Avrupagazete21agustos2014

Page 1

AVRUPA YAZARLAR: Türker Ertürk, Dürsaliye Şahan, Mustafa Öz, Ergin Neng, Yurdagül Beyoğlu, Vatan Öz, Alpaslan Düven, Eser Nisan Yağmur, Ümit Dandul EKONOM‹ HABERLER‹ Sayfa 16

AVRUPA

MAGAZ‹N HABERLER‹ Ek Gazete Sayfa 2-3

21 Ağustos 2014 Perflembe www.avrupagazete.com info@avrupagazete.com

Tel: 020 7275 7610 13. Yılımızda gururluyuz Kerkük’te Kanlı Petrol Savaşının Kirli Oyunları

SERİ İLANLAR - REKLAM: Tel No: 020 7275 7610 Ek Gazete Sayfa 12-13-14-15-16

Türkiye’nin Çok Senaryolu Dış Politikası

Hey! Her ay 5 milyon kişi burada

Uzakdoğu Siyam ülkesine bir yolculuk

FİHRİST Ek Gazete Sayfa 9 KÜLTÜR SANAT Ek Gazete Sayfa 7

Haringey Belediye Başkanı Kıbrıs Türk Toplum Merkezin’de

Sen Neredesin? www.avrupagazete.com

İngiltere IŞİD'i

nasıl finanse ediyor

luşlar arasında Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Yardım Programı da var. Yardım kuruluşları: İhtiyacı olan tüm sivillere gönderiyoruz Batılı bir yardım kuruluşu çalışanı, IŞİD'in elinde tuttuğu alanlara doğrudan mal sevkiyatlarının olduğunu belirtip şunları ekledi: "Yardım tırlarımızın tamamına yakını Türkiye'de Kilis yakınındaki sınırdan Suriye'ye geçiyor. Bazen devam eden çatışmalar yüzünden, bazen de yardımları IŞİD kontrol noktaları üzerinden geçirmemizden memnun olmayan başka grupların engellemesi yüzünden tırlarımız iki-üç hafta yolda sıkışıp kalıyor".

Cameron infaz görüntüleri

için tatilini yarıda kesti İngiltere Başbakanlığı, Amerikalı gazeteci James Foley'nin Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütünce infaz edilirken çekilen görüntülerdeki IŞİD militanının İngiliz aksanıyla konuşması sebebiyle İngiltere Başbakanı David Cameron'ın tatilini yarıda keserek Londra'ya dönme kararı aldığını duyurdu. Cameron da resmi Twitter hesabında, "Eğer James Foley'nin öldürül-

Hammond, görüntüdeki kişinin İngiliz ak-

düğü doğruysa bu şoke edici ve ahlak-

sanıyla konuşmasına ilişkin olarak, uzman

sızca. Bugün Irak ve Suriye konularıyla

bir ekibin kişinin İngiliz olup olmadığını

ilgili toplantılara başkanlık edeceğim" diye

araştıracağını belirtti. Hammond, "Görü-

yazdı. Başbakanlıktan yapılan açıklamada,

nüşe göre kişi İngiliz vatandaşı. Bu du-

Cameron'ın bugün Dışişleri Bakanı Philip

rumu kesinleştirebilmek için araştırma yapacağız" dedi. Videodan korku duydu-

İngiltere ve diğer

Hammond ve İçişleri Bakanlığı yetkilile-

Batı ülkelerinden Suriye'ye

riyle bir araya gelerek Irak ve Suriye'deki

ğunu vurgulayan Hammond, aşırıcı ey-

gönderilen insani yardımların

durum ile IŞİD tehdidini görüşeceği ifade

lemlerde yer almak için yurt dışına giden

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD)

edildi.

İngiliz vatandaşlarından haberdar olduk-

kontrolündeki bölgelere gittiği

İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond,

larını ifade ederek şunları kaydetti. AA

ortaya çıktı. Batı'dan gelen yardımların önemli bir bölümünün Türkiye'de Reyhanlı ve Kilis yakınlarındaki sınır kapılarından, Suriye'de IŞİD'in kontrol ettiği bölgelere gönderildiğini gündeme düştü. Gönderilen yardımların gıda, tıbbi malzeme ve temizlik ürünlerini içerdiği belirtiliyor. İngiliz Basını ise konuya duyarsız kalmadı. 'IŞİD'in dağıttığı gıda ve benzin yardımlarının, işgal ettiği bölgelerdeki halkı kendi yönetimine ikna etmekte çok etkili olduğu' haberleri İngiliz basınında yer buldu . Avrupa Gazetesi’nin İngiliz basınına dayandırdığı verilere göre, yardım malzemeleri IŞİD'in kontrolündeki bölgelere giden kuru-

SPOR Ek Gazete Sayfa 17-18-19

İngiliz hükümetinden Suriye'deki yardım faaliyetleri için 27.3 milyon Sterlin alan yardım kuruluşu Mercy Corps International'ın bir yetkiliyse şunları söyledi: "Irkına, etnik kökenine, dinine veya siyasal bağlantısına bakmaksızın, çatışmasının her tarafından ihtiyacı olan yüz binlerce sivile temel yardım ulaştırıyoruz." İngiltere Uluslararası Kalkınma Dairesi'nin (Dfid) bir sözcüsü ise IŞİD'e doğrudan bir yardım yapılmadığını söyledi ve tarafsızlık dahil olmak üzere uluslararası insani yardım ilkeleriyle uyumlu olarak ihtiyacı olan insanlara hayat kurtaran yardımlar gönderdiklerini belirtti.

İskoç bağımsızlığı

İngiltere için enerji oyunu Kuzey Denizi’nde yaklaşık toplam 24 mil-

ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) li-

yar varil petrol rezervine sahip olduğu tah-

deri ve "Evet İskoçya" kampanyasını yürü-

min edilen İskoçya’nın önümüzdeki ay

ten Alex Salmond ise bağımsızlık kararının

yapılacak olan referandumunda bağımsız-

verilmesi halinde İskoçya’nın enerji zen-

lığı seçmesi halinde, İngiliz ekonomisinin

gini Norveç’i örnek alması gerektiğini dü-

enerjide dışa bağımlılığı artması bekleni-

şünüyor."YouGov"

yor. Londra merkezli enerji sektörü üze-

şirketinin Sun gazetesi için yaptığı son an-

adlı

araştırma

www.avrupagazete.com

rine araştırmalar yapan “Oil & Gas” adlı

kete göre, İskoç halkının yüzde 55'i bağım-

kuruluşun raporuna göre hali hazırda İs-

sızlığa

koçya’nın bağımsız olması halinde kıta sa-

İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması

hanlığında kalacağı iddia edilen sahalarda

gerektiğini düşünüyor. 16 yaş üstü bin 142

toplamda yaklaşık 24 milyar varil seviye-

İskoç ile yapılan ankete katıların yüzde 9'u

karşı

çıkarken,

yüzde

35'i

sinde çıkarılmayı bekleyen rezervi olduğu

ise referandumda ne yönde oy kullanaca-

tahmin ediliyor

ğıyla ilgili bir karar vermediğini belirtti. Sayfa 3’te

İskoçya bölgesel hükümetinin başbakanı,

Kerkük’te

Savaşının

Yazı dizisi 5. Bölüm

Sayfa 1


2

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Alaçatı, sörf cennetinde yeriniz hazır Avrupa Ajansı - AVA| Londra Alaçatı Marina Palace Butik Otel, misafirler için incelikle tasarlanmış olup farklı bir tatil anlayışını ve gerçek butik servisi sunmak amacı ile hizmetinizde. Otel, Alaçatı Liman mevkiinde bulunup denize mesafe 10mt, Alaçatı Marina’ya mesafe 200mt, Alaçatı Çark Plajı’na mesafe ise 350mt’dir. Tesisde, 5 standart oda, 4 delüks oda, 2 aile odası, 1 king suit olmak üzere toplam 12 oda mevcut olup, 37 kişilik kapasite vardır. Üst katta yer alan odaların tümü deniz manzaralı ve kendisine özel teras ve balkonlara sahiptir. Ayni şekilde alt katta yer alan odaların tamamında kendilerine özel bahçe ve verandaları bulunmaktadır. Otel, amaçlarını ‘rahat ve huzurun yanında doğallığı yaşamanızdır’ diye özetliyor. Açık büfe olarak sunulan kahvaltıda zengin doğal ürün alternatiflerini bir arada bulabilirsiniz. 30 kişilik kapalı restoran ve 50 kişilik açık yemek ve kahvaltı alanımız mevcut. Tesisde ücretsiz beş çayı ve çeşitli kurabiyeler, kablosuz internet erişimi ve günün her saati zengin içecek ve yiyecek servisimiz bulunmakta. Anlaşmalı kurumlardan özel Alaçatı Marina Palace indirimi ile sörf malzemeleri kiralayabilir ve bu çok zevkli spora başlamak

geliş amacınız ne olursa olsun yapmanız ge-

Kapasite : 14 Oda

Yakın havaalanları : İzmir havaalanına 80

İnternet : Tüm binada, 24 saat ücretsiz kab-

için sörf okullarından ders alabilirsiniz. Ay-

reken sadece aşağıdaki irtibat numara adres-

Oda Tipleri : 1 suit ,2 family room ,4 delüxe

km.

losuz internet bağlantısı vardır.

rıca konuklara günün her saati İzmir Adnan

lerinden cennetteki yerinizi ayırtmanız..

,7 standart rooms

Şehir Merkezine Uzaklığı : Alaçatı Merkeze

Ayrıca müşterilerin kullanımına açık İnter-

Menderes Havalimanı ve otel arasında

Adres : Hacımemiş mah. 8000 sk. No: 39

Odaların Standartları : Klima, minibar, kasa,

araçla 5 dakika

net Köşesi mevcuttur.

transfer hizmeti ve şehiriçi servis imkanı üc-

ALAÇATI

LCD televizyon, uydu yayını, kablosuz in-

Tarihi ve Turistik yerler : Amfi Tiyatro,

Havuz : 1 Büyük Havuz Şemsiye, Şezlong ,

retli olarak sağlanmakta. Bunun yanı sıra

Telefon : +90 232 716 07 40 (PBX)

ternet bağlantısı, saç kurutma makinası,ja-

Erythrai (Ildır)antik kenti

Minder ve Plaj Havlusu ücretsiz olarak su-

özel araçları ile otelimize gelen konuklar için

Web Sayfası : www.alacatimarina.com

kuzi

Plaj : 400-500 mesafede özel deniz platformu

nulur.

tesisde otopark ve vale hizmeti verilmekte.

E‐mail : info@alacatimarina.com

Konum : Marina bölgesi, Sörf merkezleri ve

Araç ile 3 dk mesafede genel kullanıma açık

Çocuk Oyun Alanı : Çocuklara özel (3 yaş ve

Tatil, spor, eğlence, dinlenmek; Alaçatı’ ya

Konsept : Yüksek Standart, Oda Kahvaltı

denize yürüyüş mesafesindedir.

pla

üzeri) yeşil alan,salıncak mevcuttur.


3

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

İskoçya'da bağımsızlığa karşı

çıkanların sayısı artıyor İskoçya'nın bağımsızlığı hakkında yapılacak referanduma bir ay kala anketler bağımsızlığa karşı çıkanların sayısının arttığını gösteriyor

Uluslararası kuruluşlara üyelikler ve ekonomi, referandum sonucunu etkileyecek konular arasında bulunuyor

İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan bağımsızlığına ilişkin referandumun yapılmasına sadece bir ay kalırken, ülkede bağımsızlığa karşı çıkanların sayısında görülen artış dikkati çekiyor. Birleşik Krallık'ın kuzeyinde, doğal ve tarihi güzellikleriyle bilinen ve 5 milyon 300 bin kişinin yaşadığı İskoçya'da halka, 18 Eylül'de yapılacak referandumda, "İskoçya bağımsız bir ülke olmalı mı?" sorusu yöneltilecek. İskoçya'daki halk oylamasına 16 yaş üzerindeki herkes katılabilecek. ICM adlı araştırma şirketinin bağımsızlığa ilişkin yaptığı son ankete göre, İskoçya'da halkın yaklaşık yüzde 55'i bağımsızlığa karşı çıkıyor, yüzde 45'i ise bağımsızlık istiyor. İskoçya'nın ekonomik ve siyasi bağımsızlığı konusunda başlatılan kampanyalar 1700'lü yıllara kadar uzanıyor. Ülkede son 300 yıldır çeşitli siyasi gruplar, partiler ve kişiler bağımsızlık için kampanyalar yürütüyor. İskoçya bölgesel hükümetinin başbakanı, ayrılıkçı İskoç Ulusal Partisi'nin (SNP) lideri Alex Salmond'ın desteklediği "Evet İskoçya" ile İngiliz hükümetinin desteklediği "Birlikte Daha İyiyiz" kampanyaları da tüm hızıyla devam ediyor. 1999'dan bu yana özerk bir parlamentonun bulunduğu İskoçya'daki SNP, son parlamento seçimiyle 1999 yılından beri ilk kez oyların çoğunluğunu almış ve iktidara gelmesiyle İskoçya'daki bağımsızlık talebini daha güçlü şekilde dile getirmeye başlamıştı.

sorularını yanıtlarken, ayrılıkçıların yürüttüğü kampanyanın referandum sonunda başarılı olması halinde bunun İskoçya'dan gelecek bir "sürpriz" olacağını söyledi. Profesör Allen, "Yapılan son anketler zaten bağımsızlığa 'hayır' diyenlerin zaferini açıkça ortaya koyuyor. Bana göre bu durum zaten uzun yıllardan beri aynı konu üzerinde yapılan kamuoyu yoklamalarıyla aynı doğrultuda. Bu yüzden büyük bir sürpriz beklenmiyor" dedi. Allen, ayrılıkçıların yürüttüğü "evet" kampanyasının referandumdan başarılı çıkabilmesi için son birkaç ayda elde edebileceği desteği alamadığını belirtti. Ancak Allen, gelecek birkaç hafta içinde "evet" ve "hayır" destekçileri arasındaki farkın kapanabilme ihtimalinin de göz ardı edilmemesi gerektiğine işaret etti.

"Bağımsızlık haberi sürpriz olur" İskoçya'nın en eski üniversitesi olan St. Andrew's Üniversitesi Tarih Bölümü Profesörü David Allen, AA muhabirinin konuyla ilgili

Dünyanın gözünde yeni bir ülke Londra'daki hükümet, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılması durumunda uluslararası etkisinin azalacağını savunuyor. İngiliz hükümeti tarafından hazırlanan İskoçya analiz belgesinde yer alan bilgilere göre, İskoçya Birleşik Krallık'ın parçası olarak dünya genelindeki 267 büyükelçilikle ve 14 bin kişiyle temsil ediliyor. İskoçya'nın, Birleşik Krallık'ın üye olduğu NATO, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği gibi uluslararası kuruluşlardan faydalandığını sürekli vurgulayan Londra hükümeti, İskoçya'nın bağımsızlığı seçmesi halinde tüm bu mevcut durumun aynı şekilde devam etmeyeceğini, İskoçya'nın bu kurumlara yeniden üye olması gerekeceğini, İskoçya'nın dünya-

Vatan Öz

Tatil vatanoz@avrupagazete.com

İskoçya St.Andrew's Üniversitesi Tarih Bölümü Profesörü Allen: "Ayrılıkçıların yürüttüğü kampanyanın başarılı olması, İskoçya'dan gelecek tek sürpriz olur" nın gözünde tamamıyla yeni bir ülke olacağının altını çiziyor.

İngiliz parlamentosunun yapısı etkilenecek İskoçya'daki referandumdan bağımsızlığa "evet" sonucu çıkması, İngiliz parlamentosunun yapısını ve parlamentoda bulunan milletvekili sayısını da etkileyecek. Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nda halihazırda 650 milletvekili bulunuyor. 650 milletvekilinden 59'u ise İskoçya'yı temsil ediyor. Referandumdan çıkacak bağımsızlık kararının milletvekili sayısını 591'e düşürmesi bekleniyor.

İskoçya sterlini bırakmak istemiyor Referandumunun yaklaşmasıyla Alex Salmond'ın bağımsızlık halinde ülkenin para biriminin ne olacağıyla ilgili alternatif bir plan üretememesinin bağımsızlığa karşı çıkanların sayısını arttırdığı belirtiliyor. Ancak referanduma haftalar kala daha da geç olmadan Salmond'ın ülkenin para birimine ilişkin planlarını açıklamasının öngörüldüğü ada basınında çıkan haberler arasında. Bağımsız İskoçya'yı savunanlar, bağımsızlık halinde ülkede İngiliz para birimi sterlinin kullanılmaya devam edilmesini istiyor ancak Londra yönetimi buna karşı çıkıyor. Daha önceden konuyla ilgili açıklamalarda bulunan İngiltere Maliye Bakanı George Osborne, İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan ayrılmasının sterlin para biriminden de çıkması anlamına geleceğini söylemiş, "sterlinin iki ülke ara-

sında bölüştürülecek bir varlık olmadığını" vurgulamıştı. İskoç davranışlarını ölçen "ScotCen" isimli şirketin yaptığı son ankete göre, İskoçların yüzde 68'i bağımsız bir İskoçya'nın Birleşik Krallık'ın para birimi sterlini kullanmaya devam etmesini istiyor. İskoçya'nın bağımsız olması halinde karşılaşacağı ekonomik istikrarsızlık da seçmenin geleceğe yönelik en büyük endişeleri arasında yer alıyor. ScotCen'in aynı anketine göre, İskoçların yüzde 44'ü bağımsızlık halinde ekonominin olumsuz etkileneceğini düşünüyor.

