlerde büyük kolaylık sağlayan e-dönüşüm sürecinin temel uygulaması olan e-imza, zaman ve operasyon verimliliği ile ülke ekonomisine çok yönlü katkı sağlıyor. E-imza çözümlerimizle ıslak imzanın neden olduğu zaman kaybını ve kağıt kullanımıyla çevreye verilen zararı büyük ölçüde azaltıyor, daha etkin ve güvenli bilgi alışverişi sağlanmasında rol oynuyoruz” açıklamasında bulundu.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
2020 Yılında Öne Çıkacak Müşteri Deneyimi Trendleri Müşteri deneyimi ile farklılaşmak ve rekabette öne çıkmak isteyen işletmeler 2020 yılında teknoloji ile şekillenen yeni trendlere odaklanacak…
ROPO Teknoloji ile birlikte tüketici alışkanlıklarının değiştiğini ve müşteri deneyiminde yeni trendlerin ortaya çıktığını belirten Genç, şunları söyledi: “E-ticaretin yükselişiyle fiziksel mağazalar gözden düşmeye başlasa da halen birçok sektörde fiziksel mağazalar lokomotif konumunda. Daha uygun fiyat ve adrese teslimat gibi avantajlar e-ticaret kanalını öne çıkarsa da tüketiciler görmeden satın almak istemiyorlar. ROPO (Research Online Purchase Offline) yani online araştırma yapıp offline satın alma trendi yükselişte. Hızlı tüketim dışında kalan ürünlerde bu eğiliminin oldukça yaygın olduğunu görüyoruz. ROPO’nun tersi (Research Offline Purchase Online) yani fiziksel mağazada deneyimleyip satın almayı e-ticaret sitesinden yapma eğiliminde de artış var. Sanal ve fiziksel mağazaları birbirine rakip olarak konumlandırmak yerine birbirini destekleyen bir yapı oluşturmak en doğrusu olacaktır. Fiziksel mağazalar aynı zamanda deneyim merkezlerine dönüşüyor. Birçok marka fiziksel mağazadaki müşterilerine sanal mağazada geçerli indirim kodu sunmaya başladı. Bu sayede sanal mağazadaki satışların yüzde kaçının fiziksel mağazadan geldiğini ölçümleme şansına da sahip olmak mümkün. Bu senaryonun tam tersini de görüyoruz. Fiziksel ve sanal mağazaların avantajlarını birbirini destekleyecek şekilde kullanım yaygınlaşıyor.”
Omni-channel yönetim Müşteri deneyimi yönetiminde artık çoklu kanal yerine omni-channel yaklaşımın tercih edildiğini belirten Genç sözlerine şöyle devam etti: “Müşterilerinize farklı iletişim kanalları üzerinden ulaşıyor olabilirsiniz. Web sitesi, mobil uygulama, fiziksel mağaza, sosyal medya, sms, e-posta vb. Tüm bu kanalları omni-channel bir yaklaşımla yönetmek büyük avantajları beraberinde getiriyor. Kusursuz müşteri deneyimini hedefleyen şirketler tüm geri bildirimleri tek bir noktada toplamayı ve yönetmeyi tercih ediyor. Tüm temas noktalarında müşteri deneyimini ölçümleyip, müşteri yolculuk haritasına genel bir bakış yapmak kayıp müşteri oranını da (churn rate) düşürüyor.”
Otomasyon ve entegrasyon “Müşteri deneyimi anlık ölçümlenmeli” diyen Hasan Genç, şöyle dedi: “Şirketler artık müşterilerine dönemsel anketler sunmak yerine, temas noktalarında anlık ölçümleme yapacak otomasyonlar oluşturuyor. Alışveriş sonrası sms, e-posta ile deneyimlerinin nasıl olduğunu soruyorlar. Web sitelerini ziyaret eden müşterilerinden web sitelerini geliştirmek için öneriler istiyorlar. Ne kadar çok otomasyon, o kadar az insan gücü demektir. Teknolojinin sunduğu avantajları kullanıp, API ve SDK ile farklı sistemler arasında entegrasyonlar sağlamak mümkün. Bağımsız sistemler yerine birbiriyle entegre çalışabilen bulut çözümler tercih ediliyor.”
Yapay zeka ile duygu analizi Yapay zekanın her alanda yaygınlaştığını ifade eden Genç konu hakkında şu şekilde konuştu: “Her müşteri yorumunu dikkatlice okumak ve değerlendirmek gerekiyor. Geri bildirimler teşekkür, öneri veya şikayet olarak sınıflandırılmalı. Gerekli durumlarda müşterilere mutlaka geri dönüş sağlamak gerekiyor. Yapay zeka destekli metin analizi yapan sistemler kullanarak tüm bu işlemleri hızlıca yapmak mümkün. Müşteri yorumlarının duygu analizi (sentiment) ile ölçümlenmesi müşteri deneyiminde yeni bir metrik olarak karşımıza çıkıyor.”
Kiosk ile anlık ve hızlı geri bildirim Anlık ve hızlı geri bildirim almanın önemine değinen Genç, şunları söyledi: “Müşterilerinizden anlık ve hızlı geri bildirim almak için kullanabileceğiniz kanalların başında kiosk ekranlar geliyor. Müşterinizin ek bir uygulama veya cihaz kullanmadan sizin sunacağınız kiosk ekran üzerinden değerlendirme yapmasına imkan sunabilirsiniz. Yüksek frekansta toplayacağınız yanıtlarla NPS ve mutluluk oranını temas noktası bazında ölçebilirsiniz. Kiosk ekranları 2020 yılında daha sık görüyor olacağız.”
Sektör Market
Yüzde yüz yerli sermaye ile 2017 yılında kurulan bir girişim olan Wiseback, müşteri deneyimi yönetimi üzerine bulut tabanlı ve yapay zeka destekli bir çözüm sunuyor. İşletmelerin, web sitesi, mobil uygulama, e-posta, kiosk, sms, kare kod kanalları üzerinden omni-channel bir yapıda geri bildirim toplamasını, mutluluk skoru ve NPS ölçümü yapmasını sağlayan Wiseback, sunduğu yönetim ekranları ile uçtan uca müşteri deneyimi yönetimine imkan sunuyor. Müşteri deneyimi yönetim çözümü Wiseback’in Kurucu Ortağı Hasan Genç, yaptığı açıklamada 2020 yılında öne çıkacak müşteri deneyimi trendleri hakkında bilgi verdi.
ölçümlemek gerekiyor. Müşteri deneyimi metrikleri arasında son yıllarda öne çıkan NPS’in yükselişi devam ediyor. Tek bir soru ile müşteri sadakatini ölçümlemeye imkan sunan NPS dünyanın en büyük şirketlerinin de tercihi. NPS skoru ile gelir arasında çok güçlü bir korelasyon olduğu kanıtlandı. Şirketler NPS anketlerinde mantıksal bir akış oluşturup düşük puan veren müşterilerinden daha fazla bilgi almaya çalışıyor.”
IT
network
Çalışan deneyimi ve eNPS Son olarak çalışan deneyimi ve müşteri deneyiminin bir elmanın iki yarısı gibi olduğunu belirten Genç, şu açıklamada bulundu: “Her iddialı markanın hedefi kusursuz müşteri deneyimi sunmak. Kusursuz müşteri deneyimine giden yol çalışan deneyiminden geçiyor. Çalışanlarınıza iyi bir deneyim sunmuyorsanız kusursuz müşteri deneyimini unutun. Çalışan deneyimi için eNPS (employee NPS) ve diğer ölçümleme metotlarını kullanabilirsiniz. Dönemsel anketler ile çalışan deneyimini ölçümleyin ve çalışanlarınızdan ürün ve hizmetlerinizi geliştirebilmek için öneri isteyin.”
NPS Son yılların gözde müşteri sadakat metriği NPS’den bahseden Genç, şunları söyledi: “İş dünyasındaki en basit kurallardan bir tanesi: Ölçmeden yönetemezsiniz! Müşteri deneyimlerini mutlaka tüm temas noktalarında
23
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
Microsoft CFO Etkinliği Teknoloji ve Finans Dünyasını Buluşturdu
IT
network
24
Finans sektörü teknoloji sayesinde yaşadığı köklü bir değişimden geçiyor. Finansal hizmetler pazarında hayatta kalmak için teknolojik avantajlara sahip olmak önem kazanıyor. Kurumların ve bireylerin daha fazlasını başarması hedefiyle operasyonlarını sürdüren Microsoft Türkiye, sektörün geleceğine ışık tutan “Finans 4.0 ve CFO’nun Değişen Rolü” etkinliğinde Türkiye’den ve dünyadan finans uzmanları ile sektöründe lider şirketlerin CFO’larını ağırladı. 18 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleşen etkinlikte yapay zekâ ve büyük veri analitiğiyle finansta yaşanan hızlı değişim, bir kaldıraç olarak teknolojinin beraberinde getirdiği rekabet, teknolojiyle sağlanan verimlilik ve maliyet avantajları, finansta robotlar ve otonom sistemler, kısa ve orta vadeli genel ekonomik görünüm ve geleceğin finans trendleri ele alındı. Microsoft MEA Finans Direktörü Massimo Melessaccio, “Datanın Demokratikleştiği Dünyada CFO´nun Yeni Rolü” başlıklı konuşmasında şunlara değindi: “Dijital dönüşümü benimseyen kurumlar çalışanlarını güçlendiriyor, operasyonlarını optimize ediyor, ürünlerini dönüştürüyor ve müşterilerine entegre oluyor. Günümüz finans dünyasında regülasyon gereklilikleri giderek artıyor, yetenekli araçlar bulmak zorlaşıyor, çok fazla dosyalama ve kayıt altına alma işlemi yapılıyor. Özellikle finans fonksiyonlarında inovasyona ve dijital dönüşüme açık olan şirketler disiplinli çalışmayı merkeze alıp sunduğu hizmetlerde esneklik kazanıyor. Microsoft’ta 2009’dan bugüne kadar finans fonksiyonunda çalışan sayımız yüzde 15 artarken modern finans araçlarımızın da desteğiyle, gelirimiz yüzde 115’e yükseldi. Finanstaki dönüşümden tüm şirketlerin faydalanmasını istiyoruz. Biz, Microsoft 365, Azure ve Dynamics 365 ürünlerimizle finansta inovasyonu hızlandırıyoruz. Şirketlere datayı akıllı ka-
Finans sektöründe dünyada başarı sağlayan dijital dönüşüm projeleri ve finansın geleceği, Microsoft Türkiye’nin düzenlediği “Finans 4.0 ve CFO’nun Değişen Rolü” etkinliğinde ele alındı. Türkiye’nin önce gelen şirketlerinin CFO’larının (Finans Direktörleri) katıldığı etkinlikte önümüzdeki döneme damga vuracak olan finansal dijital dönüşüm senaryoları katılımcılarla paylaşılırken alanında uzman konuşmacılar başarı hikâyelerini anlattı… rarlarla değere dönüştürme yeteneği sunuyoruz. Akıllı sistemlerin sunduğu analiz ve karar verme yetenekleriyle zamandan kazanmak, esnek ve verimli çalışmak isteyen şirketlerde, Finans Direktörleri ile Bilişim Direktörlerinin yakın çalışmalar sürdürmesi gerektiğine inanıyoruz.” Microsoft Türkiye CFO’su Müge Çelebi Özdemir, yaptığı konuşmada: “Microsoft Türkiye’de etkili bir finansal dönüşüm süreci yaşıyoruz. Öncelikle finansal analiz ve raporlama alanını iyileştirmeyle işe başladık. Sonra, yapay zekâ ve makine öğrenmesi inovatif teknolojilerimizden faydalanarak bir finansal strateji ve öngörü sistemi oluşturduk. Risk yönetimi de en önemli alanlarımızdan birini oluşturuyor. Burada da blockchain gibi yeni teknolojilerle güncel ve güvenli operasyonlar yürütüyoruz. İş süreçlerimizin otomasyonunu gerçekleştirerek zaman alan, tekrar eden işlerimizi seri ve hatasız hale getirdik. CFO’lar olarak çok fazla araç ve yazılımla iş yapıyoruz. Hedefimiz, işlerimizi kolaylaştırmak ve zaman kazanmak olmalı. Microsoft Dynamics sayesinde örneğin faturaların ve masrafların sadece fotoğrafını çekerek kâğıt israfını önemli ölçüde azaltıyoruz. MS Insight ile tüm
yazılımlarımızın birbiriyle çalışabilmesini sağladık. Yılsonu gelir tahminlerimizde ise makine öğreniminden de faydalanıyoruz. Bu, öngörüye dayalı, inovasyon odaklı, işlemlerimiz de bizi insana özgü hatalardan kurtarıyor. Microsoft Teams ile de toplantılarımızı daha verimli ve her yerden erişilebilir hale getirdik” dedi. İlham verici konuşmalara ve oturumlara ev sahipliği yapan etkinlikte EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Bölüm Başkanı Gökhan Gümüşlü, Microsoft Bölge Kıdemli Finans Müdürü Gülru Gürkan, sunumlarını yaptıktan sonra Borusan Lojistik CIO’su Anıl Gül ve Borusan Lojistik CFO’su Aydın Başar ile “CIO ve CFO Gözüyle Finans Yöneticisinin Değişen Rolü” adlı panel gerçekleştirdi. Finans 4.0 adlı uzman görüşleri panelinde ise Iceris Partner Satış Direktörü Rod Blackwell, SmartMessage Satış Direktörü Sevil Özkan ve UiPath Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Cora, dünyada başarıyla gerçekleşen finans çözümlerinden örnekler sundu. Etkinlik, Microsoft İş Analitiği ve Uygulamaları Çözüm Mimarı Mustafa Aşıroğlu’nun sunumuyla sona erdi.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Schneider Electric, Veri Merkezlerine Yönelik İlk Sıvı Soğutmalı Entegre IT Kabinini Sektöre Sundu Schneider Electric, Avnet ve Iceotope ile birlikte sektörün ilk ticari şasi bazlı ve batırmalı sıvı soğutmasına sahip entegre kabinini üretti. Bu yeni ürün ile çip yoğunlukları artarken, daha düşük işletme maliyetleri, daha yüksek verimlilik, daha az karbon ayak izi ve fansız çalışma mümkün oluyor. Batırmalı sıvı soğutmalı entegre IT kabin, sıvı soğutmalı sunucu çözümlerinin endüstrileştirilmesinde bir kilometre taşı niteliğinde… yüksek güvenilirlik ve neredeyse sessiz çalışma özellikleri sunuyor. Avnet, Iceotope ve Schneider Electric talep arttıkça ortaklığa başka sunucu OEM’lerini de dahil ederek tekliflerini genişletmeyi planladıklarını duyurdular. Schneider Electric İnovasyon ve Güvenli Güç CTO’su ve Kıdemli Başkan Yardımcısı Kevin Brown bu yeni çözüm ile ilgili şunları dile getirdi; “Schneider Electric veri merkezlerini daha sürdürülebilir hale getirmeyi taahhüt ediyor ve sıvı soğutma bu konuda oldukça güçlü bir yaklaşım. Bu son gelişme daha geleneksel ‘doğrudan çipe’ sıvı soğutma sistemlerinin uyumluluk ve servis edilebilirliğini sunarken aynı zamanda tank bazlı çözümlerin verimlilik ve etkinliğini sağlayan şasi bazlı batırmalı çözümlerin endüstrileştirilmesinde önemli bir ileri adım anlamına geliyor. İşlem yoğun uygulamalardaki artış hesaba katıldığında bu yaklaşımın son derece umut verici olduğunu düşünüyoruz.” Avnet Integrated Global Başkanı Scott MacDonald; “Avnet önde gelen bir global teknoloji çözümleri sağlayıcısı olarak değişen pazarlara, trendlere ve teknolojilere uyum sağlama konusunda daima üstün başarı gösterdi. Bunu dünyanın en iyi teknoloji tasarımcıları ve donanım üreticileriyle ortaklık ku-
rarak yaptık, yapıyoruz. Son olarak müşterilerimize mümkün olan en iyi sıvı soğutma çözümlerini oluşturmak için sıvı soğutma alanında uzman Iceotope ve global altyapı devi Schneider Electric ile ortaklık kurduk. Müşterilerin artan çip yoğunlukları, zorlu IT ortamları, artan enerji maliyetleri, su kullanım kısıtlamaları ve yer kısıtları nedeniyle karşı karşıya kaldıkları soğutma zorluklarını akılcı bir şekilde ele alan bu çözümü entegre etmek, gerçekleştirmek ve desteklemekten dolayı heyecanlıyız” dedi. Iceotope CEO’su David Craig ise; “Iceotope olarak yenilikçi şasi düzeyi batırmalı sıvı soğutma teknolojimizi pazarın geneline sunmaktan dolayı son derece mutluyuz. Bu kapsamda Edge bilişim cihazlarından buluttaki daha büyük sunucu çiftliklerine kolayca ölçeklenebilen sıvı soğutma teknolojisi sunuyoruz. Ayrıca doğrudan çipe (direct-to-chip) sıvı soğutma sistemleriyle karşılaştırıldığında bizim yaklaşımımız daha verimli, daha güvenilir, daha fazla yer tasarrufu sağlıyor, fanları ortadan kaldırıyor ve veri merkezi çapında kurulduğunda maliyetleri azaltıyor” şeklinde konuştu.
Sektör Market
Enerji yönetimi ve otomasyonun dijital dönüşümünde dünya çapında uzman olan Schneider Electric, Avnet ve Iceotope ile birlikte sektörün ilk ticari şasi bazlı ve batırmalı sıvı soğutmasına sahip entegre kabinini geliştirdiklerini duyurdu. Yoğun işlemli uygulamalar için optimize edilen çözüm, enerji verimliliğini artırmak için yüksek güçlü bir GPU sunucusuyla Iceotope’un sıvı soğutma teknolojisini bir araya getiriyor. Avnet, veri merkezlerine veya Edge bilişim ortamlarına sade dağıtım yapmak için sıvı soğutmalı sunucuyla Schneider Electric’in NetShelter sıvı soğutmalı kabin sistemini entegre ediyor. Yeni nesil veri merkezi yönetimi yazılımı EcoStruxure IT Expert ve dijital servis EcoStruxure Asset Advisor ile birlikte sağlanan bu çözüm sayesinde, sistem EcoStruxure™’a uyumlu ve hazır hale geliyor. Türünün ilk örneği olan sıvı soğutmalı çözüm, yüksek işlem ihtiyacının daha fazla enerji kullanımı gerektirdiği büyük veri analitikleri, yapay zeka ve makine öğrenimi algoritma eğitimi geliştirmesi gibi uygulamalar için ideal. Son dönemde Gartner gibi kurumlar da bu konuda oldukça ilgi çeken raporlar yayınladılar. Gartner’a göre sıvı soğutma takip edilmesi gereken bir teknoloji. Analist Henrique Cecci de benzer bir şekilde veri merkezi operatörlerine “Modern sıvı soğutma çözümleri kullanarak soğutma enerjisi verimliliklerini en üst düzeye çıkarın” tavsiyesinde bulunuyor. Sıvı soğutma, GPU’ların yüksek güç yoğunluğuna rağmen daha yüksek verimlilik, daha düşük işletme maliyetleri, daha
IT
network
Life Digital Ürünlerinin Distribütörü Koyuncu Elektronik Oldu ABD merkezli Life Digital Technology, Türkiye’de distribütör ortağı olarak Koyuncu Elektronik ile anlaşma imzaladığını açıkladı. Orta Doğu, Afrika, BDT ve Hindistan alt kıtasındaki 50 ülkede varlığı ile bölgedeki en hızlı büyüyen PC şirketlerinden biri olan Life Digital, Türkiye’deki pazar payını hızla artırıyor. Koyuncu Elektronik’in tüm Türkiye çapındaki erişimi ve hizmet sunma becerisinin Türkiye stratejileri için çok önemli olduğunu dile getiren Life Digital Global Satış ve Pazarlama Direktörü Deepak Bhatia “Türkiye genelindeki tüketicilere, uygun fiyatlı, dünya standartlarında ürünler sunmaya devam etmek için Koyuncu Elektronik ile ortaklık
ABD merkezli Life Digital, ultra ince dizüstü bilgisayarlar, 2’si 1 arada dönüşebilir tabletler ve taşınabilir hepsi bir arada bilgisayarların dağıtımı için Koyuncu Elektronik ile anlaştı… kurmaktan mutluluk duyuyoruz. Kaliteden ve uygun fiyattan ödün vermeden, en üst seviye özelliklerde ve tarz sahibi ürünler sunmak için sürekli yenilikler yapıyoruz. Türkiye’deki teknolojiye çok hızlı adapte olan ve her zaman en üst seviye teknolojiyi kullanmak isteyen insanların hayatını kolaylaştıran yenilikçi ürünler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. Koyuncu Elektronik Genel Müdür Yardımcısı Ali Yipelli ise, ”Koyuncu Elektronik olarak distribütörlüğünü üstlendiğimiz uluslararası markalara Life Digital
markasını eklemiş olmaktan dolayı çok mutluyuz. Türkiye geneline yayılmış toptancılarımız, güçlü organize perakende zincirleri ve elektronik perakende iş ortaklarımız sayesinde diğer önemli pazarlarda gösterilen başarının ülkemizde de gerçekleşmesi için hep birlikte çalışacağız” ifadelerini kullandı. Life Digital, ultra ince dizüstü bilgisayar ve tablet ürün gruplarında liderliğini pekiştirirken, ilk defa BT ürünü satın alan kullanıcılar, öğrenciler ve fiyat odaklı tüketicileri memnun etmek üzerine çalışıyor.
