MAG Nisan 2011

Page 1




1


2


3


4


5


6


7


8


9


10


11


12


13


14


15


16


17


18


19


20


21


22


23


MAG editör

????????

MAG Patent No: 2005 58511

Nisan 2011 Yıl: 7 Sayı: 71 Fiyat: 10 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can ÇAVUŞOĞLU Genel Yayın Yönetmeni Beril ÇAVUŞOĞLU Satış ve Pazarlama Direktörü Burcu COŞKUN Genel Koordinatör Uğur ÖZER Görsel Yönetmen - Tasarım Cengiz İPİN Yayın Danışmanı Birge UZAN

Beril Çavuşoğlu

Kreatif Direktör Seda ÇAVUŞOĞLU

berilcavusoglu@magdergi.com.tr

B

Haber ve Foto Muhabiri Emre ÜRE Ersin AL Web-Grafik Melih OĞUZ Yazarlarımız Ali AÇIKGÜL Akya GENÇLER Ayşe KARLIK Banu Akpınar AKSU Bengü ARSLAN Berna SARIOĞLU Dilay KARGIN Ender SARAÇ Elif SALLORENZO Erdoğan ÖZNAL Erol ÇINAR Eser AYDEMİR Esen SOYDAN Merve EKER Mustafa Deniz TÜRKOĞLU Neşet GÜNE Özlem ÖZBAY Pınar ÇAKMAK Serkan TAVŞANOĞLU Sevda DORKİP Tom LIPOP Tuğçe İNAL Zeynep ATMACA

???????????????????????????

Reklam Müdürü Esra DEMİR TORAL Reklam ve Halkla İlişkiler Görkem ÖTEYAKA Özden TÜRKERİ Simge ÜNLÜ Katkıda Bulunanlar Birten ÇANKAYA Gonca CENGİZ Yağmur Tuğba İLHAN Mali İşler Koordinatörü Filiz TAŞ Yayın Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi Arjantin Cad. Kader Sk. No: 15-1 G.O.P. / ANKARA Tel: 0312 428 0 444 Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Baskı DUMAT OFSET Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 0312 278 82 00 (pbx)

Çoook Sevgiler

Basım Tarihi 29.03.2011

www.magdergi.com.tr e-mail: bilgi@magdergi.com.tr

MAG’a abone olmak çok kolay...

Telefon ile

0.312 428 04 44

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!

2 24

Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.


KENDİ TARZIYLA ANKARA ÇAYYOLU ve İSTANBUL CADDEBOSTAN’DA!

www.sherwood.com.tr info@sherwood.com.tr ANKARA MERKEZ: Karacakaya Caddesi No: 64 Siteler Tel: 0.312 353 14 99 Faks: 0.312 348 91 41 ANKARA ÇAYYOLU: Seyfi Saltoğlu Caddesi 153 Ada No: 6 Tel: 0.312 241 00 32 AZERBAYCAN: VIPMEBEL Akhasan Aliyev Küçesi No: 82 Tel: 0099 412 465 83 09 Bakü İSTANBUL: Cemil Topuzlu Caddesi No: 89 Caddebostan-Kadıköy Tel: 0.216 411 80 42 GEBZE: NAFİA MOBİLYA Tatlıkuyu Mahallesi Ankara Caddesi 1301/4 Sokak No: 19 Tel: 0.262 645 00 18 MERSİN: ATASAY MOBİLYA G.M.K. Bulvarı P.T.T. Karşısı Atatürk Mahallesi 50. Sokak Tel: 0.324 359 38 80 Mezitli TRABZON: ARION-ART & DECOR Uzun Sokak Zorlu Hotel Yanı Ofluoğlu Pasajı 18/4 Tel: 0.462 321 43 01 SAMSUN: Zafer Mahallesi Gazi Caddesi No:128 SAMSUN Tel: 0.362 234 04 54

TSE ISO 9001-2000

Satış Sonrası Garanti Hizmet 25 Belgesi


NİSAN

176 52 142 190 52

MAG

parti

Edit Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Emre Dökmeci ve eşi Gülin

142

MAG

parti

Ünlü yapımcı Mark Amin, Bel Air’deki villasında çok şık bir parti gerçekleştirdi.

Dökmeci Ankara ve İstanbul’dan

Beril Akçay’ın da bulunduğu partiye

birçok seçkin ismin katıldığı bir

yapımcılar, yönetmenler ve sinema

parti düzenledi.

dünyasından birçok önemli isim katıldı.

72 MAG

açılıș

Ivana Sert kendi adını taşıyan ilk mağazasını Nişantaşı’nda gerçekleşen

154 MAG

davet

Şenay Dağlı İncek’teki malikanesinde seçkin isimlerin katıldığı bir davet verdi.

muhteşem bir davetle açtı.

78 MAG

röportaj

Celal ve Emre Çapa’nın birlikte verdikleri

MAGINDEX

ilk röportaj MAG okurlarıyla buluşuyor.

26

176 MAG

özel

Özlem Yıldız’ın güzelliği ve Limak Eurasia Hotel’in büyüsü bir araya gelince MAG özel bölümümüzde harika kareler ortaya çıktı.

122

MAG

röportaj

Geçmişten bu güne birçok önemli işe imza atan Raşit Bağzıbağlı’ya sorularımızı

240 MAG

Başkanı Sina Afra ile Online alışverişi

yönelttik.

126 MAG

defile

Markafoni.com’un Yönetim Kurulu konuştuk.

tercihler

Feryal Gülman A’dan Z’ye tercihlerini MAG okurları için paylaştı.

312 MAG

www.magdergi.com.tr

röportaj

Mustafa Deniz Türkoğlu ile kültür maratonuna çıkıyoruz.


27


28


29


MAG davet CEM HAKKO, NASUH MAHRUKİ,CEM YILMAZ

RONIT GÜLCAN, EROL TEZMAN

AKUT 15.Yılını Kutladı

30

CELAL-ȘEBNEM ÇAPA

CAROL HAKKO

GÖKHAN-SİREN ÇARMIKLI

FERYAL-KEMAL GÜLMAN


31


MAG davet

TEKİN KÜÇÜKALI, NASUH MAHRUKİ, YILMAZ SEVGÜL

SELİN KOZAK, OSMAN ÇARMIKLI, EKİN-FIRAT PAMUKCU, UZAY KOZAK

Şimdiye kadar arama, kurtarma çalışmalarıyla yurt içinde ve dışında birçok kişinin hayatını kurtaran, verdiği eğitimlerle toplum bilincini en üst düzeye çıkarmaya çalışan Türkiye’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından AKUT, 15. yılını Tekfen Tower’da kutladı.

32

SERRA TOKAR

TURGUT-SUZAN TOPLUSOY

İSKENDER ATAKAN

JULİDE-SELİM ÖNENGÜT


33


MAG davet

SELİN-TAHA TATLICI

SUZAN SABANCI DİNÇER, ÇİĞDEM SİMAVİ

ERGUN-ARZU SAVGI

Cemiyet, iş ve sanat dünyasından önemli isimleri bir araya getiren gecede, Cem Yılmaz da AKUT ailesini yalnız bırakmadı. İlk kuruluşundan beri yüzlerce gönüllünün aralarına katıldığını belirten AKUT Başkanı Nasuh Mahruki yaptığı konuşmayla, daha çok hayat kurtarmak için herkesin desteğine ihtiyaçları olduğunu belirtti.

lası için Daha faz .tr dergi.com g a .m w ww

34 ZEYNEP FADILLIOĞLU

ENCI-ALINUR VELİDEDEOĞLU

GARY LACHMAN, DALIA GARIH

GÜLȘAH-ENDER ALKOÇLAR


35


36


37


Bengü Arslan

benguarslan@magdergi.com.tr

Trend

Raporu

MAG sezon notları

Soğuğu fazlasıyla içimizde hissettiğimiz bu günlerde birbirinden ünlü markalar İlkbahar/Yaz Koleksiyonları ile bizi ısıtmaya devam ediyor, tabii ki bir o kadar da yaza olan özlemimizi tetikliyor. Rengarenk ve iddialı bir yaz bizi bekliyor, gelin birlikte göz atalım.

Magicform’da Korse Zamanı

İç dünyasında fonksiyonelliği, şık tasarımlar ile birleştirmek isteyen kadınlar için tasarlanan 2011 Magicform “korse” koleksiyonunda yer alan ürünler, yumuşacık dantelin egemenliği altında. Pudra, siyah, mor, lacivert, ekru ve beyaz renklerle hazırlanan koleksiyonda, korsenin sadece işe yararlılığı değil aynı zamanda da şık dokunuşları ortaya çıkıyor.

Journey ile 50’li Yılların Havası

Journey 2011 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu işleme, fiyonk, dantel, tül gibi detayları, farklı kesim ve aksesuarlarıyla 50’li yılların romantik ve kadınsı tarzını günümüze taşıyor. Koleksiyon, klasik kesimlerin yanı sıra feminen detayların da hakim olduğu takımlardan oluşuyor. Kuplar, büzgüler ve fiyonklar ile hareketlendirilen takımlarda kullanım rahatlığı da sağlayan kumaşlar tercih edilmiş. 38

H&M Aids’e Karşı

Fashion Against AIDS (FAA) H&M için çok önemli bir girişim. H&M’in bu seneki koleksiyonu tamamen yeni dokunuşlarla geliyor. HIV/AIDS mesajı hem genç kızlar hem de genç erkekler için çok önemli ve bu nedenle sportif unisex koleksiyonu herkesin kendi istediği gibi giyinmesi için özel olarak tasarlandı. Koleksiyon, 26 Nisan’dan itibaren H&M’in Divided Departmanı’nda satışa sunulacak ve satışların %25’i dünya çapındaki HIV/AIDS gençlik projelerine bağışlanacak.


39


MAG sezon notları

Kullanışlı, Şık ve Zamansız: Beymen

Beymen, feminenliği; ince ve üzerinde düşünülmüş detayların sade tutumuyla yansıtan kullanışlı ve zamansız giysiler sunuyor. Minimal tavrıyla dikkat çeken koleksiyon, zengin seçenekleriyle, kadınları iş yemeklerinden kokteyllere, ofislerden hafta sonu rahatlığına taşıyor. Son senelerde dolaplara iddialı bir şekilde geri dönen ceketler, birbirinden farklı form ve dokularla yeni koleksiyonda da yer alıyor.

Yıldızların Tercihi Harvey Nichols’da

Lüks kumaşları ve enfes elişine sahip haute couture tasarımlarıyla tanınan Andrew GN, 2011 İlkbahar/ Yaz Koleksiyonu ile Harvey Nichols’da moda tutkunlarıyla buluşuyor. Jennifer Lopez, Hilary Swank, Anne Hathaway, Eva Mendes, Drew Barrymore gibi dünyaca ünlü yıldızların tercihi Andrew GN’nin yeni koleksiyonunda 60’ların sonu ve 70’lerin başındaki özgür Londra ruhu hayat buluyor.

Escada 2011

40

Escada’nın 2011 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’na baktığımızda, yeşil ve kahverengi ağırlıklı bir koleksiyon görmekteyiz. Deri detayları da kadınların aklını başından alacak gibi görünüyor.

Façonnable Özüne Döndü Fransız stilini en iyi şekilde yansıtan çizgisinin ve zamansız tasarımlarının yer aldığı yeni koleksiyonuyla özüne dönen Façonnable, kendine güvenen kadınların ve erkeklerin bu sezon da vazgeçilmez markası olacak. Fransız Rivierası’nın ruhu, göz alıcı renk paleti, zengin tarihi ve belirgin stili, Façonnable’ın 2011 İlkbahar/Yaz Koleksiyonunun ilham kaynağı oldu.

Deride Matraş Farkı

Deride kalite ve ustalığın imzası olan Matraş, yeni kampanyasıyla herkesi sezonun gözde trendlerinden olan bir deri ceket ya da mont sahibi yapıyor. Her bütçeye uygun üç farklı fiyatla sunulan Matraş deri üst grup ürünleri, kaliteye uygun fiyatlarla erişmek isteyenlerin gardırobunda yer almayı bekliyor.


41


MAG davet

MARK POLTIMORE, SUZAN SABANCI DİNÇER, OYA DELAHAYE, FİKRET ÖNDER, ELİF BAYOĞLU

ASLI BAȘAR

Özel Eserler, Özel Davet

Londra’da nisan ayında gerçekleştirilecek Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi’nden birbirinden seçkin eserler, The Marmara Esma Sultan’da düzenlenen bir özel gösterimde sanatseverlerle buluştu.

42

MERAL-VURAL GÖKÇAYLI

ESRA-ZAFER CİVELEK

ECE SÜKAN

BERRAK-NEZİH BARUT


43


MAG davet

RÜKSAN-MEHMET ÜRGÜPLÜ

JÜLİDE-MEHMET ALİ BERKMAN

MELİKE ÖNDER

KATERINA-AHMET GÜLER ARNAS,BAȘER AYȘE AZİZOĞLU

Sotheby’s ve Akbank Private Banking birlikte gerçekleştirdiği etkinlikte Burhan Doğançay, Ansen Atilla, Hale Tenger, Ali Teoman Germaner, Taner Ceylan, Erdem Ergaz, Azade Köker, Erinç Seymen, Ahmet Oran ve Mübin Orhon gibi önemli isimlerin eserleri bulunuyor.

44 AYLİN TAHİNCİOĞLU

LOLITA, LEON BEGÜM, AMRAM HATİCE EYİLİK

MERVE, KAAN GÜRSEL

EMRE KURTTEPELİ


45


MAG davet

Gucci’den 90.yıla Özel Lansman

Türkiye’nin ve dünyanın en prestijli kredi kartlarından olan Garanti American Express, “Aquariva by Gucci” teknesinin Türkiye lansmanını Gucci ve Riva ile birlikte gerçekleştirdiği özel bir davetle tanıttı. İstanbul’un gözde alışveriş merkezlerinden İstinye Park’ta gerçekleşen davete iş ve cemiyet hayatından birçok isim katıldı. 590.000 Euro‘ya satılan ve sınırlı sayıda üretilen “Aquariva by Gucci” teknesi, gelen talepler doğrultusunda Riva tarafından Türkiye için özel olarak üretilecek.

46ELİF GÖNLÜM

KARUN KIRAÇ, VOLKAN ÖNAL

ORHAN ÜLGÜR, ELVAN BİLGE, NİHAN ERTÜRK, PAOLA PROCOPIO

SELİN ÖZKAYNAK, İPEK-RIFAT DEDEMAN

BUKET-HAYRETTİN TAȘDELEN

ASLIHAN-ÖMER ABACI


47


48


49


MAG dekorasyon

Dilay Kargın

dilaykargin@magdergi.com.tr

RENKLİ mekan FARKLI tasarım ÖZGÜN ürün

Sevgili okurlar; bu ay sizleri önce bir makaron cennetine götüreceğim. Sonra da birbirinden ilginç aydınlatmalar ve ayın ürünüyle tanıștıracağım... Makaron Çılgınlığının Yeni Yüzü; THEUREL&THOMAS

IŞIĞA HAYAT VEREN TASARIMLAR Aydınlatma elemanları mekanların sessiz sakin kahramanları olmaktan çıkıyor. İyiden iyiye odak noktası olarak boy göstermeye başladı

Son zamanların 2 büyük çılgınlığı aynı mekanda buluşursa işte o mekan böyle büyüleyici gözükür! Rengarenk halleriyle önce gözlere sonra mideye hitap eden

bile. Işık artık her tasarımda farklı bir bedene bürünüyor... Bazen ay, bazen bir televizyon anteni, bazen bizi eskilere götüren cam parfüm şişeleri, bazen bir ağaç dalı, bazen şık elbiseli bir hanımefendi. Hayal gücünüz sizi nereye davet ederse ışık da peşinizden hoplaya zıplaya eşlik ediyor; malzeme, form ayırt etmeden. ”makaronlar” gerçekten çılgınlık. Bir tane yemeye görsün insan, durmak imkansız bir hale geliyor. Renkler o ufacık lezzetlere o kadar yakışıyor ki aklımız başımızdan uçup gidiyor. Anagrama da, Theurel & Thomas’ın Meksika’daki mağazaları için tamamen o cıvıl cıvıl renkleri ortaya çıkarmayı amaçlayan bir tasarım yapmış. Ve işte ikinci büyük çılgınlık burada devreye giriyor: Vintage tarzla harmanlanan “beyaz”... Bu yıl bu tarzın ve renklerin dekorasyonda ne kadar moda olduğundan daha önceki yazılarımda da bahsetmiştim. Dekorasyon, rengiyle makaronları ön plana çıkarıp kendini geride tutuyor. Duvardaki nostaljik ahşap detaylar, şaşaalı avizeler, Louis Kenz ayak mobilyalar hepsi o kadar iddialı ama doğru kullanılmış ki... Hiçbiri birbirinden sahne çalamıyor. Bize de böyle hayran hayran izlemek düşüyor.

SİZİN İÇİN SEÇTİĞİM AYIN ÜRÜNÜ Geçen ay kıyafetli mobilyalardan bahsetmiştim. Buyurunuz şimdi de karşınızda çok şık elbiseleriyle Angelika Morlein tasarımı aydınlatma elemanları. Hiç durmayın eskidiğini düşündüğünüz bir lambaderinize, 50 eskidiğini düşündüğünüz bir elbisenizi giydirin derim ben. yine


51


MAG parti

ASLI-BATUHAN ÖZDEMİR

AYNAZ ÖZKAȘIKÇI

HÜMA TONTU

LERZAN BARUTOĞLU

TUĞRUL- EBRU TOKGÖZ

Edit Lakeside’da Muhteşem Parti

52

GÜLİN-EMRE DÖKMECİ

EBRU TOKGÖZ,ZEYNEP BACAKSIZ,ȘÜKRAN DÖNMEZ


53


MAG parti

SERA SADE,NESLİHAN UZEL

EDA OKUTAN, ZEYNEP BORA, GÜLİN DÖKMECİ

ERDAL-FUNDA EREN

GÜLİN DÖKMECİ,FATOȘ ASLAN

ZEYNEP MAĞDENLİ,KEREM MAĞDENLİ

HALUK AKAKÇE,EMRE DÖKMECİ

BARIȘ-REZZAN HAȘEMOĞLU

Edit Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Emre Dökmeci, eşi ile birlikte Edit Lakeside Villaları’ndaki evinde bir parti düzenledi. Ankara ve İstanbul’dan birçok seçkin ismin katıldığı davette konuklar, büyüleyici göl manzarasına karşı hafızalardan silinmeyecek bir gece geçirdiler.

DENİZ TÜRKKAN, LEVENT ERDEMİR,EMRE DÖKMECİ,SÜHA GÜNEL

ELİF TÜRKKAN,YEȘİM ERDEMİR,NESLİHAN UZEL

ZEYNEP BACAKSIZ,MEHTAP ÖZDOĞAN,SANEM ERDEMGİL 54

NİLÜFER AKSOY,GÜLİN DÖKMECİ


55


MAG parti

SEÇKİN PİRİM, EMRE DÖKMECİ,SARP EVLİYAGİL,HÜSEYİN DÖNMEZ NESLİ GEDİK, EMRE DÖKMECİ,HÜMA TONTU,ÇAĞLA CABAOĞLU

LEVENT ERDEMİR, KAMİL UZEL, OĞUL TÜRKKAN ZEYNEP-SEÇUK BÖREKÇI

İPEK TOPLU, ASLI ÖZDEMİR

TOLGA MUSLUOĞLU, TUNA TURAGAY, ELVAN TURAGAY,SİBEL MUSLUOĞLU

EMRE DÖKMECİ,AYGEN YENİGÜN

Dökmeci çifti, gerçekleştirdikleri baharın ilk partisinde davetlilerle yakından ilgilenerek örnek bir evsahipliği sergilerken, misafirlerine kusursuz bir gece yaşattılar.

MEHTAP ÖZDOĞAN, LARISSA TÜRKKAN,MARIA BACAKSIZ,NICOLE ÖZDOĞAN

ÇAĞLA CABAOĞLU,SARP EVLİYAGİL,EDA DURKAN

56

lası için Daha faz m.tr gdergi.co a .m w w w


57


MAG haber

Çengelhan’da Brunch Keyfi

D

ivan Çengelhan brunch keyfini tarihi Ankara Kalesi’nde muhteşem tatlar ve jazz eşliğinde sizle paylaşıyor. Pazar günlerinize hoş bir alternatif sunan Divan Çengelhan’da yöresel yemeklere ağırlık verdiklerini be-

58

lirten Şef Ali Açıkgül, lezzetin yanında sağlık ve tazeliğe de gereken önemi verdiklerini belirtiyor. Şeflerin özenle hazırladıkları brunch büfesi, yeni bir trend olan “Taste of Divan, Jazz & Classical Sounds” kapsamında birer hafta arayla dinleyebileceğiniz jazz ya da klasik müzik performansları eşliğinde beğenilerinize sunuluyor.


59


MAG sergi

MEHMET-ARZU KUNT

ZEYNEP ÜSTÜNEL

TAYFUN-REYHAN DEMİRÖREN

“En Değerliler” Müzayedede Türkiye’nin önde gelen müzayede şirketlerinden Antik A.Ş, gerçekleştirdiği çağdaş sanat eserleri müzayedesi öncesinde eserlerin tanıtımı için bir sergi düzenledi.

60

FERYAL GÜLMAN

AYȘEGÜL-MUHARREM TOPLUSOY

NURCAN-TURGAY ARTAM

EBRU-MEHMET EDİN


61


MAG sergi Koleksiyoncuların ilgiyle izlediği sergide tüm eserler büyük ilgi gördü. Swissotel the Bosphorus’ta gerçekleştirilen müzayedede ise Türk sanatçılara ait birbirinden değerli eserler rekor fiyatlara alıcı buldu. Olgaç Artam’ın yönettiği müzayedede, Erol Akyavaş’ın Tasavvuf inancında tevazuyu ve kainatı simgeleyen “VAV” harflerinin yer aldığı yağlı boya tablosu 1 milyon TL ile en yüksek değere satılan eser oldu.

SEMA ÇAĞA, MARCUS-AYȘE SLEVGOT

OLGAÇ ARTAM, MERAL-VURAL GÖKÇAYLI

62 SİREN ÇARMIKLI

HÜLYA KALYONCU

SEMA-BARBAROS ÇAĞA, ALEV TÖRÜNER


63


MAG defile

AYTEN DANIȘMAN, RAGIP KURT, GÜLDEN BÜYÜKUÇAK

EBRU DEMİRYÜREK

ZEYNEP KARAKAYA, SELİN NEZİROĞLU, IȘIL GÜVENSOY

Beymen’de Şık Defile

64 MELEK GÜNEY AKPINAR

ZEYNEP BEKÇİOĞLU

GÜLENNUR AYDIN, AYLİN ÖZAL

NEȘE YILMAZ


65


MAG defile

Academia ve Beymen 2011 İlkbahar-Yaz Koleksiyonunu Kavaklıdere Beymen’de düzenlenen bir defileyle tanıttı. Genellikle açık renklerin hakim olduğu defilede özel tasarlanmış kıyafetler Ankaralıların beğenisine sunuldu. Cemiyet hayatından birçok davetlinin katıldığı etkinlikte konuklar da şıklıklarıyla adeta ayrı bir defile sergilediler. BUKET POYRAZ

66

lası için Daha faz .tr dergi.com g a .m w ww


67


MAG davet

SEFA KAHRAMAN, SEVCAN CANSIN

ÜMİT TÜTÜNCÜ, EKİN ÇAYLI

Anlamlı Davet

68TUĞÇE İKİZ

FERMAN GEDİKOĞLU, HAFİZE AYIK

NUSRET, DAMLA CÖMERT

BAȘAT MESCİT, MERVE BÜYÜKAYDIN

Day&Time Reklam ve Organizasyon Firması, eğitim göremeyen genç kızlar için Rixos Otel’de “Kadınlar Günü Balosu” adı verilen bir yardım yemeği düzenledi. İlkem Söylemez ve Tuğçe İkiz’in ev sahipliği yaptığı geceye iş, cemiyet ve siyaset dünyasından birçok özel isim katıldı.

ȘENAY DAĞLI

DEMET NASLI, BAȘAK BAYDAȘ

MİRAY TÜRK


69


İLKEM SÖYLEMEZ

EBRU YILMAZER, HÜLYA TOPÇUOĞLU

AYȘE KELEȘ

BERİL ÇAVUȘOĞLU

EMİNE PEKER

Geceye ünlü modacı Raşit Bağzıbağlı’nın şık defilesi renk katarken, davetlilerden de büyük bir beğeni topladı. Gecede elde edilen gelirin tamamı “Kadın ve Gençlik Platformu Derneği” tarafından kız çocuklarının okutulması için bağışlanırken, davette ayrıca çekilişle konuklara çeşitli sponsorlardan hediye çekleri verildi.

70

Modacı Rașit Bağzıbağlı, defile sonrasında davetlilerden büyük alkıș aldı.

IȘIN-HÜRKAN KURȘAKLIOĞLU

ÇİĞDEM UZEL, BEYZA ÖNAL

NEȘE YILMAZ


71


MAG açılış

SİNEM YILDIRM

ÖNDER BEKENSİR

SİBEL İLKİZ

Ivana’dan İlk Mağaza Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Ivana Sert, kendi adını taşıyan ilk mağazası Ivana Sert Icon Store, Nişantaşı’nda gerçekleşen bir davetle açıldı.

IVANA SERT

SUZAN SABANCI

72

GÜLBİN-ERKAN SİMİTÇİOĞLU

AYFER TOPRAK, CENGİZ KARAVAN


73


MAG açılış

İVANA SERT, ITAY MALKIN, PATRICIA FIELD

ASLI-ALTUĞ BAȘAR

Özel tasarım deri ürünler, cover-uplar, sadece birer tane üretilen mayolar, özel yapılan swarovski taşlı çantalar, seramik aksesuarlar, t-shirt ve jeanler mağazada satışa sunulurken, Sex and the City filminin kostümlerinin ünlü tasarımcısı Patricia Field’in kıyafetleri de müşterilerden büyük ilgi gördü. FİGEN DOĞUSOY

74

GÜLDEN-GALİP BİLGİN

ELİF GÜVENDİK, DEMET AKALIN

İBRAHİM, İREM KEFELİ


75


MAG açılış

GÜNSEL ÜLKÜ

ECE VAHAPOĞLU

TUBA PEKSAYAR

Ivana Sert, açılışın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleşmesini özellikle istediğini ve bu mağazayı kadınlar mutlu olsun diye açtığını dile getirdi. IVANA SERT

76

MENEKȘE UYSAL

MURAT DEDEMAN, OLGA SHYLOVA

lası için Daha faz .tr dergi.com g a .m w ww

MEHTAP DEMİRCİOĞLU, NİLGÜN DUMANLI


77


MAG röportaj

“Hip Food! Hip Music!”

EMRE ÇAPA’nın

Akaretler’deki MİNYON’u!

E

mre Çapa, ünlü işletmecilerden Celal Çapa’nın oğlu. İzzet Çapa’nın yeğeni. Amerika’da Johnson & Wales University’de “aşçılık” okumuş. Fransa’da çalışıp, ülkesine dönmüş. Akaretler’deki W Kitchen’ın eski yerini, mutfağı ve işletmesiyle alıp yerine Minyon’u açmış... İlk mekanında hem “Executive Chef”, hem de işletmeci olarak iş başına geçiyor… Kendi deyimiyle tüm kadrosu “kızlardan” olu-

78

şuyor. “Mutfaktaki Kızlar” çok kreatif ve meşhurlar. Oğul “Çapa” müzik seçiminde de en az mönüsü kadar titiz! Farklı Türkçe şarkılar gibi, değişen yemekler de şaşırtacakmış... Akşam yemek yerken Jehan Barbur’un “Gidersen”i dinlesinler istiyormuş. “Tatlılarımız sanki bir başka gezegenden gelmiş gibi” diyen Emre Çapa tatlı mönüsünden en çok kendisi yiyormuş... DVD, TV severmiş. Sade konseptinin tek figürü ve Minyon’un logosu “uçan fil”. Emre’nin mekanla kontrast “fil”i felsefe yaptırtmak içinmiş! “Dekor değil, yemek satıyoruz” di-

yor Emre Çapa... Mönünün üçte birini periyodik bir şekilde değiştiriceklermiş. Emre, bırakınca bayağı felsefe yapıyor... Sevdim. Ve Celal Çapa, yılların başarılı işletmecisi, beyefendi insan... Onu zaten pek çoğumuz tanıyoruz... Güzel bir Cumartesi günü Celal Çapa ve Emre Çapa ile Minyon’da buluşuyoruz. Bu defa kendi mekanlarında onalr MAG’a konuk oluyorlar... Bu röportajın bir özelliği daha var; “baba-oğul Çapa’lar”ın birlikte ilk röportajları!


BABA-OĞUL ÇAPA’LARIN İLK RÖPORTAJI ! Sevgili Celal Bey, Çapa soyadı Minyon için iyi bir miras. Oğlunuz Emre’nin girișimciliği ile ilgili yorumlarınızı alabilir miyiz lütfen? CELAL ÇAPA: Emre işe başladıktan sonra ilk defa sizlerle baba-oğul röportaj yapıyoruz. Bu benim için çok heyecan verici. Çünkü Emre Minyon’u Aralık başında açtı ve şu anda çok güzel çalıştırıyor. Bu, bir baba için gurur verici bir durum, onunla iftihar ediyorum. Mekanın fikri Emre’den mi çıktı ,Celal Bey? Her konuda hemfikir misiniz yoksa fikir çatıșmaları çıkıyor mu arada? C.Ç.: Evet. Gerek İstinye, gerek burada Akaretler’deki bütün hadiseleri Emre tek başına yarattı. Hatta her ne kadar içim içimi yese de bir süre, karışmadım ona. Karışmadım çünkü onun kendi fikirleriyle hareket etmesini ve kendi yolunu kendi almasını istemiştim. Fakat bir zaman geldi ki oğlum benim tecrübemden ve fikirlerimden faydalanmayı istedi. Bu durum beni daha da memnun etti. Bilindiği gibi, aynı meslekte olan baba-oğul arasında her zaman çekişmeler olur. Geçmişteki benim doğrularım, devir farkı nedeniyle bugün doğru değil. Her baba gibi, ben de oğlumu kendi geliştirdiğim sisteme göre çalıştırmak istiyorum. Emre’yle benim işletmecilik tarzımız benzese de, bazı yönlerden birbirinden farklı. Bu iki farklı tarz birleşince, ortaya gayet güzel şeyler çıktı. Bu şekilde güzel bir denge yakaladığımızı düşünüyorum. Bu dengeyi Emre kendisi yarattı... Bu güzel iletişimimizin oluşması tamamen Emre’nin sayesindedir. Emre beni dinleyip, sözlerimi not edip sonra da yapmayarak beni işe karıştırmamayı başarıyor... (Gülüşmeler...)

Sizin yapmak isteyip de yapamadığınız bir șeyi mi yaptı Emre? C.Ç.: Bende bir dönem mutfak ekibimi kızlardan kurmaya çalıştım... Mesela mutfakta bıçak işini kızlara yaptırmaya çalıştım, yapmadılar birçok aksaklıklar oldu. Yani kısacası bu işi başaramadım! Ve devir değişti. Çok cici kızlarımız artık mutfağın değerini anladılar. Şu an Minyon’un mutfağının bütün kadrosu kız! Benim yapamadığımı Emre’nin yapması bende çok büyük bir haz yaratıyor... Bu mutfak kadrosu da beni gayet mutlu ediyor. Burada benim yıllarca yapmak isteyip yapamadığım şeyleri, şimdi Emre başarıyor.

da olumsuz gördüğüm ne varsa, hepsini bir bir söylüyorum. Eskiden daha çok kafasını ütülerdim, şimdi kendimi terbiye ettim bu konuda. Ama ne güzel ki, şimdilerde gördüğüm pek fazla olumsuz bir şey yok. Ve ben baba olarak çok memnunum. Acaba o benden ne kadar memnun, bunları ona sormanız için mikrofonu ve sözü ona devrediyorum. Benim söyleyeceklerim bu kadar. Başarılarının devamını diliyorum oğlum! Size de çok teşekkür ediyorum.

“ Biz hep bakkal müziği çalıp müşterilerimizi eğlendirdik!..”

Siz fiili olarak ișletmeciliğe devam etmekte misiniz Celal Bey? C.Ç.: Ben 30 yıllık işletmecilik hayatımın üzerine şu anda fiili çalışmıyorum ve “emekli işletmeci” olarak anılmaktan zevk alıyorum. Eskiden yaşadığım tecrübeleri, yaşayıp da yapamadıklarımı ve yapıp da doğru sonuç vermeyen hatalarımı oğluma aktarıyorum. Benim deneyimlerimden faydalansın istiyorum. Öğrendiğim birçok şeyi, şimdi Emre’ye anlatma şansım olduğu için çok mutluyum. Oğlumla iftihar etmemin en önemli nedenlerinden biri de beni gerçekten dinleyerek kendi iş fikirlerini yorumluyor olmasıdır. Böylece hoş bir denge kurabiliyoruz aramızda.

Oğlunuz Emre ile farklılıklarınızı karșılaștırır mısınız lütfen? C.Ç.: Emre’nin müzikleri çok güzel mesela. Örneğin, biz hep bakkal müziği çalıp müşterilerimizi eğlendirdik. Halbuki Emre tamamen kendi istediği, dinlediği, kendi doğru bulduğu müzik tarzıyla çıkıyor müşterisinin karşısına. Ne derler Petek’cim; ortaya çıkan iş “göğsümü kabartıyor”... (Gülüşmeler...) Emre, müzikten mutfağa birçok konuda başarılı. Gururlanıyorum, harikulade bir tatmin içindeyim.. İș dıșında nasılsınız baba-oğul, mesela evde nasılsınız? C.Ç.: Konunun iş içindeki baba-oğul ilişkimizden, benim anlatacağım kısmı bu şekilde. Onun dışında, aynı evde yaşıyoruz. Emre bu ara en yakın zamanda kendi evine çıkmak için büyük bir çaba içinde. Annesiyle ben de onu evde tutmak için uğraşıyoruz. (Gülüşmeler...) Ama inanıyorum ki bir süre daha aynı çatı altında olursak eğer, onu daha iyi motive edebileceğiz. Tabi bu sürecin çok da uzamaması lazım ki Emre kendi başına daha rahat kararlar alabilsin. Ama bana göre, bu süreçte bizim onun yanında olmamız çok önemli. Çünkü gece saat 02:00’de bile eve gelse, hemen bir bahane bulup onun yanına odasına girmeye çalışıyorum. Olumlu ya

“ Yedi yaşımdan beri babamın popüler gece kulüplerinde, restoranlarında büyüdüm..” 30 yılı așkın bir süredir, baban Celal Çapa bu sektörün içinde ve Türkiye’nin en önemli ișletmecilerinin arasında. Sen de onun yaptığı ișleri izledin, değerlendirdin sanıyorum. Babandan aldığın en önemli özellikler nelerdir? EMRE ÇAPA: Babamdan aldığım özellikleri ve onun beğendiğim yönlerini, içinde bulunduğumuz işletmecilik sektörü anlamında belli bir kalıba sokmam pek mümkün değil. Ondan bazen benim bile farkına varmadığım kadar çok şey öğreniyorum. Dolayısıyla öğrendiklerimi tek tek sayamam ama bu sektöre ilişkin ne biliyorsam her şeyi babamdan öğrendim ve babam sayesinde bu sektöre atıldım diyebilirim. Zaten gözümü bu işin içinde açtım. Yedi yaşımdan beri babamın popüler gece kulüplerinde restoranlarında doğum günlerimi kutlayarak, partilere katılarak, babamın yanına ziyarete giderek bir şekilde hep sektörün içinde oldum. Bu

79


MAG röportaj şekilde birçok faydalı unsuru ondan dönem dönem kaptım. Sektörel anlamda ve hayatı yaşayış biçimimde babamdan öğrendiklerimin sayısı günden güne hep arttı.

“Şu anda idealist düşünüyorum ama aniden realist olabilirim...” Bu uzun süre içinde, ben bunları asla yapmam dediğin ya da kendi ișletmecilik anlayıșına eklemek istediğin șeyleri paylașır mısın bizimle? E.Ç.: Babamın yaptığı ve benim hiçbir zaman uygulamayacağım şeyleri soruyorsunuz sanırım. Ben sanırım biraz daha seçici bir işletmeci olacağım. İnşallah diyelim tabi… Şu anda idealist düşünüyorum, bir zaman sonra daha realist bakabilirim. Ben müşteri konusunda daha seçiciyim. Daha çok benim kafama uygun, hayat görüşüme yakın, benim yolumda olan müşterilere hitap etmeyi tercih edeceğim. Yani çok geniş yelpazelere hitap etmeyi düşünmüyorum. Az ve öz bir müşteri kitlesine hitap etmeyi planlıyorum. Dolayısıyla babam kadar ve ailemin diğer fertleri kadar hizmetimi geniş kitlelere ulaştırma hedefim yok henüz. Babamla bu anlamda ayrılıyoruz. Ama çok fazla bizi ayıran bir özellik yok. Düşündüklerimiz ve tarzımız, pek farklı değil. Zaten onların çok yanlış ya da eksik yaptıkları işler olduğunu düşünmüyorum. Şayet öyle olsaydı bugün sektörde bu yerlerde olmazlardı. Diğer işleri konusunda da, öyle açıkçası.

“ ‘Culinary Arts’ öğrendim.”

80

Biraz da seni tanıyabilir miyiz, kimdir Emre Çapa? E.Ç.: Yirmi yedi yaşındayım. Amerika’da Rhode Island eyaletinde Johnson&Wales Üniversitesi’nde aşçılık üzerine dört senelik eğitim aldım. Culinary Arts öğrendim. Eğitimimi bitirdikten sonra bir dönem Fransa’da çalıştım. Türkiye’ye döndüm ve babamın ortaklığındaki firmalarda, catering gibi konularda çalışma fırsatı buldum. En sonunda eski W Kitchen olan yerde “Minyon” isimli bu ufak, sempatik bir restoranı hayata geçirerek aile mesleğine adımımı attım. Fransa’da tam olarak ne yapmıștın? E.Ç.: Paris’te Şef Jean Pierre Vigato’nun “Apicius Restaurant” adlı Champs Elysees’nin hemen yakınındaki ünlü bir restoranında altı ay çalışma fırsatım oldu. Sonra dil problemlerimden dolayı geri döndüm. İngilizcem iyi ama biliyorsunuz Fransa’da kendi dillerinin konuşulmasını istiyorlar. Onun yanında artık İstanbul’a dönmek istemiştim. Lisede de bir iki sene İsviçre’de bulundum. Dört sene üniversite için yurt dışına gidip üzerine de Fransa olunca artık yeter diyerek buralara dönmek istedim. Neler yapabileceğime bakayım dedim ve çalışmalarıma başladım. Biraz Minyon’dan bahsedelim. Konum olarak W Kitchen’ın eski yerini seçmenin özel bir nedeni var mıydı? E.Ç.: Minyon, iki buçuk aydır açık. Eskiden W Kitchen adıyla ağırlıklı cafe olarak hizmet veren bir mekanın yerinde kuruldu. Ufak ve sempatik bir restoran. Öğle ve akşam servislerinde hizmet veriyor. Kendine has, güzel bir müzik tarzı olan küçük bir restoran. Dileyenler internet sitemiz www. wminyon.com‘dan da bize ulaşabilirler.

Ne tür müzik çalıyorsunuz? Senin tercihlerin hangileri? Bazı akșamlar özel geceler düzenlenecekmiș öyle mi? E.Ç.: Genellikle arkadaşlarım hep house ve elektronik müzik çalıyorsun, Türkçe’ye hiç yer yok mu diyorlar... Türkçe çalmayı sevdiğim isimler; Jehan Barbur, Birsen Tezer, Jülide Özçelik, Erkut Taçkın... Örneğin akşam saat dokuzdan sonra burada yemek yerken Jülide Özçelik dinlesinler istiyorum; çok klasikleşmiş eski türküleri jazz olarak yorumluyor. Veya Jehan Barbur’un “Gidersen” parçasını dinlesinler istiyorum... Biraz kalıplardan çıkmak lazım. Az önce geniş yalpezelere hitap etmek istemiyorum derken size, bunu anlatmaya çalışıyordum. Riske girip, kıymeti daha fazla bilinmesi gereken unsurları parlatıp ön plana koymak gerektiğine inanıyorum.

“Akşam yemek yerken Jülide Özçelik veya Jehan Barbur’dan “Gidersen”i dinlesinler istiyorum...” İçki mönüsü ve müzik direktörümüz ise benle yaşıt olan arkadaşımız Doğu Çivicik’tir. House Cafe’lerin müzük koordinatörlüğünü yapıyordu, şimdi bizle beraber. Farklı Türkçe şarkılar çalıp, “nedir bu?” dedirtiyoruz... Tıpkı mönümüzdeki farklı sürprizler gibi. Çarşamba günleri “Whippped Up” geceleri düzenleniyor. Perşembe ve Cuma akşamları içinse değişik planları var. “Indie Night” da bunlardan biri.


Mönünüz de kalıpların dıșında mı? Ben evimde Yunanistan’dan getirdiğim mastic kullanıyorum mesela… E.Ç.: Aynı heyecanı yemeklerimize yansıtıyoruz. Kendi yorumumuzu katarak sunuyoruz. Örneğin biz burada creme brulee veriyoruz ama “damla sakızlı creme brulee”. Avusturya’nın ünlü yemeği schnitzel’i dananın kaburgasından bir porsiyonda beş yüz gram olarak ve galeta unu kullanmadan veriyoruz. Mönümüze de web sitemizden digital olarak ulaşabilirler.

ve birbirinden nefis tatlılar yapıyor. Her şeyimiz güzel ama tatlılarımız en güzel, sanki bir başka gezegenden gelmiş gibi! Müşteri olsam tatlı yemeden asla ayrılmam. Ekibimizdeki kızların sayısı da her an artabilir. Çünkü ben, kreatif, bayan ağırlıklı, ucu açık ve genç bir ekiple yol almak istiyorum. Kısacık sürede başarılı olduysak bunda aslan payı “Mutfaktaki Kızlar”ın!

“Bizim Mutfaktaki Kızlar...” Konușurken acıkıyorum ben bu arada... Sloganınızı nasıl seçtiniz? Mönüde tamamı sana ait bir tarif var mı? E.Ç.: Evet, acıktığını farkettim. (Gülüşmeler..) “Hip Food! Hip Music!” bizim sloganımız. “hip”, en son gelişmelerden ve trendlerden haberdar olan demek. Biraz farklı yorumlayarak farkımızı ortaya koymaya çalışıyoruz. Mönüdeki tarifleri ise, hep beraber üretiyoruz. Ben zaten tekil konuşmayı hiç sevmem. Bizim mutfaktaki kızlarla beraber ortaya çıkardığımız çok güzel işler var. Ayrıca birbuçuk ayda bir, mönünün üçte birini sabit bir şekilde değiştiriyoruz. Kendisini devamlı yenileyen bir mutfağımız olsun istiyoruz. Mönünün demirbaşları duracak ama biz size farklı şeyleri sevdirmek istiyoruz, tek bir şeyi değil! Peki, bu “Mutfaktaki Kızlar” seninle aynı okullardan gelen kızlar mı, yurt dıșında tanıștığın kızlar mı, Rhode Island’dan, Paris’ten tanıdığın kızlar mı, kreatif kızlar mı, güzel kızlar mı? E.Ç.: (Gülüşmeler...) Çok şeker, çok güzel kızlar!.. Birçoğunu da daha önceden tanıyordum. Aralarından bir tanesi Merih, benim çok iyi arkadaşım zaten ve benimle yaşıt. Merih Akgün, Yeditepe’de aşçılık üzerine dört senelik eğitim aldı ve bu konuda deneyimli. Çiğdem Alagök de benzer okul ve tecrübede. Emine Anabolu sektörde çok geniş bir tecrübeye sahip, Günaydın’da çalışmış. Nihan Soytürk en küçüğümüz, 1986 doğumlu, pastacılık uzmanlığı var. Paris’ten gelme

Minyon’da yemek yerken tıpkı yurtdıșındaki nadir gurme restoranlarda olduğu gibi garsondan çok așçı görüyorum, bizimle ilgilenen ve vejetaryen miyiz, glutensiz mi besleniyoruz, domuzseverler var mı anlamaya çalıșıyorlar. Ne yapmaya çalıșıyorsunuz, bizi büyülemeye mi? E.Ç.: Aynen öyle. Burada aşçı kızlar sürekli masaları geziyor ve sürekli nabız yokluyor. İşletmemizde müşterinin gözünün içine bakan, birebir temas var. Minyon’un önümüzde “glutensiz yemek”, ”vejeteryan tavsiyeler”, “domuz eti içeren ürünler” ve “Minyon’un tavsiyeleri” gibi kolay seçim yapmanızı sağlayan ikonlar var. Minyon’a özel “Limonlu ve Dağ Adaçaylı Risotto”, “Armut Confit eşliğinde Ciabatta Ekmeğinde Kare Hamburger” gibi seçenekler de schnitzel ve creme brulee gibi Minyon’un klasikleri arasına girmeye aday!

“ Dekor değil, yemek satıyoruz...”

Peki, Minyon’un konsepti kime ait? “Fil”i neden kullandın? Bar duvarındaki Banksy, bir filin olduğu tuval ve birkaç fil heykeli gözümden kaçmadı... E.Ç.: Ben tarz olarak hiçbir zaman mekanın dekorasyonunun mekanın duruşunun, yemekler gibi olguların önüne çıkmaması gerektiğini düşünüyorum. Dekor değil, yemek satıyoruz. Dolayısıyla daha sade, minimalist, gözü rahatsız edici detaylardan arındırılmış oldu. Duyulara, daha çok ses ve tat üzerine bir deneye dahil oluyorsunuz Minyon’da. Filin tasarımı Özge arkadaşımıza ait. Filleri mekanla kontrast olsun diye istedim. Yani biraz felsefi düşündürtmek istedim. Bir şeyin nasıl göründüğü değil, nasıl hissettiği önemlidir! Minyon ve onun kontrastı “fil” gibi... Logomuzda gördüğünüz gibi kanatlı bir fil uçuyor! Fili uçurma sebebimiz şu; “fil bile o cüssesiyle uçabiliyorsa, sen de uçabilirsin!” Hem kendimizin hem müşterilerimizin vizyonunu biraz genişletelim istiyoruz biz. Sevgili Emre, birazcık da özeline girelim istiyorum, hobilerin neler, çok gezer misin? Hayatında ișletmeden bașka neler var? 14 Șubat’ta Minyon’da farklı bir etkinlik yaptın, yalnız mıydın? Burcun ne? E.Ç.: Ben çok sosyal bir adam değilim aslında. Kova burcuyum. İnanılmaz evcilim! Fazla fazla evcilim hem de, pek gezmem. Evimi çok severim. Üniversiteyi bitirdiğimde arkadaşlarım gibi bir süre daha oralarda kalmak yerine, ben biran önce evime dönmek için saate bakardım. Bol bol DVD ve TV programlarını izlemeyi severim. Dışarı çıkmak istediğim zaman, birkaç arkadaşımla kendimizi Taksim’e atıp sarhoş olmaktan ve kafa dağıtmaktan hoşlanırım. 14 Şubat’ta yalnızdım ve anti-sevgililer günü partisi veriyorduk Minyon’da... (Gülüşmeler...) Biraz da “Sevgililer Günü” kutlamalarına karşıyım ben! Ticari anlamda benim için iyi tabi ama bana çok uydurulmuş bir gün gibi geliyor. Bence bir “Anneler Günü” ve bir de “Babalar Günü” tamamdır, yeterlidir! Sevgili Emre, ben seni ve fikirlerini çok sevdim. MAG okurları için son olarak neler söylemek istersin? E.Ç.: Tüm ekibinize çok teşekkür ediyorum. Babamla olan ilk röportajımızı MAG’da senle yapmak gerçekten çok güzel. MAG okurlarını da buraya bekliyoruz, burada da MAG var, okurlar.(Gülüşmeler...)

Röportaj: Petek Eskioğlu

petekeskioglu@magdergi.com.tr

81


MAG defile

ALEGRA LEVİ

EBRU-DENİZ DEMİRYÜREK

İlk Defileye Büyük İlgi

Mahfouz, davetlilerden tam not aldı. ABED MAHFOUZ

82

AYNAZ ÖZKAȘIKÇI



MAG defile

HAYDAR, ÖZGE ULUSOY

SERKAN KARACA, BERİL ÇAVUȘOĞLU

SUAD, LALE BAGEROVA

Ankara Moda Günleri kapsamında Ünlü Tasarımcı Abed Mahfouz Armada AVM’de bir defile gerçekleştirdi. Dünyada birçok ünlü ismi giydiren ve New York Moda Günleri’nde adından çok kez söz ettiren Lübnan’lı tasarımcı, Türkiye’deki ilk defilesini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadı.

84

ZEYNEP BEKÇİOĞLU

ILIANA ROSABAL, EDA CEYLAN

YASİN SOY

ÖZGÜ TUTUMLU, YILMAZ ÖNEL


85


MAG defile

OLCAY ERGUN

ȘENAY DAĞLI

SABİNA MEMEDOVA

Koreografisini Yasin Soy’un gerçekleştirdiği defileye iş, cemiyet ve siyaset dünyasından sadece 200 kadar konuk davet edildi. Kreasyonda tercih ettiği kumaşlar ve el işçiliğini birleştiren Mahfouz, konuklardan tam not aldı. FEZA SAYER

86

BOĞAÇ ÇEKİNMEZ, SARP EVLİYAGİL, FATİH YÜKSEL

EMİNE ORAN, ȘERMİN URAK, HANİFE AKAY, GÖNÜL POLAT


87


88


89


MAG davet

TÜSİAD 40.Yılını Kutladı OYA-BÜLENT ECZACIBAȘI

MUSTAFA-CAROLİNE KOÇ

Türkiye’nin önde gelen işadamları tarafından 2 Nisan 1971’de kurulan Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) kuruluşunun kırkıncı yılını Four Seasons Otel’de gerçekleştirilen şık bir baloyla kutladı.

90

RAHMİ KOÇ, AZİZE TAYLAN

CEM BOYNER

AYȘE-MARCUS SLEVOGT


91


MAG davet

HAMDİ-PELİN AKIN

ALİNUR -ENCİ TEKER VELİDEDEOĞLU

JAN-SCOTT FREDERIC KILNER

Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen geceye çok sayıda iş adamı eşleriyle birlikte katıldı. Arzuhan Doğan Yalçındağ TÜSİAD’ın ilk kadın Yönetim Kurulu Başkanı olurken, Yalçındağ’dan sonra ikinci kez kadın Yönetim Kurulu Başkanlık görevini Ocak 2010’da Ümit Boyner üstlendi. GÜLER SABANCI

92

EMİN-ÇİĞDEM HİTAY

JÜLİDE-MEHMET ALİ BERKMAN

EMİNE-TUNCAY ÖZİLHAN

ERTUĞRUL-FATOȘ HATAYLI


93


MAG davet

LEYLA-İSHAK ALATON

NİLGÜN-ERKUT YÜCAOĞLU

METİN-ZEYNEP FADILLIOĞLU

SARP EVLİYAGİL

1971’de kurulan TÜSİAD’ın ilk Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Feyyaz Berker yaparken, Berker’in ardından bu görevi sırasıyla Ali Koçman, Şahap Kocatopçu, Sakıp Sabancı, Ömer Dinçkök, Cem Boyner, Bülent Eczacıbaşı, Halis Komili, Muharrem Kayhan, Erkut Yücaoğlu, Tuncay Özilhan, Ömer Sabancı ve Arzuhan Doğan Yalçındağ üstlendi.

94 ÖZCAN-AYLİN TAHİNCİOĞLU

FÜSUN-FARUK ECZACIBAȘI

ARZUHAN -M. ALİ YALÇINDAĞ

BÜLENT-VERA BULGURLU


95


MAG röportaj

Yaşlanmayan Değer

“Aydın Boysan” İlerleyen yaşına rağmen hayat enerjisinden hiçbir şey kaybetmeyen, sık sık yaptığı esprilerle bizleri güldüren mimar, yazar ve çok hoş sohbet bir insan Aydın Boysan.Yıllar boyunca yaşadığı anıları dün gibi hatırlayan ve bizlerle paylaşan gazeteci kimliği ile ön plana çıkan ama gazeteciliğin yanı sıra birçok işe gönül veren Aydın Boysan ileVehbi Koç’u andığımız özel bir günde hoş bir röportaj gerçekleştirdik...

H

erkes sizi gazeteci ve yazar olarak biliyor. Peki, siz kendinizi anlatacak olursanız, herkesin bilmediği hangi özelliklerinizden bahsedersiniz?

Benim asıl işim mimarlık. 55 sene mimarlık yaptım sonra 10 yıl kadar Akşam ve Hürriyet’te sürekli yazılar yazdım. 15 yıl kadar da İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitmenliği yaptım. Basın ve Mimarlar Odası’nın ilk yönetim kurulu üyesi ve ilk genel sekreteriyim.

Medya, geçmișe oranla șu anda toplumumuza iyi hizmet edebiliyor mu? Sizin ilk dönemlerinizle șimdiki dönem arasında ne fark görüyorsunuz?

96

İlk zamanlarda bütün gazeteler, sadece gazeteci olan insanlar tarafından çıkarılıyordu. O zamanlar tiraj düşüktü, böyle reklamlar yoktu ama daha kaliteli bir basın dünyası vardı. Şimdi gazete çalışanları, yöneticilerinin düşüncelerine ve dünya görüşlerine göre daha hızlı şekil alıyorlar. Hepsi böyle değil ama büyük bir bölüm böyle oldu. Bu sorunun çözülmesi lazım.

İlk zamanlarda bütün gazeteler, sadece gazeteci olan insanlar tarafından çıkarılıyordu Mimarlıktan yazarlığa nasıl adım attınız? 61 yaşındaydım. Kadim arkadaşlarımdan birisi bir sabah bizim eve geldi, “Gazete

yazılarına başlıyorsun!” dedi. Daha önce başka yazılar yazdım ama gazete yazısı yazmadım. “Niye?” diye de soramadım. Öyle yakıştırmışlar, beni Hürriyet Gazetesi’nde yazı yazmaya başlattılar. Deneme süresi olarak 3 ay konuşuldu ama sonra o süre, 10 seneyi buldu. Üstelik Hürriyet Gazetesi’nin Güneşli’deki binasını da ben yaptım. Bir süre sonra oradan ayrıldım.

İlk kitabınızı ne zaman yazdınız, șu ana kadar kaç kitaba imza attınız? İlk kitabım çıktığında, 63 yaşındaydım. Şimdi bir haftaya kadar 39. kitabım çıkıyor.

Nasıl bașladı bu kitap yazma sevdası? Aslında bu alışkanlık çocukluk yıllarından başlar. Kitap okumak; kafada bir şeyleri toplama, biriktirme alışkanlığından doğar.


Dikkat ettim, zaten siz hemen hemen her șeyi not alıyorsunuz… Çok kitap okurum ben. Kafamda hep bir şeyler dolaştı. Ben 61 yaşında yazmaya başladım ama aksamadan duraklamadan yazdım.

Șu anda Türkiye’nin genel yapısıyla, eski keyif aldığınız zaman arasında ne gibi farklar görüyorsunuz? Ben doğduğumda Vahdettin hala padişahtı. Ben, Cumhuriyetin 10. yılında 12 yaşındaydım. 1921 doğumluyum. O zamanın güzelliği, imparatorluk yapısından kurtulmuş, cumhuriyete adım atmış, tazelenmiş bir toplumun içinde yaşanan çocukluk yıllarımdı. Ben ilkokul yıllarımda, Arap harfleriyle yazılan yazıları okuyordum.

İstanbul’un sahip olduğu eski mimariye göre, șimdiki yeni ve modern yapılanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? Yeni teknolojilerle birlikte, “yapı endüstrisi” diye bir şey oluştu. Artık gayet normal olarak, eski teknikler kullanılmıyor. Mimari de zamana ayak uyduruyor nihayetinde. Şimdi bina yapmak karmaşık bir hale geldi. Çok katlı binalarda mühendislik işin içine karıştı, mimarın da işi zorlaştı. Eskisi gibi değil. Tabi mimarlığın da bu noktaya gelmesi, eskiden de zaten karışık ve zor olan bu mesleği daha da karışık hale getirdi. Mimarların içinde proje yapma yeteneği olan insanların yüzdesi azaldı. Önemli olan nokta budur.

kolay değildi ama ben onu başardım, iyi de ettim. Şimdi artık ömrümün 90. yılında tehlikesiz bir döneme girdim, öyle de huzur içinde bitecek inşallah…

Allah uzun ömürler versin… Peki, bizim gibi gençlere ne önerirsiniz? Ne olursa olsun, her şeyi ciddiye alın. Gerekirse laubaliliği bile ciddiye alın ki, iyi sonuçlar elde edebilesiniz.

Sizi televizyonda seyredince her șeyin keyifli, eğlenceli yönünden baktığınız görülüyor ama… Görünüşe aldanmayın öyle değilimdir ben; sululuğu bile ciddiye almayı öğrenmişimdir.

