Metal TİS bildiri - BDSP'li Metal İşçileri

Page 1

Metal işçileri MESS karşısında TİS sınavında…

Kazanmak için TİS komitelerinde örgütlenip mücadeleyi yükseltelim!

İşçi arkadaşlar! Metal işkolundaki grup TİS (Toplu İş Sözleşmesi) süreci başladı. Patronların örgütü MESS (Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası) ile işkolunda örgütlü sendikalar arasında görüşmeler sürüyor. Bu sürecin sonunda önümüzdeki birkaç yılın çalışma ve yaşam koşulları belirlenecek. Ortaya çıkan sonuçtan aynı zamanda tüm metal işçileri etkilenecek. Çünkü metal patronlarının gözü şu an metal TİS’lerinde. Sadece onlar da değil, hemen hemen tüm patronlar bu süreci takip ediyorlar. Çünkü metal işkolu sadece ekonomide tuttuğu yerden dolayı değil, aynı zamanda sınıf mücadelesinin genel seyri açısından da belirleyici bir konumda. Öyle ki, metal TİS’lerinde belirlenen ücret zammı, diğer işkollarında ücret zamları için emsal alınmaktadır. Sosyal haklar açısından da aynı durum geçerli. Sözleşme sürecinde yeni hakların kazanılması ya da kaybedilmesi halinde, bu genel bir uygulama haline gelmektedir. İşte bu nedenlerden dolayı metal grup TİS’leri, hem metal işçileri açısından hem de bir bütün olarak işçi sınıfı açısından büyük bir önem taşımaktadır.

Arkadaşlar! Bu metal sözleşmelerini çok daha önemli kılan başka nedenler de var. Bunlardan birisi esnek çalışma dayatmasıdır. Asalak patronlara sınırsız ve kuralsız sömürme imkanı sağlayacak olan esnek çalışma uygulaması her TİS döneminde MESS tarafından masaya getirildi. Fakat, metal işçisinin tepkisinden korktukları için bu dayatmadan vazgeçtiler. Yine de parça parça sözleşmelere yedirildi. Ayrıca fiilen birçok işyerinde uygulanmaya başlandı. Ama bu kadarı MESS için yeterli olmadı. Zira MESS, çalışma zamanı ve biçimleri konusunda varolan tüm sınırlamaların kaldırılmasını istiyor. Bunun için bu TİS sürecinden sonuç almak istiyor. Sözleşmeye esnek çalışma dayatmasının geçmesi, metal işçisinin kazanılmış tüm haklarının bir çırpıda gaspedilmesi anlamına geliyor. Kölelikten beter bir çalışma düzeni metal işçisine dayatılıyor. Bu dayatma hiçbir biçimde kabul edilemez. MESS patronları özellikle son yıllarda devasa boyutlara varan büyük kârlarını metal işçilerini düşük ücretlerle daha ağır şartlarda çalıştırmalarına borçludur. Özellikle son yıllarda sektöre çok sayıda yeni işçi


