6
Büyükorhan Güncel
Kasım 2012
Nezle ve gribe dikkat! Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Kalp, karaciğer, akciğer, böbrek rahatsızlığı olanlar grip ve nezleye karşı daha dikkatli olmalıdırlar” dedi OMÜ Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurhan Köksal, mevsim geçişlerinde grip ve nezleden dolayı hasta sayılarında artış olduğunu söyleyerek, “Kalp, karaciğer, akciğer ve böbrek rahatsızlığı olan hastaların nezle ve gribe karşı dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü bu kişilerde hastalık daha ağır olarak seyrediyor. O nedenle korunma önlemlerine hassasiyet göstermelidirler” diye konuştu. Nezle ve grip hastalıklarının birbirine benzediğini ancak arasındaki farkın etken olan virüsler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Mevsim geçişlerinde en sık rastladığımız rahatsızlık nezle ve griptir. Hastalığın sık görülmesinin nedeni havaların soğumasıyla beraber kapalı ortamda bulunan insan sayısının fazla olmasıdır. Bu nedenle hastalık temasla ve havayla bulaşıyor. Nezle ile grip arasında ki fark, ikisi de viral hastalıktır. Etken olan virüsler farklıdır. Nezlenin daha çok burunun tıkanıklığı, saydam akıntı ve karıncalanma, gözde yaşarma ve boğazda gıcık şeklinde şikayetleri olur. Gripte ise şikayetler biraz daha ağırdır. Yüksek ateş, öksürük ve kırgınlık temel şikayettir. Burun sendromlarına
da neden olur. Nezle 3 ila 5 gün, grip ise 5 ila 7 gün arasında sürer” şeklinde konuştu. Grip ve nezle hastalığına etkili kullanılacak bir ilaç olmadığını söyleyen Prof. Dr. Nurhan Köksal şu bilgileri verdi: “Hastalıkların tedavisi, hastaların şikayetlerini gidermeye yöneliktir. Bunlara etkili kullanılacak ilaçlar ne yazık ki yoktur. Mevcut ilaçlar ateş düşürme, burun tıkanıklığı ve kırgınlıklara yönelik giderici ilaçlardır.” Grip ve nezle hastalığından korunma yöntemlerinden bahseden Prof. Dr. Nurhan Köksal, mevsimde
yetişen meyve ve sebzelerin tüketilmesi gerektiğine işaret ederek şöyle devam etti: “Halkımız hasta olmamak için kapalı ortam ve kalabalıklardan uzak durmalıdır. Eğer bu ortamlarda bulunmaları gerekiyorsa, ortam iyi havalandırılmalıdır. Eller temas sonrası iyi yıkanmalıdır. Yıkanmadığında temasla elimize bulaşan mikropları kendi ellerimizle burnumuza ve ağzımıza götürerek hasta olabiliyoruz. Bunlara dikkat edilirse yıl içerisinde geçirilecek hastalık sayısını yarıya indirebiliriz.”
