6
Büyükorhan Güncel
Ocak 2013
Büyükorhanlılar Uludağ’da
Yün çorap Yasin ORUÇ
Seneler hızlıca akıp gidiyor. Giderken çoğu şeyimizi çantasında götürüyor yıllar. Bazen umutlarımız oluyor giden bazen sevinçlerimiz, bazen sevdiklerimiz, bazen kültürümüz yer alıyor kara çantada... Çok değil 10-15 sene öncesine kadar kışın vazgeçilmezlerinden idi yün çoraplarımız. Kimi zaman altı yamalı kimi zaman yepyeni olarak ayağımızı ısıtıyordu. Şimdi de öyle tabi ama eskisi gibi değil maalesef... Kış aylarının yaklaşmasıyla giderdim ninemin yanına. O nasırlı elleri özenle örerdi çorapları. ‘Sıcak tutar oğul sakın çıkarma’ öğüdü de olurdu çocuk Yasin’e. Hem ninemi çok sevdiğimden hem de çocukluktan gelen alışkanlık olsa gerek pazarda satılan naylon çorapların yerine yün çoraplarımın ayağımda oluşu... Çevremde bu olay gün geçtikçe azalıyor. Artık çocuklar çorap ördürmek için yün götürmüyorlar büyüklerine. Yün çoraplar halk oyunları ekiplerinden başka pek fazla kimse tarafından kullanılmıyor artık. Bir de az ihtiyarların ayaklarında.. Oysa Keles’te yeri ayrıdır, ayrı olmalıdır... Yaklaşık olarak 1500 rakımlı bir yörede hem de sırtını İhtiyar ULUDAĞ’a dayamış Keles için çok önem taşır kış aylarında sağlam, sıcak tutan giyecekler. Yöre olarak da hayvancılığın bol olduğundan yün yelekler, yün pantolonlar, yün çoraplar soğuğa karşı en önemli zırhmış zamanında... Ama ister hayvancılığın yok olmuş sayılacak kadar azalmasını neden gösterin, ister kültürümüze yeterince sahip çıkamadığımızı neden gösterin. Sonuç olarak ne yün yelek kaldı ne yün çorap hatta ne de yün kaldı... Hayvancılık azaldı,yün bulunması zorlaştı,yeni nesil ne çorap örmekten anlar ne eskiyi sever zaten. Artık her şeyin hazır bulunduğu bir dünyada elbette yün çorabında makine örgüsü var. Yavaş yavaş ‘el emeği göz nuru’ kavramı da yok olmakta. Her şeyin hazırını alırken farkında olmadan büyük yanlış yapıyoruz bence; Hazır olan kültürümüzden yiyoruz.. Keles olarak biz böyle yapmayalım. Yöre kültürümüzü her an, dolu dolu yaşayalım. İnanın zararı olmaz bize. Eski değerlerimiz aklımızda tatlı hatıra olarak yer almasın, yün çorapları küçültüp araba aynalarını süslemeyelim sadece, değerlerimize en iyi şekilde sahip çıkalım.. Benim dileğim bu yöndedir. Yeni yılla birlikte inşallah gerçekleşir... Esen kalın.
