Medikal Teknik August 2020

Page 1




Publisher H. Ferruh IŞIK on behalf of İstmag Magazin Gazetecilik İç ve Diş Tic. Ltd. Şti.

8

Within Yıldız Technopark Remote Automatic Fever Measuring Device was Developed Yıldız Teknopark Bünyesinde Uzaktan Otomatik Ateş Ölçen Cihaz Geliştirildi

Managing Editor (Responsible) Mehmet SÖZTUTAN mehmet.soztutan@img.com.tr Advertising Coordinator Recep ARSLANTAŞ recep.arslantas@img.com.tr +90 537 441 97 68

Editors Duygu SAZAN duygu.sazan@img.com.tr Recep ARSLANTAŞ recep.arslantas@img.com.tr Foreign Relations Manager Ayça SARIOGLU ayca.sarioglu@img.com.tr

1 0

Domestic Initiative Takes the First Step for Biotechnology Export to Europe Yerli Girişim Biyoteknoloji İhracatı için İlk Adımı Avrupa’ya Attı

Graphic & Design Sami Aktaş sami.aktas@img.com.tr Accounting Manager Cuma KARAMAN cuma.karaman@img.com.tr

Finance Manager Yusuf DEMİRKAZIK yusuf.demirkazik@img.com.tr Digital Assets Manager Emre YENER emre.yener@img.com.tr

2 8

BiNefes SV-100 ICU Ventilator BiNefes SV-100 Yoğun Bakım Ventilatörü

Web Designer Amine Nur Yılmaz amine.yilmaz@img.com.tr Subscription İsmail Özçelik ismail.ozcelik@img.com.tr Bursa Represantation Ömer Faruk GÖRÜN omer.gorun@img.com.tr Buttim Plaza D Blok Kat: 4 No:1267 BURSA Tel:+90 224 211 44 50 / Fax: 224 211 4481 Printing CTP • BASKI İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Cad. İhlas Plaza No: 11 A/41 Yenibosna - Bahçelievler / İSTANBUL +90.212 454 30 00 Head Office İstanbul Magazin Grubu İHLAS MEDIA CENTER Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi No:11 Medya Blok Kat:1 34197 Yenibosna / İstanbul / Turkey Tel: 0212 454 22 22 Faks: 0212 454 22 93 www.medikalteknik.com.tr e-mail: info@medikalteknik.com.tr İMG - Medikal Teknik dergisinde yer alan makalelerdeki fikirler yazarlarına aittir. Yayınlanan ilanların sorumluluğu reklam verene aittir. İMG - Medikal Teknik dergisinin bütün yayın hakları İstmag Magazin Gazetecilik İç Ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ne aittir. Yazılar kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

4 2

6 0

Turkish Scientists Amazing Accomplishment! Türk Bilim İnsanın Büyük Başarısı!

New Production Facility Investment from BETA Kimya BETA Kimya’dan Yeni Üretim Tesisi Yatırımı



A PROBLEM SHARED IS A PROBLEM HALVED We often complain about difficulties. But actually we take our strength from the difficulties. When we are desperate, we think more, work more efficiently, and perform faster actions to produce new solutions. We continue to receive good news from our industry, which witnessed perhaps one of the most difficult times we’ve never experienced in the world and took on one of the leading roles of the remedy producers of these difficult times. We closely follow many scientific studies, witness many drug discoveries, and appreciate the activation of many hospitals and treatment centers. Medical product manufacturers also make great contributions to the finding and production of very different and useful products in this process. All the needs of hospitals, patients and healthcare professionals can be met after devoted work. Small details actually provide huge benefits for everyone. Even our obligatory masks seem very normal to our eyes, but they are delivered to us with intense efforts in production. In short, we cannot ignore the fact that our industry still continues on its way with great sacrifices, even if we begin to perceive and make sense of some details that we are accustomed to seeing with our eyes in this period, which we call the new normal. Although we try to forget these bad days, we will never forget this devotion. Hope to present healthy news in our next issue. Take care of yourself!

DERT OLMAZSA DERMAN ARANMAZ!

DUYGU SAZAN Editor

Zorluklardan çoğu zaman şikayet ediyoruz. Ama gücümüzü de zorluklardan alıyoruz aslında. Çaresiz kaldığımız anlarda yeni çareler üretmek için daha çok düşünüyoruz, daha verimli çalışıyoruz, daha hızlı icraatlerde bulunuyoruz. Dünya’nın belki de en zor zamanlarından birine tanıklık eden ve bu zor zamanların çare üreticilerinin başrollerinden birini üstelenen sektörümüzden güzel proje haberleri almaya devam ediyoruz. Birçok bilimsel çalışmayı yakından izliyor, birçok ilaç keşfine şahit oluyor, birçok hastane ve tedavi merkezinin faaliyete geçişini takdirle karşılıyoruz. Medikal ürün üreticileri de bu süreçte oldukça farklı ve kullanışlı ürünlerin bulunmasına, üretimine büyük katkılarda bulunuyorlar. Hastane, hasta ve sağlık çalışanlarının tüm ihtiyaçları özverili çalışmalar sonrasında karşılanabilir nitelikte. Ufak detaylar aslında herkes için devasa faydalar sağlıyor. Kullanımı zorunlu maskelerimiz bile artık gözümüze çok normal görünse de üretimde yoğun çabalarla bize ulaştırılıyor. Kısaca bizler yeni normal ismini verdiğimiz bu dönemde, gözümüzle görmeye alıştığımız bazı detayları normal olarak algılamaya ve anlamlandırmaya başlasak bile sektörümüzün aslında hala büyük fedakarlıklarla yoluna devam ettiğini görmezden gelemeyiz. Bu kötü günleri gün gelip unutmaya çalışsak da yapılan bu özveriyi hiçbir zaman unutmayacağız. Bir sonraki sayımızdan sağlıklı haberler sunmak dileğiyle. Kendinize çok iyi bakın!


5

Polifarma Receives Covid-19 Safe Production Certificate Polifarma, Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi Aldı Engaged in production for 34 years in the Turkey health sector, local and national pharmaceutical company, Polifarma has registered its safe production of Covidien-19 process. Polifarma Pharmaceuticals, which has been found to have produced in accordance with the Covid-19 Hygiene, Infection Prevention and Control Guide by passing the audits carried out by the Turkish Standards Institute, has been awarded a Safe Production Certificate.

Türkiye sağlık sektöründe 34 yıldır üretim yapan yerli ve milli ilaç şirketi Polifarma, Covid-19 sürecinde güvenli üretimini tescilledi. Türk Standartları Enstitüsü tarafından yapılan denetimleri geçerek Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygun üretim yaptığı tespit edilen Polifarma İlaç, Güvenli Üretim Belgesi almaya hak kazandı.

Polifarma Pharmaceuticals, with 100 percent domestic capital, has been entitled to receive the internationally valid Safe Production Certificate after Yüzde 100 yerli sermayeli the inspections made by the Turkish Polifarma İlaç, koronavirüs Vildan Kumrulu, Vice Chairman of Polifarm Standards Institute (TSE) with the pandemisine karşı measures taken at its production üretim tesislerinde aldığı facilities against the coronavirus pandemic. With this önlemlerle Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından document issued after the inspections carried out, yapılan denetimlerinin ardından uluslararası geçerliliği Polifarma once again demonstrated that it manufactures bulunan Güvenli Üretim Belgesi’ni almaya hak kazandı. in accordance with the Covid-19 Hygiene, Infection Yapılan denetimlerin ardından verilen bu belgeyle Prevention and Control Guide published by TSE and keeps Polifarma, TSE’nin yayınladığı Covid-19 Hijyen, Enfeksiyon hygiene at the highest level. Önleme ve Kontrol Kılavuzu’na uygun olarak üretim The internationally valid Covid-19 Safe Production yaptığını ve hijyeni en üst düzeyde tuttuğunu bir kez daha Certificate is issued as a result of examining many issues gözler önüne serdi. such as whether the precautions within the infection Uluslararası geçerliliğe sahip Covid-19 Güvenli Üretim prevention and control action plans are followed, whether Belgesi, üretim tesisinden giriş çıkışlara, yemekhanelerden cleaning and disinfection plans have been prepared in all ofise kadar tüm alanlarda enfeksiyon önleme ve kontrol areas from the production facility to the entrance and exit, eylem planları dahilindeki önlemlere uyulup uyulmadığı, temizlik ve dezenfeksiyon planları hazırlanıp hazırlanmadığı from the cafeteria to the office. gibi birçok konunun incelenmesi sonucunda veriliyor. Making an assessment on the subject, Vildan Kumrulu, Konuya ilişkin bir değerlendirmede bulunan Polifarma Vice Chairman of Polifarma, said: “The whole world is going Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Vildan Kumrulu: “Tüm through a difficult period. In this process, as a domestic dünya zorlu bir dönemden geçiyor. Bu süreçte yerli ve milli and national company, we continued our work in the bir şirket olarak koronavirüs sürecinde çalışmalarımıza coronavirus process without slowing down. We rolled up hız kesmeden devam ettik. Hastalığın tedavisi için our sleeves for the treatment of the disease. We produced kollarımızı sıvadık. Yoğun bakımda bulunan ve oral yoldan drugs with special permission to be used in the treatment beslenemeyen hastaların tedavisinde kullanılmak üzere of patients who are in intensive care and patient cannot özel izinle ilaç üretimini gerçekleştirip koronavirüsle meet nutritional needs orally, and we took our place in the mücadelede yerimizi aldık. Ayrıca, bu süreçte çalışma fight against coronavirus. In addition, we took all measures arkadaşlarımız ile onların ailelerinin sağlığı ve güvenliği for the health and safety of our colleagues and their için tüm tedbirleri aldık. Ciddi tedbirler sonrasında verilen families during this period. We have registered this with the Covid-19 Güvenli Üretim Belgesi ile de bunu tescillemiş Covid-19 Safe Production Certificate, which was given after olduk” dedi. serious measures.”

Ağustos 2020


6

7 Months Chemical Exports Exceed 10 Billion Dollars 7 Aylık Kimya İhracatı 10 Milyar Doları Aştı İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) verilerine göre, kimya sektörü ihracatı 2020 yılı Temmuz ayında geçen sene aynı döneme göre yüzde 8,5 gerilerken, bu yıl Haziran ayına göre yüzde 11 artarak 1 milyar 586 milyon dolar olarak gerçekleşti. Sektörün 7 aylık ihracatı ise 10,15 milyar dolara ulaştı. Irak, ABD ve Almanya en çok kimya ihracatı yapılan ilk üç ülke oldu.

According to the data of Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters’ Association (IKMIB), exports of the chemical industry decreased by 8.5 percent in July 2020 compared to the same period last year, and this year increased by 11 percent compared to June this year and reached 1 billion 586 million dollars. The 7-month export of the sector reached 10.15 billion dollars. Iraq, USA and Germany became the top three countries with the highest chemical exports. Evaluating the chemical industry export figures in July, Adil Pelister, Chairman of the Istanbul Chemicals and Chemical Products Exporters’ Association (IKMIB), said, “The export of our chemical industry in July was approximately 1.6 billion dollars. There was an 11 percent increase compared to June. The seven-month exports of our industry exceeded 10 billion dollars. We managed to be the second sector in the period of seven months. In July, the USA stands out as the second country and among the top 10 countries with the highest increase with 56.30 percent. There are opportunities for our industry, especially in the Latin America region. As İKMİB, we bring our exporters together with buyers to take advantage of these opportunities with the trade delegations we organize. Our hope and expectation for our country and our industry for the future is positive. Economic indicators also increase this hope. We continue to work with all our strength with the awareness

Ağustos 2020

Temmuz ayı kimya sektörü ihracat rakamlarını değerlendiren İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Kimya sektörümüzün Temmuz ayında gerçekleştirdiği ihracat yaklaşık 1,6 milyar dolar oldu. Haziran ayına göre de yüzde 11 artış gerçekleştirildi. Sektörümüzün yedi aylık ihracatı ise 10 milyar doları aştı. Yedi aylık dönemde de ikinci sektör olmayı başardık. Temmuz ayında ABD, hem ikinci ülke olarak hem de ilk 10 ülke içinde yüzde 56,30 ile en çok artış sağlayan ülke olarak öne çıkıyor. Özellikle Latin Amerika bölgesinde sektörümüze yönelik fırsatlar var. İKMİB olarak düzenlediğimiz ticaret heyetleri ile bu fırsatlardan yararlanmaları için ihracatçılarımızı satın almacılarla buluşturuyoruz. Gelecek için ülkemize ve sektörümüze yönelik umudumuz ve beklentimiz pozitif. Ekonomik göstergeler de bu umudumuzu artırıyor. Bizler de üzerimize düşen sorumluluğun bilinciyle var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz. Sektörümüzün pandemi sonrasında oluşacak talebi karşılamak adına hazır olması gerekiyor.


7

of our responsibility. Our industry needs to be ready to meet the demand that will occur after the pandemic. Therefore, we should prioritize high value-added product investments in line with digital transformation principles. We expect our government to provide incentives and support for investments to be made in our chemical industry.” Most exported country in July was Iraq Iraq was the top export country in July. The other countries in the top ten, following Iraq in July, were the USA, Germany, Britain, the Netherlands, Belgium, Italy, Israel, Romania and Iran. Chemical exports to Iraq amounted to 97 million 192 thousand dollars in July 2020. Mostly, “plastics and their products”, “essential oils, cosmetics and soap”, “pharmaceutical products”, “washing preparations”, “paints, varnishes, ink and preparations”, “various chemicals”, “minerals” were sent to Iraq in July. fuels, mineral oils and products, “fertilizers”, “adhesives, glues, enzymes” and “inorganic chemicals” were exported. The countries with the most chemical exports in the sevenmonth period January-July 2020 were the Netherlands, Germany, Iraq, Italy, USA, UK, Spain, Israel, Romania and Belgium, respectively. Most “plastics and products” exported in July Exports of plastics and products in the chemical substances and products product groups in July ranked first in chemical exports with 588 million 783 thousand 979 dollars. Mineral fuels, mineral oils and products ranked second with exports of 196 million 179 thousand 519 dollars, while exports of essential oils, cosmetics and soap ranked third with 138 million 214 thousand 524 dollars. Following essential oils, cosmetics and soap, other sectors in the top ten are; “Inorganic chemicals”, “pharmaceutical products”, “rubber, rubber goods”, “various chemical substances”, “dyes, varnishes, ink and preparations”, “washing preparations” and “organic chemicals”.

Dolayısıyla, dijital dönüşüm ilkeleri doğrultusunda yüksek katma değerli ürün yatırımlarına öncelik vermeliyiz. Devletimizin de kimya sektörümüzde yapılacak yatırımlarda teşvik ve destek vermelerini bekliyoruz” dedi. Temmuz ayında en fazla ihracat yapılan ülke Irak oldu Irak, Temmuz ayında en çok ihracat yapılan ülke oldu. Temmuz ayında Irak’ı takip eden ilk onda yer alan diğer ülkeler ise ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda, Belçika, İtalya, İsrail, Romanya ve İran oldu. Irak’a yapılan kimya ihracatı 2020 yılı Temmuz ayında 97 milyon 192 bin dolar olarak gerçekleşti. Temmuz ayında Irak’a en çok “plastikler ve mamulleri”, “uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun”, “eczacılık ürünleri”, “yıkama müstahzarları”, “boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları”, “muhtelif kimyasal maddeler”, “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler”, “gübreler”, “yapıştırıcılar, tutkallar, enzimler” ve “anorganik kimyasallar” ihraç edildi. 2020 yılı Ocak-Temmuz olarak yedi aylık dönemde en çok kimya ihracatı yapılan ülkeler ise sırasıyla Hollanda, Almanya, Irak, İtalya, ABD, İngiltere, İspanya, İsrail, Romanya ve Belçika olarak ilk onda yer aldı.

Temmuz ayında en çok “plastikler ve mamulleri” ihracatı gerçekleştirildi Temmuz ayında kimyevi maddeler ve mamulleri ürün gruplarında plastikler ve mamulleri ihracatı, 588 milyon 783 bin 979 dolarla kimya ihracatında ilk sırada yer aldı. İkinci sırada 196 milyon 179 bin 519 dolarlık ihracatla mineral yakıtlar, mineral yağlar ve ürünler yer alırken, uçucu yağlar, kozmetikler ve sabun ihracatı 138 milyon 214 bin 524 dolarla üçüncü sırada yer aldı. Uçucu yağlar, kozmetikler ve sabunu takiben ilk onda yer alan diğer sektörler ise; ‘anorganik kimyasallar’, ‘eczacılık ürünleri’, ‘kauçuk, kauçuk eşya’, ‘muhtelif kimyasal maddeler’, ‘boya, vernik, mürekkep ve müstahzarları’, ‘yıkama müstahzarları’ ve ‘organik kimyasallar’ oldu.

