2015 / say覺 2 / 1 Lira
2015 / sayı 2
ücret
1 Lira editör Merkeze Çekilmiş Peygamber kapak Partanım Azaldı dizgi Annemin Aloaverası iletişim kimfanzin.blogspot.com.tr facebook.com/kimfanzin twitter.com/kimfanzin instagram.com/kimfanzin issuu.com/kimfanzin kimfanzin@gmail.com
ne var ne yok ...
2‘ gökyüzü 3' osuruk temalı yalnızlık 4' sevgi üzerine yazışmalar 5' bitmeyen 6-7-8' tarihin en acı ilhamı: guernica bombardımanı 9' yürüyüş 10-11' b.g.o. 12-13' nedir sanat? 14-15' boşluk 16' depozitolu calsberg şişeleri
Kim Fanzin okurken ne dinlenir? Barkodu okutarak, listemizi dinleyebilirsiniz. Ya da; play.spotify.com/user/kimfanzin
Buşido twitter.com/Busido17
Kim Fanzin, gelir amacı gütmez. Yazıların sorumluluğu, rumuzu belirtilen yazarlara aittir. Kaynak gösterilerek yada izin alınarak alıntı yapılabilir.
gökyüzü ** gökyüzüne bakıyorum bazıları. neden baktığımı da b lm yorum. bakıyorum şte öyle aval aval. yan , neden b r şeye baktığını b lmez m nsan. b lm yorum. hayır, n ye bakıyorum, ne var orada yan ? hahahaha b r nsan neden gökyüzüne bakar ya? b z bazı nsanlar neden gökyüzüne bakarız? ben n ye gökyüzüne bakıyorum? b lm yorum. b lsem sormam herhalde. ama öyle üç beş yıldız var d ye bakmıyorum sanırım. yada ne b ley m evren filan merak ett ğ mde yok, açıkçası aa çok lg nç d yecek b r şey olduğunu da sanmıyorum. gece se ay, b raz da yıldız. sabah se güneş, b raz da kuşlar. başka b r mar fet yok k gökyüzünün. ne b ley m, olsa öğren rd k d ye düşünüyorum. göğe, allah d ye yat kalk yapan dayıdan b r haber gel rd herhal, yada "göğü kucaklayıp get ren" Arkadaş, b ze de koklatırdı ucundan.. turgut ab m z, gök ç n m n büs hattı devralmıştı 60'larda, -ne olmuş çıkab lm ş m ş n ç nden? yan anlayacağın, gökyüzüyle uğraşılmaz dayıı! boş ş bunlar. hem hep anlatır annem. şşşştttt sess z! komşular duymasın aman. -orhan adında b r vel varmış ben küçükken, bok yoluna g tm ş derler "gökyüzünü boyar ken". ee pek öyleyse neden gökyüzüne bakıyorum hala ben? ekmek yok, aş yok, ş yok! ne var pek bu gökyüzünde? o sonsuz ürküntünün ben hapseden yanı ne? h ç b r şey hoşuma g tm yor, g demez! ded m ya annem söyled hem annem, annem, ben m annem. o ded bana. -gökyüzüyle uğraşan ah olmazmış. oysa ben ah olmalıyım. bu amansız yarışta en öne adım yuvarla-malıyım. bundandır k , gökyüzü olmaz. olamaz. gökyüzüne bakamam. ne kadar stesem de bakamam. gökyüzünde bana yer yok çünkü, ama ekmek kuyruğunda b lemed n metrobüs kuyruğunda her zaman b r k ş l k yer var ben m ç n. eyvallah sevg l gökyüzü. karnım aç ben m! doyuramazsın sen ben ...
/ 2/
#K mFanz n
Merkeze Çekilmiş Peygamber twitter.com/hzfanzin
osuruk temalı yalnızlık Yalnızlık güzel şey. İnsana yararı dokunan her şey yalnızken cat ed l yor. En güzel ş rler –evet maalesef Kahraman Tazeoğlu'nun rez l ş rler de- yalnızken yazılıyor. B r film onlarca k ş yle b rl kte çek l yor ama senar st tek başına yazıyor senaryosunu. Yönetmen n aklına b r başınayken gel yor o film doğuracak fik r. Sevd ğ n kadına karşı güzel duyguları lk h ssett ğ nde yalnız kend nle paylaşıyordun kalb n n çarpıntılarını. Ben de yalnız başıma yürürken güzel fik rlere kapılıyorum. Bazen öneml b r konuya yüzeysel olmayan b r bakışla değ n p üç beş nsanı doğru tarafa yöneltmeye karar ver yorum. Bazen yokuş aşağı koşarken gece vakt sokakta pat pat yankılanan ayak sesler m b r ş r n lk d zes n yazacak g b oluyor. Sokak lambalarının sarı ışıkları le apartmanların gölgeler arasında seken beden m b r film n final sahnes ne lham ver yor. Sonra geç yor tab î. Yalnızken gelen bu lhamları esere dönüştürmeye kalktın mı çuvallıyorsun. Sıkılıp kapatıyorsun Yen Word Belges 'n . Facebook b ld r mler ne bakıp Tw tter'da güzel b r şarkının YouTube'dak v deosunun bağlantısını paylaşıyorsun. B z m kuşak b lg sayarla başladı bu şlere. Kalem kâğıtla yazmaya çalışsak belk böyle olmayacak. B r gün önce Cem Yılmaz v deosu zled ğ n c hazda duygusal b r ânını yazmaya çalışınca zor oluyor. Olmuyor belk . Olması gerekt ğ g b olmuyor. 