KOBİPLASTİK
®
EYLÜL EKİM 2013 YIL 2 SAYI 8 PLASTİK ENDÜSTRİSİ VE KOBİ DERGİSİ www.kobiplastik.net
SOĞUTUCU GRUBU SEÇİMİ NASIL YAPILMALIDIR? 1’DEN 7’YE RAKAMLAR NEYİ İFADE EDER? BREZİLYA’DA PLASTİK SEKTÖRÜ Şamil Özoğul Kalıpçılar Vadisi İş Yemeği Galatasaray Adası Savaş Gümüş Yazılım ve Patent Emre Yıldırım Satıcılar İçin Çalışacakları Şirketi Seçme Kılavuzu Sağlık Kanserin Gelişimi (2)
AVRASYA AMBALAJ FUARI
ÖZEL SAYISI
IML KALIP İMALATINDA İŞ ORTAĞINIZ 2001 YILINDA KURULAN CEYLAN MAKİNA KALIP, MÜŞTERİ MEMNUNUYETİNİ ÖN PLANDA TUTARAK PLASTİK ENJEKSİYON KALIP İMALATINA BAŞLAMIŞTIR.
YÜKSEK TEKNOLOJİYE SAHİP CNC MAKİNALARINI VE KESİM YÖNTEMLERİNİ KULLANARAK MÜŞTERİLERİNE YÜKSEK HASSASİYET VE YÜKSEK KALİTELİ KALIPLARI ÜRETMEKTEDİR.
2004 YILINDA PLASTİK ENJEKSİYON KALIPLARI YAPIMINDA BRANŞLAŞMA KARARI ALARAK SADECE İNCE CİDARLI (IN MOULD LABELLİNG) KALIPLARI YAPIMINA BAŞLAMIŞTIR.
2004 YILINDAN GÜNÜMÜZE KADAR OLAN SÜREDE YÜKSEK TEKNOLOJİ VE YÜKSEK HASSASİYETLİ CNC TEZGAHLAR ÖLÇÜM ALETLERİNİ MAKİNA PARKURUNA EKLEYEREK DEĞERLİ MÜŞTERİLERİMİZE EN İYİ IML KALIPLARI YAPMAYA DEVAM EDİYORUZ.
Ceylan Makina Kalıp San. Tic. Ltd. Şti. Yukarı Dudullu İmes Sanayi Sitesi E Blok 501 Sk. No: 1 Ümraniye / İST. Tel: 0 216 466 58 30 Faks: 0 216 466 58 32 ceylan_makina@yahoo.com www.ceylanmakina.com
YÜKSEK TEKNOLOJİ YÜKSEK HASSASİYET CNC FREZE İŞLEME MERKEZLERİ HERMLE C30U 5 EKSEN -2 ADET MAZAK VARIAXIS 500 5X II - 1 ADET SPİNNER U620 5 EKSEN - 1 ADET QUASER MV204/CV- 1 ADET CNC TORNA İŞLEME MERKEZLERİ GOODWAY GV 500 -1 ADET GOODWAY GLS 200 -1 ADET CMM ÖLÇÜM ZEİSS G2 CONTURA -1 ADET EDM MAKİNALAR CASTEK HIZLI DELİK DELME -1 ADET ECOWİN MIC432CS PNC -1 ADET DERİN DELİK DELME ÇAP 6 MM’DEN ÇAP 12 MM BOY 650 MM KONVANSİYONEL TEZGAHLAR SATIH TAŞLAMALAR KROSNY BORETS TAŞLAMA - 2 ADET ABA SATIH TAŞLAMA DÖNER TABLA ÇAP 500 - 1 ADET TOS TORNA - 1 ADET KONVANSİYONEL FREZE - 5 ADET X800 Y400 Z350
Ceylan Makina Kalıp San. Tic. Ltd. Şti. Yukarı Dudullu İmes Sanayi Sitesi E Blok 501 Sk. No: 1 Ümraniye / İST. Tel: 0 216 466 58 30 Faks: 0 216 466 58 32 ceylan_makina@yahoo.com www.ceylanmakina.com
SolidWorks ve Edgecam Türkiye Distribütörü METROPOLSOFT
KUSURSUZ CAD / CAM ÇÖZÜMLERİ Türkiye Distribütörü
info@metropolsoft.com
www.metropolsoft.com
EĞİTİMLERİMİZ
• UYGULAMALI CNC TORNA VE İŞLEME MERKEZİ EĞİTİMİ • SOLIDWORKS CAD MODELLEME EĞİTİMLERİ • EDGECAM TORNA/FREZE UYGULAMALI CAM EĞİTİMLERİ ve FİRMALARA ÖZEL EĞİTİM PAKETLERİ METROPOLSOFT BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. İMES San. Sit. A-Blok 108. Sok. No:7 Ümraniye - İstanbul
Tel : +90 (216) 466 67 70 (pbx) • Faks: +90 (216) 466 67 71
AVRASYA AMBALAJ FUARI’NDAYIZ “Bu yıl ondokuzuncusu gerçekleştirilecek olan, 98 bin m² kapalı alana kurulu ve 50 binin üzerindeki ziyaretçinin 5 binini Avrasya bölgesinden gelecek ziyaretçilerin oluşturduğu fuara binin üzerinde firma ve temsilcisi katılmaktadır. Böylesine önemli ve büyük bir fuarda bulunarak sektörümüzü yakın takibe aldığımızı ve medyaya dair tüm yenilikleri plastik endüstrisine uygulayacağımızı belirtmek isteriz.”
E
ylül – Ekim sayısı ile karşınızdayız. Bu ay, Avrasya bölgesinin en önemli fuarlarından Avrasya Ambalaj fuarı özel sayısını hazırladık. Plastiğin önemli bir rol oynadığı ambalaj sektörüne dair gelişmelerin izleneceği ve sektör yöneticilerinin biraraya geleceği bu fuarda KobiPlastik Dergisi olarak sektöre dair haberler ve tanıtımlar ile yer alıyoruz. Bu yıl ondokuzuncusu gerçekleştirilecek olan, 98 bin m² kapalı alana kurulu ve 50 binin üzerindeki ziyaretçinin 5 binini Avrasya bölgesinden gelecek ziyaretçilerin oluşturduğu fuara binin üzerinde firma ve temsilcisi katılmaktadır. Böylesine önemli ve büyük bir fuarda bulunarak sektörümüzü yakın takibe aldığımızı ve medyaya dair tüm yenilikleri plastik endüstrisine uygulayacağımızı belirtmek isteriz. Ambalaj Sanayicileri Derneği ASD’nin işbirliği yanında AMD, ESD, KASAD, MASD, OMÜD ve SEPA’nın desteğini alan Avrasya Ambalaj fuarı sektöründe Avrasya bölgesinin en etkin fuarıdır.
KobiPlastik Dergisi’nde Rüstem Polat’a ait teknik makalenin bu sayıdaki başlığı “Kompound Üretiminde Formül Oluşturma”. Sağlık konusunda kanser dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kanserin Gelişiminin ikinci bölümünü iç sayfalarımızda takip edebilirsiniz. Bu sayıda ayrıca Brezilya plastik endüstrisine yönelik sektörel bilgilere de ulaşabilirsiniz. Brezilya ile iş ilişkisi içerisinde olan ya da olmak isteyen işadamlarına yönelik turizm sayfaları Latin Amerika’ya dair bir özet bilgi mahiyetindedir. Gelecek sayımızda plastik sektörünün en önemli fuarı PlastEurasia’da olacağız. Fuarlarda KobiPlastik standlarına bekleriz. Önce Avrasya Ambalaj, daha sonrasında da PlastEurasia’da görüşmek dileği ile. Emre KOLDAŞ Genel Yayın Yönetmeni
İstanbul Sanayi Odası verilerine göre 2012 yılında plastik sanayiinden 17 firma ilk 500’e girdi. Sektörün ne denli büyük olduğuna ve gelecek vadettiğine dair en olumlu kanıt olsa gerek. Plastik sanayiinin 17 firmasını da tebrik ediyoruz. Her sene İSO ilk 500 listesinde bulunan onun üzerindeki firmalarımız ile Türkiye, Avrupa ve dünyadaki büyümesini her geçen yıl daha da sağlamlaştırıp arttırmak hedefindedir. Plastik sanayiinin ayrılmaz parçası kalıp sektörü UKUB ile yeni bir yapılanmaya gidiyor. Bu ay Ulusal Kalıp Üreticileri Birliği Başkanı Şamil Özoğul’un kalıpçılara yönelik yeniliklerden bahsettiği makalesini okuyabilirsiniz KobiPlastik Dergisi’nde. Kalıpçılar Vadisi’nin müjdesini veren UKUB Başkanı birlik ile ilgili aydınlatıcı mesajlar vermiştir.
f/KobiPlastik t/KobiPlastik
16, Kısa Haber
KÜNYE Nev Medya Adına İmtiyaz Sahibi Emre KOLDAŞ (Sorumlu Yazı İşleri Müdürü) Genel Koordinatör Erdoğan KOLDAŞ erdogan@nevmedya.net Genel Yayın Yönetmeni Emre KOLDAŞ emre@nevmedya.net Satış ve Pazarlama Koordinatörü Ozan KOLDAŞ ozan@nevmedya.net Reklâm Koordinatörü Hasan H. AKGÜN hasan@kobiplastik.net Danışman Yrd. Doç. Dr. Aykut KENTLİ Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisi akentli@marmara.edu.tr Editör Araş. Gör. Hikmet Nazım EKİCİ Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü nazim@kobiplastik.net Sağlık Danışmanı Doç. Dr. Nuri HAKSEVER haksevernuri@gmail.com Fotoğraf Gizem KOLDAŞ gizem@nevmedya.net Reklâm reklam@kobiplastik.net Abonelik abone@kobiplastik.net Katkıda Bulunanlar Emre YILDIRIM Savaş GÜMÜŞ Rüstem POLAT Yayın Sahibi : Nev Medya Emre Koldaş Yönetim Yeri: Site Mh. Cevahir Cad. Tevazu Sk. Yıldız Ap. Nu:16/3 Ümraniye İstanbul TÜRKİYE Telefon : +90-216-533-8444 Faks : +90-216-533-0999 E-posta : bilgi@nevmedya.net Web : www.nevmedya.net ISSN : 2146-2194 Tasarım / Baskı
Ege Reklam Basım Sanatları San.Tic. Ltd. Şti. Esatpaşa Mahallesi Ziyapaşa Caddesi No:4 34704 Ataşehir / İSTANBUL Tel : +90 216 470 44 70 Faks : +90 216 472 84 05 Web : www.egebasim.com.tr KobiPlastik Dergisi’nde yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlarına, yayınlanan ilânların sorumluluğu ise ilân verene aittir. KobiPlastik Dergisi’nde yayınlanan yazılardan kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir. KobiPlastik Dergisi Basın Ahlâk Yasası’na uymayı taahhüt eder.
8
KOBİPLASTİK
40, Kalıp
Henkel Zirvede Kalmak İçin
Cem ALPAY Üçgen Yazılım Teknik Müdürü
Kendi Liderlerini Yetiştiriyor
NX Kalıp Tasarım Çözümleri
2012 Yılında ISO Sıralamasında
İlk 500’e Giren Plastik Firmaları
42, Marka Ürün Dassault
18, Sektör
Systèmes,
Yenilikçilik
ve
Ambalaj Sektörünün Buluşma Platformu
Üretimde Hız İçin
Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı
HTbody’yi yarattı
Plastik Sektörünün Değişmeyen Adresi
Dassault Systèmes SIMPOE’yi Satın Aldı
23 Yıldır Gösterdiği İstikrar ile Sektörden Tam Not Alan Plasteurasia İstanbul Fuarı 2013 Yılında da Hedeflerini Yüksek Tutuyor
İmalat
Simülasyon
Portföyünü
Genişletti 46, Tasarım Fıldır
20, Tarih Agıecharmılles 60. Yılını Kutluyor
Erkan Makine’den İsviçre Çıkarması
48, Haber Akbank “Girişimci Geliştirme” ve “Sosyal
22, Makale
Girişimci Geliştirme” Programları
Kalıp Teknolojileri ve
Akbank ve Sabancı Üniversitesi’nden
Kalıpçılar Vadisi
Girişimcilere Büyüme Fırsatı
24, Kimya Basf, ‘Biz Kimya Yaratıyoruz Dünya Turu’ ile Yeniliklerini Sergiliyor
50, Sağlık Doç. Dr. Nuri Haksever EndokrinolojiMetabolizma Beslenme ve İç Hastalıkları
26, Haber
Uzmanı Anti Aging, Ozonterapi, EMFT
Hürmak’tan Türkiye’nin İlk Yerli
İki-Plaka Plastik Enjeksiyon Makinesi 28, Eğitim Rüstem POLAT Polimer Teknolojisi Uzmanı
Kompound Oluşturma
Üretiminde
Bilimi
ve
ve BERT Uygulayıcısı
Bölüm 2 Kanserin Gelişimi 54, Soğutucu Chiller Grubu Seçimi
Formül
30, Röportaj Plastik Kırma Sektörünün
Lideri İnan Makine 32, Gastro TV Galatasaray Adası Suada Club 34, Makale Savaş Gümüş Efor Patent Genel Müdürü
Yazılım ve Patent 36, Satış Pazarlama
56, Dosya 1’Den 7’Ye Rakamlar Neyi İfade Ediyor? 62, Araştırma Cisco Yıllık Güvenlik Raporu Sonucu:
“Tehlikeyi Yanlış Yerde Arıyorsunuz” 70, Turizm Brezilya’da Plastik Sektörü 76, Kültür
Emre Yıldırım Sinera Group Danışmanı
Cehennem Dan Brown
Satıcılar İçin Çalışacakları Şirketi Seçme Kılavuzu
Boğaziçi’nin 150 Yıllık Tarihi Merdiven Sergisi’nde
Basf, ‘Biz Kimya Yaratıyoruz Dünya Turu’ ile Yeniliklerini Sergiliyor
Kompound Üretiminde Formül Oluşturma
Galatasaray Adası Suada Club
Savaş Gümüş Efor Patent Genel Müdürü Yazılım ve Patent
Satıcılar İçin Çalışacakları Şirketi Seçme Kılavuzu
Cem ALPAY Üçgen Yazılım Teknik Müdür NX Kalıp Tasarım Çözümleri
Dassault Systèmes, Yenilikçilik ve Üretimde Hız İçin HTbody’yi Yarattı
Kanserin Gelişimi
Cisco Yıllık Güvenlik Raporu Sonucu: “Tehlikeyi Yanlış Yerde Arıyorsunuz”
Fıldır
1’Den 7’Ye Rakamlar Neyi İfade Ediyor?
Brezilya’da Plastik Sektörü
KOBİPLASTİK
9
Endüstriyel Soğutma Sistemleri
Chiller tipi soğutma grupları
Termokonvektörler
• • • • • • •
• • • • • • •
1.000-1.000.000 kcal/h aralığında kapasiteler Değişik markalar ile paralel çalışma imkanı Eurovent onaylı kapasiteler Ozan tabakasına dost soğutma gazı (R407C) +15 °C- +25 °C su rejimi Paslanmaz pompa ve tank Büyük enerji tasarrufu sağlayan soğutma gruplarımız Avrupa'nın endüstriyel Chiller üretiminde lider ülkesi İtalya'da ileri teknoloji kullanılarak üretilmiştir.
Makine yağları için ideal soğutma Yüksek kapasite/düşük elektrik tüketimi Devir ayarlı fan kontrol Dik veya yatay montaj seçeneği Eurovent onaylı kapasiteler Free cooling uyumluluğu %100 İtalya'da üretim
Su Regülatörleri
Kalıp Şartlandırıcıları • • • • •
Su ve yağ akışkanı ile 0 °C-350 °C çalışma aralığı Mühendislik plastiklerin prosesinde yüksek verim Emsalsiz kontrol ünitesi ve sesli alarm Enjeksiyon kontrolü ile entegrasyon %100 İsviçre’de üretim
• • • • •
4-6-8-10’lu modeller Kalıplar için düzenli su rejimi Kalıp bülgelerine değişik su debisi Her göz için ayrı termometre ve ayar valfi %100 Avrupa üretim
Su Regülatörü
Kalıp Şartlandırma Cihazı
Tepro Makine ve Otomasyon Sistemleri Tic. Ltd. Şti. İkitelli Organize Sanayi Bölgesi ESKOOP San. Sit. C6-Blok / 323 34306 İkitelli / İstanbul Tel: +90 212 549 70 76 Faks: +90 212 549 75 74 e-mail: info@t-max.com.tr www.t-max.com.tr
www.gx.kraussmaffeigroup.com Türkiye Distribütörü
175 Tepro Makine ve Otomasyon Sistemleri Tic. Ltd. Sti. Celikay Cad. No:2 34418 Seyrantepe, 4.Levent/ISTANBUL Tel: +90 212 270 13 20 Fax: +90 212 270 89 95 E-mail: tepro@tepro.com.tr Web: www.tepro.com.tr
Plastik Enjeksiyonda Yeni Bir Boyut GX Serisi Makineler Güçlü, kullanıcı dostu ve stabil değer. Yeni GX serisi inovasyon ve teknolojiyi harmanlıyor ve birinci sınıf kaliteyi benzeri görülmemiş bir biçimde sunuyor: – Maksimum verimlilk: Mükemmel hidromekaniğe sahip iki plakalı kilitleme ünitesi – Maksimum parça kalitesi: GearX kilitleme mekanizması ve GuideX kılavuzlama – Maksimum tekrarlanabilirlik: Yüksek verimli plastikleştirme ünitesi – Minimum ayarlama zamanları: Kolay ulaşılabilirlik – Yeni ve inovatif MC6 kontrol paneli ile kolay işletim KraussMaffei’dan yeni GX Serisi: Tutkudan ilham alan mühendislik. Birinci sınıf makine konsepti. En iyi sonuçlar.
Engineering Passion
HİZMETTE
KALİTE
KALİTEDE SINIR TANIMIYORUZ GÜVENİMİZİ İŞİMİZDEN ALIYORUZ
TAMSET KALIP ELEMANLARI SANAYİ VE TİCARET Yakacık Çarşı Mah. Kartal Cad. Kastelli Sanayi Sitesi A Blok No: 50/6 Kartal / İST. Tel : (216) 377 73 74 www.tamset.com
Faks : (216) 377 73 75 info@tamset.com
Misyon, vizyon ve değerlerimiz doğrultusunda müşterilerimiz ve çalışanlarımızın beklentilerini göz önünde bulundurarak, ISO 9001 standartlarında sürekli iyileştirmeyi sağlamak. Çağdaş bilgi ve teknolojiyi yakından takip ederek müşterilerimize ulaştırmak, çalışan yetkinliklerinin arttırılmasını sağlamak, yönetim felsefemiz ve kalite politikamızdır.
Anadolu Yakası Bayii
İnönü Mah. Demokrasi Cad. Karlı Sk. No:1 Ofis:12 Sarıgazi Sancaktepe / İSTANBUL Tel: 0216 621 7949 Faks: 0216 621 7953 E-posta: info@htmhs.com www.htmuhendislik.com.tr
KISA HABER
Henkel Zirvede Kalmak İçin
Kendi Liderlerini Yetiştiriyor
T
ürkiye’ye gelen Henkel Küresel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kathrin Menges, Henkel’in başarısının sırrının küresel liderleri yerel olarak yetiştirmekten geçtiğini söyledi. 2012 yılında Türk Henkel her üç iş kolunda da büyüme gerçekleştirdi ve satışları yüzde 10’un üzerinde bir artış ile 405 milyon Avro’ya ulaştı. Küresel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kathrin Menges Henkel Türkiye’yi ziyaret etti. Türk Henkel’in başarılı gelişimi hakkında konuşan Menges, “Türkiye, Henkel’in gelişmekte olan pazarlar içinde en hızlı büyüdüğü ülkelerden biri.” dedi. Başarının sırrı küresel liderleri yerel olarak yetiştirmektedir
Türkiye’ye gelen Henkel Küresel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kathrin Menges, bu başarının sırrının küresel operasyonlar için yetenekli liderleri yerel olarak yetiştirmekten geçtiğini söylüyor. Menges, “Kendini işine adamış güçlü liderlerden oluşan küresel bir ekip kurmak odak noktalarımızdan biri. Bu süreçte yükselmekte olan pazarlardaki yetenekleri belirlemek en önemli önceliklerimiz arasında bulunuyor. Türkiye’deki yönetim ekibimiz bunun en güzel örneklerinden biri ve Türkiye’de elde edilen başarılı sonuçlar da bunu doğruluyor. “ dedi. “Türk Henkel, dünyaya profesyonel lider ihraç eden bir okul gibi” Türkiye’nin sadece iş anlamında değil aynı zamanda insan kaynakları ve yetenek yönetimi açısından da Henkel için en önemli ülkelerden biri olduğunun altını çizen Henkel Küresel İnsan Kaynaklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Kathrin Menges, Türk Henkel’in başarısını “Türkiye’deki ekibimizi güçlendirmeye ve geliştirmeye devam edeceğiz.
Çünkü Türk Henkel, adeta Henkel’in faaliyet gösterdiği diğer ülkelere profesyonel lider ihraç eden bir liderler okulu gibi” sözleriyle dile getiriyor. Türk Henkel’de kariyerine başlayarak, diğer ülkelerdeki Henkel tesislerinde çalışmış olan 35 üst düzey yönetici var. Bu yöneticiler, Ortadoğu ve Afrika Bölgesi CFO’su, Ülke Genel Müdürü, İş Birimi Yöneticileri, İnsan Kaynakları Yöneticisi, Araştırma Geliştirme Sorumlusu ve Marka Yöneticisi…vb. görevler ile Almanya, Avusturya, Japonya, Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Slovakya, Ukrayna, İran ve Mısır gibi diğer ülkelerdeki Henkel tesislerinde görev aldı. Kathrin Menges’e göre, Türkiye diğer ülkelerden çalışmaya gelenler için de cazip bir ülke. Bunun nedeni uluslararası iş deneyimi kazanmak için yüksek kaliteli çalışma ortamı ve cazip iş potansiyeli sunmamız. Menges, şu anda Türk Henkel’de Almanya, Avusturya ve İtalya’dan çalışmak için gelenler olduğunu söylüyor.
