G E T I N S P I R ED B Y H A FS A C O L L ECT I O N
G IL A N.C O M | @G IL A NISTA NB U L
Cherry Blonde Autumn - Winter 2018 Look
pariskuafor.official
farkı yaşamak için
(312) 447 31 14 www.gureller.com.tr - Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. Alacaatlı Cad. Çayyolu Çankaya Ankara - Turan Güneş Bulv. No: 39 Çankaya Ankara
Vodafone Red’le sınırlara takılma
Gelecek heyecan verici.
Hazır mısın? * Yeni gelenlere ve faturasızdan faturalıya geçenlere, 12 ay kalma sözüyle ayda 89 TL.
10 Ekim 2018 itibarıyla bireysel yeni müşteri ve faturasızdan faturalıya geçişte 12’şer aylık 2 dönem kalma sözü ile tarifenin aylık ücreti üzerinden 30 TL indirim hakkına sahip olarak 89 TL ödeme hakkı kazanılır. İlk dönemin son fatura döneminde cayma bedeli ödenmeksizin çıkış yapılabilir. İlk dönemin son fatura döneminin son gününe dek kampanyayı sonlandıracak herhangi bir işlem olmazsa 2. dönem başlar. Kampanyadan çıkışta cayma bedeli yansır. Benim Pass’im dahilinde müşteriler Facebook, Instagram, Twitter, YouTube, Messenger, WhatsApp, Spotify, Karnaval, İzlesene, Call+ uygulamalarından maksimum 3’ünü seçip internetinden yemeden kullanabilir. Geçerlilik süresi onay SMS’iyle başlar, yurtiçinde geçerlidir, reklamlar tarifedeki internetten ücretlendirilir. 3. kişilere kullandırma, ticari amaçla veya tarifedeki internetin 5 katı kullanımda hizmet kısıtlanabilir, durdurulabilir. WhatsApp, Facebook, Messenger, Instagram’da Sesli/Görüntülü aramalar, canlı yayın, Karnaval’da televizyon kanalları hariçtir. Değişiklik hakkı Vodafone’dadır. vodafone.com.tr
Vodafone Red’liler yeni yıla ayrıcalıklı giriyor
ZUBİZU Yılbaşı Alışveriş Günleri’nde Vodafone Red’lilere özel %5 ek indirim
Gelecek heyecan verici.
Hazır mısın?
12-13 Aralık’ta Volkswagen Arena’da 12.12.2018 - 13.12.2018 tarihleri arasında Volkswagen Arena’da gerçekleşecek ZUBİZU yılbaşı günlerinde Vodafone Red ve Red Business müşterilerine özel bir kampanyadır. 500 TL’ye kadar olan harcamalarda %15 indirim, 500 TL ve üzeri harcamalarda Red’li üye sabit 75 TL indirim alabilecektir. İndirim şifreleri marka başına günde sadece bir kez kullanılabilir. Kampanya kapsamında değişiklik yapma hakkı ZUBİZU ve Vodafone’da saklıdır. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamındaki gizlilik politikamıza vftr.co/gp adresinden ulaşabilirsiniz. Detaylar: vodafone.com.tr
Tunalı Hilmi Cd. Demirdöğen İş Merkezi 98/1Çankaya T: 0312 428 24 10 • 0532 067 25 23 serapcanakcicollection
İZMİR: Favori Mobilya Duduyev Bulvarı No: 61/A Mavişehir Karşıyaka - İZMİR T.+90 232 330 11 01
İZMİR: İZMİR:Favori FavoriMobilya MobilyaDuduyev DuduyevBulvarı Bulvarı No: No:61/A 61/AMavişehir MavişehirKarşıyaka Karşıyaka--İZMİR İZMİR T.+90 T.+90232 232330 33011 1101 01
Proje: The Wings Hotel Karaköy/İstanbul | Mimarlık Ofisi: RDM’S Architects | Mimar: Erdem Şeker
Mağaza Karacakaya Caddesi No: 127 Siteler / ANKARA T: +90 312 351 48 88 - +90 312 353 03 04 • F: +90 312 348 26 71 info@livamob.com.tr
keyifli tasarÄąmlar keyifli fiyatlar
Güzel yıllar, mutlu yarınlar, gerçek dostluklar hep sizinle olsun. Mutlu Seneler!
w w w. p e o n y. c o m . t r #peonycake
LEZZETLİ BAŞLANGIÇLAR İÇİN
Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mahallesi, 2864. Caddesi & 2865 Sk. 29/F, 06810 Yenimahalle/Çankaya/Ankara G: +90 533 626 21 20 T: +90 312 240 40 48
Ankara’da Balık Keyfi
Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Ankara T: +90 312 490 20 20 seyfi.balik.ankara
seyfi.balik.ankara
KONFORUNUZ İÇİN İNCE DÜŞÜNÜLMÜŞ DETAYLAR
TrypbyWyndhamAnkara
trypwyndham
trypbywyndhamankara
TRYP BY WYNDHAM ANKARA Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Çankaya/ANKARA T: +90 312 491 77 88 - F: +90 312 491 13 31 - M: +90 552 256 77 87 www.trypankaraoran.com | info@trypankaraoran.com
editör
Yeni Başlangıçlar Beril Çavușoğlu
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
Y
eni hayaller, yeni ümitler, yaşanacak yeni mutluluklar, alınacak yeni dersler ve yaklaşan yeni bir yıl…
Yılbaşı sayımıza özel kapak çekimimizde Pera Palace’ta Farah Zeynep Abdullah ile bir araya geldik. En samimi haliyle sorularımızı yanıtlayan Farah Zeynep Abdullah’ın enerjisine hayran kaldık. Yeni yılın ışıltısını yansıtan karelere ve sohbetimize doyamayacaksınız. Cemiyetin birbirinden hoş kadınları, eşsiz zevk ve tarzlarını MAG okurları için hazırladıkları yılbaşı masalarına taşıyarak harikalar yarattılar. Bazıları evlerine konuk etti bazıları da şık mekanlarda seçtikleri ürünlerle size ilham verecek sofralar tasarladılar. Hepsinin ellerine sağlık. Alışveriş sayfalarımızda ise gece kıyafetlerinden renkli ışıltılı takılara kadar aradığınız her ürünü bulacak, yılbaşında eğlenceli ve şık konseptler yaratacaksınız. Bu ayki büyükelçi röportajımızı Türk ve Lüksemburg halklarını yakınlaştırmak için yaratıcı adımlar atan Lüksemburg Büyük Dukalığı’nın Türkiye’deki başarılı Büyükelçisi Georges Faber ve ülkemizde yeni dostlar edinmekte son derece başarılı zarif eşi Barbara Faber-Mohr ile gerçekleştirdik. Yazarımız İpek Gençer bizleri Malay Yarımadası’nın güney ucunda yer alan Singapur’a güzel bir yolculuğa çıkartıyor. Yılbaşını orada geçirmek isteyen okurlarımız için güzel bir alternatif ve rehber olabilir. MAG PR bu ay yine unutulmaz işlere imza attı. Ünlü stilist ve moda editörü Mert Aslan geçmişten güç aldığı moda ikonlarından Nico, Betty Catroux ve Donatella Versace tarzı 2018-19 Sonbahar-Kış adL‘‘Night Zoom Styled By Mert Aslan’’ koleksiyonunu Türkiye’de bulunan en büyük adL Mağazası olan Cepa AVM’de MAG PR desteği ile tanıttı. Yüksek kalitede, elde tamamlanmış birbirinden şık tasarımlı mücevherler ile dünyanın dört bir yanındaki mağazalarıyla kullanıcıları büyüleyen Pandora, Panora AVM’de açtığı yeni mağazası ile göz kamaştırdı. Gelelim Aralık Ayı’nın en önemli etkinliğine… MAGical Night ile şehrin ve belki de ülkemizin en şık, en sihirli akşamında binlerce dostumuzla birlikte coşkumuzu paylaşmayı heyecanla bekliyoruz… MAG Ailesi adına unutulmaz bir yılbaşı geçirmenizi diliyorum. Her gününüz bir öncekinden daha güzel olsun… Çok Sevgiler
ARALIK 2018 YIL:15 SAYI:155 FİYAT:15 TL mag medya ltd. şti. adına imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü
CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr genel yayın yönetmeni
BERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr görsel yayın yönetmeni
ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr yayın yönetmeni
TUĞÇE UZUN tugce@magmedya.com.tr kreatif direktör
SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr grafik tasarım
MERVE AYDIN merve@magmedya.com.tr BURCU NALÇINKAYA DUMAN burcu@magmedya.com.tr haber ve foto muhabiri
ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr SİNAN ÖZÜDOĞRU sinan@magmedya.com.tr istanbul temsilcisi
ERSİN AL ersin@magmedya.com.tr iletişim direktörü
DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr iletişim uzmanı
DİLARA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr yazarlar
türü
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN mag isim ve yayın hakkı mag medya ltd. şti.’ne aittir. dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı mag’a aittir. izin alınmadan kullanılamaz. yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. idare merkezi kaptanpaşa sokak no: 33-b g.o.p. ankara tel: +90312 428 0 444
ARDA SAYINER AYLİN YILDIZ İDİL FIRAT HAMİYET AKPINAR ÖZGÜR AKSUNA NUSRET CÖMERT İPEK GENÇER SELAHATTİN DÖNMEZ TUĞÇE İNAL reklam müdürü
ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr
Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx)
reklam ve halkla ilişkiler
FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr mali işler koordinatörü
TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr yayın hukuk danışmanı
MAG’a abone olmak çok kolay...
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş
AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU
Basım Tarihi 29.11.2018 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
Sheer Driving Pleasure
YENİ BMW X2. İlham verici tasarımı ve sınıfında benzersiz performansıyla yeni maceralar sizi bekliyor. Şimdi BMW X2 zamanı.
Borusan Oto Balgat Borusan Otomotiv BMW Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi Mevlana Bulvarı (Konya Yolu) No: 181/A Balgat - Ankara Tel: (0312) 253 33 33 Borusan Oto Esenboğa Borusan Otomotiv BMW Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi Esenboğa Yolu 22. Km. Akyurt / Ankara Tel: (0312) 840 52 52
72 254 72 IRMAK Akalın ile Hasan Can Tanış’ın İstanbul Le Meridien Otel’de gerçekleşen görkemli düğün töreninden kareler... 78 GÜLCE Aydın ve Tamer Ay çiftinin JW Marriott Otel’de gerçekleşen rüya gibi bir düğününden özel görüntüler... 88 PANORA Alışveriş Merkezi’nde objektiflerimize kimler takıldı?
174 KENDİ masalının kahramanı başarılı oyuncu Farah Zeynep Abdullah ile Pera Palace Hotel’in büyülü atmosferinde gerçekleştirdiğimiz kapak çekimimizden çok özel kareler...
174 112 80 yıldır modanın öncüsü olan Vakko’nun, Atakule şubesinin açılış organizasyonundan göz kamaştıran detaylar... 134 CANSIN Çetinkaya ile Kanada’da yatırım trendleri...
254 YILBAŞI trendlerini cemiyet hayatının tanınmış isimlerinden dinliyoruz... 274 CEMİYET hayatının şıklıklarıyla ön planda olan isimlerinin yeni yılı karşılayacakları göz alıcı sofraları...
340 308 YAZARIMIZ Melike Gökçe’nin Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber ve zarif eşi Barbara FaberMohr ile keyifli röportajı... 324 5 KAFADAR Candaş Tolga Işık, Can Yılmaz, Zafer Algöz, Cem Davran ve Celil Nalçakan ile Ankara Komedi Festivali kapsamında geldikleri Ankara’da, kahkahalara doyamayacağınız bir röportaj... 340 SEMPATİK oyuncu Ceren Yalazoğlu Karakoç ile içinizi ısıtacak sıcacık bir sohbet...
style DOLCE&GABBANA 2018-19 SONBAHAR KIŞ
Seda Çavușoğlu
seda@magmedya.com.tr
BOTTEGA VENETA ÇANTA $3.000
CHRISTIAN LOUBOUTIN AYAKKABI $1.295
STORKS KÜPE
AQUAZZURA AYAKKABI €495
JENNY PACKHAM ELBİSE €6.300
ATELIER MINYON YÜZÜK
Gecenin Yıldızı Yeni yıl gecesinin klasikleșen renklerinde, ıșıldayan tasarımlarla gecenin yıldızı olun... 64
SOLEM KÜPE
AMRAPALI YÜZÜK €50.580
DOLCE&GABBANA ÇANTA $3.795
ELIE SAAB ELBİSE $4.900
TEMPERLEY LONDON ELBİSE $2.277
style
DIOR HOMME GÖZLÜK £255
MARNI SÜVETER £329 C
M
Y
DOLCE&GABBANA CEKET £1.060
CM
GUCCI KEMER £197
CY
CMY
VERSACE 2018 SONBAHAR KIŞ
FENDI PANTOLON £417
K
Farklı ve Gösterişli Fark yaratan ve gösteriși seven erkekler... Bu sezon tüm gözler sizin üzerinizde olacak! 66
MY
BEYMEN PS BY PAUL SMITH BOT 2.795
VERSACE £1.125
MARY KATRANTZOU ELBİSE €2.240
BALMAIN 2018-19 SONBAHAR KIŞ
style HALPERN BLUZ €2.240
NAEEM KHAN CEKET €5.697
ATELIER MINYON BİLEKLİK
SAINT LAURENT KÜPE 219.808
DOLCE&GABBANA ÇANTA $3.795
SAINT LAURENT AYAKKABI $1.295
STORKS YÜZÜK
Yılbaşı Parıltıları
Dünyaca ünlü modacıların, kristal parıltılarıyla donatılan tasarımlarıyla Yılbașı partilerinde etrafınıza ıșık saçın... 68
NAEEM KHAN PANTOLON €5.427
JIMMY CHOO AYAKKABI $775
SOLEM YÜZÜK
ELIE SAAB ETEK €4.350
style MONCLER GRENOBLE 2018-19 SONBAHAR KIŞ
BRUMAL MONT €1.800
P.E NATION MONT €550
PERFECT MOMENT KAZAK $271
FENDI GÖZLÜK $630
FENDI KAYAK PANTOLONU $890
MONCLER GRENOBLE ELDİVEN $595
70
Isıtan Renkler Kayak zamanı yaklaștı! Ruhunuzun renkleriyle soğuklara meydan okuyun! FENDI KAR BOTU $850
PERFECT MOMENT TULUM $550
düğün
Romantik Düğün Irmak Akalın ile Hasan Can Tanış’ın İstanbul Le Meridien Otel’de gerçekleşen görkemli düğün töreni İstanbul ve Ankara cemiyetini buluşturdu. Sevinç Akalın ve iş adamı Önder Akalın’ın kızları avukat Irmak Akalın ile Tekışık Eğitim Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Işık Tekışık ile iş adamı Deniz Tanış’ın oğulları Arçelik Bayi Yönetmeni Hasan Can Tanış’ın düğünleri İstanbul Le Meridien Oteli’nde yapılan görkemli düğünle gerçekleşti. Genç çiftin nikah şahitlerini Ömer Sabancı ve Ertuğrul Akalın üstlendi. Lavin Organizasyon tarafından gerçekleştirilen şık ve görkemli düğün törenine İstanbul ve Ankara’dan çok sayıda davetli katıldı. Çift düğünün ardından balayı için rotasını Roma ve Venedik’e çevirdi.
72
düğün
ÖNDER AKALIN, IȘIK TEKIȘIK, IRMAK AKALIN, HASAN CAN TANIȘ, SEVİM AKALIN, DENİZ TANIȘ
74
ZEYNEP KÖKSALAN
Son zamanların çok konușulan ve beğenilen çifti Hacı Sabancı ve Nazlı Kayı, șıklıkları ve uyumlarıyla dikkatleri üzerlerine çektiler.
HACI SABANCI, ZEYNEP NAZLI KAYI
OKȘAN-MEHMET GÜL
düğün
FERAHNAZ KAPOĞLU, SEMRA KULİ, TOLGA-MELİKE YARDIMCI, HANDE TURAN
76
Düğüne İstanbul cemiyetinin yanı sıra Ankara cemiyetinden de birçok tanınmıș isim katıldı. MURAT-ELİF BAȘMAN
FÜSUN ȘENER
IȘIK TEKIȘIK, ARZU SABANCI
düğün
Düğünde Tropikal Esintiler İş adamı Tamer Ay ve Gülce Aydın JW Marriott Otel’de gerçekleşen rüya gibi bir düğünle dünyaevine girdiler. Ankaragücü Eski Başkanı Cemal Aydın ve Ankara sosyal yaşamının önde gelen isimlerinden Gülennur Aydın çiftinin kızı Gülce Aydın ve iş adamı Tamer Ay, JW. Marriott Otel’de gerçekleşen rüya gibi bir düğünle dünyaevine girdiler. Sürprizlerle dolu bir tanışma hikayesinin ardından kısa süre önce aile arasında nişanlanan çift JW Marriott Otel’de düzenlenen bir düğünle hayatlarını birleştirdi. Düğünün organizasyonunu SAK Organizasyon üstlenirken gelin Gülce Aydın, geceye özel üç ayrı gelinlik giydi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren düğünde Aydın ve Ay ailesini dostları ve sevenleri yalnız bırakmadı.
78
düğün
ENGİN-FİLİZ AKIN SU, CEM-AYȘEGÜL AYDIN
80
Gelinin annesi Gülennur Aydın her zamanki gibi zarafetiyle göz doldurdu. GÜLENNUR-CEMEL AYDIN
SİBEL HELVACIOĞLU
ZAFER-AHMET ÇAVUȘOĞLU
düğün
ȘERMİN ALDEMİR, BARAN YAZICI
82
MUHARREM-NAZ AYDIN ESKİYAPAN
MERVE KALEMCİ EYÜPOĞLU
Bir ay önce Muharrem Eskiyapan ile hayatını birleștiren gelinin kız kardeși Naz Aydın Eskiyapan da șıklığıyla büyüledi.
NEȘE AYKUT
BARIȘ-DİDE ÖZÇELİK
SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU
düğün
IȘIN-EFEHAN KUȘAKLIOĞLU
AYȘE YILDIZ
FAİK-HÜLYA TOPÇUOĞLU KURAL
Zarafetiyle göz dolduran Aylin Özal davete, șifon payet vizon rengi bir elbiseyle katıldı. 84
BERİL ÇAVUȘOĞLU
AYLİN-CAZIM ÖZAL
LALE-ENİS ARPACI
düğün
AYSEL KAVACIKLI
86
ENGİN-NESLİHAN AKCAN
OĞULCAN-MELTEM ERTÜRK
Tropik konseptli düğün, Alper-Begüm Kendirli’nin sahip olduğu Sak Organizasyon tarafından yapıldı. ORBAY-NAZLI GÜR DEMİR
BEGÜM AKIȘ
ALPER-BEGÜM KENDİRLİ
Nesiller boyu, güvenilir, göz alıcı, zarif tasarımlarıyla 19 yıldır sizlerle...
Tülay Erciyas Kaya’dan Işıldayan Tasarımlar Atatürk Bulvarı No: 67/88 Çankaya/Ankara T: (0312) 434 0727 www.aquamucevher.com AQUA_MUCEVHERAT
Gülnur Aktan Buluşma İçin Panora’da Ankara sosyal yaşamının sevilen isimlerinden Gülnur Aktan, yakın arkadaşı Nazlı Gür Demir ile buluşmak için Panora’ya geldi. Buluşma öncesinde Fatima’da tatlı yiyen Gülnur Hanım, objektiflerimize poz vermeyi ihmal etmedi.
Luigi-Stefania Mattiolo Büyükelçi ve Eşi Panora’ya Geldi İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo ve zarif eşi Stefania Mattiolo, hafta sonu için Panora’yı tercih edenler arasındaydı. W Collection mağazasından takım elbise alışverişi yapan Elçi Mattiolo, eşiyle birlikte Godiva’ya geçerek kahve içti.
88
Müşerref Aydın Tarzıyla Dikkat Çekti Başarılı akademisyen Müşerref Aydın, Panora’da görüntülediklerimiz arasındaydı. Şıklığıyla dikkatleri üzerine çeken Müşerref Hanım, Tommy Hilfiger mağazasından yaptığı alışverişin ardından, Zara’ya uğrayarak sezon alışverişine devam etti ve objektiflerimize gülümsemeyi de ihmal etmedi.
Mert Aslan Etkinlik Öncesi Kahve İçti Ünlü modacı Mert Aslan’ı, Machka’da düzenlenen etkinlik öncesi geldiği Starbucks’ta görüntüledik. Konuşmacı olduğu etkinlik öncesi son hazırlıklarını tamamlayan ve kahvesini içen Mert Bey, etkinliğe geçmeden önce objektiflerimize gülümsemeyi ihmal etmedi.
90
Kavaklıdere Mahallesi, İran Cad. Karum İş Ve Alışveriş Merkezi No:21 D:78, 06700 Çankaya/Ankara T: +90 312 467 00 00 www.hamikuyumculuk.com
Figen Erdem Davet Öncesi Panora’da Başkent cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Figen Erdem, katılacağı bir davet öncesi Panora’ya geldi. Her zamanki şık görüntüsüyle dikkatleri üstüne çeken Erdem, mücevher ve takı mağazalarını gezerek ürünlere göz attıktan sonra davete geçmek için Panora’dan ayrıldı.
Özgür İncesu Yoğun İş Temposuna Panora Arası İncesu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Özgür İncesu, işlerine kısa bir ara vermek için Panora’ya geldi. Dinlenme sürecinde olmasına rağmen, bir yandan telefon işleriyle ilgilendiğini belirten Özgür Bey, turunun ardından Uludağ Kebap’ta yemek yedi.
92
Mustafa Mert Koç Uludağ’da Dostlarıyla Akşam Yemeği Genç oyuncu Mustafa Mert Koç, Panora’da rastladıklarımız arasındaydı. Aracını valeye vererek dostlarıyla akşam yemeği yemek için Uludağ Kebap’a geçen Koç, uzun süre arkadaşlarıyla vakit geçirdi. Mustafa Bey, keyifli sohbetin ardından havaalanına geçmek için AVM’den ayrıldı.
Burcu Baydar Alışveriş Sonrası Yorgunluk Attı Cemiyet hayatının önde gelen isimlerimden Burcu Baydar, Rolex’ten alışveriş yapmak için Panora’ya geldi. Rolex’e gitmeden önce kameralarımıza gülümseyerek poz veren Burcu Hanım, uzun süren alışverişinin ardından Happy Moon’s’a geçerek öğle yemeği yedi.
Roberto Betancourt Ekvator Büyükelçisi Panora’da Ekvator’un Ankara Büyükelçisi Roberto Betancourt, “Ekvator Gülleri” adlı etkinliğe ev sahipliği yapmak için Panora’ya geldi. Düzenlenecek etkinlik öncesi hazırlıkları kontrol eden Büyükelçi, objektiflerimize böyle yansıdı.
Zeynep Köksalan-Füsun Şener Birlikte Hafta Sonu Turu Ankara cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Zeynep Köksalan ve Füsun Şener, hafta sonunu Panora’da geçirenler arasındalardı. Birlikte alışveriş yapan yakın arkadaşlar, alışverişlerinin ardından Midpoint’e geçerek gelecek çalışmaları hakkında konuştular. Uzun süre MidPoint’te oturan ikili AVM’den de birlikte ayrıldı.
94
Burcu Yörübulut Paris Kuaför’e Geldi Ankara Acıbadem Hastanesi Başhekimi Mehmet Yörübulut’un eşi ve cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Burcu Yörübulut’u, çocuklarını okula bıraktıktan sonra geldiği Panora’da görüntüledik. Paris Kuaför’e gelerek bakım yaptıran Burcu Hanım, sezon ürünlerine kısaca göz gezdirdikten sonra evinin yolunu tuttu.
Esra Kavakçı Godiva’da Dostlarıyla Buluştu Solem Jewellery markasının sahibi Esra Kavakçı, Panora’da rastladıklarımız arasındaydı. Godiva’da arkadaşlarıyla buluşmaya geldiğini belirten Esra Hanım, Panora’ya sık sık geldiğini belirtti. Başarılı iş kadını Panora’dan ayrılmadan önce objektiflerimize böyle yansıdı.
Aslıhan Bezcier İşlerin Ardından Kahve Keyfi Uğur Saat Yönetim Kurulu Üyesi Aslıhan Bezcier, işlerini kontrol etmek için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ne geldi. İşlerini hallettikten sonra Godiva’ya geçerek arkadaşlarıyla buluşan Aslıhan Hanım, kahve keyfi yaptı.
Tuğçe Erdem Paris Kuaför’de Bakım Saati Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Tuğçe Erdem’i Paris Kuaför’den çıkarken görüntüledik. Tuğçe Hanım, kahve eşliğinde kuaförde geçirdiği zamanın ardından kısa bir Panora turu yapmayı ihmal etmedi.
96
Shazsa Syrus Sefirenin Panora Turu Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Mohammed Syrus’un zarif eşi Shazsa Syrus, alışveriş için Panora’ya geldi. Tek başına AVM’yi gezen Shazsa Syrus, alışveriş yapmak için Brandroom mağazasına geçmeden önce objektiflerimize yansıdı. Sefire, alışverişinin ardından konutuna dönmek için Panora’dan ayrıldı.
Sefa Çol Toplantı Sonrası Panora’da Ankara’nın başarılı iş adamlarından Sefa Çol, iş toplantısının ardından Panora’ya geldi. Yorgunluğunu atmak için kahve içmeye geçen Çol, uzun süre Tribeca’da dinlendi. Ardından mont almak için AVM turuna başlayan Sefa Bey, Beymen’den alışveriş yaptı.
98
Ebru Yılmazer Ayakkabı Alışverişine Geldi ABC Grup markasının sahibi Ebru Yılmazer, ayakkabı alışverişi için Panora’ya geldi. Sırasıyla Beymen, Burberry ve Brandroom’a bakan Ebru Hanım, aldığı ayakkabılarını, valeye verdiği aracına bırakarak AVM turuna devam etti. Bir süre daha Panora’da gezen Yılmazer, Happy Moon’s’da kahve içti.
Esra Demir Yıldırım Dostlarıyla Godiva’daydı Başkent cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Esra Demir Yıldırım, dostlarıyla buluşmak için Godiva’yı tercih etti. Dostlarıyla uzun süre sohbet ederek keyifli dakikalar geçiren Yıldırım, ardından vitrinlere bakarak kısa bir AVM turu yaptı.
100
Arjantin Caddesi No: 15/8 G.O.P. / ANKARA - Tel: +90 312 441 77 07 Gsm: +90 532 223 00 77 +90 532 707 81 67 www.777organizasyon.com.tr www.777organizasyonblog.com
tulaykaya777
@777organizasyon
777 Organizasyon, Ajans Ve Menajerlik
Jose Gregorio Bracho Reyes Etkinlik İçin Panora’da Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Jose Gregorio Bracho Reyes, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen bir etkinlik için Panora’ya geldi. Etkinliğin ardından, kahve öncesi rastladığımız Büyükelçi, objektiflerimize böyle yansıdı.
Hülya Topçuoğlu Kural Eşine Hediye Aldı Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Hülya Topçuoğlu Kural, Panora AVM’ye gelerek eşine hediye aldı. Yılbaşı için hediye baktığını belirten Hülya Hanım, eşine Hugo Boss’tan gömlek aldı. Kural, eşine aldığı hediyenin ardından arkadaşlarının yanına geçmek için AVM’den ayrıldı.
102
Neslihan Aktepe Paşabahçe’ye Geldi Başarılı diyetisyen ve cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Neslihan Aktepe, kliniğine dekoratif objeler almak için Paşabahçe’ye geldi. Sevdiklerine yılbaşı hediyesi de alacağını belirten Aktepe, alışverişin ardından arkadaşlarıyla beş çayı içmek için Fatima’ya geçti.
Sibel Topçuoğlu Dedeoğlu Tek Başına Panora Turu Başkent cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Sibel Topçuoğlu Dedeoğlu’nu tek başına geldiği Panora’da görüntüledik. Fatima’nın pop-up standına uğrayarak kahve içen Sibel Hanım, AVM’den ayrılmadan önce arkadaşlarına hediye etmek için çikolata almayı da ihmal etmedi.
Serpil Artukmaç Dostlarıyla Vakit Geçirdi Başkent cemiyet hayatının sevilen isimlerinden iş adamı Tarık Artukmaç’ın zarif eşi Serpil Artukmaç, arkadaşlarıyla buluşmak için Panora AVM’ye geldi. Dostlarıyla buluşarak kahve içen Serpil Hanım, arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra bir süre alışveriş turu yaptı.
Berdan Mardini Ünlü Şarkıcının Alışveriş Turu Panora’ya gelenler arasında ünlü şarkıcı Berdan Mardini de vardı. Konserlerinin devam ettiğini ve bu yoğunluktan memnun olduğunu beliren Mardini, Beymen’de uzun süre alışveriş yaptı. Ardından provaya geçmek için hızlı adımlarla AVM’den ayrılan Berdan Bey, objektiflerimize böyle yansıdı.
104
Evren Barutçu Toplantı Öncesi Alışveriş Başkentli iş adamı Evren Barutçu, iş toplantısı için Panora Alışveriş Merkezi’ne geldi. Toplantı öncesinde kısa bir vakti olduğunu ve vaktini alışveriş yaparak geçireceğini belirten Barutçu, NetWork mağazasına giderek ayakkabı alışverişi yaptı. Ardından toplantısı için Günaydın Steakhouse’a geçen Evren Bey, toplantısının ardından aracını valeden alarak AVM’den ayrıldı.
Fulya Sezen Gültekinoğlu Seyahat Öncesinde Alışveriş Yaptı Başarılı modacı ve sunucu Fulya Sezen, çıkacağı İstanbul yolcuğu öncesinde Panora AVM’ye geldi. Beymen Club mağazasına girmeden önce rastladığımız Fulya Hanım, sezonun yoğunluğundan bahsederek, hızlıca alışverişini yaptı. Evinde son hazırlıklarını tamamlayıp havaalanına geçeceğini belirten Sezen, AVM’den ayrıldı.
Nevra Tuncer Hazırlıkları Yerinde Kontrol Etti Barners mağazasının sahibi Nevra Tuncer, Yılbaşı öncesi hazırlıkları kontrol etmek için Panora’da bulunan mağazasına geldi. Uzun süren çalışmaların ardından Happy Moon’s’a geçen Nevra Hanım, arkadaşlarıyla buluşarak kahve içti.
Ceyda Gürsel Sabah Kahvesi İçti Ankara sosyal yaşamının tanınan isimlerinden Ceyda Gürsel, sabah kahvesi içmek için Happy Moon’s’a geldi. Günün erken saatlerinde AVM’ye gelerek kahve içip alışveriş yapmayı tercih ettiğini beliren Gürsel, Mac’e uğrayarak kozmetik alışverişi yaptıktan sonra AVM’den ayrıldı.
106
Başarı Momentum‘ la başlar.
Öğrencilerin 4.sınıftan 12.sınıfa kadar okul başarısını arttırıyoruz.
Öğrenci koçluğu ile hep bir adım önde olun!
Sınavlarda zaman yönetimi ve stres yönetimini öğretiyoruz.
Kişiye özel ders çalışma programları hazırlıyoruz.
Düzenli ve verimli ders çalışmayı öğretiyoruz.
Öğrencilerin ihtiyaçlarına yönelik birebir özel dersler veriyoruz.
%100 başarı garantisi veriyoruz.
Simon Bolivar Caddesi 4.Basın Sitesi A Blok Kat:1 No:1 Yıldız/Çankaya ANKARA T: +90-530 081 06 66 - +90-312 440 58 86 www.momentumkocluk.com • info@momentumkocluk.com
Eda Günday Sonbahar-Kış Alışverişi İçin Beymen’i Seçti Sosyal yaşamın tanınan isimlerinden Eda Günday, Panora’da objektiflerimize yansıyanlar arasındaydı. Yeni sezon ürünlerine göz gezdirirken denk geldiğimiz Eda Hanım, sonbahar/kış sezonunda özellikle Beymen’i tercih ettiğini belirtirken, turunun ardından AVM’den ayrıldı.
Sinan Albayrak Sinema İçin Panora’da Başarılı oyuncu Sinan Albayrak, vizyona yeni giren Bohemian Rhapsody filmini izlemek için Panora’ya geldi. Tek başına izlediği filmlerden daha çok keyif aldığını belirten Albayrak, seans saatini beklerken kısa bir Panora turu yaptı.
108
Esra Arat Öğle Yemeğine Geldi Mutlu Adımlar Anaokulu Kurucusu ve cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Esra Arat, öğle yemeği yemek ve alışveriş turu yapmak için Panora’ya geldi. Kısa süre içerisinde Günaydın Steakhouse’da yemek yiyerek, alışveriş yapan Esra Hanım, objektiflerimize gülümsemeyi ihmal etmedi.
Ezgi Şenler Güzel Oyuncunun Panora Turu Bodrum Masalı dizisiyle ünlenen güzel oyuncu Ezgi Şenler, hafta sonunu değerlendirmek için Panora’ya gelenler arasındaydı. Nike mağazasından alışveriş yapan genç oyuncu, yeni projeler için görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, arkadaşlarıyla kahve içmek için Midpoint’e geçti.
davet
ALİ BAȘMAN
LEYLA KÖSE, TUĞBA EJDER, FETHİ YAȘAR, AYȘEGÜL TAȘAR
KÜRȘAT TÜZMEN
Vakko Atakule Renkli Bir Davetle Açıldı 80 yıldır modanın öncüsü olan Vakko, yaşamın her alanını kapsayan lüksü Atakule’ye taşıdı. Lüksü hayat tarzına yansıtan Vakko, yaşam stilini tamamlayan ürünleri ve servisleriyle Ankara’da yeni bir dünyanın kapılarını araladı. Vakko Yönetim Kurulu Başkanı Cem Hakko ve eşi Ronit Hakko ile Vakko Holding CEO’su Jaklin Güner’in ev sahipliğindeki geceye, Cumhurbaşkanı Baş Danışmanı Fecir Alptekin, AK Parti Ankara Milletvekili Barış Aydın, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Murat-Zeynep Tarman, Kürşad Tüzmen, Hande Fırat Özvardar, Sanem-Volkan Büyükhanlı, Mehmet Arpacı, Ömer İçkale, Neşe Boysanoğlu, Ali Başman, Duriye-Nejat Arseven, Zerrin Arbaş, Zeynep Köksal Yaykıran ve Emrah Yaykıran, Şebnem Bursalı gibi iş ve bürokrasi dünyasının önde gelen isimleri katıldı.
112
RONİT-CEM HAKKO
JAKLİN GÜNER
G A L L E R I A | K E N T PA R K | KA PA L I Ç A R Ş I
davet
ARZU BAYTAR, CAMILLO PIROZZI
114
ZEYNEP BORA
VEYSEL-HÜLYA DEMİRCİ
Atakule AVM’de yapılan açılıșa Ankara iș ve sosyal yașamından birçok isim katıldı. ZEYNEP TARMAN, CEYDA ÇANKIRI, MURAT TARMAN
DÜRİYE-NEJAT ARSEVEN
LARISSA LUTKOVA TÜRKKAN
SANEM-VOLKAN BÜYÜKHANLI
TÜRKER-DEMET NASLI
NAZ KAPLAN
SİBEL ALAÇAM, SORİYA YENİGÜN, ELA KONAY
HAKAN ERKAN
SELVER YAZAR ÇINAR
davet
TEYFİK-BERNA KÖPRÜLÜ
GÜLAY MALKOÇ
FUNDA EREN, HÜLYA YAVUZ
MEHMET ARPACI
116 magdergi.com.tr
Açılıșa özel ikramların bulundığu davette konuklar leziz ikramların tadına baktı. BURCU ERÇİN
SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU
GÜLİN DÖKMECİ
Adres: 32. Sokak Numara: 12/F Ostim / Ankara Telefon: 312 395 44 42 Gsm: 0533 467 41 42 www.serhanilce.com.tr Serhanilce_ferforje www.serhanilce.com
davet
KEVSER-HANDE BABACAN
118
MEMNUNE-OSMAN-ELİF KARAGÖZ
KEMAL-GÜL ERDOĞAN, EZGİ UZUNÖZ
NİLGÜN-CEM YAZICI
NEȘE BOYSANOĞLU
MUSTAFA-TANSU GÜRSOY
SİBEL HELVACIOĞLU, ZEYNEP KÖKSALAN
CANAN-TAȘKIN HAȘEMOĞLU
ÖMER İÇKALE
Geceye iș dünyasının yanı sıra Ankara Bürokrasi hayatından da birçok davetli katıldı. AYÇA-İBRAHİM AYDIN
BENGİSU ACAR
BERİL ÇAVUȘOĞLU
davet
FAİK-HÜLYA TOPÇUOĞLU KURAL
ÖMER-PINAR ÇAVUȘOĞLU
ASLI TAN
Açılıșa özel bir konseptle hazırlanan mankenler gecede ilgi odağı oldu. 120
AYNAZ ÖZKAȘIKÇI
ERGÜN-DOĞAL KALAÇ
KEMAL-GÜL MURATOĞLU
ARZU KOLOĞLU, LATİFE ÖZDEMİR,ÇINAR ALTUN
HANDE FIRAT ÖZVARDAR
ALEV KARATAY
ÖZGE-ALİ ÇAVUȘOĞLU
BARIȘ AYDIN
AYÇA ÜNAL
davet
EMİNE ERSAN
122
MAHMURE-SÜREYYA ÜZMEZ
FECİR ALPTEKİN
BETÜL AKMAN
Katılımın yoğun olduğu gecede konuklar bol bol alıșveriș yapmayı ihmal etmedi. HUBAN AYȘEM
BATUHAN AYDIN
AYȘE KAPLAN
KEMAL-TUĞÇE İNAL
Hassas Kadın Kalbi
G
İDİL İMAMOĞLU
enellikle erkeklerle bağdaştırılan kalp krizleri ve kardiyovasküler hastalıklar, kadınlar için de son derece önemli. Kadınlarda görülen kalp krizi, erkeklere göre 1,5 kat daha ölümcül. Bunun altında yatan nedenlerden biri, kadınlarda kalp krizi belirtilerinin önceden görülmemesi ve sağlık kurumlarına başvuruda gecikilmesi olarak gösteriliyor. Kalp damar hastalıkları açısından en önemli risk faktörleri olarak; sigara kullanımı, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği, beslenme, fiziksel aktivite azlığı ve bunlara bağlı gelişebilen obezite, diyabet ve metabolik sendrom ön plana çıkmaktadır. Sigara Kullanımı: Sigara kullanan kadınlarda kardiyovasküler hastalıklara bağlı ölüm riski, erkeklere göre daha yüksek bulunmuştur. Kadınların doğum kontrol hapı kullanmaları ile beraber sigara tüketimi de kalp krizi riskini artırmaktadır. Pasif içiciliğin de normal sigara kullanımı kadar zararlı olduğunu vurgulamak lazım. Hipertansiyon: Hipertansiyon, kalp hastalıkları riski açısından kadın ve erkek arasında bir fark yaratmamaktadır. Ancak obezite, kişide hipertansiyon gelişme olasılığını %30’dan daha fazla artırıyor. Bireylerin bel/kalça oranı arttıkça kan basıncı da artıyor. Sağlıklı bel/kalça oranı kadınlarda 0,8’in, erkeklerde ise 1’in altı olarak kabul ediliyor. Ayrıca tuz tüketimine de dikkat edilmeli, günlük tüketimin 6 gramı geçmemesi gerekiyor. Diyabet (Şeker Hastalığı): Şeker hastalığı olan kişilerde, koroner arter hastalığı erkeklerde 2-3 kat, kadınlarda ise (menopoz döneminden bağımsız olarak) 4-6 kat daha yüksektir.
advertorial
Kolesterol Yüksekliği: Kolesterol yüksekliğinde LDL kolesterolün kardiyovasküler hastalık riski üzerine etkisi büyüktür. Beslenme biçimi, özel nitelikli bazı besinlerin diyete dahil olup olmadığı ve beslenme desteklerinin kardiyovaskiler hastalıklardan korunmada önemi büyüktür. Yapılan çalışmalar, Akdeniz Diyeti, düşük yağlı ve karbonhidratlı diyet veya DASH diyeti gibi diyetlerin kardiyovasküler hastalıklar üzerine olumlu etkilerinin olabildiğini göstermiştir. Aynı beslenme biçimini herkese uygulamak mümkün değildir. Beslenme tedavisinin, bir yaşam şekli haline gelmesi çok önemlidir. Tam Tahıllar ve Diyet Lifi: Tam tahıllarda tahılın sadece endospermi değil, endospermin dış kısmı da kullanılmaktadır. Tam buğdaylar, yabani pirinç, sorgum, teff tohumu, yulaf ve çavdar örnek olarak verilebilir. Diyet lifi ise, besinlerin emilmeyen kısımlarını oluşturmaktadır ve polisakkarit yapıdadır. Sebzeler, meyveler, tam
Yeni yılın, kalbinizi çok mutlu etmesi dileğiyle kadın kalbinden ve kalp sağlığımızı korumak için nasıl beslenmemiz gerektiğinden bahsetmek istiyorum.
tahıl taneleri ve kuru baklagiller sindirilmeyen diyet liflerinden zengindir. Yapılan çalışmalar, özellikle günlük 2-10 gram çözünür posa alımının ve tam tahıl tanelerinin LDL kolesterolü düşürdüğünü göstermiştir. Yetişkinler için günlük lif alımı 2538 gram olarak önerilmektedir. 1000 kcal başına 14 gram olacak şekilde diyetinize mutlaka çavdar, tam buğday, kuru baklagiller ya da yulafı dahil etmeye özen gösterin. Sebze ve Meyveler: Birçok çalışmanın birlikte değerlendirilmesi sonucunda; meyve tüketiminin kalp hastalığı riskini, diyete eklenen her meyve başına %7 azalttığı görülmüştür. Sebze ve meyve tüketiminin hipertansiyonu da düşürücü etkisi de görülmüştür. Sebze ve meyve tüketiminin günde 5-8 porsiyon arasında olması kalp hastalıklarından korunmada önemlidir. Her gün bir elma yemek, boşa bir çaba değildir. Elma hem çözünen hem de çözünmeyen posa kaynaklarını içerisinde barındırır. Alternatif olarak kuşkonmaz ve muz da tüketilebilir. Muz ayrıca iyi bir potasyum kaynağı olarak tansiyonu kontrol etmede de fayda sağlayacaktır. Yağlı Tohumlar: Doymamış yağ asitlerinden ve kaliteli bitkisel protein, mineral, lif ve fitostreolden gibi biyoaktif maddelerden zengindirler. Kavrulmamış yağlı tohumlardan zengin beslenmek; kardiyovasküler hastalık riskinde %35 azalma ile ilişkilendirilmiştir. Yağlı tohumların çoklu doymamış yağ asidi içeriği, aynı zamanda mineral ve fitokimyasallardan zengin oluşu bu olumlu etkileri sağlamaktadır. Omega-3 Yağ Asidi: Omega-3 yağ asitleri çoklu doymamış yağ asitleri grubuna ait bir yağ asididir. Omega-3’ün başlıca kaynağı, yağlı, soğuk su balıklarıdır. Omega-3 ayrıca keten tohumu, ceviz ve fındıkta da bulunur. Omega-3 yağ asidi LDL kolesterolün düşürülmesinde ve iyi huylu olarak bilinen HDL kolesterolün yükseltilmesinde etkindir. Sarımsak: İçeriğindeki aktif bileşik olan allisin sayesinde, pıhtılaşmayı önleyerek kardiyovasküler hastalıklara karşı koruyucu etki eder. Mutfak kültürümüzde, sarımsağı sıklıkla tüketmeliyiz. Sağlıklı bir beslenme alışkanlığının oturtulması, hayvansal kaynaklı yağların tüketimine dikkat edilmesi, kızartmaların tüketilmemesi; şekerli gıdalar ve rafine edilmiş tahılların az tüketilmesi ve alkol tüketiminin sınırlandırılması dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır. Aktif bir yaşam şeklini benimsemek, sağlıklı vücut ağırlığını korumak ve stresle baş etmeyi öğrenmek özellikle biz kadınlar için son derece önemlidir.
Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com
davet
EMİNE PEKER, GÜLȘAH TAȘKIN
ZEYNEP KÖKSAL YAYKIRAN-EMRAH YAYKIRAN
EDA CAFERİ, MEHMET ALİ-ȘEBNEM CANAN, MERVE VARLI
EBRU-DENİZ DEMİRYÜREK
EBRU BAKIR
Zevkinize Göre Özel Tasarımlar
Demirhendek Caddesi No:74 Siteler ANKARA baskentavize@gmail.com - T: +90312 353 08 45
“37. yılında Latex 1000 metrekare yeni mağazasıyla Mesa Plaza AVM’ de hizmetinizde.”
www.latexaksesuar.com
latexaksesuar
latexaksesuar
Aksesuar -
- Mobilya
LATEX MESA Koru Mahallesi Mesa Plaza AVM Kat:1 No:2/68 Çayyolu - Çankaya/ANKARA T: 0312 240 09 10 • F: 0312 240 09 20 LATEX 365 365 AVM 428. Cadde Kat:1 No:41-47 Çankaya/ANKARA T: 0312 450 06 07 • 0312 450 01 61
MELTEM YILMAZ
Her Yeni Renk Yeni Bir Duygu
2
018 yılı sizin için nasıl geçti, neler yaptınız, nasıl değerlendiriyorsunuz geçen yılı?
2018 yılı biliyorsunuz bu sektördeki ilk yılım. Mağazamı açana kadar mutfağın hep arka kısmında üretimin içindeydim. Tabii ki bu bir artı; ancak mağazacılıkta karar kılarak birebir satışın içinde yer almak, görüyorum ki en doğru kararlarımdan biri olmuş. Şimdi keşke daha önce bu işe başlasaymışım diyorum. Müşterilerimi, dostlarım
olarak görüyorum ve sanırım bu da Zeehjan’da herkesin kendisi için bir ürün olduğunu bilmesini sağlıyor. Elimden geldiğince ürün yelpazemi, kullandığım değerli taşları detaylı tanıtmaya çalışıyorum. Müşterilerimin satın aldıkları her parçadan sonra olumlu dönüşleri beni daha da kamçıladı ve koleksiyonumun gelişmesine yardımcı oldu. 2018 yılının sonuna gelirken Zeehjan markası adının altında, sade ama bir o kadar da iddialı, günün her saati takılabilecek özgün parçaları her geçen gün sayısı artan değerli dostlarıma, müşterilerime sunar hale geldiğimi düşünüyorum.
advertorial
Zeehjan mağazasının açılıșından bu yana sadece bir yıl geçmesine rağmen bu kısa zamanda büyük bir müșteri kitlesi olușturan ve müșterileriyle adeta dost olan Meltem Yılmaz, ıșıltılı marka yolculuğunu ve markasının yeni sezon sürprizlerini bizlerle paylașıyor...
Müșterilerimi, dostlarım olarak görüyorum ve sanırım bu da Zeehjan’da herkesin kendisi için bir ürün olduğunu bilmesini sağlıyor.
Markanızın rakiplerinden farklı olarak öne çıkan yönleri nelerdi?
Günümüz rekabet ortamında, markaların sunduğu ürünler giderek birbirine benziyor. Çevrenize baktığınızda birçok fabrikasyon ürün görüyorsunuz. Ben markayı kurarken en çok bu konuda titizlendim. Zeehjan markasının altında üretilen her bir parçanın tasarım ve el işçiliği ile yapılması ilk hedefim ve çıkış noktam oldu. Mücevher bir tutkudur; kişi kendini özel hissetmeli ve takısıyla bütünleşmelidir. Herkeste aynı parçayı görmek istemeyenler için markam ideal bir seçim. Limitli sayıda ürettiğim her bir parça için göstermiş olduğum özeni, sunum ve paketleme aşamasında da gerçekleştirmeye gayret ediyorum. Paketlerim her zaman ayrı bir uğraş istiyor ama bunun ürünün tamamlayıcısı olduğuna inanıyorum.
Yeni yılla birlikte markanızı ne gibi yenilikler bekliyor?
2019 yılı Zeehjan için farklı noktalarda ürün satışlarının gerçekleşeceği ve yurt dışına açılacağım bir yıl olacak. Bunun için de gerekli altyapı ve görüşmelere başladım. Kısa bir süre içerisinde yeni haberlerimi sizlerle paylaşmayı umuyorum.
Yeni yıl koleksiyonunuzda nasıl tasarımlar yer alacak?
Şu anda zaten çizgimi devam ettiren yeni tasarımlar, koleksiyonuma ekleniyor. Bunun dışında Anadolu uçsuz bucaksız bir hazine. Etkilendiğim ve üzerinde çalıştığım, hikayesi olan her malzeme, her yeni renk ve duygu yeni bir parçaya dönüşüyor. Ayrıca Yılbaşı için manevi değerlerimizden yola çıkarak hazırladığım, hediyelik ve patenti Zeehjan’a ait ufak bir koleksiyon da vitrinde yerini almaya hazırlanıyor.
Yılbaşı gecesine nasıl bir tasarım damgasını vurur?
Sevgiyle takılan her şey, stilinizi tanımlayan her parça damgasını vurabilir. Sevgilerimle herkese mutlu, sağlıklı, ışıltılı bir yıl diliyorum.
davet
HAKAN ÖZER, KORAY İRİS, İNCİ AKSOY, OSMAN ÇARMIKLI, SELİN KOZAK, ALOSH ÇAVDAR
Indreams Sergisi Açıldı Ekavart Galeri Sandra Çavdar ve Koray Ariş’in “InDreams” kolektif sergisine 28 Kasım - 5 Ocak tarihleri arasında ev sahipliği yapıyor. Sandra Çavdar ve Koray Ariş’in yanı sıra, serginin küratörü Osman Çarmıklı ve arkadaşlarının da bulunduğu açılış gecesinde meraklı sanat severlerle bol bol sohbet eden sanatçılar bir yandan eserlerini anlatırken bir yandan da keyifli dakikalar geçirdiler. Gelen özel konuklar Bebek’in ünlü mekanı Lucca’nın hazırladığı lezzetli ikramları da tattılar. “InDreams” Sergisi Sandra Çavdar’ın ve Koray Ariş’in eserlerini bir araya getirerek mekan düzenlemesi, ışıklandırma ve betimleyici ses dokusu ile sanatın sihrini algılama noktasını sürdürebilir kalıcı bir düşe dönüştürdü.
130
ZEYNEP ÇARMIKLI
HAKAN SABANCI
CELAL-ȘEBNEM ÇAPA
MİNE KALPAKÇIOĞLU
BEGÜM GAZİOĞLU BALLI
BETTİNA MACHLER, SİNAN DERELİ
MÜGE SIRMABIYIK
ARZU KAPROL
“InDreams” Sergisi Sandra Çavdar’ın ve Koray Ariș’in eserlerini bir araya getirdi.
BESTE YURTTAȘ
davet
OYA ECZACIBAȘI, ÜMİT BOYNER
132
MUSTAFA SÜZER
TİLDA-EROL TEZMAN
Geceye katılan tüm konuklar sanatçılarla eserler hakkında uzun uzun sohbet ederken lezzetli ikramların tadına baktılar. BERRİN YOLERİ
AYȘEGÜL DİNÇKÖK
BANU ÇARMIKLI
LEYLA ALATON
İmplant Yaptırmadan Önce Bilinmesi Gerekenler ȘEBNEM ȘİMȘEK
Son yıllarda dișsiz bölgelere diș yapılabilmesi için sıklıkla uygulanan implant tedavisi hakkında bilinmeyenleri ve merak edilenleri Çene Cerrahisi Uzmanı Dr. Dt. Șebnem Șimșek anlatıyor...
Ö advertorial
nceki yıllarda bir diş kaybedildiğinde, köprü uygulaması yapılırdı ama köprü yapabilmek için kaybedilen dişin bir önündeki ve bir arkasındaki dişi kesmek gerekirdi. Yani 1 diş koyabilmek için, 2 diş feda ediyordunuz. Ya da ağzında hiç dişi kalmamış yaşlı bireyler için total protez kullanmaktan başka çare yoktu. Günümüzde artık rutin hale gelen implant uygulamaları ile artık bu tür protezlere mahkum değil hastalarımız. 1 diş eksikliğinde sadece kaybedilen dişin yerine 1 adet implant koyarak hastanın ihtiyacını karşılayabiliyoruz. Ya da ağzında hiç dişi kalmamış hastalarımıza çok sayıda implant yerleştirerek sabit protezler yapabiliyoruz. İmplant yaptırmak isteyen bir kişi bize ilk başvurduğunda klinik muayenemizi yapıp hastamızın beklentilerini anlamaya çalışıyoruz. Bu arada hastamızın detaylı bir anamnezini alıyoruz. Eskiden diyabetli hastalara implant yapmayın derdi otörler. Oysa şimdi kontrollü diyabetlerde yapılabileceği yönünde görüş belirtiyorlar. Gerçekten benim kendi klinik tecrübelerim, kontrollü diyabet hastalarında ağız hijyeni de iyiyse rahatlıkla implant yapılabilir yönünde. Klinik muayene ve anamnez alımı yapıldıktan sonra sıra geliyor radyolojik muayeneye. İmplantlar için karar vermeden önce, detaylı bir radyolojik muayene de gerekiyor. Bu konuda panoramik film ve gerekirse bilgisayarlı tomografiler bize yardımcı oluyor. Radyolojik değerlendirmede hastamız için implant gereken bölgelerdeki kemik yüksekliğini ve genişliğini inceleyip ölçümlerimizi
yaptıktan sonra implant yerleştireceğimiz bölgelerde kemik grefti ve membran kullanıp kullanmayacağımıza da karar veriyoruz. Bazen implant yerleştireceğimiz bölgede istediğimiz kadar kemik bulamayabiliyoruz, bu durumda muhakkak kemik greftlemesi yapmamız gerekiyor. Ya da üst çenede arka bölgelerde uzun süren dişsizlikler neticesinde sinüsler sarkmış olabiliyor. İmplant yaparken sinüs lifting işlemi de yapmamız gerekebiliyor. İşte radyolojik değerlendirme bu açıdan çok önemlidir. Ameliyat öncesinde tüm bu planlamaları yapmamız gerekir. Tüm bu hazırlıkları yapıp hastanın ne istediği ve bizim ona ne sunabileceğimiz konusunda bir uzlaşı sağlarsak implant operasyonu için hastamıza randevu verebiliriz. Operasyon günü, hastamızın yemeğini yemiş olarak bize gelmesini istiyoruz. Operasyon sonrası bir müddet yemek yiyemeyebilir. Zaten implant operasyonu lokal anestezi altında gerçekleştirildiği için hastamızın aç gelmesine gerek yok. Gerekli anestezileri yaptıktan sonra implantı ya da implantları önceden planladığımız yerlere yerleştiriyoruz. Operasyon sonunda attığımız dikişleri 7 ile 10 gün içinde alıyoruz. İmplantlar yerleştirildikten sonra 3 aylık bir bekleme süreci başlıyor. Bu süre içinde hastanın estetik olarak dişsiz görünmemesi için geçici protez yapıyoruz. Artık dişsizliğe en iyi çözüm olarak sunulan implant uygulamalarını korkmadan güvenle yaptırabilirsiniz. Operasyon öncesi doğru planlama, operasyon sırasında steril çalışma ve daha sonrasında hastanın ağız bakımının iyi olması implantın ömrünü belirleyen şeylerdir. Tüm bunlar doğru yapıldığı taktirde implantınızı uzun yıllar güvenle kullanabilirsiniz. Sevgiyle ve sağlıkla kalın...
Yeni Yatırım Trendi; Kanada
K
anada’da emlak sektörüne girişiniz nasıl oldu, neden bu sektörü tercih ettiniz?
Yatırım planlaması her zaman yakından ilgilendiğim bir konuydu. Kanada’ya yerleştikten sonra eğitimimi bu alan üzerinde şekillendirmeye ve sektörde profesyonel olarak ilerlemeye karar verdim. OREA (Ontario Real Estate Association) College’da 2 yıl süren Gayrimenkul Danışmanlığı eğitimi aldım ve 2014 yılında Toronto - Kanada’da aktif olarak sektörde hizmet vermeye başladım. Gayrimenkul diğer yatırım alanlarından biraz daha farklıdır. Sadece bilgisayar başında rakamlarla uğraşarak değil, birebir insanlarla, onları anlamaya çalışarak gerçekleştirebildiğiniz aktif bir çalışma alanıdır. Çoğu zaman, insanların hem uzun hem kısa vadelerde karlılık ve mutluluk gibi farklı beklentilerini bir arada karşılayabilmeniz gerekir. Bu alanda ticari başarının yanında, insanların hayallerine de katkıda bulunuyorsunuz. Örneğin; söz konusu yatırım uzun yıllardır hayali kurulan bir ev olduğunda başarınızı insanların gözlerindeki mutlulukta görürsünüz. Sanırım beni cezbeden tarafı bu; rakamların sadece maddi değil, manevi olarak da insan hayatına dokunabildiği tek yatırım alanı diyebiliriz gayrimenkul için.
15 yıldır Toronto’da yaşıyorsunuz. Buna rağmen burada, özellikle Başkent’te oldukça tanınan bir gayrimenkul danışmanısınız. Bunun sebebi yerli yatırımcıların Kanada’ya duyduğu yoğun ilgi mi?
