MAG Dergi / SINOSHA Karşılıklı İlan / Sol Sayfa
CHERRY blonde 2019 Koleksiyon
@barnersturkiye aksesuar için teşekkürler.
pariskuafor.official
farkı yaşamak için
(312) 447 31 14 www.gureller.com.tr - Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. Alacaatlı Cad. Çayyolu Çankaya Ankara - Turan Güneş Bulv. No: 39 Çankaya Ankara
Ayrıcalıklar için ünlü değil Red’li olmak yeter
Gelecek heyecan verici.
Hazır mısın?
Vodafone Red’le sınırlara takılma
Gelecek heyecan verici.
Hazır mısın? * Yeni gelenlere ve faturasızdan faturalıya geçenlere, 12 ay kalma sözüyle ayda 89 TL.
10 Ekim 2018 itibarıyla bireysel yeni müşteri ve faturasızdan faturalıya geçişte 12’şer aylık 2 dönem kalma sözü ile tarifenin aylık ücreti üzerinden 30 TL indirim hakkına sahip olarak 89 TL ödeme hakkı kazanılır. İlk dönemin son fatura döneminde cayma bedeli ödenmeksizin çıkış yapılabilir. İlk dönemin son fatura döneminin son gününe dek kampanyayı sonlandıracak herhangi bir işlem olmazsa 2. dönem başlar. Kampanyadan çıkışta cayma bedeli yansır. Benim Pass’im dahilinde müşteriler Facebook, Instagram, Twitter, YouTube, Messenger, WhatsApp, Spotify, Karnaval, İzlesene, Call+ uygulamalarından maksimum 3’ünü seçip internetinden yemeden kullanabilir. Geçerlilik süresi onay SMS’iyle başlar, yurtiçinde geçerlidir, reklamlar tarifedeki internetten ücretlendirilir. 3. kişilere kullandırma, ticari amaçla veya tarifedeki internetin 5 katı kullanımda hizmet kısıtlanabilir, durdurulabilir. WhatsApp, Facebook, Messenger, Instagram’da Sesli/Görüntülü aramalar, canlı yayın, Karnaval’da televizyon kanalları hariçtir. Değişiklik hakkı Vodafone’dadır. vodafone.com.tr
Tunalı Hilmi Cd. Demirdöğen İş Merkezi 98/1Çankaya T: 0312 428 24 10 • 0532 067 25 23 serapcanakcicollection
İZMİR: Favori Mobilya Duduyev Bulvarı No: 61/A Mavişehir Karşıyaka - İZMİR T.+90 232 330 11 01
İZMİR: İZMİR:Favori FavoriMobilya MobilyaDuduyev DuduyevBulvarı Bulvarı No: No:61/A 61/AMavişehir MavişehirKarşıyaka Karşıyaka--İZMİR İZMİR T.+90 T.+90232 232330 33011 1101 01
www.livamob.com.tr
www.livamob.com.tr
keyifli tasarÄąmlar keyifli fiyatlar
Güzel yıllar, mutlu yarınlar, gerçek dostluklar hep sizinle olsun. Mutlu Seneler!
Ankara’da Balık Keyfi
Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Ankara T: +90 312 490 20 20 seyfi.balik.ankara
seyfi.balik
KONFORUNUZ İÇİN İNCE DÜŞÜNÜLMÜŞ DETAYLAR
TrypbyWyndhamAnkara
trypwyndham
trypbywyndhamankara
TRYP BY WYNDHAM ANKARA Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Çankaya/ANKARA T: +90 312 491 77 88 - F: +90 312 491 13 31 - M: +90 552 256 77 87 www.trypankaraoran.com | info@trypankaraoran.com
editör
MAGical Night’ın Ardından Beril Çavușoğlu
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
B
ir yılı daha keyifli anılarla, güzel dostlarla geride bıraktık ve sürprizlerle dolu yeni bir yıla yelken açtık... Tertemiz sayfaları renkli anlarla hep birlikte dolduracağız...
Her yıl olduğu gibi 2018 yılını da gelenekselleşen balomuz ile hafızalara kazınan bir geceyle konuklarımızla beraber uğurladık... Bilkent Otel Sakarya Salonu’nda gerçekleşen; Ozan Çolakoğlu ve Orkestrası’nın sahne aldığı MAGical Night, büyülü atmosferi ile bu yıla da damgasını vurdu. Yurt içinden ve yurt dışından birçok konuk katıldı, geceye... Pek çok balonun organizasyon komitesinde yer alan Prenses Sophia Wolkonsky ve Prenses Anna Maria Luzzago Avrupa’dan; aktris ve model Kelly Greyson da Amerika’dan MAGical Night için özel olarak gelerek gecenin büyüsüne eşlik etti. 1000’e yakın davetlimize video mapping sistemi ile görsel şölen yaşattık. Ekibimiz, yazarlarımız, reklam verenlerimiz, MAG Medya ve MAG PR Solutions takipçilerimizden oluşan büyük ailemizle senenin yorgunluğunu atıp coşkumuzu paylaştık. Kapak konuğumuz yine son günlerin en çok konuşulan isimlerinden biri oldu... Netflix’in Türkiye’de yaptığı ilk orijinal yapım olan “Hakan: Muhafız”ın Leyla’sı Ayça Ayşin Turan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. IMDb Starmetre ve Moviemetre sonuçlarına göre, tüm dünyada 11 milyon oyuncu arasında 42. olarak Türk oyuncuların yaptığı en iyi dereceyi yapan güzel oyuncu yüksek enerjisiyle kapak çekimimize de renk kattı... Başarısının altında yatan yaşam öyküsünü merakla okuyacak, rengarenk karelere bayılacaksınız... “Soğuk - sıcak, yaz - kış fark etmez, hiçbir tatilin tadına doyum olmaz” diyenler için karlar üzerinde bir yolculuk planladık... Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin kayak tatili röportajlarını ve yazarlarımızın seçtiği kış rotalarını ilgiyle okuyacaksınız... MAG PR Solutions olarak bir etkinliğe daha estetik dokunuşlarla imzamızı attık... Ankara’da Güven Sağlık Grubu bünyesinde hizmet veren ve yenilenen G4 Güven Estetik’in lansmanını birlikte gerçekleştirdik. İş dünyasından çok sayıda davetli katıldığı şık lansmandan objektiflerimize yansıyanları sizlerle buluşturuyoruz... Eğlenceli etkinliklere, sezona damgasını vuracak ürünlerle dolu alışveriş sayfalarına ve sımsıcak röportajlara yer verdiğimiz yeni sayımız bu soğuk kış günlerinde içinizi ısıtacak... 2019 yılı, tüm güzellikleriyle gelsin... Aşk, sağlık, huzur, kazanç ve mutluluk bu yıl da hepimizin yanında olsun... Çok Sevgiler
OCAK 2019 YIL:16 SAYI:156 FİYAT:15 TL mag medya ltd. şti. adına imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü
CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr genel yayın yönetmeni
BERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr görsel yayın yönetmeni
ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr kreatif direktör
SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr haber ve foto muhabiri
ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr SİNAN ÖZÜDOĞRU sinan@magmedya.com.tr istanbul temsilcisi
ERSİN AL ersin@magmedya.com.tr iletişim direktörü
DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr iletişim uzmanı
DİLARA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr yazarlar
AYLİN YILDIZ EMRE UZUN OZAN EKŞİ ÖZGÜR AKSUNA İPEK GENÇER SELAHATTİN DÖNMEZ TUĞÇE İNAL ZUHAL DEMİRARSLAN reklam müdürü
ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr reklam ve halkla ilişkiler
türü
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN mag isim ve yayın hakkı mag medya ltd. şti.’ne aittir. dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı mag’a aittir. izin alınmadan kullanılamaz. yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. idare merkezi kaptanpaşa sokak no: 33-b g.o.p. ankara tel: +90312 428 0 444
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr mali işler koordinatörü
TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr yayın hukuk danışmanı
AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi 29.12.2018 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
54 244 48 SEZONUN en son trendlerinden çok özel parçalar...
222 PİLEVNELİ Mecidiyeköy’ün ilk “Fabrika’da: 10 Sanatçı/10 Bireysel Pratik” isimli sergisinden renkli kareler...
54 MAGICAL NIGHT ’tan göz kamştıran unutulmaz kareler... 156 BURUN estetiği ile ilgili en çok merak edilenleri Doç. Dr. Haldun Kamburoğlu anlattı...
244 ÜNLÜ isimlerin kayak rotaları...
182 178 ÇOCUK ve gençlere yönelik eğitim programını desteklemek amacıyla düzenlenen Gala Modern’den şık kareler... 182 NETFLIX ‘in Türkiye’de yaptığı ilk orjinal yapım olan “Hakan:Muhafız” ın Leyla’sı Ayça Ayşin Turan ile keyifli bir röportaj...
320 ZUHAL Demirarslan bizleri Art Basel Miami Beach’e götürüyor...
352 342 BREZİLYA Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve zarif eşi Diva Christina’nın konuğu olduk... 324 BİLKENT Sanat Sokağı’nın kurucusu Rahmi Çöğendez ile çok özel... 352 MARKA 2018 Konferansı gala partisinden çok özel görüntüler...
SELF PORTRAIT ELBİSE $470
style
MAX MARA PANTOLON $1.290
Seda Çavușoğlu
seda@magmedya.com.tr
DOLCE&GABBANA ELBİSE $2.479
ERDEM 2019 SONBAHAR KIŞ
JIMMY CHOO AYAKKABI €895
GIANVITO ROSSI AYAKKABI $845
ATELIER MİNYON BİLEKLİK
Drama Kraliçesi
48
AQUAZZURA AYAKKABI $695
Altın ve gümüș detayları öne çıkartan drama kombin modası, kumașları ve desenleriyle nostalji rüzgarları estiriyor...
ERDEM ELBİSE $5.835
SAINT LAURENT ÇANTA $2.250
ALICE+OLIVIA CEKET €490
style
BOGNER TULUM $729
BOGNER KASK $940
GIVENCHY MONT €1.990
PHILIPP PLEIN 2018 SONBAHAR KIŞ
TORY SPORT KAZAK €255
KJUS KAYAK PANTOLONU €515
Kayak Sezonu Metalik renkler ve desenlerin kullanıldığı tasarımlarla, karlar üzerinde göz kamaștıracaksınız...
PERFECT MOMENT TULUM $683
MONCLER BOT €375
VALENTINO GÖZLÜK €335 FUSALP ELDİVEN $138
ISABEL MARANT BOT €515
50
style
16ARLINGTON BLUZ €740
SAINT LAURENT AYAKKABI $1.095
HALPERN 2018-19 SONBAHAR KIŞ
ATTICO ELBİSE $1.056
JENNIFER BEHR KÜPE €290
HILLIER BARTLEY ÇANTA $961
DOLCE&GABBANA KORSE BLUZ $1.993
JIMMY CHOO AYAKKABI $1.395 MATERIEL PANTOLON €415
Yılbașı kombinlerine damgasını vuran payetler yeni yılda da etkisini sürdürüyor... 52
MSGM ETEK $715
GALVAN ELBİSE $1.795
Işıltılı Başlangıç CARTIER SAAT €34.080
Yeni Yıla MAGical Night ile Büyülü Başlangıç MAG Medya tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen başkentin ilk konsept balosu “MAGical Night” Bilkent Otel’de yine unutulmaz anlara sahne oldu. Yılın en şık ve eğlenceli gecesi olarak değerlendirilen geleneksel “MAGical Night”da MAG Medya’nın Kurucusu Can Çavuşoğlu, eşi MAG Kreatif Direktörü Seda Çavuşoğlu ve MAG Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu ev sahipliğini üstlendi. Bilkent Otel’de 1000’den fazla konuğun katıldığı davete Prenses Sophia Wolkonsky, Aktris ve Model Kelly Greyson gibi ünlü isimler de yurt dışından MAGical Night için özel olarak gelerek bu gecenin büyüsüne eşlik etti. Şehrin en ihtişamlı gecesi MAGical Night, ünlü radyo programcıları Serkan Kızılbayır ve Özgür Aksuna’nın sunumu ile başladı. Sponsorlara plaket takdimi ile devam eden gece, video mapping gösterileri ile daha da etkileyici hale geldi. Ozan Çolakoğlu ve orkestrasının sahne aldığı MAGical Night, DJ Murat Muratlı performansıyla sürerken büyülü atmosferi ile yeni yıla damgasını vurdu.
magical night
ARZU-ORHAN KÖPRÜLÜ
SEDA-CAN ÇAVUȘOĞLU
Genç ve bașarılı iș adamı, MAG Medya’nın kurucusu Can Çavușoğlu, eși MAG Medya Kreatif Direktörü Seda Çavușoğlu ile birlikte gecenin ev sahipliğini üstlendi. ELA-BEDİ GÜRBÜZ
ÜMİT-SERPİL TÜFEKÇİ
BERİL ÇAVUȘOĞLU
BAHADIR-ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
MAG Medya Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu da tüm konuklarla yakından ilgilenirken Rașit Bağzıbağlı imzası tașıyan kıyafetiyle büyüledi.
magical night
NAZAN-HAKAN SAYIN
ORHAN-GÖNÜL KORAL
Gecenin sponsorlarından Tepe Home adına Yönetim Kurulu Bașkanı Orhan Koral’a teșekkür plaketi verildi. SERCAN-OSMAN YILDIRIM
magical night
GONCA-EMİN CANER
YEȘİM-REHA TANDOĞAN
Türkiye’nin ortopedi konusunda en ünlü doktorları arasında yer alan Reha Tandoğan, geceye zarif eși ile birlikte katıldı. HALUK-AYSU YAVUZ
AYȘE YILDIZ
ALTAN PALABIYIKOĞLU
MELİKE-HİKMET GÖKÇE
Geceye verdikleri destek nedeniyle Güven Sağlık Grubu G4 Estetik Merkezi adına Berna Fırat Taș ve Serkan Öztürk’e plaket takdimi gerçekleștirildi. BERNA FIRAT TAȘ, SERKAN ÖZTÜRK
magical night
TANSEL SAATÇİOĞLU
BİHAN KOYUNPINAR, SOFİA KARAL
SOPHİA WOLKONSKY
SOPHIA WOLKONSKY
Prenses Sophia Wolkonsky geceye katılmak için Romanya’dan geldi. MERVE-MUSA DÖNMEZ
SERHAT ÖZALP
magical night
ECE-SERKAN GÜLEÇ
SEÇİL ÖZER TAȘTAN
ARDA YURTSEVER
Bilintur A.Ș Genel Müdürü Arda Yurtsever, Bilkent Otel’de gerçekleșen gecede örnek bir evmagdergi.com.tr sahipliği gösterdi. 64
SEMİH-NEYİR GÜRKAN
EMRE YILDIRIM
PIA SERA’DA
Aile Boyu
Aile Boyu Mutluluk HER PAZAR | 10.30 - 14.30 VİLLA İÇİNDE, SICACIK ŞÖMİNE EŞLİĞİNDE, TADI DAMAKLARDA UZUN SÜRE KALACAK BİR BRUNCH İÇİN HER PAZAR BEKLERİZ! REZERVASYON | 460 12 55
p i a s e r a .c o m
0312 460 12 55
magical night
KADRİYE-ÜNAL KERİMOĞLU
EBRU-DENİZ DEMİRYÜREK
İș ve cemiyet hayatının tanınan simalarından Ebru-Deniz Demiyürek çiftinin șıklıkları göz kamaștırdı. 66 magdergi.com.tr
AHMET-ÖZLEM DOĞAN
SEDA SÜMER- BİLGEHAN ÇAĞDAȘ SONBAHAR
TAYLOR TORISK, KELLY GREYSON
Amerikalı Aktris Kelly Greyson ile Taylor Torisk; Magical Night için yurt dıșından gelen konuklar arasındaydı. BAHAR-EMRE DEMİRAĞ
F R E N C H
A NT I q U ES
‘ Ö Z E L F R A N SI Z A N T İ KA K OL L E K S İ Y ONU’
ÇANKAYA CAD. NO:14 ÇANKAYA / ANKARA info@camehd.com - www.camehd.com camehome.official
magical night
EMRE ALTUN, ENGİN ȘANVERDİ
ZEYNEP-ÖZGÜR İNCESU
Premar Gayrimenkul Yönetim Kurulu Bașkanı Özgür Erdem İncesu ve eși Zeynep İncesu geceye destek veren sponsorlar arasında yer aldı. DENİZ-UMUT ÖNDER ALTUNTAȘ
magical night
ALEV-BERKAN TUNA
ZEYNEP-EMRAH YAYKIRAN
Pet Holding Yönetim Kurulu Bașkan Yardımcısı Zeynep Yaykıran ve Eko İnșaat’ın sahibi Emrah Yaykıran geceye katılım gösteren çiftlerdendi. ÖZLEM İNCİK
MEHMET NECATİ YÜZER
CEYLAN TAYLAN, MEHMET CAN AĞIM
TİMUÇİN-ȘEBNEM DALOĞLU
Ünlü İș Adamı Timuçin Daloğlu’nun eși profesyonel koçluk yapan Șebnem Daloğlu siyah payetli elbisesi David Meister ile gecenin en șık kadınları arasındaydı. DENİZ-CANDAȘ TALİPOĞLU
magical night
ALP-SEDEN BEKİT
SEÇİL GÖKÇE
UMUT ÖZER KOCA
PARR Jewellery Yönetim Kurulu Bașkanı Umut Özer Koca, geceye özel hazırlattığı standı ile en çok dikkat çeken markalar arasında yer aldı. ESİN-CENK NAİPGİL
DİCLE COȘAN
G A L L E R I A | K E N T PA R K | KA PA L I Ç A R Ş I
magical night
CENK-NİLGÜN SEVİNÇ
TUĞÇE-KEMAL İNAL
MAG dergisi yazarlarından Tuğçe İnal, geceye eși Kemal Bey ile katılırken, payetli elbisesiyle de göz kamaștırdı. AYLİN-ERCÜMENT DİLER
magical night
EDA-EVREN AYAKIN
CEM-DİDEM ERKAN
Gecenin mapping ve video ensteleasyonlarını gerçekleștiren Kelle Koltukta Bağımsız Yönetmeni Erinç Ulusoy, 78 geceye özel hazırladığı videolar ile büyük beğeni topladı.
GÖZDE-ERİNÇ ULUSOY
ERHAN-AYȘEGÜL YURTSEVEN
PEREN ÜNLÜ
HAZAL EYLÜL ÇELİK
Dizi Oyuncusu Hazal Eylül Çelik geceye katılım gösteren ünlüler arasında yer aldı. İSMET-CENGİZ ERASLAN
ONGUN ÖZDEMİR
magical night
AYȘEGÜL AYVAZ, BATUHAN BULDUK
MATT FAULK
JESSİCA HANSON
MATT FAULK
JESSİCA HANSON
Yurt dıșından birçok konuğun katıldığı davete Matt Faulk ve Jessica Hanson da Amerika’dan geldiler. DİDEM-YİĞİT KOYUNCU
magical night
EFE-HALE-MEHMET ÇAVUȘOĞLU
SELİN SÖĞÜTLÜGİL
Londra’da yașayan Ünlü Yazar Selin Söğütlügil, MAGical Night için Ankara’ya geldi. 82
NUMAN-NURTEN GÜRDOĞAN
TÜLAY ERCİYAS KAYA
magical night
ARAS-MARİA KARAKELLE
ERSAN-SİNEM BAȘBUĞ
84
Gecede görsel șölen yaratan ES Styling kurucuları Ersan-Sinem Bașbuğ, göz kamaștıran dekorları ile gecenin en çok konușulan isimleri arasında yer aldı.
SEVİM-VURAL CENGİZ
ÖZNUR ȘAHİN, SELİN ÇALIȘKAN
PERİHAN-TURGUT UYAR
AYÇA ARAÇ, AHMET MÜNİR YAȘAR
İnșaat sektörünün köklü kurulușlarından Moment Yapı’nın sahibi Turgut Uyar ile güzel eși Perihan Uyar, MAGical Night’ın bu sene de çok șık ve eğlenceli olduğunu söylediler.
magical night
IȘIN-EFEHAN KURȘAKLIOĞLU
KADRİYE CİRİTÇİ
MERYEM CUMART
Gecede göz dolduran birçok kadının tercihi “Davet Perisi”nin 86kıyafetleri oldu.
İREM ȘAHİN, GÜLDEN UĞURLU
İHSAN ÇULCUOĞLU
J O V A N I F A S H I O N
S E L F P O R T R A I T
N I C O L E M I L L E R
S H E R R I H I L L
T H R E E F L O O R
A I D A N M A T T O X
Davet Perisi ile Dünya Markalarını Kendi Gardırobun gibi Kullanmaya
M Reşit Galip Caddesi No: 84/2 Çankaya-Ankara N 0530 566 36 68
U www.davetperisi.com
I davetperisi
M A R C H E S A F A S H I O N
T A D A S H I S H O J I
magical night
HAKAN-TUBA ALAÇAM
İLKNUR-AHMET DURAN DEMİR
88
Gobi Kashmir’in CEO’su Özmen-Gözde Öztürk, Doktor Ahmet Demir ve eși İlknur Demir ile Yönetici Hakan Alaçam ve eși Tuba Alaçam geceye renk katan isimlerdendi.
GÖZDE-ÖZMEN ÖZTÜRK
magical night
ERKAN ASLAN
BUKET-ALP ÖNYÜRÜ
GÜLENNUR AYDIN
90
Gülennur Aydın șıklığı ve güzelliğiyle gecede herkesten tam not aldı. OĞUZHAN KABASAKAL
ALPER-BEGÜM KENDİRLİ
ÇAĞATAY ÖZSÜLLÜ, HALİL DAȘDELEN
FULYA-ERMAN GÜLTEKİNOĞLU
Sevilen fenomen Fulya Gültekinoğlu ve eși İș Adamı Erman Gültekinoğlu gecenin son saatlerine kadar balonun tadını çıkardılar. JULİA GENÇ
CEYHAN BAĞCI
magical night
SİMGE AZİZOĞLU, TAMER ÖZKAN, ZİYNET ÖZKAN
ZEYNEP KOREȘ
İstanbul cemiyet hayatının tanınmıș isimlerinden Zeynep Koreș de geceye katılan șık bayanlar arasındaydı.
ONUR-AYGÜL CANLI
BETÜL ERTÜRK
AFİTAP-BÜLENT AKINCI
FERİDE-MEHMET ȘAHİN
FUNDA-COȘKUN KARAKILIÇ
Bilișimin sektörünün önde gelen firmalarından Promet’in sahibi Mehmet Șahin’in eși Feride Hanım geceye Neșe Aykut imzalı bir kıyafetle katıldı.
magical night
HÜMEYRA ÖZDİLEK, SERDAR ERASLAN
DAMLA-ETKİN PERÇİNER
Bașkentin en zarif kadınlarından olarak bilinen Damla Perçiner, beyaz payetli elbisesiyle yine çok șıktı. TUĞBA ÖZ, GÖKÇE DİKER
GÖKÇEN ÖZELÇAM
TOLGA-ECE GÜL
İPER ZİLELİ
İper Zileli, Maria Lucia Hohan imzalı beyaz kıyafetiyle büyüleyici bir güzelliğe sahipti. FATİH KURT, İLKER ÖZTEKİN
MELTEM AYSOY
magical night
AYȘE BİÇER
YEȘİM-GÜRSEL DELİKTAȘ
KUBİLAY SAKARYA
Blogger Kubilay Sakarya kırmızı papyonu ve șık smokiniyle bütün dikkatleri üzerine çekti. ÖZGE-TOGAY CÖMERT
PINAR GÜNSEVEN
ALİ-ÖZGE ÇAVUȘOĞLU
UĞUR-KÜBRA AKKAYNAK
Uğur-Kübra Akkaynak muhteșem bir gece geçirdiklerini söylerken MAG Ailesi’ne teșekkür ettiler. ÇİĞDEM SOKULLUOĞLU
MELTEM AKȘİN
magical night
FAİK-HÜLYA KURAL
SEMRA-ERHAN KIZILMEȘE
98
Kutup Șirketler Grubu Yönetim Kurulu Bașkanı Erhan Kızılmeșe MAGical Night’ın Ankara’ya büyük bir hareket kattığını ve her yıl sponsor olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını belirtti.
MAHMUT-AYȘE DURMAZ
magical night
FİLİZ REİS ÇEBİ
VELİ-NERMİN SARITOPRAK
BEGÜM AKIȘ
Asil tavırları ve zevkli seçimleriyle tanınan Begüm Akıș, yine göz doldurdu.
100 magdergi.com.tr
ELİF-ENGİN VARDAR
CANSIN KARAKOÇ
magical night
AYÇA-SERKAN YILDIZ
KÜBRA BAYRAKTAR
Mi’cocina’nın sahibi Kübra Bayraktar bordo kadife kıyafetiyle sade bir șıklık tercih etti.
ȘERMİN ALDEMİR, BARAN YAZICI, ASENA ANDİÇ
DEFNE ÜNLÜ ÇETİNKAYA
EDA ÇAMLI, ONURCAN ÖZÇELİK
REZAN-ERSİN YAĞIZ
Polin Enerji Yönetim Kurulu Bașkanı Ersin Yağız geceye zarif eși Rezan Yağız ile birlikte katıldı. Rezan Hanım’ın kırmızı elbisesi dikkatleri çekti. ÖYKÜ-MEHMET TEKMEN
magical night
İSMET-ÖZGE DEMİRKOL
ÇİĞDEM-ÖZKENT ÖZALTIN
İș adamı Özkent Özaltın ve Çiğdem Özaltın da bu özel davetin, bașkentin en keyifli gecesi olduğunu söyleyerek, MAG Ailesi’ni tebrik ettiler.
ALİ-EBRU DALBAY
LEVENT YALMAN, SİNEM - KORAY ȘAMGUL
CARINI LUZZACO ANNAMARIA
MURAT MURATLI, VOLKAN İLDİNÇ
GÜLTEN BIÇAKÇI
Dünya çapında birçok baloya ev sahipliği yapan Prenses Carini Luzzaco Anna Maria da MAGical Night’ın unutulmaz bir gece olduğunu söyledi.
magical night
YAZGÜLÜ-ALİ RIZA MADAK
GÜLAY EMERCE
AYSEL AKÇAY
Sosyal yașamın tanınan isimlerinden Aysel Akçay da MAG Medya’yı kurulușundan bu yana severek takip ettiğini belirtti. AYDAN ÖZDOĞAN, BİRTEM KUTMAN
KAAN AKSAY
DİLEK-AYHAN TEKİN
BERNA-OZAN YİĞİT
OSMAN MISIRDALI
CEREN EVCİMEN
Geceye destek veren Tepe Home Pazarlama İletișim Yöneticisi Ceren Evcimen ve ekibi özel olarak hazırlanan locada gecenin keyfini çıkardılar.
davet night magical
ÖMER-PINAR ÇAVUȘOĞLU
NAZLICAN SOLUK
KEMAL ÖZDENDİR
MAGical Night’a özel hazırlanan içecekleri ile davete damga vuran Schweppes’i; Coca Cola Özel Müșteri Yöneticisi Kemal Özdendir gecede temsil etti.
ESİN GÜREL
NİLGÜN ARI, HAYAL UĞURLU
ÖMER EFE
BELGİN-ARİF YETKİN
SEVİL GÜRGAN
Sevil Gürgan her zamanki zarafetiyle davetin en sade ve șık isimlerindendi. BURCU-MEHMET YÖRÜBULUT
EVREN YİĞİT
magical night
SEVGİ-RECAİ SOLUK
TOYGUN-DEMET ONGUN
Porsche Türkiye Marka Temsilcisi Toygun Ongun ve zarif eși Demet Ongun gecenin en çok eğlenen konuklarındandı. PINAR CANALP
DENİZ ALİ TATAR
AYSEL KAVACIKLI
VOLKAN ATAMAN
CHARLES-GÖKÇE MATTHİJSSEN
Yıllardır geleneksel hale gelen MAGical Night; sektörün “Oscar”ları olarak bilinen ACE of M.I.C.E. Ödülleri’nde “En İyi Etkinlik”e aday oldu. SAHAR AMJADİ, MÜFİT KÜÇÜKBABACIK
magical night
FUNDA DAĞDELEN, EGE GÖKÇEİMAM
LEYLA-ALTUĞ KÖSELERLİ
114
Fer Bal Yönetim Kurulu Bașkanı Melih Fer Solmaz, doğal ürünlerden olușan standı ile gecenin ilgi odağı oldu. MELİH FER SOLMAZ
ELVAN ODABAȘI
SİNEM AYDIN
SERHAN KIZILMEȘE, NİLSU ALİZADE
OLGA KALEMCİ
Olga Kalemci tercih ettiği krem rengi payetli elbisesi ile dikkatleri üzerinde topladı. ESRA ARAT
PELİN-EMİR BENLİ
magical night
AKIN-NESRİN KILAVUZ
EDA CAFERİ, AHMET AKSÖZ
Türkiye’nin sevilen Influencerları’ndan Ahmet Aksöz’e gecede genç ve güzel Modacı Eda Caferi eșlik etti. HANDE-ÇAĞRI ÖZÇELEBİ
HAKAN ÖZTÜRK
SERTAÇ DARCAN, ZEYNEP ERGÜN
SEREN ERDOĞAN
Gecede birçok davetli Modacı Seren Erdoğan imzalı kıyafetleri tercih etti. ȘEBNEM-BARIȘ ȘİMȘEK
NESLİHAN AKTEPE
magical night
SANEM ANAFARTA, ÖZLEM AYDIN
EMRAH-MİNE ERKALP
Saltur Turizm Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Çevik, MAGical Night davetlilerine özel hazırlanan fırsatların büyük ilgi gördüğünü söyledi. İSMAİL FIRAT ÇEVİK, MERVE DÖNMEZ
magical night
ECEM-ALPTEKİN KELEȘ
HANDE-MURAT ERKÜTÜK
Geceye eși Hande Erkütük ile birlikte katılan AKOTA Yöneticisi Murat Erkütük, gece boyunca keyifli saatler geçirdi. PINAR-HÜSEYİN BORMAN
2019’un
size sağlık, mutluluk, huzur getirmesi dileğiyle...
C:0 M : 80 Y:0 K:0
Zeynep Şahin Styling & Fashion House
C:0 M:0 Y:0 K : 100
Gaziosmanpaşa Mah. Filistin Cad. No:31/2, Çankaya/Ankara T: 0533 150 29 92 zeynepsahin.official zeynepsahin.official zeynepsahinoffi
magical night
OZAN ÖZER
TAHSİN-İLKAY METİN
NALAN HAZNEDAR
Morethan.A.Dress’in Sahibi Nalan Haznedar gecede tarzıyla dikkat çeken isimler arasında yer aldı. BARIȘ YAY
BURAK- MARİA ÖZDEMİR
Aqua
mücevherat
Tülay Erciyas Kaya'dan Işıldayan Tasarımlar Atatürk Bulvarı No: 67/88 Çankaya/Ankara T: (0312) 434 0727 www.aquamucevher.com aqua_mucevherat
tulaykayamucevherat
magical night
KORAY UYGUR, ESRA ESRİNGİL
GÜLİN-BÜLENT KÖSE
ES Styling tarafından sponsorlar için özel olarak hazırlanan șık localarda, gece boyunca konuklar oldukça keyifli zaman geçirdiler. YÜCEL-GÜLȘAH TAȘKIN
NURSEN TURAN, DAMLA KÖYMEN
SÜREYYA ÜZMEZ
EMEL YALÇIN
ALPER KOCATÜFEK, SERENAY TÜTÜNCÜ
NEZİH ALLIOĞLU
E&E Danıșmanlık’ın sahibesi Emel Yalçın gümüș rengi elbisesiyle zarif bir șıklık sergiledi.
B O D RU M
MOYO BE ACH HOTEL Torba Mahallesi, Hoşgörü Sokak No : 1, 48400 Bodrum/Muğla T: +90 252 367 14 17 www.moyohotel.com - info@moyohotel.com - sales@moyohotel.com
İşbirliği ile en özel gününüz unutulmaz bir masala dönüşebilir...
magical night
ONUR GEÇMEZ
BİLLUR-YAMAN GÖNEN
AHSEN DEMİRCİ
Ahsen Demirci de gecede Seren Erdoğan tasarımı tașıyan isimlerdendi. CANSU PEKȘEN, ZEKİ ÇELİK
ANTONİNA KOCABEY
magical night
SEZİN-GALİP TÜRKTAN
DİLEK ÖZEN, TÜZÜN GELGEL
Ünlü Diș Hekimi Tüzün Gelgel davete Dilek Özen ile katılırken ikizi Savaș Gelgel de zarif eși Çiğdem Gelgel ile uyumlu bir șıklık sergiledi. SAVAȘ-ÇİĞDEM GELGEL
ELİF ASLI YILDIZ
SÜLEYMAN-HAFİZE AYIK
HANDE ERYILMAZ ÇETİNKAYA
SUAT-MELTEM YILMAZ
EMİNE ÖNER
Bilkent Otel’de gerçekleșen gecede özenle hazırlanmıș menü konuklar tarafından çok beğenildi.
magical night
CEREN SEFER, GÖKÇE GELGEÇ
GALİP-BURCU ȘENER
Gecede ünlü Aranjör ve Müzisyen Ozan Çolakoğlu ve Orkestrası konuklara unutulmaz bir gece yașattı.
132 magdergi.com.tr
GÖZDE-FATİH YILDIRIM
magical night
BERİL ÜSTÜN
DİLARA-FETHİ TÜRKTAN
Bütün bir yıl boyunca konukların beklediği ve hazırlandığı MAGical Night 2018 yılının en çok konușulan gecesi oldu. SEVİNÇ-TOLGA TOPGÜL
ȘENAY KALKAN
Paris Cad. No: 76/9-10 Şili Meydanı - Kavaklıdere/Ankara T: +90 312 426 26 91 sensizolmazmeyhane
magical night
ERKAN AYVA, SÜREYYA CAN
OKAN BOZKURT, ZEHRA ÖZDEN
Yılın en șık gecesi MAGical Night iș ve cemiyet hayatından bir çok insanı konuk etti. AÇELYA BOZBEYOĞLU, GÜL EREN
GÖKHAN-MELİKE UYSAL
RUKİYE GÖÇER
SEÇİL YAȘAR
Konuklar gecede sponsorların sergiledikleri ürünleri yakından inceleme fırsatı buldular. YAVUZ SOLMAZ
BETÜL-BİRKAN OKANDAN
magical night
ABDULLAH YILMAZ, YAPRAK DİȘLİ
AYȘEGÜL AYGÜN
BANU BİRDAL
Bașkentli birçok kadının takı tasarımında imzası olan Biblo Mücevherat’ın Sahibi Alper Magaroğlu da geceye katıldı. ALPER MAGAROĞLU
ENGİN KEKEÇ
AYLA GÖRGÜLÜ
AYBERK-EBRU AYBAR
KAMER-ÖZGÜR KOLDAȘ
Dr. Özgür Koldaș ve zarif eși Kamer Hanım; gecede yapılan video mapping gösterisinin eșsiz bir șov olarak herkesin hafızlarına kazındığını belirttiler. ALPER BEZGİN
REYHAN EKİN
magical night
ÖZLEM PACCİ-İLKCAN ÇANAKÇI
DERSU ÖZTEMEL
Sinosha Markasının zarif kurucusu Sinem Biçer her zaman ki dikkat çeken tarzıyla geceye katıldı.
SİNEM BİÇER
MESUT-CANAN ADAN
SELİN DURU
NAZAN ÜNAL, BİRGE ERÇOBAN
SİRET-ALİ UYANIK
GÜLȘAH ERHAN
Diyetisyen İdil İmamoğlu eși Tolga İmamoğlu gecenin en renkli çiftleri arasındaydı. TOLGA OKTAY
İDİL-TOLGA İMAMOĞLU
GÖKHAN ALİ ÇİMEN
TUĞBA DUYGU YILMAZ
TUBA- OSMAN SARIÇAM
2010 yılından beri düzenlenen MAGical Night her yıl yepyeni sürprizlerle konuklarını ağırlıyor. ZEYNEP OKUTAN
MERVE KALEMCİ EYYÜPOĞLU
magical night
MAG Medya, MAG Pr Solutions ve MAG Dijital ekibi olarak tüm yıl boyunca kusursuz bir gece olması için çalıșan MAG Ailesi hep birlilkte aile fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmediler. DİLARA ERTÜRK
ONUR-HİLAL ÖZTÜRK
MİNE ÖZCAN
FERAY ȘAHİNGÖZ
İKLİM KERİMOĞLU, SİNAN ÖZÜDOĞRU
NERMİN BENZEȘ
DİLARA AYDOĞDU, FURKAN YURTSEVEN
YUNUS-BEKİR COȘAN
TARIK DEĞER
ÖZGÜR-DİLVİN KARABULUT
magical night
UMUT ÖZER KOCA
ARDA YURTSEVER
SERKAN ÖZTÜRK, BERNA FIRAT TAȘ
ÖZGE PARER
ORHAN KORAL
ERSAN-SİNEM BAȘBUĞ
ERHAN KIZILMEȘE
Büyülü gecenin sponsorlarına ve destekçilerine katılımlarından dolayı teșekkür plaketi takdim edildi.
ÖZGÜR İNCESU
NİLGÜN TONTA
KEMAL ÖZDENDİR
magical night
PINAR İPEK
MELİH FER SOLMAZ
BARIȘ ȘİMȘEK
ERİNÇ ULUSOY
Video mapping ile salonun tüm duvarlarında gösterilen 360 derece sanal görüntülerde ünlülerin MAG Medya ve misafirleri için temennileri, sponsorların tanıtım videoları ile davetliler gecede görsel șölen yașadı.
148
YAREN ORAN
Ürdün Turizm Bürosu adına plaketini teslim alan Șule Dadak bu özel gecede yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
ȘULE DADAK
Anadolu Efes Horeca Yöneticisi Serkan Keskin, “Birikte Güzel ile 50. yılımızda bu özel gecede yer almaktan bizler de çok mutluyuz” dedi.
SERKAN KESKİN
Saltur Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Fırat Çevik, plaketini MAG Medya İmiyaz Sahibi Can Çavușoğlu’ndan aldı.
İSMAİL FIRAT ÇEVİK
magical night
MAGical Night boyunca konuklar tarafından çekilen fotoğraflar “MAGheryerde” ve “MAGicalnight2018” hashtag’leri ile bol bol paylașıldı.
FATMA DEMİRBAȘ
ACE of M.I.C.E Ödülleri’ne aday olan MAG’ın her yıl düzenlediği gelenekselleșen MAGical Night; bu yıl aralarında prenseslerin, sanatçıların da olduğu birçok ünlü yabancı konuğu ağırladı.Adeta bir șıklık yarıșına dönen baloya hanımlar uzun elbiselerle, erkekler de smokinlerle katıldı.
SEVİLAY, CAN HELVACIOĞLU
150 magdergi.com.tr
Oldukça keyifli geçen geceye yaklașık binin üzerinde konuk katılım gösterdi.
MARİA-FUAT NİZAMOĞLU
GAMZE UZ
Seçkin konuklar için Bilkent Otel tarafından özel olarak hazırlanan menü ve ikramlar büyük beğeni toplarken, gece boyunca eğlenen konuklar bol bol fotoğraf çekip keyifli anlarını sosyal medyada paylașmayı ihmal etmediler.
magical night
Sevilen DJ Murat Muratlı’nın son dönemin trend șarkılarından olușan performansıyla konuklar geç saatlere kadar dans ettiler.
Dergimizin kıymetli yazarlarından Özgür Aksuna ve Serkan Kızılbayır gecenin moderatörlüğünü üstlendiler.
Bilkent Otel Sakarya Salonu’nda gerçekleșen davette; ünlülerin MAG Medya konukları için paylaștıkları yeni yıl dilekleri, sponsorların tanıtımları ve çok özel görüntülerin yer aldığı video mapping show’u salonun tüm duvarlarında gece boyunca görsel bir șölen yarattı.
Muhteșem ses ve ıșık sistemleriyle MAGical Night’ta adeta bir șölen havası yaratan Teknik Takım, gecenin yıldızlarındandı.
ES Styling tarafından gecenin konseptine göre hazırlanan dekorasyon ve süslemeler salonda büyülü bir atmosfer yarattı.
Ozan Çolakoğlu ve Orkestrası muhteșem performansıyla konuklara unutulmaz ve keyifli anlar yașatırken konukları geç saatlere kadar coșturan Ozan Çolakoğlu böylesine șık ve güzel bir topluluğa müzik yapmanın mutluluğunu yașadı.
moda
Seren Erdoğan Couture Giyen Kadın Güzeldir SEREN ERDOĞAN
Genç ve başarılı moda tasarımcısı Seren Erdoğan şık tasarımlarıyla MAGical Night’a da damgasını vurdu. Akademiden gelen Moda Tasarımcısı Seren Erdoğan, kreasyonlarıyla kısa sürede Başkent'in parlayan yıldızı oldu. Ankara’ya en şık geceyi yaşatan MAGical Night’ta, bu sene Seren Erdoğan Couture imzalı tasarımlar sıklıkla tercih edildi. Ahsen Demirci, Alev Tuna, Dilem Kaymaz, Eylül Erdoğan, Nesrin Kılavuz gibi cemiyet hayatının önde gelen isimleri bu şıklığı üzerinde taşıyanlardandı.
