Düşlerim
2013-2014 YILLIK BÜLTEN
DENİZLİ KORUYUCU AİLE DERNEĞİ
‘’Sevgi Dolu Bir Ailede Büyümek Her Çocuğun Hakkıdır’’
İmtiyaz Sahibi : Ayfer Doğan Yönetim Kurulu Başkanı Yazı İşleri : Şefika Yıldız Yayın Kurulu:Hatice Böbeci-Betül Asan Grafik Tasarım : Art Baskı : GÜLTÜRK OFSET Saraylar Mah.492 Sokak No:3/1 DENİZLİ 258 261 28 76 gulturkofsetyahoo.com
“ Koruyucu Aile Olmak ” Çocukluk Yaşamın en özel süreçlerinden biridir. Çocuklar bu sürecin nitelikli ailelerce desteklenmesi durumunda fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı bireyler olarak topluma katılma şansını elde ederler. 15 yıl önce kurum bakımı altındaki bir çocuğun, çocukluk sürecine katkı sağlamak ve ona destek olmak gibi bir tercihim oldu. Hayatıma zenginlik getiren ve değişim yaratan bu paylaşım sürecinde, birey olarak da çok şey öğrendim. Halen iki kız kardeşin 5 yıldır, 16 yaşındaki kızımın 9 aydır, çocukluk süreçlerine katkıda bulunmaktayım. Herhangi bir nedenle ailesi yanında büyüme şansını kaybeden bu çocuklara, yine bir aile yanında büyüme olanağı sunan ve Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlüklerince yürütülen bu bakım modeli içerisine, çocuklarımıza nitelikli bakım sunabilecek koruyucu ailelerin dâhil edilmesi, pek çok çocuğun yaşamında fark yaratacaktır. Çocuklarımızın yaşadıkları zor günlerin iz bırakmaması, onların sağlıklı bir yetişkinliğe geçiş yapabilmeleri; Biz koruyucu ailelerin sorun çözme becerilerine, donanımlarına ve konuya ilişkin farkındalıklarına bağlıdır. Koruyucu Aile olmak; Bir çocuğun yaşam yolculuğuna eşlik etmektir. Biyolojik çocuklarımızda da olduğu gibi Süreç zorlu ve sıkıntılı olabilmektedir. Bu süreçteki zorlukları atlatabilmek için, bilgi sahibi olmak, sabırlı olmak ve onları sevmekten vazgeçmemek gereklidir. Koruyucu aile olmayı temel altı ana değer üzerinde değerlendiriyorum…
Yasalar koruyucu aile hizmetini kamuya yüklemiştir. Ancak Denizli Koruyucu Aile Derneği Çocuk Hakları Sözleşmesini kendine ilke edinmiş ve koruyucu aile sistemine yerelde ve ülke genelinde katkı sağlamaya çalışan bir sivil toplum örgütüdür. Uluslararası dünya koruyucu aile örgütü üyesidir. Böyle bir örgütün kuruluşunda ve Yönetim sürecinde yer almak, çocuklarımla olan paylaşımlarımı eksiltmediği gibi tam tersine onların ne kadar özel olduklarını hissettirmek, onlarla olan paylaşımlarımı sizlerle paylaşabilmek adına beni çok daha zengin kıldı. Her tohum, ona en uygun toprak ve iklimde en yüksek verimine ulaşır. Kurum bakımı altındaki çocuklarımızı ihmal ve istismardan uzak, sevgi ve güven dolu bir aile ortamında büyütebilmek bilinci ve dileğiyle… Saygılar… Ayfer Doğan Denizli Koruyucu Aile Derneği Yönetim Kurulu Başk. “20.Ulusal Sosyal Psikiyatri kongresi” sunumundan ANKARA 8.Eylül.2013
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN SANAT ÇALIŞMALARI
Yakın sanat atölyesi sahibi Sayın Gülpembe Yakın tarafından, koruyucu ailede bakımları sağlanan 4-10 yaş aralığındaki 14 çocuğumuzla çocuklarımızın dikkat zeka ve konsantrasyonlarını artırmaya yönelik atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Beş hafta süren etkinliklerin sonunda bir atölye çalışması da koruyucu annelerle yapıldı. (Temmuz 2013) Koruyucu Ailede büyümekte olan 14 çocuğumuzla yapılan çalışma sonucu çıkan değerlendirmeyi sizlerle paylaşıyoruz. 1-Çocukların resim ve söylemlerinden, koruyucu ailelerini sevdikleri ve onlarla birlikte yaşamaktan mutlu oldukları gözlemlenmiştir. 2-Çocuklar evlerinden ayrılmalarının kendilerinin suçu olduğunu düşünmekte ve suçluluk duygusu hissetmektedirler. 3-Her durumda mutlu olsalar da bir çocuğun kendi ailesi yanında olmasının daha iyi olacağını düşünmektedirler. 4-Çocukların tamamı normal zihinsel kapasiteye sahip, hatta büyük bir kısmı üstün zihinsel kapasitededir. 5-Çocukların hepsinde duygu dünyası çok zengin, kendilerini ifade etme becerileri çok iyi, koruyucu ailelerde yeni olan çocuklarda bile ifade becerisinin zengin olduğu gözlenmiştir. 6-Başkalarına yardım etme duyguları ön plandadır. En güzel yerleri olarak kalplerini göstermektedirler. 7-Koruyucu aileye yeni gelen çocuklarımızın benlik algıları düşük, koruyucu ailede uzun süre yaşayan çocuklarımızın benlik algıları gelişmiştir. Çocukların koruyucu ailede kalma süresi uzadıkça benlik algılarında önemli gelişmeler olması beklenmektedir. 8-Aile tanımlarında algıladıkları aile koruyucu aileleridir. 9-Çocuklar günlük yaşamlarında arzuladıkları pek çok şeye sahiptirler. Hayalleri içerisinde yardım etme duygusu ön plandadır. 10-Bir aile çalışması içerinde koruyucu ailede tüm bireyleri kabul etmişlerdir. Bu da bağlanma süreçlerinin olumlu bir göstergesidir.
3
KORUYUCU AİLELER İÇİN SANAT ÇALIŞMALARI
Çocuklarımızın sanat çalışmalarının tamamlanmasının ardından, koruyucu ailelerimiz de sanat çalışmasına katıldı. Bu çalışma hepimize iyi geldi. Çocuklarımızı daha iyi tanıma, onlara yönelik farkındalığımızın artması ve sorunlara farklı bakış açısı sağlayan bu çalışmaları gerçekleştiren Yakın Sanata ve değerli sanat terapisti Gülpembe Yakın’a teşekkür ediyoruz.(20 Ağustos.2013)
KORUYUCU AİLELERLE İFTAR YEMEĞİ Denizli ASP İl Müdürlüğü vederneğimiz tarafındanortaklaşa düzenlenen iftar programında koruyucu ailelerimiz ve çocuklarımızla bir araya geldik. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürü Sayın Abdulkadir KAYA, Sayın vali Abdulkadir DEMİR, vali yardımcısı Sayın Abdullah ACAR ve Daire Başkanı Sayın Davut İMAMOĞLU, İl Müdürü Mustafa İLİK, İl Müdür Yardımcısı Saliha KOÇOĞLU ve dernek başkanımız Ayfer DOĞAN tüm koruyucu ailelerimizle tek tek ilgilenerek sohbet ettiler.İftar programı tüm çocuklarımıza hediyelerinin dağıtılmasıyla sona erdi.(Temmuz2013)
KORUYUCU AİLE BİLGİLENDİRME TOPLANTISI Kuruluşundan bu güne Koruyucu Aile Hizmet modeline ilişkin farkındalık çalışmalarının önemine vurgu yapan derneğimiz, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü koruyucu aile birimi ile Sarayköy’de bilgilendirme toplantısı yaptı. Geniş katılımın sağlandığı toplantıda Sarayköy’de yaşayan hanımlara hizmet modelinin detayları anlatıldı. (27 Ağustos 2013)
4
GÖNÜLLÜ KURULUŞLAR KOORDİNASYON TOPLANTISI
Denizli’de bulunan 57 derneğin çağrılı olduğu Gönüllü Kuruluşlar Koordinasyon Toplantısı Yetiştirme Yurdu Toplantı salonunda, ASPB İl müdürü Mustafa İlik ve İl Müdür Yardımcısı Saliha Koçoğlu’nun katılımıyla, 24. Temmuz 2013 tarihinde gerçekleşti. 20 Dernek temsilcisinin katılımı ile ”Gönüllü kuruluşlar ile dezavantajlı kesimler için neler yapabiliriz” konulu toplantının değerlendirmesini derneğimiz üyelerinden ve Denizli barosu avukatlarından Jülide Keleş Yarışan yaptı. ASPİM Müdürü Sayın Mustafa İlik olumlu gelen her türlü teklife destek olmaya hazır olduklarını, STK’larla birlikte çalışmayı önemsediklerini belirtti. Çocuk Koruma ve İlk Müdahale Birimi kurulmasının 2012 yılının gündeminde olmasına rağmen henüz bu birimin hayata geçirilemediği tespit edildi. Bununla ilgili çalışmaların hızlandırılması talimatı verildiğini umutlanarak öğrendik. • Bilinçli ve çözüme dönük hayat tarzına sahip bireylerin artması açısından Aile eğitim programları ve Evlilik öncesi eğitim programları özel bir önem taşımaktadır. Hukuk İletişim, Medya, İktisat ve Sağlık alanlarında eğitimlerin verildiği bu program koruyucu hizmetler anlamında önemsenmesi ve yaygın uygulama alanı bulması gereken bir programdır. • Kadının İnsan Hakları Eğitiminin talep olmadığı için kapatılmasına karar verilmiş. Talebimiz gereği bu yıl da açık kalmasına ancak eğitim için talepte bulunmamız gerektiği karara bağlanmıştır. Kadınların toplumsal hayatta ve aile içinde yaşadığı sorunlara çözüm olanağı sunan bu eğitimin sürdürülmesi ve katılım sağlanması önemli. • Korunmaya muhtaç çocukların yurtta kalması birçok açıdan çocuğun yüksek yararına aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Çocuk Koruma ve İlk Müdahale Birimi oluşturularak çocukların durumlarının acil incelenmesinin sağlanması, uygun hizmet modelinin tespiti ile aile yanına dönmesi, koruyucu aile hizmeti ya da çocuk evleri seçeneklerinin değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Koruyucu Aile Derneği bu noktada geçici – acil koruyucu aile havuzu oluşturulmasını ve modelinin tanıtımın yapılmasının önemini belirtmiştir. İl müdürümüz Sayın İlik koruyucu aileliğin bir başka koruyucu aile tecrübesi vasıtası ile daha kolay benimsenebilir olduğunu düşünmektedir. Bu fikrin koruyucu ailelerin otokontrol sisteminin STK’lar bünyesinde daha sağlıklı yürüyeceği fikrinin kabulüne evrilmesi ihtimalini umut verici buluyorum. • Umut evleri engelli çocukların bakımını sağlamak üzere oluşturulmuş yapılardır. Bu yapıların sağlıklı ve kolay başlangıçlar yapabilmeleri buralara sağlanacak maddi bir havuz ile mümkün olabilecektir. .Alo 183 hattı, şiddet ve istismar ihbarlarında kuruma bilgi aktarmakta ve yönlendirme yapmaktadır. İhbar mekanizmasının işletilmesinin hukuken bir sorumluluk olduğunu unutmamalı, özellikle aile içinde ihmal ve istismara maruz kalan çocukların çaresiz kalmamaları için hayati önemde olduğunu zihinlerimizden hiç çıkarmamalıyız.(Temmuz 2013)