Evet son yıllarda Türk, özellikle Başkentli yatırımcılar Kanada’daki yatırım fırsatları ile yakından ilgili. Aynı kültürün insanı olmak, iletişim ve güven noktasında mutlaka etkili olmuştur ama bu
konuda oldukça profesyonel bir portföyüm var ve kişisel çevrem bunun çok küçük bir kısmını oluştuyor. Uzun yıllardır Toronto’da yaşıyorum. İnanın; iş hayatım özel hayatımdan daha fazla Türk ve Ankaralı dost kazandırdı bana.
Kişisel olarak sektörde aldığınız ödüller saymakla bitmiyor. 2015 itibariyle 3 yıl üst üste Outstanding Achievement Award of Excellence, hemen ardından 2017’de Pacesetter Gold Award, 2018’de tekrar Outstanding Achievement Award of Excellence, Pacesetter Gold Award ve Masters Emerald ödüllerini almaya hak kazanmışsınız. Çatısı altında hizmet verdiğiniz dünya devi bir yatırım zinciri dahilinde, bireysel başarınızın bu derece öne çıkması oldukça şaşırtıcı. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Elbette gurur duyuyorum, ancak benim için şaşırtıcı değil. Başta söylediğim gibi; danışanlarımla birebir iletişim içinde olmak, imkan, ihtiyaç ve beklentilerini doğru anlamak benim önceliğim. Bunların yanına “doğru ve profesyonel piyasa analizi” de eklenince müşteri memnuniyeti doğal bir sonuç olarak ortaya çıkıyor. Bizim başarı dediğimiz şey; mutlu edebildiğimiz müşterilerimizin toplamı. Bu sayının giderek arttığını ve şahsıma duyulan güvenin sürekliliğini gösteren bu ödüller benim en büyük motivasyonum.
Sırada herkesin merak ettiği soru var; Kanada, son zamanlarda gayrimenkul yatırımında neden bu kadar öne çıktı?
Yurt dışı yatırımlarında ülkenin demografik yapısı ve ekonimisinin genel seyri çok önemlidir. Kanada’da bu görünüm oldukça iyi. 2017 yılında yapılan nüfus sayımına göre Kanada 36,7 milyonluk
advertorial
CANSIN ÇETİNKAYA
Bu ayki sayımızda son zamanların en çok merak edilen yatırım alanı, yeni yatırım trendi; “Kanada’da gayrimenkul sahibi olmak” ile ilgili sorulara yanıt aradık ve cevapları konunun merkezinden, 15 yıldır Toronto’da yașayan ve 2014’den beri emlak sektörüne aktif olarak hizmet veren gayrimenkul danıșmanı Cansın Çetinkaya’dan aldık…
nüfusu, uzun yıllardır süregelen güçlü ekonomisi, öngörülebilir mali piyasaları ve yüzyılı aşkın süredir yerleşmiş Kuzey Amerika kültürü ile hem yaşamak hem de yatırım yapmak için son derece verimli bir tablo çiziyor. Özellikle son 10 yıldır hem yatırımcılar hem de göçmenler için gerçek bir cazibe merkezi.
Peki gerçekten cazip midir Kanada’da ev sahibi olmak?
Kesinlikle! Zira, bu ülkede çok büyük bir kesim, oturduğu evin sahibidir. Türkiye’de hep duyduğumuz, özellikle ilk iş hayatına atıldığımızda, gerçekleştirme heyecanını yaşadığımız ama maalesef ülkemizde tam karşılığını bulamadığı için pratikte bir türlü gerçekleşemeyen “kira öder gibi ev sahibi olma” fikri Kanada’da hayatın olağan bir parçasıdır. Doğru bir matematik yapıldığında Kanada yatırımlarının reel avantajları çok net görülebilir.
Nasıl yapmalıyız bu matematiği; fiyatlar ve satınalma koşullarıyla ilgili bize biraz bilgi verebilir misiniz?
Yurt dışı yatırımları için hesap yaparken öncelikle şunu aklımızda tutmamız gerekir: Fiyat, o ülkenin ekonomik yapısı dahilinde değerlendirilmelidir. Çünkü yatırılan rakamın gerçek getirisi, karlılık oranı ya da zaman içindeki kazanç veya kaybı ancak bu şekilde doğru öngörülebilir. Yani rakamı düşük gibi görünen bir yatırım, beklenen getiriyi sağlamıyorsa aslında zaten pahalıya patlamış demektir. Aynı şekilde, rakama bakarak pahalı saydığımız bir yatırım yüksek getiri sağlıyorsa ucuza bile alınmış demektir. Kanada’da ev fiyatları bölgelere göre degisiklik gösterir. Rakam olarak Türkiye’ye oranla yüksek görünse de, ülkenin gelir seviyesi ve sistemin alıcıya sağladığı imkanlara bakıldığında yatırım yapmak oldukça mantıklı hale gelir. Özellikle finansal kuruluşların desteğiyle ev alımı ülke çapında çok cazip hale getirilmiş. Bu desteklerden en önemlisi de yukarıda bahsettiğimiz düşük faizlerle, uzun vadelerde ödenen mortgage kredileri. Yüzde ikilerden (%2) başlayan faiz oranları ve otuz (30) seneye kadar çıkabilen vadeler sayesinde alıcıya fazlasıyla cazip geri ödeme olanakları sağlanmaktadır.
Anlaşılan o ki; Kanada’da bu konuda oturmuş bir sistem var. Bu durumda hem yerel hem de dış kaynaklı talep yoğunluğuyla emlak sektörü ülke ekonomisinde oldukça önemli bir yer tutuyor olmalı…
Kanada ekonomisinin yaklaşık olarak yüzde üçlük (%3) bölümünü emlak sektörü oluşturmaktadır. Ülke her yıl yaklaşık 300 bin göçmen alıyor. Dünyanın her tarafından gelen yatırımcılar ellerindeki nakit parayı Kanada’da emlak alarak değerlendiriyor. Ülkenin güçlü ekonomik yapısı ve arz, talep oranlarının seyri yatırımcılar için büyük fırsatlar yaratıyor, üstelik düşük risk oranıyla. Bu da; güvenli yatırım demek.
Dünyanın dört bir yanından yatırımcı toplayacak kadar cazip piyasa koşulları nasıl oluşuyor, bunu biraz açabilir misiniz? Her sene artan göçmen sayısı ve inşaat yapılabilecek imarli alanlarının kısıtlı olmasından dolayı, konut arzı limitli. O yüzden her sene arz-talep arasındaki açık, normal olarak artmaktadır. Bu da Kanada’daki emlak fiyatlarının hızlı bir sekilde artmasına sebep olmsktadır. Toronto, şu anki nüfusu itibarıyla Kuzey Amerika’nın 4. büyük şehri ve yıllık 80.000 civarı nüfus artışı gerçekleşmektedir. Buna karşın, Toronto’da senelik sadece 15.000 yeni konut yapıldığını ve ortalama bir hanede 2,8 kişi yaşadığını
düşünürsek açığın boyutları ortaya çıkmaktadır. Böyle bir piyasaya yatırım yapmak isteyen yatırımcılar, Kanada’da geliri olan ve kredi skoru geçmişi olan bir vatandaşla aynı düşük faiz oranlarından yararlanabilmektedir. Sadece, dışarıdan gelen yatırımcıların kredi ile ev alırken, oturum izni olanlardan biraz daha yüksek peşinat ödemeleri gerekiyor. Bunun sebebi de bankaların krediyi alan kişinin ödemelerini aksatması halinde kendilerini garanti altına almak istemesi.
Bu alanda yatırım danışmanlığı hizmeti alırken dikkat edilmesi gereken can alıcı noktalar neler? Kesinlikle yatırım planlanan coğrafyaya, bölgenin ekonomik ve hukuksal yapısına dikkat edilmelidir. Buna ek olarak da piyasa koşullarına sonuna kadar hakim olan firmalar ve danışmanlar tercih edilmelidir. Güvenlik tabii ki çok önemli, bu sebeple yatırımcıların kurumsal firmalardan uzaklaşmamalarını tavsiye ediyorum. Her durumda sistemli ve işlemleri güvence altında olan bir kanal üzerinden hareket etmeliler. Aksi takdirde bilinçsiz girişim ve yanlış yönlendirmeler üzücü sonuçlar doğurabilir.
Önemli gayrimenkul zincirlerinden birinin güvencesi altında hizmet veriyorsunuz, bireysel başarınız da zaten ortada... Sizinle çalışmak isteyen bir yatırımcı size başvurduğunda onu nasıl bir süreç bekliyor? Yatırımcılarınıza özel olarak sağladığınız bir avantaj var mı?
En önemli avantajımız, en düşük mortgage faiz oranlarına ulaşım ve bu imkanı en doğru yatırımda değerlendirebilmeyi sağlayan geniş market bilgisidir. Her zaman en uygun yerde yatırım yapmalarını sağlayacak veri ve bilgileri danışanlarımızla paylaşmak ve yatırımlarından en üst düzeyde kar elde etmelerini sağlamak birincil görevimizdir. Bununla birlikte, istenildiği takdirde yerleşim için de gerekli her konuda hizmet sağlamaktayız. 7/24 erişim imkanıyla aktif bir hizmet bir prensibimiz var. Bağlı bulunduğum Century21 Atria Realty ofisi, dünya çapında 7800 zincir ofisin arasında satış miktarı en yüksek olan ofis sıralamasında; Kanada’da 2., dünyada ise 15. sırada yer alıyor. Arzu eden herkes bize gönül rahatlığıyla ulaşabilir.
davet
IȘIK TEKIȘIK
ÖZGE AKÇA, SİBEL AYGÜN, MEHTAP ȘAFAK
NESRİN ERCAN
Mika-Der’den Ankara Çıkartması Yaptığı sosyal sorumluluk projeleriyle adından söz ettiren Minik Kalplerle El Ele Derneği (MİKA-DER), Ankara’da çok anlamlı bir etkinliğe imza attı. ‘’Yapabiliriz!’’ adlı bir söyleşi düzenleyerek, hayat amacını gerçekleştirmek için ipuçlarının verildiği söyleşiye ilgi yoğun oldu. Satılan biletlerden elde edilen gelirler, derneğin yardım fonuna aktarıldı. Konuşmacı olarak Mika-Der Başkanı Nesrin Ercan, Başkan Yardımcısı Arzu Sabancı, Aslı Şen, Alp Gani Oral, Bahar Akıncı ve ünlü şarkıcı Zara katıldı. “Sabır ve azimle başarılı, inanç ve sevgiyle dünyadaki en güçlü insan olabiliriz” mottosuyla yapılan söyleşiye ilgi yoğun oldu. Panora Sanat Merkezi ev sahipliğinde ve Lazzoni Mobilya sponsorluğunda gerçekleşen etkinliğe iş ve cemiyet dünyasından birçok isim katıldı.
136
ASLI ȘEN
ARZU SABANCI
davet
“Sabır ve azimle bașarılı, inanç ve sevgiyle dünyadaki en güçlü insan olabiliriz” mottosuyla yapılan söyleșiye ilgi yoğun oldu. EFE-BARTU KABABULUT
AYSEL AKÇAY
SİNAN-MİNE AYGÜN
BAȘAR KAYA
Ameliyatsız Burun Estetiği Artık Mümkün Plastik Cerrah Op. Dr. Bașar Kaya, ameliyatsız burun estetiğini açıklıyor... Son yıllarda estetik görünen bir buruna kavușmak isteyen, ancak ameliyat olmak istemeyen bir hasta grubu, biz cerrahların bu konuda bașka çözümler üretmesini sağladı. Ameliyatsız uygulamaların basit ve hızlı olması, hastaların sosyal hayatlarına aynı gün dönüyor olmaları sebebiyle de hastalar tarafından daha çok tercih edilmeye bașlandı. Bu grup hastalara estetik bir burun görünümü kazandırmak amacıyla, dolgu teknolojileri ve/veya ip uygulamaları kullanılmaktadır.
Bu uygulamanın kararını hastalarımızla birlikte veriyoruz. Genelde burnun uç kısmındaki düşüklüğü ya da burnun kemer dediğimiz kısmını düzeltmek için tercih ediyoruz. Bunun yanı sıra, hastalarımızın daha önce deneyimlediği
hatalı cerrahi işlemlerden doğan hasarların düzeltilmesinde de çok iyi sonuçlar elde ediyoruz. Ameliyatsız burun estetiği uygulama kararını, sadece tıbbi açıdan değil; bazen de ameliyattan korkan hastalarımız için ya da iyileşme sürecinin sosyal hayatını etkilemesini istemeyen hastalar için verebiliyoruz.
advertorial
A
meliyatsız burun estetiği hangi durumlarda uygulanır?
Ameliyatsız uygulamaların basit ve hızlı olması, hastaların sosyal hayatlarına aynı gün dönüyor olmaları sebebiyle de hastalar tarafından daha çok tercih edilmeye bașlandı.
Dolgu ve ip uygulamalarının avantajları neler?
Hastalarımız uygulamadan mutlu olmazsa, hyaluronik asit dolgu yapılarının parçalanarak eritilmesini sağlayan enzim enjekte edilerek, burunun tekrar eski haline dönüştürülebiliyor olması sağladığı avantajların başında geliyor. Sonucun işlemden hemen sonra görülebiliyor olması, hastamızın sosyal hayatına çok hızlı dönüş sağlaması ve etki süresinin ortalama 1.5 yıl sürüyor olması da diğer avantajlar arasında yer alıyor.
Kliniğinizde ameliyatsız estetikle ilgili başka hangi yöntemler uygulanıyor?
Isıyla yüz germe işlemi olan fokus ultrason, cilt estetiği ve cilt sağlığı için hydrafacial ve ip askıları özellikle de Fransız askı olarak bilinen Spring Thread uygulaması, anti-aging, gözenek sıkılaştırma, yara ve sivilce izleri için ve cilt yenileme amacıyla RF lazer uygulamaları yapıyoruz. Gençlik aşıları, nem dolguları, mezoterapi (cilt gençleştirici) ve PRP (zengin plazma enjeksiyonu), kimyasal peeling de cilt kalitesini artırmak amacıyla kliniğimizde yapılan diğer uygulamalar. Ayrıca yüzdeki hacim eksiklikleri için dolgu uygulamaları (çene, yanak, dudak, elmacık kemikleri, alın ve burun gibi) ve hem yüzdeki kırışıklıkları gidermek amacıyla hem de koltuk altı terlemesi, migren, yüz ve kaş şekillendirme, el terlemesi, kafa terlemesi ya da diş gıcırdatma için botoks uygulamaları bulunmaktadır. Vücuttaki çatlaklar için dermapen, vücudu sıkılaştırmak, selülit tedavisi ve oluşan çukurlukları gidermek amacıyla Maximus Tripolar RF, yine klinik içerisinde ameliyatsız yapılan uygulamalardandır.
davet
Modada Engel Yok Yönetim Kurul Başkanı Ahmet Öksüz’ün ev sahipliğinde yapılan, 13. İTHİB Uluslararası Kumaş Tasarım Yarışması rekor başvurusu ile uluslararası yarışmalar arasında yerini aldı. İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği Tarafından düzenlenen yarışmada 11 finalist tarafından üretilen kumaşlar dünyaca ünlü Türk modacı Hakan Akkaya tarafından tasarlanan kıyafetler, ünlü top model Çağla Şikel, Özge Ulusoy ve 52 mankenle birlikte podyuma taşındı. Ünlü Modacı Hakan Akkaya, ampute modeller Muhammed Eymen Şahin ve Hatice Tunç, Hakan Akkaya tarafından tasarlanan özel kostümlerle “modada engel yok” mesajını İTHİB uluslararası kumaş tasarım yarışmasının defilesinin sonunda podyumda birlikte yürüyerek verdiler.
142
DEMET ȘENER
EMEL YILDIRIM
SAKARYA BALO SALONU
KONAKLAMA
Ankara Modern Orkestrası’nın dev kadrosu ile gece boyunca sınırsız eğlence TRT Sanatçıları ile Meydan Faslı Oryantal Show Dj Performans Sürpriz Hediye Çekilişleri Çocuklar için açık büfe, dopdolu bir animasyon programı ve uyku odası
Yılbaşı gecesi (31 Aralık 2018 ) için gecelik konaklama fiyatı; Odanıza özel Yeni Yıl ikramları eşliğinde
Kokteyl: 19.30 - Program: 20.30 – 01.00 ₺ 295’den başlayan fiyatlar ile… 10 kişi ve üzeri gruplara %10 indirim! Rezervasyon: 266 46 86 Ziyafet Ofisi Zi
İki kişilik standart oda; ₺ 310 (KDV – Kahvaltı* dahil) (*Açık Büfe Kahvaltı servisi Yeni Yıl’ın ilk gününe özel 06.30 – 13.00 saatleri arasında olacaktır.) Rezervasyon: 266 46 86 Rezervasyon Ofisi
davet
FATİH BİLİCİ, HAKAN AKKAYA, ZEKERİYA TANRIVERDİ, AHMET ÖKSÜZ
13. İTHİB Uluslararası Kumaș Tasarım Yarıșması’na moda dünyasından değerli isimler katılım gösterdi. JULİDE ÖNENGÜT
IVANA SERT
YILDIRIM MAYRUK
SİREN ERTAN KAYALAR
Hayattaki tüm güzellikleri keşfedeceğiniz bir yıl olsun…
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Dermo Kozmetik Deri Hastalıkları Tunalı Hilmi Cad. Yaprak Apt. 94-5 Kavaklıdere - Ankara
0312 466 62 92 www.drdenizarsansir.com
davet
NİHAT ODABAȘI
146
SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU, YALÇIN AYAYDIN
VOLKAN KARATAȘ, SİNEM YILDIRIM
SİTARE KALYONCUOĞLU, BERRİN ZORLU, FERYAL GÜLMAN, BEYZA UYANOĞLU, RUKEN MIZRAKLI
BİRGÜL CUHRUK
Ailenin Korunması Avukat Birgül Cuhruk, ailenin korunması ve kadına șiddetin önlenmesine dair kanun hakkında önemli bilgiler paylașıyor...
6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi ve ihtimali olan kişilerin korunmasını sağlamak amacı ile hazırlanmış ve yaklaşık olarak 6 sene önce yürürlüğe girmiştir. Adı geçen kanun kapsamında, şiddette bulunan veya şiddette bulunma ihtimali olan kişi aleyhinde, tehdit, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda bulunmama, konuta, okula ve iş yerine yaklaşmama, uzaklaştırma, eşyalarına zarar vermeme, iletişim
araçlarıyla rahatsız etmeme şeklindeki maddelerden oluşan önleyici tedbir kararları verilmektedir.
Sizce bu kanunun amacına ulaşabilmiş ve şiddet gören aile fertlerinin korunması hususunda gerekli faydayı sağlayabilmiş midir?
Son derece faydalı bir amaca hizmet etmesi düşünülerek hazırlanan ve şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi olan kişilerin korunmasını sağlamayı amaçlayan bu kanun, uygulamada birçok soruna sebebiyet vermekte olup; günümüzde şiddeti önleyememesi, alanının çok geniş olması gibi birçok sıkıntıyı da beraberinde getirmiştir.
advertorial
A
ilenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun hakkında bilgi alabilir miyiz?
Hepinizin yazılı, görsel ve sanal basından da yakın bir biçimde vakıf olduğu üzere, bu kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, mahkemelerce verilen koruma kararları fayda sağlamamış, aksine koruma kararlarının tarafı olan birçok kadın eşleri tarafından öldürülmüştür. Tedbir kararına rağmen, kişi şiddete başvurmaktan vazgeçmemiş, aksine; özellikle erkekler, kendi aleyhlerine tedbir kararının çıkmasının ardından, kadınlara çok büyük bir öfkeyle geri dönüş yapmışlardır. Kanun kapsamında yer alan yaptırımların çok daha caydırıcı önlemler ile genişletilerek yeniden düzenlenmesi, kanunda yer bulan zorlama hapsi süresinin artırılması, şiddet gösterenin psikolojik tanı ve tedaviye tabi tutulması kanaatimce faydalı olacaktır.
Medyatik bu kișiler, yazılı, görsel ve özellikle sanal basın ve magazin programları aracılığı ile birbirleri ile tartıșmakta, birbirlerine hakaret ve tehdide varan sözler söylemekte, psikolojik șiddet uygulamaktadırlar.
Bu kanun ne gibi kötü kullanımlara açık olup, günümüzde hangi yollar ile suistimal edilmektedir?
Son dönemde, özellikle medyatik kişiler arasında, bu yasaya dayanılarak alınan uzaklaştırma kararları, gündemde sıklıkla yer almakta olup, uzaklaştırma kararlarına riayet etmemesi sebebi ile tazyik hapsi ile cezalandırılan ve cezaevine giren ünlü isimler nedeni ile bahse konu kanun, kamuoyunda da sıklıkla tartışılır hale gelmiştir. Medyatik bu kişiler, yazılı, görsel ve özellikle sanal basın ve magazin programları aracılığı ile birbirleri ile tartışmakta, birbirlerine hakaret ve tehdide varan sözler söylemekte, psikolojik şiddet uygulamaktadırlar. Birbirlerine psikolojik şiddet uygulayan bu ünlü kişiler, amacı aile bireylerinin korunması olan bu kanuna dolanarak, koruma ve uzaklaştırma kararlarını sayın mahkemelerden talep etmektedir.
Bu kötü kullanımlar, nasıl çözüme ulaşabilir ve sizin bu konudaki çözüm önerileriniz nelerdir? Altını çizerek ifade etmek gerekir ise; medyatik kişilerin aralarında yaşanan bu hadiselerin, 6284 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi kanaatimce mümkün değildir ve son günlerde birçok saygıdeğer mahkeme hakimi de aynı görüşü belirtmekte, medyatik kişiler tarafından yapılan koruma tedbirlerinin uygulanmasına ilişkin talepleri reddetmektedirler. Sayın hakimlerimiz, bahse konu kanunları magazinsel yorumlamak ve uygulamaktan kaçınırlarsa, yaşanan bu suistimalin ciddi anlamda önüne geçilmesi sağlanacaktır. Bu tarz durumlarda yapılması gereken ise, ailenin korunması ve şiddetin önlenmesi amacına hizmet eden bu kanun kullanılarak değil, yasal koşullar varsa, tedbir isteyen medyatik kişilerin, kişilik haklarına saldırıldığı gerekçesi ile, karşı taraftan maddi ve manevi tazminat talep etme yoluna gitmeleri, savcılık nezdinde suç duyurusunda bulunmaları ve ayrıca 5187 Sayılı Basın Kanunu hükümleri uyarınca da haklarında yapılan haksız ve asılsız yayınların durdurulması veya kaldırılmasının istenilmesini talep etmeleridir. Nitekim, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, özellikle erkek şiddetine maruz kalan kadınları korumak için çıkarılmış özel bir yasa olduğu halde, uygulamada yasa kapsamına girmeyen başvurular azımsanmayacak bir sayıdadır ve yasanın amacı dışında çok geniş yorumlanması halinde, asıl mağdurlarının korunması kati surette imkansız hale gelecektir. Kanun alanı daraltılıp, yalnızca eşleri tarafından sözlü ve fiziksel şiddete maruz kalan mağdurlar için kullanımının sağlanması en doğru yöntemdir.
Anlatımlarıma burada son vererek, 2018 senesinin bu son ayında, MAG Medya ailesinin bir ferdi olarak, siz değerli okuyucularımızın çok güzel bir yıl geçirmiş olduğunu umut ediyor ve yeni yılın her birinize başta sağlıklı günler olmak üzere huzur, mutluluk ve bol kazanç getirmesini temenni ediyorum. Sevgi ve saygılarımla…
davet
NURTEN GÜRDOĞAN
AYLİN ÖZAL
AFİTAP AKINCI
YEȘİM TANDOĞAN
Dostlarıyla Doğum Gününü Kutladı MAG Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu, yeni yaşını yakın dostlarının katıldığı bir davetle JW Marriott Otel, Fires&Flavors Restoran’da kutladı. JW Marriott Otel, Fires And Flavors Restoran’da gerçekleşen davet keyifli anlara sahne oldu. Doğum gününe katılan konuklarla yakıdan ilgilenen Beril Çavuşoğlu, yeni yaş temennileri eşliğinde doğum günü pastasını büyük alkışlarla kesti. Dostlarına mutlu gününde yanında oldukları için teşekkür eden Beril Hanım, davetlilerle bol bol hatıra fotoğrafı çektirmeyi de ihmal etmedi.
150
BERİL ÇAVUȘOĞLU
davet
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
MELİKE GÖKÇE
SİBEL KOȘAR
SEREN ERDOĞAN
PINAR GÜNSEVEN
Yakın arkadașı Ahsen Demirci, Beril Çavușoğlu için duygu dolu bir konușma yaptı. AHSEN DEMİRCİ
TUBA ÜSTÜN
FERİDE ȘAHİN
ELA GÜRBÜZ
TUĞÇE İNAL
davet
777 Organizasyon’un sahibi Tülay Kaya, salonu özel olarak süsleyerek konuklar için özel tasarım hediyeler hazırladı. TÜLAY KAYA
ALMİLA DOĞAN
İPEK BAȘEĞMEZ
MELTEM YILMAZ
davet
SEDA ÇAVUȘOĞLU
FİLİZ DAĞ YILMAZ
YEȘİM BELLİ
EBRU DEMİRYÜREK
MELTEM AKȘİN
BEGÜM AKIȘ
PINAR CANALP
SEVİLAY HELVACIOĞLU
NESRİN KILAVUZ
ASLI FIRAT
SEVİNÇ TOPGÜL
ALEV TUNA
AYLA GÖRGÜLÜ
NESLİHAN AKTEPE
Dostları, hediye olarak Aqua Mücevherat’tan Beril Hanım için zarif bir takı seti tercih etti. BUKET SUNGUR
ZEHRA ÇELİK
RUȘA ACAR
KADRİYE KERİMOĞLU, ALEV TÜRKAL
davet
GÜLENNUR AYDIN
BURCU YÖREBULUT
ESRA ARAT
CEREN CAN
BETÜL KARAMAN
JW Marriott Otel’de gerçekleșen kutlamaya yaklașık yüz kadar konuk katıldı. BELİZ BÜYÜKHANLI
HÜLYA AKMAN
PERİHAN UYAR
PINAR AYHAN
FİLİZ REİS ÇEBİ
BUKET ÖNYÜRÜ, KADRİYE CİRİTCİ
ELİF ÖZKALELİ
AYDAN ÖZDOĞAN
DAMLA TÜFEKÇİ PERÇİNER, SERPİL TÜFEKÇİ
İLKNUR DEMİR
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
GAMZE GÜNGÖR
FUNDA BEKİȘOĞLU
Kötü Anılarınızın Etkisinden Kurtulun Uzman Psikolog Ceren Pakman, yeni yılda yeni bașlangıçlar için EMDR terapi yöntemini öneriyor... CEREN PAKMAN
Peki size bütün bu olup bitenlerin sorumlusu kötü anılarınız olabilir desem? Elbette yeni bir araba, daha çok kazanç gibi isteklerinizden bahsetmiyorum. Bunun için başka parametreleri değerlendirmek daha yerinde olacaktır. Benim, üzerinde durmak istediğim, yaşamdan keyif almanızı engelleyen, daha çok duygusal etkilere açık hedefleriniz ile ilgili. Belki de farkında olmadığınız kötü anılarınız size, “yeterince güçlü değilsin, seni kim sever ki, yanlış yaparsan rezil olursun” gibi olumsuz cümleleri tekrar tekrar seslendiriyor ve kendinize olan inancınızı yitirmenize sebep oluyordur. Nasıl oluyor da geçmişteki kötü anılarınız bugün yaşadığınız mutsuzluğunuzdan sorumlu oluyor? Kişi yaşadığı olayı mantıksal ve duygusal anlamda değerlendirir, bir sonuca bağlar ve bu
deneyimi anlamlandırır. Yani beynimizi bilgisayara benzetecek olursak, yaşanan olay beynimizin sol ve sağ loplarında yer alan duygusal ve mantıksal programların ortak çalışması sonucunda işlenir. Beyin bu deneyimle ilgili kendisine ulaşan duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi olaya dair her türlü bilgiyi aynı başlık altındaki diğer anılarla edinilen tecrübelerle ilişkilendirir. Bilgisayar örneğinden devam edecek olursak, bu veriler ilişkili dosyanın içine kaydedilir. Böylece edindiğimiz bilgiler, gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur. Bu sistem normal çalıştığında, doküman uygun şekilde işlemden geçip ilişkili dosyanın altına saklandığında sorun yaşanmaz. Ancak bazen bilgisayar, işlem yaparken çeşitli sebeplerle ilgili dokümanı doğru bir dosyanın içine depolayamaz; kişi, o anda olup bitenleri duygusal ve mantıksal olarak sağlıklı bir şekilde değerlendirip işlevsel bilgilerle ilişkilendiremez. Bu da bilgisayarda normal işleyişe engel olacak bir bozukluğa, virüse yani duygusal açıdan uygun olmayan sonuçlara sebep olur. Bu nedenledir ki, çok önce yapılan işlevsel olmayan bir depolama, bugün yapılan işlemleri de olumsuz etkileyecektir. Bu izole kalmış anılara ait duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi herhangi bir uyaran şimdiki zamanda tetiklenirse, kişi o anın bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir. Yaşadığı durumun çıkmazından bir türlü kurtulamaz.
EMDR Yöntemi ile Kördüğüm Olmuş Anıları Yeniden İşleme
Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı,
advertorial
Y
eni yıl hep yepyeni umutlarla karşılanır, yeni kararlar alınır, hedefler belirlenir. Hatırlayın, geçen sene de böyle olmamış mıydı? Artık adam gibi bir adama aşık olacaksınız. Bu sene karşınıza mutlaka gönlünüze göre bir kadın çıkacak. Önceki ilişkinizde yaptığınız hataları bu sefer asla yapmayacaksınız. Kilo vereceksiniz, sağlıklı beslenip düzenli spor yapacaksınız. Hayır demeyi öğreneceksiniz… Peki bu aldığınız kararların ne kadarına uyabildiniz ya da hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirebildiniz? Kısacası yeni yıl, size istediklerinizi verdi mi? Belki motivasyon eksikliği, belki de içinde bulunduğunuz koşullar nedeniyle tam da isteklerinizin gerçekleştiği bir yıl geçirmemiş olabilirsiniz.
günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler. EMDR, Türkçe açılımı ile göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi, izole edilmiş kördüğüm olmuş bu anıların sağlıklı işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Aslında yanlış bir şekilde işlenip kaydedilmiş bilgi dosyası yeniden açılmakta, sağlıklı bir şekilde gözden geçirilmekte, bu yolla virüs temizlenmekte ve doğru dosyalar ile ilişkilendirilerek yeniden saklanmaktadır.
Terapi sırasında, beynin sağ ve sol yarımküreleri uyarılarak zamanında yapılamayan sağlıklı işlemlemenin
yapılması sağlanır. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin uyumlu bir şekilde depolanması ile mümkün olur. Kişi artık rahatsız olmaz, anıyı yeni ve sağlıklı bir bakış açısıyla görür. EMDR terapisi ile kişi şu an kendisini rahatsız eden olayla ilişkili anısının olumsuz yükünden kurtulup özgürleşebilmektedir. EMDR rahatsız edici, acı veren anıyı unutturmaz. Ancak terapi sonrası, bu acı yüzünden hissedilen öfke, korku, üzüntü, kaygı, hayal kırıklığı gibi tüm olumsuz duygulara karşı duyarsızlaştırır.
EMDR: İlaç ve Hipnoz Kullanılmadan Yapılan Bir Psikoterapi Uygulaması
Kişi bilinci açık ve kendinde olarak olumsuz inancını oluşturan anısını zihninde canlandırır ve yeniden değerlendirir. Bu işlemlemenin fizyolojik olarak sağ ve sol beyin loplarının arasında yapılmasının sağlanması için gerekli fizyolojik uyarı ise bazen terapistin sağa, sola hareket ettirdiği parmaklarının göz ile takibi, bazen sol ve sağ kulağa verilecek ses uyarısının yapıldığı bir kulaklık yardımı ile bazen de avuç içlerine yerleştirilen titreşim cihazı ile yapılmaktadır. Her ne teknik kullanılırsa kullanılsın amaç beynin sağ ve sol yarımküresini fizyolojik olarak uyarılmasıdır.
Yeni Yılda Yeni Bir Başlangıç İçin EMDR Terapiyi Deneyin
Kişilik bozuklukları, panik bozukluğu, kaygı bozuklukları, depresyon, yas, rahatsız edici anılar, fobiler, ağrı rahatsızlıkları, yeme bozuklukları, performans kaygısı, stres kontrolü, bağımlılıklar, cinsel/fiziksel taciz, beden algısı bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları, davranış bozuklukları ve özgüven sorunları gibi konularda EMDR ile oldukça başarılı sonuçlar alıyoruz. Güncel rakamlara göre de bugüne kadar her yaştan yaklaşık 2 milyon kişinin farklı tiplerde psikolojik rahatsızlıklarının bu yöntemle başarıyla tedavi edildiğini biliyoruz. Siz de yeni yılda geçmişinizden bugüne kadar getirdiğiniz kötü anılarınızla yüzleşin, barışın ve hayata yepyeni bir başlangıç yapın. “3 yıllık evliyim, aşk evliği yaptım. Çok da mutluyduk aslında. Eşim bana oldukça özenen ve değer veren biri ama ben son zamanlarda nedensiz bir şekilde sürekli bir tartışma konusu buluyor, huzurumuzu bozuyorum. Sonrasında yaptıklarımın ne kadar anlamsız olduğunu görüyor ve çok üzülüyorum, ona haksızlık ettiğimi düşünüyorum. Ama her nedense beni yeterince sevmediğine inanır oldum. Bu artık aramızda ciddi bir sorun olmaya başladığında bana ne olduğunu anlamak için bir terapiste gittim. Yaptığımız görüşmeler sonucunda bana EMDR yöntemini uygulamayı uygun bulduğunu söyledi. Terapi seanslarımızın sonunda vardığımız nokta beni çok şaşırttı. Meğer bu hislerimden çocukluğuma ait bir anım sorumluymuş.
7 yaşındayım... Pencereden bakıyorum, babam arabasına binip gidiyor. O günden sonra da geri dönmüyor. Annemin çok ağladığını hatırlıyorum. Bu anıyı hatırladığımda boğazımın düğümlendiğini ve kendime “değersizim” dediğimi hatırladım. Peki bunca sene sonra bu duygumu tetikleyen ne olmuştu? Yeni bir eve taşındık. Pencereden baktığımda eşimin arabasına binip işe gittiğini görebiliyordum. Bu benim babamla yaşadığım anımdaki olumsuz duygumu tetikliyor ve sanki geçmiş tüm detayları ile canlanıyordu. Babama olan öfkemi eşimden çıkartmaya çalışıyor, onun da beni bırakıp gitmesinden korkuyordum. Seansların sonunda babamın gitmesinin beni değersiz bulması ile ilgili olmadığına dair yeni bir bakış açısı yaratabildim. Eşimle aram da düzeldi. Hatta yakın arkadaşlarımla ve iş yerinde yöneticilerimle yaşadığım değersizlik duygumu tetikleyen olaylara bakış açım da değişti.” • Sevdiğiniz tarafından aldatıldınız ya da terk edildiniz ve bir türlü yeni bir ilişkiye başlayamıyor musunuz? • Girdiğiniz her yeni ortamda anne-babanızın eleştirel sözleri kulaklarınızda çınlıyor ve kendiniz gibi davranamıyor musunuz? • Hayır demekte zorlanıyor ve hep sıkıntıya mı düşüyorsunuz? • Çok sık yolculuk ediyorsunuz ama her uçuşunuz bir kabusa mı dönüşüyor? • Kendinizi sürekli diğerlerinin başarıları ile mi yargılıyorsunuz? • Olumsuz giden her olayda bu benim suçum mu diyorsunuz? • Kaza geçirdiniz, iyileştiniz ama tekrar direksiyon başına geçemiyor musunuz? • Sunum yaparken olacakları düşünmekten başarılarınız hep gölgede mi kalıyor? • Kendi fikirleriniz size değersiz geliyor ve yapacaklarınız ile ilgili hep bir onaya mı ihtiyaç duyuyorsunuz? • Araba kullanırken alt geçitlerden geçemiyor, asansör ve metroları kullanmaktan ciddi anlamda kaçınıyor musunuz? • Romantik ilişkilerinizde hep yanlış insanları bulduğunuzu düşünüyor, ilişkilerinizi sürdüremiyor ve her seferinde ayrılıyor musunuz? EMDR İLE ÇÖZÜME KAVUŞABİLİRSİNİZ.
Güvenevler Mah. Gülden Sok. Meydan Șili Apt. No: 2/12 Çankaya / ANKARA T: 0(312) 468 26 25 • E: ceren@cerenpakman.com • www.cerenpakman.com
davet
YELDA ÖKTEN, MUSTAFA ALTINTAȘ, BETÜL KONAK, ÜLGEN KARAASLAN, AYLİN YILDIZ, TUĞBA GÜRSES
Kendinize Dönüşün Ankara’da ilk kez Yoga, Astroloji, Tai Chi ve Qigong bir arada aynı merkezde buluştu. Stüdyo Venüs Sirius, Çankaya Gaziosmanpaşa’da özel bir etkinlikle kapılarını Ankaralılara açtı. Işığı bol, konforlu, modern bir mekan tasarlanmış. Her yaştan insanı hareket ettirmeyi amaçlayan merkezin mottosu “kendinize dönüşün”. Yoga, Tai Chi, Qigong gibi kadim hareket sistemleri ile beden sağlığınızı geliştirirken Astroloji Danışmanlığı ve Eğitimi ile de kendinizi tüm farklılıklarınızla tanımanıza katkı sağlıyor. Hem bedene hem zihne hem de ruha aynı anda dokunmaya inanan holistik yaklaşımı benimseyen, kişinin kendisi olma yolculuğuna yol arkadaşlığı yapmayı hedefleyen Studio Venüs Sirius ilk organizasyonunu Avrupa Yakası dizisindeki “Yaprak” karakteriyle tanıdığımız Hale Caneroğlu ile yaptı.
162
ÜLGEN KARAASLAN, HALE DEMİROĞLU
davet
VENEZUELA BÜYÜKELÇİSİ JOSE BRACHO
Festival’de İkincilik Venezuela’nın
19. Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde ilk kez boy gösteren Venezuela, Festival’de ikinci oldu. 30 Ekim - 4 Kasım 2018 tarihleri arasında bu sene 19.su düzenlenen Uluslararası İzmir Kısa Film Festivali’nde Venezuela ilk kez boy gösterdi. Festivalde Roberto Gutierrez’in “Lucy” adlı kısa film çalışması en iyi ikinci film ödülüne layık görüldü. Bu seneki festivalde ayrıca Breziya, Şili, İspanya, İran, Meksika, Ukrayna, Uruguay gibi ülkeler de filmleriyle yer aldı. Festivalin organizatörleri bu sene sadece Venezuela filmlerinden oluşan bir seçki gecesine de yer verdi. Bu seçki kapsamında gösterilen Venezuela yapımı 8 kısa film Cacharro (Enkaz), En Busca de la Canoa Perfecta (Mükemmel Kano Arayışında), El Astronauta (Astronot), Hastío (Sıkıntı), La Eternidad de Paula (Paula’nın Sonsuzluğu), La Mora y El Cocuyo (Böğürtlen ve Ateş Böceği), Emperatriz (İmparatoriçe), Susurro Bajo La Tierra (Toprak Altındaki Fısıltı) seyircinin beğenisine sunuldu. Venezuela Büyükelçisi Jose Bracho, yönetmen Roberto Gutierrez adına ödülü kabul edip festival jürisine şükranlarını dile getirdi.
164
Roberto Gutierrez’in “Lucy” adlı kısa film çalıșması en iyi ikinci film ödülüne layık görüldü.
“Venezuela olarak dünya barıșının inșasında vazgeçilmez bir argüman olan kültürel çeșitliliği destekliyoruz.” șeklinde konușan Büyükelçi Bracho, festivale davet edildikleri için șükranlarını dile getirip sözlerini șu șekilde sonlandırdı: “Venezuela’ya adil olmayan bir șekilde boyun eğdirmek isteyenlere inat bu tarzda organizasyonlar ülkemiz üzerindeki izolasyonu kırmamıza imkan sağlıyor. Türkiye ve Venezuela arasında karșılıklı saygı çerçevesinde üretken, kalıcı ve güzel bir ilișki inșa etmek için çalıșıyoruz.”
DR. HASAN KÜTÜKOĞLU
Bişektomi ve Liplift Nedir? Dr. Hasan Kütükoğlu son yılların en popüler estetik cerrahi operasyonlarından olan bișektomi hakkında bilgi veriyor... elmacık kemikleri ve çene hattı belirginleşerek daha üçgen bir yüz görünümü elde edilebilir.
Bişektomi ameliyatı kimlere yapılır?
Bu ameliyatlar yüzde yanak bölgesi kalınlığı şikayeti olan ve cilt sarkması çok olmayan 18 yaş üstü kadın ve erkek tüm hastalara uygulanabilir.
advertorial
S
on yıllarda oldukça popüler olan bişektomi ameliyatı, yanak bölgesinin büyük çoğunluğunu oluşturan bichat yağ yastıkçıklarının alınarak yanağa daha ince bir görünüm verme ameliyatıdır. Yanakta bulunan bu yağ yastıkçığının alınması ile yüzde hafif bir yüz germe ameliyatı olmuşçasına etki yaratılabilir. Yanak incelir,
Hastaya olan uygunluğuna hekim tarafından muayene edilerek karar verilmelidir.
Bu işlem nerede yapılmalıdır?
Bişektomi ameliyatları hastane ortamında sterilizasyon şartlarına uygun olarak lokal anestezi (sadece yanaklar uyuşturulur) veya hafif sedasyon (yarı uyur) altında yapılabilmektedir. Operasyon süresi yaklaşık 45 dakika olmakla beraber başka bir ameliyat ile birlikte yapılmamışsa hasta aynı gün hastaneden taburcu edilir.
Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Hasta taburcu edildikten sonra, en az 3 gün sıvı gıdadan zengin beslenmesi, her öğünden sonra temizleyici ağız solüsyonları ile gargara yapılmasını önermekteyiz. İşleme bağlı ödemi azaltmak amaçlı 3 gün elastik bandaj veya özel maskeler ile soğuk uygulama tavsiye etmekteyiz.
Yapılan işlemin sonuçları ne zaman ortaya çıkmaktadır?
Bişektomi ameliyatı sonrası oluşan ödemlerin inmesi 7-10 gün sürmektedir. Yaklaşık 3 hafta sonra yüz şekillenmeye başlamakta ve olası sonuçlara en yakın görüntü 7-8 hafta civarında görülmektedir. Gerçek sonuçların oluşması ise 3 ayı bulmaktadır. Bu yüzden hastaların ameliyat sonrası sabırlı olması gerekmektedir.
Alınan yağlar yüzde başka bir bölgeye koyulabilir mi? Bichat yağ yastıkçıkları yanak bölgesinin büyük bir hacmini kaplasa da miktar olarak fazla değildir fakat alınan bu yağlar işlemden geçirilerek dudak hacmini veya yüzde küçük hacim eksiklikleri için kullanılabilir.
Ameliyat sonrası ileri dönemde yüz bölgesinde sarkma olur mu?
Yanak bölgesindeki yağ yastıkçıklarının alınması ile cilt tam tersine yukarı doğru hareket eder. Uzun dönemde ise, yanaklarda daha fazla çökme veya cilt sarkmasına ekstra bir katkısı yoktur.
Ameliyat sonrası iz kalır mı?
Bişektomi ameliyatı, ağız içinden kesi yapılarak gerçekleştirilir ve eriyen dikişlerle tekrar dikilir. Ağız içinde belli belirsiz 1-2 cm’lik çizgi şeklinde kalır ve dikiş alınmasına gerek yoktur.
Liplift (dudak kaldırma) ameliyatı nedir?
Burun - dudak mesafesi uzun olan hastalar için burun altından cilt çıkarılarak yapılan bu işlemin iki etkisi vardır; ilki dudak-burun mesafesinin kısalması, ikincisi ise dudağın kalınlaşması.
Ameliyat nasıl gerçekleştirilir?
Bişektomi gibi ameliyathane şartlarında lokal anestezi altında 45 dakika süren bir ameliyattır. Burun altından yeterli miktarda cilt çıkarılır ve dokular yukarıya doğru eriyen dikişlerle burun tabanına asılır. Hasta ameliyat sonrası taburcu edilir ve burun altında ince bantları ile günlük hayatına hemen dönebilir.
Sonuçlar ne zaman ortaya çıkar?
Operasyon sonuçları anında etkisini gösterir. Sonrasında 7 günlük pansuman yapılması gerekmektedir. Burun tabanındaki iz ince bir şerit halinde 1-2 ay içerisinde görünmeyecek düzeye gelmektedir. Bişektomi ve liplift ameliyatları, uygun koşullarda ve bu konuda tecrübeli cerrahlarca yapıldığında sonuçları ile hasta memnuniyeti çok yüksek olan ameliyatlardır.
Operasyon süresi yaklașık 45 dakika olmakla beraber bașka bir ameliyat ile birlikte yapılmamıșsa hasta aynı gün hastaneden taburcu edilir.
davet
FİLİZ SÜTÇÜGİL
EBRU ERGECE, BİRGÜL ÇUHRUK
SERPİL TÜFEKÇİ
Night Zoom Koleksiyonu Ankara ile Buluştu Ünlü stilist ve moda editörü Mert Aslan, 2018-19 Sonbahar-Kış adL”Night Zoom Styled By Mert Aslan” koleksiyonunu Türkiye’de bulunan en büyük adL mağazası olan Cepa adL’de tanıttı. Seda Çavuşoğlu, Fulya Sezen, Kubilay Sakarya, Damla Perçiner gibi Ankara cemiyet hayatından birçok ismin katıldığı adL “Night Zoom Styled By Mert Aslan” 2018-19 Sonbahar- Kış “alışveriş saatleri” etkinliği Cepa AVM’de MAG PR Solutions tarafından düzenlenen bir etkinlikle gerçekleşti. Ünlü stilist Mert Aslan, geçmişten güç aldığı moda ikonlarından Nico, Betty Catroux ve Donatella Versace tarzı koleksiyonunu tanıttığı davette hem dostları hem de moda severlerle buluşarak stil tüyoları verdi. Mert Aslan “Ankara’nın en stil sahibi kadın dostlarımı ve moda severleri ağırlamaktan mutluluk duydum. Koleksiyonumuzun çıkış temasını oluşturan zamansız stil üzerine hep beraber sohbet ettik” dedi.
168
MERT ASLAN
davet
AFİTAP AKINCI
SERTAÇ DARCAN
SİNEM EYÖVE, YELİZ ÇİFÇİLİ
FULYA SEZEN GÜLTEKİNOĞLU
“Orient Tuxedo” 2018-19 Kıș Koleksiyonu’na, kadifeler, payetler, puanlı tüller, danteller, satenler, parıltılı örmeler, jakar kumașlar öncülük ediyor. 170
DAMLA PERÇİNER
AYȘEGÜL YURTSEVEN, DZHAFER UMEROV
CEREN CAN
SEDA ÇAVUȘOĞLU
BURCU OKYAY
İLKNUR DEMİR
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
TUBA GÜRSES
NURTEN GÜRDOĞAN,TUĞBA KOÇ SARIÇAM
davet
BURCU YÖREBULUT
BANU KURTARAN ERTÜRK
MELDA ALTIN
MELTEM AKȘİN
Ünlü Stilist Mert Aslan’ın Cepa AVM’de gerçekleșen etkinliğine Ankara cemiyet hayatının tanınan birçok ismi katıldı. SEVİLAY HELVACIOĞLU
BERİL ÇAVUȘOĞLU
KUBİLAY SAKARYA
KÜBRA BAYRAKTAR
ÇİĞDEM SOKULLUOĞLU
ECE SALICI
ASUMAN KÖKSAL
YEȘİM TANDOĞAN
ȘÜKRAN ÖKTEM
FİLİZ REİS ÇEBİ
GÖRKEM ÇAMLIBEL
NESRİN KILAVUZ
özel
Kendi Masalının Kahramanı
Farah Zeynep Abdullah Dönem projeleriyle ve gerçek öykülerin beyaz perde uyarlamalarıyla ekranlarda gördüğümüz güzel oyuncu Farah Zeynep Abdullah, aynı zamanda yumușacık ses tonuyla müzik dünyasına da atım attı… Gerçekleștirdiğimiz röportajda; 7 Aralık’ta vizyona girecek olan, efsane yarıș atı Bold Pilot ve jokeyi Halis Karataș ile büyük așkı Begüm Ataman’ın hikayesini anlatan “Bizim İçin Șampiyon” filminden, kendine doğum günü hediyesi olarak yaptığı “Bu Hangi Masaldı?” teklisinden ve özel yașamına dair tüm merak ettiklerimizden bahsettik… Rengarenk kareleri barındıran göz kamaștıran çekimimizi ve sıcacık sohbetimizi sizlerle bulușturuyoruz… RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN FOTOĞRAFLAR: ELİF DEMİRALP STYLING: RUTKAY ÖZİŞ PRODÜKSİYON: ÜMİT TOKAT SAÇ: NURİ ŞEKERCİ MAKYAJ: HAMİYET AKPINAR BACKSTAGE: DİLARA ERTÜRK
ELBİSE: NEDRET TACİROĞLU KOLYE-YÜZÜK: SWAROVSKI AYAKKABI: RAISA & VANESSA
özel
ELBİSE: RAISA & VANESSA KEMER: NEDRET TACİROĞLU
Çocukluğumdan beri hep gelecekteki halimle konuşmak istedim ve ona mektuplar yazdım…
B
izim seninle tanışmamız “Öyle Bir Geçer Zaman ki” ile oldu. Bu projenin senin için ilk olması dışında farklı bir yeri var mı?
Öyle Bir Geçer Zaman ki, benim için bir başlangıç olmuş oldu. Açıkçası meslek olarak oyunculuğa tam karar vermemiştim bile orada oynarken... Müzik yapmak vardı aklımda, hatta sette bile yaptığım şarkıları dinletiyordum. Bir üniversite öğrencisinin 2 yıl izin alıp bir deneyim yaşaması gibi düşünün… Sanırım o proje bana verilen bir eğitim gibi oldu ve sonrasında İngiltere’ye gidip üniversiteyi bitirirken önüme çıkan projelerlerle de birlikte neyi, nasıl yapmak istediğime karar verebildim ve oyunculuğu seçtim.
Genellikle dönem projelerinde yer aldın. Nasıl hazırlık yapıyorsun bu tarz projelerdeki karakterler için, günümüz hikayelerinde oynamaktan farklı bir motivasyonu oluyor mu?
Aslında kariyerimi genellemem gerekirse; dönem projeleri demekten ziyade, iyi hikayelerde olmayı hedefledim dersem daha doğru olur. Dönem ya da günümüz, beni ilk ilgilendiren şey; her zaman senaryonun kendisi oldu. Bir projeyi kimin yöneteceği, kimlerle beraber yola çıkacağım önemliydi benim için... Dönem ve günümüz hikayelerinin sanırım pratikte farklılıkları oluyor; alışkanlıklar gibi… Fakat dramatik temelde bir fark yok. Dönem projelerinin hazırlığı, dönemsel şartlardan dolayı ister istemez farklı olmak zorunda. Şahsen 70li yıllarda o kadar çok vakit geçirdim ki, artık hazırlıklarda ben de yardımcı olabiliyorum ekibe. Onun dışında bir oyuncu için en önemli veri, senaryoda kurulan dünya ve tabii ki yönetmenimizin de rehberliğinde yapılan araştırmalar.
Dönem olmaları dışında; gerçekten yaşamış, hatta yaşamakta olan kişileri de oynadın.. Oyunculuğun bu tarafı ile kurduğun ilişkiyi merak ediyorum. Nasıl bir duygu? Çok enteresan bir duygu. İlk projemden beri gerçekten oynadığım
karakterlerin yüzde doksanı yaşamış veya yaşayan insanlara dayanıyor. Bu durum insanın üzerinde biraz baskı yaratabilir, o yüzden ben hep senaryoya bağlı kaldım. Benim için senaryoda oluşturulan karakter en önemli çıkış noktasıdır. Şampiyon’da da bunu yapmaya çalıştım fakat daha zor oldu. İlk set günümde Begüm Atman’ın, yani benim oynadığım karakterin ablaları sete gelmişti ve ben de karavanın camından bakıyordum onlara. Çok çekindim yanlarına gitmekten ama tanıştırmak için ekibimiz beni dışarı davet etti. Titriyordum; onların gözlerine bakınca ağlamaktan korkuyordum... Bir de ilk sahne olarak dolu dolu aşk yüklü bir sahne çekecektik hemen sonrasında... Kendimi tuttum, sarıldık ve bana “filmi duyduğumuz andan beri Begüm’ü senin oynamanı istedik” dediler. Harikaydı tabii ama harika olduğu kadar baskı da yaratmıştı bu dedikleri. O baskı duygusundan senaryoyu düşünerek kurtuldum. Layığıyla ve hayallerindeki gibi olmuştur umarım. Film bittikten sonra duydum ki, filmin tamamını izleyememişler; Begüm’e çok benzettikleri için bir yerden sonra geri kalanını görmeye dayanamamışlar. Bir de Halis Karataş’ı gördüm, Veli Efendi çekimlerinde. Çok çekindim, hayranlık duyup merhaba diyemedim, ileriden yürürken onu izledim.
İleride doğacak çocuklarına, gelecekteki Farah’a videolar çektiğini ve mektuplar yazdığını duydum. Nasıl bir duygu sana bunları yaptırıyor, ne demek istersin bu konuda?
Çocukluğumdan beri hep gelecekteki halimle konuşmak istedim. 12-13 yaşımda “belki gelecekten konuşamam ama geçmişten gelecekteki Farah’a konuşabilirim” diye mektuplar yazmaya başladım. İlk mektubum 10 sene sonrasınaydı. Sonra daha kısa zamanlar için yazmaya, ayrıca video çekmeye de başladım. “Doğmamış Çocuğa Mektup” kitabını okuduktan sonra da çocuklarım için yapmaya başladım bunları. Anları tutma isteği yaptırıyor bana bunu sanırım. Bir de videoya anlatırken, genellikle şu andan ve neler yaşadığımdan, neler öğrendiğimden bahsediyorum; hayat duruyor, neler yapmışım, diye kendi içimde de değerlendirmeme yardımcı oluyor bu anlar...
özel
Kendi geleceğimden bir fotoğraf karesi görebilecek olsam, onun kocaman bir aile olmasını isterim… Bu videolar ve yazdıkların hep gelecekle ilgili. Sana gelecekten bir fotoğraf yollayacak olsalar kendini nasıl bir fotoğrafın içinde görmek istersin?
Sanırım kocaman bir aile olarak görmek isterim; anneannem, annem, babam, kardeşim, onların çocukları, eşim, çocuklarım, köpeklerimiz, kedilerimiz… Hep beraber, huzur dolu, mutluluk dolu bir fotoğraftayız. Yılbaşı olsun mesela; etrafta hediye paketleri, devasa bir ağaç ve biz kocaman gülüyoruz...
Bugüne kadar birbirine benzemeyen birçok karakter canlandırdın. Bu karakterlerden birine bir nasihat edecek olsan hangisine, ne derdin? Eylül’e “Gitme!” derdim! “Hayat senin sandığın kadar uzun değil ve insanların değerini anca onları kaybedince anlayacak kadar bencil olma, kendini sev” derdim.
“Bu Hangi Masaldı?” teklin hayırlı olsun. Seni oynadığın rollerden dolayı şarkı söylerken izledik, özel albüm projeleri için şarkı söylediğine şahit olduk fakat bu şarkı sözü ve bestesi ile tamamen senden çıktı. Müziğe olan ilgin de yeni değil belli ki… Bunu yapmaya seni iten duygu ne oldu?
Teşekkür ederim. Evet, gerçekten kendimi bildim bileli müzik hep yanı başımda, içimde... Açıkçası biraz da özgüvensizliğimden dolayı benden çıkmayı bekledi biraz, beklettim onu… Çünkü ergenliğimde çok yara almıştım müzikten… Müzik öğretmenim “sende hiç kulak yok” diyerek bana ders vermeyi reddetti ve onun üzerine kendi şarkılarımı yapmaya başladım, hiç kimseyle paylaşmak değildi niyetim, çevreme dinlettim sadece. Sonrasında çok başarılı bir müzisyen beni çok korkuttu müzik ile ilgili. “Bu Hangi Masaldı?” benim için çok özel bir şarkı olmanın yanı sıra, müziğe gerçekten ilk adımım. Hayatımda ilk defa bu sene, yaptığım şeyleri paylaşma düşüncesi beni korkutmak yerine, heyecanlandırıyor. Şarkıdan aldığım tepkiler de harika. Gerçekten şaşırıp, “iyi ki yaptık” diyorum. Kendi kendime, bir doğum günü hediyesi olarak 3 günde yaptığım şarkının böyle bir hale geleceğini hiç kestiremezdim. Gözde Yılmaz’ın “bunu insanlarla paylaşmalısın” demesini bekliyormuş gibi hemen harekete geçtim. Kendi yaptığım aranjman daha farklı ve pesti, Alper Aytekin ile yeniden düzenledik ve aslında ilk halinin duygusundan çıkmadan bambaşka bir şarkı oldu. Çünkü, o tatlı, ev
178 magdergi.com.tr
yapımı hissiyatının şarkıdan gitmesini istemedik.
Müzik seni belli ki çok heyecanlandırıyor. Gelecekte müzikle ilgili başka planların var mı?