2

alınmıştır. Bu işçiler asgari ücretin biraz üzerinde bir ücretle çalıştırılmakta, bu da eski işçiyle yeni işçi arasında büyük bir ücret makasına yolaçmaktadır. Sendikalı olmasına karşın sefalet koşullarında çalışan büyük bir metal işçisi kitlesi, MESS patronlarının kârlarının kaynağı durumundadır. Eski işçinin üzerinde de her bakımdan büyük bir basınca dönüşmüş bulunan bu koşullar mutlaka değiştirilmelidir. Yeni işçiyle eski işçi arasındaki fark kapatılmalı, genel olarak ücretler ve sosyal haklar insanca yaşanılır bir düzeyde yeniden belirlenmelidir. Metal işçisi sırtına bindirilen bu ağır sömürü zincirlerini kırmak zorundadır. Aksi halde MESS patronlarının saadeti uğruna oluşturulmuş olan bu zincirler daha da kalınlaşacak, çalışma ve yaşam koşullarını daha da dayanılmaz hale getirecektir. Metal işçisi artık bu gidişe son vermelidir. Bu yöndeki taleplerinden geri adım atmamalı, bunu bir grev nedeni olarak görmelidir. Arkadaşlar! TİS süreci, çıkarları birbiriyle uzlaşmaz olan iki sınıfın karşı karşıya geldiği bir mücadele sürecidir. Böyle bir mücadelenin sonucunu ise, bu güçlerin örgütlülük ve mücadele yeteneği belirler. Güçlerini örgütlü bir şekilde seferber edebilen ve silahlarını en etkili şekilde kullanabilen taraf bu süreçten zaferle ayrılacaktır. Bugüne kadar hep böyle olmuştur. Metal işçileri, örgütlü sınıf olarak hareket edip en büyük silahı olan grev silahını tereddütsüzce kullandığı ölçüde kazanmıştır. Fakat metal işçilerinin dağınık ve örgütsüz olduğu, süreci bir seyirci olarak izlediği hemen tüm TİS süreçleri ise MESS’in zaferiyle sonuçlanmıştır. Özellikle ‘90’lı yıllardan itibaren TİS’ler hep metal işçilerinin aleyhine sonuçlandı. Çünkü, metal işçileri örgütlü bir güç olmaktan büyük ölçüde uzaklaştı. Sendika ağaları ile MESS işbirliği yaparak, metal işçilerinin kararlı ve mücadeleci öncü kuşaklarını biçti. Oysa o zamana kadar metal işçileri, tabandan sağladığı örgütlülüğü ve öncü güçleriyle sendikalarını kendi çıkarları için kullanmış, sendikaların başındaki yöneticileri de “Ya görev başına ya kapı dışarı!” diyerek önünden gitmeye zorlamıştı. Ama MESS’in sendika bürokratlarıyla yaptığı organize saldırılar amacına ulaştı ve metal işçilerinin saflarında tam bir dağınıklık ve bozgun havası hakim oldu. Böylece o günden bugüne MESS’in borusu ötüyor. Arkadaşlar! MESS’in yıllara yayılan ve bugüne uzanan bu üstünlüğünün en temel aracı Türk Metal Sendikası’nı elinde tutan çetedir. Bu çete, Türk Metal Sendikası’nı MESS’in aleti haline getirdi. Her defasında işçinin elini kolunu bağlayıp MESS’e sattı. Satmakla da yetinmedi, metal işçisinin üzerine bir karabasan gibi çöktü ve mücadeleden yana her sesi bastırdı. Her şeye rağmen metal işçisi bu çeteyi dağıtmak için başını


3

kaldırdı. İhaneti gelenek haline getirmiş olan Türk Metal şebekesi ‘98’de bir kez daha satışa imza attığında, bu kez metal işçisinin öfkesini karşısında gördü. Metal işçileri, Bursa’dan başlayıp ülke çapında yayılan eylemlerle, Türk Metal şebekesinden hesap sormak için ayağa kalktı. Fakat son darbeyi vurmayı başaramadı. Çünkü böyle bir darbe için gerekli bilince ve örgütlülüğe sahip değildi. Bu nedenle bu kalkışmayı sonuçlandıramasa da, Türk Metal hainlerinin saltanatlarının yıkılmaz olmadığını göstermiş oldu. Türk Metal şebekesi hala da MESS’in en büyük silahı durumunda. Dolayısıyla, TİS’i kazanmak istiyorsak bu silahı etkisiz hale getirmeli, bu ihanet ve satış şebekesini dağıtmalıyız. Bu hainleri “vatan-milletSakarya” edebiyatıyla kendilerini korumaya aldıkları sığınaklarından çıkarmalı, sendikalarımızdan kovmalıyız. Arkadaşlar! Kazanmak için, süreci sendika yöneticileriyle MESS arasında yürütülen masa başı görüşmelerine bırakmamak zorundayız. Zira kazanmanın yolu mücadele etmekten, örgütlü bir sınıf olarak MESS’in karşısına dikilmekten geçiyor. Kapalı kapılar arkasında yürütülen pazarlıklara bel bağlamanın sonucu satılmaktır. Bizim adımıza o masada olan Türk Metal çetesinin nasıl bir satış ustası olduğunu hepimiz biliyoruz. Birçoğumuzun umudunu bağladığı Birleşik Metal-İş Sendikası’nın yönetimi ise süreci omuzlama iddiasındadır. Fakat bu iddianın gerçek yaşamda