Uykusuzluk kişiliği değiştiriyor
Uzmanlar, uyku bozukluklarının kişilik değişikliklerine yol açabileceğini, kişiyi depresyona itebileceğini söyledi. Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, insanların hayatlarının 3’te birini uyuyarak geçirdiğini belirterek, yeni doğan bebeklerin günün 18-20 saatinde uyuduğunu, erişkin insanlarda bu sürenin 4 -11 saat arasına düştüğünü kaydetti. Anadolu’da “Uyusun da büyüsün” diye bebeklere söylenen ninnilerin altında yatan gerçeği bugün çok daha iyi anladıklarını vurgulayan Karadağ, “Gerçekten de büyüme hormonunun en fazla uyku sırasında salgılandığını, uykunun vücudun büyüme ve yenilenmesinde, öğrenme ve bellek fonksiyonlarının gelişmesinde çok önemli bir rol oynadığını bilim insanları ispatladı. Uykunun sırları çözülmeye başlandı. Bilgisayarların tıp dünyasına girmesiyle karanlıkta kalan tüm bilgiler yavaş yavaş gün ışığına çıkıyor. Gözlemlere dayanan bilgileri artık test etme imkanına kavuştuk. Bugün artık biliyoruz ki uyku eskiden zannedildiğinin aksine pasif bir
Sadece kadınların problemi değil! Hisar Intercontinental Hospital Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Özdemir, günümüzde büyük memelerin sadece kadınların problemi olmadığını erkeklerinde ciddi anlamda büyük meme problemiyle karşı karşıya kaldığını söyledi. Yazılıçı açıklama yapan Uzman Op. Dr. Hakan Özdemir erkeklerin de büyük meme problemi yaşadıklarını söyledi. Erkeklerde de meme dokusu olduğunu ancak kadınlarda olduğu kadar gelişmediğini ifade eden Özdemir, “Jinekomasti, erkeklerdeki meme dokusunun kadınlarınki gibi büyümesidir. Meme dokusu içinde sadece yağ dokusu artışı varsa yalancı jinekomasti olarak adlandırılır. Dünyada, erkeklerin yüzde 20-30’unun az ya da çok jinekomasti sahibi olduğu tahmin ediliyor. Jinekomasti anneden geçen östrojen hormonları nedeniyle yeni doğanlarda, hormon düzensizlikleri nedeniyle ergenlik çağında ve 50 yaş üzeri erkeklerde yüzde 70’e varan daha yüksek oranda görülebilir. Türkiye’de jinekomasti nedeniyle denize giremeyen, giysilerini bol seçen ve bu nedenle ameliyat ihtiyacı duyan erkek sayısında da son yıllarda ciddi artış bulunuyor” dedi. Erkeklerde meme dokusunun büyümesine neden olan faktörleri açıklayan Özdemir şunları söyledi; “Bazı ilaçlar (AIDS tedavisi ilaçları, depresyon ilaçları, kas yapmayı artırıcı anabolik steroid kullanımı, kemoterapi ilaçları, kalp ilaçları, prostat ilaçları, mide ülseri tedavisi ilaçları), bağımlılık yapıcı etkisi yüksek olan bazı uyuşturucuların kullanılması, alkol kullanımı, tiroid rahatsızlıkları, erkeklerde testis fonksiyonlarındaki yetersizlikle ortaya çıkan hipogonadizm hastalığı, böbrek veya karaciğer yetmezliği, beslenme yetersizliği, çeşitli tümörler, bezite,
jinekomastiye neden olabilir.” Kadınlarda meme gelişimin artırıcı hormon olan östrojen benzeri maddeler içeren pek çok ürün fazla tüketildiğinde jinekomasti yapabileceğine dikkat çeken Özdemir, “Bu ürünlerden en önemlisi soyadır. ABD’de yayınlanan bir araştırmada soya sütü kullanan, 6 aydır her iki göğüs dokusunda büyüme olan erkek bir hastanın, azalmış cinsel istek ve ereksiyon problemi yaşadığı ve soya kullanmayı kesmesinden sonra şikayetlerinin geçerek hormon seviyelerinin düzeldiği görülmüş” diye konuştu. Hisar Intercontinental Hospital Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hakan Özdemir, ,”Soya; un, süt, yoğurt ve peynir, dondurma, dondurma külahı, pasta, bisküvi, kek, hayvan yemi, yeşil gübre, ilâç, boya, kâğıt, kemiksiz et, kahve, salça, sabun, plastik maddeler, lastik, alkol, yağ, margarin, soya unu, ekmek, makarna, tarhana, leblebi, çocuk maması yapımının yanı sıra, boya, muşamba, tutkal, inşaatlarda kullanılan macun, fungusit ve pestisit, antibiyotik, dizel yakıt, boya, matbaa mürekkebi gibi daha birçok sanayi ve eczacılık ürünü imalatında kullanılıyor. Ayrıca büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar ile kümes hayvanları için önemli bir yem kaynağı. Pek çok hayvan, soya ürünü içeren yemlerle besleniyor. Bu da gösteriyor ki yediğimiz içtiğimiz pek çok üründe ve kullandığımız sanayi ürünlerinde, hayatımızın pek çok anında soya ürünleri ile karşı karşıyayız. Ancak soya ürünlerinin bilinçli ve sınırlı tüketilmesi gerekir. Çünkü soya ve GDO’lu soya ürünleri jinekomasti yapması yanında pek çok başka yan etkilerini ilerleyen yıllarda gösterebilir. Bu nedenle GDO’lu ürünlerden kaçınılmalı, mümkün olduğunca dengeli beslenilmelidir” dedi.
