Yapı Malzeme Dergisi Mayıs 2020

Page 1


Kalıp Uzmanı.

Zorlu geometrilerde en hızlı ve güvenli çözüm. Türkiye’nin ve dünyanın en önemli köprü ve viyadük projelerinde yer almanın gururunu yaşıyoruz. Doka kalıp ve iskele sistemlerini seçtiğiniz için teşekkür ederiz. / @DokaKalipIskele

/ Doka Turkey

/ dokakalipiskele

/ dokakalip

/ doka kalıp ve iskele

İstanbul I T 0 262 751 50 66 I T 0 262 751 50 05 I turkiye@doka.com www.doka.com/tk

Kömürhan Köprüsü / Elazığ

Nissibi Köprüsü / Adıyaman

Osmangazi Köprüsü / İzmit


Eyiste Viyadüğü / Konya










editör VOLİ FUAR HİZMETLERİ A.Ş. adına İMTİYAZ SAHİBİ Hüseyin Ferruh Işık Sorumlu Müdür Mustafa Aktaş mustafa.aktas@voli.com.tr Reklam Müdürü Hakan Girgin hakan.girgin@img.com.tr Yayın Editörü Tarık Oral tarik.oral@img.com.tr Grafik Tasarım Cüneyt Er cuneyt.er@voli.com.tr Sosyal Medya Koordinatörü Tuğba Dilek tugba.dilek@voli.com.tr Finans Müdürü Mustafa Aktaş mustafa.aktas@img.com.tr Abone Zekeriya Aydoğan zekeriya.aydogan@voli.com.tr CTP-Baskı İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mah. 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İstanbul Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com Adres: 15 Temmuz Mahallesi Bahar Caddesi Polat İş Merkezi B Blok No:3 Kat:1 Güneşli - Bağcılar İSTANBUL / TURKEY Tel: +90 212 604 50 50 Faks: +90 212 604 50 51

Sektör ‘Yeni Normal’e doğru evriliyor Son 1-2 yıldır çeşitli sebeplerden ötürü belli başlı bir daralma içerisinde olan inşaat sektörü, mart ayı itibariyle bu kez tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık sebebiyle daha önce hiç tecrübe etmediği bambaşka bir tabloyla karşı karşıya. Son günlerde salgının yayılma hızı her ne kadar kırılmış olsada, önümüzdeki günler için net birşeyler söylemek ve herhangi bir öngörüde bulunmak pek mümkün görünmüyor. Sektörün önde gelen kuruluşlarından yapılan açıklamalar da zaten bu yönde. Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının 32’ncisi, küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi. ‘COVID-19/ EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir” dedi. Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB), ekonomi çevreleri ve sektör tarafından ilgiyle takip edilen Nisan 2020 İnşaat Sektörü Analizi Raporu’nu yayınladı. “Koronavirüs Salgınından Sonrası Nasıl bir Dünya ve Türkiye?” başlıklı analizde, küresel ve ulusal ekonomi ile inşaat sektörüne ilişkin veriler kapsamlı biçimde değerlendirildi. İskele-Kalıp Sektörünün tek çatı kuruluşu olan, İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD),’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Tüfekçi ile İskele-Kalıp Sektörü özelinde salgına karşı alınan tedbirleri ve yapılması gerekenleri konuştuk. İçerisinde bulunduğumuz durumu “Şu anda tüm denizlerin aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak tüm limanların çok uzak ufuklarda kaldığıdır” sözleriyle özetleyen Tüfekçi; “Zorlu bir dönemden geçiyor olacağız, uzun soluklu stratejik plan yapabilen, kurumsal bütünlüğünü kaybetmeyen, nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve enerjisini kaybetmeden yol alabilen firmaların ilk başlarda yara alsalar bile süreçten görece olarak güçlenerek çıkacaklarına kesinlikle inanıyorum.” şeklinde konuştu. Salgın sonrası ‘yeni’ dönemde, yeni yapılanma ve çalışma metodları öncelikli konular dan olacak hiç şüphesiz. Bu değişim kendine has yeni bir arz - talep dengesini de ortaya koyacaktır. Oluşacak bu denge içerisinde belki daha farklı bir rekabet anlayışı ile sektörün genelinde çalışmalar tekrar hız kazanmaya başlayacak... Faydalı bir sayı olması dileğiyle...

Tarık Oral



R

EKLAM İNDEKSİ

BUDERUS........................................................................................... 55 ÇİMSA..................................................................................................11

16 - Kubilay Tüfekçi / İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

“Tüm denizlerin aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak tüm limanların çok uzak ufuklarda kaldığı olağanüstü bir dönem yaşıyoruz”

DAIKIN............................................................... 88 - ARAKAKAPAKİÇİ DOKA KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ....................ÖN KAPAKİÇİ – 1 ECA..................................................................................................... 75

56 - Bosch Termoteknik’ten Bahçeşehir Üniversitesi Öğrencilerine Marka Yönetimi Eğitimi

FORM MHI.......................................................................................... 61 ILLBRUCK.......................................................................................... 43 İNTEK KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ........................................ 2 – 3 KORDSA / KRATOS........................................................................... 13 LAYHER İSKELE SİSTEMLERİ...................................................... 8 - 9

58 - Daikin, fabrikasının enerjisini kendi üretecek 62 - Yerli üretim Lennox paket klimalarda ürün gamı genişledi

NİMEÇATI........................................................................................... 37 ÖZLER KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ....................................... 6 – 7 PERİ KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ............................ARKA KAPAK SARAY ALÜMİNYUM......................................................................... 19 SARAY ALÜMİNYUM......................................................................... 23

64 - Ode Yalıtım’dan koronavirüs süresince çalışanlarına onlıne eğitim programı 65 - DemirDöküm kesintisiz hizmete devam ediyor

SERAMİKSAN.................................................................................... 71 SEREL................................................................................................. 79

66 - EKB, binalarda enerji verimliliğini artıracak, sera gazı salımlarını azaltacak

TMS KALIP ve İSKELE SİSTEMLERİ............................................ 4 – 5 VESTEL............................................................................................... 63 YAPI FUARI’2020............................................................................... 82

69 - Assan Alüminyum ‘Great Place to Work’ seçildi

İ Ç İ N D E K İ L E R

BOSCH TT.......................................................................................... 57

14 - Türkiye İmsad ‘Gündem Buluşmaları’ ‘Covid-19/Ekonomi-20’ başlığı altında internetten yapıldı



Türkiye İmsad ‘Gündem Buluşmaları’ ‘Covid-19/Ekonomi-20’ başlığı altında internetten yapıldı Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu: “Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile atlatabiliriz”

Türkiye İMSAD’ın geleneksel hale gelen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının 32’ncisi, küresel salgın nedeniyle ilk kez internet üzerinden gerçekleştirildi. ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlığı altında düzenlenen toplantıda online katılımcılara seslenen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, üyelerimizle birlikte salgına karşı her türlü tedbiri büyük bir ciddiyetle uyguluyoruz. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir” dedi. Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 32’inci kez düzenlenen ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı, 20 Nisan Salı günü ilk kez internet üzerinden, Demirdöküm ve GF Hakan Plastik’in katkılarıyla gerçekleştirildi. Açılışını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, moderatörlüğünü Türkiye İMSAD Başkan Vekili Ferdi Erdoğan’ın yaptığı ‘COVID-19/EKONOMİ-20’ başlıklı online ‘Gündem Buluşmaları’ toplantısı; inşaat malzemesi sanayicileri, iş dünyasından isimler ve sektör profesyonelleri tarafından ilgiyle takip edildi. Toplantının konuşmacısı Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, küresel salgının etkisi altındaki ekonomi ve inşaat malzemesi sektöründe yaşanan son gelişmeleri anlattı.

Salgını ancak kolektif şuur ile en az kayıpla atlatabiliriz

Tüm dünyanın küresel salgına karşı mücadele ettiğini belirten Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, “Türkiye İMSAD olarak, bu zor süreçte üyelerimizle birlikte, kamunun aldığı her türlü tedbirin yanı sıra bireysel ve kurumsal önlemleri ciddiyetle sürdürüyoruz. Türkiye İMSAD üyesi sanayicilerimiz, öncelikle çalışanların sağlığını korumak, ofis ve fabrikaları salgından uzak tutmak için tüm önlemleri ilk günden itibaren uyguluyor. Salgın felaketini ancak kolektif şuur ile mücadele ederek en az kayıpla atlatabiliriz” diye konuştu.

Ekonominin inşaat malzemeleri sanayisine ihtiyacı var

İnşaat malzemeleri sektörünün salgınının etkilerini mart ayı itibarıyla net bir şekilde

16

Yapı Malzeme Mayıs 2020

hissetmeye başladığını belirten Tayfun Küçükoğlu, şöyle konuştu: “İnşaat malzemeleri sanayisinin üretimi ve iç pazardaki satışları azalırken, ihracatta da gerileme yaşandı. Ayrıca mart ayında önümüzdeki üç aya ilişkin alınan yurtiçi ve yurtdışı siparişlerde de keskin bir düşüş yaşandığını görüyoruz. Sektörümüz geçen seneye göre 2020’nin ilk aylarında büyüme trendine girmişken, bir kez daha küçülmeye gidiyor. İnşaat malzemesi sektörünün küçülmeye gitmesi telafisi zor hasarlar bırakabilir. Yarattığı potansiyel ve iş hacmi açısından sünger sektör olmasından dolayı Türkiye ekonomisinin inşaat malzemesi sanayisine ihtiyacı var. Zorlu bir dönemden geçiyoruz ama biliyoruz ki ekonomimizin sürdürülebilir büyümesi sanayi ile gerçekleşecektir.”

Küresel pazarda fiyat odaklı mücadele başlayacak

‘Gündem Buluşmaları’ toplantısının moderatörü Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, şunları söyledi: “Ocak ve şubat ayları sektör adına iyi geçmişken, herkesin siparişinin, heyecanının arttığı, ihracatın da belli bir ivme kazandığı bir yılın başındayken tüm dünyayı etkileyen küresel salgınla karşı karşıya kaldık. Peki bu süreçte ne yapacağız?.. Bugün sanayinin sürdürülebilir büyümesinin önemi ortaya çıktı. İnşaat sektörü ülkemiz için lokomotif bir sektör. Engellerimiz var, ‘mücbir sebep’ kapsamına inşaat malzemeleri sanayisinin büyük bir bölümünün alınmaması tedarik zincirinin kopmasına neden olur. İstihdamı korumak çok önemli. Yakın pazarlara odaklanmalıyız. Bizim için çok önemli olan, 100 milyar dolar ihracat ve ithalatın yapıldığı AB pazarını kaybetmemeliyiz. Bundan sonra tedarik zincirinin

kısaldığı, maliyetin düştüğü, limanlara kolay ulaşıldığı, taşımanın daha kolay yapılabildiği bir hayatı kurgulamamız gerekiyor. Önümüzdeki dönemde hızlı olmak, maliyeti düşürmek son derece kritik çünkü uluslararası pazarda fiyat odaklı bir mücadele olacak.”

Dünya ihracatı nisan ayında daha da daralacak

Küresel salgının dünya ve Türkiye ekonomisine etkisini grafiklerle anlatan Türkiye İMSAD Ekonomi Danışmanı Dr. Can Fuat Gürlesel, tüm dünyada alınan önlemlerin ekonomide geri dönüşü sağlamaya yeterli olup olmayacağının merak edildiğini belirterek, “Nisan başında başlayan izolasyonlar nedeniyle şu anda dünyada 2,2 milyar çalışan iş başında değil. Dünyada toplam istihdam ise 2,7 milyar. Salgın tehdidinin sürmesi halinde kişi başı gelir itibarıyla en düşük yüzde 20’lik grubun içine yaklaşık 547,6 milyon kişinin daha düşebileceği şeklinde bir öngörü var. Şu anda dünyada gelir kayıplarının yanı sıra yoksullaşma gibi kalıcı etkilerin üzerinde ciddi şekilde duruluyor. Dünya ihracatında mart sonu itibarıyla yüzde 15’lik bir daralma görünüyor. Bu daralma nisanda daha yüksek bir oranda gerçekleşecek” dedi.

Siparişler en düşük seviyede

İnşaat malzemesi sanayisinin mart ayı endeks sonuçlarına da değinen Dr. Can Fuat Gürlesel, “Mart ayı sonuçlarına göre yurt içi satışlarda ciddi düşüş var. Yurtiçi siparişler tarihin en düşük seviyesine geriledi. İhracat da mart ayında sert düştü, alınan siparişlerin de azalması bize nisan ayı ihracatında ciddi bir gerileme yaşanacağını gösteriyor” diye konuştu.


Aktüel Sektörün son durumunu yansıtan anket açıklandı

Gürlesel ayrıca Türkiye İMSAD bünyesindeki tüm alt sektörlerin katılımı ile gerçekleştirilen ‘COVID-19 Salgınının İnşaat Malzemeleri Sanayisine Etkisi’ anketinin sonuçlarını da katılımcılarla paylaştı. 13 Nisan’da tamamlanan ankette çok güncel veriler olduğunu vurgulayan Gürlesel, öne çıkan sonuçları şöyle özetledi:

Üreticilerin yüzde 59,7’si sipariş iptali ile karşı karşıya

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 59,7’si yurtiçi müşterilerinden sınırlı ölçüde sipariş/iş/proje iptalleri yaşıyor. Yurtdışından iptaller ise yüzde 46,8 ile yüksek miktarda gerçekleşiyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 46,8’i yurtiçi tedarik ve teslimatta sınırlı ölçüde lojistik sıkıntısı yaşıyor. Yurtdışı tedarik ve teslimatta ise yüzde 30,6 oranında yüksek miktarda sıkıntı görülüyor. Üreticilerin 4’te 3’ü yurtdışı lojistikte sıkıntı yaşıyor. Üreticilerin yüzde 56,5’i yurtiçi tahsilatta sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yurtiçi tahsilatta yüksek miktarda sıkıntı yaşayanların oranı yüzde 27,4. Yurtdışı tahsilatta ise yüksek miktarda sıkıntı oranı yüzde 16,1 ile şimdilik daha düşük kalıyor. Yurtdışında tahsilat sorunu yaşamayanların oranının da yüksek olduğu görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 50’si hammadde ve girdi tedarikinde sınırlı ölçüde sıkıntı yaşıyor. Yüksek miktarda sıkıntı çekenlerin payı yüzde 8,1 ile

düşük seviyede. Sıkıntı yaşamayanlar ise yüzde 41,9’u oluşturuyor.

Sektörün yüzde 90’a yakını farklı koşullarda üretime devam ediyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 43,5’inin nisan ayından itibaren üretime kısmen ara vereceği görülüyor. Yüzde 41,9’u beyaz yakalılar evde, mavi yakalılar iş başında olmak üzere faaliyetlerini tam kapasite sürdürecek. Aynen devam edeceklerin oranı yüzde 11,3, tamamen ara verenler ise yüzde 3,3… Aslında üreticilerin yüzde 90’a yakınının farklı koşullarda üretime devam edeceği görülüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 45,2’sinin bayiler ile ilişkileri aynen devam ediyor. Yüzde 50’si ise bazı bayilerinin ödemeleri

öteleme talebi ile karşılaşıyor. Ayrılan ve mal iade eden bayi oranları ise çok düşük seviyede kalıyor.

Salgının satış bütçelerini yüzde 20 ve üzerinde etkilemesi bekleniyor

İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 54,9’u salgının mayıs-haziran ayına kadar süreceği öngörüsü ile hazırlık yapıyor. Üreticilerin yüzde 30,6’sı salgının sonbahara kadar süreceğini öngörüyor. Yüzde 14,5’i ise salgının bu yılsonuna kadar süreceğini düşünüyor. İnşaat malzemeleri üreticilerinin yüzde 56,5’i salgının 2020 yılı satış bütçelerine yüzde 20 ve üzerinde olumsuz etki edeceğini düşünüyor. Yüzde 30,6’sı ise bu oranın yüzde 10-20 arasında gerçekleşmesini bekliyor.

Türkiye Müteahhitler Birliği, İnşaat Sektörü Analizini Açıkladı

Altyapı faaliyetleri de mücbir sebep kapsamına alınsın Hâlihazırda 1,5 yıldır daralmakta olan inşaat sektörü, Mart ayı itibariyle koronavirüs salgınıyla ağırlaşan koşullar nedeniyle projelerde olabilecek süre uzatımı ve fesih taleplerinin olumlu değerlendirilip karşılanmasını, finansman konularındaki teşvik nitelikli düzenlemelerin bir an önce uygulamaya yansımasını bekliyor. TMB’nin üç ayda bir yayınladığı İnşaat Sektörü Analizi’nin Nisan 2020 sayısına göre; istihdam kapasitesi yüksek olan sektörde, altyapı faaliyetlerinin mücbir sebep kapsamı dışında bırakılarak SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi gibi acil önlemlerden yararlanamaması önemli bir sorun olarak belirtiliyor. Sektörde ve sektörün tedarik zincirinde dayanma gücü kısıtlı çok sayıda orta ve küçük ölçekli firmanın da nakit akışında sorun hızla artıyor. Raporda bir süredir dengelenmeye yönelik sancıların yaşandığı inşaat sektöründe belirsizliklerin, koronavirüs salgınının Mart ayında Türkiye’de de ortaya çıkmasıyla yeniden arttığı belirtildi. Hükümet tarafından salgınla mücadele amacıyla açıklanan ekonomik tedbirler kapsamında istihdam vurgusunun son derece önemli olduğuna işaret edilen raporda, “Özellikle kısa ve esnek çalışma modellerinin geliştirilmesi, SGK primleri ve vergi ödemelerinin ötelenmesi gibi önlemler istihdam kapasitesi yüksek olan inşaat sektörü tarafından önemli; ancak altyapı faaliyetlerini kapsam dışında bırakması nedeniyle eksik bulunmuştur” denildi. Mevcut şartlarda müteahhitlerin yurt içinde üstlenmiş olduğu projelerde hak ediş ödemelerinin zamanında yapılması için özel hassasiyet gösterilmesine ihtiyaç olduğu belirtilirken; süre uzatım ve fesih taleplerinin İdareler tarafından olumlu karşılanması, kredi geri ödemelerinde bankaların gerekli esnekliği göstermeleri ve faiz oranlarını düşürmeleri beklentileri sıralandı. Türkiye Bankalar Birliği’nin, iş dünyasının kredi borçlarıyla ilgili taleplerine bankalarca hızlı ve olumlu yanıt verilmesi konusundaki tavsiye kararının hatırlatıldığı çalışmada, ancak uygulamaya ilişkin bankalara yönelik şikâyetlerin bulunduğu belirtildi.

Destek paketiyle vasıflı iş gücü korunabilir Raporda, şantiye kapanmaları gerektirecek durumda, en hızlı olumsuz etkinin inşaat sektörünün alt yüklenicilerinin oluşturduğu segmentte hem de sert bir şekilde hissedileceğine dikkat çekildi ve şöyle devam edildi: “Sektörde ve tedarik zincirinde yer alan birçok orta ve küçük ölçekli firmanın dayanma gücünün kısıtlı olduğu dikkate alınarak, vergi avantajları paketi ve nakit akışındaki bozulmaları önleyecek düzenlemelerin hızlı biçimde hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. İnşaat sektörüne dönük bir destek paketi ayrıca, kısa vadede istihdam kapasitesinin korunmasını sağlayacaktır. Bu çerçevede bir diğer önemli husus olarak, sektörün orta segmentinde olası erimenin önlenmesi, vasıflı işgücü kaybının ve krizin ardından sektörün hızla toparlanmasıyla projelerdeki gecikmenin engellenmesine yardımcı olacaktır.” İlk çeyrekte yurtdışında 2 milyar dolarlık proje üstlenildi Raporda, müteahhitlerce yurtdışında yılın ilk çeyreğinde 2 milyar ABD Doları tutarında yeni proje üstlenildiği açıklanırken, “Koronavirüs salgını nedeniyle tüm ülkeler tarafından uygulanan farklı nitelikteki önlemlerin projelerde gecikmelere ve neticede cezai yaptırımlara neden olmamaları için hükümetler düzeyindeki temasların gündeminde tutulmasının uygun olacağı ortadadır” denildi. Çalışmada yurtdışı projelerde yönelik ayrıca şu değerlendirmeler yapıldı: “Yaşanmakta olan bu olağandışı dönemde, yurt dışındaki projelerde istihdam edilmekte olan Türk işçilerinin yurda getirilmesi konusunda devletimiz gereken hassasiyeti göstermekte ve sektörümüze destek vermektedir. Ancak bu konuda artan ve artması muhtemel yurda dönüş taleplerinin de karşılanması için Türkiye Müteahhitler Birliği ilgili Bakanlıklar nezdinde girişimlerini sürdürmektedir.”

Yapı Malzeme Mayıs 2020

17


“Tüm denizlerin aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak tüm limanların çok uzak ufuklarda kaldığı olağanüstü bir dönem yaşıyoruz” “Zorlu bir dönemden geçiyor olacağız, uzun soluklu stratejik plan yapabilen, kurumsal bütünlüğünü kaybetmeyen, nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve enerjisini kaybetmeden yol alabilen firmaların ilk başlarda yara alsalar bile süreçten görece olarak güçlenerek çıkacaklarına kesinlikle inanıyorum.”

Kubilay Tüfekçi / İskele Kalıp Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Kurulduğu günden itibaren sektörün sorunları, çözümleri ve sektörel işbirlikleri konusunda çalışmalar yürüten İskele-Kalıp Sektörünün tek çatı kuruluşu olan, İskele Kalıp Sanayicileri Derneği (İKSD),’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kubilay Tüfekçi ile dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik. Çalışmamızda, bu yılın geride bıraktığımız kısa dönemi içerisindeki faaliyetleri ve tüm sektörlerin olduğu gibi İskele ve Kalıp Sektörünün de

18

Yapı Malzeme Mayıs 2020

maruz kaldığı salgının etkileri, bu noktada alınabilicek tedbirler ve yeni çalışma methodları üzerine konuştuk.

2020 yılının ilk dört ayını geride bıraktık. Bu yıl sizler için nasıl ilerliyor? Bu noktada neler söylemek istersiniz?

Öncelikle sektör olarak 2019 yılının kısa bir özetini ve 2020 yılına ait beklentilerimi-

zi kısaca paylaşmak isterim. Herkes için zor bir yıl olan 2019’un bizler için talihsiz iki yönü vardı. Genel ekonomik şartlar haricinde, 2019 Türkiye’de mega projelerin tamamlanmaya başladığı bir yıldı. Tabii büyük kapsamlı projelerin azalması, iskele ve kalıp ya da genel olarak inşaat sektöründe çalışan firmalar için ciro düşüşüne işaret ediyordu. Onun haricinde genel ekonomik şartların zorlaşmasıyla esas sıkıntı konut sektöründe yaşandı. Konut sektörü, iskele-kalıp açısından sektörün nispeten küçük ama çok yaygın projeleri olması sebebiyle tabanını oluşturan bir anlam ifade ediyor. Haliyle konut sektöründeki daralmalar iskele-kalıp sektörünü zorlamaya başlamıştı. Sektörümüzdeki firmalarda ciddi ciro düşüşleri yaşandığını tahmin ediyorum. Her şey bir domino etkisiyle ilerliyor; ekonominin daralması müteahhitlik sektörünü, müteahhitlik sektörünün sıkışması da iskele-kalıp sektörünü etkiledi. 2020 yılında da Türkiye açısından çok büyük bir fark olmayacağını öngörüyorduk. 2019’dan daha iyi bir yıl olacağını umut ediyorduk, ama gelecek projeler veya yapılacak işler anlamında 2020 maalesef çok umutlu baktığımız bir yıl değildi. Konjonktürel olarak dünyada olumlu/olumsuz birtakım değişiklikler, gelişmeler var. Ticaret savaşları haliyle hepimizi etkiliyordu. Amerika ile Çin’in çekişmesi arada bizim gibi ülkelere de yansıyordu. Fakat tüm bu gelişmelerin üstüne tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs (COVID-19) salgınının olumsuz etkileri ticaret hayatında ve sektörümüzde tabloyu tamamen olumsuz hale getirdi, işler daha da zorlaştı. Elbette sağlığımız her şeyden önce geliyor, ancak yine de dünya ekonomisinde COVID-19 sonrası yaşanması kuvvetle muhtemel resesyonu dikkate alarak hazırlıklı olmalıyız.

Üyelerinizle bu yıl içerisinde ne tür etkinlikler gerçekleştirdiniz?

2020 yılını çok genç olan derneğimizin daha önce başlattığı faaliyetleri olgunlaş-


Dosya tırma ve hayata geçirme yılı olarak planlamıştık. Bu kapsamda daha önce sizlerle de paylaştığımız dernek faaliyetlerimizi kısaca özetleyecek olursak;

Okul&Sanayi işbirliği projemiz kapsamında Bahçelievler Kaymakamlığı ve İl Milli Eğitimiyle birlikte iskele-kalıpla ilgili bölümü, müfredatta kuvvetlendirmeye ve güncelleştirmeye yönelik bir işbirliği protokolünü başlatmış, Bahçelievler Türk Telekom Meslek Lisesinden ve sektör uzmanlarımızdan bir çalışma grubu oluşturmuş, önce fabrika ortamında iskele ve kalıpla ilgili okul öğretmenlerine eğitimler vermiştik. Dernek ve sektör oyuncuları olarak, okul laboratuvarlarında güncel teknolojilere uygun ürünlerin görülebileceği bir ortam hazırlama aşamasına geldik. 2021’de ilk öğrencilerimizle eğitime başlamayı hedefliyoruz. Nihai hedefimiz meslek lisesi eğitmenlerinin sektörümüz ile ilgili günceli bilmesi ve öğrencilere aktarmasıdır.

Fuar firmalarıyla sektörümüze yönelik ortak çalışmalar kapsamında belli bir aşamaya geldik. Hedefimiz 2021 yılı ve sonrası için sektörümüzde değer katacak, hedef pazarlara ulaşmasını sağlayacak, kalıcı bir fuar için çalışmalara katkı sağlamak.

AB Projesi: 2019 yılında Avrupa Birliğinin yaklaşık 25 milyon avroluk hibe projeleri açıklandı, bunun 6 milyon avrosu, riskli sektörlere yönelikti. Dernek olarak “Safe Scaffolding For Safe Life” fikrinden yola çıkarak AB projesine başvurmuş final

aşamasına gelmiştik. Projemiz 2020 Mart ayında onaylandı, bizden talep edilen gerekli belgeleri AB Projeleri Mali Yardımlar Bölümüne gönderdik ve şu an proje imza aşamasına geldik. Projenin temel amacı; işçilerin, ailelerinin ve işverenlerin farkındalığını artıracak etkinlikler yapmak. Bu kapsamda 44 farklı etkinlik tasarladık. Projemizi aksi bir durum olmaz ise 2020 yılı ikinci yarısında başlatacağımızı öngörüyoruz.

Teknik Dokümantasyon: İskele-kalıp sistemleri için mesleğin ortak paydaşlığı anlamında teknik doküman hazırlama komitelerini yaklaşık 1,5 yıl önce kurduk. Sektörün öncü kuruluşlarının uzmanlarıyla ve yöneticilerinin katkılarıyla birlikte sektör için rehber niteliğini taşıyacak teknik doküman hazırlığında belli bir aşamaya geldik ve bu çalışmaları Türkiye’de konusunda öncü üniversitelerle birlikte akademik iş birliğiyle taçlandırmak istiyoruz.

Üniversitelerle yaptığımız toplantılarda, inşaat mühendisi adayı öğrencilerin hem müfredatta derslerinin olmadığını hem de bilgi sahibi olabilecekleri bir ortamlarının bulunmadığını görmüş, bu kapsamda; Boğaziçi Üniversitesinde, Yıldız Teknik Üniversitesinde, İstanbul Teknik Üniversitesinde, ODTÜ’de, Gaziantep’te yüksek lisans öğrencilerine yönelik sunumlar yapmıştık. 2020 yılı Şubat ayı içerisinde benzer şekilde İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesinde seminerlerimize devam ettik.

Sektörümüz firmalarının üyesi olduğu İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) ve derneğimizin üyesi olduğu Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (İMSAD) gibi çatı kuruluşlarla ortak işbirlikleri ve sektörümüze fayda getirmeye yönelik çalışmalarımız da devam ediyor.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık dernek faaliyetlerinizi ve sektörü nasıl etkiledi?

Koronavirüs (COVID-19) salgınının olumsuz etkileri ticaret hayatında da yoğun şekilde görülmeye başlandı. Salgının sektörümüze olumsuz etkilerini başlıklar halinde sıralayacak olursak;

• İç satışların azalması • İhracatın azalması • Kullandığımız girdileri bulamamak • Müşteri ödemelerinde gecikme ve nakit

akışının bozulması

• Lojistikte yaşanan sıkıntılar • İnsan kaynakları ve firmalara özgün diğer konular olarak gruplandırabiliriz. Bütün bu etkilerin sonucunda sektör üyelerimizin faaliyetlerini sürdürememe riski, sektörümüzde istihdamın azalması ve işsizliğin artması riski söz konusudur.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

19


Dosya Öte yandan tüm dünyayı olduğu gibi Türkiye’yi de derinden etkileyen küresel salgının verdiği ekonomik zararın önüne geçmek için devletimiz tarafından hayata geçirilen ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ ile çok önemli bir adım atılmıştır. Ekonomik istikrarın sağlanması adına alınan tedbirlerden etkilenen sektörlerin vergi ödevlerini yerine getirmeleri bakımından ‘mücbir sebep’ hükümlerinden faydalandırılmasını, sektör olarak çok değerli bulmaktayız. Fakat sektörümüz firmalarının büyük çoğunluğu şimdilik kapsam dışı olup ilgili bakanlıklarla Dernek Yönetimi olarak gerekli yazışmaları yaparak “‘Ekonomik İstikrar Kalkanı” na dahil olma talebimizi sektör adına sürdürüyoruz. Dernek olarak 2020 yılı Mart ayı içerisinde “Seçimli Olağan Genel Kurul” umuzu yapacak ve önümüzdeki dönem için yol haritamızı belirleyip faaliyetlerimizi planlayacaktık. Fakat salgının kalabalık toplantılarda insan sağlığına olumsuz etkilerini düşünerek yönetim kurulu kararımızla genel kurulu erteledik. Aynı gün dernek genel kurul ve toplantılarının ucu açık bir tarihe kadar yapılmaması, daha sonra 31.07.2020 tarihinden sonra 30 gün içinde yapılması yönünde kanun ve duyurular yayınlandı. Bu tarihten sonra çalışmalarımızı teknolojik olanaklardan yararlanarak sürdürmekteyiz. Tabi ki “Önce Sağlık” diyoruz, durum normalleştiğinde faaliyetlerimizi etkin şekilde devam ettireceğiz.

Alınabilecek tedbirler noktasında üyelerinize ne tür tavsiyeleriniz olacak?