sınanacağı alan mücadele ve örgütlenme alanında yapılacaklardır. Bu iddianın gereği, grev kararlılığıyla süreci eylemli bir tarzda örmekten ve her adımda metal işçisinin inisiyatifine dayanmaktan geçiyor. Bunlar yapılmadığında, bu iddianın kağıt üzerinde kalacağı kesindir. Olası bir ihanete ve uzlaşmaya geçit vermeden TİS’i kazanmak için fabrikalarımızdan başlayarak örgütlenmeliyiz. Tek tek fabrikalarda TİS komitelerini kurmalıyız. Kurulmuş olanları çalıştıracak bir inisiyatif göstermeliyiz. Bu komiteleri fabrikalarda birimlere doğru, birim komiteleri biçiminde yaymalıyız. Çevremizdeki fabrikalarda oluşturulacak TİS komiteleriyle havza komiteleri biçiminde bir araya gelmeliyiz. Bu komiteler yoluyla TİS görüşmelerini takip etmeli, eylemler yoluyla taraf olmalıyız. Sendika yönetimlerine, işçilerin onayı olmadan herhangi bir maddenin kabul edilmemesini ve sözleşmenin imzalanmamasını bir ilke olarak dayatmalıyız. Aksi halde duruma müdahale etmeli ve yapılan anlaşmaları geçersiz saymalıyız. Herhangi bir ihanet ve satış halinde ise yapılan sözleşmeleri yırtmalı, sendika bürokratlarını sendikalarımızdan kapı dışarı etmeli ve taleplerimiz doğrultusunda bir TİS için MESS’in kapısına dayanmalıyız. Grev durumunda, grevin amacına ulaşması için inisiyatif kullanmalı ve mücadelenin yükünü omuzlamalıyız. Tüm işçi arkadaşlarımızı, böyle bir mücadele sürecini birlikte omuzlamak için öne çıkmaya ve harekete geçmeye çağırıyoruz.


Temel taleplerimiz: ✔ İnsanca yaşamaya yeterli ücret! ✔ Eski ve yeni işçilerin arasındaki ücret makası kapatılsın! ✔ Eşit işe eşit ücret! ✔ Esneklik dayatmasına ve mevcut uygulamalara son verilsin! ✔ Kıdem tazminatı, ikramiye vb. sosyal haklara dokunulamaz! ✔ Taşeron uygulamasına ve sözleşmeli çalışmaya son verilsin! ✔ 1 Mayıs, 8 Mart, 15-16 Haziran ücretli tatil

günü olsun! Mücadele yöntemi: ★ Masa başı görüşmeler değil, “hak

verilmez alınır” anlayışıyla eylemli mücadele! ★ Lafta değil, tüm güç ve olanakların seferber

edildiği bir grev hazırlığı! Örgütlenme ilkeleri: ❖ Her aşamada söz-yetki ve karar

işçilere! ❖ İşçilerin inisiyatiflerini sonuna

kadar kullanacakları, bağımsız bir işleyişe ve karar alma mekanizmalarına sahip TİS komiteleri! ❖ Sürecin her aşamasında tam

açıklık! ❖ Sözleşmenin ve maddelerinin

kabulü için işçilerin onayı!

BDSP’li Metal İşçileri Sosyalizm İçin Kızıl Bayrak 131 * Fiyatı: 25 YKr * Eylül 2008 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Millet Cad. 50/10 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.