Yörem Güncel
10
Nisan 2013
Keles’in engelli duyarlılığı
Dilin önemi Ramazan GÜÇLÜ
İnsanı diğer canlılardan ayıran en önemli fark; konuşma yeteneği, yani dilidir. Yüce Allah insanın dışında hiçbir varlığa bu güzel nimeti ihsan etmemiştir İçinde ne olduğunu bilmediğimiz bir küpün içini; küpten sızan şeye bakarak anladığımız gibi, birinin nasıl bir insan olduğunu, ancak konuştuğuna bakarak anlayabiliriz. Kişinin sözü aslında konuşanın aynasıdır, o kişi hakkında bilgi verir. “Uslûbu beyan, aynıyla insandır”. İnsan dilinden dökülen sözlere göre itibar kazanır veya itibar kaybeder, sevap ya da günah kazanır. Kişi ağzından çıkan sözlere dikkat etmeli, aklın, imanın ve vicdanın terazisinde tarttıktan sonra söylemelidir. İnsan diliyle savaşların son bulmasına vesile olarak sulh ve barışa hizmet edebileceği gibi, diğer taraftan dilini yanlış kullanarak birçok kişinin arasında kin ve düşmanlıkların doğmasına da sebep olabilir. Hz Ali “Kılıç yarası iyileşir, dil yarası iyileşmez” sözüyle bu durumu veciz bir şekilde belirtmiştir. Allah’ın nazargâhı olan gönlümüzü ve kalbimizi temiz tutmada dilimizin rolü çok büyüktür. Peygamberimiz (sav) “Kulun kalbi doğru olmadıkça imanı doğru olmaz, dili doğru olmadıkça kalbi doğru olmaz “ (Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, “198 ) buyurarak sağlam bir imanın ancak doğru konuşan bir dil sayesinde olacağını beyan etmiştir. “İnsan, hiçbir söz söylemez ki, onun yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın” (Kâf,18) ayeti, yaptıklarımızın ve konuşmalarımızın tümünün kaydedilmekte olduğuna, işaret etmektedir. Yine Kur’an-ı Kerîm’de, dilimizin kıyamet günü lehimizde veya aleyhimizde şahitlik yapacağı da beyan edilmektedir. (Nur, 24-25) Kişi dili sayesinde iman dairesine girdiği gibi, yine dili yüzünden küfrü gerektiren bir sözü söyleyerek imandan çıkabilir. Toplumda bilerek ya da bilmeyerek insanın inanç ve itikadını sarsacak, hatta imandan çıkarabilecek mahiyette pek çok yanlış sözler sarf edilmektedir. Örneğin; “Kader utansın” “Ben böyle kadere isyan ederim” “Zalim felek” gibi kaderi isyan eden ve sorgulayan sözler; sevdiği birine “seninle cehennemde bile yaşarım”, sevmediği birine “seninle cennete bile girmem” diyerek nimet ve azabı hafife almak, mallardan kısmakla imtihan olan fakir kimsenin “Allah beni unuttu” demesi. Çok kızdığı birine haşa “Allah gelse, seni elimden alamaz!” “Buraların İlah’ı benim” demek. Kişinin imanına zarar veren ve küfrü çağrıştıran sözlerdir. Yine aynı şekilde; başına gelen bir musibetten dolayı “Allah bunca insanın içinde beni mi buldu” demek. Bir iş hakkında ümidi tükenen kimsenin, “İşimiz artık Allah’a kaldı” demesi. “İnşallahla Mâşallahla bu işler olmaz” diyerek Allah’ın dilemesini hafife almak. Birine kızarak Allah’a, Peygambere, Kitaplara ve dine sövmek. Faiz, İçki, Kumar vb. günahları hafife alarak “Bu devirde bunlar da günah olur mu ? ” demek. Na-mahreme bakan kimsenin demesi gibi sözler ve daha sayamadığımız birçok ifadeler kişiyi küfre sürükleyebilecek sözlerdir. Yani bu sözler, söyleyen kişinin dinden çıkmasına sebep olabilir. Allah Rasulü (sav) “Siz bana dilinizi ve iffetinizi koruyacağınıza garanti verirseniz, ben de size cenneti garanti ederim” (Buhari, Rikak, 23) buyurarak, dilimize sahip çıkmanın önemine dikkat çekmiştir. Müslüman ne eliyle ne de diliyle kendine ve başkalarına zarar veremez, vermemelidir Bu, mümin olmanın bir gereğidir. Çok söze yalan karışabilir, çok konuşmak ve boş konuşmak kalbe kasvet verir ve tefekküre mani olur, sözün tesirini azaltır. Dinleyenleri usandırabilir. Bu itibarla az, öz, doğru ve yararlı şeyler konuşmak müminin şiarı olmalıdır. Sözlerimi bir hadisle bitiriyorum: “Ademoğlu sabaha erdi mi, bütün azaları dile şöyle yalvarırlar: Bizim hakkımızda Allah’tan kork! Çünkü biz sana tâbiyiz. Sen istikamette olursan, biz de istikamet üzere oluruz. Sen yoldan çıkarsan, biz de çıkarız” (Tirmizi, Zühd 60)
Keles Halk Eğitim Merkezi’nin Davetiyle İnegöl Bel.Özel Eğitim Uygulama Merkezi(Zih.Eng.Okulu) Keles’e gelip geleneksel el sanatları hakkında bilgi aldılar.