Ben doğduğumda Vahdettin hala padişahtı. Çocukluğunuzla bugünkü delikanlılığınız arasında ne farklar var? Bana sorsalar, tersine doğru yaşamak isterim. İhtiyarlığımdan çocukluğuma doğru yani… Mümkün değil ama bunun bir anlamı var. Çocukluk yıllarımda, 50 yıl sonra bu memleketin, dünyanın en önemli ülkelerinden biri olacağına inancım vardı ama geçen zamanla, gittikçe bozuldu. 2000 sene önce Atina Demokrasisi’nde bile herkesin oy hakkı yoktu. Okuma-yazma bilmeyen insanla, olgun, eğitimli bir insanın oy hakkının eşit olması milletlerin cibilliyetini bozar.

Kendi kitaplarınızı yayınlamak için Bas Yayınları’nı kurdunuz…

Bunları duyduktan sonra bir șey sormak isterim: Siyasete atılmayı hiç düșünmediniz mi?

Doğrudur…

Siyasete sürüklemek isteyenler oldu ama girmedim.

Nazlandılar yayıncılar önce, sonra ben de kitaplarımı kendim yaymaya başladım. İyi de oldu ama bıktım o işi yapmaktan. Yazarlık başka, yayıncılık başka… Başkalarına devrettim o işi.

Mimarlığa devam ediyor musunuz? 55 sene mimarlık yaptım. 1945’ten 2000’e kadar 11 sene oldu. Artık kapattım. Benim yaptığım binaları toplasanız 1,5 milyon metrekare tutuyor.

Mimarlıkla ilgili uluslararası ödüller kazandınız. Mimarlık yaptığınız dönemden biraz bahseder misiniz? Bu mimarlık işinde parasını ödemeyenler oldu, yaptığım işin karşılığını hiç alamadım ama mimar olduğuma da hiç pişman olmadım.

Buna neden ihtiyaç duydunuz?

Yaşama gücünü kaybetmemek gerekiyor. Sağlığınızı ve bu yașa kadar koruduğunuz bu yakıșıklılığınızı neye borçlusunuz? Yaşama gücünü kaybetmemek gerekiyor. Benim de başıma çok belalar geldi. O belaların hepsinden kurtulacak gücü bulmak

Az önce yemekteki sohbette de bahsettiniz, cumaları Çiçek Pasajı’na gidiyorum diye… Bir haftanız nasıl geçiyor? Yazı yazmakla, dostlarla buluşmakla, kitap okumakla ve bazı ciddi işleri arada bir yapmakla geçer. Boşuna zaman harcamam.

Peki, Vehbi Bey amcayla ilgili en ilginç, en keyif aldığınız anınız nedir? Vehbi Bey, ciddi bir adamdı. Şakadan da hoşlanır, mizahtan da anlardı. Aklı başında bir adamdı zaten… Şundan belli aklı başında olduğu; Cumhuriyetin ilanında 22 yaşında olan bir adam, daha sonra bu koca üniversiteyi kurma başarısını gösterdi. O nedenle Vehbi Bey’in bu ülkede “Hayret bir şey ” denecek insanlar arasında anılması doğru ve caiz olur diye düşünürüm. Röportaj: Can Çavuşoğlu

97


MAG davet

PINAR BAYKAL-RIZA-ANNA ELİBOL, PAMELA ȘENGÜL, EMRE KOCAMUSTAFAOĞULLARI

İzmir’de Şık Davet

98

AHMET-FULYA ÖZKAN

İzmir Swiss Otel, büyük ve hoş bir davete ev sahipliği yaptı. Büyük Efes Oteli’nin sembolü olan, bereket ve bolluğu simgeleyen tanrıça Artemis heykeli, Swissotel Grand Efes Otel’e taşındı.

BEGÜM ȘANLI, BETÜL ELMASOĞLU

DIDEM TONGANSOY

YUDA TATLIDIL, AYNUR TATLIDIL


99


MAG davet

DEMİRKAN FIRAT, GÜLAY UYSAL

DENİZ-BERNA SİPAHİ

HANDAN ÖZCAN

İzmir cemiyetinin önemli isimlerinin bir araya geldiği davette, otelin yeni Executive Şefi Avusturyalı Wolfgang Gödl’ün leziz yemeklerinden tatma imkanı buldular. Grand Efes Kongre Merkezi lobisinde gerçekleşen kokteylin ardından nostaljik bir film gösterimi gerçekleştirildi.

EBRU ULVER BURCU HANİF

100

İPEK AȘKIN, SEVDA ZORLU, SEDEF DERELİOĞLU

IRMAK YAZICI, NİHAL YAZICI


101


MAG davet

PINAR BAYKAL, GÜLSİYE BALCI, HANDE

SİNEM-ERHAN ÖZUSTA

PINAR ÖZKIP, TANER TANIRKAN, AYȘE TİMUR

Ayrıca gecede ünlü caz sanatçısı Jehan Barbur, unutulmayan eski parçalardan oluşan bir repertuarla misafirlere müzik şöleni sundu. Davetliler DJ Volkan Göksay’ın hareketli şarkılarıyla ilerleyen saatlere kadar eğlendiler.

102 AYȘEM VATO, YUSUF DENER

MELİS-CÜNEYT TÜRKOĞLU

TÜLHAN ÖNER, HÜLYA CAN

MUSTAFA-ÖVÜL GÜÇLÜ


103


n i ğ i l l e z ü G a d ’ a Ankar i s e r d A Yeni

k i l l e z ü G n e Gre Her Güzel Şeyin i z e Bir Rötuşa İhtiyacı Va k r rdır. Me

İki ortağın el ele vererek açtığı Green Güzellik Salonu; kaliteli ve geniş ürün yelpazesi, birbirinden deneyimli elemanları, hijyenik ortamı ile müşterilerinin kendilerini prenses gibi hissetmelerini hedefliyor. Salonun sahibi Nazlı Sibel Deyimli ve Sıla Selçuk ile güzellik ve bakım hakkında konuştuk…

104


Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? 15 yıldır güzellik sektöründeyiz yurt dışında ve Türkiye’de aldığımız çeşitli eğitimler sayesinde müşterilerimize profesyonel hizmetler vermekteyiz. Sektörde çıkan son teknoloji cihazları ve ürünleri yakından takip etmekteyiz… Güzellik salonu işletme fikri nasıl ortaya çıktı? Biz iki ortağız. İkimiz de bu sektörde uzun yıllar farklı firmalarda çalıştık ve işletmecilik yaptık, tecrübe ve fikirlerimizi birleştirerek Ankara’ya güzel bir salon kazandırmaya karar verdik ve Green Güzellik Salonu’nu açtık. Salonunuzda ne gibi hizmetler verilmektedir? Salonumuzda uyguladığımız işlemlerin bazıları şöyle; özel spa-masaj koltukları ile manikür pedikür, el ayak ve cilt bakımları, vücut bakımları, zayıflama kavitasyon, masaj, kirpik kaynak, protez tırnak... Sağlık ve güzellik söz konusu olduğunda çalışanlar çok önemli oluyor. Sizin çalışan profiliniz nasıldır? Salonumuzda personel seçimine çok önem gösteriyoruz. Tüm çalışanlarımız sürekli eğitim alan, konusunda uzman ve profesyoneldir. Sizi diğer güzellik salonlarından ayıran farklılıklar nelerdir? Kurulduğumuz günden itibaren müşteri memnuniyeti bizim için çok önemlidir. Kişiye özel hizmet ve kullandığımız

ürün çeşitliliği ile Ankara’daki bayanlara en kaliteli hizmetleri sunmaktayız. Okuyucularımıza makyaj ve güzellik konusunda verebileceğiniz tüyolar nelerdir? Allık sürmek makyajın en önemli kısmıdır. Yüzünüz uzunsa; allığı elmacık kemiklerinin alt kısmına, geniş bir yüzünüz varsa şakaklarınıza uygulayın. Dolgun yanaklı kişiler kahverengi allıktan kaçınmalılar. Günlük makyajda doğru tekniklerle güzel bir cilde sahip ve o cildi sadece canlandırmış gibi görünürsünüz. Doğru rengi ve doğru malzemeleri seçtiğiniz sürece güzel yüz hatlarınızı ortaya çıkarabilir aynı zamanda küçük rötuşlarla daha iri gözlere ve daha küçük bir burna sahipmiş izlenimi verebilirsiniz. Bu sene ilkbahar - yaz sezonu makyajında cesur ve canlı renkler kullanılmakta. Derin ve belirgin bakışlar için gökyüzüne uzanan kirpikleriniz olmalı, kalıcı kirpik kaynağı veya geçici çözümlerle dilediğiniz bakışlara sahip olabilirsiniz. Gözaltı morlukları, çiller, güneş ve doğum lekeleri, sivilce izleri… Bunları hiç düşünmeyin doğru kullanılan ürünler ve profesyonel uygulamalarla pürüzsüz bir cilt sahibi olabilirsiniz.

BU BİR İLANDIR

Salonumuzda ayak bakım ve tedavileriyle batık ve nasır sorunlarınızdan da kurtulabilirsiniz. Cinnah Caddesi Mesnevi Sokak No:15/2 Çankaya - ANKARA Tel: 0312 439 98 08 105


MAG haber

Selda Epice’den “Kadın ve Hamam” Selda Epice, “Dönüşüm” adlı sergisini Anse AVM’de gerçekleştirdiği bir kokteyl ile Ankaralılar’ın beğenisine sundu. Üçüncü kişisel sergisini açan Epice, eserlerinde “Kadın ve Hamam” objelerini kullandığını belirtti. Toplamda 16 eserin bulunduğu sergide, resimler üzerindeki kabartmalar, canlı renkler dikkat çekiyor.

SELDA EPİCE

SAVAȘ SİMİTLİ

GARD-ROB Mağazasının sahibi Ergün Gökten (fotoğrafta soldan ikinci) tüm konuklarıyla yakından ilgilendi.

AlışverişteYeni Adres

GARD-ROB

Ankara’nın en işlek caddelerinden olan Turan Güneş Bulvarı yeni bir giyim mağazasına kavuştu. “Gard-rob” isimli mağazanın açılışı şık bir defile ile gerçekleştirildi. Defilede mağazadaki ürünler tanıtılırken misafirler de ilgiyle defileyi izledi. Mağaza sahibi Ergün Gökten tekstil işinde başarılı olup markalaşmak istediğini belirten bir konuşma yaparak, tüm konuklara teşekkür etti. 106

Modaseverlere aradıkları bir çok seçeneği aynı anda sunan GARD-ROB’un düzenlediği soıkak defilesi oldukça ilgi gördü.


107


MAG haber

Kafta,Ünlü Ressam Hikmet Çetinkaya’nın Gelinciklerini Objelerde ve Mobilya’daYaşatıyor Sabah kahvenizi veya çayınızı yudumlarken sevdiğiniz bir sanatçının tablosunu seyrederek aldığınız keyfi arttırmaya ne dersiniz? Kafta, ünlü ressam Hikmet Çetinkaya’nın eserlerini günlük hayatta kullandığımız objelere ve mobilyaya aktararak yenilikçi projelerine bir yenisini daha ekledi. Hazırlanan obje koleksiyonu, 20 Nisan’da Kentpark Arkadaş Kitapevi’nde seçkin bir davetli grubunun katılacağı kokteylle sanatseverlerle ile buluşacak. Hikmet Çetinkaya’nın canlı performans sergileyeceği ve davetliler arasında yapılacak çekilişle çalıştığı eseri hediye edeceği kokteylde ayrıca başka sürpriz hediyeler de olacak.

Stefanel ile Styling

NADİRE KURT, İNANÇ ATILGAN, SETENAY ÜNAL, DUYGU KATIRCI, FATİH GENÇ

Hilton Otel’de Kitap Tanıtım Gecesi Ankara HiltonSA yenilenen Marco Polo Salonu’nun açılışında İnanç Atılgan’ın “Türkiye-Avusturya Ekonomik İlişkilere Toplu Bakış” adlı kitabı tanıtıldı. Gerçekleştirilen kokteyle yabancı ve Türk olmak üzere birçok davetli katılırken, Almanya Büyükelçiliği’ni temsilen gelen Müsteşar Hans-Jorg Brunner bir konuşma yaptı.

108

HÜLYA TOPÇUOĞLU

HAYRİYE ERKAN

Stefanel, 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu Kentpark AVM’de düzenlenen bir organizasyon ile tanıttı. İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleştirilen etkinliklerde koleksiyonları anlatmak için İtalya’dan özel olarak görsel sunumcular Türkiye’ye geldi. Stefanel, bu özel styling gününde müşterilerine özel indirimler sağladı.


109


MAG tanıtım

RUȘEN-DENİZ ÇETİNKAYA, MELTEM EREN

BAYRAM ZAHİT SARIALTUN, DENİZ ARSLAN

Mobilya Müzesinde Kokteyl

Geçtiğimiz Ocak ayında ilk mağazasını açan Akeleş, yeni koleksiyonunu Hilton Otel’de düzenlediği bir kokteyl ile tanıttı. Mobilya müzesi havasında hazırlanan salonda, kokteylin amacına uygun olarak geçmişe tanıklık eden en şık mobilyaların günümüze uyarlanmış şekli Ankaralıların beğenisine sunuldu.

BURCU-DUYGU HIZLI

PINAR NAİBOĞLU, TAMER ÇELENSU

AYȘE KELEȘ

110

HALUK KELEȘ, ÖZGÜR DEVRİM AKYOL

AYȘE BUYURAN,AYȘE KELEȘ, YILDIZ KOÇ, GÜLAY GÜREL


111


Tecrübe ile Büyüyen Kalite

19 yıllık bir tecrübe ile müşterilerini memnun etmeye devam eden Yalçın Optik, bünyesinde barındırdığı marka çeşitliliği ile fark yaratıyor. Kendileri için en önemli noktanın müşteri memnuniyeti olduğunu belirten Yalçın Optik’in sahibi Özgür Tefe, bize 19 yıllık başarılarını anlattı ve bundan sonraki hedeflerini bizlerle paylaştı. Yalçın Optik’in başlangıcından ve sektörde bugüne kadar olan hikâyesinden bahseder misiniz? Yolculuğumuz 1992 yılında Ankara’nın ilk AVM’si Karum ile başladı ve 19 yıllık butik mağazacılık anlayışıyla hala ilk günün kalitesi ile devam ediyor. Firmamıza adını veren optik sektörünün duayenlerinden Yalçın TEFE’nin 35 yıllık imalat, pazarlama ve perakende tecrübesi ile firmamız Ankara’nın ve Türkiye’nin sayılı mağazaları arasındadır. Yalçın Optik’in sektördeki diğer rakiplerinden ayıran en önemli unsur nedir? Sizce tüketicilerin sizi tercih etmesindeki nedenler nelerdir? Kaliteli servis, en gelişmiş teknolojideki cihazlar, marka adedi ve model çeşitliliği. Sınırsız müşteri memnuniyeti üzerine kurulmuş olan firma politikamız sayesinde Ankara’daki üst segment müşteri profiline hizmet vermekteyiz.

112

Mağazalarınızda en çok satışı yapılan optik ve güneş gözlüğü markaları nelerdir? Müşterileriniz tarafından seçilen bu markaların tercih nedenleri ne olabilir? Optik kreasyonunda Alain Mikli, Lindberg, Tag Heuer, Giorgio Armani ve Chanel. Güneş gözlüğü kreasyonunda da John Galliano, Gucci, Chloe, Emilio Pucci, Marc Jacops gibi markaların tasarımları mağazamızda en çok tercih edilen markalardır. Bu markaların birçok optik mağazalarında bulunmaması ve farklı dizaynlara sahip olmaları, modayı takip eden müşterilerimize hitap etmektedir. Satış sonrası hizmetleriniz nelerdir? Markaların vermiş olduğu sınırlı garanti sürelerine ilave olarak, Yalçın Optik garanti sistemi ile müşteri memnuniyetini en üst seviyeye çıkartmaktayız.


Optik ve güneş gözlüğü satışlarınızı göz önünde bulundurursak, hangisinin satış payı daha yüksek? Nedenlerini de öğrenebilir miyiz? Tabii ki optik satışlarının payı oldukça yüksek. Tüm markaların güneş modellerini bulundurmamıza rağmen asıl işimiz optik, genelde güneş gözlüklerinde büyük iskontolar yapıldığı için para kazandırmadığı bir gerçek.

Avrupa’da Bufalo ve Yak boynuzu gözlüklerin talebi yüksek seviyelerde. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’de de bu tarz bir trendin oluşacağını düşünüyorum.

Sizce optik gözlük kullanımı arttırmak için neler yapılmalıdır? Siz bu konuyla alakalı neler yapıyorsunuz? Göz merkezlerinin sayılarının çoğaltılması ve vatandaşlarımızın bu konunun hassasiyetine dikkatlerini çekmek. Tüm çevremize bilgilendirme mesajı olarak göz sağlığının önemini anlatmaya çalışıyor ve göz doktorlarına yönlendiriyoruz

Gözlük birçok insan için aksesuar niteliği taşımaktadır. Fakat sağlık açısından da önemli bir yer aldığını biliyoruz. Sizce bir müşteri gözlük seçiminde nelere dikkat etmelidir? 16 yıldır numaralı gözlük kullanan bir kişi olarak söyleyebilirim ki; gözlük seçmenin ilk önemli kuralı gözlüğün yüzdeki rahatlığıdır. Hem optik hem güneş gözlüğü için kullanıcının rahat etmesi benim için de en önemli kriterdir. Tabi bu sırada rahat olan gözlüğün yüz yapısına yakışması da vazgeçilmez bir öğedir. Sonuç olarak gözlük alacak kişinin yüz yapısına uygun rahat bir gözlük seçmesi, doğru bir seçimdir.

Size göre 2011 yılının gözlük modeli nedir?(bay ve bayan için) 2011’e bakarsak, 2010 yılından gelen, kemik gözlüklerin ve eski tarz (vintage )modellerin modasının hala devam ettiğini görebiliriz. Bay ve bayan modellerde canlı renkler ve kemiğin belirgin hatları yüzlerde olmaya devam ediyor. 60’ların tarzı olan çekik ve rengarenk gözlükler özellikle bayanların çok ilgisini çekiyor. Bunun dışında optik gözlüklerde özellikle

Bu kriterlerin dışında alınacak gözlüğün cam özelliği de kanıksanamaz derecede önemli bir konudur. Güneş gözlüklerinde %100 UV korumalı camların kullanılması sağlık açısından çok önemlidir, eğer daha üst düzey bir cam özelliği tercih edilecekse polarize güneş camı tercih edilebilir. Numaralı gözlük camlarında anti-reflection özelliği taşıyan camlar mutlaka kullanılmalıdır. Anti-reflection özelliği olmayan camlar kesinlikle tercih edilmemelidir. Perakendeciler arasında yaşanan fiyat rekabetinin, sektörde nelere zarar verdiğini düşünüyorsunuz? Bu rekabet için yaptığınız özel çalışmalar var mı? Birçok firma bu tarz düşük fiyatlarla zarar ettiğinin bilincinde değil, amaç günü kurtarmak değil, sektörde saygın ve kalıcı olabilmek. Zaten bunu başaran firmalar ayakta, bu rekabet ortamında müşteri memnuniyeti ve özel garantilerimiz bizi bu fiyat kaosundan bir nebze uzaklaştırıyor. 19 yıllık bir geçmişe sahip olan Yalçın Optik Türkiye’nin başka yerlerinde şube açmayı düşünüyor mu? Kısa bir süre sonra, ikinci bir mağaza açmayı planlıyoruz. İran cad.No: 21/224-225 KAT:1 Kavaklıdere-ANKARA Tel: 0 312 428 55 99 - 0 312 4688655 Fax: 0312 428 87 03

113


MAG davet

DAVETTE, DEVLET BAKANI SELMA ALİYE KAVAF’A ÖDÜL VERİLDİ HEIDEMARIA GÜRER

GAYE ÇEVİKEL

Kadınlar Davette Bir Araya Geldi

114 REYHAN ÖZTAȘ, BURCU ÇATALTEPE, ARZU BEYAZIT

BARIȘ AYDIN, VELİ SARITOPRAK

BERNA, MELDA ALTINOK


ZEYNEP KURAL

MELİS ULUSOY

SEDA ÖZBULUT

FERSAN NARLI

Ankara Genç İşadamları Derneği (ANGİAD) Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Sheraton Otel’de bir ödül töreni düzenledi. ANGİAD Başkanı Abdullah Değer ve ANGİAD Kadın Platformu Başkanı Fatma Semiz’in ev sahipliği yaptığı davete, Ankaralı birçok seçkin bayan katıldı. ÖZGE İÇKALE

RÜVEYDE AKBAY

İLKEM SÖYLEMEZ, TUĞÇE İKİZ

FATMA ÖZYURT

115 SİNEM ULUDEMİR, GÖZDE GEZ


MAG davet

DERYA AKSOY, SELMA AYSOY AKMAN, ÇİĞDEM AYSOY ÖZALTIN

REZZAN ANIK

TALİP-CEYDA ÇANKIRI

Uluslararası Kadınlar Derneği Başkanı Aytül Gökçe, ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı, Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, Kadın ve Gençlik Platformu Derneği Başkanı Rüveyda Akbay gibi birçok önemli isme ödül verildi. Etkinlikte ayrıca Anadolu Ajansı “Afet ve Kadın” konulu bir sergi açtı.

lası için Daha faz m.tr gdergi.co www.ma

116

FATMA SEMİZ, ABDÜLKADİR AKSU, ABDULLAH DEĞER

AYȘEGÜL YÜCEL


117


MAG davet

KIVANÇ TUĞLU, LALE GÜVEN TUĞLU, HARUN TAN, NUSIN ORAL, GÜLAY-ORAL TAN

YKM 60. Yılını Kutladı

118 ȘALLI EBRU

FERYAL-KEMAL GÜLMAN

RAHȘAN-SARUHAN TAN

YKM kuruluşunun 60. yılını Çırağan Sarayı’nda düzenlediği bir davet ile kutladı. Markanın yönetiminin tam kadro olarak bulunduğu geceye iş, cemiyet ve sanat dünyasından birçok isim katıldı.

RIFAT-MARINA ELHADEF

UMUT EKER, SIMAY BÜLBÜL


119


MAG davet

EMİR-ȘEBNEM KUNT

HÜSAMETTİN-SİMLA BEYAZIT

SUZAN-TURGUT TOPLUSOY

RONİT GÜLCAN, CEM HAKKO

JEROME BRARDA, UĞUR IȘIK

Davette Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüze kadar modanın, hazır giyimin nasıl bir gelişim gösterdiğini anlatan“Modanın Türkiye Serüveni” adlı bir film gösterimi yapıldı. Filmin ardından konuklar gerçekleştirilen yemekte bol bol sohbet etme fırsatı buldular.

120 ȘENER KUTLUAY DEMET

FATOȘ-EMİNE HATAYLI

NİHAN-MEHMET CANSUN

İLHEM


121


Geçmişten Bugüne Efsane İsim

“Derviş Bağzıbağlı” Kumaş, gelinlik, abiye ve özel dikim tasarımlar yapan, birçok ünlü isim ile çalışan “Derviş Bağzıbağlı” mağazaları, tasarımlarını kendilerini özel hissetmek isteyen tüm kadın ve erkekler için hazırlıyor. Geçmişten bu güne sayısız önemli işe imza atan Raşit Bağzıbağlı ile hoş bir söyleşi gerçekleştirdik, mağaza ve tasarımlarla ilgili birçok konuda bilgi aldık. Derviş Bağzıbağlı ve Raşit Bağzıbağlı’dan kısaca bahsedebilir misiniz? Derviş Bağzıbağlı, çok küçük yaşlardan beri kumaşlarla büyümüş ve bu konuda kimsenin eline su dökemeyeceği kadar iyi kumaş bilgisine sahip ve benim babam olarak her zaman örnek aldığım bir iş adamıdır. Ben ise çok küçük yaşlardan beri tasarıma ilgi duyan ve her gün kendini geliştirmeye çalışan bir işkoliğim.

122

Ankara’ya mağaza açma fikri nasıl gelişti? Derviş Bey’in yıllardır hayaliydi. Hatta İstanbul’a mağaza açmadan önce Ankara’ya mağaza açmak istiyordu. Ankara’da çok geniş bir müşteri portföyümüz vardı. Artık onları İstanbul’a kadar yormak istemedik ve Ankara’ya mağaza açmaya karar verdik.


Ürün yelpazenizden bahsedecek olursak, gelinlik dikme fikri nasıl ortaya çıktı? Ben aslında abiye tasarlamayı tercih ediyordum fakat ithal gelinlik koleksiyonumuza gösterilen ilgi beni gelinlik tasarlamaya teşvik etti. Tuğba Özay gibi birçok ünlü ismin gelinliğinde imzam var.

Yalnızca bayanlara özel bir mağaza olmadığınızı biliyoruz, müşteri portföyünüzden biraz bahsedebilir misiniz? Evet, sadece bayanlara özgü değil. Bizi tercih eden bütün müşterilerimize cevap verebilen bir mağazayız. Bayanda casual, abiye, gelinlik, kumaş ve kişiye özel dikim hizmeti de veriyoruz. Müşteri portföyümüzün bize özel olmasını tercih ediyoruz. Ama ünlü isimlerden örnek vermem gerekirse bayanlardan Nurgül Yeşilçay, Tülin Şahin, Şebnem Dereli, erkeklerden ise, Asil Nadir gibi birçok önemli işadamını giydiriyoruz.

Koleksiyonunuzdan ve tasarımlarınızdan bahsedebilir misiniz? Bu kadar şık ürünlerin tasarlanmasında esin kaynağınız nedir? Benim bütün ilham kaynağım güzel kadınlar. Kumaşlarımızın da bunda etkisi yadsınamaz. Dünyanın en güzel erkek ve bayan kumaşları bizim bünyemizde mevcut. Bu konuda mütevazılık yapamayacağım... Bu sezon ilk hazır giyim koleksiyonumu tasarladım. Sadece 30 parçadan oluşan koleksiyonumu 18-25 yaş arası tüm bayanlara ve kendini o yaşta hisseden herkese armağan ediyorum. Merkez: Bağdat cad. Divan apt. No:329/B Erenköy / İstanbul Tel: (0216 411 60 10 - 0216 411 72 08) Şube: Levent cad. No:34 1.Levent / İstanbul Tel: (0212 283 87 72 - 0212 283 87 73) Şube: İran cad. No:25 Çankaya / Ankara Tel:(0312 466 87 70) www.dervisbagzibagli.com

123


MAG davet

AYFER-CENGİZ KARAVAN

Yakın Dostlarına Veda Etti

CEYLA, AHU AYSAL - ALA SIRIN

124 DEMİRCAN-ECE ȘİRİN TAHİRE

ALİ-ARZU DÜRÜST

İstanbul cemiyet hayatının seçkin isimlerinden Ahu Aysal, Amerika’ya gitmeden son kez Les Ottomans Hotel’de yakın dostları ve arkadaşlarına davet verdi. Birbirinden leziz yemeklerin ikram edildiği davette Aysal konuklarıyla yakından ilgilenerek tam bir misafirperverlik örneği gösterdi.

ATİLLA-NİL KIYAT

MEHMET-NİHAL CANSUN


125


MAG a’dan z’ye tercihler ALDIĞI SON CD VE DVD CD: Black Swan DVD: Kids Are All Right

ALDIĞI SON HEDİYE Eşime kravat aldım

AYAKKABI Yves Saint Laurent

BEĞENDİĞİ YILDIZLAR Natalie Portman, Hugh Jackman

FERYAL GÜLMAN Cemiyetin en güzel ve bakımlı bayanlarından biri olan Feryal Gülman İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Mimarlık Bölümü’nden mezun oldu. Alarko’da Alkent ve Alsit ile konut pazarlamasını Türkiye’ye tanıştırdı. TOKİ’de dış ilişkiler daire başkanlığı yaptı. 21 yıllık bir evliliği ve bir oğlu var. ARABA Jaguar

İÇKİ Cola zero

126


KİTAP Hürrem Sultan(daha önceki yıllarda başka versiyonlarını okumuştum. Ama tekrar hatırlamak istedim) PARFÜM Lola Marc Jacobs

GİYİMDE MARKA Alaia, Chanel

SİNEMADA SON İZLEDİĞİ FİLM King’s Speech

YEMEK Ne yazık ki her tür hamur işi ve özellikle CheEse Cake (tatlıya dayanamıyorum!)

SAAT Cartier

TATİL Yaz tatilleri dışında kültür ve gastronomi gezileri. Ama safari vazgeçilmezimiz.

RESTAURANT PaperMoon, Cipriani, Kiyi

VAZGEÇİLMEZİ Ailem, dostlarım, ülkem

ÜYE OLDUĞU KULÜPLER KAGİDER, TEYEV, TOSSED TELEFON BlackBerry

ZEVKLERİ Film izlemek, kitap okumak. Yeni ülkeleri ve kültürlerini görmek. Ailem ve dostlarımla geçirdiğim her keyifli an.

127


MAG davet

Tasarım Ustası Maurizio Dini, davetlilere çanta yapımı konusunda bilgiler verdi. EBRU DEMİRYÜREK

DUYGU KARGALIK

Ferragamo ile Çanta Yapımı

128

BUKET POYRAZ

BAȘAK BAYDAȘ

DAMLA, SERPİL TÜFEKÇİ


129


NUR ATA

FEZA SAYER

BERİL ÇAVUȘOĞLU

Adıyla dünyaya ün salmış çanta markası Salvatore Ferragamo, Kentpark Harvey Nichols’da 2011 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu tanıtan bir davet gerçekleştirdi. İtalya’dan gelen tasarımcısı Maurizio Dini’nin çanta yaparak canlı performans sergilediği davete, Ankara’nın seçkin bayanları yoğun ilgi gösterdi. Salvatore Farragamo markasını dünyada Eva Mendes, Eva Longoria, Jennifer Aniston, Claudia Schiffer ve Angelina Jolie gibi ünlüler de tercih ediyor.

AYLİN ÖZAL

130 HATİPOĞLU İREM

BERKAN-ÇAĞLA BAYKAM

EDA CEYLAN


131


MAG davet

ERDOĞAN-TÜLİN-REVNA DEMİRÖREN

FERYAL GÜLMAN

ÖMER-ARZU SABANCI

World Travel Channel Yayın Hayatına Başladı

132 ERTUĞRUL GÜNAY, CENGİZ-DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

EMİN-ÇİĞDEM HİTAY

DİLEK HANİF


133


SUZAN TOPLUSOY, MÜGE SIRMABIYIK

DEMİR-ASLIHAN GÜLER SABANCI ARNAS, AYȘE AZİZOĞLU

İSMET-HARİKA GÜRAL

2006 yılında Fashion TV Türkiye’nin yayın haklarını satın alıp televizyon patronluğuna ilk adımını atan ve Media-Sa Medya Grubu’nun sahibi olan Demet Sabancı Çetindoğan, yayın hayatına yeni başlayan World Travel Channel için Esma Sultan Yalısı’nda bir davet verdi. İş, cemiyet ve siyaset dünyasından bir çok önemli ismin katıldığı davette Çetindoğan, konuklarla yakından ilgilendi. Ayrıca gecede bir konuşma yapan Demet Sabancı Çetindoğan, hedeflerinin turizme destek olarak hizmet etmek, Türkiye’nin ve dünyanın güzelliklerini tanıtmayı amaçlamak olduğunu dile getirdi.

lası için Daha faz m.tr gdergi.co www.ma

134

ECE VAHAPOĞLU

BİLGÜN SAZAK

NADİRE İÇKALE

ȘEVKET-HAYIRLI SABANCI NÜTEYRA-OSMAN BERKMAN


135


MAG ayurveda

Dr. M.Ender Saraç

endersarac@magdergi.com.tr www.endersarac.com

Bahar Detoksu ile

Hayata

Yeniden Başlıyoruz Şimdi detoks zamanı! İlkbaharda doğa ile birlikte biz de canlanmak ve yenilenmek için önce ruhumuzu sonra bedenimizi arındırıyoruz.

A

rtık hepimiz sağlıklı beslenmeyi bir yaşam tarzı haline getirerek acı çekmeden zayıflayabileceğimizi ve kilomuzu koruyabileceğimizi biliyoruz. Bazıları bunu başarırken bazılarımız da yarı yolda kalıveriyoruz. Bu ay, her şeye yeniden başlamaya ne dersiniz? Eğer yanıtınız “Ben varım” ise yeni hayatınızın ilk gününe başlayabilirsiniz. Ben de bu yolculuktaki rehberiniz olacağım.

21 Mart’la Süreç Bașladı Doğanın uyanışa geçtiği, ağaçların çiçek açtığı, toprakta otların yeşerdiği, cemrelerin düşmeye başladığı bahar aylarında

136

insan vücudunda da yenilenme ihtiyacı olduğunu tahmin etmek zor değil. 21 Mart’ta ise ilkbahar ekinoksu astrolojide yeni başlangıçları temsil eden Koç burcuna geçer. Yani yeni başlangıçlar ile ruhu ve bedeni arındırmak için çok uygun bir zamandır; 21 Mart ve sonrası...

Önce Ruhumuzu Temizleyelim 7 gün sürecek bir bahar detoksunun ardından birkaç gün içinde adım adım sağlıklı bir beslenme düzenine geçilmesi ve bu düzenin hayatımızın bir parçası olması çok önemli. Ancak sadece bedensel detoks hiçbir anlam ifade etmeyecek, önce ruhsal detoksu öneriyorum. “Zayıflayabilirsiniz ama ruhunuz hala öfke, kin, ego, kıskançlık, nefret ve maddi hırslarla yüklüyse tam bir de-

tokstan söz etmeniz mümkün değil.” Bu sebeple önce ruhsal detoksla başlamak çok daha iyi.

7 Günde Arınıyoruz Geçmişten getirdiğiniz öfkelerinizden kurtularak, kızgın olduğunuz kişileri yüreğinizde affederek, kendi hatalarınızla yüzleşip hırslarınızdan sıyrılarak, kötü anıları uzaklaştırarak yapacağınız ruhsal detoksunuzun ardından 7 günlük bedensel detoksunuza başlayabilirsiniz. Hafta içi her sabah saat 08.45’te TNT’de “Ender Saraç ile Sağlıklı Yaşam” programında da sağlıklı beslenme tavsiyelerinde bulunuyorum. Herkesin yaşına, kilosuna, kan ve hastalık özelliklerine uygun bir listeyi takip etmesi gerekiyor.


Detoksun mümkünse bir doktor kontrolünde ve hatta bir merkezde yapılmasını öneririm. Ancak imkanı olmayanlar için de ufak ipuçları veriyorum. Bu ufak önerilerimden yararlanarak birçok kişi yaşamlarında küçük rötuşlar yapabilecekler.

Uzman Hekim Șart Eğer yatılı bir merkezde detoks programına katılmaya karar verdiyseniz bu kliniğin başında bir uzman hekim olmasına dikkat etmeniz gerekiyor. Rekor kilo kaybı sağlayan merkezlerden çıktıktan sonra daha fazla kiloyu kısa sürede geri almanız ya da bağışıklık sisteminin çökmesi, bağırsak delinmesi gibi ciddi risklerle karşılaşmanız mümkün olabiliyor.

Bir Hafta Boyunca Hayvansal yağ, trans yağ, katı yağlar, beyaz un, beyaz şeker, işlenmiş et ve şarküteri ürünleri, çok şeker eklenmiş asitli içecekler, yağlı süt ürünleri, yağlı peynirler, zorunlu olmayan kimyasal ilaçlar ve hamur işlerinden mutlaka uzak durun. Tam buğday ve tam çavdar ürünleri, şekersiz ve katıksız müsli, az yağlı keçi sütü, bol yasemin sütü, yeşil çay, mate çayı, ıhlamur çayı gibi çaylar, maden suyu, bol ılık su, zerdeçal başta olmak üzere zencefil, biberiye, kekik gibi detoksa yardımcı baharatlar kullanın.

Sabah Güne ılık ballı su ya da çok az Himalaya tuzu eklenmiş az limonlu ılık su ile başlayabilirsiniz. Katıksız müsli, keten tohumu, bol tarçın ve biraz cevizi yağsız süt ile VEYA Mevsim sebzeleri ile taze sebze çorbası VEYA Az şekerli meyve ve üzerini ıslatacak kadar yağsız sütle az miktar yulaf ezmesi VEYA Yağsız taze yoğurt ile bol yeşillik tüketilebilir.

Ara Öğün Tuzsuz ve kavrulmamış ceviz-badem ya da fındıktan yarım avuç. Elma, kivi gibi az şekerli meyveler. Bol miktarda su, şekersiz rezene çayı ve gazı uçmuş ılık maden suyu tüketilebilir.

Öğlen İçine az miktarda derisiz ve yağsız tavuk veya balık tiftilmiş ya da yumurtanın beyazı eklenmiş bir tabak sebze çorbası. Çorbaya yarım tatlı kaşığı toz zerdeçal eklenecek. Eğer zerdeçalın tadını sevmiyorsanız çorbanın tamamına katmadan, bir kaşık çorba ile tek seferde tüketebilirsiniz. Hazmı kolay ılık zeytinyağlı bir yemek.

ve kişide protein bakımından eksiklik yaşanmaması için ara öğünlerde yoğurt veya ayran seçeneği ekleniyor. Akşamları ise kesinlikle tüketilmiyor.

Dikkat Edilmesi Gerekenler • Detoks yaparken mideniz su yapıyorsa aralarda tuzsuz sarı leblebi tüketebilirsiniz. • Akşam yemeğini saat 18.00-19.00 arasında yiyin. • Akşam yemeğinde yoğurt-yumurta ve peynir de dahil olmak üzere hayvansal protein tüketmeyin.

İki Saat Sonra

• Bahar diyetinizde çiğ sebze tüketmeyin.

Taze yoğurtla yapılmış sulu yağsız ayran VEYA Bol salatalıklı cacık

• Aşırı soğuk ve aşırı sıcak gıdalar tüketmeyin.

İki Saat Sonra Sebze çorbası VEYA Asitsiz taze meyve suyu VEYA Şekersiz komposto Yanına az miktarda tuzsuz, kavrulmamış ceviz-badem veya fındık

Akşam Zeytinyağlı sebze yemeği VEYA Sebze çorbası Canınız değişik bir yemek çekerse çok çok az zeytinyağı ile hafifçe sotelenmiş ya da fırınlanmış veya ızgara yapılmış sebze yiyebilirsiniz.

Yatmadan Önce Rahatlatıcı bir bitki çayı (melisa, rezene veya papatyayı tekli ya da ikili veya üçlü içebilirsiniz) Unutmayın; detoks diyetinde hayvansal protein özellikle düşük tutuluyor. Sadece öğle yemeğinde az miktarda yer alıyor

• Gündüz kafein ihtiyacınız oluyorsa yeşil çayı tercih edin.

Egzersiz Olmadan Olmaz Detoks döneminde hafif egzersizler, hafif pilates, özellikle yoga, esneme egzersizleri ve yürüyüş yapabilirsiniz. Her gün en az 25-30 kere temiz havayı


MAG ayurveda derin derin ciğerlerinize çekmeniz çok önemli. Masaj da detoksa çok büyük katkı sağlıyor. Tercihe göre susam yağı veya portakal, melisa, kekik, biberiye ve zeytinyağı gibi kombine aromatik yağların kullanılmasını önerebilirim. Bunun yanı sıra deve dikeni ve ayurveda hapları, zerdeçal baharatı, filantus niruri, enginar, karahindiba, kızılcık ekstreleri de bu dönemde en büyük yardımcılarınız olabilir.

Cinselliğe Biraz Mola Detoks dönemlerinde iyi uyumak çok önemli, bunun için gerekirse akşamları melatonin hormonunu artırmak için kızılcık şerbeti içilebilir. Detoks döneminde insanın içe dönmesini, vücudun kendi şifa enerjisine yönelmesini öneriyorum, cinselliğin de çok sık yaşanmaması gerekiyor. Eğer beden çok istiyorsa ona karşı koymayın ancak sık ilişkiden kaçının.

Kimler Detoks Yapmamalı? Ağır kalp hastaları, çok düşük tansiyonlu hastalar, yoğun kimyasal ilaç kullananlar, mide ülseri olanlar, kanamalı koliti olanlar, hamileler, emzirenler, kanser hastaları, reçeteli ilaç kullananlar, böbrek yetmezliği olanlar, şeker hastaları ve ağır psikiyatrik hastalar için detoks önerilmiyor.

Bağırsaklar da Temizlik İster Detoks döneminde yapılacak bağırsak temizliği iç detoksun derinliğini artıracak. Bağırsaklarımızda biriken, özel-

TARİFLER Kırmızı Detoks • Kırmızı pancar • Maydanoz sapları • Kereviz sapları

İdeal Bir Detoks İçin Bunlardan Uzak Durun Detoks döneminde gürültüden uzak durun, rahatlatıcı müziklerin ve kokuların etkisinde olmayı ihmal etmeyin. İdeal bir detoks için uzak durmanız gereken diğer unsurlar ise kötü kokulu ortamlar, rüzgara maruz kalmak, ıslak saçla dışarı çıkmak, çıplak ayaklarla taşa basmak, saç boyatmak, alkol ve sigara, gereksiz seyahatler, sarsıntılı taşıtlarla seyahat etmek ve çok konuşmak… Eğer detoks yaparken sinirliyseniz, mutsuz hissediyorsanız bir şeyler yanlış gidiyor demektir. O zaman detoksu kesebilirsiniz çünkü zorla yapılan bir detokstan fayda gelmez.

138

böyle bir detoks programında bağırsak temizliği ile daha da etkili bir şekilde temizlenebiliyor. Bu temizliği bir klinikte yaptıramayacak olanlar için de bir önerim var, 7 günlük programınızın 4. ya da 5. gününde ya bir gece önceden ya da sabah erkenden üç çorba kaşığı hint yağını biraz portakal suyuna karıştırıp bir dikişte için. Öğleye kadar hiç yemek yemeyin. Bol rezene çayı ve ılık su için. Öğleye kadar bağırsaklarınızın 6-7 kez su gibi boşalması gerekiyor. Öğle saatlerinden itibaren sadece sulu ve hafif bir sebze çorbası için. O günü sadece sulu sebze çorbası ve rezene çayı, sıcağa yakın ılık su ve şekersiz kayısı kompostosu ile geçirin.

Hepsini kaynatıp her sabah bir iki bardak tüketebilirsiniz.

Karaciğer Detoksu • Maydanoz sapları • Zerdeçal, karahindiba ve enginar yaprakları

likle bağırsakların dönüş noktalarında oluşan plaklar adını verdiğimiz koyu katranımsı renkli toksik birikimler

Hepsini kaynatıp günde iki bardak açık ve şekersiz olarak tüketebilirsiniz.

Yağ Eritici Detoks Lahana Çorbası

• 1 küçük veya yarım beyaz lahana • Bir büyük baş beyaz soğan • Bir diş sarımsak • Bir iri çimdik Himalaya tuzu • Yarım tatlı kaşığı toz zerdeçal • Yarım tatlı kaşığı kimyon • Yarım tatlı kaşığı zencefil • Bir çimdik kişniş • 5-6 adet saplı maydanoz • İki litre su


139


MAG ayurveda Malzemeleri karıştırıp çorbanızı pişirin, isterseniz blenderdan geçirip bir termosa koyabilir ve gün boyu iki saatte bir toplam 2,5 litre tüketebilirsiniz. Yalnız çorbanın yanında ekmek, grisini veya kraker yemeyin.

Detoksa Yardımcı Bitki Çayı • Yarım tatlı kaşığı rezene • İri bir tutam mısır püskülü • İri bir tutam kiraz sapı • Birkaç dal saplı maydanoz

Sağlıklı Beslenmenin Püf Noktaları • İçeceklerinize șeker katmayın. • Kahvaltıda arada bir az miktarda ev

yapımı az șekerli reçel, tahin-pekmez, bal yiyin.

• Beyaz ekmekten uzak durun, tam

buğday ve çavdar ekmeğini tercih edin.

Malzemeleri bir bardak suda iki dakika kaynatın ve 3-4 dakika demleyin. İçine çok ince dilim limon koyun ve taze olarak tercihen günde iki, en fazla 3 bardak için. Eğer kabızlık varsa sadece rezene ve sinameki çayı olarak da içebilirsiniz.

• Katı yağları unutun, zeytinyağı kullanın.

Yemek Seçenekleri

organik meyve suları için.

Sebze çorbalarının yanı sıra enginar ve taze hindiba otu ile pişirilen yemekler de detoksunuza yardımcı olacak besinler arasında yer alıyor.

Bir Çimdik Himalaya Tuzu En büyük özelliği çok küçük molekül yapılarına sahip olması nedeniyle, hücre zarından kolayca girip çıkması olan Himalaya tuzu; vücudun tuz ihtiyacını karşılamanın yanı sıra yüksek tansiyon, alerji, kabızlık, diyabet, mide hastalıkları, eklem ağrıları, kemik erimesi, mantar, akne, sedef, bronşit, epilepsi ve kanser gibi birçok hastalıkta şifa kaynağı olarak kabul ediliyor. Özellikle detoks sürecinde tuz ihtiyacının Himalaya tuzundan karşılanmasını öneriyorum. İyi bir kaya tuzu ya da sağlıklı bir deniz tuzu da seçenekleriniz arasında yer alabilir.

Yeni Beslenme Modeline Geçiyoruz 7 günlük detoks maratonunu başarıyla tamamladık. Kendimizi daha dinç ve sağlıklı hissettiğimiz gibi tartımız da bir miktar kilo kaybını müjdeliyor. Şimdi adım adım normal ve sağlıklı beslenmeye başlamanın zamanı. Bunun için elinize listeler alıp her gün ne yiyeceğinizi takip etmenize gerek yok. Sağlıklı beslenmenin ana kurallarını öğrendikten sonra her koşulda buna uygun beslenmeniz mümkün. Bir sonraki detoksu ise kendinizi tekrar kirlenmiş hissettiğiniz zaman yapabilirsiniz? Bu durum bazıları için altı ayda bir olurken bazıları için de yılda bir kez olabiliyor.

140

• Az yağlı keçi peyniri tercih edin. • Bol yeșillik, taze sıkılmıș meyve suları, • Yemeklerde beyaz ete ağırlık verin. • Kırmızı eti yağsız ve ızgara tercih edin. • Bol sebze, bakliyat ve çeperli gıdaları tüketin. • Ağır yemek yediyseniz sonraki

günlerde dengeleyin.

• Bol maden suyu ve kaliteli su tüketin. • Ağır tatlı yemeyin. Özel durumlarda sadece tadına bakın. • Tok karnına tatlı yemeyin. • Egzersiz yapın. • Toplu ulașımı kullanın, yürüyün,

yüzün.

• Akșamları çok geç ve ağır yemek yemeyin. • Mayonezden ve yağlı soslardan uzak

durun.

• Șarküteri ürünlerini tüketmeyin.


141


MAG davet

AMANDA MORCK, KATIA FRANCESCONI

DANA SESSEN, TIM TRUMAN, KRISTEN SANNE, ROBERT FLAXMAN

Los Angeles’ta Kutlama Ünlü Hollywood yıldızı Cathea Walters, yeni yaşını dostlarıyla beraber kutladı. Los Angeles’ta LIONSGATE film şirketinin ortaklarından ünlü yapımcı Mark Amin’nin Bel Air’deki villasında düzenlenen partiye çok seçkin 100 kadar konuk katıldı.

CATHEA WALTERS

142

SARA BALINT-RPIN SUWANNATH

JACQUELINE KIRBY

JORGE SERRANO-COLET ABEDI


143


MAG davet

Dergimizin sevilen yazarlarından Beril Akçay’ın yakın arkadaşı olan Walters; ünlü isimlerin yer aldığı ve basına kapalı gerçekleşen partinin sadece uzaklardaki ve beğendiği MAG dergisinde yer almasını istediğini belirtti.

SHANNOH MARIE, KOREEMA WALDEN, CATHEA WALTERS, ANDREA KELY, CHRISTINE AVANTI

CATHEA WALTERS, DANA SESSEN

ERIN GARCIA, BARON RODOLPHE DE DIUESSE, WALTER LEDDA

SHABNAM EBRAHIMI, SANAZ AFSAR

TAYFUN KING, CATHEA WALTERS, HAL OZSAN

BERİL AKÇAY

144


145


MAG röportaj

Ragıp Kurt ile

Sezon Modası

Ankara Beymen Kavaklıdere Mağaza Müdürü Ragıp Kurt’a sezon modasının ayrıntılarını sorduk.Yazın öne çıkan renkleri, markaları, parçaları hakkında konuştuk. Baylar, bayanlar; önümüzdeki günlerde siz de trendlere uygun seçimler yapmak istiyorsanız, deneyimli bu sese kulak verin!

Sizce bu sezonun modası nedir? Nasıl tanımlarsınız? Bu sezon minimalist anlayışın, ünlü markaların tasarımlarına damgasını vurduğunu görüyoruz. Bayan giysilerinde beyaz ve toprak tonları hakim. Dantel ve deri detaylarla zenginleşmiş tasarımlar, 70’lere geri dönüşü hissettiren geniş paça pantolonlar, çift düğme ceketler, fular yakalı gömlekler ve tahta takunyalar bu sezonun modası olarak göze çarpıyor. Erkek modasından bahsedecek olursak maskülen tarzın daha güçlü bir şekilde tasarımlara yansıdığını söylemek mümkün. Giysilerde keten, jersey ve koton kumaşların yoğun olarak kullanıldığını görüyoruz. Özellikle gömlek ve ceketlerde farklı bir tarzın kullanıldığını, ünlü markalara baktığımızda görebiliyoruz.

Bir kadının/erkeğin dolabında bulunması gereken en önemli parçalar sizce nedir? Aslında bu sorunun çok klasik bir cevabı var. Kadınlarda siyah bir elbise ve siyah topuklu ayakkabı acil durumlarda kurtarıcı olan parçalar arasında. Erkeklerde ise slim fit beyaz gömlek ve spor siyah ceket diyebilirim.

146

Bay ve bayan olmak üzere ayakkabı/çanta olarak özellikle hangi markayı beğeniyorsunuz? Christian Loubutin şu an dün-yada birçok modaseverin gözdesi oldu, Yves Saint Laurent’in de koleksiyonlarındaki asalet bu iki markayı benim için de özel kılıyor. Özellikle Christian Loubutin’nin dantel kaplı bootie’leri ile Yves Saint Laurent’in hasır topuklu sandaletleri bu sezon favorim. Bottega Ve neta çantalarda, sade fakat çarpıcı tarzıyla bu sezonda en çok tercih edileceğini düşündüğüm ürünler arasında bulunuyor. Erkeklerde ise; ayakkabıda rahat ve şıklık denince aklıma gelen ilk gelen markalardan biri Tod’s oluyor. Daha spor bir tarz benimseyenler için de Fred Perry’nin çanta ve ayakkabı koleksiyonu sevdiğim markalar arasında yer alıyor.

Size göre bir erkeğe ve kadına yakıșan en önemli aksesuar nedir? Bu sezonda hangi aksesuarlar ön planda olacak, bizi bilgilendirir misiniz? Erkeklerde şallar ve çantalar aksesuarlarda öne çıkanlar arasında, bunu önümüzde ki sezon koleksiyonlarında daha da fazla göreceğimizi


düşünüyorum. Bayanlarda da şallar yine çok sık kullanılıyor. Ayrıca Beymen eşarp koleksiyonu müthiş oldu. Bunu belirtmeden geçemeyeceğim.

Sizin bu seneki en favori parçalarınız nedir? (elbise, jean, gömlek, bluz, ayakkabı, çanta, aksesuar...) Bu sezon bayanlar için neredeyse her markanın koleksiyonlarında da karşımıza çıkan maksi elbiseler favorilerim arasında. Erkekler de ise ayakkabı modellerinin çeşitliliğin artması beni sevindiriyor. Eskitilmiş ayakkabılar ve klasik Bucks’lar sevdiğim ürünler arasında bulunuyor.

Beymen dıșında tarzını beğendiğiniz yurtiçi ve yurtdıșındaki marka/mağazalardan bahseder misiniz? Türkiye’de müşteri memnuniyetini temel ilkesi haline getirmiş ve çeşitliliğini arttırmak için çaba harcayan bir marka olarak, hem işim hem de hobi olarak yurtiçi ve yurtdışındaki mağazaları yakından takip ediyorum. Dünya moda devlerinden yenilikçi tarzıyla Dolce&Gabbana, klasik ve şıklığı çok iyi dengeleyen Ermenegildo Zegna, sade fakat renk uyumlarıyla çarpıcı hale gelen Tory Burch hem mağazacılık anlayışı hem de koleksiyonlarıyla beğendiğim markalar arasında.

En beğendiğiniz modacı kim? Bu soruya cevabım, tereddütsüz, Peter Dundas olur. Pucci, İtalya’nın ilk hazır giyim koleksiyonu. Desenleri ve renkleriyle meşhur. Pucci’nin şu an da kullandığı tüm desenler markanın kendi arşivlerinden alınma. Peter Dundas’ın bu kadar önemli ve tarihi bir markayı alıp, DNA’sını hiç değiştirmeden kendisine yorumlaması çok önemli bir özellik. Peter Dundas’ın tasarımları ile Pucci’nin yeniden doğduğunu belirtebilirim.

147


MAG mixer

Dikkat! Çantanızı Karıştırıyoruz... Yaşam biçimleriyle veee tabi ki şık çanta seçimleriyle dikkat çeken cemiyet hayatının gözde isimlerinden Beliz Büyükhanlı ile Nurdan Yüzbaşıoğlu’nun çantalarını karıştırdık! Kendilerinin izniyle “çanta”larında ne var, ne yok öğrendik... Bakalım bu şık çantalardan neler çıktı?

Beliz Büyükhanlı Çantalarda beğendiğiniz markalar neler? Favori çanta markanız nedir? Chanel, Balenciaga’nın șeker rengi çantaları ve Hermes’in renkli portföyleri. En favori çantam ise çok yönlü kullanımı sebebiyle Chanel.

Gündüz için en beğendiğiniz çanta hangisi? Chanel 2:55, Mulberry Alexa.

Gece çantası olarak özel tercihiniz var mı? Bottega ve Alexander McQueen’in clutchları. Bir de VBH’leri beğeniyorum.

Çantanızda olmazsa olmaz dediğiniz parçalar nelerdir? BlackBerry cep telefonum, Tiffany & Co anahtarlıklarım ve cüzdanım haricinde eğer yanımda çocuklarım varsa, su ve antibakteriyel ıslak mendile çok ihtiyaç duyuyorum.

Genel olarak çantanızda taşıdıklarınız neler? Yukarıdakilerin dıșında ajanda, chapstick ve saç tokası bulundurmaya çalıșırım. Fakat akșama kadar çantama her türlü ıvır zıvır birikir.

Peki, bugün çantanızda neler var? Bugün kuaföre gittiğim için çantamda Guerlain ve Chanel’in sezon ürünlerinden bazıları ve iki adet Matchbox (küçük arabalar), bir paket doğum günü mumu var. Çocuklar sayesinde akșama doğru daha ilginç malzemelerin de beklenmedik șekilde çantamda yer alacaklarını tahmin ediyorum.

148


149


MAG mixer

Nurdan Yüzbaşıoğlu Çantalarda beğendiğiniz markalar neler? Favori çanta markanız nedir? Salvatore Ferragamo, Longchamp, Elie Tahari, Christian Louboutin, Thomas Wylde.

Gündüz için en beğendiğiniz çanta hangisi? Longchamp.

Gece çantası olarak özel tercihiniz var mı? Salvatore Ferragamo swarovski kristalli clutch.

Çantanızda olmazsa olmaz dediğiniz parçalar nelerdir? BB telefonum, DVF cüzdanım, classic chapstick, Chantecaille sea turtle palette, Chantecaille faux cils mascara, shu uemura face architect smoothing fluid foundation.

Genel olarak çantanızda taşıdıklarınız neler? Peki, bugün çantanızda neler var? Incense oud by Kilian parfümüm, Nicole Farhi gözlüklerim, Evian refreshes, kızımın uğur getirsin diye verdiği Hello Kitty bebek, business kartlarım, kredi kartlarım, Guerlain eye pencil,Chantelle göz kremi, gloss, lip balm; Nars oje; Guerlain allık; Salvatore Ferragamo cüzdan ve makyaj çantası; Blackberry.

150


151


Uğur Mumcu'da İddialı...Huzurlu Bir Köşe

AKELEŞ MOBİLYA Geçmişten ilham alan AKELEŞ, geçmişi yeniden keşfedip, baştan giydiriyor... nakışlıyor mobilyaları... Mobilyada kullandığı renklerde risk almayı seven Ayşe Keleş yeni koleksiyonunda klasik mobilyaları baştan çıkardı... Ciddi anlamda cüretkar diyebileceğimiz mobilyalar Hilton’da düzenlenen kokteylde, meraklılarıyla buluştuktan sonra Uğur Mumcu 46 numaradaki mağazasında satışa sunulmaya başlandı...

Bu Bir İlandır.

AKELEŞ; Seri üretimden sıkılan, her yerde aynı mobilyaları görmekten bunalan, çok gezip çok gören, farklı, yeni ve eskiyi arayan müşteri kitlesine hitap ediyor... Eklektik dekorasyonu tercih edenler AKELEŞ’te buluşuyor... Kişiye özel mobilya siparişinde de istenilenin maksimumunu müşterilerine sunuyor.

pıyoruz...

