Evrensel Bakış Açısı
BD NİSAN 2017
Gürbüz Evren
Erzurum Ermenilerinin Kastamonu’ya Gönderilmesi
Ermeni komitecilerinin, Rus ordusuna katılarak sivillere yönelik katliamlara girişmesi üzerine Osmanlı Devleti, Tehcir* kararı aldı.
E
rmenilerin ve Türklerin yaklaşık 1000 yıllık ortak tarihinde önemli bir yeri olan 1915 Olayları, her iki halk açısından büyük acılar içermektedir. Bu nedenle konuyu her zaman doğru bilgi ve belgeler ışığında, objektiflikten uzaklaşmadan ele aldım. Bu yazıda da, Erzurum Ermenilerinin Tehciri sırasında
(*) Tehcir: Göç ettirme
kullanılan yollara ilişkin bilgileri paylaşacağım. Kısaca hatırlatmak gerekirse, Birinci Dünya Savaşı sırasında, Ermeni komitecilerinin, Rus ordusunun saflarına katılması ve ardından sivillere yönelik katliamlara girişmesi üzerine Osmanlı Devleti, 27 Mayıs 1915 tarihinde, Tehcir kararı 25
BD NİSAN 2017
aldı. Doğu Anadolu’daki 6 vilayette (Erzurum, Van, Bitlis, Diyarbakır, Harput ve Sivas) bulunan Ermeniler, Suriye başta olmak üzere güneydeki Osmanlı topraklarına Zorunlu Göç ve İskâna yani Tehcire tabi tutuldu.
Talat Paşa’nın emriyle kafileler, Malatya üzerinden yeniden Musul’a yönlendirilmiştir. Erzurum’daki Almanya Konsolosluğu, Berlin’e gönderdiği raporda, ilk kafilenin, 16 Haziran’da yola çıkarıldığını ve Harput üzerinden ehcir kapsamına alınan Ermeni- Urfa’ya ulaştığını iddia etmektedir. lerin, kafileler halinde belirleErzurum’daki Fransız Misyonen hatlarda yolculuk etmelerine nunda görevli rahibe Clemence karar verilmişti. Bunların önde Beauregard ise Fransa’nın Rengelenleri, Erzurum-Malatya-Musul nes kentindeki ailesine gönderdiği Hattı, Sivas-Malatya-Musul Hattı ve mektupta, farklı bir tarih vererek, Adana-Halep-Lübnan Hattı idi. Temmuz sonlarında yola çıkan İlk uygulama Erzurum-Malatilk kafilenin hazırlıklarına nasıl ya-Musul Hattının merkezi Erzuyardım ettiklerini, kentteki kiliselere rum’da başlamıştır. Gerek 1890 toplanan Ermenilerin ihtiyaçlarını yılındaki ilk Ermeni isyanının çıkışı karşılamak üzere neler yaptıklarını gerek yoğun Ermeni nüfusu gerekse anlatmaktadır. Rusya sınırına yakılığı Rahibe Clemence Rahibe Clemence: nedeniyle Erzurum’un mektubun devamında, “...Ermenilerin stratejik önemi vardı. “Hasankale, Narman, çoğu Müslüman Yurt dışında Oltu, Tortum, Hınıs, komşularının da yayınlanan kitaplarda, Aşkale, Ilıca gibi bölgeısrarı ve yardımı Erzurum’dan ilk kalerdeki Ermenilerin çoğu ile yerlerinde kaldı. filenin 10 Haziran’da Müslüman komşuları(...) Rus ordusuna yola çıktığı iddia nın da ısrarı ve yardımı yardımcı olan Ermeni ile yerlerinde kaldı. edilmektedir. Oysa komitecilerin çoğu ise Sarıkamış operasyonu Erzurum Ermenilerine zaten kaçmıştı” Tehcir kararı ilk kez 26 sırasında Rus ordusuna Haziran 1915 tarihinde yardımcı olan Ermeni yani Hükümetin kararından 1 ay komitecilerin çoğu ise zaten kaçsonra duyurulmuştur. İlk kafile ise mıştı” demektedir. Ermeni komitelerinin yöneticilerinMalatya üzerinden Musul’a den ve üyelerinden oluşturularak, 31 devam edecek kafilelerin Urfa’dan Temmuz’da yola çıkarılmıştır. geçişleri sırasındaki yoğunluk Burada dikkat edilmesi gereken nedeniyle Diyarbakır yolu da kulçok önemli bir konu vardır. O da, ilk lanılmıştır. Söz konusu yoğunluk, kafilelerin Musul’a değil de, Kastasayıları 45 bini bulan Kâhta Ermemonu’ya gönderilmesidir. Bu uygu- nilerinin yola çıkması yüzünden yalamanın yanlış olduğu anlaşılınca, şanmıştır. Özellikle Kasım ayında,
T
26
BD NİSAN 2017
