6
Yörem Güncel
Keles’in çamurları... Yunus EMRE COŞAN
Keles’in sularını yazmıyorsun hiç! Birçok aklıselim, iyi yürekli ve ‘gölge adamlar’ın yazılarına itibar etmeyen, gülüp geçen okurlarım bunu istiyor… Keles’in hemen her mahallesinde yaşamış biri olarak, Keles’in sakini olarak biliyorum ki, bu sorun yıllardır kanayan bir yara. Hatta kanaya kanaya kan kalmadı, “bıçak kemiğe dayandı ve delip geçti” diyenler de haklı… Vatandaş su parasını paşa paşa ödüyorsa temiz su isteyecektir. Su sorununu konuştuğumuz günün gecesinde rüyamda da bu konuyu gördüm. İşin garip yanı el alem sevgilisini, eşini dostunu ölmüş dedesini görür ben çamurlu suları görüyorum. Dayanamayıp bu halimle asbestli, çamurlu suları yaptırmaya kalkmışım. Elimde planlar projeler Recep Altepe’nin yanında alıyorum soluğu. “Başkanım, sen goca başkansın, bizim ufak belediyeler bu işi beceremez. Alt yapı, üst yapı, insana hizmet diyorsunuz. Bize de el atıverin” dedim. Biz, Altepe ile konuşurken ardından çalınmadan açılan kapıdan BESAŞ Genel Müdürü Mustafa Bektaş içeriye giriyor. Bektaş önce bana sitem ediyor, “benim neden haberim yok” gibisinden. Başkan Altepe kendinden emin vaziyette Bektaş’a: “Mustafa Başkan, Keles’e el atalım. Alt yapıya başlıyoruz. Üst yapıda da güzelleştirmeler, iş olanakları yapacağız. Orhaneli’de stat bitti, devam eden yatırımlarımıza yenilerini ekleyeceğiz. Büyükorhan ve Harmancık’ta hizmet binamızı bitirdik yeni bir proje geliştirelim. Ne eksikse onu yapalım.” diyor. Hemen devreye giriyorum: ‘suları temiz akıtana kadar her aileye arıtma makinesi hediye edelim. Bunları da ben tedarik edeyim’ diyorum. Hangi halimle tedarik edeceksem, onu da bilmiyorum. İşler karıştı… Ben bu tedarik işini düşünürken Altepe’nin cep telefonu çalıyor. Pahalı bir markanın pahalı bir modeli olan telefonda isimleri tek tek
yazıyor bizim başkanların. Önce Harmancık Belediye Başkanı Mustafa Çetinkaya arıyor sesinden tanıyorum. Dursunbey yolunu soruyor. Selami Selçuk Türkmen, İrfan Tatlıoğlu derken işler karışıyor. “Bizim dosyaları neden almamış” diye sitemli sesini duyuyorum Tatlıoğlu’nun… “Kelesli olduğundandır” diye telefona doğru cevap veriyor tanımadığım biri. Kızıyorum, tanımadığım kişiye, sonra kızmaktan vazgeçiyorum. Biraz da ‘tırsıyorum’ giyim kuşamından hatırlı biri olduğunu anlıyorum. Selçuk Başkan’ın ne dediğini anlayamıyorum telefonda. Ortalık tam bir hengame. “Kaza yaptık neden aramadı, Eşref Fakıbaba” diye söylendiğini ifade ediyorlar. Bizim su işinin güme gittiğini, başkanların ortalığı karıştırdığını düşünürken uyanıyorum. Uyandıktan sonra da ‘neden başka bir şeyler daha yaptıramadım’ diye hayıflanıyorum. Hatta nasıl bulacaktım arıtma makinelerini, demekten kendimi alamıyorum. Rüyada da dağın işleri karışıyor anlayacağınız. Eskisi, yenisi, şimdikisi sonrası bir araya gelemeyen başkanlar topluluğu var yörede… Toplansalar “Emekli Başkanlar Derneği” bile kurup iş yaptırma gücüne dahi