25
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
OPPO 2020’de Yerel Yatırımlarını Sürdürecek
Sektör Market
OPPO Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, OPPO’nun Türkiye pazarında hangi aşamadan nereye geldiğini ve markanın 2020’deki yol haritasını paylaştı…
IT
network
Dünyanın lider akıllı telefon markalarından OPPO, bir yıl önce adım attığı Türkiye pazarında yükselişini sürdürüyor. OPPO olarak 2019’da gelmek istedikleri noktada olduklarını belirten OPPO Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, 2020’de çıkacak yeni modeller ve diğer yeni nesil ürünlerle ilgili bilgiler verdi. 2019’un başında kullanıcılarla buluşmaya başladıklarını, kısa sürede güzel tepkiler aldıklarını ve Türkiye’nin OPPO’yu sevdiğini ifade eden Weijian Zhou sözlerine şöyle devam etti: «OPPO’nun RX17 Pro, RX17 Neo ve AX7 akıllı telefon modelleriyle girdiğimiz pazarda hızlı bir şekilde kendimize yer bulmaya başladık. Mayıs 2019’da çıkan ilk Reno serimiz tasarım, fotoğraf, performans ve bağlantı özellikleriyle büyük beğeni topladı. Reno ürün ailesi OPPO’nun daha dinamik, hareketli ve genç yüzünü kullanıcılarımıza gösterdi.”
“Global tecrübelerden yerel stratejilere”
26
OPPO’nun Türkiye’de yeni hamleler yapacağı zaman global dünyadan gördüklerini referans alıp, hizmet verdiği sınırlarda yerel bir stratejiyle ilerlediklerini ifade eden Weijian Zhou, bu kapsamda başarılı şarkıcı Sıla ile iş birliği yaptıklarını söyledi. Weijian Zhou kampanyanın etkisi hakkında şu bilgileri paylaştı: “Yeni A Serisi 2020 modellerimizi duyurmak için OPPO’nun Avrupa bölgesinde ilk defa yerel bir kampanya yaptık. OPPO merkez yönetimi bize güvendi ve yerel kampanyamız için destek verdi. Bildiğiniz gibi Sıla ile bir reklam kampanyası yaptık ve güzel tepkiler aldık. Kampanyamızın etkisi sayesinde OPPO’nun ismi daha çok duyulmaya başladı. Bugün OPPO denildiğinde ‘Kamerası güzel olan telefon’ cevaplarını almaya başladık. Son olarak yeni Reno2
serisi kullanıcılarla buluşurken, biz yine yerel reklamlarla devam etmek istedik. Bu kez Sıla’nın yanı sıra Didem Soydan, Hakan Kurtaş ve Uraz Kaygılaroğlu gibi ünlü isimlerle iş birliği yaptık. Yeni kampanyamızın hikâyesini Türk edebiyatının büyük şairi Orhan Veli’nin şiiri üzerinden kurguladık. Orhan Veli ismi ilk defa bir marka ile yan yana geldi. Bu açıdan kendimizi çok ayrıcalıklı hissediyoruz. Bundan sonra yapacağımız tüm projelerde de bu ülkenin değerlerini sahiplenerek yolumuza devam etmek istiyoruz.” OPPO olarak 2019’da en doğru adımları attıklarını ve bu doğru adımların da en iyi sonuçları beraberinde getirdiğini belirten OPPO Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, “2020’de daha iyi ürünler getirerek, iş ortaklarımız ile daha iyi ilişkiler kurarak istediğimiz sonuçlara ulaşacağız” dedi.
Reno 3 ve Reno 4 serileri geliyor Weijian Zhou’nun paylaştığı bilgilere göre OPPO 2020’de; Reno 3, Reno 4 serileri ile A Serisi 2021 modelleri gibi pazara damgasını vuracak yenilikçi ürünleri kullanıcılarla buluşturacak. OPPO yeni modellerin yanı sıra akıllı ve hızlı bağlantı teknolojilerine, 5G’ye olan yatırımlarını güçlü bir şekilde sürdürecek.
“2020’de 5G alanında bir dönüm noktasına daha ulaşacağız” 5G teknolojisini farklı bir boyuta taşıyacaklarını anlatan OPPO Türkiye Genel Müdürü Weijian Zhou, sözlerine şöyle devam etti: “5G teknolojisini dünya çapında sahipleniyoruz. 2019’da Swisscom, Ericsson ve Qualcomm ile birlikte stratejik ortaklık kurarak ‘5G Landing
Project’i gerçekleştirdik. Bu iş birliği kapsamında Avrupa’nın ilk 5G bağlantılı telefonu olan OPPO Reno 5G’yi piyasaya sürdük. Türkiye’de ise iş ortaklarımızdan Turkcell, 5G altyapısı üzerinde yaptığı hız testini ilk kez OPPO Reno 5G ile gerçekleştirdi. 2020’de 5G alanında bir dönüm noktasına daha ulaşacağız. OPPO olarak, DSS (Dinamik Spektrum Paylaşımı) teknolojisini destekleyen ilk küresel akıllı telefon markası olduk. 2020’de DSS’nin etkin olduğu 5G akıllı telefonu piyasaya sürmeyi planlıyoruz. Bu konuda iş ortaklarımız Ericsson, Qualcomm, Swisscom ve Telstra ile birlikte çalışıyoruz. DSS teknolojisi, operatörlerin mevcut 4G ve 5G frekans spektrumlarından ve ağlarından yararlanmalarını sağlarken, 5G hizmetlerinin küresel dağıtımını hızlandırıyor ve 5G deneyimini daha geniş ölçekte yaşatıyor. Daha istikrarlı, kesintisiz ve hızlı 5G bağlantısı ve dolayısıyla daha iyi bir kullanıcı deneyimi bizi bekliyor olacak. 5G teknolojisi Türkiye’de kullanılmaya başlandığında OPPO kullanıcılarına bu hizmeti vermek için hazır olacak.”
Akıllı saatler, akıllı kulaklıklar ve AR gözlükleri kullanıcılarla buluşacak 2020’de OPPO’nun dünya teknoloji sektöründeki algısını değiştirmeye hazırlandıklarını vurgulayan Weijian Zhou, “OPPO artık sadece bir telefon firması olmayacak” dedi. Weijian Zhou, OPPO’nun 2020 vizyonunda yer alan akıllı saatler, akıllı kulaklıklar, AR gözlükleri gibi çeşitli akıllı cihazların dünya lansmanıyla birlikte Türkiye’ye de geleceğini sözlerine ekledi.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
PeP Visa Kart Yurt Dışı Harcamalarında Döviz Maliyetini Düşürecek Türkiye’nin yerli dijital cüzdanı PeP, Visa iş birliği ile yurt dışında yapılan ödeme, nakit çekim gibi hizmetlerde tüketicilere avantajlı döviz kurlarıyla hızlı, güvenli ve yenilikçi finansal çözümler sunuyor. Yurt dışına okumaya giden öğrenciler, ihracat yapan KOBİ’ler veya seyahat eden herkes Visa logolu PeP kartlarıyla avantajlı kurlardan alışveriş yapabilecek, ATM’lerden komisyonsuz para çekebilecek, yüzde 50’ye varan düşük maliyetler ile 7/24 para alıp gönderebilecek… Bİ’lerin ihtiyaçlarına yönelik yenilikçi ürünleri sahaya sürmeye devam edeceklerini söyledi.
Visa’nın sağladığı güven ağıyla uluslararası pazarlarda işlem yapılabilecek Visa Türkiye Genel Müdürü Merve Tezel, “Bugün tüm dünyada fintech’ler, yenilikçi ve teknoloji odaklı iş modelleri sayesinde, ödeme sektöründe hayatı kolaylaştıran ve özel ihtiyaçlara cevap veren yeni ürün ve hizmetler sunuyor. PeP’in ortaya koyduğu yaratıcı ve tüketici dostu fikir, özellikle yurt dışı alışverişleri için dijital bir ortamda, basit ve şeffaf bir hizmet beklentisi olan tüketicilerin ihtiyacına karşılık veriyor. İşbirliğimiz sayesinde PeP kart sahipleri, PeP’in sağladığı faydaları Visa’nın 200 ülkede 54 milyon işyeri ve 2,7 milyon ATM’yi kapsayan ağı ile dünyanın dört bir yanında kullanarak kolayca işlem yapma imkânına sahip olacak. İleri teknolojiyi gündelik yaşama entegre etme ve uluslararası ödemeler-
de tüketicilere pürüzsüz bir ödeme deneyimi sağlama vizyonumuzla birebir örtüşen bu çözümün bir parçası olmaktan ötürü mutluyuz” dedi.
Daha fazla güvenlik için her işlemde yenilenen şifre ve sanal kart numarası Yurt içi ve yurt dışında 7/24 para transferi, fatura, kurum ve diğer ödemelere olanak sağlayan, akaryakıt alımlarında özel avantajlardan yararlanma imkanı sunan bireysel ve kurumsal olarak kullanılabilen PeP, online alışverişte de yeni ve güvenli bir müşteri deneyimi vadediyor. Sunduğu kart hizmetlerinde, güvenlik için her işlemde yenilenen şifre ve sanal kart numarası seçeneği sunarak kart numarası veya şifresinin izinsiz olarak başkalarının eline geçmesiyle oluşabilecek riskleri ortadan kaldırıyor. PeP ayrıca ‘Para iste’ özelliği ile tahsilat, hak ediş yönetimi ve sosyal medya üzerinden satışlara yepyeni imkânlar sunuyor.
Sektör Market
PeP ve Visa iş birliği kapsamında, PeP Visa Kartı sahipleri, dünyanın dört bir yanında ve internette yaptıkları harcamaları avantajlı döviz kurları ile gerçekleştirecek, yurt dışında ATM’leri komisyonsuz kullanarak seyahatlerinde ekonomik fayda sağlayacaklar. PeP kartın tanıtıldığı basın toplantısında konuşan Paladyum Elektronik Para ve Ödeme Hizmetleri A.Ş. Genel Müdürü Artun Kumrulu, “Visa logolu PeP kart ve buna bağlı para transferi ve yurt dışı işlemlerinde, hem ticari hem bireysel harcamaların kur farkından zarar görmeden gerçekleştirilmesini sağlıyoruz. PeP üyeleri böylelikle Türkiye’nin yanı sıra yurt dışı işlemlerinde de avantajlı hizmetlerle buluşacak. Hedef kitlemiz; yurt dışına ticari veya turistik amaçlı seyahat edenler, yurt dışında yaşayanlar, eğitim için yurt dışına giden öğrenciler ve yurt dışından ödeme alan kişi ve şirketler. Visa logolu yeni PeP kartlar ile tüm bu segmentlere para transferi, ödeme alma gibi işlemlerde yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da avantajlı döviz kurları ve 7/24 hızlı işlem olanağı sunuyoruz. Örneğin, İngiltere’ye hafta içi, hafta sonu demeden para transferi yapıyor ve bunu sadece 5 dakikada gerçekleştiriyoruz” dedi. Kısa sürede Türkiye’de PeP ile 500 bin bireysel ve KOBİ kart müşterisine ulaştıklarını belirten Kumrulu, hem bireylerin hem de KO-
IT
network
Yılın En İtibarlı Teknoloji Perakendecisi MediaMarkt Seçildi MediaMarkt Türkiye Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (COO) Hulusi Acar “Tüketicinin her anlamda pozitif bir deneyim yaşadığı marka “tercih edilen marka” haline gelecektir. Bu ödül de bizim yaptığımız çalışmaların tüketici nezdinde olumlu karşılandığının en önemli bir göstergesi. Bizi bu ödüle layık gören vatandaşlarımıza teşekkür ederim” Türkiye’nin en geniş satış alanına sahip elektronik perakendecisi MediaMarkt 2020 yılına ödülle başladı. Marketing Türkiye Dergisi ve Akadametre’nn ortaklaşa düzenlediği “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri” farklı kategorilerden sektörlerde yer alan en iyi markaları ödüllendirirken Teknoloji Perakendecisi kategorisinin birincilik ödülü MediaMarkt Türkiye’ye verildi. 12 ilde bini aşkın kişiyle gerçekleştirilen araştırma sonrası yılın en itibarlı teknoloji perakendecisi seçilen MediaMarkt’ın bu ödülü almasında ise Müşteri Deneyimi alanında yaptığı çalışmaların etkili olduğu varsayılıyor.
MediaMarkt Türkiye, “The ONE Awards Bütünleşik Pazarlama Ödülleri”nde Teknoloji Perakendecisi kategorisinde yılın en itibarlı markası ödülünün sahibi oldu. MediaMarkt’ın birinci olduğu ödül, 12 ilde bini aşkın kişiyle yapılan araştırma sonrası verildi… Fark lılaşmanın formülünün; kusursuz bir ihtiyaç analizi ve hizmeti kişiselleştirmeden geçtiğini belirten MediaMarkt Türkiye Operasyondan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi (COO) Hulusi Acar “Müşterilerin yaşadığı deneyimin ona özel olması ve alacağı servis veya hizmetin “tam da kendisine göre” olduğunu deneyimlemesi gerekiyor. Kişiye özel deneyim fırsatlarını önceden öngörerek yani tüketici
beklentisine karşılık verecek alternatifler sunarak rakiplerinizden ayrışırsınız. Tüketici, yaşadığı olumlu olumsuz her tür deneyimi o markayla özdeşleştirir ve bir sonraki tutumunu da buna göre belirler. Dolayısıyla her anlamda pozitif bir deneyim yaşadığı bir marka; tüketici için “tercih edilen marka” haline gelecektir. Bu ödül de bizim yaptığımız çalışmaların tüketici nezdinde olumlu karşılandığının en önemli bir göstergesi. Bizi bu ödüle layık gören vatandaşlarımıza ve müşterilerimizin bizi tercih etmesi için canla başla çalışan tüm MediaMarkt çalışanlarına teşekkür ederim” dedi.
27
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Future Healthcare İstanbul Konferansı’nda Sağlıkta Dijital Dönüşüm Tartışıldı
Sektör Market
Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak’ın moderatörlüğünü üstlendiği ‘Sağlıkta Dijital Dönüşüm’ paneline Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, Amerikan Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy ve Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Kulaç katılarak sağlık sektörünün geleceğini değerlendirdiler.
IT
network
Haluk Karabatak: “Türk sağlık sistemi dijital sağlık teknolojilerine hazır” Philips Türkiye CEO’su Haluk Karabatak, yaptığı konuşmada sağlık alanında daha az maliyetli bakıma ve dijitalleşmeye yönelik artan bir trendin yanı sıra çoğalan kronik hastalıkların ve artan yaş ortalaması ile sürekli büyüyen bir nüfusun ihtiyaçlarına bir an önce çare bulunması, bunu yaparken de artan maliyetleri düşürmek gerektiğinin altını çizdi. Sağlık teknolojilerinin dijitalleşmesi hastaların daha kaliteli çözümlere ulaştıracağına ve Türk sağlık sisteminin dijital sağlık teknolojilerine çok hazır olduğuna vurgu yapan Karabatak; “Sağlık teknolojisinde amacımız Dörtlü Hedef’e ulaşmamızı sağlayacak akıllı çözümleri oluşturmak. Bu Dörtlü Hedef: Daha düşük maliyetle daha iyi sonuçlar ile hasta ve personel deneyiminin iyileştirilmesi. Dördü de çok basit hedefler ancak aynı anda elde edilmesi bir o kadar zor” dedi. Karabatak sözlerine şu şekilde devam etti; “Dijital sağlık teknolojilerinin düşünülenin aksine insanı merkez alarak çözümler sunacağına inanıyorum. Sağlıkla ilgili derinlemesine düşünmemiz gerekiyor. Sağlık, daha uçtan uca bir yaklaşımı benimseyen hizmet odaklı bir sektör haline geliyor. Sağlıkta dijital dönüşüm; hastaları tıbbi görevlilerle, tıbbi görevlileri hastalarla hem hastane içinde hem hastane dışında kusursuz bir şekilde birbirleri ile iletişime geçirip, gerçek bir sağlık ağı oluşturarak gerçekleştirilebilir.’’
Prof. Dr. Murat Aksoy: “Sağlık sektörü ile birlikte sağlık bakımı da kişiselleşecek”
28
Future Healthcare İstanbul Konferansı’nın gold sponsoru olan Philips Türkiye, geleceğin sağlık teknolojilerini ve dijitalleşmeyi alanında uzman doktorlarla masaya yatırdı. Philips Türkiye, Future Healthcare Konferansı’nda ‘Sağlıkta Dijital Dönüşüm’ ve ‘Sağlık Teknolojilerinde Kadın Liderler’ panellerine katıldı…
Panelde yer alan Amerikan Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Murat Aksoy, dijital sağlık teknolojilerinin önümüzdeki yıllarda hastalıkların doğru teşhis ve tedavisinde büyük rol oynayacağını ifade etti. Dijital sağlık teknolojileri sayesinde hasta bakımı ve tedavisinde kalitenin artacağına, hasta-
ların yaşam standartlarının iyileşeceğine dikkat çeken Aksoy: “Teknoloji her alanda olduğu gibi sağlık alanında da değişimi başlattı. Gelecekte sağlık hizmetlerinde yapay zekâ etkin olarak kullanılacak. Bu bakımdan değerlendirdiğimizde yapay zekâ uygulamalarının sağlık üzerindeki etkisi giderek büyüyecek ve en önemlisi dijitalleşen sağlık sektörü ile birlikte sağlık hizmetleri de kişiselleşecek. Bunu şöyle açıklamak mümkün; aynı hastalığa sahip olan iki farklı hastaya birbirinden farklı ve kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri uygulayarak kişisel tedavi önerilerinde bulunabileceğiz. Doktorların verileri inceleyerek bir hastalığı iyileştirmesinin önünü açan yapay zekâ, hastalık teşhisinde yüzlerce benzer vakayı inceleyerek teşhis ve tedavide kolaylıkla uygulanabilen güvenli bir yöntem olacak. Gelişen teknoloji ile birlikte hayatımıza giren akıllı cihazlardan elde edilen veriler, hastane kayıtları ve genel sağlık bilgilerini bağlantılı bir şekilde değerlendirebilmek de mümkün olacak” dedi.
Dr. İbrahim Kulaç: “Sağlıkta dijital dönüşüm patoloji disiplini için önem arz ediyor” Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. İbrahim Kulaç ise “Patoloji disiplini sağlıkta dijital dönüşümün önemli ölçüde hissedildiği bir disiplin. Dijital patolojinin rutin kullanıma girmesiyle birlikte ofis anlayışımız hastane odalarının çok ötesine geçti. Ayrıca dijital
patoloji sayesinde dünyanın herhangi bir yerindeki hastaya uzaktan hızlıca tanı vermek artık mümkün, bu da konsültasyon hizmetlerinde önemli bir olanak sağlıyor. Ayrıca ileride çok daha aktif kullanılacağına inandığım yapay zekâ uygulamaları ise patoloji pratiğinde büyük bir değişime neden olacak. Yapay zekâ uygulamaları biz patoloji uzmanlarının gerisinde bir tarama basamağı olarak görev alacak diye düşünmekteyim” dedi.
