Nalbur Teknik Dergisi Mayıs 2020

Page 1

Mayıs 2020






Profesyonellerin İhtiyacını Karşılar

Darbesiz Matkap / Darbeli Matkap DF0300 10 mm / HP0300 10 mm

Maks. Kitleme Torku

42 N·m

Foto: DF0300

Üstün Kullanım ve Kompakt Yapı Darbesiz Matkap

DF0300

Darbeli Matkap

HP0300


Anahtarsız Otomatik Mandren

k u l n u z U m a l Kompakt Tomp, HP0300: 235mm 0m DF0300: 22

Mekanik 2 Vites

Yüksek / Düşük: 0 - 1,500 / 0 - 450

Tek El İle Kolay Uç Değişimi

Mandren Kapasitesi 1.0-10mm

20 Kademe Tork Ayarı Foto: DF0300

Tetikten Devir Ayar Kontrolü Darbeli Matkap

Ergonomik Yumuşak Tutma Sapı Aksesuar Kanca Seti Parça No 194759-0

HP0300 Darbesiz Matkap

DF0300

Bits Tutucu Parça No. 452947-8

HP0300 only




İçindekiler

12

18

İnşaat Malzemeleri Sanayisine COVID-19 Etkisi Arttı

İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli Maske Üretiyor

20

40

Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması İçin Alınması Gereken Tedbirler

İşçinin COVİD-19’a Yakalanması İş Kazası Kapsamında mıdır?

46

50

Yasin Tufan / Genel Müdür

Reklam

Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık” Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor

Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu

“Önerilen Tedbirleri Harfiyen Uygulayarak Üretime Aralıksız Devam Ettik”

İndeks AKÇALI BOYA....................................... 21 AREL KİMYA......................................... 25 ASKAYNAK ............................... Ö.K.K-39 ATEŞ İNŞ......................................... 28-29 AYDIN PLASTİK.................................... 63 BEYBİ İŞ GÜV.................................. 32-33 CETAFORM....................................Ö.K.İ-1 ÇELİK HORTUM................64-65 İNSÖRT ERKAN MAKİNA................................... 23 İZELTAŞ................................................ 19

KANAT................................................... 46 KANCA............................................. 41-43 KARAM İŞ GÜV..................................... 37 KARBOSAN........................................ A.K MADE İLAN........................................... 69 MAGMAWELD.................................. 15-17 NT İMAJ..................................................11 REİS MAKİNA...................................... 4-5 RENK PLASTİK..................................... 66 RİCO...................................................... 35

SEDA ENDÜSTRİ................................ 6-7 SELSİL................................................. 2-3 TİGİAD................................................... 73 TUFAN BOYA...................................... Ö.K UĞUR HIRDAVATÇILIK.................. A.K.İ.K YAKAR KARDEŞLER............................ 47 YAPARLAR ............................................. 9 YAPI FUARI........................................... 67



Her işin başı sağlık!

Editörden

Süreç hepimizin malumu… Türkiye’de koronavirüs tanısına rastlandığından beri büyük bir özveri ve mücadeleyle, salgını en az hasarla atlatmak için devletin yaptığı çalışmalar ve uygulamalar ile toplumun genel olarak yasaklara riayet etmesi bugün itibariyle vaka ve ölüm sayısını düşüş eğilimine sokmamızı sağladı. Umarız ki önümüzdeki günlerde pandemi daha da azalarak bir yerde nihayet bulur ve sona erer. Bu dönemde büyük bir özveri ve fedakârlık sergileyerek adeta cephede savaş veren tüm sağlık çalışanlarımıza dergi grubu olarak şükranlarımızı sunuyoruz. Allah tüm sağlık çalışanlarımıza güç ve sağlık versin. Elbette bu dönemin birçok psikolojik ve ekonomik etkisi de oldu. Kısa ve orta vadede bu etkilerin süreceği de öngörülüyor. Umarız ki bütün olumsuz etkiler çok kısa zamanda en az hasarla atlatılır ve insanlar normal hayatlarına kaldıkları yerden devam eder. İşin ekonomisine ve dolayısıyla bağlı olduğumuz hırdavat ve nalburiye sektörüne bakacak olursak; diğer tüm sektörler de olduğu gibi hırdavat sektöründe de doğal olarak bir talep daralması ve durgunluk söz konusu. Fakat neticede hayat devam ediyor ve firmalar da düşük seyirde de olsa faaliyetlerine bir şekilde devam etmeye çalışıyor. Üretimden pazarlama ve satış stratejilerine kadar farklı kanallar üzerinden farklı çalışmalarla süreci atlamaya çalışan birçok firma var. Biz de bu sayımızda pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında firmalarımızdan bilgiler almaya çalıştık. Bu dönemde bize açıklamaları ile dönüş yapan firmalarımıza da ayrıca teşekkür ediyoruz. Uzaktan çalışma düzeni ile hazırladığımız Mayıs sayımızda firmalarımızın bu süreçte yaptığı çalışmalar ile ilgili dosya konumuzun yanında, sektörü ilgilendiren aktüel haberlere de yer verdik. Dileriz ki bir sonraki sayımızda malum salgından kurtulmuş ve daha güzel haberler vermek üzere sayımızı size sunmuş oluruz. Sağlıcakla kalmanız temennisiyle keyifli okumalar…

Murat Uludaşdemir

Voli Fuar Hizmetleri A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi Hüseyin Ferruh IŞIK

Sorumlu Müdür Mustafa Aktaş mustafa.aktas@voli.com.tr

Yayın Editörü Murat Uludasdemir murat.uludasdemir@voli.com.tr Reklam Müdürü Zülküf Karadayı zulkuf.karadayi@voli.com.tr Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@voli.com.tr Kurumsal İletişim Müdürü Nehir Çetiner nehir.cetiner@voli.com.tr Grafik Tasarım M.Cüneyt Er cuneyt.er@voli.com.tr

CTP-Baskı İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com Adres 15 Temmuz Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No: 6-1/41 Kat:3 Güneşli - Bağcılar / İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 604 51 00 Fax: +90 212 604 51 35



Sektörel

İnşaat Malzemeleri Sanayisine COVID-19 Etkisi Arttı Türkiye İMSAD, yapı sektörü ve ekonomi çevreleri tarafından dikkatle izlenen aylık sektör raporunu açıkladı. ‘Türkiye İMSAD Nisan 2020 Sektör Raporu’na göre; Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayisi üzerindeki olumsuz etkisi nisan ayında daha yoğun hissedildi. Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk yarısında yapılan ve tüm alt sektörleri kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi” anketi sonuçlarına göre inşaat malzemesi sanayisinin yüzde 85’inin sipariş iptali ile karşılaştığı görüldü. Ankete göre iç pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranda sipariş, iş, proje iptali yaşadı. Siparişlerde iptal yaşamayan inşaat malzemeleri üreticilerinin oranı ise yüzde 14,5 oldu. İnşaat malzemesi sektörünün çatı kuruluşu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından hazırlanan ‘Nisan 2020 Sektör Raporu’nda şu tespitler yer aldı: Covid-19 salgınından ilk etkilenen sektörlerden biri olan inşaat sektöründe, mevcut işler seviyesi ile alınan yeni işler seviyeleri nisan ayında sert şekilde düştü. TÜİK inşaat sektörü güven endeksi 2020 yılına çok önemli bir artış ile başlamış sektörün güven endeksi yeni yılın ilk üç ayında 22,1 puan birden artmıştı. Ancak nisan ayında Covid-19 salgını etkisi ile TÜİK inşaat sektörü güven endeksinde çok sert bir gerileme yaşandı. Güven endeksi bir önceki aya göre 35,9 puan birden düştü. Güven endeksi son yıllardaki en düşük ikinci seviyesine indi. Mevcut inşaat işleri seviyesi nisan ayında 36,4 puan düştü İnşaat sektörü mevcut işler seviyesi kademeli ve istikrarlı bir artış eğilimine girmiş, yeni yılda da kış aylarındaki olumsuz mevsimsellik etkilerine rağmen artmıştı. Ancak nisan ayında mevcut işlerde Covid-19 salgını etkisi ile çok sert bir daralma yaşandı. TÜİK verilerine göre inşaat işleri mevcut seviyesi bir önceki aya göre 36,4 puan birden geriledi. Yeni alınan inşaat işleri seviyesi 26,9 puan geriledi İnşaat sektöründe alınan yeni iş siparişleri 2020 yılı ocak ayında 2018 kriz sonrası en yüksek seviyesine ulaştı. Ancak Covid-19 salgınının olumsuz etkileri nedeniyle yeni alınan iş siparişleri TÜİK verilerine göre nisan ayında 26,9 puan geriledi. Böylece yeni alınan iş siparişleri tarihin en düşük seviyesine indi. Yeni alınan siparişler

14

.

Mayıs 2020 .

ve mevcut izolasyon koşulları içinde sektördeki işlerde önemli bir durgunluk yaşanması bekleniyor. Talep yetersizliği faaliyetleri sınırladı Covid-19 salgını inşaat sektöründeki faaliyetleri sınırlayan faktörler oluşturdu. Talep yetersizliği bunların başında geldi. Son dönemde iyileşme gösteren talepte nisan ayında sert bir bozulma yaşandı. Talep yetersizliği faktörünün neden olduğu olumsuz etki 2019 yılında yaşanan talep durgunluğundaki seviyeye indi. Talepteki toparlanmanın Covid-19 salgınının seyrine bağlı olduğu görülüyor. İnşaat sektöründeki daralma malzeme siparişlerinde iptallere yol açtı Covid-19 salgınının inşaat malzemeleri sanayi üzerindeki etkisi nisan ayında daha yoğun olarak hissedildi. Tüm iktisadi faaliyetlerde olduğu gibi inşaat sektörü ve inşaat malzemeleri sanayisi de salgından giderek daha çok etkilenmeye başladı. Yurtiçi ve yurtdışında hem mevcut siparişlerde iptaller yaşandı hem de yeni siparişlerde sert düşüşler görüldü. Yurtiçi ve yurtdışı siparişlerdeki iptaller inşaat malzemeleri sanayisinde yarı mamul ve nihai mamul stok birikimine yol açtı. İlave stoklar sanayi üzerine yeni stok finansmanı maliyetini de yükledi. İnşaat malzemeleri sanayisinin yüzde 85’i sipariş iptalleri ile karşılaştı Türkiye İMSAD üyeleri ile nisan ayının ilk yarısında yapılan ve inşaat malzemeleri sanayisinin tüm alt sektörlerini kapsayan “Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinde önemli bulgular ortaya çıktı. Buna göre iç pazarın yüzde 25,8’i yüksek oranında sipariş, iş, proje iptalleri yaşadı. Sipariş iptali yaşamayan üreticilerin oranı yüzde 14,5 oldu. Sanayinin yaklaşık yüzde 85’i sipariş iptalleri ile karşılaştı.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel yisine Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Şekil.1 Yurtiçi Siparişlerde Gelişmeler Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sana-

İnşaat malzemeleri sanayisi iyileşme için yaz aylarını bekliyor Nisan ayında online gerçekleşen “COVID-10/EKONOMİ-20” başlıklı Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda ise katılımcılarla interaktif olarak yapılan ankete göre; inşaat sektöründe ve inşaat malzemeleri sanayisinin faaliyetlerinde toparlanma Covid-19 salgını ile mücadelede alınacak sonuçlara bağlı olacak. Bu çerçevede inşaat malzemeleri sanayisinin paydaşları salgının kontrol altına alınarak günlük vaka sayılarındaki düşüşün yaz aylarında gerçekleşeceğini düşünüyor.

yisine Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Yurtdışı tarafında ise daha yüksek oranda sipariş, iş ve proje iptalleri yaşandı. Sanayinin yüzde 46,8’i yurtdışından yüksek iptaller ile karşılaştı.

Şekil.4 Salgın Kontrol Altına Alınarak Günlük Vaka Sayıları Ne Zaman En Aza Geriler

Kaynak: Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları Online Anket, 21 Nisan

Şekil.2 Yurtdışı Siparişlerde Gelişmeler Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi Anketi, 1-13 Nisan 2020

Covid-19, 2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek Ankete göre Covid-19 salgını inşaat malzemeleri sanayisinde 2020 yılı satış bütçelerini olumsuz etkileyecek. Sanayicilerin yüzde 56,5’i 2020 yılında Covid-19 nedeniyle satış bütçelerinin yüzde 20 ve üzerinde daralabileceğini öngörüyor. Yüzde 30,6’sı salgın nedeniyle 2020 yılı satış bütçelerinde yüzde 10-20 arasında düşüş bekliyor. Yüzde 12,9’u ise 2020 yılı satış bütçelerinin yüzde 10’a kadar düşeceği beklentisi içinde. Salgının, 2020 yılı satış bütçesi üzerinde etkisi olmayacağını düşünen ise bulunmuyor.

2020

İhracat pazarlarında ciddi ölçüde küçülme bekleniyor Dünya ekonomisinde 2020 yılında yüzde 4,2’lik küçülme bekleniyor ve bu daralma bölgeler itibarıyla farklılıklar gösteriyor. Türkiye’nin en önemli inşaat malzemeleri ihracat pazarlarında yüksek daralmalar öngörülüyor. Gelişmiş ülkelerde daralma beklentisi yüzde 6,1, Euro bölgesinde yüzde 7,5, AB-27’de ise yüzde 7,1 seviyesinde. ABD’de yüzde 5,9, diğer gelişmiş ülkelerde ise yüzde 4,6 daralma beklentisi söz konusu. Gelişen ülkelerde, Çin ve Hindistan dışarıda bırakıldığında 2020 yılında yüzde 3,2 daralma bekleniyor. Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkelerinin 2020 yılında yüzde 3,3 küçüleceği tahmin ediliyor. Sahra Afrika ülkelerinin de uzun yıllar sonra 2020 yılında yüzde 1,6 küçülmesi bekleniyor.

Şekil.3 Covid-19’un İnşaat Malzemeleri Sanayinde

2020 Yılı Satış Bütçelerine Olası Etkileri Kaynak: Türkiye İMSAD Covid-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sana-

15


Sektörel

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu:

“Salgın Felaketini Ancak Kolektif Şuur İle Atlatabiliriz” Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının 32’ncisi, küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi. ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir” dedi. Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 32’inci kez düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı, 20 Nisan Salı günü ilk kez internet üzerinden, Demirdöküm ve GF Hakan Plastik’in katkılarıyla gerçekleştirildi. Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlıklı online ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı; inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, küresel salgının etkisi altındaki ekonomi ve inşaat malzemesi sektöründe yaşanan son gelişmeleri anlattı. Salgını ancak kolektif şuur ile en az kayıpla atlatabiliriz Tüm dünyanın küresel salgına karşı mücadele ettiğini belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, bu zor süreçte üyelerimizle birlikte, kamunun aldığı her türlü tedbirin yanı sıra bireysel ve kurumsal önlemleri ciddiyetle sürdürüyoruz. Türkiye İMSAD üyesi sanayicilerimiz, öncelikle çalışanların sağlığını korumak, ofis ve fabrikaları salgından uzak tutmak için tüm önlemleri ilk günden itibaren uyguluyor. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz” diye konuştu. Ekonominin inşaat malzemeleri sanayisine ihtiyacı var İnşaat malzemeleri sektörünün salgınının etkilerini mart ayı itibarıyla net bir şekilde hissetmeye başladığını belirten Tayfun Küçükoğlu, şöyle konuştu: “İnşaat malzemeleri sanayisinin üretimi ve iç pazardaki satışları azalırken, ihracatta da gerileme yaşandı. Ayrıca mart ayında önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi ve yurtdışı siparişlerde de keskin bir düşüş yaşandığını görüyoruz. Sektörümüz geçen seneye göre 2020’nin ilk aylarında büyüme trendine girmişken, bir kez daha

16

.

Mayıs 2020 .

küçülmeye gidiyor. İnşaat malzemesi sektörünün küçülmeye gitmesi telafisi zor hasarlar bırakabilir. Oluşturduğu potansiyel ve iş hacmi açısından sünger sektör olmasından dolayı Türkiye ekonomisinin inşaat malzemesi sanayisine ihtiyacı var. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir.” Küresel pazarda fiyat odaklı mücadele başlayacak ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının moderatörü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Ocak ve şubat ayları sektör adına iyi geçmişken, herkesin siparişinin, heyecanının arttığı, ihracatın da belli bir ivme kazandığı bir yılın başındayken tüm dünyayı etkileyen küresel salgınla karşı karşıya kaldık. Peki bu süreçte ne yapacağız?.. Bugün sanayinin sürdürülebilir büyümesinin önemi ortaya çıktı. İnşaat sektörü ülkemiz için lokomotif bir sektör. Engellerimiz var, ‘mücbir sebep’ kapsamına inşaat malzemeleri sanayisinin büyük bir bölümünün alınmaması tedarik zincirinin kopmasına neden olur. İstihdamı korumak çok önemli. Yakın pazarlara odaklanmalıyız. Bizim için çok önemli olan, 100 milyar dolar ihracat ve ithalatın yapıldığı AB pazarını kaybetmemeliyiz. Bundan sonra tedarik zincirinin kısaldığı, maliyetin düştüğü, limanlara kolay ulaşıldığı, taşımanın daha kolay yapılabildiği bir hayatı kurgulamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hızlı olmak, maliyeti düşürmek son derece kritik çünkü uluslararası pazarda fiyat odaklı bir mücadele olacak.” Dünya ihracatı nisan ayında daha da daralacak Küresel salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkisini grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, tüm dünyada alınan önlemlerin ekonomide geri dönüşü sağlamaya yeterli olup olmayacağının merak edildiğini belirterek, “Nisan başında başlayan izolasyonlar nedeniyle şu anda dünyada 2,2 milyar çalışan iş başında değil. Dünyada toplam istih-

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

dam ise 2,7 milyar. Salgın tehdidinin sürmesi halinde kişi başı gelir itibarıyla en düşük yüzde 20’lik grubun içine yaklaşık 547,6 milyon kişinin daha düşebileceği şeklinde bir öngörü var. Şu anda dünyada gelir kayıplarının yanı sıra yoksullaşma gibi kalıcı etkilerin üzerinde ciddi şekilde duruluyor. Dünya ihracatında mart sonu itibarıyla yüzde 15’lik bir daralma görünüyor. Bu daralma nisanda daha yüksek bir oranda gerçekleşecek” dedi. Siparişler tarihin en düşük seviyesinde İnşaat malzemesi sanayisinin mart ayı endeks sonuçlarına da değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Mart ayı sonuçlarına göre yurt içi satışlarda ciddi düşüş var. Yurtiçi siparişler tarihin en düşük seviyesine geriledi. İhracat da mart ayında sert düştü, alınan siparişlerin de azalması bize nisan ayı ihracatında ciddi bir gerileme yaşanacağını gösteriyor” diye konuştu. Sektörün son durumunu yansıtan anket açıklandı Gürlesel ayrıca Türkiye İMSAD bünyesindeki tüm alt sektörlerin katılımı ile gerçekleştirilen ‘COVID-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinin sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı. 13 Nisan’da tamamlanan ankette çok güncel veriler olduğunu vurgulayan Gürlesel, öne çıkan sonuçları şöyle özetledi: Üreticilerin yüzde 59,7’si sipariş iptali ile karşı karşıya İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 59,7’si yurtiçi müşterilerinden sınırlı ölçüde sipariş/iş/proje iptalleri yaşıyor. Yurtdışından iptaller ise yüzde 46,8 ile yüksek miktarda gerçekleşiyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 46,8’i yurtiçi tedarik ve teslimatta sınırlı ölçüde lojistik sıkıntısı yaşıyor. Yurtdışı tedarik ve teslimatta ise yüzde 30,6 oranında yüksek miktarda sıkıntı görülüyor. Üreticilerin 4’te 3’ü yurtdışı lojistikte sıkıntı yaşıyor. Üreticilerin yüzde 56,5’i yurtiçi tahsilatta sınırlı

18

.

Mayıs 2020 .

ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yurtiçi tahsilatta yüksek miktarda sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 27,4. Yurtdışı tahsilatta ise yüksek miktarda sıkıntı oranı yüzde 16,1 ile şimdilik daha düşük kalıyor. Yurtdışında tahsilat sorunu yaşamayanların oranının da yüksek olduğu görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 50’si hammadde ve girdi tedarikinde sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yüksek miktarda sıkıntı çekenlerin payı yüzde 8,1 ile düşük seviyede. Sıkıntı yaşamayanlar ise yüzde 41,9’u oluşturuyor. Sektörün yüzde 90’a yakını farklı koşullarda üretime devam ediyor İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 43,5’inin nisan ayından itibaren üretime kısmen ara vereceği görülüyor. Yüzde 41,9’u beyaz yakalılar evde, mavi yakalılar iş başında olmak üzere faaliyetlerini tam kapasite sürdürecek. Aynen devam edeceklerin oranı yüzde 11,3, tamamen ara verenler ise yüzde 3,3… Aslında üreticilerin yüzde 90’a yakınının farklı koşullarda üretime devam edeceği görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 45,2’sinin bayiler ile ilişkileri aynen devam ediyor. Yüzde 50’si ise bazı bayilerinin ödemeleri öteleme talebi ile karşılaşıyor. Ayrılan ve mal iade eden bayi oranları ise çok düşük seviyede kalıyor. Salgının satış bütçelerini yüzde 20 ve üzerinde etkilemesi bekleniyor İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 54,9’u salgının mayıs-haziran ayına kadar süreceği öngörüsü ile hazırlık yapıyor. Üreticilerin yüzde 30,6’sı salgının sonbahara kadar süreceğini öngörüyor. Yüzde 14,5’i ise salgının bu yılsonuna kadar süreceğini düşünüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 56,5’i salgının 2020 yılı satış bütçelerine yüzde 20 ve üzerinde olumsuz etki edeceğini düşünüyor. Yüzde 30,6’sı ise bu oranın yüzde 10-20 arasında gerçekleşmesini bekliyor.

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

İzeltaş, 25 Bin Adet Siperlikli Maske Üretiyor Tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Corona virüsü (Covid-19) pandemisine karşı toplum sağlığını korumak adına canını dişine takarak çalışan sağlık çalışanlarına bir destek de İZELTAŞ’tan geldi. Virüs ile mücadeleye destek kapsamında İZELTAŞ’ın Işıkkent’teki üretim tesislerinde 25 bin adet siperlikli maske üretiliyor. ‘Tasarımı da üretimi de bize ait’ İZELTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, bu dönemde risk altında büyük emeklerle mücadele eden sağlık çalışanlarına teşekkür ederek, şunları söyledi: “Toplum olarak kendimizi, çalışanlarımızı korurken bir yandan da elimizde bulunan imkanları bu sürece destek olmak için kullanıyoruz. Bu konuda ilk günden bu yana kafa yorduk. Maskeleri tamamen kendi imkanlarımızla hazırladık. Ar-Ge ve proje ekibimiz tasarımını yaptı. Beş gün gibi kısa bir sürede kalıbını hazırladık. Üretim ekibimiz tüm teknik donanımlarını kullanarak büyük bir hevesle üretimi gerçekleştirdi. 5 bin adedi tamamladık ve İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne teslim ettik. İlk planda sağlık çalışanlarımıza gönderilen bu siperlikli maskeleri, kendi çalışanlarımıza ve bayi çalışanlarımıza da gönderiyoruz. İhtiyaç halinde her zaman yeniden üretime hazır durumdayız. Bireylere ve kurumlara bu süreçte büyük sorumluluklar düşüyor. Hep birlikte bu süreci sağduyu ve dayanışma ile atlatacağız” dedi.

20

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Salgın Sonrası Kobilerin ve İstihdamın Korunması İçin

Alınması Gereken Tedbirler Covid-19 olarak isimlendirilen bir virüsün birkaç ay içerisinde küresel bir pandemiye dönüştüğü günlerden geçiyoruz. 25 Nisan itibariyle küresel olarak hastalığa yakalanan insan sayısı 3 milyona doğru giderken ekonomik olarak da sorunlar artan bir hızda büyümeye devam ediyor. Ocak- Mart aylarında Çin ekonomisinin neredeyse durma noktasına gelmesi arz zincirinin bozulmasına yol açmış ve diğer ekonomilerde yavaşlamaya sebep olmuştu. Ortaya konan ilk analizlerde bu salgının küresel ekonomide yarım puanlık (% 0,5) bir düşüşe neden olacağı öngörülmekteydi. Ancak salgının Çin’in sınırlarını aşması ve hatta bugün 1 milyona dayanan hasta sayısıyla yeni salgın merkezinin Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’ye dönüşmesi ekonomik sorunların daha da büyümesine ve öngörülerin de kötüleşmesine yol açtı. OECD veya diğer uluslararası finansal kuruluşların son dönemde yaptıkları tahminlerde küresel çıktının ilk çeyrekte %7-8 oranında düşeceği yılsonunda ise içerisinden geçtiğimiz izolasyonun süresine göre %2 ila %4 arasında bir daralmanın ekonomileri beklediği öngörülmektedir. Makro düzeyde yaşanan bu kriz kuşkusuz ilk olarak turizm ve havacılık sektörünü vurmuş durumda. Birçok ülkede uygulanan uçuş yasakları nedeniyle kargo uçakları haricinde neredeyse tüm havacılık sektöründe faaliyetler askıya alındı. Hava trafiğinin durmuş olması havacılık ve turizm sektöründe önümüzdeki günlerde ciddi iflaslar ve işte çıkarmalarla sonuçlanacağını öngörmek zor değil. Ülkeler arası ticari faaliyetlerin azalması, üretimin olmaması ya da talep yetersizliği nedeniyle birçok sektörde ciddi gelir kayıplarına yol açmaktadır. DTÖ ekonomistleri 2020’de küresel ticaretin büyümesi için tahminlerini keskin bir şekilde düşürdüler. Nisan ayı başında 2020 yılında öngörülen artış %3’ten %2,7’ye düşürüldü. DTÖ aşağı yönlü risklerin yüksek olduğunu ve 2020’ye dair bu güncel projeksiyonunun daha normal ticari ilişkilere geri dönüşe bağlı olduğuna dikkat çekiyor. Otomotiv ve tekstil sektörü de bu bağlamda örnek olarak verilebilir. 2020 krizi iktisat tarihinde, arz ve talep krizinin eş anlı olarak ekonomileri nasıl vurduğu ve bu sırada uygulanan politika başarıları ve yanlışlarıyla anılacak. İktisadi krizlerin doğasında ortaya çıkan talep yanlı veya arz yanlı olması farklı politika teorilerinin ortaya çıkmasına yol açmıştır. Ancak 2020 krizi küresel durgunluğun yaşandığı bir dönemde hem arz

22

.

