Büyükorhan Güncel
2 Eski Bursa, yeni Yıldırım… Oğuz HAYAT
Eski ve yeni kavramları birer sıfat olarak kimi kez uygun zaman ve mekanlarda uygun yerlerde kullanıldığında gerçekçi bir anlam kazanır. Kimileri Bursa hakkında değerlendirme yaparken, ‘Nerede o eski Bursa’ diye iç geçirir.. Bu gün, Milyonlarca insana iş ve aş ortamı sunan bu günkü Bursa’ya soğuk bakılır da kimilerince eski Bursa öykünülecek bir nostalji olarak hafızalarda yer alır. Bursa’nın eskisi iyidir de onlar için nedense söz gelimi Yıldırım berbattır! Doğaldır ki, bu yaklaşımlar kişilerin bakış açılarına göre biçimlenmektedir. Bursa’nın eskisi, Yıldırım’ın yenisi!... Ne ki, kimileri de olaya ideolojik pencerelerinden bakınca siyahla beyaz karışmaktadır. Bursa geçmişte iyiydi, Yıldırım’sa şimdi iyi.. Hoş, olaya ter gözlükle bakanlar açısından bu da farklı yorumlanmakta. Kentin en çarpık yapılaştığı, plansız bir gelişmeyle gecekondu alanına dönüşen Yıldırım’ın son on yıldır yapılan çalışmalarla nasıl yaşanılabilir bir ilçeye dönüştüğünü kimileri görmek istemez. Ne ki, eski Bursa özleminde olduğu gibi ‘Ahh nerede o eski Yıldırım’ da diyemez. Çünkü, Yıldırım’ın eski yapısı üstü örtülemeyecek biçimde bütün yalınlığı ile hafızalara işlenmiştir. Yıldırım bu günse, çağdaş kentsel dönüşüm çabalarıyla çok daha yaşanılabilir bir ilçe kimliğine bürünmüştür. *** Tersini seslendirenler görünse de sağda-solda, bir gerçeğin hiçbir biçimde değişmeyeceği çok açık değil midir? Yıldırım için genellikle orada yaşamayanlar ve hatta son birkaç yıldır gidip oraları görmeyenler ahkâm keser. Oysa, gidip görmek, orada yaşayanlara sormak gerekmez mi? Orada yaşayanlar Yıldırım’ın eskiyeni halini çok iyi bildiklerinden son genel seçimlerde AK Parti oyları yüzde 60’şa dayanmamış mıdır? Başkan Özgen Keskin’in yerel yönetimlerde ki başarısı ortada apaçık görünürken, kentin diğer uçlarından Yıldırım için ahkam kesmenin anlamsızlığı ortada değil midir?
Türkmen’den hizmet atağı
Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen havaların iyi gitmesi ile birlikte hizmet atağına başladı. Başkan Türkmen, ilçe girişindeki Cumhuriyet mahallesinde oluşturulan alanda içerisinde çocuk oyun parkı,yürüyüş parkurları,dinlenme alanı ve kafeteryanın bulunduğu geniş bir sosyal alanın ilçe halkına hizmetine sunmanın mutluluğunu yaşadıklarını peyzaj çalışmalarında sona gelindiğini,çocuk oyun gruplarının konması ile birlikte açılışın gerçekleştirileceğini ifade etti. Türkmen,bu çalışmadan dolayı Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin’e sağladığı katkılardan dolayı ilçe halkı adına teşekkür ettiğini belirtti. Mezarlıklar büyüyor! Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen, ilçe girişindeki mezarlıkların eskiyen duvarlarına köklü bir bakım yapıldığını ayrıca mezarlıklara ilave olarak hayırsever vatandaşların belediyemize mezarlık yapımı için tahsis ettiği yerinde duvarlarının bitirilerek mevcut ilçe mezarlıklarının büyütülmesi sağlandı. Parke çalışmaları tam gaz! İlçenin bir çok mahallesinde yürütülen kilitli parke çalışmalarında Cumhuriyet
mahallesi de kapsama alanına alınarak mahallenin çamurdan kurtulması sağlanıyor.çalışmaları bizzat yerinde takip eden Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen,göreve geldiğimiz günden bu
*** Sözün özü: Çalışanlar, kötülük düşünmeye vakit bulamazlar. Çalışmayanlar ise, kendilerini kötülükten kurtara-mazlar. Hz. Ali
çalışmaların ötesinde Büyükorhan Belediyesi’nin hazırlamakta olduğu dev bir kilitli parke taşı ihalesi ile parke taşı döşenmedik bir santim yer bırakmamaktır,dedi.
