Kızıl Bayrak Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
www.kizilbayrak.net
Sayı: 2013 / 32 • 16 Ağustos 2013 • 1 TL
Büyük fırtınalar kaçınılmazdır!
» Sayfa 26
» Sayfa 15
» Sayfa 16
Boşaltma harekatı katliama dönüştü
Türk Metal Arçelik işçilerini fişlemiş
10. Mamak Kültür Sanat Festivali...
√Taksim Dayanışması ve direniş - B. Seyit
(s. 8)
Gerici-faşist rejimin şefleri Haziran hareketini gözden düşürmek amacıyla onu “dış güçler”in planlı bir oyunu olarak göstermekten bıkmadı. Hareketin patlak verdiği ilk günlerde bizzat Tayyip Erdoğan tarafından öne sürülen bu iddia, daha sonra yandaşlarınca defalarca tekrarlandı. Sayısız kez ve hiçbir maddi kanıt gösterilmeksizin ileri sürülen bu savı diline dolayan son AKP’li, İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş oldu. Haziran günlerinde bizzat kendi şeflerince de itilip kakılan ve korkudan ne yapacağını bilemeyen bu zat, Haziran hareketinin Şubat’ta planlandığını, üstüne de planın yapıldığı toplantının kayıtlarının da ellerinde olduğunu iddia ediyor. Dahası Haziran’ı planlayanların önümüzdeki aylar için yeni bir plan yapmaya çalıştıklarını söylüyor, bununla ilgili ses kayıtlarının varlığından da dem vuruyor. AKP’lilerin ağızlarına sakız olan bu sözler hem görkemli bir kitle hareketini kriminalize etme çabasının bir parçası, hem de gelecekten duyulan büyük korkunun bir yansımasıdır. Öyle ki AKP şefleri Haziran’da dalga dalga yayılan ancak bir yerden sonra sönümlenen hareketin Eylül’de yeniden büyüyeceğini düşünüyorlar. Bundan dolayı da ellerindeki tüm imkanları bu olasılığı ortadan kaldırmak için kullanıyorlar. AKP’nin bu korkusu yersiz de değildir. Çünkü Haziran’da ayağa kalkanlar sokaklarda çekilmekle birlikte boyun eğmediler. Dahası örgütlenmek, yeniden ama daha güçlü bir biçimde meydanlara dönmek için hazırlık yapıyorlar. Haziran’dan sonra sular bir parça duruldu, ama havada fırtına bulutları birikmeye devam ediyor. Bu yönüyle “dış güç” çarpıtması bir yana bırakılırsa AKP’lilerin iddiası doğrudur: Haziran hareketi içerisinde olan örgütlü güçler yeniden harekete geçmek için kararlı bir çaba gösteriyor. Ama bunu da öyle gizli yapmıyorlar. Niyetlerini açık açık ortaya koyuyor, olduğunca da açıktan çalışıyorlar. Fakat sonuçta Haziran’daki ayağa kalkış planlı olmadığı gibi, bundan sonra olacaklar da sadece örgütlü güçlerin hazırlık düzeyine bağlı değil. Ancak şurası açıktır ki, iktisadi, siyasal ve toplumsal durum, yeni bir ayağa kalkış için yeniden ve hızla olgunlaşıyor. Zira Haziran’ı yaratan dinamikler çalışmaya devam ederken kitleler de pek çok bakımdan çok daha donanımlı bulunuyorlar. Böylelikle egemenlerin gözünde bilinçli bir hazırlık olarak görünen şey, aslında devrimleri doğuran nesnel ve öznel süreçlerin üst üste düşerek gelişmesinden ibaret. Kaldı ki hiçbir şey 31 Mayıs’tan önceki halinde değil ve geri dönüş ise mümkün değil.
√Yerel seçimlerde sandığa değil barikatlara
(s. 6)