Ağustos 2020


8

Within Yıldız Technopark Remote Automatic Fever Measuring Device was Developed

Yıldız Teknopark Bünyesinde Uzaktan Otomatik Ateş Ölçen Cihaz Geliştirildi

Assoc. Dr. Fatma Aydın Akgün

During the pandemic process, entrepreneurs of Yıldız Technopark and academicians of Yıldız Technical University made many inventions. One of these inventions is the thermometer, which can measure fever automatically from a distance and record measurements, warn in case of anomaly, has an ergonomic design. Developed by Assoc. Dr. Fatma Aydın Akgün, who is one of academic staff member and her students of Yıldız Technical University, when this thermometer becomes commercial, it will be possible to measure fever without contact of a person automatically people in homes, public transportations, parks or factories, without the need for a person. Moreover, this measurement result will be sent to the desired device. Assoc. Dr. Fatma Aydın Akgün, who is one of academic staff member of Yıldız Technical University, has developed a hand-held thermometer that can automatically take the temperature in a contactless manner without an ergonomic thermal camera. This thermometer, with machine learning in the background, IoT, artificial intelligence and some algorithms, gives importance to the comfort of the patient. With this product, which eliminates situations such as the movement of the patient or the wrong measurement of temperature by being affected by the hot and cold factors around, the body temperature of even people working in cold storage areas can be monitored. With this product, which conveys the responsibility of the companion to the machine, the patient is introduced to the

Ağustos 2020

Pandemi sürecinde Yıldız Teknopark bünyesindeki girişimciler ve Yıldız Teknik Üniversitesi’ndeki akademisyenler pek çok buluşa imza attılar. Bu buluşlardan biri de uzaktan otomatik olarak ateş ölçebilen, ölçümlerin kaydını tutabilen, anomali durumunda uyarı veren ve ergonomik boyutta olan ateş ölçer. Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Fatma Aydın Akgün ve öğrencileri tarafından geliştirilen bu ateş ölçer ticarileştiğinde evlerden toplu taşımaya, parklardan fabrikalara kadar otomatik olarak, bir kişiye gerek duyulmadan, temassız ateş ölçümü yapılabilecek. Üstelik bu ölçüm sonucu istenilen cihaza gönderilecek. Covid 19 salgınıyla birlikte artık bütün kapalı mekan girişlerinde ateş ölçümü yapılıyor. Bunun için genellikle termal kameralar, koldan ya da alından ateş ölçen cihazlar kullanılıyor. Pandemi sürecinde ateş ölçen saat ve maske gibi farklı birçok ürün de ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Fatma Aydın Akgün ise, temassız otomatik olarak ateş ölçebilen, elle taşınabilir hafiflikte ergonomik boyut da termal kamera içermeyen bir ateş ölçer geliştirdi. Arka planda makine öğrenmesi, IoT, yapay zeka ve bazı algoritmaların çalıştığı bu ateş ölçer, hastanın konforuna önem veriyor. Hastanın hareket etmesi veya etrafındaki sıcak ve soğuk etmenlerden etkilenerek ateşinin yanlış ölçülmesi gibi durumlar ortadan kaldıran bu ürünle soğuk depo alanlarında çalışan kişilerin dahi vücut ısısı takip edilebiliyor. Refakatçinin sorumluluğunu makineye aktaran bu ürünle hastanın ateşi saniyelik hatta saliselik periyodlarda ölçülüp kontrol edildiği gibi, artış ve düşüşlerde kritik aralığa yaklaştığında cihaza tanıtılan kişilere uyarı gidiyor.


9

device when the patient’s temperature is measured and controlled in a matter of seconds or even split seconds, and the warning is given to the people who are introduced to the device.

Where can it be used? Akgün said that this thermometer can be used effectively in the pandemic process. “Patients in quarantine will be able to be observed and warned, regardless of the city and building. In other words, the state will be able to observe both the hospital and quarantine patients from a single center,” she continued. “In this way, it will be possible to eliminate the risk of contamination from health care personnel at the same time to control patients. If the prototype that we have begun to develop as the first product becomes final, it will be possible to follow up on non-sick people. In places with a card reader at the entrance, such as a plaza or technopark, it will be possible to follow all the people in the area with their IDs. Thus, the entrance of those with high temperatures will be prevented automatically with our system that we will integrate into the turnstiles. If these measurements are made regularly at the entrance of classrooms at schools, and the entrance and exit to the rooms of the guests at hotels, even if the person does not feel feverish, the situation of the fever rising during the day can be easily noticed.”

Pandemic accelerated the process Akgün also stated that they decided to carry out the product development process that they plan to spread over time together with the pandemic and that the thermometer they developed can be used effectively in many areas outside of homes and hospitals. Expressing that these devices can be used in many different areas such as buses, shopping malls, plazas, technoparks, restaurants, hotels, factories, offices and workplaces, Akgün stated that they have completed their negotiations on the commercialization of this product. “We can do mass production of this product especially with the sectors that develop and sell medical products, as well as receive support from sectors that have a software and hardware infrastructure for the health sector and are open to developing products in this field,” Akgün noted. “In the development and testing stages of the product, it will be necessary to get help from health institutions, because hospitals with variable health-related parameters are the most suitable areas for testing a health-related prototype. We have also established our connections on this issue.” Akgün will also establish an academic incubation company in Yıldız Teknopark’s Yıldız Incubation Center in order to transform this invention into a product. With the support of the Yıldız Technology Transfer Office, Akgün said that after the establishment of the incubation company, YTUowned patents decided to establish partnerships and would be licensed to new companies whose installation processes were in progress, and would receive financial, inkind and technical support in the name of productization.

Nerelerde kullanılabilir? Pandemi sürecinde de bu ateş ölçerin etkili şekilde kullanılabileceğini söyleyen Doç. Dr. Fatma Aydın Akgün, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Karantinada olan hastalar hangi şehirde, binada olursa olsun gözlemlenebilecek ve uyarı alınabilecek. Yani devlet gerek hastane gerekse karantinada olan hastalarını tek merkezden gözlemleyebilecek. Bu sayede, hastaları kontrol için sağlık personelinden tasarrufa aynı zamanda bulaşma riskini ortan kaldırmaya imkân sağlanmış olacak. İlk ürün olarak geliştirmeye başladığımız prototipin son haline gelmesi durumunda, hasta olmayan insanlarında takibini yapabilmek de mümkün olacak. Bir plaza veya teknopark gibi girişte kart okutulan yerlerde kişilerin kartlarından alınan ID’ler ile alandaki tüm kişileri, kişi bazlı takip mümkün olacak. Girişte yapılan kontrolde ateşi uygun olmayanların girişi turnikelere entegre edeceğimiz sistemimizle otomatik olarak engellenecek. Okullarda öğrencilerin sınıflara girişlerinde, otellerde misafirlerin odalarına giriş ve çıkışlarında bu ölçümler düzenli yapılması durumunda kişi ateşli gelmese dahi gün içinde ateşinin yükselmesi durumu kolaylıkla fark edilebilecektir.”

Salgın süreci hızlandırdı Pandemiyle birlikte zamana yaymayı planladığı ürün geliştirme işlemini erken ve çabuk yapmaya karar verdiklerini aktaran Akgün, geliştirdikleri ateş ölçerin, evler ve hastaneler dışında da pek çok alanda etkili bir şekilde kullanılabileceğini söylüyor. Otobüsler, AVM’ ler, plazalar, teknoparklar, restoranlar, oteller, fabrika, ofis ve iş yerleri gibi çok farklı alanlarda bu cihazların kullanılabileceğini dile getiren Akgün, bu ürünün ticarileştirilmesi konusunda görüşmelerini tamamladıklarını ifade ediyor. Akgün bu konuyla ilgili ise şu bilgileri paylaşıyor: “Bu ürünün seri üretimini özellikle medikal ürünler üreten geliştiren ve satan sektörlerle yapabileceğimiz gibi, sağlık sektörüne yönelik yazılım ve donanım alt yapısına sahip ve bu alanda ürünler geliştirmeye açık sektörlerden de destek alınabilir. Ürünün geliştirme ve test aşamalarında sağlık kurumlarından yardım almak gerekecek, çünkü sağlıkla ilgili değişken parametrelerin olduğu hastaneler, sağlıkla ilgili bir prototipi test etmek için en uygun alanlardır. Bu konudaki bağlantılarımızı da yaptık.” Vücut sıcaklığı takip sistemi başlıklı buluş ile ilgili Yıldız Teknik Üniversitesi hak sahipliğinde ulusal patent başvurusu, ulusal ek patent başvurusu ve uluslararası patent başvuruş yapılmış durumda. Akgün, patent konusu buluşun ürüne dönüşebilmesi için Yıldız Teknopark’ın Yıldız Kuluçka Merkezi’nde bir akademik kuluçka firması da kuracak. Yıldız Teknoloji Transfer Ofisi’nin de desteğiyle Akgün, kuluçka firmasının kurulmasının ardından, YTÜ hak sahipliğindeki patentlerin ortaklık kurma kararı aldığı ve kurulum işlemleri devam eden yeni şirketlerine lisanslanacağını ve ürünleştirme adına maddi, ayni ve teknik destekler de alacağını söylüyor.

Ağustos 2020


10

Domestic Initiative Takes the First Step for Biotechnology Export to Europe Yerli Girişim Biyoteknoloji İhracatı için İlk Adımı Avrupa’ya Attı

More than US $ 1.7 billion has been spent worldwide in the last 10 years on microbiome research shown among the ten scientific areas that will shape the future. While the projects are ongoing in the United States, European Union, China, Canada, Ireland, South Korea and Japan, a significant advance came from Turkey. ENBIOSIS, a domestic enterprise operating in the field of health technology, took the first step to export microbiome-based biotechnology.

Geleceği şekillendirecek on bilimsel alan arasında gösterilen mikrobiyom bilimi araştırmalarına son 10 yılda dünya genelinde 1,7 milyar ABD dolarından fazla harcama yapıldı. Projeler Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği, Çin, Kanada, İrlanda, Güney Kore ve Japonya’da sürerken Türkiye’den de önemli bir hamle geldi. Sağlık teknoloji alanında faaliyet gösteren yerli girişim ENBIOSIS, mikrobiyom temelli biyoteknoloji ihracatı için ilk adımı attı.

The domestic enterprise ENBIOSIS, which develops personalized health solutions for many problems such as obesity, diabetes and cardiovascular diseases by analyzing the microorganisms in the human intestine, has taken the first step for biotechnology exports thanks to its advanced artificial intelligence algorithm. Indigenous initiatives, thanks to the cooperation agreement signed with Nutriomex supported by Atomium of Silicon Valley, began offering the experience gained in Turkey to the European market firstly. Declaring that showing the potential of Turkey in the field of health technologies to the world and to introducing more patients with personalized healthcare solutions are in focus of that move of the ENBIOSIS, Ömer Özkan,

İnsan bağırsağında yer alan mikroorganizmaları analiz ederek obezite, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok soruna kişiye özel sağlık çözümleri geliştiren yerli girişim ENBIOSIS, sahip olduğu gelişmiş yapay zeka algoritması sayesinde biyoteknoloji ihracatı için ilk adımı attı. Yerli girişim, Silikon Vadisi Merkezli Atomyum’un desteklediği Nutriomex ile imzaladığı iş birliği anlaşması sayesinde Türkiye’de edindiği tecrübeyi ilk olarak Avrupa pazarına sunmaya başladı. ENBIOSIS’in bu hamlesinin odağında, Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki potansiyelini dünyaya göstermek ve daha fazla hastayı kişiselleştirilmiş sağlık çözümleriyle tanıştırmak olduğunu belirten ENBIOSIS kurucusu Ömer

Ağustos 2020


11

founder, ENBIOSIS, said, “We are the one of the companies with the most advanced artificial intelligence algorithm in Microbiome areas throughout the world. Seeing that people benefiting from our technology abroad as well as Turkey make us happy”

Özkan, “Dünya genelinde mikrobiyom alanındaki en gelişmiş yapay zeka algoritmasına sahip şirketlerden biri konumundayız. Türkiye’den sonra yurt dışında da insanların teknolojimizden faydalanacak olması bizi mutlu ediyor.” açıklamasında bulundu.

The power of Turkey in the field of health technology will be represented in the international arena

Türkiye’nin sağlık teknolojileri alanındaki gücü uluslararası arenada temsil edilecek

Stating that they aim to commercialize their knowledge and experience in the field of health technologies in foreign markets, Ömer Özkan said, “With the cooperation agreements we made with health institutions such as Liv Hospital and Medicana at the beginning of July, we had the opportunity to bring our work together with more patients. We believe that this potential we have gained with the advanced algorithm we have in the microbiome field is strong enough to represent our country in the international arena in the best possible way. The learning curve of our algorithm and the development graph of our service quality are much higher than our other competitors, as we put our base model on a certain rationality by feeding the algorithm in question with literature studies. Offering this technology for people abroad after Turkey, will give us pride and happiness. On this occasion, we would like to thank Nutriomex, which will market our technology to Europe.”

From equity to biotechnology exports With this move, ENBIOSIS aims to show Turkey’s potential in this area to the world and introduce more patients to its personalized healthcare solutions by exporting the projects developed in the field of health technologies to different countries. The first goal of the initiative, which continues the entire process from the development of the product to the start of the first sales with its own resources and has not yet received an investment, is to export 100 thousand dollars of biotechnology to Europe until the end of the year.

Early diagnosis kits are on the way Referring to the importance of the ecosystem called the microbiome formed by microorganisms and its active role in many health problems from digestive diseases to psychological disorders, Ömer Özkan said, “The degradation of the ecosystem formed by trillions of microorganisms in our body, digestive system diseases, autoimmune diseases, chronic diseases, skin diseases and psychological diseases. It is a fact that is the basis of the health problem and is accepted by the scientific community. As ENBIOSIS, in order to understand this ecosystem, we analyze the microorganism DNA that we obtained with samples from 30,000 people with our artificial intelligence algorithm that can process thousands of clinical data; we offer a personalized microbiome diet service that will ensure that the person has a healthy microbiome. We aim to produce individual probiotics and to develop kits that will enable early diagnosis of diseases with our new project that we started to work on.”

Sağlık teknolojileri alanındaki bilgi ve tecrübe birikimini yurt dışı pazarlarda ticarileştirmeyi hedeflediklerini belirten Ömer Özkan, “Temmuz ayının başında Liv Hospital ve Medicana gibi sağlık kuruluşlarıyla yaptığımız iş birliği anlaşmaları ile çalışmalarımızı daha fazla hasta ile buluşturma imkanı bulduk. Mikrobiyom alanındaki sahip olduğumuz ileri düzey algoritma ile kazandığımız bu potansiyelin, ülkemizi uluslararası arenada en iyi şekilde temsil edecek güçte olduğuna inanıyoruz. Söz konusu algoritmayı literatür çalışmalarıyla besleyerek baz modelimizi belirli bir rasyonaliteye oturttuğumuz için algoritmamızın öğrenme eğrisi ve hizmet kalitemizin gelişim grafiği, diğer rakiplerimize nazaran çok daha yüksek. Türkiye’den sonra yurt dışında da insanların teknolojimizden faydalanacak olması bize gurur ve mutluluk veriyor. Bu vesileyle teknolojimizi Avrupa’ya taşıyacak Nutriomex’e de teşekkürü borç biliyoruz” dedi.

Öz kaynaklardan biyoteknoloji ihracatına ENBIOSIS’in bu hamlesinin odağında, sağlık teknolojileri alanında geliştirdikleri projeleri farklı ülkelerine ihraç ederek, Türkiye’nin bu alandaki potansiyelini dünyaya göstermek ve daha fazla hastayı kişiselleştirilmiş sağlık çözümleriyle tanıştırmak var. Ürünün geliştirilmesinden ilk satışların başlamasına kadar olan tüm süreci kendi öz kaynaklarıyla sürdüren ve henüz bir yatırım almayan girişimin ilk hedefi ise Avrupa’ya yıl sonuna kadar 100 bin dolarlık biyoteknoloji ihracı.

Erken tanı kitleri yolda Mikroorganizmaların oluşturduğu mikrobiyom adı verilen ekosistemin önemine ve sindirim hastalıklarından psikolojik rahatsızlıklara pek çok sağlık sorununda etkin rol oynadığına değinen Ömer Özkan, “Vücüdumuzda bulunan trilyonlarca mikroorganizmanın oluşturduğu ekosistemin bozulmasının, sindirim sistemi hastalıkları, otoimmün hastalıklar, kronik hastalıklar, cilt hastalıkları ve psikolojik hastalıklar gibi pek çok sağlık sorunun temelini oluşturduğu, bilim camiası tarafından kabul gören bir gerçek. ENBIOSIS olarak bu ekosistemi anlayabilmek için 30.000 insandan aldığımız numunelerle elde ettiğimiz mikroorganizma DNA’larını, binlerce klinik veriyi işleyebilen yapay zeka algoritmamız ile analiz ediyor; kişinin sağlıklı mikrobiyoma sahip olmasını sağlayacak kişiye özel mikrobiyom diyet hizmeti sunuyoruz. Çalışmalarına başladığımız yeni projemiz ile de kişiye özgü probiyotik üretmeyi ve hastalıkların tanısını erken koyabilmeyi sağlayacak kitler geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.

Ağustos 2020




14

Berko Pharmaceuticals Receives COVID-19 Safe Production Center Certificate Berko İlaç, COVID-19 Güvenli Üretim Merkezi Belgesi Aldı

Berko Pharmaceuticals has been entitled to receive the “COVID-19 Safe Production Center Certificate” issued by the Turkish Standards Institute (TSE), with the measures taken and the applications implemented in the factory, field and head office from the very beginning of the COVID-19 process.

Berko İlaç, COVID-19 sürecinin en başından itibaren fabrika, saha ve merkez ofisinde aldığı önlemler ve hayata geçirdiği uygulamalarla, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen “COVID-19 Güvenli Üretim Merkezi Belgesi” almaya hak kazandı.

Working and producing for public health for over thirty-five years with the vision of “For Healthy Tomorrows”, Berko Pharmaceuticals was entitled to receive the “COVID-19 Safe Production Center Certificate” issued by the Turkish Standards Institute (TSE) with the measures taken in production and work areas, high-level hygiene measures implemented for its employees and practices that observe all its stakeholders from the period when the COVID-19 pandemic, which affects the whole world, started to appear in our country. Making a statement on the subject, Pharm. Barış Özyurtlu, General Manager, Berko Pharmaceuticals said, “They have successfully passed the inspections of the Turkish Standards Institute and have been awarded the ‘Safe Production Center Certificate’, not only in the COVID-19 process, but also in the production facilities in accordance with GMP (Good Manufacturing Practice) standards that hygiene and safety are always at the highest levels.” Özyurtlu stated that they are proud to prove once again the sensitivity they have shown to public health in order to reach “For Healthy Tomorrows” within the framework of the mission of Berko Pharmaceuticals.