Marmara Belediyeler birliğinin düzenlediği seminere katılan Dağ yöresi belediye başkanları seminerden arta kalan bölümlerde katılımcı belediye başkanlarıyla ikili diyalog kurma fırsatı buldular. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile de görüşme şansı bulan Dağ yöresi belediye başkanları ilçelerinde ki eksikler konusunda başkan Altepe’yi bilgilendirerek bu konuda destek istediler. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe,Keles Belediye Başkanı Süleyman Kaynak,Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen’i,Harmancık Belediye Başkanı Mustafa Çetinkaya’ya Dağ yöresinin sorunlarını iyi bildiğini,bu konuda gerekli eksiklerin giderilmesi için çalışmaların yapıldığını Dağ yöresinde bir tek eksik kalmayıncaya kadar çalışmaların süreceğini önlerinde en büyük engel olan Büyükşehir yasasının da meclisten geçmesi ile birlikte hiçbir sıkıntının kalmadığını, Dağın kanayan yarası olan göç sorunu çözülünceye kadar çalışmaların devam edeceğini söyledi.
Kent içine döşenen rayların üzerinde birkaç ay sonra harekete geçecek vagonlar eğer Bursa trafiğini bir nebze rahatlatabilirse, şimdiye kadar, yüz yıldır, gelmiş geçmiş tüm yerel yöneticilere vatandaşın ‘Sizin aklınız yok muydu’ diye sorması yanlış mı olur?
Eski Bursa daha iyiydi, diyenler, neden eski Yıldırım daha iyiydi diyemezler de, Bursa’ya eski köy haliyle özlem duyarlar anlamakta zorlanmaz mı insan?
yana bir çok çalışmamızın yanı sıra mahallelerimizde yaptığımız altyapı ve parke çalışmaları ilçemizin gelişmişliği ve yaşanabilirliği açısından en çok önem verdiğimiz konu olmuştur.Bu doğrultuda özellikle yapılan
Başkanlar Afyon’da buluştu
*** Bu gün, milyonlarca insanın karnını doyuran içinde barındıran Bursa da, Başkan Altepe’nin başarılı çabalarıyla düne göre daha yaşanılabilinir bir kent değil midir?
Alt tarafı kent içinde satha döşenen demir raylar ve birkaç vagon! Yüz yılı bıraktım, son çeyrek yüzyıldır gerçekleştirmeyi düşünüp ve beceremeyip, kent içi trafiğin arap-saçı olması karşısında bunu uzaktan seyredenlerin yüzleri kızarmaz mı bu soru karşısında?
Şubat 2013
Büyükorhan’ın cami duyarsızlığı Geçtiğimiz yıl inşaatına başlanan Büyükorhan Merkez Camii inşaatı durma noktasına geldi. Yapılan yardımların azalması ile birlikte inşaat çalışmalarının da azalması vatandaşlar arasında üzüntüye neden oldu.Cami yaptırma derneği başkanı Ethem Kaya yardım için çalışmaların devam ettiğini,bu kapsamda belediye başkanı Selami Selçuk Türkmen ve Ak Parti ilçe başkanı Bayram Çetinkaya ile birlikte Ankara’da diyanet işleri başkanlığı yapı daire başkanı Mahmut Mete ile bir görüşme yaptıklarını,görüşmenin olumlu geçtiğini ancak Büyükorhanlı vatandaşlarında camii inşaatı konusunda daha duyarlı olmaları gerektiğini belirterek yardım talebinde bulundu.
Büyükorhan Güncel
Şubat 2013
Beslenmeye dikkat!