Var, aslında çok şey var aklımda fakat bir planlama yapmaya çalışıyorum bu aralar. Müzikte beni en zorlayan şey doğru zamanlama oluyor. Bir şeye çok yoğunlaşmışken ona odaklı, hatta takıntılı oluyorum. Dolayısıyla her şeyi önceden belirlemek şart oluyor. “Bu Hangi Masaldı?” için Burak Yeter ve Mert Aydın remiksler yapıyor, hatta başka bir sürpriz şarkıya da çalışıyoruz. Erol Evgin ile yazın yaptığımız düet de yakında çıkacak. Onunla beraber şarkı söylemek çok gurur vericiydi, çok heyecanlıydım, rüya gibiydi, bol bol fotoğraf çektim. Alper Aytekin ile birkaç canlı performans fikrimiz var, Youtube kanalımda ara ara sürprizler olabilir, bu aralar bunları planlıyoruz.
Klip, Türkiye’de çekilen ilk dikey klip, bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Yönetmenimiz Gizem Elçi’nin fikriydi; çok yaratıcı, hayranlık uyandıran bir yönetmen. Klibin gizli kahramanı yeşil kapüşonlu üst de onun fikriydi. Şarkıyı ve şarkının hikayesini dinledikten sonra, “bunu bir gece hikaye serisi gibi çeksek nasıl olur?” dedi. Dikey klip Türkiye’de hiç yapılmamış bir şeydi, çok heyecanlandırıcı bir fikirdi. Tam da o aralar bize işaretmişçesine YouTube dikey video koyma özelliğini duyurdu. Görüntü yönetmenimiz Muratcan Gökçe de çok heyecanlandı. Kameranın dikey kullanımı enteresandı, alışılmışın çok uzağında, çok samimi bir klip çektik. Aslında her yönden ilkler oldu, diyebiliriz; Gizem ve benim ilk klibim, dikey klip olarak da Türkiye’nin ilki!
7 Aralık’ta vizyonda olacak yepyeni bir filmin var… Nasıl dahil oldun Şampiyon filmine? Hikaye ile karşılaştığında neler hissettin?
Senaryoyu okumaya başladım ama açıkçası Bold Pilot’ı tanımıyordum ve hikayenin nereye gideceğine dair bir fikrim de yoktu. Sanırım ondan dolayı da çarpıldım senaryoyu okurken... Her şeyden öte, öncelikle bir seyirci olarak aşık oldum senaryoya. Sonunda çok ağladım ama enteresan bir ağlamaydı, içimde umutlar yeşerten bir ağlama... Böylesine ilham verici bir filmin içinde yer almayı çok istediğim için bir an bile tereddütte kalmadım.
ELBİSE: NEDRET TACİROĞLU KÜPE: RAISA & VANESSA
özel
Kafamda duyduğum müziği oluşturmak en güzel meditasyon oldu bana…
180 magdergi.com.tr
ELBİSE: NEDRET TACİROĞLU CEKET: JU İSTANBUL
özel
Şarkıdaki ıslığı erkek arkadaşım çalıyor… Peki önüne gelen projelerin seni duygusal olarak hep bu şekilde etkilemesi mi gerekiyor? Çünkü oynadığın karakterlerin duyguları genel olarak çok yoğun ve her insanın başına gelen cinsten değil.. Sanırım en önemli şey, senaryonun beni etkilemesi… Ağlatarak, güldürerek veya türlü duygular yaşatarak… En etkilendiğim şey, iyi bir hikaye; insanlara ne anlatmak istediğin ve nasıl anlattığın… Ben seyirci olarak izlemek isteyeceğim projelerde yer aldım her zaman… Karakter, tek başına beni etkileyen bir unsur olmadı hiçbir zaman.
Özel hayatına geçelim biraz da… Kişisel olarak sosyal hayatına nasıl etkileri oldu bahsettiğimiz tüm bu projelerin? Bir yanda Gülizar dizisi bitiyor, hemen ardından gerçekten yaşamış kanser hastası bir kadın, onun da ardından hepimize hayat enerjisi, mutluluk aşılayan bir şarkı “Bu Hangi Masaldı?”..
Çok kolay oldu dersem yalan olur. Birçok sağlık sorunu da yaşadım tüm bunlar esnasında. Özellikle Şampiyon hem film olarak çekmesi çok zor bir filmdi hem o esnada bağırsak mantarı olduğumu öğrendim, bağışıklık sistemim çökmek üzereydi. Beslenmemi tamamen değiştirmem gerekti, hala da çok dikkat ediyorum. Şampiyon bittikten sonra Erol Evgin ile yaptığım düet bana çok iyi geldi. Sonrasında “Bu Hangi Masaldı?”yı besteledikten sonra çıkartmaya karar vermek de bana yepyeni bir motivasyon kazandırdı. Yeni beslenme düzenime de alışmıştım ve kendimi toparlamaya başlamıştım. Ağustos’tan Kasım’a kadar olan dönemde de şarkıyla ilgilendim.
Aslında şunu da merak ediyorum, bunca farklı hikayesi olan karakterleri oynamanın sosyal hayatına etkileri oluyor mu? Oyunculara hep sorulan bir soru olarak senin ne düşündüğünü merak ediyorum…
Buna belki de en iyi cevap verecek olanlar; o süreçlerde yanımdakiler olur. Şunu söyleyebilirim ki; özellikle oyunculuk yaparken, istemsizce o projenin dünyasına kapattığımı farkettim kendimi. Belki de bu yüzden uzun dizi süreleri bana daha zor geliyor, iletişimimde kopukluklar oluyor konsantrasyon sürecinde. Bunları düzeltmeye çalışıyorum tabii ki. Bu şarkı o yüzden çok da iyi geldi bana, kendime daha yakınlaştığımı hissettim. Oynamaktan bambaşka bir şey olarak, kafamda duyduğum müziği oluşturmak en güzel meditasyon oldu bana...
İlgilendiğin her şeyi aşkla yaptığını söylesek yanlış olmaz sanırım. Oyunculuğu ve müziği bu kadar aşkla
182 magdergi.com.tr
yapan birisinin ailesine ve sevdiklerine vakit ayırmak ile ilgili sorunları oluyor mu? Kıskanıyorlar mı mesleğine olan aşkını ya da tepkileri nasıl oluyor?
Gerçekten ailemden yanaçok şanslıyım. Hep arkamda olan, müzikte de, sinemada da çok geniş zevkleri olan bir ailem var. Beni besliyorlar. Şarkıya eklediğim her yeni şeyi, bir plak koleksiyoneri olan babama mutlaka sordum; flüt onun fikriydi mesela... Şarkıdaki ıslığı erkek arkadaşım çaldı. Aşk, benim için sadece insana duyulan bir his değil; hayvanlara, bir filme, bir şarkıya da aşık olabilir insan. Aşık olduğum şeyleri yapabiliyor olmak, en çok şükrettiğim şey hayatta… Ve ailemin, sevdiklerimin de aşkımı görmesi, paylaşması bu noktada büyük motivasyon oluyor benim için. Yaptığım şeyler karşısında, sevdiklerimin gözlerindeki mutluluğu, gururu görmek benim için dünyadaki en güzel his…
Ben oldukça evcil olduğunu hissettim ama klipte gördüğümüz gibi geceleri dışarıda olmayı ve sürekli dışarda sosyalleşmeyi seven birisi misin acaba?
Kesinlikle evcil biriyim! Klipteki gece, gerçekten de Ece ile yıllardır “bir gece dışarı çıkalım” deyip de ilk defa çıktığımız gece. Ve o gece de erkek arkadaşımla tanıştım. Normalde evde olmayı çok seviyorum, özellikle gece bir film veya dizi izlemeden uyumam çok zor.
Bir süper kahraman olsaydın özelliklerin neler olurdu?
Ben şu an, çevreci bir süper kahraman olmak isterdim. Bozulan yerleri tak diye eski haline döndürüp düzeltebilmek veya denizleri hemen temizleyip plastikten, çöplerden arındırabilmek isterdim... Belki bir süper kahraman sorusuna sıkıcı bir cevap oldu ama bence günümüzün kahramanları küresel ısınmayla ilgili harekette olan insanlar.
Peki sana bir şarkı yazılsaydı ismi ne olsun isterdin? Zor bir soru ama yine “Bu Hangi Masaldı?” olabilir. Güzel bir isim bence…
Şarkını yazıp bestelediğin gibi, filmini yazıp yönetecek olsan hangi oyuncularla çalışmak isterdin? Türkiye’de çok beğendiğim, takip ettiğim oyuncu var. Keşke elimde yazıp bitirdiğim bir senaryo olsaydı ve sana söyleyebilseydim kimlerle çalışmak istediğimi… Çünkü senaryosuz isim vermek çok zor. O yüzden şöyle bir genelleme yapabilirim: Kendiyle ilgili olmayan, odağında tamamen proje ve projenin dünyası, anlattıkları olan oyuncularla çalışmak isterdim.
ELBİSE - SAÇ BANDI: RAISA & VANESSA
รถzel
magdergi.com.tr
Kendiyle ilgili olmayan, odağında tamamen proje ve projenin dünyası, anlattıkları olan oyuncularla çalışmak isterdim…
ELBİSE - AYAKKABI - SAÇ BANDI: RAISA & VANESSA
davet
SEDA AYAZLI, MURAT KARAHAN
TAN SAĞTÜRK, MURAT KARAHAN
Troya Ayakta Alkışlandı Devlet Opera ve Balesi’nin yeni sezondaki en iddialı eserlerinden biri olan ve yıldız isimleri bir araya getiren “Troya”nın dünya prömiyeri ATO Congresium’da gerçekleşti. Paris’i ünlü tenor Murat Karahan’ın, Hektor’u ünlü dansçı Tan Sağtürk’ün canlandırdığı operada Helen’i soprano Seda Ayazlı seslendirdi. Eserin anlatıcısı, Homeros’u ise Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt canlandırdı. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Mustafa Kurt ile Devlet Opera ve Balesi Genel Müdür ve Genel Sanat Yönetmeni Murat Karahan’ın ilk kez aynı sahneyi paylaştığı gecede, Tan Sağtürk 12 yıl sonra ilk kez Devlet Opera ve Balesi yapımı “Troya” ile sahnedeydi. Orkestra, koro, bale kadrosundan 300 sanatçının sahnede olduğu gecede, 3DMAX Mapping Teknolojisi ile desteklenen muhteşem görsel tasarım şöleni nefesleri kesti. Başrol kostümleri ise ünlü modacı Atıl Kutoğlu tarafından tasarlandı.
186
FATOȘ ÖZSOYİ, GÜNERİ CİVAOĞLU
FİDANLAR İNŞAAT ATABİLGE İNCEK KONUTLARI 5 BLOK
İNCEK
700 DAİRE
NEVA PRESTİJ YAPI - ÖZ RİZE ORTAKLIĞI NEVADİUM KONUTLARI BATIKENT
3 BLOK
764 DAİRE
GÜMÜŞ İNŞAAT GÜMÜŞ ŞEHİR EVLERİ OVACIK
4 BLOK
240 DAİRE
Pencere’ye atılan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara Telefon: 0312 385 88 50 E-posta: hatupen@hatupen.com.tr www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
davet
BURCU YÖRÜBULUT
YAKIN ERTÜRK, AYLA-NAMİ HATIRLI, ȘENER ÖZPOLAT
MAG Medya’nın katkılarıyla ANAÇEV, ANGİKAD ve İlgi Otizm Derneği’ne de bağıș sağlandı. HALUK TÜMER-AYSU YAVUZ
BERİL ÇAVUȘOĞLU
DİLARA AKIN
ȘEBNEM BURSALI
ALİ-ALMİLA DOĞAN
189
ERCÜMENT-AYLİN TEKİN
YASEMİN POLAT
Yurt dıșı ve yurt içinde birçok sahnede seyirci ile bulușturulacak eser, Berlin ve Moskova’nın ünlü opera evlerinde sahnelenecek. SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU
İPER ZİLELİ
METİN FEYZİOĞLU
HATİCE CANGÜL
davet
DİLEK ÖZEN, TÜZÜN GELGEL
190
CEYDA GÜRSEL
ESRA-ÖZER YILDIRIM
ZEYNEP KOREȘ
İLHAN-FATMA ERDAL
MEHMET-FERİDE ȘAHİN
davet
ZEYNEP YİĞİT, GÜLȘAH ERHAN
192
HINCAL ULUÇ
Devlet Opera ve Balesi ile sahnede hayat bulan Troya efsanesi seyircileri büyüledi. ERSİN-REZAN YAĞIZ
TURGUT-EDA-PERİHAN UYAR
HANDAN BANU ÖZTÜRK
GÜLȘEN ULUSOY
KADRİYE-ÜNAL KERİMOĞLU
YEȘİM-REHA TANDOĞAN
TUBA GÜNEBAK
GÜZİN KIRSAÇLIOĞLU
SONGÜL SAN ERKAN
SEVİL GÜRGAN
ESMA ÖZDEMİR
Güzelliğin Kalıcı Adresi Esma Sema Güzellik Merkezi’nin kurucu ortakları Esma Özdemir ve Sema Demirci, güzellik uygulamalarıyla ilgili bilinmesi gereken önemli noktalara değiniyor...
Esma Sema olarak, 5 yıldır hizmet vermekteyiz. Müşteri potansiyelimiz hızla arttığı için merkezimizi büyüttük ve yeniledik
Bir güzellik merkezi olarak en çok hangi konularda hassasınız?
Kullandığımız ürünlerin antialerjik olmasına özen gösteriyoruz ve bunun için ürün seçimlerimizi yurt dışından tercih ediyoruz.
Pudralama ve kıl tekniği kaş arasındaki farklar nelerdir?
Pudralama, kaş kıl tekniğine nazaran toz görünümünde yapılır, renk değişimi yapmaz; en az 1,5, en fazla 2 yıl kalıcılığı vardır. Pudralama kaşta renk, kişinin kaş, saç ve ten rengine göre uygulanır. Renk değişimi yapmadan, açılarak silinir.
advertorial
E
sma Sema Güzellik Merkezi birtakım yenilikler yaptı, bize bunun sebeplerinden bahsedebilir misiniz?
Bu ișlemi yapan kișinin ișin eğitimini almıș olması, kullanılan boyaların renk değiștirmemesi, ișlem yaptırılan ortamın temiz ve hijyenik olması çok önemlidir.
Neden medikal manikür yaptırmalıyız?
Medikal manikür, üç sefer uygulamadan sonra etlerinizin tırtık tırtık olmasını engeller ve zamanla manikürün azalmasına ve çıkmamasına sebep olur.
Dudak pudralama işlemiyle ilgili genel bilgiler alabilir miyiz; zararı var mı, ne kadar süre kullanılabilir, kimlere tavsiye edersiniz?
Dudak pudralamada renk, kişinin isteğine göre uygulanır. İlk bir hafta koyu olan renk, bir haftanın sonrasında %40 açılır ve 1,5 ay sonra rötuşunuz yapılır. Dudak pudralama işlemi genelde, dudak çizgisi bozulmuş, sigaradan morarmış ve renksiz dudaklar için daha çok tavsiye ettiğimiz bir işlemdir.
Kalıcı makyajı kimler tercih ediyor?
Kalıcı makyaj; çalışan hanımlar için zamandan tasarruf etmek ya da sürekli makyaj yapmaktan sıkılan, makyaj yapamayan hanımlar için en rahat ve kullanışlı uygulamadır.
Peki kadınların bu konuda nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
Kalıcı makyaj yaptıracak kişilerin, makyajı yaptıracakaları yeri çok iyi araştırmaları gerekiyor. Bu işlemi yapan kişinin işin eğitimini almış olması, kullanılan boyaların renk değiştirmemesi, işlem yaptırılan ortamın temiz ve hijyenik olması çok önemlidir. O yüzden tüm bunlara dikkat etmelerini öneriyoruz.
Sezonun trendleri neler olacak?
Bu sezon, pudralama kaş ve buğulu eyeliner daha çok trend olacak.
Yașamkent Mah. 3158. Sokak No:29/C Çayyolu - Ankara T: 0312 217 60 16 esmasemabeauty
davet
BİHAN KOYUNPINAR
MEHTAP ȘAFAK
FUNDA BEKİȘOĞLU
KADRİYE KERİMOĞLU
Pandora Zarafeti Panora’da Yüksek kalitede, elde tamamlanmış şık mücevherler ile dünyanın dört bir yanındaki mağazalarıyla kullanıcıları büyüleyen Pandora, Panora AVM’de açtığı mağazasıyla göz kamaştırdı. Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin, yoğun ilgi gösterdiği davette, Pandora’nın Zarafeti – Purely Pandora koleksiyonu tanıtıldı. Her ortama uyum sağlayan ikonik yüzüklerden, incilerle süslenmiş halka küpelerden ve zarif kolyelerden oluşan koleksiyon, davetlilerden tam not aldı. Astrolog Aylin Yıldız’ın da yeni yılda yaşanacak “şanslı” gökyüzü olayları hakkında bilgi verdiği davette, koleksiyonun can alıcı parçaları tatlı su kültür incilerinden hazırlanan özel tasarımlar oldu. MAG Medya’nın ev sahipliği yaptığı davette, konuklar yeni yıl öncesi alışverişlerini tamamlarken, bu keyifli davette bir araya gelme imkanına da sahip oldu.
196
SAĞNAK BİNZET, GÜLİZ KOCABALKAN, YAKUT DERİCİ
Kavaklıdere, Büklüm Sk. No:1 Tel: 0 312 416 88 00 Çankaya/Ankara latanyahotelankara
davet
ASLI MURAT
198
NİLSU ASİLZADE
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
HÜLYA TOPÇUOĞLU KURAL
Sadelikten ilham alan Purely Pandora koleksiyonu Ankara’da Panora AVM içerisindeki yeni açılan mağazada tanıtıldı. BURCU YÖREBULUT
GÜLENNUR AYDIN
SEDA ÇAVUȘOĞLU
BELİZ BÜYÜKHANLI
MELDA ALTINOK
DİLEK TOZLU
AYȘEGÜL YURTSEVEN
İSMET ERASLAN
TUĞBA LÜLECİ ALAÇAM
El ișçiliği ile benzersiz tasarımları zarafet ile bulușturan Pandora, MAG Medya’nın ev sahipliğinde yılın en ıșıltılı organizasyonuna imza attı. BERİL ÇAVUȘOĞLU
BELMA KESKİN ÖZIȘIK
BURCU ȘENER
davet
ZAHİDE İBRAHİMOĞLU
200
SEMRA FİDANCIOĞLU, ZAFER ÇAVUȘOĞLU
TÜLAY KAYA
MAG PR Solutions’un organizasyonunu üstlendiği davette Astrolog Aylin Yıldız burçlar için özel önerilerde bulundu. AYLİN YILDIZ
SEVİL GÜRGAN, ESİN GÜREL
NESRİN KILAVUZ
TUBA GÜNEBAK
Erkekte cinsel fonksiyonu ve gücü artıran besinler ve gücü artırmak için yapılması gerekenler hakkında Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd.Doç.Dr.Tuba Günebak bilgi veriyor...
advertorial
Erkek İnfertilitesinde Beslenme
İ
nfertilite yani kısırlık, korunmasız düzenli cinsel ilişkinin 12 ay veya daha uzun süre tekrarlanması sonucunda başarılı gebeliğe ulaşılamaması durumudur. Bu noktada beslenme ile ilişkilendirebileceğimiz üç ana nokta
vardır;
▪ Erkeğin sperm sayısının artırılması, ▪ Erkeğin semen kalitesinin artırılması, ▪ Erkeğin dolaşımının yeterli olması. Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki; doğru ve sağlıklı beslenme hamleleri ile erkekler için de zamanı yavaşlatmak, erkeklerin cinsel fonksiyonunu ve gücünü artırmak mümkündür.
Kilo kontrolü için günde 2 adet ceviz ve 6 adet çiğ bademden fazlası tüketilmemelidir.
Erkekte cinsel fonksiyonu ve cinsel gücü geliştirmek için ne yapmalıyız?
▪ Yorgunluktan ve yarattığı ruhsal bitkinlikten (anksiyeteden) korunmak ve seks hormonlarının salınımını olumlu yönde etkileyebilmek için B vitaminlerinden zengin besinlerin tüketimine özen gösterilmesi önerilmiştir. Bu besinler; süt, yoğurt, yumurta, balık (tercihen somon balığı gibi derin soğuk su balıkları), koyu yeşil yapraklı sebzeler (tere, roka, semizotu, taze nane, ıspanak, vb) ve tam tahıllı ürünlerdir (tam tahıllı ekmek, bulgur, esmer makarna gibi). ▪ Erkekte cinsel sağlığı destekleyen besinlerden birinin de, içerdiği L-arjinin dolayısıyla, yer fıstığı olduğu bildirilmiştir. L-arjinin, nitrik oksidin öncü maddesidir. Nitrik oksit ise Viagra’nın ham maddesidir. Ancak, günde 20 taneden fazla tüketilmesi kilo kontrolünü zorlaştırır. ▪ Arjinine ulaşabilmek için tüketilebilecek besinlerden biri de kavundur. Kavunun içerdiği sitrulin, vücutta arjinin oluşumunu destekler. ▪ Sperm üretimini ve hareketliliğini artırabilmek ve yapısını koruyabilmek için alınması gereken önemli bir besin ögesi de selenyumdur. Selenyuma ulaşabilmek için yağlı balıklar, ceviz, çiğ badem ve ay çekirdeği tüketilebilir. ▪ Prostat sağlığını koruyabilmek, testesteron seviyesini artırabilmek için alınması gereken bir diğer besin ögesi de çinkodur. İstiridyenin iyi bir çinko kaynağı ve doğal afrodizyak olduğu belirtilmiştir. ▪ Çinkonun diğer kaynakları ise, diğer deniz ürünleri, mayalı ekmek, ceviz ve çiğ bademdir. Ancak, kilo kontrolü için günde 2 adet ceviz ve 6 adet çiğ badem ve 6 adet istiridyeden fazlası tüketilmemelidir. ▪ İyi bir çinko kaynağı olması ve testesteron üretimini desteklemesi dolayısıyla önemli bir diğer besin ise, kabak çekirdeğidir. Bileşimindeki yağ asitlerinin de önemli etkisinin olduğu unutulmamalıdır. Kilo kontrolü açısından gün aşırı 1 avuç tüketilebilir. ▪ Bu nedenle, erkeklerin cinsel fonksiyonunu ve cinsel gücünü artıran bir beslenme programı hazırlayabilmek ve uygulayabilmek için, mutlaka bir diyetisyen ile yol almanız gereğini biliyor muydunuz?
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Beslenme ve Diyet Uzmanı Turan Güneș Bulvarı Sancak Mh. 509 Sok 2/6 Yıldız-Çankaya / Ankara 0535 790 67 17 • 0312 438 39 99 drtubagunebak
davet
REVNA DEMİRÖREN
BEGÜM ÖZER
ALEV ÖZSAN, SONGÜL TOPRAK ÖZSAN
İtalyan Rüzgarı Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Berrin Okçu ev sahipliğinde geçtiğimiz gün Bottega Veneta butiğinde özel bir davet düzenlendi. Davete katılanlar arasında ünlü isimler yer aldı. Davetliler dünyaca ünlü İtalyan markası Bottega Venata’nın 2018-2019 Sonbahar / Kış Koleksiyonu’nun tanıtıldığı ekspozisyonunu ilgiyle izledi. Özel ikramlar ile renklenen davette Berrin Okçu ve arkadaşları birbirlerine alışveriş tavsiyelerinde bulunmayı da ihmal etmedi.
204
EZGİ APA, BERRİN OKÇU, LIAN BEREHA
Paris Cad. No: 76/9-10 Şili Meydanı - Kavaklıdere/Ankara T: +90 312 426 26 91 sensizolmazmeyhane
davet
BURCU KARABACAK
206
İPEK TOPLUSOY
ARZU SAVGI
NERGİS PEKUYSAL
Sitare Kalyoncuoğlu, Feryal Gülman gibi cemiyet hayatından birçok isimin katıldığı davette renkli görüntüler ortaya çıktı. SİTARE KALYONCUOĞLU
BERRİN ZORLU
ETEL BALER
FERYAL GÜLMAN
GÜLDEN BÜYÜKUCAK, BAHAR SER, BERRİN OKÇU BEYZA UYANOĞLU
İDİL ATAKOL
Bottega Veneta evinde tanıtılan 2018-2019 Sonbahar/Kıș Koleksiyonu büyük ilgi gördü. ELİF GÖNLÜM
BEGÜM TACİR
AHU ORAKÇIOĞLU
DİLA ÇALIK
İREM ÖZYÜNCÜ
Kadınlar Kendi Bedenini Tanımıyor Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. İrem Özyüncü, HPV așılarının ve smear testinin kadınlar için önemini anlattı. Türkiye’de kadınların, kadın doğum uzmanlarına gitmeye çekindiklerini belirten Özyüncü, erken teșhis ile hastalıklardan korunmanın öneminden bahsetti.
Ankara doğumluyum ve öğrenim sürecim hep Ankara’da geçti. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2002 yılında mezun olduktan sonra Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde kadın hastalıkları ve doğum bölümünde ihtisasımı yaptım ve 2008 yılında uzman oldum. 2 yıl Ankara Zekai Tahir Burak Kadın Hastalıkları ve Doğum Hastanesi’nde çalıştım. Sonrasında çeşitli özel hastanelerde görev aldım ve 5 aydır da Ankara’nın Çukurambar semtinde kendi özel muayenehanemde çalışmaktayım. Biraz klasik olacak belki ama doktor olmak benim hayalimdi. Bu hayal daha ilkokul düzeyinde başladı, ailede halam jinekologdu, rol modelim o oldu. Daha küçükken halamın anlattığı
doğum hikayeleri çok ilgimi çekerdi, merakım ve çalışma azmim beni jinekolog yaptı.
Toplumda hasta olmadan doktora gidilmez düşüncesi var bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Toplumda genel olarak “hasta olmadan doktora gidilmez” düşüncesi var, kadınlar için ise bu durum daha da zor. Kültürel nedenler, yetiştirilme şekli kadını zaten zorlarken, kadın doğum muayenesine gitmek kadınlara daha da zor geliyor. Kadın maalesef kendi bedenini tanımıyor, sevmiyor hatta yok sayıyor. Öncelikle bu ön yargıyı kırmak gerekir diye düşünüyorum. Ben kendi hastalarımda muayene öncesi elimden geldiğince rahat hissettirmeyi, bilgilendirmeyi ve sonrasında muayeneye geçmeyi tercih ediyorum.
advertorial
Ö
ncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Güven ve mahremiyet bu muayenede esastır.
HPV enfeksiyonu hakkında bilgi alabilir miyiz?
HPV enfeksiyonu dünya genelinde en sık görülen enfeksiyonlar arasındadır. Hayat boyu HPV enfeksiyonu geçirme ihtimali neredeyse %70’lerde olup cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Kesin belirtisi şudur diyemeyiz ancak uzun süren, geçmeyen renkli akıntı, ilişki sonrası lekelenme veya kanama olabilmektedir.
Kadın kendi sağlığını düșünmek zorundadır.
Smear testininin öneminden bahseder misiniz?
Smear testi, rahim ağzında oluşan hücresel değişiklikleri, bozulmayı, enfeksiyonu ve kanser öncüsü birtakım bulguları bize erken dönemde gösteren bir tarama testidir. Rahim ağzı kanserinin önemli etkeni olan HPV’nin yaptığı hücresel bozulmayı gösteren tek testtir aynı zamanda. Yani bize rahim ağzı kanserine gidişi erken dönemde yakalama ve ona göre tedavi etme imkanı vermektedir. Smear testi sonucu HPV enfeksiyonu açısından şüpheli geldiğinde HPV DNA testi dediğimiz tiplendirme testini yapmaktayız. Yaş aralıklarına göre smear test sıklığı değişmekle birlikte ben, evli veya cinsel aktif her kadına ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlara yılda bir kez smear testi ile jinekolojik muayene önermekteyim. Ancak risk gurubunda olmayan 30 yaş üstü kadınlara 3 yılda bir smear testi önerilebilir.
Rahim ağzı kanserinin sebeplerine değinebilir misiniz?
Rahim ağzı kanserinin nedenleri arasında; HPV enfeksiyonu -ki HPV tip 16 ve 18’i en başta saymak gerekir- sigara, çoklu partner, çok doğum yapmış olmak, düşük sosyoekonomik düzeyi sayabiliriz. Dünya genelinde HPV’ye bağlı kanser yükü oldukça fazla. Basit aşı ve tarama testleri ile bu kanserler ve bunlara bağlı ölümler azaltılabilir hatta tamamen yok edilebilir.
HPV enfeksiyonlarından korunmanın yolları nelerdir?
Günümüzde 3 farklı HPV aşısı mevcuttur. 2’li aşı dediğimiz HPV 16 ve 18’e karşı etkin olan aşı, 4’lü dediğimiz HPV 16 ve 18 ile beraber siğillerden sorumlu HPV 6-11’e karşı geliştirilmiş olan ve en son 9’lu dediğimiz HPV 6, 11, 16, 18 dışında 31, 33, 45, 52 ve 58’e karşı etkili olan 9’lu aşı. Ancak 9’lu aşı henüz ülkemizde bulunmuyor. HPV enfeksiyonlarından korunmanın tek yolu aşılanmak. Sadece aşılar ile yeterli koruyucu güçte ve seviyede antikor üretebiliyoruz. HPV aşılarının tercihen cinsel aktivite başlamadan yapılması önerilmektedir. Bu amaçla temel hedef olarak tüm dünyada 15 yaş altı çocuklar, 11-12 yaş arası en erken, hem kız hem de erkek çocukların aşılanması öneriliyor. Üstelik pek çok ülkede çocukluk çağı aşılaması artık 2 doz şeklinde uygulanmaktadır. 15 yaş altı kız çocuklarında altı ay ara ile yapılacak 2 doz aşının 3 doza benzer etkinlik yaptığı gösterilmiştir. 26 yaş üzeri kadınlarda da çocuklardakine benzer oranlarda başarılı olduğu görülünce Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği (EMA) tarafınca üst yaş sınırı kaldırılmıştır. Kısacası aşılar artık 15 yaş altı için 2 doz, 15 yaş üzeri için ise 3 doz olmak üzere tüm yaş guruplarında, hatta HPV’si olan veya HPV’ye bağlı gelişen hastalıklar nedeniyle müdahale edilen herkese önerilmektedir. HPV konusunda farkındalığı artırmak, aşı ve HPV DNA ile binlerce insanın ölümünü önlemeyi vurgulamak için 4 Mart günü, Uluslararası HPV (IPVS) tarafınca Dünya HPV günü ilan edilmiştir. Bu yılki kampanyanın sloganı “Give me your love not HPV” yani “Bana aşkını ver, HPV’ni değil” idi.
HPV aşılarının yan etkisi var mı?
Elbette her aşı gibi HPV aşılarının da yan etkileri olabilmektedir. Ancak bu yan etkilerin çok düşük düzeyde olduğu saptanmıştır.
En sık da lokal etki denilen (aşı sonrası 1-5 gün) enjeksiyon yeri ile ilgili, ağrı, ödem, kaşıntı kızarıklık izlenmiş olup, sistemik yan etki; baş ağrısı, ateş, bulantı, baş dönmesi (aşı sonrası 1-15 gün) çok daha nadir görülmüştür.
Son olarak kadınlarımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Öncelikle kadın kendi sağlığını düşünmek zorundadır. Bedenini tanımak, dokunmak hatta sevmek, onda oluşabilecek değişikliklerin farkına varabilmek ve bilgi edinebilmek için jinekoloğa gitmelidir. Kadın hastalıkları ve doğum hekimi hem doktor hem de bir sırdaştır. Sağlıkla kalın ama smearsız kalmayın...
davet
HACI, HAKAN SABANCI
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ÖZCAN SABANCI
Alışveriş Partisi Dört sezondur Koton ile iş birliği yaparak “Arzu Sabancı for Koton Koleksiyonu”nu hazırlayan Arzu Sabancı, bir alışveriş partisiyle Arzu Sabancı for Koton 2018-2019 Sonbahar-Kış koleksiyonunu tanıttı. Arzu Sabancı, dört sezondur Koton ile iş birliğinden doğan “Arzu Sabancı for Koton Koleksiyonu”nu Koton Tünel Mağazası’nda düzenlenen bir alışveriş partisiyle görücüye çıkardı. Koton Yönetim Kurulu Eş Başkanı Gülden Yılmaz ve Arzu Sabancı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen davette iki isim konuklarla yakından ilgilendiler. Davette kısa bir konuşma ile konuklarına teşekkür eden Sabancı yakın bir zamanda erkek koleksiyonunun lansmanını gerçekleştirdiklerini ve gelen tepkilerden çok memnun kaldıklarını belirtti. Koton Yönetim Kurulu Eş Başkanı Gülden Yılmaz, Arzu Sabancı ile güzel bir uyum yakaladıklarını ifade etti. Davette konuklar bol bol alışveriş yaptılar.
210
ARZU SABANCI, ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ, GÜLDEN YILMAZ
davet
ASLI ȘEN
212
ȘEBNEM ÇAPA
IRMAK KÖSEOĞLU, DERYA KARAGÜLLE
Sirmaison ortaklarından Șirin Yalçın, davete katılarak “Arzu Sabancı for Koton 2018-2019 Sonbahar-Kıș Koleksiyonu”nu yakından inceledi. ȘİRİN YALÇIN
HACI SABANCI, NAZLI KAYI
YASEMİN ÖĞÜN
İNCİ AKSOY
BESTE YURTTAȘ
DEMET HANİF
REVNA DEMİRÖREN
NESLİȘAH ALKOÇLAR DÜZYATAN
Neslișah Alkoçlar Düzyatan bol bol alıșveriș yaptıktan sonra Arzu Sabancı ve Gülden Yılmaz’ı tebrik ederek mağazadan ayrıldı. SELİN ÖZTARHAN
İDİL ATAKOL, BERRİN OKÇU
ESRA KAVAKÇI
Güneş Işıltıları
S
izin ve markanızın yolculuğunu dinleyebilir miyiz?
Çoğu kadın gibi ben de takı ve mücevher tutkunuyum. Taktığım takılar çevremde her zaman ilgi görüyordu ve bu da benim takı tutkumu tasarıma çevirmemdeki en önemli nedenlerden birisi oldu. Aslında takı tasarımını ilk olarak üniversiteden mezun olduğum senelerde hobi olarak kısa bir süre deneyimledim. Aradan uzun bir zaman geçtikten sonra tasarım hikayemin tekrar gündeme gelme sebebi de bence kuyum sektöründeki bir açığı kapatmaktı. Değerli taşların yanında doğal
taşları da kullanarak biraz mücevher, biraz bijuteri tarzı takılar tasarlamak istedim. Altına olan ilgimden dolayı taşlardan çok materyali ön plana çıkarmayı hedefledim ve ilk koleksiyonum “Güneş Tutulması”nda bu çok net bir şekilde hissediliyordu. İkinci koleksiyonum “Antika”da da yine altın ön planda ve bu koleksiyon şu anda takı sektöründe çok popüler olan parçaların daha farklı yorumlanarak tasarlanmış halinden oluşuyor. Her iki koleksiyonda da günümüz butik tasarımlarından farklı olarak altın öne çıkıyor. Bundan sonraki koleksiyonlarda da ürünlerin işlenişi bu şekilde olacak. “Solem” adını güneşten aldığı içinde tasarımlarda daha çok sarı altın kullanılacak.
advertorial
Marka adını “Güneș”ten alan ve tasarımlarında ismine vurgu yapan, slogan olarak da “ruh eșim” sloganını belirleyerek herkesin ruhuna dokunmayı amaçlayan mücevher markası Solem’i, yaratıcısı Esra Kavakçı’dan dinliyoruz…
Çıkıș noktamız, taktığı takılarla kadının bir bütün olup aynı güneș ıșığı gibi kendini iyi yansıtabilmesi ve bu enerjiyi etrafına yayabilmesi oldu.
Markanın ismini ve felsefesini nasıl açıklarsınız?
“Solem”in kelime anlamı olan güneşin tasarımlarımın çoğunda hissedilmesine özen gösterdim. Markanın sloganını da “ruh eşim” olarak belirledik. Buradaki çıkış noktamız ise, taktığı takılarla kadının bir bütün olup aynı güneş ışığı gibi kendini iyi yansıtabilmesi ve bu enerjiyi etrafına yayabilmesi oldu.
Tasarımlarınızın çizgisini nasıl tanımlarsınız?
Solem tasarımları daha çok klasik esintiler ile modern çizgilerin harmanlanmasından oluşuyor. Koleksiyonlar kendi içerisinde yer yer retro esintiler de barındırıyor. Sarı altın, bu anlamda geriye dönüşün bir parçası ve tasarımların bazılarında hissedilen vintage ruh da buradan kaynaklanıyor.
Mücevherlerinize hangi satış kanalları aracılığıyla sahip olabiliyoruz, hangi kriterlere göre seçtiniz bu kanalları?
Şu an için aktif satış yaptığımız bir mağazamız yok, fakat ilerleyen zamanlarda anlaşmayı planladığımız Türkiye’nin önde gelen büyük mağazaları var tabii ki... Bu anlaşmaları markanın gelecekte olmak istediği yerleri göz önüne alarak yapıyoruz. Şu an için özellikle İstanbul’daki sosyal sorumluluk projelerinde ve bazı alışveriş festivallerinde markamızın tanıtımını yapıyoruz ve ürünlerimizi sergiliyoruz. Tabii ki buralarda aktif satışlarımız da oluyor, bunları önceden sosyal medya hesabımızdan duyuruyoruz. Bu satış ve tanıtım kanallarını da marka değerimize katkıda bulunacak şekilde titizlikle seçiyoruz. Ayrıca kısa bir süre içerisinde aktif hale gelecek olan internet sitemiz üzerinden de satışlarımızı gerçekleştireceğiz. Şu an için bu satış kanallarının herkese ulaşmak adına yeterli olduğunu düşünüyoruz.
Markanıza nasıl bir gelecek çizdiniz, neler hedefliyorsunuz, plan ve projeleriniz neler?
Markamın yurt dışında da aktif satışının olmasını, ulaşabildiğim kadar çok insana ulaşmayı ve hepsinin markamla tanışmasını istiyorum. Mağazalaşmaktan çok kendi alanında isim yapmış büyük firmalarla iş birliği yapmak şu anki hedeflerimin başında geliyor. Bir Türk markası olarak hem modayı hem de kendi etnik çizgilerimizi tasarımlarıma yansıttığımı düşünüyorum. Bu açıdan bakılınca da Solem markası adı altında ülkemizi temsil etmek istiyorum. Ayrıca bir kadın olarak gerek yurt içinde gerekse yurt dışındaki sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak daha çok insana ulaşmak ve bu anlamda ihtiyaç sahibi olan kişilere fayda sağlamak başlıca hedeflerim arasında. Markamla bu şekilde iletişim kuran bütün organizasyonlarda da yer almak istiyorum.
davet
FERYAL GÜLMAN
ARZU KAPROL
ARZU KUNT
HAKAN ÖZTÜRK
Alışılmışın Dışında Detaylar Trend markaları, lezzetli yemekleri, yenilikçi etkinlikleri yeni bir konsept mağaza ile tek bir çatı altında toplayan Openhaus Nişantaşı’nda açıldı. Türkiye’de alışılmışın dışında, yepyeni bir konsept Openhaus Nişantaşı’nda açıldı. Kurucusu Zeynep Karahan’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılışla moda dünyasına yeni bir soluk getirmeye hazırlanan Openhaus, davetlilerin büyük beğenisini topladı. Openhaus, modadan dekorasyona farklı stilleri kombinlediği iç yapısını sanat, iş ve sosyal yaşam dünyasının tanınmış isimlerinin katılımıyla tanıttı. Şehrin merkezinde, Nişantaşı’nda Valikonağı ve Abdi İpekçi Caddelerinin kesiştiği noktada kapılarını açan Openhaus, alışveriş ve etkinliğe yeni bir dinamik kazandırıyor. DJ Funky C’nin performansıyla başlayan etkinlik Aquadrum’ın benzersiz perküsyon performansı ile devam etti ve DJ Yakuza’nın özel performansıyla sona erdi.
216
ZEYNEP KARAHAN, BARLAS KIZILGÜN, MELİS AĞAZAT
ARTE TAHİR, GONCA YILMAZ, PERİHAN AKI
ÖZGÜR MASUR
Modadan dekorasyona farklı stilleri kombinlediği iç yapısıyla yepyeni bir konsept olușturan Openhaus görkemli bir davet ile açıldı. BAHAR ȘER
BİLLUR SAATÇİ
BATYA KEBUDİ
SERAP DİNDAR
FİLİZ SÜTÇİGİL
Aile Birliğinin Korunması Bașarılı Avukat Filiz Sütçigil, gerçekleștirdiğimiz röportajda mesleki serüvenini bizlerle paylaștıktan sonra, aile birliği hakkında önemli noktalara değiniyor...
1972 yılında Balıkesir’de doğdum. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Levent Sütçigil ile evliyim ve Kaan isminde 11 yaşında bir oğlum var. Üniversiteden mezun olduktan sonra 1999 yılında Çankaya‘da kardeşim Avukat Bülent Keskin ile birlikte kurduğum ofisimde Koçbank A.Ş‘nin kurumsal olarak hukuki işlemlerini takip ederek avukatlığa başladım. Çalışmalarımı 20 yıldır ulusal ve uluslararası şirketler, banka ve finans kuruluşları başta olmak üzere, kurumsal ve bireysel müvekkiller ile devam ettirmekteyim. Ofisimizde ağırlıklı olarak özel hukuk alanında, ticaret ve şirketler hukuku, enerji hukuku, aile hukuku, iş hukuku, gayrimenkul hukuku ile ilgili davalarda deneyimli, profesyonel avukat kadromuz ile hizmet vermekteyiz. Ofisimiz en kaliteli hizmeti en hızlı şekilde gerçekleştirmek amacıyla Türkiye’nin her ilinde, alanında uzman hukuk büroları ile iş birliği hizmet ağı kurmuştur. Böylece sunduğumuz hizmetler sadece Ankara için değil, Türkiye genelinde de aynı hız ve kalitede verilebilmektedir. Müvekkillerimizi yasalar çerçevesinde, her alanda profesyonel ve yüksek standartlarda temsil etmek, hukuk ve danışmanlık hizmetleri vermek ofisimizin misyonunu oluşturmaktadır.
Avukatlık nasıl bir meslek? Neden avukatlık mesleğini tercih ettiniz? Avukatlık, zorlu bir eğitim sürecinden geçilerek elde edilebilen zor bir meslek. Hizmet sektöründe görülebilen tüm zorluklar, bizim mesleğimizde de mevcut. Her türlü ilişki bizim mesleğimizin temelini oluşturuyor. Avukatlara, genellikle sorunları olan ve onlara çözüm arayan insanlarla kurumlar başvuruyor. Sorunları çözmekle yükümlü kişi de biz oluyoruz. İnsanların sorunlarına çözüm bularak onlara yardımcı olma imkanımızın olması, avukatlık mesleğini benim için cazip hale getiren en önemli unsurdur. Bunun insana verdiği manevi tatmin, maddenin çok ötesinde bence... Avukatlık mesleğinin dinamizmi de mesleği benim için cazip hale getiren hususlardan biridir. Devamlı çalışıp öğrenmen, kendini geliştirmen gerekir; aynı hayat gibi...
Bir avukatın iş hayatındaki temel prensipleri ve olmazsa olmazları nelerdir?
Öncelikle; avukatlık mesleği disiplin gerektiren bir meslektir. Kararlı, azimli, çalışkan olmanız gerekir. Yeni çıkan kanunları, mevzuatı iyi takip etmelisiniz, bu da devamlı okumayı ve çalışmayı gerektirir. İkinci olarak; ilişkiler üzerine kurulu bir iş yaptığınızı unutmayarak müvekkilleriniz, hakim ve meslektaşlarınız ile mesafeli bir duruş sergilemeniz çok önemlidir.
advertorial
S
izi kısaca tanıyıp mesleki serüveninizi dinleyebilir miyiz?
Davaları aldığınız müvekkillerinize aynı ve eşit davranmalısınız. Verebileceğiniz en iyi hizmeti, en hızlı bir şekilde vermeye çalışmalısınız. Sadece hukuki bilgi değil, müvekkillerinizi anlama becerisi de çok önemlidir.
Özel hayatınıza gelirsek, iş dışındaki zamanlarınızı neler yaparak keyiflendiriyorsunuz?
Spor; bir insanın hayatında olmazsa olmaz bir unsur. Kardeşimin golf sporuna olan tutkusu ve tavsiyesi üzerine benim de bu spora ilgim başladı. Golf, açık havada tabiat ile iç içe yapılan bir spordur ve yürüyüş yapma imkanı sunar. Her yaşta yapılabilir ve her yaştan insan ile birlikte oynayabilirsiniz. Bu, ailece spor yapabilme imkanı da sunan bir husustur. Stratejik bir oyundur; dolayısıyla hem fiziksel hem zihin gücü gerektirir. Golf sporunda doğaya ve insana saygı çok önemlidir. Bunlar golf sporunu benim için cazip kılıyor. Güzel sanatlar, özellikle de resim sanatı hep ilgimi çekmiştir. 2016 yılında Haluk Evitan’dan suluboya resim dersleri almaya başladım. Suluboya tekniği, telafisi, geri dönüşü olmayan bir teknik, hızlı hareket etmeyi ve pratik olmayı gerektiriyor. Sonunda çıkan eserler ise, asla birbirine benzemiyor. Suluboyanın saydamlık, şeffaflık ve şiirselliği beni çok etkiledi. Suluboya çalışmalarımdan biri bir dergi kapağında yer aldı; bu tarif edilemez bir duygu, gurur ve mutluluk verici. Halen vakit buldukça resim çalışmalarıma devam etmekteyim. Hukuk fakültesinde okurken hukuk felsefesi dersi ile felsefe bilimine ilgi duymaya başlamıştım. Felsefenin insan – dünya ve bilgi arasındaki ilişkileri incelemesi bana çok cazip geldiğinden, kitap tercihlerimi bu alanda yapmaya çalışırdım. Sonrasında felsefeyi daha sistematik bir şekilde öğrenmek amacıyla İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde eğitime başladım, halen üniversite eğitimime devam etmekteyim. Yeniden üniversite eğitimi almak bana keyif veriyor.
Aile hukuku alanında avukatlık yaptığınızdan bahsettiniz... Özellikle boşanma davalarında en çok karşılaştığınız sorunlar nelerdir? Boşanma sebeplerinin başında neler geliyor?
Hepimizin gözlemlediği gibi, evlenen çiftler ailelerinden sağlıklı bir şekilde ayrılıp, bir olma şeklinde bir birliktelik oluşturamıyorlar. Kendi büyük aileleri evliliğe çok müdahale ediyor, çiftler de bu tip müdahalelere başta acemilik, sonra da ne yapacağını bilememe şeklinde sınır koyamıyorlar. Yıllarca süren evliliklerde bile sorunlara bakış tarzları “benim ailem”, “senin ailen” seviyesinde kalıyor ve bu çok tehlikeli. Bu bakış tarzıyla sorunlar hep geçmişte kalınarak çözülmeye çalışıldığından, bugüne uygun tanımlama ve çözüm getirilemiyor. Diğer nedenlerden bir tanesi de; bütçenin birlikte yapılamaması. Sağlıklı bir evlilik için bütçenin mutlaka birlikte yapılması gerekir, sağlıklı iletişim burada başlar. Kendi büyük ailesinden gizli yardım alınması ya da diğer eşin haberinin olmadığı harcamalar yapılması sonucunda, kaçınılmaz olarak “bütçe” dengesi bulunamıyor. Bütçeyi birlikte yapmayı öğrenemeyen çiftler, diğer sorunları da birlikte çözme becerisini geliştiremiyorlar. Sıklıkla gördüğüm diğer konular da eşlerin birlikte birbirlerine vakit ayırmaması. Koşuşturma içinde geçen bir günden sonra evde birlikte vakit geçirilebilecek kısa süreler, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya takiplerine kurban ediliyor ve sonrasında herkes bu konuda birbirini suçluyor. “Aile sisteminin” devamı için gerekli olan
enerjinin de bir deposu, bir pili vardır. Günlük aktiviteler bu enerji deposunun boşalmasına neden olurken, birlikte mutlu olunarak yapılan aktiviteler ise bu deponun dolmasını sağlar. Eşler sıklıkla bu enerjiyi artırıcı aktiviteler yapmayı günlük rutinlerine koymakta zorlanıyorlar. İş zamanı, çocuk zamanı gibi evlilik zamanı da sisteme katabilirlerse ilişkinin enerjisi artıyor. İlişkinin enerjisi artınca da döngüsel şekilde daha da birlikte vakit geçirebiliyorlar. Çözüm üretmeyi bilen çiftler evliliği sürdürebiliyor. Onarılamayacağını düşündüklerinde boşanma kararı veriliyor. Boşanma öncesi genelde kadınlar onarma yönünde aktif oluyor ama eğer kadın boşanmaya karar vermişse daha kararlı davranıyor. Erkekler genelde boşandıktan sonra sıkıntıya düşüyor.
Aile birliği hakkında neler söylemek istersiniz?
Evlilikle ilgili düşünceler hep bir elmanın iki yarısı olmak şeklindedir. Öncelik, birey olmaktır. Sağlıklı bir birliktelikte bir elmanın iki yarısı yerine, iki elma olmak gerekir. Bugüne kadarki tecrübelerimden gördüğüm kadarıyla, genellikle eşler iyi bir karı koca olmadan, kısacası “karı” ve “koca” olmayı öğrenmeden çocuk yaparak anne - baba olmaya çalışıyorlar. İletişim ve ilişki burada daha çok bozulabiliyor. Evlilikle birlikte önce büyük ailelerden sağlıklı şekilde kopup, iyi karı - koca rolleri oturduktan sonra çocuk yapmanın, sağlıklı bir aile için daha iyi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca evliliğin devamı için aile üyelerini geleceğe bağlayan umutları, birlikte gerçekleştirmeyi planladıkları hayalleri olmalıdır. Tahmin edersiniz ki; boşanma karı - kocalığı bitiriyor ama anne ve babalığı bitirmiyor. Eşler boşanma kararını vermiş olsalar bile, iletişim ve ilişki sorunlarını çözmeyi öğrenmek zorundalar. Yoksa boşanmak, sadece hukuksal süreçleri bitiren bir süreçtir. İletişimi öğrenemeyen kişiler, boşanma sonrası da aynı sorunları, ayrı evlerden yaşamaya devam edeceklerdir. Oysa, sorunsuz bir evlilik mümkün değildir. Sorunlar karşısında onarıcı tavır takınmak önemlidir.
davet
SERDAR-PINAR HOTİÇ
SİNEM YILDIRIM
OYA GERMEN
Kışa Merhaba Alanında uzman eğitimleriyle programlar sunan Pac Personal Training, “Kışa Merhaba” partisiyle iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlü ismi bir araya getirdi. Organizasyonunu Klass Magazin’in üstlendiği davet Performans Koçu ve PAC Personel Training’in Kurucusu Ozan Şirikçi ile iş ortağı Burç Aytı’nın ev sahipliğinde gerçekleşti. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok ismin bir araya geldiği davet PAC Personal Training Studio’da düzenlendi. Türkiye’de Anadolu Efes ve Fenerbahçe gibi birçok önemli basketbol kulüplerinin yanı sıra Basketbol A Milli erkek ve kadın takımlarını da çalıştıran Ozan Şirikçi, birçok ünlü ismin katıldığı davette uzman kadrosuyla sunduğu kaliteli hizmet anlayışını misafirlerine aktardı. Şirikçi ve Aytı, davetlilere PAC Personel Training hakkında bilgilendirmelerde bulunarak çalışma alanlarını gezdirmeyi de ihmal etmedi.
220
OZAN ȘİRİKÇİ, BURÇ AYTI
ESRA ERTÜRE
ARZU ÖZAL
JÜLİDE ÖNENGÜT
DİLEK BİRGEN
İș, sanat ve sosyal yașam dünyasından birçok ismin bir araya geldiği partide ünlü simalar gece boyunca eğlenceli anlar yașadı. PETEK ERTÜRE
ELİF İNCİ ARAS
ARZU KUNT
KARDELEN ACAR
OKTAY-SİBEL GÖZÜYUKARI
Kaya Tuzunun En Zengin Hali Doğal kaynak tuzunun en sağlıklı seçim olduğu iddiasıyla kaya tuzunu hijyenik șartlarda paketleyerek en saf haliyle kullanıcılara ulaștırıp memnuniyeti en yüksek seviyeye çıkarmak misyonuyla hareket eden Mayi Tuz markasını, kurucusu Oktay Gözüyukarı’dan dinliyoruz...
Mayi tuz, aslında bir kaya tuzudur; kaya tuzunun mineralce zenginleşmiş halidir. Türkiye’nin tuz haritasına baktığınızda asıl tuz yatakları Kırıkkale, Çorum ve Yozgat üçgenidir. Bir kolu Çankırı’ya bir kolu da Aksaray ve Erzincan’a doğru uzanır. Doğal kaynak suları kaya tuzlarının içinden dolaşarak tuzlu su çözeltisi halini alır. Bu dolaşım esnasında birtakım vanadium, iyot, altın, gümüş, çinko gibi madenlerden ve topraktan minerallerini alır. Vanadium çok değerli bir madendir. Dünyada hiçbir tuzda bulunmaz. İyota gelince; Türkiye’nin maalesef yüzde 70’i tiroid
hastasıdır. İyot, tiroid bezlerini harekete geçirir. Tübitak raporuna göre; doğal iyot oranı mayi tuzda 1.23 mg’dır. Bunun yanı sıra bağışıklık sistemi için gümüş ve altın minerali de mevcuttur. Üstelik yemeklere farklı bir lezzet katar.
Kaynak tuzunu rafine etmiyor oluşunuzla dikkat çekiyorsunuz…
Evet, bizim diğer farkımız da rafine etmiyor ve hiçbir kimyasal madde (alüminyum silikat, topaklanma öneyici vb) kullanmıyor olmamızdır. Alzheimer, mide kanserleri, bağırsak kanserleri, reflü, böbrek rahatsızlıkları gibi rahatsızlıkların bir sebebi de rafine tuzlara ilave edilen bu kimyasallardır. Avrupa’da ve Amerika’da
advertorial
Ü
rünlerinizin özellikleri hakkında bilgi alabilir miyiz?
kullanımı yasaktır. Mayi tuzun faydalarına gelince; tiroid hastalıklarını düzenlediği, kramp ve eklem ağrılarını düzelttiği, mide ve reflü ağrılarını geçirdiği gözlemlenmiştir. Hatta içindeki doğal iyot, selenyum ve birtakım minerallerden dolayı anne adayı olamayan adaylara da tavsiyemizdir. Yalnız mayi tuzu kullanırken kaynayan yemeklere değil, piştikten sonra atmanızı öneriyoruz ki, mineraller buharla beraber kaybolmasın.
Ürünlerinize yurt dışından da talep var mı?
Yurt dışından talep oldukça fazla. Amerika, Rusya, Almanya, İngiltere, Hollanda, hatta Avustralya’ya bile gönderdik. Ünlü spor kulüpleri kullanmaya başladı. Bunun sebebi ise; bizim tuzumuzda vanadyum ve magnezyum mineralinin bir arada bileşik oluşturması; kramp ve kas ağrılarını iki - üç ay içerisinde tamamen yok etmesi... Vücudunuzun tuz ihtiyacıyla beraber en önemli mineral ihtiyaçlarını da mayi tuz tüketerek almış oluyorsunuz. Artık geceleri uykudan kramp ağrılarıyla uyanma kabusu kalmıyor.
Şirketin kuruluş öyküsünü anlatır mısınız? Ne zaman kuruldu kim tarafından, daha önce bir deneyim var mıydı?
Mayi Tuz, Oktay Gözüyukarı ve kızı Sibel Gözüyukarı tarafından 2016 yılında kuruldu. Uzun yıllardır aile mesleğim olan akaryakıt sektöründe hizmet veriyorum. Ancak, içimde hep üretim yapma, bir marka kurma, ülkem için bir şeyler üretip ihracat yapma tutkusu vardı. Kızım Sibel’in ise asıl mesleği mimarlık. Onun da sağlığa ve sağlıklı beslenmeye olan tutkusu, mimarlık mesleğindeki deneyimleri ile Mayi Tuz’da birleşti. Marka için ön hazırlık döneminde çok titiz çalıştık, marka oluşturma sürecimiz ise, yaklaşık 2 yıl sürdü. Sonunda içimize sinen, herkesin güvenle kullanabileceği bir ürün piyasaya sunduk.
tuzun hala vücudumuz için çok ciddi bir tehdit olduğunun farkında değil. Her şeyden önce yeryüzünün en kaliteli tuzları kaynak sularından elde ediliyor ve bununla ilgili Türkiye’de ciddi bir kaynak suyu yatağı var ama Türkiye’de birçok kişi kaynak tuzunun ne olduğunu dahi bilmiyor. En büyük hedefimiz de; farkındalığı artırarak Türkiye’nin bu zenginliğini dünyaya duyurmak.
Mayi tuz marka çatısı altındaki ürünleriniz nelerdir?