Mayıs 2020 .

hem de talep tarafında kesintilere yol açarak piyasaları derinden sarsmıştır. Öyle ki petrol fiyatlarında talebin düşmesi nedeniyle yaşanan fiyat düşüşü, Suudi Arabistan’ın üretimi artırma kararıyla daha da hızlanmıştır. Bu raporun kaleme alındığı günlerde OPEC+ ülkeleri üretimde azalmaya gitse de fiyatlardaki aşağı yönlü talep baskısı devam edecektir. Petrol üreten ülkelerin mali yapısındaki bozulmalar ve bu sektörde çalışanların işten çıkarılma riski ekonomik krizin kötüleşmesine yol açacaktır. Makroekonomik anlamda özellikle gelişmekte olan ülkeler için önemli bir risk de finansal sektörde yaşanan güven kaybıdır. Özel ve kamu kesiminde borçluluk oranları yüksek olan gelişmekte olan ülkelerde şirket iflasları ve borçların geri ödenememe riskleri ciddi güven kayıplarına yol açmaktadır. Ayrıca, krizin derinleşeceği

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel beklentisi borsalarda önemli kayıplara sebep olmakta ve yatırımcıların likit iştahını kabartmaktadır. Mart ayında gelişmekte olan piyasalardan 83.3 milyar dolar sermaye çıkışı yaşanması bunun önemli bir göstergesidir. Benzer şekilde TC Merkez Bankasındaki yabancı para rezervleri Şubat ayında brüt 77.5 milyar dolar iken Nisan başında açıklanan verilere göre 58.2 milyar dolara gerilemiştir. Borç ödemeleri gibi döviz çıkışları devam etmesine rağmen, başta turizm olmak üzere dış gelirlerde yaşanan düşme ve bunun da ötesinde hızlı sermaye çıkışları nedeniyle döviz rezervleri kısa bir sürede azalmıştır. Ekonomik faaliyetlerde ortaya çıkan bu sert duruş nedeniyle birçok hükümet art arda büyük miktarlarda teşvik paketleri açıkladılar. Örneğin, ABD toplam milli gelirinin yüzde 10’u, Almanya ve İngiltere ise yüzde 5’ine denk gelen büyüklüklerde teşvik uygulamalarıyla ekonomik durgunluğunun önüne geçmeye çalışıyorlar. Diğer taraftan FED ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) piyasadan tahvil alımları yaparak 2 trilyon dolar ve 750 milyar Euro nakit parayı piyasaya süreceklerini ilan ettiler. Aynı şekilde IMF, üye ülkelere bu süreçte daha önce uyguladığı politika reformlarına dayalı kredi verme uygulamasından farklı olarak daha doğrudan kredi imkanı sağlayacağını ilan etti. Ülkemizde de Cumhurbaşkanlığı tarafından kademeli olarak ilan edilen desteklerle özellikle firmaların nakit akışları, istihdamda süreklilik ve sosyal desteklerin öne çıktığı görülmektedir. Krizin kendine has doğası uzun bir süredir görmediğimiz düzeyde devletlerin hem mali hem de parasal olarak piyasalara müdahalesi ve nakit akışı sağlamalarına neden olmaktadır. Mikro düzeyde krizin gidişatına baktığımızda ise hane halkı açısından özellikle düşük gelirli çalışanlarınrisk altında olduğunu, firmalar açısından ise sektörlere bağlı olarak etkilerin değiştiğini söylemek mümkündür. Gündelik ücretle çalışan veya krizin etkilediği sektörlerde çalışanlar bu dönemde önemli bir gelir kaybı yaşamaktadırlar. Sektörel olarak turizm, seyahat, restoran ve kafeler başta olmak üzere KOBİ’lerin satışları durma noktasına gelmiş durumdadır. Özellikle genç istihdamının yüksek olduğu bu işyerlerinin kapalı kaldığı sürelerin uzaması işsizlik ve sosyal sorunların giderek artmasına yol açacaktır.

24

.

Mayıs 2020 .

Diğer taraftan tüketicilerin hem gelir kaybı yaşaması hem de sosyal izolasyon nedeniyle tüketim alışkanları ve davranışları değişmektedir. Restoran ve eğlence harcamaları sıfıra inmiş, tekstil talebi düşmektedir. Ayrıca kriz nedeniyle insanların gelecek kaygısı tasarruflarında artışa yol açmaktadır. Özellikle tasarruf artışları salgın sonrası için de normalleşmeyi yavaşlatma potansiyeli taşımaktadır. Bu noktada KOBİ’lerin süreci sağlıklı bir şekilde atlatabilmesi ve işsizlik nedeniyle gelirlerini kaybeden ailelerin korunması için seçici politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Devletin krize müdahalesi sırasında özellikle gelir kaybı yaşayan kesimleri ilk planda hedef alması, normalleşme sürecinde ise KOBİ’lerin faaliyetlerini sürdürebilmesi için araçlar geliştirmesi gerekmektedir. Ancak, burada zaten borç stoku yüksek olan ekonomi için istismarların önüne geçecek ve seçici destekler uygulanmalıdır. Özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki borç stokunun salgın sonrasında ekonomileri tehdit eden bir duruma ulaşması muhtemeldir. Uluslararası finans kuruluşları veya fonların bu borç krizi sırasında yerel varlıkları satın almaya başlaması ulusal ekonomiler için risk oluşturmaktadır. Bu bağlamda, devletlerin yerli firmalarını özellikle stratejik sektörleri koruma noktasında özel önlemler alması gerekmektedir. Yaşanan iktisadi krizin kısa, orta ve uzun vadede etkileri analiz edilmeli ve detaylı yol haritaları çıkarılmalıdır. Ekonomi çarklarının dönmesini sağlayacak önlemler yanında, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde uygulanan politikaların yan etkilerinden kaçınmak için neler yapılması gerektiği planlanmalıdır. ÖNERİLER Ekonominin ani bir şekilde yavaşladığı bu günlerde ekonomik gelişmenin motoru olan, ihracatın ve istihdamın büyük kısmını yüklenen KOBİ’lere özel koruma önlemleri gerekmektedir. Bu bağlamda aşağıdaki öneriler sunulmuştur;

1. Kriz yönetimi ve sonrasında alınacak önlemler için tavsiye verebilecek bir “Ekonomi Bilim Kurulu” kurulmalıdır. 2. Bakanlıklar arasındaki bilgi akışının hızlanması ve alınan ka-

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel rarların sahada sağlıklı bir şekil- de uygulanması için bir “Ekonomi Koordinasyon” birimi oluşturulmalıdır. 3. KOBİ’lerin kriz yönetimi ve gelecek planlaması noktasında bilgi eksiklikleri bulunmaktadır. Bundan dolayı, KOSGEB ve üniversite işbirlikleri kurularak KOBİ’lere yönelik eğitim faaliyetlerinin artırılması gerekmektedir. Örneğin; Kriz yönetimi, finansal planlama, insan kaynakları yönetimi, e-ihracat, inovatif ürün geliştirme, online satış ve dijital pazarlama vb. konularda uzaktan eğitim platformu kurularak eğitimler organize edilmelidir. 4. KOBİ’lerde dijital dönüşüm çalışmaları başlamakla birlikte yavaş ilerlemektedir. Bu bağ- lamda, sektörel bazda dijital dönüşüm iyi uygulama örnekleri ortaya konmalı ve hayata geçirilmesi hususunda destek sağlanmalıdır. 5. KOBİ’leri bir araya toplayan dijital bir platformda tecrübe paylaşımına ve iş birliğine yönelik bir oluşum kurulmalıdır. 6. Türkiye çapında KOBİ’lerin ihtiyacına yönelik stajyer havuzu oluşturulmalı ve üniversite öğrencileri bulundukları şehirlerde haftada en az iki gün çalışarak KOBİ’lere hem iş desteği hem de ters mentörlük yapmalıdır. 7. Dijital dönüşüm gerçekleştiren ve online olarak aktif satışlar yapan KOBİ’ler vergi indirimi vb. araçlarla teşvik edilmelidir. 8. Arz zincirinin bozulması KOBİ’ler için önemli bir risk teşkil etmektedir. İthal ara malları temini için kamu koordinasyonu sağlanarak benzer sektörlerde çalışan firmaların ortak hareket etmesi sağlanmalı, böylelikle alımda rekabet gücünün artışı ve arz güvenliği sağlanmalıdır. 9. KOBİ’ler kitlesel fonlama gibi yeni finansman yöntemlerini kullanması teşvik edilmeli, bu konuda bilgilendirilmelidir. 10. KOBİ’ler sadece öz sermayeleri ile büyümemeli aynı zamanda hisselerini satarak yatırım almalı ve finansmanını bu şekilde sağlamalıdır. Buna yönelik kamu kurumları destek vermelidir. 11. Paya dayalı kitlesel fonlama platformları KOBİ’lere tüm vatandaşların yatırım yapabilmesinin önünü açmalıdır. 12. KOBİ’leri desteklemek amacıyla faizsiz tahviller ihraç edilmeli ve bunlar KOBİ’lere finansman olarak sağlanmalıdır. 13. KOBİ destekleme sandığı kurularak, KOBİ’lerin olası krizlere karşı ihtiyatlı hareket etmeleri için yönlendirilmelidir. 14. Melek yatırımcılar, KOBİ’lere yatırım yapmaları konusunda teşvik edilmeli ve buna uygun yasal mevzuat hazırlanmalıdır. 15. Üretimde kümelenme oranları artırılmalı, lojistik ağları buna göre şekillenmeli ve KOBİ’lerin özelleşmiş bölgelerde çalışması teşvik edilmelidir. 16. Finansal anlamda hayata geçirilen borç ve vergi ertelemeleri üç aylık geçici nitelikten uzun döneme yayılması gerekmektedir. 17. Uluslararası işbirlikleri kurulması için bir platform oluşturulması ve devlet tarafından KOBİ’lere iş geliştirme yardımı yapılması gerekmektedir. 18. İş kanununda gerekli değişiklikler yapılarak esnek çalışma imkânı sağlanmalıdır. 19. Ücretlerden alınan SGK primi ve vergiler azaltılmalıdır. 20. KOBİ’ler üzerindeki maliyetler azaltılarak kayıt dışı ekonomi oranı düşürülmelidir. 21. Kira stopaj vergileri KOBİ’ler üzerinden alınıp, mülk sahibi tarafından karşılanmalıdır. 22. Kriz nedeniyle uluslararası firmaların vermiş oldukları siparişlerde iptal ve çeşitli mağ- duriyetler yaşanmaktadır. Bakanlık

26

.

Mayıs 2020 .

nezdinde bir üst kurul aracılığıyla, KOBİ’lerin haklarının korunması ve alacaklarının takibi için yasal destek ve danışmanlık sağlanmalı, ticaret ateşeleri aktif olarak sürece dâhil edilmelidir. 23. Kobilerin cari alacaklarının sigorta kapsamına alınması için alacak sigortası zorunlu hale getirilmelidir. 24. Kamu tarafından verilen çeşitli kredi destek ve güvencelerinin istismar edilmesinin önlenmesi amacıyla BDDK ile Hazine ve Maliye Bakanlığı arasında ortak bir komisyon kurulmalı ve bu süreçteki kredi-alacak ilişkileri takip edilmelidir. 25. KGF kapsamında büyük firmalara ayrıcalık sağlanmasının önüne geçilmesi ve her düzeyde KOBİ’nin eşit derecede imkânlardan faydalanmasının önü açılmalıdır. 26. Özel bankaların geçmiş dönem alacaklarının KGF üzerinden tahsil edilmesinin önüne geçilmelidir. 27. Verilen nakit ve kredi desteklerinin doğru şekilde kullanılması için KOBİ’lerin takip edilmesi, gerekli denetim ve bilgilendirmelerin yapılması gerekmektedir. 28. Ödenmeyen çeklerin finansal akışı bozmaması için BDDK nezdinde bir çek takas merkezi oluşturularak firmaların alacak ve vereceklerinin denkleştirilmesi sağlanmalıdır. 29. Gıda, tekstil, kimya, demir-çelik gibi önümüzdeki aylarda ihracat potansiyeli yüksek sektörlere özel teşvikler getirilmelidir. 30. Çalışma ortamlarının düzenlenmesi ve sağlık önlemleri konusunda özel planlama ve destek sağlanmalıdır. 31. Tüketim alışkanlarındaki değişim ve tasarruflarda yaşanacak olan artışlar nedeniyle ortaya çıkacak olan talep açığının önlenmesi için düşük gelirli grupların desteklenmesi, arz fazlası olan ürünlerde devletin nihai alıcı olabileceği bir modelin geliştirilmesi gerekmektedir. 32. Talebin yeniden canlanması için KDV ve ÖTV oranları düşürülmelidir. 33. Özellikle hijyen kavramının gündeme geldiği bu günlerde, gıda sektöründe faaliyet gösteren KOBİ’lerin temel ihtiyaç malzemeleri başta olmak üzere, hijyenik koşullarda üretilmiş organik ürünleri ya da paketlenmiş ürünleri online pazar da dâhil olmak üzere satış modelleri geliştirmesi teşvik edilmeli. 34. Turizm sektörü özellikle Türkiye’nin önemli gelir ve döviz kaynakları arasındadır. Sağlık ve hijyen konusunda turizm sektörüne yönelik alınacak ekstra önlemler, bunun için bütçe ayrılması ve atılan adımların da duyurulması suretiyle halkta bir güvenin oluşturulması bu sektörlerin tamamen durma noktasına gelmesine engel olacaktır. 35. Devletin KOBİ’lere yönelik politikaları belirlerken, hedeflerin ve bu hedefleri ölçme kriterlerinin başlangıçta açık bir şekilde belirlenmesi gereklidir. Ayrıca politikaların amacına ulaşıp ulaşamadığı, kontrol grupları üzerinden gözlenmelidir.

İçinden geçmekte olduğumuz COVID-19 salgınıyla ülkemiz ekonomisinde karşılaşılan zorlukları alınacak tedbirlerle fırsata çevirmek gerekmektedir. Özellikle küçük orta boy işletmelerin yaşadığı mali sorunların aşılması için alınacak tedbirlerin ve verilecek desteklerin krizi fırsata çevirmede kritik önemi haiz olduğunu görmekteyiz. Bunun için yapılması gerekenler bu raporda analiz edilip önerilerimiz sıralanmıştır. Bütün bu tedbirler ve uygulamalar ile ekonominin can damarı ve istihdamın ana kaynağı olan işletmelerimizin rahatlayacağını ümit etmekteyiz.

www.istanbulhirdavatfuari.com


AREL KÄ°MYA T: +90 342 235 14 66 M: +90 532 548 17 73 arelkimya-27@hotmail.com www.arelkimyaltd.com.tr


Sektörel

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı ihracat rakamlarını açıkladı.

Türkiye’nin ihracatı 2020 yılı nisan ayında 8 milyar 993 milyon dolar oldu Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Nisan ayı geçici dış ticaret verilerini açıkladı. Nisan ayında ihracat, Genel Ticaret Sistemi’ne (GTS) göre yüzde 41,4 düşüşle 8 milyar 993 milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise yüzde 3,7 düşüşle 172 milyar 706 milyon dolara ulaştı. yardım elini ve aynı zamanda milletimizin nice milletlere ilham olmuş azmini temsil etmektedir. Gün umutsuzluk günü değil, yarınlardaki fırsatlara hazırlanma günüdür. Covid-19 sürecinde daralan uluslararası ticaretin etkilerini, ihracatta yaşanan kaybı telafi edecek başlıkları ve süreç sonunda oluşacak yeni dünya düzeninde daha güçlü bir şekilde yer almak için eylem planlarını devreye aldık. Unutulmayalım ki, ihracat hedeflerimiz Covid-19’dan büyük. Ülkemiz ihracatı bu zorlu süreçten güçlenerek alnının akıyla çıkacaktır. Biz hiç yılmadan ‘Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye’ hedefine doğru giden yolda kararlı yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.”

TİM Başkanı İsmail Gülle

Covid-19 pandemisinin küresel büyüme ve ticarete yönelik öngörüleri değiştirdiğine dikkat çeken TİM Başkanı İsmail Gülle, buna karşılık Türkiye’nin aldığı tedbirlerin ve mart ayının ikinci yarısına kadar kendisini koruyabilmesinin etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 5-6 büyümesini öngördüklerini belirtti. Gülle, nisan ayı ihracat rakamlarının virüs salgınının küresel ticaret üzerinde beklenen negatif etkilerinin gözlemlendiği bir tabloya işaret ettiğini belirterek şunları kaydetti: “İhracat rakamlarımız, nisan ayında düşüşe işaret etse de bu rakamların ardındaki nice kahramanlıkları da öncelikle paylaşmak isteriz. Tüm zorluklara rağmen süregelen ihracatımız, ülkemizin bu zorlu dönemde sergilediği birlik ve beraberliği, ihracatçılarımızın ülkemize hizmet için gösterdikleri feraseti, sağlık çalışanlarımızın gecesini gündüzüne katarak ortaya koyduğu fedakarlığı, bu süreçten alnımızın akıyla çıktığımızda karşımıza çıkacak yeni fırsatları, böyle bir dönemde dahi devletimizin ortaya koyduğu gücü ve pek çok coğrafyaya uzattığı

28

.

Mayıs 2020 .

Sanal Ticaret Heyetleri Mayıs’ta başlıyor Covid-19 sürecinde ihracatçılar için devreye aldıkları eylem planlarına değinen Gülle, bu kapsamda Çin, Hollanda ve ABD Büyükelçileriyle online ortamda yapılan “TİM Export Talks” panelleriyle salgın sonrası süreçte hangi ürün ve sektörlerde fırsatların gelişeceğini değerlendirmeyi sürdüreceklerini belirtti. İhracatçı birliklerinden TİM’e iletilen 40 sorun ve talebin Ekonomik İstikrar Kalkanı paketinde hızlı bir şeklide karşılık bulduğunu ve Ticaret Bakanlığı’nın ‘Temazssız İhracat’ uygulamasıyla ihracatın önündeki engellerin kaldırıldığını hatırlatan Gülle, “Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak bizler de, ‘Yeni nesil ticaret diplomasisi’ faaliyetleri kapsamında ihracatçılarımızın bu süreçten daha fazla olumsuz etkilenmemesi adına sanal ticaret heyetleri düzenleme noktasında çalışmalara başladık. Yaptığımız analizlere dayanarak hedef ve öncelikli ülkelerin 28’inin ticaret müşavirleri ve ataşelikleriyle yapılan görüşmeler sonucu heyetleri gerçekleştireceğimiz ülkeleri belirledik. İlk etapta sanal ticaret heyetlerimize Mayıs ayının hemen başından itibaren, Kenya, Özbekistan, Güney Kore ve Hindistan’la başlıyoruz” dedi. En stratejik sektörler Gıda ve Medikal Gülle, salgının başladığı günden bu yana tarım sektörlerinin küresel salgının ortaya çıkardığı talep şoklarından en az etkilenen sektörler olduğunu belirterek ”Bu sektörlerden bazıları nisan ayı ihracatlarını artırmayı

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel da başardı. Bu süreç özellikle gıda ve medikal ürünlerin ne kadar stratejik sektörler olduğunu bizlere tekrar hatırlatması bakımından mühim. Ülkemiz tedarik zincirinde ne kadar kritik bir konumda olduğunu ve bu sektörlerde kendine yetmekle kalmayıp birçok dünya ülkesine tıbbi malzeme yardımı yapabilecek güçte olduğu göstermiştir. Salgın sonrası dönemde, Türkiye salgının zirve yaptığı bu günlerde ülkelere uzattığı yardım elinin ve tedarik anlamında sağladığı güvenin meyvelerini toplayacaktır” şeklinde konuştu. Maske üretiminde aylık 1,5 milyar hedefine yaklaşıldı Başta sağlık çalışanları olmak üzere Türkiye’nin virüsle mücadelesine katkı sağlamak adına ‘Biz bize yeteriz’ diyerek ihracatın vazgeçilmez gücü fabrikaları seferber ettiklerini hatırlatan Gülle, şunları kaydetti: “Ülke sathındaki bütün ihracatçı birliklerimizle giriştiğimiz Üretim Seferberliği’nde günde 1 milyon maske üretimini ne mutlu bizlere ki, mevcut çalışmalarımızı genişleterek bugün 15 milyonun üzerinde bir kapasiteye ulaştırmayı başardık. Ancak bunu da yeterli görmüyoruz, imalatçı ihracatçılarımızın engin tecrübesi ve üretim kabiliyetleriyle ülkemiz için her zaman daha iyisine odaklanıyoruz. Üretim kapasitemizi, artık günde 50 milyon, aylık bazda 1,5 milyar seviyelerine çekebilme hedefimize yakınız. Elbette çalışmalarımız ulusal düzeyle sınırlı değil. Türkiye’nin tüm hijyen ürünler ve maske üretiminde küresel ölçekte önemli bir üretici ve tedarikçi olduğunu göstermek adına, Türkiye Tanıtım Grubu olarak yurtdışındaki büyük alıcı grupların CEO’larına, işbirliği içerisinde bulunduğumuz ülkelerin resmi kurumlarına, kanaat önderlerine ve basın mensuplarına Türk hijyen kiti gönderiyoruz.” Nisan’da 919 firma ihracat ailesine katıldı Nisan ayı ihracatına ilişkin detaylara değinen TİM Başkanı Gülle, şu bilgileri verdi: “Türkiye ekonomisinin bugünü ve geleceği açısından vazgeçilmez bir sacayağı olduğu perçinlenmiş olan ihracatımıza yönelik farkındalık ve TİM olarak ülkemizin her noktasında yürüttüğümüz KOBİ ihracat Seferberliği eğitimlerimizin en net sonucu olarak; nisan ayında ihracat ailemize 919 firmamızın katıldığını bildirmekten memnuniyet duyuyorum. İhracata yeni başlayan bu firmalarımız nisan ayında 44,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Firma özelinde bakıldığında, nisan ayı içerisinde toplam 29.761 firmamız ihracat gerçekleştirdi.” 53 ülkeye ihracat 163 milyon dolar arttı Türkiye küresel ticaretteki olumsuz tabloya rağmen nisan ayında 53 ülkeye ihracatını 163 milyon dolar artırmayı başardı. Bu 53 ülkenin 46’sında artış yüzde 10’un, 32’sinde ise yüzde 50’nin üzerinde gerçekleşti. Bu ülkeler arasında, geçtiğimiz yılın nisan ayına göre 41,1 milyon dolar ihracat artışıyla Güney Kore, 18 mil-

yon dolar ihracat artışıyla Türkmenistan ve 14,8 milyon dolar ihracat artışıyla Hong Kong dikkat çekti. Lider Kimyevi Maddeler oldu Nisan ayının lideri, 1 milyar 285 milyon dolarlık ihracat ile Kimyevi Maddeler sektörü oldu. Onu 903 milyon 166 bin dolar ihracat ile Çelik ve 620 milyon 608 bin dolar ile Elektrik Elektronik sektörleri takip etti. Geçtiğimiz yılın aynı ayına göre Kimyevi Maddeler sektöründe yüzde 27,3, Çelik sektöründe yüzde 26,9, Elektrik Elektronik sektöründe yüzde 33,8 oranında düşüş gerçekleşti. Nisan ayının en güçlü performansına imza atanlar ise yüzde 46,5 artışla 198 milyon dolar ihracata ulaşan Fındık ve Mamulleri, yüzde 15,2 artışla 144 milyon dolara ulaşan Meyve Sebze Mamulleri ve yüzde 5,1 artışla 119 milyon dolar ihracat gerçekleştiren Yaş Meyve ve Sebze sektörleri oldu. AB’nin ihracattaki payı yüzde 41,6’ya geriledi Nisan ayında ihracatçılar, ülkemizin bayrağını 205 ülke ve bölgede dalgalandırmayı başardı. En çok ihracat gerçekleştirilen ilk 3 ülke ise 862 milyon dolar ile Almanya, 606 milyon dolar ile ABD ve 564 milyon dolar ile Irak oldu. İlk 10 ülkenin ihracattaki payı yüzde 45,7 olurken, ilk 20 ülkede bu pay yüzde 65,5’e yükseldi. Aralarında ABD, Almanya, İtalya ve Irak’ın da yer aldığı tam 12 ülkeye her sektör ihracat gerçekleştirmeyi başardı. En büyük pazar olan Avrupa Birliği’nin ihracattaki payı 3,7 milyar dolarlık bir hacim ile yüzde 41,6 seviyesine düştü. En dikkat çekici ihracat artışı Kırıkkale’de yaşandı İllerin ihracatına bakıldığında; nisan ayında 17 il ihracatını artırdı. En çok ihracat gerçekleştiren ilk 3 il sırasıyla; 3 milyar 662 milyon dolarla İstanbul, 583,4 milyon dolarla İzmir ve 551,9 milyon Ankara oldu. En dikkat çekici artışlar ise; yüzde 76 artışla 1,3 milyon dolar ihracata imza atan Kırıkkale, yüzde 61 artışla 11,6 milyon dolara ulaşan Kastamonu ve yüzde 38 artışla 2,3 milyon dolar ihracat yapan Erzincan’da yaşandı. Zonguldak’ta hazırgiyim sektörü ihracatını 77 kat artırırken, Düzce’de Fındık sektörü ihracatını 32 katına çıkarttı. Kastamonu’da Demir Demir-Dışı Metaller sektörünün ihracatını 23 katına, Mardin’de ise Makina sektörünün ihracatını 15 katına çıkardığı görüldü. 168 ülkeye 3 milyar TL ile ihracat yapıldı Ay boyunca 168 ülkeye ihracatta 3 milyar TL tutarında ihracat gerçekleştirildi. 4152 firma ihracat işlemlerinde Türk Lirasını tercih etti. Paritenin olumsuz etkisi 149,4 milyon dolar oldu Miktar bazında ihracat ise nisanda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 12,5 düşüşle 11 milyon ton olarak gerçekleşti. Son olarak, nisan ayında Euro dolar paritesinin etkisi negatif yönlü 149,4 milyon dolar oldu.

