4 Buzdolabı, TV satıp, ot, saman almak kötü mü?
Büyükorhan Güncel
Oğuz HAYAT
Amaç, üzüm yemek değil, bağcı dövmek, bir başka değişle olaya ideolojik saplantılarla yaklaşmak olunca, doğal olarak çoğu gerçeğin es geçilmesine, farklı yönlerde kanaat oluşturulmasına yönelik çabalara dönüşebiliyor. Türkiye, kimi zamanlar dışarıdan canlı hayvan ve şimdilerde de ot ve saman alımına yöneliyor ya, birilerini tutmayın! Neymiş, ‘Türkiye, ithalata dayalı tarım ve hayvancılık politikası yüzünden bu hale gelmiş’! İnsan biraz düşünmez mi, son 10 yılda dışsatımı arttırmaya yönelik yoğun çabaları… Artan rakamları… Kişi başı düşen ulusal gelirin yükselmesini… Dünya ve Avrupa krizle boğuşurken, sanayide ki gelişme ve çeşitlenmeyi… Bir iktidar illa dış satımı arttıracağım diye tuttururken bir garezi olabilir mi toplumun bir başka
bir kesimine? Evet, Türkiye dün ot ve saman satarak bir çok şeyi dışarıdan alıyordu. Bu gerçek. Ancak şimdi, Avrupa dahil dünyanın bir çok yerine sanayi ürünü satmıyor mu? Avrupa’da her iki evden birinde Türk malı TV, buzdolabı ve çamaşır makinesi yok mu? TARIM ÜLKESİ OLARAK MI KALALIM? Toplam ekonomideki payı birkaç on yılda sürekli düşmüş olmasına karşın, tarihsel tarım sektörü, bu gün de üretim kapasitesini katlayarak sürdürmektedir. Toplam ekonomi içendeki payının düşüşü, sanayi üretiminin çok daha fazla artması ile ilgili değil midir? Economist ‘in dünya sıralamasına göre, Türkiye meyve, buğday, ve dünyada pamukta en büyük 10 üreticisinden biridir hala. Daha etkileyici bir örnek, 10 iyi üretici arasından 5’i Türk sebze üreticileridir… Bu büyük üretim üssünün bir sonucu olarak, Türkiye’nin birçok tarım ürünleri ve genel ticaret açığına önemli bir katkıda bulunması açısından, pozitif bir tarım ticaret dengesinde bir
karşılaştırmalı üstünlüğe sahip değil midir? Başlıca dış-satım pazarlarımız AB ve ABD’ye kurutulmuş meyve ve fındık, pamuk ve tütün dışsatımı yapmıyor muyuz? Bir başka önemli dış-satım pazarımız taze meyve, sebze değil mi? Türkiye’nin dış-satım gelirlerinin yüzde 9’u, mamul dış-satımın yaklaşık yüzde 50’si de tarım sektörü (özellikle tekstil ve giyim) değil mi? Ancak, tüm bunlara karşın bir ülkenin zenginleşmesi ne yazık ki salt tarımsal üretimle olmuyor. Bir ülke kalkınmasının itici gücü, birincil sektör sanayidir. 50 yıl önce tarımda çalışan nüfus yüzde 45erden bu gün 25’lere düşmüştür.. Bu, kimilerine göre ne acı ki kötüdür? Oysa, tarımla zenginleşen dünyada tek bir ülke yoktur.. Bu, tarıma önem vermeyelim anlamı mı taşır? Rakamlar ortada… OT VE SAMAN POLEMİĞİ KİME NE KAZANDIR? ‘Hayvancılık ölmüş, otu bile dışarıdan alıyormuşuz!..’