5
KORUYUCU MELEKLER EKRANLARDA
Aile ve sosyal Politikalar Bakanlığı, devlet koruması altındaki çocukların, sıcak bir aile ortamında büyüyebilmesi için Koruyucu Aile Uygulamasını tanıtan farklı projeleri hayata geçiriyor. Bunların sonuncusu ise, uygulamanın tüm yönlerinin etraflıca anlatıldığı Koruyucu Meleğim belgeseli. Koruyucu ailelerden, uzaman psikologlara, çocukların kaldıkları sevgi evi ve yurtlarda çalışan personele, uygulamanın dini boyutuna açıklık getiren Diyanet İşleri Başkanlığı yetkilisine kadar konuyla ilgili herkesin bir arada olduğu bu belgesel bir anlamda 76 milyonluk Türkiye’nin ayıbını da yüzüne vuruyor. Kurum bakımında kalmakta olan 14 bin çocuğuna yeni bir aile sunamayan bir ülkenin ayıbını izliyoruz hep birlikte. Kendi ailesi ile büyüme şansı bulunmayan çocuklarımızın başka bir aile yanında büyüme hakkını gerçekleştiremeyen yetişkinler olarak kendimizle yüzleşiyoruz. Denizli Koruyucu Aile Derneği ve bir korucu anne olarak yer aldığımız bu belgeselin çocuklarımız adına çok ses getirmesini dileriz. Belgeselin bir başka katılımcısı olan değerli çocuk dostu, koruyucu anne NURAY AVŞAR’ı Kaybettik. Bakımını üstlendiği iki çocuğu ile biyolojik çocuğu, çocuk hakları gününde annesiz kaldı...Acımız çok derin, eminiz ki çocuklarının ebeveyn yoksunluğu çekmemesi için gerekenler yapılacaktır. Yakınlarının acısını paylaşıyor, başsağlığı diliyoruz. Rahat uyu sevgili anne..
Ümit-Atilla Yavaşal (Koruyucu aile)
DENİZLİ KENT KONSEYİ KADIN MECLİSİNDE TANITIM Denizli Kent Konseyi Kadın Meclisinde Tanıtım Denizli Kent konseyi kadın meclisinde “Koruyucu Aile olmak” konumuzdu. Koruyucu aile olma süreci hakkında hep birlikte aydınlandık. Koruyucu aileler duygu ve deneyimlerini paylaştılar. İsteyenin kolayca ulaşabileceği teknik bilgilerden çok, paylaşılan duygu ve deneyimler etkileyici idi. Katılımcılar bu paylaşımlar sonrası çocukluk süreçlerine daha farklı bakmaya başladılar. Duygularını paylaşan çocuğumuzun bir kitap hazırlığında olduğunu ve kitabın derneğimiz tarafından bastırılacağını sizlerle paylaşmak istedik.
6
UNICEF İLE MİNİ ÇALIŞTAY
Unicef ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Genel Merkezi işbirliğinde gerçekleştirilen koruyucu aile modeli değerlendirme toplantısı, Uzman koruyucu aile eğitimlerine dönük planların yapıldığı mini bir çalıştaydı. Türkiye genelinden 10 koruyucu ailenin katıldığı toplantıda koruyucu aile modelinde koruyucu ailelerin başvuru aşamasından, çocukların yerleştirilmesine ve çocuklarıyla iletişimlerinde yaşadıkları sorunlara kadar tüm deneyimler anlatıldı. Görüş ve öneriler alındı. Koruyucu aile modeli konusunda değerlendirmelerin yapıldığı toplantının moderatörlüğüUNİCEF Çocuk Koruma birimi yöneticisi Eylen Savur tarafından yapıldı. Toplantının katılımcı listesini UNİCEF adına derneğimiz oluşturmuştur. Koruyucu aile sistemi değerlendirme toplantısına Denizli, İstanbul, Gaziantep, Samsun, illerinden ikişer koruyucu aile eşli katılım sağlamıştır.(Ağustos 2013)
UNICEF 2011-2015 ÜLKE EYLEM PLANI Önümüzdeki yıl sona erecek olan UNİCEF eylem planı gerek yeni yapıların oluşması, gerekse çocuklarımızın yaşamında onların yüksek yararı anlamında izlenmesi, desteklenmesi ve duyurulması gereken bir eylem planıdır. UNICEF Türkiye’deki çalışmalarına 60 yıl önce, 1951 yılında başlamıştır. UNICEF’in çalışmaları Hükümetle işbirliği programının bir parçası olarak, ülkenin çocuk, kadın ve gençlerle ilgili önceliklerini destekleyecek şekilde yürütülmektedir. Türkiye son 60 yılda çocuk hakları konusunda pek çok kazanım elde etmiştir ancak tüm hakların hayatta geçirilebilmesi için yapılacak pek çok şey vardır. UNICEF 2011-2015 yılları arasında çocuğun hayata en iyi başlangıcı yapması, sağlığı, eğitimi, korunması ve katılımı alanlarında hükümet ve diğer ortaklarıyla birlikte çalışmaya devam edecektir. Bu yeni ülke programının vurgusu; çocuk yoksulluğu, okul öncesi eğitim ve 14-18 yaş grubundaki çocukların (ortaöğretime devam edenler ve etmeyenler) ihtiyaçlarının karşılanması olacaktır. Ülke Programı Farklılıkların Azaltılması, Sosyal İçerme ve Koruma ile Gençlerin Güçlendirilmesi ve Koruma ana başlıklarında hazırlanmıştır. I. Farklılıkların Azaltılması, Sosyal İçerme ve Koruma Çocuk yoksulluğu ve sosyal içerme: UNICEF, ortakları ile birlikte çocuk yoksulluğuyla mücadele için ulusal politika ve stratejiler uygulanması ve çocuklar ve aileler için daha büyük bir mali alan yaratılması yönünde çalışacaktır. Ulusal ve yerel yetkililer çocuk yoksulluğu ve sosyal içermeyi hedefleyen kaynak tahsislerinin etkililiğini planlamak, bütçelemek ve izlemek için çocuk yoksulluğu, mevcut sosyal koruma sistemi ve çocuklar için yapılan bütçe tahsisi ve giderler konusundaki araştırmalardan elde edilen sonuçlardan yararlanacaktır.
7
Kaliteli ilköğretim: Türkiye ilköğretimde kayıt oranları ve cinsiyet eşitliğinde büyük bir ilerleme kaydetmiştir; ancak ilköğretimde devamsızlık özellikle kız çocuklar arasında bir sorun olmaya devam etmektedir. Kaliteli ilköğretimin tamamlanması ve ortaöğretime geçiş UNICEF’in önceliklerinden biridir. Okul Öncesi Eğitimin Güçlendirilmesi: UNICEF nitelikli okul öncesi eğitime kayıt olan ve devam eden kız ve erkek çocukların sayısını arttırmak için ihtiyaç duyulan davranış ve sistem değişiklikleri ile ilgili ülke önceliğini (çeşitlendirilmiş ve nitelikli gündüz bakım ve okul öncesi eğitim hizmetlerinin ve programlarının sağlanması dahil) destekleyecektir. AB’nin mali desteği ve MEB işbirliğiyle yürütülen proje, dezavantajlı çocuklar ve aileleri için çocuk gündüz bakım ve okul öncesi eğitim programlarına kayıt ve devam oranlarının arttırılmasına katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Çocuğun korunması: UNICEF, (a) hizmetlerin birleştirilmesi ve entegre edilmesi için bir model geliştirilmesi ve (b) çocuk bakım standartlarının geliştirilmesi ve izlenmesi de dahil olmak üzere ebeveynlerinden uzakta yaşayan çocuklar için sağlanan çocuk bakım hizmetlerinin güçlendirilmesi konusunda hükümete destek vermeye devam edecektir. Amaç, her türlü ayrımcılık, şiddet, istismar ve sömürü riski altında olan çocuklar için işleyen bir önleme ve koruma sistemi yönünde ilerlemektir. Erken Çocukluk Gelişimi ve Bakımı (EÇGB): Dezavantajlı ailelerde doğan çocukların yaşamdan beklentilerinin arttırılmasında EÇGB’nin oynadığı önemli rolü göz önüne alarak, UNICEF EÇGB’nin (gelişim zorluklarının ve engelliliklerin erken evrede belirlenmesi dahil) sağlık sistemine entegre edilmesini ve böylece tüm çocukların erken çocukluk gelişimiyle ilişkili tüm risk faktörlerinden korunmasını destekleyecektir. Çocuk haklarının izlenmesi: Meclis çocuk hakları izleme komitesi ve oluşturulması muhtemel bir çocuk kamudenetçiliği (ombudsperson) makamı da dahil olmak üzere, çocuk hakları izleme sistemleri güçlendirilecektir. II. Gençliğin Güçlendirilmesi ve Koruma Ulusal gençlik politikası: Nüfusunun %17,5’i 10-19 yaş arasında olan Türkiye, kapsamlı bir ulusal geçlik stratejisine ihtiyaç duymaktadır. UNICEF, kişisel ve sosyal gelişimleri dahil olmak üzere gençlerin haklarını güvenceye almak ve ihtiyaçlarını karşılamak için bir ulusal gençlik politikası hazırlanmasında hükümete yardımcı olacak ve stratejinin bir ulusal gençlik kurumu yoluyla etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak için çalışacaktır. Gençlerin kendilerini etkileyen kararlara katılımı, bu çabaların yol gösterici ilke ve amacı olacaktır. Ortaöğretim: UNICEF eğitim alanında hükümete verdiği desteği ortaöğretim düzeyini de içine alacak şekilde genişletecektir. Kızlar, dezavantajlı çocuklar ve ortaöğretime kayıt oranlarının düşük olduğu illerdeki çocuklar için ortaöğretime erişimin sağlanması başlıca amaçlardan biri olacaktır. Kayıt oranlarının artırılmasının yanında devamsızlık ve okul terklerinin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Ortaöğretimin işgücü piyasasının ihtiyaçlarıyla daha uyumlu olması hedeflerden biridir. Bunun hem ortaöğretime katılımı arttırması hem de gençleri çalışma hayatına hazırlaması beklenmektedir. Çocuklar için Koruma: UNICEF ve hükümet çocuk adalet sistemi reformunda işbirliği yapmaya ve tamamen uluslararası standartlar ve Çocuk Koruma Kanunu doğrultusunda çocuklar için adaleti sağlamaya devam edecektir. Hâlihazırda, çocuklar çoğu zaman mahkemeyi beklerken uzun süreler boyunca gözaltında kalmaktadır. Mahkemeye çıkan tüm çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmasını, çocuk mahkemelerinin alternatif tedbirlerden yararlanmasını ve hapis cezasına sadece son çare olarak başvurmasını sağlamak önemlidir. Gözaltında tutulan çocuklar için bireyselleştirilmiş bir iyileştirme sistemi uygulamaya konacaktır.
