Kızıl Bayrak Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
www.kizilbayrak.net
Sayı: 2013 / 30 • 26 Temmuz 2013 • 1 TL
AKP’nin kanlı politikaları ve tasfiyeci çözüm süreci
Dinci-gerici iktidarın iflas eden dış politikasının en temel ayaklarından biri Suriye üzerine kurulmuştu. Türk sermaye devleti, Suriye’de çatışmaların başladığı Mart 2011’den itibaren aktif bir taşeronluk üstlendi. Hemen öncesinde “Arap baharı” perdelemesiyle Libya NATO tarafından yerle bir edilmiş, ülke dinci-gerici çeteler üzerinden tam olarak emperyalizmin kontrolüne alınmıştı. Başında AKP’nin bulunduğu sermaye devleti Türkiye topraklarının savaşın merkezi üssü olarak hizmet etmesine göz yummakla kalmamış, Libya’daki barbarca yıkımın aktif destekçisi olmuştu. Emperyalistlerin Libya’daki kolay galibiyeti, sonraki gelişmelerin gösterdiği üzere en çok Türkiyeli işbirlikçilerin iştahını kabarttı. Suriye’deki aktif taşeronluk hevesi, Davutoğlu imzalı “stratejik derinlik” ve “bölgesel liderlik” çizgisinin, bir başka deyimle yeni dönem din bezirganlarının yeni-Osmanlıcı hayallerinin bir yansımasıydı aynı zamanda.
Suriye’de kirli savaş taşeronluğu Din taciri yerli taşeronlarımız daha baştan Suriye’deki iç kargaşa ve savaşta hızla kirli rollerini icra etmeye başladılar. Bir yandan emperyalizmin uşağı bir muhalefet örgütlerken, bir yandan da çeteleri eğitip silahlandırarak kirli bir savaş yürüttüler. O günden bu yana Suriye’deki çetelerden herhangi bir politik ve askeri, ekonomik ve lojistik destek esirgenmedi. AKP toplumdaki eylemli tepkilerin cılızlığından güç alarak, Suriye’de ABD ve müttefiklerinin hesabına kirli savaşı uzun bir süre büyük bir istekle yürüttü. Öte yandan bu zaman dilimi içinde Türkiye batılı emperyalistlerin bölgesel savaş hazırlıklarının öncelikli üssü haline getirildi. Radar üslerinin kurulması, füze ve asker yığınağı yapılması bunun en belirgin ifadesi oldu. Bilindiği gibi Suriye’de işler AKP iktidarının umduğu gibi gitmedi. Emperyalistler arası güç dengeleri Libya’dakine benzer bir NATO saldırısına ket vurunca, uzayan savaşı sürdürülebilir kılma görevi Türkiye, Katar ve Suudi Arabistan’daki işbirlikçi yönetimlerin omuzlarına yüklendi. (devamı s. 2’de)
Dış politikada iflasın bedeli halklara ödetiliyor!
Genelde “dış mihraklar”ın, özelde Washington’daki efendilerinin desteğiyle yükselen dinci-gerici iktidar, ülke sathına yayılan halk hareketiyle sarsılınca, yabancı sermayenin, yani iktidarın “can simidi” olan sıcak paranın aradığı “güvenli” ortam, berhava olmaya başladı. (s. 4)
Mücadele birleştiriyor! Kızıl Bayrak Stuttgart S21 yıkım projesine karşı sürdürülen mücadele içerisinde yer alan mimar Harald Andra ile röportaj yaptı. (s.26-27)
Ekim Gençliği Yaz Kampı’ndan Aylar önce deklare edilen ve çalışması yürütülen Ekim Gençliği Yaz Kampı, İzmir Seferihisar Alp Apart Tatil Köyü’nde başladı. Etkinlikte öne çıkan, dayanışma ve kolektivizm oldu. (s. 29-30)
√Gezi Direnişi’nin ışığında emekçi kadın çalışmamızı güçlendirelim!
(s. 16-17)