editör Bahar gelince… Mevsiminde tüketmenin yeri apayrı ama tazesi kadar marifetli besinlerimiz de yok değil. Mayıs ayından başlayarak yaz sonuna kadar iştah kabartan kırmızılığıyla tezgahları süsleyen domates mevsiminde de lezzetli ama kurutulmuş haliyle de damaklarınıza layık! Bu sayımızda domatesin yarı veya tam kurutulmuş halleri ile çorbasından böreğine, açmasından dolmasına çok pratik lezzetler hazırladık. Üstelik de sadece küçük dokunuşlarla… Deneyin, bu tariflerin müdavimi olacaksınız! Bir ürün düşünün ki, o malzemeden hem tatlı hem tuzlu tarifler yapılabilsin. Bildiğimiz donut, profiterol ve crumble gibi tatlıları bir de tuzlu halleriyle hayal ettik, bakın ortaya hangi nefis tatlar çıktı, kaçırmayın.
hatice.unalbilen@img.com.tr
yemekzevkicomtr @yemekzevkicomtr yemek_zevki_
Günlük hayatın koşuşturmasında çoğu zaman beslenmeye gereken özen gösterilmiyor, öğünler geçiştirilmek suretiyle sağlıksız yiyecekler tüketilebiliyor. Oysa sağlıklı beslenmek, sağlıklı bir vücudun olmazsa olmaz şartlarından biri. “Vücudumuz her daim bir yenilenme döngüsü içerisindedir. Her adımın düzgün ilerleyebilmesi için vücudumuz bir takım enerji kaynaklarına, vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Bu besin ögelerine önem verdiğimiz sürece hastalık riskimizi minimuma düşürür, vücudumuzun yenilenme sürecine destek oluruz” diyen Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Roksi Menase, vücudu yenileyen 10 besini anlatarak, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. Bu yazıyı mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Bu ay, yine her zamanki gibi mutfakta çok fazla vakti olmayanlar için pratik yemeklere yer vermeye çalıştık. Karnabaharı yağda kızartmak yerine bir de safranlı suda haşladıktan sonra fırında bir kızartın istedik. Makarnanın rengini görünce bu renkte makarna olur mu diyebilirsiniz, arada bir pekala olabilir! Mutfağa girdiğinizde yemek yaparken, o değerli zamanınız hem size hem de sevdiklerinize kalsın istersiniz değil mi? Yoğun bir günün ardından akşam yemeği hazırlığı için mutfakta geçireceğiniz zaman azaldıysa endişelenmemenizi öneririm. Çünkü kolayca hazırlanan pratik tariflerle pekala güzel sofralar kurabilir, böylece hem kendinize hem de sevdiklerinize zaman ayırabilirsiniz. Denemeden bilemezsiniz! Gıda güvenliğinde en çok hangi noktalarda hata yapıyorsunuz, bir düşünün. Misal; çiğ kırmızı et, tavuk veya balık gibi protein içeriği yüksek besinleri ne şekilde kesiyor, donmuş yiyecekleri hangi koşullarda çözüyorsunuz? Yumurtayı kullanmadan hemen önce yıkıyor musunuz, mesela? Gelin, gıda güvenliğinin salt bir ürünü tüketmeden önce son kullanma tarihini kontrol etmek anlamına gelmediğini, mutfakta, gıda güvenliği konusunda bazı zamanlar önemli detayların gözden kaçırılabildiğinin altını çizen Sabri Ülker Vakfı’nın gıda güvenliği konusundaki uyarılarına birlikte göz atalım. Dünyanın en güzel yemeği, aşkla yapılan, zevkle yenilen yemektir. Yemek yapma tutkunuz sonsuz, yemek zevkiniz daim olsun…
Hatice Ünal Bilen
4
İMTİYAZ SAHİBİ İSTMAG MAGAZİN GAZETECİLİK İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ. GRUP BAŞKANI H. FERRUH IŞIK GENEL MÜDÜR VE SORUMLU MÜDÜR Mehmet SÖZTUTAN / mehmet.soztutan@img.com.tr GENEL YAYIN YÖNETMENİ Hatice ÜNAL BİLEN / hatice.unalbilen@img.com.tr YAZI İşlerİ Coşkun Aktaş / coskun.aktas@img.com.tr FOTOĞRAF DANIŞMANI Ümit Başer ALKAÇ GÖRSEL YÖNETMEN Tolga ÇAKMAKLI / tolga.cakmakli@img.com.tr REKLAM SATIŞ PAZARLAMA REKLAM KOORDİNATÖRÜ Emir Ömer ÖCAL emir.ocal@img.com.tr 0212 604 51 00
YAYIN DANIŞMANLARI Prof Dr. Hüsnü GÜNDÜZ / Prof. Dr. İsmail KAYA / Doç. Dr. Mehmet Ali ÖZBUDUN YEMEK DANIŞMANLARI T.Yücel DEREYAYLA / Eyüp Kemal SEVİNÇ / Metin İŞÇİ KATKIDA BULUNANLAR Nurgün UÇKUNKAYA / Selin ÇITAK / Reha TARTICI / İlknur BALCI TEKNİK MÜDÜR Tayfun AYDIN / tayfun.aydin@img.com.tr ABONE SORUMLUSU Nurten DEMİR / nurten.demir@img.com.tr RENK AYRIMI Türkiye Gazetesi Renk Ayrımı Servisi İDARE MERKEZİ Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 22 22 BASIM YERİ İHLAS GAZETECİLİK A.Ş. Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A/41 Yenibosna–Bahçelievler/ İSTANBUL Tel: +90 212 454 30 00 Fax: +90 212 454 34 94 www.ihlasmatbaacilik.com Dağıtım: Doğan Dağıtım Yemek Zevki Dergisi’nde yayınlanan yazılar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yayınlanan reklamların sorumlulukları firmaya aittir. e-mail: img@img.com.tr - info@yemekzevki.com.tr web: www.yemekzevki.com.tr Yayın Türü: Ulusal, Süreli
BANKA HESABI İSTMAG MAG. GAZT. YAY. İÇ VE DIŞ.TİC. LTD. ŞTİ GARANTİ BANKASI GÜNEŞLİ ŞUBESİ HESAP NO İBAN NO
: 295 : 6293152 : TR02 0006 2000 2950 0006 2931 52
Company Bank Bank account Swift code Branch Branch code IBAN code
: İSTMAG MAG.GAZT.YAY.İÇ VE DIŞ.TİC.LTD.ŞTİ : TURKIYE GARANTİ BANKASI : 9073622 EURO : TG BATRIS XXX : GÜNEŞLİ BRANCH : 295 : TR74 0006 2000 2950 0009 0736 22
Yıllık Yurtiçi Abone Bedeli
: 80 TL • Yıllık Yurtdışı Abone Bedeli: 70 Euro
6
34-35 30-33 24-27
42-43
44-45
36-41
53 46-47
54-59
48-52
60-61
62-63 8
64
YENİLER CarrefourSA, kara midye satışına başladı
Sabancı Holding ve Carrefour Grup iştiraki CarrefourSA, yeni yılla birlikte Türkiye’de bir ilke imza atarak balık reyonu olan marketlerinde canlı kara midye satışına başladı. Günümüzde kabuklu deniz mahsullerine olan ilginin artmasıyla CarrefourSA, bir sokak lezzeti olan midye taleplerini karşılamak adına Tarım ve Orman Bakanlığı’nın izlemesi sonucu onay vermiş olduğu Erdek açıklarındaki midye yetiştiricilik tesislerinden midye almaya başlayarak müşterilerinin bir talebini daha yerine getirmiş oldu. Midyeler, çiftlikte hasat edildikten sonra arındırma tesisinde arındırılarak soğuk zinciri bozulmadan paketlenip reyonlara ulaştırılıyor. Böylelikle günümüzde sıkça tüketilen ancak mikrobiyolojik ve kimyasal açıdan riskler barındırabilen midyeler, sağlıklı bir şekilde müşterilere sunuluyor ve üretimden reyona gelene kadarki her süreci kontrol altında tutulmuş oluyor. Balık reyonu bulunan CarrefourSA marketlerinde satışına başlanılan midyeler, 50’li File (1 kg) ve 100’lü File (2 kg.) olarak satılıyor.
Arçelik, 100 milyonuncu buzdolabını üretti
Türkiye’de tüketiciyi ilk yerli üretim buzdolabı ile buluşturan Arçelik, Eskişehir’deki fabrikasında 100 milyonuncu buzdolabını üretti. 1960 yılında Türkiye’nin ilk yerli buzdolabını tüketicilerle buluşturan Arçelik, 1975 yılında Eskişehir Buzdolabı İşletmesinde üretime başladı. 1986’da 2 milyon rakamına erişti. 1989’da ilk panelli modeli ve 1995’te Türkiye’nin ilk No Frost buzdolabını üretti. 1998’de ise 10 milyonuncu buzdolabı banttan indirildi. 2009’da Türkiye’nin ilk 4 kapılı buzdolabını üreten Arçelik, 2012’de 50 milyon rakamına ulaştı. 100 milyonuncu buzdolabını satın alacak tüketiciyi çok özel hediyeler bekliyor. Arçelik Türkiye Genel Müdürlüğü’nde özel olarak ağırlanacak olan tüketiciye 283720 EI model buzdolabının perakende fiyatı civarında 6600 TL’lik hediye çekinin yanı sıra, Bakü’de gerçekleşecek Milli Maç için konaklama, ulaşım ve vize masrafları dahil olmak üzere iki kişilik davetiye hediye edilecek. Ayrıca talihli tüketici Eskişehir Buzdolabı İşletmesini de ziyaret edebilecek.
Gri renk seçeneğiyle mutfaklara modern dokunuş
Profilo, geliştirdiği ürünlerle tüketicilerinin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor. Aynı anda 3 tepside balık, makarna ve muffin gibi 3 farklı tür yemeği pişirmeye imkan vererek mutfak hazırlıklarını keyfe dönüştüren Profilo ankastre fırınlar; siyah ve beyaz alternatiflerinden sonra şimdi yepyeni gri renk seçeneğiyle mutfaklara şık bir görünüm kazandırıyor. 3D sıcak hava dolaşımı, 8 ayrı pişirme ve ön ısıtma programıyla yemek yapmayı zevkli hale getiren Profilo ankastre setlerinde yer alan fırınlar, birbirinden leziz tatları zamandan tasarruf ederek en kısa sürede hazırlamaya olanak sağlıyor.
Dr. Oetker’den muhteşem bir lezzet Tahinli Sufle
Dr. Oetker, damaklarda iz bırakacak lezzeti; Tahinli Sufle’yi tatlı severlerle buluşturdu. Tahin ve pekmezin muhteşem uyumunun buluştuğu bu tatlıyı hazırlamak için dışarıdan sadece tereyağı ve 1 yumurta ekleniyor. Ayrıca Dr. Oetker Tahinli Sufle’ye; muz dilimleri veya Dr. Oetker Çikolata Parçaları ekleyerek farklı lezzetlerde tahinli sufleler hazırlayabilir veya farklı pişirme kapları kullanarak özel sunumlar hazırlayabilirsiniz. Tüm öneri ve püf noktalarını ürün ambalajı üzerinde bulabilirsiniz.Dr. Oetker Tahinli Sufle’nin hazırlanış videosuna, mobil cihazınızla ambalaj üzerindeki QR kodu okutarak ya da http://www.droetker.com.tr adresimizden ulaşabilirsiniz.
10
YENİLER Ortalığı sallayan lezzet
Türkiye’nin yerli sermayeli ilk meyve suyu ve önde gelen içecek markası Dimes, tüketicisini farklı lezzetlerle buluşturmaya devam ediyor. Yeni ürünü Milkshake ile bugüne dek kafe ve restoranlarda bulunabilen bir lezzeti, hayatlarının her anında keyfini çıkarabilmeleri için tüketicilerine sunan marka, Milkshake ürününü, İngilizce “Shake” kelimesinin anlamından hareketle “Ortalığı Salla” sloganıyla sunuyor. İlk aşamada 200 ml karton ambalajlarda sunulan Dimes Milkshake, yılın ikinci yarısında 330 ml karton kutu ambalajlarda sunulacak.
Şık tasarım ve zeka bir arada
Yapay zeka teknolojisi ile farklı yaşam tarzlarına ve ihtiyaçlara yönelik kişisel yıkama ve kurutma çözümleri sunan AXI bulaşık, çamaşır ve kurutma makineleri, evinizde şıklığıyla da göz dolduruyor. Minimalist bir tarza ve çekici bir tasarıma sahip AXI serisi ürünler, yapay zeka teknolojisi sayesinde alışkanlıklarınızı öğreniyor ve yıkama programlarını, yaşam tarzınıza göre özelleştirebiliyor. Wi-Fi ve NFC bağlantıları sayesinde, AXI’nin tüm fonksiyonları mobil cihazlarla uzaktan kontrol edilebiliyor. AXI bulaşık makinesi, 16 kişilik üstün yıkama özelliğinin yanında, sunduğu 12 farklı programla rakiplerinden ayrışıyor. Total Care programı, kristallerinize ve seramiklerinize dahi en iyi bakımı sunuyor. Ürün, standart ebatta 11 KG yıkama kapasitesiyle çamaşır kurutma deneyiminizi en üst seviyeye çıkarıyor.
Probiyotiğin en lezzetli hali Kombucha 2200
Kökeni milattan önceki zamanlara dayanan ve asırlar boyu tüketilen Kombucha Çayı, Kombucha 2200 ile özel bir lezzet deneyimine dönüşüyor. Yeşil çayın fermente edilmesiyle oluşan ve kendiliğinden hafif gazlı bir içecek olan Kombucha 2200, güçlü bir probiyotik kaynağı olma özelliğiyle ön plana çıkıyor.Bu sayede Kombucha 2200’ün başta bağırsak sağlığı olmak üzere pek çok faydası bulunuyor.Doğal içeriğindeki antioksidanlar, çeşitli enzimler ve organik asitlerle vücudu detoks etme özelliğine sahip olan Kombucha 2200 hiçbir koruyucu, renklendirici ya da katkı maddesi barındırmıyor.Farklı lezzet aromaları sunan Kombucha 2200, bu tatlar için de gerçek mevsim meyveleri, kök sebzeler ya da kurutulmuş çiçekler kullanıyor. Öyleki lavantalı Kombucha 2200 gerçek lavanta çiçekleriyle bekletilirken, zencefilli olana soğuk sıkım taze zencefil suyu ekleniyor.
Tasarım ve kalite Asil Baza’da buluşuyor
Huzurlu ve sağlıklı uykunun adresi İDAŞ, müşterilerini baza kullanımında ekstra kolaylıkla tanıştırıyor. İDAŞ kalitesini yansıtan Asil Baza, hem dik hem yan açılan latalı baza kapağı ile kullanıcıların vazgeçilmezi oluyor. Farklı renklerde kumaş ve deri seçenekleriyle sunulan, tüm İDAŞ başlıkları ile tamamlanabilen Asil Baza, kumaş kaplı iç döşemesi ve modern görüntüsü ile fark oluşturuyor. Yüksek ayakları sayesinde temizlik ve kullanım kolaylığı sağlayan Asil Baza, depolama alanıyla da avantaj sunuyor. Geniş depolama alanıyla yatak odanıza bütünlük katmanıza destek oluyor. Tasarımı ve kullanım kolaylığı ile öne çıkan Asil Baza, uyku yaşantımız içerisinde en önem verdiğimiz unsurlardan yatağı kalitesiyle tamamlıyor.
Banvit A.Ş., TEİD üyeleri arasına katıldı
Banyolarda doğallık zamanı
Etik ve İtibar Derneği (TEİD), üye sayısını arttırmaya devam ediyor. İş etiği ilke ve değerlerinin şirketlerin tüm idari ve ticari fonksiyonları tarafından benimsenmesi ve bir iş yapma biçimi haline gelmesi hedefiyle 2010 yılında kurulan TEİD, bugün GSMH’nın yüzde 15’ini oluşturan ve 250 binin üzerinde çalışanı istihdam eden önde gelen kurum ve kuruluşlardan oluşuyor. İş dünyasının yoğun desteğiyle üye sayısını düzenli olarak artıran TEİD’in yeni üyesi Türk kanatlı hayvancılık sektörünün lideri Banvit A.Ş. oldu. 1968 yılında yolculuğuna başlayan Banvit A.Ş., tam entegre üretim sistemleri ile sosyal sorumluluklarını yerine getiren, çevreye ve insan sağlığına duyarlı öncü bir gıda kuruluşu olarak yoluna devam ediyor. Yedinci kez Türkiye’nin en beğenilen şirketi seçilen, Avrupa’nın önde gelen gıda üreticileri arasında yer alan Banvit, Türkiye’de olduğu gibi Romanya’da da yeni yatırım hamlelerini aralıksız olarak devam ettiriyor. Banvit ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri’nde gerçekleştirdiği satış ve pazarlama yatırımlarıyla Körfez Ülkeleri’nde de Banvit markasıyla tüketicilerine hizmet veriyor.
