Ahmed Cevdet Çağla 1900 yılında İstanbul’da, Acıbadem’de doğdu. Babası “Tophane İmalat-i Harbiye Mektepler” müdürü, topçu yarbayı, ressam ve musikişinas Eşref Bey’dir. Eşref Bey keman, annesi Nazime Hanım piano, kızkardeşleri ud çalardı. İlk musiki zevkini aile çevresinden aldı. Bu musikişinas aile, özellikle Eşref Bey oğlunun da bu sanatla ilgilenmesini istiyordu. Bu sebeple daha yedi yaşında iken, o dönemin tanınmış Batı musikisi kemancılarından olan Antonyadis’ten ders aldırttı. Babasının düzenlediği musiki toplantılarına katılan, bestelediği hüseyni makamındaki Mevlevi ayinini kızkardeşinin notaya aldığı Musullu Hafız Osman Efendi’den usul ve makamlarımızı öğrendi.
Beykoz ilkokulundan sonra Frere’lere devam ederken okul orkestrasında çaldı. Daha sonra Kadıköy Sultanisi’nde okudu. “Yüksek İktisat ve Ticaret Okulu”nda okuduğu sıralarda, Maarif Nezareti’nin açtığı bir sınavı kazandı. Batı musikisini öğrenmek, öğretmen olmak için iki buçuk yıllığına 1916 yılında Berlin’e gitti. Aynı zamanda pedagoji eğitimi görecekti. Almanya’da bulunduğu yıllarda Batı Musikisini daha yakından inceledi ve keman tekniğini ilerletti; 1918’de ülkesine döndü.
Kadıköy Sultanisi’nde okurken Münir Nureddin Selçuk’la tanışarak arkadaş olmuştu. Almanya’dan döndükten sonra öğrenimini tamamlamaya çalışırken, Kemani Reşat Erer’in ayrılması üzerine Darüttalim-i Musiki Cemiyeti’ne girdi. Orada ders veren hocalardan yararlanarak bilgisini ve uslubunu zenginleştirdi. On iki yıl süre ile bu cemiyetin düzenlediği konserlere, yurtiçi ve yurtdışı turnelere katıldı. Aynı heyetle iki kez Almanya’ya gitti. Berlin Müzik Akademisi’nde konserler verdi. Polydor firması adına plaklar doldurdu. 1926-1927 yıllarından iki Mısır seyahati olmuştur. Darüttalim-i Musikiye girdiği ilk sıralarda geçmiş olan bir olay, Cevdet Çağla’nın üzerinde önemli bir etki yapmıştır. “Papaz’ın Bağı”nda halka verilen konserlerin birinde sultaniyegah faslı okunacaktı. Genç kemani
fasılda okunacak eserleri ezbere bilmiyordu. Peşrevin çalındığı sırada başhanende Arap Cemal, kemaniye yararı olur düşüncesiyle sesi ile yardımcı olmaya çalışıyordu. Bu olaya çok üzülen Çağla, bir sonraki konserde bütün eserleri ezberlermiş ve büyük bir başarıya ulaşmıştı. Programın bitiminden sonra dinleyici olarak bulunan zamanın musiki ustalarından Ahmed Rasim Bey kendisini kutlamış, durumu kavrayan Arap Cemal de genç sanatkarın gönlünü almak için “Ben olmasaydım bu şekilde başarı kazanamazdın” gibi bir şeyler söylemişti.
1926 yılında hizmete giren ilk İstanbul Radyosunda çalıştıktan sonra 1938’de Ankara Radyosu’na nakletti; 1950’ye kadar bu hizmetini sürdürdü. O zamanki kadro ünvanlarından “Repetitör Artistliği”ne kadar yükseldi. Fehmi Tokay ve diğer tanınmış musikişinaslarla “Ankara Türk Musikisi Derneği”ni kurarak ses sanatımızın yaygınlaşmasına ve öğretilmesine yardımcı oldu. 1950 yılında İstanbul’a nakleden sanatkar, 1965 yılında Mesud Cemil ile Bağdat Konservatuarına keman hocası olarak gidişine kadar, İstanbul Radyosu’nda altı yıl müzik yayınları şefliği yaptı. Bağdat’ta üç yıl kaldıktan sonra yurda döndü (1959). Yeniden eski görevine atandı. Üç yıl piyasada çalıştıysa da sahne çalışmaları sürekli olmamıştır. Pek çok sanatkara plaklarda eşlik etti, kişisel olarak plak doldurdu. Yasaların çizdiği yaş sınırı gereğince 1965 yılında emekli olduktan sonra, sözleşmeli olarak radyoda çalıştı, koro şefliği yaptı, özel konserlere katıldı.
Selma Hanım’la evli olan Çağla’nın iki çocuğu vardır.
Temiz icrası, klasik uslubu, eşlik etmekteki ustalığı, yaptığı taksimlerdeki üstün geçki tekniği ile günümüzün en usta keman sanatkarlarından biriydi. “şedyolları”nı iyi bildiğinden, alışılmamış perdeleri kullanarak yaptığı süprizli geçkileri ile tanınmıştır.
Yirminci yüzyıl Türk Musikisi’nin en dikkate değer bestekarlarındandır. Geleneksel şarkı bestekarları arasında kendisine sağlam bir yer yapmış, ustalıkla, başarılı, ifadeli eserler bestelemiştir. Klasik geleneklere bağlı olmakla beraber eserlerinde zevkli yadırganmayan bazı yenilikler de uygulamıştır. Yüz kadar eseri biliniyor. Cevdet Çağla 22 Şubat 1988 tarihinde İstanbul’da vefat etti.
Cevdet Çağla’nın kendisinden on iki yaş küçük olan kızkardeşi Mebruke Çağla da bestekardır. 1912 yılında İstanbul’da doğdu; aynı aile çevresinde yetişerek ud çalmasını öğrendi. Sazındaki ustalığını Şamlı İskender ile Fahri Kopuz’dan aldığı derslerle ve ağabeyi ile çalışarak güçlendirdi. Ahmed Mithat Efendi’nin oğlu İsfendiyar Bey’le evlendi. Eşinin teşviki ile bestekarlığa yöneldi. Beş adet şarkısı biliniyor. Şarkılarının sözlerini kendisi yazmıştır.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.