COVID-19 ile ilgili olarak zaten Sağlık Bakanlığımız ve Bilim Kurullarımız gayet başarılı olarak mücadele ediyorlar. Devletimiz de bu salgının genel ekonomik yansımalarını azaltabilmek için ciddi önlemler almaya çalışıyor. İnşaat sektörünün ve tabii bizim gibi bağlantılı sektörlerin, COVID-19 öncesinden mali anlamda yaralı bir sektör olduğunu dikkate alacak olursak, iç

ve dış pazarların hemen hemen aynı anda ve neredeyse tamamen daralma eğilimine girmiş olması sektör olarak bizim için her anlamda riskleri arttırmaktadır. Ekonomi Bakanlığı’nın inşaat sektörünü mücbir sebep kapsamına alırken, mutlaka bizim gibi doğrudan bağlantılı ve hatta inşaat dışında başka sektörlere hizmet veremeyecek Kobi niteliğindeki firmalarımızı da ‘Ekonomik İstikrar Kalkanı’ kapsamına almasını bekliyoruz. Firmalar bazında ise nakit akışının her zamankinden çok daha fazla önem kazandığı bir dönemde olduğumuzu hatırlatmak isterim. Bu manada firmalarımızın tahsilat ve gelir kalemlerine yoğunlaşırken giderlerini azaltmak yönünde çözümler bulmalıdır. ABD ve AB menşeili firmaların bu dönemde ciddi kamu destekleri alacakları gözlemlenmektedir, Türkiye’de yerleşik firmaların bu finansal genişlemeden yararlanma fırsatları olacağı kanaatinde değilim. Yabancı ekonomistlerin dikkat çektiği bir nokta, bu süreç tamamlandığında özellikle ABD ve AB merkezli büyük kurumsal

şirketlerin ellerinde ciddi miktarlarda nakit fazlasının kalacağı ve bu nakit fazlaları ile zorlu bir süreçten geçen küçük şirketleri satın alma veya piyasadan silme çabasına girebilecekleridir. Bu şartlar ülkemiz reel sektörü içinde geleceğe yönelik ciddi risk içermektedir, Devletimizin sektörleri desteklerken bu riskleri de göz önünde bulunduracağını umuyorum. Sonuç olarak istihdamın mevcut haliyle korunmasının ve şirket varlıklarının hasar almadan sürdürülebilirliğinin ciddi bir sınav vereceği dönemden geçiyor olacağız.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Ülke olarak ekonomik krizleri geçmişte sıkça yaşadığımız için firmalarımızın kriz bağışıklıklarının yüksek olduğuna inanırım. Ayrıca, Türk girişimcileri de fırtınası bol denizlerin kaptanları gibi sıkıntılı dönemlerde dümenlerini sıkıca kavrayarak güvenilir bir rota çizerler. Ancak unutmamamız gereken nokta, şu anda tüm denizlerin aynı anda fırtınalı olduğu ve sığınılacak tüm limanların çok uzak ufuklarda kaldığıdır. Zorlu bir dönemden geçiyor olacağız, uzun soluklu stratejik plan yapabilen, kurumsal bütünlüğünü kaybetmeyen, nakit akışını düzenleyebilen, moralini ve enerjisini kaybetmeden yol alabilen firmaların ilk başlarda yara alsalar bile süreçten görece olarak güçlenerek çıkacaklarına kesinlikle inanıyorum.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Tabii hep ekonomi ve iş konuştuk, ama unutmamalıyız ki sağlıklı olmadan bunların hepsi anlamsız. Kendimiz, ailelerimiz, ülkemiz için hepimiz çok dikkat etmeli, sağlıklı kalmalıyız. Her ne kadar bizlere çalışmadan, didinmeden, bir şeyler üretmeden yaşamak zor geliyorsa da sağlıklı günler için #evdekaltürkiye diyoruz.

20

Yapı Malzeme Mayıs 2020



PERI Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesi için ekonomik ve güvenli çözümler sağladı Proje: Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesi Yer: Eyyübiye / Şanlıurfa Kaba Yapı Yüklenici: YSA Yapı Taah. İnş. Tic. Ltd. Şti. YSA Yapı Genel Müdürü: İnş. Müh. Arif Arıcı YSA Yapı Yönetim Kurulu Üyesi: Muhammed Hanif Arıcı Servis: PERI Gaziantep Ofisi 22

Yapı Malzeme Mayıs 2020


Dosya 1997 yılında inşaat mühendisliği alanında hizmet vermeye başlayan Arif Arıcı ile 2010 yılında inşaat mühendisliği alanında hizmet vermeye başlayan Ahmet Salih Yalçın 2013 yılında deneyim ve birikimlerini birleştirerek YSA Yapı Taah. İnş. Tic. Ltd. Şti.’ni kurdu. 2013 yılında 2 kişi olarak başladıkları yolculuklarında bu gün 20’ye yakın teknik ve idari personel ve 200’e yakın işçiyle devam etmektedirler. Türkiye‘nin önde gelen yüklenici firmalarından almış oldukları köprü ve sanat yapıları işlerini deneyimli teknik kadrosu ve işlerinde tecrübeli çalışma arkadaşlarıyla projelerine uygun bir şekilde ve istenilen zamanda teslim etmeye devam ediyorlar. Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesi, Şanlıurfa’daki Eyyübiye ilçesindeki Karakoyun Deresi üzerinde Piazza AVM ve birçok müzenin bulunduğu bölgede trafik akışını rahatlatmak amacıyla Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi tarafından ihale edilmiştir ve inşa edilmektedir. Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesi tamamlandığında Şanlıurfa Gaziantep istikametindeki transit akım korunmuş olacak ve alt kottaki hemzemin kavşak sayesinde yoğun bir trafik akışının olduğu çarşı ve mezarlık bölgesi ile Şanlıurfa için önemli bir yere sahip, inşaatı devam eden Kuzeybatı çevreyoluna bağlanan Süleymaniye bölgesi arasında bir geçiş sağlanacaktır.

Şanlıurfa’da Karakoyun Deresi ve tarihi İpek Yolu kesişme noktasında inşaatı gerçekleştirilen Karakoyun Köprülü Kavşağı ve Viyadük Yapım Projesinde PERI kalıp ve iskele sistemleri kullanıldı. Projenin inşaat sürecini daha kolay hale getiren PERI sistemleri aynı zamanda şantiyede güvenlik ve maliyet açısından avantaj sağladı.

temi olması sebebiyle ön kalıp montajıyla uğraşılmamıştır. 80 kN/ m2’’lik yüksek beton basınç dayanımına sahip TRIO Panel Kalıp Sistemi ile güvenli ve hızlı kalıp devri yapılabilmektedir. Değişik geometrilere sahip olan şaftların kalıp devri TRIO Pa-

nel Kalıp Sisteminin sahip olduğu değişik boyuttaki paneller ve esnekliği vasıtası ile kolayca sahada yapılabilmektedir. Ortalama 5 m yükseklik, toplamda 3.065 m2 alan için yaklaşık 18.000 m3 malzeme kullanılmıştır. PERI Gaziantep depo-

Karakoyun Deresi üzerindeki mevcut köprü yeni kirişler eklenerek genişletilmekte ve doğu kolunda U dönüşü için bir köprü yapılmaktadır. Derenin kuzeyinde bulunan altgeçit de sağ ve soldan eklenecek yeni menfezlerle uzatılmaktadır. Ayrıca ardgerme köprüsünün belli bir bölüm izdüşümünde ayrı bir betonarme köprü bulunmaktadır. Beton dökümü sırasında da bu bölümün güçlendirilmesi PD 8 Sistem Yük İskelesi ile yapılmıştır. Taşıyıcı ayaklar arası mesafenin 59 metreye ulaştığı betonarme köprüde ardgerme metodu uygulanmaktadır ve projede toplamda yaklaşık 150 ton halat ve 125 ton betonarme çeliği kullanılmıştır. Kenar ayak ve orta ayaklarda toplamda yaklaşık 39 mtül, 345 m2 PERI TRIO Panel Kalıp Sistemi kullanılmıştır. Sistemin hazır panel kalıp sis-

Yapı Malzeme Mayıs 2020

23


Dosya sundan toplamda 600 ton malzeme sevk edilmiştir. Bu sebepten dolayı nakliyeden ciddi avantaj sağlanmıştır. Malzemelerin % 95’i kiralık olarak verilmiştir. 143 m uzunluğundaki ve 21 m ve 27 m genişliğindeki ardgerme köprü projesinin tamamını kapsayacak şekilde kalıp stoğu verilmiştir. İskele sistemi olarak, orta ayak bölgelerinde PERI UP Rosett Sistem Yük İskelesi, Diğer kısımlarda PD 8 sistem Yük İskelesi kullanılmıştır. PERI UP Rosett Sistem Yük İskelesi; Her türlü geometrideki yapıya ve yüklere uyum sağlayabilir. 3 yönde de bağlantı noktalarının sık aralıklarla atılabilir olması sayesinde istenilen her bölgeye uyarlama imkanı vardır. Yatay bağlantı elemanlarının yüksek rijitliği sayesinde iskele sisteminin kurulu hali vinç yardımı ile kolayca taşınabilir. Yük transferinin en iyi şekilde yapılabilmesi için PERI Kalıp Sistemleri ile koordine edilmiştir. Sistemin yatayda ve düşeyde 25 ve 50 cm aralıklarla bağlantı noktalarının olması farklı geometrideki yapılar ve yükler altında en iyi uyumu sağlar. Bunun yanı sıra bu iskele sisteminin geniş çaplı kullanım alanlarının olması ve kendi ağırlıklarının da düşük olması kullanıcı için çok düşük maliyetli çözümler üretir. PD 8 sistem; Ağır yükler ve masa sistemleri için hesaplı yük kuleleridir. R 150 ve R 110 çerçeve yükseklikleri ile ayar mili açılma boylarının uzunlukları sayesinde, izin verilen maksimum yüksekliğin geçil-

24

Yapı Malzeme Mayıs 2020

YSA Yapı Genel Müdürü Arif Arıcı’nın görüşleri; “Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’nin şehir trafiğini önemli ölçüde azaltacak bu önemli projesinde yer aldığımız için çok gururluyuz. YSA Yapı olarak bu ardgerme köprü projesinin kaba yapı yükleniciliğini yürütüyoruz. İstenilen sürede işi teslim edebilmek ve gerekli mühendislik şartlarını sağlamak için PERI firması çözüm ortağımız oldu. PERI Gaziantep Bölge Müdürlüğü’nün projemiz boyunca verdiği mühendislik ve lojistik hizmetleri için teşekkür ederiz.”

YSA Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Muhammed Hanif Arıcı’nın görüşleri; PERI ‘den temin ettiğimiz dayanımı yüksek sistemler sayesinde şantiyemizde hızlı ve kaliteli imalat gerçekleştirdik. Ürün sevkiyatı PER’nin Gaziantep Bölge Ofisi sayesinde en az maliyetle gerçekleştirildi. Süpervizörlük de dahil tüm destekleri için PERI’ye teşekkür ederiz.

mediği takdirde her döşeme yüksekliğine uyarlanabilir. PD 8 kaldırma kancaları kullanılarak masa sistemleri vinç yardımıyla taşınabilir. Diğer taraftan ana mahya olarak orta ayak bölgelerinde SRU çelik kuşak, diğer kısımlarda Kafes Kiriş GT 24 kullanılmıştır. Tali Izgara olarak Ahşap Kiriş VT 20K kullanılmıştır. Döşeme alın kalıplarında da VARIOKIT sistem kullanılmıştır. Eğim-

ler ayarlı payanda sistemi ile sağlanmıştır.

Döşeme için 4200 m2 PERI Twin 18 mm plywood kullanılmıştır.

Montaj çizimleri ve süpervizörlük hizmetleri de hızlı bir şekilde PERI Gaziantep teknik personeli tarafından verilmiştir. YSA Yapı’ya bu projede de bizi tercih ettikleri için teşekkür ederiz.



DokaScaff UNI: “Tüm iskele uygulamaları için tek sistem” Malzemesinin %80’inin farklı uygulamalar için tekrar kullanılabilir olduğu DokaScaff UNI iskele sistemi, tüm kullanım alanlarında güvenli uygulama imkanı sunuyor. Bir iskele ile birden çok uygulama yapabilmeyi sağlayan DokaScaff UNI, daha az sayıda farklı üründen oluşması nedeniyle kurulum ve sökümde bütük kolaylık sağlıyor, şantiyeye hız ve ekonomi sağlıyor. Malzemesinin %80’inin tekrar kullanılabilir özellikte olduğu DokaScaff UNI iskele sistemi, çok doğrultulu disk kilitlemesine dayanılarak tasarlandı ve kullanıcılarına en yüksek ürün kalitesi ve mümkün olan en düşük bakımla dayanıklılık sunan yüksek

26

Yapı Malzeme Mayıs 2020

dayanımlı çelik, otomatik kaynak ve kaplama olarak sıcak daldırmalı galvanizasyon kullanılarak imal edildi. Kilitli disk tertibatı/mekanizmasına dayanan tasarımı DokaScaff UNI, ağır endüstriyel ve inşaat mühendisliği uygulamaları gibi en karmaşık ve zorlu iskele yapıları için bile uygun. Sistemin sekize kadar bileşenini kamayla kenetleyip sabitleyen özel olarak şekillendirilmiş deliklere sahip diskler, standart dik-

melerde 50 santimetrede bir kaynaklanmış yapıya sahip. Yatay ve çapraz elemanların uçlarında sabit olarak bulunan kamalar, delikli diske tam olarak geçerek yüksek yük taşıma kapasiteli sert birleşim noktalarını sağlama alıyorlar. Disk deliklerinin biçimlendirilme yöntemi nedeniyle standart dikmeler ile yatay ve çapraz elemanlar, neredeyse her açıda birleştirilip sabitlenebiliyorlar. DokaScaff UNI iskele sisteminde, normal-


Dosya de 73 santimetreden 307 santimetreye kadar değişen uzunluklarda 32 santimetre genişliğinde çelik platformlar kullanılıyor. Bununla beraber tamamıyla alüminyum, karma alüminyum ve plywood platformlar, çelik veya alüminyum merdivenler gibi başka seçenekleri de bulunuyor. DokaScaffUNI iskele sistemi bileşenleri, boyut ve kullanım bilgileriyle son kullanıcı deneyimini arttıran özelleştirilmiş işaretlerle geliyor.

Tasarım sayesinde çok amaçlı

Yatay ve çapraz elemanların veya diğer bileşenlerin birleştirilmesine göre daha başka olasılıklara imkan tanıyan delikli diskler, DokaScaff UNI iskele sistemine sürekli geometrik iyileştirmeler için üstün esneklik sağlar. DokaScaffUNI iskele sisteminin ayak başına 5.8 tona kadar yüksek yük taşıma kapasitesi destekleme ve çeşitli çalışma iskeleleri boyunca çözümlere ulaşmak için iskele uygulamalarının geniş bir aralığına izin verir.

Çok Yönlü Güvenlik

Güvenlik kemeri sabitlenmesi için test edilmiş bağlama noktaları DokaScaff UNI iskele sistemi kurulur ve sökülürken güvenliği arttırır. Her 50 santimetrede korkulukların eklenmesi ve alt korkulukların tüm çevreyi sarması sayesinde DokaScaff UNI, iskele sisteminin son kullanıcıları için güvenliği arttırır ve bileşenlerinin belgeli test kurumları tarafından doğrulanmasını da içeren Avrupa EN 12 810-1 iskele kurma standardına uyumludur.

Kolay Kurulum

DokaScaff UNI iskele sistemi, Sadece bir kişinin güvenlikle iskeleyi yukarı doğru kurulmasına izin veren taban elemanlarını kullanır ve ilk seviye bir kez yerleştirildiğinde, başka bir tesviyeye ihtiyaç duyulmaz. Yatay elemanları birleştirmek için önceden yerleştirilmiş açılarda kamalarla kenetlenmiş bağlantılar ve standart dikmelere

yüklemek için sabit geçme bağlantıları, DokaScaff UNI iskele sistemine yüksek kurulum hızı sağlar.Konfigürasyona bakılmaksızın, öğrenme zamanını azaltan ve işçinin performansını arttıran kurulum iş akışı her zaman aynıdır.

Düşük Maliyet

DokaScaff UNI iskele sistemi bileşenlerinin %80’i bir uygulamadan diğerine tekrar kullanılabildiğinden, ekipman yatırımını azaltır. Geleneksel iskelelerin zaman alıcı vidalı birleşimlerinin yerine, bağlantılama işlemi basit ve kullanıcı dostu olduğundan, işgücünden tasarruf sağlar. Taşınma ve çerçeve iskele ile karşılaştırıldığında depolama için gerekli hacmi azaltır. Galvanizlenmiş yüzey ve sökülebilir kamalar gibi bağlantısız bileşenlerin yokluğu, DokaScaff UNI iskele sistemine daha uzun bir dayanıklılık sağlar.

İskele Konfigürasyonları • • • • •

Cephe iskelesi Merdiven kuleleri Hacimli iskeleler Yük taşıyıcı kule iskeleler Çubuk donatı iskelesi

DokaScaffUNI iskele sisteminin kullanıldığı projeler • • • • • • • • •

Mazıdağı Gübre Fabrikası Karabiga Gübre Fabrikası Çiftçi Towers İstanbul Havalimanı Turkmenhimiya Gübre Fabrikası Kuzey Marmara Otoyolu Doha Green Line Lusail Iconic Stadium Tufanbeyli Termik Santral

Yapı Malzeme Mayıs 2020

27


“Sağlık söz konusu olduğunda diğer bütün faktörler ikinci planda kalmalıdır” “Tüm dünyada insanları evde kalmaya zorlayarak, bir anlamda iş hayatını durma noktasına getiren bu denli büyük bir küresel kriz ortamında, en azından çarkımızı döndürecek kadar işimiz oluyor. Aynı zamanda bu işleri, sorunsuz bir şekilde tamamlayıp teslim ederek çalışmalarımıza devam edebiliyoruz.”

Selim King İntek Kalıp ve İskele SistemleriYönetim Kurulu Başkanı

30 yıldır endüstriyel inşaat kalıp-iskele sistemlerinin tasarımı, projelendirilmesi, üretimi, satışı, kiralanması ve satış/kiralama sonrası desteği konularında hizmet veren İntek Kalıp ve İskele Sistemleri, 12.650 m2’si kapalı olmak üzere toplam 36.900 m2 alana sahip 2 adet modern tesisi ve 120 kişilik ekibi ile uluslararası bir marka olma yolunda ilerlemeye devam ediyor. İntek Kalıp ve İskele Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Selim King ile gündemdeki konuları ele almaya çalıştığımız bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Bugün yaşayan hiçbir insanın daha önce tecrübe etmediği, çok ilginç bir süreçten geçiyoruz. Bilinmeyenlerin çok fazla olması, konunun direkt olarak insan sağlığını etkilemesi ve küreselleşen dünyada ilk defa böylesine büyük bir salgın ile karşılaşılıyor olması bu sürecin en zorlu tarafları olarak karşımıza çıkıyor. Açık söylemek gerekirse bu virüs Çin’de ilk ortaya çıktığı günlerde,

28

Yapı Malzeme Mayıs 2020

olayın bütün dünyayı sarsacak bu denli büyük bir salgın haline geleceğini tahmin edememiştik. Fakat öncelikle İtalya’da ve sonrasında tüm Avrupa’da salgının yayılma hızını ve yarattığı ölüm oranlarını gördükten sonra, Mart ayının ortalarında tehlikenin boyutunu kavradık ve hemen bir takım önlemleri hayata geçirdik. İnsan sağlığı söz konusu olduğunda diğer bütün faktörler ikinci planda kalmalıdır. Biz de bu ilkeye uygun olarak davrandık ve şirket olarak hızlı sayılabilecek bir şekilde bazı kararları uygulamaya koyduk. Yaptıkları iş itibari ile uzaktan çalışmaya uygun olan ofis ekibimizin tamamını evden çalışabilir hale getirdik. Üretim ve kiralama ekibimiz için ne yazık ki bu şekilde bir uzaktan çalışma imkânı olmadığı için onlar Gebze ve Düzce tesislerimizde çalışmaya devam ediyorlar. Fakat onlar için de çalışma koşullarını daha güvenli hale getirecek bazı önlemler aldık. Çalışanlarımızı gelir kaybına uğratmayacak şekilde tesislerimizdeki insan yoğunluğunu azalttık. Çalışanlarımızın işe geliş-gidişlerinde, sosyal mesafeyi koruyabilmeleri amacı ile servislerimizin sayısını arttırdık ve yemekhanede bu doğrultuda önlemler aldık. Temizlik, dezenfektasyon ve havalandırma konularında, sağlık bakanlığı tarafından yayınlanan genelgelere birebir uygun şekilde iş bölümü ve görevlendirmeler yaptık. Aldığımız bu önlemlerin de etkisiyle, çok şükür şu ana kadar hiçbir çalışanımızda salgın ile ilgili en ufak bir sağlık problemi yaşamadan çalışmalarımıza devam ediyoruz. İnşaat sektörü açısından baktığımızda, gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki projelerin bir kısmı yavaşlatıldı, bir kısmı ise tamamen durduruldu. Bunun sonucu olarak müşterilerimizin taleplerinde bazı azalmalar oldu, kirada olan malzemelerimizin bir kısmı depomuza geri döndü. Talepte meydana gelen bu azalmaya paralel, yukarıda bahsettiğim koşullar ve aldığımız önlemler nedeni ile doğal olarak bizim hizmet ve üretim kapasitemiz de düştü. Tüm dünyada insanları evde kalmaya zorlayarak, bir anlamda iş hayatını

durma noktasına getiren bu denli büyük bir küresel kriz ortamında, en azından çarkımızı döndürecek kadar işimiz oluyor. Aynı zamanda bu işleri, sorunsuz bir şekilde tamamlayıp teslim ederek çalışmalarımıza devam edebiliyoruz.

Üretim, sevk ve yeni sipariş çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Gebze ve Düzce’de iki farklı tesisimizde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Gebze tesisimizde “genel yönetim binamız” ve kiralık parkımızın bakım onarımının yapıldığı ve stoklandığı “depomuz” var. Düzce tesisimizde ise tüm üretimlerimizin yapıldığı “üretim merkezimiz” yer alıyor. Bir önceki maddede detaylı olarak anlatmış olduğum gibi her iki tesisimizde insan yoğunluğunu azalttık ve çalışmalarımıza devam ediyoruz. Genelde kiralama siparişlerini Gebze tesisimizden, satış siparişlerimizi Düzce tesisimizden sevk ediyoruz. Mart ayı içinde teslimatını tamamlamamız gereken Cezayir ve Türkmenistan siparişlerimiz vardı. Bu siparişlerin sevkiyatlarını sorunsuz bir şekilde gerçekleştirdik. Nisan ve Mayıs aylarında yurt dışında Bosna-Hersek, İrlanda, Fransa ve Sırbistan’da almış olduğumuz projelerin yanı sıra Türkiye’de kısmen satış kısmen kiralama yöntemi ile çalıştığımız irili ufaklı birkaç projenin teslimatlarını gerçekleştireceğiz.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve pazarlama ekibimizin tamamı, Mart ayının sonundan beri uzaktan çalışıyor. Bizim proje bölümümüz, satış bölümünün en önemli parçasıdır. Onlar da uzaktan çalışıyor. Proje işi günümüzün teknolojik şartlarında uzaktan çalışma yöntemi ile yapılabilecek bir iştir. Fakat satış işi için aynı yorumu yapmak mümkün değildir. Müşterilerimiz ile uzaktan video konferans ile yapılan görüşmeler, karşılıklı birebir görüşmelerin yerini tuta-


Dosya maz. Bu nedenle satış bölümünde çalışan arkadaşlarımız gerekli durumlarda, sosyal mesafeyi korumak kaydı ile müşterileriyle karşılıklı görüşmelerini gerçekleştiriyorlar. Satış, pazarlama ve proje ekiplerimizin ne kadar süre ile uzaktan çalışmaya devam edeceğini, önümüzdeki günlerdeki gelişmeler bize gösterecektir.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Günümüzde iletişim teknolojilerinin geldiği nokta, iş hayatının büyük bir hızla dijitalleşmesine yol açıyordu. Yaşadığımız salgın, bu süreci hızlandıracak gibi görünüyor. İşletmeler bu süreçte yaşadıkları tecrübeleri değerlendirerek, zamandan, ofis ve ulaşım maliyetlerinden tasarruf etmek amacı ile bazı işleri uzaktan çalışma yöntemine döndüreceklerdir. Virüs ile savaşta henüz çözülememiş birçok soru işareti olmasına karşın, ben insanlığın bu virüsü eninde sonunda yeneceğini düşünüyorum. Aksi görüşler, başta sosyal mesafe kavramının değişmesi ile birlikte insan yaşamının çok büyük değişimlere uğrayacağını, hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını öngörüyor. Böyle bir durumun gerçekleşmesi turizm, eğlence, yeme-içme, sanat, spor, ulaşım gibi birçok endüstriyi derinden sarsacaktır. Tabii bu diğer sektörlere de olumsuz olarak yansıyacaktır. Ben bu kadar kötümser olmamakla birlikte, global dünyada ilk kez tecrübe edilen böylesine bir felaketin ne gibi sonuçlar yaratacağını biraz endişe ve epeyce merakla bekliyorum.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Daha önceki röportajlarımızda da anlatmış olduğumuz bir gelişme stratejimiz var. “Yurt dışında yerelleşme” adını verdiğimiz bu strateji, İntek’in uluslararası pazarlardaki payının büyümesini hedefliyor. Geçtiğimiz yıllarda, yurt dışı projelerin lojistiğini Türkiye’den yapmak mümkündü ve bu müşterilerimiz açısından tercih edilen bir durumdu. Fakat günümüz şartlarında, işlerin süreleri çok kısaldı. Hizmeti çok daha hızlı bir biçimde sunmak gerekiyor. Buna ilaveten, müşterilerimiz satın alma yerine kiralama yöntemini tercih etmeye başladılar. Bu nedenlerle müşterilerimiz her türlü ihtiyaçlarını, iş yaptıkları ülkede yerleşik olan tedarikçilerle çözmeyi tercih ediyorlar. Müşterilerimizin bu tercihi, bizi iş yaptığımız ülkelerde derinleşmeye, bir başka deyişle “yerel olmaya” doğru itiyor. Son yıllarda ihracat stratejimizi bu “yerelleşme” ilkesi üzerine kuruyoruz. Hedef pazarlar seçip, o pazarlarda ofis ve depolar oluşturarak o ülkenin yerel bir firması haline gelmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken, o pazarı bilen, güvenilir yerel firmalara bayilik vererek, onlarla ortak hareket etmeye de sıcak bakıyoruz. Böylece o ülkedeki

yerel ya da uluslararası diğer inşaat firmaları ile de çalışmayı hedefliyoruz. Bu salgının yarattığı olumsuz koşullar, bizim bu yöndeki çalışmalarımızı sekteye uğrattı tabii ki. Koşullar düzelir düzelmez, bu stratejimizi gerçekleştirmek için çalışmaya devam edeceğiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Öncelikle tüm insanlık için bu salgının sağlık açısından en az hasarla atlatılmasını diliyorum. Bunun peşinden tabii ki işin ekonomik boyutunu düşünmek gerekiyor. Dünyada ekonominin durma noktasına geldiği bu günlerde, özellikle günlük temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışmak zorunda olan birçok insanın, çalışamadığı ve hayatını sürdürmek için ihtiyacı olan geliri elde edemediği gerçeği ile karşı karşıyayız. Devletlerin başta bu durumdaki vatandaşlarına mutlaka destek olması gerekiyor. Bunun yanında işletmelerin de desteklenmeleri gerekiyor. İşlerin azalması ile firmalar varlıklarını sürdürebilmek

için küçülme yoluna giderler. Firmaların küçülmesi demek işsizlik demektir. Devletimiz tarafından hayata geçirilen “Ekonomik İstikrar Kalkanı” işletmeleri desteklemek yönünde atılmış önemli bir adımdır. Fakat hem istihdama hem de ihracata büyük oranda katkı sağlayan kalıp ve iskele sektörü, bu destek paketinin kapsamı dışında tutulmuştur. Sektörümüzün de “Ekonomik İstikrar Kalkanı” kapsamına dahil edilmesi için sektörümüzü temsil eden derneğimiz olan İKSD aracılığı ile ilgili bakanlıklara, İntek olarak da bağlı bulunduğumuz vergi dairesine gerekli başvuruları yaptık.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

29


TMS Grup, Conexpo-Con/Agg 2020 Fuarıyla Amerika’da

Mühendislik Hizmetleriyle ve üretim kalitesiyle dünya genelinde bir marka olma vizyonuyla hareket eden TMS Grup, Amerika’nın Las Vegas kentinde düzenlenen CONEXPO-CON/ AGG fuarında geçtiğimiz Mart ayında yepyeni ürünleriyle yerini aldı. Amerika’nın Las Vegas şehrinde 10-14 Mart tarihleri arasında yapılan endüstri ile inşaatı bir araya getiren dünyanın en büyük fuarlarından biri olan CONEXPO-CON/ AGG, yaklaşık 250.000 m2 alan üzerinde kurulu olup katılımcı sayısı 2300’ün üzerinde olduğu fuarda TMS Grup yeni ürün ve sistemlerini ziyaretçileriyle buluşturdu. Fuar süresince TMS Grup’un en dikkat çeken ürünleri; Mopa Panel Kalıpları ve Multix kit oldu. Ayrıca fuarda Vinc’i 80, Vinc’i 70, Hand’i perde ve kolon kalıp sistemleri de rağbet gören ürünler arasında yer almıştır.

MOPA MODÜLER VE SÖKÜLEBİLİR PERDE KALIP SİSTEMİ İlk olarak 2018 yılında İstanbul Kalıp ve İskele Fuarında görücüye çıkan MOPA, modüler ve sökülebilir perde kalıp sistemi, CONEXPO-CON/AGG fuarında da ziyaretçilerin ilgisini çeken TMS’nin diğer bir ürünü oldu. MOPA, her iki uçta cıvatalı dikdörtgen kutu profillerden oluşan ve proje ihtiyaçlarına göre şantiyede montajı sağlanabilen çelik çerçeve sistemine sahiptir.

30

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Dış çerçeve kenar profilleri VINCI 80 profilleri ile aynı şekle sahip ve aynı mukavemette tasarlanmıştır. Bu nedenle Vinci 80 panel kilitleriyle kolayca birleştirilebiliyor.

MOPA panel kalıplarının cıvatalı birleşimleri sayesinde inşaat sahasında da montajı yapılabildiği için parçalar halinde nakliyesi gerçekleşe-


Dosya bilmektedir. Dolayısıyla 6x6 metre ebatlarında panel kalıp, araçta çok daha az yer kaplayarak sahaya taşınabilir ve imalatı yapılabilir durumdadır. Bu da nakliye, işçilik ya da aksesuar tüketimi gibi birçok maliyetlerin azalması demek oluyor.