Prof. Dr. İsmail Cinel: “Yapay zekâ ve akıllı teknolojiler hasta güvenliğini artıracak” Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel konuşmasında; “Yapay zekâ ve gelecek sağlık teknolojileri doğru kullanıldığı taktirde hastanelerde, özellikle de yoğun bakım ünitelerinde “Hasta Güvenliği” çok daha yukarılara çıkacaktır. Yapay zekâ ve akıllı teknolojiler aynı zamanda hem sağlık çalışanlarının hem de hastaların hayatını kolaylaştıracaktır. Yoğun bakım yatağı gereken bir hastanın triyajında da işlev görecek olan yeni teknolojiler; hastanın hangi seviye yoğun bakım ünitesinde yatması gerektiğinden, nereye tam adres olarak yatabileceğine kadar çok detaylı ve hızlı sürede bizlere bilgi sunacaklardır. Bu da bizleri ve hastayı maliyet ve zaman yönetimi açısından oldukça rahatlatacaktır” dedi.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Data Market METNA Yılın Parner Ödülü’nü 2. Kez Kazandı
Dünyanın her bölgesinden iş ortakları ve VMware kurumsal müşterilerinin davetli olduğu etkinlikte; kurumların dijital işletmelere dönüşme yolculuğunu kolaylaştırma kapsamında; bilişim, bulut, dijital çalışma ortamı, ağ iletişimi ve güvenliği ilgili son teknolojiler anlatıldı. 3 gün süren teknoloji etkinliğinde VMware iş ortaklarına da belirlenen kategorilerde ödüller verildi. Orta Doğu, Türkiye ve Kuzey Afrika’yı (METNA) kapsayan METNA Partner Of The Year 2019 bölge ödülünü Data Market üst üste 2.
kez kazandı. Data Market Genel Müdürü Murat Boyla, ödül ile ilgili olarak düşüncelerini şöyle aktardı: “Kurumsal ödüllerimize bir yenisini daha eklemenin heyecanı ve gururu içerisindeyiz. Kurumsal Pazarda birlikte çalıştığımız en önemli üreticilerimizden VMware’den “METNA Partner Of The Year 2019 “ ödülünü geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Data Market kazandı. Orta Doğu, Türkiye, Kuzey Afrika Bölgesi (METNA)’ni kapsayan bu ödülü Data Market olarak üst üste 2 yıldır alıyor olmak, hem ülkemiz adına hem de Data Market’in adını
uluslararası pazarda duyurmamız için büyük önem taşımaktadır. Bu ödül, vizyonumuzda da belirtmiş olduğumuz gibi; sürdürülebilir teknoloji çözümleriyle paydaşlarını geleceğe taşıyan bir dünya markası olma yolunda atılmış önemli adımlarımızdan birisidir. Bu başarıda emeği olan öncelikle VMware Türkiye ve VMware Global ile tüm Data Market ekibini emeklerinden dolayı tebrik ediyor ve halen yürüttüğümüz yurtdışı projeleriyle birlikte nice başarılara imza atmayı diliyoruz.”
Şirketler Geçen Yıl 850 Milyon Fidye Yazılımı ile Karşılaştı
Sektör Market
Her yıl düzenlenen VMworld 2019 Europe etkinliği 4-7 Kasım 2019 tarihinde Barcelona’da düzenlendi.
IT
network
Her ay yaklaşık 1,5 milyon kimlik avı dolandırıcılığı sitesinin oluşturulduğu dijital dünyada, geçen yıl sadece 850 milyondan fazla fidye yazılımı virüsü tespit edildi. Bu rakamlar siber güvenliğe yönelik tehditlerin ciddiyetini sergiliyor…
Bulaştığı sistemler üzerindeki verilere erişimi engelleyerek şirketlerden para talep eden fidye yazılımı, şirketleri her geçen gün daha da köşeye sıkıştırıyor. Her ay yaklaşık 1,5 milyon kimlik avı dolandırıcılığı sitesinin oluşturulduğu dijital dünyada, sadece geçen yıl 850 milyondan fazla fidye yazılımı virüsünün tespit edilmesi, şirketlerin siber güvenliklerine yönelik büyük tehditler yaratıyor. Saldırganların kurumsal ağlarda yer edinmesini önlemek için, şirketlerin güçlü yama politikalarına, çalışanlarını bilinçlendirmesine ve koruyucu güvenlik programlarına kesinlikle ihtiyacı olduğunu belirten Komtera Teknoloji Kanal Satış Direktörü Gürsel Tursun, şirketlerin bu tür saldırılar sonrasında verilerini geri kazanabilmesi için etkili 4 adımı uygulaması gerekiyor. 1. Adım: İzole edin. Başka bir şey yapmadan önce, virüslü cihazların ağdan kaldırıldığından emin olun. Fiziksel bir ağ bağlantısı varsa, onları bu bağlantıdan çıkarın. Kablosuz bir ağdaysa, kablosuz yönlendiriciyi kapatın.
Ayrıca, verileri kaydetmek için kullanacağınız doğrudan bağlı tüm depolama alanlarını da çıkarın. Amacınızın, virüsün yayılmasını önlemek olduğunu unutmayın. 2. Adım: Tanımlayın. Bu adım genellikle göz ardı edilir. Saldırının ne olduğunu bulmak için birkaç dakika harcayarak, ne tür fidye yazılımı bulaştığını, fidye yazılımının bulaştığı dosyaları tespit edin. Saldırının boyutunu tanımladıktan sonra, bulunduğunuz durumu daha net görebilir, olay müdahaleleriniz daha etkin gerçekleştirebilirsiniz. 3. Adım: Raporlayın. Birçok güvenlik uzmanının çekinmesi veya zaman kısıtlamaları nedeniyle göz ardı ettiği başka bir adım ise saldırı raporlamalarıdır. Şirketler, fidye yazılım saldırısını bildirerek, diğer kuruluşların da
benzer durumlardan kaçınmasına yardımcı olabilir. Gelecekteki saldırılara yönelik savunmaları güçlendirecek detayları verebilir. 4. Adım: Kurtarın. Genel olarak, bir fidye yazılımı saldırısından kurtulmak için üç seçenek vardır. İlk seçenek, hiçbir şirkete kesinlikle önerilmeyen saldırgan tarafından talep edilen fidyenin ödenmesidir. İkinci seçenek ise yapılacak işlemlerin çok zaman alması nedeniyle tercih edilmeyen fidye yazılımlarının kaldırılma yoludur. Diğer seçenekler arasında en kolay ve en güvenli kurtarma yöntemi, virüslü sistemlerin silinip yeniden oluşturulması seçeneğidir. Şirketlerin, yeniden yapılandırmada dikkat etmesi gereken önemli noktanın şifrelemeye neden olan fidye yazılımlarından hiçbir iz kalmadığına emin olmasıdır.
29
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Dijital Dönemde Tasarım Trendleri Değişiyor Tasarım dünyası hem estetik hem fonksiyonel anlamda son derece tutarlı bir evrimleşme sürecini takip ediyor. Bu evrimleşme, milyonlarca yıldır doğanın boyun eğdiği gelişim sürecinden hiç farklı değil…
Sektör Market
Dijital dönem ekolojisi
IT
network
Daha yalın, daha şeffaf, daha akışkan… Ürün tasarımcıları yaşam alanlarını boşaltmak ve gereksiz çizgileri silmek için sürekli bir uğraş içerisindeler. Endüstriyel tasarımcı Mete Mordağ ise, yaşam alanımızın içine dolan ürünlerinde gelişen teknolojiyi ve malzemeleri sonuna kadar kullanarak her geçen gün daha akışkan, daha yalın, daha şeffaf çizgilerle karşımıza çıkıyor.
Sıra dışı estetik Yeni kuşak tüketici kesimini incelediğinizde, öncelikle çok daha bilinçli bir tüketici ile karşı karşıya olduğunuzu görüyorsunuz; çok daha özenli, parasının karşılığında en yüksek kalite ve değeri arayan bir tüketici grubu söz konusu. İkincil olarak yeni kuşak, ürün tasarımlarında formun, estetiğin çok daha farkında; estetik değerleri çok daha ileri, bu alanda çok daha seçici bir bakış açısı ile karşı karşıyasınız. Yeni nesil kesimi cezbetmek için sadece sıra-dışı malzemeler veya sıra-dışı fonksiyonlar yeterli değil, sıra-dışı bir estetik sunmak zorundasınız.
Nesnelerde doğa esintisi
30
“Her gün karşısına geçtiğimiz ekranlar gittikçe inceliyor, görüntünün dışındaki detayların tümü sırayla ayıklanıyor. Televizyonun oturma odasının ortasında havada asılı bir görüntüden ibaret olacağı günlere ulaştık sayılır” diyen Mordağ, etrafımızdaki her türlü eşyanın, aracın ve detayın doğadan esinlenilmiş objelere daha çok benzemesinin oldukça pragmatik ve net sebepleri olduğunun altını çiziyor. Yuvarlak formlar hacim/malzeme ve mukavemet/malzeme oranlarını yukarı çektiğinden teknolojinin gerektirdiği üst düzey verimliliğe belli bir noktadan sonra cevap verebilen yegâne tasarımlar oluyorlar. Bu sebeple teknoloji ve tasarımın görsel evriminde akışkan çizgileri talep etmesinin kaçınılmazdır.
Dijital dönemde, neredeyse herkes cebinde ufak bir bilgisayar ile dolaşıyor. Her gün tasarlanan binlerce yeni aplikasyon üzerinden sürekli gelişen ve etrafımızdaki objelerin görevlerini üstlenen bu cihazlar, aynı zamanda fotoğraf makinamız, kayıt cihazımız, fenerimiz, kalemimiz, not defterimiz... Cebimizdeki bu bilgisayarlar sahip olduğumuz diğer “akıllı” ürünlere, arabanızdan aydınlatmalarınıza, klimanızdan yazıcınıza bağlanarak onları kontrol edebilmemizi de sağlıyor.
Modüler ve kompakt tasarımların yükselişi Daralan alanlar, sürekli yer değiştiren taşınan yaşam ve iş ortamlarını düşündüğümüzde modüler ve uyarlanabilir tasarımlar en önemli konulardan biri haline geldi diyen Mordağ, modüler bir projesinden şöyle bahsediyor: “İlk aklıma gelen, bu seneki iyi tasarım ödüllerimizden biri olan Kayalar için tasarladığımız Pole Endüstriyel Pişirme grubu. Pole, 750’lik ve 900’lük serileri ile endüstriyel mutfaklar için geliştirilmiş modüler bir pişirme grubu. Tasarımın patentli modüler yapısı sayesinde Kayalar Mutfak, her mutfağın mimarisine en uygun ve en verimli yapısal çözümü tek bir ürün grubu ile sunabiliyor. Kompakt tasarımlar da son dönemde tasarım trendleri arasındaki önemli başlıklardan. Koca kulaklıkları kulak içine sığan ufak noktalara dönüştüren teknoloji, veri aktarımını doğrudan insan üzerine entegre edebilmenin kıyısına gelmiş durumda. 21 yüzyılın ilk yarısında kulaklıklar da gramofon, ankesörlü telefon gibi tarihe karışan objelerden olacak. Kulaklıkların, noktalara dönüşüp ardından yok olmasına kadar giden bu yolu etrafımızdaki tüm objeler izliyor. Bu yolda taşınabilir, giderek ufalan tasarımları daha da çok görmeye
devam edeceğiz. Mete Mordağ’ın Miops Teknoloji için tasarladığı “dünyanın en kompakt kamera hareket kutusu” mottosuyla piyasaya sürülen Capsule360 da bu örnekler arasında. Tasarım, Kickstarter’da 600 bin dolar ile fonlanarak bir rekor kırmıştı.
Geleceğin trendi akıllı ürünler Geleceğin bir başka trend konusu da, yaşam alanlarımıza giren, onları şekillendirmeye başlayan akıllı ürünler. Wollox tarafından geliştirilen, Mordağ tasarım imzalı interaktif yüzey kontrol sistemi de bunlardan biri. Cihaz, yansıdığı her yüzeyi dokunmatik bir alana dönüştüren inanılmaz bir teknolojiye sahip. Dokunmatik yüzeye çevirmek istediğiniz alan, koca bir sahne duvarı, herhangi boyutta bir ekran, evinizin bir duvarı, çocuk odanızın yeri veya cafe’deki bir toplantı masası da olabilir. Aklınıza ne gelirse… YGA ve Vestel mühendisleri tarafından görme engelliler için geliştirilen, endüstriyel tasarımını Mete Mordağ’ın üstlendiği dünyanın en akıllı bastonu WeWalk ise teknoloji ve iyi tasarımın birlikte sosyal yaşam için ne kadar büyük bir katma değer oluşturabildiğine çok güzel bir örnek teşkil ediyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında piyasaya sürülen WeWALK sadece Türkiye’de değil, dünya çapında büyük ilgi görmeye devam ediyor. Akıllı baston projesi, Edison ödülü dahil olmak üzere pek çok ödüle ve yatırıma da layık görülmüş durumda.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
HUAWEI NOVA 5T Türkiye’de Tüketicisiyle Buluştu
HUAWEI, yeni NOVA 5T’de akıllı telefon tasarımını daha da büyük ekran ve gövde oranına getirerek sınırları zorluyor. Ön kamerayı ekranın altında saklayan HUAWEI NOVA 5T’nin bu tasarımı sayesinde ekran bütünlüğü korunuyor ve kullanıcı deneyiminde devrim yaratılıyor. Yan tarafta bulunan parmak izi sensörü, rahat ve tek elle kullanım için HUAWEI NOVA 5T’nin kilidini anında ve rahatça açmanızı sağlıyor.
Mobil çağın profesyonel kameraları HUAWEI NOVA 5T’nin dörtlü arka kamerası, çarpıcı yüksek çözünürlük, ultra geniş açı, makro ve bokeh fotoğrafçılık deneyimi sunarak geniş manzaralardan, nefes kesici yakın çekimlere kadar her zaman ve her yerde renkli, yüksek çözünürlüklü görüntüler ve videolar elde etmenize yardımcı oluyor. Yapay zeka destekli 32 MP ön kamerası daha parlak, daha net selfie deneyimi sunarken, AI teknolojisi sayesinde arka planı optimi-
ze ederek pozlama ve arka aydınlatmayı da dengeliyor. NOVA 5T arka tarafında bulunan 48MP Süper HD Lens, 16MP Süper Geniş Açılı Lens, 2MP Makro Lens ve 2MP Bokeh Lensleri ile fotoğraftaki ayrıntıları net bir şekilde yakalamanıza olanak tanıyor ve tüm aydınlatma koşullarında pozlamayı dengeliyor. AI Görüntü Sabitleme (AIS), Otomatik Pozlama Kilidi (AEL) ve Otomatik Odaklama Kilidi (AFL) gibi gelişmiş AI fotoğrafçılık teknolojisi, görüntülerin keskin ve ayrıntılı olmasını sağlıyor. HUAWEI NOVA 5T kullanıcıları ayrıca güçlü otomatik video düzenleme özelliklerinden de yararlanıyor. AI HDR + algoritmasıyla, kullanıcılar karanlıkta bile inanılmaz portre çekimleri yapabiliyorlar.
Yüksek pil, hızlı şarj, bitmeyen performans Günümüzdeki yoğun koşuşturma içinde özellikle yavaş şarj, hayatınızı da yavaşlatıyor. Ancak HUAWEI NOVA 5T’nin 3750 mAh2 bataryası 22.5 W HUAWEI SuperCharge sistemine sahip. Bu da sadece 30 daki-
kada yüzde 50 şarj elde edilmesini sağlıyor. HUAWEI NOVA 5T birinci sınıf Kirin 980 AI işlemcisi tarafından destekleniyor. 6GB RAM ve 128GB dahili hafızanın yanı sıra güçlü EMUI 9.1 işletim sistemi ile birlikte, bileşenler yüksek kaliteli modellere eşit, gecikmesiz, akışkan bir kullanıcı deneyimi sunmak için bir araya geliyor. 720 MHz hızında çalışan Mali G76 grafik işlemcisini bünyesinde barındıran NOVA 5T, oyun performansında da iddiasını koruyor. NOVA 5T özellikle Mor renkli versiyonu ile ön plana çıkarken, akıllı telefon estetiğine yeni bir canlılık getiriyor. Bu versiyon, kontrast renk ve gölgenin parıldayan dalgalarını üretmek için ışığı kıran zarif mor cam kasanın üzerine oyulmuş NOVA sembolüne sahip. HUAWEI NOVA 5T, Mor, Mavi ve Siyah renk seçenekleriyle 4.499TL tavsiye edilen son kullanıcı fiyatıyla Türkiye’deki tüketiciler ile buluşuyor.
Sektör Market
HUAWEI, mobil cihaz tasarımının sınırlarını HUAWEI NOVA 5T ile zorlamaya devam ediyor. Yapay zeka destekli 5 kamerası, 48MP Süper HD Lensi, 6.26” FullView Ekranı ve Kirin 980 işlemcisiyle NOVA 5T, hem yüksek performansı hem de geleceğin tarzını tüketiciler ile buluşturuyor…
IT
network
HyperGear ürünleri Bilkom Güvencesiyle Türkiye’de HyperGear’ın yüksek fiyat etiketleri olmadan da şık ve işlevsel ürünlere sahip olunacağını kanıtlayan portföyü, ‘Bilkom Güvencesiyle’ teknoloji meraklılarına ulaşıyor… Basların da keyfini çıkarın! Dünyanın öncü teknoloji markalarının 30 yılı aşkın süredir Türkiye’de dağıtımını üstlenen Bilkom, şık ve estetik olduğu kadar uygun fiyatlarıyla da dikkat çeken HyperGear ürünlerini tüketicilerle buluşturuyor. Teknoloji meraklılarının şık görünme ve moda olanı kullanma ihtiyacını karşılayan, üstelik bunu yüksek fiyat etiketlerine başvurmadan yapan HyperGear, taşınabilir şarj cihazları, şarj ve USB kablolarıyla kesintisiz enerji kaynağınız olurken, müzik dinleme zevkini üst düzeye çıkaran işlevsel kulaklıklarıyla da göz dolduruyor.
‘Bilkom Güvencesiyle’ tüketiciyle buluşan yeni HyperGear kulaklıklar, müzikseverlerin gürültü ve ortam sesinden etkilenmeden adeta müziğin büyülü dünyasında kaybolmalarına imkân veriyor. HyperGear kulaklıklar, hassas bas ayarı da içeren ses kalitesinin yanı sıra yeni nesil tekniklere dayanan şık tasarımıyla da giyilebilir teknolojinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor.
Güç her zaman sizinle! Gün içinde en istenmeyen şey, telefonunuzun şarjının aniden ve üstelik herhangi bir prize erişiminiz yokken bitmesidir. HyperGear İkili USB Taşınabilir şarj cihazı, böyle istenmeyen durumlarda cihazlarınız için mümkün
olan en iyi yedek güç kaynağına sahip olmanızı sağlıyor. 10.000, 12.000 ve 16.000 mAH batarya gücünde üç farklı seçeneğe sahip olan ürün, sağladığı şarj gücünün yanında son derece hafif olması ile öne çıkıyor.
Uzun ömürlü ve hızlı şarj deneyimi Şarj ve veri aktarımı konusunda sıklıkla sorun yaşayan biriyseniz yeni HyperGear MFi Lightning Şarj ve Senkronizasyon Kablosu tam size göre. Güçlendirilmiş gerilme noktaları sayesinde uzun süre dayanacak şekilde tasarlanan kablo, maksimum hızda şarj ve eşleştirme imkânı sunuyor.
31
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
2020 yılında yerli ve milli siber güvenlik teknolojileri ön plana çıkacak
Sektör Market
2020 yılında siber saldırıların önlenmesinde yerli ve milli siber güvenlik teknolojileri büyük rol oynayacak, büyük ölçekli siber saldırılar, yapay zeka, 5G, nesnelerin interneti, DDoS saldırıları ve fidye yazılımları en çok konuşulan konular arasında yer alacak…
IT
network
Siber saldırıların daha da yoğunlaştığı ve şiddetini artırdığı, veri güvenliği açısından büyük kayıpların yaşandığı bir yıl geride kaldı. ATAR Labs CEO’su Burak Dayıoğlu, 2019 yılını değerlendirdi ve önümüzdeki yıl en çok konuşulacak siber güvenlik başlıklarını beş madde altında topladı. 2019 özellikle kişisel verilere yönelik tehditlerin büyük oranda arttığı ve siber saldırganların yapay zekayı daha yoğun kullandıkları bir yıl oldu. Kamu, finans, sağlık ve enerji gibi sektörlere yönelik saldırılar güvenlik konusunda durumun ne derece ciddi olduğunu gösterirken devletlere yönelik siber saldırılar, ulusal anlamda bilgi güvenliğiyle ilgili ciddi önlemler alınması ve gerektiğini ortaya koydu. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından açıklanan rakamlara göre, 2019 yılında işletmelerin USOM’a raporladığı toplam saldırı sayısı Eylül ayı itibariyle 95.202’ye ulaşırken bir önceki yılın aynı dönemine göre bu sayı yaklaşık 2 kat arttı. Siber güvenlik alanında yetişmiş insan gücünün yetersiz olması siber saldırıların etkisini daha da artırdı. Araştırma şirketi Gartner’ın verilerine göre 2018 yılında yaklaşık 114 milyar dolar olan siber güvenlik pazarı 2019 yılında 124 milyar doların üzerine çıktı. 2023 yılında bu rakamın 240 milyon doların üzerine çıkması bekleniyor.