Ayrıca ürettikleri ürünleri karşılıklı olarak birbirlerine hediye ettiler. H.E.M Müdürü Gültekin ATAR İnegöl’deki zihinsel Engelli Öğrencilerin yaptıkları cam baskı üzerine Atatürk resimleri ve atık derilerden ürettikleri mutfak önlüklerinin kendisini şaşırttığını ve duygulandırdığını ifade ederek en kısa zamanda İnegöl’e gelip onları ziyaret edeceklerini belirtti. İnegöl Bel.Özel Eğitim Uygulama Merkezi Müdürü Burhan MERSİN de engelli öğrencilerin sevgiyle ve sabırla neler yapabildiklerini gösterdiklerini ve onların becerilerini doğum yeri olan Keles’te sergilemekten son derece mutluluk duyduğunu ifade ederek kendilerini 10-16 Mayıs Engelliler Haftasında İnegöl’e davet ettiğini belirtti..
Müdüre Facebook şoku! Bursa’nın Orhaneli ilçesi Tapu Müdürü Adem Pazar’ın, sosyal paylaşım sitesindeki hesabı ele geçirilerek, para ve kontör dolandırıcılığı yapıldığı iddia edildi.
Alınan bilgiye göre, Pazar’ın yaklaşık 4 aydır kullanmadığı sosyal paylaşım sitesindeki hesabını ele geçiren kişi ya da kişiler, arkadaş listesindeki 400′den fazla kişiye mesaj gönderdi. Mesajı okuyanlardan bazıları, televizyonda bir yarışma programına katılacağını bildirerek yardım isteyen kişinin Adem Pazar olduğunu düşünerek, iletideki banka hesabı ile telefon numaralarına, para ve kontör havale etti. Bir arkadaşının, iki gün sonra kendisini telefonla araması sonucu durumdan haberdar olan Pazar, Orhaneli Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu.Pazar, gazetecilere yaptığı açıklamada, sosyal paylaşım sitesindeki hesabına, işlerinin yoğunluğundan dolayı yaklaşık 4 aydır girmediğini belirtti. Dolandırıcı ya da dolandırıcıların kısa sürede yakalanmasını temenni eden
Hüseyin Orhan kaza geçirdi!
Pazar, “Yetkililere sesleniyorum. Çok kişinin canı yanmadan ya bu gibi
siteleri güvence altına alsınlar ya da kapatsınlar” ifadesini kullandı.
Keles Davut Zeki Akpınar YİBO’nun müdürü Hüseyin Orhan’ın eğitim amacıyla gittiği Ankara’dan üzücü haberi geldi. Ankara’nın kalabalık caddelerinden birinden karşıdan karşıya geçerken dikkatsiz bir sürücünün çarptığı Orhan’ın bacağında ve kalçasında kırıklar meydana geldi. Hemen hastaneye kaldırılan Hüseyin Orhan ameliyata alınırken durumunun iyi olduğu öğrenildi.