Büyükorhan Güncel
Kasım 2012
Kaymakam köylerde
Büyükorhan Kaymakamı İbrahim Ethem Kazak, beraberinde İlçe Yazı İşleri Müdürü ile birlikte İlçeye bağlı köylerin bir kısmını ziyaret ederek köylerde incelemelerde bulundu ve vatandaşların sorunlarını dinledi. Aydın KURMUŞ İlçeye bağlı köylerden 20 köye ziyaret gerçekleştiren İbrahim Ethem Kazak, köy muhtarlıklarında yaptığı incelemelerde muhtarlardan köylerinin genel durumu hakkında bilgiler aldı. Muhtarların istek ve taleplerini de alan Kaymakam Kazak acil çözülmesi gereken sorunların hemen giderileceğini belirtti. İlçeye bağlı köylere Bursa İl Özel İdaresi tarafından gönderilen kilitli parke taşlarının bir an önce döşenmesi için muhtarlara talimat veren İbrahim Ethem Kazak, taşların döşeme çalışmaları için Kaymakamlık olarak destekte bulunacaklarını muhtarlara bildirdi. Köy gezilerinde köylüler ile de bir araya gelen Kaymakam Kazak, halkın sıkıntılarını dinleyerek köylülerin istek ve taleplerini de aldı. Büyükorhan Kaymakamı İbrahim Ethem Kazak köyleri tanımak ve ihtiyaçlarını yerinde görmek için burada olduklarını ifade ederek, devletin tüm birimleri ile birlikte köylülerin yanında olduklarını, bu tür ziyaretler ile vatandaşın sorunlarını yerinde gördüklerini ve çözümü konusunda da çaba sarf edeceğini kaydetti. Köylüler de Kaymakamın köylerine yapmış olduğu ziyaretten büyük mutluluk duyduklarını dile getirerek, devleti yanlarında görmekten büyük bir gurur ve mutluluk duyduklarını belirttiler.
Mantar masaya yatırılıyor Büyükorhan’da “Zehirli Mantarlar ve Mantar Zehirlenmeleri” konulu konferans yapılacak.
Minibüs devrildi!
Bakanlık ilaç sorununu çözdü Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, lösemi hastalarının tedavilerinde kullanılan bir ilacın (purinethol) temininde yaşanan sıkıntıların giderildiğini bildirdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, lösemi hastalarının tedavisinde kullanılan bir ilacın (purinethol) temininde yaşanan sıkıntıya ilişkin bir açıklama yaptı. Son günlerde bazı lösemi hastalarının tedavisinde kullanılan bir ilacın temininde zorluklar yaşandığının tespit edildiğini belirten Çelik, "Yurt dışı menşeli olan bu ilacın temininde yaşanan zorlukların gerek ithalatçı firmanın el değiştirmesi, gerekse
dinlenme olayı değil, aktif olarak yaşadığımız bir restorasyon olayıdır. Uykuda gün boyu yıpranan vücudun ve beyin fonksiyonlarının düzenlemesi yapılıyor ve yeni bir güne hazırlık yapılıyor” dedi. Sağlıklı uyku sırasında kasların gevşeyerek dinlenirken tüm sistemlerin bir bilgisayar gibi kendini test etmekte ve fonksiyonlarını yeniden düzenlemekte olduğunu kaydeden Karadağ, “Bağırsak
hareketlerimiz yavaşlamakta, karaciğer, böbrek gibi önemli organlarımız günlük streslerin etkisinden kurtulmak için fonksiyonlarını azaltmakta. Yapılan çalışmalarda derin uykuda, vücutta protein sentezinin, hücre mitozunun ve büyüme hormonu salgılanmasının arttığı, buna karşılık adrenalin ve kortikosteroidler gibi katabolik, yıkıcı hormonların salgısının azaldığı gösterilmiştir” diye konuştu.