Eylül 2012 Bilinmez mi ki tarım, bölgesel ve iklim koşullarından sıkça etkilenen bir sektördür.. Bölge ülkeleri dahil Türkiye’de de yılın büyük kuraklıklarla geçtiği, buğday boylarının her zamankinden kısa kaldığı ve bu nedenle saman üretiminde düşüş yaşandığı sır mıdır? Son 20 yılda Türkiye insanının eskiye oranla her geçen yıl kişi başı et, süt tüketiminin arttığı bilinmez mi? İyi ki Otomobil, TV, Buzdolabı, çamaşır makinesi satarak ot satın alacak duruma geldik İyi ki, tarımla yaşayan insan sayımız aşağılara çekiliyor… Daha da çekilmeli.. Unutulmamalı ki, bu sayı düştükçe teknolojik ve bilimsel gelişmelerle de birim başı alandan üretilen ürün de artıyor.. Sapla-samanı ayırt edemeyenler… İyi ki ot satmıyoruz!... *** Sözün özü: Suya düştüğünüz için değil, sudan çıkamadığınız için boğulursunuz… Edwin Louis Cole
Büyükorhan’a kardeşlik parkı
Akçalar İncir Festivali’nde renkli anlar Nilüfer Belediyesi tarafından bu yıl üçüncü kez düzenlenen “Akçalar İncir Festivali” büyük ilgi görürken, etkinliğin sonunda sahne alan ünlü sanatçı Reyhan Karaca, söylediği şarkılarla keyifli bir gece yaşattı. Her yıl gerçekleştirdiği festivallerle binlerce Nilüferliye festival coşkusunu yaşatan Nilüfer Belediyesi, 3.Akçalar İncir Festivali ile yine başarılı bir organizasyona imza attı. Akçalar Futbol Sahası’nda düzenlenen festivale ev sahibi Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey'in yanı sıra, Cumhuriyet Halk Partisi Parti Meclisi Üyesi ve Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Milletvekili Turhan Tayan, CHP İl Başkanı Metin Çelik, İlçe Başkanı Özgür Şahin ile Uludağ Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Salih Çalı ve çok sayıda davetli katıldı. Festivalin açılış konuşmasında incir üreticilerine seslenen Mustafa Bozbey Akçalar İncir Festivali ile bölgenin siyah incirini Türkiye ve dünyaya tanıtmayı hedeflediklerini söyledi. Bursa siyah incirinin özellikle ihracat açısından kent ekonomisine olan katkısına dikkat çeken Bozbey, "Bu ürün hem yerel hem de genel yönetimden daha fazla teşviki hak ediyor.
Aydın KURMUŞ Büyükorhan’da Büyükorhan Belediyesi ile Yıldırım Belediyesi işbirliğinde oyun ve dinlenme alanlarından oluşan Kardeşlik Parkı yapılıyor. Altyapısı Büyükorhan Belediyesi tarafından yapılan diğer donamları Yıldırım Belediyesi tarafından karşılanacak olan İlçe girişinde 3 dönümlük bir alan üzerinde yapımına başlanan kardeşlik parkında, çocuk oyun alanları, kafeterya, yürüyüş yolları, spor aletleri ve dinlenme bankları bulunacak. Yıldırım Belediyesi ile imzalanan kardeş Belediye protokolü sonrası bunun anısına Büyükorhan’ a ortaklaşa bir eser yapmayı kararlaştırdıklarını belirten Büyükorhan Belediye Başkanı Selami Selçuk Türkmen, İlçemizde halkımızın ve ailelerin geniş kapsamlı faydalanabileceği bir yer yoktu. Yapımı tamamlandıktan sonra özellikle yaz aylarında insanların aileleri ile birlikte hoşça vakit geçirmek için gidebilecekleri, ev hanımlarımızın spor ve yürüyüş yapabilecekleri güzel bir park ortaya çıkacak. İlçe girişinde mezarlık yanında bulunan ve uzun zamandır atıl bulunan 3 dönümlük bu araziyi bu şekilde değerlendirmek istedik. Yıldırım Belediyemizin değerli Başkanı sağ olsun bizleri kırmayarak parkımıza destek olma sözü verdi bizde bunun üzerine çalışmalara başladık. 3 dönüm üzerinde yapılacak olan Kardeşlik Parkında çocuk oyun alanları, kafeterya, yürüyüş parkurları, spor aletleri ve dinlenme bankları olacak parkımızın altyapı çalışmaları tamamlanmak üzere bu çalışmalar bittikten sonra Yıldırım Belediyesinden sağlanacak materyaller konarak parkımızı önümüzdeki günlerde açmayı hedefliyoruz dedi.