Kaleli Göynükbelen’de örtü taktı! CHP Parti Meclisi (PM) üyesi ve Bursa Milletvekili Sena Kaleli, ‘Kutlu Doğum Haftası’ etkinlikleri kapsamında, Orhaneli ilçesine bağlı Göynükbelen beldesinde düzenlenen programa katıldı. Kaleli; önce, “Peygamber Efendimiz (sas) ahlaki değerlere ve kadın erkek eşitliğine büyük önem veriyordu.” dedi, ardından Büyükşehir Yasası’nı eleştirdi. CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclis Üyesi Sena Kaleli, bu sene ‘Hz. Peygamber ve İnsan Onuru’ temasıyla kutlanan ‘Kutlu Doğum Haftası’ etkinlikleri kapsamında, Orhaneli ilçesine bağlı Göynükbelen beldesinde düzenlenen programa katıldı. CHP Bursa İl Başkanı Metin Çelik’in de yer aldığı etkinlikte Kaleli, belde sakinleriyle bir araya geldi. Çok sayıda belde sakininin de katıldığı ‘Kutlu Doğum Haftası’ etkinliği sırasında ilahiler ve mevlid-i şerif okunarak, dua
edildi. Kutlu Doğum Haftası etkinliğinde kısa bir konuşma yapan CHP Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Peygamber Efendimiz’in (sas) ahlaki değerlere ve kadın erkek eşitliğine verdiği öneme dikkat çekti. Kaleli, program sonrasında sohbet ettiği belde sakinlerine Büyükşehir Belediyesi Yasası’na
yönelik eleştirilerde bulundu. Kaleli, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan Büyükşehir Yasası ile birlikte beldelerin kapatılmasına tepki gösterdi. Belde sakinlerinin de ilgi ile dinlediği sohbette Kaleli, “Büyükşehir Yasası hiç de iç açıcı bir yasa değil. Bu konu tüm sivil toplum kuruluşlarınca enine boyuna tartışılmalıdır. Bu yasayla birlikte büyükşehir belediyelerinin sınırları, il mülki sınırları olacak. Bu illere bağlı ilçelerin mülki sınırları içindeki köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği sona erecek. Köylerde yaşayan vatandaşlarımız birçok sıkıntı çekecek. Onların hakları sonuna kadar gözetilmelidir. Köy ve belde sakinlerimiz çevrelerine duyarlı. Çevrelerini koruyorlar. Ancak şimdi merkezi şekilde gelecek kararlar ile çevreleri onlara sorulmadan talan edilebilecek.” şeklinde konuştu.
TEBRİK
Yazı İşleri Müdürümüz Fatih Mehmet Azer ve eşi Esra Azer’in erkek çocukları dünyaya gelmiştir. Mehmet Enes Azer ismi verilen minik yavruya ailesi ile birlikte sağlıklı ve uzun bir ömür dileriz.
Yörem Güncel Gazetesi
Başkan Kaynak Hac yolcusu! Keles Belediye Başkanı Süleyman Kaynak, bu yıl çekilen kuralar sonucunda eşi Gülşen Kaynak ile birlikte Hacca gitmeye hak kazandı. 6 yıldır bu mutluluğu yaşamayı beklediklerini belirten Başkan Kaynak, kutsal topraklara gidecek olmalarının heyecanını yaşadıklarını belirterek, Allah bu heyecanı ve mutluluğu her kuluna nasip etsin, keza tarifi mümkün olmayan bir mutluluk yaşadıklarını söyledi. Bursa müftülüğünde kayıt ve pasaport işlemlerini yaptıran Keles Belediye Başkanı Süleyman Kaynak ilk kafile ile birlikte kutsal topraklara giderek dini vecibeleri yerine getirmenin huzur ve mutluluğunu yaşadıklarının altını çizdi.
Nisan 2013
7
Yörem Güncel
Yıldırım’da kaçağa geçit yok Yıldırım Belediyesi kaçak yapı ekipleri geçtiğimiz gün, 4 mahallede 4 kaçak yapıyı yerle bir etti.
Kaçak ve çarpık yapılaşmayla mücadelesine devam eden Yıldırım Belediyesi, yıkımlarını sürdürüyor. 7/24 çalışan Yıldırım Belediyesi Kaçak Yapı Ekipleri, geçtiğimiz gün Yavuzselim, Duaçınarı, Hacıvat ve Fidyekızık Mahallerinde 4 kaçak binayı yıktı.Yıldırım Belediyesi Kaçak Yapı Ekiplerinin yanı sıra Yıldırım Belediyesi Zabıta Ekipleri ve güvenlik güçlerinin de katıldığı yıkımlarda, olay çıkartan vatandaşlar güçlükle yatıştırıldı. Kaçak yapılaşma konusundaki kararlılıklarından vazgeçmediklerini belirten Yıldırım Belediye Başkanı Özgen Keskin, “Amacımız, Yıldırım İlçesi’ni modern bir ilçe haline getirmek. Biz kaçak yapılaşmayla mücadele konusunda kararlıyız. Bununda en büyük göstergesi kentsel dönüşüm çalışmalarımızdır. Kaçak bina yapan vatandaşlarımıza hapis, deprem gerçeğini hatırlatıyoruz” diye konuştu.