2012 Yılında ISO Sıralamasında
İlk 500’e Giren Plastik Firmaları • Naksan Plastik ve Enerji San. ve Tic. A.Ş. • Korozo Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. • Pakpen Plastik Boru ve Yapı Elemanları San. ve Tic. A.Ş. • Süper Film Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. • Polinas Plastik San. ve Tic. A.Ş. • Köksan Pet ve Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. • Kalde Klima Orta Basınç Fittings ve Valf Sanayi A.Ş. • Polibak Plastik Film San. ve Tic. A.Ş. • Adopen Plastik ve İnşaat Sanayii A.Ş. • Ege Profil Tic. ve San. A.Ş. • Elif Plastik Ambalaj San. ve Tic. A.Ş. • Vatan Plastik San. ve Tic. A.Ş. • Hakan Plastik Boru ve Profil San. Tic. A.Ş. • SUNJÜT Suni Jüt San. ve Tic. A.Ş. • Wavin TR Plastik Sanayi A.Ş. • Esen Plastik San. ve Tic. A.Ş. • Form Sünger ve Yatak San. Tic. A.Ş. 16 KOBİPLASTİK
SEKTÖR Ambalaj Sektörünün Buluşma Platformu:
AVRASYA AMBALAJ İSTANBUL FUARI Gıda, Ambalaj ve Çevre Profesörü Gordon ROBERTSON gıda ambalajlarında inovasyonu anlatacak üstünde firma ve firma temsilciliğiyle açılacak. 50 binin üstünde ziyaretçinin hedeflendiği fuar, yurtiçinde ve yurtdışında sektörün gelişimi ve dinamizmine cevap verecek bir platform olacaktır.
A
vustralya, Queensland Üniversitesi Gıda, Ambalaj ve Çevre Profesörü Gordon ROBERTSON 12-15 Eylül 2013 tarihlerinde düzenlenecek Avrasya Ambalaj Fuarı’nda, “Sürdürülebilir Gıda Ambalajı”na yönelik yapılacak bir panelde gıda üreticilerini bilgilendirecek. Ambalajda rekabetçi çözümler ve fark yaratan ambalajlar ve teknolojiler Avrasya Ambalaj Fuarı’nda Sektörün nabzını tutan, tüm ürün gruplarını aynı çatı altında toplayan Avrasya Ambalaj Fuarı bu yıl 1000’in
19 yıldır sektörü buluşturan Avrasya coğrafyasının en kapsamlı ve büyük fuarına Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Afrika, Ortadoğu, Balkanlar’dan yatırımcı ilgisi Avrasya coğrafyasıyla Avrupa arasında çok stratejik bir bölge arasında yükselen değer Türkiye’nin bölgesel avantajının ve gelişiminin en iyi şekilde sergilendiği örnek fuar olan Avrasya Ambalaj Fuarı, konusunda Avrasya’nın en büyük fuarı olmuştur. Bu yıl 98.000 m² kapalı alanda açılacak fuarda, sektörün lider oyuncuları, son teknolojilerinin lansmanlarını yapacaklar.
Geçtiğimiz yıl 5000’in üstünde Avrasya bölgesinden ziyaretçi ağırlayan fuar, bu yıl da ilgi odağı. Şimdiden alım heyetlerinin başvurularının alındığı fuar, yeni pazarlar ve yeni müşterilerle tanışmak için fırsat yaratacak. Ziyaretçiler fuarda, gıda ve içecek, kozmetik, ilaç, kimya, lojistik, inşaat sektörleri başta olmak üzere, tüm sektörlere yönelik her türlü ambalaj çözümleriyle tanışabilecek. Reed Tüyap Fuarcılık ve ASD Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin uzun soluklu işbirliğinin yanında, sektörün diğer güçlü dernekleri AMD, ESD, KASAD, MASD, OMÜD ve SEPA’nın desteğini de alan Avrasya Ambalaj İstanbul Fuarı, sektörlerin kolektif bir güç olmayı ilke edinip, birlik ve beraberlikle istikrar sağlayıp, güçlendiğinin en güzel göstergesidir.
PLASTİK SEKTÖRÜNÜN DEĞİŞMEYEN ADRESİ 23 yıldır gösterdiği istikrar ile sektörden tam not alan PlastEurasia İstanbul fuarı 2013 yılında da hedeflerini yüksek tutuyor Fuar bu yıl da yeni bir rekor kırmaya hazırlanıyor
Batı ülkelerinin yavaşlayan büyümesi dolayısı ile plastik endüstrisinin önde gelen tedarikçilerinin ülkemize odaklanması rekabeti arttırmıştır. Yoğun rekabet ortamında bir adım öne çıkma fırsatını değerlendirmek isteyen, pazar payını riske atmak istemeyen firmalar fuarda yerini almış bulunuyor. 5-8 Aralık 2013 tarihleri arasında düzenlenecek olan Türkiye ve Avrasya Bölgesi’nde plastik endüstrisinin en kapsamlı ve önemli buluşması PlastEurasia İstanbul fuarına sektör profesyonellerinin ilgisi büyük. 2012 senesinde 43 ülkeden 1088 firma ve firma temsilciliğinin katılımı ile düzenlenen PlastEurasia İstanbul fuarı 86 ülkeden 38.726 profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Sürdürülen yoğun pazarlama faaliyetleri sonucu hedeflenen yüksek marka bilinirliğine ulaşan fuara 26 ülkeden alım heyeti organizasyonları düzenlendi. 18 KOBİPLASTİK
2013 senesinde 2012 yılında yakalanan başarının üzerine çıkmayı hedefleyen PlastEurasia İstanbul fuarının pazarlama çalışmaları yurtiçi ve yurtdışında yoğun olarak sürdürülüyor. Tüyap’ın merkez ofisinin yanı sıra yurtiçindeki 11 ofisi, yurtdışındaki 7 ofisi ve 50’yi aşkın ülkede faaliyet gösteren temsilcilikleri aracılığıyla hedef bölge ve ülkelerdeki sektör profesyonelleri fuar hakkında bilgilendiriliyor. Türkiye ve hedef ülkelerdeki basılı ve sanal medyada yer alan ilân ve haber çalışmaları, yurtiçi ve yurtdışı fuar katılımları ile fuarın sektöre duyurusu gerçekleştiriliyor. Ekonomi Bakanlığı’nın bu sene de fuara verdiği destek kapsamında Almanya, Azerbaycan, Bulgaristan, Cezayir, Fas, Fransa, Güney Afrika, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İtalya, Kanada, Kazakistan, Libya, Mısır, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu, Suudi Arabistan, Tunus, Ukrayna, Ürdün ve Yunanistan’dan alım heyeti organizasyon çalışmaları yürütülüyor.
Tüyap ve destekleyen kuruluşların sürdürdüğü etkili pazarlama faaliyetleri sonucunda fuarı 40.000’in üzerinde profesyonelin ziyaret etmesi bekleniyor. PlastEurasia İstanbul eşsiz fırsatlar sunuyor Fuar, plastik, makine, kimya, ambalaj, hammadde, kablo, beyaz eşya, plastik geri dönüşüm, kalıp, inşaat, otomotiv vb. pek çok farklı sektörde faaliyet gösteren firmaların yönetici ve satın alma yetkilileri ile alım kararlarında etkin olan nitelikli ziyaretçileri buluşturarak sektörün gelişimine katkı sağlamaya devam ediyor. Tüyap tarafından PAGEV (Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı) işbirliği ile her yıl düzenlenen PlastEurasia İstanbul fuarı 5-8 Aralık 2013 tarihleri arasında Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenleniyor. Fuar hakkında detaylı bilgi ve dijital davetiye temin etmek için www.plasteurasia.com web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Bilgi Yaratıcılık Vizyon “Oyak Plastik ve Kalıp olarak; 1996’dan bu yana, müşteri kavramında çözüm ortağı ve memnuniyet kaynağı olarak sürekli gelişmeyi ve paylaşmayı hedef alan ve sonuca yönelik hızlı ve somut adımlarla ilerleme amacı doğrultusunda yurtiçinde ve yurtdışında başarılı projelere imza attık. Deneyimli yönetim kurulu ve her biri alanında uzman ve dinamik kadromuz ile müşteri memnuniyeti öncelikli hedefimiz oldu.
Plastik enjeksiyon kalıplarımızda; süreçte gerekli tüm makina parkurunu bulunduran, donanımlı imalat alanımızda, kaliteli ekibimiz ile hızlı ve kaliteli hizmet vermekteyiz. Talep ürününün ar-ge ve proje geliştirme aşamalarından plastik enjeksiyon baskı imalatımızdan tedariğine kadar müşterilerimizle eksiksiz bir çalışma sürecinde beraberiz.” Oyak Plastik ve Kalıp İkitelli O.S.B. Çevre Sanayi Sitesi 4. Blok No 6-8 Kat 1-2-3 Başakşehir / İstanbul / Türkiye Tel: 0 212 485 41 41 Faks: 0 212 485 41 38 Web: www.oyakplastik.com.tr Mail: info@oyakplastik.com.tr
TARİH
AGIECHARMILLES 60. YILINI KUTLUYOR
ERKAN MAKİNE’DEN İSVİÇRE ÇIKARMASI Tel erozyon ve dalma erozyonun öncüsü olan İsviçreli AgieCharmilles kuruluşunun 60. yılını kutluyor
A
ltmış yıl önce keşfedilen erozyon teknolojisi metal işleme alanında yeni ufuklar açtı. İlk kez 1952’de Milano fuarında tanıtılan Eleroda D1 dünyadaki ilk sanayi tipi EDM tezgâhıydı. Günümüzün ileri teknoloji ürünü EDM tezgâhlarıysa, 60 yılda hayli mesafeler katedildiğini gösteriyor. AgieCharmilles laboratuvarlarında geliştirilen teknolojinin ürünü olan modern tezgâhlar, yatırımcı, sanayici ve mühendislerin katıldığı 60. yıldönümü etkinliklerinde görücüye çıktı. “Bir adım öne çıkın” sloganıyla gerçekleştirilen etkinliğe, GF AgieCharmilles Türkiye
Boris ve Natalya Lazarenko Milan EMO fuarında dünyadaki ilk sanayi tipi EDM tezgâhı olan Eleroda D1 tezgâhını tanıtıyor.
Erkan Makine müşterilerini mart ayında Lozan’da yapılan International Technology Show’a götürdü.
20 KOBİPLASTİK
mümessili olan Erkan Makine, 20 kişilik müşteri grubuyla katıldı. Sunum ve teknoloji gösterilerinin yapıldığı etkinliklerin ardından AgieCharmilles fabrika gezisiyle şehir gezisi de yapıldı.
TEL EROZYONUN TARİHÇESİ Elektro erozyon ile işlemenin kökeni İngiliz bilimci Joseph Priestly’nin elektriksel boşalmanın (kıvılcım atlaması) aşındırıcı etkisini keşfettiği 1770 yılına kadar gider. 1943 yılında, Sovyet bilim insanları Boris Lazarenko ve Natalya Lazarenko, bir elektrik boşaltımının yıkıcı etkisinden faydalanarak, elektrik
iletkeni olan malzemelerin işlenmesi için denetimli bir süreç geliştirmek fikrine kapıldılar. İşte bu fikir ile birlikte EDM doğmuş oldu. Lazarenko çifti, art arda gelen boşaltımların birbirlerinden dielektrik olarak adlandırılan ve iletken olmayan ince bir sıvı tabakası tarafından ayrılmış iki adet iletken arasında meydana getirilmesinden oluşan elektrik boşaltım sürecini geliştirdiler. Bu devreye Lazarenko adı verildi. Bugün çoğu EDM tezgâhında Lazarenko devresinin gelişmiş bir sürümü kullanılıyor.
PLASTİK SEKTÖRÜNDE BASİTTEN KARMAŞIĞA TÜM KALIP İŞLERİNDE
OLAĞANÜSTÜ VERİMLİLİK YÜKSEK ESNEKLİK
FORM 200
FORM 300
Kompakt ve sağlam makine tasarımı Çalışma ortamına uyarlanabilir esnek data girişi Güvenilir sonuçları garantileyen esneklik ve güç Yapılandırılabilir performans potansiyeli
FORM 400 FORM 200, FORM 300 ve FORM 400 CNC dalma erozyon tezgâhları, patentli teknolojileri kullanarak yüzey kalitesinde, malzeme aşındırmada ve ölçüsel doğrulukta yüksek standartlar oluşturan akıllı ve hızlı bir dijital Jeneratör [ISPG] ile donatılmıştır. Bakır veya grafit elektrotlarla, kaba erozyonlamadan finiş yüzeyine kadar tüm işleme operasyonlarındaki elektrot aşınması IQ teknoloisi sayesinde alanında en düşük seviyededir. Verimlilik ortalama % 30 artış göstermekte ve hatta önceden frezelenmiş yüzeylerde % 100’e çıkabilmektedir. Düşük soğutma sıvısı püskürtme koşullarında derin ve dar kavitelerin olması halinde bile elektrot aşınmasında herhangi bir artış olmadan, erozyon hızında yüzde 50’lik bir artış elde edilebilmektedir.
MAKALE
KALIP TEKNOLOJİLERİ VE KALIPÇILAR VADİSİ
Şamil ÖZOĞUL UKUB Yönetim Kurulu Başkanı
Değerli Kalıpçılar, UKUB Yönetim Kurulu olarak, göreve geldiğimiz 2008 yılından bu yana üye sayısını artırmak, birliğe kurumsal kimlik kazandırmak, faaliyetlerin daha etkin olarak yürütülebilmesini sağlamak amacıyla kaynak yaratmak için yoğun çalışmalar yürütmekteyiz. Üye sayısının artması ile daha etkin hale gelen faaliyetlerimizle birlikte AB, BEBKA, KOSGEB projeleri hayata geçirilmiş; projelerle gençlerimize meslek edindirilerek istihdam olanağı sağlanmıştır. Yine Kalkınma Ajansı projeleri ile UKUB bünyesinde Ortak Kullanıma Yönelik Tersine Mühendislik Merkezi kurulmuş; Analiz Simülasyon ve Optimizasyon Merkezi kurulumu çalışmalarına başlanmıştır. Bu projeler, Yalova’da kuracağımız OSB içerisinde yer alacak olan KALIP TEKNOLOJİLERİ AR-GE MERKEZİ’nin temel taşlarını oluşturacaktır. Bu merkez içerisinde, her kalıpçının yılda sadece birkaç kez ihtiyaç duyduğu ve yatırım maliyeti çok yüksek büyük tonajlı deneme presleri, büyük ebatlı çok eksenli CNC işleme tezgâhları, CMM cihazları, CAD/CAM, CAE ve analiz yazılımlardan oluşan ve işletmesi UKUB tarafından yapılacak olan, ortak kullanıma yönelik bir yapılanma düşünülmektedir.
22 KOBİPLASTİK
“AB, BEBKA, KOSGEB projeleri hayata geçirilmiş; projelerle gençlerimize meslek edindirilerek istihdam olanağı sağlanmıştır. Yine Kalkınma Ajansı projeleri ile UKUB bünyesinde Ortak Kullanıma Yönelik Tersine Mühendislik Merkezi kurulmuş; Analiz Simülasyon ve Optimizasyon Merkezi kurulumu çalışmalarına başlanmıştır.”
Sektörün gelişmesine büyük katkı sağlayacağını düşünerek Yalova’da kurulum çalışmalarına başladığımız Kalıpçılar Vadisi, ihtisas OSB niteliği kazanmıştır. Kalıpçılar Vadisi’nin en kısa sürede faaliyete geçmesi için T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Müsteşarlığı ve OSB Genel Müdürlüğü ile görüşmeler yapılmış, izlenecek yol haritası belirlenmiş ve çalışmalara başlanmıştır. Müteşebbis heyeti oluşturulan Yalova Kalıp İmalatı İhtisas OSB’nin kuruluş protokolü hazırlanarak T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na teslim edilmiştir. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü’ne yaptığımız ÇED başvurusu 26.07.2013 tarihinde sonuçlanmış, “ÇED’e tabi değildir” raporu alınmıştır. Kuruluş protokolünün onaylanması sürecinin Eylül ayı sonuna kadar tamamlanacağını öngörüyoruz. Kuruluş protokolünün onaylanmasının ardından kamulaştırma süreci başlayacaktır. Projenin daha hızlı tamamlanması adına kamulaştırma davasının açılması beklenmeden UKUB tarafından arazi alımlarına başlanmış ve Yalova Kalıp İmalatı İhtisas OSB için ilk arazi Haziran ayında satın alınmıştır. KALIPÇILAR VADİSİ adıyla hayalini kurduğumuz projemiz, YALOVA KA-
LIP İMALATI İHTİSAS OSB resmî adıyla artık gerçeğe dönüşmüştür. Kendi alanında derinlemesine uzmanlaşmış birçok firmayı bir araya getirecek olan OSB’miz Türk kalıpçılarının yatırım ve işletme maliyetlerini düşürerek uluslararası rekabet güçlerini artıracak bir cazibe merkezi olacaktır. OSB’mizin 2016 yılında faaliyete geçmesi durumunda, günümüzde 350 Milyon USD olan ihracat miktarı, 2020 yılına kadar 2 Milyar USD’yi aşacaktır. Atatürk`ün bizlere emanet ettiği bu güzel ülkenin genç sanayicileri olarak öncelikli sorumluluğumuz, kendimizi, firmamızı ve ülkemizi geliştirmek, Türk insanının mutluluğu için üretmektir. YALOVA KALIP İMALATI İHTİSAS OSB’nin üyelerimize, sektörümüze ve Türkiye’mize hayırlı olmasını can-ı gönülden temenni ederim. Sevgiyle kalın.
KİMYA
BASF, ‘Biz kimya yaratıyoruz dünya turu’ ile yeniliklerini sergiliyor
Dünyanın lider kimya şirketi BASF, 2020’de 110 milyar Avro’ya çıkması hedeflenen cirosunun % 45’ini gelişmekte olan pazarlardan elde etmeyi planlıyor.
BASF, 2020’de 22 milyar olarak gerçekleşmesini beklediği FVAÖK (Faiz, vergi ve amortisman öncesi kâr) rakamına ulaşmak için ise inovasyon ve AR-GE’nin çok büyük önem taşıdığına inanıyor.
B
ASF’nin 10 farklı alandaki inovatif çözümlerini sergilediği “Biz kimya yaratıyoruz dünya turu” (We create chemistry world tour); iş ortakları, müşteriler, basın mensupları, STK temsilcileri, çalışanlar ve üniversite öğrencilerinden oluşan bir topluluğu bir araya getiriyor. İnteraktif sergi, şirket paydaşlarının BASF’nin toplumun günümüzdeki ve gelecekteki ihtiyaçlarını karşılayan kapsamlı ürün portföyünü ve teknolojilerini deneyimlemesine yardımcı olmak üzere tasarlandı. BASF, etkinlik kapsamında bitki koruma ürünlerinden elektromobilite çözümlerine; modern yalıtım malzemelerinden sürdürülebilir beton teknolojilerine kadar 10 farklı inovasyonunu tanıtıyor. AgCelence, Consumer Driven Innovation (Tüketici Odaklı İnovasyon), Ecoflex-Ecovio, Elastopave, Emobility (Elektromobilite), Modern Insulation (Modern Yalıtım), New Concrete Technology (Yeni Beton Teknolojisi), Pure Balance, smart forvision ve Windy Future (Rüzgârlı Gelecek) temalarına sahip 10 ayrı BASF standını ziyaret eden katılımcılar, yetkililerden BASF’nin sunduğu çözümlere ilişkin detaylı bilgi aldı. Rakamlarla BASF’de ARGE BASF, 2011 yılında 1,6 milyar Avro olan ARGE harcamalarını 2012 yılında 1,7 milyar Avro’ya yükseltti. Bu artışın, BASF’nin araştırmalarını küresel pazarlara ve müşteri sektörlerine daha yakın 24 KOBİPLASTİK
bir şekilde yeniden yapılandırma hedefiyle ilgili olduğu belirtiliyor. 2012 yılında pazara 250’den fazla yeni ürün çıkartan BASF’nin araştırma ekibi, 2012 yılında yenilikçi gücünü yeni bir performans seviyesine çıkarttı. BASF’nin dünyanın dört bir yanındaki şirketlerinin ARGE departmanlarında çalışan kişi sayısı 2011 yılında 10.000 iken, bu sayı 2012 yılında % 3,9’luk bir artışla 10.500’e ulaştı. Bu çalışanlar aracılığıyla 3.000 farklı proje yürüten BASF, ARGE ve inovasyon alanlarındaki teknolojisini güçlendirerek kimya sektörüne liderlik etmeyi sürdürüyor. Etkinlikle ilgili görüşlerini paylaşan BASF Türkiye, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi Başkanı ve BASF Türk Kimya Üst Yöneticisi Volker Hammes, «2050 yılında, bu gezegende dokuz milyarın üzerinde insan yaşayacak. Bu nüfus artışı çok büyük küresel zorlukların yanı sıra, özellikle kimya endüstrisi için pek çok fırsatı
da beraberinde getirecek. Kimyaya dayanan yenilikler, küresel zorlukların ele alınmasında önemli bir rol oynayacak. BASF olarak, Türkiye’nin dört bir yanından davet edilen iş ortaklarımızın, basın mensuplarının ve öğrencilerin yeniliklerimizden bazılarını deneyimleme fırsatı bulduğu ‘Kimya yaratıyoruz’ dünya turuna ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyuyoruz. Tur, günümüzün ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanan ve kısa bir süre önce piyasaya sunulan 10 BASF çözümünü sergiliyor.” dedi. Kimya, yaşam kalitesini arttıran; doğal kaynakları, çevreyi ve iklimi koruyan yenilikçi ve sürdürülebilir çözümleri ile geleceğin zorluklarını aşmada kilit bir rol oynarken, BASF yöneticileri ise inovasyonun uzun vadeli başarının anahtarı olduğunu belirtiyor. Entegre bir küresel kimya şirketi olarak benzersiz bir konuma sahip olan BASF, ekonomik başarıyı, sosyal sorumluluğu ve çevreyi korumayı bir bütün olarak görüyor.