kavuşurlar. Ama onlar, yani hali hazırda bir görevi olmayan eski ‘başkan’lar; iş yaptırma niyetinden çok, “nasıl etkili oluruz, nasıl sözümüz eskisi gibi dinlenir” hala onun derdindeler. Yıldık… Oysa vatandaş olarak seçim dönemlerinde ziyaret edilen yöre olmaktan yıldık, yıllar sonrasına verilen sözleri istemiyoruz artık. Bu yöreyi yalnız bırakmayanları biliyoruz. Son yıllarda iyi şeyler konuşulmaya başlandı… Ancak bu iyi konuşmalar yöreye ağır geldi sanırım. Dedikodu hizmeti daha tatlı geliyor olmalı… Küçük dünyasında mutlu bizimkiler… Mahcup ağabeyler… Kuaföre gittiğinizde çamurlu sular akıyorsa, müşterisine mahcup oluyorsa berber ağabeylerim. Bunun vebali de vardır, sorumluluğu da… Kahvehane’deki abim çayını demleyemiyorsa, kara kara düşünüyorsa; bu memleketin suyu, havası termik gelmeden bozulmuş demektir. Elbette sorunlar su ile sınırlı değil, birçok konuda Bursa’ya yol olacak çözülmeyi bekleyen durumlar var. Birçoğu da öyle ahım şahım şeyler değil. Yol yaptırmaktan daha kolay…
Eylül 2012
Keles’in ilçe olduğu yıllarda Ankara’yı aşındıran ve “bir çeşme yaptırsak hizmet hizmettir” diyen büyüklerin yansımaları şimdilerde de var. Kabuklarından çıkacakları günü iple çekiyoruz. Biz neyi tartışıyoruz? Neye hizmet ediyoruz? Yaşanmayacak bir yer haline geliyorsa memleket, sağında solunda siyasi hesaplaşmaların dedikoduları eğitim yuvalarımıza kadar girmişken bana kimse ahlaktan, barıştan, insanlıktan söz etmesin. Sağda solda kişisel çıkarların hesabına düşmüş gölge adamlar ve Keles’i ya da dağ yöresini hiçe sayan figüranlar daha bu memleketin geleceği ile ne kadar oynayacaklar? “Yüzüstü çok sürünmedik mi, ayağa kalkma zamanı gelmedi mi?” Bizim Kocasu neden bir Sakarya olmasın? Laf bitsin, iş konuşsun artık… Çıkın perdeli pencerelerinizin ardından. Daha ne kadar izleyeceğiz yoksulluk ve çaresizlik senaryolarını… Ülke için çalışan gönül insanları da böyle ufak tefek, kendini yemekle meşgul ilçelere, köylere de gelmemeliler zaten. “Neden başka diyarlara daha sık gidiyorlar?” sorusunun cevabı da bulunmuş olur o zaman. Enerjilerini; “o, ona bunu demiş; şu, şuna şikayet edilmiş; bilmem kimin evinin önünden ötekisi geçmiş” gibi absürt bir geleneğin temsilcileriyle harcamasınlar… Zaman zaman utanıyorum… Böyle ilçelerde, garip garip lafların içinde dolanıp durmaktan birçok kez utanıyorum. Elimizi koyup kaldırılacak taş ararken taş üstüne taş ekleyip fırlatıyorlar memlekete. Kim zaman kaybettiriyorsa yazıklar olsun… Memleketin 4 bir yanına hizmet atağı yapılırken Orhaneli’de, Keles’te, Büyükorhan’da, Harmancık’ta, köylerimizde didişmekten hizmet alamayan sevgili ağabeyler, sizin yüzünüzden doğru dürüst rüya göremez oldum. Bizim kuşaktan memleket dostu birçok arkadaşım da öyle… Bir arkadaşım da Avukat Mehmet Can’a gidip “Rüyalarımı geri istiyorum, diye dava açabilir miyim” diye sorar. O da rüya içinde rüya konuşan güzide dostlarımdan biri. Rüyasında bu soruyu sorduğu Mehmet Can’dan şu cevabı alır: “Neden olmasın, geleceğe dair, umutlu Türkiye’ye dair o kadar güzel rüya görmek varken, size bu rüyaları gösterenler utansın”