152

Rüya mobilyalar ya


Adres: UÄ&#x;ur Mumcu cd. 46/6 06700 GOP Ankara Telefon: 0 312 446 17 17 (pbx) www.akeles.com.tr

153


MAG davet

Şenay Dağlı’dan Osmanlı Daveti BERİL ÇAVUȘOĞLU, MELTEM BENGÜ

Özellikle yabancılara ülkemizi en iyi șekilde tanıtmak için düzenlenen davette Șenay Dağlı İstanbul’da hazırlanan “Hürrem Sultan” kostümüyle konukları kapıda karșılayarak, ilk sürprizi gerçekleștirdi.

154

ȘENAY DAĞLI

AYTÜL GÖKÇE, MİNE ÜÇER

Eski Orman Bakanı Halit Dağlı’nın eşi Şenay Dağlı, İncek’teki malikanesinde özel bir davet verdi. Ankara’da yaşayan büyükelçi eşlerine ve Başkent’in seçkin isimlerine verdiği “Osmanlı” konseptli davet sürprizlerle geçti. Özellikle yabancılara ülkemizi en iyi şekilde tanıtmak için düzenlenen davette Şenay Dağlı İstanbul’da hazırlanan “Hürrem Sultan” kostümüyle konukları kapıda karşılayarak, ilk sürprizi gerçekleştirdi.

IȘIN KURȘAKLIOĞLU

EBRU DEMİRYÜREK

LALE BAGEROVA


155


MAG davet

ȘENAY DAĞLI, FİGEN ÇARMIKLI

BERCİS AÇIKALIN

NAİLE AZİZUDDİN

YEȘİM TANDOĞAN

Çok şık hazırlanan masalarda önce Adana Sofrası’nın birbirinden leziz yemekleri ikram edildi. Aralarında ANAÇEV, HASVAK, TürkAmerikan Derneği, Uluslararası Kadınlar Derneği gibi önemli kuruluşların başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in eşi Nevin Gökçek, Emniyet Genel Müdürü Oğuz Kaan Köksal’ın eşi Olcay Köksal gibi önemli konukların bulunduğu davette yemeğin ardından Olgunlaşma Enstitüsü’nün hazırladığı bir defile gerçekleşti. “Osmanlı” esintileri taşıyan altın işlemeli kıyafetler, konuklara tanıtıldı. Ayrıca Gürbüz Kuyumculuk “Osmanlı“ mücevherleri sergilendi. Elmas ağırlıklı, çok özel antika parçaların yer aldığı sergide birbirinden gösterişli mücevherlerden biri, yapılan çekilişte yabancı bir konuğa çıktı. Nar Koleksiyon’un da “nar” ve “ay-yıldız” temalı gümüş ürünleri yine çekilişle konuklara hediye edilirken Douglas firması da özel hazırladığı paketleri misafirlere verdi.

Defilenin156finalinde “ay-yıldız”lı kostüm sergilendi.

ENGİN ÖZTÜRK


157


MAG davet

SİBEL HAYRETTİN-BUKET AKSOY, NADİRE GÖKÇORA TAȘDELEN

ȘENAY DAĞLI, MİNE AYGÜN

SELDA AYANOĞLU, AYBER ERASLAN, CANAN GÜNGÖR

Son olarak ünlü ebru sanatçısı Gülten Vapur, “Mevlevi”, “tavuskuşu”, “çiçek”, “baykuş” figürlü eserlerini tanıtırken, bir yandan da konuklara canlı performansla ebru yapımını gösterdi. Şenay Dağlı’nın samimi evsahipliğinde gerçekleşen davet sonunda tüm konuklar, mükemmel bir gün geçirdiklerini belirterek, ayrıldılar.

ȘENAY DAĞLI, OLCAY KÖKSAL

lası için Daha faz m.tr gdergi.co a .m w w w 158

SUAD BAGEROVA, SABİNA MAMEDOVA

EBRU SANATÇISI GÜLTEN VAPUR, EBRULARINI NEVİN GÖKÇEK’E GÖSTERDİ


159


MAG röportaj

Hayaller Gerçek Oldu Bilkent İletişim Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Fulbright bursuyla Los Angeles’a giderek burada bir çok başarıya imza atan Faruk Özerten, yapımcılığını üstlendiği ve Tribeca Film Festivali’nden “En İyi Senaryo Ödülü”nü aldığı “Peace After Marriage”’ı ve hayatını anlattı...

İ

lk olarak bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? Amerika’ya gidișiniz nasıl oldu? Liseyi Ankara’da ODTÜ Koleji’ nde okudum. Sonra Başkent Hukuk bölümünü kazandım ve aynı sene bıraktım. İlk Los Angeles’a gidişim 2001 yılında oldu. Orada bulunduğum ilk iki senede çeşitli işlerde çalıştım. Daha sonra üniversiteyi bitirmek gerektiği için tekrar Ankara’ya Bilkent Üniversitesi İletişim bölümüne döndüm. Bu bölümü fazladan ders alarak 3 senede bitirip İstanbul’da reklam ve sinema işlerinde yönetmen yardımcılığı yapmaya başladım. Lokal ve uluslararası birçok prodüksiyonda

160

çeşitli görevler aldım ve en son olarak Buenos Aires’te bir İtalyan Televizyon kanalında prodüktörlük yaptım. Bütün bunlar olurken de, Fulbright bursuna başvurdum. Bursu kazanmam ve Los Angeles’a yüksek lisans için gitmem çok

Los Angeles ticari sinemanın ve bütün yeniliklerin merkezi. hızlı oldu. 2008 yılında American Film Institute’da yapımcılık mastırına başladım. Geçen sene oradan mezun oldum. Şu anda New York ve LA arasında gitmeli gelmeli bir şekilde çalışıyorum.

Peki Amerika’ya giderken bu projeleri düșünerek mi gittiniz? Her șey nasıl geliști? Bizimle paylașabilir misiniz? Tabii ki oraya film yapmak ve çevre edinmek için gittim. Bizim işimiz yeteneğin yanında çok büyük bir networking gerektiren bir meslek. Benim Los Angeles’ta bulunmayı istemem de, her zaman içimde sinema yapma, hikaye anlatma aşkı olduğu için, doğal olarak gelişti. Los Angeles ticari sinemanın ve bütün yeniliklerin merkezi. Hollywood dışında kurulu ve güçlü bir bağımsız film çevresi de bulunuyor. Aslında liseden beri aklımda film yapma hedefi vardı. Halen de o hedefe ulaşabilmek için çalışıyorum. Geçtiğimiz yaz ilk filmimi çektim. Şimdi filmin gösterim aşaması ve yeni projeler ile ilgileniyorum.


“Peace After Marriage” filminin yapımcılığını üstlenmeniz nasıl gerçeklești? Size senaryo nasıl ulaștı biraz da bunlardan bahsedelim? PAM ‘in senaryosu 2010’un Şubat ayında elime geçti. Hem AFI dolayısıyla, hem de çevrem sayesinde devamlı senaryo okuyordum. Bu senaryonun elime geçmesi ve benim onu okuyup bitirmem gerçekten çok hızlı oldu. Senaryoyu toplam bir saat içinde, hem gülerek hem de düşünerek okudum. Ghazi Albuliwi gerçekten de çok zekice bir komedi yazmıştı ve senaryo filme çekilmek ve anlatılmak için adeta yalvarıyordu. Ghazi’nın kardeşi Bandar Albuliwi de benim AFI’den çok yakın bir arkadaşımdı. Onunla beraber hemen işe koyulduk. İlk yaptığımız hareket, senaryoyu Hiam Abbass’ın eline göndermek oldu. Daha sonrası hızlı bir şekilde gelişti ve bu günlere geldi. Film ile ilgi birkaç cümle söylemenizi istesek bize filmi en iyi hangi cümlelerle anlatırsınız? En can alıcı nokta olarak ne söylemek istersiniz? Peace After Marriage, ailesi ile yaşayan 30 yaşında, New York doğumlu - Filistin asıllı Arafat’ın hikayesi. Arafat, babasının baskısından kaçmak ve biraz da New York’un nimetlerinden faydalanmak için Green Card almak isteyen bir kız ile para karşılığında evlenmeye karar verir. Hesapta, hem para hem de sekse ulaşacaktır. Fakat evleneceği kızın İsrailli olması işleri karıştırır. Bence filmin en can alıcı noktası ve özü, insanların gündelik yaşamlarındaki ilişkilerin politik ve siyasi sorunlardan uzak bir halde yürüyebiliyor olması. New York gibi kozmopolit bir şehirde her an her şey olabilir. Bir israilli ile Filistinli, bir Türk ile Ermeni, bir Sırp ile Bosnalı

birbirlerine aşık olabilir, evlenebilir veya beraber yaşayabilirler. Biz bu filmde politik stereotype’lardan doğan komik unsurları karakterlerimizin hayatına işledik ve dünyanın hep dramlar ile izlediği bir politik soruna insani bakımdan yaklaştık ve içinde komedi aradık.

Biz Los Angeles’tan, o Paris’ten bağlandı ve o telefon görüşmesinde aramızdaki elektrik ortaya çıktı. Ondan sonrası daha kolay gelişti. Hiam bizlerin yüzünü ilk defa çekimler için New York’a geldiğinde gördü. Ali Baba Restaurant’taki Kick Off partisinde kaynaştık ve sete başladık. Daha sonra yaptığımız sohbetlerde, hayatında hiçbir kere bile yüz yüze görüşmeden bir rolü kabul etmediğinden bahsetti. Biz bu konuda da bir ilk olduk. Hem Hiam’ın ilk komedi filmi hem de ilk kör bir şekilde kabulettiği proje olduk.

Lise yıllarımdan beri aklımda film yapma hedefi vardı.

Yapımcılığını üstlendiğiniz filmde Filistinli oyuncu Hiam Abbass bașrol oynuyor. Bu süreç nasıl geliști? Bu kadar ünlü bir oyuncuyla yapımcılıkta ilk deneyiminizi yașamak nasıl bir duygu? Bize biraz bahseder misiniz? Biraz önce söylediğim gibi, senaryo elime gelir gelmez bunu Hiam Abbass’ın eline geçirmek için çalıştık. Bizim filmimizin ölçeğindeki filmlerin finansman bulabilmesi ve yapılabilmesine en büyük etken “star power”. Bu sebeple, Hiam gibi ünlü bir oyuncuya ihtiyacımız vardı. Biz en başından beri elimizdeki senaryoya çok güvendik. Bunun kanıtı da Hiam gibi insanların senaryoyu okuyup, projenin bir parçası olmaya karar vermesi oldu. Hiam senaryoyu okuduktan sonar bizimle – özellikle de Ghazi ile bir öngörüşme yapmak istedi. Onun yoğun programı nedeniyle bu görüşme telefonda gerçekleşti.

Hiam Abbass gibi bir oyuncu ile, ilk uzun metraj filmimde çalışmak benim için çok önemli bir deneyim oldu. Her şeyden önce, iyi bir oyuncunun filminize ve anlattığınız hikayeye ne kadar büyük bir katkı yapabileceğini bire bir gördüm. Ayrıca, deneyimin getirdiği olgunluğun, problemli dakikalardan asıl devreye girdiğini ve sorunun çözümüne katkısının nasıl olabileceğini gördüm. Neticede Hiam bizim takımımızın bir parçası oldu. O bizi, biz de onu çok sevdik ve gerçekten bir aile gibi olduk. Haftaya Paris’e gidiyorum ve onun evinde kalacağım. Bence bu durum, bu güzel çalışma deneyiminin boyutlarını açıklıyor. “Peace After Marriage” filmi Tribeca Film Festivali’nde “En iyi Senaryo” ödülüne layık görüldü. Sizin de yapımcılığını üstlendiğiniz bir filmle böyle bir bașarıyı yakalamak nasıl bir duygu? Siz böyle bir șeyi hayal eder miydiniz? Benim için paha biçilmez bir deneyim oldu. Daha, Yüksek Lisansımı yaparken böyle bir ödüle layık olmak ve New York’ta içine girdiğim çevrenin benim ilerideki kariyerime çok katkıda bu-

161


MAG röportaj

lunacağını düşünüyorum. Tabi başka taraftan da, Ghazi gibi yetenekli ve yaratıcı bir yazarla çalışmanın rahatlığı ve güvenini yaşıyorum. Tahmin edeceğiniz gibi, aldığımız bu ödül de filmi yapmak için finansman arayışlarımıza inanılmaz katkıda bulundu. Hiam’ın projeye dahil olması ve senaryo ödülü sayesinde biz bu projeyi yoktan var edebildik. Peki, Tribeca Film Festivali’nde kaç senaryo ile birlikte yarıștınız? Bizimle beraber toplam 16 Kurmaca Senaryo vardı. Film Türkiye’de de gösterime girecek mi? Ne zaman? Şu an için Türkiye’de herhangi bir dağıtımcı ile anlaşma yapmadık. Bunun için Amerika’daki dağıtımcımız ve uluslararası satışımızı yapan şirket ile ortak vereceğimiz kararı bekliyoruz. Ama tabii ki filmin Türkiye’deki sinemalarda gösterilmesini çok isteriz. Bu konuda çok derin ve büyük problemler var. Bizim gibi bağımsız filmler maalesef artık sinema salonlarında yer bulamıyor. Hollywood yapımları ve Recep İvedik’ler bütün ekranları kapladığı ve çok karlı oldukları için sinema salonları bizimki gibi filmleri göstermeyi tercih etmiyor. Hele bir de Türkiye’de yabancı dilde ve tamamen diyaloğa bağlı bir film olunca, vizyon lansı daha da azalıyor. Tabi DVD ve TV gibi mecralarda zamanı geldiğinde kesinlikle gösterileceğimize inanıyoruz. Bundan sonra yapmak istedikleriniz, hedefleriniz neler? Bize plan ve projelerinizden bahsedebilir misiniz? Asıl her şey bundan sonra başlıyor. Peace After Marriage ile yakaladığımız iv-

162

meyi devam ettirmek istiyoruz. Benim New York’ta kurduğum şirketin Hostage International altında şu anda geliştirme aşamasında 6 adet proje var. Bunların ikisi Televizyon’a 4’ü sinemaya göre tasarlanmış projeler.

Senaryo filme çekilmek ve anlatılmak için adeta yalvarıyordu. Şu anda yatırımcılar ile şirketin finansmanı ve yeni yatırımlar hakkında görüşmeler yapıyoruz. Amacımız, uygun bütçeler ile başarılı ve etkileyici hikayeler anlatmak. Bu sene içinde İstanbul’da da bir ofis açma planımız var. İlk etapta New York ve İstanbul olarak ilerlemek ve hikayelerimizi anlatmak istiyoruz. Bundan sonraki ilk projemiz senaryosunu Bandar Albuliwi’nin yazdığı ve benim yöneteceğim “Broadway Bound” isimli hikaye olacak. Buradaki bir ana karakter için Gwyneth Paltrow ile görüşmelerimiz devam ediyor. Kendisi senaryoyu çok beğendiğini ve projeye ilgisini bize iletti. Şimdi biz de takvimi onun programına göre yapıp ilerlemek istiyoruz. Önümüzdeki Kasım ayında New York’ta çekimlere başlamak istiyoruz. Bakalım neler olacak. Lütfen bize şans dileyin. Bir Türk olarak yurtdıșında ülkemizi en iyi șekilde temsil ettiğinize inanıyorum. Böyle bașarılara ulașmak gerçekten de çok zor. Türkiye’de sizin yaptıklarınızı yapmak isteyen genç yeteneklerimize MAG aracılığıyla neler söylemek istersiniz? Tavsiyeleriniz neler olabilir? Nazik yorumunuza çok teşekkür ede-

rim. Benim şu anda yaptıklarım tamamen içimden gelen ve doğal olarak gelişen bir süreç. Ben uzun yıllardır çalışma hayatındayım. Daha önce belirttiğim gibi birçok farklı işler yaptım. En alt seviyelerde bulundum, çalışanların ve insanların psikolojilerini inceledim. Benim tek tavsiyem hedefleri doğru koymak ve onların peşinde yürümek olabilir. Bazen direkt hedefe gitmeyen yolları tercih etsek bile dolaylı yollardan kendimize büyük değerler ve deneyimler katabiliriz. Yılmadan ve bıkmadan çalışmak lazım. Özellikle film yapmak isteyenlere de söyleyebileceğim en önemli şey reddedilmekten korkmamak ve utanmamak. Ben her gün çeşitli sebeplerle, çeşitli yerlerden red cevabı alıyorum. Bu benim sadece daha da ileri gitmeme katkı sağlayan bir mekanizma. Bu sebeple, film yapacak olan arkadaşlara, buna hazırlıklı olmalarını ve kesinlikle yılmamalarını öneririm. Yüz tane “Hayır”ın arkasında gelecek bir “Evet” her şeyi değiştirmeye yetebilir. İşte benim mesleğimin en güzel tarafı da bu bence. Son olarak eklemek istedikleriniz var mı? Ben Türkiye’nin ve bizim kültürümüzün çok zengin olduğuna inanıyorum. Bu sebeple, bu mesleğe ilgisi olan herkesi daha çok çalışmaya ve yeni ürünler ortaya çıkartmaya davet ediyorum. Ancak hikaye anlatarak dünya üzerinde kendimize önemli bir yer edinebiliriz. Bunu hiçbir zaman unutmasınlar. Ayrıca bu söyleşi için de size çok teşekkür ederim... Röportaj: Birge Uzan


163


MAG rengarenk

BonVoyage ! Akya Gençler akyagencler@magdergi.com.tr

Evliya Çelebi dil sürçmesi sonucu “Şefaat” yerine “Seyahat” dilerken bavul hazırlamanın güçlüklerini düşünseydi biraz daha dikkatli olmaz mıydı? Her zaman bir sırt çantası ya da 60x40 ebadında ufak bir bavulla seyahat edenlere özenmişimdir. Oysa benim hazırladığım bavulların yerinden oynatılabilmesi için çoğu zaman Herkül’ün yardımı gerekebilir. Babamın bavul hazırlama konusunda benim çok özel bir örnek, hatta dünyada tek olduğuma dair ilginç bir inancı vardır. Üç günlük bir seyahat için kaç bavul gereklidir? İşte size bir matematik sorusu… Ama şunu da unutmayalım, gidilecek şehir veya ülkede mevsim her ne olursa olsun, beklenmedik çöl sıcakları, şiddetli yağmurlar, hatta belki dondurucu soğuklar... Hepsi ama hepsi olabilir. Hayatta her şeye hazırlıklı olmak lazım öyle değil mi? İşte bu mantıkla yola koyulup fazla bagaj ödememek neredeyse imkansızdır.

P

aris’teki öğrencilik sürecimin sonunda eve dönerken Charles de Gaulle havaalanında yaşadıklarımı hala gülümseyerek hatırlarım. Ciddi bir ekstra bagaj ödeme olasılığı yüzünden saklı tuttuğum bir miktar parayı şehirdeki son günümde şeytana uyup bir çift ayakkabıya yatırmıştım! Kesin dönüş itibariyle küçücük evimde ne var ne yoksa (yastıklar da dahil) tıkıştırdığım bavullarım tabii çok ağır olmuştu. Alandaki görevli hayretle “ne var bu bavullarda” diye sorunca masum

164

bakışlar atıp “yalnızca kitap” demiştim. Bunun üzerine görevli takdir dolu gözlerle geçişime izin vermişti. Bana göre erkekler bu konuda daha pratik ve rahattırlar. İşte seyahat gidişi ve dönüşü sırasında yaşanan tüm anlaşmazlıklar da bundan kaynaklanır. Havaalanlarında check-in sırasında sıkça şahit olduğum sahnelerden en dokunaklısı da bagajların tartıldığı sırada kadınların hemen hemen hepsinin yüzlerindeki ortak panik ifadesidir. Bagajı limiti aşmayan, mağrur bir bakış atar, kendinden emin bir şekilde dimdik yürür geçer. Bagajı limitin üzerin-

deki, benim de dahil olduğum çoğunluksa, yanındaki eşinin kızgın bakışlarına aldırmıyormuş gibi yapıp, neyi nereye koyacağını kara kara düşünerek usulca bavulunu yeniden yerleştirmeye çalışır. İşte bu sırada seyahatteyken satın alınan ya da yola çıkarken yanımızda götürdüğümüz her şey bize çok gereksiz görünecektir. Taa ki bir sonraki yolculuğa kadar! Oğlumun okulunun yaklaşan Paskalya tatili nedeniyle biz yine yollara düşeceğiz ama bu defa akıllı ve pratik bir seyyah olmaya karar verdim umarım başarırım.


BendenBenden Söylemesi Söylemesi

Okuyun

İzleyin

• NO STRINGS ATTACHED

• Elif Paulo Coelho

• YOU WILL MEET A TALL DARK STRANGER

• Serenat Zülfü Livaneli • ÇINAR AĞACI

• Gökyüzünün Üzerinde 3 Metre Federico Moccia

Dinleyin

• Katy Perry Teenage Dream

• Lady Gaga Born This Way

Göz Atın • www.aylintontu.com’da Aylin’in yaptığı cool takıları bir arkadașımın tavsiyesiyle keșfettim, adımın anlamı balık olduğundan yaz için hemen bir balıklı kolye edindim.

• Esperanza Spalding Esperanza

• Lady Antebellum Need You Now

Hala denemediyseniz ve diyette değilseniz mutlaka: Hoş ambiyansı ve lezzetli yemekleriyle Ankara’ya yeni bir soluk getiren Rafine’de közlenmiş patlıcan üzerine Boeuf Stragonoff ve güllü lokumlu krem brulee, yıllardır vazgeçemediğimiz Mezzaluna’da calzone, Papermoon’da pembe soslu kabak ve karidesli penne, ve tabii ki Kalbur’da yufkaya sarılı peynirli somonu afiyetle yiyip sonra da spora iyice yüklenin! Bu mevsimin en güzeli: iple çektiğim sümbüller sokaklardaki çiçekçilerde yerlerini aldı. Kucak dolusu mis kokulu mor ve pembe sümbülleri hazır bulmuşken evinizden sofranızdan eksik etmeyin kendinizi mutlu edin.! Bu ay ve her ay içiniz neşeyle dolsun, sevgiyle kalın.

165


MAG ilham perisi

Elif Sallorenzo

elifsallorenzo@magdergi.com.tr

Güneş Parlamaya Başladı…

...ve ilkbahar sonunda burada! Ben de, New York’un soğuk kışından sonra güneş gözlüklerine köşemde yer vermek istedim, yazı iyice getirmek için! Bir iki gözlük favorimi de eklemeden duramadım…

E

Mikli by ğer tesadüfen 15 sene öncenin çantanın Mikli gözlüklerini unutulmuş bir a böyle içinde bulursanız harika olur! Ban taların oldu, taşınma esnasında eski çan bettiğini birinden eşimin yıllar önce kay

güneş gözlükleri sandığı 80’lerin sonunda aldığı takacak kavgası tam bir hazine oldu! Kim yıllar ilham verici yapıyoruz, kardeşim dahil!! 80’li 2011 modasına…

Giorgio Armani her zaman kuvvetli bir koleksiyon çıkartıyor. Bu sene de farklı değil!

Ve 60’lı yılların kedi gözlükleri bu yaz da çok revaçta olacak… Patlay acak bence! Prada’nın koleksiyonu bu trendi yansıtıyor.

Favorim yine bu sen e de Tom Ford’!

166

Gelecek ay görüşmek k üzere! Gelecek ay bebe lım doğuyor inşallah, baka k!! ca ola ler ne


167


MAG defile

Moda tutkunları, yağan yoğun kara rağmen geceye büyük katılım gösterdiler.

YASİN SOY

Journey’den Muhteşem Şov

168

ASLI TAN

EVRİM BAYKARA, İPEK DURU

ERKAN GÖRÜR

HAZAL KARADAYI, GÖKÇEN MISIRLI


PETEK ESKİOĞLU

YASEMİN ȘİMȘEK

ERSİN-DENİZ ERDOĞAN

Journey’in sahibi Ercan Görür ve eși Melike Görür gecede örnek misafirperverlik sergilediler.

ERCAN-MELİKE GÖRÜR

Bayan tekstilinin öncü firmalarından Journey, Ankara Moda Haftası kapsamında Sheraton Otel’de 2011 İlkbahar/Yaz kreasyonlarını tanıtan bir defile düzenledi.

BERİL ÇAVUȘOĞLU, VOLKAN BERBEROĞLU

DİLEK ATASOY

MELDA, BERNA ALTINOK

ȘENAY AKAY

169


MAG defile

Journey’in tasarım ekibi defilenin ardından düzenlenen “after party”de oldukça eğlendiler.

EZGİ KESER, ALPER ÜNVER, KEZBAN DİKMEN, HANDE KÜÇÜK, ASLI ÇELEBİ

Yasin Soy’un koreografisini üstlendiği defilede Çağla Şikel, Şenay Akay, Özge Ulusoy ve Seda Ertan gibi ünlü mankenler şık tasarımları Ankaralı moda severlere tanıttı. O gün yağan yoğun kara rağmen defileye ilgi büyük oldu.

SEDA ERTAN BURCU HANİF

lası için Daha faz m.tr gdergi.co www.ma

170

BÜLENT-MELTEM AKSU

MİRZA SAMİ

BAȘAK-İSMAİL KÜRKÇÜER


171


son modanın New York’tan en . Benimle im rd ti e g re e zl si ı havasın mısınız? paylaşmaya hazır

MAG trendy

Özlem ÖZBAY

Hiç kuşkusuz baştan ayak parmağınıza kadar beyaz bembeyaz.

NEW YORK

ozlemozbay@magdergi.com.tr

Sezonun en gözde ve en yeni ürünlerini Özlem Özbay MAG Okurları için seçti. 172

Calvin Klein’in sade ve asil elbiseleri. Calvin Klein listenin ilk sırasındaki yerini alıyor.

Dolce Gabbana

Yine piste bembeyaz elbiseler ile çıkıyor. Kimberly Ovitz’in sırt dekoltesi öne çıkan elbisesi çok seksi.

Dikkat dikkat, mükemmel dekoltelere hazır mıyız? Sırtınız

Rag & Bone sırtı ağlarla örülmüş

mercek altında. deri elbisesi mükemmel.

Emilio Pucci

Bu sezon benim favorim. Şal desenli etnik kumaşları, iplerle bağlanmış göğüs dekolteli elbiseleri, tunikleri… Beni kendine aşık etti. Ve son nokta! Dize kadar bağcıklı elbiseleri gerçekten yeni sezonu kendine bağlamış.


rm

az! Platfo Bu tasarımcı inanılm ! ia p m ly O e tt o rl Cha r oluyor... ce kıyafetleriyle süpe

da çok da havalı ve

hat, aynı zaman lu ayakkabıları çok ra

şık. Özellikle

saten olanları ge

Alexander Wang

sevenlere yeni bir adres: e Grandr, Greeh i tiğ siş ke ın ın sokaklar , ni ye a ad kt no a az ağ m r bi yepyeni k açılışı yapıldı. Çoo . bi ta im vd se da er m ke n so En ı, bantlı suet çantas ya ve ah siy y 2 bo gri rengi. Benim boy seçimim büyük ook Ç i. ng re siyah sevdim.

Çin mahallesinin ortasında yürürken acaba burada ne yapıyorum diyebilirsiniz , içeri girdikten sonra Paris stili bir eczaneye girmiş gib i oluyorsunuz. Çok iyi kokteyller… Bütün gece bu rada kalıp eğlenebilirsiniz.

Apotheke Bar

pıldığı bir i ve partilerin ya rg se de m he ı alan hem kitapç erHouse i Dumbo’da yer es lg bö e zd gö ının satıldığı Pow n ar ni pl y’ ta kl ki r oo ltü Br kü r… pop Çok özel adresle ... Sanat, moda,

a Dumbo n re A e s u o rh r yer! mekanPowe lmesi gereken bi şfedi

Arena mutlaka ke

173


MAG defile

GAMZE KARAMAN, ÖNDER BEKENSIR

FiGEN DOĞUSOY

BUKET-HAYRETTİN TAȘDELEN

SİREN ÇARMIKLI

MANGO’dan

Ses GetirenDefile

AHMET-BAȘAR-NESLİHAN KOZANOĞLU

MEHMET-ARZU KUNT, MURAT MURATHANOĞLU, İLKER İNANOĞLU

174 ZORLU, SEVAL BİRİNCİ BANU

IVANA SERT

SİNEM YILDIRIM

SEZAİ EREN, NEȘE KOHEN, İSHAK ANDIÇ, ARİF ZURNACI


WILMA ELLES, ÖNER EVEZ

CEYLAN ÇAPA

MÜGE CANMUTLU, AYLA DÜMER

ALEGRA LEVI

SELİN İMER

Şık tasarımlarıyla adından söz ettiren İspanyol markası Mango, “Modernist Resort” adlı 2011 İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nu Çırağan Palace Kempinski’nde gerçekleştirilen bir defileyle tanıttı. Cemiyet hayatından birçok ünlü ismin katıldığı davette sergilenen şık tasarımlar davetlilerden tam not aldı. Mango’nun onur konuğu olarak katılan Olivia Palermo davete renk kattı.

OLIVIA PALERMO

CERI BENARDETE

ARZU-TUANA SAVGI

TUĞBA PEKSAYAR, IȘIL SARRAF

BİLGE ÖZTÜRK

175 SEMA BASA, SEBA GÜCEYLİOĞLU


MAG รถzel

Elbise Elizabeth&James - V2K

176


SAMİMİ ve POZİTİF

ÖZLEM YILDIZ Bir zamanlar utangaç ve içine kapanık bir hayat sürerken katıldığı güzellik yarışmasıyla hayatı değişen, ekranların güzel ve başarılı sunucusu Özlem Yıldız ile MAG’a özel...

Fotoğraf: GÖKHAN YIKILKAN MEKAN: LIMAK EURASIA HOTEL KIYAFETLER: VAKKO - BEYMENBCBG MAX AZRIA 177


MAG özel

Bir zamanlar utangaç ve içine kapanık bir hayat sürerken katıldığı güzellik yarışmasıyla hayatı değişen, ekranların güzel ve başarılı sunucusu Özlem Yıldız ATV’de açılan bir müzik kanalında TV hayatına başlamış. Daha sonrasında televizyonun kendisi için en doğru seçim olduğunu anlayarak ekranlardan kopamamış. Samimi ve sempatik hareketleriyle yıllarca herkesin beğenisini kazanan Özlem Yıldız Limak Eurosia Hotel’de gerçekleştirdiğimiz çekimde bizleri de büyülemeyi başardı. Tüm enerjisini bize yayarak mükemmel bir çekim gerçekleştirmemizi sağladı. Kamera karşısında her zaman olduğu gibi yine çok sempatik tavırlar sergiledi. Havanın soğuk oluşuna aldırış etmeden sımsıcak enerjisini yayarak Gökhan Yıkılkan’ın objektiflerine verdiği pozlarla ortaya birbirinden güzel kareler çıkarttı. TV8’de yayınlanan “Aklınızda Kalmasın” programına konuk olarak çağırdığı Gökhan Yıkılkan’a canlı yayında verdiği sözü tutarak bizlerle mükemmel bir çekim gerçekleştiren Özlem Yıldız MAG okurları için sorularımızı samimiyetiyle cevapladı.

178


Mor Elbise BCBGMAXAZRIA RUNWAY Saat: BULOVA-63R103

179


MAG özel

zlem Yıldız kimdir, özel hayatında nasıl biridir? Bize biraz bahsedebilir misiniz?

etmişti. Ki bu kişi de Meliha Varol’dur. İyi ki de öyle yapmış gerçekten de hayatımın mesleğini buldum.

27 Ağustos 1977 tarihinde İstanbul’da doğdum. Katıldığım bir güzellik yarışmasından sonra Atv’de açılacak olan bir müzik kanalı için teklif geldi. 1995 yılında VJ’lik yapmaya başladım. Yarışmada dereceye girememiştim belki ama sunuculuk teklifi gelmişti. 1, 1 buçuk sene kadar VJ’lik yaptım. Ardından Genç Tv’ye geçtim, o dönemde Çarkıfelek programı yeni başlamıştı, oradan bir teklif geldi. Çarkıfelek’le birlikte daha çok insan beni tanımaya başladı. Sonrasında sabah programı Sabah Şekerleri’ni sundum. Sonra o bitti Pazar Sürprizi’ni sunmaya başladım. Sonra 3-4 dizide oynadım. Bir tane sinema filmim var. Ondan sonrada evlendim. Evlendikten sonrada 3-4 sene televizyona ara verdim. Şimdi de TV8’de hafta içi 14:00’de “Aklımıza Takıldı” programını sunuyorum.

Bu camiada herkesin ulașamadığı ve size gıptayla bakılan bir yerdesiniz. Mükemmel bir evliliğiniz var. Bu mutluluğu yakalamak herkese kısmet olmuyor. Sizce mutlu evliliğin sırrı nedir?

Televizyon hayatına ilk olarak ne zaman ve nasıl bașladınız? Televizyona bașlamadan önce utangaç ve içine kapanık biriymișsiniz. Bu hızlı değișim bir anda nasıl gerçeklești? Bu konuda kendinizi nasıl geliștirdiniz? Gerçekten içime kapanık bir insandım. Arkadaşlık kurabilen ağzı çok laf yapabilen bir insan değilimdir ama bu sonradan olan bir şey değil bebekken de böyleymişim çok fazla zahmetim olmazmış anneme. Beni bir kenara koyarlarmış, ağlamadan saatlerce dururmuşum. Şımarıklık yapmadan saatlerce onları dinlermişim. Ayrıca çok iyi bir TV izleyicisiyimdir. Atv’nin yarışmasına girerken TV’de gör-

“Çok iyi bir TV izleyicisiyimdir.” düklerimi yapmaya çalışmıştım. Oradan bir cevher buldular heralde hatta annem, gitmemin bile gerekli olmadığını söylerdi. Hani nasıl olsa seçmezler, sende çok fazla bir ışık yok, gitmene bile gerek yok demişti. O zamanki program müdürü annemin ağzından girip burnundan çıkıp, biz onda bir cevher görüyoruz, çok önünü kesmeyin bir denesin en azından belki bir keyif olacak yaptığı iş diyerek ikna

180

Yani aslında bu sır herkese göre değişir. Benim çevremden gördüğüm ve yaşantımdan öğrendiğim kadarıyla en önemli şey ortak noktada buluşuyor olmak. Yani arkadaş olabilmek, sadece duygusal anlamda değil, hani bir filmi izlerken sen çok fazla sevmesen de o seviyor diye ona katlanmak belk ide. Ortak noktalarda buluşabilmek. Her iki taraf için de geçerli bu. Bazen o fedakarlık yapıyor bazen ben, ama ortak bir noktada buluşuyoruz mutlaka. Yaşamdan birlikte keyif almaya çalışıyoruz. İlk gördüğünüz yaşadığınız o heyecanlar o kıpırtılar hiç kimsenin hayatında ilk günkü gibi olmuyor. Biz de evleneli 6 sene olmak üzere. 6 sene önceki gibi mutlaka değil o heyecanlar kıpırtılar, ama zamanla bu arkadaşlık ve dostlukla pekiştiği için çok daha farklı yerlere taşınabiliyor. Bir kere en önemli şey de saygı... Onu kaybettiğiniz zaman evliliğinizde çatırtılar başlıyor demektir.

“Hayatımın mesleğini buldum.” Anne olduktan sonra hayatınızda mutlaka birçok șey değișmiștir. Annelik size neler kattı? Önüne geçemediğim çok sivri noktalarım vardı, etrafımdaki insanları istemeden de olsa kırdığım oluyordu. Şimdi artık attığım her adımdan önce düşünüyorum. O sivri noktalarımı törpüledi annelik. Artık sadece kendi çocuğum için değil, bütün çocuklar için düşünür oldum. Sokakta bir çocuk gördüğüm zaman çok farklı bir duygusallıkla bakıyorum. Eskiden de biraz sulu gözlüydüm ama anne olduktan sonra çok daha fazla sulu gözlü oldum. Yaşadığım bu duygu gerçekten çok özel bir şey, annelik çok güzel bir duygu. Yani tatmak isteyen herkesin anne olmasını şiddetle tavsiye ederim.

Evlendikten sonra uzun bir süre televizyonlara çıkmadınız. Bunun sebebi nedir? Erken doğum yaptığım için biz de zor bir süreçten geçtik. Doğumdan sonra oğlum 2-2 buçuk ay yoğun bakımda kaldı. Ondan sonra-


K覺rm覺z覺 Elbise TADASHI SHAYA

181


MAG özel Sarı Elbise VALENTINO

“Eşimle yaşamdan birlikte keyif almaya çalışıyoruz. ” sında diğer bebeklere oranla çok daha fazla ilgi gösterilmesi gereken bir bebekti. Aslında ben doğumdan 1-2 sene öncesinde bırakmıştım televizyonları, bu eşim ve ailesiyle aldığımız bir karardı. Oğlum iki yaşına gelene kadar yine çalışmadım. Ama sonrasında oğlumun da toparlanma süreci bitti, sonra okula başlama süreci başladı. Okula başlama çağı geldikten sonra sabah 9 buçuktan öğlen 3 buçuk 4’e kadar okulda geçirdiği zaman dilimi oldu ve ben de bu zaman dilimi içerisinde tamamen kendimle yalnız kalmaya başladım. Tabi ki arkadaşlarımla ailemle buluşuyordum ama sevdiğim bir işim vardı ve ister istemez de özledim tabi. Uzun bir zaman girdi araya baktık, çok fazla zamanımı alacak bir şey de değil ve işime ayıracağım zaman benim oğluma, evime ya da aileme ayıracağım zamandan çaldığım bir zaman dilimi de olmayacaktı. Beni mutlu edecek bir zaman dilimiydi. Böylelikle işe dönmemin çok fazla olumsuz bir etkisi olmayacağını düşünerek ortak bir karar aldık ve işime geri döndüm. Döndükten sonra verdiğim kararın ne kadar doğru olduğunu anladım. Hatta oğlum doğmadan önce geçirdiğim o 2 senelik dönemde de keşke çalışsaydım diye içimden geçirdim.

Peki, șimdi çok güzel bir TV programı sunuyorsunuz? Nasıl gidiyor programınız?

182

Süper geçiyor. Ben geçen sezon TV8’de çalışmaya başladım. Program Nisan, Mayıs, Haziran süreleri içerisinde öğlen 3’den 6’ya kadar bir zaman dilimindeydi. Ve yarışma formatı olduğundan dolayı çok kalabalık bir kadro vardı ve çok daha yorucu bir tempoydaydı ama şu an programımı tek başıma sunuyorum çok daha keyifli ve dizginlerin benim elimde olduğu bir program. O yüzden daha keyif alarak yapıyorum şimdi. Program da saat 14:00’de başlıyor 15:35’e kadar sürüyor. Oğlum da 16:00’da eve geliyor ve aşağı yukarı aynı saatlerde evde oluyoruz. Bu durum çok daha iyi oldu benim için. Çok keyifli gerçekten ve program bu sezon sonuna kadar da bu formatta devam edecek.

TV ile ilgili farklı planlarınız var mı? Mesela oyunculuk düșünüyor musunuz? Oyunculuk hiç yapmadım değil, 5-6 tane dizide oynadım ama oyunculuğun çalışma saatlerinin ne kadar ağır olduğunun ve ne kadar farklılık gösterebildiğinin farkındayım. Bir gün gece 12’ye kadar sürebiliyor, ertesi gün sabaha kadar devam edebiliyor. Ve bir hafta sonrası kaça kadar çalışacağımız bazen çok net olmayabiliyor. Yani şu anki benim çalışma tempom bana en uygun ve doğru zaman dilimi içerisinde diye düşünüyorum. Canlı yayın yaptığım için


Siyah Elbise FRENCH CONNECTION Ayakkab覺 BEYMEN

183


MAG รถzel

Elbise HAUTE HIPPIE Saat CASIO SHN-5016D-7A

184


içeriğiyle dopdolu ve emek harcanan bir dergi. Eminim okuyucular da okurken aynı keyfi alıyorlardır. O yüzden bütün çalışanların ellerine sağlık, başarılarınızın devamını diliyorum.

sarkması, ertelenmesi ya da uzaması gibi bir durum söz konusu olmuyor. Oyunculukta bu tip şeyler var ve hani bir şey söylendiği zaman “ay kusura bakmayın oğluma yetişmem lazım” ya da “kocam evde yemek bekliyor” gibi şeyleri söylemem doğru olmaz. Yani oyunculukta böyle şeyler olmamalı. Ve o yüzden de şu sıralarda değil ama belki ileride oyunculuğu tekrar düşünebilirim.

Bu çekim ve röportaj için canlı yayında Gökhan Yıkılkan’a söz verdiniz ve sözünüzü tuttunuz. Bunun için size MAG ekibi olarak biz de çok teșekkür ederiz.

Özlem Yıldız’ın bir günü nasıl geçiyor? Ben genelde hafta içi hep aynı tempodayım. Sabahları en geç 9- 9 buçuk gibi uyanıyorum, kahvaltı ediyorum, gazete okuyorum. 11’e doğru bana sponsor olan kuaförüme gidiyorum, saçımı makyajımı yaptırıyorum. 1’e doğru kanala gidiyorum en geç 1’i çeyrek geçe gibi kanalda oluyorum. Hazırlıklar, toplantılar derken saat 2’de yayına giriyorum. Program saat 15:35’de bitiyor, saat 4 gibi eve gidiyorum. Oğlum Demir ile bir sürü oyun oynuyoruz. Son enerjimi de ona harcıyorum. Koltuk tepelerinde hoplama zıplama derken onun yatması 8’i buluyor sonra akşam yemeği, saat 8 buçuk 9’dan sonra ayaklarımı uzatıp televizyon dergi, internet derken uykum geliyor, saat 12 oluyor sonra uyuyorum. Genelde hafta içi bu şekilde geçiyor. Hafta sonları da zaten sinema, yemek programlarımız oluyor öyle çok fazla gece kulüpleri programı yapmıyoruz. Gerçekten ya ben yaşlandım ya da enerjim kalmadı. Artık yorgun oluyorum biraz da. Hafta içi çalıştığım için erken yatıyorum. Daha durağan, artık evliliğin getirdiği sakin programlar yapıyoruz.

MAG okuyucularına buradan söylemek istedikleriniz neler? Buradan tüm MAG okuyucularına sevgilerimi gönderiyorum. Çok kaliteli bir dergi okuduklarının farkına varsınlar bence. Çok güzel,

Gökhan öyle bir söyledi ki zaten o işini biliyor. Bizim ekipten söylediler sana bir şey söyleyecekmiş diye. Yayından 10 dakika önce ben ağzını aradım Gökhan’ın, sordum söylemedi sonra pat diye canlı yayında söyledi. Bir de ben düşünürüz deyince “hayır hayır tamam di mi çekim yapacağız?” diyerek kesin söz aldı. Bir kere laf ağızdan çıktı, ama iyi ki de çalışmışız. Çok keyifli geçti benim için. Ben çok uzun süredir bu tarzda bir moda çekimi yapmamıştım. Ben de çok özlemişim. Doğrusu benim için de çok iyi oldu.

Biz de çok mutlu olduk gerçekten. İnșallah ilerleyen zamanlarda tekrar yeni projeler imza atarız. İnşallah çok mutlu olurum ben de.

Röportaj: Birge Uzan Saç: Ataşehir MOS Kuaför Taşkın Vural Make-Up Stylist: Ufuk Celep (Nars Ürünleri Kullanılmıştır) Mekan: Limak Eurasia Hotel - İSTANBUL Prodüksiyon Asistanı: Sevgi Sinem Kar Katkılarından dolayı Muharrem Dokur'a (MAMİ) teşekkür ederiz.

185


MAG lipop londra

LONDON FASHION WEEK

Tom Lipop Eser Aydemir

tomlipop@magdergi.com.tr eseraydemir@magdergi.com.tr

186

FELİPE ROJAS >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

JAMES LONG >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

oda dünyasının merkezlerinden biri sayılan Londra’da 2011 yılının sonbahar ve kış dönemi tasarımları meraklılarıyla buluştu. 6 gün süren moda haftasının son günü “Men’s Wear Day” de birçok başarılı tasarımcı ve marka yeni sezon ürünlerini tanıttı. “On Schedule” de MAN, Topman Designs, James Long, Sibling ve bizden biri Tween gibi isimler sahne alırken “Off Schedule”da ise MrLipop ve Matthew Miller oldukça ilgi topladı.

MATTHEW MILLER >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

MR LIPOP >>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

M

/11

Autumn Winter


Londra Moda Haftası’nda Sokaklardan Manzaralar London Fashion Week boyunca sokaklar da çok renkliydi. Birbirinden ilginç tarzlarıyla katılımcılar, sahne alan tasarımlar kadar göz doldurdu.

187


MAG davet

EVREN KAYAR MELİS MURATHANOĞLU, ȘEBNEM DİNÇGÖR DERELİ

ALEGRA LEVI

PINAR TEZCAN, AYȘA ERDEM

Ünlülerin Kremi Türkiye’de Mankenlik ve modellik kariyerinden sonra Amerikan Sjal Skincare markasının Marka Müdürü olan Alegra Levi, kıymetli mineraller ve değerli taşların cilt bakımında kullanımı üzerine Harvey Nichols’ta bir davet düzenledi. Cemiyet hayatının önemli isimlerinin katıldığı organizasyonda cilt bakımı ve cildimizi bahara hazırlama üzerine eğitim gerçekleştirildi. Sjal Skincare markasını, Jude Law, David Beckham, Jessica Biel ve Helena Christiensen gibi ünlü isimler kullananlar arasında. NEVȘAH FİDAN, SEVAL BİRİNCİ, YASEMİN BOZKURT

188 HANDE KAZANOVA, ALLEGRA LEVI, BEGÜM KÜTÜK

TÜRKAN GÜRSEL


189


MAG röportaj

Yaratıcılıkla, Mükemmelliğe İlerliyorlar

Yaratıcı, farklı ve mükemmel fotoğraflarıyla herkesi kendilerine hayran bırakan Boğaç Dalkıran ve Semih Kanmaz ile süper bir röportaj gerçekleştirdik. Enerjileri ve fikirleri çok yüksek olan ikiliye sorularımızı yönelttik ve MAG okurları için merak edilenleri sorduk… 190


B

ize biraz kendinizden bahseder misiniz? Nasıl bir araya geldiniz?

Ortak arkadaşımız Mehmet Turgut vasıtasıyla tanıştık. Ne günlerdi ama... Çok bașarılı ișlere imza atıyorsunuz. Bu bașarının sırrı nereden geliyor? Bugünlere gelebilmek için vazgeçtiğiniz șeyler oldu mu?

Egolarımızı kontrol edebilmemiz ve birbirimizin fikirlerine saygı göstermemiz bizi güçlü bir ekip yapıyor. Bunu başarabilen nadir fotoğrafçılardanız. Bugünlere gelebilmek için sevdiğimiz birçok şeyden vazgeçtik ve vazgeçmeye devam edeceğiz. Daha hikayemizin başındayız. Peki, fotoğrafçı olmasaydınız hangi alanda ilerlemek isterdiniz?

Görsellikle ilgili başka bir dalda ilerlemek isterdik. Fotoğraf çekerken nelerden esinleniyorsunuz? Fotoğrafçılığı hayatınızın neresine koyuyorsunuz? Bize açıklayabilir misiniz?

Gündelik hayatta karşılaştığımız ilginç durumlar, hikayeler, filmler, müzikler ve duygulardan esinleniyoruz. Sıkıcı olmayan şeyler bize malzeme oluyor. Fotoğraf bir bağımlılık. Hep daha fazlasını, daha ilgincini istiyorsunuz her projede. En çok ne tür fotoğraflar çekmekten hoșlanıyorsunuz?

Kurgusal fotoğraflar. Moda da buna dahil. Hikayesi olan fotoğraflar diyebiliriz kısaca.

191


MAG röportaj Fotoğraf çekerken bașınızdan geçen en ilginç olayı MAG okurlarıyla paylașabilir misiniz?

Boğaç: Semih’i bir uçağın kanadında, bir göletin içinde duran dengesiz bir merdivenin üstünde ve birçok garip yerde hatırlıyorum. Anlatılacak çok hikaye var aslında. Ajda Pekkan, Hayko Cepkin, Cem Adrian çekimlerimiz bence en ilginç olanlarındandı ama anlatamayız. Bir de Susan Miller çekimi vardı ah ahh. Mazhar Alanson ve Nil Karaibrahimgil çekimindeki maymun olayımız da çok komikti. İnsan becerisinin üstüne çıkan teknoloji sizce fotoğrafçılığı ne yönde etkiledi?

Sizce herkes fotoğrafçı olabilir mi?

Herkes ressam olabilir mi? Evet. Peki, herkes Salvador Dali olabilir mi? Hayır.

Doğru yönde etkiledi. Ferrari varken deveye binmenin lüzumu yok.

Fotoğraf meraklılarına ve bu yolda ilerlemek isteyenlere

Kendinizi ayrı ayrı birer cümleyle açıklayın desek… Bize neler

İyi bir fotoğraf makinesi alın. Size verdiği fotoğraflar, her zaman sizin girdiğiniz değerlerin kesin karşılığı olacaktır.

söylemek isterseniz?

Semih: Siyah Boğaç: Beyaz S&B

192

tavsiyeleriniz neler olabilir?

Röportaj: Birge Uzan


193


MAG davet

BERİL ÇAVUȘOĞLU

ALİ İHSAN-AYNAZ ÖZKAȘIKÇI

Otistik Çocuklara Anlamlı Yardım Gecesi NECLA ASLANKURT, İNCİ ERGÜVENÇ

194

FEZA-CEM SAYER

NURCAN KARPUZCU

MELTEM-MUSTAFA BENGİ

PINAR SÜRENKÖK


NUSRET CÖMERT, EBRU-DENİZ DEMİRYÜREK

EROL-FİGEN ÇARMIKLI

İlgi Otistik Çocukları Koruma Derneği, Ankara Palas’ta bir yardım yemeği düzenledi. Gerçekleştirilen geceye Başkent’in seçkin isimleri katılırken, ilerleyen saatlerde konuklar ünlü sanatçı Nilüfer’in, şarkılarıyla keyifli anlar yaşadılar. Toplanan gelirin tamamının otistik çocuklar yararına kullanılacağı gecede Dernek Başkanı Necla Aslankurt bir konuşma yaptı. Otizimle mücadele eden çocukların topluma kazandırılmasının zor olmadığını ve bu tür etkinliklerin tekrarlanması gerektiğini belirtti. Davetliler gece sonunda böyle bir yardım yemeğine katılmanın mutluluğunu yaşadılar.

DİLEK ȘEN, BOĞAÇ ÜNER, BİLGE YILDIRIMLAR

ZEYNEP-SERHAN BACAKSIZ

Gecede konuklar canlı müzik eșliğinde dans ettiler.

HARİKA DİLİK, NURCAN, EMRE, TUĞÇE KARPUZCU

195


MAG alternatif

Merve Eker

merve@magdergi.com.tr

MACAR N AŞKINA

En derin aşk hikayeleri gibi bu hikaye de seneler önce Paris’te ılık bir ikindi vakti başladı. Onlarca çekik gözlü kafanın arkasında hemen de göz alıyordu gökkuşağı renklerini saçarak. Gerçek misin, rüya mısın diyerek iteledim Japon kafilesini, yapıştım camına. İşte o an bağlandık birbirimize o leziz macaronlarla. Şimdi yıllarca tüm sadakatimle beklediğim minik mutluluklar benim için buradalar.

P

aris’ten bir isteğiniz var mı? sorusunun koşulsuz cevabı, soran biri yoksa Paris’e gitmenin tek sebebi olan Ladurée macaronlarıyla tanışmam böyle başladı. Renkli, göz alıcı tatlıların kimyasal olduğuna dair yalanlarla büyüdük. Belki yasaklı gibi gözükmesiydi kendine çeken ama tadınca anladık ki işin içinde başka bir büyü var. Şimdi Bebek ve İstinyePark’taki mağazalarıyla aradaki kilometrelerce mesafe de kalktı. Yine de şık sunumu, hayıflatamayan yüksek fiyatıyla bir simit konseptinden ziyade özel günlere saklanan nadide tatlı konumunu sürdürmekte. Binbir ricayla zorla yurt dışından getirttiğim macaronları günlerce kıyamayıp kuruyana kadar sakladığımı bilirim. Neyse ki artık yakındalar ve saatlerce seyretmeye gerek yok. Yeni bir fenomen olarak görülse de geçmişine bakacak olursak Rönesans dönemine kadar uzanan bir tarihe sahip olduğunu görüyoruz. 20. yüzyılda Medicilerin kızının Fransa kralına gelin gitmesi yanında aşçısını da götürmesiyle macaronu Fransa’ya everiyoruz. Her leziz şeyin altından olduğu gibi bunun da altından İtalyanlar çıkıyor ama arasındaki muhteşem Ganache sosunu da Fransızlar geliştirerek üne kavuşuturuyor. Günümüzde artık her pastanenin vitrinini rengarenk çeşitleri süslemekte ama Ladurée’nin farkı Paris’ten geliyor olması. Yolda bayatlar diye

196

Desfontaines’in yardımcısı yanlışlıkla sıcak kremayı çikolatanın üzerine dökünce ustasından “sersem” (ganache) diye fırça yiyor. Ama daha sonra bu sersemlik o sihirli sosu meydana getiriyor. Tabi bütün bu detayları yerken düşünmüyorsunuz. O anın ritüeli kelimelere sığmaz. Hele yanında kahveyle boğaza karşı yiyorsanız bambaşkadır keyfi.

endişe etmeyin fırından taze taze çıkıp yenen bir şey değil zaten. İdeali iki gün bekletildikten sonra satışa sunulmasıymış, üzerine biraz Paris esansı da katıldı mı tadından yenmez zaten. Uzun bir süre bu lezzetin hasretiyle yanıp tutuştuğumdan kendi çapımda elde etme çalışmalarım oldu ve elde edememede uzmanlaştım. İnternetten bulduğum öz hakiki macaron tarifleriyle denedim ama bisküvi arasına nutella sürmekten öteye geçemedim maalesef. Aradaki o kremada nasıl bir formül varsa artık hiçbir aşçı tutturamıyor. Söylentiye göre de sos mutfakta çıkan bir yanlışlıktan doğmaymış. Ürünün yaratıcısı

Tavsiyem; birini mutlu etmek istiyorsanız her çeşidinden bir kutu yaptırıp götürün. Daha güzel bir hediye olamaz. Tek bir tanesine verilen bedelle bir öğün yemek yemek de mümkün tabi ama en pintisinin bile “değdi ama” dediğine şahidim. Evde denemeye kalkmayın, olmuyor. Banyan ve Divan pastanelerinde de benzer lezzete erişebilirsiniz. Yeni başlayanlar vanilyalıyla başlamalı akabinde devamı gelecektir. Kıyamamayı da fazla abartmayın kuruyunca tüm cazibesini yitiriyor. On dakika seyir, beş dakika yeme ve yenisine geçene kadar süren limitsiz mutluluk macaron yeme süreci olarak tanımlanabilir. İtiraf etmeliyim ki nisan sayısı için ne yazsam diye kafa patlatırken tüm miskinliğimle macarondan ilham bekliyordum ki ilhamın ta kendisi olduğunu fark ettim. Bir tadı kelimelere dökmek oldukça zor. Üzerine şiir yazamam belki ama yerken şiir dinler gibi oluyorum diyebilirim. Bu kadar övgüden sonra Ladurée’nin beni macarona boğacağını hayal ederek sizlere afiyet olsun diliyorum.


197


MAG davet

Doğum gününe katılanlar toplu olarak hatıra fotoğrafı çektirdi.

Renkli Doğum Günü Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden Buket Poyraz’ın oğlu Efe Poyraz, Minesera AVM’deki Play Barn’da 2 yaşını kutladı. Poyraz Ailesi’nin yakın dostlarının katıldığı partiye, aileler çocuklarıyla birlikte katıldı. Leziz yemeklerin yenildiği ve eğlenceli müziklerin dinlenildiği doğum gününde Efe Poyraz, pastasının mumunu annesi Buket Poyraz’la birlikte üfledi.

EFE, KEREM POYRAZ

ERENCAN, ZEYNEP ALİSBAH

ÖZLEM-BALIM YETİȘEN

198 BEKÇİOĞLU ZEYNEP-ERSİN

İDİL BİRDAL

HANDE-KEREM ÜNSAL

GİZEM-DİDEM ERDEN

ȘEBNEM-BORA BİLGİN

DEMİR İNCESU, ALİ DİREN, ZEYNEP İNCESU

ZEYNEP-KAAN BARUTCU


199


MAG parti

MELEK ȘENER, DİLEK LÜLE, DERYA ÖZGÜVEN

YeniYaşa Farklı Parti

KERİM-BETÜL ERTAN

200

TUĞBA BÜYÜKADA, ARZU YILMAZ

Ormazabal International Business Ortadoğu Bölge Müdürü Kerim Ertan’ın eşi Betül Ertan, kırkıncı yaşını Neva Palas’ta gerçekleştirilen bir doğum günü ile kutladı. Yakın arkadaşları ve eşinin beraber düzenledikleri organizasyonda, konuklar keyifli anlar geçirdiler. Konsept olarak pembe rengin ve puantiyeli kıyafetlerin giyildiği gecede, konuklar slayt gösterisi eşliğinde geçmişe ait videolar izlediler.