Orhaneli’de okullar eğitime hazır
2012-2013 Eğitim Öğretim yılı öncesinde Orhaneli okullarında oluşan değişim göz kamaştırıyor. Okul bahçelerine Kaymakamlık desteği ile parke taşı döşenirken sınıfların boya işleri de yapıldı. Lavabo, kapı, masa sıra gibi aksamlarda eksiklikler giderilirken okula başlayacak minikler için de özel önlemler alındı. Ana sınıflarının yeniden düzenlendiği görülürken çocukların okulu sevecekleri bir ortam hazırlandı. Ek bina geliyor İbrahim Hüsniye Çağlayan İlköğretim Okulu Müdürü İsmet Er, Yörem Güncel’e konuşurken çalışmalar hakkında bilgi verdi. Konferans salonu üzerine ek bina yapacaklarını ifade eden Er, sınıf ve idari bölümlerdeki bazı eksikliklerini de gidereceklerini ifade etti. Bahçe yenilendi… Okul bahçesine 2000 metrekare kilitli parke döşendiğini ifade eden İsmet Er, tüm çalışmaların öğretmenlerle birlikte koordineli olarak yürütüldüğünü söyledi. Anasınıfının baştan aşağı yenilendiğini ve yeni başlayan miniklerin evlerini aramayacaklarını belirtti. Orhaneli Lisesi de hazır… Yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanan Orhaneli Lisesi’nde de tüm eksiklikler giderilirken yeni atanan öğretmenlerle öğretmen açığı da kalmadı. Okul Müdürü Mehmet Aktepe 240 öğrencisi bulunan ve Orhaneli’nin köklü eğitim yuvalarından biri olan Orhaneli Lisesi’nin 2012-2013 Eğitim Öğretim yılına hazır olduğunu, bahçe düzenlemesinin bitirildiğini ifade etti.
Büyükorhan Güncel
Eylül 2012
Camiler ve din görevlilerimiz Ali EYHAN
Dünya hayatının Hz. Adem ve Havva Annemizle başlaması ile birlikte dini hayatda başlamış,dini hayatın mekanı olan mabette, hemen inşa edilmiştir.O günden bu güne yeryüzü hiç mabedsiz kalmamıştır. İnsanlar için ilk kurulan mabed hakkında Allah-u Teala Kur’an-ı Kerimde şöyle bildirmektedir. Şüphesiz, insanlar için kurulan ilk ibadet evi elbette Mekke’de, âlemlere rahmet ve hidayet kaynağı olarak kurulan Kâ’be’dir.( Al-i İmran, 3/96)Peygamber Efendimiz bir hadislerinde kendisine sorulan bir soru üzerine ilk bina edilen mescidin “el-Mescidu’l-Harâm” olduğunu cevap olarak vermiştir.( Buhari, Enbiya, 40) Bütün dinlerin kendilerine ait mabetleri vardır.Çünkü mabetler insanoğlunun vazgeçilmez mekanları,yerleşim alanlarının temelidir. Dünya ile ahiret arasında köprü,Yüce Rabbimize toplu olarak manen ulaşılan mekanlardır.İslam Dininde bulunan mabetler ilk dönemlerde mescit olarak zikredilmiş, günümüzde ise bu mabetler hem “mescit” hem de “cami” olarak ifade edilmektedir. İlk zamanlarda sadece Cuma namazı kılınan mescitler için el-mescidü’l-cami (cemaati toplayan mescit) ifadesi kullanılırken, zamanla bu tabir kısaltılmış ve cami olarak kullanılmaya başlanmıştır.( TDV, İslam Ansiklopedisi, “cami” md. c.7, s.46-47 Dağınık şeyi toplamak, biriktirmek, birleştirmek, elbise giymek anlamındaki “c-m-`a” kökünden türeyen câmi’, toplayan, bir araya getiren, birleştiren, müel-