MULTIX KIT

Tamamen kendisine özgün tasarım ile yola çıkarak üretilen ve geliştirilen ürünleri Avrupa ve dünya standartlarında kullandırmak üzere yola çıkan TMS, geçmiş yıllardaki strateji ve ön görülerinin bugün meyvelerini toplamaktadır. TMS Kalıp, aralıksız çalışmalarının sonucu olarak, CONEXPO-CON/AGG fuarında Multix Kit adında yeni bir ürünle daha karşımıza çıkmıştır. Multix Kit birçok ihtiyaca çözüm sunabilen bu sistem özel çap ve aralıklarda delinerek üretilmiş U profillerin özel olarak dizayn edilmiş bağlantı elemanları ile birleştirilmesi sonucunda oluşmaktadır. Multix Kit kullanılarak düşey ya da yatay ağır yükler için kule ya da makas çözümleri yapabilmesinin yanında Multix elemanları perde yatay kuşağı, tek yüz perde dayaması, köprü başlık traversi, çiftli itme-çekme tipi payanda ve teleskop olarak ya da tünel kalıbı ve hidromekanik sistemlerde eleman olarak kullanılabilmektedir. Multix Kit her türlü projeye uygulanabilecek şekilde standartlaştırılmış olduğu için, farklı projelerde farklı tip sistemler gerektirmeyen modüler bir sistemdir. Yük taşıma kapasitelerinin yüksek oluşu sayesinde daha az eleman gerektirdiği için zamandan ve işçilikten tasarruf sağlamaktadır.

VINC’I 80 KOLON KALIPLARI

VINC’I 80 Kolon Kalıpları, vinç ile kullanılabilen, çelik çerçeveli, plywood yüzeyli pano kalıp sistemleridir. Panolar; kapalı torsiyona mukavim çelik çerçevelidir. Enlemeler ise kutu profillerden yapılmıştır. Yüzeyler 220 gr/m2 fenolik film kaplı UPM Wisa-Form Birch plywood kaplıdır. İsteğe bağlı olarak, kullanım ömrü daha yüksek olan plastik yüzeyli plywood UPM Elephant ile de kaplanabilmektedir. Çelik çerçeve profil elemanı; istenilen her çerçeve

noktasından bir diğeri ile bağlanabilecek şekilde tasarlanmıştır. 5 cm aralıklı yatay tie-rod delikleri ile kolon ölçüşüne göre yatayda her iki yönde beş cm’de bir ayarlanabillir olmasını sağlanabilmektedir. Pano genişlikleri: 75, 90, 105, 120 cm ve yükseklikleri ise; 330, 300, 270, 180, 150, 120 cm olarak üretilmektedir. Panoların köşeleri dolu malzeme olup bir yandan çerçeveyi sağlamlaştırmakta ve diğer vinç ile deplase esnasında ilk darbe noktasını kuvvetlendirmektedir. Perde kalıbında ve kolon panosu eklemelerinde kullanılan TAMON kilit bir çekiç darbesiyle açılır veya kapatılabilir. Panolarda açılmış ankraj delikleri DW15’lik tie-rod kullanımı için uygun olup 80 KN/m2’ye kadar beton basıncını karşılamaktadır.

BTMS

Kalıp ve İskele sektöründe Türkiye’de ve dünyada bir marka haline gelen TMS Grup, bünyesinde bir önemli markayı daha bulunduruyor. BTMS; TMS Grub’un; Kore’li Boo Won B.M.S. şirketi ile ortaklaşa kurduğu; inşaat demirlerinin mekanik olarak birleştirilmesinde kullanılan “donatı manşonlarını” pazarlayan ve kısa sürede Türkiye’de patentli üretecek şirketidir. Dünyanın en yüksek yapısı olan Burj-Khalifa (Birleşik Arap Emirlikleri) binası ve beşinci yüksek yapısı olan G. Kore’deki LOTTE World Tower, BMS manşonları ile inşa edilmişlerdir. Yurt içerisinde İstanbul 3. Boğaz Köprüsünün yanında; 1915 Çanakkale Köprüsü, Kömürhan Köprüsü, Vakıf GYO Finanskent Kule projesi gibi birçok projede BTMS manşonlarını güvenle kullanılmıştır. Ülkemizin büyük projelerinden olan 1915 Çanakkale Köprüsü projesinde; yapıyı taşıyan kilit noktalar, keson ve ankraj bloğu imalatında değişik çaplarda BTMS manşon ve Terminatörleri kullanılmıştır. Dünyada ‘Nükleer Standartları’ karşılayan donatı manşon markası fazla değildir. BMS, dünya çapında nükleer yeterliliği sağlayan bu markalardan bir tanesi olarak öne çıkıyor. Güney Kore’de; “Shin Wolsong”, “Shin Hanul” ve “Shin Gori” ile Birleşik Arap Emirlikleri’nde; “Barakah” olmak üzere bir-

çok Nükleer Enerji Santrali, BMS manşonları kullanılarak inşa edilmiştir. UK CARES A1/B1 sertifikası altında üretilen, Rus Atom Ajansı ROSATOM ile KEPİC onaylı BTMS/ BMS donatı birleştirme sistemlerinin sağladığı standartlar ise; • ACI 318 • ACI 349, 359 (Nuclear requirements) • BS 8110 şeklindedir. Önümüzdeki yıllarda daha büyük bir coğrafyada başarılarını devam ettirmek olduğunu hedefleyen TMS Kalıp ve İskele sistemleri, sayılı yabancı rakipler ile alt yapı, köprü, metro ve yüksek katlı yapılar gibi zorluk derecesi yüksek projelerde mücadele ederek ipi göğüslemektedir ve aynı şekilde yeni projelerinde de göğüslemeye devam etm e k t e d i r. Ar-Ge çalışmalarına da hız kesmeden devam eden TMS, inovasyon ve teknoloji ışığı altında, sektörün önde gelen firması olarak ülkemizi gururlandırmaktadır.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

31


Milano City modern mimarisiyle Bursa Nilüfer’de yükselecek Taham Yapı güvencesiyle hayata geçecek olan Milano City Projesi toplam 5135 m2 bir alan üzerine kurulacak. Kayapa’nın kalbinde yeşillik ve huzurun arasında yükselecek olan proje modern mimarsiyle göz dolduruyor. Milano City projesi toplam 5135 m² arazi üzerine kurulacak. 3 blok ve 41 daireden oluşmakla beraber 4. Katlar dubleks olarak tasarlanmış durumda. Milano City Projesiyle Kayapa’nın kalbinde modern mimari ve taham kalitesi buluşuyor. o Açık Otopark o Ahşap Çocuk Parkı o Açık Havuz o Bisiklet Otoparkı o 33 adet 3+1 daire o 8 adet 6+1 dubleks daire o Malzeme garantisi o Modern mimari ve dizayn o Satış sonrası hizmet Kalite, bizim için olmazsa olmazlardan. Milano City projemizde; o Kullanılacak tüm malzemeler TSE standartlarında, inşaatta tüm malzeme ve işçilikler 1. Sınıf kalitede uygulanacaktır. o Yapı taşıyıcı sistemi, son deprem yönetmeliğine uygun konvansiyonel sistem olacaktır. o Milano City projemizde Beton kalitesi C25 olarak belirlenmiştir. Sondaja dayalı

32

Yapı Malzeme Mayıs 2020

zemin ve temel etütleri yapılmıştır. o Tüm blokların dış cephelerinde ısı yalıtımını sağlayan 6 cm mantolama sistemi kullanılacaktır. o Tüm blokların ısı ve su yalıtımı projeye

uygun yapılacaktır. o Tüm blokların cephe doğramaları ısı yalıtımlı PVC doğrama olacak ve ısı cam kullanılacaktır.


Dosya

“En önemli karakteristik özelliğimiz olan motivasyonumuzu kaybetmedik” “Global belirsizlik nedeniyle büyük ölçekli yatırım planımız yok. Her yıl olduğu gibi verimlilik yaşını doldurmuş robot ve diğer makinelerimizi yenileyeceğiz. Ayrıca sohbetimizin başında da söylediğim gibi AR-GE faaliyetlerimiz son sürat devam edecek.” bu yeni ürün portföyleri ile hem sektöre örnek olmaya hem de daha inovatif ürünler ihraç ederek ülkemizin milli hedeflerine katkı vermeye devam edecek.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Başta Cumhurbaşkanımız ve Sağlık Bakanımızın önce sosyal mesafe kuralı ve daha sonrasındaki evde kal çağrısına uygun hareket ediyoruz. Bu nedenle satış ve proje ekiplerimiz değerli müşterilerimize evden hizmet veriyor. Ayrıca gerekli önlemleri alarak nöbet sistemi oluşturduk ve yurt içinde devam eden projelerimize yerinde hizmet vermeye devam ediyoruz. Berkan Özelci ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü

Konularında uzman, tecrübeli ve dinamik teknik kadrosuyla, mühendislik, analiz ve raporlarla desteklenmiş hızlı ve ekonomik endüstriyel kalıp ve iskele çözümleri sunan ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri, 7.000 m²’si üretim 15.000 m²’si stoklama alanı olmak üzere toplam 22.000 m²’lik tesisi ve 150 çalışanı ile müşterilerine hizmeye devam ediyor. ÖZLER Kalıp ve İskele Sistemleri Genel Müdürü Berkan Özelci ile gündeme dair konuştuğumuz bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

İş hayatımda 15 yılı geride bıraktım. Bu süre zarfında küçük, büyük, iç piyasa ya da küresel birçok kriz gördüm. İç piyasada sorun olduğu dönemde ağırlığımızı yurt dışına vererek süreci aşabiliyorduk ya da tam tersi iç piyasaya ağırlığımı-

zı vererek süreç içinde pozisyonumuzu güncelleye biliyorduk. Şimdi durum tüm dünya genelinde belirsiz. Yönetim olarak üretim ve satış faaliyetlerimizi sürdürme noktasında kısa süreli tasarruf temelli program uygulama kararı aldık.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Global belirsizlik nedeniyle büyük ölçekli yatırım planımız yok. Her yıl olduğu gibi verimlilik yaşını doldurmuş robot ve diğer makinelerimizi yenileyeceğiz. Ayrıca sohbetimizin başında da söylediğim gibi AR-GE faaliyetlerimiz son sürat devam edecek.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Ülkemize, milli birlik ve kardeşliğimize inanıyoruz. Bu süreç elbet bitecek. Dünyada dengeler değişecek ve ülkeler ticaret stratejilerini yeni süreçle birlikte güncelleyecek. Benim hep söylediğim ve tüm çalışma arkadaşlarımın inançla arkamda durduğu bir sloganım var. Gelecek bizim...

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Açıkçası Nisan ayına kadar yurtdışı ofislerimizin verdiği destekler ile herhangi bir olumsuz etki hissetmedik. Ancak salgının tüm dünyada etkisini artırması ve buna paralel ulaşım problemlerinin yaşanması maalesef olağan üretim akışımızı bir nebze olsa da olumsuz etkiledi. Ancak bizi biz yapan en önemli karakteristik özelliğimiz olan motivasyonumuzu kaybetmedik hatta bu durağanlaşan dönemi ilerisi adına avantaja çevirmek için AR-GE faaliyetlerimize hız verdik. Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi ihracat hacmini her yıl artıran ÖZLER

Yapı Malzeme Mayıs 2020

33


Erkanlı Holding’in Öğrenci Evi Markası

Univa, Dünyaya açılıyor! Türkiye’de bir ilke imza atarak gayrimenkul sektöründe yeni bir dönemin kapılarını aralayan Erkanlı Holding’in yatırım amaçlı öğrenci evi projesi Univa, İngiltere’den dünyaya açılıyor. Erkanlı Holding, öğrenci evi yatırımlarının öncü pazarlarından İngiltere’ye OPTO markasının sahibi Experience Investment ile ortaklık yaparak girdi. Erkanlı Holding, 728 öğrenci evinin yer aldığı projede 140 adetlik öğrenci evi bloğunu İngiliz ortağı ile beraber geliştirecek ve satışını yapacak. 12 milyon sterlinlik yatırımla hayata geçen anlaşma kapsamında; Univa&OPTO markasıyla hayata geçirilecek öğrenci evleri 2022 yılının Eylül ayından itibaren teslim edilecek. South Wales Üniversitesi’nin yanında yer alan projedeki öğrenci evlerinin lansman fiyatı ise yaklaşık 83 bin sterlinden başlıyor. Proje; yaklaşık 660 bin TL karşılığında İngiltere’de mülk sahibi olma imkanı sağlıyor. Erkanlı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Erkanlı, bu işbirliğinin önemine dikkat çekerek, “Bizim gibi Türkiye’nin bir merkezinden çıkacak ulusal ve uluslararası bir öğrenci evi işletme ve yatırım markası yok. Bu hedefi kendimize koyduk ve bu açıdan bizim için kıymetli yatırımlardan bir tanesi” dedi. Türkiye’de bir ilke öncülük ederek inşaat sektöründe yeni bir yatırım modelini hayata geçiren Erkanlı Holding’in yatırım amaçlı öğrenci evi projesi Univa, yurtdışı atağına kalktı. Türkiye’de Sakarya, Ko-

34

Yapı Malzeme Mayıs 2020

caeli ve Düzce’de öğrenci evi projelerine imza atan Univa’nın yurtdışındaki ilk durağı öğrenci evi sektörünün öncü pazarları arasında yer alan İngiltere oldu. Cardiff’teki South Wales Üniversitesi’ne beş dakika yürüme mesafesinde olan proje kapsamında OPTO markasının sahibi Experience Investment ile işbirliği yapıldı. Erkanlı Holding, 728 öğrenci evinin yer aldığı projede 140 üniteyi İngiliz ortağı ile beraber geliştirecek ve satışını yapacak.

“Yurtdışındaki projelerimize etap etap devam edeceğiz”

Yurtdışındaki projelere devam edeceklerini vurgulayan Erkanlı, “Almanya’da da düşünüyoruz ama etap etap gideceğiz. Örneğin Frankfurt, Berlin’de inanılmaz ihtiyaç var. İtalya, İspanya’da Madrid, Portekiz gibi yerlerde de aynı şekilde. Biz ilk etapta İngiltere’de başlamak istedik.

Türkiye’deki yatırımların toplamı 430 milyon TL’yi bulacak! Türk yatırımcıların son yıllarda İngiltere’ye yöneldiklerini anlatan Erkanlı, “Projelerimiz kapsamında Türkiye’den yatırım yapmış kişilere yaptığımız ön bilgilendirme sonucunda çok ciddi bir talep aldık. En önemli sebeplerden bir tanesi gerçekten sterlin kira garantisi” diye konuştu. Erkanlı, Türkiye’de öğrenci evi projeleri kapsamında toplamı 430 milyon TL’yi bulan yatırımlara devam ettiklerini, Cardiff’te, OPTO ile olan ortaklık yatırımının ise 96 milyon TL’yi bulacağını, bu rakamın da yaklaşık 12 milyon sterline denk geleceğini söyledi. “Türkiye’de gayrimenkul sektöründe işlerin yavaşladığı bir noktada, bu kadar hızlı satış yapmamızın en önemli sebebi tüketiciye alternatif bir gayrimenkul yatırım aracı sunmamız” açıklamasını yaptı.


Dosya

“Salgın sonrası durum için yapmamız gerekenleri değerlendiriyoruz” “Üretim ve sevk hizmetlerimizi gerekli önlemleri alarak gelen taleplere göre planlıyor ve gerçekleştiriyoruz. Bulunduğumuz şu durumda, en doğru davranışın izolasyon kurallarına uymak olduğunu biliyoruz. Yetkilerimizin tavsiyeleri dikkate alıyor, mümkün olduğunca uymaya gayret ediyoruz.” alarak bu üretim ve sevkiyat faaliyetlerini gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Ofis personellerimiz ise kuruduğumuz ağ ile bu süre zarfında çalışmalarını evlerinden sürdürüyor.

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Ümit Yağmur Yağmur İskele Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı

5.000 m ’si kapalı, 6.000 m ’si açık alan olmak üzere toplam 11.000 m2 alanda faaliyet göstermekte olan Yağmur İskele Sistemleri, kurulduğu günden itibaren, kaliteli hizmet ve ürün ilkesi ile müşterilerine hizmet vermekte. Yağmur İskele Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Yağmur ile dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik. 2

2

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Dünyayı etkisi altına alan bu salgın birçok sektörü olumsuz etkilediği gibi bizi de etkiledi. Ülkemizde ilk vakanın görülmesinden sonra yaptığımız toplantıda alınması gereken önlemleri ciddi şekilde ele aldık. Yetkilerin üzerine basa basa söylediği sosyal mesafe kuralına uymak için ofis ve fabrika içi ortak alanlarda yeniden düzenlemeler yaptık. Dezenfektan ürünleri ve koruyucu malzemeleri tedarik ettik, kullanmaya başladık. Yaklaşık 1 hafta, bu düzende çalıştıktan sonra, geçici bir süre ile faaliyetlerimize ara vermeye karar verdik. Çalışmalarına devam eden müşterilerimizin mağdur olmaması adına gerekli üretim ve sevkiyatların yapılması için planlamamızı yaptık. Personellerimizi dönüşümlü kullanarak, gerekli önlemleri

Az önce de belirttiğim gibi üretim ve sevk hizmetlerimizi gerekli önlemleri alarak gelen taleplere göre planlıyor ve gerçekleştiriyoruz. Bulunduğumuz şu durumda, en doğru davranışın izolasyon kurallarına uymak olduğunu biliyoruz. Yetkilerimizin tavsiyeleri dikkate alıyor, mümkün olduğunca uymaya gayret ediyoruz.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Satış pazarlama ve proje grubu çalışanlarımız çalışmalarına evlerinden devam ediyor. Yurt içinden ve yurtdışından, sayıca geçtiğimiz günlere oranla az olsa da talep gelmeye devam ediyor. Bizde gelen bu talepleri değerlendiriyor, tekliflerimizi veriyoruz. Bu süre zarfında mail ve telefon yoluyla müşterilerimizle diyaloğumuz devam ediyor.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Bulunduğumuz dönemde öngörü yapmak gerçekten çok zor. Bilim insanları bu dönemi sonlandırmak adına tüm gayretleriyle çalışıyorlar, bizde gelişmeleri

yakinen takip ediyoruz. Ticari faaliyetlere dönecek olursak, eski düzeyine ulaşması için ilk önce bu salgın hastalığın önünün kesilmesi gerekiyor. Bu salgının etkileri ne kadar erken biterse, normalleşme de o derece erken başlayacak. Şu an tüm dünyanın gündemi ve çalışmaları bu yönde. Salgının etkilerinin azalmaya başlamasıyla normalleşme süreci başlayacak, lakin bir anda çok keskin bir biçimde salgın öncesi ticari faaliyet düzeyine ulaşılamayacak. Bu da yavaş yavaş, etap etap gerçekleşecek. Bizde salgın sonrası durum için yapmamız gerekenleri, almamız gereken pozisyonları değerlendiriyoruz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

2020 yılı için tasarladığımız birçok plan vardı. Lakin bunların şu an çok bir önemi yok. Arzumuz bir an evvel bu bilinmeyenin içinden çıkmak ve bildiğimiz hale, yani severek yaptığımız faaliyetlerimize tam kapasite ile devam etmek.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Gündemimizin koronavirüs olduğu bugünlerde eklemek istediğim şeylerde haliyle bu doğrultu da oluyor. Bir an evvel bu salgının etkilerinden kurtulmak için yetkililerimizin koyduğu kural ve verdiği tavsiyelere tam anlamıyla uyulması konusunda gayret içinde olmamız gerektiğini hatırlatıyor, vefat edenlere Allah’tan rahmet, hastalara da acil şifa diliyorum. Tez zamanda, eskiden olduğu gibi işimizle, faaliyetlerimizle alakalı röportajlar gerçekleştirmeyi ümit ediyorum.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

35


En iyi yol her zaman bilinen yol mudur?

İç mekan geri dolgularına farklı bir bakış

İç mekan geri dolgusu hem sabır hem de özen gerektiren bir işlem olmakla beraber şantiye ortamında genellikle pek de özen gösterilmeden icra edilir. Normalde 20 cm’de bir serilip kompaktör ile sıkıştırılması gereken geri dolgu malzemesi ya hiç sıkıştırılmaz ya da iyi sıkıştırılmaz. Dolayısı ile bu riske girmek istemeyen şantiye sorumluları dolgu üzerine hem daha kalın bir betonarme döşeme yaparlar hem de aralara döşemeyi taşıyacak dolgu perdeleri oluştururlar.

Betonarme yüzeylerde çatlak oluşmasının pek çok sebebi olmakla birlikte, bu tarz dolguların (kum+mıcır karışımı, moloz vb.) olduğu alanlarda dolgunun zamanla çökmesinden dolayı özellikle yük altında betonarme döşemeler yapısal olarak çatlayabilir.

ABS Plus Kör Kalıpları kullanılarak yapılan uygulamalar ise geri dolgu olarak kullanılmakla beraber, teknik olarak dolgu değil yapısal bir ‘betonarme yükseltilmiş döşemedir’. Mevcut zemin üzerine yerleştirilen kör kalıpların içine beton doldurulur ve m2’ye iki koloncuk üzerinde birbirine kemerler ile bağlanmış devamlı bir kubbeler sistemi oluşturulur. Oluşturulan yapı sürekli olduğu için dolgu perdesi gibi ilave elemanlara ihtiyaç yoktur.

Bu sistem, bu kadar az betonla, bu kadar çok yükü taşır mı?

ABS Plus kör kalıpları ile yapılan betonarme yükseltilmiş döşemenin geleneksel geri dolguya göre avantajları yüksek yük taşıma kapasitesi ve yapısal çatlak riski oluşturmamasına ilaveten; • Beton tasarrufu: Kör kalıpların betona verdiği kolon-kemer-kubbe formu sayesinde normal döşeme kalınlığı yarı yarıya azaltılabilir. • Lojistik ve elleçleme: Kör kalıplar sa-

36

Yapı Malzeme Mayıs 2020

haya iç içe geçmiş şekilde getirilirler; 1 metre dolguda 50 kamyon geleneksel dolgu hacmine kıyasla 1 kamyon plastik kör kalıp hacmi yeterlidir. • Tesisat geçişleri: Kör kalıpla oluşturulan hacmin içi %95 oranında boştur, dolayısı ile bu hacim tesisat geçişleri veya gri su deposu olarak kullanılabilir. • Zamanlama: Pek çok geri dolgu daha işin başında üst katlar inşa edilmeden önce yapılmalıdır. Oysa beton pompasının hortumu bir şekilde alana girdiği sürece kör kalıpla yapılacak dolgu istenildiği zaman yapılabilir.


Dosya

“Üretim ve yeni ürünler ile ilgili alt yapı geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir” “Üretim ve yeni ürünler ile ilgili alt yapı geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir, kriz bitimi üretim eksikliğinin derinden hissedileceğini düşünerek şimdiden pozisyon almak istiyoruz.” Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Üretim ve yeni ürünler ile ilgili alt yapı geliştirme çalışmalarımız devam etmektedir. Kriz bitimi üretim eksikliğinin derinden hissedileceğini düşünerek şimdiden pozisyon almak istiyoruz. Ancak gelecek teki belirsizlikler hızlı hareket etmemizi engellemektedir.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz? Ersen Bektaş / Güneş İskele Genel Müdür

İnternet ortamında ki reklamlarımız devam etmekte olup, daha önce anlaşma sağladığımız dergi reklam yayınları da devam etmektir.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Salgının Yayıs sonu veya en geç Haziran başı hayatı normale döndürmesi durumunda yılın 2.çeyreğinden itibaren büyüme ve karlılık beklemekteyiz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Yeni başlayan kamu ihaleleri ve markalı markasız özel sektör projelerinin yanında olmak istiyoruz .

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Bu süreçten Güneş İskele Kiralama A.Ş. olarak milletçe dayanışma içinde en erken biçimde kurtulacağımız sağlıklı günler dileriz.

Sürekli gelişim ilkesinden hareketle, her geçen gün yenilenen ve büyüyen Güneş İskele, sektörün gerektirdiği teknolojik donanımla beraber aylık 40 bin m2 üretim kapasitesine sahip. Marmara ve Trakya bölgesi başta olmak üzere tüm Türkiye’ye hitap eden firma, imalat, kiralama ve kiralama sonrası süpervizörlüğe kadar komple hizmet vermektedir. Güneş İskele Genel Müdürü Ersen Bektaş ile tüm sektörü etkisi altına alan salgına karşı aldıkları tedbirleri kısaca ele almaya çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

İnşaat sektörünü durma noktasına getiren salgın zincirleme olarak herkesi ve bizi de etkilemiştir Ancak Güneş İskele Kiralama A.Ş.olarak devam eden projeler ile bu dönemde de çalışma şansımız olmuştur.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

37


Dosya

“Çimsa olarak hem çalışanlarımıza hem de teknolojiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz” “Özellikle yaşadığımız bu dönem bizlere bir kez daha gösterdi ki; 2020 ve sonrasında, küresel ve ulusal ölçekte, fırsatlar ve riskler eş zamanlı ve dinamik bir süreçte karşımıza çıkmaya devam edecek.” noktada hijyen ve dezenfeksiyon uygulamalarını maksimum düzeye çıkardık. Bu kapsamda, çalışma programlarımızda ve düzenimizde gerekli önlemleri alarak, risk yönetimi anlayışıyla şu anda faaliyetlerimize devam ediyoruz. Tüm dünyanın yaşadığı bu zorlu süreçte, sağlık ve iş güvenliği konusunda gerekli tüm önlemleri alarak ülkemiz için ekonomik fayda üretmeyi sürdüreceğiz.

Sabancı Holding iştiraki olan Çimsa, Mersin, Eskişehir, Kayseri, Niğde, Afyonkarahisar’da bulunan 5 entegre fabrikası ve Ankara’da bulunan bir öğütme tesisiyle faaliyetlerini gerçekleştirmeye devam ediyor. Çimsa CEO’su Ülkü Özcan ile dosya konumuz çerçevesinde gündeme dair kısa bir söyleşi gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Tüm insanlığı etkileyen Covid-19 salgını nedeniyle benzeri görülmemiş bir dönemden geçiyoruz. Neredeyse tüm iş disiplinlerinin yeniden tanımlandığı, yaşamın sınırlandırıldığı, daha yavaş ama bir yandan da dinamik bir dönemden geçiyoruz. Eğitimden üretime, e-ticaretten gıda sektörüne kadar birçok alanda yeniden yapılanma içindeyiz. Moda devleri maske, beyaz eşya şirketleri solunum cihazı üretiyor. Tüm sektörler dinamik bir şekilde aksiyon almaya başladı ve kendi tedbirlerini uygulamaya aldı. Sabancı Holding iştiraki Çimsa olarak biz de bu süreçte hızla tedbirler almaya başladık. Salgının ülkemizde görülmesi ile birlikte Acil Eylem Komitesi’ni devreye aldık. Çimsa içerisinde iş süreçlerimizi dönüştürürken birinci önceliğimiz her zaman çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği oldu. Bu yüzden hem üretim hem de idari personelimizin sağlık ve güvenliği için süreçlerimizde bazı düzenlemelere gittik. İlk olarak çalışanlarımızı salgından korunma yolları ile ilgili bilgilendirdik, genel müdürlük binamızda, üretim tesislerimizde hijyen ve dezenfeksiyon işlemlerini sıklaştırdık. Genel Müdürlüğümüzde ilk olarak %50-%50 uzaktan

38

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Ülkü Özcan / Çimsa CEO’su

çalışma modeline, ardından da tamamen evden çalışma sistemine geçtik. Tesislerimizde ise vardiya düzenlemeleri ile birlikte önlemleri de maksimuma çıkararak üretime devam ediyoruz. Üretimde maske kullanımı, tesislerin ve servis araçlarının sürekli dezenfekte edilmesi gibi olmazsa olmaz önlemlerin yanı sıra 7/24 doktor desteğimiz de bulunuyor.

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Üretim ve sevkiyatın kalbi olan fabrika lokasyonlarımızdaki çalışma programı, dönüşümlü olacak şekilde yeniden düzenlendi. Bu düzenlemelerle birlikte fabrika yemekhanelerimizde oturma planından servislerimize kadar birçok

Satış ve pazarlama noktasında da uzaktan çalışma düzenlemelerimiz kapsamında ekiplerimiz süreçleri evden yönetiyor. Teknolojik altyapımızın yeterliliği de bu süreçlerin aksamadan devam etmesini sağlıyor. Aynı zamanda stratejik planlarımız doğrultusunda tüm departmanlar bir sinerji içerisinde çalışmalarını yürütüyor. İK, pazarlama, satın alma, satış, IT gibi birçok departman günlük olarak online sistemler üzerinden toplantılarına devam ediyor. İş disiplininden kopmadan verimli bir şekilde kararlar alınıyor ve başarıyla uygulanıyor.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Özellikle yaşadığımız bu dönem bizlere bir kez daha gösterdi ki; 2020 ve sonrasında, küresel ve ulusal ölçekte, fırsatlar ve riskler eş zamanlı ve dinamik bir süreçte karşımıza çıkmaya devam edecek. Dijital çağa ayak uyduran, teknolojiyi tüm süreçlerde en verimli şekilde kullanan ve insanı her zaman merkezine alan ve özen gösteren firmalar kazanacak, Çimsa olarak hem çalışanlarımıza hem de teknolojiye yatırım yapmayı sürdüreceğiz.