İngiltere ile İskoçya'nın Kuzey Denizi tartışması Petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu İskoçya, Birleşik Krallık'ın gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) onda birini sağlıyor. İskoçya bölgesel hükümetinin Başbakanı Salmond, Kuzey Denizi'ndeki bu rezervlerin kontrolünün paylaşılmasının İskoçya'yı dünyanın en zengin ülkelerinden biri yapacağını ve bağımsızlıklarının sektöre büyük katkısı olacağını iddia ediyor. İngiltere Başbakanı David Cameron ise petrol ve doğalgaz rezervlerinin İskoçya'nın Birleşik Krallık'ta kalmasıyla daha iyi işletileceğini savunuyor.

"İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth devletin başında bulunacak" Alex Salmond'ın liderliğindeki İskoçya bölgesel hükümeti geçen haziranda bağımsızlık halinde hazırlanacak anayasanın ilk taslağını yayımlamıştı. Buna göre İskoçya Birleşik Krallık'tan bağımsız bir ülke olacak ancak İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth devletin başında bulunmaya devam edecek denilmişti. Taslakta ay rıca mevcut İskoç bayrağının korunacağı, milli marşın ise İskoç parlamentosu tarafından belirleneceği belirtilmişti. Bir ay sonra yapılacak bağımsızlık referandumunda Birleşik Krallık'tan ayrılma kararı çıkması halinde İskoçya hükümeti anayasanın hazırlanmasını sağlayacak yasa tasarısını İskoç parlamentosuna sunacak. İskoçya hükümeti, anayasada yer alacak unsurlarla ilgili kamuoyunun da görüşlerini alacağını bildiriyor. Referandumdan "evet" sonucu çıkması ve müzakerelerde anlaşılması halinde İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan tam bağımsızlığının 2016 yılından önce gerçekleşmesi öngörülmüyor. Referanduma yaklaşık 4 milyon İskoç'un katılması bekleniyor. LONDRA (AA)


4

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

“Siyasetçinin bütün dünyası siyaset olursa si-

Türker Ertürk

yasette yenildi mi veya siyasetten ayrılmak zorunda kaldı mı, dünyasının yıkılacağını sanabilir. O yüzden de siyasete sımsıkı sarılır. Topluma veya insanlığa yararlı olabilmek için değil, kendini ayak tutabilmek için sarılır siyasete. Oysa siyaseti bırakınca veya siyaset onu bıra-

HASTALIKLI SİZSİNİZ

kınca seve seve gidebileceği bir başka dünyası

turkererturk@avrupagazete.com

İngiltere'nin Müslüman

Kardeşler raporu

varsa ve siyasete en çok gömüldüğü dönemlerde bile kafasının ve yüreğinin bir köşesinde

Kılıçdaroğlu böyle söylemesine, o günden beri

o dünyasını da yaşatabiliyor ve o dünyasının

girdiği tüm siyasi yarışları kaybetmesine ve

özlemini duyabiliyorsa, gözünü hırs bürümez.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kelimenin

Hırsı uğruna topluma ve insanlığa kıymaz.

tam anlamıyla hezimet yaşamasına rağmen istifa etmemekte ve gitmek istememektedir.

Ama gerektiğinde toplum uğruna, insanlık uğruna kendi siyasal yaşamına kıymayı göze

Siz de Baykal’ı istifaya davet ettiniz

alabilir. Ancak o durumdaki bir siyaset adamı, siyasetin tutsaklığından ve sınırlandırmaların-

2002 Genel Seçimlerinde AKP 34,28, CHP

dan kurtulup özgür olabilir ve ancak özgür

yüzde 19,41 oy oranına ulaşır. Tam iki yıl

olan siyaset adamı topluma ve insanlığa kat-

sonra 2004 Yerel Seçimlerinde AKP 40,1 CHP

kıda bulunabilir.”

ise 20,6 sonuçlarını elde ederler. O zaman CHP Milletvekili olan Kemal Kılıçdaroğlu

Yukardaki sözler 1976 yılında zamanın CHP

2004 yerel seçimlerinden sonra 30 arkadaşı ile

Genel Başkanı Bülent Ecevit tarafından söylen-

birlikte zamanın CHP Genel Başkanı Deniz

miş. Ülkemizde siyaset yapanlara bakınca Ec-

Baykal’ı istifaya davet eder.

evit’in ne kadar doğru bir tespit yaptığının görüyorsunuz değil mi?

2004’de CHP az da olsa oyunu yükseltmesine

Hayalinize gelmeyen melanetleri yapabilirler

davet eden zihniyet bugün Cumhurbaşkanlığı

rağmen zamanın Genel Başkanı’nı istifaya seçimlerinde çok ağır bir yenilgi alınmasına ve Siyaset ne yazık ki ülkemizde eğitimli, öğre-

tabanda CHP’nin gidişatı hakkında çok büyük

timli, nitelikli, öngörü sahibi ve hesap verebilir

endişeler ve rahatsızlık olmasına karşın kendi-

ekonomik geçmişe sahip insanların uğraşısı

sini istifaya davet eden milletvekillerine “has-

haline gelememiş. Tabi ki iyi örnekler var ama

talıklı zihniyet, düşün CHP’nin yakasından”

çok çok azınlıkta. Öyle insanlar var ki, halen

diyebiliyor.

sürdürdüğü milletvekilliğini ve/veya parti yöneticiliğini bırakmamak için sizin aklınıza

Esas hastalıklı olan CHP’deki kötü gidişi dur-

ve hayalinize bile gelmeyen melanetleri yapa-

durabilmek ve halkta umut yaratabilmek için

bilirler. Çünkü bu insanlar, milletvekilliği

girişim başlatan ve kendisini istifaya davet

veya parti yöneticiliği etiketleri ortadan kalk-

eden milletvekillerini suçlayan zihniyettir.

tığı zaman toplumda tekrar bir hiç olacaklarını

Artık Kılıçdaroğlu ve yakın çevresinin ülke-

bilirler.

mize yapabileceği son hizmet istifa etmek, kö-

Kemal Kılıçdaroğlu 12 Haziran 2011’de yapı-

sağlamak, delegeler üzerinde baskı kurmamak

lan genel seçimlerde önce Beyaz TV’ye çıkar,

ve dalavere çevirmemektir.

şeye çekilmek, kurultayın toplanmasını

sorulan sorular üzerine yüzde 40 oy oranına ulaşma beklentisinde içinde olduğunu söyler

Şimdi soruyorum CHP Milletvekillerine ve ör-

ve “ Başarısız olursak sadece ben değil yöne-

gütüne; 2015’de genel seçimler var. CHP bu

tim olarak gideriz, götüremediğimizi söyleriz,

haliyle ve yönetimiyle umut değil. Ülkemiz

ne yapalım beklediğimiz oyu alamadık, başa-

çözülüyor, parçalanıyor ve Ortaçağ karanlı-

rısız olduk diyerek eyvallah ederiz. Başka in-

ğına doğru sürükleniyor. Hala kişisel çıkarları-

sanların genel başkan seçilmesi için imkan

nız ve seçimlerde sizi aday yapmazlar diye

sağlarız. CHP’de bunu yapacak başka kadro-

sessiz kalacak ve bu gidişe dur diyecek giri-

lar vardır” diyor. Bu sözlerini youtube video

şimi ve isyanı göstermeyecek misiniz?

paylaşım sitesinden hala izleyebilmeniz ve doğrulayabilmeniz mümkün.

Saygılar sunarım.

İngiltere’nin, Müslüman Kardeşler'in terör örgütü olmadığı sonucuna ulaştığı halde buna ilişkin raporun açıklanmasının bazı Körfez ülkeleri ile ilişkilerini bozmamak adına ertelediği iddia edildi. İngiltere’nin, Müslüman Kardeşler'in terör örgütü olmadığı sonucuna ulaştığı halde buna ilişkin raporun açıklanmasının bazı Körfez ülkeleri ile ilişkilerini bozmamak adına ertelediği iddia edildi.

Müslüman Kardeşler'in faaliyetlerine ilişkin raporun içeriğine dair Financial Times'a bilgi veren bir hükümet yetkilisi, “Rapor, Müslüman Kardeşler'in terör örgütü olarak tanımlanmaması gerektiği sonucuna vardı" dedi.

Financial Times gazetesinin haberine göre, nisan ayında Müslüman Kardeşler teşkilatının faaliyetlerini incelemek için bir komisyon kuran İngiltere’nin temmuz, ağustos aylarında bu raporu açıklaması bekleniyordu. Gazetenin haberinde, raporda Müslüman Kardeşler'in terör eylemleri ile ilişkisi olmadığı yönünde bir sonuca varıldığı fakat İngiltere’nin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi ülkelerle ilişkilerini bozmamak için raporun açıklanmasını ertelediği belirtildi.

Raporun içeriğine dair bilgi veren başka bir yetkilinin ise “Sir John Jenkins, Müslüman Kardeşler'in terörist bir örgüt olmadığını söyleyecektir" ifadesi gazeteye yansıdı.

İngiltere Başbakanı David Cameron daha önce İngiltere’nin Suudi Arabistan Büyükelçisi Sir John Jenkins’ten Müslüman Kardeşler'in faaliyetlerini araştırarak, hareketin terör örgütü olarak tanımlanıp tanımlanamayacağı üzerine bir rapor hazırlanmasını istemişti. Financial Times haberinde, Başbakan Cameron’ın Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden bu araştırmanın yapılması ve ilgili raporun hazırlanması hakkında baskı görmesi üzerine bu yönde bir karar aldığı ifade edildi.

AVRUPA

Editor Vatan ÖZ editor@avrupagazete.com

Address: 118 Green Lanes, London, N16 9EH United Kingdom

Tel: 020 7275 7610 Fax :020 7241 1908

İNGİLTERE'NİN EN ÇOK DAĞITILAN VE OKUNAN, ÖDÜLLÜ GAZETESİ

info@avrupagazete.com www.avrupagazete.com

Müslüman Kardeşler'den bugün yapılan yazılı açıklamada, örgütün Mısır'daki şiddet olaylarıyla ilgisinin bulunmadığı bildirildi. Açıklamada," Mısır halkı, bütün bu oyunların farkındadır ve bunlara kanmayacaktır. Ayrıca özgürlük, toplumsal adalet ve insani onur gibi devrimin hedeflerinin gerçekleştirilmesi yolunda yaratıcı eylemlerini sürdürmekten de vazgeçmeyecektir" denildi. Müslüman Kardeşler'in avukatları, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından geçen hafta yayınlanan raporda yer alan kanıtları uluslararası mahkemelere sunacaklarını bildirmişlerdi. Raporda, Mısır'da geçen yılki gösteriler sırasında güvenlik güçlerinin bin 150 kişiyi sistematik şekilde öldürdüğü ve Mısır'ın tarihinde görülmemiş bir insan hakları krizi yaşadığı belirtilmişti. AA

All rights reserved. Reproduction in whole or in part without written permission is strictly prohibited. We are not responsible for the contents of the articles and advertisements.

Printed at The Guardian Print Centre, Rick Roberts Way, London E15 2GN

www.avrupagazete.com web sitemiz anadolu Ajansı (AA) ve Reuters Abonesidir


5

AVRUPA

21 Ağustos 2014 Perşembe

REKLAM


AVRUPA

21 Ağustos 2014 Perşembe

Ümit Dandul

İSTANBUL MASALI umitdandul@avrupagazete.com

Oysa her şey ne kadar kolaydı, çocukluğumuzun çizgi romanlarında. Mutlu sonlar vardı. Umut vardı. Kahramanlar güçlüydü, haklıydı ve hep kazanırlardı. Acaba ne oldu o kahramanlara? Orta Asya'da kılıcıyla Tarkan ve Karaoğlan'a, Pekosbill, Kızılderililerin dostu teksas ve çift tabancalı Tommiks'e. Yaşlandılar mı? Saçları,dişleri döküldü mü? Onların can dostlarına. Rodi, profesör Oklitus, konyakçı, doktor, hep kollayıp korudukları esas kahramanların gölgesinde yaşamaktan, sıkılmışlar mıdır? Kahramanlık yapmanın salaklık olarak görüldüğü günümüzde, bence gerçek kahramanlar, on iki saatlik mesai'den eve yorgun dönen,asık suratlı kocalarının kendilerine şevkat ve ayrıcalık göstermesinden çoktan umudunu kesmiş ev kadınları olabilirler mesela. Sosyal medyada mutluluk reçeteleri ve özlü sözler havalarda uçuşuyor. Herkes bilge, herkes bilir kişi. Kendi hayatı tepe taklak olmuş eski bir arkadaşım bile, Türkiye'de yaşam koçluğu yapıyor. Siz düşünün artık. Laf aramızda mutluluk adına sunulan her reçete ye delice, salak gibi inanmak, istiyorum. İstiyorum ama!. Dar sokaklarında birbirine yapışık biçimsiz evleri, işsiz tezgahtarların önünde oturup çay içtiği tozlu dükkanları, pimi çekilmiş el bombası gibi patlamaya hazır minibüs şoförleri, tuzak çukurlarla dolu delik deşik yamalı yolları, eğri büğrü kaldırımları, iğrenç kokulu çöp tenekeleri, hınca hınç insan dolu otobüsleri ve şehir hatları vapurları ile bu şehir bir türlü izin vermiyor ki. Bu kentin insanları artık turistik eşya satan mağazaların önünde duran kartpostallardan yaşadıkları şehre bakıp güzelliğine şaşırıyorlar. Vay be! Diyorlar İstanbul bir zamanlar ne kadar güzelmiş. Hiç kimse şu enkaz İstanbul'un sorumlusu kimdir? Diye sormuyor. Suç ortağı olduğunun bilinciyle, herkes dilsiz sağır olmuş sanki. Her sabah görünmeyen zırh ve silahlarını kuşanıp, İstanbul'un sokaklarına cengaver gibi çıkan, kentin yaşayanları aslında bal gibi biliyorlar. Hiçbir şey, yerli yerinde ve tam zamanında olmayacak. Bin bir dil döken satıcıya güvenip aldığınız karpuz, kelek çıkacak. Birisi üzerinize böcek ilacı sıkarken, güvendiğiniz dağlara, lapa lapa kar yağacak. Defalarca gördüğünüz o acıklı filmin sonunda, sevdiği kızın elini tutmak isteyen esas oğlan taşa takılıp önce yere, sonra komik duruma düşecek. Daha da kötüsü, her defasında kötülerin kazandığı bir oyunda, anlaşılmaz bir saflıkla yerinizi alıp, önce kaybetmeye, sonra şükretmeye alışacaksınız. Bir yandan da, inatla, boyundan büyük o buğday tanesini kan ter içinde yuvasına taşıyan bir karıncanın sabrıyla yazılara, şiirlere sığınıp kendi dünyanızı arayıp duracaksınız. Masalların sonu genelde mutlu biter. Gelin bizde bu İstanbul masalını, mutlu bir sona bağlayalım o zaman. ''Güneş tüm cömertliği ile gülümserken masalların şehri İstanbul'a, deniz anaları ve çöpler arasında yüzen, bıyıkları sıcaktan yeni terlemiş genç adam, açıktan geçen kim bilir kime ait o beyaz yelkenliye tırmanıp, güverte de özgürce sevişmenin hayalini kurarken, az ötede kiralık mayo bulunur, tabelasının önünde bekleyen gençler, denizden çıkanlardan teslim alacakları güneşten renkleri solmuş mayoları derin bir huzur içinde beklemekteydiler...''