Ev yaşamına dair birbirinden farklı ve kaliteli ürünler sunan Linens, banyo grubu ürünleriyle de fark oluşturuyor. Havludan bornoza, hamam setlerinden paspas ve banyo aksesuarlarına kadar kullanışlı ve doğal yapılı ürünlerin yer aldığı koleksiyon, banyolara ferah bir konsept sunuyor. Linens Banyo Grubu Koleksiyonu yaşam alanlarında olduğu gibi banyolarda da stil sahibi alanlar yaratmak isteyenlere, geniş ürün yelpazesi ile birçok alternatif buluyor. Doğadan ilham alınarak tasarlanan koleksiyon, yumuşacık dokusu ve şık detayları ile kullanımda konfor sağlarken renk ve desenleriyle de banyolara tarz katıyor.
12
YENİLER Kar taneleri yatakları süslüyor
Nude’un yeni koleksiyonlarına yoğun ilgi
Tasarımlarıyla mevsimlerin ruhunu en şık haliyle evlere yansıtan Cotton Box, kış aylarına özel hazırladığı Snowflake Kırmızı nevresim takımıyla kar tanelerini yataklara taşıyor. Beyazın huzur veren sakinliğini kırmızı kar taneleri ve puantiye deseniyle süsleyen nevresim takımı modern ve zarif duruşuyla yatak odası dekorasyonuna yeni bir ruh katıyor. Beyazın ferahlığını ve kırmızının enerjisini yataklarda buluşturan Snowflake Kırmızı nevresim takımı, romantik tarzıyla soğuk kış gecelerinde sıcak rüzgârlar estiriyor. Doğal ham madde kullanımı ile tüketicilerin güvenini kazanan Cotton Box, tüm baskı ve boya aşamalarında Avrupa standartlarında üretim gerçekleştiriyor. Hava geçirgenliği yüksek ve nefes alan pamuksu yüzeyi sayesinde alerji riskini en aza indiren marka, yüzde yüz pamuk içeriği ile sağlıklı bir uyku deneyimi yaşatıyor.
Dünyada dekorasyon trendlerini belirleyen en önemli fuarlardan biri olan Maison & Object-Paris, bu yıl 17-21 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirildi. Rock, pop ve punk kültürünün çarpıcı doğasından esinlenen Nude, yetenekli genç tasarımcıların imzalarını taşıyan kişiselleştirilmiş yeni “Rock and Pop Artist” koleksiyonunu Maison & Object-Paris’te tanıttı. Nude’un “Yalın güzeldir” felsefesinden yola çıkan estetik anlayışını, rock kültürünün zamansız ve cesur tarzıyla harmanlayan koleksiyon, illüstratörler ile grafiti ve dövme sanatçıları tarafından tasarlandı. Canlı renklerde dekoratif objeler, viski ve kokteyl bardaklarından oluşan koleksiyonun fuarda en dikkat çeken tasarımlarından biri ise illüstratör ve sanatçılar tarafından yeniden yorumlanan Memento Mori koleksiyonu oldu. Sınırlı sayıda üretilen bu özel koleksiyonda etkileyici ve renkli tasarımlarla güncellenen koleksiyonların hem büyük hem de mini boyları bulunuyor.
Teknoloji ve tasarımın mükemmel uyumu
Teknolojiyi tasarımları ile buluşturarak yenilikçi ürünler geliştiren Silverline, özgün tasarımlara sahip modelleri ile öne çıkıyor. Silverline’nın dekoratif davlumbaz grubuna yeni dahil ettiği ürünü Soho, sade çizgileri, dokunmatik yüzey üzerine yerleştiren kontrol paneli, güçlü performansı ve estetik duruşu ile zarif ve iddialı... A sınıfı enerji seviyesi ve çevreye duyarlı motor teknolojisine sahip davlumbaz, gün ışığı led aydınlatması ile pişirme alanı için gerekli doğal aydınlatmayı sağlıyor. Cam alt yüzeyindeki ince ve şeffaf dokunuş, ışığın tüm cam yüzey boyunca yayılmasını sağlayarak ürün üzerinde gölge oyunları oluşturuyor ve mutfaktaki atmosferi zarafete dönüştürüyor. Siyah, Beyaz, gri ve vizon renk seçeneklerine sahip Soho, 60 ve 80 cm ölçüleriyle farklı ebatlardaki mutfaklara uyum sağlıyor.
Sağlıklı yemeklerin sırrı
Kullanıcıları için her zaman en iyisini düşünen ve kullanıcılarının ihtiyaçlarını dinleyerek çözümleriyle her gün yaşamları kolaylaştıran Philips, Airfryer XXL ile çok yağlı ve sağlıksız pişirme yöntemlerini rafa kaldırıyor. Fazla yağ içerdiği için yemekten çekindiğiniz tüm yemekleri zevkle yiyebilmenize imkân sağlayan Airfryer XXL, mutfaklara sağlık getiriyor. Philips Airfryer XXL, patentli Rapid Air hızlı hava teknolojisi ile dışı çıtır çıtır, içi ise yumuşacık yiyecekler hazırlamanıza yardımcı olurken, sadece hava kullanıldığı için normal fritöze kıyasla daha sağlıklı besinler hazırlamanızı sağlıyor. Böylelikle çok az ya da hiç yağ kullanımı olmadan hazırlanan yiyecekler, sağlıklı bir beslenme düzenine geçmeyi de kolaylaştırıyor.
Vestel’in yenilikçi tasarımlarına 6 ödül
ABD merkezli uluslararası tasarım yarışması IDA (International Design Awards) bu yıl 13’üncü kez düzenlendi. Mimari, iç mimari, moda, grafik ve ürün tasarımı alanlarında vizyoner tasarımların yarıştığı organizasyonda Vestel, yenilikçi 4 tasarımıyla 2 Altın, 3 Gümüş ve 1 Bronz olmak üzere toplam 6 ödüle layık görüldü. Vestel yarışma geçmişinde bu başarıya ulaşan ilk ve tek büyük ölçekli Türk markası oldu. Vestel tasarımları, IDA’nın Profesyonel Ürün Tasarımı kategorisinin altında yer alan farklı kategorilerde ödüller kazandı. Vestel, pille çalışan televizyon tasarımı Philie TV ile Ev Elektroniği, elektrikli araç şarj ünitesi EVC07 tasarımıyla ise Sürdürülebilir Yaşam alt kategorilerinde Altın ödül aldı. EVC07 aynı zamanda aktarım araçları kategorisinde Gümüş ödül de kazandı. Bir diğer yenilikçi tasarım DC tipi elektrikli araç şarj ünitesi Roadrunner da aynı kategoride Bronz ödüle layık görüldü. Roadrunner Sürdürülebilir Yaşam kategorisinde de Gümüş ödüle layık görülürken, gençler için taşınabilir televizyon tasarımı TV with ME, Ev Elektroniği kategorisinde Gümüş ödül elde etti.
Tat’tan yeni organik ketçap
Domates ürünleri, salça ve ketçap pazarının lider markası, 50 yıldan uzun süredir bitmeyen domates tutkusuyla fark oluşturan Tat, Tat Organik Serisi’ne bir yenisini ekledi ve Tat Organik Ketçap’ı tüketicisine sundu. Ege bölgesinde yetiştirilen ve mevsiminde özenle toplanan organik domateslerden üretilen “Tat Organik Domates Rendesi”, “Tat Organik Doğranmış Domates”, “Tat Organik Domates Salça”, “Tat Organik Biber Salça”ya son olarak “Tat Organik Ketçap”ı ekledi. Koruyucusuz ve katkısız olmasının yanı sıra içeriğinde bulunan elma konsantresi sayesinde tadını alan Tat Organik Ketçap’ın içeriğinde şeker bulunmuyor.
14
YENİLER En yeni, en inovatif
Şehrin en büyük JoyPark’ı İsfanbul AVM’de
“Yaşamda Arzum Var” misyonuyla tasarladığı ürünlerle kalpleri kazanan Arzum, en yeni üyelerini mutfaklara taşıyor. Geniş ürün yelpazesi ve şık tasarımlarıyla yemek yapmayı sevenlerin vazgeçilmezi olan marka, Prostick Multispeed 2000 El Blender ve Prostick Myfit Smoothie El Blender ile mutfaktaki her anınızı keyifli kılıyor. 2000 W motor gücü ve çift taraflı paslanmaz çelik 6 bıçağa sahip olan Arzum Prostick Multispeed 2000 El Blender Seti, en zor tarifleri bile kolayca hazırlamanıza imkân sunuyor. Ayarlanabilir hız ve turbo fonksiyon özellikleri sayesinde farklı türdeki her yemeği tam kıvamında sunmanıza yardımcı oluyor. El blenderı ve kişisel blender özelliklerini tek üründe toplayan Arzum Prostick Myfit Smoothie El Blender’ı, içeceklerinizi en pratik ve en hızlı şekilde hazırlıyor. Isıya dayanıklı, paslanmaz çelik ayağı ve bıçakları sayesinde çorbadan püreye kadar çeşitli tarifleri kolayca hazırlamanıza yardımcı oluyor.
Eğlenceyi doruklarda yaşamak için birbirinden iddialı oyun alanlarıyla misafirlerini karşılayan İsfanbul Alışveriş Merkezi, bünyesinde bulunan JoyPark’ı 3 bin metre kare genişleterek şehrin en büyük oyun alanını bünyesine kattı. Trambolin parkuru, çocuk oyun alanı ve 15 arabalı 300 metrekarelik çarpışan araba alanıyla öne çıkan JoyPark ile İsfanbul AVM, toplamda 5 bin metrekarelik alanda çocuklara benzersiz bir deneyim yaşatmayı vaat ediyor. 400 metrekarelik çocuk oyun alanı ve 100 metrekarelik kum havuzuyla da çocuklu aileler için ideal bir seçenek olan JoyPark ile İsfanbul AVM, miniklerin günlerini güzel geçirmelerini ve evlerine mutlu dönmelerini istiyor. Benzerlerinden ayrışan JoyPark ile İsfanbul AVM, şehrin tam ortasında oyun dolu bir gün geçirmek isteyen hem çocuk hem yetişkin ziyaretçilerini bekliyor.
Kahve Dünyası’ndan Fıstıklı Latte
“Hepimizin Ortak Noktası” Kahve Dünyası, dünyanın en kaliteli kahve çekirdeklerinden hazırlanan kahvelerini ülkemizin en sevilen lezzetlerinden biri olan Antep fıstığıyla buluşturarak alışılmışın dışında bir tat ortaya koyuyor. Gaziantep’in Barak bölgesinden gelen dünyanın en kaliteli Antep fıstıklarının kahve ve sütle buluştuğu Fıstıklı Latte, alışkanlık yaratacak muhteşem lezzetiyle dikkat çekiyor. Fıstıklı Latte, Kahve Dünyası mağazalarında masaya servis veya bu keyfi yanında götürmek isteyenler için Al götür olarak satışa sunuluyor.
25. yıla anlam katan ‘özel fincan serisi’
İstanbul’un sembol restoranlarından Sunset Grill&Bar, 25. Yıldönümünü, Jumbo iş birliğinde, ses getiren bir etkinlikle taçlandırıyor. Türkiye Çağdaş Sanatının en değerli imzalarından Burhan Doğançay’ın 90. yaşı anısına ve Doğançay Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı yararına Jumbo tarafından özel olarak üretilen Burhan Doğançay imzalı “Koniler Serisi” porselen fincan takımı, Sunset’in 25. yılına anlam katıyor. Geçmişte Burhan Doğançay imzalı tabakları ile bir ilke imza atan ve o dönemde büyük yankı uyandıran Sunset Grill&Bar, 25. yılında unutulmaz sanatçının 90. yaşı anısına özel bir fincan serisi ile örnek bir “sosyal sorumluluk” projesine imza atıyor. Temiz kağıt şeritler ve onların hat sanatı gölgelerinden oluşan “Koniler Serisi” satışlarından elde edilecek gelirin tamamı, Sunset tarafından Doğançay Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı’na bağışlanacak.
Yatak odalarında stil sahibi
Özsüt’ten yepyeni bir marka
2019’dan itibaren dünyaca ünlü pasta şefi Karim Bourgi iş birliğiyle ürün gamını genişleten Özsüt, şimdi de yepyeni bir marka oluşturarak Özsüt’ün yer almadığı kentlerde faaliyete geçiyor. Samimi bir konsept olarak tasarlanan yeni marka, Özsüt deneyimiyle hazırlanan unlu mamuller, sütlü tatlılar ve pastaları self-servis konseptiyle misafirlere sunacak. 2019 yılından itibaren dünyaca ünlü pasta şefi Karim Bourgi iş birliğiyle Bourgi’nin özgün tarifleri ve Özsüt ustalığıyla daha önce ürün gamında yer almayan Brioche ve Kruvasan gibi yepyeni tatlar sunan marka, yeni menüsünde de sürpriz lezzetlerle misafirlerini şaşırtacak. Diğer yandan Özsüt, 2020 yılında sunacağı ürün yelpazesini de genişletti. Menülerinde tuzlu ve tatlı atıştırmalıklardan sandviçlere, Danish ve Çıtkıtlardan birbirinden farklı ekmek çeşitlerine, ev yapımı tadında reçel ve çorbaları take away mantığı üzerine sunmaya hazırlanan Özsüt, 90 çeşide yakın, geniş bir ürün yelpazesiyle müdavimlerini ağırlayacak.
Dokusuyla fark oluşturan, özenle işlenen zarif desenleriyle öne çıkan ürünler sunan Valeron, Larmie Nevresim Takımı ile lüks bir yatak odası stili için kusursuz bir alternatif oluşturuyor. Modern tasarımı, zarif desenleri ve özel rengiyle göz dolduran Valeron Larmie Nevresim Takımı,yüksek kaliteli %100 pima pamuk kumaşıyla ile de yatak odalarına kusursuz bir dokunuş katıyor. İnce zevklerden ilham alan ve dokusuyla fark yaratan nevresim takımlarının yanı sıra bornoz ve havlu çeşitlerine Zorlu Center Valeron mağazasından ve seçili Linens mağazalarından ulaşmak mümkün.
16
YENİLER
Pişirme kâğıdında somon tarifi
Hem sağlığınız hem de diyetiniz için yemeğinizi hafif bir lezzetle taçlandırmak isterseniz, somon tarifini deneyebilirsiniz. Hazırlaması son derece kolay, yemesi ise bir o kadar nefis olan somonu hazırlarken tepsiye yapışmaması için Koroplast Pişirme Kâğıdını kullanabilirsiniz. Hazırlanma ve pişirme süresi yaklaşık 40 dakika sürecek iki kişilik bu tarifimiz sayesinde, pembeye yakın rengiyle dikkat çeken somon balığı ile sofralarınıza hem renk hem de sağlık katabilirsiniz. Bu lezzet için gerekli malzemeler ise 1 adet Koroplast Pişirme Kâğıdı, 2 dilim somon, 1 adet doğranmış mor kuru soğan, 1 kâse doğranmış mantar, 1 adet dilimlenmiş misket limon, 1 tane defneyaprağı, 1 yemek kaşığı tuz ve 1 tane karabiber. Öncelikle Koroplast Pişirme Kâğıdını tezgâha serin ve dilim somonu yerleştirin. Soğanı, mantarı ve limonları dizdikten sonra tuzunu ve karabiberini serpip defneyapraklarını dizin. Pişirme Kâğıdını üzerine kapatıp kenarlarını içe doğru kıvırıp yarım ay şeklinde kapatın. Kalan malzemeleri de aynı şekilde paketleyin ve bir fırın kabına alıp önceden ısıtılmış 190 derecelik fırında pişirin. Artık bu enfes lezzeti servis tabaklarına alıp servis edebilirsiniz
En hızlı A101
9000 şubesi ile Türkiye’nin en yaygın perakende zinciri olan A101 marketleri, Deloitte Perakendenin Küresel Güçleri 2020 Raporunda, Dünya’da en hızlı büyüyen ilk 50 perakende şirketi arasında 5. sırada yer aldı. Deloitte Raporu’nda geçtiğimiz yıl da 5. olan A 101, ilk 10’da yer alan tek Türk markası oldu. A101, bu yıl da dev markaların olduğu listede yer alarak büyük başarı gösterdi ve dünyanın en hızlı büyüyen 5. perakende zinciri oldu. 4.1 Milyar dolar gelir elde ederek en hızlı büyüyen 50 perakendeci arasında geçen yılki konumunu korudu.