Keles’te açık var diye cevap verir. Mehmet ağabey utanırlar mı bilmiyoruz ama biz rüyalarımızda çeşitli senaryolar görmeye devam edeceğiz. Keles’in çamurlarını, pardon ‘çamurlu sularını’ yazacaktım, rüyamdan konu açıldı. Buraya kadar geldik. Ne diyordum? İşte dağ yöresinin durumu da böyle, ‘ne diyordum’ deyip tıkanıp kalıyoruz. Her şeye rağmen ilk günkü gibi Keles’te çalışmaktan, yaşamaktan, okumaktan, okutmaktan çok mutluyum; kısacası dağ yöresine ve Bursa’ya bir şeyler yapabildiğim için dilim döndüğü kalemim yazdığı için Yaradan’ıma şükrediyorum. Aksakallı dede uyardı… Unutmadan, aksakallı bir dedenin kulağımı çekip Oğlum Yunus Emre: “Sana öyle şeyler açıklayacağım ki yöre selamete erecek. 5 vekiliniz 2 bakanınız, 4 fabrikanız. 10 dakikada Bursa’ya gidilen tünelli, köprülü yolunuz, yöreyi ısıtan ülkeye enerji kazandıran dumansız termik santralleriniz, lojmanlarınız, yaşam alanlarınız, mesire yerleriniz, kayak pistleriniz, yüksek tepelere çıkan eğlenceli teleferikleriniz, banliyö trenleriniz, Ar-Ge çalışmaları yapılan tarımsal laboratuarlarınız, göç etmeyen köyleriniz, para eden kirazınız, çileğiniz… ve bir sürü şeyiniz olacak… Ama unutma ki sana açıkladığım şeyler tüm bunların yanında size hoşgörüyü, sadakati, çalışkanlığı, ahlaklı ve dürüst olmayı öğretecek. Zaten bunlar olunca diğerleri de kendiliğinden olacak.” dedi. Sevgili dedem öyle deyince aklıma geldi: Sahi biz, büyüklerimizden ‘buğday’ mı istiyoruz ‘himmet’ mi? Ben buğday istemekten vazgeçtim… Darısı başınıza…
Bingöl-Muş karayolu Kardeşler köyü mevkisinde askeri konvoy, teröristlerin saldırısına uğradı. Saldırıda 10 asker şehit oldu, 70 asker yaralandı. Saldırıda yaralanan v56 yaralıdan 12’si taburcu edildi, tedavisi süren yaralılardan 2’si Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne (GATA) sevk edildi.
Geri adım atmayacağız Başbakan Erdoğan, Bingöl'deki saldırı nedeniyle Genelkurmay Başkanı Özel'e gönderdiği mesajda,''Saldırılar karşısında tek bir geri adım atmayacağız'' dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl'de askeri konvoya yapılan saldırı nedeniyle Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel'e başsağlığı mesajı gönderdi. Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın Bingöl'de askeri konvoya yapılan saldırı nedeniyle Genelkurmay Başkanı Özel'e başsağlığı mesajı gönderdiği bildirildi. Saldırı sonrasında 10 askerin şehit düştüğünü büyük bir teessürle öğrendiğini ifade eden Erdoğan, mesajında şu ifadeleri kullandı: ''Bingöl'de askeri konvoya yapılan hain saldırı sonucu 10 askerimizin şehit düştüğünü büyük bir teessürle öğrenmiş bulunmaktayım. İstikrara, güven, huzur ve barış ortamına, özellikle de ülkemizin büyümesine yönelik bu saldırılar, hiçbir şekilde bizi yürüyüşümüzden, kararlılığımızdan vazgeçiremez.