29




Sektörel

Corona (COVİD-19) Salgını İle Mücadelede

Kişisel Koruyucu Donanımların Önemi Bir Kez Daha Anlaşıldı Koronavirüs pandemisinin tüm dünyayı tehdit ettiği günlerde yayınladığımız basın bülteninde, tehlikenin yaklaştığını ve bu salgınla mücadele sırasında hangi tip KKD‘lerin (Kişisel Koruyucu Donanım) önem taşıdığını, ürünlerin zor bulunmasının nedenini ve bu sorunun toplum sağlığı için ne denli önem taşıdığını beyan etmiştik. Covid-19 virüsünün dünya gündemine geldiği günden bu yana, tüm ülkeler KKD stoklayarak hazırlık yaparken ülkemizde bir yıldır 2019/1 sayılı İthalatta Gözetim Uygulamasına İlişkin Tebliğ kapsamında KKD ithalatı engellenmekte ve KKD ithalatçısı birçok firmanın ticaret yapma özgürlüğü elinden alınmaktadır. Riskin en yüksek seviyelerde hissedildiği bugünlerde, yaptığımız çağrıların karşılık görmesi neticesinde koruyucu maskelerde bir yıldır süre gelen yüksek vergi oranlarının kaldırılması ve ithalatın önünde bariyer olan ITKIB Kayıt Sistemi Uygulamasının askıya alınması ile koruyucu maske ithalatının önünün açılmasını toplum sağlığı için atılmış en önemli adımlardan biri olarak görüyor; ancak yeterli bulmuyoruz.

Ülkemizde pandeminin tehdidi ortadan kalkana kadar evden çıkılmamasının en yetkili makamlar tarafından önerilmesine karşın milyonlarca işçi hala çalışmak zorunda. Sanayinin durmaması, ekonomimizin ayakta kalması için gerekli olmakla beraber toplu alanlarda çalışan milyonlarca işçi salgından ve iş kazalarından korunmak için KKD kullanmak zorundadır. Salgını önlemenin bir yolu da çalışan herkesi korumaktan geçmektedir. Türkiye’nin KKD sektörünü temsil eden, üyeleri arasında bu ürünlerin en güvenilir üreticileri ve distribütörleri olan derneğimiz; toplum sağlığının riske edilmemesi için aşağıdaki önerilerin dikkate alınmasını talep etmektedir. * Toplum sağlığı için alınan olağanüstü kararlarda STK ve sektör temsilcilerinin görüşleri alınmalı ve süreç dışında tutulmamalıdır. * Salgınla mücadele devam ederken öncelik tabi ki sağlık personelini korumak olmalı; ancak 6331 sayılı yasa ile KKD kullanması zorunlu olan ve bu dönemde kalabalık ortamlarda çalışarak yüksek risk taşıyan milyonlarca işçinin öncelikle koruyucu maske ve diğer tüm

32

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel KKD’lere ulaşmasının önü açılmalıdır. * Koruyucu maske üreten fabrikalar, günümüzde özel sektör ve sanayiye zorunlu olarak sırtını dönmüş durumdadır. Tüm KKD üreticilerinin, sanayi ve halka satış yapan özel sektöre de ürün tedarik etmesi sağlanmalıdır. * Koruyucu maske ve tulum üreten üreticilerimizin hammaddeye ulaşmakta yaşadıkları sorunlar ortadan kaldırılmalı, hammadde ithalatında uygulanan vergiler sıfırlanmalı, maske üreticilerimizin en yüksek girdisi olan hammadde fiyatlarının düşmesi için yerli hammadde üreticilerinin kriz dönemindeki fiyat politikası denetlenmelidir. * Yerli üreticilere kapasite artırımı noktasında bölge ayrımı yapılmaksızın makine yatırımı ve istihdam destekleri verilmelidir. * Yüksek talep ve arz eksikliğini fırsata çeviren merdiven altı üreticiler tespit edilmeli, insan sağlığını riske atan standart dışı sahte ürünlere karşı denetimler sıklaştırılmalı, T.C. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan ürün testlerinin sayısı arttırılmalıdır. * KKD üretimi mesleki yeterlilik gerektiren bir meslek grubu sınıfına sokulmalı, sektör dışından teknik bilgiye sahip olmayan kişilere üretim izni verilmemelidir. * Salgın süresince anlaşıldığı üzere KKD’ler insan sağ-

lığını koruyan ürünlerdir ve geçmişte olduğu gibi gelecekte de insan sağlığını korumaya devam edecektir. Bu nedenle söz konusu can güvenliği olduğu için koruyucu maske, iş eldiveni, iş kıyafeti, iş ayakkabısı gibi KKD’ler, ithalata engel olan ITKIB Kayıt Sistemi uygulamasından süresiz muaf tutulmalıdır. * Dünyanın en önemli KKD ihracatçısı olan Avrupa ülkelerinde uygulanan ihracat yasağı nedeniyle sanayimizin ekipmansız kalması yaklaşan başka bir risktir. Bu nedenle Asya ülkelerinden yapılan KKD ithalatlarında alınan ilave gümrük vergileri kaldırılmalıdır. * Sağlık personelinin, sanayi çalışanlarının ve münferit halkın ihtiyacı olan KKD’ye kolay ulaşabilmesi için üretici ve ithalatçı firmaların temsilcileri dinlenmeli, açıklanan ekonomik tedbir ve destek paketlerinden faydalandırılarak bu süreçte faaliyetlerini aksatmadan devam etmeleri sağlanmalıdır.

Arda Ataoğlu Yönetim Kurulu Başkanı Candan Akartürk Başkan Yrd.

Hikmet Kütükçü Başkan Yrd.

Levent Yılmaz Yönetim Kur.Üyesi

Erkan Ateş Sayman

TİGİAD HAKKINDA 1999 yılında kurulan, İş güvenliği ve işçi sağlığı alanında kişisel koruyucu ekipmanların tedariki ile sektöre üre ci, ithalatçı veya danışman olarak hizmet veren üyelerin oluşturduğu, 100’e yakın üye rması olan bir ça dernek r. Türkiye’de kullanılan kişisel koruyucu donanımların en az %90’ı TİGİAD bünyesindeki üyeler tara ndan üre ldiği veya ithal edildiği tahmin edilmektedir. TİGİAD ayrıca ESF (Avrupa Güvenlik Fe- derasyonu) üyesidir ve Türkiye’yi temsil etmektedir. Yönetim Kurulu Başkanı: Arda ATAOĞLU (0532 407 63 62) Adres: Plaza Cubes O ce Büyükdere Cd., Kırgülü Sok. Metrocity AVM, D Blok No:4 K:4, PK:34394 Levent / İSTANBUL İletişim: 0212 367 49 67 / giad@ giad.org.tr / www. giad.org.tr

33


C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K



Sektörel

Henkel, 2025’e Kadar Karbon Ayak İzini Yüzde 65 Oranında Azaltmayı Planlıyor Henkel, 2025 yılı için yeni ambalajlama hedefleri ile plastik atıkları azaltmayı ve önlemeyi hedefliyor. Henkel, sürdürülebilirliğin her boyutunda gerçekleştirdiği gelişme ve ilerlemenin detaylarıyla ortaya konulduğu 29. Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayınladı. Henkel aynı zamanda, geleceğe yönelik stratejik çerçevesini ve sürdürülebilir ambalajlama ve iklimin korunması gibi önemli alanlardaki yeni hedeflerini ana hatlarıyla açıkladı. Henkel, bu yılki hedeflerinden üçünü zamanından önce gerçekleştirdi: Karbondioksit salınımları yüzde 31 oranında azaltıldı ve bir ton ürün başına düşen atık miktarı yüzde 40 oranında aşağı çekildi. İş sağlığı ve güvenliği alanındaki yüzde 42 oranında bir ilerleme ile Henkel bu alandaki 2020 hedefinden daha üst düzeyde bir gelişme kaydetti. Bir ton ürün başına tüketilen su miktarı ise 2010’a kıyasla yüzde 28 oranında azaldı. Bu da, yüzde 30 oranında azalma hedefine ulaşmanın oldukça mümkün olduğuna işaret etmektedir. Şirket, üretimlerinden kaynaklanan karbon ayak izini 2025’e kadar yüzde 65 oranında azaltmayı planlıyor. Henkel bu hedefe enerji verimliliğini sürekli artırarak ve kullandığı elektriği yenilenebilir kaynaklardan sağlayarak ulaşmayı amaçlıyor. Henkel buna ek olarak, marka ve teknolojilerini müşterilerin, tüketicilerin ve tedarikçilerin 2025’e kadar uzanan 10 yıl boyunca 100 milyon ton karbondioksit tasarruf etmelerine yardım amacıyla güçlendirmek istiyor. 2025 İçin Yeni Ambalajlama Hedefleri Döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmek amacıyla sürdürülebilir ambalajlama alanında gerçekleştirdiği ilerleme ve faaliyetleri daha ileri taşımak hedefiyle Henkel, 2025 için yeni ve daha da iddialı sürdürülebilir hedefler belirledi:

%100 geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir*: Tüm Henkel ambalajları geri dönüştürülebilir ya da yeniden kullanılabilir* olacak. Fosil esaslı plastikleri %50 oranında azaltmak: Henkel, tüketim ürünlerinde fosil kaynaklı geri dönüştürülmemiş plastik miktarını yüzde 50 oranında azaltmayı amaçlıyor. Bu hedef ise tüketim ürünlerinde kullanılan geri dönüştürülmüş plastik oranını, küresel ölçekte yüzde 30 seviyesinin üzerine çıkarmak, plastik kullanımını azaltmak ve yenilenebilir biyolojik kaynaklarla üretilen plastiğin kullanımındaki artış ile gerçekleşecektir. Sıfır atık: Henkel, atıkların doğaya bırakılmasını engellemek için katkı sağlamayı amaçlıyor. Bu sebeple şirket, atık toplama ve geri dönüşüm girişimlerini destekliyor ve kapalı döngü geri dönüşümü teşvik etmek amacıyla yenilikçi çözüm ve teknolojilere yatırım yapıyor. Henkel geri dönüşüm hakkında bilgilendirme yoluyla her yıl 2 milyardan fazla tüketiciye ulaşmayı hedefliyor. * Kalıntıların geri dönüştürülebilirliği etkileme ya da geri dönüşüm akışlarını kirletme ihtimali bulunan yapıştırıcı ürünler hariç.

36

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker:

“Çelik Kasa Talebi Artış Trendinde” Son yıllarda çelik kasa satışlarında yaşanan artış trendine dikkat çeken Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker, Koronavirüs salgını sonrasında güvenlik ihtiyacının çoğalmasıyla birlikte, bu artışın devam etmesini öngördüğünü dile getirdi. nağı, elektrikli testere, matkap gibi malzemelere karşı uzun süre direnç gösteriyor. Ayrıca gövdesi ve kapağı güçlendirilmiş beton ile kuvvetlendirilerek, ciddi oranda ağırlaştırılıyor. Özel talep olan durumlarda zemine veya duvara montajlama hizmeti ile ekstra güvenlik sağlanabiliyor. Kullanıcıların ihtiyaçlarına yönelik, ticari kasa modelleri, ankastre kasa modelleri, zırhlı kasa modelleri, yangına dayanıklı kasa modelleri gibi birçok farklı ürün seçeneklerimiz bulunuyor. Farklı renk seçenekleriyle öne çıkan ev tipi kasalar ise küçük ve hafif olması nedeniyle ev, otel ve ofis kullanımlarında tercih ediliyor.

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker

Kale Kilit Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Semih Teker, Türkiye’de güvenliğin lider markası Kale Kilit bünyesinde yer alan Kale Çelik Kasa satışları hakkında bilgi vererek, salgın sebebiyle artan güvenlik ihtiyacı karşısında değerli varlıklarını evde koruma altına almak isteyenler için çelik kasaların özelliklerini anlattı. Semih Teker, son yıllarda çelik kasa taleplerinde artış olduğuna dikkat çekerek, “Döviz kurlarındaki hareketlenme ile birlikte 2018 yılının sonundan itibaren çelik kasa satışlarında gözle görülür bir artış trendi gözlemliyoruz. Bu talep artışı hem ofis tipi yüksek güvenlikli betonlu çelik para kasalarına, hem de ev tipi küçük çelik kasaların satışlarına yansıyor. Artış trendi 2020 yılının ilk aylarında da devam etti. Aynı şekilde son dönemde salgınla birlikte artan güvenlik ihtiyacından dolayı, salgın sonrası da bu artışın devam edeceğini düşünüyoruz” dedi.

“Kale Çelik Kasalar açılamamasıyla ünlü” Kale Çelik Kasaların açılamamasıyla ünlü olduğuna dikkat çeken Semih Teker, “Kasalarımızın art niyetli girişimlere karşı açılamamasıyla ilgili çok sayıda müşteri teşekkürü alıyoruz. Örneğin; kuyumcuların yoğun olarak yer aldığı bir iş merkezine gece hırsız giriyor ve aynı firmanın farklı marka kasalarını açıp içindekilerini alıyor. Ancak Kale Çelik Kasa onca müdahaleye ve darbe almasına rağmen açılmıyor. Sonrasında iş yeri sahibi güzel bir teşekkür yazısıyla başından geçen olayı bize aktarıyor. Darbelere karşı koyan kasalarımızı da konsept mağazamızda sergiliyoruz. Kullanıcılarımız Kale Çelik Kasalarla tüm değerli varlıklarını koruma altına alarak, her türlü hırsızlık olayına karşı riski en aza indirgeyebilir” dedi.

“Darbelere karşı güçlendirilmiş malzeme kullanılıyor” Hırsızlık, gasp ya da yangın gibi durumlara karşı kıymetli eşyaların evde güvenli bir şekilde muhafaza edilmesinin önemli olduğuna dikkat çeken Semih Teker, “Çelik, dayanıklılığı ve uzun süre kullanıma uygun olması sebebiyle kasaların daha da güvenli olmasını sağlıyor. TSE tarafından hırsızlığa karşı direnci test edilerek onaylanan Kale Çelik Kasa’lar; oksijen kay-

38

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Permolit ile Sağlık ve Güzellik Bir Arada! Permolit, her zaman en iyi kaliteyi en uygun fiyata sunma hedefiyle en ileri teknolojileri kullanarak ürettiği dünya standardında boyalarıyla evlerimiz için hem sağlık hem de güzelliği bir arada sunuyor. Permomax Serisi ile her cephede maksimum hijyen Permolit’in en ileri teknolojilerle ürettiği Permomax Serisi maksimum hijyen için her cephede güvenle uygulanabilir ve nereye uygulanırsa uygulansın oraya bambaşka bir hava katar. Gelin isterseniz Permomax Serisi’ni yakından inceleyelim. Permomax Antibakteriyel Tavan Boyası Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış antibakteriyel son kat tavan boyası olan Permomax Antibakteriyel, hastane, ameliyathane gibi sağlık kuruluşlarında, laboratuvar, okul, kreş ve çocuk odalarında, gıda üretim tesisi ve depo gibi hijyenik yüzey elde etmek istenilen mekanlar için özel üretilmiştir. Organik Uçucu Madde Miktarı (VOC) ile çevre dostu Permomax Antibakteriyel, sunduğu mükemmel beyazlık ile sağlıklı bir görünüm elde etmek için idealdir, uygulandığı yüzeylerin nefes almasını sağlar. Permomax İpek Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası Core-Shell teknolojisi ile üretilen ve tam silinebilir su bazlı son kat iç cephe boyası olan Permomax İpek Mat, uygulandığı yüzeyi yıllarca genç tutar. Antibakteriyel yapısı sayesinde ortamdaki havayı sağlıklı tutan, düşük Uçucu Organik Bileşik (VOC) değeri ile çevre dostu Permomax İpek Mat Antibakteriyel, leke tutmama özelliğiyle hayatınızı kolaylaştırır, ipek mat parlaklığıyla da uygulandığı yüzeye bambaşka bir hava katar. Eviniz ya da ofisinize ipeksi bir dokunuş için en ideal seçim. Permomax Mat Antibakteriyel İç Cephe Boyası Yapısındaki silikon ve özel katkı maddeleri sayesinde duvarlara nefes aldıran teknolojiye sahip Permomax Mat Antibakteriyel, rutubetli ortamlarda da güvenle uygulanabilir. Küf ve mantar oluşumunu da engelleyerek uygulandığı yüzeyleri korur, sağlıklı ve mutlulukla yaşanan mekanlar oluşturur. Permomax Dış Cephe Boyası Su bazlı yapısı ve ultra silikon teknolojisi ile yıllara meydan okuyan Permomax Dış Cephe, yüksek su iticiliğine sahip olduğu için zorlu hava koşullarına karşı

40

.

Mayıs 2020 .

maksimum direnç gösterir. Evinizin dış cephesi hem yıllara meydan okusun hem de güzelliğiyle komşularınızı büyülesin istiyorsanız Permomax Dış Cephe Boyası mükemmel bir seçim. Monotip Antipas Boya Monotip Antipas Boya ile paslı yüzeyler tarihe karışıyor. Her türlü paslı veya paslanır metal yüzeyde uygulanabilen astar ve son kat boyası Permolit Monotip; pas oluşumunu önleyen özel yapısı, parlak ve mat seçenekleriyle uygulandığı her alana ayrı bir güzellik getiriyor. Solvent bazlı, alkid bağlayıcı esaslı, kurşun içermeyen yapısıyla güvenle uygulayabileceğiniz Permolit Monotip ile paslı yüzeylerle bir daha karşılaşmamak üzere vedalaşabilirsiniz. Permokapı ile kapı gibi kapılar Her türlü mdf, kaplama, masif ahşap yüzeylere rahatlıkla uygulanabilen, kurşun içermeyen yapısıyla güvenle uygulanabilen Permokapı Amerikan Kapı Boyası, yüzey temizleyicileri gibi kimyasal etkilerin yanı sıra darbe gibi fiziksel etkilere karşı da dirençlidir. Permokapı’nın yıllarca sararmayan yapısı, mükemmel örtücülüğü ve kolay uygulanabilir yapısıyla kapılarınız yıllara meydan okurken, ahşabın doğallığını da ortaya çıkarır. Permosil ile lekeleri kolayca sil Nefes alabilen, örtücülüğü yüksek ve uygulaması kolay bir iç cephe boyası olan Permosil Silikonlu İç Cephe Boyası da Permolit’in en ileri teknolojileriyle üretiliyor. Silinebilir yapısı sayesinde kolayca temizlenen Permosil’le lekeler gidici, güzellik kalıcıdır. Permovernik ile ahşap yüzeyler hep doğal Permolit’in 25 yıllık deneyimiyle üretilen Permovernik Vernikli Ahşap Koruyucu’yu kurşun içermediği için iç ve dış mekandaki her türlü ahşap yüzeyde gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz. Sadece UV ışınlarına değil, yıllara karşı da dayanıklı olan Permolit Permovernik ahşabın doğal yapısını koruyarak her zaman şık kalmasını sağlar.

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

İşçinin COVİD-19’a Yakalanması İş Kazası Kapsamında mıdır? İş kazası; gerek 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda tanımlanmış olup kısaca, “İşyerinde veya işin yürütümü nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olay” şeklinde ifade edilebilir. 5510 sayılı Kanun uyarınca sigortalının işyerinde bulunduğu sırada meydana gelen veya işveren tarafından yürütülmekte olan iş dolayısıyla yaşanan olayların yanı sıra; • Sigortalının işveren tarafından görevle başka bir yere gönderilmesi yüzünden asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, • Emzikli kadın sigortalının çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda ve • Sigortalıların işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere toplu olarak götürülüp getirilmeleri sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olayların da iş kazası olduğu açıktır. Salgın hastalık ile ilgili 4857 sayılı İş Kanununda açık bir düzenleme olmamakla birlikte; “işçinin haklı nedenle derhal fesih hakkı” başlıklı 24/3. maddesi zorlayıcı sebeplerden bahsetmiş ve “işçinin çalıştığı işyerinde bir haftadan fazla süre ile işin durmasını gerektirecek zorlayıcı sebepler ortaya çıkarsa” işçiye bildirim süresini beklemeksizin derhal iş akdini feshetme hakkı tanımıştır. İlgili maddede, anılan zorlayıcı sebeplerin ne olduğu açıkça yer almamakla birlikte; yüksek yargı kararları ile sel, kar, deprem gibi doğal olaylar nedeniyle ulaşımın kesilmesi, salgın hastalık sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar zorlayıcı nedenler olarak belirlenmiştir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/9116 E., 2019/16141 K. ve 18.09.2019 tarihli ilamı) Öte yandan mevzuatın iş kazasını sigortalıyı zarara uğratan olay biçiminde nitelendirmiş olması illiyet (nedensellik) bağını iş kazasının bir unsuru olarak ele almayı gerektirmiştir. Ne var ki, burada aranan “uygun illiyet (nedensellik) bağı” olup, bu da yasanın aradığı hal ve durumlardan herhangi birinde gerçekleşme olgusu ile sonucun birbiriyle örtüşmesi olarak anlaşılmalı, yasada olmadığı halde, herhangi başkaca kısıtlayıcı bir koşulun varlığı aranmamalıdır. (Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K., 15.4.2019 tarihli kararı) Yargıtay içtihatları doğrultusunda iş kazası tespitinde illiyet bağının teşkil ettiği önem ortada olup, başkaca bir kısıtlayıcı koşulun varlığı söz konusu olamayacaktır.

42

.

Mayıs 2020 .

İşçinin işin yapıldığı yerde olmadığı zamanlarda dahi uygun illiyet bağının kurulabildiği durum ve koşullarda işverenin sorumluluğuna gidilmektedir. Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2006/9017 E., 2007/7874 K. ve 10.05.2007 tarihli kararı; “Rusya’daki işyerinde davalı şirketin işçisi olarak çalışmakta iken 04.06.2004 günü işyerine ait yatakhanede uyurken kalp krizi geçirerek ölmesi şeklinde meydana geldiği bildirilen olayın , davalı işveren yönünden iş kazası olduğu tartışmasızdır.” şeklinde olup işçinin yatakhanede uyuduğu sırada kalp krizi geçirmesi işveren açısından iş kazası sayılmıştır. 2 Nisan itibariyle vaka sayısı bir milyonu aşan ve tüm dünyanın bir çözüm aradığı Covid-19, 11 Mat 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilan edildi. Dünya’da Covid-19’un görülmediği ülke neredeyse kalmamışken Türkiye’de ilk Covid-19 vakasına 11 Mart 2020 tarihinde rastlanmıştı. Takip eden günlerde vaka sayısının ve beraberinde Covid-19’a bağlı ölümlerin de artması ile birlikte gerek kamu gerek özel sektörde çeşitli önlemler alınmaya başlanmış, bazı firmalar uzaktan çalışma sistemine geçmiş, bazı firmalar ise çalışanlarını nöbetleşe çalıştırma yöntemini benimsemiştir. Tüm bu yaşanan gelişmeler akıllara bir işçinin Covid-19’a yakalanması halinde bunun iş kazası sayılıp sayılmayacağı sorusunu getirmektedir. Henüz bu soruya verilecek net bir cevap olmamakla

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

birlikte, Covid-19’un iş kazası sayılıp sayılmayacağı konusunda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2019 yılında H1N1 ile ilgili vermiş olduğu bir karardan yola çıkarak değerlendirme yapılacak gibi görünüyor. İşveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderilen ve H1N1 hastalığına yakalanan tır şoförünün durumunu ele alan Yargıtay 21. Hukuk Dairesi’nin 2018/5018 E., 2019/2931 K., 15.4.2019 tarihli kararı; “Dava, iş kazası sonucu ölüm olduğunun tespitine ilişkindir. Tır şoförü olan murisin davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, H1N1 virüsünün bulaşması sonucu daha sonra vefat ettiğinden ölümün iş kazası nedeniyle olduğunun tespiti istenilmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Yasada iş kazası, sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hale getiren olay olarak tanımlandığından, olayın etkilerinin bir süre devam ederek zaman içinde artması ve buna bağlı olarak sonucun daha sonra gerçekleşmesi mümkündür. Yani, iş kazası ani bir olay şeklinde ortaya çıkıp, buna bağlı olarak zarar derhal gerçekleşebileceği gibi, gazdan zehirlenme olayında olduğu şekilde etkileri daha sonra da ortaya çıkabilir. Sonradan oluşan zarar ile olay arasında uygun illiyet bağı bulunması koşuluyla olay iş kazası kabul edilmelidir. Somut olayda, tır şoförü olan davacı murisinin 26.11.2009 tarihinde davalı işveren tarafından Ukrayna’ya sefere gönderildiği, 11.12.2009 tarihinde Türkiye’ye giriş yaptığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, H1N1 virüsünün kuluçka süresinin 1-4 gün arasında değiştiği, murisin 13.12.2009 tarihli hastaneye başvurusunda belirttiği şikâyetlerin hastalığın başlangıç belirtileri olduğu

44

.

Mayıs 2020 .

takdirde hastalığın bulaşmasının bu tarihten 1-4 gün öncesinde gerçekleşmiş olacağının bildirildiği, buna göre davacı murisinin, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle Ukrayna’ya yapılan sefer sırasında bulaştığı yukarıda belirtilen rapor kapsamından anlaşılan H1N1 virüsüne bağlı olarak, daha sonra meydana gelen ölümünün iş kazası olarak kabul edilmesi gerektiği açıktır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.04.2019 gününde oy çokluğuyla karar verildi.” Şeklinde olup, iş sebebiyle gittiği yerde salgın hastalığa yakalanan tır şoförünün başına gelen bu olayı iş kazası olarak kabul etmektedir. Bu kapsamda işçilerin Covid-19’a yakalanması durumunda; yasadaki şartlar ile birlikte uygun illiyet bağının varlığı halinde iş kazası olarak sayılması ve işverene iş kazası kapsamında hukuki sorumluluk yüklenmesi muhtemeldir. Öte yandan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyince 30.03.2020 tarihinde yayınlanan bildiride; sağlık çalışanı olan ya da sağlık hizmetlerinde çalışanların Covid-19’a yakalanmaları durumunda, hastalığın yapılan işle yakın bağı gözetilerek meslek hastalığı bildirimi yapılması gerektiğini belirtmiş ve sağlık çalışanları özelinde uygulamada birlik sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak tekrar hatırlatmakta fayda olacaktır ki; henüz bu konuda yasal bir düzenleme yapılmadığından belirsizlik sürmekte ve geçmiş yıllardaki yüksek yargı kararları doğrultusunda hukuki çıkarımlar yaparak işverenlerin Covid-19’un iş kazası kapsamında olabileceği yönünde önlemlerini almaları önem arz etmektedir.