Kasım 2012
Yıl:3 Sayı:28 Yerel Aylık Süreli Yayın
Yörem Güncel gazetesinin ücretsiz ilavesidir. Yonca Tanıtım ve Yayıncılık Adına İmtiyaz Sahibi
Mustafa BALSEVEN
Yazıişleri Müdürü Fatih Mehmet AZER Haber Müdürü Hukuk Danışmanı Fatih GÜÇTÜRK Av. Fevzi MARAL Görsel Yönetmen Yavuz COŞAN Katkıda Bulunanlar Faruk ANBARCIOĞLU, Yunus Emre COŞAN, Orhan BOZDEMİR, Aydın KURMUŞ, Tarık AS, Tuğba Akbey İNAN, Saadettin TOPÇU, Ramazan GÜNHAN, Cihan ERDEN, Kamile EMET, Şevki GÜR YayınYönetim Yeri : Tahtakale Mah. Veziri Cad. Aralıkhan No: 5/15 Osmangazi-BURSA Tel&Fax: 224 56 84 İrtibat Bürosu : Cuma Mh. I. Murat Cd. No:14/A Keles-BURSA Tel&Fax: 861 28 70 Baskı Yeri : Özcan Ofset Baskı Matbaacılık Gülbahçe Mah. Akmal Sok. No: 10 BURSA Tel: 0.224 254 77 14 Büyükorhan Güncel gazetesi basın meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir.
bazı ilaç depolarında yaşanan sorunlardan kaynaklandığı görülmüştür" dedi. Bakan Çelik, ilacın teminindeki sıkıntıların giderildiğini söyledi. Vatandaşların tedavi hizmetleri ve ilaç temininde yaşayabileceği tüm sıkıntıların öncelikli konuları arasında olduğunu bildiren Çelik, "Bu çerçevede, lösemi hastası çocuklarımızın tedavisinde kullanılan ve yurt içinde bulunmayan ilgili ilacın yurt dışından temin edilmesi için Sağlık Uygulama Tebliği'ne gerekli düzenleme eklenmiş olup, Resmi Gazete'de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderilmiştir" dedi.
Çayın faydaları bitmiyor
İsviçre’de 50 ülkenin çay tüketimi analiz edildi. Dünyada kişi başına 2 kilo ile siyah çayın en fazla tüketildiği İrlanda ile onu takip eden İngiltere ve Türkiye, Tip 2 diyabet hastalığının en düşük seviyelerde olduğu ülkeler arasında yer aldı. İsviçre’de 50 ülkenin çay tüketimi analiz edildi. Dünyada kişi başına 2 kilo ile siyah çayın en fazla tüketildiği İrlanda ile onu takip eden İngiltere ve Türkiye, Tip 2 diyabet hastalığının en düşük seviyelerde olduğu ülkeler arasında yer aldı. Çay tüketiminin yoğun olduğu ülkelerde obezite oranları da nispeten düşük çıktı. Ancak çay ile diğer yaygın hastalıklar arasında güçlü bir bağlantı bulunamadı.