NAZLAN ERTAN

HÜMA OKTAY, ÖZGE AKÇAM


Ankara‛da Farklı Bir Alışveriş Marketi

Parti organizasyonları ile ilgili bulabileceğiniz tüm ürünlerin yeni adresi Ankara PartiPaketi hakkında, Zeynep Bacaksız ve Ceyden San ile keyifli bir sohbet yaptık. PartiPaketi nedir? PartiPaketi partiye dair her türlü ürünün bir arada bulunduğu bir parti alışveriş marketidir. PartiPaketi’nde ne tip ürünler var?

Bu Bir İlandır.

Bekarlığa veda, evlilik/nişan, doğum, doğumgünü, cadılar bayramı, yılbaşı/noel, yıldönümü, özel günler gibi tüm kutlamalar için farklı temalarda, 2000 civarı ürün bulabilirsiniz Tabak, bardak, çatal-bıçak, masa örtüsü, peçeteden oluşan sofra setleri, balonlar, mekan dekorları, masa süsleri, parti hediyelikleri, doğum ve doğumgünü hediyelikleri, parti oyunları, pinyata, mum, pasta, kurabiye, kostüm ve partiye dair tamamlayıcı tüm aksesuarlar. PartiPaketi’nde hangi yaşa uygun ürünler var? PartiPaketi.com’da bebek, çocuk, genç ve yetişkinlere yönelik farklı ürünler bulabilirsiniz.

PartiPaketi Ankara’da

“Görerek almak”, “Ürünlere yakın olmak” isteyen partiseverler için açılan ve yeni noktasında hizmet vermeye başlayan PartiPaketi, ziyaretçilerine sofra setlerinden kostüme, hediyelikten pastaya, Türkiye’deki en geniş parti ürün gamını sunuyor. Kimler PartiPaketi’nden alışeriş yapıyor? Evlenenler... 18, 30, 40 gibi özel yaşlarını kutlayanlar... Bekarlığa veda edenler... Doğumgünü gelenler... Terfi edenler... Asker uğurlayanlar... Mezun olanlar... Sürpriz yapanlar... Kutlayacak sebebi olanlar... Rutin hayattan sıkılıp eğlenmek isteyenler... Kısaca cinsiyet ve yaş ayırmaksızın herkes, PartiPaketi’ni tercih ediyor.

ADRES Çankaya Mağaza: Birlik Mah. 441.Cad (Eski 8.Cad) No: 48/E-F Birlik-Çankaya-ANKARA Tel: (312) 496 30 09 / ankara@partipaketi.com www.partipaketi.com

201


MAG davet

ESRA ARAT

MELTEM TEKİN, EBRU ÖZCAN AYGÜL ȘEHİT, ALDEA FÜSUN DAĞLI, MELTEM BENGÜ, BERİL ÇAVUȘOĞLU

ȘENAY DAĞLI AHMET-DEMET HANİF

NAR’da Sohbet Zamanı Kişisel Gelişim Uzmanı Aldea Füsun Dağlı’nın Nar Koleksiyon’da düzenlediği sohbetler büyük ilgi görüyor. Her ay farklı bir konunun ele alındığı sohbetlerde Mart’ta işlenen Değişim-Dönüşüm konusunun ardından Nisan ayında Bolluk-Bereketlik işlenecek.

Seminerde Aldea Füsun Dağlı, katılımcılara temiz enerji yüklü “Ay Tașı” hediye etti.

PINAR ÇAKMAK

YEȘİM TANDOĞAN, EBRU DEMİRYÜREK 202

BEGÜM TANERİ, DENİZ ERDOĞAN

DAMLA ERSOY, AHU ACAR

HACER ALAN

SULTAN ONKUN, AYGÜL ȘEHİT


203


204


205


MAG düğün

NİHAN ERTÜRK, CENK OĞUZ, SLYVIA BOURNE

206

İDİL DEMİREL, SERHAT ÖZALP

ȘEYDA MÜFİT, SERDAR ÖZALP

YEȘİM SANIR

MUSTAFA-FATMA SEMİZ

Sheraton’da Görkemli Düğün

ELNAZ DAGHIGHNIIA

YEȘİM-BÜLENT GÜDÜLLÜOĞLU

SAYNA PİȘNAMAZ


207


MAG düğün

BAHADIR-GÜNAY MÜFİT

Düğünün yapılacağı salon, özel olarak süslenmiști. BERİL ÇAVUȘOĞLU

EMEL-FATİH TANRIKULU

HÜLYA-ÖZNUR GÜNEȘ

İstanbullu işadamı Bahadır Müfit ve Günay Müfit’in kızları Şeyda Müfit ile Serhat İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Hamit Özalp ve Saniye Özalp çiftinin oğulları Serdar Özalp Sheraton Otel’de düzenlenen bir düğünle hayatlarını birleştirdiler. Birbirinden şık ve seçkin davetlilerin katıldığı düğünde salon özel olarak farklı ışıklarla süslendi.

208 VOLKAN BERBEROĞLU

İLKEM SÖYLEMEZ, LEVENT BARLIK, TUĞÖE İKİZ

TUTKU DEMİREL

ORHAN ÖZTIRAK, YELİZ ADALIER


209


MAG düğün

ÖMER İÇKALE, ECE DOĞANOĞLU

YAĞIZ GÜLENER, BİRCE GÜRBAȘKEN

GÖZDE-ÖZGÜR PEKER

Çiftin nikah şahitliğini AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Dışişleri eski Bakanı Hikmet Çetin, Bayındırlık eski Bakanı Şerafettin Elçi, İşadamı Mithat Yenigün, Neşe Akpınar ve Feyda Güneş üstlendi. Nikah töreninin ardından Demet Akalın sahne alarak, konuklara müzik şöleni sundu.

lası için Daha faz .tr dergi.com g a .m w ww

FERSAN NARLI

210

ȘENAY-HALİT DAĞLI

ÖZLEM BÜYÜKHANLI, EMİR ULUSOY

ÖMER-ZEYNEP EDİZ

NEȘE-KADİR AKPINAR


211


212


213


MAG nişan

BİLLUR, CÜNEYT-ERSİ TURNAOĞLU

Düğün Haziran’da

İREM TURNAOĞLU, LEVENT ÖCAL

214

EMİNE-BÜLENT ÖCAL

MİNE ALKIȘ


Gecede, mutlulukları yüzlerinden okunan genç așıkların nișan yüzüğünü, İrem Turnaoğlu’nun çocuk doktoru ve aile dostları Yavuz Gürer taktı.

FETİH-FUNDA TURNAOĞLU

Özel Tunalı Gayrimenkul’ün sahibi İrem Turnaoğlu ile Trio Grup Turizm ortaklarından Levent Öcal, Büyükhanlı Park Otel’de gerçekleştirilen bir nişan töreniyle evlilik yolunda ilk adımı attılar. 4 yıl önce arkadaş ortamında paintball oynarken tanışan çift, 2011 Haziran ayı için evlilik planları yapıyor.

BAHAR ERȘEN, BARAN ÖNDER

EZGİ TEKİN, ZEYNEP ÇELİKÖZ

VEDAT GÜRSES, ÇAĞATAY YILDIZ

MURAT TURNAOĞLU, 215 PINAR ÖZDEMİR


Ixora

MAG yarışma

YeniYüzünü Seçti Ünlü kozmetik markası Ixora, Swissotel Ankara’da gerçekleştirilen finalle yeni reklam yüzünü seçti. 700 yarışmacının arasından bayanlarda Esra Özyürek, erkeklerde ise Hayri Kellerlioğlu birinci geldi.

HAYRİ KELLEROĞLU, ESRA ÖZYÜREK

BERİL ÇAVUȘOĞLU, VATAN ȘAȘMAZ

Tuğçe Yulaç, Ömer Faruk Dağlar, Vatan Șașmaz, Ayșenur Kıran, Beril Çavușoğlu, 216 Sercan Kantarcı ve Uğur Okçu’dan olușan jüri, seçim yaparken hayli zorlandı.

AYȘENUR KIRAN


217


MAG yarışma

TUĞÇE YULAÇ, ÖMER FARUK DAĞLAR, AYȘENUR KIRAN, SERDAR CESEN, MÜGE ÇAYIR, HAYRİ KELLERLİOĞLU, ESRA ÖZYÜREK, NAZLI GÜL, BURAK GÖKBULUT, BERİL ÇAVUȘOĞLU, SERCAN KANTARCI, UĞUR OKÇU

Ixora Yönetim Kurulu Bașkanı Ömer Faruk Dağlar, birinci seçilen Hayri Kellerlioğlu’na ödül verdi.

Yarıșmanın kadın yüzü seçilen Esra Özyürek ödülünü Vatan Șașmaz’ın elinden aldı.

Ixora Yönetim Kurulu Bașkanı Ömer Faruk Dağlar, editörümüz Beril Çavușoğlu’na ve Ankara Life dergisi Sercan Kantarcı’ya jüride yer aldıkları için teșekkür plaketi verdi.

218

İkinci seçilen Müge Çayır’a ödülünü ve hediyelerini editörümüz Beril Çavușoğlu takdim etti.


219


Lüfer

Kalkan

Barbun

Istavrit

Kalamar

Somon

Kefal

Levrek

En İyi Balık

Hamsi

"Tunalı Balıkçısı"nda Ankara’nın en güzel caddelerinden Tunalı Hilmi Caddesi’nde sıcacık ortamı, güler yüzlü personeli ve leziz menüsü ile konuklarına kendilerini evlerinde hissettiren yepyeni balık restoranı Tunalı Balıkçısı ile menüsü, spesiyalleri ve balık kültürü hakkında konuştuk. Tunalı Balıkçısı İşletme müdürü Recep Özen sorularımızı yanıtladı.

Hamsi

Tunalı Balıkçısı’ndan ve çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz? Bizimle beraber çalışacak arkadaşlarımızı mesleklerindeki profesyonelliklerini ve sıcakkanlı tavırlarını göz önünde bulundurarak seçmeye özen gösteriyoruz. Konuklarımızın kendilerini rahat hissettikleri, huzur veren pozitif enerjisi ve dekoruyla fark yaratan Tunalı Balıkçısı’nı, işletme sahibimiz Sedat ÇETİN öncülüğünde 2010 yılı sonunda hizmete açtık. Ayrıca sosyal sorumluluk faaliyetlerinde bulunmakla ilgili projeler üzerinde çalışmalarımız sürmektedir.

Levrek 220

Kalamar

Şu anda Ankara’ya yeni giriş yapmış olan Tunalı Balıkçısı sürekli proje geliştirerek yeni tatlar ve lezzetler yaratıp, yeni reçeteler üreterek çok zengin menü yelpazesine sahip olması itibari ile haftanın 7 günü faaliyet göstermektedir. Meze yelpazenizden söz edebilir miyiz? Farklı mezeleriniz nelerdir? Meze tutkunları için yepyeni lezzetler ve yenilikler zincirine her gün bir yenisini ekleyen, mesleğinde uzmanlaşmış mutfak şefimiz Emrah DEMİRTAŞ ustamızın öncülüğünde, profesyonel kadromuzla Türk, Rum ve Ege Mutfağı’ndan en güzel örnekleri müşterilerimize sunmaktayız. Mutfağımızın en önemli özelliği ise her yaşa hitap ediyor olmasıdır. Tabi ki mezelerimizin tamamı çok beğeniliyor ve misafirlerimizin talepleri doğrultusunda en çok istenen mezelerimiz arasında kendi hazırladığımız balık pastırması,

Palamut

Somon

Çupra

Bu Bir İlandır.

Lüfer

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kaç yıldır bu sektördesiniz? 1975 Erzincan Kemaliye doğumluyum. 1989’dan beri Ankara başta olmak üzere İstanbul, Bodrum ve Çeşme gibi şehirlerimizin sayılı işletmelerinde komilikten başlayarak çalıştım.


Hamsi

Palamut

Kefal

Tunalı Balıkçısı’nı diğer restoranlardan ayıran farklar nelerdir? Tunalı Balıkçısı neden tercih edilmelidir? Konuklarımıza dostları ve sevdikleri ile paylaşabilecekleri eşsiz Tunalı Hilmi manzarası, uygun fiyat aralığıyla, karşılıklı güven ve saygıya dayalı sımsıcak hizmet alabilecekleri bir mekan yarattık. Türk, Rum ve Ege Mutfaklarından kendi spesiyallerimizi, özgün ve kaliteli lezzetleri kısacası doyumsuz tatlar ile dolu menümüzü müşterilerimize sunmak için ekip olarak yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Ayrıca konuklarımızın araçlarını da unutmadık. Profesyonel valelerimizle birlikte restoranımızın otoparkını da ücretsiz olarak hizmete açtık.

Levrek

Şu anki ilgiden memnun musunuz? Evet. Tunalı Hilmi Caddesi’nin son yıllarda eskisi kadar revaçta olmamasına rağmen caddeye yeni bir canlılık

Kalkan

Müşterilerinizin Tunalı Balıkçısı’nda tadabilecekleri spesiyaller nelerdir? Kendimize özgü pişirme t ekniklerimizle balık ızgaralardan buğulamalara; levrek sarmadan Titanik’e, pulunu temizlemeden yapılan balık pişirme tekniklerine, kendi yorumumuzla hazırlanan karidesli dil şişimize; Karadeniz yöremize ait olan çalar balığına, kalkan tandırımızla birlikte birçok spesiyallerimiz mevcuttur. Ayrıca Antalya’dan getirttiğimiz taze ot ve yeşilliklerden oluşan salatalarımızı, spesiyal tatlılarımızı ve diğer özel lezzetleri tatma imkanı bulacaksınız.

Balıkların yağlı olduğu mevsimlerde ızgarası veya tavası tercih edilmelidir. Siyah etli balıklar daha az yağlıdır ve daha az jelatin içerir. Örneğin; Nisan ayı kalkan, sinarit, mercan, levrek, çalar balığının iyi zamanlarıdır ve bu önemde yenilmesi tavsiye edilir.

çinekop

Ara sıcaklarınızdan da bahsedebilir miyiz? Tunalı Balıkçısı’na gelip, mutlaka denemelisiniz dediğiniz ara sıcaklarınız nelerdir? Menümüzde bulunan 35’in üzerinde birbirinden farklı, özenle hazırlanan ara sıcaklarımızı; geleneksel sunum ve hazırlamanın haricinde kendi yorumumuzu da katarak misafirlerimizin beğenisine sunuyoruz. Kağıtta ahtapot, balık mantısı, istiridye kabuğunda Tunalı Kokteyli, kadayıflı karides, deniz ürünleri güveci ve daha birçok farklı ve lezzetli ara sıcak çeşidimiz bulunmaktadır.

Mezgit Hamsi

lakerda, banana karides, hardallı levrek marin, patlıcan sepeti, düğmeli ahtapot, pesto soslu kalamar bacağı ve daha birçok mezemizi sayabiliriz.

Somon

Barbun

Biraz balık kültüründen bahsedecek olursak hangi balık, hangi mevsimde tercih edilmelidir? Ayrıca hangi balık nasıl pişirilmelidir? Her balığın kendine has pişirme tekniği vardır. Bizi diğer işletmelerden ayıran özelliklerden bir diğeri de her balığı cinsine göre farklı bir pişirme tekniği ile konuklarımıza sunmamızdır. Deniz balıkları siyah etli, beyaz etli, yerli ve göçmen olarak sınıflara ayrılırlar. Beyaz etli balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır. Jelatin içerdiğinden sebzeli buğulamaya daha elverişlidir.

Kalkan

getirdiğimizi düşünüyorum. Konuklarımızla yaptığımız sohbetlerde bunu daha net anlıyoruz ve bu da bizi her geçen gün daha da gururlandırıyor. Ayrıca bu kısa zamanda gösterilen ilgiden çok memnunuz. Son olarak MAG Dergi aracılığıyla Tunalı Balıkçısı ailesi olarak bizi hayatlarına katan, takip eden, ziyarette bulanan tüm konuklarımıza teşekkür etmek isteriz.

ADRES Tunalı Hilmi Cad. 106 / 5 Çankaya - ANKARA T: 0312 426 27 28

Levrek

Barbun

Dil

Karides

Hamsi 221


MAG davet

Aloha Evleri’nde Kar Keyfi Ankara’da etkili olan yoğun kar yağışı nedeniyle, okullar ve pek çok kuruluşun çalışanları da idari izinli sayıldı. Yıllardır özlenen yoğun kar sayesinde bazıları da keyifli aktiviteler düzenledi...

Aloha Evleri sakinleri, bu tertemiz ve bembeyaz güzelliğin tadını Aloha Evleri bahçesindeki Gazebo’da ve onun verandasında çıkardılar. Barbeküden ikram edilen sıcak köfteler ve sucuk ekmekler herkes tarafından oldukça büyük rağbet gördü. Aloha Evleri’nin çocukları karların içinde yuvarlanıp oynarken, büyükler ve gençler Gazebo’da bulunan büyük şöminedeki yanan odunların sesi ve Flemenco tarzı canlı gitar performansı eşliğinde sıcak şarap içerek zaman zaman şarkılara eşlik ettiler.

222


Diyet tedavisinde psikolojik destek;

Beslenme ve Diyet Uzmanı Bahar Demirkıran Anlatıyor… Diyetisyen Bahar Hanım’a göre diyet tedavisinde gerekli durumlarda psikolojik destek almak çok önemli ve gerekli. 2007 yılından bu yana faaliyet gösteren Bahar Demirkıran Beslenme Danışmanlığı Merkezinde sıklıkla psikolok desteğine başvurduklarını dile getiren Bahar Hanım bu desteğin özellikle uzun soluklu diyet tedavisinde oldukça kritik olduğunu söyledi ve bu durumu şöyle açıkladı; “kimi zaman fazla kilolu danışanlarımız ile yürüttüğümüz tedavi uzun sürebiliyor, tabi diyetin uzun sürmesi danışanımızın motivasyonunu da düşürüyor. Böyle durumlarda psikolog yardımı almak çok işe yarıyor. Aksi takdirde kişi kolaylıkla diyetten kopabilir. Psikolog yardımı almak kişilere neden bu yola girdiklerini, başta ne kadar hevesli olduklarını hatırlatıyor, motivasyonlarını tazeliyor”.

BU BİR İLANDIR

Bahar Hanım’a göre diyet tedavisinde psikolog desteğine baş vurmayı gerektiren bir diğer önemli alan da diyete uyum problemleri. Bu problemler kimi zaman ev ve iş yaşantısını diyete göre organize edememek gibi basit problemler olsa da kişiler bunu tanımlayamadığından bir türlü çözülemiyor. Bazen problemler daha karmaşık oluyor ve yeme bozukluğuna işaret ediyor. Obezite ve yeme bozukluğu çağımızın problemidir. danışanlarımın çoğu yanlış beslenme alışkanlıklarından muzdarip olmakla beraber tek sorun bu değil. Bazıları yemeyi yaşamdaki keyif veren tek unsur gibi algılıyor. Ben de onların başında katı öğretmen gibi kalıyorum. Psikolojik tedavi danışanlarıma yaşamda yiyeceklerden başka güzellikler olduğunu hatırlatıyor. Güzel giyinmeyi, makyaj yapmayı, spor yapmayı vs. da listeye ekleyince diyete uyum kolaylaşıyor elbette, fazla kilolardan kolaylıkla kurtuluyoruz. Yaygın bir diğer sorun da mutsuzken yeme, bazı danışanlarımız teselliyi yiyeceklerde buluyor. Bunu da psikolojik tedavi ile aşmaya çalışıyoruz. Bence en önemli kısmı şu ki, özellikle bu sorunlarını aşabilen kişiler diyet sonrası kilo kontrolünde de zorlanmıyorlar. Daha fazla bilgi ve sorularınız için www.bahardemirkıran.com adresinden ulaşabilirsiniz. Dyt. Bahar Demirkıran Beslenme ve Dİyet Uzmanı Tel: 0 312 443 00 87 223


224


225


MAG düğün

Renkli Düğün SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU

BEHİYE-ORKUN ÖZKAN

Üç yıl önce tanışan Makine Mühendisi Çağlar Yüksel ile Bankacı Damla Özkan, şık bir düğün töreniyle hayatlarını birleştirdiler.

226

DAMLA ÖZKAN-ÇAĞLAR YÜCEL

SEMA-HAKAN AKSÜYEK

ZEKİ-ȘULE EKEN


İLKER-DENİZ ÖZKAN, NİMET-MEHMET VEYSİ YÜCEL

ȘEKİP-YEȘİM ENSARİ

PINAR AKSOĞAN, YASEMİN SAVAȘAN

n ninin ardında re tö h a ik n e d Gece i yapıldı. dans gösteris

Arkadaş ortamında tanışan çift, geçtiğimiz Kasım ayında nişanlanarak evlilik yolunda ilk adımı atmışlardı. Nikah şahitliklerini Hakan Aksüyek ve Kamil Yıldırım’ın yaptığı gecede çiftin ailesi ve yakın arkadaşları da bu mutlu günlerinde gençleri yalnız bırakmadılar.

TOLGA AKSÜYEK, HANDE ÖZSOY

EREN YILDIZ TEKİN, DAMLA HACIBEKİROĞLU

BERİL ÇAVUȘOĞLU, EMRE ENSARİ, ZEYNEP ARTIȘ

EKİN AKSÜYEK

227


MAG sergi

Geceye bayan sanatseverler yoğun katılım gösterdi.

Bedri Baykam PETEK ESKİOĞLU

TUĞBA SOYDAȘ

Galeri Kara’da

Bedri Baykam uzun zamandan sonra Ankara’da bir sergi gerçekleştirdi. “İçim Parçalanıyor” adını verdiği sergide Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma bir gönderme yaparak, endişelerini dile getirdiğini belirtti. Galeri Kara’da gerçekleştirilen sergiye birçok Ankaralı sanatsever katılım gösterdi. BEDRİ BAYKAM

228 EMİNE ÜSTÜN, SİBEL KALKAN

CEYDA AKIN

NURDAN ATLI, SEVİL SALİHOĞLU

BERKAN-ÇAĞLA BAYKAM


229


MAG deco trend

Retro çizgide bir tasarım yaratmaya çalıștık…

Çalışanına Değer Vermek Budur İşte…!!! Hayatımızın büyük bir kısmını işgal eden ve bu “modernleşme” adı altında “mekanikleşmiş” dünyanın zorunluluğu haline gelmiş olan “iş hayatı” ve bunu yaşadığımız mekanlar, çoğu zaman bizleri bunaltır… ve hatta boğar!..

Ö 230

rneğin ben! Çalışmaktan nefret edenlerden biriyim!.. İnanın hiç sevmedim çalışmayı!.. Hayatı ve işimi bir “oyun” gibi görmesem, her gün ofise değil oyun parkına gidiyorum diye çıkmasam evimin kapısından, hayatta katlanamazdım bu rutine!..

Dünya çapında müthiş başarılar elde etmiş bir grubun Ankara’daki merkez ofis binasının iç mimari dekorasyonunu tamamladık geçen günlerde. İnanılmaz keyif aldığım bir proje oldu.Yaklaşık 20.000 m2’lik dev bir binayı dekore ettik. Toplantı salonları, yönetim kurulu katları, spor salonları, konferans odaları... Dizayn ederken en çok eğlendiğim alanlar ise personel yemekhanesi ve onun içerisindeki minik coffee-shop oldu…


Gruplar için de uzun yemek masaları düșünüldü… Ama fosforlu renklerde!

Restoran bölümünde standart yükseklikteki yemek masalarının yanı sıra 110 cm yüksekliğinde üniteler de kullanıldı.

Mekanın içerisinde gerek duvarlarda gerekse kanepelerin üzerlerindeki yastıklarda Audrey Hepburn’ün, James Dean’in ve Marilyn Monroe’nun siyah beyaz fotoğraflarını kullanma fikri genel koordinatörümüz Esin Cankılıç’tan çıktı.

Aldığımız duyumlara göre șirketin personel yemekhanesini dıșarıdan görenler yeni açılan bir restoran zannedip içeriye girmek istiyorlarmıș!..

231


MAG deco trend

Coffee-shop özellikle sıcak ve sevimli bir atmosferde olmalıydı…

Personeline inanılmaz değer veren bir firma ile çalışmak müthiş gurur vericiydi… Anladım ki, dünya çapında dev bir şirket olmak öyle şansa değilmiş… Yenilikçi, ilerici ve hatta devrimci olmak gerekiyormuş… Başarılarınızda kadronuzun yani “takımınızın” emeğinin ne denli önemli olduğunu biliyor olmak ve bunun karşılığını vermek lazımmış…

Yaklaşık 1500 m2’lik bir personel yemekhanesi tasarlamamızı istediler bizden… İçinde bir de “coffee-shop” olsun dediler... Bizde ekibimle oturup renkli, sıcak, eğlenceli, neşeli mi neşeli, bir atmosfer yaratmaya çalıştık… İstedik ki, son derece sıkıcı ve stresli geçecek olan sekiz saatlik mesaileri içerisinde sürprizli, eğlenceli bir iki saat geçirsinler.. Siyah, beyaz ve yumurta sarısı renklerin kombinasyonunu her zaman sevmișimdir…

İstedikleri her gün farklı ambiyanslarda yemek yesinler…

232


233


MAG deco trend

Son günlerin en popüler malzemesi olan eski tarz mozaik karoları kullandık.

Duvardaki grafiklerin tasarımı her zamanki gibi sevgili Oktay Demirağaç’a ait…

Her gün yemeklerini farklı bir ambiyansta yesinler… Ardından da retro tarzda bir coffee-shop’ta kahvelerini yudumlasınlar… Umarım başarılı olmuşuzdur… Ne dersiniz??? Tasarım: PROFİT NEŞET GÜNE

Neşet Güne

nesetgune@magdergi.com.tr www.profitnesetgune.com

234


235


MAG dün, bugün, yarın

H

Sabah Sabah ve Her Zaman

Berna Sarıoğlu

bernasarioglu@magdergi.com.tr

Uyanınca bir hafif gerinme ile rahatlayan vücuduma, beynim sinyalleri göndermeye başlamıştı çoktan; Hadi hadi kalk ve yaşa…

ızlı bir programla başlayan gün, programlanmış olsa da, içindekileri renkli bir kutu içerisinde, sihirle parlayarak çapkın bir edayla sunuyordu…

Evde yapılan bir yürüyüş programı ve sıkı sıkıya uygulanarak iki ayda verilen on iki kilonun mucidi “Dukan Diyeti” nedeniyle protein içerikli bir kahvaltıdan sonra hafif bir duş çok iyi gelmişti. Zihnimi susturmak yerine, düşüncelerimi bir moda gösterisi izler gibi izlemeye başladım. Böylece paniğin yerini huzurlu bir dokunuş aldı. Dolabın karşısına geçtiğimde, en çok zevk aldığım şeyi yaptım; elbiselerimi sırayla çıkartıp, deneyip, bol geldiğini deneyimlemek... Bir sene boyunca kilolarınızı gizleyerek dolaştıysanız, bunun nasıl bir mutluluğa yol açtığını sanıyorum kolayca anlayabilirsiniz… Sonrasında tepemde bir tokayla rastgele topladığım saçlarım için kuaföre gitmek üzere, evin çıkış kapısına geldim. Derin bir nefes aldım ve evrene geri gönderirken onu;

“sevgi dolu bir güne başlıyorum ve geride kalan evim de akşam döndüğümde bana neşeyle kucak açsın” ritüelimi gerçekleştirip dışarı çıktım. Harika bir gündü. Her yer kar ile kaplı, bembeyaz; güneş tepede gülümsüyordu. Arabamı karlardan temizlerken bir çocuk olduğumu hayal ettim ve eğlenmeye başladım.

236

Oğlumun okulu kar nedeniyle kapalı olduğu için dışarıda kardan adam yapıyordu. Bana temizlediğim karları geri atarak çok güzel yardımcı oldu. Öyle çok güldük ki, sonunda dayanamayarak; “Anneciğim gitmesen, kalsan, çok komiksin” dedi. Oysaki daha bir gün önce tüm gün boyunca oynamış, oynamıştık. Ondaki bu bıkmaz, usanmaz neşeye ve isteğe gülümseyerek gözlemci oldum. Ve “bir yetişkin gibi düşünmek, ancak bir çocuk coşkusuyla yaşamak” prensibimi kendi kendime hatırlattım. Galiba kendimi yine “yaşam koşusu” çılgın bir göz kapayışla kaptırmıştım. Farkındalığım yüksek düzeyde olsa da küçük küçük dip notlara ihtiyaç duyduğum bariz bir şekilde ortadaydı. Kuaförüme gitmek üzere yola koyuldum. Arabamı dolduran müzik harikaydı. Nilüfer’in yeni albümü. Alın, dinleyin ve bir Türk sanatçı ile gurur duyun. Harikasın “Nilüfer” ve ona eşlik eden tüm diğer sanatçılar, HARİKASINIZ. Arabamı, hemen kuaförümün önündeki park yerine bıraktım. Kapılar açılmış, gülümseyen gözlerle bakan personel beni içeri buyur ediyordu. Her bir harfinde ayrı ayrı ve renkli notalar bulunan bir “merhaba”yı söyleyerek içeri girdim. Aynı şekilde karşılık alacağımı bilerek, gülümseyişin en özden gelenini daha yeni yeni gönderirken, mantom üzerimden nazikçe alındı. İşletmenin sahibi İbrahim Bey, her zamanki

profesyonelliği ama samimi gülümseyişi ile elini çoktan uzatmıştı. Yerimi aldığımda, Aslı Hanım o utangaç ama bir o kadar etkili bakışıyla; manikür veya herhangi bir ihtiyacım olup olmadığını tatlı tatlı soruyordu. Masama ise çoktan kahvem gelmişti. Ama o ne sunum! Sanki piyasa bir cafeye gelmişim gibi. Beyaz dikdörtgen bir seramik tepside; kahve fincanı, bir adet gül, tarçınlı kurabiye ve şık bir bardakta su. Yiyecek ve içecek müdürü Cem Bey, kibar bir eğilmeyle ve gülümseyişle, bu görsel neşeyi sunmuştu. Tüm personel arı gibi çalışıyordu. Marka olmuş bir yerdeydim. Yıllardır ismi iyi bilinen bir kuafördeydim. Biliyorum. Tüm anlattıklarım, olmazsa olmazlar diyebilirsiniz. Tamam, biliyorum haklısınız. Ancak benim yukarıdakileri sıralamamın sebebi başka. Bu kuaförde bir “ruh” var. Sıcacık ve insanı saran bir ruh; yerin kendi ruhu. Başta başlı başına kendisi bir marka olan İbrahim Bey olmak üzere tüm personel; “Biz burada sanat yapıyoruz ve bunu da ruhumuzu koyarak yapıyoruz” gibi bir söylemi sessiz titreşimlerle havaya yayıyorlardı. Pozitif enerji her yerdeydi. Tuvaletler temiz, yerler her daim pırıl pırıl ve saç dışında sunulan tüm faaliyetleri de başarılı olan “Beysupark Paris Kuaför”e koca bir BRAVO! Tanıştığımıza memnun oldum. Hep bu satırları hatırlayarak yaşa ve daha neyi sunabilirim diye tasarla. Amatör bir sevgi salınımını ruhunda barındırarak, profesyonelce hizmet ver ve yıllar boyunca ömürlü ol.

Sevgiyle paylaştım ve severek okuyun. O güzel gözleriniz hep ışıltılı olsun.


237


MAG gurme

Sıcak Günlere

Hafif Başlangıçlar Ali Açıkgül

www.chefali.com - ali@chefali.com

Güneșin içimizi ısıtmaya bașladığı bu günlerde, sizinle ferahlatıcı, sağlıklı bir içecek ile hafif ve doyurucu bir yemek tarifini paylașmak istiyorum...

Strawberry Explosion MALZEMELER • 400 gr çilek • 200 gr yoğurt • 60 ml krema • 4 yemek kaşığı pudra şekeri

HAZIRLANIŞI Bütün malzemeleri blendıra koyup çekiyoruz, sonra da bardağa koyuyoruz... Çileğin muhteşem lezzetini ve rengini verdiği bu karışıma aileniz ve misafirleriniz tam anlamıyla bayılacaklar. Son derece pratik ve kolay malzemelerin karışımıyla yaratacağınız bu çilek bombardımanını sunarken bir kokteyl bardağı kullanmanızı, köşesine de bir çilek kondurmanızı tavsiye ediyorum.

Hellim Peynirli Ilık Kabak Carpaccio (4 kişilik) MALZEMELER

SOS İÇİN

• 4 adet kabak • ¼ bağ dereotu • 1 paket hellim peyniri • 10 adet çeri domates • ½ bağ roka • Tuz • Karabiber

• ½ fincan balsamik sirkesi • 1 fincan zeytinyağı • ½ çay kaşığı Tuz • 1 çay kaşığı Şeker

HAZIRLANIŞI Kabakları ince ince doğruyoruz tabağa diziyoruz, üzerine sos ve tavla zarı büyüklüğündeki doğradığımız hellim peynirlerini diziyoruz. Çeri domateslerini ikiye bölüp kabakların üzerine koyuyoruz. Daha sonra tuz ve karabiber atıp 200c fırında 10 dakika veya salamadır 5 dakika tutup üzerine roka ile servis yapıyoruz. 238


239


MAG popüler

Dee Dee’den Mustafa Deniz Türkoğlu denizturkoglu@magdergi.com.tr

Sevgilerle

Kültür maratonuna bir albüm tanıtımı ile başlıyoruz. Nerhan Hepşen’in Ossi Müzik etiketiyle piyasaya çıkaracağı “Bi’ Özet Bu” adını taşıyan albümü, onun için müzik dünyasına atacağı ilk adım olacak. Gerçi “KenarDA KöşeDE” isimli radyo programı nedeniyle uzun yıllardır müziğin içerisinde...

A

lbüm tanıtım toplantısında göçmen bir ailenin çocuğu olduğunu ve hayatı boyunca kelimeleri, cümleleri biriktirdiğinin altını çiziyor. Ayrıca o gün daha önceden “Üç Vakit Ayna” diye çıkarttığı şiir kitabını bizlere hediye etti. O zaman farkına varıyor zaten insan, albümündeki tüm söz ve bestelerinin haklı olarak kendisine ait olduğuna. Kitabı karıştırmaya başlayınca kimi sayfalarda mavi ve siyah tonlarında resimlere rastlıyorsunuz, resim diyorum çünkü fotoğraf değil, suluboya çalışmaları her biri. Şiirler sayfalarda aynadaki gibi yansıtılarak yazılmış, kimi yansımalar vurgulanmış hatta. Bu arada sonuna söz ve müziği kendisine ait olan “Anne” adlı şarkısını CD formatında eklemişler. Kapak çalışması Günseli Kato’ya ve ön yazısı ise Mine Kırıkkanat’a ait. Anlayacağınız sanat dolu bir şiir kitabı. Bu arada bir matematikçi olarak kendi hakkında yazıklarını çok eğlenceli ve içten buldum ne de olsa Nerhan’da bir matematikçiymiş.

240

Gelelim albüme. 10 şarkıdan oluşan albümün prodüktörlüğü, sanat yönetmenliği, söz ve besteler hepsi Nerhan’a ait. 8 şarkının düzenlemesi ise 90’lı yıllarda başarılı işlere imza atan Reha Falay’ın. Bundan ötürü “Saatli Mağrif”de (ki oradaki herkesin ilgisini en çok çeken şarkı o oldu) 90’ların havasını yakalıyorsunuz. “Yorma Beni İstanbul” şarkısına düet yapmış, hatta şarkının sonuna doğru bir de flamenko

feryadı duyuyorsunuz. Şarkılarında Akdeniz ve Balkan melodileri de yer almakta. “Çalkala” adlı parçası ise bu yaza damgasını vuracağa benziyor. Nedeni tam Türk tipi olması, biraz vurmalı, biraz üflemeli üzerine de günümüzün pop dans miksleri eklenmiş. Öyle ki bu şarkıya bir de Kıvanç K remiksi yapılmış. Yalnızca çok yüksek sesli müzik yapmasından dolayı ses rengi biraz arka planda kalmış.


MAG popüler

Dee Dee’den Mustafa Deniz Türkoğlu denizturkoglu@magdergi.com.tr

Sevgilerle

Kültür maratonuna bir albüm tanıtımı ile başlıyoruz. Nerhan Hepşen’in Ossi Müzik etiketiyle piyasaya çıkaracağı “Bi’ Özet Bu” adını taşıyan albümü, onun için müzik dünyasına atacağı ilk adım olacak. Gerçi “KenarDA KöşeDE” isimli radyo programı nedeniyle uzun yıllardır müziğin içerisinde...

A

lbüm tanıtım toplantısında göçmen bir ailenin çocuğu olduğunu ve hayatı boyunca kelimeleri, cümleleri biriktirdiğinin altını çiziyor. Ayrıca o gün daha önceden “Üç Vakit Ayna” diye çıkarttığı şiir kitabını bizlere hediye etti. O zaman farkına varıyor zaten insan, albümündeki tüm söz ve bestelerinin haklı olarak kendisine ait olduğuna. Kitabı karıştırmaya başlayınca kimi sayfalarda mavi ve siyah tonlarında resimlere rastlıyorsunuz, resim diyorum çünkü fotoğraf değil, suluboya çalışmaları her biri. Şiirler sayfalarda aynadaki gibi yansıtılarak yazılmış, kimi yansımalar vurgulanmış hatta. Bu arada sonuna söz ve müziği kendisine ait olan “Anne” adlı şarkısını CD formatında eklemişler. Kapak çalışması Günseli Kato’ya ve ön yazısı ise Mine Kırıkkanat’a ait. Anlayacağınız sanat dolu bir şiir kitabı. Bu arada bir matematikçi olarak kendi hakkında yazıklarını çok eğlenceli ve içten buldum ne de olsa Nerhan’da bir matematikçiymiş.

240

Gelelim albüme. 10 şarkıdan oluşan albümün prodüktörlüğü, sanat yönetmenliği, söz ve besteler hepsi Nerhan’a ait. 8 şarkının düzenlemesi ise 90’lı yıllarda başarılı işlere imza atan Reha Falay’ın. Bundan ötürü “Saatli Mağrif”de (ki oradaki herkesin ilgisini en çok çeken şarkı o oldu) 90’ların havasını yakalıyorsunuz. “Yorma Beni İstanbul” şarkısına düet yapmış, hatta şarkının sonuna doğru bir de flamenko

feryadı duyuyorsunuz. Şarkılarında Akdeniz ve Balkan melodileri de yer almakta. “Çalkala” adlı parçası ise bu yaza damgasını vuracağa benziyor. Nedeni tam Türk tipi olması, biraz vurmalı, biraz üflemeli üzerine de günümüzün pop dans miksleri eklenmiş. Öyle ki bu şarkıya bir de Kıvanç K remiksi yapılmış. Yalnızca çok yüksek sesli müzik yapmasından dolayı ses rengi biraz arka planda kalmış.


Dee Dee sahnede yer yer Billie Holiday oldu. ’86 ve ’87 yıllarında Paris ve Londra’da Lady Sings The Blues adlı oyunda Billie Holiday’i canlandırarak Tony ödülü kazanmıştı. Yıllar sonra Billie’ye saygı duruşu olarak yaptığı bu projedeki şarkıları ile sahnede adeta hepimizi büyüledi.

Ses renginin güzelliğini ise kapanışta söylediği “Bi’ Özet Bu” baladıyla daha da net anlıyoruz.

titreşimi arttırıcı ara ara sadece tekli notalar duysaydık işte o zaman her şey tamam olurdu.

Akşamına CRR’de dünyada artık bir efsane olarak anılan ve aramızdan ayrılışından kısa bir süre önce kurduğu vakıf ile adı yaşatılan Antonio Gades‘in 1974‘te baleye uyguladığı 1928’te Federico Garcia Lorca tarafından yazılan Kanlı Düğün’ünü izledik. Vefatından sonra uzun yıllardır beraber çalıştığı dansçıları, orkestrasında yer alan arkadaşları tarafından orijinalliği bozulmadan, Gades’in bıraktığı hali korunarak devam ediyor bu gösteri. İki bölüm olarak sahnelenen gösterinin ilk kısmında gerçek bir İspanyol hikayesi olan ve içinde folklorik öğeler barındıran Kanlı Düğün’ü, ikinci kısmında ise 8 bölümden oluşan geleneksel Flamenko danslarını içeren, klasik niteliğindeki Suite Flamenca yer alıyor. Kanlı Düğün 1980‘de Carlos Saura ve Antonio Gades tarafından filme alındı. Bu arada kostümler dönemi yansıtmakla kalmıyor, sahnedeki ışık tasarımıyla beraber adeta o dönemi yaşatıyor. Meşhur yavaşlatılmış düello sahnesinde ise herkes nefeslerini tuttu. Sanki gerçektende evde DVD oynatıcıda slow-motion modda izliyorduk onları. Bana göre bıçaklar rakipler arasında parlarken, arka fonda heyecanı ve

İkinci bölümde izlediğimiz Suite Flamenca’da ise Gades’in Flamenko dansına olan bakış açısını öğreniyoruz. Bir geçiş niteliğinde olan bu kısımda kıyafetler olabildiğince düz, flamenkonun renkli fırfırlı etekleri ve kırmızısı yerini gri ve kahve tonlarına bırakmış. Bunun nedenini de Gades zamanında, dansçılarının performanslarının daha ön planda yer almasını istediğinden yaptığını açıklamış. Sona saklanan beyaz kıyafetlerin iç fırfırlarındaki birbirinden farklı renkler ile erkek dansçıların yeleklerinin arka saten kumaşları arasındaki uyum gözümüzden kaçmadı. Bu arada canlı olarak söylenen Flamenko şarkılarındaki tutku ve gırtlak nağmeleri başlı başına alkış kopardı. Anlayacağınız Flamenko gösterisi hem göze hem de kulağa hitap ediyordu. Ve kapanışı 40 yılı aşkın süredir kendine özgü stiliyle jazz söyleyen, Grammy ödüllü ayrıca bir de Tony ödülü bulunan ünlü caz vokalisti Dee Dee Bridgewater ile yaptık. Son albümü Eleanora Fagan: To Billie With Love From Dee Dee’den şarkılar seslendiren

Oyunculuğunu şarkı söylemesine de ekleyen Dee Dee, cinselliğe atıfta bulunduğu esprilerle hepimizin gözünden yaş getirdi. Orkestrasındaki müzisyenlerine ara ara takılarak onlar üzerinden nerdeyse her birimizi baştan çıkardı. Şarkılar arasında yaptığı küçük konuşmalar öncesinde eğlendirici olsa da sona sakladığı şarkılarından biri olan Strange Fruit’u söylerken ciddileşti. Çünkü şarkı Afro-Amerikan’ların KKK örgütü tarafından gördükleri zulmü anlatıyordu. Kendi iç politikalarına yaptığı göndermelerden sonra gene çok konuştum diyerek dudaklarını dikiyormuş gibi yaptı. Kıyafeti, sahnedeki duruşu ve altını çizdiği platform topuklu ayakkabıları ile adeta genç bir kız gibiydi. My Mother’s Son In Law (Annemin Damadı) adlı şarkıyı söylemeden önce kaynana olgusuna gönderme yaptı ve 3 kez evlenen birisi olarak, günün birinde evlenecek olanlara o soru ile karşılaştıklarında iyi düşünmeleri gerektiğini belirtti şaka ile karışık. Kimi şarkılarında jazz doğaçlamaları yaptı hatta bir ara en sevdiği enstrüman olan trombon sesini çıkartarak solo performans sergiledi. Gecenin onurlandırılan sanatçısı olan Billie Holiday’i insanların karalamaya çalıştığını ama onun döneminin çok ötesinde bir sanatçı olduğunu belirterek tüm İstanbul’a teşekkür etti. Billie’nin hayat öyküsünü ve Strange Fruit şarkısının temasını ne kadar acı verici olduğunu bilen biri olarak aklıma George Orwell’in ünlü romanındaki cümle geldi, “Herkes eşittir, ama kimileri daha eşittir!”

241


242


243


MAG sergi

İstanbul’da Dinazor Sergisi

HASAN, ALİ, CEM, AYȘE ERDEM

SITARE ,ASLI AKDİLEK

Dünyaca ünlü Natural History Museum “Dinozorlara Yolculuk” adlı sergisi İstanbul Torium Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirilen bir davetle açıldı. Etkinlikte birçok ünlü isim çocuklarıyla birlikte bu unutulmaz günde doyasıya eğlendiler. Yaklaşık 250 yıldır doğal hayat ile ilgili bilgiler veren Natural History Museum’un (Doğa Tarihi Müzesi) “Dinozorlara Yolculuk” aileler ve çocuklara keyif dolu bir gün yaşattı.

KEMAL GÜRKAYNAK, ZEYNEP TORUN, İLHAM İNAN DÜNDAR, YALÇIN BALCI

244 KERİM, ȘEBNEM DERELİ

ZEYNEP, YASEMİN AKDEMİR

ELİF, KEREMCAN GÖNLÜM, ALİ, GÜL SAYGI


245


MAG hayat

Banu Akpınar Aksu

banuaksu@magdergi.com.tr

Baharın Renkleri İçimizdeki Çocuk

Bahara merhaba dediğimiz bu günlerde hepimizde eminim ki bir kıpırtı, heyecan başladı. Bunun sebebi havaların ısınması ile birlikte doğadaki renklerin canlanması ve bunun bizim üzerimizde yarattığı pozitif enerji diye düşünüyorum. HRS Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nden, psikolojik danışmanımız sevgili Canan Şaman Diler ile baharın renklerinin bizler üzerindeki etkisi hakkında konuştuk. “Baharın Renkleri - İçimizdeki Çocuk” başlığı ile bu konuda bize güzel bir sunum yaptı…

B

ahar mevsimi geldi, saat işlemeye başladı. İçimizde yavaştan bir kıpırtı ve yarattığı heyecanlar var. Gözlerimiz, çevremizde olup bitenleri merakla izliyor.

Mevsimler değişiyor, zaman akıyor, dönüşüyor mekanlar, değişiyor doğanın pusulası. En çok da renkler gözlerimizi şenlendiriyor baharda ve yazda. Cıvıltımıza, kıpırtımıza sanki sembol oluyorlar. Hemen herkese yansıyan bahar enerjisi bizi biraz çocuksu duygulara, çocukluğumuza yaklaştırıyor. Kendimce, renklerin gizeminin en çok çocukların farkında olduğunu düşünürüm. Çünkü onların özgür ifadeleri renklerle can bulur. Duygularını renklerle kolayca anlatırlar. Hislerimizi hepimiz adına dillendirirler. Diğer gözler de görsün diye, içine bir tutam da güzellik katarlar.

resim yapmayı öğrenmek bütün bir ömrümü aldı.” derken çocuğa hayranlığını gizlememiştir. Çocuklardan ilham alacağımız çok şey var. Okulöncesi ve ilköğretim 1.-2. sınıf öğrencilerine “Renkler size ne ifade ediyor?” sorusunu sordum. Yanıtları sizlerle paylaşmak isterim:

YEŞİL: Doğayı, ormanı, bitkilerin yapraklarını, bir de şirin bir kurbağayı. PEMBE: Gökkuşağı rengini, tozpembe bir çiçeği, en sevdiğim elbisemi.

MOR: Gökkuşağında çok var, menekşe çiçeğini.

KIRMIZI: Türk Bayrağım, makyajlardan bir renk, kocaman elma şekeri.

SARI: Güneşi tabii ki, bir de Fenerbahçe’de Yaratmaya ve üretmeye çocuk kadar yatkın bir varlık yoktur yeryüzünde. Çocuk renklerle nesneleri süsler, resme döker, form kurar. Küçük bir özendirme, onların doğal yaratma, keşfetme ve icat etme dürtülerini harekete geçiriverir. Çocuk, uygun ortam ve tutumlar bulursa, sanat yoluyla iletişim kurabilir. Her yaş ve cinsiyetten insanla, hem de kendine özgü bir hünerle becerilerini geliştirebilir. Düş gücünün doruklarında olduğundan, görsel estetik ve duyarlılığı dantel gibi işlenmelidir. Picasso bile “Bir çocuk gibi 246

var.

LACİVERT: O da Fenerbahçe’de var.

GRİ: Pek sevmiyorum, hem suluboyamda da yok! Çocukların kendi seçtiği renk çağrışımlarında da görüldüğü gibi, kavramların çoğu görsellikle algılanır. Gözler renkleri görür, tenler dokuları hisseder. Kokuları ise burun içeri alır, sonra vücudun derinliklerine işler. Doğanın tüm cıvıltısını kulak duyar, içsel bir senfoniye dönüştürür. Dil, baharın müjdeci meyvesi can eriğinin ekşi tadıyla kamaşır. Çocukluğumuzdan kalan, şimdilerde pek az kullandığımızı düşündüğüm renklerle hayat bulalım bu bahar... Bedenimizi, zihnimizi, ruhumuzu. yenileyelim. Bir çocuk gibi her renge ayrı bir değer biçelim. Saflığı, temizliği beyaz bir papatyanın “seviyor-sevmiyor” şıklarında arayalım. Güzelliğinden ilham alalım mor sümbülün, sarı çiğdemin. Yeni renkli tatlar karıştıralım öncekilere, tadalım, yeniden hayat bulalım. Arada gök gürültüsü hoplatsa da yüreğimizi, esip yağdıktan sonra çıkan güneşe sevinelim. Gün ışığının sürprizi bir gökkuşağı görünce şaşıralım, kahkahalar atalım.

BEYAZ: Tül, koltuk, süslemeler, beyaz çiçek, köpek, at, martı, güvercin, kartopu.

SİYAH: Gözümün rengi, babamın saçı. TURUNCU: Sulu bir mandalina, portakal. KAHVERENGİ: At, çikolatalar.

Çocukların penceresinden bakalım bir de bahara. Çocuk umuduna bürünelim, olabildiğince “kendimiz” olalım. Merak güdüsünün peşine takılalım, Kavrayalım dünyayı sil baştan. Üretelim ki, tutunalım hayata; yaratalım ki, anlam katalım yaşadıklarımıza...


247


MAG haber

Ödüle Özel Kutlama

AZMİ KELEMCİSOY EKİBİYLE BAȘARISINI KUTLARKEN OLDUKÇA MUTLU GÖRÜNÜYORDU.

BMW Group Distribütörü Borusan Otomotiv’in bayileri, BMW AG’nin dünya çapında ilk kez uygulamaya başladığı Bayi Kalite Yönetimi (QMA) denetiminde uluslar arası bir başarıya imza attılar. Bu sene Borusan Oto Çankaya, tüm BMW bayileri içinde En Müşteri Odaklı bayi seçildi. Ankara’daki Borusan Oto, satış ekibinin katılımıyla, The Raffine Restaurant’ta kutlama yemeği gerçekleştirdi. Gecenin ev sahipliğini Borusan Oto Ankara Genel Müdürü Azmi Kelemcisoy yaptı.

Altıparmak’tan Özel Davet

ALİ, SADIK, ALP ALTIPARMAK

Yaklaşık 25 yıldır turizm sektöründeki başarılı faaliyetleriyle tanınan Sadık Altıparmak özel bir davet düzenledi. Altıparmak, yoğun geçen bir dönemin ardından yeni sezona girerken özel bir kokteyl gerçekleştirdi. Düzenlenen davete Altıparmak Ailesi ve yakın dostları katıldı.

248

MUSTAFA ESKİL, ALP ALTIPARMAK, ALİ ESKİL, ASIM, SADIK, ALİ ALTIPARMAK


249


MAG kelebek

Tuğçe İnal

Lake Geneva Lifestyle ...

tugceinal@magdergi.com.tr

Genç bir kız için evden ilk uzaklaştığı şehir ilk aşkı gibidir… Benim için Cenevre, “Senden önce… Senden sonra” şarkısı gibidir…

H

ayatımın en güzel bir senesini geçirdiğim minik ama kalbi büyük ülke İsviçre… Ve bu ülkenin “Büyük şehirlerinin en küçüğü ya da barış şehri” diye bilinen baş tacı şehri, Zürih’ten sonra en popüler kenti ve Cenevre Kantonunun başkenti, UN Organizasyonlarının enternasyonel ana merkezi, Lac Lemanı kucaklayan ve sarmalayan parkları ve dar sokaklarıyla, şık butikleri ile rahat rahat keyifli bir gezinti yapabileceğiniz İsviçre’nin gözbeği Cenevre. Gezintimize nereden mi başlıyoruz? Tabii ki bu hip kentin enfes, leziz bir o kadar da niş mutfağından… Yeme ve içme külltürü Cenevre hinterlantında o kadar muazzam bir şekilde harmanlanmıştır ki, Cenevre İsviçre’nin aşçılık başkenti oldu diyebilirm sizlere. Bu Ren Nehri şehrine yaratıcı yemek pişirme karakterleri ile haute mutfaklar ve bistrolar kayda değer bir sayıda etraf bölgelerde yaşayanları ve turistleri kalbine çekmeyi çoktan başardı. Ancak tabii ki örflerine bağlı Cenevre kantonu insanı geleneksel yemeklerini hiçbir zaman unutmadı ve silmedi menülerinden…

250

İlk durağımız Gordy’s Boat Restaurant… Göle sadece birkaç adım olan bu sevimli, eğlenceli, lokal restaurant Cenevrelilerin en popüler buluşma noktalarından biri. Birçok çeşit yemek alternatifi bulacağınız bu restoranda Leman Gölü manzarası eşliğinde aynı çeşitlilikteki içki menüsü ile de kokteyllerinizi büyük bir haz ile yudumlayabilirsiniz. Günlük spesiyalleri sormadan siparişinizi vermeyin sakın. Entrecote Couronnee: 2 Michelin yıldızlı bu olağanüstü restorana uğramadan terkedilmez bu şehir. Bir et bağımlısı iseniz muhakkak rezervasyonunuzu birkaç gün önceden yaptırın derim, akşamları yer bulmakta zorlanmayın. Enfes et çeşitleri ile Cenevre işadamlarının, politikacıların ve sanatçıların uğrak mekanı burası. Dekorasyonundaki samimiyet ama bir o kadar da zarif ve şık ambians sizi hiç yabancı bir yerde hissettirmeyecek kadar da sevimli aynı zamanda. “L’entrecôte Couronnée et accompagnements” ve “Médaillons de bœuf gratinés aux épinards accompagnés de bolets séchés” menüden tavsiye ettiğim lezzetlerden sadece bir kaçı… Bu arada belirtmeden geçemiyeceğim genel yemek kuralı olan ve İsviçre’nin en büyük kentinden

tutun kasabasına kadar aynı sistemin işlediğini göreceğiniz akşam yemeği saatleri 19:00-22:00 arası bu memlekette, sonra aç kalmayın... Spice’s: İşte o… Hotel President Wilson’ın içindeki muazzam lezzet köşesi. Tüm dünya mutfaklarını bir araya getiren ama klişe kelimesinin asla menüde karşılık bulmadığı bir tat diyarı... Hafızanızdan ve damağınızdan silemiyeceğiniz bir akşam yemeği için doğru adres burası. Çeşidi bol bir şarap menüsü ve klasik tatlardan uzaklaşıp değişik bir tat arayanlar hadi doğru Spice’s.. Mutfak diyarından biraz uzaklaşıp şehri şöyle bir gezelim dersek tavsiye edeceğim bazı lokal noktalar sırasıyla; Lac Leman ya da Lake Geneva: Cenevre’nin en ünlü merceği… Dinlenebileceğiniz, ayaklarınızı yemyeşil çimlere uzatıp ruhunuzu havalandıracağınız, kafanızı binbir renkle doldurabileceğiniz olağanüstü doğal güzelliklere sahip olan göl ve göl kıyısı… The Jet d’eau yani gölün ortasındaki fıskıye yaklaşık 140 m boyunda olup inanılmaz bir fotografik manzaradır turistler için. Göl kıyısı keyifli zaman geçireceğiniz kafeler, parklar,


sokak pazarları, göl aktiviteleri ile dolu… Belirtmeden edemeyeceğim yaz ayları turistleri ve lokal halkı tek noktada toplayan gölün batı tarafındaki The Bains des Paquis “plaj” en in yerlerden birisi. Doğu yakasındaki İngiliz Parkının içindeki gökkuşağının renkleri ile bezenmiş Çiçek Saat Cenevre saat endüstrine kentsel yönetimden bir hediye. Cenevreli bir arkadaşımın söylediği üzere, saat 6500 çiçekten oluşuyormuş ve yılda birkaç kez yeni aranjmanlar ile tazeleniyormuş. Katedral… Arnavut kaldırımları ile bezenen yokuşu tırmanmanıza inanın değer… Antik şehire hem mimari hem de ruhani açıdan hakim olan St. Peter’s Katedralini ziyaret etmeden terketmeyin şehri. Kültürel aktiviteler… Cenevre tamamen bir sanat ve kültür şehri. Şehir yönetimi toplamda 30 tane venue ve performans merkezine finansal açıdan destek veriyor, şehir kütüphanesi oldukça başarılı ve 11 müze inanın birer birer gezmeye değer. Parklar… En çok özlediğim kaçış noktaları. Şehrin etrafı yeşilliklerle donatılmış bir mabet. Alın kitabınızı, laptop’ınızı ve havlunuzu yayılın mavi gökkubenin altındaki yeşil cenette. Saatlerce keyifle vakit geçirilecek, piknik yapılabilecek, sohbet edilebilecek, meditasyon yapılabilecek bir çok irili ufaklı parklarda saate bakmadan ayrılmayın sakın. Cenevre ne kadar Paris ve Londra ile kıyasladığımda hacimsel olarak küçük olsa da alışveriş için yeteri kadar Avrupa’da hatırı sayılır butiklere, alışveriş merkezlerine, saat üreticilerine sahip bir yer. Cenevre’yi diğer şehirlerden ayıran baş özelliği bence şehrin yaşamımızdaki özel ürünler üzerine uzmanlaşmış olması. Şahsen Cenevre’de yapılacak en pratik sporun window shopping olduğu kanısındayım. Şunu da belirtmeden geçmeyelim çoğu dükkan saat 12:00 ve 14:00 arası öğlen yemek tatili için kapalı oluyor ve pazarları hiçbir yer açık olmuyor. Planınızı ona göre yapmanızı tavsiye ederim.