EYLÜL ERDOĞAN
DİLEM KAYMAZ
ALEV-BERKAN TUNA
AKIN-NESRİN KILAVUZ
Başarı Momentum‘ la başlar.
Öğrenci koçluğu ile hep bir adım önde olun!
NELER YAPIYORUZ?
Ödev yapma alışkanlığı kazandır ma Dikkat ve motivasyon aktiviteler çalışmaları i Sınav stresiyle başetme çalışmal arı Okul derslerine takviye çalışmal arı Test tekniği uygulamaları Soru çözüm kampları Kişiye özel birebir ders prog ramları Koçluk ve danışmanlık hizmetler i Simon Bolivar Caddesi 4.Basın Sitesi A Blok Kat:1 No:1 Yıldız/Çankaya ANKARA T: +90-530 081 06 66 - +90-312 440 58 86 www.momentumkocluk.com • info@momentumkocluk.com
Doc. . Dr. Haldun Kamburoglu
Burun Estetİğİ İle İlgİlİ En Çok
Merak Edİlenler Günümüzde en çok talep estetik ameliyatlardan biri olan burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenleri öğrenmek için ünlü estetik cerrah Doç.Dr. Haldun Kamburoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
Öncelİkle güzellİk kavramını bİzİm İçİn açabİlİr mİsİnİz?
Burun estetİğİ amelİyatlarının başarı krİterlerİ nelerdİr?
Güzellik, gençliğin, sağlığın, biyolojinin, fiziksel çekiciliğin, estetiğin, harmoninin, zekanın, neşenin ve kişiliğin birleşimi ve uyumudur. Estetik bunun sadece bir parçasıdır. Öte yandan estetik cerrahi ile fiziksel olarak en ve tam bir güzellik hali hedeflenir.
Şüphesiz ki, hem doğal hem estetik hem de rahat nefes alan bir burun ortaya çıkarmak bu ameliyatın temel objektif başarı kriteridir. Öte yandan bir de sübjektif başarı kriteri vardır. Bu başarı kriteri ise hastanın mutluluğudur. Yani hastalarımızın mutluluğu için çalışıyoruz.
Burun estetİğİ amelİyatı muayenesİ ve planlamasını nasıl yapıyorsunuz?
ESTETİK DOĞAL OLANDIR.
Burun estetiği muayenesine ilk olarak hastaların memnun olmadığı noktaları dinleyerek başlıyoruz. Direk ve endoskopik muayeneleri müteakiben, hastalarımıza bilgisayarlı nefes testleri yapılıyor. Üç boyutlu dijital hesaplamalar, fotoğraf çekimleri ve ölçümler gerçekleştiriliyor. Tüm bunların sonucunda burundaki sorunlar birer birer ortaya konulup hastalarımıza çözümleri detaylı olarak anlatıyoruz. Üç boyutlu tasarımlar ile ameliyat sonuçlarına en yakın sonucu kendi yüzlerinde görmeleri de mümkün oluyor.
Burun estetİğİnde moda burunlar nelerdİr? Burun estetiğin bir modası olamaz. Bundan 50 yıl önce moda akımlar üzerine çeşitli estetik ameliyatlar gerçekleştirilmiş ve sonuçları hep hüsran olmuştur. Günümüz modern rinoplasitisinde temel amaç doğal ve estetik bir burun elde etmektir. Buradaki doğal kelimesi işlem görmemiş manasında değildir. Yüz ile tam uyumlu manasındadır. Herkesin yüz hatları, çene kemikleri, dokuları farklılık arz edeceği için herkese yapılması gereken burunlar da elbette farklıdır. O nedenle burun ameliyatı çok kişiye özel bir işlemdir.
Her yaşta burun estetİğİ amelİyatı olunabİlİr mİ? Burun estetiği için alt sınırlar erkeklerde 18, kızlarda 16 yaştır. Bu yaşlar kemik gelişiminin tamamlandığı yaşlar olarak kabul edilir. Bu ameliyatı olmak için ise üst yaş sınırı yoktur, önemli olan genel sağlık durumunun bu ameliyat elverecek şekilde sorunsuz olmasıdır.
Emzİrme dönemİndekİ kadınlar burun amelİyatı olabİlİrler mİ? Evet olabilirler, ancak bazı ön koşulların sağlanmış olmasında fayda vardır. İlk olarak doğumdan sonra en az 6 ay geçmiş olmasını önermekteyiz. Zira gebelikteki şişlikler yüz bölgesine de yansıyabilmekte ve bu şişliklerin geçmesi için makul bir süre beklenmesi gerekmektedir. İkinci konu ise ameliyat dönemi bebeğin beslenebilmesi için annenin yaklaşık 1 haftalık sütünü sağıp hazırlaması gerekmektedir. Bunun nedeni ameliyatta ve ameliyat sonrası alınacak ilaçların süte ve gereksiz yere bebeğe geçmesinin engellenmesidir.
DOÇ. DR. HALDUN KAMBUROĞLU HAKKINDA Doç. Dr. Haldun Kamburoğlu, tıp eğitimini Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gerçekleştirdikten sonra, 2009 yılında aynı üniversitenin Estetik ve Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı’ndan uzman oldu. Uzmanlık eğitimi içerisinde Yale Üniversitesi (ABD) Estetik ve Plastik Cerrahi Kliniğinde rotasyon yaptı. 2009 yılının sonunda Avrupa Estetik ve Plastik Cerrahi Birliği (EBOPRAS) uzmanı da oldu. 2013 yılında ayrıca Ağız, Yüz ve Çene Cerrahisi ana dal uzmanlığı aldı.
Burun estetİğİ amelİyatı İle bİrlİkte burun kaynaklı nefes sorunları gİderİlebİlİr mİ?
Evet, giderilebilir. Estetik burun ameliyatı sırasında, var ise burunla ilgili her türlü solunum sıkıntınız (deviasyon, valf yetmezliği, et büyüklüğü gibi) eş zamanlı olarak tedavi edilmektedir. Bu iki ameliyatı ayrı ayrı olmaktansa eş zamanlı olmanız en doğru seçenektir. Çünkü nefes ameliyatı sırasında çıkarlan parçalar, estetik ameliyat kısmında kullanılabilmektedir. Nefes ameliyatını önce ve ayrı olduğunuz takdirde böyle bir şansınız olmayacaktır.
Burun estetİğİ amelİyatında burun kemİklerİ kırılıyor mu, bu amelİyat ağrılı bİr İşlem mİdİr? Dünyadaki hiçbir burun estetiği ameliyatında burun kemikleri kırılmaz. Kemikler çeşitli aletlerle kontrollü olarak kesilir ve/veya törpülenir. Bu işlem için en sık cerrahi aletler kullanılır. Bunlara ek olarak biz mikromotor ve ultrasonik kemik şekillendirme cihazı olan Piezotome da kullanmaktayız. Burun ameliyatı genel olarak ağrılı bir işlem değildir. Yine de her hastamızda maksimum konfor sağlamak için ameliyat sırasında özel uyuşturma teknikleri uyguluyoruz. Bu sayede tüm hastalarımız oldukça rahat bir ameliyat sonrası dönemi geçiriyorlar.
Burun estetİğİ amelİyatı planlarken doktorunuzu nasıl seçmelİsİnİz?
Doç. Dr. Kamburoğlu 2015 yılında Belçika’daki Coupure Centrum ve EMC2 kliniklerinde Yüz Estetiği, Meme Estetiği ve Vücut Kontur Estetiği üzerine Estetik Cerrahi Üst İhtisası yaptı. Aynı yıl içerisinde Almanya Stuttgart Marien Hospital’da Burun Estetiği üzerine ikinci bir üst ihtisas daha yaptı. Tüm bu süre zarfında Avrupa ve Amerika Birleşik Devletlerinden dünyaca ünlü cerrahlar ile beraber çalıştı. Kendisi Avrupa Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Birliği tarafından 2015 Avrupa Genç Plastik Cerrah bursuna layık görüldü. 2015 yılında Doçent oldu ve aynı yıl 2012 yılında başlamış olduğu Estetik Cerrahi doktora programının yeterliliğini tamamladı. 2014-2016 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Estetik Cerrahi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü. Ocak 2016’da Hacettepe Üniversitesinden ayrılıp Premium Clinic Aesthetic & Beauty’yi açtı. Dr. Haldun Kamburoğlu özellikle burun, meme ve yüz estetiği alanlarında uluslararası toplantılarda davetli konuşmacı olarak eğitim vermeye devam etmektedir.
Şüphesiz ki doğal, güzel ve nefes alabilen sağlıklı bir buruna sahip olmanız için doktor seçiminiz çok önemlidir. Bir doktorun başarısı 3 temel unsur ile oluşur. Bilgi, tecrübe ve özen. Doktorunuzun bilgisi hakkında fikir sahibi olmak için mutlaka özgeçmişini okuyun. Akademik kariyeri, üyesi olduğu dernekler, katıldığı kongreler, kongre konuşmaları, bilimsel yayınları hekimin bilgisini anlamanıza yardımcı olacaktır. Tecrübe için, doktorunuzun çok çeşitli ameliyatlarla uğraşıp bunları iyi yapmak yerine çok daha az çeşit ameliyat ile uğraşıp bunları çok iyi yapmaya çalışması, yani özellikle bu ameliyat ile uğraşan bir cerrah olması önemlidir. Özen ise çok kişisel bir konudur. Bunu anlamanın en iyi yolu doktorunuzun daha önceki ameliyat ettiği hastalarla temasa geçmek ve ameliyat süreçleri ile sonuçlarını dinlemek olacaktır. Bir estetik cerrahı en iyi, önceki ameliyatlarının sonuçlarına bakarak değerlendirebilirsiniz. Buradaki en önemli kriteriniz, hep aynı burunlar yerine yüz ile uyumlu yani kişiye özel planlanmış ve yapılmış farklı farklı hem doğa hem estetik burunlar görmeyi beklemek olmalıdır. Doktor seçiminde ekonomik boyut da bir kriter olarak görülebilir. Ancak unutmayınız ki kötü yapılmış bir ameliyatı düzeltmek çok daha pahalıya mal olmaktadır. Ayırdığınız bütçe kendinize verdiğiniz değer ile orantılı olmalıdır.
Kapalı ya da açık teknİk burun amelİyatları nelerdİr?
Bu yöntem burun derisi üzerinde herhangi bir kesi olmaksızın içeriden yapılan eksilerle burun estetiği işleminin gerçekleştirilmesidir. Dezavantajı açık teknik gibi dokulara doğal anatomik pozisyonunda değil de burun deliğinden doğurtularak işlem yapılmasıdır. O nedenle burnunun iki yarısındaki dokuların tam simetrik olduğu, eğriliği ya da daha önce geçirilmiş cerrahisi olmayan hastalarda kullanımı daha uygundur. Açık teknik burun ameliyatı ise burun delikleri arasındaki deriye küçük bir kesi yapılarak burunun kendi doğal anatomik pozisyonunda gözlemlenerek işlem yapılmasıdır. Kapalı tekniğe göre hassasiyeti daha yüksektir. Hastaların neredeyse tamamında 1. yıl sonunda bu küçük kesi izini seçmek çok zordur. Burada en önemli olan nokta, her hastaya aynı teknikle işlem yapmak yerine, hastaya özel olarak teknikleri seçmek ve her iki tekniğe de tam hakim olabilmektir.
Amelİyatlarınızı lokal anestezİ İle yapıyor musunuz? Hayır lokal anestezi ile estetik burun ameliyatı yapmıyoruz. Bunun birden fazla nedeni var. İlk olarak lokal anestezi ile burun ameliyatı hem hasta hem de hekim açısından konforlu bir işlem değildir. İkinci olarak ise lokal anestezi ile kan basıncı istenilen seviyede tutulamadığı için ameliyat boyunca kanamalara neden olabilir. Bu da kanlı bir ortamda çalışmak demek olacağı için yapılacak işin hassasiyetini etkileyebilir. Bu ameliyat çok yüksek konsantrasyon ve hassasiyet gerektiren bir ameliyattır.
Amelİyatsız burun estetİğİ yöntemlerİ nelerdİr? Bu tekniklerden en sık uygulananı burnu çeşitli dolgu maddeleri ile şekillendirmedir. Burun dolgusu olarak adlandırılan bu yöntemde en sık kullanılan dolgu maddesi ise Hyaluronic Asit içeren dolgu maddeleridir. Hyaluronic Asit vücudunuzun hemen her yerinde bulunan bir bağ doku elemanıdır. Laboratuvarda hazırlanmış bu dolgular yapıldıktan belli bir süre zamanla sonra erirler, yani kalıcı değillerdir. Burun dolgusu örneğin burun kökünde çöküklüğü olan ve ameliyat olmayı düşünmeyen bir hasta için iyi bir seçenek olabilir. Öte yandan ileride bir gün ameliyat olma planı var ise bu tip bir işlem ameliyat alanında hafif de olsa geçirilmiş bir işlem sayılacağı için önermemekteyiz. Burun dolguları ile burun ucu şekillendirme işlemleri burun ucunu büyüteceği için çoğu hastada uygun olmamaktadır.
Doktorumuzu seçtİk, pekİ muayeneye gİderken neler yapmalıyız? İlk olarak konu ile ilgili kısa bir araştırma yapın. Merak ettiğiniz soruları tek tek yazın. Acele etmeyin. Her ne kadar mezuniyetinize, düğününüze veya başka önemli bir gününüze yetişmesi için acele etmek iyi bir fikirmiş gibi görünse de acele ettiğiniz ve yanlış karar verdiğiniz için oluşabilecek istenmeyen bir sonuç, o günler boyunca ve hatta o günler geçtikten sonra da maalesef sizinle kalacaktır. Başarı oranı yüksek olan cerrahların, muayene ve ameliyat randevularının da uzunca bir süre dolu olabileceğini unutmayın. Öte yandan randevunuza en az 15 dakika erken gidin. Bu sayede hekiminizin bekleme salonundaki diğer hastaları ile karşılaşabilir ve onlarla iletişim kurabilirsiniz. Muayeneden sonra aklınıza gelen sorular olur ise bunları sormak için doktorunuza ulaşmaktan asla çekinmeyin. Sonuçta bu ameliyat için kendinizi doktorunuza emanet ettiğinizi unutmayın. Bu noktada, aklınızda tek bir soru işareti dahi kalmamış olması son derece önemlidir. Doktorunuza gerektiği zaman tek bir telefonla ulaşabileceğinize emin olun. Bilgi ve iletişim çağında yaşıyoruz, ihtiyacınız hâlinde doktorunuza direkt ulaşmak kadar hiçbir şey size kendinizi güvende hissettiremez. Bu sizin en doğal hakkınız...
En sık kullanılan ikinci ameliyatsız burun estetiği uygulaması burun botoksu yani botulinum toksin (Botox, Dysport) uygulamasıdır. Botulinum toksin sadece ve sadece uzun etkili kas gevşetici bir ilaçtır. Hacim ya da şekil vermez. Burun delikleri arasındaki deri boyunca uzanan ve burnu aşağı çeken kasları fazlaca aktif olan hastalarda, bu kaslara botulinum toksin uygulaması, burun ucunun aşağı çekilmesini hafifletilebilir. Diğer bir ameliyatsız burun estetiği yöntemi ise burunun iple asılmasıdır. Bazı riskleri ve kalıcı olmayan sonuçları nedeni ile kliniğimizde uygulanmamaktadır.
Sağlıklı ve mutlu günler dİlerİm... www.haldunkamburoglu.com.tr
Rukiye Göçer Önce kahve ardından alışveriş Başarılı Diş Hekimi Rukiye Göçer’i Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde görüntüledik. Alışveriş turunun öncesinde Starbucks’tan kahve alan Rukiye Hanım, Brandroom mağazasına geçerek alışveriş yaptı.
Begüm Akış Beymen’den Hediye Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, başarılı iş kadını Begüm Akış bir arkadaşına hediye almak için Beymen’e geldi. Yılbaşı için çok heyecanlı olduğu gözlenen Begüm Hanım, dostlarına hediye almayı çok sevdiğini belirtti. Hediyesini aldıktan sonra yorgunluk kahvesi içmek için Fatima’ya geçen Begüm Hanım, objektfiklerimize böyle yansıdı.
158
Osman Ertürk Özel Genç İş Adamının Kitap Alışverişi Başarılı Avukat ve İş Adamı Osman Ertürk Özel, kitap alışverişi için Panora D&R’ı tercih etti. Uzun süre kitapları inceleyen Osman Bey, alışverişini tamamlayarak D&R’dan ayrıldı. Bir toplantısı olduğunu belirten Özel, ofisine geçmek için AVM’den ayrıldı.
Gülennur Aydın Pandora’dan Alışveriş Yaptı Ankara cemiyet hayatının sevilen isimlerinden, iş adamı Cemal Aydın’ın zarif eşi Gülennur Aydın takı alışverişi yapmak için Pandora’yı tercih etti. Keyifli alışverişinin ardından dostlarıyla buluşmak için Godiva’nın yolunu tuttu.
Mehmet Necati Yüzer Sezon Alışverişi Panora’dan Sensiz Olmaz Restoran’ın ortaklarından, saygın iş adamı Mehmet Necati Yüzer, Panora AVM’deydi. Uzun süre dolaşarak sezon ürünlerine bakan Mehmet Bey, dostlarının yanına geçmek için valeden aracını alarak Panora’dan ayrıldı.
Sibel Helvacıoğlu Dekorasyon Tercihi Design Of Luxury Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Sibel Helvacıoğlu, evine alışveriş yapmak için Design Of Luxury mağazasını tercih etti. Alışverişi öncesinde de Beymen’de yılbaşı hediyesi seçti..
160
Afitap Akıncı Timboo’da Arkadaşlarıyla Buluştu Sosyal yaşamın tanınan isimlerinden Afitap Akıncı, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeydi. Timboo’da arkadaşlarıyla buluşan Afitap Akıncı, koyu sohbetler eşliğinde kahvesini içti. Afitap Hanım arkadaşlarının yanından ayrıldıktan sonra sezon ürünlerine bakarak alışveriş yapmayı da ihmal etmedi.
Alev Tuna Spordan Sonra Panora’da Başkent cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Alev Tuna, spordan sonra Panora’ya gelerek yorgunluk attı. Alışveriş turunun ardından yoga seansı olduğunu belirten Alev Hanım, her zamanki sevecen tavırlarıyla objektiflerimize poz verdi
Rıfat Şahin Eşine Hediye Aldı Granos Termal Otel’in sahibi Rıfat Şahin, hamile eşine hediye almak için Panora’ya geldi. Doğum hediyesi olarak Kaff’tan çok şık bir bileklik alan Rıfat Şahin, doğacak bebeklerinin ihtiyaçları için alışverişine devam etti. Imaginarium ve Mothercare mağazalarına uğrayan Rıfat Bey, alışverişinin ardından evine geçmek için AVM’den ayrıldı.
Nilsu Alizade Dinlenme Arası Panora’da Cemiyet hayatının genç kuşak temsilcisi ve iş adamı Firuz Alizade’nin zarif kızı Nilsu Alizade, fakültedeki dersinin ardından dinlenmek için Panora’yı tercih etti. Alışveriş yapmayı çok sevdiğini belirten Nilsu Hanım, kahvesini içtikten sonra ailesine yeni yıl hediyelerini almak için Beymen’e geçti.
162
Şebnem Şimşek Alışveriş Sonrası Kahve Başarılı Çene ve Diş Cerrahisi Uzmanı Şebnem Şimşek’i alışveriş yapmak için geldiği Panora’da görüntüledik. Uzun süre alışveriş yaptığını belirten Şebnem Hanım, valedeki aracına eşyalarını bıraktıktan sonra Starbucks’tan kahve alarak AVM’den ayrıldı.
Sinem Başbuğ Spor Şıklığıyla Dikkat Çekti ES Styling Organizasyon’un ortaklarından Sinem Başbuğ, alışveriş turu için Panora’ya geldi. Alışveriş öncesinde Happy Moon’s’ da yemek yiyen Başbuğ, alışverişinin ardından AVM’den ayrıldı.
164
Düriye Arseven Erken Saatlerde Panora Devlet Eski Bakanı Nejat Arseven’in eşi ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Düriye Arseven, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ndeydi. Sabah erken saatlerde Panora AVM’ye gelerek vitrinleri inceledikten sonra Paris Kuaför’e geçti.
Melih Fer Solmaz İşlerini Kontrol Etti Fer Bal markasının sahibi Melih Fer Solmaz, Panora’daki Fer Bal şubesine gelerek işlerini kontrol etti. Çalışmaların ardından arkadaşlarıyla birlikte akşam yemeği yemek için Uludağ Kebap’a geçen Melih Bey, yemeğinin ardından işlerinin başına döndü.
Osman Karagöz Öğle Yemeğini Uludağ’da Yedi Oskar Elektrik Yönetim Kurulu Başkanı Osman Karagöz, Panora AVM’deydi. Yakın bir arkadaşıyla öğle yemeği yemek için Uludağ Kebap’ı tercih eden Osman Bey, iş temposundan fırsat buldukça Panora AVM’ye geldiğini belirtti.
Elif Özkaleli Vardar Atelier Rebul’dan Alışveriş Fonksiyon Fizyoterapi Merkezi’nin sahibesi Elif Özkaleli Vardar, Atelier Rebul’dan özel bir koku almak için Panora’ya geldi. Rebul markasını çok sevdiğini belirten Elif Hanım, uzun süre çeşitleri inceleyerek karar verdi. Eşine de bir parfüm almayı ihmal etmeyen Elif Hanım, Panora’dan ayrıldı.
166
Funda Bekişoğlu MAC’ten Kozmetik Alışverişi Ankara’nın önde gelen iş kadınlarından ve sosyal yaşamın sevilen isimlerinden Funda Bekişoğlu, kozmetik alışverişini Panora MAC’te yaptı. MAC’in ardından bir şal almak için Vakko’ya geçen Funda Hanım, AVM turunun ardından evinin yolunu tuttu.
Bartu-Çağatay Gökmen Baba-Oğul Panora Keyfi İtalya Cumhurbaşkanlığı Şovalyelik Nişanı ödüllü ressam ve TRT spikeri Çağatay Gökmen, yakışıklı oğlu Bartu ile hafta sonu alışverişi için Panora’ya geldi. Oğlu Bartu için Zara’dan bir gömlek alan Çağatay Bey, oğluyla birlikte tatlı yemek için Kafes Fırın’a geçti.
Gülden Bolat Bakım Paris Kuaför’den Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Gülden Bolat, rutin bakımı için Paris Kuaför’e geldi. Uzun süren saç ve cilt bakımını tamamlayan Bolat, eşinin ofisine geçmeden önce yemek yedi.
Belma Keskin Öziç Fatima’da Tatlı Keyfi Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Belma Keskin Öziç, Fatima’ya gelerek tatlı ve kahve keyfi yaptı. Dostlarını beklerken objektiflere gülümseyen Belma Hanım, arkadaşlarının gelmesiyle birlikte keyifli bir sohbete daldı.
168
Beliz Büyükhanlı Beymen Club’dan Sezon Alışverişi İş adamı Ahmet Büyükhanlı’nın zarif eşi Beliz Büyükhanlı, sezon ürünlerine göz gezdirmek için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ne gelen isimler arasındaydı. Beymen Club’a girerek alışveriş turuna başlayan Beliz Hanım, Burberry ve MaxMara mağazalarına uğrayarak turuna devam etti. Ardından bir doğum günü organizasyonuna geçeceğini belirten Büyükhanlı, Panora’dan ayrıldı.
Perihan Uyar Paşabahçe’den Alışveriş Ekşi Maya Café’nin sahibi Perihan Hanım, Paşabahçe’den alışveriş yapmak için Panora AVM’ye geldi. Yeni açılan şubelerinin eksikliklerini tamamlamaya gelen Perihan Hanım, Panora’yı sunduğu geniş marka yelpazesi nedeniyle özellikle tercih ettiğini belirtti.
170
Ebru Demiryürek Fatima’dan Alışveriş Yaptı Başarılı doktor ve akademisyen Deniz Demiryürek’in eşi, Başkent sosyal yaşamının önde gelen isimlerinden Ebru Demiryürek, gerçekleştireceği bir ziyaret öncesi tatlı bir hediye almak için Fatima’yı tercih etti. Özel bir sunum hazırlatan Ebru Hanım, ziyaretine yetişmek için Panora’dan ayrıldı.
Kadriye Kerimoğlu Davet Öncesi Panora Cemiyet hayatının sevilen isimleriden Kadriye Kerimoğlu katılacağı bir davet öncesinde Panora’ya gelerek vakit geçirdi. Vitrinlere kısa süre göz gezdirerek AVM’yi turlayan Kadriye Hanım, davete geçmeden önce objektiflerimize gülümsemeyi ihmal etmedi.
Feride Şahin Yürüyüş Ardından Panora’da Kahve İş adamı Mehmet Şahin’in zarif eşi Feride Şahin, Panora AVM’yi tercih edenler arasındaydı. Sabah yürüyüşüne çıktığını belirten Feride Hanım, yürüyüşünün ardından Godiva’da sabah kahvesini içerek Panora’dan ayrıldı.
Gamze Özsoy Güngör Seyahat Öncesinde Alışveriş Aloha Grup Yönetim Kurulu Başkanı Metin Güngör’ün zarif eşi Gamze Özsoy Güngör, İstanbul seyahati öncesinde Panora’ya gelerek alışveriş yaptı. Panora AVM’yi çok sevdiğini ve yolculuğunun öncesinde bile olsa alışveriş yapmak için Panora’ya geldiğini belirten Gamze Hanım, son hazırlıklarını kontrol etmek için AVM’den ayrıldı.
172
Mehmet Yörübulut Vakko’dan Hediye Aldı Acıbadem Hastanesi Başhekimi Mehmet Yörübulut, eşine hediye almak için Panora’yı tercih etti. Vakko’dan eşine çok şık bir çanta alan Mehmet Bey, eşi ve ailesinin yanına geçmek için AVM’den ayrıldı.
Selma Özdemir Kütük Bakımdan Sonra 5 Çayı Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Selma Özdemir Kütük, arkadaşlarıyla buluşmak için Panora’daydı. Keyifli sohbet öncesi Paris Kuaför girişinde objektiflere gülümseyen Selma Hanım, 5 çayı için Timboo’ya geçti.
Taha Gürel Yoğun İş Temposuna Panora Arası Güreller Elektronik mağazasının sahibi Taha Gürel Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nden ayrılırken görüntülendi. Uzun süre AVM’de dolaşan Taha Bey, Güreller Panora mağazasına uğrayarak işlerini kontrol ettikten sonra AVM’den ayrıldı.
Mert-Nihan-Defne Tangil Ailece Kuaför Keyfi Ankara sosyal yaşamının sevilen isimlerimden, iş adamı Cenk Tangil’in zarif eşi Nihan Tangil, çocukları Mert ve Defne katılacakları bir organizasyon öncesinde Paris Kuaför’e geldiler.
174
Sevilay Helvacıoğlu Minik Kızına Alışveriş Yaptı Başkent cemiyet hayatının sevilen ismi Sevilay Helvacıoğlu, kızına hediye almak için Panora AVM’ye geldi. GAP Kids mağazasından alışveriş yapan Sevilay Hanım, AVM’den ayrılmadan önce yeni yıl süslemelerinin önünde poz verdi.
Mehmet Osman Mısırdalı Network’ten Alışveriş Yaptı Başarılı iş adamı Mehmet Osman Mısırdalı, Panora Network mağazasına gelerek alışveriş yaptı. Kazak ve ayakkabı alışverişi için geldiğini belirten Mısırdalı, alışveriş öncesi objektiflerimize gülümsemeyi ihmal etmedi.
davet
BEYZA UYANOĞLU
RANA TABANCA
GİZEM KURBANOĞLU, LEVENT KIZIL
Gala Modern’de Destek Yarışı İstanbul Modern’in çocuk ve gençlere yönelik eğitim programlarını desteklemek amacıyla düzenlenen Gala Modern, Hasköy Yün İplik Fabrikası’nda gerçekleşti. On bir sanatçı ve bir sanatçı ikilisinin yapıtları, çocukların eğitim projelerine destek için Raffi Portakal ve Maya Portakal Bitargil’in yönetimindeki destek yarışında yer aldı. Gecenin destek çağrısı ise 18-25 yaş arası yaklaşık 20 bin gence her Salı ücretsiz müze deneyimi sunan “Genç Salı” projesi için yapıldı. Gala Modern’deki destek yarışında müzenin eğitim projelerine 2 milyon 125 bin TL katkı sağlandı. Gecede başarılı oyuncu Bergüzar Korel, ilk sahne deneyimiyle gecenin sürprizi oldu. Korel ve ünlü müzisyen Aykut Gürel unutulmayan Sezen Aksu şarkılarını caz müziği tarzında yorumlarıyla davetlilere unutulmaz bir performans sundu. After Party’de ise, Mikonos’taki Solymar partilerindeki performansıyla dünya çapında adını duyuran DJ Richard Horn sahne aldı.
178
OYA ECZACIBAȘI
HARİKA GÜRAL
SELDA-MÜNİR ÖZKÖK
ALPİN ALBAYRAK
Raffi Portakal ve Maya Portakal Bitargil’in yönetimindeki destek yarıșından elde edilen gelir, çocukların eğitim projelerinde kullanılacak. MAYA BİTARGİL, RAFFİ PORTAKAL
MURAT COȘKUN, ESRA ECZACIBAȘI
davet
BÜLENT ECZACIBAȘI
YELDA DEMİRÖREN, HALUK KALYONCU, REVNA DEMİRÖREN
RONİT-CEM HAKKO
ARZUHAN DOĞAN, MEHMET ALİ YALÇINDAĞ
EROL TABANCA
ALİZE-BARIȘ TANSEVER
YELDA-HAKAN TİFTİK
Gecenin sürprizi, ilk sahne deneyimiyle davetlilere müzik ziyafeti sunan, bașarılı oyuncu Bergüzar Korel oldu.
FÜSUN ECZACIBAȘI
EGE YÜKSEK, EMRE ECZACIBAȘI
özel
Dünya Listelerini Zorlayan Güzel
Geçtiğimiz haftalarda yayınlanmaya bașlayan Netflix’in Türkiye’de yaptığı ilk orijinal yapım olan, dramatik, fantastik, aksiyon ve bilimkurgu türündeki süper kahraman dizisi “Hakan:Muhafız”ın Leyla’sı Ayça Ayșin Turan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleștirdik. IMDb Starmetre ve Moviemetre sonuçlarına göre, tüm dünyada 11 milyon oyuncu arasında 42. olarak Türk oyuncuların yaptığı en iyi dereceyi yapan güzel oyuncu yüksek enerjisiyle kapak çekimimize de renk kattı... Bașarısının altında yatan yașam öyküsünü sizlerle paylașıyoruz... FOTOĞRAFLAR: ELİF DEMİRALP STYLING: RUTKAY ÖZİŞ PRODÜKSİYON: ÜMİT TOKAT SAÇ: AKIN ÜNAL MAKYAJ: HAMİYET AKPINAR BACKSTAGE: DİLARA ERTÜRK
özel
ÇİZGİLİ 184 PANTOLON VE ÜST: MEHTAP ELAİDİ CEKET: SUDI ETUZ
Gücümü ailemden alıyorum...
G
enç yaşta sektörün ses getiren projelerinde yer aldın ve almaya da devam ediyorsun... Nasıl başladı oyunculuk serüvenin?
Oyunculuğun beni seçtiği bir serüven olduğunu, söylesek daha doğru olur sanırım. Üniversiteyi okumak için geldiğim İstanbul’da kamera arkasından kamera önüne transfer oldum ve böylelikle bu yolculuk başlamış oldu.
Geçmişe doğru bir yolculuğa çıksak, nasıl bir çocukluk geçirdiğini söylersin bize?
Tam anlamıyla çocuk gibi büyüyen çocuklardan oldum. Sokaklarda koşup oynayabilen, ağaçlara tırmanan, akşam ezanı ile eve girmenin ne olduğunu bilen, doğa ile iç içe olabilen son çocuklardanımdır sanırım... Dönem çocuğuyum yani anlayacağınız. Benim de birçoğumuz gibi en çok özlediğim zamanlar o zamanlar. Hayata dair küçücük dertlerimizin ne kadar büyük olduğunu düşünüp dururduk hep. Kendimize dair küçücük bir dünyamız vardı halbuki. Her anı dolu dolu, her anı kıymetli, her anı özel… En saf duygularla hayata baktığınız bir pencere çocukluk. Zamanda yolculuk yapmak gibi bir şansım olsaydı çocukluğuma gitmek isterdim. Okuldan koşup annemin yemek kokularının sardığı eve girip yemekten sonra babamla ders çalışmak isterdim. Güzel şey çocukluk…
Karadenizli bir ailenin kızı olarak oyunculuk isteğin aile içerisinde nasıl tepki topladı?
Karadenizli, Marmaralı, Egeli ya da herhangi başka bir yerli olmak ile oyuncu olmayı istemek arasında bir bağ kurmanın doğru olduğunu düşünmüyorum. Annemin, babamın ve kardeşlerimin bana olan inancı ve güveni olmasaydı bu kadar cesur olabilir miydim, bilemiyorum. Attığım her adımda, aldığım her kararda yanımda olan, düştüğümde hep elimden tutan ve bana destek olan bir ailem var. Ben gücümü onlardan alıyorum.
Peki, sen Karadenizli olmanın hangi özelliklerini taşıyorsun, karakterine nasıl yansımış doğduğun yer? Sanırım şu sıralar en çok sorulan sorulardan biri de bu. Farklı bir şey söyleyemeyeceğim, hep örneklendirdiğim gibi, Karadeniz’in dalgalarına benzetirim kendimi; hem sakin hem de coşkulu, aynı zamanda da bizim coğrafyanın insanları gibi sıcakkanlı ve doğal olduğumu düşünüyorum.
Yoğun bir iş temposunun yanında öğrenciliğin de dolu dolu devam ediyor... İkisini bir arada yürütmek zor olmuyor mu, nasıl planlıyorsun günlük programını? Başlarda ikisini bir arada yürütmekte zorlandığım zamanlar oldu. Özellikle, İstanbul dışında çalıştığım zamanlar en zorlu süreçlerdi benim için. Hatta o yüzden okulum biraz uzadı. Şimdiyse okulumla arama bir şey girsin istemiyorum ve planımı, programımı ona göre yapıyorum.
Oyuncu olmaya nasıl karar verdin, her zaman hayalin olan meslek bu muydu yoksa izlediğin bir film, tiyatro veya diziden etkilenerek mi bu yola girdin?
Çocukluk hayalimdi, gibi klişe bir cümlem yok. Lisede okurken geleceğinize dair bölümler seçersiniz, ne okumak istiyorsanız yolunuzu ona göre çizmeniz gereken zamanlar vardır ve bunu bütün öğrenciler bilir. Ben de karar aşamamda üniversitede hangi bölümü okuyacağıma karar verdim, sonrası da üniversiteyle gelişen ve değişen bir süreç oldu benim için.
Karadeniz gibi doğal ve sakin bir yerden İstanbul gibi bir kaosa girmek seni nasıl etkiledi? Nasıl yönettin bu krizi, adaptasyon sürecin nasıl gelişti?
17 yıl küçük bir şehirde yaşadıktan sonra, İstanbul gibi bir metropole gelip onun kaosuna ve kalabalığına adapte olabilmek, herkes için zor olduğu kadar benim için de zordu ama ailemin desteğiyle kolayca üstesinden geldim.
özel
Karadeniz’in dalgalarına benzetirim kendimi...
Yıldızını en çok parlatan rollerden biri Meryem oldu... Nasıl dahil oldun bu projeye, kabul etmende etkili olan faktörler neler oldu? Karakterinde kendine benzettiğin taraflar var mıydı? Meryem benim için çok özel bir karakter ve hep de öyle kalacak. Bu projeye kadar, Meryem de benim daha önce canlandırmadığım renkte bir kadındı. Bir projeyi okurken ya da seçerken en önem verdiğim kriterlerden biri, hep birbirinden farklı kadınlara hayat vermek oluyor. Meryem’in kendine özgü özel bir dünya anlayışı vardı. Ben onu hep cam fanus içerisinde yetiştirilmiş kötülük nedir bilmeyen, dünyanın kiriyle bu yaşına kadar karşılaşmamış bir kadın olarak işledim. Saf değil, kirlenmemiş ve masum.
Unuttuğumuz birçok duyguya sahipti. Sevginin emek istediğini, fedakarlık ve güvenle oluşabileceğini bize yeniden hatırlatıyordu. Masumiyetinin yanında güçlü, dayanıklı ve sabırlı kişiliği de ilgimi çekti ve projede olmak istedim. Yaşadığı travmaları, çevresindeki düşmanları ile başa çıkma gücü de çok etkileyiciydi. Bu projeyi kabul etmemdeki en büyük etken Meryem oldu anlayacağınız. Şimdi anlat anlat bitiremem, çünkü birlikte hem güzel hem de zorlu bir yolculuk yaşadık. Meryem ve ben tamamen farklı insanlarız, öte taraftan karakterlerimiz çok farklı olsa da ikimizin ortak bir özelliği var; güçlü sabrımız.
Peki sana çok tezat karakter özellikleri var mıydı? Bu özellikleri nasıl oynayabildin, nasıl bir motivasyonla büründün bu karaktere? Aslında bu oynadığın diğer roller için de geçerli bir soru...
Az önce de dediğim gibi Meryem ve ben farklı insanlarız, dolayısıyla tezat oluşturacak kararları çokça oluyordu tabii mesleğimiz gereği... Bu noktada “Meryem” veya başka bir karakter fark etmez, bir insanın hayatını canlandırırken karakteri kendi hayat deneyimlerimizin sınırlamalarıyla şekillendirip çizmiyoruz, o karakter kendine ait hayat deneyimleriyle ve kendine has birçok karakter özelliğiyle kendi kimliğine sahip oluyor zaten ve sen de üzerine ne katabileceğine çalışıyorsun. Her ne kadar oynadığın karakter seninle tezat veya benzer bir sürü özellik barındırsa da olaylara karşı tepkileri seninle aynı olmak zorunda değil ve çoğunlukla da olmuyor. Dolayısıyla motivasyonum her zaman kendimden
186 magdergi.com.tr
uzaklaşıp, oynadığım karakterde görünmez kılınmak ve onu yansıtmak.
Şimdi de yepyeni bir proje, heyecanlı bir internet dizisi... Muhafız... Biraz da bu projenin gelişim sürecini dinleyelim... Teklif sana nasıl geldi, sen neleri göz önünde bulundurarak kabul ettin, en çok heyecanlandıran kısmı ne oldu?...
Meryem yeni bitmişti ve bir anda Muhafız’dan teklif geldi... Anlayacağınız bütün bu süreç çok hızlı gelişti. Leyla’yı ilk okuduğumda aynı Meryem gibi Leyla’nın da bu zamana kadar hiç canlandırmadığım bir karakter olduğunu fark ettim. Dolayısıyla bu projeye dahil olmak istedim. Netflix’in Türkiye’de yaptığı ilk orijinal yapım olmasının da bu kararımda etkisi var tabii. Umarım bizden sonraki projelere doğrularımızla, yanlışlarımızla örnek teşkil ederiz.
Elbette projeden projeye değişir ama bir oyuncunun tercih edilmesinin belli başlı sebepleri neler sence? Başarısının olmazsa olmazları...
Sizin de dediğiniz gibi bir oyuncunun tercih edilmesinin nedenleri projeden projeye değişkenlik gösterir; bu da proje kurulurken yaratılmak istenilen dünyanın kendi dinamizmi ve neredeyse canlı olan ön çalışma bölümünde gerçekleşiyor. Bu dinamizmin içinde oyuncunun da kararları bu alışverişte yerini alıyor ve eğer herkes için durum pozitifse sonucunda karşılıklı kararlar alınıyor ve tercihler belirleniyor. Bir oyuncu olaraksa disiplinli ve çalışkan olmanın çok önemli olduğunu biliyorum çünkü deneyimlerim ve gözlemlerim hep bu yönde. Dolayısıyla bana göre başarı; disiplinli olmak, çok çalışmak, azimli olmak ve hata yapmaktan korkmamaktan geçiyor.
Peki, sence Muhafız, Türkiye’de dizi sektöründe görülmemiş neleri gösterecek bize, neler kazandıracak sektöre? Vurucu yanları neler olacak?
Bildiğim kadarıyla; Türkiye dünya dizi sektöründe Amerika’dan sonra en büyük payla ikinci sırada; Netflix’in ilk orijinal Türk yapımı Muhafız’ın bu platformda da kendine yer etmesiyse yine sektörümüzün dünya piyasasında ne kadar kuvvetli olduğunun göstergesi. Ama “özel ne katar, vurucu yanları neler?” sorularının cevabını hep beraber zamanla alacağız.