65. ölüm yıl dönümünü ger de bıraktığımız, benden çok sonra doğan adaşım Orhan Vel 'n n Aşk Resm- Geç t ş r n d ş fırçasını sardığı kâğıtta bulmuşlar meselâ. Adam yemekten sonra d şler n fırçalarken sözcükler arasında o âheng yakaladığı g b lk bulduğu kâğıda yazmış hemen. Y ne aklıma gelen, güzel olduğunu düşündüğüm b r fikr hayata geç rmeye çalışırken el m n tuşlara g tmed ğ n , sıkıldığımı fark ett m. Edeb yat yapmak zor ş. S yaset g b , tar h g b dümdüz g rem yorsun k . B lg değ l zevk vermes gerek okuyana. İlk okuyacak k ş olan yazara da... Maksat yazmak değ l m anasını satayım, s yaset yaz y ne o zaman, ded m. Yazdık b r şeyler. Hem de çerez konular değ l. Çok öneml b r meseleye g rd m. Gece 2 c varıydı. Tam b t rd m, odadak hayvanlardan b r osurdu. Fırsat bu fırsat, ded m. Yazıyı kopyalayıp James'e attım. James k m m ? B rtakım yazıları Facebook üzer nden okuyab lmek ç n özel mesajla yolladığım yabancılardan b r . James Clark var b ' tane. B ' de James Gordon. Ş md baktım k tane James Clark varmış. H ç bakmadım, acaba bu Jamesler nerel ? B r LeBron James'tek Ceyms, d ğer James Rodr guez'dek Hames g b m okunuyor acaba? O kadar kullanıyoruz adamları, bar adlarını yanlış söylemeyel m. Çok ş me yarıyorlar valla. Telefonumda kontör olmadığı ç n, yalnızca Facebook ve Tw tter'a g reb ld ğ m ç n oradan her zaman okuyab l yorum bu yazıları. Geçen gün Turgut Uyar'ın B l r m B r Kışa Hazırlanmayı ş r n de bu Jameslerden b r ne yolladım. Sonra gün ç nde aklıma geld kçe oradan açıp okudum. Tem z... Ne d yorduk? Evet, aynı odada kaldığım nsanlardan b r osurunca yazıyı James'e yolladım. Ranzadan aşağı nd ğ m g b s garamı, çakmağımı alıp bahçeye çıktım. Okur gözüyle b r okudum şöyle yazımı. B z m şöyle hatalarımız var, böyle hatalarımız var. Böyle böyle yapmamız gerek yor b lmem ne. İç m sıkıldı. Artık ç nde AKP, HDP, Fetullah b lmem k m geçen b r cümle görmeye tahammülüm yok, ama ben yazıyorum yen s n . Yok, bunu yayınlamayacağım. Bıktım artık bu şlerle uğraşmaktan. Bıktım bıkmasına ama, böyle dey p ger çek l nce bu şler düzelecek m be Orhan? Mâdem b r şeyler değ şt rmey görev ed nen nsanlardan b r s n, bıkma hakkın var mı? He, var mı Orhan? Var amına koy m, var. İnsan değ l m y z? (Değ ls n, d nozorsun ya hayvan oğlu hayvan!) Var elbette. Hem James de yazı hakkında h çb r şey söylemed be kardeş m. Güzel olmamış demek k . Ehehe. Bahçede s gara ç p yazıyı okuduktan sonra odaya döndüm. Osuruk kokusu daha burnumla temas etmeden dağılmış. Çok güzel. Ş md fanz n ç n b r şeyler yazab l r z. Hmfs hmfs... Koku tam dağılmamış sank . Evet, yalnızlık güzel şey, dem şt k... B r ovanın düz oluşu g b , dem ş Cemâl Süreya. Sonra ne dem ş? Hayat kısa, kuşl... tamam vurmayın ab !
Dinozor Orhan twitter.com/DinozorOrhan
#K mFanz n
3
sevg üzer ne yazışmalar Neşet Ertaş’ın “yüreğ pak eden sevg d r sevg ” ded ğ , yazarlarımızdan “Kar Küres ” aracılığıyla tanış olduğum Fernando Pessoa’nın “Sevmek, yalnızlıktan yorulmaktan olur; yan b r alçaklıktır, nsanın kend ne hanet d r.” ded ğ sevg kavramı üzer ne, b r arkadaşımla cereyan eden konuşmamızı aktarıyorum. Annaem n Aloaveası: N tek m; “dünyayı güzell k kurtaracak b r nsanı sevmekle başlayacak her şey”... Ş.: Neden kurtulamıyor dünya? Yeter nce sevem yor muyuz yoksa? -Sevm yoruz efen m. Sevm yoruz. Sevem yoruz. Mamafih; “Sev yorum!” d yenden de korkmalı artık. -Neden? -Herkes kend mutluluğuna odaklandığı ç n... O mutluluğa kavuşab lmek ç n herkes kend ne göre b r tanım yapıyor. P ç oldu sevg kavramı da: D ğerler g b . Ney sev yor nsanlar? Parayı. Onlara göre saadet parayla efen m. Ney sev yor nsanlar? K m zaman beş dak kalık süres olan, k m zaman da dak kalarca süren c nsel tatm nkarlığı. Çıkara dayandırıyoruz sevmey . B r egoya kurban ed yoruz çoğu zaman. Ümüğünü sıkıyoruz sevmen n ümüğünü, her zaman. -Sevmen n yolu kalpten geçmel efend m, cepten ya da uçkurdan değ l. Hakkınız var. Sevmek sadece “sevg l ” g b k l l şk lerde karşı c nse takılan b r sıfata sıkıştırılmamalı. Tanrıyı sevmel , yarattığı onca güzell klerden ötürü. Ve yaratılanı... Yargılamadan. Sevg , sıcak tutar nsan yanımızı. Sebep aramadan, sırf var olduğu ç n bazılarını... Sevmel .