KAYINVALİDE, KÖYDE DEĞİL BURSA’DA YAŞAMAK İSTEDİ
12 yaralı taburcu edildi Bingöl'de askeri konvoya düzenlenen terör saldırısında yaralanan ve Bingöl Devlet Hastanesi'nde tedavi gören 56 yaralıdan 12'si taburcu edildi, tedavisi süren yaralılardan 2'si Gülhane Askeri Tıp Akademisi'ne (GATA) sevk
edildi. Bakan Yılmaz yaralı askerleri ziyaret etti Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Vali Mustafa Hakan Güvençer ve askeri yetkililerle Bingöl Devlet Hastanesi'ndeki yaralıları ziyaret ettikten sonra çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, menfur bir terör saldırısıyla karşılaştıklarını söyledi. Öte yandan, bölgede hava destekli operasyon başlatılırken, hastanedeki yaralılar için Bingöl Belediyesi'nin hoparlörlerinden kan ihtiyacı anonsu yapıldı. Türk Kızılayı ise kısa sürede
harekete geçerek Bingöl Devlet Hastanesine 123 ünite kan gönderdi. Van, Kayseri ve İzmir'deki bölge kan merkezlerinden de çeşitli kan gruplarına ait 876 ünite kan takviye amaçla Bingöl'e ulaştırıldı. Teröristler araçları ateşe verdi Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde de şantiyeyi basan teröristler 11 aracı yaktı. Terör örgütü PKK mensupları, Tatvan-Van karayolunda ise yol yapım işinde çalışan müteahhit firmalara ait şantiyelerdeki 7 iş makinesini ateşe verdi.
Malumunuz daha önce yapılması düşünülen ve Keles Kozağacı bölgesindeki köylülerin istememesi sonucu rafa kaldırılan Termik Santral projesi yeniden gündeme geldi. Hatta gündeme gelmekle kalmadı, ihalesine bile çıkıldı. İhalesinin sonuçlanması beklenirken ise yörede hararetli tartışmalar aldı başını gidiyor. Yörede başlı başlına birbirine zıt iki farklı düşünce ortaya çıkmış durumda.
Yaşar Keskin’den Keles’e 3 müjde!
Suriye’den Orhaneli’ye ilginç hikaye!
Bursa’ya gelen anne kızı otogarda karşılayan damat Sefer Hasan ile kayınvalidesi arasında tartışma çıktı. Kayınvalide Bursa’da kızı ile yaşamak istediğini köyde kalamayacağını söyledi. Bunun üzerine gelin Shehadeh Uyala’da annesinin tarafını tutunca Merinos Kongre merkezi önünü de aile kavgası çıktı. Yoldan geçen vatandaşlar ise kaçakları yol üzerinde bıraktıklarını sanarak 155 polis imdat hattını aradı. Olay yerine gelen polislere Sefer Hasan durumu anlatarak, “Ben asgari ücretli işçiyim Bursa’da nasıl ev tutarım ve yaşarım. İşim de köyde. O yüzden aramızda kavga çıktı” dedi. Pasaport kontrolü yapılan anne- kız, serbest bırakıldıktan sonra eşyaları ile birlikte olay yerinden uzaklaşırken, Sefer Hasan da eşini ve kayınvalidesini ikna etmek için peşlerinden gitti.
Sadettin TOPÇU
Sıcak yaz günlerinden çıkıp sonbaharın serin havalarına girmek üzereyiz ama Dağ Yöresi için özellikle de Kozağacı ve Keles için bu sonbahar günleri çok sıcak geçeceğe benziyor.