8
20.ULUSAL SOSYAL PSİKİYATRİ KONGRESİ
20. Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongresi Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı ve Türkiye Sosyal Psikiyatri Derneği’nin işbirliğiyle 7-10 Eylül 2013 tarihleri arasında Ankara’da düzenlendi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji Binası’nda gerçekleştirilen kongrenin ana teması “Dünden Bugüne, Genden Topluma” olarak belirlenmişti. Kongrede, Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongrelerinin düzenlenmeye başladığı 1994 yılından beri, hem bilimsel anlamda hem de psikiyatri uygulamalarında büyük değişiklikler yaşandığı ve alanda büyük ilerleme kaydedildiği gündeme gelmiştir. Bilimsel ve teknolojik ilerlemelerin Sosyal Psikiyatrinin önemini azaltacağı düşünülse de psikiyatrik hastalıkların ortaya çıkmasında gen- çevre etkileşiminin öneminin anlaşılmasıyla ruh sağlığı için Sosyal Psikiyatri yeniden gündeme gelmiştir.
Kongrenin halk günlerindeki “Dünden Günümüze Aile” konulu halk konferansının konuşmacıları ve konuları; *Doç. Dr. Sermin KESEBİR, Erenköy RSHEAH, “Tek ebeveynli aile olmak” *Abdullah OSKAY, Hayat Sende Gençlik Akademisi Derneği, “Devlet korumasında kalan çocuklar” *Prof.Dr.Neşe EROL, AÜTF Çocuk ve Ergen RSHAD, Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği Kurucu Başkanı, “Koruyucu Aile ve Ruh Sağlığı” *Ayfer DOĞAN, Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı, “Koruyucu Aile Olmak” *Doç.Dr.Duru KUZUGÜDENLİOĞLU GÜNDOĞAR, SDÜTF RSHAD, “Koruyucu aile olmanın psikososyal yönleri” *Av. Türkay Asma, “Çocuğun Aile İçindeki Hakları” *Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı temsilcisi, “ Güncel uygulamalar” Öğrenmeye ve öğretmeye devam edeceğimiz bu yolculuklarda çocuklarımızdan öğrendiklerimiz özel bir yer tutmaktadır. Yaşam deneyimlerimizin akademisyenlere aktarılmasının farklı bilimsel çalışmalarla çocuğun yüksek yararı olarak geri döneceğine inanıyoruz.
9
“Her Pedal, Bir Gülücük İçin” 7 EKİM günü, tüm çocuk dostlarıyla anne kucağına ya da baba omzuna ihtiyaç duyan tek bir çocuğumuz kalmayana dek, hep birlikte mutlu çocuk kentleri yaratmak üzere pedallara bastık. Etkinlikte on sekiz sivil toplum örgütü, yaklaşık iki yüz elli bisikletli ve yüze yakın kişi yürüyüş kortejinde yer aldı. Çocukluk dünyasının tutku nesnelerinden olan Bisiklet, bu kez çocukların bir aile yanında büyüme hakkının kullanılmasının bayrağı oldu. Denizli Koruyucu Aile Derneğinin, Er-Bakır-Sorumluluk ve Aktivite Kulübü ortaklığında, DenizliBisiklet Topluluğu’nun desteğiyle ve ilimizdeki 18 Sivil Toplum Örgütünün iştirakiyle gerçekleştirdiği etkinlik pazar gününe damgasını vurdu. Valilik binası önünde saat 12.30’da Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı Ayfer Doğan’ın açış konuşmasıyla başlayan bisiklet turu, büyük bir coşku ve şölen havası içinde Belediye Meydanına doğru devam etti. Bisikletli ve yürüyüşçülerin Belediye Meydanında toplanmasından sonra dernek başkan yardımcısı Hatice Böbeci Basın açıklamasını okudu. Basın açıklamasında; Etkinliğin amacını;koruyucu aile modeli alanında farkındalık yaratarak,”Kurum bakımındaki çocukların duyarlı ve nitelikli ailelerle yaşama şansının oluşmasını sağlamak olarak özetledi.Katılım sağlayan STK Temsilcilerine, sağlıklı ve mutlu bir toplum yapısının temeli olarak tanımlanan “mutlu çocukluk süreçlerinin artarak çoğalması için etkinliğe katkı sunmalarından dolayı teşekkür edildi. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Mustafa İlik destek verdiği ve tebrik için geldiği etkinlik alanındaki coşkuya katıldı. Forum Çamlık’ta Er-bakır Aktivite ve Sorumluluk Kulübü başkanı Makbule Coşgun’ un konuşmasından sonra, broşürlerin dağıtılmasıve katılımcıların “Sevgi dolu bir ailede büyümek her çocuğun hakkıdır.” diyerek ellerindeki balonları havaya uçurması duygusal anların yaşanmasına ve coşkuya sebep oldu. Etkinlik Çamlık parkında düzenlenen mangal partisi ile sona erdi. Mangal partisinde bir araya gelen koruyucu aileler, çocuklar ve katılımcılar bu aidiyetin en güzel aidiyetlerden biri olduğu konusunda hem fikirdiler. Katılımcılar Çocuk Hakları ortak paydasının vazgeçilemez, ertelenemez ve çok özel olduğunu vurgulayarak Denizli Koruyucu Aile Derneği Yönetimine teşekkür ettiler. Tekerleklerin hızla mutlu çocuk kentlerine yol alması dileğiyle.( Ekim 2013)
10
Öykü’nün Öyküsü Doğdum kucaklayamadı annem. İlk çığlığımı duydu, göğsüne yatırdılar beni. Sonra çıkıp gitti hastaneden. Nefes almak kadar zordu ondan ayrı kalmak. Anne memesi yerine biberonla doyacak, kurumda her gün değişen bakıcıların yüzlerini tanımaya çalışacaktım. Henüz yokluğunun acısına alışmaya başlamışken , sıcacık bir kadın tüm yüreği ve tüm bedeniyle kucakladı beni. Sevgi doluydu kucağı. Biberonumu doldurup, göğsünde besledi beni. Anneydi. Annemdi. Hayatta daha büyük mutluluk olmaz diye düşünürken kalın bir erkek sesi benim güzel kızımın karnı ağrımasın sonra diyerek gazımı çıkarttı. Sonraki günlerim diğer bebeklerinki gibi geçti. Ateşlendim, başımda beklediler. Diş lerim çıkarken çok ağladım beni sırayla salladılar. Sevdiler sevdiler sevdiler…. Bu sevgi harmanında kah gülüp, kah ağlayıp büyüme yolculuğuma devam ederken bir gün telefon çaldı. Telefonu kapattıktan sonra annem beni oynadığım yerden alıp bağrına bastı ağlamaya başladı. Bir taraftan gözlerini siliyor bir yandan beni kucağında tutarak tekrar telefon etmeye çalışıyordu. Babamın sesini duyar gibi oldum. Sonra yorulup uyumuşum. Uyandığımda annem de babam da başucumdaydı. Sevgi pınarlarım bu kez farklı gülümsüyordu. O geceyi anlayamadığım bir nedenle annemle babamın arasında uyuyarak geçirdim. Çok da keyifliydi. Ertesi sabah annem beni ağlayarak giydirdi. Kendisi de hazırlandı. Gözlerini sile sile kocaman bir binanın kapısından içeri girdik. Bizi bir amca karşıladı. Beni annemin kucağından alarak ne kadar çok büyüdüğümü, ne şirin bir kız olduğumu söyledi. Anneme çok teşekkür etti. Tekrar görüşeceklerini söyledi annem beni bir kez daha kucaklayıp, öperek amcaya verdi. Amcayla birlikte bir başka odaya girdik. Beni amcanın kucağından canım benim diye bağırarak göğsüne bastıran gencecik bir kadın karşıladı. Yanında onun gibi genç, yakışıklı bir adam biraz mahcup, biraz suçlu bir halde duruyor, bana dokunmak için cesaret arıyordu. Annemi istiyordum ben ama bu kadında da bana tanıdık gelen bir şeyler vardı. Sanki çok öncelerden hatırladığım özel bir koku vardı, burnuma dolan. Genç kadın durmadan amcaya teşekkür ediyor, genç adam mahcup bizi izliyordu. Annem ve babammış beni böylesine hasretle kucaklayan. Bulup, aldılar beni sevgi pınarından. Kendi sevgileriyle doldurdular. Sevgi pınarım çağıldıyormuş hala. İki yeni çocuk varmış bağrında.Çoğalarak çağıldasın sevgi pınarları. Hiç dinmesin diye size anlattım kendi öykümü. Sevgi pınarlarını çoğaltın kurumasınlar asla, bebekler susuz ölürler sonra. Şefika Yıldız (Koruyucu Aile)
11
BİR YUMAK SEVGİ , BİR YUMAK MUTLULUK
Kış ve Bahar kermesimizde Atölye Grubumuz ve Atölye Grubu Başkanı arkadaşımız Ferah Göçtü nefes nefese çalıştı. Denizli Belediyesi Kent Konseyi Kadın meclisinin desteklediği kermes Atölye grubu başkanımız Ferah Göçtü ve gönüllü arkadaşlarımızın çabalarıyla gerçekleşti. Çatalçeşme Oda Tiyatrosu önünde gerçekleşen her iki kermese de kermese ilgi yoğundu. Koruyucu Aile hizmet modelinin tanıtımının yapıldığı kermesler hem bir farkındalık ve tanıtım çalışması, hem de çalışmalarımıza ekonomik destek oluşturdu.
