Kızıl Bayrak Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
www.kizilbayrak.net
Sayı: 2013 / 23 • 7 Haziran 2013 • 1 TL
Sarsıcı büyük halk hareketi! Taleplerimizin arkasındayız! Taksim Dayanışması, devam eden direniş üzerine Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’la görüştü. Görüşme sonucunda açıklama yapan Taksim Dayanışması, talepleri Arınç’a ilettiklerini belirtti. Açıklamada, taleplerin arkasında olunduğu ve kabul edilene kadar direnişin süreceği söylendi. (s. 6)
Mücadelemizi kırmak için tuzak kurdular... Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), direnişin seyri üzerine açıklama yaptı: “Tuzağa düşmeyelim. Taleplerimizi kazanmak için sokakları terk etmek bir yana, bulunduğumuz yerden geri tek bir adım atmayalım. Kazanmak için ise bulunduğumuz noktadan daha ileriye gitmek zorundayız.” (s.5)
T
ürkiye’nin toplumsal-siyasal atmosferi 31 Mayıs’ta patlak veren büyük halk hareketinin yarattığı taze rüzgarlarla temizleniyor. Pek de beklenmedik bir anda gündeme gelen sosyal patlama, kitlesel bir hareket halini alarak ülkeyi kent kent dolaşmaya, uluslararası sularda dahi dalgalanmalar yaratmaya devam ediyor. Günlerdir tüm dünyada temel gündem olan halk hareketi, toplumun tüm kesimlerinde uzun yıllardır unutulmuş sarsıntılara yol açıyor. Elbette ki bu sarsıntılar sınıfsal düzlemlere göre değişen türden sonuçlar ortaya çıkarıyor. Ezilen ve sömürülenler dünyasında kiri pası silkeleyen, korkuları, yılgınlıkları, umutsuzlukları yere çalan, ruhları arındırıp temizleyen, mücadele azmini ve gelecek inancını büyüten etkiler yaratırken, egemenler cephesinde yıkıcı-yok edici darbelere dönüşüyor.
√Tunus ve Mısır: Devrim için dersler...
(s.16-21)
Beklenmeyen bir anda beklenen bir patlama Her ne kadar zamanlaması itibariyle beklenmedik olsa da 31 Mayıs patlaması, çok da şaşırtıcı değildir. AKP iktidarının uzun yılları bulan zorbalığının, işçilere, emekçilere, gençliğe, kadınlara yönelik ekonomik-sosyal ve siyasal saldırılarının, dahası aydın orta katmanları da nefessiz bırakacak denli despotik toplum mühendisliğinin toplumsal düzeyde büyük gerilimler biriktirdiği sık sık dile getirilen bir değerlendirmeydi. AKP iktidarının kendinden olmayanı horlayıp aşağılayan, yok sayan tutumu ise yıllardır bu gerilime tuz-biber ekmekteydi. Bu birikimin klişeleşmiş deyimle, toplumsal
fay hatlarında er geç büyük enerji boşalımlarına, bir başka deyişle depremlere yol açması zaten bekleniyordu. Başlangıç itibariyle bir çevre duyarlılığı eylemi ve buna yönelik polis vahşetinin tetiklediği 31 Mayıs halk hareketi, bu beklentinin belki olmadık sayılabilecek bir zamanda, fakat tam olarak gerçekleşmesidir. Öte yandan bunu yalnızca nesnel birikimlerin ürünü saymak da mümkün değildir. Unutmamalı ki Türkiye’de 2007’den beridir yeni ve yoğun bir polis terörü ve dinci-gerici iktidarın baskı dönemi başlamış, 1 Mayıslar’da Taksim’i kazanma mücadelesi de bu teröre karşı direnişin en ileri cephesi olmuştur. (Devamı s. 2-3)
√Türkiye’nin 1 Mayıs’ı: 15-16 Haziran
(s.23)