/ 24 /
#K mFanz n
Annemin Aloaverası twitter.com/a_aloaverasi
fotoğraf: @a_aloaveras
-Sevmel . Sevel m... Fakat sevemem bazen Tanrıyı. Pek sevmem hatta. Yo, yo... Sever m bazen. Ben varolmuşum. Ben m varolma sebeb m olan a lem, onlar varolmuş. Sever m... Sonra durur düşünür, sevmed ğ m fark eder m y ne. Çünkü b l r m, an gelecek ve yok olacaklar. Sevmem... Bazen de sevd ğ m h sseder m, çünkü çoğu nsana bahşetmed ğ o sevme h ss n bana bahşetm ş, nasıl sevmem! Sevmek ve sev lmek arasındak nce ç zg ... Sanırım Tanrı da bulunduğu yerden pek hoşnut olmasa gerek... H çb r şey yapamıyorsa b le; “b r ayç çeğ n n güneşe bakışı g b sevmel nsan memleket n b r tohumun ormana, b r deren n den ze koşması g b sevmel nsan memleket n . memleket demek ne demek? memleket demek, sen demek, ben demek b z demek” ... (Not: Baykuşları sev n, uğursuz falan değ llerd r.)
b tmeyen Her sene kend s nden ht şamla bahsed len o meşhur “sonb lmemkaç yılın en soğuk kışı” h ç çaktırmadan b r o kadar da aceleyle geld . Küçük,renkl , na f odanın takıntılı düzen ne aldırış etmeden, b r sandalye çekt ve oturdu küçük masamıza, nasıl da zamansız b r gel şt , nasıl da becer ks zd m bunu h kayeleşt rmek konusunda. Önce gözleme soğudu masada,oralet soğudu, sonra kısa saçlı kızın p nce s garası soğudu, en somut hal yle masada bulunan umut soğudu ama tüm kl şeler n aks ne bardaktak çay soğumadı, belk de popüler kültürün onu yüceleşt rmek adına yükled ğ abartılı anlamlardan sıkılan zavallı çay duygularını y t rm şt de soğuyamamıştı b le. -B r gün tüm soğuyamamış deml k ve poşet çaylar, çay üzer nden yapılan kl şeler n hesabını sormak ç n ger dönecekler.Sonra beyaz tenl kız, en somut hal yle umut ve ben, y ne o kaldırımın üzer nde otururken bulduk kend m z , güzel gülen mend lc çocuk geld yanımıza, b r türlü öğrenemem şt çocuk ama “b z de öğrenc y z”. Adı Hal l'm ş, Sur ye'den gelm ş, her gün s gara çmek ç n oturduğumuz kaldırımın önünde mend l satıyor çocuk, üstel k çok güzel gülüyor çocuk. B raz sonra yan taraftan geçen b r ne g d p “Bayan, mend l alır mısın?” d ye sordu çocuk, nerden b ls n kadın haklarının yılmaz savunucusuna çattığını. Hal yle yanıt gec kmed , “Bayan değ l kadın, kadın!”. O an, ş ddet gören, ez len, öldürülen bütün kadınlar kurtarılmıştı, hanımefend fem n stl ğ n tatm n etm şt , çünkü “Kız değ l, bayan değ l kadın,kadın!” Hayat kısa, abartılı fem n stler uçuyor (uçan kuş figürü çarpı üç). Pek “sonb lmemkaç yılın en soğuk kışı”? O kışın, sonb lmemkaç yılın en soğuk kışı olup olmadığını k mseler öğrenemed . Bana kalırsa güneşs z ve soğuk geçen bütün günler, b rb r nden daha soğuk. Bu, b r anlamda nsanın kend nden eks lmes demek, ya da günahsız b r kurbağanın, henüz aşkolamamış devr molamamış sevg l b r yoldaş kurbağanın, o ünlü şa r tarafından böyles ne der nleşt r lm ş b r kurbağanın, gereks z b r deneyle katled lmes . Çünkü ben böyle günlerde sevg l s n n başka b r kızın fotoğrafını laykladığını öğrenen yırtıcı b r Ecesu'ya, çünkü ben böyle günlerde yağmur havasına bürünüp “Kürk Mantolu Madonna”sını okurken kahves n yudumlayan efkarlı b r Efecan'a, çünkü ben böyle günlerde güneşe ateş etmeye çalışan sıradan b r Adanalıya dönüşeb l yorum. B r gün ben de ger dönüp, güneşs z ve soğuk geçen her günün hesabını soracağım… Ve bütün günahsız kurbağaların da… Ve b tmeyen kl şeler n de… Yoldaş Kurbağa twitter.com/yoldaskurbaga
#K mFanz n
5
Guern ca, Pablo P casso tarafından 1937 yılında yapılan 7,76 m en nde ve 3,49 m yüksekliğindeki anıtsal bir tablodur. İlk baktığınızda kübizmin öncüsü olan Picasso'nun bu tablosu ev dekorasyonunun bir parçası sayılan veya sanat galerinde entelektüel kitlelerin anlam aramaya çalıştığı bütün tablolardan farklıdır. Sebebi ise sanatçının içinde buldunduğu akım değil, tablonun acı veren hikayesidir. Yaşınız kaç olursa olsun ya da hikayesini bilin ya da bilmeyin tabloya baktığınızda, ağlayan çocuklar, evlatlarını arayan anneler, etrefta bedenleri parçalanmış insan uzuvları görürsünüz. Sadece görmekle kalmazsınız , çığlık çığlığa ordan oraya koşuşturan insanların yakarışlarını duyarsınız ve yanmış et kokuları burnunuza gelir. Tabloda insanlar bir odanın içindedir. Tavandaki çıplak ampul ise odanın bir sorgu odası olduğunu düşündürür. Tabloda dikkatleri ilk çeken şey şüphesiz kucağındaki çocuğuyla annesini ayakları altına alan boğa gürüdür. Bu boğa zorbalığı temsil eder ve ölüm saçar. Tavanda ampul olmasına rağmen elinde mumla gerçeği görmeye çalışan kadın dehşet dolu bir yüz ifadesine sahiptir. Yerde paramparça yatan erkek gürünün ise elindeki kılıcın arkasında bir çiçek gürü vardır ki sanırım tablodaki en iyimser şey bu gürdür. Baştan sona siyah, beyaz ve gri tonlarının hakim olduğu bu tablo şühesiz acı yüklüdür. Guernica'ya ne zaman ve kimle bakarsam bakayım, Guernica'nın büyülü bir etkisi olduğu kanısına varırım. İnsanı kavrar, sıkıca tutar ve yaşananları kulağına fısıldayana kadar bırakmaz. Karşısına her geçen kişi ellerini önünde kavuşturur dakikalarca hipnotize olmuşcasına bakakalır. Ardından tablodaki gürlerin yüzleri gibi oluverir yüzleri ve anlarsınız ki Picasso onlara Guernica ile gerçeği fısıldamıştır. Bu yüzdendir ki, böylesi güçlü duygularla ortaya çıkarılmış bu eser, onu seyredenlerin benliklerindeki o hiç
/ 26 /
#K mFanz n
P casso
tar h n en acı lhamı: guern ca bombardımanı
tanışmadıkları duygularla el sıkışmalarını sağlar. Ve aslında Guernica'nın son fırça darbesi tuvale vurulduğunda, yıllarca hiç bir siyasi oluşumun parçası olmayan Picasso, kendi içindeki vatanseverle de tokalaşmıştır. Guernica Bombardımanı'nın olduğu gün Fransa'da bulunan Picasso, saldırı haberlerini radyodan dinlemektedir . Amerikalı, modern tiyatronun en kaliteli oyun yazarlarından Jeffrey Hatcher, "Bir Picasso Lütfen" adlı oyununda Picasso'ya şu sözleri söyletir: “Paris'te oturup ülkenizdeki savaşı izlemek nasıl bir şeydir biliyor musunuz? İspanya hükümeti faşizme savaş açtı ve savaşı bileğinin hakkıyla kazandı. Karşı safta, çamura bulanmış gangster çetesiyle Küçük Franko vardı. Bu sefer iyinin kazanacağını umut ediyorsunuz. Sonra dostu Hitler'le bir anlaşma yapıyor. Hitler yeni hava kuvvetlerinin gücünü denemek için bombardıman uçaklarını İspanya'daki bir şehri haritadan silmek üzere ispanya'ya gönderiyor. Madrit'İ değil, Barcelona'yı değil. Şirin Guernica nasıl olur? Uçakları gönder, bombaları yağdır, şehri yanan bir kasap dükkanına çevir. İki saatte şehir ortadan kalktı. Guernica'ya ne olduğunu radyodan dinlediğim gün ... Paris'te yaşayan bir İspanyol olsaydınız ağlardınız, asker olsaydınız savaşırdınız kahramansanız ölürdünüz ressamsanız resim yapardınız! Anaların, çocukların, atların, çığlıkların resmini. Hayatımda yaptığım hiçbir şey bana Guernica kadar gurur vermedi."
Guapa twitter.com/gu_apa_
Guern ca Gerçekten Picasso, Guernica'yı yapmaya böyle mi karar verdi bilinmez, ama bu tiradda anlatıldığı üzere Guarnica Bombardımanı Hitler'in Franco ile yaptığı anlaşma üzerine , Hitler'in savaş uçaklarının başarı(!)sını test ettirmesi için yapılmıştır. Hatta öyle ki, daha başarı(!)lı olabilmek adına saldırıyı, çevredeki kasabalardan ve illerden gelen insanlarla Guernica halkının beraber kurdukları pazar gününde gerçekleştirdiler. Hava saldırısından sonra ortaya çıkan rakamlar ise ölü sayısının bomba sayısına oranı gibi hesaplamalar yapmaya çok müsait olup Hitler'in istatistik tutmasını kolaylaştıracak nitelikteydi. Yaşanan bu kıyımın ardından, Picasso bir başyapıt olan Guernica'yı on beş günde tamamladı. Ve ilk olarak 1937'de, Paris'te düzenlenen 1937 Dünya Fuarı'ndaki İspanyol pavyonunda sergilendi. Böyle bir tablonun varlığından haberdar olan Hitler ve onun en yakın arkadaşı olan Dr. Goebels diğer tüm modern sanat eserlerine yaptığı gibi, bu tabloyu da dejenere yozlaşmış ve kokuşmuş ilan ederek, bu tür sanat eserlerinin ve bu eserlerin sahiplerinin bulunması için birliklerine emirler verdiler. Bunun üzerine Guernica'nın yolculuğu başlamış oldu ve ilk olarak New York'ta koruma altına alındı ve ardından birçok ülkeyi dolaştı.