Teksüt’ten meyveli süt
Türkiye’nin en büyük süt ve süt ürünleri kuruluşlarından Teksüt, süt ürünlerinde en kalitelisini üretme yolculuğunda bu kez meyve aromalı süte yer veriyor. Daha önce yer almadığı bu kategoriyi ürün yelpazesine ekleyen Teksüt; kakaolu ve muzlu ile çilek aromalı olmak üzere üç meyveli süt çeşidi hazırladı. Uzun Ar-Ge ve tadım çalışmalarından sonra çocukların damak tadına uygun özgün lezzet ve kıvamda hazırlanan sütler, 200 mililitrelik renkli ambalajlar içinde sunuluyor. Meyve aromalı sütler, Çanakkale-Balıkesir kırsalından elde edilen yüksek kaliteli çiftlik sütleriyle hazırlanıyor. Sütü sevdirmeyi ve sütün faydalarını çocuklarla buluşturmayı hedefleyen Teksüt’ün meyve aromalı süt çeşitleri, kalsiyum ve protein içerikleriyle öne çıkıyor. 200 ml’lik bir paket meyveli süt; 5,6 gr protein barındırıyor ve içerdiği kalsiyum ile de bir çocuğun günlük kalsiyum ihtiyacının yüzde 25’ini karşılıyor.
Hayatı kolaylaştırır
Dikiş dikmenin; kendi ihtiyaçlarını karşılayarak ev ekonomisine katkıda bulunmak, bir hobi veya meslek edinmek gibi herkes için farklı bir amacı var. Dikiş dikmek bir ihtiyaç olduğu kadar psikolojik rahatlama da sağlayabiliyor.Yeni teknolojilerle donatılmış Singer dikiş makineleri ile dikiş dikmek artık daha da kolay. Üreticiliklerini el emekleriyle hayata geçirmek isteyen kadınlar, aradıkları her şeyi teknolojik ürünleriyle herkes için pratik çözümler sunan Singer’de bulabiliyor. Giysilerinin basit tadilatlarını yaparak aile bütçesine katkıda bulunmak ya da hayallerindeki tasarımları gerçeğe dönüştürmek isteyenler için mekanik, elektronik ve bilgisayarlı dikiş makineleri erişebilir fiyatlarla Singer’de. Üstelik Singer youtube kanalındaki içerik videoları ile de makine kullanıcılarına birbirinden pratik ve şık proje fikirleri de sunuyor.
18
Bonfilet ile Sağlıklı Et Döner Yemenin İpuçları Türk halkının vazgeçilmez lezzeti döner, doğru koşullarda üretip sunulduğunda zengin içeriğiyle sağlığımıza katkı sunuyor. Peki, dönerin sağlıklı olup olmadığı nasıl anlaşılır? Kırmızı et sektörünün öncü şirketi Bonfilet’in CEO’su ve Gıda Mühendisi Kemal Bozkuş, doğru döner seçiminin önemi ve dikkat edilmesi gereken noktalar hakkında bilgi verdi. Ayaküstü atıştırılmak istendiğinde tombik ya da dürüm; uzun uzun keyfi çıkarılacaksa porsiyon, İskender ve hatta pizza! Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde dahi kendine yer bulan, ünü başta Avrupa olmak üzere dünyaya yayılan döner, pek çok lezzet tutkununun da ortak noktası. Ancak Türk mutfağının bu vazgeçilmez lezzeti, son dönemde sağlık tartışmalarıyla sık sık gündeme geliyor. Özellikle dönerde kullanılan et ve yağ, bu tartışmaların odak noktasını oluşturuyor.
“Kaliteli dönerde yalnızca kuyruk yağı kullanılır!”
Bir asrı aşkın tecrübesiyle kırmızı et sektörünün öncü şirketi Bonfilet’in CEO’su ve Gıda Mühendisi Kemal Bozkuş, et seçiminde olduğu gibi döner seçiminde de dikkat edilmesi gereken noktalar olduğunu ifade ediyor. Bonfilet olarak hem pişmiş hem de baton döner ürettiklerini belirten Bozkuş, dönerde kullandıkları et ve yağ hakkında bilgi verdi. Yönetmeliklere uygun olarak hazırlanan dönerin insan sağlığına son derece faydalı olduğunu söyleyen Bozkuş, “‘İyi Döner’ için ‘İyi Et’ işin olmazsa olmazı. Biz de Bonfilet olarak dönerimizi, özenle seçilen yerli besi danaların kol ve but kısımları ile kuyruk yağından hazırlıyoruz. Baharat, yoğurt, tuz ve soğan ekliyoruz. Katı yağ, sıvı yağ veya farklı bir yağ kesinlikle kullanmıyoruz. Ürettiğimiz döneri; rengiyle içeriğiyle kalitesiyle ve lezzetiyle çok önemsiyoruz. Tüketiciler de bu şekilde hazırlanan döneri gönül rahatlığıyla tüketebilir çünkü döner vücudun ihtiyacı olan proteinin yanı sıra çeşitli vitamin ve mineralleri de tek başına karşılar” dedi. Dönerin rengine ve kokusuna dikkat! Kemal Bozkuş, sağlıklı bir döner tü-
aldıkları yerin belgelerine mutlaka dikkat etmelidir. *Satılmayan dönerlerin bir sonraki gün yeniden sunulması başta zehirlenme olmak üzere ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle tüketiciler güvendikleri yerleri tercih etmelidir. Bununla birlikte dönerin kokusu ağırlaşmış, rengi kararmış ise o ürün kesinlikle yenmemelidir. *Dönerin ateşe çok yakın olması etin fazla pişmesine, uzakta olması ise çiğ kalmasına neden olur. Bu ikisi de dönerin kalitesini düşürür ve sağlığa etki eder. Etin doğru pişirildiğinden emin olunmalıdır.
Kemal Bozkuş
Bonfilet’in CEO’su ve Gıda Mühendisi
Günde bin ton döner tüketiyoruz! Türkiye’de günde yaklaşık bin ton döner tüketiliyor. Sosyo-ekonomik durumdan bağımsız olarak pek çok kişi tarafından sevilerek tüketilen döner, farklı sunum çeşitleriyle her öğünü ziyafete çevirebiliyor. Dönerin fiyatı ise ürün, kalite, lokasyon ve sunuma göre 3 TL’den 45 TL’ye kadar farklılık gösterebiliyor.
ketmek için tüketicilerin dikkat etmesi gereken noktaları şu şekilde sıraladı: *Dönerde kullanılan etin kesim, parçalama ve paketleme işlemlerinin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylı tesislerde yapılması bir zorunluluktur. Tüketiciler döner satın 19
Yapım: İnci BAK Tarif: Huriye ERSOY Fotoğraflar: Murat ERDOĞAN
Ayva Kompostosu Ayva kompostosunu isterseniz az şekerli, isterseniz sadece tarçınlı suda da hazırlayabilirsiniz. Malzemeler:
• 3 adet büyük boy ayva • 1 su bardağı toz şeker • 2-3 adet tarçın çubuğu • 3-4 adet tane karanfil • 2 litre su
Hazırlanışı:
Ayvaların kabuğunu soyun. Küçük parizyen bir kaşık yardımı ile ayvalardan küçük toplar elde edin. Yarım saat oda ısısında kararması için bekletin. Ayvaların üzerine suyu ilave edin. Tarçını ve karanfilleri de ekleyin. Kaynamaya bırakın. Ayvalar kaynamaya başladıktan 10 dakika sonra şekeri ekleyin. 10 dakika daha haşlayın. Ayva kompostosunu ocaktan alın. Oda ısısında soğuduktan sonra kavanoza aktarın. Buzdolabında muhafaza edin.
20
Huriş’in notl arı:
Kompostoyu şekersiz yapa bilirsiniz. Bunun için 2 adet tarçın çu buğunu ve 3 adet kara nfil tanesini 1,5 litre suda en az 6 saat bo yunca oda ıs ısında bekletin Daha sonra ta . rçınlı ve kara nfilli suyu kaynatıp pariz yen kaşıkla to p halinde çıkardığınız ay va parçaların ı ek leyin. 20 dakika ka dar haşladıkta n sonra soğutup serv ise hazır edin .
“İşi profesyonellerine bırakın”
WEB OFSET
DÜZ OFSET
CİLT
AMBALAJ
‘nin matbaası
“İhlas Matbaacılık güvencesiyle”
Termal Kalıp
Yüksek tirajlı baskılara uygun, geniş gelişim töleransına sahip, net ve kaliteli baskı sağlayan özel bir kalıptır. Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 80.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Konvansiyonel Kalıp (Ctcp-LX)
UV-CTP kalıp kullanan üst düzey müşteriler için geliştirilmiştir. Yüksek hassasiyete sahip, yüksek tirajlı baskılara uygun, Baskı Adedi: 100.000 - 200.000 (Normal Mürekkep) 50.000 – 100.000 (UV Mürekkep)
Detaylar İçin:
Detaylar İçin:
Merkez Mahallesi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 31 95 • www.afarkplates.com
Merkez Mahalasi 29 Ekim Caddesi İhlas Plaza No:11 A / 41 Yenibosna / İSTANBUL - TÜRKİYE Tel.: + 90 212 454 30 00 www.ihlasmatbaacilik.com
4 Kişilik
Ispanaklı ve Peynirli Kolay Börek Malzemeler:
• 200 gram Bizim Yağ
(6 yemek kaşığı kadar)
• 1 yumurta • 3,5-4 su bardağı un (350-400 gram) • 3-4 yemek kaşığı su • 1 yemek kaşığı sirke
Sosu İçin:
• 30-35 gram Bizim Yağ (1 yemek kaşığı kadar)
• 1 yumurta • 1 su bardağı süt (200 ml)
Hazırlanışı:
Sosu için Bizim Yağ’ı kısık ateşte eritin. Yağ ılınınca yumurtayı ve sütü ekleyip iyice çırpın. Hamuru için oda ısısında yumuşamış Bizim Yağ’ı yumurtayı, sirkeyi hamur yoğurma kabına alın. Çatalla çırpın. Un ile kabartma tozunu ayrı bir kapta harmanlayın. Unlu karışımı azar azar hamur malzemesinin üzerine ekleyin. Kontrollü bir şekilde yoğurmaya başlayın. Pürüzsüz ve yumuşak kıvamlı bir hamur elde edince hamuru toparlayın. Hamuru iki eşit parçaya ayırın. Her bir hamuru un serpilmiş tezgahın üzerine alın. Oklava ile 1 cm kalınlığında açın. Yufkaları ortadan ikiye kesin. İç malzemesi için; irice doğranmış ıspanakları, ufalanmış peynirleri, pul biberi ve kontrollü bir şekilde tuzunu ekleyin. İç malzeme hazırdır. Her yarım yufkanın üzerine önce sostan 1 yemek kaşığı kadar fırça yardımı ile sürün. Sonra üzerine iç malzemeyi paylaştırın. Rulo şeklinde sarıp Bizim Yağ ile yağlanmış orta boy bir fırın tepsisine ortasından başlayıp yuvarlayın. Kalan malzemeyi aynı şekilde hazırlayıp tepsinin içini tamamen ıspanaklı börek hamuru ile tamamlayın. Kalan sosu hamurların üzerlerine dökün. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında 30-35 dakika pişirin.
Aklınızda bulunsun:
Böreğin içi malzemesini damak tadınıza göre değiştirebilirsiniz. Haşlanmış 2-3 adet patates, Bizim Yağ ile karamelize olana dek kavrulmuş orta boy soğan, tuz ve karabiberden güzel bir iç malzeme hazırlayabilirsiniz.
22
4 Kişilik
Etli Pratik Güveç Malzemeler:
• 2 yemek kaşığı Bizim Yağ
(60-70 gram kadar) • 500 gram dana eti, kuşbaşı doğranmış • 1 yemek kaşığı biber salçası • 2-3 adet havuç • 5-6 adet taze patates • 10-12 adet arpacık soğan • 3-4 diş sarımsak • Tuz, karabiber, kırmızı toz biber • 1 adet orta boy kırmızı soğan
Hazırlanışı:
Tencereyi ocağın üzerine alın. Orta ateşte tencere iyice ısınınca etleri ekleyin. Rengi değişene kadar kavurun. 1 yemek kaşığı Bizim Yağ’ı ve salçayı ekleyip 5 dakika daha kavurun. Kırmızı soğan dışındaki kalan tüm malzemeyi ilave edin. 1 su bardağı sıcak su ekleyip, tencerenin kapağını kapatın. Kısık ateşte 20 dakika pişirin. Tenceredeki yemeği indirmeden 5 dakika önce ayrı bir tavada Bizim Yağ’ı kızdırıp, irice doğranmış kırmızı soğanları kavurun. Tencereyi ocaktan almaya 5 dakika kala kavurduğunuz soğanları ekleyip karıştırın. Yemeği ocaktan alın, sıcak sıcak servis yapın.
Aklınızda bulunsun:
Bu yemeği et yerine tavuk eti ile de hazırlayabilirsiniz. Bunun için tavuk etinin kalça tarafını tercih edebilirsiniz.
23
4 Kişilik
İrmik Helvası Malzemeler:
• 1 su bardağı toz şeker
(175 gram) • 1 su bardağı ılık su • 100 gram Bizim Yağ (3 yemek kaşığı) • 1 su bardağı irmik (150-200 gram kadar) • 1 tatlı kaşığı rendelenmiş limon kabuğu
Hazırlanışı:
Şeker ile ılık suyu bir kasede şeker iyice eriyinceye kadar karıştırın ve bir kenarda bekletin. Bizim Yağ’ı tencerede yakmadan eritip irmiği ilave edin. Kısık-orta ateşte sürekli karıştırarak yaklaşık 15 dakika boyunca irmiğin rengi değişene kadar kavurun. İrmiğin rengi değişince kenarda beklettiğiniz ılık suyu ve rendelenmiş limon kabuğunu ilave edin. Kaynaması için biraz bekleyin. Kaynamaya başlayınca 2-3 dakika daha kavurup suyunu çektirin. İrmik helvanız hazırdır. İrmik helvasını dilerseniz ılık ılık servis edebilirsiniz. Dilerseniz şekilli silikon kaplara paylaştırabilir, birkaç saat beklettikten sonra kalıplardan çıkartıp servis yapabilirsiniz.
Aklınızda bulunsun:
İrmik helvasına rendelenmiş limon kabuğu yerine portakal kabuğu veya 1-2 çay kaşığı kadar tarçın ekleyebilirsiniz.
24
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Saber AZ
Krep mi pankek mi? Hafta sonu kalabalık kahvaltılarınızı ister krep ister pankekle lezzetlendirin, her ikisi de sofralarınızı süsleyecektir.
4 Kişilik
Kakaolu Pankek Malzemeler: Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un • Yarım su bardağı su • Yarım su bardağı süt • 1 adet yumurta • 1 tutam tuz • 1 tutam toz şeker • 2 çay kaşığı kuru maya • 1 çorba kaşığı kakao
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Süslemek İçin:
• Orman meyvesi, pudra şekeri
Hazırlanışı:
Pankek için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Küçük bir tavayı yarım çay kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar krep hamurundan dökün. Üzeri göz göz olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen pankeki kağıt havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın. Pankek hamurlarını istediğiniz ölçülerdeki kalp kalıplar yardımıyla kesin. Servis tabağına aktarın, isteğe göre taze orman meyvesi ve pudra şeker ile süsleyerek servis yapın.
26
4 Kişilik
Sade Krep Malzemeler: Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un • 1 su bardağı süt • 1 tutam tuz • 1 adet yumurta • 1 paket vanilya • 1 tutam toz şeker
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar krem hamurundan çok ince tabaka olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen krepi kağıt iki havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın. Arzunuza göre marmelat, reçel, labne, bal-kaymak ile birlikte servis yapın.