CEKET: MEHTAP ELAİDİ
özel
Meryem benim için çok özel bir karakter ve hep de öyle kalacak...
KARELİ PALTO VE PANTOLON: V2K EKRU GÖMLEK: MY BEST FRIENDS AYAKKABI: CHRISTIAN LOUBOUTIN KÜPE: MON REVE
188 magdergi.com.tr
KARELİ CEKET: V2K SARI KAZAK: VAKKO DERİ PANTOLON: DERİN MERMERCİ X NETWORK
özel
Mükemmeliyetçiliğim beni zorluyor...
İnternet dizilerinin sektörde nasıl bir yol açtığını, nasıl bir değer kattığını düşünüyorsun? İnternet dizilerinin sektöre hız katıp dinamikleştirdiğini ve özgün içerikler ile çeşitlilik sağladığını düşünüyorum. Bu içeriklerin özgün olması da pozitif bir değer katarak anlata geldiğimiz hikaye yelpazemizi genişletecektir, diye umuyorum.
Peki bu alanda yeterli donanıma sahip miyiz sence?
Bu donanıma bir haftada 140 dakikalık dizi üretimi hızımızla sanırım çoğu ülkeden daha da hazırızdır. Önemli olan; aklımıza gelen bir fikri içerik sanmadan, temelleri sağlam, samimi, kaliteli ve dolu içerik üretmek.
İnternet dizisinden mi televizyon dizisinden mi daha çok keyif aldın?
İnternet dizisi veya televizyon dizisi olarak ayrım yapamam. Ben oynadığım karakterden keyif alıyorum ve oynayacağım karakterleri seçerken mümkün olduğunca farklı kimliklerde ve güçlü kadınlar olmaları önceliğim oluyor.
Hatta hepsini genel bir sıralamaya sokmanı istesek... Sinema mı, tiyatro mu, televizyon dizisi mi, internet dizisi mi?
Sinema; benim için her zaman özel... Televizyon ve internet dizileri; tempoları ve devam eden hikayeleriyle sürükleyici. Tiyatro ise, bambaşka bir dünya.
İş dünyasından biraz uzaklaşalım hadi... Set ve okul arasında mekik dokuyorsun, bu ikisi hayatında neredeyse hiç boşluk bırakmıyor... Ama yine de az da olsa o boşluklarda neler yapmaktan keyif alıyorsun? Evde vakit geçirmeyi çok seviyorum. Kahvemi alıp film ve dizi izlemekten keyif alıyorum açıkçası.
“Ne kadar yoğun bir hayatım olsa da olmazsa olmazımdır” dediğin aktivite nedir?
Dostluğa gelirsek... Dostların en çok hangi huylarından dolayı seni seviyor sence?
Bu sorunun cevabını benim vermem pek doğru olmaz sanırım.
Peki hem aileni hem dostlarını en çok zorlayan huylarını sorsam...
Bunu da kendimden yola çıkarak cevaplayacak olursam eğer, mükemmeliyetçiliğim diyebilirim; çünkü bu beni bile zorluyor bazen.
Son olarak çok gençsin ve hayallerinin belki de daha başındasın... “Bu yolculukta nihai olarak ulaşmak istediğin nokta, kendini görmek istediğin yer, dahil olmak istediğin proje, çalışmak istediğin yönetmen veya başrolü paylaşmak istediğin isim...” gibi sorular sorsam...
Hayat sürprizlerle dolu ve yarının ne getireceğini de ne götüreceğini de bilemezsiniz. Hayallerim ve hedeflerim var, ancak bunlara belirli bir nokta koyarak kendimi sınırlandırmayı sevmiyorum ve hayatın sürprizlerine karşı kendimi kapatmak da istemem diyebilirim.
KISA KISA... Bir şarkı bestelesen tarzı ne olurdu? Romantik!
Yurt dışında yaşayacak olsan hangi ülkeyi / şehri tercih ederdin? Hiç görmedim ama sanırım Prag olurdu...
Mesleğinin yanında bir hobi meslek daha yapacak olsaydın bu ne olurdu?
Spor, kesinlikle olmazsa olmazımdır.
Hobi olarak değil aslında ama okulumdan ötürü yönetmenlik olurdu...
Peki “tüm saatlerim dolu da olsa onu/onları görmeden yapamam” dediklerin...
Tüm dünyaya vermek istediğin mesaj ne olur?
Annem, babam ve kardeşlerim...
190 magdergi.com.tr
Sevgi, sağlık, aşk, huzur, mutluluk ve barış...
CEKET VE ÜST: ŞİYAR AKBOĞA DERİ PANTOLON: NISSE BOT: CHRISTIAN LOUBOUTIN
davet
FÜSUN KURAN, RAHMİ KOÇ, SELÇUK TÜMAY, ANDY LEW, LUCA GASTALDI
Brooks Brothers 200 Yaşında Amerika’nın en eski giyim markası Brooks Brothers, İtalya, Amerika ve Japonya’dan sonra 200. yılını Türkiye’de görkemli bir davetle kutladı. Şıklığın ve asaletin sembolü, Amerika’nın en köklü markası Brooks Brothers, 200. yıl kutlamasını House of Brothers’da gerçekleştirdi. Rahmi M. Koç’un katılımıyla gerçekleşen RMK Classic CEO’su Füsun Kuran ev sahipliğinde Brooks Brothers Avrupa CEO’su Luca Gastaldi ve Brooks Brothers Dünya Başkanı Andy Lew’in de katıldığı açılışa aralarında Pernod Ricard Türkiye ve MENA CEO’su Selçuk Tümay, Ali-Nazan Başman, Ayşegül-Hakan Kodal, Siren Ertan Kayalar, Gülbin Simitçioğlu, Ahu Orakçıoğlu, Tuba Peksayar, Yelda İpekli, Saffet Emre Tonguç, Serdar Büyükkoyuncu’nun da yer aldığı iş ve cemiyet hayatının ünlü isimleri katıldı.
194 magdergi.com.tr
ALİ-NAZAN BAȘMAN
CEM-HÜLYA KALYONCU
TUBA PEKSAYAR, AHU ORAKÇIOĞLU
LİNDA KUYUMCİYAN
Brooks Brothers’ın House of Brothers’da düzenlenen 200. yıl kutlamasına cemiyet hayatının tanınmıș isimleri katıldı.
BEGÜM ÖZER
GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU, SİREN ERTAN KAYALAR
DR. HASAN KÜTÜKOĞLU
Annelik Estetiği Ameliyatı
A
merika’da son yıllarda Hollywood oyuncuları ve magazini tarafından ön plana çıkartılmış olan bu operasyon birleşimi ülkemizde de başarılı bir şekilde yapılmaktadır. Annelik estetiği hamilelik
sonrası formu bozulan vücut bölgelerinin tek seansta düzeltilme işlemidir. Bu ameliyatın çok tercih edilmesinin bir sebebi de kişiye özel form tasarlaması ve ameliyat anında tüm şikayet edilen bölgelere müdahale edilmesidir.
advertorial
Son dönemlerin popüler uygulaması “Mommy Makeover” bir diğer deyișle “Annelik Estetiği Ameliyatı” hakkında Op. Dr. Hasan Kütükoğlu bilgli veriyor...
Annelik estetiği hangi bölgeleri kapsamaktadır?
Hamilelik ve emzirme sonucu karın ve göğüsler, kadınların en çok şikayet ettiği bölgelerdir. Hastalarımız genellikle hamilelik esnasında fazla kilo alımı ile karın kaslarının zayıflamasına bağlı, emzirme sonrasında da göğüslerde sarkma ile başvurmaktadır. Ayrıca bacaklarında kalınlaşma mevcut olan hastalar da inceltme amacıyla başvurmaktadır. Annelik estetiği ameliyatının bir parçası olan meme toparlama işlemi, silikonlu veya silikonsuz olarak yapılabilmektedir. Sadece memelerde hacim kaybı yaşayan hastalarımıza silikon ile yeniden hacim kazandırılmakta meme yukarıda toplanmaktadır. Karın bölgesinde olan gevşeme için karın germe ameliyatı kısa kesilerden yapılmaktadır. Karın bölgesinde yağ fazlalığı olan hastalarımıza lipomatik ile yağ alınma işlemi gerçekleştirilmektedir. Yine bacak ve basen inceltilmesi için de yağ alma işlemi uygulanmaktadır. Hastalarımızın karın, meme, bacak bölgelerindeki bu şikayetlerinin tek operasyonda birleştirilmesi “Mommy Makeover” prosedürünü oluşturmaktadır.
Bu ameliyat ne zaman yapılmaktadır?
Hamilelik sonrası 6 - 12. ayda bu operasyonu gerçekleştirebilmekteyiz. Sonrasında kısa sürede doğum yapmayı planlayan hastalarımıza karın bölgesi için sadece yağ alma işlemi gerçekleştirip son doğumlarından sonra toparlama işlemini tercih etmekteyiz. Karın ve bacak bölgelerinden lipomatik ile alınan yağları işlemden geçirip popo şekillendirme ve yüzde hacim kaybını düzeltmek amacıyla kullanabilmekteyiz. Böylece bütünsel bir yaklaşımla hastalarımızın ameliyat öncesi formlarına kavuşmalarını sağlamaktayız.
Bu operasyon sonrası hastalar ne kadar sürede toparlanmaktadır?
Operasyonda hastaya müdahale edilen bölge sayısına göre bu süre değişmekle birlikte genellikle karın ve meme bölgesi uygulamaları için 10 - 14 gün olmaktadır. Korse ve özel sütyenlerle operasyon sonrası desteklediğimiz hastalar günlük yaşamlarına normal bir şekilde 2. haftada, spor yaşamlarına ise 4. haftadan sonra ulaşmaktadır. Hastalar ameliyat sonrası olası formlarını 6 - 8. haftada görmektedirler.
Operasyon öncesi dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
Vücut formlarının bozulması kaygısını yaşayan anneler, öncelikle hamilelikte kadın doğum uzmanları tarafından düzenlenmek koşuluyla 12 - 15 kilodan fazla kilo almamaya dikkat etmelidir. Hamilelik sonrası dönemlerinde de aynı şekilde sağlıklı bir şekilde beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Bu operasyonların hiçbiri hastanın kilo vermesi amacıyla yapılmamaktadır. Bu ameliyatların asıl amacı, hastaların hamilelik öncesi formlarına kavuşmasına yardımcı olmaktadır. Plastik cerrahlar tarafından uygulanan “Mommy Makeover” ameliyatları; doğum sonrası hastaların doktorları tarafından düzenlenecek tedavi planlarına uyması koşuluyla yüz güldürücü sonuçlarıyla önümüzdeki yıllarda da popülaritesini koruyacak gibi görünmektedir.
Bu operasyonların hiçbiri hastanın kilo vermesi amacıyla yapılmamaktadır. Bu ameliyatların asıl amacı, hastaların hamilelik öncesi formlarına kavușmasına yardımcı olmaktadır.
davet
ARZU KUNT
SİNAN ÖNCEL
JULİDE-MEHMET ALİ BERKMAN
25. Yıla Görkemli Davet OMEGA, Seamaster Diver 300M saatinin 25. yılını, OMEGA Marka Müdürü Mert Ünlü ev sahipliğinde bir davet ile kutladı. Jülide- Mehmet Ali Berkman, Beste- Mustafa Yurttaş, Murat- Rima Kolbaşı, Zafer Kozanoğlu, Zeynep Germen, Nuray Fenercioğlu, Müge Sırmabıyık, Sinan Öncel, Bünyamin Aydın,BerilAysel Akçay, Özlem Kaymaz Buse Terim, Benan Terzioğlu, Selahattin Dönmez ve Arzu Kunt gibi isimlerin katılım gösterdiği davette DJ Doğuş Çabakçor performans sergiledi.
MERT ÜNLÜ, ANIL KÖPRÜLÜ, CEM KİRAZLI
davet
ZEYNEP GERMEN
MURAT- RİMA KOLBAȘI
ARZU ÖZAL
Eski Türkiye Güzeli Özlem Kaymaz da OMEGA Seamaster Diver 300M saatinin 25. yașını kutlayan isimler arasındaydı. NURAY FENERCİOĞLU
BERİL- AYSEL AKÇAY
ÖZLEM KAYMAZ
BATYA KEBUDİ
BUSE TERİM
MUSTAFA-BESTE YURTTAȘ
MÜGE SIRMABIYIK
BENAN TERZİOĞLU
TUBA ÇETİN
Cemiyet hayatının tarzıyla dikkat uyandıran isimlerinden olan İlkem Öztürk OMEGA saatlerini severek kullanıyor.
İLKEM ÖZTÜRK
Sporu Sevdiren Serüven Loop Workout firmasının ortakları Derya ve Deniz Açıkbaș, iki kız kardeș olarak atıldıkları spor serüvenini anlatıyor... DENİZ-DERYA AÇIKBAȘ
Ben 1980 yılında, kardeşim Deniz ise 1983 yılında Ankara’da dünyaya geldik... Fakat aslen İran’dan Mersin’e göç etmiş bir ailenin üç kızından büyük ve ortanca olan çocuklarız. Ben turizm ve otel işletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra, farklı sektörlerde uzun yıllar çalıştım. En son merkezi Amerika’da bulunan bir medikal firmasında yönetici pozisyonunda yedi sene kadar çalıştıktan sonra, yapmaktan daha çok mutluluk duyacağım başka bir iş için bu sektörden ayrıldım. Deniz ise, sosyoloji bölümünü bitirdikten sonra THY’de uzun süre hosteslik yaptı ve o da benimle aynı sebepten dolayı işinden ayrıldı. Spora başlamam ortaokulda beden eğitimi öğretmenimin, çok istemememe rağmen beni okulun hentbol takımına yönlendirmesiyle oldu. İstemiyorum, çünkü o zamanlarda spor yapmak bana çok zor geliyordu ama bu düşüncemin yanlış olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Liseyi bitirene kadar hentbol, voleybol arasında gidip geldim ama iki branşta da başarılı oldum. Deniz için de, dört yıl önce Hindistan’da yogayla tanışması vesilesi oldu.
Bir stüdyo açmaya nasıl karar verdiniz? Bu yolda ne gibi zorluklar ve güzelliklerle karşılaştınız?
Stüdyo açmaya Deniz’le aniden karar verdik. Bir yerlerde çalışıyorduk fakat mutlu değildik. En büyük motivasyonum Deniz’in yoga çalışmalarındaki adanmışlığı ve yoga yapmayı sevmesiydi, sabah 5-6 demeden eğitimlere katılıyordu. Ben haftanın dört günü pilates dersine gidiyordum, son zamanlarda en mutlu olduğum saatler bu derslerdi. “O zaman bizi mutlu edecek bir şey yapalım” diyerek karar alıp, uygulamaya geçtik. Ben Jimnastik Federasyonu’nun düzenlediği eğitime katılarak antrenörlük sertifikası aldım. Şu an da hala diğer kurumların açtığı eğitimlere katılarak bu konuda uzmanlaşıyorum. Deniz, Herkes İçin Spor Federasyonu’nun düzenlediği eğitime katılarak antrenörlük belgesini aldı. Daha önce Hindistan’dan başlayıp, ülkemizde açılan
eğitimlere katılmıştı ve hala kendini yoga konusunda geliştiriyor. Kararımızı uygulamaya aldık fakat içimize sinen yeri yaklaşık iki ayın sonunda bulduk. Tadilat sürecinden hiç bahsetmek istemiyorum. Neyse ki, iki buçuk ay sonunda tadilatı bitirdik. Bu süreçte etrafımızdaki herkesin desteği bizi inanılmaz mutlu etti, doğru adım attığımızdan bir kez daha emin olduk.
Stüdyonuzda hangi eğitimleri veriyorsunuz?
Stüdyomuzda yoga, mat pilates, aletli pilates ve personel training hizmeti vereceğiz.
Pilatesin fiziksel sağlığa etkilerinden bahsedebilir misiniz biraz?
Pilates bütün vücudu hedefler; karın, kalça, bacak, kol kaslarının güçlenmesini sağlar. Yanlış anlaşılmasın, söylemek istediğim şişkin kas değil, güçlü kaslar. Bu yüzden özellikle bale yapan sanatçılar pilates yapmayı tercih etmektedirler. Vücut için olduğu kadar, zihin için de rahatlatıcı bir spordur, bireyi stresten uzaklaştırır.
Eğitmen ekibinizi oluştururken hangi kriterleri dikkate alıyorsunuz?
Eğitmenlerimizi seçerken, öncelikle işini severek yapanları tercih ediyoruz. Çünkü bir işi severek yaptığınızda başarı kendiliğinden geliyor. Sonrasında insanlara karşı yaklaşımlarına önem veriyorum, çünkü toplum olarak zaten stres içindeyiz, bizim amacımız bize gelen herkesin hem spor yapacakları hem rahatlayacakları hem de stüdyodan mutlu olarak ayrılmalarını sağlayacak bir ekip olmasına çok özen gösterdim.
Yolculuğun henüz başındasınız ama ilerleyen süreçte neler hedefliyorsunuz? En büyük hedefimiz; insanlara hareket etmeyi, spor yapmayı sevdirmek ve bunları mutlu, huzurlu bir ortamda yapmalarını sağlamak... Bunun sonucu olarak da daha sonraki derslere kendilerini zorunlu hissederek değil, isteyerek gelmeleri...
T:+90 545 368 68 28 202 magdergi.com.tr
advertorial
S
izi tanıyabilir miyiz? Spor ile tanışmanız nasıl oldu?
S A Ğ L I K L I YA Ş A M D Ö N G Ü S Ü YOGA PERSONAL TRAINING M AT P İ L AT E S R E F O R M E R P İ L AT E S
@loopworkout
@loopworkout
@loopworkout
Koru Mahallesi, Ahmet Taner Kışlalı Caddesi, North Star İş Merkezi, No:4/22 Çankaya/ANKARA T:+90 545 368 68 28 w w w. l o o pwo r ko u t .co m
davet
TED’liler Konserde Buluştu TED Mezunları “10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye” kampanyası kapsamında TED Sosyal Hizmet Komitesi tarafından düzenlenen Defne Samyeli konserinde bir araya geldi.
DEFNE SAMYELİ
Ankara ve İstanbul cemiyet hayatının önde gelen isimleri ve çok sayıda yardımsever, TED Sosyal Hizmet Komitesi tarafından Blackk’te düzenlenen yeni yıl partisinde bir araya geldi. Mezunların konuşmalarıyla başlayan gece Defne Samyeli’nin sahne almasıyla hareketlendi. Konuklar gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlendi. Gecede elde edilen gelir TED Burs fonuna aktarıldı.
RENİN ÖZBEK, DEMET ERESİNVAR, ÖZGE YAKICI, GÜLİN DÖKMECİ, BERİL ÇUBUKÇU, ARZU ÇAĞATAY, YELDA ÇORLU, HANDE MALKOÇ, GİZEM ERGİN, ZEYNEP MADENLİ, ESRA DORA
Zevkinize Göre Özel Tasarımlar
Demirhendek Caddesi No:74 Siteler ANKARA baskentavize@gmail.com - T: +90312 353 08 45
davet
BEGÜM-SUNULLAH SALIRLI
206 magdergi.com.tr
ȘULE DADAK
REZAN-ERSİN YAĞIZ
Geceye katılanlar arasında ana sponsor Atakule GYO’nun Genel Müdürü Mehmet Arpacı ve zarif eși Ayșe Arpacı da vardı. BERİL ÇAVUȘOĞLU
ESRA DEMİR YILDIRIM
MEHMET-AYȘE ARPACI
OPR. DR. ESRA ÇABUK CÖMERT
Doğum Serüveni Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Opr. Dr. Esra Çabuk Cömert mesleki serüvenini, bașarılarını ve profesyonelliğin sırlarını anlattı.
Öncelikle MAG dergisi okuyucularına sağlıklı bereketli bir 2019 diliyorum. Bütün bir yıl yazılarımla MAG okuyucuları ile buluşacağım için ayrıca mutluyum. Kısaca kendimden bahsedecek olursam, 82 yılında Samsun’da doğdum. Aslen de Ünyeliyim. İlk ve orta öğrenimimi Ünye’de tamamladıktan sonra, babamın tayini sebebiyle liseyi Tekirdağ Anadolu Lisesi’nde bitirdim. Sonrasında Hacettepe Tıp Fakültesini kazandım ve Tıp hayatım başladı. Kadın Doğum ihtisasımı Başkent Üniversitesi Hastenesi’nde tamamladıktan sonra zorunlu görevlerimi tamamlayıp Ankara’ya geri döndüm. İlk önce bir kaç özel hastanede çalıştım. Sonra da kendi kliniğimi açmaya karar verdim ve şu anki yerimi açtım. 3 senedir de kendi kliniğimde hastalarımla keyifli vakit geçirerek mesleğime devam ediyorum. Dünyalar tatlısı bir oğlum ve beraber birçok şeyi paylaştığım eşimle keyifli bir hayat sürdürmeye çalışıyorum.
Bu mesleği seçmenizdeki en önemli sebep, etken ve kriterler nelerdir?
Öncelikle hayatımın her döneminde doktorluğa hep ilgim vardı. Küçüklükten itibaren birçok şeye meraklıydım. Doktorluğun her zaman bir yardım yönü vardır ve yardım etmek bana haz veren bir durum. İnsanların hayatlarına bir yerden dokunabilen, ruh hallerini yakalayabilen başka bir meslek grubu daha var mı bilmiyorum. Küçükken doktorlara hep saygı ve sevgiyle bakılırdı, şu anki gibi değildi durum. Herkesin ayrı bir saygısı vardı. Belki de o saygıyı hep sevdim. Geçmişte de gelecekte de saygınlığı olacak bu mesleğin bir üyesi olmaktan gururluyum. Kadın Doğum Doktorluğu’nu seçmemdeki yegane sebep bir mucizenin oluşumuna eşlik edip hayata katılmasına yardımcı olmaktı. Hala aynı düşüncelerle mesleğime devam ediyorum. Lakin Kadın Doğum Bölümü çok geniş bir alanı içeriyor ve sadece doğumla sınırlamak yanlış olur. Gerek tüp bebeği, gerek operasyonların çeşitliği ile çok keyif veren bir bölüm. Özellikle tüp bebek ve genital estetik özel ilgi alanlarımı oluşturmaktadır.
advertorial
M
erhaba öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?
Mesleğinizde en sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikler nedir?
Mesleğimde en sevdiğim özellik, özellikle doğum yaptırdığım ve tüp bebekle uğraştığım hastalarımın hayatında her zaman hatırlanacak olmam. Yardım etmek ve bu yardımınızın takdir görmesi de ayrı bir his… Sevmediğim yönü yok diyebilirim çünkü Kadın Doğum Doktorluğu’na aşığım . İşimi çok seviyorum ve hayatımın sonuna kadar da bu mesleği yapmak istiyorum. Bir de bizim meslekte her zaman çok dikkatli olmanız gereklidir. Mükemmeli yakalamak zor bir iş ama zoru her zaman sevmişimdir. Aslında ne iş yaparsanız yapın önce çok seveceksiniz , sonra da onu en iyi şekilde yapmak için uğraşacaksınız.
Sizce iyi bir jinekologda olması gereken en önemli 3 özellik nedir? Jinekologlar; kadınların hayatında çok önemli bir yer tutar. Bence her doktorda olması gereken özellikler güler yüz, sabırlı olmak ve cana yakın olmak diyebilirim. Eskinin doktorlarını hatırlayalım. Yeni nesil doktorlarda bu özelliklerin hepsini bulabilirsiniz. Kadın Doğum Doktorluğu’nda benim seçimim hastalarımla belirli bir ölçüde arkadaş olmak üzerine kuruludur.Saygı çerçevesini yitirmeden keyifle sohbet etmek bana muhteşem bir keyif verir
Benim favorilerim bu süreçte babalar aslında… Çok heyecanlılar ama o heyecanı çok net gösteremiyorlar. O yüzden muhakkak onları doğuma alıyorum. O anı yașamaları lazım. Bir mucizeye beraber tanıklık etmeliyiz..
Anne veya bebeklerle aranızda duygusal bir bağ oluşuyor mu? Sizce mesleğinizde duygusallığı ön planda tutmanız profesyonelliğinize zarar veriyor mu?
Tabi ki oluşuyor. Hatta bazen doğumlardan sonra ben de ağlayabiliyorum. Çok duygusal bir an… Ama o an olup geçiyor ve sıradaki doğumla devam ediyorum ne yazık….Yoksa asla işimi yapamazdım…. Bizde her şey ölçülü olmak zorunda yoksa gerçekten profesyonellikten uzaklaşıyoruz.
İlk yaptırdığınız doğumdan bahseder misiniz, eminim sizin için çok özeldir.
İlk yaptırdığım doğum galiba normal doğumdu. Daha 3 aylıktım asistanlıkta, doğuma girmiştim .Bir de başımda sürekli bağıran kısa boylu kendini kıdemlim sayan doktor arkadaşı hatırlıyorum. Gebenin bağırma sesinden çok onun sesini duyabiliyordum. Güzel bir doğum olmuştu, nur topu gibi bir erkek doğurtmuştum. Bir de doğum sonrası adettendir, tüm servise yemek ısmarlamıştım. Ama benim için her doğum her zaman adrenalin içerir. Şu an bile herhangi bir doğuma girsem heyecanım ilk günkü gibi oluyor.
Doğumlarda babalar da bulunuyor artık, onların tepkileri nasıl oluyor? Fazla birinin operasyonda bulunması sizi etkiliyor mu?
Benim favorilerim bu süreçte babalar aslında… Çok heyecanlılar ama o heyecanı çok net gösteremiyorlar. O yüzden muhakkak onları doğuma alıyorum. O anı yaşamaları lazım. Bir mucizeye beraber tanıklık etmeliyiz. Beni babanın orada olması asla etkilemez, hatta doğuma dahil ettiririm… Mesela bazen babalar kordonu kendi kesmeyi istiyor, benim izin verdiğim ölçüde yapabilirler. En komik anlatabileceklerimden biri ise şu olabilir; normalde doğumdan sonra anne ile bebeğin ten tene teması önemlidir, baba da ten tene temas istemişti, üzerine çıkartarak bu aktivitemize katıldı. Biraz şaşırarak biraz tebessümle ben de bu güzelliğe iştirak ettim.
Neoroma İș Merkezi No: 13 A Blok No:78 Ankara /Türkiye T:+90 533 047 27 90 - +90 506 293 52 79 www.esracabukcomert.com esracab
davet
BANU ÇARMIKLI
MELTEM DEMİR
İNCİ KOPARAN
Dönem Yolculuğu Yaratıcı Çocuklar Derneği’nin 15 yıldır Türkiye genelinde 1600 okulun katılımıyla sürdürdüğü etkinliklerine katkı sağlamak üzere başlatılan “Bir Döneme Yolculuk” adlı proje Pera Palas Oteli’nde katılımcılarıyla buluştu. Yaratıcı Çocuklar Derneği Yürütme Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan ve Yönetim Kurulu Başkanı Didem Çapa tarafından, çocukların çok yönlü gelişimine katkı sağlayan katılımcılara tabloları ile birlikte teşekkür sertifikaları verildi. Sergiye katılan ve katkı sağlayanlar arasında Özcan Sabancı, Beste Yurttaş, Banu Çarmıklı, Zafer Kozanoğlu, Meltem Demir, Ayşegül Kodal, Gül Ergi, Şule Argüder, Elif İnci Aras, Esra Oflaz Güvenkaya, Sema Gürel Sürmeli, Sema Basa, Hande Sezer Pekcan gibi isimler vardı.
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
DİDEM ÇAPA
davet
BEGÜM ÖZER
BUKET TAȘDELEN
GÜL ERGİ
KARDELEN ACAR
“Bir Döneme Yolculuk” adlı projeye iș dünyasının bașarılı kadınları katkı sağladı. İLKEM SÖYLEMEZ TOPÇUOĞLU
ESRA OFLAZ GÜVENKAYA
HANDE SEZER PEKCAN, NEȘE GÖNÜL
HEDİYE GÜRAL GÜR, SEMA GÜRAL SÜRMELİ
BESTE YURTTAȘ
AYLİN YILMAZ
ELİF İNCİ ARAS
İPEK TOPLUSOY
AYȘEGÜL KAYABAY
Çocukların çok yönlü gelișimine katkı sağlayan katılımcılara teșekkür sertifikaları, Demet Sabancı Çetindoğan ve Didem Çapa tarafından verildi.
AYNUR ÖZDERİCİ
davet
Venezuela Mutfağı Alanya Altınkepçe Yemek Yarışması’nda VENEZUELA BÜYÜKELÇİSİ JOSE BRACHO
Türk ve Akdeniz mutfağından çeşitli örneklerin yarıştığı 7. Alanya Belediyesi & Altınkepçe Uluslararası Yemek Yarışması’nda Venezuela mutfağı yarıştığı yemeklerle çeşitli kategorilerde altın, gümüş ve bronz madalya kazandı. Venezuela katıldığı “Reina Pepiada” tabağı ile altın madalya, “Hayata Dön: Hindistan cevizi sütü, kıtır balık ve mangolu vichy sos” ile gümüş ve “Peynir Kremalı Mısır Kek” ile ise bronz madalyanın sahibi oldu. Ayrıca yarışma dışında, organizasyonun açılışında Venezuela ekibinden iki şef Elvis Rito ve Ezgi Çatal, Büyükelçi José Bracho’nun verdiği “Venezuela Arepası” adlı konferans esnasında arepa ekmeğinin hem kızartılmış hem de ızgarada pişirilmiş örneklerini sunarak bir atölye çalışması gerçekleştirdiler. Venezuela Büyükelçiliği, hem Venezuela’nın gastronomi alanındaki kimliğini tanıtmak hem de Atatürk ve Bolivar’ın vatanları arasındaki ilişkileri geliştirmek için kültürel diplomasinin de önemini dikkate alarak Türkiye’deki farklı kültürel etkinliklere katılmayı sürdürmektedir.
“Venezuela Arepası ” adlı konferans katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü.
moda
Seren Erdoğan’dan Şık Yılbaşı Kutlaması Seren Erdoğan Couture markasının sahibi başarılı modacı Seren Erdoğan, dostlarının ve müşterilerinin katılımıyla çok şık bir yılbaşı kutlamasına ev sahipliği yaptı. Akademiden gelen başarılı moda tasarımcısı Seren Erdoğan 2019’u sevdiği müşterileri ve yakın dostlarıyla kutladı. Kavaklıdere Holiday Inn’de “Seren Erdoğan Couture” giyen dostlarını buluşturan Erdoğan, düzenlediği davette yakın arkadaşı 777 Organizasyon’un sahibi Tülay Kaya’nın hazırladığı harika masada dostlarını ağırladı.
BURCU YÖRÜBULUT
TÜLAY KAYA
SEREN ERDOĞAN
EDA ALTINTAȘ
Bambaşka Hikayeler Ördük Her rengin bir anlamı varsa dünyada, hepsini harmanlayıp sunduk yün yumaklarında... Maviden-yeșile,kırmızıdan-griye, siyahdan-beyaza her rengin bir anlamı var içimizde... Bu renkli dünyamızda bambașka hikayeler ördük hepinize...
İçinizi dıșınızı sımsıcak ısıtacak bir dünya var yün yumaklarımızda...
ELİȘİ HOBBY MARKET Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA T:+90 312 236 31 67 @elisi2018umitkoy
TEPE EMLAK GENEL MÜDÜRÜ HAYAL OLCAY BİLKENT CENTER AVM MÜDÜRÜ AYHAN AYTEKİN
Yenilenen Yüzüyle Bilkent Center Tepe Emlak Genel Müdürü Hayal Olcay ile Bilkent Center’ın yenilenme sürecini konuștuk.
B
ilkent Center AVM’nin renovasyonu tamamlandı diye biliyoruz. Yenilenme fikri nasıl ortaya çıktı? Yenilediğiniz alanla ilgili hedefleriniz nelerdir?
1998 yılından beri hizmet veren Bilkent Center, Ankara’nın ilk AVM’lerinden biridir. Misyonumuz her zaman müşteri memnuniyeti odaklı hizmet anlayışı olduğu için projelerimizde konuklarımızın beklentilerini ön planda tutuyor, stratejilerimizi bu doğrultuda oluşturuyoruz. Konuklarımızın keyifli ortamlarda alışveriş ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösteriyoruz. Bilkent Center’ın yenilenen bölümü ile Ankaralıların günün telaşı içinde soluklanacakları, hem alışveriş yapıp hem de kaliteli zaman geçirebilecekleri keyifli yaşam alanları oluşturmayı hedefledik. Konum ve mimari avantajlarımızı dikkate alarak öncelikle
mimarinin ve konseptin üzerine yoğunlaştık. İçten, samimi, sıcak bir mekan arayan gençlerin, ailelerin, çocukların, yaşlıların ve çalışanların, kısacası toplumun her kesiminden insanın seveceği, kendini iyi hissedeceği alışveriş, yaşam ve gastronomi merkezi kavramlarını bir araya getirerek sektöre öncülük ettik.
Yenilenen Bilkent Center’da hangi mağazalar var?
İçinde bulunduğumuz rekabet ortamında fark yaratan cesur projelere imza atmanın ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz. Bilkent Center’ın yenilenme çalışması, her detayını özenle planladığımız için uzun bir süreç aldı. Sürecin ilk etabını 2015 yılında Bilkent Station’ın açılması ile gerçekleştirdik. Bilkent Station ile konuklarımızın kendilerini rahat, keyifli ve ait hissedecekleri, tren garı görüntüsünde olan özel mimarisi ile Türkiye’de hiç yapılmamış alışveriş, yaşam ve gastronomi alanları oluşturduk. Özel mimarisi, içerisinde zengin dünya mutfağı alternatifleri ve
eğlence mekanları ile fark yarattık. Bilkent Station gerek içinde bulundurduğu markalarla, gerekse konsepti ve mimarisi ile Ankara ve Türkiye’de adından övgüyle söz ettiren, dikkat çeken, çok konuşulan bir proje oldu. Bilkent Center renovasyonu, sürecin ikinci ve son aşaması oldu. 16.500 metrekarelik bir alanı alışveriş merkezine dahil ederek 20’ye yakın mağaza oluşturduk ve konusunda uzman mimarlarla çalışarak modern, keyifli ve konforlu alanlar yarattık. Sektöründe öncü birçok mağazayı bünyemize kattık. Migros, Praktiker, D&R, Toyzz Shop, Avva, İpekyol, B&G Store, Mavi, Atasun gibi yeni açılan mağazalarla konuklarımıza keyifli alışveriş deneyimi yaşatmaya başladık. Marka karmamıza uygun diğer ulusal ve uluslararası firmalarla görüşmelerimiz devam etmektedir.
Bilkent Center AVM’yi diğer AVM’lerden ayıran özellikler nelerdir? Hangi konularda öne çıkıyorsunuz?
16.500 metrekarelik bir alanı alıșveriș merkezine dahil ederek 20’ye yakın mağaza olușturduk ve konusunda uzman mimarlarla çalıșarak modern, keyifli ve konforlu alanlar yarattık.
Sürekli yenilemelere yönelik yatırımlar yapıyor ve konuklarımızın keyifli ortamlarda alışveriş ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamaya özen gösteriyoruz. Mimari kriterleri hem çevreci bir çerçevede hem de farklılık hissettiren koşullarda, kaliteye azami önem vererek belirliyoruz. Eskişehir Yolu, Ümitköy, İncek ve Çankaya’nın kesiştiği lokasyonda yer alıyoruz. Bilkent Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, ODTÜ ve inşaatı bitmek üzere olan Bilkent Şehir Hastanesi’ne olan yakınlığımız çok büyük bir avantaj olarak ortaya çıkıyor. Konumumuzun yanı sıra, Ankara’nın ilk Erişilebilirlik Belgeli “Engelsiz AVM” olma özelliğiyle sektördeki farkımızı ortaya koyduk. 42 araçlık engelli otopark alanı, tekerlekli sandalye hizmeti, her katta bulunan engelli tuvaletleri, asansörleri ve yürüyen merdivenleriyle “Engelsiz AVM” olma konusuna verdiğimiz önemi belgelendirdik. Sosyalleşme olanaklarımız, Bilkent Statiıon’ın gastronomi alanındaki çeşitliliği ve popülerliği öne çıkan farklarımız…
Bilkent Center AVM’de düzenlediğiniz etkinlik ve projelerde nelere dikkat ediyorsunuz?
Çevremizde gelişen rekabet koşullarını titizlikle değerlendirerek sürekli iyileştirmeler yapıyoruz. AVM’lerin sadece alışveriş için değil, aynı zamanda sosyal hayatın da bir parçası olduğu bilinciyle planladığımız etkinliklerle fark yaratmaya çalışıyoruz. Kahve Festivali gibi, Ankara’da ilk olan ve çok ses getiren projelere ev sahipliği yapıyoruz. Sanata önem verip mutlaka sanatsal etkinliklere, sergilere, konserlere programlarımızda yer veriyoruz. Düzenlediğimiz 22. Uluslararası Ankara Caz Festivali, Uluslararası Sanat Festivalleri ile dünyaca ünlü müzisyen, ressam ve heykel sanatçılarına ev sahipliği yapıyoruz. Sürekliliği önemsiyor düzenlediğimiz her etkinliğin gelenekselleşmesini hedefliyoruz. Önümüzdeki yıl Ankara Kahve Festivali’nin ve Uluslararası Sanat Festivali’nin 3.’sünü gerçekleştireceğiz. Çocuklarla ilgili ayrılan yaklaşık 2800 m2 bölümde ise, güvenli bir bölgede onlara hevesle bekledikleri aktivitelerin sunulduğu, eğlendirirken öğretmeye özen gösterilen çocuk ve aile kulübümüz bulunmaktadır. Küçüklerin ve büyüklerin gönüllerince kayabilecekleri buz pateni pisti ve çocuklar için marangozluk, mutfak, ahşap tasarım ve mekatronik gibi meslek atölyeleri, müzik, tiyatro ve parti alanları ile benzersiz bir hizmet sunulmaktadır.
Tepe Emlak, sektördeki güçlü oyunculardan bir tanesi. Bize biraz Tepe Emlak’tan bahsedebilir misiniz?
Tepe Emlak Yatırım İnşaat ve Ticaret A.Ş 1996 yılından itibaren faaliyet gösteriyor. Türkiye’nin sayılı kuruluşu arasında yer alan Bilkent Holding’in bir parçası olarak yaratıcı, özveriyle çalışan ve kurumsal hedeflere katkıda bulunmak isteyen arkadaşlarla çalışıyoruz. Türkiye’nin ilklerini gerçekleştiren ve farklılık yaratan projelerle başarısını kanıtlayan Tepe Emlak, sektöründe öncü ve bunu amaç edinen profesyonel ekibi ve kurumsal yapısı ile bağlı bulunduğu holding şirketlerinin sağladığı sinerjiyi avantaja dönüştürerek çalışmalarını en verimli şekilde sürdürüyor. 42 Maslak - İstanbul, Teos Marina - İzmir, Mix Kayseri gibi karma kullanımlı projelere ticari alan kiralama ve konsept danışmanlığı hizmeti vermiş olan Tepe Emlak Yatırım İnşaat ve Tic A.Ş., Bilkent Center, Tepe Nautilus, Tepe Prime Avenue, Ahlatlıbel Atatürk Parkı ve 365 AVM’nin kiralama ve yönetimini gerçekleştiriyor.
davet
Pilevneli’de 10 Sanatçı Pilevneli Mecidiyeköy’ün ilk “Fabrika’da: 10 Sanatçı / 10 Bireysel Pratik” isimli sergisinin açılışı Mecidiyeköy’de gerçekleşti. Pilevneli’nin temsil ettiği 10 sanatçıdan oluşan sergide Refik Anadol, Hans Op de Beeck, Daniel Firman, Arik Levy, Tony Matelli, Ida Tursic&Wilfried Mille, Youssef Nabil, Şener Özmen, Jean Pigozzi ve Erdoğan Zümrütoğlu’nun eserleri yer aldı. Cemiyet hayatının sanatsever isimlerinin yer aldığı sergi açılışında Berrak Barut, Feryal Gülman, Serra Türker, Arzu Sabancı, Hacı Sabancı gibi isimler vardı.