2019’a büyük veri sızıntıları damgasını vurdu
32
Bir önceki yıl Cambridge Analytica skandalı ile zor günler geçiren Facebook’un başı 2019 yılında da dertten kurtulmadı. Siber güvenlik alanında araştırmalar yapan bir şirket 540 milyon Facebook kullanıcısına ait bilgilerin herkesin erişebileceği üç farklı sunucuda şifresiz bir şekilde tutulduğunu ortaya çıkardı. Bir başka olayda ise WhatsApp üzerinden gelen aramaları yanıtlayan kişilerin telefonlarına siber saldırganlar tarafından takip yazılımı yüklendiği ortaya çıktı. Haziran ayında ABD Gümrük ve Sınır Güvenliği Dairesi siber saldırıya uğradı ve 100 bin kişinin biyometrik verileri ve araç plakaları dahil olmak üzere sınır güvenliğiyle ilgili sır gibi saklanan birçok veri kötü niyetli kişilerin eline geçti. Yine ABD’de finans kuruluşlarına hizmet veren en büyük şirketlerden biri olan Capital One’ın yaşadığı veri sızıntısından, ABD ve Kanada’da yaklaşık 106 milyon kişi etkilendi. Finans kuruluşlarının şu ana kadar karşı karşıya kaldığı en büyük siber saldırılardan biri olarak nitelendirilen saldırıda kullanıcıların banka bilgileri, işlem geçmişleri, hesap bakiyeleri, kredi puanları, adresleri gibi birçok bilgi
siber saldırganların eline geçti. Türkiye’de ise Ekim ayında bankaları ve telekomünikasyon kurumlarını etkileyen siber saldırı yıla damgasını vurdu. Yılın son günlerinde ZDNet’te çıkan bir haberle kart bilgilerinin yasadışı olarak alım satımının yapıldığı Joker’s Stash isimli sitede Türkiye’den kullanıcılara ait 455 binin üzerinde kredi kartının satışa çıkarıldığı ortaya çıktı.
2020 yılında güvenlik alanında bu trendler öne çıkıyor Önümüzdeki yıl siber saldırıların daha da karmaşıklaşacağı ve gelişen teknolojilerle birlikte yeni saldırı yöntemlerinin ortaya çıkacağı öngörülüyor. Siber güvenlik araçlarının daha da güçlenmesi siber saldırganların oltalama ve sosyal mühendislik gibi insan hatasının ön planda olduğu yöntemleri daha aktif bir şekilde kullanmalarına neden olacak.
Yetişmiş insan gücüne ihtiyaç daha da artacak Yetişmiş insan gücünün yetersiz olması 2020 yılında da güvenlik alanında en önemli sorunlardan biri olmaya devam edecek. Bu açık, yapay zeka ve otomasyon teknolojileri ile doldurulmaya çalışılacak. Güvenlik operasyonlarındaki şüpheli eylemleri saniyeler içinde soruşturup, gerekli aksiyonları alabilen siber güvenlik robotu ATAR gibi güvenlik operasyon merkezi yazılımları, güvenlik alanında kurumların en büyük yardımcısı olmaya devam edecek.
Kamu kurumlarına yönelik saldırılar artarak devam edecek Kamu kuruluşları siber saldırganların öncelikli hedefleri arasında yer almaya devam edecek. Birçok kişisel ve ticari bilginin tutulduğu kamu sistemleri siber saldırganların en büyük hedefleri arasında yer alıyor. Kamu kurumlarına karşı yapılan hizmet durdurmaya veya veri hırsızlığına yönelik saldırılara karşı gerekli önemlerin alınması ve her zaman tetikte olunması gerekiyor. Bu nedenle kamu kurumlarının ve kamu hizmeti veren kuruluşların güvenlik yatırımlarını gözden geçirmeleri ve mevcut teknolojilerin etkinliğini artıracak şekilde yeniden değerlendirmeleri, güvenlik izleme ve danışmanlık gibi verimliliği artıracak alanlara yoğunlaşmaları olabilecek siber saldırıların durdurulması açısından önem taşıyor.
DDoS ve Fidye yazılımı saldırıları daha da şiddetlenecek 2019 yılında hem dünyada hem de ülkemizde kamu ve özel sektöre yönelik gerçekleştirilen
DDoS saldırılarının 2020 yılında da artış göstereceği öngörülüyor. Bu tür saldırılar kamu kurumlarının ve özel sektörde faaliyet gösteren kuruluşların hizmet vermelerini önleyerek büyük zararlara neden oluyor. Ülkemize yönelik siber saldırıların büyük kısmını da bu DDoS saldırıları oluşturuyor. Son birkaç yıldır yaygınlaşan ve 2019 yılında da şirketlerin yakasını bırakmayan fidye yazılım tehdidinin 2020 yılında da etkisini sürdüreceği öngörülüyor. Fidye yazılım saldırılarını önlemenin en önemli yolu ise kullanıcıları ve çalışanları bu tür saldırılara karşı eğitmekten geçiyor.
Kişisel veri güvenliği daha da önem kazanacak 2019 yılında en çok konuşulan konulardan biri olan kişisel verilerin güvenliği 2020 yılında da en önemli konular arasında yer almaya devam edecek. Avrupa Birliği’nde Genel Veri Koruma Yönetmeliği ve Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yapılan son düzenlemeler, veri güvenliği konusunda şirketlerin büyük cezalarla karşılaşmamak için çok daha ciddi önlemler almasını gerektirecek.
5G ile birlikte İnternete bağlanabilen nesneler açık hedef haline gelecek Dünyanın çeşitli ülkelerinde kullanılmaya başlanan ve çok yakında Türkiye’de de kullanılmaya başlanacağı tahmin edilen 5G hizmeti ile birlikte İnternete bağlanabilen nesnelere yönelik saldırıların artması bekleniyor. Sağladığı yüksek hız ve düşük gecikme sayesinde akıllı şehirler gibi kavramların merkezinde yer alan 5G, endüstriyel anlamda İnternete bağlanabilen nesnelerin asıl bağlantı türü olacak ve güvenlik açısından henüz tam bir standartlaşmanın olmamasından dolayı siber saldırganların en önemli hedefleri arasında yer alacak. Ayrıca evlerde kullanılan internete bağlanabilen cihazlardaki güvenlik açıkları önemini korumaya devam edecek.
Siber saldırıların önlenmesinde yerli ve milli güvenlik çözümleri ön plana çıkacak Yerli ve milli güvenlik teknolojileri ulusal güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Siber güvenlikte yerli ve milli teknolojilere yatırım yapmak ve Ar-Ge faaliyetlerini desteklemek kritik öneme sahip. Son dönemde Türkiye’de artan siber güvenlik farkındalığı ile birlikte 2020 yılında yerli ve milli siber güvenlik teknolojilerinin geliştirilmesi konusunu daha fazla ön planda olacak.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Western Digital Türkiye Veri Marketine Olan Bağlılığını Portfolyosunu Büyüterek Güçlendirdi
Western Digital Kurumsal Çözümleriyle Dikkat Çekiyor Western Digital Dahili Depolama ve Platform Ürünlerinden Sorumlu Kıdemli Müdürü Arkın Balıkçıoğlu düzenlenen etkinlikte; “Uçtan çekirdeğe gözetim çözümlerimiz ile özellikle güvenlik sistemleri, IT, akıllı binalar ve bina otomasyonu sektörlerine yönelik
Western Digital portfolyosunu hem kurumsal hem de son kullanıcı ürünlerinde genişletmeyi planlıyor. Western Digital, bununla birlikte Türkiye’deki kullanıcılara daha çözüm odaklı ve ihtiyaçları daha iyi karşılayan bir deneyim sunacak… WD çözümlerimize 2020 yılında da ilgi giderek artacak” dedi. 2020’deki SSD planları hakkında da konuşan Balıkçıoğlu; “Odak noktamız ürün ailesi özelinde WD Purple gibi gözetim, normal masaüstü sürücülerin 10 katı kapasiteye sahip Ultrastar HDD gibi kurumsal ve SSD ürünleri üzerinde olacak. SSD’ lerle ilgili olarak da gücümüzü NAS SSD ve NVMe SSD’ler üzerinde yoğunlaştıracağız” dedi. Balıkçıoğlu ayrıca, WD Black SN750 NVMe SSD ve WD Blue SN550 NVMe SSD gibi daha iyi performans ve hız vaat eden farklı ürünlerle performansı en üst seviyeye çıkarmanın önemini vurguladı. Bununla birlikte Western Digital’in geçtiğimiz aylarda tanıttığı kurumsal çözümü WD Purple microSD kartın, sert hava şartlarına ve -25° ile 85° C arası sıcaklıklar gibi aşırı derecelere karşı dayanıklılığıyla kullanıcıların hayatlarını kolaylaştırdığını belirten Arkın Balıkçıoğlu; “ürün, 7/24 kesintisiz video kayıt kapasitesiyle dikkatleri üzerine çekiyor” dedi.
Liderliğimizi Sürdüreceğiz Western Digital Türkiye Satış Müdürü Yosi
Rafael; “Flash bellek ve sabit diskler üzerinde Türkiye’deki liderliğimizi sürdürmeye ve her iki alanda da yeni ürünler ve teknolojiler geliştirmeye devam edeceğiz” dedi. 2020 yılının daha iyi ve sağlıklı bir IT yönetimi yılı olacağına inandığını belirten Rafael; “WD Black oyun portfolyomuzdan olan P10 ve D10 gibi oyun çözümleri ve SanDisk Extreme Portable SSD gibi taşınabilir saklama çözümleri 2020’de de ana büyüme kategorilerimizden olacak.” dedi. Rafael konuşmasında 5 TB’a kadar kapasitelerde bulunan ve üst düzey bir harici HDD olan WD Black P10 Game Drive’ın konsol veya kişisel bilgisayarların potansiyelini arttırmak isteyen oyunculara özel üretildiğini belirtti. WD Black D10’un da özelliklerinin altını çizen Yosi Rafael; “Ürün, oyuncuların oyun konsolu veya kişisel bilgisayarlarını bir sonraki seviyeye taşıyacak ve kazanmaları için gereken rekabet üstünlüğünü korumaya yardımcı olacak” dedi. Taşınabilir depolama çözümlerine de değinen Western Digital Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael, yüksek performanslı SanDisk Extreme Portable SSD sayesinde dosyaların göz açıp kapayıncaya kadar aktarılabileceğini belirtti.
Sektör Market
Tüketiciler tarafından, yüksek kaliteli içeriğe, veri koruma ve yönetimine olan talep her geçen gün artıyor. Veri altyapısında global bir lider olan Western Digital, bu taleplere yönelik en iyi performans ve kapasiteyi bir araya getirerek üretilen zengin içerikle sektörde daha iyi performans göstermelerini sağlayacak yeni ve lider çözümler sunmaya devam ediyor. Marka ayrıca 2020’de de Türkiye’deki ürün çeşitliliği ve performansları sayesinde sektörün ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürmeyi vaat ediyor. 17 Aralık tarihinde Western Digital’in Wydham Grand Levent’te düzenlemiş olduğu basın toplantısında Western Digital Dahili Depolama ve Platform Ürünlerinden Sorumlu Kıdemli Müdürü Arkın Balıkçıoğlu ve Western Digital Türkiye Satış Müdürü Yosi Rafael şirketin kurumsal ve son kullanıcı çözümleri ile önümüzdeki dönemlerde piyasaya çıkması planlanan ürünleri ve şirketin 2020’de genişleyecek Türkiye ürün portfolyosundan bahsetti.
IT
network
Banu Soyak, Lenovo Türkiye Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı Görevine Atandı Dünya’nın ve Türkiye’nin lider teknoloji şirketlerinden Lenovo Pazarlama ve İletişimden sorumlu genel müdür yardımcılığı görevine Banu Soyak atandı. Soyak, Avusturya Lisesi’ndeki eğitiminin ardından Boğaziçi Üniversitesi İşletme Fakültesi’nden mezun oldu… Banu Soyak, iş hayatına RJ Reynolds şirketinde Satış Uzmanı olarak başladı. 1996 yılında Young & Rubicam Reklam Ajansı’na geçen Banu Soyak, müşteri temsilcisi olarak görev yaptı. 1998 yılında Microsoft’a transfer olan Soyak, 17 yıl boyunca Türkiye ve yurtdışı pa-
zarlarında farklı birimlerde üst düzey satış ve pazarlama yöneticiliği görevinde bulundu. Bu süre boyunca Dünya ve Avrupa çapında birçok ödüle layık görüldü. Soyak, Ocak 2020’den itibaren Lenovo’da Pazarlama ve İletişimden sorumlu genel müdür
yardımcılığı görevini yürütecek. Pazarlama alanında uluslararası oluşumlarda Türkiye, Güney ve Doğu Avrupa, Afrika ve Ortadoğu pazarlarında üst düzey pazarlama yöneticisi tecrübesi bulunan Soyak evli ve 2 kız ve 1 erkek çocuğu annesi.
33
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
TURK Elektronik Para A.Ş. Yönetimine Üst Düzey Transfer
IT
network
Elektronik para ve ödeme sistemlerinin öncü kuruluşu TURK Elektronik Para A.Ş.’de üst düzey bir atama gerçekleşti. Ön ödemeli kart sektöründe ürün ve hizmet yelpazesi en geniş kuruluş olan ve Param markası ile pek çok ilki gerçekleştirmeye devam eden TURK Elektronik Para, büyüme stratejileri doğrultusunda üst düzey yönetim kadrosunu flaş bir transferle güçlendirdiğini açıkladı. Finans dünyasının önemli bankaları TEB, Akbank, Denizbank ve Şekerbank’ta, Bireysel Bankacılık ve KOBİ Bankacılığı alanlarında üst düzey rol üstlenmiş ve önemli büyüme süreçlerinde yer almış olan Gökhan Ertürk, TURK Elektronik Para’ya Yönetim Kurulu Üyesi ve Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak atandı. Perakende ve dijital bankacılık alanlarında pek çok ilke imza atan, KBB’de yönetim kurulu üyeliğinde bulunan, bankaların iştirakleri olan faktoring ve yatırım şirketlerinde 25 yıl boyunca görev yapan deneyimli bir isim olan Gökhan Ertürk’ün TURK Elektronik Para’da 11 Kasım 2019 tarihi itibariyle görevine başladığı duyuruldu.
Bankacılık sektörünün önemli isimlerinden Gökhan Ertürk, TURK Elektronik Para Yönetim Kurulu Üyesi ve Satış ve Pazarlama’dan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi olarak atandı… Gökhan Ertürk: “TURK Elektronik Para’nın yönetiminde görev almaktan büyük mutluluk duyuyorum” Bankacılık gibi büyük çaplı hizmet modeli olan bir sektörden finans alanında daha niş olan finansal teknoloji sektörüne gerçekleşen bu büyük transfer, finans dünyasının geleceğinde fintech’in oynadığı kritik rol açısından dikkatleri üzerine çekti. Yeni görevi hakkında konuşan Gökhan Ertürk, “Dijitalleşen dünyada her sektörde olduğu gibi finans sektöründe de teknolojik gelişmeleri yakalamak ve dönüşüme ayak uydurmak oldukça önemli. Fintech ve özellikle elektronik para, finans sektörünün geleceğinde önemli bir yer alıyor. Geliştirdiği teknolojilerle bu değişime en büyük katkıyı yapan TURK Elektronik Para’nın yönetiminde görev almaktan büyük mutluluk duyuyorum” dedi. Ertürk, sektörde geleceği şekillendirmenin bir parçası olmaktan memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Gökhan Ertürk kimdir? 28.04.1970 tarihinde doğan Gökhan Ertürk, Boğaziçi Üniversitesi Elektronik Programlama Bölümü diplomasına sahiptir. Aynı zamanda Orta Kademe Yöneticilik Bölümü’nde öğrenim görerek çift diploma sahibi olmuş, üçüncü lisans eğitimini aynı üniversitede Siyaset ve Uluslararası İlişkiler Bölümü üzerine almıştır. Profesyonel kariyerine lisans eğitimi sürerken THY’de başlamıştır. Çalışma hayatının sonraki dönemlerinde sırasıyla İktisat Bankası, Türk Ekonomi Bankası ve Akbank›ta yöneticilik görevleri üstlenen Ertürk, Denizbank bünyesinde İşletme ve Tarım Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. 2009 yılında ise Denizbank Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı görevine atandı. Ertürk, TURK Elektronik Para bünyesine katılmadan önce Nisan 2014›ten beri Şekerbank›ta Perakende Bankacılık ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı olarak görev alıyordu.
Epson’un Yeni FastFoto Tarayıcısıyla 30 Saniyede 30 Fotoğraf Epson FF-680W, otomatik besleyicisi sayesinde 30 saniyede 30 fotoğrafa kadar tarama sunuyor. Arşivinde çok sayıda fotoğrafa sahip olanlar için zaman kaybını ortadan kaldıran yeni model; hızlı tarama, zenginleştirme ve kolay paylaşım sağlıyor.
El yazılı özel notlarınız da sizinle
34
FF-680W ile; ayırmaya gerek kalmadan 9x13 cm’den 21x91 cm’ye kadar standart, kare, panoramik ve anlık fotoğraflar dahil farklı şekiller ve boyutları taramak mümkün. Ayrıca, hem ön hem de arka yüzleri ne zaman tarayacağını bilerek fotoğrafların arkasındaki özel el yazılı notları otomatik olarak yakalayacak kadar da akıllı... FastFoto FF-680W ile gelen yazılım sayesinde binlerce fotoğrafı zenginleştirmek hızlı ve kolaydır. Fotoğrafları manuel olarak düzenlemeyi seçebilirsiniz; ancak tüm fotoğrafların anında paylaşılmaya hazır olduğundan emin olmak
Albümlerden, evinizi süsleyen çerçevelerden, arşiv kutularında sakladıklarınızdan... Basılmış tüm fotoğraflarınızı Epson’un yeni FastFoto FF-680W modeliyle; yüksek hızda ve kalitede tarayarak sevdiklerinizle kolayca paylaşabilirsiniz… için ayrıca seçebileceğiniz, etkileyici otomatik özellikler içeren bir paket de mevcut. Bu paket, fotoğraf kırpma, döndürme, soluk fotoğraflarda renkleri geri kazanma ve parlaklığı, kontrastı ve rengi arttırma özelliklerini içeriyor. Ayrıca, taramanın geliştirilmiş ve orijinal bir sürümünü otomatik olarak kaydetme seçeneği de var. Epson FF-680W ile dosyaları paylaşmak ve depolamak son derece kolay. Yazılım, kullanıcının ihtiyacına uygun bir dosya türü seçmesine izin vererek; JPEG’leri ve büyük TIFF’leri, 600dpi optik çözünürlükte, maksimum görüntü kalitesiyle paylaşıma sokar. E-posta üzerinden gönderim, otomatik olarak Dropbox ve Google Drive gibi bulut hizmetlerine yükleme kolaylıkla mümkün.
Çocuklarınızın çizimleri ve önemli belgeler de dijital arşivde Çok yönlü tarayıcı FF-680W, fotoğraflardan daha fazlası için kullanılabilir. Dikey olarak A4 boyuta kadar, 45 ppm hızda bir dizi tek veya çift taraflı belgeyi arşivleyebilir. Okul sertifikaları ve raporları, çocuklarınızın çizimleri, gazete kupürleri veya yönetimsel farklı matbu dokümanların tümünü hızlı ve yüksek kalitede tarayarak dijital arşive almak ve istenirse paylaşmak artık çok kolay. Ayrıca, OCR yazılımı sayesinde taranmış belgeler Word veya Excel’de düzenlenebilir ve PDF’ler aranabilir hale gelir.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
AMD Dünyanın En Yüksek Performanslı Masaüstü ve Ultra İnce Dizüstü İşlemcilerini CES 2020’de Duyurdu!
AMD Ryzen Mobil işlemcilerinin üçüncü nesli olan yeni 4000 Serisi, ultra ince ve oyuncu dizüstüleri için rakipsiz performans seviyeleri, önemli tasarım iyileştirmeleri ve muhteşem güç verimliliği sunuyor. AMD ayrıca “Zen” mimarisi ile güçlendirilen ve modern kullanım deneyimlerini gerçek performansla daha fazla dizüstü kullanıcısına sunan AMD Athlon™ 3000 Serisi Mobil İşlemci ailesini de duyurdu. Kullanıcılar ilk AMD Ryzen 4000 Serisi ve Athlon 3000 Serisi ile güçlendirilen dizüstüleri, 2020’nin ilk çeyreğinde Acer, Asus, Dell, HP ve Lenovo gibi markalardan satın alabilecekler. Daha fazla sistemin ise 2020 yılı boyunca diğer iş ortaklarından piyasaya çıkması bekleniyor. Buna ek olarak AMD, beklenen 64 çekirdek 128 thread’li AMD Ryzen™ Threadripper™ 3990X’in, 7 Şubat 2020 günü satışa sunulacağını duyurdu. 3D, görsel efektler ve video profesyonelleri için sıra dışı performansı mümkün kılmak için amaca yönelik üretilen 3990X, AMD Ryzen Threadripper 3970X işlemcisinden yüzde 51’e kadar daha yüksek render performansı sağlıyor.