27
4 Kişilik
Mısır Unlu Krep Malzemeler:
Arası İçin:
Hamuru İçin:
• Labne peyniri, bal, ceviz içi
(tercihen ince çekilmiş) • 1 su bardağı tam buğday unu • 1 su bardağı süt • 1 su bardağı su • 2 tutam tuz • 2 adet yumurta • 1 paket vanilya • 2 tutam toz şeker
Hazırlanışı:
• 1 su bardağı mısır unu
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar krem hamurundan çok ince tabaka olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen krepi kağıt iki havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın. Krepleri üst üste yerleştirin. İsteğe göre her katın arasına labne peyniri sürün, balı gezdiren ve ceviz içini serpin. Her katı dönüşümlü olarak aynı şekilde tamamlayın. Servis yapın.
Yağlamak İçin:
• 2 çorba kaşığı tereyağı 28
4 Kişilik
Elmalı ve Cevizli Krep Malzemeler: Hamuru İçin:
• 1 su bardağı un • 1 su bardağı süt • 1 tutam tuz • 1 adet yumurta
Yağlamak İçin:
• 1 çorba kaşığı tereyağı
Elmalı Karışım İçin: • 2 adet elma • 1 tatlı kaşığı tarçın • 1 çorba kaşığı toz şeker • Yarım avuç ceviz içi • 1 tatlı kaşığı tereyağı
Hazırlanışı:
Krep için; Tüm malzemeyi bir kapta karıştırın. Orta boy bir tavayı yarım çay kaşığı kadar tereyağı ile yağlayın. Tava ısınınca yarım kahve fincanı kadar krem hamurundan çok ince tabaka olacak şekilde dökün. Üzeri göz göz olunca diğer tarafını çevirin ve aynı şekilde kızartın. Pişen krepi kağıt iki havlu üzerine alın. Kalan malzemeyi de aynı şekilde hazırlayın. Elmalı karışım için; Elmaları yıkayın. Kabuğuyla birlikte küp küp doğrayın. Elmaları bir tavaya alın. Tarçını, şekeri, ceviz içini ve tereyağını ekleyin. 5 dakika boyunca karıştırarak pişirin. Ocaktan alın. Kreplerden bir tanesini tezgahın üzerine alın. Elmalı karışımı krepin ortasına yayın. Rulo şeklinde sarıp hemen servis yapın.
29
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Melis KAYACIK
2 Kişilik
Patatesli Biftek Malzemeler:
• 2 parça biftek • 4-5 adet taze patates • Yarım çardağı sıvı yağ • 6-7 adet mantar • 5-6 dal dereotu • 5-6 dal maydanoz • 1 tatlı kaşığı rendelenmiş limon kabuğu
Hazırlanışı:
Patatesleri kabuğuyla birlikte iyice yıkayıp kuruladıktan sonra ince ince dilimleyin. Tuz serpip harmanlayın. Sıvı yağı tavada ısıtıp patatesleri kızartın. Fazla yağının süzülmesi için bir kenara alıp, süzülmesi için bekleyin. Biftekleri ve mantarları aynı tavanın içinde damak tadınıza göre kızartın. Patatesleri, ince kıyılmış yeşillikleri ve pul biberi ekleyip tatlandırın. Bekletmeden servis yapın.
• Tuz, kırmızı pul biber
30
4 Kişilik
Sebzeli Güveç Yemeği Malzemeler:
• 2-3 adet havuç • 2 adet orta boy patates • 1 adet büyük boy soğan • 10-12 adet Brüksel lahanası • 1 adet orta boy kereviz • 1 su bardağı haşlanmış nohut • 1 çay bardağı zeytinyağı • 1 çay bardağı portakal suyu • İçme suyu • Yarım tatlı kaşığı toz şeker • Tuz
Hazırlanışı:
Tencereye sırasıyla doğranmış havucu, patatesi, iri doğranmış soğanı, Brüksel lahanalarını, kerevizi yerleştirin. Sebzelerin üzerine haşlanmış nohut serpin. Portakal suyu, zeytinyağı ve tuzu karıştırıp malzemenin üzerine dökün. En son içme suyunu sebzelerin üzerini örtecek seviyede dökün. Su kaynamaya başladıktan 5 dakika sonra tencerenin kapağını kapatın, ateşi kısın. Sebzeler yumuşayıncaya kadar yaklaşık 20 dakika pişirin.
31
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Zamanı size ve sevdiklerinize bırakan lezzetler Yoğun bir günün ardından akşam yemeği hazırlığı için mutfakta geçireceğiniz zaman azaldıysa sakın endişelenmeyin. Kolayca hazırlanan pratik tariflerle pekala güzel sofralar kurabilir, böylece hem kendinize hem de sevdiklerinize zaman ayırabilirsiniz…
4 Kişilik
Buğdaylı Yayla Çorbası Malzemeler:
• 5 su bardağı su • 1 kahve fincanı buğday • 1 çorba kaşığı tereyağı • 1 adet soğan • 1 büyük kase yoğurt • 1 adet yumurtanın sarısı • Kuru nane, top kırmızıbiber • Tuz
Hazırlanışı:
Soğanı soyup rendeleyin. Tereyağını eritin, soğanı karamelize olana dek sürekli karıştırarak kavurun. Suyu ekleyin. Birkaç taşım kaynayınca buğdayı ilave edin. Orta ateşte, buğdaylar yumuşayıncaya kadar pişirin. Ayrı bir kasede yoğurdu, yumurta sarısını ve naneyi karıştırın. Kaynamakta olan çorbanın suyundan birkaç kaşık kadar alıp karışımın ılınmasını sağlayın. Daha sonra kaynayan çorba suyuna azar azar ilave ederek sürekli karıştırın. Birkaç taşım daha kaynatıp ocaktan alın. Tuzunu ve top kırmızıbiberi ekleyip tatlandırın. Sıcak servis yapın.
32
4 Kişilik
Fesleğenli ve Rokforlu Makarna Malzemeler: • 1 paket makarna
(Tercihen yumurtalı ve taze olan)
• 5-6 dal taze fesleğen • 1 çay bardağı krema • 2 diş sarımsak • 2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı • 100 gram rokfor peyniri
Hazırlanışı:
Makarnayı haşlayıp süzün. Sarımsakların kabuğunu soyup zeytinyağında birkaç kez çevirin ve içinden alın. Sarımsak aromalı zeytinyağını haşlamış olduğunuz makarnaya karıştırın. Benmari usulü ısıtılmış kremayı ve iri doğranmış fesleğen yapraklarını da ilave edin. Karıştırın. En son ufalanmış rokfor peynirini ekleyip karıştırın. Hemen servis yapın.
(Van’ın otlu peyniri de olabilir)
33
4 Kişilik
Tavuklu ve Rokalı Tartoletler Malzemeler:
• 15-20 adet hazır tartolet • 1 demet roka • 1 parça haşlanmış tavuk eti (250 gram kadar)
• Tuz, kimyon • 4-5 adet mantar • 2 çorba kaşığı zeytinyağı
Hazırlanışı:
Rokayı yıkayıp süzün. Mantarları nemli bir bezle silip zar şeklinde doğrayın. Zeytinyağını tavada ısıtıp mantarları kavurun. Ocaktan alın. Tavuk etini haşladıktan sonra küçük küçük doğrayın. Tavuk etini, kimyonu, rokayı, mantarları, tuzu ve kimyonu ilave edip karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı küçük tartolet hamurlarına paylaştırın.
34
5-6 Kase İçin
Bademli Tatlı Malzemeler:
• 1 litre süt • 1,5 çay bardağı un • 1 çorba kaşığı pirinç unu • 1 çorba kaşığı nişasta • 1 kahve fincanı ince çekilmiş badem içi • 1 çorba kaşığı rendelenmiş Hindistan cevizi
• 1,5 çay bardağı toz şeker • 1 tatlı kaşığı margarin
Üzeri İçin:
• Frenk üzümü • File badem
Hazırlanışı:
Sütü, unu, nişastayı ve şekeri tencereye aktarın. Kısık ateşte, muhallebi kıvamına gelene dek pişirin. Ocaktan indirmeye 5 dakika kala, badem içini, margarini ve Hindistan cevizini ilave edin. Kaynatıp ocaktan alın. Ilınınca servis kaselerine paylaştırın. Buzdolabında birkaç saat beklettikten sonra isteğe göre Frenk üzümü ve file badem ile süsleyin.
35
Kevser Başkara Beslenme ve Diyet Uzmanı (Vegitisyen)
@vegandiyetisyen
“Vejetaryen desen anlarım da vegan çok uç”
Türkiye’de patlayan şarbon krizi, Oscar’da vegan menü, vegan sanatçı ve sporcuların ödüllere ve şampiyonluklara doymaması vegan beslenme işini başka bir yere taşıdı.
Bundan beş yıl önce doymak bilmeyen merak duygusu beni vegan beslenmeyi araştırmaya itmişti. İyi ki de öyle oldu. Biz yıllar süren Nutrition-Dietetics eğitimimizde vegan beslenmeyi hiç bilmeden yetiştirildik. Ama baktım ki dünyanın Cleveland, Mayo Klinic gibi en iyi kliniklerinde uygulanan ve binlerce doktor ve diyetisyenin önerdiği bir beslenme türüymüş.
Her şey tamam da... Biz daha vejetaryene bile alışamamışken nereden çıktı vegan beslenme?
Dünya gezegenimizin kaynaklarını hızla ve doymazca tüketen bir endüstri: Hayvancılık. Biz bunu nereden bileceğiz.
Medyada göremiyoruz ki? Ama artık daha fazla çalışma yapılıyor, yurt dışından daha fazla haber akışı oluyor. Özellikle ülkemizde 3 kişiden ikisinin derdi fazla yağlardan kurtulmada, kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, inflamatuvar hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde uygulanan bir yöntem. Doğru vegan beslenme dünyanın en iyi kliniklerinde uygulanan bir tedavi şeklidir. Ülkemizde yeni yeni duyulmaya başlansa da zamanla bu alanda daha fazla çalışma yapılacaktır. Son olarak... Geçtiğimiz hafta yayımlanan bir derleme makaleden bahsetmek isterim: Dünyanın saygın yayın 36
portallarından New England Journal of Medicine’de yayımlanan “Süt ve Sağlık” başlıklı derleme şunları söylüyor: İşte çalışmanın çarpıcı yanları: Süt, prostat ve rahim kanseri riskini artırıyor. Bağırsak kanseri oluşum riskini düşürüyor. Sütün kilo kontrolü, diyabet, kalp hastalıklarında olumlu ya da olumsuz bir etkisi yok. Beslenme yetersizliği yaşayan fakir bölgelerde değilsek, çocuklara süt vermenin ya da yetişkinlerin süt içmesinin sağlığa faydalı değil, zarar verebileceği gösterilmiş. İşte size süt yerine badem sütü tarifi:
Badem Sütü
Badem sütü yapmak oldukça kolay. Öncelikle bir su bardağı çiğ bademi akşamdan ılık suyla ıslayın. Sabah, ısladığınız bademlerin kabuklarını soyup 2,5 su bardağı su ile blenderden iyice geçirin. Anneannelerimizin kullandığı tülbentlerle bu karışımı süzün. Bu işlemden sonra altta kalan badem sütü, üstte kalan kısmıyla ise badem peyniri yapabilirsiniz. Bu posalı kısmı kurutup blenderden geçirip, badem unu da yapabilirsiniz. Badem ununu salatalara ya da ekmeklerinize ilave edebilirsiniz.
37
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Özgür BAKIR
Tazesi kadar marifetli…
Domatesin yarı veya tam kurutulmuş halleri ile küçük dokunuşlarla çok pratik lezzetler hazırladık.
38
1 Tepsi İçin
Kurutulmuş Domatesli Açma Malzemeler:
• 4,5-5 su bardağı un • 80 gram tereyağı veya margarin • 1 çorba kaşığı toz şeker • 1 çay kaşığı tuz • 1 adet yumurta • 1 su bardağı ılık su • Yarım su bardağı ılık süt • 1 paket kuru maya • 1 kahve fincanı kurutulmuş domates püresi
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı • 1 tatlı kaşığı pekmez
Hazırlanışı:
Ilık suyu, sütü, mayayı, kuru domates püresini, yumurtayı, şekeri ve tuzu karıştırın. Unu azar azar ilave ederek orta yumuşaklıkta bir hamur elde edene dek yoğurun. Hamurun üzerini nemli bir bezle örtüp oda ısısında 1 saat kadar bekletin. Tereyağını veya margarini eritip ılınmaya bırakın. Hamurdan mandalina büyüklüğünde parçalar koparın. Her parçayı yağlanmış tezgahın üzerinde tatlı tabağı büyüklüğünde açın. Üzerini fırça yardımı ile yağlayın. Her iki ucundan tutup rulo şeklinde sarın ve uç kısımlarından tutup kıvırarak birleştirin. Açma hamurlarını yağlanmış fırın tepsisine yan yana dizin. Oda ısısında, hamurlar iki kat kabarıncaya kadar bekletin. Üzeri için; Yumurta sarısı ile pekmezi karıştırın ve hamurların üzerlerine sürün. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında, hamurlar iyice kızarıncaya kadar pişirin. İsteğe göre açmaları enine ikiye kesip taze kekik ve zeytinyağı ile püre haline gelmiş kuru domatesli karışım ve peynir ile servis yapabilirsiniz. Kuru domates püresi: Domatesleri zar şeklinde doğrayıp mutfak robotuna aktarın. Azar azar sıvı yağ ilave ederek katı bir püre elde edin.
39
1 Tepsi İçin
Ispanaklı ve Kuru Domatesli Börek Malzemeler:
• 1 kilo ıspanak • 1 adet soğan • 1 kase doğranmış kültür mantarı • 1,5 çay bardağı sıvı yağ • 1 kase doğranmış kuru domates • 5 adet hazır yufka • 1 çay bardağı süt • 1 su bardağı un
(yufkaların arasına serpmek için)
Hazırlanışı:
Ispanakları yıkayıp irice doğrayın. Soğanı piyazlık doğrayıp mantarlar ve doğranmış kuru domateslerle birlikte 2 çorba kaşığı sıvı yağda kavurun. Ocaktan alıp doğranmış ıspanakları ilave edin. Tuz ve taze çekilmiş karabiberi ekleyip tatlandırın. Tencerenin kapağını kapatıp ıspanaklı iç malzemeyi ılınmaya bırakın. Börek için iç malzemeniz hazırdır. Kalan yağı ve sütü derin bir kapta karıştırın. Yufkalardan bir tanesini tezgahın üzerine yayın, elek yardımı ile unu üzerine serpip ikiye katlayın. Tekrar unu serpin ve harcı yufkanın geniş kısmına yayın. Rulo şeklinde sarıp parmak bir parmak genişliğinde kesin. Her hamuru sütlü yağa bulayıp fırın tepsisine yerleştirin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında iyice kızartın.
40
1 Tepsi İçin
Kurutulmuş Domatesli Mantar Dolma Malzemeler:
• 1 kutu kültür mantarı • 50-80 gram tulum peyniri (tercihen Erzincan)
• 3-4 dal dereotu • 5-6 dal fesleğen • 1 çay kaşığı kimyon • 4-5 yaprak kurutulmuş domates
Hazırlanışı:
Kültür mantarlarının sap kısımlarını çıkartın. Nemli bir bezle mantarları zedelemeden silin. Peyniri rendeleyin. Kıyılmış yeşillikleri, küçük küçük doğranmış kurutulmuş domatesi ve kimyonu ilave ederek tatlandırın. Bu karışımı mantarların içine paylaştırın. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında, 10-12 dakika kadar kızartın. Ilık servis yapın.
41
1 Kavanoz
Kuru Domates Marinesi Malzemeler:
• 7-8 yaprak kurutulmuş domates • 1 tatlı kaşığı nar ekşisi • 1 çay bardağı sızma zeytinyağı • 1 diş sarımsak • 1 çay kaşığı kırmızı top biber • 1-2 dal taze kekik
Hazırlanışı:
Domatesler tam kurutulmuş ise çukur bir kaba alın. Kaynar suyu ekleyip yumuşaması için 15 dakika kadar bekletin. Daha sonra süzün. Domatesler yarı kurutulmuş ise bu işlemi yapmaya gerek yoktur. Domatesleri, sızma zeytinyağını, kabuğu soyulmuş sarımsağı, taze kekiği ve top biberleri kavanozun içine aktarın. Kavanozun kapağını sıkıca kapatıp karıştırın. Bu karışımı buzdolabında birkaç hafta muhafaza edebilirsiniz. Marineyi kahvaltı sofralarınızda, tencere yemeklerinde ve salatalarınıza sos olarak kullanabilirsiniz.
