Yörem Güncel
4 AB’den uzaklaşan bir Türkiye’nin yolu nereye varır?
Eylül 2012
Yoksa Türkiye buradan, AB üyeliği için “olsa da olur olmasa da” tavrına mı girdi? Avrupa’yı saran kriz, özellikle Yunanistan krizi bu uzaklaşmayı hem meşrulaştıran hem de hızlandıran etki mi yarattı acaba?
Orhan KAPLAN
Türkiye, AK Parti hükümetleriyle önce AB aday üyesi, daha sonra da adaylığı müzakere edilen ülke statüsünü elde etti başlangıçta. Geçen süreçte uyum yasalarıyla önemli sayılabilecek bir yol kat edildiği de ortada. Bu gün gelinen nokta ne? Başbakan Tayyip Erdoğan’ın karizmatik liderliğinin tetiklediği “Ortadoğu’nun ve hatta Kafkasların lider ülkesi” olma aşkı, Avrupa aşkının yerini mi aldı bu kez ne? Düne kadar kurulan oyunları dışarıdan izleyen, oyunda kendine verilen rolü sorgulamaksızın yerine getiren Türkiye bu kez kendisi oyun kurucu olarak sahneye girdi… İyi ve doğru da oldu bu hamle. Ne var ki, oyun kurmada geniş bir manevra alanına sahip olduğu sanılarak yaşamsal bir hataya mı yöneldi Türkiye yoksa? Eğer hataysa, AB içinde Almanya ve Fransa’nın Türkiye’nin AB üyesi olmasındaki isteksizliklerinin yanı sıra Kıbrıs sorunu da etkili oldu diyemez miyiz? Bu konuda muhalefetin içeride bütün gücüyle AB reformlarına karşı duruşu da gerekçe olarak gösterilemez mi?
Tatlıoğlu: Bunun adı ihanettir
TAVAK ARAŞTIRMASI VE HALKIN AB’YE BAKIŞI 20-30 Haziran arası, İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya Kayseri, Gaziantep, Artvin ve Trabzon’da, 18-60 yaş aralığındaki 1110 kişiyle yapılan araştırmaya göre “Türkiye AB’ye üye olacaktır” diyenlerin oranı yüzde 17’ye düşmüş. 2011’deki aynı araştırmada bu rakam yüzde 34.8 miş. Bu araştırma şirketinin sonuçları güvenilir midir? Ki, kimi araştırmaların kamuoyunu yanıltmak amacıyla yapıldığı bilinmektedir, Eğer gerçeği biraz yansıtıyorsa bu sonuç ürkütücüdür. Zaten genel hava da bunu gösteriyor… TAVAK nedir, kimdir? Türk-Alman Eğitim ve Bilimsel Araştırmalar Vakfı (TAVAK), Türkiye ve Almanya arasındaki ticari, sosyal ve kültürel ilişkileri kuvvetlendirmek ve akademik değişime eşlik etmek amacıyla kurulduğu belirtilen bir Türk vakfı… Kurucuları arasında Almanya ve Türkiye’de ikili ilişkilere büyük katkılar vermiş, her biri konusunda uzman ve saygınlığını kanıtlamış 28 Türk ve Alman’ın yer aldığı belirtilmekte. İşte bu vakfın araştırma sonuçları çok çarpıcı bir gerçeği ortaya sermekte… ‘AB’deki kriz Türk halkını soğuttu’ Ortaya çıkan rakamların özeti bu.
Bu sonuç belki de bizden çok AB’de yaşanan olumsuz gelişmelerden kaynaklanıyor da olabilir. AB’deki ekonomik kriz her geçen gün daha da büyüyor. AB ülkelerinin 2012 yılının ilk 6 ayında ortalama büyüme oranı eksi 0,2. Türkiye’de ise son yıllardaki büyüme hızı halkın AB’ye tam üyelik inancını da azalmış olabilir mi? AZALAN İNANÇ SÜREÇ İÇERSİNDE TOPARLANABİLİR Mİ? Kuşkusuz toparlanabilir.. Türkiye’nin AB’ye olan inancının yeniden artması için ilk olarak Türkiye’de iktidarın bu konuda daha atak politika izlemesi ilk koşul. İlk olarak Türk halkına AB’nin getireceği olanakları başta serbest dolaşım, AB fonlarından yaralanma, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliği’nde tam üye olarak söz hakkı olma gibi ve Avrupa Parlamentosu’nda 5 büyük ülkeden biri olacağımıza dair gelişmeleri iyice anlatmasında yarar var… Ayrıca önümüzdeki yıl Almanya’daki seçimlerde Hristiyan demokratların iktidarı kaybetmesi halinde, sosyal demokratların bu olayda yeniden pozitif bir rol oynayacağını da halkımıza anlatmakta yarar vardır.