HABERLER

İngiltere Başbakanı David Cameron

'İngiliz askeri Irak'ta olmayacak'

İngiltere Başbakanı David Cameron İngiltere hükümetinin IŞİD’in Irak’ta gerçekleştirdiği saldırılarla alakalı tutumunun açık olduğunu ortaya koyarak hiçbir İngiliz askerinin Irak’a gönderilmeyeceğini belirtti İngiltere Başbakanı David Came-

meron buna karşın IŞİD'le müca-

ron İngiltere hükümetinin IŞİD’in

deleye devam edeceklerini açık-

Irak’ta gerçekleştirdiği saldırılarla

ladı . İngiltere Savunma Bakanı

alakalı tutumunun açık olduğunu

Michael Fallon ise İngiltere'nin

ortaya koyarak hiçbir İngiliz aske-

Irak'ta askeri operasyona katılma-

rinin Irak’a gönderilmeyeceğini

sının birkaç ay sürebileceğini dile

belirtti

getirdi. ABD Başkanı Barack Oba-

Cameron açıklamasında öncelikle-

ma'da geçtiğimiz hafta Irak'a

rinin İngiliz halkını güvende tut-

Amerikan askeri göndermeyecek-

mak olduğunu ortaya koyarak ,

lerini ortaya koyarak operasyonla-

"İngiliz askerlerinin botları Irak'a

rını

adım atmayacak" diye belirtti . Ca-

ifade etmişti.

havadan

sürdüreceklerini

Edward Snowden;

'IŞİD'in arkasında ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratı var'

ABD'nin gizli bilgilerini sızdırdığı

yunca MOSSAD tarafından yoğun

di'nin Washington'daki bir görüş-

için kaçarak Rusya'ya sığınan

bir askeri eğitim, dini kurslar ve

mede eski senatör John MC Cain

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)

konuşma becerisi kursları aldığı

ile aynı fotoğraf karesinde yer al-

Ulusal Güvenlik Dairesi eski men-

iddia edilmişti. Ayrıca Bağda-

dığı ileri sürülmüştü.

subu ünlü ajan Edward Snowden çok önemli açıklamalar yaptı. "Irak'ta kaosa neden olan IŞİD'in arkasında ABD, İngiltere ve İsrail istihbaratı var." dedi Edward Snowden, Irak ve Suriye'de terör estiren IŞİD'in ABD, İsrail

ve

İngiltere

istihbaratı

tarafından eğitilip desteklendiğini açıkladı. İŞİD'in bölgede İsrail'in güvenliğini tesis ettiğini söyleyen Snowden'a göre ABD, İngiltere ve İsrail

istihbaratları

dünyadaki

bütün terörü "eşek arısı yuvası" adlı bir strateji ile bir araya getirmeye çalışıyor. Eski ajan Snowden, İsrail'i korumak için, Ortadoğu 'da İsrail'e karşı olan grupların kendi içlerinde

savaştırıldığını

ileri

sürdü. Daha önce de IŞİD Lideri Ebubekir El Bağdadi'nin bir yıl bo-

www.avrupagazete.com

6


7

AVRUPA

21 Ağustos 2014 Perşembe

REKLAM


8

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Haringey Belediye Başkanı Kıbrıs Türk

Toplum Merkezin’de Avrupa Ajansı - AVA - Londra Kıbrıs Türk Toplum Merkezi 13 Ağustos 2014 tarihinde Haringey’in yeni Muhterem Belediye Başkanı ve Belediye Meclis

Üyesi Kaushika Amin’i ağırlamaktan mutlu oldular. Haringey Belediye Başkanı Kıbrıs Türk Toplum Merkezin’de çalıştırılan Cyprus Kitchen tarafından düzenlenen Türk kahvaltısını tatma olanağı buldu. Kahvaltı sonrası Toplum Merkezi çalışanları ve merkez kullanıcıları ile konuşma fırsatını bulup Toplum merkezi proje çalışmaları hakkında bilgi aldı. Muhterem Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Kaushika Amin gayrı kahvaltı toplantısı için saat 9.30’da merkeze ulaştı ve CEO Erim Metto tarafından kar-

şılandı. Kahvaltılı toplantı, yeni Haringey Belediye Başkanı ile tanışmak ve Kıbrıs Türk Toplum Merkezi tarafından halka verilen mevcut ve gelecekteki toplum projelerini tanıtmaktan yanı sira, Merkezin toplumdaki başarılarıni dile getirmek için düzenlenildi. Belediye Başkanı Kaushika Amin ve tüm toplantıya katılılanlar topluma sürekli destek vermenin önemini vurguladılar. Muhterem Belediye Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi Kaushika Amin’e kahvaltı sonrası Erim Metto tarafından merkez

Soldan saga: Yonetim Kurulu uyesi Huseyin Osman, Yonetim Kurulu uyesi Hakki Sezer Tilki, Haringey Belediye Baskani Kaushika Amin, CEO Erim Metto, Yonetim Kurulu uyesi Mek Mehmet-Yesil

turu verildi. Tur esnasında Belediye Başkanı, Toplum Merkezi çalışanları ve Merkez tarafından düzenlenen haftalık öğle yemeği kulüp katılımcıları ile konuşma

fırsatını buldu. Tur bitiminde CEO Erim Metto Belediye Başkanı'na Kıbrıs Türk Toplum Merkezi'ni ziyaret edip destekledigi için teşekkür etti.

GENÇLİK KÖPRÜLERİ 2014 YILI DOĞRUDAN PROJE MALİ DESTEK PROGRAMI Avrupa Ajansı - AVA - Londra Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTATB), yurtdışında yaşayan, 16-22 yaş aralığında ve eğitimine devam eden gençlerimizin Türkiye ile bağlarını güçlendirmek, kendi öz kültürlerini yerinde tanımalarına ve Türkiye'nin tarihi ve kültürel mekânlarını görmelerine olanak sağlayacak dil, kültür ve medeniyet temalı Türkiye ziyareti projelerine destek vermek amacı ile "Gençlik Köprüleri" isimli bir program başlatmıştır. "2014 Yılı Doğrudan Proje Mali Destek Programı" kapsamında Türkiye'de veya yurtdışında kurulmuş kâr amacı gütmeyen tüzel kişiliği haiz; sivil toplum kuruluşlarına (demekler, vakıflar, odalar vb.) ve üniversitelere, temaya uygun projeler için destek sağlanacaktır. Programın içeriğine YTATB'nin internet sitesinden (http://www.ytb.gov.tr/tr/yurtdisi-vatandaslar/1540-genclik-kopruleri-2014yili-dogrudan-proje-mali-destek-program i) erişilebilmektedir. Proje, gençlerin Türkçe okuma, yazma ve anlamalarını geliştirme semineri; tarih, kültür, sanat, edebiyat ve medeniyet seminerleri; YTATB’nin vereceği seminer; kamu kurumu ziyaretleri ile tarihi ve kültürel mekânlara gezi faaliyetlerini içerecektir. Proje kapsamında gerçekleştirilecek ziyarete en az 25, en fazla 45 gencin katılımının sağlanması ve bu gençlerin en az % 25’inin, en az 5 yıldır Türkiye’ye gelmemiş gençlerden seçilmesi gerekmektedir. Ziyaret programı en az 10, en fazla 15 gün olmak kaydıyla, proje uygulama süresi en az 15, en fazla 30 gündür. Projeler, İstanbul, Ankara, Edirne, Bursa, Çanakkale, Erzurum, Trabzon, Şanlıurfa, Konya, Kayseri ve Sivas gibi tarihi ve kültürel yönüyle öne çıkmış illerde ve YTATB’nin onaylayacağı diğer illerde gerçekleştirilebilir. Desteklenecek projeler için tahsis edilmesi tasarlanan toplam kaynak tutarı 3.000.000 TL’dir. Bu program çerçevesinde YTATB tarafından proje bütçesine yapılacak katkı; en az 50.000 TL, en çok 200.000 TL olacaktır. Projelere ilişkin, başvuru sahibinin sağlaması gereken eş finansman oranı, toplam proje bütçesinin en az % 20’sidir. Programa yapılan başvurular, son başvuru tarihi beklenmeksizin değerlendirmeye alınacaktır. Erken başvurular sahiplerine avantaj sağlayacaktır. Başvuru belgelerine aşağıdaki linkten ulaşılabilmektedir: http://www.ytb.gov.tr/documents/ytb/ files/formlar/Basvuru_Belgeleri.rar Son başvuru tarihi 31 Ağustos 2014 olan program konusunda İngiltere’de yaşayan vatandaşlarımızın basın yoluyla bilgilendirilmeleri önem arz etmektedir. Değerli basın mensuplarına saygıyla duyurulur.

AVRUPA

fiyatı küçük

Etkisi Büyük! 1 öde 14 gün yayınlansın (7 gün gazete+7 gün internette)

2 öde 21 gün yayınlansın (7 gün gazete+7 gün iki farklı internet sitesinde) 118 Green Lanes, Newington Green,London N16 9EH

Tel: 020 7275 7610 Fax :020 7241 1908


9

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

i ze ␣ n i r ı e l e m e uçuşlar ı d r n ö e ␣ t a l r i t k a h a T ␣taksit␣i,mİzmir, Dalaman C ı l t a n 805 i ş 1 e 1 6 m 6 u r 8 £10␣p d 0 o a, B : 02

Tel

Antaly

CHARTER␣ UÇUŞLARI

hava ve 'Diğer etleri' yolu şirk

N16 8EL t, London ys.co.uk e e tr S h ig nH ghtholida Newingto sales@ri 59 Stoke

AtlasJet bilet satışlarımız başlamıştır

Gaziantep £265 Lefkoşa £200 İstanbul £165 dan başlayan fiyatlarla

UYGUN FİYATA OTEL VE PAKET TATİLLER TAKSİTLİ TATİL İMKANI %20 Paket tatil indirimleri

Eğitim öğretim birbirlerini tamamlayan

Genellemek istemiyorum.

kadar verdiğimizi bilmeden çocukları

hayvanların, bıtkilerinde yaşam hakları

unsurlardır. Birisi olmadan diğeri olmaz.

Ama çocukları eğitiyoruz, öğretiyoruz

eğittik, öğrettikmi oluyor bilmiyorum.

olduğunu bilenlerin orani o kadar az ki.

İlla ısrarla zaman zaman bu ikilinin haya-

diye camıleri mescitleri çocukların oyun

Okuduğunu anlamayan, anladıklarını

Sadece reyting uğruna Tv'lerde ahkam

tımızı yönlendirmesinin ne kadar önemli

alanlarına çeviriyoruz. -Canım ne var

doğru düzgün anlatamayan bireyler ye-

kesenleri dinleyerek dini bilgi sahibiyiz

olduğunu yazıp çiziyor söylüyoruz.

bunda onlar bu ortamı camileri mescitleri

tiştirir hale geldik. Yüce kitabımız Kuran'ı

sananlarımız o kadar ço kki.

Bunu en önemli unsurları kişinin gerekli

tanısın alışsınlar diyerek işi

bile sadece Arapça okuyarak yeterli say-

Doğadaki dengenin bozulmasının ne gibi

Mustafa Öz

eğitim ve öğretimi yeterince ve doğru bir

basitleştiriyoruz.

dık. Okuduğumuzun neler söylediğini

felaketlere sebep olacağını bilmeden, an-

şekilde alması,

Tamda bunun bir eğitimi öğretimi olması

anlamadan, neyi, nasıl bilip öğrenip uy-

lamadan çevresine zarar verenlerimiz o

elde etmesi ile mümkün olur.

verilmesi gerekir. Bu eğitim, öğretimde

gulayacağız. Yani yeterli bilimsel yön-

kadar çok ki ! Allah'tan başkasına dua

Bu ikili dini konuların yaşamamızdaki

herkes tarafından rastgele yapılacak bir iş

temlerle yapılan eğitim sistemine

edilmeyeceğini, ondan başkasından yar-

Eğitim ve Öğretim

yeri ve gereği için şarttır. Bunu için taa

değildir. Kendisi yeterli eğitimi almamış,

geçmekte çok ama çok geç kaldık.

dım istenmeyeceğini bilmeyenler, yanlış-

mustafaoz@avrupagazete.com

küçük yaşlardan itibaren çocuklarımıza

çocuk gelişimini eğitimini almamış kişiler

Bir ülkede ayda ya da belirli sürelerde bir

lara yönelmenin sonuçlarını ayırt

öğretmenin onları doğru eğitmenin ileri-

tarafından kutsallarımız yozlaştırılıyor.

kitap dahi okumayan insanlarımızın

edemeyenler okadar fazla ki,

Doğru çağdaş normlara uygun eğitimin

deki yaşantılarında önemi çok ama çok

Çocuklarımıza yanlış bilgi ve eğitim veri-

yüzde oranları o kadar az ki. Evine bir

Eeee... Şimdi bu doğru eğitim ve öğreti-

hem dini hem milli yönünün gereğine

büyüktür. Ama gördüğüm kadarıyla bu

lıyor. Sadece ilmuhal bilgilerini öğret-

gazete, dergi girmeyen insanlarımız o

min öneminin ne kadar gerek olduğunu

inanıyor ve onu savunuyoruz. Savun-

tam olarak yapılmıyor ya da yapılamıyor.

mek, sadece ilahiler öğretrek neyi ne

kadar çok ki. Bu dünyada kendileri kadar

söylemeyelim anlatmayalım mı ?

maya devam edeceğiz...

Avukat Cihan Kılıç:

“Kaza sonucu incinme yaşayan

herkes tazminat alabilir” Avrupa Ajansı - AVA| Londra

Cihan Kılıç, firma olarak müvekkillerini

yonların ve araçlardaki hasarların resimleri-

doğru yönlendirerek hakettikleri en yüksek

nin çekilmesinin çok önemli olduğunu vurgu-

sürücünün sigortası kendi sürücülerinin

Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosu’nun Kaza Da-

tazminatı kazandırdıklarının altını çizdi. Sü-

ladı. Kılıç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir de

kabul etmemesi duru-

hatasını

vaları Avukatı Cihan Kılıç kaza sonucu in-

rücü, yaya, araba, bisiklet, motosiklet kazala-

kazayı gören herhangi bir şahit varsa, o kişi-

munda veya hatayı kabul

cinme yaşayan birçok mağdurun yaşadığı

rının yanı sıra otobüste ya da trenlerde

lerden şahit olmaları için isim ve telefon nu-

edip de taraflar arasında

incinmenin önemsiz olduğunu düşünerek

meydana gelen her türlü kişisel incinme da-

maralarının alınması da büyük önem taşıyor.

incinmenin

tazminat davası açma yoluna gitmediğini be-

valarına da baktıklarını hatırlatan Kılıç, iş or-

Eğer kişi kazadan sonra incinmişse mutlaka

hakkında anlaşmazlık

derecesi

lirterek, kaza geçiren herkesin yaşadığı incin-

tamında yaşanan kazalardan park ve oyun

hastaneye veya GP’ye gitmesini ve incinme

var ise, bu tür durum-

menin büyüklüğü ya da küçüklüğüne

alanlarında çocukların yaşadığı kazalara

sonucu gereken tedaviyi görmesini öneriyo-

larda mahkeme prose-

kadar geniş bir alanda hizmet verdiklerini

ruz.”

dürünü

kaydetti.

Kılıç, tazminat miktarını belirlemek için bilir-

müvekkilimize tazminat alabi-

meden dolayı kolaylıkla tazminat alabilecek

Kişinin yaşadığı incinmenin ilk bakışta önem-

kişiden müvekkillerinin sağlık raporunu al-

liriz” dedi.

bir çok kişinin yaşadığı incinmenin tazminat

siz bir incinme gibi görünebildiğini, ancak

dıklarını ve bu sağlık raporuna göre

Kılıç & Kılıç Avukatlık Bü-

almasına yeterli olmadığını düşündüğü için

kaza geçiren kişilerde kimi sağlık sorunlarının

incinmelerin tespit edildiğini dile getirdi.

rosu her türlü kaza davasına

binlerce sterlinlik tazminattan mahrum kala-

çok sonra ortaya çıkabildiğini ifade eden Kılıç

Kılıç, müvekillerinin kazanabileceği miktarı

bakıyor. Firmaya 0207 275

bildiğini söyledi. Kılıç konuyla ilgili olarak

“herhangi bir incime yaşayan kişiler yaşadık-

belirleyip hatalı sürücünün sigortasına ilettik-

8555 veya 07746723615 nu-

şöyle konuştu:

ları incinmenin büyüklüğüne ya da küçüklü-

lerini ve onlarla bir anlaşma zeminine var-

maralı telefonlardan ula-

ğüne bakmadan mutlaka bir hukukçu ile

maya çalıştıklarını kaydederek “hatalı

şabilirsiniz.

“YouGov adlı kamuoyu araştırma şirketinin

kontağa geçmelidir. Kişi doğru yönlendirme

yakın zamanda yaptığı bir araştırmaya göre

sonucu yaşadığı incinmeden dolayı ciddi bir

herhangi bir kaza sonucu incinme yaşayanla-

tazminat kazanabilir. Bugüne kadar kaza so-

rın sadece yüzde 25’i tazminat davası açmaya

nucu yaşadığı incinmenin tazminat almasına

istekli olduğunu belirtiyor. 2013 yılında bu

yetecek kadar ciddi olmadığını düşünen bir-

rakam 29 seviyesindeydi. Ancak kaza ve in-

çok müvekkilimize ciddi miktarda tazminat

cinmelerden kaynaklı tazminat davalarının

kazandırdık” dedi.

sayısını düşürmeyi amaçlayan son yıllardaki yasal değişiklikler bir kaza sonucu incinme yaşayan mağdurların dava açma oranını bir

İNCİNDİĞİNİ KANITLAYABİLMEK ÖNEMLİ

miktar düşürmüşe benziyor. Araştırmaya göre bir kazaya karışıp da incinme yaşayan-

Kaza geçiren kişinin incindiğini kanıtlayabil-

ların yüzde 35’i yaşadığı incinme ya da yara-

mesinin önemine de dikkat çeken Kılıç, kaza

lanmanın tazminat kazanmasını sağlayacak

sonrasında ihtiyaç duyulması durumunda

kadar ciddi olmadığını düşünüyor. Aynı araş-

ambulans ve polisin mutlaka aranması gerek-

tırmaya göre kaza mağdurlarının yüzde 22’si

tiğini dile getirerek kazaya karışan karşı sürü-

kaza davaları tazminatına inanmadığını ifade

cüden isim, adres, telefon numarası, sigorta

ederken, yüzde 9’u dosyasının incinme davası

detayları ve araç plakası bilgilerinin temin

açıp davayı kazanacak kadar güçlü olmadı-

edilmesinin ihmal edilmemesi gerektiğini ha-

ğına inanıyor.”

tırlattı. Kaza yerinde resim çekmenin önemine

Trafik ya da işyeri kazası sonucu herhangi bir

de vurgu yapan Kılıç, ilerde bunun çok

incinme yaşayan herkesin mutlaka bir avu-

önemli bir delil olarak kullanılabildiğini, özel-

katla kontağa geçmesi gerektiğini ifade eden

likle araçların kaza anında durdukları pozis-

www.avrupagazete.com

bakmaksızın mutlaka bir hukukçuya başvurması gerektiğini söyledi. Kılıç, yaşadığı incin-

izleyip

Kılıç & Kılıç Avukatlık Bürosu’nun Kaza Davaları Avukatı Cihan Kılıç


10

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Yazı Dizisi

6. Bölüm

Kerkük’te Kanlı Petrol

Savaşının Kirli Oyunları Irak’a Özgürlük Operasyonu ve Kerkük Kitabının Yazarı Ali Kerküklü Avrupa Gazetesi için yazdı. Zengin Petrol Yatağı Kerkük

bile olmayan böyle fırsatlara kim hayır der

yatakları var. Herkes başka yanından çekiş-

ki? Bu fırsatlardan yararlanmak için de sa-

tiriyor! Etnik ve dini ayrım Batı’nın kılıcıyla

Kerkük’ün, sahip olduğu stratejik konumu

dece Kürt kökenli olmak yeterdi. Çünkü

şekilleniyor. Savaşın ortasında Türkmen

rin yüz yüze kaldığı olaylar açıkça kıyımdır

ve yer altı kaynaklarıyla bu bölgedeki en

Türkmen şehri Kerkük’ü ele geçirmek için

şehri Kerkük’te bir demokrasi oyunu oyna-

ve etnik temizliktir ama kimse ses çıkarmı-

Boru Hattının İstikrarı Niçin Önemli?