Uludağ Üniversitesi’nin Keles’e kurduğu eğitim yuvası bu yıl 2. öğretim öğrencileriyle birlikte daha köklü ve prestijli okullardan biri haline geldiğini belirten Karahan, kayıtların 7 Eylül 2012 Cuma günü tamamlandığını ifade etti. 2. cam sera Yeni açılan ve henüz dolmayan 2. öğretim programlarının ek yerleştirme ile gelen öğrencilerin dolduracağını düşündüklerini ifade eden Hasan Karahan, “Önümüzdeki yıl 2. sınıflarla birlikte ve gıda bölümünün kontenjan arttırılması durumunda 700 civarında öğrenci olacak. Bu Keles için çok sevindirici bir rakam. Yer olanaklarımızın sıkıntılı olması dolayısıyla Laborant ve Veteriner Sağlık bölümümüze henüz öğrenci alamıyoruz. Okul bahçemize 2. bir cam sera daha kuracağız ve organik tarımı güçlendireceğiz.” diye konuştu. Uygulama bahçesi… Koç Çukuru’ndaki yerin üniversiteye tahsis edilmesi durumunda uygulama bahçesi yapacaklarını da sözlerine ekleyen Karahan, Keles Meslek Yüksekokulu’nun geleceğinin parlak olduğunu, Kelesliler’in okula daha çok sahip çıkmaları durumunda yeni bölümlerin de açılabileceği müjdesini verdi.
Bursa’da yol kenarında tartışan bir erkek ve Suriyeli iki kadının kaçak olduğunu ve araçtan atıldıklarını sanan vatandaşlar, 155 polis imdat hattını arayarak ihbarda bulundu. İhbar üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, Türk damat ile Suriyeli gelin ve kaynana arasındaki kavga ile karşılaştı. Bursa’nın Orhaneli İlçesi Danacılar Köyü’nde bir fidanlıkta çalışan 27 yaşındaki Sefer Hasan, geçen Nisan ayında Hatay’da sığınmacı olarakTürkiye’ye giren 23 yaşındaki Shehadeh Uyala ile evlendi. Resmi nikah kıyan çift daha sonra OrhaneliDanacılar Köyü’ne gelerek burada yaşamaya başladılar. Ailesini ziyaret için Suriye’nin İdlip kentine dönen Shehadeh Uyala, Türkiye’ye dönüşünde annesini de yanında getirdi.
Erzurum Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada saldırıda yaralanan ve Erzurum'da tedavi altına alınan askerlerden Mehmet Dildari hayatını kaybetti. Dildari'nin hayatını kaybetmesiyle şehit sayısı 10'a yükseldi.
Termik yöreyi terletiyor
Keles Meslek Yüksek Okulu Müdür Yardımcısı Hasan Karahan, Keles Meslek Yüksekokulu’nu tercih eden adayları yeşilin içinde bir ilçe ve eğitim olanaklarıyla güçlü bir okul beklediğini söyledi.
Hain pusu: 10 şehit, 70 yaralı Bingöl Valiliği'nden yapılan açıklamada, Elazığ Kabul ve Toplanma Merkezi'nden Van istikametine 1 üsteğmen, 27 silahlı emniyet personeli, 1 konvoy komutanı dahil 293 personelin sevkinin; Bingöl Tali Kabul ve Toplanma Merkezi'nde 126 personel bırakılmasının ardından, 3 otobüs ve 2 minibüsten oluşan konvoyda, zırhlı araçlar, elektronik karıştırma aracı, 1 ambulans ve 2 emniyet personelini taşıyan transit araçla yapıldığı belirtildi. Saat 12.15 sıralarında Bingöl merkeze bağlı Kardeşler köyü mevkisindeki ormanlık arazi kesiminden, 3 No'lu otobüsün roket saldırısına maruz kaldığı kaydedilen açıklamada şu bilgilere yer verildi: ''Elazığ-Bingöl-Muş karayolu güzergahında konvoy öncesi menfezler dahil yolun kontrolü yapılmış, yolun emniyeti alınmış, ayrıca aynı güzergahta 6 BTR ve 4 Shortland