Orhaneli Belediye Başkanı İrfan Tatlıoğlu, eylül ayı meclis oturumunda partisinin belediye meclis üyesi Hüseyin Seymen’in, MHP’lilerle hareket etmesine hayli kızgın olduğunu söylüyor. Dün konuştuğumda, öfkesi adeta sesine yansımıştı. Hüseyin Seymen’in ilçe başkanı Cemil Demir’le hareket ettiği için borçlanma yetkisine ret oyu
Sosyal demokratların iktidarı; tam üyeliğe destek vereceği önemli bir gelişmedir. Türkiye 2004 yılında Polonya başta olmak üzere diğer 10 yeni üye olan ülkeyle birlikte AB’ye tam üye olabilseydi, ilk 3 yıl için 21 milyar Euro’luk bir katkı alacaktı. Her ne kadar AB’nin bütçesinde artık büyük bir artış yoksa da ve ekonomik çöküşte olan ülkelerin sayısı artmaktaysa da AB’nin tam üye olan ülkelere yaptığı yardımlar göz ardı edilmemelidir. AB’nin batış halindeki Yunanistan‘a yaptığı büyük ekonomik yardımın yanında İspanya, Portekiz, İrlanda ve İtalya hükümetlerine yaptığı yardımlar da AB’nin tam üye olan ülkelere karşı sorumluluklarını tam olarak yerine getirdiğini ortaya koymaktadır. Kaldı ki, olaya salt ekonomik gözlükle bakmanın ötesinde, Türk halkının da insanca yaşayacağı bir toplumsal düzenin yolu AB üyeliğinden, AB reformlarını gerçekleştirmekten geçmektedir. Tarih boyu Avrupa ile ilişkilerimizi inişli-çıkışlı bir süreç izlediğini unutmamak gerek. Rahmetli Özal bu ilişkinin geleceğe yönelik olanına “uzun ince bir yol” demişti, anımsayalım. Dünyanın bu en büyük insanlık ve barış projesi dışında Türkiye’ye yeni yollar önerenler bilmeli ki, bu yolların tümü uzun da, ince de olmayıp, karmakarış ve sonu belirsizliklerle doludur. *** Sözün özü: Dünyayı değiştirmek istedim, ama sonunda fark ettim ki, değiştirmeye gücümün tek yettiği şey kendimdim. Aldous Husoley
kullandığını öne süren Tatlıoğlu, isim vermeden Demir’i ve onunla birlikte hareket edenleri Orhaneli’ye ihanetle suçladı. “9 milyonu hibe toplam 18 milyon liralık kredi, Orhaneli için çok büyük önem taşıyor. Bu yatırım, Orhaneli’nin içme suyu ve alt yapısına harcanacaktı. Uzun uğraşlar sonucu krediyi sağladık. Ancak engellemeye
çalıştılar. Yatırımı engellemeye çalışanlar, Orhaneli’ye ihanet ediyorlar!” diyen Tatlıoğlu, hayli sert sözler sarf etti. İşte bu sözler, Tatlıoğlu’nun isyanını ortaya koyuyor. AKP Genel Merkezi veya il başkanlığı, krize el koyar mı bilmem ama Tatlıoğlu ve Demir arasındaki kavga, partiye değil Orhaneli’ye zarar vermeye başladı.