Diyarbakır’daki kafileler, Urfa’daki yoğunluk yüzünden Mardin’e yönlendirilmiş, buradan da Kerkük bölgesine gönderilmiştir. Erzurum’dan yola çıkan kafilelerin en önemli sorunu eşkıya ve aşiret baskınlarıdır. Erzurum-Erzincan arasında, yaklaşık 500 kişilik bir Ermeni kafilesinin Dersim eşkıyaları tarafından soyulduktan sonra katledilmesi, Kürt ile Arap aşiretlerinin hat boyunca soygun ve kız kaçırma amaçlı saldırıları yüzlerce kişinin ölümüne neden olmuştur. Bu tür haberlerin İstanbul’a ulaşması üzerine, bölgedeki vali, kaymakam ve askeri yetkililere gönderilen talimatlarda, güvenlik önlemlerinin artırılması, suçluların bulunup cezalandırılması istenmiştir. Her ne kadar kafilelerin güvenliği için jandarmalar görevlendirilse de, bunların sayısının yetersiz olması, acı olayların yaşanmasını önleyememiştir. Kafileler ancak Cizre yakınlarına ulaştığında, burada Musul vilayetinin kolluk güçlerinin korumayı devralmasıyla daha güvenli şekilde geri kalan yolu tamamlayabilmiştir. Erzurum Ermenilerine ilişkin bir başka karar ise din adamlarına yöneliktir. Ermeni din adamları, Musul’a değil Erzurum yakınlarındaki illere sevk edilmiş, gittikleri yerlerde iyi ağırlanmaları emri verilmiştir.
Eşkıya baskınlarının duyulması üzerine Erzurum ve çevresindeki Ermenilerin tehcirinde ısrarcı davranılmamıştır. Bu durumu yine Erzurum’daki Fransız Misyonunda görevli Jean Monier’in İstanbul’daki Fransa Büyükelçiliğine gönderdiği rapordaki,
Ermeni din adamları Musul'a değil Erzurum yakınlarındaki illere sevkedilmiş, gittikleri yerde iyi davranılmaları emri verilmiştir. “Güvenliği yeterince sağlanamayan Ermeni kafilelerinin eşkıya baskınlarına uğraması ve ölüm olaylarının artması yerel yöneticileri zor durumda bırakıyor. Olası ölümlerden sorumlu sayılmamak için birçok yetkili, Ermenilerin yola çıkmasında ısrarcı davranmıyor. Hatta bazılarının bölgede kalmasına, isteyenlerin de Kars’a doğru gitmesine göz yumuluyor” ifadelerinde görüyoruz.
İ
kinci hat ise Sivas-Malatya-Musul Hattıdır. Sivas vilayetindeki en önemli Ermeni merkezi Merzifon’dur. Bunun nedeni ise Merzifon’da bulunan Amerikan Kolejidir. Merzifon aynı zamanda, Hıncak komitesinin merkezi olarak da ünlenmiştir. Merzifon Ermenilerinin 27
BD NİSAN 2017
bir bölümü, Musul’a gönderileceklerini öğrenince Müslüman olmaya karar vermiştir. Bunun üzerine de, Sivas vilayetinde kalmalarına müsaade edilmiştir. Merzifon Amerikan Koleji Tehcir kararının ardından toplanma ve sığınma merkezine dönüştü. Bunun üzerine Kolejin boşaltılmasına karar verildi. Merzifon’daki Amerikan Konsolosluğunun raporuna göre, Ağustos ayının başında boşaltılma işleri tamamlanarak, kolejin kız öğrencileri ve öğretmenleri Sivas’a gönderildi.
kafilelerin yaşadığı olaylar, Batılı ülkelerin gazetelerinde yer almıştır. Harput’taki Amerikan Konsolosu, kentteki Tehcirin 1 Temmuz’da başladığını bildirdiği raporunda, Urfa’ya doğru giden Ermeni kafilelerinin yol boyunca karşılaştıkları olumsuzlukları anlatarak, yetkililerle yaptığı pazarlıkları aktarmıştır. Sivas-Malatya-Musul Hattı, Trabzon, Giresun ve çevre bölgelerden, komitelerin aktif üyesi oldukları gerekçesiyle Tehcire tabi tutulan Ermeni kafileleri için de kullanılmıştır. Adana-Halep-Lübnan Hattı da, yoğunluğu ile dikkati çekmiştir. Bu hat, özellikle Ermeni komiteleri ile ilişkileri olanların sevkiyatı yapılması nedeniyle önem kazanmaktadır. O yıllarda yaklaşık 50 bin Ermeni’nin yaşadığı Adana’dan Tehcir uygulaması kapsamına alınanların sayısı 14 bindir. Bu bölgede en önemli sorun Eylül ayında yaşanmıştır. Tehcire karşı çıkan Musa Dağı Ermenilerinden 5 bin kadarı silahlı direnişe geçmiş, 600’a yakın Osmanlı askerini öldürmüştür. Uzun süren direnişin ardından Ermenilerden yaklaşık 4 bini, bölgeye gelen Fransız savaş gemisi ile Mısır’a götürülmüştür. Urfa Ermenileri Tehcir kapsamına alınmamıştı. Ancak bölgede olayların başlaması üzerine Zorunlu Göç kararı Urfalı Ermeniler için
Gürün Kaymakamı Şuayip Bey, gelen şikâyetler üzerine, Ermenilere yönelik kötü tutumu nedeniyle görevden alınarak, Divanı Harbe verilmiştir.