“Dünyanın lider kimya şirketi BASF, 2020’de 110 milyar Avro’ya çıkması hedeflenen cirosunun % 45’ini gelişmekte olan pazarlardan elde etmeyi planlıyor. BASF, 2020’de 22 milyar olarak gerçekleşmesini beklediği FVAÖK (Faiz, vergi ve amortisman öncesi kâr) rakamına ulaşmak için ise inovasyon ve AR-GE’nin çok büyük önem taşıdığına inanıyor.”
HABER
Hürmak’tan Türkiye’nin İlk Yerli İki-Plaka Plastik Enjeksiyon Makinesi TÜBİTAK desteği ile yürütülmekte olan ikiplaka plastik enjeksiyon makinesi projesinde sona ulaşıldı
H
ürmak 2012 yılında TÜBİTAK desteği ile başladığı iki-plakalı plastik enjeksiyon makinesi imalatına yönelik AR-GE projesinde sona ulaştı. Haziran ayı sonunda biten proje Temmuz ayı boyunca yoğun test ve ölçümlemelere tabi tutulduktan sonra Ağustos ayında ilgilenen müşterilerinin beğenisine sunuldu. İki-plakalı sistemin çalışma prensibinden kısaca bahsetmek gerekirse; geleneksel makaslı sistemin aksine makasları tutan ve “L Plaka” olarak tabir ettiğimiz plaka ile makas sistemi olmadan mengenenin hareket ve kilitleme işlemini gerçekleştirir. Bunun için çapraz olarak konumlandırılmış iki adet hızlı hareket pistonu ile gezer plakaya hareketi verir ve kalıp kapalı pozisyona geldikten sonra her bir kolon mili üzerinde bulunan dört büyük silindir ile sıkarak kilitlemeyi sağlar. Bu noktada iki-plakalı sistemlerin en çok ön plana çıkan avantajı arkada çalışan bir makas sistemi olmadığından gezer plakanın oldukça uzun açma mesafesine sahip olması ve istenildiği takdirde kolayca daha da uzatılabilmesidir. Bir diğer avantajı ise kalıp 26 KOBİPLASTİK
kilitlemeyi dört piston ile yaptığı için sıkma tonajı çok net olarak okunabilmekte ve ayarlanabilmektedir. Bilindiği gibi üç plakalı sistemde mengenenin sıkma tonajı makas sistemi üzerinden manivela hesabı ile bulunmaktadır. Bu her zaman net hesaplanamamakla birlikte üretici firmanın bu hesabının kontrolü de zordur. İki-plakalı sistemde ise basınç sensörleri sayesinde bu kuvvet çok net görülebilmektedir. Örnek olarak Zenith 500 modelinde her bir piston 162,5 ton kuvvet uygulayarak makineye toplamda 650 ton kilitleme kuvveti verebilmektedir. Bu değerler en uç değerler olduğundan, makinenin uzun çalışma temposu ve ömrünü de göz önünde bulundurarak firma bu makineyi 500 ton olarak sınıflandırdı. Yapılan benchmarking testlerinden örnekler vermek gerekirse: “656 gr. ağırlığındaki bir sebze kasasını Uzakdoğu menşeili 530 ton kapama kuvveti olan bir makinada basamayıp, 630 ton kapama kuvveti olan bir makinada basabildik. 1450 gr. ağırlığındaki bir başka sebze kasasını ise ancak 760 ton mengene kapatma kuvveti olan bir makinada üretebildik. Bu iki kalıbı Zenith500 modelinde test ettiğimizde ise rahatlıkla hiç çapak çıkartmadan üretebildiğini gördük. Elbette bu noktada iki-plakalı sistemin bir diğer avantajı olan boyut devreye giriyor. Standart sistemlere göre çok daha kompakt olan bu makine, yukarıda bahsettiğimiz 760 tonluk makinadan 3,5 metre daha kısa ve bu üretim sahasından yaklaşık 9 metrekarelik bir alan kazanılması anlamına geliyor.”
Ülkemizin önde gelen sektörlerinden otomotiv ve beyaz eşya gibi büyük parçalar üretilen sektörlerinde yoğunlukla kullanılmasının yanısıra kova, kasa gibi ürünlerin üretiminde ambalaj sektörünün de Zenith serisine yoğun ilgi gösterdiği belirtilmektedir. Bu çerçevede özellikle ambalaj sektörüne çalışacak firmalar için makinenin enjeksiyon grubunda azot hızlandırma veya komple servo kontrollü enjeksiyon ünitesi gibi çözümleri mevcut. Türkiye’nin geçmişte yüzde yüz olarak dışa bağımlı olduğu bu makineyi Türkiye’de üreterek milli bir ürün haline getirdikleri ve sektörün bayrağını bir adım daha ileri taşıdıkları için gurur duyduklarını belirten Hürmak yetkilileri, “Türkiye’miz için, Türkiye’mizde üretiyoruz.” mottosu ile yürüdüğümüz bu yolda buna uygun adımlar attığımıza inanıyoruz. Zenith serisi şu anda piyasaya sunulmuş durumda fakat genel lansmanı 5-8 Aralık tarihlerinde düzenlenecek PlastEurasia 2013 fuarında yapmayı planlıyoruz.” diye sözlerini tamamladılar.
EĞİTİM
Rüstem POLAT Polimer Bilimi ve Teknolojisi Uzmanı
Kompound Üretiminde Formül Oluşturma
B
irçok uygulama kolunda plastik malzemeler oldukları gibi kullanılır ancak uygulama şekline ve yerine bağlı olarak malzemeler değişik katkılar ile tekrar formüle edilir. Bugün kompound ürün veya kompounding dediğimiz süreç (proses) bu ihtiyacımızı karşılar. Bu ürün hazırlığının öncesinde sıkı bir formül bilgisi ve tecrübe gerekir.
“Formülasyondaki temel amaç, talep edilen ve beklentilerin tamamını tek bir formülde en üst seviyede karşılamaktır.”
28 KOBİPLASTİK
Bununla birlikte bir çok işletmede teknik problemlerin aşılmasında daha çok maliyet unsurları dikkate alınarak çalışma yürütülür. Ürün içeriği ve formül detayları daha geri planda kalır. Malzeme uygulamalarında ortaya çıkacak olan teknik problemlerin çözümü için yeni bir formül oluşturulurken
bazı temel özelliklere dikkat edilmelidir. Bunlar sırasıyla: • Malzemenin işleme kolaylığı • Üretilecek parçaların rahat bir şekilde montajının yapılıp yapılamayacağı • Parça görüntüsü • Uygulamadaki çevresel faktörler • Müşteri tarafından iletilen özel istekler Ürün için formül belirleyecek teknisyenin mümkünse ürünün işleneceği üretim ile ilgili detaylı bilgi edinmiş olması faydalı olur. Ana proses şekli yanında yan işlemler örneğin, boyama, yapıştırma, kaynak gibi detaylar da öğrenilmelidir. Başarılı bir formül, bu tarz yan işlemlerin ve uygulama detaylarının göz ardı edilmesi sebebiyle çalışmayabilir.
Formülasyondaki temel amaç, talep edilen ve beklentilerin tamamını tek bir formülde en üst seviyede karşılamaktır. Ancak unutulmamalıdır ki, başarılı bir plastik formülasyonundaki girdi sayısı 4’ten başlayıp 10‘a kadar çıkabilir. Bu değişkenlerden oluşturulacak formülün, fiziksel özellikleri ve işleme özelliklerini karşılarken, uygun dolguları ve diğer yardımcı katkıları içermesi, beklentileri tam olarak karşılaması açısından önemlidir. Bütün girdilerin oranları uygulamaya göre değişiklik gösterecektir. Konusunda tecrübeli teknisyen bu değişken sayısı ve miktarı konusunda çok kısa sürede ve daha kesin sonuçlar elde edebilir. Formül çalışmasında istenen temel özellikler doğrultusunda ana resin veya resinleri seçmek önceliklidir. Ancak bunların kullanım sıcaklıkları, kimyasal dirençleri, renk ve şeffaflık gibi özellikleri de dikkate alınması gereken diğer parametrelerdir. Başarılı bir kompound formülasyon ve ürün çalışmasında aşılması gereken bir çok engel vardır; bunlar malzeme fiyatı, kullanılacak makine ve ekipmanlar, proses şartları, kullanılacak katkılar ve kullanım oranları gibi... Termoplastik uygulamada, dolgu olarak kullanılacak malzemelerde belli bir limit vardır. Örneğin PA ve PET çalışmasında % 50-60 oranında cam elyaf kullanılması işlemeyi çok zor bir hale getirmektedir. Ancak termoset uygulamada bu oran bazen % 80’e kadar çıkabilir. Çünkü bu iki malzeme grubu (termoplastik, termoset) arasında işleme farklılığı vardır. Termoplastik uygulamasında çok yüksek orandaki dolgu işlemeyi her zaman daha zorlaştırmaktadır. Bu noktadan hareketle, formül geliştirecek kişiler belli bazı değişkenleri dikkate alarak geliştirme çalışmasını yapmalıdır. Başlarda sadece 2 veya 3 değişken dikkate alınarak formüller oluşturulması ve sonrasında belli bir ilerleme kaydedilip ürün ortaya çıktıkça çok daha fazla değişken kontrolü yapılabilir. Elbette ki tecrübeye dayalı olarak bazı istisnalar da olabilir. Ürün formülü oluştururken dikkat edilmesi gereken bazı kilit noktalar: • Plastik malzeme verimli bir şekilde işlenebilecek mi? • Çekme oranı doğru mu? • Gerekli bütün özellikler dikkate alındı mı (renk, darbe, yük taşıma kapasitesi, dayanıklılık…)? • Kullanılan herhangi bir katkı olumsuzluk oluşturup da farklı bir katkının kullanımını zorunlu hale getiriyor mu? • Hazırlanacak plastik malzeme, amaçlanan uygulamada kullanılabilecek mi? • Malzeme, yanlış kullanım durumunda bunu karşılayabilecek mi? • Plastik malzeme beklenen ve belirtilen bütün özellikleri karşılıyor mu? Elbette ki bütün bunlara cevap ararken bir çok defa çalışma yapıp test etmek durumundasınız. Nihai ürünü oluşturmadan önce de, şüphelenilen her nokta için hızlı testler ile doğrulama yaparak gerekli değişikleri belirlemelisiniz.
“Elbette ki bütün bunlara cevap ararken bir çok defa çalışma yapıp test etmek durumundasınız. Nihai ürünü oluşturmadan önce de, şüphelenilen her nokta için hızlı testler ile doğrulama yaparak gerekli değişiklikleri belirlemelisiniz.” Formül oluşturmada çok farklı stratejiler takip edilebilir. Oluşan problemlerin çözümü sırasında her defasında farklı bir yöntemin kullanımı zorunlu olur. Genel olarak takip edilen formülasyon ve problem çözümü sırasında uygulanan yöntemler: I. Bilinen bir ürün ile başlanır, bunun değerlendirilmesi sonrası beklentilere uygun olarak gerekli değişiklikler yapılır II. Orijinal hammadde, bilinen konsantrasyondaki bir başka ürün ile karıştırılır III. Bilinen ticarî bir hammadde, kendi malzemeniz ile karıştırılır. IV. Yakın bir ürün formül ile başlanır ve amaca uygun gerekli değişiklikler yapılır V. Orijinal hammadde ile başlanıp sıfırdan formül oluşturulur VI. Maliyeti düşük malzemelerin kullanımı ile başlanarak formül tamamlanır VIII. Bütün bu çalışmalarda % 10-30 oranında geri dönüşümlü veya maliyeti buna yakın malzemeler karıştırılır Görüleceği gibi, bir çok seçenek vardır ve amacımıza uygun olan herhangi bir yönteme göre gerekli ürünü hazırlayabiliriz. Formül oluşturulurken, genelde oluşan değişimi yorumlayabilmek için her defasında bir değişkenin ele alınması gereklidir. Ancak bu, beklenen sonuçlara ulaşmak için çok sayıda çalışma yapılması ve uzun zaman harcanması demektir. Bu sebeple; tecrübeye bağlı olarak her çalışmada birden fazla değişkenin değiştirilmesi ve sonuca daha hızlı ulaşılması mümkündür. Aynı zamanda bu bir zorunluluktur çünkü; kompound ürün hazırlanması sürecindeki değişken sayısı çok fazladır. Sonuçlar ne olursa olsun, hangi yöntem takip edilirse edilsin, değişken sayısı ne kadar az tutulursa tutulsun değişmeyen tek gerçek bu alanda edinilmiş olan tecrübedir. KOBİPLASTİK
29
RÖPORTAJ
PLASTİK KIRMA SEKTÖRÜNÜN LİDERİ
İNAN MAKİNE
50 yılı aşkın süredir plastik sanayii başta olmak üzere pek çok sektöre hizmet veren İnan Makine’nin sahibi Hasan Mercan ile firması ve ürünleri ile ilgili röportaj yaptık.
İ
nan Makine hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
İnan Makine 1962 yılında İstanbul, 4. Levent’te kurulmuştur. Eğitimli, hareketli ve dinamik kadrosu ile müşterilerimize hizmet vermektedir. İnan Makine 50 yıla varan tecrübesi, kaliteli malzeme seçimi ve malzemeyi en uygun yerde kullanmasından dolayı plastik geri dönüşüm makinelerinin üretiminde lider konuma gelmiştir. Üretilen makinelerimiz 2010 yılından itibaren gövde ve rotor kırılmalarına karşı 5 yıl garantilidir. Piyasaların ihtiyaç duyduğu plastik kırma, mikronize – tozlama ve geri dönüşüm teknolojilerini çok geniş makine parkuru ile karşılamaktadır. İnan Makine, müşterilerinin taleplerine en uygun çözümü sunmayı prensip haline getirmiştir. Satış sonrası verdiğimiz eğitim ve servis ile garantili, sorunsuz makineler üretip müşterilerimize sunmaktayız. Makinelerimiz, yüksek kaliteli malzemeler ve mühendislik tecrübesi ile birleşerek geri dönüşüm sektöründe yurtiçi ve yurtdışında aranan 30 KOBİPLASTİK
bir marka olmuştur. Ana gayemiz kaliteden taviz vermeden üretim maliyetlerini düşürmek ve müşteri memnuniyetini sağlamaktır. Türkiye’de başka bir şubemiz yoktur. Kalite, güven ve sağlamlığa önem veriyorsanız bizi arayınız. Satış ve servis konusunda İnan Makine Türkiye’de hangi aşamadadır? Satışlarımız genelde kullanıcıların direkt araması ile gerçekleşmektedir. İnternet sitesi ve fuarlar sayesinde müşteri sıkıntısı çekmemekteyiz. Makineleriniz nerede olursa olsun en geç 24 saat içinde yanınızdayız. Hizmet verdiğiniz başlıca sektörlerden bahseder misiniz? Hizmet verdiğimiz sektörlerin başında plastik kırma sektörü gelmektedir. Bunlardan bazıları pvc, polistren, polietilen, polipropilen, polikarbonat, her türlü plastik boru, proetilenler, film, şişe, kablo, levha, ilâç, çay, kahve, kemik, kuruyemiş, fındık, tahta, hatalı ürünlerin imhası ve tüm plastik atıklar,
bakır, kâğıt, karton, plastik hurda, torba, damacana, pet şişe, kasa, hastahane tıbbî atıklarıdır. • Komple geri dönüşüm hatları • Bakır kablo geri dönüşüm hatları • Lastik ve kauçuk hatları • Mikronize tozlama hatları • Başka marka kırma makinelerindeki kırılma, kopma, yırtılma olaylarını önlüyor ve rotorlarını modernize ederek yeniliyoruz. İnan Makine hangi ürün ve çözümlerle müşterilerine hitap ediyor? Tüm geri dönüşüm makineleri, plastik kırma makineleri ve bunlar ile ilgili tüm yedek parça çeşitleri ile müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Temiz bir çevre için sektör, devlet tarafından desteklenmeli ve çalışanları eğitilmelidir.
BAŞKA YERDE
ŞUBEMİZ YOKTUR
İnan Plastik ve Kauçuk Makinaları Bilgisayar San. Tic. Ltd. Şti. Yeşilce Mh. Çelik Cad. No: 26/A 4. Levent İstanbul Türkiye T: +90 212 280 0376 / 279 8654 F: +90 212 324 1025 info@inanmakine.com www.inanmakine.com
GASTRO TV
GALATASARAY ADASI SUADA CLUB Boğaziçi’nde, Kuruçeşme açıklarında bulunan Galatasaray Spor Kulübü’ne ait olan Galatasaray Adası üzerindeki işletme Suada olarak anılmaktadır. Üzerinde restoranlar, havuz ve etkinlik alanlarının bulunduğu ada boğazın eşsiz mekânlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Pek çok ünlünün İstanbul’daki ağırlanma adresi olan adaya sonbahar aylarında uğramadan kışa girmemek gerekir. Sonbaharda En Tatlı Kaçamak Bir günü bambaşka kılmak için başvurulacak en tatlı kaçamak Suada Club – GALATASARAY ADASI. Gün içinde aklına tatil düşenler, İstanbul’dan bir anlığına olsun kaçmak isteyenler kendilerini Suada’nın serin sularına bırakıyor. Son sistem arıtma üniteleri ve hijyen standartları doğrultusunda donatılmış deniz suyu kullanılan olimpik havuz, yazın tatile gidemeyenlerin alternatif kaçış noktası oluyor. Bir deniz yatağında güneş ışınları ile bronzlaşıp, localarda tropik içkilerinizi yudumlarken, havada DJ ezgileri ve muhteşem manzara… İki kıta arasında, Boğaz’ın ortasında dünya32 KOBİPLASTİK
nın hiç bir noktasında bulamayacağınız ayrıcalıklı bir keyif… Havuz sefası, Suada Club’ın farklı mutfaklarına ait lezzetleriyle tamamlanıyor. Damak zevkiniz ne olursa olsun mutlaka size hitap edecek bir tat bulacaksınız. Kebap, suşi, İtalyan yemekleri, balık ve pek çok lezzet bir arada… Suada Club-GALATASARAY ADASI ile güney adeta İstanbul’a taşınıyor. İbiza, Mikanos ve Bodrum’dakileri aratmayacak partilere imza atan ada, her saatinde ayrı bir keyif sunuyor. Gündüz İstanbul’un kargaşasından uzaklaşarak, tatil tadında yaşanacak havuz keyfi yerini romantik gün batımı geçişi ile çok özel bir akşam yemeğine bırakıyor. Tekneler, köprüler ve İstanbul silüeti ile süslenen doğal dekorasyonu ile bu çok özel tarihi adaya bir tatlı huzur almaya gelenleri çok daha fazlası bekliyor. Galatasaray Adası’nın Tarihi Birkaç büyük kayadan oluşan ada, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz (1861-1876) tarafından 1872 yılında Saray Baş Mimarı Sarkis (Balyan) Kalfa’ya hediye edildi. Sarkis Balyan (1835-1899), bu adanın üstüne üç katlı bir köşk inşa ederek buraya taşındı. Adanın yüzölçümü 6 bin 900 metrekare kadardır.
Dünyaca ünlü ressam Ayvazovski, 1874 yılında Sultan Abdülaziz’in davetlisi olarak adada Sarkis Balyan’ın misafiri oldu ve Padişah ile tanıştırıldı. Ayvazovski, Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen tabloları bu adada yaptı. Sultan Abdülaziz’in ölümünden sonra, 2. Abdülhamit devrinde de saray baş mimarlığını sürdüren Sarkis Balyan ölümüne kadar bu adada yaşamıştır. Bu yüzden Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar buraya ‘Sarkis Bey’in Adası’ denirdi. Ada, bir dönem Sarkis Balyan Adacığı olarak da anılmıştır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ada, Sarkis Balyan’ın varisleri tarafından ‘Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesi’ne kiraya verildi ve uzun yıllar kömür deposu olarak kullanıldı. Galatasaray Adası, üzerinde Kız Kulesi’nin bulunduğu ada ile birlikte İstanbul Boğazı’nda yer alan iki adadan biridir. Adres: Suada Club / Galatasaray Adası, Kuruçeşme Parkı, Beşiktaş, İstanbul Ulaşım: Üç tekne Kuruçeşme’ den adaya müşteri taşımaktadır. Tel:+90 212 263 7300 info@suada.com.tr
“Galatasaray Adası, üzerinde Kız Kulesi’nin bulunduğu ada ile birlikte İstanbul Boğazı’nda yer alan iki adadan biridir.”