Faiz kararı ekonomiyi rahatlatacak TİM Başkanı Büyükekşi AA Finans Masası'na konuk oldu. Büyükekşi, Merkez Bankasının faiz koridorunu daraltmasının bir rahatlamaya fayda sağlayacağını söyledi. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Anadolu Ajansı'nın (AA) İstanbul'da Finans Editörlüğü bünyesinde başlattığı AA Finans Masası'na konuk oldu. Türkiye'nin en eski ve köklü kurumu olan Anadolu Ajansı'nın yaptığı yeni oluşumda bulunmanın büyük bir onur olduğunu söyleyen Büyükekşi, ''Bu oluşumun bu şekilde yeniliğe imza atması bizim açımızdan, Türkiye'nin ihracatı açısından da son derece önemli. Gerek Arapça gerek diğer dillerdeki yayınlarla doğru okunabilmemiz ve mesaj verebilmemiz çok önemli. Siz de buna ayna oluyorsunuz'' diye konuştu. Büyükekşi, ihracatta pazar çeşitlendirilmesine gidilmesinin önemini vurgulayarak, özellikle başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere birçok ülkeye yapılan gezilerde ticaret heyetlerinin düzenlendiğini anlattı. ''Özellikle Afrika, Güney Amerika, Uzak Doğu'daki ülkeler bizim için yeni pazarlar. 3-6 Ekim arasında Güney Afrika ve Mozambik var'' diyen Büyükekşi, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi doğrultusunda ellerinden geleni yaptıklarını söyledi. Büyükekşi, ''TİM olarak hem 500 milyar doların makro stratejisini gerçekleştirdik hem de 24 ihracatçı birliğimizin stratejisi var. Bu artık devlet stratejisi haline geldi'' dedi. ''Güney Kore'de böyle bir kredi garanti fonu var'' Büyükekşi, ihracat konusunda destek olmak, üretimi ve istihdamı planlarken mutlaka ihracatı da birlikte düşünmek gerektiği konusunda bir konsensüs olduğunu ifade ederek, burada finansmanın çok önemli olduğuna dikkati çekti. ''Eximbank'ın bu seneki gerek sigorta, gerekse nakdi verdiği kredilerin oranında yüzde 75'e yakın bir artış oldu'' diyen Büyükekşi, Eximbank ile faktoringcilerin özellikle ihracatın finansmanı için çalışmaya başladığını aktardı.
sesini çıkarmıyor. Şimdi ihracat yapılıyor. 'Niye yapıldı, niye İran'a oldu?' Bence burada hiçbir şey yok. Nasıl ithalat yapıldıysa, şimdi de ihracat yapılmış'' dedi. ''Nükleer enerjiyi destekliyoruz'' Dış ticaret açığının en önemli nedeninin enerji ithalatı olduğunu anlatan Büyükekşi, ''Uzun vadede alınması gereken tedbirler var. Başta nükleer enerji olmak üzere, yenilenebilir enerji, rüzgar gibi, HES'ler gibi, güneş enerjisi gibi, bunların bir an evvel belli bir süreç içerisinde hayata geçmesi gerekiyor. Türkiye'nin cari açığını yönetebilmesi ve dışa bağımlılığını azaltabilmesi açısından biz nükleer enerjiyi destekliyoruz. Nükleer enerji yatırımının bir an önce hayata geçirilmesini talip ediyoruz'' diye konuştu.
Krediler için garanti fonu gibi bir düşünce olmadığını ama bunun kendilerinin talebi olduğunu kaydeden Büyükekşi, ''Özellikle KOBİ'ler bu konuda sıkıntı içerisinde. Biz hem Eximbank'ın hem de bankaların ortak olabileceği, KOBİ'lere yönelik bir kredi garanti fonu kurulmasını talep ettik. Sadece ihracat yapan şirketlere yönelik, hem özel bankalara hem de Eximbank'a teminat konusunda garanti verilmesini talep ettik. Güney Kore'de böyle kurulmuş bir kredi garanti fonu var'' şeklinde konuştu. Büyükekşi, bu fona gerekirse TİM'in de belli bir ölçüde ortak olabileceğini anlattı. ''Merkez Bankası'nın son kararını geçen ay bekliyorduk'' Finansman maliyetleri açısından Türkiye'nin mutlaka ihracata farklı davranması gerektiğini savunan Büyükekşi, bu konuda Merkez Bankasının faiz koridorunu daraltmasının önemine dikkati çekti. Büyükekşi, ''Merkez Bankasının son kararını geçen ay bekliyorduk ama bir ay gecikti'' dedi. Orta Vadeli Programdaki yüzde 4