7
Düzce Özel Düzce Güneş Tıp Beslenme ve Diyet Uzmanı Yasemin Seçkin, güvenilir ve sağlıklı beslenmek için önce düzenli beslenmenin önemine dikkat çekti. Öğün atlanmaması gerektiğini belirten Seçkin “Biz 6 öğüne kadar çıkıyoruz küçük ara öğünlerimiz oluyor. Genelde 2-3 saatte bir ufak araları yapmamız gerekiyor. Ana öğün kesin atlanmamalı. Genelde kilo problemi olanların çoğunluğunda sabah kahvaltısı yoktur. Öğlen yemeği ile başlarlar bunu takip eden kısmında da akşam yemeğini çok yerler. Tabi çok acıkıldığı için sabah kahvaltı atlandığı için akşam yemekten sonra sürekli bir atıştırma halinde geçiyor. Gün içinde çok dengeli beslenip 6 öğüne çıkılması gerekiyor ki o gece açlıklarını biraz daha durdurabilelim” diye konuştu. Yemek yerken porsiyonların çok önemli olduğunu söyleyen Diyetisyen, “Ölçüyü ayarladıktan sonra her şeyi yiyebiliyorsunuz. İllaki et yiyeceğim zayıflayacağım, yada zayıflamam için sebze yemem gerekiyor diye bir şey yok. Meyvede yiyebilirsiniz, sütte içebilirsiniz, ekmekte yiyebilirsiniz. Ancak her şeyi ölçülü yemeniz gerekiyor. Porsiyon kontrolü yapıldıktan sonra zayıflamamak için
hiçbir sebep kalmıyor” dedi. İnsanların en çok ekmekten kaçtığını işaret eden Yasemin Seçkin “Ben
ekmek yemezsem zayıflayacağım gibi bir konu var. Biz bunu açıkçası çok desteklemiyoruz. Çünkü ekmek
insanları tok tutuyor. Kepekli, çavdar, tam buğday gibi koyu ekmek tok tutuyor. Ekmek yemiyorum diyenlerin çoğunda da şu vardır; tabak tabak pilav ya da, makarna yeniyordur. Şu bilinmiyor genelde ekmek yerine pilav, makarna yendiğinde ekmeği fazlasıyla tüketiyorsunuz zaten. Çünkü 2 yemek kaşığı pilav yediğinizde zaman 1 dilim ekmeğin eşdeğeridir” dedi. Diyet sırasında bazı yanlışlıklar yapıldığına da değinen Yasemin Seçkin, “Ekmeği kızarttığınız zaman kalorisi düşüyor mu? limon yağları eritiyor mu? sabah aç karnına maydanoz suyu zayıflatıyor mu gibi sorularla sık sık karşılaşıyoruz. Örneğin sabahları maydanoz ya da lahana suları içerler. Maydanoz suyunu içebilirsiniz maydanoz çok iyi bir sebzedir ama maydanozu saatlerce kaynattığında içinde vitamin kalmıyor. Siz sadece suyu içmiş böbrekleri çalıştırmış oluyorsunuz. Bunlara dikkat etmek gerekiyor” şeklinde konuştu. Beslenme ve Diyet Uzmanı Yasemin Seçkin, ayrıca zayıflamak için değil sağlık için günde mutlaka 2 litre suyun tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
görülmüşse dışarı çıkmamalarını öneriyoruz. Kalp damarlarında kasılmalar ve büzülmelerden dolayı kalbi besleyen damarlarda kan akışı
azalmakta ve anjinal ağrı dediğimiz kalp ağrıları bu mevsimde daha sık görülmektedir. Bunlarda kalp krizi nedeni olabilir. Yaşlı hastalar daha çok risk altındadır. Daha önce kalp rahatsızlığı geçiren hastalarda kışın soğuk havalarda göğüs ağrıları artmaktadır bu da kalp krizine neden olabilmektedir. Bu tür hastaların en kısa sürede bir kardiyoloji uzmanına müracaat etmeleri gerekmektedir çünkü kalp krizi geçirdiği zaman anjiyo, balon, stent gibi operasyonlara kadar giden sıkıntılar meydana gelebilir" ifadelerini kullandı. Yılmaz, "Kalp hastalığı olan hastalar ve bilhassa anjiyografik olarak kalp ve damar hastalığı tespit edilen hastaların aşırı soğuklarda sıkı giyinmeleri ve mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları uygun olur" ifadelerini kullandı.
kaldıklarını dile getiren Dr. Yüzer, kadınların istirahatlarını çok yapamadıklarını söyledi. Yüzer, “Ev işlerinde kötü bir biçimde ev işi yapılarak vücut kullanılabiliyor. Zaman
ilerledikçe, özellikle kadınlarımızda menopoz sonrasında kemik erimesine bağlı olarak boyda kısalma, ya da kemiklerde yaşanan çökme kırıklarına bağlı, hem boyda kısalma, kamburlaşmada artma gibi bel problemlerini görebilmekteyiz. Masa başında çalışmak, bel ağrısında ciddi bir risk faktörü. Çünkü, oturduğumuz zaman belli kaslarda uzama, belli kaslarda kısalma meydana geliyor. Vücudun doğal halini bozmuş oluyoruz. Bu nedenle, bürolarda çalışan insanlar kalkıp biraz yürümeli, oturduğu yerde yapabileceği birtakım egzersizler var, bunları hayatına katmalı. Bölgede hastalarımız kilolu. Bölgede ağır iş yapan grup çok fazla. Kadınlarımız için sık doğum ciddi bir sıkıntı. Kilo alışı var, vücudun denge bozukluğu var. Sık yapılan doğumun kiloda meydana getirdiği kronik artışlar, bölgede bel fıtığı ve bel ağrılarının yaşanmasının en önde gelen nedenleri" diye konuştu.