zırhlı aracı ile yol emniyet ve kontrol devriyesi icra edilmiştir. Konvoy emniyet personeli ile teröristler arasında silahlı çatışma çıkmış, derhal bölgeye intikal eden İl Jandarma Komutanı ve emniyet personeli de çatışmaya dahil olmuştur. Bu esnada roket atışı ile isabet alan otobüs alev almış ve emniyet personeli, alev alan araçtan personeli tahliye etmiştir. Roketli saldırının ilk anında 6 personel otobüste roket atışıyla 3 personel silahlı saldırı nedeniyle şehit olmuştur. Yaralı personel sayısı 70'tir. Bölgede geniş çapta operasyonlara başlanmış olup, ayrıca adli ve idari soruşturma başlatılmıştır.'' Yaralı asker hayatını kaybetti
7
Yörem Güncel
Eylül 2012
Bursa’nın 4 dağ ilçesine hizmet verecek olan Misi ile Doğancı barajı arasındaki 15 kilometrelik duble yolun ihalesi yapıldı. Ak Parti Keles İlçe Başkanı Yaşar Keskin, yöre insanına 3 müjdeli haberverdi. Keskin, “5 Eylülde yapılan ihaleyi alan firma kanuni süreç tamamlanınca yol inşaatına başlayacak. Orhaneli, Keles,Harmancık, Büyükorhan ilçeleriniBursa’ya bağlayan yol, gidiş geliş duble olacak. 15 kilometrelik yolda kazalar da azalacak” dedi. Bu arada, Keles’e yapılacak olan 25 yataklı hastanenin tüm işlemlerinin tamamlandığını bildiren Keskin, “İhaleyi alan firma inşaata başladı ve 610 gün içerisinde işi tamamlayacak. Bina hizmete girdiği zaman Bursa’nın en uzak ilçelerinden biri olanKeles’te hastalar artık Bursa’ya sık sık gitmek zorunda kalmayacak. Hastane tam
İkincisi ise; Kozağacı bölgesinin termik santral yapılması düşünülen topraklar üzerindeki kiraz üretiminden yılda trilyonlarca gelir elde ettiğini ve yapılması düşünülen termik santralin köylüyü bu gelirden mahrum bırakacağı yönünde. İki düşünceye de baktığımızda ikisinin de kendi içinde tutarlı olduğunu görüyoruz. Bunun yanında bu iki düşünceye sahip olanların aynı ortamı paylaşmamaları ise büyük bir sıkıntı. Dahası aynı kahvede aynı çaydan yudumlanarak konuşulmuyor bu konular.
teşekküllü olacağı için, Keles’liler tedavilerini bu hastahanede yaptıracak” şeklinde konuştu. 2012 ilkbahar aylarında dolu, don ve yağmurdan zarar gören çiftçilerin ekonomik olarak çok zarar gördüklerini, aldıkları krediyi ödeyemez duruma
geldiklerini hatırlatan Keskin, “Bu durumda olan çiftçilerimizin borçları 1 yıl süre ile ertelenmiştir. Keles halkının büyük çoğunluğu tarım işleri ile uğraştığı için kara kara düşünüyorlardı. Bu erteleme sayesinde çiftçilerimiz rahat bir nefes alacaklar” diye konuştu.
Keles’te bunu da yaptılar! Keles’te son günlerde yaşanan akılalmaz olaylara bir yenisi daha eklendi. Keles Belediyesi İlçe Stadı’nı sulamak için kullanılan yaklaşık 100 metrelik hortum kimliğe belirsiz kişilerin saldırısına uğradı. 2-3 metrelik parçalara ayrılarak kesilen hortum kullanılamaz hale gelirken polis olayla ilgili soruşturma başlattı. Yetkililer statta ve çevrede yer alan kameraların polis tarafından incelendiğini ifade ettiler. Devlet malına verilen bu zarar sonrası Keleslilerin yoğun tepkisi oluşurken bazı vatandaşlar “bu terbiyesizliktir, vatan hainliğinin öteki adıdır” diyerek sitemlerini dile getirdiler.