222 magdergi.com.tr
MURAT PİLEVNELİ, ASLI PAMİR
AYȘE BOYNER, CEM TELEVİ
MİRGÜN CABAS, HAYRİ İNÖNÜ
Daniel Firman, Arik Levy ve Tony Matelli gibi ünlü sanatçıların eserlerinin sergilendiği geceye ilgi yoğun oldu. FERYAL GÜLMAN
BERRAK BARUT
ÖZLEM GÜSAR
SERRA TÜRKER
davet
İNCİ ERTUĞ, ECE KURDOĞLU
SARE PİLEVNELİ, TUBA ÜNSAL
BÜNYAMİN-LAMİA AYDIN
NESLİȘAH-ENGİN ALTAN DÜZYATAN
ZEYNEP DEMİREL
ZEYNEP ÜSTÜNEL
MERİH TURAN
ZEYNEP GERMEN
Cemiyet hayatından birçok sanatseverin katıldığı sergiye Hacı ve Arzu Sabancı da katıldı. TUĞÇE PEKSAYAR, GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU
HACI-ARZU SABANCI
EMİN HİTAY
Şehrin ve Doğanın Gözdesi Fordlar Panora’da! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, sadece etkinliklerine değil kampanyalarına da ara vermeden devam ediyor. Son dönemde oldukça popüler olan, rahatlığı, her türlü koşula elverişli olması ve güvenliği nedeniyle çok tercih edilen arazi araçları, Panora AVM’nin bu seneki kampanya hediyelerinden. Her türlü ihtiyacı tek bir araçla karşılayan, hem şehir içi kullanımda büyük rahatlık sağlayan hem de her türlü arazi koşuluna uyumlu Fordlar, Panora AVM kampanyasında talihlilerini bekliyor. Geçen sene 6 konuda rekor katılıma ev sahipliği yapan Panora AVM, bu sene de gerçekleştirmekte olduğu yeni yıl kampanyasıyla şimdiden rekor katılıma imza atmış durumda. 1 Kasım tarihinde başlayan ve 28 Şubat tarihine kadar devam edecek olan kampanyada, 2018 model 3 Ford Ranger ve 3 Ford Ecosport olmak üzere toplam 6 araç verecek olan Panora, 09 Mart saat 15.00’de yapılacak çekilişle talihlilerini belirleyecek. Katılımcılar, tek seferde 150 TL ve katları tutarında alışveriş yaptıkça kazanma şansının arttığı kampanya katılım koşullarına ve detaylarına panora.com.tr web sitesinden ulaşabilirler.
226 magdergi.com.tr
Sömestirde de Adres Yine Panora! Hayata geçirdiği çocuk etkinlikleri her daim öncü olan Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Ocak ayında da dopdolu bir programa sahip. Çocuk atölyeleri ile eğlenerek öğrenecek olan çocuklar, sömestir etkinliklerinde de Panora AVM’de buluşmaya devam edecek. 2019’un ilk ayında, yarıyıl tatili heyecanına kapılmış olan çocuklar Panora’nın etkinlikleriyle yine çok eğlenecek. Her hafta birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapan Panora Çocuk Atölyeleri, Ocak ayının ilk hafta sonunda, 5 Ocak’ta, 14.00-17.00 arasında akvaryum önünde, Office 1 Superstore’un katkılarıyla yapılacak olan mozaik, seramik, tuval ve ebru boyama atölyesinde bir araya gelecek. 6 Ocak’ta Piri Reis’te 15.00-18.00 arası Çılgın Kozalaklar etkinliğinde buluşacak olan çocuklar, kozalakları istediği şekillerde boyayarak hayal güçlerini geliştirecekler. 12 Ocak’ta, Panora’da bir gelenek haline gelmiş, çok sevdikleri Panora’dan Masallar etkinliğinde her ay farklı bir masalı öğrenen çocuklar, bu ay da Pinokyo ile hayal dünyasında yolculuğa çıkacak. Saat 14.00’te başlayacak etkinlik için çocuklar akvaryum önünde buluşacak. 12 Ocak’ta saat 15.00-18.00 arası ise Panora gazetelerini yaparak eğlenecek olan çocuklar, 13 Ocak’ta da, aynı yerde ve aynı saatte kilden şekiller yapacaklar.
Yarıyıl Tatilinde Geri Dönüşüm Atölyeleri ile Çevreci Bireyler Yetişiyor! Sömestir tatilinin ilk günü olan 18 Ocak’tan itibaren 3 Şubat’a kadar, çocuklar her gün 14.00-19.00 arası Piri Reis’te buluşacak. Geri Dönüşüm Atölyeleri ile 18 – 25 Ocak tarihleri arasında Piri Reis’te buluşacak olan çocuklar, günlük hayatımızda kullandığımız malzemelerin biraz yaratıcılıkla nasıl kullanışlı eşyalara dönüşebileceğini öğrenecekler. Rulolardan araba, zürafa gibi oyuncaklar yapmayı öğrenecek olan çocuklar, geri dönüştürülmüş malzemelerden yapılmış parkurlarla da eğlenecekler.
Oyun Atlası ile 6 Bölgenin Çocuk Oyunu Panora’da
Sömestir tatilinin ikinci ve son haftasında da çocuklar için bir dünya dolusu eğlence devam ediyor. UNESCO Türkiye Milli Komitesi’nin katkılarıyla, 26 Ocak – 3 Şubat tarihleri arasında, Oyun Atlası ile hem ülkemizden hem de dünya ülkelerinden çocuk sokak oyunlarını öğrenecek ve deneyimlemenin keyfini yaşayacak olan çocuklar, sadece oyunları öğrenmekle kalmayıp, ülkelerin dünya haritasındaki yerlerini, yerel kıyafetlerini ve bayraklarını da tanıyacak. “Merhaba Atölyesi” ile farklı dillerde “Merhaba” demeyi de uzman eğitmenler eşliğinde öğrenecekler. Ülke Bulmaca ve Bayrak Boyama atölyeleri ile Oyun Atlası’nda öğrendikleri bilgileri pekiştirecek olan çocuklar, puzzle yolu ile haritada ülkelerin yerlerini bulup, bayraklarını renklendirerek aktif öğrenme yolu ile eğlenecekler.
davet
Meşale Çarşısı Markaları Ağırladı Gelenekselleşen TED Meşale Çarşısı, Swissotel Ankara’da gerçekleşti. Türk Eğitim Derneği’nin gönüllü komitelerinden Sosyal Hizmetler Komitesi tarafından, TED burs sistemini tanıtmak ve sisteme kaynak yaratmak amacıyla her yıl düzenlenen TED Meşale Çarşısı’nda Ankara ve İstanbul cemiyet hayatının önde gelen isimleri ve çok sayıda yardımsever buluştu. Önemli isimlerin stant açtığı ve çok sayıda Kolejlinin katıldığı kermes tüm gün devam etti. İstanbul, İzmir ve Ankara’dan önemli isim ve markaların bir araya geldiği Meşale Çarşısı’nda toplanan bağışlar TED’in “10.000 Genç Meşale Daha Aydınlık Türkiye” burs fonuna aktarıldı.
228
HALE BARAN, CAROLINA TANKAL
davet
NEȘE BOYSANOĞLU
230
DIANA GÜVEN
SEVİNÇ ATABAY
FUNDA EREN
AYLA TOPRAK ZENGİN, ÖMER ZENGİN
YASEMİN TANGİL
ZEYNEP KÖKSALAN
ARZU KİRİȘÇİ, MERAL CEBECİOĞLU, BURCU BUCAK
ZEYNEP DURSUN
İș ve cemiyet hayatından bir çok kadın TED Komite’de yer alarak çocuklar için çalıștı. NAZLI GÜR DEMİR
BELİZ BÜYÜKHANLI
FİLİZ GİRGİN
FATMA ULUSOY
Kıș mevsiminde havanın soğumasıyla birlikte bizler dahil tüm canlıların metabolizmaları soğukla mücadele için farklı bir ișleyiș içerisine girer. Organizmanın soğukla mücadele edebilmesi için daha iyi beslenmeye, yağlanmaya, koruyucu kıyafetlere ve ısınmaya ihtiyacı vardır. Köpekler de kıș aylarında metabolizmalarını farklılaștırarak soğukla mücadeleye adapte olmaya çalıșırlar. İster evde yașasın, ister bahçede soğuk havaların gelmesiyle köpeklerimiz için yapılması gereken birçok șey vardır. Köpeklerde kıșın yapılması gerekenleri sıralayalım...
advertorial
Köpeklerimizi Kış Soğuklarından Nasıl Koruruz?
S
oğuktan korunmak köpeklerde de beslenmeyle direkt bağlantılıdır. Kış aylarında köpeğimizin besin çeşitlerini ve miktarlarını farklılaştırmak en önemli adımlardan biridir. Bu dönemde onları kalorisi ve yağı yüksek olan mamalarla beslemek, bu besinleri mümkünse ılık olarak vermek, özellikle bahçede yaşayan köpeklerin soğuğa karşı dirençlerini artırdığı gibi bağışık sistemlerini de kuvvetlendirir. • Vitamin, mineral destekleri ve özellikle somon yağı tabletleri ya da derin deniz balığı yağı tabletlerinin kullanılması köpeklerin bağışıklık sistemi dayanıklılığını ciddi anlamda artıracaktır. • Bahçe köpeklerinde kış mevsiminde en önemli şeylerin başında, onları soğuktan koruyacak, kar ve yağmur yağışlarında sığınabilecekleri kulübelerinin olması gelir. Kulübenin izolasyonlu, köpeğin boyutlarına uygun, ne çok büyük ne de çok küçük olması, bahçe içerisinde doğru konumlandırılmış olması, örneğin kuzeye bakmaması oldukça önemlidir. • Yaşlı ve yavru köpekler, genç ve yetişkin köpeklere göre; kısa kürklü köpekler de kalın ve sık kürklü köpeklere göre soğuğa daha az dirençlidirler. Bu nedenle soğuğa direnci düşük olabilecek köpeklerin gezintileri ya da bahçedeki muhafazaları esnasında onlara uygun köpek kıyafetlerinin kullanılması soğukla olan mücadelelerinde konfor sağlayacaktır. • Özellikle kısa tüylü ve beyaz olan köpeklerde kar soğuklarında soğuk ısırmalarına bağlı yaşanan deri problemi ve yararlanmalarına dikkat etmek gerekir. Dogo Argentino, Dobermann, Great Dane gibi ırklarda bu olgulara özellikle dikkat edilmelidir. Bu ırkların aynı zamanda ışığa duyarlı (fotosensitif) deri ve göz yapısına sahip oldukları unutulmamalıdır. • Karda uzun yürüyüş ve egzersiz yaptırılan köpeklerin patilerinin soğuk yüzünden çatlama ve yarılmalarını engellemek üzere üretilmiş kremlerin gezinti ve egzersiz öncesinde kullanılması onları koruyacaktır. Ayrıca karlı ve buzlu havalarda ayaklarda oluşabilecek kesik ve yaralanmalara karşı küçük bir ilkyardım çantasını hazırda bulundurmak iyi olur. • Dondurucu soğuklarda dışarıda barındırılan köpeklerde içme sularının günde birkaç defa kontrol edilmesi, donmuş suların yenilenmesi, köpeklerin günlük su ihtiyacını karşılamak yönünden çok önemlidir. • İster evde, ister dışarıda beslensin, kış aylarında köpeklerin asla tıraş edilmemesi gerekir. • Özellikle bahçe köpeklerinde kış aylarında da tıpkı havaların güzel olduğu zamanlar gibi köpeklerin egzersizlerine devam etmek, onların metabolizmalarını hızlandırıp ısınmalarını sağlayacaktır. Onları hareketsiz bırakmak üşüme ihtimallerini artırır. • Kış aylarında köpeklerin sık yıkanması kesinlikle tavsiye edilmez. Yıkama işlemi onların üşütüp kolay hastalanmasına sebep olacak, aynı zamanda sık yıkama deri bütünlüğünü bozup soğuk direncini azaltacaktır. • Tabii ki sahipli ve kış bakımları yapılan köpeklerimizin dışında, kışı sokaklarda atlatmak zorunda olan sahipsiz dostlarımız için de kış aylarında beslenme odakları oluşturmak, sığınabilecekleri barınaklar hazırlamak, onlar için taze su bırakmak, hasta, yaşlı ve yavrular için evlerimizin, garajlarımızın ve apartmanlarımızın kapılarını açarak sığınmalarını sağlamak, mahalle ve semtlerimizi koruyan sahipsiz dostlarımız için son derece önemlidir. Aynı şekilde sokak kedileri ve kuşlar için de buna benzer uygulamaları şekillendirdiğimiz takdirde kara kışı daha rahat atlatmalarına yardımcı olmuş oluruz.
ANKARA CANINE COLLEGE
Vet.Hek.Köp.Eğt.Uzm.Tarkan Özvardar / Köp. Eğt. Uzm. Murat Gümüş
Oğulbey Serpmeleri No: 342 Gölbașı / ANKARA Tel: +90 532 426 91 63
www.ankaracaninecollege.com - www.kopekokulu.com - www.kopekkoleji.com - www.tarkanozvardar.com / tarkanozvardar
Kıș aylarında köpeğimizin besin çeșitlerini ve miktarlarını farklılaștırmak en önemli adımlardan biridir.
LUPO
THERAPHY
LUPO
THERAPHY
davet
GÜLAY KAMAZ
SEVGİ PÜSKÜLLÜ
BUKET TAȘDELEN
Yeni Koleksiyon Nişantaşı’nda “Kralların kumaşı” olarak bilinen kaşmiri, tasarımlarıyla yeniden yorumlayan Gobi, yeni koleksiyonunu özel bir trunk show ile tanıttı. Distribütörlüğünü Özmen Öztürk ve Mustafa Gür’ün yaptığı Gobi’nin İstanbul Nişantaşı mağazasındaki etkinliğine, cemiyet ve televizyon dünyasının ünlü isimleri katıldı. Davette Gobi Türkiye CEO’su Gözde Öztürk, konuklarla yakından ilgilenirken, Gobi’nin yeni koleksiyonu hakkında bilgiler de sundu. Gobi’nin yeni sezon koleksiyonu ise, düzenlenen mini defileyle görücüye çıktı.
234
MUSTAFA GÜR, GÖZDE-ÖZMEN ÖZTÜRK
EDA ERKUL
SİNEM YILDIRIM
ÇAĞLA DEMİR
ESRA ERANDAN
Cemiyet hayatının moda sever isimleri, Gobi’nin yeni sezon koleksiyon defilesini beğeniyle izledi. DENİZ AKKAYA
PERVİN ERSOY
SAADET ÖZSIRKINTI
BEGÜM ÖZER
Kışa Renk Kat Kıș sezonu için rengarenk ve parıldayan tasarımlar Panora Alıșveriș Merkezi mağazalarında sizleri bekliyor... İPEKYOL BLUZ 397
HUGO BOSS PANTOLON
DOLCE GABBANA BEYMEN ÇANTA 15.750 HUGO BOSS KABAN 1,399
236 magdergi.com.tr
GUCCI BRANDROOM AYAKKABI 10.550
BRANDROOM HVN KABAN 8.200,00
İPEKYOL ELDİVEN 399
SOPHIA WEBSTER BRANDROOM AYAKKABI 7.525
STEFANEL KAZAK 1.149
BOTTEGA VENETA BEYMEN ELDİVEN 2.895
BEYMEN CLUB KAZAK 449
NETWORK AYAKKABI 455
SILK AND CAHMERE ATKI 319
BEYMEN CLUB YELEK 629
JIMMY CHOO BEYMEN AYAKKABI 2,899.00
CORNELIANI ŞAPKA 1.895
HUGO BOSS KAZAK
SALVATORE FERRAGAMO BRANDROOM AYAKKABI 3.700
SANDRO BRANDROOM ÇANTA 2.796
BALMAIN BRANDROOM PALTO 22.720
davet
SEVİL GÜRGAN, BERİL ÇAVUȘOĞLU, NÜKET KÜÇÜKEL, ESİN GÜREL
TUĞÇE TANALP
G4 Güven Estetik Yenilendi Ankara’da Güven Sağlık Grubu bünyesinde hizmet veren ve yenilenen G4 Güven Estetik’in lansmanı gerçekleştirildi. Güven Çayyolu Sağlıklı Yaşam Kampüsü’nde bulunan G4 Güven Estetik, gelişen ve yenilenen uygulamalarını düzenlenen etkinlikte tanıttı. Lansmana, Ankara iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı. Güven Sağlık Grubu içerisinde Ankara’da çok az sayıda bulunan cihazların olduğunu söyleyen, G4 Güven Estetik’ten Dr. Serkan Öztürk: “Leke tedavisinde kullanılan Thulium Lazer yöntemi var. Aynı zamanda dövme sildirme için kullanılan Pico Lazer yöntemi de merkezimizde uygulanmaktadır. Pico Lazer yöntemi tüm Türkiye’de sadece 4 yerde kullanılıyor” dedi.
238
SERKAN ÖZTÜRK, BERNA FIRAT TAȘ
SEÇİL ÖZER TAȘTAN
HANİFE IȘIK
EBRU BİBEROĞLU
AHSEN DEMİRCİ
Yenilenen yüzüyle açılan G4 Güven Estetik’in lansmanına Ankara cemiyetinden birçok isim katıldı. GÜLENNUR AYDIN
IȘIK TEKIȘIK
FUNDA BEȘİKOĞLU
DÜRİYE ARSEVEN
davet
İSMET ERASLAN
240
PINAR CANALP
ARZU SABUNCU
TÜLAY ERCİYAS KAYA
AYFER TUNÇAY ÇALIȘKAN
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
BİHAN KOYUNPINAR
FERİDE ȘAHİN
ASLI MURAT
PERİHAN UYAR
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
KADRİYE CİRİTCİ
ELİF ASLI YILDIZ
BUKET SUNGUR
İLKNUR DEMİR
ȘERİFE ATALAY
Lansman, müzik dinletisi ve leziz ikramlar eșliğinde keyifli anlara sahne oldu.
BERK KILIÇ, FATMA EVGAR, MURAT ÖZDEMİR, CANSU PEKȘEN, ZEKİ ÇELİK, BENGÜ BALCIOĞLU, ÖZGÜR ȘAYLAN , ELİF ÜNAL, OZAN KURU
Antrenmanın Gücü
P
ow Gym’ in Başkent’in spor anlayışına getirdiği yeniliklerden bahsedebilir misiniz?
çevre ve inşaat sektöründe öncü bir marka olan Multiclair Arıtma Sistemleri A.Ş.’den edindiğim işletme ve girişimcilik becerilerimi harmanlamamız sonucunda stüdyomuz oluştu.
Zeki Çelik & Cansu Pekşen: Pow Gym,
Misafirleriniz merkezinize geldiklerinde onlara ne gibi imkanlar sunuyorsunuz? Hangi aktiviteleri gerçekleştirebiliyorlar?
özel ders stüdyoları arasında tek yönlü bir çalışma sistemi olmaması ve üye referans sistemi ile çalışması sebebiyle Ankara’da bir ilk. Sıradan ve sıkıcı egzersiz sistemlerinin dışında, tamamen kişisel ilgi ve yetenekleriyle orantılı bir işleyiş ile misafirlerimizin hedeflerine ulaşabileceği 4 yıldır faaliyet gösteren butik bir özel ders stüdyosu.
Kendi spor geçmişinizi de dinlemek isteriz. Nasıl doğdu bu ilgi ve nasıl ilerledi bu yolculuk? Zeki: Yaklaşık 20 yıllık bilgi birikimi, edindiğim binlerce saatlik
özel tecrübe ve öğrencilerimden gelen yoğun istek üzerine, onların da çalışma talepleri doğrultusunda daha butik, daha kişisel alanda bir özel ders stüdyosu fikri ortaya çıktı.
Cansu: Zeki Hoca ile birlikte televizyon programı yaptığımız
dönemde, benim adıma bir anda ortaya çıkan bir şey oldu Pow Gym. Onun uzun zamandır hayalini kurduğu stüdyo fikriyle benim, yıllardır gittiğim spor salonunun son zamanlarda oluşan kalite düşüşüne dair memnuniyetsizliğim birleşince Pow Gym’i beraber açmaya karar verdik. Zeki Hoca’nın uzun yıllardır biriktirdiği tecrübeleriyle benim hala çalışmaya devam ettiğim aile şirketimiz,
Misafirlerimize; standart ders paketleri almaktan daha fazlasını, sağlıklı yaşam adına kendilerine yatırım yapmalarını ve bunu yaşam biçimi haline getirmelerini sağlıyoruz. Onlarla birlikte çok güzel bir aileyiz. Stüdyomuza adım attıkları andan itibaren kendilerini özel hissetmeleri, bizim için en önemli şey. Gündelik hayatın karmaşasından uzaklaşabilecekleri ve kendilerine kaliteli zaman dilimi ayırabilecekleri bir stüdyo Pow Gym. Misafirlerimizin, stüdyomuzda sıradan ve tek düze antrenmanlar ile çalışmak yerine, yapabilecekleri çok sayıda ders alternatifi olması en çok ilgi çeken şey. Kişilerin o günkü ruh haline göre, antrenman sistemleri yine hedeflerine göre dizayn edilmiş programlarla değiştirilebiliyor. Paketler sadece tek bir dersi içermiyor, bu da misafirlerimizin hedeflerine sıkılmadan varmalarını ve kısa yoldan sonuç almalarını sağlıyor. Pilates reformer ve cadillac ekipmanı, kick box, functional training, kinesis, surfset, kangoo jumps ile misafirlerimiz her defasında farklı ve sıkılmadan antrenman yapabilir. Antrenman çeşitliliği ile vücut şaşıracak ve daha kısa sürede sonuç verecektir. Diyelim ki; kişi çok gergin bir gün geçirdi ve iş çıkışı geldi... Pilates yaparak gerilen kaslarını açabilir, kick box ile öfkesini atabilir, ağırlık ve fonksiyonel antrenman ile kaslarını sıkıp gevşeterek
advertorial
Pow Gym Spor Merkezi’nin ortakları Zeki Çelik ve Cansu Pekșen, spor yolculuklarını, merkezlerinin imkanlarını anlattıkları sohbetimizde çalıștıkları yeni sistemler hakkında da bilgi verdi.
stresten uzaklaşabilir. Bunların yanı sıra, yurt dışından getirtmiş olduğumuz ve Ankara’da sadece stüdyomuzda bulunan surfset ekipmanı ile denge kaslarınızı geliştirebilirsiniz. Kayak dönemi açılmışken, yeni başlayacak olan kişilerin denge koordinasyon kaslarının gelişmesi için, gerekli antrenmanların üzerinde yapılacağı ekipman ile standart fitness hareketlerinin yanı sıra keyifle antrenman yapabilirsiniz.
Personal trainer ile çalışmak neden önemli?
Modern zamanın getirmiş olduğu yenilikler ile bir yandan faydalı şeyler oluşurken, bir yandan sağlıklı yaşam kavramından uzaklaşılmaya başlandı. Yürümek yerine, araç kullanmak, masa başı çalışmaktan ve teknolojik aletlerle uğraşmaktan gelen postur bozuklukları, işlenmiş gıdaların yaratmış olduğu kötü beslenme alışkanlıkları, kilo problemlerine ve sağlık sorunlarına sebep oldu. Bu noktada, kişilerin sıradan bir spor salonuna gidip kopyala yapıştır programlarla sırasıyla önce koşu bandı, sonra squat, sonrasında standart kilolarla 3 set kol çalışmak tek başına bir fayda sağlamamaktadır. Personal trainer, kişiye bütünsel yaklaşır; hedeflerini, varsa sağlık problemlerini, postur bozukluklarını, yeme alışkanlıklarını ele alır. En önemlisi ise; motivasyondur. Eğitmen ile öğrenci arasında oluşan bağ, kişiyi gün içinde eğitmene sorumlu hissettirir. Kaçamak yapamaz ve antrenmanlardan kaytaramaz. İyi bir personal trainer’ın amacı; antrenman sistemini kişiye göre dizayn etmektir. Birey, neredeyse bir senede ulaşacağı hedefe, personal trainer ile birkaç aylık, çok daha kısa bir sürede ulaşır. Biz Pow Gym’de profesyonel eğitmenlerimizle kişiye özel vücut dizayn ediyoruz; her bir kasını tek tek inşa ediyor ve yağ yakmanın kısa yolunu öğretiyoruz.
Sağlıklı bir yaşam için haftada kaç gün, ne şekilde spor yapmak gerekiyor? Sağlıklı bir yaşam için, haftanın her günü aktif olmamız gerekiyor. Personal Training için bahsedecek olursak; sonuca ulaşabilmek adına -ki bu kişiden kişiye değişir- haftanın en az 3 günü antrenman yapmak gerekmektedir.
Yeni bir sistem tanıtıyorsunuz bu aralar... Bu sistem hakkında bilgi alabilir miyiz? Neden tavsiye ediyorsunuz bu sistemi?
Pow Express Training Sistem; form tutmanın en kolay, en kısa ve en kalıcı yöntemidir. Günümüz insanının en büyük sorunlarından ikisi; hareketsizlik ve zamansızlık. 30 dakikalık Pow Express Training sistemi ile bu sorunu çözüyoruz. 30 dakikalık sistemin en önemli farkı; kısa zamanda tüm vücut kas gruplarının çalıştırılıp hem yağ yakımı hem de kas artışına yönelik, bireyin fizyolojik ve psikolojik olarak vücudunun ihtiyacı olan gerekli tüm yüklemelerin bu kısa zaman diliminde yapılması, yoğun iş temposu ve zamansızlığı bahane ederek spordan uzak kalan bireylerin çok daha çabuk bir şekilde sonuca ulaşmalarını sağlamasıdır.
Beslenme danışmanlığı da veriyor musunuz?
Spor ve sağlıklı beslenme ayrılmaz bir bütündür. Sonuca ulaşmak için, dengeli ve sağlıklı beslenme olmazsa olmazlardır. Kişinin herhangi bir sağlık problemi yoksa, bizim vermiş olduğumuz günlük beslenme önerileri ile rahatlıkla sonuca ulaşabilir. İsteyen öğrencilerimiz ile takip sistemi de uyguluyoruz. Gün içinde yediklerinin fotoğrafını yollayarak motive olabilir ya da herhangi bir yere gittiğinde menüdeki yiyeceklerden hangisini seçeceği konusunda fikir alabilir, böylelikle kaçamak yapma ihtimali azalır. İnsülin, tiroit, hormonel problemler gibi daha detaylı öykü alarak, gereken kişiler için de, diyetisyenlerimiz ile bağlantı kuruyoruz.
Birlik Mah. 435 Cad. No:63/A Çankaya-ANKARA Tel:+90 538 811 64 04
kayak
Begüm Ballı İstanbul cemiyet hayatının ünlü ismi Begüm Gazioğlu Ballı’nın, hem kayak hem eğlence anlamında vazgeçilmezi Courchevel... Bu yıl kayak tatiliniz için neler planladınız? Yılbaşında Kartalkaya’da olacağız. Ayrıca planlanmış Erciyes ve Courchevel tatillerimiz var.
Türkiye’de kayak için genellikle hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Yurt içinde farklı merkezleri denemeyi seviyoruz; geçen sene Sarıkamış’a gitmiştik, bu sene Erciyes’i deneyeceğiz.
ÖMER BALLI- BEGÜM GAZİOĞLU BALLI
COURCHEVEL
244 magdergi.com.tr
COURCHEVEL
Peki yurt dışında neresi?
Yurt dışında hem kayak hem eğlence anlamında vazgeçilmezimiz Courchevel.
Kızınızla kayak tatili planladığınızda onun açısından en iyi merkezler nereler oluyor?
Kızımız henüz kayak için çok küçük olduğundan onu şimdilik yurt içindeki kayak merkezlerine götürüyoruz. Fakat aslında kayağı yurt dışında öğrenmesini isterim.
GOLDEN KEY-KARTALKAYA
FUSALP
FENDI
Kayak kıyafetlerinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz? Kayak kıyafeti olarak Bogner, Fendi ve Fusalp markalarının ürünlerini tercih ediyorum.
Yaz tatili mi kış tatili mi daha mutlu ediyor sizi?
Kesinlikle yaz insanıyım! O yüzden yaz tatilleri beni daha mutlu ediyor.
kayak
Çiçek Güney Sayısız snowboard șampiyonluğu bulunan Çiçek Güney, son yıllarda Türkiye’nin en uzun pistlerinin bulunduğu Erciyes’i tercih ediyor... Kayak deyince Türkiye’nin akla gelen ilk isimlerindensiniz... Bu yılki programınızı yaptınız mı?
Bizim için sezon başladı bile... Sezonu Erzurum Palandöken’de açtık, Erciyes Kayseri’de devam edeceğiz.
Kayak için Türkiye’de hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Eskiden hep Uludağ olurdu tercihimiz. Hatta 3 yaşımdan itibaren kışları neredeyse her hafta sonumuzu orada geçirirdik. Ancak son yıllarda, Erciyes’te yapılmış büyük yatırımlar sonrası, Türkiye’nin en uzun pistleriyle, Magna Otel’in açılmasıyla ve aynı zamanda Çiçek Güney Snowboard Kulübü’nün Erciyes’te olması nedeniyle tercihimiz Erciyes oldu.
MAGNA HOTEL-ERCİYES
MAGNA HOTEL-ERCİYES
246 magdergi.com.tr
Peki yurt dışında?
Yurt dışında sevdiğim bir sürü merkez var; off-pist kaymak ve daha sportif bir kayak tatili için Chamonix, eğlence ve kayak bir arada olsun derseniz ve özellikle de Türkiye’den arkadaşlarınızla karşılaşıp birlikte keyifli bir tatil geçirmek isterseniz Courchevel, çok şirin kayak kasabasıyla Kitzbuhel veya Val d’İsere, Milano’da alışveriş yapmayı aratmayan Cortina D’Ampezzo veya güneşli ve romantik St. Moritz ve yazın kaymak için kesinlikle Zermatt veya Hintertux tercih ettiğim merkezler arasında.
Çocuklar için de uygun olan rotalar neresi sizce?
Henüz çocuğum yok ama olursa kesinlikle Club Med zinciri en doğru adres. Özellikle Valmorel veya Les Arcs’takini öneririm.
KİTZBÜHEL
VAL D’ISERE
Partileri ve eğlence hayatıyla öne çıkanlar hangileri?
Kayak kıyafetinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz?
Birkaç farklı markayı tercih ediyorum. İçlikler için Falke, kayak tulumu için Perfect Moment, kayak pantalonu için Vist, kayak montu için Moncler, wind stopper için Mammut, hoodie’ler için Burton, goggle için Oakley ve kask için Poc.
Yaz tatili mi, kış tatili mi daha mutlu ediyor sizi?
Dağlarda çok mutlu hissediyorum kendimi ama hayatının çok büyük bir kısmı dağlarda geçen biri olarak şaşırtıcı olsa da aslında soğuğu sevmem, dolayısıyla deniz ve plaj da fena fikir değil!
PERFECT MOMENT
Courchevel, daha sofistike bir eğlence için tercih edilirken, La Folie Douce Meribel veya La Folie Douce Val d’İsere after-ski partileriyle çok meşhur ve eğlenceli.
kayak
Emre Bekişoğlu Emre Bekișoğlu kayak tatillerinde Val D’isere’de bulunan La Folie Douce partilerinden çok keyif alıyor...
Bu yılki kayak tatilinizi planladınız mı?
Kayak rotamda Mart sonunda arkadaşlarımla birlikte gideceğim İtalyan Alpleri programı var. Daha önce fırsat bulamadığım ama adını çok duyduğum Val Gardena’da kayak yapmayı düşünüyoruz.
Türkiye’de kayak için hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Sarıkamış Kars’ı seviyorum. Turizm açısından Kartalkaya ve Uludağ gibi merkezlerin gerisinde kalmış olması Sarıkamış’ı özel yapan şey. Doğallığın ve bölgenin otantikliğinin önüne geçilmemiş. Kuş cıvıltıları ve kristal beyaz karlar arasında uzun pistlerde kayıyorsunuz. Oteller daha butik. Belki 5 yıldızlı değiller ama samimi ve sıcaklar… Yerlisi cana yakın ve sıcakkanlı. Ayrıca gittiğiniz zaman Rus Çariçesi’nin kış köşkünü görebilir, donmuş buzun üstünde at arabalarıyla gezebilirsiniz. Annem ve babamla beraber 6 yaşımdan beri gittiğim bir yer; Kars… Herkese de öneririm. Sarıkamış’ı gören tekrar gitmek istiyor. Havaalanından oteller bölgesine ulaşım çok kolay. Kars’tan sonra, gitmekten zevk aldığım yer ise, Kartalkaya.
LA FOLIE DOUCE-VAL D’ISERE
LA FOLIE DOUCE-VAL D’ISERE
248 magdergi.com.tr
Peki yurt dışında?
Orada opsiyonlar çoğalıyor. Amerika’da Colorado, Fransa’da Avoriaz ve İsviçre’de Meribel, Courchevel, St. Moritz, Avusturya’da Kitzbühel, Leh. Sömestr tatillerinde ailem ile birlikte epey bir yere gitme şansım oldu. Türkiye de karıyla, merkezleriyle ve samimiyetiyle çok güzel ama yurt dışında kayak tatili yapmak da hoşuma gidiyor. Dokusuna zarar verilmemiş kasabalarda, küçük butik otellerde kalıyorsunuz. Örneğin; Avoriaz’da araba yok. Sabah otelinizin önünden geçen faytonların çıkarttığı seslere uyanıyorsunuz. Belki bunu bir gün Türkiye’de de gerçekleştirebiliriz…
NAMMOS COURCHEVEL 1850
AVORİAZ
Partileri ve eğlence hayatıyla öne çıkanlar hangileri?
Kayak kıyafetlerinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz? Bogner ve Moncler diyebilirim.
Yaz tatili mi, kış tatili mi?
Tabii ki ikisinin de yeri ayrı… Sıcak iklimleri severim ve dolayısıyla yaz tatilini kış tatiline tercih ederim ama yine de iki farklı iklimde yapılan tatilin de kendince güzellikleri var. Yazın güneşin sıcaklığını ve denizin ferahlığını, kışın bembeyaz karlarla geçen bir günden sonra, şöminenin karşısında içleri ısıtan bir ortamı yaşayabiliriz…
BOGNER
Partilerinden en çok zevk aldığım Val d’Isere’de bulunan La Folie Douce. Partilerdeki yaş ortalaması 20-30 civarı… Partiler akşamüzeri 5 gibi başlayıp akşama kadar devam ediyor. Courchevel’den ve Meribel’den kayarak ve teleferikle La Folie Douce’a da gidebilirsiniz. Onun haricinde Nammos da partileriyle ilgi uyandırır her zaman! Burada daha lounge havası var; insanların öğle saatlerinde ellerinde içecekleriyle gezerek sosyalleştikleri bir yer. En güzel barlar ise bence Avusturya’da; Kitzbühel’deki mekanları öneririm. BOGNER
kayak
Rıfat Çebi İș adamı Rıfat Çebi, yurtdıșında İsviçre, Fransa ve son zamanlarda İtalya’daki kayak merkezlerini tercih ediyor... Türkiye’de kayak için genellikle hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Uçmak gerekmediği için, Türkiye’de Uludağ ve daha çok Kartalkaya’yı tercih ediyorum.
Peki yurt dışında neresi?
İtalya’da Madonna di Campiglo... Milano’ya 2-3 saat mesafede olması sebebiyle oraya gitmeden önce birkaç gün Milano’da vakit geçirip sonrasında rahatlıkla kayak merkezine çıkabilirsiniz. Burası henüz çok bilinen bir yer değil ama pistleri ve restoranları çok iyi bence. Fiat Chalet, happy hour için mükemmel!
CHALET FİAT
MADONNA DI CAMPIGLIO
250 magdergi.com.tr
Çocuklarınızla kayak tatili planladığınızda onlar açısından en iyi merkezler nereler oluyor?
Çocuklar kaymaya başladığından beri, kayak programlarını yurt dışında yapmaya başladık. Kayak hocalarının kalitesi ve pistler bunda etkin rol oynuyor. İsviçre, Fransa ve son iki yıldır da İtalya’daki kayak merkezlerini çok beğeniyoruz bu anlamda. Çocuklar için çok güvenli, kayak hocaları oldukça eğitimli. Öğlen yemekleri dahil, çocuğunuzu tüm gün onlara emanet edebiliyorsunuz.
Eğlence hayatı olarak nereler cazip? Eğlence açısından bana göre en iyisi, Fransa Courchevel.
Kayak kıyafetlerinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz? Moncler tercih ediyorum.
Yaz tatili mi kış tatili mi daha mutlu ediyor sizi? Kesinlikle yaz tatili!
MONCLER GRENOBLE
kayak
Esra Demiryıldırım Esra Demiryıldırım ekstra bir tatil deneyimi yașamak isteyen aileler için Meribel köyündeki Chalet Alpaca’yı öneriyor... Bu yıl kayak tatiliniz için neler planladınız?
Öncesinde münferit rotalarımız olurdu ama son dört yıldır sömestr döneminde kayak okulu ile gidiyoruz kayak tatiline. Bu sene, arkadaşlarımızla, çocuklarla kayak okulu dışında bir program yaptık.
Türkiye’de kayak için genellikle hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Hem lokasyonundan dolayı ulaşılabilirliği açısından hem de çocuklarla çok rahat ettiğimiz için Türkiye’de Kartalkaya ilk tercihimiz oluyor.
Peki yurt dışında neresi?
Yurt dışında Club Med zinciri özellikle çocuklu aileler için çok başarılı. Geçtiğimiz günlerde Paradiski bölgesinde açtıkları yeni kayak tesisi Les Arcs Panorama’yı bu yılki kayak programımıza dahil ettik.
Çocuklu tatil planlandığında en iyi merkezler nereler oluyor?
COLMAR
EMMEGI
Çocuklu aileler için öncelikli ihtiyaçların göz önünde bulundurulduğu tesisler tabii ki tercih sebebi. Bunların başında bence liftlere ulaşımın kolaylığı geliyor. Kayak dışında çocukları oyalayacak aktivitelerin olması önemli. Çok ekstra bir tatil deneyimi yaşamak isteyen aileler için Fransa’nın Meribel köyündeki Chalet Alpaca mükemmel bir dağ evi seçimi olur.
En eğlenceli partiler hangi kayak merkezlerinde oluyor sizce?
Uludağ’da Winterfest kapsamındaki partiler bence çok eğlenceli oluyor. Courchevel’de Le Tremplin ise, menüsü, müzik ve şovları ile Avrupa’nın herhalde en popüler yerlerinden...
Kayak kıyafetlerinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz?
Kıyafetlerin hafif ve korunaklı olması gerekiyor. O yüzden biz çocuklar için Poivre Blanc ve Descente, kendimiz içinse Emmegi ve Colmar markalarını tercih ediyoruz. MERİBEL CHALET ALPACA
252 magdergi.com.tr
Yaz tatili mi kış tatili mi daha mutlu ediyor sizi? Yaz tatili, çünkü ben tam olarak deniz ve güneş insanıyım.
kayak
Neslişah Alkoçlar Düzyatan Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Neslișah Alkoçlar Düzyatan, kayak tatilini ailesiyle Uludağ’da geçirmeyi tercih ediyor...
Bu yıl kayak tatiliniz için neler planladınız? Türkiye’de kayak için genellikle hangi rotayı tercih ediyorsunuz?
Her zamanki gibi bu yıl da Uludağ’a gidiyoruz. Pistleri ve mini kulüpleri sebebiyle çocuklar açısından da çok iyi bir seçenek olduğu için orayı tercih ediyoruz.
ULUDAĞ
Peki yurt dışında neresi?
Yurt dışında Courchevel’i tercih ediyoruz.
Çocuklu tatil planlandığında en iyi merkezler nereler oluyor? Çocuklar için İsviçre’de St. Moritz çok uygun bence.
Kayak kıyafetlerinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz? Moncler markasının ürünlerini tercih ediyorum.
Yaz tatili mi kış tatili mi daha mutlu ediyor sizi?
Kış tatillerinde daha mutlu oluyorum; çünkü kayak, spor ve dağ üçlüsünün buluşmasını seviyorum. MONCLER
kayak
İlkem Öztürk Cemiyet hayatının tanınmıș ismi İlkem Öztürk’ün, çocukluğundan beri gittiği Gstaad favori kayak merkezlerinden biri...
Bu yılki kayak tatilinizi planladınız mı?
Hayır, henüz planlamadım. Aslında bu sene bunu planlamak için biraz geç kaldım. Genelde bu zamanlarda ya da Şubat ayında gidiyorum ama bu yıl araya Amerika seyahatim girince pek organize olamadım.
Türkiye’de en çok sevdiğiniz kayak rotası neresi?
Türkiye’de çocukluğumdan beri en çok Kartalkaya’yı seviyorum. Pistler her ne kadar yurt dışındakiler gibi olmasa da ortamı ve otelleri çok güzel ve keyifli.
ST MORİTZ
254 magdergi.com.tr
Peki yurt dışında?
Yurt dışında sevdiğim birkaç yer var aslında… Çocukluğumdan beri gittiğim Gstaad, küçük ama arkadaşlarımla gittiğim, en çok keyif aldığım ve çok kaliteli olduğunu düşündüğüm bir kayak merkezi. Ayrıca yazın da gidilebilen çok güzel bir kasaba. Belki de her yeri bildiğimden dolayı, kendimi orada çok huzurlu hissediyorum. Onun dışında Courchevel, eğlencesi, pistleri ve yemekleriyle bence muhteşem bir yer! Fakat zamanını doğru ayarlamak lazım, çünkü çok kalabalık olduğu zamanlar hiç hoşuma gitmiyor ve zevk alamıyorum. St. Moritz’e de birkaç sene önce çok yakın bir arkadaşımın düğünü sebebiyle gittim ve hayran kaldım. O zamandan beri seyahatlerimin arasına sıkıştırmaya çalışıyorum mutlaka. Doğası, pistleri, hele ki oraya giden o tren… Gerçekten her şeyiyle doğa ötesi bir güzelliğe sahip…
GSTAAD İSVİCRE
Partileri ve eğlence hayatıyla öne çıkan hangisi sizce? Kayak kıyafetinde hangi markanın ürünlerini tercih ediyorsunuz?