Guapa twitter.com/gu_apa_
Gittiği her yere sanatın ve sanatçının gücünü de götürdü. Hatta öyle ki, bu sanat eseri ne kadar güçlü olduğunu bize yakın tarihimizde bir kez daha 5 Şubat 2003'te kanıtladı. Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Powell, o gün Birleşmiş Milletler'de Irak'a olası bir saldırıdan bahsedecekti.Bu konuşma öncesinde Powell'in arkasında asılı duran “Guernica” tablosunun reprodüksiyonun üstü mavi bir örtüyle kapattırıldı. BM basın sekreteri ise, “Kameralar için bu tablo uygun bir fon oluşturmuyor.” dedi. Zaten böylesi bir başyapıtın üstnü örterek etkisini ortadan kaldırma kri ancak sevimsiz politikacılara yakışırdı.
#K mFanz n
7
“Bir sanatçı deyince akla ne geliyor acaba? Bir ressam yalnızca gözlerden ya da bir müzisyen yalnızca kulaklardan ibaret biri midir? Bir şair yalnızca yüreğini katman katman bir lir gibi dile getirmeyi mi bilir, bir boksör yalnızca kaslardan ibaret bir yaratık mıdır? Tam tersine sanatçı aynı zamanda politik bir varlıktır, dünyada olup biten tüm yürek parçalayıcı, şiddetli ya da güzel gelişmeler karşısında hep uyanık olan, bu imgeleri her yapıtında yeniden yaratan biridir...Resim evleri süslemek için icat edilmedi. Resim düşmana karşı savunma ve saldırı amaçlı kullanılacak bir savaş aracıdır.” diyor Picasso, sanatın ve siyasetin ayrılmaz bir bütün olduğunu vurgulayarak.
P casso Suya sabuna dokunmadan sanat yapmak isteyenlere, hem muhal f sanat yaptığını söyley p hem de s stem n ç zd ğ çemberden çıkamayanlara, sanatı toplumdan uzak tutup sanatçıyı fanusa kapatmak isteyenlere ve sanatı statü ölçeği olarak kullanarak bu kültürü toplumsal ihtiyaçtan ziyade lüks bir alışkanlık olarak kabul ettirmeye çalışanlara elbette ki bu düşünce çok saçma gelecektir. Çünkü, onlar için bütün sanat eserleri tüketilmeye ve yok edilmeye mahkum arzların taleplerini karşılar. Picasso Guernica ile bu algıyı kırarak modern ışıltılar taşıyan bu yepyeni tarzıyla çağının sesi olmuştur. Ona göre, sanatı anlamak için sanat eleştirmeni olmaya gerek yoktur, ortaya çıkan eseri varlığınızda hissedebilmeniz yeterlidir.
/ 28 /
#K mFanz n
Sığ düşüncelerde dolanıp heykellere "ucube" diyenlerin, tiyaro oyunlarına sahne vermeyip sansür uygulayanların, çalan her müzüğe kulağını tıkayıp güzelliklere gözlerini yumanların şu sorularını duyar gibiyim: “Eee Picasso bu resmi yaptı ama savaş sona mı erdi? ,İnsanlar kurtuldu mu? ,Kime ne faydası var?” Picasso bu başyapıtı savaşı sona erdirmek ya da hayat kurtarmak için yapmadı. Picasso Guernica'yı yaptı, çünkü Guernica'da olanların hafızalardan silinmesini istemiyordu. Sonsuza kadar yaşayan bu başyapıt karşımızda durduğu sürece, bize tarihin en acı olaylarından biri olan Guernica Bombardımanı'nı hatırlatacaktı. Hatta yeri gelecek bu başyapıt, cephane krallıkları olan zorbaları bile korkutacaktı. İspanya'da bulunan Guernica kenti 26 Nisan 1937'de tarihin en büyük sivil hava saldırısına uğradı. Bask Hükümeti'nden yapılan açıklamaya göre ölü sayısı en az 1.654, yaralı sayısı ise 889'du. İç Savaş'ın ardından 36 yıl boyunca ülkeyi diktatörlükle yöneten Franko tarihin bu en acılı olayına imzasını atıp zorbalar arasındaki yerini alarak 20 Kasım 1975'de öldü. Ama Picasso Guernica'sı ile Fransa'nın Paris şehrindeki Louvre Müzesi'nde faşizme ve zorbalara karşı bütün baskılara ve engellemelere rağmen, d md k ve yalansız b r şek lde yaşamaya devam ediyor.