önemlişehirlerden biri.Ayrıca Kerkük bölge-

tezgahlanan oyunun başrol oyuncusu Kürt-

nıyor. ABD, Kerkük’e girdiği gün nüfus ve

yor. Gazze, Rabia için hüngür hüngür ağla-

7-Banu Avar, “Böl ve Yut”, Remzi

sel ve uluslar arası öneme sahiptir. Kerkük,

lerdi. Bu oyunun senaryosunu yazan ABD

tapu daireleri (ABD’nin göz yummasıyla

yanların, katledilen Türkmen’ler için neden

Kitabevi,İstanbul, 2009.

Irak'ın bilinen petrol kaynaklarının yüzde

ve İsrail, başrol oyuncusunu seçmişti ve is-

Kürtler tarafından) yakılmıştı … Şimdi Ker-

gözlerinin yaşı bile akmaz? İşteböyle iki

8-Muhammed Hadi, Kerkük Petrolü ve

yüzlü bir dünyada yaşıyoruz!

Kürt liderlerin tutumu.

6-Aybüke İnan, Kerkük-Yumurtalık Petrol

40'ını oluşturan petrol kuyuları açısından

tediği gibi de kullanıyordu.

kük’e yeni bir kimlik biçiliyor.Bin yıllık Türk

anahtar konumda. Resmi rakamlar bu ken-

1927 yılında Türkmen Şehri Kerkük'te Baba

şehri Kerkük’ü, “Kürt şehri” yapmaya çalı-

tin dünya petrol rezervinin yüzde 7,5’ine

Gürgür'den çıkan petrol herkesin can da-

şıyorlar ve uyduruk Kürt devletinin başşehri

Ali Kerküklü

Selçuk Hayli, Irak’ın Başlıca Coğrafi Özellik-

sahip olduğunu teyit ediyor. Kerkük, Irak’ı

marı olacaktı. Olacaktır da bunun Kerkük'e

ilân etmeye hazırlanıyorlar.Ne acı değil mi?

Kaynaklar:

leri ve Petrol Yatakları .

9-Prof.Dr. Hayati Doğanay ve Yrd.Doç.Dr.

ve halkını refaha taşıyacak zengin petrol ya-

faydası ne? Kerkük, bu gezegende, aklımıza

Kerkük’te petrol zenginliği olmasaydı Ker-

1-Mustafa Salih, Suriye problemi ve petrol

10-John Pilger, Blairin Zoruyla Utanç Sahibi

taklarına sahip bir kenttir.Bu nedenle 2003

gelebilecek en büyük servetin (zengin petrol

kük böylesine önem kazanır mıydı? Türk-

taksimi.

Olduk.

yılında Irak’ın işgali ileKürt grupları,ABD,

yatağı) üzerinde oturup, ama yoksulluk ve

men şehri Kerkük petrol kurbanıdır ve

2-Can DEVECİ, İsrail-Kuzey Irak İlişkileri.

11-Muhammed El Semmak, Kerkük petrol

İngiltere ve İsrail’in desteği ile Türkmen

sefalet içinde yaşatılan insanların kenti.

faturasını da Türkmenler canları ile ödüyor.

3-İdris DEMİR, “Kirkuk-HaifaPipeline”

kurbanı. 12- Haşim Söylemez, “Irak bölünmeden par-

şehri Kerkük işgal ettiler. Dünyanın gözü

Muhtemelen Türkmen şehri Kerkük’ten

Nisan 2003’ten beri Irak Türklerini sindir-

Uluslararası Hukuk ve Politika, cilt:5, sayı:19

önünde Kerkük’ü yakıp, yıkıp ve her yeri

başka Irak’ta ismi petrolle birlikte anılan ve

mek ve yıldırmak için Türkmenlere yönelik

s:135.

yağmaladılar. Kerkük'ün tapu ve nüfus ka-

bu yüzden de son 80 yıl boyunca birçok

bombalı saldırı, kamunun üst düzey Türk-

çalanıyor”,Aksiyon, 23 Haziran 2014. 13-Zubaida Umar, “TheForgottonMino-

yıtlarını yaktılar. Kerkük petrollerini ele ge-

kanlı ve siyasi gelişmeye sahne olan ikinci bir

men yetkililerine ve sivil kuruluşlarına yö-

4-Usak Gündem, “Ofer şimdi de Kuzey

rityTheTurkman’s Of Iraq”, “Afkar in-

çirmek için de 700 bin Kürt Kerkük’e ithal

kent yoktur.

nelik bombalama eylemleri, tutuklama,

Irak’a yatırım yapıyor”, 24 Haziran 2010,

quiry”;4/2, February 1987, s.37,43.

www.usakgündem.com.

14-Ali Kerküklü, İstihbarat Oyunları Petrol

edildi.Kürt kentlerinden, Türkiye, İran ve

Büyük güçler, tıpkı yüz yıl önce olduğu gibi,

tehdit, suikast, sivilleri öldürme, göçe zor-

Suriye'den on binlerce Kürt, 20 bin Dolar

toprağın üstündekileri yok edip toprağın al-

lama, soygun, mallarını ele geçirme ve fidye

para, aylık maaş ve arazi vaadi ile Kerkük'e

tını ele geçirmeyi hedefliyor. Hedef büyük,

istemek için Türkmenlerin kaçırılmaları,

5-L.Tufan Erdoğan, “Büyük Ortadoğu Pro-

getirildi.İthal Kürtlere aş, iş, toprak, maaş ve

küresel güçlerin sahip olmak istediği Ker-

yani Türkmenleri dünyanın gözü önünde

jesi Çerçevesinde Petrolün Yeniden Dağı-

konut yapmak için para verildi. “Cennete”

kük’te dünyanın en kaliteli ve zengin petrol

bölgeden arandırmak istiyorlar.Türkmenle-

lımı”.

ve Kerkük,IQ Kültür-Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2008. Son


11

AVRUPA

HABERLER

21Ağustos 2014 Perşembe

Yazı Dizisi

5. Bölüm

Türkiye’nin Çok Senaryolu Dış Politikası Çok uzun bir süre geçmeden Türkiye’nin

tarafından reddedilmesinde ve Türki-

bu konudaki duruşu değişmiştir ve bu de-

ye’nin AB’ye girmek adına içte ve dışta

ğişimin ana nedeni Ankara’nın yaşadığı

yapması gereken değişikler ile vermesi ge-

hayal kırıklığıdır.[7] AB ve Türkiye arasın-

reken tavizlerdeki büyük risklerde yat-

daki kabul anlaşmalarının 2004’te karar-

maktadır. Başka bir deyişle Türkiye

laştırılıp

olmasına

Avrupa’yı tamamen terk etmeye hazır

rağmen süreç 2006’da bir çıkmaza girmiş-

değil ancak AB’ye kendi şartlarıyla girmek

tir. Ankara hükümeti 50 yıllık çabaların ar-

istemektedir.

dından atmış olduğu önemli adımların

AB’nin veya anahtar üye ülkelerin Türki-

dahi önemli sayılmadığını hissetmiş ve bu

ye’nin performansından memnun kalma-

2005’te

başlamış

nedenle AB kabul sürecini imkansız bir

ları için bazı konulara değinmek gerekir.

bahsedilen meselelerin Türkiye için büyük

az ödün vermek adına AB’ye baskı uygu-

rüya olarak görmüştür. Hemen hemen

Örnek olarak, içte demokrasi Kürt So-

önem taşıması ve ülkenin bu meseleler ko-

layarak veya kendi jeopolitik konumunun

aynı zamanda Avrupa, özellikle AB ve

runu’nun çözümünü de kapsayacak şe-

nusunda gelecekte AB üyeliği ile elde ede-

Batı için öneminden faydalanarak siyase-

Avro bölgesi, adım adım bir krize girmek-

kilde

ise

bileceği olası kazanımlara rağmen bile

ten AB koşulsallığını ve yasal engelleri

tedir. Bu iki faktör Türkiye’nin Orta Doğu

Türkiye’nin Kıbrıs ve Yunanistan ile olan

taviz vermemesi sonucu, ne kadar zorla-

devreden çıkartmayı ve mümkün olan en

ve Müslüman Dünyası’na yönelmesinde

problemleri çözülmelidir. Bu gerçeklik,

yıcı olduğunu kanıtlamıştır. Türkiye daha

az taviz ile üye olmayı tercih eder. Son

etkili olur.. Ancak böyle bir değişimin başarılı olabilmesi için belli taktiklerin izlenmesi

ve

düzenlemelerin

yapılması

gerekmektedir. Bu taktiklerden bir tanesi Filistin yanlısı ve İsrail karşıtı bir söylemin güçlendirilmesi olmuştur. Arap ve Müslüman dünyası ile daha yakın bir ilişki AKP liderlerinin daha önceden yaptıkları sözlü ve yazılı açıklamalarında ifade edildiği üzere zaten partinin dünya görüşünün bir parçasıdır. Ama bu durum Türkiye’nin AB üyeliğindeki hayal kırıklığı sonucu dış politika davranışında daha belirgin bir hale gelmiştir. AB tarafından 2004’ten sonra önerilen kabul görüşmelerinin açık uçlu olması Ankara’nın cesaretini kırmış ve bu hiç bitmeyecekmiş gibi görünen görüşmeler Ankara’nın AB üyeliği için kabul şartlarına kendisini daha fazla adaması karşısında isteksizlik göstermesine sebep olmuştur. Nitekim 2006’da AB resmi olarak kendi hayal kırıklığını ifade etmiş ve böylece kendisinin Türkiye’nin üyeliği hususunda göstermiş olduğu

düşük

kararlılığın

farkında

olduğunun da ipucunu vermiştir.[8] Bunun sonucu, Türkiye’nin AB ve kendi komşularıyla olan ilişkilerindeki değişiklik olmuştur.. Örneğin, Arap dünyası ile olan ticari ve diplomatik hareketlilik yükselişteyken diğer tarafta AB ile tam tersi bir durum söz konusudur.[9] Dahası, Türk liderler özellikle ülkenin Avrupa’ya bakışı hususunda AB’ye karşı bir manada saldırgan bir tutum benimserler. Bu gibi söylemlerin birisinde kışkırtıcı yorumlarıyla bilinen o zamanki AB bakanı Egemen Bağış “Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı yok, AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var. Zorunda kalırsak onlara ‘Kaybol, çocuk’ diyebiliriz”[10] türünden açıklamalarda bulunmuştur. Ama aynı açıklamada Bağış Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine hala sadık olduğunu belirtmiştir. Burada bakanın sözlerinde Türkiye’nin Çok Senaryolu dış politikasını gösteren ve aşağıda da açıklanacak olan birçok örnekte görüleceği gibi bir çelişki söz konusudur. Bir ülkenin AB üyelik ihtimaline sadakat gösterirken aynı zamanda tam tersini yani AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı olduğunu iddia etmesi hayret verici olabilir. Türkiye böyle bir tutum sergilemekle kalmayıp AB’ye alternatif olarak Şangay İşbirliği Örgütü’ne girmekle de AB’yi tehdit etmiştir.[11] Bu türde bir söylem iki amaca hizmet edebilir: daha ılımlı bir tutum sergilemesi için AB’yi iletişim yoluyla zorlamak ve gerçekten AB’ye potansiyel bir alternatif için siyasi hazırlıkta bulunmak. Burada ortaya çıkan soru ise: Neden Türkiye böyle bir tutum sergilemek istesin? Cevap Türkiye’nin AB

sağlamlaştırılmalı,

dışta

Tziarras Z. (Temmuz, 2014), Türkiye’nin Çok Senaryolu Dış Politikası”, Cilt III, Sayı 7, s.34-52, Türkiye Politika ve Araştırma Merkezi (ResearchTurkey), Londra: Research Turkey (http://researchturkey.org/ ?p=6605&lang=tr) http://researchturkey.org/ tr/turkeys-multi-scenarioforeign-policy/


12

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Sayın

Konuk Yazar

Aşağıdaki (ekteki) makalemi yayın ilkelerinize uygun görürseniz ilk

David Cameron'dan Hasan Ruhani'ye işbirliği çağrısı

Hüseyin Doğan

Editör,

İngiltere Başbakanı David Cameron,

kare sınırı da kontrol ediyor. Bu onun

son derece tehlikeli terörist hareketi

yayılmacı anlayışını gözler önüne seri-

fırsat’da uygun köşelerinizin biri-

TÜRKİYE SURİYELİ MÜLTECİLERLE

olarak nitelendirdiği IŞİD'e karşı gere-

yor. Hatta sınırlarını Ürdün ile Lübnan

sinde yayınlamanızı arzederim.

YAŞAMAYI ÖĞRENMELİ !

ken önlem alınmadığı takdirde terör

ve Türkiye'ye kadar genişletecek kadar

örgütünün İngiltere sokaklarında ken-

ileriye gidiyor. Eğer başarılı olurlarsa

Teşekkür ve saygılarımla.

yurdagulbeyoglu@avrupagazete.com

Benim nicedir kendi kendime

vatandaşlarının çoğunun bile bil-

dilerini hedef alacak kadar güçlenece-

Akdeniz kıyılarına ulaşmış ve NATO

ğini savundu. Cameron, İran'a da

üyesi ile sınır komşusu olmuş bir terörist devlet ile karşı karşıya kalacağız.

içimde sesli olarak sessizce düşün-

mediği bir seri sosyal yardımlar-

"ortak tehlike" olarak gördüğü IŞİD'e

düğüm şu cümle, Londra’da yaşa-

dan sistemi istismar edercesine

karşı müttefik olma çağrısı yaptı. Sun-

yan

farklı

yararlanmaya başlamışlardır. Bu-

day Telegraph gazetesinde bir makale

Türkiyeli

topluma

Bu Avrupa için açık bir tehlikedir" ifaCumhurbaşkanı Hasan Ruhani'ye

delerini kullandı. Cameron, Irak'taki İngiliz askeri birliklerine daha fazla

alanlarda hizmet veren aynı za-

gün’de çokları stadü’lerine uygun

kaleme alan İngiltere Başbakanı, Irak

IŞİD ile mücadele etmek için uluslar-

manda rescue4chıldren (çocuklar

olan yasal yardımları almayada

ve Suriye'de "terörist devlet" kurmak

arası toplumla işbirliği yapma çağrı-

görev düştüğünü ve Kürt ile Irak güç-

için kurtuluş/çocukların kurtarıl-

devam etmektedirler. Elbetteki bu

isteyen aşırı İslamcıların Akdeniz kıyı-

sında bulundu.

lerinin güçlendirilmesi gerektiğini

ması anlamına gelen) vakfın’ın

durum yukarıda bahsettiğim kal-

larına kadar ulaşabileceği uyarısı yaptı.

başkanı olan genç ve sempatik iş

kınmış ve sosyal ülkelere dünya-

Cameron yazısında, İran'daki rejim ile

adamı Sayın Mahir Kılıç’a ait’dir.

nın dört bir yanından az gelişmiş

on yıllardır süren düşmanlığı bir ke-

Sayın Kılıç’ın bu vicdani ve insani

veya fakir ülkelerden gelerek yer-

nara bırakmanın İngiltere için ulusal

Başbakan yazısında, "IŞID sadece bin-

Kilisesi'nin eleştirilerine maruz kal-

yorumunu

leşmiş diğer göçmenler içinde ge-

bir çıkar olduğuna dikkat çekerek, İran

lerce beyni değil binlerce kilometre

mıştı.

“Olay

Gazete”nin

Genel Yayın Müdürü sayın Nesin

çerlidir.

Fehmi ile Londra’ya yakında atan-

“Kendisi gurbet’de gönlü sılada,”

mış olan T.C. Büyükelçisini ziyare-

olan ve genelde ilk nesil göçmen-

tinde yaptığı anlaşılıyor. Zira

lere has bir duygu ile anavatanda

bizler bu haberi aynı gazetenin 15

olup bitenleri kâh kahırla kâh gu-

Ağustos 2014 tarihli sayısında öğ-

rurlanarak izleyen birisi olarak

reniyoruz. Bu vesile ile sayın Kı-

Türkiyede son zamanlarda Suriyeli

lıç’ın

insanlara karşı artış gösteren olay-

Türkiyede’ki

Suriyeli

mültecilerin dramını

kamuoyu

ları kaygı ile izlemekteyim.

gündemine taşımış olmasından dolayı kutlar ve teşekkür ederim.