En sevdiğim marka her zaman Moncler. Ama ara sıra Fendi, North Face gibi markaları da tercih ediyorum.
Yaz tatili mi, kış tatili mi daha çok mutlu ediyor sizi?
İkisi de! Sanırım yaz tatili biraz daha öne çıkabilir, çünkü sıcağa bayılıyorum.
FENDI
Tartışmasız Courchevel!
davet
MİHRİMAH AKÇAY
REYHAN EKİN
GÜLȘEN KOCA
ÖZGE KURUȘA
Peony’de Yılbaşı Ankara’nın önde gelen parti evlerinden Peony Cake, müşterileri için Yılbaşı partisi düzenledi. Partiye katılan konuklar yiyeceklerin tadına bakarken gün boyunca müzik eşliğinde eğlendi. Ankara iş ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin katıldığı partide davetliler, güzel ev sahipliği için Tuğba Kahraman’a teşekkür ettiler.
256
TUBA KAHRAMAN
RENGİN ÖDEVCİ, TUĞÇE DENİZ TANALP
AYȘE BİÇER
BURCU BAYDAR, ȘEBNEM KANDEMİR
Ankara iș ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin katıldığı partide davetliler, özel Peony lezzetlerini tattı. NEȘE AYKUT
ASLIHAN BEZCİER
NAZLI GÜR DEMİR
SİNEM AYTEKİN
HASAN HAKKUZU, MUSTAFA ȘİMȘEKLER
Rota Çocuklar ve Küçük Mühendisler
N
eden Algoritma ve Kodlama?
Kodlama ve algoritma ile çocuklar; problemlere farklı yönleriyle bakıp çözümler üretebilme, sistemli ve yaratıcı düşünebilme ve en kısa sürede çözüm önerileri sunabilme yetileri kazanırlar. Çünkü; öğrenciler algoritma mantığını kavradıklarında her şeyin belirli bir düzen içerisinde gerçekleştiğini, belirli bir sıra ile olmadığı zaman yapılması gereken
işlemlerin gerçekleşmediğini kavrarlar. Programlama dilinin aynı yabancı dil gibi erken yaşlarda alınması gerektiğine inanıyoruz. Çocukluk döneminde öğrenilen bilgilerin daha kalıcı olduğu fikrinden hareketle bu becerileri erken yaşta edinmenin de ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Kodlama, bu devrin alfabesi konumundadır. Etrafımızda gördüğümüz “akıllı” her nesnenin arkasında kodlamaya ihtiyaç bulunmaktadır. İnsanlık yaklaşık olarak son yarım yüzyılda tıpkı yazının icadı gibi yeni bir
advertorial
Rota Çocuklar Kurum Sahibi, Çocuk Gelișim Uzmanı Elif Tekgül ve Küçük Mühendisler Atölyesi Kurucu Ortakları Yüksek Mühendis Hasan Hakkuzu ile Yüksek Mühendis Mustafa Șimșekler amaçlarının; çocuklara hayatları boyunca kullanacakları problem çözme, muhakeme, karar verme ve uygulamaya yönelik bir eğitim metodolojisi kazandırmak olarak açıklıyorlar. Bunu yaparken de, karșılașacakları problemlerde kullanabilecekleri üç seviyeli yaklașım (problem tanımı, algoritma geliștirme ve uygulama) tarzı hakkında bilgi veriyorlar...
dil icat etmiştir. Ancak bu dil makinelerin/bilgisayarların haberleşmesi, yani kendi aralarında iletişim kurması için geliştirilen bir dil konumundadır. Biz bu dile “kodlama” diyoruz. Kendi hayatımızda da birebir şahit olduğumuz teknolojik gelişmelere bakınca, bu dilin büyüme hızının muazzam olduğu görülmektedir. Bizden farklı olarak teknolojinin içine doğan yeni nesili bu dilin dışında tutmanın mümkün olmadığını düşünüyoruz. Önemli olan kendi kuralları olan bu yeni dilin nasıl aktarılacağı... Biz de Küçük Mühendisler Atölyesi olarak, bu konuda ciddi çalışmalar yürütüyoruz.
Maker Atölyesi ile Kendi Oyuncağımı Kendim Yapıyorum
“Algoritma ve kodlama eğitimi veriyoruz” cümlesi özellikle okul öncesi için oldukça hassastır. Bu eğitimi vermenin temelinde çocuğun bilişsel süreçleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. Bu yaş grubuna uygun olarak, piyasada pek çok ürün bulunsa da öncelikli bir set üzerinden bu eğitimi vermeyi doğru bir başlangıç saymıyoruz. Bunun yerine çocuğun kendi içinde bulacağı bir oyun olarak bunu algılaması çok önemli. İlk olarak; bedensel olarak verilen komutları oyun içerisinde yerine getirmesi, algoritma mantığını içselleştirmesi açısından başlanmasını doğru bir yol olarak değerlendiriyoruz. Sadece bu başlangıç ile sınırlı kalmıyoruz. Akabinde verilen komutları ellerimizi kullanarak ve bir aracı hareket ettirerek özümsüyoruz. Bütün bunların sonucunda, doğru adımları attığımıza kanaat getirdiğimizde gerçek bir sistemi kodlayarak hareket ettirme heyecanını yaşayabiliriz. Bunun için de izleyeceğimiz yol içerisinde, özellikle okul öncesi dönemin kavrama anlayışına uygun olarak hazırladığımız somut (embodied) kodlama ile algoritma temelinin öğrenilmesini sağlıyoruz. Çalıştığımız yüzlerce çocuk ile ilgili olarak elde ettiğimiz sonuçlarda bu metodun oldukça başarılı olduğunu gözlemledik.
Nasıl Bakıyoruz?
Bütün bu süreçler sırasında üç seviyeli bir yaklaşımı öngörüyoruz. Birinci aşamada da, çocuğun seviyesine uygun, algılayabileceği bir problem tanımlıyoruz. Öncelikle temel mühendislik bilgisini aşılamak maksadı ile ilgili düzenekler üzerinden uygulamalar yapıyoruz. Akabinde; çocuklar ile içerisinde elektrik ve mekanik sistemlerin olduğu oyuncakları beraber yapma çabası içindeyiz. Planör uçak, helikopter, gece lambası, titrek robot, çarklı araba, pet şişeden elektrik süpürgesi gibi... Algoritma ve kodlama eğitimi; teknoloji ile yoğrulmuş bu çağın yeni alfabesi konumundadır. Kodlama eğitimi temelinde “sayıların dili” mantığını barındırmaktadır. Bu sebeple erken yaşta bu eğitimin içerisinde olmak 6 yaş öncesi yoğun gelişim gösteren düşünce sistematiğin şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Ancak okul öncesi dönemin soyut düşünmede zorlanma gibi kendine özgü hassasiyetleri unutumamalıdır. Bu sebeple kodlama eğitiminin temelini çocuğun içinde aktif olarak bulunduğu somut kodlama araçları ile gerçekleştiriyoruz. Bunu yaparken çocuk kendisi için hazırlanmış oyun ortamında kodlama yaparken iki eğitmen ile katıldığımız derslerde çocukların gelişimlerini istatistiksel veri olarak kaydedebiliyoruz. Kaydettiğimiz veriler neticesinde, velilerimiz kendi çocuklarının aritmetik ve algoritmik gelişmelerini ve diğer yaşıtlarına göre mukayesesini objektif ve şeffaf şekilde inceleme fırsatı buluyorlar. ÇUKURAMBAR : 1478.Cadde No:8 Çukurambar-Çankaya/Ankara - T: 0 (312) 286 94 93 - cukurambar@rotacocuklar.com ÜMİTKÖY : Ümit Mah. 2502 Sok. No:1 Ümitköy/Ankara - T: 0 (312) 235 66 77 - umitkoy@rotacocuklar.com
davet
KARDELEN ACAR
AYȘE BURCU KAYA
AYȘEGÜL KAYABAY
DİLEK BİRGEN
Fark Yaratan Koleksiyon The Femme Style, yeni koleksiyonunu Ritz Carlton Otel’de düzenlenen özel bir lansmanla tanıttı. Katerina Ekşioğlu ve Fulya Kayan tarafından kurulan marka The Femme Style, yeni koleksiyonunu Ritz Carlton Otel’de cemiyet hayatının ünlü isimlerinin de katıldığı özel bir davetle tanıttı. Modern, çekici, özgür, fark yaratan ve şartlar ne olursa olsun şıklıktan ödün vermeyen kadınları anlatan kreasyon davetlilerin beğenisini kazandı.
260 magdergi.com.tr
FULYA KAYAN, KATERINA EKȘİOĞLU
davet
BURCU KÖSEM, SELDA ÖKTEM, BETÜL ZAFER, ELİF HAYKIR HOBİKOĞLU, GÜLCAN EKȘİOĞLU, ÖZGE ALTUNÇ, ARZU ZOGUN, NİLÜFER BATUR
Hediye Festivalinde Özel Kutlama Aslı Özdemir ve Nilüfer Batur ev sahipliğindeki yeni yıl hediye festivali “Best Gift Fest” Çırağan Palace Kempinski’de gerçekleşti. Deluxe Deco, Karafırın, DohoTurizm & Event ve 2M Büro Dizayn sponsorluğunda gerçekleşen giyim, gıda, aksesuar, dekorasyon gibi birbirinden farklı 50 markanın stant açtığı festivalde markalar yeni yıl konseptiyle ürünlerini misafirlere sergiledi. Makyaj sanatçısı Mehmet Yıldırım, gün boyunca TOÇEV için makyaj yaparak, elde ettiği geliri çocukların eğitimine bağışladı. 25. yılına giren TOÇEV’e özel olarak pasta kesilen davette TOÇEV Başkanı Ebru Uygun, ev sahipleri Aslı Özdemir ve Nilüfer Batur’a teşekkür etti. Gencer Savaş Bandosu gerçekleştirdiği muhteşem şov ile konuklara keyifli anlar yaşattı
262 magdergi.com.tr
ASLI ÖZDEMİR, EBRU UYGUN, NİLÜFER BATUR
JÜLİDE ÖNENGÜT
ZEYNEP BEȘERLER
PELİN-RIFAT ÇEBİ
Gencer Savaș Bandosu gerçekleștirdiği muhteșem șov ile konuklara keyifli anlar yașattı. NESLİHAN SABANCI
BURCU ȘENDİR
MELİS ÖZER
BEGÜM EYİLİK
ESİN YALÇINKAYA
Sinüzit Nedir? Özel Medisun Çayyolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op.Dr.Esin Yalçınkaya kıș aylarında artıș gösteren ve birçoğumuzun kurtulamadığı sinüziti anlattı…
Sinüsler, burun çevresindeki kemiklerin içerisinde bulunan içi hava dolu yapılardır. Yanaklarda, alın bölgesinde, gözlerin ve burnun arkasında bulunurlar ve kanallar aracılığıyla buruna açılırlar. Solunum havasını ısıtma, nemlendirme ve temizlenmesine yardımcı olma görevleri vardır. Ayrıca ses rezonansında etkilidirler. Sinüslerin sağlıklı kalabilmesi için buruna açılan bu kanalların, hava ve salgı geçişini sağlıklı bir şekilde sağlayabilmesi gerekir. Sinüslerde düzenli olarak bir mukus salgısı üretilir ve önce buruna, sonra genizden aşağı doğru akan bir döngü şeklinde devam eder.
Sinüzit Enfeksiyonu
Sinüzit, burun etrafına yerleşmiş sinüsleri döşeyen mukozanın iltihabı anlamına gelmektedir. Genel olarak sinüzitler, döşeyici mukozanın ürettiği salgının (mukus) buruna boşaltılamaması
sonucu oluşur. Buna neden olan üç temel faktör bulunmaktadır: • Sinüslerin buruna boşalma kanallarının (ostium) tıkanması, • Mukusu sinüslerden buruna taşıyan sisteminin (mukosilier aktivite) bozulması, • Mukus içeriğinin ya da kıvamının değişmesi.
Sinüzit Belirtileri
Sinüzit, kişiden kişiye değişim gösterebilmekle birlikte, burun tıkanıklığı, yüzde dolgunluk hissi, geniz akıntısı, horlama, ses değişikliği, göz altında morluklar, baş ve yüz ağrıları, yorgun uyanma, sabahları boğaz kuruluğu, kondisyonda azalma, burun akıntısı, göz çevresinde basınç hissi, ağız kokusu, kulak tıkanıklığı, terleme, inatçı öksürük şeklindeki semptomlara sebep olabilir.
Sinüzit Nedenleri
Sinüzitin pek çok farklı nedeni olmakla birlikte en sık görülen nedenleri şöyledir:
advertorial
S
inüs Boşlukları
• Viral üst solunum yolu enfeksiyonları sinüzitin en sık nedenidir. Burun örtüsünün viral enfeksiyona bağlı ödem ve inflamasyonu sonucu sinüsün buruna boşalmasını sağlayan kanallar tıkanabilir. Bu durum sinüs içerisinde salgılanan sıvının boşalmamasına ve dolayısıyla koyulaşıp, enfekte olmasına neden olur • Alerji de ikinci en sık neden olarak, burun içinde ödem ve inflamasyona dolayısıyla sinüs ağızlarının tıkanmasına sebep olabilir. • Burun içi eğrilikler (septum deviasyonu), polipler, burun eti büyümeleri (konka hipertrofileri) gibi sinüs boşalma kanallarını daraltan ya da tıkayan anatomik patolojiler de sinüslerin boşalmasını engeller ve genellikle cerrahi tedavi ile düzeltilir • Çocuklarda en sık görülen neden ise büyümüş geniz etidir(adenoid hipertrofisi).
Sinüzit Çeşitleri
Sinüzit, hastalığın süresine göre sınıflandırılabilir. Akut sinüzit; sinüzit belirtilerinin 4 haftadan kısa süre içerisinde kaybolduğu, kronik sinüzit ise; belirtilerin 3 aydan uzun sürdüğü sinüzit tipidir. Çoğu akut sinüzit soğuk algınlığı olarak başlar ve bakteriyel enfeksiyonun eklenmesiyle ilerler. Kronik sinüzitte ise, dokulardaki şişliğin ve enfeksiyonun altta yatan neden olduğu düşünülmektedir. Akut sinüzitte ilaç tedavileri kullanılmaktadır. Bu tedaviler altta yatan nedene göre planlanır; enfeksiyon için antibiyotik ve anti-inflamatuar tedaviler, salgıları ve ödemi azaltmak için dekonjestan tedaviler, alerjik durumlarda anti-histaminikler ya da lokal veya sistemik steroidler, ayrıca tuzlu su karışımları ile burun yıkama tedavileri temel tedavi seçenekleridir. Kronik sinüzitte ise, ilaç tedavisi öncelikle denenmelidir, ancak ilaca dirençli olgularda ya da ilaç tedavisine yanıt veremeyecek anatomik bozukluklarda cerrahi planlanmalıdır.
Sinüzit Ameliyatları
Geniz akıntısı, baş ve yüz ağrıları, burun tıkanıklığı, horlama, ağzı açık uyuma, yorgun uyanma, sabahları boğaz kuruluğu, aktivite sonrası nefessiz kalma, terleme, sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirme ya da üst solunum yolu enfeksiyonlarının uzun sürmesi, uzunca bir süre öksürükle devam etmesi gibi sayılan semptomlardan bir ya da daha fazlası devam ediyorsa kişiler kronik sinüzit açısından değerlendirilmek üzere kulak burun boğaz hastalıkları uzmanına başvurmalıdırlar. Kulak burun boğaz uzmanınca yapılan ayrıntılı muayenede, nefes yolunu ve sinüslerin buruna doğru açıldığı bölgeleri daraltan, burun eğriliği, alt ve orta burun eti (konka) büyümesi, burun polibi, geniz eti gibi oluşumlar olup olmadığı değerlendirilir. Hastanın öyküsü ve muayene bulguları kronik sinüzit lehine ise bilgisayarlı tomografi tetkiki istenir. Bu tetkik ile burun ve sinüslerin haritası çıkarılıp, bu haritaya göre ilaç tedavisine yanıt vermeyeceği düşünülen vakalarda operasyon ile sinüslerin temizlenmesi ve sinüslerin buruna açılan ağızlarının genişletilmesi kararı verilir. Sinüs ameliyatları, burun içinden kamera ile görüntüleme eşliğinde yapılmaktadır. Sinüslerin buruna açıldığı noktalarda, sinüs akışına engel olabilecek problemlerin kaldırılması, sinüs ağzının genişletilmesi ve sinüs boşluklarındaki iltihap, polip gibi oluşumların temizlenmesi esaslarına dayanır. Sinüzit cerrahileri, doğru teşhis, uygun cerrahi teknik ve özenle yapıldığı takdirde, oldukça yüz güldürücü, yaşam kalitesini büyük oranda artıran, başarı oranı yüksek ameliyatlardır.
Sinüzit cerrahileri, doğru teșhis, uygun cerrahi teknik ve özenle yapıldığı takdirde, oldukça yüz güldürücü, yașam kalitesini büyük oranda artıran, bașarı oranı yüksek ameliyatlardır.
davet
Galatasaraylı Avukatlardan Yılın Son Toplantısı GSAHD (Galatasaraylı Avukatlar ve Hukukçular Derneği) yeni yönetiminin 2018 yılı kapanış toplantısı Sheraton Otel’de gerçekleşti. 19:05’te başlayan toplantıya yönetim tam kadro katılım gösterdi. Sheraton Otel’de gerçekleşen 2018 yılı kapanış toplantısına TÜSİAV (Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı) Başkanı Veli Sarıtoprak da konuk olarak katılım gösterdi. GSAHD Başkanı Oğuzhan Kabasakal, 2018 faaliyetlerini ve 2019 yılında yapmayı hedefledikleri projeleri anlattı. Başkan Kabasakal GSAHD’nin kuruluş yıldönümü kokteylinin Mart 2019’da gerçekleştirileceğinin müjdesini verdi.
266
OĞUZHAN KABASAKAL
AYȘEGÜL YILMAZTEKİN BERİL HANEDAR
TÜSİAV Bașkanı Veli Sarıtoprak gecede konușma yaparak deneyimlerini GSAHD üyeleri ile paylaștı.
ERKAN ASLAN
CEMİL KELEȘOĞLU VELİ SARITOPRAK
davet
İHSAN SERDAR TOPTAN SAVAȘ BAYAR
GSAHD Bașkanı Oğuzhan Kabasakal tüm üyelerle yakından ilgilendi. Konuklar gündemi konușarak, lezzetli ikramların tadına baktılar.
FATMA ASLI DEVELİOĞLU
KAAN ÇULCUOĞLU
268 magdergi.com.tr
MUAZZEZ BÜYÜKGÖVEZ
davet
Eğitim Çınarlarına Ödül Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı TÜSİAV Eğitim Platformu tarafından “Eğitimin Çınarları ve Eğitime Destek Verenler Ödül Töreni” gerçekleştirildi. Eğitime katkı sağlayan akademisyenler, dernekler ve kuruluşlar Ankara Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleşen törenle ödüllendirildi. TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak ve TÜSİAV Eğitim Platformu Başkanı Öztuna Norman eğitim dünyasına yaptıkları katkılardan dolayı ödül kazanan isimlere teşekkür etti. Törene ev sahipliği yapan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş’e “Şükran Plaketi” takdim edildi.
270 magdergi.com.tr
ERKAN İBİȘ, ÖZTUNA NORMAN
VELİ SARITOPRAK
CELALETTİN SOLMAZ, METİN FEYZİOĞLU
BERİL ÇAVUȘOĞLU
Nesibe Aydın Okulları’nın kurucusu Nesibe Aydın’da törende Eğitime Destek Verenler arasında yer aldı ve ödülünü alkıșlar eșliğinde aldı.
NESİBE AYDIN
KUTLU TAMAY
NEZİH ALLIOĞLU, GÜRBÜZ BEKİȘ
ALİ OLGUN BOYDAK
sağlık
Emre Uzun emreuzun@mynet.com
Kışı Hastalıksız Geçirin
Kıș aylarında bağıșıklık sisteminizi güçlendirecek ve vücut direncinizi ayakta tutacak besinleri mutfağınızdan, diyetinizden eksik etmeyin ve “kıș çayı” tarifimizle sadece kıș aylarını değil, mevsim geçișlerini de sorunsuz ve zinde atlatın…
K
ışın “demir” gibi olmak için…
Bağışıklık sistemi için en önemli minerallerden biri demir. Demir açısından zayıf gıdalar anemiye sebep olurken, bağışıklığı da olumsuz etkiler. Yapmanız gereken, zengin demir içeren et, kümes hayvanları, balık, kabuklu deniz hayvanları, baklagiller, tohumlar, sebzeler ve kurutulmuş meyveleri mümkün olduğunca çok tüketmek. Bunun dışında yemek pişirirken döküm tencere kullanmak, yemekle birlikte ve yemekten hemen sonra çay-kahve içmemek de önemli; çünkü demir almak kadar demirin vücut tarafından emilmesini sağlamak da önemli. Öte yandan demir zengini gıdaları C vitamini içeren gıdalarla birlikte tüketip emilimi artırmak da mümkün. Bu arada demir takviyelerine doktor tavsiyesi ile yönelin, aksi takdirde demir seviyesi aşırı yükselerek bağışıklık sisteminin baskılanması söz konusu olabilir.
Probiyotik denen faydalı bakteriler...
Bağırsaklarda yaşayan ve faydalı bakteriler olarak bilinen probiyotiklerin görevlerinden biri de bağışıklık sistemini uyarmalarıdır. Bağırsakların iç yüzeyini de koruyan probiyotikler, besinlerle birlikte aldığımız zararlı maddelerin de bağırsaklara geçişini önlüyor. Ayrıca probiyotikler, üst solunum yolu enfeksiyonu gelişme riskini %42’ye kadar azaltıyor ve hastalar düzenli probiyotik kullandığı takdirde antibiyotiğe duydukları ihtiyaç hem %33 daha az oluyor hem de hastalıkları daha hızlı iyileşiyor! Lahana turşusu, doğal fermantasyon turşusu, yoğurt, kefir ve ayran ise en iyi probiyotik kaynakları olarak sayılıyor.
Hastalıkların korktuğu C vitamini...
Her kış semt pazarlarını, manav raflarını dolduran portakal, greyfurt ve mandalinanın kusursuz birer C vitamini deposu ve etkili birer bağışıklık güçlendirici olduğu artık gayet iyi biliniyor. Yeşil biber, koyu yeşil yapraklı sebzeler, brokoli, çilek, domates, papaya ve bezelye de C vitamini zengini diğer besinler olarak sıralanabilir. C vitamininin antibakteriyel ve antienflamatuar olduğu da ortada… Bunun dışında hem enfeksiyona karşı vücudu koruyan bir kalkan görevi üstleniyor hem de cilt bütünlüğünü koruyor. C vitamininin virüs veya bakteriyel enfeksiyonlara karşı bağışıklık
272 magdergi.com.tr
hücrelerini koruyan bir antioksidan olduğu ise son yılların buluşu. Uzmanların bu noktada önemli bir uyarısı da var: “C vitamini takviyeleri yerine C vitamini içeren gıdaları tercih edin çünkü bu gıdalarda, takviyelerin içermediği yararlı bileşikler de var!”
Kışın mutfaktan zencefil eksik olmasın!
Zencefil, biyoaktif yani canlı organizmalar, dokular ve hücreler üzerinde etkili olan bir gıda maddesidir. Çünkü kendisi de tıpkı antibiyotikler, enzimler ve vitaminler gibi biyolojik olarak faal durumdadır. Dolayısıyla enfeksiyonları durdurmada son derece etkilidir. Ayrıca E. coli, Candida ve Salmonella da dahil olmak üzere bazı bakteri türlerinin büyümesini önleyen antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Yapılan araştırmalar, taze zencefilin birçok solunum yolu enfeksiyonundan sorumlu olan sinsityal virüse (HRSV) karşı etkili bir mücadele yürüttüğünü kanıtlamıştır. Zencefil ayrıca hem probiyotik açısından zengindir hem de bulantıyı önleyen bir kök baharattır.
Sarımsak gibisi yok!
Sarımsaktaki aktif bileşikler, enfeksiyon riskini azaltır. Bu aktif bileşiklerden alisin sayesinde, bağışıklık sistemi, soğuk algınlığı ve gribi iyileştirebilir. Alisinin, insanı soğuk algınlığından %63 koruduğu ve hastaları da ortalama 3,5 gün daha erken iyileştirdiği kanıtlanmıştır. Sarımsak özü alan hastalar ise hem %21 daha az hastalık belirtisi göstermiş hem de %58 oranında daha hızlı iyileşmiştir; çünkü sarımsak bakteriyel ve viral enfeksiyonlarla mücadele eden güçlü antimikrobiyal ve antiviral özelliklere sahiptir. Etkisini artırmak için ezip, pişirmeden önce 10 dakika bekleyebilirsiniz.
Üzümsü meyveleri ihmal etmeyin...
Sonu “-berry” ile biten ve bizde “üzümsü meyveler” olarak yer alan bazı yemiş türleri de kış aylarında bağışıklığı en fazla destekleyen besinler arasındadır. Böğürtlen, frambuaz, yaban mersini, yabani çilek, üvez, Bektaşi üzümü, ahududu, kızılcık, mürver, bu yemişlerden bazıları. Elbette hepsi aynı mevsimde yetişmiyor ve örneğin dut gibilerinin kuru olanı epey makbul. Üzümsü meyveler, Amerikan yerlilerinin soğuk algınlığı gibi enfeksiyonları tedavi etmek için yüzyıllardır kullandığı şifa kaynaklarıdır. Çünkü bu meyveler antimikrobiyal özelliklere sahip ve polifenoller bakımından da hayli zengindir.
Araştırmalar, üzümsü meyvelerdeki polifenollerinin bünyeyi influenza virüsüne, dolayısıyla gribe karşı koruduğunu gösteriyor. Staphylococcus, E. coli ve Salmonella enfeksiyonlarına karşı da savunma sağlıyorlar.
Hindistan cevizi yağının faydası...
Hindistancevizi yağı antimikrobiyal özelliklere sahip bir yağ kategorisi olarak bilinen orta zincirli trigliseridleri (MCT’ler) içeriyor. İçerdiği laurik asit ve monolaurin ise zararlı virüsleri, bakteri ve mantarları öldürüyor. Araştırmalara göre; Hindistan cevizi yağı mide ülseri, sinüzit, diş boşlukları, gıda zehirlenmesi ve üriner sistem enfeksiyonlarına yol açan bakteri türleriyle de aktif halde mücadele ediyor. İnfluenza ve hepatit C’den sorumlu virüslere karşı da etkili olduğu öne sürülüyor. İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyen candida albicans ile de mücadeleye yardımcı oluyor. Uzmanların önerisi, yemeklerde tereyağı veya bitkisel yağlar yerine Hindistan cevizi yağını kullanmamız yönünde… Ancak toplum olarak Hindistan cevizi yağına pek aşina olmadığımız için yüksek alımda mide bulantısı veya sulu dışkı sorunuyla karşılaşmamız da mümkün. En ideali, günde iki yemek kaşığı kadar (30 ml) almak ve bağışıklığı destekleyen avokado, fındık, zeytin ve ketentohumu yağlarına da bünyede yeteri kadar yer ayırmak.
Yüzyılların sağlık dostu meyan kökü...
Meyan, Glycyrrhiza glabra bitkisinin kurutulmuş kökünden yapılan bir baharat. Asya ve Avrupa geleneksel tıbbının ayrılmaz bileşenlerinden biri olan meyan kökü, E. coli, Candida albicans ve Staphylococcus aureus da dahil olmak üzere bazı mantar ve bakterilerle savaşıyor. Meyan kökü de grip, gastroenterit ve çocuk felcinden sorumlu virüslere karşı savaşabiliyor. İçerdiği yüksek orandaki şeker nedeniyle, özelikle şeker alımını azaltmak isteyenler için meyankökü çayı olarak tüketilmesi öneriliyor. Çok fazla meyankökü tüketmek ise bazı durumlarda riskli, özellikle yüksek tansiyona sahip olanlar, anormal kalp ritmi bulunanlar ve erken doğum riski taşıyanlar dikkat etmeli…
Yağlı tohumlar, kuruyemişler...
Kuruyemişler ve yağlı tohumlar birer vitamin ve mineral deposu; özellikle de selenyum, bakır, E vitamini ve çinko açısından… Bu vitamin ve mineraller ise, bağışıklık sisteminin en önemli destekçileri. Kuruyemiş ve tohumların, içerdikleri lifler bir yana, önemli antioksidan ve sağlıklı yağlar bakımından da zengin olduklarını unutmamak gerekiyor.
Tatlı patatesin içerdiği A vitamini
Kış aylarıyla ilgili hemen her zaman C vitamini ön planda tutulsa da A vitamini de bu hastalık mevsimi için son derece önemli. Bir çalışmaya göre; A vitamini eksikliği bulunan çocukların solunum semptomlarına yakalanma olasılığı normal A vitamini düzeyine sahip çocuklarla kıyaslandığında % 35 daha yüksek! Bu da yüksek oranda A vitamini içeren besinleri tüketerek, zayıf bağışıklık sisteminin ve enfeksiyonlara açık bünyelerin üstesinden gelinebileceğini gösteriyor. A vitamini takviyesi alan bebekler de aşılara daha fazla yanıt veriyor. Fakat A vitamininin fazlası mide bulantısı, baş ağrısı, kemiklerde zayıflama, koma ve hatta erken ölüm gibi olumsuz etkilere de yol açabiliyor. Bu nedenle en ideali, A vitaminini yiyip içtiklerimizden karşılamak. A vitamini, tatlı patates, havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kabak, marul, kuru kayısı, kırmızı biber, balık ve dalak, ciğer gibi sakatatta bulunuyor.
Sonu “-berry” ile biten ve bizde “üzümsü meyveler” olarak yer alan bazı yemiș türleri de kıș aylarında bağıșıklığı en fazla destekleyen besinler arasındadır. Bu takviyeler güçlü bir bağışıklık için…
Bağışıklık sisteminin iyi çalışması ve hastalıklara karşı dirençli olunması için, çeşitli besin maddelerinin dengeli ve düzenli biçimde tüketilmesi gerekiyor. Tüm bunları ne kadar doğru tüksek de bağışıklık sistemimizin ihtiyaç duyduğu her besin maddesi yiyecek ve içeceklerle karşılanamayabilir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken, bazı bilinen takviyeleri kullanmaktır. Örneğin, probiyotikler; genellikle laktobacillus ya da bifidobakteri türleri ile desteklenen bağışıklık sistemi, günde 2-3 milyarlık koloni oluşturabilir. Günde yaklaşık 75-90 mg civarında alınacak C vitamini, hastalık sırasında 1 gram artırılırsa daha da fayda sağlayabilir. Multivitamin A; demir, çinko, bakır, E vitamini ve selenyum içeren maddelerin RDI’ları, % 100’ünü karşılamak için yeterli miktarda olmalıdır. Çinko pastilleri; soğuk algınlığı belirtilerinin ilk günlerinde alınan günlük en az 75 mg’lık dozlar enfeksiyon süresini azaltmada etkili olabilir. Vücuttaki D vitamini yetersizliği ise, grip, sinüs enfeksiyonları ve bronşit de dahil olmak üzere solunum yolu enfeksiyonları riskini artıracaktır. En büyük D vitamini kaynağı olan güneşin kendini az gösterdiği kuzey yarı kürede ve kış mevsiminde, D vitamini takviyelerini günlük en az 600 IU (15 mcg) olarak tüketmek gerekir.
Portakallı Kış Çayı:
Kış ayları boyunca elinizin altında hazır bulunduracağınız bu kış çayı ile hem bağışıklık sisteminizi güçlendireceksiniz, hem de hastalıkların en yaygın olduğu kış mevsimini sorunsuz ve sağlıklı geçireceksiniz. İşte malzemeler: • 4 dilim portakal • 3-4 adet karanfil • Yarım çubuk tarçın • 1 küçük kök zerdeçal • 1 tatlı kaşığı hibiskus • 4 su bardağı su
Hazırlanışı:
1 litre su içerisinde, tarçın hariç bütün malzemeler kaynayana kadar ısıtılır ve servis edilir.
düğün
Yılın En Farklı Düğünü Uzun süre çok uluslu şirketlerde uzman olarak çalışan akademisyen Serdar Aykut, ekonometrist ve sosyal hizmet bilim uzmanı Sezen Soner 8 yıllık arkadaşlıklarının 5. yılında aşka dönüşen ilişkilerinde mutlu sona ulaştı. Kına gecelerini Dubaide çölün ortasında yapan çift Maldivler’de Maldiv geleneğine uygun bir törenle dünya evine girdi. Türkiye’de ise “black tie” koduyla La Mozza ‘da verdikleri davette seçkin konuklarını ağırladılar. Sezen Soner’in 3 farklı gelinlik giydiği davette Afrikalı müzisyenlerin müziği ve dansöz şovu konuklara unutulmaz anlar yaşattı. Tüm Afrikalı müzisyenlerin yerel kıyafetler giymesinin ardından salona giren gelin ve damat giydikleri Afrikalı ve kızılderili kıyafetleriyle büyüleyici bir atmosfer yarattılar.
ARİFE-DOĞDU-ELİF KÖDEN
OKAN-AYȘENUR SONER
MELİS AKGÜN,SELÇUK UTKU
FİLİZ SÜTÇİGİL
Velayet Hakkında Bilinmesi Gerekenler Türk Medeni Kanunu’nun 335. ve 351. maddeleri arasında düzenlenen velayet hususu hakkında bilinmesi gerekenleri Avukat Filiz Sütçigil anlatıyor...
Velayet hususu Türk Medeni Kanunu’nun 335. ve 351. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ergin olmayan her çocuk, yasal olarak anne ve babasının velayeti altındadır. Velayetin anne veya babadan alınması ancak yasal sebeplerle mümkün olmaktadır. Evlilik birliği devam ettiği sürece velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır ancak evlilik birliği sona erdiğinde çocuğun velayeti anne veya babadan birine bırakılır. Velayet, kanun tarafından çocukların ebeveynlerine yani anne ve babasına verilmiş, çocukların eğitimini, bakımını, her bakımdan korunmasını içeren yükümlülükler bütünüdür.
Boşanma sonrası müşterek çocuğun velayet hakkının kimde kalacağı belirlenirken göz önünde bulundurulacak hususlar nelerdir?
Boşanmadan sonra velayetin anneye mi, yoksa babaya mı verileceğine karar verilirken dikkate alınması gereken en önemli
husus ergin olmayan çocuğun ileriye dönük yararıdır. Burada önemli olan husus, çocuğun üstün yararını koruma altına almak ve geleceğini en iyi şekilde güvence altına almaktır. Boşanma sonrası çocuğun velayeti, neredeyse tüm boşanmalarda anneye verilmektedir. Bunun sebebi, çocukların bakıma muhtaç olması ve annenin bu ihtiyacı karşılayacak ebeveyn olmasıdır. Ancak bazı durumlarda müşterek çocuğun velayeti çok küçük yaşta olsa da, babaya verilebilmektedir. Örneğin; annenin iffetsiz bir yaşam sürmesi veya kendisine dahi bakamayacak durumda olması veya çocuğa zarar verme ihtimalinin bulunması. Ayrıca tarafların anlaşması durumunda da müşterek çocuğun velayeti babaya verilebilmektedir.
Velayet konusunda çocuğun isteği önemli midir?
Çocuğun isteği tabii ki önemlidir. İsteğini belirtebilecek, idrak çağında olan çocukların görüşünün alınması gerekir. Kaldı ki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kısa zaman önce vermiş olduğu kararda da “velayeti düzenlenen çocuğun, idrak çağında
advertorial
V
elayet hakkı nedir?
olması halinde, kendisini yakından ilgilendiren bu konuda ona danışılması ve görüşünün alınması gerekir. Velayetinin değiştirilmesi talep edilen müşterek çocuk, dava tarihinde 8, karar tarihinde 10, bozma kararının verildiği tarihte ise 12 yaşında olup, müşterek çocuk davanın tüm aşamalarında idrak çağındadır.” şeklinde karar vermiştir. Ayrıca, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler de, bu gibi davalarda, idrak kabiliyeti olması halinde velayet altındaki çocuğun isteğinin dikkate alınması gerektiği şeklinde düzenlenmiştir.
Velayet hakkının kime verileceği belirlenirken, tarafların durumu, isteği ve müşterek çocuğun isteği dışında hangi hususlara dikkat edilir? Velayet hususu, kamu düzenine ilişkindir. Velayete ilişkin davalarda mahkeme tarafından resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulanır. Yani hakim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Tarafların isteği, çocuğun menfaatine aykırı ise veya ileride menfaatine bir zarar gelme ihtimali varsa hakim bu isteğin aksi yönünde karar verebilir. Örneğin, tarafların anlaşarak velayet kendisinde kalmayan tarafın müşterek çocuk için nafaka ödemeyeceği konusunda anlaşılsa da hakim, bu hususu kabul etmeyerek müşterek çocuk için nafaka bağlayabilir. Burada hakim tarafların isteklerinden ziyade, çocuğun üstün yararını göz önünde bulundurur.
Ortak velayet mümkün müdür?
Ortak velayet mümkündür. Ortak velayet için tarafların ortak velayet konusunda anlașıp talep etmeleri, çocuğun isteği yanında çocuğun üstün yararının, hak ve menfaatlerinin zarar görmeyeceği hususlarında hakimde kanaat olușması gerekmektedir. Velayet hakkı kendisinde olan anne çocuğa kendi soyadını verebilir mi?
Annenin dava açarak, velayeti kendisine verilmiş çocuğun kendi soyadını almasını sağlaması mümkündür. Taraflar boşandıktan sonra, müşterek çocuğun velayetinin hangi tarafa verildiğine bakılmaksızın çocuk, ailenin soyadını taşımaya devam etmekteydi, ancak bu durum Anayasa Mahkemesi’nin bireysel ve Yargıtay’ın yakın zamanlarda vermiş olduğu kararlar doğrultusunda değişmiş, velayeti anneye verilen müşterek çocuğun anne soyadını alabileceği yönünde karara hükmedilmiştir. Hatta Yargıtay’ın bu kararı tarihi karar olarak nitelendirilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmekte fayda olacaktır: Ortak velayet; çocuğun hak ve yükümlülüklerinde anne, babanın birlikte karar alması ve birlikte sorumlu olmalarıdır. Evlilik birliği devam ettiği sürece bu husus kolay bir şekilde ilerleyebilecekken, evlilik birliği sona erdiği takdirde ortak karar alabilme hususu açıkçası zor olmaktadır. Bu durum ise, çocuğun üstün yararına, hak ve menfaatlerine zarar verebilmektedir. Tarafı olduğumuz bazı uluslararası sözleşmelerde ortak velayetin mümkün olduğu şeklinde düzenlemeler mevcuttur. Yüksek Mahkeme uzun yıllar boyunca ortak velayetin Türk kamu düzenine aykırı olduğu görüşünü savundu, ancak yakın zaman önce çıkan kararda Yüksek Mahkeme (Yargıtay), ortak velayetin Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmadığı hususunda hüküm verdi. Bu da ortak velayet konusunda yerel mahkemelere yol gösterecek bir karardır. Şu aşamada, mahkemelerce ortak velayete hükmedilen emsal kararlar mevcuttur. Ancak bunun için de öncelikle tarafların ortak velayet hususunda anlaşıp talep etmeleri, mümkün olduğu takdirde çocuğun isteği ve velayet hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan ortak velayete hükmedilmesi halinde çocuğun üstün yararının, hak ve menfaatlerinin her daim zarar görmeyeceği hususlarında hakimde kanaat oluşması hususlarının oluşması gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın yakın zamanlarda vermiș olduğu kararlar doğrultusunda gerekli șartlar oluștuğu takdirde velayet hakkı anneye verilmiș ise anne dava açarak çocuğa kendi soyadını verebilecektir.
, FİLİZ SÜTÇİGİL
davet
ȘEYDA TUNÇEL
CEMİLE YETİM
EMİNE PEKER
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
Süprizlerle Dolu Yılbaşı Park Oran Ofis’te yer alan Pilates Club by Gülşah Taşkın, sürprizlerle dolu bir yılbaşı kutlaması gerçekleştirdi. Kulübün zarif sahibi Gülşah Taşkın, davete katılanlarla yakından ilgilenmeyi ihmal etmedi. Seçkin pilates kulüplerinden Pilates Club by Gülşah Taşkın, çok sayıda davetlinin katıldığı renkli bir partiyle yeni yıla “merhaba” dedi. Leziz ikramların ve sürprizlerin dikkat çektiği kutlamada, konuklar arasında çekiliş yapılarak hediyeler verildi. Pilates taytları, su matarası ve spor çanta gibi hediyelerin olduğu çekilişte şanslı bir kişiye ise, 10 seanslık özel ders hediye edildi. Uzun süre devam eden etkinlikte konuklar keyifli anlar yaşadı.