Radeon™ Grafikli AMD Ryzen 4000 Serisi Mobil İşlemciler En fazla 8 çekirdek ve 16 thread barındıran AMD Ryzen 4000 U-Serisi Mobil İşlemciler, muhteşem hız ve taşınabilirlik sunarken, ayarlanabilir 15W TDP değeri ile ultra ince dizüstüler için sıra dışı performans sağlıyor. Bununla birlikte 90 milyondan fazla dizüstü oyuncusu ve içerik üreticisi ile AMD Ryzen 4000 H-Serisi Mobil İşlemciler, ayarlanabilir 45W TDP ile yenilikçi, ince ve hafif dizüstülerde oyun ve içerik üretimi için yeni standartı belirliyor.
Yeni AMD Ryzen 7 4800U: • Rakibe göre yüzde 4’e kadar daha yüksek tek işlem performansı ve yüzde 90’a kadar daha hızlı çoklu işlem performansı • Rakibe göre yüzde 18’e kadar daha hızlı grafik performansı Yeni AMD Ryzen 7 4800H: • Rakibe göre yüzde 5’e kadar daha yüksek tek işlem performansı ve yüzde 46’ya kadar daha yüksek çoklu işlem performansı • Adobe Premiere’de 4K video şifreleme de rakibe göre yüzde 25’e kadar daha hızlı • Rakibe göre yüzde 39’a kadar daha iyi oyun fizik simülasyon performansı • MAXON Cinema4D Renderer ile 3D Ray Tracing özelinde Ryzen Threadripper 3970X ile yüzde 51’e kadar daha iyi performans • Tek işlemcide 25399 Cinebench R20.06 skoru AMD aynı zamanda performansı verimli olarak iyileştirerek oyun deneyimlerini rakipsiz yeni seviyelere taşıyan, kullanıcıların Ryzen 4000 Mobile İşlemcilerin, Radeon Grafiklerin ve en yeni AMD Radeon Software Adrenalin 2020 Edition’ın gücünü kullanmasını sağlayan AMD SmartShift teknolojisinin de detaylarını sundu. Ryzen işlemci ve Radeon grafik arasındaki gücü dinamik olarak kaydıran AMD SmartShift teknolojisi, yüzde 10’a kadar daha iyi oyun performansı ve yüzde 12’ye kadar daha fazla içerik üretim performansı sağlıyor.
beklenen, dünyanın ilk 64 çekirdekli masaüstü işlemcisi AMD Ryzen Threadripper 3990X’i de duyurdu. Dünyanın dört bir yanındaki içerik üreticiler, bu endüstri lideri işlemciyi, 7 Şubat 2020 tarihinde satın alabilecekler. Bir masaüstü platformunda olan en üst seviye tek soket işlem performansını sunan AMD Ryzen Threadripper 3990X, 3D animasyon, ışın izlemeli VFX ve 8K video kodekleri ile çalışan dijital içerik üretim profesyonelleri için en iyi çözüm olacak:
Sektör Market
AMD yaptığı duyuruyla birlikte, sarsıcı “Zen 2” çekirdek mimarisi ve yenilikçi 7nm üretim teknolojisiyle geliştirilen ve bir SOC tasarımı içinde iyileştirilmiş Radeon™ grafiğin yüksek performansını da barındıran AMD Ryzen™ 4000 Serisi Mobil İşlemci ailesinin parçası olan, dünyanın ilk x86 8 çekirdekli ultra ince dizüstü işlemcilerini duyurdu…
IT
network
Radeon Grafikli AMD Athlon 3000 Serisi Mobil İşlemciler Kullanıcılara daha fazla seçenek sunan yeni AMD Athlon 3000 Serisi Mobil İşlemci ailesi, güçlü “Zen” mimarisini, ana akım dizüstülere getiriyor. Athlon 3000 Serisi, Windows Hello ve Cortana gibi modern kullanım deneyimlerini mümkün kılarken, günlük üretkenlik için gerçek performans ve Full HD video yayını sunuyor. Rakibe göre yüzde 86’ya kadar daha hızlı grafik ve yüzde 51’e kadar daha iyi üretkenlik performansı sunan bu sistemler, 2020’nin başlarında kullanıcılara sunulacak.
3. Nesil AMD Ryzen Threadripper 3990X İşlemci AMD tüm bunlarla birlikte
35
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Teknoloji Fuarına Kişisel Bakım ve Temizlik Devi Damgası
Sektör Market
Dünyanın en büyük temizlik ve kişisel bakım ürünleri şirketlerinden Ariel, Fairy, Prima, Pantene gibi markaların üreticisi P&G, tüketicilerin günlük bakım ve temizlik rutinlerini yeniden şekillendirecek teknolojik ürünlerini Tüketici Elektroniği Fuarı (CES) 2020’de tanıttı…
IT
network
36
Procter & Gamble Başkan’ı ve CEO’su David Taylor “Markalarımızın sunduğu üstün ürün ve hizmetlerle hayatı daha kolay ve daha keyifli hale getirmek için çalışıyoruz. CES de bize, insanların günlük ürünlerden beklentilerini değiştiren deneyimler sunmamız için, işimizi nasıl yapıcı biçimde dönüştürdüğümüzü gösterme şansı veriyor” dedi. P&G Araştırma, Geliştirme ve İnovasyon Kurulu Başkanı Kathy Fish, “İnovasyon ortakları olarak tüketicileri de işin içine alıyor ve her zamankinden daha fazla fikir test ediyoruz” dedi. Markalarıyla her yıl milyarlarca insanın hayatına değer katan ve geliştirdiği teknolojilerle tüketicilerin günlük bakım ve temizlik deneyimlerini yeniden şekillendiren Procter&Gamble (P&G), tüketici içgörüsüyle yenilikçi teknolojileri nasıl birleştirdiğini göstermek adına Tüketici Elektroniği Fuarı (CES) 2020’ye katıldı. Son teknoloji ürünlerin tanıtıldığı fuara katılarak teknolojiye başka bir bakış açısı getiren P&G, bu kapsamda son teknolojiyle donatılan diş fırçası ve tıraş bıçağı gibi ürünlerinin yanı sıra bebek beziyle tuvalet kağıdı uygulamalarını fuar katılımcılarına ve sektör profesyonellerine tanıttı. Geliştirdiği teknolojilerle sektöre öncülük eden P&G’nin fuarda tanıttığı ürünler arasında sıcak havlu etkisi yaratan GilletteLabs’ın Isıtmalı Tıraş Bıçağı ve ağız bakımı teknolojisi adına önemli bir sıçrama yaratan Oral-B iO dikkat çekti. Fuar hakkında değerlendirmede bulunan Procter & Gamble Başkanı ve CEO’su David Taylor “P&G’nin, 180 yılı aşkın küresel iş uzmanlığından güç alan yeni bir girişimin hızı ve çevikliğiyle çalışarak, tüketiciler ve paydaşlar için nasıl değer yarattığını gösteriyor, markalarımızın sunduğu üstün ürün ve hizmetlerle hayatı daha kolay ve daha keyifli hale getirmek için çalışıyoruz. CES de bize, insanların günlük ürünlerden beklentilerini değiştiren deneyimler sunmamız için, işimizi yapıcı olarak nasıl tekrar düzenlediğimizi gösterme şansı veriyor” dedi.
P&G Araştırma, Geliştirme ve İnovasyon Kurulu Başkanı Kathy Fish, “Çıtayı yükseltmek için kendimizi zorlarken liderlik etmeyi sürdürmek istiyoruz. İnovasyona yeni yaklaşımları benimsiyor, böylece daha çevik, daha bağlantılı ve daha etkili olabiliyoruz. İnovasyon ortakları olarak tüketicileri de işin içine alıyor ve her zamankinden daha fazla fikir test ediyoruz” dedi. CES 2020’de sergilenen ürünler arasında: • Yenilikçi ağız bakımı teknolojisi adına önemli bir sıçrama olan Oral-B iO, devrim niteliğinde mikro titreşimler oluşturmak için enerjiyi kılların uçlarına eşit olarak dağıtan, sürtünmesiz bir manyetik sürücüye sahip. • Devrim niteliğindeki “hepsi bir arada” bağlantılı bakım sistemi Lumi by Pampers, gerçek zamanlı veriyi sezgiyle harmanlayarak ebeveynlerin, bebeklerinin
ihtiyaçlarını tahmin etmelerine yardımcı oluyor. • Bluetooth kullanan akıllı telefonla kontrol edildiğinde, yeni bir Charmin tuvalet kağıdı rulosu sağlayan, türünün ilk örneği robot Charmin RollBot ile bir daha asla sıkıntıda kalmayacaksınız. • Akıllı telefon bağlantısı yoluyla sofistike ve kalıcı kokunun tadını çıkarmanızı sağlayan, son teknoloji ürünü ev koku sistemi AIRIA. • Opte Precision Cilt Bakım Sistemi, her gün doğal güzelliğinizi ortaya çıkarmak için cildinizin hiper-pigmentasyonunu tarayıp tespit eden ve düzelten ilk kişiselleştirilmiş el tipi mürekkep püskürtmeli yazıcı. • GilletteLabs’ın Isıtmalı Tıraş Bıçağı, yenilikçi bir ısıtma çubuğu ile sürekli bir ısı hissi veriyor ve tüm tıraş boyunca sürecek sıcak havlu keyfi sunuyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Kingston Technology, CES 2020’de Yeni Ürünlerini Tanıttı
Kingston’ın fuarda sergilediği ürünler ise şöyle; • Canvas Plus Flash kartlar: UHS-II özelliğine, yüksek kapasite ve yüksek hıza sahip yeni modellerin yanı sıra Canvas Plus serisinin maksimum hızını destekleyecek şekilde geliştirilen MobileLite Plus okuyucular da tanıtılan ürünler arasında yer alıyor. • NVMe PCIe Gen 4.0 M.2 SSD: Kingston’ın
bu yıl içinde piyasaya süreceği, tüketicilere yönelik ilk Gen 4.0 NVMe SSD modeli CES 2020’de gösterilecek.
• Gömülü Ürünler: Kingston’ın günlük kullanıma yönelik tüketici ürünleri tanıtılacak. • Veri merkezleri için U.2 ve M.2 biçimlerinde NVMe SSD’ler: Temel performans kriteri olarak tahmin edilebilir düşük gecikme süreleri ve giriş çıkış tutarlılığını ön plana alan modeller sunulacak. Yeni modeller dahili sürücü yuvası genişletmeleri, hiper ölçekli veri merkezi sunucuları ve yüksek performanslı depolamaya ihtiyaç duyan bulut hiz-
meti sağlayıcıları için geliştirildi. • Veri merkezleri için SATA SSD (DC450R, DC500R) kapasite eklentisi: Bulut hosting şirketleri ve daha fazla depolama alanına ihtiyaç duyan diğer veri merkezleri için 7,68 TB kapasiteli SSD. “Kanalın lider bellek çözümleri tedarikçisi olarak müşterilerimize en iyi ürünleri sunmak için elimizden geleni yapıyoruz” diyen Kingston Pazarlama Direktörü Craig Tilmont sözlerini şöyle sürdürüyor: “CES, neler üzerinde çalıştığımızı ve önümüzdeki yıl neler sunacağımızı paylaşmak için harika bir zaman. Bellek kartlarından en son SSD’lere, giyilebilir ürünlerden akıllı cihazlara kadar her yerde Kingston’ın imzası var.”
Sektör Market
Sektör lideri, yüksek performanslı, güvenilir ve tutarlı ürünler sunan Kingston, bu yıl da bu geleneğini sürdürüyor. Şirket; UHS-II modelleri de dahil olmak üzere yeni Canvas Plus Flash kartlarını, tüketicilere yönelik yeni nesil NVMe PCI 4.0 SSD’lerini ve veri merkezleri için NVMe PCIe performans çözümlerini CES 2020’de ziyaretçilerle buluşturuyor.
Bellek ürünleri ve teknoloji çözümleri alanlarının global oyuncusu Kingston Technology Company Inc.’in Flash bellek iştiraki Kingston Digital, Inc., tüketicilere ve kurumsal müşterilere yönelik yeni ürünlerini CES® 2020›de kullanıcıların beğenisine sunuyor…
IT
network
PTT E-Ticaret’te 1 numaralı güven damgasını aldı ePttAVM.com’un elektronik ticarette Türkiye’nin en güvenilir sitesi olduğu tescillendi. ePttAVM.com Genel Müdürü Hakan Çevikoğlu, 0001 Seri Numaralı Güven Damgasını Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nun elinden aldı… Elektronik ticarette güvenlik ve hizmet kalitesi standartlarının yükseltilmesi ve e-ticaret sitelerinin güvenilirliğinin tesis edilmesi amacıyla oluşturulan Güven Damgasına ilişkin “Elektronik Ticarette Güven Damgası” Toplantısı Ticaret Bakanlığı’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu ile kamu ve özel sektörden çok sayıda temsilci katıldı. Gerçekleştirilen törende ilk 10’a giren e-ticaret sitelerine güven damgaları verilirken, ePttAVM.com’a “0001” Seri Numaralı Güven Damgası takdim edildi.
E-Ticaret siteleri güvenilir olacak Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ticaretin işleyişi için olmazsa olmaz şartın güven olduğuna dikkati çekerek, “Ülkemizde
elektronik ticaretin mevcut durumu hakkında yapılan araştırmalar da güven algısının önemini destekler niteliktedir” dedi. Türkiye’de 75.3 milyon genişbant abonesi olmasına rağmen elektronik ticaretin toplam perakende ticaret içerisindeki payının yüzde 5,3 seviyesinde kaldığını anımsatan Bakan Pekcan, güvenlik, gizlilik ve hizmet kalitesi konularında yaşanan endişelerin giderilmesi ve e-ticaret sitelerinin güvenilirliğinin tesis edilmesi amacıyla Güven Damgası Sistemini oluşturduklarını kaydetti.
Vatandaş gönül rahatlığıyla alışveriş yapacak TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Güven Damgası uygulamasının da e-ticareti kolaylaştırmak için atılan bir adım olduğunu kaydetti. Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin elektronik ticaret alanında daha fazla pay alması için Güven Dam-
gası gibi uygulamalara ihtiyaç duyduğunun altını çizdi.
0001 seri numaralı güven damgası ePttAVM.com Genel Müdürü Hakan Çevikoğlu, PTT’nin 180 yıllık tecrübesini dijital dünya ile harmanlayan ePttAVM.com’un Türkiye’nin en güvenilir e-ticaret platformu olma yolunda emin adımlarla ilerlediğini söyledi. Ülkemizde gelişmekte olan e-ticaret sektöründe en önemli değer olan ‘güven’ unsurunu PTT’nin kurumsal kimliğiyle buluşturduklarını belirten Çevikoğlu, “Sitemizin güvenirliği Ticaret Bakanlığı ve TOBB tarafından da tescillendi. Türkiye’nin ilk Güven Damgasını alan ePttAVM.com’un müşteri odaklı yaklaşımını geliştirerek geleceğe yatırım yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
37
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Zyxel’den Yeni Nesil Ağ Mühendislerine Çağrı
Sektör Market
Türkiye’nin odağı insan olan, ilk ve tek teknoloji koleji Teknoloji ve İnsan Kolejleri’nde, Z kuşağı ile buluşan Zyxel yöneticileri, yeni nesil iş kolları hakkında gençleri bilgilendirdi. Zyxel Channel Head Tuğba Şişik, önümüzdeki yıllarda sektörde yapay zeka mühendisliği, yeni nesil ağ mühendisliği, siber güvenlik uzmanlığı ve yapay zeka pazarlama uzmanlığının en popüler meslekler olacağına dikkat çekti…
IT
network
Ağ teknolojileri alanında lider firmalardan biri olan Zyxel, Türkiye’de eğitim alanında sosyal sorumluluk projelerine hız kesmeden devam ediyor. Son olarak Tink Teknoloji ve İnsan Koleji’nde öğrencilerle bir araya gelen Zyxel Channel Head Tuğba Şişik, 2030 yılında öne çıkacak teknoloji trendleri hakkında Z kuşağını bilgilendirdi. Türkiye’deki kadın mühendis açığına da dikkat çeken Şişik, kız öğrencilere ağ mühendisliği ve yapay zeka mühendisliği alanında uzmanlaşmaları yönünde çağrıda bulundu. Tink, Teknoloji ve İnsan Koleji Sancaktepe Kampüsü’nde organize edilen TinkUp etkinliğine katılan Tuğba Şişik, gençlere bilişim sektöründe başarılı olmak için atmaları gereken adımlara dair tavsiyede de bulundu. Odağında teknoloji olan bir okulda öğrenim gördükleri için Tink Koleji öğrencilerinin çok şanslı olduğunu söyleyen Tuğba Şişik, Ağ teknolojileri mühendisleri ve yapay zeka mühendislerinin şirketlerde hangi görevleri üstlendiğine dair öğrencilere şu bilgileri verdi: “İş dünyası yeniden şekilleniyor. Dijitalleşen dünyada güçlü ve kesintisiz veri iletişimi beklentisi uç noktaya çıkacak. İnsansız / şubesiz bankacılık uygulamaları artacak. Fiziksel bir klavye yerine, bir odada nerede olursanız olun, size yazmanın fiziksel hissini verebilecek holografik bir klavyeye sahip olacağız. Tüm tabloda “kesintisiz iletişim”, olmazsa olmazların başında geliyor. Anlattığım bu senaryonun gerçekleşmesi için kurumların “güvenli ve kesintisiz bilgi işlem altyapısına” ihtiyacı bulunuyor. İşte bu noktada dünya genelinde ağ mühendislerine daha çok ihtiyaç duyulacak.
Ağ mühendisi ne iş yapar? Bir ağ mühendisi, bilgisayar ağırlıklı sistemler arasında, en uygun haberleşme yöntemini saptar, sistemi kurar ve işletime açar. İyi bir ağ mühendisi olabilmek için analitik düşünme yeteneğine ve yaratıcı bir kişiliğe sahip olmak gerekir. Ayrıca ekip çalışmasına yatkın ve insan ilişkilerinde başarılı olması aranılan özellikler arasında yer alır. Ağ mühendisleri, başta finans sektörü olmak üzere bilgisayar ağına sahip olan, tüm işletmelerde çalışabilirler. Ağ mühendislerinin, bilgisayar mühendisliği veya elektronik mühendisliği alanında lisans diplomasına sahip olmaları gerekir. Bu okullardan mezun olan öğrenciler daha sonra ağ teknolojileri alanında uzmanlaşabilirler.”
38
WiFi 6 hayatımızı kolaylaştıracak Öğrencileri WiFi 6 gibi yeni teknolojiler konusunda aydınlatan Tuğba Şişik “Wi-Fi 6 en yeni kablosuz iletişim standardıdır. Wi-Fi 6’nın en önemli avantajı hızdır. Bu yeni teknoloji, bir önceki standarda göre bağlantı hızı ve erişim kapasitesini dört kat artıracak. Böylece sizler, eğitiminiz için gerekli eğitim materyallerini yani video içerikleri ultra yüksek kalitede HD formatında izleyebileceksiniz. Ayrıca evlerinizde bağlantı kopma ve donma sorunu yaşamadan online oyun oynayabileceksiniz. Zyxel olarak bu alanda ciddi yatırım yapıyor, bireylerin ve kuruların hayatını kolaylaştırmak için çalışıyoruz” dedi.
Yapay Zeka alanında eğitim veren 2 üniversitemiz var Savunma sanayiinden, sağlık alanına kadar yapay zeka kullanımın giderek yaygınlaştığına da dikkat çeken Tuğba Şişik öğrencilere Türkiye’de ve dünyada yapay zeka mühendisliği alanında eğitim veren üniversiteler hakkında şöyle bilgi verdi: “Gelecekte yapay zeka alanında çalışmak isteyen gençlerin iş anlamında önü oldukça açık. 2018 yılında MIT(Massachusetts Instıtute of Technology)’nin kurduğu yapay zeka fakültesi bu alanda en iyi okullardan biri. Türkiye’de ise Hacettepe Üniversitesi ve TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği) Ekonomi Üniversitesi 2019 eğitim öğretim yılında bu alanda eğitim vermeye başladı. Bu sene Hacettepe üniversitesi yapay zeka mühendisliği programına 30 öğrenci, TOBB Ekonomi Üniversitesi 10 öğrenci aldı. Yapay zeka mühendisliği bölümünü okumak isteyen kişilerin öncelikle bilime meraklı, bilimde gerçekleşen her durumu yakından takip eden ve teknoloji aşığı kişiler olması gerekir. Bu alanda kariyer hedefleyen
öğrencilerin başta matematik olmak üzere mühendislik bölümüne ait derslerde başarılı olması beklenir. Günümüz teknolojilerinin pek çok ihtiyacını karşılayacak olan yapay zeka uzmanlığının, gelecekte de pek çok mesleğin doğmasına katkı sağlayacağı öngörülüyor. Bu meslekler yapay zeka geliştirici, yapay zeka destekli sağlık teknisyeni, yapay zeka mühendisi, yapay zeka donanım uzmanı, yapay zeka teknolojileri uzmanı, yapay zeka ve finans uzmanı, yapay zeka pazarlamacılığı olarak sıralanabilir.”