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Pandemi Döneminde Satış Ekibi Yönetmenin 6 Altın Kuralı Dünyayı ve Türkiye’yi derinden etkilemeye devam eden Kovid-19 (Koronavirüs) salgını, çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda bıraktı. Şirketlerin büyük bir kısmı daha önceden hazırlıklı olmadıkları bu duruma adapte olmak için stratejilerini değiştirmek zorunda kalıyor. Saha satış yönetimi teknolojileri şirketi Ekmob şirketlere satışlarını artırmaya yönelik önerilerde bulunuyor. • Müşterilerinizle konferans saati ve içeriğini önden paylaşın. Karşı tarafı motive edecek, konferansınıza yüklediği anlam artacaktır. • Kesinlikle tüm katılımcılara e-posta daveti gönderin. Eğer video konferans yapacaksanız konum bölümüne toplantı linkini ekleyin. Saat ve içerik de belirtin. • Konferansta belirteceğiniz her detaya önden çalışın. Karşı tarafa güzel bir deneyim sunun. • 10 dakikadan uzun toplantı yapmayın. İnsanlar ev ortamındayken çok fazla dikkat dağıtıcı element olduğunu unutmayın. Mevcut müşterilere odaklanın: Salgın sürecinde yeni müşteri edinme konusu daha zor olacak. Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener

Türkiye’nin önde gelen saha satış yönetimi uygulaması Ekmob’a göre Kovid-19 (Koronavirüs) salgınında şirketlerin düşen performanslarını artırmak için değişmeleri gerekiyor. Dünyayı derinden etkileyen salgın, çalışanların büyük bölümünü evden çalışmak zorunda bırakmıştı. Ekmob Kurucusu ve CEO’su Sunay Şener’e göre bazı önemli stratejileri hayata geçirerek uzaktan çalışmayla da satış ekiplerinin performansını yüksek tutmak mümkün. Video ve telekonferans kültürü edinin: Çoğu firmanın evden çalışmaya başlaması ile beraber, satış süreçlerimizde alışkın olduğumuz yüz yüze toplantılar bir süre için askıya alındı. Artık saha ekipleri evlerinde ve satış toplantılarını video konferanslar ve telefon görüşmeleri ile yönetiyorlar. Müşterilere ürünü telekonferans veya videokonferans yöntemiyle tanıtmak ve satış yapmak en faydalı yol olarak görünüyor. Müşterinize güven verin: Bu durum sizin için ne kadar yeniyse, müşterileriniz için de okadar yeni. Bu sebeple karşı tarafa kendini güvende hissettirmeniz çok önemli. Dikkat edilmesi gereken birkaç püf nokta olarak:

46

.

Mayıs 2020 .

Gün içinde aktif olun: Mobil olarak çalışmaya alışkın olan satış ekipleri için bu ani değişiklik zor olabilir. Bu süreçte verimlilikleri düşmemesi ve sağlıklı kalmaları adına gün içerisinde aktif olmaları çok önemli. Bu yeni ve zorunlu çalışma şekli satış yöneticileri için de geçerli. Ekibin moralini yüksek tutun: Bir satış lideri olarak, ekibi güvende tutmak, etkili uzaktan çalışma politikaları oluşturmak gerekir. Toplantılarda günlerini nasıl daha verimli kullanacaklarını sağlayacak tavsiyeler verin ve ekibinizi motive edin. Mümkün mertebe dünyadan ve ülkemizden pozitif haberleri paylaşın. Kampanya düzenleyin: Hem yeni müşteri ediniminde hem mevcut müşterilerinize nefes verecek şekilde kampanyalar düzenleyin. Bu kampanyalar indirim kampanyaları da olabilir, tamamlayıcı hizmetlerin ücretsiz verilmesi de olabilir, ödeme vadelerinin rahatlatılması da! Karınızın düşmesinin müşteri kaybından daha az etkisi olacağını göz önünde bulundurun bu kötü günlerde kuracağınız güven esaslı ilişkilerin de ömür boyunca sürecini unutmayın.

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Tufan Boya “Her İşin Başı Sağlık” Parolasıyla Faaliyetlerine Devam Ediyor İstanbul ve Denizli’deki fabrika, depo ve ofislerinde gerekli tüm önlemleri alarak faaliyetlerine devam eden Tufan Boya, koronavirüs salgını sürecini hasarsız atlatmak amacıyla “her işin başı sağlık ” düşüncesi ile çalışmalarını sürdürüyor. Salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi yönetebilen firmaların rekabete bir adım öne geçeceğini belirten Tufan Boya Genel Müdürü Yasin Tufan, devletin önerdiği tüm sağlık önlemlerine riayet ettiklerini söyleyerek yaşanan süreçle ilgili değerlendirmelerde bulundu. ve gerekli önlemleri almaktadır. Bu süreçte tüm personelimize gerekli sağlık ekipmanları ve sair destekler verilmekte ve süreci hasarsız atlatmak üzere önlemler alınmaktadır.

Yasin Tufan / Genel Müdür

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Tüm dünyayı etkisi altına alan pandemi sektörümüzü de etkilemekte ve belirsizlikler artmaktadır. Ancak krizlerin fırsatları da beraberinde getirdiği bir gerçektir. Önemli olan bu süreci tüm paydaşlarımızla birlikte sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde atlatıp önümüzdeki süreci iyi okumaya çalışmaktır.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Yaşadığımız süreç diğer krizlerden farklı olarak insan sağlığını tehdit etmekte olduğundan dolayı “her işin başı sağlık ”düşüncesinden hareketle en önemli şey olan sağlığımıza dikkat etme birinci önceliğimiz. Kısa vadede piyasalarda bir belirsizlik olduğu ve olacağı kesin olmakla beraber, devletimizin aldığı ve alacağı önlemlerle beraber orta ve uzun vadede memleketimizin bu krizi de Allah’ın izni ile atlatacağı konusunda inancımız tamdır. Herkese sağlıklı günler dilerim.

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Yaşadığımız bu salgın sürecinde riskleri ve fırsatları iyi yönetebilen firmalar rekabette bir adım öne geçecek. Tabiri caiz ise enseyi karartmadan önüne bakanlar ve gerek müşteri gerek tedarikçi tüm paydaşlarıyla ilişkilerini iyi ve düzgün yönetenler orta ve uzun vadede yoluna devam edecektir. Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Firmamız gerek İstanbul gerekse Denizli lokasyonlarındaki tüm depo, fabrika ve ofislerinde devletimizin önerdiği tüm sağlık önerilerine harfiyen riayet etmekte

48

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Beybi Pandemi Sürecinde Alternatif Ürün Kasyer’i Hizmete Sundu Eldiven sektörünün lider markası Beybi, koronavirüs sürecinde aldığı önlemler çerçevesinde üretim kapasitesini düşürerek çalışmalarına devam ediyor. Salgın sürecinde tek kullanımlık eldivenlerin stoklarında yetersizlik olacağını düşünerek bu ürünlerin alternatifi olarak Kasyer eldivenini hızlıca üreterek piyasa sunan Beybi, internet sitesi üzerinden de satışlarına devam ediyor. Pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler veren, Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri Vedat Karlı ve Okhan Pekel’in değerlendirmeleri ise şu şekilde: “Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını dolayısı ile piyasaların durgunluğu birçok firmayı etkilediği gibi Beybi’yi de etkilemiştir. Çalışanların sağlık durumlarında yaşanabilecek problemleri ve virüsün yayılmasını engellemek adına alınan önlemler neticesinde bazı firmalar kapanma durumu ile karşı karşıya kalmıştır. Bazılarının ise kapasitelerini düşürdüğünü üzülerek belirtmek isteriz. Beybi olarak üretim kapasitemizi bizde birçok firma gibi düşürerek durgun olan piyasada stok maliyetlerimizi ve doğabilecek zararları minimuma indirmeyi hedefledik. İçinde bulunduğumuz durum neticesinde birçok sektörde yer alan beyaz yakalılar, artık işlerini evlerinden yönetmeye başlamıştır. Beybi İş Güvenliği olarak bu sıkıntılı dönemde tek kullanımlık eldivenlerin stoklarında yetersizlik olacağını düşünerek bu ürünlerin alternatifi olarak Kasyer eldivenini hızlıca üreterek piyasaya sunduk. Bu ürünümüz yıkanabilen, gıda temasına uygun, polyester örme bir eldivendir. KASYER eldivenini temas yok Beybi sloganıyla hem hali hazırda ki müşteri-

50

.

Mayıs 2020 .

lerimize hem de Beybi online shop internet sitemizden hızlıca satışa sunmuş bulunmaktayız. Kısıtlamaların azalması ile birlikte işlerin artacağını, eski günlerimize geri döneceğimizi ve yeni dünyanın farklı alternatifler sunacağını düşünmekteyiz.”

Vedat Karlı – Okhan Pekel / Beybi İş Güvenliği Bölge Satış Müdürleri

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

51

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj

“Önerilen Tedbirleri Harfiyen Uygulayarak Üretime Aralıksız Devam Ettik” Kovid-19 pandemisi sürecinde faaliyetlerine ara vermeden devam eden Retta El Aletleri, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi, personel servis sayısı arttırılması gibi tedbirlerle çalışmalarını sürdürüyor. Sürecin zorluğunu göz önünden bulundurarak satış ve sevkiyatlarını kesintisiz sürdüren Retta El Aletleri, sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanını belli bir miktar aşağıda tutarak bayilerine de destek sağlamış oldu.

Evren Pala – Bölge Satış Sorumlusu

Yaşanan süreç sonunda tüm stratejilerin gözden geçirilmesi gerektiğini belirten Retta El Aletleri Bölge Satış Sorumlusu Evren Pala, sadece satış - pazarlamada değil, insan kaynakları noktasında da çalışan sağlığı gibi konuların ön plana çıktığı bir süreç doğduğunu söyledi. Sağlık bakanlığının önerdiği tedbirleri harfiyen uyguladıklarının altını çizen Pala, Retta El Aletleri olarak pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında dergimize bilgiler verdi. Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Covid-19 Salgın hastalığının tüm insanlığa büyük bir ders olduğu kanaatindeyim. Bu süreçte benim de kendimce çıkardığım dersler oldu. İşlerin evden de yapılabileceğini hepimiz öğrendik. Ailemize ve kendimize az

52

.

Mayıs 2020 .

zaman ayırdığımızın farkına vardık. Gereksiz alışverişlerle zamanı ve parayı nasıl kullanmamız gerektiğini hatırladık. Özetle gelmiş geçmiş bütün öğretilerin temelindeki iyi olmanın, temiz olmanın ne denli mühim olduğunu tekrar anımsadık. Sektörümüz için baktığımızda, vadeli satışların belirli teminat ve ipoteklere dayandırmasının zorunlu olduğu kanaati kesinlik kazandı. Bugün sattığınız ürünlerin nakdi olarak 6 ay sonra kasanıza girmesinin, karanlık bir denize atılan taşın nereye düştüğünü görmek kadar zor olduğunu anladık. İhracatın önemini iyi kavramamız gerektiğini, ancak yurt içi satışlarında amiral gemimiz olduğunu hatırladık. Bu süreçte sektörümüz ciddi kayıplar yaşadı dersek, bence diğer sektörlere haksızlık ederiz. Zira bu zor zamanlarda birçoğumuz ekmeği bile evimizde üretmeyi seçtik. Belki iki aydır kendimize yeni kıyafetler almadık, kuaför hizmeti alamadık ama hırdavat sektörü maske, eldiven, koruyucu malzeme ve dezenfektan gibi ürünlerin üretim ve satışı ile bir nebze olsun karlılığını ve varlığını sürdürmeyi başardı. Biz şirket olarak salgın sürecinde üretime hiç ara vermeden devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda kesintisiz sürdü. Sektöre destek olmak adına dolar/TL kur çarpanımızı %10 gibi aşağıda tutarak bayilerimize rekabet gücü ve karlılık sağladık. Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Tüm stratejilerin gözden geçirilmesi gerekiyor. Sadece satış - pazarlama değil, insan kaynakları noktasında, çalışan sağlığı gibi konuların da ön plana çıktığı bir süreç doğdu. Personel davranışlarında, gözlenmesi gereken bir unsur da, artık hijen kurallarına uyum olacak. Tertip ve düzenli çalışanların nitelik bakımından önem kazanacağını düşünüyorum. Çünkü bu firma vizyonunu, olumlu ya da olumsuz etki-

www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj

leyecek ana bir unsur olacak. Hiç kimse tozlu bir rafta, uzun süre beklediği belli olan bir ürünü almak istemez. Özellikle bayilerimiz noktasında önerim; hijyen kurallarına dikkat etsinler, daha temiz raflar, daha temiz ürünler görmek istiyorum. Tezgâhtar arkadaşlara çok iş düşüyor öncelikle kendilerinin ve ailelerinin sağlığı için sosyal mesafeye dikkat etmeleri çok önemli. Ayrıca bir önemli hususta satışlarda olabildiğince vadeli satışları azaltarak devam edilmesi, gerek kur dalgalanmaları gerekse salgın hastalığın henüz bir bilinmezlik olması hasebiyle, firmalar kendilerini olabildiğince garantiye alsınlar. Hepimiz ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız gerektiğini unutmayalım. Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Biz firma olarak sağlık bakanlığımızın önerdiği tedbirleri harfiyen uyguladık, evden çalışma, üretim personeli seyreltmesi, personel servis sayısı arttırılması gibi tedbirlerin yanı sıra, şirket ve ürün dezenfeksiyon çalışmalarımızı halen devam ettiriyoruz. Tüm çalışanlarımıza maske eldiven vb… koruyucu ürünler sağladık. Üretime ara vermeden devam ettik, satış ve sevkiyatlarımızda bu süreçte hiç durmadı. Dolar kuru noktasında bayilerimize elimizden geldiğince destek olduk olmaya devam ediyoruz. İş seyahatlerimize ara verdik normalleşme sürecine göre iş seyahat planlarımıza tekrar başlayacağız. Bu süreci iş imeceleriyle de sürdürerek, şirket içinde elimizden geldiğince birbirimize destek olup departmanlar arası bir dayanışma ile aile bağlarımızı da kuvvetlendiriyoruz. Bu da, personeldeki aidiyet duygusunu arttıran bir atölye çalışmasına dönüşüyor. Her çalışan birbirinin iş alanındaki zorluklarını gözlemleme imkanı

bulabiliyor, çözüm fikirleri doğabiliyor. Azim ve inovasyonla, Ar-Ge çalışmalarımıza daha fazla zaman ayırabiliyoruz. Bayilerimizin kullanımında olan B2B satış sistemimizi daha da pratik hale getiriyoruz. E-ticaret yapan bayilerimizin işini kolaylaştıracak çözümlerin müjdesini de yakında paylaşacağız. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Evde kalalım olabildiğince evde kalalım. Umarım ki bu kötü rüya olabildiğince çabuk son bulur. Biz bize yeteriz elbette ama unutmayalım ki “Bir Türk Dünya’ya Bedeldir.” Ve bizim insanlığa öğreteceğimiz çok şeyler var. Birlik olmanın, idare etmenin ve destek olmanın ne demek olduğunu, zor zamanların böylece aşılacağını tüm insanlığa öğreteceğiz. Bu süreçte tüm sağlık çalışanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

53


Sektörel

Sait Demirci El Aletleri, Salgın Sürecinde Önlemlerini Alarak Yurt İçi ve Yurt Dışı Çalışmalarına Devam Ediyor “11 Mart’ta Ülkemizde görülen ilk vakadan sonra Sait Demirci El Aletleri olarak 12-15 Mart tarihleri arasında düzenlenen İstanbul Hırdavat Fuarına katılımımızı sağladık. Fuar, iyi geçmiş olmasına rağmen bütün dünyayı saran Covid-19 virüsü nedeniyle müşterilerin talepleri üzerine bazı siparişlerimizin teslimatları ve müşterilerin sipariş onaylarında ertelemeler yaşandı. Bu dönemden sonra devletimizin almış olduğu tüm önlemleri aldık. Çalışanlarımızın ve iş ortaklarımızın sağlıklarını da düşünerek bütün önlemeleri aldık. Hem fabrikada üretimde çalışan işçilerimizin hem de mağaza çalışanlarımıza maske kullanımı tedariki ile hijyen malzemeleri tedariki ve fabrika girişinde ateş ölçerlerle testler yaparak gerekli önlemlerimizi aldık. Sektörümüzle ilgili olarak yurt içi pazarımızda küçük bir daralma olsa da sokağa çıkma kısıtlaması olmadığı dönemlerde üretimimize ara vermeden yurt içindeki müşterilerimize hizmet vermeye devam ettik. Yurt dışı pazarında ise gümrükleri çalışan ve pazarlarında herhangi bir sorun yaşamayan ülkelere pazarlama faaliyetlerimiz devam etti. Ülke ekonomisine katkı sağlayacak her türlü satışı yapma gayretinde bulunmaya çalıştık. Bu dönemi en az hasarla atlatmak için bütün önlemlerimi almaya çalıştık.”

54

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Röportaj

Green Air Tools, Müşterileri ile İletişimi Sıklaştırarak Salgın Sürecinde Hizmet Sunmaya Devam Ediyor Salgın sürecinde yenilikçi kararlar almak durumda kaldıklarını ve müşterilerle daha sık iletişim kurarak süreci atlamaya çalıştıklarını belirten Yeşil Dış Ticaret Genel Müdürü Erdal Yeşil, süreç içerisinde yaptıkları çalışmalar hakkında dergimize açıklamalarda bulundu. Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Covid-19 salgını nedeniyle hem psikolojik hem de mental olarak durma noktasına gelen sektörümüzde daralma olmuştur. Şehirlerarası yolculuğun olmaması hizmet ettiğimiz müşterilerimize ulaşma noktasında eksikliklere neden olmuştur. İçerisinde bulunduğumuz durum, firmamızı da yakından etkilemiş olup çözüm noktasında yenilikçi kararlar almamıza neden olmuştur. Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Yaşanan bu süreçte mevcut müşterilerimizle birlikte iletişim halinde olarak süreci atlatmaya ve hizmetlerimizi

eksiksiz yerine getirme hususunda üzerimize düşen görevleri yapmaya devam etmekteyiz. Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Biz firma olarak bu dönemde elektronik ortamda müşterilerimize ulaşıp, ihtiyaçları doğrultusunda internet ve telefon yoluyla kesintisiz olarak sevkiyat ve hizmetlerimize devam etmekteyiz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Yaşamış olduğumuz bu pandemi döneminde birliktelik ve güç birliği içerisinde olursak ülkemiz ve hırdavat sektörü olarak en kısa zamanda başarılı sonuçlar alacağımızdan eminiz. Bu süreci umuyoruz en kısa zamanda atlatıp tekrar eski güzel ve sağlıklı günlerimize kavuşuruz.

Erdal Yeşil / Genel Müdür

56

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Röportaj

Dirim Metal, Ar-Ge Çalışmalarını Hızlandırarak Pandemi Sonrası Döneme Hazırlanıyor Koronavirüs salgını sebebiyle üretimlerine geçici bir süre ara vermek zorunda kalan Dirim Metal, yaşanan süreci, Ar-Ge çalışmaları yaparak yeni ürün geliştirme ve iyileştirme çalışmalarıyla değerlendiriyor. Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk

Mevcut pandemi sürecini, ileriki dönemi düşünerek en iyi bir şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını belirten Dirim Metal Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Türk, bu dönemi Ar-Ge çalışmalarını hızlandırarak, iç ve dış pazar için yeni ürünlerin üretilmesi ve global pazardaki mevcut konumlarını daha ileriye götürmek için hazırlık süreci olarak değerlendirdiklerini söyledi. Pandemi süreci içerisinde gerekli tüm önlemleri alarak ve kurallara riayet ederek faaliyetlerine devam ettiklerini kaydeden Atilla Türk, yaşanan süreç ve sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve dolayısıyla size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Çin’in Wuhan kentinde başlayıp dünyaya yayılan koronavirüsün, dünya ekonomilerini etkilediği gibi bizleri de

58

.

Mayıs 2020 .

olumsuz yönde etkilediği bir gerçektir. 2020 yılının ilk çeyreğinde bariz bir ekonomik daralma yaşadık. Salgının neden olduğu ekonomik darbe, önümüzdeki günlerle global ve yerel piyasalarda resesyon riskini ortaya koyabilir. Bildiğiniz üzere salgından dolayı birçok tesis üretimlerini durdurmak ya da asgariye indirmek zorunda kaldı. Bizler de önlemler doğrultusunda üretimimize ara vermek zorunda kaldık. Elbette hükümetimizin aldığı önlemler ve verdiği destekler, bir nebze olsun piyasaların rahatlamasına yardımcı olmuştur. Ama risklerin tamamen ortadan kalktığını söylemek biraz acelecilik olur diye düşünüyorum. Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Biliyoruz ki krizin en önemli özelliği önceden tahmin edilememesi ya da bilinemeyen bir anda ortaya çıkmasıdır. Diğer özelliği de Covid-19 gibi hızlı yayılmasıdır. Bu süreçte çözüm önerilerimiz ise; toplam kalite yöne-

www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj

timinin firmalarda uygulanması için çaba sarf edilmeli. Yeni tekniklerden yararlanarak yüksek kalite, düşük maliyet ve hız doğrultusunda firmaların bünyelerine uy-

gun değişiklikler yapılmalı. Bana göre en önemli tedbir, mali ve finansal disiplinin sağlanması olmalıdır. Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? İş ve işçi sağlığı açısından bütün kural ve kararlara uymaya çalıştığımız belirtmek isterim. Alınması gereken tüm önlemleri bizlere yapılan bilgilendirmeler doğrultusunda eksiksiz yerine getirmeye çalıştık. Esnek çalışma, iş yeri dezenfektasyonu, sosyal mesafe gibi... Üretim ve iş olarak ise; bu süreçte Ar-Ge altyapımızı destekledik. Ve bu dönemi, Ar-Ge çalışmalarımızı hızlandırarak, iç ve dış pazar için yeni ürünlerin üretilmesi ve sektör bazlı global pazardaki mevcut konumuzu daha ileriye götürmek için hazırlık süreci olarak değerlendirdik. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Ben tüm yüreğimle inanıyorum ki birlik ve beraberlikle koronavirüs mücadelesini kazanacağız. Ve güzel günlerin bizleri beklediğine inancım sonsuz. Ben sözlerimi bir atasözümüzle bitirmek isterim: “Kurt kışı atlatır ama yediği ayazı unutmaz.” Bu dönem tüm dünya için bir ayaz oldu İnşaaAllah bundan sonrası için tüm önlemlerimiz tam olur.

59


Röportaj

Erba Çelik Kürek Tedbirli Olarak Çalışmalarına Devam Ediyor Salgın sürecinde aldığı tedbirlerle üretime devam eden Erba Çelik Kürek, perakende sektöründeki işletmelerinde de önlemlerini alarak süreci atlatmaya çalışıyor. Normal zamanlarda sektörün en hareketli olduğu dönemlerin bu dönemler olduğunu fakat şu anda çok stabil bir durumun gözlendiğini belirten firma yetkilisi Ayhan Özsaraç, pandemi süreci içinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

Erba Çelik Kürek- Ayhan Özsaraç

“Koronavirüs, çağımızın vebası olarak ülkemizde görüldükten sonra piyasaları olumsuz etkiledi. Bunun etkisini en çok hisseden, sosyal mesafesi olmayan ve mesafe tanımayan sektörlerde yaşıyoruz. İnşaat sektörü olarak etkilenmedik dersek doğru olmaz. Üretici bir firma olarak; bazı bölgelerde virüs endişesi

60

.

Mayıs 2020 .

ile toptan olarak ürettiğimiz malzemelerimizi piyasanın durgunluğu üzerine pazarlayamaz olduk. Her bölgede endişe ve durgunluk gözlemlemekteyiz. Sektörümüzün en hareketli zamanları olması gerekirken şu anda stabil bir piyasa durumu söz konusu. Dünyadaki konjonktürü de takip ettiğimiz kadarı ile diğer dünya ülkelerini ülkemizden daha vahim bir durumda olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizin bu pandemiyi en az zararla atlatacağı kanısındayız. Genel olarak ERBA ÇELİK KÜREK üreticisi olarak ve ayrıca perakende sektöründe işletmelerimiz de çalışan personel ve müşterilerimizin sosyal mesafeyi kontrol ederek imalat, satış ve alışverişlerde dikkat edilmesi hususunda hem sözlü hem yazılı; hem de işaretlerle ikazlar yapmaktayız. Personellerimizin maske ile ve gerektiği yerlerde siperlikle hizmet vermeleri hususunda tedbir almış bulunmaktayız. Ayrıca müşterimizin maskesiz alışveriş yapmalarına engel olup maskelerini takmaları hususunda ikaz etmekteyiz. Maskesi olmayan müşterilerimize de tarafımızdan maske verilerek alışveriş yapmalarını sağlamaktayız.”

www.istanbulhirdavatfuari.com



Röportaj

Fen-İş Makina, Üretim ve Ar-Ge Çalışmalarına Aralıksız Devam Ediyor Fen-İş Makina, koronavirüs salgını sürecinde ürün iyileştirme, yeni ürün üretme ve yurt içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermiş durumda. Tedarik konusunda Türkiye’de ve yurt dışında bulunan bayilerini mağdur etmemek amacıyla çalışmaya ve üretmeye devam ettiklerini belirten Fen-İş Makine firma yetkilisi Tuncay Akkuş, pandemi sürecinde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler vererek, sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. etmemek amacıyla çalışmaya, üretmeye devam ediyoruz. Salgın sonrasında tüm sektörler açısından yabancı pazarlarda, durumu avantaja çevirebilecek bir Türkiye tablosu gözükmekte. Küresel tedarik zincirinin kırılması ve yönünü değiştirmesi beklenen bu salgın krizinin sonunda tüm firmalarımız kaliteli ve ulaşılabilir fiyatlar ile rekabete hazır halde olmalı.

Firma Yetkilisi Tuncay Akkuş

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Dünya çapında etkili olan Covid-19 Koronavirüs salgını nedeni ile birçok dünya ülkesinde üretim, dağıtım ve tedarik zincirlerinde ciddi kırılmalar yaşandığı bir süreçteyiz. 2019 yılında ürettiği ürünlerin %68’ini ihraç eden Fen-iş Makina olarak, bu dönemde yurtdışında siparişlerin bir kısmı satış olarak gerçekleşirken bir kısım siparişlerimiz ertelenmek durumunda kaldı. Biz sağlık bakanlığımızın uyarı ve önlemlerini firmamızın tüm kademelerinde uyguladık. Tedarik konusunda Türkiye’de ve yurt dışında bulunan bayilerimizi mağdur

62

.

Mayıs 2020 .

Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Bu süreçte Ar&Ge çalışmalarına önem verilmeli. Ürettiğimiz ürünleri daha kaliteli hale getirmek, yeni ürünler üreterek yurtdışı pazarlarda yabancı rakiplere karşı hem fiyat hem kalite olarak tercih edilebilir olma amacında olmalıyız. Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Fen-iş Makine olarak mevcut üretime ara vermeden devam ediyoruz. Ürün iyileştirme, yeni ürün üretme ve yurt içi, yurt dışı pazarlama faaliyetlerine ağırlık verdiğimiz bir dönemdeyiz. Üreticiler olarak bu salgından sonra karşılaşacağımız birikmiş taleplere hızlı şekilde cevap verebilir olmak zorundayız. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Ülkemizde ve dünyada yaşanan bu zor zamanları alınan önlemlere uyarak en kısa sürede geride bırakıp normale dönmeyi temenni eder, başta milletimize ve tüm insanlığa sağlıklı günler dilerim.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj

“Kısa Vadede Oluşan Olumsuz Durumun Pozitife Dönüşmesini Umuyoruz” Salgın sürecinde yatırımlarına devam ederek çalışmalarını sürdüren Safeset, daralan piyasa taleplerine karşın önümüzdeki dönemden umutlu. Safeset Genel Müdürü Ahmet Yıldırım Pandemi süreci ile ilgili olarak yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler vererek sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yaşanan süreç ve sonrası ile ilgili olarak çözüm önerileriniz nelerdir? Yaşanan süreçte devletimizin bizim gibi imalatçı firmaları desteklemesini sürdürmesini bekliyorum. Finansal desteklere ulaşmanın kolaylaştırılması ve şartlarının gevşetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Herkesin içinde bulunduğumuz durumda birbirine karşı anlayışlı olması ve elinden geldiğince birbirimizi destekleyerek bu zorlu süreci birlikte atlatıp salgın sonrası oluşacak yeni düzende yerimizi almamız gerekiyor. Safeset Genel Müdürü Ahmet Yıldırım

Son dönemde dünya çapında yaşanan gelişmeler paralelinde değerlendirecek olursanız, yaşanan süreç sizi nasıl etkiledi? Yaşanan sürecin sektöre ve size yansımaları hakkında neler söylersiniz? Son dönemde dünya çapında salgın bir hastalık haline gelen Covid-19 virüsü bütün ülkeleri ve dolayısıyla firmaları ekonomik olarak etkiledi. Birçok ülke ve firma resesyona girdi. Bu süreç, doğal olarak bizi de olumsuz yönde etkiledi. Çalışan personelimizin güvenliğini sağlayacak şekilde üretimimiz devam ediyor fakat satış rakamlarımız azaldı. Ülkemiz salgınla mücadeleyi kararlı ve etkin bir şekilde sürdürüyor. Umuyorum ki kısa vadede oluşan bu olumsuz tablo, kısa bir zaman içerisinde kontrol altına alınarak pozitife dönecektir. Elbette diğer bütün sektörler gibi, bizim sektörde de bir talep daralmasıyla karşı karşıyayız. Önümüzdeki günlerde salgın hastalığın etkisini hafifletmesi ve alınan önlemlerin gevşetilmesiyle satışlarımızın dengeye gelmesini beklemekteyim.

Firma olarak bu dönemde yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verebilir misiniz? Firma olarak yıllardır kazandığımızı, işimizi geliştirmek üzere yatırım olarak kullandık. Makine parkurumuzu, çalışan sayımızı, ürün portföyümüzü genişlettik. Bu dönemde yatırımlarımız azalsa da sürdürmeyi planlamaktayız. Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı? Son olarak, birlik ve beraberliğimizi koruyarak, ülkemizin ve sektörümüzün gelişmesini devam ettirmek için çok sıkı çalışmayı sürdürmeliyiz. Salgın sonrası dünya pazarında oluşabilecek fırsatları iyi değerlendirip ülkemizin gelişimine katkı sunmalıyız.

63


Röportaj

“Dijital Dönüşümün Hırdavat ve Nalburiye Sektörünü Pozitif Etkileyeceğini Düşünüyoruz” Nalburiye ve hırdavat sektörü de diğer birçok sektörde olduğu gibi dijital dönüşümden etkileniyor. Pazarlama ve satış kanallarının çeşitlenmesi ile dijital platformların birçok farklı seçeneğinden yararlanmak isteyen firmalar, kendilerini ve kadrolarını dijital dönüşüme entegre etmek için çalışmalarını ve pazarlama stratejilerini değişime göre biçimlendirmeye devam ediyor. satışlarını gerçekleştirerek kapsamlı bir online pazar oluşturmak istiyoruz. Hırdavat ve nalburiye sektöründe E-Ticaret girişimi yaparak neleri hedeflediniz? Her sektörde E-Ticaret anlamında yapılan birçok proje var. Türkiye’de 16.000 tane E-Ticaret yapan online alışveriş platformu var. Ülke genelinde diğer sektörlerde herkes tarafından bilinen başarılı projeler var iken hırdavat ve nalburiye alanlarında bu gelişim henüz kendini tamamlamış durumda değil. Hedefimiz “kurumsal kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle inşaat sektöründe kullanılan tüm malzemeleri platformumuz da alıcı ve satıcılarla buluşturarak, Türkiye’de sektörel anlamda öncü olmak. Hırdavat sektörü açısından bakacak olursanız sektörün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Hakan Berk Saraç / CEO

Nalburla.com da bu dönüşüm çerçevesinde hizmetlerini internet üzerinden kullanıcılara ulaştırmak için kurulmuş bir girişim. Firmanın CEO’su Hakan Berk Saraç, hedeflerinin “kurumsal kimlik” ve “alırken kazan” ilkeleriyle inşaat sektöründe kullanılan tüm malzemeleri, platformları aracılığıyla alıcı ve satıcılarla buluşturarak, Türkiye’de sektörel anlamda öncü olmak olduğunu söylüyor. Öncelikle firmanız hakkında bilgi verebilir misiniz? Merhabalar, ismim Hakan Berk SARAÇ. İnşaat mühendisiyim. Bota İnşaat ve Zay İnşaat şirketler grubunun CEO’suyum. 20 yılı aşkın süredir alt ve üst yapıya dair projelerde kamu yapım işleri kapsamında müteahhitlik hizmeti veriyoruz. Uzun yıllardır içinde bulunduğumuz sektörde “Nalburla.com” adı altında oluşturduğumuz projede farklı bir vizyon ortaya koyarak; alıcı olduğumuz malzemelerin, E-Ticaret ve E-Bayilik sistemiyle

64

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com


Röportaj dijital dönüşüm hırdavat ve nalburiye sektörünü nasıl etkiliyor? Sektörün gelişimini yakından takip ediyorum. Ülkemiz adına çok değerli üreticilerimiz var. Kalite standartları yüksek ürünleri kullanıcılarla buluşturuyorlar. Yeni malzemeler üretmeye ve geliştirmeye devam ediyorlar. Bu günlerde dünya genelinde salgın hastalık tehditliyle karşı karşıyayız. Süreçte herkesin dijital platformları sıkça kullandığını görmek mümkün. Dönüşümün hırdavat ve nalburiye sektöründe de hızla büyüyerek pozitif etki oluşturmasını bekliyoruz. E-Ticaret girişimi olarak pazarlama faaliyetlerinizi nasıl yürütüyorsunuz? Ticaret yapılırken pazarlama onu tamamlayan en önemli faktörlerin başında yer alıyor. Ticaret de bugüne kadar alıcı tarafta olduğumuz için; satıcılardan neler beklendiğini, nasıl bir tutum sergilenmesi gerektiğini, ticaret ahlakı, ticaret hukuku gibi kavramları iyi biliyoruz. Stratejimizi belirledik, pazarlama operasyon şemamızı oluşturduk. Müşterilerin ilgisini çekebilecek, kolay ve güvenilir alışveriş yapabileceği, kaliteli hizmet alabilecekleri ve temsilcilerle bire bir irtibata geçebilecekleri platformda saydığımız politikalarla yürütüyoruz. Dijital alanda kendinizi görünür kılmak ve potansiyel müşterilerinize ulaşmak için neler yapıyorsunuz? Dijital alanlarda yer almak için basın yayın organları, arama motorları, sosyal medya uygulamalarını kullanıyoruz. Sektördeki müşteri kitlesini yakalamak için belirli filtre kriterleri oluşturduk. Meslek grubu, hangi alanda hizmet verdikleri, talep ettikleri ürünler, yaş grubu gibi birçok sınıflandırmayı göz önünde bulunduruyoruz. Müşterilerden gelen talepler ve değerlendirmeler (şikâ-

yetler, istekler vs.) dijital alanda nasıl karşılık buluyor? Müşterilerimiz bizim için çok değerliler. Taleplerine, önerilerine ve değerlendirmelerine hassasiyet gösteriyoruz. Şikayetlerine en etkili çözümü bulabilmek için hemen devreye giriyoruz. Memnun kalmaları, dijital ortamda kendilerini güvende hissetmeleri ve yeniden bizi tercih etmeleri hizmet politikamızın temelini oluşturuyor diyebilirim. Sektörel olarak 2020 yılının geride kalan dönemini ve önümüzdeki dönemle ilgili beklentilerinizi bizimle paylaşır mısınız? Sektörel açıdan ilk çeyrek yılda hareketli bir dönemi geride bıraktık. Dünya genelinde yaşan malum sebeplerden ötürü ikinci çeyrek durgun geçiyor. Temennimiz önümüzdeki süreçte normalleşme adımları atılarak, piyasaların normale dönmesi yönündedir. Dijital pazarında büyük bir yeri ve katkısı olacağı inancındayız. “Nalburla Alın, Alırken Kazanın, Güvende Kalın”

65




Sektörel

Ayvaz Koronavirüs Sürecinde Başarılı Uygulamalar Ortaya Koyuyor Ayvaz, dünyanın öncelikli gündemi haline gelen Koronavirüs salgın sürecinde sektöre örnek teşkil eden başarılı uygulamalar ortaya koyuyor.

Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut

Mekanik tesisat sektörünün köklü firması Ayvaz, yeni tip Koronavirüs salgını sürecinde üretimden satışa, planlamadan kurumsal iletişime kadar tüm alanlarda etkin bir “dönüşüm” gerçekleştiriyor. Böylesi kritik bir dönemde “üretici” olmanın sorumluluğuyla hareket eden firma, salgınla mücadele döneminde müşterilerin ve çalışanların sağlığından ödün vermeden çalışmaya ediyor. Konuyla ilgili bilgi veren Ayvaz İcra Kurulu Başkanı Serhan Alpagut, “Ayvaz büyük bir şirket. Sadece merkez fabrikamızda 500’ün üzerinde personel çalışıyor. Tedarikçilerimiz, bayilerimiz ve iş ortaklarımızı da düşünürsek Ayvaz bugün sadece ülkemizde binlerce ferdi olan kocaman bir aile. İyi günde bu büyük ailenin ferdi olmanın gururunu yaşıyorduk, şimdi ise sorumluluğunu taşıyoruz. Önlemlerimiz, aksiyonlarımız ve geleceğe dair planlarımızda hep bu perspektifi göz önünde bulunduruyoruz” dedi. Koronavirüs riskinin ülkemizde ciddileştiği anda önlemlerini devreye soktuklarını söyleyen Alpagut “Öncelikle personelimizi, fabrikalarımızı ziyarete gelen misafirlerimizi ve temas halinde olduğumuz kişileri korumaya yönelik bir dizi önlem ve düzenlemeyi hayata geçirmiştik. Şimdi ise bu önlemlerin ikinci fazına geçtik. Satış ve diğer tüm faaliyetlerimizi ofisten değil evden yürütebilmek için gerekli planlama ve altyapımızı kurduk, ekipçe şu an herhangi bir aksama olmadan çalışmalarımızı yürütebiliyoruz” dedi. Anahtar Kelimemiz “Dönüşüm” Ayvaz’ın kurumsal sosyal medya hesaplarının bu dönemde daha etkin birer iletişim aracı haline dönüştüğü-

68

.

Mayıs 2020 .

nü söyleyen İcra Kurulu Başkanı, anahtar kelimelerinin “dönüşüm” olduğunu söyledi. Bşından sonuna iş yapış biçimlerinin bu süreçte ciddi oranda değiştiğini dile getiren Serhan Alpagut “Koronavirüs hayatımızdaki her şeye etki ediyor. Ona direnmek değil uyumlanmak zorunda olduğumuzu en başından biliyoruz. Bu süreçte biz de kendimizi ve iş yapış biçimimizi dönüştürüyoruz. Basın bültenleri yerine, sosyal medyayı daha yoğun kullanıyoruz. Yüz yüze toplantı yapmak yerine video konferans yoluyla tüm ekip bir araya gelebiliyoruz. Eskiden eğitim uzmanı arkadaşlarımız Türkiye’nin dört bir yanında seminer veriyorlardı; şimdi çalışma odalarındaki bilgisayarlarla tüm dünyaya “webinar” veriyorlar. Basılı broşür yerine dijital broşürler dağıtıyoruz” diyerek şirketlerindeki gelişmeleri aktardı. Alpagut sözlerine şöyle devam etti: “Biz bu süreci virüs ülkemize gelmeden çok önce, Çin’de salgın ilk başladığı andan itibaren küresel olarak yakından takip etmeye başladık. Bildiğiniz üzere Ayvaz’ın Çin’de bir fabrikası var. İlk olarak o fabrikamızda gerekli önlemleri aldık ve süreci orada deneyimledik. Çin fabrikamızın Koronavirüs şartlarına göre dönüşümünü başarıyla gerçekleştirdikten sonra, yeni çalışma sistemini alıp Rusya, Bulgaristan ve Polonya’daki fabrikalarımıza uyguladık. Son olarak tüm fabrikalarımızdan gelen bilgileri değerlendirdik ve Hadımköy’deki merkez fabrikamız için gelişmiş bir Koronavirüs çalışma sistemini hayata geçirdik. Ne yapacağımızı çok iyi bildiğimiz için de, fabrikamızın dönüşüm sürecini çok hızlı şekilde hayata geçirebildik. İşyeri hekimimiz ve hemşiremiz başta olmak üzere Covid-19 ekibimize bu süreçte göstermiş oldukları özveri ve emek için çok teşekkür ediyoruz. Koronavirüse karşı bizim gibi bir şirkette alınabilecek önlemler aslında belli. Seyahat engelleri, yemekhane düzeni, servis düzeni, personel bilgilendirmeleri, teknik ekipman temini, sosyal mesafenin her noktada korunması, ortak alanların hijyeni, personelin düzenli sağlık kontrolü, vardiya düzenlemeleri ve home-ofis çalışma sistemi gibi belli anahtar konular var. Biz bu konularda üst düzeyde önlemler aldığımız için, şu ana kadar sıkıntı yaşamadık. Rusya, Bulgaristan, Polonya ve Çin’deki fabrikalarımız gibi merkez fabrikamız da bu süreçte çalışmaya devam etti. Ayvaz olarak ne müşterilerimizi ne de çalışanlarımızı mağdur etmemeye kararlıyız. “

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

Filli Boya’dan Huzur Veren Renk Önerileri! Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar gibi gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin tahmin edebileceğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde en güvenli yaşam ve konfor alanımız için ideal renk önerileri sunuyor. Evlerimizde yepyeni bir hayat oluşturmanın pek çok yolu var. Bu yollardan en etkili olanı yaşam alanımızı yeni baştan renklendirmek... Renkler, klişeleri yıkanların ve sınırları kaldırmak isteyenlerin en büyük gücü! Hepimiz evimize girdiğimiz anda huzurlu ve mutlu hissetmek isteriz. Yanlış renk seçimi ve dekorasyon bu durumu tam aksi bir hale çevirebilir. Burada önemli olan, yaptığınız değişikliklerin anlamlı olmasıdır. Doğru ve anlamlı değişiklikler evinizin hem güzel hem de işlevsel olmasını sağlar. Duvarlarınız için seçeceğiniz renk, evinize dinginlik kazandırıp huzurlu hissetmenizde önemli bir rol oynar. Bu nedenle renk tercihinizi pastel tonlar yönünde kullanabilir, evinizin tamamında bir uyum yakalayabilirsiniz. Böylece koyu kahverengi ahşap

mobilyalarınız bile evinizin yatıştırıcı halini bozamayacaktır. Ayrıca konsantrasyon ve odaklanmayı destekleyen gri tonlar, derin düşünce ve meditasyon ile ilgili pastel maviler, enerji veren kırmızı tonları kendinizi iyi hissettirecek renkler olarak yaşam alanlarınızı sarabilir. Filli Boya’nın Aktif Silikon Teknolojisi ile güçlendirilen yeni ve yenilikçi iç cephe ürün serisi Momento; “Tam Silinebilirlik” ve “Yıkanabilirlik” özellikleri ve geniş renk skalasıyla yaşam alanlarında tazelenmiş bir ferahlık hissi oluşturuyor. Pastel tonlarında Momento Silan Hasır 310 rengi öne çıkarken, gri tonlarda; Momento Silan Andezit 30, pastel mavilerde; Momento Silan Kozmik 105, Momento Silan Kozmik 115, Momento Silan Kozmik 240, kırmızı tonlarında ise Momento Silan Koral 215 rengi dikkat çekiyor.

69


Sektörel

ÇEİS’ten 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’ne Özel Sektörel Farkındalık Çalışması:

“SEN’den Başlar… Bulaştırmamak Senin Elinde!” Çimento Endüstrisi İşverenleri Sendikası (ÇEİS), Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından belirlenen 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü kapsamında 2014 yılından bu yana gerçekleştirdiği etkinliklerin 2020 yılı temasını “Solunum Yoluyla Bulaşan Hastalıklar” olarak belirledi. Türkiye’nin iş sağlığı ve güvenliği eğitim merkezine sahip tek işveren sendikası olarak dikkat çeken ÇEİS, gerçekleştirdiği çeşitli çalışmalar ile üye fabrikalarının çalışanlarını Nisan ayı boyunca bilinçlendirdi.

ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat ÇALBIYIK

Çimento sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin tamamına yakınının üyesi olduğu ÇEİS, uzun yıllardır gelenek haline getirdiği 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü etkinliklerini bu yıl “Solunum Yoluyla Bulaşan Hastalıklar” teması kapsamında gerçekleştirdi. Tüm dünya ile birlikte Türkiye’de de devam eden salgınla mücadele sürecinde sendika, “SEN’den Başlar... Bulaştırmamak Senin Elinde!” sloganıyla, üye şirketlerinin fabrikalarındaki çalışanları Nisan ayı başından itibaren çeşitli çalışmalarla bilgilendirdi.

70

.

Mayıs 2020 .

ÇEİS ilk olarak, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Yeni Koronavirüs Riskine Karşı 14 Kural” başlıklı bilgilendirme dokümanını, çalışanlara doğrudan ulaşmak adına, Amerikan servis formatına getirdi ve yemekhanelerde kullanılması için fabrikalara iletti. Eş zamanlı olarak, solunum yoluyla bulaşan hastalıklar konusunda farkındalığı arttırmak adına tüm sektör çalışanlarıyla baretlerine yapıştırılmak üzere etiketler paylaştı. Biyolojik etkenlere bağlı olarak meydana gelebilecek solunum yoluyla bulaşan hastalıkların yayılımının önlenmesi için izlenecek hareket tarzını, görev ve sorumlulukları tanımlamak amacıyla “Bulaşıcı Hastalıklara Yönelik Koruyucu Önlemler Prosedürü” hazırlayarak tüm sektörle paylaştı. Salgın sürecinin en çok vurgulanan noktalarından el yıkama konusunu da atlamayan ÇEİS, fabrikalarla etkili ve doğru el yıkamanın UV ışıkları ile simule edilerek deneyimlendiği el yıkama eğitim kitini de tüm üye fabrikalarıyla paylaştı. Çalışanlar ve aileleri için salgınların önlenmesi ve sınırlandırılması için alınması gereken önlemlere ilişkin bilgilerin yer aldığı “Solunum Yolu ile Bulaşan Hastalıklar: Yeni Koronavirüs Salgın Rehberi” isimli bir kitapçık da hazırlayan sendika, herkesin faydalanabilmesi adına kitapçığı kurumsal internet sitesi üzerinden de erişime açtı. Yaklaşık 19 bin sektör çalışanına ulaşan çalışmalar kapsamında gerçekleştirilen bu faaliyetlere ek olarak, tüm fabrikaların ilgili yöneticileriyle, bulaşıcı hastalık salgını nedeniyle ortaya çıkabilecek acil durumlar karşısında neler yapılabileceğini anlatan yönlendirici bilgiler içeren dokümanlar paylaşıldı. ÇEİS, “SEN’den Başlar... Bulaştırmamak Senin Elinde!” sloganıyla gerçekleştirdiği çalışmalar ile dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınına karşı önemi daha da artan kişisel hijyen konusunda farkındalığın artırılması, çimento sektöründe sürekli hale getirilmesi ve bu konuda bir davranış değişikliği sağlanmasını amaçlıyor.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

“ÇEİS olarak tüm sektörlere örnek olmak istiyoruz” Türk çimento sektörü için iş sağlığı ve güvenliği konusunun büyük bir önem taşıdığının altını çizen ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat ÇALBIYIK, 28 Nisan dolayısıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Hem Türk çimento sektörü, hem de ÇEİS olarak iş sağlığı ve güvenliğine büyük önem veriyoruz. Bizim için fabrikalarımıza sağlıklı gelen işçilerin, gün sonunda ailelerine sağlıklı bir şekilde kavuşması her şeyden önce geliyor. Bu hassasiyet bizi Türkiye’nin İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitim Merkezi’ne sahip ilk sendikası yaptı… İş sağlığı ve güvenliği bilincini tüm çalışanlarımız için alışkanlık haline getirmek adına her yıl 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nü geniş bir katılımla kutluyoruz. Bu yıl ne yazık ki hepimiz için zorlu koşullar söz konusu. İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, çalışanlarımızı bilinçlendirerek kişisel sağlıklarını korumalarına destek olmak da sektör olarak en önemli sorumluluk alanlarımızdan biri. Koronavirüs salgını tüm dünyaya yeniliklere, farklılıklara açık olmanın önemini bir kez daha hatırlattı. Yalnızca sağlıklı olmamız halinde bu sürece katkı sağlayabileceğimizi unutmadan, kurallara uyarak ve bu kuralları bir yaşam tarzı haline getirerek kendimize, çevremize ve dünyaya katkı sağlamak durumundayız. Bu nedenle bu yılın temasını solunum yoluyla bulaşan hastalıklar olarak belirledik. Bu kapsamda çalışanlarımızın sosyalleştikleri yemekhaneleri bilgilendirici dokümanlar ile donattık. Sadece çalışanlarımızı değil, ailelerini de düşünerek, “Yeni Koronavirüs Salgın Rehberi” isimli bilgilendirici bir kitapçık

hazırladık. Ayrıca etkili el yıkamanın inceliklerini deneyimleyerek gösterdiğimiz bir çalışmaya da imza attık. İnanıyorum ki, tüm bu çalışmalar ile sektörün solunum yoluyla bulaşan hastalıklar konusundaki farkındalık düzeyine olumlu yönde katkı sunabildik.” dedi. Çimento sektörünün iş sağlığı ve güvenliği alanında yaptığı yatırımların oldukça önemli geri dönüşleri olduğunu da vurgulayan Suat ÇALBIYIK; “Sıfır İş Kazası” ilkesini benimseyen sektörümüz, son 10 yılda iş sağlığı ve güvenliğine 150 milyon TL’nin üzerinde yatırım yaparak, bu konuda önemli bir duruş sergiledi. Buna ek olarak, ÇEİS’in tek başına yaptığı yatırımın tutarı yaklaşık 10 milyon TL’yi buldu. İSG mevzuatı kapsamında çok tehlikeli sınıfta yer alan çimento sektörü, bu alanda gıpta edilen bir performans gösterdi. Biz bu sorumluluk bilinci ile yatırımlarımıza devam ederek tüm sektörler için yol gösterici olmayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.

71


Sektörel

TİM’den Koronavirüsle Mücadele İçin Üretim Seferberliği TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye’nin Koronavirüsle mücadelesine destek olmak amacıyla bünyesindeki 61 ihracatçı birliğiyle beraber üretim seferberliği başlattı. TİM, milli ve yerli üretimle, sağlık çalışanları başta olmak üzere Türkiye genelinde maske ve dezenfektan ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. “Bugüne kadar ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla başlayan üretim kapsamında; 1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan üretilecek. TİM Başkanı İsmail Gülle, “Tüm iş dünyasının iyi niyetle, parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak, bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1 milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak, bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız için üretiyoruz“ dedi.

72

.

Mayıs 2020 .