Bahar kermesinden… Kermeslerle ilgili konuşan Atölye Grubu Başkanımız Ferah Göçtü; Bir yumak Sevgi Bir Yumak Mutluluk sloganıyla başlayan atölye çalışmalarının çok farklı paylaşımlara hizmet ettiğini, atölyede üretilen ürünlerin çocuklarımıza mutlu aile ortamları olarak geri döndüğünü belirtti. Bunun atölyede destek veren arkadaşlar üzerinde ayrı bir mutluluk yarattığını, zaman ayırabilecek herkesin en az bir kez atölye çalışmasında yer alması gerektiğini söyledi. El becerilerini toplumsal sorumluluk adına kullanabilecek sevgi dolu yürekleri bekliyor atölyemiz, diyerek isteklileri davet etti. Her iki kermes de de katkılar sağlayan Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Gülnur Candan Oymak ve Meclis üyelerine arkadaşlarımıza destekleri için teşekkürler .(Kasım 2013 – 23_Mayıs 2014)
12
V. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu (1-3 Kasım 2013 Antalya, Türkiye)
V. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu 1-3 Kasım 2013 tarihinde Polis Akademisi, Suç Araştırmaları Merkezi (SAMER) tarafından düzenlendi. Sempozyumun en önemli amacı ulusal ve uluslararası alanda Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar konusunda çalışan uygulayıcılarla akademisyenlerin bir araya gelerek bilimsel yöntemler ışığında işbirliği ve diyalogun geliştirilmesi, bilimsel analizlere dayalı politika önerileri geliştirilmesiydi. Sempozyumun bu yılki teması “Çocuk ve Şiddet: Toplumsal Şiddetin Cenderesinde Çocuklar” olarak belirlenmişti.
Sempozyuma Dernek Başkanı Ayfer Doğan ve Başkan Yardımcısı Hatice Böbeci katılım sağladılar. Sempozyum katılımcılarına her fırsatta koruyucu aile sisteminin toplumsal hayatta yaygınlaştırılmasının ne denli gerekli olduğu aktarıldı. Tüm sunumlar mümkün olduğunca dinlendi ve kazanımlar elde edildi. Dernek olarak yaklaşımımızın, şiddet ortamının çocuklarına, koruyucu aile hizmet modelinin alternatif bakım modeli olarak devreye girmesi olarak aktarıldı. Bizler, öncelikle koruyucu önleyici tedbirlerin, kurumların işbirliği, STK önerilerinin dikkate alınarak oluşturulacak yasa ve yönetmelik değişiklerinin, konunun uygulayıcıları tarafından, çocuğun birey olarak algılanması çerçevesinde yaşama geçirildiği takdirde, çocuk refahına giden yolda kalıcı adımlar atılabileceğine inanıyoruz. Daha iyi ve şiddetten uzak bir dünyanın mümkün olabileceğinin farkındayız. Hem kendimiz hem çocuklarımız adına, bunu gerçekleştirmek ne tek başına kamunun, ne kolluk güçlerinin ne de STK’ların başarabileceği bir dönüşüm değildir. Böyle bir dönüşüm; dünyaya gözlerini açan bebeğe hoş geldin yeni yurttaş diyebilen, onun birey olarak haklarına saygı duyan bir toplum hayalini ortaklaşa kurmayı başarabilen insanların gerçekleştirebilecekleri bir sosyal toplum düzenidir. Geçici koruyucu aile hizmet modeli yaşamın zorladığı her alana yaygınlaştırılmadan, çocukların şiddet tanıklıkları ciddiye alınıp rehabilite edilmeden, var olan kurumlarımızı daha işlevsel ve daha ortak işbirlikleri gerçekleştirir hale getirmeden şiddeti toplumsal yaşamdan uzaklaştıramayız. Eğitimde nefret ve ötekileştirme anlayışını ve bu dili değiştirip, sevgi, paylaşım ve barış dilini çocuklarımıza bir edinim olarak vermedikçe, toplumsal cinsiyet eşitliğini yaşam biçimimiz haline getirmedikçe şiddeti daha çok konuşacağımız ortadadır.(Kasım 2013)
13
V. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyumu Ardından..
1-3 Kasım 2013 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilen 5. Uluslararası Risk Altında ve Korunması Gereken Çocuklar Sempozyuma 412 kişi katılmıştır. 138 adet sözlü 37 adet de poster bildirisi sunulmuştur. Sempozyuma Türkiye’nin yanı sıra ABD’den Hindistan’a uzanan geniş bir coğrafyada yer alan 32 farklı ülkeden çocuk alanında çalışmalar yapan araştırmacılar katılım sağlamıştır. Katılımcılar; çocuk koruma alanında çalışan akademisyenler, sosyal hizmet, sağlık, hukuk, kolluk ve eğitim gibi farklı disiplinlerden araştırmacılar, uygulayıcılar yöneticiler ve sivil toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşmaktadır. Çocuğa karşı şiddet sadece belirli coğrafyalarla sınırlandırılamayacak kadar geniş ve karmaşık bir yapıda bir sorun olup, global düzeyde hissedilen uluslar üstü bir sosyal sorun olarak görülmeye başlamıştır. Bu itibarla çocuğa karşı şiddetin önlenmesine yönelik yapılacak bilimsel çalışmalar ve uygulamalarda uluslararası yaklaşım belirleme, karşılıklı tecrübe paylaşımı ve işbirliği büyük önem arz etmektedir. Çocuğa yönelik şiddetin çocuğun bulunduğu tüm mecralarda değerlendirildiği sempozyumun en önemli sonuçlarından biri de; Önleyici tedbirlerin, risk tarama modellerinin ve erken uyarı sistemlerin geliştirilmesi gerektiğidir. Çocukların şiddetle karşı karşıya kaldıklarında yaşadıkları travmalar uzun vadede etkili olmakta ve tamamen ortadan kaldırılmaları da neredeyse imkânsız hale gelmektedir. Bu itibarla risklerin belirlenmesi, erken dönemde azaltılması, kontrol altına alınması ve nihai hedef olarak ortadan kaldırılması çocukların korunması açısından büyük önem arz etmektedir. Gelecek yılın Sempozyumunda ana tema olarak “Çocuk Adalet Sistemi: Cezalandırmaktan Onarmaya Yeni Arayışlar” olarak belirlenmiştir.
Nihat Tarımeri (Sosyal Hizmet Uzmanı)
14
“MİNİK DÜŞLER, KOCAMAN YÜREKLER”
2012 yılından beri her yıl, yılda iki dönem olmak üzere Pamukkale üniversitesi öğrenci kulüpleri ve gönüllülerle sürdürülen proje çalışmalarına bu dönem Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi, Psikolojik danışmanlık ve Rehberlik öğrencileriyle Topluma Hizmet dersi kapsamında yeni bir projeyle başladık. Proje kapsamında öğrencilerin koruyucu aile modeli hakkındaki farkındalıklarının yanı sıra, koruyucu ailelerin çocuklarıyla uyum süreçleri ve çocuk hakları çalışmalarının yapılması planlandı.Koruyucu ailelerin, koruyucu aile olma süreçlerinde ve koruyucu aile olduktan sonra yaşadıkları duygu ve deneyimler alanında vaka değerlendirme çalışmaları yapıldı. Her hafta dernekte yapılan toplantılarda, ailelerin sorunlarına ışık tutmakla beraberkoruyucu aile modelinin, fark edilmesi çalışmaları da gerçekleştirildi.Proje 10 Ekim 2013 – 10 Aralık 2013 tarihlerini kapsadı. Minik düşler, kocaman yüreklilerle nasıl sevgiyle buluştu... Öykülerimizi anlattık bu toplantıda. Neler yaşadık. Nasılgüçlendik. Nasılbaşardık. Nekazandık. Kocamanyüreklerin, minik düşleri yaşama nasıl hazırladıklarını dinlerken bir hüzünlendik, bir neşelendik. Hepimiz için yararlı ve çok keyifli bir paylaşımdı. Yaş:44 Eğitim Düzeyi: Üniversite mezunu Medeni hali: Evli Koruyucu ailemizin biyolojik2erkek çocuğu vardır. 6-7 yıl önce 2,5 yaşında bir kız çocuğunun koruyucu aileliğini üstlenmişler,koruyucu aile modelini öğretmenlik yaptığı sıradasosyal hizmet uzmanı bir velisinin sayesinde öğrenmiştir. Koruyucu Aile Derneğinde etkin görev almaktadır. Koruyucu aile başvurularından uzun bir süre sonra 2,5 yaşında bir kız çocuğunun koruyucu ailesi olmuşlardır.Bakımlarını üstlendikleri kızlarının kurumdaki kalma süreci 2 gün gibi oldukça kısa bir süredir. Çocuğun annesinin yanında gelmiş olması ve kurum bakımındaki kalış süresinin kısa olmasınınolumsuzlukları en aza indirdiğini belirtmiştir. Koruyucu ailemiz şimdi kızını sevgi dolu bir çocuk olarak tanımlamaktadır. Koruyucu ailemiz uyum sürecinde biri 8 diğeri 11 yaşındaki oğullarını durumu açıkladığında hiçbir sorun çıkarmadıklarını belirtiyor. Koruyucu ailemiz kızlarıyla karşılaşma anlarını oldukça heyecanla anlatmakta, kızının saçlarının iki taraftan toplanmış, ufacık bir bebekle karşılaştıklarını söylerken gözleri dolmaktadır. Kızlarının 4 yaşına kadar koruyucu ailesinin, biyolojik ailesi olduğunu zannetmektedir. Ancak anaokuluna başlayacağı sırada soyadı farklı olduğu için sorgulamaya başladığı süreçte bir psikolog eşliğinde koruyucu ailesi olduğunu anlatılmıştır. Bu dönemde de çocuğun soru sorduğu süreçlerde açıklamalar yapılmıştır. Bu süreçte çocuğun biyolojik ailesiyle görüşmeleri düzenlenmiş ve devam etmektedir.Ancak zamanla bunları aştıklarını da anlatmaktadır. Daha sonra çocuğun kuruma bırakılma nedenine, yönelik sorgulamaları başlamıştır. Koruyucu aile çocuğun geçmişe dönük yaşantısı hakkında bilgi edinmek istediği süreçlerde sıkıntı yaşadıklarını belirtmektedir. Fakat bu durumu da yine dernek ve derneğin psikoloğu sayesinde atlattıklarını belirtmiştir.