Ocak 2013
Yıl:3 Sayı:30 Yerel Aylık Süreli Yayın
Yörem Güncel gazetesinin ücretsiz ilavesidir. Yonca Tanıtım ve Yayıncılık Adına İmtiyaz Sahibi
Mustafa BALSEVEN
Yazıişleri Müdürü Fatih Mehmet AZER Haber Müdürü Hukuk Danışmanı Fatih GÜÇTÜRK Av. Fevzi MARAL Görsel Yönetmen Yavuz COŞAN Katkıda Bulunanlar Faruk ANBARCIOĞLU, Yunus Emre COŞAN, Orhan BOZDEMİR, Aydın KURMUŞ, Tarık AS, Tuğba Akbey İNAN, Saadettin TOPÇU, Ramazan GÜNHAN, Cihan ERDEN, Kamile EMET, Şevki GÜR YayınYönetim Yeri : Tahtakale Mah. Veziri Cad. Aralıkhan No: 5/15 Osmangazi-BURSA Tel&Fax: 224 56 84 İrtibat Bürosu : Cuma Mh. I. Murat Cd. No:14/A Keles-BURSA Tel&Fax: 861 28 70 Baskı Yeri : Özcan Ofset Baskı Matbaacılık Gülbahçe Mah. Akmal Sok. No: 10 BURSA Tel: 0.224 254 77 14 Büyükorhan Güncel gazetesi basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
Ali Erdem-Aydın Kurmuş Büyükorhan / Orhankebir’in sayfasının düzenlediği Uludağ Gezisi Büyükorhan’lılar tarafından büyük ilgi gördü.Gencinden orta yaşlısına kadar 80 Kişi Büyükorhan’dan Uludağ’a eğlenmeye gitti.Birlik ve beraberliğimizi pekiştiren,aynı zamanda görmediğimiz... Büyükorhan / Orhankebir’in sayfasının düzenlediği Uludağ Gezisi Büyükorhan’lılar tarafından büyük ilgi gördü.Gencinden orta yaşlısına kadar 80 Kişi Büyükorhan’dan Uludağ’a eğlenmeye gitti.Birlik ve beraberliğimizi pekiştiren,aynı zamanda görmediğimiz yerlere giderek eğlenme fırsatını yaşayabileceğimiz diğer gezilerimizde buluşmak üzere diye yazıldı. Büyükorhan / Orhankebir organize ettiği bu gezide emeği geçen Büyükorhan Ak Parti İlçe Başkanı Bayram Çetinkaya ve Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen’e teşekkür ettiler. Gezide elde ettikleri gelirin tamamını Büyükorhan Eğitim Gönüllüleri Derneğine bağışladılar.
Hayvancılığı bitiren teşvik Hayvancılığa teşvik amacıyla devlet tarafından 6-7 bin liraya tarla ipotekli kredi ile satılan büyükbaş hayvanların değeri 1-2 bin liraya düşünce köylüler perişan oldu. Bursa’nın hiç göç vermeyen tek köyü olan Büyükorhan’ın Yenice köyünde borcunu ödeyemeyen köylüler icralık olurken, Bursa’ya göç etmeyi düşünüyorlar. Hayvancılığa teşvik amacıyla devlet tarafından 6-7 bin liraya tarla ipotekli kredi ile satılan büyükbaş hayvanların değeri 1-2 bin liraya düşünce köylüler perişan oldu. Bursa’nın hiç göç vermeyen tek köyü olan Büyükorhan’ın Yenice köyünde borcunu ödeyemeyen köylüler icralık olurken, Bursa’ya göç etmeyi düşünüyorlar.
İnternetten satın aldığınız araçlara dikkat
İnternet üzerinden satın aldığınız otomobilin pert çıkabileceğini, bu durumda kasko yapılmadığını ve satışında sorun yaşanabildiğini belirten Bursa Oto Galericiler Odası Başkanı Hakan Yanık, "Türkiye’de pert durumda olan 3 milyona yakın araç var. Pert olduktan sonra tamir edilen araçlar tekrar trafiğe çıkıyor. Vatandaşlar, aracını aldıktan aylar sonra pert olduğunu anlıyor. Aracın da fiyatı yarıya düşüyor. Pert araçlar trafiğe çıkarılmamalı, hurdaya gönderilmeli” dedi. Türkiye’de trafik kazalarından