Otuz beş yılı aşkın süredir “Sağlıklı Yarınlara” vizyonuyla, toplum sağlığı için çalışan ve üreten Berko İlaç, tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisinin ülkemizde görülmeye başladığı dönemden itibaren, üretim ve çalışma alanlarında aldığı önlemlerle, çalışanları için hayata geçirdiği üst düzey hijyen tedbirleriyle ve tüm paydaşlarını gözeten uygulamalarıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından verilen “COVID-19 Güvenli Üretim Merkezi Belgesi” almaya hak kazandı. Konu hakkında açıklamalarda bulunan Berko İlaç Genel Müdürü Ecz. Barış Özyurtlu, “Türk Standartları Enstitüsü’nün denetimlerini başarılı bir şekilde geçerek ‘Güvenli Üretim Merkezi Belgesi’ almaya hak kazandıklarını, sadece COVID-19 sürecinde değil, GMP (Good Manufacturing Practice) standartları gereği üretim tesislerinde hijyen ve güvenliğin her zaman en üst seviyelerde olduğunu” belirtti. Özyurtlu, “Berko İlaç’ın kendine yüklediği misyon çerçevesinde ‘Sağlıklı Yarınlara’ ulaşmak için toplum sağlığına göstermiş oldukları hassasiyeti bir kez daha kanıtlamanın gururunu yaşadıklarını” dile getirdi.

Ağustos 2020



16

Proud of Success from Turkish Doctor Candidate Türk Doktor Adayından Gururlandıran Başarı İstanbul’da intörn doktor olarak tıp eğitimine devam eden Enis Çağatay Yılmaz’ın, 24 yaşında olmasına rağmen, geliştirilmesinde emek verdiği bir su kaynağının kullanılabilirliğini normal metotların aksine yapay zekayı kullanarak çok daha hızlı ve ucuz değerlendiren yöntem, İngiltere’de yayınlanan “Nature Light: Science & Application” adlı dünyaca ünlü bilim dergisinde makale olarak yer aldı.

Intern Dr. Enis Çağatay Yılmaz

Enis Çağatay Yılmaz, who continues his medical education as an intern doctor in Istanbul, although he is 24 years old, by working hard develops a method which uses artificial intelligence to evaluate the usability of a water resource much faster and cheaper than the normal methods, which took place as an article in the world famous science magazine named “Nature Light: Science & Application”. Yılmaz, who succeeded in entering the journal in which only the highest level scientific studies are published, said, “The method we developed is a very important study for public health in the world. We reveal how clean a water source is by using artificial intelligence in a short time. I am happy to undertake an important study that will contribute to human health in these days when we are experiencing coronavirus risk and in similar processes.” Born in 1996 in Izmir, Enis Çağatay Yılmaz, after graduating from the Science High School in the city, he was third in Turkey in LYS MF-3, 2014 area of the entry examination. Yılmaz, who initially wanted to become an engineer due to his research interest, later turned his route into the field of medicine, and set out to Faculty of Medicine, Bahçeşehir University to reach his dreams. Yılmaz, who went to the USA in the preparatory year, received language training in the USA for nine months. Yılmaz, who organized student congresses in the first year of his medical education, not breaking off from social activities inside and outside the school, and Received acceptance for summer internship in Dr. Teng’s lab. As a result of the exam, which was held across Turkey by TURKMSIC, a member of the World

Ağustos 2020

Yalnızca en üst düzey bilimsel çalışmaların yayınlandığı dergiye girmeyi başaran Yılmaz, “Geliştirdiğimiz yöntem, dünyada halk sağlığı için çok önemli bir çalışma. Bir su kaynağının ne kadar temiz olduğunu yapay zekayı kullanarak kısa sürede ortaya çıkarıyoruz. Koronavirüs riski yaşadığımız şu günlerde ve benzer süreçlerde insan sağlığına katkıda bulunacak önemli bir çalışmaya imza atmanın mutluluğunu yaşıyorum” dedi. 1996 yılında İzmir’de doğan Enis Çağatay Yılmaz, kentteki Fen Lisesinden mezun olduktan sonra girdiği 2014 yılı LYS MF-3 alanında Türkiye üçüncüsü oldu. Araştırma merakı nedeniyle önceleri mühendis olmak isteyen sonraları rotasını tıp alanına çeviren Yılmaz, hayallerine ulaşmak için Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesinin yolunu tuttu. Daha hazırlık yılında ABD’ye giden Yılmaz, dokuz ay boyunca ABD’de dil eğitimi aldı. Tıp eğitiminin birinci yılında okul içinde ve dışında sosyal aktivitelerden kopmayıp öğrenci kongreleri düzenleyen Yılmaz, ikinci senesinde Harvard’da laboratuvarı bulunan Dr. Teng’in laboratuvarında yaz stajı için kabul aldı. Nörodejeneratif hastalıklar ve travmatik beyin hasarıyla ilgilenen laboratuvarda konfokal mikroskopla çalışma imkanı bulan Yılmaz, üçüncü sınıfta, Dünya Tıp Öğrencileri Federasyonunun bir üyesi olan TURKMSIC’in düzenlemiş olduğu Türkiye geneli sınav sonucunda İtalya’da bir ay boyunca kardiyoloji bölümünde staj yapma hakkı kazandı.

Tek tıp öğrencisi oldu Cenova’daki eğitimin ardından Yılmaz, diğer üyeleri çoğunlukla mühendis olan, mikroskoplar ve yapay zeka üzerine odaklanan Prof. Dr. Aydoğan Özcan’ın rehberliğinde University of California Los Angeles’taki laboratuvarda tek tıp öğrencisi olarak üç ay geçirdi. Dördüncü sınıfın yaz döneminde, Prof. Dr. Özcan’ın laboratuvarı UCLA’da


17

proje çalışması ve Tayvan’daki Kulak-Burun-Boğaz ve Dermatoloji bölümlerinde staj yaparak geçiren Yılmaz, şimdilerde ise intörn doktor olarak hedeflediği Radyoloji uzmanlığı yolunda emin adımlarla ilerliyor.

Dünyaca ünlü dergide yer aldı

Medical Students Federation in the third year, Yılmaz, who have the opportunity to work with a confocal microscope in the laboratory, where he was entitled to do an internship in the cardiology department for a month in Italy, dealing with neurodegenerative diseases and traumatic brain injury.

He became the only medical student Following his training in Genoa, Yılmaz, whose other members are mostly engineers, focused on microscopes and artificial intelligence, he spent three months as the only medical student in the laboratory at the University of California Los Angeles under the guidance of Prof. Dr. Aydoğan Özcan. During the summer semester of the fourth grade, Yılmaz, who spent Prof. Dr. Özcan’s laboratory working on a project at UCLA and doing an internship in the departments of Ear-Nose-Throat and Dermatology in Taiwan, is now taking firm steps towards his targeted Radiology specialty as an intern doctor.

Yılmaz, henüz genç yaşına rağmen dünyanın dört bir tarafında verdiği emeklerinin ilk karşılığını 10 Temmuz 2020’de aldı. Yılmaz’ın, geliştirilmesinde emek verdiği bir su kaynağının kullanılabilirliğini normal metotların aksine yapay zekayı kullanarak çok daha hızlı ve ucuz değerlendiren yöntem, İngiltere’de yayınlanan ve o gün çıkan “Nature Light: Science & Application” adlı dünyaca ünlü bilim dergisinde yer aldı. Başarısıyla ailesini ve hocalarını gururlandıran Yılmaz, “Geliştirdiğimiz yöntem, dünyada halk sağlığı için çok önemli bir çalışma. Şöyle düşünelim, ortada bir su kaynağı var. Suyun ne kadar temiz olduğunu anlamak için tetkikler yapılıyor. Bunlar uzun süreli oluyor. Sonuçlar 2-3 günde çıkabiliyor. Bizim yöntemimiz ise, bir su kaynağının ne kadar temiz olduğunu yapay zekayı kullanarak kısa sürede ortaya çıkarıyor. Standart yöntemlere göre hem daha ucuz hem de daha kolay. Önü çok açık bir yöntem. İlk adımda çok büyük bir başarı elde ettiğim için çok mutluyum. Özellikle Koronavirüs riski yaşadığımız şu günlerde ve benzer süreçlerde insan sağlığına katkıda bulunacak önemli bir çalışma olması beni ayrıca sevindirdi” diye konuştu.

It took place in the world-famous magazine Despite his young age, Yılmaz received the first reward for his efforts all over the world on July 10, 2020. The method, which evaluates the usability of a water resource that Yılmaz has worked hard on, using artificial intelligence much faster and cheaper than normal methods, was featured in the world-famous science magazine “Nature Light: Science & Application” published in England and published that day. Making his family and teachers proud with his success, Yılmaz said, “The method we developed is a very important work for public health in the world. Let’s think like this, there is a water source in the halfway. Examinations are carried out to understand how clean the water is. These are long term. Results can be obtained in 2-3 days. Our method reveals how clean a water source is in a short time using artificial intelligence. It is cheaper and easier than standard methods. It is a wide-open method. I am very happy that I achieved great success in the first step. It also makes me happy that it is an important study that will contribute to human health, especially in these days when we are experiencing coronavirus risk and in similar processes.”

Ağustos 2020




20

Dassault Systèmes’ Survey Shows Consumers Expect Numerous Personalized Healthcare Systems to be Commonplace by 2030 Dassault Systèmes’in Anketine Göre, Tüketiciler 2030’a Kadar Kişiselleştirilmiş Sağlık Sisteminin Günlük Hayatın Bir Parçası Olacağını Düşünüyor

The Covid-19 outbreak and the measures taken, continues to affect the whole world and in Turkey as well. This period brings many changes, from people’s consumption habits to the way they do their business. On the other hand, the biggest burden is on the health sector. The importance of healthcare system is clearly understood by politicians as well as by individuals. In Turkey and globally is going through an important test, while the health system is fighting against the epidemic, it also needs to prepare the post-outbreak period. The health ecosystem is seeking both sustainability and innovative, cost-effective and patient-centred solutions. While many technologies such as artificial intelligence, sensors, robotics and simulations are helping to develop a more efficient system , trends such as personalization will be among the biggest drivers of transformation in life sciences industry.

Ağustos 2020

Covid-19 salgını ve alınan önlemler, sağlık sektörünün önemini ve salgın sonrası döneme sürdürülebilir, inovatif, uygun maliyetli ve hasta merkezli çözümlerle hazırlanma ihtiyacını en iyi şekilde gözler önüne serdi. Yapay zeka, sensörler, robotik ve simülasyonlar gibi birçok teknoloji daha verimli sistemlerin geliştirilmesine katkı sağlarken, kişiselleştirme gibi trendler de sağlık sektörünün geçireceği dönüşüme yön veren önemli etkenler arasında yer alacak. Dassault Systèmes’in yaptırdığı anket bu konuda önemli bulguları ortaya koydu. Dassault Systèmes adına CITE Research (www.citeresearch.com), ABD, Fransa ve Çin’den 1.000’er katılımcıyla toplamda 3 bin kişiyle çevrim içi bir anket yaptı. Bu anketin amacı, tüketicilerin kişiselleştirmeyi nasıl tanımladıklarını, ne kadar önemli olduğunu düşündüklerini ve bunu elde etmek için nelerden


21

On this subject, a Dassault Systèmes survey brings important and key findings. CITE Research (www. citeresearch.com), on behalf of Dassault Systèmes, conducted an online survey of 3,000 adults – 1,000 each in the US, France, and China. The purpose of the enquiry is to understand how consumers view personalization, including how they define it, how important it is and what they are willing to give up to achieve it. The survey explores how consumers view personalization in four categories: transportation & mobility, healthcare & life sciences, retail and the environment. According to the survey results, interest in personalized healthcare is high, especially in prevention plans and alert systems. A majority of consumers expect personalized healthcare systems to be commonplace by 2030, some of them expect to have wearable tracking devices and alert systems to be in place. Overall, consumers say the main benefit of personalized healthcare means better health. Over half expect lower costs and a longer lifespan.

Millennials are most interested in personalized healthcare Consumers are interested in personalized healthcare, with 87% interested globally, and three-quarters or more interested in all services except custom-made prothesis orthopaedics. Gen Zers (80%), Millennials (82%) and Gen Xers (80%) are most interested in personalized health care generally. These groups are also more likely to be interested in the specific healthcare services tested. Boomers are the most likely group to rank health care as the #1 industry they are interested in at about 60%. While

feragat edebileceklerini anlamaktı. Anket, tüketicilerin kişiselleştirmeyi nasıl gördüğünü dört kategoride inceliyor: ulaşım ve mobilite, sağlık ve yaşam bilimleri, perakende ve çevre. Anket sonuçlarına göre, katılımcılar en çok kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerine, özellikle önleyici sağlık planlarına ve uyarı sistemlerine ilgi duyuyor. Tüketicilerin çoğu, sağlık durumunu takip etmek için kullanılacak giyilebilir izleme cihazları ile düşme veya kaza sonrası yardım çağıran uyarı sistemleri dahil olmak üzere, 2030 yılına kadar kişiselleştirilmiş sağlık sistemlerinin yaygın olacağı kanısında. Tüketiciler genel olarak kişiselleştirilmiş sağlık hizmetinin birincil faydasının daha iyi sağlık anlamına geldiğini söylüyor. Yarısından fazlası ise daha düşük maliyet ve daha uzun ömür beklentisi taşıyor.

Y Kuşağı en çok kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleriyle ilgileniyor Dünya çapında tüketicilerin %87’si kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleriyle ilgilenirken, dörtte üçü veya daha fazlası kişiselleştirilmiş ortopedik protez hariç tüm hizmetlerle ilgileniyor. Z kuşağı (%80), Y Kuşağı (%82) ve X Kuşağı (%80) genellikle kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleriyle en çok ilgilenen kesimler olarak karşımıza çıkıyor. Bu grupların ayrıca test edilen spesifik sağlık hizmetleriyle ilgilenmesi daha olası görünüyor. %60’lık bir oranla “boomer”lar, sağlık sektörünü en çok ilgilendikleri birinci sektör olarak değerlendiriyor. Sağlık hizmetleri tüm yaş gruplarında çoğunlukla birinci sırada yer alırken, daha yaşlı kuşaklara kıyasla Z Kuşağı mobiliteyi (%24), Y Kuşağı ise çevreyi (%21) birinci sıraya koyuyor.

Ağustos 2020


22

health care is ranked #1 most often across all age groups, Gen Zers are significantly more likely than older groups to rank mobility #1 (24%) and Millennials are more likely to rank environment #1 (21%).

Boomers are unwilling to share data for personalized healthcare Most consumers are willing to share all or some of their data (83% globally). Chinese consumers are especially willing to share, with only 6% saying they are not willing to share any data. Boomers (22%) and the Silent Generation (34%) are less willing to share data for personalized healthcare. On the same note, Boomers (9%) and Silent Generation (24%) are the most likely age groups to say they would not expect any benefits from personalized healthcare.

Chinese consumers continue to be most excited about personalization Across countries, the personalization is increasing in healthcare industry. Chinese consumers continue to be the most interested in personalization. French consumers are less likely to see benefits from personalized healthcare, while Chinese consumers see all benefits. Americans are more likely to expect nearly all personalized healthcare systems to be commonplace. Chinese and French consumers are less likely to expect various personalized healthcare systems.

Ağustos 2020

“Boomer”lar kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri için veri paylaşmak istemiyor Çoğu tüketici, verilerinin tamamını veya bir kısmını (küresel çapta %83) paylaşmaya istekli. Özellikle Çinli tüketiciler verilerini paylaşmaya istekli; sadece %6’sı herhangi bir veri paylaşmak istemediğini söylüyor. “Boomer”lar (%22) kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri için veri paylaşmaya daha az istekli. Bu bağlamda, “Boomer”lar (%9) kişiselleştirilmiş sağlık hizmetlerinden herhangi bir fayda beklemediğini söylüyor.

Kişiselleştirme konusunda en heyecanlı olanlar Çinli tüketiciler Kişiselleştirme konusuyla en çok Çinli tüketiciler ilgileniyor. Fransız tüketicilerin kişisel sağlık hizmetlerini faydalı olarak değerlendirme oranları daha düşükken, Çinli tüketiciler tüm faydaların farkında. Amerikalılar neredeyse tüm kişiselleştirilmiş sağlık hizmeti sistemlerinin yaygın olmasını bekliyor. Çinli ve Fransız tüketiciler ise kişiselleştirilmiş sağlık sistemlerinde çeşitlilik görmeyi bekliyor.



24

August Highlights SMA Awareness Ağustos Ayı, SMA Farkındalığına Dikkat Çekiyor

SMA is a rare genetic neuromuscular disease that results in progressive and irreversible loss of motor neuron, resulting from a deficiency of the functional SMN1 gene, affecting muscle functions including breathing, swallowing, and basic movement. In Europe every year about 550-600, and about 120-150 babies are born with SMA in Turkey. Since 1996, the month of August has been called “SMA Awareness Month” to draw attention to the SMA disease and the difficulties of the disease. Avexis, a Novartis company operating worldwide, shared important information about disease awareness in SMA Awareness Month. SMA, a rare disease, occurs approximately 1 time in every 10,000 live births worldwide. The severity of SMA, a devastating genetic disease characterized by the loss of motor neurons leading to progressive muscle weakness and paralysis, varies according to its location on the spectrum. Left untreated, SMA Type 1 causes death by the age of two in more than 90% of cases or patients need permanent respiratory support.

SMA, fonksiyonel SMN1 geninin eksikliğinden kaynaklanan, solunum, yutma ve temel hareket dâhil kas fonksiyonlarını etkileyen, ilerleyici ve geri dönüşümsüz motor nöron kaybıyla sonuçlanan nadir, genetik bir nöromusküler bir hastalıktır. Avrupa’da her yıl yaklaşık 550-600, Türkiye’de ise yaklaşık 120-150 bebek SMA ile doğuyor. 1996 yılından beri her yıl Ağustos ayı SMA hastalığına ve hastalığın zorluklarına dikkat çekmek için “SMA Farkındalık Ayı” olarak anılıyor. Dünya genelinde faaliyet gösteren bir Novartis şirketi olan Avexis, SMA Farkındalık Ayı’nda hastalığın farkındalığıyla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Nadir bir hastalık olan SMA dünya genelinde her 10.000 canlı doğumda yaklaşık 1 kez ortaya çıkıyor. Progresif kas güçsüzlüğüne ve felce yol açan motor nöronların kaybı ile karakterize yıkıcı genetik hastalık olan SMA’nın şiddeti, spektrumda bulunduğu yere göre değişiyor. Tedavi edilmediği takdirde, SMA Tip 1, vakaların % 90’ından fazlasında iki yaşına kadar ölüme yol açıyor veya hastalar kalıcı solunum desteğine ihtiyaç duyuyor.