▪ 110 gramlık değirmen. ▪ 500 gam yaprak tuz; havuzun yüzeyinde oluşan ilk katmandır. Yaprak formunda olduğu için yaprak deniliyor. Özel bir tuzdur, yemeklere artı bir lezzet verir. ▪ 600 gram öğütülmüş iyotlu sofra tuzu; potasyum iyotla zenginleştirilmiş öğütülmüş sofra tuzudur. Kesinlikle rafine edilmez. ▪ 500 gram sofrada öğütme tuzu; kristal taneli tuzumuzdur. Değirmeni tekrar doldurmak için kullanılır. ▪ 2000 gram salamura tuzu; 500 gram öğütme tuzunun ekonomik halidir. Kova olması sebebiyle kullanımı çok pratik olup, mutfaklarda kullanımı çok uygundur. Bir de çok yeni stick tuzlar çıkardık, müşterilerimizin tuzlarını yanlarında taşıyabilmeleri için... Dışarıda güvenilir yemek yemek çok zor, bu konuda tuz çok önemli. Kötü tuz kullanmamak için çoğu yemeği tuzsuz tercih edip, yemekten keyif almıyoruz. En büyük isteğimiz sağlıkla beraber lezzet sunmak. Dolasıyla artık müşterilerimiz güvenilir lezzeti yanlarında taşıyabilecekler.
Üretim tesisinizi anlatabilir misiniz?
Kırıkkale Delice bölgesinde 300 dönüm bir arsa üzerine kurulu tesisimiz. Türkiye’nin en büyük kaynak suyu tuzlası. Toprağının alkali yapısından dolayı da mineralden oldukça zengin. Öyle ki; doğal iyot, altın, gümüş ve vanadium minerali bulunuyor ve bugüne kadar çıkarılan hiçbir tuzda bu mineraller bir arada bulunmuyor. Sadece Kırıkkale Delice bölgesinde olmasından dolayı da, başka bir yerde tesisimiz yok. Şu an 15 çalışanımız olup, her geçen gün üretim kapasitemizi artırdığımız için çalışan sayımız da artmaktadır.
Önümüzdeki döneme ilişkin yatırım planlarınız nelerdir?
Tuz üretimine ilk başladığımızda günlük tuz üretimimiz 3 tondu. Talepler doğrultusunda günlük üretimimizi 10 tona çıkardık. Hedefimiz ise; her geçen gün büyüyüp günlük üretimimizi maksimum seviyesi olan 60 tona çıkarmak. Kaynak suyu parkinson, sedefgibi hastalıklara iyi geliyor ve yurt dışında kaplıcaları olan birçok örneği var. Bu düşünceden yola çıkarak Delice’nin kaynak suyundan da kaplıcalar yapmak istiyoruz.
Avantajları ve dezavantajları nelerdir?
En büyük avantajımız, ürünümüzün içeriğinde bulunan doğal minerallerin bir arada benzersiz bir tuz ortaya çıkarması. Biliyorsunuz; tuz konusu çok gündemde. Kullanılan bazı tuzlarda insan sağlığını tehdit edecek içerikler ve üretim uygulamaları bulunuyor. Mineral analizlerimiz, ağır metal analizlerimiz söylediklerimizi doğrular nitelikte. Bu kadar değerli ve büyük tek kaynağın Türkiye’de sadece Delice bölgesinde olması en büyük avantajımız. Dezavantajımız ise; Türkiye’de insanlar sağlıkları hakkında yeni yeni bilinçlenmeye başladılar. Birçoğumuz rafine
Meydan Kavağı Mah. Perge Blv. No:56C / 204 Muratpașa / Antalya T: +90 242 311 9131 mayituz
davet
ÖZGÜR BOLAT
TUĞBA KOÇ
GÖZDE ÇOBANOĞLU
TED’den Anlamlı Söyleşi Türk Eğitim Derneği(TED), Dr. Özgür Bolat ile birlikte “Mutluluğun ve Başarının Psikolojisi” adlı söyleşi düzenledi. Swissotel Ankara’da gerçekleştirilen söyleşiden elde edilen tüm gelir, TED burs fonuna aktarıldı. Ünlü Doktor Özgür Bolat, Türk Eğitim Derneği iş birliği ile “Mutluluğun ve Başarının Psikolojisi” adlı bir sergi gerçekleştirdi. Etkinliğe TED Koleji mezunlarının yanı sıra iş ve cemiyet dünyasından birçok isim katıldı. Söyleşinin temel noktası olarak “başarı mutluğu getirir mi?” konusuna değinen Özgür Bolat, vizyon ve hedef arasındaki farktan da bahsetti. Etkinliğin sonlarına doğru katılımcıların sorularını yanıtlayan Bolat, söyleşi sonrası “Beni Ödülle Cezalandırma” adlı kitabını sevenleri için imzaladı.
226
BİLGE ȘENOL
SEVİNÇ ATABAY
ÜLKÜ PİLGER
TUĞÇE İNAL
ASLIHAN BARIȘ GİRGİN
NESRİN KILAVUZ
DİLEK TOZLU
ASUMAN AKAR
Dr.Özgür Bolat, söyleșinin ardından “Beni Ödülle Cezalandırma” adlı kitabını sevenleri için imzaladı. BELİZ BÜYÜKHANLI
ESRA DORA
BAȘAK OKAY
SEVİN BOZ
FATMA BÜYÜKDEMİRCİ
EYLEM KIRDAR
Mimari Projelerde Fark Yaratan Detaylar Bu sayımızda Evren Yiğit Mimarlık ofisinden Mimari Grup Șefi Mimar Fatma Büyükdemirci ve İç Mimari Grup Șefi İç Mimar Eylem Kırdar ile bir söyleși gerçekleștirdik.
Mimari proje tasarımı sancılı olduğu kadar, keyifli ve özverili bir süreçtir. Tıpkı bir annenin dünyaya getirdiği bebek gibi mimarının elinde şekillenen bir hamurdur. Bu hamur doğru bir konseptle şekillendirilirse ve bağlamların kurguları doğru oturtulursa ortaya gerçek bir sanat eseri çıkar. Biz Evren Yiğit Mimarlık olarak, “tasarım aşamasını nasıl çözüyoruz, neler yapıyoruz, ne gibi problemlerle karşılaşıyoruz ve bunlara en iyi nasıl çözümü buluyoruz?” gibi soruların cevaplarından biraz bahsetmek gerektiğini düşündük.
Çok güzel, sormak istediğimiz sorulardan biri de buydu. Bu aşamalarla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Mimarlık; öncelikle toprakla, çevreyle, güneşle, havayla ve en önemlisi insanla birebir bağlantısı olan sosyal ve somut bir disiplindir. Öncelikle arz-talep doğrultusunda işverenden, projeden
istenen veriler not alındıktan sonra; arazimize istenen mimari elemanların/yapı ya da yapıların yerleştirilme ve tasarlanma sürecinde öncelikle biz en üst ölçekte çalışmaya başlarız; kent ölçeğinden… Kent kimliği, nüfusu, dokusu, sosyal yapısı, tarihi, kent merkezi, ana arterleri, ulaşım gibi kentsel bileşenleri inceleriz. Ardından çalışılacak arazinin / alanın kentin hangi bölgesinde olduğu, o bölgeye ulaşımı, çevresinde bulunan hastane, kamu kuruluşları gibi önemli yapılarla olan ilişkisine bakarız. Sonra merceğimizi biraz daha yakınlaştırarak arazimize yöneliriz ve bize neler söylediğini, neler verdiğini analiz ederiz. Bunu da en öncelikle yön, güneş, rüzgar, iklim, eğim, manzara gibi çoklu bir süzgeçten geçirerek yolumuzu daha da netleştiririz.
İnsan gözü ile bu süreç nasıl ilerlemektedir?
Sosyal aktör dediğimiz insan için bu alanda, elde ettiğimiz veriler ışığında, öncelikle insan ölçeğine ve yaşam kalitesine uygun olan şematik çalışmaları yaparız. Alternatifli leke çalışmalarına başlar ve oransal olarak en iyi olanları belirleriz. Asla tek bir çalışma
advertorial
F
atma Hanım bize kısaca ofisteki tasarım sürecinin başlangıcı ve nasıl ilerlediği hakkında bilgi verir misiniz?
üzerinden ilerlemeyiz, eleyerek gideriz. Bu da bizlere tasarımın tutarlı olması açısından oldukça yardımcı olur. Kütleler arası ilişkiler, mesafeler, peyzaj alanının büyüklüğü, araç dolaşım şeması, kapalı otopark girişlerinin belirlenmesi, projede çok amaçlı kullanım varsa kullanıcı profiline göre dolaşım şemalarının ayrılması ya da düzenlenmesi yapılır. Yaya yaklaşımı, araç yaklaşımı, sert zemin, yeşil alan, su dengesi, geniş peyzaj tasarımın en önemli elemanlarındandır.
Doğru, eksiksiz ve kapsamlı bir çalıșma için ekip içi koordinasyon çok önemlidir.
Peki bu genel yerleşimlerden sonra projelerin içini nasıl çözüyorsunuz?
Örnek verirsek; bir konut yaptığımızda yapacağımız daire planına göre (3+1, 4+1 gibi) tecrübelerimizin ve bilgimizin sonucu olarak ne kadar m2 salon ya da mutfak kullanılacağını biliriz, buna göre planları çözeriz ve mutlaka tefriş koyarak çalışırız. Bu konuda iç mimari ekiple de entegre olarak çalışırız. Belediye yönetmeliklerine göre, asansör merdiven kütlelerini, koridorların uzunluklarını, yükseklikleri, çıkmaları ayarlarız. Hesaplarımızı yapar, akslarımızı belirler, açık- kapalı otoparkları da çözerek yaklaşık olarak çalışmamızı toparlarız. Sonra bunu üç boyutta görmek için ayağa kaldırırız, aynı zamanda ülkemizde ve dünyadaki güncel, modern ve iyi projeleri araştırır ve çıtayı hep daha yukarı çıkarmak için uğraşırız. Üç boyut çalışmasından sonra, hep beraber tasarım ekibi ile kütle oranları ve dış görünüşlerle ilgili beyin fırtınası yapar ve projenin konsept tasarımını bitirmiş oluruz. Üç boyut için renderlar alınıp sunum yapıldıktan sonra işveren ile anlaşma sağlanırsa, belediyeye vermek üzere istenen çalışmaları tamamlarız. Bir yandan elektrik-mekanik ve statik projeler çizilir ve bunların arasındaki koordinasyonu da biz takip ederiz. Bu arada iç mimari ekibimiz çalışmalarına başlamış olur. Onlar da, isteniyorsa örnek daire ve satış ofisi için çalışma yaparlar. Ofis içerisinde yaptığımız çalışmalarda disiplinler arası bilgilendirme ve genel takip bizim için çok önemlidir. Doğru, eksiksiz ve kapsamlı bir çalışma için ekip içi koordinasyon çok önemlidir.
Eylem Hanım bir projeyi oluştururken hangi aşamalardan geçiyorsunuz, süreç nasıl ilerliyor?
Proje iç mimari departmanına geldikten sonra ilk önce ekibimizle beraber toplantı yapıyoruz ve işverenin beklentileriyle birlikte belirlenmiş teknik şartları öğreniyoruz, ayrıca örnek mekanlar ve malzeme kombinasyonları ile hazırladığımız moodboard çalışmasıyla da yatırımcının çizgisini ve taleplerini öğrenmeye çalışıyoruz. Mimari proje üzerinden önce yerleşim kontrolü ve düzenleme yapıyoruz. Yerleşim planları onaylandıktan sonra konsept çalışmasına başlıyoruz. Konsept sunum toplantısında işverenle beraber nihai yerleşimi kararlaştırıyoruz. Bu aşamadan sonra avan proje süreci başlıyor, bizim için en yoğun dönemin bu dönem olduğunu söyleyebiliriz. Avan proje ve malzeme listeleri akabinde kesin proje ve uygulama projeleri hazırlanıyor.
DURU BEYTEPE
Uygulama aşamasıyla ilgili bilgi verebilir misiniz?
Bütün projelerimizde, tüm imalat süreçlerinin sonunda en ince detaylarına kadar ilgileniyoruz, çünkü detaylar bizim için çok önemli. Detay çizimlerinden sonra inşaat kısmı devreye girince ekiplere detayları çok iyi anlatmak gerekiyor. Uygulama sürecini ve kalitesini de kontrol ediyoruz. Eğer projede örnek daire yapıyorsak tüm imalat sürecinin sonunda aksesuar alımları ve yerleşimini de sürece ekliyoruz. Örnek daireler ve satış ofisleri bizim işimizin görünen yüzü, vitrini. Arka planda tüm projenin lobi ve kat koridoru gibi ortak alanlarını da tasarlıyoruz. Ayrıca projedeki farklı daire tiplerini de projelendiriyor ve tüm mekanlar için gerekli koordinasyonları sağlıyoruz.
NORTHLAND
davet
JÜLİDE ATEȘ, DOMINICK CHILCOTT, ZEYNEP KARTAL, ZÜLEYHA ÖZGÜL
Zeynep Kartal’dan Özel Defile Türk moda tasarımcısı Zeynep Kartal, Ekba Holding ana sponsorluğunda Kuzu Grup desteğiyle, İngiltere Konsolosluğu’nda kendi adını taşıyan ilk defilesini gerçekleştirdi. Gerçekleştirdikleri projelerle adını duyurmuş pek çok isim Kartal’ın en özel parçalarını taşıyarak sahnede fırtına gibi esti. Gecede ünlü İngiliz yıldız Victoria Ekanoye pek çok farklı şarkıyı seslendirdi. Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Dominick Chilcott ve İngiltere İstanbul Başkonsolosu Judith Slater konuşma yaptığı defilenin öncesinde Zeynep Kartal ve ortağı Züleyha Özgül ev sahipliğinde Londra Moda Haftası’nda düzenlediği arşiv sergisi görücüye çıktı. Kartal’ın özel olarak tasarladığı Mimoza by Zeynep Kartal adlı mücevher koleksiyonunu da davetlilerin beğenisine sunduğu gecenin sunuculuğunu Jülide Ateş üstlendi.
230
AHU-SÜLEYMAN ORAKÇIOĞLU
DOMINICK-JANE CHILCOTT
BESTE YURTTAȘ
BERRİN ZORLU
Birleșik Krallık’ın Ankara Büyükelçisi Dominic Chiliot’un konușma yaptığı geceyi, Jülide Ateș sundu. AYLİN YILMAZ
EMEL YILDIRIM
SİTARE KALYONCUOĞLU
HANDE SEZER PEKCAN
ZEKİ YILMAZ
Hayata Farklı Pencereden Bakın Optik dünyasında öncü markalarıyla müșterilerini kaliteli ürünlerle bulușturan Zeki Yılmaz, 40 Million serüvenini anlatıyor...
S
izi tanıyabilir miyiz?
Çalışma hayatıma 1983 yılında ve optik sektörünün perakende mağazacılık kısmında başladım. Ankara’nın köklü ve önde gelen optik mağazalarından Optik Diker ve Seçkin Optik’te, perakende mağazacılığın tüm inceliklerini usta ellerden öğrenerek, gözlükçülüğü sevdim. 90’lı yıllar ile birlikte dünya ticaretinde sınırların kalktığı bir döneme girildi. Bu dönemde yeni seçenekler ve tedarikçilerle tanışan gözlük sektörümüz, yeni girişimciler ile genişleyerek, pazara farklı yaklaşımlar, yepyeni ürünler getirebildiler. Bu gelişmeler beni de etkilemişti. 1999 yılına kadar, 16 yıl boyunca, gözlük ve optik ile ilgili hem teknik hem de
ticari deneyimler kazanmıştım. Çalışmakta olduğum perakende alanında, bize sunulan marka ve ürünlerin yetersizliğini fark ediyordum. Toptan gözlük pazarında yeni bir söz söylemek adına Ata Optik’i 1999 yılında kurdum. Ata Optik ve Zeki Yılmaz olarak beraber büyüdük, beraber olgunlaştık. Bazen “Zeki Bey” yerine “Ata Bey” diye hitap ediyorlar; keyifle tebessüm ediyorum.
Marka yolculuğunuz nasıl gelişti?
Marka yolculuğumuz “Twinexte” ile başlar. Ata Optik’in ilk yıllarında distribütörlüğünü yaptığımız uluslararası markaların yanında bizden olan, bize uygun olan, küresel izler taşıyan, ancak bizim zevklerimize uyan bir güneş gözlüğü hayalini kurmaya başlamıştım.
Sonra bu hayali, üretici bir firmayla birlikte tasarıma dönüştürdük. İlk parti üretimimiz öylesine güzel ilgi gördü ki, ürün yetiştiremedik. Twinexte, hem güneş gözlüğü hem de optik çerçeve olarak tüm Türkiye’de tanındı, kalitesi ve tasarımıyla büyük beğeniler içerisinde bu günlere ulaştı. İkinci markamız olan “40 Million”da, bir adım daha atarak küresel ölçekte bir marka hedefledik. Butik bir tasarım olarak Twinexte’den daha üst bir segmentte yer alan “40 Million” tüm dünyada tescil edilmiş bir markamızdır ve Amerika’dan Avrupa’ya, oradan Hindistan’a kadar onlarca bayimiz aracılığıyla beğenilere sunulmaktadır. Bildiğiniz gibi, bu markamız aynı zamanda ülkemizdeki perakende zincir mağazalarımızın da tabela adıdır.
Bulunduğunuz şehirleri nasıl bir stratejiye göre seçtiniz? 40 Million Optik mağazalarımızın portföyünde, butik tasarıma sahip, lüks segmentte yer alan küresel markalar bulunmaktadır. Lokasyon seçimimizde, bulunacağımız şehirlerin mutlaka önemi var; ancak daha da önemli olan konseptimize uygun noktalarda bulunabilmek. Bu bağlamda, doğru lokasyon bulursak Antep’e de gideriz Paris’e de. Şu an bu stratejiye uygun olarak Ankara’da Panora ve Galleria AVM’lerinde, Adana’da Mithat Saraçoğu Caddesi’nde, Bodrum Yalıkavak Marina’da ve Alaçatı’da çarşı içerisinde faaliyet gösteren mağazalarımız var.
Bu şehirlerde yaşayan hangi kesimi hedef kitleniz olarak belirlediniz? Hedef kitlemiz; küresel modayı yakından takip eden, marka bilinci yerleşmiş bireylerdir. Bu bireyler gözlüğü temel bir gereksinim olarak kullanırken, gözlük markasını da günlük kıyafetleriyle bütünlük içerisinde ele almak suretiyle yaşam felsefelerini dışarıya aksettiren kişilerdir. 40 Million Optik mağazalarına geldiklerinde aradıklarını bulacaklarını zaten bilirler.
Vitrinlerinizde hangi markalara yer veriyorsunuz? Neden?
Vitrinlerimizin vazgeçilmezi, elbette öncelikle kendi markalarımız. Bu bakımdan 40 Million güneş gözlükleri üstün görsellikleriyle daima önde yer almaktadır. Ayrıca Dita ve Thom Browne markalarımızın yanında Shamballa, Cazal, Irresistor, Will.I.Am, Philippe Plein, Chopart, Gucci, Armani, Dior, Prada, Fendi, Celine, Bvlgari ve Cartier gibi dünyaca ünlü markalar ve şu an sayamadığım diğer moda markaları da yer almaktadır.
Neden Panora’da olmayı seçtiniz? Burada olmak nasıl bir duygu? Panora AVM gerek konumu, gerekse konsepti ile tercihimiz oldu diyebilirim. Hedef kitlemizde bulunan, modayı bilen ve yakından takip eden bireylerin de Panora’yı seçmesi bizim için önemli bir etkendir. Bu yaşam tarzını benimseyen kişilerle buluşmak için 5. şubemizi Panora’da açtık ve burada olmaktan son derece mutluyuz.
Başka yeni şubeler veya farklı projeler var mı ufukta?
Perakende stratejimizin hedefinde İstanbul var şu an. 2019 ilkbaharında kıymetli İstanbullularla buluşacağız. Yine Ankara’da bir mağazamız daha olacak. Çankaya ilçemizin kıymetli bir lokasyonu olan Alacaatlı semtinde, yaz başlamadan hizmete açacağımız genel müdürlük binamızın alt katını da mağaza olarak değerlendireceğiz.
Franchise vermeyi düşünür müsünüz? Yoksa tüm şubelerinizin başında bizzat rol almak mı istersiniz?
Franchise vermek şu an gündemimizde yok. Ülkemizin imkan ve şartları çerçevesinde hız vereceğimiz bir mağazalaşma stratejimiz var; en azından 10 mağazaya ulaşma hedefimiz var. İnşallah, ondan sonra daha da ileriye bakacağız.
Hedef kitlemiz; küresel modayı yakından takip eden, marka bilinci yerleșmiș bireylerdir.
EDA ALTINTAȘ
Ruhunuza Terapi
H
obiyle ilgili yerli ve yabancı pek çok markanın ürünlerini mağazamızda bulunduruyoruz, dahası tüm bu ürünlerin hem tanıtımını yapıyoruz hem de eğitimlerini veriyoruz.
Mağazamız içerisinde pazartesiden cumartesiye, profesyonel eğitim kadrosuyla çalışan bir de atölye bölümümüz var. Birbirinden ilginç ürünlerle tanışıp, çalışabilme imkanı isteyen herkesi mağazamız ve atölyemize davet ediyoruz.
advertorial
Yaptığımız ișe dünya “Hobby Craft” diyor biz, “insanı dinlendirmek, ruha terapi” diyoruz.
Hobiyle ilgili yerli ve yabancı pek çok markanın ürünlerini mağazamızda bulunduruyoruz.
Elişi Atölye Çalışmaları Pazartesi: Ebru Sanatı Saat: 10:00 / 16:00 Salı: Modern Nakış, Dekoratif Ahşap Çalışması Saat: 10:00 / 13:00
Çarşamba: Patchwork(kırkyama), Tığ Teknikleri
Saat: 10:00 / 13:00 Perşembe: Dikişe Başlangıç, Amigurumi Cuma: Şiş Örgü Çalışması Cumartesi: Şiş Örgü Çalışması, Profesyonel Dikiş
ELİȘİ HOBBY MARKET: Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA T:+90 312 236 31 67 @elisi2018umitkoy
SEREN DEMİRBAȘ
Özel ve Kusursuz Yaşam Alanları Seren Demirbaș tarafından 2018 yılında Ankara’da kurulan Matt İç Mimarlık, tüm projelerinde tasarım anlayıșına detay ve kalite katmaktadır...
Butik bir iç mimarlık şirketi olan Matt; müşterilerinin hayalleri ve istekleri doğrultusunda modern ve lüks yaşamı birleştiren, detaylarda ayrıcalığa yer veren yeni yaşam alanları sunmayı amaçlamaktadır.
Mekanın potansiyelini; fonksiyonel ve estetik anlamda maksimum düzeyde ortaya çıkaran Matt iç mimarlık, tasarım anlayışına detay ve kalite katan, yaşam alanları ile kullanıcıları bütünleştiren projeler yapmayı hedeflemektedir.
Karakteri ve hikayesi olan mekanlar yaratmayı planlayan Matt İç Mimarlık, müşterilerine her daim en özel ve kusursuz yaşam alanlarını sunmayı amaç edinmiştir. İç mimarlık, sadece dekorasyon ve mobilya seçmek değil; kullanıcılara işlevsel, yapısal ve estetik ölçütlere göre en uygun yaşam alanlarını sunabilmektir. Biz de yüksek hızda gelişmekte olan yeni mimari akımları, güncel ürün ve malzemeleri genç ve dinamik beyinlerle takip edip son teknolojik uygulamaları kullanılarak, müşteriye gerçekçi görsellerle anlaşılır şekilde tasarlayıp Matt tarzını katarak uygulamaktayız.
advertorial
M
att İç Mimarlık’ı tanıyabilir miyiz?
www.mattinterior.com matt_architecture / Officium, Beytepe Mah. Kanuni Sultan Süleyman Bulvarı 5314. Cd. A Blok No 4/47 Ankara / Türkiye T: 0536 580 24 80
OP.DR.KÜBRA ZENGİN ALTINTAȘ
Estetikte Yeni Trend Genital bölge estetiği, kozmetik ve estetik cerrahinin son yıllarda popülaritesi artan yeni bir alanıdır. Estetik vajen cerrahisi, bugün hem dünyada hem de Türkiye’de her kesimden kadın tarafından talep edilmektedir. Medisun Hastanesinden Op. Dr. Kübra Zengin Altıntaș ile kısa bir söyleși yaparak değerlendirdik.
Genital bölgedeki şekil düzensizlikleri, ergenlik döneminde gelişimsel bozukluk olarak ortaya çıkıyor. Ancak kişi doğal olarak sadece kendi genital bölgesini bildiği ve gördüğü için bunu bir anormallik olarak düşünmüyor. Yaşla beraber farkındalık artıyor ve karşılaştırmalar yaptığında “acaba burada bir sorun mu var?” diye düşünüyor. Tabii kadının doğum yapmak gibi bir yükümlülüğü de var. Doğal olarak kadınlar doğum yaptıkları
zaman genital bölgede esneme, gevşeme, sarkma ve doğum izleri olabiliyor, dolayısıyla estetik problemler ortaya çıkıyor. Bu nedenlerle hastalarımızın bize geliş şikayetleri geniş yelpazeye yayılıyor.
Ne gibi şikayetler olabiliyor bunlar?
Örneğin; “cinsel ilişki sırasında vajinamdan ses geliyor” ya da “vajinamın görüntüsü hoşuma gitmiyor” diyerek gelenler olduğu gibi, “eşimle ilişki sırasındayken sanki birbirimize hiç dokunmuyormuşuz gibi oluyor” şikayetiyle gelenler de var.
advertorial
G
enital estetiğe kimler ihtiyaç duyuyor?
Vajinanın iç dudaklarının boyutlarının farklı olmasından dolayı idrarını tuvaletin dışına doğru yaptığını söyleyenler, çok sık akıntı problemi yaşayanlar, ilişki sırasındaki kuruluktan dolayı, canı acıyanlar var. Elbette hepsinin çözümü var.
Nedir peki çözüm?
Hastalarımıza birden çok genital estetik yöntemi sunabilmekteyiz. Bu yöntemler, hastanın geliş şikayetine ve tercihine göre değişmektedir. Cerrahi yöntem olarak; labioplasti (iç-dış dudak küçültme), vajinoplasti (vajina daraltma), klitoroplasti (hudoplasti) uygulanmaktadır. Bunun yanında cerrahi operasyona ihtiyaç duyulmadan radyofrekans - Urogyne C500 yöntemi de estetik uygulamalarda son dönemde ön plana çıkmaktadır.
Hasta memnuniyetinin yüksek olușu ve yan etkisinin bulunmaması nedeniyle de son yıllarda çok popüler olmuștur.
Bu cerrahi yöntemler nasıl uygulanmaktadır?
Labioplasti cerrahisi; 30 - 40 dakika sürer. Lokal anestezi veya hafif bir sedasyon ile yapılabilir. Operasyon sonrası küçük dudaklarda iz kalmaz ve birkaç günün ardından günlük yaşama devam edilebilir. İşlemin ertesi günü duş alınabilir. Cinsel ilişki için yaklaşık 3-4 hafta beklenmelidir, adet döneminde bu işlem uygulanmaz. Vajinoplasti cerrahisi; özellikle kaslardaki gevşeklik ve doğum esnasında oluşan yırtıkların, doku fazlalığının düzeltilmesi ve vajina ağzının daraltılmasıdır. İşlem vajen bölgesinden uygulanır, ortalama 45 dakika sürer ve sonrasında dikiş aldırmak gerekmez, hasta kısa sürede normal yaşantısına dönebilir. Operasyondan en az 3 hafta sonra hasta, doktorunun muayenesinden sonra cinsel yaşamına dönebilmektedir. Klitoroplasti cerrahisi ise; klitoris (clitoris) vajina girişinde üst kısımda bulunan “Y harfi” şeklindeki bir yapıdır. Dışarıda nohut büyüklüğünde klitorisin baş kısmı görünmektedir. Bazı kişilerde klitoris normalden büyük, kabarık veya buruşuk bir halde olabilir. Özellikle hormonal değişikliklere bağlı olarak gelişebilir. Bu alanın estetik olarak düzelmesini sağlayan operasyonlara “klitoroplasti (cliteroplasty) ameliyatları” denir. Klitorise yapılan işlemlerdeki amaç, bu bölgenin yapısal olarak daha iyi görünmesini sağlamaktır. Klitoroplasti operasyonları tek başına ya da labioplasti ameliyatları ile birlikte eş zamanlı olarak yapılabilmektedir.
Radyofrekans yöntemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Artık teknolojinin ilerlemesi ve uygulamaların tıpta da kullanılması sayesinde vajina genişliği problemleri, radyofrekans akımlı Urogyne C-500 tedavisiyle, cerrahiye gerek duyulmadan, muayenehane ortamında tedavi edilebilmektedir. Bu uygulamalar ağrısızdır ve anestezik madde kullanımı olmadan yapılabilir. Kesi olmadığından kanama, dikiş açılması, doku kaybı, mikrop kapma, sinir kesisine bağlı hassasiyette azalma, hissizlik gibi olumsuz durumlar görülmez. Vajinal kanal en dıştan, rahim ağzına kadar bütün tabakaları boyunca içten dışa daralıp sıkılaşır. Ameliyattan çekinen veya genel anestezi uygulanamayacak hastalarda da iyi bir seçenektir.
Radyofrekans yöntemini hastalarınıza nasıl uyguluyorsunuz?
İşlem jinekolojik muayene pozisyonunda gerçekleştirilir. Vajina girişine yerleştirilen probu sayesinde radyofrekans dalga enerjisinin dairesel olarak vajen dokusu altındaki kollajen lifleri artırması sağlanır. Bu sayede daralma ve sıkılaşma gerçekleşir. İşlem yaklaşık 15-20 dakika sürer. İşlem sırasında ve sonrasında hastalar herhangi bir rahatsızlık hissetmezler.
Peki radyofrekans yöntemi sıkılaştırma haricinde hangi alanda kullanılmaktadır?
Radyofrekans teknolojisi vajina daralma ve yenileme haricinde; genital bölge beyazlatma, dış genital bölgeye dolgunluk kazandırma, vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide ağrı tedavisi, doğum lekesi ve çatlaklıkların tedavisi ve kötü ameliyat izlerinin giderilmesi amaçlarıyla da kullanılmaktadır. Radyofrekansın, özellikle stress inkontinans dediğimiz, öksürünce, hapşırınca, gülünce veya zıplayınca idrar kaçıran hastalardaki kesin çözümü, bilimsel çalışmalarla kanıtlanmıştır.
Son olarak radyofrekans yöntemi hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Radyofrekans ile vajinal daraltmada, idrar kaçırma tedavisinde ve diğer estetik tedavilerde yüksek başarı oranı elde edilmektedir. Ayrıca, hasta memnuniyetinin yüksek oluşu ve yan etkisinin bulunmaması nedeniyle de son yıllarda çok popüler olmuştur. Ben de bu konuda özel eğitimi almış sayılı doktorlardan biri olarak çalışmalarıma Özel Medisun Çayyolu Hastanesi’nde devam etmekteyim.
davet
REVNA DEMİRÖREN, ZEYNEP YILMAZ, SİTARE KALYONCUOĞLU
Işıltılı Koleksiyon Parla Fine Jewellery, yeni koleksiyonunu İstinye Park mağazasında verdiği davetle tanıttı. 1969 yılından bu yana dünyanın birçok ülkesine ihracat yaparak bu alanda ihracat liderliğinde önemli söz sahiplerinden olan ve Eriş Mücevherat bünyesinde faaliyet gösteren Parla Fine Jewellery, yeni koleksiyonunu İstinye Park mağazasında verdiği davetle tanıttı. Eriş Mücevherat’ın Sahibi Bülent Eriş, eşi Sinem Eriş ve Parla Marka Danışmanı Sitare Kalyoncuoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü kadınları büyük ilgi gösterdi. Davetlilerle yakından ilgilenen Bülent Eriş konuklara yeni koleksiyonda bulunan halka küpeler ve bileklikler hakkında bilgi verdi. Üretim, toptan ve perakende ağı ile, “üst segment”te Türkiye’nin en büyük kapasiteli mücevher üreticisi olmanın yanı sıra, Eriş Mücevherat yurt dışında İtalya ve Dubai, yurt içinde ise İstanbul Kapalı Çarşı, İstinye park ve Antalya’nın en prestijli otel zinciri Maxx Royal Otellerinde hizmet vermeye devam ediyor.
242
BÜLENT-SİNEM ERİȘ
davet
CANDAN RAMAZANOĞLU
AYLİN YILMAZ
BEYHAN BAĞIȘ, SİTARE KALYONCUOĞLU
Eriș Mücevherat’ın Sahibi Bülent Eriș ve zarif eși Sinem Eriș, davette konuklarını kapıda karșılayarak örnek bir ev sahipliği sergiledi. HANDE SEZER PEKCAN
SEDA KAȘIBEYAZ
ELİF İNCİ ARAS
KARDELEN ACAR
Obezite Tedavisinde Farklı Tedavi Seçenekleri Doç. Dr. Osman Yıldırım Obezite tedavisinde uygulanan tedaviler hakkında bilgi veriyor... DOÇ. DR. OSMAN YILDIRIM
M
ide Botoksu
Bu yöntem, henüz deneme aşamasındadır ve bu konu hastalara iyi anlatılmalıdır. Genellikle Vücut Kitle İndeksi (VKİ) 30’un altında olan ve daha önce diyet denemiş ancak, başarılı olamamış kişilere uygulanır. VKİ ameliyat sınırlarında olacak kadar yüksek olanlarda bu yöntem yeterli değildir. Endoskopik yolla uygulanır, genel anesteziye gerek yoktur. Hafif bir sedasyon altında ortalama yarım saat sürer ve yarım saat dinlenme ile birlikte bir saatte biter ve hemen günlük yaşama dönülebilir. Botoks, estetik cerrahi başta olmak üzere bazı kas hastalıkları, anal fissür, akalazya gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Botoks uygulandığı kasta kısmi bir felç yaratmakta ve sonuçta bir spazm oluşmaktadır. Bu yöntemde endoskopla mide çıkışına yakın bölgelere ve iştah hormonunun daha çok salgılandığı üst bölgelere botoks enjeksiyonu yapılır. Böylece hem mide boşalması uzatılmış hem de iştah hormonunun salgılanması azaltılmış olur. Bu işlemle birlikte hasta mutlaka diyet ve spora devam etmelidir. Bu yöntemle kilo verme miktarı kısıtlıdır ve henüz gelişme aşamasındadır.
advertorial
Mide Balonu
Herhangi bir cerrahi girişim olmayıp endoskopik yolla yapılan bir işlemdir. Mideye yerleştirilen bir balonla hastada tokluk hissi yaratılır ve hasta kendini yemek yemiş sanır. Hava veya su ile şişirilenleri, 6 aylık veya bir yıllık olanları vardır. İşlem ortalama 20 dakika sürer, dinlenme ile beraber bir saatte biter. Hasta hemen
günlük yaşamına dönebilir. Bu işlem anestezi gerektirmez ve hafif sedasyon altında endoskopi ile mideye bir balon yerleştirilir. Balon 400 - 700 cc civarında şişirilir. İlk zamanlarda biraz ağrı ve bulantı olabilir. Hasta balon takılı olduğu sürece de balon çıkarılınca da diyet ve spora devam etmelidir, aksi takdirde verdiği kiloları geri alır.
Tüp Mide (Mide Küçültme)
Mide aşağıdan yukarı hem zımbalayan hem de kesen özel aletlerle kesilerek ayrılır. Midenin yaklaşık % 80’i çıkarılmış olur. Bu ameliyatta iştahtan sorumlu hormonların salgılandığı yeri çıkardığımız için hastaların iştahı kalmaz, yemek isterlerse de mide çok dar olduğundan çok az yiyebilirler. Diğer ameliyatlara göre daha kısa sürer, 6 ay kadar vitamin ve mineral desteği yapılır. Uzun dönemde midede genişleme olursa ya da hasta kilo alırsa mide by-pass’ı ya da başka metotlara dönüştürülebilir. Ameliyat sonrası hastalar hem fazla kilolarından hem de hipertansiyon, şeker, uyku apnesi gibi birçok rahatsızlıktan kurtulma şansına sahip olur.
Mide By-pass’ı
En eski obezite ameliyatlarındandır. Bu ameliyatta hem küçük bir mide bırakılır hem de bu küçük mide çok aşağıdaki bir ince bağırsağa bağlanır. Biraz daha uzun süren bir ameliyattır. Böylece hastalar hem az ye, hem de çok yese bile yiyecekler sindirilmeden atılır. Bu ameliyatın kilo verme yanında şekeri düzeltici etkisi çok fazladır. Ancak bu ameliyattan sonra hastalar ömür boyu vitamin ve mineral takviyesi almak zorundadır. Bunların dışında da mide hacmini azaltan ya da bağırsağa bağlayan başka ameliyat yöntemlerimiz de var.
Adres: Tunalı Hilmi Cad. 114/44 Çankaya-Ankara Tel: +90 312 4667771 - Cep:+90 538 3152089 doc.dr.osman.yildirim drosmanyildirim61 www.osmanyildirim.dr.tr
davet
Oriental Fashion İstanbul’da Oriental Fashion Show Paris, Raffles Hotel ile gerçekleştirdiği iş birliğinde çok özel bir defile için İstanbul’da moda severlerle buluştu. Türk, Rus, Azeri, Faslı ve Lübnanlı tasarımcıların son koleksiyomlarını sundukları Oriental Fashion Show tüm dikkatleri üzerine topladı. Türk tasarımcılardan Yıldırım Mayruk ve Erol Albayrak, Rusya’dan Slava Zaitsev, Azerbaycan’dan Fakhriya Kahlafova ve Maleone, Lübnan’dan Abed Mahfouz, Fas’tan Bouchra Filali ve Alisse NuerA gelinlik markası Oriental Fashion Show’un 28. defilesinde buluştular. Türk tasarımcılarla yabancı tasarımcıları ilk kez Türkiye’de bir araya getiren sıra dışı defileye cemiyet ve iş dünyasından ünlü isimler katıldı.
246
BUKET TAȘDELEN, İDİL GAZİOĞLU
davet
METİN-ZEYNEP FADILLIOĞLU
248
ARZU KAPROL
EROL ALBAYRAK
Yıldırım Mayruk, Erol Albayrak gibi ünlü modacıların katıldığı organizasyona dünyadan da birçok tasarımcı katıldı. BERRİN ZORLU
ARZU KUNT
YILDIRIM MAYRUK
ZERRİN BİLİMER
Dr. Bülent Alp Aydın Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
+90 312 205 10 10 Oğuzlar Mah. 1377. Sok. No: 5/A Balgat-Çankaya/ANKARA www.bulentalpaydin.info
davet
LEYLA ADALI, ERKAN ÖZERMAN, ELA SOYSAL
250
ASLIHAN KARALAR
HANDE SEZER PEKCAN
EBRU SANVER
BEGÜM ÖZER
FATOȘ HATAYLI
IȘIL REÇBER
Yeni Yılda İlişkiniz İçin Sihirli Değnek Elinizde
UZMAN AİLE DANIȘMANI EMEL YALÇIN
B
u yıl siz ve ilişkiniz için gerekli olan sihirli bir değnekse, E&E’den tavsiyeler basit ama inanın denemeye değer.
advertorial
Hayatımızda olup biten her yaşam olayını kontrol altında tutamayacağımız gerçeğinin farkında olarak, geçmişe dönük sağlıklı bir değerlendirme yapmak, yeni yıla girerken yeni ulaşılabilir hedefler koymak, planlar yapmak hepimizin ihtiyacı belki de… Bu noktada sizler için basit ama etkili birkaç önerimiz olacak: ▪ Beraber anlamlı şeyler yapın. Örneğin yardım faaliyetlerine ve gönüllülük aktivitelerine katılabilirsiniz. ▪ Beraber yeni şeyler öğrenin. Birlikte yemek atölyesine katılabilir, dans kursuna gidebilir ve hatta yabancı dil öğrenmeyi deneyebilirsiniz. Bir şeyleri düzenli olarak yapabilmek uzun vadede ilişkinizi güçlendirecektir. ▪ Beraber daha fazla “an”da kalın. Beraberken yüzde yüz orada olduğunuzdan emin olun. Birlikteyken teknolojiden uzak durmak, partnerinize, ilişkiye ve birlikteliğinize odaklanmak, derin bağlar kurup daha anlamlı anlar yaşamak için gereklidir. ▪ Yalnızca konuşmak mı? İletişim kurmak mı? Doğru iletişim ilişkinin uzun vadede sağlıklı olacağının göstergesidir. Karşınızdakini dinlemek, ne istediğini ve gerçekten ne hissettiğini anlamak için özen gösterin. ▪ Seksi öncelikleriniz arasında tutmaya devam edin. Romantizmi ve aşkı canlı tutmanın yollarını arayın. İlişkinizi monotonluktan kurtarmak için planlar yapın. ▪ Daha fazla kazan kazan senaryoları üzerine odaklanın. Tartışmak ilişkilerin doğal bir parçası olsa da nasıl tartıştığınız, anlaşmazlıklarınızı ve sorunlarınızı nasıl çözümlediğiniz çok
Yeni yılda ilișkilerinizi güçlendirecek tavsiyeleri E&E Psikolojik Danıșmanlık ve Eğitim Merkezi Kurucusu Uzman Aile Danıșmanı Emel Yalçın’dan alıyoruz. önemlidir. Bazı durumlara çözüm bulamamanızın sebebi birinin kaybedip diğerinin kazandığı çözümlere odaklanmanız olabilir. 2019’da daha ahenkli bir ilişki yaşamak istiyorsanız her iki tarafın da kazandığı çözümlere odaklanmalısınız. ▪ Bazı durumlarda kafanızdaki şeyi partnerinizle paylaşmak yerine ona karşı sessiz kalmayı, duygularınızı ve düşüncelerinizi ifade etmemeyi tercih edebilirsiniz. Ancak bu yöntem sorun çözmek için işlevsel bir yöntem değildir. Sorunları görmezden gelmek, sessiz kalmak sadece sorunun devamını sağlar. ▪ İlişkinizi düzenli olarak kontrol etmeyi ihmal etmeyin. Bazen ilişkinin iyi gittiğini düşünürsünüz ama partneriniz aynı şeyi düşünmüyor veya konu hakkında yorum yapmıyor olabilir. Bu kontrollerle ilişkinizdeki sıkıntılı noktaları tespit ederken birbirinizin yaptığı güzel şeyleri taktir etmek için de fırsatlar yaratabilirsiniz. Bu çalışmanın ne kadar faydalı olduğunu zamanla göreceksiniz. ▪ Beraber eğlenmeyi unutmayın. İlişki rutinleştikçe ilişkiden alınan keyif de azalabilir. Zaman zaman ilişkinin başına dönüp o günleri hatırlayıp, o zamanlar yaptığınız eğlenceli şeyleri tekrar yapmayı deneyebilirsiniz. Bunun yanında yeni şeyler deneyip hatta saçma komik şeyler yaparak bile bazen daha mutlu ve tatmin olmuş hissedebilirsiniz. ▪ Unutulmamalıdır ki zamanında çözülmeyen küçük sorunlar, büyük krizlere sebep olabilir. Doğru zamanda doğru müdahale için yardım almaktan çekinmeyin. 2019’da ilişkinizin, mükemmel olmasa da daha eğlenceli, daha heyecanlı ve daha tatminkar olması için sihirli değneğiniz, emekleriniz ve sabrınız olsun. 2019’un güzel bir yıl olması dileği ile…
Çankaya Mah. Cinnah Cd. 59 / 4, 06690 Çankaya/Ankara T: +90 312 284 12 60- 0532 597 70 70 www.ee.gen.tr
davet
TUBA ÜNSAL, NİHAT ODABAȘI, EDİS GÖRGÜLÜ
DOĞUȘ ÇABAKÇOR, İLAYDA AKDOĞAN
Üçüncü Yaşa Özel Davet Yaratıcı çizgisiyle öne çıkan triko markası KNITSS, üçüncü yılını özel bir partiyle Morini’de kutladı. Tasarımcı Duygu Boz’un kurduğu, şehirli kadınların modern ve yaratıcı triko markası KNITSS üçüncü yaşını özel bir partiyle, ana sponsoru olduğu FFF İstanbul kapsamında Morini’de kutladı. Markanın Paris’te çekilen yeni kısa filmi de ilk defa bu partide davetlilerle buluştu. DJ Doğuş Çabakçor ve Doğa Çabakçor’un performanslarıyla renklenen gecenin konukları arasında iş, sanat, moda, medya ve sosyal yaşam dünyasının önde gelen isimleri ve moda öncüleri yer aldı. Tasarımcı Duygu Boz’un kurduğu Knitss, ilhamını geometrik form ve şekillerden alırken, triko örgüye bambaşka bir boyut getirerek gündelik hayata yönelik koleksiyonlar sunuyor. Aynı zamanda en yüksek kalite İtalyan ipliklerini kullanarak tasarlanan parçalar, kolaylıkla farklı tarzlara adapte edilebilen, şık bir gardırop sunuyor.
252
DUYGU- UMUT BOZ
BÜȘRA DEVELİ
YAĞMUR ÜNAL
NUR FETTAHOĞLU
ASENA SARIBATUR
Tuba Ünsal, Sudi Etuz tasarımı kabarık eteğini Chanel bolero ceket, Chanel çanta ve düz üstü çizmeleri ile kombinleyerek șıklığını tamamlamıștı. TUBA ÜNSAL
BENAN TERZİOĞLU
AHU YAĞTU
ȘEYMA SUBAȘI
Șık Yılbașı sofraları, renkli sunumlar, lezzetli tarifler ve yeni yıla damga vuracak trendlerle dolu içeriğimiz sizlerle...
yılbaşı
Cemiyet hayatının sevilen ismi Ahu Orakçıoğlu yeni yılı Ankara’da karșılayacak...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz? Yılbaşı gecelerini ekseriyetle Ankara’da annemle babamın sıcak yuvasında annemin özenle kurduğu Yılbaşı sofrasında geçiriyoruz. Birkaç kez okyanus ötesi seyahatimiz ve kutlamalarımız da oldu. Ancak Sare’nin tercihi, yeni yılı her zaman Ankara’da anneanne ve dede evinde karşılamaktan yana…
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsunuz en çok?
Süleyman ile bir kez Avusturya’da girmiştik yeni yıla. Sare henüz daha doğmamıştı, benim için unutulmaz bir Yılbaşı olmuştu. Daha unutulmazı ise; Sare bir yaşındayken Maldivler’de kutladığımızdı, Sare’nin de ilk yurt dışı seyahatiydi, o yüzden daha da unutulmaz oldu benim için.
Bu seneki planlarınız neler?
Bu sene Sare’den ultimatom aldık; yeni yıla Ankara’da anneanne ve dedesinin evinde girmek istiyor.
Nasıl bir Yılbaşı makyajı tercih edeceksiniz? Evde kutlayacağımız için çok sade bir görünüm tercih edeceğim kesin.
Peki nasıl bir kombin?
MALDİVLER
Yılbaşı kutlamasında kırmızı giymeyi seviyorum ben... Bir gelenek gibi… Bu sene de kırmızı, ince ve içinde kendimi rahat hissedeceğim bir elbise giyeceğim.
Dünyanın mutluluk, sevgi ve șefkat üreten bir gezegene dönüșmesini diliyorum. 256
Son olarak bir yeni yıl mesajı alsak sizden...
Dünyanın mutluluk, sevgi ve şefkat üreten bir gezegene dönüşmesini diliyorum. Bütün çocukların çok sevilmesini diliyorum. Kendim için özel bir şey dilemeye gerek yok, çünkü bu dileklerim gerçekleşirse zaten hepimiz nasibimizi alırız.
AZZEDİNE ALAÏA
Cemiyet hayatının genç kușak isimlerinden Dila Tarkan, Noel zamanı lise arkadașlarıyla Vancouver’da bulușacak... Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz? Ya arkadaşlarımızdan birinin ev partisi oluyor ya da bir yerde yapılan partiye gidiyoruz.
Ailenizle mi, arkadaşlarınızla mı olmayı tercih ediyorsunuz?
Daha çok arkadaşlarımla oluyorum. Bizim aile Yılbaşı kutlamalarımız o günün birkaç gün öncesinde, genelde anneannemin evinde 30 - 40 kişilik bir yemek eşliğinde oluyor. O yüzden Yılbaşı akşamını arkadaşlarımla geçiriyorum.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsun en çok? Açıkçası “şurada kutlamayı seviyorum” diyebileceğim hiçbir ülke yok. New York’ta hiç Yılbaşı geçirmedim; bir kere Times Square’de yeni yıla girmeyi isterim.
Bu seneki planların neler?
Bu sene Noel zamanı, Vancouver’a gideceğiz gibi duruyor. Liseyi orada okuduğum için, tüm lise arkadaşlarımla tekrar buluşacağız. Yılbaşı’nı da büyük ihtimalle Whistler’da geçireceğiz.
VANCOUVER
Nasıl bir Yılbaşı makyajı tercih edeceksin?
Şu an hiç bilmiyorum. Eğer temalı bir partiye gidersek ona uygun bir şeyler yaparım, yoksa büyük ihtimal daha doğal ama gözlerin parlak olduğu, farklı bir şey olabilir.
Umarım her șeyin istediğimiz gibi olduğu, barıș, huzur, saygı ve sevgi dolu bir yıl olur.
Peki nasıl bir kombin?
Onu şu an bilmiyorum ama pullu, renkli bir etek veya elbise tarzı birşey tercih ederim diye düşünüyorum.
Son olarak bir yeni yıl mesajı alsak senden...
Umarım her şeyin istediğimiz gibi olduğu, barış, huzur, saygı ve sevgi dolu bir yıl olur. Sevgiye, barınağa ve yemeğe ihtiyacı olan tüm canlıların ihtiyaçlarını karşılayabildikleri, yüzlerinin güldüğü bir sene olur.
RETROFETE
yılbaşı
Yeni yıl Trendleri Trendsforeverything’in yaratıcısı Ebru Aygün sizler için Yılbașı trendlerini derledi… Yılbası gecesi, payetli etekler, dantelli çiçekli şık elbiseler, leopar desenli pantolon ve ceketler, kovboy çizmeleri, bilekten bir parmak üstte etekler, peluş kürklü montlar, transparan dantelli üstler en öne çıkan trendler. Belden kemer en önemli detaylardan biri bu sene. Ben olsam ve abiye bir kıyafetle Yılbaşı gecesine hazırlansam Jonathan Simkhai’den bir parça seçerdim
Yılbaşı hediyelerinde trend, kalıcı, herkesten farklı seçimler derseniz önerebileceğim hediyeler erkekler icin özel tasarım bileklik veya Louis Vuitton ajanda, kadınlar içinse Hermes.
Takılar şu anda kıyafetleri değiştirecek kadar iddiali. Hailey Baldwin’in takıları bence bir numara!
JONATHAN SIMKHAI
HAILEY BIEBER
Makyaj trendlerine gelince… Her markanın farklı ürünleri daha öne çıkıyor bence… Bronzer için Hoola Benefit, fondöten için Christion Dior, mascarada kirpik volümü veren en güzel ürün Glossier. Parfümde ise Atkinsons of London, Alexander McQueen’in parfümü Eau Blanche diyebiliriz.
258 magdergi.com.tr
Cemiyet hayatının ünlü ismi İdil Lüleci, bu sene yeni yılı dostlarıyla ev partisinde karșılayacak...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz?
Yılbaşı dönemi, en sevdiğim dönemdir; yakın dostlarım ve ailem ile birlikte olmayı tercih ederim. Bazen ev partisinde, bazen de farklı bir ülkede yeni yılı karşılamaktan keyif alırım.
Ailenizle mi arkadaşlarınızla mı olmayı tercih ediyorsunuz?
Değişiyor; bazen ailemle, bazen dostlarımla geçiriyorum. Fakat dostlarımla geçirdiğim zamanlar mutlaka ailemle de ayrı bir kutlama yaparız.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsunuz en çok?
Amerika’da Chicago’daki kutlamaları, İngiltere’de Londra’nın kutlamalarını ve Avustralya’da da Sydney’deki kutlamaları seviyorum.
Bu seneki planlarınız neler?
Bu yıl dostlarımla ev partisi yapacağız. SYDNEY
Nasıl bir Yılbaşı makyajı tercih edeceksiniz?
Makyajım nasıl olursa olsun mutlaka kırmızı ruj süreceğimi biliyorum.
Peki nasıl bir kombin?
Sevgi, saygı, umut ve mutluluk dolu dileklerimizin hepsi gerçekleșsin…
In The Mood For Love’dan ışıltılı gece mavisi bir elbise ve Gianvito Rossi’den siyah bir stiletto.
Son olarak bir yeni yıl mesajı alsak sizden...
Öyle bir yıl olsun ki, geçmiş yılların tüm olumsuzluklarını bize unutturabilsin... Sevgi, saygı, umut ve mutluluk dolu dileklerimizin hepsi gerçekleşsin… IN THE MOOD FOR LOVE
yılbaşı
Moda ikonu isimlerden olan İlknur Șeref, Yılbașı gecesine pembe Balenciaga elbisesiyle damga vuracak...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsun?
Eğer yurt dışı programım yoksa önce ailemle yemek yiyorum, ardından evde arkadaşlarımla oluyorum, İstanbul’da olduğumda gece dışarı çıkmıyorum.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsun en çok?
Son yurt dışı Yılbaşı programım Barselona’da olmuştu ve çok güzeldi.
Bu seneki planların neler?
Arkadaş grubumla şehir dışında olacağım; muhtemelen Cunda’da. CUNDA ADASI
Kendim dahil herkese așk diliyorum bu yıl!
Nasıl bir Yılbaşı makyajı tercih edeceksin?
Henüz kıyafetim net değil ama büyük ihtimalle parlak ve ışıltılı bir makyajım olur.
Peki nasıl bir kombin?
Sanırım kısa elbise giyeceğim; pembe bir Balenciaga Velvet olabilir.
Son olarak bir yeni yıl mesajı alalım o zaman senden… Kendim dahil herkese aşk diliyorum bu yıl!
BALENCIAGA
260
Genç ve bașarılı iș kadını Nida Bulut, Yılbașı kutlamasında, yeni yılın renklerini yansıtacak bir makyaj tercih edecek...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz? Ailemizle ya da arkadaşlarımızla özel olarak ayarladığımız bir şehir ya da mekanda bir arada mutluluk ve büyük keyifle geçiririz.
Peki genellikle ailenizle mi arkadaşlarınızla mı olmayı tercih ediyorsunuz? Genellikle ailemizle olmayı tercih ediyorum.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsunuz en çok?
New York ve Paris’teki kutlamalar yeni yıl ruhunu en güzel şekilde hissettiriyor bence.
Bu seneki planlarınız neler?
Geçen yıl, yeni yılı ailemizle birlikte New York’ta karşılamıştık. Bu yıl arkadaşlarımızla birlikte özel bir parti düzenleyerek kutlamayı planlıyoruz.
Nasıl bir Yılbaşı makyaji tercih edeceksiniz?
Günlük hayatımda da tercih ettiğim gibi doğal bir makyaj tercih edeceğim. Renk tonları Yılbaşı gecesini yansıtabilir tabii ki...
NEW YORK
Peki nasıl bir kombin?
Yılbaşı’nda ışıltılı elbiseler giymeyi tercih ediyorum. Bu yıl da çok beğendiğim bir marka olan Balmain’in pullu, ışıltılı, siyah renkteki elbisesimi giyeceğim.
Sevgi dolu bir yıl olmasını diliyorum.
Son olarak bir yeni yıl mesaji alsak sizden...
Yeni yılın öncelikle ülkemize huzur ve sükunet getirmesini, herkesin gönlündeki yeni yıl dileklerinin gerçekleşmesini, ailem ve sevdiklerimle sağlıkla ve mutlulukla, bir arada geçireceğimiz sevgi dolu bir yıl olmasını diliyorum. BALMAIN
yılbaşı
Bașarılı iș adamı Rıfat Çebi, yeni yılı Londra’da karșılayacak…
BEAST RESTAURANT
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz?
Evde ailecek yemek yedikten sonra, dışarıda arkadaşlarımızla karşılarız.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsunuz en çok?
Çocuklu aileler için Londra çok revaçta; sebebi de tam bu dönemde Hyde Park’ta kurulan Winter Wonderland.
Peki İstanbul’daki favorileriniz nereler? LONDRA-WİNTER WONDERLAND
İstanbul’da ev partilerini çok severim ama dışarı çıkılacaksa da Papermoon ve Soho House favorim.
Bu seneki planlarınız neler?
Tüm dünya için; kavgaların, çekișmelerin bittiği, daha huzurlu ve güzel günler getirsin… 262
Bu sene Yılbaşı öncesi çocuklarla Londra’da Winter Wonderland planımız var, Yılbaşı gecesinde de Beast Restaurant’ta yemek yiyeceğiz.
Son olarak bir yeni yıl mesajı alsak sizden...
2019, önce ülkemiz, sonra tüm dünya için; kavgaların, çekişmelerin bittiği, daha huzurlu ve güzel günler getirsin…
Eski Türkiye Güzeli Yüksek Ak Rimer, hem çocuklarıyla hem de arkadașlarıyla yeni yıl partisi düzenleyecek...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçiriyorsunuz?
Genelde çocuklarla ve sakin geçiriyorduk ama onlar büyüdukçe daha hareketli geçmeye başladı
Peki genellikle ailenizle mi, arkadaşlarınızla mı olmayı tercih ediyorsunuz? Arkadaşlarımızla, çocuklarımızla, hep birlikte parti düzenliyoruz. Hem ailemizle hem de arkadaşlarımızla vakit geçirmekten çok keyif alıyoruz.