Oysa bugün ülkemizde bulunan

Hoşgörüsüne sığınarak sözlerinin

komşu Suriyeli insanların hemen,

devamında bazı alıntılar alarak

hemen hepisi ülkelerinde 4 senedir

makalemin içini doldurmaya çalı-

devam eden kanlı iç savaşın mağ-

şacağım.

durlarıdırlar. Suriyede’ki bu iç sa-

Sayın Kılıç’ın bahse konu makale-

şiddetlenmesinde, ağırlaşmasında

sinde’ki

vaşın ifadelerinden

bu

kadar

uzamasında,

bazıları

bizim yani hükümetimizin (yani

özetle şöyledir. (...Britanya’da po-

T.C Hükümetinin) komşu evdeki

litik veya ve ekonomik nedenler-

yangına adeta körükle hatta ben-

den dolayı bu ülkede barınma

zinle katkıda bulunduğu konu-

başta olmak üzere sağlık, ve sosyal

sunda hem içeride hemde dış

devletin sunmuş olduğu diğer hiz-

dünyada büyük ölçüde kuşku bir-

metlere buradaki göçmen, sığın-

liği vardır.

macı ve mülteci vatandaşlarımızın ne kadar kolaylıkla ulaştığı hepi-

Özellikle Türkiyede yaşayan yurt-

mizce çok iyi bilinmektedir (...)

taşlarımızın dikkatlerini çekmek isterim’ki, metropollerinin ana

Ülkemize sığınan Suriyeli mülteci-

caddelerinde bayraklarımızı dalga-

lerin amaçlarının ülkemizi gez-

landırarak bayamlarımızı kutlayıp,

mek, görmek eğlenmek olmadığını

mitinglerimizi gerçekleştirebildiği-

“Suriyeliler’in sürmekte olan vah-

miz sokakta kimlik soran polisini

şetten kaçan sığınmacılar oldu-

(bırakın biber gazı ve cop yemeyi)

ğunu asla unutmamalıyız (....)

icabında tersleyebildiğimiz, fırsatını bulabildiğimiz olaylarda omuz

6 Nisan 1949 yılından altına imza

atabildiğimiz ancak zaman, zaman

attığımız İnsan hakları Evrensel

münferitde olsa maruz kaldığımız

Bildirgesi’nin gereği zorunluluk-

horlanmalarda, dışlanmalarda ve

tur.(...)

ayrımcılıklarda’da ne kadar olumsuz etkilendimizi, burkulduğu-

Bugün genelde Kanada, Kıta Av-

muzu bilen bir İngiltere gürbetcisi

rupası ve özelde İngilterede yaşa-

Türk olarak bu yorumları yap-

yan (çoğu’da iyi koşullar içinde

maya hakkım olduğumu düşünü-

bulunan) yurtsever ve milliyetci ta-

yorum.

nınan birçok’larıda ahbaplarım olan

pek-

İleri demokrasiye sahip olduğunu

çok’ları, salt ekonomik kaygılar ve

vatandaşlarımızın

iddia eden Türkiye Cumhuriyeti

menfaatlar bazende bazı özel zo-

Devletinin . devlet olarak ve biz

runluklardan dolayı, Türkiye’de

T.C. vatandaşlarının, canlarını kur-

baskı altında olduklarını, işkence

tarmak adına büyük maddi ve

gördüklerini kendilerinin ve ailele-

manevi kayıplar vererek yurt ve

rinin can güvenliklerinin olmadı-

yuvalarını terkedip diğer komşu

ğını beyan ederek ve vatanlarını

ülkelerin yanısıra ülkemizede sı-

(Türkiye’yi) karalayarak avukatlık

ğınmak zorunda kalmış çok sayı-

ve tercumanlık masrafları bile o ül-

daki

kelerin ilgili kurumları tarafından

olduğumuzdan değil, önce insan

karşılanarak siyasi iltica talebinde

olduğumuzdan sonra da 6 Nisan

bulunarak oturumlarını ve vatan-

1949 yılından altına imza attığımız

daşlıklarını almış oldukları bilinen

İnsan hakları Evrensel Bildirgesi-

bir gerçektir.

nin gereği olarak hoşgörü ve sem-

Bu insanlarımız henüz oturum ve

manevi yardımlarımızla acılarını

vatandaşlıklarını almadan önce

azaltmaya çalışmak gibi tarihi bir

bile evsahibi devletlerin kendi öz

görevimiz yükümlüğümüz vardır.

Suriyelilere

dindaş

pati ile yaklaşmak, maddi ve

kaydetti. İngiltere Başbakanı, aşırı İs-

AVRUPA İÇİN AÇIK TEHLİKE

lamcılara karşı kapsamlı bir politika izlemediği için bir süre önce Anglikan

İngiltere Basın Özeti Financial Times, Almanya'nın BND'deki bir ajanının ABD'ye çalıştığını keşfettiğinde tepkisinin açık ve güçlü olduğunu, Berlin'deki ABD istihbaratı başkanının ülkeden atıldığını ve Başbakan Angela Merkel'in de müttefiklere yönelik casusluk faaliyetlerini "enerji israfı" diye tanımladığını hatırlatıyor.Gazete "Berlin Washington'ı azarlarken bile aslında ABD, Almanya'nın Dış İstihbarat Servisi'nin bir NATO müttefikini ve ABD'li siyasetçilerin yaptığı telefon görüşmelerini dinlediğini biliyordu" diyor.Haüzerine dün Almanya berler Büyükelçisi'nin Ankara'da Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldığını yazan gazete, Alman medyasındaki ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve selefi Hillary Clinton'ın da dinlendiği yönünde haberler yer aldığını belirtiyor. 'Türkiye dost ülke mi, değil mi?' Financial Times dün Alman hükümetinin basın toplantısında gazetecilerin ısrarla Türkiye'nin casusluk faaliyetleri yapılmaması gereken bir dost ülke olup olmadığı sorularını yönelttiğini söylüyor.Gazete bu soruların da Merkel'in geçen yıl ABD'nin telefonlarını dinlediğinin ortaya çıkmasından sonra "Dostlar arasında dinleme olmaz" demesine atfen yöneltildiğini belirtiyor.Financial Times Alman hükümet sözcüsünün sorulara sadece "Almanya Türkiye'yle pekçok farklı alanda işbirliği yapıyor" yanıtını verdiğini kaydediyor.Gazete Türkiye'nin dinlenip dinlenmemesi gerektiği konusunda Alman politikacılar arasına görüş ayrılığı bulunduğunu belirtiyor. Haber şöyle sona eriyor: "İki ülke arasındaki bağlar yakın. Almanya Ankara'nın başlıca ticaret ortağı ve Avrupa'daki en büyük Türk nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Ancak Türkiye Kürt militanların Almanya'daki para toplama faaliyetleri ve Türkiye üzerinden giden cihatçılar nedeniyle izleniyor da." Ferguson'daki çatışmalar İngiltere basını Amerika Birleşik Devletleri'nin Missouri eyaletindeki Ferguson kasabasında silahsız siyah bir gencin polis tarafından öldürülmesiyle başlayan olaylara geniş yer vermeye devam ediyor. Daily Telegraph gencin ailesinin tuttuğu bir adli tıp uzmanı tarafından yapılan otopsinin sonuçlarını öne çıkartıyor.Otopsi sonuçlarına göre gencin altı kez vurulduğunu yazan gazete, sonuçların önceki gece şimdiye kadar polis ve eylemciler arasında yaşanan en şiddetli çatışmaların ardından yayımlandığını söylüyor.Gazete ayrıca sonuçların Brown'ın teslim olduktan sonra vurulduğunu söyleyen görgü tanıklarının ifadelerini doğrular gibi göründüğünü yazıyor. Mahkemeye baskı iddiası Guardian Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Gazze'de işlendiği belirtilen savaş suçları konusunda soruşturma başlatılmaması için ABD ve diğer Batılı ülkelerin baskısı altında olduğunu yazıyor.Eski mahkeme yetkilileri ve avukatlarına dayan-

dırılan haberde Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soruşturma başlatmasının uzun erimli etkileri olabileceği söyleniyor.Soruşturmada sadece İsrail, Hamas ve diğer örgütlerin işlediği öne sürülen savaş suçlarının değil, Filistin topraklarındaki Yahudi yerleşimlerinin de konu edilebileceği vurgulanıyor.Çünkü mahkemeyi kuran 1998 tarihli Roma Sözleşmesi'ne göre "İşgalci gücün kendi sivil nüfusunu işgal ettiği yere doğrudan, ya da dolaylı olarak transfer etmesi" de savaş suçu olarak tanımlanıyor.Habere göre başta Başsavcı Fatou Bensouda olmak üzere mahkeme yetkilileri ise baskı gördükleri iddialarını reddediyor. 'İyi komşu kalbe faydalı' "Ev alma, komşu al" atasözünün erdemi Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan bir araştırmayla da kanıtlandı. Araştırmaya göre birbirine yakın bir toplulukta yaşamak ve çevreyle iyi geçinmek özellikle de kalp krizi riski altında olan yaşlı insanların sağlıklarına katkıda bulunuyor.Dört yıl süren ve 50 yaşın üzerindeki beş bir denekle yapılan araştımada deneklerin çevreleriyle sosyal uyumları hakkında sorulara verdikleri yanıtlara bir ila yedi arasında puan verildi.Michigan Üniversitesi'nde yapılan çalışmada sosyal uyumdaki bir puanlık artışın kalp krizi riskini yüzde 17 azalttığı sonucuna varıldı.Ancak çalışmada kalp krizinde rol oynayan genetik yatkınlık gibi önemli faktörler dikkate alınmadı.İngiltere basını Arsenal'in Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamasına kalabilmek için bugün İstanbul'da Beşiktaş'la yapacağı maça geniş yer ayırıyor. 'Beşiktaş Biliç ile güçlendi' Guardian Arsenal Menajeri Arsene Wenger'in Beşiktaş maçı için "Bu büyük bir sınav. Kısa bir hazırlık dönemimiz oldu. Bir haftada üç büyük maçımız olacak. Deplasmanda ve evimizdeki Beşiktaş maçlarıyla, aradaki Everton mücadelesi. Her bir maç farklıdır ve deplasmanda bir Türk takımını yenmek çok zordur. Ama elimizden geleni yapacağız" dediğini yazıyor.Guardian Slaven Bilic'in teknik direktörlüğünde Beşiktaş'ın önemli aşama kaydettiğini ve Demba Ba transferiyle de güçlendiğini belirtiyor. 'Arsenal taraftarı ve Biliç'i aşmalı' Daily Telegraph da Arsenal'in Atatürk Olimpiyat Stadı'ndaki düşmanca atmosferle birlikte "Hırvatistan'la açık futbol hiyerarşilerine meydan okumakta ne kadar yetenekli olduğunu gösteren" Slaven Biliç'i de geçmesi gerektiğini belirtiyor. Gazete ayrıca Feyenord maçında hat trick yapan Demba Ba'nın Chelsea'deyken pek bulamadığı İngiliz futbol seyircileri önünde parlama şansını değerlendireceğini belirtiyor.Independent'ın spor sayfalarında ise Beşiktaş ve Teknik Direktörü Slaven Biliç'e ayrılmış bir yazı dikkat çekiyor. 'Taraftarın sevgilisi Biliç' Jack Pitt-Brooke imzalı yazı "Beşiktaş'ı yeniden inşa eden Biliç taraftarların sevgilisi oldu" başlığını taşıyor."Slaven Biliç Hırva-

tistan'ın ardından çalıştırdığı Lokomotif Moskova'dan ligde bir kuşaktır görülen en kötü sonucu almasından sonra geçen yaz kovulduğunda Beşiktaş'ın teknik direktörlüğü için akla gelen başlıca seçimlerden biri değildi" sözleriyle başlayan yazı "Ama Hırvatistan'ın Euro 2008'de Türkiye'ye yenildiği maçtan bu yana Türkiye'de Biliç'e karşı bir yakınlık var. Saf tutkusu unutulmadı ve Beşiktaş yeni bir teknik direktör aradığında popüler bir seçim oldu" diye devam ediyor. 'Biliç ve Orman kulübü canlandırdı' Yazıda Biliç'in o günden bu yana "Saygın Başkan Fikret Orman ile birlikte yolsuzluk ve tembel bir hovardalığa sürüklenen kulübü yeniden canlandırdığı" söyleniyor. Yazı şöyle devam ediyor;"Kanaatkarlık, tevazu ve takım çalışması gibi doğru değerleri yeniden empoze ederek takımı geçen yıl neredeyse lig şampiyonluğuna taşıdılar. Beşiktaş'ın aldığı şike cezası nedeniyle Avrupa Ligi'ne katılamadığı geçen yıla göre durumları çok farklı. Şimdi yeniden yukarıya tırmanan ve geçmişi geride bırakmaya çalışan bir kulüp var. Hiç sevilmeyen eski Başkan Yıldırım Demirören pek çok kişi tarafından kulubün şimdiki mali durumu nedeniyle suçlanıyor. Guti, Quaresma ve Simao gibi İlgisini kaybetmiş yabancı yıldızlar ve Bernard Schuster gibi teknik direktörlere çok para harcama devri bitti." Biliç ve Çarşı Yeni Başkan Orman'ın kulübü çok daha sürdürülebilir bir şekilde yönetmeyi vaat ettiğini söyleyen Independent, Orman'ın Biliç'e hiçbir zaman harcayacak büyük paralar sözü vermediğini vurguluyor. Gazete bunun yerine Biliç'in denge ve disiplin duygularını kaybetmiş takımı yeniden organize etmeye giriştiğini anlatıyor. İlk dört maçını kazanan Biliç'in o günden bu yana da popülaritesini koruduğu vurgulanıyor. Independent şöyle devam ediyor;"Sosyalist futbol oynamaktan bahseden Biliç'in siyasi tavrı ve tutkusu da Beşiktaş'ın meşhur taraftar grubu Çarşı'yla kanının uyuşmasını beraberinde getirdi. Çarşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı girişilen Gezi eylemlerinde önde gelen bir rol üstlenerek ulusal alanda yeni bir öneme kavuşan ve Türkiye'nin en etkili taraftar hareketlerinden biri haline gelen solcu ve anarşist bir grup. Bu akşamki maçta Çarşı üzerinde İtalyanca "La Vittoria Sara Nostra (Zafer bizim olacak)" yazan Türkiye'nin elle yapılmış en büyük pankartını açacak."Beşiktaş'ın gelecek yıl genç oyuncuları tecrübe kazandıkça Türkiye'nin en iyisi olabileceğini yazan gazete yazıya "Beşiktaş belki Arsenal'i yenecek kadar güçlü olmayabilir. Ama geçici stadyumlarında bile değerleri ve gururuyla yeniden doğmuş bir takım" sözleriyle son veriyor.


13

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Gençlerin Yeni Aktivizm Biçimleri, Sivil Toplum

Kuruluşları ve Yeni Toplumsal Hareketler Aktivizmi Gençlerin Yeni Aktivizm Biçimleri, Sivil Toplum Kuruluşları ve Yeni Toplumsal Hareketler Aktivizmi. Yazar: Duygu Güner, Koç Üniversitesi Sosyal Etki Forumu, Proje Uzmanı Tarih: Ağu 15, 2014 Yeni Yazı, Araştırma Metinleri. Politik katılım kamusal tartışma içinde bir konum alma edimidir ve mobilizasyon arzusunu ifade eder. Söz konusu olan maddi bir çıkarı veya bir amacı savunma ve talep etme mantığı içinde gelişen “birlikte eylemektir”.Yeni aktivizm biçimleri arasında yer alan Yeni Toplumsal Hareketler (YTH) Aktivizmi ve Sivil Toplum Kuruluşları (STK) aktivizmi günümüzde gençlerin yöneldiği “deneysel”, somut, hedef odaklı politik katılım mekanizmalarını oluşturmaktadır. STK aktivizmi, siyasi kamusal alandaki reformlara odaklı, tek bir mesele çerçevesinde örgütlenmiş, organize, merkezi ve koalisyonlar üzerine kurulu kampanyalar yürüten politik bir ağ içinde gerçekleşen politik bir aktivizmi ifade eder. Tersine Yeni Toplumsal Hareketler, gevşek bir militan ağına sahip, kendi kendine örgütlenen, iletişim teknolojileri kullanan, birden fazla meseleyi sahiplenen, farklı amaçlara sahip siyasi örgütlenmeler olarak tanımlanır. Farklı özelliklere sahip olan bu iki aktivizmden STK aktivizminin Türkiye’deki kısa tarihine baktığımızda 2000’lerin başından beri geliştiği görülür. STK’ların pek çok nedene bağlı olarak gelişmesi, çoğalması ve itibar kazanması gençleri farklı bir sosyopolitik angajmanda var olmaya yöneltmiştir. 2013 yılının Mayıs ayının sonuyla birlikte katılımın yüksek olduğu Gezi Parkı eylemleri Türkiye’nin sivil toplum tarihi açısından önemli bir dönüm noktası olacağının sinyallerini vermiştir. Gezi eylemlerine katılanların büyük çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır. Gezi eylemlerinin kısa tarihinde YTH aktivizm biçiminin birçok özelliğini taşıdığını görebiliriz. Aynı dönemde politik arenadaki gerginlik ise STK’ların devletle ve onu yöneten iktidarla ilişkilerini zedelememeye başlamış, bu durum STK’ların temkinli bir tavır benimsemelerine neden olmuştur. Mayıs 2013’ten beri süregelen toplumsal hareketler içerisinde STK’ların eylem sahnesindeki yokluğunun, gençleri yeni toplumsal hareketlere veya yeni oluşumlara yöneltirken, politik katılım biçimleri meseleler üzerine uzun vadeli çözümler sunan yapılar kuracak şekilde değişmeye başlamıştır. Giriş Bu yazıda öncelikle politik katılım biçimlerinden Yeni Toplumsal Hareketler ve Sivil Toplum Kuruluşlarının[1] hangi yönleriyle yeni aktivizm biçimi olarak kabul edildiği ve gençlerin bu farklı politik katılım biçimlerinden beklentileri ele alınacaktır. Ardından Türkiye’deki Sivil Toplum Kuruluşlarının ülke tarihindeki gelişimi ve gönüllü gençlerin toplumsal sorunlara çözüm arayışlarındaki rolüne değinilecektir. Yazıda son olarak Mayıs 2013 ile birlikte başlayan toplumsal hareketlerin karşısında Sivil Toplum Kuruluşlarının diğer farklı sivil toplum öğelerine[2] nazaran geç kalan tepkilerinin nedenleri sorgulanacaktır. Gençlerin Yeni Aktivizm Biçimleri: Sivil Toplum Kuruluşları ve Yeni Toplumsal Hareketler Aktivizmi Yeni aktivizm biçimlerini anlamak için politik katılımın ne olduğunu iyi anlamak gerekir. Politik katılım temel olarak daha az yoğun eylemliliklerden (oy vermek) daha yoğun eylemliliklere (siyasi bir örgüt militanı olmak) kadar uzanan, geniş bir yelpazeyi kapsar (Schildkraut, 2005: 286). Politik katılım veya angajman, mobilizasyon arzusunu ifade eder. Burada söz konusu olan maddi bir çıkarı veya bir amacı savunma ve talep etme mantığı içinde gelişen “birlikte eylemektir”. Öyleyse politik katılım kamusal tartışma içinde bir konum alma edimidir ve bu açıdan bireyleri kendilerinin ve diğerlerinin gözünde sınıflandıran bir kimlik boyutu taşır (Neveu, 2011). Günümüzde, parlamenter rejimin ve temsili demokrasinin meşruluk krizi, işçi hareketi gibi sınıf temelli toplumsal hareketlerin popülerliğini yitirmesi, geleneksel siyasetin kirlenmesi gibi etmenlerin etkisiyle özellikle gençler için iki çeşit politik katılımın varlığından söz etmek mümkündür. Bunun ilki geleneksel toplumsal hareketleri içine alan klasik politik katılım, ikincisi ise Sivil Toplum (STK) ve Yeni Toplumsal Hareketler (YTH) aktivizm biçimlerini içine alan protestocu politik katılım ve/veya günümüzdeki daha popüler ifadesiyle “yeni aktivizm biçimleri”dir (Galland, 2011: 198). Yeni aktivizm biçimlerinin iki ana arterini oluşturan STK aktivizmi ile YTH aktivizmi sıklıkla birbirine karıştırılmaktadır. Lance Bennett’in çalışması STK aktivizmi ile YTH aktivizmini birbirinden ayırmıştır. STK aktivizmi, siyasi kamusal alandaki reformlara odaklı, tek bir mesele çerçevesinde örgütlenmiş, organize, merkezi ve koalisyonlar üzerine kurulu kampanyalar yürüten politik bir ağ içinde gerçekleşen politik bir aktivizmi ifade eder. Tersine Yeni Toplumsal Hareketler, gevşek bir militan ağına sahip, kendi kendine örgütlenen, iletişim