SMA birden fazla tipi olan ölümcül bir hastalık SMA, a fatal disease with more than one type Babies diagnosed with SMA Type 1, the most common form of the disease, cannot exhibit normal stages of development, such as sitting unsupported if left

Ağustos 2020

Hastalığın en yaygın şekli olan SMA Tip 1 tanılı bebekler tedavi edilmezse desteksiz oturmak gibi normal gelişimsel ilerleme aşamalarını sergileyemiyor.2 Genellikle yaşamın ilk altı ayında ortaya çıkan hastalık tedavi edilmediği



26

untreated.2 If the disease is not treated, more than 90 percent of babies die or have to live with respiratory support until the age of two. staying. SMA TYPE 2 shows itself between 6 and 18 months. Affected babies are no longer able to walk without support. More than 30 percent die by the age of 25. SMA TYPE 3 occurs in early childhood or early adulthood. Affected patients lose their ability to walk, run, and climb stairs over time. In this type of SMA disease, the legs are more affected than the arms.

There are more than 1,000 SMA in Turkey SMA is one of the most common genetic diseases. currently it has approximately more than 1000 patients with SMA patients and their relatives in Turkey are struggling with the challenges of this disease. It is imperative that SMA is diagnosed quickly, treatment is initiated early, and supportive care should be switched to as early as possible to stop irreversible motor neuron loss and disease progression. Due to a fault in a gene, children experience severe life-threatening adverse events such as excessive looseness in their movements, inactivity, inability to provide developmental steps, lung infections, respiratory distress.

Although the symptoms vary between individuals, they are generally seen in the following ways: • Lying in frog leg position • Tongue fasciculations • Loose muscle structure • Decreased arm-leg movements • Decreased deep tendon reflexes • Lack of strength • Inability to walk • Respiratory system involvement • Nutritional disorders • Skinny cry • Falling behind his/her peers, moving slowly Newborn screening (a simple blood test) can detect most cases of SMA. Parents are advised to consult a pediatric neurologist immediately when they notice these symptoms in their children. The definitive diagnosis of SMA disease is made by genetic examination.

Ağustos 2020

takdirde bebeklerin yüzde 90’dan fazlası ölüyor veya iki yaşından ölene dek solunum desteği ile yaşamak zorunda kalıyor. SMA TİP 2 kendini 6 ile 18 ay arası gösteriyor. Etkilenen bebekler bir daha desteksiz yürüyemiyor. Yüzde 30’undan fazlası ise 25 yaşına gelene dek hayatını kaybediyor. SMA TİP 3 erken çocukluk yaşlarında veya yetişkinliğin ilk yaşlarında ortaya çıkar. Etkilenen hastalar zaman içinde yürüme, koşma ve merdiven inip çıkma yeteneklerini kaybediyorlar. SMA hastalığının bu tipinde bacaklar, kollardan daha fazla etkileniyor.

Türkiye’de 1000’den fazla SMA hastası var SMA en sık görülen genetik hastalıklardan biri. Türkiye’de şu an yaklaşık 1000’den fazla SMA hastası bulunuyor ve hastayla birlikte hasta yakınları da bu hastalığın zorluklarıyla mücadele ediyor. SMA tanısının hızlıca konulması, tedaviye erken başlanması ve geri dönüşümsüz motor nöron kaybını ve hastalığın ilerlemesini durdurmak için mümkün olduğunca erken destekleyici bakıma geçilmesi zorunlu. Bir gendeki hata nedeniyle çocukların hareketlerinde aşırı gevşeklik, hareketsizlik, gelişim basamaklarını sağlayamama, akciğer enfeksiyonları, solunum sıkıntısı gibi çok ciddi hayati tehlikesi olan istenmeyen durumlar yaşanıyor.

Belirtiler bireyler arası farklılıklar göstermekle birlikte genellikle aşağıdaki şekillerde görülüyor: • Kurbağa bacağı pozisyonunda yatma • Dilde fasikilasyon • Gevşek kas yapısı • Azalmış kol-bacak hareketleri • Azalmış derin tendon refleksleri • Kuvvetsizlik • Yürüyememe • Solunum sistemi tutulması • Beslenme bozuklukları • Cılız ağlama • Yaşıtlarından geride kalma, yavaş hareket etme Yenidoğan taraması (basit bir kan testi), SMA vakalarının çoğunu tespit edebiliyor. Anne ve babaların bu belirtileri çocuğunda fark ettiklerinde gecikmeden bir çocuk nöroloji uzmanına başvurmaları tavsiye ediliyor. SMA hastalığının kesin tanısı ise genetik inceleme ile konulur.



28

BiNefes SV-100 ICU Ventilator BiNefes SV-100 Yoğun Bakım Ventilatörü

Artificial ventilation device is designed to the support critical patients in the Intensive Care Units (ICU). The BiNefes SV-100 ICU is intended to provide continuous or intermittent ventilatory support for the care of individuals who require mechanical ventilation. The BiNefes SV-100 ICU Ventilator is equipped with a large colour touch screen of 10.1” and able to offer a wide range of ventilation both invasive and non-invasive for treatment of adults and paediatric patients. It can be used in 10 different combinations of ventilation and breath modes: • A-PC – Assisted Pressure Controlled Ventilation • PC – Pressure Controlled Ventilation • SIMV PC – Pressure Controlled Ventilation with Synchronized Intermittent Mandatory Ventilation • A-VC – Assisted Volume Controlled Ventilation • VC – Volume Controlled Ventilation • SIMV VC – Volume Controlled Ventilation with Synchronized Intermittent Mandatory Ventilation • PSV – Pressure Support Ventilation • PRVC – Pressure Regulated Volume Control • A-PRVC – Assisted Pressure Regulated Volume Control • BIPAP – Bilevel Positive Airway Pressure

Temmuz 2020

Suni ventilasyon cihazı yoğun bakım ünitelerindeki kritik hastaları desteklemek için tasarlanmıştır. BiNefes SV-100 Yoğun Bakım Ventilatörü, mekanik ventilasyon gereksinimi olan bireylerin bakımı için sürekli veya aralıklı ventilasyon desteği sağlamayı amaçlamaktadır. BiNefes SV-100, 10.1 inç büyüklüğünde renkli dokunmatik ekranı ve geniş ventilasyon modu yelpazesi ile yoğun bakım ünitelerinde yetişkin ve pediatrik hastaların invaziv ve non-invaziv tedavisi için tasarlanmış mekanik ventilasyon cihazıdır. BiNefes SV-100, 10 farklı ventilasyon ve soluk modu kombinasyonlarında kullanılabilir. • A-PC - Yardımcı Basınç Kontrollü Ventilasyon • PC - Basınç Kontrollü Ventilasyon • SIMV-PC - Senkronize Aralıklı Zorunlu Ventilasyonla beraber Basınç Kontrollü Ventilasyon • A-VC - Yardımcı Hacim Kontrollü Ventilasyon • VC - Hacim Kotrollü Ventilasyon • SIMV-VC - Senkronize Aralıklı Zorunlu Ventilasyonla beraber Hacim Kontrollü Ventilasyon • PSV - Basınç Destekli Ventilasyon • PRVC - Basınç Ayarlı Volüm Kontrol • A-PRVC - Yardımcı Basınç Ayarlı Volüm Kontrol • BIPAP - İki Seviyeli Pozitif Havayolu Basıncı



30

How is Our Psychology Affected by Summer? Psikolojimiz Yaz Aylarından Nasıl Etkileniyor?

Psychologist Ezgi Dokuzlu, Anadolu Medical Center

Along with the warming of the weather, it became more difficult to survive with a mask. Declaring that extreme heat therefore feels more overwhelming these days, Psychologist Ezgi Dokuzlu, Anadolu Medical Center, said, “In addition to factors such as how we live, how much we sleep or what we eat, weather, whether it is sunny or overcast affect our psychology. According to many scientific studies, extremely hot weather triggers suicide and depression and the crime rate increases in the hot weather.”

Ağustos 2020

Havaların ısınmasıyla maske ile yaşamı sürdürmek daha da zorlaştı. Aşırı sıcakların bu nedenle bugünlerde daha da bunaltıcı hissettirdiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Nasıl yaşadığımız, ne kadar uyuduğumuz veya ne yediğimiz gibi etkenlerin yanında hava durumu, havanın güneşli veya kapalı olması da psikolojimizi derinden etkiler. Birçok bilimsel araştırmaya göre aşırı sıcak havalar intihar ve depresyonu tetiklemekte ve sıcak havalarda toplumda suç oranı artmaktadır” açıklamasında bulundu. Sıcak havaların isteksizlik, aşırı yorgunluk hissi, tahammülsüzlük veya çabuk öfkelenme gibi problemlere neden olabildiğini vurgulayan Anadolu Sağlık Merkezi’nden Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Günlük işlerimize etkisinin yanında sıcaklar ve nem kişinin uyku kalitesini ve süresini olumsuz etkiler. Bunaltıcı sıcakların etkisiyle uykusuzluk, kişinin gün içerisindeki işlerde de veriminin düşmesine ve dikkat sorunları yaşamasına sebep oluyor. Üst üste yaşanan uyku döngüsündeki bu düzensizlikler kişinin yaşam kalitesini de ciddi ölçüde düşürüyor. Kişi günlük yaşamında uykusuzluğun etkisiyle dünün yorgunluğunu ertesi güne taşıyor ve daha sabırsız, daha isteksiz oluyor. Bu yalnızca kendimizle değil çevremizle ilişkimizi de etkileyen, sosyal yaşamımızdaki ilişkilerimize de yansıyan bir sorun” dedi.

Psikiyatrik tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar aşırı sıcaklarda kişiyi olumsuz etkileyebilir Aşırı sıcaklardan kaynaklanan iştahsızlık veya kişinin yemek hazırlamak istemediğinden sağlıksız gıdalara yönelmesinin de yaşam kalitesini düşüren etkenlerden biri olduğunun altını çizen Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Aşırı sıcak havalar kişide çarpıntı, nefes darlığı, bayılma hissi, bunalma veya panik hali yaratabilir. Sıcak havaya maruz kalan panik bozukluğu olan hastalar deneyimledikleri bu durumu yanlış yorumlayabilir, rahatsızlıklarından dolayı bu durumu yaşadıklarını düşünüp olumsuz etkilenebilirler. Eğer çevrenizde bu sorunu yaşayanlar varsa empati çerçevesinde durumu açıklamalı ve yaşadığı durumun herkesin yaşayabileceği normal bir durum olduğunu anlatabilirsiniz” önerisinde bulundu. Kötü veya rahatsız hissedildiğinde veya baş edilemeyen durumlarda uzman desteği almaktan kaçınılmaması gerektiğini hatırlatan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Psikiyatrik tedavi sürecinde kullanılan birtakım ilaçlar da dolaylı olarak aşırı sıcaklarda kişiyi olumsuz etkileyebilir veya daha iyi hissetmek için kişiler bilinçsizce ilacı veya tedavi yöntemini değiştirmek yerine kişi tereddütte kaldığı tüm durumlarda mutlaka doktoruna danışmalı” dedi.


31

Pointing out that hot weather can cause some problems such as unwillingness, extreme tiredness, intolerance or irritability, Psychologist Ezgi Dokuzlu, Anadolu Medical Center, said, “Along with the impact of our daily business heat and humidity negatively affects sleep quality and duration of person. Insomnia due to the effects of overwhelming temperatures causes a decrease in the productivity of the person during the day and causes attention problems. These irregularities in the sleep cycle repeatedly reduce the person’s quality of life. The person carries the fatigue of yesterday to the next day with the effect of insomnia in his daily life and is more impatient, it is more reluctant. This is a question that affects not only ourselves but also our environment, and reflects on our relationships in our social life.”

Drugs used in the psychiatric treatment process may adversely affect the person in extreme temperatures. Underlining that lack of appetite caused by excessive heat or the person’s turning to unhealthy foods because of not wanting to prepare food is also one of the factors that reduce the quality of life, Psychologist Ezgi Dokuzlu, said, “Extremely hot weather can generate palpitation, shortness of breath, feeling of fainting, anxiety or panic. Patients with panic disorder who are exposed to hot weather may misinterpret this situation they experience, think that they are experiencing this situation due to their discomfort and may be adversely affected. If there are people around you who have this problem, you should explain the situation in the framework of empathy and explain that it is a normal situation for everyone.” Reminding that expert support should not be avoided in cases of bad or uncomfortable feelings or in situations that cannot be coped with, Psychologist Ezgi Dokuzlu, said, “Some medications used in the psychiatric treatment process may also indirectly affect the person in extreme heat, or people should consult their doctor in all cases where the person hesitates instead of unconsciously changing the drug or treatment method in order to feel better.”

Sıcaklar ve pandemi daha tahammülsüz hissetmeye neden olabilir Bu dönemde sağlığa daha fazla dikkat etmenin, aşırı sıcağa maruz kalmaktan kaçınmanın, düzenli uyumaya ve bol sıvı tüketimine özen göstermenin, iş yerinde, evde veya sosyal ortamlarda daha fazla empati ile ilişkilerin sürdürülmesine dikkat etmenin halen virüsle savaşılan bugünlerde psikolojik sağlık için çok önemli olduğunu vurgulayan Uzman Psikolog Ezgi Dokuzlu, “Bugünlerde hem sıcaklar hem pandeminin etkisiyle doğal olarak daha gergin daha tahammülsüz ve daha huzursuz hissedebiliriz ama sağlımız için yapmamız gereken, bu duyguların farkında olup, geçici olduğunu, içerisinde bulunduğumuz durumun herkesi olumsuz etkilediğini unutmadan birbirimize karşı daha anlayışlı olmak” açıklamasında bulundu.

The heat and the pandemic can make you feel more intolerant Emphasizing that during this period, paying more attention to health, avoiding exposure to excessive heat, taking care of regular sleep and drinking plenty of fluids, paying attention to maintaining relationships with more empathy in the workplace, at home or in social surroundings are very important for psychological health in these days, which are still fighting the virus, Psychologist Ezgi Dokuzlu, said, “Nowadays, we can feel more tense, more intolerant and more restless with the effect of both the heat and the pandemic. However, what we need to do for our health is to be aware of these feelings, to be more understanding with each other without forgetting that they are temporary and the situation we are in negatively affects everyone.”

Ağustos 2020


32

Oncology and Palliative Care Center with 50 Million Lira Investment for Kocaeli Kocaeli’ne 50 Milyon Liralık Yatırımla Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi Kocaeli Üniversitesi Sağlık Tesisleri ve Araştırma Merkezleri Açılış Töreni Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla gerçekleşti. Aracı Aile’sinin üniversiteye bağışladığı Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi’nde yer alan Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi de bu törenle resmi olarak hizmete açılmış oldu. Yaklaşık 50 milyon liralık yatırımla hayata geçirilen Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi’nde ilaçlar otomasyon sistemlerle el değmeden hazırlanıyor ve 45 kemoterapi kabininde günlük 110 hastaya tedavi uygulanıyor.

Opening Ceremony of Health Facilities and Research Centers, Kocaeli University was held with the participation of President Recep Tayyip Erdoğan. Donated by Aracı Family to Kocaeli University, Semahat Aracı Oncology and Palliative Care Center located on Umuttepe Campus was officially opened with this ceremony. Medicines are prepared without human touch with automation systems and 110 patients are treated daily in 45 chemotherapy cabinets at the Semahat Aracı Oncology and Palliative Care Center, which has been implemented with an investment of approximately 50 million Turkish Lira. As the owners of the Koruma Group of Companies, Aracı Family stands out with their contributions to education and health as well as their investments in the industry. Semahat Aracı Oncology and Palliative Care Center, which was built by Aracı Family in Umuttepe Campus of Kocaeli University and built on behalf of their mothers, was officially opened with the opening ceremony of Kocaeli University Health Facilities and Research Centers. Former Parliament Speaker Binali Yıldırım, Health Minister Fahrettin Koca, Industry and Technology Minister Mustafa Varank, Youth and Sports Minister Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Kocaeli Governor Seddar Yavuz, Mayor of Kocaeli Metropolitan Municipality Tahir Büyükakın, Kocaeli University Rector Prof.

Ağustos 2020

Koruma Şirketler Grubu sahipleri olan Aracı Ailesi sanayiye yaptığı yatırımlar kadar eğitim ve sağlığa yaptıkları katkılarla da dikkat çekiyor. Aracı Ailesi’nin Kocaeli Üniversitesi Umuttepe Yerleşkesi’nde yer alan ve anneleri adına yaptırdığı Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi, Kocaeli Üniversitesi Sağlık Tesisleri ve Araştırma Merkezleri açılış töreniyle resmi olarak hizmete açılmış oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde gerçekleştirilen törene eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Koruma


33

Dr. Sadettin Hülagü, and Vefa İbrahim Arac, Chairman of Koruma Group of Companies attended the ceremony under the leadership of President Recep Tayyip Erdoğan. Semahat Aracı Oncology and Palliative Care Center, built by the Aracı Family, serves Alzheimer’s, Dementia, Parkinson’s patients as well as cancer patients. The center, which has Oncology, Physical Therapy and Palliative care services, has 84 rooms and 135 beds. 13 rooms of the center are used for palliative care. At the center, chemotherapy is applied to 110 patients daily, 45 patients at the same time, if needed, this number can increase to 200 patients. There are 35-bed physical therapy, 100-person physical therapy outpatient for children and adults and also a treatment service in the pool. Speaking at the Kocaeli University Health Facilities and Research Centers Opening Ceremony, Vefa İbrahim Aracı, Chairman of Koruma Companies Group, said, “I and my brothers, we continue to do charity like our parents, our father Şükrü, and our mother Semahat Aracı, who are immigrant from Crimea, so that the deeds books of them are not closed. As we are given the opportunity to keep the names of our parents alive, I would like to repeat once more that we are grateful for President of Erdoğan, the Republic of Turkey. Especially after the Crimea began to be ruled by the Russians, we had cognates who had health problems. They even sold their homes and were looking for a solution to their health problems. As far as we can that we brought our family to Turkey. Then the ministries stepped in. Then we learned not left alone compatriots living outside the Republic of Turkey abroad. He treated them brought to Turkey. This program still continues. I greet with affection our healthcare professionals who strive to protect our health, especially these days.”

Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı katıldı. Aracı Ailesi tarafından yaptırılan Semahat Aracı Onkoloji ve Palyatif Bakım Merkezi’nde kanser hastalarının yanı sıra Alzheimer, Demans (Bunama), Parkinson hastalarına da hizmet veriliyor. Onkoloji, Fizik Tedavi ve Palyatif bakım servisleri mevcut olan merkezin 84 oda ve 135 yatak kapasitesi bulunuyor. Merkezin 13 odası palyatif bakım için kullanılıyor. Merkezde, aynı anda 45 hasta olmak üzere günlük 110 hastaya kemoterapi uygulanıyor, ihtiyaç duyulması halinde bu sayı 200 hastaya çıkabiliyor. 35 yataklı fizik tedavi, çocuklar ve büyükler için ayakta 100 kişi fizik tedavi ayrıca havuzda tedavi hizmeti de veriliyor. Kocaeli Üniversitesi Sağlık Tesisleri ve Araştırma Merkezleri Açılış Töreni’nde konuşan Koruma Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Vefa İbrahim Aracı; “Ben ve kardeşlerim Kırım göçmeni olan babamız Şükrü ve annemiz Semahat Aracı’nın amel defterlerinin kapanmaması için ebeveynlerimiz gibi hayır işleri yapmaya devam ediyoruz. Anne ve babamızın isimlerini yaşatma fırsatı tanındığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan nezdinde Türkiye Cumhuriyeti devletine müteşekkir olduğumuzu bir kez daha yinelemek isterim. Özellikle Kırım’ın Ruslar tarafından idare edilmeye başlamasından sonra sağlık problemleri olan soydaşlarımız vardı. Bunlar evlerini dahi satıp sağlık problemlerine çare arıyorlardı. Elimizden geldiği kadarıyla bu ailelerimizi Türkiye’ye getirdik. Daha sonra devreye bakanlıklar girdi. O zaman öğrendik ki Türkiye Cumhuriyeti yurt dışında yaşayan soydaşlarını yalnız bırakmıyor. Türkiye’ye getirip onları tedavi ediyor. Hala da bu program devam ediyor. Sağlığımızın özellikle bu günlerde korunması için çaba gösteren sağlık çalışanlarımızı sevgiyle selamlıyorum, önlerinde eğiliyorum” dedi.

Ağustos 2020


34

Konya City Hospital Starts Patient Admission Konya Şehir Hastanesi Hasta Kabulüne Başladı

Konya City Hospital, the construction of which was started and completed by the Ministry of Health in cooperation with the public-private sector, was put into service. Provincial Health Director Prof. Dr. Mehmet Koç heralded that patient admissions started in the emergency service and polyclinics of Konya City Hospital as of August 5. Emphasizing that the inpatient services and intensive care transportation will be completed as of the same week, Prof. Dr. Koç said that they aim to complete the moving process gradually without making patients suffer. Professor Dr. Koç stated that the appointments will start with the Central Physician Appointment System (MHRS) as of August 10.

Sağlık Bakanlığı tarafından kamu-özel sektör iş birliğiyle inşaatı başlatılan ve yapımı tamamlanan Konya Şehir Hastanesi hizmete açıldı. Hastanede incelemelerde bulunan İl Sağlık Müdürümüz Prof. Dr. Mehmet Koç, 5 Ağustos günü itibarıyla Konya Şehir Hastanesi’nin acil servis ve polikliniklerinde hasta kabulüne başlandığını müjdeledi. Aynı hafta itibariyle de yataklı servislerin ve yoğun bakımı taşıma işlemlerinin tamamlanacağını vurgulayan Prof. Dr. Koç, hastaları mağdur etmeden kademeli olarak, taşınma işlemlerini bitirmeyi hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Koç, 10 Ağustos’tan itibaren Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) ile randevuların başlayacağını ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hayalim” dediği şehir hastanelerinden biri olan Konya Şehir Hastanesi’ni hizmete açmanın mutluluğunu yaşadıklarını belirten Prof. Dr. Koç, “İnşallah bugün hastanemizin 838 yataklı ilk etabında hizmete başlıyoruz. Yılsonuna kadar da ikinci etabı olan 1250 yatağa tamamlanan kısmıyla hizmet sunmaya devam edeceğiz” dedi.

‘Şehir Hastanesi büyük bir yükü kaldıracak’ Konya’nın yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınında yoğun bir dönem yaşadığının da altını çizen Prof. Dr. Koç, şunları

Ağustos 2020


35

Stating that they are happy to open Konya City Hospital, one of the city hospitals that President Recep Tayyip Erdoğan called “My Dream”, Prof. Dr. Koç said, “Hopefully, we are starting to serve in the first phase of our hospital with 838 beds today. We will continue to serve 1250 beds, the second stage, until the end of the year.”

’City Hospital will take a big burden’ Underlining that Konya is experiencing an intense period in the new type of coronavirus (COVID-19) epidemic, Prof. Dr. Koç said, “The Meram campus of our Education and Research Hospital will continue to serve as a pandemic hospital. Emergency services will continue there. Again, our city hospital will take a big burden in terms of bed density and treatment of our non-COVID-19 patients. I hope here this week. Our operations will start. Konya is experiencing a busy period in COVID-19, but our citizens will not experience any victimization in other emergency situations. Konya City Hospital will continue to serve as the only center where non-COVID-19 patients are treated.” Emphasizing that Konya City Hospital will serve as a “clean hospital”, Koç stated that COVID-19 patients will continue to be treated in other hospitals in the city.

kaydetti: “Eğitim Araştırma Hastanemizin Meram yerleşkesi tamamen pandemi hastanesi olarak hizmete devam edecektir. Yine orada acil hizmetleri devam edecektir. Yatak yoğunluğu açısından ve COVID-19 dışı hastalarımızın tedavilerinin yapılması açısından şehir hastanemiz büyük bir yükü kaldıracaktır. Burada inşallah bu hafta içinde ameliyatlarımız da başlayacak. Konya COVID-19’da yoğun bir dönem yaşıyor ama diğer acil durumlarda da vatandaşlarımız hiçbir mağduriyet yaşamayacaktır. Sadece COVID-19 dışı hastaların tedavi edildiği tek merkez olarak Konya Şehir Hastanesi hizmete devam edecektir.” Konya Şehir Hastanesi’nin “temiz hastane” olarak hizmet vereceğini vurgulayan Koç, COVID-19 hastalarının şehirdeki diğer hastanelerde tedavi edilmeye devam edeceğini ifade etti.

Ağustos 2020


36

Breathe Safely with Neffes Antiviral Air Purifier Neffes Antiviral Hava Temizleyici ile Güvenle Nefes Alın

The COVID-19 pandemic, which has affected the whole world, reminded everyone once again the importance to be given to indoor air quality and cleanliness. Directing the air conditioning industry, Form, based on today’s needs, produced Neffes, Antiviral Air Purifier with its 55 years of industry experience and the value it attaches to R&D. Destroying viruses with its quadruple filtering system and UV-C ultraviolet sterilization technology, Neffes also cleans mold, bacteria, pollen and many foreign substances from the air and ensures the sterilization and safety of the indoor air. Providing a healthy and fresh air in indoor areas now, Neffes can be used easily in many indoor areas such as doctor’s office, pharmacy, restaurant, hairdresser, store,

Ağustos 2020

Tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 pandemisi, iç hava kalitesi ve temizliğine verilmesi gereken önemi bir kez daha herkese hatırlattı. İklimlendirme sektörüne yön veren Form, günümüzün ihtiyaçlarından yola çıkarak, 55 yıllık sektör tecrübesi ve AR-Ge’ye verdiği değerle Antiviral Hava Temizleyici Neffes’i üretti. Dörtlü filtreleme sistemi ve UV-C ultraviyole sterilizasyon teknolojisi ile virüsleri yok eden Neffes; küf, bakteri, polen ve birçok yabancı maddeyi de havadan temizleyerek iç ortam havasının sterilizasyonunu ve güvenliğini sağlıyor. Artık kapalı alanlara da sağlıklı ve taze bir hava sağlayacak Neffes; muayenehane, eczane, restoran, kuaför, mağaza, ofis, market, kreş, okul, otel, hastane ve ev gibi birçok kapalı


37

office, market, nursery, school, hotel, hospital and home. Neffes helps people to breathe comfortably in crowded environments by improving indoor air quality.

alanda rahatlıkla kullanılabiliyor. Neffes, iç ortam hava kalitesini artırarak kalabalık ortamlarda insanların rahatça nefes almasına yardımcı oluyor.

Closed areas will get a fresh Neffes against viruses

Kapalı alanlar, virüslere karşı rahat bir Neffes alacak

99.9% of particles and microorganisms in indoor air are captured by Neffes Antiviral Air Purifier, produced 100% locally in the factory of Form Industry Facilities, a subsidiary of Form Group of Companies, in Izmir, with its 4-filter structure including HEPA 13 filter and UV-C sterilization technology. Providing sterilization of indoor air thanks to this superior technology that destroys viruses, Neffes permanently disrupts the DNA / RNA cell structures of viruses and other micro-organisms with the help of the UV-C light system and prevents virus-borne diseases such as Covid-19 from holding in the air. Neffes, which helps to prevent dust, pollen and bacterial diseases such as asthma in addition to viruses, also prevents the formation of harmful organisms such as bacteria, fungi and mold that reduce the quality of indoor air. Neffes also also eliminates harmful gases such as radon, aerosol and bad odors such as cigarette smoke. Neffes Antiviral Air Purifier, which has a very effective technology to provide fresh and clean air especially to living spaces where 100% fresh air cannot be provided, by increasing the air quality, it minimizes the risk of getting any respiratory diseases in environments where people are together for a long time such as residences, restaurants, shops, hotels, hairdressers, clinics, pharmacies, nurseries and offices. Antiviral Air Purifier Neffes, developed as two different models with different capacities according to the size of the closed areas, are waiting for those who want to refresh their air and breathe healthily in nearly 60 Mitsubishi Heavy Industries concept stores and Form Industry Facilities.

Form Şirketler Grubu iştiraki Form Endüstri Tesisleri’nin İzmir’deki fabrikasında %100 yerli olarak üretilen Neffes Antiviral Hava Temizleyici, sahip olduğu HEPA 13 filtre dahil 4’lü filtre yapısı ve UV-C sterilizasyon teknolojisi ile kapalı ortam havasında bulunan partikül ve mikroorganizmaları %99,9 oranında yakalıyor. Virüsleri yok eden bu üstün teknoloji sayesinde iç ortam havasının sterilizasyonunu sağlayan Neffes, UV-C ışık sisteminin yardımıyla virüslerin ve diğer mikro organizmaların DNA/RNA hücre yapılarını kalıcı şekilde bozarak, Covid-19 gibi virüs kaynaklı hastalıkların havada tutunmasını engelliyor. Virüslere ek astım gibi toz, polen, bakteri kaynaklı hastalıkların da engellenmesine yardımcı olan Neffes, kapalı alan havasının kalitesini düşüren bakteri, mantar, küf gibi zararlı organizmaların oluşumunu da önlüyor. Neffes ayrıca; ortamdaki radon, aeresol gibi zararlı gazlar ile sigara dumanı gibi kötü kokuları da yok ediyor. Özellikle %100 taze havanın sağlanamadığı yaşam alanlarına taze ve temiz hava sağlamak adına oldukça etkili bir teknolojiye sahip olan Neffes Antiviral Hava Temizleyici; konut, restoran, mağaza, otel, kuaför, muayenehane, eczane, kreş, ofis gibi insanların uzun süre bir arada bulunduğu ortamlarda hava kalitesini arttırarak, solunum yoluyla herhangi bir hastalığa yakalanma riskini minimuma indiriyor. Kapalı alanların boyutlarına göre farklı kapasitelerde iki farklı model olarak geliştirilen Antiviral Hava Temizleyici Neffes; 60’a yakın Mitsubishi Heavy Industries konsept mağazası ve Form Endüstri Tesisleri yetkili satıcılarında havasını tazelemek ve sağlıklı nefes almak isteyenleri bekliyor.

Ağustos 2020


38

Successful Support for International Covid-19 Studies from Turkish University Uluslararası Covid-19 Çalışmalarına Türk Üniversitesinden Başarılı Destek

Working as a research assistant in School of Medicine Medical Biochemistry Department, Istinye University (IU), Nazlı Sıla Kara, achieved international success with Turkish researchers studying in different universities in Turkey and in the world. Turkish researchers who applied for a project for research on the SARS-CoV-2 virus that causes Covid-19 disease, contributed to the transition to a new stage in the development studies for the treatment of Covid-19 with their studies on the SARS-CoV-2 virus in the world. The academics of Istinye University, which is known for its research investments and studies in medicine and health, continue to achieve international successes. Turkish researchers, including Nazlı Sıla Kara, Research Assistant of the Faculty of Health Sciences, applied for projects for research on the SARS-CoV-2 virus causing Covid-19 disease,

Ağustos 2020

İstinye Üniversitesi (İSÜ) Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı’nda araştırma görevlisi olarak çalışan Nazlı Sıla Kara, Türkiye’de ve dünyada farklı üniversitelerde okuyan Türk araştırmacılar ile birlikte uluslararası bir başarıya imza attı. Covid-19 hastalığına neden olan SARSCoV-2 virüsü üzerine yapılan araştırmalar için proje başvurusunda bulunan Türk araştırmacılar, dünyada Covid-19’un tedavisi için yapılan geliştirme çalışmalarında yeni bir evreye geçilmesine SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili yaptıkları çalışmalarla katkıda bulundu. Özellikle tıp ve sağlık alanındaki araştırma yatırımları ve çalışmalarıyla adından söz ettiren İstinye Üniversitesi’nin akademisyenleri, uluslararası başarılara imza atmaya devam ediyor. Covid-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 virüsü üzerine yapılan araştırmalar için, proje başvurusunda bulunan; aralarında İSÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi Araştırma görevlisi Nazlı Sıla Kara’nın da yer aldığı Türk


39

contributed to a new phase in the development studies for the treatment of Covid-19 in the world with their studies on the SARS-CoV-2 virus.

Coronavirus emerged from the SARS-CoV-2 virus Providing information about the purpose of the project, Nazlı Sıla Kara stated that, as a team, they observed random changes in the genetic material of the SARSCoV-2 virus, in other words mutations, and how effectively different tools detected these mutations, using different tools; Regarding the path they took towards the treatment development phase for Covid-19 disease, she said: “For this, it was necessary to compare the power of different tools we used to detect mutations in the SARS-CoV-2 virus and to increase the scientific reliability of the detected mutations by examining the results from two different tools. As a result of our study, we detected mutations common by two different tools and found that these mutations may affect a protein that is important in the life of the SARS-CoV-2 virus. Such findings can be used in the treatment development stages of Covid-19 disease.”

Will be effective in drug development for Covid-19 As a result of the study, Kara stated that the mutations that the SARS-CoV-2 virus suffered and they had the opportunity to observe which protein might be affected by which points, she added, “Because it is very important

araştırmacılar, dünyada Covid-19’un tedavisi için yapılan geliştirme çalışmalarında yeni bir evreye geçilmesine, SARS-CoV-2 virüsü ile ilgili yaptıkları çalışmalarla katkıda bulundu.

SARS-CoV-2 virüsünden koronavirüs çıktı Projenin amacı hakkında bilgi veren Nazlı Sıla Kara, ekip olarak, farklı araçlar kullanarak SARS-CoV-2 virüsünün genetik materyalinde meydana gelen rastlantısal değişiklikleri, bir başka ifadeyle mutasyonlarını ve farklı araçların bu mutasyonları ne kadar etkin tespit ettiğini gözlemlediklerini belirterek; Covid-19 hastalığı için tedavi geliştirme aşamasına doğru aldıkları yolla ilgili şunları söyledi: “Bunun için, kullandığımız farklı araçların SARS-CoV-2 virüsündeki mutasyonları tespit edebilme gücünü karşılaştırmak ve iki farklı araçtan gelen sonuçları inceleyerek, tespit edilen mutasyonların bilimsel açıdan güvenilirliğini arttırmak gerekiyordu. Çalışmamızın sonucunda, iki farklı araç tarafından ortak bulunan mutasyonları tespit ettik ve bu mutasyonların SARS-CoV-2 virüsünün yaşamında önemli olan bir proteini etkileyebileceğini gördük. Bu tip bulgular Covid-19 hastalığına tedavi geliştirme aşamalarında kullanılabilir.”

Covid-19 için ilaç geliştirmede etkili olacak Çalışma sonucunda, SARS-CoV-2 virüsünün uğradığı mutasyonları ve hangi proteinin, hangi noktalardan etkilenebileceğini gözlemleme imkanı bulduklarını aktaran Kara, şöyle devam etti: “Çünkü virüse karşı ilaç geliştirmek için proteinlerin

Ağustos 2020


40

to be able to observe how the proteins have changed to develop drugs against the virus. Since mutations can also change the protein structure, it is important to detect these changes. If the virus increases its contagiousness or survival through its evolution, it is vital to know which structures are affected by mutations that have effects that facilitate the contagiousness of the virus or its life stage. For this reason, it is important to detect the proteins that are thought to be affected by the mutations that the virus undergoes. Kara shared how future studies can contribute to drug development for Covid-19 as follow, “Based on these findings, we can develop drugs specific to proteins that provide such advantages, and treatments can be carried out.” As will be remembered, “BioHackthon”, which has been collecting data since 2008 for the “National Academy of Biology and Life Sciences”, evaluating bioinformatics data, and providing data to the world on treatment and drug development, in order to better understand the SARSCoV-2 virus causing Covid-19 disease, called a project to the whole world between 5-11 April 2020. Responding to this call for organization, working on life sciences from different countries of the world and bringing together effective researchers, the researchers prepared projects and applied for them. The Turkish team of 5 people includes Nazlı Sıla Kara (İstinye University), Elif Bozlak (Vienna University), Evrim Fer (Arizona University), Meltem Kuntu (Middle East Technical University), Yasemin Utkueri (Sabancı University) and Funda Yılmaz (Radboud University). The results of the project the team participated in were published on May 14, 2020, and the researchers made a project presentation on June 21, 2020.