MAKALE
YAZILIM VE PATENT “Yazılım dünyasında yer alan patentler, yenilikçi fikirlerin fiziksel cihazlar ve yöntemler ile birlikte patentlenmesini içeriyor. Yani belli yazılıma patent alınamıyorken, genel olarak sahip olduğu yazılımlar ile çalışan “hayvan kovucu bir sisteme” veya “kemikte düzeltme yapan bir fiksatöre” patent alınabilmektedir.” SAVAŞ GÜMÜŞ Efor Patent Genel Müdürü
S
anayide üretim sisteminin teknoloji ağırlıklı sayısal bir düzene geçişi hızla devam etmektedir. Bir sistemle ilgili ortaya çıkarılan yazılım, kendinden sonra yapılacaklara temel oluşturmakta ve her geçen gün üzerine konarak daha farklı uygulama ve daha büyük yazılımlar ortaya çıkmaktadır. Gelişen teknoloji ile birlikte üretilen ürünlerde kullanılan yazılımların giderek ağırlık kazanması yazılım patentlerini daha önemli kılmaktadır çünkü günümüzde yazılımlar, birçok kişi tarafından kopyalama metodu ile farklı uygulamalarda kullanılarak yaygınlaş34 KOBİPLASTİK
maktadır. Bu noktada, teknik problemlere çözüm üreten ve bir buluş olarak kabullenilebilecek olan teknik yazılımların korunması durumu ortaya çıkmaktadır. Bilgisayar programlarının korunmasında sağlanacak hukukî korumanın patent ile mi, yoksa telif hakları ile mi korunması gerektiği ise bilişim sektörü açısından önem verilmesi gerekli konuların başında gelmektedir. Türkiye’nin 1 Kasım 2000’den beri üye olduğu Avrupa Patent Sözleşmesi’ne göre, Avrupa ülkelerinde ve Türkiye’deki
mevcut 551 sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkındaki Kanun Hükmünde Kararname’nin 6. maddesi (c) bendi uyarınca bilgisayar yazılımları, “buluş niteliğinde olmadıkları için” patent verilemeyecek konular arasında bulunmaktadır. Ülkemizde bilgisayar programları, 5 Aralık 1951 tarih ve 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ile zaten korunuyor. Bu konudaki işlemler Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nce yürütülmektedir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan bir yazılım kodunun bir
bölümünün kopya edilmesi dahil, bir yazılımın tümüyle çoğaltılmasını engellemede yararlanılıyor. Ancak, FSEK ile sağlanan eser koruması, bir sistem ile bir arada çalışan ve teknik bir etki ortaya çıkaran bir yazılımdaki tekniğin korunmasını sağlayamıyor. Bu konuda, “bilgisayar yazılımları” ile “bilgisayar yazılımı destekli buluşlar” arasındaki farkın anlaşılması çok önemlidir.
Buluşun teknik karakter yapısının olduğunun kararının verilebilmesi için şartları sıralayacak olursak; korunmak istenen yöntemin gerçek bir süreci kontrol etmeye yönelik unsurları barındırması, sayısal yöntemlerde işlenen verinin gerçek veriler olması ve yapılan veri işleme işlemi Avrupa Patent Ofisi’nin (European Patent Office - EPO) açıkça teknik kabul ettiği türlerden biri olması gerekmektedir.
Yazılım dünyasında yer alan patentler, yenilikçi fikirlerin fiziksel cihazlar ve yöntemler ile birlikte patentlenmesini içeriyor. Yani belli yazılıma patent alınamıyorken, genel olarak sahip olduğu yazılımlar ile çalışan “hayvan kovucu bir sisteme” veya “kemikte düzeltme yapan bir fiksatöre” patent alınabilmektedir.
Somut bir örnekle açıklamak gerekirse bir çevrimiçi ürün satış sitesine ait patent sürecinde web sayfasının yaptığı işlem tanımı ise şu şekilde yapılabilmektedir: “Satılacak ürünü görüntüleyen, müşterinin seçtiği ürünün belirlenmesini ve seçilen ürüne ait bilginin satıcının sunucu sistemine gönderilmesini sağlayan, sipariş talep birimi ve takip biriminden talebi alan, alıcıya ait daha önceden alınmış bilgileri değerlendiren, böylece alıcı ile sipariş ettiği ürün bilgilerini birleştirerek sipariş talimatını oluşturan, sunucu sistemi ile karakterize edilen tek hareket kontrollü müşteri sistemi ve sipariş oluşturma yöntemi” dir. Bu uygulama “müşteri sisteminin kullanılması nedeniyle teknik karakter içermektedir.” şeklinde nitelendirilmekte ve patentlenebilmektedir.
Bilgisayar programlarının patentlenememesindeki en önemli sorun ise patenti istenen buluşun “teknik katkı” içerip içermediğinin tespiti konusunda yaşanmaktadır. Bir buluşun patentle korunabilmesi için teknik bir özelliğinin olması ön koşuldur. Bilgisayar yazılımının, teknik bir sistem ile birlikte kullanımı ile doğurduğu sonuçlar, ileri bir teknik katkı sağlıyorsa, bu durumda bilgisayar programı ile birlikte çalışan sistem için patent alınması mümkün. Burada bahsedilen teknik katkı, genellikle teknolojinin ihtiyaç duyulan alanında ortaya çıkan teknolojik bir yenilik ve ilerlemedir. Teknik katkının belirlenmesinde, istemi oluşturan unsurların her birinin teknik olup olmadığına bakılmaksızın tüm unsurlar bir arada değerlendirilmekte ve ayrıca yöntem ve sonuca ulaşmada sebep-sonuç ilişkisinin yeni bir öğreti ortaya çıkarıp çıkarmadığı dikkate alınmaktadır. Sadece kaynakların etkili kullanımını içeren bilgisayar destekli buluşlar patent ile korunmamaktadır. Sadece programlanabilir bir cihaz ya da aygıtın kendisi veya onun üretim süreci bilgisayar destekli buluş kapsamında değerlendirilmektedir. Örneğin sözcük tabanlı arama yöntemi, kanal taramaya ilişkin bir yöntem, röntgen ışınları için doz ayarını otomatik olarak yapan bilgisayar programı, bir saat üretme ve satma yönteminde fabrika satışı ve müşteriye sunumu veya bir veri aktarım cihazının çalışmasını sağlayan yazılıma fiziksel bir makine ile birlikte patent alınabilmektedir.
Amerika’da yazılım patentleri yasaldır ve bu yasa çerçevesinde Microsoft, IBM, Sun Microsystem ve benzeri büyük şirketler binlerce yazılımın patentine sahiptirler. Avrupa’da bu konuda henüz kabul edilmiş bir kanun olmamasına karşın hali hazırda otuz bin adet yazılım patentlenmiş durumdadır. Bu süreçte teknolojik katkı kavramı uygulama alanını etkileyecektir. Teknolojik katkı yapılan son tanımlamada doğa bilimlerine atıfta bulunuyor, bu durumda iş akışları ve algoritmalar patentleme işleminin dışında bırakılıyor. Buna karşın teknik yenilik olarak yapılan ufak bir sistem iyileştirmesinin rahatlıkla yazılımlara patent alınmasını sağlayabileceğini gösteriyor. Yazılım patent yasasının Avrupa Parlamentosu’nda onaylanması ve bunun sonucunda saf yazılımların ve iş yöntemlerinin patentlenebilmesi durumunda teknoloji şirketleri ve internete dayanan şirketler üzerinde ciddi yaptırımların uygulanması söz konusu olabilecektir. Bu yaptırımlar patent konusu olan hizmet ve ürünlerin yasaklanmasını kapsayabileceği gibi bunlar üzerinden lisans ücreti taleplerini de gündeme getirebilir.
KOBİPLASTİK
35
SATIŞ PAZARLAMA
Satıcılar İçin
Çalışacakları Şirketi Seçme Kılavuzu
Emre Yıldırım
Satıcılar şirketlerin gelir üretmedeki en önemli araçlarıdır. Başarılı bir şirketin iyi eğitilmiş, gerekli beceriye sahip bir satış ekibine nasıl ihtiyacı varsa iyi bir satıcının da başarı gösterebilmesi için iyi bir şirkete ihtiyacı vardır. Şirket aracın motoruysa satıcı da şanzımanıdır. Satışta başarı için her iki tarafın birbirine uyumlu olması şarttır. İyi bir satıcı başarılı olabilmek için amaçlarına ve yeteneklerine uygun bir şirkete ihtiyaç duyar. Bu yazının amacı satıcılar için başarı gösterebilecekleri şirketi bulmalarına yardımcı olabilecek bir kılavuz olmaktır.
Sinera Group Danışmanı emreyildirim@sineragroup.com
Ö
nce satıcı olarak kendinizi tanıyın
Satış stilinizi biliyor olmanız size satış kariyerinizde nereye yönelmek istediğinizle ilgili çok önemli ipuçları verir. Burada amaç satış tipleri içerisinde kendi güçlü ve zayıf yanlarınızı iyi analiz ederek satış stilinizi bulmaktır. Derinlemesine ilişkiler kurabiliyorsanız büyük müşterileri yönetebilme şansınız yüksek demektir. Reddedilmeyle ilgili kendinizi rahat hissediyor ve bir çok kapı çalmak size zor gelmiyorsa fiyat duyarlılığı yüksek, hacmi yüksek ürünler satabilir, yeni müşteriler bulabilirsiniz. Yeni müşteri 36 KOBİPLASTİK
bulmak size zor geliyorsa ve müşterilere hizmet etmek hoşunuza gidiyorsa mevcut müşterilerle ilgilenebileceğiniz bir satış pozisyonu sizin için çok uygun olur. Yeni fikir geliştirmeyi seviyorsanız içinizde girişimci bir ruh varsa çözüm ve proje satışı sizin için biçilmiş kaftandır. Her tipten tanımadığınız insanlarla rahatça olumlu bir ilişki kurabiliyorsanız perakende satışını tercih edebilirsiniz. Güçlü ve zayıf taraflarınızı göz önüne alarak hangi tip satış pozisyonunda başarılı olabileceğinizi bulun ve çalışacağınız şirkette sizden istenen, beklenen satış stiliyle uyumlu hale getirmeye çalışın. Tecrübe seviyenize göre şirketinizi seçin
0-4 sene bir satıcının acemilik dönemidir. 4-10 sene arası olgunlaşma (bazı satıcılarda bu dönem 7 yıla kadardır), 10 sene ve üzeri ise zirve yaptığı bir dönemdir. Kariyerinin başındaki bir satıcı kendisine satıcılık mesleğini öğretebilecek altyapısı olan bir şirketi seçmelidir. Gelir bu noktada çok önemli bir kriter olmamalıdır. “Okul şirket” olarak adlandırılan, geçmişinde satışta başarısıyla öne çıkan şirketler tecrübesiz satıcılar için daha iyi bir seçim olur. Bu tarz şirketleri satış eğitimlerine ayırdıkları zaman ve bütçeden tespit edebilirsiniz. Maalesef çok az Türk şirketinde uluslararası çapta bir satış kültürü var. Satış mesleğinde sürekli yükselen satış profesyonellerinin uluslararası bazı şirketlerden çıkması rastlantı değil.
Olgunlaşma döneminde satıcı üstlendiği satış pozisyonunda ilişkilerini ve kişisel ağını derinleştirebileceği, üst seviye satış tecrübesi edinebileceği bir şirket profili seçmelidir. Bu dönemde artan performansın artan ücretle doğru orantılı olduğu bir gelir modeli aranmalıdır. Satıcının birincil kriterlerinden birisi çalıştığı şirketin itibarıdır. Bunu şu şekilde test edebilirsiniz: Potansiyel müşterilerinizden çalıştığınız şirketin ismi nedeniyle rakip şirketlerden daha kolay randevu alabiliyorsanız itibarlı bir şirkette çalışıyorsunuz demektir. Bu sayede daha fazla müşteri temasında bulunabilir ve kendi satıcı kimliğinizi, itibarınızı şirketinizin çatısı altında daha kolay oluşturabilirsiniz. Zirve döneminde satıcı artık kendi piyasasına, müşterilerine ve rakiplerine hakimdir. Artık risk alabilir. Bu risk bazen gelirini azamî hale getirmek bazen de kariyer basamaklarını tırmanmak için alınır. Değişiklik için değişiklik yapılmasına da çok sık rastlanır. Her ne sebepten olursa olsun bir satıcı için bu dönemin başlarında risk almak gereklidir. Satıcılar konfor alanlarının dışına çıkmalıdırlar ki gelişim devam edebilsin. Bu dönemde değişiklik yapmayan bir satıcı potansiyelini zor geliştirir ve kariyeri yatay bir seyir izler.
Şirketinizin değer önerisi farklı ve güçlü olmalı
bir satıcısısınız, hissedarı değil. Şirketin bulunduğu piyasayı etkileme gücü anlam taşır. Bu da şirketin faaliyet gösterdiği piyasa veya alt piyasayı ne kadar etkileyebildiğidir. Hedeflediği toplam pazarı parasal olarak küçük olan niş bir alanda çalışan bir şirket, kendi pazarını etkileyebiliyorsa iyi bir şirkettir. Çalışmak istediğiniz şirketin büyüklüğünü o şirketin hedeflediği pazarı etkileme gücüyle ölçün. Sektör seçerken ve değiştirirken dikkat Türkiye’de satış kültürü güçlü olan sektörlerde başlamak bir avantaj olabilir. İlaç, otomotiv, bankacılık ve finans, FMCG gibi... Hangi sektörde çalışmak istediğinizi belirlerken dikkat etmeniz gereken diğer bir kriter şudur: Bir satıcının değeri sektör içerisinde başka güçlü oyuncularla çalışabilme ihtimaliyle artar. Diğer bir deyişle çalışmak istediğiniz sektör ne kadar güçlü ve nispeten çok sayıda şirketin faaliyet gösterdiği bir sektörse sizin için o kadar iyidir. Satıcıların kariyerleri boyunca aldıkları en kritik karar sektör değiştirme kararıdır. Her satıcı kendi sektörü içerisindeki tecrübe ve ilişki ağıyla bir değer ifade eder. Eğer mutlaka sektör değiştirecekseniz de eğer mümkünse müşterileriniz içerisindeki karar vericiler aynı kalabilirse daha iyi olur. Şirketler başka şirketlerden satıcıları müşteri portföyleri için alırlar. Eğer tek kriterleri buysa bu son derece yanlış bir karardır. Satıcı başka bir çok şeyi de doğru yapacak donanım ve tavır içerisinde olmalıdır ki müşteri portföyü değer ifade etsin. Satıcının müşteri portföyünün derinliğiyle beraber bilgi ve becerileri de artıyorsa etkinliği de artıyor demektir. Yalnızca cazip bir teklif geldiği için sektör değiştirmek yanlış sonuçlar verebilir. Sektörünüzdeki oyuncuların durumu ve sektörünüzün büyüme ivmesi gibi analizler sonucu sektör değiştirme kararı verilmesi gerekir. Bu analizler yapıldıktan sonra uzun vadede kâğıt üzerinde satış kariyerinizin değerinin artacağını hesapladıysanız sektör değiştirebilirsiniz. Ama yeni sektörünüzün dinamiklerini öğrenmenin ve ilişkilerinizi geliştirmenizin belirli bir zaman yatırımı gerektireceğini akılda tutarak.
Şirketinizin değer önerisi müşterilerinizin şirketinizden mal veya hizmet satınalması için temel sebebidir. Bu sebep ne kadar güçlü olursa satıcı olarak sizin işiniz de o kadar kolaylaşır. Rakiplerinden farklılaşmamış, müşteriler tarafından önemsenmeyen veya talep edilmeyen, rakiplerin kolayca kopyalayabileceği değer önerisi olan şirketler satışta ciddi zorluk çekerler. Ne kadar yetenekli olursanız olun böyle bir şirkette çalışmak sürekli patinaj çekmek gibidir. İleri gidemezsiniz. Bir satıcı çalışacağı şirkette işe girmeden önce şirketin müşterilerine sunduğu değer önerisinin ne kadar çekici olup olmadığını mutlaka incelemelidir. Bunu nasıl yapacağınızı öğrenmek istiyorsanız bana bir e-posta gönderebilirsiniz. Çalışmak istediğiniz şirketin büyüklüğü değil pazarı etkileme gücü önemli Bu satıcıların çoklukla hata yaptığı bir kriterdir. Şirketin mutlak büyüklüğü bir anlam taşımaz. Unutmayın! Siz şirketin KOBİPLASTİK
37
SATIŞ PAZARLAMA
Satış kültürü zannettiğinizden çok daha önemlidir Çalışacağınız veya çalışmak istediğiniz şirketin satış kültürünün oluşmuş olması çok önemlidir. Hangi satıcı örneğin üretim odaklı ve satışın müşteri ilişkilerinden ibaret olduğunu düşünen bir şirkette çalışmak ister? Satış kültürü çok boyutlu bir konu. Ama satış kültürünün baskın olduğu bir şirketi nasıl anlarız dersek iki adımda hızlı bir cevaba ulaşabiliriz:
• Müşteri odaklılık: Şirket müşterilerine ne kadar değer veriyor? Kendi süreç ve politikalarını ne kadar müşterilerine göre düzenliyor? • Satış departmanının şirket içerisindeki karar alma mekanizmalarındaki önem ve ağırlığı diğer tüm departmanlardan fazla mı? Yöneticiniz kim? Hani askerlikle ilgili bir söz vardır: “Askerliğini nerede yapacağının bir önemi yok. Önemli olan komutanın.” Satışta performans satıcı ve yönetici uyumuyla ortaya çıkar. Eğer birlikte çalışacağınız 38 KOBİPLASTİK
yönetici kesinlikle çalışmak istemediğiniz bir yaklaşım içerisindeyse o şirkette çalışmak sizin için bir cehenneme dönüşebilir. Bunu nasıl engellerim diyorsanız gene iki adımlı bir yaklaşım öneriyorum:
• Mülakatlarda yöneticinizi tanımak için ona sorular sorun. Satış ve satıcıya dair bakış açısını öğrenmeye çalışın.
• Yöneticinizin yöneticisi de sizin çalışma huzurunuz ve başarınız için kritik önemdedir. Onun yönetim tarzını da yöneticiniz üzerinden olabildiğince anlamaya çalışın. Siz o şirkette çalışmak istiyorsunuz. Peki içerideki satıcılar? Analiz, düşünme, karşılaştırma vs. hepsinin gelip düğümlendiği son nokta çalışmak istediğiniz şirketteki satıcı kayıp oranıdır. İster kendileri gitsin ister şirket göndersin fark etmez. Yüksek bir satıcı kayıp oranı kandaki yüksek lökosit değeri gibi mutlaka bir sorunun göstergesidir. Şirket elinde satıcı tutamıyorsa veya kendisine uygun satıcıları seçemiyorsa siz nasıl tutunacak ve başarılı olacaksınız?
“Satış stilinizi biliyor olmanız size satış kariyerinizde nereye yönelmek istediğinizle ilgili çok önemli ipuçları verir. Burada amaç satış tipleri içerisinde kendi güçlü ve zayıf yanlarınızı iyi analiz ederek satış stilinizi bulmaktır. Derinlemesine ilişkiler kurabiliyorsanız büyük müşterileri yönetebilme şansınız yüksek demektir.”
Peki çalışmak istediğiniz şirketteki satıcı kayıp oranını nasıl öğreneceksiniz? Piyasadan, ortak müşterilerden, satıcı dostlardan veya direkt kendilerine sorarak! Eğer buna cevap alabiliyor ve işe de kabul ediliyorsanız mutlaka bana haber verin. Cesur yürek satıcı ödülünüzü göndereyim.
KALIP
NX Kalıp Tasarım Çözümleri Cem ALPAY Üçgen Yazılım Teknik Müdür
S
iemens PLM Software’in CAD/CAM/CAE alanındaki ürünü olan NX’in kalıp tasarım alanında özelleşmiş çözümleri olan Moldwizard ile Progressive Die Wizard çözümlerini birlikte inceleyeceğiz. NX Progressive Die Wizard (Progresif Sac Kalıp Sihirbazı) • Otomatikleştirilmiş ve uygulanabilir çözümler içerir. • Progresif kalıplara özel kalıp seti ve standart parçalar sayesinde hızlı tasarım yapılmasını sağlar. • Parametrik NX altyapısı sayesinde en güvenilir çözümdür. • Kalıp tasarımında hata oluşumunu engeller. • Firma içinde oluşan standartlaşmış 3 boyutlu ortama kolay adaptasyonunu sağlar. • Formlu sacların sıkıntı yaşanmadan açılımı ve analizi yapılabilir. • NX/CAM içinde kalıp parçalarına otomatik CAM yapılabilir.
sağlayabilmektedir. Geniş kapsamlı kalıp seti ve standart parçaları sayesinde üretim detayında kalıplar tasarlamak eskisinden daha kolay.
Kalıp ve Parça Analizleri
Üretim aşamaları Kapsamlı yapısı sayesinde parça listeleri, teknik resimler ve parçaların NC kodlarının çıkartılması otomatik bir şekilde mümkündür. Parça Şablonları Firmalar NX’in kişiselleştirilebilir yapısı sayesinde kendi standart parçalarını ve kalıp setlerini oluşturabilir.
Parça Analizi NX’in analiz yöntemleri sayesinde karmaşık formlu ürünlerin üretilebilirliğini, açınımını, parça kalınlığını ölçmek mümkündür. Kalıp Analizi Parçaların birbirine çarpıp çarpmadığının, kalıbın doğru çalışıp çalışmadığının görülmesini ve kalıp için ihtiyaç duyulan presin gücünün bulunmasını ve güç merkezinin belirlenmesini sağlar. Entegre Çözüm
Teknik Detaylar Montajın ve parçaların otomatik teknik resimlerinin çıkartılması, ilişkili delik tablolaması, BOM oluşturması ve 3D ölçülendirmesi sayesinde firma içinde kâğıtsız iletişim sağlar. Proses Dizaynı Ürünün açınımının hesaplanmasının ardından istasyon adedi, bant yerleşimi, dizaynı ve simülasyon aşamaları görsel bir şekilde ayarlanır. Ölçeklenebilir Uzman Çözüm Siemens PLM Software en kapsamlı toplam çözümleri sunar. Detaylı montaj ve unsur tabanlı modelleme, Xpress review ve analiz araçları sayesinde kalıp tasarım ihtiyaçlarında ihtiyacınız olan her şey burada! Ürün Dizaynı Değişikliğine Adaptasyon Kalıp tasarımı üründe yapılan değişikliklere hızlıca uyum 40 KOBİPLASTİK
Dizayn Değişikliğinin Yönetimi Parçalardaki dizayn farklılıklarının aynı ekranda üst üste görüntülenmesine olanak tanır. Parçayı bu şekilde analiz ettikten sonra değişiklikler, bant dizaynına, kalıp setine, CAM’e ve teknik resme otomatik olarak aktarılır. Parça Açınımları Parçalar ne kadar karmaşık olursa olsun sonlu eleman yöntemli kullanılarak çözülebilir. Geri yaylanma da bu çözümlemeye dahil edilebilmekte ve rapor olarak alınabilmektedir.