61 ihracatçı birliği, 27 sektörü ile 90 bin ihracatçısıyla Türkiye’de ihracatın tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), “Bugüne kadar ihracatımız için ürettik. Şimdi sağlığımız için üretiyoruz” sloganıyla üretim seferberliği başlatarak Türkiye’nin Koronavirüsle mücadelesine destek oluyor. Ülkemizde ilk koronavirüs vakasının ardından tıbbi maske ve dezenfektan fiyatlarındaki yüksek seyir ve merdiven altı üretimin de önüne geçilmesi hedeflenen bu seferberlik kapsamında; 1 milyon adet tıbbi maske ve 100 bin litre dezenfektan üretimi yapılacak ve Sağlık Bakanlığı’na teslim edilecek. TİM Başkanı İsmail Gülle, İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister, İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz başlatılan üretim seferberliğine ilişkin kamuoyu bilgilendirmesi yaptı. “Yerli ve milli üretim bilinciyle üretmek zorundayız” TİM Başkanı İsmail Gülle açıklamasında, ülkemizin tüm kurumlarıyla birlikte yürüttüğü bu topyekün müca-

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel delede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifade ettiği gibi devletin tüm birimleriyle beraber görevlerinin başında olduğunu belirterek şunları söyledi: “Dünya ekonomisini adım adım takip eden ihracatçılar olarak bu küresel virüs salgınının tüm dünyaya şu hususu öğrettiğinin farkındayız: İthalat ucuz olsa bile gelemeyebilir. Yerli ve milli üretim bilinciyle her ürünü kendi ihtiyacımızın da ötesinde üretmek zorundayız. Bu yalın gerçeğin idrakiyle, vatan sathında verilen koronavirüse karşı sağlık mücadelesinde, bu mücadelenin kahramanları sağlık çalışanlarımızın her daim yanlarında olacağımıza söz veriyoruz. Tüm iş dünyasının iyi niyetle, parça parça emek sarf ettiği bu süreçte, TİM olarak, bu mücadeleyi bir seferberliğe dönüştürecek şekilde koordine ediyoruz. Ülkemizin birçok büyük hazır giyim, kimya, tekstil firmaları ile birlikte sağlık çalışanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için, mevcutta yaşanan maske ve dezenfektanların tedarik sıkıntısını aşmak adına bir milli ve yerli Üretim Seferberliği başlatıyor, üretim çarklarımızı Türkiye için çeviriyoruz. Hedefimiz günlük 1 milyon maske üretimi ile başlayıp, aylık 40 milyon adet maske üretimi kapasitesine ulaşmaktır. TİM olarak, bugüne kadar ihracatımız için ürettik, şimdi sağlığımız için üretiyoruz.” Zorlu süreçlerde millet ile tek vücut olup var gücüyle çalışmayı kutsal bir görev olarak kabul ettiklerini söyleyen TİM Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu anlayışla Ticaret Bakanlığımızın destekleri ve 61 İhracatçı Birliğimiz ile koordine olarak, yerli ve milli 1 milyon adet maske ve 100 bin litre dezenfektan üreterek Sağlık Bakanlığı’mızın emrine sunuyor ve seferberliğimizin ilk adımını atıyoruz. Salgının ülkemizde yayınlamasını önlemek, teşhisi ve tedavisini yapmak için gece gündüz gayretle çalışan başta Sağlık Bakanlığımız olmak

üzere tüm yetkililerimize, değerli hekimlerimiz ve diğer tüm sağlık personelimize sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz.” “TİM olarak, ‘evde kalın’ diyoruz” İhracatın saha neferleri olarak üzerlerine düşen ne varsa vazife olarak kabul edip icra edeceklerini söyleyen Gülle, “Sayın Cumhurbaşkanımızın da ‘evinizden çıkmayın’ yönlendirmeleri doğrultusunda TİM olarak, ‘evde kalın’ diyor ve bu zorlu günleri birlikte aşacağımıza inanıyoruz. Birlik ve beraberlik duygularımızın en üst düzeyde olacağı sağlıklı günler diliyoruz” mesajını verdi. “İhracatçılarımız için tüm imkanlar seferber edilmiş durumdadır” Gülle, virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günlerden itibaren Türkiye’de gerekli önlemlerin hızlıca uygulamaya geçtiğine dikkat çekerek şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın açıkladığı parasal ve mali tedbirlerle oluşturulan 100 milyar TL’lik paket önümüzdeki günlerde ikincil ve üçüncül aşamaları ile ihracatçılarımızın bütününün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamayı sürdürecektir. Açıklanan paketin ardından kamu, katılım ve özel bankaların tüm kredi taksit ve ödemelerinde esneklik sağlanacaklarına dair açıklamaları iş dünyamız için ayrıca moral olmuştur. İhracatçılarımıza yönelik ek önlemler konusunda ise ilgili tüm bakanlıklarımız ile temaslarımız yoğun bir şekilde devam etmektedir. İhracatçılarımızın ürünlerini dünyaya yetiştirmek adına talep ettikleri kargo uçaklarının sayısının artırılması adına tüm imkanlar seferber edilmiş durumdadır. Bilhassa, Irak ve İran sınır kapılarında devreye alınan temassız ihracatın Kapıkule’de de uygulanması konu-

73


Sektörel sunda Ticaret Bakanlığımız ile birlikte çalışmalar devam etmektedir. Alınan tedbirlerin etkisiyle ortaya çıkan bu olumlu görüntünün sürmesini diliyoruz. Bu noktada, tüm bu süreci proaktif bir şekilde yürüttüğümüz Sayın Bakanımız Ruhsar Pekcan’a şükranlarımızı ifade ederim. “ “100 tesiste günlük 1 milyon maske üreteceğiz” İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe ise “Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mustafa Varank Bey, maske talebindeki hızlı artışla birlikte fiyatlar yükselince LC Waikiki’ye piyasanın dengelenmesi için maske üretimi önerdi. LC Waikiki ve TAHA Grup olarak biz de bu öneri üzerine ilk aşamada 3 milyon maskeyi üretip Sağlık Bakanlığı’na hibe etme kararı aldık. Elbette bu zorlu süreci atlatmak için tüm sektörün sorumluluk alması ve elini taşın altına koyması gerekiyor. Bu anlayıştan hareketle maske üretimi için Türkiye İhracatçılar Meclisi öncülüğünde kampanya başlatmaya karar verdik. Salgınla mücadelede canları pahasına, gece gündüz demeden çalışan hekimlerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın ihtiyacı olan maskelerin üretimi için adeta seferberlik ilan ettik. Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 100 tesisimizi çok hızlı bir şekilde organize ediyoruz. Sektör olarak bir hafta içinde günde 1 milyon adet maske üretim kapasitesi yaratacağız. Maske konusunda hekimlerimiz de halkımız da asla endişelenmesin. Salgının gidişatına ve ihtiyaca göre kapasiteyi daha da arttırabileceğiz” dedi. “Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor” İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Başkanı Adil Pelister şunları kaydetti: “Ülke olarak zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte Türkiye’nin ihracattaki ikinci büyük sektörü olan kimya sektörünün birliği İKMİB olarak ‘Önce Sağlık’ anlayışıyla

74

.

Mayıs 2020 .

hareket ediyor ve sorumluluğumuz gereği vatani bir görevi daha üstleniyoruz. İlk günden beri, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Sağlık Bakanlığımız, Bakanlıklarımız ile Bilim Kurulumuzun aldığı kararlar ve tedbirler doğrultusunda, hızla sağlık sektörümüzün ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir üretim seferberliği başlatıyoruz. Gece gündüz demeden tarihi bir özveriyle adeta cansiperane çalışan tüm hekimlerimiz ile sağlık personelimiz için başta dezenfektan ve temizlik malzemeleri olmak üzere gerekli olan her türlü kimyasalların tedariğini İKMİB olarak sağlayacağız. Bu kapsamda, İKMİB üyesi üreticilerimizden sağlayacağımız tonlarca dezenfektan ürününü, koronavirüs salgınında ülkemiz adına hayati bir sorumluluk üstlenen Sağlık Bakanlığı’mızın emrine sunuyoruz. İlgili kurumlarımız da bu konudaki talepleri bize iletebilirler. Aylık 2,5 milyon litre dezenfektan üretme kapasitemiz bulunuyor.” “Bu zor günleri el birliği ile atlatacağız” İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı Ahmet Öksüz de “Tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak bu süreçte üzerimize düşen tüm sorumlulukları layıkıyla yerine getiriyoruz. Ülkemizin salgınla mücadelede en çok ihtiyaç duyduğu stratejik ürün gruplarından biri olan maske, eldiven ve koruyucu giysi üretiminde firmalarımız 7 gün 24 saat durmaksızın üretimlerine devam etmektedir. Maske üreticisi firmalarımızın ihtiyaç duyabileceği hammaddeye ilişkin ithalat bağımlılığımız bulunmamaktadır. Bu kapsamda firmalarımızın yurt içinde hammaddeye kolay erişimi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Firmalarımızın aylık yaklaşık 40 milyon maske üretim kapasitesi bulunuyor. Bu hassas süreçte stokçuluk yapan firmalara karşı Bakanlıklarımızın aldığı önlemleri yürekten destekliyoruz. İhtiyaç halinde tüm tekstil işletmelerimizi koruyucu maske ve giysi üretim tesisine dönüştürebiliriz. Bu zor günleri hep birlikte el birliği ile atlatacağız” şeklinde konuştu.

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

T.C. Ticaret Bakanlığı, Fahiş Fiyatlarla Ürün Satan Firmalara Ceza Kesti T.C. Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu Başkanlığı, 25 Mart 2020 tarihli basın bülteninde Covid-19 salgını nedeniyle yüksek talep gören maske, kolonya ve dezenfektan gibi ürünleri rekabet kurallarına aykırı ve fahiş fiyatlarla satışa sunan firma ve şahıslara kesilen cezaları kamuoyu ile paylaştı. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 62’nci maddesinde haksız ticari uygulamalar şu şekilde tanımlanmıştır: “ (1) Bir ticari uygulamanın; mesleki özenin gereklerine uymaması ve ulaştığı ortalama tüketicinin ya da yöneldiği grubun ortalama üyesinin mal veya hizmete ilişkin ekonomik davranış biçimini önemli ölçüde bozması veya önemli ölçüde bozma ihtimalinin olması durumunda haksız olduğu kabul edilir. Özellikle aldatıcı veya saldırgan nitelikte olan uygulamalar ile yönetmelik ekinde yer alan uygulamalar haksız ticari uygulama olarak kabul edilir. Tüketiciye yönelik haksız ticari uygulamalar yasaktır.” Söz konusu tanımda da ifade edildiği üzere, bir ticari uygulamanın haksız olarak nitelendirilebilmesi için bu uygulamanın, mesleki özeninin gereklerine uymama ve tüketicinin ekonomik davranış biçimini bozacak bir etkide bulunma şeklindeki iki unsuru bir arada taşıması gerekmektedir. Mesleki özen kavramına ilişkin olarak 6502 sayılı Kanun ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde açık bir tanıma yer verilmemekle birlikte, özellikle Yönetmeliğin Doğruluk ve dürüstlük başlıklı 7 nci maddesinin; “(2) Reklamlar, ekonomik ve sosyal sorumluluk bilinci içinde ve haksız rekabete yol açmayacak şekilde hazırlanmalıdır. (4) Reklamlar, tüketicinin güvenini kötüye kullanamaz ya da onun tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar edemez. (5) Reklamlar, aşağıda sayılan haller başta olmak üzere, hiçbir konuda tüketiciyi doğrudan veya dolaylı olarak yanıltabilecek ifade ya da görüntüler içeremez: a) Malın; yapısı, bileşimi, tedariki, faydası, riski, aksesuarları, üretim yöntemi ve tarihi, amaca uygunluğu, kullanım şekli, kullanım ömrü ve alanları, teknik özellikleri, verim ve performansı, miktarı, menşei, çevreye etkisi gibi özellikleri ç) Mal veya hizmetin değeri ve ödenecek gerçek toplam fiyatı,” hükümlerinden görüleceği üzere haksız rekabete yol

76

.

Mayıs 2020 .

açan, tüketicilerin bilgi ve tecrübe eksikliklerinden faydalanmaya çalışan, tüketicileri özellikle satın alacakları malların niteliği ve değeri konusunda yanıltan uygulamaların mesleki özene aykırı eylemler olduğu açıktır. Diğer taraftan, özellikle malların fiyatlarının etkilenmesi suretiyle tüketicilerin ekonomik davranışlarını bozucu eylemler ise; Yönetmeliğin, Haksız Ticari Uygulama Olarak Kabul Edilen Örnek Uygulamalar başlıklı ekinin 19 uncu maddesinde “Girdi maliyeti ve döviz kuru artışı gibi fiyat değişimlerinden etkilenmemesine rağmen bu durumlardan etkileniyormuş gibi hareket ederek tüketiciye sunulan mal veya hizmetin satış fiyatında haklı bir gerekçe olmaksızın artış yapmak.” şeklinde belirtilmektedir. COVID-19 salgını ile birlikte kamuoyunun dikkatinin virüs ve etkileri üzerinde yoğunlaştığı göz önüne alındığında tüketicilerin salgın ile bireysel mücadele kaygısıyla gerek maske, kolonya ve dezenfektan gibi temel ihtiyaç haline gelen tıbbi malzemelere gerekse gıda maddelerine yönelik yoğun bir şekilde talep göstermeleri doğal bir tepki halini almıştır. Diğer taraftan, gösterilen bu talebe karşılık olarak kimi satıcıların fiyatları maliyetlerin ötesinde arttırma yoluna gitmeleri ve bu şekilde arz yönünde rakiplerinin makul fiyatlar ile mal edinmesi ve edindikleri bu malları tüketicilere piyasanın normal işleyişi içerisinde sunmalarını engellemiştir. Talep yönünde ise, bu faaliyetlerin, tüketicilerin özellikle gelirleri ve ileriye dönük harcama beklentileri üzerinde bir baskının bulunduğu bu gibi durumlarda rasyonel bir biçimde fiyatların oluşmasına katkıda bulunmalarının önüne geçtiği ortadadır. Söz konusu eylemlerin diğer bir etkisi de, tüketiciler nezdinde anılan ürünlere aşırı talep olması dolayısıyla ürün fiyatlarının yükseldiği dolayısıyla gelecekte temel ihtiyaç haline gelen bu ürünlerin temininin zor ya da aşırı pahalı olabileceği şeklinde intiba uyandırılmasıdır. Sonuç olarak, belirtilen satıcılar yukarıda yer verilen ürün gruplarının gerek arz zinciri güvenliğini gerekse fiyatlarını olumsuz bir biçimde etkileyecek piyasa bozucu uygulamalarda bulunmuşlardır.

www.istanbulhirdavatfuari.com


TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜN LİDER YAPI FUARI TURKISH BUILDING INDUSTRY’S and REGION’S BIGGEST GATHERING

43.

24 - 28 AĞUSTOS / AUGUST 2020 ih Tar es i n Ye Dat New

Organizatör / Organiser

Hyve Build Fuarcılık A.Ş. | Tic. Sic. No: 758423 | Mersis No: 0947046442400015


Sektörel

Google’da Bahçe Aletleri Aramaları Arttı Karantina döneminde evde kalan insanlar umutlarını ve morallerini taze tutmaya çalışıyor. Farklı ülkelerin internette öne çıkan aramalarının açıklandığı Google Arama Trendleri’ne göre, Türkiye’de “bahçe aletleri”, “kareoke mikrofonu”, “köpek sahiplenme” ve “şekerli kurabiye” aramaları arttı. İnsanlar evde kaldığımız şu dönemde keyifli vakit geçirmenin yollarını bulmak için arayış halindeler. 20 Nisan haftasını kapsayan Google Arama Trendleri raporu, yapılan aramaların eğlence ve kişisel bakım kategorilerinde yoğunlaştığını gösteriyor. Rapor, yaza hazırlıktan evcil hayvan edinmeye, aile ve arkadaşlarla online ortamda vakit geçirmekten kişisel bakıma ve yemek pişirmeye dair üretken fikirlere yönelik aramaları yoğunlaştı.

raoke mikrofonu”, Norveç’te ve Belçika’da “online aktiviteler” kelimeleri sıkça aratıldı. İngiltere’de “bronzlaşma yağı” aramaları arttı Karantina döneminde insanlar kişisel bakımda kendi kendilerine yapılabileceklerin sınırını keşfetme imkânı buldular. Özellikle saç ve cilt bakımı konusunda yoğun arama mevcut. İngiltere’de “saça limon suyu bakımı” ve “bronzlaşma yağı”, Güney Afrika’da “cilt ürünleri” aramaları artış gösterdi. Türkiye’de ise “sıkılaştırıcı tonik”, ”siyah nokta temizleyici”, “saç rengi açma” aramaları çoğaldı.

Umutlar arttı, aramalar bahçede yoğunlaştı Havaların ısınmasıyla virüsün etkisinin azalacağı yönünde çıkan haberler, Google SMB Premier Partneri EG Bilişim Teknolojileri’nin CEO’su Gökhan Bülbül insanları yaz mevsimine hazırlıklı girİnsanlar evde kaldıkça şirketler dijimek için teşvik etti. Türkiye’de bahçe talleşmek zorunda kalacak işlerine yönelik olarak “çapa makineGoogle SMB Premier Partneri EG Bilişim Teknolojilesi”, “çim tohumu”, “bahçe aydınlatma” ve “sineklik fiyatri’nin CEO’su Gökhan Bülbül, Google Arama Trendleri ları” aramalarında artış gözlemlendi. Mutfağa yönelik raporunun insanların evde geçirdikleri zamanı nitelikli aramalarda ise “somon”, “çilekli milkshake”, “şekerli kuhale getirme gayretinde olduklarını gösterdiğini söyledi. rabiye tarifi” ve “fırında ekmek” aramaları yükselişteydi. Firmaların oluşan yeni ihtiyaçlara destek olabilecek çözümler geliştirmesinin bu dönemde önemli bir fırsat olaFransa kedi, Türkiye köpek sahiplenmeyle ilgilendi bileceğinin altını çizen Bülbül, online ortamda geçirilen Google Arama Trendleri raporundan çıkan sonuçlar, insanların evcil hayvan sahiplenme ile ilgili merakının artzamanın artmasının şirketlerin dijitalleşme sürecini hıztığına işaret ediyor. Rapora göre, Fransa’da “kedi sahiplandıracağını vurguladı. lenme”, Türkiye’de ise “köpek sahiplenme” aramalarında artış yaşandı. Bunun yanı sıra insanlar evde keyifli vakit geçirmeye yönelik aramalar da yaptılar. Türkiye’de “ka-

78

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com



Sektörel

Dezenfektanlar ve Dezenfektan Kullanımı Hakkında Bilgi Notu Temizlik ürünleri daha çok kirlerin ortamdan uzaklaştırılması ve temizlik amacıyla kullanılırken, dezenfektanlar kişilerin genel ve özel hijyeni, araç-gereç hijyeni ve çalışan personel hijyeninin sağlanması amaçlarıyla mikroorganizmaların ortamdan uzaklaştırılması için kullanılmaktadır. Kullanılacak temizlik ürünleri ve dezenfektan seçiminde temizlik ve dezenfeksiyon sağlama etkinliğinin yanı sıra sağlık üzerine olabilecek olumsuz etkileri de dikkate alınmalıdır. Bu derlemede, dezenfektanların etki mekanizmaları, kullanım alanları kimyasal ve sağlık etkileri özetlenmiştir. Dezenfektana Ait Nedenler 1- Yoğunluk: Kimyasal maddeler yoğun eriyikler halinde iken mikrobisid, sulu veya düşük konsantrasyonlarda da mikrobistatik etkiye sahiptirler. Ancak, yoğun eriyikler, ekonomik olmadığı gibi, hem vücuda ve hem de eşya üzerine zararlı etkide bulunurlar. Yoğunluğun artması ile mikrobisidal etki arasındaki bu bağlantı devamlı değildir. Belli bir konsantrasyondan sonra, artık tesirin değişmediği görülür. Örn. dezekfektanın başlangıçtaki yoğunluğu %1 iken, bu %2‘ye çıkarılırsa etkisinin de, bir misli artacağı anlamına gelmez veya etki bir misli artmayabilir (belki, bir miktar artabilir). İkinci kez yoğunluk bir kat daha (%4) artırılırsa, öldürme oranında eskiye oranla büyük bir artış görülmez. Bu durum, konsantrasyonun artmasıyla, öldürme oranının sabit kaldığı bir düzeye kadar devam eder. Bundan sonra yoğunluk artsa da, öldürme oranı değişmez. Bu nedenle de, dezenfektanların en iyi etki sağladığı bir optimal yoğunlukları vardır. Bu optimal yoğunluk fenol için %25‘dir. 2- Kimyasal yapısı: Dezenfektanlar kimyasal yapılarına göre organik ve inorganik olmak üzere 2 kısma ayrılırlar. Organiklerin etkisi yapılarındaki karbon ve hidrojen sayıları ile orantılı olarak artar. İnorganiklerin tesiri ise bunların suda iyonize olma kabiliyeti ile ilişkilidir. Fazla iyonize olabilen asitler (HC, H2SO4, vs.) veya alkaliler (NaOH, KOH, vs.), etki bakımından, daha az iyonize olanlardan, daha fazla etkiye sahiptirler. Mikroplara Ait Nedenler 1- Mikroorganizmaların karakteri: Dezenfektanların etkili olabilmesinde mikropların karakterlerinin önemi fazladır. Vejetatif formlar, genellikle, kapsüllü olanlardan ve sporlardan çok daha duyarlıdırlar. Etrafında balmumu tabakası olan Mikroorganizmalar dezenfektanlara, diğer etkenlerden, daha fazla direnç gösterirler. Mantarlar ve mantar sporları da dezenfektanlara karşı

80

.

Mayıs 2020 .

genellikle az duyarlıdırlar. 2- Mikroorganizmaların yaşı: Üreme ve yayılma döneminde olan mikroplar, durma ve ölme periodundan, daha hassastırlar ve kısa bir süre içinde dezenfektanlar tarafından ortadan kolaylıkla kaldırılabilirler. Tek bir mikroorganizmadan oluşmuş kültürdeki bütün mikropların dirençleri birbirinin aynı olmayıp aralarında farklar vardır. Bazılarının az, diğerlerinin ise çok dirençli olmasına karşın populasyonun büyük çoğunluğu ortalama bir duyarlığa sahiptir ve bu değerler, birbirine yakındır. Ekstrem limitlere sahip (çok az ve çok fazla duyarlı) bakterilerin sayısı ise genellikle azdır. Bu durum normal bir dağılım karakteri gösterir. Böyle bir populasyonda, çok duyarlı olanlardan, az duyarlı olanlara doğru ölme süresinde bir uzama görülür. En duyarlılar ilk önce ve daha az duyarlılar da, direnç sırasına göre, daha sonra ölürler. 3- Mikroorganizmaların sayısı: Dezenfekte edilecek ortamda ne kadar fazla ve aynı zamanda çeşitli tür ve karakterde mikrop bulunursa, bunları öldürmek için geçen süre de o oranda fazladır. Çok kontamine yerler, malzeme, eşya, vs. için süre normalinden daha fazla olmalıdır. 4- Mutantlar: Dezenfektanlar uygun seçilmez, yoğunluğu iyi ayarlanmaz ve yeterli süre boyunca kullanılmazlarsa hem etkisi istenilen derecede olmaz ve hem de o dezenfektana karşı dirençli yeni generasyonlar meydana gelebilir. Bu oluşan nesiller, artık o dezenfektandan etkilenmezler. Böyle durumları göz önüne alarak dezenfektanların seçimini iyi yapmalı, prospektüse uygun olarak kullanmalı ve icap ederse başka bir etkili dezenfektandan da yararlanmalıdır.

Diğer Nedenler 1- Süre: Bir dezenfektanın kimyasal yönden etkili ola-

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel bilmesi için, yeterli bir süre mikroplarla temas etmesi gereklidir. Bu zaman dilimi, dezenfektanın kimyasal karakterine ve kullanılan yere göre değişebileceği gibi, mikroorganizmanın özelliğine (kapsül, spor, mikrop türü, Gram pozitif, Gram negatif mikroplar, vs.) ve kökenine de (bakteri, virüs, mantar) bağlıdır. Etki süresi kısa olursa, mikrobisid etkiden ziyade, mikrobistatik tesir elde edilir ve mutantlar oluşabilir. 2- Sıcaklık: Eritken olarak veya sulandırmak için kullanılan sıvının ılık veya sıcak olması, dezenfektanların etkileri üzerine olumlu yönde tesir eder. Isı, yüzey gerilimini azaltır, viskoziteyi düşürür, buna karşın iyonizasyonu arttırır. Sıcaklık düştükçe iyonizasyon ve etki azalır, buna karşılık öldürme süresi uzar. Isı, ayrıca, kimyasal ve fiziksel reaksiyonların hızını da arttırır. Bu nedenle sıcaklık ile süre birbirine ters orantılıdır (ısı arttıkça öldürme süresi kısalır). Örn. fenolün 10 °C‘ de ve %1.45 konsantrasyonu ile 20 °C‘ de %1.15 yoğunluğunun etkisi, 30 dakika içinde aynıdır. 3- Ortamın pH‘sı: Ortamın asitlik veya alkalilik derecesi, optimal pH limitlerinden ne kadar fazla ayrılırsa, mikropların dirençleri üzerine olumsuz yönde etkiler ve ölme sürelerini kısaltır. Hidrojen iyon konsantrasyonu aynı zamanda dezenfektanların iyonizasyonuna da etki eder. Her dezenfektanın, en fazla iyonize olabildiği minimal ve maksimal pH limitleri vardır. 4- Dış maddeler: Dezenfeksiyonun başarılı olabilmesi için, mikropların, kimyasal maddelerle direk temasa gelmesi çok önemlidir. Etrafı organik (kan, serum, vücut sıvıları, idrar, dokular, mukoid salgı, vs.) ve diğer maddelerle (toz, toprak, yaprak, v.s.) sarılı olan mikropların ölmesi mümkün değildir. Böyle örtücü role sahip dış maddeler, aynı zamanda, dezenfektanları inaktive edebileceği gibi, etkisiz olan veya başka tesire sahip bileşikler haline de getirebilirler. Bu nedenle, bir yeri veya bir eşyayı dezenfekte etmeden önce kaba temizliği yapılır ve bundan sonra uygun olduğu saptanan dezenfektanla uygulamaya geçilir. 5- Ozmotik basınç: Ozmotik basıncın mikroplar üzerine etkisi fazladır. Dezenfektanlar, içinde eridikleri veya sulandırıldıkları sıvının ozmotik basıncını arttırırlar. Bu durum, hücre duvarlarının yarı geçirgenlik özelliğini bozar ve bakterilerin ölümüne neden olur. 6- Yüzey gerilimi: Dezenfektanların diğer bir özelliği de, ortamın yüzey gerilimini düşürerek hücre duvarının semipermeabilitesini bozmasıdır. Yüzey geriliminin düşmesi ile dezenfektan, bakteri yüzeyi ile direk ve sıkı temasa gelir ve dezenfektanın ıslatma ve yayılma kabiliyeti de artar. Bu durum ortamdaki kimyasal maddelerin bakteri yüzeyinde toplanmasına ve beslenmenin bozulmasına neden olur. Bazı hallerde kombine dezenfektanın kullanılması, ozmotik basıncı yükseltmek ve yüzey gerilimini düşürmek için gerekli olabilir. 7- Oligodinamik etki: Bazı kimyasal maddelerin yoğun konsantrasyonları toksik olmasına karşın, düşük yoğunluktaki eriyikleri ise, aksine üremeyi teşvik edici

bir etkiye sahip olunabilir. Bakır (Cu), altın (Au) ve gümüş (Ag) böyle tesire sahiptirler. Bu maddeler, mikrop ekilen bir katı besi üzerine konursa, metal iyonlarının yayılması nedeniyle etraflarında dar veya geniş bir inhibisyon alanı meydana gelir. Bunun genişliği, madde içindeki esas metalin yoğunluğuna bağlıdır. Ancak, yayılan metalin oranı az ise, inhibisyon alanı yerine, normalden çok daha fazla bir üreme halkası görülebilir. 8- Kimyasal antagonism: Bazı kimyasal maddelerin etkisi diğer, substanslar tarafından inaktive edilebilir, değiştirilebilir veya etkisi olmayan başka şekle dönüştürülebilir. Örn. dilue HgCl2 ün etkisi, ortamda glutation veya sistein bulunursa veya katılırsa, giderilir. Bu maddeler HgCl2 ile birleşerek, bakteri enzimlerindeki (---SH) gruplarının serbest ve aktif kalmasını sağlarlar. Çünkü HgCl2, sülfidril gruplarına karşı özel bir affinitesi vardır. 9- Mikroorganizmaların direk temas: Dezenfektanların etkili olabilmesi ve infeksiyon etkenlerinin yok edilebilmesi için, Mikroorganizmaların direk teması önemlidir. Bu husus, mutlaka yerine getirilmesi gereken ilk ve önemli noktalardan biridir. Bu amaçla, dezenfeksiyondan önce iyi bir temizlik yapılmalıdır. 10- Uygulama tekniği: Dezenfektanların kullanılmasında bazı tekniklerden yararlanılır. Bunlardan birinin seçimi (tütsü, püskürtme, yıkama, daldırma silme, vs.) tatbik edilecek yere ve dezenfektana göre değişir. Bu yöntemler dezenfektanların prospektüslerinde bildirilmiştir. Mikroorganizmaları Etkileme derecelerine göre dezenfektanlar 1. Yüksek Düzey Dezenfeksiyon: Sporisit özelliği olan kimyasallarla sterilizasyon için gerekenden (3 saat ve üzeri) daha kısa sürede (10-20 dakika) uygulanan dezenfeksiyon şeklidir. Çok dirençli bir kısım bakteri sporları dışında tüm mikroorganizmalar inaktive olur. 2. Orta Düzey Dezenfeksiyon: Bakteri sporlarına etki göstermeyen, fakat mikobakteri, zarfsız virüs ve diğer mikroorganizmalara etkili olan dezenfeksiyon seviyesidir. 3. Düşük Seviye Dezenfeksiyon: Bakteri sporu, mikobakteri ve zarfsız virüslere etkisiz olan ancak bir kısım vejetatif mikroorganizmaları etkileyebilen dezenfeksiyon seviyesidir. Etki mekanizmalarına göre dezenfektanlar · Fenol ve türevleri: Bu maddeler sitoplazma zarındaki oksidaz ve dehidrogenazlarla geri dönüşümsüz olarak bağlanarak hücre içi bileşiklerin dışarı çıkmasına neden olur. · Alkil grubu: Krezol, lizol. Klor grubu: Hekzaklorofen. Organik çözücüler: Sitoplazma zarının lipid yapısını bozarak ve hücre proteinini denatüre ederek etki ederler. Örn. kloroform, alkoller ve toluen. · Hücre Proteinlerini Denatüre Edenler Örn. alkol, aseton, organik çözücüler. · Protein ve Nükleik Asitlerin Fonksiyonel Gruplarında

81


Sektörel Modifikasyon Yapanlar Ağır metaller (örn. civa, bakır, çinko), oksitleyici ajanlar (örn. peroksitler), alkilleyici ajanlar (örn. formalin, etilen oksit). · Enzimlerin İşlevini Bozarak veya Değiştirerek Etki Edenler Örn. kuarterner amonyum bileşenleri, okside edici maddeler, formaldehid, etilen oksit. · Bakteri Sporlarına Etki Edenler Kuarterner amonyum bileşenleri germinasyon aşamasında etkilidir. Fenol, sporun oluşum aşamasına etki eder. Gluteraldehid, formaldehid, hipoklorit, iyot, hidrojen peroksit ve etilen oksit olgun spor aşamasında etkilidir.