Yurt dışında hangi ülkedeki kutlamaları seviyorsunuz en çok?
Şimdiye kadar hiçbir Yılbaşı yurt dışında olmadım ama geçirmek istesem sanırım Paris olurdu. Henüz bir planımız yok ama geçen sene çocuklu bir parti yapmıştık, şimdi buna ek olarak bir de arkadaşlarla Çeşme’de parti yaparsak bu sene iki kutlamamız olabilir gibi...
PARİS
Nasıl bir Yılbaşı makyaji tercih edeceksiniz?
Göz makyajinı belirgin seviyorum. Biraz parıltılı olabilir, dudak ve yanaklarda şeftali tonlarını tercih edebilirim
Her șeyden önce sağlıklı, sonra çok çok mutlu, tüm hayallerimizin gerçekleștiği bir yıl olmasını diliyorum...
Peki nasıl bir kombin?
Kendi markamız olan Ertan Kayıtken - Yüksel Ak koleksiyonundan uzun kollu, mini bir elbise olabilir.
Son olarak bir yeni yıl mesaji alsak sizden...
Her şeyden önce sağlıklı, sonra çok çok mutlu, tüm hayallerimizin gerçekleştiği bir yıl olmasını diliyorum. ERTAN KAYITKEN - YÜKSEL AK KOLEKSİYONU
AÇELYA BOZBEYOĞLU
Özel Günlerinizde Sizinleyiz A8 Parti Evi’nin Kurucusu Açelya Bozbeyoğlu ile gerçekleștirdiğimiz röportajda, merkezlerinde gerçekleștirdikleri etkinlikler ve fiziksel koșullar hakkında önemli bilgiler alıyoruz...
1985 Mersin doğumlu, 1 kız çocuk sahibi bir anne ve 2010 Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu 7 yıllık avukatım. Ancak şu an organizatörlük yapmaktayım ve A8 Parti Evi’ni işletmekteyim. A8 Parti Evi; ben ve 3 kişilik ekibimizden oluşan, geçen sene Nisan ayında Ankara’nın Çayyolu bölgesinde açtığımız, özel günleri kutlamak ve etkinlikler düzenlemek için tasarladığımız gerek mekan, gerekse yiyecekler açısından titizlikle elimizin değdiği şık ve şirin bir parti evi.
Çocuklar ve aileler için ne tür organizasyonlara ev sahipliği yapıyorsunuz?
A8 Parti Evi ve Organizasyon olarak, insanların doğum günü, babyshower, gün grupları yemekleri, bahçe partileri, hastane odası düzenleme, nişan, düğün, mevlit, diş buğdayı, kına, sünnet, mezuniyet partileri, bayram kutlamaları, yeni yıl kutlamaları gibi etkinlikler organize edip, hazırlayıp, etkinlik sahiplerinin yorulmalarına fırsat vermeden tüm yükümlülükleri alarak bu özel günlerinin tadını çıkarmalarını sağlıyoruz. Ekip olarak etkinliğiniz için hayal ettiklerinizi öncelikle dinliyoruz.
advertorial
A
8 Parti Evi’ni ve sizi tanıyabilir miyiz?
Ekip olarak etkinliğiniz için hayal ettiklerinizi öncelikle dinliyoruz.
Eğer bir fikriniz, hayaliniz yoksa, görsellerle birlikte sunumlar yaparak, size uygun olan konsepti seçiyoruz. Sonrasında siz hiç yorulmadan etkinlik saatinizde mekanda bulunuyorsunuz. Bizim asıl amacımız, müşterilerimizin yorulmaması. Yorulmadan hayal ettikleri etkinliğe sahip olmaları ve eğlenmeleri... Bunun için de her türlü ayrıntıyı biz hayal edip, biz kuruyoruz.
Fiziksel koşullarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Parti evimiz 350 metrekarelik bir alanda 4 katlı bir villa olup, içinde özellikle minik misafirlerimizi düşünerek tasarladığımız 1 adet büyük etkinlik salonu, 1 adet küçük yetişkin salonu, 1 adet sinema salonu, 1 adet büyük oyun salonu, 1 adet miniklere ölçekli hazırlanmış mutfak ve 3 adet yetişkin ve 1 adet çocuk tuvaletiyle birlikte 100 metrekare bahçeye sahiptir.
SİNEMA ODASI
Hangi alanlarda workshop düzenliyorsunuz, nasıl oluyor bu workshoplara katılım?
Workshoplarımız şimdilik pastacılık alanında. Yaş pastalar, şekilli kurabiyeler, donutlar, cupcakeler, cakepoplar… gibi pastalar. Ancak ilerleyen zamanlarda sadece yiyecek ve pasta değil farklı workshoplar da düzenlemek için hazırlıklara da başladık. Bunları özellikle anne-çocuk olarak düzenliyoruz, çünkü asıl amacımız annelerle çocuklarının birlikte eğlenecekleri bir etkinlik düzenlemek. Workshoplarımıza katılmak için, instagram hesabımızı takip etmeleri gerekiyor. Çünkü her türlü etkinliğimizi instagram üzerinden paylaşıyoruz. Şu an, aylık olarak workshop düzenliyoruz ve bunu instagram üzerinden davetiye ile duyuruyoruz. Sonrasında da anneler internet üzerindeki telefonumuzdan bizi arayıp rezervasyonlarını yaptırabiliyor.
Ekibinizi nasıl oluşturdunuz, ekip arkadaşlarınızı seçerken nelere dikkat ettiniz? Ekibimi zaman içerisinde tanıdığım insanlarla oluşturdum. Yani uzun süredir birlikte çalıştığım ve hatta yaşadığım insanlardan oluştuğu için birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Bu yüzden de işimiz elimizde olmayan sebepler haricinde aksamadan ilerliyor. Ekibimi seçerken; öncelikle temiz, titiz ve güler yüzlü olmalarına dikkat ettim. Çocuklarla iç içe olduğumuz için bunlara ekstra özen gösteriyorum.
Prof. Dr. Ahmet Taner Kıșlalı mah. İlko Sit. 2819. Sok. No:8 Çayyolu, 06810 Çankaya / ANKARA T:+90 532 513 20 15 a8parti_evi_organizasyon A8 Party House&Organization
WORKSHOP
Yeni Yıl Işıltısı ZARA BLUZ 270
BEYMEN-JOHANNA ORTIZ ELBİSE 12.565
BRANDROOM-COUTURE CLUTCH
ZARA PANTOLON 340
HALPERN 2018-2019 SONBAHAR KIŞ
2019’u bol ıșıltılı ișlemeler ve payetli tasarımlarla karșılamak isteyen kadınlar ve onlara karizmasıyla eșlik etmek isteyen erkekler için moda Panora’da...
ZARA BLUZ 340
İPEKYOL ELBİSE 1.350
266 magdergi.com.tr
BEYMEN-AQUAZZURA AYAKKABI 3.543
BEYMEN-SERGIO ROSSI AYAKKABI 5.425
BEYMEN-VERSACE AYAKKABI 4.375
ZARA PAPYON 99.95
ALEXANDER MCQUEEN 2018-2019 SONBAHAR KIŞ
BRANDROOM-GOLDEN GOOSE DELUXE AYAKKABI
ZARA GÖMLEK 180
SARAR PALTO 5.760
BEYMEN-DOLCE&GABBANA SMOKİN 9.975
BURBERRY ŞAL 3.700
Hamiyet Akpınar
hamiyetakpinar@gmail.com hamiyetakpinar
Yeni Yıl Planlarınıza Göre Makyaj Önerileri Yılbașı gecesinde gittiğimiz her ortama ve giydiğimiz her giysiye uygun bir makyaj konsepti olușturmalıyız. Yenilikleri deneyip, tarzımızın dıșına çıkarak abartıya bile kaçan stiller yapabileceğimiz bir gecedir Yılbașı gecesi... Konseptinize uyduğu sürece, aklınızda kalan, yapmak isteyip de bir türlü yapamadığınız o makyajı yapın, o elbiseyi giyin... Yılbașında yapmayacaksınız da ne zaman yapacaksınız! O gece en iyi, en güzel görünmek istiyorsanız öncelikle güzel bir uyku çekin, uyumadan önce de mutlaka cildinize peeling yapın, nemlendirici, canlandırıcı maskelerinizi de ihmal etmeyin.
268 magdergi.com.tr
SOKAK PARTİSİNE KATILACAK OLANLAR...
Kalabalığın arasında ayrışmak ve çekiciliğinizi artımak için bordo ruj olacak. Sokak ortamlarının çok aydınlık olmama olasılığını göz önüne alarak makyajda glitter kullanmak ışıl ışıl görünmenizi sağlayacaktır. Hatta abartıya kaçarak, hazır festival makyajı modası varken, taş, pul, payet yapıştırarak çılgın tarzlar yaratabilirsiniz. Makyaj tazelemek için ortam çok müsait olamayacağından, kullanılan ürünlerin dayanıklı olması çok önemli! Yağmur yağma ihtimali için mutlaka waterproof rimel kullanın, özellikle ruj seçiminde kalıcı likit mat olanları tercih edin, glitter kullanacaksanız makyaj sabitleyici sprey sıkmayı ihmal etmeyin.
EVDE SAKİN BİR GECE GEÇİRECEKSENİZ İŞİNİZ KOLAY...
Kahve, bakır ve şeftali tonlarını kullanarak, göz, yanak ve dudaklara aynı rengin, farklı tonlarıyla yapılan monokrom tarzı makyaj çok uygun olacaktır. Mümkün olduğu kadar açık ve aydınlık bir ten üzerine uygulandığında, kullanılan tonlar çok yoğun olmasa bile, doğal ama vurgulu bir görünüm ortaya çıkacaktır. Göz pınarlarınıza ve elmacık kemiklerinizin üzerine uyguladığınız highlighter yüzünüze ışık katacak.
SEVDİĞİNİZLE BAŞ BAŞA OLACAKSANIZ GÖZ ALICI GÖRÜNMEK İÇİN... Yılbaşı gecelerinin rengi kırmızı bir kalemi dudak hattınızın üzerinden çizip üzerine aynı renkte ruju sürerseniz, dudaklarınız hem daha dolgun görünür, hem de rujunuzun yayılmasını önlemiş olursunuz. Kırmızı ruj ve eyeliner kombini gerçekten iyi ikilidir ama tercih etmeyenler için, kahve/ bakır tonları ile buğulu bir göz makyajı ile bakışlarınız derin ve daha etkileyici olacaktır.
EĞER BİR YILBAŞI BALOSUNA KATILIYORSANIZ...
Yeni tanışacağınız birçok insan olacaktır. Dozunda bir çekicilik yaratmak için, hem göz alıcı, hem etkileyici olan smokey göz makyajı tam da böyle geceler için uygun olur. Çoğunlukla siyah ve tonları ile oluşturulan dumanlı göz makyajınızı, daha çarpıcı hale getirmek için, göz pınarınıza veya göz kapağının ortasına gümüş ışıltı ekleyebilirsiniz. Yanaklarınıza renkli allık yerine hafif bir kontur yapıp, nude bir dudak ile makyajınızı tamamlayabilirsiniz. Daha yumuşak tonlar sevenler için sıcak kahve ve bronz tonları ile yaptığınız dumanlı göz makyajını kırmızı ruj ile tamamlayıp çarpıcı bir etki yaratabilirsiniz. Son dokunuş olarak şampanya rengi bir highlight ile yanaklarınıza ve göz pınarlarınıza ışık katarsanız, gecenin anlam ve önemine yakışır bir ışıltı yakalamış olursunuz.
kelebek
Son 31 Gün Bir bakın avucunuzun içindekilere… Minik kelebekler konmuş mu bu yıl mesela o avuç içlerine? Ya da o eller sevgili ile kaç kez kavuşmuş? Yardım için kaç kere cebe sokulmuş? Kaç kere bir arkadaşınızın başarısını alkışlamış? Kaç gece Mevla’ya dönüp şükürle kapanmış yüze. Sayısını bilmeseniz bile bu ufak sorulara cevabınız yeterli ise 2019 size çok iyi gelecek söz veriyorum… Yılın son muhasebesini yapmanız için sizi sizinle baş başa bıraktıktan sonra ise yeni yıl için sizlere hazırladığım minik başlıkları sunuyorum.
Foreo LoveMeToo
2013 yılında kurulan FOREO, sağlık ve güzellik çözümleri sunmaya odaklanan bir marka. Markanın en önemli ürünü olan ödüllü LUNA™, cilt yaşlanmasını durdurucu etkiye sahip bir bakım sunan ve cilt temizliğini sağlayan, farklı hassaslıkta ayarlara sahip, nabız atışlarını yönlendirerek çalışan silikon bir cilt bakım aracı.
Yeezy
Kanye West, her sezon tasarladığı Yeezy koleksiyonları ile dünya moda sahnesindeki yerini güçlendiriyor. Season 5, vurucu silüetler ve natürel renk paletiyle West'in estetiğini birebir yansıtmasının yanı sıra moda tutkunları için çabasız ve dikkat çekici sokak stilinin kapılarını aralıyor.
LoveMeToo markasını Basic Giyim tutkunu iki arkadaş Miray Müftüoğlu ve Tuğçe Balcı 2017 yılında kurdular. Yola çıkarken en önemli nokta onları temsil edecek markalarının adını bulmaktı. Bu süreçte isimlerinin ilk hecelerinin tınısı, onların heyecanın ritmine ayak uydurdu ve böylece Love Me Too doğdu. Sade ve rahat kıyafetin önemini çok iyi bilen bu ikili sürekli yenilenen koleksiyonları ile çıkıyor karşımıza. Özel olarak tasarladıkları sade ve minimal çizgideki kıyafetler, aynı zamanda şık görünümleri ile gardrobunuzun vazgeçilmez parçaları olacağına inanıyorlar.
270 magdergi.com.tr
Bomb Cosmetics Courreges
Courrèges'in cesur fütürizmini 2018 bitmeden keşfedin. Sébastien Meyer ve Arnaud Vaillant bu koleksiyonlarında da bir dizi güzel yorumlanmış, zeki detaylara sahip vazgeçilmez Courrèges silüetini moda tutkunlarının beğenisine sunmakta.
Kim sevmez şöyle köpüklü bir banyoyu. Soğuk kış günlerinin en eğlenceli ev keyfi değil midir köpükler? Sabundan, duş jeline, dudak balmından, scrublara kadar bir çok banyo ürününe göz atmanızı tavsiye ederim.
Yazbukey
Lamoneta
Birbirinden renkli bir çok dekoratif ürün yelpazesine sahip bu cici bici marka yeni yıl için ev dekorasyonunuzda olmazsa olmaz ürünlere sahip. Paspastan, şamdana, dekoratif askıdan, duvar aksusarlarına kadar harika bir konsept çıkarabilirsiniz.
Ekria
Milenyumun zirvesinde kurulan Yazbukey, ailesi Mısır’da yaşayan bir Osmanlı prensesi, Yaz tarafından kuruldu. Yüzyılın başından beri Yazbukey, eğlenceli ve yaratıcı takılarıyla birçok işbirliğine imza atarken pop kültür referanslarını havai ancak bir o kadar da kompleks bir şekilde yeniden üretiyor ve pleksinin her halini beklenmedik materyallerle birleştiriyor. Yazbukey’in tasarımları zamanla içerisinde figüratif kolyeler, fare şeklindeki akşam çantaları bulunan kendi orijinal dünyasını yarattı ve kendi imzasını belirgin kıldı.
EKRIA; minimal, modern evrensel ve fütüristik çizgisi ile geleceğin lüks takı ve aksesuar trendlerini tanımlıyor. Bu tasarımlar bilgisayar ortamında hazırlanıyor ve lazer ile kesiliyor. Altın kaplama gümüş ve altın tasarımlar beyaz, sarı ve pembe altın renklerinde parlak, mat ve elmas zımpara olarak sunuluyor. Sezonluk koleksiyonların fütüristik desenleri dünya ve insanlığın hikayesinden ilham alıyor. Timeless Koleksiyonu ultra minimal çizgisi ile markanın DNA'sını oluşturuyor.
moda
MURAT TÜRKİLİ
Beymen’den Yeni Sezona Merhaba Beymen Kavaklıdere mağazasında gerçekleşen 2018-2019 Sonbahar - Kış Kadın Koleksiyonu defilesini ve ardından aldığımız backstage görüntüleri ile Beymen Artistik Direktörü Murat Türkili’nin koleksiyondan MAG Okurları’na özel yorumlarıyla kombin seçimlerini sizlerle buluşturuyoruz...
272 magdergi.com.tr
Sonbahar-Kıș Koleksiyonu mimari yapılardan esinlenerek Barok ıșıltılarla ihtișamlı bir görünüm sunuyor.
Romantik kırmızı ve bordo tonlarının pembe yağlıboya çiçek deseniyle kurutulmuş gül katmerlerini anımsattığı koleksiyonda, büyük gardenya çiçek deseni maskülen takımlara, modern resimlerden esinlenen acı kahverengi fırça deseni ise saten ipek elbiselere zarif ve feminen bir hava katıyor. Sonbaharın renkli manzaralarından ve sıcak tonlarından esinlenen sofistike tasarımlar, zarif işçilikleriyle lüksün yalın ruhunu ifade ediyor. Bu sezon Beymen Collection Kadın Koleksiyonu’na yeni dahil olan “Loungewear Koleksiyonu” ise, uzun hırkalarla kombinlenen gecelik, şort atlet takımları ile evde ya da dışarıda giyilebilecek feminen görüntüler sunuyor.
yılbaşı
Beril Muratoğlu Bașkent cemiyet hayatının șık isimlerinden Beril Muratoğlu, bizler için hazırladığı sofraya “MAG Sofrası” ismini verdi...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçirirsiniz? Bu yıl için neler planladınız?
Genellikle evde geçirmeyi tercih ediyoruz, bu sene de dostlarımız ve ailemizle birlikte yeni yılı evde karşılayacağız.
Yeni yıl sizin için ne ifade ediyor?
Yeni başlangıçlar, yeni kararlar, yeni planlar...
2018 yılı aileniz ve sizin açınızdan nasıl geçti?
Bizim için bol koşturmalı, keyifli bir yıl oldu. Umarım 2019’da güzellikler katlanarak artar.
274 magdergi.com.tr
Bugüne kadar geçirdiğiniz en özel yılbaşı geceniz hangisiydi? O günden aklınızda kalan en keyifli anılarınızı paylaşır mısınız? Ailemle ve çocuklarımla geçirdiğim bütün Yılbaşı organizasyonları benim için çok özel ve değerlidir. Her anın tadını doyasıya çıkardığımız için seçim yapamayacağım.
Her yıl göz kamaştıran sofralara imza atıyorsunuz. Bu yıl Yılbaşı sofranızın konsepti ve sunumlarınız nasıl olacak? Yılbaşı denilince kırmızı her yerde başrolde oluyor. Ben de kırmızının önde olduğu bir sofra hazırlamayı tercih ettim. Samimi ve sıcak bir sofra düzenlemek önceliğim. Sofrada konfor ve kullanışlılık tercih edenlerdenim ama farklı, ilginç fikirlerden de asla vazgeçemem. Samimi ve sıcak bir sofra düzenlemek önceliğim her zaman.
Sofranızda başrolü hangi yiyecekler paylaşacak?
Hindisiz Yılbaşı sofrası olamaz gibi düşünülse de, ben hindi tercih etmiyorum. Birlikte olacağımız dostlarımız, aile bireylerimizin de damak zevklerine göre hazırlık yapıyorum ama çeşit çeşit tatlılar sanırım başrolde olacak.
Sofranızda olmazsa olmaz dediğiniz ya da cok sevdiğiniz şeyler neler?
Sofralarda çok yüksek aksesuar kullanmayı pek tercih etmiyorum. Onun dışında çiçek ve mum benim için önemli. Onların sofradaki uyumunu ve ortama kattığı sıcaklığı çok seviyorum.
Sofranıza bir isim vermenizi istesek bu isim ne olur?
Soframa isim koymak sanırım biraz zor ama sizleri misafir ettiğim ve sizlere bu sofrayı hazırladığım için “MAG sofrası” desek bence hiç fena olmaz.
Yeni yıldan dileklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Herkes için önce sağlık, huzur, mutluluk ve başarı temenni ediyorum. Hem ailem hem ülkem adına umarım keyifli bir yıl bizi bekliyordur.
yılbaşı
Ebru Demiryürek Ankara cemiyet hayatının beğenilen ismi Ebru Demiryürek Yılbașı özel sofrasıyla her seneki gibi bu sene de damaklarda unutulmaz tatlar bırakacak... Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçirirsiniz? Bu yıl için neler planladınız?
Bazen dışarıda, bazen evde oluyoruz ama benim en sevdiğim arkadaşlarımızla evde olmak; çünkü hep birlikte ev ortamında daha rahat ediyorum. Bu yıl için henüz plan yapmadık ama yine ailem ve sevdiklerimle beraber oluruz.
Yeni yıl sizin için ne ifade ediyor?
Yeni yıl yeni umutlar, yeni beklentiler demek... Hem ailem hem arkadaşlarım hem de ülkem için hep güzel şeyler olsun yeni yılda...
276 magdergi.com.tr
2018 yılı aileniz ve sizin açınızdan nasıl geçti? Nasıl değerlendiriyorsunuz? 2018 bizim için güzeldi; sağlıklıydık, birlikteydik, büyük kızım üniversiteye başladı. Sonuçta acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık ama bizim için 2018 güzel bir yıldı diyebilirim.
Bugüne kadar geçirdiğiniz en özel ve güzel Yılbaşı geceniz ne zamandı? O günden aklınızda kalan en keyifli anılarınızı paylaşır mısınız? En özeli Paris’te geçirdiğimizdi; çok soğuktu ama çok eğlenmiştik. Her yer çok kalabalıktı, yollarda kimse kimseyi tanımıyordu ama herkes birbirine mutlu yıllar diliyordu.
Her yıl göz kamaştıran sofralara imza atıyorsunuz. Bu yıl Yılbaşı sofranızın konsepti nasıl olacak? Yılbaşı sofrası hazırlamayı gerçekten seviyorum. Bu senenin de, hepimize bereket, huzur, sağlık getirmesi için nar konsepti düşündüm. Sunumlarımda kırmızı tonlar ve vazgeçemediğim lacivert, beyaz tonlar olacak.
Sofranızda başrolü hangi yiyecekler paylaşacak?
Başrolde portakallı hindi ve sağlıklı atıştırmalıklar, salatalar ve narlı tart olacak. Kızlarım hindiyle pilavı çok sever. Kendim ve eşim için de peynirli kiş ve küçük, hafif tatlılar olacak.
Sofranızda olmazsa olmaz dediğiniz ya da çok sevdiğiniz şeyler neler? Anneannemden kalan çatal, bıçak takımımı her Yılbaşı mutlaka kullanırım.
Sofranıza bir isim vermenizi istersek bu isim ne olur? Soframa isim vermem gerekirse, bu isim “Dostluk” olurdu.
Yeni yıldan dileklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Yeni yıldan sağlık, mutluluk, huzur ve bereket diliyorum hepimiz ve güzel ülkem için.
yılbaşı
Hikmet Mizanoğlu Hikmet Mizanoğlu Arts & Antiques markasının kurucusu Hikmet Mizanoğlu antikalara olan hayranlığını Yılbașı sofrasında da gözler önüne seriyor... Yeni yıl sizin için neler ifade ediyor?
Yılbaşı herkes icin yeni beklentilerin, değişimlerin, dönüşümlerin, kısacası yeni umutların simgesi... Yeni bir yıl ve yeni bir başlangıç... Dolayısıyla güzel bir sofra, dostça, arkadaşça, ailece birlikte olarak, bu dileklerin gerçekleşmesine vesile demek...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçirirsiniz? Bu yıl için neler planladınız?
Ben uzun zamandır yeni yıl kutlamalarını, annem 93 yaşında olduğu için ailemle yapıyorum. Onunla birlikte ne kadar zaman geçirebilirsek, ne kadar kutlama yapabilirsek bizim ve benim için kalacak güzel anılar diye bakıyorum... Bu yıl da program aynı; bir seyahate gideceksem öncesine ya da sonrasına organize ediyorum...
278 magdergi.com.tr
Bu yıl Yılbaşı sofranızın konsepti ve sunumlarınız nasıl olacak?
Sofrada genelde bir renk teması belirliyorum; beyaz, gümüş, dore, mavi, kırmızı gibi... Bu seneki seçimim kırmızıdan yana oldu. Klasik ve çok bilinen bir şey olmasına rağmen bolluk ve bereket simgesi narlar, kırmızı gerberalar ve kırmızı peçetelerle bu rengi vurguladım.
Sofranızda başrolü hangi yiyecekler paylaşacak?
Yemeklerde YIlbaşı için tutucu ve klasiğim. Hindi ve yanında bol kestaneli bir pilav benim için olmazsa olmaz...
Sofranıza bir isim vermenizi istersek bu isim ne olur? Yeni yıldan dileklerinizi bizimle paylaşır misiniz?
Bu seneki soframa renginden dolayı "enerji" diyorum ve senenin mutlu, sağlıklı bir enerjiyle geçmesini diliyorum...
yılbaşı
Murat Tamgüç Lunapark Tasarım Kurucu Ortak Murat Tamgüç’ün Yılbașı sofrasının olmazsa olmazı; dostları...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçirirsiniz, bu yıl için neler planladınız?
Yılbaşı zamanı yurt dışında olmayı seviyorum. Geçen sene Galata’daki esnaf arkadaşlarımızla Atina’ya gitmiştik. Bu sene Tiflis’e Gürcü içeceklerini ve yemeklerini tatmaya gideceğiz.
Yeni yıl sizin için ne ifade ediyor?
Hayat, bitip tükenmeyen bir macera. Önümüzdeki senenin neler getireceğini bekleyip göreceğiz. Her ne olursa olsun oyundayız, hazırız!
2018 yılı aileniz ve sizin açınızdan nasıl geçti? Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lunapark ailesi için koşturmayla, birbiri ardına gelen projelerle, bebek sahibi olan ekip arkadaşlarımızın ofise yayılan heyecanıyla dopdolu geçti. Tüm Türkiye gibi biz de piyasa şartlarından etkilendik ama ismimizle müsemma Lunapark’ta hareket bitmez.
280 magdergi.com.tr
Bugüne kadar geçirdiğiniz en özel ve güzel Yılbaşı geceniz ne zamandı? O günden aklınızda kalan en keyifli anılarınızı paylaşır mısınız?
2008 senesinde Arnavutköy’de bir balıkçıda verdiğimiz kostümlü parti daha uzun seneler favorim olarak kalır gibi geliyor. Tam 30 kişi Marie Antoinette, Louis gibi Fransız dönem kostümleri giyerek çılgınlar gibi eğlenmiştik.
Her yıl göz kamaştıran sofralara imza atıyorsunuz bu yıl Yılbaşı sofranızın konsepti ve sunumlarınız nasıl olacak?
Geyik, kardan adam, kar tanesi gibi klasik öğeler yerine, beni mutlu eden deniz hayvanlarını minik aksesuarlar olarak kullanmayı tercih ediyorum. Renk tercihi olarak da metalik tonlar bana daha enerjik geliyor. Ufak ışık oyunları da eklenince keyifli bir Yılbaşı sofrası ortaya çıkarıyorum.
Sofranızda başrolü hangi yiyecekler paylaşacak?
Son senelerde ortağım Bertan’la birlikte oldukça sağlıklı beslendiğimizi söyleyebilirim. Bu Yılbaşı gecesi de arkadaşlarımızla vegan ağırlıklı mezelerin olduğu bir sofra paylaşacağız.
Sofranızda olmazsa olmaz dediğiniz ya da çok sevdiğiniz şeyler neler? Soframın olmazsa olmazı tabii ki dostlarım... Aynı kafada olduğum, tüm seneyi acısıyla tatlısıyla birlikte geçirdiğim ve daha birçok sene geçirmeyi dilediğim çetem.
Sofranıza bir isim vermenizi istersek bu isim ne olur ? “Noel babaya inanan kim kaldı?”
Yeni yıldan dileklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Bu sene, klasik sağlık, mutluluk dileklerimin yanı sıra tüm Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlukları aştığı, herkesin işini eskisi gibi keyifle yaptığı, esnafın yüzünün güldüğü, yarın ne olacak endişesi yaşamadığımız bir yıl diliyorum. Tasarıma, estetiğe, yaşadığı mekanı güzelleştirmeye inanan bir topluma dönüşmemiz de istisnasız her sene için en kıymetli dileğim.
yılbaşı
Sema Güral Sürmeli İș dünyasının bașarılı isimlerinden Sema Güral Sürmeli, zarafetini, hazırladığı Yılbașı sofrasıyla da kanıtlıyor...
Yılbaşı gecelerini genellikle nasıl geçirirsiniz? Bu yıl için neler planladınız?
Her yeni yıla mutlaka ailemle ve sevdiklerimle birlikte girmeye özen gösteriyorum. Yeni yılın ilk dakikalarını çocuklarıma sarılarak geçirmeyi tercih ediyorum. Onların varlıklarına şükrediyor; tüm dünya için güzel dileklerimi yeniliyorum.
Yeni yıl sizin için ne ifade ediyor?
Her yeni yıl; umut, başlangıç ve heyecan demek. 2019’da hayatın bize neler sunacağını merak ediyorum; hem kendim hem de ailem için yeni bir sayfa açıyorum. Tasarladığım birçok projemi hayata geçirmek için heyecanlanıyorum. Daha önce yapmayı arzu ettiğim, ancak hayata geçiremediğim her ne varsa yeni yılda yapmaya özen gösteriyorum. Pişmanlıklarım varsa onlardan uzaklaşmaya çalışıyorum ve her gelen senenin bir öncekinden daha güzel olması için elimden geleni yapıyor, buna tüm kalbimle inanıyorum.
2018 yılı aileniz ve sizin açınızdan nasıl geçti?
Ailemle ve çalışma arkadaşlarımla birlikte güzel bir yılı geride bıraktık ve birçok projeyi hayata geçirdik. Porselen sektörüne kazandırdığımız 2018 yılı koleksiyonumuz çok beğenildi. Farklı isimlerle iş birliği yaparak başarılı çalışmalara imza attık. Kütahya Porselen ailesi olarak yurt içinde ve yurt dışında pek çok fuara ve festivale katıldık. Çok özel ödüller kazandık. Türkiye’nin en değerli markaları arasında yer aldık. 2018 yılında da NG şirketleri olarak yatırımlarımıza ara vermeden devam ettik ve Türkiye ekonomisine değer kattık.
282 magdergi.com.tr
31 Aralık gecesinde yapacaklarınızı planladınız mı?
Sofranızda başrolü hangi yiyecekler paylaşacak?
Bugüne kadar geçirdiğiniz en özel Yılbaşı gecenizi ve aklınızda kalan keyifli anılarınızı paylaşır mısınız?
Sofranızda olmazsa olmaz dediğiniz şeyler neler?
Geçen sene, çocuklarım ve eşimle birlikte kutsal topraklardaydık. Yıllar önce bu duyguyu annem ve babam ile yaşamıştım. Yıllar sonra çocuklarım ile birlikte o heyecanı yeniden yaşamak ve yeni bir yıla girerken ailemle birlikte dua etmek benim için çok özeldi. Bu sene de son yedi yıldır olduğu gibi, 31 Aralık gecesi ailemle birlikte olacağım. Onlarla olduğum tüm zamanlar çok değerli.
Benim için ailemle, dostlarımla olduğum her Yılbaşı akşamı özel ve unutulmazdır ama NG Sapanca’da verdiğimiz ilk Yılbaşı programımız benim için unutulmazdı. Ailemize ait otelde, ailem ve dostlarımızla yeni yılı karşılamıştık. Anım ise çocukluğuma ait Yılbaşı gecelerim... Şimdi çok yaygın olmasına rağmen o dönemlerde çok fazla aksesuar ve süs malzemesi bulunmuyordu. Kendi çabalarımla Yılbaşı ağacı hazırlamak için bütün harçlığımı harcıyordum. Bir Yılbaşı gecesinde çok fazla misafirimiz gelecekti. Şimdiki gibi hazır satılmazdı ama televizyonda görmüştüm ve renkli kartonlar ile tam otuz tane şapka ve gözlük yapmıştım, ellerim mahvolmuştu. Simlerle, çiçeklerle süslemiştim. O gece emek verdiğim aksesuarları yırtan çocuklara çok kızmıştım ve üzüntüden ağlamıştım. Bu nedenle o geceyi hiç unutmam.
Yılbaşı sofranızın konsepti ve sunumlarınız nasıl olacak?
Her zamanki gibi renkli mumların, ışıltılı objelerin hakim olduğu bir sofra düşünüyorum. Tabii ki Kütahya Porselen’in Yılbaşı için özel olarak tasarladığı koleksiyonlarından biri de olacak.
Seçtiğim menünün yeni yıla uygun olmasına özen gösteriyorum. Sıcak bir başlangıçla başlayıp, konuklarıma kırmızı ya da beyaz et alternatifi sunuyorum. Kültürümüzü yansıtan zeytinyağlılar soframızın olmazsa olmazları. Yapmayı çok sevdiğim ve tadanların da keyif aldığı bir tatlıyla geceyi sonlandırıyorum. Konuklarımı sevgiyle ve güler yüzle karşılamak ikram edebileceğim en kıymetli şey olsa gerek.
Özel tasarımım olan porselen takımlarım, taze çiçekler ve mumlar soframın olmazsa olmazlarından. En önemlisi aile bireylerinin mutluluk ve sevgi içerisinde bir masa etrafında olması. Evimde sade tonlarda porselen yemek takımı kullanıyor, peçeteler, çiçekler ve o günü simgeleyen objelerle renklendiriyorum. Gerçek çiçeklerin sofraya pozitif bir enerji kattığını düşünüyorum.
Sofranıza bir isim vermenizi istersek bu isim ne olur?
Kütahya Porselen olarak ekip arkadaşlarımızla keyif alarak tasarladığımız Nanokrem Güz koleksiyonumuz ile Design Turkey’de “İyi Tasarım Ödülü”ne layık görüldük. Bu beni çok gururlandırdı. Busebeple bu yılki soframın adı “Güz” olabilir.
Yeni yıl dileklerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Yeni yıldan öncelikle sağlık diliyorum; her şeyin başı sağlık. Sonrasında huzur, başarı ve mutluluk geliyor. Tüm insanlığın, özellikle de çocukların güven içinde yaşadığı bir dünya ve her yıl olduğu gibi bu yıl da ülke olarak daha güzel, başarılı bir yıl geçirmemizi temenni ediyorum.
davet
CANDA ELGİZ
ȘENAY ABACI TURGUT SYLVIE BESSIERES
SYLVIE BESSIERES
Kusursuz Yeni Yıl Zarafeti Türkiye’de Vakko bünyesinde satışa sunulan Christofle, özel bir davetle zarif, modern ve kusursuz yeni yıl sofrası tasarımının altın önerilerini sundu. Paris’ten bu özel davet için gelen Christofle Marka Elçisi Sylvie Bessieres, yeni koleksiyonlarla mükemmel bir bütünü kusursuz kılan sofra detaylarını davetlilerle paylaştı. Türkiye’de Vakko bünyesinde satışa sunulan Christofle’ın bu özel davetinde kusursuz yeni yıl sofralarının tüyoları sunuldu. Christofle davetine katılanlar arasında cemiyet hayatının ünlü isimleri vardı.
284
REVNA DEMİRÖREN, BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU
FERY ELHADEF
EDA KOSİF
NESRİN SARIOĞLU
CAROLE HAKKO
İș ve Cemiyet hayatından tanınan simaların katıldığı davette Elif Gönlüm, sade șıklığıyla dikkat çekti. BEGÜM AYAYDIN
ELİF GÖNLÜM
ROMINA HAKKO GARİH
ȘAHİKA ERCÜMEN
sağlık
Emre Uzun emreuzun@mynet.com
Yılbaşı Gecesinin Yıldızı Siz Olun Yılbașı gecesinin starı olmak için bir an önce harekete geçin. Diyetisyen Emre Uzun ‘’Yılbașından 15 gün önce daha az șekerli ve yağlı besinleri içeren bir beslenme programı olușturup, taze sebze, meyve ve yağsız proteinlere ağırlık vererek yılbașı hazırlıklarına bașlayın’, diyor.
Y
emeğe aç karnına oturmayın. Yemek öncesi peynir, salata, zeytinyağlı veya ızgara sebze tercih edebilirsiniz,. Ana yemekte hindi eti iyi bir seçimdir; kırmızı ete göre daha az yağ içerir. Yemeklerin yanında pilav varsa ekmek ve püre yemeyin; çorba içmeyin çünkü hepsi karbonhidrat grubunda yer almaktadır. Tatlı yemek istiyorsanız pilavı menünüzden çıkarmayı unutmayın. Yılbaşı tatlısı olarak
cevizli kabak tatlısı, kaymaksız ayva tatlısı, fırında armut veya elma gibi yağ miktarı az, hafif meyve tatlılarını tüketebilirsiniz. Gecenin devamında taze sebze ve meyveleri atıştırmalık olarak tercih edebilirsiniz. Kuruyemiş tüketmek isterseniz ufak bir kase seçin; 6 fındık, 6 badem, 2 parça ceviz, 10 kuru yaban mersini, kuru üzüm ile 1 yemek kaşığı beyaz leblebi ekleyin. Yeni yıla 15 gün kala nasıl bir menü sizi iki beden kadar inceltebilir?
1.GÜN
2.GÜN
3.GÜN
UYANINCA 1 su bardağı fonksiyonel su SABAH 1 bardak şekersiz açık çay ya da bitki çayı 1 yumurta ve 2 yemek kaşığı lor peynirli, dereotlu, pul biberli omlet Mevsim yeşillikleri 2 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 fincan şekersiz yeşil çay ÖĞLEN 120 gram ızgara tavuk 6 yemek kaşığı zeytinyağlı dereotlu kabak yemeği 1 kutu sade probiyotik yoğurt 1 kase salata (yağsız, limonla) 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 su bardağı laktozsuz süt 1 orta boy mandalina AKŞAM 1 kase yağ yaktıran çorba Izgara kabak ve patlıcan Yarım kase yoğurt ve nane ARA ÖĞÜN 2 dilim tarçınlı ananas
UYANINCA 6 adet çiğ badem 1 su bardağı ılık metabolizma suyu SABAH 1 fincan şekersiz ıhlamur 1 adet haşlanmış yumurta 2 parmak beyaz peynirli tost Mevsim yeşillikleri ARA ÖĞÜN 1 adet küçük boy muz 1 su bardağı süt ÖĞLEN 1 kase yağsız ton balıklı salata 1 adet etimek ARA ÖĞÜN 1 fincan şekersiz mate çayı 1 adet yeşil elma AKŞAM 6 yemek kaşığı kuru fasulye Haşlama karışık sebze (karnabahar, brokoli, havuç) 1 kase salatalık ve naneli cacık 2 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 kutu probiyotik yogurt
UYANINCA 1 bardak fonksiyonel su SABAH 1 fincan şekersiz beyaz çay 4 yemek kaşığı yulaf ezmesi 200 ml badem sütü 1 çay kaşığı tarçın 4 adet kuru kayısı ARA ÖĞÜN 1 fincan rezene çayı 1 adet portakal ÖĞLEN 1 kase yağ yaktıran çorba 120 gr ızgara köfte 4 yemek kaşığı bulgur ARA ÖĞÜN 2 adet grisini 1 su bardağı ayran AKŞAM Patatesli karnabahar salatası (2 orta boy haşlanmış patates, yarım karnabahar, bol yeşillik, limon, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı) 1 su bardağı yoğurt ARA ÖĞÜN 1 su bardağı süt 1 çay kaşığı tarçın
286 magdergi.com.tr
YAĞ YAKTIRAN ÇORBA
2 avuç ıspanak 1 orta boy havuç 1 çay kaşığı zeytinyağı 2 avuç brokoli 1 adet çarliston biber 2 diş sarımsak 4 yemek kaşığı kırmızı mercimek 1 çay kaşığı zencefil 1 /4 çay kaşığı kimyon 1 /4 çay kaşığı karabiber 1 /4 çay kaşığı pul biber.
Tüm malzemeleri yıkayın. Sebzelerin üzerini örtecek kadar su koyduktan sonra mercimeği ekleyin ve haşlamaya bırakın. Piştikten sonra içine kimyon, karabiberi ekleyin ve blender’dan geçirin. Zeytinyağını ekleyip karıştırın. Pul biber serperek servis edin.
4.GÜN
6.GÜN
8.GÜN
UYANINCA 1 su bardağı metabolizma suyu SABAH 1 fincan şekersiz açık çay 1 yumurta ve keçi peyniriyle yapılmış menemen Mevsim yeşillikleri 1 ince dilim çavdar ekmeği ARA ÖĞÜN 1 adet kivi 1 fincan yeşil çay ÖĞLEN 100 gram fırında somon 1 kase beyaz lahana salata (1 tatlı kaşığı yağ ile) 1 ince dilim çavdar ekmeği ARA ÖĞÜN 3 adet kuru erik 1 bardak kefir AKŞAM 1 kase sebze çorbası 6 yemek kaşığı etsiz patlıcan yemeği 1 kutu sade probiyotik yoğurt 1 ince dilim çavdar ekmeği ARA ÖĞÜN 1 kutu probiyotik yoğurt
UYANINCA 1 bardak ılık limonlu su SABAH Yarım adet avokado 2 yemek kaşığı lor peyniri 2 ince dilim kepek ekmeği 1 adet kuru incir ARA ÖĞÜN 1 /2 küçük boy nar 1 kutu probiyotik yoğurt ÖĞLEN 6 yemek kaşığı etsiz taze fasulye 1 kutu sade probiyotik yoğurt 1 kase roka salatası (1 tatlı kaşığı yağ, limon) 1 ince dilim tam tahıllı ekmek ARA ÖĞÜN 1 fincan şekersiz Türk kahvesi AKŞAM 2 kase tavuklu besleyici çorba 1 kase yoğurtlu semizotu ARA ÖĞÜN 1 su bardağı süt Yarım çay kaşığı tarçın
UYANINCA 2 bardak ılık fonksiyonel su SABAH 1 fincan şekersiz beyaz çay 1 tam haşlanmış yumurta 2 dilim burgu peynir Domates, salatalık, sivri biber (kekik, pul biber) 2 ince dilim tam tahıllı ekmek ARA ÖĞÜN 2 adet taze incir 100 ml Hindistan cevizi sütü ÖĞLE 1 büyük kase kara buğdaylı lor peynirli yağsız salata ARA ÖĞÜN 1 fincan rezene çayı 1 adet grissini 1 ince dilim beyaz peynir AKŞAM 6 yemek kaşığı etsiz pırasa 1 su bardağı yoğurt 1 ince dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 kutu sade probiyotik yogurt
7.GÜN
9.GÜN
5.GÜN
UYANINCA 2 bardak ılık metabolizma suyu SABAH 1 fincan şekersiz ıhlamur 1 yumurta ile yapılmış otlu keçi peynirli omlet Mevsim yeşillikleri 1 bardak ıhlamur 1 ince dilim esmer ekmek ARA ÖĞÜN 1 su bardağı süt (1 çay kaşığı tarçın) ÖĞLE 120 gram haşlama kırmızı et 1 kase yağsız çoban salata Buharda pişmiş karnabahar 1 adet esmer ekmek ARA ÖĞÜN 1 fincan şekersiz rezene çayı 1 adet greyfurt AKŞAM 1 tabak yeşil mercimek yemeği 1 su bardağı probiyotik yoğurt 1 ince dilim esmer ekmek 1 kase yağsız salata ARA ÖĞÜN 1 kutu yarım yağlı yoğurt ve 1 yemek kaşığı keten tohumu
UYANINCA 1 bardak ışıldama suyu SABAH 1 fincan şekersiz açık çay 3 yemek kaşığı çörekotlu ve dereotlu lor peyniri 1 ince dilim çavdar ekmeği Taze tere, roka, maydanoz ARA ÖĞÜN 1 küçük boy portakal 1 su bardağı laktozsuz süt ÖĞLE 6 yemek kaşığı nohut yemeği 1 kase bol naneli cacık 1 ince dilim çavdar ekmeği ARA ÖĞÜN 1 su bardağı kefir 1 çay bardağı leblebi AKŞAM 6 yemek kaşığı börülce yemeği 1 su bardağı yoğurt 1 ince dilim çavdar ekmeği ARA ÖĞÜN 4 adet kuru kayısı
UYANINCA 2 bardak ılık ışıldama suyu SABAH 1 fincan şekersiz yeşil çay 1 adet haşlanmış yumurta Mevsim yeşillikleri 1 ince dilim kepekli ekmek ARA ÖĞÜN 4 adet kuru kayısı 1 kutu sade probiyotik yoğurt ÖĞLEN 120 gram ızgara tavuk 1 kase kara buğdaylı kıvırcık salata (3 yemek kaşığı kara buğday, 1 tatlı kaşığı yağ) ARA ÖĞÜN 1 fincan sütlü kahve 6 adet badem AKŞAM Sınırsız detoks çorbası Bol mevsim salata (1 tatlı kaşığı) 1 kutu sade probiyotik yogurt ARA ÖĞÜN Yarım greyfurt 1 çay kaşığı tarçın
SEBZE ÇORBASI
1 orta boy kabak 1 orta boy havuç 1 orta boy patates 1 küçük boy soğan 2 diş sarımsak 2 yemek kaşığı kepekli un 2 yemek kaşığı zeytinyağı Kimyon, pul biber ve nane. Kabak, havuç, patates, kereviz ve sarımsağı yıkayıp doğrayın, suda haşlayın. Zeytinyağı, kimyon ve naneyi ilave ederek blender’dan geçirin. Pul biber ve limonla servis edebilirsiniz.
DETOKS ÇORBASI
1 kase karnabahar 1 kase lahana 1 adet kapya biber 1 /2 orta boy soğan 1 /2 adet havuç 2 yemek kaşığı mercimek Limon, 1 yemek kaşığı zeytinyağı, pulbiber, karabiber. Tüm malzemeleri yıkayıp iri parçalar halinde tencereye koyun. Bir yemek kaşığı zeytinyağı ve malzemelerin üzerini örtecek kadar su ekleyin, pişmeye bırakın, blender’dan geçirerek karıştırın.
TAVUKLU BESLEYİCİ ÇORBA
/4 tatlı kaşığı nane /4 tatlı kaşığı kimyon 100 gram kadar göğüs eti 1 diş sarımsak 3 avuç nohut 1 ymk kaşığı biber salçası 2 ymk kaşığı tam buğday unu 1 ymk kaşığı zeytinyağı 1 /4 çay bardağı süt. 1 1
Nohut ve göğüs etini ayrı ayrı haşlayın. Biber salçası, zeytinyağı, sarımsak, kimyon ve süt ile birlikte pişirin.
sağlık
10.GÜN
12.GÜN
14.GÜN
UYANINCA 1 adet kuru incir 2 su bardağı ılık su SABAH Yarım adet avokado 1 ince dilim süzme peynir 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 su bardağı badem sütü ÖĞLEN 120 gram bonfile 1 kase pancar salatası ARA ÖĞÜN 1 küçük boy ithal muz AKŞAM 6 yemek kaşığı zeytinyağlı ıspanak 1 kase yoğurt 1 ince dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 kutu sade probiyotik yogurt
UYANINCA 1 bardak metabolizma suyu SABAH 2 parmak beyaz peynir Taze domates, dereotu, biber 1 dilim tam buğday ekmeği 1 bardak şekersiz yeşil çay ARA ÖĞÜN 1 adet elma 6 adet badem ÖĞLEN 1 kase ödem attırıcı çorba Izgara tavuklu salata 1 dilim tam tahıl ekmeği ARA ÖĞÜN 200 ml laktozsuz süt AKŞAM 1 tabak kıymalı ıspanak Mevsim salata 1 adet tam tahıllı ekmek ARA ÖĞÜN 1 kutu sade probiyotik yoğurt üzerine 1 çay kaşığı tarçın
UYANINCA 1 bardak metabolizma suyu SABAH 1 adet etimek + 1 ince dilim hellim peyniri (tost) 1 su bardağı badem sütü ARA ÖĞÜN 1 adet kivi ÖĞLEN 120 gram tavuk şiş Turp salatası 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 küçük boy elma AKŞAM 1 kase yağ yaktıran çorba 1 adet domates soslu karnıyarık ARA ÖĞÜN 1 bardak çubuk tarçınlı ıhlamur çayı
13.GÜN
UYANINCA 1 bardak fonksiyonel suyu SABAH 1 dilim az yağlı peynir Yarım greyfurt 1 dilim kepekli ekmek Bol taze salatalık + dereotu ARA ÖĞÜN 2 adet kuru erik ÖĞLEN 6 yemek kaşığı tavuklu mantar sote Nohutlu yeşil salata ARA ÖĞÜN 1 adet galeta AKŞAM 1 kase zerdeçallı kereviz çorbası 2 adet fırında sebzeli mücver ARA ÖĞÜN 1 bardak laktozsuz süt
11.GÜN UYANINCA Işıldatıcı su SABAH 1 fincan şekersiz rezene çayı 1 yumurtalı yağsız menemen Domates, salatalık, sivri biber 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 adet yeşil elma 1 su bardağı süt ÖĞLEN 150 gram fırında levrek 1 kase yağsız çoban salata 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN 1 fincan şekersiz beyaz çay 2 adet grissini AKŞAM 6 yemek kaşığı barbunya Buharda pişmiş brokoli 1 kase sade probiyotik yoğurt 1 dilim tam buğday ekmeği ARA ÖĞÜN Yarım adet tarçınlı greyfurt
288 magdergi.com.tr
UYANINCA 1 bardak fonksiyonel su SABAH 1 dilim yağsız dil peyniri 2 adet ceviz Domates/salatalık söğüşü 1 adet tam tahıllı ekmek ARA ÖĞÜN 1 avuç siyah kuru üzüm ÖĞLEN 120 gram ızgara balık / tavuk Roka salatası + bol limonlu (1 tatlı kaşığı yağ) ARA ÖĞÜN 1 adet elma 1 bardak laktozsuz süt AKŞAM 2 adet zeytinyağlı enginar 1 kutu sade probiyotik yoğurt Söğüş domates, salatalık 1 dilim tam tahılllı ekmek ARA ÖĞÜN 1 orta boy mandalina
15.GÜN
ZERDEÇALLI KEREVİZ ÇORBASI 1 çay kaşığı zerdeçal 1 tatlı kaşığı zeytinyağı 2 adet havuç 1 adet kereviz 1 küçük boy kuru soğan
Soğan, havuç ve kerevizi doğrayın, sarımsak ile birlikte sebzelerin üzerini öretecek kadar su ekledikten sonra haşlamaya bırakın. Zerdeçal ve zeytinyağını ekleyerek robottan geçirin. Üzerine bir tutam maydanozla servis edin.
ÖDEM ATICI ÇORBA 1 kase karnabahar 2 adet brokoli 1 adet kabak 1/2 orta boy soğan 1/2 adet havuç 2 yemek kaşığı mercimek 1/2 adet limon 1 yemek kaşığı zeytinyağı
Tüm malzemeleri yıkayıp iri parçalar halinde tencereye koyun zeytinyağı ekleyin. Malzemelerin üstüne gelinceye kadar su ekleyin. Pişen sebzeleri blender’dan geçirerek karıştırın.
IŞILDATICI SU
Geceden 3-4 adet çilek, yarım limon ve nane yaprakları 1 lt suya eklenip sabaha kadar bekletilir.
METABOLİZMA SUYU Geceden tarçın çubuğu, salatalık dilimleri ve limon dilimleri 1 lt suya eklenir ve sabaha kadar bekletilir.
FONKSİYONEL SU
Geceden zencefil kökü, nane yaprakları ve elma dilimleri 1 lt suya eklenip 1 taşım kaynatılır ve sabaha kadar bekletilir.
Lezzetli ve Eğlenceli Bir Alışkanlık Crew Restaurant Group Kurucusu ve Yönetim Kurulu Bașkanı Kemal Selçuk Türköz renkli bir dünya olan Timboo Cafe’yi anlatıyor...
T
imboo Cafe’nin kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
Timboo Cafe, Crew Restaurant Group’un ilk markası olarak 2008 yılında Ankara’da doğdu. Yıllarca farklı markalar için kurumsal marka danışmanlığı yaptığımız dönemlerde, özellikle yiyecek - içecek sektöründe deneyimlerimizi artırdık. Tecrübe ve deneyimlerimizi aktaracağımız, kendimize ait bir marka yaratmaya karar vermemizle birlikte “lezzetli ve eğlenceli bir alışkanlık” hikayemiz başlamış oldu. Kısa sürede, dinamik ve eğlenceli ambiyansımız, menü çeşitliliğimiz, büyük, lezzetli porsiyonlarımız ve detaylara verdiğimiz önem ile çok beğenilen ve tercih edilen bir marka olmayı başardık. Bunun yanı sıra çocuklara verdiğimiz önem ve çocuk dostu olmamız sayesinde de ailelerin dışarıda yemek yiyeceği zaman tercih ettiği ilk mekan olduk. 10. yılımızda 7’den 70’e tüm yaş gruplarının sevdiği bir “Love Mark”
290 magdergi.com.tr
haline dönüşen Timboo Cafe’nin şu anda Ankara’da 6, İstanbul’da 2 şubesi bulunuyor. 2019 yılında Türkiye genelinde şube sayımızı artırmayı hedefliyoruz.
Misafirlerinizi ne tür lezzetlerle ağırlıyorsunuz? Menünüzde öne çıkan ürünler nelerdir?
Misafirlerimizin sabah kahvaltısından, akşam yemeğine kadar olan sürede günün tüm saatlerine uygun yeme-içme beklentilerine cevap verecek bir menüye sahibiz. Ekmeğini ve köftesini kendi ürettiğimiz burgerler, doyurucu salata çeşitleri, makarnalar, beyaz ve kırmızı et çeşitlerinin özel soslarla ve garnitürlerle sunulduğu pek çok ürün barındırıyoruz. Farklı, iştah kabartan ve doyurucu tabaklar hazırlamayı seviyoruz. Örneğin; Karaköy Chimicahanga, Gorgonzola Soslu Bonfile, Mexican Dip Tavuk Tartine ve Sour Cream üzerinde Acılı Pane Tavuk gibi dünya mutfağının en özel yemeklerine kendi yorumumuzu
katarak menümüze aldık. Ayrıca menemen, sucuk ve mantı gibi geleneksel Türk lezzetlerini de unutmadık. Misafir profilimizin beklentilerini biliyoruz, buna uygun olarak ürün geliştiriyoruz. Cowboy Burger ve Acılı Kelebek Tavuk son zamanların en trend ürünleri olmayı başardı. Aynı şekilde kalabalık gruplar halinde geldiklerinde her şeyin tadına bakmak isteyen misafirlerimiz için tüm çıtır lezzetlerimizi bir araya toplayarak “Lunapark” adında kocaman bir tabak hazırladık. Büyük ve doyurucu porsiyonlarımız ile çok beğeniliyoruz. Sihirli formülünü sadece şeflerimizin bildiği, patates kızartmalarında kullandığımız özel bir Timboo baharatımız var. Çıtır Tavuk Parçaları, Fish & Cips, Bademli Ilık Tavuk Salata, Dana Etli Mantarlı Pappardelle, Timburrito Wrap gençlerin favori yemeklerinin başında geliyor. Burger çeşitlerimiz çok seviliyor. 4’lü Mini Tims Burger en çok sattığımız ürünlerden biri. Çıtır patateslerin üzerinde bonfile ve enfes bir sosla hazırladığımız “Ottoman Steak” tüm misafirlerimizin gözdesi. Taze limon ve portakal ile yaptığımız limonatalarımızı günlük olarak hazırlıyoruz. Milkshakeler gerçek dondurma ile yapılıyor. Taze meyve suyu karışımları ve kahveler de içecek menümüzün olmazsa olmazları arasında. Tatlı menümüz oldukça geniş. Çikolatalı lezzetlerimizin tamamını ve özellikle sufleyi ünlü bir Belçika çikolatası ile yapıyoruz. İçi dondurma, Nutella ve taze meyveler ile dolu kocaman bir waffle tabağımız var. Tatlılarımızın her biri çok özel; iki büyük dilim çikolatalı ıslak kek arasında dondurma ve çikolata sos ile sunduğumuz “Çikolatalı Islak Kek” ve “Bisküvili Muhallebi” satış rekorları kırıyor. Ayrıca “Çilekli Cheesecake”imizin de müdavimleri olduğunuz biliyoruz. Yemek menüsünde olduğu gibi tatlı menüsünde de ürünlerimizi en iyi ve en kaliteli malzemeleri kullanarak hazırlıyoruz. Aslına bakarsanız bizim menümüzün sırrı burada yatıyor bana göre; en kaliteli, taze ve en iyi malzeme ile günlük üretim yapıyoruz.
Ürünlerinizin şubeler arası lezzet ve sunum standardını nasıl sağlıyorsunuz?