Büyükorhan ilçe müftülüklerinde de gerçekleştirilecek. Konu ile ilgili olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü de Bolu’da “İhtiyaç Odaklı Kur’an Kursları Öğretim Programı”nın tanıtımı amacıyla bir seminer düzenledi.Üç gün devam edecek seminerde konuşan Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. Ali Erbaş, İhtiyaç Odaklı Kur’an Kursları Programının halka açılan en önemli eğitim projelerinden biri olduğunu söyledi. Program kapsamında eğitim günlerini ve saatlerini vatandaşın
Birinci düşünceye sahip çıkanların büyük çoğunluğu Kozağacı bölgesinde oturmayan ama yörede yaşayan insanlar. İkinci düşünceye sahip çıkanlar ise büyük çoğunlukta Kozağacı bölgesinde oturan insanların düşünceleri. Anlayacağımız yöre için aşağı tükürsek sakal, yukarı tükürsek bıyık durumu. Bu konuda bu düşüncelerin yanı sıra dikkat edilmesi gereken noktalar ise; 1-) Avrupa’da bizim gibi geri kalmış kırsal bölgelerde sürdürülebilir(doğaya ve çevreye zarar vermeden) büyümenin sağlanması için neler yapılmış? 2-) Ülkemizin 2023 vizyonunda belirtildiği üzere kendi enerjisini kendi öz kaynaklarından üretmesinin amaçlandığı bir ortamda ülkenin menfaatleri mi yoksa yöredeki insanların menfaatleri mi göz ardı edilecek? Keles’i Seven Vekil
Yörede Kuran Kursları başlıyor
Diyanet İşleri Başkanlığının Kur’an kurslarında hizmet çeşitliliği projesi kapsamında başlattığı “Kur’an Öğreniyorum” programı, bu yıl “İhtiyaç Odaklı Kur’an Öğretimi” adı altında daha da yaygınlaştırılarak uygulamaya konuldu. ençlerin, emeklilerin, çalışanların, ev hanımlarının, kırsal kesimde yaşayan vatandaşların ve öğrencilerin kendilerine uygun gün ve saatlerde Kur’an öğrenmesine imkân sağlayan program için dersler, 24 Eylül 2012’de başlayacak. Kurslara kayıtlar ise 17 Eylül’den itibaren yapılabilecek. Kayıtlar Orhaneli, Keles, Harmancık ve
Birincisi; yörenin geri kalmışlığını öne sürenler ve uzun yıllardan beri ne devletin ne de özel sektörün yörede istihdam yaratan bir yatırım yapmadığına dikkat çekerek, ayaklarına kadar gelen fırsatın geri tepilmemesini istiyorlar.
kendi tercihine göre belirleyebileceğini vurgulayan Erbaş, “Mesai saatleri içerisinde Kur’an kurslarına gelemeyen vatandaşlarımız, iş saatleri dışında Kur’an ve dini bilgiler öğrenme imkânına sahip olacaklar. Program, yalnızca çalışanları kapsamıyor. Ev hanımları, öğrenciler, emekliler ve kırsal kesimde yaşayan tüm vatandaşlarımız bu eğitimden faydalanabilir.” diye konuştu. Erbaş şöyle devam etti: “Sizlerin, bizlerin, hiçbirimizin birbirimizden farkımız yok, hepimiz Kur’an hizmeti yapıyoruz.”
Bu hafta sonu Afyon’da ilk akla gelen termal merkezlerinden birinde Bursa AKP Milletvekili Mustafa ÖZTÜRK’le karşılaştık. Ailesi ile birlikte tatilini geçirmek üzere bu termal merkezi tercih etmiş. Akşam yemeği sırasında kısa bir görüşmemiz oldu. Kendisi oldukça mütevazi bir insan. Hatta şunu da söylemeden geçemeyeceğim ben kendisini şu an İstanbul Milletvekillerinden Bülent Turan’ın danışmanlığını yapan Mustafa Şahin’e benzettim. İkisinin de adı Mustafa zaten. Kelesli olduğumu söylediğimde “Keleslileri çok severiz” dedi. Bunu duyduğuma da çok mutlu oldum.