Kimyasal yapılarına göre Dezenfektanlar; · Fenol ve fenol bileşikleri: Krezol, lizol, hekzaklorofen. · Klor ve klor bileşikleri: Hipoklorit. · İyot ve iyot bileşikleri: İyodoforlar, povidon iyot. · Aldehidler: Formaldehid, Gluteraldehid. · Alkoller: Etil alkol, isopropil alkol. · Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkolyum klorür (zefiran). · Amonyum komponentleri ve diguanidler: Klorheksidin, setrimit. · Hidrojen peroksit · Etilen oksit

Yüksek düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler: · Gluteraldehid: Satüre dialdehid olan gluteraldehid etkin bir dezenfektan ve kimyasal sterilizan olarak kabul edilmiştir. Sıvı solüsyonu asidik olan gluteraldehidin sporisit özelliği yoktur. Yalnızca alkali solüsyon olarak

82

.

Mayıs 2020 .

kullanıldığında pH 7.5-8.5 aralığında sporisit özelliği vardır. %2 yoğunlukta vejetatif bakterileri 2 dakikada, mikobakterileri 20 dakikada, sporlu bakterileri ise ancak 3 saatte öldürebilmektedir. Yüksek düzey dezenfeksiyon için oda ısısında 20 dakika temas süresi yeterlidir. Metal için koroziv olmadığı gibi plastik ve lastik materyale zarar vermemektedir. · Ortofitalaldehid (OPA): %0.55 1,2-benzenedikarboksialdehid ya da OPA, şeffaf, soluk mavi pH`sı 7.5 olan bir solüsyondur. Oldukça geniş bir etkinlik alanı vardır. Bilinen göz ve burun pasajına ait irritan etkisi yoktur. pH 3-9 arasında mükemmel stabilizasyonu mevcuttur. Mikroorganizmalar ve sporlar üzerinde oldukça geniş bir etkinliği vardır. Toksisitesi gluteraldehitten daha az ve mikobakterilere daha hızlı etkilidir. · Perasetik asit: Perasetik asit ya da peroksiasetik asit tüm mikroorganizmalar üzerine etkinliği olan bir sterilizandır. Oldukça hızlı etkili bir sporisittir. Yüksek düzey dezenfeksiyon için 5-10 dakika yeterlidir. Dayanıksız ve pahalı bir bileşiktir. Ayrıca, bazı metaller üzerinde korozyona neden olur. Yoğun çözelti ile temas halinde cilt yanıkları ve göz hasarı oluşabilir. · Hidrojen peroksit (H2O2): Hidrojen peroksit oldukça fazla mikroorganizmaya, bakteriye, mantara, virüse ve spora etkinliği olan bir maddedir. Toksik olmayan bir bileşiktir. Stabilize formları uzun süre dayanıklıdır. %7.5`lik çözeltisi 10 dakikada yüksek düzey dezenfeksiyon sağlar. Genel temizlik ve dezenfeksiyon için %1-3 yoğunluğunda kullanılır. · Hidrojen peroksit ve perasetik asit: %0.23 perasetik asit ve %7.35 hidrojen peroksitin bakteriyel sporlar ve tüm mikroorganizmalar üzerinde etkinliği gösterilmiştir. Özellikle gluteraldehide dirençli mikobakterileri etkisiz hale getirmektedir. · Klordioksit (ClO2 ): Yüksek derecede okside edici bir maddedir. Koroziv ve tahriş edicidir. Organik maddelerden ve ışıktan etkilenir. Yüksek derecede dezenfeksiyon için 5 dakika yeterlidir. · Süperoksitlenmiş (elektrolize) su - Hipokloroz asit: HOCl formülüne sahip bir zayıf asittir. Tuzlu suya elekt-

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel rik akımı (950 mV) uygulanarak elde edilen elektrolize su mikroorganizmalara karşı geniş bir etki spektrumu gösterdiğinden dezenfeksiyon işlemlerinde kullanılabilir. Elektrotlara voltaj uygulandığında iyonlar yüklerine göre ayrılır ve anot bölgesinde asidik çözelti (anolit), katot bölgesinde ise alkali çözelti (katolit) oluşur. Anolit içerisindeki maddelere (hipokloroz asit hipoklorit iyonları, erimiş oksijen, ozon, süperoksit radikalleri…) bağlı olarak güçlü oksidasyon potansiyeli ve yüksek derecede antimikrobik aktivite gösterir. Bakteri, mantar, parazit ve virüsleri hızlı bir şekilde öldürür. Sporlara etkisi ise yavaştır. Ancak dayanıklı değildir ve uygulama yerinde üretilmesi gerekir. Sert yüzeylerin ve su sistemlerinin dezenfeksiyonunda kullanılabilmektedir. Özellikle gıdalarla temas eden yüzeylerin dezenfeksiyonunda güvenli bir yöntemdir.

Orta ve düşük düzey dezenfeksiyon için kullanılan bileşikler: · Alkoller: Gram-pozitif (MRSA ve VRE dahil) ve gram-negatif mikroorganizmalara, mikobakterilere, funguslara ve herpes simpleks virüs (HSV), HIV, influenza virüs, respiratuar sinsityal virüs (RSV), hepatit B virüsü (HBV), adenovirüs, rotavirüs ve rinovirüs gibi çeşitli virüslere karşı güçlü inhibitör etkinliğe sahiptir. Buharlaştıklarından yüzey temizliğinde kullanılmaları tavsiye edilmez. · Kuarterner amonyum bileşikleri: Benzalkonyum klorür, setil-piridinyum klorür, alkil dimetil benzil amonyum klorür bu gruptan olan dezenfektanlardır. Genel olarak katyonik deterjan özelliği gösteren yüzeye etkili bir dezenfektandır. Hasta cildine temas eden tansiyon manşonu ve steteskop gibi kritik olmayan aletlerin yüzeylerinin temizliğinde de kullanılabilmektedir. Alkil dimetil benzil amonyum klorür hastanelerde kullanılan başlıca bileşiktir. Fungusid, bakterisid ve virüsid olarak etkinliği vardır. · Fenolikler: Yüksek konsantrasyonlarda kullanılan fenol deriveleridir. Ortofenilfenol ve ortho-benzyl-para-chlorofenol şeklinde kullanılır. Fungusid, tüberkülosid ve virüsid olarak kullanılmaktadır. Kritik olmayan tıbbi cihazların temizliğinde kullanılması önerilmektedir. · İyodoforlar: İyot ve polivinil pirolidon bileşiği olan povidon iyodür en sık kullanılan iyodofor olup bakterisi-

dal, tüberkülosidal, virüsidal ve fungusidal etki gösterir. Sporisit etkileri yoktur. Sıklıkla antiseptik olarak kullanılmasının yanında kan kültür şişelerinin ve medikal ekipmanların, hidroterapi tanklarının termometrelerin ve kullanıldıktan sonra endoskopların temizliğinde kullanılmaktadır.

Kaynakça; https://www.turkiyeklinikleri.com/article/en-deterjanlar-ve-dezenfektanlar-etki-mekanizmalari-kullanim-alanlari-ve-saglik-etkileri-76575.html http://www.mikrobiyoloji.org/TR/Genel/BelgeAltKardes.aspx?F6E10F8892433CFFA79D6F5E6C1B43FF6B12BC5704C951AB https://www.das.org.tr/kitaplar/kitap2009/pdf/109-120%20Ufuk%20 Abbasoglu.pdf Not: Dezenfektanlar ve Dezenfektan Kullanımı Hakkında Bilgi Notu başlıklı makale Kimya Mühendisleri Odasının http://www.kmo.org.tr/genel/ bizden_detay.php?kod=5068&tipi=0&sube=0 adresinden alınmıştır.

83


Sektörel

Türk Boya ve Yapı/Ahşap Kimyasalları Sektörü Latin Amerika’ya Açılıyor Ticaret Bakanlığı’nın geçen hafta açıkladığı ticaretin devamı için yeni yöntemlerden biri olan sanal ticaret heyetlerinin ilki İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) tarafından 11-22 Mayıs tarihlerinde “Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” olarak gerçekleştirilecek. İKMİB’in boya ve yapı/ahşap kimyasalları sektörüne yönelik ilk defa gerçekleştireceği “Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti” kapsamında 30 Nisan Perşembe günü Kolombiya pazarı hakkında bilgi veren bir webinar düzenlendi. 32 firmanın katılması beklenen sanal ticaret etkinliğinde, katılımcılar 11- 22 Mayıs tarihleri arasında Skype üzerinden ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecek. 11-22 Mayıs 2020 tarihleri arasında düzenlenecek Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti organizasyonuna boya ve yapı/ ahşap kimyasalları sektöründe faaliyet gösteren 13 Türk firması katılacak. Skype üzerinden gerçekleşecek ikili iş görüşmelerinde her katılımcı firmanın minimum 8 görüşme yapması, görüşmelere danışman ve tercüman dahil edilmesi planlanıyor. Program kapsamında yapı marketleri, inşaat malzemeleri toptancıları, proje firmaları, mimarlık ofisleri gibi farklı alıcı grupları ile görüşmeler yapılacak. İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister

Zoom aracılığıyla 30 Nisan 2020 tarihinde düzenlenen webinara, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, T.C. Bogota Ticaret Müşaviri Türker Kocamış, İKMİB Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu Üyeleri, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri (İMMİB) Genel Sekreteri Dr. S. Armağan Vurdu, ProColombia Yetkilisi Carlos Vega ile Posse Herrera Abogados Firması Yetkili Müdürü Juan David Barbosa’nın yanı sıra firma temsilcilerinden oluşan toplam 88 kişi katıldı. Kolombiya’daki güncel pazar durumuna ilişkin değerlendirmenin yapıldığı webinarda yapı malzemeleri, yapı kimyasalları ve boya sektörleri hakkında sunum yapıldı, sektörlerin ithalatındaki kurallar, pazardaki ürünler ve fiyatlar hakkında bilgiler paylaşıldı ve firmaların soruları yanıtlandı. Kolombiya dışında Meksika, Panama, Kosta Rika, Ekvator, Peru, Şili, Paraguay, Arjantin, Uruguay, El Salvador gibi 10 ülkeden yaklaşık

84

.

Mayıs 2020 .

Pelister: “Latin Amerika pazarı sektörümüz açısından büyük bir potansiyele sahip” Etkinlik hakkında bilgi veren İKMİB Yönetim Kurulu Başkanı Adil Pelister, “Ticaret Bakanlığımız geçtiğimiz günlerde ticaretin devamı için yeni normalleşmenin en önemli realitesi olacak dijital ticaret uygulamaları konusunda bir açıklama yayımladı. Sanal ticaret heyetleri bu uygulamalardan biri olacak. Biz de İKMİB olarak ilk sanal ticaret heyetini düzenlemenin onurlu heyecanını yaşıyoruz. Bu kapsamda 11-22 Mayıs 2020 tarihleri arasında Kolombiya Sanal Ticaret Heyeti organizasyonu gerçekleştiriyoruz. Bu organizasyonumuz kimya sektörünün alt sektörü boya, yapı kimyasalları ve alt yapı plastikleri sektörümüzü kapsayacak şekilde gerçekleşecek. Organizasyonumuza ülkemizden bu sektörlerde 13 firmamız, Kolombiya, Peru, Ekvador, Meksika, Şili, Kosta Rika, Paraguay, Arjantin, El Salvador, Panama ve Uruguay’dan 32 firma katılacak. Bu firmalarımız Skype üzerinden karşılıklı ikili iş görüşmeleri gerçekleştirecekler” dedi.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel Latin Amerika inşaat malzemeleri sektörü pazarının, özellikle kimya alt sektörlerinden boya, yapıştırıcı ve yapı kimyasalları, plastik borular gibi ürün grubu açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Pelister, “Aslında bu organizasyonu Mart ayının sonunda Kolombiya’ya Sektörel Ticaret Heyeti olarak gerçekleştirecektik ancak koronavirüs salgını sebebiyle ertelemek zorunda kaldık. Başta Ticaret Bakanlığımız olmak üzere, Türkiye İhracatçılar Meclisimiz ile beraber çalışmalara başlayarak bu projeyi hayata geçirdik. Kimya sektörü olarak Güney Amerika pazarına ayrıca önem veriyoruz. Karşılıklı olarak yatırım dahil olmak üzere ticari ve ekonomik ilişiklerimizin genişlemesini savunuyor buna göre de elimizden geldiğince iş dünyamızı bölgeye ısındırmaya çalışıyoruz. Bunun için gerek sanal gerekse fiili olarak benzer ticari organizasyonlara devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Ürün tanıtımı için özel web sitesi hazırlandı Firmaların ürün tanıtımlarını, hazırladıkları https://www. turkishbuildingchemicals.com/ sitesi üzerinden yapacaklarını belirten Pelister, “Düzenleyeceğimiz sanal ticaret heyetimiz ile boya, yapı kimyasalları ve inşaat malzemeleri sektöründe faaliyet gösteren firmalarımızın Latin Amerika pazarını tanımalarını, Kolombiya ve komşu ülkelerdeki alıcılar ile iş görüşmeleri gerçekleştirmelerini ve iş görüşmeleri sonrasında programı değerlendirerek sonraki stratejinin belirlenmesini amaçlıyoruz. Firmalarımızın ürün tanıtımlarını yapabilmeleri için özel bir site hazırladık. Son bir aydır kullandığımız bu web sitesi üzerinden ürün tanıtımları yapılmaya devam edecek. Sanal olarak gerçekleştirdiğimiz bu ilk organizasyonu başarıyla tamamlamayı arzu ediyoruz. Bu deneyim diğer ihracatçı birliklerimiz için de bir örnek olacak. İhracatımıza ciddi katkıları olacağına inanıyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Latin Amerika bölgesine diğer sektörler için de sanal ticaret yolda Uzun zamandır başta Panama ve Meksika olmak üzere Latin Amerika ülkelerine ilgi gösterdiklerini ifade eden Pelister, şöyle devam etti: “Bu yönde çalışmalarımız devam ediyordu. Geçen sene özellikle kozmetik ile ilgili çok başarılı bir heyet gerçekleştirmiştik. Bu sene de ikincisini sanal ticaret heyeti olarak yapmayı planlıyoruz. Latin Amerika bölgesine kozmetik sektörümüz başta olmak üzere diğer sektörlerimiz için de sanal ticaret heyeti yapmayı planlıyoruz. Radarımızda olan bu bölgeye hem ürünlerimizi tanıtmak hem kalitemizi göstermek, aynı zamanda ikili iş görüşmelerimizin artması için bu sanal ticaret heyetini bir fırsat olarak görüyorum. Üretimi fazla olmayan Latin Amerika ülkelerine önem vermemiz gerekiyor. Belki bir sonraki aşamada orada ortak üretimleri yapabilecek duruma geleceğiz. Dolayısıyla bu sanal ticaret heyetimizin verimli geçmesini diliyorum. Katılımcı kimya ihracatçısı firmalarımıza ikili iş görüşmelerinde başarılar diliyor, Ticaret Bakanlığımıza ve TİM’e desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum.”

85


Sektörel

Yangın, Can ve Mal Kaybı Riskine Karşı Kaçak Akım Rölesi Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak akım yüksek değerlere ulaşırsa, can kaybına yol açabilir. Yalıtım hatasının neden olduğu kaçak akım değerleri yangına da sebep olabilir. Ülkemizde meydana gelen her 4 yangından biri elektrik kaynaklı kazalar olarak kayıtlara geçiyor. Ancak gerekli önlemleri almak çok da zor değil. mıza baktığımızda da birçok madde bulunduğunu görüyoruz. Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’nin 18. maddesinde “Elektrik ana dağıtım noktalarına yangından korumaya yönelik kaçak akım rölesinin (300 mA anma kaçak akım değerine sahip kaçak akım rölesi) kullanılması, tali dağıtım noktalarına ise hayat korumaya yönelik kaçak akım rölesinin (30 mA anma kaçak akım değerine sahip kaçak akım rölesi) düzeneği ile birlikte termik manyetik şalter veya otomatik sigorta (ayrı ayrı veya birlikte) konulması ve tüm koruma düzenleri arasında seçicilik sağlanması” maddesi yer almaktadır.

Melis Aktay

Panasonic Life Solutions Türkiye Ürün Pazarlama Uzmanı, TR Pazarlama Bölümü

Kaçak Akım Rölesinin Önemi Topraklama, elektrik ile çalışan cihazlarda olası bir elektrik kaçağı tehlikesine karşı alınan hayati bir önlemdir. Akımın toprağa aktarılarak uzaklaştırılmasını sağlar. İnsan hayatını ve cihazların kullanım ömrünü riske atmamak için elektrik kaçağı riskine karşı topraklamanın doğru yapılması ve sağlıklı bir şekilde çalışması kesinlikle çok önemlidir. Ne yazık ki kimi zaman topraklama işleminin düzgün yapılmamış olması, çeşitli izolasyon ve yalıtım hataları sebebiyle kaçak akım (artık akım) tehlikesini ortaya çıkarıyor. Bu tür durumlarda kaçak akım, canlı yaşamı ve kullanılan elektrikli cihazların ömrü için büyük bir tehlike oluşturuyor. İstatistiklerle de bakmak istersek, İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı’nın yayınladığı istatistiksel rapora göre, 2015-2019 arası beş yıllık dönemin ortalaması göz önüne alındığında, yangınların yaklaşık %23,8 gibi yüksek bir oranının elektrik kaynaklı kazalardan olduğu gözlemlenmiş bulunuyor. Bu kazaların önüne geçebilmek için yerel mevzuatı-

86

.

Mayıs 2020 .

Kaçak Akım Koruma Rölesinin Temel Koruma Konseptive Çalışma Prensibi Kaçak akım koruma rölesi, elektromanyetik prensiplere göre çalışan ve elektrik şebekesinde faz ve nötr arasındaki farkı devamlı olarak ölçerek, bir fark akımı algıladığında hattı keserek sistemleri ve insan hayatını koruma işlemi gerçekleştiren koruma cihazıdır. Kaçak akım koruma rölesinin içinden geçen akımları taşıyan ve koruyan devreye ait aktif yani faz ve nötr iletkenlerinde meydana gelen manyetik alanı algılayan toroidal transformatör kullanılır. Toroidal transformatör, faz ve nötr’deki akımların yönü ve büyüklüğünü göz önüne alarak fark akımını hesaplar. Normal işletme şartlarında beklenen, fazlardan gelen akımın nötrden aynen dönerek vektörel toplamlarının sıfır olmasıdır. Anormal durumlarda, yani izolasyon hatası, kablolama hatası gibi durumlar meydana geldiğinde, dengesiz akımların meydana getirdiği kaçak manyetik akım, cihazın açtırma bobinine kaçak akım gönderir ve bu akım daimi mıknatısın çekme kuvvetini yenerek sistemin açtırmasını sağlar. Kaçak Akım Koruma Rölelerinde Seçim Yaşam alanlarında meydana gelebilecek bir kaçak akım yüksek değerlere ulaşırsa, can, mal kaybı ve yangınlara yol açabilir. Bunun önüne geçebilmek için, kaçak akım koruma rölesinin görevi de yalıtım hatasından kaynaklanan hata akımını algılamak ve algılanan kaçak akım değerinin

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel belirlenen değerlerin üzerine çıkması durumunda bağlı bulunduğu devreyi kesmektir. Kaçak akım koruma eşik değerlerinde de; a. 30 mA’de Hayat (İnsan Koruma), b.300 mA’da da Tesisat (Yangın Koruma) koruma fonksiyonunu gerçekleştirir. Anma Akımı Kaçak akım koruma röleleri, kendilerinden önce bağlanan otomatik sigorta veya kompakt şalterin anma akımına eşit veya büyük olmalıdır. Kaçak akım koruma rölelerinden geçen akımın, kaçak akım koruma rölelerinin nominal anma akımından büyük olmamasına dikkat edilmelidir. Seçicilik Kaçak akım koruma röleleri G (gecikmesiz) ve S (gecikmeli) olmak üzere üretilirler. S Tipi Kaçak Akım Rölesi: Seri bağlı kullanılan kaçak akım koruma rölelerinden şebekeye yakın olanın selektif (S) olması durumunda, hata anında sadece ilgili yüke yakın olan kaçak akım koruma rölesinin açması sağlanır. Böylece sadece hatanın olduğu kısımda enerji kesilir, diğer yerler normal çalışmalarına devam eder.

değişebilir. Panasonic Life Solutions Türkiye olarak, VİKO marka ürünlerimizde kaçak akımı zarar vermeden etkisiz kılmak için ürün kalitemize büyük önem vermekteyiz. Kaçak akım, tehlikeli eşik değerlere ulaştığında insan hayatını tehdit edebilecek boyutta risk taşıyor. Aynı zamanda yalıtım hatasından kaynaklanan kaçak akım, belli değerlerde yangın tehlikesi de oluşturuyor. Kaçak akım koruma röleleri, sisteme ek maliyet getireceği düşünülerek tesisatlarda kullanılmaz ise maddi ve manevi kayıplar yaşanabilir. İnsan hayatının ve yaşam alanlarının yangınlardan korunması için, tesisatlarda kaçak akım rölelerinin mutlaka uygun standartlar göz önünde bulundurularak seçilmesi, topraklama sistemi ve otomatik sigortaların yanında sistem tamamlayıcısı olarak kullanılması gerekiyor.

Kaçak Akımın İnsan Vücuduna Olan Etkileri Nelerdir? Elektriğin faydaları saymakla bitmezken yanlış uygulamaların, ihmaller sonucu oluşabilecek elektrik kazalarındaki tehlike boyutları da bir o kadar büyük. Özellikle elektrik akımı ile temas, ağır yaralanmalara hatta ölümlere dahi sebep olabiliyor. Kaçak akımın insan vücuduna etkisi; maruz kalınan gerilimin büyüklüğüne, vücut direncine, akımın şiddetine, elektrik akımının kaynağı ile geçen temas süresine ve akımın vücutta izlediği yola bağlı olarak

87


Sektörel

Bu Öneriler ile Küçük Ev Yangınlarını Kolayca Söndürebilirsiniz Küçük ev yangınları her ne kadar müdahale edilebilir olsa da yanlış hamleler sonucunda kontrolden çıkabilir ve büyük hasarlara yol açabilir. 150 yılı aşkın köklü geçmişiyle Türkiye’nin ilk sigorta şirketi olma unvanına sahip Generali Sigorta, can ve mal güvenliğini korumak için küçük ev yangınlarına yönelik yapılması gerekenleri paylaştı. Yangın alarm sensörleri Çıkan veya çıkması muhtemel yangın durumlarında erken müdahale oldukça önemlidir. Dolayısıyla küçük ev yangınlarının önüne geçmek ve can güvenliğinizi sağlamak için evinizde çalışır vaziyette yangın alarm sensörleri bulundurun. Ayrıca bu sensörlerin bakımını düzenli periyodik aralıklarla yaptırın. Yangın tüpü Küçük ev yangınlarını söndürmek için en bilinen ve en çok tercih edilen yöntem yangın tüpü kullanımıdır. Ancak bazı yangın tüplerinin yangını körüklediğini unutmayın. Köpüklü yangın tüplerinin kızartma tavalarından kaynaklanan yangınların söndürülmesinde, su bazlı yangın tüplerinin ise elektrikli cihazlardan kaynaklanan yangınların söndürülmesinde kesinlikle kullanılmaması gerekiyor. Dolayısıyla yangın tüpü satın alırken kullanım alanlarına yönelik bilgi sahibi olun. Ayrıca yangın tüpünü çocukların ulaşamayacağı yerlerde muhafaza edin.