büyüme hedefine de değinen Büyükekşi, ''TİM olarak biz bunun üzerine çıkacağımızı düşünüyorduk, 4-5 arası bir yere. Son 2. çeyrekteki 2,9'luk büyüme ki piyasada hiç bir katkı yok, ihracatın önemli bir katkısı var. O yüzden bu atılan adım önemli, inşallah bir rahatlamaya fayda sağlayacak. Kredi maliyetlerinin düşmesini sağlayacak'' yorumunu yaptı. 'Bilgi teknolojileri, nano teknoloji ve yenilenebilir enerjide ihracatçı olmak istiyoruz'' Milli Eğitim Bakanlığının Fatih Projesini hatırlatan Büyükekşi, ''Bunun bizi ilgilendiren kısmı, bunun Türkiye'de mutlaka üretilmesi, böylelikle burada bir teknoloji oluşup ihraç edilmesi bizim açımızdan önemli. Nano teknoloji ve yenilenebilir enerji de bizim için yine son derece önemli sektörler. Bunların çoğu şu anda maalesef ithal ediliyor. Bunların Türkiye'de üretilip ihraç edilmesi hedeflerimizden bir tanesi'' diye konuştu. ''Bu yıl yüzde 4-5 arası büyüme bekliyoruz'' Bu ankette büyümeyle ilgili yüksek beklentiler olduğunu dile getiren Büyükekşi, ''6,2 gibi bir büyüme beklentisi
vardı. Onun çok yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bizim TİM olarak beklentimiz 4-5 arası bir rakam. O yüzden de parite ne kadar yukarıya çıkarsa bizim açımızdan o kadar olumlu. Yani 1,35'lere çıksa daha memnun oluruz'' diye konuştu. ''Altında ithalat normal görülüyor da ihracat niye normal görülmüyor'' Altın fiyatlarındaki dalgalanmanın ihracatı ne yönde etkilediği ve İran ile Türkiye arasındaki altın ihracatına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Büyükekşi, şöyle konuştu: ''2009 krizinde de aslında benzer bir durum oldu. Kayıtlara bakarsanız rahatlıkla görebilirsiniz. O zaman da biz yine altın ihraç etmezken, birden bire İsviçre'ye altın ihraç etmeye başladık. Şimdi de İran'a altın ihraç ediyoruz. 2011 yılı kayıtlarında biz ihracatımızdan 4 milyar dolarlık fazla altın ithal etmişiz külçe altın olarak. 4 milyar dolar altını fazladan ithal etmişiz ve bizim geçen seneki hem dış ticaret açığımızda hem cari açığımızda bu bizi olumsuz etkilemiş.'' Bu konuyu Nasreddin Hoca'nın ''Kazan'' hikayesine benzeten Büyükekşi, ''Şimdi 2011 senesinde 4 milyar dolarlık fazla ithalat yapılmış. Burada hiç kimse
''AA'nın hedefi Türkiye'nin sesini dünyaya duyurmak'' AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk de, video konferans yöntemiyle AA Finans Masası'na katıldı. Türkiye'deki finans haberlerini en hızlı duyurmak için AA Finans Haberleri Terminali'nin oluşturulduğunu belirten Öztürk, şunları kaydetti: ''Burada en doğru ve en hızlı haberi abonelerimize ve Türkiye'ye duyurmak için bir çalışma yapıyoruz. Bizim niyetimiz şudur; çok hızlı büyüyen, güçlü, ekonomisiyle söz sahibi olmak isteyen bir Türkiye var. Bu Türkiye'nin sesinin olması gerekir. Türkiye'nin bütün alanlardaki faaliyetlerini duyuracak ses olması gerekiyor. AA'nın hedefi bu sesi tüm dünyaya duyurmaktır. Bu sene Arapça, Boşnakça, Rusça yayına başladık. İngilizce yayınlarımızı artırdık. Sitemize girdiğinizde 5 dilde yayın yapan bir AA göreceksiniz. Böylece TİM Başkanımızın yaptığı bir konuşma, Ortadoğu'ya yönelik yaptığı bir konuşma, başka bir haber ajansı üzerinden Ortadoğu'ya gitmeyecek. Doğrudan Anadolu Ajansı'nın Arapça Servisi'nin yaptığı haberle bütün Ortadoğu'yu gidecek. Ya da Rusça Servisi'nin haberiyle bütün Kafkasya'ya, Boşnakça Servisiyle bütün Balkanlar'a yayılacak.