42
1 Büyük Boy Simit İçin:
Simit Üstü Malzemeler:
• 1 adet büyük boy simit • 50 gram taze kaşar peyniri • 50 gram beyaz peynir (tercihen sert) • 1-2 adet sivribiber • 5-6 dal dereotu • 3-4 yaprak kurutulmuş domates (tercihen yarı kurutulmuş)
Hazırlanışı:
Simidi enine ikiye kesin. Üzeri için beyaz peyniri rendeleyin. Küçük küçük doğranmış biberleri, zar şeklinde doğranmış kuru domatesi ve kıyılmış dereotunu ekleyerek harmanlayın. Karışımı simidin üzerine paylaştırın. En son küçük dilimler halinde kesilmiş taze kaşar peynirini dizin. Peynirlerin üzerlerine kimyonu serpin. Önceden ısıtılmış 200 dereceye ayarlı fırında peynirler eriyinceye kadar kızartın. Hemen servis yapın.
• Kimyon
43
Kalp ve Damar Sağlığı İçin Haftada En Az Bir Kez Balık Tüketin! Protein zengini, omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve selenyum içeren balık sağlık için olmazsa olmaz besinler arasında yer alıyor. Ancak balığın cıva gibi zararlı bileşenler içerdiği konusunda yayılan bilgiler balık tüketiminde endişe duyulmasına sebep oluyor. Sabri Ülker Vakfı, hem balığın faydaları hem de cıva endişesine bilimsel bilgiler ışığında açıklık getiriyor. Balık, yeterli ve dengeli beslenmenin bir parçası olarak mutlaka tüketilmesi gereken besinler arasında yer alıyor. Omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve selenyum içermesi, protein açısından zengin ve doymuş yağ içeriğinin düşük olması balık ve deniz ürünlerini çok daha değerli hale getiriyor. Kurulduğu 2009 yılından bugüne gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma bu konulardaki en doğru, güncel ve bilimsel bilgiyi aktarmak hedefiyle çalışmalarını sürdüren Sabri Ülker Vakfı, yapılan çalışmaların balık veya balık yağı tüketmenin kalbi ve damarları koruduğunu ortaya koyduğunu hatırlatıyor. Vakıf, haftada bir veya iki kez 85 gramlık porsiyonlarda tüketilen balığın (özellikle somon, uskumru, hamsi ve sardalye) kalp hastalıklarında ölüm riskini yüzde 36 oranında azalttığına dikkat çekerek bu değerli besine dair önemli bilgiler paylaşıyor.
Balıkta zararlı bileşenler var mı?
Günümüzde cıva ve poliklorlu bifeniller (PCB) gibi çoğu çevreye zararlı bileşikler, besinleri de etkiliyor. Bu bileşikler sebze, meyve, yumurta ve kırmızı et yanında balıkta da bulunabiliyor. Çok yüksek dozlardaki cıva yetişkinlerde merkezi sinir sistemini etkileyerek bazı hasarlara yol açabiliyor. Balık tüketiminden kaçınmak belki bu zararlı bileşiklerin tüketilmesini azaltabilir ama bu durumda balığın sayısız faydalarından nasıl yararlanacağız? Son yıllarda yapılan çalışmalar balıkların içeriğindeki PCB ve cıva miktarının çok az olduğunu ve bu miktarın kırmızı et, süt ürünleri ve yumurtayla neredeyse aynı oranda olduğunu gösteriyor. Vücudumuz günlük hayatta karşımıza çıkan birçok zararlı bileşeni belli bir oranda tolere edebiliyor. Bu noktada bu bileşiklere ne kadar ve ne sıklıkta maruz kaldığınız
büyük önem taşıyor. Tüm besinlerde olduğu gibi balığı da yeterli ve dengeli bir şekilde tükettiğiniz takdirde sağlık için bir risk ortaya çıkmıyor.
Hamileler haftada en az iki kez balık tüketmeli Hamilelerin de balık tüketimine dikkat etmesi gerekiyor. Yüksek miktarda cıva alımı bebekteki beyin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor ama omega-3’ün de yetersiz tüketimi bebek için oldukça tehlikeli olabiliyor. 12 bin hamile kadında yapılan bir çalışmada haftada iki defadan az balık tüketen annelerin çocuklarındaki zeka, davranış ve gelişim test skorlarının haftada en az iki gün balık tüketen annelerin çocuklarına oranla daha düşük düzeyde olduğu bulundu. Harvard araştırmacıları tarafından yapılan bir başka çalışmada, hamileliği süresince haftada en az iki kez balık tüketen ve aynı zamanda daha az cıva alım düzeyine sahip olan annelerin bebeklerinin 6 aylıkken görsel 44
tanıma skorlarının daha yüksek olduğunu belirtiyor. Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (EFSA), omega-3 yağ asitlerinin kaynağı olan yağlı balık tüketiminin, kan basıncı ve trigliserit seviyeleri üzerine beklenen faydalı etkilerini gerçekleştirebilmesi için günlük 2-4 gram arasında EPA ve DHA alınması gerektiğini ifade ediyor. Kalp sağlığının sürdürülmesi için ise hem EPA hem DHA’nın günde 250 miligram alınmasının yeterli olacağının altı çiziliyor. Ayrıca EFSA, günlük 5 gram omega-3 takviyesinin ise yetişkinler için herhangi bir güvenlik kaygısı yaratmayacağını belirtiyor. Balığın farklı şekillerde tüketilmesi mümkün… Sabri Ülker Vakfı da bu çerçevede, Yemekte Denge Mutfağı projesi kapsamında hayata geçirilen ve İstanbul Okan Üniversitesi Gastronomi Bölümü’nde eğitimlerine devam eden yetenekli şef adayları tarafından hazırlanan “Genç Şeflerden Sağlıklı Tarifler”den balık çorbası tarifini paylaşıyor.
Balık Çorbası Malzemeler:
• 1 orta boy (yaklaşık 1200 gam) levrek • Yarım demet maydanoz • 1 adet defneyaprağı • 5-6 adet tane karabiber • 1 sap kereviz yaprağı • 1.5 orta boy havuç (75 gram) • Bir büyük boy patatesin yarısı (100 gram)
• 1 küçük boy kereviz (75 gram) • 1 adet yumurta • 1 adet limon • 1 tatlı kaşığı buğday unu • Karabiber, tuz
Hazırlanışı:
Bir tencereye soğanı, yarım demet maydanozun saplarını, defne yaprağı, kereviz yaprağı, tane karabiberi koyun. Üzerine 8 su bardağı su ekleyip kaynamaya bırakın. Ardından temizlenmiş balığı ekleyin ve balığın dağılmasına izin vermeden kısık ateşte pişirin (balığın büyüklüğüne göre 10-15 dakika). Balık pişince sudan çıkartın ve balık suyunu süzün. Balığı kılçıklarından ayırıp iri parçalar halinde hazırlayın. Havuç, kereviz ve patatesi minik küpler halinde doğrayın. Temiz bir tencereye süzdüğünüz balık suyunu koyun, içine sebzeleri ekleyerek sebzeler yumuşayıncaya kadar pişirin. Terbiyesi için yumurtayı ve limonun suyunu bir tatlı kaşığı un ile çırpın. Pişmekte olan çorbanın suyu ile sıcaklığını ayarlayın ve yavaş yavaş karıştırılarak çorbaya ekleyin. Ayıkladığınız balıkları çorbaya ekleyin ve çorbayı ateşten alın. Üzerine ince kıyılmış maydanozu da ekleyip, tencerenin kapağını kapatarak 10 dakika dinlendirin. Ardından servis edin.
45
Besin Alerjisinden Nasıl Korunmalıyız? Son dönemlerde tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de besin alerjilerinin görülme sıklığı giderek artıyor. Yapılan çalışmalar, alerji vakalarının gelişmiş ülkelerde daha çok yaşandığını gösteriyor. Besin alerjenleri, çocukların yüzde 5 ila 8’inin, yetişkinlerin ise yüzde 1 ila 2’sinin sağlığını yaşamsal önemde tehdit ediyor. Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan; alerji sıklığının hızla artmasında; hava kirliliği, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, genetik faktörler ve aşırı hijyenik olma gibi durumların etkili olduğunu söylüyor.
Besin alerjisi, bebeklik ya da çocukluk döneminden ve hatta anne karnından başlayarak insan hayatını etkiliyor. Bu alerji, bağışıklık sistemimizin alerjen besinlere karşı verdiği anormal yanıt sonucu meydana geliyor. Besin alerjisi olan kişilerde bağışıklık sistemi, bir ya da birkaç besini yanlışlıkla “zararlı” olarak algılıyor. Klinik olarak belirtiler hafif olabildiği gibi yaşamı tehdit eden ağır reaksiyonlara da yol açabiliyor. Yine bağışıklık sisteminin verdiği reaksiyona göre belirtiler birçok organda görülebiliyor. Beklenmedik durumların önüne geçilmesi için besin alerjisinin farkında olmak gerekiyor. Giderek artan besin
alerjisine karşı özellikle küçük yaşta önlem almak da büyük önem taşıyor.
Alerjide klinik bulgular
Ciltte kaşıntı, kızarıklık, ödem plakları, dudaklarda ve göz çevresinde şişlik, karın ağrısı, kusma, nefes darlığı, öksürük, boğazda tıkanıklık hissi, dilde şişme, göğüs ağrısı, çarpıntı ve tansiyon düşüklüğü besin alerjisine bağlı bulgulardır. Ağır bulgular yani anaflaksi ise yaşamı tehdit eden en ağır besin alerjisi reaksiyonunda yaşanır.
Besin alerjisinin tedavisi
Besin alerjilerinde kanıtlanmış bir 46
radikal tedavi yöntemi yoktur. Hastanın alerjik olduğu besin ve ürünlerinden kaçınması reaksiyonları önlemenin tek yoludur. Çok az miktardaki besinlerin tüketilmesiyle bile şiddetli reaksiyon olabileceği için mutlak kaçınma şarttır. Yani besin alerjisi olan biri için o besin adına “güvenli” bir miktar söz konusu değildir. Bu nedenle alerjisi olan bireylerin, beslenmelerine küçük yaştan itibaren dikkat etmeleri şart. Ancak alerji diyeti yaparken, listeden çıkarılan besinlerin yetersiz ve dengesiz beslenme durumuna yol açmasına da izin vermemek gerekiyor.
Alerjen besinler: Yer fıstığı, fındık, kabuklular, yumuşakçalar, balık, yumurta, süt, glüten içeren tahıllar, soya, susam tohumu, kereviz, hardal, acı bakla, sülfir dioksit/sülfitler Alınabilecek önlemler Besin alerjileri çocuklarda daha sık görülür. Bazı besinlere karşı gelişen alerjiler zaman içerisinde düzelme eğilimindedir. İnek sütü, yumurta gibi besinlere bağlı alerjiler yaşa bağlı olarak geçebilir, yer fıstığı, balık, kabuklu deniz ürünleri ve kuruyemiş alerjileri çok uzun yıllar hatta yaşam boyu devam edebilir. Besin alerjisi olduğu saptanan vakalarda öncelikle sorumlu besinler diyetten çıkarılmalıdır. Besin alerjisi tanısı ile izlenen ve diyet önerilen bütün çocuklarda dikkatli bir büyüme gelişme izlemi yapılmalı, beslenme durumları izlenmeli ve gerekli ek destekler sağlanmalıdır. Marketlerde satılan tüm besin maddelerinin üzerindeki etiket içerikleri dikkatli bir şekilde okunmalıdır.
Alerjik olan besin maddeleri her zaman sorgulanmalıdır, restoran ve benzeri yerler gibi ev dışındaki ortamlarda hazırlanan besinlerin tüketilmesi sırasında görevlilerden besin içerikleri ile ilgili bilgi istenmeli ve gizli bulaşa dikkat edilmelidir. Herhangi bir arkadaşımız ya da bir birey tarafından ikram edilen yiyecek ve içecekler (özellikle evde yapılmış kek, börek, çörek, pasta vb.) içeriğini bilmediğimiz için tüketilmemelidir. Çünkü alerjen besinleri içeriyor olabilir ya da bulaşma riski vardır. Ailelerin çocuğun yanında bulunmadığı bir sırada gerçekleşebilecek olan anafilaksi reaksiyonlarının fark edilebilmesi ve tedavisinin başlatılabilmesi amacıyla, anafilaksi riski bulunan çocukların bu konuya dikkat çekecek kola takılabilecek bilezik ya da boyuna takılabilecek kolye şeklinde bir belirteç taşımalarının sağlanabilmesi önemlidir.
47
n e m o n e e f f o C
Atıf YORAL @chefstanbul
Müzik ve sinema kahveyle buluşunca…
Kafeler günümüzde çok büyük öneme sahip. Bu mekanlarda hem sosyalleşiyoruz hem eğleniyoruz hem de ofis olarak kullanıyoruz. Peki günün sonunda içtiğimiz kahveden mutlu olduk mu, beğendik mi diye kendimize soruyor muyuz? Benim için kahve öyle vazgeçilmez ki, evimde stok 1 kiloya düştüğü zaman hemen sipariş verir, önlemimi alırım. Fazlaca kahve meraklısı olmamda en büyük etken, uzun yıllar bu işi yapmış olmam. Uzun yıllar sonra hala her espresso yapışımda içerken heyecan duyuyorum. Öylesine bünyeme işlemiş ki, bu heves hiç bitmedi. Almak, öğütmek, içmek, yazmak daimi bir tutku, kahve üzerine… Bu yazımda konuyu sinema ve müzik penceresinden ele almak istedim. Kahve üzerine, kahve ile ilgili, içinden kahve geçen neler vardı, hatırlamak ve sizlerle paylaşmak istedim. Birer kahve koymak ve karşılıklı anılardan sohbet etmek hoş olur diye düşündüm. İlk olarak Netflix’te bu aralar yayınlanan “Caffe Sospeso” adlı belgeseli izlemenizi öneririm. İtalya’nın güneyi Napoli espressonun en çok ve en sert olarak içildiği yerlerden biri malum. Belgeselde kahvenin insan hayatında ne denli olumlu etkileri olduğu, sektöre gönül verenlerin ne zor şartlar altında çalıştığı ama tüm bu zorluklara rağmen de günün sonunda mutlu ve huzurlu oldukları anlatılıyor. Kahve sadece bir içecek değil, bir hayat tarzı onlar için. Parası olmayanların askıda kahve denen yöntemle bedelsiz olarak içebilme imkanı burada doğmuş, örneğin. Parası
olanlar espresso içerken bir adet de askıda olsun der, bir fazla para öder, burada birikenler de parası olmayanların içmesine imkan sağlar. Aslında hepimizin çoğu zaman yapması gereken, ne kadar güzel ve manevi bir yöntemdir, bunu da araya not etmek lazım. Sade kahve için olması da şart değil! Belgeseli izlerken aklımda en çok kalan söz “sabah uyandığınızda aklınıza ilk kahve geliyorsa siz gerçekten bir kahve tutkunusunuz” oldu. Ben de uyanır uyanmaz koşar gider makinamı açarım. Sabırsızca ısınmasını beklerim. Çekirdekleri değirmene döker öğütürken çıkan nefis kokuyu içime çekerim. Günün ilk espressosunu yapar, açık camdan dumanı tüterek içer, sokağa öyle çıkar, işime öyle giderim. Yine son dönemde çekilen “Barista” belgeseli var bir de. İşine gönülden bağlanmış, kahvenin ekildiği bölgeleri, kaç metre yükseklikte yetiştiğini, hangi bölgelerin çekirdeklerinin hangi aromaları taşıdığını, kısaca masanıza gelene kadar ne yollar kaydettiğini bilen ve bu işi yaparken kendilerini iyi şekilde ifade etmek isteyenleri anlatan bir belgesel. Çoğu barista arkadaşların filmde kendisini bulacağını sanıyorum. Aklıma gelenlerden bir diğer örnek, Paris’teki kafeleri ve yaşam tarzını anlatan “Paris Coffee Project” adlı belgesel. Yine böyle gezerek gidersek 48
“A Film About Coffee”, “Caffeinated” ve “The Coffee Man” önerebileceğim diğer kahve belgeselleri. Aslında sizlerle paylaşmak istediğim kahveye farklı bakış açıları. Bu arada merak ediyorum okuyanlarımı. Hangi tip kahveyi seviyorsunuz, gerçek bir kahve tutkunu musunuz? Görüş, her türlü soru veya yorum göndermek isteyenler için instagram hesaplarımı not düşmek isterim @chefstanbul ve özellikle kahve sohbetleri için yeni açtığım @coffeenomen üzerinden daima beklerim.