Timboo Cafe şubelerinde sunulan ürünleri gıda mühendisi kontrolünde HACCP belgesine sahip ana üretim mutfaklarımızda günlük olarak yapıyoruz. Tüm ürünler satın alma aşamasından başlayıp menüdeki yerini alana kadar büyük bir titizlikle kalite ve kontrol aşamalarından geçirilerek işleniyor. Şubelerimizin mutfak şefleri ile birlikte merkez Ar-Ge mutfağında yeni menü ve ürün denemeleri yapıyoruz. Ürünlerin standart reçetelerini oluşturuyor, ürünün lezzetinden tabaktaki duruşuna ve sunuluşuna kadar her türlü detaya burada birlikte karar veriyoruz. En önemli konulardan biri de takip! Bu işin temelinde takip ve denetim yatıyor. Şefler standart reçeteler ile üretim yapıyorlar, ancak lezzet ve sunum farklılığına hiçbir şekilde izin vermemek için tüm şubelerde farklı zamanlarda yemek yiyoruz. Ayrıca sadık bir misafir profilimiz de var ki; ilk şubemizi açtığımız günden bu yana bizi tercih ediyor. Ürünlerimizin lezzetini en iyi onlar biliyor, bütün şubelerimizde yemek yiyerek bizi bilgilendiriyorlar. Onlardan gelen geri bildirimleri de hızlıca değerlendirip gerekli konulara müdahale ediyoruz. Bunun yanında gizli müşteri araştırmaları yaptırıyor ve tüm sosyal medya mecralarında yapılan yorumları da takip ederek dikkate alıyoruz.
Timboo Cafe’nin gelecek hedefleri nelerdir?
Grubumuzun ilk markası Timboo Cafe’nin 10. yaşını kutlamanın heyecanı ve gururu içindeyiz. 2008 yılında başlayan birlikteliğimizin 10. yılında konsepti, hizmeti ve üretim kalitesi ile yolumuza büyüyerek ve emin adımlarla devam ediyoruz. Ekip arkadaşlarımız,
misafirlerimiz ve tedarikçilerimizden oluşan yüz binleri aşan büyük bir aile olduk. Timboo Cafe ile 10 yıl önce Ankara’da başlayan hikayemizi her birimizin özverili çalışmaları, detaylara verdiğimiz önem ile geliştirip İstanbul’da açtığımız şubeler ile daha güçlü bir şekilde geleceğe taşıyoruz. Yiyecek, içecek ve hizmet sektörlerinde önemli markalara sahibiz. Özellikle Timboo Cafe markası ile büyüyerek, önemli pazar payı artışları sağladık. 2019 yılından itibaren de başta İstanbul olmak üzere Türkiye çapında gerçekleştireceğimiz yeni yatırımlar ile daha da güçlü olacağımıza inanıyorum. Bu gücün temelinde insan kaynaklarımızın yattığı büyük bir gerçektir. Hedeflerimize ulaşmak için her zaman bir adım sonrasını düşünen, iyinin de iyisi olmalı inancı ile aklını, kalbini ve emeğini ortaya koyan bir ekibe sahibiz. Misafir memnuniyetinin temelinde, çalışan memnuniyetinin yattığını biliyoruz. Timboo Cafe markası gülümseyen yüzlerin markasıdır. Mutlu çalışanlar; yüksek enerji, dinamizm ve iyi hizmeti sağlar, bu da mutlu misafirler demektir. Her zaman en iyi ve kaliteli hizmeti verme sorumluluğu ve bilinciyle çalışmalarımıza devam ederken, grubumuz için pek çok önemli başarıya imza attığımız bir yılı geride bıraktık. Önümüzdeki yıllarda bu başarımızı, şubelerimizi ve yeniliklerimizi artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz.
davet
NURTEN GÜRDOĞAN, TUĞBA KOÇ SARIÇAM
NESLİHAN AKTEPE, İLKNUR DEMİR
SEREN ERDOĞAN
Mezzaluna’da Renkli Kutlama Ankara cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Alev Tuna, doğum gününü yakın arkadaşlarıyla birlikte kutladı. Alev Tuna’nın Mezzaluna’da gerçekleşen doğum günü partisine iş ve cemiyet hayatından çok sayıda tanınmış isim katıldı. Gün boyu yemek yiyip uzun uzun sohbet eden Tuna ve dostları keyifli dakikalar geçirdi. Pastanın üflenmesinin ardından Tuna ve arkadaşları bol bol fotoğraf çektirip bu güzel günü ölümsüzleştirdiler.
292
ALEV TUNA
BURCU YÖRÜBULUT
sağlık
Selahattin Dönmez
selahattin@magmedya.com.tr
Buğdayımız Tamamen Doğal Buğday hem Türkiye'de hem de dünyada en çok üretilen, en sağlıklı tahılların bașında gelir. Buğday temelli bir beslenme, insanın gün boyunca enerji dolu olmasını ve tok kalarak vücudun bağıșıklık sisteminin çok iyi çalıșmasını sağlayan süper bir besin kaynağıdır. Peki neden buğdaydan uzaklașmaya yönlendiriliyoruz?
B
uğdaydan bulgur, yarma, buğdaylık makarna, buğday nişastası gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayan buğday ürünleri üretilse de aslında temel olan en değerli yiyecek buğdayın unundan elde edilen ekmektir. Yerel olarak üretilen lavaş, tandır gibi ekmekler Anadolu kültürünün bir parçasını oluşturur. Buğday çeşitli ekmeklerin yanında ülkemizin kültürünü yansıtan ayran aşı, keşkek, aşure gibi geleneksel yemek ve tatlıların içerisinde de yerini alır. Fakat, son yıllarda sağlıklı kişilerin zayıflamak ve formda kalmak için glütensiz beslendikleri, yüksek yağ içeren karbonhidratı azaltan ketojenik diyetler yaptıkları ve yüksek protein içeren bazı hatalı zayıflama programlarının yaygınlaştığı göze çarpmaktadır. Yanlış
294 magdergi.com.tr
beslenme uygulamalarıyla toplumun büyük bir kesiminin, buğday ve özellikle tam buğday ekmeğini doğru tüketim miktarları yerine tamamen beslenmelerinden çıkarıyor olmaları buğdayın tüketim miktarını da sarsmaya başlamıştır. Genelde buğdayın midede şişlik yaptığı, kilo aldırdığı gibi iddiaların yanında son zamanlarda GDO içerdiği, kromozom sayısının değiştirildiği, morfin gibi bağımlılık yapıcı etkiye sahip olduğu ile ilgili atıflar da gün geçtikçe artmaktadır. Benim önerim ise; tahıl ağırlıklı beslenen, un sanayinde gelişmiş olan Türkiye'de doğal, kendi ürettiğimiz, besin değeri yüksek olan buğdayımızı tüketmekten kaçınmamanız yönünde olacak. Çünkü yukarıdaki tüm iddialar maalesef ki sağlıklı kişiler için tamamen asılsız diyebilirim.
Buğdayın kromozom sayısı değiştirilmedi ve değiştirilemez...
Aslında buğday bilimini çok iyi bilmeyen herkes için en kafa karıştıran ve korku yaratan konu; buğdayın kromozom sayısının değiştirildiğine dair iddiadır. Eğer bir yiyeceğin kromozomu oynanırsa ben de kesinlikle yenmemesi taraftarıyım, ancak buğday konusunda kromozom ile oynanamayacağı çok açıktır. Tüm gıda kökenli beslenme çalışmaları ülkemizde bulunan 3 çeşit buğdayın 3 farklı kromozom yapısına sahip olduğunu açıkça belirtmektedir. Bu buğdaylar doğal olarak 14 kromozomlu, 28 kromozomlu ve 42 kromozomlu olmak üzere genetik olarak üç farklı grupta değerlendirilmektedir. Siyez buğdayı 14, durum buğdayı 28 ve ekmek yapımında kullanılan buğday ise 42 kromozomludur. Buğday çeşitlerinin kromozom sayıları farklıdır ve bugün Anadolu'daki hiçbir buğdayın kromozom sayısı da değişmemiştir.
Tam buğday unlu ürünler doymuș yağ açısından oldukça az ve yüksek beta glukan içeriği nedeniyle de kandaki kolesterolü düșürücü etki göstermektedir.
Ülkemizin buğdayı GDO içermiyor...
Toplumda en fazla endişelenen diğer bir konu da haklı olarak GDO konusudur. Ülkemizde buğday çeşitlerini yüksek verimli ve daha dayanıklı hale getirmek için ıslah çalışmalarını maalesef glüten karşıtı gruplar bilinçli olarak “buğdayımız GDO’lu” diyerek yanlış bilgilerle herkese korku salmaktadır. Ancak bu ıslah çalışmaları mısır ve soyada olduğu gibi genetik modifikasyon değildir. Islah çalışmaları olmaz ise ileriki dönemlerde buğdayın hem dayanıklılığı hem de verimi düşeceğinden doğru yapılan bir işin, kötü olarak algılanması sağlık ile oynanması anlamına gelmektedir. Ticari anlamda dünyanın hiçbir yerinde genetiği ile oynanmış buğday yetiştirilmemektedir. Buğday kendine döllenen bir bitkidir ve GDO uygulanamaz.
Buğday bağımlılık yapmaz...
Çok fazla ekmek, tatlı, şeker ve beyaz un tüketen kişiler, bunları hayatlarında çıkardıklarında doğal olarak hem zayıflayacaklar hem de hazımsızlık sorunu yaşamayacaklardır. Beyaz ekmek için bu kararı almak doğru iken tam buğday ekmeği açısından maalesef çok yararlı bir değişim olmamaktadır. Buğday karşıtı gruplar buğdayın ve ekmeğin yedikçe daha fazla yemeye yönlendirdiğini söyleyerek algı yönetimi yapmaktadırlar. Bu bağımlılığa neden olan etkinin; buğdayda bulunan bir glikoprotein olan gliadinin sindirimi ile oluşan gliadorfin adı verilen bileşenin morfinin etkisine benzer algı bozuklukları oluşturarak gerçekleştiğini savunmaktadırlar. Oysa morfin ile alakası olmayan bu bileşik buğday tüketildikten sonra ince bağırsaktan hiçbir koşulda emilemediği için dolaşım sisteminde taşınmamaktadır. Ayrıca merkezi sinir sistemine ulaşamadığı için beyin fonksiyonlarını olumsuz etkilemesi gibi bir durum da söz konusu değildir.
Modern buğdayın eski buğdaydan farkı bulunmuyor... Bazı çalışmalar antik buğdayın, modern buğday olarak bilinen günümüzde yetiştirilen Anadolu buğdayından daha sağlıklı olduğunu ve modern buğdayın alerjik etki oluşturan gliadini daha fazla içerdiği savunarak yine toplumumuzu yanlış bilgilendirmektedir. 2017 yılında yayınlanan bir çalışma çölyak hastalığının tetikleyicisi olan gliadin bileşeninin antik ve modern buğdayda aynı oranda olduğu ve alerjenik potansiyel açısından aralarında hiçbir farkın bulunmadığını ortaya koymuştur 2018 yılında eski ve yeni buğdayın diyet lifi içerikleri kıyaslanmış, modern buğdayda çözünmez diyet lifinin önemli bir bileşeni olan arabinoksilan ve bağışıklık sisteminde görevli çözünür diyet lifi olan betaglukan içeriğinin daha fazla olduğu bulunmuştur. Günümüzde üretilen buğday eşsiz bağışıklık güçlendirici ve şişmanlatmayan etkiye sahiptir.
Buğday tanesi minik ama besinsel içeriği bomba gibi... Buğday, tokotrienoller ve saponinler içerir. Bu iki bileşik koroner kalp hastalıkları ve kanser riskini azaltır. Bunun yanında E ve B vitaminleri, demir, magnezyum, bakır, fosfor ve çinko gibi önemli minerallerin süper kaynağıdır. Tam buğday unu; buğday tanesini besin öğeleri açısından en zengin tabakaları içine alacak şekilde öğütülerek üretildiğinden, sağlık üzerindeki etkileri çok daha fazladır. Tam buğday unlu ürünler doymuş yağ açısından oldukça az ve yüksek beta glukan içeriği nedeniyle de kandaki kolesterolü düşürücü etki göstermekte, kan şekerini yükseltmemekte ve bu sayede diyabetten de sizi korumaktadır.
Buğdayda süper besin öğesi betain bulunuyor...
Betain kronik hastalıklardan koruyan süper besin öğesidir. Buğday da, içerdiği betain sayesinde inflamasyona neden olan tüm olumsuzlukları %20 oranında azaltır ve vücutta hasar oluşturan oksidatif stresi önler. Böylece bağışıklık sistemini güçlendirmenin yanında kronik inflamasyon kaynaklı hastalıklar olan kalp – damar hastalıkları, osteoporoz, Alzheimer, bilinç bulanıklığı ve Tip 2 Diyabet gibi hastalık risklerine karşı da koruyucu etki sağlar.
Buğday bağırsakları iyi çalıştırır...
Özellikle konstipasyonu olan kişilere bağırsak hareketliliğini sağlamak için buğday kepeğini şiddetle öneririm. Buğday kepeği, bağırsaklarda bulunan yararlı bakterileri besleyen prebiyotik kaynağı olduğu için yoğurda 1-2 yemek kaşığı kadar ekleyerek yemeniz süper hareketli bağırsaklara sahip olmanızı sağlar. Özellikle tam buğday içeren besinlerde yüksek oranda bulunan çözünmez lifler ağrı, şişkinlik, kabızlık gibi semptomları azaltır.
Buğday zayıflatır...
Çoğu insan diyet yapma algısıyla ekmeği veya tahıl ürünlerini maalesef kesmektedir. Ancak karbonhidrat alımını azaltmak glikojen depolarınızın hızlı boşalmasına yol açarak halsiz ve yorgun olmanıza yol açar. Uzun süre bu tarz beslenmeniz durumunda; vitamin, mineral eksiklikleri, kan yağlarında yükselme gibi olumsuz etkiler doğar. Bunun yanında ekmek veya tam buğday ürünlerin olmadığı diyetler sürdürülebilir değildir ve uzun vadede kaybedilen kilonun daha fazlasının geri alınmasına neden olur. Tam buğday ekmeği, buğday ve bulgur yemek; bolca çiğneme sağlayarak kısa sürede tok kalmaya, bel çevresindeki yağlardan kurtulmaya ve gün boyu ani kan şekeri düşmelerini engellemeye yardımcıdır.
davet
NICOLA FERRUCCI, CAROLINA-ATILLIO GATTIA
İtalya’dan Özel Resepsiyon İtalya’nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo ve Savunma Ateşesi Deniz Kurmay Albay Attilio Gattia’nın ev sahipliğinde özel bir resepsiyon düzenlendi. İtalyan Elçiliğinde düzenlenen resepsiyona Başkent’teki misyon şefleri, askeri ateşeler, Türk Silahlı kuvvetleri’nden yetkililer ve sanatçılar katıldı. İki ülkenin ulusal marşının okunmasıyla başlayan programda konuşan Gattia, bir asır önce milyonlarca gencin İtalya’nın toprak bütünlüğünü sağlama çabası uğruna savaş alanlarında canlarını feda ettiğini, milyonlarca İtalyan’ın bir ulus haline geldiğini söyledi. Program, mini konser ve İtalyan mutfağından yemeklerin ikramıyla sona erdi.
296
MARIO GARIBALDI, STEFANIA-LUIGI MATTIOLO
BETÜL-ARKAL ALPAKAN
FULYA SAĞLIK
YALÇIN ELİGÜZELOĞLU
İș ve bürokrasi dünyasından birçok isimin katıldığı gece, mini konser ve ikramlarla son buldu. EMRAH-MİNE SELEMOĞLU ERKALP
BERİL ÇAVUȘOĞLU
ȘÜKRAN-KIVANÇ ERDİRİK
davet
KEMAL-EBRU KÖPRÜLÜ, AKIN ÖRSDEMİR, AYSAN-TOLGA ATILAN
KKTC 35. Yılını Kutladı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 35. yılı Sheraton Hotel’de düzenlenen resepsiyonla kutlandı. Her yıl 15 Kasım’da kutlanan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun yıl dönümüne özel bir resepsiyon düzenlendi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Ankara Büyükelçisi Kemal Köprülü ve eşi Ebru Köprülü’nün ev sahipliğini yaptığı resepsiyona, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve birçok misyon temsilcisi katıldı. İki ülkenin milli marşlarının okunarak başlandığı etkinlikte açılış konuşmasını Büyükelçi Kemal Köprülü yaptı. Elçinin ardından konuşma yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde uluslararası hukuktan kaynaklı, hak ve menfaatlerin sonuna kadar korunacağını vurguladı. Resepsiyon, yemek ikramı ve halk oyunu gösterisiyle sona erdi.
298
ADEM SEZER
BURCU KAYAN
GÜRSEL BARAN
RÜVEYDA-GÜNAY AKBAY
İLHAN ERDAL, HASAN GÜMÜȘ
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulușunun 35. yılı, Sheraton Hotel’de düzenlenen respsiyon ile kutlandı. SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU
FULYA SAĞLIK
SHAZSA SYRUS,TATJANA NUMCUSKI
röportaj
FASANO
SERDA BÜYÜKKOYUNCU, SAFFET EMRE TONGUÇ
Dünyayı Turlayanlar Kitapları, televizyon programları ve büyüleyici seyahat rotalarıyla takipçilerini dünyanın dört bir yanına götüren tarihçi ve tur rehberi Saffet Emre Tonguç ve sanat tarihi yazarı Serda Büyükkoyuncu ile en keyifli yașam yolculukları olan Best Men Productions’ı konuștuk... 300 magdergi.com.tr
S
aymakla bitmeyecek organizasyonların altında Best Men Productions imzası var... Ne tip organizasyonlarda bulunduğunuzu kısaca özetlemenizi istesek...
Aynı zamanda kitaplarımız piyasaya çıktığında ve yeni televizyon programlarımız yeni yayın dönemlerine bașladığında farklı partilerimiz de olacak.
Pek çok dergi ve gazete köşe yazarlığı ile kitaplarımız, işimizin önemli bir parçası. Televizyon programlarımız ve onlara içerik hazırlama, gerek Türkiye gerek yurt dışı seyahatlerimizin organizasyonları, Instagram, Linkedin, Facebook ve Twitter hesap yönetimlerimiz, birlikte yaptığımız profesyonel iş dünyası organizasyonlarındaki konuşmalarımız da şu an aklımıza gelen birkaç tanesi... Bu arada çok popüler bir şekilde devam eden ve aylar öncesinden yok satan İstanbul Boğazı, Dolunay ve “Ayasofya’da Bir Gece” turlarımızı unutmamak gerek. Her ne kadar 100’e yakın yabancı ünlü ve etkin isme İstanbul’u gezdirmiş olsak da, artık iş yoğunluğumuz sebebiyle İstanbul’da sadece çok büyük şirketlere kurumsal geziler yapabiliyoruz.
Bu ünlü isimlerden aklınıza gelen birkaçını bizimle paylaşır mısınız?
Google’ın CEO’su Eric Schmidt, oyunculardan; Robert Redford, Candice Bergen, modacılardan; Calvin Klein, Diane Von Furstenberg, Michael Kors, Eli Tahari, Guess’in sahibi Paul Marciano, Amerikalı talk show sunucusu ve yüzyılın en etkili kadınlarından Oprah Winfrey bu isimlerden birkaçı…
Peki bu keyifli seyahat ortaklığı fikri nasıl ortaya çıktı?
Çok eski bir dostluğun sonucu olduğunu söyleyebiliriz. Uzun yıllardır pek çok konuda ortak çalışıyoruz aslında. Kimliklerimizin tek başına marka değeri, beklentilerin de üzerine ulaşınca buna bir de kurumsal kimlik ilave etmek istedik. Bunun için gerekli altyapı zaten oluşmuştu. Rumeli Hisarı’nda her cephesi Boğaz manzaralı ilham verici ofisimizi, bizde iz bırakan, dünyanın pek çok ülkesinden getirdiğimiz dekoratif unsurlarla gönlümüzdeki gibi yaratınca da “artık hazırız” dedik.
Peki Best Men Productions ismi nereden geliyor?
Aslında Saffet Emre Tonguç’un baş harfleri SET, Serda Büyükkoyuncu’nun ise profesyonel iş dünyasındaki parafı SEB, bu ikisinin birleşiminden çıkmıştı “BEST”. Sonuna da “MEN” ekleyince “BEST MEN” ortaya çıkmış oldu. Aslında bu ismin bize çok da yakıştığını düşünüyoruz. Hem de sadece biz değil, bizimle beraber bu fikirde olan pek çok dostumuz var.
Kısa bir süre önce Bodrum’da ilk partinizi düzenlediniz. Bu partilerin devamı gelecek mi?
Bu parti bir anlamda kuruluş yıl dönümümüzdü. Partimize cemiyet hayatından, iş dünyasından, sanat dünyasından pek çok dostumuz katıldı. Aynı zamanda @saffetemretonguc ve @serdabuyukkoyuncu instagram hesaplarımızı takip eden dostlarımız arasında yaptığımız kura sonucu bizimle beraber olanlarla birlikte koskocaman bir aile olduk o gece. Her kuruluş yıl dönümünde farklı bir mekanda ve değişik bir konseptte parti yapacağız. Aynı zamanda kitaplarımız piyasaya çıktığında ve yeni televizyon programlarımız yeni yayın dönemlerine başladığında farklı partilerimiz de olacak.
PHUKET
röportaj
Seyahat etmek ayrı, yazmak ayrı bir tutku… Bu iki tutkuyu bir araya getirme fikri nasıl çıktı ortaya?
Aslında aramızda ciddi iş bölümü var.; ben yazmayı çok seviyorum, Saffet ise konuşmayı… İkimizin de hayat felsefesinde “paylaşmak” var. “Hayat paylaştıkça güzel” bizim mottomuz. Gerek ekonomik durum, gerek yaş, gerekse de sağlık problemleri sebebi ile bizim gördüğümüz yerleri görebilme imkanı olmayan sevgili dostlarımızla gezdiğimiz yerleri, gördüklerimizi paylaşmanın yaşam görevimiz olduğunu düşünüyoruz. Yazdıklarımızın yanı sıra, pek çok televizyon programı yaptık. Son olarak NTV’deki “Ayrıcalıklı Rotalar” programımızın ikinci sezonunu da geride bıraktık. Bir seyahat fenomeni haline gelen telefonlarınızdan bir tıkla ulaşacağınız “Piri Sesli Seyahat Uygulaması” insanlara müthiş bir seyahat özgürlüğü sağlayan yeni çağın uygulaması. Teknoloji ile gazetelerin elektronik gazetelere, kitapların e-kitaplara dönüştüğü bir dünyada seyahat özgürlüğünde çığır açtık bu aplikasyonla.
Bir seyahat fenomeni haline gelen telefonlarınızdan bir tıkla ulașacağınız “Piri Sesli Seyahat Uygulaması” insanlara müthiș bir seyahat özgürlüğü sağlayan yeni çağın uygulaması.
Kitap projeleriniz hakkında daha detaylı bilgi verebilir misiniz?
Şu ana kadar İngilizce halleriyle birlikte 15 kitap var; Saffet Emre Tonguç imzalı. Çok büyük satış rakamlarına ulaştı bu kitaplar. İlk kitaplar “Türkiye’de Görülmesi Gereken 101 Yer” ve “101 Must See Places in Turkey”. Daha sonra TUREB ödüllü “Avrupa’da Görülecek 101 Yer” geldi. Sonra “İstanbul Hakkında Her Şey” çıktı. Hatta NY Times ve International Herald Tribune gibi saygın gazetelerde bu kitapla ilgili çok güzel haberler yer aldı. Ardından kardeşi “İstanbul The Ultimate Guide” geldi. Bu iki kitap da “Yılın En İyi Turizm Yayını” ödülünü aldı. Son yayınlanan “Boğaz Hakkında Her Şey” ile “Bosphorus The Ultimate Guide” kitapları ise “En İyi Turizm Yayını” seçildi. Sırada “Türkler’in En Çok Gezmeyi Tercih Ettiği Başkentler” serimiz var; Paris, Londra, Amsterdam, Roma, Viyana ilk kitaplarımız olacak. Bunlara Madrid, Barselona, Berlin, St. Petersburg, Edinburg, Stockholm, Kopenhag ve Oslo eklenecek. Ayrıca, bir başka büyük projemizse tamamlanmaya doğru hızla yol alıyor. Adı, “Vizesiz 60 Ülke”. Bildiğiniz gibi, vize başlı başına bir sıkıntı. Alması bile bir dert. Oysa küçük seyahatler için ya da vize alamayanlar için dünyada pek çok güzellik var. Bu kitapla bu diyarları sunmak istedik okuyucularımıza... Bunlardan başka planladığımız 10 kitap daha var. Bunlar arasında; İstanbul Camileri, Sur İçi kitapları var. İstanbul dışında ise; Türkiye’de yedi bölgeyi anlatan yedi ayrı kitap hazırlığı içindeyiz. Ayrıca Karayipler, Orta Amerika, Güney Amerika, En Güzel Balayı Adaları da hazırlığını yaptığımız kitaplar arasında.
Geleceğe yönelik planlarınız nedir?
Her şeyden önce gezmek ve gördüklerimizi her yolla paylaşmak en önemlisi. Farkındasınızdır; gittiğimiz, gezdiğimiz yerleri Instagram başta olmak üzere sosyal medya, televizyon programları, konuk olduğumuz televizyon yayınları, gazeteler, dergiler, uygulama programları ile paylaşmak, bizim yaşam felsefemiz. Dünyada 193 ülke var Birleşmiş Milletler’e üye olan. Tamamına yakınını gezdik ve paylaştık ama her ülkede kaç şehir var daha gezilecek, görülecek biliyor musunuz? Yaklaşık iki buçuk milyon şehir var. Yani daha gezecek ve paylaşacak çok yer var... Hayatımız boyunca ve sağlığımız el verdiğince gezmeye ve gezdiklerimizi anlatmaya devam edeceğiz. Bizi izlemeye devam edin.
302 magdergi.com.tr
JAPONYA
Hayatımız boyunca ve sağlığımız el verdiğince gezmeye ve gezdiklerimizi anlatmaya devam edeceğiz.
HAVANA
KAZ DAĞLARI
Son olarak merakla beklenen yakın dönem gezi projelerinizden bahsedelim...
Önce “Büyülü Fas” turumuz var. Casablanca, Marrakesh, Kasbah Tamadot, Agafay ve Essaouira’ya gideceğiz. Ardından “Sıradışı Güney Amerika”ya gideceğiz. Kolombiya, Peru, Bolivya, Panama’ya götüreceğiz sevgili seyahat sever dostlarımızı 16-25 Kasım 2018 tarihinde. Hemen sonrasında 6 ve 10 Aralık’ta yapacağımız Ren Nehri ve Noel Pazarları turlarımız var. 7-11 Ocak 2019 tarihinde Laponya gezimiz olacak; çok sıra dışı bir deneyim yaşayacak gelenler. 13 Ocak- 2 Şubat 2019 tarihlerinde de Singapur - Yeni Zelanda – Tazmanya - Avustralya’ya götüreceğiz gezgin arkadaşlarımızı. Bir de Norveç fiyortlarını gezecek dostlarımız bizlerle… İSKOÇYA
davet
KAĞAN-YİĞİTHAN-ASLIHAN-NESLİHAN BEZCİER
Bezcier Çiftinin Çocuklarının Renkli Doğum Günü Partisi Rolex, Uğur Saat butik mağzalarının sahipleri Aslıhan ve Kağan Bezcier çiftinin çocukları Neslihan ve Yiğithan’a muhteşem bir doğum günü partisi düzenledi. Aslıhan ve Kağan Bezcier çiftinin çucukları Neslihan ve yiğithan için Peony Cake’te gerçekleşen doğum günü partisine iş ve cemiyet hayatından çok sayıda davetli katıldı. Doğum gününde kendilerini yalnız bırakmayan dostlarına teşekkür eden Bezcier çifti, bu özel günü dostlarıyla paylaştıkları için çok mutlu olduklarını dile getirdi. Çocukların kıyafetlerini ünlü çocuk modacısı Negiyilir Duygu Sarıkaya uçan balon konseptine göre hazırladı.Peony Cake’in dokunuşlarıyla renklenen partide, konuklar keyifli anlar yaşadı.
304 magdergi.com.tr
RENGİN ÖDEVCİ
NUR DÖĞER
DENİZ KARA
NEȘE AYKUT
BURCU BAYDAR
Uçan balon konseptli partide, bubble show ve sihirbazların gösterileri ile çocuklar doyasıya eğlendi.
MİHRİMAH AKÇAY
AYLA ERYILDIRIM
MELİSA-FERİDE-EFE ȘAHİN
DUYGU ZORLU
TUĞBA KAHRAMAN
davet
ALİYE ERDEM, NESİBE AYDIN
GÖKHAN KİNNA,YELİZ BULUT, EMRAH FIRINCI
Muhteşem Öğretmenler Günü Balosu Eğitim ve yayıncılık alanında elde ettiği sayısız başarıyla ilklerin öncüsü olan Nesibe Aydın Okulları, Öğretmenler Günü’nü 750 davetlinin katıldığı muhteşem bir balo ile kutladı.
NESİBE-MİRKAN AYDIN
306
Baloya, Ankara okullarında görev yapan öğretmen ve yöneticilerin yanı sıra Konya, Antalya, Kocaeli, Mersin, Diyarbakır ve Gaziantep okullarının yöneticileri tam kadro katıldı. 34 yıl önce kurulan Nesibe Aydın Eğitim Kurumları, bu yıl Yıldızlar Lisesi’nin 20. yılını; Gölbaşı Kampüsü’nün 10. yılını kutlamanın coşkusunu yaşadı. Kurum içerisinde beş, on, on beş ve yirminci yılını dolduran deneyimli öğretmen ve yönetici kadrosuna ödül ve teşekkür plaketi sunumuyla başlayan tören, İzmir Marşı eşliğinde kesilen pasta ve sürpriz hediye çekilişleriyle devam etti. Plaket töreni ve kutlama konuşmasının ardından sahne alan, Ersan Başbuğ ve Orkestrası ile gönüllerince eğlenen Nesibe Aydın Okulları öğretmenleri, birbirinden renkli anlara sahne olan unutulmaz bir gece yaşadı.
Gece, uzun süredir kuruma hizmet veren personellere plaket takdimiyle bașladı.
ÇİĞDEM-HÜSEYİN GÖKÇE
METİN MUNZUR, MİRKAN AYDIN
AJDA ÜNYAZICI, BURCU TELLİ
Baloya, Ankara okullarında görev yapan öğretmen ve yöneticilerin yanı sıra Konya, Antalya, Kocaeli, Mersin, Diyarbakır ve Gaziantep okullarının yöneticileri tam kadro katıldı.
röportaj
MELİKE GÖKÇE, GEORGES FABER, BARBARA FABER-MOHR
Lüksemburg Büyükelçisi Georges Faber ve Eşi Barbara Faber-Mohr Bu ayki röportaj konuklarımız Türk ve Lüksemburg halklarını yakınlaștırmak için yaratıcı adımlar atan Lüksemburg Büyük Dukalığı’nın Türkiye’deki bașarılı Büyükelçisi Georges Faber ve ülkemizde yeni dostlar edinmekte son derece bașarılı zarif eși Barbara Faber-Mohr... 308 magdergi.com.tr
R
ezidansa gittiğimde aralarındaki renk uyumuna dikkat ederek son derece şık hazırlanmış olan Büyükelçi Georges Faber ve Barbara Faber-Mohr çifti beni kapıda nezaketle karşıladılar. Fotoğraf çekimleri boyunca gösterdikleri titizlik onların disiplinli ve özenli taraflarını bir kere daha ortaya koyuyordu. Sohbetimiz esnasında anladım ki; iki yıldır Türkiye’de bulunan Büyükelçi ve eşi ülkemize çok kolay adapte olmakla birlikte tüm ilgi alanları, yaptıkları sporlar ve edindikleri arkadaşlarla adeta kendi ülkelerindeki gibi mutlu oldukları bir düzen kurmayı başarmışlar. Büyükelçi bir pilot olarak Türkiye’de de düzenli olarak uçmayı sürdürürken, eşi de başarılı bir tenis oyuncusu olarak ülkemizde tenis turnuvalarına katılıyor ve spor yaşamını devam ettiriyor. İlk bakışta sıcakkanlı tavırlarıyla dikkat çeken çiftin Türkiye’de birçok yeni arkadaş edinmesine şaşırmamak gerek. Barbara Faber-Mohr büyük bir nezaket gösterek rezidanstan ayrılacağım sırada Lüksemburg Büyük Dükalığı armalı çok güzel bir porselen tabak hediye etti. Hediyesi kadar bu nazik davranışı da benim için çok değerliydi.
2016 yılında Türkiye’de görevinize başladığınızdan bu yana ülkemizde yaşama deneyiminizden bahseder misiniz?
Georges Faber: Eşim ve ben iki yıldan fazla süredir Türkiye’de bulunuyoruz. Burada zaman adeta uçuyor; her şey hızlı ve birçok şey aynı anda oluyor. Bu nedenle, Türkiye’de yaşamak ve çalışmak, sizi bir dizi farklı deneyim ve izlenime maruz bırakıyor. Bu anlamda, Türkiye’de bir diplomat olarak çalışmak ve burada bir aile olarak yaşamak hem ilginç hem de büyüleyici. Her zaman kolay olmasa da... Örneğin; trafiğin üstesinden gelmek oldukça zor olabiliyor. Ayrıca Türkiye büyük bir ülke, birçok bölgesel ve yerel farklılık var. Ülke ve halkını iyi anlayabilmeniz zaman alıyor. Gelenekler ve görenekler ülke çapında farklılık gösterse de, nereye gidersek gidelim, Türk halkı son derece açık, misafirperver ve konuksever. Daha önce kısa sürede bu kadar çok yeni arkadaş edinmemiştik. Bu yüzden Türkiye’de geçirdiğimiz zamandan çok hoşnutuz.
Sizce Türkiye’nin öne çıkan güzellikleri nelerdir?
Georges Faber: O kadar çok ki hangisi ile başlayacağımı gerçekten bilemiyorum. Tarihe çok fazla ilgi duyduğum için, ülke geneline yayılmış olan, çok iyi korunmuş arkeolojik ve tarihi alanların sayısından bahsederek başlamak istiyorum. Bazıları şimdiye kadar gördüğüm en önemli alanlar arasında yer alıyor. Tabii ki İstanbul da var... Kendi içinde bir güzellik! Türkiye sınırları içindeki özel gezilerimizde, ülkenizin kültürel zenginliği ve çeşitliliğine sürekli olarak hayran kalıyoruz. Hiç hayal kırıklığına uğramadık. Yakın zamanda Mardin’de bulunduk ve orası bizim favorilerimizden biri haline geldi. Bu bağlamda, Anadolu’nun her zaman, her bir yönden göç eden ya da fetheden çok sayıda kavim ve insan için bir kavşak ve karışım potası olduğunu unutmayalım. Bu, Türkiye’nin tarih öncesi ve tarihi mekanlarını, insanlık tarihine sonsuza dek tanıklık eder konuma getiriyor. Türkiye’nin tabiatının, Ege Denizi’nden, Kapadokya’dan doğudaki sıradağlara, Karadeniz kıyılarından Mezopotamya Ovası’na ve Akdeniz sahillerine kadar güzelliğini ve çeşitliliğini de belirtmek isterim. Türkiye’de, büyük tabiat güzellikleri açısından, hepsine sahip olduğunuzu düşünüyorum.
Ülkenizin hangi özelliklerinin dünyada daha iyi tanınmasını isterdiniz?
Georges Faber: Lüksemburg küçük bir ülke; 90 kilometre uzunluğunda ve 50 kilometre genişliğinde. Bu benim ülkemi Türkiye’de Van Gölü’nden % 30 daha küçük, Malta’dan 8 kat daha
Türkiye sınırları içindeki özel gezilerimizde, ülkenizin kültürel zenginliği ve çeșitliliğine sürekli olarak hayran kalıyoruz.
büyük kılıyor. Ne yazık ki, çoğu insan Lüksemburg’u sadece bir bankacılık merkezi olarak tanıyor, ancak bundan çok daha fazlası var. Avrupa Birliği’nin kalbinde, çok kültürlü, farklı ve açık bir ülke olan Lüksemburg’un sakinlerinin yaklaşık yarısı yabancıdır. Bu, ülkemin çeşitliliğini ve dünyaya açıklığını büyük ölçüde açıklıyor. Ayrıca Lüksemburg bir şehir devleti değildir. Aksine, ülkemin üçte ikisi ağaçlık ve yeşil alanlardan oluşur. Ekonomik açıdan, Lüksemburg gerçekten de rekabetçi bir uluslararası finans merkezidir. Bununla birlikte, güçlü bir sanayi temeli ve iyi gelişmiş bir tarım sektörü ile çeşitlendirilmiş bir ekonomiye sahiptir. Örneğin Lüksemburg’un çelik ürünleri benzersiz kalitesiyle bilinir ve küresel ölçekte ihraç edilir. Lüksemburg ayrıca hava taşımacılığı için kıtalararası bir merkeze ve çok yönlü taşımacılık için önemli bir Avrupa merkezine dönüşmüştür. Telekom sektörü de dünya çapında üne sahiptir. Örneğin; yerel bir Lüksemburg şirketi olan SES, küresel ölçekte güvenli uydu ve yer iletişimi çözümleri sağlayan 50’den fazla uydudan oluşan bir filoyu yönetmektedir. Lüksemburg; kültür ve sanatı, çok kültürlü karakterinin gerçek bir yansımasıdır. Üzüm bağları ve bira fabrikalarımız, et ve peynir imalatçılarımız sayesinde, bir dizi eşsiz ve cazip lezzet keşfetmek mümkündür. Lüksemburg, en fazla sayıda Michelin yıldızlı restorana sahip ülkelerden biridir. Lüksemburg’un el değmemiş manzaralarının keyfini çıkarmak, pitoresk köyleri, gizemli kalıntıları ve kaya oluşumlarını, menderesli akarsuları ve renkli bitki örtüsünü keşfetmek demektir. Sportif tatil meraklıları, Lüksemburg’da gerçekleştirilecek çok sayıda aktivite sayesinde son derece keyifli bir zaman geçirebilirler. Türk vatandaşlarını, ülkemi keşfetmek için Türk Hava Yolları’nın sunduğu İstanbul çıkışlı doğrudan uçuşlardan yararlanmaya kesinlikle davet ediyorum. Seçimlerinden pişman olmayacaklarına inanıyorum.
Avrupa’nın kalbinde yer alan Lüksemburg, dünya ticareti için bir pazar olarak ne tür fırsatlar sunuyor?
Georges Faber: Lüksemburg’un, 500 milyondan fazla tüketiciye ait büyük bir piyasa olan Avrupa Birliği’nin kalbinde yer alması, ülkemin sunduğu başlıca avantajlardan biridir. Avrupa Birliği’nin GSYİH’nın (Gayri Safi Yurt İçi Hasılatı) %60’ına Lüksemburg’un 700 kilometrelik yarıçapı içinde ulaşılabilir. Merkezi konumu ve Lüksemburg’un açık ve öncelikli olarak ihracata yönelik bir ekonomisi olduğu gerçeği, onu hem ürünlere hem de hizmetlere yönelik AB pazarlarına erişmek için ideal bir geçit haline getirmektedir. Faaliyetlerinizi Lüksemburg’a dayandırmayı seçtiyseniz, pazarınız Lüksemburg’dan çok Avrupa, hatta dünya pazarıdır. Lüksemburg’un istikrarının yanı sıra inovasyon ruhu, orada başarılı bir iş yürütmek için temel faktörlerdir. Yetkililere kolay erişim ve onların piyasadaki gelişmelere karşı yaklaşımları, daha karmaşık ve küreselleşmiş bir dünyada, Lüksemburg’un diğer önemli değerleridir.
röportaj
Lüksemburg, ülkemize yatırım yapan ülkeler arasında 5. sırada yer almaktadır. İkili ticaret ilişkisinin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Georges Faber: Lüksemburg, her zaman Türkiye’nin en büyük 10 yabancı yatırımcısı arasında yer almıştır. Bunun nedeni Lüksemburg’un nasıl bir uluslararası finansal hizmet merkezi olduğunun bilinmesidir. Çok sayıda yatırımcı, uluslararası yatırımlarını en verimli şekilde yapılandırmak için uzmanlığımızı kullanır. Lüksemburg ayrıca Euro bölgesinde dünyanın en büyük özel bankacılık merkezi ve dünyanın en büyük ikinci yatırım fonu merkezidir.
Yılda 200 milyon dolardan az olan Türkiye ile ikili ticaret hacmi oldukça küçük ve kesinlikle potansiyelinin gerisinde kalmış durumdadır. Ancak önemli bir büyüme potansiyeli gördüğüm bazı sektörler var. Bu, örneğin lojistik için geçerlidir. Halihazırda, Türkiye’nin İstanbul, İzmir ve Mersin limanları, Trieste ve Lüksemburg üzerinden Avrupa pazarına hızlı erişim sağlamaktadır. Lüksemburg, Avrupa’nın en büyük nakliye havalimanlarından biri olduğu için bugünlerde hava taşımacılığı sektöründe de iş birliği fırsatları için araştırma yapıyorum. Halen hiçbir Türk bankası Avrupa’daki faaliyetlerini Lüksemburg üzerinden yürütmemektedir. 138 uluslararası bankanın şu anda orada aktif olduğunu düşünürseniz bu biraz şaşırtıcıdır. Uydu iletişimi, internet hizmetleri ve dijitalleşme, ortak çalışabileceğimiz diğer alanlar olabilir. Son zamanlarda, önemli sayıda ülke, SpaceResources.lu üzerinden Lüksemburg ile iş birliği yapmaya ilgi gösterdi. Lüksemburg’un bu en yeni girişiminin hedefi, yeni bir ekosistemin geliştirilmesidir; kaynakların, yetkinliklerin ve iş faaliyetlerinin altyapısının
310 magdergi.com.tr
yükseltilmesidir. Bu da etkileşim yoluyla insanlığın yararına olacak huzurlu bir araştırma ortamına ve uzay kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına odaklanarak, ekonomik değer yaratarak mümkündür.
Son zamanlarda Avrupa’nın diğer ülkelerinden Lüksemburg’da yaşama talebi artıyor. Bunun nedenleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
Georges Faber: Lüksemburg’un nüfusu son yıllarda hızla büyüyor. 2000 ile 2018 yılları arasında nüfusumuz %40 artmıştır ve bunda göçün etkisi büyüktür. Bunun arkasındaki temel sebep, ekonomik büyüme ve başarıdır, bu da yetenekli profesyoneller için artan talebe yol açar. Ayrıca, Lüksemburg yaşamak için güvenli bir yer ve çok dilli bir eğitim sistemi sunmaktadır. Son olarak da, yaşam kalitesi açısından dünyanın en iyileri arasında yer almaktadır.
Pilot olduğunuzu biliyoruz. Türkiye’de uçmak için bir fırsat buldunuz mu?
Georges Faber: İyi bir arkadaşım ve çok deneyimli bir Türk pilotu olan Erdoğan Menekşe sayesinde, çoğunlukla Esenboğa dışında, Türkiye’de düzenli olarak uçabiliyorum. Örneğin; eşimle Kapadokya’ya uçuyorum. Ayrıca Sivrihisar’a yakın güzel bir özel havaalanında düzenli olarak uçuş pratikleri yapıyorum. Orada Ali İsmet Öztürk ve kızı Semin ile tanışmak büyük zevk oldu benim için. Her ikisi de dünyaca ünlü akrobasi pilotları ve Türkiye’nin en iyileri arasında yer alıyorlar. Yakın zamanda AB özel pilot lisansımı bir Türk pilot lisansına dönüştürebildiğim için gelecekte Türkiye’de daha çok uçabileceğim. Gelecek baharda Ege ve Karadeniz kıyı bölgelerini keşfetmeyi çok istiyorum.
Ana hedefim; Türk halkı ile Lüksemburg halkını daha da yakınlaștırmak.
Türkiye’de görevli olduğunuz süre içinde gerçekleştirmek istediğiniz hedefleriniz nelerdir?
Georges Faber: Ana hedefim; Türk halkı ile Lüksemburg halkını daha da yakınlaştırmak. İnsandan insana iletişimi başarılı bir şekilde artırıyorsanız, karşılıklı olarak faydalı iş fırsatlarından yararlanmak veya kültürel değişim programlarını teşvik etmek gibi başka alanlarda da başarılı olursunuz. Lüksemburg’un kültürel sahnesinin Ankara’da daha iyi tanınması için Lüksemburg Büyükelçiliği, Lüksemburglu sanatçı ve müzisyenlerin yer aldığı iki yıllık bir kültürel program başlattı. Ayrıca önümüzdeki yıllarda Türkiye ve Avrupa Birliği’nin yeniden birbirine yaklaşmaya başlayacağını umuyorum. Lüksemburg, Türkiye’nin AB üyelik hedeflerine her zaman destek olmuştur. Yine de, şu anda ayrı yerlere doğru sürüklendiğimiz izlenimine sahibim. Diğer tarafta, bizi birleştiren çok şey var. İlişkimizi düzeltmek ve tekrar yoluna koymak için geçerli başka alternatif bulunmamakta. O zaman üzerinde çalışalım. Röportajın bu kısmında Büyükelçi’nin eşi Barbara Faber-Mohr da kendisine yönelttiğim soruları büyük bir nezaket göstererek yanıtladı. Kendisiyle sporcu kimliğinden, Ankara’daki günlük yaşamından ve alışkanlıklarından bahsettik.
Sizin sporcu kimliğinizi ve tenis oynadığınızı biliyoruz. Ankara’da ne sıklıkla tenis oynama fırsatı buluyorsunuz?
Barbara Faber-Mohr: Sporu çok seviyorum. Normalde haftada iki kez tenis oynuyorum; Ankara Tenis Kulübü’nde ya da Bilkent’te Sports International’da. Ayrıca, başta Antalya veya İstanbul olmak üzere, Türkiye’de düzenlenen uluslararası tenis turnuvalarına da düzenli olarak katılıyorum. Ancak, bu sadece topa vurmakla ilgili değil. Türk katılımcıları tanımak ve her şeyden önce yeni arkadaşlar edinmekle ilgili bir şey. Bu arada aynı şey, hobilerimizden biri olan golf için de geçerli. Genel olarak spor, özellikle de tenis, kocam ve benim için iletişim kurmak, arkadaş edinmek, ev sahibi ülkemizi daha iyi tanımak ve nihayetinde kendi yolumuzu bulmak için harika bir yol.
Ankara’da bulunduğunuz süre içerisinde nasıl bir günlük rutin oluşturdunuz?
Barbara Faber-Mohr: İlk olarak, ev sahipliğimizdeki tüm resmi etkinlikeri, yani ev sahibi olduğumuz tüm resepsiyonları, öğle yemekleri ve akşam yemeklerini organize etmekle görevliyim. Bu faaliyetler, menü seçimi, çiçek süslemeleri, sofra düzeni gibi işleri içeriyor. Bu işlerle uğraşmadığım günlerde, kahvaltıdan sonra
genellikle güne rezidansın spor salonunda başlar ya da fitness dersine katılmak için Bilkent’e giderim. Dediğim gibi, fiziksel aktivitenin ötesinde; diğer büyükelçi eşleriyle bir araya gelmek ya da Türk arkadaşlarımla Sports International’da buluşmak için harika bir fırsat. Bu benim için çok önemli! DMEDD (Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği) tarafından verilen Türkçe derslerine katılmanın dışında, SHOM (Misyon Başkanı Eşleri) tarafından düzenlenen sayısız etkinliğe katılıyorum. Ayda bir kez, tüm eşler büyükelçiliklerden birinde sabah kahvesi için buluşurlar. Ankara’da temsil edilen ülkelerin düzenlediği sayısız yemek sunumuna katılmayı da seviyorum. Bu ay, Lüksemburg mutfağından lezzetler sunan bir yemek atölyesine ev sahipliği yapacağım. Gelecek hafta, bir AB öğle yemeğinde konuklarımızı evimizde ağırlayacağım. Son olarak, yemek yapmayı çok seviyorum. Taze sebzeler, meyveler ve otlardan oluşan alışveriş listemdekileri almak için yakın çevremizdeki pazarlara düzenli olarak gidiyorum. Eşimle resmi görevlere katıldığım akşamlar hariç, aslında her akşam kendim yemek pişiriyorum. Açık fikirli bir insansa, bir büyükelçi eşinin hayatı Ankara’da asla sıkıcı olmaz.
Panora, Özel İndirimlerle Bir Yaşına Daha Giriyor Açıldığı 10 Aralık 2007 tarihinden bu yana, Ankara’nın ve Türkiye’nin en başarılı ve en çok tercih edilen alışveriş merkezlerinden olan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi yeni yaşını tüm ziyaretçileri ve markaları ile kutlamaya hazırlanıyor. Özel İndirim ve Kampanyalar Sadece Panora’da! Ankara’nın ve Türkiye’nin sayılı alışveriş merkezlerinden olan Panora AVM, 11 yıldır milyonlarca ziyaretçiye ev sahipliği yapmış olmanın gururunu yaşıyor. Panora, bugüne kadar kendilerini yalnız bırakmamış değerli misafirleri için 11. yaşına özel indirimlerle giriyor. Doğum gününü de içinde barındıran 10-16 Aralık haftasında, giyimden ayakkabıya, ev dekorasyondan elektroniğe, lezzet duraklarından mücevhere kadar Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeki onlarca marka, yüzlerce üründe, sadece Panora’ya özel %50’ye varan indirimler ve hediyelerle misafirlerini bekliyor.
Panora Çocuklarını Yeni Yıl Coşkusu Sardı Hayata geçirdiği çocuk etkinlikleri her daim öncü olan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Aralık ayında da dopdolu bir programa sahip. Her hafta birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapan Panora Çocuk Atölyeleri, Aralık ayının ilk hafta sonuna Piri Reis’te kendi yılbaşı ağaçlarını süsleyerek başlayacak. Hayallerindeki çam ağaçlarını tasarlayacak olan çocuklar, yeni yılı kendi hayal ürünü olan yılbaşı ağaçları ile kutlayacaklar. 8 Aralık’ta kendi yeni yıl fotoğraflarını tasarlayacak olan çocuklar, 9 Aralık’ta ise, hazırladıkları yeni yıl ağaçları için çılgın kozalakları boyayarak, yılbaşı süsü haline getirmek için yine Piri Reis’te buluşacaklar. 15 – 16 Aralık’ta, Panora’da bir gelenek haline gelmiş “Panora’dan Masallar” etkinliğinde her ay farklı bir masalı öğrenen çocuklar, bu ay iki farklı masalla hayal dünyasında yolculuğa çıkacaklar. 15 Aralık’ta Kırmızı Başlıklı Kız’ın kurtla hikayesini dinleyecek olan çocuklar, 16 Aralık’ta ise bir yılbaşı ağacı ile küçük bir kızın başına gelenlere tanık olacaklar. Saat 14:00’te başlayacak etkinlik için çocuklar akvaryum önünde buluşacak. Aynı tarihlerde Piri Reis’te, Cumartesi günü etkinliği olarak kendi yeni yıl kurabiyelerini tasarlayacak olan çocuklar, Pazar günü ise bir yılbaşı geleneği olan tebrik kartlarını tasarlayacaklar. 22 – 23 Aralık tarihlerinde sualtı dostlarının yanında dünden bugüne çocuk oyunlarını oynayacak olan çocuklar, hem anne ve babalarının küçükken oynadıkları oyunları öğrenecek hem de eğlenceli vakit geçirecek. 29 – 30 Aralık’ta ise Noel Baba ile yeni yıl maskesi hazırlayacak olan çocuklar, 2018’in son günlerini eğlenerek ve yaratıcılıklarını geliştirerek geçirecekler.
312 magdergi.com.tr
Ayhan Sicimoğlu Sunumu İle Ayşe Sicimoğlu Quartet Konseri Panora’da 5 Aralık 2018 Çarşamba günü saat 20:00’de KOREV yararına yapılan Ayhan Sicimoğlu Sunumu ile Ayşe Sicimoğlu Quartet Konseri, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde bulunan Panora Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Ayhan Sicimoğlu’nun “En Estambul” albümündeki - Padre e Hija – “Baba ve Kız” şarkısının ilham verdiği proje, koruyucu ailelik sisteminin tanınmasını sağlamak amacıyla Panora AVM’de sahnelendi. Programları ile onun gözünden, hiç görmediğimiz ayrıntıları, tatları, insanları keşfettiğimiz, müzik dünyasının usta, nev-i şahsına münhasır ismi, geniş kitlelerin “hastası” olduğu Ayhan Sicimoğlu’nun sunumuyla, Ayşe Sicimoğlu, sosyal sorumluluk projesi kapsamında müzikseverlerle buluştu.
Kan Bağı Değil Ama Can Bağı Ayhan Sicimoğlu’nun kızı Ayşe ile sahne aldığı programda, bir çocuğun tek ihtiyacının sevgi olduğu anlatıldı. Bir çocuğu sevmek için de “Kan Bağı Değil Ama Can Bağı”nın yeterli olduğunun vurgulandığı gecede, belki verilen destek ile devlet koruması altındaki bir çocuğumuzun daha aileye kavuşacağı, koruyucu ailesinin onun hayatını, onun da belki dünyayı değiştireceği ve dünyaya iyiliği, sevgiyi yayacağı anlatıldı. Gelirinin; Koruyucu Aile Evlat Edinme Derneği, KOREV’e aktarılan, koruyucu ailelik sisteminin önemini vurgulamanın, bilinir olmasını sağlamanın, devlet koruması altındaki çocuklarımızın hak ettikleri sevgi dolu aile ortamlarına kavuşabilmelerinin hedeflendiği konsere, farkındalığı yüksek tüm Sicimoğlu hayranları ilgi gösterdi.
davet
SITKI ALP
Eserleri Sözlerinin Ötesinde Bir Eğitimci Arı Dershanesi, Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesi Kurucusu Sıtkı Alp’in yarım asrı așan meslek hayatından ve yașamından kesitler sunulan “Eserleri Sözlerinin Ötesinde Bir Eğitimci Sıtkı Alp’in Kaleminden” kitabı yayınlandı. 314
2
4 Kasım Öğretmenler Günü’nde okuyucuyla buluşan kitap, Alp’in yalnızca yaşam öyküsünü değil, aynı zamanda inandığı eğitim felsefesini, vizyon ve misyonunu, yaşama bakış açısı ile eğitim sisteminde değer verilmesi gerekenleri de anlatıyor.
Erzurum’un Şenkaya ilçesi Zümrüt köyünde yokluklar içinde ilkokula giden, ilkokulun ardından ilk öğretmen okulunu, ardından Bursa Eğitim Enstitüsü Fen Bölümünü dereceyle bitiren Alp, kitabını, eğitim sürecinde kendisine büyük destek veren anne ve babasına ithaf etti. Ömrünü eğitime adayan, eğitimden kazandığını her zaman eğitime harcayan Sıtkı Alp’in yaşamı, aslında tam bir “girişimcilik” örneği… 1969 yılında Kızılay Selanik Caddesi’nde 1 salon ve 3 odalı bir dairede Arı Dershanesi’ni kurarak eğitim sektörüne adım atan eğitim çınarı Alp, 1984’te Arı Anadolu Lisesi, 1985’te Arı İlkokulu, 1991’de Arı Fen Lisesi, 1997’de Çankaya Üniversitesi’ni, 2000’de ise Arı Önokulu’nu açtı. Büyümenin etkisiyle Kızılay’da başlanan eğitim yolculuğu, şu an 100. Yıl ve Eskişehir Yolu 29. km’deki kampüslerde sürdürülüyor. 58 yıllık eğitim hayatında önokuldan üniversiteye kadar sayısız (binlerce) öğrencinin hayatına dokunan Sıtkı Alp’in kurduğu Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesi’ni şu an ikinci kuşak yönetiyor. Türkiye’nin beklentilerini iyi analiz ederek kurduğu özel öğretim kurumlarında ve üniversitede, yüksek kaliteyi sürdürülebilir kılmayı hedefleyen Alp’in en büyük ideali ise; Arı Okulları ve Çankaya Üniversitesi’nin üçüncü ve daha sonraki kuşaklar tarafından başarılı bir şekilde yönetilmesi. “Eserleri Sözlerinin Ötesinde Bir Eğitimci Sıtkı Alp’in Kaleminden” kitabı, “Yaşam Öyküm”, “Eğitim Kurumlarının Vizyonu-Misyonu”, “Yaşamımdaki En Özel Anlarımdan”, “Geleceğe ve Gençlere Dair”, “Ailesinin ve Çevresindekilerin Gözünden Sıtkı Alp”, “Erzurum Şenkaya Anadolu Lisesi Tarafından 2013 Yılında Yayımlanan ‘Eğitimde Bir Çınar: Sıtkı Alp’ Albümü”, “Basında Sıtkı Alp” başlıklı yedi bölümden oluşuyor. Kitaptaki “Yaşamımdaki En Özel Anlar” bölümünde Sıtkı Alp’in heyecanlandığı, mutlu olduğu anlar dikkat çekiyor. “TBMM’de Çankaya Üniversitesi’nin kuruluşu ile ilgili kanunun oy birliği ile kabul edildiğinde büyük bir heyecan, sevinç ve gururla ayağa kalkıp alkışlamıştım” diyerek en özel anlarından birini paylaşan Alp, üniversite için yaşadığı ilk unutulmaz anın bu olduğunu kaleme aldı. Alp, 29 Ekim 2014’te Erzurum Valisi Dr. Ahmet Altıparmak’tan aldığı “Cumhuriyet Onur Ödülü” ile Atatürk Üniversitesi tarafından 2016 yılında verilen “Fahri Doktora” derecesinin kendisi için unutulmaz olduğunu da yazdı. Ömrünü Türk milletine ve Türk gençliğine adayan, Atatürk ilke ve devrimlerini içselleştirerek çıktığı uzun, güçlüklerle dolu yolda büyük başarı sağlayan Sıtkı Alp’in otobiyografisini keyifle okumanız dileğiyle…
Kitaptaki “Yașamımdaki En Özel Anlar” bölümünde Sıtkı Alp’in heyecanlandığı, mutlu olduğu anlar dikkat çekiyor.
röportaj
Mertkan Erkan İnternet Dünyasının Sevilen İsmi Vine’da çektiği komik videolarla ünlenen, Youtube kanalında yayınladığı șarkıları ve Instagram paylașımları ile dijital dünyanın sevilen isimleri arasında yer alan Mertkan Erkan’la Next Level AVM’de kahkaha dolu ve samimi bir sohbet gerçekleștirdik. RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÖZÜDOĞRU
M
ertkan Erkan’ı yakından tanıyabilir miyiz?