Ocakları,DSP,FENERBAHÇE TARAFTAR DERNEĞİ,ismi aklıma gelmeyen sivil toplum kuruluşları ve sendikalar... Her birey ülkesi için,ülkesinin askeri için ve kendi içirisinde ki milli değerler için orada olduğunu sloganlarla,bayrakl Yasin ORUÇ arla,marşlarla çok kuvvetli bir şekilde tüm Türkiye’ye duyurdu 8 Nisan günü yüzbinler 2.defa bir kez daha. ‘Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ önünde toplantı.Önünde Aslında her şey çok güzel gididediğime bakmayın gerçekten yordu. Herkes geldiği için memnun muazzam bir kalabalık vardı. Evet marşlara eşlik ediyor,bayraklarını bende oradaydım,biliyorum.Alana rüzgara bırakıyordu. TGB otobüsünün sığmayan kalabalığın bir ucu cezaüzerinde konuşan Çağdaş Cengiz evi önünde,diğer ucu yaklaşık 2 KM sanki önceden farkeder gibi polise uzaklıkta ki yol girişinde.. sesleniyordu. Herkes bu ülke için burada. Kimse biber gazından 7 Nisan’ı, 8 Nisan’a bağlayan gece korkmuyor,kimseden korkumuz yok 02:00 gibi haraket etti otobüsübizi korkutamazsınız,yıldıramazsınız.. müz.Gerek otobüs içerisinde gerek mola verdiğimiz yerlerde gerçekten Ne ara olduğunu,nasıl olduğunu Silivri’ye gidenler kendilerinden çok anlayamadan, yere kazıkları çakılmış emin,marşlar söyleyerek ve bir o ve kazıklara kaynakla monte edilmiş kadar da üzgün gidiyordu. Kendile3 sıra halinde ki barikatları yerde rinden emin diyorum çünkü; polisin görüverdim. Onca demir yığınını biber gazlı müdahalesine de, tazyikli ordan kaldırmak 30 saniye sürdü.. suyuna da göğüs gereceğinden emBarikatlar yıkılır yıkılmaz polis ve ön indi her biri. Ve malum gidiş sebebi saftaki insanlar arasında arbede çıktı üzgünlüğü tanımlar. diyeceğim ama güçlü olan polis idi. Ya da güçünü polise kullanmak istemey8 Nisan sabahı otobüs bizi en TGB ve ADD’liler... bıraktığında gerçekten kalabalığı anlamıştım. Yolun sağında 2,solunda Evet.Bir anda müthiş biber gazı.. 2 sıra olmak üzere 4 lü bir otobüs Herkes gazdan etkilenmiş bir şekilde kuyruğu.. Kilometrelerce uzanmışlar. gözlerinden yaşlar akarak kendini (TGB’li bir arkdaşımdan edindiğim korumaya çalışıyordu. bilgiye göre 1700 civarı araç katılmış.) Polisin gaz bombalarını etrafa Cezaevi yoluna girdğimiz andan atmaya başladığında (1,2 kilomeitibaren araçlardan direniş çadırına tre çapında bir çevre) ben direniş erzak yağıyordu adeta. 7 den 70 çadırının oradaydım. Biber gazıyla e diyeceğim ama inanın kucakta kalmayıp panzer de göstericelere bebekte gördüm,bastonla zor tazyikli suyla müdahale etti. Etraf ayakta duran amcada gördüm.. Ve bir anda savaş alanına dönmüştü. hiç kimse şikayetçi değil,müthiş bir Gaz bombalarının bir tanesi hemen yardımlaşma söz konusu. O erzaklar önümde olan 60 yaşlarında bir bayo kadar hızlı ulaştı ki,şaşırmadım ana geldi,365 gram olan bombanın desem yalan olur.Amcam bastonunu etkisiyle kendini yere bıraktı. Çadıra bırakmış benimde faydam olsun diye doğru götürelim demeye kalmadan uğraşıyor.. yanımda ki arkadaşımın omzundan sekerek tam da çadırın içerisine girdi 13 Aralık da olduğu gibi başı gaz bombası. Doğal olarak herkes yine Atatürkçü Düşünce Derneği kaçışmaya başladı. Kalabalıktan (ADD) ve Türkiye Gençlik Bİrliği ayrılarak yüksek bir yere çıktım. (TGB) çekiyordu. Onları takiben Amacım çantamda ki limonlarla CHP,İşçi Partisi,MHP,HKP,Ülkü
2.Silivri...
gazdan etkilenenlere yardım etmekti. Öylede yaptım. Yaklaşık 40 kişiye yetti limonlarım. 5 tane gaz bombasından bende nasibimi aldım tabi. Kalabalık polisten uzaklaşarak tarlalara dağıldı. Polis gaz atmaya devam ediyordu ama bombaların hepsi tarla toprağıyla bastırıdı. Olaylar yatıştıktan sonra jandarma ve polis (robokop) cezaevi etrafında güvenlik önlemi almaya devam etti. Ama şuna değinmeden geçemeyeceğim. Beni
en çok üzen ; kendi vatandaşına gaz bombası atan aynı ülkenin polisleri..
Hemde İSTİKLAL MARŞI esnasında... Yorumsuz. Saygıarımla..