Türkiye’de kadın mühendis sayısı 200 bini aştı Etkinlikte Türkiye’deki kadın mühendis açığı sorunu ile ilgili öğrencilerin sorularını da yanıtlayan ve genç kızlara kariyer tavsiyelerinde bulunan Tuğba Şişik sözlerini şöyle son verdi: “Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bilişim sektöründe çalışan kadın sayısı az. Zyxel Türkiye olarak iki yıldır sosyal sorumluluk projemiz kapsamında genç kızlarımızı bu alanda kariyer yapmaları için cesaretlendiriyoruz. TMMOB›ye bağlı mühendis odalarının üye istatistiğine göre Türkiye›de kadın mühendis sayısı ise 200 bini aştı.
Güçlü kadın liderlere ihtiyacımız var Kadınlarda en çok inşaat, ziraat ve makine mühendisliğine rağbet ediyor ancak gelecek yapay zeka ve ağ teknolojileri mühendisliğinde. Ülkemizin geleceğine yön verecek genç kızlarımızı, cam tavanları kıracak’ kadın liderleri yüreklendirmek için buradayız. Son iki yıldır Zyxel olarak Türkiye’nin kadın mühendisleri projesine çok emek verdik. Şirketimizde çalışan kadın mühendislerin, genç mühendis adaylarına mentorluk desteği vermesi sivil toplum kuruluşları ile yeni projeler üzerine çalışıyoruz. Kız öğrencilerin bilişim teknolojilerine, özellikle ağ mühendisliği alanına yönlendirilmesini ülkemizin geleceği ve iş dünyasında kadın - erkek dengesinin sağlanması için oldukça önemli. Umarım bugün burada aramızda bulunan öğrencilerden biri, yapay zeka ve ağ teknolojileri alanında çığır açarak yeni bir teknolojinin geliştirilmesinde öncü olur. Türk gençliğine güvenim tam, öğrencilerimize yürekten inanıyorum.”
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Anılar 2019’da da lifebox’a Yüklendi Hatıraların ve dokümanların güvenle saklanmasını sağlayan kişisel bulut depolama servisi lifebox, 2019’da 5,5 milyon kullanıcı sayısına ulaştı. lifebox’a bir yıl boyunca 120 bin saat TV programına denk gelen 12 PB’lık dosya yüklendi… ğine dair bir bilgilendirme gidiyor ve böylece o hesaba yanlış bir e-mail tanımlama gibi karışıklıkların önüne geçilmiş oluyor. İki faktörlü kimlik doğrulama sayesinde ise uygulamaya giriş işlemlerine bir güvenlik katmanı daha eklenmiş oluyor.
lifebox’tan yeni yıla özel sürprizler lifebox, yeni yılda kullanıcılarına bir sürpriz yaparak 20 adet Samsung Galaxy Note 10 hediye etmeye hazırlanıyor. 1 Şubat’a kadar arasında lifebox uygulaması üzerinden PhotoPick özelliğini kullananlar kampanyaya katılmaya hak kazanacak. Her PhotoPick kullanımı bir hak sayılacak ve kullanıcılara günlük 10 defaya kadar çekiliş hakkı tanınacak.
Ericsson ve Microsoft, Yeni Nesil Bağlı Otomobiller Alanında Güçlerini Birleştiriyor
Ericsson ve Microsoft, bağlı araçlar alanındaki uzmanlıklarını bir araya getirerek güç birliğine gidiyor. Ericsson, Bağlı Araç Bulut teknolojisini, Microsoft Azure bulut platformunda çalışan Microsoft Bağlı Araç Platformu üzerine inşa ediyor. Bu entegre çözüm, otomobil üreticilerinin filo yönetimi, otomatik yazılım güncellemeleri ve bağlı güvenlik hizmetleri gibi global araç hizmetlerini çok daha kolay ve hızlı bir şekilde daha düşük maliyetlerle uygulayabilmelerine olanak tanıyor. Ayıca modüler tasarımı ve çoklu uygulama seçenekleri sayesinde daha fazla esneklik sunuyor. Ericsson Bağlı Araç Bulut Platformu teknolojisi dünya genelinde 180 ülkede 4 milyonun üzerinde aracı birbirine bağlıyor. Bu, ağa bağlı araç pazarının yaklaşık yüzde 10’una tekabül ediyor. Her türlü ağa bağlı araç hizmetini destekleyebilme yeteneğine sahip olan platform, araç üreticilerinin artan ölçeklenebilirlik ve esneklik taleplerini karşılamak üzere tasarlandı. Ericsson Bağlı Araç Bulut teknolojisi, araç üreticilerinin kesintisiz devam eden küresel
Sektör Market
Dünyanın ilk dijital operatörü Turkcell, dijital servisleriyle yaşama kolaylık ve eğlence katmaya devam ediyor. Yüzde yüz yerli kişisel bulut depolama servisi lifebox, 2019 yılında kullanıcı sayısını 5,5 milyona çıkardı. Kullanıcılarına güvenli rehber yedekleme, yüz ve obje tanıma, tekrarlayan fotoğraflar için telefon hafızasında yer açma, otomatik hikayeler yaratma gibi deneyimler sunan lifebox, 1,5 milyon aylık aktif kullanıcı sayısına ulaşarak etkili bir büyümeye imza attı. Yıl boyunca lifebox’a fotoğraf, video, müzik gibi farklı türde 6,3 milyar dosya yüklendi. Bu dosyaların sunucularda kapladığı yer ise 12 PB’ı geçti. Bu sayı, 18 milyon 432 bin CD içeriğine ya da 120 bin saatlik TV programına karşılık geliyor.
lifebox’ın en sevilen özelliklerinden biri olan PhotoPick bu yıl 1,4 milyon kez, çektiği fotoğraflar arasında kararsız kalan kullanıcıların en iyi fotoğrafı seçmelerini sağladı. Bu yıl lifebox’ta 2,6 milyon kullanıcı, rehberini yedekleyerek herhangi bir kaybolma durumuna karşı önlemini aldı. Tüm sunucuları Türkiye’de bulunan lifebox, “Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalmalı” düşüncesinden yola çıkarak kullanıcılarının bilgilerini ülke sınırlarındaki sunucularda güvenle saklıyor. Kullanıcılarının hesaplarındaki bilgileri özenle saklayan lifebox, 2019’da güvenlik önlemlerini bir kat daha artırarak giriş işlemlerinde e-mail doğrulama ve iki adımlı kimlik doğrulama özelliklerini getirdi. Böylece kullanıcılara lifebox’a girdikleri e-mail adres bilgilerini doğrulamaları gerekti-
IT
network
Ericsson Bağlı Araç Bulut Platformu (Connected Vehicle Cloud Platform) teknolojisi ile Microsoft Bağlı Araç Platformu (Connected Vehicle Platform) entegrasyonu, otomobil üreticilerinin bağlı otomobil hizmetlerini dünya genelinde daha hızlı bir şekilde sunabilmelerine olanak tanıyacak. Bağlı araç hizmetlerinin bulut üzerinden verilmesi, otomotiv sektöründe karmaşıklığı azaltırken inovasyonların önünü açıyor ve uygulama geliştirme sürecini basitleştiriyor… operasyonlarının karmaşıklığını ortadan kaldırıyor. Microsoft Bağlı Araç Platformu (Connected Vehicle Platform) ise otomotiv şirketlerinin konforlu ve kişiselleştirilmiş bir ağa bağlı sürüş deneyimi sunabilmelerine olanak tanıyor. Bulut altyapısı ve sınır bilişim teknolojilerinin yanı sıra Yapay Zeka ve Nesnelerin İnterneti (IoT) hizmetlerini farklı bir iş ortağı ekosistemi ile birleştiriyor. Ericsson ve Microsoft arasındaki bu iş birliğinin sektöre kapsamlı bir ağa bağlı araç platformu sunacağını ifade eden Ericsson İş Teknolojileri ve İş Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Åsa Tamsons, “Entegre çözümlerimiz, otomotiv üreticilerinin küresel ağa bağlı araç çözümlerini daha hızlı geliştirebilmelerini sağlarken sürücüler ve yolcular için çok daha iyi bir deneyim sunacak” dedi.
Ericsson ve Microsoft’un bağlantı teknolojileri ve bulut bilişim alanındaki liderliklerini bir araya getiren bu yeni teklifin otomotiv sektörüne büyük faydalar sağlayacağını belirten Microsoft İş Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Peggy Johnson, “Ericsson ile birlikte otomotiv üreticilerinin müşterilerinin ihtiyaçlarına odaklanmalarını ve benzersiz, kişiye özel sürüş deneyimleri sunmalarını hızlandırmak için bağlı araç hizmetlerini geliştirmelerini kolaylaştırmayı amaçlıyoruz” dedi. Microsoft ve Ericsson, 7 Ocak 2020 Salı günü saat 18.00 - 20.00 saatleri arasında ABD’nin Las Vegas şehrinde gerçekleşecek dünyanın en önemli teknoloji etkinliklerinden biri olan CES 2020’de yeni işbirliğiyle ilgili ortaklaşa bir etkinlik düzenleyecek.
39
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Oyun Bilgisayarında Tasarımın Yeni Adı Excalibur E600 Yeni nesil NVIDIA® GeForce RTX grafik kartlarını destekleyen Excalibur E600; ARGB & RGB ışıklandırmalı yapısı, şeffaf yan panel ve dayanıklı metal kasa gibi güçlü tasarım özelliklerinin yanında performans tutkunları için sunduğu overclock seçenekleriyle olağanüstü bir oyun deneyimine davet ediyor…
Sektör Market
tasarrufu sağlayan tasarımı ile de oyun keyfini ikiye katlıyor.
IT
network
Oyun severlere son teknoloji ürünler ile maksimum performans ve kesintisiz oyun keyfi vadeden Excalibur, ürün yelpazesini artırmaya devam ediyor. Excalibur ailesinin oyun severler için özel olarak geliştirdiği son modeli Excalibur E600, etkileyici tasarım ve üstün performans özellikleriyle masaüstü oyun deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. Excalibur, oyun bilgisayarlarını taçlandırdığı muhteşem tasarım detaylarına E600 modelinde de cömertçe yer veriyor. E600’ün ışık efektleri, özelleştirilebilir ARGB/RGB LED sistem fanı, sistem aydınlatması ve şeffaf yan paneli sayesinde oyun severlerin daha ilk bakışta kalplerini fethetmesi bekleniyor. Excalibur E600’ün performans tutkunları için sunduğu overclock seçenekleri, aşırı işleme dayanıklılığı ve güçlü performanslı bileşenleri ile asıl iddiasını ortaya koyuyor. Excalibur E600’ü vazgeçilmez yapan bir diğer özelliği ise son teknoloji oyun işlemcileri ve grafik kartlarının sağladığı avantajlar oluyor. Diskin herhangi bir ekipmana ihtiyaç duymadan kolaylıkla değiştirilmesini ve yükseltilmesini sağlayan vidasız tasarım disk sistemi Excalibur E600’ün kolaylıkla ihtiyaçlar doğrultusunda güncellenmesine imkan sunuyor.
Turbo Soğutma ile Kesintisiz Oyun Keyfi
40
Excalibur E600’ün PFC özellikli güç kaynakları, alt ve üst panellerde bulunan toz filtreleri ve mükemmel soğutma sistemi kesintisiz oyun performansında önemli rol oynuyor. Üstelik muhteşem performansında pay sahibi güçlü bileşenlerini 0.6 mm kalınlığındaki dayanıklı sac kasada uzun yıllar en iyi şekilde koruyabiliyor. Oyun tutkunlarının vazgeçemediği ARGB/RGB kasa fanı ve diğer LED seçenekleri oyun deneyimini en üst seviyeye taşıyor. Excalibur E600’ün sadece 30 cm’lik anakartı ise yüzde 35 performans artışı sunarken, yer
Sınır Tanımayan Performans Excalibur E600, yüksek performans gerektiren oyunlarda sunduğu en yüksek performans ayarları ile oyun severlere sorunsuz ve keyifli bir oyun deneyimi yaşatıyor. Intel® Core™ K serisi işlemcilere sahip Excalibur E600, bilgisayarın gücünü arttırıp bu gücü uzun süre kullanmak isteyen oyuncular için overclock yapma imkanı sağlayarak performans beklentisindeki oyun tutkunlarının talebini karşılıyor.
NVIDIA® GeForce RTX Bambaşka Oyun Deneyimi Excalibur E600, bir önceki nesillerine göre ortalama yüzde 30 daha fazla performans sunan dünyanın en ileri GPU mimarisi
olan NVIDIA Turing ile güçlendirilmiş yeni nesil NVIDIA® GeForce RTX grafik kartlarını destekliyor. RTX ekran kartları, oyun tutkunlarına çok daha gerçekçi görüntülerle birlikte tüm detayları sunarak oyun süresince çok daha hızlı ve güçlü bir performans sergilemelerine yardım ediyor.
Üst Düzey Soğutma Performansı Excalibur E600, oyuncuların en çok önemsediği konulardan biri olan soğutma için 3 adet 12 cm kusursuz fan ile oluşabilecek ısıyı ve fan gürültüsünü minimum düzeye çekerek maksimum performans sunuyor. Daha düşük fan gürültüsü oyun oynarken, film izlerken veya müzik dinlerken çok daha net ve kaliteli kulaklık deneyimi sunuyor.
Güçlü Uzaktan Bağlantı Özellikleri Excalibur E600’ün 300Mbps kablosuz bağlantı hızı gürültüye duyarlı HD Video Akışı gibi uygulamalar için idealdir. Excalibur E600’de bulunan MIMO teknolojisi ise daha güçlü sinyal penetrasyonu, daha geniş kapsama alanı, daha iyi ve kararlı performans sunarken; WPS™ (Wi-Fi Protected Setup) sayesinde yüksek güvenlikli bağlantıya kolayca kurulum imkanı sağlar.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
400 bine Yakın “.tr” uzantılı domain devredilecek
ler, yapım aşaması, başka adres yönlendirme ve gelişmiş DNS yönetimlerinden faydalanabilecekler. Ayrıca aktarım yapan müşterilerimize “Eko Hosting Paket” hediye edeceğiz. Kupon kodları aktarımı takip eden 1 hafta içerisinde üyelik hesaplarına tanımlanacak” dedi.
Peki, nic.tr üzerinden aktarım nasıl yapılacak? Domain aktarım sürecinin nic.tr üzerinden online olarak kolayca sağlanabileceğini ifade eden, Ertuğrul Kalkan “nic.tr kullanıcı hesabı üzerine giriş yapıldığında müşterinin karşısına çıkacak olan kayıt firmaları arasında isim-
tescil.net’i seçmeleri gerekiyor. isimtescil.net’i seçtikten sonra işleme devam etmeleri sonunda nic.tr sisteminde kayıtlı GSM numarasına nic.tr tarafından doğrulama kodu gönderiyor. Doğrulama yapıldıktan sonra sistem isimtescil.net web sitesine yönlendirme yaparak üyelik hesabı oluşturmanızı veya mevcut üyeliğinize giriş yapmanızı istiyor. Giriş yapıldıktan sonra ilgili kullanıcı hesabına aktarım sağlanmış olacak. isimtescil.net olarak en uygun domain fiyatları ile her zaman kullanıcıların yanında olacağız. Konu hakkında sorusu olan “.tr” uzantılı alan adı sahipleri detaylı bilgi için +90 850 200 0 444 no’lu numaradan da firmamıza ulaşabilir” dedi.
Sektör Market
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) domain satışı sözleşmesi imzaladığı 13 firmadan biri olan İsimtescil Bilişim A.Ş Genel Müdürü Ertuğrul Kalkan, Türkiye’de ‘.tr’ uzantılı olan domainlerin yetkisinin geçmişte ODTÜ tarafından yönetildiğini ancak ODTÜ’nün, 21 Aralık 2018 ‘de yaptığı sözleşme ile ‘.tr’ kayıt otorite yetkisinin BTK’ya devredildiğini söyledi. Kalkan, ”Bu gelişme ile beraber, Türkiye’de kayıtlı olan 400.000’e yakın “.tr” uzantılı domainlerin 3 ay içerisinde yetkili kayıt operatörlerine transfer edilmesi gerekiyor” dedi. Türkiye’nin domain lideri İsimtescil firmasının Genel Müdürü Ertuğrul Kalkan, “Müşterilerimizin bu süreci sorunsuz atlatabilmeleri için gerekli altyapı çalışmalarımızı düzenledik. “.tr” uzantılı alan adı sahipleri bununla beraber ücretsiz olarak DNS ve alt isim sunucu yönetim-
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) imzaladığı domain satışı sözleşmesi uyarınca, 400 bine yakın “.tr” domaini, belirlenen 13 firmadan birine devredilme süreci başladı. Peki, domain sahipleri bu konuda nasıl bir yol izlemeli? isimtescil. net’ten yapılan açıklamaya göre; “.tr” uzantılı alan adı sahipleri, ücretsiz olarak DNS ve alt isim sunucu yönetimler, yapım aşaması, başka adres yönlendirme ve gelişmiş DNS yönetimlerinden faydalanarak süreçlerini yönetebilir…
IT
network
Predator Helios 300’le Oyun Tutkunları En Hızlı Mücadeleye Hazır Helios 300, 144 Hz yenileme hızı sunan IPS paneliyle dikkat çekerken, keskin ve hızlı oyun deneyimini kullanıcılarla buluşturuyor. Cihaz, Intel Core i7 işlemcileri ve NVIDIA GeForce RTX ekran kartı ile güçlü bir dizüstü bilgisayar arayan oyun tutkunlarına hitap ediyor… Predator Helios serisiyle hızdan feragat etmek istemeyen oyun tutkunlarına hitap eden Acer, 144 Hz yenileme hızı sunan IPS panelli Helios 300’le çıtayı biraz daha yükseltiyor. Predator Helios 300’le oyuncular, 17,3 inçlik Full HD ekranda 3 ms tepki süresiyle bulanık görüntülere veda ediyor. Yırtılmaları bertaraf eden panel, sunduğu görüntü kalitesiyle oyun deneyimini bir üst seviyeye taşıyor. İddialı kasa tasarımının altında Intel Core i7 işlemcisi, Max-Q tasarımlı ve hız aşırtmalı GeForce RTX ekran kartı, 32 GB DDR4 2666 MHz bellek ve 1TB HHD, 256 GB SSD şeklinde güçlü bir donanımla sunulan Helios 300, yüksek performans talep eden AAA oyunlarda da farkını ortaya koyarak oyun severleri en zorlu mücadelelerde dahi destekliyor.
4’üncü Nesil Aeroblade 3D Soğutma Teknolojisi: Sessiz ve Güçlü Hız, yüksek performans ve dikkat çekici tasarım detaylarıyla öne çıkan Helios 300, tüm Pre-
dator markalı modellerde olduğu gibi özel tasarımlı soğutma sistemlerini kullanıyor. Hava akımını artırıp gürültüyü azaltmayı hedefleyen Acer’ın 4’üncü nesil AeroBlade 3D fanlarına sahip cihaz, en yüksek performansla çalışan Helios 300’ü serin tutmayı başarıyor. Kenarları tırtıklı olarak tasarlanan 0,1 mm inceliğindeki yeni fan kanatlarına sahip son nesil fanlarda, üst ve alt tarafta kanatçıklara yer verilirken her kanadın iç kısmında da kavisli bir bölüm bulunuyor ve bu tasarım sayesinde de tüm sistemin yüzde 45 oranında daha fazla hava akımı elde etmesi sağlanmış oluyor. Stratejik olarak yerleştirilmiş hava giriş çıkış delikleri ve Acer CoolBoost teknolojisi de eklendiğinde Helios 300, baskı altında sakin kalmayı başarıyor, hız aşırtma ve uzun oyun maratonlarının üstesinden kolaylıkla gelebiliyor.
Oyunlarda Tam Kontrol Sunan Güçlü Özellikler Hem tasarım hem de donanım tarafında oyun
tutkunlarının ihtiyaç duyduğu pek çok özelliği sunmayı başaran Predator Helios 300’ün Turbo tuşu ile tek dokunuşla hız aşırtma yapmak mümkün. Killer DoubleShot Pro ile de hızlı ve kesintisiz ağ bağlantısı sunmasının yanı sıra cihazın klavyesi de dikkat çekici özelliklere sahip. 4 bölgeli RGB aydınlatmaya yer verilen klavye, PredatorSense ve Turbo kısayol tuşları, genişletilmiş boşluk tuşu ve öne çıkan içbükey WASD, yön ve kısayol tuşları ile daha kullanışlı ve işlevsel hale geliyor. Özel yardımcı uygulama PredatorSense, tek uygulama üzerinde fan, aydınlatma ve sistemin durumunu izleme gibi oyun donanımları üzerinde tam kontrol sunuyor. Öte yandan Helios 300, WAVES MaxxAudio yazılım paketi ile güçlenen ses performansıyla da oyunlarda etkileyiciliği artırıyor, heyecanı katlıyor. Teknik özellikler, fiyat ve bulunabilirlik açısında bölgeye göre değişiklik gösterebilen Acer Predator Heilos 300, 14.999 TL’den satışa sunuluyor.