15
TESPİT: • Koruyucu ailede bakımı sağlanan çocuğun, evdeki biyolojik çocuklarla uyumu. • Çocuğun okul çağın geldiği süreçle birlikte soyadı farkından yola çıkarak sorgulamaya başlaması ve kimlik kargaşası yaşaması. Buna bağlı olarak koruyucu ailedeki çocuğa durumunun açıklanması • Çocuğun kendi ailesini merak etmesi ve sorgulamaya başlaması. Çocuğun biyolojik ailesine yönelik bilgi ihtiyacının doyurulması • Kızlarının gelişim dönemine uygun olarak sorularına yanıt bulması. • Bu süreçlerde gerekli yerlerden desteklerin alınması ÖNERİ: - Koruyucu aileler bakımını üstlendikleri çocuğun biyolojik ailesiyle, görüşmeleri konusuna bilinçli yaklaşmalı. -Çocuklarımızın sevgi aidiyet ile ilgili ihtiyaçları olduğu göz önünde bulundurularak daha duyarlı yaklaşılmalı. -Koruyucu aileler rutin aile toplantıları düzenlenmeli ve bu toplantılarda ailelerin paylaşımlarda bulunmalarına fırsat verilmeli. -Koruyucu ailemiz psikolog ve sosyal hizmet uzmanı desteğinin almalı ve baş edebilme becerilerini geliştirmeli. -Koruyu aile kadar, biyolojik ailede bilinçlendirilip çocuğun yararına yönelik görüşmeler yapılmalı. Koruyucu ailenin biyolojik aileye bakış açısının da önemli olduğu bu sürecinde çocuğun yararı açısından değerlendirilmeli. -Koruyucu aile sistemine ilişkin toplumsal farkındalık ve bilinçlendirme çalışmaları yapılarak toplumsal destek sağlanmalıdır.
16
SOSYAL HİZMET SEMPOZYUMU
Türkiye’de Çocuğun refahı ve Korunması, Kapsayıcı bir yaklaşım arayışı Ana teması “Türkiye’de Çocuğun Korunması ve Refahı: Kapsayıcı Bir Yaklaşım Arayışı” olarak belirlenen sempozyum, farklı disiplinlerin, akademisyen ve meslek elemanlarının buluştuğu, çocuk koruma alanında çalışmalar yürüten kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin bir araya geldiği bir platform yaratmasını sağlamıştır. Sempozyum Kocaeli Üniversitesi, Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü, Gündem Çocuk Derneği ve Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği tarafından düzenledi. Rektör Prof. Dr. Sezer Ş. Komsuoğlu, Vali Yardımcısı Aziz İnce, dekanlar, yüksekokul müdürleri, Kocaeli Sağlık Yüksekokulu Sosyal Hizmet Bölümü Başkanı ve Kongre Başkanı Doç. Dr. Hakan Acar, il protokolü, yurtdışı ve yurtiçinden akademisyenler ile öğrenciler katıldı. Sempozyumda, “Çocuk Hakları ve İhlaller”, “Çocuk Koruma Politikaları”, “Çocuk Yoksulluğu”, “Çalışan Çocuklar”, “Engelli Çocuklar”, “Çocuğa Yönelik Şiddet” konularında oturumlar düzenlenmiş, anahtar konuşmacıların ve bildiri sunumlarının yanı sıra atölyeler, film gösterimi serbest kürsü gibi etkinlikler de yer almıştır.. Bizler de bu sempozyumda alanımızda farkındalık yaratma fırsatı bulabildik ve dernek olarak bizler de Sempozyuma bir bildiriyle katılım sağladık. Bildiri konumuzu ‘‘Çocuk Koruma Sisteminde Sivil Toplumun Rolü’’ olarak belirledik.
Sempozyum özet bildirimiz: Çeşitli nedenlerle koruma altına alınmış olan çocuklarımız için oluşturulan bakım sistemleri içinde aile temelli bakım sistemleri öncelikli ve çocuğun iyi olma halini oluşturmaya en uygun sistemlerdir. Tüm dünyada korunmaya muhtaç çocuklar için aile temelli bakım yöntemleri en çok tercih edilen bakım şeklidir. Çocuk Hakları sözleşmesi de çocuğun aile ortamında büyüme hakkını vurgulamaktadır.
17
Herhangi bir nedenle ailesi yanında büyüme şansını kaybeden ve kurum bakımına alınan çocuklarımıza, yeni bir aile sunan ve Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlüklerince yürütülen koruyucu aile bakım sistemi içerisine, çocuklarımıza nitelikli bakım sunabilecek koruyucu ailelerin dâhil edilmesi önemlidir. Türkiye’de halen, 11.392 çocuk kurum bakımındadır (Temmuz 2013 ASPB). Koruyucu aile hizmetinden yararlanan çocuk oranı Dünya’da %77 olmasına rağmen Türkiye’de %25’dir (2.759 çocuk). Türkiye’deki mevcut yasalar koruyucu ailelik ile ilgili hizmeti tamamıyla kamuya yüklemiştir. Kamu ve STÖ iş birlikleri çocuk refahına yönelik hizmetin niteliğinin artırılmasına katkı sağlayacaktır. Bu alanda çalışan bir STÖ olan Denizli Koruyucu Aile Derneği yerel, ulusal ve uluslararası alanda çalışmalarını yürütmekte, sistem içinde yer almayı toplumsal bir sorumluluk, hizmet modelinin yerine getirilmesini ise Çocuk Hakları Sözleşmesinin aile yanında büyüme hakkının uygulamada gerçekleştirilmesi olarak görülmektedir. Koruyucu aile sistemine dâhil olan koruyucu ailelerin, derneğin kuruluşu olan 2009 sonrası algısı, *Toplumdaki farkındalık düzeyi değişimi, *Hizmetin veriliş niteline katkısı ve bunlarla paralel olarak çocuk refahına etkilerini, *Çocuklarımızın eğitim ortamları, mekânsal yaşam alanları, kendilerini ifade ettikleri aktiviteler ve çalışmaların sürdürülebilirliği yönündeki değişimlerdir. Kamu ile sivil toplum kuruluşları (STK) ve meslek örgütlerinin hizmetin niteliğini artırmak amaçlı güç birliği yapmaları gerekmektedir.
Yorucu olsa da keyifli ve doyurucu geçen bir sempozyumu daha geride bıraktık. Programda yer alan her sunum birbirinden özel ve birbirinden öğreticiydi... Çocuk alanında yapılması gereken tüm öneri ve çalışmaların kanun koyucular tarafından dikkate alınması ve uygulamada yer alması dileğiyle... . Sempozyumun düzenlenmesinde emeği geçen düzenleme kuruluna ve katılım sağlayan tüm çocuk dostlarına teşekkürler.