Kışın kalp krizi riski artıyor Özel Avrupa Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Muzaffer Yılmaz, kalp ve damar hastalığı olanların soğuk havalardan korunması konusunda uyarılarda bulundu. Kronik akciğer ve kronik bronşit hastalığı olanların bu mevsimlerde risk altında olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Kronik akciğer ve bronşit hastalığı olanlar risk altındalar. Bu tür hastaların aşırı soğuklarda dışarı çıkmamalarını, çıkarlarsa da çok sıkı giyinmelerini ve göğüslerini iyi kapamalarını öneriyoruz" dedi. Kış aylarında soğuk ve kirli havayla birlikte kalp hastalıklarının görülme riskinin arttığını belirten Yılmaz, "Kronik akciğer hastalığı olan hastalarda üst solunum yolu enfeksiyonları sık gelişir. Bu tür hastalarda kalp hastalıklarının görülme riski hava kirliliği ve soğuk hava
birlikte had safhada olduğu zaman sorunlar daha da artmaktadır. Bu tür hastalarda kalbi besleyen damarlarda spazmlar, kalpte daralma ve tıkanmalar
Fazla doğum bel fıtığı sebebi Diyarbakır'da Özel Bağlar Hastanesi fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı Dr. Serdıl Büyükkaya Yüzer, bölgede kadınların fazla doğum yapmasının bel ağrılarının oluşmasında çok büyük etken olduğunu söyledi. Dr. Yüzer, Özel Bağlar Hastanesi klinik odasında açıklamalarda bulundu. Polikliniklerinde dörtte bir hastada bel ağrısı şikayeti ile karşılaştıklarını belirten Yüzer, "Bunun nedenleri ne? En sık nedeni kötü kullanım. Kötü kullanımında çeşitli boyutları var. İnsanlarımız ağır iş yapmaktalar, ağır yük kaldırmaktalar. Uzun süre ayakta durmaktalar. Ya da oturan insan grubu var. Uzun süre oturmakta bel ağrısına neden olmaktadır. Uzun süre oturmak uzun süre ayakta kalmaktan daha ciddi bir bel ağrısı nedenidir. Eğilerek çalışma, dönerek çalışma, fazla kilo obezite ciddi bir sorun. Kadınlarımız için fazla doğum yapmış olmak. Çünkü doğum kadınlarımızın vücudunda en başta belli bir yıpranmaya neden oluyor. Üst üste araya zaman koymadan işte iki yılda bir doğum yapmak. Doğum
Pişiksiz bebek hayal değil
sonrasında alınan kiloların verilememesi gibi etkenler bel ağrılarının başında gelen nedenler" dedi. Kadınların çalışmak zorunda
Dr. Oktay Demircioğlu, çocuklarda sıkça yaşanan pişik probleminin önüne geçmek için annelere uyarılarda bulundu. Anne sütünün erken kesilmesinin pişiğe yol açabileceğine dikkat çeken Demircioğlu, bebeklerin altının günde en az 5 kez değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Dr. Oktay Demircioğlu, yeni doğan bebeklerin en büyük sıkıntılarında biri olan pişik konusunda annelere altın değerinde tüyolar verdi.
Bebeklerde ek gıdalara geçilme süresinin azalmasıyla pişik görülme sıklığının arttığını söyleyen Demircioğlu, “Her yüz bebekten 5’inde ağır seyreden pişik, her iki bebekten birinin problemi durumunda. Elbette bu sorun sadece bebeğin değil ailenin de sorunu. Pişiğin ortaya çıkmasıyla birlikte huzursuzlanan bebek gece-gündüz farkı gözetmeden ağlayacak, mutsuz olacak; ailenin de mutsuz olmasına yol açacaktır” dedi.