Yangın emniyeti battaniyesi Yangın emniyet battaniyesi genellikle mutfak veya elektrik aksamlarından kaynaklanan yangınların söndürülmesinde kullanılır. Bu noktada dikkat etmeniz gereken en önemli husus ise satın alacağınız battaniyenin kalitesidir. Eylem planı Yangın durumlarında soğukkanlı olmak ve paniğe kapılmamak yangına karşı doğru hamleler yapmanızı sağlayacaktır. Dolayısıyla ani yangın durumlarına yönelik bir eylem ve tahliye planı hazırlayın. Bu tarz durumlarda önceliğin can güvenliğiniz olduğunu unutmayın. Ayrıca müdahale edemediğiniz yangın durumlarında hızlıca itfaiyeyi bilgilendirmeyi ihmal etmeyin. Karbonat ve tuz Karbonat ve tuz, trans ve yemeklik yağlardan kaynaklanan yangınların söndürülmesinde etkili olan iki farklı üründür. Karbonat kullanımı yangını oksijensiz bıraktığı ve karbondioksit yaydığı için küçük ev yangınlarının söndürülmesinde oldukça etkili ve tavsiye edilen bir yöntemdir.

88

.

Mayıs 2020 .

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

Filli Boya’dan Koronavirüs’e Karşı Mücadele İçin

16 Milyon Liralık Büyük Destek Paketi Filli Boya koronavirüsle mücadele kapsamında toplamda 16 milyon TL’lik destek paketini hayata geçirdi. Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon liralık destekte bulunan Filli Boya, öğrencilerimizin yeni döneme tertemiz ve hijyenik şartlarda başlayabilmesi için Milli Eğitim Bakanlığı’na 10 milyon lira değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği boya yardımı yaptı. Filli Boya ayrıca 25 bin adet gıda destek kolisini Filli Ustalar’ın evlerine dağıtarak her zaman yanlarında olduğunu gösterdi. Ülkemizin beraberliğe en fazla ihtiyaç duyduğu, dayanışma ve iş birliği ile koronavirüs salgınını yenmeye çalıştığı bu günlerde Filli Boya’dan büyük bir destek geldi. Toplumun her kesimine dokunan 3 destek paketini hayata geçiren Filli Boya bu kapsamda Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon liralık katkıda bulundu. Filli Boya ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı ile imzaladığı protokol kapsamında koronavirüse karşı alınan tedbirler doğrultusunda okullarından ayrı kalan çocuklarımızı da düşündü. Filli Boya içinde bulunduğumuz zor dönemde okullarımızın fiziki koşullarını iyileştirmek, hijyenik olarak önümüzdeki eğitim öğretim yılına hazır hale getirmek ve çocuklara umut aşılamak için 10 milyon lira değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği boya yardımı yaptı. Bu destekle öğrenciler eğitime yeni renkleriyle ve tertemiz olarak merhaba diyecek. Filli Boya üçüncü olarak ise, yaşanan zorlu dönemde en önemli iş ortaklarından gördüğü ve daralan gelirleri sebebiyle her zamankinden daha fazla destek olunması gerektiğine inandığı boya ustalarına da katkı sağlıyor. Filli Boya bu doğrultuda, Filli Ustalar ve ailelerinin temel ihtiyaçlarını karşılayacak 25 bin gıda destek kolisini ustaların evlerine dağıttı. BU SÜRECİ DAYANIŞMA İLE AŞABİLİRİZ… Yaşanan gelişmelerle birlikte duygu ve düşüncelerini dile getiren Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu; “Sadece ülkemiz değil, tüm dünya büyük bir sınavdan geçiyor. Daha önce hiç yaşamadığımız, büyük ve küresel bir sorunla boğuşuyoruz. Bu süreci ancak birlik, beraberlik ve dayanışma içinde aşabiliriz. Bugün ‘ben’ değil, ‘biz’ demenin ne kadar doğru bir haslet olduğunu bir kez daha görüyoruz. Betek Boya olarak bu süreçte ülkemiz ve insanımız için her zaman olduğu gibi üstümüze düşeni yapıyoruz. Bu kapsamda Biz Bize Yeteriz Türkiyem Milli Dayanışma Kampanyası’na 2 milyon liralık destekte bulunduk. Şu anda okullarından uzak olan çocuklarımıza umut olmak, onları bu zor dönemde biraz da heyecanlandırmak istedik.

Betek Boya Genel Müdürü Tayfun Küçükoğlu

Bu amaçla çocuklarımızın yeni eğitim öğretim yılında daha iyi şartlarda eğitim alabilmesi için 10 milyon lira değerinde, 2 milyon metrekare alanın boyanabileceği boyayı okullarımıza gönderdik. Bu sayede eğitimlerine çok daha renkli ve hijyenik bir şekilde devam etmiş olacaklar. Yine her zaman olduğu gibi bu dönemde de en büyük paydaşlarımızdan boya ustalarımızın da yanındayız. Bu anlayışla 25 bin adet gıda destek kolisini Filli Ustaların evlerine ulaştırdık” dedi.

89


Sektörel

“Evdeki Çalışma Ortamları Küçük Dokunuşlarla Konforlu ve Kullanıcı Sağlığına Uygun Hale Getirilebilir” Ödüllü ofis ve konut projeleri ile uluslararası çapta başarılara imza atan Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Feza Ökten Koca, evlerimizden çalıştığımız bugünlerde verimliliği ve motivasyonu artırmak için mimari açıdan dikkat edilmesi gereken noktaları aktardı. Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y.Mimar Feza Ökten Koca, tüm dünyanın Covid-19 salgını ile savaştığı ve evlerden çalışmaya başladığı bugünlerde hem verimliliği artırmak hem de motive olmak için mimari açıdan dikkat edilmesi gereken noktaları aktardı. Öncelikle home-office olarak kullandığımız mekanın, evde kendine özgü bir alan, alan yoksa da bir köşe olması gerektiğini dile getiren Feza Ökten Koca’ya göre, çalışma sırasında kullanıcı sağlığına uygun ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi kullanmak oldukça önemli. Bugüne kadar iş dışındaki faaliyetlerimiz için kullandığımız evlerimizin şimdi bu farklı fonksiyonlara da cevap vermek zorunda olduğunu vurgulayan Y.Mimar Feza Ökten Koca, dışarıdan destek almadan, kendi yapacağımız küçük dokunuşlarla evlerimizde mümkün olduğunca konforlu çalışma alanlarını oluşturabileceğimizi belirtiyor. “Her evde çalışma odası olarak tasarlanmış bir alan bulunmayabilir. Ve şu anda yaşadığımız durumda eşler ve çocuklardan oluşan bir evde, aynı anda çocuklar online dersi takip ederken, anne ve baba home-office olarak çalışma ve toplantı yapmak zorunda kalıyor. Tabii ki herkesin kendine ait bir çalışma odası olmayabilir” diyen Feza Ökten Koca, çocukların kendi odalarında, kendi çalışma masalarında bu duruma çok daha hızlı adapte olabildiğini ancak anne ve baba için durumun çok daha zor olduğunu sözlerine ekliyor. Mesleğe göre mekan pay-

90

.

Mayıs 2020 .

laşımı yapmanın en doğrusu olacağını belirten mimar, bilgisayar haricinde kağıt kalem gibi malzemelere ihtiyaç duyan kişilerin, belki de yaşam alanındaki büyük yemek masasını çalışma masası olarak kullanmasının doğru bir tercih olabileceğini dile getiriyor ve ekliyor: “Kimi zaman camlı bir balkon veya camlı küçük bir teras alanı da çok iyi bir home-office alanı olarak kullanılabilir. Çalışırken gün ışığından maksimum oranda faydalanacağımız ve yeterli temiz hava alabileceğimiz bir noktada konumlanmalıyız. Geceleri ise, çalışma ortamında genel bir aydınlatmadan ziyade yeterli bir noktasal aydınlatma gereken konforu sağlayacaktır.” Çalışma alanında kullanıcının konsantrasyonunu bozacak detaylar olmaması gerektiğini aktaran Feza Ökten Koca ergonomik bir masa ve ofis sandalyesi kullanmanın oldukça önemli olduğunu sözlerine ekliyor. Yemek masasında kullandığımız sandalyelerde saatlerce oturmanın sağlık sorunlarına yol açabileceğini aktaran mimar, yaşam alanının genelde aile ile paylaşılmasından dolayı özellikle gürültünün konsantrasyonu bozmasını önlemek için kulaklık kullanmanın faydalı olacağını vurguluyor: “Home-office ortamının sadece bireysel olarak kullanılmadığını da unutmamak gerekir, sıklıkla yapılan sanal toplantılar sırasında karşıya verilecek görüntü de iyi düşünülmelidir, ekranda yüzümüz net görünmeli ve arkamızda belirecek görüntünün de toplantı konsantrasyonunu bozmayacak sadelikte olmasına dikkat edilmelidir.”

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

THEA IQ MULTIS ile Daha Akıllı Bir Dünyaya Adım Atın Dünya artık dijital çağda… Akıllı teknolojiler ise artık herkesin hayatının bir parçası olma yolunda. Alanında dünyanın önde gelen markalarından Panasonic tarafından geliştirilen Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel Anahtarlar ile tüm evin kontrolü parmaklarınızın ucunda. Thea IQ KNX Multi Fonksiyonel Anahtar; aydınlatma, perde-panjur ve iklimlendirme kontrolünü tek bir noktadan yaparak mekânlarda konfor ve enerji tasarrufu sunuyor. Dünyanın ilk LED’li elektrik anahtarı olan Thea Blu’nun yalın çizgilerini koruyan ürün, Panasonic’in yüksek teknolojisi ile donatılmış bulunuyor. Sadelik ve şıklığı ön planda tutmasının yanı sıra mekânlardaki birçok fonksiyonu yönetebilmesi sayesinde de hem evlerde ve ofislerde hem otel, restoran gibi ticari işletmelerde rahatlıkla kullanılabiliyor. MultiS ile konforun ötesine geçin... Mekanlardaki fonksiyonların artışı ile birlikte teknolojik çözümlere duyulan ihtiyaç günden güne çoğalıyor. Firmaların bu talebe karşılık farklı çözümleri var. Teknolojinin önde gelen isimlerinden Panasonic’in bu ihtiyaca yönelik çözümü ise MultiS… Doğru iklimlendirme kontrolü, konforumuz kadar sağlığımız için de önemli. Özellikle yerden ısıtma sistemlerinde zeminden yükselen sıcak hava, ayak rahatsızlığı ve astım gibi hastalıkları tetikleyebiliyor. Çözüm ise basit: Zemin sıcaklığını optimum düzeyde tutmak. Bunun için

tasarlanan sistemler olmakla birlikte MultiS, dahili zemin probu girişi ile ayrı bir ürüne ihtiyaç bırakmadan zemin sıcaklığını istediğiniz değerde sabitliyor. Klima ve fan coil sistemlerini kontrol edebilen ve dahili nem sensörüne sahip olan ürünün, pencere kontağı bağlamak için bir de harici girişi var. Bu sayede cam açıldığında iklimlendirmeyi durdurarak enerji tasarrufu da sağlıyor. Kolaylık mı, sadelik mi? Peki, her ikisine birden ne dersiniz? MultiS, 12 fonksiyonu kontrol etmesinin yanında, konvansiyonel ısıtma sistemlerini ve klima sistemlerini de tek noktadan yönetebiliyor. Kalitesi ile farklılık sağlayan ürün, metal görünümü ile de dikkatleri üzerine çekiyor. Işık geçiren özel bir malzeme ile kaplı olan ön kapağın arkasında etiketleme alanı ve yaklaşım sensörü bulunuyor. Bu sayede ürün, kullanılmadığında ışıklar kapalı ve yalın bir görüntü sunarken, elinizi yaklaştırdığınızda belirginleşen ikonları ile kullanım kolaylığı sunuyor. MultiS bu özellikleriyle, teknolojiyi sevenlerin ve sadeliğe önem verenlerin tercihi olmaya aday. Ürün, sergilendiği fuarlarda mimar ve mühendislerden de tam not almayı başarıyor.

91


Sektörel

DYO Boyaları “DYO Transocean” Markası ile Denizlerde de İddialı Yaşar Grubu’nun uluslararası markası DYO Boya, kurulduğu günden bu yana ilklere öncülük etmeye devam ediyor. ‘DYO Transocean’ markası ile denizcilik sektöründe dikkat çeken DYO, uluslararası deniz boyaları alanında öne çıkıyor. DYO Transocean deniz boyalarında standartların göstergesi kabul edilen sertifikalara da sahip.

%100 yerli ve milli sermayeli bir marka olarak faaliyet gösterdiği her alanda gücünü köklerinden alan DYO, uluslararası sertifikalı ürünlerini ülkemizde üretmenin gururunu sektörle paylaşıyor. Boya sektörüne ilk adımını deniz boyalarıyla atan DYO, “DYO Transocean” markasında, uluslararası deneyimini, uzman ekip desteğini ve en yeni teknolojilerini birlikte sunuyor. Üstün teknoloji kullanan, boya sektöründe ilk AR-GE merkezini kuran DYO’nun sektöre sunduğu ‘DYO Transocean’, ürün kullanım vaatleri açısından da sektör için oldukça önemli. Ürün korozyona karşı dirençli olması, üstün parlak görünümü, uzun süre dayanıklılığını koruması, düşük VOC değere sahip olması, iyi ıslatma ve yapışma özellikleri taşımasıyla üst seviyede kalite sunuyor. “DYO Transocean” markası ile tercih portföyünü geniş-

92

.

Mayıs 2020 .

leten DYO, piyasaya sunduğu shop primer, astar, antikorozif ürünler, son kat boyaları ve antifouling ürünlerle tüketiciye zengin alternatif oluşturuyor. Türkiye’nin Boya Devi DYO Denizlerde de İddialı Uluslararası deneyimlerin rehberliğinde ülkemizde üretilen DYO Transocean, gemi işletmecilerinden tersanelere kadar sektördeki tüm paydaşların ihtiyaçlarına cevap veriyor. “DYO Transocean” deniz boyaları tedarik zinciri, hizmet kalitesi ve geniş renk yelpazesi ile gemi sahiplerine hizmette sınır tanımıyor. Sektörün yenilikçi ve öncü markası DYO Boya, içinden geçtiğimiz bu zorlu dönemde de her sektörde piyasaya kaliteli ve güvenli ürün sunan yerli ve milli marka olmanın haklı gururunu taşıyor.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

Nippon Paint ile Daha Modern ve Daha Etkileyici Duvarlar İç mekanlarda yeni çözümler arayanlar, Nippon Paint ile farklı tekniklerin ve desenlerin yer aldığı yeni bir dünya keşfediyor. Göz alıcı renkler, şık dokular ve modern desenler, Nippon Paint farkıyla yaşam alanlarına yansıyor… Sosyal mesafeyi koruyarak, çok daha fazla zaman geçirdiğimiz evimizde konforlu bir dekorasyon ve buna uygun bir duvar boyası bizi daha mutlu kılıyor ve huzurlu hissettiriyor. Bu doğrultuda ev yenileme sırasında attığımız ilk adımlardan biri genellikle duvarları boyamak oluyor. İç mekanlarda yeni çözümler sunan Nippon Paint’in Creative Effect Grubu sağlıklı boya ürünleri duvarlara sedef, saten, metalik, toprak ve sim efektleri vererek mekanlarınız için sıra dışı alternatifler oluşturuyor. Nippon Paint, özel efektli ve dokulu ürünleriyle artık yaşam alanlarıa daha farklı, daha modern ve daha etkileyici ürünler sunuyor. Metal parlaklığını kumlu dokusuyla harmanlayan Nippon Paint Breeze duvarlarda farklı yansımalar elde edilmesini sağlıyor. Antik metal dokusunu altın ve gümüş efektleriyle birleştirerek üç farklı görünüm sunan Nippon Paint Rusty ile mekanlar, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Nippon Paint Duchesse Satin Sandy, satenin çekici dokusunu, ince kumlu ve parlak yapısını evlerin duvarlarına yansıtıyor. Saten şıklığı ve kusursuzluğu Nippon Paint Duchesse Satin ile duvarları kaplıyor. Işıltılı simli görünümü ile Nippon Paint Glow ise mekanları renklendiriyor.

93


Sektörel

Nef Projelerinin Tercihi GF Hakan Plastik Ürünleri Projelerinin odağına tasarım ve inovasyonu alan Nef‘in, suyun sağlıklı taşınması yolunda tercihi GF Hakan Plastik ürünleri oldu. Nef Sancaktepe, Nef Reserve Kandilli ve Nef Çekmeköy projelerinin temiz ve atık su tesisatları GF Hakan Plastik Aquasystem PP-R ve PVC ürünleri ile döşendi. 6 blok üzerinde 453 ofis ve daireden oluşan Nef Sancaktepe; 407 konuttan oluşan Nef Reserve Kandilli ile 3 farklı projede toplam 1.600 ofis ve daireden oluşan Nef Çekmeköy’de tercih edilen Aquasystem PP-R boru sistemleri, konutlarda suya sağlıklı ve güvenli şekilde

94

.

Mayıs 2020 .

ulaşılması; tesisat sistemlerinin sorunsuz bir şekilde uzun ömürlü çalışması açısından tercih ediliyor. İhracat pazarında da GF Hakan Plastik’in en çok tercih edilen ürünlerinden biri olan Aquasystem PP-R, korozyona dayanıklı yapısı ile kireçlenme ve paslanma gibi etkenleri ortadan kagulsldırıyor. Yüksek sıcaklığa ve basınca karşı son derece dirençli olan ürünler, PN 20-25 basınç sınıflarına uygun olarak sıcak ve soğuk su kullanımında 50 yıllık çalışma olanağı sağlıyor. Aqasystem PP-R sistemleri içme suyu sistemlerinin yanı sıra merkezi ısıtma sistemleri, sıcak-soğuk su sistemleri, klima sistemleri ve güneş kolektörlerinde de kullanılabiliyor. Alt yapı sistemlerinde kullanılan, dayanıklı ve sızdırmazlık özelliği taşıyan PVC boru sistemleri ile projelerin atık su drenajları sağlıklı bir şekilde kuruluyor. PVC sistemler, yüksek darbe dayanımı, korozyona uğramayan, yanmaz ve rijit yapısı ile yapı sektöründe öne çıkıyor. GF Hakan Plastik ürünlerinin uzmanlığı, yapıların geleceğe güvenle ulaşmasına katkı sağlıyor.

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel

Bien ‘Magnıfıque’ ile Sıra Dışı Mekanlar

Seramik sektörünün öncülerinden Bien’in, 2020 yılı koleksiyonu ‘’Magnifique’’ adına yakışır bir koleksiyon. Fransızca’da ‘’Muhteşem’’ anlamına gelen ve ismini bu kelimeden alan ‘’Magnifique’’ koleksiyonu, siyahın asaletini üzerindeki altın sarısı desenlerle zarif bir şekilde

sunuyor. Cam gibi parlayan yüzeyi ile lüksü tanımlayan koleksiyon büyük ebadın kullanım kolaylığını da beraberinde getiriyor. 120x180 cm ebadı, özgün tasarımı ile dikkat çeken ‘’Magnifique’’ mekanlarda iddiasını benzersiz bir şekilde ortaya koyuyor.

Bien Mineral Vitrifiye Serisi İle Banyolarınız Renklensin Tasarımlarında doğadan ilham alan Bien’in ürettiği Mineral Vitrifiye Serisi organik formları ve zengin renk alternatifleriyle karar vericiler için güçlü bir seçenek oluşturuyor. Banyolara inovatif çözümler sunan Bien’in, No-Rim (kanalsız) teknolojisi kullanarak ürettiği, 52 cm olan Mineral Asma Klozet Easy Wash özelliğiyle, zarif ve ince çizgilere sahip. 12 farklı renkte üretilen Mineral Asma Klozetler, yavaş kapanan ince kapağı ve gizli montaj özelliği sayesinde mekanla bütünleşiyor. Minimum 2,5 litre, maksimum 4 litre su ile temizlenen

ürün, suyun tasarruflu kullanılması özelliğiyle de çevre dostu.

95


Sektörel

Marshall’dan 10 Pratik Boyama İpucu Marshall uzmanlarının açıkladığı 10 pratik ev boyama ipuçlarıyla herkesin ufak dounuşlar yapması mümkün! Evinin rengini yenilemek isteyenler için geniş renk yelpazesiyle herkesin zevkine uygun seçenekler sunan Marshall, birkaç basit ipucuyla evde boya yapmanın sırlarını açıklıyor. Renklendir Hayatı” sloganıyla hayatımıza renk katmaya devam eden Türkiye’nin önde gelen boya markası Marshall’ın dekorasyon uzmanları genellikle evde vakit geçirilen bugünlerde evinin boyasını değiştirmek isteyenlerin işini kolaylaştıracak 10 ipucunu bir araya getirdi. Uzmanlara göre öncelikle iyi bir planlama ve gerekli tüm malzemeleri toparlamak için vakit ayırmak gerekiyor. Tam işin ortasındayken eksik bir malzeme olduğunu fark etmek işi uzatacağından gerekli her şeyin el altında bulunduğundan emin olmak ilk kural. Uzmanların dikkat çektiği ikinci konu kullanılan malzemenin kaliteli olması. Bunun önemine vurgu yapan Marshall uzmanları kalitesiz boyalardan uzak durulması gerektiği aksi halde duvarlarda daha fazla boya katına ihtiyaç olacağını, bu durumunda boya ve işçilik maliyetlerini arttıracağını hatta boyaların görünümünü ve silinmesini olumsuz etkileyeceğini vurguluyorlar. Önemli üçüncü nokta ise uygulamada yüzey temizliğine dikkat edilmesi olarak ön plana çıkıyor. Başarılı bir boya işlemi için boya uygulanacak zeminlerin, kuru, sağlam ve temiz olmasının sağlanmasının kritik öneme sahip olduğu belirtiliyor.

96

.

Mayıs 2020 .

Boyaların öncelikle ihtiyacı karşılayacak şekilde seçilmesi ise dördüncü ipucu… Antibakteriyel boyalar, yüksek silinebilme özelliğine sahip boyalar, silinme özelliğine sahip boyalar vb. bununla beraber, mat, ipek mat ve yarı mat gibi parlaklık değerleri de boya seçimin-

de göz önüne alınmalıdır deniyor. Beşincisi ipucu ise seçilecek rengin, kişiyi ve ortamı temsil etmesi olarak adlandırılıyor. Renk seçiminde, renk kartelalarını, Marshall Gör-Boya uygulamasının kullanımının önemine dikkat çekiliyor. Ayrıca renklerin, evin eşyalarından, aldığı ışıktan etkilendiği, bu nedenle boyama öncesinde, boyanacak rengi duvarın bir kısmına uygulayarak ortamda en fazla bulunulacak zaman diliminde gözlemlemenin önemli olduğu söyleniyor. Altıncı öneri olarak boyamaya başlamadan önce, tüm kullanılacak boya, ve diğer malzeme ve ekipmanların yanınınızda olduğundan emin olun, sonra da boyanmayacak alanları, koruyucu örtü ve kağıt maskeleme bantları ile koruma altına alın böylelikle istenmeyen kazaların önceden önüne geçmek mümkün olabilir. Yedinci öneri ne kadar boya kullanılacağını tespit edilmesi. Bunun için,

www.istanbulhirdavatfuari.com


Sektörel ürün teknik bültenlerine, ilgili web sitelerine bakılabilir. Boya kullanılmadan önce karıştırılmalı, sonra, kullanılacak miktar kadar boya, ambalaj üzeri teknik bültende belirtilen oranda inceltilmeli ve sıçratmamak için boya eleği kullanılmalı. Sekizinci ipucu olarak fırça ve rulo seçiminin önemine vurgu yapan uzmanlar, uygulamalarda hem fırçaya hem de Ruloya ihtiyacınız olacaktır. Kestirmeler için, 2.5 ya da 3 numara kestirme fırçasına, Geniş alanların boyanması için ise 20 cm genişliğinde saten ruloya ihtiyacınız olacaktır. İhtiyaca göre daha dar geniş alanlarınız için ise, 10 cm genişliğinde parmak rulo kullanabilirsiniz. Boyaya başlamadan önce fırça ve rulonuzu yıkayın, böylelikle, duvarda tüy bırakmasını önlemiş olursunuz diyorlar. Dokuzuncu öneri olarak kestirmelere öncelik verilmesi gerektiği söylenirken; Tavanın ardından, yapılacak duvar boyaması, öncelikle, boyanmayacak alanlar ile boyanacak alanların kesiştiği noktaların kestirme fırçası kullanılarak boyanması ile başlanır. (Tavan dipleri, kapı, pencere kenarları, priz etrafları, süpürgelik kenarları vb.) Daha sonra rulo uygulamalarına geçilir. Duvar üzerine başlarken, kapının sağı ya da solu olacak şekilde bir duvar seçin ve duvar duvar ilerleyin. Duvara Rulonuzu değdirdikten sonra, Tavandan, tabana doğru, hiç kaldırmadan hareketler halinde boyayın böylelikle

dalgalanmaların önüne geçeceksiniz deniyor. Son olarak boyama esnasında, etrafa sıçrayan ya da bulaşan boyalarınızı daha kurumadan nemli bir bez ile temizleyebilirsiniz. Fırça ve rulonuzu ertesi günü kullanacaksanız, naylon ile sarıp, hava almayacak şekilde bir ambalajda muhafaza edebilirsiniz. Kullanmadığınız boyalarınızı, inceltilmemiş olarak bir süre daha saklayabilirsiniz, saklamada esas, boyanın hava ile temas etmemesi, kuru ve direkt betona temas etmeyecek alanlarda muhafaza edilmesidir deniyor. Zorlandığınız yerde, mutlaka ustanızdan destek isteyin.

97




Aradığınız uzun ömür ve yüksek performans ise

EN 13743

53 yıllık ustaya güvenin!

AXOP21 Rulo Zımpara Șimdi her 18 top AXOP21 Rulo Zımpara alımınıza 1 adet Rulo Zımpara Standı hediye*

(0212) 698 90 90

Ahșap, alüminyum, zamak ve düșük alașımlı çeliklerin zımparalanması için uygundur. X standart pamuklu bez mesneti ile yarı açık kaplanmıș Alüminyum Oksit așındırıcı yapısına sahiptir.

*Kampanya 150mm x 50m, 200mm x 50m ve 250mm x 50m ürünlerde geçerli olup kampanya detayları ve koșullar için bayiinizi veya bizi arayabilirsiniz.

satis@karbosan.com.tr /karbosan

www.karbosan.com.tr


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.