278
GÜLȘAH TAȘKIN
Pencere’ye atĹlan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
kelebek
2019’un İlk Sayfası Seni sen yapan, bașkalarından farkını ortaya koyan neye “HAYIR” dediğinde bu hayatta. İnsan kendine yeni kapılar açarken, yeni yollara sürüklenirken aslında “pırıl pırıl” HAYIR’ların peșinden gittiğinde kendine KOCAMAN bir “EVET” demiș oluyor ve karnesi pekiyi’ler ile doluyor. “Yapamıyorum” kelimesini lügattan ve ruhtan silmenin ilk yolu onu “Yapmaktan” geçiyor. Ertelemeden sadece yapmaktan... Yarın hepimiz için bir illüzyon çünkü. Sabah gözümüzü açma ihtimalinin olmadığı bir boyutta yașıyoruz maalesef. Ha siz baska bir boyuta tașıyabiliyorsunuz belki ruhunuzu ona karıșamayız elbet . Ama benim yașadığım bu fani boyutta ișler ertelemek ile yürümüyor. Bu ay 2019’un ilk ayı. Yukarıda yazdıklarıma bir 10 dakikanızı ayırın diyorum ve sizi Ocak ayının en trendy konuları ile baș bașa bırakıyorum.
Duru Diamond
Viola&Vesper Tasarımlarında en çok, caz çağı olarak da bilinen 1920'lerin elegan tavrından esinlenmiş ve tasarımlarını "modern vintage" olarak tanımlamış olan marka, Viola ve Vesper, iki ayrı kadını temsil eder ve bu ikisi her kadının içinde vardır. Viola; sade, romantik ve naif kadını temsil ederken, Vesper; seksi ve kışkırtıcı bir kadındır. Marka, ulaşılabilir fiyatlara, zamansız ve elegan bir koleksiyon sünüyor bizlere.
Değerli taşlar ve mücevher sektöründeki geleceğe dönük çalışmalarını, güçlü stratejilerle destekleyen Duru Diamond, çağdaş hizmet anlayışının temsilciliğini yapıyor. Şeffaflık, müşteri odaklılığı ve dürüstlük ile 14 yıldır başta İstanbul olmak üzere, Türkiye ve yurt dışında nice başarılara imza atan şirket Nuri Osmaniye’nin yıldızı bence.
280 magdergi.com.tr
Atelier Aliz
Just Fur Zeytinburnu’nda yeni açtığı showroom ile dış giyim sektörünün öncüsü Just Fur kürk severlerin 2019’da da ilk tercihi olmaya devam ediyor. Model ve renklerin sınırsız olduğu ürün skalası ile sizlerle buluşuyor.
Atelier Aliz, doğal, rahat ve özgün olma fikriyle yola çıkarak 2016 yılında İstanbul'da kurulmuş cici bici bir marka. Kendi üretim atölyesinde hazırladığı koleksiyonlarla kısa sürede ciddi bir müşteri kitlesine ulaşan bu marka gördüğü ilgi ile Yeşilköy’de showroom açtı ve birinci yılın sonunda Türkiye çapında ulaşılabilirliği artırmak adına online satış sitesini de kurdu.
İrene Hussein Yunanlı tasarımcının kolyeleri, bilezikleri ve yüzükleri son yıllarda tüm Avrupa’yı kasıp kavuruyor. Yaz ya da kış fark etmeksizin zamansız tasarımları ile Türkiye’de de vazgeçilmez oldu.
Norea
Kyma Styl
Tüvit ceketleri ile kısa bir sürede ilgi odağı olan Ece Göker’in bu sevimli markası hanımların dikkatini çoktan çekti bile. Kalıpları muhteşem oturan bu ceketleri yoksa siz hala denemediniz mi?
Kafi İstanbul Akaretler’de bulunan, misafirlerine adeta bir lezzet şöleni yaşatan bu şık et lokantası aynı zamanda sürpriz sanatçılar ile de unutulmaz İstanbul gecelerine imza atıyor.
Yunan esintilerinden ilham alan Alman Patricia Larossi tarafından kurulan markanın ürünlerinin hepsi el yapımı ya da el boyaması ile hazırlanıyor. Koleksiyonda neler yok ki! Şapkalar, takılar, bohem aksesuarlar ve neler neler...
davet
PERVİN ERSOY, SELÇUK-NAZLI KASKAN, EMEL OYSAL
NURAY FENERCİOĞLU
Just Fur’den Yılbaşına Özel Davet Uzun yıllardır toptan sektörde faaliyet gösteren firma, 3 yıl önce Bomonti’de bulunan Hilton Hotel bünyesinde ilk perakende mağazasını açtı. Just Fur’un yılbaşı özel davetinde Zeytinburnu’nda konumlanan yeni mağazasında Selçuk-Nazlı Kaskan ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa sosyal yaşamın moda tutkunu hanımlar katılım gösterdi. 650 m2 büyüklüğündeki mağazası ile geniş bir ürün yelpazesine sahip olan marka, kış aylarının vazgeçilmezi olan deri ve kürk ürünlerde oldukça iddialı. Lezzetli ikramlar ve müzik eşliğinde ürünleri inceleyen konuklar kendilerine ve ailelerine yeni yıl hediyeleri alarak keyifli bir alışveriş günü yaşadılar.
282
ASLIHAN ABACI
HÜLYA KALYONCU
davet
Yeni Yıla Merhaba Başkent’in vazgeçilmezleri arasında yer alan Paris Kuaför; tüm şubeleriyle birlikte yeni yılı coşkuyla karşıladı.
EDA KOȘAR - HAKAN KUTLUGÜN
YEȘİM -GÜRSEL DELİKTAȘ, ECE AKTAȘÇITAK ,NEVRA KAMBUROĞLU
1957 yılından beri Ankara’da hizmet vermekte olan ve sektöre yeni bir anlam kazandıran Paris Kuaför, tüm şubelerindeki ekip arkadaşlarıyla birlikte başarılı bir yılı daha tamamlamış olmanın heyecanını paylaştılar. Eda Koşar ve Hakan Kutlugün’ün ev sahipliğinde 2018 yılına renkli bir veda partisi düzenleyen Paris Kuaför ekibi, 2019’a merhaba dedi.
ȘÜKRİYE İNCE, EMEL YILDIZ, EMİNE ERDOĞAN, CANAN KÖSE
EVREN YİĞİT
Çıta Hep Daha Yukarı Mimari projesi Evren Yiğit Mimarlık tarafından hazırlanan Keçiören Ovacık bölgesindeki 8.6 dönüm arazi üzerine, ticari ve konut olmak üzere karma olarak tasarlanmıș bir projedir. Projenin müteahhit firması İlkadım İnșaat’tır. Proje ticari baza üzerinde yükselen bir kule ve kule önünde yatay blok olacak șekilde çözülmüștür. Bu projenin mimari konsepti için yüksek mimar Evren Yiğit ile bir söyleși gerçekleștirdik.
Daha önce bu bölgede yaptığımız birçok projeden dolayı bölgenin ekonomik ve kullanıcı profiline hakim olmamız bize avantaj sağlamıştır. Bu nedenle tasarıma başlarken elimizdeki arazi verileri ile birlikte bu bilgileri doğru bir şekilde harmanlayarak etkileyici bir tasarım yaptık. Tasarım sürecinde doğru arazi yerleşimi, ticari ve konut dolaşım şemalarının birbirine
karışmadan çözümü, geri çekilmelerle birlikte farklı seçenekli konut tiplerinin oluşturulması, bunların birbiri arasındaki oranların doğru ele alınması ve görsel dengenin sağlanması ile ana omurga oluşturulmuştur.
Bu konsept doğrultusunda çözümlerinizden biraz daha detaylı bahsedebilir misiniz?
Tek bir parselde çalışılan proje 2 kat ticari baza üzerinde 30 kat kule ve kule önünde 6 kat yatay blok olacak şekilde çözülmüştür. Parselin caddeye bakan iki cephesi de ticari olarak değerlendirilmiş
advertorial
E
vren Hanım bu projedeki konsept ve bu konseptin oluşumu ile ilgili bize bilgi verebilir misiniz?
ve altta baza olacak şekilde 14 adet asma katlı dükkan planlanmıştır. Arazinin komşu parsellerle olan iki cephesinde ise konut girişi ve konuta ait peyzaj yer almaktadır. Peyzaj alanında bahçe, su havuzu, çocuk oyun alanı, ahşap oturma alanları ve sosyal tesis çözülmüştür. Açıkta 52 adet kapalı da ise 156 adet olmak üzere 208 adet araç yerleştirilmiştir. Bodrum katta kapalı otopark, teknik hacimler, sığınaklar ve ticari alanlara ait depo alanları çözülmüştür. Yatay blokta ve kulenin son 6 katında yapılan geri çekilmelerle 2+1, 3+1 ve 4+1 olmak üzere toplamda 80 daire elde edilmiştir. Geri çekilmelerle kütle yoğunluğu azaltılmış ve daire tiplerinde çeşitlilik sağlanarak tasarıma katkı sağlanmıştır. Balkon hareketleri tasarımın önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Kıvrılarak ve kırılarak giden bir tasarım dili ile güncel, canlı ve modern biz çizgi yakalanmıştır. Kule ile ticari baza arasında tasarım dilinin aynı olması da bizim için önemli bir kriterdir.
Projelere yaklaşımınız, tasarım felsefeniz ve tasarım sürecinizden bahseder misiniz?
Projelerimizde çalışırken daima daha güncel ve yenilikçi bir çizgiyi nasıl yakalayabileceğimizi düşünür ve çıtayı hep daha yukarıya çıkarmak için uğraşırız. Sürekli yeni akımları ve malzemeleri araştırır ve kendimizi güncel tutarız. Tecrübelerimizin ve bu titiz çalışmaların sonucu olarak, bizden istenen bütün kriterlerin sağlanması çok daha kolay olur. Bu nedenle müşterilerimizin beklentilerini karşıladığımız gibi onlara yenilikçi bir mimari anlayış da sunarız.
Projelerimizde çalıșırken daima daha güncel ve yenilikçi bir çizgiyi nasıl yakalayabileceğimizi düșünür ve çıtayı hep daha yukarıya çıkarmak için uğrașırız.
Mutlukent Mah. Beysu Villakent Sitesi 1920. Cad. No:19 Beysukent / ANKARA T: +90 312 235 10 80-81 • F: +90 312 235 10 82 info@evrenyigit.com.tr • www.evrenyigit.com.tr @evrenyigitarchitects @evrenyigitarchitects
düğün
Ayvaz Ege’den Mutlu Gün Gürkan Ayvaz ve Pınar Havabulut, Ayvaz Ege’den Restoran’da düzenlenen düğün töreniyle hayatlarını birleştirdiler. Ayvaz Ege’den Restoran ve Zeynep Meyhane’nin sahibi Gürkan Ayvaz ve Sister’s Butik’in sahibi ve kombin danışmanı Pınar Havabulut 6,5 yıllık arkadaşlıktan sonra başlayan 1,5 yıllık beraberliklerini evlilikle taçlandırdı. Ailelerinin ve dostlarının katıldığı düğünle mutluluğa evet diyen çift, sade bir törenle dünyaevine girdi. Pınar Havabulut’un kendi tasarımı olan gelinliği gelen konuklar tarafından çok beğenildi.
ÖZGÜL AYVAZ KURT, AYȘEGÜL BULUT, NEVİN AYVAZ, NİLSEN SARAÇ
ÖZLEM KARAMAN
Pınar Havabulut ve Gürkan Ayvaz çifti, oldukça keyifli geçen düğün töreninin ardından balayı tercihi olarak Türkiye turu yapacaklarını belirttiler. ALİ-ȘEFİKA HAVABULUT
CEREN ATİK, AYLİN AVCI
EBRU GÖKÇE
Sağlıkla Gelen Güzellik Misafirlerinin kendilerini evlerinde hissetmesi gerektiği için titizlikle hazırlandıklarını belirten Gökçe Güzellik Kurucusu Ebru Gökçe, girișimcilik hikayesini paylașıyor.
advertorial
Gökçe Güzellik, sağlıklı güzellik uygulamaları ile cilt bakımından kaș kontürüne, lazer epilasyondan maniküre kadar bir çok alanda sihirli dokunușlar ile göz kamaștırıcı bir güzelliğe kavușmanıza yardımcı oluyor.
G
üzellik algısını nasıl yorumlarsınız?
Güzellik algısı zamana göre değişiklik göstermiştir, tıpkı moda gibi... Mesela çok eskiden ince ve kalem gibi kaşlar çok revaçta iken, şimdi kalın ve doğal görünümlü kaşlar daha çok isteniyor. Eskilerde dayatılan güzellik algısı, günümüzde yıkılarak yerini doğallığa bırakıyor. Bu nedenle doğallığa en yakın çizgileri korumayı hedefliyoruz.
Merkezinizi ne zaman açtınız?
Salonumuz 2015 yılının Ekim ayında hizmet vermeye başladı. Aslında isteğim, çok daha önce açmaktı ama kısmet bu günlereymiş. Butik bir merkezimiz olmasını, müşterilerimizin kendilerini evlerinde gibi rahat ve özgür hissetmelerini hayal ediyordum. Şimdi gelen misafirlerimiz evimizden biri gibi, sohbetimiz, kahkahalarımız özgür… İyi ki varlar, çok güzel dostluklar edindim. Onlara hizmet ederken müthiş keyif alıyorum ve zevkle çalışıyorum.
Hangi güzellik uygulamalarını gerçekleştiriyorsunuz?
Güzellik uygulamalarında her geçen gün yeni bir teknoloji üretiliyor. Bu hıza yetişmek zor olsa da yakından takip ediyorum. Fakat sadece inandığım ve güvendiğim uygulamaları salonumda gerçekleştiriyorum. Olmazsa olmazımız lazer epilasyon, profesyonel cilt bakımı, hydra facial cilt bakımı uygulaması, kalıcı makyaj, protez tırnak, kalıcı oje, kirpik liftingi, manikür - pedikür ve en temel ihtiyaç ağda.
Sahip olduğunuz teknolojik donanımdan bahseder misiniz?
Salonumuzda en gelişmiş teknolojiye sahip cihazlarımızla hizmet vermekteyiz. Özellikle benim için en önemli cihazlar lazer epilasyon cihazı, kalıcı makyaj ve cilt bakımı cihazları. Yenilikleri sürekli takip ediyor ve uyguluyorum. Böyle de olmak zorunda... Yaptığımız iş ne kadar tecrübeye dayalı olsa da cihazlarınız olmadan tecrübeniz yarımdır.
Sektörünüzde yeni firmalar çok fazla, bu rekabet ortamında öne çıkmak için nelere önem veriyorsunuz?
Öne çıkmak için özel bir çabamız yok. Kaliteli servis alan ve kendine değer verildiğini hissetmek isteyen her insanın tercih ettiği bir salon olmak bizim için daha önemli. Butik çalışmak tercihimizdir.
Kadınların merkez tercih ederken nelere dikkat etmesi gerekir?
Güzellik merkezleri son zamanlarda o kadar çoğaldı ki... Bunun sebebi de halk eğitim merkezlerinden diplomasını alanın güzellik merkezi açmış olması... Bir güzellik salonu açarsınız ama uzun süre işletmek ve kaliteli hizmet vermek bilgi ister, tecrübe ister. Çünkü bu işte üç aylık ya da altı aylık bir eğitimle uzmanlaşmış olamazsınız. Doğru cilt bakımı uygulaması için, farklı yapıda birçok cilt tanınmış olması gerekir. Kime, nasıl uygulama yapacağınızı çok iyi analiz etmeniz gerekir. Çok mutlu da edebilirsiniz, hayal kırıklığı da yaşatabilirsiniz. Bu nedenle bir güzellik merkezinde aranması gereken en önemli şey bilgi, tecrübe ve hijyendir. Uzmanın aldığı eğitimler bilinmelidir, hiç çekinmeden sorulabilir.
Eskilerde dayatılan güzellik algısı, günümüzde yıkılarak yerini doğallığa bırakıyor. Bu nedenle doğallığa en yakın çizgileri korumayı hedefliyoruz.
davet
SİNEM MERMER, NEJLA MENDİL ERDOĞAN, EBRU KARADUMAN
FERDA ORHAN
Renkli Yeni Yıl Kutlaması Ankara’nın önde gelen kliniklerinden Başar Kaya Klinik, hastalarının ve dostlarının katılımıyla renkli bir yılbaşı kutlaması yaptı. Kliniğinde 1. yılını da kutlayan Başar Kaya, davetine katılan herkese teşekkür etti. Yaptığı uygulamalarla dikkat çeken Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahı Başar Kaya, Çukurambar’da bulunan kliniğinde keyifli bir yeni yıl kutlamasına imza attı. Hastalarının ve yakınlarının katılımıyla gerçekleşen kutlamada klasik müzik dinletisi ve ikramlar dikkat çekti. Bir teşekkür konuşması yapan Başar Kaya, hastalarının sorularını da yanıtlamayı ihmal etmedi.
290
ELİF-BAȘAR KAYA
ATINÇ ȘENAY
EYLEM GÜR
PELİN-EFE BASKIN
EBRU TAȘ, AYÇA BEZİRCİOĞLU
DURSEN ÖZSOY
HALE ÇORUM
davet
İLKNUR MUTLU, SİNEM TOLU
RIFAT GÜRSOY, NECAT İMİRZALIOĞLU
NALAN KİRAZ
Ceren Pakman’dan Yeni Yıl Kutlaması Başarılı Psikolog Ceren Pakman, Şili Meydanı’ndaki kliniğinde yakın dostları ve danışanlarının katılımıyla eğlenceli bir yeni yıl partisi verdi. Başkent’in önde gelen psikologlarından Ceren Pakman, yeni yılı kliniğinde verdi samimi bir davetle kutladı. DJ performansının da olduğu davette konuklar leziz ikramların tadına bakmayı ihmal etmedi. Davetliler bol bol sohbet ve dans ederek eğlencenin tadını çıkardı. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eden kutlamada Uzman Psikolog Ceren Pakman konuklarıyla yakından ilgilenerek örnek bir misafirperverlik sergiledi.
292
CEREN PAKMAN
Ercan AYÇİÇEK
Resim Sergisi/Painting Exhibition
“Öpücük / Kiss”
“Hoşçakal Maximiliano’’ 120x150 cm Tuval Üzeri Akrilik Boya 2018
25 Ocak / January - 13 Şubat / February 2019
Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A - B Çankaya - 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 • T: +90 312 438 86 70 • F: +90 312 438 86 72 www.galerisoyut.com.tr - galerisoyut@gmail.com galerisoyut
galerisoyut
galerisoyut
ÖĞÜNÇ BUĞRA KARAN
Spor Yaşam Biçiminiz Olsun Base Life Club eğitmenlerinden Öğünç Buğra Karan, gerçekleștirdiğimiz röportajda sporun öneminden bahsederken, “PT” kavramına da netlik kazandırıyor…
Öncelikle herkesin yeni yılını kutluyorum. Sağlıklı, huzurlu ve iyi bir yıl olmasını diliyorum. Biz genellikle “Personal Trainer” ya da “Fitness Antrenörü” olarak tanımlansak da, böyle bir kısıtlamanın doğru olmadığı görüşündeyim. Bizim işimiz sedanter ya da spor yapan kişilere istekleri doğrultusunda güvenli bir şekilde, optimum seviyede egzersiz yaptırıp yön vermek gibi görünse de, kişinin sadece fizyolojik değil, psikolojik durumlarıyla da ilişki halindeyiz.
Günlük yaşamımızda spora ne kadar zaman ayırmalıyız ve hedeflerimizi nasıl belirlemeliyiz?
Günümüzde biraz daha bilinçli bir algı oluşmaya başladıysa da toplumumuzda spor bir yaşam tarzı olarak hala benimsenmedi maalesef. Ya vakitsizlikten, ya ekonomik sebeplerden ya da motivasyon yetersizliği sebebiyle egzersiz yapmak ihmal edilir.
Sonunda yolu spor tesislerine düşen üyeler öncelikle fiziksel görünümlerini değiştirmeyi hedef alarak gelirler. Zayıflamak, belirli bölgelerini güçlendirmek ve sakatlıkların rehabilitasyonu genel amaçtır. Ancak standart egzersizler, beslenme yetersizliği ya da bilinçsizce yapılan antrenmanlar kötü sonuçlara yol açar. Aslında bizler burada devreye giriyoruz; “identification” bizim işimiz, yani kişiler üzerinde planlama. Bu yüzden spora ayırılması gereken zaman da değişkenlik gösterir.
Tam olarak “Personal Training” kavramını nasıl tanımlayabiliriz?
“PT” özel ders olarak algılansa da bana göre özel değil, bireysel derstir. Bu esnada amaç; öğrenciyle birebir ilgilenmekten ziyade, öğrencinin fizyolojik gelişimine katkıda bulunmaktır. Genel olarak insanlarda; gördükleri hareketleri, izledikleri videoları taklit ettiklerinde ya da standart programları uyguladıklarında istedikleri sonuca ulaşabilecekleri algısı vardır.
advertorial
S
izi tanıyabilir miyiz?
Kişiyi sonunda bana getiren şey de tam olarak yanlış algıdan dolayı görülen zararı gidermektir. Daha once de vurguladığım gibi, bu işin en önemli kısmı bireyselliktir. Çünkü her bireyin vücut tipi, kas yapısı, yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sağlık durumu ve spor geçmişi farklıdır. Dolayısıyla uygulayacağım antrenman şekli de bunlara göre farklılık gösterir. Beni başarıya hızlı ve kolay götüren şey; öğrencilerimde bu analizleri doğru şekilde yapıp, ihtiyaçlarını belirleyip onlar için en gerekli ve doğru antrenman planlamasını yapmamdan geçer. Kaldı ki, tek tip antrenman planlaması da söz konusu olamaz, insan bedeni her zaman yenilenmeye açıktır ve benim işim de bu ihtiyacı karşılamaktır. Farklı antrenman çeşitleri hem bu beklentimizi karşılar hem öğrencimin motivasyonunu yükseltir hem de egzersiz yapmayı daha eğlenceli hale getirir.
Spor ve egzersizi hobi olarak algılamaktan ziyade, yașam biçimi olarak kabul etmek gerektiği kanısındayım.
Sporla istenilen sonuca ne kadar sürede ulaşılabilir?
Bu soruya net bir cevap vermek çok mümkün değil aslında. Bunu etkileyen birçok faktör var. Sonuca ulaşmak için öğrencilerimde aradığım en önemli iki özellik; istek ve motivasyon. Yoksa coaching sayesinde bunları sağlamaya çalışıyorum. Sonrasında kişiye genel durumuna, fizyolojisine özel profesyonel bir planlama hazırlamak düşüyor bana. Ve çalışmaların sonucunda kişinin egzersize verdiği tepkiye göre planlamalarda modifikasyon yapıyorum. Bu şekilde çalışınca da istediğim zamanda istediğim sonuca ulaşmak mümkün oluyor. Standart hareketler, standart planlama ve çalışma şekilleriyle ya da kulaktan dolma bilgilerle istenilen sonuca ulaşmak çok da mümkün değil. Aksine vücutta istenmeyen sonuçlar, direnç ya da sakatlanmalarla karşılaşabiliyoruz. Her şeyde olduğu gibi bizim mesleğimizde de ilerleme ciddi seviyelere ulaştı ve artık uluslararası kabul gören bir durum söz konusu… Bu da bireysel çalışma kişiye özgü planlama yani “Personal Traning”. Genellikle kişilerde doğru planlama yapıldığı takdirde, burada “doğru” dan kastım fiziksel ve genetik özellikleri baz alındığında 12-20 hafta arasında istenilen sonuca ulaşmak mümkün.
Genlerden söz ettiniz, bu egzersiz planlamasını etkileyen bir durum mudur?
Bu konu aslına bakarsanız çok kapsamlı, ayrı bir bilim dalı. Kısaca şöyle özetlemeye çalışayım: Son dönemlerde “Genetic Trainer” adını duyurmaya başladı. Kısaca bahsedecek olursam burada söz konusu olan şey; yapılan gen testi sonucunda bireyin kalp ve kas sisteminin yapısını öğreniyoruz ve 9 farklı genotipten hangisine dahil olduğunu tespit ediyoruz. Bunun sonucunda genetik olarak kişinin hangi antrenman sistemine daha yatkın olduğunu ve nasıl daha fazla başarı elde edebileceğimizi görüyoruz. Aslında bu şu demek: Yapılan sıradan antrenmanlarla başarıyı elde etme ihtimaliniz 9 da 1 iken bu gen testi sonucunda neredeyse% 100. “Genetic Basic Test” sayesinde antrenman performansını maksimuma çıkarıp minumum sürede maksimum fayda sağlayabiliyorum. Başladığımızdan beri öğrencilerimde uyguladığım basic sistem sayesinde kısa sürede sonuca ulaşabiliyorum.
Sizin antrenman programınız nasıl Öğünç Hocam?
Daha önce de vurguladığım gibi, öğrencilerime uyguladığım analizlerin aynılarını kendime de uyguladım ve ihtiyacım doğrultusunda kendime de etkin bir antrenman planlaması çıkarttım. Bunun içerisinde stabilizasyon çalışmaları, mobilite egzersizleri, fitness ve fonksiyonel antrenman planlamalarımı doğru zamanlamayla birlikte kendime uygulayıp istediğim sonuca ulaşabiliyorum.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Spor ve egzersizi hobi olarak algılamaktan ziyade, yaşam biçimi olarak kabul etmek gerektiği kanısındayım. Sadece fiziksel görünümü için değil, genel sağlığımız içinde gencinden yaşlısına egzersiz yapmak herkes için elzem bir durumdur. Sakatlıklarda, ameliyat sonrası doktor fizyoterapiste, fizyoterapist de rehabilitasyon sonrası hastayı uzman bir antrenöre yönlendirir. Bu hayatımızın her döneminde ihtiyaçtır. Kaldı ki; sporun sağlık ve fiziksel görünüme katkısının yanı sıra, mental olarak da ciddi katkısının olduğu birçok meta analiz mevcuttur. Son olarak egzersiz yapmak, kişinin kendisine ve geleceğine yapacağı en büyük yatırımlardan birisidir. Onun için hareket etmekten asla vazgeçmeyin diyorum. Size de bu güzel röportaj için çok teşekkür ederim, çok keyifliydi.
davet
ATİLLA AYTUN, OZAN KÖSEOĞLU
EDA GÜREL
GÜRKAN AKBAY
Skal Aralık Toplantısı Radisson Blu Hotel Ankara’nın ev sahipiğinde gerçekleşen SKAL Ankara Aralık Toplantısı, turizm sektörünün önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Gerçekleşen keyifli kokteylin ardından SKAL Ankara üyeleri, ünlü beslenme ve diyet uzmanı Ferin Batman’ın “2019 Yılı Sağlıklı Beslenme Trendleri ve Otelcilik Sektöründe Uygulamalar” isimli konuşmasını dinlediler. Radisson Blu Hotel Ankara, yenilenen lobi, restaurant ve toplantı salonlarıyla da katılımcılardan tam not aldı.
296
HASAN FAHRİ BOZKURT, FERİN BATMAN, MANOLYA BAYUR
davet
Atölye Beyaz’dan Son Sergi Çalışmalarıyla dikkat çeken Atölye Beyaz’ın, Arcadium AVM’de öğrencilerin eserlerinin sunulduğu sergisi büyük ilgi gördü. Atölye Beyaz’ın kurucusu Pırıl Çağla Yorulmaz, “Amatör bir ruhla kurduğumuz atölyemiz büyük ilgi gördü. Ahşap boyama, patchwork, kaligrafi, rölyef çalışmaları da yaptığımız atölyemizde, tüm bunların sadece bir hobi olarak görüldüğü anlayışını değiştirerek bunun bir terapi ve iş kaynağı olabileceğini de göstermek istedik.” dedi. Yıl sonu için yapılan sergide öğrencilerin eserleri yoğun ilgi gördü.
298
MİNE AYGÜN
PIRIL ÇAĞLA YORULMAZ
KÜBRA-OZAN-SEZEN GÜRHAN
Etik Değerleriyle Çayyolunda ki yeni ofisinde Hukukun İzinde Bir Aile Gürhan Hukuk Bürosu’nun kurucuları Ozan, Kübra ve Sezen Gürhan ile gerçekleștirdiğimiz röportajda hem kendilerini tanıyor hem de șirket içindeki rolleri hakkında bilgi sahibi oluyoruz...
Öncelikle 2019’un; ferahın ve refahın hakim olduğu, milletimize sağlık, bolluk ve mutluluk getiren bir yıl olmasını diliyorum. Bu dileklerin gerçekleşmesi için, vazife başında bulunan tüm güvenlik güçlerimize Gürhan Hukuk ailesi olarak iyi dileklerimizi ve dualarımızı gönderiyoruz. Gürhan Hukuk’un kurucusu olmak, başlı başına bir bütünü ifade ediyor gibi bir algı yaratsa da ben bütünün ufak bir parçasıyım. Şöyle ki; Gürhan hukuk bir aile yapılanmasıdır. Hukuku ve hakkı temel alan bu aile yapılanmasının motivasyonu ve misyonu bana çocukluk yıllarımdan itibaren ailem tarafından kazandırılmıştır. Mücadeleci yapım ise, 2005 senesinde hukuk alemi ile buluşmuştur.
Sevgili eşim Kübra’nın ve kıymetli kardeşim Sezen’in de Gürhan Hukuk’a katılımı ile ofisimiz bu iki iş kadınının omuzları üzerinde yükselmeye başlamıştır. Yeni lokasyonumuzu tespit ederken yaşam alanlarının ve iş dünyasının ekseninin Çayyolu bölgesine doğru kaymasını göz önünde bulundurduk. Park ve trafik sorununun olmadığı sükunetli bir bölge tercih etmeye özen göstermemizin sebebi ise Gürhan Hukuk ailesi ile bir araya gelmek isteyenlerin ulaşım esnasında bir mücadele evresinden geçmeden tamamen işine ve meselesine yoğunlaşmış bir şekilde bize ulaşmasını önemsememizdendir. Gönül ister ki, hukuka ve adalete ihtiyaç duyulmasın biz gelenlerle çay ve kahve içelim.
advertorial
A
v. Ozan Gürhan
OZAN GÜRHAN
Av. Kübra Gürhan
Saygıdeğer eşim Ozan Bey ile aynı dönemde mesleğe adım attık. Mesleki mücadele anlamında kendisini ilgi ve sevgiyle takip etmekteyim. Kendisi, ofisimizin sosyal hayata dönük yüzünü temsil etmektedir. Ben ise, daha çok büronun adliye ve idari yönlerinin kontrol ve denetimini yürütmekteyim. Aynı zamanda Ankara Barosu Staj Kurulu’nda danışmanlık yapmaktayım. Her gün daha çetin şartlar altında mesleki faaliyetlerini yürütmek zorunda kalacak stajyerlerimizi mesleğe hazırlamaya çalışmaktayız. Hukukçu olmak, birçok özelliği barındırmak zorunda olduğunuz bir yolculuktur. Bu yol da hem uzun hem de meşakkatlidir. Serbest avukatlık faaliyetini icra ediyorsanız sadece bilgi birikimi yeterli olmayıp aynı zamanda dilinizin güçlü ve bir o kadar sade olması, yazınızın da aynı şekilde öz ve etkili olması gerekir. Bunun dışında mahkeme faaliyetlerini yürütürken adliye içinde bulunan kamu personelleri ile sosyal ilişkilerinizi de düzenleyebilir olmanız gerekiyor. Kendinizi doğru ifade etmek, her duruma karşı sükunet içinde durabilmek, yazınızın ve dilinizin de etkili olması dışında mesleki etik kurallara da riayet ederek topluma örnek olmanız zaruridir. Oldukça stresli olan mesleğimizi lokasyon olarak keyifli bir bölgede sürdürecek olmak, bize pozitif enerji veriyor. Adres değişikliğinin bildirilmesi amacıyla yaptığımız bu röportajın bir tekrarını güzel bir ilkbahar gününde açılışımızda da yapmayı umuyor, 2019 senesinin ülkemize huzur, sağlık ve bereket getirmesini diliyorum.
Av. Sezen Gürhan
Gürhan Hukuk ailesi olarak, öncelikle 2019 yılının hepimiz için bereketli, sağlıklı, huzurlu, şanslı ve mutlu bir yıl olmasını diliyorum. Yeni yerimize taşınmanın verdiği heyecan ile karşıladığımız 2019 yılının her bir ayında farklı hedeflerle yol alacağımıza inanıyorum. Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı
olmakla beraber hukukun din, ahlak, örf ve adet kuralları ile birlikte anlam ifade ettiği ve birbirinin ayrılmaz bir parçası olduğu kuşkusuzdur. En nihayetinde hukuk; barış ve güveni sağlamak için yaptırımlardan destek alan bir yapının özüdür. Bu özü oluşturan da ahlak, din, örf ve adet kurallarıdır. Bu yapının özü içinde olmak bizim için güç olmadı. Şöyle ki; her birimiz gelenek, örf ve adetlerine bağlı olarak aile kavramının yerleştiği bir ailenin evlatları, öğrencileri ve hukukçuları olarak yetiştik. Aile kavramı Türk toplumun yegane mihenk taşıdır. Biz de, hep bir arada olmanın gurur ve onuru ile birbirimizden güç aldık ve son olarak da yeni yerimize taşınarak bu mihenk taşını somutlaştırdık. Sevgili abimin kuruculuğunda Gürhan Hukuk kurulmuş olup, kurulduğundan beri azim, inanç ve sevgiyle çalışmalarına devam etmektedir. Lise yıllarımda abim hukuk fakültesinde öğrenciyken tanıştırdı beni hukukla. Etkilenmedim desem olmaz. Sağlam manevi duygular ile yoğrulmuş bir hukukçu olabilmenin önemli rol oynadığını bilerek ve hayallerime dayanarak Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde eğitimimi tamamladım. Ardından mihenk taşımızı daha da sağlamlaştırma arzusuyla özel hukuk alanında tezli yüksek lisansa başladım Bu arada küçük yaşlardan itibaren hayalim olan program sunuculuğu ve spikerlik eğitimimi tamamladım ve hayalim ile mesleğimi birleştirdim. Yeni bir pencere açarak mesleğime yeni bir boyut kazandırma isteğiyle işimin keyifli, enerjik, aktif hale gelmesini bir açıdan sağlamış olduğumu düşünüyorum. Bilgi aktarmanın kıymetine inanarak mesleki bilgi ve tecrübelerimi duyurmak adına televizyon ve radyo programlarına hukukçu sıfatımla katılarak hayallerime bir adım daha yaklaştım. Hayatın, mesleğim ve hayallerimi kesiştirmesi ile mesleğimizin geleceğine yön verecek çalışmalarımızın hem uygulamada hem teoride daim olması ve Gürhan Hukuk ailesinin güçlenmesi dileğiyle…
davet
OKAN TARHAN
GÖKÇE KURDOĞLU, RABİA SİVİȘ, TUĞBA İNANÇ, AZRA ERDEM
ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları 30. Yılını Kutladı Bilkent Otel’de gerçekleşen özel geceye yönetim kurulu üyeleri, öğretmenler, çalışanlar ve emekli olanlar da katıldı. Açılış konuşması ODTÜ Geliştirme Vakfı Kurucu Temsilcisi Deniz Kesin tarafından yapılırken yönetim kurulundan Prof. Dr. Okan Tarhan da gecede konuşma yapan önemli isimlerdendi. Gece plaket töreniyle devam ederken ODTÜ Geliştirme Vakfı Okulları’nın kuruluşundan bugünlere nasıl geldiğini anlatan video yayını sırasında duygusal anlar yaşandı. Elif Tecer ve Orkestrası’nın sahne aldığı gecede keyifli vakit geçiren katılımcılar gecenin ilerleyen saatlerinde 30. yıl pastası kesilirken nice başarılı yıllar dilediler.
302
BETÜL GİRGİN, ÇİĞDEM BILIKÇI
davet
FÜSUN ȘENER
EBRU DEMİRYÜREK
BETÜL TURAN
BETÜL AKMAN
Kader Motifi Türk Kadınları Lobisi Derneği (TÜKAL), Gülseren Budayıcıoğlu’nun katılımıyla “Kader Motifi” adlı bir söyleşi düzenledi. Etkinliğe dernek üyelerinin yanı sıra Ankara iş ve cemiyet hayatından birçok isim katıldı. Ankara Plaza Otel’de düzenlenen etkinliğe ilgi yoğundu. Etkinliğin sonlarına doğru katılımcıların sorularını yanıtlayan Madalyon Psikiyatri Kliniği’nin kurucusu Gülseren Budayıcıoğlu, söyleşinin ardından sevenleri için kitaplarını imzalamayı ihmal etmedi.
304
IȘIK TEKIȘIK
ZEYNEP KÖKSALAN
röportaj
Erhan Karadag “Zamansız Hikayeler”e Yolculuk İlk anı kitabı “Zamansız Hikayeler”i okurlarıyla bulușturan televizyon habercisi Erhan Karadağ ile meslek hayatına ve hafızasında yer etmiș keyifli anılarına dair Divan Otel Ankara’da dopdolu bir sohbet gerçekleștirdik..
S
RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÖZÜDOĞRU
izler bizim üstadımızsınız; habercilikte uzun süren ve iz bırakan bir yolculuğunuz var. Hikayenizi bir de sizden dinlemek isteriz...
1986 yılında Güneş Gazetesi’nde başladım gazeteciliğe. Bugünkü habercilik anlayışıyla o yılların ne içeriği ne de metodu aynı. İnternetin ve cep telefonunun olmadığı yıllar, haberi bir gün önce araştırıp, konuşup, fotoğraf çekip alıp geliyorsunuz ve ertesi gün taze taze yayınlıyorsunuz. Karanlık oda, teleks, faks, daktilo, nadiren de telefon kullanıyorsunuz; sabit ya da jetonlu telefon. O gün koşarak yapıyorduk bütün işi gücü ama yine de ne kadar yavaşmış. 1993’de ATV Haber ile birlikte televizyon haberciliğine başladım, 2015’e geldiğimizde Kanal D Haber’den ayrılarak günlük haber macerasını bir yana bıraktım.
O zamanla bu zamanı kıyasladığınızda özlediğiniz şeyler var mı peki? En çok eski özleniyor; daha iyi olduğu için değil elbette ama bugüne göre daha masum olduğu için. Çocukluğumuz gibi tıpkı... Güçlendikçe, öğrendikçe kirleniyoruz, kirletiyoruz. Gece
306 magdergi.com.tr
muhabiriyken haber kovaladığım gibi, film yıkar fotoğraf basardım. Bekçi gibi büroyu bekler, santral memuru gibi telefona bakardım. Bir ara TRT stüdyolarında görevliydim, çekimleri izlerdik, sanatçı hangi kıyafeti giyecekse fotoğraflarını çekerdik, hangi filmin yayınlanacağı, oynayanların kim olacağı hakkında televizyon sayfası için haber geçerdik. Pazar günü gazetesini okuyanlar, Muazzez Abacı’nın, Erol Evgin’in söyleyeceği şarkıların isimlerinden, Pazar sinemasının konusuna, oynayanların kim olduğuna kadar hepsi hakkında bilgi sahibi olurdu. Bugün tek tuşla her bilgiye ulaşıyoruz. O günler daha güzeldi diyemeyeceğim ama daha tatlıydı, daha yönetilebilirdi, daha yaşanabilirdi.
Yeni çıkan kitabınız “Zamansız Hikayeler”in hikayesi nedir? Yazma tutkunuzu nasıl keşfettiniz de bu kitap çıktı ortaya?
Çok uzun yıllar boyunca, sadece haber metni ya da belgesel nitelikli metinler yazıyordum. Kafa Dergisi kurulurken arkadaşlar yazı istediler. Her ay hayata dair, haberlerin dışından, dünyadan, doğadan yazılar yazmaya başladım. Bir ay karavanla gezmenin inceliklerini, kamp yerlerini, bir başka ay motosiklet aşkını yazdım.
“Ömür dediğin bir gündür, o da bugündür” gibi yazılarla, haber dışına çıktım. Anları, zamanları tarif etme isteği yaşadım. Kendi hayat öykümde veya tanık olduğum dünyada, karşılaştığım insanları, zamanları kıymetlendirme duygusuyla yazıyorum. Her kelimenin, her cümlenin bir alt metni var, bugüne kadar cümleleri kelimeleri hep özenle seçtim. Habercinin görevi; bir şeyi övmek, bir şeyi kötülemek değil, olanı ve biteni ortaya koymaktır. O yüzden dili, lisanı, biraz daha adil merhametli, kapsayıcı, açıklayıcı olmalıdır. Bu özenin terbiye ettiği üslup yazı dili oldu, hikayeler öyle döküldü kağıda. Bizim kuşak ilginç bir zaman dilimine tanıklık ediyor; evde elektrik yokken başlayan hayat, hologramla ışınlanmaya tanık etti bizi ama bir daktiloya, karbon kağıdına da şaşırmıştık. 20-30 yıl öncesinden ama neredeyse antik sayılacak hikayelerin sahibiyiz.