1994 yılının Ocak ayında Ankara’da doğdum. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü ve Oyunculuk Ana Sanat Dalı’nda okuyorum. En büyük yeteneklerimden biri de tek seferde bunu söyleyebiliyor oluşum sanırım.
Vine ile başlayan bir serüvenin var, Youtube’da müzik kariyerine devam ediyorsun. Nasıl başladı bu yolculuk?
Sosyal medyada sürekli nsanların attığı kısa videoları görüyordum. Türkiye’de çok fazla olmadığı için yurt dışındaki insanları takip ediyordum. Bunu kendi kültürümüze uygun esprilerle yaparsak nasıl olabileceğini düşündüm, bir gecede fenomen oldum.(gülüyor) Şakalara devam ettik ve insanların hoşuna gitti.
316 magdergi.com.tr
İçeriklerini üretirken nelere dikkat ediyorsun?
Bizden küçüklerin de bizleri izleyerek etkilenebileceğini düşünerek çok fazla argo içerik üretmedim. Ankara’da büyümenin öyle bir etkisi vardır; büyüğe saygı, küçüğe sevgi esastır. Toplumun bir kesimini rahatsız etmeyen, aynı zamanda da eğlenceli videolar hazırlamaya özen gösterdim. Daha çok tespit üzerine videolar çekiyorum; insanların “ben de bunu yaşıyorum, hakikaten böyle” dediği şeyleri ele almayı seviyorum.
Vine’dan sonra müzik kariyerin ile ilgili çalışmaların oldu, hala da devam ediyor. Bize biraz müzik serüveninden bahseder misin?
Müzik benim liseden beri uğraştığım bir şeydi. Ritim duygusunu çok seviyordum. İlk enstrümanımın darbuka olması biraz traji komik; çünkü herkes elektrogitar, bas gitar ile başlıyor. Darbukanın ardından yavaş yavaş klarnete geçtim, saksafonu ve gitarı denedim.
Komik adam filmi yapmak istemem, zaten o kadar komik olduğumu düșünmüyorum… Gitarı hepsinden daha çok sevdim. Sonra kendi şarkılarımı yazmaya başladım. İnsanlar İstanbul’da akbil, Ankara’da ego bastıklarında ya da arabalarını çalıştırdıklarında gelen elektronik sesleri çok duydukları için müzik de biraz elektroniğe dönüyor, insanlar alıştıkları sesleri dinlenebilir buluyor.
Dijital dünya, günümüzde hızla ilerliyor, beş yıl önce konuşmadığımız şeyleri konuşuyoruz. Nasıl değerlendiriyorsun bu gelişimi?
Dijital dünya sürekli tüketilebilir bir yer; kullan - at modunda çalışıyor. Dijital dünyayı çok seviyorum, buradan kendimi gösterdim. Fakat dijital dünya olmadan önceki sanat eserlerine ve kalan ürünlere baktığınız zaman çok daha güzel geliyor. Şu anda işlerin kalitesi yerine sürekliliği ön planda; yeni bir şey yapıp tekrar gündemde olma isteği oluyor insanlarda. Aslında dijital dünyanın sevdiğim tek yönü; daha kolay ulaşabiliyor oluşum, kimse bana yardımcı olmadan kendim çekip yükleyebiliyor oluşum…
Oyunculuk kariyeri ile ilgili neler düşünüyorsun?
Oyunculuk kariyerimi tiyatro ve sinemada devam ettirmek istiyorum. Bir çok yerden dizi teklifi geliyor ama bir süre dizi yapmak istemiyorum. Şartlar ileride ne gösterir bilemiyorum ama şu an tiyatroya kendimi daha yakın hissediyorum. Tek kişilik stand-up gösterim var, aynı zamanda oyunumuz devam ediyor.
Son dönemde dijital dünyada parlayan isimlerin film yapmak gibi eğilimleri var. Sen de bu kervana katılmayı düşünüyor musun?
Sanatsal bir içeriği olmayan, bir yazar, bir yönetmen ve bir oyuncunun birleşip bir şey üretmedikleri bir işte olmak istemem. Tek adam filmi olup komik adam filmi yapmak istemem, zaten o kadar komik olduğumu da düşünmüyorum.
Dizi teklifi istemediğini söyledin ama geri çevirdiğinde bir daha teklif gelmemesinden korkmuyor musun? İyi bir oyunculuk sergilersen zaten birileri seni mutlaka görüyor, bu yüzden teklif gelmemesinden korkmuyorum. Yeteneklerimi sergilemeye ve yapmam gerekeni yapmaya devam edeceğim.
Şu anda spotify’da şarkıların en çok dinlenenler listesinde. İnsanlar sen şarkı söylerken neyi çok sevdiler?
Samimiyeti çok sevdiğini söylüyor dinleyen herkes. Sadece bir kitlenin değil, herkesin seveceği ve kendinden bir şeyler bulacağı şarkılar yapmaya çalıştığım için olabilir…
Hayranlarını ne gibi sürprizler bekliyor?
Yeni şarkıları yapmayı düşünüyorum. Küskünüm diye bir şarkım çıkmak üzere… Son zamanlarda yaptığım şarkı tarzının biraz dışına çıkacağım. Aranjörüm Deprem Gürdal, beni müziğe başlatan kişidir onunla çalışmalarımız var. Benim yazdığım sözlerle onun müzik bilgisi ve altyapı çalışmaları birleşince ortaya güzel şarkılar çıkıyor.
İleride seni müzikal bir çalışma da seni görme şansımız olur mu?
Umarım olur, çünkü çok istiyorum. Hatta bu yıl üniversitemizde bitirme oyunumuz bir müzikal olacak, hepinizi bekliyorum.
İlgi çekici tshirt’ler giydiğini biliyoruz. Sanırım kendi markan. Bize biraz marka yolculuğundan bahseder misin?
Bizim marka yolcuğumuz lisede başladı, “Ankara tişörtleri” diye bir markamız vardı. Tasarım yapıp baskı yapan bir abimiz vardı, sonra ortak olduk. Kendi ağzımızda klişe olmuş kelimeleri tasarımların üzerine basarak üzerimizde taşıyoruz. Üzerinde “Günaysu” yazan tshirt’üm günaydın demek. Bir de “İyiakşamcan” var.
Yapmayı düşündüğün başka projeler var mı?
Youtube’da bir yandan da bir internet dizimiz var; “Taksimetre” diye. Aslında her alanda biraz biraz olmaya çalışıyorum. Markayı kar amacıyla kurmadım; gelirin bir kısmını hayvan haklarına ve yardım kuruluşlarına bağışlıyoruz., başka insanların mutluluklarına katkıda bulunarak zenginliğimizi artırmaya çalışıyoruz.
Taksimetre ile ilgili projelerin var mı onu dijital ekranlara taşımayı düşünüyor musun?
Aslında 2014’te başladık, iki yıl sürdü ve tüm internet fenomenleri dahil oldu; Halil Söyletmez, Atakan Özyurt… Yine ara ara çok talep geliyor, belki devam edebiliriz. Dizi gibi bir formatımız yok pek, daha çok komik sahnelerden kes yapıştır tekniği ile ortaya bir şeyler çıkarmaya çalışıyoruz.
Dijital yolculukta ismini ilk duyuran kişilerden biri olarak Ankara hakkında neler söylemek istersin?
Ankara Türkiye’nin en samimi şehri olabilir; çünkü hem meclis hem de Kızılay diye bir yer var… Bir mesafe ile mesafesizlik arasında gidip geliyorsun, ancak orta yolda kendini buluyorsun. Doğal olmak zorundasın, herkes kimin ne olduğunu çok kolay ayırt edebiliyor. Yaşaması keyifli ve zor bir şehir. İnsanlarla anlaşması çok kolay, yaşam standartları çok güzel Ankara’yı överken kendimi kaybediyorum!
En sevdiğin tiyatro oyunu ve tiyatro oyuncusu…
Tiyatro oyunu Dirmit. Tiyatro oyuncusu Genco Erkal En sevdiğin sinema filmi…
Masumiyet ya da Kader
En sevdiğin müzisyen…
Müslüm Gürses
Birlikte rol almak istediğin oyunucu…
Ezgi Șenler
En büyük hayalin…
Çok klișe olacak ama iyi biri olmak… Sürekli hayal kurup onu gerçekleștirip yeni bir hayal daha kuruyorum.
davet
CANSU GÖKÇE,ÇAĞIL CERİTOĞLU
SİMAY KEÇECİ
FİLİZ-NACİ ÖZONAY
Büyük Kolej’den Öğretmenler Günü Balosu Büyük Kolej Yönetim Kurulu tarafından her yıl Öğretmenler Günü’nde düzenlenen balo, bu yıl Sheraton Otel’de coşkulu bir şekilde gerçekleştirildi. Gecede 5-10-15-20 ve 25.yılını dolduran öğretmenler ve personeller plaketlerini Büyük Kolej Yönetim Kurulunun elinden aldı. Gecede sahne alan sanatçıların canlı performansları ile gönüllerince eğlenen öğretmenler, unutulmaz dakikalar yaşadı. Gecenin sonunda ise, tüm öğretmenler eşliğinde Büyük Kolej pastası kesildi.
318 magdergi.com.tr
TANSU DOĞAY, TANSEL SAATÇİOĞLU
davet
ASLIHAN-ALİ KURTOĞLU
ARZU GÜR
MEHMET-EREN YİĞİTEL
GAMZE-MURAT SAATÇİOĞLU
SEDA YILMAZKAYA
ZİYA CAN-BAȘAK BAHADIR
davet
KIVANÇ - SEVA DEMİRÖZ, SITKI - SÜHEYLA ALP, SÜLEYMAN - SEDA TARMAN
35. Yıl Balosu Özel Arı Eğitim Kurumları Kurucusu, Çankaya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Sıtkı Alp’in “Eserleri Sözlerinin Ötesinde Bir Eğitimci Sıtkı Alp’in Kaleminden” kitabının lansmanı, Arı Okulları 35. Yıl Öğretmenler Günü Balosu’nda yapıldı. Ankara’nın köklü eğitim kurumlarından Arı Okullarının, öğretim kadrosuna düzenlediği Öğretmenler Günü Balosu’nda, Özel Arı Okulları Genel Müdür Yardımcısı Dr. Seva Demiröz, “35. yılına ulaşan Arı Okullarının öğretmeni olmanın mutluluğu ve onurunu bir arada yaşıyoruz. Arı Eğitim Kurumları olarak 1969 yılında Arı Dershanesi’nin kuruluşundan itibaren öğretim sektörünün içindeyiz. 95 yıllık Cumhuriyet tarihinin 50 yılında güvenilir ve başarılı kurum kimliğimizle var olmanın, yetiştirdiğimiz binlerce öğrenciyle geleceğe yön vermenin gururunu yaşıyoruz. Arı’nın eğitim sektöründeki kaliteli ve güvenli imajını geleceğe taşıyan, geçmişten bugüne bu misyonu en iyi biçimde yerine getiren tüm öğretmenlerimize ve yöneticilerimize teşekkür ediyorum” dedi.
320
NEZAKET SAATÇİ
DERYA MUSALI, EBRU AYDIN DÜZGÜN
röportaj
Hayvanseverlere Müjde 2017 yılının Ocak ayında hayata geçen Banamama.co girișimi hem kısa sürede yakaladığı bașarıyla hem de Türkiye’nin abonelik sistemiyle çalıșan ilk mama platformu olmasıyla tanınıyor.
E
vcil hayvanlar için ister tek seferlik ister düzenli mama tedarik etme seçenekleriyle hayvan sahiplerine kolaylık sağlarken aynı zamanda mama konusunda da çeşitlilik sunuyor.
Marka olarak başarılarının devamını getirmeye kararlı olan ve hayvan sevgilerinden yola çıkarak yeni projeler üstünde çalışan Banamama’nın hayata geçirdiği ikinci proje ise Askıdamama oluyor. Askıdamama’yı kurarken yola çıktıkları düşünceyi Banamama. co’nun kurucusu Emre Özdemir şu şekilde anlatıyor: “Bu kadar hayvanseverin hayvanlar için destek amaçlı bir şeyler yapmak istediğini biliyorduk, ancak güvenerek bunu yapabilecekleri bir ortam ve platform olmadığını gördük ve bu güzel amaç uğruna ikinci projemizi hayata geçirdik.” Banamama evcil hayvanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere hayvan sahiplerine hizmet verirken yine abonelik sistemiyle çalışan Askıdamama ise ortak paydada buluşarak ihtiyaç halindeki hayvanlara destek olmak isteyen kişilere güvenli bir bağış platformu sunuyor. Her ay yapılan bağışların detaylı bilgisi ve
322 magdergi.com.tr
fotoğrafları tüm destekçilere mail yoluyla sunuluyor. Bu projeyi de başarıyla rayına oturtan Banamama.co bu sefer de ihtiyaçtan çok uzaklaşmadan işin içine biraz eğlence ve tatlılık katarak üçüncü girişimleri GelKutuKutu’yu hayata geçiriyor. GelKutuKutu; abonelik sistemiyle işleyen, köpeklere aylık sürpriz ve birbirinden farklı, yenilikçi temalarla özel kutular hazırlayan renkli bir hizmet. Hayatında fazlaca köpek dostu olan ve onlara olması gereken değeri veren bir ekip tarafından özenle yaratılıp tasarlanan bu kutular, köpekleri sevindirirken aynı zamanda hayvan sahiplerini de mutlu etmeyi amaçlıyor. Birbirinden farklı oyuncaklar, ödül mamaları ve bolca sürprizle dolu olan GelKutuKutu, Eylül ayı itibariyle köpeklerin hayatına renk katmak ve mutlu etmek üzere internet sitesi üzerinden hizmet vermeye başlamış. Askıdamama ve GelKutuKutu ile birlikte güçlü bir üçlü olan Banamama.co evcil hayvan sahipleri ve hayvanseverlere sunduğu seçenekler ve abonelik sistemi ile diğer markalardan ayrışıyor.
röportaj
Kahkahanın En Doğal Hali 5 Kafa’dar Hepsi kendi alanında büyük bașarılara imza atmıș 5 güzel insan... İçten, oldukları gibi ve yüzünüzde gülümsemeye neden oluyorlar. 5 Kafadar ile kendi hikayelerini paylașan Candaș Tolga Ișık, Can Yılmaz, Zafer Algöz, Cem Davran ve Celil Nalçakan ile Ankara Komedi Festivali kapsamında geldikleri Ankara’da, kahkahalara doyamayacağınız bir röportaj gerçekleștirdik. 5 Kafadar ile bașlayıp Gökhan Dağıstanlı ile taçlanan keyifli sohbetimizde kalemine, oyunculuğuna hayran olduğumuz isimleri sizler için sayfalarımızda ağırladık…
5
RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK
Kafa’dar fikri nasıl ortaya çıktı?
Candaş Tolga Işık: Ben Ankara izleyicisini çok seviyorum; öyle der ya tiyatrocular… Şöyle çıktı fikir: Biz üniversitelere gidiyorduk KAFA Dergisi yazarlarıyla birlikte. Bir süre sonra üniversitelere gittiğimiz yazarlar ile ilgili “ütfen bize de gelin” gibi talepler oldu diğer üniversitelerden. Özellikle bu beşliyi çok istedi üniversite öğrencileri. Biz de çeşitlendirmeye çalışıyoruz; tüm yazarlarımız gitsin ama üniversitelerden bilhassa bu beşliye talep gelmesi biraz da eğlenceli bir şeyler ortaya çıkıyor duygusu uyandırdı bende. Ben de abilerimle, Celil ile oturdum konuştum. Ortada yazılı bir şeyin olmadığı, son derece spontan, herkesin içinden geldiği gibi davrandığı, komiklik yapmak gibi
324 magdergi.com.tr
bir gayrette olmadığı, sadece sohbet ettiğimiz bir şey nasıl olur, diye düşündük. Bir süre sonra da bu bir gösteri haline geldi. Okuyucularımız ile buluştuğumuz karşılıklı sohbet ettiğimiz bir diyalog, eğlenceli bir şey bizim için. Fikir öyle çıktı ve öyle de devam ediyor.
KAFA Dergisi ile birlikte bu kadar kıymetli yazarı bir araya getirdiniz ve fikrin hep sizden çıktığına dair görüşleri var. Nasıl ikna ettiniz?
Candaş Tolga Işık: Can Abi hariç diğer herkesi tek tek arayıp ikna ettim. Can Abi ise; gerek tanıdığı ünlü insanlar, gerek benim yakınım olan ve üzerimde tehdit vari konuşabilecek insanlar üzerinde baskı oluşturarak dergide yazmaya başladı.
Sizlere teklif nasıl geldi?
Celil Nalçakan: Ben konuşmaya hiç alışık değilim. Maçta karşılaştık Candaş ile ben teklif götürdüm yazmak için… O da bana “yaz” dedi. Cem Davran: Ben tamamen Zafer Algöz’ün tavsiyesi ile girdim. Çünkü bu dergide yazabilmek için once kanaat önderimiz Zafer Algöz’ün “tamam bir şey var, bir denesin” demesi gerekiyor. Ben denedikten sonra da “tamam devam etsin” deyince ben de devam ettim. Zafer Algöz: Candaş beni aradığında “KAFA Dergisi diye bir dergi çıkarıyorum abi, senden önce İlber Ortaylı ile görüştüm, Ataol Behramoğlu ile görüştüm. Seni hiç tanımıyorum, birbirimizi Beşiktaşlı olarak biliyoruz ama hiç yüz yüze gelmedik. Böyle bir dergide bizimle birlikte yazmak ister misin?” dedi. “Candaş ben her hafta yazı yazamam, yazar değilim” dedim. “Abi bu zaten her hafta yayınlanmayacak; aylık bir dergi olacak.” dedi. “Peki ne yazacağım” diye sorduğumda ise, “istediğini yazabilirsin… Başından geçenleri, hayat ile ilgili görüşlerini, her şeyi yazabilirsin” cevabını alınca da kabul ettim. “Peki Cem Yılmaz da yazar mı?” diye sordu. Dedim ki: “Cem Yılmaz belki bir sayıya konuk yazar olarak katılabilir ama her ay yazı yazmak gibi uğraşısı olacağını zannetmiyorum.” Bunun üzerine, “Cem olmazsa onun mezarda bir abisi var, o yazar mı?” diye sordu Candaş. “Can Hoca çok kıymetli bir yazardır, iyi senaristtir, kalemi kuvvetlidir, esprili adamdır, renk getirir” dedim. Can Yılmaz: Böyle söyledin ama öndeki mezara bir şey demedin? (Gülüyorlar) Zafer Algöz: “Ne münasebet. Neden mezar diyorsun? Can Hoca şu anda toprağın altında keşfedilmeyi bekleyen bir hazine” dedim. Candaş da: “Öyle mi abi, o zaman görüştürür müsün benimle?” dedi. Ofiste randevu organize edip görüştürdüm ve o zamandan beri de birlikteyiz. Can Yılmaz: Ben mi ofise geldim? Zafer Algöz: Hayır biz sizin ofise gelerek buluşturduk sizi Candaş Bey ile. Sonrasında hocam bir yanda kitaplar yazdı. Demek ki; içinde yıllardır biriktirdiği bir cevher varmış. Candaş Tolga Işık: Can Abi hakikaten bizden sonra çok başarılı oldu, hep söylerim. Gururla söylüyorum, yanlış anlaşılmasın. Mezardan çıkarıdm diyordum, o ince bir şaka tabii ki… Toprağın altında bir değerdi o; bir hazine gibi… Ben onu oradan aldım. Can Yılmaz: Tiyatro tabii ki güzel bir şey, sevdiğimiz bir şey ama iyi yapılırsa... Çünkü ben tiyatro adamıyım aynı zamanda. Tiyatro kötü yapılırsa, işte böyle oluyor. Çalışılmamış metin; mizansenler, jestler, mimikler çok kötü, yerlerde. Kamera arkasındaki arkadaşların suratına bakınca, bu durumu suratlarından da görebiliyorum. Zafer Algöz: Nasıl? Gökhan ölüyor gülmekten. Elini ısırıyor sabahtan beri. Can Yılmaz: Gökhan kiralık kalem. (Gülüyorlar) Mecbur. Candaş Tolga “aa” dese, dizine vuruyor, kulvar dışı o... KAFA’da çalıştığı için mecbur gülecek. Onun için ona bir şey demiyorum.
Çok eğlencelisiniz. Hakikaten röportajımız öncesinde de sizinle zaman geçirebildiğim için bunu emin olarak söylüyorum. Bunu profesyonel olarak sahneye taşımayı düşünüyor musunuz? Candaş Tolga Işık: Siz daha önce Can Abi ve Zafer Abi ile röportaj yapmıştınız? Can Yılmaz: Yok sattı o dergi. (Gülüyorlar) Candaş Tolga Işık: Şu anda da taşıyoruz sahneye, para alıyoruz biz bu işten. Can Yılmaz: Şu anda tam profesyonel olarak yaparken yakaladın. Yoksa bu espriler kullanılmıyor. Şu anda profesyonel bir amaç için buradayız. Candaş Tolga Işık: Can Abi’nin montunu sormadınız. Bu montu nereden almış sorar mısınız kendisine? Para ile mi almış?
Dolayısıyla o samimiyet, o iștah okuyucudan bize ilgi olarak geri dönüyor.
Ben çok yakıştığını düşünüyorum ama montunuz ile ilgili farklı görüşler mi var? Montunuzu nereden aldınız?
Can Yılmaz: Kıskançlık çok kötü bir şey diyorum, başka da bir şey demek istemiyorum. Candaş Tolga Işık: Nereden aldınız bu montu? Can Yılmaz: New Orleans’tan aldım. Candaş Tolga Işık: Outlet mi? Can Yılmaz: Keselim… (Gülüyorlar) Lütfen kameraları Gökhan Dağıstanlı’ya çevirelim. Gökhan orada dizine vurmayı da aştı. Candaş Tolga’nın kötü esprilerine gülen arkadaşımız Gökhan Dağıstanlı, aynı zamanda KAFA Dergisi’nin güzel yazarlarından biridir. Yazılarını kimin yazdığı şüpheli ama onun adı yazıyor.
Gökhan Bey, Can Bey’in de söylediği gibi siz de KAFA Dergisi’nin yazarları arasındasınız. Çok eğlenceli bir ekip. Siz neler söylemek istersiniz?
Gökhan Dağıstanlı: Valla ekip çok eğlenceli, biz inanılmaz gülüyoruz. Bu 5 kafadar hikayesi, benim için sürekli seyrettiğim bir hikayeye dönüştü. Nereye gitseler, mutlaka yanlarında gidiyorum; benim için çok eğlenceli oluyor. Derginin içerisinde de biz zaten böyleyiz, bir yandan sürekli eğlenmeye devam ediyoruz. Benim yazılarım biraz daha duygusal, bir tık daha iyi galiba Can Abi ile karşılaştırdığımızda… Baya edebi fark var aralarında; edebiyat açığını kapatıyorum derginin. Az önce Candaş Bey “öğrenciler bu beşliyi istedi” dedi… Can Yılmaz: “Öğrenciler bu beşliyi istediyse senin ne işin var burada?” de Gökhan’a evet! (gülüyorlar) Gökhan Dağıstanlı: Evet biraz kıskanıyorum. Can Yılmaz: Aslında Gökhan neden geliyor biliyor musunz? İçimizden biri tökezler ise, onun yerine geçmek için...
KAFA Dergisi’nde insanlar size neden bu kadar çok sevdi?
Candaş Tolga Işık: Bilmem. İnsanlar iyi birşeyler buldukları zaman ilgi gösteriyorlar. Türkiye’de içerik anlamında ciddi sıkıntı yaşanıyor. O yüzden okuyucu bu kadar değerli ismi bir arada bir yayında gördüğünde ona ilgi gösteriyor. KAFA’nın bence en büyük numarası bu. Herkes orada büyük bir samimiyet ile yazabileceği en iyi metni yazmaya çalışıyor. Dolayısıyla o samimiyet, o iştah okuyucudan bize ilgi olarak geri dönüyor. Can Yılmaz: KAFA okurlarına ve bizi izleyenlere yeni bir haber vererek bitirmek istiyorum… Zafer Algöz: Edebiyatı bırakıyorsun? Can Yılmaz: Cem Davran Ocak 2019’dan itibaren yazmayacak. Candaş Tolga Işık: Bu arada ben de bir gün sizinle röportaj yapmak isterim. Çünkü Can Abi’nin kitaplarını alıp okuyan tek tanıdığım sizsiniz! Can Yılmaz: Ben Candaş Tolga’nın ve Gökhan Dağıstanlı’nın kitaplarını köy okullarına bağışladım, geri geldi, bedelsiz de almadılar. (Gülüyorlar)
kültür - sanat
5 KAFADAR
Festival Kahkahalarla Sona Erdi Gezgin Kültür Sanat’ın yapımcılığında gerçekleșen, Türkiye’nin ilk komedi festivali olan ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen Ankara Uluslararası Komedi Festivali sona erdi! 14-25 Kasım 2018 tarihleri arasında, Ankaralı komedi severlere kahkaha dolu günler yașatan festival; 14 Kasım’da Mahșer-i Cümbüș ile açılıșını gerçekleștirirken, 25 Kasım akșamı ise Haldun Dormen’in yeni oyunu “Küllerin Arasından” ise kapanıș yaptı.
326 magdergi.com.tr
Türkiye’nin ilk komedi festivali olan ve bu yıl dördüncüsü düzenlenen Ankara Uluslararası Komedi Festivali sona erdi!
Ş
ovlar ve söyleşilerle festival renklendi!
Cepa AVM’de gerçekleştirilen, “Kafa” dergisi yönetimindeki “5 Kafadar” söyleşisine ilgi yoğundu. Zafer Algöz, Can Yılmaz, Cem Davran, Celil Nalçakan ve Candaş Tolga Işık’ın aralarında bulunduğu 5 Kafadar hem güldürdü hem eğlendirdi.
Doğan Akdoğan ve Onur Atilla’nın birlikte sundukları ve talk Show dünyasına yeni bir soluk getiren “Abur Cubur Show”, saatlerce ayakta izlendi ve izleyici tarafından çok beğenildi. Programa konuk olan oyuncu Meltem Yılmazkaya’nın söylediği şarkılara ise tüm salon eşlik etti.
SHİRLEY
Suzan Kardeş’in ilgiyle izlenen ve bol müzikli, bol kahkahalı gösterisi “Bekriya”, ilk defa Ankara izleyicisiyle festival kapsamında buluştu. Suzan kardeş birbirinden komik esprileriyle gecede kahkaha dozunu yüksekte tutarken, Balkan şarkılarıyla konuklarını eğlendirdi.
Tiyatroyla kahkahaya doyuldu!
Festivalde birbirinden eğlenceli, müzikli ve komedi dolu oyunlar, sahnedeydi! Doğaçlama tiyatronun öncü ekibi “Mahşer-i Cümbüş”, Cem Davran, Celil Nalçakan ve Onur Özaydın’lı “Üçü Bir Arada”, Sumru Yavrucuk’lu “Shirley” ve Haldun Dormen, Defne Yalnız, Almıla Uluer Atabeyoğlu ve Kerem Atabeyoğlu’nu bir araya getiren “Küllerin Arasından” oyunları izleyici tarafından oldukça beğenildi. Festival kapsamında Ankara prömiyeri gerçekleşen “Küllerin Arasından” oyunu, dopdolu bir salonda oynandı. Sahnede 66. sanat hayatını kutlayan usta tiyatrocu Haldun Dormen, “Ankara Komedi Festivali’ni kara komediyle kapattık. Hem güldük hem ağladık. Sağ olun!” diyerek izleyiciye teşekkür etti.
KÜLLERİN ARASINDAN
Stand-Up geceleri ses getirdi!
Sanat Yönetmenliğini usta mizah yazarı Vedat Özdemiroğlu’nun üstlendiği festivalde Şirincan Çakıroğlu, Ege Kayacan, Hatunlar Stand-Up ekibi, Vedat Özdemiroğlu, Alpay Erdem, Aslı Akbay & Erim Bilgin ve Emrah Ablak’ın tek kişilik stand-up gösterileri oldukça kalabalık bir kitleyle takip edilirken, kahkahalarla izlendi. Özdemiroğlu yönetimindeki son stand-up etkinliği “Açık Mikrofon Gecesi”nde yeni “stand-up”çılar maharetlerini gösterirken; “Uykusuz” dergisi yazarları Vedat Özdemiroğlu, Alpay Erdem, Emrah Ablak ve Yiğit Özgür’ün stand-up gösterisi ilgi çekti.
Çocuklar unutulmadı
Ankara Komedi Festivali, bu yıl da çocukları unutmadı. Çocuklara yönelik hazırlanan ve aynı zamanda interaktif bir gösteri olan “La La La Konseri”, Ezo Sunal yönetiminde gerçekleşti. Konserde çocuklar ve aileleri, birbirinden eğlenceli şarkıları birlikte söylemenin keyfine Ezo Sunal Çocuk Atölyesi’yle vardı. Çocukların ekranlarda severek izlediği çizgi film “Maşa ve Koca Ayı” nın tiyatro oyunu, festival kapsamında düzenlendi. Maşa ve Koca Ayı oyunu ise, çocuklar ve ailelerini oldukça eğlendirdi.
MAHȘERİ CÜMBÜȘ
davet
ÇAĞLAR AKRAPINAR, BURÇİN ÖNAL
STEVEN,DORIS OTT
NAZ ÖZTÜRK
İsviçre Büyükelçiliği’nde Eğitim Semineri İsviçre Büyükelçisi Dominique Paravicini ve Ekonomik İlişkilerden Sorumlu Ateşe Doktor Christina Bürgi Dellsperger ev sahipliğinde İsviçre’de eğitim konulu bir sunum düzenlendi. Dünyanın ve İsviçre’nin en prestijli yatılı okullarından Leysin Amerikan’ın sahipleri Steven Ott ve Doris Ott’un danışmanlığında gerçekleşen sunum büyük ilgi gördü. Ankara’nın önemli ailelerinin davet edildiği gecede davetliler York Yurt Dışı Eğitim’in kurucusu Burçin Önal ve ortağı Çağlar Karapınar tarafından bir araya getirildi. Davete katılan aileler sordukları sorularla ve Çınar Altun’un veli olarak aktardığı deneyimlerle ev sahipleri ve organizatörlerden tam not aldı.
328
ÇINAR ALTUN
DOMINIQUE PARAVICINI
moda
THOMAS SALOMON
Baştan Çıkaran Tasarımlar Dünyaca ünlü giyim markası Yves Salomon’un 4.kușak temsilcisi Thomas Salomon ile marka yolculuklarına dair keyifli bir sohbet gerçekleștirdik… 330 magdergi.com.tr
M
arkanızın 4. nesil temsilcisi olarak; kendiniz ve Yves Salomon hakkında bize neler anlatmak istersiniz?
Üniversite eğitimimden sonra profesyonel çalışma hayatına bir reklam şirketinde başladım. 1910lu yıllardan beri Paris’te kürkçülük ile uğraşan bir aileden geliyorum. Dolayısıyla benim de iş hayatında babamın izinden gideceğim belliydi. Benim sahip olduğum vizyon da markamızın halihazırda süregelen çizgisine yenilik, dinamizm ve modernlik katınca dünya çapında eşsiz bir ustalık sergileyerek bu noktaya geldik.
Londra’da ve geçtiğimiz Aralık ayının ortasında Courchevel’de açılan mağazalarımızla birlikte bugün itibarıyla dünya çapında 15 mağazaya sahibiz.
Markanızın çatısı altında hangi ürün kategorileri var? En çok dikkati hangi ürünler çekiyor?
Bir ailenin tüm bireylerinin kullanabileceği ürünler yaratıyoruz. Kadınlar, erkekler ve hatta çocuklar için farklı birçok koleksiyonumuz var. Tamamlayıcı aksesuarlarımız ve Moon Boots gibi markalarla iş birliğimiz var.
Kendi tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Ben şıklık ve sporluğu bir araya getirmeyi seviyorum; takım elbiseyi spor ayakkabılarımla veya kot pantolonlarımı gömlek ve spor ceketlerimle kombinliyorum. Bence önemli olan, kendi tarzına sahip olmak ve modern olmak.
Markanızın müdavimi olan ünlü isimler kimler?
Bella Hadid’den, Rita Ora’ya; Katy Holmes’tan, Kate Moss’a; Lena Perminova’dan, Caro Daur’a kadar birçok ünlü model, influencer, şarkıcı ve oyuncu ürünlerimizi beğenerek kullanıyor.
Marka kimliğinizi ve hitap ettiğiniz hedef kitleyi nasıl tanımlarsınız? Markamız, modayı takip eden ve her koşulda beğenilmek isteyen aktif ve şehirli kadınlara hitap ediyor. Bu kadınlar tüm dikatleri üzerine çeken kadınlar… Yves Salomon markasının bir kabanını genç bir kadın da giyebilir, bir iş kadını da… Bizim arzumuz, bizim kabanlarımızı ve ceketlerimizi giyen kadınlara kendilerini eşsiz hissettirmek…
Beymen ile iş ortaklığınızdan bahsedebilir misiniz?
Markanızın temel prensipleri nelerdir?
Army by Yves Salomon’un çizgisi 10 yıldır çok popüler. İlk parkamızı 2008 yılında ürettik. Ve o günden beri her sezon parklarımızı geliştiriyor, renklendiriyor ve çeşitlendiriyoruz.
Marka yolculuğunuzun ilk gününden bugüne kadar olan süreçte ne gibi gelişmeler ve değişiklikler yaşadınız?
En büyük adımlarımızdan biri, ilk mağazamızı Paris’teki 245 rue saint Honoré’da açmamız oldu. Geçen yaz Londra’da ve geçtiğimiz Aralık ayının ortasında Courchevel’de açılan mağazalarımızla birlikte bugün itibarıyla dünya çapında 15 mağazaya sahibiz. Bir başka büyük adımımız da e-ticarete girişimizle oldu. E-ticaret ile birlikte ürünlerimizi neredeyse her yere gönderebildiğimiz bir satış ağı oluşturmuş olduk.
Yves Salomon koleksiyonları arasında sizing en beğendiğiniz ürün kategorosi hangisi?
Bir kategori tercihinde bulunabilmem pek kolay değil; çünkü tüm koleksiyonlarla ilgiliyim ve hepsi birbirinden çok farklı. Army kategorisindeki ürünlerimizin kentsel ve sportif bir çizgisi var ve kadın, erkek, çocuk herkese hitap ediyor.
O kadar uzun bir süredi birlikte çalışıyoruz ki, en eski iş ortaklarımızdan olduklarını söyleyebilirim. Birlikte her yıl çok güçlü projeler gerçekleştiriyoruz. Her sezon beraber çalışıyor olmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Türkiye’de hangi şehirlerde bulundunuz?
İstanbul, Ankara ve Bodrum’u görme fırsatım oldu. Peki İstanbul’da en sevdiğiniz mekan neresi? İstanbul’da en sevdiğim mekanlardan biri Karaköy Lokantası.
davet
ECE GÜLEÇ
ESRA EREN
DIANA GÜVEN
ECEM UYAR TARANOĞLU, PERİHAN UYAR
ANGİKAD’dan 2. Buluşma ANGİKAD Girişimci İş Kadınları Derneği, kadın girişimcileri desteklemek ve üniversiteli kız öğrencilere kaynak yaratmak amacıyla “2. ANGİKAD Girişimciler Buluşması”nı gerçekleştirdi. Türkiye’nin farklı illerinden Ankara’ya gelen farklı sektörlerin ve birbirinden değerli markaların yer aldığı 2. ANGİKAD Girişimciler Buluşması’nda katılımcılar, iş birlikteliklerini geliştirme fırsatı da yakaladılar. Aysu Yavuz’un başkanlığında; kadın girişimcilere ait olan standlarda ürünlerin satışının yapıldığı organizasyona Ankara cemiyetinin ve sosyal yaşamının tanınmış isimleri yoğun ilgi gösterdi.
332
AYSU YAVUZ
BERRAK GÜZELOĞLU
karma
Şikayet Orucu Bir yılı daha geride bırakmaya hazırlandığımız bugünlerde, kendimizi mutlu etmek için hayatlarımızda bazı radikal değișiklikler yapın... Șikayet etmeyin...
B
ugün değişik birşey deneyin: Şikayet etmeyin...
Koca bir yılı daha geride bırakırken gerçekten geride bırakmamamız hatta alışkanlıklarımızdan da değiştirmemiz gerekenleri gözden geçiriyoruz elbette... Amaç yeni yılda hep daha iyi olabilmek ve amaçları gerçekleştirmek. İnsanın en büyük düşmanı ve engelleyicisi yine kendisidir. Bu yıl en çok hangi konuda şikayet ettiğinizi bir düşünün? Bıkmadan usanmadan hiçbir düzelme olmadığını göre göre ısrarla nelerden şikayetçi oldunuz?
334 magdergi.com.tr
İşte her şey bu noktada başlıyor; neden böyle davranıyoruz? “İnsanlar neden şikayet ederler?” sorusunun cevabını aramayla başlayalım. Bu konuyu Özgür Aksuna sosyal medya hesaplarından bana yazdığınız sorular ve şikayetlerin her geçen gün artması üzerine ele alma ihtiyacı hissettim.
Şikayet, hoşnutsuzluk belirten söz veya yazı, sızlanma, sızıltı,
yakınma. “İnsanlar kendilerini yetersiz hissetikleri konularda daha çok şikayet ediyorlar...” Şikayet etmek bizim kültürümüzde çok kemikleşmiş bir durumdur, hatta insanların birbirleriyle ilişkilerini samimiyetini artırmak için kullandıkları bir araç haline gelmiştir.
Şikayet etmek hem eden kişiyi hem de karşısındaki kişiyi negatifliğe iter, problemlerin büyümesine sebep olur. Şikayet, çekim yasası gereğince şikayet edilen konunun karşınıza daha sık çıkmasına neden olur.
Şikayet treni, herkesin birbirinin şikayetini uçuca ekleyerek
şikayetlerini büyütmesine ve problemlerin toplumsal psikolojide bozulmaya sebep olmasına neden olur. Bu da çaresizlik hissi yaratır. “Şikayet etmeyi değil, çözüm üretmeyi alışkanlık edinin...” Bunun için harika bir çalışma önereceğim size...
Şikayet Orucu
Șikayet orucu sizi olumsuz düșünce ve davranıșlardan uzak tutup bir nevi ruh detoksu yapmanızı sağlıyor
Peki nereden çıktı bu? Hemen anlatayım ilham kaynağını. İbranice'de “ta'anit dibur” terimi “konuşma orucu” anlamına gelir. Eski zamanların önde gelen bilginlerinden bazıları, uygun olmayan konuşmalardan kaçınmak ve manevi konulara daha çok odaklanabilmek için arada bir bu oruca başvururlardı. Anlatılanlara göre; kırk gün boyunca mümkün olduğu kadar konuşmaktan kaçınmaya çalışırlardı. Şikayet orucu da buna benzer bir çalışma aslında; sizi olumsuz düşünce ve davranışlardan uzak tutup bir nevi ruh detoksu yapmanızı sağlıyor, olumsuz insanlardan uzaklaşmanızı sağlıyor, bakış açınızı değiştiriyor, iletişim gücünüzü ve iletişim dilinizi olumluya çeviriyor ve en önemlisi bence sırtınızda taşıdığınız o mutsuz ve hiçbir şeyden mutlu olmayan canavarı hayatınızdan çıkarmanızı sağlıyor. Kişiye göre değişkenlik gösteren 21-28 gün arasında her türlü şikayet ve yakınmadan kaçınmaya çalışırız. Çok değil bir hafta içinde geri dönüş almaya; kendinizi daha mutlu ve pozitif hissetmeye başlarsınız. Özellikle en çok şikayetin yapıldığı yer olan iş ortamında ister istemez olumsuz durumlar yaşarız. Günümüzde insanları memnun etmek oldukça zor bir hal aldı. Negatif konuşmaların olduğu yerlerden uzaklaşmaya, gereksiz yorumlar yapmamaya başladığınızda ilk adımı atmış oluyorsunuz. Konuşma dilinizi negatiften pozitife yönelttiğinizde değişim başlıyor. Çevrenizde dili negatif hatta hüzünle beslenen insanlar olduğunu biliyorsunuz; bu enerji vampirlerinden de uzak durmaya gayret edin biraz. “Yapamam” değil “yapmaya çalışırım” demek, “olmaz” yerine “neden olmasın ki?” demek, “çok zor” değil de “neden zor olsun ki denemeden anlayamam” demek birçok şeyi pozitife dönüştürür. Trafikten, hayat şartlarının zorluğundan, insanlarla yaşadığınız anlaşmazlıklardan, iş temposunun yoruculuğundan, gürültüden, kalabalıktan, dinlemeyen insanlardan, saygısızlıktan, parasızlıktan ve aklınıza gelebilecek her konuda olur olmadık detaylardan şikayet edenlerden öncelikle uzaklaşmayı ve duymamayı başarmamız lazım.
Eski bir Amerikan atasözünün dediği gibi: "Sahip olmadığınız, ancak arzu ettiğiniz şeyler için minnettar olamayacaksanız, bari sahip olmadığınız ve arzu etmediğiniz şeyler için minnettar olmaya çalışın."
Dennis Prager şöyle ifade eder pozitiflik yaklaşımını: “Çoğu insan, ortada onları mutlu edecek bir şey olmadığı müddetçe, kendini mutsuz hisseder. Halbuki; ortada mutsuz olacak bir neden olmadığı müddetçe mutlu olmak, çok daha olumlu bir yaklaşımdır."
“Yeni yıl size güzel insanlarla, bol enerjiyle, gerçekleşen hayallerle, ağız tadı ve sağlıkla gelsin; ekonomik olarak rahat edeceğiniz çok okuyup çok gezdiğiniz şikayetten uzak günlerle gelsin.”
Mutluluğa doğru bir adım atmanın yolu, şikayet orucu tutmaktan geçiyor. Bu şekilde davrandığı zaman insan, yaşamında düzgün giden şeylerin daha kolay farkına varır.
Bana ulaşmak ve mesajlarınızı iletmek için www.ozguraksuna.com ve @ozguraksuna sosyal medya hesaplarınızı kullanabilirsiniz.
davet
İLBER ORTAYLI, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, FERİDUN SİNİRLİOĞLU
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ERIC ADAMS, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, MERVE ÇETİNDOĞAN, KERİM SABANCI, ARZU SABANCI, İLBER ORTAYLI
Hayırseverlikte Mükemmellik Onuru Turkey ONE Derneği, Yönetim Kurulu Başkanı ve iş kadını Demet Sabancı Çetindoğan, Turkish Philantropy Funds’ın New York’ta düzenlediği galada “Hayırseverlikte Mükemmellik” onuruna layık görüldü. Merkezi Amerika Birleşik Devletleri (A.B.D.) New York’ta bulunan, kar amacı gütmeyen bir filantrop (hayırseverlik) fonu olan Turkish Philanthropy Funds (Türk Hayırseverlik Fonları), her yıl New York’ta düzenlediği özel galada hayırsever iş insanı Demet Sabancı Çetindoğan’ı Türkiye’de sosyo-ekonomik gelişme, cinsiyet eşitliği ve eğitim konularını hedefleyen projeleri dolayısıyla “Hayırseverlikte Mükemmellik” onuruna layık gördü. Akademisyen, tarihçi ve yazar Prof. Dr. İlber Ortaylı da Turkish Philantropy Funds’ın galasının özel konuğu olarak T-ONE Derneği’nin Mozaik Yolu projesinin sunumunu yaptı.
MERVE GÜRSEL, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN, MEHMET LUTFİ KIRDAR
Etkinlik ve Toplantı Organizasyonlarınız İçin Aradığınız Her Şey ACE of M.I.C.E. Fuarı’nda!
davet
FATİH ATALAR, MUHİTTİN ȘİMȘEK, GEOFFREY PRKER, NABİ AVCI, DOĞAN HIZLAN, ALP EREKUL, FARUK ATALAR
MUSTAFA BAL
Dünyanın İlk Kalem Festivali Dünyaca ünlü prestij kalem üreticileri, koleksiyonerleri ve sanatçıları Çırağan Sarayı’nda düzenlenen Penfest’te bir araya geldi.
BUKET UZUNER, İZER RODRİK
338
Kalem işleme sanatçılarının eşsiz eserlerinin konuklara tanıtıldığı, markakalem.com tarafından düzenlenen festivalde kültür-sanat, siyaset, akademi dünyasından çok sayıda ünlü isim yer aldı. Oruç Gazi Kutluer ve Akif Gözcü gibi ünlü kalem ustalarının fiyatı 14 bin doları bulan altın ve mücevherlerle işlenmiş eserleri de meraklılarıyla buluştu. Graf von Faber-Castell markası ile lüks otomobil üreticisi Bentley’in iş birliğiyle ortaya koyulan özel koleksiyon da ilk kez festivalde sergilendi. Parker’ın 130. yılına özel, 1.300 adet ürettiği “Duofold The Craft of Travelling” adlı serisi sergilenen özel kalemler arasındaydı. Festivale; Clairefontaine, Kilk, Manuscript, Colorverse, Sheaffer, Tomoe River, Waldmann, Cross, De Atramentis, E+M, Faber-Castell, Graf von Faber-Castell, J. Herbin, Kaweco, Lamy, Montblanc, Montegrappa, Namiki, Noodler’s, Parker, rOtring, Visconti, Diplomat, Scrikss, Tibaldi, Twsbi, Pilot, Rhodia ve Waterman gibi dünyaca ünlü kalem markaları katıldı. Tasarım harikası özel seriler koleksiyonerlerle ve kalem tutkunlarıyla buluştu.
röportaj
ceren yalazoglu karakoc Daima Sempatik Beni Affet dizisindeki Kader rolüyle tanıdığımız sempatik ve bașarılı oyuncu Ceren Yalazoğlu Karakoç ile gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajda kariyer yolculuğundan özel yașamına kadar merak ettiğimiz tüm konuları dinliyoruz... RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: ÖZGÜR KARABULUT
S
eni biraz yakından tanıyabilir miyiz?
17 Ağustos 1984 tarihinde Çanakkale’de doğdum. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nde oyunculuk bölümünden mezun olduktan sonra 8 yıldır “Beni Affet” dizisinde “Kader” karakterine can veriyorum.
Sektörünüz daha çok İstanbul’da ilerliyormuş gibi duruyor, siz Ankara’da örnek teşkil ediyorsunuz. Ankara mı, İstanbul mu yine de hiç düşünmedin mi? Tabii ki düşündüm. Ben okuldan mezun olur olmaz “Beni Affet”e girdim ve 8 yıldır da burada okulda gibiyim aslında. Bu bittikten
340 magdergi.com.tr
sonra İstanbul’a tabii gideceğim ama şimdi projem varken onu bırakmak gibi bir düşüncem olmadı hiç... Aslında günlük işler Ankara daha iyi, çünkü İstanbul koşturmasında günlük iş çekmek çok sıkıntılı bir süreç. Şirketimizin de günlük işler konusundaki başarısının altını çizmek zorundayım.
Tiyatro mu, sinema mı, dizi mi diye sorayım? Teknolojik yenilikler girmeye başladı dizilerimize, Türkiye standartları üzerinde işler yapmaya çalışıyoruz. Sen ne düşünüyorsun bu konuda? Üçü de... Önce tiyatro, sonra sinema ve sonraki süreçte dizi diyeceğim. Türkiye’de tiyatro biraz yerinde sayıyor gibi geliyor.
Evet çok güzel işler yapılıyor ama yeteri kadar değer görmediğini düşünüyorum. Sinemada da aynı şekilde hissetmeme rağmen, özellikle Müslüm’e gittikten sonra şunu söyledim: Türkiye standartlarının üzerine çıkmış bir iş; çok güzel çekilmiş, oynanmış ve çok güzel işlenmiş bir iş. Dizi ise; açıkçası benim tamamen iş bazlı baktığım bir şey. Nasıl bir bankacı sabah gidip görevini icra edip evine geliyorsa, benim için de dizi biraz öyle. Çok tüketime dayalı bir sektör; yeteri kadar değer görmüyor. Oyuncuların biraz para kazanma amaçlı baktıkları bir şey olduğunu düşünüyorum. Fakat sinema ve tiyatroyu öyle gördüklerini düşünmüyorum.
Günlük dizi çekmek çok yorucu değil mi? Her gün yayındasınız; senaryo anlamında insanları sürekli canlı tutmak zor bir iş... O kısım için senaristlerimizin ellerine sağlık. 8 yıl boyunca bir işi aynı tempoda, aynı tatta sürdürebilmek çok zor ama onlar bu işi çok iyi yapıyor. 15 - 20 bölüm seyirciden önde gidiyoruz biz. Stoklu olduğumuz için, İstanbul kadar zor değil. Çalışma saatlerimiz belirli; gece yarılarına kalmıyoruz. İstanbul’da daha büyük sıkıntılar var.
8 senedir devam eden diziniz ve çok sadık bir izleyici kitleniz var. Dizi sektörü bu kadar yozlaşırken, izleyiciyi yakalayamazken, siz onu hiç kaybetmediniz. Bunu neye bağlıyorsunuz? Senaryoya ve biraz da gündüz seyircisinin daha sadık bir seyirci kitlesi olmasına bağlıyorum. Biliyorsunuz bir zamanlar Brezilya dizileri vardı, Yalan Rüzgarı, Dallas gibi diziler vardı. Ardından Bizim Evin Halleri, Ferhunde Hanımlar ile günlük dizilerin popülaritesi arttı. Günlük seyircisi biraz daha sadık oluyor; biz onlara ne verirsek çok severek alıyorlar. 8 yıldır bizi hiç yılmadan izleyen seyirciye de buradan çok teşekkür ediyorum.
Aynı karakteri canlandırmaktan sıkılmıyor musun?
Bir oyuncu için hep aynı karakteri oynamak aslında zor bir süreç… Kader’in diğer karakterlere göre, biraz daha oynanır, daha insani yanı, iyilikleri, kötülükleri ve zaafları var. Açıkçası her sene farklı bir şey yazıldığı için bana keyifle oynuyorum. Yine de belirli bir süre sonra, “acaba başka bir şeyler olsa nasıl olur?” diye düşünmeden de edemiyorum tabii ki…
Peki Kader karakteriyle, Ceren’in benzer özellikleri var mı? Var tabii ki! Çok yüksek enerjideyiz ikimiz de... Ben de hayatta hep yüksek yaşarım, Kader de biraz öyle... Neşeli, hayata biraz daha pozitif bakan bir insan. O yüzden kendimi onunla biraz benzetiyorum bu konuda...
Kader karakterini neler bekliyor?
Kader, zor bir sürecin eşiğinde. Anne ve babası olarak, bildiği kişiler anne ve babası çıkmadı, Murat’tan vazgeçmek zorunda kaldı, sonra peşinden gitmeye karar verdi ama devreye başka şeyler girdi. Şu anda Hakan’ın evindeyim, zor süreçler beni bekliyor. Murat her zaman bir kahraman olarak gelip beni her bulunduğum kötü ortamdan çıkarmaya çalışıyor. Bu durum, herhalde bir müddet daha böyle gidecek diye düşünüyorum.
Türkiye’de ve yabancı dizi sektöründe takip ettiğin diziler var mı?
Türkiye’de şu sıralar çok kıskanarak izlediğim işlerden bir tanesi tabii ki Çukur. Gerçekten hem çekim anlamında hem oyuncular anlamında zevkle izliyoruz. Aynı zamanda son yıllarda Netflix’teki
yabancı işleri de keyifle takip ediyoruz. “Broadchurch” var mesela, çok beğenerek izliyoruz. Gönlümden geçen; Türkiye’de bu internet işleri daha çok olsun, biz de Netfilx ile işler yapalım. İnternet uçsuz bucaksız bir şey ve bence biz de artık kullanmaya başlamalıyız. İnternette yapılan birkaç işimiz var ama artmalı bence. Böylelikle sektör de farklı dallara ayrılır ve genişler diye düşünüyorum.
Yabancı ve Türk oyuncular arasından en çok beğendiklerin kimler?
Yabancı kadın olarak yıllardır Penelope Cruz hastasıyımdır, gerçekten çok beğenirim. Erkeklerden ise, belki biraz da amcama benzettiğim için küçüklüğümden beri Robert De Niro hayranıyımdır. Hala çok yakışıklı değil mi sizce de? Türk oyuncular arasından ise, kadınlardan Zerrin Tekindor’un yıllardır değişmeyen bir yeri vardır; özellikle o kocaman gözlerini çok severim. Erkeklerde de son yıllarda Kıvanç Tatlıtuğ’un oyunculuğunu beğenirim.
Onun da yeni dizisi başladı, buradan başarılar dileyelim kendisine… Peki en çok birlikte rol almak istediğiniz oyuncu kim olur?
Umarım bir gün bir projede Zerrin tekindor ile oynama şerefine nail olurum. Erkek olarak da Ercan Kesal ile oynamayı çok isterim.
Okulunu okumuş biri olarak, birçok kişi bu sektöre okul okumadan da giriyor... Şans mı, yetenek mi önemli Türkiye’de?
Okul okumadan sektöre giriş yapan çok başarılı oyuncularımız var. Tiyatro ve dizi bu konuda çok farklı... Tiyatroda okullu olmak her şeyi etkiliyor; onun bir affı yok, başlıyorsun ve bitiriyorsun. Dizi böyle değil; hata yaptığın zaman kesip yeniden oynayabiliyorsun. Gerçekten oyuncu olmak isteyen ve tiyatro da yapmak isteyen oyuncu adaylarına, kesinlikle bu işin okulunu okumalarını tavsiye ederim. Ne yapıyorsanız iyi yapmaya çalışmak, yeni işleri takip etmek, ekranda kendini izleyip eleştirmek çok önemli. Tiyatroda yetenek ve buna ek olarak oyuncunun kendi oluşturduğu şansı olmalı; gerçekten işinde başarılıysa zaten sıyrılıyor aradan. Dizi sektöründe ise, hem şanslı hem yetenekliysen diğer kısımdan ayrılıyorsun ama o kısma gelene kadar şans lazım...
Eşin Osman Karakoç da oyuncu... Aynı evde beraber yaşamak nasıl bir duygu? Farklı farklı karakterler canlandırıyorsunuz, birbirinizi eleştiriyor musunuz?
Bizim evimizin bir ritüeli var; ben her gün işten geldikten sonra “Beni Affet”i açar, kendi kısımlarıma bakar, “ne yapmış, ne etmişim” diye incelerim. Osman’a da her seferinde, “nasıl olmuş, bana söyleyebileceğin, eleştireceğin bir şey var mı?” diye sorarım. Onun işleri olduğu zaman da onu inceleriz. Birbirimizi eleştiririz ama onun dışında evde oyunculukla ilgili herhangi bir şey konuşmayız.
Nasıl tanıştınız peki, set ortamında mı?
Evet, sette tanıştık. Ben “Beni Affet”in cast oluşumu sürecinde o şirkette bulunurken Osman da o yıllarda çekilen “Unutma Beni” adlı bir dizide oynuyordu. Orada bir arkadaşımız vasıtasıyla tanışıp, sonra çok hızlı bir süreç içerisinde evlendik.
Bundan sonra seni sinema sahnesinde de görme ihtimalimiz var mı?
Tekliflere açığım ama Ankara’da olmanın dezavantajları olabiliyor. Birçok tiyatro ve sinema İstanbul’da ilerliyor. İnşallah alnımın akıyla burası bittikten sonra İstanbul’a gidip daha iyi şeyler yapmayı çok istiyorum.
davet
BURCU-BARAN TEKİN
SENER TANDOĞAN, ȘEBNEM OLCAY, OYA ÜNSAL
Beysu Evleri’nden Renkli Açılış Çankaya Beysu Evleri örnek dairlerini, göletini ve parkının açılışını düzenlediği döner partisiyle gerçekleştirdi. 131 daireden oluşan, 29 bin metrekare arsa alanı üzerinde konumlanan ve 26 bin metrekaresini doğaya ve peyzaja ayıran Beysu Evleri projesi, örnek dairesini tanıttı. Katılımcılar çeşitli organizasyonlarla günün keyfini çıkartırken bir yandan da proje hakkında bilgiler aldı. Yapının sosyal alanlarını, peyzajını gezme fırsatı bulan konuklar, eğlenceli anlar yaşadı.
342
SERDAR TURHAN, AYȘE SULTAN
dekorasyon
Ozan Ekși
ozaneksi@magmedya.com.tr
Soğuğun Sıcak Yüzü Mevsimle birlikte artık kar sezonunu da yavaș yavaș açıyoruz ve dağ evlerine yönelik seyahat planları gündeme geliyor... Eğer bir dağ eviniz varsa, açık havada ateș yakıp dinlenmenin keyfini biliyorsunuzdur. Artık tasarım dünyası bu konunun üzerine daha fazla eğiliyor.