sonra pert olan araçların tekrar trafiğe çıkarılması vatandaşları mağdur ediyor. İnternet üzerinden aracı gören ve test ettirmeden satın alan vatandaşlar, daha sonra sigorta şirketine gittiğinde aracın gerçek durumunu görüyor. Pert olan araca sigorta şirketinin kasko yapmamasından sonra vatandaşlar araçlarını aldığı paranın yarısına karşılık elinden çıkarıyor. Bu konuda vatandaşlara uyarılarda bulunan Bursa Oto Galericileri Odası Başkanı Hakan Yanık, piyasalarda mevcut olan ikinci el araçlarla ilgili bilgi kirliliğinin bir an önce düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Trafik Sigortaları Birliği ve Gözetim Merkezi’nde (TRAMER) ve TÜVTÜRK’ün verdiği bilgiler
Büyükorhan Güncel
Ocak 2013
birbirini tutmadığını iddia eden Yanık, “Bu da ikinci el satış yapan insanların kafasını karıştırıyor. Burada verilen bilgilerin sağlıklı olduğuna inanmıyoruz. Mesaj sisteminden alınan bilgiler sağlıklı olmayabilir. Çünkü geç güncelleniyor. Test merkezlerine veya yetkili servislere göstersinler. Çünkü pert olmadığı halde araçların pert olduğu ile ilgili mesajlar elimize ulaşıyor” diye
Tuzdan arı kovanı ve kümes yaptı
Çankırı’da bir girişimci bulaşıcı hastalıklardan dolayı arı ve tavuk ölümlerinin önüne geçmek isteyen tuzdan arı kovanı ve duvarları tuzla kaplı kümes üretti. Katıldığı bir yarışmada Çankırı tuzundan yaptığı eserlerle birinci olan ve 200 bin lira ödül alan Necmettin Türkoğlu girişimci, Vali Vahdettin Özcan ile basın toplantısı düzenledi. Vali Vahdettin Özcan, Çankırı adına Türkoğlu'nu başarısından dolayı tebrik ederek, "Çankırı olsun, Çankırı'nın değerleri olsun bizim açımızdan önemlidir. Bizi ilgilendiren bir değerin böyle önemli bir yarışmada birinci olması bizim açımızdan çok önemli ve sevindirici" dedi. Necmettin Türkoğlu da yıllardır çeşitli konularda proje ürettiğini ifade ederek, "Coğrafyanın kaderini coğrafyanın kendisi belirler. Sizin elinizde bir ham madde varsa bunun üzerine gidip yeni şeyler üretmeniz lazım ki rekabet edebilesiniz" ifadelerini kullandı. Çankırı tuzunu tüm dünyaya tanıtmak amacıyla yola çıktıklarını belirten Türkoğlu, "Camilerin girişlerini tuzdan yapılan karolarla döşeyeceğiz. Bu şekilde cemaat içeriye girerken ayağındaki mantar veya herhangi bir hastalığın Tuzla temas ederek ölmesini sağlayacağız" dedi.Tuzun bakteri ve mantarları öldürdüğünü söyleyen Türkoğlu, "Tuzla ilgili yaptığım araştırmalarda bakteri ve mantarları öldürdüğünü gördüm. Buradan yola çıkarak tuzdan hayvan barınakları yapılabileceğini düşündüm. Kümeslerde ve arı kovanlarında bakterilerden ve mantarlardan dolayı bir çok toplu ölüm yaşanıyor. Ben de tuzdan arı kovanı ve tavuk kümesi yapılabileceğini düşündüm. Tuzdan arı kovanı ürettik, arıların daha sağlıklı olduğunu görüyoruz. Tavuk kümesi de yapacağız. Projemizi geliştirmeye devam ediyoruz." Türkoğlu, "Vatandaşların ayaklarında ayakkabıdan kaynaklanan mantarlar ve bakteriler bulunuyor. Biz bazı camilerin girişlerine tuzdan karolar yaptık” dedi.