E. BEKTEŞ Bursa’nın Büyükorhan ilçesinde asker eğlencesi için yola çıkan içinde 5 kişinin bulunduğu minibüs devrildi. Saat 20.50’de Büyükorhan’a 8 kilometre Çalaplar Dereköy arasında kaza meydana geldi. 5 kişi, Büyükorhan’a bağlı Akçasaz köyünde oturan iş arkadaşları İsmail İlik’in asker hayrı ve
Aydın KURMUŞ Bursa’nın Büyükorhan İlçesinde özellikle sonbahar aylarında sıkça görülen mantar zehirlenmelerine karşı vatandaşları bilinçlendirmek, uyarmak ve zehirli mantarlara karşı bilgilendirmek amacıyla Büyükorhan Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı ve Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi işbirliğinde “Zehirli Mantarlar ve Mantar Zehirlenmeleri” konulu bir konferans yapılacak. Kasım ayının ilk haftasında Belediye Düğün Salonunda gerçekleştirilecek konferansa Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç Dr. M. Halil Solak konuşmacı olarak katılacak. Büyükorhan’da ve dağ yöresinde özellikle sonbahar aylarında yağmurların yağması sonucunda ortaya çıkan mantarların vatandaşlar tarafından toplanıp yenmesi ile sıkça görülen mantar zehirlenmelerine karşı bilinçlendirmek amacıyla böyle bir bilgilendirme toplantısı düzenleme yoluna gittiklerini belirten yetkililer, verilecek bu konferans ile hangi mantarlar yenir, hangileri yenmez, hangileri zehirlidir, hangileri zehirli değildir konularında halkı bilinçlendirmeyi amaçladıklarını ve bu konferansı köy muhtarlarına, kamu görevlilerine ve halka vereceklerini ifade ettiler.
eğlencesine gitmek istedi. Üzeyir Yağlı (37) yönetimindeki 19 SN 624 plakalı minibüs, Dereköy mevkiinde virajı alamayarak takla attı. Araçta bulunan Sürücü Üzeyir Yağlı, Emrah Boyuuzun (23), Ramazan Köylü, Samet Şahin ve Ayhan Gücün yaralandı. Yaralıların bir kısmı araçtan kendi imkanlarıyla çıkarken, diğer yaralılar ise
112 Acil Servis ekiplerinin ilk müdahalelerinin ardından çeşitli hastanelere kaldırıldı. Durumları diğerlerine göre acil olan yaralılar ise Orhaneli Devlet hastanesinde tedavi altına alındılar. Yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenilirken, Orhaneli Jandarma olayla ilgili soruşturma başlattı.
Öğretmenlere çağrı
3 Haklı talepler! Ali AYDOĞDU
Son günlerde ülkemizde açlık grevi furyası yaşanıyor. Malum kişiler yine bir hinlik ve hainlik peşinde… Belli ki, dağlarda sayıları giderek azalıyor. Asker tepelerinden inmediği için bağlantıları kesiliyor. Arap Baharı, Suriye derken de hamileri onları çoktan unuttu. Onlar da yeniden kendilerini hatırlatmaya çalışıyorlar. Yani tüm dünyada gündem oluşturma gayreti içindeler. Aklı başında görünen, sözüm ona aydın insanlar ise “haklı talepler” diyerek grevi destekliyorlar. “Haklı talepler” ise bebek katilinin avukatlarıyla görüşmesinin serbest bırakılması –yani ülkenin dibine daha fazla dinamit koyabilmek için mesajların rahatlıkla götürülüpgetirilmesi-, ana dilde savunma, bilmem ne bilmem ne… Nedense aydınlar, konu meşhur terör örgütü olunca kamuoyuna çıkıp bolca görüş belirtiyorlar. İnsan hakları desen zaten sadece onlar için işliyor. Çünkü, bu derneklerde çalışanlar sonra gidip orada milletvekili oluyorlar. Her gün ellerinde molotoflarla sokaklarda cirit atan, milletin