344 magdergi.com.tr
K
ış sezonu ile birlikte kent evlerini değiştirdiğimiz ve yenilediğimiz kadar, uzaktaki evlerimizi de aynı oranda tazeliyoruz. Ne kadar sıklıkla gidersek gidelim, bir dağ evini her zaman aynı kondisyonda tutabilmek kolay değil. Güncel bakımı, yenilenmesi, onarılması, korunması zor ama bir o kadar da keyifli.Dağ evleri kışı, kış ateşini sever bilirsiniz. Dağ evleri; kulübe, ağaç ev, baraka ya da şale dediğimiz tarzdaki yapılardan oluşur ve tümü için de geçerli ilk kural şöminedir. Hatta neredeyse olmazsa olmazıdır çünkü, dağ evlerini ısıtmanın en kolay yoludur şömine. Fakat çok az kişi de bilir ki; şömine veya ateş keyfi yapmanın bir başka yolu da açık havadaki şömine köşeleridir. Şöminelerin sadece evde kullanıldığı fikrini tersine çeviren açık hava şömineleri, soğuk kış gecelerinde içinizi ısıtırken ateşin etrafında buluşma fikrinin naif güzelliğini anımsatır. Özellikle yoğun karlı bir iklimi olan ya da etrafı dağlarla çevrili bir bölgede yer alan evlerin bahçelerinde hatırı sayılır büyüklükte bir şömine yer alıyorsa gece sohbetleri uzadıkça uzayabilir. Ayrıca günümüzde tasarlanan şöminelerin güzelliği de göz önünde bulundurulursa, bir açık hava şöminesine sahip olma fikri son derece cezbedici olabilir. Dışarıda geçirilen süre uzun olunca konfor, aranan özellikler arasında ilk sırayı alıyor. Hafifliğin ise bir diğer önemli konu olduğu oturma alanlarında, kullanacağınız her mobilyanın kolay taşınabilir ve fonksiyonel olması da şart. İyi planlanmış bir bahçede yaşamanın fiziksel ve duygusal etkisi yaşam kalitemizi artırmaya yardımcı olacaktır. Ateş keyfini yaptığınız köşeyi de sıradan mobilyalarla değil, doğal bir biçimde dışarıyla ilişkilendiren dayanaklı mobilyalarla dekore etmeye dikkat etmelisiniz. Soğuğa veya yağışa karşı dayanıklı olduğu kadar kolay taşınılabilir olması da önemlidir. Bunun için tekerlekli ürünler seçmeli, cam veya metal gibi ağır detayları mümkün olduğunca kullanmamalısınız. Hava ile kurulacak en ideal senaryo, ladin, sedir, kızıl servi gibi ev yapımında da kullanılan ahşapları tercih etmektir. Kenarda kuru bir yerde birkaç battaniye bekletebilirsiniz. Mobilyaları kullanırken üzerlerine post ve battaniye örtebilirsiniz. Şömine çevresine toprak veya terracotta bir alan yemek pişirme alanı yapabilir, hatta buraya tekerlekli bir mini açık mutfak bile koyabilirsiniz. Hangi mevsim olursa olsun fark etmez, açık havanın keyfini sonuna kadar çıkarmak lazım. Eğer evi baştan sona yaşamak ve kendinizi arada bir açık veya yarı açık alana atmak istiyorsanız, en uygun köşeyi, sosyalleşebileceğiniz veya yalnız başınıza dinlenebileceğiniz bir ateş köşesi oluşturmanızı tavsiye ederiz. Kış, kısa. Elinizi çabuk tutun...
röportaj
Geri Sayım Başladı FATİH ERDOĞAN
N
ext Level Çayyolu’nda tasarlanan Chicago ve Viyana konseptli iki örnek daire, tarzlarıyla dikkat çekiyor. Pasifik Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Erdoğan, Next Level Ankara’nın başarısı sonucunda gelen yoğun istek üzerine, Next Level Çayyolu’nda yaşamın 2019’un ikinci çeyreğinde başlayacağını söyledi. Fatih Erdoğan, Next Level Çayyolu’nda hazırlanan örnek dairelerin lansmanına özel yüzde 30’luk bir indirim kampanyası başlattıklarının da altını çizdi. Next Level Çayyolu’nda farklı mimarilerdeki alternatiflerle genç çiftlerden çocuklu ailelere, geniş ve ferah yaşamı sevenlerden fonksiyonelliğe önem verenlere kadar her zevke uygun yaşam tarzını 3+1’den 7,5+2’ye kadar değişen seçeneklerle müşterilerine sunuyor.
346 magdergi.com.tr
Gayrimenkul șirketi Pasifik tarafından Çayyolu’nda hayata geçirilen Next Level Çayyolu’nda geri sayım bașladı.
dekorasyon
Arda Sayıner
asayiner@magmedya.com.tr
BANU ALTAY
2019’da Evlerde Ekose Daha Çok Olacak
D
Türkiye ve Orta Doğu’daki prestij projeleriyle tanınan Mimar Banu Altay, İskoçlar’a özgü ekose kumașların 2019’da ev dekorasyonunda trend olacağını söyledi. ünya mimari trendlerinin Türkiye’de ve Orta Doğu’daki başarılı uygulayıcılarından olan Sia & Moore Mimarlık Ofisi’nin Kurucu Ortağı Mimar Banu Altay tarihte İskoçya’da dondurucu soğuklardan korunmak için üretilen ekose kumaşların 2019’da trend olacağını belirtti.
Altay: “Zamanla İskoç klanlarının simgesi haline gelen ekose kumaşlar, renk ve dokuma türüne göre statüsü simgesiydi. Ekose kumaşa ait en eski örnek ise; 3000 yıl öncesine ait olup 1985 yılında Arkeolog Doklun Kamberi tarafından, Çin’in batı bölgesindeki Çerçen ilçesinde yapılan kazıda bulundu. 19. Yüzyılda ise, moda dünyası dahil olmak üzere tasarımın birçok alanında popülerliğini kaybetmedi. Günümüzde ise evlerimize daha sık girmeye aday” dedi.
Sıcak ve doğal ev ortamı sağlamak adına ekose kumaşların kullanılabileceğini belirten Banu Altay; “ekose desenli ev dekorasyon örnekleri, genel olarak daha rahat, sıcak ve huzurlu bir ortam hissi yaratıyor. Her alanda olduğu gibi yine ekose kullanımında da abartıya kaçmamak en güzeli. Belirli alanlarda, öne çıkarmak istediğiniz tasarımlarda ekose desenleri tercih edebilir ve fark yaratabilirsiniz. Tek bir koltuk, sandalye, puf veya yastıklarla ekoseyi ev ortamına dengeli bir şekilde yayabilirsiniz. Aslında ekose oturma odalarında koltuk takımları, koltuk şalı ve koltuk örtülerinde sıkça gördüğümüz desenler. 2019’da ise, ekosenin kullanım alanlarının ev içinde artacağını göreceğiz. Masa örtüleri, nevresim takımları, perde ve hatta duvar kağıdı olarak karşımıza bu tarihi desen daha çok çıkacak’’ diye konuştu.
davet
FREDDY ZANK, KAAN TERZİOĞLU, AHMET ÖZYAZICI, CAVİT YILDIZ
Golf Tutkunları Buluştu Bu yıl ilk kez Turkcell Platinum’un desteğiyle Klassis Golf Kulübü’nde gerçekleştirilen Turkcell Platinum Golf Challenge, 200’e yakın yerli ve yabancı golf oyuncusunun katılımıyla gerçekleşti. Turkcell, golf sporuna verdiği desteği yeni bir turnuvayla daha taçlandırdı. Bu yıl ilk kez Klassis Golf Kulübü’nde düzenlenen Turkcell Platinum Golf Challenge, 200’e yakın golf oyuncusunun katılımıyla gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu’nun yaptığı turnuva, aralarında Ahmet Özyazıcı, Hasan Gülkaya, Cavit Yıldız, Beyhan Benardete, Serra Tokar ve Hamit Altıntop’un bulunduğu iş, sanat, spor ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlüyü de bir araya getirdi. 18 çukurluk sahada gerçekleşen müsabakada, “Erkekler A-B-C” ve “Kadınlar A-B” kategorilerinde şampiyonlar belli oldu. Kazananlar, ödüllerini düzenlenen görkemli bir törenle aldı.
348
SERRA TOKAR
BEYHAN BENARDETE
davet
TÜLİN ȘAHİN ȘEBNEM ATAY, ȘEYDA YEĞİN, TUĞBA COȘKUN EKİN TÜRKMEN
Maratonun 40. Yılı Kutlandı Dünyada kıtalararası koşulan ilk yarış Vodafone İstanbul Maratonu, bu yıl 40. kez gerçekleştirildi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraki Spor İstanbul tarafından Vodafone’un isim sponsorluğunda “Sağlık için koş” temasıyla düzenlenen Vodafone 40. İstanbul Maratonu iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerini bir araya getirdi. İBB Başkanı Mevlüt Uysal’ın ev sahipliğinde, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Spor İstanbul Genel Müdürü Abdulhalim Aksu ve Vodafone İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Hasan Süel’in katılımlarıyla gerçekleşen maratona 100 ülkeden 30 bin çipli sporcu katıldı. Vodafone 40. İstanbul Maratonu’na 100 ülkeden 30 bin çipli sporcu katıldı. Avrupa’nın en iyi 17, dünyanın en iyi 38 maratonundan biri olan Vodafone İstanbul Maratonu’nda yüz binlerce İstanbullu da 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde buluşarak Asya’dan Avrupa’ya geçti. KEREM GÖNLÜM, MERVE OFLAZ, KEREM TUÇERİ
davet
GEDİZ CİNAR, İLAYDA ESKİTASCİOGLU, HİLAL TEKMEN
FUSUN UTKAN, NECATİ UTKAN IȘIL - DURUL DALGIÇ ENGİN SONBAY, AİKO MİYAJİMA
9. Büyükelçiler Tenis Turnuvası Cubes Ankara’nın sanat merkezi ArtZone,“JAPANIGHT” adlı etkinlikle 9. Büyükelçiler Tenis Turnuvası ödül törenini Japon kültünün eşsiz yansımalarıyla yorumlayarak sanat dolu bir geceye dönüştürdü. Çınar&Çınar Hukuk Bürosu tarafından bu yıl 9.su düzenlenen, Japonya Büyükelçisi Akio Miyajima’nın himayesinde gerçekleşen gecede büyükelçi Akio Miyajima, davetlilerle birlikte Şodoo (kaligrafi) workshop’una katılarak şogi oynadı. Turnuva ödüllerinin sahiplerini bulduğu gecede kazananlara ödüllerini Japonya’nın Ankara Büyükelçisi Akio Miyajima ve Çınar&Çınar Hukuk Bürosu’nun sahibi Hakan Çınar takdim etti.
HAKAN CİNAR, AİKO MİYAJİMA
üçüncü göz
MEHMET TOSMUR
Ülkemizin Gizli Bir Şampiyonu Sizlere bu ay birçok defa yılın iș adamı ödülünü almıș, Forbes dergisi kendisiyle röportaj yapmak istediğinde bunu geri çeviren sanayici genç bir iș insanını tanıtmak istiyorum. Gideceği üniversiteyi dahi fabrikaya yakın bir okuldan seçen Mehmet Tosmur bana son ürünü olan havyarlı krem ve kozmetik sektöründeki gelișim așamalarını anlattı.
M
ehmet Tosmur birçok defa yılın iş adamı ödülünü, Amerika’da Coca Cola tarafından dahil olmak üzere pek çok kez yılın inovasyon ödülünü, pek çok sivil toplum kuruluşundan ve devlet büyüklerinden yılın ihracat ve üretim ödüllerini almış, Türkiye’nin en büyük ilk 1000 şirketi arasında yer alan, 160 ülkeye ihracat yapan, Avrupa’nın muhtelif şehirlerinde merkezleri olan, çocukluğundan beri çalışan, ödüllerini alırken çekinerek alan mümkünse almamayı
352 magdergi.com.tr
tercih edecek düzeyde mütevazı, Forbes dergisi kendisiyle röportaj yapmak istediğinde bunu geri çeviren sanayici genç bir iş insanı. Gideceği üniversiteyi dahi fabrikaya yakın bir okuldan seçen Mehmet Tosmur bana son ürünü olan havyarlı krem ve kozmetik sektöründeki gelişim aşamalarını anlattı. Tüm kadınlar gibi benim de ilgimi çeken bu başarının altında yine yoğun bir araştırma, çalışma dönemi ve kurulmuş büyük tesisler var. Adana’da kendisini ziyarete gittiğimde 3. bebeğini henüz kucağına almıştı ve mutluluktan gözleri parlıyordu.
Vatanına, ailesine bağlı, çok çalışkan, hayırsever, iş adamı “bizim amacımız sadece 80 milyona değil 7,5 milyar insana yani tüm insanlığa ürün satmak” diyerek globalleşmenin önemini vurguluyor ve yatırımlarını da hep bu çıtada gerçekleştiriyor. Havyar, havyarlı çikolata ve havyarlı şampuan dahil her çeşit krem ve kozmetik ürünüyle bu sektörde de başarısını çok kısa sürede ispat eden iş adamı ailem ve kendimin yemeyeceği, kullanmayacağı hiçbir ürünü üretmem diyor. Anlatacak çok şey var hakkında ama kendini anlatmayı sevmediği için ağzından cımbızla laf almaya çalışarak gerçekleştirdiğim röportajımı okuyunca siz de ülkemiz adına gurur duyacaksınız.
Çocukluğunuzla başlayalım... Bunca başarının sahibinin nasıl bir çocukluğu oldu; nerede, ne zaman doğdunuz, aile yapınız nasıldır, kaç kardeşsiniz, hangi okullarda eğitim aldınız?
1980 yılında Adana’da doğdum. Kendimi çok şanslı hissettiğim Anadolu kültüründe gelenek göreneklerine bağlı bir ailenin evladı olarak yetiştirildim. Çiftlik hayatı ve şehir hayatı arasında büyümemden dolayı 1,5. jenerasyon olarak tanımlıyorum kendimi. Aile bağları kuvvetli 5 kardeşiz, birlikte çalıştığım şansım olan bir abim ve 3 kardeşim var. Çağ Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum, 12 yıllık evliyim ve dünyam olan iki evlat sahibiyim.
İş hayatına başladığınız ilk günler nasıldı, hangi konularda ne tür iş faaliyetleriniz oldu?
30 yılı aşkın bir zamandır sanayici bir ailenin evladı olmam vesilesiyle çocukluğum bir anlamda fabrikalarda geçti. Sürekli ticaretle iç içe, tutumlu ve de otoriter bir yapıyla büyütüldüm, bunun artılarını hayatımda çok görüyorum. Umarım ben de çocuklarımı bu şekilde yetiştirebilirim.
İş hayatınızın gelişim süreci nasıl oldu?
Un fabrikamızda başlayan iş hayatım gıda sanayisinde çeşitli alanlarda devam etti. Türkiye’nin en büyük ilk 1000 şirketi ve ilk 1000 ihracat şirketi arasında yer alan 3 sanayi tesisimiz ile birlikte toplam 9 şirket ile 160 ülkeye ihracat yapan, Avrupa merkezleri Paris ve Milano’da yer alan, 1200 kişiyi istihdam eden grubumuz; glikoz, fruktoz, nişasta, preform, tıbbi aromatik bitki, yazılım, kimya ve siyah havyarlı kozmetik üretim alanlarında faaliyet göstermektedir. Tarıma dayalı gıda ürünlerinde yatırımlarına devam eden grubumuz gelecek yıl, yurt dışında Romanya tarihinin en büyük tarıma dayalı sanayi yatırımına başlayacaktır.
Havyar sektörü ne durumda, sizce Türkler Havyar seviyor mu?
Havyar, Türk halkının damak tadına çok uygun olmasa da faydalarından dolayı ilgi görmektedir, tanıdıkça ve tattıkça da bu ilgi artmaktadır. Ülkemize Royal Havyar kurulana kadar, yasa dışı yollardan gelen son kullanım tarihi geçmiş, faydasından çok zararı olan ürünler satılmaktaydı. Hala kaçakçılar var fakat eskiye oranla çok azaldı. Türkiye tarihinde ilk ve tek siyah havyar üretim çiftliği Royal Havyar Tesisleridir. Dünyada 35-40 civarında üretim çiftliği bulunmaktadır. Dünyada siyah havyar üretimi yıllık 45-50 ton civarlarındadır. Özellikle Rusya, Azerbaycan ve Fransa başta olmak üzere arzın tamamı taleplere yetmemektedir. Tabii ki burada bahsettiğimiz bizim üretimimiz olan havyardan bahsediyoruz; besin değeri açısından insana faydalı ve koruma altına alınmış bir tür olan Sturgeon havyarından.
Çocukluğum bir anlamda fabrikalarda geçti. Sürekli ticaretle iç içe, tutumlu ve de otoriter bir yapıyla büyütüldüm, bunun artılarını hayatımda çok görüyorum.
üçüncü göz
Çiftlikler nerelerde, bakımları nasıl, üretim nasıl yapılıyor?
Dünyada koruma altına alınmış bir tür olan Sturgean (mersin balığı) ticari olarak Cite5 Belgesi ile kontrol altına alınmış olarak yapılmaktadır. Adana’da kara tesisimiz ve göl tesisimizde iki üretim çiftliğimiz vardır. Havyar üretimi, uzun vadeli düşünemeyen bir insanın yapmak istemeyeceği bir iştir; çünkü doğan balıkların yarısı dişi balık oluyor ve 7-8 yaşlarına geldiklerinde havyar alımı yapılabiliyor. Sadece 1 kez havyar alımı yaptığımız için sağım yöntemi ile alım yapmıyoruz, bunun sebebi sağımda kimyasal verilerek yapılma zorunluluğudur ve bizim havyarımızda asla yoktur. Hayatta her zaman empati yaptığım için, kendi evladıma ve aileme yedirmeyeceğim hiçbir ürünü üretmedim. Erkek balıklar ise, besin değeriyle doğru orantılı olarak çok değerlidir. Lezzetli bir yapısı olan bu et, özellikle Rusya’da Türki Cumhuriyetlerde özel günlerde zengin sofralarını süsler, aynı zamanda konuklara verilen önemin bir göstergesidir. Türkiye’de, özellikle İstanbul’da çok özel restoranlarda ve gurme şarküterilerde havyar ve et olarak satılmaktadır. Havyarımızı ve etlerimizi başta Amerika, İsviçre, Rusya ve Türki Cumhuriyetlere ihracat etmekteyiz.
Üretiminiz daha çok yurt içinde mi, yurt dışında mı?
Üretim merkezlerimiz Türkiye’de fakat biz grup olarak 80 milyona ürün satmak için yatırım yapmıyoruz.7,5 milyar insana ürün satmak amacımız. Büyük düşünüp dünyaya hizmet etmemiz gerekiyor.
Havyardan çikolata yapmak nereden aklınıza geldi, Türkler sevdi mi havyarlı çikolatayı?
Türk insanına havyarı daha çok damak tadına yakın sunmak için çikolatanın içerisinde denedik ve sevdiler. Fakat daha çok kozmetik sektörüne ağırlık verdiğimizden, çikolata ikinci planda kaldı. Mağazalaşmaya yöneldiğimizde havyarlı çikolata çeşitlerini daha yaygın olarak sunacağız .
Havyardan Krem Yapmak
Havyardan krem yapmak nereden aklınıza geldi? Havyarın en etkin olduğu, kanıtlanmış iki faydası vardır. Erkekler için, Afrodizyak etkisi, kadınlar için ise, yaşlandırma karşıtı olma özelliği. Biz bunlardan yola çıktık, özellikle Paris ofisimiz çok etkili oldu. Üretim ve kozmetik danışmanlığımızı, doktorasını doğal bitkiler üzerine tamamlamış bir Fransız vatandaşı yapmaktadır. Dünyadaki en ünlü markaların ürünlerini inceleyip analizlerini yaptıktan sonra içeriğinde havyar oranlarının çok az olduğunu tespit ettik ve havyar üreticisi olmamızın verdiği güç ile havyar oranını 5 katı kadar artırarak, çok daha etkili kozmetik ürünleri ürettik. Denemeler iki yıl sürdü, sonunda kozmetik için olması gereken tüm belgelerimizi sağlık bakanlığımızdan aldıktan sonra tek ürünümüz havyar kremimizle satışa başladık ve bugün 6 ürünü olan ciddi bir kozmetik şirketine dönüştük. Birçok ülkeye ihracata başladık, gelen güzel geri dönüşlerle kozmetikte daha da büyümeye devam ediyoruz.
Kaç tip kreminiz var, beğenildi mi?
İlk olarak tek çeşit özel bir kremle yola çıktık ve %99’un üzerinde memnuniyet yüzdesine ulaştık. Şu an ciddi bir kullanıcı kitlesi var; iki ülkenin duty free alanlarında ürünümüz satılmaya başladı, ihracat yapmaya başladık. Türkiye’nin birçok ilinde eczaneler talepte bulundu ve ürünümüzü satmaya başladı. Nişantaşı’nda kendi satış mağazamızı açmak için şu an yer arayışındayız. Yeni ürünlerimizin uzun deneme süreleri yeni bitti ve bu ay lansmanı yapılacak. Emsallerinden içerik olarak çok daha üstün olan
354 magdergi.com.tr
havyarlı kremimiz, maskemiz, göz altı kremimiz, selülit çatlak kremimiz, gece bakım serumu ve temizleme jelimiz vardır. Arge departmanımızın havyarlı şampuan ve saç serumu üzerine çalışmaları devam ediyor.
Sizce Türkiye’de iş yapmak zor mu?
Bu soruya objektif cevap verebileceğimi düşünmüyorum, çünkü Türkiye’ye aşık bir vatandaşım. Zor da olsa, kolay da olsa, dünyanın hangi ülkesinde olursam olayım işim biter bitmez ülkemde alırım soluğu, hatta mümkünse Adana’da. Ama naçizane tavsiyem; katma değerli ürünler üretilmesidir. Dünyada iki çeşit karlı üretim modeli vardır; ya kimsenin üretemediğini yapacaksınız ya da çok büyük montanlı, maliyet avantajı olan, rekabet gücü yüksek ürünler üreteceksiniz. Biz grup olarak ilkini tercih ettik her zaman.
En çok hangi konularda zorlandınız?
Aslında tercihler insanlara zorlukları ya da kolaylıkları getirir. Biz aile olarak, hafta sonları çiftlikte tüm ailenin toplanmasıyla mutlu olan, kendi halinde bir aileyiz. Birçok defa yılın iş adamı, yılın inovasyon ödülü, devlet büyüklerimizden aldığımız ihracat, üretim gibi ödülleri ve sayısını hatırlamadığım tüm sivil toplum kuruluşlarından aldığımız ödülleri alırken çekinerek alırım. Hatta mümkünse verilmemesini tercih ederim. Bursa’daki fabrikamızın uzun süren ar-ge çalışmalarının verdiği meyveyle 2013 yılında doğa dostu ambalaj üretimimizle alakalı Amerika’da Coca Cola tarafından yılın inovasyon ödülünü aldığımızda kutlamayı Adana’da çiftliğimizde ailemizle yapmayı tercih eden bir yapımız var. Bir dostum kitabında “Gizli Şampiyonlar” olarak yazmıştı, hiçbir zaman ismimizi kullanmak istemedik fakat dostlarımızı kıramadığımız zaman sadece röportaj veriyoruz en çok da buralarda zorlanıyorum. Mütevazı bir yapınız varsa kendinizi anlatmanız benim gibi çekinerek oluyor. Kozmetik sektöründe merdiven altı üretim yapan o kadar çok firma var ki, yaptığımız işin kalitesini anlatmakta zorlandığımız noktalar olabiliyor. Bu ürünün kalitesini de kullanınca anlıyor insanlar.
En büyük hayaliniz nedir?
Eskiden hayalim, alanımızda dünyada 1 numara olmaktı, Allah’a hamdolsun bu duyguyu bize yaşattı. Üretimde şu anki hayalim her kıtada fabrikalarımızın olması ve birçok alanda dünyada lider olmak, ülkemin bayrağını daha ileriye taşımak ve bunları çocuklarıma yaşlanmadan devir edebilmek.
davet
BURAK-MELİS HATİPOĞLU
Offroad’da Ünlü Akını Turkcell Platinum Offroad Park’ın ev sahipliğinde bu sene ilk kez düzenlenen Turkcell Platinum Offroad Challenge birçok ünlü simayı bir araya getirdi. Hacı Sabancı ve Zeynep Nazlı Kayı, Hakan Sabancı, Fethi Kamışlı, Demet Şener ve Aslı Hatemi, Gül Gölge, Burak ve Melis Hatipoğlu, Erkan ve Yelda Güral’ın yanı sıra Sinem Yıldırım, Nejdet ve Emel Ayaydın, Heves Ekinci, Volkan ve Serap Sarı, Sitare Kalyoncuoğlu, Alpay ve Gaya Başaran ile Çağla Bostancı’nın aralarında bulunduğu iş, sanat ve cemiyet dünyasından ünlü isimler bir yandan yarışları izlerken bir yandan da offroad deneyimini yerinde yaşadılar.
356 magdergi.com.tr
NEJDET-EMEL AYAYDIN
DEMET ȘENER, ASLI HATEMİ
SİTARE KALYONCUOĞLU
ÖMER BARBAROS YİȘ
SİNEM YILDIRIM
Offroad yarıș turnuvasında mutlu sona ulașan isimler ödüllerini Turkcell Pazarlama Direktörü Ömer Barbaros Yiș’in elinden aldı. GÜL GÖLGE
HACI SABANCI, ZEYNEP NAZLI KAYI
HAKAN SABANCI
FETHİ KAMIȘLI
KEYİF VE HUZUR DOLU BİR BAŞLANGIÇ YAPMAK İSTEYENLERE
358 magdergi.com.tr
Unutulmaz bir yılbaşı Kapadokya’nın büyüleyici manzarasında mimari dokusu ve konseptiyle sıradışı bir atmosfer sunuyor. www.museumhotel.com.tr
Rezervasyon: + 90(384) 219 22 20 Adres: Tekelli Mahallesi No: 1 Uçhisar P.K. 50240 NEVŞEHİR / KAPADOKYA
davet
YASEMİN SAHBUDAK, SEFİKA ANILIR, LEYLİ ALTUNDAL, AYȘE DURAN
Gözden Gönüle Sergi İzlenimlerin zihinlerde oluşturduğu kompozisyonları tablolarına taşıyan ressam Tuncay Birand’ın son kişisel sergisi Dünyagöz Tunus bünyesindeki “Gözden Gönüle Sanat Galerisi” ev sahipliğinde açıldı. Ankara’da birçok sanatçı ve sanat eserine ev sahipliği yapan Dünyagöz Tunus “Gözden Gönüle Sanat Galerisi” yeni sanat sezonuna hız kesmeden devam ediyor. Çalışmalarını Ankara’daki atölyesinde sürdüren ressam Tuncay Birand’ın son kişisel sergisi Dünyagöz Tunus bünyesindeki Gözden Gönüle Sanat Galerisi’nde açıldı. Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) eski rektörlerinden Tuncay Birand’ın sulu boya, akrilik ve yağlı boya ile yapılmış 56 resimden oluşan sergisinin açılışına birçok akademisyen, siyasetçi ve sanatsever katıldı. Uzun yıllardır resim sanatıyla uğraştığını belirten sanatçı Birand: “İzlenimlerin zihinlerde oluşturduğu kompozisyonları kurguluyor ve eserlerime taşıyorum. Resmin oluşma sürecinde ise, doğaçlama yapıyorum. Sergimin Ankaralı sanatseverlerle buluşmasını sağlayan Dünyagöz Tunus’a da sanata sağladığı katkılardan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum” dedi.
360 magdergi.com.tr
SELMA-TUNCAY BİRAND
davet
Kanada’da Gelincik Rüzgarı Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 80. yılında, onu anmak; Kanadalılar için önemi olan Remembrance Day ve Türkiye–Kanada diplomatik ilişkilerinin 75. yıl etkinlikleri kapsamında Toronto’da 10 Kasım akşamı önemli bir etkinlik düzenlendi. Dışişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kanada Başkonsolosluğu’nun bu ortak etkinliğinde Hikmet Çetinkaya, sergisi ve performansı için oradaydı. Remembrance Day’in simgesi gelincik olduğu için bu gecede de Hikmet Çetinkaya gelincikleri çok anlamlıydı. Fuayade açılan sergi yanında, Kültür Bakanlığı Nazenin Müzik Topluluğu üyeleri Arzu Kopuz Çelik Kemençe, Tuba Akyol - Solist, Gül Güldaş - Kanun sahnede eserleri seslendirirken, bununla eşzamanlı olarak Hikmet Çetinkaya da bir resim yaparak etkinliği tamamladı. Etkinlik Toronto’nun en önemli salonlarından Isabel Bader Theatre’de gerçekleşti. Gösteriye bakan, milletvekilleri ve diplomatik misyon temsilcileri olmak üzere önemli ve kalabalık bir izleyici topluluğu katıldı. Haber: Yüksel Önder Maden
röportaj
EZGI SENLER Balerinlikten Oyunculuğa Nefes Nefese ve Bodrum Masalı dizileriyle tanıdığımız güzel oyuncu Ezgi Șenler ile çok keyifli bir röportaj gerçekleștirdik... RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: ÖZGÜR KARABULUT
362 magdergi.com.tr
E
zgi Şenler’i biraz yakından tanıyabilir miyiz?
1993 yılında Ankara’da doğdum. Ailemin tek çocuğum. Annem ev hanımı, babam muhasebeci ama sanatın yaşam şekli olduğu bir aileyle büyüdüm. Babam tarafımdan ailemin yarısı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda; halalarımdan biri balerin, diğeri tiyatrocu, kuzenlerim çellist, kemanist. 3 yaşında bale eğitimine başladım ve daha sonra 12 yaşımda Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuarı’nı kazandım. Hem klasik bale hem de modern dans olmak üzere iki ana sanat dalında eğitim aldım. Halen konservatuvar 4. sınıf öğrencisiyim.
Bodrum Masalı aracılığıyla ekranlarda tanıştık sizinle... Nasıl başladı oyunculuk serüveni?
Tamamen şans. Oyunculuk aklımda vardı ama nerden başlayacağımı bilmiyordum, ta ki menajerim Yeşim Kocaman ile tanışana kadar... Bana “Ezgi oyuncu olmayı düşünmez misin?” diye sordu ve bu soru benim hayatımı değiştirdi. Bodrum Masalı için deneme çekimine gittim ve kabul edildim. Bir anda yepyeni bir dünyada, sevdiğim işi yaparken buldum kendimi. Oyunculuğu bırakmam artık, bu mesleğin benim mesleğim olduğunu anladım ve baleden daha çok sevdim.
Henüz 16 yaşındayken bale dersleri verdiğin doğru mu? Dansa olan ilgini nasıl fark ettin? Evet doğru, çok genç yaşlarda çalışmaya başladım. 3 yaşından beri bale yaptığım ve okulunu okuduğum için profesyoneldim. Eğitim verebilecek seviyeye geldiğimde çocukları ve eğitmenliği çok sevdiğim için bale dersleri vermeye başladım. Bir yandan da aileme destek oluyordum. Dansa olan yeteneğimi balerin olan halam keşfetti, iyi ki keşfetmiş ve iyi ki bale okumuşum. Katı disiplinini bile çok seviyorum. Balenin oyunculuğuma da katkısı olduğunu görebiliyorum. Bale yaparken duyguyu konuşmadan seyirciye mimiklerle ve dansla anlatmak gerekiyor. Mimik ve solfej dersleri alıyoruz. Fakat en büyük katkısı devamlılık duygusu. Balede, devamlılığı sağlamak için hareketleri zihnine kazırsın. Aynı durum oyunculuk için de geçerli...
Kariyer hedeflerin neler, bundan sonra seni nasıl projelerde göreceğiz?
Hedeflerim çok fazla aslında. Gerçekten mesleğimle ön planda olmak ve iyi bir oyuncu olmak istiyorum. Yurt dışında ve burada çeşitli eğitimler almak istiyorum. Bir müzikalde oynamak en büyük hayallerimden biri. Farklı rollerde de kendimi göstermek isterim; değişik karakterleri canlandırmak beni çok mutlu eder. Bundan sonra oyunculuğumu geliştirmeye adayacağım kendimi. Ama başka bir hayalim daha var; bale okulu açmak... Okulumu bitireceğim ve hayalini kurduğum bale okulunu açacağım. Yeni nesil balerinlerin eğitimine ve ülkemde bu sanatın gelişmesine katkıda bulunmak istiyorum.
Canlandırdığın karakterler arasında kendine en yakın hissettiğin hangisi oldu ve onunla benzeyen özellikleriniz nelerdi? Aslında her karakterde Ezgi’den bişeyler oluyor. “Şu özelliklerim benziyordu” diyemem, sonuçta o karakterleri oluşturan ve yaşatan benim. Ezgi’ye birebir benzeyen bir karakteri canlandırmak daha zor geliyor bana. Şu zamana kadar oynadığım iki karakterin de Ezgi ile alakası yoktu...
Aynı projede yer almak istediğin isimler var mı?
Kesinlikle Haluk Bilginer; kendisini büyük bir beğeni ve hayranlıkla takip ediyorum. Oynadığı tüm karakterleri o kadar iyi yansıtıyor ve vücut dilini o kadar iyi kullanıyor ki; bütün zor karakterler üstüne
Yeni nesil balerinlerin eğitimine ve ülkemde bu sanatın gelișmesine katkıda bulunmak istiyorum. oturuyor. Konservatuarda tiyatro eğitimi görmüş olmasına rağmen İngiltere’de ileri tiyatro eğitimi almış olması, kendini sürekli geliştirmesi örnek aldığım özelliklerinden. Türkiye böyle bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı. Ayrıca ses tonuna da bayılıyorum!
Set anılarından unutamadığın bir anını bizimle paylaşır mısın?
Motor kullanmayı öğrenmiştim Bodrum Masalı için ve motora bindiğim her sahne benim için unutulmazdı. Yokuş çıkarken, partnerimi arkamda taşırken, motoru döndürürken birazcık zorlandım, çok stresliydi ama bir o kadar da keyifliydi.
Son olarak Ankaralı bir oyuncu olarak Ankara ve İstanbul’u karşılaştırdığında en sevdiğin ve sevmediğin yönleri neler?
İstanbul çok güzel bir şehir ama çok kalabalık ve bir kaos havası var. İnsanlar hep bir yere yetişme derdinde ve çok stresli. Zaman o kadar hızlı akıyor ki; ne ara akşam oluyor anlamıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz, gün bitmiş. Çok fazla bina var ve o binalar benim üstüme üstüme geliyor. Ankara memleketim olduğu için galiba daha sıcak ve samimi geliyor bana. Burada herkes birbirini tanıyor, daha sıcakkanlı ve içtenler. Normalde sıkıcı bir şehir ama dostluklar ve arkadaşlıklar Ankara’da bizi bir arada tutan tek şey. Bir de İstanbul’a göre daha yeşil olduğu için bir adım daha önde benim için...
Vazgeçemediğin aksesuarın?
Airpods kulaklıklarım.
Asla yemem dediğin yiyecek?
Peynir.
Oyuncu olmasaydın hangi mesleği seçerdin?
Oyuncu olmasaydım baleye devam ederdim. Elinden düșürmediğin kitabın?
Küçük Prens.
En sevdiğin süper kahramanın?
Batman.
davet
ESMA ÖZDEMİR, SEMA DEMİRCİ
EMİR-ÇINAR-KÜBRA ÇAPRAZ
NURTEN-ELİSA ORTAKCI
Halloween Konseptli Doğum Günü Ankara’da birçok yeni uygulamaya imza atan Esma & Sema Nail Art’ın ortaklarından Esma Demirci Özdemir ve minik oğulları Ege’nin doğum günü kalabalık bir davetli topluluğu ile kutlandı. Alacaatlı’da bulunan Çalgan Et Lokantası’nda gerçekleşen partide Esma ve Egemen Özdemir çiftini dostları yalnız bırakmadı. Halloween konseptiyle düzenlenen doğum günü partisinde renkli görüntüler ortaya çıktı. Özdemir çifti partiye katılanlara yakından ilgi göstererek örnek misafirperverlik sergilediler.
364 magdergi.com.tr
EGEMEN-EGE-ESMA ÖZDEMİR
davet
İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi - Yıldız Moran Seçkisi
Bir Dağ Masalı İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi, 2018’in son sergisinde Yıldız Moran’ın ilk defa gün ışığına çıkacak fotoğraflarının da yer aldığı bir seçki sunuyor. Serginin tanıtımı nedeniyle düzenlenen basın toplantısında konuşan İstanbul Modern Yönetim Kurulu Başkanı Oya Eczacıbaşı, Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk profesyonel kadın fotoğraf sanatçısı Yıldız Moran’ın yapıtlarını sergilemenin önemine değinerek, “fotoğraf tarihimizde unutulmayacak yapıtlara imza atan Yıldız Moran’ın hayatına ve bıraktığı zamansız karelere baktığımızda, kendimizi gerçekten bir masalın içinde düşleyebiliriz. Aktif olarak 12 yıl sürdürdüğü kariyerine neredeyse bir ömürlük eser sığdıran Moran’ın, sergileyeceğimiz yapıtları arasında, izleyiciyle ilk defa buluşan fotoğraflar da yer alıyor” dedi.
366
OYA-BÜLENT ECZACIBAȘI
OLGUN-NAZLI, GÜN MORAN
FERYAL GÜLMAN
MURAT-ESRA COȘKUN
MERİN AKOĞLU, LEVENT ÇALIKOĞLU
Yıldız Moran’ın ilk defa gün ıșığına çıkacak eserlerinin sergisine sanatsever isimler yoğun ilgi gösterdi.
ATALAY GÜMRAH
ipek’in objektifinden
Bir Yaz Gecesi Rüyası
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Yılbașı deyince aklımıza hep șömineli, karlı kıș manzaraları geliyor. Peki 30 derece sıcaklıkta, üzerinizde șort ve tișörtle yeni yıla girmeye ne dersiniz? İște Yılbașı için oldukça farklı bir seçenek: Singapur!
S
FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER
ingapur’u anlatmaya havalimanından başlamak istiyorum. Changi Havalimanı, öyle bildiğiniz terminallere hiç benzemiyor. Bir ülkeye ayak bastığınızda, o ülkenin ilk göreceğiniz yeri havalimanıdır. O ülke ile ilgili ilk izleniminiz, o anda oluşuyor. Gezdiğiniz şehirler arasında hangilerinin havalimanları aklınızda kalmıştır? Singapur Havalimanı benim unutamadıklarımdan... 6 kez dünyanın en iyi havalimanı seçilmiş. Doğaseverler için, içinde kelebeklerin uçtuğu botanik bahçeleri, kaktüs, orkide ve ay çiçeği bahçeleri, limana erken gelenler için teras katında jakuzi ve yüzme havuzu, sanatseverler için yağmur damlalarının balesi olarak adlandırılan, 608 alüminyum damladan oluşan “Kinetic Rain” isimli, dünyanın en büyük kinetik heykeli, 24 saat açık ücretsiz sinema, birbirinden değişik restoranlar ve dünyanın en ünlü markalarının en göz alıcı mağazaları... Changi Havalimanı’nda yok yok... Uçaktan indiğiniz anda, Singapur sizi etkilemeye başlıyor.
368 magdergi.com.tr
Güney Doğu Asya’da, Malezya’nın güney ucunda, yaklaşık 700 kilometrekarelik yüz ölçümüyle, aslında minicik bir şehir-devlet Singapur... Tüm ülke neredeyse Bodrum ilçesi kadar! Oldukça düzenli, modern ve temiz olması ilk göze çarpan özelliklerinden... Yerlere çöp, izmarit ve sakız atmanın hatta çiğnemenin bile yasak olduğu bu ülkede, hijyen konusunda epey yol kat etmişler. Kişi başına düşen gelirin dünyada en yüksek olduğu ülkelerden biri. Boşuna Asya’nın dört kaplanından biri değil yani... Singapur halkı Malay, Çinli ve Hintlerden oluşuyor. Dolayısıyla ülkenin resmi dilleri Malayca, Çince ve İngilizce. Yıl boyunca 25 derece ile 30 derece arasında seyreden sıcaklığıyla, yılın her ayı gezmek için müsait. Ama Yılbaşı’nda burada olmak çok farklı bir duygu. Tüm caddeler ve alışveriş merkezleri öylesine güzel süsleniyor ki... Hayatımda en güzel süslenmiş, en büyük ve en enteresan Yılbaşı ağaçlarını burada gördüm... Gelelim Singapur’un “olmazsa olmaz”lar listesine...
MERLION PARK
Merlion Park
Burası Singapur’un simgesi olan, aslan başlı, balık vücutlu, ağzından su püskürten, yaklaşık 8,5 metre yüksekliğindeki dev heykelin olduğu park. Singapur’da en çok fotoğrafı çekilen nokta sanırım. Merlion adı verilen bu heykel için farklı hikayeler anlatılmakta. Bunların içinde benim en sevdiğim ise şöyle: Yıllar önce genç Malay prensi Sang Nila Utama, tehlikeli bir deniz yolculuğuna çıkar. Korkunç fırtınalarla boğuşurken, karşısına balık kuyruklu dev bir deniz canavarı çıkar. Mürettebatını kurtarabilmek için, hiç tereddüt etmeden tacını denize atar. O sırada deniz canavarı ve dalgalar yok olur. Güneş parlamaya başlar ve palmiyelerle kaplı bir kumsalı olan güzel bir adaya varırlar. Prens adaya ayak basar basmaz, büyük bir aslanla karşılaşır, göz göze gelirler. Çok ürkütücü bir hayvan olmasına rağmen, aslan, prensin gözlerinin içine bakar ve arkasını dönüp gider. Bu olaydan çok etkilenen prens, bu aslanın anısına dev bir heykel yaptırır, kuyruğunu da denizdeki macerasını hatırlatması için deniz canavarının kuyruğuna benzetir. Burada yeni bir devlet kurduktan sonra, buraya Sanskritçe’de aslan ve şehir anlamına gelen “Singa” ve “pura” kelimelerinden oluşan Singapura ismini verir...
Marina Bay Sands
Merlion Park’ın tam karşısında, 3 gökdelen tarafından taşınan kocaman bir gemiye benzeyen bu otel, 360 derecelik bir şehir manzarası seyredebileceğiniz en özel nokta. Gemiye benzeyen bölümün ismi “Sky Park”. 57. katta bulunan bu gökyüzü parkını, 900 kişi aynı anda gezebiliyor. Burası, Instagramcılar ve fotoğrafçılar tarafından iyi bilinen, dünyanın en ünlü sonsuzluk havuzunun da bulunduğu yer. Fakat bu havuza girebilmek için, otel müşterisi olmak gerekiyor. Yine Sky Park’ta bulunan Ce La Vie Bar, dünyaca ünlü yıldızların uğrak noktası. Işıl ışıl parlayan şehir manzarasını gökyüzünden seyrederken, bir yandan havai fişekler eşliğinde yeni yıla burada girmek, inanılmaz bir deneyim olabilir.
GARDENS BY THE BAY
Gardens by the Bay
Kendinizi bambaşka bir dünyada hissedeceğiniz bu olağanüstü doğa parkı, pek çok tasarım ödülünün sahibi. 101 hektarlık bir alana yayılmış olan bu fütüristik harikalar diyarı, yeşilin bin bir tonu ve rengarenk çiçeklerle kaplı. Burada zamanı unutup, tüm günü geçirmeniz mümkün. Supertrees adı verilen bölüm kaçırılmamalı.
Sentosa Adası
Tamamı insan yapımı olan, Singapur’un tatil ve eğlence adası olarak bilinen bu adaya, karayolu veya trenle de ulaşmak mümkün. Biz teleferiği tercih ettik, size de teleferiği tavsiye ederim, çünkü bu alabildiğine yemyeşil adayı ve yağmur ormanlarını tepeden seyrederek gitmek çok keyifli... Sentosa Adası’nda açık renk kumlu plajlar çok güzel. Çocuklarla gidecek olanlar, Resorts World Singapore, Universal Studios veya Sea Aquarium’u ziyaret edebilir. Daha sakin bir program tercih edenler, Sentosa plajındaki muhteşem ışık, laser ve su gösterilerinden oluşan “Wings of Time” şovunu seyredebilirler. Sentosa adasındaki en iyi yılbaşı programları ise şöyle: Siloso Beach’te ülkenin en büyük yeni yıl partisi veriliyor. Akşamüstü saat 6’da başlayıp, sabah 6’ya kadar hiç durmadan sürecek ve köpük havuzunda bitecek olan bu parti bu yıl 12. yılını kutluyor. 2019’a zıplayarak girmek isteyenlere duyurulur! Royal Albatross adı verilen süperyat ile “New Years Countdown Cruise”a katılabilir, yeni yıla patlayan şampanyalar ve havai fişeklerin altında, denizin ortasında girebilirsiniz!
Clarke Quay
Singapur’un gece-gündüz en hareketli bölgelerinden biri olan Clarke Quay ve çevresindeki Riverside aynı zamanda adada, gece hayatının kalbinin attığı yer. Restoranlar, kafeler ve barların sıralandığı bu cıvıl cıvıl merkez, Yılbaşı gecesi sokak şarkıcılarının ve korolarının Noel şarkılarıyla şenleniyor.
ipek’in objektifinden
CHINA TOWN
China Town
Kendinizi adeta Çin’de hissedeceğiniz, hediyelik eşya satıcıları, eski evler, çok sayıda dükkan ve tarihi mekanlarıyla rengarenk bir bölge. Etkileyici mimarisi ile ünlü Buddha Tooth Relic Temple da bu bölgede.
Orchard Road
Hayatımda hiç bu kadar özenle süslenmiş bir cadde görmedim. Kilometreler boyunca birbirinden güzel süsler, ışıl ışıl ağaçlar, Noel baba süsleri, geyikler... Ve tabii ki en ünlü markaların, en gösterişli şekilde süslenmiş mağazaları ve özel tasarımlı Yılbaşı ağaçları... Gece ayrı, gündüz ayrı güzellikte... Bir sürü alışveriş merkezinin yol boyunca sıra sıra dizildiği bu caddedeki benim en favori çarşım Takashimaya Alışveriş Merkezi oldu. Bir de Orchard Road’un en başındaki Ion Building’in en üst katında da Ion Sky adı verilen, çok güzel bir seyir terası var. Burası aynı zamanda çok şık bir alışveriş merkezi ve önemli sergilere ev sahipliği yapan bir sanat galerisi var. 55. kattaki Salt Grill & Sky Bar, gerek manzarası, gerek şıklığıyla benim favori restoranım. Bu caddeyi bir uçtan diğer uca kadar gezip hala yorulmadıysanız, cadde bitimindeki Singapore Art Museum ve SAM at8Q Sanat Müzesi çok hoş bir mola olabilir.
370 magdergi.com.tr
Gece Safarisi
Oldukça keyifli aktivitelerden biri. Ateş yutanların gösterileriyle başlayan bu gezi, yağmur ormanlarının içinde gecenin bir yarısı dolaşıp, fillerden kaplanlara, zürafalardan orangutanlara, 2500 egzotik hayvanı doğal ortamlarında, serbest bir şekilde dolaşırken, yakından görmek heyecan verici!
National Orchid Garden ve Singapore Botanic Garden
Bu iki bahçede de zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Botanik bahçesinin içinde pek çok farklı ülkeden getirilmiş, daha önce hiç görmediğiniz yeşilin bin bir tonunda, değişik ağaçlar ve parkın ortasında huzur dolu bir göl var. Eşsiz güzellikteki ve çeşitteki orkidelere ev sahipliği yapan Ulusal Orkide Bahçesi de bu bahçenin içinde.
Little India
Singapur’un en eski Hindu tapınaklarından biri olan Sri Veeramakaliamman Tapınağı burada. Hinduizm’de kötülükleri yok ettiğine inanılan bir Tanrı olan Kali isimli Hindu Tanrısı adına yapılmış olan bu tapınak, tepeye doğru koni gibi yükselen, üzeri rengarenk giyinmiş Hintli insan figürleri ve inanılmaz detaylarla süslü oymalarıyla kesinlikle görmeye değer...
Eșsiz güzellikteki ve çeșitteki orkidelere ev sahipliği yapan Ulusal Orkide Bahçesi bu bahçenin içinde.
SINGAPORE BOTANIC GARDEN
Raffles Hotel
“Sadece bir otel değil, bir ikon” denilen, ismini kurucusu Sir Stamford Raffles’dan almış olan, kolonyal mimariye sahip bu ünlü otel, 1887’deki açılışından bu yana, Elizabeth Taylor’dan Charlie Chaplin’e, Michael Jackson’dan Karl Lagerfeld’e kadar pek çok ünlüyü misafir etmiş. Yeni yılda gala balolarıyla ün yapmış bu otel ne yazık ki şu anda restorasyonda. 2019’da tekrar açılacak olan Raffles’ın bir sonraki Yılbaşı balosu için şimdiden rezervasyon alıyorlar! Daha aydınlık yarınlara uyanacağımız, daha çok güleceğimiz, daha çabuk affedeceğimiz, daha basit yaşayacağımız, korkmadan seveceğimiz, tüm sıkıntılarımızı geride bırakacağımız, ilginç insanlar tanıyacağımız, yeni şeyler öğreneceğimiz, kalbimizi güzelliklere açacağımız, daha cesur olacağımız, kendimize ve sevdiklerimize daha çok zaman ayıracağımız, daha çok çılgınlık yapacağımız ve görmediğimiz yeni yerleri keşfedeceğimiz bir yıl olsun!
Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın.
davet
Tenis Turnuvası Medisun Hastanesi sponsorluğunda 19 Kasım 2018 tarihinde, Çayyolu’nda faaliyet gösteren özel bir spor kulübü üyeleri için Medisun Çayyolu Hastanesi adına bir tenis turnuvası düzenlendi. Dereceye giren yarışmacılara, Medisun Hastanesi İnsan Kaynakları Müdürü Ali Burkay Erbek tarafından kupaları teslim edildi.
VELİ KILINÇ, ALİ BURKAY ERBEK
davet
SİBEL NEGÜZEL
NİSA DERİCAN, ÖZLEM DERİCAN
MEMET-SEVDA SUBAȘI
Soyut Galeri’den Aynı Anda İki Sergi Birbirinden önemli sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapan Galeri Soyut’ta, Semih Kaplan’ın “İsimsiz”, Tamer Derican’ın “Gel Zaman Git Zaman” isimli sergileri açıldı. Galeri Soyut’un A ve B salonlarında sanatseverlerin beğenisine sunulan sergiler çok beğenildi. Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Semih Kaplan’ın sergisinde tuval üzerine akrilik sulu boya, çini ve seramik tekniğiyle yapılmış 25 adet eser yer alıyor. Tamer Derican’ın ise tuval üzerine akrilik tekniği ile yapılmış 46 eser yer alıyor. Galeriyi gezen sanatseverler iki sergiyi birden gezmenin keyfini çıkartmakla beraber sanat dolu bir gün geçirmiş oldular.
374
TAMER DERİCAN
SEMİH KAPLAN
MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr
astroloji
Merkür Yay’da Gerilerken Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
Retrosunu sürdüren Merkür iletișim problemleri, yanlıș kișilere gönderilen mesajlarla birlikte etkisini hissettirebilir. Elektronik aletlerle ve ulașım araçlarıyla ilgili arızalar, elektrik, su kesintileri gibi olaylar Merkür retrosuyla ilișkilendirilebilir. Bu dönemde projelerimizi gözden geçirerek, konușmadan önce düșünerek, yarım kalan projeleri tamamlamayı seçerek Merkür retrosunu avantaja dönüștürmemiz mümkün olabilir.
Koç
Aslan
Yay
Eğitim, yabancı ülkelere yolculuklar, yabancı kişilerle ilişkiler konularında acele kararlar vermekten uzak durmalıyız. Yüksek eğitim yapanların tez teslimlerini gözden geçirmeleri, yurt dışı yolculuk planlayanların mümkünse ertelemeleri, pasaport, rezervasyon gibi konularda dikkatli olmaları gerekiyor. Hukuksal konularda, yurt dışı ticari işlerde önemli kararları Merkür retrosu tamamlandıktan sonra vermeliyiz.
Çocuklarımızla ilgili göz ardı ettiğimiz konular gündeme gelebilir, eski bir aşk hikayesi tekrar canlanabilir. İlişkimiz varsa özen göstermeliyiz, öyle ki yanlış anlaşılmalar yaşayabileceğimiz bir dönem. Hayatımıza yeni biri girmek üzereyse bunu iyi düşünüp adımlarımızı ona göre atmalıyız. Aşk hayatı ve çocuklar ile ilgili konularda dikkatli olmalı, kumar, borsa gibi spekülatif işlerden de uzak durmalıyız.
Bu dönemde beklemede kalmalı, acele karar vermemeliyiz. Motivasyon eksikliği yaşadığımız, kendimizi ifade etmekte zorlandığımızı görürüz. Saç kestirmek, estetik operasyon geçirmek gibi fiziksel değişimler için uygun bir zaman değildir. İşlerimiz ters gidiyor diye gerilmemize gerek yok, Merkür retrosunu tamamlayınca kaçırdığımız fırsatlar tekrar karşımıza çıkacaktır.
Boğa
Başak
Oğlak
Krediler ve borçlarda birtakım gecikmeleri ve terslikleri gündeme getirebilir. Bu dönemde yaptığımız kredi başvurusuna ret cevabı alabilir, ortaklarımızın paraları ve borç taksitlerimiz ile ilgili birtakım pürüzler yaşayabilir ama kendi öz yıldız haritamızın aldığı etkilere göre de bunun tam tersi olarak kaybettiğimiz bir şeyi bulabilir, umudunu kestiğimiz bir parayı alabiliriz.
Evimiz ve ailemizle ilgili konuların gündeme geleceği bir dönem. Yeni bir ev almak, satmak, taşınmak veya tamirat ve onarım yaptırmak çok iyi olmayabilir. Bazı şeyler gecikebilir ve kısa zamanda yapabileceğimiz işleri çok daha uzun sürelerde halletmiş oluruz. Ailemizde de dikkatli olmalı, gereksiz tartışmalara girmekten kaçınmalıyız.
Geçmişle alakalı konuların tekrar gündeme gelmesi, gizli kalmış bir şeyin ya da bir düşmanın açığa çıkması, bu dönemde psikolojik olarak daha gergin ve daha karamsar olmak, kendi içimize dönmek yaşayabileceğimiz olasılıklardan bazıları... Bu dönemi sakin ve kendimizle baş başa kalarak daha olumlu hale getirebilmemiz mümkün.
İkizler
Terazi
Kova
Evlilik ve ortaklık ilişkilerinde daha dikkatli olmanız gereken bir dönem.Yeni bir ortaklığa veya evliliğe adım atacaksak Merkür’ün düzeldiği dönemi beklemeli, evlilik hazırlıkları yapmak yerine, sadece planları yapmalıyız. Bu dönemde evliliklerimizi pek fazla sorgulamamalı, partnerimizin bize karşı soğuk ve mesafeli durması karşısında sabırlı olmalıyız.
Bu dönemde iletişimle ilgili her şeye; konuşmalarımıza, yazışmalarımıza çok dikkat etmeli, yakın çevremizle ilişkilerimize özen göstermeliyiz. Yolculuklarımızı mümkünse ertelemeli, yolculuk yapacaksak biletleri, bavulları, arabanın bakımını gözden geçirmeliyiz. Hiçbir şeyi şansa bırakmamak bizim için en iyisi olacaktır.
Arkadaşlarımız veya iletişim içinde olduğumuz gruplarla ilişkilerimizde sorunlar yaşayabileceğimiz gibi uzun yıllar görüşmediğimiz arkadaşımızla görüşebilme imkanı da verebilir. Yapacağımız her türlü organizasyonu iyi gözden geçirmeli, arkadaşlarımızla iletişimimize özen göstermeliyiz.
Yengeç
Akrep
Balık
İş arkadaşlarımızla olan iletişim, yanlış anlaşılmalar ve dedikodular, her zamankinden fazla yorulma, sağlıkta çıkabilecek ufak tefek sorunlar önem kazanır. Yeni bir işe başlamak yerine yarım kalmış işlerimizi tamamlamak ve sinirsel olarak gerilimin yüksek olacağını düşünerek daha çok kendi halimizde bu dönemi geçirmek bizler için çok daha faydalı olacaktır.
Maddi konularda birtakım sıkıntılar yaşayabileceğimizi gösterir. Alacaklarımızda gecikmeler, kısa dönemli nakit sıkıntıları yaşayabiliriz. Bu dönemde sakin olup yeni yatırım kararları almamalıyız.Yeni harcamalar yapmak, borç para istemek, krediye başvurmak hiç de iyi bir fikir değil. Bu yüzden sakin bir şekilde bu dönemin geçmesini beklemeliyiz.
Aile ve iş hayatında belirsizlikler, planlanan şeylerin yolunda gitmemesi gibi sorunlarla karşılaşabiliriz. Yeni bir işe başlamak, kariyerimizle ilgili önemli bir kararı uygulamak yerine geri çekilip daha çok gözlem halinde olmak çok daha faydalı olacaktır. Ani kararlar vermekten, otorite kişilerle sürtüşmelerden uzak durmamız gerekiyor.
376 magdergi.com.tr