konuştu. Satın aldıkları araçta fazla değişenin olmamasına rağmen pert olarak nitelendirilmesine tepki gösteren Yanık, “Bu mesajlar güncellenmeli. Araçta iki parça değişen var. Mesaj atıyorsun bize ‘pert’ diyor. Bir aracın pert olabilmesi için yüzde 60 oranında hasar olması lazım. Ama araçta öyle bir hasar gözükmüyor. Burada da tüketiciyi ikna
etme şansımız yok. 30 bin TL’lik aracın perte çıkması için 16-17 bin TL hasar görmesi lazım. 3-4 bin TL hasarla perte çıkartılmaz. Anlamsız şekilde araçlar pert edilmiş durumda. Vatandaşların bu konuda hassas davranması gerek” şeklinde konuştu. Pert araçların trafiğe çıkartılarak satılmasının ayrı bir handikap olduğunu ifade eden Yanık, pert araçların piyasada tamir edildikten sonra normal bir araç gibi satıldığını kaydetti. Yanık, “Şu an 3 milyona yakın pert araç trafikte. Bu pert araçlara da sigorta şirketi artık kasko yapmıyor. Sigorta şirketleri de bazı şahıslara satarak tekrar bu araçların piyasaya girmesine vesile oldu. Servislerden araçlarla ilgili bilgi alınabilir. Sigorta şirketlerindeki bilgilerin doğru mu değil mi bilinmiyor. Pert araçlar konusunda bir sürü şikayet geliyor. Pert araçların trafiğe çıkmaması lazım. Pert araçlara kasko şirketleri sigorta yapmıyor. Gidin bu araçları hurdaya gönderin. Vatandaş bilemiyor ki. Aylar sonra aracını kasko yaptırayım derken pert olduğunu öğreniyor. 20 bin TL’ye alınan araç pert kaydığı olduğu zaman yarı yarıya düşer. Pert kayıtlarından vatandaş zarar görüyor” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİYE TEŞVİK DEĞİL RESMİ KAZIK MI? Yaklaşık 2 yıl önce devletten teşvik amacıyla 6-7 bin liraya büyükbaş hayvanları aldıklarını belirten Yenice köyü halkı, “Bu hayvanları evimizi, tarlamızı ipotek ederek kredi ile satın aldık. Köyümüzde gölet nedeniyle su sıkıntısı olmadığı için hayvanların saman sorununu bir bakıma ucuza çözüyorduk. Yem fiyatlarına gelen zamlar zaten hayvancılığın belini bükmüştü. Ancak buna rağmen hayvancılıkta en iyi durumda olan köy Yenice köyüydü. İthal edilen hayvanlar yüzünden büyükbaş hayvan fiyatları 1-2 bin liraya kadar düşünce kredi borcumuzu ödeyemez duruma geldik. Çoğu çiftçimizin evine tarlasına icra geldi ve gelmeye devam ediyor” dediler. HAYVAN KREDİ BORÇLARI YENİDEN YAPILANDIRILSIN Yenice köyünün Bursa’da hiç göç vermeyen tek köy olduğuna da dikkat çeken köylüler, “Bu durum böyle giderse ve sorunumuza çözüm bulunmazsa gençlerimiz Bursa’ya göç etmeyi düşünüyorlar. Bursa’daki iş durumlarını da az çok biliyoruz ama köyde bir şey kazanamadıktan sonra Bursa’da mücadele etmenin daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Başka köylerde gençler tamamen köyü terk etti. En azından devletimizden teşvik amacıyla verilen büyükbaş hayvanların ödemesinin yeniden yapılandırılmasını istiyoruz” diye konuştular. HAYVAN VERECEĞİNİZE YEM VERSEYDİNİZ! Büyükbaş hayvan teşviki verileceği zaman köylülerin yeme teşvik istediklerini hatırlatan Yenice köyü halkı, “Biz büyükbaş hayvan teşviki yerine yeme, hayvan katkı maddelerine teşvik istedik. Ama devletimiz bizim
sesimizi duymadı, 4 bin liralık hayvanları bize 6-7 bin liraya sattı. Bir saman balyesi 22 lira. Yemin çuvalı 52 lira. Bu hayvan nasıl bakılır? İşin içinden çıkılmaz hale geldi” dediler. DEDESİNİN ARAZİSİ VAR DİYE TEŞVİK VERMİYORLAR! Tarım konusunda da teşviklerden faydalanamadıklarını dile getiren köylüler, “Yenice köyünde 100 dönümlük bir araziyi tarım üzerine işletiyoruz. Ama verilen teşvikten yararlanamıyoruz. Babamın dedesinin üzerine tarlalar var. Bu tarlalar yüzünden bize teşvik verilmiyor. Tarımda hayvancılıkta teşvik var deniliyor ama tamamen sözde kalıyor. Eğer gerçekten teşviklerden yararlansak Yenice köyü Karacabey gibi olur. Bizim herşeyimiz para. Mazotumuz para, gübremiz para. Biz çok büyük sıkıntılar içerisinde tarım ve hayvancılığı yapıyoruz” şeklinde konuştular.