canına ve malına kasteden canileri hiç görmüyorlar. Hatta iktidar ve ana muhalefet partisinin millet vekilleri bile bu konuda destekleyici açıklama yapmaktan geri kalmıyorlar. Ama hiç öbür tarafı düşünen yok. Çoluğunu çocuğunu teröre kurban verenlerin, ya da yaralanıp sakat kalanların adı sanı bile anılmıyor. Aydınların da zaten bu konuda sesleri çıkmıyor, sözleri ise zaten hiç yok. Onlar teröre destek vermeliler ki, Nobel Barış(!) Ödülü’ne aday gösterilsinler. Gerçi onlardan, destek ve yorum bekleyen de yok… Ancak, bu insanları sık sık karşında görmek ise insanın gücüne gidiyor. Her akşam bakıyorsun, ekranda ya bir sözde aydın, ya da o malum şahıslardan biri odamıza kadar geliyor. Öyle konuşmalar yapılıyor ki, insanın beynine resmen kan sıçrıyor. Bizim sevgili meslektaşlarımız, ya da ağabeylerimiz nedense konuğuna can alıcı soruyu bir türlü soramıyor. Ya darılır da bir daha kendisine konuk olmaz diye korkuyor, ya da programa gelmeden önce ‘şu sorular sorulacak, bunlar ise sorulmayacak’ diye bir pazarlık yapılıyor. Çünkü, bu programları izlediğinizde can alıcı soru bir türlü gelmiyor. Öyle ki, konuk anlatıyor, anlatıyor ve sıra bir soru ile az önce konuştuklarının tümünün boş laf ve düşünce olduğu ortaya çıkaracak zamana geliyor. Maalesef beklenen soru yerine, absürt bir soru devreye giriyor. Ve ekrandaki konuk tüm istediklerini anlatarak çekip gidiyor. Bu konudaki ilginç örnekleri sıralayıp gidebiliriz. En ilginci ise dağdakileri ve onların uzantılarını biliyoruz, tanıyoruz. Ama aramızdaki teröristleri görünce resmen akıl tutulması yaşıyoruz. Bakalım bu hinlik ve hainliğin arkasından daha neler gelecek. Merakla bekliyoruz. İnşallah yakında Türkiye’nin tapusunu istemezler.
Aydın KURMUŞ Eğitim-Bir Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, öğretmenlere 24 Kasım Öğretmenler günü kutlamalarına katılmayın çağrısı yaptı. Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker öğretmenlere bu yıl kutlanacak olan 24 Kasım Öğretmenler günü kutlamalarına katılmayın çağrısında bulundu. Eğitim-Bir Sen Büyükorhan İlçe Temsilciliği’nin tanışma yemeğinde konuşan Numan Şeker, bu gün burada sendikamızın Büyükorhan Temsilciliği’nin düzenlemiş olduğu mevcut üyelerimiz ile ilçemize yeni atanan öğretmenlerimizin tanışması, kaynaşması amacıyla toplanmış bulunmaktayız. Bu toplantıya katılan bütün öğretmenlerimize teşekkür ediyorum dedi. Sendikal çalışmalar hakkında bilgiler veren Numan Şeker sendika olarak Türkiye’de etkili ve yetkili olduklarını belirterek, sıkıntı yaşamamanız için sivil toplum örgütlerine üye olmamız gerekiyor. Hele hele Türkiye’de. Türkiye’de ben 25 yıl memurluk yapacağım, öğretmenlik yapacağım başıma hiçbir sıkıntı gelmeyecek diye bir garanti yok arkadaşlar. Türkiye şartlarında her zaman bir memur bir sıkıntıyı nasıl aşabilir, onun içinde biz diyoruz ki arkadaşlarımız sivil toplum örgütlerine sendikalara üye olsun. Eğitim iş bazında örgütlenmiş Türkiye’de en büyük sivil toplum örgütü olarak Eğitim Bir-Sen Eğitimciler Birliği Sendikası. Memur sen konfederasyonuna bağlı 650 bin üyemiz var. Şuan da Cumhuriyet tarihin de bu sayıyı yakalamış bir sivil toplum örgütü yok dedi.