O kadar marifetlisiniz ki, haberciliğin yanında, bir sürü enstrüman çalabiliyorsunuz, sesiniz çok güzel, yani müzisyen bir tarafınız da var... O kadar marifetli değilim, müzisyen hiç değilim. İlgim var, enstrümanlara meraklıyım ama tıngırdatmaktan, mırıldanmaktan fazla değil.
Meslek hayatınız boyunca bir sürü duayen isimle çalıştınız. Bunların başında Mehmet Ali Birand geliyor. Hatırınızda kalan en ilginç anınız nedir?
Birand’ın hiyerarşisi paraleldi. Genel yayın yönetmeniydi ama muhabirle ilişkisi ona danışabilecek kadar, sorup fikir alacak kadar yakındı. Zaman zaman haber toplantısında “Erhan’a bağlanalım mutlaka” derdi. “Bir şey yok gündemde abi, Erhan’a ne soracaksın da ne anlatacak?” “Olsun biz yine de bağlanalım, güzel anlatıyor, soruların cevaplarının tane tane olmasını seviyor insanlar…” gibi söylemlerle benimle akşamları çıkıp konuşmak istediğini söylerdi. Bir defasında kendi özel haberini verdi, telefonla bana anlattı, sonra bağlanıp sordu, ben anlattıkça da, şaşkınlıkla, “sahi mi, müthiş haber” falan diyordu. İzleyicinin iyi anlaması için hangi metot heyecanlıysa onu seçerdi. Avrupa Şampiyonası’nda Türkiye yarı finale kaldı, Milli Takım İsviçre’de Almanya’yla yarı final oynayacaktı. Ana haber bültenini oraya taşımak istedi editör arkadaşlar. “Bütün kanallar ana haber bültenini oradan sunuyor, Erhan sen de geliyorsun” dedi. “Ben ne yapacağım İsviçre’de? Benim konum değil, ana haberi siz sunacaksınız.” dedim. “Olsun sen yine de gel, yanımda dur, konuk gelmez, bir şey olur, seninle sohbet ederiz” dedi. Kaldırımın üzerinden ana haber sunacak adam, laf biter söz biter diye yanında birisi olsun istiyor. Beni seçti eyvallah, beraber gittik İsviçre’ye. Yayın başlayacak benim valizim çıkmadı uçaktan. Otelle havaalanı arasında mekik dokudum, kravat, ceket her şey çantadaydı. Türkiye’den bir yığın mesaj aldım, “valizini mi kaybettin, vay şaşkın” falan gibi gırgır geçen mesajlar... Herkes duyunca bulundu sandım, meğer Mehmet Ali Birand haberlerde; “Erhan da buralarda ama valizini kaybetti, onu arıyor” demiş. Birinci haberde valizimi kaybettiğimi söyleyecek kadar rahattı. Neyi, ne zaman paylaşacağını bilemezdik, bu da izleyiciyle arasında sadece haber değil, sohbet tadında bir bağ kuruyordu. İzleyici nasıl sevmez bu adamı!
Sizce ekrandakiler ve basın camiası olarak samimiyetimizi yitirdik mi biraz?
Televizyonlar da gazeteler de artık birbirine benziyor, bir iki istisna hariç, çoğu kanalda birbirine yakın haber anlayışını görüyoruz. Medya çok sesli olmalı ki izleyici seçenekler arasında kendi ilgi duyduğu düşünceyi alsın, bir başka fikirle karşılaştırsın.
Medya çok sesli olmalı ki izleyici seçenekler arasında kendi ilgi duyduğu düșünceyi alsın, bir bașka fikirle karșılaștırsın. Türkiye tarihi, Türkiye coğrafyası buna o kadar uygun ki... Çok renkli ve renkleriyle yaşam bulan bir ülke. Fakat medya, bugün geldiği noktada biraz kuru ve renksiz. Bu yüzden de herkes kendi medyasını kendisi yaratıyor. Hem radyolarda hem sosyal medyada, twitterda arkadaşlarım şahane işler yapıyor; patronsuz, bağımsız, gazetecilik, habercilik yapıyorlar. Üstelik bunun tarafsız, bağımsız, her görüşe saygı duyan ve yer veren bir biçimde yapılabildiğini gösterebiliyorlar. Yavuz Oğhan’ı örnek gösterebilirim, Ünsal Ünlü çok başarılı, İrfan Değirmenci, Şükrü Küçükşahin çok yararlı… Başka platformlar da var, dolayısıyla pek seçeneksiz değiliz, en azından merak edenler nefes alacak kadar haber alabiliyor.
Bir gazetecinin olmazsa olmazı dediğiniz en büyük özelliği nedir sizce?
Eskiden olsa “merak ve soru sahibi olmak” derdim ama şimdi “adaletli ve vicdanlı olmak” diyorum. Tarafsız olmayabilir insan ama taraflara saygılı ve objektif olabilir. Bir başkasına cevap hakkı tanıyabilir, yaptığı haberde farklı görüşlere de değer verebilir.
Tekrar televizyona ya da gazeteye dönmek gibi bir arzunuz var mı?
Döner miyim bilmiyorum ama öyle bir arzum yok. En azından günlük haber içerisinde olmak istemem. Türkiye’yi, dünyayı gezerken, farklı neşeler ve bambaşka kederler olduğunu gördüm. Nehirlerin kenarında, o dağların tepelerinde birileri yaşıyor. Farklı öyküleri dile getirecek, aktaracak bir mecra olursa belki...
Aynı zamanda motor ve seyahat tutkunuz da var. Belgesel nitelikli bir çalışma ya da yeni bir kitap çıkabilir mi?
Yazılmayan pek çok hikaye var; yeni kitap elbette olacak. Gezilerden beslenen, motosiklet veya karavanın götürdüğü yerler de olabilir. Hikayelerle ilgili Youtube kanalı da olabilir belki... Üzerinde çalışıyorum.
Kitapta çok renkli hikayeler var, biraz da o hikayelerden bahsetseniz…
Küçük ipuçları vereyim: Bazı insanlar ek iş olarak taksicilik yapar, boya badana yapar değil mi? Ek işi, kurbağa toplamak olan bir arkadaşın, dev gökdelen inşaatlarının tepesindeki sarı vinci idare eden bir operatörün öyküsü var mesela. O küçük camekanın içinde 200 - 300 metre yukarda ne dertler, ne sorunlar yaşanıyor o var. Askeri disiplinden siyaset kulislerine traji-komik hikayeler var...
Kıymetli hikayelerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederiz... Ben teşekkür ederim “Zamansız Hikayeler”e kıymet verdiğiniz için... Hikayeler dinleyenle, kıymet verenle tamamlanıyor.
moda
Efsane Tasarımlar Ülkemizde Harvey Nichols mağazalarında yer alan; yaratıcı, klas ve farklı tasarımlarıyla dünya modasına yön veren ünlü modacı Tom Ford’dan sizin için seçtiklerimiz...
KÜPE
BLUZ 8.875
ÇANTA 10.900
CEKET 29.168
AYAKKABI 4.495
308 magdergi.com.tr
ÇANTA 27.950
PANTOLON 11.750
YÜZÜK
AYAKKABI 10.750
MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr
davet
NAZLI SEDA VURAL, ZERRİN TÜFEKÇİ, ZÜLEYHA ÖZCAN, AYSU YAVUZ, NAZ ÖZTÜRK, ȘEHİME AKMAN, EVRİM BEKİȘOĞLU, HANDE ÖZTÜRK
ANGİKAD’ın Yeni Yıl Kutlaması Ankara Girişimci İş Kadınları ve Destekleme Derneği (ANGİKAD), geleneksel yılbaşı balosunu yoğun katılımın olduğu bir partiyle Sheraton Otel’de kutladı. Sheraton Otel’de görkemli bir baloyla yeni yaşını ve yeni yılını kutlayan ANGİKAD’ı dernek üyeleri ve kadın girişimciler yalnız bırakmadı. ANGİKAD üyelerinin yanı sıra iş ve sanat dünyasından isimlerin katıldığı baloya, ilgi yoğun oldu. Davete, dernek başkanı Aysu Yavuz ev sahipliği yaparken, üyelere de plaket takdimi gerçekleştirildi.
310
AYSU-HALUK TÜMER YAVUZ
SERHAT-ESRA ÇABUK CÖMERT
MELTEM-SUAT YILMAZ
BANU-ALPER SALMAN
ZELAL AYTİN
SÜLEYMAN-ERGÜL KESKİN
DİLȘEN KARA
röportaj
DR. RIDVAN KIR Kendinizi Dinleyin Bu ay “personal trainer” kavramına yeni bir boyut kazandıran, multidisipliner yaklașımla postür, beslenme, yetenek seçimi ve egzersiz gibi birçok alanı birleștirme yönünde çalıșmaları olan akademisyen Dr. Rıdvan Kır ile beraberiz.
Ö
ncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Mesleğe Milli Eğitim Bakanlığı’nda Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni olarak başladım. Öğretmenlik görevim esnasında yüksek lisansımı yaptıktan sonra kariyerime akademisyen olarak devam ettim. Doktora eğitimimi Gazi Üniversitesi’nde tenis sporcularında temel egzersiz uygulamaları üzerine tamamladım. Şu an Necmettin Erbakan
312 magdergi.com.tr
Üniversitesi’nde Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünde doktor öğretim üyesi olarak görev yapıyorum. Diğer taraftan yaklaşık 4 sene, Herkes İçin Spor Wellness Federasyonu’nda wellness antrenörlerine ve yoga eğitmenlerine yüzden fazla kursta eğitim verdim. Türkiye’de ilk defa wellness bireysel antrenörlüğünün temellerini attım. Artık eğitim vermekten ziyade, çalışmalarımı kendi oluşturduğum sistemle insanlara yardımcı olmak üzerine yoğunlaştırdım.
Hangi alanlarda eğitim verdiniz?
Hem devlet federasyonlarında hem de özel kurumlarda mizaca göre beslenme, sporcu beslenmesi, ek gıda kullanımı, anatomi, postür analizi, kuvvet antrenmanlarında hareket tekniği gibi birçok alanda eğitimlerim oldu.
Sedanterler dışında sporcularla ilgili çalışmalarınız oldu mu?
Özellikle postür analizi ve düzeltici egzersizler, buna bağlı kuvvet antrenmanları periyotlaması ve uygulamalarıyla sporcularda sakatlık önleyici ve performans artırıcı uygulamalar geliştirmeye çalıştım. Takım sporlarında ve bireysel sporlarda, dünya ve Avrupa şampiyonu sporcuların performans koçluğu ile bireysel antrenörlüğünü yaptım. Uluslararası projelerde sporcularda yetenek seçimi çalışmaları gerçekleştirdim ve bu alanda çalışmalarım devam ediyor. Ayrıca futbol kulüplerinde sezon öncesi performans testlerinin uygulanması ve buna göre antrenman programlarının oluşturulmasında da çalışmalarda bulundum. Bugünlerde futbol, basketbol, tenis, boks, kickbox, taekwondo gibi branş sporcularında sezon öncesi statik-dinamik postür analizinin yapılması, sakatlık risklerinin azaltılması ve sezon içi performansların artırılması konularında çalışmalara devam etmekteyim.
Konuşmamızın başında wellness bireysel antrenörlükten bahsettiniz. Personal trainer, yani bireysel antrenörle wellness bireysel antrenörlük arasındaki fark nedir?
Personal trainer kavramı, işin egzersiz boyutunu kapsar. Wellness bireysel antrenörlüğünde ise, egzersiz boyutunun yanında kişinin yetenekleri, mizacı, buna uygun egzersiz ve beslenme tarzının belirlenmesi gibi daha multidisipliner bir yaklaşım söz konusudur. Aslında bu kavrama sadece Türkiye değil, tüm dünya uzak. Modern yaklaşımda parçacı yaklaşımlar hakim. Ancak insan, yapısı itibariyle bu yaklaşıma ters ve ne yazık ki parçacı yaklaşarak sonuç almak zor.
Bahsettiğiniz bu kavram, şu an federasyon ya da devlette resmiyet kazandı mı? Buna uygun eğitim ve uygulamalar var mı?
Ne yazık ki henüz kazanmadı. Yaklaşık 3 sene önce federasyonda eğitim vermeyi bıraktım. Artık Necmettin Erbakan Üniversitesi’nde yüksek lisans düzeyinde bu konsepte benzer eğitimler vermeyi planlıyorum.
Galiba bireysel antrenörlük kavramı ülkemizde tam anlaşılamamış. Pekala egzersiz boyutunda bireysel antrenörden ne beklemeliyiz?
Kesinlikle yaşam koçluğu gibi, bireysel antrenörlük de içi doldurulamamış kavramlardan. Bireysel antrenörlük en basit anlamda kişiye özel egzersiz tipinin ve şiddetinin belirlendiği, yaşam tarzına ve iş temposuna uygun egzersiz rutinin oluşturulduğu, uzun vadede planlamalar içeren bir meslektir. En azından antrenörünüz statik ve dinamik postür analizi yapmadan antrenman programı oluşturduysa baştan bir sorun var demektir.
Postür analizinden kastınız nedir ve egzersiz programı oluşturmada gerçekten bu kadar önemli midir? Çünkü bu şekilde uygulamalar yapan antrenörlerle pek karşılaşmıyoruz. Hem de tahmin ettiğimizden daha önemli. Postürden kastımız dik durmak, sırttaki kamburu düzeltmek kadar basit değil. Ayağın içe-dışa basması, dizlerin içe-dışa kavis alması, kaslardaki asimetrik
Bireysel antrenörlük en basit anlamda kișiye özel egzersiz tipinin ve șiddetinin belirlendiği, yașam tarzına ve iș temposuna uygun egzersiz rutinin olușturulduğu, uzun vadede planlamalar içeren bir meslektir.
kuvvet gelişimi, aşırı aktif ve esneklik kaybetmiş/direnç kaybetmiş kasların belirlenmesi postür analizinin içeriğindedir. İçe ya da dışa basan birisine yürüyüş gibi gayet basit ve faydalı görünen bir egzersizi yaptırmanız durumunda dahi bu bozukluğu pekiştirmiş olursunuz. Devamı diz eklem sıvısında azalma ve aşınma, bel bölgesinde fonksiyon bozuklukları sırt ve boyun ağrıları olarak size geri döner. Aslında bütünsel bakmaktan kastım bu. Beliniz ağrıdığında bunun kaynağı ayak bileği ekleminizdeki bozukluk olabilir. Vücut biyomekaniği kinetik zincirle çalışır ve her bir fonksiyon bozukluğu birbirini tetikler. Egzersize başlamadan önce bu fonksiyon bozukluklarının giderilmesi, en azından mevcut bozukluklara göre hareket seçilmesi gerekir. Hepsinden önemlisi ise; postür analizi yaparak testi kırılmadan önlem almaktır.
Aklımdaki bir örnekten gidecek olursak; mesela beldeki çukurun fazlalığı çoğumuzda bulunan bir problem. Böyle sıkıntısı olan bir kişi fitness yaparken hangi hareketlerden uzak durmalıdır?
Bunun literatürdeki adı “anterior pelvik tilt” ya da “aşırı lordoz” olarak geçer. Bel bölgenizde bulunan pelvik kemiğinizin bahsettiğim asimetri ve fonksiyon bozukluklarıyla öne doğru eğim alması sonucu oluşur. Masa başı işte çalışan ya da oturur vaziyette çok vakit geçiren, topuklu ayakkabı giyen herkeste sıklıkla görülebilir. Bu sorunu olan kişiler, “leg raise” gibi bacak kaldırma hareketlerinden, hiperekstansiyon gibi ters mekik hareketlerinden, “hamstring curl” gibi bacak çekiş hareketlerinden, söz konusu fonksiyonel bozukluk düzeltilene kadar uzak durmalıdır. Hatta crunch gibi hareketlerde bel bölgesinin açısı düzeltilene kadar topuklar kalçaya yaklaştırılmalıdır.
Bu kapsamda sırtta kamburluğu olanlar için de uzak durulması gereken hareketlere örnek verebilir misiniz?
Plank, crunch, chop gibi temel egzersizlerden, “step up to chest pres” gibi bacakla beraber itiş içeren hareketlerden, aşırı kifoz düzeltilene kadar uzak durmak gerekir.
Bireysel antrenörlük yapan kişilerin bunları göz önünde bulundurması ve ona göre kendilerini geliştirmeleri en doğrusu galiba... Sizinle tanıştığımda elime bakıp kişiliğimle ilgili bilgiler verip sağlığımla ilgili sorunları bilmiş ve beni oldukça şaşırtmıştınız. Böyle bir şeye daha önce tanıklık etmemiştim. Bu konuda biraz bilgi alabilir miyiz? Elden ve yüzden kişilik ve sağlık analizi yapılabiliyor; bunun adı “fizyonomi”. Osmanlıdaki adı ise, “ilmi kıyafet” veya “ilmi sima” olarak geçiyor. Çok eski ilimler bunlar. Osmanlı’da müneccimhanede bunun uzmanları çocuklarda yetenek seçimini buna göre yapmıştır. Bu ilimler Hint, Çin ve Yunan kaynaklarında da mevcut. Bu ilmin üstatları ülkemizde de varken benim bu konuda konuşmam etik olmayabilir. “Karşımdaki kişi nasıl motive olur, hastalık riskleri neler, ne gibi yetenekleri var?” gibi sorularla ilgileniyorum ben... Bu ilimlerin “el falı” ile birlikte anılması büyük haksızlık olur.
Peki bu alanda bilimsel çalışmalar var mı?
Yağ oranı arttıkça sindirim süresi de uzuyor. Sık aralıklarla beslenmenin insülin metabolizması üzerindeki olumsuz etkileri tartıșılmaktadır.
Kısıtlı da olsa var; özellikle işaret parmağı ile yüzük parmağının birbirine uzunluk oranının hastalık risklerine etkisi sıkça araştırılmış bir konu. Mesela erkeklerde yüzük parmağı işaret parmağına göre uzun olanlarda prostat riski yüksek. Tam aksi durumda ise kalp damar hastalığı riski devreye giriyor. Hakkında çalışma yapılması gereken birçok konu var bu alanla ilgili. Ancak parametre çok olduğundan mevcut yöntemlerle yapılması zor görünüyor.
Beslenmeyle ilgili fikirlerinizi de merak ediyorum. Hakkında birçok farklı görüş olan bir konu. Bu farklılıklar nereden geliyor?
Hastalıkların %70’inin beslenmeden kaynaklandığı söyleniyor ki; bu oranın daha fazla olduğunu dile getiren uzmanlar da var. Peki, tıp okuyan bir öğrenci beslenme eğitimini ne kadar alıyor? Kanaatimce hastalığa sebep olan parametre hastalığın çözümünde de kullanılmalı mantık olarak ama bu durum göz ardı ediliyor galiba. Kendini bu alanda ekstra çabayla geliştiren doktorların ne kadar başarılı işler yaptıkları ortada. Diyetisyenlerin önemi de biraz geç anlaşıldı ülkemizde. Önleyici sağlık hizmetlerine yönelmeli ve birden fazla uzman kişiyle vakalara multidisipliner yöntemle yaklaşılmalıyız.
Beslenmede bireysel farklılık olup olmadığı gibi konular hep farklı bakış açılarını getiriyor. Sizin bu konudaki fikirlerinizi alabilir miyim?
Öncelikle bireye özel beslenmede, farklılıkları oluşturan mizaçlar tekrar gündeme alınmalı ve modernize edilmeli. Tıbbın temelinde bunlardan izler görüyoruz; İbn-i Sina bu ekolün en büyük temsilcisi. Dört temel elemente göre belirlenen mizaçlar temelde sıcak nemli, sıcak kuru, soğuk nemli ve soğuk kuru olarak tasnif ediliyor. Mizaç testlerinden sonra hangi mizacın baskın olduğu bulunuyor. Ardından denge bozulduysa zıttıyla beslenerek denge yakalanmaya çalışılıyor. Tıpkı insanlar gibi gıdaların da bu sınıflandırmaya girdiğini görüyoruz. Çin tıbbına giderseniz bu kez beş element çıkar, aslında hepsi birbirinden etkilenmiş ekoller. Bireysel farklılığın izlerini mizaçlarda rahatlıkla görebilirsiniz.
Kan grubuna göre beslenmeyi de bireye özel beslenme yaklaşımlarına dahil edebilir miyiz?
Bilimsel anlamda bunu kanıtlayan çalışma az ama bunun sebebi çok fazla değişken olması. Yöntemle ilgili bir sıkıntı var. A guruplarının mide kanserine daha meyilli olması, 0 guruplarının
314 magdergi.com.tr
çoğunda eklem ağrısı ve kabızlık görülmesi tesadüf değil tabi ki. Net bir şeyler söyleyebilmek için bu alanda daha fazla çalışma yapılması lazım.
Kaç öğün beslenmemiz konusunda da hep farklı rakamlar duyuyoruz, bunun bir standardı yok mu?
Hem tecrübelerime hem inancımıza hem de kadim kaynaklara baktığımızda iki öğün beslenmek gayet mantıklı. İbn-i Sina’nın dediği gibi, bir öğünü sindirmeden diğerine geçmek hastalıklara davetiye çıkarır. Ortalama sindirimin 5-7 saat sürdüğünü düşünürsek tablo netleşiyor. Yağ oranı arttıkça sindirim süresi de uzuyor. Sık aralıklarla beslenmenin insülin metabolizması üzerindeki olumsuz etkileri tartışılmaktadır. Nitekim “The Obesity Code” adlı güncel çalışmaları içeren kitap da iki öğün beslenme fikrini destekler niteliktedir. Öte yandan "intermittent fasting" denen sistem yeni bulunmuş gibi gösterilse de Hz. Davud orucunun ta kendisidir; yani bir gün yiyip bir gün sistemi dinlendirerek aç kalmak. İnsan vücudunu dinlendiren bu tip sistemlerin faydası sayılamayacak kadar çok. Tüketim çılgınlığının olduğu günümüzde, hastalıkların gittikçe artmasını sadece GDO’lu gıdalara bağlayamayız, çözüm üretmeliyiz. Mesela kendi kültürümüze öğlen yemeği Tanzimat Dönemi’nde girmiş. Şahsen ben iki öğün besleniyorum.
Bildiğimiz kadarıyla kısa zaman içerisinde bir kitabınız çıkacak. Kitabınızın içeriğiyle ilgili biraz bilgi verir misiniz?
Akademisyen arkadaşım Dr. Ozan Sever ile beraber yazdığımız, 3 senemizi alan bir kitap, adı "Fonksiyonel Core Antrenman". “Core bölgesi” diye adlandırdığımız bölgeyle ilgili her şey mevcut kitapta; nasıl kuvvetlendirileceği, karın kası sahibi olma isteğinin psikolojik temeli, bu görüntüye ulaşmak için nelerin feda edildiği, bel bölgesindeki fonksiyonel bozuklukların sebebi, çözümleri, nefes egzersiz teknikleri ve çözüm olabilecek onlarca egzersiz programı. Umarım eğitmenler ve bu konulara ilgi duyanlar için faydalı olur.
karma
ozgur@ozguraksuna.com
2019 İletişim Yılı
“İletişim Her Şeydir” Bir yılı daha geride bıraktık ve yepyeni umutlar ve hayallerle dolu, muhteșem olması için çok çalıșacağımız harika bir yıla bașlıyoruz. Yeni gelen yıl hep eskisini aratıyor denilse de, biz hep benzersiz bir yılı daha yașamaya hazırlıyoruz kendimizi... Bu nedenle söylenenlere kulak asmayın ve yeni yıl için hedefler koyun kendinize; kısa, orta ve uzun vadeli hedefler olsun bunlar. Sadece kariyeriniz olmasın, hobileriniz, aileniz olsun ve en üstte de siz olun... 316 magdergi.com.tr
G
erçekten iletişim dolu bir yıl olsun. Geçen yıl en çok konuşulan konu başlığı “iletişim”di. Sosyal medya ve gelişen teknolojinin insanı bireyselleştirdiği bir dönemdeyiz. Bu nedenle gerçek iletişim çok daha kıymetli ve önemli bizim için. Yeni yılın tamamı için hedefimiz kaliteli ve gerçek iletişim olsun.
İletişim kelimesi ülkemizde ilk olarak 1962 yılından sonra telaffuz edilmeye başladı. Öncesinde yok muydu peki iletişim? Elbette vardı. İnsanoğlundan bile önce, bir alıcı ve bir verici ile başlayan bir mucizeden bahsediyoruz aslında. Bugün insanlığın temeliyle anılan bir konu iletişim ve aslında hayatın ta kendisinden bahsediyoruz. Teknolojinin her geçen gün hayatımızı daha çok ele geçirmesi ile bireyselleşen bir toplumda yaşıyoruz ve iletişimin en büyük gücü cep telefonları olarak görülüyor. Aynı zamanda da en büyük iletişim düşmanı... Amacımızın iletişim kurmak olması gerekirken kafamızı telefondan kaldırmayan etrafımızı, hatta burnumuzun dibindeki en yakınlarımızı bile göremez bireyler haline geldik. Hatta buna “telgisizlik” diyorlar; telefonla ilgilenirken çevrendekilere ilgisiz kalma durumu...
İnsanların günlük online olma süreleri ortalama 5 saate ulașmıș durumda ve sonrasında sosyal ilișkiler kurmak için hiç vaktimiz yok, gerçek iletișim kurmaya zamanımız yok.
Bugün insanların günlük online olma süreleri ortalama 5 saate ulaşmış durumda ve sonrasında sosyal ilişkiler kurmak için hiç vaktimiz yok, kendimizi geliştirmeye ya da okumaya daha doğrusu gerçek iletişim kurmaya zamanımız yok. İletişim zaman ister, özen ister, dinlemek ister, görmek ve dokunmak ister, konuşmak, hissetmek ister. Çaba, arzu ve sevgi ister bir nevi... Günümüzde bunlara değer verenleri bulmak pek kolay değil, çünkü ana dilimiz gibi bildiğimiz iki yabancı dilimiz var artık; “İlgisizce” ve “Anlamazca”... İngilizce ve Almanca okuyanların sayısı oldukça fazladır inanın. Bugün gerçek ve özlenen iletişim için; öncelikle “İletişim Gafleti’ne düşmeyin, söylediğinizin duyulduğu, duyulanın anlaşıldığı, anlaşılanın benimsendiği, benimsenenin uygulandığı, uygulananın da sürekli hale geldiği anlamına gelmez. İletişim takip ve çaba gerektirir. Yolumuz birbirimizi anlamaktan geçmiyorsa, hiçbir yere varamayacağımız kesin. Bir insanla iletişim kurmak istiyorsanız, kendi bildiğiniz dili değil, onun anlayacağı dili konuşmalısınız. Ancak herkes, kendi bildiği dili konuşup herkesin bunu anlamasını bekliyor bu günlerde. Sonra “Merdümgiriz” insanlara dönüşüyoruz, toplumdan kaçan, içe kapanık, asosyal kişilikler sarıyor çevremizi. Gülmeyi sakın unutmayın “Gülmek, insanın yüzündeki kışı bitiren güneştir.” Zaten yeterince kış halinde hayat. Şimdi yüzlerimizde baharın açma zamanıdır. İnsanlara değer verin; insana değer vermiyorsanız, kendinize değer vermiyorsunuz demektir. İnsanlara isimleri ile hitap edin, dünyadaki en güzel melodi insanın kendi isminin söylendiği andaki melodidir. Hayatınız boyunca en çok okuduğunuz, yazdığınız, söylediğiniz ve duyduğunuz kelime kendi isminizdir. O nedenle insanlara adı ile hitap edin, hatta mümkünse çekici hitap şekilleri geliştirin. İnsan gibi tokalaşın mesela, el sıkıştığınızda ruhunuz elinizden karşınızdaki insanın ruhuna dokunsun. Elinizin ucuyla ya da yüzüne bakmadan göz teması kurmadan tokalaşmayın. Güzel bir tokalaşma harika bir iletişim adımıdır. İnsanları olduğu gibi kabul edin ve sizin istediğiniz gibi olmalarını beklemeyin; çünkü siz de öyle olmuyorsunuz. Farklılıkları hor görmeyin, lütfen hoş görün, eğer gökkuşağını sevdiğinizi söylüyorsanız her rengi sevmeniz gerekir; aradan bir rengi sevmiyorum diye renk çıkaramazsınız, gökkuşağı tüm renkleriyle gökkuşağıdır. Farklılıkları ve ortak noktaları kullanın mutlaka; insanları ortak noktalar ve ortak noksanlıklar bir araya getirir. Hayata aynı açıdan bakanlar değil aynı acıdan bakanlar daha iyi anlaşır, o nedenle acılarınızın da sizi iletişime sokacağını unutmayın.
Eskilerin iletişimde en büyük silahı sükunetti, biz bugün çok telaşlı bir iletişim kuruyoruz bu da bizi iletişim kazalarına sürüklüyor. “Söz gümüşse, sükut altındır.” Elinizde bir altın var, onu kullanın yeter. İletişim becerisi, insanlara doğuştan verilen bir yetenek değildir, öğrenilebilir ve geliştirilebilir bir yetenektir unutmayın. Yeni yıla ilk adımı atarken “2018 Yılın İletişimcisi” ödülünü Özgür Aksuna’ya veren ve “İletişim Akademisi”ne layık gören herkese sonsuz teşekkürü bir borç bilirim. 2019 çok daha fazla mucizeye gebe, yeter ki iletişimde kalın... Bana ulaşmak için www.ozguraksuna.com web sitesini ve @ozguraksuna sosyal medya hesaplarını kullanabilirsiniz. Aşk ayı Şubat’ta görüşmek üzere iletişimle kalın...
davet
TÜLİN IȘIK, SİNEM UĞURGÜN, ZERRİN ÖZGÜLE, MELEK UYUK, ESİN SEYMEN
Obezite Farkındalığı Bursa Sağlık ve Eğitim Gönüllüleri Derneği BUSADER, Obezite 360 konusundaki çalışmalarını tanıtmak üzere Ortaköy Ruby’de bir davet düzenledi. BUSADER Yönetim Kurulu Başkanı Zerrin Özgüle’nin ve Yönetim Kurulu Üyelerinin ev sahipliğinde gerçekleşen davete Bursa’dan dernek üyeleri ve İstanbul’dan iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Çağımızın en önemli sorunlarından olan obezite konusunda toplumda farkındalık yaratma hedefinde olan BUSADER davetinde, Uzman Diyetisyen Dilara Koçak’ın sağlıklı ve hareketli yaşam konusundaki konuşmasını davetliler ilgiyle dinledi.
318 magdergi.com.tr
DİLARA KOÇAK, ZERRİN ÖZGÜLE
AYFER TOPRAK
ZAFER KOZANOĞLU, BESTE YURTTAȘ
YILDIRIM MAYRUK
Uzman Diyetisyen Dilara Koçak, sağlıklı ve hareketli yașam konusundaki konușması ile ilgi uyandırdı. PETEK ERTÜRE
ARZU KUNT
ALEGRA LEVİ
NURAY FENERCİOĞLU
sanat
Zuhal Demirarslan
demiraslanzuhal@gmail.com
LOUISE BOURGEOIS PAOLA PİVİ PICASSO-TETE DE FEMME
Art Basel Miami Beach 2018 Dünyanın önde gelen sanat fuarlarından Art Basel Miami Beach, meșhur İsviçre sanat fuarının tropik bir șubesi olmasının çok ötesinde bir olguya dönüștü. Bir hafta boyunca sanat ruhu tüm Miami’ye yayıldı ve șehir sıra dıșı sokak tarzı için bir merkez haline geldi. Mimarlar, sanatçılar, modeller, Hollywood ünlüleri ve daha fazlası güneșli havaya uygun sanatsal ve sıra dıșı tarzlarını yansıtan bavullarıyla Miami’ye indiler...
M
iami’de Art Basel etkinliğinin bu yıl biraz tuhaf bir zamana rastladığını söyleyebiliriz. ABD’de ara seçimlerle meclisin yeniden düzenlenmesi ve Mueller soruşturması, ülkenin Çin ile devam eden ticaret savaşından kaynaklanan borsadaki dalgalanmalarla birlikte belirsiz bir manzara oluşturuyor. Fransa’da, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Fransız ekonomisini modernize etme çabalarına karşı sözde “sarı yelek hareketi”, bu haftayı Paris’in yıllardır gördüğü en kötü ayaklanmaya dönüştürdü ve şehrin önemli müzeleri kapandı. Bununla birlikte, konuştuğum bazı galeri yetkilileri fuarın dünyanın diğer bölgelerinden gelen
320 magdergi.com.tr
koleksiyoncular için cazibesini kaybetmiş olabileceğini; özellikle de Avrupalı ziyaretçilerin etkin bir şekilde katılımda bulunmayı bıraktıklarını söyledi. Gerçekten de fuarda çok az sayıda Avrupalı koleksiyonerin bulunması oldukça şaşırtıcıydı. Tüm bu koşullara rağmen 17. Art Basel Miami Beach, dünyanın dört bir yanından, aralarında Hauser & Wirth, Lisson Gallery, Galerie Perrotin gibi büyük kurumların da bulunduğu 268 çağdaş ve modern sanat galerisini ağırladı. Fuarın VIP gösterimi, Kongre Merkezi’nin yeni inşa edilen Büyük Balo Salonu’nda, Meksikalı sanatçı Abraham Cruzvillegas’ın akrobatik performans çalışmasıyla açıldı.
Miami Beach’te düzenlenen Art Basel’de hangi eserler satıldı?
Bu kadar çok galerinin olduğu fuarda yeni keşifler yapmak kolay olamayabiliyor. Dolayısıyla aralarında ilk dikkat çeken bilinen isimler oluyor. Örneğin; Helly Nahmad Gallery’nin standında Mark Rothko’nun 1955 tarihli eseri asılı durmaktaydı. Galeri yetkilileri tablo için 50 milyon dolar istiyordu, fuarın 2. günü ise eserin ayırtıldığı belirtti. Bazı galeriler VIP ön gösterimi esnasında satın alımların geçtiğimiz yıllara göre daha çekimser bir tempoyla ilerlediğini söylese de Pablo Picasso’nun 1971 tarihli eseri Tete de Femme 17 milyon dolara alıcı buldu. Art Basel Miami Beach’in yayınladığı, bilgilerini açıklamayı tercih eden galerilerden gelen satışların listesine göre 14 sanatçının 16 eseri 1 milyon dolar veya daha fazlasına satıldı. Hauser & Wirth Galeri, Louise Bourgeois’in Femme adlı kumaş heykelini 2 milyon dolara sattı. Oturma odanızı süslemek için kenarda birkaç yüz bin dolarınız varsa ICA Miami’de Bourgeois’in tüylü heykellerinden bazıları hala gösterimde! Hauser & Wirth, Philip Guston’un 1976 tarihli Shoe Head adlı eserini 7,5 milyon dolara ve Mark Bradford’un Feather adlı eserini ise 5 milyon dolara sattı. Londra ve New York’ta galerileri bulunan And Lisson Galeri Anish Kapoor’un iki işinin her birini 750.000 Sterlin’e sattığını açıkladı. Art Basel Miami Beach kapsamında ana fuar dışında yan fuarlar ve müze sergilerinin daha çok ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Paola Pivi’nin The Bass Museum’daki kişisel sergisi Instagram’da en çok paylaşılan sergilerden biri oldu.
SEVAN BIÇAKÇI, ZUHAL DEMİRARSLAN
Derrick Adams’ın Faena’daki oyun alanı yerleştirmesi sosyal medya akışlarında bir demirbaş haline geldi. Uzun zamandır süregelen Art Africa gibi farklı etnik gruplardan sanatçılara odaklanan etkinliklerin sayısında ciddi bir artış vardı. Eserlerini çok sevdiğim Theaster Gates’in işleri de, Prada’nın Design District’deki kulübünde sanat severlerle buluştu. ICA Miami’deki Judy Chicago ve Lary Bell’in sergileri de çok beğendiğim iki önemli sergiydi. ICA hem mimarisi hem de heykel bahçesindeki zengin sanat seçkisi bakımından kesinlikle görülmeli. Bunun dışında Rubell ve De La Cruz koleksiyonları, fuar haftası dışında da ziyarete açık. Miami’ye yolunuz düşerse mutlaka ziyaret etmenizi öneririm.
Larry Gagosian ve Jeffrey Deitch’ten Pop Art
Galeri sahipleri Larry Gagosian ve Jeffrey Deitch, Design District’teki Moore Binası’nda iş birliği yaptılar. “Pop Minimalism | Minimalist Pop” kapsamında; Peter Halley, Jeff Koons, Adam McEwen, Sarah Morris ve Richard Prince’in eserlerinin olduğu sergi görülmeye değerdi.
BERİL ÇAVUȘOĞLU, NİHAN ÇETİNKAYA, ZUHAL DEMİRARSLAN
Sevan Bıçakçı’dan ilk saat koleksiyonu
Mücevher ustası olan Sevan Bıçakçı ise dokuz yıldır üzerinde çalıştığı saat koleksiyonunu Design District’deki mağazasında tanıttı. Topkapı Sarayı’nda gördüğü saatlerin hikayesinden etkilenerek bu koleksiyonunu oluşturduğunu anlatan sanatçı, “bizim topraklarımızda İsviçre’ye rakip olacak seviyede saat üretilemedi malesef. Zamansızlığı çağrıştıran saat algısını biraz daha zamandan koparmak istedim. İnsanların saatlerime bakıp telaşa kapılmak yerine, zamandan keyif almaları üzerine bir koleksiyon yapmak istedim.” dedi. Nihan Yardımcı Çetinkaya’nın Art Basel ile eş zamanlı gerçekleştirdiği “Şehrin Gizli Hafızası” adlı sergisi ise Upper Buena Vista’da sanat severlerle buluştu. Miami Sanat Haftası böylece geldi ve geçti. Kalabalıkların evlerine döndüğü yerde söyleyebilirim ki; sanatla ve dostlarla dolu bir hafta geçirmek keyifliydi. Dünyada siyasi iklim her ne kadar fırtınalı olsa da, ekonomik belirsizlikler bulunsa da sanat hep güçlü bir oyuncu olarak kalacak gibi gözüküyor.
ZUHAL DEMİRARSLAN, EVE-ADELE KARDEȘLER
davet
Aksesuara Yeni Yorum Moda ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinden Siren Ertan, Nişantaşı’nda bulunan butiğinde yeni çanta, kemer ve yastık koleksiyonunu tanıttı. Genelde Haute Couture elbiseler tasarlayan ama yaratıcılığını gömlek, ayakkabı, tişört gibi tasarımlarla da renklendiren Siren Ertan, bu sefer kadınların vazgeçilmez aksesuarı olan çantaya ve kemere kendi yorumunu getirdi. Dekorasyon konusunda da oldukça zevkli olan Ertan, dekoratif yastık koleksiyonunu ve tüm bu özel tasarımları butiğinde verdiği şık bir davetle tanıttı. İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri Siren Ertan’ı bu heyecanlı gününde yalnız bırakmazken koleksiyonlarda yer alan parçaları büyük bir merakla incelediler.
322
SİREN ERTAN KAYALAR
İDİL ATAKOL
GÜLAY KAMAZ
MERAL YAZICI
Bașarılı modacı Siren Ertan Kayalar, modaya dair yaratıcılığını bu kez kemer ve çantalarda konușturdu. ESEN ZİYAL
BURCU ȘENDİR
BERRİN OKÇU
ZUHAL PİRİNÇCİOĞLU
röportaj
RAHM’ ÇÖĞENDEZ
Her Duvar Bir Orijinali Hak Eder Ankara’nın sanat merkezi haline gelen RC Art Gallery, Bilkent Sanat Sokağı’nın kurucusu, ARP Sanat Galerisi’nin ortaklarından Rahmi Çöğendez, galericilik ile geçen 20 yılını, bașarısının sırlarını, projelerini ve hedeflerini MAG’a anlattı.
T
ürkiye’ de sanatın geniş kitleler tarafından öğrenilmesini, sevilmesini ve gelişmesini sağlamak için 20 yıl boyunca sürekli kendini geliştiren Türkiye’nin başarılı isimlerinden Rahmi Çöğendez başarısının sırlarını, sanata yatırımı ve projelerini anlattı. RC Art Gallery’nin kurulduğu günden bugüne “Her duvar bir orijinali hak eder” mottosuyla yola çıkarak: “Sizin İçin Sanat”, “Yeni Nesil Müzayede”, “ Sessiz Müzayede”, gibi yeni ve Türkiye’ de ilk kez gerçekleştirdiği projeler ile başta Ankara olmak üzere birçok şehre sanatın yayılması ve Türkiye’nin bir sanat pazarı olması için durmadan çalışıyor. Çöğendez, Bilkent Sanat Sokağı’nda birbirinden önemli müzayedelere ve sergilere imza atarken Ankara’nın sanat ortamına renk katmaya ve sanatı büyütmeye devam ediyor. Çöğendez, geçtiğimiz sene kutladığı 20.yılı ve projeleri hakkında “sanat adına adım atmaktan asla korkmayacak ve vazgeçmeyeceğiz, her zaman bir adım ileriye taşıyacağız sanatı. Bunu yaparken sadece kendimiz olmamalıyız. Önemli olan tek şey sanat ve onun ilerleyerek
324 magdergi.com.tr
gelişmesi. Tüm sanat galeriler ve sanata gönül verenler ile birlikte bunu başarmalıyız.” diyor.