CAM Entegrasyonu NX/CAM sayesinde NX Progressive Die Wizard ile yapılmış plakaların CAM işlemleri önceden tanımlanmış firma standartları göz önüne alınarak otomatik olarak yapılabilmektedir.
Kalıp Analizi Kalıp tasarımındaki hataların yorumlanmasında çok büyük işlev taşır. Eklenen parçaların birbirine çarpıp çarpmadıkları, kalıp plakalarının stres analizleri ve kalıbın kinematik çalışma analizi sayesinde kapsamlı bir analiz ortamı sunar. Ek modül olan NX/ Thermal&Flow sayesinde kalıp çekirdeklerinin soğuma analizini dahi yapmak mümkündür. Entegre Çözüm
NX Moldwizard (Plastik Enjeksiyon Kalıp Sihirbazı) • NX’in oluşturduğu güvenilir iş akışı sayesinde üretkenlik ve kaliteyi yükseltir. • Tekrar kullanılabilir dizayn standartları, kişiselleştirilebilir kalıp seti ve standart parça kütüphaneleri sayesinde tasarımı hızlandırır. • İçerdiği analiz yöntemleriyle tek seferde hatasız kalıp üretimini sağlar. • NX’in entegre kalıp çözümü sayesinde dizayn değişikliklerinin hızlı bir şekilde adapte olmasını sağlar. Sektörün İlk Plastik Kalıp Çözümü Siemens PLM Software sektördeki ilk plastik kalıp çözümü olduğu için en kapsamlı ve kullanışlı paketi kullanıma sunmaktadır. Kalıp tasarımı paketinde aşağıda göreceğiniz bir çok analiz yöntemi de dahildir. Dizayn Değişikliklerinin Kontrolü ve Modifikasyonu Kalıp tasarımı ürün ile tamamen ilişkilidir ve üründeki değişiklikler kalıp tasarım sürecinin tümüne, teknik resmine ve hatta CAM’e otomatik yansımaktadır. Şirket Standartlarının Kullanımı Şablonlar Firmada yıllardır oluşmuş olan standart parçalar ve kalıp setleri NX/Moldwizard’a tanıtılarak firmanın kendi belirlediği şablona göre otomatik olarak oluşturulmasını sağlar.
Dizayn Değişikliğinin Yönetimi Parçada bir dizayn değişimi söz konusu ise iki farklı versiyon aynı ekrana gelerek otomatik olarak çakıştırılır ve farklar görsel olarak izlenir. Daha sonra bu parçalardan yeni olan ayrım hattı ortamına alınarak değişiklik yapılır ve tüm kalıp seti ve CAM güncellenir. CAM Entegrasyonu Kalıp imalatınızı NX/CAM ve Moldwizard’ın ilişkili çalışması sayesinde otomatik ve hızlı bir biçimde yapabilirsiniz. Dişi-Erkek Oluşturma Mold Tools sayesinde parça analiz edilir ve otomatik bir şekilde NX’in önerisiyle birlikte ayrım yüzeyi çıkartılır. Daha sonra dişi-erkek, lokma ve maçalar da aynı anda oluşmuş olur. Kalıp Tasarımında Uzman Sektörün ilk çözümü olmasından dolayı en kapsamlı, en ileri, en özelleştirilmiş çözümdür.
Otomatik Güncelleme Kalıp montajındaki parça listelerinin, teknik resimlerin, delik tablolarının hatta kalıp plakaları ve dişi-erkeğin takım yolları dahi ilişkilidir ve otomatik olarak güncellenebilir. Tasarım Analizleri Parça Kalıplanabilirlik Analizi Parçaların kalıplanabilirliğini parça kalınlığı, çıkma açıları ve ters açı analizleri ile radyusların analiz edilmesiyle hatasız bir dişi-erkek oluşumu sağlar.
KOBİPLASTİK
41
MARKA ÜRÜN
Dassault Systèmes, Yenilikçilik ve Üretimde Hız için
HTbody’yi yarattı Dassault Systèmes Elektronik Cihaz Üreticilerinin Düşüncelerini Rekor Sürede Üretime Dönüştürebilmesi İçin HTbody Çözümünü Yarattı
3
D Dijital Modelleme ve 3D Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) çözümlerinde dünya lideri 3DEXPERIENCE şirketi Dassault Systèmes, yüksek teknoloji şirketleri için geliştirdiği “HTbody” adlı yeni endüstri çözümünü duyurdu. Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE platformunu temel alan “HTbody”, elektronik üreticilerinin yüksek kaliteli ve değişik elektronik cihazlar tasarlamalarına, üretimlerini hızlandırmalarına yardımcı olacak. “HTbody”, tüketicilerin taleplerini göz önünde bulundurarak elektronik üreticileri için tasarımda yaratıcılığı destekliyor. Ürünlerde yapılabilecek farklılıkları ön plana çıkaran “HTbody”, üreticilerin çok satan yeni ürünler üretme hedeflerine daha hızlı ve kolay ulaşmalarını sağlıyor. Ayrıca bu çözüm, tüm dahili ve harici ürün geliştirme safhaları, mühendislik ve üretim ortakları arasındaki haberleşmeyi kolaylaştırıyor. 42 KOBİPLASTİK
Sunduğu sosyal yenilikçilik ve görselleştirme uygulamaları ile üreticilerin müşterileriyle daha sağlıklı bir iletişim kurmasını, böylelikle bir üründen ne beklediklerini daha iyi anlamalarını sağlıyor. “HTbody” ile şirketler, pazarın belirli bir model veya tasarım hakkındaki görüş ve yorumları gibi dış faktörlere de hızlı bir şekilde yanıt verebiliyor ve gerektiğinde planlarını bunlara göre hızlı şekilde uyarlayabiliyor.
Dassault Systèmes Sektör ve Pazarlama Başkan Yardımcısı Monica Menghini 3DEXPERIENCE platformunu şu sözlerle anlattı:
Dassault Systèmes 3DEXPERIENCE platformu üzerinde oluşturulan “HTbody”, en iyi uygulamaları entegre ve kanıtlanmış bir tasarım/mühendislik deneyimi çatısı altında bir araya getiriyor. Bu yaklaşım, ürün yenileme süreci boyunca yenilikçilik ve bilgi aktarımını hızlandırmak için; müşteri - üretici, endüstriyel tasarım - ürün geliştirme ve ürün geliştirme - üretim arasındaki ilişkilerin çok daha sıkı bir biçimde bütünleştirildiği bir deneyim yaratıyor.
“Hızla değişen ve müşteri taleplerine son derece duyarlı olan yüksek teknoloji pazarında en önemli olan şeyler ilk dokunuş, ilk görünüm ve duygusal deneyimin ilk anlarıdır. Başarılı olmak için şirketlerin talebi anlamaları ve müşterilerin yüksek teknolojili bir cihazdan beklediği deneyimleri sağlamaları gerekmektedir. 3DEXPERIENCE platformunun sağladığı olanak işte budur: hızlı yenilikçilik, hızlı üretim ve tüketicinin hoşuna gidecek ürün deneyimleri.”
Dassault Systèmes SIMPOE’yi satın aldı,
imalat simülasyon portföyünü genişletti Dassault Systèmes, şirket satın alımlarına devam ediyor. Şirket son olarak plastik enjeksiyon kalıplama simülasyonu alanının lider firması SIMPOE’yi satın aldı. Dassault Systèmes, plastik enjeksiyon kalıplama simülasyonunda lider SIMPOE firmasını satın aldığını açıkladı. Fransa Torcy merkezli SIMPOE firmasını satın alarak Dassault Systèmes, 3DEXPERIENCE platformunu ve SIMULIA, CATIA ve SolidWorks uygulamalarını pazardaki en güçlü malzeme - yoğun imalat simülasyon çözümleri portföyünü oluşturmak üzere genişletti. SIMPOE’nin lider plastik enjeksiyon simülasyon çözümünü başlıca parça tasarımcıları, üreticileri ve kalıp imalatçıları için çalışan 3000’i aşkın aktif kullanıcı sayısı ile Canon ve Panasonic gibi şirketler kullanıyor. Plastik uzmanları için yüksek kalite ve fonksiyonellik Satın alımla ilgili konuşan Dassault Systèmes Başkanı ve CEO’su Bernard Charlès, “Plastik, günümüz ürünlerinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Hem kalıp ve üretim sürecindeki hem de pazara sunulma hızlarındaki karmaşık yapıları her geçen gün artıyor. Plastik tasarımı ve üretimini sadeleştirmek birçok sektörel ürünün imalat süreci için kritik önem taşıyor.” dedi ve şunları ekledi: “SIMPOE’nun simülasyon teknolojisi, müşterilerimizin tasarım ve enjeksiyon kalıplama yaklaşımlarını hızlıca onaylamalarını sağlayarak 3DEXPERIENCE platformuna katkıda bulunacaktır.” KOBİPLASTİK
43
MARKA ÜRÜN
SIMPOE CEO’su Alain Dubois ise, “Bu hem SIMPOE hem de müşterileri ve iş ortakları için oldukça heyecan verici bir gelişme. Geçtiğimiz beş sene içinde Dassault Systèmes ile yakın bir şekilde çalıştık ve vizyonlarına çok yakından şahit olduk.” derken, “Dassault Systèmes’in küresel destek ağı ve araştırma ve geliştirmeye olan herkes tarafından bilinen bağlılığı sayesinde SIMPOE müşterileri katma değerli bir hizmet alacaklar. Bu, teknolojimizi daha geniş bir izleyici kitlesine ulaştırmak, plastik uzmanları için yüksek kalite fonksiyonelliği artırmaya devam etmek ve Dassault Systèmes’in 3DEXPERIENCE stratejisinde önemli bir rol oynamak için büyük bir fırsat.” şeklinde konuştu. Plastik biçimleme süreçlerinin en yaygın olanı plastik enjeksiyon kalıp44 KOBİPLASTİK
lama, karmaşık ve sofistike parçaların seri üretiminde kullanılıyor. SIMPOE, enjeksiyon kalıplama sürecinin tamamını kapsayan etraflı bir çözüm sunmaya devam ediyor. Bu ölçeklenebilen paketler, basit fonksiyonellikten gelişmiş olanlara kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor ve plastik parça alanında mevcut SIMULIA, CATIA ve SolidWorks çözümlerini tamamlayıcı nitelikte. Bu teknoloji, tüm plastik parça sürecini kapsayan entegre çözümü ile Dassault Systèmes’in kompozit ve metal levha alanlarındaki mevcut tasarım ve imalat uzmanlığını güçlendirerek gelecekteki 3DEXPERIENCE endüstri çözüm deneyimlerine artı değer katacak. Dassault Systèmes hakkında 3 boyutlu (3D) deneyim firması Dassault Systèmes, şirketlere ve insanlara sürdürülebilir inovasyonları hayal etmelerini sağlayan sanal dünyalar sunuyor. Bu dünyada yer alan öncü çözümler, ürünlerin tasarlanma, üretilme ve desteklenme şeklini değiştiriyor. Dassault Systèmes’in sunduğu işbirlikçi çözümler, sanal dünyanın gerçek dünyayı geliştirmesi için sosyal inovasyonu da besliyor. Grup, 80’den fazla ülkede, farklı sektörlerden her büyüklükte firmayı kapsayan
150 bini aşkın müşteriye değer katmaya devam ediyor. CATIA, SolidWorks, ENOVIA, SIMULIA, DELMIA, 3DVIA, 3DSwYm, EXALEAD ve Netvibes; Dassault Systèmes ve ABD’de ve diğer ülkelerde bulunan alt kuruluşlarının ticarî markaları olarak kayıtlıdır. SIMPOE Hakkında Plastik enjeksiyon simülasyonu için kullanımı kolay ve uygun fiyatlı çözümler sunan SIMPOE, plastik parçaların her geçen gün günlük yaşantımızın bir parçası haline geldiği ve üreticilerin yeni ürünleri daha hızlı ve daha ucuz bir şekilde imal etmeleri için baskı altında oldukları günümüzde, dünya çapındaki Makine Mühendisleri Birliği’nin imalat sürecindeki kısıtları üretim tasarım döngüsünün erken bir aşamasında dikkate almalarını sağlıyor.
TASARIM
FILDIR İMMİB Endüstriyel Tasarım Yarışmaları “Plastikten Mamul Ürünler” kategorisinde yarışan Emrah Sarıbaz “Fıldır” isimli tasarımı ile oldukça beğeni topladı.
R
übik küplerden esinlenerek tasarlanan fıldır fonksiyonelliği ve kullanım şekli ile diğer ürünlerden ayrılmaktadır. Deneyimlerden yola çıkarak tasarlanan bu baharatlığın yemek masalarına kolaylık ve farklı bir bakış açısı getireceği ise tartışmasız. Ürünün en önemli faydalarından biri baharatların ayrı ayrı taşınmaya gerek duyulmamasıdır. Diğer bir faydası ise restoranlarda ve toplu yemek yenen yerlerde baharatlık birimlerinin kaybolma riskini ortadan kaldırıyor olmasıdır. Bu problemlere çözüm üretebilmesi yanında kullanıcıya farklı bir deneyim yaşatıyor olması ürünün en önemli avantajlarından biri olarak görülebilir. Renkli oluşu ve saydam bir kutunun içinde olması ürünün çekiciliğini arttırmakta ve diğer ürünlerden ayrılmasını sağlamaktadır. Fıldır çalışma prensibi olarak rübik küplerden farklıdır, rübik küpler her yöne dönme özelliğine sahipken fıldır sadece bir eksende dönebilmektedir. Bunun en önemli nedeni kullanım kolaylığının sağlanmasıdır. Üst dönen parçanın üzerinde 3 farklı delik tipi bulunmaktadır ve her delik belirli bir küp biriminin üzerindedir. Siyah tek delik karabiber, beyaz 3 delik tuz ve büyük kırmızı tek delik pul biberi belirtmektedir. Alttaki büyük parça ise ürünün hazne kısmını oluşturmaktadır. Burada her 6 birim bir hazneyi oluşturur ve birbirlerine karışmazlar. Alt kısımdaki deliklerin konumları sayesinde farklı delik tipine farklı baharat gelse de akamaz. Üst ve alt parçayı silindirik bir plastik detay tutmaktadır. Bu sayede kolayca dönebilen parçalar birbirinden kolayca ayrılamazlar. Fıldırda materyal olarak 2 tip plastik kullanılmıştır. Dış kısmı oluşturan saydam plastik PC (polycarbonate), içerideki plastik renkli küpler ise PP’den yapılmıştır. Her iki birim de plastik enjeksiyon ile üretiliyor olup sıkı geçme ile birbirlerine bağlıdır. 46 KOBİPLASTİK
HABER Akbank “Girişimci Geliştirme” ve “Sosyal Girişimci Geliştirme” Programları
Akbank ve Sabancı Üniversitesi’nden Girişimcilere Büyüme Fırsatı Akbank, Sabancı Üniversitesi işbirliğiyle gerçekleştirdiği “Girişimci Geliştirme Programı”na bu yıl “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı”nı da ekledi. İşini büyütmek isteyen girişimcilere ve sosyal girişimcilere büyüme fırsatı sunan bu programlar ile 70 girişimciye eğitim desteği verilecek. büyümeye dinamizm ve ivme kazandırmak için girişimcileri desteklemenin büyük önemi olduğuna işaret etti ve ekledi:
A
kbank, Türkiye ekonomisinin itici gücü olan KOBİ’lere rekabette öne çıkmalarını sağlamak amacıyla özel çözümler geliştirmeye devam ediyor. Akbank, Sabancı Üniversitesi ile gerçekleştirdiği “Girişimci Geliştirme Programı”na bu yıl “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı”nı da ekledi. Bu yıl yedincisi düzenlenen Girişimci Geliştirme Programı’na başvurular 27 Eylül tarihine, ilk kez düzenlenen Sosyal Girişimci Geliştirme Programı’na başvurular ise 13 Eylül tarihine kadar yapılacak. Jüri değerlendirmesi sonucu, “Girişimci Geliştirme Programı” için 50 şirket, “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı” için ise 20 kuruluş seçilecek. Girişimciliğe adım atmış şirketlerin başvurabildiği programlarla toplam 70 kişiye, işlerini büyütmelerini sağlayacak eğitim desteği sunulacak. Sabancı Üniversitesi işbirliği ile yürütülen Girişimci Geliştirme Programı’nı Türkiye’de girişimcilik konusunda çalışmalarıyla ön plana çıkan Endeavor, Inovent ve KAGİDER, bu yıl ilk kez düzenlenen Sosyal Girişimci Geliştirme Programı’nı ise TÜSEV ve Ashoka destekliyor. “Girişimcilere desteğimiz sadece finasmanla sınırlı değil, girişimcilik ekosistemine değer katan birçok çözüm sunuyoruz” Programlara ilişkin bilgi veren Akbank KOBİ Bankacılığı’ndan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Bülent Oğuz, ekonomik 48 KOBİPLASTİK
“Türkiye’nin önünde, Cumhuriyetin 100. yılında 10 büyük ekonomi arasına girmek gibi çok kritik bir hedef var. Bu hedefe ulaşmak için bugünkünden çok daha fazla girişimciye ihtiyacımız var. Yeni düşüncelerin yaratılmasında, yeni endüstrilerin doğmasında aktif rol oynayan girişimciler, müşteri ihtiyaçlarını en hızlı ve doğru şekilde analiz ederek, içinde bulundukları ekonomiye dinamizm katıyorlar. Bu nedenle Akbank olarak girişimcilere desteğimiz sadece finansmanla sınırlı değil, girişimcilik ekosistemine değer katan birçok çözüm sunuyoruz. Bu kapsamda Sabancı Üniversitesi ile birlikte hayata geçirdiğimiz Akbank Girişimci Geliştirme Programları ile girişimcilerimize eğitimler veriyoruz. Programla girişimcilere uzun soluklu bir gelişim stratejisinin, sürdürülebilir büyümenin yolunu açmayı hedefliyoruz. Önemli olan şirketi sağlıklı büyüyen bir şirket haline getirmek ve bunu sürekli kılmak. Hayata geçirildiği 2007 yılından bu yana pek çok girişimciyi destekleyen Akbank Girişimci Geliştirme Programları ile bu sene de birbirinden değerli girişimciler arasından belirlenecek 70 girişimciye eğitim imkânı sağlayacağız. İlk kez başlattığımız “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı” ile ise girişimciler toplumsal konularda geliştirdikleri yenilikçi çözümlerini daha geniş kitlelere ulaştırmanın yollarını keşfedecek. Umarız ki bu programlarla, girişimcilerimiz işlerini daha büyüterek yarının iş dünyasında önemli bir yer edinir.” Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Konseyi Akademik Direktörü Prof. Dr. Dilek Çetindamar da, Akbank ile ortaklaşa sürdürdükleri “Girişimci Geliştirme Programı” ve “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı” ile ilgili bilgi verirken, “Bu yıl ilk kez başlattığımız Sosyal Girişimci Geliştirme Programı’nda yeni ekonominin yeni bileşenleri olan sosyal girişimcilerimizi öncelikle hızla değişen girişimcilik orta-
mı ve küresel trendler hakkında bilgilendirmeyi amaçlıyoruz. Bunun yanında, bu girişimlerin kurumsallaşmalarına destek olacak nitelikte dersler vereceğiz.” dedi. Başvuruları, www.kobilersizinicin. com adresinden yapılan “Girişimci Geliştirme Programı” için son başvuru tarihi 27 Eylül olarak belirlendi. Jürinin yapacağı değerlendirmeler sonucu belirlenecek 50 şirket 5 tam gün sürecek programa katılacak. Sabancı Üniversitesi bünyesinde verilecek eğitim programı; girişimciliğe adım atmış, işini büyütmek isteyen girişimcilere büyüme dönemlerinde gerekecek finansal hesaplamaları yapmaları, büyüme stratejileri, farklı iş modelleri, fikrî mülkiyet, iş ve pazarlama planları oluşturmaları için destek sağlıyor. Bu yıl ilk kez düzenlenen “Sosyal Girişimci Geliştirme Programı”nın başvuruları da www.kobilersizinicin.com adresinden yapılıyor. Programa 13 Eylül tarihine kadar başvuru yapılabilecek. Sosyal girişimci olarak vakıf, dernek, kooperatif veya şirket kurmuş ancak büyüme aşamasında sorunlar yaşayan girişimcilere kurumsallaşma konusunda destek verilecek program için jüri 20 kuruluş belirleyecek. Eğitimi başarıyla tamamlayan en başarılı sosyal girişimci dünyanın önde gelen işletme okullarından INSEAD tarafından düzenlenen Uluslararası Sosyal Girişimcilik Konferansı’na katılma hakkı kazanacak. Eğitim programına katılacak kuruluş temsilcilerine; müzakere ve karar verme, muhasebe ve finans, medya yönetimi, hukuk, sürdürülebilir kalkınma ve sosyal girişimcilerin etkisi, etkin takım kurulumu ve liderliği, organizasyon değişiminin yönetimi, iş modeli inovasyonu, strateji, büyüme ve mentörlük paneli ve işbirliği başlıkları altında eğitim verilecek ve uygulamalı proje çalışmaları yapılacak. Adaylar, Akbank ve Sabancı Üniversitesi’nin ortaklaşa sürdürdükleri bu iki programdan yalnızca birini seçip başvurabilecekler.
SAĞLIK
BÖLÜM 2
KANSERİN GELİŞİMİ Geçen sayıda kansere sebep olan gıda maddeleri ve faktörleri incelemeye başlamıştık. Bu sayımızda devam ediyoruz. Sonrasında da kanserden korunmak için dikkat edilecek faktörleri belirteceğiz.
