SELEFTE
TEKFİR
MESELESİ
VE
CEHÂLETİN ÖZÜR OLUŞU
Kuşkusuz Ehli Sünnet ve'l-Cemaat'ın akidesi hakkındaki apaçık olan
net sonuç, bu akidenin sertlik ve yumuşaklık arasında orta bir yol
üzerinde oluşudur. Tıpkı İslam dininin diğer dinler arasında vasat olduğu
ve Ehli Sünnet ve'l-Cemaat'ın diğer fırkalar arasında da yine vasat halli
olmuş olduğu gibi.
Tüm meselelerde olduğu gibi tekfir meselesinde de yine Ehli Sünnet
ve'l-Cemaat, apaçık olarak açıklamış olduğu akidesiyle, bu meselede
epeyce ifrata kaçan mürcie mezhebiyle de (zıtlaşıp) vasat olan yolu
tutmuştur. Nitekim bu mürcie mezhebi, küfür isminin küfür olarak
belirtilen yerlerinde bile ifrata kaçmıştır. Öyle ki onlardan bazıları küfür
kelimesinin küfür içermediğini de söylemiş, başka taraftanda yine ifrata
düşen diğer bid'at ehli fırkalarla da zıtlaşıp kendilerine muhalefet
edenleri tekfir etmiş, bazıları da büyük günahları işleyenleri tekfir
etmiştir.
Küfür kelimesi bir basit kelime olmayıp, bilakis önemi büy