lif, mürettip demektir. Dinî terim olarak, toplu ibâdet edilen yerlere denir. Kur’ân ve sünnette câmi, mescid kavramı ile ifade edilmiştir. Mescid; secde edilen yer demektir.( Dini Kavramlar Sözlüğü, DİB. Yayınları, “Cami” md. Peygamber Efendimizin Medine’ye hicretleri esnasında ve daha sonra gerçekleştirmiş olduğu ilk ve en önemli iş mescit inşası olmuştur. Nitekim Ranuna vadisinde ilk cumanın kılındığı Kuba mescidi daha Medine’ye gelinmeden inşa edilmiş, Medine’ye hicretin tamamlanması akabinde Mescid-i Nebevi yapılmaya başlanmıştır. Mescidler Allah’ındır - Hiç kuşkusuz, mescitler Allah içindir. O halde Allah ile birlikte bir başkasına yakarmayın.(Cin 72/18)Cami ve Mescidler İbadet mekanıdır.Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Nebî sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:“Kim sabah akşam camiye gider gelirse, her gidip gelişinde Allah Taâlâ o kimseye cennetteki ikramını hazırlar.”(Buhârî, Ezân 37; Müslim, Mesâcid 2) Camiler Allah’ın anıldığı,isminin yüceltildiği, birlik ve beraberlik içerisinde Allah’a ibadet edildiği,zikrin ve tesbihin tertemiz gönüllerle yapıldığı Allah’a secde edilen yerlerdir. ( Nur, 24,36; Tevbe, 9/108) Camiler Beytullah’ın(Kabe) şubeleridir.Yüce Rabbimizin en fazla sevdiği yerlerden birisini Peygamberimiz(sav):-Mescidler olarak belirtmiştir. .”( Müslim, Mesâcid 288) Bu tertemiz mekânlar müslümanların ihlâsla, samimi duygularla ibadet etmelerine, kâinatın Rabbine kulluklarını arzetmelerine vesile olduğu için son derece değerli yerlerdir. Camiler insanları madden ve manen birleştiren, birlik ve beraberliğe katkı sağlayan mekanlardır. Camiler ilm ve kültür merkezleridir.İrşat ve irfan yuvalarıdır.Hayatın paylaşııdığı.birlikte huzur ve mutluluğa erdiğimiz kutsal mekanlardır. Camiler Allah’ın evleri, oraya gelenler ise ev
sahibi olan Allah’ın (c.c.) misafirleridir. Camileri inşa etmek,maddi ve manevi olarak imar etmek,cemaatle tezyin etmek,hayatın merkezine almak Müslümanların görevleri arasındadır. Yüce Mevlamız:-‘ : “Allah’ın mescidlerini, ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazı kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başka kimseden korkmayanlar onarırlar. İşte onlar, doğru yolu bulanlardan olabilirler” (Tevbe sûresi 9/18)buyurmaktadır. Efendimiz(sav):“Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü’min olduğuna şahitlik ediniz”. (Tirmizî, Îman 8) - “Bir kimse, Yüce Allah’ın rızasını gözeterek bir mescit inşa ederse Allah da ona cennette bir köşk hazırlar” buyurmuşlardır. (Buhârî, Salât 65) Yine camilerimizi tertemiz tutmak,temiz elbiselerle ibadet için oraya gelmek,amacı dışında kullanmamak müslümanların görevleri arasındadır.Peygamberimiz(sav);-‘ :”Bu mescidler, abdest bozmak ve sair tiksinti verecek şeyler için yapılmış yerler değildir. Buralar ancak Allah Teâlâyı zikretmek, (namaz kılmak) ve Kur‘ân okumak içindir.” .(Müslim, Tahâret 100) :”Kim, mescidde yitiğini soruşturan bir kimseyi duyarsa, ‘Allah onu sana buldurmasın’ desin. Zira mescidler yitik araştırmak için yapılmamıştır.”(Müslim, Mesâcid 79) Efendimiz sarmısağı kastederek şöyle buyurdu:-”Kim şu bitkiden yemişse, mescidimize yaklaşmasın!”(Buhârî, Ezân 160) Kur’an-ı Kerimde de: “İbrahim ve İsmail’e şöyle emretmiştik: “Tavaf edenler, kendini ibadete verenler, rukû ve secde edenler için evimi (Kâbe’yi) tertemiz tutun.( Bakara, 2/125)buyrulmaktadır.Yüce Mevlamız: “Ey Âdemoğulları! Her mescide gittiğinizde en güzel elbiselerinizi giyinin.” buyurmaktadır.(Araf süresi 7/31)