Guapa twitter.com/gu_apa_
yürüyüş Bu şehr n gr l ğ n kuş cıvıltıları ve yeş ll klerle renklend ren tek sokak var. İk tarafı küçük dükkânlarla sıralı sokak, telaşlı, telaşlı olmasına rağmen çınar altında soluklanıp nefes almayı es geçmeyen nsanlar ve uğultuları… Uğultular b raz rüzgâr yardımıyla usulca saçlarına değer, her tel ne dolanır, dolanır ve geçer… Cam y , kahve kokulu aktarları, esk hamamları da geç nce b r amca görünür tezgâhın arkasında. Konuşmadan da kend n sevd ren, sıcak b r yanı vardır. Bazı nsanlarda -bu amcada gördüğüm g b - l monata reng ndek sıcaklığı görürüm. Bu sokağı d ğer kalabalık sokaklardan ayrı tutan şey bu amcadır belk de. Ondan l monata alır öyle devam eder m yürümeye. Konu kararsızlıktan açılır. Yürürüm, kararsızlığı-mı düşünürüm… B r şeylere fazla anlam yüklemey sevmed ğ m zamanlarda fazla anlam yükleme ht yacımı y ne bu sokakta karşılarım. Ben yürürüm sokak anlamlanır. Ben yürürken hayatımın arka fonunda en sevd ğ m vals parçası çalar. O çalar, nsanlar yürür. Müz kle beraber nsanlar geçer g der. İnsanlar hep geç p g der. Ya da ben g der m. İnsanlar -ya da ben- hep g derken sokağın sonu kuaförümde b ter. 'Kadınlar kend ler yle savaştıklarında saçlarıyla oynar' dem şt Enver ağabey. Enver ağabey hep der, derken saçlarımı keser… O kest kçe aklıma b r ş r düşer. '' Söyle ben saçlarımı kest r rsem ne olur b r başkaldırma ancak saçlarından tutulur'' Tab ben kes len saçlarıma anlam yüklemek stemem. Zaten 'başkaldırma', yüklemed ğ m anlam ç n b le ağır kaçar. Ama anlamı geçel m, sorun kararsızlık. Her zaman da sorun değ l aslında… Bazen kararsızlığının altında seçenekler y rdelem ş olman yatar, sonucunda da y s yle kötüsüyle kabullend ğ nden ortaya tepk s zl k çıkar. B r ler tepk s zl ğ n mütemad yen yanlış anlar. Ben 'b r ler ne' kıyamam. Olsa olsa darılırım. Ben dargın ve genelde herkes bu durumdan habers zken Bazı 'b r ler ', kararsızlıktan daha fazla yük yapar. Yük yapan 'b r ler nden' kurtulur, kurtulmanın verd ğ hafi emeyle tekrar yürürüm sokağa. L monatacı amca hala yer nded r. Parça çalmaya, nsanlar g tmeye devam eder. Kararsızlıkları t p kenara ş r düşünürüm bu sefer. ''ey en b lge ses gel p duran sonra akan suların b l rs n her akşam nasıl öksüz, nasıl güçlükle olur her akşam nerden baksan y ne de b r eks ğ doldurur babalar ger çek l r, anneler onlara tesl m olur saçlarımı hep kest m tutacak kadar kalmasın ded m çünkü b r başkaldırma ancak saçlarından tutulur'' Kar Küresi twitter.com/karkurem
#K mFanz n
9
b.g.o. Konu le lg l şarkının konu le lg l kısmı: "Geçenlerde geld bana ger Köpeğ n n cenazes ne g den b r g b Ben sevmekten çok öldürmeye mey ll Esk den böyle değ ld Ama olur Böyle günler olur Böyle günler olur" *** Zaman denen bıçağı b leyled ysen tecrübeyle, ve her kalan yük koymaya başlarsa bell süre sonra ruhunun şakağına, beyn ne, kalanlardan g denler yapmak son seçenek olmuş olab l r, demagoj yapma, önce -sus da- d nle. Öldüre öldüre g ders n beklent ler yaşamasına z n verd ğ n beklent ler sen öldürmes n d ye. M den bulanır gördüğün maskelerden, (ama) maskelerden daha çok, nsanların o maskeler n görünmez olduğunu zannetmes nden. Öfke. Uyuşan vücut. Olur öyle arada, genelde de en stemed ğ n zamanda, şakaklarından sızar, ayak ucundan yankılanır syan sızlama. Süslü kel melerle saklanmaya çalışırken yalanlar. -k farkı yoktur durumun kötü malı y ambalajla k tleme çalışmaktansövers n yaşadığından yaşatana herkese. Yapılanlara değ l de yapılanların zahına olan hassas yet, "Ya bırak" d ye haykırtır ya sen , şte o zaman başlarsın sonunda sen nle alakası kalmayacağın b r k ş ye dönüşeceğ n meçhul yolculuğuna. "Ulan b r g tsem, daha az karışık olur bazı şeyler b r çok nsan adına" der de dürter b r yanın sürüklemeye çalışır da kolundan, d ğer taraftan sak n ol der, zamana takılma, acele etme çıkış zaten tek ve aynı taraftan.