9
Yörem Güncel
Eylül 2012
Seferiışıklar pilav gününde buluştu Osmangazi’ye bağlı Seferiışıklar Köyü geleneksel olarak düzenlenen köy hayrında bir araya geldi. Mevlid-i Şerif ve Kuran-ı Kerim’in okunması ile yapılan duanın ardından köy hayrına katılanlara yemek ikramında bulunuldu. Ak Parti Bursa Milletvekili Önder Matlı ile birlikte Osmangazi CHP ilçe yönetimi kadın kolları yönetim kurulu, DP Osmangazi ilçe yönetimi ve çok sayıda vatandaş katılarak Gözcü Mahmut ve Ailesinin meftun bulunduğu türbeyi ziyaret etti. Köy hayrının en ilgi çeken bölümü ise diğer köy hayırlarında olduğu gibi sunumunu dj Süleyman’ın yaptığı açık arttırma bölümü oluşturdu. Seferiışıklar köy hayrında konuşan Ak Parti Bursa Milletvekili Önder Matlı, ülkemizin sıkıntılı bir süreçten
geçtiğini belirterek vatandaşların her zamankinden daha duyarlı olmaları gerektiğinin önemine değindi. /Seferiışıklar köy muhtarı Hakkı Uğur, dağ yöresi köylerinde düzenlenmekte olan köy hayırlarının birlik ve beraberlik
açısından önemli olduğunu belirterek 50.sini gerçekleştirdikleri köy hayrına katılan konuklara teşekkür etti. Öte yandan bazı köylüler tarafından Dağ-Der yönetiminden katılımın olmadığı ifade edildi.
Deliceliler köy hayrında buluştu Keles’e bağlı Delice köyünde düzenlenen hayır cemiyeti coşkulu bir kalabalıkla kutlandı. Geleneksel olarak her yıl düzenlenen ve yaklaşık 2000 davetlinin katıldığı köy hayrı mevlid-i şerif ve kuran-ı kerim okunmasının ardından verilen yemek ikramı ile devam etti. Delice köy hayrının en çok ilgi gören bölümü ise her yıl olduğu gibi açık arttırma bölümü oldu.Bu bölümde Beyiz mobilya ve Derya mobilya’nın hayra yaptığı katkılar açık arttırmaya katılanlardan büyük ilgi gördü. Delice köyü muhtarı Ahmet Çakır, köyümüzün birlik ve beraberliğinin sembolü olan köy hayrını gerçekleştirmenin mutluluğunu duyduklarını, uzaktan ve yakından gelerek hayrımıza katılan tüm misafirlere şükranlarını sundu. Köy hayrına Ak Parti Bursa Milletvekili İsmet SU, 22. Dönem Ak Parti Milletvekili Faruk ANBARCIOĞLU ve birçok siyasetçi ve bürokrat katıldı.
Vatan Aybars YILMAZ
17 Ocak 1881 tarihli Mecmua-i Ebüzziya adlı yayın organında yapılan tanımlamayla; Vatan bir galibin kılıcı veya bir katibin kalemiyle çizilmiş mevhum hatlardan ibaret değil, millet, hürriyet, menfaat, kardeşlik tasarruf, hakimiyet, atalara saygı, aileye sevgi, hatıralar gibi birçok yüce duygunun bir araya gelmesinden hasıl olmuş bir fikri mukaddestir. Bu tanımlamanın üzerinden tam olarak 131 yıl geçmesine rağmen, halen aynı cümleler üzerine sloganlar üreterek barış temin etmeye çalışmak bize göre çok acı bir durumdur. Ancak acı olduğu kadar sahip olduğumuz değerin önemini daha iyi kavrayabilmek adına da iyi bir örnektir. Paylaşılamayan toprak parçası vatan kelimesinin, üzerinde yaşayanlar için neyi ifade ettiğini ve aslında neleri paylaşamadıklarını açıkça ortaya koyan bu tanımlama ne yazık ki hiç bir ders kitabında yer almamaktadır. Globalleşme rüzgarının silmeye çalıştığı vatan değeri, aslında var olan her bireyin bünyesine kazınmış silinemez bir mühürdür. Bu mührü kırmaya çalışanların asıl niyetleri kendi vatan sınırlarını genişleterek, daha çok insanın kendileşmelerini