41
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
MUSİBET BASE CYBER SECURITY
Ali İlker Yüceer
Hayatımızın her alanında olduğu gibi, “Bir musibet bin nasihatten iyidir” atasözü, bilişim dünyasında da her zaman geçerlidir.
Siber güvenlik için yapılan uyarılar ve nasihatler, şirket sahipleri ve yöneticiler tarafından genellikle kulak ardı edilir. Bilgi güvenliği yöneticilerinin gayretleri ve bilgilendirmeleri ile, patronların bu konudaki farkındalıkları giderek artmaktadır. Fakat şirket sahipleri, bilgi güvenliği için yapılması gereken yatırımların maliyetlerini gördüklerinde ister istemez geri adım atmaya devam etmekteler. Eskiden sadece firewall ve antivirüs ile yeterli güvenliği sağlayabiliyorken, gelişen teknoloji ile birlikte tehditler de aynı hızla geliştiğinden, bu cihaz ve ürünler artık yeterli olmamaktadır. Uçtan uca etkin bir güvenlik için, ağ güvenliği, web güvenliği, e-mail güvenliği, sunucu ve istemci güvenliğinin yanında, SIEM, DLP, IDS/ IPS, EDR, SANDBOX gibi yığınla ürün ve cihazları konumlandırmak gerekmektedir. Önemli noktalardan biride, bu ürünleri konumlandırdıktan sonra, sağlam bir ekiple en etkin bir şekilde yöneterek güvenliği sağlamaktır. Asıl kanayan yaramız, bu konuda farkındalıklarını arttırmaya çabaladığımız şirket sahiplerine, güvenlik için ihtiyaç olan ürün ve cihazları aldırabilmek ve siber güvenlik ekibi istihdam edebilmek. Bu konuda tabi ki sadece şirket sahiplerine yüklenmemiz doğru olmayacaktır, Ülkemizde de siber güvenlik konularında yaşanan olaylarda durum maalesef bu şekildedir. Siber güvenlik farkındalığını arttırmak için verdiğimiz eğitimler, yayımlanan makaleler, yapılan öneriler nasihat olarak dinlenmekte ve nasihatlere de genelde bir siber saldırı, olay yaşanmadıkça önem verilmemektedir. Daha önceki yazılarımda da üzerinde durduğum, yerli ve milli altyapı ve güvenlik ürünleri çözümleri için çok çalışmamız lazım. En önemlisi bu ürünleri üreten firmaların yabancı ortak almadan başarıya ulaşmalarıdır. Yabancı ürünleri güvenliğimiz için kullanmak, kurda kuzuyu teslim etmekle eşdeğerdir. Temennilerim; Nasihatler bin, musibetler hiç olmasın, sistemlerinize virüs değmesin, önlem almadıysanız hackerlar sizi farketmesin… Musibetsiz, güvenli günler diliyorum. Ali İlker Yüceer Chief Information Security Officer Medipol Eğitim ve Sağlık Grubu ayuceer@medipol.edu.tr
42
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
RFID, Perakende Sektöründe Dijital Dönüşümün Olmazsa Olmazı Sensormatic, 4-5 Aralık tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Perakende Günleri 2019’da perakende sektörünün çehresini değiştiren RFID çözümünü tanıttı…
Türkiye’nin lider güvenlik teknolojileri entegratörü Sensormatic, perakende sektörüne yönelik RFID çözümünü 4-5 Aralık tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen Perakende Günleri 2019’da tanıttı. Perakende sektöründe son dönemde en çok konuşulan teknolojilerden biri olan RFID (Radio Frequency Identification - Radyo Frekansı Tanımlama) teknolojisi, perakende sektörü temsilcilerine operasyonel verimlilik anlamında katma değer sağlıyor. Bu çözüm sayesinde işletmeler ürünlerini üretim aşamasından mağazada müşteriye satılana kadar anlık olarak takip edebiliyor. Bu sayede envanter doğruluğu, reyon yönetimi, omnichannel stok yönetimi ve tedarikçi hataları gibi konular çözüme kavuşuyor. Sensormatic RFID çözümü ile 10 kat hızlı
ürün sayımı yapılabiliyor. Bu sayede mağaza sayımları yılda bir ya da altı ayda bir yerine, her hafta hatta her gün yapılabiliyor. Yine bu çözüm sayesinde yüzde 99,5 stok doğruluğu ve satışlarda da yüzde 21’e varan artışlar sağlanıyor. Ayrıca müşteri memnuniyeti ve çalışan verimliliği optimizasyonu da artıyor. Perakende sektörüne yönelik RFID çözümünün etkinlikte büyük ilgi gördüğünü ifade eden Sensormatic CEO’su İsmail Uzelli, “RFID teknolojisi birçok faydayı beraberinde getiriyor. Örneğin, üretimden çıkan ve kolilenen ürünler deponuza ulaşıyor. Kolinin üzerinde 100 adet olduğu yazıyor. Barkod teknolojisi ile sayımı çok uzun sürdüğü için genelde bu adet doğru kabul edilerek sayılmadan teslim alınıyor ve koli hiç açılmadan mağazalara sevk ediliyor. Oysaki bir sebeple kolinin içinde 95 adet ürün var. Ama siz perakendeci olarak üreticiye 100 ürünün ödemesini yaptınız. Daha ürünler depoya girerken stok hatası ile envantere giriyor. İşte
RFID ile üreticiden gelen kolilerde kaç adet hangi ürünlerin olduğunu takip edebiliyorsunuz. Buna benzer birçok örnek vermek mümkün” diyor.
Perakende sektöründe giderek yaygınlaşıyor Sağladığı büyük faydalardan dolayı son dönemde RFID çözümüne ilgi giderek artıyor. Uzelli, “Şirketler başarılı olmak, verimliliklerini artırmak, gelirlerini yükseltmek, rekabette öne çıkmak ve en önemlisi müşteri memnuniyetini en üst düzeye çıkarmak için envanter doğruluğunun kritik önem taşıdığının farkındalar. Bu yüzden RFID projeleri de giderek yaygınlaşıyor. İşte bu motivasyonla, son birkaç yılda 30’un üzerinde global marka RFID dönüşümünü tamamladı ve gelirlerini artırdı. Türkiye’de de halihazırda devam eden projelerimiz var.” diyor.
Samsung, Taşınabilir SSD T7 Touch’ı Piyasaya Sürdü Samsung’un cep boyutundaki en yeni harici katı hal sürücüsü, ışık hızında çalışan şık ve dayanıklı kasasında parmak izi güvenliği sunuyor… Samsung Electronics, geliştirdiği en yeni harici depolama cihazı olan SSD T7 Touch’ın piyasaya sürüldüğünü açıkladı. Şık ve kompakt tasarımıyla T7 Touch, 2’nci nesil USB 3.2 standardına bağlı olarak mevcut en yüksek dosya transfer hızını sunuyor. Yeni cihaz, ek bir donanımsal güvenlik önlemi olarak sahip olduğu dâhili parmak izi sensörü ile veri korumasını bir üst seviyeye taşıyor. Samsung Electronics Hafıza Ürünleri Bölümünden Sorumlu Marka Ürün Pazarlama Başkan Yardımcısı Dr. Mike Mang, konuyla ilgili olarak, “İş, oyun ve tutkuyla üzerinde çalıştıkları projeler arasında sürekli hareket halinde olan tüketiciler, içeriklerini güvenli bir şekilde yanlarında taşımak istiyor. Kompakt bir formda sektör lideri transfer hızları sunan dâhili parmak izi tanıma işlevine sahip yeni ürünümüzle tüketicilerin verileri artık güvende” dedi. Profesyonel ve günlük kullanım için tasarlanan Samsung T7 Touch; PC, tablet, akıllı
telefon veya oyun konsolunda çok sayıda resmin, oyunun veya 4K/8K videonun güvenli bir şekilde saklanması için yeterli kapasiteye sahip. Ayrıca tüm bu içeriklerin rahatça taşınabilmesini sağlayacak güçte dayanıklılık da sunuyor. T7 Touch, önceki depolama çözümlerine göre önemli bir hız artış imkânı da sağlıyor. 1.050 MB/sn okuma hızı ve 1.000 MB/ sn yazma hızı ile T7 Touch, selefi T5’ten yaklaşık iki kat, harici HDD’lerden ise 9,5 kat daha hızlı bir kullanıma imkân veriyor. Cihaz maksimum hızına NVMe arayüzü ile kullanıldığında ulaşabiliyor. AES 256 bit donanım şifrelemesine ek bir güvenlik katmanı olarak T7 Touch, Samsung SSD’lere ilk kez yerleşik bir parmak izi okuyucu donanımı getiriyor. Bunun yanında, kullanıcıların yalnızca bir bakışta cihazın durumunu görebilmesini sağlayan bir “Hareket LED”i de bulunuyor. Dikkat çeken hızı, ek donanımları ve alüminyum kasasına rağmen, yeni SSD yalnızca 58
gram ağırlığında. Samsung T7 Touch’ın yenilikçi özellikleri, CES 2020 İnovasyon Ödülleri’nde de beğeni topladı. Siyah veya gümüş renk seçeneklerine sahip T7 Touch, farklı kullanım alanları için 500GB, 1TB ve 2TB boyutlarında sunuluyor. Kullanıcıların bulunduğu her yerde güvenilir bağlantı sağlamak için bir adet C’den C’ye, bir adet de C’den A’ya USB kablosu ile gelen T7 Touch, Windows, Mac ve Android işletim sistemleriyle uyumlu çalışıyor. Üç yıllık sınırlı garanti sunan T7 Touch’ın tavsiye edilen perakende satış fiyatı 500GB modeli için 1199 TL, 1 TB modeli için 1799 TL ve 2TB modeli için 3599 TL olarak belirlendi. T7 Touch bu aydan itibaren 30’dan fazla ülkede satışta olacak. T7 Touch’ın piyasaya sürülmesinin ardından, yılın ikinci çeyreğinde Taşınabilir SSD T7’nin de piyasaya sürülmesi planlanıyor.
43
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Sektör Market
Fujitsu, Yeni PRIMEHPC Süper Bilgisayarları Piyasaya Sunuyor
IT
network
Her iki ürün de süper bilgisayarlar için kullanılan Arm®v8-A mimarisinin bir uzantısı olan Ölçeklenebilir Vektör Uzantısını (SVE) dünyada ilk kez kullanan CPU A64FX’iyle işlemcisiyle donatıldı. Dahası, Fujitsu’nun şu ana kadar geliştirdiği yüksek başarımlı, düşük elektrik tüketimi olan CPU tasarımını devralarak geliştirilen A64FX, watt başına yüksek performans sağlamasıyla öne çıkıyor. Kullanılan CPU, yüksek performanslı kalıp yığınlı (die-stacked) bir bellek olan HBM2 kullanarak yalnızca yüksek bir bellek bant genişliğine ulaşmakla kalmıyor, aynı zamanda derin öğrenme (Deep Learning) gibi teknolojilerde önemli olan yarı hassas aritmetik ve çoklu ekleme işlemlerini de yapabiliyor. Bu şekilde, yeni süper bilgisayarların Yapay Zeka alanındaki genişlemesinin artması bekleniyor. Fujitsu, sunduğu tüm yeni ürünlerinde sosyal sorunların çözülmesine, öncü araştırmaların hızlandırılmasına ve kurumsal rekabetçiliğin güçlendirilmesine katkıda bulunmayı hedefliyor.
Ürün Özellikleri Büyük konfigürasyonlarda azami ölçeklenebilirlik sunan raf başına 384 dağıtım noktasına kadar ultra yoğun yapısıyla FX1000, 1.3 exaflops’u aşan teorik hesaplama performansı sağlayan büyük sistemlerin verimli bir şekilde inşa edilmesine imkan veriyor. FX1000, yüksek performans ve soğutma ihtiyaçları dahil olmak üzere toplam enerji tüketimini azaltmayı hedefleyen sulu soğutma sistemine sahip. Süper bilgisayar sistemleri için kullanılan standart teknolojilerin üzerine inşa edilmiş olan
Fujitsu, dünya çapında sunduğu iki yeni modelinde watt başına yüksek performans imkanı sağlıyor. Fujitsu’nun RIKEN ile ortaklaşa geliştirdiği süper bilgisayar Fugaku teknolojisini kullanan “Fujitsu Süper Bilgisayar PRIMEHPC” serisinden PRIMEHPC FX1000 ve PRIMEHPC FX700 modellerinin dünya çapındaki satışları Mart 2020 itibarıyla başlıyor… FX700, ara bağlantı uygulaması olarak InfiniBand’i destekliyor ve HPC ara yazılımı için açık kaynaklı yazılım (OSS) kullanıyor. Standart bir sunucu rafına monte edilebilen ve hava soğutma sistemine sahip bu model müşteriler için kolayca kullanılmak üzere tasarlanmıştır.
Fujitsu Arm HPC Ekosisteminin gelişimine katkıda bulunuyor Fujitsu, uzun yıllara dayanan yüksek başarımlı hesaplama (HPC) teknolojilerini ve tecrübelerini Arm Developer, Linaro ve OpenHPC gibi açık topluluklara katılarak, Arm HPC ekosistemini geliştirmeye adamış. Ayrıca Fujitsu, PRIMEHPC için dünya çapında yaygın olarak kullanılan çarpışma analizi uygulaması olan LS-DYNA da dahil olmak üzere PRIMEHPC için ticari uygulama yazılımı haline gelebilmesi için uygulama tedarikçileriyle birlikte çalışmayı planlıyor. Fujitsu, yüksek başarımlı süper bilgisayarlar geliştirerek, sosyal sorunların çözümüne, öncü araştırmaların teşvik edilmesine ve kurumsal rekabet gücünün artırılmasına katkıda bulunmaya devam edecektir. Fujitsu, yeni ilaçların geliştirilmesine, felaket önleme ve azaltma yoluyla güvenli
bir toplumun oluşmasına ve prototipe gereksinim duymadan yeni malzemelerin geliştirilmesine ve üretilmesine önayak olacaktır. Altyapı İş kolu Kıdemli Müdür Yardımcısı ve Genel Müdür Yardımcısı Chris Bergey, “Fujitsu’nun ARM ile çalışması, Yüksek Başarımlı Hesaplama için Arm tabanlı işlemcilerin yenilikçiliğini ve performansını geliştirmek yolunda RIKEN ile stratejik işbirliğimizi güçlendirdi. Fujitsu’nun en yeni A64FX yongalarını PRIMEHPC FX1000 ve FX700 süper bilgisayarlarının duyurulmasıyla piyasaya sunma konusundaki güçlü bağlılığına değer veriyoruz ve bunların ‘exascale’ sistemler için endüstri lideri yapı taşları olduğuna inanıyoruz.” Red Hat Enterprise Linux Genel Müdür Yardımcısı Stefanie Chiras; “Bugün Linux, yeni nesil yenilikçi HPC uygulamalarını oluşturmak için ölçek ve esneklik sağlayan süper hesaplamayla eş anlamlı sayılmaktadır. Dünyanın önde gelen kurumsal Linux platformu, Red Hat Enterprise Linux’u Fujitsu’nun yeni süper bilgisayar modellerine uyarlamak üzere Fujitsu ile işbirliği yapmaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu sayede veriye dayalı bilimsel çalışmalar, Yapay Zeka ve bilimsel gelişmeler sağlanabilecektir” dedi.
Netaş’ın Uluslararası Pazarlar Genel Müdürü Sinan Dumlu Oldu Türkiye’nin küresel teknoloji şirketi olma hedefiyle yoluna devam eden Netaş’ın Uluslararası Pazarlar Genel Müdürlüğüne Sinan Dumlu atandı. Netaş, derin mühendislik yetkinliği, köklü Ar-Ge deneyimi ve sistem entegratörlüğündeki liderliği ile ana hissedarı dünya teknoloji devi ZTE’nin bölgedeki geniş ağını kullanarak global açılımını sürdürmeyi hedefliyor.
Yerli Ar-Ge ihracatı ve ZTE ile telekom projeleri öncelik
44
Son 5 yılda yaklaşık 200 milyon dolar değerinde proje üstlenen Netaş, Asya-Pasifik’ten Türkî Cumhuriyetlere, Kuzey Afrika’dan
Netaş’ın “Uluslararası Pazarlar Genel Müdürlüğü” görevine Sinan Dumlu atandı. Dumlu, ana hissedarı Çinli teknoloji devi ZTE ile yakın coğrafyada etkinliğini artırmayı hedefleyen Netaş’ın dış pazarlardaki satış, proje ve çözüm işlerinden sorumlu olacak… Ortadoğu bölgesine uzanan geniş bir coğrafyada yaklaşık 30 ülkeyi hedef pazar olarak belirledi. İlk etapta Azerbaycan, Kazakistan, Gürcistan, Cezayir ve Katar gibi yakın pazarlarda varlığını derinleştirmek için harekete geçen Netaş, Ar-Ge’sinde geliştirdiği yerli teknolojiler başta olmak üzere, telekom, bulut, siber güvenlik ve veri iletişimi teknolojilerine odaklanarak uluslararası pazarlarda büyümeyi planlıyor. 1967 yılında Ankara’da doğan Sinan Dumlu,
yüksek öğrenimini 1984-1988 yılları arasında İTÜ Kontrol ve Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nde yaptı. Ardından 1988-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü’nde İnsan Kaynakları Yönetimi konusunda master programına devam etti. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektöründe 30 yılı aşkın tecrübesiyle Dumlu’nun ürün yönetimi, pazarlama, satış, strateji ve bulut tabanlı teknolojilerden sorumlu olarak birçok alanda liderlik deneyimi bulunuyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
Şirketler Turkcell Enerjim servisiyle yüzde 15 tasarruf edecek
Ceyhun Özata: “Türkiye’nin enerji ihtiyacına özel çözümler üretiyoruz” Konuyla ilgili değerlendirmesinde Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata şunları söyledi: “Turkcell olarak ülkemizin sürdürülebilir kalkınma hedefine katkı sağlamak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bir yandan Turkcell olarak üzerimize düşeni yerine getirirken diğer yandan çözümlerimizle şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine de katkı sağlıyoruz. Bu anlamda ülkenin enerji
Kurumları uçtan uca sektörel çözümleriyle dönüştüren Turkcell Dijital İş Çözümleri, ülkenin enerji verimliliğine katkı sağlayacak yeni servisini hayata geçirdi. Enerji Tasarrufu Haftası’nda hayata geçirilen Turkcell Enerjim Servisi, enerji tüketiminin anlık takibini sağlayacak. Böylece şirketler yılda yüzde 15 kadar tasarruf edecek. Bununla birlikte her alanda sürdürülebilirlik çalışmalarını yürüten Turkcell, altyapı ve iş süreçlerinde çevre dostu çözümleri kullanarak sadece 2019 yılında, 94 milyon kilovat saati aşan 60 milyon TL’lik bir enerji tasarrufu sağladı…
kaynaklarının verimli kullanılması için şirketlere sunduğumuz Kopilot Filom ve bulut platformları gibi akıllı ulaşım ve endüstri çözümlerimiz bulunuyor. Son olarak Enerji Tasarrufu Haftası’nda kullanıma sunduğumuz Turkcell Enerjim Servisimiz ile de şirketlerimize yüzde 15 tasarruf imkanı sunmayı hedefliyoruz. Turkcell olarak da kararlılıkla uyguladığımız sürdürülebilirlik programımız sayesinde sadece enerjide geçtiğimiz yıl 94
milyon kilovat saati aşan enerji ile 60 milyon TL’lik tasarruf sağladık. 2030 yılında elektrik tüketimini tamamen yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefleyen bir şirket olarak önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin enerji ihtiyacına özel çözümler üretmeye devam edeceğiz.” Sürdürülebilirlik çalışmalarına ara vermeden devam eden Turkcell, bu amaçla enerji tasarrufuna yönelik teknoloji ve uygulamalarını iş süreçlerinin her aşamasında hayata geçiriyor. Sadece 2019 yılında 94 milyon kilovat saati aşan enerji tasarrufu ile ülke ekonomisine 60 milyon TL’lik katkı sağlayan Turkcell, bu sayede 35 bin hanenin bir yıllık toplam elektrik tüketimi kadar tasarruf sağladı. Böylece çevreye yaklaşık 56 bin ton daha az karbondioksit salınımı gerçekleşirken 100 bin adeti aşan yetişkin kızılçam ağacının yaptığına eşit oranda karbondioksit azaltımı sağlandı.
Sektör Market
Turkcell’in yenilikçi iştiraki Dijital İş Çözümleri perakende, sağlık, finans, lojistik, üretim, enerji, tekstil gibi pek çok sektöre özel olarak sunduğu uçtan uca çözümlerine bir yenisini daha ekledi. Türkiye’nin enerji tasarrufuna katkı sağlayacak olan Turkcell Enerjim Servisi, enerji tüketiminin anlık takibine imkan tanıyarak verimliliğe katkı sağlıyor. Her yıl Ocak ayının ikinci haftası kutlanan Enerji Tasarrufu Haftası’nda hayata geçirilen servis sayesinde şirketler yüzde 15 tasarruf edebilecek. Kurumların enerji tüketimini kontrol altına alarak verimliliklerini artırmalarını ve enerji maliyetlerini düşürmelerini sağlayan Turkcell Enerjim Servisi ile herhangi bir ilk yatırım maliyetine gerek olmadan enerji tüketimleri anlık olarak takip edilebiliyor, kontrol altına alınıyor. Akıllı cihaz ve sensörler ile toplanan enerji tüketimi verileri servis platformuna iletilerek anlamlandırılıyor, analiz raporları ve bildirimler sunuluyor.
IT
network
Jeep, CES 2020’de 3 Elektrikli Modelini Sergiledi! Fuarda, SUV dünyasının gelecek beklentilerini sergileyen marka, üzerinde ”4xe” logosu bulunan şarj edilebilir, hibrit elektrikli Wrangler, Renegade ve Compass’ı ilk kez tanıttı. CES 2020’de sergilenen bu üç yenilikçi model, önümüzdeki dönemde sırasıyla Cenevre, New York ve Pekin otomobil fuarlarında da gösterilecek. Yaklaşık 80 yıldır 4x4 dünyasına öncülük eden Jeep, şimdiye kadar üretilen en verimli ve çevre dostu modellerini ABD’de düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı -CES 2020’de ilk kez gösterdi. Markanın fuarda sergilediği şarj edilebilir elektrikli hibrit Wrangler 4xe, Renegade 4xe ve Compass 4xe, Jeep’in 2022 yılına kadar tüm modellerinde elektrikli versiyonlarını devreye
Jeep, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Las Vegas şehrinde düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı - CES 2020’de Fiat Chrysler Automobiles’ın (FCA) küresel çapta elektrikliye geçiş sürecini gözler önüne serdi… alma planının ilk adımını temsil ediyor. Markanın ayrıca CES 2020 süresince düzenlediği “Jeep 4x4 Adventure VR Experience” etkinliğiyle, elektrikli Wrangler 4xe modeli oldukça gerçekçi bir sanal deneyim eşliğinde ziyaretçiler tarafından test edildi.
Jeep ile “yeşil- çevre dostu premium teknoloji” Performans ve 4x4 kabiliyetleriyle sürüş güvenliğini bir üst seviyeye çıkarmayı hedefleyen
Jeep’in elektrikli hibrit araçları, daha yüksek tork üretimi, anında gelen motor tepkileriyle asfaltta daha fazla sürüş keyfi ve asfalt dışı yollarda daha etkin bir performans vadediyor. “yeşil- çevre dostu premium teknoloji” konusunda öncü olma misyonuyla hareket eden Jeep’in, gerek performans gerekse 4x4 yetenekleriyle öne çıkacak olan 4xe logolu üç yenilikçi Jeep modeli, aynı zamanda FCA’nın 2020 yılına kadar 30 adedin üzerinde elektrikli araç lanse etme taahhüdünün de bir parçasını oluşturuyor.
45
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
2020’de Sesli Aramaya Yatırım Yapan Kazanacak İletişim ve Danışmanlık sektörünün deneyimli isimlerinden Alya İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Firuze Kaymaz, 2020 yılının dijital pazarlama trendlerini değerlendirdi… Dijital pazarlama stratejilerine yatırma yapan firmalar en çok hangi alana rağbet ediyor?
Alya İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Firuze Kaymaz
Voice Search yatırımcısı kazanacak! 2020 yılında kurumlar neden sesli arama (Voice Search) alanında yatırım yapacak. Türkiye’de BT ve Pazarlama Profesyonellerinin bu alandaki yatırımı sizce yeterli mi? Şirketler sesle arama için SEO yatırımı yapmalı! Yapay zeka alanındaki gelişmeler nedeniyle arama motoru teknolojileri de gelişiyor. Bu nedenle 2020’de telefonlar üzerinden yazılı arama yapmak yerine ses yardımıyla arama ön plana çıkmaya başlayacak. Şirketler sesle arama için SEO yatırımları yapmaya başlayacak. Amerika’da 66,5 milyon insan Smart Speaker yani “akıllı konuşmacı” kullanıyor. Çin’de bu rakam 85, 5 milyon. Smart Speaker’ı yoğun olarak şu ülkeler kullanıyor: İngiltere (12.6 milyon), Almanya (11.7 milyon), Fransa (7.6 milyon), Kanada( 5.8 milyon). Sesli arama özelliği günümüzde Amazon Eko veya Google gibi web sitelerinde mevcut. Dünya genelinde akıllı telefon kullanan kullanıcıların yüzde 31’i hafta da en az bir kez Siri, Google Asistanı gibi sesli arama asistanı tercih ediyor. Bu verilere göre 2020’de tüm aramaların yüzde 50’sinin sesli arama olacağı öngörülüyor. Sesli arama günümüzün hızlı yaşamı ile paralel bir karakteristik yapıya sahip. Bu nedenle özellikle gençler tarafından yoğun ilgi görüyor. Türkiye’de ise sesli arama göz ardı edilen bir konu. Sektörde üst düzey birçok yönetici Google’ın bu özelliğini bilmiyor bile. Amerika’da sesli arama özelliğinin 2020’nin en büyük çevrimiçi pazarlama trendlerinden biri olacağı tahmin ediliyor. Sesli aramayı şirketlerin web siteleri ile optimize etmesinin birçok yolu bulunuyor. Ancak burada “anahtar kelimenin” çok dikkatli ve ayrıntılar düşünülerek seçilmesi gerekiyor. Örneğin; “Fit ev yemeği” değil de “Ataşehir’de fit ev yemeği nerede yenir?” “Taksim’de fit menüsü bulunan restoranlar” gibi uzun anahtar kelimeler tercih edilmeli.
46
Shoppable Posts (Alışveriş Yapılabilir Gönderi) Günümüzde birçok insan alışverişini sosyal medyadan yapıyor. Instagram kullanıcılarının yüzde 60’ı, yeni ürünlerle Instagram sayesinde tanıştıklarını söylüyorlar. 4.000 üstündeki Pinterest kullanıcıları ise, aradıkları ürünün yüzde 70’ini Pinterest yardımıyla bulduklarını belirtiyor. Sosyal medya platformları, kullanıcıların daha kolay alışveriş yapmasını sağlarken aynı zamanda da satıcılarında işlerini kolaylaştırıyor. Instagram, Pinterest ve Facebook, e-alışverişi gönderiler ile entegre hale getirdi. Artık satıcılar bir fotoğraf yükleyerek, fotoğraf içindeki ürünleri etiketleyerek, direkt olarak satış almaya yönlendirilebiliyor. Türkiye’de özellikle Migros, İpekyol ve Trendyol bu konuda başarılı. Firma ilgili kampanya ürününü öncelikle Instagram hesabında paylaşıyor. Aradaki tek fark; resim üzerine bir kere tıkladığınızda, ürün ile alakalı bilgiler çıkıyor, tüketiciler ürün adı, ürün fiyatı gibi detayları kolaylıkla görebiliyor. Fiyat etiketine tıkladıktan sonra ise tüketiciler ürüne dair daha detaylı bilgi alabilecekleri ve satın alma işlemini gerçekleştirebilecekleri alana yönlendiriliyor. Böylelikle çok hızlı ve kısa yoldan alışveriş yapılabiliyor. Yeni nesil, iş hayatını yeniden şekillendiriyor. Hız ve işlevsellik artık hiç olmadığı kadar ön planda. Genç tüketiciyi yakalamak isteyen şirketler self servis hizmetlere daha çok yatırım yapıyor.
Dijital pazarlama kampanyalarında Z kuşağına seslenirken nelere dikkat etmek gerekiyor? 2020’deki pazarlamacılar en son tüketici grubu olan Z Kuşağı’na odaklanacaklar. Yüzyılın başından sonra doğanlar şimdilerde 18-20 yaşlarına geldiler. Artık yavaş yavaş iş gücüne toplu olarak giriyorlar. Bazı kaynaklar Z kuşağının 2020’de tüm tüketicilerin yüzde 40’ını oluşturacağını iddia ediyor. Z kuşağını etkilemek isteyen kurumlar özelikle, özgünlük, gizlilik, çeşitlilik ve mizah duygusu gibi ana unsurlara dikkat etmeliler. Özgünlük: Bilgi çağında çevrimiçi olarak büyüyen Z kuşağı özgünlüğe çok duyarlıdır. Bu nedenle aşırı tanıtım yaklaşımlarından kaçının ve bunun yerine şeffaflığı tercih edin. Gizlilik: Z kuşağı için gizlilik oldukça önemlidir. Bu nedenle verilerine saygı duymak size bunları kullanmaktan daha fazla kazandırır. Çeşitlilik: Video içerik ilgilerini daha çok çekmektedir. İletişim stratejilerinizi çeşitlendirin. Mizah duygusu: Z kuşağı mizahı geleneksek mizah anlayışından çok farklıdır. Bu yüzden Z kuşağı terminolojisine uygun mizah anlayışıyla harmanlanmış kampanyalar oluşturun.
Küçük ölçekli kurumların dijital pazarlama yaklaşımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? KOBİ’ler içerik pazarlaması ile nasıl öne çıkabilir? KOBİ’ler Video Reklamlar ve YouTube Kanalına Yatırım Yapmalı
Doğru video üretimine yatırım yapan firmalar kazançlı çıkacak Günümüzde pazarlama profesyonellerinin yüzde 87’si YouTube’u yüzde 51’i ise Instagram’ı bir kanal olarak kullanıyor. Ancak Türkiye’de birçok şirket özellikle KOBİ’ler halen video içerik üretmenin önemini fark etmiş değil. 4,5G veya 5G ile tüm dünyadaki mobil internet hızlarının artması, tüketimi hızlandırıyor. Özellikle 5G teknolojisinin 4G kadar yaygınlaşması video tüketimini inanılmaz boyutlara ulaştırabilir. Tüm dünyadaki mobil internet trafiğinin yüzde 37’sini YouTube oluşturuyor. Bu nedenle işletmelerin YouTube’u bir iletişim kanalı olarak görmesi ve buna yatırım yapması gereklilik haline gelecek. Öte yandan Smart TV kullanımındaki artış ve bu TV’lerin kullanım ara yüzünün gittikçe basitleşmesi ve her yaş grubu tarafından kolayca kullanılabilir hale gelmesi özellikle YouTube kullanımının oranını önemli ölçüde arttırdı. Kullanıcılar teknolojik bir ürün incelemesine, saç ekimi veya burun estetiği ameliyatının detayına, internet hızımı nasıl artırabilirim gibi özel amaçlı videolara ya da takip ettikleri ünlülerin YouTube kanallarından kolayca ulaşabiliyor. Bu nedenle YouTube’un bir TV yayını haline gelmesi ile video reklamcılığın TV reklamcılığı ile iç içe geçerek önemini artıracak gibi görünüyor. YouTube, 2020’de ileri görüşlü ve bütçesi olanlar için değil, rekabette öne geçmek, ayakta kalmak ve spesifik hedef kitlelere ulaşabilmek isteyen her kurum için etkili bir kaynak haline gelecek. 2020’de artık kendi kanallarını oluşturan ve YouTuber kanallarında var olmaya başlayan markaların sayısının artacağını öngörüyorum.
KOBİ’lere tavsiyeler Küçük bir işletmenin sosyal medyada güncel, aktif ve yaşayan bir marka imajı sergilemesi çok daha fazla pozitif algı kazandırır. KOBİ’lerin dijital pazarlama sürecinde özelikle, kurumsallık, güncellik, özgünlük ve süreklilik gibi unsurlara dikkat etmeleri gerekir. Sosyal medyada öne çıkmanın en basit kuralı içerik pazarlamasıdır. Stratejik bir iletişim planına dayanmayan ve belli bir odak noktası olmayan paylaşımların kurumlara fazla yarar sağlayacağını düşünmüyorum. Sosyal medya sayfalarını ve web sitesini güncel tutmayan bir KOBİ, potansiyel müşterilerini kaçırdığını daima anımsamalıdır. KOBİ’lere dijitaldeki stratejilerine ek olarak, görünürlük için kreatif kampanyalar oluşturmasını ve müşterilerinden gelen geri bildirimleri özenle toplamasını ve analiz etmesini önerebilirim. Artık sadece büyük şirketlerin değil, en küçük KOBİ’ler bile düzenli olarak pazarlama aktivitelerine teknolojilerine yatırım yapacak. 5G’nin hayatımıza girmesi ile lokasyon odaklı kişiselleştirme teknolojileri daha çok ön planda olacak. 2019’da sadece Türkiye’1de kampanya odaklı 5 milyardan fazla push notification gönderilirken bu yıl, 10 milyarı geçmesi bekleniyor.
IT network BİLGİ TEKNOLOJİLERİ DERGİSİ
2020 Wi-Fi Trendleri
2020’de AC Standardına Sahip Ürünler Çok Satacak 2020 yılında WiFi 6’lı (802.11AX) ürünlerin satışa sunulacağını söyleyen Dinçer, en çok satılacak ürünlerin ise 802.11AC’li ürünler olacağını vurguluyor. AX’li ürünlerin satışa sunulmasıyla AC teknolojisinin daha ucuzlayacağını ve 802.11N teknolojili ürünlerin
TP-Link, 2020 yılında Türkiye’de network pazarı ve öne çıkacak ürün gruplarına ilişkin tahminlerini açıkladı… piyasadan çıkmaya başlayacağını belirten Dinçer, “TP-Link olarak şu anda pazarda satılan modem, yönlendirici ve WiFi genişletici ürünlerimiz içinde AC teknolojili modeller ağırlıkta. 2020 yılı içinde N standardına sahip modellerimiz sona erecek. Giriş seviyesinde belki çok az model kalacak” diyor. Bu gelişmelerin sonucunda 2020 yılında Türkiye pazarında en çok AC standardına sahip WiFi ürünlerinin satılacağını söyleyen Dinçer, Mesh WiFi teknolojisinin de daha ulaşılabilir olmasına paralel olarak talebinin artmasını beklediklerini açıklıyor. Kullanıcılara daima yeni teknolojilere yatırım yapmalarını salık verdiklerini ifade eden Dinçer, bu doğrultuda WiFi ürünü satın almak isteyenlerin artık AC altı standarda sahip ürünlere yatırım yapmamalarını öneriyor. “WiFi 6’lı ürünler gelmeye başladı. Önümüzdeki birkaç yıl içinde WiFi 6’lı yani AX standardına sahip ürünler pazarda ağırlık kazanacak. Bu nedenle bugün ağ ürünü alacak olanlar henüz WiFi 6’lı ürüne bütçe ayıramıyorlarsa mutlaka AC destekli ürünleri tercih etmeliler. Böylece daha uzun ömürlü bir yatırım yapmış olurlar” diyor.
“Yüzde 20 Büyüme Hedefliyoruz” 2019 yılında Türkiye network pazarında ciddi bir daralma yaşandığını söyleyen Dinçer, buna karşın mevcut durumlarını koruduklarını belirtiyor. 2020 yılında da pazardaki sıkıntının devam edeceğini öngördüklerini
açıklayan Dinçer, “TP-Link olarak 2020 yılında toplamda yüzde 20 büyüme hedefimiz var. Bu hedef içinde büyük projeler –ISP’lere satışlar- yer almıyor. Bayi kanalı, mağazalar ve kurumsal satış projeleri ile yüzde 20 büyüyeceğiz. Servis sağlayıcı kurumların projelerinde de yine ağırlıklı olarak yer almayı hedefliyoruz ama yıllık hedefimizi belirlerken bunları dahil etmeden plan yapıyoruz. Projeler de dahil edildiğinde daha büyük bir büyüme elde edeceğimizi söyleyebiliriz” diyor. Son yıllarda kurumsal ürünlere de ağırlık veren TP-Link, başta oteller olmak üzere pek çok kurumsal projeye imza attı. 2019 yılında kurumsal tarafta büyük başarılar elde ettiklerinin altını çizen Dinçer, “Her geçen gün çözüm ortağı sayımız artıyor ve farklı sektörlerde pek çok kurumda başarılı network projeleri gerçekleştiriyoruz. 2020 yılında bu alanda çok daha büyük bir büyüme hedefimiz var. Kurumsal ürün grubumuzda satışlarımızı yüzde 59 artırmayı hedefliyoruz” diyor. TP-Link’in Türkiye’de faaliyete başladığı 2010 yılından itibaren tüketicilere kaliteli ağ ürünlerinin de uygun fiyata sahip olabileceğini gösterdiğini bildiren Dinçer, 2020 yılında da kaliteden ve iyi hizmetten ödün vermeden en uygun koşullarda ağ ürünlerini tüketicilere –en yaygın dağıtım ağıyla- sunmayı sürdüreceklerini ifade ediyor.
Sektör Market
Kablosuz ağ pazarında dünya lideri olan TPLink, 2020 yılında Türkiye network pazarına ilişkin öngörülerini ve bek lentilerini açıkladı. 2019 yılının genel olarak BT (bilgi teknolojileri) pazarında sıkıntılı bir yıl olduğunu söyleyen TP-Link Ülke Müdür Yardımcısı Ali Dinçer, network pazarında da daralma yaşandığını belirtti. Buna karşın yeni teknolojileri pazara sunmayı sürdürdüklerini ifade eden Dinçer, “Kullanıcıların gereksinimlerine uygun ürünleri, en uygun koşullarda satışa sunduğumuz için 2019 yılında mevcut durumumuzu koruduk” dedi. 2019 yılında Mesh WiFi sistemlerinin en dikkat çeken ürün grubu olduğunu belirten Dinçer, “2020 yılında Mesh WiFi sistemlerine yatırımızı sürdüreceğiz. Şu anda piyasada en zengin Mesh ürün grubuna sahibiz ve 2020’de bu ailemiz daha da genişleyecek. Gerek kapasite gerek fiyat açısından her kullanıcıya uygun Mesh çözümümüz var” dedi.
IT
network
Derya Matraş, Facebook Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcısı oldu Facebook Türkiye Ülke Direktörü olarak görev yapmakta olan Derya Matraş, bundan böyle Facebook’un Orta Doğu, Afrika ve Türkiye’yi kapsayan bölgedeki faaliyetlerini yürütecek. Bu rolle birlikte, Derya Matraş şirket bünyesindeki Facebook, Instagram, WhatsApp ve Messenger gibi uygulamaların bölgedeki faaliyetlerinden sorumlu olacak ve şirketin bölgedeki ekonomik ve sosyal etkisini artırmak için çalışacak. Matraş, aynı zamanda Türkiye’deki ülke direktörlüğü rolüne de devam edecek. Facebook Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi Başkan Yardımcısı Nicola Mendelsohn, “Hızla büyüyen Orta Doğu, Afrika ve Türkiye bölgesi Facebook için önemli bir pazar konumunda. Kariyerinin büyük bir bölümünde gelişmekte olan pazarlara yönelik yönetim rolleri üstlenen Derya’nın engin deneyimi ve öncü ruhu, insan-
Facebook, 2015 yılından beri şirketin Türkiye Ülke Direktörlüğünü üstlenen Derya Matraş’ın Orta Doğu, Afrika ve Türkiye Bölge Başkan Yardımcılığı pozisyonuna atandığını duyurdu… ları bir araya getirme ve topluluk oluşturma misyonumuzu devam ettirirken bu eşsiz çeşitlilikteki bölgede daha fazla etki ve değer sağlamamıza da yardımcı olacak” dedi. Facebook’taki yeni rolüyle ilgili heyecanını dile getiren Matraş, sözlerine şöyle devam etti: “Büyük bir büyüme potansiyeline sahip bir ülke olarak Türkiye’nin Facebook için önemini her fırsatta tekrarlıyorum. Biz de bu bilinçle her yıl daha fazla çalışarak hem Türkiye’deki her boyuttan işletmeye büyümeleri ve yurt dışı pazarlara ulaşmaları için ihtiyaç duydukları dijital becerileri kazandırmayı, hem de insanlara
önem verdikleri konularda topluluk kurmaları için ihtiyaç duydukları gücü sunmayı en büyük önceliğimiz haline getirdik. Bu yolda birçok başarıya imza attık ve atmaya da devam ediyoruz. Şimdi, yeni görevim ile birlikte bu zengin coğrafyadaki faaliyetlerimizden sorumlu olmak, insanların hayatlarına katkıda bulunmak, büyümek ve istihdam yaratmak için servislerimizi kullanan milyonlarca işletmeye destek olmak ve önceki deneyimlerimiz ışığında bölgede hem ekonomik, hem sosyal alanda yazılacak başarı öykülerinin bir parçası olmak için sabırsızlanıyorum.”
47