2/ / 10
#K mFanz n
Darbeli Matkap twitter.com/d_matkapp
b.g.o. İnsanların kend ler yle bağdaşmayan cümleler nden boğularak ölmeden, kalab lmek hayatta göm kend n k taba stems z takıl mlasına da yazarına yolla. Bazen b r şe yaradığını h ssetmen n en kolay yoludur çünkü. İk k ş l k yataklarda da tek k ş l kt r kabuslar. Öldükten sonra olmadığına olan nancındak artış, öldükten öncek hayatına da nceden tekmeler sallar. Işık açık kalır. Karanlıktan korkarsın. Işık, korkarsın açık -seç k olmayankaranlıktan sana yad gar kalan gövdend r gövden her gün dünden daha ağır. Sağırlaşmak ç n fazla yaşamışsındır. Duyduklarından daha fazla bağırır gördükler n, ölürsün, yanar beden n, senden küller kalır ger ye, ve de yalnızlık, ve tab k sana h ç sormadan her seferde üstüne z mmetlenen kahır. Ya sabır. *** Konu le lg l şarkının konu le lg l (başka b r) kısmı: "Geçenlerde geld ger bana Ne düşündüğümü sordu ded m artık soru sorma Bazen bazı şeyler ölür Sebeb böyle günler olur Böyle günler olur..."
Darbeli Matkap twitter.com/d_matkapp
#K mFanz n
11
ned r sanat? Herhang b r şeye alışıldık b r gözle bakmayı reddetmek m ? Yoksa herhang b r şeye alışıldık b r gözle bakamamak mı? Ya da o şeye bakmamak mı? Bakab lmek m ? Bakmayı reddetmek, yalnızca zlemek m ? Yakından zlemek. Uzaklardan zlemek. İçerden m yoksa dışardan mı zlemekt r? Yoksa zlemey artık sonsuza dek terk etmek m ? Her şey b r anda bırakılab l r. Tüm bağlardan kurtulunab l r. O bağlar nasıl b r bağlantı ç nded r b z mle. Nasıl kopar. Nasıl koparılıp atılırsa, o duygu coşkunluğunda, bu kopuşa bakab lmek m d r sanat? B r yok oluş. B r b l nç kaybı.. Olguları ve olayları unutma sanatı. Unutab lme becer s . Unutulanları yöneteb lme kab l yet . Yok olab lme yeteneğ . Tüm bu kavramları ç nde barındırab lme hüner . Bu yok olmalar ç nde sonsuz b r varlığı barındırır. Bu varlık yoksa tüm gereks z bağlar var olmaya devam edecekt r. Sanat ç nde zorlamayı barındırmamalıdır. Onunla güzell k olmayacağı g b , zorlayarak da ç nde güzell klerle beraber her şey çeren sanat da olmaz. Sanat, ç nde buhran ve bunalım bulunan tüm çözümsüz problemlerle en şahane ürünler n yaratır. Çünkü onunla uğraşan k ş n n varolan anlamsız düzenle b r takım meseleler olması gerekl d r. Düzene anlam katmak, toplumu ahenk ç nde yaşatmak ve kend n anlatab lmekse ancak rüyalar ç nd r. Böyle b r çözüm olsaydı dünya böyles ne anlamsız, b l nçs z, duyarsız olmazdı. Her zaman aralıklarda, der nlerde, köşelerde, ender olarak bulunur dünyanın cevher . Meydanlarda, gazete sütunlarında, telev zyonlarda se dünyanın çöküşünü ayan beyan s mgeleyen yozlaşmış kültürü açıkça göreb l r z. Ama b ze sunulan göster şl renkl gözlükler yüzünden bu apaçık görüntüyü b le algılayamayacak konumdayız.
2/ / 12
#K mFanz n
Partanım Azaldı twitter.com/partanimazaldin
ned r sanat? Bu durumda göreb lmek m d r sanat? Bu nasıl b r doğadır k m lyonlarca nsanın göremed ğ şeyler bu ender k ş ler görsün. Nasıl b r doğadır, nasıl b r karakter. Ah o ne tal hs zd r. Gören gözler ne acınasıdır. Ne acılıdır. Ne yapsa değ şmez bu. Ah ne tal hs zd r o kalb . Ne yapsa değ şmez. Ne kend n anlatab l r, ne değ şeb l r, ne de dünyayı değ şt reb l r. Ne yazıktır o eşs z ruha… Ve ne şahaned r o acıyı tadab lmek. K m ne derse des n kend ç zg s nde yaşayab lmek. Ya da yaşadığını sanmak. Ve ne saçmadır d ğerler n n gereks z sözler . Belk kend s de aynı ölçüde saçmadır.
tablo: @partan mazald n
Partanim Azaldı twitter.com/partanimazaldin
#K mFanz n
13
boşluk ''Huyumdur, hep ölürüm n ce aşklara bölünürüm..'' Adı g b ''na f'' b r yerden yazıyorum bugün. Sıcak çayın daha önce h ç bu kadar huzur vermed ğ b r yerden yazıyorum. En sev len k tapların, en sev len filmler n, en sev len haftalık-aylık derg ler n olduğu sak nl k kokan b r yerden.. O güzel yer n, o en güzel köşes nden. Karşıma aldığım Leon film afiş , hemen solundak k taplık ve afiş n sağındak m n k pencere Heps en sev len nden. Pencere açık Açık olan aralıktan g r p ten me temas eden ser n hava Sadece ten me değ l, ç organlarıma b le sürtünerek geç yor yanımdan. Evet, Ankara'nın en güzel günü bugün. Gün ç nde hafif hafif yağan yağmur, bazı saatlerde gücünü hatırlatmak sterces ne ş ddetl yağıyor. Şeh rde sonbaharın her anını l kler me kadar yaşıyorum. ''Ankara'da yağmurlu b r gün'' Üşüyorum. Pencere hala açık. Soğuk hava s ns ce sızıyor y ne yanıma. Bu kez sürtünmekle yet nm yor, Geç p karşıma oturduğunu h ssed yorum. -belk de zanned yorumOturduğum andan bu yana özled ğ m tüm parçalar çalıyor neredeyse. Heralde daha hüzünlüsü çıkamaz ded ğ m her şarkıdan sonra, y ne yanılıyorum. Ş md de Ayna-Sen Unutma Ben çalıyor. ''yalnızım, y ne yalnız'' d yor arkadak ses. Daha çok üşüyorum. Geld ğ m günden bu yana bekl yorum. Bazen b r ler n , Bazen b r şeyler , Bazen kend m , Hatta çoğu zaman kend me gelmey .