Doç. Dr. Nuri Haksever Endokrinoloji-Metabolizma Beslenme ve İç Hastalıkları Uzmanı Anti Aging, Ozonterapi, EMFT ve BERT Uygulayıcısı
S
üt tüketimi ile yumurtalık, meme, kalın bağırsak, akciğer, mide, pankreas ve prostat kanserinin daha fazla görüldüğüne dair çalışmalar mevcuttur. Sütteki hangi faktörün kansere neden olabileceği 50 KOBİPLASTİK
henüz belli değildir. Belki süt değil, sütün elde edildiği hayvanın beslenmesi dahi söz konusu olabilir. Sorumlu faktör olarak konjuge linoleic asit (CLA) eksikliği düşünülebilir. Eğer süt veren hayvanlar doğal ve gerektiği gibi beslenirlerse, ürünleri olan süt de sağlıklı olacaktır. Belki sütü mikroplardan arındırma sırasında uygulanan pastörizasyon vb. yöntemler sütün bileşenlerini bozmaktadır. Burada herkesin bildiği protein, yağ ve kalsiyumdan bahsetmiyorum. Son zamanlarda kazein, adı duyulan bir madde oldu. Kazeini parçalaması gereken proteolitik enzimler ısı ile parçalanırsa kazein miktarı artar. Gene son zamanlarda yiyecek testlerinde sıklıkla kazeine karşı antikor saptanması bu işlemin sonucu olabilir. Sütün içinde IGF-1, TGF, betasellulin vb. proteinler pastörizasyon sırasında tahrip olmazlar. Peki, biz ne yapıyoruz? En kolay şeyi yaparak sütü suçluyoruz. Oysa yapılması gereken şey, sütü suçlamaktan ziya-
de sütün elde edildiği kaynakları düzeltmektir. Bu durum düzelene kadar süt içmeye ara verilebilir ama bu “Süt kötüdür.” demek değildir. Mutlaka süt için, diye bir şey de söylemiyorum. Gelişme çağında ve her canlının kendi türünden içmesi gereken sütü ileri yaşlarda içme zorunluluğu olmadığı sürece önermek doğru olmaz. Zaten burada sütle sınırlı kalmayan bir beslenme ilkesi daha var. Bu ne yazık ki hiç üzerinde durulmayan bir konudur. Hatta tersine davranış çok sık görülüyor. Her insanın şöyle bir düşüncesi mutlaka vardır. Şu gıda bana çok iyi gelmişti veya çok faydalanmıştım. Evet, doğru. O zaman faydalanmıştınız ama bu, şimdi de faydalanacağınız anlamına gelmemektedir. Hatta şimdi zarar dahi görebilirsiniz. Çünkü hem sizin iç ortamınız değişti, hem de dış ortam. Bu iki bilinmeyenin değiştiği bir durumda üçüncü faktörün varlığının eskisi gibi faydalı olacağını söylemek pek mümkün görülmemektedir.
Adamın biri bir yerden geçerken insanların bir yerde toplandığını görmüş. Yanlarına yaklaşıp ne yaptıklarını sormuş. Minaredeki adamı indirmeye çalıştıklarını öğrenince de “Hemen bana bir ip getirin, ben adamı indiririm.” demiş. Adama ipi getirmişler. Adam ipi yukarı sallamış. Minaredeki adam ipi tuttuktan sonra ipi beline sıkıca bağlamasını söylemiş. Sonra da ipi hızla çekmiş. Tabii ki minaredeki adam yere düşmüş ve kemikleri kırılmış. Adama ne yaptığı sorulunca “Ben böyle iple bir adam kurtarmıştım ama acaba kuyudan mı çıkarmıştım, tam hatırlamıyorum.” demiş. Durumlar değişebilir. Biz değişen durumlara uyumlu, hiçbir maddenin fanatiği veya karşıtı olmadan uygun beslenme planını belirlemeliyiz. Her zaman söylediğim gibi herkes tercihlerinde serbest. Ne yazık ki pek çok kişi öğrendiğini sandıktan sonra, o konu üzerinde düşünmeyi bırakıyor ve doğru bildiği yanlışlara kendi zararını fark etmeden sıkı sıkıya tutunuyor. Oysa değişim her şeyin temeli. Öğrenmek mutlak zorunluluktur. Yaşadığımız sürece kolayına kaçtıkça kendi yaşam süremizi kısaltmaktan öteye gidemeyiz.
“Oysa değişim her şeyin temeli. Öğrenmek mutlak zorunluluktur. Yaşadığımız sürece kolayına kaçtıkça kendi yaşam süremizi kısaltmaktan öteye gidemeyiz.”
mız madde eksikliğinin daha sonra aldıklarımızla (tabii alabilirsek) kapanacağını zannediyoruz. Buna şöyle bir benzetme yapabiliriz. Erkekler ve kadınlar için ayır ayrı birer örnek. Bir inşaat veya yemek yapıyorsunuz. O sırada gereken çimento ve demir yok. Siz çalışmaya ara veremezsiniz. Yaptığınız beton dayanıksız oluyor. Daha sonra getirilen çimento ve demir geri kalan inşaatta kullanılıyor. Fakat inşaatın bir bölümü kalitesiz durumda bulunmaktadır. Şimdi ne olacak? Belki bunu asla fark etmeyeceksiniz veya öyle bir şey olacak ki, inşaatın hangi safhasında ve nerede olduğuna bağlı olarak çok büyük sorunlar ortaya çıkacaktır. Yemekte de öyle. Gıda maddelerini temizleyip tencereye koyuyorsunuz ama koymanız gereken bazı maddeler yok. Yemeği eksik malzemeyle pişiriyor ve sonra tencereyi ateşten indiriyorsunuz. Sonradan sebzeler gelse, ne olur? Yemeğiniz eksik olan madde ve miktarına bağlı olarak değişik tatta olacak, belki de yemeğin ismi bile değişecektir. Tabii vücudumuz içinde bütün bunlar çok daha kompleks bir mekanizma içinde oluyor. Gıdaların alınmasındaki her gecikme dengeleri değiştirmektedir. O nedenle sağlıklı bir nesil için, anne adaylarının beslenmesinden başlamak gerekir. Tabii zararın neresinden dönülse kârdır. Fakat daha sonra doğruları yapmamız, beynimizde yanlış algılamaya sebep olabiliyor. Bu kadar şey yaptım, gene hasta oldum gibi. Hastalık oluşumunda pek çok faktör yer almaktadır. Belki buna şifre gözüyle de bakabiliriz. 10 rakamlı bir şifrede, rakamların 9 tanesi doğru olsa bile 1 tanesi yanlışsa şifre hatalıdır ve kilit açılmaz.
“Bir kişide kanser olması, o kişide çoklu beslenme eksikliği olduğuna işaret eder. Bunlar genetik, çevresel, beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olabilir.”
Herkesin vücudunda kanser hücreleri vardır. Bu kanser hücreleri birkaç milyara kadar çoğalmadıkça standart testlerde görülmezler. Doktorlar kanser hastalarına tedaviden sonra vücutlarında artık kanser hücresi kalmadığını söyledikleri zaman, bu yalnızca kanser hücrelerinin testlerle saptanamayacak düzeyde olduğu anlamına gelir.
Bir kişide kanser olması, o kişide çoklu beslenme eksikliği olduğuna işaret eder. Bunlar genetik, çevresel, beslenme ve yaşam tarzı faktörlerine bağlı olabilir. A vitamini yetersizliği özafagus, idrar yolları, cilt, mide, naso-farenks, akciğer kanser riskini arttırabilir. C vitamininin yetersizliğinde özellikle mide, özafagus, larinks ve serviks kanserleri oranı artmaktadır. E vitamini de kanserde koruyucu rol oynar. Mineraller de vitaminler gibi kanserden korunmada önemli rol oynamaktadır. Ancak bazı minerallerin aşırı miktarda tüketimi kanserin oluşumunu arttırabilir. Diyeti değiştirmek ve ek takviye almak bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kanserden korunma, kanser insidansını azaltmak için alınan etkin önlemler olarak tanımlanmaktadır. Kanserin % 30’dan daha fazlası tütün, fazla kilo veya şişmanlık, düşük meyve ve sebze tüketimi, hareketsizlik, alkol, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon, hava kirliliği gibi risk faktörlerinden kaçınmak yoluyla önlenebilir. Kanserle mücadele, anne karnında, hatta anne çocuğa hamile kalmadan başlamalıdır. Biz teknolojik yetersizlikten dolayı gereken ölçümleri yapamıyoruz. Zamanında almadığıKOBİPLASTİK
51
SAĞLIK
Yetişkin bir insanın bağırsağında yaklaşık 100 trilyon (1,5 kg) kadar probiyotik denen faydalı bakteri bulunur. Bunlar 300 m2 büyüklüğündeki mukozanın üzerini örterek bağışıklık sistemini güçlendirmede rol alırlar. Ayrıca yiyeceklerin sindirimini kolaylaştırırlar, vitamin K, biyotin ve niacin sentezi yaparlar. Bağırsak duvarını zararlı maddelere karşı korurlar ve bağırsak geçirgenliğini azaltırlar. Taze sebze ve meyve yiyenlerde mide, özofagus, akciğer, farenks, pankreas, endometrium ve kalın bağırsak kanseri daha az gelişmektedir. Özellikle çiğ sebzeler daha etkin görülmektedir. Burada pişirme süresi ve vitaminlerin kaybının rol aldığı sanılmaktadır. Sebze ve meyvelerin kanser önleyici etkilerini bir tek maddeye bağlamak yanlışlığına düşmememiz gerekir. İçlerinde isotiosiyanat, indol-32- karbinol, isoflavonlar, proteaz inhibitörleri, saponinler, fitosteroller, inositol heksafosfatlar, C vitamini, D-limonen, lutein, folik asit, beta-karoten, likopen, selenyum, E vitamini, flavonoidler ve lifler bulunur. Hangi madde veya maddelerin etkili ve faydalı ya da zararlı olduğunu bilmek gerekir. Bazı maddelerin faydası bazı hastalıklarda ön plana çıkarken bazı hastalıklarda da tersi durum söz konusu olabilir. Bu bilinç içinde sebze ve meyveleri bu iyidir veya kötüdür gibi etiketlemek doğru bir davranış değildir.
“Ayrıca antioksidanlarla yapılan çalışmalarda bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Düşük dozda kullanımı ile yüksek, fakat toksik olmayan dozlarda kullanımı farklı sonuçlar yaratır.” 52 KOBİPLASTİK
Ayrıca antioksidanlarla yapılan çalışmalarda bazı noktalara dikkat etmek gerekir. Düşük dozda kullanımı ile yüksek, fakat toksik olmayan dozlarda kullanımı farklı sonuçlar yaratır. Yüksek dozda kullanmanın ters etki yaratması beklenirken, düşük dozda kullanımı etkisiz kaldığından dolayı veya tam zıt olarak düşük dozda ters etki yaratabileceğinden faydalı ya da zararlı demeden önce bu konuları incelemek gerekir. Ayrıca her antioksidanın etkisi de aynı değildir. A, C ve E vitaminlerinin etkileri için, belli bir sırayla devreye girmeleri gerekir. A vitamini, beta-karoten ve E vitaminleri yağlı ortamda etki ederken, bunların bağladığı serbest radikalleri suda etkili olan C vitamini devreye girerek üzerine alır ve idrarla atılımını sağlar. A vitamini epitelyal hücrelerde farklılaşmaya sebep olurken, beta karoten ve E vitamini neden olmaz. Beta-karoten ve E vitamini melanom hücrelerini farklılaştırırken, C vitamini hücrelerin büyümesini inhibe ederken farklılaşmayı etkilemez. Önemli bir diğer nokta, antioksidanların hücre üzerindeki etkisinin sadece serbest radikaller aracılığı ile sınırlı kalmamasıdır. Kanser hücrelerini, normal hücrelere etkisinden farklı olarak etkilerler. Protein kinaz C’yi inhibe ederek aşırı hücre bölünmesini engeller. Onkojen aktivasyonunu azaltır ve farklılaştırmayı artırarak kanser olasılığını azaltırlar. Retinoidler, C vitamini, beta-karoten ve E vitamini insanlara verildiğinde tümör hücrelerinde antitümör aktivite gösterirken normal hücrelerin üremesi üzerine etkisi görülmez. C vitamini, (Askorbik asit) kanda dehidroaskorbik asite dönüşür ve glukoz transport proteini ile hücre içine girer. Dehidroaskorbik asit, hücre içine girdiğinde glutatyon aracılığıyla tekrar askorbik asite döner. Bu askorbik asit, hücre dışına çıkamaz. Oksijenli ortamda normal miktarda C vitamini antioksidan etki gösterip serbest oksijen radikallerini temizler ve doku tahribini engellerken, yüksek dozda kanser hücrelerinde bakır ve demir ile reaksiyona girerek prooksi-
dan (oksijen radikali oluşturucu) haline geçer ve bir serbest radikal olan hidrojen peroksitin oluşmasına neden olur. Kanser hücreleri oksijensiz ortamda yaşarlar ve antioksidan sistemleri çok zayıftır ve iyi çalışmaz. Kanser hücresinde katalaz denilen enzimler düşük miktarda olduğundan, oluşan hidrojen peroksit hücreleri tahrip eder. Bu örnekte de görebileceğimiz gibi, bir madde sağlam dokularda antioksidan ve kanserli dokularda oksidan rolü oynayabilir. Bu bilgi, özellikle kanserli hücrelerin büyüyeceği korkusu ile C vitamini kullanmaktan kaçanlar için önemlidir.
“C vitamin eksikliği sık görülür. C vitamininin hücre hasarını engelleyici etkisi nedeniyle kanser tedavisinde kullanılmamasını önerenler bulunur. Fakat bu doğru bir düşünce tarzı değildir.” Esasında her madde, çift yönlü etkiye sahiptir. Antioksidan maddelerde bu çift yönlü etkiyi görüyoruz. Esasında bu aşılamaya benzetilebilir. Nasıl enfeksiyon hastalıklarından korunmak amacıyla aşılama yapılıyorken, düşük dozlarda ve çoğunlukla öldürülmüş veya etkisiz hale getirilmiş mikrop veriliyorsa antioksidan sistem de böyledir. Hafif bir oksidan etki, sağlam hücrede antioksidan kapasiteyi artırır. Gerekirse CoQ10 gibi direkt antioksidanları da tedaviye ekleyerek hücreyi koruruz. C vitamini, glukoz molekülüne benzediğinden dolayı kanserli dokuya fazla miktarda geçer. C vitamini, kanserli hücre içine girdiğinden, C vitamini eksikliği sık görülür. C vitamininin hücre hasarını engelleyici etkisi nedeniyle kanser tedavisinde kullanılmamasını önerenler bulunur. Fakat bu doğru bir düşünce tarzı değildir. Burada bir yanlışa düşmekten kaçınmak gerekir. Zira ön yargı ile kanser hücrelerinin C vitaminini fazla tüketmesinin, C vitamini ile beslendiğini gösterdiğini düşünmemeliyiz. Belki Truva atı benzetmesi yapabiliriz. Kanser hücresi, glikoz
ise baş düşmanıdır. C vitamini de kanunlar gibi davranır. Tabii bu bir benzetme. Vücudumuzda her şey inanılmaz bir bilinç içinde olmaktadır.
zannederek içine aldığı C vitamini dolayısıyla hızla ölürken, C vitamini eksikliğinde her hangi bir durum oluşmaz. C vitamini eksikliğinde, kanser hücrelerinin kemoterapiye yanıtı C vitamininden bağımsız olduğundan, kemoterapiye yanıt görülürken, sağlam hücreler ise ölmeye başlarlar. Bu da klasik testlerle tanınamadığından, hasta, eksikliğin sonuçlarının farkına varamaz. Sonuçta vücut direnci düşer ve çabuk yorulma, halsizlik ve sık hastalanma durumu görülür. Hastanın sağlıklı hücreleri fonksiyon kaybetmeye başlar ve yaşam kalitesi düşer. Hasta kanserden kurtulmak için her türlü zorluğa boyun eğer. Öyle bir çaresizlik duygusu içine girer ki, herkesin kabul ettiği yanlışları yapmakta neredeyse gönüllü olur. Oysa bütün yaptıkları, onu sağlığına kavuşturacağı yerde sağlığını gittikçe daha da kötüleştirir. Aslında, özellikle kemoterapi ve radyoterapi gören hastalara C vitamininin verilmesi, tedavinin etkinliğini artırırken sağlam hücreleri de ölmekten korur. Gerçekte, C vitamini sağlıklı ve kanserli hücrelerde farklı davranır. Bu sadece C vitamini için değil, omega-3 için de böyledir. Buna en iyi örnek olarak şu verilebilir: Kanunlar masum, suçsuz ve kurallara uyan insanları korurken, çevreye zarar vermeyi planlayan suçluların
Kanserli hastaya günde 10 gram C vitamini verilmesi ile daha uzun yaşam süresi elde edilmiştir. C vitamininin etkisiz olduğunu gösteren çalışmalarda ise C vitamini kan düzeyleri düşük kalmaktadır. Oysa C vitamininin etkili olması için 1000 μmol/L üzerinde konsantrasyon gerekir. Günde 5-9 porsiyon taze sebze ve meyve yiyen bir kişi yaklaşık 300 mg C vitamini alıyor demektir ve bu da C vitamini kan düzeyini en fazla 70 ile 85 μmol/L civarına getirir. Günde 6 kez 3 gram oral C vitamini (toplam 18 gram) alan kişide bu değer 220 μmol/L’nin üzerine çıkmaz. C vitamini kan düzeyi 11.200 μmol/L düzeyinde olduğunda, hastaların % 42,9’unda tümör hücresi apopitozu, % 24,4’ünde ise tümör hücresi nekrozu olurken, kan düzeyi 37.700 μmol/L’ye çıkınca bu oranlar sırası ile % 57,6 ve % 33,1 olur. Kanser hücreleri, kollajenaz salgılarlar. Kollejenaz, hücre ya da dokular arasındaki kollajeni eriterek, hücreleri saran kollajenden oluşan bazal zarı parçalar ve metastaza neden olurlar. C vitamini, kollajen yapımında görevli bir madde olduğundan, dolayısı ile kanser hücrelerinin yayılmasını da engeller. C vitamini, ayrıca bağ dokusunu parçalayıp metastazı artıran hiyalurinidaz adlı enzimi de inhibe ederek metastazı engeller. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği için enfeksiyonların görülmesini azaltır. Enfeksiyonlara karşı savaşan hücrelerin sayısını ve alfa-interferon düzeyini artırarak kanser hücrelerinin yok edilmesine yardım eder. C vitamini ayrıca yaşam kalitesini yükseltir. Gelecek sayıda devam edeceğiz.
KOBİPLASTİK
53
SOĞUTUCU
CHILLER
GRUBU SEÇİMİ
B
ilindiği üzere chiller cihazları; kondenser ünitelerinin yapısına göre “hava soğutmalı” ve “su soğutmalı” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Hava soğutmalı chiller cihazları; bakır boru-alüminyum kanattan imal edilmiş kondenser ünitelerinde, yüksek sıcaklığa sahip soğutucu gazın ısısını, ortam havası vasıtasıyla düşürürken, su soğutmalı chiller cihazlarında bu görev shell&tube yapıdaki eşanjörler vasıtası ile yerine getirilmektedir. Her iki chiller tipi de oldukça sık kullanım alanına sahip olmakla birlikte, kullanılacak bölgenin ve yapılacak işin özelliklerine göre tercih edilme durumları değişmektedir. Genel özellikleri itibariyle baktığımızda, hava soğutmalı chiller cihazları, su soğutmalı chiller cihazlarına kıyasla daha düşük performansa sahiptirler. Ancak buna rağmen bazı durumlarda hava soğutmalı chiller cihazlarının kullanımı tercih edilmektedir. Bunlar;
54 KOBİPLASTİK
• Elektriğin bol ve ucuz olarak temin edilebilmesi, • Su bulma imkânının kısıtlı olması veya suyun pahalı olması, • Bölgenin çok soğuk olması, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkının don oluşturacak şekilde yüksek olması, • Küçük kapasiteli cihazların kullanılması, • Yer kısıtlığından dolayı bir makine dairesinin oluşturulamadığı ve soğutma grubunun dışarıda konumlandırılmasının mecburi olduğu yerler, • Kış aylarında soğutma grubunun çalışma zorunluluğunun olmasıdır. Yukarıda listelenen durumlarda hava soğutmalı chiller cihazları tercih edilebilmektedir. Ancak, chiller cihazı seçimi yapılırken, aşağıdaki hususların karşılaştırılması ve seçimin buna göre yapılmasında fayda vardır.
• Hava soğutmalı gruplarda, rakım seviyesi arttıkça kapasite düşmektedir. Örneğin Ankara ili için bu oran % 1 civarındadır. • Hava soğutmalı chiller cihazlarında, hava sıcaklığının her 1ºC artışında chiller kapasitesi ortalama % 1 düşmektedir. Aynı zamanda kompresörün çektiği enerji % 1 oranında artmaktadır. • Su soğutmalı chiller ünitelerinin kompresörleri, hava soğutmalı chillerlere göre yaklaşık % 17-37 arasında daha az enerji tüketmektedir. • Su soğutmalı chiller cihazları, tüm pompalar ve kule fanlarının çektiği güçler dahil edilse dahi, hava soğutmalı chiller cihazlarına oranla % 17-30 arasında daha az elektrik enerjisi tüketmektedir. • Su soğutmalı chiller cihazlarında, kondenzasyon basıncı % 25 oranında daha azdır. • Su soğutmalı chiller cihazlarının, COP ( performans katsayısı ) değeri hava soğutmalı gruplar ile kıyaslandığında % 30 - % 65 oranında daha iyidir. • Su soğutmalı grupların ağırlıkları, hava soğutmalı gruplara kıyasla % 20 % 40 oranında daha hafiftir. • Su soğutmalı chiller cihazlarının oturum alanı, aynı kapasitedeki hava soğutmalı chiller cihazlarına göre yaklaşık olarak % 70 civarında daha küçüktür. Ancak su soğutmalı olduklarından dolayı kule ihtiyaçları vardır ( kule alanı dahil edilmemiştir). • Su soğutmalı grupların ilk yatırım maliyeti, hava soğutmalı olan gruplara kıyasla % 25 civarında daha ucuz olmaktadır. Ancak, kule, sirkülasyon pompaları, ilâve montaj malzemeleri de hesaba dahil edildiğinde bu oran % 15 mertebesine düşmektedir. • Chiller kapasitesi büyüdükçe, su soğutmalı grupları, fiyat ve işletme maliyeti açısından bakıldığında daha avantajlı hale gelmektedir.