Place des Bergues 1 Orfeo by Christ Rue de Cornavin 6 Zbinden Rue de Coutance 4 Çikolata… Eğer çikolata aşığı iseniz durağınız tabii ki İsviçre ve tabii ki Cenevre. Herhangi bir lokal süpermarkette bile bulabileceğiniz binbir çeşit çikolatalar insanı uçaktan yere ayağını basarken bile düşünmesi mutlu ediyor. Ama daha unutulmaz bir tat ve görsel olarak olağanüstü bir deneyim yaşamak istyorsanız size aşağıda ismini ve adresini vereceğim şeker mi şeker dekorasyonlu dükkankara ve pastahanelere muhakkak uğrayın lütfen. Auer Rue de Rive 4 Christian Constant Place du Marche 23 Arn Chocolatierie Bourg-deFour 12 Cartier Patisserie Confiserie Chocolaterie Route de Suisse 38 Kıyafet… Moda; Cenevrenin kralı ve kraliçesi orada yaşayanlar için. Son moda tüm ürünleri hem sokaklardaki şık butiklerde hem de alışveriş merkezlerinden takip etmeniz çok rahat olacak bu sarayda. Couture ürünlerden tutun ikinci el ürünlere kadar geniş bir alışveriş yelpazesi aşağıdaki adreslerde sizleri bekliyor. Rue du Rhone ve Rue du Marche- En ünlü alışveriş caddeleri. Sanki bir podyum havasında gezinebileceğiniz açık hava alışveriş cenneti.

Rue du Mont Blanc- Rue du Marche kadar poüler olmasada bu cadde ve ara sokaklarında irili ufaklı birçok butik mevcut. Bu alanda en güzel hediyelik eşyaları bulabileceiğiniz bir semt aslında. Kim sevmezki İsviçreden gelen çakıyı, çikolataları veya bibloları. Antik şehir- eğer sanat objeleri ve antika için Cenevre’de iseniz Grand Rue sizin için birinci durak olacak Antik şehirde. Ara sokaklarda kaybolmaktan sakın korkmayın, her dar geçit sizi bir süprizle kucaklayacak sakın unutmayın. Rue des Paquis... Vintage kıyafetleri ve ilginç etnik butikleri ile şehirde en iyi pazarlık yapabileceğiniz dükkanlara sahip bir cadde. Ne tür dükkanlar mı? Sahhaflar, kuyumcular, ev aletleri, antikacılar, bunlardan sadece birkaçı. Ve bazı alışveriş merkezleri ise; Centre Balexert, Manor Department Store, Confederation Centre Shopping Mall, Globus Department Store, Planete Charmilles. Bu ufak ama kalbi büyük şehirde umarım güzel bir geziyi en yakında planlamanız dileğim ile… Sevgiler

Saatler… 1600’lü yıllara dayanan endüstri dünya saat pazarının lideri olmayı halen devam ettirmekte. Size uğramanız gereken birkaç marka durağı ve adreslerini vermek istyorum: Expace Temps Rue du Mont Blanc 13 Bucherer Rue du Mont Blanc 22 Franck Muller Rue de la Tour de I’lle 1 Patek Phillippe Rue du Rhone 41 Piaget Rue du Rhone 40 Gallopin

251


252


253


MAG röportaj

İki Başarılı Reklamcı

Helin Deniz Akyıl Gülşah Ekinay

&

Başarılarının asıl sebebinin kendilerine olan güvenleri olduğunu söyleyen iki reklamcı ve tasarımcı. Sıra dışı iki ruh… En büyük amaçları kafaları karıştırıp her şeyin göründüğü gibi olmadığını göstermek... Yaşam içinde ilhamı bir yerlerde görmenin yeterli olduğunu söyleyen Helin Deniz Akyıl & Gülşah Ekinay; tasarımlar hayal ettiklerimizin gerçeğe dönüşmesi, duygularımızın görsel olarak ifade etmemizin yolu diyorlar... Bizi biz yapan şeyler; çalışmak, azim, saygı, hırs ve inanmak...Biz ordayız, şayet iyi iş ve yaratmak var ise... Tasarım ruh için de iyi bir şey. Görsellik hayatımız diyorlar... ALLdesign Creative Digital Reklam Ajansının kurucu ortakları Helin Deniz Akyıl & Gülşah Ekinay ile MAG okuyucuları hoş bir sohbet gerçekleştirdik…

Ö

ncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Helin Deniz Akyıl: Lisansımı Çankaya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nde yaptım. Ankara Üniversitesi Siyasal Fakültesi İnsan Kaynakları Kariyer Danışmanlığı Bölümü’nde mastıra başladım fakat şehir değiştirdiğim için bırakmak zorunda kaldım. İstanbul Bilgi Üniversitesi Reklam Pazarlama İletişim bölümünde hala mastıra devam ediyorum. Gülșah Ekinay: Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim ve Tasarım lisansı yaptım. Öğrenmek hayatın anlamı ve çok uzun bir yolculuk. Mesleğinizi birkaç cümle ile anlatmanızı istesek bize neler söylemek istersiniz? H.D.A.: Yaptığım iş benim için, kafamdaki sınırları asarak birey olup özgürleşmek gibi bir şey... Hayat olan şey, kendi öz amacı olan bir şey değildir ki zaten... Yani sen ona ne anlam katarsan o dur.

254

G.E.: Yaptığımız iş hayalleri oluşturuyor. Hayalleri birleştirmek çok keyifli bir süreç. Bize ALLdesign’dan bahsedebilir misiniz? H.D.A.: ALLdesign amaç odaklı çalışan, vizyonu olan ama en çok da planlı çalışan butik bir dijital &tasarım ajansıdır. Dijital, baslı ve sosyal platformlarda çözümler sunmak-

tayız, reklam sektöründe akademik kadrosuyla dijital tasarım alanında sektörün önde firmalarına hizmet vermektedir. Firmaların inovasyonu icin web sitesi, seo çalışmalarının uygulamalarını yürütmekteyiz. Bununla beraber sosyal mecralarda da firmaların yer almasını sağlayarak Facebook, Twitter sosyal medya planlama hizmetlerimizde mevcut-


bir sergi, okuduğunuz kitaplar yaptığınız işe yansıyor. Bazen tabii ki de takıldığım konular oluyor. Bu süreci nasıl atlattığım sorusuna gelince zihnim toparlanana kadar hobilerime zaman ayırıp, ilgi alanımı başka bir noktaya dağıtıyorum. Türkiye’de “marka olmak” kavramı hakkkında neler düșünüyorsunuz? G.E.: Marka olmak, yüksek ve istikrarlı kazanç anlamına geliyor. Marka haline gelmek siyasette ve sivil toplum örgütlerinde de prim yapıyor.

tur. Firmalara, sektördeki amaçlarına uygun, müşteri portföyünü artırmaya yönelik hizmetler sunuyoruz. Tasarım yaparken nelerden yola çıkıyor, nelerden esinleniyorsunuz? Mutlaka ki tıkandığınız zamanlar oluyordur. O süreç içerisinde neler yapıyorsunuz? G.E.: Tasarımcının kendisi, iç dünyası ve yaşam tarzı aslında. Yaratıcı süreç... Kişiliğinizin size özel DNA’sını, yaptığınız işe yansıtmak çok önemli. Güzele ve farklı olana yönelik bir yaratım cesaretini gösteren kişiler yaratıcı olabilir. Kültürel birikimini toplumsal planda ifade edebilecek bir hayalgücü ve tasarım ufku ancak markanızı derinleştirir. Picabia bir sözünde; “Tanrı, düşünceler rahatlıkla yön değiştirebilsin diye insanların kafasını yuvarlak olarak yaratmıştır” demiştir. Hepimizin kafası yuvarlak olduğuna göre düşüncelerimizin rahatça gezinmelerine izin vermemiz yeterli. Tasarım yaparken oluşturduğunuz konsept aslında sizin hayatınızın aslını oluşturuyor. Yasamamı biraz da nasıl gördüğünüze de bağlı. Gün içerisinde satın aldığınız bir eşya, ya da yolda gördünüz bir olay, gezdiğiniz

Markalar hangi sektörde nasıl farklılık yaratılırlar? H.D.A.: İletişim ağınızı sabırla örün: Markalar ancak bir sosyal ortam ve ilişkiler ağı içinde var olabilir. Çevrenizi 360 derecelik bir bakış açısı ile değerlendirerek iletişim ağını ördüğünüzde markanız hayat ve süreklilik kazanır.

Paketleme konusuna da önem verin: Markalı ürünlerde ambalaj önemli bir yer tutar. Yaratıcı olmaya gayret edin: Güzele ve farklı olana yönelik bir yaratım cesareti sayesinde markanızın oluşma süreci başlar. Kültürel birikimini toplumsal planda ifade edebilecek bir hayal gücü ve tasarım ufku, markanızı derinleştirecek. Tutkulu olun: Her tür marka önce bir duygu işidir. En sıradan işi bile, en iyi şekilde yapmaya çabalayın. Özgün olun ve farklılık yaratın: Kişiliğiniz, yaptığınız her işe damgasını vursun. Kişilik imzanız, her ürününüzde farkedilsin. Ürünleriniz için “Bu işi herkes yapar ama onunki muhakkak farklı olur” denilmesini sağlayın. Müsteri kitleniz kimlerdir? H.D.A.: Kalabalıktan sıyrılmak isteyen markalar... En cok sevdiginiz sanatci veya ilham kaynagınız kimdir?

G.E.: Tipografi her zaman bana çok çekici gelmiştir... Claude Garamond, 16. yüzyılda tipografi endüstrisinin temellerinin atılmasını sağlayan en önemli kişilerden biridir. Benimde kutsal gördüğüm sanatçılar arasındadır... Frederic William Goudy’de buna keza... Bașarılı ortaklığın nedenleri nelerdir? H.D.A.: İlk kuralının ortak hayal olduğunu söyleyebiliriz. Cesur, kararlı ve yapmak istediklerimizin farkındayız. Dün, bugün, yarın... Çalışmak, çalışmak, çalışmak... Bugünümüze hiç yorulmadan ve bıkmadan çalışmamız sayesinde geldik. Bundan sonra da sahip olmak istediğimiz şeyler için daima çalışmamız gerekecek... İleride yapmak istediğiniz adımlar nelerdir? G.E.: “Bir yolculuğun başında, hedefe ulaşmak çok önemli görünür. Ancak hedefe varıldığında esas önemli olanın yolculuk olduğunu anlarsınız”. Bu nedenle uzun bir yolculuk yapmak istiyoruz...

Son olarak neler söylemek istersiniz? H.D.A.: Ben amaçlı yaşıyorum, sektöre girmemin ve çok çalışmamım sebebi alanımızda lider olup çok para kazanmak istemem. Kişisel amacım başarılı olmak. Toplumsal amacım ise para. Çünkü parayı hastaya, fakire, mağdur herkese ama hak edene destek olabilmek için vatana millete faydalı işler yapmak için ve en önemlisi de babamın adına bir vakıf kurmak için istiyorum. Gelecek herkese güzel gelecek. Büyükdere Cad. Kanyon Ofis Binasi Kat:6 No:185 34394 Levent Istanbul design t/ +90 212 319 77 37 f/ +90 212 319 76 00 w/ www.thealldesigns.com

ALL

255


MAG tanıtım

Göral’da Yeni Peugeot Tanıtımı

AYȘİN KARANFİLLİ, KAMİL KULAÇOĞLU

Gerçekleștirilen kokteylde konuklar, yeni 508’in özelliklerini inceleme fırsatı buldular.

256

BARIȘ AYDIN, NEZİH ALLIOĞLU

İREM ȘAHİN

GİZEM YAYLA

Başkent’in önemli otomotiv firmalarından Göral Otomotiv, Peugeot’un yeni modeli 508’in tanıtıldığı bir lansman gecesi düzenledi. Nezih Allıoğlu’nun ev sahipliği yaptığı ve konuklarıyla yakından ilgilendiği gecede, davetliler yeni 508’e yoğun ilgi gösterdiler.

GÜLCAN ODABAȘ, BURAK ÖZDEMİR, ÇAĞLA ZORALİOĞLU

TAHİR ÇALIȘICI


257


MAG haber

Bulgaristan Bağımsızlık

Kutlaması

Bulgaristan Milli Günü, Büyükelçilik Rezidansı’ nda verilen bir resepsiyonla kutlandı. Çok sayıda yabancı misyon temsilcisinin katıldığı davette Büyükelçi Krasimir Tulechki, konukları kapıda karşıladı. Davetliler gece boyunca bol bol sohbet etti.

POL DE WİTTE, ANN LOGRİNG

Hikmet Çetinkaya’dan

“Canlı Performans” Gordion AVM, ziyaretçilerine avantajlar sağlamak ve onlarla daha çok vakit geçirebilmek amacıyla her ayın üçüncü haftasında “Kırmızı Haftasonları” etkinliği düzenliyor. Gerçekleştirilen ilk etkinlikte sunucu Vatan Şaşmaz “Yıldızı Bul Anında Hediyeni Kazan” yarışmasında katılımcılara çeşitli hediyeler dağıttı.

VATAN ȘAȘMAZ

258

Ünlü Ressam Hikmet Çetinkaya, Nurol Sanat Galerisi’nde canlı performans sergiledi. Katılımın yoğun olduğu etkinlikte Çetinkaya, bir yandan resim yaparken diğer yandan da konuklara resim yapma tekniklerinden bahsetti. Ressamlara ve ortaya çıkan eserlere verilen önem konusunda değerlendirmelerde bulunan Çetinkaya, etkinlik sonunda yaptığı tabloyu çekilişle bir konuğuna hediye etti.


259


MAG röportaj

Uluslararası Tescilli Bir Sesle Sohbet Yaklaşık 16 yıldır Türkiye’de en ünlü markalara ve televizyon kanallarına sesi ile hayat veren seslendirme sanatçısı Mehmet Onur’un sesine, dünyaca ünlü bağımsız seslendirme değerlendirme kuruluşu SaVoa tarafından dünya standartları tescili verildi. Bir seslendirme sanatçısı olarak el verenler zamanında Show Tv’nin sahibi olan Erol Aksoy ile ünlü gazeteci ve televizyoncu Reha Muhtar olmuş.

M

ehmet Onur’un çabalarıyla, Türkiye’den ilk kez bir seslendirme sanatçısının sesinin ve tekniğinin dünya standartlarında olduğu tescillenmiş oldu. Mehmet Onur dünyaca ünlü seslendirme sanatçılarının Türkiye’deki temsilciliğini yaparken, Emma Shapplin, Lara Fabian gibi şarkıcılarda nasıl dramatik bir yorum varsa, bir araya getirdiği seslerde de öncelikle ses tonu ve dramatik yoruma önem verdiğini belirtiyor. Dünyaca ünlü birçok sanatçı ile çalışma fırsatı bulan ve eğitimlere katılan Onur, Hollywood fragmanlarından bildiğimiz en ünlü seslerle bile arkadaşlık kurmuş uluslararası bir seslendirme sanatçısı… Türkiye’nin ünlü radyo istasyonlarında yıllarca radyo programları yaptın, peki seslendirme sanatçısı olmak nereden aklına geldi? Seslendirme işi beni buldu dersem sanırım daha doğru olur. Esasında radyo ve seslendirme birbiri ile bağlantılı ve birbirini besleyen işler. Dünyadaki en ünlü seslendirme sanatçılarının yüzde sekseninin radyo geçmişi var. Seslendirme; insanın sesini keşfedip onu doğru bir şekilde kullanmasıdır. Bu da çok okuma ve pratikle olur. Radyo bana her gün canlı pratik yapma imkanı verdi ama seslendirme yapmak için, profesyonel olmak için çok çalıştım, eğitimler aldım ve bence en önemlisi bu işi çok sevdim. Hala

260

çalışmaya ve kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Bence insan hiçbir işte ‘’Ben hamdım, oldum, şu an çok iyiyim ‘’ dememeli çünkü her zaman insan daha iyisini yapacak kapasiteye sahiptir. Yaklașık 16 yıldır Türkiye’de en ünlü markalara ve televizyon kanallarına sesin ile hayat veriyorsun, ilk yaptığın seslendirme ișini hatırlıyor musun? Yaptığım ilk profesyonel seslendirme bir mobilya markasının reklamıydı. İlk TV tanıtımı

Seslendirme işi beni buldu.

seslendirmemi ise halen sesi olduğum Show TV’de yaptım. Esasında klasik bir hikaye; seslendirmeyi yapan sanatçı hastalanıyor ve acil ses gerekiyor. Beni buluyorlar ve o rica ile yaptığım seslendirmeyi kanalın o zaman ki sahibi Erol Aksoy dinliyor. Ve ben ertesi gün onun özel isteği ile tanıtım sesi olarak çalışmaya başladım orada. Bunu Reha Muhtar ile Ateş Hattı’nın seslendirmesi ve reklamlar izledi. Yani beni keşfeden Erol Aksoy ve Reha Muhtar diyebilirim. Özel radyoların hayata geçtiği ilk dönemlerde radyolara programcı ve dj seçilirken ses rengine, sesin mikrofonik olup olmadığına çok dikkat edilirdi, șimdilerde bu konuda çok özensiz davranıldığını hissediyorum, yanılıyor muyum? Üzülerek söylüyorum ki şu anda radyo programı yapmıyorum ve bunun da bir eksikliğini duymuyorum. Yıllar önce ki ruh artık yok çünkü. Hemen hemen tüm radyolar aynı şarkı listelerini çalıyorlar ve radyo programcılığı yerini şarkı anonsçuluğuna bıraktı. Durum böyle olunca kimse diksiyona, ses rengine, tecrübeye yeteneğe ve yapım kalitesine bakmıyor artık. Bunların tersini yapan radyolar ve çok kaliteli işler çıkaran radyocular da var tabi ki ama bunların sayısı ne yazık ki çok az şu an.


Dünyaca ünlü bağımsız seslendirme değerlendirme kurulușu SaVoa tarafından sesine dünya standartları tescili verildi, bize SaVoa’nın ne kadar ince eleyip sık dokuduğunu kendi öykünle anlatır mısın? Türkiye’de bu işin bir standardı ve bu işi yapan kişilerin kalitesini denetleyen bir kurum yok. Ben SaVoa ile Amerika’da tanıştım. Savoa yani “Society of Accredited Voice Over Artists”; bir seslendirme sanatçısının vokal ve kayıt tekniğinin dünya standartlarında olduğunu tescilleyen bağımsız bir kuruluş. Amaçları para kazanmaktan çok uluslararası alanda seslendirme sektörünün kalitesini üst seviyelere çıkarmak. SaVoa seslendirme sanatçılarını iki temel teknik üzerinden de-

Seslendirme; insanın sesini keşfedip onu doğru bir şekilde kullanmasıdır. ğerlendiriyor; ses performansı ve ses kullanım tekniği. Ses performansı da 4 farklı disiplin içerisinde değerlendiriliyor; artikülasyon, vokal dinamiği, dramatik yorum ve vokal tekniği. Ses, teknik açıdan ise nefes kullanımı başta olmak üzere 9 farklı kriterle

değerlendiriliyor. Değerlendirmeyi ise uzmanlar ve dünyaca ünlü seslendirme sanatçılarından oluşan bir komite yapıyor. Benim onları bir Türk sanatçısını değerlendirmeye almalarına ikna etmem 2 senemi aldı. Resmi başvurudan sonra ise 2 aylık bir süre içinde değerlendirmenin sonucunu aldım ve SaVoa’ya kayıtlı ve tescilli ilk Türk sanatçı oldum. SaVao tescil belgesi yurtdışına yaptığım işler için bana gerekiyordu ve zaten alır almaz New York’ta ki ünlü bir ses kast ajansı ile anlaşma yaptım. Özellikle Amerikan sinema filmlerinde fragmanlarda alıștığımız seslendirme biçimleri ve hatta efsane bazı seslendirme

sanatçıları var, bu isimlerle tanıșma șansın oldu mu? Kendimi seslendirme konusunda hep gelişime ve yeniliğe adadım. Bu yüzden yurtdışında bu konu ile ilgili birçok workshop’a ve konferansa katılıyorum. Bu etkinliklerde dünyaca ünlü birçok sanatçı ile çalışma ve fikir teatisinde bulunma imkanı buldum. Bunlar arasında devamlı bağlantı halinde

Beni keşfeden Erol Aksoy ve Reha Muhtar’dır. olduğum, Amerika’da 2008 yılında hayata gözlerini yuman ve dünyanın en iyi sesi olarak bilinen Don La Fontain’in yakın arkadaşı ve varisi Joe Cipriano var. Joe, hem iyi bir ses hem de bu sektörün gelişmesi için dünya çapında emek veren bir sanatçı. Bir diğeri ise çok sevdiğim ve çok şey öğrendiğim John Garry. Burada ismini sayamadığım birçok sanatçı var ama Joe ve John benim favorim. Joe Amerika’da CBS, Fox ve Food Network’ün imaj sesi aynı zamanda her sene canlı olarak Emmy Ödül Törenleri’ni seslendiriyor. John’un sesini ise birçok ünlü filmin fragmanlarında duymak mümkün.

SaVao tescil belgesi alır almaz New York’ta ki ünlü bir ses kast ajansı ile anlaşma yaptım. Dünyaca ünlü bazı ses sanatçılarının Türkiye’de temsilciliğini yaparken, bu noktaya gelmeyi nasıl bașardın? Her zaman dünyaya geniş bir perspektif ile bakmaya çalışıyorum. O yüzden sadece kendim için değil ülkem için de bu sektörün Türkiye’de dünya standartlarına gelmesini istiyorum. Ve bunun için de çalışmaya devam ediyorum. Ama aynı zamanda yurtdışında çalıştığım stüdyolar, sanatçılar ve

ajanslar beni buna zorladı diyebilirim. Önce istedim sonra çalıştım ve sonunda da sonucunu aldım.

Bir insanın sesi güzel olabilir ama iyi bir yorumcu olmak için çok çalışması ve kendine has bir tarza sahip olması gerekiyor. Bir sohbetimizde Emma Shapplin, Lara Fabian gibi șarkıcılardaki dramatik yorumu konușmuștuk, bir seslendirme sanatçısı olarak șarkıcılardan bahsedecek olursan en çok kimlerin sesini seviyorsun? Evet… Emma Shapplin ve Lara Fabian örneğini vermiştim. Çünkü insanın güzel bir sese sahip olması onu iyi bir seslendirme sanatçısı ya da şarkıcı yapmıyor. Önemli olan o sese katılan yorum, duygu ve tarz. İnternet üzerinden benimle iletişime geçen ve bu işi yapmak isteyen birçok kişi “Benim sesim çok güzel” ya da “Arka-

daşlarım çok güzel bir sese sahip olduğumu söylüyorlar” diyerek söze başlıyor. Bir insanın sesi güzel olabilir ama iyi bir yorumcu olmak için çok çalışması ve kendine has bir tarza sahip olması gerekiyor. Örnek verdiğim sanatçılar da bence farklı, “Ben varım” diyen bir tarza sahipler. Eğer şarkıcı olarak derseniz, Aloe Blacc şu aralar dinlediğim kendine özgü bir yorumu olan bir başka şarkıcı. Gerçekten ona baktığımda gelecekte herkesin tanıyacağım bir star görüyorum. Röportaj: Cenk Erdem

261


MAG davet

MÜCELLA-TAMER DEMİRASAL, AKIN-SEVİM ȘEKERCİOĞLU

BORA, SİNEM-CELAL KOZANOĞLU

PINAR BAYKAL

Seçkin İsimleri BuluşturanTören

262 DENİZ-TOLGA ȘEKERCİOĞLU, AKIN KUZEY ȘEKERCİOĞLU

ERİM-EZGİ ÖRGE

AHMET-NUR ERTAN


MUSTAFA KÖSTEPEN, EZGİ KALKIR

MURAT-ÖZDEN TÜRKAY

YEȘİM BENGİSU, KEMAL DEMİRASAL

GÖZDE-CAN ȘAFAK UZSOY

Lal Organizasyon Yönetim Kurulu Başkanı Tolga Şekercioğlu’nun oğlu Akın Kuzey Şekercioğlu’nun sünnet töreni İzmir Swiss Otel’de gerçekleşti. Birçok seçkin ismin katıldığı törende, Şekercioğlu ailesi konukları kapıda karşıladılar. Müzik ve çeşitli sürprizlerle geçen davette, Tolga-Deniz Şekercioğlu çifti konuklarla yakından ilgilenerek tam bir misafirperverlik örneği gösterdi.

HEVES EKİNCİ, ARZU ATABARUT BENGİ ȘEN-TEMAL AYCAN

BÜLENT-MERVE NECİMOĞLU

HALİDE-TAȘKIN NECİMOĞLU

263 BATU, SEMRA DURGUNDEĞİL


MAG davet

ȘENAY DAĞLI

BERİL ÇAVUȘOĞLU

NURDAN DEMİREL

“Anadolu’nun Cevherleri” Ankara’da Buluştu FİLİZ-OĞUZ BAȘMAN

EMRE-SELCAN ALTINKAYNAK

264 GONCA ȘENGÜNLER, NURCAN KARPUZCU GÜLHAN ÖZGER,

NİL FIRAT, AYȘE KELEȘ

AYȘE, HASAN ALTINKAYNAK

ETEL BALER


FATİH KILIÇ

BURCU COȘKUN, UĞUR ÖZER, SİMGE ÜNLÜ

ÖZDEN TÜRKERİ, BURAK HAMZAÇEBİ

“Türkiye Kuyum Zirvesi” adı verilen etkinlik ile Anadolu’nun çeşitli illerinden pek çok önemli firma bir araya geldi. Anadolu’daki üreticilerin daha iyi bir pazara sahip olması, büyümesi ve motivasyonlarının artırılması için Rixos Otel’de toplanan ve 2011 tasarımlarını görkemli bir defileyle sergileyen firmaları iş, siyaset ve cemiyet hayatından birçok önemli kişi de ilgiyle izledi.

MAG Dergisine desteklerinden dolayı plaket verildi.

Katılımcılar, gecede ürünleri yakından görme imkanı buldu. FATİH AYDOĞAN

ÇETİN YETİMLER, SEVGİ AVȘAR

FİLİZ ÖZTÜRK, BİRCAN BÜYÜKKILIÇ

265


MAG parti

ATA DEMİRAĞ, BESTE NAZLI DEMİRAĞ, NUR ATAN, KAAN DEMİRAĞ

HALİL BALCI, BEGÜM KARAGÜLLE, EMİR DİNÇER, DİLAY KARGIN, BENGİSU DİNÇER

Eğlenceli Kutlama

Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Kaan Demirağ otuzuncu yaşını evinde verdiği özel bir doğum günü partisiyle kutladı. Yeni yaşını arkadaşlarıyla birlikte kutlamayı tercih eden Demirağ gece boyunca konuklarıyla yakından ilgilendi. Partide canlı performans sergileyen üç DJ’in müzikleriyle doyasıya eğlenen misafirler gecenin sonuna doğru sahne alan iki dansözü karşılarında görünce oldukça şaşırdılar. Gecenin en hoş sürprizi ise nişanlısı Nur Atan tarafından hazırlatılan doğum günü pastası oldu. Üzerinde HD İskender ve Tadım Pizza’nın sahibi olan Kaan Bey’e atfen döner kesen ve pizza servisi yapan manken figürleri olan pasta konukları kahkahaya boğdu.

ECE, AYÇA AKOĞLU

KAAN DEMİRAĞ, NUR ATAN

ZEYNEP KÖKSAL, EMRAH YAYKIRAN

ZEYNEP DEMİR, NEJAT DURSUN 266

ENGİN KAPTANOĞLU, KAAN DEMİRAĞ, CAN KARABULUT ONUR KÖYMEN


267


Beklentilerin Ötesinde Keyifli Mekanda Lezzet Şöleni

Ankara’nın en beğenilen restoranlarından ETTE Döner hizmete girdiği günden beri müşterilerine yüksek hijyen standartlarıyla lezzetli yemek yeme imkanı sunuyor. ETTE Döner’in sahibi Tuğçe-Kemal İnal ile Ette Döner hakkında bir sohbet gerçekleştirdik. Birçok konu hakkında bilgi aldık. Öncelikle sizden ve firmanızdan bahsedebilir miyiz?

lında ETTE. Süreç işlerken satışı çok yüksek olan ürünümüz Dönerli Pide’nin ® telif hakları ve patenti bizdedir artık. Ocak 2009 yılında da tamamı İnal Group bünyesine girdi.

ETTE Döner – Pide – Köfte olarak 6 Ocak 2008 tarihinden itibaren Minasera AVM’ de ve 10 Mayıs 2010 tarihinden itibaren Çankaya Simon Bolivar Caddesi No:8’de müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Ankara’da ve Türkiye’de kalitenin simgesi olmuş markalarla (ŞATIROĞLU KASAP, ŞEN PİLİÇ, METRO MARKuruluş amacımız pazardaki yüksek kalite ve yüksek hij- KETLER zinciri, EKER AYRAN, COCA COLA, ÖZRİZE yen ihtiyacını karşılamaktır. Müşteri kitlemiz üst-orta ve GIDA SAN. ve GÜNSU TİC.) çalışan bizler, ayrıca binlerüst gelir seviyesidir. Bir diğer sebep ise kendimizden yola ce müşterimize paket servis ve catering hizmeti ayrıcalıçıkarak, kendi ağız tadımıza ve damak tadımıza uygun et ğını da sunmaktayız. Yaz ayları bizim için catering organidöner açığını kapatmak için kurduğumuz bir işletme as- zasyonları ile dolu dolu geçirdiğimiz bir dönem.

268


Yerel ve ulusal basında da yer alan ETTE lezzeti Ankara dışında birçok ilden de talep ve ilgi görmektedir. Kontrollü ve kaliteyi korumaya dayalı büyüme stratejisi ile ilerleyen işletmemiz üç seneyi aşkın deneyimini artik yeni bölgelerde de müşterilerine tattırmayı arzu etmektedir. Lezzet bakımından iddialı olan ürünleri arasında başta et döner, pide çeşitleri ve köftesi içinden dönerli pide öne çıkmaktadır. Yurtdışına ikamet eden müşterilerinden dayanıklı paket talebi artık işletmemiz için sıradan olmuş bir alışkanlıktır. Müşteri portföyümüz bugün itibarı ile Çankaya, Gaziosmanpaşa, Kavaklıdere, Esat, Oran, Yıldız, Birlik Mahallesi, Ayrancı, Angora, Beysukent, Çayyolu ve Yaşamkent semtlerini kapsamaktadır. Paket servisimiz bölge sakinlerine siparişlerini 30 dakika içerisinde teslim etmektedir.

İşletmemizde nakit, kredi kartları, Ticket, Sodexho ve Multinet geçerli olup, üye olduğumuz online yemek servisi sağlayan ve restaurant siteleri arasında yemeksepeti.com,istelezzet.com ,ankararestaurantlari.com ve magdergi.com yer almaktadır. İsminizden yola çıkarak mutfağınızda yalnızca et ve et ürünleri olmasını mı düşünmeliyiz? Mutfağımız 6 ana yemek grubundan oluşuyor. Et döner, tavuk döner, pide, köfte, tavuk çevirme (Çankaya) ve kokoreç (Çankaya). Gıda sektöründe bu kadar çok firma varken sizi diğerlerinden ayıran faktör ya da faktörlerden bahsedebilir miyiz?

Ankara içinde 2 şubeniz olduğunu biliyoruz, Ankara içinde başka şubeler planlıyor musunuz? Ankara dışına açılmayı da düşünüyor musunuz? Bu konu ile bizden franchising isteyen çok kişi ile karşılaşıyoruz. Fakat büyüme stratejimizi kademeli olarak ilerletmek istiyoruz. Amacımız yıllarımız verdiğimiz ürün kalitemizin aynı bizim gibi bakış açısına sahip olan kişilerle buluşturmak. Müşteri kitlenize bakıldığında markanızı daha çok kimler tercih ediyor? (yaş cinsiyet aralığı gibi) Damak zevkine düşkün ve temizliğe önem gösteren her yaştan ve cinsiyetten müşterilerimizle buluşuyoruz. Bizi en çok tercih eden müşteri grupları titiz anneler ve hamileler. Birçok Ette bebeği sağlıklı bir şekilde dünyaya geldi ve şu anda devamlı müşteri listemize eklendiler bile. Yabancı okullar ve elçilikler de müşteri portföyümüz de yer alıyor.

Bizi diğer firmalardan ayıran en baş özelliğimiz vazgeçilmez lezzetimiz. Çalıştığımız dağıtıcılar ve yüksek hijyen ÇANKAYA: Simon Bolivar Caddesi No:1/8 Çankaya-ANKARA standardımız da bizi birçok yerden ayırıyor. Sizin evinize T.0312 439 02 01 ÇAYYOLU: Minasera AVM Çayyolu-ANKARA T.0312 240 03 30 sokmadığınız hiçbir ürünü biz dükkanımıza almıyoruz.

269


MAG davet

Davette, Ankara’da okuyan Azeri öğrenciler Kafkas Dansı yaptılar.

EBRU DEMİRYÜREK

DUYGU, SEVİM ÖZDİL

Kadın Gözüyle Azerbaycan

Kadın ve Gençlik Platformu Derneği, Azerbaycan Büyükelçiliği’nde bir yardım yemeği düzenledi. Toplanan gelirin tamamının “eğitim göremeyen öğrencilere” burs olarak verildiği etkinliğe, Ankara’nın birçok seçkin bayanı katıldı. Cumhur ve İpek Böler çifti, seslendirdiği Azeri türkülerle davetliler, hoş vakit geçirdi. Yemeğe katılan konuklar birbirleriyle bol bol sohbet ettiler.

270 ȘENAY DAĞLI

NİLGÜN IȘILAY

EZGİ SARIOĞLU

NİGAR HASANOVA

SUAD BAGİROVA

GÜLAY GÜREL


271


MAG ayşe’nin dünyası

Ayşe Karlık

aysekarlik@magdergi.com.tr

Akşam Fatmagül var, gelemem!

Bizim kadar kendini dizilere kaptıran bir toplum daha var mıdır? KurtlarVadisi’ndeki Çakır öldüğünde mevlüt okutan mı ararsınız, Aşk-ı Memnu’daki Adnan Bey’in cebine sokakta “Karın seni aldatıyor!” diye not bırakını mı? Zaman zaman trajikomik hallere varıyor da olsa, biz böyleyiz. Bihter’in kocasını aldatmasına sayar söver, iki ay sonra Fatmagül’e ağlarız. İki karakteri de canlandıran Beren Saat bile ruh hali değişimini bizim kadar hızlı yaşamıyor olabilir!

S

anırım bu jet hızıyla insan benimseme kabiliyeti eski zamanlardan geliyor. Çok misafirperver bir halk olduğumuz aşikar. Hatta anlatılanlara göre eski zamanlarda “Tanrı Misafiri” kavramı varmış. Biri gelip gecenin bir vakti kapıyı çalıp, kalacak yeri olmadığını söylediğinde, bu tanımadığımız; hırsız mı, katil mi yoksa ermiş mi bilmediğimiz kişiyi alıp evimizde misafir etmek çok doğalmış. Kırsal yaşamın şehirlere taşınmasıyla haliyle artık bunu yapmak imkansız. Artık bırakın sokaktan geçeni evimizde ağırlamayı, yan komşumuzu bile tanımıyoruz. Biz de güvenli yolu tercih edip yoldan geçeni değil, her akşam saat 8’ de televizyondan geçeni evimize alıyoruz. Onları misafir ettiğimiz süre içinde kendilerine saygıda hiç kusur etmiyoruz. Onlar için zaman zaman akşam program yapmıyor, telefon konuşmamızı kısa kesiyor, yemek saatimizi onlara göre ayarlıyoruz. Dizi kahramanlarının (kendilerinin bundan haberi olmayabilir ama) evlerimizde en ala misafirden farkları yok! Diziler televizyon ekranını resmen ele geçirmiş halde. Haftanın her günü, her kanalda en az ikişer dizi var. Hadi siz yapın matematiği! Bu çılgınlık ne zaman başladı hatırlamaya çalışırsak, hafızamın beni taşıdığı başlangıç noktası "Bizimkiler" oluyor. Nedense bizim evde pek popüler olmayan dizinin Pazar günleri yayınlandığını, Pazartesi günleri ilkokul sınıfımdaki herkesin diziden bahsetmesinden hatırlıyorum. Bu nokta önemli çünkü dizi hastalığımızın sebebi bu olabilir. Sevilen dizilerin ertesi günü, günlük sohbet konularının önemli 272

bir kısmı dizide olup biten oluyor. Diziyi seyretmeyeceğimiz varsa bile, gerek kaçınılmaz meraktan, gerek ertesi gün konuşulan konuya Fransız kalmamak adına “Ne var da seyrediyor insanlar bunu acaba? Dur bir bakayım iki dakika” dememiz ve elbette daha sonra elimizi verip kolunuzu kaptırmamızla hikaye başlıyor... Toplumsal fenomene dönüşmüş yerli dizilerin yıllar boyunca gösterdiği içerik değişimine baktığımızda, Türk seyircisinin ilgi alanındaki değişikliği de hemen fark edebiliriz. Eski zamanların dizilerinde sıradan bireylerin günlük hayatları mevzu bahisken, şimdi daha uçlardaki hayatları izliyoruz. Zamanın en popüler dizileri Bizimkiler, Perihan Abla, Şehnaz Tango, Süper Baba, Bir Demet Tiyatro... Hep oldukça mütevazı hayatları konu edinmişti. Belki de bu yüzden seviyorduk onları. Kendimizden bir şeyler bulabildiğimiz için. Ara sıra Kara Melek gibi daha entrikalı dizilerin de girdiği oluyordu hayatımıza ama yine de televizyon ağırlıklı olarak “herkes” gibiydi. Sanırım bu “bizi bize anlatma” döneminin son iyi örneklerinden biri “İkinci Bahar”dı. Aynı dönemlerde “sert erkek” ve “mafya” konuları dizi gündemine bomba gibi düştü. “Deli Yürek” kelimenin tam anlamıyla ortalığı kasıp kavurmaya başladı. Henüz tıraş olmaya başlamamış ortaokul çocuklarından tutun da yaşını başını almış adamlara kadar, erkek popülasyonunun önemli kısmı Deli Yürek’i (yani Kenan İmirzalıoğlu’nu) idol belledi. Saçları jöleli, koyu renk takım elbiseli (ama kravatsız!) ve çatık kaşlı adamlar, silahlı çatışmalar, hayatı pamuk ipliğine bağlı, yağız “deli yürek” erkeğinin arkasından daima göz-

yaşı döken kadınlar… Dizinin popülerliğiyle birlikte etrafta gördüğümüz takım elbiseli erkek nüfusu patladı. Maşallah herkes mafya mensubu, herkes sert erkek! “Akıllı ol!” gibi ne anlama geldiğini anlayamadığım emir kipleri girdi hayatımıza. Dizinin sona ermesiyle çok şükür kurtulduk derken, meğer başımıza geleceklerden bihabermişiz. Kurtlar Vadisi’nin başlaması ile yurdum erkeği kalbine gömdüğü Deli Yürek’in yerine Polat Alemdar’ı koydu. (Kadın gözüyle: hiç Kenan İmirzalıoğlu ile Necati Şaşmaz bir olur mu?! Akıllı olalım, değil mi?) Ayrıca burada bir parantez açmak isterim. Deli Yürek, dizide kullanılan bir objenin moda yaratmasına da ön ayak olmuştur. Yıllar önce Deli Yürek yüzüğü ile başlayan furya, Sıla tokası ve Bihter çizmesi ile sürmüş ve günümüzde Hürrem yüzüğü ile devam etmektedir! Şaşkınlığımı tavan yaptıran ise geçenlerde bir yerde Fatmagül kolyesi görmem oldu. Yani kızcağızın tek bir takısı var, o da uyduruk mavi boncukların ardı ardına dizilmesiyle yapılmış, o bile moda olabiliyor! Kaldığımız yerden devam edelim. Kurtlar Vadisi ülkede resmen seferberlik yarattı. Çok iyi hatırlıyorum, üniversitede okuduğum sıralarda (dizi o zaman da yayındaymış) bir cafeye kağıt oynamaya gitmiştik. Meğer o gün dizinin yayın günüymüş. Biz dizi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir grup insan sessiz sakin kağıdımızı oynarken, dizi fanatikleri kafeyi doldurmaya başladı. Şansımıza o gün dizide çok acayip şeyler oluyordu. Bir kızcağız kazılmış bir mezarın içinde ayakta duruyor, etra-


MAG ayşe’nin dünyası

Ayşe Karlık

aysekarlik@magdergi.com.tr

Akşam Fatmagül var, gelemem!

Bizim kadar kendini dizilere kaptıran bir toplum daha var mıdır? KurtlarVadisi’ndeki Çakır öldüğünde mevlüt okutan mı ararsınız, Aşk-ı Memnu’daki Adnan Bey’in cebine sokakta “Karın seni aldatıyor!” diye not bırakını mı? Zaman zaman trajikomik hallere varıyor da olsa, biz böyleyiz. Bihter’in kocasını aldatmasına sayar söver, iki ay sonra Fatmagül’e ağlarız. İki karakteri de canlandıran Beren Saat bile ruh hali değişimini bizim kadar hızlı yaşamıyor olabilir!

S

anırım bu jet hızıyla insan benimseme kabiliyeti eski zamanlardan geliyor. Çok misafirperver bir halk olduğumuz aşikar. Hatta anlatılanlara göre eski zamanlarda “Tanrı Misafiri” kavramı varmış. Biri gelip gecenin bir vakti kapıyı çalıp, kalacak yeri olmadığını söylediğinde, bu tanımadığımız; hırsız mı, katil mi yoksa ermiş mi bilmediğimiz kişiyi alıp evimizde misafir etmek çok doğalmış. Kırsal yaşamın şehirlere taşınmasıyla haliyle artık bunu yapmak imkansız. Artık bırakın sokaktan geçeni evimizde ağırlamayı, yan komşumuzu bile tanımıyoruz. Biz de güvenli yolu tercih edip yoldan geçeni değil, her akşam saat 8’ de televizyondan geçeni evimize alıyoruz. Onları misafir ettiğimiz süre içinde kendilerine saygıda hiç kusur etmiyoruz. Onlar için zaman zaman akşam program yapmıyor, telefon konuşmamızı kısa kesiyor, yemek saatimizi onlara göre ayarlıyoruz. Dizi kahramanlarının (kendilerinin bundan haberi olmayabilir ama) evlerimizde en ala misafirden farkları yok! Diziler televizyon ekranını resmen ele geçirmiş halde. Haftanın her günü, her kanalda en az ikişer dizi var. Hadi siz yapın matematiği! Bu çılgınlık ne zaman başladı hatırlamaya çalışırsak, hafızamın beni taşıdığı başlangıç noktası "Bizimkiler" oluyor. Nedense bizim evde pek popüler olmayan dizinin Pazar günleri yayınlandığını, Pazartesi günleri ilkokul sınıfımdaki herkesin diziden bahsetmesinden hatırlıyorum. Bu nokta önemli çünkü dizi hastalığımızın sebebi bu olabilir. Sevilen dizilerin ertesi günü, günlük sohbet konularının önemli 272

bir kısmı dizide olup biten oluyor. Diziyi seyretmeyeceğimiz varsa bile, gerek kaçınılmaz meraktan, gerek ertesi gün konuşulan konuya Fransız kalmamak adına “Ne var da seyrediyor insanlar bunu acaba? Dur bir bakayım iki dakika” dememiz ve elbette daha sonra elimizi verip kolunuzu kaptırmamızla hikaye başlıyor... Toplumsal fenomene dönüşmüş yerli dizilerin yıllar boyunca gösterdiği içerik değişimine baktığımızda, Türk seyircisinin ilgi alanındaki değişikliği de hemen fark edebiliriz. Eski zamanların dizilerinde sıradan bireylerin günlük hayatları mevzu bahisken, şimdi daha uçlardaki hayatları izliyoruz. Zamanın en popüler dizileri Bizimkiler, Perihan Abla, Şehnaz Tango, Süper Baba, Bir Demet Tiyatro... Hep oldukça mütevazı hayatları konu edinmişti. Belki de bu yüzden seviyorduk onları. Kendimizden bir şeyler bulabildiğimiz için. Ara sıra Kara Melek gibi daha entrikalı dizilerin de girdiği oluyordu hayatımıza ama yine de televizyon ağırlıklı olarak “herkes” gibiydi. Sanırım bu “bizi bize anlatma” döneminin son iyi örneklerinden biri “İkinci Bahar”dı. Aynı dönemlerde “sert erkek” ve “mafya” konuları dizi gündemine bomba gibi düştü. “Deli Yürek” kelimenin tam anlamıyla ortalığı kasıp kavurmaya başladı. Henüz tıraş olmaya başlamamış ortaokul çocuklarından tutun da yaşını başını almış adamlara kadar, erkek popülasyonunun önemli kısmı Deli Yürek’i (yani Kenan İmirzalıoğlu’nu) idol belledi. Saçları jöleli, koyu renk takım elbiseli (ama kravatsız!) ve çatık kaşlı adamlar, silahlı çatışmalar, hayatı pamuk ipliğine bağlı, yağız “deli yürek” erkeğinin arkasından daima göz-

yaşı döken kadınlar… Dizinin popülerliğiyle birlikte etrafta gördüğümüz takım elbiseli erkek nüfusu patladı. Maşallah herkes mafya mensubu, herkes sert erkek! “Akıllı ol!” gibi ne anlama geldiğini anlayamadığım emir kipleri girdi hayatımıza. Dizinin sona ermesiyle çok şükür kurtulduk derken, meğer başımıza geleceklerden bihabermişiz. Kurtlar Vadisi’nin başlaması ile yurdum erkeği kalbine gömdüğü Deli Yürek’in yerine Polat Alemdar’ı koydu. (Kadın gözüyle: hiç Kenan İmirzalıoğlu ile Necati Şaşmaz bir olur mu?! Akıllı olalım, değil mi?) Ayrıca burada bir parantez açmak isterim. Deli Yürek, dizide kullanılan bir objenin moda yaratmasına da ön ayak olmuştur. Yıllar önce Deli Yürek yüzüğü ile başlayan furya, Sıla tokası ve Bihter çizmesi ile sürmüş ve günümüzde Hürrem yüzüğü ile devam etmektedir! Şaşkınlığımı tavan yaptıran ise geçenlerde bir yerde Fatmagül kolyesi görmem oldu. Yani kızcağızın tek bir takısı var, o da uyduruk mavi boncukların ardı ardına dizilmesiyle yapılmış, o bile moda olabiliyor! Kaldığımız yerden devam edelim. Kurtlar Vadisi ülkede resmen seferberlik yarattı. Çok iyi hatırlıyorum, üniversitede okuduğum sıralarda (dizi o zaman da yayındaymış) bir cafeye kağıt oynamaya gitmiştik. Meğer o gün dizinin yayın günüymüş. Biz dizi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan bir grup insan sessiz sakin kağıdımızı oynarken, dizi fanatikleri kafeyi doldurmaya başladı. Şansımıza o gün dizide çok acayip şeyler oluyordu. Bir kızcağız kazılmış bir mezarın içinde ayakta duruyor, etra-

fındakiler de mezara toprak atıyor, kız bağıra çağıra konuşmaya devam ediyordu. “Erkekliğe sığmayan” hangi büyük kabahati işlediğini bilmediğim hanım kızımız diri diri gömülüyordu anlaşılan. Oldukça komik bir görüntüydü. Etrafımızdaki insan grubu diziyi sanki NASA uzaya roket fırlatıyormuşçasına pür dikkat seyrettikçe bizi gülme tuttu. Bir türlü susamadık! Cafe’deki Polat’lar bizi gözleriyle öyle bir kınamışlardı ki, sanıyorum kalkıp gitmesek başımıza dizideki kızın başına gelenler bile gelebilirdi! Sanki Fenerbahçe-Galatasaray maçında karşı tribüne girip tezahürat yaptık, o kadar yani! Bu sert erkek kavramı ülkeyi uzun süre esir aldı. Hatta o sırada gösterilen diğer diziler de bundan nasibini aldı. Aslen bir aşk hikayesi olan Asmalı Konak’ın baş karakteri Seymen Ağa, gururlu bir aşık olmanın yanı sıra maçoluğun da sınırlarını zorluyordu. Dizi patladı, Asmalı Konak da bir ilke imza atarak dizi finalini sinema filmi ile yaparak parayı vurma kavramını ülkemizle tanıştırdı. Asmalı Konak sayesinde hayatında Kapadokya’yı hiç merak etmemiş kişiler kalkıp volkanik bölgemize gidip konağı gezdiler, testi kebabı yediler, Dicle sürmesi satın aldılar ve bölgenin ekonomisini canlandırdılar. Şahsi favorilerim hep dönem dizileri oldu. İzlemekten en çok zevk aldığım diziler Çemberimde Gül Oya, Hatırla Sevgili ve Bu Kalp Seni Unutur Mu?’ydu. Sonuncusu dizi oyuncularıyla yapımcı arasındaki anlaşmazlık yüzünden apar topar bitiverdi, doğru düzgün bir sona bile bağlamadılar, hala üzülürüm. Bugüne gelirsek, bu çılgınlığın en üst seviyesine vardığımızı söyleyebileceğimizi sanıyorum. Aşk-ı Memnu’yu hayırlısıyla bitirdik. Kocasının yeğeniyle yasak aşk yaşayan fettan kadın Bihter, resmen ülke gündemine oturdu. Vaktinde çocuğunun hayatı için patronuyla tek gecelik ilişkisinden 300 bin dolar alacak Şehrazat’tan beri bu kadar gündemi meşgul eden bir kadın olmamıştı. Bu sayede Halid Ziya Uşaklıgil’in ilk defa 1925’te yayınlanmış eseri, yayınlanmasının üzerinden 85 yıl geçtikten sonra çok satan kitaplar listesine girdi. Dizide Bihter ve Firdevs Hanım’ın kahvaltı masasına bile otururken giydikleri tuvaletler kapış kapış gitti. Bu sezonun bombaları ise: Öyle Bir Geçer Zaman Ki, Fatmagül’ün Suçu Ne? ve Muhteşem Yüzyıl. Muhteşem Yüzyıl, bir kısım çok hassas vatandaşın, müzelerindeki yüzyıllık eserlerin çalınmasına hiç tepki göstermeyip, hatta o müzelere bir kere bile gitmeye tenezzül etmeyip, bir diziyi komik derecede ciddiye alıp, tarihimiz yanlış yansıtılıyor diye ortalığı velveleye vermesine sebep oldu… Ülkemizin Başbakan yardımcısı Bülent Arınç bile konuyla ilgili yorum yaptı, dizi kaldırılsın dedi. Biz sade vatandaş olarak dizilere

sardırmışız, çok mu? Başbakan yardımcısı bile aynı durumda... Fatmagül’ün Suçu Ne? ise başladığı zaman tecavüz konusu günlerce ülke gündeminde kaldı. Tecavüz gibi adi bir suç üzerinde bu kadar tartışılacak ne bulunabilir diye düşünüyor insan ama hayır, çok fazla şey bulunabildiğini gördük. Fatmagül için üzüldük, nişanlısına kızdık, yengesi Mukaddes Hanım’dan ise nefret ediyoruz! Mukaddes Hanım sokakta çok tepki alıyormuş. Bu ülkede kötü karakter canlandırmak büyük risk. Ezilenleri nasıl bağrımıza basıyorsak, kötüleri de elimizden geldiğince yerin dibine sokuyoruz çünkü. Üzerine yapışırsa, hayat boyu kötü birisin sen ülkenin gözünde! Fatmagül’ün Suçu Ne? sürükleyici bir başlangıç yapmıştı ama son bölümlerde biraz o rüzgarı kaybetti, saçmalamaya başladı. Bakalım neler olacak? Öyle Bir Geçer Zaman Ki’ye gelirsek (kafiyeli olacak) öyle bir dizi ki, neredeyse hiç iyi bir şey olmuyor! Karısını ve çocuklarını çok güzel, yabancı ve cadaloz bir kadının aşkı için bırakmış yağız bir kaptan, dört çocuğuyla sokakta kalmış cefakar bir anne, sefaletten bıkıp zengin kocaya kaçan lise öğrencisi genç kız, bütün karmaşanın ortasında minik bir erkek çocuk... Küçük Emrah filmleriyle dalga geçip bir yandan bu diziyi izliyorsanız oturup düşünmeniz gerekiyor! Ülke vatandaşları olarak birçok konuda fikir ayrılığına düşeriz ama üzerinde her daim hemfikir olduğumuz nadir konular da yok değildir. Yuva yıkan kadının dünyanın tüm felaketlerine layık olması bunlardan en sarsılmazıdır. Yuva yıkan kadın toplumda yaş, sınıf gözetmeden herkesin lanetine maruz kalır. Hele bir de bu kadın yabancı, sarışın ve ince uzunsa vay haline! Haliyle Ali Kaptan’ın eşi Caroline şu günlerde baş düşmanımız! Keşke şu sayfaya video koyma şansım olsa da, sokakta kendisine uzatılan mikrofona “Caroline gebersin!” diyen teyzeyi size gösterebilsem. Youtube’a aynen bu şekilde yazıp kendisiyle tanışabilirsiniz. Naif teyzemiz Ali ve Caroline’den o kadar nefret etmektedir ki, yabancı gelinin bir dizi karakteri olduğundan, hanımefendinin aslında gerçek hayatta bizi her bölüm delirtmek için muhtemelen on binlerce dolar aldığından habersiz, “Ben küfredeyim, siz sonra biplersiniz!” diyerek kamera görmüşken Caroline ve Ali’ye hesap sormaya kalkışmış; bununla da kalmayıp Ali’nin eski eşi Cemile’ye de gidip Caroline’e dayak atmasını tembihlemiştir! Bu tamamen gerçek bir görüntü! Caroline’den nefret ediyoruz, Ali Kaptan’a çok kızıyoruz, Aylin’i karşımıza alıp konuşmak istiyoruz. Deli miyiz neyiz! “Girme oraya seni öldürecekler!” diye interaktif televizyon seyreden yaşlı teyzelerden ne farkımız var? Yok! Biz de aynı öyle olacağız! Dizilerle öyle iç içe yaşıyoruz ki, elbette tek bir yazıda hayatımızın bir dönemini parsellemiş dizilerin tamamını anmak mümkün değil. Uzaylı

Zekiye (!), Bir İstanbul Masalı, Yılan Hikayesi, Kavak Yelleri, Avrupa Yakası, Haziran Gecesi, Yaprak Dökümü, Ezel, Behzat Ç... Say say bitmez. Televizyon karşısında ne çok zaman geçirmiş, ne çok kişiyi misafir etmişiz evimize. Sokağa çıkıp röportaj yapsanız Caroline’i tanımayan tek kişi bulamazsınız ama geçen gün Kıbrıs’ın yerini sordular; yavru vatanı Sicilya’da bilen mi dersiniz, Karadeniz’de mi?!... Öyle Bir Geçer Zaman Ki’de ki Cemile’ye üzüleceğimize biraz da kendimize mi üzülsek acaba! Şu Caroline’i ülkesine bir postalayalım da, sonra düşünürüz!

Ayşe’nin

Önerileri

Film(Dizi önereceğim haliyle!) Hatırla Sevgili’nin tüm bölümleri DVD seti olarak satılıyor. Gösterilirken izlemediyseniz tavsiye ederim. Ayrıca internet’ten eski Süper Baba bölümlerini seyretmek de çok zevkli!

Kitap

Selçuk Altun – Bizans Sultanı (sonunda geldi!)

Müzik

Zaz Je Veux 273


MAG kısa kısa

MAG kısa kısa

Fazıl Say Kentpark’taydı…

Mehmet Coşkun ile Hem Klasik Hem Modern

Türkiye’nin sayılı değerlerinden, dünyaca ünlü piyanist ve besteci Fazıl Say da Kentpark’ta ölümsüzleşen sanatçılardan biri oldu. Dünyanın ayakta alkışladığı olağanüstü yetenek Fazıl Say, balmumu heykelinin açılışını Kentpark Alışveriş Merkezi’nde hayranları ile birlikte yaptı.