2/ / 14
#K mFanz n
Haykırmadan Anlatamam twitter.com/haykirmadan
boşluk Sebeps zce gelen ağlama steğ y ne yokluyor. Günlerd r st krarlı olarak ''gelen'' tek şey o. Kaçmaya çalışıyorum, Olmuyor. Burası kalabalıklaşıyor, buradan da kaçmak st yorum. -kalabalıklar ç nde ger lm ş b r yaya dönüşmek hayatımın en büyük hand kapıYan masada oturan sakalları uzun adamın ses tonundan etk len yorum sebeps zce. Ses tonları k ş lerde h ssedeb ld ğ m tek şey. Sırf ses tonlarını ç mde h ssett ğ m ç n saatlerce sess zce d nled ğ m nsanlar tanıyorum. Özled ğ m seslerden bahsetmek b le stem yorum. Çözümsüzlükler n b r parçası olmamak ç n kend ç mdek çözümsüzlüklere b le yüz çev r yorum. Yüz çev rd kçe çözüldüğünü zanned yorum Görmek sted kler m kurguluyorum. Sonra İnanıyorum. İç mdek nanç boşluğunun yaptırım gücü sürekl büyüyor. Büyüdükçe nanç kısmı s l n yor. -boşluk kalıyor''Boşluğun gücü'' d ye b r şeye nanmaya başlıyorum artık. İç m n d ps z b r boşluk olduğunu düşünen herkes haklı çıkarıyorum stemeden. B r şeyler yazdıkça aklımı hep aynı nsan, farklı figürlerle şgal ed yor. Ne kılıkta olursa olsun mutlaka b r şek lde aklımda olması her zaman y h ssett r yor. Ben en çok onu özlüyorum. B r gün mutlaka buraya gelecek olması şu sıralardak tesell ler m n en büyüğü oluyor. Bekl yorum.
fotoğraf: @hayk rmadan
Haykırmadan Anlatamam twitter.com/haykirmadan
#K mFanz n
15
depoz tolu calsberg ş şeler Evet..Nerde kalmıştık? Gem de film nde geç yordu d m bu soru. Neyse b z onu geçel m de ben anılarda kalmışım ya da dalmışım. B lg sayardak dosyaları düzeltey m derken b baktım aha "depoz tolu" Carlsberg ş şeler n n fotoğrafı. Çok değ l daha 1 sene b le olmadı. B r günde sadece 2 saatl ğ ne kamera alıp çek me g derd k. Neden 2 saat? Sürel . Paralı mı? Değ l ama z mmetl ! Ve stresl ..(Bunu da Memduh başgan d yordu..Neyse) Akşamdan kalma Carlsberg ş şeler . B r yandan montaj şler b r yandan da demlenm ş z. Fest vale film yet şt r cez. Hem fest vale film gönder n d yen b r z hn yet hem de kamerayı 2 saatl ğ ne veren b r z hn yet. Nerden baksan tutarsızlık. Valla zoru başardık. Övünmek g b olmasın 4 k ş yd k k s oyuncuydu. D ğer k s de (b r ben) kamera başında. Çek mler b tt 2 saatl k emanetler tesl m ett k. Eve g d p başladık montaja. Sabah saat 04.00 g b b tt . Akşama yola çıkacaktım. Kısa zamanda y ş çıkardık d ye sev n yorduk. Okula g tmeden önce çatı katını andıran odanın mezarlık manzarası eşl ğ nde meşhur AT kanı OfÇayımızdan ç p çıktık evden. "Ödül alırız olum!, En kötü mansüyona g rer z!" g b hayaller kuruyoruz. Hatta montaj b tt ğ nde "b z buraya fazlayız ödül vermeyen n..." neyse devamı çok ağır. Ertes hafta fest vale hang filmler n g deceğ bell olacaktı. Okuldayız. Hocaya g tt k. B z m maksat fest val değ ld ama konuyu kend s oraya get rd . "Yaa o nasıl film öyle ş şeler havalarda uçuyor hass kt rler falan" Ras m Ozan m sal "HAYDAAAAAAAAA" çekt k. Ş şeler ded . Evet ş şeler. Hem de "depoz tolu" Carlsberg ş şeler . Nerden geld k b z buraya? Anılardan gelm şt k d m ? Coşkun Sabah eşl ğ nde. Ödül, olmadı mansüyon hayaller kurarken film n sansüre takıldığını ve fest vale gönder lmed ğ n öğrend k amk. Pardon burada da sansür var mıydı? Varsa da geçm ş ola. Okudunuz artık!
2/ / 16
#K mFanz n
50 Milimetre twitter.com/50Milimetre