Tarihsel Materyalizm Mick Brooks Tarihsel Materyalizm Nedir? Tarihsel materyalizm Marksist bilimin tarihsel gelişmeye uygulanmasıdır. Tarihsel materyalizmin temel savı bir cümleyle özetlenebilir: “İnsanların varlığını belirleyen şey bilinçleri değildir; tam tersine, onların bilincini belirleyen, toplumsal varlıklarıdır.” (Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Önsöz) Peki bu ne anlama gelir? Daily Mirror (günlük bir İngiliz gazetesi) okuyucuları “Perishers” adlı bant karikatürü hatırlayacaklardır. Bir olayda, yaşlı köpek Wellington, yengeçlerle dolu bir havuza yukarıdan bakar. Yengeçler kendilerine görünen “gökyüzündeki gözlerin” esrarengiz tanrısallığı hakkında tahminler yürütürler. Mesele, evreniniz bir havuzsa şeylere gerçekten nasıl bakacağınızdır. Bilinciniz varlığınız tarafından belirlenir. Düşünce, türlerin deneyim alanıyla sınırlıdır. İlkel insanların nasıl düşündüğü hakkında çok az şey biliyoruz, ama ne hakkında düşünemeyeceklerini biliyoruz. Etrafta futbol maçlarının sonuçlarını merak ederek dolaşmayacaklardır örneğin. Futbol ligi, profesyonel futbolcuların ve diğer klüp çalışanlarının maaşlarını ödeyebilecek kadar geniş kalabalıkları alabilecek büyük kentleri ön varsayar. Sanayi kentleri ancak, emek üretkenliği, toplumun bir kısmının geri kalan kısmı tarafından beslenebildiği noktaya kadar geliştiği ve bu sonuncular kendilerini yiyecekten başka gereksinmelerin üretilmesine vakfettikleri zaman ortaya çıkabilir. Başka bir deyişle, geniş bir işbölümü varolmalıdır. Bunun diğer bir yönü, insanların para için çalışmaya ve istedikleri şeyleri –futbol maçına bilet almak da dahil– başkalarından satın almaya alışmış olmaları gereğidir; kuşkusuz bu ilkel toplumda olmayan bir durumdur. Bu basit örnek, profesyonel futbol gibi şeylerin bile, toplumun günlük ekmeğini yapma tarzına, insanların “toplumsal varlığına” bağlı olduğunu gösterir. Peki insanlık nedir? Büyük idealist filozof Hegel “insan düşünen bir varlıktır” der. Aslında Hegel’in görüşü, insanın, yaratıcısı tarafından, yine bu yaratıcının çalışmasına hayranlık duyması için bir beyinle donatıldığı yolundaki alışıldık dinsel görüşün biraz daha incelikli bir biçimidir.