Ağustos 2020

nasıl değiştiğinin gözlemlenebilmesi büyük önem taşıyor. Mutasyonlar da protein yapısını değiştirebildiğinden ötürü bu değişimlerin tespit edilmesi önemli. Eğer virüs geçirdiği evrimlerle bulaşıcılığını ya da yaşama imkanını arttırıyorsa, virüsün bulaşıcılığını ya da hayat evresini kolaylaştıran etkileri olan mutasyonların hangi yapıları etkilediğini bilmek hayatidir. Bu nedenle virüsün geçirdiği mutasyonların etkilediği düşünülen proteinlerin tespiti önemli” diyor. Kara ilerleyen dönemlerdeki çalışmaların Covid-19 için ilaç geliştirmeye nasıl katkı sağlayabileceğini ise şöyle anlatıyor: “Bu tip bulgulara dayanarak, virüse avantaj sağlayan değişimlerin tespiti sayesinde bu tür avantajlar sağlayan proteinlere özel ilaçlar geliştirilebilir ve tedaviye yönelik çalışmalar yapılabilir.” Anımsanacağı üzere, biyoinformatik verileri değerlendirerek, tedavi ve ilaç geliştirme konularında dünyaya veri sunan “Ulusal Biyobilim ve Yaşam Bilimleri Akademisi” için 2008 yılından bu yana veri toplayan “BioHackthon”, Covid-19 hastalığına neden olan SARSCoV-2 virüsünün daha iyi anlaşılabilmesi için, 5-11 Nisan 2020 tarihleri arasında tüm dünyaya bir proje çağrısında bulunmuştu. Dünyanın farklı ülkelerinden yaşam bilimleri üzerine çalışan ve alanında etkili araştırmacıları bir araya getiren bu organizasyon çağrısına karşılık veren araştırmacılar, projeler hazırlayarak başvuruda bulundular. Nazlı Sıla Kara (İstinye Üniversitesi), Elif Bozlak (Viyana Üniversitesi), Evrim Fer (Arizona Üniversitesi), Meltem Kuntu (Ortadoğu Teknik Üniversitesi), Yasemin Utkueri (Sabancı Üniversitesi) Funda Yılmaz (Radboud Üniversitesi)’dan oluşan 5 kişilik Türk ekibinin de katıldığı projenin sonuçları 14 Mayıs 2020 tarihinde yayınlandı ve araştırmacılar 21 Haziran 2020 tarihinde proje sunumu yaptılar.



42

Turkish Scientists Amazing Accomplishment! Türk Bilim İnsanın Büyük Başarısı! Artık SARS CoV-2, İnfluenza gibi gibi solunum yolları hastalıkları insanlığı tehdit edemeyecek. Dünyada ilk kez bir Türk Bilim İnsanı solunum yoluyla maruz kaldığımız tehlikelerin tümünü bir daha geri gelmemek üzere ortadan kaldıracak devrim niteliğinde bir buluş gerçekleştirdi.

As a first in the world, a Turkish Scientist has designed a revolutionary invention that will eliminate all the dangers we are exposed to through breathing. Dr. Hakan Hamzaçebi, who has applied for a patent, has designed a system that is able to evacuate, sanitize and resupply indoor air even in extreme conditions, such as biological and chemical attacks. Thus, the most effective and permanent solution against all microorganisms, micro particles, biological and chemical weapons that pose a threat to our respiratory tracts has been developed by a Turkish scientist. Now hospitals, shopping malls, schools, barracks, hotels, nurseries, homes, animal shelters, subways, planes, trains, buses, and cars can be renewed in light of this invention and become places we can breathe more safely and freely than ever before. Dr. Hakan Hamzaçebi emphasized that the invention will contribute to the creation of a more prosperous ecosystem for all living things because the air released to the outside environment is also made healthy. He also explained that there will be significant improvements in the life quality of patients with asthma and other respiratory diseases, and that will have a positive impact on both individuals’ and countries’ health

Ağustos 2020

Patent Başvurusunun gerçekleştirildiği bu büyük buluşa imza atan Dr. Hakan Hamzaçebi yalnızca bulaşıcı hastalıklara sebep olan mikroorganizmaları barındıran havayı değil, biyolojik ve kimyasal silahlar ile saldırı halinde bile kapalı ortamdaki havayı anında tahliye edebilen bir sistem geliştirdi. Böylece SARS CoV-2 başta olmak üzere, solunum yolları aracılığıyla sağlığımız için tehdit oluşturan tüm mikroorganizmalar, mikropartiküller, biyolojik ve kimyasal silahlar için en etkili ve kalıcı çözüm bir Türk Bilim İnsanı tarafından bulunmuş oldu. Artık hastaneler, alış veriş merkezleri, okullar, kışlalar, oteller, kreşler, evler, hayvan barınakları, metrolar, uçaklar, trenler, otobüsler, otomobiller bu buluş tarafından yenilenerek bugüne kadar hiç olmadığı kadar güvenli ve özgürce nefes alabildiğimiz yerler olacaklar. Bu konuda açıklama yapan Dr. Hakan Hamzaçebi; dış ortama tahliye edilen havanın da sağlıklı hale getirilmesi sebebi ile buluşun tüm canlılar için çok daha elverişli bir ekosistem oluşturulmasına da katkıda bulunacağını vurguladı. Bu buluş sayesinde, yıllar içinde astım ile diğer solunum yolları hastalıklarının sayı ve şiddetinde belirgin bir azalma gerçekleşeceğini, böylece dünyayı her yıl yüz milyarlarca USD ekonomik zarara uğratan sağlık harcamaları ile iş gücü kaybının ortadan kalkacağını söyleyen Dr. Hakan Hamzaçebi; maske takma, sosyal mesafe koyma, evde kalma gibi kısıtlamaların yanı sıra korku, panik halleri ve güvenlik kaygılarının da bir daha geri gelmemek üzere hayatımızdan çıkacağını belirtti. Uluslararası kredi kuruluşlarının, ülkelere ve şirketlere kredi olanağı tanıyarak dünyada mevcut veya yapılacak hareketli ve hareketsiz kapalı alanların havalandırma sistemlerinin bu buluşa uygun olarak düzenlenmesini, böylece yaşanılan ve yaşanması muhtemel risklerin kısa sürede ortadan kaldırılmasına öncülük yapmasının önemini vurgulayan Dr. Hakan Hamzaçebi, son olarak, tıp dünyasına ve insanlığa sunacağı faydaları bu buluşla mukayese edilmeyecek kadar daha önemli olan HEALTH MASTER GLOBAL (HMG) projelerini yaklaşık 20 senedir geliştirmekte olduklarını söyledi.


43

expenditures and workforce. The doctor stated that along with restrictions such as wearing masks, social distancing, staying home and feelings of fear, panic and safety concerns will cease being parts of our lives, never to return again. Dr. Hakan Hamzaçebi laid stress on how important it is for international credit agencies to provide countries and companies credit facilities so that the ventilation systems of both existing and future mobile/immobile indoor environments can be made in accordance with this invention to eliminate the current and possible risks as soon as possible. Lastly, he said that they have been developing the HMG projects for about 20 years, and the benefits of it would provide to the medicine world and humanity would make this invention seem small. Dr. Hakan Hamzaçebi, who stated that even %5 of the HMG Projects developed for the medicine world and humanity couldn’t be developed, and a huge portion couldn’t even be imagined by tech giants such as Google, Microsoft, IBM etc. with budgets of billions of USD and thousands of workers, and said that a revolution in the world health system will occur with the wide use of these projects. Dr. Hakan Hamzacebi, who said that some products of the HEALTH MASTER GLOBAL projects which will enable clinical scientific research studies, preventive medicine, diagnosis, treatment and follow-up activities to be carried, out with high accuracy and enable world medicine to be highly standardized will be available for health professionals, patients and clients to use very soon, also sald that the world should get ready for the surprises they’ve been continuously working on to provide a healthy future.

Dünya tıbbı ve insanlık için geliştirilen HMG projelerinin % 5’lik bölümünün dahi, binlerce çalışanı milyarlarca USD bütçeleri olan Google, Microsoft, IBM gibi teknoloji devleri tarafından bugüne kadar gerçekleştirilemediğini, HMG projelerinin büyük bir bölümünün ise bu devler tarafından hayal bile edilemediğini belirten Dr. Hakan Hamzaçebi, projelerin yaygın kullanıma geçişi ile birlikte dünya sağlık sisteminde bir devrimin gerçekleşeceğinin altını çizdi. Gerek klinik bilimsel araştırma çalışmalarının, gerekse koruyucu hekimlik, tanı, tedavi ve takip aktivitelerinin yüksek doğrulukla yapılmasına, dünya tıbbına yüksek bir standart kazandırılmasına olanak sağlayacak olan HEALTH MASTER GLOBAL projelerinin bazı ürünlerinin çok yakında tıp profesyonelleri ile hasta ve danışanların kullanımına sunulacağını belirten Dr. Hakan Hamzaçebi, tüm dünya sağlıklı bir gelecek için çalışmalarını sürdürmekte olduğumuz sürprizlerimize hazır olsun dedi.

Ağustos 2020


44

Personalized Treatment Methods Developed with Artificial Intelligence Technology Are Now Available in Hospitals Yapay Zeka Teknolojisi ile Geliştirilen Kişiye Özel Tedavi Yöntemleri Artık Hastanelerde

Enbiosis, a Turkish initiative that develops personalized health solutions to many problems such as obesity, irritable bowel syndrome, diabetes and cardiovascular diseases by analyzing microorganisms in the human gut with artificial intelligence technology, signed a cooperation agreement with Liv Hospital, one of the Turkey’s leading hospitals. Enbiosis Biotechnology, an initiative that offers personalized diet programs by analyzing the intestinal microbiome, which has an important role in the prevention and treatment of many chronic diseases, signed a cooperation agreement with Liv Hospital Ulus. The biotechnology initiative, which uses microbiology and artificial intelligence technology, started to offer personalized health solutions for Liv Hospital Ulus patients as of July, within the scope of the agreement. +Turkish initiatives pave the way for health technology Stating that a hospital supported a local and national initiative and expressed pride in signing a collaboration that would serve as an example for other studies in the field of Health for the first time in health services in Turkey, Enbiosis founder Ömer Özkan said, “We thank Liv

Ağustos 2020

İnsan bağırsağında yer alan mikroorganizmaları yapay zeka teknolojisi ile analiz ederek obezite, irritabl bağırsak sendromu, diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi pek çok soruna kişiye özel sağlık çözümleri geliştiren yerli girişim Enbiosis, Türkiye’nin öncü hastanelerinden Liv Hospital Ulus ile iş birliği anlaşması imzaladı. Birçok kronik hastalığın önlenmesinde ve tedavi edilmesinde önemli role sahip olan bağırsak mikrobiyomunu analiz ederek kişiye özel diyet programları sunan sunan yerli girişim Enbiosis Biyoteknoloji, Liv Hospital Ulus ile iş birliği anlaşması imzaladı. Mikrobiyom biliminden ve yapay zekâ teknolojisinden yararlanan biyoteknoloji girişimi anlaşma kapsamında, kişiye özel sağlık çözümlerini Liv Hospital Ulus hastaları için de Temmuz ayı itibariyle sunmaya başladı.

Yerli girişimler sağlık teknolojisinin önünü açıyor Türkiye’de sağlık hizmetlerinde ilk kez bir hastanenin yerli ve milli bir girişime destek verdiğini vurgulayarak sağlık alanındaki diğer çalışmalar için örnek teşkil edecek bir işbirliğine imza atmaktan gurur duyduklarını ifade eden Enbiosis Kurucusu Ömer Özkan, “ Bilimsel çalışmalarımıza


45

Hospital Ulus for their interest in our scientific studies and technology and for their support to a biotechnology initiative originating from Turkey, and we believe that such support will further our country’s achievements in the field of Health, paving the way for Personalized Health Services.” Pointing out that they have a service concept that incorporates new technology and pioneering applications, Liv Hospital Group Coordinator Mert İstiroti said, “Microbiota has brought a different perspective on medicine in recent years. Studies have shown that the cause of many diseases is actually microorganisms in our intestines that change according to the person. By analyzing the gaita sample taken with artificial intelligence technology, we are providing the appropriate treatment for many problems such as obesity, irritable bowel syndrome, diabetes and heart diseases with personalized nutrition.”

ve teknolojimize gösterdikleri ilgi ve Türkiye’den doğan bir biyoteknoloji girişimine verdikleri destekten dolayı Liv Hospital Ulus’a teşekkür ediyor, kişiye özel sağlık hizmetlerinin önünü açan bu gibi desteklerin ülkemizin sağlık alanındaki başarılarını daha da ileriye taşıyacağına inanıyoruz” dedi. Yeni teknoloji ve öncü uygulamaları bünyesinde barındıran bir hizmet anlayışına sahip olduklarına dikkat çeken Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti “Mikrobiyota son yıllarda tıpta farklı bir bakış açısı getirdi. Yapılan çalışmalarda birçok hastalığın sebebinin aslında bağırsaklarımızda yer alan ve kişiye göre değişim gösteren mikroorganizmalar olduğu gösterildi. Yapay zeka teknolojisi ile alınan gaita numunesini analiz ederek obezite, irritabl bağırsak sendromu, diyabet ve kalp hastalıklar gibi pek çok soruna kişiye özel beslenme ile uygun tedaviyi gerçekleştiriyoruz.” dedi.

Production of personalized food supplements and probiotics is next

Sırada kişiye özel gıda takviyeleri ve probiyotik üretimi var

Stating that the intestines play a major role in human health, they have developed solutions that focus on personal nutrition in their clinical studies, and touched upon the new projects they have worked on, Özkan said, “We balance the gut ecosystem with a summary diet application to the person by analyzing the current state of bacteria that live in the human gut and have a serious effect on solving many diseases. The stool sample taken from the person is examined at the genome and Stem Cell Center, which is the most comprehensive research center in Turkey, and with artificial intelligence technology we create a special nutrition guide to the person’s gut. In the near term, we will support the diet applied with personalized food supplements and personalized probiotics that will strengthen the application of diet. Finally, we started two different clinical trials on individuals who had bariatric surgery and had irritable bowel syndrome (IBS). We anticipate that microbiome manipulation will provide beautiful results, especially in these areas.”

Bağırsakların insan sağlığında büyük rol oynadığından hareketle, yaptıkları klinik çalışmalarda kişiye özel beslenmeyi odağına alan çözümler geliştirdiklerini belirten Ömer Özkan, çalıştıkları yeni projelere de değindi. Özkan, “İnsan bağırsağında yaşam süren ve pek çok hastalığın çözümünde ciddi bir etkiye sahip olan bakterilerin güncel durumunu analiz ederek kişiye özet diyet uygulaması ile bağırsak ekosistemini dengeliyoruz. Kişiden alınan dışkı numunesi Türkiye’nin en kapsamlı araştırma merkezi olan Genom ve Kök Hücre Merkezi’nde inceleniyor, yapay zeka teknolojisi ile kişinin bağırsağına özel beslenme rehberi oluşturuyoruz. Yakın dönemde diyet uygulamasını güçlendirecek kişiye özel gıda takviyeleri ve kişiye özel probiyotiklerle uygulanan diyeti destekleyeceğiz. Son olarak Obezite Cerrahisi geçiren ve İrritabl Bağırsak Sendromuna (IBS) sahip bireyler üzerinde iki farklı klinik çalışma başlattık. Mikrobiyom manüplasyonunun özellikle bu alanlarda güzel sonuçlar sağlayacağını öngörmekteyiz.” şeklinde konuştu.

Ağustos 2020




48

Gilead Sciences Turkey Makes 2 More Critical Donation to Combat Covid-19 Covid-19 ile Mücadeleye Gilead Sciences Türkiye’den Kritik 2 Bağış Daha

Şebnem Girgin, General Manager at Gilead Turkey

Gilead Sciences supplied its product, the first antiviral treatment licensed in the European Union for the treatment of Covid-19, to the Ministry of Health free of charge and made a donation of 1 million lira to open a Covid-19 screening center. Gilead previously donated 1 million lira to provide the necessary equipment for two new Covid-19 test centers in Istanbul and Ankara.

Gilead Sciences, Avrupa Birliği’nde Covid-19 tedavisinde ruhsatlandırılan ilk antiviral tedavi olan ürününü Sağlık Bakanlığı’na bedelsiz olarak tedarik etti ve Covid-19 tarama merkezi açılması için 1 milyon liralık bağış gerçekleştirdi. Gilead, daha önce de İstanbul ve Ankara’da iki yeni Covid-19 test merkezi için gerekli ekipmanların sağlanması amacıyla 1 milyon lira bağışlamıştı.