18
9. GELENEKSEL KAHVALTIMIZ
Çocuklarımızın kendi yaşamlarının öznesi ve hak sahibi bireyler olarak gören bizler, bu alandaki farkındalığı artırmayı ve duyarlılıklarımızı tüm toplumla paylaşmayı önemsiyoruz. Bu amaçla, gelenekselleşen 9.kahvaltımızı çocuklarımıza yaşam desteği veren tüm çocuk dostlarıyla paylaştık. Aramıza yeni katılan koruyucu ailelerimize de hoş geldin dediğimiz bu güzel Pazar sabahında İl Müdürümüz Mustafa İlik’ten aldığımız motivasyon bizi daha da güçlendirdi.(Aralık 2013)
Motif Nakış Tekstil’i Ziyaret Ettik. Koruyucu Aile Derneği olarak, destekçilerimizden MOTİF Nakış Tekstil’in sahibi Sayın Yüksel ARPACI’yı ziyaret ettik... Yüksel Bey’in çocuk duyarlılığına ve desteğine teşekkür ederken, değişik ülkelerden topladığı el yapımı minik uğurluk ve müzik aletleri koleksiyonu harikaydı... Koruyucu aile derneği atölyesi için yeni fikirler oluşturduk. Derneğimize yaptığı katkıları için teşekkürler...(Aralık 2013)
19
YAPICI DİSİPLİN MODELLERİ EĞİTİM SEMİNERİ
Sevginin, özellikle çocuk sevgisinin ön plana çıktığı derneğimizde, emek, bilgi, sevgi harmanını oluşturmada bilgi ve emeğin görünür kılınmasıydı seminerlerimiz. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Başkanı Prof.Dr. Abdurrahman Tanrıöğen tarafından Koruyucu Ailelere verilen seminer, 6-12 yaş grubundaki çocukların anne ve babalarına yönelikti. Çocukların davranışlarının disipline edilerek onların başarısını artırıcı ve etkili bir vatandaş olması yolunda önemli kazanımlar elde etmesine, çocuğun evde ve okulda başarılı ve barışçı bir yaşama sahip olmasına, akademik ve sosyal başarısına olumlu katkı sağlayıcı nitelikteki seminerin ikincisi gerçekleştirildi.(Aralık 2013)
‘‘Çocuğumun Koçu Olmak’’ Koruyucu ailelerimizin kişisel gelişimlerini destekleyen eğitim ve seminerler sürdürülmeye devam etti.Bu kez Adem Yıldırım (Yazar/Kişisel Gelişim Uzmanı) ve Yelda Kazanoğlu (Arya Dönüşüm) tarafından gerçekleştirilen Koruyucu Aileler için Çocuğumun Koçu olmak semineri TMMOBB Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
20
TRT 1 RÖPORTAJ
TRT 1 de 2014 ün ilk sabahı yaptığımız röportajı size aktarıyoruz. ‘’Gözle görülmeyeni vermeye hazır halde karşıladık onları… Evlerimizi, sofralarımızı, her şeyden önce yüreklerimizi açtık… Ebeveynleri olmasına rağmen, yokluklarında kimsesizliğin sevgisizliğini yaşamasınlar diye koruyucu aileler olduk. Yeni aile modelimiz çok güzel göründü çocuk yüreklilere... Onlar, bizlerin denizyıldızları oldu ve bizler onlarla parlamaya başladık yeni yaşamlarımızda… Işığımız çoğalsın istedik, öylesine çoğalsın ki… İsteyen herkesin bir denizyıldızı olsun. Denizyıldızları sahillerde kurumasın, onlarla birlikte olanlarla, okyanusların Mavi sularında yeni yaşamlarını kucaklasın doyasıya… Okyanusa giden ırmak olsun diyerek derneğimiz kuruldu... Şimdi, onları okyanuslara taşıyabilmek için daha hızlı akmaya, çevremizdeki ırmaklarla birleşerek hızla yol alamaya çalışıyoruz.’’ Evet, bu sözler Denizli Koruyucu Aile Derneği’nin sözleri... Yüce gönüllü, büyük insanlar onlar... Telefon hattımızda Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı Ayfer DOĞAN var... Merhaba, 1) Öncelikle duyguları böylesine güzel dile getirdiğiniz ve bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ediyoruz... Koruyucu aile olmak nasıl bir sorumluluk, koruyucu aileler neler yaparlar? Ben öncelikle yeni bir yıla girdiğimiz şu saatlerde bizi dinleyen herkese iyi yıllar diliyorum. Artık çocuklarımız için, iyi dileklerden daha fazlasına ihtiyacımız var. Umarım çocuklar adına herkes bir şeyler yapmaya başlar. Koruyucu aile olmak, herhangi bir nedenle ailesi yanında büyüme şansını kaybeden ve kurum bakımına alınan çocuklarımıza, ebeveyn yoksunluğunu hissetmemeleri adına yine bir aile sunan bir bakım modelidir. Ben koruyucu aile olmayı “Bir çocuğun yaşam yolculuğuna eşlik etmek” olarak düşünüyorum. Çocuklar çeşitli nedenlerle ailelerinden ayrılmak zorunda kalır ve kurum bakımına alınırlar. Çocuğun temel fizyolojik ihtiyaçları kurumlar tarafından karşılanır. Ancak Kurum bakımındaki bir çocuğun en temel ihtiyacı sosyal ve psikolojik ihtiyacıdır. Yani sevilmeye ve güvene ihtiyacı vardır. Özellikle 0-3 yaş ve 3-6 yaş aralığındaki çocukların kurum bakımında kaldıklarında bağlanma bozuklukları gösterdikleri ve yetişkin olduklarında daha derin sorunlar yaşadıkları bilimsel artırmalarla kanıtlanmıştır. İşte bu en temel ihtiyacı karşılayan bir ailedir. Çocuğa sevgi ve güven verebilecek bir ailedir. Yani çocuğun ihtiyaçlarının farkında olan nitelikli bir aile… Koruyucu aile, bir biyolojik aile kendi çocukları için neyi yaparsa, onu yapar kendi çocukları gibi, bakımlarını üstlendikleri bu çocukları büyütür ve hayata hazırlarlar. Kendi çocuğunuzu büyütürken duyduğunuz sorumlulukla aynıdır. Eşdeğerdir. 2) Koruyucu aile olmanın yasal zorunlulukları nelerdir? Koruyucu aile olmanın yasal bir zorluğu yoktur. Yasal gereklilikleri vardır. Koşulları vardır. Öncelikle alt kriterleri vardır. En az ilk okul mezunu olmak,25-65 yaş aralığında olmak, düzenli bir gelire sahip olmak ,sabıkası ve bulaşıcı hastalığı bulunmamak, fiziksel ve ruhsal açıdan sağlıklı olmak gibi.. Ancak tüm bunlar başvuru için gerekli belgelerdir.
21
Bu belgelerin tamamlanmasından sonra Evinizin durumu, bir çocuğun yetiştirilmesine elverişli koşullarınızın olup olmadığı ve sizin uygun bir koruyucu aile adayı olup olamayacağınız Aile ve sosyal politikalar il müdürlüğü koruyucu aile birimindeki sosyal çalışmacı arkadaşlar tarafından değerlendirilir. Eğer koruyucu aile olarak onaylanırsanız daha sonra tercih ettiğiniz yaş ve cinsiyetteki çocuk veya çocuklarla karşılaştırılırsınız. Çocuğun yerleştirilme süreci bundan sonra başlar. Tabii tüm bu yasal süreci zorlu bir süreç olarak gören ve değerlendiren ailelerin, Koruyucu aile olmalarından sonra yaşayabilecekleri zorluklarla başa çıkmaları zor görünüyor. Bu nedenle bu yasal süreci doğru algılamalarını öneriyorum. 3) Ülkemizdeki koruyucu ailelerin durumunu bize değerlendirir misiniz, eksiklikler nelerdir? Ülkemizde halen 11.642 çocuk kurum bakımındadır. 2691 koruyucu aile yanında 3237 çocuğun bakımı sağlanmaktadır.(Kasım ayı verileri) Dünya verilerinin oldukça gerisindedir. Son yıllarda hızlı bir artış gözlenmiştir ama yeterli değildir. Ancak değerlendirme yaparken duruma sadece sayısal anlamda bakmanın doğru olamadığını düşünüyorum. Sayıları nicel olarak artırmanın yanı sıra çok önemli olan da sorun çözme becerisi yüksek, nitelikli ve donanımlı koruyucu ailelerin sistemde yer almasının sağlanması önemlidir. Koruyucu aile sisteminde en önemli olan koruyucu ailenin eğitimi ve denetimidir. Koruyucu ailelerin niteliğini artıracak eğitim süreçlerine ihtiyaç vardır… Bu süreçler bakanlığın planları arasında yer alıyor elbette ancak henüz hayata geçirilmedi. Toplumsal farkındalık alanında yapılması gerekenler devam ediyor. Evet, artık medya konuya daha ilgili Ancak koruyucu aileler sistemin en iyi elçileridir. 4) Aileler, ebeveynler neden koruyucu aile olsunlar, onları teşvik etmek adına neler söylemek istersiniz? Öncelikle koruyucu aile olmak yaşamına getirdiğiniz bir fark bence, elbette güçlükleri ve ciddi bir emek var yaptığınız işte.. Ancak yaşamınıza dâhil ettiğiniz ve bir yetişkin desteğine ihtiyaç duyan bir çocuğun adım adım gözlerinizin önünde ilerlemesi, onun mutluluğunu ve gelişimini takip etmek, bir insanı duygusal anlamda zenginleştiren bir duygu…tabii hayattaki önceliklerinizden biri buysa.. Ayrıca çocuğu büyütme sürecinde devletin ekonomik desteğiyle bakımını üstlendiğiniz çocuğunuzun size ekonomik bir yükü yok. Yani bunu mazeret gösterenler için söylüyorum. Öyleyse yüreğinizde paylaşabileceğiniz bir sevgi varsa. Harekete geçme zamanıdır..
22
5) Biraz da bu koruyucu ailelerin çocuğu olmaktan bahsedelim... Bildiğimiz kadarıyla sizin bu şekilde dört tane çocuğunuz var... Bize biraz da onların duygularını ve yaşadıklarını anlatır mısınız? Ben 17 Yıl önce koruyucu aile sistemiyle tanıştım. İki erkek çocuk annesiyim. Çocuklarım 10 ve 13 yaşındayken gene TRT 2 de yayınlanan bir programla koruyucu aile hakkında bilgi sahibi oldum. Çok etkilendim bu programdan ve hemen konuyu eşime açtım, çocuklarımla paylaştım konuyu… Çok çabuk kara verdik ve başvurular yapıldı. Yasal süreçlerin ardından 8 yaşındaki kızım katıldı aramıza. Şimdi üniversiteyi bitirdi. Çalışmaya başladı. Ülkemizde bir ilki gerçekleştiriyor. Koruyucu ailede büyüyüp koruyucu ailelere çocukları yerleştiren bir sosyal çalışmacı kızım şimdi. İkinci kez koruyucu aile olma öykümüz bundan 5 yıl önce başladı. Çocuklarımın hepsi üniversitede olunca ev boş kaldı. Yeniden koruyucu aile olduk. 3 ve 5 yaşında iki kız kardeşin koruyucu ailesi.. çok güzel bir paylaşım ve mutluluk var evimizde.. Kızlarım büyüyor, mutlu ve başarılılar, bir kolejde eğitimleri devam ediyor. Şimdi 2. Sınıf ve 5. Sınıftalar. Öykümüz bitmedi. 5 ay önce yeniden koruyucu aile olduk. Koruyucu aileye acil ihtiyacı olan bir genç kızdı kızımız. Uzman arkadaşlarımızın önerisiyle ve ricasıyla konuyu değerlendirdik ve kabul ettik. 15 yaşında lise 1. Sınıfa gidiyor. O’na yaşamı öğretmeye, başarması için desteklemeye devam ediyoruz. Bizim öykülerimize benzer, Türkiye’deki koruyucu ailelerimizin binlerce öyküsü var böyle O kocaman yüreklilerin her birinin öyküsü çok değerli… Onlardan biri olmaktan dolayı kendimi şanslı hissediyorum. 6) Derneğinizden bahsedecek olursak, isminden sadece Denizli’yi kapsayan bir oluşummuş gibi anlaşılıyor ama sizin etkinlikleriniz bütün yurt genelinde... Derneğin faaliyetlerin bize bahseder misiniz? Evet, çalışmalarımız sadece ilimizle sınırlı değil. Çünkü koruyucu aileye ihtiyaç duyan ülke genelinde yaklaşık 11.000 çocuğumuz var. Üstelik çocuk hakları sözleşmesine göre bu onların en temel hakkı. Ülkemiz de imzalanan bu uluslararası sözleşmenin taraflarından biridir. Her çocuğun öncelikle biyolojik ailesi yanında, bu mümkün olamıyorsa bir aile yanında büyüme hakkı var. Biz bu bakış çerçevesinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Neler yapıyoruz… *Tanıtım ve toplumsal farkındalık alanında yapılan çalışmalar *Koruyucu aile ortak algı ve vizyon geliştirme çalışmaları *Koruyucu aile sisteminin ülke genelinde gelişimine yönelik akademik çalışmalar. *Üniversite, Ulusal ve uluslararası iş birlikleri *Aidiyet çalışmaları Derneğimiz dünya koruyucu aile örgütünün bir üyesidir.2012 de ülkemizi Sofya ‘da bir sunumla temsil etmiştir. Ayrıca ülkemizin farklı illerindeki koruyucu aile derneklerinin örgütlenme süreçlerini teşvik etmekte ve öncülük yapmaktadır. İstanbul, Hatay ve Balıkesir’de koruyucu aile dernekleri desteklerimizle kurulmuştur.
23
7)
Derneğin ihtiyaç duyduğu, eksikliğini hissettiği neler var?
*Alandaki akademik çalışma ve verilerin artırılması gerekmektedir. Şu an koruyucu aile alanında yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Önümüzdeki süreçteki stratejik planları oluşturabilmesi adına daha çok akademik çalışmaya ve veriye ihtiyaç vardır. *Çocuk hakları temelli örgütlenen STÖ lerin çoğalması gerekmektedir. *Yerel çalışmalardaki deneyimlerimiz bize her ilde var olan değişik STÖ’ler ile yapılacak işbirlikleri ve ortak projelerin çocuk alanına olumlu yansıyacağını göstermektedir. Kamunun ve sivil toplumun sağlıklı iş birlikleri geliştirmesine ihtiyaç vardır. Derneğimiz bu anlamda şanslı STÖ erden biridir. Aile ve Sosyal Politikalar İl müdürlüğü ile yapılan olumlu iletişimlerle çocuklarımız adına yararlı çalışmalar yapmaktayız. Gönüllülük ve sivil toplum algısının gelişmesi gerekmektedir. Derneğimizin özellikle üniversiteden pek çok gönüllüsü olasına rağmen daha çok gönüllüye ihtiyaç vardır. *Birlikte yaşadığımız bu toplumda ne kamu tek başına her sorunu çözebilir ne de STÖ’ler kendilerinin hedeflediği yaşamları oluşturabilir. Üniversitelerimizden bilimi, Kamudan yasaların gücünü, STK’lardan sevgiyi ve gönüllülüğü devşirebildiğimiz zaman çocuklarımızın mutlu olabileceği bir yaşamı yaratabiliriz. 8)
Derneğe üye olmak isteyenlerin neler yapması gerekiyor?
Sosyal duyarlılığı yüksek çocuk dostları… Derneğe bir üye formuyla başvurabilir. Forma bizden ulaşabilirler. Ayda sadece ödeyecekleri 10 tl aidat ücretini düzenli yatırmaları gerekmektedir. Ayrıca gönüllü çalışan bize destek veren birçok çocuk dostu var Türkiye genelinden. Bize iletişim adreslerimizden ulaşarak kendileri hakkında bilgi verirlerse, nasıl destek verebileceklerini değerlendiririz. 9) Size ulaşmak koruyucu aile olmakla ilgili daha detaylı bilgi almak isteyenler için verebileceğiniz iletişim yolları nelerdir? www.koruyucuaile.org.tr GSM:05053956625 koruyucuailedernegi@gmail.com
24
STGM Toplantısı
AB, Mali İşbirliği Aracı (IPA) 2014-2020 Dönemi Ülke Strateji Belgesi’ne Görüş bildirdik.. AB, STÖ’leri Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı (IPA) 2014-2020 Dönemi Ülke Strateji Belgesi’ne Görüş Vermeye Davet Etti. AB, Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA)’nın 2014-20 yıllarını kapsayacak II. Döneminde, TR-AB mali işbirliği finansman önceliklerini sektörel stratejik yaklaşım ile ortaya koyacak olan Ülke Strateji Belgesinin taslağı bir çalışma dokümanı olarak STÖ’ lerin görüşlerine açıldı. Avrupa Birliği, Türkiye’de STÖ’leri taslak Ülke Strateji Belgesi’ne görüşlerini iletmeye davet etti. AB Türkiye Delegasyonu adına, TACSO ve STGM işbirliği ile organize edilen yerel bilgilendirme ve danışma toplantılarından biri, 3 Ocak 2014’te STGM İzmir Yerel Destek Merkezinde, 14.00-17.00 saatleri arasında gerçekleştirildi. Toplantıya Derneğimiz adına Petek üzülmez ve Şebnem Dal üzülmez ve Ayfer Doğan katılım sağlayarak görüşlerimizi bildirdi.
‘‘Her Oyuncak, Bir Gülücük’’ Geçtiğimiz yıl “Bir Küçük, Bir gülücük” adıyla uyguladığımız koruyucu aile tanıtım elçileri, koruyucu aile modelinin tanıtımı ve yaygınlaştırılmasına yönelik gerçekleştirdiğimiz ve oldukça olumlu sonuçlar aldığımız bir projeydi. Projemizin devamı sayılabilecek bir proje de Hayat sende gençlik Akademisi Derneği ve Kalp Ankara Gençlik merkezi Ankara oyuncak kütüphanesi tarafından “Her Oyuncak Bir Gülücük Projesi” olarak hayata geçirildi. Proje kapsamında devlet korumasında kalan çocuk ve gençlerin koruyucu ailede yetişmelerinin sağlanması, koruyucu aile bakım modeline ilişkin bir farkındalık oluşturulması hedeflendi. Dernek olarak projenin eğitim ve bilinçlendirme ayağında sorumluluk üstlenip, katılımcıları koruyucu aile bakım modeli hakkında bilgilendirdik.(ŞUBAT 2014)
25
SOSYAL MEDYA EĞİTİMLERİ
Çocuklarımız ve gençlerimiz için çalıştığımız iddiasında olup onların en fazla yer aldığı sosyal medya alanında olmamak büyük bir eksiklik olurdu. Farkındalığı arttırma, genç yaşlı geniş bir sosyal medya kullanıcı ağına ulaşma amacıyla Derneğimiz bünyesinden Burhanettin Öztekin ve Halil Berdibey, Sivil Toplum Geliştirme Merkezi tarafından düzenlenen “Sosyal Medya Eğitimlerine katıldı. STGM tarafından finanse edilen, Ankara’da 2 gün süren eğitimler sonrası Sosyal Medyada hem görünürlük hem de içerik olarak çok daha zengin bir şekilde var olma şansı bulduk. ( ŞUBAT 2014)
2.Vizyon Arayışı Toplantısı 10 Ocak 2014 tarihinde dernek binamızda yönetim kurulu üyelerimiz ve Gönüllülerimizle yapılan vizyonarayışı toplantılarının 2. sinde ulaşılan sonuçları sizlerle paylaşmak istedik. *Derneğimiz koruyucu aile sistemine çocuk hakları temelinden bakmaktadır. *Koruyucu aile sistemi alanında toplumsal farkındalık yaratılması gerekmektedir. *Sisteme dâhil olan koruyucu ailelerin, çocuğa iyi bakım sunabilecek, çocuğun ihtiyaçlarının farkında olan, ona sevgi ve güven duygusunu verebilecek, sorun çözme becerileri yüksek nitelikli koruyucu aileler olmalıdır. *Henüz ülkemizde hayata geçmemiş olsa da geçici ve uzman, koruyucu ailelere de ihtiyaç vardır. Kurum bakımındaki çocuklarımıza nitelikli bakım sunabilecek her kategoriden koruyucu ailelere ulaşmak gerekmektedir. *Dernek ofisi, aday koruyucu aileler ve var olan koruyucu ailelerin ihtiyaç duydukları süreçte destek alabilmeleri için sürekli açık tutulmalıdır. *Var olan koruyucu ailelerin gelişimleri, eğitimleri ve koruyucu aile ve çocuk uyum süreçleri için psikolog desteğinin sürdürülmesi önemlidir. * Daha kapsayıcı çalışmalar için tüzüğün gözden geçirilmesine gerek duyulmaktadır. *Dernek çalışmalarında şimdiye dek gönüllü sürdürülen bazı çalışmaların, gönüllülük düzeyinde sürdürülmesi için düzenli bir gönüllü yönetimi gerekmektedir. * Şimdiye dek gönüllü yürütülen bazı çalışmaların sürdürülebilirliği, zamanlaması ve çalışmanın niteliği açısından hizmet alımına gerek duyulmaktadır. *Derneğin amaçlarına ulaşabilmesi, yapılmak istenen faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için düzenli ve sürdürülebilir bir ekonomik desteğe ihtiyaç duyulmaktadır. *Güçlü STK yapısı için, üye tabanının güçlendirilmesi, düzenli aidat toplanması ve var olan üye sayısının artırılması gerekmektedir. *Etkin ve güçlü bir STK yapısının sürdürülebilmesi için kurumsal bir yapıya ihtiyaç vardır.
26
HATAYLI DOSTLARIMIZI AĞIRLADIK
2012 yılında Hatay’daki Koruyucu Aileleri ziyaretimizin ardından Hatay Koruyucu Aile Derneği kuruluş aşamasını tamamlayarak faaliyetlerine başlamıştır. Dernek Başkanı Alaaddin Dolmacı ve Başkan Yardımcısı Füsun Tatar ile dernek yönetimi koruyucu ailelerin katıldığı toplantıda iyi uygulama örneği olarak dernek çalışmalarımız aktarılmıştır.Toplantıda koruyucu aile uygulamalarındaki bölgesel farklılıklar, koruyucu aile modeline yönelik standartların değerlendirmeleri yapılmıştır. Toplantı sonucunda Koruyucu Aile modelinin standardizasyonuna katkı sağlamak adına Koruyucu aile dernekleri arası iletişimlerin güçlenmesine, ortak proje ve işbirliklerinin çoğaltılmasına karar verilmiştir.
Demirağlar’da Bayram Sevinci Bu yıl Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramını Er-Bakır Sorumluluk ve Aktivite Kulübü desteğinde Er-Bakır çalışanları, onların çocukları ve çocuklarımızla birlikte trende kutladık. Çocuklarımızı demir ağlara götürdük! İçimizdeki çocukları da… Er-Bakır Sosyal Sorumluluk ve Aktivite Kulübü’nden Ufuk Selçuk ve Selen Güney’in yoğun çabalarıyla gerçekleşen bayram kutlaması yolculuk boyunca sürdü. Onlar eğlenirlerken ikoruyucu ailelerimiz, diğer katılımcılara koruyucu aile modeli hakkında bilgi verdiler. Horsunlu’ da verilen molada çocuklar farklı yarışmalar ve oyunlarla bayramı doyasıya yaşarken aileler mutlu çocukların keyfini hep birlikte paylaştı.( 23 Nisan 2014)
27
DERNEĞİMİZ ve KURUMSALLAŞMA ÇABALARI
Kurumsal mükemmelliğe giden yolda kuruluşumuzun nerede olduğunun değerlendirilmesi, vizyonumuz ve misyonumuzla ilişkili olarak, kuvvetli yönlerimizin ve olası iyileştirme alanlarımızın farkına varılması için uygun bir yönetişim sisteminin devreye girmesi gerektiği yönetim kurulumuzca uzun süredir belirlenen bir ihtiyaçtı. Mükemmellik modelinin ne olduğu hakkındaki bilgilendirme eğitimlerinin ilki ER-Bakır da gerçekleştirildi. ER-BAKIR insan kaynakları Müdürü Sayın Hüseyin Pakdoğan tarafından verilen bu eğitim(19.Şubat 2014) EFQM mükemmellik modeli kuruluşların kendilerinin geliştirmelerini amaç edindiğini öğretti.
Bu anlamda yaptığımız çalışmalarda mükemmel sonuçlara ulaşmak hepimiz için tüm çocukların mutluluğu adına önemlidir. Kurumsallaşma eğitimlerinin 2. si 11-12 Mayıs’ta Er-Bakır ev sahipliğinde Fatin Yücel tarafından verildi. 2 gün süren eğitim çalışmalarına derneğimiz gönüllülerinden 15 kişi katıldı. Yeni liderlerin yetişmesi, dernekteki yeni sorumluluk alanlarının belirlenmesi, daha aktif ve kalıcı projelerle çocuk refahına katkı sağlayacak kurumsallaşmasını tamamlamış bir dernek yapılanmasının adımları atılmış oldu. Kurumsallaşma sürecimiz Erbakır’ın desteğiyle devam edeceği için mutluyuz.
Çocuğa olan duyarlıklarıyla her zaman yanımızda olan Erbakır’ın Değerli Yöneticilerine ve Sorumluluk ve Aktivite kulübüne Çok Teşekkürler...
28
KORKMUYORUM KARANLIKTAN ESKİSİ GİBİ…
Denizli Koruyucu Aile Derneği ve Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş. desteği ile gerçekleştirilen “Korkmuyorum Karanlıktan Eskisi Gibi” projesinde koruyucu aile bakımında yaralanan çocukların objektife düşen ışıkların yansımaları ilk kez Denizli’de 18 Nisan güü Forum Çamlık’ta açılan Fotoğraf Sergisi ile görücüye çıktı.Fotoğraf Sergisi 14 Haziran Aydın’da, 18 Haziran’da ise Fethiye’de Açılacak. Daha sonra farklı illerede taşınması planlanan sergiyle birlikte koruyucu aile farkındalık ve bilinçlendirme eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek. Proje kapsamında kurulan çocuk fotoğraf atölyesinde, koruyucu aile modelinden yararlanabilen 7 – 17 yaşları arasında yaklaşık 20 çocuk yer alıyor. Atölye çalışmalarında öncelikle fotoğrafçılık eğitimleri alan çocuklar, ilk fotoğraf gezisini Denizli’nin dokumalarıyla ve kendine has mimari dokusuyla ünlü ilçesi Buldan’a gerçekleştirdi. Eski Hükümet Konağı’nı, Eski Buldan evlerini ve Süleymanlı Yaylası’nı da fotoğraflayan minik sanatçılar, Tripolis Antik Kentini de ziyaret ettiler.
Minik sanatçıların, fotoğraf gezileri Denizli’nin doğal güzellikleriyle ünlü ilçesi Çivril’le devam etti. Birbirinden güzel ve bir o kadar da etkileyici kareler yakalayan çocuklar, yereldeki son gezilerini Pamukkale (Hierapolis) ve Laodikeia’da gerçekleştirdi.
29
Denizli gezilerini tamamlayan minik sanatçılar, 5-6 Nisan da İstanbul’daydı. İstanbul tarihinin önemli mihenk taşlarından biri olan Ayasofya’yı ziyaret edip, sonrasında Sultanahmet Camii’ni de fotoğraflayarak, Eminönü balıkçılarından balık ekmeğin tadına bakarken, karşı kıyıda Galata Kulesinin kucakladığı İstanbul siluetini çekmiş oldukları karelerle ölümsüzleştirdiler. Son olarak Pierre Loti’den eşsiz İstanbul manzarasına şahit olurken, gezilerinin ikinci gününde İstanbul’da ünlülerle tanışma ve onları fotoğraflama şansı da yakaladılar. Kaldıkları otelde Janset Pacal, Fırat Çöloğlu, Tolga öz ve Yakup Uysalla tanışma ve fotoğraf çekme fırsatı da bulan minik sanatçılar,İstanbul gezisinin ardından Denizli’ye döndüler ve fotoğraf sergileri için çalışmaları tamamlamış oldular.
Proje hakkında konuşan Aydem Kurumsal Gelişim ve Yönetim Sistemleri Müdürü Elvan Yazıcı “ Topluma olan sorumluluğumuzu kurulduğumuz günden bu yana eğitim, kültür sanat, spor gibi farklı alanlarda desteklediğimiz projeler ile yerine getirmekteyiz.” Dedi. Çocuklarımıza ışık kaynağı olmak gibi önemli bir misyonu olan bir projeyi hayata geçirmenin mutluluğunu taşıdıklarını ifade eden Yazıcı “Hayatı aydınlatmak için çıktığımız bu yolculukta, Denizli Koruyucu Aile Derneği ile beraber sürdürdüğümüz Korkuyorum Karanlıktan Eskisi Gibi projemizin de öznesinde İnsan, Değer Yaratabilmek, Süreklilik kavramları bulunmaktadır. Projemizin daha çok hayata dokunması ve değer katması adına projeye destek veren herkese teşekkür ediyorum “ dedi. Projenin amacı ve detayları hakkında bilgi veren Denizli Koruyucu Aile Derneği Başkanı Ayfer Doğan “Bir yıl önce yayınlanarak yürürlüğe giren yeni koruyucu aile yönetmeliğinin tanıtılması, 4 Ayrı koruyucu aile kategorisi olduğunun bilinmesi, (25-65) yaş aralığında sevmekten korkmayan, iyi ebeveynlik becerilerine sahip herkesin bu bakım modeli içinde yer alabileceğinin duyurulması bu projelerle mümkün olacaktır. Projede desteğini esirgemeyen AYDEM yönetimine, Sayın Nurtaç Demir’e ASBP İl Müdürümüze çok teşekkür ederim.” Dedi.
30
SİVİL SESLER FESTİVALİ
15-16 Mayıs tarihlerinde Ankara’da STGM ev sahipliğinde yapılan sivil Sesler Festivalinin 102 katılımcısından biri olduk. Sivil toplum örgütlerinin bir araya gelerek çalışma alanlarındaki verilerin paylaşıldığı, alanlar arasında ilgi kurmanın çalışma biçimlerine ve hak arayışlarına olumlu yansımalarının olacağı düşünülen festivale damgasını vuran olay SOMA faciası oldu. Genellikle hak temelli örgütlenmelerin seslerini duyurmaya çalıştığı günlerde yaşanan 301 canın yitirilmesi festivali bir buluşma ve foruma dönüştürdü. Özgülük ve kent; Demokrasi ve katılım Madalyonun iki yüzü: İnternet ve özgürlüğün değişen sınırları Gibi başlıklar altında gerçekleşen oturumlar katılımcılara faklı vizyonlar sağladı. ODTÜ Vişnelik kampüsüne götürdüğümüz sesimizi üzerlerindeki mesajlarla ileten bebeklerimiz tüm katılımcıların ilgisini çekti. Atölye grubumuzun emekleri mesajlarımızın minik elçileri oldu.
Çocuk alanında çalışan STKlarla yoğun görüşmelerin yapıldığı iki günün sonunda yüreğimizde SOMA’nın acısı, ancak umudu yeşertmeyi sağlayan bilgi paylaşımlarıyla kentimize döndük.(15-16 Mayıs 2014)
5.yılımız 3 Haziran Denizli Koruyucu Aile Derneğinin kuruluşunun 5. yılı. Bizler bir araya geldiğimizde, doğan çocuklar şu an 5 yaşında. Onların sevgisiz, ebeveynsiz büyümemesi adına nice 5 yıllara çoğalarak girebilmek dileğiyle. Bizimle olan tüm çocuk dostlarına teşekkürlerimizle... Yeni yaşımızı kutlarken, koruyucu ailede bakımı sağlanan çocuk sayımızın 100+ olmasının getirdiği mutlulukla Denizli ASP Koruyucu aile birimine ayrıca teşekkürlerimizle…
31