“Önümüzdeki dönemlerde de iyi işler başaracağımıza inanıyorum” “Bu yıl içinde yeni ürünler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. 3D printerlarla entegre üretim hattı üzerinde çalışmalarımız devam edecektir. AKM Ankara Millet Bahçesi projesinin tüm prekast işlerini biz yürütüyor olacağız. İsrail, İran, Birleşik Arap Emirliklerinde devam eden projelerimizi bu yıl içerisinde tamamlamayı hedeflemekteyiz.” gibi Türkiye’de de sektörel bazlı iş modellerinde değişiklik olması kaçınılmazdır. Bizler de bu değişiklikleri yakından takip ediyoruz. Uygulanması gereken tüm tedbirleri ve hijyen kurallarını dikkate alarak operasyonlarımıza, üretimlerimize ve projelerimize hız kesmeden devam ediyoruz. Önceliğimiz tabi ki ekip arkadaşlarımızın sağlığıdır. Süreci yakından takip ederek, gerekli tedbirleri hızlıca almamızdan dolayı şu an tüm üretimlerimiz planladığımız şekilde devam etmektedir. Gerek üretim alanımızda gerekse şirketimizde sosyal mesafe kurallarına uyarak gerekli tüm regülasyonları herkesin sağlığını gözeterek gerçekleştirdik. İnşaat sektörü dinamik ve devamlılığı arz eden bir sektör olduğundan bu süreç sarfında hızı yavaşlasa bile faaliyetlerine devam etmektedir. Endüstriyel açıdan verimliliğimizi koruyarak, bu sürecin motivasyonumuza etkisini dikkate alarak sektörün dinamikleri paralelinde çalışmalarımıza devam etmekteyiz. Oğuzcan Kal / Ürün Geliştirme Müdürü

İnşaat sektöründeki 20 yılı aşkın deneyimiyle ülkemize katma değer katan Mutasyon Prekast, genç, dinamik ve çözüm odaklı ekibiyle tasarımda sınırları kaldıran çözümler sunmayı hedef edinmiş. Bu hedefle sadece üretici olmanın ötesine geçen firma, ürün çeşitliliği ile de sektörde gerçekleşen projelerde paydaşlarına çözüm ortağı olmayı amaçlamakta. Mutasyon Grup Ürün Geliştirme Müdürü Oğuzcan Kal ile gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızda, gündemdeki çalışmalarını ele aldık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve Dünya Sağlık Örgütünün Pandemi olarak ilan ettiği Covid-19 virüs salgını için başta sağlık personelleri olmak üzere süreci yöneten tüm unsurlara Mutasyon Grup olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz. Zor zamanlardan geçen tüm ülkelerde olduğu

40

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Aylık 10.000 m2 üretim kapasitesi olan güncel teknolojiyi entegre ettiğimiz fabrikamızda ulusal ve uluslararası referanslar ve yönetmelikler dikkate alınarak üretimlerimizi sürdürmekteyiz. Yeni ürün çalışmalarımıza bu senenin başından itibaren ağırlıklı olarak devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarımıza öncelikli olarak pazar araştırmalarıyla başlıyoruz. Yerel ve uluslararası GRC Prekast dış cephe kaplama sektöründeki yenilikleri ve yeni ürünleri inceliyoruz, ardından gerekli deneme ve test aşamalarını kendi bünyemizde bulunan üretim alanımızda ve laboratuvarımızla gerçekleştiriyoruz. Sektöre ve ülkemize katma değer sağlayacağına inandığımız yenilikçi fikirlerimizi bu aşamalardan sonra müşterilerimize sunuyoruz. En son olarak Mavi

Beton ürün grubumuza Mavi Beton Solid Skin ürünümüzü dahil ettik. Mavi Beton Solid Skin cephede her türlü forma ve uygulamaya imkan tanıyacak, ufuk acıcı projelerin yapılmasını kolaylaştıracak özel kalıp üretimleriyle projelendirilip, imalatları yapılan, prekast cephe kabuk elemanlarıdır. Yurtdışında yapılan birçok uygulama özenle incelenerek, gereken beton dayanımları ve esneklik değerleri sağlanması için çalışmaları yapılmış olan MAVİ BETON SOLID SKIN, eğrisel formda ya da özel kesim ve ebatlarda prekast kabuk eleman gerektiren projeler için geliştirdi. Ayrıca, görüşmeleri ve testleri devam eden yeni ürünümüzden bahsetmek isterim. Ana merkezleri Sidney, Avusturalya ve Amerika’da bulunan tüm dünyada operasyonlarını başarıyla devam ettiren CWS Concrete Waterproofing Systems Yapı Kimyasalları firması ile birlikte ortak bir ürün üzerinde çalışmanın heyecanı içerisindeyiz. Sıvı haldeki Suyun panelden geçmesini engelleyen aynı zamanda panelin hava sirkülasyonuna imkan tanıyan bir sistem üzerinde test ve regülasyon çalışmalarımız devam etmektedir. En kısa zamanda bu yeni ürünümüzü lanse etmek için sabırsızlanıyoruz.


Dosya Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve Pazarlama konusunda öncelikli prensiplerimiz şeffaflık ve güvendir. Üretici bir firma olmanın dışında müşterilerimize çözüm ortağı olmayı hedeflemekteyiz. Bu açıdan işin teklif aşamasından projelendirilmesine ve nihai haline gelinceye kadar her aşamada kendilerine destek olmaya gayret ediyoruz. Günümüzde özellikle Covid-19 salgınından sonra tüm sektörlerin önemini anladığı dijitalleşme ve dijital pazarlama, bizim pazarlama stratejimizin en önemli kollarından biridir. Benim de uzmanlık alanım olan dijital pazarlamada öncelikli hedeflerimiz tüm sosyal medya mecralarını en aktif şekilde kullanarak mevcut ve potansiyel müşterilerimizle hızlı bir şekilde iletişime geçmek ve ulaşılabilirliğimizi maksimum seviyeye yükseltmektir. Bunun dışında sektörümüz için de bilgi verici içeriklerle meslektaşlarımızla fikir alışverişinde bulunmaya çalışıyoruz. Mevcut ve uzun vadeli pazarlama stratejimiz dijital pazarlama ağırlıklı olmak üzere her türlü aracı en etkin ve birbiri içinde uyum halinde kullanarak bilgi akışını şeffaflık ve güvenilirlik ekseninde yürütmektir. Uluslararası pazarlama açısından komşu ülkeler önceliğimiz olmak üzere Avrupa pazarı üzerinde yoğunlaşıyoruz. Her ne kadar Covid-19 salgınından dolayı ertelenmeler yaşansa da rekabetçi pazarlarda işin dijital ayağı dışında birebir iletişimin önemli olduğunun farkındayız. Bu yüzden uluslararası fuar çalışmalarımız tüm durumlar normale döndüğünde devam edecektir.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

İnsani ve sektörel olarak tüm dünyada bizleri belirsizliklerin beklediği kaçınılmaz bir gerçektir. İç pazarda inşaat sektöründeki daralma hepimizin gördüğü bir durum ol-

makla birlikte önümüzdeki dönemde bu daralmanın yerini büyüme eğilimin alacağı görüşündeyim. Özellikle ülke ekonomimizde büyük bir paya sahip inşaat sektörü ve bu sektörün paydaşları olan bizlerin dijitalleşmeden uzaklaşmadan, kaliteli, doğru ve yenilikçi ürünler ortaya koyduğumuz sürece önümüzdeki dönemlerde de iyi işler başaracağımıza inanıyorum.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Bu yıl içinde yeni ürünler üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. 3D printerlarla en-

tegre üretim hattı üzerinde çalışmalarımız devam edecektir. AKM Ankara Millet Bahçesi projesinin tüm prekast işlerini biz yürütüyor olacağız. Israil, İran, Birleşik Arap Emirliklerinde devam eden projelerimizi bu yıl içerisinde tamamlamayı hedeflemekteyiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son olarak tüm insanlığın bu süreci tüm tedbirleri alarak atlatacağına inanıyorum. Ve Mutasyon Grup olarak kaliteli ve yenilikçi uygulamalarımızla bu süreçte ve ileride de projelerimize devam ediyor olacağız.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

41


“Ekonominin zorlu süreci atlatması için üzerimize düşen görevi yerine getirmek üzere çaba gösteriyoruz” “Mevcut operasyonlarımızda almış olduğumuz üst düzey sağlık önlemleri ile çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimize güvenli bir çalışma ortamı oluşturma gayreti içerisinde üretmeye devam ediyoruz.” lerine göre ayrı ayrı depolanır. Çimento, mineral katkı, kimyasal katkı gibi diğer hammaddelerin tesisimize taşınması ise dökme olarak ve silobas / tanker araçlarıyla yapılmaktadır. Gelen hammaddelerden konusunda eğitimli Kalite Kontrol Sorumlularımız tarafından “Numune Alma ve Deney Plan’’larında tarif edilen metodlara göre numuneler alınır ve deneyleri yapılır. Ayrıca hazır betonun üretiminde kullanılacak, doğru seçilmiş malzemelerin (çimento, agrega, katkı) kalitelerini ve birbirlerine uyumunu incelemek için Kalite Kontrol ve Ar-Ge laboratuvarımızda, beton karışımları hazırlanarak laboratuvar denemeleri yapılır. Bu deneylerden geçen malzemelerde zamanla olumsuz değişiklikler meydana

Barbaros Onulay / Bursa Beton Genel Müdürü

Hazır beton üretiminde, teknoloji ve kalite anlamında önemli başarılara imza atmış olan Bursa Beton, çevreci yaklaşımı ve koşulsuz müşteri memnuniyeti ile 24 saat kesintisiz hizmet sunmakta. Bursa Beton Genel Müdürü Barbaros Onulay ile göndeme dair konuştuğumuz bir röportaj çalışması gerçekleştirdik.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi? Covid-19 salgını ile ilgili alınan tedbirler kapsamında işyerimizde risk değerlendirmesi ve acil durum planlarımızı yeniledik. Yenilenen risk değerlendirmelerinde alınması önerilen ve alınan önlemler, çalışmaların koordinasyonunu sağlamak için kurduğumuz ‘Sağlık Komitemiz’ tarafından takip edilmekte. Bu dönemde hem bizim hem de hizmet verdiğimiz tüm müşterilerimizin temel önceliği, insan ve toplum sağlığı açısından sorumluluklarımızı yerine getirirken; ülkemiz açısından önemi tartışılmaz olan ekonomik aktivitenin sürdürülebilirliğine katkıda bulunmak. Günümüz

42

Yapı Malzeme Mayıs 2020

itibariyle faaliyetlerimizi önemli derecede etkileyecek bir aksama oluşmadı. Ekibimizde 60 yaş ve üzeri ile kronik rahatsızlığı olup risk grubuna giren ofis ve saha çalışanlarımıza, iş koluna göre uzaktan çalışma sistemi ya da idari izin kullandırıyoruz. Mevcut operasyonlarımızda almış olduğumuz üst düzey sağlık önlemleri ile çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimize güvenli bir çalışma ortamı oluşturma gayreti içerisinde üretmeye devam ediyoruz. Ekonominin zorlu süreci atlatması için üzerimize düşen görevi yerine getirmek üzere çaba gösteriyoruz.

Fabrikanızda; hammadde girişinden, tasarım ve Ar-Ge çalışmalarına, oradan sevkine kadar olan üretim süreçlerini anlatır mısınız?

Hazır beton prosesimiz ilk olarak üretimde kullanılacak hammaddelerin temini ile başlamaktadır. Beton hammaddelerinden biri olan agregalar kamyonlarla tesisimize gelmektedir. Gelen agregalar beton tesisimizdeki stok alanlarına alınarak cins-


Dosya gelmesinin önlenmesi için sürekli kalite denetimi devam eder. Tesislerimizde üretilecek olan hazır betonun tüm bileşenleri bilgisayar otomasyonu dahilinde tartılıp karıştırılarak hazırlanır. Hazır Betonun üretimi, santral operatörünün üretilecek betonu tanımlayan formülün numarasını belirleyip, bilgisayar sistemini işletmesi ile başlar. İlk komuttan sonra ayrı bölmelerde bulunan agrega, agrega tartım ekipmanının içerisinde tartılır. Kapalı silolarda stoklanmış olan çimento, kapalı helezonlar sayesinde çimento tartım bunkerine aktarılır. Bu arada su ve kimyasal katkı kendilerine ayrılmış olan bunkerlerinde tartılır. Bu tartılan beton bileşenleri karışımın yapılacağı mekanik karıştırma ünitesine (panmiksere) sevk edilir. Mikser içerisinde karışma süresi beton sınıflarına göre tanımlanmıştır. Üretilen hazır beton özel araçlarla (transmikser) taşınır ve homojenliğini koruması için boşaltma anına kadar sürekli karıştırılarak ilgili inşaat alanına sevkiyatı yapılır.

Tesisinizde enerji maliyetlerinizi düşürmek için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Gerçekleştirdiğiniz projelerden, bu projelerin sonuç-

larından ya da gerçekleştireceğiniz projelerden bahseder misiniz?

Hazır beton üretiminde kullandığımız tam otomatik beton santrallerinde muhtelif ebat ve tiplerde elektrik motorları bulunmaktadır. Enerji maliyetinin düşürülmesi için ya daha az elektrik tüketen motorlar kullanacaksınız ya da motor ve ekipman sayısını azaltacaksınız. Bu mantıktan hareketle tesislerimizi planlarken yılların

verdiği tecrübe ve elimizde mevcut olan istatistiki enerji tüketim verilerinden faydalanarak en düşük maliyetli çözüm önerilerini değerlendiriyoruz. Üretim santralinde daha az elektrik motoru kullanılan beton santrali modellemesini projelendirip ön yüklemeli model yerine rampalı santral modelini kullanıyoruz. Yine projelendirme yaparken en dikkat ettiğimiz hususlardan biri agrega stok sahasının hammadde yükleme bunkerine yakın konumlandırılması ve bu sayede Loder (yükleyici) yakıt masrafının minimize edilmesidir. Proseslerimizde kullanılan tesis açık iken devamlı çalışmak durumunda olan bazı karıştırıcı ekipman motorlarının zaman ayarlı röleler vasıtasıyla belli aralıklarla çalışmasını ve durmasını sağlayarak enerji tasarrufu sağlıyoruz. Tesisin verimliliğinin arttırılması sürecini hedef haline getirip özel KPI’lar ile takip ediyor ve düzenli olarak raporlanmasını sağlıyoruz. Bu vesile ile üretimde çalışan personelin tesisin enerji tüketimini devamlı takip etmesini hedefliyor ve aylık olarak bu raporları değerlendiriyoruz. Verimliğini ve hedeflerini gerçekleştiren tesislerimizi oluşturduğumuz Tesis Karnesi sisteminde birbiri ile karşılaştırarak ve yarıştırarak iyileştirme süreçlerinin devamlılığını sağlıyor ve başarılı olanları takdir ediyor, ödüllendiriyoruz. Bazı özel projelerimizi 2020 yılında gerçekleştirmeyi planladık. Hazırlık çalışmaları tamamlandı ve devreye alıyoruz. Buna göre üretilen betonun müşterimize en kısa mesafeden ulaştırılması ve efektif tesis tercih edilerek nakliyede harcanan yakıt sarfının azaltılarak, daha ekonomik nakliye yapmayı, zamandan kazanmayı ve milli ekonomiye katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

43


Dosya

London City Island projesinde illbruck Hibrit Teknolojisi tercih edildi illbruck SP523 Sızdırmazlık Derz Dolgusu prekast cephe yapılarında sızdırmazlık çözümü olarak tercih edilmiştir. SP523 inşaatlarda bina ve prekast cephe derzlerinde, alüminyum, plastik ve ahşap doğrama kanallarında, yağmur oluklarında, kapı ve pencere çevresinde ayrıca hareketli yapı derzlerinde iç - dış mekan ayırt etmeksizin kullanılır. Emlak geliştiricisi Ballymore, Londra’daki Leamouth Yarımadası’nda etkileyici bir yaşan alanı yenileme planı yaptı. Plan, dört yüksek katlı apartmandan başlayarak on bir binanın yapımını içeriyor. Dört yüksek katlı apartman etkileyici bir hızla inşa edilmektedir. Binalar 11 ila 18 kat arasındadır ve dördü de sandviç panelleri ile inşa edilmiştir. Londra’nın emlak piyasası, şu anda İngiliz işgücü piyasasında bulunan inşaat işçilerinin eksikliğine rağmen hızla büyümektedir. Bu durum, daha az personel gerektiren, daha hızlı ve daha kompakt inşaat yöntemlerine olan talebi arttırmaktadır. Hurks Prefab Beton BV, panelleri Hollanda’nın Veldhoven şehrinde üretip panelleri Londra’da “yerinde” monte etmektedir. London City Island, Ballymore, Leamouth, E14’teki prekast beton yapının prestijli uygulamasına iyi bir örnektir. Hurks illbruck’tan prekast yapıda cephe sızdırmazlık çözümü olarak UV ve hava koşullarına dayanıklı, mükemmel elastikiyet sağlayan ve çevre dostu bir çözüm istedi.

illbruck Çözümü:

llbruck SP522, Traunreut, Bavaria’da formüle edilmiş ve üretilmiş hibrit derz dolgu mastiğidir. Bu ürün SP523 Derz Dolgusu Mastiği (Sızdırmazlık Mastiği) ürün kodu ile ülkemizde satılmaktadır. Peki hibrit teknoloji nedir? Basitçe söylemek gerekirse, kimyasal direnç, elastikiyet, sıcaklık direnci ve diğer mekanik özelliklerin optimum dengesini sunan kimyasal formülasyondur. SP523, çevre dostu ve kullanımı kolay, silikon içermez, izosiyanat içermez, solvent içermez ve VOC içermez, çalışması kolaydır ve onunla çalışmak, tasarım gereksinimle-

44

Yapı Malzeme Mayıs 2020

rini karşılamak için uzun vadeli bir sızdırmazlık sağlayacaktır. Bu çözüm Londra Şehri boyunca iç mekan hava sızdırmazlık çözümü olarak duvardan duvara ve duvardan yere açık alanların doldurulması için kullanılmıştır. SP523 iç ve dış mekan uygulamaları için önerilse de bu özel uygulamada J blok adı verilen özel açık renk tuğla motifleri kullanıldığından renk farkı sebebi ile hibrit sızdırmazlık mastiği sa-

dece iç mekanda tercih edilmiştir. Projede SP522 RAL 1013 Oyster White tercih edilmiştir. tremco illbruck Türkiye SP523 Derz Dolgusu Mastiği (Sızdırmazlık Mastiği) ürününü beyaz, gri, fildişi ve siyah renk seçenekleri ile sunmaktadır.



Söğütözü İş Merkezi’nde Aura Design Studio imzası Ankara’nın en merkezi ofis ve ticaret alanlarından birinde, çevre parsellerde yer alan alışveriş, ticaret ve otel yapılarıyla birlikte başarılı bir kentsel tasarım projesinin merkezinde konumlandırılan Söğütözü İş Merkezi’nin tasarımını, mimarlık, şehir planlama ve peyzaj mimarlığı alanlarında farklı tipolojilerde birçok ödüllü projeye imza atan Aura Design Studio gerçekleştirdi

Mimar Filiz Cingi Yurdakul

Mimar Filiz Cingi Yurdakul liderliğinde yurt içi ve dışında gerçekleştirdikleri ödüllü projelerle son dönemde adından söz ettiren Aura Design Studio, dinamik ve özgün cephe tasarımıyla iddialı bir yapı olan Söğütözü İş Merkezi’ni tasarladı.

46

Yapı Malzeme Mayıs 2020

İnşaatı tamamlanarak kullanıma açılan yapı, önemli bir kentsel tasarım projesinin de parçası olduğundan, yapının peyzajının da özellikle yaya allesi ile bütünleşik aynı zamanda da kendi cephe ve kütle karakterine de uyumlu olmasına dikkat edildi. Yaya allesine zemin katlarındaki ticari birimlerle bağlanırken hemen arkasındaki nispeten sakin olan park alanı karşısından ofis ve otopark girişini sağlayan yapının girişinde, çelik strüktürü ile cephe karakterine uygun bir giriş saçağı tasarlanmış. Yapının mimari projeleri ile mekanik-elektrik-statik koordinasyonu sağlanarak cephe projeleri ve peyzaj projeleri üzerinde de incelikle çalışan mimarlar, giydirme cephe sistemi olarak panel cephe elemanları kullanmış ve her bir panel tasarımı, cephe danışmanı ve cephe uygulama firması ile birlikte titizlikle ele alınmış. Panel cephe önlerindeki genişletilmiş metal paneller, her biri aynı ebatta üçgen modüller olarak kurgulanmış. Bu üçgen modüller yatay, dikey, 45 derece açılı ve boş çerçeveli olarak tasarlanarak G profillerle panel cephe sisteminden ileriye çekilip ana cephe sistemi ile entegre edilmiş. Cephe temizliği için her katta uygun

geçişler sağlanan tasarımda, ctp kasetli yürüme panelleri ile iç cephe temizliği çözümlenmiş. Zemin ve teras katlardaki kütle hareketlerinin ahşap görünümlü alüminyum paneller ile vurgulandığı yapıda bu paneller, zemin kat ve teras katlarda ticari birimlerin aralarında ve ikinci kat üzeri teras kat tavanında 20’şer cm’lik paneller olarak uygulanmış. Malzeme seçiminde ise mimarların tercihi doğal malzemelerden yana. Zemin malzemesi olarak yaya allesi ile uyumlu traverten doğal taş seçilmiş. Kot farklılıkları üçgen sac bordürlerle çevrelenen bitkisel peyzaj alanları ile çözümlenmiş ve yaya allesi kotları, bağlantıları eğimle uyumlu çözümlenmiş eriyen merdivenler ile kurulmuş. Teras katlara konumlandırılan saksılar ile ofis çalışanları için yeşil nefes alma alanlarının oluşturulması hedeflenmiş. Giydirme cephelerdeki açılabilir kanatlar hem açık ofislere hem de makam odalarına uyumlu olarak ele alınırken, ofis katları, esnek plan şemalarına ve olası değişikliklere uyumlu olacak şekilde yükseltilmiş döşemeler ile planlanmış.


Dosya

“Yaşanan sürece ilişkin yeniliklerimiz var ve olmaya devam edecek” “Başta çalışanlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızın sağlığı bizim öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Sosyal izolasyon kuralları çerçevesinde, çalışanlarımızın mesafesini koruyoruz. Kişilerin biraraya gelmesini gerektiren toplantılarımızı ya iptal ettik ya da erteledik. Üretim ve lojistik birimlerimizde ise kişilerin yakın çalışmamaları için tüm önlemlerimizi almış durumdayız.”

Dünyanın en büyük küresel boya ve kaplamalar şirketi ve özel kimyasalların ana üreticisi olan AkzoNobel, Türkiye pazarının öncü markası Marshall ile, küresel teknoloji ve tecrübelerle geliştirilmiş ürün ve renk hizmetleri ile hayata renk katmaya devam ediyor. Dünya çapında 80’den fazla ülkede, 55 bin çalışanı bulunan AkzoNobel, Global Fortune 500 Şirketleri arasında yer alıyor ve sürdürülebilirlik alanında sürekli olarak lider konumda sınıflandırılıyor. AkzoNobel Marshall Pazarlama Müdürü Pınar Adabağ ile gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızda gündemdeki konuları ele almaya çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi? Marshall olarak yılın ilk 2 ayına olumlu bir başlangıç yaptık. Salgının ilk etkilerinin görülmeye başlanmasıyla birlikte başlayan durağanlaşmanın önümüzdeki aylarda hareketlenmesini umut ediyoruz. Bununla birlikte küresel olarak içinden geçmekte olduğumuz bu olağanüstü süreçte sektörümüzde yaşanan tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve yapılan global uygulamaları eş zamanlı olarak kendimizde uyguluyoruz. Global bir şirket olmanın verdiği özgüven ve tecrübe sayesinde üretim ve ticari faaliyetlerimizin sürekliliğini sağlamayı başardık. Elbette, bu süreçte en önemli önceliğimiz çalışma ortamlarında gerekli tüm önlemleri alarak, çalışma arkadaşlarımızın en düşük risk seviyesinde çalışmalarını sağlamaktı. Üretim tesislerimizde yaptığımız çalışmalarla Marshall olarak Covid-19 konusunda en yüksek seviyede bilgi ve farkındalık ile bu süreci başından beri örnek şekilde yönetiyoruz.

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Başta çalışanlarımız olmak üzere tüm paydaşlarımızın sağlığı bizim öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Bu bağlamda gerek Sağlık Bakanlığımızın gerekse Dünya

Pınar Adabağ / AkzoNobel Marshall Pazarlama Müdürü

Sağlık Örgütünün tüm açıklamalarını anbean takip ediyor ve önlemleri eş zamanlı uyguluyoruz. Sosyal izolasyon kuralları çerçevesinde, çalışanlarımızın mesafesini koruyoruz. Kişilerin biraraya gelmesini gerektiren toplantılarımızı ya iptal ettik ya da erteledik. Üretim ve lojistik birimlerimizde ise kişilerin yakın çalışmamaları için tüm önlemlerimizi almış durumdayız. Öte yandan hali hazırda birçok yenilik için de çalışmalarımız devam ediyor. Şirkette bulunması gereken arkadaşlarımız için dönüşümlü mesai sistemini devreye aldık. Bu şekilde daha az kişi biraraya gelmiş oluyor. Evden çalışması uygun olan arkadaşlarımız ise evden çalışabiliyor. Skype üzerinden toplantılarımız, eğitimlerimiz devam ediyor.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Deloitte Danışmanlık ekibinin hazırladığı “Küresel Covid-19 Salgını’nın Türkiye’de Farklı Kategorilere Etkileri” adlı çalışmasında tüketicilerin evlerinde yaptıkları tadilat ve yenilemelerde mobilyadan daha küçük çaplı harcamalara kaydırdıkları söyleniyor. Özellikle evde geçirilen zamanın artmasıyla tüketiciler dekoratif objelere yöneldiler ve bu nedenle bizim gibi hobi, ev

dekorasyonu gibi alt segmentleri bulunan yapı malzemeleri sektörü genel inşaat ve otomotiv sektöründen pozitif ayrışıyor diyebilirim. Tüketicilerin bir süre sonra hem dekorasyon hem de temizlik amaçlı olarak bu aksiyona gireceğini düşünüyoruz.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel ürünlerinize karşı bir talep değişikliği oldu mu? Ya da bu ürünleriniz özelinde farklı çalışmalarınız bulunuyor mu?

Türkiye’nin lider boya markalarından biri olarak üzerimize düşen sorumluluğun bir yansıması olarak AR – GE çalışmalarımıza ara vermeden devam ediyoruz. Bu noktada Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylı antibakteriyel ürünümüz bulunuyor. Tüketicilerin bu ürünlere talebi artmaktadır. Marshall olarak ülkemize yarattığımız katma değer artarak devam edecektir.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Yaşanan sürece ilişkin gelişmeleri değerlendirerek hedeflerimizde, plan ve projelerimizde yeniliklerimiz var ve olmaya devam edecek. Öncelikle, bu sürecin sağlıkla sona ermesini bekliyoruz ve tüm insanlık için pozitif dönemleri umut ediyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

47


Guardian Glass Şehre Renk Katıyor: Avrupa Office Ataşehir Sabri Paşayiğit Architects tasarımı Avrupa Office Ataşehir, konfor mekanları ve yeşilin bol kullanımıyla ofis kulesi anlayışını yeniden yorumluyor. Mimaride renkli cam kullanımını farklı bir boyuta taşıyan Guardian Glass ise yapının cephelerine Guardian SunGuard® HP Bright Green 40/29 ve SunGuard® HP Royal Blue 41/29 kaplamalı cam ürünleri ile katkı sağlıyor. İstanbul, Ataşehir’de konumlanan Avrupa Ofis Artaş, sade ve fonksiyonel tasarımı ile Sabri Paşayiğit Architects imzası taşıyor. Son yıllarda gökdelen sayısının hızla arttığı bir bölgede hayata geçirilen yapı, farklı cephe tasarımı ile diğerlerinden kolayca ayrışıyor. Guardian Glass’ın kaplamalı cam ürünleri ile katkı sağladığı projede Guardian SunGuard® HP Bright Green 40/29 kaplamalı cam ile parlak yeşil bir görünüm, Guardian SunGuard® HP Royal

48

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Blue 41/29 kaplamalı cam ile de derin bir gök mavisi yansıması yakalanıyor. Güneş enerjisi kazanımını daha aza indiren Guardian SunGuard® HP Bright Green 40/29 neredeyse her uygulama için optimum görünür ışık geçirgenliğini mümkün kılıyor. Tek bir üründe güneş kontrolü ve ısı yalıtımı sağlayan ürün, tüm hava şartlarına uygun performans göstererek parlak yeşil bir görünüm ve daha iyi termal gereksinimler arayan mimarlara ideal çözümü

sunuyor. Düşük ısı kazanımı için başvurulan öncelikli cam ürünlerinden Guardian SunGuard® HP Royal Blue 41/29 ise düşük güneş enerjisi emilimi ve %29’luk bir güneş faktörü sağlayarak enerji tasarrufunu arttırıyor, camdan optimum görünür ışık geçirgenliğine olanak sağlıyor. Yüksek renk sadakati talep eden mimarlar için ideal olan bu ürün, cephelerde yarattığı derin bir gök mavisi yansıması ile kendine hayran bırakıyor.


Dosya

“Çeşitli senaryolar özelinde aksiyon planlarımızı belirledik”

“Yüksek kapasiteli yeni tesislerimiz sayesinde salgının ülkemizde yayılmaya başlamasıyla beraber olası karantina ve izolasyon uygulamalarından dolayı oluşabilecek üretime ara verme periyodlarını öngördük ve stok seviyesi oluşturduk. Bu sayede gelen talebi karşılayamama riskini minimize ettik.”

Dilek Çolakoğlu Polisan Kansai Boya Pazarlama ve Kanal Strateji Direktörü

Gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için tüm üretim ve hizmet faaliyetlerini sürdürülebilirlik yaklaşımıyla gerçekleştirmekte olan Polisan Kansai Boya, Türkiye genelinde 13 bölge müdürlüğü ve 96 kişilik satış ekibi ile içerisinde bulunduğumuz salgın döneminde de sosyal mesafe ve izolasyon kurallarına uyumlu bir şekilde çalışmalarını sürdürmekte. Polisan Kansai Boya Pazarlama ve Kanal Strateji Direktörü Dilek Çolakoğlu ile dosya konumuz çerçevesinde bir röportaj çalışması gerçekleştirdik. Gündeme dair merak ettiklerimizi kendisinden dinlediğimiz sayın Çolakoğlu’na teşekkür ediyoruz.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Tüm dünyayı etkisine alan korkutucu bir sağlık tehdidi ve belirsizlik ile karşı karşıyayız. Belirsizlik, ister kişisel hayatımızla,

ister iş hayatımızla ilgili olsun istenmeyen bir durumdur. Öncelikle, kurumlar için sürece uyumlanma, çevik olma ve daha hızlı karar alma kabiliyeti çok daha önemli hale geldi. ‘Yeni Normal’ kavramının ön plana çıktığı bu süreç; markanın özünden ayrılmadan tüketicinin beklentilerine cevap veren ürün ve hizmetlerle yeni şeyler söylemek gerektiğini; samimi, duyarlı ve şeffaf iletişimle güçlü bağ kurmanın sihirli gücünü hepimize hatırlattı. Polisan Kansai Boya olarak yeni üretim tesislerimizde 2019 yılında fiili üretime başladık. Endüstri 4.0 kalibrasyonundaki tesislerimizde kullanılan siber fiziksel sistemler sayesinde ERP, üretim otomasyon sistemi ve tüm üretim ekipmanlarının entegrasyonu, haberleşmesi sağlanıyor. Reçete yönetim sistemiyle operasyonel verimlilik maksimum düzeye çıkarıldı. Üretim parametreleri gerçek zamanlı olarak izlenebilir hale getirildi ve işlenen verilerin analiziyle öngörü yeteneğimizin artırılması sağlandı. Yüksek kapasiteli yeni tesislerimiz sayesinde salgının ülkemizde yayılmaya başlamasıyla beraber olası karantina ve izolasyon uygulamalarından dolayı oluşabilecek üretime ara verme periyodlarını öngördük ve stok seviyesi oluşturduk. Bu sayede gelen talebi karşılayamama riskini minimize ettik. Kriz masası oluşturmak suretiyle çeşitli senaryolar özelinde aksiyon planlarımızı belirledik.

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Türkiye genelinde 5000 bayimizle yaygın bir ağımız var. Talebi karşılamaya yetecek stok seviyemizi oluşturmak suretiyle üretimlerimizi planladık ve gerçekleştirdik. Fabrika depomuz ve Türkiye genelindeki 11 Lojistik depomuzdan sevkiyatlarımızı sürdürüyoruz.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

İletişimimizi ağırlıklı olarak dijital kanal üzerinden sosyal medya hesaplarımızdaki takipçilerimizle gerçekleştiriyoruz. Hedef kitlemizi yakaladığımız en önemli yer, di-

jital. Polisan Kansai Boya olarak; tüketici nezdinde iletişim tonumuzda samimi olmak, yanınızdayız mesajı vermek, bu dönem evde vakit geçiren tüketicilerin eylem ve duygu dünyasını yansıtan ve onların gerçek anlamda hayatına değer katacak, yardımcı olacak ürünlere dair içerik hazırlamak en önemli önceliğimiz. TR genelindeki 13 Bölge Müdürlüğümüz ve 96 kişilik satış ekibimiz aracılığıyla sosyale mesafe ve izolasyon kurallarına uyumlu bir şekilde bayilerimizle temaslarımızı sürdürüyoruz. Çalışanlarımızın, bayilerimizin, tedarikçilerimizin aileleriyle birlikte sağlıklı ve güvende olması konusu birinci önceliğimiz.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel ve antialerjik ürünlerinize karşı bir talep değişikliği oldu mu? Ya da bu ürünleriniz özelinde farklı çalışmalarınız bulunuyor mu?