HASAN TAŞ DEVREDE AK Parti Bursa İl Başkan Yardımcısı ve AK Parti Bursa Tarım Komisyonu Başkan Yardımcısı Hasan Taş ise, yaptığı açıklamada, devletin hayvancılık ve tarım teşviki ile ilgili ciddi çalışmalar yaptığını belirterek, “Hayvancılık konusunda önemli teşvikler verildi. Bakanlık bu konuda önemli çalışmalar yaptı. Ancak yapılan teşvikte plansızlık kurbanı olduk. Devletimiz hayvancılığın ve tarımın gelişmesi için teşvik verdi ancak bir noktada işler istenildiği gibi olmadı. Bu teşviklerden arada olan bazı insanlar kazandı diye düşünüyorum. Köylülerimizin bu durumu şimdiye kadar bize talep bazında yansımadı. Ancak biz duyumlar üzerine AK Parti Bursa Tarım Komisyonu olarak harekete geçtik. TBMM Tarım Komisyonu’ndaki milletvekillerimiz ile görüşerek durumu haberdar ettik. Bu konuda çalışmalarımız sürüyor. Çiftçimizin mağduriyetini giderme
konusunda hükümetimiz, milletvekillerimiz ve tarım komisyonlarımız ciddi bir şekilde çalışıyor” dedi. TAPUDA ÇÖZÜM ARANIYOR Tarıma teşvik konusundaki sıkıntılara da değinen Hasan Taş, “Bazı çiftçilerimizin dedelerinin üzerine arazileri var. Bu nedenden dolayı tarımda yapılan teşvikten yararlanamıyorlar. Hükümetimiz tarımda teşvik yaparak ciddi paralar veriyor ancak bu paralar sanırım başka tüccarlara gidiyor. Bu konuda da plansızlık söz konusu. Bu konuyla ilgili Tapu Müdürlüklerimizde çalışmalarımız sürüyor. Aynı zamanda Tarım Komisyonumuz da tarımın eski günlerine dönmesi için önemli çalışmalar yapıyor. Bu çalışmalar sonucunda çiftçilerimizin mağduriyetini gidermiş olacağız” dedi.
Büyükorhan Barajı’nda korkutan gelişme Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde bulunan ve Orhaneli ilçesindeki köylerin tarımsal sulama ve içme suyu ihtiyacını gideren Büyükorhan Barajı’nda suların ciddi bir şekilde eksilmesi köylüleri korkutuyor. Ciddi bir yağmur bekleyen köylüler, gerekirse yağmur duasına çıkacaklarını belirtiyor.
3 Kültür yozlaşması… aliaydogdu67@gmail.com
Ali AYDOĞDU
Geçtiğimiz günlerde Kayapa Köyü Kültür, Eğitim, Yardımlaşma ve Kalkınma Derneği KAYDER’in DAĞDER Kültür Merkezi’nde olağanüstü genel kurulu yapıldı. Hem DAĞDER, hem Dağgücü Spor Kulübü yöneticileri, hem de dağ yöresi köy derneklerinin temsilcilerinin katılımıyla oldukça kalabalık ve görkemli bir genel kurul gerçekleşti. Derneğin kuruluşundan bu yana başkanlık görevini yürüten Ahmet Korkmaz bayrağı yönetimindeki arkadaşı Erdal Kadir’e devretti. İki taraf için de hayırlı olsun. Genel kurul kadar yapılan konuşmalar da önemliydi. Söz verilen her konuşmacı birlik beraberlikten dem vurdu. En önemlisi de kültürün korunması yönünde yapılan konuşmalar dikkat çekiciydi. Türk kültürü ile batı kültürü arasındaki farkın ön plana çıkarıldığı konuşmalarda, sevgi saygı vurgusu yapıldı. Dernekler olarak yöresel kültürün korunması yönünde yapılan ve yapılacak çalışmalar anlatıldı. Hele hele Ahmet Korkmaz’ın bizler büyüklerimize “Abi, amca ve dayı” gibi sözcüklerle ifade ederken, batılıların okul kitaplarımızdaki alıştırmalarda da tanık olduğumuz gibi, “Bay Jak, Bayan Marta, vs…” gibi isimlerle hitap ettiğini belirtmesi