While the total struggle of public and private sector organizations in the fight against the coronavirus (Covid-19) epidemic continues, new test and screening centers are also opening. In order to support the fight against the epidemic in Turkey, Gilead Sciences, which donated 1 million Turkish lira last April, generated a new fund of 1 million lira. It has been announced that while the first donation will be used for the provision of equipment of opened two

Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadelede kamu ve özel sektör kuruluşlarının topyekûn mücadelesi sürerken, yeni test ve tarama merkezleri de açılıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında Türkiye’de salgınla mücadeleye destek vermek amacıyla 1 milyon liralık bağış yapan Gilead Sciences, 1 milyon liralık yeni bir fon daha oluşturdu. İlk bağış, Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) bünyesinde İstanbul ve Ankara’da açılan iki yeni Covid-19 test merkezinin ekipman temininde kullanılırken, ikinci

Ağustos 2020


49

new Covid-19 testing centers in Istanbul and Ankara within Turkey Institutes of Health Administration (TÜSEB), the second donation of 1 million lira will be used for the establishment of a screening center in Gebze Organized Industrial Zone and Istanbul Airports. Thus, the amount of donation made by Gilead Sciences to TÜSEB in the process of combating the coronavirus epidemic reached 2 million Turkish Liras. Besides; The product of Gilead Sciences, which is the only antiviral treatment approved in the treatment of Covid-19 in countries such as the European Union, Japan and Australia, was supplied to the Ministry of Health free of charge. Şebnem Girgin, General Manager at Gilead Turkey, said the following regarding the issue: “Against this major health problem in the world and in Turkey where everyone is fighting a great sacrifice. In these difficult days, we aimed to support the screening strategy of our Ministry of Health in Gebze Organized Industrial Zone and in Istanbul Airports where passenger density started to occur, especially with the fund of 1 million TL we generated for the second time. On the other hand, we brought the first and only antiviral drug approved by many health authorities in the world for the treatment of Covid-19, the name of which is frequently seen in the press and we received countless questions about it, and delivered it to our Ministry of Health without demanding a price. Due to the pandemic, there is an intense demand for the product worldwide. We have fulfilled our most important citizenship duty by prioritizing our country in this struggle and donating a significant amount of drugs to the Ministry of Health. I wish all patients affected by Covid-19 to be healed as soon as possible.”

1 milyon liralık bağışın Gebze Organize Sanayi Bölgesi ve İstanbul Havaalanlarında tarama merkezi kurulması için kullanılacağı açıklandı. Böylece Gilead Sciences’ın koronavirüs salgınıyla mücadele sürecinde TÜSEB’e yaptığı bağış miktarı 2 milyon liraya ulaştı. Bunun yanında; dünyada Avrupa Birliği, Japonya ve Avustralya gibi ülkelerde Covid-19 tedavisinde onaylanmış tek antiviral tedavi olan Gilead Sciences’a ait ürün Sağlık Bakanlığı’na bedelsiz olarak tedarik edildi. Gilead Sciences Türkiye Genel Müdürü Şebnem Girgin, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Dünyanın ve Türkiye’nin içinde bulunduğu bu büyük sağlık sorununa karşı, herkes büyük bir özveriyle mücadele ediyor. Yaşadığımız bu zor günlerde, ikinci defa oluşturduğumuz 1 milyon TL’lik fon ile özellikle sanayi ve turizm sektörlerinin zarara uğramaması için Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde ve yolcu yoğunluğunun oluşmaya başladığı İstanbul Havaalanlarında Sağlık Bakanlığımızın tarama stratejisini desteklemeyi hedefledik. Öte yandan, ismi basında sıkça görülen ve hakkında tarafımıza da sayısız soru ulaşan, dünyada pek çok sağlık otoritesi tarafından Covid-19 tedavisinde onaylanmış ilk ve tek antiviral ilacı yoğun çabalar sonunda ülkemize getirip bedel talep etmeksizin Sağlık Bakanlığımıza teslim ettik. Pandemi nedeni ile ürüne dünya çapında çok yoğun bir talep var. Ülkemizi bu mücadelede önceliklendirerek ve önemli miktarda ilacı Sağlık Bakanlığı’na bağışlayarak en önemli vatandaşlık görevimizi yerine getirdik. Covid-19’dan etkilenen tüm hastaların bir an önce şifa bulmasını diliyorum.”

Ağustos 2020


50

Happy Tales by Santa Farma! Santa Farma’dan Mutlu Masallar!

Santa Farma employees vocalized 100 fairy tales for Happy Tales project. Organized in cooperation with Laughter Heals Association, the project is intended to cheer up children who receive cancer treatment with fairy tales. Santa Farma employees took action for an extremely meaningful social responsibility project titled as Happy Tales under which they vocalized 100 fairy tales. The fairy tales confirmed by psychologists were vocalized by 58 volunteers from Santa Farma from home in order to cheer up children who are fighting cancer and make them smile with happiness. After adding music, Laughter Heals Association recorded the stories on mp3 players which were delivered to children who receive treatment at Paediatric Oncology and Haematology service in BAU Medical Park Göztepe Hospital. Children were content to listen to those nice tales which gave them moral support and helped them to enjoy their time. Santa Farma employees also shared their photos taken while they were vocalizing the fairy tales with the children.

Ağustos 2020

Santa Farma çalışanları, Mutlu Masallar projesi kapsamında 100 masal seslendirdi. Gülmek İyileştirir Derneği iş birliği ile hayata geçen proje kapsamında oluşturulan masal kayıtları, kanser tedavisi gören çocukların yüzünü güldürecek. Santa Farma çalışanları, son derece anlamlı ve ses getiren bir sosyal sorumluluk projesini hayata geçirerek, Mutlu Masallar projesi kapsamında 100 masal seslendirdi. Gönüllü 58 Santa Farma çalışanı, kanserle mücadele eden çocukların yüzlerine tebessüm kondurabilmek ve onları mutlu edebilmek için psikolog onaylı masalları evlerinden seslendirdiler. Gülmek İyileştirir Derneği tarafından üzerine müzik eklenen kayıtlar, mp3 çalarlara kaydedilerek; BAU Medical Park Göztepe Hastanesi Pediatrik Onkoloji ve Hematoloji bölümünde tedavi gören çocuklara ulaştırıldı. Çocuklar, bu güzel hediyeyle hem moral buldular hem de birbirinden güzel masallar dinleyerek keyifli vakit geçirdiler. Santa Farma çalışanları, masalları seslendirirken çektirdikleri fotoğrafları da çocuklarla paylaşmayı ihmal etmediler.


51

AstraZeneca and Kanserle Dans Foundation post “UMUT HEP CANLI” live broadcast AstraZeneca ve Kanserle Dans Derneği’nden: UMUT HEP CANLI

Prof. Dr. Özlem Er shared promising developments in cancer treatment with patients and their relatives in the post, “UMUT HEP CANLI” organized by Kanserle Dans Foundation with the unconditional support of AstraZeneca. The last episode of the “HOPE HEP LIVE” Facebook broadcasts series organized by Kanserle Dans Foundation for cancer patients and their relatives to direct their questions to experts reached 55 thousand people. Prof. Dr. Özlem Er was the guest of the live broadcast, moderated by the founders of the Foundation, Ebru Tontaş and Esra Ürkmez. At the event, posted on the Facebook account of Kanserle Dans Foundation and supported by AstraZeneca, Prof. Dr. Özlem Er shared with the viewers the points to be considered in the cancer treatment process and the promising developments in cancer treatment and answered the questions posed by the viewers. Kanserle Dans Derneği tarafından AstraZeneca’nın koşulsuz desteğiyle düzenlenen “UMUT HEP CANLI” isimli yayında Prof. Dr. Özlem Er, kanser tedavisinde umut veren gelişmeleri hasta ve hasta yakınlarıyla paylaştı. Kanserle Dans Derneği’nin, kanser hastaları ve hasta yakınlarının uzmanlara sorularını yöneltmeleri için düzenlediği “UMUT HEP CANLI” Facebook yayınları serisinin son bölümü 55 bin kişiye ulaştı. Dernek kurucuları Ebru Tontaş ve Esra Ürkmez moderatörlüğünde gerçekleşen canlı yayının konuğu Acıbadem Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Özlem Er oldu. Kanserle Dans Derneği’nin Facebook hesabından yayınlanan, AstraZeneca’nın koşulsuz destek verdiği etkinlikte, Prof. Dr. Özlem Er, kanser tedavi sürecinde dikkat edilmesi gerekenleri, kanser tedavisinde umut veren gelişmeleri katılımcılarla paylaştı ve katılımcılar tarafından iletilen soruları cevapladı.

Ağustos 2020


52

New Member to the Board of Directors of Boehringer Ingelheim Turkey

Boehringer Ingelheim Türkiye Yönetim Kuruluna Yeni Üye

Nevin Öztürk was appointed Head of Legal and Compliance, Boehringer Ingelheim Turkey. Öztürk served as member of the Management Board at Boehringer Ingelheim Turkey with her new assignment. Continuing their activities with the objective of desire to serve mankind by improving human and animal health, Boehringer Ingelheim Turkey completes with a strong business performance in 2019 continues in 2020 with confidence. While the company continued to make new appointments with its strong business performance, it finally appointed Nevin Öztürk as Legal and Compliance Director. With 13 years of occupational experience in different companies, Nevin Öztürk was working as Senior Legal Counsel and Law Partner at Nestle Turkey finally. Starting her mission at Boehringer Ingelheim Turkey as of March 16, 2020, Öztürk was appointed as a member of the Board of Boehringer Ingelheim Turkey with the new assignment.

Who is Nevin Öztürk? CV information Nevin Öztürk, who graduated from Marmara University Faculty of Law, completed her Master’s degree on Intellectual Property at Queen Mary, University of London. Starting her career with working at Korhan Engindeniz Law Office in 2007, and then she served as Attorney in Gün+Partners Law Office, after that she served as Legal Counsel in ING Insurance and Senior Legal Counsel and Legal Solutions Partner in Nestle Turkey.

Ağustos 2020

Boehringer Ingelheim Türkiye’nin, Hukuk ve Uyum Direktörü Nevin Öztürk oldu. Öztürk, yeni atamasıyla birlikte Boehringer Ingelheim Türkiye’nin Yönetim Kurulu’nda da üye olarak görev aldı. İnsan ve hayvan sağlığını geliştirme hedefiyle faaliyetlerini sürdüren araştırma ve geliştirme odaklı ilaç şirketi Boehringer Ingelheim Türkiye, 2019 yılını güçlü bir iş performansıyla kapatırken 2020’ye de güvenle devam ediyor. Firma, güçlü iş performansı ile yeni atamalar gerçekleştirmeye devam ederken, son olarak Hukuk ve Uyum Direktörü olarak Nevin Öztürk’ü göreve getirdi. Mesleğinde 13 yıllık deneyimi olan ve farklı firmalarda görev alan Nevin Öztürk, son olarak Nestle Türkiye firmasında Kıdemli Hukuk Müşaviri ve Hukuk Çözüm Ortağı olarak görevini sürdürüyordu. 16 Mart 2020 tarihi itibarıyla Boehringer Ingelheim Türkiye’deki görevinin başına geçen Öztürk, yeni atamasıyla birlikte Boehringer Ingelheim Türkiye’nin Yönetim Kurulu’na da üye olarak atandı.

Nevin Öztürk Kimdir? Özgeçmiş bilgisi Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Nevin Öztürk, Yüksek Lisans eğitimini Queen Mary, University of London’da Fikri Mülkiyet üzerine tamamladı. Kariyerine 2007 yılında Korhan Engindeniz Avukatlık Bürosu ile başlayan ve ardından Gün+Partners Avukatlık Bürosu’nda Avukat olarak görev yapan Öztürk, sonrasında ING Sigorta firmasında Hukuk Müşaviri ve Nestle Türkiye firmasında Kıdemli Hukuk Müşaviri ve Hukuk Çözüm Ortağı olarak görev aldı.



54

Orkun Erkuş was appointed Access & Policy Director, Roche Turkey Roche İlaç Türkiye Pazar Erişim ve Sağlık Politikaları Direktörü Orkun Erkuş Oldu

Roche Turkey announced that Orkun Erkuş has been appointed Access & Policy Director as of 1 July, 2020

Roche İlaç Türkiye, Orkun Erkuş’un 1 Temmuz 2020 itibariyle Pazar Erişim ve Sağlık Politikaları Direktörlüğü rolünü yürütmek üzere görevlendirildiğini duyurdu.

Orkun Erkuş, who is a graduate of Industrial Engineering, Baskent University, completed his master’s degree on Public Policy at the University of Southern California. Orkun Erkuş, after starting his career at the National Productivity Center, continued to work in different positions at the Undersecretariat of Treasury for 13 years. Erkuş served as the Head of Department in the last two years of his tenure at the Undersecretariat of Treasury. Assuming the different roles in the public sector for many years and who have experience with a significant knowledge in this area, Orkun Erkuş, before joining the Roche Turkey family, he worked as Director of Market Access in Association of Research-Based Pharmaceutical Companies (AIFD) for about 2 years. As Access & Policy Director, Roche Turkey, Orkin Erkuş will be responsible for conducting relations and developing collaborations with all relevant public institutions and organizations within the scope of the company’s approach to delivering the best solutions to the right patients faster.

Başkent Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu olan Orkun Erkuş, yüksek lisans derecesini ise University of Southern California’da Kamu Politikası üzerine tamamladı. Orkun Erkuş, çalışma hayatına Milli Prodüktivite Merkezi’nde başladıktan sonra 13 yıl boyunca Hazine Müsteşarlığı’nda farklı pozisyonlarda çalışmalarını sürdürdü. Erkuş, Hazine Müsteşarlığı’ndaki çalışma süresinin son iki yılında Daire Başkanı olarak görev yaptı. Uzun yıllar kamu sektöründe farklı roller üstlenen ve bu alanda önemli bir bilgi birikimi ile deneyime sahip olan Orkun Erkuş, Roche İlaç Türkiye ailesine katılmadan önce, yaklaşık 2 yıl boyunca Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği’nde (AİFD) Pazar Erişim Direktörü olarak çalıştı. Orkun Erkuş, Roche İlaç Türkiye Pazar Erişim ve Sağlık Politikaları Bölüm Lideri olarak, şirketin en iyi çözümleri doğru hastalara daha hızlı bir şekilde ulaştırma yaklaşımı kapsamında ilgili tüm kamu kurum ve kuruluşlarıyla ilişkilerinin yürütülmesi ve iş birliklerinin geliştirilmesi çalışmalarından sorumlu olacak.

Ağustos 2020



56

Great Support by Mitsubishi Electric to Face Mask Producers Mitsubishi Electric’ten Maske Üreticilerine Büyük Destek

As the pandemic storms the entire world, sterile mask production and supply process has become more important ever. The pioneer of the factory automation industry, Mitsubishi Electric has mobilized its long-established know-how and high technology solutions to contribute in fight against pandemic all over the world and support business partners, accordingly launching the iQ Monozukuri FACEMASK solution package. This solution package which provides help in mask production equipment manufacturing is offered to equipment producers and system integrators all around the world. Technical Documentation and Operator’s Manuals which describe the function blocks incorporated in the solution package, which consists of two different configuration for mask production, are publicly available at the global website

Ağustos 2020

Dünyayı etkisi altına alan pandemiyle birlikte steril maske üretimi ve tedarik süreci büyük önem kazandı. Fabrika otomasyon sektörünün öncü markası Mitsubishi Electric, köklü bilgi birikimi ve ileri teknoloji çözümleriyle dünya genelinde pandemiyle mücadeleye katkı sağlamak ve iş ortaklarına destek olmak amacıyla iQ Monozukuri FACEMASK çözüm paketini hayata geçirdi. Maske imalat makinesi yapımında yardımcı olacak bu çözüm paketi, dünya genelinde makine üreticileri ve sistem entegratörlerine sunuluyor. Maske üretimi için iki farklı konfigürasyonun yer aldığı çözüm paketi içindeki fonksiyon bloklarını açıklayan teknik dokümanlar ve kullanım kılavuzları, Mitsubishi Electric’in global web sitesinde kamuya açık olarak ücretsiz paylaşılıyor. “Evden uzaya” kadar çok sayıda sektörde ileri teknoloji çözümleriyle öne çıkan Mitsubishi Electric, pandemi döneminde önemli bir rolü bulunan steril maske üreticilerine dünya çapında destek sunmaya başladı. Mitsubishi Electric’in Sanayi 4.0’a yanıtı olan e-F@ctory uygulamaları için ilk basamakta yer alan iQ Monozukuri paketleriyle işlem, uygulama ve makinelerin her biri için en iyi çözümler sağlanıyor. Maske imalat makinesi yapımında yardımcı olacak iQ Monozukuri FACEMASK çözüm paketi, ücretli olan iQ Monozukuri CONVERTING ve iQ Monozukuri PACKAGING içinde yer alan fonksiyon bloklarının düzenlenmesiyle oluşturuldu. Mitsubishi Electric, maske makinelerinde kullanılacak olan ürünleri için fonksiyon bloklarını ve fonksiyon bloklarını açıklayan teknik dokümanları global web sitesinde kamuya açık olarak paylaşıyor. iQ Monozukuri FACEMASK



58

of Mitsubishi Electric for free. Standing out with its high technology solutions in many industries “from home to space”, Mitsubishi Electric has started to provide support to sterile mask producers which have an important role in this period of pandemic. iQ Monozukuri packages, located at the first step for the e-F@ctory applications, the Mitsubishi Electric’s response to Industry 4.0, provide the best solutions for each of the processing, applications and equipment. Providing help in production of mask production equipment, iQ Monozukuri FACEMASK solution package is developed by the modification of the function blocks of iQ Monozukuri CONVERTING and iQ Monozukuri PACKAGING. Mitsubishi Electric has made available publicly and for free the technical documentation which describes the function blocks for the devices to be used in the mask production equipment at its global website. iQ Monozukuri FACEMASK solution package is developed to provide a guidance for the equipment manufacturers thanks to sample configurations and projects.

Two different configurations created for the mask production equipment Full-automatic equipment can be used for producing N95 type and several masks concurrently, and semi-automatic equipment for the plain mask production. iQ Monozukuri FACEMASK solution package describes the plain mask production for the semi-automatic equipment and provides following information among others. Surface pieces, filter piece and nose strip are used as the mask production materials at the first stage of the plain mask production. At least four sensors are recommended for the iQ-R configuration offered as part of the solution package. These sensors are listed as signal sensor, edge sensor helping to avoid any misalignments in the mask production, sensors for surface piece finishing and filter piece finishing. In iQ-R configuration, surface and filter pieces are unwound by means of a servo-motor driving the unwinding axis. The feedback received from edge sensor via corner position axis are used to control the misalignment of the mask production material, and then main axis joins surface and filter pieces together sealing them vertically. Then, rotary cutters cut masks to a predefined size and then sends them to conveyor axis. After detected by the signal sensor, masks are attached with ear loops and sealed horizontally in the sealing axis to finish the mask production. Operations for iQ-F configuration is same as those of iQ-R configuration, except the surface filter piece unwinding operations. Surface and filter piece unwinding operations and corner alignment operations must be carried out by equipment producer. Axes are controlled via Simple Motion module (servo motors). If different sensors will be used, then some modifications are required on the configuration as per these sensors. Both configurations allows easy intervention during the operation with the help of a graphic operator panel, and system can be monitored in real time.