sağlamaktır. Bu niyettekiler son günlerde sürekli olarak aynı slogan üzerine yoğunlaşarak insanların duygularına gem vurmaya çalışmaktadırlar. Şu iki günlük dünyada paylaşamadığımız bir avuç toprak mı? Sorusunun mahiyeti bizce çok manidar cevaplar içermekteyken, bizler bu soruyu yılların getirdiği devlet meselesi yorgunluğunun üzerimizde bıraktığı rehavetle ve de çoğunluğa uyma psikolojisi ile evetle geçiştirdiğimizi sanmaktayız. Oysaki vatansızlığın ne mana ifade ettiğini zamanımızda bile gözlemleyerek, bu gözlemlerden önemli sonuçlar çıkartma şansına sahip bulunmaktayız. Bugün vatan kelimesinin anlamını Kırımlı soydaşlarımıza, Iraklı dindaşlarımıza veya Batı Trakyalı, Çeçenyalı kardeşlerimize sorduğumuzda kan akan gözyaşlarının kelimelere dönüşmesine gerek kalmadığını açıkça görebileceğimizi düşünmekteyiz. Bazı milletlerin vatan satıhlarını yeniden belirleme çalışmalarında epeyce yol aldığı bazılarının da yeni başladığı bugünlerde, bizler hala geçmişe dönük hesapların içine gömülmemeli; Aksine gücümüze güç katacak ve bizimle her daim yol almak isteyecek, geçmişimizin ortak olduğu, ırkı veya dini birlikteliklerimizin bulunduğu milletlerle hızla diyaloğa geçerek safımızı belirleme zorunluluğunun farkındalığı ile hareket etmemiz gerektiğini düşünmekteyiz. 2023 büyük hedeflerini belirlediğimiz ve bunlar üzerine stratejiler üretmeye başladığımız bugünlerin gençliği ve 100.yılın idareci kimliğine aday en büyük güç olan bizlerin ihtiyacı olan yön gösterici ışıklardan biri 1 Nisan 1952 de yayınlanan Serdengeçti dergisinin 33.sayısında Fatih Sultan Mehmet’in Hitabındaki temennisinde yer almaktadır.”Birleşin ve bir kılıç üzerine yemin edin.” Bu kılıç imanla irfandan yapılmış olsun. Bu kılıç elinizde olduğu halde, Hakka saldıranlara yürüyün. Mesuliyetsiz vicdanlara, hayasız alkışlara doğru yürüyün. Hesapçı korkulara, yalancı maskelere doğru yürüyün. Yürüyün bunlar yıkılsın artık. Yürüyün putlar yıkılsın artık.’ O halde Ey Türk Gençliği ; “ YÜRÜYÜN ARTIK …” Saygı , hürmet ve VATAN dolu günler temennisiyle….
DAVET Bıyıklıalanı Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneğinin Genel Kurulu 12 Ekim 2012 Cuma günü saat: 19.00’da Dikkaldırım’daki lokalinde yapılacaktır. Çoğunluğun sağlanamadığı takdirde 19 Ekim 2012 tarihinden aynı saat ve yerde çoğunluk aranmaksızın yapılacaktır.
23 Eylül 2012 Pazar günü yapılacak olan köy hayrımıza tüm hemşehrilerimiz davetlidir.
Keles’te kule tadilatı
Ercan ALAN
* 2012 yılı iş programı ve tahmini bütçenin görüşülüp karara bağlanması
Dedeler Köyü Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yön. Kur. Bşk.
Keles’te bulunan iki yangın gözetleme kulesinden biri olan Delice Köyü kulesinde yapılan tadilat işlemleri tamamlandı. Açılışa, Keles Kaymakamı Abdülkadir Duran, Keles Belediye Başkanı Süleyman Kaynak ve kurum müdürleri katıldı. Keles Orman İşletme Müdürü Özgen Dursun, “Delice Köyü gözetleme kulesi 1969 yılında bir kat olarak yapıldı. O zaman manyetolu telefon ile Baraklı bölge şefliğindeki kalem ile irtibat kurulup ihbar veriliyordu. 1978 yılında ise ikinci kat yapıldı. 2012 yılı içinde ise 3′üncü katı yapılarak tüm binanın bakım ve onarımı gerçekleştirildi” dedi.