Ankara’nın En Hijyenik Havuzu; United Üyelerine kapalı ve açık havuz keyfini doyasıya yaşatan United Clubs, Ankara İl Halk Sağlığı Laboratuar Müdürlüğü’nün yapmış olduğu değerlendirmeler sonucu; 2011 Ocak ayında Ankara’da en temiz ve değerleri en güzel havuzuna sahip olmanın gurunu yaşıyor.

“MERCURY” Z Otomotiv’de

Nozze’nin büyülü dünyasına adım atmaya hazır mısınız? Son teknoloji ile ürettiği modern tasarımlardan oluşan mobilyalkoleksiyonu, birbirinden şık aksesuarları ile Nozze Home Concept, evinizi yenilerken sizleri büyülü bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor. Kalite ve estetiği bir arada sunan Nozze Home Concept, çok özel imkanlar ve fırsatlarla sizleri buluştururken, herkesten önde olmayı vaad ediyor.

Göral Yine Birinci

Ankara’nın lüks otomobil denince ilk akla gelen isimlerinden Z Otomotiv A.Ş. yine çok özel bir otomobil sergiliyor. Dünyada bir eşi daha olmayan, 1950 model, 2010 yılı California Auto Show En İyi Tasarım ve Dizayn ödüllü “MERCURY”, Mayıs ayına kadar Z Otomotiv A.Ş.’de otomobil tutkunlarının beğenisine sunuluyor.

274

Mehmet Coşkun Mobilya; zengin ürün yelpazesi, her zevke hitap eden, kişiye özel, özgün ve kaliteli tasarımlarıyla mobilya sanatının en özel ürünlerini müşterilerine sunuyor. Mağazadaki klasik mobilyaların yanı sıra modern çizgilere sahip mobilyalar da göz kamaştırıyor.

1997 yılından bugüne Peugeot bayiliği yapan Göral Otomotiv, bu yıl Yeni Araç Satış, Satış Sonrası Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyeti alanlarında Türkiye birinciliğini kimselere kaptırmadı. “Hizmet Kalite Ödülü”nü Göral Otomotiv adına Nezih Allıoğlu aldı.

Asma Han Butik Otel - Alaçatı

ARMANI JEANS

Ege kültüründe zeytine ve üzüme ayrı önem verilir. Her bir tanesi inci gibidir, çok özeldir. Asma Han Butik Otel de Çeşme’nin incisi Alaçatı’da asmalar arasında yetişen eşsiz bir üzüm tanesi gibi. Asma Han Butik Otel, özel misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Üstelik, Manisa üzümlerinden yapılan organik şarabınız da sizi bekliyor.

Armani Jeans bu sezon da farkını ortaya koyuyor. Güçlü kumaşlar yeniden yorumlanarak yeni bir kriteri yerine getirecek şekilde geliştirilmiş... Bu sezon kullanılan kot kumaşları, montlar bir gömlek kadar hafif. Daha akışkan ve her zamankine göre daha iyi işlenmiş koyun postları da ceket ve takım olarak değerlendirilmiş. 275


MAG bakım

Esen Soydan esensoydan@magdergi.com.tr

Güzelleşip

Destek Olun !

Güzelleşirken girişimci kadınlara destek olmak ister misiniz? Tuvalet masanızda duran ürünlerin, dünyanın bir ucundaki girişimci bir kadına finansal destek sağlayacağını bilmek hoşunuza gider miydi? Eğer cevabınız evetse bunu Dermalogica ürünleriyle yapabilirsiniz.

F

ITE yani Ekonomik Özgürlük İçin Girişimcilik projesi, Dermalogica ve Kiva ortaklığı ile dünya çapındaki kadın girişimcilerin iş kurmalarına ya da işlerini geliştirmelerine küçük kredilerle destek olmak maksadıyla hayata geçirilmiş. FITE ile amaçlanan önümüzdeki iki yıl içinde dünya genelinde en az 25.000 kadına ekonomik özgürlük kazandırmak! Kiva şimdiye kadar 53 ülkede, 470.632 destekçisiyle 391.027 girişimcinin elinden tuttu. Kiva’nın destek olduğu girişimcilerin %82’sini kadınlar oluşturuyor. Kiva aracılığıyla her 30 saniyede 1 kişi ekonomik özgürlüğe kavuşuyor!

Bunu nasıl mı yapıyorlar? Aslında bunu sizlerin desteğiyle yapıyorlar. Dermalogica dünya çapında en beğenilen ve en çok satan 5 ürününün her birinden 1$, FITE projesi kapsamında kadın girişimcilere aktarıyor! Özel ambalaj içindeki en beğenilen Dermalogica ürünlerinden birini satın alıp, ürünün dışındaki kartonun iç tarafındaki kodu joinFITE.org adresine girerek bir kadın girişimciye destek olma şansı yakalayabilirsiniz. Üstelik bağışladığınız bu 1$’ın, istediğiniz ülkede, istediğiniz sektörden bir kadın girişimciye verilmesini sağlayabiliyorsunuz. İşin en güzel tarafı ise, seçtiğiniz girişimcinin iş hayatındaki gelişmelerden de mail yoluyla haberdar ediliyorsunuz. Çok yakında Türkiye’deki girişimcilere de destek olabileceksiniz (belki 276

de bu yazı yayınlanana kadar Türkiye’de aktif hale gelmiştir). Kendi adınıza da bu bağış miktarını arttırabilirsiniz, paranızın kuruşuna kadar nerelere gittiğini takip edebildiğiniz için oldukça iyi hazırlanılmış bir proje. Bu kesinlikle feminist bir hareket değil, sadece kadınların ekonomiye daha çok katılmalarını destekleyen bir proje. Kadınların ekonomide aktif rol almalarıyla, dünyanın daha keyifli bir yer olacağını yapılan araştırmalar da ispatlıyor. Dünya Bankası verilerine göre kadınlar; dünyada yapılan işlerin %66’sını gerçekleştirmelerine ve dünya gıdasının %50’sini üretmelerine rağmen daha yüksek oranda işsizler ve daha düşük maaşla çalışıyorlar.

*

Bir kız çocuğu 7 yıllık öğrenim gördüğünde; 4 yıl daha sonra evlenir ve ortalama 2.2 daha az çocuk sahibi olur. Ayrıca; Dünya nüfusundaki HIV virüsü oranı düşer ve yetersiz beslenme oranı %43 azalır.

*

Eğer %10 daha fazla kız çocuğu ortaokula gitse, ülke ekonomisi %3 daha çok büyür. Eğitimli bir kız çocuğu gelir sahibi olduğunda *gelirinin %90’ını ailesine verirken, bu oran erkek çocuklarında %35’tir.

277


MAG davet

?????????????

NUSRET CÖMERT

NAGİHAN ÇOL-ESEN ERMİȘ

Siyah Gece

LERZAN BARUTOĞLU, SARP EVLİYAGİL

Eda Durkan ve Başak Gökçe’nin sahibi olduğu More Dergisi “Siyah Yıldızlar” adını verdikleri partileriyle Ankara cemiyet hayatının elit isimlerini bir araya getirdi.

DUYGU-BORA KALAYCIOĞLU

REYHAN ERZURUMDAĞHATİCE TANRIVERDİ

LEVENT-ÖZLEM GÜDÜLLÜOĞLU

OLCAY ERGUN

DÜRİYE-NEJAT ARSEVEN

ALTAN-IȘIK PALABIYIKOĞLU

People Restoran’da canlı müzik ve açık büfe ikramlar eşliğinde gerçekleştirilen geceye konuklar siyah giyinerek katıldılar.

?????????????

278

AYSU-BORA ÇINAR

DENİZ-EBRU DEMİRYÜREK

BELİZ-AHMET BÜYÜKHANLI

AYNAZ ÖZKAȘIKÇI

AMBER ESEN

DUYGU KARGALIK

ERHAN-ȘEBNEM BİLGİN BİLGİN

SERKAN-ZEYNEP BABACAN

??????????????

ÖYKÜ-MEHMET TEKMEN

279 SEDA ÖZBULUT


MAG sergi

Gelincikler Sergilendi

MERAL CEYLAN

SELİM KAYANAK, LEMAN GÜVEN

ARZU ȘENEL

Kanada Savaş Müzesi’nde gerçekleşen sergisi ile adından çok söz ettiren, değerli ressam Hikmet Çetinkaya, Nurol Sanat Galerisi’nde bir sergi gerçekleştirdi. Dünyada “Gelincik Adam” diye bilinen Çetinkaya, birbirinden güzel gelincik tablolarını Ankaralıların beğenisine sundu. İş ve cemiyet dünyasından birçok sanatseverin katıldığı sergi konuklardan büyük beğeni kazandı.

280

OYTUN - HİKMET ÇETİNKAYA

ALDEA FÜSUN DAĞLI, MELTEM BENGİ, BERİL ÇAVUȘOĞLU

ZAFER UZUN,YASEMİN-ARDA GİZEM TOPRAKAYDIN

281


MAG röportaj Belediye Temsilcisi olarak görev yaptım. Bu dönemde de partim Belediye Başkanı olarak beni aday gösterdi, başkan oldum ve görevime başladım.

Doğru Hizmet Anlayışıyla

FethiYaşar

“Doğru dürüst hizmet” sloganıyla ilerleyerek Yenimahalle’ye farklı bir soluk kazandıran, birçok yeni kuruluş açarak büyük işlere imza atan, halkın sesini dinleyerek onların istekleri doğrultusunda ilerleyen Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar ile çok güzel bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisinden birçok konu hakkında siz MAG okurları için bilgi aldık.

B 282

ize kendinizden bahseder misiniz? 1949 Afyon, Sandıklı doğumluyum. 1963’te kardeşimler birlikte liseyi okumak için Ankara Yenimahalle’ye geldik. Liseden sonra 1965’te ti-

carete başladık. Aygaz ve Arçelik bayiliği aldık. Daha sonra 60’lı yılların sonunda 70’li yılların başında döşemelik kumaş ve perde satış merkezi kurduk. Sonra turizm işine girdik Antalya’da otellerimiz var. Döşemlik kumaş satış merkezinin Bursa’da fabrikasını kurduk. Siyasete 1965’te Yenimahalle Gençlik Kolları’nda başladım. 1968’te Gençlik

Kolları Başkanı, 1971’de İlçe Sekreteri oldum 1979’a kadar bu görevim sürdü. Daha sonra bu görevden kendi isteğimle ayrıldım. Sonra SODEP’in Kurucu Başkanlığını yaptım. DYP, CHP döneminde Kurultay Delegesiydim. CHP’nin yeniden açılmasıyla da İlçe Başkanlığı görevini üstlendim. Geçen beş yılda Yenimahalle ve Büyükşehir’in

Bu süreci ve yaptıklarınızı bizimle paylașabilir misiniz? Belediye başkanlığı o dönemde benim ve ailemin sıcak bakmadığı bir olaydı. Örgütün baskısıyla ve o günkü Genel Sekreterimizin “görev veriyoruz sana” demesi üzerine bende bu görevi kabul ettim. Biliyorsunuz benden önceki dönemde Belediye Başkanlığı AKP’deydi. Bir önceki seçimde yetmiş dört bin oyla kaybettiğimiz ve son seçimde (benim olduğum dönemde) yüz elli iki bin oyla geri aldığımız Yenimahalle Belediye Başkanlığı önemli bir başarı. Yenimahalle’de benim gibi düşünen ya da düşünmeyen, benim şahsıma oy veren insanları biliyorum. Bunun için de gece gündüz demeden o insanları, verdiği oylardan dolayı pişman etmemek adına elimden gelen çalışmayı yapıyorum. Elimdeki kaynakları doğru kullanmaya çalışıyorum. Artık Yenimahalle fark edilmeye başladı. Bütün bölgelerde vatandaşımız memnun, sadece bir bölgeye hizmet gitmiyor bütün bölgeye hizmet sağlıyoruz. Üç sene sonra da farklı ve yepyeni bir Yenimahalle’yi gezme ve görme fırsatı bulacağız. Yenimahalle’de sizinle birlikte neler değiști? İlk olarak herkesi vatandaşları eşit görme devri başladı. Herkese eşit yurttaş gözüyle bakıyoruz ve herkese aynı hizmeti aynı oranda vermeye çalışıyoruz. Sosyal projeler başladı, Türkiye’de öncülük eden projeler bunlar. Bunların başında “Yeni Kart” geliyor. Çok önemli bir proje, Yeni Kart sosyal devlette yardımın ve yardımlaşmanın nasıl olacağını insan onurunu ve haysiyetini kurtararak gösteren bir proje. Her iki ayda bir iki yüz lira bu kartların hesabına yatıyor. Bu kartları hiçbir tapulu malı olmayan, hiçbir kurumdan maaş almayan vatandaşlarımıza

yardımcı olmak amacıyla veriyoruz. Türk geleneğinde yardımın reklamı olmaz, yardım göstere göstere verilmez, insanın onuru haysiyeti dikkate alınmalıdır. Benim çocukluğumda da bu böyleydi şimdi biz bunu gerçekleştirdik. Yeni Kart bir banka kartı bu kart ile bütün bankacılık işlemleri yapabilir. Yenimahalle’deki beş yüze yakın firmada bu kartı kullandığında yüzde on, yüzde on beş gibi çeşitli indirimlerden yararlanabiliyor. Tüm vatandaşımıza bu karttan verdik şimdilik yetmiş bin kişi kullanıyor ama bunlardan iki bini yardımdan yararlanıyor. Ve bununla birlikte Yenimahalle’de ticaretin Yanimahalle’den yapılmasını istiyoruz. Vatandaşımıza yatırdığımız parayla istediği şeyi alma özgürlüğünü veriyoruz. Bu devletin resmi hesabı, alan belli veren belli kaçak yok. Peki bunu nasıl sağlıyorsunuz? Belediyenin resmi bütçesinden ayırdığımız bir bölüm var buradan paralar o kartların hesabına aktarılıyor. Ayrıca vatandaşlarımızın yardım amacıyla yatırdıkları paralar da bir havuzda toplanıp bu hesaplara aktarılıyor. Ne başka bir personel için para harcanıyor ne de başka işler için masraf ediliyor tamamı gerçek

yardıma muhtaç olanlara gidiyor. Durumu düzeldiğinde, iş bulduğunda o düşüyor onun yerine bir başkası geçiyor. Peki, yaptığınız projelerden bahseder misiniz? Kan Bankası kurduk. Yenimahalle çalışanlarından dışarıda ki hemşerilerimizden aldığımız kan bağışları ile kendi Kan Bankası datamızı oluşturduk. Her gün beş altı vatandaşımızın kan ihtiyacını karşılıyoruz. Şu ana kadar beş binin üzerinde kan ünitemiz bulunuyor, bunu on beş binlere çıkarmayı ümit ediyoruz. Bunun yanında Ankara Barosu’yla birlikte Hukuk Bürosu kurduk. Dayak yiyen, çeşitli sıkıntıları olan, avukata

gidecek parası olmayan vatandaşlarımıza yardım yapıyoruz. Onun dışında okullarımıza sahip çıktık. Yenimahalle’deki okullarda hedef seçtik. Özel okullarda hangi imkanlar sunuluyorsa devlet okullarında da aynı imkanı sağladık. Yenimahalle’deki iki yüz kırk altı okulda da bu imkanı sağlamaya çalışıyoruz. Konferans salonuyla, spor salonuyla, boyasıyla, çatı mantolamasıyla kısacası her türlü durumla ilgileniyoruz. Bizim amacımız fakir aile çocuğuyla zengin aile çocuğunu aynı şartlarda okutmak.

Sağlık konusunda da vatandaşlarımızı yalnız bırakmadık ve Yenimahalle’ye on bir tane Sağlık Ocağı yaptık ve İl Sağlık Müdürlüğüne teslim ettik. Burada vatandaşlarımıza en yakın sağlık hizmetini sağlamaya çalıştık. Ayrıca Karşıyaka’da Gazi Üniversitesi’yle birlikte Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi kurduk geçen senenin Mart ayında hizmeti açıldı. Şimdi yine Gazi Üniversitesi’yle birlikte bir hastane yaptık ve yanına bir sağlık ocağı kuruduk, oradaki vatandaşlarımız da acil ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar. Bunların dışında kırk iki tane park yaptık. Üç yüz otuz bin metre kare yeşil alan kazandırdık. Yüz yirmi bin metre kare tretuvar döşedik, elli bin metre kare kaldırım yaptık, bir milyon metre kare yeni yol açtık ve iddia ediyorum Türkiye’nin en güçlü makine parkına sahip belediyelerinden birisi haline getirerek yüz elliye yakın aracı belediyeye kazandırdık. Bu seneki projeleriniz neler? Huzur evlerine yönelik hizmetler sağlamaya başladık. Yaşlılarımıza yaşam sevinci verecek Yaşlı Yaşam Merkezi’ni kuruyoruz, bu sene de orayı hizmete açacağız. Buradan yüz seksen yaşlımız yaralanacak. Yaşlı Yaşam Merkezi sağlık hizmeti, eğitim, hobi, spor, yeme içme yatma, sosyal aktiviteler bulunan bir yapı olacak.

283


MAG röportaj Zihinsel engeliler içinde bir merkez kuruyoruz. Batıkent’e on bir bin metre kare büyüklüğünde bir kültür ve ticaret merkezi kuruyoruz. İçerisinde sinema salonları, tiyatro salonu, konferans salonu, belediyenin tüm birimleri, demokratik derneklerin odaları, kadın erkek hamamı ve saunası olan bir merkezi hizmete açıyoruz. Bu sene önemli projelerimiz var. Bu projeleri de bir bir hayata geçiriyoruz, bunlardan bir tanesi Onkoloji Hastanesi’nin karşısına yüz on yataklı bir misafirhane yaptırıyoruz. Artık hasta yakınları dışarıda banklarda ve kaldırımlarda yatmayacaklar yeni yapacağımız misafirhanede dinlenecekler. Onun dışında çeşitli bölgelerde çeşitli kültür merkezlerini hayata geçireceğiz. Modern pazar yerleri kurduk bunlara yenileri de eklenecek.

aklımda olmayan bir anda Belediye Başkanı oldum. Bunu şartlar getirdi. Daha üç senem var. Üç sene uzun bir zaman. Görevim bittiğinde partim belki daha iyi bir aday bulur, yerime o gelir. Şartlar ne gösterir şimdiden bilemiyorum. Artı benim sağlığım ne olacak ailemle olan ilişkilerim ne olacak. Partim görev verdi, görevi mi yaptım. Üç sene sonra partim ve Yenimahalle halkı devam et derse sağlığımda yerinde olursa devam ederim. Ama devam etsem de etmesem de Yenimahalle Belediye Başkalığı gibi bir onuru halkın bana vermesinden gurur duyuyorum.

Biz ülkemizi seviyoruz, insanımızı seviyoruz, ömrüm boyunca Cumhuriyetin temel ilkelerine, Mustafa Kemal’in kurduğu Cumhuriyet’e sadık kalarak ülkede yaşaması için hizmet ettim, aile olarak hizmet ettik. Belediye Bașkanlığı hayatınıza ne gibi değișiklikler getirdi? Yaşantımda Belediye Başkanlığının hiçbir değişiklik getirmesi söz konusu değildir. Ben bir köy çocuğuyum, Anadolu çocuğuyum, tüccar bir babanın oğluydum, ama bugün geldiğim yeri de biliyorum. İnsanları iki şey rezilde eder vezirde, birisi “para” diğeri “koltuk”. Koltuğa geçen geçmişini unutur, arkadaşlarını unutur. Ben başım dik geldim buralara, bugünkü dostlarımla beraber dönemim bittiğinde halkımın sevgisi içerisinde görevimi tamamlayabilirsem bu benim ve ailem için büyük bir onur olacak. Bu onuru halkımdan almak için gece gündüz demeden halkla iç içe çalışıyoruz. Memnuniyetleri görüyorum eleştirilerde oluyor ama büyük bir heyecan içinde halkıma hizmet etmeye çalışıyorum. Gelecek dönemde aday olmayı düșünüyor musunuz? Şartlar oraya getirirse belki olabilir ama

284

Yenimahalle Türkiye’nin en büyük ilçelerinden biri… Tabii en büyük on dördüncü ilçesi. Peki, bunun zorlukları nelerdir sizin için? Tabii alan geniş. Yenimahalle’ye yaptığımı Çayyolu görmüyor, Çayyolu’na yaptığımı Batıkent görmüyor, Batıkent’e yaptığımı Yenimahalle görmüyor. Ama ben, her yere gidiyorum en ufak sokaklara dahi gidiyorum. Halkın teveccühü, gittiğim yerlerde gördüğüm ilgi beni daha da onurlandırıyor. Gece bile aklıma bir proje geliyor kalkıyorum not alıyorum hemen. Ben bir iş adamıyım bir esnaf, memur, emekli belediyeden ne ister ona göre düşünerek onları gerçekleştirmeye çalışıyorum. Esnaf ve halk ziyaretleriniz oldukça çok, sürekli dıșarıdanız… Esnaf ziyaretleri, muhtar ziyaretlerini seviyorum burada sıkılıyorum. Sokağa çıktığımda daha rahatım. Onlarla dışarıda sürekli normal yaşantımda olduğu gibi sohbet etmeye

çalışıyorum. Benim kahve kültürüm vardır. Kahveye gider oyun oynarım. Meyhaneye giderim bir duble içerim. Camiye giderim Cuma namazımı kılarım kendime göre ibadetimi gerçekleştiririm. Bu yaşantım bugünde devam ediyor. Kültürel etkinliklerinizden bahseder misiniz? Kültürel etkinliklere önem veriyoruz, tiyatro gruplarıyla anlaşmalar gerçekleştiriyoruz. Ayrıca Türk Sanat Müziği’ni severim ve kendimde sürekli dinlerim. Onun dışında eşimle birlikte çeşitli kültürel etkinliklere katılıyoruz. Cumhuriyetin ilk kuruluşunda Mustafa Kemal Ankara’yı Başkent yaptığında bugünkü bir müteahhidin normal bir bütçesi kadar Türkiye’nin bütçesi yoktu. Türkiye’nin o zamanki bütçesi karasabandan üretilen ekinden aldığı vergiydi. O gün o parayla Mustafa Kemal Opera’yı, Küçük Tiyatro’yu, 19 Mayıs Stadyumu’nu kurmuş. O günkü şartlarla spora, sanata çok önemli değerler vermiş. Ondan sonra Ankara’ya gelen yöneticiler, sanata çok fazla önem vermemiş. Bu dönemde sanata ve sanatçıya önem vermemiz gerekir. Belediye bașkanı olmanın olumlu ya da olumsuz olan yanları nelerdir? Olumlu yanı, tanıdığım tanımadığım herkes “Başkanım hoş geldin” diyor. Gerçi Yenimahalle sınırları içerisinde pek tanımadığım kimse yok. İşsizlik biraz üzüyor, bir de aileme eskisi kadar zaman ayıramıyorum, torunlarımı bile pek fazla göremiyorum. Son olarak MAG okurları için neler söylemek istersiniz? Bu dergilerin yaşaması için Ankara’daki iş adamlarına demokratik toplum kuruluşlarına kentin güzelliklerini, sosyal yaşamlarını başka bölgelere duyurmaları için MAG gibi dergilere sahip çıkmalarını ve böyle dergiler yaşatmalarını öneriyorum. Bursa’da bu tarz birçok dergi var. Ankara’da sizin gibi kaç tane dergi var bilmiyorum MAG dışında hiç duymadım. Röportaj: Yağmur Tuğba İlhan

285


MAG kısa kısa

Mehmet Coşkun ile Hem Klasik Hem Modern Mehmet Coşkun Mobilya; zengin ürün yelpazesi, her zevke hitap eden, kişiye özel, özgün ve kaliteli tasarımlarıyla mobilya sanatının en özel ürünlerini müşterilerine sunuyor. Mağazadaki klasik mobilyaların yanı sıra modern çizgilere sahip mobilyalar da göz kamaştırıyor.

Nozze’nin büyülü dünyasına adım atmaya hazır mısınız? Son teknoloji ile ürettiği modern tasarımlardan oluşan mobilyalkoleksiyonu, birbirinden şık aksesuarları ile Nozze Home Concept, evinizi yenilerken sizleri büyülü bir yolculuğa çıkmaya davet ediyor. Kalite ve estetiği bir arada sunan Nozze Home Concept, çok özel imkanlar ve fırsatlarla sizleri buluştururken, herkesten önde olmayı vaad ediyor.

Göral Yine Birinci 1997 yılından bugüne Peugeot bayiliği yapan Göral Otomotiv, bu yıl Yeni Araç Satış, Satış Sonrası Hizmet Kalitesi ve Müşteri Memnuniyeti alanlarında Türkiye birinciliğini kimselere kaptırmadı. “Hizmet Kalite Ödülü”nü Göral Otomotiv adına Nezih Allıoğlu aldı.

ARMANI JEANS Armani Jeans bu sezon da farkını ortaya koyuyor. Güçlü kumaşlar yeniden yorumlanarak yeni bir kriteri yerine getirecek şekilde geliştirilmiş... Bu sezon kullanılan kot kumaşları, montlar bir gömlek kadar hafif. Daha akışkan ve her zamankine göre daha iyi işlenmiş koyun postları da ceket ve takım olarak değerlendirilmiş. 286

287


MAG röportaj

Bir Ankara Klasiği

28. Uluslararası

Ankara Müzik Festivali Sevda-Cenap And Müzik Vakfı her yıl olduğu gibi bu yıl da Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nin düzenlenmesi görevini üstleniyor. Başkent Ankara’ya yakışır bir festival düzenlemeyi hedefleyen Vakıf Koordinatörü Elif Başman İle röportaj yaptık.

F

estivalin bir çizgisi olduğunu biliyoruz, bu yıl bu anlamda etkinlikler nelerdir?

15 farklı ülkeden toplam 572 sanatçı senfonik müzikten bando’ya, çağdaş müzikten popüler klasiğe, etno-cazdan dansa uzanan farklı etkinlikleri ile bu yıl ki festivalde yer alacak.

Festival’de gençlere önerilecek etkinlikler nelerdir? Pianodrum; piyanoda Christof Moser ve davulda Mario Lackner, klasik müziği mizahla buluşturan dörtlü MozART, bakır üflemelilerden oluşan topluluk Mnozil Brass, etno-caz topluluğu NY Gipsy All Stars, Ziv Eitan’ın ritme yolculuğu, dansın sihirbazları Jazzing Flamenco, müziği farklı tarzlarla harmanlayan Daisy Jobing Band festivale katılan bütün sanatçılar dışına gençlerinde hoşuna gidebilecek etkinliklerdendir.

Festival kimler tarafından desteklenmektedir? Festival Sabancı Vakfı, Kavaklıdere şir-

288

ketler grubu ve And TTS’nin onur üyeliği dışında; Tepe İnşaat Sanayi A.Ş, The Boeing Company, Aydıner İnşaat A. Ş, Nurol Holding, Gama Holding, TCMB, T. Halk Bankası A.Ş, N.C.Y Müşavirlik, AGE İnşaat ve Ticaret A.Ş, Anadolu Jet, Yüksel Erimtan ve Bankpozitif tarafından desteklenmektedir.

Biletlere nasıl ulașılır ve fiyatları nelerdir? İzleyiciler etkinlikleri 20 TL ile 50 TL arasında değişen bilet fiyatları ile izleyebilecekler. Festival biletleri 25 Mart Cuma gününden itibaren Biletix kanalıyla satışa çıkacak.

Bu sene Festival’e katılımı nasıl olacağını düșünüyorsunuz? Gerek müzik tarzları gerekse izleyiciye ulaşım açısından festival katılımın bu sene geçen senelere nazaran daha iyi olacağını düşünüyoruz. Farklı müzik türlerini içeren program daha fazla insana ulaşmamızı sağlıyor.


289


MAG sergi Sergide, galvaniz sıva telinden yapılan kuș heykelleri katılımcılardan büyük ilgi, gördü.

30.Yıla

Özel Sergi

Ünlü Sanatçı Burcu Şahin, Turkuvaz Sanat Galerisi’nin 30. yılına özel olarak bir sergi gerçekleştirdi. Turkuvaz Sanat Galerisi’nde gerçekleştirilen sergiye Şahin’in yakın çevresi ve birçok Ankaralı sanatsever katıldı. 14’ü heykel ve 12’si resimden oluşan serginin ana temasını ise özgürlüğün simgesi güvercin oluşturuyor.

290

BURCU ȘAHİN

SİBEL GÜNEYSU, SEVİL KENGERLE

HAYRİYE ERKUT, AHMET İSFENDİYAR, GÜLİN URAN

ASLI KUTLUAY, ELİF ÖZER


291


MAG pınar’ın bahçesi

Pınar Çakmak

pinarcakmak@magdergi.com.tr

RENKLERİN FESTİVALİ Mutluluğun Sırrı Doğada Gizli Herkes az çok evinin, balkonunun, bahçesinin birer bahçıvanıdır aslında. Ancak bu zevkli uğraş gerçekten bilgi ister, emek ister, sabır ister. Sizlerle birlikte toprakta yetişen her bitkiyi birlikte öğrenip, ekip, koklayacağız.Unutmayın; edindiğimiz bilgiler ışığında sadece bitkilerimiz değil, biz de olgunlaşacağız. 292


S

evgili bahçe severler,

Doğa; içinde yaşadığımız ancak hepimizin hayat koşuşturmasından çok da gözlemleyemediğimiz bir dünya değil midir? Eminim ki hepiniz ya balkonuna ya bahçesine diktiği bitkilerle ya da evine satın aldığı çiçeklerle onun coşkusuna ortak olmuştur... Sizlerle buluştuğum bu sayfalarda, birlikte bitkiler alemini keşif yolculuğuna çıkacağız... İLKBAHARIN MÜJDECİSİ ERGUVAN Nisan ayı ile birlikte güneş doğanın canlandığı haberini fısıldıyor adeta... Bahçeler, balkonlar mutlu parklar renkleri ile gözlerimizi kamaştırıyor. İşte şimdi sizin karşınıza onun ilk heyecanlarından birini çıkarıyorum. Cennetin rengi “Erguvan”... Kimi ağaçlar meyveleri ile kimisi kokusuyla kimisi de yapraklarıyla etkiler insanı. Efsanelere konu olan “erguvan”lar zaman zaman yazar ve şairlere ilham kaynağı olmuştur. Renginin tonu, renk dünyasına adını yazdırmıştır. Hatta adına İstanbul’da “Erguvan Dostları Derneği”ni bile kurdurmuştur. Nisan ayı ortalarından itibaren İstanbul ve Bursa’da “Erguvan Şenlikleri” düzenlenen ender bir ağaçtır kendisi. Kara kuru gövdesi ve dalları ancak 15-20 gün pembe morumsu erguvan rengine bürünür. Sonra renkleri aramızdan sessizce ayrılır... ERGUVANIN EFSANESİ Önceleri beyaz çiçekli olan bu ağacın renginin değişim efsanesini biliyor muydunuz? Hz. İsa’nın havarilerinden biri olan Yahuda, Hz. İsa’yı Roma imparatoruna ihbar edince, İsa Peygamber yakalanmış ve çarmıha gerilmiştir. Vicdan azabı çeken Yahu-

da ise kendini erguvan ağacına asıp intihar edince, efsaneye göre ağaç, dallarını bükmüş ve utancın şiddeti ile o güne kadar beyaz olan çiçekleri renk değiştirip bu günkü rengini almıştır... Erguvan ağacı aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun da simgesidir. Çünkü imparatorluğun kuruluş tarihi de erguvanların çiçek açtığı döneme denk gelir. Aynı zamanda Yahuda’nın ağacı olduğu için kutsal sayılmıştır. Kraliyet sembolü saraylar Erguvan rengine boyatılmış, kraliyet pelerinin rengi erguvan rengi olarak belirlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde baharın müjdecisi kabul edilen erguvan ağacına öncelik verilmiştir. Boğazda erguvan ağaçları azaldığında, padişah fermanı ile diktirilen özellikli bir ağaçtır. Hatta Osmanlı döneminde baston yapımında dahi kullanılmıştır. YETİŞTİRİLMESİ Bilimsel adı “Cercis Siliquastrum” olan erguvan, 7-8 metreye kadar uzayan bir ağaçtır. Daha çok Akdeniz iklimi ile karasal iklimin korunaklı bölgelerini sever. Bol güneş yarı gölgeli alanlar ile kireçli, balçıklı topraklar yaşam alanıdır. Soğuğa ve sıcağa dayanıklı olan erguvan ağacı İstanbul, Bursa dışında Ankaralılar’ı da görsel şölenine davet eder. Sakın ha, killi ve aşırı nemli toprağa ekmeyin, hemen kurur. Tohumlarını çok soğuk günlerin dışında ekebilirsiniz ya da fidelerini yapı marketlerin bahçe reyonları ile seralardan edinebilirsiniz. Fideleri fidanlıklarda 20-120 TL arasında bulunabiliyor. Bahçelerin dışında rahatlıkla balkonlardaki büyük saksılara da ekebilirsiniz. Tercih size kalmış...

293


MAG kısa kısa

Mydonose Plaza’da Yıl Dönümü Yemeği ŞA-RA Group 26. Kuruluş Yıl Dönümü yemeğini Mydonose Plaza’da gerçekleştirdi. Oldukça şık hazırlanan salonda Yönetim Kurulu başkanları ve üyelerin katılımıyla gerçekleşen gecede Gökhan Ertek sahne aldı.

Linens’e Uğramayı Unutmayın

Linens, bu sene 18 Mart - 26 Nisan 2011 tarihleri arasında ilki düzenlenen “İstanbul Shopping Fest”e katılıyor.“40 gün, 40 gece alışveriş ve eğlence” konseptli alışveriş festivali kapsamında sadece bu döneme özel, İstanbul’daki Linens Mağazaları’nda 1 ürün alışverişine 2. ürün %50 indirimli!

Bilkent Otel’de Bahara Hazırlık

Bilkent Otel Sanitas Spa’da Nisan ayının masajı olan “Shiroabhyanga” ay boyunca %25 indirimli olarak uygulanıyor. Yaza yaklaştığımız şu aylarda, yaşamınızı keyifli, bedeninizi sağlıklı kılmak için Bilkent Otel’e uğramayı unutmayın. Akdeniz Mutfağı ise bu ay temalı hafta olarak Gaziantep mutfağının lezzetlerini konuklarına sunacak.

Mikasa Moor Şimdi de İstinye Park’ta

Pasifik Grup Limited Şirketi’nin perakende markası olan Mikasa Moor 2000 yılında kurulun ve 2011 yılına kadar İstanbul, Ankara, Bursa, Gaziantep ve Adana’da olmak üzere toplamda 7 mağazaya ulaştı. Son olarak İstinye Park’ta açılan yeni şubesiyle müşterilerinin beğenisini toplamaya devam ediyor.

294


295


MAG görgü

Erdoğan Öznal

erdoganoznal@magdergi.com.tr

!

Şiddete Son

8 Mart “Dünya Kadınlar Günü” münasebetiyle, “kadın, kadın sorunları ve kadına yönelik şiddet hareketleri”, çeşitli platformlarda yoğun bir şekilde tartışılmıştır. Kadınlarımızın neredeyse yarısının her gün sistematik bir şekilde dayak yediği ve yüzlercesinin cinayete kurban gittiği bir ülkede bu tartışmaların yapılması çok normaldir. Şimdilik belirgin bir ilerleme sağlanamasa da bir gün mutlaka kadınlar Türk toplumunda hak ettiği yeri alacaklardır.

K

adına yönelik “dövme, yaralama ve öldürme” olaylarından ayrı olarak ele alınabilecek bir diğer şiddet hareketi ise “cinsel taciz”dir. Türk toplumunu henüz ye-

terince tanımadığı bir olayın kadına karşı çok çirkin, ayrımcı ve aşağılayıcı bir davranış biçimi olduğunda herkes hemfikirdir. “Cinsel tecavüz” veya “cinsel istismar” olarak da adlandırılan cinsel tacizin ne kadar yaygın olduğu hakkında elimizde bir veri mevcut değildir. Ancak modern toplumlarda her geçen gün daha da yayılma eğilimi gösterdiğini söylemek mümkündür. Özellikle Türk toplumu gibi muhafazakar aile yapılarının egemen olduğu toplumlarda geleneksel ve kültürel nedenlerle cinsel tacize maruz kalan kadınlar bunu gerekli yerlere şikayet etmekten çekinmektedirler. Şikayet bir yana en yakınları olan aile bireyleri ile paylaşmaktan dahi korkmaktadırlar. Bazı işyerlerinde ise cinsel tacize uğrayan bayanlar işlerinden olma korkusuyla bunu rapor edememektedirler. Cinsel tacizin belirli, net bir tarifi şuana kadar yapılamamıştır.

296


Toplumdan topluma, kültürden kültüre ufak tefek değişiklikler gösterebileceği tabiidir. Bir kültürde cinsel taciz olarak adlandırılabilecek bir davranış biçimi diğer kültürde masum bir hareket olarak kabul edilebilir. Cinsel tacizin çok genel bir tarifini aşağıdaki şekilde yapmak mümkündür. Cinsel taciz, “sözle, sembollerle ve çeşitli davranış şekilleri ile cinsel konuları, cinsel dürtüleri, cinsel arzu ve isteği ön plana çıkaran ve bunu karşı tarafa belli etme çabasındaki davranış biçimleri” şeklinde tanımlamak mümkündür. Cinsel taciz ile işyerlerinde, okullarda, hastanelerde, sokakta, mahallede her yerde karşılaşmak mümkündür. Çok fazla kadın askerin istihdam edildiği ABD ordusunda cinsel tacizin çok yaygın olduğu bilinen bir husustur.

lirtildiği gibi bu ülkeden ülkeye, kültürden kültüre değişiklik gösterebilir. Bir fikir vermesi bakımından, genel olarak “cinsel taciz” anlamında kabul edilebilecek bazı davranış biçimleri aşağıda gösterilmiştir.

Fiziki temas ve fazla yaklaşmak, › Seks ağırlıklı konuşmalar, › Seks ağırlıklı şakalar, › Seks ağırlıklı aşırı iltifatlar, › Seks ima eden, kinaye yollu ve dolaylı anlatımlar, › Pornografik resim, kitap, dergi göstermek,

İşyerlerindeki cinsel tacizler genellikle patronlar, amirler ve zaman zaman da arkadaşlar tarafından yapılmaktadır. Sadece ayrı cinsten değil, aynı cinsten olanlar da cinsel tacize maruz kalabilmektedir. Hangi olaylar ve davranışlar “cinsel taciz” kapsamında değerlendirilebilir, hangileri hoşgörü ile karşılanır, bunun ayrımını yapmak oldukça zordur. Yukarıda da be-

Kaba, adi, aşağılık terbiyesizce konuşmalar, › Yoldan geçen bayana laf atmak, › El atmak, sarılmak, sarılma teşebbüsünde bulunmak, › Saçını okşamak, koklamak, › Yanağını okşamak, › Çimdik atmak, sıkıştırmak, › Bayanın eteğini kaldırıp bakmak,

› Bayanlara ait mekanlarda uygunsuz kıyafetle dolaşmak, › Teşhircilik yapmak (Cinsel organlarını güya farkında olmadan göstermek), › Cinsel tercihini açıklamaya zorlamak ve aşağılamak, Cinsel tercih: İnsanların etnik, dinsel, mezhepsel farklılıklarına olduğu gibi cinsel tercihlerine de saygı göstermek gerekir. Bir insanın cinsel yapısı kendi tercihi değildir; bu ona verilmiştir. Bu bir suç değildir, suç olsa bile onların suçu değildir. Toplumda cinsel tercihlerini açıkça söyleyemeyen, saklayan hatta korkan insanların sayısı tahmin edildiğinden de fazladır. Onları cinsel tercihlerini açıklamaya zorlamak, bu tercihlerinden ötürü küçük görmek, hakaret etmek bir cinsel tacizdir, cinsel istismardır. Onları aşağılamak bir yana, genel ahlak kuralları içinde kendilerine yardımcı olmak insani bir görevdir. ABD’de yıllar önce çıkarılmış “Cinsel Tacizi Önleme ve Cezalandırma Yasası” mevcuttur. Elli kişiden fazla nüfusu olan mahallelerde “şikayet komiteleri” kurulmuştur. Ülkemizde doğrudan cinsel tacizi cezalandıran bir yasa olmamakla beraber, dolaylı yollardan cezalandıracak birçok yasa mevcuttur. Yapılacak iş, kadınlarımızı ve toplumumuzu cinsel taciz konularında eğitmek, bilinçlendirmek ve maruz kalınan olayları rapor etmelerini sağlamaktır. Bu konuda organize olmanın önemi büyüktür.

297


MAG kültür - sanat

KONSER EDDIE PALMIERI Müzik kariyeri boyunca 9 Grammy kazanan ünlü piyanistin özgün ve kural tanımayan çalış tarzı onu eşsiz kılıyor. Unutulmaz bir müzik mirası bırakarak dünyayı dolaşmaya devam eden ünlü piyanist Eddie Palmieri Babylon’da hayranlarıyla buluşacak. Tarih: 20 Nisan Yer: Babylon -İstanbul

28. ANKARA MÜZİK FESTİVALİ

BORUSAN FİLARMONİ ORKESTRASI

Her yıl Nisan ayında gerçekleştirilen Uluslararası Ankara Müzik Festivali 2011’de 04 – 30 Nisan tarihleri arasında 28. kez gerçekleşecek.

Tarih: 04 - 30 Nisan Yer: MEB Şura Salonu, Resim Heykel Müzesi ve Çağdaş Sanatlar Galerisi-Ankara

KİTAP

ÇATILARDAN İSTANBUL

Şefliğini Sascha Goetzel’in solistliğini Çağ Erçağ’ın yapacağı etkinlikte Mozart, Haydn ve Schubert’ten eserler çalınacak. Tarih: 8 Nisan Yer: Caddebostan Kültür Merkezi-İstanbul

DVD

Fotoğraf sanatçısı Şenol Altun’un Çatılardan İstanbul kitabındaki fotoğrafları, şehre tepeden bakmak isteyenlere eşsiz bir fırsat sunuyor. İstanbul’a farklı bir gözle bakmak isteyenler bu kitabı mutlaka edinmeli.

TEK SUÇLU BEYNİNİZ Bir önceki kitabı “Tek Şişman Beyniniz” ile büyük yankı uyandıran ve bestseller olan Yasemin Soysal, yine çok konuşulacak bir kitapla okuyucularının karşısına çıkıyor. Yasemin Soysal; “Tek Suçlu Beyniniz” isimli yeni kitabında; “keşke bunları daha önce okusaydım” dedirtecek.

298

GİT BAŞIMDAN Peter Highman beş gün sonra doğuma girecek karısına yetişmek ve zamanında orada olmak için Atlanta’da çok hızlı hareket etmesi gereken bir baba adayıdır. Ancak uçağını yakalayamayınca tüm programı alt üst olur. Kendisini Ethan Tremblay’in arabasında bulan Peter, karısının ve çocuklarının yanında zamanında olabilmek için bu yolculuğu yapmak zorunda kalır. Tüm ülkeyi bir uçtan diğerine katedeceği yol arkadaşı ise tam anlamıyla sinir bozucudur.


299


MAG kültür - sanat

SERGİ

ALBÜM

MUSTAFA KARASU ŞERİF KARASU Mustafa Karasu ve Şerif Karasu’nun ‘Alter Ego’ isimli Resim Sergisi 8 Nisan 2011’de Beyoğlu Akademililer Sanat Merkezi’nde açılıyor. Tarih: 8 Nisan - 8 Mayıs Yer: Beyoğlu Akademililer Sanat Merkezi-İstanbul

12 DÜET

ZELİHA AKÇAOĞLU YAŞAMA DAİR... II

Nilüfer, “12 Düet” adlı çalışmasıyla Rock sahnesinde fırtına gibi esecek. 12 düet albümünün en büyük özelliği, Nilüfer’in 12 hit şarkısının yeniden düzenlenerek Rock grup/solistleriyle birlikte söylenmesi. Düzenlemesini Attila Özdemiroğlu’nun yaptığı “Sensiz olmaz” dışında, diğer tüm şarkıların düzenlemelerini gruplar kendileri yaptılar.

Türk Çağdaş sanatının önemli isimlerinden; Zeliha Akçaoğlu “Yaşama Dair …II ” isimli sergisi ile Ankara’lı sanat izleyicilerinin karşısına çıkıyor. Tarih: 1 - 20 Nisan Yer: Galeri Soyut-Ankara

TİYATRO

GÖSTERİ

GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEMEYENLER Nüfus patlaması yaşanan ve yaşamsal ihtiyaçların tükenmek üzere olduğu bir dünyada başkanlar ve bilim adamları uzun süren toplantılar sonucunda bir karara varıyorlar. Oyunda bu kararlardan sonra gelişen olaylar anlatılıyor.

Tarih: 11 - 18 - 25 Nisan Yer: Galata Perform Salonu - İstanbul

CARMEN 3D RealD ve Londra Kraliyet Operası’nın ortak yapımı olan Carmen 3D, izleyicileri sihirli bir halının üzerindeymişçesine sahnenin kalbine, bu heyecan verici aşk, kıskançlık ve ihanet öyküsünün tam ortasına götürüyor. Baştan çıkaran “Habanera” ve “Toreadorun Şarkısı” ile Georges Bizet’nin Carmen’i bu kez 3 boyutlu olarak izleyicileri adeta sahnede misafir ediyor. Tarih: 13-14-20 ve 21 Nisan Yer: Cinebonus Sinemaları

300

YUSUF İLE ZÜLEYHA Geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan Türk operasının büyük ustası Okan Demiriş’in bestelediği opera, özel bir prodüksiyonla Başkentli sanatseverlerin karşısında olacak.

Tarih: 16 Nisan Yer: Ankara Devlet Opera ve Balesi

OPERA


301


MAG röportaj

Mantra Müziği’nin TürkiyeTemsilcisi

“Seda Bağcan” Türkiye’de “Mantra Müziği”nin ilk ve tek temsilcisi, yaptığı müziklerle kalplere ışık tutan, stresi azaltan, hastalıklara yardımcı olan sımsıcak biri Seda Bağcan. Öğrendiklerini başka insanlara yardımcı olmak amacıyla yaymaya çalışan ve tüm sorunların bir çözüme ulaşabileceğine inanan bir misyoner. Dünyada adından sıkça söz ettiren hatta yakında Tina Turner ile bir albüm çalışması yapacak olan Seda Bağcan ile İstanbul’un yeni mekanlarından Porsella’da buluştuk. Muhteşem dekorasyonu ve ambiyansıyla bizleri büyüleyen Porsella’da çok güzel ve samimi bir röportaj gerçekleştirdik. Seda Bağcan o kadar güzel şeylerden bahsetti, o kadar güzel konulara değindi ki, herkesin zevkle okuyabileceği bir röportaj çıktı ortaya. Biz röportajı yaparken pozitif bir elektrik aldık. Bakalım siz de okurken o enerjiyi hissedebilecek misiniz?

Ö

ncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Müzisyen bir aileden geliyorum. Halam Selda Bağcan’ın armağan ettiği piyano ile müziğe başladım diyebilirim. Piyano dersleri, armoni dersleri… Müzisyen bir ailede doğduğunuzda müzikle ister istemez iç içe oluyorsunuz. 6 yaşından itibaren konserler vermeye başlamışım, çocuk ve gençlik korolarında çok değerli eğitmenlerle çalışma fırsatı yakalayarak adım adım ilerledim. Bu sırada eğitimime devam ederek Ankara Tevfik Fikret Lisesi sonra da ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği’nde eğitimimi tamamladım. Müziğin, mühendis olmamda da önemli etkisi var. Müziği matematik olarak görüyorum. Şarkı söylemek enstrüman çalmak beyin

302

fonksiyonlarını güçlendiriyor ve hızlandırıyor... Şu anda kendimi; BİLİMMÜZİK-ŞİFA ve YOGA’yı araç olarak kullanan insanların kendi kendilerinin farkına varmalarına, yaşamaya geldikleri gerçek hayatlarına ulaşmalarına yardımcı olmaya çalışan, doğada tüm çözümlerin bulunduğuna inanan bir misyoner olarak görüyorum.

Aslında Biomedikal Mühendisisiniz. Hatta Almanya ve Türkiye’de birçok medikal firması kurup yönettiniz. Peki, müziğe bașlama hikayeniz ilk olarak ne zaman ve nasıl bașladı? Bu ani dönüșü sizden dinleyebilir miyiz? Uzunca bir dönem (15 yıl kadar) tıp sektöründe hizmet verdim. Türkiye’de ve Almanya’da tıbbi teşhis ürünleri üreten şirketler kurdum ve çalıştım. Aslında müzik hep hayatımda olduğu için buna pek de ani bir dönüş diyemiyorum.


Sadece üstlendiğimi düşündüğüm misyonerliğin başlangıcı ya da teyzeme beyin tümörü teşhisi konduğunda içinde bulunduğumuz çaresizliğin arayışı belki de Bilim-Şifa-Müzik üçgenini etkin hale gelmesi diyebiliriz. Önceleri eğlendirmek için müzik yaparken daha sonra dinlendirmeyi, sakinleştirmeyi ve sonra da şifalandırma için müzik yapma yollarını öğrendim. Teyzem için iyileştirme çarelerine yönelişim yoga ve diğer çalışmaları müzikle buluşturdu. Avrupa’da 2009’da ilk albümüm “SUNRISE” yoga ve meditasyonlarda kullanılmak üzere yaptığım bir çalışmaydı. New age etnik müzik dallarında başarı kazandı. Hatta Avrupa ve Amerika’da “Cennetten Gelen Ses”, “Mantra Müziğinin Yeni Parlayan Güneşi” başlıklarıyla birçok dergide gündeme geldi. Halam ile görüşüp Türkiye’de albümü çıkartmak istediğimi söylediğimde hemen kendi şirketi Majör Plakçılık’ta çalışmalara başladık. 2010 Şubat ayında çıkarttığımız “Sunrise” albümünün beklediğimden daha fazla ilgi görmesi beni fazlasıyla mutlu etti. Ve ardından bütün besteleri yine bana ait olan 2. albüm çalışması “Remember”ı çıkarttık.

Yaptığınız müzik “Mantra Müziği” olarak geçiyor. Peki nedir “Mantra Müziği” biraz bahsedebilir misiniz? Mantra’nın kelime anlamı zihni boşaltmaktır. Mantra müziği; ses titreşimlerinin aracılığı ile yüksek bilince ulaşmasına, günlük yaşam karmaşasından uzaklaşmamızı ve sakinliğe ulaşmamızı amaçlar. Zihni boşaltmak, konsantrasyonu arttırmak, huzura ermek, zorluklardan kurtulmak için tekrarlanan hece

Kendimi tüm çözümlerin bulunduğuna inanan bir misyoner olarak görüyorum. sözcük ve sözcük gruplarının melodiyle birleşmesi olarak tanımlanabilir. Şifa çalışmalarının Mantra Müziği ile desteklenmesi çok yaygındır. Amerika’da doktorlar kanser hastalarına mantra müziği dinlemelerini tavsiye etmekteler. Ayrıca uzmanlar; sağlıklı ve uzun bir yaşam için günde en az 7 dakika söylenmesini de önermekteler. Ben de Mantra müziğini hem dinlemenizi hem de söylemenizi tavsiye ediyorum. Dinlerken titreşim-

lerden yararlanıyorsunuz ancak söyleyerek eşlik ettiğinizde sağ ve sol lob dengelenmesine kullanmadığınız beyin hücrelerinin aktive olmasına, hormon ve enzimlerin dengeli salgılanmasına yardımcı oluyorsunuz. Mantra müziğinin toplulukla söylendiğindeki etkileşimi ise yapılmış bazı bilimsel araştırmalarla da etkili olduğu ortaya çıkarılmış. Bireysel olarak yapılan beyin dalgalarının ölçümü sonucunda herkesin farklı beyin dalgalarına sahip oldukları görülürken, Mantra meditasyonu yapan tüm katılımcıların beyin dalgalarının eşitlendiği gözlenmiştir. Yani tek frekansta buluşulmuştur. Mantra meditasyonlarındaki katılımcılar birlikte gerçekleştirdiği sinerjiyle hayatlarında bir iyileşme, hızlanma olduğunu rahatsızlıklarının geçtiğini, dileklerinin ve düşüncelerinin kısa sürede gerçekleştiğini söylerler.

“Mantra Müziği”nin Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi sizsiniz. Peki dinleyicilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz? Evet, Türkiye’deki ilk ve tek Mantra müziği temsilcisi durumundayım. Mantra müziği ile Türk ezgilerini buluşturma

303


MAG röportaj fikrinden yola çıkarak titiz çalışma sonucunda önce SUNRISE albümü ardından REMEMBER albümünü çıkarttık. Bestelerin hepsi bana ait, düzenlemeleri sevgili Tolga Böyük ile birlikte yapıyoruz. Albümlerin özellikleri dünyada yaygın olarak bilinen Mantraların Türk ezgileriyle Türk enstrümanlarıyla buluşmasıdır. Dünyada bu yönde yapılmış ilk ve tek örnektir. Sunrise ve Remember birbirini takip eden albümlerdir. “Güneşin Doğuşu” içindeki güneşin farkına var

Türkiye’deki ilk ve tek Mantra müziği temsilcisi durumundayım.

kalplerine, hücrelerine işlediğini, hayatlarını Mantralarla nasıl değiştirdiklerini anlatan ve tebriklerini iletmek isteyenlerin iletileriyle doluyor... Karşılaştığım dinleyicilerin gözlerindeki ışıltıyı gördüğümde doğru yolda olduğumu bir kez daha anlıyorum.

Albümünüz doğumhanelerde dinletiliyormuș. Ayrıca trafik ve stresli ortamlar için de birebir olduğundan bahsediliyor. Bu durum için neler söyleyebilirsiniz? Sunrise albümünde 4. Mantra Guru Ram Das Mantrasıdır. Her işinizi kolaylaştırmaya yarayan, her durumu şifalandırmanıza yardım eden size ilham enerjisi

genelde mantraları çok seviyor. Bebeklerin daha sakin, daha huzurlu olduklarını ve uykuya daha kolay geçtiklerini gözlemliyoruz. Tabii sadece bebekler değil, birçok yetişkin de uykuya dalarken ve hatta sabaha kadar albümleri dinlediklerini söylüyorlar. Birçok doktor, psikolog Sunrise’ı ve Remember’ı hastalarına tavsiye etmekte.

Dünyaca ünlü sanatçı Tina Turner ile bir albüm yapacağınızı öğrendik. Çok gurur verici bir olay. Bu durum nasıl geliști ve albümün muhtemel çıkıș tarihi nedir öğrenebilir miyiz? Çok teşekkür ederim. 2009’da ilk olarak Avrupa’da çıkarttığım Sunrise albümünün başarısı bu ünlü sanatçıyla çalışma fırsatını bana getirdi. Geçtiğimiz yaz hep beraber Zürih’de stüdyo çalışmaları yaptık. Budist, Hıristiyan, Tibet ve Sufi mantralarının birleştirildiği bir albüm olarak düşünülmüş ve sufizmin temsilcisi olarak da beni düşünmüşler. Albümün ne zaman çıkacağı henüz belli değil.

Birçok doktor, psikolog Sunrise’ı ve Remember’ı hastalarına tavsiye etmekte. ve her gün yeni güzelliklere kucak aç. Her gün bir önceki günden daha iyi ışıldamasını sağla... O güneş gerçekliktir. O gerçek saf ve temizdir. İzin ver gerçekliğin senin de hayalinin ötesinde parlasın. “Hatırla” her zaman özünü kim olduğunu hatırla... Gerçekliğin özünde olduğunu her anın, her yerin ve her kişinin mükemmel olduğunu hatırla... Doğayı hatırla... Bir olmayı hatırla... Tüm cevapların sende olduğunu hatırla... İki albümün de dinleyicisiyle buluştuğuna inanıyorum. Şu anda gezdiğim illerde yaptığım çalışmalar sırasında ilgi görüyor ve keyif alıyorum. Albümleri çıkardığım günden itibaren elektronik mail kutum şarkılarımın

304

veren mucizevi bir mantradır. Doğumhanelerde doğumların sakin, huzurlu ve kolay geçmesi amaçlı çalınıyor. Ayrıca bir çok terapi merkezinde Sunrise albümü çalınmakla birlikte dünyada birçok terapist Sunrise ile terapilerini melodilendiriyor. Birçok dinleyicimiz artık trafikte hiç sinirlenmediğini ve sanki sinirlerinin alındığını, stresin hayatlarından çıktığını söylüyor. Remember albümü biri kısa versiyonları diğeri uzun versiyonları içeren iki CD’den oluşuyor. Genelde kısa versiyon CD’sini arabalarına koyduklarını uzun versiyonları da evde veya işyerlerinde dinlediklerini söylüyorlar. Ayrıca birçok anne çocuklarını Sunrise albümü ile sakinleştirdiklerini hatta uyuttuklarını söylüyor. Çocuklar

Müzisyenliğiniz ve mühendisliğinizin yanı sıra ayrıca Reconnection (Tekrar Bağlantı Șifası) ve Signature Cell Healing (İmza Hücresi Șifası) uygulayıcısısınız diğer bir taraftan yoga dersleri de veriyorsunuz. Ruhsal gelișim yöntemlerine yönelmeniz nasıl oldu? Bu kadar fazla dalla ilgilenecek vakti nasıl buluyorsunuz? Daha önce de bahsettiğim gibi teyzemin hastalığına çare ararken tamamlayıcı tıp yöntemleriyle tanıştım. Yolun başında karşıma reiki ve biyoenerji çıktı. 5 duyunun ötesine geçebileceğimizi keşfettiğimde yeni bir dünyanın kapısı aralanmış oldu. Çocuklar gibi bir heyecanla o kurs benim bu kurs senin dünyanın dört


bir köşesindeki şifacılardan eğitim ve el aldım. Önce yakınlarıma, arkadaşlarıma öğrendiklerimi uygulamaya başladım, mucizevi diyebileceğimiz sonuçlar almaya başlayınca daha çok insana yardım ve hizmet etmeliyim diye düşündüm. Şimdi ise deneyimlerimi dünyanın çeşitli ülkelerinde verdiğim seminer ve workshoplarla paylaşıyorum ve gittiğim yerlerde birebir şifa seansları da yapıyorum. Her seans ayrı bir macera, ayrı bir heyecan, ayrı bir umut… O kadar çok iyileşmeler gerçekleşiyor ki!

