Kızıl Bayrak Haftalık Sosyalist Siyasal Gazete
www.kizilbayrak.net
Sayı: 2013 / 28 •12 Temmuz 2013 • 1 TL
Halk hareketleri ve devrimci müdahale ihtiyacı Türkiye ile başlayıp Brezilya ve Mısır’la (hatta Endonezya ve Bulgaristan’la) devam eden halk hareketleri, dünya çapında gündemi belirlemeyi sürdürüyor. Halihazırdaki isyanları, direnişleri, kitle mücadelelerini yeni dönem halk hareketlerinin ikinci büyük dalgası sayabiliriz.
Tunus-Mısır patlamalarının ardından İlki Tunus-Mısır’la başlamış, bölgenin birçok ülkesine sıçramıştı. Yankıları ise şüphesiz ülkeden ülkeye özgün biçimler kazanarak İspanya’dan ABD’ye (Visconsin, Wall Street vs.) bir dizi batı ülkesinde bile kendisini göstermişti. Arap ülkelerindeki isyanlar çok geçmeden emperyalistler tarafından kontrol altına alınmış göründü. Dünya kapitalizminin efendileri Tunus ve Mısır’da o güne kadarki günahlarını o zamanki uşaklarına havale ederek, kendi çapında bir restorasyon bile geliştirdiler. Halk hareketinin kontrol altına alınıp yozlaştırılmasının en vahşi örneği Libya’da sergilendi. O dönem Mısır ve Tunus’u aşıp Bahreyn, Katar, Umman, Suriye gibi Arap ülkelerine yayılmış halk isyanları dalgası, Libya’da emperyalist bir saldırı savaşının dayanağına dönüştürüldü. Böylece aslında Libya’da petrol başta olmak üzere tam olarak denetimlerinde olmayan kaynaklar üzerinde savaş makinası NATO eliyle sınırsız hakimiyet kurulmuş oldu. İlk dalganın son halkalarından olan Suriye’de ne yapıldığına ise ikibuçuk yıldır çok yakından tanık oluyoruz. Zira Türkiye’nin dinci-gerici egemenleri Suriye’ye yönelik emperyalist saldırganlığın, savaş kışkırtıcılığının ve bizzat çetelerle yürütülen kirli savaşın koçbaşı olageldiler. Sorun ülkemizde sınıf ve emekçi kitlelerin tepkilerine yol açacak şekilde gündemde ön sıralarda oldu. Örneğin radar üssünün kurulması, patriotların konuşlandırılması, Akçakale, Cilvegözü, özellikle de Reyhanlı’daki bombalamalar vb. olaylar AKP iktidarına karşı büyük tepkiler doğuracak biçimde Suriye’yi öne çıkardı.
Maliki-Barzani anlaşması
Palalı faşistler iktidarın himayesinde
Bağdat’taki merkezi Irak hükümeti ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) arasında yaşanan gerilimin aşılması yönünde somut adımlar atıldı. IKBY Başkanı Mesut Barzani’nin, Irak Başbakanı Nuri el Maliki ile yaptığı görüşmeler, önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor. (s. 4)
Ortaya saçılan çıplak gerçekliğe rağmen eli kanlı katiller bir kez daha sermaye devleti tarafından korunmuş ve kollanmıştır. (s. 6)
İhvan yönetiminin yıkılmasının ardından yaşanan gerilim devam ederken, yeni sürecin resmi boyutu şekillenmeye başladı. (s. 24)
(devamı s. 2’de...)
√“Çözüm” süreci ve Kürt hareketi - N. Eren
Mısır’da geçiş süreci
(s. 16-19)
√İstanbul ayaklanması 2013 - Volkan Yaraşır
(s. 20-23)