Bebeklerde pişinin bir çok sebebi olabileceğine dikkat çeken Demircioğlu, “Banyo ve alt değiştirme sıklığının az olması, anne ya da bebeğin kullandığı bazı ilaçlar, bebeğin alt değiştirmesi sırasında hijyene uyulmaması, anne sütünün erken kesilip ek gıdalara erken geçilmesi, sıcak hava belirgin pişik sebepleri arasında bulunuyor. Deneyimleri olan anneler, en çok portakal ve mandalina gibi asitli gıdaların pişiğe yol açtığını söylüyor” dedi.
Bitkisel ilaç kullanımına dikkat
Sivas Eczacılar Odası tarafından, Cumhuriyet Üniversitesi'nde (CÜ) "Bitkisel Ürünlerin Yanlış ve Bilinçsiz Kullanımına Dair Farkındalık Yaratmak" konulu konferans düzenlendi. Kültür Merkezinde gerçekleşen konferansa Sağlık İl Müdürü Bahattin İlter, Cumhuriyet Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Erkul, CÜ Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şahin Yıldırım, Kayseri Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müberra Koşar, Sivas Eczacılar Odası Başkanı Uğur Akkuş, Türk Eczacılar Birliği Eczacılık Akademisi öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı. Konferansta sunum yapan Kayseri Erciyes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Müberra Koşar, ilaçların sentetik ve doğal olmak üzere ikiye ayrıldığını belirterek, "Doğal ilaçlar ya da halk arasındaki tabiri ile bitki ilaçlarının etken maddeleri birden fazladır. Bitkiyi tek olarak veya bitkinin karışım olarak özünü alıp kullandığınızda birden fazla maddeyi vücudunuza alıyorsunuz. Dolayısıyla o birden fazla maddeyi alırken hem toksik etkilerini hem de etkileşimlerini birlikte düşünmeniz gerekiyor. Bu nedenle bitkisel ürünlerde karışımları yapmak veya önermek oldukça risklidir. Bilen bir kişinin bunu yapması gerekir” dedi. Koşar, son zamanlarda revaçta olan afrodizyak ve zayıflama etkili bitkisel ilaçların da son derece tehlikeli olduğuna dikkat çekerek, "Bu tür ilaçların satışının medyadan ve internet ortamından yetkisi ve bilgisi olmayan kişilerce yapıldığı biliniyor. Bu tür ilaçların içerisinde yer alan ‘sibutramin’ maddesi öldürücü olabilir. Genelde merdiven altı üretim yapılan söz konusu bitkisel ürünlerde sibutramin maddesi kullanılmasına rağmen içerik kısmında buna dair bilgi yer almamaktadır" şeklinde konuştu. Bitkisel ilaçların doğru ve bilinçli kullanılmasını sağlamak için hekimlerin ve eczacıların ortak bir çalışma içerisinde bulunması gerektiğini dile getiren Koşar, “Tıp fakültelerinde bitkisel ilaçların eğitim olarak verilmesi gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından 2004 yılında yayınlanan raporda bitkisel ilaçların sağlıklı bir şekilde kullanılabilmesi için kalite, güvenlik ve etkinlik kriterlerini taşıması gerekiyor" dedi.
Belinizi korumanın yolu Her 100 kişiden 80’inin hayatının bir döneminde mutlaka bel ağrısı çektiğini belirten Doç. Dr. Kağan Tun, hareketsizlik ve egzersize ayrılan sürenin kısalmasıyla bu şikayetlerin daha çok arttığına dikkat çeti. Belde oluşan rahatsızlıkların bütün vücudu etkilediği için hayat kalitesini düşürdüğünü kaydeden Tun, sıkıntıları önlemek için 10 önemli husus olduğunu söyledi. Tun, GGünümüzde bel ağrısı üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra toplumda ikinci sırada yer alan ve oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Oldukça ciddiye alınması gereken bel ağrılarında, eğer ağrı iki, üç günden fazla sürüyorsa ve ağrı şiddetini artırıyorsa, ayakta veya bacakta güç kaybı, his azalması, yürüyememe, dengesizlik, idrar kaçırma gibi durumlar görüldüğünde hemen doktora başvurulmalıdır. İhmal edildiğinde veya yanlış uygulamalar yapıldığında felç kalma oranı bir hayli yüksektir. Rahatsızlıklar tedavi edilmez ve yapılan yanlışlara devam edilirse, kişinin bel fıtığı olma riski artar. Basit tedbirler alarak bel ağrısından uzak, rahat bir ömür sürmek mümkün" dedi.Yanlış pozisyonda yük kaldırmak belde rahatsızlığa sebep olan hatalı davranışların başında geliyor.