“Hava soğutmalı chiller cihazları; bakır boru-alüminyum kanattan imal edilmiş kondenser ünitelerinde, yüksek sıcaklığa sahip soğutucu gazın ısısını, ortam havası vasıtasıyla düşürürken, su soğutmalı chiller cihazlarında bu görev shell&tube yapıdaki eşanjörler vasıtası ile yerine getirilmektedir.” AYTEK MCC-W SERİSİ SU SOĞUTMALI CHILLER CİHAZI Yukarıda belirttiğimiz üzere, ilk yatırım ve kullanım açılarından bakıldığında, pek çok proseste, su soğutmalı chiller grupları daha avantajlı olarak görünmektedir. Özellikle elektrik tüketiminin, en büyük maliyet girdisi olduğu sektör ve tesislerde öncelikli olarak tercih edilmektedir. 120-1025 kw. soğutma kapasitesi aralığında vidalı veya yarı hermetik pistonlu kompresörlü olarak üretilen MCC-W serisi chiller cihazlarında, istenildiği zaman şirket bilgisayar ağına bağlanarak mikroprosesör işlemcisi sayesinde günlük operasyon parametreleri kolaylıkla izlenebilmektedir. Grafik LCD arayüzlü işlemci ekranında kompresör, kapasite kullanım oranı, alçak basınç, yüksek basınç, alarm tarihçesi gibi değerler ile birlikte su giriş/çıkış sıcaklık değerleri görülebilmektedir. Bitzer kompresörleri içinde barındıran ünitelerde, her kompresör, 4 kapasite aralığında veya sonsuz kapasite düzeneğinde çalıştırılarak enerji tasarrufu ve yüksek COP değerleri garanti edilmiştir. Temizlenebilir çelik gövde içerisinde bakır boru demetlerinden imal kondenser ünitesi, elektronik “expansion” valf, alçak-yüksek basınç otomatikleri, faz koruma rölesi, flow switch, gaz basınç saatleri, yağ seviye göstergesi, donma termostatı, filtre kurutucu gibi özellikleri standart olarak sunan MCC-W serisi su soğutmalı chiller cihazlarının diğer çalışma ve güvenlik özelliklerini kısaca belirtmek gerekirse;
Tropikal iklimlerde çalışacak cihazlar için, sıcak gaz bypass sistemi bulunmaktadır. Kompresör yağı, optik yağ seviye sensörü ile takip edilerek kompresör ömrü uzatılmıştır. Çalışmanın durduğu zamanlarda tahliye vanası ile eşanjör içerisindeki su tamamen boşaltılabilir. Galvaniz çelik gövde üzerine epoksi boya uygulanmış olan üniteler dış ortam şartlarında çalışmaya uygun olarak üretilmektedir.
250 kW soğutma kapasitesinden itibaren, çift kompresöre sahip olan cihazlar, olası bir arıza durumunda bile yarım kapasitede çalışmaya devam ederek prosesin durması engellenir. Kompresör ısınma seviyesini ölçen sensörler sayesinde, yüksek ısı durumunda sistem kapatılır ve kompresörlerin zarar görmesi engellenir. Kondenser regülasyon vanası sayesinde, cihaz kondenzasyon basıncı stabil hale getirilerek enerji tasarrufu elde edilir.
KOBİPLASTİK
55
DOSYA
? R O Y İ E ED
D
İFA İ Y E RN
E Y ’ 7 N 1’DE
A L M A RAK
PLASTİK AMBALAJLARDAKİ RAKAMLAR, GERİ DÖNÜŞÜM İÇİN TÜRLERİNE GÖRE TOPLANMASI İŞLEMİNİ KOLAYLAŞTIRMANIN İFADESİ
“Dış ticaret fazlası veren, hatta ihracatta otomotiv sektörünü geçen kimya sektörünün içindeki en önemli oyuncusu olan; 14 bin firma ve 250 bin çalışanı ile ülkemizin en büyük güçlerinden Türkiye plastik sektörünü çatısı altında toplayan PAGDER (Plastik Sanayicileri Derneği), plastik ambalajlar üzerinde, üçgen işareti içindeki rakamlar konusunda bilgilendirme yaptı.”
56 KOBİPLASTİK
P
lastik ambalajlarda kullanılan türün sağlığa zararlı olup olmadığını anlamak için numarasına bakılması gerektiği konusunda kamuoyuna spekülatif – yanlış bilgiler aktarılması üzerine PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci bir açıklama yaptı. Hüseyin Semerci, plastik ambalajlardaki bu rakamların türünü tanımlamak ve tüketim sonrası plastiklerin geri dönüşüm öncesi türlerine göre toplanması işleminde kolaylık sağlaması amacıyla düzenlendiğini; 1’den 7’ye kadar yapılan numaralandırmanın plastik ambalajların kalitesiz, zararlı ya da zararsız olduğunu göstermediğini söyledi.
Yurtdışında da bu numaralandırmalar yapılıyor
Ambalajlardaki bu numaraların sağlık açısından güvenilirliği ile ilişkisini hiçbir şekilde yansıtmadığını da belirten Hüseyin Semerci, yurtdışında da bu numaralandırmanın aynı amaçla yapıldığını aktardı. Semerci, “ABD’de faaliyet gösteren bir plastik derneği olan SPI (The Society of the Plastics Institute) tarafından 1988 yılında plastik ambalajlarda sembollerin işaretlenmesinin kullanılması kararı, ABD’deki 39 eyalette de zorunlu tutuluyor. Ülkemizde, Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’ne göre gönüllülük esasına dayalı işaretleme yapılırken; Avrupa Birliği (AB) Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi’ne göre de kullanılan malzemenin türü ambalaj üzerinde belirtilecekse benzer bir işaretleme uygulanıyor. Avrupa Standartları Örgütü (CEN) de ambalajların işaretlenmesi konusunda benzer tavsiyelerde bulunuyor.” dedi.
“PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, “Plastikler türlerine göre 1’den başlayarak 7’ye kadar numaralandırılmaktadır. Bu numaralar, ürünün zararlı ya da kalitesiz olduğunu değil, kullanılan plastik ambalaj malzemelerini ifade etmektedir ve geri dönüşüm öncesi türlerine göre toplanması işlemine kolaylık sağlaması açısından kullanılmaktadır.” dedi.” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde yer alan bu rakamlardan 1’in polietilen teraftalatı (PET), 2’nin yüksek yoğunluklu polietileni, 3’ün polivinil klorürürü (PVC), 4’ün alçak yoğunluklu polietileni, 5’in polipropileni, 6’nın polistireni, 7’nin ise polikarbonu da içeren numaralandırılmamış diğer plastik ambalaj malzemelerini ifade ettiğini söyleyen Hüseyin Semerci, bu plastiklerin 10/2011 No’lu Gıda ile Temas Eden Plastik Madde ve Malzemeler Regülasyonu’nun izin verilenler listesinde yer aldığını, Türkiye’deki yönetmeliklerin AB ile uyum sürecinden geçirilmiş olup bahsi geçen ayarlamanın tüm kurallarının uygulandığını paylaştı.
Plastik ambalajların sağlık açısından hiçbir sakıncası bulunmuyor Hüseyin Semerci, hemen hemen hayatımızın her noktasında bulunan; tüketicilerin kullanmasında sağlık açısından hiçbir sakınca bulunmayan plastik ambalajlarda türünü ve geri dönüşüm öncesi türlerine göre toplanması işlemine kolaylık sağlaması açısından kullanılan rakamlarla ilgili de bilgilendirmeler yaptı. Semerci, “Örneğin, 3 numaralı plastik ürünlere karşılık gelen PVC malzemesi; boru, “siding”, pencere çerçeveleri gibi sert uygulamaların yanı sıra, sağlık ve ambalaj alanında çok fazla kullanılan bir plastik türüdür. PVC; serum lastikleri, kan torbaları, medikal borular ve benzeri sağlık ürünlerinin hammaddesidir. PVC şişelerde iddia edilenin aksine endokrin bozucu herhangi bir katkı kullanılmamaktadır. Bu tür katkıların yumuşak PVC’lerde kullanılması da güvenlik önlemi olarak zaten yasaktır. 6 numara ile gösterilen polistiren de güvenli bir türdür. FDA (Amerikan Gıda ve İlâç Dairesi), gıda ile temas eden ambalajların kullanımını kontrol altında tutuyor ve 1958 yılından beri polistirenin gıda ile temas eden ambalaj
malzemesi olarak kullanımına izin veriyor. Polistirenin kullanılması Avrupa, Asya, Merkez ve Güney Amerika da dâhil olmak üzere dünyada devlet kuruluşları tarafından onaylandı. Sağlık örgütleri ise polistiren gibi tek kullanımlık gıda servis ürünlerinin kullanılmasını, gıda güvenliğini sağladığı için teşvik ediyor.” dedi. 7 numarayla kodlanmış olan ambalaj ürünlerinin diğer altı reçineden farklı bir reçineyle üretildiğini veya birden fazla reçineden yapıldığını ve çok amaçlı kombinasyonda kullanıldığını ifade ettiğini aktaran Hüseyin Semerci, 7 numara kodlu ürünlerin üç ya da beş galonluk yeniden kullanılabilir su şişeleri, bazı meyve suyu ve ketçap şişeleri, fırında pişirme poşetleri gibi ürünlerde kullanıldığını aktardı. Hüseyin Semerci, bu kodu taşıyan ürünlerin BPA içerdiğini, BPA ile ilgili de kamuoyuna çok yanlış bilgilerin verildiğini söyledi. Semerci, insan sağlığına en çok önem Avrupa’da, EFSA (Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi) tarafından yapılan araştırmayla bebek biberonları dışında BPA’ya herhangi bir yasaklama getirilmediğini; sadece bebek biberonlarında bu kararın bahsedilen zararların olabilmesi için tolere edilebilecek alım miktarının vücut ağırlığına bağlı olması nedeniyle alındığını aktardı. Hüseyin Semerci, “Ayrıca, Hacettepe Üniversitesi Gıda, Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde polikarbonat damacana ambalajları ile ilgili yaptığı araştırma sonuçlarına göre Bisfenol A (BPA) maddesi, tabiatta her yerde vardır. Bu maddenin insan sağlığına zarar veren hale gelebilmesi için 35 derece sıcaklıkta 60 gün süreyle bekletilip, bu damacanalardan da günde bir kişi tarafından en az 60 tane tüketilmesi gerekiyor; bu da akıl ve mantık çerçevesinde dahi mümkün değil zaten… ” dedi. KOBİPLASTİK
57
DOSYA
Harvard Üniversitesi ve BfR Aslında plastikler, daha haçalışmaları, BPA’nın hiçbir kan- fif, daha ucuz, üretim sürecinserojen etkisi olmadığını ortaya de çok daha az kirliliğe yol açan koymaktadır ürünler Harvard School of Public Health (Harvard Üniversitesi Kamu Sağlığı) ve US Center for Disease Control - CDC (ABD Hastalık Kontrol Merkezi) tarafından yapılan çalışmaların da insanların maruz kaldıkları BPA oranının Avrupa gıda otoritelerinin belirlediği güvenlik eşiğinden bin kat daha düşük olduğunu ortaya koyduğunu, Almanya Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü (BfR) de BPA’nın hiçbir kanserojen etkisi olmadığını yaptırdığı araştırmalarla kanıtladığını söyleyen Hüseyin Semerci, ”BfR, BPA’nın bir endokrin bölücü olduğunu kabul etmiş, ancak insanların kimyasalı hızla böbrekler yoluyla atılan bir metabolite dönüştürebildiğini açıklamıştır. BfR, BPA’nın kadınlık hormonu östrojeni taklit ederek ters etkiler meydana getirebildiğine dair ortaya atılan yanlış iddialara da açıklık getirerek, bu maddenin insan vücudunda kalmadığını ve hızla atıldığını, bu nedenle herhangi bir endişe duyulmaması gerektiğini ortaya koymuştur.” dedi. 58 KOBİPLASTİK
Hüseyin Semerci, ülkemizi dünya plastik endüstrisi alanında küresel arenada başarıyla temsil eden Türkiye plastik sektörünün başta ambalaj, inşaat, tarım, beyaz eşya, otomotiv, elektronik, tekstil ve medikal sektörleri olmak üzere birçok sektöre ara malı ürettiğini; GfK ile gerçekleştirdikleri ikinci plastik algı araştırmalarının da tüketicilerin çoğunun plastik ile ilgili eksik ve yanlış bilgiye sahip olduğunu aktardı. Gıda ambalajlarından kapı-pencere doğramalarına, pis-temiz su borularından zirai sulama borularına, sera örtülerinden beyaz eşyalara, elektronik ürünlerden otomobil yedek parçalarına; hatta kazağımıza, elbisemize, yatağımıza, halımıza, kalp kapakçığına, ilâç ambalajlarına ve protezlere kadar hayatımızın her alanında kullanılan plastik ürünlerle ilgili ön yargılı söylemler ve yanlış algıların sektörün en önemli sorunlarından biri olduğuna dikkat çeken Hüseyin Semerci, plastiklerin, daha
hafif, daha ucuz, üretim sürecinde çok daha az kirliliğe yol açan ürünler olduğunu söyledi. Semerci, “Sanılanın aksine plastiğin çevre dostu pek çok özelliği bulunuyor. Küresel ısınmaya neden olduğumuz için suçlayanlar var, oysa plastiklerin üretimi için, dünyada bir günde tüketilen 90 milyon varil petrolün sadece yüzde 4’ü kullanılıyor. Örneğin plastik üretirken, çevre dostu olduğu düşünülen cam ve metalden çok daha az enerji harcanıyor. Polimerler, kullanım ömürleri boyunca bundan daha fazlasını tasarruf olarak insanlığa geri veriyor. Plastik ürünler üretimleri sırasında bir birim karbondioksit emisyonu yayıyorsa, yaşam döngüsü boyunca bunun 4-5 katı karbondioksit tasarrufu sağlıyor; çünkü plastik ambalajda alternatiflerine göre daha çok mal taşınıyor, daha az yakıt kullanılıyor. Yeni teknolojilerin geliştirilmesi ile bu rakam giderek de düşüyor. Kâğıt ve karton malzeme üretmek için de ağaç kesmek ve tonlarca zehirli kimyasal madde kullanmak zorunluluğu vardır. Alternatif malzemelere göre daha ucuz olan ve daha az kaynak tüketen bir malzeme, ekolojik değil de nedir diye herkesin kendisine bir sorması gerekiyor.” dedi.
ER-EL’DEN YENİ ÜRÜN ER-EL HIZLI BAĞLAMA ZERO SİSTEM Hızlı bağlama ve tekrarlanabilen hassasiyetin doruk noktası olan ZERO Sistem ER-EL güvencesiyle uygulamalı, proje bazlı, iş parçası odaklı çözümlerle sektörün hizmetine sunulmaktadır. Zero sistemde öne çıkan ayırt edici özellik; iş parçasını veya iş parçasını bağlayan takımı (aparatı) bağlamada, bağlama süresini minimuma indirerek günümüzün en değerli kavramı olan zamanı kullanıcılarına kazandırmasıdır. Ayrıca söküp takmadaki tekrarlamalarda; 0,005 hassasiyeti ile güven içinde çalışma sağlamaktadır. Çok farklı uygulamalarda kullanılabildiği gibi uygulama alanları görsellerdekiler ile de sınırlı değildir. ER-EL uygulamalı, iş parçası odaklı çözümleri ve seçkin bayi ağı ile sektörün hizmetinde olduğunu 24 yıllık tecrübesi ile kanıtlamıştır.
UYGULAMA ŞEKİLLERİ
ARAŞTIRMA
Cisco Yıllık Güvenlik Raporu Sonucu:
“Tehlikeyi yanlış yerde arıyorsunuz” Cisco, güvenlikle ilgili küresel ölçekte gerçekleştirdiği iki ayrı çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Araştırmalar, dünyada gelecek nesil çalışanların çevrimiçi davranış şekillerinin ana akım tehditleri büyüttüğünü ortaya koyuyor.
C
isco’nun 2013 Yıllık Güvenlik Raporu (ASR), kullanıcının çevrimiçi aktiviteleri kanunsuz bir hal aldıkça güvenlik riskinin artacağına dair yaygın görüşün aksini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre geniş kitlelerce ziyaret edilen büyük arama motorları, perakende siteleri ve sosyal medya platformları, sanılanın aksine pornografi, ilaç ve kumar sitelerinden daha çok çevrimiçi güvenlik tehdidi barındırıyor. Cisco’nun bulgularına göre sahte bir yazılım sitesiyle kıyaslandığında çevrimiçi alışveriş siteleri 21 kat, arama motorları ise 27 kat daha fazla zararlı içerik bulaştırma riski taşıyor. Çevrimiçi reklamları görüntülemek ise zararlı içerik bulaşması açısından pornografi içeren bir siteden 182 kat daha riskli.
62 KOBİPLASTİK
Y Kuşağına Göre “Gizlilik Çağı” Çoktan Bitti Çalışanlar ofiste, evde ve diğer her yerde cihazları, iş hayatları ve çevrimiçi davranışlarını kişisel hayatlarıyla kaynaştırdıkça güvenlik riskleri artıyor. Bu “tüketici” odaklı eğilimin iş dünyası güvenliği açısından etkileri Cisco Connected World Technology Report (CCWTR)’da belirtilen nedenler ile artıyor. CCWTR, gelecek nesil çalışanları oluşturan Y kuşağının davranış şekillerine ışık tutuyor. Çalışmaya göre Y kuşağı çalışanları “gizlilik çağının bittiğini” düşünüyor (dünya oranı yüzde 91, Türkiye oranı yüzde 90). Küresel sonuçlara bakıldığında, kişisel verilerini bir alışveriş sitesiyle paylaşmakta sakınca görmeyen Y kuşağı çalışanlarının sayısı, çalıştığı şirketin kendi çalışan kimliklerini ve cihazlarını korumak için oluşturulan BT bölümleriyle paylaşmakta sakınca görmeyenlerden daha fazla.
Y kuşağı üniversiteden mezun olup çalışma hayatına girdikçe daha önce hiç bir neslin talep etmediği kadar çok sosyal medya, cihaz seçimi özgürlüğü ve mobil hayat tarzı talebiyle kurumsal yapıları yeni bir sınava tâbi tutuyor. Aralık ayında Türkiye’de de yayınlanan raporun ilk bölümünde de belirtildiği gibi Y kuşağı yatakta (yüzde 70), yemek masasında (yaklaşık yüzde 60), tuvalette (yüzde 11) ve araç kullanırken (yüzde 17) bile sürekli olarak sosyal medya hesaplarını, e-postalarını ve mesajlarını kontrol ediyor. Rapor, bu yaşam tarzı iş dünyasına girdikçe geleceğin çalışma şeklini gösteriyor. Aynı zamanda şirketlerin bu yeni dalga yeteneklere kendilerini cazip kılmak için nasıl bir rekabet içine girmeleri gerektiğine işaret ediyor. Güvenlik araştırması gösteriyor ki yeni nesil iş gücünün yaşam biçimi aynı zamanda şirketleri şimdiye kadar karşılaşmadıkları büyüklükte güvenlik sorunlarıyla baş başa bırakıyor.