‘Hijyen’ kavramı hayatımıza kalıcı olarak girerek, üst sıraya oturdu. Tüm markalar sürdürülebilir sağlık kavramını ürünlerine nasıl entegre edeceklerine yoğunlaştılar. Tüketici yolculuğu tanımı radikal bir değişim içine girdi. 17 yıldır üretimini gerçekleştirdiğimiz Elegans iç cephe ürünümüz, antibakteriyel, antimikrobiyel ve küf önleme özellikleriyle Sağlık Bakanlığı tarafından da onaylı ve sağlık teması ile herkesin radarına girmiş durumda. Bu ürünümüzü farkındalık yaratma anlamında tüm dijital platformlarımızda ön plana çıkarıyoruz.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Pandemi esnasında ertelenen ya da karşılanmayan talep birikiminin realize olacağını öngörüyoruz. Bu da 2018 Ağustos ayından beri süre gelen daralmaların rahatlaması ve geri kazanımı olarak düşünülebilir.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

Genel olarak çalışma prensibimiz günlük işlerimizi gündemin gerektirdiği aksiyonlarla yürütürken geleceği planlamak. Bu yıl için de aynı şekilde hedeflerimize uyumlu hareket edip paydaşlarımıza değer kazandırmayı sürdürmeyi amaçlıyoruz.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

49


“Kendimize ve işimize yatırım yapabileceğimiz bir dönemdeyiz” “Şu aşamada yine de olumlu bir yaklaşımla, krizin dünyayı yeni çalışma sistemleri ve yeni üretim yaklaşımlarıyla farklı bir evreyle tanıştıracağını düşünüyorum. Hep birlikte bunu yaşayıp göreceğiz. Bugün aslolan can güvenliğini sağlamak ve fedakarlıkla kurumları ayakta tutmaya çalışmaktır.” ya koyduk. Fabrikalarımız ve çalışma ortamlarımızda düzenli dezenfektasyon işlemlerine başladık. Sağlık otoritelerinin risk uyarıları doğrultusunda, gerek fabrika gerek yönetim ofislerini fiziki olarak kapatma kararı aldık, çalışma süreçlerini evlere taşıdık. Deyim yerindeyse kendimiz ve tüm paydaşlarımız için “İş’te OHAL ilan ettik.” Mevcut faaliyetlerimizi önceliklendirme ve bölümlendirme durumunda kaldık, ötelememiz gerekenleri mümkün olduğunca öteledik, bununla birlikte uzaktan çalışma ve iş süreçlerini farklı biçimde geliştirecek yol ve yöntemler de bu süreçle birlikte hayatımıza girdi.

Üretim, sevk ve yeni ürün çalışmaları noktasında şu anki çalışma yapınızdan biraz bahseder misiniz?

Timur Ergün / San Deco Pazarlama Müdürü

1965 yılında kurulan San Deco, sahip olduğu yarım asırlık tecrübesini, markayı ve sektörü ileri taşıyan inovatif vizyonu ile birleştirerek, hem müşteri hem de distribütör memnuniyetini maksimum seviyede karşılamakta. Uygulama ayağında da hizmet veren firma, farklılıklardan beslenerek yenilikçi yaklaşımlar ortaya koyarak faaliyetlerini sürdürmekte. San Deco Pazarlama Müdürü Timur Ergün ile dosya konumuz çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz röportaj çalışmamızda, şirket faaliyetlerinin yanı sıra gündeme dair geliştirdikleri planlarını da ele almaya çalıştık.

Tüm dünyayı etkisi altına alan salgın hastalık şirket faaliyetlerinizi nasıl etkiledi?

Salgının ortaya çıkmasıyla birlikte hızla Pandemi Eylem Planı’nın uygulama-

50

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Fabrikadaki işçilerimizin üretim yapması ilk aşamada mümkün değildi, onları bir anlamda ücretli olarak izine çıkarmış olduk. İdari ofisler; planlama, pazarlama vb. içinse web tabanlı bir sistemi devreye sokarak günlük iş disiplini içinde- ihtiyaç olunca görüntülü toplantılarla- çalışmaya başladık. Şu anda birim direktörleri çok başarılı bir şekilde kendi ekiplerini yönlendiriyor ve kriz sonrası/ krizin uzaması seçeneğini de dikkat alarak tüm hazırlıklarımızı bu yönde yapıyoruz. Salgın ile birlikte şu tespiti de yapmak gerekir; dünyadaki tüm büyük üretici firmalar, minimize ettiğini düşündüğü risklerin küresel bir salgın karşısında yetersiz kaldığını tecrübe ediyor. Dolayısıyla, iş hayatındaki düşük yoğunluklu bu süreç, gelecek dönemlerin olası krizlerine dönük tecrübe biriktirmek için bir fırsat olabilir. Elbette sürecin uzamasıyla piyasalar üzerinde oluşabilecek daha büyük

olumsuz etkiler, iş gücünün korunması ve sürdürülebilir ekonomi açısından kritik bir unsur. Bugün Türkiye dahil dünya üretim rakamlarında düşüş yaşanıyor. Özellikle ihracat odaklı firmalar için sorun büyük. Şu aşamada yine de olumlu bir yaklaşımla, krizin dünyayı yeni çalışma sistemleri ve yeni üretim yaklaşımlarıyla farklı bir evreyle tanıştıracağını düşünüyorum. Hep birlikte bunu yaşayıp göreceğiz. Bugün aslolan can güvenliğini sağlamak ve fedakarlıkla kurumları ayakta tutmaya çalışmaktır.

Satış ve pazarlama noktasındaki faaliyetlerinizi nasıl gerçekleştiriyorsunuz?

Satış ve Pazarlama anlamında 20202025 yol haritamızı bu yılın başında çizmiş ve tüm paydaşlarımız ile de paylaşmıştık, küresel salgın ile birlikte planlarımızı tekrar gözden geçirerek neleri öne çekebileceğimiz, neleri öteleyebileceğimizi hep birlikte şirket olarak değerlendirdik. Aslında genele bakılacak olursa hedeflerimizden hiçbir şekilde vazgeçmedik. Yurt içinde yaygınlaşma ve globalde daha aktif bir oyuncu olma konusundaki faaliyetlerimizi bu noktada sürdürüyoruz, bu noktada sadece kademelendirme ve hazırlık sürecinde bir takım yöntemlerle devam ediyoruz. Salgının başlaması ile birlikte yurt içinde bizimle ev adreslerini paylaşan ve evde çocukları ile zaman geçiren mimarlara bir


Dosya kit hazırlayıp gönderdik. Özellikle süreçte evde kalmanın önemine de vurgu yapmak istemiştik, çocuklar için de boya kalemi ve boyama kitabının yer aldığı bu set ile ilgili güzel dönüşler aldık. Sosyal medya hesaplarımızı bu noktada biraz daha aktif hale getirecek içerik paylaşımlarına yönlendirdik. 8 Nisan’da Hakan Evkaya, 22 Nisan’da Kutlu Bal bizim için renkler konusunda sohbet gerçekleştirdi.

Bu süreçte özellikle antibakteriyel ve antialerjik ürünlerinize karşı bir talep değişikliği oldu mu? Ya da bu ürünleriniz özelinde farklı çalışmalarınız bulunuyor mu?

Su bazlı ürün gamımızda yer alan ürünler A+ belgesine sahip ve iç hava kalitesi ile ilgili en üst sınıftaki boyalar, özellikle iç hava kalitesinin çok önemli olduğu günümüzde bu ürünlerimiz ile ilgili olarak daha çok soruya maaruz kaldık. Yurt içinde talep değişiminden birebir söz edemem, çünkü içinde bulunduğumuz dönemde insanlar evlerine boyacı, usta vb. kişilerin girmesinden imtina ettiler. Bununla birlikte fonksiyonel boyalarımızdan olan karatahta boyası San Deco Chalkboard, San Deco Writewall gibi daha çok kendi kendine uygulamaya daha yakın ürünlerimiz bu dönemde daha çok talep ediliyor. İnsanlar uzun süre evde kaldıklarında kendileri ile birlikte evlerine de zaman ayırdılar, ihtiyaçlar bir anlamda değişti, söz gelimi kendimden örnek vermem gerekirse evden çalışma sürecinde ben evime çalışma masası aldım, bunun öncesinde evden çalışma ihtimalimi hiç düşünmemiştim.

Önümüzdeki döneme dair öngörünüz nedir?

Dünya hızlı bir değişimden geçiyor, alışkanlıklarımız, doğru bildiklerimiz, öngörülerimiz, planlarımız hızla değişiyor ve biz değişen duruma hızlı adapte olmak durumundayız. Öngörü olarak şunu söyleyebilirim, 2020 yılı başı itibariyle yaşadı-

ğımız ilk 3-4 ayı hiç birimiz öngöremedik aslında, değişen dünya, salgın ile birlikte, ticaret, dengeler, evden yaşama ve çalışma düzenine en hızlı şekilde uyum sağlayanlar adından daha çok söz ettirenler olacak. Rehavete ve umutsuzluğa kapılmamak gerektiğini düşünüyorum. Bu dönemi aslında hem kendimize hem de işimize yatırım yapabileceğimiz bir dönem olarak görmekte fayda var, bol bol okuyup araştırabiliriz. Müşteri ve paydaşlarımızla ortak platformlarda buluşarak görüş alış verişi yapabiliriz.

Bu yıl için tasarladığınız plan ve projeleriniz var mı?

2020 yılını için öncelikle markamızın bilinirlik ve yaygınlığını arttırmayı hedef olarak belirlemiştik. Bu hedefimiz aynı şekilde devam ediyor, bunun yanı sıra fonksiyonel boyalar ve efekt boyalar ürün

gamımıza yeni ürünler eklemeyi hedefliyoruz, bu doğrultuda Ar-Ge çalışmalarımıza ara vermedik. Boya ve dekorasyon pazarında inovatif ürünlere olan eğilim ve yatırımlarımız bu yıl da devam edecek. Dekoratif kaplamalarımız ile birlikte bize çokça sorulan stencil (şablon) koleksiyonumuz değerli tasarımcı Alev Pilevne imzası ile bu yıl piyasada olacak. Tasarım Akademimizin eğitim ve içerik kapsamını da yine bu yıl genişleterek daha geniş bir kitleye eğitim vermeyi planlıyoruz.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Bu salgın hastalık bize her anlamda çok şey kattı. Aslında ne kadar az şeyi bildiğimizi ve bununla birlikte ne çok şeyi bildiğimizden de farklı yapabileceğimizi görmüş olduk. Ben kendi adıma hem birey hem de şirketler için bu dönemde de kendini geliştiren yapıları ileride daha çok hayatımızda olacağına inanıyorum.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

51


Mimar Nail Egemen Yerce ve Ayça Taylan’a dünyadan ödül yağmuru! Gerçekleştirdikleri mimari ve iç mimari projelerin yanı sıra, fuar sergilemeleri ve enstalasyon çalışmalarıyla tasarıma, sanat-mimarlık ara kesitinden farklı bir bakış açısı sunan Yerce Mimarlık ve ZAAS, peş peşe aldığı uluslararası ödüllerle benzersiz bir başarıya imza attı. Tasarlamış oldukları “The Path” (Yol) enstalasyonu ile Frame Awards’tan “Yılın Fuar Standı” ödülünü alan Y.Mimar Nail Egemen Yerce ve Mimar Ayça Taylan, dönüşüm hikayesiyle oldukça ilgi gören Studio Loft projesiyle BIG SEE Interior Design Awards’tan birincilik ödülüyle dönerken, Avrupa’nın ilk ve en yeşil spor alanı için açılan YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje Yarışması’na başvurdukları spor ve yaşam merkezi projeleriyle de üçüncülük ödülüne layık görüldüler.

52

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Yeni nesil ofis ve konut projelerinin yanı sıra değişen fuarcılık anlayışı doğrultusunda mimarlık-sanat arakesitinde farklı bir anlayışla gerçekleştirdikleri stant tasarımları ve enstalasyon çalışmalarıyla ön plana çıkan Yerce Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Nail Egemen Yerce ve ZAAS Kurucu Ortağı Mimar Ayça Taylan, üç farklı proje ile üç farklı ödüle layık görülerek uluslararası alanda büyük bir başarıya imza attı. YAC 2019 - Sport Citadel Mimari Proje

Yarışması’na katıldıkları spor ve yaşam merkezi tasarım önerisi ile üçüncülük ödülüne layık görülen mimarlar, İzmir’de tasarladıkları Studio Loft projesiyle de BIG SEE Interior Design Awards’tan “En İyi Konut İç Mekan Tasarımı” ödülü ile döndüler. Mimar Yerce ve Taylan’ın Almanya, Hannover’deki Domotex Zemin Fuarı kapsamında sergilenen “The Path” (Yol) enstalasyon tasarımları ise dünyaca ünlü mimarlık ve tasarım yayını Frame’in düzenlediği Frame Awards’ta “Yılın Fuar Standı” ödülünü almaya hak kazandı.


Dosya

Filli Boya’dan huzur veren renk önerileri! Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar gibi gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin tahmin edebileceğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde en güvenli yaşam ve konfor alanımız için ideal renk önerileri sunuyor.

Günlük hayatın koşuşturmacası içinde ‘renk’ seçimleri bize sıradan kararlar gibi gözüküyor ancak bilimsel araştırmalar renklerin insan üzerindeki etkilerinin tahmin edebileceğimizin çok daha ötesinde olduğunu gösteriyor. Renklerin üzerimizde hem fiziksel hem ruhsal yönden şaşırtıcı etkileri bulunuyor. Bu yaklaşımla Filli Boya, evde kaldığımız bu dönemde en güvenli yaşam ve konfor alanımız için ideal renk önerileri sunuyor.

Yaşam alanınıza huzur katın!

Evlerimizde yepyeni bir hayat oluşturmanın pek çok yolu var. Bu yollardan en etkili olanı yaşam alanımızı yeni baştan renklendirmek... Renkler, klişeleri yıkanların ve sınırları kaldırmak isteyenlerin en büyük gücü! Hepimiz evimize girdiğimiz anda huzurlu ve mutlu hissetmek isteriz. Yanlış renk seçimi ve dekorasyon bu durumu

tam aksi bir hale çevirebilir. Burada önemli olan, yaptığınız değişikliklerin anlamlı olmasıdır. Doğru ve anlamlı değişiklikler evinizin hem güzel hem de işlevsel olmasını sağlar. Duvarlarınız için seçeceğiniz renk, evinize dinginlik kazandırıp huzurlu hissetmenizde önemli bir rol oynar. Bu nedenle renk tercihinizi pastel tonlar yönünde kullanabilir, evinizin tamamında bir uyum ya-

kalayabilirsiniz. Böylece koyu kahverengi ahşap mobilyalarınız bile evinizin yatıştırıcı halini bozamayacaktır. Ayrıca konsantrasyon ve odaklanmayı destekleyen gri tonlar, derin düşünce ve meditasyon ile ilgili pastel maviler, enerji veren kırmızı tonları kendinizi iyi hissettirecek renkler olarak yaşam alanlarınızı sarabilir. Filli Boya’nın Aktif Silikon Teknolojisi ile güçlendirilen yeni ve yenilikçi iç cephe ürün serisi Momento; “Tam Silinebilirlik” ve “Yıkanabilirlik” özellikleri ve geniş renk skalasıyla yaşam alanlarında tazelenmiş bir ferahlık hissi oluşturuyor. Pastel tonlarında Momento Silan Hasır 310 rengi öne çıkarken, gri tonlarda; Momento Silan Andezit 30, pastel mavilerde; Momento Silan Kozmik 105, Momento Silan Kozmik 115, Momento Silan Kozmik 240, kırmızı tonlarında ise Momento Silan Koral 215 rengi dikkat çekiyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

53


GMW MIMARLIK’tan Türkiye’de bir ilk:

Global Projeler İçin Tasarım Yönetimi ve Koordinasyon Hizmeti GMW MIMARLIK, geçen yıllar içinde yaptığı çok sayıda havalimanı projesiyle edindiği tecrübe ile multi-disipliner tasarım yönetimi ve koordinasyonu alanlarında global ölçekte hizmet vermeyi sürdürüyor. GMW MIMARLIK mimari proje üretimi dışında, pek çok uluslararası proje grubuna yönetim ve koordinasyon konularında danışmanlık hizmeti vererek Türkiye’de benzeri olmayan bir başarı sergiliyor. Mimari ve tüm diğer disiplinlerin tasarım çalışmalarının işverenin ihtiyaç ve isteklerine, bütçeye, iş programına ve teslimlerin amacına uygun yapılmasını sağlamak için yapılan çalışmaların bütünü olan tasarım yönetimi çalışmalarını, mimari alanda her zaman yerine getiren GMW MIMARLIK, diğer disiplinlerin yönetimini işveren talebi üzerine ayrı bir kapsam halinde yürütüyor.

“Tasarım Yönetimi” Hangi Sorumlulukları Kapsıyor?

Tasarım yönetimi; tüm disiplinler için, ihtiyaca uygun olarak tasarım ekiplerinin belirlenmesi, tasarım kriterlerinin, bütçenin

54

Yapı Malzeme Mayıs 2020

ve iş programının belirlenmesi, iş programına uygun olarak yapılacak teslimlerin amacının belirlenmesi, tüm disiplinlerin belirlenen kriterlere göre teslimlerinin yapabilmesi amacıyla tasarım ekipleri, işveren ve paydaşlarla bilgi alışverişinin yapılması, tasarım onay süreçlerinin ve tasarımcıların ödemelerinin yönetilmesi, yapım yöntemine uygun olarak ihalelerde yeterli tasarım bilgisinin aktarılmasının sağlanması, yapımcının veya yapımcıların tekliflerinin değerlendirilmesi, gelen tekliflerin bütçe üzerinde kalması halinde kalite ve nitelik değişikliği olmadan alternatif önerilerin değerlendirilmesi ve yapımın tasarıma uygunluğunun denetlenmesi süreçlerinin tamamını veya işverenin taleplerine göre bir kısmını içerebiliyor. GMW MIMARLIK, tüm disiplinlerin hazırladığı dokümanların birbirleriyle uyumlu olması ve yapım sırasında projede değişikliğe ihtiyaç duyulmaması amacıyla halihazırda mimari proje hizmetleri kapsamında yürütülen tasarım koordinasyonunun ise, tasarım yönetiminden farklı olarak,

zaten mimarın görevinin bölünmez bir parçası olduğuna inanıyor.

“Tasarım Yönetimi” Süreci Hangi Adımlarla İlerliyor?

Tasarım yönetimi sürecinin ilk aşamasında, öncelikle işin kapsamına göre hangi ekiplerin biraraya gelmesi gerektiğine karar verilmesi gerektiğini vurgulayan GMW MIMARLIK yönetici ortaklarından Mimar Dicle Demircioğlu şöyle ekliyor: ‘’Mimari, statik, mekanik, elektrik, altyapı mühendisleri, peyzaj, yangın danışmanı, güvenlik, akustik, mimari aydınlatma, cephe danışmanlarının yanı sıra bizzat projenin ihtiyaçlarına göre belirlenen konularda örneğin, havalimanlarında özel havalimanı sistemleri gibi veya iç mimari projelerde kurumsal kimlik, sanat, fitness danışmanları gibi birçok disiplinin biraraya gelmesi gerekebilir. Eğer tasarım yönetimini biz yapıyorsak, ihtiyaca ve tasarım bütçesine göre en uygun ekiplerden teklifler toplayarak işveren onayına sunarız.’’


Sektörel

GROHE Sensia Arena:

Evlerde temizlik ve hijyende yepyeni akıllı yardımcı Akıllı teknolojiler artık yıkama, pişirme veya temizlik için evlerde gitgide daha fazla kullanılıyor. Hem zaman ve enerjiden tasarruf etmek hem de özellikle içinde bulunduğumuz süreçte temiz, hijyenik ve konforlu bir evi güvence altına almak son derece önemli. GROHE de, global bir yenilikçi sıhhi tesisat ürünleri markası olarak, insanların hayatını daha da kolay ve konforlu hale getirmeyi hedefliyor. Yenilikçi üst düzey teknolojisi sayesinde, Sensia Arena akıllı tuvalet modern banyolarda akıllı ve kullanışlı bir parçası olarak öne çıkıyor.

kuları gideriyor. Emilen hava daha sonra aktif karbon filtre ile temizlenip daha sonra ortama geri bırakılıyor.

#4 Geceleri kılavuz: GROHE Sensia Arena’nın pratik gece ışığı fonksiyonu, geceleri tuvalete giderken karanlıkta yolunuzu bulmanızı da kolaylaştırıyor. Gözünüzü alacak oda ışığını açıp uykunuzu kaçırmanıza gerek yok. Ek olarak, istisnai sessizlikteki Triple Vortex yıkama özelliği de gecenizin daha huzurlu geçmesini sağlayacak.

GROHE Sensia Arena: Günlük yaşamda konforu artıran en önemli 5 özellik

#1 Temizliğe Yardım Eder: GROHE Sensia Arena ile, güçlü temizlik ürünleri ve göze nahoş gelen tuvalet fırçaları artık bir köşede atılabilecek. Akıllı klozetin özel yüzey kaplaması, kenarsız klozet tasarımı ve etkili yıkama gücü, kir parçacıklarının yapışmasını da zorlaştırıyor. #2 Koku Giderici: Banyoda hoş kokular, refahı da destekler. GROHE Sensia Arena, temiz havayı güvence altına almak için, otomatik koku emme sistemi ile donatıldı. Koruyucu bir hava katmanı, kokuların yukarı çıkmasını önlüyor ve ko-

sık karşımıza çıkan bu gibi tartışmalar da sona ediyor! Hareket sensörü sayesinde, GROHE Sensia Arena kapağı, dokunmaya gerek kalmaksızın otomatik olarak açılıp kapanır. Nahoş artıkları ortadan kaldıran bu etkin ve etkili yıkama sistemi istendiğinde kullanılabilen otomatik yıkama özelliğine de sahip.

#3 Centilmen: Klozet kapağı yine mi açık kalmış? Sizden önceki kullanıcı sifonu mu çekmemiş? GROHE Sensia Arena ile, sık

#5 Yeni hijyen düzeyi: Klozetin üzeri ve etrafında hijyen son derece önemlidir. GROHE Sensia Arena akıllı klozetin sayısız faydası arasında, kendi kendini temizleme özellikleri de bulunuyor. AquaCeramic kaplama, kirlerin yapışamadığı istisnai ölçüde pürüzsüz bir yüzey sağlar. Dahası, bakterilerin %99’unun gelişmesini önleyen, yenilikçi HyperClean yüzey gümüş iyonlarını da kullanır. Kendi kendini temizleyen, antibakteriyel akış kolları, sıçramasız bir deneyim ve konfor ve güven hissi oluşturur.

GROHE Blue Home Su Sistemi ile evlerde temiz ve sağlıklı suya ulaşmak hiç bu kadar kolay olmamıştı Araştırmalara göre, dünyada ortalama 600 milyon hane şişelenmiş su tüketiyor. Tüketilen bu suyun hepsi bir litrelik plastik şişelerde ambalajlanmış olsaydı tek bir kişi yılda 106 boş plastik şişenin sorumlusu olurdu. CO2 salımları ve plastik kirliliğinin gezegenimizin sağlığı üzerindeki etkisine ilişkin tartışmaların sürdüğü bu dönemde başta tek kullanımlık plastik şişelerde sunulanlar olmak üzere, şişe su kullanımını azaltma ihtiyacı hiç bugünkü kadar acil olmamıştı. GROHE, bu acil ihtiyaca akıllı bir çözüm getiriyor.

Sağlıklı ve Güvenli

İnsanların sürdürülebilir hayatlar yaşaması ve kendi sağlıklarının kontrolünü eline almasını kolaylaştırmak amacıyla, GROHE Blue Home En son teknolojiye sahip filtre teknolojisi ile suyun tadını bozabilecek bir dizi kirliliği yakalıyor. GROHE Blue Home Ultrasafe filtre versiyonu, sadece

biyositleri değil, aynı zamanda pestisit ve bakterileri de sudan temizliyor. Bu sayede, Ultrasafe filtre versiyonu bazı bölgelerde daha önce içilemeyen suyu içme suyuna dönüştürüp düşük su kalitesinin sorun yarattığı değerli kaynakları kullanıma sokarak, bu bölgelerde şişe suya olan ihtiyacın daha da azaltılmasına katkıda bulunuyor.

Akıllı Bir Çözüm GROHE Blue Home su sistemi herkesin plastik kullanımını hemen azaltmaya başlamasına yardımcı

oluyor. En küçük mutfaklarla bile uyumlu olan sistem, lezzetli soğutulup filtrelenmiş ‘şişelenmemiş’ su sağlıyor. Kullanıcılar, tek bir bataryadan sunulabilen içme suyu, orta sodalı ve sodalı su arasından seçim yapabiliyor veya suya magnezyum katan filtreler kullanabiliyorlar. Böylece 4 kişilik ortalama bir aile GROHE Blue Home su sistemine geçerek kalite veya lezzetten taviz vermeksizin yılda ortalama 800 civarında plastik şişe kullanmaktan sakınabiliyor. Daha da önemlisi, sistem şişe suyuna kıyasla CO2 salımlarını da %60’a kadar azaltıyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

55


Sektörel

Geleceğin ısıtma sistemleri Oyak Göksupark konutlarında! Isıtma, soğutma ve havalandırma sektörünün lider markalarından Buderus’un yeni nesil yoğuşmalı kazanları Oyak Göksupark konutlarında kullanılacak.

Buderus’un yeni nesil yer tipi ve duvar tipi yoğuşmalı kazanları Türkiye’nin farklı bölgelerindeki önemli inşaat projelerinde yer almaya devam ediyor. Son olarak Ankara Göksu Parkı’nın yanında başlatılan konut projesi Oyak Göksupark’ta da toplam kapasitesi 23.960 kW olmak üzere, 38 adet 620 kW Buderus Logano plus GB402 yer tipi yoğuşmalı kazan ve 4 adet 100 kW Logamax plus GB162 duvar tipi yoğuşmalı kazanının

56

Yapı Malzeme Mayıs 2020

kurulumu ve devreye alımı tamamlandı. Projede kullanılan tüm kazanlar, üstün yoğuşma teknolojisiyle ErP standartlarına uygun performansa sahip. Buderus uzmanlığı, son yıllarda gerçekleştirilen ticari alandaki projelere iş ortağı olmaya ve büyümeye devam ediyor.


Seçim:

EN İYİ ÜRÜN 2017


Sektörel

Bosch Termoteknik’ten Bahçeşehir Üniversitesi Öğrencilerine Marka Yönetimi Eğitimi 10 yılı aşkın süredir Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde eğitim veren Bosch Termoteknik Akademi, eğitimlerine bir yenisini daha ekledi.

2009 yılında gerçekleştirilen iş birliği kapsamında Bosch Termoteknik Akademi, Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ndeki eğitimlerine hız kesmeden devam ediyor. Haftada bir gün enerji mühendisliği öğrencilerine yönelik gerçekleştirilen eğitimlerde sektörel ve teknik bilginin yanı sıra iş hayatındaki deneyimler de aktarılıyor. En son gerçekleştirilen marka yönetimi eğitiminde ise Bosch Termoteknik Pazarlama departmanında görev alan Buderus Marka İletişim Sorumlusu Gi-

58

Yapı Malzeme Mayıs 2020

zem Kutlu; değişen ve dönüşen dünyada marka yönetiminin önemi, dijitalleşme, trendler ve sosyal medya hakkında bilgiler verdi.

Bosch Termoteknik Akademi geleceğe yatırım yapıyor

Bosch Termoteknik Akademi sektörde edindiği teknik yetkinlik ve bilgi birikimini Bahçeşehir Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencileriyle paylaşıyor. Bosch Termoteknik uzmanları,

Bahçeşehir Üniversitesi Enerji Mühendisliği bölümü “Bosch Termoteknik HVAC Sistemleri” dersi kapsamında ısıtma sistemlerine genel bakış, yenilenebilir enerji sistemleri, temel soğutma ve klima gibi teknik bilgilerin yanı sıra sektöre yönelik pazar araştırmaları, reklam yönetimi, dijital pazarlama ve sosyal medya konularına da değiniyor. Bosch Termoteknik Akademi verilen bu dersler ile sektöre nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi hedefliyor.



Daikin, fabrikasının enerjisini kendi üretecek

İklimlendirme sektörünün öncü şirketi Daikin, çevre dostu çalışmalarına bir yenisini ekleyerek Hendek’teki fabrikasının ihtiyacı olan enerjiyi üretmek üzere Güneş Enerjili Sistem (GES) kuruyor. 5.760 kWp güç kapasitesine sahip olan sistem, Daikin Hendek Fabrika’nın 2019 yılı enerji harcaması baz alınarak yapılan hesaplara göre ihtiyacın yüzde 60’ını üretmiş olacak.

Hasan Önder / Daikin Türkiye CEO’su

Çevreci uygulamaları ile bilinen iklimlendirme devi Daikin, hem bu misyonunu yerine getirmek hem de üretim maliyetlerindeki enerji girdisini kontrol edilebilir kılmak için kendi enerjisini üretmeye hazırlanıyor. Bu amaçla önemli GES projelerinde imzası olan Kontek Enerji’nin solar birimi olan Konar firmasıyla anlaşma imzalayan Daikin, yatırım maliyeti 3 milyon dolar olan projeyle 5.760 kWp güç üreterek ihtiyacının büyük bölümünü karşılamayı hedefliyor. 20 Şubat 2020 tarihi itibariyle yapımına başlanan proje Haziran ayında bitirilecek ve Temmuz ayı içinde devreye alınarak yaz güneşinden maksimum fayda sağlanacak. Bu yolla enerjisinin yüzde 60’ını kendi üretecek olan Daikin, enerji maliyetlerinden büyük oranda tasarruf sağlarken çevreye de hizmet etmiş olacak. Türkiye güneş alma süresi açısından dünyanın şanslı ülkelerinden biri. Ülkemize göre bu şansı daha az olan ülkelerde bile konutlar kendi elektriğini güneş enerjisinden üretiyor. GES projelerinde kullanılan güneş enerjisi temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olması nedeniyle büyük tasarruf sağlıyor.