Ağustos 2020

çözüm paketi, örnek konfigürasyon ve projelerle makine üreticilerine rehber olması için hazırlandı.

Maske imalat makineleri için iki farklı konfigürasyon oluşturuldu N95 tipi ve aynı anda birkaç tane maske üretimi için tam otomatik makineler, düz maske üretimi için ise yarı otomatik makineler kullanılabiliyor. iQ Monozukuri FACEMASK çözüm paketinde yarı otomatik makinelerde yapılacak düz maske üretimi anlatılıyor ve konfigürasyonlarla ilgili şu bilgilere yer veriliyor. Yüzey parçaları, filtre parçası ve burun bandı; düz maske üretiminin ilk aşamasında kullanılan maske imalat materyalleri olarak kullanılıyor. Çözüm paketi içinde sunulan iQ-R konfigürasyonunda en az dört adet sensör kullanılması öneriliyor. Bu sensörler; işaret sensörü, maske üretiminde herhangi bir pozisyon kaymasını engellemeye yardımcı olan kenar sensörü, yüzey parçası bitiş ve filtre parçası bitiş sensörleri olarak sıralanıyor. iQ-R konfigürasyonunda; açıcı ekseni süren servo motor ile yüzey ve filtre parçaları açılıyor. Köşe pozisyon ekseniyle kenar sensöründen alınan geribildirimle maske imalat malzemesinin pozisyon kayma kontrolü yapılıyor ve ardından ana eksen, yüzey ve filtre parçaları birleştirilip dikey olarak mühürleniyor. Sonrasında, kesici eksenle (rotary cutter) maskeler belirli bir ölçüde kesilip konveyör eksene gönderiliyor. İşaret sensöründe görülen maskeler, mühürleme ekseninde kulak ipi yerleştirilerek yatay olarak mühürleniyor ve maske üretimi tamamlanıyor. iQ-F konfigürasyonunda yüzey filtre parçası açma işlemleri dışında diğer işlemler iQ-R konfigürasyonunda belirtilen işlemlerle aynıdır. Yüzey ve filtre parçası açma ve köşe düzeltme işlemlerinin makine üreticisi tarafından yapılması gerekiyor. Simple Motion modülüyle eksenler (servo motorlar) kontrol ediliyor. Farklı sensörler makinede yer alacaksa bu sensörlere göre konfigürasyonun üzerinde bazı değişikliklerin yapılması gerekebiliyor. Her iki konfigürasyonda da grafik operatör paneli yardımıyla operasyon sırasında üretime kolayca müdahale edilip sistem ekran üzerinden anlık olarak izlenebiliyor.



60

New Production Facility Investment from BETA Kimya BETA Kimya’dan Yeni Üretim Tesisi Yatırımı

BETA Kimya GEBKİM Campus, which is prepared to become the production base of high-tech new generation adhesives to be produced locally and nationally for the first time in the Turkish chemical industry with an investment value of 315 million TL, will provide employment for 500 people by operating with an annual production capacity of 150 thousand tons.

315 milyon TL’lik yatırım bedeli ile Türk kimya sektöründe ilk kez yerli ve milli olarak üretilecek yüksek teknolojili yeni nesil yapıştırıcıların üretim üssü olmaya hazırlanan BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, yıllık 150 bin ton üretim kapasitesi ile faaliyet göstererek 500 kişiye istihdam sağlayacak.

BETA Chemical Co. one of Turkey’s oldest chemical companies, laid the foundation of the largest adhesive and glue production facilities in Eastern Europe and the Middle East. The groundbreaking ceremony of BETA Kimya GEBKİM Campus was realized with the participation of T.C. Industry and Technology Minister Mustafa Varank, T.C. Trade Minister Ruhsar Pekcan, TIM President İsmail Gülle, BETA Kimya A.Ş. Chairman of the Board Adil Pelister and BETA Kimya A.Ş. General Manager Cihat Sayacı. BETA Kimya GEBKİM Campus, which is the new integrated production facility of BETA Kimya A.Ş., and fully compatible with digital transformation in the industry, and green building technology with LEED certification, will offer one hundred

Türkiye’nin en köklü kimya şirketlerinden BETA Kimya A.Ş., Ortadoğu ile Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temelini attı. BETA Kimya GEBKİM Kampüsü’nün temel atma töreni, T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, TİM Başkanı İsmail Gülle, BETA Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister ve BETA Kimya A.Ş. Genel Müdürü Cihat Sayacı’nın katılımlarıyla gerçekleşti. BETA Kimya A.Ş.’nin sanayide dijital dönüşüme tamamen uyumlu altyapı ve LEED sertifikasına sahip yeşil bina teknolojisi ile projelendirilen yeni entegre üretim tesisi BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, otomotiv, savunma ve havacılık gibi pek

Ağustos 2020


61

percent local and national innovative products for use in many strategic sectors such as automotive, defense and aviation.

çok stratejik sektörde kullanılmak üzere yüzde yüz yerli ve milli inovatif ürünler sunacak.

Varank: “Kimya sektörüne yeni bir soluk”

Varank: “A new breath to the chemical industry” Minister of Industry and Technology Mustafa Varank, in the speech at the groundbreaking ceremony of the Beta Kimya GEBKİM Campus in Gebze Chemistry Specialized Organized Industrial Zone (GEBKİM), said that they witnessed an exciting day for the real sector which continues its path without stopping even during the epidemic of the new type of corona virus (Covid-19). Stating that they are together to lay the foundations of the largest adhesive and glue production facility in the Middle East and Eastern Europe, Varank said “Beta Kimya GEBKİM Campus, which will come to life with an investment of 315 million liras, will make new employment opportunities for 500 citizens. From the first day of our visit to the Ministry with the appreciation of our President, we have demonstrated the vision of national technology and strong industry. We are concerned with developing new policies that will take this vision further with every step we take. We try to dominate the real sector in an approach that encourages localization and directs our companies to innovation. With BETA Kimya Inc.’s new integrated facility investment, the polyurethane reactive hot-melt adhesive products and different variants, so far imported, will begin to be produced in Turkey for the first time. Thus, an important input of the packaging, automotive, furniture, construction, defense and aviation industries will be procured domestically. In the medium term, an import of 120 million dollars will be prevented. After domestic needs are met, of course, the export potential will also be evaluated. When this factory goes into mass production, it will be one of the most modern production facilities in our country. I wish the BETA Kimya GEBKİM Campus investment, which will bring a new breath to our country’s industry and the chemical industry, and I congratulate everyone who contributed especially the BETA Chemistry Board and İKMİB President Adil Pelister.”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gebze Kimya İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (GEBKİM) Beta Kimya GEBKİM Kampüsü’nün temel atma töreninde yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde bile yoluna durmaksızın devam eden reel sektör için heyecanlı bir güne daha şahitlik ettiklerini söyledi. Orta Doğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisinin temellerini atmak için bir arada olduklarını belirten Varank, “315 milyon liralık yatırımla hayat bulacak Beta Kimya GEBKİM Kampüsü, 500 vatandaşımıza daha yeni istihdam imkanları oluşturacak. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle Bakanlığa geldiğimiz ilk günden itibaren milli teknoloji, güçlü sanayi vizyonunu ortaya koyduk. Attığımız her adımda bu vizyonu daha ileriye taşıyacak yeni politikalar geliştirmenin derdindeyiz. Yerlileşmeyi teşvik eden, firmalarımızı yeniliğe yönlendiren bir yaklaşımı reel sektöre hakim kılmaya çalışıyoruz. BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre tesis yatırımıyla birlikte bugüne kadar ithal edilen poliüretan reaktif hotmelt yapıştırıcı ürünler ve farklı türevleri ilk defa Türkiye’de üretilmeye başlanacak. Böylece ambalaj, otomotiv, mobilya, inşaat, savunma ve havacılık sanayisinin önemli bir girdisi yurt içinden temin edilmiş olacak. Orta vadede 120 milyon dolarlık bir ithalatın önüne geçilecek. Yurt içi ihtiyaçlar karşılandıktan sonra elbette ihracat potansiyeli de değerlendirilecek. Bu fabrika, seri üretime geçtiğinde ülkemizin en modern üretim tesislerinden birisi olacak. Ülke sanayimize ve kimya sektörüne yeni bir yeni bir soluk getirecek BETA Kimya GEBKİM Kampüsü yatırımının hayırlı olmasını diliyor, başta BETA Kimya Yönetim Kurulu ve İKMİB Başkanı Adil Pelister olmak üzere emeği geçen herkesi gönülden tebrik ediyorum” dedi.

Pekcan: “ Kimya, Türkiye için lokomotif sektör” T.C. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, video konferans yöntemiyle katıldığı Beta Kimya GEBKİM Kampüsü Temel Atma Töreni’nde yaptığı konuşmada, ülke için stratejik

Ağustos 2020


62

önemi bulunan bir yatırımın daha temel atma töreninde olmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi. Bakan Pekcan, “BETA Kimya A.Ş.’nin yeni entegre üretim tesisi yatırım, Türkiye için gerçekten çok önemli. Çünkü, ülkemizin yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli üretim ile ihracat stratejisiyle örtüşüyor. Biz de Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, siyasi istikrar ve etkin yönetim sistemiyle, daha fazla teknoloji, daha fazla katma değerli üretim ve ihracatla ülkemizi yüksek gelirli ülkeler seviyesine hep beraber çıkarmak için gereken tüm adımları atacağız. BETA Kimya GEBKİM Kampüsü, hem Türkiye’de üretim açığı bulunan, ithalat yapılan ürünlerde katma değer yaratacak, hem de yeni pazarlara ihracat yapılmasını sağlayacak. Ülkemizde de otomotiv, inşaat ve savunma sanayi gibi pek çok alandaki sektöre yerli girdi sağlayacak, 500 kişiye de istihdam yaratacak. Bu değerli yatırımlarından dolayı tüm BETA Kimya Ailesini kutluyor, ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Pelister: “Yüksek katma değer oluşturma vizyonumuzun bir ürünü” Pekcan: “Chemistry, locomotive sector for Turkey” T. C. Trade Minister Ruhsar Pekcan, in her speech at the Beta Kimya GEBKİM Campus Groundbreaking Ceremony, by attending with video conferencing, said that she is pleased to be at the groundbreaking ceremony of an investment of strategic importance for the country. Minister Pekcan said “BETA Kimya Inc.’s investment in the new integrated production facility is really very important for Turkey. Because it coincides with our country’s high technology and high value added production and export strategy. Under the leadership of our President, we will take all necessary steps to bring our country to the level of high-income countries together with its political stability and effective management system, more technology, more value-added production and exports. BETA Chemistry GEBKİM Campus will make added value of Turkey’s production deficit and imported products and also will provide making exports to new markets. In our country, it will provide domestic input to many sectors such as automotive, construction and defense industry, and make employment for 500 people. I congratulate the BETA Kimya Family for their valuable investments and wish them good luck for our country.

Pelister: “It is a product of our vision to make high added value” Stating that they will bring a new value to the chemical industry and Turkish industry with BETA Kimya Gebkim Campus, Adil Pelister, the chairman of the Board BETA Kimya Inc., said “As BETA Kimya, we have focused on growing, producing and always creating high added value for 34 years. With our Apel and Mitreapel brands, we have managed to become a large industry family that exports to 75 countries on 5 continents, with approximately 150

Ağustos 2020

BETA Kimya Gebkim Kampüsü ile kimya sektörüne ve Türk sanayisine yeni bir değeri daha kazandıracaklarını belirten BETA Kimya A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “BETA Kimya olarak 34 yıldır büyümeye, üretmeye ve daima yüksek katma değer oluşturmaya odaklandık. Apel ve Mitreapel markalarımız ile 5 kıtada 75 ülkeye ihracat gerçekleştiren, 9 farklı kategoride yaklaşık 150 ürün ile mobilyadan otomotive, tekstilden inşaata ve hatta COVID-19 pandemisiyle birlikte sağlığa kadar hayatın pek çok alanına dokunan büyük bir sanayi ailesi olmayı başardık. Bugün, temelini attığımız BETA Kimya Gebkim Kampüsü de, yüksek katma değer oluşturma heyecanımızın bir ürünü. Yüzde yüz yerli ve öz sermayeye sahip, 315 milyon TL’lik bir yatırım bedeliyle devreye alacağımız yeni entegre tesisimiz, Ortadoğu ve Doğu Avrupa’nın en büyük yapıştırıcı ve tutkal üretim tesisi olacak” dedi.

Pelister: “5 yeni ürün kategorisine adım atacağız” BETA Kimya GEBKİM Kampüsü ile Türkiye’nin stratejik sektörlerine yönelik yerli ve inovatif ürünlere odaklanacaklarını ifade eden Adil Pelister, “Yıllık 150 bin ton üretim kapasitesine sahip olacak yeni entegre tesisimiz ile 500 kişiye istihdam sağlayacak ve yüksek katma değerli 5 yeni ürün kategorisine daha adım atacağız. LEED sertifikalı, doğa dostu yeşil bina teknolojili üretim kampüsümüz, toplam 50 bin m2 üzerine kurulu, 35 bin m2’lik kapalı alana sahip dev bir entegre üretim tesisi olarak sadece ülkemizin değil, yakın coğrafyanın en modern kimya tesislerinden biri olacak. Devletimizin ve Bakanlıklarımızın bizden beklediği, sanayide dijital dönüşüm hamlesinin en güzel örneklerinden birine imza atmanın, ülkemize ve kimya sektörüne değer katacak bir adımın gururunu yaşıyoruz. Önümüzdeki bir


63

products in 9 different categories, from furniture to automotive, textile to construction and even to health with its COVID-19 pandemic. Today, BETA Kimya Gebkim Campus, which we have laid the foundation, is a product of our excitement to make high added value. Our new integrated facility, which will be commissioned with an investment value of 315 million TL with 100 % domestic and equity capital, will be the largest adhesive and glue production facility in the Middle East and Eastern Europe.”

Pelister: “We will take a step in 5 new products categories” Expressing that they will focus on domestic and innovative products for Turkey’s strategic sectors with BETA Kimya GEBKİM Campus, Adil Pelister said “With our new integrated facility that will have an annual production capacity of 150 thousand tons, we will employ 500 people and we will step into 5 new product categories with high added value. Our LEED-certified, eco-friendly green building production campus will be one of the most modern chemical facilities not only in our country but also in the nearby geography, as a giant integrated production facility built on a total of 50 thousand m2, with a closed area of 35 thousand m2. We take pride in signing one of the best examples of digital transformation in industry that our state and ministries expect from us, a step that will add value to our country and the chemical industry. With our new production facility, which will be operational in the next year, we will be ready for the future digital production technologies. I wish it good for our chemical industry, country industry and our company.”

Sayaci: “We will produce new generation pur hotmelt adhesives for the first time” Stating that they are among Turkey’s 250 companies that invest most in R & D and always focus on innovative products, Cihat Sayacı, General Manager of BETA Kimya Inc. said “With our BETA Kimya GEBKİM Campus, we are signing a modern integrated production facility project that is of great importance for the Turkish chemical industry and fully complies with the principles of digital transformation. As BETA Kimya, we have gained power from R&D and innovation for 34 years and we are committed to developing high-tech products. We are also signing an important investment move for R&D in our new integrated facility. We are preparing to grow our innovation base, which has an R&D Center Certificate and consists of all Turkish engineers, exactly 7 times here. With a R&D team of 50 people, we will step into new MS technology adhesives terminated with silane and PUR Hot-melt products that we will produce for the first time completely locally. We will carry BETA Kimya to the future with new generation innovative products that we will develop specifically for the automotive, packaging, building and furniture sectors as well as nationally strategically important sectors such as defense and aviation.”

yıl içinde faaliyete alacağımız yeni üretim tesisimiz ile geleceğin dijital üretim teknolojilerine de bugünden hazır olacağız. Kimya sektörümüz, ülke sanayimiz ve şirketimiz adına hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

Sayacı: “Yeni nesil pur hotmelt yapıştırıcıları ilk defa yerli olarak üreteceğiz” Türkiye’nin Ar-Ge’ye en çok yatırım yapan 250 şirketi arasında yer aldıklarını ve daima inovatif ürünlere odaklandıklarını dile getiren BETA Kimya A.Ş. Genel Müdürü Cihat Sayacı, “BETA Kimya GEBKİM Kampüsü’müz ile Türk kimya sektörü açısından büyük önem taşıyan, dijital dönüşüm ilkelerine tamamen uyumlu modern bir entegre üretim tesisi projesine imza atıyoruz. BETA Kimya olarak, 34 yıldır Ar-Ge ve inovasyondan güç aldık ve kendimizi yüksek teknolojili ürünler geliştirmeye adadık. Yeni entegre tesisimizde Ar-Ge için önemli bir yatırım hamlesine de imza atıyoruz. Ar-Ge Merkezi Belgesine sahip, tamamı Türk mühendislerden oluşan inovasyon üssümüzü, burada tam 7 kat büyütmeye hazırlanıyoruz. 50 kişilik bir Ar-Ge ekibiyle, silanla termine edilmiş yeni MS teknolojili yapıştırıcılar ve ilk defa tamamen yerli olarak üreteceğimiz PUR Hotmelt ürünlerine adım atacağız. Savunma ve havacılık gibi milli açıdan stratejik öneme sahip sektörlerin yanı sıra otomotiv, ambalaj, yapı ve mobilya sektörlerine özel olarak geliştireceğimiz yeni nesil inovatif ürünlerle, BETA Kimya’yı geleceğe taşıyacağız” dedi.

Ağustos 2020





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.