teknolojileri kullanan, birden fazla meseleyi sahiplenen, farklı amaçlara sahip siyasi örgütlenmeler olarak tanımlanır. Günümüzde, her iki tür aktivizm biçimi de sosyologlara göre hiyerarşik olmayan, adem-i merkeziyetçi, katılımcı bir niteliğe sahiptirler ve post materyalist değerler üzerine bina olurlar (Bennett, 2005:203). Dünyada YTH ve STK aktivizmlerinin gelişimi, geleneksel toplumsal hareketlerin aktörlerin taleplerini karşılayamadığı, siyasi taleplerin bilinen siyaset düzleminden dışarı taştığı dönemde ortaya çıkmıştır. Bu hareketlerin başlıca ortaya çıkış nedenleri arasında İkinci Dünya Savaşı sonrası dünya siyaseti, 1968 kuşağı ve talepleri, Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği’nin dağılması, işçi hareketinin zayıflaması ve bunu takip eden neoliberal politikalar ile küreselleşmeyi saymak mümkündür (Neveu, 2011). YTH ve STK aktivizmlerinin gelişimi aynı zamanda yeni bir yurttaşlık modelinin doğmasına neden olmuştur. Ortaya çıkan yeni yurttaşlık modeli, gençlerin siyasi angajmanında önemli rol oynamıştır. Özellikle 1990’lı yıllar sonrasında gençlerin siyasi angajmanının dünyada genel olarak bu iki tür aktivizm etrafında şekillendiği araştırmacılar tarafından ortaya koyulmuştur (Galland, 2011). Amerikalı araştırmacılar, siyasi partilere bağlılıkla gelişen politik angajmandan uzaklaşmanın sadece gençlere ait bir durum olmadığını, kuşaklar ile gelişen kültürel ve tarihsel bir değişim olduğunu ortaya çıkarmışlardır (Galland, 2011;200). 1978 döneminden bugüne kadar, siyasi parti partizan kimliği, siyasi partilere karşı oluşan soğuklukla düşüşe geçmiştir. Gençlerin siyasetten uzaklaşması, politikanın reddi değil, politik örgütlenme biçimlerindeki değişmenin bir göstergesi olarak yorumlanmıştır (Drouin, 1995). Galland (2011:198), Avrupa’da gençlerin seçimlere katılımının azaldığı, geleneksel siyasetten neredeyse uzaklaştıklarını saptamıştır.Aynı şekilde Beck ve Beck-Gernsheim (2003:159) “aktif bir apolitik genç kuşak” adlandırmasıyla gençlerin ölmüş geleneksel siyaset gibi kurumlara katılmayarak onu etkisizleştirdikleri ve yeni katılım mekanizmalarını hayata geçirdiklerini belirtirler. Diğer bir deyişle, gençlerin politik katılımı, partizan ve sendikal kadrolardan kaçan, daha « deneysel » ve somut, hedef odaklı hareketlere yönelmiştir (Galland, 2011 ve Muxel, 1992). Anne Muxel’in (2011: 200) de tespit ettiği gibi bugünün gençleri politik angajmanlarında daha az normatif bir bakış açısı benimser ve daha fazla ifadeye yer vermektedir. Gençler kurumsallaşmış organizasyonları aşan, bireyselleşmiş ama birlikte karşı duruş sergilemektedirler. Sosyologlar, ideolojik açıdan klasik sağ-sol ayrımının ötesinde ekolojistler, savaş karşıtları, anti-otoriterler, anti-kapitalistler ve yeni anarşist hareketler gibi hareketlerin yanı sıra islamofobi, yabancı düşmanlığı, yeni muhafazakarlık biçimleri, yeni etnik ve dinsel kimlik temelli hareketlerin Avrupa gençliği içinde çokça taraftar bulduğunu göstermişlerdir (Faulks. 1999: 87-103 ve Bréchon, 2001). Yeni siyasi aktivizm biçimlerinin gençler arasında yaygınlaştığı görülmektedir. Klasik siyasi angajmanların ötesinde, herhangi bir örgüte mensup olmaksızın belirli bir olayı protesto etmek için bir araya gelen gençler internetin de kendilerine sağladığı olanaklarla uluslararası düzeyde yatay bir biçimde organize olabilmektedirler. “Proje bazında angajman” unsuru, sınırlanmış amaçlar çerçevesinde noktasal mobilizasyonu öne çıkarmaya yaramaktadır. Melucci’ye göre (1995: 41-63) bu tür aktivizm biçimlerinde “eylem, belirli/ özgül ve parçalı düzeyde olsa da, eylemin aktörleri global düzlemde karşılıklı bağımlılık ve etkileşimi içerisindedirler ve bunun son derecede farkındadırlar”. Türkiye’de Sivil Toplumun Gelişimi ve Gençlerin Örgütlenme Biçimi Türkiye’nin siyasi mirası sivil toplumun ve örgütlenme kültürünün gelişmesini ve olgunlaşmasını etkileyen en önemli unsurlardan biridir. 1980’e kadar, Türkiye’de siyasi angajmanı yüksek, genç ve kalabalık bir kitle varken, 1980 askeri darbesini izleyen dönemde gençlerin siyasi katılımı durma noktasına gelmiştir. 1982 Anayasası’nın ve Dernekler Kanunu’nun getirdiği kısıtlamalar sonucunda, 80’li yıllar boyunca toplumun tüm kesimlerinde sivil örgütlenme de durağanlaşmıştır (Aslandaş, 1995: 3003-316). 1980 darbesi sürecinde örgütlü gençlerin cezalandırıldığına tanık olan veya örgütlülükleri bizzat cezalandırılanlar arasından pek çoğu, bir sonraki nesle aktif örgütlü bir yaşamı tabulaştırmışlardır. Yapılan pek çok araştırmada, ebeveynlerin kendi çocuklarının hayatlarını korumak amacıyla siyasi bilgi birikimlerini ve hatta mücadelelerinin anılarını dahi paylaşmamayı tercih ettikleri ortaya çıkmıştır (Lüküslü, 2013; Fırat, 2011). 1990’lı yıllarda gelişmeye başlayan sivil toplum örgütlenmeleri, 2000 yılından sonraki dönemde büyük ivme kazanmıştır. Birleşmiş Milletler gibi ulusötesi kurum ve kuruluşlar, dünyada küreselleşen ve kronikleşen sorunla-

rın çözümünde yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ile çok paydaşlı hareket etmenin önemini anlamış, bu paralelde 1992’de Rio’da alınan kararlar (Gündem 21) Türkiye’de sivil toplumun gelişmesini etkilemiştir. Sivil toplum örgütlenmesi konusunda ülke nüfusunun büyük bir kesimini harekete geçiren 1999 Marmara ve Kaynaşlı depremleri önem taşımaktadır. Arama-kurtarma çalışmaları ve yardım derneklerinin örgütlülüğü, sivil topluma olan ilgi ve güveni artırmıştır (İçduygu, Meydanoğlu, Sert, 2011: 58). Ayrıca çözülemeyen Kürt sorununu sivil toplum alanında ve/veya girişimleriyle çözme arayışlarının daha etkin hale gelmesi, 1996 yılında İstanbul’da gerçekleşen İnsan Yerleşmeleri üzerine Birleşmiş Milletler Habitat II Konferansı’nda alınan kararların sivil toplumun rolüne yaptığı vurgu, Türkiye’de sivil toplumun ileriki yıllarda göreceği ilginin ilk sinyallerini vermiştir (İçduygu vd., 2011). Tüm bu olayların yanı sıra, Avrupa Birliği üyeliğine aday Türkiye’nin 2005 yılından itibaren üyelik müzakerelerine başlaması ve üyelik için gerekli olan Kopenhag kriterlerini yerine getirebilmek için gerçekleştirilen bir dizi hukuki – özellikle de anayasal– değişiklik, sivil toplum örgütlenmelerinin gelişimi açısından görece daha uygun bir demokratik ortam sağlamıştır (İçduygu vd., 2011). Öte yandan, aynı dönemde sivil toplum kuruluşları, uluslararası hibeler ve fonlar ile desteklenmişlerdir. Başta Avrupa Birliği olmak üzere, çeşitli uluslararası vakıfların da hibeleri bu dönemde birçok sivil toplum kuruluşunun projelerini fonlamıştır. Ayrıca bir süredir pek çok ülkede popülerleşen şirketlerin sosyal sorumluluk projelerine ve özellikle sivil toplum kuruluşlarının etkinlik ve projelerine ayırdığı bütçeler hızla artmıştır. 2000’li yıllardan günümüze yaşanan süreç, sivil alanın geliştiği ve verilen desteğin artmasıyla STK alanının oluştuğu yıllardır. Örneğin, derneklere ve sivil toplum kuruluşlarına verilen hibe ve fonların artmasıyla farklı konularda uzmanlıkları olan dernekler ve vakıflar hizmet veya savunuculuk ekseninde projeler yapmıştır. Kimi kurumlar çalışmalarını devletin politikalarını doğrudan etkilemek için savunuculuk faaliyetinde bulunmuş, kimisi ise devlete başarılı projelerini model olarak sunmuştur. Öte yandan hizmet götürülen yerlerde de bir değişim yaşanmış, STK lar etkilerini genişletmiştir. Uzmanlaşmayla birlikte STK’lar kurumsallaşmaya başlamış ve ülke genelinde STK’ların sayısında artış yaşanmıştır (Dernekler Dairesi Başkanlığı, 2014). STK’ların söz konusu bu gelişim sürecine elbette toplumun desteğinin de eklendiğini belirtmek önemli olacaktır. Türkiye’de STK’ların çok büyük bir çoğunluğu dernek veya vakıf statüsünde faaliyet göstermektedir. Bu kurumların en önemli ve sürekli kaynakları ise gönüllülerdir. Ekonomik dengeye bağlı artan veya azalan bağışlar, uluslararası kurumların politikaları ile şekillenen hibeler ve fonlar STK’ları maddi açıdan zor duruma sokar ve faaliyet alanını maddi alana bağlı kılar. Oysa Türkiye’de Gönüllülük Raporu’na göre (2013) gönüllü desteği, iyi yönetildiği taktirde, kurumun maddi yetersizliklerinden en az etkilenebilecek ve toplumsal yararın gerçekleşmesi için faaliyetleri sürdürmeye çalışacak tek destektir. Bunun farkında olan pek çok STK gönüllülerin desteğini almak için ayrıca çalışmalar sürdürürler. STK’lara katılan gönüllülerin demografik özellikleri konusunda elimizdeki veriler son derece yetersizdir. STK’larda gönüllülük yapanların önemli bir bölümünü gençlerin oluşturduğunu söylemek mümkündür. Bu konudaki kaynakların kısıtlı olmasına rağmen, 2013 yılında BM Gönüllülük Programı tarafından yayımlanan Türkiye Gönüllülük Raporu ve TEGV (Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı), TOG (Toplum Gönüllüleri Vakfı), TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı), Greenpeace gibi hem bütçesel hem de etkinlik anlamında büyük ölçekte çalışan STK’ların gönüllülerini incelediğimizde gençlerin çoğunlukta olduğu gözlemlenmektedir (Greenpace Akdeniz, 2014). Yukarıda bahsettiğimiz gibi parlamenter sistemin ve siyasi partilerin dışında kalan örgütlenmelerin giderek ön plana çıkması, gençler arasında işsizlik oranın yüksek olmasına bağlı olarak artan endişe ile özellikle üniversite gençlerinin gönüllü faaliyetlerine ayrılacak zamanın ve ilginin artması, STK’ların pek çok nedene bağlı olarak gelişmesi, çoğalması ve itibar kazanması gençleri farklı bir sosyopolitik angajmanda var olmaya yöneltmiştir (Türkiye’de Gençlerin Katılımı Araştırması, 2013: 43-53). Ayrıca gençlerin, sosyal medya ve kitle iletişim araçlarını kolaylıkla kullanabilmesi ve değişen dünya düzenine hızla ayak uydurabilmesi, gençliğin sivil örgütlenmeler hakkında bilgi sahibi olmasını ve hem bu örgütlere aktif katılımını hem de toplumsal hareketlerin bir parçası olmalarını olumlu yönde etkilemiştir. Türkiye’de sayıları artan, farklı sosyal müdahale türlerinde[3] uzmanlaşmış çeşitli sivil toplum kuruluşlarının sayısı gün geçtikçe artmaktadır (İçduygu vd., 2011). Her ne kadar Türkiye gençliğinin sivil topluma katılımı Av-

rupa’daki nüfus yüzdeleri ile karşılaştırıldığında çok düşük olsa da (Yentürk vd., 2008) Türkiye’nin demokrasi ve toplumsal kalkınma geçmişinde son yıllarda STK aktivizmi dikkate değer bir ivme göstermektedir. Gençler, gönüllülük yoluyla toplumsal sorunlara çözüm sunan projelerde yer alarak değişimin bizzat içinde rol almayı istemektedirler (Türkiye’de Gençlerin Katılımı Araştırması, 2013: 50)[4]. Mayıs 2013’ten Bu Yana Türkiye’de STK Aktivizmi ve YTH Aktivizmi Lance Bennett’in yukarıda bahsi geçen STK aktivizmi tanımında olduğu gibi “siyasi kamusal alandaki reformlara odaklı, tek bir mesele çerçevesinde örgütlenmiş, organize, merkezi ve koalisyonlar üzerine kurulu kampanyalar yürüten politik bir ağ içinde gerçekleşen politik aktivizm”in özneleri olan STK’lar ancak devlet kurumlarıyla işbirliği çerçevesinde çalışabilirler. Sivil Toplum kuruluşları devletin çeşitli kurumlarıyla işbirliği yaparak hareket eden bir yapıya sahiptir. Eğer devlet bu kurumlarla işbirliği yapmazsa, iktidar bu kurumlar üzerindeki denetimini arttırırsa, toplumun refahı yerine devlet kurumlarının veya iktidar politikalarının itibarını düşünürse ve sivil toplumu bizzat kendi eliyle şekillendirmeye çalışırsa, STK’ların tanıma uygun varlığından söz edilemez. Demokrasinin garantörlerinden biri olarak kabul edebileceğimiz sivil toplum kuruluşlarının demokrasi sekteye uğradıkça sarsılmaları doğaldır. Türkiye’nin sansürün ve toplumsal hareketlere karşı baskının arttığı bir dönemden geçtiği söylenebilir. 2013 yılının Mayıs ayının sonuyla birlikte katılımın yüksek olduğu Gezi Parkı eylemleri ile görünür olan ve Türkiye’de baskıcı ortama karşı bir tepki olarak doğduğunu vurgulayan demokrasi arayışının çok yoğun bir şekilde sürdüğü gözlemlenmektedir (Bilgiç, Kafkaslı, 2013)[5]. Eylemlerin Türkiye’nin onlarca kentine yayılmış olması, bu eylemlerin partiler üstü bir konuma yerleşmesi, sivil toplumun kamusal alanları kullanma talepleri ve mahalli dayanışma ağlarının kurulması 1980 darbesinden sonra Türkiye’nin sivil toplum tarihi açısından önemli politik katılım göstergeleri olarak değerlendirilebilecektir. Gezi eylemlerine katılanların büyük çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır. İstanbul Bilgi Üniversitesi’nin öğretim görevlilerin 3-4 Haziran 2013 tarihinde yayınladıkları online anketin sonuçlarına göre protestolara katılan 3008 kişinin %3.5’i 18 yaş ve altındayken, % 53.6’sı 19-30 yaş, %15.9’u ise 31-35 yaş aralığında olduğu saptanmıştır. Farklı siyasi ve sosyal geçmişten gençleri, önceden herhangi bir eyleme katılmamış veya siyasi hayatta aktif olan gençleri, ortak bir platformda buluşturan bir eylemlilik ve örgütlülük modeli söz konusu olmuştur (Bilgiç, Kafkaslı, 2013: 13-15). Bu noktada Gezi olaylarını bir toplumsal hareket olarak anlamak adına toplumsal hareket kavramının özelliklerine değinen Erik Neveu’ye yeniden bakalım (2011: 6): Bir toplumsal harekete katılan bireyler, harekete topluca – kolektif olarak- dahil olarak « bilinçli bir proje çerçevesinde birlikte hareket etmektedir. » Talep edilen toplumsal veya siyasi değişiklik uğruna « harekete geçilmiş olması » bu hareketlerin ana fikrini oluşturur. Toplumsal hareketler kendi içinde çokça değişiklik gösterse de, bu hareketlerin tamamı karmaşık toplumsal olaylara bağlı olarak doğmaktadır (Neveu, 2011: 9). Ayrıca belirtmek gerekir ki, kolektif hareketler birer taklit olgusu değildir; daima, bireylerin bünyesinde önceden var olan inanç, tatminsizlik ve isteklerin örtüşmesiyle ortaya çıkmaktadır (Neveu, 2011: 40). Toplumsal hareketlerin katılımcıları belirli bir kaygı sonucunda bir araya gelir. Bilinçli olarak oluşturulmuş bir toplu hareket söz konusudur. Ortaya çıkan hareket, bir talep, bir maddi ya da manevi bir çıkarın savunulması veya bir dava etrafında şekillenebilmektedir. Herbert Blumer’e göre, bir dava etrafında şekillenen bu toplu ifade biçimi, « yeni bir yaşam düzeni yaratmayı hedefleyen kuruluşlar » oluşmasına neden olmaktadır (Neveu, 2011: 11). Bu yeni yaşam düzeni, derin değişiklikler amaçlayabildiği gibi, yalnızca dayatılan veya önerilen bazı değişikliklere karşı çıkmak çerçevesine oturmuş da olabilir. Son olarak YTH’nin tanımını ve katılım şeklini hatırlayacak olursak – gevşek bir militan ağına sahip, kendi kendine örgütlenen, iletişim teknolojileri kullanan, birden fazla me-