konuşmaların bence en can alıcı bölümüydü. Konuşmaların ardından alkışlar ve güzel dileklerle kongre tamamlandı. Kongrenin ardından birkaç arkadaşla Atatürk Caddesi’ne indik. Daha çok Avrupa sokaklarında rastlanan yol kenarındaki amatör müzisyenleri ve onların önlerine koydukları kaplara para atan gençleri görünce resmen şoke olduk. Az önce neden bahsediyorduk, birkaç dakika sonra neyle karşılaştık. Oysa Türk geleneklerinde böyle bir tablonun olmadığını biliyoruz. Kısa sürede yaşadığımız iki duygu sonucunda kültür ve geleneklerimizi korumak yolunda daha çok çalışmamız gerektiğini bir kez daha anladık. Bu görüntüler altında gençliği düşündükçe işin çokta kolay olmadığını gördük. Bir ülkeyi yıkmanın en kolay yolun o milletin kültürünü yok etmek olduğunu biliyoruz. Hakikaten giyimimizden, yememize, konuşmamızdan içmemize kadar batı geleneklerine göre hareket ediyoruz. Anlayacağınız kültür erozyonu tam gaz ilerliyor. Ülkemizdeki kültür yozlaşmasını gördükçe de gelecek için endişe etmekten kendimizi alamıyoruz. Ve bu da gösteriyor ki, derneklerin işi kolay değil. Dernekler olarak kültürümüze daha çok sahip çıkmak gerekiyor. Sıkıntılı, anlaşmazlıklar ve kısır çekişmeler de olsa yöremizin insanları dernekler vasıtasıyla kültürlerini yaşatmak için var güçleriyle çaba harcıyor. Tablo az önce yaşananlar gibi olunca gidecek daha çok yolları da var. Bu yolda hedefe ulaşmak için ise birlik beraberlik ilk şart… Çünkü, birlik beraberlik kültürel yozlaşmanın önündeki en büyük set olacak…
Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde bulunan ve Orhaneli ilçesindeki köylerin tarımsal sulama ihtiyacını gideren Büyükorhan Barajı’nda suların ciddi bir şekilde eksilmesi köylüleri korkutuyor. Ciddi bir yağmur bekleyen köylüler, gerekirse yağmur duasına çıkacaklarını belirtiyor. EKSİLME NEDENİ BİLİNÇSİZLİK Mİ? Cumadere akarsuyundan beslenen Büyükorhan Barajı’nda belirlenemeyen bir nedenle suların ciddi oranda eksilmesi nedeniyle tedirgin olan köylüler, barajın içme suyu ihtiyacını da karşıladığını söyledi. Tarımsal sulama konusunda bilinçsizce davranıldığını da belirten köylüler, “Bazı arazilerin su ihtiyacını karşılama konusunda insanlarımız bilinçsizce davranabiliyor. Bu da barajın su seviyesinin azalmasında etkin rol oynuyor. Bölgenin içme suyu ihtiyacını da karşılayan barajımızın eksi haline dönmesi için ciddi bir yağış bekliyoruz. İstenilen seviyede yağmur yağmazsa yağmur duasına bile çıkmayı düşünüyoruz” dediler. 1992 yılından bu yana bölgeye hizmet veren barajın ilk kez bu kadar eksildiği öğrenilirken, suyun eksilmesi ile ilgili araştırmaların sürdüğü öğrenildi.
Bal-Der yemekte buluştu Orhaneli Baloğlu Köyü Derneği bilgilendirme toplantısında buluştu. Bal-Der’in yemekli toplantısına katılan Ordu Vali yardımcısı Abdullah Demir damgasını vurdu. Baloğlu Köyü’nün ve dağ yöresinin bir değeri olmaktan her zaman gurur duyduğunu ifade eden Demir, dernekler konusunda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Bal-Der Başkanı Hasan Hüseyin Çol derneklerde birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaptı.