12
“Harika! Sayın seyirciler! Örgümüzün nasıl yapıldığını anlamışsınızdır, şimdi burada yapılmışı var gördüğünüz gibi!” Annesi ve babası Elif’in muzır haline kahkahalarla güldüler. “Hadi kızım hadi! Haylazlığı bırakıp üzerini giy de geç kalmayalım!” Elif koşarak odasına gitti. Üzerini güzelce giydi. Bir an masasındaki koyun şeklindeki kumbaraya takıldı gözü. “Keşke uyku koyunu da burada olsa…” diye mırıldandı. O sırada yatağının kenarından bir ses geldi. “Hişşşt!” Elif merakla etrafa baktı. Biraz da korkmuştu. Kendi kendine söylendi: “Ne oluyor yahu?” Yatağın kenarından bir kukuletanın göründüğünü o anda farketti. Biraz yaklaşınca yatağın arkasına gizlenmiş arkadaşını farketti! Uyku Koyunu, mahçup bir edayla arkadaşını selamladı: “Merhaba!” Elif, eliyle üst dişlerini kaldırarak arkadaşına cevap verdi:
“Ödümü kopardın koyuncuğum! Senin ne işin var burada? Nasıl geldin ki odama?” Uyku Koyunu muzip muzip gülümsedi: “Korktun mu? Ben de seni cesur bir kız sanırdım! Hem evin içinde dolaşıp benim adımı sayıkladığını bilseydim daha önce gelirdim!” Elif ilk şaşkınlığı atlattıktan sonra biraz toparlandı. “İyi yapmışsın, hoş geldin de… Şimdi benim çıkmam lazım. Bir aileye yardım götüreceğiz.” Uyku koyunu hiç istifini bozmadan cevap verdi: “Tamam işte, ben de gelirim senle!” “Nasıl olacak o? Biraz garip olmayacak mı sokaklarda birlikte dolaşmamız. Burası uyku koyunları ülkesi değil biliyorsun. Hem annemle babama ne diyeceğim?” Uyku Koyunu kendini tutamayarak kocaman bir kahkaha attı. “Beni sadece sen görebilirsin Elifciğim! Uyku koyunları ülkesini ve uyku koyunlarını görmek öyle herkese nasip olmaz!” Elif şaşırmıştı. Uyku koyunlarını sadece kendisinin gördüğünü bilmiyordu. Ama aynı zamanda rahatlamıştı. “Hmm… Neyse bunu sonra konuşuruz. Madem benden başka kimse göremiyor seni, hadi gel çıkalım!” Uyku Koyunu, paytak paytak yürüyerek Elif’i takip etti. “Kızım, kül kedisinin balosuna gitmiyoruz, ne uzun sürdü hazırlanman!” Elif, annesinin sitemine karşılık bir şey saklayan çocukların mahçup edasıyla gülümsedi. Uyku Koyunu ise Elif’in haline bakıp bakıp kıkırdıyordu. Tabii bu kıkırdamayı sadece Elif duyuyordu. Arabaya bindiklerinde durum Elif için daha da komik hale gelmişti. Annesi babası önde, Uyku Koyunu Elif’in yanında ön ayaklarını öndeki koltuğa yaslamış komik bir şekilde oturuyordu. Elif gülmemek için kendini o kadar zor tutuyordu ki yüzü kızarmıştı. Erzakları teslim edecekleri eve vardıklarında, babası paketleri arabadan indirirken, Elif de etrafında muziplik yapan Uyku Koyunu’nu engellemeye çalışıyordu.
13
“Elif ben buna bayıldım walla. Artık hep gelirim ben senin yanına. Seni böyle görmek acayip keyifli!” Elif, parmağını ağzına götürüp devamlı Uyku Koyunu’na “sus” işareti yapıyordu. Babası evin kapısını çalınca, temiz giyimli genç bir kadın kapıyı açtı. Annelerinin arkasından üç tane küçük çocuk meraklı gözlerle kimin geldiğine bakıyorlardı. Elif’in annesi kibarca konuştu: “Merhaba kardeş. Biz komşuyuz size. Sizi bir ziyaret etmek istedik.” Kadın hemen içeri buyur etti misafirlerini. Paketleri ellerinden alırken, “Niçin zahmet ettiniz” diyordu mahçup mahçup. Uyku Koyunu da evin içine girince sakinleşmişti. Elif fırsattan istifade yanında getirdiği atkıları, üç çocuğa hediye etti. Çocuklar, rengarenk atkıları boyunlarına sarıp evin içinde koşturmaya başladılar. Uyku Koyunu’nun muzipliği gitmiş yerine gözü yaşlı hali gelmişti. Evin fakir hali onu çok üz-
müştü. Evdeki üç-beş parça eşyanın hepsi dökülüyordu. Ama her şey tertemizdi. Çocukların kıyafetleri bile orasından burasından yamalı olduğu halde mis gibiydi. Elif fısıltıyla arkadaşına fısıldadı: “Dışarıda ben bu ablayı görsem, bir ekmeğe ihtiyacı olduğunu hiç anlamazdım.” “Evet Elifciğim, asıl işte böyle ihtiyaç sahiplerine ulaşmak lazım… Baksana çocuklara nasıl mutlu oldular.” Büyükler aralarında sohbet ederken, Elif de çocuklarla oynamaya koyuldu. Gece yarısına kadar birlikte oturdular. Uyku Koyunu da kendince aralarına katıldı. Kalkma vakti gelince vedalaşıp ayrıldılar. O kadar güzel bir gece geçirmişlerdi ki, Elif de Uyku Koyunu da gördüklerini düşünerek sessiz sessiz oturdular arabada. Yolda giderken Elif’in aklında tek bir düşünce vardı: “Şimdi ben Uyku Koyunu ile ne yapacağım?” devam edecek...