seleyi sahiplenen, farklı amaçlara sahip siyasi örgütlenmeler–, Türkiye’nin son bir senelik toplumsal hareketlerinin YTH aktivizm biçimine büyük ölçüde uyduğunu görebiliriz. Toplumsal hareketliliğin Mayıs 2013’ten bu yana arttığı Türkiye’de STK’ların gelişmeler karşısında hızlıca konum alamadığını söylemek mümkündür. Oysa YTH’ler kendilerini görece daha hızlı ve organik biçimde yeni gelişmelere göre konumlandırmışlardır. Örneğin, çevre hareketini farklı kanatlarından örgütler, LGBTI hareket, feminist hareket, sınıf hareketi, meslek odaları eylemlerle başlayan süreçte taraf olmaktan ve duruşlarını dile getirmekten çekinmemişler, eylemlerin sözcüleri arasında yer almışlardır. Hatta bu tip sivil grup ve oluşumlardan birçoğu eylem sırasında kitlelerin temsiliyetini üstlenmiş ve Başbakan ile görüşmelerde bulunmuştur. Pek çoğu hızlıca örgütlenip eylemler karşısında duruşunu ortak basın açıklaması, web sitelerine duyuru vb yollarla sergilemiştir. Oysa, aynı eylemler ve süreç sırasında STK’lar daha temkinli bir tavır benimsemeyi tercih etmiştir. Gündemdeki hızlı değişim karşısında konum almakta ve duruma ayak uydurmakta da zorlandıkları görülmüştür. Antidemokratik uygulamalardan endişe duyduklarını açıklayan STK’lar bu açıklamaları ancak gündeminden gerisinden gelerek, pek çok oluşum ve hareketten daha geç ve ihtiyatlı bir dil kullanarak yaptılar. Örneğin gençlik çalışmaları konusunda uzmanlaşmış ve pek çok gençlik araştırmasına imza atmış Toplum Gönüllüleri Vakfı, eylemlerin üzerinden 10 gün sonra websitesine eylemlerden endişelerini bildiren bir yazı koymuştur. Bunun nedenlerini araştırmak sivil toplum araştırmalarına önemli bir katkı sunacaktır. Ancak en önemli nedenlerinden birinin STK’ların varoluşsal nedenlerinden kaynaklandığını varsaymak mümkündür: Faaliyetlerinin ve tüzel kişiliklerinin devlet organlarına bağımlılığı arttıkça (denetimler, STK’lar aleyhine kullanılabilecek hukuki açıklıklar, faaliyetler için gerekli izinler, vb.) sivil toplum kuruluşlarını devletle ve onu yöneten iktidarla ilişkilerini zedelememeye yöneltmektedir. Bu duruma ana sponsoru Garanti Bankası olan Öğretmen Akademisi Vakfı’nın faaliyetlerini durdurmasına yol açacak Milli Eğitim Bakanlığı’nın vakıfla protokolünü tek taraflı olarak fes etmesi örnek olarak gösterilebilir (Eğitim 2014; Öğretmen, 2014). Mayıs 2013’ten beri süregelen toplumsal hareketler içerisinde STK’ların eylem sahnesindeki yokluğunun, gençleri yeni toplumsal hareketlere veya yeni oluşumlara yönelttiği söylenebilir. Öte yandan Gezi eylemleri ve sonrasında devam eden forumlar ve birçok farklı platformda gençlerin örgütlenmeyi, organize olmayı da öğrendiğinin altı çizilmelidir. Politik katılımın yükselmesi, birçok yeni STK kurulmasını da cesaretlendirmiştir. Kimi grupların YTH’lerin dağınık, anlık eylem biçimlerinden farklı, pek çok meseleyi sahiplenmek yerine sınırlı meseleler üzerine uzun vadeli çözümler sunan yapılar kurmaya yöneldiği gözlemlenmiştir. Bunun en büyük örneklerinden biri Mart 2014 yerel seçimlerinde büyük şehirlerdeki oy sandıklarında usulsüzlük yapılmasını engellemeye yönelik olarak bir araya gelen ve başlangıçta 150, seçim günü ise 29000 gönüllüsü olan Oy ve Ötesi (2014), Sandık Başındayız (2014) gibi girişimleridir. Bu girişimlerin seçim sisteminin şeffaflaşması için oluşturulmuş, organizasyon şeması üzerine çalışılmış, sisteme alternatif bir model getiren ve devletin yürüttüğü bir seçim organizasyonuna karşı çıkmak yerine doğrudan eklemlenen oluşumlar olması açısından dikkat çekicidir. Sonuç Sonuç olarak, Türkiye tarihinde demokratikleşme, toplumsal refah ve kalkınma alanlarında önemli bir yer tutan, gönüllü ve üyeleriyle toplumsal fayda için hizmet ve savunuculuk faaliyetleri yürüten STK’ların, Gezi olayları ile başlayan süreçte önemli bir dönüm noktasından geçtiği görülmektedir. Gelecek çalışmalarda bu dönüm noktasının YTH ve STK aktivizmine etkileri, yarattığı değişiklikleri, gönüllülerin ve aktivistlerin değişen dinamiklerini incelemek yerinde olacaktır. Öte yandan bu süreçte artan politik katılımın, yeni aktivizm biçimi olarak kabul edilen YTH ve STK aktivizmini zenginleştirmesi, çeşitlendirmesi ve toplumsal demokratikleşmeye katkı sunması açısından umut vericidir.


14

AVRUPA

Döviz Piyasalar›

EKONOMİ

21 Ağustos 2014 Perşembe

£

2,8815

$

3,5972

2,1642

90,254

Dünya Borsaları

FTSE 100

6,779

İMKB 100

79.226

Dow Jones

Marlboro'dan İngilitereye milyarlık dava

16,919

Nasdaq

4,527

Ergin Neng

Sigara devi Philip Morris İngiltere hükümeti sigaralar için düz ambalaj öngören bir yasayı uygulamaya koyarsa dava açmaya hazır olduklarını söyledi Yasa sigaraların grafik sağlık uyarıları

kamu sağlığını geliştirmeyi amaçla-

ve hiçbir marka olmadan satılmasını

makta.İngiliz hükümeti Nisan ayında,

öneriyor.Marlboro markasının sahibi

çocukların sigara alışkanlığını aşağı

olan Philip Morris kararın markalaş-

çekebileceğini gösteren çalışma ardın-

mayı etkileyeceğini gerekçe göstere-

dan, düz ambalaj getirmek istediğini

"adil

söyledi.Haziran ayında yasa taslağı

tazminat talep" için hazırlandığını be-

rek

mahkemeler

yoluyla

yayınlandı ve altı haftalık istişare

lirtti.Morris düz sigara paketi kural-

geçen hafta sona erdi. Philip Morris,

ları nedeniyle Avustralya hükümeti

Sağlık Bakanlığı'na isteyeceği tazmi-

ile dava sürecinde. Kamu sağlığı kay-

natın "milyarlarca sterlin" olacağını

gılar Yasa insanları sigara caydırarak

söyledi BBC

İtalyan ekonomisi birkez daha resesyona girdi

Negatif faiz ne anlama geliyor

Almanya ve Fransa ekonomisi daraldı Almanya'da gayrisafi ülke için hasıla Haziran sonuna kadarki üç ay içinde yüzde 0.2 oranında daraldı Almanya ilk çeyrekte yüzde 0.7 oranında büyümüştü.Federal İstatistik Dairesi Al-

Euro Bölgesi'nin üçüncü en büyük eko-

manya ekonomisinin "ivme kaybettiğini"

nomisi olan İtalya’da yılın ilk çeyreğinde

bildirdi.Dış ticaret dengesinin ekonomik

de ekonomi yüzde 0,1 daralmıştı.Ancak

kalkınma üzerinde olumsuz etkisi olduğu

ekonomistlerin tahminleri ikinci çeyrekte

söyleniyor.Resmi rakamlar Fransız eko-

büyüme olacağı yönündeydi.ISTAT ta-

nomisinde de ikinci çeyrekte büyüme ol-

rafından bugün açıklanan rakamlar ise

madığını

sıfır

sının olası görünmediğini söyledi 'Önemli

dedi.Alman uzman, Rusya'ya tarımsal it-

beklentilerin aksine Nisan-Haziran 2014

büyüme Fransa ise iki çeyrek dönemde

bir sorun' Berenberg bankasında kıdemli

halat üzerindeki ekonomik yaptırımların

döneminde de gerileme yaşandığını or-

hiç büyümedi.Fransa'nın istatistik ajansı

ekonomist olan Christian Schulz Alman

üçüncü çeyrekte Almanya'ya doğrudan

taya koyduİtalyan ekonomisi böylece

INSEE, ülkenin gayrisafi yurtiçi hasılası-

ekonomisinde daralmanın "önemli bir

etkiye sahip olacağını düşünüyor.Fran-

gösteriyor.Fransa'da

2008’den bu yana üçüncü kez resesyona

nın ikinci çeyrekte "sabit kaldığını" açık-

sorun" olduğunu söyledi.Schulz, ''Ukray-

sa'nın da işletmelerde reform ve yatırım

girmiş oldu.Hükümetin 2014 tahminleri

ladı.Maliye

Sapin,

na'daki krizin ülkedeki ekonomik güven

eksikliğinden doğan "uzun vadeli bir

yüzde 0,8’lik büyüme ve GSYH’nin

Fransa'nın bu yıl açık hedefini tutturma-

üzerinde olumsuz etkisi olmuş olabilir'',

zaaf" içinde olduğu kanısında.

yüzde 2,6’sı kadar bir bütçe açığı öngörüyordu.ISTAT’ın verileri bu tahminlere ulaşmanın zor olduğunu ortaya koyar-

Bakanı

Michel

Portekiz'de kurtarma operasyonu

ken İtalyan basını gelecek yıl için de bü-

Portekiz Merkez Bankası yılın ilk altı

yüme oranlarının beklentilerin altına

ayında 3,6 milyar euro zarar açıklayan

düşme riski olduğunu yazdı.Renzi'nin

Banco Espirito Santo'yu (BES) kurtar-

vaatleriİtalya’da işsizlik genç nüfus ara-

maya yönelik bir plan açıkladı

sında yüzde 40’ın üzerine. Borçlanma ise

Plan uyarınca banka ikiye ayrılacak.

2 trilyon euro’ya ulaşmış durumda. Mer-

Riskli varlıklar kötü bankada, risksiz

kez Bankası geçen ay yaptığı açıklamada

varlıklar

2007’den bu yana GSYH’nin yüzde 9

toplanacak.Novo Banco adıyla faaliyet

oranında azaldığını belirtmişti. Ancak

yürütecek "iyi banka"ya 4,9 milyar euro

da

iyi

banka

da

2011’den bu yana İtalyan ekonomisinde

kredi verilecek.Bu para, Portekiz için

olumlu gelişmeler kaydediliyordu.

Avrupa Birliği, Avrupa Merkez Bankası

2011’de İtalyan 10 yıllık tahvillieri ve

ve Uluslararası Para Fonu tarafından

bankanın geleceğiyle ilgili ciddi kaygılar

daki tahtasının kapatılacağını ve hisse

Alman 10 yıllık tahvilleri arasındaki fark

hazırlanan kurtarma paketindan aktarı-

vardı.BBC muhabiri Alison Roberts,

sahiplerinin neredeyse tüm yatırımla-

500 baz puandan 200 baz puanın altına

lacak.Haziran'dan bu yana hisseleri

Portekiz'de işlem gören en büyük banka

rını kaybedeceğini belirtiyor.BES'in tüm

düşmüştü.

yüzde 89 oranında değer kaybeden

olan BES'in bugünden itibaren borsa-

alacaklıları korunacak.

VEHICLE GRAPHICS

BUILT UP LETTERING

CANOPIES & AWNINGS

FLAT CUT LETTERS

PROMO GIFTS

INDOOR DISPLAY

HEAD OFFICE Unit 5G, Nobel Road, Eley Estate, Edmonton, London N18 3BH T 020 8807 6262 BRANCH LOCATION 64 Stoke Newington Rd, London N16 7XB T 020 7249 9191 F 020 7254 7558

w K ?ÍM??±W ±Ö ËVËåÔåËooåÈËÉÔÉÔËVËÝÝݱ ?ÍM??±W ±Ö

OUTDOOR DISPLAY

LITHO PRINTING

erginnengl@avrupagazete.com geride kalması,ucuz kayKriz döneminin nak yaratılarak Birleşik Krallık ekonomisinin, temennilerle değil reel gelişmelerle canlandırılması sürdürülebilir istikrara kavuşturulmasına bağlıdır.Faiz düşürülerek ucuz kaynak kullanımının sağlanması,Merkez Bankası (Bank of England) ve o bünyede faaliyet yapan Para Politikası Komitesi (MPC,Monetary Policy Committee)nin görevidir.Bu anlayışla hareket eden Komite ve Merkez Bankası 2008 son aylarında başlattıkları (75 milyar sterlin) ucuz kaynak operasyonunu,2009 yılı Mart ayı sonuna kadar 375 milyar sterline kadar yükseltmiş,adını da QE quantative easing koymuşlardır.Kısa sürede reel borçlanma faizi %5'den %0.5'e çekilmiştir. Borçlanma faizinin düşürülmesi, Merkez Bankası 'nın bankalara tanıdığı "ucuz kaynak" kullanılarak piyasada bankaların, kredi verme işlemlerini artırmalarını sağlama yönünde bir adımdır.Merkez Bankası,ayrıca bankacılık sektörünün aktiflerinde bulunan kamu tahvillerini (orta ve uzun vadeli) satınalarak da sektörün kredi kullandırma olanağını hareketlendirmiştir.Gerçekleşmeyen önemli beklenti ise ülke ekonomisinin bir türlü büyümede sıçrama yapamamasıdır. Kaldı ki önlem olarak kullanılan QE ve düşük faiz de ekonomide arzulanan sonucu vermemiştir.Merkez Bankası'nın "negatif" faizi dillendirmesi bu kouda zemin yoklaması gibi algılandığını belirtebiliriz.Bankacılık sektörü ,başka türlü kullanma olanağını yaratamadığı nakit fazlalarını Merkez Bankası kasalarına,düşük faizle gönderir.İşte bir türlü güven duygusunu canlandıramayan bankaların bir şekilde cezalandırılması sayılabilecek negatif faiz bu noktada ortaya çıkmakda,bankalarca Merkez Bankası'na yatırılan paralara düşük de olsa faiz ödenmesi yerine faiz alınması zincir etkisi yaparak bankalarda kişisel hesaplarda yatan paralardan faiz alınması dönemine yaklaşılmaktadır. İşlem türleri itibariyle çalıştığınız bankalarla temas kurarak,karşınıza çıkabilecek olasılıkları daha erken bir tarihte öğrenebilirsiniz.Esen kalınız...