Çocuklar genelde mantraları çok seviyor. Aslında yaptıklarımın biri diğerinden farklı değil bütün yaptıklarım birbirini destekliyor. Müziğimde mühendisliği, tıbbı ve şifacılığı kullanıyorum. Şifa ve yoga seansları müzikle destekleniyor. “Şifa, Müzik ve Bilim’in Buluşması” adını verdiğimiz seminerlerimde şu ana kadar öğrendiğimi ve deneyimlediğimi paylaşıyorum. Kendimi gerçekten bu üçlüye hatta yogayı da dahil edersek dörtlüye adamış durumdayım. Onun için vakit bulmak gerekmiyor, hayatla birlikte keyifle akmak gerekiyor.

Çağımızın en büyük hastalığı artık hepimizin bildiği “stres”. Peki, siz stres kontrolü ve pozitif düșünce konusunda bize neler söyleyebilirsiniz? Hayatımızda her yaşadığımız olay, her deneyimlediğimiz an; zihnimizin ürünü. Zihnimizden geçenlerin farkına varalım. Korkular, endişeler, istekler, arzular, inançlar, düşünceler, zihnimizden geçen her şey ama her şey geleceğimizi yönlendiriyor. Bu farkındalığa geldiğimizde zihnimizi kontrol etme yöntemlerini öğrenmeliyiz. Herkese uygun değişik yöntemler var, kimisi doğa yürüyüşüyle, kimisi yüzerek, kimisi bir

güle bakarak, kimisi şarkı söyleyerek, kimisi mantralarla zihninin efendisi olmaya başlar. Kendimize uygun yön-

Her zaman doğru ve güzel sözler söylemeli. Gerçekten söylemek istediklerimizi dile getirmeliyiz. Pozitif anlam içeren sözcükleri seçerek konuşmalıyız. Her zaman söylediklerimizi bütün hücrelerimizin duyduğunu hatırlayalım. Dedikodudan uzak duralım. Sevinç ya da kederin düşünceyi bulandırmasına izin vermeyelim Ağzımızdan çıkan her sözü kalbin ve aklın süzgecinden geçirelim. Hayatımıza en az bir hobi sokmaya çalışalım. Bakalım hayatlarımız nasıl değişiyor. Daha stressiz oluyor mu?

Son olarak MAG okurları için söylemek istedikleriniz var mı?

Pozitif anlam içeren sözcükleri seçerek konuşmalıyız. temi bulup her gün korkularımızdan, endişelerimizden arınmaya niyet eder, sürekli pozitif düşünmeye kendimizi programlarsak yavaş yavaş hayatımızın da değiştiğini, daha pozitif olayları kendimize çektiğimizi görürüz. Böylece daha stressiz bir yaşamı da yakalamış oluruz. Bu arada gerek Tekrar Bağlantı Şifası, gerek yoga, gerek mantra müziği, yaptığım her şey strese çok iyi geliyor. “Ağzından çıkanı kulağın duysun” diye bir deyimimiz vardır ya, çok doğru…

Hayatlarımızı; ailelerimizin, toplumumuzun, düzenin öngördüğü doğrultuda; ruhlarımızdan, gerçekliğimizden kopuk ve mutsuz olarak yaşıyoruz. Özümüzü, kim olduğumuzu ve ne olduğumuzu; doğayı, doğayla bir olmayı hatırlayalım. Ra Ma Da Sa Sa Say So Hang, dünyanın en etkili şifa mantrasıyla sözlerime son vermek istiyorum. Ra; Güneş, Ma; Ay, Da; Dünya, Sa; Sonsuzluk, Say; Sonsuzluğun Bütünlüğü, So Hang; Ben Benim. Ben evrenle birim anlamına gelen bir mantra… Bütün okuyanlara, yakınlarına, dünyaya, evrene şifa olsun… Röportaj: Birge Uzan

305


MAG life style

MAG’la

Zeynep Atmaca

zeynepatmaca@magdergi.com.tr

6.Yaş Günü

Benim bu yazıyı yazdığım sırada Paris Moda Haftası biteli bir kaç gün oldu... 6 yıl önce MAG için yazdığım ilk yazılardan biri Paris Moda Haftasıyla alakalıydı, Dice Kayek’in defilesine gitmiş, defile arkasını, hazırlanışını izleyebilmiş, Ece ve Ayşe Ege kardeşlerle röportaj yapabilmiştim. Sanırım henüz 21 yaşındaydım, sanki şimdiye göre daha cesurmuşum, ne sorarım diye hiç düşünmemiştim, gazetecilik 2. sınıf öğrencisiydim.

G

eçtiğimiz ay bir arkadaşım Brüksel’de 6.yaşını kutlayan bir etkinlik için defile organize ediyordu, benden yardım istedi. Moda dünyasını sevdiğimi biliyordu, mankenlerin defilede giyecekleri kıyafetleri seçtik beraber, boylarına, saç ve ten renklerine göre kimin hangi kıyafeti en iyi taşıyacağına karar verdik. İlk defile arkası deneyimimde mankenlerle bu kadar haşır neşir olmamıştım, üstelik “gazeteci” olarak ordaydım, herkes ona göre konuşuyordu. Bu sefer “kâğıt bebeklerin” dünyalarını biraz daha yakından görmüş oldum. Kağıt bebek ne kötü bir hitap şekli aslında, sanki cansız, ruhsuzlarmış gibi. Defile sırasında kızları giydirmem gerekti, ben 3 kızdan sorumluydum ve her birine defile boyunca 4 farklı kıyafet giydirmem gerekiyordu ve defile toplam 10 dakika ya sürdü ya sürmedi. O sırada kuliste kuaför, fotoğrafçı, makyöz gibi bir sürü insanin önünde soyunup hemen giyinmeleri ve giydirilmeleri gerekiyor, utanmaya hakları yok, çocuk gibi kollarını uzatıyorlar sen ilikliyorsun, çocuk gibi demek çok abartılı olmuyor çünkü hepsinin yaşları zaten 16-22 arası, koreograf bağırıyor “hadi hızlanın”, birileri kızlara enerji vermeye çalışıyor “süpersiniz, çok güzelsiniz”. Bu 10 dakikalık şovbitince emeği geçen herkesi bir coşku sarıyor, öncesinde saatlerce süren stres bir anda yok oluyor, alkışlar kopuyor, herkes birbirine sarılıyor, şampanyalar patlıyor ve sonrasında herkes kendini eğlenceye veriyor. Değişik bir tecrübe oldu benim için, biraz klişe gelecek sahnelere de şahit oldum, uçmuş mankenler, şımarık kızlar, mükemmeliyetçi organizatörler, ama bittiğinde herkes nor306

mal dünyaya dönüyordu. Kızlar kotlu, spor ayakkabılı ama full makyaj ve saçları yapılı kalıyordu sadece, sanki yaşından büyük gözükmek isteyen ergenler gibi... Yaşımın 27 olduğunu duyan bir kız “hadi ya o kadar göstermiyorsun” dedi benim için üzülmüş gibi, aslında bu yazı çıktığında ben 28’ime girmiş olacağım, merak ediyorum yazı yazan biri olarak daha kaç sene gocunmadan yaşımı alenen yazabileceğim! Umarım hep... Dilerim her zaman yaşımla ve hayatımla, seçimlerimle barışık olurum, oluruz... Bu da benim kendime doğum günü dileğim olsun. Bu yazı çıktığında ben bir yaş daha “büyümüş” olacağım, bahar mevsimi gelmiş olacak, yaz saati devreye girmiş olacak, akşamları hava daha geç kararacak, eve dönmek istemeyeceğiz hemen, içimizde bir şeyler hareketlenecek, en sevdiğim zamanlar geliyor... MAG’a ilk yazmaya başladığımda köşemin adı “Fashion Style”dı, 3-4 yazı moda yazdım, sonra başka şeylerden bahsetmeyi de ne kadar sevdiğimi keşfettim; o zaman rica ettim, köşemin adı “Life Style” olsun ben istediğimi yazabileyim dedim... İyi ki öyle olmuş, içime dokunan öyle çok yazı yazdım ki geçen yıllarda... Bir kalıba girmek zorunda kalsaydım bunları kaleme alamazdım... Şimdi yazarken fark ettim, cidden tam 6 yıl olmuş, Nisan’da çıkmıştı ilk yazım, bu sayı gibi, doğum günümde, ayrıca 6 benim uğurlu rakamım... Sanırım sebebi “Susam Sokağı”ndaki Büdü’nün en sevdiği rakam olmasıydı... Biz bunlarla büyüdük, ben şanslıymışım ki okuldan gelince onları izleyebiliyordum, şimdi ise

gündüz kuşağında çocuklar neler izliyorlar. 6 yıl sonra hala seçememişim, onun da farkına vardım, hala bir yanım modayla heyecanlanırken, büyük bir yanım acıtan, düşündüren konularla sızlıyor. Geçtiğimiz yaz bu tarz konular üzerinde konuştuğum kuzenim bir video yolladı, yaşam koçluğu yapan bir uzman, seçim yapmak zorunda olmadığımızı, hayatımızı idame ettirmek için bir alanda sabah akşam çalışmamıza gerek olmadığını savunuyordu. Oysa bugün İbrahim Tatlıses’in vuruluşunun ardından yazdığı yazıda Yılmaz Özdil hepimizin sorunun “İbo gibi olmak” olduğu söylüyordu, yani mesleğinin dışında işler yapmak istemek, mesela onun örneğinde, turizme el atmak, model ajansı kurmak, restoran açmak gibi. Kalemi en kuvvetli köşe yazarlarından biridir benim için Yılmaz Özdil, her yazısı keyif verir, zihni açar, insandır yazarsınız cevap verir. Ama bu sefer katılamadım, belki de bir yerlerde içimdeki çocuk sevdiği her şeyi yapabileceğine inanmak istiyor, bir gün evcilik oynamak, bir gün doktorcululuk, bir gün suluboyalarla resim yapmak gibi. Herkesin kendi yolunu bulmasını diliyorum, Jean Paul Sartre der ki “Her insan kendini yolunu yaratmalı” ama unutmayın ki ünlü Alman yazar Goethe’nin işaret ettiği gibi “Yolumuza çıkan taşlardan da güzel bir şey inşa edebiliriz”, en olmadı boş verip atalarımızın dediği gibi “Su akar yolunu bulur” seçeneğini benimseriz...


307


MAG kent! ce

Benim Gözümden St. Petersburg Erol Çınar

erolcinar@magdergi.com.tr www.erolcinar.com

İstanbul, Paris, Londra, Prag, Budapeşte, New York… İnsan hangi kentte olursa olsun, hep aynı kuvvete, tek bir yasaya bağlı; kentin çekim kuvvetine.

K

kendine başkent yapma hayali. St. Petersburg, o zaman ki adıyla Petnograd bize Petro’nun armağanı özünde.

ent ilk önce görüntüleriyle, yüzleştirir ziyaretçilerini. Oysa kentin gerçek yüzü, hayalinin gerisinde, yapıların ardında gizlidir. Ona ulaştığını sanmak, kentin kendini görünmez kılma yöntemidir yalnızca. Karşılaşmaları, rastlantıları algılayamayanlar, yalnızca görüntülerin peşinden gidenler, gerçek kenti asla göremezler. Görmesini, dinlemesini bilenler, kentin gizli kodlarını ancak tarihin tozlu sayfalarında çözebilirler. Son üç ayda, işim gereği St. Petersburg’a iki defa gitme imkanı buldum. İsmini duyduğum, ama daha önce görme fırsatı bulmadığım bu kentle buluşmanın gizi beni kentin kodlarını irdelemeye itti. İçinden su geçen uygarlık kentlerinden biri olan bu kent, görkemli mimarisi, heybetli heykelleri ile beni etkiledi. St. Petersburg çözülmesi gereken bir bulmaca gibi. Her köşe başı, her meydan her yapı sürprizlerle dolu.

308

Neva nehri üzerine kurulan kentin özgün modeli Amsterdam’dan. Neva İsveçce’de çamur demek. 1708’de kırk bin, bir yıl sonra bir o kadar daha işçi sevk ediliyor bölgeye. Yetmiyor. İsveçli savaş esirleri çalıştırılıyor. Sonunda kenti kızaklar üzerine oturtmayı başarıyorlar. Bakıyorlar ki, taş yetmiyor. Çar, St. Petersburg’dan başka bir yerde taş bina yapılmayacağı fermanını çıkarıyor. O günlerden kalma bir Rus deyişini St. Petersburg sokaklarını arşınlarken ürpererek hatırlıyorum. “Petnograd, kazıklar değil, insan kemikleri üzerine kuruldu”. Bizim “Deli”, batılıların “Büyük”, Rusların sadece Pyotr Pervaya “ Birinci Petro” diye andıkları çarın izlerine her yerde rastlamak mümkün. Çar Petro, ilginç bir kimlik. Balolar, nezaket, felsefi konular ona göre değil. Onun peşinde olduğu, Rusya’nın endüstriyel sanatlarla tanışması ve St. Petersburg’u

Petro, başkenti kuruyor kurmasına ama bu sefer liman istiyor. Soyluların batı rüzgarını hissetmelerini istiyor. Oysa soylular ne Petro’nun denize duyduğu aşkı paylaşıyorlar, ne de St. Petersburg’un nemli ikliminden haz ediyorlardı. Ardından Çar, soylulara evlerini yeni başkente taşımalarını emrediyor. Hoşlarına gitme-


se de emir büyük yerden. Taşınmaların ardından, 1712’de Petnograd’ı başkent ilan edildiğinde Moskovalılar yas tutuyorlar, Tanrı’nın bu yarı gavur kenti yok edeceğini sık sık söylüyorlar. Ama Petro, resmi tapınağını inşa etmekten çok mutlu. St. Petersburg’un sokaklarını arşınlarken, nerede okuduğumu hatırlayamadığım, Petro döneminin elçilerinin birinin söylediği cümle aklıma geliyor, “Petro, Rusya’yı Avrupalılaştırmaya öylesine kararlıydı ki, ülkeyi Baltık’a sürükledi, Batı’ya açtığı pencereden zorla dışarı bakmaya itti”. Akşam odamın penceresinden St. Petersburg’un yanan ışıklarına bakarken, kaldırımlarda kentin kalabalıkları telaşlı yürümekte, mağaza vitrinlerinde ise rengarenk ışıklar raks etmektedir. Kentte alışverişin albenisi insanı farklı uçlara iterek yaşamdan daha fazla keyif almamıza yardım ederken, Petro’nun hayalinin büyük ölçüde gerçekleştiğini görüyorum. St. Petersburg’a gidip de Nevski caddesinde dolaşmamak olmaz. Lüks tüketim malzemeleri ile dolu mağazalar, gece klüpleri, kafeler… Oysa Nevski caddesinin bir de görünmeyen yüzü var. Bu yüz Petro döneminin sayfalarında saklı. Petro, Katolik, Lutecan, Kalvinist gibi mezheplere kiliselerini inşa etsinler diye Nevski semtini onlara açıyor. Döneminde bu semtte birçok kilise inşa ediliyor. Hatta Nevski, hoşgörü semti olarak anılmaya başlanıyor. Şimdi saat akşamın yedisinde bu caddede dolaşırken, iki Rus gencinin kavga ettiklerine şahitlik ediyorum. Ne garip hoşgörü kavramından çok uzaklaşmış bir yapı karşılıyor beni.

Söz dinden açılmışken, bir kilisenin kapısında Baba-oğulkutsal ruh üçlemesini yapan bir genç kız dikkatimi çekiyor. Kilisenin kapısından kafamı içeri soktuğumda Aşai-rabbani ayini ile karşılaşıyorum. İsa’nın etini ve kanını temsilen ekmek ve şarabın kutsandığı ayin. Kilisenin içi Hıristiyan teolojisine yön veren, Hıristiyan inançlarının fikir babası olan azizlerin resimleri ile dolu. Köşelerde taşınabilir dini imgeler olan ikonalar var. Gördüklerimin hepsi Ortodoks mezhebinin simgelerinden. İnsan bunları gördü mü, tek doktrin, tek akide, tek Allah ve O’nun resulüne daha fazla sarılıyor. İslam, Ortodoksluğa göre daha sade…

şeklinde ve temelinde mükemmeliyete duyulan huşu dolu bir saygı yatıyor. St. Petersburg’a dair anlatılacak çok ayrıntı var. Puşkin 1824 yılında bu kentte yaşadı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 1952 St. Petersburg doğumlu… Dostoyevski birçok romanında, öyküsünde fon olarak St. Petersburg sokaklarını kullandı. Bence St. Petersburg aynı kalbi taşıyan ama gözleri aksi istikamete bakan çift başlı kartala benziyor. Bir yanda batı, diğer yanda doğu. Aynı zamanda doymaz, kanaatkar, hayalperest, gerçekçi, gizemli, uyuşuk, sabırsız ve endişeli.

Nevski caddesinde çok büyük bir kitapçı var. Okumak Ruslar için bir yaşam biçimi. Zaten Rusya’da edebiyat, bizdeki gibi ekstra, kişinin hayatı ve temel meşguliyetleri çerçevesinde bir aksesuar değil, Rusların derin bir tutkuyla bağlı oldukları bir yaşam/yetiştirme biçimi. Nazım ya da nesirle olan ilişkileri platonik bir aşk

Eski bir Rus geleneği vardır. Yola gidecek yolcu, kapının eşiğinden dışarı adımını atmadan önce birkaç dakika sessiz durur, geride bıraktığı eve dağılmış olan ruhunun toparlanıp bedene girmesini bekler. Bende öyle yaptım. Otel odasında paltoma uzanmadan önce bir iki dakika sessizce bekledim. Bavulumu elime aldım, kapıdan süzülüp, çıkıp gittim.

309


MAG

Hazırlayan: Melih Oğuz 310


311


MAG röportaj

Keyifli AlışverişYapma Fırsatı Her geçen gün yoğunlaşan tempomuz sebebiyle alışveriş yapmaya vaktimiz kalmıyor. Uzun süredir gündemde olan online alışveriş bu durumu tamamıyla ortadan kaldırıyor. Birçok çeşit ve markanın bulunduğu markafoni.com sitesinde evinizden alışveriş yapmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Markafoni.com’un Yönetim Kurulu Başkanı Sina Afra ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik… Online alışverişin güvenilirliğinden, site içerisindeki çeşitliliğe kadar birçok konuyu siz MAG okurları için konuştuk…

I

letișim teknolojilerinin özellikle son 20 yıldır büyük bir hızla gelișmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Gelişen iletişim teknolojileriyle beraber hayat hem kolaylaştı hem de temposu hızlandı. Örneğin internetteki gelişmelerin sonucu olarak ortaya çıkan online alışveriş, kullanıcılara kolay ve keyifli alışveriş yapma imkanı sunarken, bir diğer yandan da hem zamandan hem de maddi açıdan tasarruf sağlıyor.

nıcısı var ancak bunların sadece 4-6 milyonu internet üzerinden alışveriş yapmayı tercih ediyor. Online alışveriş yapmayanların büyük çoğunluğu interneti kredi kartı bilgilerini paylaşacak kadar güvenli bulmadıkları için bu konuya

Tüketiciler internet üzerinden alıșveriș yaparken sitenizden en çok hangi kategorideki ürünleri tercih ediyorlar? Markafoni’de giysi ve aksesuarlar daha çok tercih ediliyor.

İnternet üzerinden alıșveriș sitesi kurma fikri sizin için nasıl oluștu? Türkiye’de e-ticaret pazarı ilk kırılma noktasını 2006 yılında geride bırakmıştı ve pazar 2008 senesinde hızla gelişmeye devam ediyordu. Bu dönemde dikey ve fırsat sunan bir online alışveriş sitesinin zamanının geldiğine inandık. Böylece Markafoni Türkiye’nin ilk özel alışveriş kulübü olarak kuruldu. Sizce internet üzerinden alıșveriș ne kadar güvenli? Siz bu konuda sitenizde özellikle kredi kartı güvenliği konusunda nasıl önlemler alıyorsunuz? Türkiye’de 32 milyon internet kulla-

312

tereddütlü yaklaşıyor. Ancak Markafoni kullanıcıları gönül rahatlığıyla, güvenle www.markafoni.com üzerinden alışveriş yapabilir, çünkü Markafoni yeşil browser’a sahip. Yeşil browser sitenin bilgi alışverişi için maksimum güvenli olduğunu gösteriyor ve çok sıkı denetimlerden sonra sitelere yeşil browser veriliyor.

Gelişen iletişim teknolojileriyle beraber hayat hem kolaylaştı hem de temposu hızlandı.

Sizi diğer online alıșveriș sitelerinden ayıran özellikleriniz nelerdir? Türkiye’nin ilk ve lider özel alışveriş sitesi Markafoni, diğer online alışveriş sitelerinden farklı olarak online davetiye yoluyla üye kabul ediyor ve seçkin markaları yüzde 90’a varan indirimlerle sunuyor. Diğer özel alışveriş kulüplerinden de sunduğumuz markaların kalitesiyle, ürün çeşitliliği ve modanın nabzını tutan kampanyalarımızla ayrılıyoruz. Ayrıca Markafoni benzerlerinden farklı olarak moda ve yaşam tarzı sunuyor.


Bilgisayar başından keyifle alışveriş yapma fırsatını kaçırmayın. Peki, son olarak internet kullanıcılarına ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz? 1990’larda yaygınlaşan alışveriş merkezleri nasıl alışveriş alışkanlıklarımızı değiştirdiyse, internet üzerinden alışveriş de yeni bir kullanıcı deneyimi sunuyor. Hiçbir yerde bulamayacağınız kadar çok çeşitte ürün ve uygun fiyat avantajları bir arada. Bilgisayar başından keyifle alışveriş yapma fırsatını kaçırmayın. Röportaj: Birten Çankaya

Markafoni online davetiye yoluyla üye kabul ediyor ve seçkin markaları yüzde 90’a varan indirimlerle sunuyor. Bildiğiniz gibi ülkemizde online alıșveriș kavramı son yıllarda yükselișe geçmiș bir kavram. Sizce Türk insanı online alıșveriș fikrini benimseyebildi mi? Türkiye’de e-ticaret siteleri, 2006’da yaygınlaşmaya başladı. Şu an 4-6 milyon arasında online alışveriş kullanıcısı var. 5 yıl içinde bu kadar online alışveriş kullanıcısının oluşmuş olması Türk kullanıcılarının online alışverişin hayatlarına getirdikleri kolaylıkların farkına vardığını gösteriyor. Üstelik bu sayı her geçen gün daha da artıyor. 2013’te Türkiye’deki online alışveriş kullanıcı sayısının 20-22 milyon olması bekleniyor.

313


MAG vizyona girenler

314


315


MAG sinema - müzik

Serkan Tavşanoğlu serkan.tavsanoglu@magdergi.com.tr

www.serkan.blogcu.com

Bu hafta sonu kendinize bir iyilik yapın. Alışveriş merkezlerinde zaman öldürmek yerine, Cer Modern’de açılan “Doğa Cennetse Kent Cehennemdir” sergisini ziyaret edin. Sergiden sonra hemen gitmek yok; Cer Modern’de keyif alabileceğiniz daha pek çok şey var...

Y

aygara Güncel Sanat Topluluğu’nun altıncı sergisi “Doğa Cennetse Kent Cehennemdir”, 25 Şubat’ta Cer Modern Sanatlar Merkezi’nde açıldı. 11 Nisan’a kadar gezilebilecek sergi, ismini ünlü Fransız şair Charles Baudelaire’in şu sözlerinden alıyor: “Kent, doğa gibi hakiki değil, sahtedir sunidir; tanrısal değil şeytanidir. Kahramanları da lanetlidir, kötüdür, çirkindir. Doğa cennetse, kent cehennemdir.” “Doğa Cennetse Kent Cehennemdir” başlıklı kolektif sergi, şehir hayatının kaotik düzeninde karşılaştığımız “cehennemi” izleyici ile etkileşim kuran güncel sanat eserleri aracılığıyla

ortaya koyuyor. Sergide farklı görsel materyallerden oluşturulan kolajlar, insanın kent ve doğayla ilişkisini irdeleyen resim, fotoğraf, video ve heykel çalışmaları ile tematik yerleştirmeler dikkat çekiyor. Katılımcılardan Ayça Telgeren, “Basının Günlük Hayatımızdaki Yeri ve Önemi 3” isimli eserinde içki şişelerine sarılmış gazete kağıdını sembolize ederek, yazılı basının haberleşme aracı olarak önemini yitirdiği yönünde bir eleştiri getiriyor. Ressam Onur Gülfidan’ın “Süper Turgut” isimli tuval üzerine yağlı boya çalışması ise yoruma açık. Eserin mesajı, “Superman” imajını nasıl algıladığınıza bağlı olarak değişiyor. Görmeniz gereken eserlerden biri de, sergi salonunun girişinde konumlandırılmış olan ışıklı bir yerleştirme. Sanatçı Cem Sonel bu çalışmayla, ışıklı tabelaların doğal yaşamımızın arka planını oluşturduğuna dikkat çekiyor. Sergilenen yapıtlar arasında izleyiciyi şaşırtacak sürpriz detaylar da var. Fotoğraflardan oluşan bir

316

düzenlemeyi incelerken, bir anda kendi yüzünüzle karşılaşabilir ve ifadenize şaşırabilirsiniz.

Sergiden Sonra Alışveriş ve Yemek

“Doğa Cennetse Kent Cehennemdir” sergisini baştan sona gezip, eserler üzerine kafa yorduktan sonra; Cer Modern’in giriş katındaki tasarım butiğine mutlaka uğrayın. Bu mağazadan eliniz boş çıkmanız mümkün değil. Özel tasarım aksesuarlar, not defterleri, kalemler, kıyafetler ve organik ürünleri görünce içinizdeki alışveriş canavarı harekete geçecek. Fiyatlar da oldukça


uğruna giriştikleri amansız rekabet sürecinde arkadaşlıklarını da sınamış oluyorlar. Finalde ise “ne aşklar gelir geçer, arkadaşlık baki kalır” mesajıyla seyirciyi uğurluyorlar.

makul, sepeti gönül rahatlığıyla doldurabilirsiniz. Günün devamında biraz dinlenip sohbet etmek için kafe bölümüne geçmenizi öneririm. Boğazı görmüyor olabilir ama merkezin içindeki Divan Cafe, İstanbul Modern’in meşhur kafesini aratmayacak kadar keyifli bir atmosfere sahip. Divan’da arkadaşlarınızla kahve sohbeti yapabilir ya da güzel bir ziyafet çekip kendinizi şımartabilirsiniz. Mekanın servis kalitesi muazzam ancak şarap menüsünü yetersiz bulduğumu söylemeliyim.

Açık Havada Fotoğraf

Cer Modern’den ayrılmadan önce dışarıda fotoğraf çekmeyi/çektirmeyi ihmal etmeyin. Mekan, harika görüntüler kaydedebileceğiniz dev bir açık alana sahip ve herkes bundan faydalanıyor. Girişteki nostaljik trenin önünde poz vermek adet haline gelmiş. Sahip olduğu sergi salonları, sosyal alanları, mağazaları ve sanat kütüphanesiyle Başkent’e yepyeni bir yaşam merkezi kazandıran Cer Modern’de geçireceğiniz günün sonunda, kendinizi yenilenmiş ve mutlu hissedeceğinizden emin olabilirsiniz. Ankara’da hep aynı şeyleri yapmaktan sıkılanlar için farklı ve keyifli bir deneyim olacağına şüphem yok.

Bu Filme Takılıp Kaldım!

17 – 27 Mart 2011 tarihleri arasında düzenlenen 22. Ankara Uluslararası

Film Festivali’nde pek çok film izledim ancak birine takılıp kaldım! Dünya çapında saygın festivallerde görücüye çıkan filmlerden oluşan “Dünyanın Her Köşesinden” bölümünde gösterilen “Hayali Aşklar” (Heartbeats), bir an olsun aklımdan çıkmıyor. Filmi izleyeli günler oldu ancak etkisi hala devam ediyor. Kanada’nın dünya sinemasına armağanı, genç yönetmen Xavier Dolan’ın yazıp yönettiği film, iki yakın arkadaş Francis ile Marie’nin birlikte tecrübe ettikleri üçlü bir ‘ilişki’ye odaklanıyor. Hayatlarına aynı anda dahil olan yakışıklı Nicolas ile adına “aşk” demeye dilimin varmadığı paylaşımlar yaşayan Francis ve Marie, bu süreçte kendilerine de garip gelen ruh hallerine bürünüp, aşk ve tutku kavramlarını sorguluyorlar. Filmin dostluk üzerine de söyleyecek sözü var. Francis ve Marie, Nicolas

“Hayali Aşklar”, heteroseksüel ve eşcinsel dünyaya eşit mesafede durup, ortak dilde hitap etmeyi başaran; sınırları zorlamayan bir film. Günümüz ilişkileri üzerine modern, eğlenceli ve bir o kadar da romantik bir hikaye. Filmin 21 yaşındaki yönetmeni ve başrol oyuncusu Xavier Dolan, içinde bulunduğu dünyayı çok iyi gözlemleyerek, zamanın ruhunu filme taşımayı başarmış. Dolan, yönetmenlikte ilerlemeyi tercih etmezse, Hollywood’un ünlü aktörlerine taş çıkartan karizmasıyla geleceğin yıldız oyuncularından biri olmaya aday. Filmin kadın başrol oyuncusu Monia Chokri ise hayranlıkla seyredilen akıcı oyunculuğu ve doğal mimikleriyle, ülkemizin genç kuşak oyuncularından Binnur Kaya’yı anımsatıyor. Hatta Chokri’nin Kaya’ya ikizi derecesinde benzediğini söyleyebilirim. Yönetmen Dolan, “Hayali Aşklar”da sinema dili ve tekniğiyle göz dolduruyor. Güncel diyaloglar, renkli/ estetik görüntüler ve akıcı bir kurgu eşliğinde, dram ve komedi türünü romantik dokunuşlarla harmanlayarak ortaya modern bir seyirlik çıkarıyor. Filmin başarısında müzik seçimlerinin de payı büyük. Bir dönem Ajda Pekkan’ın da seslendirdiği unutulmaz aşk şarkısı “Bang Bang”, filmin birçok sahnesine eşlik ediyor. Parti sahnelerinde kullanılan senkronik ve renkli kareler ise, müziğin etkisini artırıyor. Çıkışta “gecelere akıp” dans etme ihtiyacı hissedebilirsiniz. “Hayali Aşklar”ın uzun zamandır izlediğim en keyifli film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Katıldığı tüm festivallerde övgü toplayan bu başarılı filmi, Başkent seyircisiyle buluşturan Ankara Film Festivali yönetimine bir kez daha teşekkür ederim.

317


MAG sinema - müzik

Bize Bunu Niye Yaptın “Çocuk”

Müzik dünyasında tercih ettiği müziği yapabilen, doğru bildiği yoldan sapmayan (saptırılmayan) az sayıda sanatçı var. Zaman zaman ağır bedeller ödemek zorunda kalsalar da, ana akım müzik piyasasının kurallarına teslim olmadan, ‘çemberin dışında’ durmaya ısrarla devam ediyorlar. Pek çok müzisyenin hayal ettiği bu bağımsızlığa sahip isimlerden biri de Cem Adrian. Adrian, Ankara’daki stüdyosuna kapanıp kendi müziğini üretiyor ve dinleyicilerinden başka kimseye hesap vermiyor. Yapımcıların beklentileri, ticari kaygılar ve sektördeki kaostan uzakta; üretkenliğini en verimli şekilde kullanarak nitelikli ve özgün eserlere imza atıyor. Kendini müziğe adamış biri için paha biçilemez bir ayrıcalık bu. Sanatçının son albümü “Kayıp Çocuk Masalları”nda, söz konusu “ayrıcalık” fazlasıyla hissediliyor. Cem Adrian bu albümde üretkenliğin sınırlarını zorlayarak; söz, müzik, aranje, ana ve geri vokaller dahil tüm prodüksiyonu

kendisi üstlenmiş. Homo-erotik mesajlar içerdiği gerekçesiyle çok tartışılan albüm kapak fotoğrafının tasarım ve uygulaması da sanatçıya ait.

Cem Adrian’ın en “karanlık” albümü

“Kayıp Çocuk Masalları” için Cem Adrian’ın en ”karanlık” albümü diyebiliriz. Albümü dinlerken, huzursuz bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Terk edilmiş şehirlere uğruyor, mutsuz insanlarla karşılaşıyor, yarım kalan cümlelerini tamamlamaya çalışıyorsunuz. Kanayan yaralara, acıyan kalplere şahit oluyor; hiç ısınmayan ellere dokunuyorsunuz. Adrian’ın şarkı sözlerinde alışık olduğumuz şiirselliğin yanı sıra, ağır bir melankoli de hissediliyor bu defa. Sanatçı son albümünde, daha önce hiç olmadığı kadar karamsar bir dünya resmediyor dinleyicisine. Sözlerin şiddeti karşısında sarsılmanız olası. Albümün müzikal yapısı ise Adrian’ın önceki albümlerine kıyasla daha sade. Başarılı müzisyen bu çalışmasında, “Aşk Bu Gece Şehri Terk Etti”

ve “Emir” albümlerinde göz kırptığı elektronik altyapılardan uzak durmayı tercih etmiş. “His performansı” olarak tanımladığı albümünde piyano, yaylı sazlar ve gitar gibi enstrümanları kullanmış.

Düetler Dikkat Çekiyor

“Kayıp Çocuk Masalları”nda Cem Adrian’ın Aylin Aslım ve Düş Sokağı Sakinleri grubundan tanıdığımız Murat Yılmazyıldırım ile yaptığı düetler dikkat çekiyor. “Herkes Gider mi?”, Aylin Aslım’ın özlediğimiz yumuşak ve dokunaklı yorumunu hatırlatması açısından albümün en kıymetli şarkılarından biri. Şarkının içinde Adrian ve Aslım’ın yalnızlık, aşk ve umut kavramlarını sorguladıkları diyalog defalarca dinlemeye değer. “Ağladıkça” ise Murat Yılmazyıldırım’ın tüyler ürperten sesi eşliğinde kalbinizi sıkıştıracak kadar sert bir ballad.

Kim Bu Çocuk”?

Cem Adrian, “Kayıp Çocuk Masalları”nda bir “çocuğa” sesleniyor. Bazen umudunu kaybetmemesini öğütlüyor bu çocuğa, bazen de “bana bunu niye yaptın çocuk” diye veryansın ediyor çığlık çığlığa... Sanatçının şarkılarında hitap ettiği bu “çocuk”; terk eden/edilen, yarım kalmış ve yalnızlaşmış bireyi temsil ediyor. Bu metafordan yola çıkarak Adrian, son albümünü tüm”‘kaybolmuş çocuklara” ithaf ediyor, bir gün birbirlerini bulmaları temennisiyle... Sözün özü “Kayıp Çocuk Masalları”, herkesin dinleyebileceği bir albüm değil. Şarkılardaki hüzünden etkilenmemek, albümün hisli atmosferine kapılmamak çok zor. Cem Adrian’ın karanlık dünyasına misafir olmayı başardınız diyelim, peki kendi karanlığınızla yüzleşmeye hazır mısınız?

318


319


MAG astroloji

İçimizdeki Gökyüzü Devrimlerin, ihtilallerin, bağımsızlığın ve özellikle Fransız İhtilali’nin gezegeni Uranüs, Koç Burcu’na girdi. Özgürlük gezegeni; ilklerin, öncülerin dik başlılığın burcu Koç burcunda yedi yıl boyunca kalacak. Sanırım bu konum dünyamızı fazlasıyla etkileyecek. Uzun, durağan bir dönem sonrası dünyamızdaki olaylar çok hızlı bir hareketlenmeye gidebilir. Coğrafi olarak konumuna baktığımızda en etkin olduğu bölge; Arap Yarımadası ve Kuzey Irak bölgesi olarak gözüküyor. Yönetim biçimlerinin, stratejilerin tamamen değişeceği ve bu değişimlerin en az yedi yıl boyunca sürebileceğini ön görebiliriz. Halklar adına ise daha fazla bireysellikle birlikte bireylerin özgürleşmesi ve kendi aralarında dayanışması biçiminde ortaya çıkıyor. KOÇ BURCU 21 Mart - 20 Nisan

Koç burcunda doğanlar kendi ayları yaniNisan ayı boyunca çok hareketli ve sürprizlerle dolu bir döneme giriyorlar. Son derece değişken, pek çok şansları içinde barındıran beklenmedik olaylarla karşılaşabilirler. İlginç seyahatler, öğretiler, aydınlanma ile dopdolu. Eğitim alanında çok ciddi aşamalar yapabilir, başarı kazanabilirler. Yepyeni fikirler, farklı bakış açıları ve ortak çalışmalar için verimli bir dönem. Ancak disiplin ve aşırılık arasında bocalayabilirler. Uzakta olanlar birden yakınınızda olabilir. Yakınınızdakiler de birden uzaklaşabilir. Trafikte en fazla risk altında oldukları bir dönem. Gerek sağlık gerek hız açısından tedbiri elden bırakmamalarında büyük yarar var.

BOĞA BURCU 21 Nisan - 20 Mayıs

Boğa burcu doğanları bu ay çalışma alanlarında istediklerini yapabilme imkanına sahip olabilirler. İşlerinde ve yaşamlarında hayatı ve başkalarını fazla zorlamadan istedikleri değişiklikleri çok diplomatik bir biçimde değiştirebilme imkanına sahipler. Kendilerini aşırı baskı altında ya da yoğunluktan sıkışmış bir durumda hissedebilirler. Yardım istemeleri ve paylaşmaları durumunda pek çok zorluğun üstesinden rahatlıkla gelebilirler. Kendi kabuklarına çekilmedikleri sürece dışarıda, başkaları ile birlikte güzel şanslar yaratabilirler. Hem durmak, hem uçmak isteyecekleri bir ay. Zamanlamaya özen gösterdikleri sürece diledikleri kadar uçabilirler, büyüyebilirler, çılgınlıklar yapabilirler.

İKİZLER BURCU 21 Mayıs - 20 Haziran

İkizler burçları için yeni bir çevreye, mekana doğru gitmek veya farklı kültürlerle ilgilenmek için ideal bir dönem. Artık sadece kendi çevreleri içinde değil dışa açılmaları gereken bir dönem. Ya düşünsel ya da fiziksel olarak seyahat etmelerinde büyük yarar var. Yabancı buldukları konuları yakından inceleyip keşfetmelerinde fayda

320

var. Yeni bilgi kaynaklarına doğru gidebilecekleri bir dönem. İşlerinde, özel yaşamlarında eleştiriden çok adaletli olmaya özen göstermeleri şans kapıları açabilir. Aile içindeki uzak akrabalarla ya da yabancılarla ortak işler, güzel anlaşmalar yapabilirler. Oldukça şanslı ve keyifli bir dönem. Sevdiklerine karşı hoş görülü olmaları, aşk hayatlarını fazla zorlamamaları iyi olabilir. Spekülatif yatırımlardan bu ay için uzak durmaları uygun olabilir. Geleceğe yönelik girişimler için fırsatlar yakalayabilirler.

YENGEÇ BURCU 21 Haziran - 21 Temmuz

Yengeç burcunda doğanlar için bu ay son derece hareketli ve coşkulu bir ay. Yapmak istedikleri, değiştirmek istedikleri pek çok konular olabilir. Ancak iş yaşamlarında ve aile içinde önemli değişiklikler yaşayabilirler. İş hayatındaki tedirginliklere karşı hem sabırlı hem de ümitli olmalarında yarar var. Ne çok öfkeli ne de çok pasif olmamaya özen göstermeliler. İş yaşamında güçlükleri aşabilmek için ya da kendilerini daha ileriye götürecek enerjiyi kendilerinde bulabilirler. Bu ay Güneş (=enerji), Ay (=duygu) sizden yana. Kocaman bir kahkaha her şeyi düzeltebilir.

ASLAN BURCU

22 Temmuz - 21 Ağustos

Aslan burcu doğanları bu ay kendilerini garip bir biçimde eli kolu bağlanmış ve baskı altında hissedebilirler. İş hayatında sürüncemede kalan pek çok konular sıralanmış olabilir. Bütün bunları çözebilecek güzel bir enerji içine giriyorlar. Fazlaca gurur konusu yapmadan çevrelerindeki sevdikleri ve güvendikleri insanlardan görüş almaları yararlı olabilir. Yurt dışı bağlantılarda sorunlar çıkabilir. Uzak akrabalardan tatsız haberler alabilirler. Sağlıklarına özen göstermelerinde ve fazla sabırsız ve hızlı olmamaya dikkat etmeleri kendilerini pek çok olumsuzluklardan koruyabilir. Çalışanlar için son derece yaratıcı ama bir o kadar da sancılı bir dönem. Daha iyiye, daha berekete ve verimliliğe, üretkenliğe gidebilecekleri enerjik bir süreç içindeler.


BAȘAK BURCU 22 Ağustos - 21 Eylül

Başak burcu doğanları kendilerini en fazla ön planda hissettikleri bir süreçteler. Ancak ikili ilişkilerde birçok zorlanmalar ve yanlış anlaşmalar yaşayabilirler. İlişkilerinde zorluk yaşamaları durumunda karşı tarafı iyice dinlemek ve karşı tarafın duygu ve düşüncelerini ifade etmesine olanak tanımak pek çok sorunları halledebilir. Dinlemek ve anlatmak bu ay boyunca pek çok sorunun çözümü olabilir. Parasal konularda sıkıntıya girebilirler. Tedbirli olmalarında yarar var. Bankalarla ilgili işlemlere dikkat. Dış etkenlerden kaynaklı oldukça gergin bir ay. Gene de içten içe kendi şanslarına güvenmeleri ve olaylara gülümsemeleri daha güzel günlere imkan verebilir.

TERAZİ BURCU 22 Eylül - 22 Ekim

Terazi burcu doğanları kendilerini en fazla zorladıkları bir süreç içine giriyorlar. Ya sürekli ve belirli bir disiplin içerisinde çalışabilirler ya da kendi karanlık noktalarında sıkıntı yaşayabilirler. Bunalmamaları için süreklilik kazanmak ve zamanı değerlendirmek için çaba sarf edebilirler. İkili ilişkilerinde beklenmedik sürprizler ve karmaşık duygular içinde kalabilirler. Sabırlı olmalarında, acele etmemelerinde büyük yarar var. Kendilerini en fazla yalnız hissedebilecekleri bir süreçteler. Nisan ayı boyunca büyümek ve olgunlaşmak için pek çok imkan ellerine geçebilir.

AKREP BURCU 23 Ekim - 22 Kasım

Akrep burcu doğanlarını oldukça gergin ve zorlayıcı bir ay bekliyor. Hem çevreleri ile hem de iş yaşamlarında yorucu ortamlar söz konusu olabilir. Parasal konularda zorunlu harcamalar yapmak durumunda kalabilirler. Kendileri için bir günlük tutmalarında yarar var. Ancak aşk hayatında çok güzel bir sürece giriyorlar. Sevmenin ve sevilmenin ve sevdikleri ile birlikte olmanın mutluluğunu yaşamanın imkanlarını kendilerine yaratabilirler. Sevgi ile günlük pek çok zorlukların üstesinden gelebilecek gücü bulabilirler.

YAY BURCU

23 Kasım - 21 Aralık

Yay burcu doğanları için pek çok hedeflerin söz konusu olduğu bir ay içine giriyorlar. Başarmak istedikleri, gerçekleştirmek istedikleri pek çok konu için girişimde bulunabilir, fırsatlar yaratabilirler. Yaşamlarına istedikleri gibi bir kere daha sevdikleri renkleri katabilir ve renklerle geleceklerini hazırlayabilirler. Son derece heyecanlı ve ümit dolu, düş dolu bir ayın içine gi-

riyorlar. Kendi içlerindeki gücün, enerjinin farkına varabilirler. Aile içinde ve sevdikleri ile beklenmedik olaylar yaşayabilirler. Nisan ayı boyunca geniş ufuklar ve şanslı bereketli günler yaşayabilir keyfini çıkarabilirler. Ani öfkelerden, hareketlerden kaçınmalarında yarar var.

OĞLAK BURCU 22 Aralık - 20 Ocak

Oğlak burcu doğanları oldukça değişimlerle dolu bir sürece girmiş bulunuyorlar. Değişmek ve değiştirmek istedikleri pek çok konular olabilir. Bütün bu değişimler için yıl boyunca ellerine pek çok fırsatlar geçebilir. Yaşamlarına daha üstten, gözlemleyerek ve farklı boyutlarda inceleyerek yeni değerler katabilirler. Farkındalık ve değişim onlara şans getirebilir. Sevilmek ve sevmek için son derece şanslı bir süreçteler. Sevdikleri ile beraber geçirecekleri zaman pek çok konuya çözüm getirebilir. Parasal konularda oldukça şanslı ve bereketli bir dönemdeler.

KOVA BURCU 21 Ocak - 20 Șubat

Kova burcu doğanlarını gergin ve mücadeleli bir nisan ayı bekliyor. Hem özgür ve kendi başlarına hareket etmek isteyecekler, hem de bağımlılıklarından kurtulmak istemeyecekler. Bu iki çelişkinin sürekli gündemde olduğu konular içinde olabilirler. İkili anlaşmalarda oldukça zorlanacakları bir ay. Fazla paniğe kapılmamalarında ve sabırlı olmalarında yarar var. Öfkeli ortamlardan ve hızlı hareketlerden kaçınmalarında fayda var. Fazlasıyla sakarlık yaşayabilecekleri bir süreçteler. Yaşamak istedikleri özgürlükleri zamana güvenerek daha güvenli ve şanslı aylara bırakmaları uygun olur.

BALIK BURCU 21 Șubat - 20 Mart

Balık burcu değerlerinin ve sevgilerinin en fazla keyfini süreceği bir aya giriyorlar. Değişiklik, farklı olmak, yeni insanlar tanımak, büyük umutlara doğru yol almak... Bütün bunlar bu aydan itibaren yaşamlarına renk katacak sözcükler. Artık balıklar akıllı, şanslı, bereketli ve değerli oldukları bir dönemdeler. Hem kendilerine hem de çevrelerine fazlasıyla uğur getirebilirler. Büyük mutluluklara yelken açabilirler. Yavaş yavaş varoluşlarının her türlü zenginliğini gerçekleştirme fırsatlarını yakalayabilecekler. Gülümseyerek yaşamlarını birçok zorluklardan, engellerden koruyabilirler.

Yazan: Francine Sevda Dorkip astrosevda@gmail.com

321


MAG alışveriş

! ı n a m a Z Alışveriş

ir çok

Türkiye’nin ilk doğal kozmetik ve aromaterapi markası aisha ISTANBUL kendinin değerini bilen kadın, erkek ve çocuklar için dünyanın farklı bölgelerinden toplanılan doğal ürünler ile hazırlandı.

p ettiğimiz b mlardan taki yu d o p a d n kları lın! yle kış soğu te siz de katı ü göstermesi n zü yü n şi . Bu hareke e ile b ı Gün ld a i n yeri ti vitrinlerde moda hareke

DKNY İlkbahar 2011 koleksiyonu,

New York’a yeni bir yaklașım ile geliyor. Bahar temizliği, DKNY’in ikonik stiline yeni bir esinti katıyor. Basit kesimli elbiseler ve bej tonlarında etekler, yaza kolay giriș sağlıyor. ayanlaȘık ve zarif b sesuarı rın gözde ak

EN CASIO SHoEdelle-

serisi yeni m tleri ikka ri ile tüm d çekiyor. üzerine n tașlar Kasayı sara da ufak aynı zaman kadranayrıntılarla nılarak da da kulla özel bayanlara ık altergünler için ș akta. natifler sunm

322

Stefanel’de 40 gü n 40 gece boyu nca avantajlı alıșveriș keyfini yașamaya ne dersiniz? Șehirli S te fa n e l ka dı nı , is te r asi ister romantik ister çocuksu iste r çekici bir görünüm sergilesin, bu yaz yine kendi tarzını ya ratarak tüm dikk atleri üzerine çekecek.


Marks & Spencer

Calvin Klein 2011 ilkbahar koleksiyonunda pastel renklerle modern tasarımlar yaratmıș. Çantaları da gerçekten çok güzel ve kullanıșlı.

2011 İlkbahar-Yaz Ev Koleksiyonu her zevke hitap edecek cıvıl cıvıl renkleri ile evlere girmeye hazır. Bu sezon evlere canlı renkler getirecek olan ürünlerle neșeli bir yaz sizi bekliyor.

2011 İlkbahardinamik Yaz koleksiyonu trençkotlar, çizgilerle hazırlanan tacak deri șıklığınıza șıklık ka den güzel parçalar ve birbirin sız tasarım tasarımlarıyla zaman dın yașam anlayıșı ve șehirli ka tarzını birleștiriyor.