TEMİZ ENERJİ VE ÇEVRE MİSYONU

GES projesi hakkında görüşlerini paylaşan Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder şu bilgileri veriyor: “Bu proje Daikin’in kurum kültürünün önemli bir parçası olan çevre misyonu ve yenilenebilir enerji kaynaklarına olan bağlılığının bir göstergesi niteliğinde. İklim krizinin yaşandığı günümüzde temiz enerjiye ulaşmak herkesin sorumluluğudur. Üretim faaliyetlerimiz için Hendek Fabrikamızda yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç duyuyoruz. Bir GES

60

Yapı Malzeme Mayıs 2020

projesi uygulayarak Daikin’in çevre misyonunu hayata geçirirken maliyetlerimizi de daha kontrol edilebilir hale getirmeyi amaçladık. Sektörünün referans şirketi Kontek tarafından yapılan GES’in yatırım maliyeti 3 milyon dolar olarak belirlendi. Kontek firması ile yola devam kararımızı; kendi sektörlerinin en iyi firmalarından biri olarak gerekli teknik yetkinliğe sahip olmaları ve işlerine hakimiyetlerinin yanı sıra yaptığımız proje ve firma ziyaretlerinde de kendilerini Daikin’in çevre bilinci ve etik değerlerine daha yakın bulduğumuz için verdik. Şubat 2020 tarihinde yapımı başlayan projemiz, Temmuz ayında devreye alındığında fabrikamızın geçtiğimiz yıl kullandığı enerjinin yüzde 60’ını üretebilecek. Projeyle karbondioksit salımı yılda 4 bin 186 ton azalırken 349 bin ağaç kurtulacak.”

ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU (EPDK) YOLU AÇTI

2019 yılında EPDK tarafından yapılan mevzuat değişikliği kendi ihtiyacı için elektrik üretmek isteyen şirketlerin önünü açarak bu alana yatırım yapılmasına olanak verdi. Sağlanan bu fırsattan yararlanmak isteyen Daikin, Çatı GES projesi için süreci başlattı. Mevzuata göre 5.0 MW üst limitini kullanan Daikin, gerekli izinleri

alarak kendi alanının inovatif şirketi Kontek ile anlaşma imzaladı. 25 yıla dayanan tecrübesinin yanı sıra fabrikalarda uygulanan GES projeleri için özel olarak geliştirdiği Power Plant Controller çözümü sunan Kontek, elektrik ve otomasyon uygulamalarıyla da dikkat çekiyor. GES projesinde 14 bin 400 adet 400 Wp PV Panel, 82.2 kW 60 adet inverter, 7 bin 200 optimizer kullanılacak. Toplam 28 bin 900 metrekarelik bir çatı alanını kapsayan sistem, 5.760 kWp kapasiteye sahip.

ÇATI GES DAIKIN’E NE KAZANDIRACAK?

Hendek Fabrika, 2019 yılında yaklaşık 12 milyon kwh elektrik harcayarak 4 milyon 700 bin TL elektrik kullanım bedeli ödemesi gerçekleştirdi. Devreye girecek GES’in ilk yıl için yaklaşık 7 milyon kwh elektrik üretmesi öngörülüyor. Sistem devreye girdiğinde 2019 yılı baz alınarak yapılan hesaplamalara göre fabrikanın ihtiyacı olan elektriğin yüzde 60’ını üretmiş olacak. Fabrikada halen yapımı süren hatların tamamlanmasıyla bu oranın yüzde 75’e varması hedefleniyor. Daikin’in çevre ve sürdürülebilir enerji misyonuna hizmet eden ve 3 milyon dolar yatırım bedeline sahip olan GES, 6.5 yıl içinde kendini amorti ediyor.


Sektörel

Daikin Türkiye, pazarın en ince Fancoil’ini üretti İklimlendirme sektöründe hayata geçirdiği ‘ilk’lerle haklı bir liderliğe konumlanan Daikin, fan coil ünitelerinde geliştirdiği yeni bir inovasyonla sektörün çıtasını yukarı taşımaya devam ediyor. FWE-D adı verilen 200 mm’lik modeliyle sektörün en ince fan coil ünitesini üretmeyi başaran Daikin, konfor ve tasarrufu hedefliyor. 2 ve 4 borulu olmak üzere toplamda 18 temel modelde üretilen FWE-D, yatay ve dikey kurulum imkanı veriyor. Son derece sessiz çalışan ürün; bu özelliği ile hastane, otel ve ofis gibi alanların yanı sıra konutlar için de en sessiz ve kompakt seçeneği sunuyor. Eurovent sertifikasına sahip olan yeni ürün en son ERP standartlarına da uyum gösteriyor. Daikin Türkiye’nin Hendek’te bulunan fabrikasında üretilmeye başlanan ve 200 mm’lik ölçüsüyle sektörün en ince fan coil ünitesi olma özelliği taşıyan FWE-D, iç piyasanın ardından Avrupa’ya da ihraç edilecek.

küçük boyutlarda olması hem montaj avantajı sağlıyor hem de kullanıldığı alanlarda estetik çözümlere fırsat yaratıyor.

NEDEN DAIKIN FAN COIL SEÇMELİ? İnovasyon ve teknoloji alanındaki başarılarıyla sektöre yön veren Japon devi Daikin, şimdi de 200 mm ile sektörün en ince ölçüsüne sahip olan FWE-D model fan coil üniteleri ile fark yaratıyor. 5,6 kW’a kadar soğutma kapasitesine sahip olan yeni ürün, yatay ve dikey kurulum imkanı sağlıyor. Eurovent sertifikasına sahip olan cihaz, harici 50 Pa statik basınç garantisi ve 6 fan hızı seçeneğiyle tüketiciye ulaşıyor. Fabrika montajlı 2 ve 3 yollu vana opsiyonlu modelleri olan cihazın özel plastik filtre tasarımı, bakım kolaylığı sağlıyor; sağladığı esneklik nedeniyle gerektiğinde elle kolayca çıkartılabiliyor. En son ERP standartlarına uyumlu olan FWE-D fan coil üniteler yıllardır Daikin’e ait DX ürünlerinde kullanılan ‘sirocco’ fanlar sayesinde son derece sessiz çalışıyor. Bu özelliği sayesinde otel, hastane, ofis ve konutlarda mükemmel bir tercih oluşturuyor. Cam önlerine, asma tavan içlerine, tavan altına veya döşeme içlerine konulabilen farklı tiplerdeki fan coil ürünlerin

• En son ERP standartlarına uyumludur. • Aynı ünite için yatay ve dikey kurulum imkanı sağlar. • Kompakt tasarımı sayesinde yerden kazandırır. • Çeşitli protokoller üzerinden BMS sistemine kolayca entegrasyonu yapılabilir. • Üstün verimlilik değerleri, yüksek konfor ve en düşük çalışma sesi seviyeleri için piyasadaki en iyi çözüm olarak öne çıkar. • Geniş opsiyonları, aksesuar ve kumanda seçenekleriyle ürün esnekliğine sahiptir. • Zamanlayıcı programlı çalışma moduna sahip kumanda aynı zamanda, fan coil yönetimi açısından tüm müşteri ihtiyaçlarını karşılayabilir özelliktedir.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

61


Sektörel

Clivet’den aynı anda ısıtma ve soğutma sağlayan

Multi Function Soğutma Grubu

55 yıllık tecrübesi ile iklimlendirme sektörünün öncü firmalarından Form Şirketler Grubu, İtalya menşeili Clivet marka soğutma grupları ile farklı merkezi iklimlendirme ihtiyaçlarına verimli ve işlevsel çözümler sağlıyor. Clivet’in yeni Multi Function (MF) seri Hava Soğutmalı ve Su Soğutmalı Soğutma Grupları, aynı anda ısıtma ve soğutma ihtiyacının olduğu otel, iş merkezi, hastane, endüstriyel tesis gibi yapıların bu ihtiyacını tek cihaz ile karşılıyor. Form Şirketler Grubu iştiraki Form Endüstri Ürünleri’nin 10 yıldır Türkiye’deki temsilciliğini sürdürdüğü Clivet marka soğutma grupları; son teknoloji donanımları, işlevsel ve enerji verimli sistemleri ile yapıların farklı iklimlendirme ihtiyaçlarına en uygun çözümleri sağlıyor. Clivet’in yeni Multi Function (MF) Soğutma Grupları, aynı anda bağımsız olarak soğuk ve sıcak su üretebilme kabiliyetiyle, aynı yapı içerisinde bulunan ancak aynı anda ısıtma ve soğutma ihtiyacı bulunan farklı mahallerin bu ihtiyaçlarını tek cihaz üzerinden karşılıyor. Özellikle aynı anda ısıtma ve soğutmanın yani dört borulu sistemin ihtiyaç duyulduğu otel, iş merkezi uygulamaları ve endüstriyel uygulamalarda optimum çözüm sağlıyor. MF Heat Pump sistemler ısıtma çalışmasında, klasik kazan sistemi ile karşılaştırıldığında enerji tasarrufu, ortalama % 50 CO2 emisyonu, alternatif yenilenebilir kaynakların kullanılması, düşük bakım maliyetleri, çalışma güvenilirliği, fosil yanma olmadığından baca ihtiyacının bulunmaması ve emisyonlar üzerinde periyodik kontrollerin ortadan kalkmasını sağlaması gibi pek çok avantaja sahip. Clivet SPINchiller³ MF Multi Function Hava Soğutmalı Soğutma Grubu, 300 ila 1.450 kW’lık kapasite aralığına sahip. Eş zamanlı kullanımda ise 7,83’e kadar küresel verimlilik değerlerine ulaşıyor. Farklı hava koşullarında, geniş kullanım alanı sunan bu ürün, +55°C-60°C’ye kadar sıcak su üretimi sağlayabiliyor; aynı zamanda -10°C ila +48°C’lik dış ortam sıcaklıklarında genişletilmiş çalışma aralığına sahip. Yıllık çalışma sonucu gerçekleşen enerji tasarrufunun hesaplanmasını kolaylaştıran kullanıcı dostu işlevlere de sahip

62

Yapı Malzeme Mayıs 2020

olan Clivet Multi Function Soğutma Grubu, ünite faaliyetlerine ve olası arızalara ilişkin tüm verileri bünyesinde kaydediyor ve müdahale gerektiren durumların anında tespit edilmesini sağlıyor. Bununla birlikte Clivet MF, standart olarak sunulan yüksek verimli scroll kompresörler, yüksek verimli ısı değiştiricileri sayesinde piyasadaki en yüksek enerji verimliliği değerine sahip. Hem ısıtma, hem de soğutma için tek bir sistem kullanılması sayesinde, mekanik odaların hacminden tasarruf sağlar. Ürünün, hem 4 borulu hem de 2 borulu olarak sistem konfigürasyonu yapılabiliyor. 4 borulu sistemde; yıl boyunca bağımsız olarak soğuk ve sıcak su üretim imkanı sunuyor. Soğutma ve ısıtmanın aynı anda yapıldığı dönemlerde soğutma ve

ısıtma eşanjörleri kendi içinde ısı geri kazanım yapıyor ve böylelikle ısıtma bedava sağlanarak yüksek verimlilik elde ediliyor. 2 borulu sistemde ise; ihtiyaca göre ya soğuk su ya da sıcak su üretiliyor. Soğutma çalışmasında, total heat recovery sayesinde bedava kullanım sıcak suyu veya ısıtma amaçlı sıcak su üretme imkanı da bulunuyor. Clivet Multi Function Soğutma Gruplarının Hava Soğutmalı versiyonunun yanı sıra Su Soğutmalı versiyonu da alternatif olarak sunulabiliyor.



Sektörel

Form, yerli üretimde büyüyor:

Yerli üretim Lennox paket klimalarda ürün gamı genişledi Form Şirketler Grubu, 2019’da Amerikan Lennox firması ile imzaladığı lisans anlaşması kapsamında Türkiye’de üretimine başladığı Lennox paket klimalarda üretim atağına geçti. Şimdiye kadar Lennox’un 80 kW üstü kapasitelerdeki paket klimalarını üreten Form, Mart 2020 itibariyle üretim ağını genişleterek 20 kW’dan 250 kW’a kadar farklı kapasite ve modellerde üretim yapmaya başladı. 55 yıllık Form Şirketler Grubu bünyesindeki Form Endüstri Ürünleri, Türkiye ve dünyada tek lisanslı üreticisi olduğu Lennox marka paket klimalardaki üretim kapasitesini genişletti. Dünyanın en büyük paket klima üreticilerinden Amerikan Lennox firmasının 37 yıldır Türkiye’deki satış faaliyetlerini sürdüren Form, 2019 başlarında marka ile imzaladığı lisans

64

Yapı Malzeme Mayıs 2020

anlaşması kapsamında İzmir’de bulunan üretim tesislerinde Lennox marka paket klimaları yerli olarak üretiyor. Anlaşma aynı zamanda 100 yıllık bir tarihe sahip olan Lennox tarafından uluslararası pazarlarda paket klima için verilen ilk ve tek üretim lisansı olma özelliğini de taşıyor. 2019 yılı boyunca 80 kW üstü kapasitelerde Lennox markalı paket klimaların üretimini yapan Form, Mart 2020’den itibaren 20 kW’dan 250 kW’a kadar geniş bir yelpazede Lennox paket klimaların seri üretimine başlayarak bu alandaki yerli üretim faaliyetini genişletti. Flexair serisine ek olarak Baltic serisi Lennox paket klimalar da artık Form tarafından üretiliyor. Türkiye’de imal edilen Lennox paket klimalar %51’in üzerinde yerli ekipman ve işçilik içeriyor ve cihazların yerli

malı belgesi de mevcut. Form tarafından Türkiye’de Lennox lisansıyla üretilen yerli üretim paket klimalar geniş ürün yelpazesine ek olarak, kısa teslimat süreleri, lojistik kolaylıklar ve fiyat avantajlarıyla da yatırımcı ve uygulamacılara önemli avantajlar sağlıyor. Form’un İzmir’deki üretim tesislerinde 2 milyon Euro’luk bir yatırımla oluşturulan sadece Lennox’a özel bir üretim hattı bulunuyor. Lennox markasıyla Türkiye’de paket klima pazarının oluşumuna öncülük eden Form’un bu alandaki hedefi, paket klimaların uygulama alanlarını çoğaltmak ve lideri olduğu piyasanın gelişimine paralel olarak pazar payını daha da arttırmak. Form, Lennox markası ile Türkiye pazarında %50’ye yakın bir pazar payına ve binlerce cihazlık referansa sahip.



Ode Yalıtım’dan koronavirüs süresince çalışanlarına onlıne eğitim programı Yalıtım sektöründe dünya markası olma hedefine tüm çalışanlarını odağına alarak ilerleyen ODE Yalıtım, çalışanlarının mesleki ve kişisel gelişimlerine katkı sunmak için gerçekleştirdiği eğitimlerine koronavirüs salgını döneminde de aralıksız devam ediyor. Alanında uzman isimler tarafından online olarak verilen eğitimlerde, finanstan tedarik zincirine, deneyimsel pazarlamadan Endüstri 4.0’a kadar pek çok konu ele alınıyor. Koronavirüsün etkilerini minimum düzeyde tutmak ve faaliyetlerine kesintisiz bir biçimde devam edebilmek amacıyla operasyonel süreçlerin eksiksiz devamlılığı için gerekli ekip sayısını tüm tedbirleri alarak minimuma indiren ve diğer tüm çalışanlarını gerekli teknik altyapıyı sağlayarak uzaktan çalışmaya yönlendiren ODE Yalıtım, bu süreçte çalışanlarının hem mesleki hem de kişisel gelişimlerine online eğitimler ile katkı sağlamaya devam ediyor.

Eğitimler şirket içi uzmanlar ve şirket dışından sektör profesyonelleri tarafından veriliyor

Paydaşlarıyla birlikte büyümek misyonu doğrultusunda, 2018 yılında sektörde bir ilke imza atarak verdikleri tüm eğitim ve seminerleri ‘Paydaş Paylaşım Platformu’ adıyla tek çatı altında toplayan ODE Yalıtım, koronavirüsün getirdiği uzaktan çalışma sisteminde teknolojik altyapısını hızlıca yenileyerek platformda verilen eğitimleri online ortama taşıdı. Bu kapsamda dijital pazarlamadan iş güvenliğine, finanstan tedarik zincirine kadar pek çok konuyu kapsayan eğitimler, Nisan ayı itibarıyla haftada iki kez online olarak gerçekleştiriliyor. Biri şirket içinden bir uzman, diğeri ise şirket dışından bir sektör profesyoneli tarafından verilen eğitimlerin kalıcı olarak devam etmesi planlanıyor.

Ceylin Akdemir: “Bu dönemde öğrendiğimiz her yeni bilgi bize yeni beceriler kazandıracak”

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de içinden geçtiğimiz bu zorlu belirsizlik sürecinde artan kaygı ile birlikte, şirketlerin üzerine her zamankinden daha fazla sorumluluk düştüğünü belirten ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü Ceylin Akdemir, “Böyle zamanların

66

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Ceylin Akdemir / ODE Yalıtım Pazarlama Direktörü

riskler kadar fırsatlar da barındırdığı için ‘oyun değiştirici’ nitelikte olduğunu unutmamalıyız. Elbette her şeyin başı sağlık fakat bununla birlikte bu dönemde öğrendiğimiz her şeyin, profesyonel gelişimimiz açısından önemli faydalar sağlayacağına ve iş dünyasına yeni beceriler kazandıracağına inanıyoruz. Bu bakış açısıyla ODE olarak bu dönemde en önemli önceliğimiz ekip arkadaşlarımızın sağlık durumlarını yakından takip etmek ve bu anlamda üzerimize düşen görevleri eksiksiz olarak yerine getirmek. Diğer taraftan da bu ortamda hedeflerimizi gerçekleştirmek için gerekli koşulları sağlayabilmek. Bu anlamda ilk günden bu yana gerekli tüm üst düzey operasyon ve hijyen tedbirlerini aldık, almaya devam ediyoruz. Böyle dönemler, profesyonellerin rutinde fırsat bulamadıkları mesleki ve kişisel gelişim eğitimleri yapabilmeleri adına önemli fırsatlar sunuyor. Biz de bu eğitimleri

online ortama taşıyarak bu dönemde çalışanlarımıza en iyi şekilde destek olmayı, moral motivasyonlarına katkıda bulunmayı amaçlıyoruz” dedi.

Eğitimlerle büyüyen şirket ODE

Türkiye’de başladığı faaliyetlerini global bir marka olma vizyonuyla beş kıtada sürdüren ODE Yalıtım, uzun yıllardır çalışanlarının hem kendilerini geliştirebilecekleri hem de şirketin vizyonuna katkı sunabilecekleri eğitimler düzenliyor. Bu yıl 35’inci yılını kutlayan ODE; çalışanlarını masrafların tamamının şirket tarafından karşılandığı MBA programlarına yönlendiriyor, e-öğrenme ve açık sınıf eğitimleri düzenliyor. Geleceğin yöneticilerini kendi içinde yetiştirmek amacıyla şirket içi programlar tasarlayan ODE, ayrıca lider kadrosunun Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinin verdiği yönetici geliştirme programlarına katılımını sağlıyor.


Sektörel

DemirDöküm kesintisiz hizmete devam ediyor

İklimlendirme sektörünün en köklü markası olan DemirDöküm, koronavirüs sürecinde müşterilerine kesintisiz hizmet sunmaya devam ediyor. Servis çalışanları için üst seviyede önlem alan DemirDöküm, çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattından “EvdeKal” sürecinde de müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunuyor. Müşteri memnuniyet çalışmaları ve satış sonrası hizmetlerde hayata geçirdiği çalışmalarla ısıtma sektörüne öncülük eden DemirDöküm, koronavirüs sürecinde kesintisiz hizmete devam ediyor. Türkiye’de koronavirüs vakasının ilk görüldüğü günden itibaren çalışma koşullarını üst seviyede önlem alarak hızlıca değiştiren DemirDöküm, çağrı merkezi ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattından bu zorlu süreçte de müşterilerine kesintisiz ısı konforu sunuyor. Ülkece geçirdiğimiz bu zorlu süreçte DemirDöküm’ün müşterilerinin hayatını kolaylaştırmak ve evlerindeki konforu sekteye uğratmamak için üst seviye önlemler alarak çalışmaya devam ettiklerini belirten CEO Alper Avdel; “Hijyen ihtiyacının her zamankinden daha fazla olduğu bugünlerde DemirDöküm olarak üst düzey önlemler aldık. Bu süreçte çağrı merkezimiz 7/24 hizmete devam ediyor. Servis çalışanlarımız ise şu an için yeni cihaz devreye alım ve arıza işlemlerinde kesintisiz hizmet veriyor. Çalışanlarımız maske, gözlük, eldiven ve özel tulumlarla sahada görevlerinin başındalar” açıklamasını yaptı. Koronavirüse karşı tüm önlemlerinin teknolojinin de desteği ile kısa sürede tamamlanıp hayata geçirildiğini belirten DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan, “Bir taraftan koronavirüs ile ilgili tüm gelişmeleri, güncel bilgi ve haberleri yakından takip edip gerekli tüm önlemleri alırken, diğer taraftan tüm iş süreçlerimizi online çalışma ve paylaşım ortamlarına taşıdık. Bu şekilde ülkece evde kalmak durumunda oldu-

Alper Avdel / CEO

ğumuz bugünlerde hizmetlerimize devam etmek için çalışmalarımızı kesintisiz sürdürebiliyoruz. Hep birlikte uyarılara dikkat edip, bu zorlu süreci sorunsuz bir şekilde atlatacağız” dedi. DemirDöküm’ün çağrı merkezi hizmetini online tabanlı yürüttüğünü, 2 haftadır çağrı merkezi çalışanlarının görevlerine evden devam ettiğini belirten DemirDöküm Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Zeki Kalaycılar, “Sosyal izolasyon sürecine hem altyapı hem de akış olarak çok hızlı hazırlandık ve geçtik. Çağrı merkezi çalışanlarımız alınan önlemler kapsamında evden çalışma

düzenine geçti. Müşteri temsilcilerimizin evlerine tüm ekipmanlar kuruldu. Müşterilerimiz bize her zaman olduğu gibi 7 gün 24 saat 0850 222 1 833 numaralı DemirDöküm Müşteri İletişim Merkezi’nden ve WhatsApp uygulaması üzerindeki keşif destek hattımızdan ulaşabiliyor. Acil olmayan bakım randevularını durduğumuz bu süreçte devreye alma ve arıza gibi öncelikli işlerde müşteri desteğini aralıksız devam ettiriyoruz. Teknikerlerimizi Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı 14 kural doğrultusunda bilgilendirdik ve hazırlıklarımızı yaptık” açıklamasını yaptı.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

67


EKB, binalarda enerji verimliliğini artıracak, sera gazı salımlarını azaltacak İzocam, Enerji Kimlik Belgesi zorunluluğunun 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girdiğine dikkat çekerek yeni binalarda EKB sınıfının en düşük C sınıfı olması gerektiğini hatırlatıyor. Isı yalıtımı standartlarına göre inşa edilmeyen ve Enerji Kimlik Belgesi C’den düşük olan yeni binalar ruhsat alamayacak. İç ve dış yalıtımların yanı sıra tesisat yalıtımının önemini de vurgulayan İzocam Genel Direktörü Murat Savcı yalıtımın sadece yeni binalarda değil, tadilatlar sırasında kullanılmakta olan binalarda da yapılabileceğini ve yalıtım sayesinde EKB sınıfının yükseltilebileceğini ve doğalgaz faturalarının en az yüzde 60 oranında düşürülebileceğini ifade etti. Türkiye’de yalıtım bilincini yaymayı kendine misyon edinen yalıtım sektörünün lideri İzocam, 1 Ocak 2020’den itibaren yürürlüğe giren Enerji Kimlik Belgesi (EKB) uygulamasına dikkat çekti. EKB’nin binaların alınması, satılması hatta kiralanması sırasında ibraz edilmesi gerektiğini belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı şunları söyledi. “Enerji Kimlik Belgesi orta vadede bizim de çok önemli olduğunu düşündüğümüz binalarda enerji tasarrufu sağlanması konusunda ciddi bir katkı sağlayacak. Eski binalarda belge mevcut duruma göre veriliyor ancak yeni yapılacak veya yapılmakta olan binaların EKB sınıfının en düşük C olması gerekiyor. Bu ancak inşaat sırasında ısı yalıtımı standartlarına uygun olarak tasarlanırsa sağlanabilir. Önümüzdeki dönemde ruhsat için başvuracak olan halen inşaatı devam eden binaların ve yeni inşaatlara başlayacak olan binaların sorumluları bu konuyu mutlaka dikkate almalı.” Savcı, inşaat sahiplerinin bu konuda uzman firmalarla çalışmaları gerektiğinin de altını çizdi ve “Binaların yalıtımında doğru malzeme ve doğru uygulamalarla çok

68

Yapı Malzeme Mayıs 2020

rini azaltmak ve daha konforlu hale getirmek mümkün. Çatıdan döşemeye yapılacak doğru kalınlıkta yalıtım uygulamaları ile enerji tasarrufu artar ve konfor şartları da iyileşir. Çatı tipine bağlı olarak Camyünü İzocam Çatı Şiltesi veya İzocam Foamboard Teras Çatı Levhası, duvarların dıştan yalıtımında İzocam Manto Taşyünü R+ veya Mineral Yün Giydirme Cephe Levhası, içten yalıtımında Camyünü İzocam Kalibel, radyatör arkasına yerleştirilen Camyünü İzocam İzopan Radyatör Arkası Levhası pratik uygulanarak, yüksek yalıtım özellikleriyle hemen enerji tasarrufu sağlayan ürünler.”

Tesisat yalıtımı en az bina yalıtımı kadar önemli

Murat Savcı / İzocam Genel Direktörü

önemli. Isı yalıtımı yapılırken, binaların yangın riski ve yanıcılık yükü de göz önüne alınarak uygun yalıtım malzemeleri kullanılmalı” dedi. EKB’nin enerji verimliliği sağlanması konusunda önemli bir adım olduğunu belirten İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yönetmeliklere uygun doğru kalınlıkta yalıtım sayesinde ısıtma ve soğutma amaçlı enerji tüketim faturalarının en az yüzde 60 oranında düşürülebileceğini de kaydetti ve şu bilgileri paylaştı: “Son 10 yılda enerji ithalatımızın ülke ekonomisine bedeli 450 milyar dolar üzerinde. Tükettiğimiz enerjinin dörtte üçünden fazlasını dışarıdan ithal ediyoruz. Ülkemizde 41,2 milyar dolar ile enerji ithalatı 2019 yılı itibariyle 202,7 milyar dolarlık toplam ithalatın %20,3’ünü teşkil ederken, 55,1 milyar dolarlık dış ticaret açığımızda da önemli etkisi bulunmaktadır. Dış ticaret açığımızı daha düşük seviyelere indirmek ve enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için konutlarımızda, sanayide ve tesisatlarda yapacağımız enerji tasarrufu kendi bütçemiz kadar ülkemiz için de büyük önem taşıyor. Doğru malzeme ve uygun kalınlık ile yalıtım yapılan binalar ve sistemler enerji tasarrufu için atılacak en büyük adım olur. Yalıtım sayesinde yaşam alanlarında ve işyerlerinde enerji giderle-

Yalıtım deyince öncelikle binaların iç ve dış yalıtımlarının akla geldiğini ancak tesisat yalıtımının en az bina yalıtımı kadar önemli olduğunu da ifade eden Savcı şöyle konuştu. “Binalardaki ısıtma ve soğutma tesisatlarının yalıtılması, mekanların çok daha kolay ve hızlı bir şekilde iklimlendirilmesini, istenen sıcaklığa ve konfor şartlarına hızlı ulaşılmasını sıcaklığın uzun süre korunmasını mümkün hale getirerek enerjide en az yüzde 60 oranında tasarruf sağlıyor.” Tesisat yalıtımı yapılmış olan binalarda örneğin kış aylarında yanan kalorifer kazanından binaya dağılan borulardaki sıcak su, dairelere ulaşana kadar sıcaklığını ve dolayısıyla enerjisini koruyor. Aksi durumda ise, daireye ulaşana kadar borulardaki sıcaklık düşüyor, daire geç ısınıyor ve dönüş borusundaki su daha fazla soğuduğu için kazanın bunu tekrar ısıtması için daha fazla yakıt (enerji) harcaması gerekiyor. Borulardaki sıcaklığın belli bir derecenin altına düşmesi de kazanın verimliliğini düşürüyor. Borulardan geçen su sıcaklığının korunması ise ancak İzocam Camyünü Prefabrik Boru yalıtımı sayesinde sağlanıyor. İzocam Camyünü Prefabrik Boru ve Vana Ceketi ile yapılan tesisat yalıtımı kış aylarında en fazla görülen ve zor durumlar yaratan bir diğer konu olan su borularındaki donmaları da engelliyor. Özellikle de bina girişlerindeki vanalarda suyun gece boyunca donması nedeniyle vanalarda meydana gelen patlamaları önlüyor. Bina dışındaki tesisata uygulanacak yalıtım işlemi kapsamında vana ceketi sarılması ve İzocam Camyünü Prefabrik Boru uygulaması kış aylarında oluşan bu güç durumun önüne geçiyor.


Sektörel

Virüs, bakteri, toz ve alerjenlere karşı iç ortam hava kalitesi çok önemli

İleri teknolojileriyle “Evden Uzaya” kadar çok geniş bir alanda toplumların yaşam kalitesini artırmak için ürün ve çözümler geliştiren Mitsubishi Electric, bireysel havalandırma ve klima sistemleri ile iç mekânların kirli havasını temizlerken, pencere açmadan dışarının oksijeni bol taze havasını filtreleyerek içeriyi havalandırıyor ve nem düzeyini dengeliyor. Virüs, bakteri, toz ve alerjenlerden uzak bir mekân için en yeni teknolojilerle geliştirilmiş havalandırma sistemleri ve klimalar büyük avantaj sağlıyor. İklimlendirme alanındaki ileri teknolojisiyle sektöre yön veren Mitsubishi Electric, bu noktada iç ortam hava kalitesi için yeni ve verimli çözümler sunuyor. 1970’li yıllarda mucidi olduğu Lossnay havalandırma cihazları ve inovatif teknolojiler ile ürettiği Legendera serisi klimalarla öne çıkan Mitsubishi Electric, ürünleriyle iç ortam havasının taze ve temiz kalmasına imkân tanıyor. Yüksek filtrelemeden geçmiş ve nemi dengelenmiş taze hava ile yenilenen ortam havası sayesinde; bireylerin karşılaştığı baş ağrısı, baş dönmesi, göz kaşınması, boğaz kuruması, konsantrasyon eksikliği ve çalışan-öğrenci veriminin düşüşü gibi hasta bina sendromundan kaynaklı birçok olumsuzluğun da önüne geçilebiliyor.

İç mekânlarda temiz hava için yeni teknoloji filtreler

Yüksek iç ortam hava kalitesinin olmazsa olmaz dört temel unsuru; havadaki karbondioksit konsantrasyonu, sıcaklık, nem ve partikül seviyesi olarak sayılıyor. Sağlıklı bir iç mekân havası; virüs, bakteri, toz ve uçucu kimyasal bileşen parçacıkları izole etmek için ortamı havalandırırken aynı zamanda dışarıdan alınan havanın filtrelenmesi ile mümkün oluyor. Kontrolsüz bir şekilde pencere açılarak yapılan havalandırma esnasında sadece hava temizleme cihazı ile temizlik yapılması sürdürülebilir hijyen sağlamıyor. Lossnay havalandırma cihazları; ortamın sıcaklık, nem ve oksijen dengelemesini yaparken, yüksek verimli filtresi sayesinde 0.3µ büyüklüğe kadar küçük kirletici filtrelemesi yapabiliyor. Böylece sağlık problemlerine yol açabilecek unsurlara geçit vermiyor. Yeni nesil üretim teknolojileri kullanılarak üretilen, üç boyutlu yapısı geliştirilmiş statik filtrelerin yanı sıra elektronik filtreler de artık klimaların filtreleme özelliklerini hava temizleme cihazlarıyla eş ve birçoğundan üstün hale getiriyor.

Bağımsız testlere göre bakterileri ve influenza gibi virüsleri yüzde 99’a kadar azaltabiliyor

Mitsubishi Electric’in Legendera serisi klimaları için geliştirilen Plasma Quad Plus filtre de markanın hava temizleme cihazlarındaki çalışma prensibiyle öne çıkıyor. Japonya’daki bağımsız laboratuvarlarda gerçekleştirilen ev tipi hava temizleme cihazları test sistemi olan JEM 1467’ye dayalı test sonuçlarına göre, Plasma Quad Plus filtre bakterileri yüzde 99’a varan oranda azaltabiliyor. Ulusal Hastane Organizasyonu Virüs Araştırma Merkezi tarafından yapılan benzer standartlara dayalı bir başka test sonucu da influenza (H3N2) gibi virüslerin de bu filtre ile yüzde 99’a varan oranda azaltılabilme başarısını onaylıyor. Testlerin 25m3 gibi alanlarda yapılması günlük kullanımda da bu başarının mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Tokyo Çevresel Alerjenler Enstitüsü (ITEA) tarafından yapılan Legendera klima test sonuçlarında da Plasma Quad Plus filtrenin, alerjenlerde yüzde 98, toz ve mite kirleticilerinde yüzde 99,7 gibi yüksek oranlara ulaşan bir filtreleme etkisi gözleniyor. Tüm bu testlere ek olarak fabrika laboratuvarlarındaki test sonuçlarına göre; saç telinin yaklaşık yirmide biri büyüklüğe denk gelen 2,5 mikrometreden daha küçük boyutlardaki kirleticileri filtreleyebilme anlamına gelen PM2.5 düzeyindeki filtreleme teknolojisi, Legendera klimaları 2017 yılından bu yana PM2.5 filtreleme yapabilen duvar tipi klima ci-

hazı olarak öne çıkarıyor. Plasma Quad Plus filtre; klimanın çalışma modundan bağımsız fan modunda da çalışabilmesi, filtrenin sadece 2 Watt elektrik tüketimi, yüksek etkili değerlendirmesi ile A sınıfı filtreleme gibi önemli özellikleri sayesinde iç hava kalitesine ek olarak kullanıcılarına ekonomik katkı da sağlıyor.

Lossnay’in patentli teknolojisi ile nem dengesi sağlanmış taze hava

Mitsubishi Electric, İkinci Dünya Savaşı dönemindeki ihtiyaçlardan doğan ve basit anlamda giriş ve çıkış hava yollarını ayırarak taze hava ihtiyacını karşılayan havalandırma sistemlerinde patentli selülozik ısı değiştirici kullanarak havalandırmayı inovatif bir boyuta taşıyor. Lossnay havalandırma cihazlarında kullandığı bu teknoloji, havalandırma esnasında birbirine temas etmeden tahliye edilen kirli-ağır iç ortam havası ile ortama iletilen dış havanın sıcaklık ve nem seviyeleri arasında dengeleme yapabiliyor. Yüzde 85’i aşan verimle çalışabilen bu sistemler, yüzde 100 taze havayı, ısı kaybını minimumda tutarak ve nem dengesi sağlanmış olarak ortama aktarabiliyor. Endüstriyel üretim alanları, şehir merkezleri, iş yerleri ve konutlar, okullar ve kreşler gibi birçok farklı ortamda pencere açılarak havalandırma yapılması yerine sürdürülebilir yüksek bir iç ortam hava kalitesi sağlayan Lossnay taze hava sistemleri; sessizlik, verim ve konfor sunan teknolojik bir çözüm olarak dikkat çekiyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

69


Gürültüden uzak bir hayat için Ytong’dan Gürültü Bariyeri Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik Şartnamesi, 12 Mart 2020 tarih 31066 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Şartnamenin ilk maddesinde “Donatılı Gazbeton Duvar Elemanları” uygulamasına yönelik esaslara yer verildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 12 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Yapı İşleri İnşaat, Makine ve Elektrik Tesisatı Genel Teknik Şartnamesi değiştirildi. Yapılan güncelleme ile beraber Gürültü Bariyeri İşleri Genel Teknik Şartnamesinde Donatılı Gazbeton ürünlerin güvenle kullanılabileceği belirtildi.

Avrupa Birliği mevzuatına uygun

Tolga Öztoprak / Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı

Gazbeton sektörünün lider kuruluşu Türk Ytong, şartnameye uygun olarak ürettiği Ytong Gürültü Bariyeri ile karayolu ve demiryolu kaynaklı trafik gürültüsünün çevrede yaşayanlara etkisinin azaltılması için ekonomik bir çözüm sunuyor.

70

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Şehirlerdeki gürültü kirliğinin kontrolü ve azaltılması amacıyla başlatılan Avrupa Birliği mevzuatı uyum çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla tasarlanan Ytong Gürültü Bariyeri, TSE Laboratuvarlarında TS EN 1793 standardına göre yapılan akustik testlerle belgelendirildi. Karayolu, demiryolları, hava alanları ve endüstriyel alanlarda çevresel gürültü kirliğinin kontrolü ve yaşam alanlarına olumsuz etkilerini azaltmak amacıyla gürültü/ses perdesi olarak kullanılan bu sistem, sağlamlığı, stabil yapısı, hızlı uygulama olanağı ve ekonomik bir çözüm olmasıyla dikkat çekiyor. Hava şartlarına dirençli ve bakım gerektirmeyen Ytong Gürültü Bariyeri, Türkiye’de bütün iklim bölgelerinde kullanılabiliyor.

Gürültü ruh sağlığına tehdit

Şehir hayatındaki gürültünün insan ve toplum sağlığına önemli bir tehdit olduğuna dikkat çeken Türk Ytong Genel Müdür Yardımcısı Tolga Öztoprak, “Gürültüden

korunmuş bir çevre beden ve ruh sağlığımız açısından önemli. Yerleşimlerin ulaşım ağlarına yakın bölgelerde yoğunlaşması ile bu durum sadece büyük şehirlerin değil, her ölçekteki yerleşim alanlarının sorunu haline geldi. Biz de Ytong olarak yerli hammaddeler kullanarak Türkiye’de üretmeye başladığımız Ytong Gürültü Bariyeri ile bu soruna etkili bir çözüm sunuyoruz. Hava şartlarından etkilenmeyen ve rüzgar yükleri dahil birçok çevresel etkiye dayanıklı Ytong Gürültü Bariyeri, çürümez, paslanmaz, kesit kaybına ve yıpranmaz yapısıyla bu alanda fark yaratan bir sistem. Bu nedenle yatırım ve yaşam döngüsü maliyeti düşük bir alternatif.’ dedi.

Hızlı montaj şık tasarım

Fabrikadan bitmiş ürün olarak sevk edilen Ytong Gürültü Bariyeri panelleri, pratik uygulama detayları ve yüksek montaj hızıyla kilometrelerce sürecek uygulamalarda maliyet avantajı ve hız kazandırıyor. Üzerine çeşitli görsel tasarımlar ve doğrudan boya uygulaması yapılabilen panellerle, kent dokusuyla uyumlu, çevre sakinlerini rahatsız etmeyecek bir görsel etki elde edilebiliyor. Ytong Gürültü Bariyerleri, konutlar ve büyük konut siteleri, eğitim ve sağlık tesisleri, yaşlı bakım evleri, konaklama tesisleri, yurt binaları, kültürel ve dini tesisler gibi gürültüye hassas yapıların çevresinde de tercih ediliyor.


Sektörel

Assan Alüminyum ‘Great Place to Work’ seçildi Yassı alüminyum sektörünün global ölçekte en önemli aktörleri arasında yer alan Assan Alüminyum, bağımsız araştırma ve danışmanlık kurumu Great Place to Work Enstitüsü tarafından ödüllendirildi. Assan Alüminyum, sektöründe “En İyi İşverenler” listesine giren ilk şirket oldu.

Göksal Güngör / Assan Alüminyum Genel Müdürü

Kibar Grubu bünyesinde faaliyet gösteren, yıllık 300 bin tonluk kurulu levha ve folyo kapasitesi ile yassı alüminyum sektörünün Türkiye’deki en büyük, 100 bin tona ulaşan mevcut alüminyum folyo üretim kapasitesiyle Avrupa’nın ise en büyük üç üreticisinden biri konumunda olan Assan Alüminyum insan kaynağına yaptığı yatırım ve sahip olduğu çalışma kriterleri dolayısıyla Great Place to Work / En İyi İşveren olmaya hak kazandı.

hizmeti veren bağımsız kuruluş Great Place to Work Enstitüsü, aynı zamanda güçlü kurum kültürüne sahip ve çalışanları tarafından

en iyi işveren olarak tanımlanan şirketleri ödüllendiriyor. Great Place to Work Enstitüsü’nün yüksek güven kültürüne sahip harika iş yeri kriterlerini sağlayan Assan Alüminyum, sektöründe Great Place to Work unvanını alan ilk şirket oldu. “En İyi İşverenler 2020” listesinde yer almaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getiren Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör, “Güvenilirlik, şirketimizin temel değerlerinden biri. Bu ilke üretimden ihracata, insan kaynaklarından müşteri ilişkilerine kadar her alanımızda bize yol gösterici oluyor. Yüksek güven kültürüne sahip iş yeri kriterlerini yerine getirerek Great Place to Work olmamız, bu alanda gösterdiğimiz çabanın ne denli isabetli olduğunu gösteriyor. Assan Alüminyum Ailesi olarak kurum kültürümüzü güçlendirme çalışmalarımız devam edecek. Sürdürülebilirliği odağımıza aldığımız bu dönemde, ekibimizin gelişimini ve iş yerindeki mutluluğunu artıracak projelere imza atacağız” açıklamasında bulundu.

30 yılı aşkın süredir küresel çapta sektör ayrımı olmadan tüm ölçeklerdeki şirketlere mükemmel iş yerlerini inşa etmeleri konusunda danışmanlık

Yapı Malzeme Mayıs 2020

71


Sektörel

Seramiksan’dan, banyolarda tasarım algısını güçlendiren yeni vitrifiye serileri Banyoda Geçirilen Zamanı Konforlu Ve Keyifli Hale Getirmeyi Amaçlayan Seramiksan, 2020 yılı İçin Özel Hazırladığı İddialı Vitrifiye Koleksiyonunu, İlk Kez Unicera’da Sergiledi. Sürdürülebilir ve kullanıcı dostu banyo çözümleriyle tüketicilerin ihtiyacını karşılayan Seramiksan, en yeni vitrifiye koleksiyonlarını, 10-14 Mart tarihlerinde düzenlenen Uluslararası Seramik Banyo Mutfak Fuarı UNICERA’da, sektör profesyonelleri ve ziyaretçilerinin beğenisine sundu. Birbirinden iddialı vitrifiye serileri ile bu yıl fark yaratmaya hazırlanan Seramiksan, Uluslararası alanda birçok başarıya imza atan tasarımcı Bilge Nur Saltık ile güçlerini birleştirerek, banyolarda tasarım algısını güçlendirdiği yeni koleksiyonu Livello ve Stella’nın lansmanını ise, ilk kez Unicera Fuarı’nda gerçekleştirdi. Lavabo kenarında kullanılan alanı arttırmaya odaklanan ‘’Livello Serisi’’, oval ve silindirik olmak üzere iki tezgah üstü lavabodan oluşuyor. Üst üste tasarlanmış iki katman kullanılan alanı genişletirken, kullanıcıyı daha düzenli olmaya motive etmeyi amaçlıyor. lavaboda depolamayı mümkün kılan Livello, lavabonun etrafını kirletmeden ürünlerin kullanılmasını ve ardından temizliğini de kolaylaştıyor. ‘’Stella Serisi’’ ise; vitrifiye ürünlerine çağdaş bir bakış açısı sunuyor. Geometrik formları günlük hayata adapte eden seri, oval ve silindirik olmak üzere iki tezgah üstü lavabodan oluşuyor. Elması andıran tabanı, üst kısmında dairesel bir formla tamamlanıyor. Stella koleksiyonunun dış yüzeyi ise kıvrılmış Origami formlarını andırıyor. Seramiksan’ın diğer yeni serileri ise; Küçüklüğüyle fark yaratan, dar alanlar için mükemmel çözümler sunan ‘’Petite’’, Lavabo, bide ve klozet çeşitliliği ile tasarım bütünlüğü sunan ‘’Bold’’ ve geniş tasarımıyla rahat bir kullanım alanı sunan ve su akışını kolaylaştıran dizayna sahip ‘’Satürn’’ ile banyolara zarif bir dokunuş kazandırıyor.

72

Yapı Malzeme Mayıs 2020



BOSS4 Gayrimenkul’den yeni proje!

Levent’in yükselen yıldızı Alya Teras, ön talep topluyor “Hayat her dakika” sloganıyla Levent’in yükselen yıldızı olarak gösterilen proje, Büyükdere Caddesi’nin yanı başındaki merkezi konumunun yanı sıra, sunduğu üst düzey konfor ile de bir projeden beklenenin ötesine geçiyor. Tüm donanımıyla yatırımcılara “Şehrin ortasındaysan daha ne istersin?” diyerek yatırımcılarına cazip bir teklif götüren proje, büyüklükleri 53 ile 130 metrekare arasında değişen,1+1 ve 2+1 daire seçeneklerine sahip 129 daire ve 8 dükkandan oluşuyor. Akkuş Grup’un Lübnanlı ortağıyla kurduğu BOSS4 Gayrimenkul İnşaat, yatırımda hız kesmedi. İstanbul’un en değerli lokasyonlarından biri olan Levent’te hayata geçirdiği Alya Teras, ortaklığın Alya serisi ile konut sektörüne kazandırdığı projelerin en yenisini oluşturuyor. Levent’in yükselen yıldızı olarak gösterilen proje, “Hayat her dakika” sloganıyla, yatırımcıları şehrin merkezinde, üst düzey konforun her detayının düşünüldüğü yeni bir yaşam standardına kavuşturuyor. Akkuş Gayrimenkul ve Lübnanlı El Khatip Group ortaklığıyla kurdukları BOSS4 Gayrimenkul çatısı altında örnek bir güç birliği oluşturduklarını hatırlatan Akkuş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir

74

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Akkuş,“Bu güçbirliğimiz sayesinde Alya markalı çok sayıda projeyi sektörümüze kazandırdık. Alya Teras projemiz de bu gücün eseridir”dedi. Abdülkadir Akkuş, konuya ilişkin şu açıklamada bulundu:

Levent’e Alya imzası

“Alya Teras ile Alya markası altında geliştirdiğimiz projelere yenisini eklerken aynı zamanda Beylikdüzü bölgesinin dışında yeni bir lokasyona ortaklığımızın imzasını atıyoruz. Sektörde edindiğimiz deneyimle Levent’in yükselen yıldızı olarak gösterilen projemizde, “Hayat her dakika” sloganıyla yatırımcılarımıza yaşamın merkezinde, üst düzey konfor vaat ediyoruz.

Sektördeki köklü tecrübemiz, projemizin sahip olduğu lokasyon ve üst düzey yaşam konforu sayesinde yatırımcılarımızdan çok güzel geri dönüşler aldık. Bu durum, projemizin konumu, donanımı, konsepti ve sağladığı yüksek katma değerle ne kadar doğru planlanmış bir proje olduğunu kanıtlıyor.” dedi.

“Her metrekaresinde konfor var” Proje hakkında bilgi veren Abdülkadir Akkuş, şunları söyledi:

“İstanbul’un en çok değerlenen bölgelerinden biri olan Levent’te, Büyükdere Caddesi’nin yanı başında yer alan pro-


Proje jemiz, tüm unsurlarıyla merkezi lokasyon avantajını daha da yukarılara taşıyor. Minimal yaşamda, maksimum konfor vaat ettiğimiz projemizde; mutfaktan, banyoya, yatak odasından salona kadar her metrekareyi konforla tanımladık. 53 ile 130 metrekare arasında değişen,1+1 ve 2+1 daire seçeneklerine sahip 129 daireden oluşan projemiz,hem yatırım hem de oturum odaklı yatırım yapmak isteyenlere hitap ediyor. 1 dönüm arazi üzerinde 15 katlı olarak planladığımız projemizin girişi katında 8 dükkan, en üst katında sosyal donatı alanı olarak terasımız yer alıyor. 2021 yılı Haziran ayında teslim edeceğimiz projemizde, ilerleyen dönemlerde de yatırımcılarımıza farklı ödeme seçenekleri sunacağız.”

Hayatın merkezinde

İstanbul’un en çok değerlenen bölgesi levent’te, Büyükdere Caddesi’nin yanı başında yer alan Alya Teras, merkezi lokasyonuyla hayatın her dakikasına dinamizm kazandırıyor. 4’üncü Levent metro istasyonuna 4 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan proje; civardaki alışveriş ve iş merkezlerine ortalama 5 dakika, TEM Otoyolu’na 4 dakika, E5 Otoyolu’na 9 dakika, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ne 6 dakika, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne 11 dakika uzaklıkta yer alıyor.

Minimal yaşamlar için maksimum konfor

Minimal yaşamlar için maksimum konfor anlayışıyla tasarlanan Alya Teras’ta yar alan dairelerin her metrekaresi, maksimum düzeyde konfor izleri taşıyor. En modern yapım teknikleri kullanılarak, Mimar Hakan Saçık imzasıyla hazırlanan proje;büyüklükleri 53 ile 130 metrekare arasında değişen,1+1 ve 2+1 daire seçeneklerine sahip 129 daire ve 8 dükkandan oluşuyor.

15 kattan meydana gelen projenin en üst katında, sosyal donatı alanı olarak teras yer alıyor. Yatırımcılara farklı bir dinlenme alanı sunulan terasta yer alan gökyüzü yatakları ve şöminesiyle de hayatın her

dakikasını daha da anlamlı hale getiriyor. Sunduğu 7/24 güvenlik hizmetiyle de ayrıcalıklı yaşam alanlarının vazgeçilmesi olan kusursuz bir güvenlik donanımı sunuyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

75


Sektörel

Sağlığınız için fotoselli bataryaları keşfedin

Armatürle yüzey temasını sıfırlayan fotoselli bataryalarda yerli üretimi gerçekleştiren E.C.A.’dan, 5 yıl garanti İçinde bulunduğumuz Covid-19 günlerinde sağlık yetkilileri düzenli el yıkamanın virüse karşı alınabilecek en iyi önlemlerden biri olduğunu söylüyor. Bireylerin gün boyunca düzenli aralıklarla minimum yirmi saniye ellerini yıkaması gerektiği uzmanlarca dile getirilirken, temas edilen yüzeylerin de dezenfekte edilmesine dikkat çekiliyor. Böylesi bir dönemde çevremizdeki bileşenlerle temasımız ciddi ölçüde azalırken temassız işlemler hayatlarımıza daha fazla dahil oluyor. Banyo ve mutfak bataryaları da fotoselli seçenekleriyle yeni hayat tarzlarımıza hijyenik bir çözüm getiriyor. ğumuz kritik dönemde yararlanılabilecek profesyonel çözümler sunuyor. Fotoselli bataryalarda yerli üretimi gerçekleştiren ilk marka olan E.C.A., bu ürünlere 5 yıl garanti veren tek marka olarak kalite güvencesi ve standartlarıyla da öne çıkıyor.

Fotoselli bataryalarla hijyen sağlanırken eko sistem dengeleniyor

Etkili el yıkamanın benimsenmesi, virüsün yayılmasını önlemek en etkili alışkanlıkken işlevselliği sayesinde klasik batarya çözümlerinden çok daha fazla hijyen sağlayan fotoselli sistemler, kullanıcının bataryaya dokunmasını gerektirmiyor.

Covid-19 günlerinde sağlık yetkilileri düzenli el yıkamanın virüse karşı en iyi korunma yollarından biri olduğunu söylüyor. Bireylerin gün boyunca düzenli aralıklarla minimum yirmi saniye ellerini yıkaması gerektiği uzmanlarca dile getirilirken, çevremizdeki bütün bileşenlerle temasımız ise ciddi ölçüde azalıyor ve temassız çözümler hayatımızı şekillendiriyor. Teknolojiyi üst düzey ürünleriyle buluşturan ve 69 yıldır sektördeki öncülüğünü sürdüren E.C.A., yüzey temasını sıfırlayan fotoselli armatürlerle içinde bulundu-

76

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Bataryalar eli tanıyor, dokunmadan önce açılıyor, el uzaklaştırıldığında otomatik olarak kapanıyor ve ortak alanlarda maksimum hijyen sağlanıyor. Fotoselli bataryalar insan sağlığı için gerekli olan temassız işlevi ve otomatik olarak kapanan sistemi sayesinde ise tonlarca su tasarrufu sağlayarak ekolojik dengeye de katkıda bulunuyor. Elektrikli veya pille çalıştırılabilen E.C.A. fotoselli bataryalar kireç temizleme sistemli perlatörleri ile farklı çıkış ucu uzunluk ve yüksekliklerde üretiliyor. Yurtiçi ücretsiz montaj hizmetiyle kullanıcıyla buluşan bataryalar, yaşam alanlarına uzun soluklu bir hijyen etkisi getiriyor.



Yatay mimarinin en modern örneği ‘Alya Onist 1’

Tekstil ve kimya sektörlerinde edindiği 30 yılı aşan köklü tecrübesini Akkuş Gayrimenkul şirketiyle inşaat sektörüne kazandıran Akkuş Grup, inşaat çalışmalarında atağa geçti. Lübnanlı ortağıyla kurduğu BOSS4 Gayrimenkul İnşaat’ın 2’nci projesi olan Alya Onist 1, örnek dairesiyle birlikte ön satışa sunuldu. Beylikdüzü’nün yıldızı parlayan bölgesi Kavaklı’da yükselen projede, lansmana özel fiyatlarla satışa sunulan daireler, 384 bin TL’den başlıyor. Beylikdüzü’nün en çok değerlenen bölgesi olan Yakuplu- Gürpınar hattında yar alan Alya Onist 1 projesi, bölgede yükselen projeler arasında sahip olduğu yatay mimari konseptiyle ayrışıyor. Akkuş Gayrimenkul ile Lübnanlı El Katip Grup ortaklığıyla kurulan BOSS4 Gayrimenkul İnşaat’ın imzasını taşıyan proje, şirketinBeylikdüzü’ndeki ikinci projesi. Geçtiğimiz dönemde bölgede prestij projesi olarak gösterilen Alya Grandis’iteslimeden şirket, bölgede ortaklığın 2’inci projesi olan Alya Onist1’e imza atıyor. Projenin devamında AlyaOnist 2 ve3’ten oluşan bir seri inşa edilmesi planlanıyor. Akkuş Gayrimenkul olarak, 2017 yılında LüblanlıEl Khatip Grup ortaklığıyla kurdukları BOSS4 Gayrimenkul İnşaat ile geçtiğimiz dönemde Beylikdüzü’nde2’nci

78

Yapı Malzeme Mayıs 2020

projeye imza attıklarını açıklayan Akkuş Grup Yönetim Kurulu Başkanı Abdülkadir Akkuş,

BOSS4 Gayrimenkul İnşaat’ın olgunluk döneminin eseri

“Beylikdüzü, bizim kısa sürede uzmanlaştığımız bir bölgeye dönüştü. Daha önce imza attığımız Alya Grandis, ortaklığımızın prestij projesi olurken, yeni satışa sunduğumuz Alya Onist 1 projemiz ise ortaklığımızın olgunluk döneminin eseri olacak.” dedi.

Proje hakkında bilgi veren Abdülkadir Akkuş, şunları söyledi:

“Ortaklığımızın yeni projelerinden olan

Alya Onist1’de 106 konut yer alıyor. Beylikdüzü’nde yıldızı parlayan Yakuplu- Gürpınar hattının en çok değerlenen bölgesi Kavaklı’de yükselen projemizi, yatırımcı profilinide hedefleyerek 1+1, 2+1, 3+1, 4+1, 4+2, 5+2, 6+2 büyüklükte,8 blokta toplam 106 konut olarak tasarladık. Fiyatların 384 bin TL’den başladığı projemizde daire büyüklükleri,56 metrekare ile 311 metrekarearasında değişiyor. Yatay mimarinin en modern örneğini oluşturan projemiz, sunduğu deniz manzarası ve donanımıyla da bölgedeki projelerden ayrışıyor. 3 farklı bloktan oluşan Alya Onist serisinin ilki olan projemizin devamı niteliğinde ola, 64 konuttan oluşan Alya Onist3’ün de temellerini attık. Alya Onist2’nin de çalışmalarına yakın zamanda başlayacağız.”


Proje Beylikdüzü’nün merkezinde

Beylikdüzü’nün en çok değerlenen bölgesi Kavaklı’da yer alan Alya Onist 1, merkezi lokasyonuyla da yatırımcıları cezbediyor. Proje, okullar bölgesine 2 dakika, İDO iskelesine 2 dakika, Yaşam Vadisi’ne 2 dakika, toplu taşıma alternatiflerine 7 dakika, TEM bağlantı yoluna 7 dakika, E-5bağlantı yoluna 5 dakika, Büyükçekmece’ye 2 dakika, Ambarlı Limanı’na 4 dakika, en yakın eğitim kurumlarına 1 dakika,hastanelere 5 dakika uzaklıkta yer alıyor.

Modern şehircilik anlayışını yansıtıyor

Yatay mimarinin en modern örneğini sunan Alya Onist 1, az katlı yatay mimari konseptinde yer alan bahçeli daireleriyle geleneksel mahalle konseptinden izler içeriyor. En modern yapım teknikleri kullanılarak tasarlanan proje; içerisinde yer alan fitnesscenter, çocuk oyun alanı sauna, yüzme havuzu, basketbol ve futbol sahası gibi sosyal donatı alanlarının yanı sıra, sahip olduğu özel çevre düzenlemesi ve peyzajıylada da bu konsepti tamamlıyor. Sunduğu 7/24 güvenlik hizmetiyle de ayrıcalıklı yaşam alanlarının vazgeçilmesi olan kusursuz bir güvenlik donanımı sunuyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

79


Sektörel

El yıkamanın önemi kuşkusuz, peki ya banyo ürünleri?

Banyolarımızı hijyenik hale getirmek çoğumuz için doğal olsa da artık bu kişisel mekanları sadece temizlemekle kalmayıp hijyenik formüllerle sağlığımızı güvence altına alıyoruz. Virüslerle temasımızı en aza indirgememizin gerektiği şu günlerde ellerimizi daha fazla yıkıyor, solüsyonlar kullanıyor, dezenfektan ya da kolonyalarımızı yanımızdan ayırmıyoruz. Peki bu pratik önlemler tam hijyen sağlamak için yeterli oluyor mu? “Üstün teknoloji ve modern tasarımı yerel ihtiyaçlarla buluşturuyoruz”

Enver Öz / Elmor A.Ş. Genel Müdürü

Herkes ebeveynlerinden banyo hijyeninin temellerini öğrenerek yetişiyor. Özellikle banyolarda doğru hijyen uygulamak için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Banyolarımızı hijyenik hale getirmek çoğumuz için doğal olsa da artık bu kişisel mekanları sadece temizlemekle kalmayıp hijyenik formüllerle sağlığımızı güvence altına alıyoruz. Mikropların ve bakterilerin üreme ve yayılma alanı bulamaması için geliştirilen hijyen esaslı teknolojiler, hayatımızın her alanına olduğu gibi banyolara da ulaşarak çağdaş çözümler üretiyor. Banyolarımızın kahramanları olan armatürler, lavabolar ile klozetler nano teknoloji veya gümüş iyon teknolojisiyle geliştirilen, 360 derecelik ve su sıçratmadan yıkama sağlayan sistemlerle güncellenerek pratik önlemlerimizi tam kapasite hijyene dönüştürüyor.

Banyo armatürlerinde nano teknolojiye güvenebilirsiniz

İlaç, elektronik, biyomalzeme, ve enerji gibi pek çok alanda kullanılan nanoteknoloji, maddenin temellerinin en iyi özelliklerini sunan özgün ve inovatif çalışmaları ifade ediyor. Nano teknoloji ile kaplanan

80

Yapı Malzeme Mayıs 2020

armatürde herhangi bir kimyasal kullanmaksızın yalnızca su, sabun ve pamuklu bez ile yapılacak temizlikle yüzde 100 güvenilebilecek yüzeyler elde edilebiliyor. Kullanılan suyun ‘kimyasal ve hijyenik’ kalitesini değiştirmeyen nano teknolojik hijyen plus kaplı armatürler, günde 3 kez temizlik yapıldığı varsayımıyla yaklaşık 5 yıllık hijyenik korumasını devam ettiriyor. Güvenle dokunabilme ayrıcalığı sunan bu özel yüzey sayesinde kullanıcılar, temizliğin en güvenli yoluyla tanışıyor, su ve deterjan kullanımında tasarruf sağlıyor, bu yolla doğaya ve insan sağlığına katkıda bulunuyor. El temizliğinde yüzde 100 hijyen sağlayan fotoselli ürünler kullanılmasını tavsiye edilirken dokunma kontrollü bataryalar da herhangi bir noktaya küçük bir hareketle dokunarak açıp kapatılabilme ya da kendi kendine kapanabilme ayrıcalığıyla banyolardaki hijyen kontrolünü sağlıyor. İç yüzeyin su sıçratmadan yıkanmasını sağlayan klozetler ise 360 derece yüzde 100 temizlik sağlıyor. Benzer şekilde kendi kendine devreye giren yıkama sistemine sahip lavabolar teknoloji, fonksiyonellik ve hijyen gibi ihtiyaçların çözümüne yepyeni bir boyut kazandırıyor.

Sağlık ve hijyen konularında farkındalık yaratan ürünlerle pazardaki talebi farklı yönde etkilediklerini ifade eden Elmor A.Ş. Genel Müdürü Enver Öz, “SEREL ile 2015 yılında vitrifiye sektöründe gümüş iyon teknolojisi kullanarak tüm vitrifiye ürünlerini fiyat farkı gözetmeksizin sırladık ve hijyenik yüzeyli seramik sağlık gereçleri dönemini başlattık. Güvenle kullanım ayrıcalığı sunan aynı nano teknolojik hijyen standardını E. C.A.armatürlerinde ise Icon, Purity, Myra, Mina ve Novita armatür serilerinde standart olarak mevcut. Bu teknolojiyi müşterilerimizin talebi doğrultusunda E.C.A.’nın diğer serilerinde de uygulayabiliyoruz.” diyerek hijyenik teknolojilere yapılan yatırımı özetliyor. Virüs salgınıyla uğraştığımız bu günlerde temizlik ve hijyen kavramlarına ayrıca ve özellikle dikkat ettiklerini söyleyen Enver Öz şunları kaydediyor: “SEREL markamızla 2015 yılında başlattığımız Hygiene Plus teknolojisini geliştiren mühendis ve tasarımcılarımız, Türk insanının temizlik anlayışından esinlenerek bu teknolojiye odaklanmıştır. Sektör de bu ihtiyaca cevap vermiş, farklı oyuncular tarafından da benzer çalışmalar başlatılmıştır. SEREL’in geliştirdiği Hygiene Plus teknolojisi, gümüş iyonlar sayesinde vitrifiye yüzeyinde kir barındırmama durumunu kapsamaktadır. SEREL’in tüm ürünleri kir tutmayan özel yüzey kaplamalarına sahiptir. Hygiene Plus olarak isimlendirdiğimiz bu hijyenik yüzey uygulamasını 2016 itibariyle armatür yüzeylerimizde de uyguladık. Krom malzemeli armatür ürünlerinde nano teknoloji kullanılarak sağladığımız hijyenik kaplamalı armatürleri ilk üreten firma olmanın gururunu ayrıca yaşıyoruz. Banyolarımızda hijyeni düşünerek geliştirilen diğer SEREL ürünleri ise, Pure Wash olarak tanımladığımız, klozet iç yüzeyinin kolay temizlenmesini sağlayan ve pazarda kanalsız klozet olarak bilinen vitriye ürünlerimiz ve sektöre yine markamızın kazandırdığı Easy Wash kendi kendini temizleyen lavabolarımızdır. Öte yandan, yüzey temasını sıfırlayan fotoselli armatürler de içinde bulunduğumuz kritik dönemde tercih edilebilecek önemli ürünlerimizden biridir.” dedi.