Y
ine bu hat üzerinden Musul’a giden kafilelere yönelik saldırı, soygun ve kötü muamele gibi olaylar Osmanlı yönetimine bildirildiğinde, gerekli cezai işlemlerin yapılması için talimat verilmiştir. Örneğin Gürün Kaymakamı Şuayip Bey, gelen şikâyetler üzerine, Ermenilere yönelik kötü tutumu nedeniyle görevden alınarak, Divanı Harbe verilmiştir. Merzifon gibi Harput’ta da (Elazığ) bir Amerikan Koleji bulunması yüzünden, bu hat üzerindeki 28
BD NİSAN 2017
de alındı. Kararın ilan edilmesiyle birlikte Ermeniler direnişe geçti. Yaşadıkları mahallelerde yığınak yapan, hendekler kazan Ermenilerle yaşanan çatışmalar, Halep’teki Amerikan Konsolosu tarafından bizzat izlenerek rapor edilmiştir. Raporda, Ermenilerin, aralarında 8 yabancının da bulunduğu bazı kişileri rehin alarak Eylül ayının sonuna kadar direndiğini yazan Amerikan Konsolos, olaylar bitiminde 2 bin Ermeni’nin Musul’a gönderildiğini belirtmektedir. Adana’dan hareket eden Ermeni kafileleri için genellikle tren yolu kullanılmıştır. 1 Ağustos ile 30 Eylül arasında, özel hazırlanan, her biri 30 vagondan oluşan 10 trenle Halep’e taşınan Ermenilerin sayısı at arabaları ve yaya gelenlerle birlikte yaklaşık 20 bine ulaşmıştır. Sadece Adana ve Urfa’dan değil diğer bölgelerden gelenlerin bir
kısmı da, Halep ile Hama çevresine yerleştirilirken, birçok kafile de, Lübnan’da ikamet ettirilmiştir.
H
alep’teki Osmanlı Göçmen ve İskân İşleri Dairesi’nin Ekim 1915’de İstanbul’a gönderdiği raporda, bölgeye yerleştirilen Ermeni sayısının 100 bini aştığı bildirilmiştir. Ayrıca aynı dönemde, Diyarbakır’da 120 bin, Cizre’de ise 136 bin Ermeni’nin Halep, Musul ve Lübnan’a gitmek üzere beklediği kaydedilmiştir. Tehcir sırasında kullanılan yollarda yaşananlara ilişkin Alman, Fransız, İngiliz ve Amerikan yetkililerin raporlarında ortak tespitler ve Ermenilerin Türkler tarafından korunduğunu belirten değerlendirmeler vardır. “Tehcir Yolları” konusuna bir başka yazıda devam edeceğiz. • gurbuzevrenbd@gmail.com
Titanik’in başmühendisi, kurtulmayı bile denememişti 15 Nisan 1912 gecesi bir buzdağına çarparak Atlas Okyanusu’nun sularına gömülen, döneminin en büyük transatlantiği konumundaki Titanik’te, Thomas geminin başmühendisi Andrews Thomas Andrews de eserinin ilk yolculuğuna tanıklık eden bir yolcu olarak bulunuyordu. Titanik’in inşa edildiği sırada, 64 filika konulması gerektiği uyarısında bulunmuş ancak bu uyarısı maliyet kısıtlamaları nedeniyle hayata geçirilmemişti. Titanik buzdağına
çarptığında Thomas Andrews, uzun süre yolcuların can yeleği giymesi ve geminin üzerindeki 20 filikaya binerek tahliye edilmeleri için çaba gösterdi. Şok halinde koşuşturan yolcuların kurtarılmaları için uğraşan Thomas Andrews üzerine can yeleği bile giymemişti. Kurtulanlar, Thomas Andrews’in en son birinci sınıf yolcuların sigara salonunda ağlarken görüldüğünü söylemişlerdi. 29