T-SHIRT PRINTING

PAVEMENT SIGNS


15

AVRUPA

Robbie Williams'ın Türk

kayınpederi toprağa verildi

W

illiams'ın eşi Ayda

İngiliz şarkıcı Robbie Williams'ın Türk asıllı eşi Ayda Field'in babası Haldun Evecan, ailesi ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlandı

Field'in katılamadığı törende

Evecan'ın

diğer kızları İlgi ve

Öykü gözyaşlarını tutamadı. İki kardeş yanlarında getirdikleri babalarına ait gömlekle babalarını uğurladı.İngiliz şarkıcı Robbie Williams'ın Türk asıllı eşi Ayda Field'in babası Haldun Evecan, önceki gün geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmişti. Evecan için bugün Üsküdar'daki Şakirin Camii'nde tören düzenlendi. Robbie Williams'ın hamile olan eşi Ayda Field'in doktoru izin vermediği için gelemediği

törene

Evecan'ın

eşi

Yasemin, kızları İlgi ve Öykü Evecan,

çelenk koyuldu.Törene katılan Eve-

beyaz gömleği hem kokladı hem de

namazı kılındı. Evecan cenaze nama-

yakınları ve sevenleri katıldı. Eve-

can'ın İlgi ve Öykü isimli kızları tabuta

öptü. Öykü tören boyunca babasının

zının ardından defnedilmek üzere Ka-

can'ın tabutunun üzerine "Canımsın"

sarılıp dakikalarca gözyaşı döktü. İlgi

gömleğini elinden bırakmadı.Evecan

racaahmet

ve "Yasemin'inden" yazılı iki küçük

Evecan yanında getirdiği babasına ait

için öğlen namazının ardından cenaze

kabristanına götürüldü.

Mezarlığı'ndaki

aile

Tilbury Limanı'nda bir konteynırda

32 kişi bulundu 1 ölü var

Avrupa Ajansı - AVA - Londra

Olayda 1 kişi hayatını kaybederken geri kalan 31 kişinin ise sağlık durumu ağır olduğu için hastaneye sevk edildi

İngiltere Tilbury Limanı'nda bir konteynırda 32 kişi bulundu. İngiltere Essex Bölgesi'ne bağlı Tilbury Limanı'nda 32 kişi bir konteynırda bulundu.

Olayda

1

kişi

hayatını

kaybederken geri kalan 31 kişinin ise sağlık durumu ağır olduğu için hastaneye sevk edildi İngiltere'nin Essex bölgesi Tilbury Limanı'nda bir konteynırda 32 kişi bulundu. Bu kişilerden birinin öldüğü diğer 30 kişinin ise sağlık durumlarının ağır olduğu ve hastaneye kaldırılmaya çalışıldığı belirtiliyor. Olay yerine çok sayıda ambulans sevk edildi.

Yurt Dışında Eğitim Gören Türk Gençleri İçin Kış Okulu

D

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

ış politika ve uluslararası

mesi kararlaştırılmıştır.

ilişkiler

Yurt dışında eğitim gören Türk genç-

alanlarına

ilgi

duyan üniversiteli gençleri-

leri için her yıl iki kere gerçekleştiril-

mize Dışişleri Bakanlığı faaliyetleri ve

mesi öngörülen eğitim programının

ülkemizin dış politikası hakkında

ilki 23-29 Aralık 2013 tarihleri ara-

doğru ve özlü bilgiler verilmesi ama-

sında Ankara'da gerçekleştirilecektir.

cıyla yaz ve kış okulları düzenlen-

Kış Okulu’na katılımları uygun görü-

mektedir. Dış politika ve uluslararası

lecek öğrencilerin ulaşım ve konak-

ilişkiler alanlarına ilgi duyan üniver-

lama giderleri katılımcılar tarafından

siteli gençlerimize Dışişleri Bakanlığı

karşılanacaktır.

faaliyetleri ve ülkemizin dış politikası hakkında doğru ve özlü bilgiler veril-

Kış okuluna başvuruda bulunmak

mesi amacıyla Stratejik Araştırmalar

için aşağıdaki şartları taşımak gerek-

Merkezi (SAM) tarafından 2011 yılın-

mektedir:

dan bu yana yaz ve kış okulları düzenlenmektedir.

• T.C. Vatandaşı olmak,

larını, "Türk Dış Politikası’na Genel

Dışişleri Bakanlığı görevlilerinin bi-

SAM'ın bu etkinliğine gösterilen

• 27 yaşından gün almamış olmak,

Bir Bakış" konusunda yazacakları, en

rinci derece akrabalarının bu prog-

yoğun ilgi üzerine, benzer bir eğitim

• Siyaset bilimi, uluslararası ilişkiler

fazla 500 kelimelik İngilizce makale

ram için başvuruda bulunmaları

programının yurtdışında yaşayan

ve hukuk alanlarında lisans veya

ile birlikte 15 Kasım 2013 tarihine

mümkün değildir.. Yurt dışında eği-

Türk vatandaşlarının üniversitelerde

üzeri bir yükseköğrenim programı-

kadar Bakanlığımız web sitesi üzerin-

tim gören Türk gençleri için Kış

lisans ve lisansüstü düzeylerde eği-

nın öğrencisi olmak.

den (http://sinav.mfa.gov.tr/) on-

Okulu programına ilgi duyanların

tim gören çocukları için de düzenlen-

Bu şartları taşıyan adayların başvuru-

line olarak yapmaları gerekmektedir.

bilgisine sunulur.

Dürsaliye Şahan

dursaliyesahan@avrupagazete.com

Şuh kahkahalar Arınç’a

Memleketimdeyim. İlk durak İstanbul ve doğruca balıkçılar çarşısı. Hani Sayın Ekmeleddin Suriyeli dilencilerden yakınır gibi oldu da bir nebze eleştirildi ya; geçiniz! Hatta bütün dilencileri unutunuz. Rabbim bana öyle birini gösterdi ki; artık bu konuda söz bitmiştir. Sizler için fotoğrafladım. Haftaya göreceksiniz ve bana hak vereceksiniz. Şu an onun kim tarafından nasıl çalıştırıldığını araştırmakla meşgulüm. Dilenci cenneti Türkiye’min en masumunu size takdim edecek olmaktan gurur duyuyorum. İkinci durak Edremit Akçay. İğne atsanız yere düşmeyecek durumda. Kahve, restoran, mağaza ve beton bina sayısındaki önlenemez artış bütün hızıyla devam ediyor. Ana caddede yürürken birden ışıklar arasında hareli renkler dikkatimi çekti. Hemen içeri girdim. Doğru görmüşüm içerde renk cümbüşü var. Kalabalıktan sıyrılıp içerde nefes almak iyi geldi elbette. Karma bir resim sergisi ve ne yazık ki ressamlardan birini bile tanıyamadım. Sahilde kızıma anlattım. Kızım olduğu için söylemiyorum ama Leyla hanım resim konusunda oldukça iyi ve sanatçıları annesinden daha iyi tanır. Neyse ana kız şezlonglarımıza uzanmış her zamanki gibi lak lak yapmaya hazırlanıyoruz. Hemen yanımızda genç bir grup var. Kızlı erkekli. Arınç’ın iffetli kadın tarifini tartışıyorlar. “Kadın dediğin kahkaha atmamalı,” teorisine yapılan yorumların birkaç tanesini virgülüne dokunmadan veriyorum. “Kesin hanımı güzel gülemiyordur.” “Dikkat dağıtmak için yapıyorlar.” “Adam doğru söylüyor. Hamiyet’i düşünsene.” “Doğru valla. Ağzında çakıl taşı var sanırsın.” “Banu Alkan’ı Meclise yollayalım, neremi şarkısını söylesin.” “Hadi güzel gülme yarışı yapalım.” Evet, sonunda iş yarışma haline dönüştü. En ilginci de şuh gülme kısmıydı. Ben gülmeyi Allah vergisi sanırdım meğer daha çok teknikmiş. Yani biraz çalıştığınızda şuh kahkahalar atabiliyorsunuz. Hatta cadı kahkahası diye bir terim bile varmış. Utanmasam ben de deneyecektim ama; “Teyze sana ne oluyor?” demelerinden korktum. Ne yazık ki tekniği kapamadan kalkmak zorunda kaldım. Çünkü kızımla zevklerimiz uyuşmuyor. Gülme yarışmasını çok banal buldu. Sonra aynı sergi salonuna birlikte girdik. Resimlere bayıldı. Amatör bir grup olmasına rağmen çok iyi işler çıkarmış olduklarını söyledi. Ne zaman yeni bir şehre gitsem; gözüm sanat etkinliklerine takılır. Gitmeyecek olsam da merak ederim. Hele böyle kolayca gezilecek sergi salonlarına filan mest olurum. O şehirlerden ayrıldığımızda aklımızda en çok onlar kalmıyor mu? Ya da o şehirleri diğerlerinden ayıran, kimlik kazandıran nedir ki? Ressam Gülseren Kayalı önderliğinde çalışan Akademi Zeytinli katılımcılarının ‘Benim Dünyam’ isimli karma sergisinin isimsiz kahramanları; Meral Kırımtay, Gönül Tufan, Serap Dostal, Ayla Şen, Gülçin Ayla, Güllü Ergin, Basri Günhan, Hilal Akar, Ender Birkal, Nudiye Erdemli, Gürgün Aktan, Bilge Göral, Hatem Bal, Kübra Kırım, Filiz Sarp, Nilgün Demirel, Nedime Erkan ve Fatma Kaya’yı yürekten kutluyorum. Sağlıcakla kalınız…


16

AVRUPA

HABERLER

21 Ağustos 2014 Perşembe

Siyam ülkesine yolculuk

Gezi Yazı Dizisi

1. Bölüm

rayı gezdirin dedik.

Gezmeye başlayalım isterseniz; Tay-

muson yağmurları ve dayanılmaz

En çok ilgimizi çeken tropikal meyveler

Otelleri kendimiz seçtik.

land ordusunun 12. darbesini müteakip

nemli havayı peşinen kabul etsek de, dı-

oluyor. Hiç görmediğimiz bu meyvele-

Uzakdoğu… Hiç gitmediğim ancak de-

Hangi ülkede kaç gün kalmak istediği-

gittik Bangkok’a… Plan 2 ay önceden

şarı çıktığımızda yüzümüze vuran alev

rin nasıl yeneceğini bilmediğimiz gibi,

lice merak ettiğim yer… Çocukluğu-

mizi belirttik.

yapıldığı için darbenin bizi yolumuz-

korkutuyor.

tadından da kuşkuluyuz. Biz de Hindis-

mun dizisi Kral ve Ben’in memleketi…

Biz istedik ancak ne bulacağımızı bilmi-

dan çevirmesi düşünülemezdi, isabet

Hani o vesaire, vesaire, vesaireyi lüga-

yorduk. Her şeyi en ince ayrıntısına

etmişiz.

tımıza yerleştiren kralın… Öyle ya, an-

kadar ayarlamışlar.

latılanlar az buz değil. İllaki görülmeli

Havaalanından lüks araçlarla aldırdılar,

gibi geliyor insana…

yolculuğumuzun sonuna kadar, bek-

Görülmeliymiş…

lentilerimizin en üst seviyesinde hizmet

Ancak iyi bir tur şirketiyle tabi.

Yurdagül Beyoğlu - AVA| Tayland

DARBEDEN MEMNUNLAR

tan cevizi içine konan dondurmalardan

NASIL YENECEĞİNİ BİLMEDİĞİMİZ MEYVELER…

alıyoruz. Ortadan kesilip, içi kazınmış ama çıkarılmamış Hindistan cevizi içine vanilyalı dondurmayla birlikte pirinç,

Gece boyu yolculuk yaptığımız için reh-

mısır gibi şeyler de koydurabiliyorsu-

En son 2006'da askeri darbeye maruz

berimize, yerel saatle 13.00’e kadar din-

nuz. Pirinç ve mısırlı dondurma cazip

sundular bize.

kalan ülke, 10 yıl içinde gelen darbeden

lenmek

söyleyerek,

gelmiyor ancak adını bilmediğimiz, tatlı

Reklama girmesin ama işini iyi yapan-

O yüzden girişte okkalı bir teşekkürü

hiç de şikayetçi değil. Hayat rutininde

otelimize geliyoruz. Rehberimiz Mom

fasulyeye benzer bir meyveyi denemek

ları da taltif etmemiz gerekiyor.

hak etti Barış (Şimşek) Bey.

akıyor, darbenin “d”si bile hissedilmi-

(Mhom Chutinan) müthiş dakik bir

istiyoruz. Tadı güzel ama bizdeki don-

Esyelken turizm, pek de duyduğum bir

Bir teşekkür de, uzun seyahatlerimizin

yor Tayland’da. Gece 24.00’den sabah

kadın. Tayland’la ilgili tüm bilgileri al-

durmaların yanından bile geçmiyor.

istediğimizi

acente değildi. Tesadüfen buldum inter-

değişmez firması THY’ye…

04.00’e kadar sokağa çıkma yasağı var

dığımız Mom, bizi gezdirmesi için söz-

Mom, pirinçli yiyor dondurmasını. İlkin

netten.

Israrla THY uçuşlarını istemekte haksız

ama Pattaya ve Phuket gibi sayfiye böl-

leştiğimiz saatten 15 dakika önce

tuhaf geldiyse de, sütlacı aklıma getirip,

Turlarla seyahati sevmediğimizi ancak

olmadığımızı bir kez daha gösterdi.

gelerinde yasak yok. En önemlisi halk

gelmiş. İndiğimizde, lobide oturur bu-

düşüncemi yumuşatıyorum. Bangkok

ilk kez gideceğimiz yerlerde bize mih-

Hizmet şahane, güleryüz deseniz, ona

memnun. Askeri seviyorlar, hani, hep

luyoruz… Bir pazara götürüyor bizi

hayli kalabalık bir şehir. Nüfusu ise

mandarlık edecek birilerinin olması ge-

keza. Gece, uyanık olduğumu gören

kalsa şikayetçi olmayacaklar… Zira

Mom… Yiyecekten, giyeceğe, timsah

2010 sayımına göre 8,280,925. Mom’un

rektiğini söyledik.

hostesin “içecek bir şeyler ister misiniz”

darbe yapılmadan önce rüşvet almış ba-

derisinden yöresel objelere kadar aklı-

söylediğine göre bunların birçoğu ka-

Sabah erken uyandırmayın, şu gün şu-

sorusundan daha güzel ne olabilir ki…

şını gitmiş. Gerekli olduğunu düşünü-

nıza gelen her şeyin olduğu bir pazar…

yıtsız.

yorlar…

KRAL ÇOK SEVİLİYOR Krallık hala var ve halk krallarına hayran… Eski adı Siyam olan Tayland’da ilk durağımız Başkent Bangkok. Bangkok 1782’de kurulmuş. 9 kralı var. King Pu Me Pot şimdiki kral. Çok sevildiğini söylemiştim, her yerde kralın fotoğrafları, resimleri asılı… THY ile 8 buçuk saat süren bir uçuş sonrası Bangkok’tayız. İlk intiba güzel, zira havaalanı temiz. Önerilen tarihlere (Kasım-Şubat arası) uymadığımız için

www.avrupagazete.com


17

AVRUPA

21 Ağustos 2014 Perşembe

Yıllar sonra ortaya çıktı!

Serenay Sarıkaya Ulusoy'dan sonra yeni aşkıyla yakalandı

M

еdсеzіr

dіzіsіndе

bіrlіktе rol alan çіftіn

U

zun süredir ortalarda

görünmeyen Öykü Ser-

ter, Bodrum'da tatil ya-

pıyor.

Ünlü sunucu, geçtiğimiz gün güneşlenirken verdiği bu pozu Facebook'taki

takipçileriyle

paylaştı. Fotoğrafa "like" (beğeni) yağdı. 39 yaşındaki ünlü sunucu, eski milli sporcu olup 'Polis Akademisi'nin Türk versiyonunda da oyunculuğu deneyimledi. Güzel sunucu Türkiye'nin en başarılı star yarışmalarından 'Akademi Türkiye'nin de sunuculuğunu yapmıştı.

Bekir Aksoy balkondan düştü

A

ilesiyle Bodrum tatiline

devam

eden

Aksoy

Bekir

balkondan

düştü.

Önceki gece eşi Derya Çavuşoğlu ile birlikte oğulları Emir’i evde bakıcıya bırakarak dışarıya çıkan ünlü oyuncu, eğlence dönüşü kapıda kaldı. Bakıcının uyuyakaldığını fark eden ve oğlunu

uyandırmak

istemeyen

Aksoy, birinci kattaki evin balkonuna

tırmanırken

aşağı

düştü.Acı içinde Acıbadem Hastanesi’ne kaldırılan, kolunda ve kaburgasında kırıklar tespit edilen talihsiz oyuncu, 5 gün hastanede yatacak.

nay Sarıkaya yeni sevgili bulmakta gecikmedi. Üstelik bu

fırtınalı aşkları çok hızlı

kez erkek arkadaşı gerçekten

başladı vе olaylı olarak

'Yaman'.

Serenay,

Nedret-Ali

dеvam еdіp bіr anda son buldu. Yaz

Zafer Taciroğlu'nun oğlu Yaman ile

mеvsіmі gеlmеsі vе dіzіnіn tatіlе

önceki gün Taksim'de bir kafede gö-

gіrmеsі іlе soluğu tatіl bölgеlеrіndе

rüntülendi. Yaman Taciroğlu, Serenay

alan іkіlі 22 Hazіran іlе 10 Tеmmuz ara-

Sarıkaya ile buluşmaya eli boş gelmedi.

sında çıktıkları Amеrіka vе Mеksіka

Bir buket çiçek getirdi. Bu sırada Sere-

tatіllеrіnіn dönüşündе tatіllеrіnе ayrı

nay Sarıkaya'nın bir hayranı ikiliyi baş

ayrı dеvam еdеrеk ayrıldılar dеdіkodu-

başa görüntüleyip Twitter hesabından

larının çıkmasına nеdеn olmuştu. Sere-

paylaştı.

HABERLER



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.