Gelelim araştırmanın diğer sonuçlarına: Kötü Amaçlı Android Yazılımları • 2012 yılında kötü amaçlı Android yazılımları yüzde 2,577 oranında arttı. (ASR) • Diğer taraftan kötü amaçlı mobil yazılımlar karşılaşılan toplam kötü amaçlı web yazılımlarının sadece yüzde 0,5’ini oluşturuyor. (ASR) • Y kuşağının iş için kullandığı bir numaralı cihazın akıllı telefon olduğu göz önüne alındığında bu eğilimler daha da önem kazanıyor. (CCWTR)
Gizlilik Takası Cisco, sürekli çevrimiçi olan talepkâr Y kuşağının davranışlarını da inceleyerek tüm bu istatistiklerin iş dünyasına etkilerini değerlendirdi. • Her ne kadar Y kuşağı web sitelerinin kredi kartı ve iletişim detayları gibi kişisel bilgilerini koruyacağına inanmasa da (dünyada ve Türkiye’de yüzde 75 oranında) bu onların çevrimiçi dünyada cesaretlerini kırmıyor ve bilgilerinin paylaşılması riskini göze alıyorlar. Bu kuşağın kişisel risklerini şirket cihazlarını kullanırken ve kurumsal ağ üzerinde alması organizasyonlar üzerinde ciddi bir baskı yaratıyor. (CCWTR)
Türkiye Tehlike Listesinde Sekizinci Sırada BT Politikalarına Uyum 2012 yılında kullanıcıların kötü amaçlı web yazılımları ile karşılaştıkları coğrafyalar dikkat çekici bir farklılık gösterdi. Çin 2011 yılında ikinci olduğu kötü amaçlı yazılımdan en mustarip ülkeler sıralamasında altıncı sıraya düştü. Danimarka ve İsveç gibi İskandinav ülkeleri hızla yükselerek üçüncü ve dördüncü sıraya geldiler. Amerika Birleşik Devletleri ise yüzde 33 ile kötü amaçlı web yazılımı ile en fazla karşılaşılan ülke sıralamasında birinciliğini korudu. (ASR) 1. ABD % 33,14 2. Rusya Federasyonu % 9,79 3. Danimarka % 9,55 4. İsveç % 9,27 5. Almanya % 6,11 6. Çin % 5,65 7. İngiltere % 4,07 8. Türkiye % 2,63 9. Hollanda % 2,27 10. İrlanda % 195 Çöp Mesaj (Spam) Trendleri • Spam hacmi 2011’den 2012’ye yüzde 18 azaldı. Hafta sonlarında spam oranının yüzde 25 düşmesi de “spam”cilerin hafta içi mesaisi ile çalıştıklarını gösterdi. (ASR) • 2012 yılında spam gönderimlerinin çoğu hafta içi günlerinde gerçekleşti. Yıl boyunca en çok spam salı günleri atıldı. (ASR) • Hindistan tüm dünyada “spam”in bir numaralı kaynağı oldu. Amerika Birleşik Devletleri ise 2012’de altıncı sıradan ikinci sıraya çıktı. İlk beşteki diğer üç ülke ise Kore, Çin ve Vietnam oldu. (ASR) • “Spoof”tan en çok mustarip olan markalar ise Viagra ve Cialis gibi ilaç markaları ile Rolex ve Omega gibi lüks saat markaları oldu. (ASR) • “Spam”ciler etkinliklerini artırmak için kısa süreli kampanyalar yapan gerçek olayları/lansmanları kullandı. (ASR) Ocak-Mart: Microsoft Windows 8 kullanıcı ön lansmanı sırasında Windows yazılımı Şubat-Nisan: Amerika vergi döneminde vergi yazılımı Ocak-Mart ve Eylül-Aralık: İş değiştirme isteğinin arttığı yılsonu ve yılbaşı dönemlerinde LinkedIn gibi profesyonel ağlar Eylül-Kasım: Apple iPhone5 lansmanı öncesi ve sırasında cep telefonu satıcıları
• Türkiye’de araştırmaya katılan BT profesyonellerinin yüzde 85’i işyerinde belirli cihazların kullanımını destekleyen bir politikaları olduğunu söylüyor (CCWTR) • Yine de Y kuşağı katılımcılarının yüzde 60’tan fazlası BT politikalarının farkında olduklarını ama her zaman bu politikalara uymadıklarını itiraf ediyor. (CCWTR) • BT profesyonelleri de birçok çalışanın kurallara uymadığının farkında. Türkiye’de de dünyada olduğu gibi BT çalışanlarının ortalama yarısı çalışanların BT politikalarına uyduğuna inanıyor. (CCWTR) • Türkiye’de Y kuşağı katılımcıların yaklaşık yarısı (dünyada yüzde 66’sı) şirket cihazını ya da şirket ağını kullanıyor olsalar dahi BT birimlerinin onların çevrimiçi hareketlerini izleme hakkının olmadığını düşünüyor. (CCWTR) “Her Şeyin İnterneti” ve Güvenliğin Geleceği “Her Şeyin İnterneti” bugünün en büyük çevrimiçi trendi. Daha çok insan, nesne ve cihaz internete bağlandıkça kurumsal ve servis sağlayıcı ağlara daha fazla veri gelecek. Bu da sistemde yeni hassasiyetler yaratacak ve daha gelişmiş güvenlik yaklaşımlarına olan ihtiyacı ortaya çıkaracak.
• Cihazdan cihaza (M2M) bağlantı sayısı katlanarak artıyor. Bu artış mobil cihazların, dizüstü bilgisayarların ve masaüstü bilgisayarların çok ötesine giden bir cihaz çeşitliliği yaratıyor. Gelecekte her cihazın herhangi bir buluta ve herhangi bir ağda herhangi bir uygulamaya bağlanabileceği yeni bir senaryo söz konusu olacak. • 2020 yılı itibari ile tahmini 50 milyar “şey”e açık bir internet ile bağlantı balonlarının sayısı 13 katrilyondan fazla olacak (tam olarak 13.311.666.640.184.600). Tek bir “şey” daha eklemek (50 milyar +1) potansiyel bağlantı sayısını 50 milyar artıracak. • Bu yeni bağlantılar veri ürettikleri ölçüde ve eş zamanlı olarak korunmaya ihtiyaç duyacaklar. • Ağ güvenliği profesyonelleri için odak noktası “uç nokta ve çevreden ağa” yaklaşımından “içerik bağımsız tesisat”’a (content-neutral plumbing) kayacak. KOBİPLASTİK
63
Kalıp İmalatında Çözüm Ortağınız...
Siz İsteyin, Biz Yapalım
İsteğe Uygun Sertifikalı Çelik Temini Temizlenmiş Taşlanmış Plakalar Detay İşçilikli Kalıp Setleri 3D Yüzey İşleme Derin Delik İşleri Tel Erozyon İşleri
ELİT MAKİNA VE KALIP ELEMANLARI SAN.TİC.LTD.ŞTİ. İmes San. Sit. C Blok 304. Sk. No:9 Y.Dudullu - Ümraniye İstanbul
Tel: +90 216 313 73 00
Faks: +90 216 313 89 55
www.elitmakina.com.tr
‘TEL EROZYON PARKURUNDA YENİ VE GÜÇLÜ YATIRIMLARLA SİZE DAHA İYİ BİR HİZMET SUNMAYI HEDEFLİYORUZ’ İŞLEME MERKEZLERİ
TEL EROZYON TEZGAHLARI
DERİN DELİK TEZGAHI
AWEA SP 2016 CNC DİK İŞLEME (X:2100 Y:1600 Z:1200)
SODİCK TEL EROZYON TEZGAHI (X:400 Y:300 Z:250)
BOY: 1 METRE; ÇAP: ø6MM-ø19MM
AWEA VP 2012 CNC DİK İŞLEME (X:2000 Y:1200 Z:1000)
CHARMILLES TEL EROZYON TEZGAHI (X:600 Y:400 Z:350)
KONVANSİYONEL TEZGAHLAR
AWEA BM1600 CNC DİK İŞLEME (X:1600 Y:800 Z:800)
CHARMILLES TEL EROZYON TEZGAHI (X:600 Y:400 Z:350)
3 ADET PROTH SATIH TAŞLAMA TEZGAHI (400*800) + (650*1330) + (850*1800)
QUASER MV/184C CNC DİK İŞLEME (X: 1020 Y: 610 Z: 610)
HIZLI DELİK DELME TEZGAHI (X:450 Y:350 Z:350)
YATAY TARAMA FREZE TEZGAHI (X:2000 Y:650 Z:650) DİK TARAMA FREZE TEZGAHI (X:2000 Y:800 Z:750)
QUASER MV/154C CNC DİK İŞLEME (X:700 Y:530 Z:560)
ELİT MAKİNA VE KALIP ELEMANLARI SAN.TİC.LTD.ŞTİ. İmes San. Sit. C Blok 304. Sk. No:9 Y.Dudullu - Ümraniye İstanbul
Tel: +90 216 313 73 00
Faks: +90 216 313 89 55
www.elitmakina.com.tr
TURİZM
İK T S A A PL
Ü R Ö T SEK
D ’ A Y REZİL
B
B
rezilya’nın Plastik Sektörünün Genel Durumu
Plastik endüstrisinde büyüme gösteren ülkelerden Brezilya’ya, bu sayımızın turizm sayfalarında özel bir araştırma ile yer verdik. Sektörün genel durumu, plastik ürün dış ticareti ve gümrük vergileri başlıkları altında genel bir bilgilendirme edinebilirsiniz. 70 KOBİPLASTİK
2010 yılında Brezilya’nın plastik işleme sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı 11.524’tür. Sektördeki toplam işçi sayısı 350 bin civarında olmuştur. Firmaların % 85’i Brezilya’nın güneydoğu ve güney bölgesinde yer almaktadır. Şirketlerin % 94’ü küçük ölçekli firmalardan oluşmaktadır. Brezilya’nın işlenmiş plastik ürünleri sektöründe 2011 yılında 6,5 milyon ton üretim gerçekleştirilmiş, buna karşılık 6,9 milyon ton tüketim olmuştur. Sektörün 2011 yılı toplam satışı 50 milyar Real’in üzerine çıkmıştır. Termoplastik reçine (thermoplastic resins) tüketimi ise 6,5 milyon ton olmuştur.
• BREZİLYA’NIN PLASTİK SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU • BREZİLYA’NIN DÜNYA İLE PLASTİK ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİ • BREZİLYA’NIN TÜRKİYE İLE PLASTİK ÜRÜNLERİ DIŞ TİCARETİ • GÜMRÜK VERGİLERİ “2010 yılında Brezilya’nın plastik işleme sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı 11.524’tür. Sektördeki toplam işçi sayısı 350 bin civarında olmuştur. Firmaların % 85’i Brezilya’nın güneydoğu ve güney bölgesinde yer almaktadır. Şirketlerin % 94’ü küçük ölçekli firmalardan oluşmaktadır.”
2011 yılında 1,5 Milyar $ işlenmiş plastik ürünleri ihracatı yaparken, 3,4 milyar $ tutarında ithalat gerçekleştirmiştir. İhracatında ana hedef ülke Arjantin ve Hollanda iken, ithalatında ana kaynak ülkeler Çin ve ABD olmuştur. 2011 yılında 2,3 Milyar $ termoplastik reçine ürünleri ihracatı yaparken, 2,8 milyar $ tutarında ithalat gerçekleştirmiştir. İthalatında ana kaynak ülkeler ABD ve Arjantin olmuştur. 2011 yılında plastik geri dönüşüm sektöründe 801 firma faaliyet göstermiş ve 2,2 milyar Real tutarında satış gerçekleştirmiştir. 1
KOBİPLASTİK
71
TURİZM Brezilya’nın Dünya İle Plastik Ürünleri Dış Ticareti (Milyon $)2
Brezilya’nın Dünyaya İhracatı
Brezilya’nın Dünyadan İthalatı
Kodu
Ürün Tanımı
2009
2010
2011
2009
2010
2011
‘3901
Polymers of ethylene, in primary forms
959,9
1113,0
1450,0
686,3
998,2
1338,3
‘3902
Polymers of propylene or of other olefins, in primary forms
423,0
501,4
733,8
239,9
359,0
519,9
‘3903
Polymers of styrene, in primary forms
43,6
41,6
55,8
180,9
287,1
362,7
‘3904
Polymers of vinyl chloride/other halogenated olefins, in primary forms
42,2
19,6
24,3
336,7
539,2
712,6
‘3905
Polymers of vinyl acetate/o vinyl esters&o vinyl poly, in primary forms
2,6
3,3
4,7
93,9
110,7
123,6
‘3906
Acrylic polymers in primary forms
17,4
26,0
31,8
237,5
320,3
363,8
‘3907
Polyacetal,o polyether,epoxide esin, polycarbonate, etc, in primary form
179,4
196,9
173,8
627,7
743,9
1009,9
‘3908
Polyamides in primary forms
49,7
52,8
55,0
187,9
258,0
288,9
‘3909
Amino-resins, pheonolic resins and polyurethanes, in primary forms
65,9
82,6
100,0
175,3
235,1
223,6
‘3910
Silicones in primary forms
15,9
20,3
21,1
118,8
158,1
146,2
‘3911
Petroleum resins,polyterpenes,polysulphides etc nes,in primary forms
10,8
10,5
14,1
52,2
76,9
99,1
‘3912
Cellulose & its chemical derivatives nes in primary forms
75,5
82,5
110,9
144,6
165,1
189,6
‘3913
Natural polymers & modified natural polymers nes, in primary forms
22,5
22,5
18,7
37,0
45,2
49,9
‘3914
Ion-exchangers basd on polymers of nos 39.01 to 39.13,in primary forms
0,3
0,3
0,5
13,8
16,8
15,8
‘3915
Waste, parings and scrap, of plastics
2,1
4,0
4,0
3,6
3,2
2,6
‘4001
Natural rubber,balata,gutta-percha etc
3,8
29,5
52,6
283,0
790,5
1101,7
‘4002
Synthetic rubber&factice from oil
225,6
306,8
433,6
430,6
606,1
784,8
‘4003
Reclaimed rubber in primary forms or in plates, sheets or strip
0,7
0,8
0,6
4,3
5,0
6,3
‘4004
Waste,parings&scrap (excl. hard rubber)&powder/granule obtaind therefr
3,2
3,8
3,4
0,2
0,5
0,2
‘4005
Compounded rubber,unvulcanised,in primary forms
31,3
47,4
63,9
95,3
139,6
153,4
45,2
50,6
97,8
382,9
563,8
882,9
2220,8
2616,2
3450,8
4332,4
6422,1
8375,5
‘8477
Machinery for wrkg rbr/plas/ for the mfr of prod from these material TOPLAM
72 KOBİPLASTİK
Brezilya’nın dünyaya plastik ürünleri ihracatı 2010 yılında 2,6 milyar $, 2011 yılında ise 3,4 milyar $ olarak gerçekleşmiştir. İhracatın çoğunluğunu 39’uncu fasılda yer alan hammaddeler oluşturmaktadır.
Öte yandan, Brezilya’nın aynı ürünlerde dünyadan ithalatı 2006 yılında 3,5 milyar $ iken yıllar itibariyle ciddi oranda artış göstererek 2011 yılında 8,4 milyar $’a yükselmiştir. 2009 yılındaki finansal kriz nedeniyle ithalatta bir gerileme olmakla birlikte 2010 yılında % 49, 2011 yılında % 31 artış göstermiştir.
Brezilya plastik ürünleri dış ticaretinde net ithalatçı durumundadır ve sektör 2011 yılında 5 milyar $ açık vermiştir. Söz konusu açığın 830 milyon $’lık bölümü plastik makinelerinden kaynaklanmıştır. Bu durum Brezilya’nın plastik ürünleri talebinin büyümekte olduğunun ve mevcut üretiminin iç talebi karşılamaya yetmediğinin açık bir göstergesidir. KOBİPLASTİK
73
TURİZM Brezilya’nın Türkiye İle Plastik Ürünleri Dış Ticareti (Milyon $)3
Kodu
Ürün Tanımı
Brezilya’nın Türkiye’den İthalatı
Brezilya’nın Türkiye’ye İhracatı
2009
2010
2011
2009
2010
2011
‘3901
Polymers of ethylene, in primary forms
0,4
3,7
4,8
5,4
9,2
22,4
‘3902
Polymers of propylene or of other olefins, in primary forms
0,0
0,0
0,2
1,2
5,8
20,8
‘3903
Polymers of styrene, in primary forms
0,0
0,0
0,1
0,0
0,0
0,0
‘3904
Polymers of vinyl chloride/other halogenated olefins, in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3905
Polymers of vinyl acetate/o vinyl esters&o vinyl poly,in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3906
Acrylic polymers in primary forms
0,3
0,8
0,4
0,0
0,0
0,0
‘3907
Polyacetal,ozpolyether,epoxide resin, polycarbonate, etc, in primary form
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3908
Polyamides in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3909
Amino-resins, pheonolic resins and polyurethanes, in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,1
0,0
0,0
‘3910
Silicones in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3911
Petroleum resins,polyterpenes,polysulphides etc nes,in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,6
0,6
0,3
‘3912
Cellulose & its chemical derivatives nes in primary forms
0,0
0,0
0,8
1,4
2,2
4,3
‘3913
Natural polymers & modified natural polymers nes, in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3914
Ion-exchangers basd on polymers of nos 39.01 to 39.13,in primary forms
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘3915
Waste, parings and scrap, of plastics
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘4001
Natural rubber,balata,gutta-percha etc
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
‘4002
Synthetic rubber&factice from oil
0,0
0,1
0,1
5,1
8,8
6,0
‘4003
Reclaimed rubber in primary forms or in plates, sheets or strip
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
0,0
74 KOBİPLASTİK
“Brezilya’nın plastik ürünleri ithalatında uygulamakta olduğu gümrük vergileri % 2 ile % 25 arasında değişmektedir. Çoğunlukla % 12, % 14 ve % 16 olarak uygulanmaktadır.” Gümrük Vergileri Brezilya’nın plastik ürünleri ithalatında uygulamakta olduğu gümrük vergileri % 2 ile % 25 arasında değişmektedir. Çoğunlukla % 12, % 14 ve % 16 olarak uygulanmaktadır. Gümrük vergilerinin yanısıra, farklı iç vergiler ve KDV (ICMC)’nin ithalat esnasında ödenmesi gerekmektedir. Gümrük vergileri ve tüm diğer iç vergilerin toplamı % 43 ile % 76 arasında değişmektedir. Brezilya Gelir İdaresi’nin aşağıda yer alan web sayfasından, ithalat vergisi ve diğer vergi oranları (ICMS hariç) hesaplanabilmektedir. Kullanıma ilişkin bilgiler ataşeliğin web
sayfasında mevzuat bölümü altında yer almaktadır: http:// www4.receita.fazenda.gov.br/simulador/ Üretim amaçlı bazı makinelerin ithalatında gümrük vergileri belirli bir süre için % 2’ye indirilmiştir. Bu konuda daha detaylı bilgi için ataşeliğin web sayfasındaki notlara başvurabilirsiniz: http://www.musavirlikler.gov.tr/altdetay.cfm? AltAlanID=3159&dil=TR&ulke=BRZ
KAYNAKLAR: 1: http://file.abiplast.org.br/download/perfil_2011.pdf 2: ITC Trademap 3: ITC Trademap
KÜLTÜR Kİ
TA
P
CEHENNEM DAN BROWN
H
arvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransa’da olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktor-
lardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooks’un o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dante’nin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransa’nın tarih kokan dar sokaklarından Venedik’in muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdon’ı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbul’dur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır.
SE
BOĞAZİÇİ’NİN 150 YILLIK TARİHİ
RG
İ
MERDİVEN SERGİSİ’NDE Boğaziçi Üniversitesi’nin 150. yılı ve Temel Bilimler binası Anderson Hall’un 100. yılı dolayısıyla, Bülent Erkmen ve Edhem Eldem tarafından hazırlanan sergi Anderson Hall’un merdiven boşluğunda açılıyor. Sergide belge niteliğini taşıyan fotoğraflar yer alıyor. Boğaziçi Üniversitesi Temel Bilimler Binası (Anderson Hall) merdiveni boşluğunda Robert Kolej ve Boğaziçi Üniversitesi’nin 150 yıllık ve Temel Bilimler binasının 100 yıllık geçmişinin izlenimlerini taşıyan “Pictures in a Starwell” adlı yerleştirme (enstalasyon) 23 Mayıs 2013 Perşembe günü açıldı. 2013 yılı boyunca açık olacak serginin “fikri” Prof. Edhem Eldem’e, tasarımı Bülent Erkmen’e (Bek Tasarım), uygulaması Yeşim Bakırküre’ye (İpsilon Tasarım) ait.
76 KOBİPLASTİK
Yatakhane - dershane olarak tasarlanan Anderson Hall (Temel Bilimler Binası) 1913 yılında tamamlandı. Binanın mimarlığını Robert Kolej’in kurucusu Cyrus Hamlin’in oğlu ve Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Dekanı Alfred Hamlin yaptı. Bina, üniversiteye 50 yıl hizmet etmiş olan Cyrus Hamlin’in damadı Profesör Charles Anderson’un adını taşıyor. Bina, John Stuart Kennedy’nin bağışı sayesinde yapıldı. 1971’e kadar Robert Lisesi’nin erkek kısmını barındıran binada şu anda Fen-Edebiyat Fakültesi’nin dört bölümü bulunuyor. Tarih: 23 Mayıs – 31 Aralık 2013
bilgi@kobiplastik.net www.kobiplastik.net T: +90 -216-533-8444 F: +90-216-533-0999
KOBİPLASTİK® YILLIK ABONELİK BEDELİ
50
İL
AH D V D
K
DERGİ ABONELİK FORMU Site Mh. Cevahir Cd. Tevazu Sk. Yıldız Ap. No:16/3 - Ümraniye / İstanbul, TÜRKİYE
Adı Soyadı
:
...............................................................................................................................
Ünvanı :
Firma
:
...............................................................................................................................
Aboneliğin Başladığı Sayı :
Faaliyet Alanı :
...............................................................................................................................
Abone İmza :
Adres
:
............................................................................................................................... ............................................................................................................................... ...............................................................................................................................
Tel
:
............................................................ Faks : ......................................................
E-posta
:
...............................................................................................................................
Vergi Dairesi
:
...............................................................................................................................
Vergi No
:
...............................................................................................................................
...................................................................................... ................................................
............................................................................
KREDİ KARTI İLE ÖDEME YAPACAĞIM. KREDİ KARTI :
VISA
MASTER
ADI SOYADI : GEÇERLİLİK TARİHİ :
/
GÜVENLİK KODU : HAVALE / EFT İLE ÖDEME YAPACAĞIM. BANKA ADI : HALK BANKASI IBAN : TR22 0001 2009 8610 0009 0006 92
KobiPlastik Dergisi’ne ....................... sayısından itibaren 1 yıl abone olmak istiyorum. KobiPlastik Dergisi’nin bir yıllık abonelik bedeli olan 50 TL’yi banka hesabınıza yatırdım. Makbuz ilişiktedir. abone@kobiplastik.net
KOBİPLASTİK
77
DANIŞMANLIK
bilgi@koldasplastik.com
PLASTİK ENJEKSİYON ÜRETİMİ
+90 216 533 0999
PLASTİK KALIP ÜRETİMİ
+90 216 533 0343 www.koldasplastik.com
TASARIM UYGULAMALARI
45 YILLIK TECRÜBE
%100 YERLİ ÜRETİM
GERİ DÖNÜŞÜM PLASTİKTE
AKILLI VE EKONOMİK ÇÖZÜM
Erbay Makina Plastik Kırma Makinaları Çiftehavuzlar Yolu Demirrelli 1 San. Sit. No:4 Bayrampaşa - İstanbul Tel: 0212 567 58 33 Faks: 0212 501 73 55 erbaymakina@gmail.com www.erbaymakina.com