Ve müzik…
Belgesellerden sonra gönlümüzün efendisi şarkıların da yüzlercesi, belki binlercesi kahveden nasibini alır. Bunlardan şöyle bir potbori yapsam, belki listelerinize eklersiniz diye düşündüm. Eski ve hiç vazgeçemediğim ünlü İtalyan Şarkıcı Fred Bongusto ile başlayım. Öyle güzel bir şarkısı vardır ki, “O Cafe” diye. Yıllar önce çalıştığım özel televizyonun kutlamasına gelmişti, vesileyle sürekli radyolarda çalardık. Radio Blue ve Metro Fm’i zamanında dinleyenler hatırlar, çok iyi bilirler. Bu şarkı çalarken hep kendimi Güney İtalya’da bir kafede hisseder, duygusallaşırdım. İstanbul’da da sonraları bu isimde bir kafe açıldı.
İkinci sıraya yerleşmesi gereken ise, Serge Gainsbourg’un “Couleur Cafe” si. Hani dinlerken içinize mutluluk veren melodilerden. Şarkının pozitif enerjisi mi, neşesi mi yoksa Serge Baba’nın karizmatik ses tonu ve tarzı mı, bilemiyorum. Ama seveceğinize eminim, listenize almalısınız mutlaka. Üçüncü ne olsun diye düşünüyorum, Mike and The Mechanics ve “Another Cup of Coffee” olsun mesela. Hafızalardan uzun yıllardır gitmeyen bir şarkıdır, müthiştir. Bir fincan daha koyar baştan dinlerim. Bob Dylan bile ‘bir fincan daha kahve’ diyerek seslendirmiş, hatta Sertap Erener bile yorumlamıştır. Sonrası gelsin ortaya karışık... Yine efsane İtalyan Şarkıcı Mina Kraliçem “Moliendo Cafe’’ diye şakır adeta. Chris Rea “Blue Coffee” diye sözleri muazzam resmen ilham bir şarkı söyler ki, on bin adım atarsınız bir çırpıda onunla. Tam sabahları kahve üstüne sporluk. Listem daha çok uzar, artık gerisi istek üzerine, mesajlarınızı instagram dm’ye beklerim. Arzu edilirse seve seve eklemeler yaparım. Filmlere geçeyim yerim dolmadan. Kahve ve espresso birçok filme konu olmuştur tarihte, doğal olarak. Talented Mr Ripley’i seyredeniz vardır mutlaka, Güney İtalya sahnelerinde Jude Law’ın o meşhur kollu retro epresso makinasını kullanması olay olmuştu. Aynı filmde yine bir sahnede jazz kafeye giderler ve grupça eğlenirler, şarkıları “Tu Vua Fa L’Americano” performansı inanılmaz iyiydi. Mulholand Drive filmini hatılayan var mıdır peki? Bir zamanın en uçuk filmiydi. Bir sahnesinde prodüksiyon yapacak çok önemli kötü adam vardır, toplantı sırasında gelen espressoyu sevmez, garip davranışlar sergiler, çekeceği filmi iptal ederek masadan kalkar. Güzeldi… Swordfish diye bir macera vardı mesela. Ünlü bir hacker ile mafya bağlantısı. Karizmatik mafya kötü adamı John Travolta bir sahnede triple espresso içer, tarzı ise yıkılır. Kimbilir kaç kez izlemişimdir. Ünlü Fransız aktör Alain Delon’a gelmek istiyorum. Tüm zamanların en tarz ve dünyanın en yakışıklı adamı neredeyse her filminde sabah yataktan kalkar kalkmaz kahve içer. Yani öyle bir sahne çekilir. Gerçek hayatta Paris’teki evinin mutfağında iki gruplu profesyonel bir kahve makinası vardır. Nereden biliyorum, çünkü bayılıyorum onun şık kahve tutkusuna ve bu konuda çıkan tüm haberleri izliyorum. Usual Suspects izlediniz mi? Kahve içerek davayı çözen polis vardır, unutul-
maz tipleme. Ronin’de de unutmadığım bir kahve sahnesi vardı. Robert De Niro filtre kahve hazırlar ve elindeki fincanı özellikle düşürerek arkadaşının ne kadar seri olduğunu denemeye tabi tutar. Tarantino’nun Pulp Fiction filminde de kötü adamlarla kahve bağlantısı vardır. Tetikçi Travolta ve Samuel L. Jackson işledikleri bir cinayet sonrası içtikleri kahvenin ne kadar iyi olup olmadığını konuşurlar. Birkaç film daha önereyim, 2003 yapımı Coffee And Cigarettes. Yönetmen Jim Jarmusch müziğin ve kahvenin ortak payda olduğu hem komik hem dramatik bir sanat filmi. Eski ve romantik bir film arıyorsanız Breakfast in Tiffany’s diyebilirim. Müthiş Audrey Hepburn’ün kahve içtiği sahne ile başlayan en unutulmaz klasiklerin başında gelir. Amelie geldi aklıma son olarak. Audrey Tautou’nun başrolde olduğu çok tatlı bir komedi. Bir kafede geçer. Yazım süresince sizlerle sohbetini etmek istediğim esas konu kahveyi nasıl sevdiğiniz, kahvenizi içerken neler hissettiğiniz idi. Hangi pişirme metodu 49
tercih ederseniz edin, ister filtre kahve, ister espresso, ister Türk Kahvesi sevin, fark etmez. Asıl önemli olan tek ve hep aynı, önemli olan sohbeti, kahve bahanesi. Bir masanın etrafında sevdiklerinizle, muhabbetle tüketmek. Karşılıklı iletişimin en önemli vasıtası. Yüz yüze iletişimin, karşılıklı ilişkilerin günümüzde giderek doğal kaynaklardan daha nadir bulunacak bir olgu olduğunu da göz önüne alırsak, kahveye tekrar ekstra anlam ve önem yüklemeliyiz. Ve hatta dünya kaynaklarının tükenmesi, kahvenin ve kakaonun yok olma tehlikesi, küresel ısınmanın kahve tarlalarını tehdit etmesi yüzünden belki beş kuşak sonraki nesillerin kahveyi tanımayacağını da düşünürsek ki, eyvah bu oldukça moral bozucu oldu. Susuyorum. Ne demişti Cemal Süreya, tekrar ekleyivereyim şuraya dursun o unutulmaz dizeler.
“
Gözlerinin kahvesinden koy ömrüme Kırk yılın hatırına ‘sen’ kalayım.
”
Yapım ve Styling: İnci BAK Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Gönlümden geçen yemekler
Bu ay, yine her zamanki gibi mutfakta çok fazla vakti olmayanlar için pratik yemeklere yer vermeye çalıştım. Karnabaharı yağda kızartmak yerine bir de safranlı suda haşladıktan sonra fırında bir kızartın istedim. Makarnanın rengini görünce bu renkte makarna olur mu diyebilirsiniz, arada bir pekala olabilir!
4 Kişilik
Mısır Unlu Ekmek Malzemeler:
• 1,5 su bardağı ılık su • 5 gram kuru maya • 1 adet yumurta • 1 tatlı kaşığı toz şeker • Bir çay kaşığı tuz • 1 kahve fincanı süt • 1 kahve fincanı zeytinyağı • 125 gram mısır unu • 100 gram buğday unu • 10 yaprak kurutulmuş domates • 1 yemek kaşığı susam
Hazırlanışı:
1,5 su bardağı ılık su ile kuru mayayı karıştırın. 10 dakika bekleyin. Hamur yoğurma kabına yumurtayı, şekeri, tuzu, sütü ve zeytinyağını aktarın. Karıştırın. Unları ve mayalı suyu ekleyin. Cıvık bir hamur elde edinceye kadar karıştırın. En son zar şeklinde doğranmış kurutulmuş domatesi ekleyin. Elde ettiğiniz cıvık hamuru yağlanmış dikdörtgen bir kek kalıbına aktarın. Üzerine susam serpin. Oda ısısında biraz daha mayalanması için yarım saat bekleyin. Beklettiğiniz cıvık hamuru 200 dereceye ayarlı fırında, 30 dakika pişirin. Fırından alın, dilimleyip servis yapın. Lezzet tamamlayıcısı: Süzme yoğurdu kıyılmış otlarla birlikte karıştırın. Ekmeğinizi yoğurda batırarak yiyebilirsiniz.
50
6 Kişilik
Kurutulmuş Domatesli ve Peynirli Çörek Malzemeler:
• 250 gram buğday unu • 100 gram mısır unu • 1 çay kaşığı tuz • 1 çay kaşığı karbonat • 1 tatlı kaşığı limon suyu • 50 gram tereyağı • 1 adet yumurta • 150 ml. süt
İç Malzemesi İçin:
• 1 yemek kaşığı kıyılmış dereotu • 100 gram lor peyniri • 100 gram orta yağlı beyaz peynir • 5-6 yaprak yarı kurutulmuş
Üzeri İçin:
• 1 adet yumurtanın sarısı • 1 yemek kaşığı mavi haşhaş
Hazırlanışı:
İç malzeme için; Kıyılmış dereotunu, lor peynirini, rendelenmiş beyaz peyniri ve zar şeklinde doğranmış kurutulmuş domatesi karıştırın. Unları eleyin, tuz ekleyip harmanlayın. Hamur yoğurma kabına, oda ısısında yumuşamış tereyağını, yumurtayı ve sütü koyun. 1 tatlı kaşığı limon suyunda köpürttüğünüz karbonatı da ekleyin. Yavaş yavaş unlu karışımı ilave edin, pürüzsüz ve ele yapışmayacak kıvamda bir hamur elde edinceye kadar yoğurun. Yoğurduğunuz hamuru un serpilmiş tezgahın üzerine alın. Merdane ile 1 cm. kalınlığında açın. Hamurun ortasına boylu boyunca iç malzemeden yerleştirin. Rulo şeklinde sarın. Üzerine yumurta sarısı sürün, mavi haşhaş serpin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 45 dakika pişirin. Dilimleyip servis yapın.
domates
51
4 Kişilik
Zerdeçallı Karnabahar Malzemeler:
• 1 adet küçük veya orta boy
karnabahar (300-400 gramlık) • 1 tatlı kaşığı zerdeçal • Tavuk suyu • 1 yemek kaşığı tereyağı • 1 diş sarımsak • Tuz, taze çekilmiş karabiber • Kıyılmış yeşillik (dereotu, maydanoz karışımı) • 1 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
Hazırlanışı:
Karnabaharın tabanındaki sert bölümlerini temizleyin ve bütün olarak sığacak şekilde bir tencereye yerleştirin. Tavuk suyu ile zerdeçalı ilave edin. Zerdeçallı tavuk suyunda karnabaharı 20 dakika haşlayın. Ayrı bir yerde oda ısısında yumuşamış tereyağı ile havanda ezilmiş sarımsağı, tuzu, taze çekilmiş karabiberi karıştırın. Karnabahar haşlanınca suyun içinden süzerek çıkartıp fırın tepsisine yerleştirin. Karnabaharın her tarafına baharatlı tereyağından elinizle ovarak sürün. 200 dereceye ayarlı fırında 15 dakika pişirin. Fırından alır almaz üzerine kıyılmış yeşillik serpin. İsteğe göre dilimledikten sonra sızma zeytinyağı dökerek servis yapın.
52
4 Kişilik
Siyah Makarna Malzemeler:
• 1 paket siyah makarna (mürekkep balıklı)
• 1 tatlı kaşığı tuz • 1 yemek kaşığı zeytinyağı
Sosu İçin:
• 2 diş sarımsak • 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı • 1 adet közlenmiş kapya biber • Yarım avuç ceviz içi • 1 yemek kaşığı kıyılmış dereotu
Hazırlanışı:
Makarna için; Makarna tenceresine içme suyunu aktarın. Su kaynayınca zeytinyağını ve tuzu ekleyin. Makarnaları içine atın. 12 dakika sonra ocaktan alarak süzün. Sosu için; Sarımsakları zeytinyağında 1 dakika çevirin. İnce kıyılmış közlenmiş kapya biberleri, ceviz içlerini ekleyin. Birkaç dakika kavurup ocaktan alın. En son tuzunu, karabiberini ve kıyılmış dereotunu da ekleyin. Karışımı makarna ile birlikte harmanlayın. Hemen servis yapın.
53
4 Kişilik
Tarçınlı ve Acı Çikolata Soslu Kurabiye Malzemeler:
• 2 adet yumurtanın sarısı • 150 gram tereyağı • 2,5 su bardağı un • Yarım su bardağı pudra şekeri • 1 tatlı kaşığı tarçın • 1 çay kaşığı kabartma tozu • 1 çay kaşığı karbonat • 1 paket vanilya
Üzeri İçin:
• 200 gram bitter çikolata • 1 çay kaşığı tarçın • Yarım çay kaşığı renkli top biber (isteğe bağlı)
Hazırlanışı:
Yumurta sarılarını, şekeri ve tereyağını krem haline gelene dek karıştırın. Tarçını, kabartma tozunu, karbonatı ve vanilyayı ekleyin. Azar azar unu ilave ederek yoğurmaya başlayın. Pürüzsüz bir hamur elde edince, hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın. Avucunuzun içinde yuvarlayın. Yağlı kağıt serili fırın tepsisine yerleştirin. Önceden ısıtılmış 190 dereceye ayarlı fırında 15 dakika pişirin. Fırından alın. Üzeri için bitter çikolatayı, isteğe göre renkli top biberleri ve tarçını benmari usulü eritin. Kurabiyelerin üzerine dökün. Servis yapın.
54
Vücudu yenileyen 10 besin Günlük hayatın koşuşturmasında çoğu zaman beslenmemize gereken özeni göstermiyor, öğünleri geçiştirip sağlıksız yiyecekler tüketebiliyoruz. Ancak sağlıklı beslenmek sağlıklı bir vücudun olmazsa olmazını oluşturuyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Roksi Menase “Vücudumuz her daim bir yenilenme döngüsü içerisindedir. Bu döngüyü ‘hücre bölünmesi’ denen kimyasal tepkimeler zinciri oluşturur. Hücre bölünmesi hayati bir tepkime olup; kısacası hücrelerimizin çoğalmasını, büyümesini ve yenilenmesini sağlar. Saç, cilt, kan hücrelerimiz ve iç organlarımız bu süreçte yenilenir. Bazı durumlarda ise bu döngü anormal bir seyirde ilerleyip hücrelerin fazla bölünmesi sonucu tümör oluşumu gibi ciddi hastalıklara sebep olabilir. Her adımın düzgün ilerleyebilmesi için vücudumuz bir takım enerji kaynaklarına, vitamin ve minerallere ihtiyaç duyar. Bu besin ögelerine önem verdiğimiz sürece hastalık riskimizi minimuma düşürür, vücudumuzun yenilenme sürecine destek oluruz” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Roksi Menase, vücudu yenileyen 10 besini anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Havuç:
A vitamini veya diğer adıyla retinol özellikle yaşlanmış dokuların yenilenmesinde rol oynuyor. Retinolü, besinlere turuncu-kırmızı pigmentini veren beta karotenin bulunduğu kaynaklar sağlıyor. Havuç zengin beta karoten içeriğiyle özellikle göz, cilt ve saç sağlığını güçlendiren besinlerden biri. Günlük beslenmenizde havucu salatalarınıza çiğ olarak doğrayabilir ya da sebze yemeklerinizin içerisine ekleyebilirsiniz.