Başpehlivanlığı aykırı kazandı Büyükşehir Belediyesi ile Dağ-Der'in bu yıl üçüncü kez düzenledikleri Yağlı Güreş Şöleni Botanikpark'ta gerçekleşti. Kıyasıya mücadelenin sonunda Süleyman Aykırı'nın Başpehlivan olduğu güreşlere Bursa bölgesi ve diğer illerden 200'ün üzerinde güreşçi katıldı. Güreşleri, aralarında Büyükşehir Belediye Başkanvekili ve Güreş Federasyonu Asbaşkanı Abdullah Karadağ ile Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Gençlik ve Spor İl Müdürü Süleyman Şahin, AK Parti İl Başkan Yardımcısı Hasan Taş'ın da bulunduğu protokol üyeleri ile çok sayıda vatandaş izledi. Dağ-Der Genel Başkanı Erkan Aydın, ata sporuna Büyükşehir Belediye ile birlikte destek olmanın onurunu yaşadıklarını söyledi. Dağ-Der Yönetim Kurulu Üyesi iş adam Kamil Yılmaz'ın yeniden Güreş Ağası seçildiği müsabakalarda konuklara gözleme ayran ve köfte ikram edildi. Güreş müsabakasında kategorilerinde dereceye giren güreşçilerin isimleri şunlar: MİNİK 1 1. Serdar YILDIRIM 2. Murat AĞLAR 3. Ömer AĞTAŞ 4. Emir TÜLÜ MİNİK 2 1. Umur AYBEY 2. Zeki ÇİMEN 3. Ensar BIYIK 4. Eyüp Sabri ÇAVDAR TEŞVİK 1 1. Ali Osman ERBAYY 2. Cafer YAHŞİ 3. Ali İzzet ÇAVDAR 4. Vedat BALABAN TEŞVİK 2 1. Ömer KAYA 2. Tarık GÜR 3. Kaya VURGUN 4. Eyüp ÖZÇAKIR TOZKOPARAN 1. Ramazan SARI
2. Gökhan YILMAZ 3. Enes USLU 4. Ömer ATABEY AYAK 1. Samet ÖZDEMİR 2. Süleyman ERBAY 3. Burak DOĞAN 4. Ramazan DURAN DESTE KÜÇÜK 1. Mustafa Sait TÜRKKAYA 2. Ahmet ÖZDEMİR 3. Barış KAYA 4. Aykut IŞIK DESTE BÜYÜK 1. Hüseyin GÜMÜŞBAKAN 2. Abdulrefik ÖNEL 3. Engin BOZKURT 4. Emre GÜRBÜZ KÜÇÜK ORTA KÜÇÜK 1. Hakan AYDOĞAN 2. İsmail CAN 3. Gürcan ÇALIŞKAN 4. Yalçın ÖNCEL KÜÇÜK ORTA BÜYÜK 1. Ekrem AKIN 2. Burak KAYA 3. Rıfat POYRAZ 4. Ertuğrul DAĞDEVİREN BÜYÜK ORTA 1. Abdulhamit ALTUN 2. Semih TURGUT 3. Bekir OKUMUŞ 4. Mustafa BULDAN BAŞALTI 1. İsmail VAROL 2. Rıza YILDIRIM 3. Mustafa YENİSANCAK 4. Metin KILIÇ BAŞPEHLİVANLIK 1. Süleyman AYKIRI 2. Murat AYDOĞDU 3. Şükrü KAZAN 4. Enver ERİŞTİ
5 Yüce dinimiz İslam bütün dinlerin mabetlerine saygı duymayı emrettiği gibi,onların ve camilerin harap olmasını isteyenlerin zulüm işlediğini belirtmiştir.Bunula ilgili Cenab-ı Hak:‘Allah’ın mescitlerinde onun adının anılmasını yasak eden ve onların yıkılması için çalışandan kim daha zalimdir. Böyleleri oralara (eğer girerlerse) ancak korka korka girebilmelidirler. Bunlar için dünyada rezillik, ahirette de büyük bir azap vardır.(Bakara 2/114) buyurmaktadır. Bu mubarek mekanlarda görev yapan İmam-Hatiplerimiz,çok kutsal bir görevi Hz.Peygamber(sav)in görevini ifa etmektedirler.Zira ilk imamlık yapan Efendimiz(sav)dir. İmamlarımız bu anlamda Peygamber vekili ve naibidir.Peygambere vekil olmakla bütün hürmetleri kendinde toplar.Bu görevin sevabı ne kadar çoksa,sorumluluğu da o kadar fazladır. Rahmet külfete tabidir demişlerdir.Eskiler hoca efendinin giydiği cübbe için’Ateşten Gömlek’derlerdi.Bu görev,görevi yapanlar için Allah’ın onlara bir lütfu ve nimetidir.Kıymetini ve sorumluluğunu bilerek ifa etmek yapılacak en güzel davranıştır. Diyanet İşleri Başkanlığımız ‘1-7’ekim tarhlerini ‘Camiler ve Din Görevlileri Haftası ‘ olarak ilan etmiştir.Bu haftada camilerin ve cemaatin önemi, yazı, va’z, konferans ve hutbelerde anlatılmakta, camiler ve çevresi,müştemilatı gözden geçirilmekte, yıllık bakım, onarım ve temizliği yapılmaktadır.Bu nedenle,hem gör evlilerimiz,cemaatimiz,milletimiz ve insanlık için ‘Camiler ve Din görevlileri Haftası’hayırlara vesile olsun,haftanızı tebrik ediyor, bu haftanın güzel hizmetlerle dolu dolu geçmesini Cenabı Haktan niyaz ediyorum. Yüce Rabbim camilerimizi, görevlilerimizi ve cemaatimiz eksik etmesin. Rabbim birlik ve beraberlik içerisinde en güzel günleri yaşamayı bizler nasip etsin.