“İnsan yaşamı için çok önemli olan su ihtiyacımızı bile kentsel dönüşüm çalışmalarıyla çözebiliriz” “İstanbul’da ortalama kişi başı su kullanımı 200 litre olarak düşünüldüğünde yapılacak olan çalışmalarla İstanbul’un su ihtiyacının en az yüzde 27’sini karşılayabiliriz. Bu model çalışma tüm Türkiye’de uygulandığında ise su ihtiyacımızın tümünü karşılamış olacağız.”

Mimar Nihat Şen / Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı

Yaklaşık 10 yıl önce çok iyi niyetlerle ve büyük ideallerle ortaya çıkan ‘Kentsel Dönüşüm’ fikri zamanla nasıl oldu da rantsal bölüşüm olarak evrildi? Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bizleri bekleyen kuraklık ve su sıkıntısına karşı inşaat sektörü özelinde ne gibi tedbirler alınabilir? Ülkemiz için büyük önem arz eden bu iki konuyu uzmanına danıştık. Proje, inşaat, taahhüt ve kentsel dönüşüm konularında hizmet veren Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat Şen’e sorduk. Sayın Şen, Kentsel Dönüşüm çalışmalarının sağlıklı bir şekilde gerçekleştirildiği takdirde, yakın dönemde ülkemizi bekleyen su sorununun çözümüne de nasıl katkı sağlanabileceğini bizler için anlattı.

82

Yapı Malzeme Mayıs 2020

Agra Dönüşüm’ün faaliyet alanlarından ve gerçekleştirdiği projelerden biraz bahseder misiniz?

Öncelikle ben size kentsel dönüşüm hakkında bilgi vererek Agra Dönüşüm’ün kentsel dönüşüm çalışmalarındaki yerinden bahsetmek istiyorum. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 71’ni ilgilendiren ve kamuoyunun bildiği şekliyle kentsel dönüşüm yasası, 31 Mayıs 2012 yılında onaylanarak yürürlüğe girdi. Ama son yakın tarihimizde 21 yıldır hayatımızda. Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten bu tarihe kadar yaklaşık 8 yıl geçmiş olmasına rağmen ilgili kurumlar, belediyeler ve vatandaşlar tam bilgilendirilemedi. Bu nedenden dolayı istenilen seviyede çalışmalar gerçekleşmedi. Yapılan

kötü ve yanlış uygulamalar nedeniyle vatandaşlar mevcut yasaya güven duymadı ve kentsel dönüşümün “rantsal dönüşüm” olarak algılanmasına sebep oldu. Yasanın özünü ve uygulamasını bilmeyenlerin sürece dahil olmasından, menfaatleri doğrultusunda uygulama yapmak isteyenler yüzünden tabi en önemlisi vatandaşımızın bu konudaki bilgi yetersizliğinden kaynaklı hak mağduriyetleri çok fazla oldu. Binlerce vatandaşımız oturduğu evinden barkından oldu sokakta kaldı, yapılan sözleşmelere uymayan firmalar ortadan kayboldu ve binlerce inşaat yarım kaldı. Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm olarak faaliyet alanlarımızı 3’e ayırabiliriz: 1. Kentsel Dönüşüm Danışmanlığı: Agra Mimarlık ve Kentsel Dönüşüm olarak, yasanın uygulama esaslarına göre firmalara, belediyelere ve vatandaşlarımıza danışmanlık hizmeti vermekteyiz. Bu hizmetimi, hak mağduriyeti yaratmadan, sürecin sorunsuz ve kriterlere uygun bilgilendirme, gerekli sözleşmelerin hukuki ve teknik şartlara uygun olarak yapılmasını ve sürecin yönetilmesini kapsamaktadır. 2. Kentsel Dönüşüm Uygulama Projeleri: Uygulama yapılacak yer ve alanlarla ilgili yasa ve uygulama yönetmelik kurallarına, toplumun yaşam kültürüne, günün şartlarına uygun, yaşanabilir bir çevre ve değer artıran tasarım ve uygulama projelerinin yapılmasıdır. 3. Kentsel Dönüşüm Uygulamaları: Kentsel dönüşüm uygulaması yapılacak alan veya yerle ilgili tüm hizmetleri tek elden anahtar teslimi olarak veren bir uygulamadır. Risk analiz raporlarının yapılması, SPK değerleme raporlarının yapılması, mevcut binaların yıkımı, uygulama projelerinin yapılması, inşaat yapım sözleşmelerinin hazırlanması, inşaat ruhsatının alınması, sözleşme şartlarına ve süresine göre inşaatın yapılması, yapım finansmanının çözülmesi, inşaat bitiminden sonra iskanının alınmasıdır. Firma olarak bu 3 ana başlık altında Türkiye’nin her yerinde değişik firmalara, belediyelere, kurumlara ve vatandaşlarımıza hizmet verebilmekteyiz. Parsel bazlı uygulamadan alan bazlı uygulamalara kadar


Mimari hizmetimiz devam etmektedir. İstanbul, Anakara, Sakarya, Ordu vb gibi yerlerde alan bazlı proje hizmetlerimiz olmuş aynı zamanda patenti bize ait olan “kendin yık-kendin yap” modelimiz ile İstanbul’un değişik ilçelerinde ve çeşitli illerde vatandaşlarımızın kendi binalarını anahtar teslimi olarak yenileyerek mülklerini teslim etmiş bulunuyoruz.

“Kentsel dönüşüm, yakın dönemde ülkemizi bekleyen su sorununa karşı bir çözüm olabilir” diyorsunuz. Bu söyleminizi biraz açar mısınız?

Tüm dünyayı ve özellikle ülkemizi bekleyen en büyük tehlikelerden biri kuraklık ve su kaynaklarımızın gitgide azalması. 2030 yılında su kıtlığının olacağını bilim insanları da ifade ediyorlar. Değişen iklim şartları ve küresel ısınmadan kaynaklanan nedenlerden dolayı azalan su kaynakları bütün canlılar için çok önemli bir sorun. Özellikle metropol şehirlerimiz açısından da büyük tehlike. Bugün İstanbul’daki barajların doluluk oranları geçen seneye göre yaklaşık yüzde 40 daha azdır. Türkiye genelinde ise her geçen yıl ırmaklarımızda, derelerimizde su azalmakta ve göllerimiz kurumaktadır. Bir de bu su kaynaklarımız, kirletilmekte ve hem kendi sağlığımıza zarar verdiğimiz gibi hem de diğer canlıların ölmesine neden olmaktayız. Esasında ecdadımız bu işi geçmişte çözmüş. Eski evlerin girişlerinde taşlık dediğimiz bölümde su sarnıçları bulunurdu. Çatıdan gelen yağmur suları bu sarnıçlarda biriktirilip kullanılırdı. Bunlara bile sahip çıkamadık ve o güzelim yaşam kültürünü, mimarimizi ve tarihi değerdeki evlerimizi tarumar edip yıktık veya kaderine terk ettik. Bizleri bekleyen bu tehlikeden dolayı yapılacak olan kentsel dönüşüm çalışmalarında bu konular da ele alınmalı ve çözümler getirilmelidir. Milyonlarca metrekare çatılarımız atıl bir şekilde duruyor. Bölgelere göre yoğun yağış alan coğrafyada bulunuyoruz. Bunu İstanbul’u örnek alarak açıklamak gerekir ise; Bugün İstanbul’da yaklaşık 1 Milyon 600 bin yapı var. Başka bir ifadeyle 480 milyon metrekarelik bir alandan bahsediyoruz. İstanbul’da yıllık ortalama yağış miktarı ise 827 kg/m2. İstanbul’da yapılacak olan kentsel dönüşüm projeleri alanlarında ve diğer alanlarda yapılacak olan çalışmalar sayesinde çatılardan ve çevreden gelen yağmur sularını belirli alanlarda toplayabiliriz. İstanbul’da ortalama kişi başı su kullanımı 200 litre olarak düşünüldüğünde yapılacak olan çalışmalarla İstanbul’un su ihtiyacının en az yüzde 27’sini karşılayabiliriz. Bu model çalışma tüm Türkiye’de uygulandığında ise su ihtiyacımızın tümünü karşılamış olacağız. İnsan yaşamı için çok önemli olan su ihtiyacımızı bile kentsel dönüşüm çalışmalarıyla çözebiliriz. Bizler ancak yağmur ve kar yağışı sonrası barajı

dolduracak sularla ihtiyacımızı karşılamaya çalışıyoruz. Yağmur ve kar yağmaz ise barajlar SOS verecek ki veriyor, taşıma su ile çözüm bulmaya çalışıyoruz. Yer altı kaynaklarımızı hoyratça kullanmadan doğanın verdiğini akılcı projelerle daha verimli kullanabiliriz. Su savaşlarının olacağı dönemlerden bahsederken, biz su kaynaklarını hoyratça kullanıyor ve ecdadımızın yaptığına sahip çıkmıyoruz. Bugünden tezi yok önleyici ve yapıcı tedbirleri kentsel dönüşümle almalıyız.

Böyle bir çözüm yolu var ise, mimarlara burada ne gibi sorumluluklar düşüyor?

Planlamacılara ve mimarlara da bu süreçte ciddi görevler düşmektedir. Günümüzün şartları da yeniden değerlendirilerek planlamalar ve projeler yapılmalıdır. Kentsel dönüşüm alanlarında veya parsel bazlı projelerde su depolama alan ve yerleri düşünülmeli, projelendirilmeli ve uygulanmalıdır. Çatılardan ve çevre yüzeylerden gelen yağışlar bu depolama alanlarında depolanmalı, kullanım suyu hatta arıtma sistemi kurularak evlerimizde kullanma imkanı sağlanmalıdır. Böylece beklediğimiz ve bizim için yaşamsal gereklilik olan su sıkıntısına çözüm üretmiş olacağız ve aynı zamanda kullanacağımız su için para ödemeyip ekonomik olarak da tasarruf sağlayacağız.

Çözüm noktasında, STK, kamu (özellikle belediye kurumları) ve özel sektörde ilgili mercilere iletmek istediğiniz mesajlarınız neler?

Özellikle şu an içinde bulunduğumuz koronavirüs salgınından sonra artık her şeyi yenidünya düzeninde düşünüp değerlendirmek zorundayız. Ekonomimiz, şehirlerimiz, mahallemiz ve binalarımız için çok önemli olan kentsel dönüşüm çalışmalarını da bu bağlamda yeniden revize etmek mecburiyetindeyiz. Bugüne kadar istenildiği gibi hızlı ve doğru yapılamayan kentsel dönüşüm artık hiç vakit kaybetmeden, kriterlerine ve önem sıralarına göre STK’lara, meslek odalarına, belediyelere, ilgili kurumlara, muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza doğru bilgilerin verilerek yapılması gerekiyor. Çok çabuk unutan bir toplum olmamızdan dolayı, deprem gerçeğini unutturmamamız lazım. Bunun için kamu spotlarıyla halkımıza sürekli bilgi akışı sağlamalıyız. Dönüşüm sürecine mutlaka vatandaşın dahil edilmesi gerekmektedir.

Vatandaşlarımıza bu sorunun çözümünde bir payları olması adına, tercihlerinde nelere dikkat etmelerini tavsiye ederisiniz?

Vatandaşlarımız her şeyi devletten beklememeli. Devletin vatandaşa sağladığı

“Kentsel dönüşüm alanlarında veya parsel bazlı projelerde su depolama alan ve yerleri düşünülmeli, projelendirilmeli ve uygulanmalıdır. Çatılardan ve çevre yüzeylerden gelen yağışlar bu depolama alanlarında depolanmalı, kullanım suyu hatta arıtma sistemi kurularak evlerimizde kullanma imkanı sağlanmalıdır. Böylece beklediğimiz ve bizim için yaşamsal gereklilik olan su sıkıntısına çözüm üretmiş olacağız ve aynı zamanda kullanacağımız su için para ödemeyip ekonomik olarak da tasarruf sağlayacağız.” imkanlardan, muafiyetlerden faydalanarak sürece aktif olarak katılmalı ve kendi binalarını yenileyebilmelidir. Devletin, kendi binasını yenilemek isteyen vatandaşa sağladığı teşvikleri (günün koşullarına göre revize edilmelidir) vardır. Bu süreçle ilgili vatandaşlarımız mutlaka konusunda bilgili ve deneyimli uzman kişilerden destek almalıdır. Olmayan şeylerin peşinden gitmemeli, yasalar çerçevesinde hareket edilmeli ve bu süreci sorunsuz şekilde sonuca götürecek kişilerle veya firmalarla çalışmalıdır.

Son olarak eklemek istedikleriniz?

Son 8 yıldır yürürlükte olan ve ülkemiz için çok önemli olan kentsel dönüşüm yasası, günün şartlarına uygun ve çelişkileri ortadan kaldıracak, uygulamayı kolaylaştırıcı revizeler yapılarak süreç hızlanmalıdır. Bu sürece mutlaka belediyeler dahil olmalı, belediyeler alan bazlı projeler geliştirmeli, aynı zamanda kendi binasını yenilemek isteyen vatandaşa uygulamayı kolaylaştırıcı işlemler yapmak zorundadır. Deprem bir gerçek ve bu gerçekler doğrultusunda vatandaşımız mutlaka oturduğu binaların gerekli kontrollerini yaptırması gerekmektedir. Bu kontrollerin bedeli çok yüksek olmayıp, insan hayatından daha yüksek de değildir. Süreç daralıyor ve çok acil şekilde gerekli önlemleri almak mecburiyetindeyiz. Yoksa ülke olarak altından kalkamayacağımız durumlarla karşılaşabiliriz. Eğer yaşadığımız bu acı olaylardan ders almadıysak depremi ve kentsel dönüşümü eğitim müfredatımıza ders olarak koymalıyız.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

83


TÜRK YAPI SEKTÖRÜNÜN LİDER YAPI FUARI TURKISH BUILDING INDUSTRY’S and REGION’S BIGGEST GATHERING

43.

24 - 28 AĞUSTOS / AUGUST 2020 rih i Ta tes n e Y Da New

Organizatör / Organiser

Hyve Build Fuarcılık A.Ş. | Tic. Sic. No: 758423 | Mersis No: 0947046442400015


YENİ ÜRÜNLER

BANYO&MUTAK SERAMİK E.C.A. Bien Geberit

ANKASTRE Silverline

ISITMA&SOĞUTMA Baymak LG Rehau

AHŞAP

Kastamonu Entegre


Güncel bir çizgi, özel bir form! Banyo bataryaları ergonomi ile tanışıyor: E.C.A. Dalia Ergonomik tasarım ile ayrıntılar güçleniyor

Çevre ve gelecek hassasiyetiyle geliştirdiği teknolojilerini sektöre kazandırarak tüketicilerinin her zaman yanında olan E.C.A., 20 yıl garantili ürünü Dalia batarya ile ergonomik tasarımı çağdaş çizgilerle buluşturuyor. Özel formuyla el yıkama esnasında elin lavabo kenarlarına değmesini engelleyen E.C.A. Dalia, banyolara hijyen sağlayan tasarım anlayışını getiriyor.

Eğimli gövdesi, çıkış ucundaki açılı perlatörü ile ergonomi ve kullanım rahatlığını bir arada sunan E.C.A. Dalia, kullanıcısına çağdaş bir formun tüm avantajlarını sunuyor. El yıkanırken elin lavabo kenarlarına değmemesini sağlayan batarya, banyolardaki hijyen arayışını ergonomik yapısıyla çözümlüyor. E.C.A. Dalia, tasarımındaki yuvarlak hat ve çıkış ucundaki köşeli hatlar ile göze çarpıyor ve bu sayede hem köşeli hem de yuvarlak hatlı lavabolarla uyum sağlayarak her mekanda kullanılabiliyor. Tasarım ve ergonomisiyle göz dolduran E.C.A. Dalia, 20 yıl E. C.A. garantisiyle banyoların yeni yıldızı olmak üzere tüm E. C.A. satış noktalarından temin edilebiliyor.

Hijyen’in Referansı “Magiclean” Bien’le Banyolarda Özellikle COVID-19 ile savaştığımız bu günlerde insan sağlığında hijyenin önemini bir kez daha anladık. İnsan sağlığına değer veren Bien’in ‘Magiclean’ adıyla lanse ettiği hizmet, özel formülüyle banyo ve tuvaletlerde mikrop barındırmıyor. Çevre dostu Bien’in Magiclean uygulaması ile banyo ve tuvaletlerde hijyen en üst düzeye çıkarılabiliyor. Temizliğin öneminin bilinciyle hareket eden Bien’in geliştirdiği

86

Yapı Malzeme Mayıs 2020

teknoloji ile banyo ve tuvaletler ömür boyu maksimum hijyene, aynı zamanda pürüzsüz yüzeylere kavuşuyor. Bien’in anti-mikrobiyel özelliğiyle Türkiye’de ilk olan Magiclean yüzey teknolojisi, Alman Hygiene-Institut ve Yeditepe Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü tarafından onaylı bir uygulama.


Ürün

Zamanının ötesinde zarif bir tasarım; Geberit Citterio Heyecan verici, zarif ve fonksiyonel

Yaşam alanlarına anlam ve derinlik kazandıran Geberit Citterio serisi banyolara ferah bir soluk getiriyor. Organik forma sahip lavaboları, neme dayanıklı ahşap mobilyaları ve camın heyecan verici görünümü ile ön plana çıkan seri, banyolarda minimal ve cesur bir dekorasyona imza atıyor. Geberit Citterio serisinde yer alan KeraTect özel sırlama teknolojisiyle pürüzsüz bir görünüme ve hijyenik bir yapıya sahip olan lavabolar, Rimfree® özelliğiyle kir birikmesinin önüne geçen akıllı klozetler Geberit AquaClean ile de mükemmel uyum sağlıyor. Kendi kendine kapanan çekmece mekanizması, mobilyalardaki cam yüzeyi ile özel ve parlak bir çizgisi olan Geberit Citterio, banyonuzda tasarım özgürlüğünün ismi oluyor.

Eşsiz estetik görünüm ve düzen hissi

Ünlü mimar ve tasarımcı Antonio Citterio tarafından tasarlanan Geberit Citterio, sade detayları akıcı şekillerle bir araya getiren kusursuz ve orijinal tasarımıyla üst düzey bir seri olarak banyoları yeniliyor. Zamanının ötesindeki zarafetini doğallıkla birleştiren Citterio; organik forma sahip lavaboları ve şık mobilyaları ile kullanıcısına konforlu bir banyo keyfi sunuyor.

Kullanıcının talepleri doğrultusunda organize edilebilen Geberit Citterio banyo mobilyaları; sayısız akıllı saklama alanı ve eşsiz estetik görünümü ile bir düzen hissi yaratıyor. Farklı kombinasyon seçenekleriyle kullanıcılarının kişiliklerini banyolara yansıtmasını sağlayan Citterio, sadeliğinin getirdiği zarafetle düzen severlerin de beğenisini kazanıyor. Citterio serisi mobilyalarında bej meşe ve gri kahve meşe ahşap yüzey seçenekleri bulunuyor. Birbirinden iddialı gri kahve veya siyah cam kapak seçeneğiyle de Geberit Citterio banyolarda olağanüstü bir atmosfer yaratıyor.

Kastamonu Entegre’den Yeni Parke Koleksiyonu Farklı İklimlerden Esintiler “FIX” ile Mekânlara Taşınıyor

Ağaç bazlı panel sektörünün yarım asırlık global markası Kastamonu Entegre, üretimdeki gücü kadar, tasarım trendlerine yön veren ürünleriyle de sektördeki liderliğini sürdürüyor. Türkiye’deki parke üreticileri arasında en fazla dekora sahip olan firma, tasarımcılara ve dekorasyon meraklılarına sınırsız seçenekler sunuyor. Dünya laminat parke üretiminin yüzde 6’sını tek başına gerçekleştiren şirket, son olarak, Floorpan ve Artfloor markalı laminat parke ürünlerine yeni bir koleksiyon daha ekledi. İlhamını farklı coğrafyalardaki rüzgârlardan alan FIX koleksiyonu; Lodos, Alize, Bora, Samyeli, Karayel ve Muson dekorları ile doğal ahşap dokusunun zengin detaylarını iç mekânlara taşıyor.

Yapı Malzeme Mayıs 2020

87


LG ARTCOOL Klima ile Doğadan Gelen Temiz Hava Minimal tarzıyla, tüm ortamlara uyum sağlayacak şekilde tasarlanan LG ARTCOOL Klimalar, kesintisiz kavisli ve ince tasarımı, sezgisel ekranı ve ön panelindeki dayanıklı ayna cam ile şık bir tasarım sunuyor. Tasarımının yanı sıra, enerji verimliliği ile de dikkat çeken LG ARTCOOL Klimalarda bulunan 3 milyondan fazla iyon sayesinde kullanıclara temiz ve doğal havanın keyfini sürmek kalıyor.

Enerji Tasarruflu, Yüksek Verimli, Uzun Ömürlü Klima

LG ARTCOOL Klimalarda bulunan LG inverter kompresör, enerji tasarrufu, hızlı soğutma ve gürültüsüz çalışma özellikleri sunarken klimaların daha uzun ömürlü olmasını da sağlıyor. LG Inverter Kompresör, istenilen sıcaklık seviyesini korumak için kompresörün hızını sürekli olarak ayarlayarak geleneksel kompresörlere göre daha fazla enerji tasarrufu sağlıyor. Ayrıca, LG Inverter Kompresör sayesinde, hava daha uzağa ve daha hızlı yayılıyor. Optimize edilmiş hava çıkışı tasarımı, odayı daha çabuk soğutan güçlü bir hava akışı sağlıyor. 6 kademeli dikey kanatçık yönü ise, kullanıcıların havayı istedikleri yöne vermelerine

Baymak’tan uzaktan görüntülü teknik servis hizmeti Baymak, tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgınıyla mücadele çalışmaları kapsamında müşterilerinin ve çalışanlarının sağlığını koruyacak tedbirleler almaya devam ediyor. Bu zorlu süreçte online olarak hizmet vererek müşterilerine kesintisiz servis desteği sunan şirket, iki yenilikçi uygulamayı devreye aldı.

UZAKTAN DESTEK İLE SORUN ÇÖZME

Baymak müşterilerine servis hizmeti beklemeden de küçük arızaların giderilmesi için çözüm sunuyor. Uzaktan destek sisteminden yararlanmak isteyenlerin çağrı merkezini arayarak, iletilen kısa mesaj içerisindeki bağlantı linkine tıklayıp, kamera erişiminize izin vermesi gerekiyor. Görüntüleme sayesinde Baymak operatörleri, arızayla ilgili yönlendirmede bulunarak sorunun çözülmesini sağlıyor.

WHATSAPP HATIINDA BİREBİR GÖRÜŞME

Baymak kullanıcıları aynı zamanda Whatsapp üzerinden ilk çalıştırma – arıza- montaj – bakım hizmet tipleri için servis talebinde bulunabiliyor veya teknik destek alabiliyor. Baymak’ın web sitesinde yer alan WhatsApp destek hattı üzerinden müşterilerinin servis talepleri hızlı ve etkin bir şekilde 7/24 yanıtlanıyor.

88

Yapı Malzeme Mayıs 2020

imkan tanırken, 4 yöne salınma fonksiyonu havayı etkili şekilde farklı yönlere üflüyor. LG ARTCOOL klimalarda bulunan inverter kompresörün 10 yıllık garantisi, TUV Rheinland (Uzun Süreli Hızlandırılmış Güvenirlilik Testi ve Yüksek Marjinal Test) tarafından da onaylanmış durumda.

Legrand’dan çalışma ortamında hijyen manifestosu Yüzeylere olan temasa dikkat ettiğimiz bu dönemlerde çalışma ortamının ve ofislerin hijyeni önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Bu bilinçle entegre çalışma ortamı çözümlerinde uzman Legrand, Sistem Armada Antimikrobiyel serisi ile binalarda yüzde 99,9 self-dezenfeksiyon sağlıyor.

Yüzde 99,9 selfdezenfeksiyon…

Antimikrobiyel malzeme ve Ag+ gümüş iyonlarının birleşmesiyle oluşan Sistem Armada Antimikrobiyel ürünleri, Fransa merkezli test laboratuvarı ‘Biotech Germande’ tarafından belgeli. Pürüzsüz ve parlak yüzeyi sayesinde üzerinde tozların barınmasına izin vermeyen Legrand Sistem Armada Antimikrobiyel serisi sağladığı self-dezenfeksiyonla mikropların ve bakterilerin çoğalıp yayılmasını engelliyor.

Çalışma ortamlarına hijyenik dokunuş…

200’den fazla fonksiyonu bulunan Sistem Armada serisi ile Legrand, bina sistemine uyum sağlayarak çalışma performansına katkıda bulunuyor. Tüm elektrik tesisatıyla uyumlu Sistem Armada, hastaneler, alışveriş merkezleri ve okullar gibi genel mekanlarda ve tüm diğer çalışma ortamlarında; sütunlar, bürotik bloklar, kablo kanalları, döşeme altı buatlar, toplantı odası blokları ve masa altı blokları gibi ürünlerle kusursuz bir planlama sunuyor.


Ürün

Silverline’nin 2’si 1 arada teknolojik çözümü Flow-in ve Supreme ne Ankastre’nin hibrit tasarımları Flow-in ve Supreme modelleri ocak ve davlumbazı tek yüzeyde buluşturarak mutfaklara fonksiyonel çözümler sunuyor.

Supreme ile şıklık ve fonksiyon tek bir yüzeyde

Silverline Supreme, davlumbaz ve ocağı tek bir yüzeye entegre ederek iki fonksiyonu bir arada barındırıyor. Aerodinamik formu sayesinde maksimum performans sunuyor ve kullanıcıya kolay temizlenebilir pürüzsüz yüzeyleriyle son derece pratik ve kompakt bir pişirme deneyimi sağlıyor. Ergonomik yapısı, esnek ve kapsamlı pişirme deneyimi sağlayan tasarımı Supreme, hava tahliye motorunun, mutfak tezgahının iç yüzeyine montajlanması ile ocak altındaki kullanılmayan alanı 18 cm’e kadar düşüyor. Modüler montaj özelliği, mutfak tezgahlarında alan kaybı olmadan efektif çekmece kullanımı sağlıyor.

Pişirme sırasında kokusuz, mükemmel ortamlar

Önemli bir yaşam alanı haline gelen mutfaklar, şık tasarımlı, fonksiyonel ürünlerle tamamlanarak keyifle zaman geçirilen alanlar haline geldi. Mutfağa entegre ürünler, daha geniş alanlar sunuyor ve hayatı kolaylaştırıyor. Entegre ocaklara sahip tezgah üstü davlumbaz çözümleri de sundukları 2’si 1 arada pişirme deneyimi sayesinde mutfaklarda yer tasarrufu sağlıyor. Silverli-

“Pürüzsüz mükemmellik” yaklaşımı ile geliştirilen teknolojiyi odağına alan Flow-in, inovatif bir yaklaşımla tezgah üstü davlumbaz ve indüksiyon ocağı bir araya getiriyor. Tek bir yüzey üzerinde birleşen ocak ve davlumbaz, pişirme alanına fonksiyonel bir güç sağlarken, aynı zamanda mutfaklara estetik bir değer kazandırıyor. Flow –in, pişirme sırasında buharın doğrudan tahliye edilmesini sağlayarak, tezgah üstünde maksimum kullanım alanı oluşturuyor. A enerji sınıfında olan çevre dostu bu ürünün açılı panelleri her iki göz için de çekiş performansını en üst seviyeye çıkarıyor.

REHAU’u ile evinizi uzaktan kontrol edin REHAU, ısıtma ve soğutma sistemleri kapsamında yeni nesil oda termostatı NEA SMART ile akıllı işlevlere sahip, yeni nesil bir ürünü piyasaya sunuyor. Sistem, uygulama aracılığıyla evden veya dışarıdan konforlu şekilde kullanım imkanı sağlarken, kullanıcı daire sakinleri, dünyanın her yerinden sistemi kontrol altında tutabiliyor. Uygulama, mekan ısıtma ayarı seçeneğine ilave olarak; enerji izleme seçeneği de sunuyor ve kullanıcıyı mevcut sistem durumu hakkında bilgilendiriyor. Diğer bir seçenek ise, REHAU yetkili teknik servislerince uzaktan bakım imkanının sağlanabilmesi. İhtiyaç duyulması halinde, söz konusu adreslere gidilmesine ve vakit harcamaya gerek kalmadan, kontrol ayarlarının hızlı ve etkili bir şekilde yapılmasını sağlanıyor.

NEA SMART, ev sakinlerinin nerede olduğunu biliyor

NEA SMART 2.0, mahal konfor sıcaklıklarını her bir oda için ayrı ayrı sağlıyor. Sistem, söz konusu konfor sıcaklıkları ve kullanım alışkanlıklarından yola çıkarak otomatik olarak adapte oluyor. Oda termostatları‚ geofencing teknolojisini kullanarak, ev sakinlerinin evde mi, yoksa eve doğru yolda mı olduğunu tespit ediyor ve ısıtma sıcaklığını otomatik olarak ayarlıyor. Ayrıca, kullanıcıların manuel olarak kullanma imkânı da her daim mevcut. Cihaz üzerinde doğrudan veya uygulama üzerinden dünyanın her yerinden kullanım mümkün. Buna ilaveten, oda sıcaklığı Amazon Alexa üzerinden ses kontrolü ile de kolayca ayarlanabiliyor.

Yüzde 20 enerji tasarrufu

NEA SMART 2.0 sistemi, yüzde 20’ye varan enerji tasarrufu sağlıyor. Hassas ve akıllı kontrolü sayesinde, aşırı ısı harcama ve dolayısıyla gereksiz enerji tüketimini de etkili bir şekilde önlüyor. Örneğin‚ “pencere açık” algılama fonksiyonu, bir pencere açıldığında, oda sıcaklığında ani bir düşüş olduğunu algılıyor ve enerji tasarrufu için geçici olarak ısıtma sistemini kapatıyor

Yapı Malzeme Mayıs 2020

89





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.