Yumurta:
Yumurta kaliteli protein, demir, B12, D, ve A vitamini kaynağı. Kasların gelişmesini, saç, tırnak ve cildin onarılmasını sağlıyor. Vücutta meydana gelen hayati tepkimelerde ihtiyaç duyulan birçok besin ögesinin önemli bir kaynağı olan yumurtanın önemli bileşenlerinden B12 vitamininin, toplumda çok fazla eksikliği görülüyor. Eksikliğinde; unutkanlık, halsizlik, saç dökülmesi, cilt kuruluğu ve kalp çarpıntısı gibi belirtiler veriyor. Her sabah yediğiniz 1 adet yumurta ve 1 dilim beyaz peynir günlük B12 vitamini ihtiyacının yarısını karşılıyor.
Turp:
Kış mevsiminin vazgeçilmezlerinden olan lahanagil ailesi; brokoli, karnabahar, lahana, brüksel lahanası ve turp gibi birçok faydalı besinden oluşuyor. Farklı renk ve şekle sahip olmaları her birinin içeriğinde farklı vitamin, mineral olduğunun göstergesi. Bu ailenin bir
için bağırsak floramızın sağlığı çok önemli. Çeşitli çevresel ve diyet faktörleri bağırsak geçirgenliğini etkiliyor. Probiyotik özelliğiyle kefir, bağırsak floramızın bütünlüğünün korunması ve onarımında büyük rol oynuyor. Bunun yanı sıra, en güçlü kaynağı güneş olan D vitaminini kefirde bol miktarda bulabilirsiniz. Her gün uykudan önce 1 bardak kefir tüketmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz.
Yağlı tohumlar:
Roksi Menase
Beslenme ve Diyet Uzmanı üyesi olan turp, folik asit, K vitamini ve antioksidan yönünden oldukça zengin. İçerdiği güçlü vitaminler ve antioksidanlar sayesinde vücuttaki inflamasyonu azaltıyor ve kanser oluşum riskini düşürüyor. Hücre yenilenmesinde rol oynuyor ve vücutta oluşan serbest radikallerle savaşarak bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
Pırasa:
Pırasa değerli bir antioksidan olan karotenoid ailesinden ‘lutein’ içeriyor. Lutein, göz, cilt ve kardiyovasküler rahatsızlıklarda belirli organlardaki serbest radikallerin sayısını azaltarak hastalık süresinin azalmasına ve bu dokuların hızla onarılmasına yardımcı oluyor. Bu antioksidan en yoğun pazı, pırasa ve ıspanak gibi koyu yeşil yapraklı sebzelerde bulunuyor. Az kalori ve bol vitamin içeren pırasa, kilo vermeye yardımcı olduğu gibi kabızlığa iyi geliyor, vücudun direncini artırıyor.
Nar:
Roksi Menase “Nar, bazı inançlarda sonsuz yaşamın sembolü olarak yer alır. İçeriğinde yüksek lif, C vitamini, K vitamini ve antioksidanlar barındırır. Bir porsiyon nar, günlük alınması gereken K vitamininin neredeyse yarısını içerir. K vitamini; kanın pıhtılaşmasını sağlayarak yaraların onarılmasında yardımcıdır. Ayrıca, K vitamininden zengin olan nar, kalsiyum vitamininin kemikler tarafından daha iyi emilmesini sağlayarak kemikleri de güçlendirir” diyor.
Kefir:
Besinlerden aldığımız vitamin ve mineralleri bağırsaklarımızın sağlıklı bir şekilde emebilmesi ve vücut dolaşımımıza aktarabilmesi
55
Ceviz, fındık, badem üçlüsü ve keten tohumu gibi yağlı tohumlar, içerdikleri çoklu doymamış yağ asidi olan Omega 3 sayesinde hem vücudu hem beyni yenilemeye yardımcı oluyor. Kötü huylu kolesterolün azalmasına fayda sağlayan bu besinler aynı zamanda bağırsak hareketliliğini sağlayarak kabızlık sorununa da iyi gelebiliyor. Ancak yüksek kaloriye sahip olduklarından dolayı günde toplam bir avuç içini geçmemek gerekiyor.
Zerdeçal:
Zerdeçal uzun yıllar Hindistan’da tıbbi amaçlarda kullanılmış bir baharat. İçerisinde ‘curcuminoid’ adı verilen güçlü antioksidan bileşenler bulunuyor. Anti inflamatuar etkisiyle vücudun onarımına katkı sağlarken, vücutta detoks etkisi de yaratarak cilt sağlığını koruyor. Ayrıca zerdeçalın antikanserojen olduğu yönünde bilimsel çalışmalar var. Yemeklerinize günde bir çay kaşığı zerdeçal ekleyebilirsiniz. Buna karşın safra kesesi hastalığı olanların ve kan sulandırıcı ilaç kullananların tüketmemesi gerekiyor.
Hamsi:
Roksi Menase, “Hamsi omega 3 çoklu yağ asitleri yönünden en zengin balık çeşitlerinden biri. Mevsime uygun tercih edilebilecek bir balık çeşidi olup pişirme yöntemi olarak kızartma yerine ızgara ya da buğulama tercih edilmelidir. İçerdiği değerli yağ asitleri beyin sağlığını olumlu etkileyerek konsantrasyonu ve hafızayı güçlendirirken, damarlardaki endotel hücrelerin yapısını koruyarak kalp rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı oluyor” diyor.
Ispanak:
İçerdiği yüksek C vitamini sayesinde kolajen üretimini artırarak cildi sağlıklı bir görünüme kavuşturan ıspanak, yüksek lif, potasyum ve K vitamini içermesiyle hem hücre yenilenmesine katılıyor, hem de kalp, damar ve bağırsak sağlığını koruyor. Kasları güçlendiren, zihinsel ve bedensel yorgunluğu önleyen ıspanağı çiğ haliyle salata olarak tüketebilir veya pişirerek sebze yemeği yapabilirsiniz.
Yapım: İnci BAK Fotoğraflar: Hande GÖKSAN
Hem tatlısı hem tuzlusu… Donut, protiterol ve crumble gibi tatlıları küçük dokunuşlarla bir de tuzlu halleriyle keşfedin…
4 Kişilik
Frenk Üzümlü ve Elmalı Crumble Malzemeler:
• 3 adet büyük boy kırmızı erik • 1 tatlı kaşığı tarçın • 1 avuç ceviz içi • 1 salkım Frenk üzümü
(veya dondurulmuş vişne de olur)
Hamuru İçin:
• 125 gram un • 70 gram tereyağı
(buzdolabından yeni çıkmış olmalı)
• 50 gram pudra şekeri • 1 tutam tuz
Hazırlanışı:
Hamuru için; Unu, şekeri ve tuzu bir kapta harmanlayın. Küp şeklinde doğranmış tereyağını ekleyin. Parmak uçlarınızla hafif hafif ovarak deniz kumu gibi un haline getirin. Meyveli karışım için; Çekirdeklerini çıkarttığınız elmaları kabuğuyla birlikte küp şeklinde doğrayın. Tarçını, yağsız olarak tavada hafifçe kavurduğunuz ceviz içini de ekleyip harmanlayın. Meyveli karışımı ısıya dayanıklı küçük kaplara veya malzemenin sığacağı şekilde istediğiniz boyutta bir kaba paylaştırın. Üzerine, kum gibi un haline getirdiğiniz hamuru serpin. En son tek tek ayıkladığınız frenk üzümlerini veya dondurulmuş vişne tanelerini yerleştirin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 30-35 dakika, üzeri kızarıncaya kadar pişirin. Fırından alın, sıcak veya ılık servis yapın. İsteğe göre vanilyalı dondurma eşliğinde de servis edebilirsiniz.
56
4 Kişilik
Kabaklı ve Pırasalı Crumble Malzemeler:
• 2 adet orta boy kabak • 1 dal pırasa • 1 adet orta boy havuç • 1-2 yemek kaşığı zeytinyağı • 1 çay kaşığı kimyon • Tuz, karabiber • Bir tutam safran
Hamuru İçin:
• 125 gram un • 70 gram tereyağı
(buzdolabından yeni çıkmış olmalı)
• 25 gram rendelenmiş parmesan peyniri (veya eski kaşar peyniri) • 1 tutam tuz • 4-4 dal kıyılmış dereotu
Hazırlanışı:
Hamuru için; Unu, rendelenmiş peyniri, baharatını, kıyılmış dereotunu ve tuzu bir kapta harmanlayın. Küp şeklinde doğranmış tereyağını ekleyin. Parmak uçlarınızla hafif hafif ovarak deniz kumu gibi un haline getirin. Sebzeli karışım için; Kabakları kabuğuyla birlikte küp şeklinde doğrayın. Temizlenmiş pırasayı ince ince, havucu da zar şeklinde doğrayın. Pırasayı zeytinyağında birkaç dakika kadar kavurun. Sebzeli karışımı ısıya dayanıklı bir kaba aktarın. Üzerine kum haline getirdiğiniz hamuru serpin. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında, üzeri kızarana dek pişirin.
57
6 Kişilik
Bitter Çikolatalı Profiterol Malzemeler:
• 1 su bardağı su • 1 su bardağı un • 75 gram tereyağı • Bir tutam tuz • 1 paket vanilya • 1 yemek kaşığı toz şeker • 4 adet yumurta
Pastacı Kreması:
• 2,5 su bardağı süt • 1 çay bardağı toz şeker • 1 çorba kaşığı nişasta (tepeleme) • 1 çorba kaşığı un (tepeleme) • 2 adet yumurtanın sarısı • 1 çorba kaşığı tuzsuz tereyağı
Ganaj İçin:
• 200 gram bitter çikolata • 100 ml. krema
veya margarin
• 100 ml. krema • 1 paket vanilya
Hazırlanışı:
Tencereye suyu aktarın. Bir tutam tuzu, şekeri ve tereyağı ekleyin. Orta ateşte tereyağını yakmadan kaynatın. Vanilyayla birlikte elenmiş unu ilave edin ve hızlı bir şekilde karıştırmaya devam edin. Hamur iyice top haline gelene dek dibini tutturmadan hızlıca karıştırın. Ocaktan alın ve hafifçe ılınması için 7 dakika bekleyin. Hamuru yoğurma makinesine alın. Makinenin düşük devrinde karıştırmaya başlayın ve teker teker yumurtayı ilave edin. Cıvık bir hamur olunca makineyi durdurun. Sıkma torbasının ucuna sıkma aparatı takın ve hamuru sıkma torbasına aktarın. Hamurdan yağlı kağıdın üzerine küçük yuvarlak öbekler sıkın. Öbeklerin üzerinde hamur kıvrımları oluştuysa su ile ıslattığınız parmağınızla üzerlerini düzeltebilirsiniz. Hamuru önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında, 20-25 dakika pişirin. Fırından alın, soğumaya bırakın. Pastacı kreması için; Tereyağı ve krema dışındaki tüm malzemeyi sos tenceresine alın. Çok kısık ateşte, muhallebi kıvamına gelene dek pişirin. İndirmeye birkaç dakika kala tereyağını ve kremayı ekleyin. İyice karıştırıp pütürsüz bir kıvam elde edince ocaktan alın. Arada bir çırparak pütürleşmesini önleyerek soğutun. Pişen hamurların tek tek enine ikiye hafifçe kesin ve hazırladığınız hamuru sıkma torbasına aktarın. Sıkma torbası yardımı ile hamurların arasını doldurun. Çikolatayı benmari usulü eritin. kremayı ekleyip pütürsüz bir kıvam elde edin. Profiterol hamurların üzerine dökün. Hemen servis yapın.
58
8 Kişilik
Sütlü Çikolatalı Donut Tarifi Malzemeler:
• 1 adet yumurta • 1 su bardağı süt • 2 yemek kaşığı tereyağı • 1 paket kuru toz maya • Yarım su bardağı toz şeker • Yarım paket vanilya • 3.3,5 su bardağı un
Sütlü Çikolatalı Karışım İçin:
• 300 gram sütlü ganaj çikolata • 150 ml. krema • Renkli pepito şekerlemesi
Hazırlanışı:
Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına alın. Toz şekeri, mayayı ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya başlayın. Unu azar azar ekleyerek hafif ele yapışacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu kontrollü olarak yavaş yavaş ekleyin. Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki katı kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını almak için hafifçe tekrar yoğurun. 2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın, yarım cm’lik bütün bir hamur elde edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak yuvarlak halkalar elde edin. Bu halkaları küçük kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin ki kızartırken elle müdahale edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika daha bekletin. Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker hamurları kızartmaya başlayın. Yani büyük bir kızartma tenceresinde kızartmak yerine küçük bir tencerede tek tek kızartmayı tercih edin çünkü büyük bir kızartma tenceresinde hamurları eşit derecede kızartmak zor olur. Hamurları kızartırken her yüzeyini en fazla 20 saniye kadar tutun ki yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine alıp soğumaya bırakın. Kızaran hamurlar soğuyunca çikolatayı benmari usulü eritin, kremayı ekleyip pütürsüz bir kıvam alana dek karıştırın. Kızarttığınız donut hamurunu elinize alın, bir yüzeyini çikolatalı karışıma bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını bekleyin. İsteğe göre çikolatalı karışıma buladıktan sonra üzerlerine pepito şekerlemesi serpebilirsiniz.
59
8 Kişilik
Pembe Çikolatalı Donut Tarifi Malzemeler:
• 1 adet yumurta • 1 su bardağı süt • 2 yemek kaşığı tereyağı • 1 paket kuru toz maya • Yarım su bardağı toz şeker • Yarım paket vanilya • 3.3,5 su bardağı un
Pembe Çikolatalı Karışım İçin:
• 200 gram pembe ganaj çikolata (pasta malzemesi satan yerlerden temin edebilirsiniz) • Renkli pepito şekerlemesi
Hazırlanışı:
Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına alın. Toz şekeri, mayayı ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya başlayın. Unu azar azar ekleyerek hafif ele yapışacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu kontrollü olarak yavaş yavaş ekleyin. Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki katı kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını almak için hafifçe tekrar yoğurun. 2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın, yarım cm’lik bütün bir hamur elde edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak yuvarlak halkalar elde edin. Bu halkaları küçük kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin ki kızartırken elle müdahele edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika daha bekletin. Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker hamurları kızartmaya başlayın. Yani büyük bir kızartma tenceresinde kızartmak yerine küçük bir tencerede tek tek kızartmayı tercih edin çünkü büyük bir kızartma tenceresinde hamurları eşit derecede kızartmak zor olur. Hamurları kızartırken her yüzeyini en fazla 20 saniye kadar tutun ki yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine alıp soğumaya bırakın. Kızaran hamurlar soğuyunca pembe benmari usulü eritin, pütürsüz bir kıvam alınca ocaktan alın. Kızarttığınız donut hamurunu elinize alın, bir yüzeyini pembe çikolatalı karışıma bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını bekleyin. İsteğe göre çikolatalı karışıma buladıktan sonra üzerlerine pepito şekerlemesi serpebilirsiniz.
60
8 Kişilik
Krem Peynirli Donut Tarifi Malzemeler:
• 1 adet yumurta • 1 su bardağı süt • 2 yemek kaşığı tereyağı • 1 paket kuru toz maya • Yarım su bardağı toz şeker • Yarım paket vanilya • 3.3,5 su bardağı un
Krem Peynirli Karışım İçin: • 200 gram krem peynir • 1 çay kaşığı zerdeçal • Bir tutam karabiber
Üzerleri için:
• 1-2 yemek kaşığı susam
(tavada yağsız olarak kavrulmuş)
Hazırlanışı:
Donut hamuru için; Yumurtayı, ılık sütü ve eritilmiş tereyağını hamur yoğurma kabına alın. Toz şekeri, mayayı ve unun yarısını ekleyin. Yoğurmaya başlayın. Unu azar azar ekleyerek hafif ele yapışacak kıvamda bir hamur elde edene kadar yoğurun. Unu kontrollü olarak yavaş yavaş ekleyin. Hamur top haline gelince kaseye alın. Hamurun üzerini streçle kapatın. Ilık bir ortamda iki katı kabarana kadar yaklaşık 1,1,5 saat mayalanmaya bırakın. Hamur mayalanınca havasını almak için hafifçe tekrar yoğurun. 2-3 yemek kaşığı un serpilmiş tezgahın üzerine alın, yarım cm’lik bütün bir hamur elde edin. Orijinal boyutuna sadık kalarak yuvarlak halkalar elde edin. Bu halkaları küçük kareler kestiğiniz yağlı kağıdın üzerlerine tek tek yerleştirin ki kızartırken elle müdahele edilmesin. Hamurları oda ısısında mayalanması için 20 dakika daha bekletin. Küçük ve derin bir kızartma tenceresine sıvı yağı iyice ısıtın. Teker teker hamurları kızartmaya başlayın. Yani büyük bir kızartma tenceresinde kızartmak yerine küçük bir tencerede tek tek kızartmayı tercih ediyorum çünkü büyük bir kızartma tenceresinde hamurları eşit derecede kızartmak zor oluyor. Hamurları kızartırken her yüzeyini en fazla 20 saniye kadar tutun ki yanmasın. Hamurları kızarttıktan sonra kağıt havlu üzerine alıp soğumaya bırakın. Krem peyniri, zerdeçalı ve karabiberi ısıya dayanıklı cam bir kaba alın. Benmari usulü pütürsüz bir kıvam elde edince kadar çırpma teliyle iyice karıştırın. Kızarttığınız donut hamurunu elinize alın, bir yüzeyini krem peynirli karışıma bulayın, ızgara telin üzerine alarak üzerinin donmasını bekleyin. İsteğe göre üzerlerine yağsız olarak tavada kavurduğunuz susamları serpebilirsiniz.