NetWork

“Beymen Kids” dünyaca ünlü markaların çocuk koleksiyonlarını küçük hanım ve beylerle bulușturuyor. Moda dünyasının ünlü ismi Gucci’nin, hem kız hem erkek koleksiyonları yanı sıra ayakkabı, aksesuar ve hediye setleri, Beymen’lerde. Lüks saat markası IWC'den hem göze hem kalbe hitap eden özel bir model; Ingenieur Automatic Edition Laures Sport for Good! 323


MAG fihrist ANKARA Alışveriş Merkezleri Ankamall 541 12 12 Ankuva 266 53 41 Armada 219 13 17 Arcadium 241 15 00 Atakule 440 77 01 Bilkent Center 266 05 16 Cepa 219 64 04 Galeria 235 04 61 Gordion 233 70 00 Karum 467 15 47 Kentpark 444 7 477 Mesa Plaza 241 59 93 - 94 MinaSera 240 70 70 Optimum 280 60 10 Panora 490 58 56 Via Life 219 14 24 Barlar Hok’s İran Cad. No:27/2 Çankaya • 428 82 82 Manhattan Üsküp Cad. No:7 Çankaya • 427 62 63 Murphy’s Ankara Hilton SA Tahran Cad. No:12 Kavaklıdere • 466 00 54 Salata Mesa İş Merkezi No:51 Çayyolu • 241 12 01 Reşit Galip Cad. No:57 GOP • 446 34 52 Shot&Bite Park Cd. Alımcı Park Villaları No:3/2 Çayyolu 241 41 93 Taps Park Caddesi Alımcı Pak Sitesi 4/Çayyolu 240 23 90 Tapas Tunalı Hilmi Cad. No:87 - GOP • 428 35 62 The Ambassador Bar Yıldızevler Mh. Jose Marti Cd. No:2 Çankaya 409 34 47 Café & Restoranlar Akdeniz Mutfağı Bilkent Otel ve Konferans Merkezi içi - Bilkent 266 68 14 Balıkçıköy Fahri Abay Kunanbay Cad. (Bilir Sk.) Kavaklıdere 466 04 50 Big Chefs Çayyolu • 242 01 77 Filistin Sk. No:21 GOP • 426 88 14 Çukurambar • 220 22 01 Cafe Des Cafe Tunalı Hilmi Caddesi 83/A • 428 01 76 Cafe Kahve Uğur Mumcu Cad. No:12 GOP • 446 20 51 Cafemiz Arjantin Cad. No:19 GOP • 467 79 21 Café Swiss Jose Marti Cad. No:2 Çankaya • 409 34 44 Çadır Kebap Eskişehir Yolu Varan Turizm Yanı • 286 13 62 Çakıl Cafe Silahtar cd. No:10 Gazi Mh. • 221 36 66 Casita Filistin sk. No:41/3-4 Çankaya • 466 21 00 Çin Seddi Hoşdere cad. 176/B Y.Ayrancı/Çankaya Deniz’den Restaurant Eskişehir yolu 8. Km Kentpark AVM 1. Bodrum Kat No: 27 J - Çankaya Eat’n Joy Filistin Sk. Nenehatun Cd. No:73 GOP•447 11 02 Çukurambar • 220 11 01 Etrak Restoran Turan Güneş Bulvarı 708.Sok. 14/B Yıldız • 442 03 03 Ette Minasera AVM Zemin Kat Çayyolu •240 03 30 Simon Bolivar Cad. No:1/8 Çankaya •439 02 01 Fige Restoran&Cafe&Bar Abdullah Cevdet Sokak No:15 Çankaya 438 07 21 Flat Cafe Tunus Cad. No:54/A-B Kavaklıdere • 466 63 11 Arjantin Cad. No: 28 Çankaya • 428 00 00 Günaydın Et Arjantin Caddesi Attar Sk.No:6 GOP • 466 76 66 Italic Cafe – Brasserie - Bar Bestekar Sk. 65/1 Kavaklıdere • 426 30 17 Kefaluka Tunalı Hilmi Cad. Bestekar Sok. No:49/B Kavaklıdere • 426 66 46 www.kafaluka.com Kitchenette Filistin Caddesi No: 22 G.O.P • 447 67 48 Komşu Farabi sokak No:32 Çankaya • 426 15 66 Köşebaşı Restaurant Kuleli Sk. No:32 GOP • 446 59 59 Kuki+ Filistin Sk. No:4 GOP • 427 14 00 Eskişehir Yolu 7.Km • 219 66 88 Yenimahalle • 397 90 10 Kukla Kebap 1. Sk. No:21/A Balgat • 285 30 30 Kyma Bilkent Ankuva AVM • 266 53 73

324

Las Chicas XL Park Caddesi No:3 Çayyolu • 242 16 46 Makkarna Reşit Galip Cad. No: 89/2 GOP • 436 80 88 Mickey’s Arjantin Cad. No: 17 / A GOP • 466 43 26 Meandros Kuleli Sk.No:28/B GOP • 437 33 55 Meet Nenehatun Cad. No: 75 GOP • 447 11 48 Mezzaluna Turan Emeksiz Sk.No:1 K.dere • 467 58 58 Ankuva No:2 Bilkent • 266 13 59 MidPoint Panora İş Merkezi 72/74 Oran • 490 72 15 Mocaco Coffee 3. Cadde No: 5/A Bahçelievler • 215 97 97 Niki Restoran& Bar Güniz sok No:42 (Divan Oteli içi) Kavaklıdere 466 00 48 PaperMoon Tahran Cad. No: 2 Kavaklıdere • 428 73 73 PepperMill Bahçelievler 4.Cad. No:159 • 222 99 33 Piano Restaurant Club Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu Çetin Emeç • 284 46 46 Rafine Restaurant İran Cad. No:35 GOP •465 05 05 Robert’s Coffee Kentpark Kentpark AVM Zemin Kat No: 164•219 91 31 Quente Filistin Cad. Kader Sk. 34/A G.O.P 428 36 26 - 428 22 21 Quick China Uğur Mumcu Sokağı No:64/B GOP • 437 03 03 Park Cad. No:1 Çayyolu • 242 25 15 4.Cd. Bilkent Center No:3/37 Bilkent • 266 30 00 Salus&Court 1.Cadde No:1 Bilkent • 266 42 00 Schnitzel Tahran Cad.no:5 Kavaklıdere 468 54 00 Shisha Cafe 33.Cad. No:2-55 Çukurambar • 284 40 44 Söğütlü Bahçe Eskişehir Yolu 7. Km • 286 30 96 Spr Pub & Restaurant Ahmet Taner Kışlalı Mh. Park Cd. No:32/1 Çayyolu • 240 34 44 Sushico Chinese-in-Town Arjantin Cad. Attar Sk. No:10 GOP • 426 25 26 Panora AVM - Oran • 490 27 27 Şahhane Söğütözü Cad. No:10 Söğütözü • 287 99 99 Şanlı Edessa Emek Mah. 8.Cad. 60/12-13 Emek•222 83 83 Atatürk Blvr. 241/A Kuğulu park içi • 468 78 50 The House Café Nenehatun Cad. No: 74 G.O.P • 446 46 88 Tike Park Cad. 15-B Konutkent • 241 00 92 Billur Sk. No17/A Kavaklıdere • 426 01 41 Timboo Cafe Panora AVM No:182/81 Oran • 490 62 22 Kentpark AVM 1.Kat No:164/42 • 219 97 79 Tribeca Filistin Cad. GOP • 490 51 85 Trilye Reşit Galip Cad.Hafta Sk. 11/B GOP • 447 12 00 Tunalı Balıkçısı Tunalı Hilmi Cad. 106/5 Çankaya • 426 27 28 Üst Kat Tunalı Hilmi Cad. 114/K • 468 6911- 426 01 37 Waffle Corner Arjantin Caddesi GOP • 427 10 41 Wienerwald Uğur Mumcu Cd. 56/5 G.O.P • 436 06 06 Yosun Balık Evi İran Cad. No:27 Kavaklıdere • 468 39 45 Zamane Kahvesi Kızılırmak Mah. Ufuk Üniversitesi Cad. Ambrosia AVM No:18/1 Çukurambar•286 80 00 Eğitim Amerikan Kültür Derneği Kids Mahatma Gandi Cd. No:36 G.O.P. • 437 32 00 İtalyan Kültür Merkezi Mahat Magandi Cad. No:32 GOP • 446 51 78 Kids Garden Bilkent 1. Cd. sonu,Gönül Sk. No:26 Bilkent • 227 01 55 Magic Kids Cezayir Cad. No:21 Çankaya • 439 04 05 Mutlu Adımlar Anaokulu Rafet Canıtez Cd. Rasih Kaplan Sk. No: 8 Oran 491 99 96 Nesibe Aydın Haymana Yolu 5.Km Gölbaşı • 498 25 25 Okyanus Dersanesi Özveren Sok. No:34 Necatibey–Kızılay•2291030 Ovo Kids Hollanda Cad. No:33 Yıldız / Oran • 438 66 27 Ömersan Yıldız Ankara Anaokulu Nenehatun Cad. Hereke Sok. No:6 • 436 23 17 Özel Çankaya Alara Etüt Merkezi Sancak Mah. 510. Sokak 14/B Çankaya • 441 45 54 The Edustar Company

Cinnah Caddesi 9/4 Kavaklıdere • 428 58 05-07-09 www.theedustarcompany.com

Remzi Kitabevi Armada A.V.M Eskişehir Yolu • 219 11 12 - 13

Kuaför & Güzellik Salonları Bahar Güzellik Merkezi Angora Cd. No:50 (Dominos Pizza Üstü) Beysukent • 236 15 30 Betty Güzellik 8. cadde 37/3 Ümitköy • 235 56 05 Beauty Life Wellnes Club Tunalı Hilmi Cad. 81/3-5 Kavaklıdere www.beautylifewellnesclub.com • 468 09 09 Bilkent Kuaför Ufuk İş Merkezi N.14 Bilkent 3.Etap • 266 3324 Bora Işık Kuaför Çankaya Caddesi 2/1 Çankaya • 440 01 16 De Lafayette Kuaför Angora Cad. No:162 Beysukent • 235 60 28 Derya Çoban Ayak Sağlığı Merkezi Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Sk No:53/A Yıldız • 441 91 94 - 441 96 70 www.batiktirnak.com Dez Kuaför Tunalı Hilmi Cad. Büklüm Sk. 48-4 Kavaklıdere 426 71 64 - 426 65 66 Dios Kuaför Bilkent plaza A3 Blok No:7 Bilkent • 266 04 91 Epilaform Tunalı Hilmi Cd. Bülten Sk. No:4/3 • 467 07 07 Ixora Parfüm Işıklar Cad. No:17 Ulus • 309 2706 FIX Kuaför Ankuva AVM No: 59 - 266 54 70 Kazakistan Cad. No: 10/A Emek - 223 64 34 İran Cad. 17/B - 427 16 56 Ürdün Cad. 48.Sk. Ceyko Sitesi No:7/C 491 52 88 Tunalı Hilmi Cad. Binnaz Sk. No:1/1 • 426 71 31 Flavius Estetik ve Güzellik Merkezi Tunalı Hilmi Cad. No: 114/27 Kavaklıdere 466 28 22 Galerya Kuaför Bilkent 1.Cad. Bilkent Otel İçi 266 46 86 (Dahili 512) Güvenlik Cad. Defne Sk. 10-A Aşağı Ayrancı 427 17 85 Hera Med Güzellik Merkezi Şair Nedim Sk. No: 2/1 Çankaya • 439 29 89 İsmail Acarsoy & Allegro Türk Japon Vakfı C Blok 2/A Oran • 433 16 33 Jaklin Kuaför Kuveyt Cad. No:6/C Kavaklıdere • 427 89 85 Jasmine Güzellik Merkezi Yıldızevler Mah. 34. Sk. No:36/B D10 Çankaya 440 18 08 Kent Güzellik Merkezi - Koz Kuaför Abidin Daver Sk. No: 26/A-B-2 Çankaya 438 60 40 Kulis Erkek Kuaförü 4. Cad. 65/B Yıldız • 438 03 03 Lazerlife Güzellik Merkezi Ziya Gökalp Cad. 12-4 Kızılay • 430 00 34 Nill’s Güzellik Salonu Angora cad. No: 54 Beysukent • 235 77 45 New Park Hair Design Ahmet taner kışlalı Mah. İmaj-özçelik işhanı 94-D2 (teb otel karşısı) • 242 21 06 Paris Kuaför Filistin Caddesi No:7 GOP • 467 27 77 Panora İş Merkezi Oran • 491 98 21 Angora Cad. 29/39 Beysukent • 225 41 54 Red & White İran Cad. No:33/1 GOP • 466 15 45 Mesa Plaza No:33 Çayyolu • 241 26 00 Bilkent Marks&Spencer • 266 22 25 Bilkent Otel Bilkent • 266 22 46 SOS Clinic Tunalı Hilmi Cad. Kuğulu İşhanı B Blok Kat 5 No: 123/166-167 Kavaklıdere • 468 58 81 SVM Clinic Uğur Mumcu Sokağı No: 3/3 GOP • 436 76 76 Şahika Kuaför Abidin Daver Sk. No:4/19 Çankaya • 438 92 83 İstanbul Yolu Carrefour No:B-34 Batıkent 278 51 20 Toni&Guy Cepa AVM • 219 59 19 Woolt Kuaför Abay Kunanbay Cad. No:4/4 Tunalı Hilmi Kavaklıdere • 466 10 60 8.cd. No:61 Çayyolu/Ümitköy • 236 22 01 Zen Kuaför Hoşdere Caddesi No:184/A Çankaya • 438 61 94 - 95 Zeynep&Zeynep Filistin Cd. Kader Sk. No:9/2 GOP • 428 29 92

Kültür & Sanat Ankara Antikacılık Cinnah Cad. No:66/1 Çankaya • 442 38 91 Antigone Sanat Evi Konutkent 2 Yaşamkent yolu 3067 Sk. No:8 Çayyolu • 241 24 75 Düven Antik Merkez:Salman Sk.18/A Samanpazarı•31024 20 Şube:Uğur Mumcu Cad. 87/10 GOP • 447 89 91 Hikmet Çetinkaya Üsküp Cad. Çevre Sok. B Blok 8/5 • 426 7330 Galeri Soyut Yıldızevler Mah. 4. Cad. (Tagore Cad.) Şehit Mustafa Doğan Sk. 82/A Yıldız • 438 86 70 RC Art Gallery Sheraton Hotel&Convention Center Kavaklıdere • 428 28 29

Kitapçılar Bıçakçılar Kitap Bestekar Sok: No: 35/1 Kavaklıdere • 467 81 56 Bilimsel Eserler Tunalı Hilmi Cad. 74/10 Kavaklıdere • 426 40 95 Dost Kitabevi Karanfil Sk. No: 29/4 Kızılay D&R İran Cad: No:7 Kavaklıdere • 426 50 06 İmge Kitabevi Konur Sk. No: 43/A Kızılay • 417 01 37

Saatçi & Kuyumcular 1001 Gece Mücevherat Tunalı Hilmi Cad. No:83/F Çankaya • 467 04 51 Altınçizgi Anafartalar Cad. 26/58 Ulus • 310 20 10 Ankamall AVM No: ZK-12 • 541 15 01 - 02 Tunalı Hilmi Cad. No: 88/4 Çankaya•426 44 55 Ariş Karum Karum AVM No:102 GOP • 426 27 61 Aykach Saat Turan Güneş Bulvarı 19/A Yıldız • 440 64 64 Beril Pırlanta Anafartalar Cd. Kütükçüoğlu İşhanı 47/55 Ulus • 310 65 00 Beyza Mücevherat Atatürk Blv. Büyük Çarşı Giriş Kat No:67/110 •433 16 33 Damra Pırlanta ANKAmall A.V.M. No:5 K:Zemin D:5•541 21 41 Tunalı Hilmi Cad. No:123 K.dere • 468 03 06 Gamilo Alyans Anafartalar Cadddesi Sarraf Han No:55/9 Ulus 312 47 97 - 310 10 13 www.gamilo.com Gezay Karum AVM No:108 Kavaklıdere • 466 21 48 Gilan Arjantin Cad. No: 12/ 1 GOP • 417 53 40 Hami Kuyumculuk Karum İş Merkezi No:78 Kavaklıdere • 467 48 44 Minyon T.Hilmi Cad. 123/52 Kavaklıdere • 427 52 96 Modern Alyans Karum AVM No: 21/29 GOP • 427 60 04 Penez Karum No: 24-25 Kavaklıdere • 467 96 57 Pırlant Panora A.V.M. No:179 • 491 29 00 Cepa A.V.M. Z.38 • 219 61 33 Recep Collection T.Hilmi Cad. 123/18 Kavaklıdere •467 58 08 Uğurlu Mücevherat Atatürk Blv. No:105/A Kızılay • 433 47 39 Anafartalar Cd. No:22/C Ulus • 311 94 98 Atölye: Anafartalar Cad. Papatya Sk. 2-9 Ulus 310 57 93 Zen Diamond Panora AVM 182/104 Oran • 490 15 44 Butik & Aksesuar Agatha Paris Armada A.V.M • 219 16 27 Ankamall A.V.M • 541 20 60 Akay Gelinlik Filistin Cad. Kader Sk. No:9/3 GOP • 428 31 38 Aliye Gelinlik Filistin Cad. GOP • 437 20 69 B&B Ankuva AVM No: 43 Bilkent • 266 74 45 Beyaz Butik Tahran Cad. No: 7/5 Kavaklıdere • 467 37 70 Bianca Neve Angora Cad. Beysupark Yaşam Merkezi No:209/3 • 225 37 08 Butik E’s Angora Cd. No:162 • 236 37 78 Dai Gelinlik Rabat Sokak No:27/8 G.O.P • 446 50 28 Glamour Boutique Karum AVM No:21/22 Kavaklıdere • 466 22 61 Kösem Sultan Panora AVM No:182/91 Oran • 492 20 69 La Diva Boutique Karum AVM No:21/34 Kavaklıdere • 467 51 78 Lanvin Çankaya Cad. No:22 Çankaya • 439 34 94 Mocassini Armada Armada AVM. No:96 Söğütözü • 219 12 22 Panora AVM.182/97 Oran • 490 65 05 PIEL Butik Filistin Cad. 9/B Gaziosmanpaşa • 467 90 10 She-Da Filistin Cad. 19-9 G.O.P • 446 32 87 Şaşaa Butik Arjantin Cad. 34-A GOP • 467 61 63 Vetrina Filistin Sk. No: 1 GOP • 426 82 50 Panora AVM Kat 1. No: 122 • 491 91 28


Gayrimenkul & İnşaat Avrupa Mahallesi Konutkent Mh. 2432. Cad. No:216 Çayyolu • 242 25 01-02 Aykon Yapı Turan Güneş Bulvarı 12/14 Çankaya • 440 66 11 Barışkent Gayrimenkul Uğur Mumcu Cad. 34/5 G.O.P • 446 69 60 Eylül Gayrimenkul Vadikent 90 Beysukent 187/25 • 236 3858 HTK Koçak Gayrimenkul Tiflis Cad. 4/3 Yıldız • 440 12 44 İck Yapı 48. Cadde No:14/1 Çukurambar • 284 81 51 Teknomak 57. Sokak No:141 Ostim • 386 22 11 Pelit Çayyolu Evleri Park Cad. 2. Km Çayyolu • 217 25 12 Şehrin Konakları İncek Mah. Atılım Üniversitesi Yanı Derya Sitesi • Serpmeleri No:1 İncek • 460 15 40 Toprock Gayrimenkul Yatırım Danış. Ziyaürrahman Cad. No:13-5 GOP • 437 00 00 ÖZELTUNALI GAYRİMENKUL Tunalı Hilmi Caddesi No:108/5 Kavaklıdere • 428 09 90 Pastaneler C’viz Turan Güneş Bul. No:148/C Oran • 492 08 01 Coccinella Pasta Evi Kişinev Cad. No: 5 Yıldız • 438 34 24 Angora Cad. 206/4 Beysukent • 225 4045 Funda Kuleli Sk. No: 91 /A GOP • 436 4656-446 2824 3222.Cad. No:55/18 Karina Plaza Yaşamkent Aşti Alt Kat No:12 Söğütözü • 224 09 07 Funda Classy Kuleli Sok. No:46/2 GOP • 447 0031 Kuki Filistin Sk. No:4 GOP • 427 14 00 Neli Pastanesi Ceyhun Atıf Kansu Cd. Bayraktar İş merkezi No:114 G Blok 12 Balgat • 473 84 84 Palet Pastanesi Ferit Recai Ertuğurul Cad. No: 2 Oran 490 29 29 - 490 29 50 Filistin Cad. Horasan Sk. 2/B GOP •437 20 21 Serender Simon Bolivar Cad. 10/A Çankaya • 439 86 56 Sinemalar & Eğlence AFM Sinemaları CEPA AVM • 444 12 36 Migros Akköprü • 541 13 33 Ankapol Kızılırmak Sk.No: 14 Kızılay • 419 39 59 Armada Sinemaları Armada Söğütözü • 219 16 00 Ata On Tower Atakule Çankaya • 441 14 14 Cinebonus Gordion AVM - Ümitköy • 236 70 77 Arcadium AVM Çayyolu • 241 12 41 Panora AVM Oran • 490 14 77 Kentpark Prestige Kentpark AVM Eskişehir Yolu • 219 93 93 Koçak Binicilik Eymir Gölü Yanı Koçak Küme Evleri No: 1 Gölbaşı • 491 00 00 Play Planet Panora Avm No 235 Oran • 490 23 32 Spor Merkezleri Ankara Şehir Kulübü Uğur Mumcu Cad. No:88 G.O.P • 446 17 27 Base Life Club Beysupark No:209/10 Çayyolu • 225 41 43 Before&After Yaşam Merkezi Cezayir cad. No:12/B Çankaya • 442 34 64 Bodysoul Pilates Boğaz Sok 25-1 G.O.P • 467 67 80 Curves Park Cad. 17/4 Çayyolu • 242 22 96 Ennfit Family Sports Club Meksika Cad. No:50 Ümitköy • 235 29 00w Fenerbahçe Spor Kulübü Hacılar Mahallesi 1262. Sokak No:7 İncek - Gölbaşı •460 19 07 Grenada Life Ümitköy 1.Cad. No:22 • 236 40 62 - 72 Jas Junior Academy Aşağı Dikmen Mah. 571 Cad. No: 26 Oran 490 55 85 Joya Health Club Güzeltepe Mah. 747 Sok. No: 3-B 105 Çankaya 408 22 22 Mars Athletic Club Turan Güneş Blvr. Panora AVM Oran • 490 14 77 Most Life Club Kentpark AVM Kat: -1 • 219 92 99 Oranium Sports Türk Japon Vakfı Ferit Recai Ertuğrul Cad. Oran 491 74 97 Power Plate Studio Koza Sk. 85/3 G.O.P • 446 36 11 RenewaClub Reşat Nuri Sk. No: 52 Çankaya • 441 02 02

Silky Spa Bilkent 1.Cad 06533 Bilkent • 266 22 33 Sportif Yaşam Kulübü Çukurambar:33 Cd. No:1/1 Bagi’s Plaza 285 48 78 Çayyolu:Eskişehir Yolu Prestij Konutları 364/1 Çayyolu • 236 39 00 Sports International Bilkent 1.Cad. • 266 71 00 United Clubs Zirvekent:Birlik Mh. 5 Cd. No: 48 Çankaya • 495 47 90 Konutkent:Safranbolu Cad. No:12 Konutkent 2 Çayyolu • 240 11 71 Hastane & Klinikler Bahar Demirkıran Beslenme Danışmanlığı Cinnah Cd. No:41/1 Çankaya • 443 00 87 Bayındır Hastanesi Eskişehir Yolu Söğütözü • 287 90 00 Diyetisyen Hatice Karslıoğlu Cinnah Cd. 29/4 Çankaya • 468 08 86 Estetik International İran Caddesi 2/3 Kavaklıdere •444 77 07 HRS Hastane Güneş Sk. No:14 Çankaya • 457 66 00 Med Lazer Kızılırmak Mah. 48 Cd. No:16-1 Çukurambar 467 69 69 Özel Bütünsel Sağlık Polikliniği Arjantin Cad. 17/8 G.O.P • 467 26 26 - 427 0505 Özel Madalyon Psikiyatri Merkezi Paris Cad. No:33 Kavaklıdere • 468 08 98 Bilkent İş Merkezi A3 Blok Kat 3 No:30 Bilkent • 266 26 26 Pet Hospital Uğur Mumcu Cad. Koza Sk. No:125 GOP • 446 50 65 Oteller Aktif Metropolitan Otel Oğuzlar Mah. 48.Sk. No:28 Balgat • 295 45 45 Ankara Etap Altınel Otel GMK Bulvarı No: 151 Tandoğan • 231 77 60 Ankara HiltonSa Hotel Tahran Cad. No :12 Kavaklıdere • 455 00 00 Barcelo Altınel G.M.K Bulvarı No: 151 Tandoğan • 231 77 77 Bilkent Otel&Conference Center Bilkent 1.Cad Bilkent • 266 46 86 Dedeman Hotel Akay Cad. Büklüm Sok. No:1 • 416 88 00 Crowne Plaza Mevlana Bulvarı No:2 Akköprü • 303 00 00 Divan Çengelhan Tarihi Ankara Kalesi - Sutepe Mah. Depo Sokak Güzergahı No:1 Ulus•309 68 00 Çukurhan Tarihi Ankara Kalesi Necatibey Mah. Depo Sk. No:3 Ulus • 306 64 00 Divan Otel Tunalı Hilmi Cad. Güniz Sk. No: 42 • 457 40 00 Hotel Midi Karyağdı Sk. No:40 Çankaya • 409 64 34 Hotel Monec Esat Özoğuz Sk. No:5 06450 Oran • 491 30 30 Hotel Samm Bistro Uğur Mumcu Cad. no:19 G.O.P • 447 90 00 Hotel Yeni Sanayi Cd. No:5/B Ulus • 310 47 20 Limak Ambassadore Otel Boğaz Sokak No: 19 Kavaklıdere • 428 48 48 Mega Residence Tahran Cad. No:5 Kavaklıdere • 468 54 00 Niza Park Hotel Cinnah Cad. Farabi Sk. N.36 Çankaya•4680500 No:19 Boutigue Hotel Birlik Mh. 457. Sk. No:19 Çankaya • 495 00 00 Ramada Otel Tunalı Hilmi Cad. No:66 Kavaklıdere • 428 80 00 Rixos Grand Ankara Atatürk Bulv. No:183 Kavaklıdere • 410 55 00 Sheraton Ankara, A Luxury Collection Noktalı Sk. Kavaklıdere • 457 60 00 Swiss Otel Ankara Yıldızevler Mah. Jose Marti Cd. No: 2•409 30 00 Kumaş & Hazır Giyim Allen Edmonds Çankaya Cad. 10/A Çankaya • 4414373 Kentpark No: 105 Zemin Kat • 219 92 92 Arezzo Panora AVM 1.Kat No:158 • 490 93 03 Ayhan Sümer Ziya Gökalp Cad. 14-A Kızılay • 430 56 16 Baget Çorap Tunalı Hilmi cad. 114/F Kavaklıdere • 467 20 36 Bebek by Pikkolo Tahran Cd. No:4/A GOP • 466 88 18 B&G Store Arjantin Cad. Attar Sk. Kent Sitesi C Blok No:36 GOP • 426 75 67 Ankamall AVM KB-02 • 541 22 55 Panora AVM No:1821 K:1 D:188 •491 13 51 Bağzıbağlı İran Caddesi No:25 Çankaya • 466 87 70 Carnaby Ziya Gökalp 20/B Kızılay • 434 41 33

Dericizade İzmir Caddesi No:11 Kızılay • 230 20 40 Dolls&Boys Galleria AVM No:43 Ümitköy • 235 75 99 G. Parla Moda Evi Tunalı Hilmi Cad. 110/1 Kavaklıdere•467 20 75 Hafize Ayık Moda Evi Arjantin Cad. 5/4 G.O.P. • 466 50 96 Journey Y.Öveçler Mah. 5.Cad. 127. Sk. No:10 Balgat • 473 0078 Lanvin Çankaya Cad. No:22 Çankaya • 439 34 94 Nü Çamaşır Anadolu Bulv. 2. Cad. ATB İş Merkezi G Blok No:168 Macunköy •397 73 57 Önel Tekstil Güniz Sk. No:21/A Kavaklıdere 426 24 02 - 426 24 09 Paraf Abiye Ceyhun Atıf Kansu Cad. Ak İş Mrkz. 116/A Balgat • 473 48 68 Ev Tekstili & Dekorasyon & Mobilya Abdullah Torun Mobilya Muradiye Sok. No:18/11 Siteler • 348 75 63 349 15 93 www.abdullahtorunmobilium.com Akeleş Uğur Mumcu Cad. No:46/6 GOP • 446 17 17 Asaş Mobilya Karacakaya Cd. No:72 – No:157 Siteler • 394 40 04 - 350 02 06 Arcora Mimarlık Hoşdere cd.no:126 Y. Ayrancı • 440 24 40 Aydın Mobilya Merkez: Koçak Sk. No:49 Siteler • 348 89 37 Şube1: Karacakaya Cad. 101 Siteler • 348 18 20 Şube2: Uğur Mumcu Cad. 59 GOP • 446 84 37 Şube3: Uğur Mumcu Cad. 75 GOP • 446 00 61 Baby Adres Yağız Sk. No: 14 Siteler • 348 02 03 Boyut Office Karacakaya Cad. No:38 Siteler • 351 95 95(pbx) Carna Baby Üsküp Cad (Çevre Sk.) 5/B Çankaya • 467 95 94 Cinisli Cepa Alışveriş Merkezi • 427 77 23-24 Panora Alışveriş Merkezi • 492 06 96 City Home 4.Cad No: 52 Yıldız •441 99 20 Cocco Halı & Aydınlatma Karacakaya Cd. No:182 Siteler • 350 30 20 Çağlar Avize Karacakaya Cad. No:73/7 Siteler • 350 04 44 Dentaş Yapı ve Ahşap Ürünleri Çetin Emeç Bulv. No: 33/14 Dikmen • 479 54 32 Erbazlar Siteler Showroom: Koçak Sk. No:30 • 349 19 19 Güreller Uğur Mumcu Cd. No:49/A G.O.P • 437 51 56 Hatüpen Tunalı Hilmi Cad. No:49 Esat • 418 97 47 Home Sweet Home Kentpark AVM No:142-C • 219 97 97 Kerim sefer Turan Güneş Bulvarı No:98 Çankaya • 440 97 77 Koleksiyon Merkez: Binnaz Sk. 2/A 06700 Kavaklıdere • 467 71 00 Yıldız Şube: Turan Güneş Bulvarı 70/B 06550 Yıldız •440 52 55 - 440 38 24 Ümitköy Şube: Meksika Caddesi (30. Cadde) No:49 K:2 06810 Ümitköy • 236 03 62 Lamphouse Uğur Mumcu Cd. No: 76/B • 446 76 33 Demirhendek Cd. No:132 Siteler • 350 16 30 Lazzoni Mobilya UğurMumcu Cad. No: 80 GOP • 446 28 05 Osmanağa Konakları Çayyolu • 236 12 21 Karacakaya Cad. No: 544 Siteler • 349 16 35 Liva Concept Uğur Mumcu Cad. No:60 GOP • 447 07 18 Matsu Mimarlık Cinnah Cad.Hava Sk. 10/2 • 442 6370 Most Ofis Turan Güneş Bulvar 4.cad 50/A • 443 0340 Mehmet Coşkun Mobilya Karacakaya Cad. No:90 Siteler • 350 79 54 ANSE AVM B Blok No:10 Çayyolu • 227 81 10 Nar Koleksiyon Arjantin Cad. Budak Sk. No:11/4 Kavaklıdere • 468 82 39 Nonekst Dekorasyon Hollanda Cad. 690.Sk. 20/A Yıldız • 441 50 73 Nova Aydınlatma Mustafa Kemal Mahallesi 2127 Sk. 8-8A • 219 54 34 Pierre Cardin Mobilia Karacakaya cd. No:107 Siteler • 350 40 44 Anse AVM B Blok 1. Kat no:123 • 227 81 91 Restore Keklikoğlu Design Plaza Meksika Cd. No:49 Ümitköy • 235 86 66 Şafak Ev Tekstil Reşit Galip Cad.No:53/A GOP • 437 39 79 Sedir Group Karacakaya Cad. No: 123 Siteler • 3527650 www.sedir.co

S.M.N. Dilara’s Dekorasyon Uğur Mumcu Cad. No:18/1 GOP • 446 91 45 Şall Collection Karacakaya Cad. No: 75 Siteler • 348 69 11-353 07 29 Stanley Kids Uğur Mumcu Cad. No:17/B GOP • 446 11 50 Sherwood Karacakaya Cad. No: 64 • 349 39 03 Strongbow Güneş Sk. No:1 Kavaklıdere • 426 75 13 Taç Perde Hoşdere Cad. No: 150/A Çankaya • 442 28 60 OLGA Çerçeve Birlik Mh. 458. Sk. No:24/10-11 Çankaya • 495 75 45 Origami Karacakaya Cad. No:147 Siteler • 350 03 03 Özbekoğlu Ltd. Şti. Çetin Emeç Bulvarı 2. Cad. No:6/1-7 Dikmen • 472 04 04 www.gambarelli-turk.com Vanucci Çetin Emeç Bulvarı No:54/B Balgat • 284 03 43 Turan Güneş Bulvarı 48/D Çankaya • 440 44 09 Vibel Üsküp cd.(Çevre Sk.) 39/A Çankaya • 466 76 20 YUX Yağız Sk. No:14/A Siteler • 350 40 89 Organizasyon & Stüdyo 312 Organizasyon Hilal Mah. 4.cadde 677.sokak 44/6 YıldızÇankaya • 438 1 438 Beyaz Eller Organizasyon Hoşdere Cad. 160-5 Çankaya • 438 39 01-02 Beyaz Vizyon Organizasyon Aktif Metropolitan Hotel Lobi Katı Oğuzlar Mah. 48. Sk. No:28 Balgat • 295 45 45 Ceyd Organizasyon Çankaya Cad. 28/2 Çankaya • 442 35 58 Crown & CD Design Organizasyon Tunalı Hilmi Cad. No: 22/B K.esat • 418 70 56 Düğün Hikayemiz Reşit Galip Cad. No:53/1 GOP • 436 36 11 Ekan Turizm Kavaklıdere Sk. 23/3 Şili Meydanı•426 69 69 En Özel Gün.com - BAYDAŞ Mahatma Gandhi d. 102/6 G.O.P • 445 05 20 Familya Organizasyon Üsküp Cad. No: 40/34–35 Çankaya • 426 32 10 Joker Ajans 6. Cadde No:14-4 Bahçelievler • 222 90 20 Mavi Müzik Organizasyon Koza Sokak 58/5 G.O.P • 447 27 95 Mia Delicio Catering Reşit Galip Cd. Gölgeli Sk. No:12/1 GOP • 447 67 01 Mydonose Plaza Çetin Emeç Bulv. No:75 Kat:1 Öveçler•472 92 22 Pan Studio Mimar Sk. 33/B Dikmen •481 04 64 Tayy Ajans Meriç Sk. 5A-24 Beştepe • 213 31 29 Tülayca Organizasyon Farabi Sk. No: 38/5 Çankaya • 466 65 13 Sak Organizasyon Hilal Mah. Hollanda Cad. 46-A Yıldız•442 72 62 SDS Organizasyon Arjantin Cad. Boğaz Sk. 15/1 GOP • 427 77 23 Stüdyo 2001 Tunalı Hilmi Cad. No:1/A Küçükesat • 425 00 26 Talu Müzik & Organizasyon Uğur Mumcu’nun Sokağı 54/1 GOP • 437 19 07 Velo Wedding Anse AVM Çayyolu • 227 82 70 YM Wedding Plaza Turan Güneş Blv. Hollanda Cd. 7/2 • 442 82 55 Zümrüt Cinnah Cad. No: 24/A Çankaya • 427 77 02 Otomotiv Akbak Hyundai Plaza İrfan Başbuğ Cad. No:201 Hasköy • 338 24 24 Akbak Renault Plaza İrfan Başbuğ Cad. No:207 Hasköy • 338 14 14 Alkan Otomotiv Turan Güneş Bul. 17/A Çankaya • 442 15 15 Arkas Ototmotiv İstanbul Yolu 12.Km 105. Sk No1 İnönü Mah. Batıkent • 278 19 00 Doğuş Otomotiv Konya Yolu No: 179 •583 83 83 Borusan Otomotiv Esenboğa Yolu 22. Km • 840 52 52 Göral Konya Yolu No:202 Balgat • Honda Konya Yolu No:143 Balgat • 2868383 Inter Limousine Simon Bolivar cad. 3/4 • 444 99 77 MMS GRUP Araç Takip ve Filo Yönetim Bestekar Sokak 2/3 Bakanlıklar • 419 17 00 Neziroğlu Konya Yolu no: 208 Balgat • 284 52 52 Technocar Premio Cepa A.V.M. 3. Otopark Katı 3B 24 • 219 65 95 Z Otomotiv Turan Güneş Blv No:112/A-B Yıldız • 444 9 686

325


MAG fihrist İSTANBUL

Café & Restoranlar 360 İstiklal Cad. Mısır Apt. No: 311 Kat: 8 Beyoğlu 0212 251 10 42 Addres İstanbul Çiftecevizler Deresi Sk. No: 4 Şişli 0212 320 62 62 Ambassadeurs Bebek Oteli Cevdet Paşa Cad. No. 134 Bebek 0212 358 20 00 Ara Café Tomtom Mah. Tosbağa Sk. No: 8/A Galatasaray 0212 245 41 05 Aşşk Café Muallim Naci Cad. No: 170/A Kuruçeşme 0212 265 47 34 Babylon Şeyhbender Sk. No: 3 Tünel - Asmalımescit 0212 292 73 68 Banyan Abdi İpekçi Cad. No: 40/3 Nişantaşı 0212 219 60 11 - 13 Muallim Naci Cad. Salhane Sk. No:3 Ortaköy 0212 259 90 60 - 70 Bebek Balıkçı Cevdet Paşa Cad. No: 123 Bebek 0212 263 34 47 Bebek Koru Kahvesi Cevdet Paşa Cad. No: 120 Bebek 0212 287 56 07 Beşinci Kat Sıraselviler Cad. Soğancı Sk. No: 7 Cihangir 0212 293 37 74 Beymen Brasserie Abdi İpekçi Cad. No: 23/1 Nişantaşı 0212 343 04 43- 44 Beyoğlu Hayal Kahvesi İstiklâl Cad. Büyükparmakkapı Sk. No:19 Beyoğlu 0212 244 25 58 Big Chef’s Nispetiye Cad Mo:89 • 0212 263 83 53 Meşsutiyet Cad. 176 Şişhane • 0212 251 71 80 Blackk Muallim Naci Cad. No: 119 Ortaköy 0212 236 72 56 Borsa Lütfü Kırdar Kongre Merkezi Harbiye 0212 232 42 01 Brasserie Leea Abdi İpekçi Cad. No: 7/2 Nişantaşı 0212 234 79 79 Buz Abdi İpekçi Cad. No: 42/2 Nişantaşı 0212 291 00 66 Bağdat Cad. No: 269 Göztepe • 0216 368 45 46 Café Des Theatres Muallim Naci Cad. Mecidiyeköy Köprüsü Sk. No:2 Ortaköy • 0212 259 39 90 Cafe El Turco Mecidiyeköy Köprüsü Sk. No: 10 Ortaköy 0212 327 28 24 Café Smyrna Akarsu Cad. No: 29 Cihangir • 0212 244 24 66 Cafein Abdi İpekçi Cad. No: 17/1 Nişantaşı 0212 241 09 36 Casa Mia Nispetiye cad. 26/A Levent • 0212 268 09 67 Casita Mantı Nispetiye Cad. Yeni Çarşı No:5 Etiler 0212 263 70 07 Changa Sıraselviler Cad. No:87/1 Taksim 0212 249 13 48 Sushico Bağdat Cad. No: 466 Suadiye • 0216 372 75 72 İş Bankası Kuleleri Levent • 0212 279 32 22 Teşvikiye Cad. No: 133/A Nişantaşı • 0212 234 98 80 Chocolate Münir Nurettin Selçuk Cad. No: 45 Kalamış 0216 550 02 62 Eytam Cad. Harbiye Mah. No: 33 Maçka 0212 343 24 61 Çubuklu Hayal Kahvesi Ağaçlıklı Mesire Yeri A+B Çubuklu Beykoz 0216 413 68 80 Daphne Restaurant & Grill Polat Renaissance Otel Yeşilyurt Sahil Cad. No:2 0212 414 18 00 Dans Bar Nizamiye Cad. No:11/13 Taksim 0212 257 04 58 Del-Mare Restaurant

326

Kuleli Cad. No:53/4 ÇengelKöy 0216 422 57 62 Develi Kalamış Yat Limanı Fenerbahçe • 0216 418 99 00 Balık Pazarı Gümüşyüzük Sk. No: 7 Samatya 0212 529 08 23 Tepecik Yolu No: 22 Etiler • 0212 263 25 71 Divan The Plaza Hotel Balmumcu Beşiktaş 0212 216 01 49 Kuruçeşme Cad. No: 61 Kuruçeşme 0212 257 71 50 Amiral Fahri Korutürk Yat Limanı Kalamış 0216 414 57 03 Maslak Kule B Blok Meydan Sk. Ayazağa 0212 290 22 62 Kalamış Cad. No: 49 Fenerbahçe 0216 330 38 00 Doğa Balık Cihangir Akarsu Cad. No: 46 Kat: 7 Cihangir 0212 293 91 44 Erdem Kıramer Nispetiye Cad. Çamlık Sk. Çamlık Apt. No:11 D:1 0212 287 33 04 İnci Soydan Manolya Sk. No: 22/A Bebek • 0212 358 00 82 Evce İskele Cad. No: 18 Caddebostan 0216 363 10 91 Feriye Cafe Çırağan Cad. No:140 Ortaköy • 0212 227 22 17 Fishmekan Arnavutköy Cad. No: 60 Arnavutköy 0212 358 51 58 Flamm Sofyalı Sk. No: 16 Asmalımescit Mh. Beyoğlu 0212 245 76 04-05 Gaja Swissôtel The Bosphorus, İstanbul Bayıldım Cad. No: 2 Kat: 14 Maçka - Beşiktaş 0212 326 11 00 Gelik Sahil Yolu Bakırköy • 0212 560 72 28 - 89 Grissini Abdi İpekçi Cad. No:23/1 Nişantaşı 0212 231 31 42 Halat Restoran Rahmi Koç Müzesi Kumbarhane Cad. No:2 Hasköy - Sütlüce • 0212 297 66 44 Hai Sushi Divan Oteli Cumhuriyet Cad. No: 2 Elmadağ Taksim • 0212 231 41 00 Hayal Kahvesi Haldun Taner Cad. No: 11 Caddebostan 0216 467 03 87 İsmet Baba Balık Restaurant Çarşı Cad. No: 96 Kuzguncuk • 0216 553 12 32 JC’s Çırağan Cad. Radisson Sas Oteli Yanı No:48 Ortaköy • 0212 327 50 50 Kallavi Etiler Aytar Cad. No: 3 Etiler • 0212 282 70 70 Kaşıbeyaz Şenlikköy Çatal Sk. No: 17 Florya 0212 663 28 90 Kırıntı Ferit Tek Sk. No: 15/1 Moda Kadıköy 0216 346 07 70 Bağdat Cad. No: 371 Erenköy • 0216 356 64 68 Abdi İpekçi Cad. No: 32/1 Nişantaşı 0212 291 26 92 Kıyı Kefeliköy Cad. No: 126 Tarabya 0212 262 00 02 Kitchenette Kanyon AVM No: 52-53 •0212 222 43 80 Koço Moda Cad. No: 265 Kadıköy • 0216 336 07 95 Körfez Barış Manço Cad. 78 Kanlıca • 0216 413 43 14 Köşebaşı Çamlık Sk. No: 15/3 Levent • 0212 270 24 33 Fuat Paşa Cad. Kurukahveciler Sk. No:1 Kurukahveciler Köşkü Fenerbahçe 0216 363 58 56 Maçka Bronz Sk. No: 5 Maçka • 0212 234 21 73 Eski Büyükdere Cad. No: 25 Maslak 0212 285 44 44 La Maison Müvezzi Cad. No: 43 Beşiktaş • 0212 227 42 63 Laila Café Münir Nurettin Selçuk Cad. No: 74 Kalamış 0216 449 92 02 Leb-i Derya Kumbaracı Yokuşu No:57/6 Tünel - Beyoğlu 0212 293 49 89

İstiklâl Cad. No: 227 Richmond Hotel Kat: 6 Beyoğlu • 0212 243 43 75 - 76 İstiklal Cad. Rumeli Han C Blok Kat: 4 No:43 Beyoğlu • 0212 251 10 08 Levent Loft Büyükdere caddesi No:201 Levent 0212 325 54 11 Liman Lokantası Rıhtım Cad. Karaköy Yolcu Salonu No: 52/3 Kat:3 Karaköy • 0212 292 39 92 Little China Cevdet Paşa Cad. No: 55/A Bebek 0212 287 49 11 Lucca Cevdet Paşa Cad. No: 51/B Bebek 0212 257 12 55 Lulu’s Cevdet Paşa Cad. No. 69 Bebek 0212 358 25 01 Mangerie Cevdet Paşa Cad. No: 69 Bebek 0212 263 51 99 Masa İstinye İstinye Bayırı Cad. İstinye Park Alışveriş Merkezi No:486 İstinye - Sarıyer 0212 345 53 23 Mavi Balık Muallim Naci Cad. No: 64/A Kuruçeşme 0212 265 54 81 Mel’s Cevdet Paşa Cd. Vezirköşkü Sk. No: 2 Bebek 0212 257 70 40 Mercan Balık Yenimahalle Cad. No: 178 Sarıyer 0212 242 06 52 Mezzaluna Abdi İpekçi Cad. No: 34/A Nişantaşı 0212 231 31 42 Tepecik Yolu, Alkent Sitesi, Hillside City Club Etiler 0212 352 88 11 Trio Konutları, Hillside City Club Trio Kozyatağı 0216 315 54 64 Coliseum, Acarkent Beykoz • 0216 485 42 52 Suada Kuruçeşme • 0212 263 48 02 İstinye Park AVM İstinye • 0212 345 55 00 Midpoint Bağdat Cad. No: 356 Şaşkınbakkal 0212 360 40 71 Büyükdere Caddesi Kanyon 1.kat Levent 0212 353 07 70 Cevdetpaşa cad. No:39 Bebek • 0212 265 40 37 Palladium: Barbaros Mahallesi Halk Caddesi No:6, Kozyatağı • 0216 663 14 35 Abdi İpekçi Cad. No: 59 Nişantaşı 0212 219 94 01/03 Mikla The Marmara Pera Meşrutiyet Cad. No: 167/185 Beyoğlu • 0212 293 56 56 Mirror 4. Levent İş Bankası Kuleleri 3. kule Giriş kat 0212 283 63 67 Modern Alyans Nuruosmaniye Cad. Alibaba Türbe Sk. Feyzullah İş Hanı No: 21/13 • 0212 513 54 98 Nady’s Cevdetpaşa Cad. No: 24/A Bebek 0212 265 94 29 Nel’s 1. Cad. Tekeli Sk. No: 67 Arnavutköy 0212 263 57 00 Niş Abdi İpekçi Cad. Azer İş Merkezi No: 44/3 Nişantaşı • 0212 296 95 55 Nu Pera Meşrutiyet Cad. No: 145/147 Tepebaşı 0212 245 60 70 Paper Moon Nispetiye Cad. Akmerkez Residence Alt Katı Etiler 0212 282 16 16 Park Fora Muallim Naci Cad. Cemil Topuzlu Parkı içi No: 54/A Kuruçeşme • 0212 265 50 63 Park Şamdan Mim Kemal Öke Cad. No: 18 Nişantaşı 0212 225 07 10 Reina Muallim Naci Cad. No: 44 Ortaköy 0212 259 59 19 Ritz Carlton Askerocağı Cad. No:15 Kat:3 Süzer Plaza, Elmadağ, 34367 Şişli / Istanbul 0212 334 44 44 Safran Erol Dernek Sk. 11/1 Beyoğlu • 0212 251 26 24 Saklı Bahçe Ataköy 2.Kısım Çarşısı No: 14/B Ataköy

0212 661 71 72 Salomanje Atiye Sk. Belkıs Apt. No: 4/1-2 Teşvikiye 0212 327 35 77-78 Sapphire Muallim Naci Cad.No:77 Kuruçeşme / Beşiktaş 0212 258 58 23 Set Balık Haydar Aliyev Cad. No: 18 Tarabya 0212 262 04 11 She Club Sıraselviler Cad. No: 53/A Taksim 0212 292 29 17 Spazio Hyatt Regency İstanbul Taşkışla Cad. No:1 Taksim 0212 368 12 34 Stage Kore Şehitleri Cad. Deniz İş Hanı No:50 Zincirlikuyu • 0212 217 41 82 Sunset Adnan Saygun Cad. Yol Sk. No: 2 Ulus 0212 287 03 57 Tamirhane Eski Silahtarağa Elektrik Santrali Kazım Karabekir Cad. No 2/8 Haliç • 0212 311 73 09 The House Cafe Küçük Bebek Caddesi No: 4-A Bebek / İstanbul 0212 444 48 42 Cemil Topuzlu Caddesi No: 146 Caddebostan / İstanbul • 0216 368 77 64 - 84 Atiye Sokak İskece Apt. No: 10/1 Teşvikiye 0212 227 26 99 Corner: Teşvikiye Caddesi No: 146 Teşvikiye / İstanbul • 0212 327 17 74 Tünel: Asmalı Mescit No: 9/1-2 Beyoğlu / İstanbul • 0212 245 95 15 Tike Hacı Adil Cad. 4.Aralık No: 1 2. Levent 0212 281 88 71 Şair Nigâr Sk. No: 4/A Nişantaşı 0212 233 35 40 Kazım Özalp Cad. No: 58 Şaşkınbakkal 0216 467 32 47 Koçman Cad. Ziyal Plaza C Blok No: 38 Güneşli • 0212 630 59 30 Topaz İnönü Cad. Ömer Avni Mah. No: 50 Gümüşsuyu 0212 249 10 01 Tuus Teşvikiye Cad. No: 123 Teşvikiye 0212 224 81 81 Ulus29 Adnan Soygun Cad. No:1 Ulus Park İçi Etiler 0212 358 29 29 Vira Restaurant Liman Mevkii Hacı Kasım Mah. Şile-İstanbul 0216 711 31 61 Vogue Spor Cad. No: 92 BJK Plaza A Blok No: 13 Akaretler • 0212 227 44 04 Wagamama Kanyon Alışveriş Merkezi Büyükdere Cad. No: 185 Levent 0212 353 04 74 Wanna Meşrutiyet Cad. No: 151 Tepebaşı 0212 243 17 94

Diğer BNG Teşvikiye • 0 212 236 93 21 Erenköy • 0216 385 77 85 Hillside: Tepecik Yolu Alkent Sitesi Etiler / İstanbul • 0212 351 47 16 İstiklal Caddesi Mısır Apt. No:163 Beyoğlu / İstanbul • 0212 251 79 91 İstinye Park Alışveriş Merkezi No: 510 Sarıyer / İstanbul • 0212 345 62 02 Kanyon Alışveriş Merkezi No: 185 Levent / İstanbul • 0212 353 53 75 Salhane Sokak No: 1 Ortaköy / İstanbul 0212 227 26 99-39 LAMPHOUSE Levent Cd. No:44 Levent • 212 278 53 00


327


MAG fihrist İZMİR

Restoranlar 1888 Restaurant Cumhuriyet Bulvarı No:248 Alsancak 0232 421 6690 Alin’s Kıbrıs şehitleri Caddesi No:55 - Alsancak / Konak 0232 465 06 66 Altınkapı 1444 Sk. No:9/A Alsancak 0232 422 27 09 Altın Balık Bostanlı Arabalı Vapur İskelesi Üzeri Karşıyaka 0232 330 00 29 Atakent Keyif Cafe&Restaurant 2035. Sk. No:8 Atakent Yüzme Havuzu Yanı Bostanlı 0232 362 88 88 Atatepe Life Center Sakarya Cad. No:129 Balçova 0232 279 14 14 Atrium Restaurant İzmir Hilton Gazi Osman Paşa Bulvarı No:7 Pasaport 0232 441 60 60 Aula Restoran Haydar Aliyev Cad. No: 4 Karşıyaka 0232 486 51 11 Avşar Restaurant Atatürk Cad. No: 314/A Alsancak 0232 464 57 57 Balık Pişiricisi ve Veli Usta Atatürk Cad. No: 212/A Alsancak 0232 464 80 90 Boğaziçi Restaurant Cengiz Topel Cad. No: 38/B Bostanlı 0232 330 00 13 Bonjour Akdeniz Cad. No: 2 Pasaport 0232 421 05 29 Chinese Restaurant 1379 sokak Efes İş Hanı 57/A Alsancak 0232 483 00 79 Clup Ali 1469 Sk. No: 35 Alsancak 0232 421 40 48 Çamaltı Restaurant Çiçekli Köyü Orman Piknik Alanı Karşısı Bornova 0232 3775467 – 3775496 Deniz Bostanlı Restaurant 6026 Sokak No : 2 / A Denizbostanlı - Karşıyaka 0232 362 48 48 Deniz Restaurant Atatürk Cad. No:188/B 1. Kordon Alsancak 0232 464 44 99 Derya Restaurant Mustafa Kemal Sahil Blv. Vapur İskelesi Üstü Üçkuyular 0232 278 88 88 Ege Palas Panorama Ege Palas Cumhuriyet Bulvarı Alsancak 0232 463 90 90 Kımız Lokantası Çinili Köy Kırmızı Çiftliği 0232 234 52 21 Kilizman Balık Restoran Mithatpaşa Cad. No:2 Güzelbahçe 0232 234 44 90 Kısmet Restaurant 1377 Sk. No: 9 Alsancak 0232 463 38 50 Kordonboyu Balık Pişiricisi Atatürk Cad. No: 214/A Alsancak 0232 422 15 90 Köşem Restoran Dalyan Mah.Liman Cad. No:149 Çeşme 0232 724 93 93 La Folie Şehit Nevres Blv. No:5/A Alsancak 0232 463 58 58 Lamer 1444 Sk. No: 9/A Alsancak 0232 463 02 16 Le Trio 1386 Sk. No: 8/A Alsancak 0232 422 37 03 Manzara Restaurant Crowne Plaza Kat:19 İnciraltı 0232 292 13 00 Mavi Yeşil Restaurant Çeşme Otoban Girişi Karşısı Narlıdere 0232 238 77 02 Mezzaluna Konak Pier AVM Atatürk Cad. No: 19 Konak 0232 489 69 44 Pina Restaurant Gül Sk. No:32 Alsancak 0232 421 84 17 Rıhtım Restaurant&Cafe Atatürk Cad. No:19 Konak 0232 446 47 51 Ristorante Mario Plaza

328

Mavişehir Ege Park Karşıyaka 0232 324 37 34 Ristorante Pizzeria Venedik 1382 Sk. No:10/A-B Alsancak 0232 422 18 26 Sakız Restaurant&Cafe Şehit Nevresbey Bulvarı 9/A Grand Efes Swiss Hotel Convention Center Karşısı Alsancak / Konak • 0232 464 11 03 Sardunaki Restaurant Adres: Yalı Cad. No:322/1 Karşıyaka 0232 323 72 72 Şamdan Restaurant Atatürk Cad. No:192/A Alsancak 0232 421 41 89 Tike Restaurant Kazım Dirlik Mah. 372 Sk. E Blok No:24/103 Bornova 0232 388 00 81 Şehit Nevrez Bulv. No:2 - Alsancak / Konak 0232 441 71 91 - 441 96 90 Turkuaz Cafe&Restoran Bakü Bulv. No: 30 İnciraltı 0232 259 27 27 Café & Barlar Atelier Michelle Halit Ziya Bulv. No: 68/70 Alsancak 0232 446 41 40 Akvaryum Bar Büyük Efes Oteli Gaziosmanpaşa Bulvarı No:1 Çankaya 0232 484 43 00 Always Atatürk Cad. No:116 Pasaport 0232 484 11 84 Amazon Bistro – Cafe – Bar Anton Kallinger Cad. No:22 Selçuk 0232- 892 3879 Anvelo Bar Şair Eşref Bulv. No:92 Alsancak 0232 463 28 69 Asansör Ceneviz Meyhanesi Mithatpaşa Cad. Dario Moreno Sk. 0232 255 54 20 Asansör Sedir Bar Mithatpasa Cad. Dario Moreno Sk. 0232 255 54 20 Atatepe Life Center Sakarya Cad. No:129 Balçova 0232 279 14 14 Baryum Atatürk Cad. No:230 Alsancak 0232 463 49 02 Bekri Bar Grand Hotel Mercure Cumhuriyet Bulv. No:138 Alsancak 0232 489 40 90 Big Boss Atatürk Cad. No:280/A Alsancak 0232 421 12 29 Bulvar Café Yalı Cad. No:182/A Karşıyaka 0232 323 00 17 Café Biyer Doktor Mustafa Bey Cad. No:3B Alsancak 0232 464 26 28 Café Plaza Mustafa Bey Cad. No:3/A Alsancak 0232 421 35 76 Café Polen Atatürk Cad. No:222 Alsancak 0232 463 31 79 Café Reci’s 1382 Sk. No:31/A Alsancak 0232 463 8470 Café Rezine Süvari Caddesi Park Apt. No:14B Bornova 0232 342 41 76 Café Sine 1379. Sk. 57/B Alsancak 0232 446 06 37 Café Ti 1374. Sk. No: 18/C Alsancak 0232 425 33 76 Cake & Bake 1381 Sk. 4/D Alsancak 0232 463 06 25 Erzene Mah. 119/10 Sk. 1/C Bornova 0232 375 68 86 Şifne Cad. 95/A Ilıca-Çeşme 0232 723 25 47 Carnavale Atatürk Cad. No:158 Pasaport 0232 484 78 50 CeCe Bar 1471 Sokak No:14 Alsancak 0232 463 97 70 Club En Velo Şair Eşref Bulv. No: 92 Alsancak 0232 463 28 69 Coffeeco 1381 Sk. No: 5/C Alsancak 0232 464 39 96 Cumba Restaurant

İstanbul Cad. No:54 Bornova 0232 388 2850 Denizatı Atatürk Bulv. No:276 Alsancak 0232 464 18 37 Düşler Yakası Cafe Bar Adres: Kıbrıs Şehitleri Cad. 1448 Sk. No:25 Alsancak 0232 4649478 Efes Cafe&Patisserie 1379 Sk. No:19/C Alsancak 0232 421 31 33 Eko Pub Plevne Bulv. No:1 Alsancak 0232 421 44 59 Elit Café Mustafa Kemal Cad. No: 5/B Bornova 0232 373 03 56 Fil Cafe Ali Çetinkaya Bulv. No:24/ B Alsancak 0232 421 09 30 Finne Gan Cafe 2034 Sk. Bergama 2, 36/3 0232 336 79 80 Gizli Bahçe 582 Sokak No: 8/A Güzelbahçe 0232 234 13 17 Gördüm Atatürk Bulv. No:174 Pasaport 0232 464 30 63 Hanende Cumhuriyet bulvarı No:73 Pasaport/İzmir 0232 489 77 03 Has Kahve Evi Konak Pier AVM Atatürk Cad. No: 19/K 5-4 Konak 0232 445 70 12 Haşmet Bar Ege Palas Oteli Cumhuriyet Bulv. No: 210 Alsancak 0232 463 90 90 Home Store Konak Pier AVM Konak 0232 446 85 48 İl Volo Atatürk Cad. No:122/A Alsancak 0232 423 83 63 Kahve Dünyası Swiss Otel: Şehit Nevres Bulvarı No:1 Alsancak • 0232 483 12 24 – 25 Agora AVM: Mithatpaşa cad. Agora AVM No:1448-14450/A Balçova • 0232 277 81 82 Kalyon Cumhuriyet Bulv. 219/A Alsancak 0232 421 53 40 Kaos Cafe Bar Adres: 1482 Sk. No:20 Alsancak 0232 464 63 89 Kitchenette Forum Bornova E Blok 24/101 0232 339 40 09 Kybele 1453 Sokak No:28 Alsancak 0232 463 68 71 Le Café Créme Fransız Kültür Mrk. Cumhuriyet Bulv. No:152 Alsancak 0232 421 47 80 Level 9 Gaziosmanpaşa Bulvarı No:7 Hilton Otel 0232 497 60 60 Lobby Lounge İzmir Hilton Gazi Osman Paşa Bulvarı No:7 Pasaport 0232 441 60 60 Lozan Pastanesi Plevne Bulvarı No:25 Alsancak 0232 421 43 07 Mado Carrefour 0232 324 27 20 Mithatpaşa Cad. No: 1460 Balçova 0232 278 34 71 Mavi Cumhuriyet Bulv. No: 206 Alsancak 0232 463 01 94 Mexican Cafe&Bar Atatürk Caddesi 192/B Alsancak 0232 464 33 47 Naz Bar Fevzi Çakmak Cad. No:29/A Bornova 0232 339 78 06 Nostalgie 1444 Sk. No:3/A Alsancak 0232 421 44 09 Ora Kıbrıs Şehitleri 1441 Sk. No:9 Alsancak 0232 463 86 15 Outside Şehitler Cad. No:131 Alsancak 0232 421 50 93 Özsüt Kordon Atatürk Bulvarı No:190/1 Alsancak 0232 464 83 34 Park Bornova Ankara Asfaltı No: 192 Dükkan No:23

Park Bornova içi Bornova • 0232 388 05 55 Karşıyaka Yalı Caddesi No: 234 / A Karşıyaka 0232 364 57 30 Kemeraltı Anafartalar Caddesi No:125 0232 483 93 47 Papağan Yalı Cad. No:422 Karşıyaka 0232 381 95 17 Park Meydan Café Şehit Fethi Bey No:118/A Cumhuriyet Meydanı 0232 425 04 40 Punta 1469 Sk. No:26 Alsancak 0232 463 15 04 Rain Pastanesi 1378. Sk. No: 16/C Alsancak 0232 421 12 91 Reci’s 1382. Sk. No: 31/A Alsancak 0232 463 84 70 Bostanlı Cengiz Topel Cad. No:4/A Bostanlı 0232 330 30 43 Rain 1649 Sok. 79 Turan Karşıkaya 0232 327 29 29 Red&White Yalı Cad. No:424 Karşıyaka 0232 381 57 65 Reyhan Pastanesi Mustafa Bey Cad. No:24 Alsancak 0232 422 28 02 Sardunya Cafe Bar Kıbrıs Şehitleri Cad. 1482 Sk. No:11 Alsancak 0232 464 46 65 Segafredo Dr. Mustafa Bey Cad. No: 14/B Alsancak 0232 464 68 74 Sevinç Pastanesi Altçetinkaya Bulv. Mustafa Bey Cad No: 31/A Alsancak 0232 421 75 90 Sir Winston Tea House Mustafabey Cd. No: 20 /C Alsancak 0232 421 88 61 Sirena Atatürk Cad. No:194/1A Alsancak 0232 421 33 86 Sisim Atatürk Cad. No:124 Alsancak 0232 463 69 87 Sunset Cafe Atatürk Cad. Ali Çetinkaya Bul. No:2/A Alsancak 0232 463 65 49 Şütte 1383 Sk. No:6/A Alsancak 0232 463 3139 Teras Bar Cafe Yalı Cad. No:396 Karşıyaka Spor Klubü Yanı İzmir 0232 369 81 77 The Ant Club 1471 Sk. No:22 Alsancak 0232 464 30 73 Venezia Atatürk Caddesi No:210/A Alsancak 0232 422 17 50 Viran Gönüller Kahvesi Kıbrıs Şehitleri Cad. No:89/C Alsancak 0232 421 21 43 Windows On The Bay Hilton İzmir Gaziosmanpaşa Bulv. No:7 Alsancak 0232 497 60 60 Wing Stop Kazım Direk Mahallesi 372 Sok. Forum Bornova Alışveriş Merkezi D-Blok No:26 / 104 Bornova 0232 388 25 55 • 497 60 60 Winstown Cafe Bar Plevne Bulvarı No:23 Alsancak 0232 463 44 31 Diğer BNG Alsancak • 0232 463 01 16 Alaçat • 0232 716 06 29

BU SAYFALARDA BULUNMASINI İSTEDİĞİNİZ TELEFON VE ADRESLER İÇİN LÜTFEN ARAYINIZ 0312 - 428 0 444


MAG NİSAN 2011

YIL:7

SAYI:71

www.magdergi.com.tr






Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.