61
Gıda güvenliğinde bu hatalara dikkat! Gıda güvenliği sadece bir ürünü tüketmeden önce son kullanma tarihini kontrol etmek anlamına gelmiyor. Mutfakta, gıda güvenliği konusunda bazı zamanlar önemli detaylar gözden kaçabiliyor. Bu konuya dikkat çeken Sabri Ülker Vakfı, gıda güvenliğine ilişkin değerli bilgiler paylaşıyor. besinlerle, mutfak araç ve gereçleriyle temas etmeden önce ellerinizi mutlaka sabunla en az 20 saniye süreyle yıkamalısınız. Aksi takdirde eldeki bakteriler besinlere geçerek vücudumuza ulaşır.
Kurulduğu 2009 yılından bugüne, gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam bilincinin gelişmesine katkı sağlamak, topluma bu konulardaki en doğru, güncel ve bilimsel bilgiyi aktarmak hedefiyle çalışmalarını sürdüren Sabri Ülker Vakfı, gıda güvenliği konusunda sıkça yapılan hatalara dikkat çekiyor. Gıda güvenliği sanılanın aksine son kullanma tarihini kontrol etmek veya meyve ve sebzeleri yıkayarak tüketmekten daha fazlası anlamına geliyor. Öyle ki gıda güvenliği konusunda yapılan hatalar önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Gelin, Sabri Ülker Vakfı’nın gıda güvenliği konusundaki uyarılarına birlikte göz atalım.
Elinizi yıkamadan besinlere dokunmayın
Hastalıklara yol açan bakteriler birçok
Besin zehirlenmesine davetiye çıkarmayın
ortamda hayatta kalabilir, eller ise bakterilerin hayatta kaldığı ortamlar listesinde ilk sıralarda yer alır. Bu nedenle 62
Evde buzdolabında duran bir içecek ya da yiyeceğin bozulup bozulmadığını kontrol etmek için tadına bakmamalısınız. Çünkü besin zehirlenmesine neden olan tüm bakterileri tadamaz, göremez ve hatta koklayamazsınız. Bakteriler görünmezlerdir. Bu yüzden bozulmuş bir besini sadece tadına bakacak kadar tükettiğinizde bile besin zehirlenmesi yaşayabileceğinizi unutmamalısınız.
Çiğ etler ve sebzeler için farklı kesme tahtası kullanın Çiğ kırmızı et, tavuk veya balık gibi protein içeriği yüksek besinler, bakterilerin çoğalması ve dolayısıyla gıda zehirlenmesine yol açabilme oranı en yüksek gıdalardandır. Bu nedenle bu besinler için kullandığınız bıçak, kesme tahtası, tabak gibi gereçleri iyice yıkayıp temizliğinden emin olmadan başka yiyecekler için kullanmamalısınız. Çiğ etlerde bulunabilen besin kaynaklı patojenler, diğer yiyeceklere kolayca bulaşarak besin zehirlenmesine neden olabilir.
Donmuş yiyecekleri oda sıcaklığında çözdürmeyin Buzdolabının sıcaklığı 4 derecedir. 5 ila 60 derece arası ise mikrobiyolojik açıdan tehlikeli sıcaklık aralığı olarak kabul edilir. Besin kaynaklı zararlı mikroorganizmalar da bu tehlikeli sıcaklık aralığında hızla çoğalır. Donmuş yiyecekleri oda sıcaklığında çözdürmek de bu nedenle yiyeceklerin bozulmasına zemin hazırlar. Odada bekletmek yerine, yiyecekleri buzdolabında 4 derecede, soğuk-akan suyun altında veya mikrodalga fırında çözdürmelisiniz.
Et, tavuk veya balığı yıkamayın Birçok kişi pişirmeden önce et, tavuk ya da balığı yıkar ama bu doğru bir davranış değildir. Çünkü su, sanılanın aksine patojen mikroorganizmaları uzaklaştırmaz. Aksine, bakterilerin lavaboya, tezgâhlara ve diğer mutfak yüzeylerine
kolayca yayılmasına ve başka gıdalara bulaşmasına neden olabilir.
Yemekleri hızlıca soğutup buzdolabına kaldırın Pişirdiğiniz yemekleri hemen tüketmeyecekseniz, oda sıcaklığında soğuması için bekletmeyin. Bunun yerine soğuk/ buzlu su ile doldurduğunuz kaplarda hızlıca soğutup ardından buzdolabında muhafaza etmelisiniz.
Yumurtayı kullanmadan hemen önce yıkayın Yumurtaları yıkayarak buzdolabında saklamak salmonella riski nedeniyle yanlıştır. Yumurtaları doğrudan buz63
dolabında saklamalı ve kullanmadan hemen önce yıkamalısınız. Yumurta kullanarak hazırladığınız hamurları ve sosları çiğ olarak tüketmenin de salmonella riskine yol açabileceğini unutmayın.
Bulaşık süngerini ve bezlerinizi sık sık yenileyin Mutfağınızda kullandığınız süngerler ve bezler besin kaynaklı zararlı mikroorganizmaları barındırabilir ve diğer araç gereçlere bulaşmasına yol açabilir. Bulaşık sünger ve bezlerini nemli bırakmamak, kullanıma göre uygun aralıklarla değiştirmek bu riski azaltmaya yardımcı olur.
Öneri m u r o Y Reha TARTICI rtartici@gmail.com
Suadiye’nin yeni gözdesi Montenegro
Bağdat Caddesi’nin gastronomik adresler açısından yıldızı parlayan semti Suadiye son dönemde açılan mekanlarıyla sıkça gündeme geliyor. Oldukça eski bir Suadiyeli olarak ben de elimden geldiğince yeni mekanları ziyaret etmeye gayret ediyorum. Geçtiğimiz yıl haziran ayında açılan Montenegro Balık da uzun zamandır gitmek istediğim adreslerden biriydi. Son dönemdeki yoğunluğum nedeniyle bir türlü uğramak kısmet olmamıştı. Geçtiğimiz günlerde şeytanın bacağını kırarak rotamı yeni mekana çevirdim. Montenegro, konumu itibariyle hem merkezi hem de saklı kalmış bir balıkçı. Dışarıdan bakınca bir Ege balıkçısı havasında. İçeriye girdiğinizde oldukça sıcak ve samimi bir ortam ile karşılaşıyorsunuz. Mavi ve beyaz renklerin hakim olduğu dekorasyon abartıdan uzak ve oldukça sade. Kendinizi evinizde hissedebileceğiniz kadar rahat bir ortamı var. Montenegro adının nereden geldiğini mekanın sahibi Ali Bey’e sorduğumda aldığım cevap, “Soyadımız Karadağ” oldu. Oldukça farklı bulduğumu özellikle belirtmek istiyorum. Meze konusunda çok iddialı olduklarını duymuştum. Seçim yapmak üzere açık mutfağın hemen önündeki meze dolabına yöneldiğimde neden bu kadar methiye duyduğumu daha iyi anladım. Çünkü mekanın mutfağını emanet ettiği deneyimli şef Zeynel Abidin Kalemoğlu beni karşıladı. Tercih yapmadım. Seçimi usta şef ve ekibine bıraktım. Gerçekten de bugüne kadar duyduğum yorumları gölgede bırakacak mezelerle karşılaştım. Damağımda iz bırakan lezzetlere gelince... Tekmilli fava, patlıcan salata, balık kokoreç ve tereyağında kavrulmuş istiridye mantarı ilk aklıma gelenler. Neredeyse her balıkçının menüsünde olan bu mezelerin aslına bu kadar uygun şeklini maalesef artık pek bulamıyoruz. Mutfak ekibini cani gönülden kutluyorum. Montenegro Balık’ın sahibi Ali Bey yola kendim yemeyeceğim hiçbir ürünü burada servis ettirmeyeceğim iddiasıyla çıkmış ve görünen o ki bunda da başarılı olmuş. Yolunuz Suadiye’ye düşerse uğramanızı ama öncesinde mutlaka rezervasyon yaptırmanızı öneriyorum. Zira yer bulmak pek kolay olmuyor.
Şehrin gözdeleri
Palivor Çiftliği Restoran & Şarküteri
Kırklareli’de Bulgaristan sınırına yakın Istranca Ormanları’nda bulunan Palivor Çiftliği’nin Trakya’da butik üreticilere kendi reçetelerine göre imal ettirdiği özgün gıda ürünleri ve bu ürünlerde imal edilen kahvaltı, öğlen ve akşam yemekleri sunan yeni konsepti Palivor Çiftliği Restoran & Şarküteri İstinye Park’ta hizmet vermeye başladı. Palivor Çiftliği kuruluş felsefesi olan lezzetli ve keyifli bir yaşamı bu yeni konsepte taşımış. Mezeler, süt ve şarküteri ürünlerinin yanı sıra, Palivor’un geliştirdiği, muhteşem pizzalar, burgerler ve Trakya’nın efsane kuzu kıvırcık tandırı ile fırında sebzeli dana küreği İstinye Park’ta açılan yeni restoranda deneyebilirsiniz.
64
Şehrin en yenisi Octo
Karaköy’de tarihi Veli Alemdar Han renövesi ile açılan JW Marriott İstanbul Bosphorus’un dokuzuncu katında bulunan, şehrin tüm ikonik yapılarını aynı pencerede görme fırsatı veren manzarasıyla şimdiden şehrin en romantik ambiyansına sahip mekanda yemekler kabuklu deniz mahsulleri ağırlıkta. Octo’nun mutfağı ve menüsü Portekizli Şef Jorge Lavos Costa’ya teslim edilmiş.
Burger X artık Kadıköy’de
Tereyağlı brioche ekmeği, nefis köftesi, özel soslar ve diğer malzemeler ile bütünsel bir lezzet oluşturan Burger X burgerleri her damak zevkine hitap ediyor. Köy peyniri, çıtır pastırma, köz patlıcan ve köz biberli Anadolu Burger ile geleneksel lezzetleri bir araya getiren mekan; 3 kat burger köftesi ve cheddar peynirinden oluşan Monster ile de doya doya et yemek isteyenleri mutlu ediyor. Özelikle kendine has soslarından mayoneX ve domateX ile hazırlanan burgerleri denemenizi tavsiye ederim.
77 SMOKED BBQ bağımlılık yapıyor
Gözde mekanlarıyla son dönemin popüler bölgesi haline gelen Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde yeni açılan “77 SMOKED BBQ” kaburga sevenlere eşsiz bir tat sunuyor. Bu eşsiz tadı deneyimlemek için kaburga servis edilmeden önce 7 gün marine edilip 12 saat meşe odunu ile tütsüleniyor. Ama her şey bununla da bitmiyor. Farklı ve mükemmel bir tada ulaşmak için kaburga 1-2 saat daha bekletilip, farklı bir pişirme tekniğinin ardından damaklara ulaşıyor ve benzersiz bir lezzete dönüşüyor.
65
ALIŞVERİŞ SEPETİ
Çizmede moda
Dünya markalarının buluşma noktası Ayakkabı Dünyası, özgün tasarımlar ve seçkin malzemelerle ürettiği çizmeler ile hem kadınların hem de çocukların kış şıklığını tamamlıyor. Kış modasını yansıtan tasarımlara sahip modeller oldukça farklı, son derece şık ve renk konusunda zengin. Bacakları tamamen sararak rahatlık sunan ve dize kadar uzanan modeller, her tarz kıyafette şıklık katıyor. Her kış sezonu sokak stili ve modanın vazgeçilmez parçası olan çizmeler, uzun elbiseler, etekler ve şık kıyafetlerle mükemmel kombinler yaratıyor. Elbise çizme kombini, kadınsı ve güçlü bir stil ortaya koyuyor.
Yalınlığın ihtişamı
Guess’in yeni modeli parlak taşların ışığıyla taçlanan tasarımında yalınlığın zarafetini ortaya koyuyor. Dünyaca ünlü saat markalarının Türkiye’deki tek yetkili distribütörü Saat&Saat farkıyla sunulan Guess’in yeni modeli, yalın ama bir o kadar da iddialı tasarımıyla büyülüyor. Pembe altın saatin; bileziğinde, kadranında ve bezelinde kullanılan ışıltılı taşlarla çarpıcı bir etki yapıyor. Saatin pürüzsüz yüzeyleri ise göz alıcı tasarımla bütünleşerek sadeliğin ihtişamına vurgu yapıyor.
Bahara taze bir dokunuş Boyner, yeni sezonda da şıklığı yakalamak isteyen kadınları göz kamaştıran ve zengin seçenekli bir moda dünyasına davet ediyor. Sezonun giyim trendlerini yansıtan birbirinden şık parçaları kadınlarla buluşturan Boyner, hem iş hayatında hem de günlük hayatta kendi tarzını oluşturmak isteyenlere muhteşem seçenekler sunuyor. Kolay kombinlenen parçalar, kadınlara hayallerindeki ilkbahar-yaz tarzını yaratma imkânı veriyor. Feminen duruşuyla dikkat çeken başrol oyuncusu parçaları elinde bulunduran Boyner’in İlkbahar-Yaz koleksiyonunda; modernize edilmiş floral desenlerden oluşan elbiselerin yanı sıra güçlü renk paletini yansıtan çizgili gömlek elbiseler günün her anına eşlik ediyor.
4 problemli bölgeye 1 sıkılaştırıcı çözüm
28-54 yaşları arasında cildin sıkılığı %27 oranında azalırken bu durum öncelikle kolları, göğüsleri, karnı ve kalçayı etkiliyor. Sarkma karşıtı ve sıkılaştırıcı yeni vücut kremi Caudalie Vinosculpt, vücudun tüm bölgelerine yoğun olarak etki ederken; içeriğinde sıkışlatırıcı özelliği ile iris özü ve gerçek bir antioksidan olan üzüm çekirdeği polifenolleri cildin yaşlanmasından %80 sorumlu olan serbest radikallere karşı koruma sağlıyor. Canlandırıcı etkiye sahip bu içerik, cildin sıkılığını kaybetmemesi için kolajenin korunmasına yardımcı oluyor. Daha etkili bir inceltici bakım rutini için cildinizi hazırlamak üzere öncesinde İnceltici ve Selülit Karşıtı Etkili Vücut Peeling’i ürününü kullanabilir, bakımı tamamlamak için de İnceltici ve Selülit Karşıtı Etkili Vücut Yağı’nı cildinize uygulayabilirsiniz.
Ellerinize özel bakım
Ellerimiz baş tacımızdır ama bakımlarını genelde ihmal ederiz. Son derece hassas bir yapıya sahip olan ellerimiz soğuğun ve rüzgârın etkisiyle kurur, içinde çeşitli kimyasallar bulunan sabun, sıvı sabun ve deterjanlar nedeniyle yıpranır. Thalia Natural Beauty Duo Care El Bakım Setleri, kuruyan ve yıpranan ellerimize ihtiyaç duydukları nemi, canlılığı, özeni sunmak için üretildi. Ahududu, İncir Sütü ve Papaya olmak üzere üç çeşidi olan Thalia Natural Beauty Duo Care El Bakım Setleri doğal bitki özleriyle, doğal ham maddelerle ve yağlarla hazırlanıyor. Setler ellerimize bakım yaparken baştan çıkarıcı kokularıyla ruhumuzu da dinlendiriyor.
66