2018 Ekim’de RC Art Gallery olarak 20., Bilkent Sanat Sokağı olarak ise 10. yılınızı kutladınız. Mutlu yıllar diliyoruz ilk olarak. Koleksiyonerliğe başlangıcınızdan bugüne kadar olan süreyi nasıl anlatırsınız? Ben koleksiyoner bir ailede, merakın ve sorgulayıcılığın teşvik edildiği bir ortamda büyüdüm. Bizim jenerasyonumuz bir şeyi biriktirmeyi çok severdi. Bu o dönem için bir nevi saygınlık idi. Herkese hava atabileceğin, o imkansızlıklar içerisinde biriktirdiğin şeyleri bir başkasına göstermek bizler için gurur vericiydi. Bizlere doğum günlerimizde hediye olarak mutlaka bir pul defteri gelirdi. Büyüklerimizden de gördüğümüz oydu. Babam Osmanlı paralarının sıkı bir koleksiyoneri iken, amcam ise Çarlık Rusya’sından kalan objeler ve çeşit çeşit Rus semaverlerini toplardı. Onların bu parçaları bir koleksiyona dönüştürmeleri ve dönüştürürken verdikleri o özel emek beni her zaman büyülerdi.
11- 12 yaşlarında ben de ilk koleksiyonumun parçalarını toplamaya başladım. Sıkı bir eski para toplayıcısıydım. Dolaplarımın üzerinde tarihi eser objelerin eserleri yer alırdı. Büyükannem bana doğum günümde “Seni Lunaparka götüreyim mi?” dediğinde ondan beni müzeye götürmesini isterdim. RC Art Gallery olarak ilk sergimi 1998 yılında “21. Yüzyılın Antika Eserleri” adıyla gerçekleştirdim. Bu sergiyi 21 ilde 140 defa sanatseverler ile buluşturduk. Ben sergilere ilk başladığımdan itibaren sanat galerilerinin davetkar olması gerektiğine inanan, bir zümreye ait değil, halkın her kesiminin gelip gezebileceği, ulaşabilir ve anlaşılır olması gerektiğine inandım. Bu düşünceyle 2008 yılında oluşturduğum Bilkent Sanat Sokağı’nın kuruluş fikrinin benim için Anadolu sergilerinden başlayarak Londra’ya, Londra’dan İtalya’ya uzanan bir süreci var.
Bilkent Sanat Sokağı’nda RC Art Gallery olarak özel sergilere ev sahipliği yaparken, bir yandan da birbirinden farklı müzayedeler gerçekleştiriyorsunuz. Birbirinden farklı projeler içeren bu müzayedeler nasıl ortaya çıktı? Aslında ilk başta burası bir sanat sokağı olarak değil sadece galerinin bulunacağı şekilde dizayn edilmişti. O esnada gerçekleştirdiğim Londra seyahati buranın zihnimde bir galeriden daha fazlası olabileceğini bana hayal ettirdi. Mekânın da buna uygun olmasıyla çeşitli sanat aktivitelerinin, müzisyenlerin, sanat atölyelerinin ve sergilerin bulunabileceği bir proje hazırlayıp AVM yöneticilerine sundum. Proje beğenilerek Ankara’ya kazandırılmış oldu. Bilkent Sanat Sokağı’nı ilk oluşturduğum zaman Türkiye’de bir AVM içerisinde ilk kez böyle bir konsept oluşuyordu. Burada ürettiğimiz her projeyi on yıldır “Her duvar bir orijinali hak eder” mottosuyla sanatseverlerimize sunuyoruz. Bunu yaparken çocuklarımızı ve gençlerimizi düşünmeyi ihmal etmiyoruz. Çünkü en başta onların sanatı öğrenmesi, sevmesi lazım ki, bizim yapmaya çalıştığımız projeler yerini bulsun. Benim amacım sanatı her zaman ileriye taşımak oldu. Bunun için en başta gençlerin ve çocukların daha sonra tüm potansiyel sanatseverlerin dikkatini çekecek projeler ürettik. Böylece RC Sanat Galerisini daha önceden takip eden kitlenin yanına her geçen yıl yenileri eklendi.
İlk projem Venedik’te rastlaşarak tanıştığım Milot’tan ilham alarak gerçekleştirdiğim “ Sizin İçin Sanat” projesiydi. Bu projede ARP Sanat Galerisi’nde ortağım ve dostum olan Yuliya Ergene aracılığı ile ulaştığımız kuzey ülkeleri, Bulgaristan, İtalya, Arnavutluk, Kosova, Ukrayna, Rusya, Yunanistan gibi ülkelerin katılımının yanı sıra birçok önemli sanatçı ve Türkiye’nin önemli çağdaş ressamları proje kapsamında aynı ebatlarda ürettikleri eserlerini 100 liraya sunduk. Bu proje o kadar çok ses getirdiki internet ve galeri üzerinden 13×X18 ebatlarında on bin eser satıldı. Daha sonra bunu çocuklara ve gençlere özel bir müzayede projesi haline getirdim. Çocuklar ve gençlerin aileleriyle katılabildiği bu müzayede için sanatçılardan renkli, keyifli tablolar yapmasını istedim. Burada en çok dikkat ettiğim şey çocukların ve gençlerin psikolojisiydi, bu müzayede için özel pediatri eğitimi aldım. Daha sonra “Yeni Nesil Müzayede” adını verdiğimiz bir müzayedeye dönüştürdük; yerli ve yabancı çağdaş sanatçıların eserleri şu anda 100 liradan açık arttırma ile satılıyor. Bu esnada büyük koleksiyonerleri unutmadık ve onlar için de Nuri İyem’ den tutun Mustafa Ayaz’a, Aleksandr Ugluv’ dan Valentine Rekunenko’ ya sanat tarihinde birçok önemli sanatçının özel eserlerini satışa çıkardığımız büyük müzayedeler düzenliyoruz. Bu müzayedelerimizi gerçekleştirirken projelerimize yenilerini eklemeye devam ettik. Türkiye’ de ilk kez domaini RC Sanat Galerisi’ne ait olan “Gelin, değerini siz verin”
Her müzayedemizde farklı bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyoruz
sloganıyla yola çıkarak Bilkent Sanat Sokağı haricinde İncek Loft Art Gallery by RC’de de gerçekleştirdiğimiz “ Sessiz Müzayede” bugün Ankara sınırlarını aştı. Geçtiğimiz yıl İstanbul Art Show’da, 2019’ da ise tüm bir yıl boyunca dostum Yuliya Ergene ile ortağı olduğumuz ARP Sanat Galerisi öncülüğünde Bodrum OASİS AVM’ de gerçekleşecek. Sanatseverler sessiz müzayede içerisinde yer alan eserlere www.sessizmüzayede. com’dan ulaşabilecekler. Biz sessiz müzayedeyi tüm Türkiye’de gerçekleştirmek istiyoruz. Sessiz müzayedenin en önemli özelliği özel internet sitesi üzerinde açık arttırmaya sunulacak eserlerin nominal değerleri üzerinden sanatseverlerin kendi fiyat tekliflerini oluşturabilmeleri.
röportaj
Müzayedelerinizde mutlaka sosyal sorumluluk projelerinize de yer veriyorsunuz? Önümüzdeki müzayedelerde hangi sosyal sorumluluk projelerinde sizi duyacağız?
Sosyal sorumluluk projeleri bizim için çok önemli. Her müzayedemizde mutlaka küçük ya da büyük ölçekli sosyal sorumluluk projesine yer veriyoruz. Sanatla bir yolu aydınlatmak, bir katkıda bulunabilmek bize gurur veriyor. Rotary Kulübü başta olmak üzere UNICEF gibi birçok kuruluşla ortak sosyal sorumluluk projeleri geliştirdik. Dezavantajlı çocuk ve gençlerin eğitimleri için, sağlıkları için, sokak hayvanları için müzayedelerimizde eserlerin bir kısmının gelirlerini bağışladık. En son 9 Aralık’ta gerçekleştirdiğimiz büyük müzayedede sunulan 5 eserin gelirini tamamen Rotary’ nin dünyada çocuk felcinin son bulması için amaçladığı projesine, Bahçelievler Rotary Kulübü ile iş birliğine girerek bağışta bulunduk. Geçen yıl yine bu bağlamda eserlerden elde ettiğimiz gelirleri yimi bin aşı bağışına dönüştürdük. Sıradaki sosyal sorumluluk projemiz 13 Ocak’ta gerçekleşecek büyük müzayedeyi de Türkiye’nin önemli sivil kuruluşlarından Türkiye Eğitim Vakfı (TEV) ile gerçekleştireceğiz. Bu projede müzayedede sanatçılar tarafından bağışlanacak beş eserin elde edilecek gelir ile sanat öğrencilerine burs verilecek. TEV ile gerçekleştireceğimiz bu proje bizim için bir onur. Türkiye’nin geleceği, gençliğimiz bizim için çok önemli. Bu proje sadece Türkiye’de çalıştığımız sanatçıların değil, yurtdışında da beraber çalıştığımız sanatçıların da dikkatini çekecek ve zamanla büyük bir sosyal sorumluluk projesine dönüşecektir. Aslında 13 Ocak’ta gerçekleştireceğimiz bağış, TEV ile gerçekleştireceğimiz projenin bir prototipi olacak. Bundan sonraki müzayedelerimizde de bu proje devam edecek. Ben istiyorum ki sanatçıların da destekleri ile sadece TEV’e özel bir bağış organizasyonunu İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirelim.
Bilkent Sanat Sokağı tarafından bu yıl Bilkent Sanat Festivali’nin üçüncüsünü gerçekleştireceksiniz. Festivale yerli ve yabancı birçok sanatçı katılıyor. Böylece yabancı ressamlar ile Türkiye’deki sanat ortamında bir dostluk görevi üstleniyorsunuz. Festival hakkında neler söylemek istersiniz?
RC Art Gallery’de her eser orijinal her eser biricik 326 magdergi.com.tr
Seneler önce Yunanistan’da gördüğüm bir sanat festivali, bu festivali düzenlememde ilham kaynağı oldu. İlk günden bu yana Ankaralı sanatseverlerin yoğun ilgisi ile benim için anlamı daha da büyüdü. Biliyorum ki Ankara’nın sanat ortamına ayrı bir renk kattı. Yeni bir ivme kazandırdı. İlk seneyi, bu festivalin bir demosu olarak değerlendiriyorduk. Neler yapabileceğimizi, nasıl ilerletebileceğimizi, nasıl geliştirebileceğimizi gözlemlediğimiz bir festivaldi. İkincisinde daha çok oturan, daha kendinden emin bir festival ortamı geçirdik. Yerli ve yabancı 45 sanatçı katılım göstererek, Ankaralı sanatseverler ile bir araya geldi. Bu festivalin en büyük özelliği bir AVM içerisinde sanatçıları eser yaparken sanatseverlerin izleyebilme şansını elde etmesi. Böylece birebir sohbet etme, tanışma fırsatı buluyorlar ve sanatı yerinde gözlemleme, sorgulama şansları olabiliyor. Sanata en ilgisiz, en uzak olan insan bile fikir edinip, yorumlama yapabiliyor. Bilkent Sanat Festivali’nde resim, heykel workshop çalışmaları, piyano dinletileri, dans gösterileri ve müzayedelerle büyük bir sanat şölenine dönüşüyor. Ünlü akademisyenler ve ressamlar konferans ve söyleşilerde sanatseverler ile bir araya geliyor. Bu sene daha güzel, daha iddialı, Ankaralılara unutulmaz bir sanat festivali yaşatmak için çalışmalarımıza tüm hızla devam ediyoruz. Bu festival bana göre Türkiye’yi resmin pazarı haline getirmesi bakımından önemli bir yer tutacak ileride. Bunu tüm kalbimle istiyorum. Festival ile birlikte “Sizin için sanat” akımı yayılsın, orijinali olmayan duvar kalmasın istiyoruz. Tabi bu festivali yaparken en büyük destekçimiz Bilkent Center. Onların da bu festivale sahip çıkmaları, ilgi göstermeleri çok önemliydi.
İyi bir koleksiyoner olarak günümüzde sanata yatırımı nasıl görüyorsunuz?
Rahmetli Sakıp Sabancı’nın bir sözü vardı zamanında, o lafın özeti şudur: insanın kalitesi cebindeki para ile ölçülmez sahip olduğu değerler ile ölçülür. Ben bunu erken yaşlarda anlayan biriyim. Ne olursanız olun, ne kadar paranız olursa olsun hiç fark etmiyor. Gerçekten birkaç değere sahipseniz, birkaç değer duvarınızda veya masanızdaysa insanların ilgisini çekiyorsa bence bu gururlanacağınız en önemli şeylerdir. Aile yadigarlarına değer vermek eskiden çok yoktu. İnsanlar miraslarını çabuk tüketiyorlardı. Şimdi bunların değerlerinin daha çok bilincindeyiz. Bunu en çok
benim müzayedelerime katılan gençlerde gözlemliyorum. Eskinden 45-50 yaş ortalaması var iken, şimdi 30’lu yaşlara düştü. Geleceğe bir yatırım yapmak istiyorsanız resim alın. Biliyorsunuz resim dünya tarihinde savaşlar da dahil değeri düşmemiş, aksine değerine değer katmıştır. İmparatorlar, krallıklar, soylular gücünü sahip olduğu eserlerle gösterirlermiş. Resim ve sanat eserleri insanların çok iyi övünebilecekleri, zenginliğini gururlanarak gösterebilecekleri tek şeydir. Sizin milyon dolarlarınız olsa; onu göstermek için banknot halinde masanın ortasına koyamazsınız. Bu sizi görgüsüz kılar. Ama aldığınız bir sanat eseri veya resim ile ne kadar değerli şeylere önem verdiğinizi, markanızın ne kadar büyük olduğunu, ne kadar zengin olduğunuzu veya ne kadar entelektüel olduğunuzu, vizyonunuzu, sanata düşkünlüğünüzü siz sözler ile ifade etmeden rahatlıkla gösterir. Bugün büyük holdingler neden müzeler açıyorlar? Orada bir saygınlık var çünkü. İnsan o eserlere sahip olmak isterken, sahip olduğu eserlerin de büyüklüğünü herkese göstermek istiyor. Örneğin Koç Müzesi, müzeyi gezdikçe Koç ailesinin ne kadar büyük bir aile olduğunu anlıyor, ve markaya olan saygınlığınız artıyor. Bu nedir? Gizli bir reklamdır, gizli bir övünmedir. Sanat eserleri taşınabilir menkuldür, bu yüzden çok kıymetlidir ve bence yapılan en akıllıca yatırımdır.
Son olarak sanatseverler resme yatırım yaparken nelere dikkat etmeliler?
Ben her zaman eseri alacak olan kişiye şu öneride bulunurum: “Gerçekten sevdiğin, odana asıp izlemekten keyif aldığın eseri sahiplen. Mutlaka bir garanti belgesi, evrak al”. Bir sanat eseri almak demek bana göre taşınabilir bir menkul almak demektir. Sanata olan yatırımı tarih boyunca değerli kılan da budur. İyi bir koleksiyoner olarak onlara şunu söyleyebilirim ki, eserin orijinalliğine, özgünlüğüne dikkat etsinler. Ben RC Art Gallery’de koleksiyonere sattığım ürünlerde eserin biricikliğinin garantisini veririm ve derim ki “dünyada bu eserden bir tek sizde var.” Bu o eserin sınırları aşan bir değeri olduğunu gösterir. Ve öyle bir esere sahip olmak bence dünyada sizi en özel kılan duygulardan biri.
Orijinal ve biricik olan bir esere sahip olmak sizi değerli hissettirir
davet
ORKUN DİLMAÇ, ERTUĞ GÖKTAȘ, ORÇUN BİLGİN, SÜLEYMAN UZUN, ÇİSİL BİLGİN
Train And Gain’den Yeni Yıla Merhaba Train And Gain çalışanları ve müşterileri yeni yılı salonda düzenlenen yılbaşı partisi ile kutladı. Partiye çok sayıda davetli katıldı. Çayyolu’nda bulunan Train And Gain Spor Merkezi’nde düzenlenen yılbaşı partisinde davetliler ve çalışanlar muhteşem bir gece geçirdiler. Dışarı kurulan ateş varillerinin yanında uzun uzun sohbet edip vakit geçiren konuklar lezzetli ikramları ve kokteylleri çok beğendiklerini söylediler. DJ performansı ile başlayan gecede konuklar geç saatlere kadar dans edip eğlediler.
SERDAR PAȘAOĞLU, MUSTAFA MELİK, CAN ÖCAL, MEHMET MELİK
davet
OĞUZ HİÇDURMAZ, MERVE GÜNGÖREN, BÜȘRA ERGENÇ, ÇAĞLAYAN ÇORUH, MUSTAFA ALTUNAKAR
TUĞBA ALNIKIZIL, AȘKIN KAHVECİ, MELİS SEVER, CAER ÇELİK, YAKUP KÖSEOĞLU
GONCA-CAN KELEȘ
ALİCAN DAĞISTAN, NAZLI ÜNVER
Spor merkezinde gerçekleșen yılbașı partisinde hocalar ve üyeler gece boyunca sohbet edip eğlendiler. SÜLEYMAN UZUN, MERT ÖZLEN, MERVE YILDIRIM, SENA YETKİN, SERDAR PAȘAOĞLU, ERDEM ERTOP
dekorasyon
Ozan Ekși
ozaneksi@magmedya.com.tr
Yılın Rengi Living Coral Pantone Renk Enstitüsü, her yıl teknoloji, moda ve medya trendlerini araștırıyor. Buna göre de zamanın ruhunu en iyi anlatan etkileri tespit ediyor. 2019 yılının rengini doğuștan gelen iyimserlik ve mutluluk arayıșı ihtiyacımızı simgeleyen Living Coral olarak belirledi. 332 magdergi.com.tr
2
016 yılında cinsiyet eşitliğini temsil eden Rose Quartz ve Serenity rengini, 2017’de doğayla bağ kuran ve yeni başlangıçları temsil eden Greenery rengini, 2018’de ise görsel düşünme ve gelecek gibi kavramları temsil eden Ultra Violet rengini seçen Pantone, 2019 için yılın rengini doğuştan gelen iyimserlik ve mutluluk arayışı ihtiyacımızı simgeleyen Living Coral olarak belirledi. Pantone, günlük hayatımızın her geçen gün artarak dijital teknoloji ve sosyal medya tarafından sarmalanmasına tepki olarak, insanlığın bağlanma ve samimiyet kurmasına imkan sağlayan otantik ve kapsayıcı deneyim arayışını göz önünde bulundurarak 16-1546 kodlu Living Coral rengini bu yılın rengi olarak seçti. Pantone Renk Enstitüsü’nün Yönetici Direktörü Leatrice Eiseman renklerin doğal ve dijital gerçeklikler arasında dengeyi kurduğunu ve bunun özellikle insanileştirici ve cesaretlendirici özellikler taşıması sebebiyle, insan ilişkileri ve sosyal etkileşimi arzulayan tüketicilerin hassas noktalarına dokunan canlı mercan rengi için geçerli olduğunu söylüyor. Girdiği mekanda hafiflik ve sakinlik hislerini yaratan bu rengi evinizde rahatlıkla kullanabilir, stil sahibi mekanlar kurgulayabilirsiniz. Kullanıldığı dekorasyon kurgularına optimist bir atmosfer kazandıran bu rengi ister duvar yüzeylerinde, ister mobilya ve aksesuarlarla evinize dahil edebilirsiniz. Pantone renk uzmanları her şekilde mekanınıza canlılık ve otantik bir görünüm yükleyeceğinizin garantisini baştan veriyor.
Duvar boyası tercihinizi mercan tonlarından yana kullanın...
Mercan resiflerinin canlı pembesinden ilhamını alan Pantone rengini duvarınızda uygulayarak sofistike bir atmosfer kurgulayabilirsiniz. Hasır veya bambu mobilyala,r bu renk ile uyumlu bir bütün oluşturuyor. Son dönemlerde popüler olan kuru çalılar, tüyler ve dallar ise rengin doğal çekiciliğini artıran objeler arasında.
Mercan rengini mekanınıza mobilyalarla dahil edin...
Şeftali, somon ve mercan renkleri arasında değişen bir koltuk veya kanepe, girdiği mekana canlılık katacak ve ortamın enerjisini yükseltecektir. Vintage stilindeki kurgular ile retro mobilyalara çok yakışan bu rengi kullanırken mercanın tonsurton renklerine de perde veya halı gibi diğer dekorasyon unsurlarında yer vererek etkisini artırabilirsiniz.
Mercanı adaçayı yeşili ve pirinç aksesuarla kombinleyin...
2018’in sonlarında trend otoritelerinin yeni tasarımlar için işaret ettiği adaçayı yeşili, Pantone renk uzmanlarının 2019'un rengi olarak seçtikleri mercan rengiyle bir araya geldiğinde mekanda dengeli ve ruhu dinlendiren bir hava yaratıyor. Ayrıca mercan rengini pirinç yüzeylerle kombinlemek, mekandaki zen ve hafiflik hissine lüks dokunuşlar katacaktır.
Mercan rengine fon olarak sakin ve yumuşak tonlar seçin...
Mercan renginin etkisini artırmak için fon renginizi nötr ve yumuşak tonlardan tercih edin. Örneğin, zeminleri ve duvarları beyaza boyanmış bir mekanda kullanılan mercan renkli bir koltuk veya bej bir kanepe üzerine yerleştirilen mercan renkli yastıklar dekorasyonda odak noktası olacaktır.
Çalışma masanızda mercan renginin motivasyon artırıcı gücünden yararlanın...
Birçok boya firması Living Coral’ı “pervasız, enerjik, neşe veren ve her türlü mekana pozitif enerji katan canlı bir renk” olarak tanımlıyor. Bu rengi çalışma alanınıza taşıyarak motivasyonunuzu artırabilir, seramik ve cam gibi doğal malzemelerle buluşturarak aurası yüksek bir ortam kurgulayabilirsiniz.
Kendi gösterișini denizlerin derinliklerine saklayarak elde edilmesi zor olanı oynuyor, ancak gördüğünüz anda hem gözünüze hem ruhunuza hitap ediyor.
dekorasyon
Sıcak ve Şık Yeni yıla girerken evinize hem sıcaklık hem de șıklık katacak tasarımlar seçtik...
GÜRELLER AVİZE
KUTA HOME İNGİLİZ KONSOL
GÜRELLER BİBLO
KUTA HOME KERVAN BERJER
Q HOME KANEPE KUTA HOME CHESTER DERİ BERJER
GÜRELLER SMEG MİKSER
334 magdergi.com.tr
Q HOME YEMEK MASASI
röportaj
İLHAN ERDAL
Mutluluğu Kalplere Taşıyoruz Ankara’nın En Yeșil Projesi Duru Beytepe’de betonarme imalatların sonuna gelindi. Projeyi ve hayata geçirdikleri kampanyanın detaylarını paylașan Tona Yapı A.Ș. Yönetim Kurulu Bașkanı İlhan Erdal “Nitelikli Hayat” vurgusu yaptı.
Ö
ncelikli olarak hayata geçirdiğiniz ve oldukça ilgi çeken “Mutluluğu Kalplere Taşıyoruz” kampanyasından bahseder misiniz?
Türkiye’de bir ilke imza atarak bugüne kadar hiç yapılmamış bir kampanyayı hayata geçirmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Mutluluk Projesi ile, Duru Beytepe’den daire alanlara, dünyanın kayak merkezi Alpler’de tatil hediye ediyoruz. Kayıtsız, şartsız 22.12.2018-15.02.2019 tarihleri arasında, projemizden ev alan tüm ev sahiplerimizi aileleriyle birlikte, her şey dahil konseptiyle, uçak biletinden otel transferine kadar her detayını titizlikle planladığımız çok keyifli bir tatile göndereceğiz. Amacımız; ev sahiplerimize hayat boyu mutlu yaşayacakları yuvalarına sahip olurken asla unutamayacakları hoş bir anı armağan etmek... Toplum olarak bu gibi mutluluklara, birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Kampanyamız başlayalı çok kısa bir zaman olmasına rağmen
336 magdergi.com.tr
oldukça ciddi bir talep var, çok güzel tepkiler alıyoruz ve bu da bizi mutlu etmeye yetiyor.
Gördüğümüz kadarıyla hızlı ilerliyorsunuz ve Duru Beytepe’nin kaba inşaatı tamamlandı. Ne söylemek istersiniz?
Duru Beytepe projesinin temeli 9 Temmuz 2017’de atıldı. İnşaata başlayalı 17 ay olmasına rağmen betonarme imalatların sonuna geldik, duvarlarımız örüldü, mekanik ve elektrik işleri devam ediyor. İnce üretimlere de başladık, orada da yaklaşık %15 seviyesindeyiz. Eş zamanlı olarak kot düzeltmeleri ve peyzaj detayları üzerinde çalışmaya başladık. Mevsim itibariyle önümüzdeki birkaç ay sadece blok içlerinde çalışmalarımıza devam ediyor olacağız. Bahar aylarıyla beraber, dış cephelerin yapımına başlamayı planlıyoruz. Şu anda tüm bu işlerin planlaması ve ihale süreci devam ediyor. Kısacası projemizin inşaatı hız kesmeden devam ediyor... 2020 yılında Duru Beytepe’de çocuklar oynamaya başlayacak!
“Konutta balon var” söylentilerine, ülkemizin içinde bulunduğu türbülansa, hatta yüksek faizlere rağmen elde ettiğiniz başarıyı nasıl değerlendiriyorsunuz? Duru Beytepe projesinin yatırım değeri hakkında bilgi verir misiniz?
Öncelikli olarak “konutta balon, köpük” gibi söylemlere çok itibar etmediğimin altını çizmek istiyorum. TÜİK verilerine göre; Ankara’nın yıllık nüfus artışı ortalama 100.000 kişi, sıfır konut satışı yıllık ortalama 35.000 adet. Ağırlıklı olarak 1+1 ve 2+1 dairelerden oluşuyor ve geçmişten gelen satışları da içeriyor. Bu veriler üzerinden dahi, konut satışının başabaş olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hatta çok değerli bir veri daha paylaşayım: Ankara’da yılda ortalama 37.000 çift evleniyor ve satış sayılarına baktığımızda yeni evlileri dahi tamamen ev sahibi yapamadığımız sonucu ortaya çıkıyor. Aynı zamanda Ankara bir öğrenci kenti ve yaklaşık 200.000 yüksek öğrenimde okuyan öğrencimiz var. Giderek artan yabancı yatırımcı ilgisini de unutmayalım. Faizlerin yüksekliği maalesef hepimizin sorunu. Tüketici haklı olarak birikimini mevduatta tutuyor. Ancak bu sürdürülebilir bir ekonomik model değil. Üretim ve yatırım yapılmalı. Tüketicimizin faiz kaynaklı ihtiyaçları öteleme yoluna gittiği doğrudur. En kısa zamanda bu durumun düzeleceğine inanıyoruz. Zaten geçtiğimiz günlerde 0,98 kampanyası tekrar başladı. Duru Beytepe olarak biz de kampanyaya katıldık. Hali hazırda firma bünyesinde bankasız, kefilsiz senetle satışlarımız devam ediyor. Kişiye özel ödeme planları oluşturabiliyoruz. Aslına bakacak olursanız en büyük artımız, ödeme planımız. Çok avantajlı ve müşterilerimizin finansal durumuna göre revize edilebildiğimiz ödeme planları oluşturuyoruz. Projemizin inşa süreci devam ettiği için öz sermaye ve satışla finanse edebiliyoruz. Tabii ki Tona Yapı A.Ş. ve Safe İnşaat A.Ş. olarak, çok tecrübeli ve güçlü bir ortaklık yapımız var ve bu artımızı çok iyi değerlendiriyoruz. Ülke ve sektörün durumu herkesin malumu olmasına rağmen Duru Beytepe’nin %44’ü sahiplerini buldu. Bu sonuç tamamen sistematik ve disiplinli çalışmanın sonucu. Duru Beytepe, yatırım değeri oldukça yüksek bir proje; eşsiz konseptinin yanı sıra etrafında önünüzü kapatabilecek yapılar yok ve bu sayede nefes alabiliyor. Arazi çevresinin %70’i kamu arazisi ve bu çok büyük bir avantaj.
Son olarak, Duru Beytepe’nin teknik özellikleri ve kullanılan malzeme tercihlerinizden bahseder misiniz?
Duru Beytepe, bünyesinde barındırdığı çocuk oyun alanları, sosyal yaşam alanları ve sağlıklı yaşam alanları ile nitelikli yaşam olanakları sunuyor. 47.276 m2’lik arazi büyüklüğünün yüzde 84’lük kısmı yeşil alan ve peyzaj alanlarına ayrılıyor. Bu bulunmaz bir imkan ve çok değerli bir detay. Duru Beytepe’de kullanılan malzemelerin birinci sınıf olmasına dikkat ettik. Dış cephelerde görsellikle birlikte ısı, ses ve yangın yalıtımı kriterlerini üst düzeyde sağlayacak detaylar üzerinde çalışıyoruz. Kullanacağımız malzemelerin, çevre ve kullanıcı dostu olması en büyük hassasiyetimiz. Ayrıntılı bilgi için değerli ev sahibi adaylarımızı Tanıtım Ofisimize bekliyoruz. Biz ne kadar anlatsak da yerinde görmek gibi olmaz. Hatta randevu aldıkları takdirde iş güvenliği prosedürlerine uymak şartıyla daireleri yerinde gösteriyoruz. Örnek değil, gerçek dairelere bakarak ev almanın huzuru içerisinde ev sahibi yapıyoruz.
Mutluluk Projesi ile, Duru Beytepe’den daire alanlara, dünyanın kayak merkezi Alpler’de tatil hediye ediyoruz.
davet
Yeni Yılı Zumba İle Karşıladılar Ankara Şehir Kulübü üyeleri yeni yılı yine muhteşem bir Zumba Master Class etkinliğiyle karşıladı. Canlı perküsyon (Eminay) ve DJ (Nihal Sandıkçı) performansı eşliğinde eğitmenlerin, üyelerin ve AŞK ekibinin enerjisi kulübü salladı. Gecenin başında ve sonunda yer alan ateş gösterisiyle adrenalin en yüksek seviyeye ulaştı. Kulübün Genel Müdürü Gamze Uz, muhteşem etkinliklerin süreceğini ifade etti.
338
Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren eğlenecede konuklar, ateș ve DJ Show’u ile keyifli anlar yașadı.
EFE KANDEMİR, GAMZE UZ, CEM ÖLMEZ
röportaj
RÜȘTÜ ONUR ATİLLA, DOĞAN AKDOĞAN
Sağlıklı Atıştırmalık Kahkaha Tufanı Skeçleri ve Abur Cubur Show ile büyük beğeni toplayan Rüștü Onur Atilla ve Doğan Akdoğan ile Ankara Komedi Festivali kapsamında geldikleri Ankara’da kahkahaya doyamayacağınız bir röportaj gerçekleștirdik.
S
RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: SİNAN ÖZÜDOĞRU
izleri biraz yakından tanımak isteriz?
Onur: Televizyonda yaptığımız işlerden sonra, son 4-5 yıldır tanınmaya başladım. Bu tanınmışlığın ekmeğini yemek için Abur Cubur Talk Show adında kapalı devre izleyicimizle buluşuyoruz. İlk şehir dışı turnemiz Ankara oldu, buraya ilk kez geldik. Tiyatroya gönül vermis biriyim, televizyon ve sinemada da var
340 magdergi.com.tr
olmaya çalışıyorum. Doğan ile tanışıklığımız 10 yılı aştı ve birlikte çok fazla ortak iş yaptık, bir tane daha ekleyelim istedik. Doğan: Tiyatro oyuncusuyum, bunun dışında birçok iş yapıyoruz, hatta çoğunu Onur ile yapıyoruz. Tiyatro Pera’da tiyatroda beraberiz şu an. Geçen sezon “Abur Cubur” fikri ortaya çıktı ve şimdi böyle bir talk şov yapıyoruz birlikte. Aslında dünyada birçok örneği olan bir format, televizyonda yayınlanmıyor. Biz de Onur ile muhabbetimizi seyircilerle birleştirerek hoş vakit geçirmeye çalışıyoruz.
Yollarınız nasıl kesişti peki?
Onur: 15-16 yaşlarında, asistan olarak ilkokulların drama dersine giriyorduk. Beraber çalıştığımız hocalarımız ortaklık kurunca asistanlar olarak bizler de tanışmış olduk. Çocuk tiyatrosu yaptık, aynı okula kaydolduk. Sonra da kopmadık, hep beraber işler yaptık ve öyle devam ediyoruz.
Yönetmesi zor bir iş, spontane ilerliyorsunuz, başınıza enteresan bir şey gelmedi mi?
Onur: Henüz daha öyle bir şey gelmedi. Bizi izlemeye gelen izleyicilerin interaktif güdüleri yüksek oluyor. Sahneye sataşmayı, laf atmayı seviyor, sosyal oluyor. Eğlenmeye gelen bir seyirci ve biz de o rahatlığı veriyoruz. Kendimizi ayrı bir yere koyup duvar örmüyoruz seyirciyle aramıza. O yüzden çok büyük riskleri olduğunu düşünmüyorum. Şimdiye kadar ondan fazla gösteri yaptık, hepsinde izleyici de bizim kafadaydı. Deneyimlerin de bize çok katkısı oldu, önceden yaptığımız şeyler vardı, devam ettirdik.
Doğan: Tiyatro Kılçık’ta bar kabare yapıyorduk ve o kadar alıştık ki gece konseptiyle interaktif seyircili komedi şovlarına, şu anda onun rahatlığıyla hareket ediyoruz.
Peki nasıl hazırlanıyorsunuz bu sürece. Sizi en çok motive eden şeyler neler? Onur: Bir şeyler yiyoruz.(Gülüyor) Doğan: Yemek yiyoruz.
Yemek yerken mi çıktı Abur Cubur ismi de?
Onur: Ne çıkıyorsa yemek yerkendir, çünkü yemek yemediğimiz dakikamız pek yok. Abur Cubur isminin de adı üzerinde… Müthiş bir görsel şölen ya da hayatlarında unutamayacakları bir deneyim vaat etmiyoruz. Keyifli 2-2,5 saat diye hesaplayıp, 3-3,5 saati aşan bir sohbet, muhabbet, tabir-i caizse geyik vaat ediyoruz. Yani, atıştırmalık bir şey yapıyoruz aslında. Doğan: Turneye giderken bile, “nerede oyun oynuyoruz?”dan önce “nerede, ne yiyorsunuz?”un sorusunu soran bir ekibiz.
Yemek yemenin dışında bu mizahı yakalamak için nelerden besleniyorsunuz?
Doğan: Serum (Gülüyor) Bence mizah ile uğraşan herkesin beslendiği yer sokaktır. Instagram’da ya da Youtube’da popüler olan, fenomen başlığı altındaki arkadaşlar da hep sokakta gördüğümüz insanları oyunlaştırdıkları için çok sıcak geliyor. Biz de seyirciyle talk şov yapıyoruz ve günümüzde ülkemizde olup biten şeyleri konuşup onlara gülüyoruz. Mesela ayrılık acısı mizah unsurudur.
O acı bittikten 2-3 sene sonra çok komik gelmiyor mu? “Ay ben nasıl yazmışım o mesajları?” demiyor musunuz? Bunun gibi şeyler...
Onur: Kendi içimizde, ailemizde, gençliğimizde, ilişkilerimizde de komedi var. Çok trajik olabilecek olayları bile bu bakış açısıyla yenebilip bugünlere gelebilenlerdeniz, aslında bir çeşit terapi. İzleyenler de kendini bizim yerimize koyup benzer bir hikayeyi duyunca rahatlıyor ve “yalnız değilmişim” diyor.
Türkiye’de komediyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Onur: Çok daha önemli isimler var bu konuyla ilgili konuşacak, biz çok toyuz ve başındayız. Ama gördüğümüz kadarıyla çok yetenkli kişiler var ve sektörün onlar için olanağı çok, buna BKM’yi de koyabiliriz. Sahne bulabiliyorsun, kendini ifade edebileceğin bir alan olabiliyor. Türkiye’de malzeme çok, ne mizah ne komedi biter.
Bir de sizin Youtube kanalınız var. Profesyonel olarak Youtube dışında bunu devam ettireceğiniz bir projeniz var mı ya da sizi sinemada görebilecek miyiz? Doğan: Biz biraz işimizin tanıtımı için kullanıyoruz. Ama orada çoğalan kitle için de elimizden geldiği kadar içerik üretmeye çalışıyoruz. Youtuber olmak gibi bir derdimiz yok. Abur Cubur’un dijital dünyada canlı yayınlanmasını, çekilen bir bölümün 30-45 dakika olmasını istemiyoruz. Çünkü doğallığımızı kaybedeceğimizi ve otokontrolün devreye gireceğini düşünüyoruz. Bu bilet alan seyircilere de haksızlık olur. İnsanlar bu tarz etkinliklere gitmeliler, ekrandan biraz kurtulmalıyız. Telefonların unutulup insanlarla iletişim halinde olunan etkinlikler olmalı… Onur: Kontrol mekanizması yok, bilet alıp gelmiş bir seyirci var, biz varız, arkadaşımız, konuğumuz var ve her şeyi konuşabiliyoruz. Bu bir yerde yayınlanırsa ne izleyici bu kadar rahat olabilir, ne de gelen konuk arkadaşımız... Ama asla yapmayız diyemeyiz, sonuçta bu işten para kazanan, mesleği bu olan insanlarız. Tiyatroya gidince insanlar insanlara bakıyor, oyuncu seyirciye bakmıyor ama biz talk şovda seyirciye bakıyoruz. Bu iletişim çok azaldı, insanlar sürekli telefonlarında, gözlerini oradan ayırmadan sohbet ediyor. Abur Cubur Show’da gerçekten çok azdır sıkılıp telefonu çıkarıp bakan. Zaten on dakika ara veriyoruz, “haydi bakın telefonlarınıza” diyoruz.
İnsanlar en çok neye gülüyorlar peki? Tespitleriniz neler?
Onur: Kendi yaşadıkları çatışmaları canlı canlı gördüklerinde, bir de bizim anılarımızı dinlediklerinde gülüyorlar. Doğan: Sahneye bir karı-koca alıyorsun, evdeki bir durumu anlatıyorlar. Benzer bir durum seyircide de olduğu için herkes bir anda “bak aynı senin gibi” diyerek gülüyorlar.
İnsanları hep güldürüyorsunuz ama hiç sinirlendiğiniz ya da modunuzun düşük olduğu anlar olmuyor mu? Onur: Trafikte yaşadığın bir şey, okuduğun bir haber modunu etkileyebiliyor. Tabii ki biz robot değiliz ama bizi izleyip eğlenmeye gelen seyirciye haksızlık etmemek adına bunları bastırıp çıkıyoruz. Doğan: İkimiz de Boğa burcu olarak düzenli ve organize insanlarız. Saatler planlı olsun isteriz, salaş değiliz, işimize o anlamda özen gösteririz.
Bundan sonra size nerelerde göreceğiz? Projeleriniz nelerdir?
Onur: Doğan ne iş olsa yapar şu anda. (Gülüyor) Güldür Güldür yeni sezonda da eski kanalında devam ediyor. Tiyatro Pera’daki oyunum devam ediyor, Abur Cubur’u yetiştirmeye çalışıyoruz. Üç ay önce baba oldum, tatlı tatlı aile hayatı devam ediyor. Şu an kesin söyleyebileceğim bir şey yok, önümüzdeki işlere bakacağız. Doğan: Televizyon anlamında bilmiyorum, çünkü orada sürpriz gelişmeler olabiliyor. Şu an Tiyatro Pera’da çok yoğun bir oyun programım var, iki oyunda birden oynuyorum. Abur Cubur’a vakit ayırıyoruz. Sahne işleri, Youtube işleri, ekstra işler oluyor. Onun dışında birçok kurumda eğitmenlik yapıyorum. Abur Cubur’u büyütmek, yetiştirmek ve her yönüyle güzel bir proje olmasını amaçlıyoruz. Yazdığım birkaç senaryo var, şu anda yapımcılar ile görüşüyoruz. Bir de internet dizisi için de bir yapımcı ile görüşüyoruz. Seneye inşallah şu dolar bir düşsün de! (gülüyor)
röportaj
MELİKE GÖKÇE, DİVA CRİSTİNA, ED UARDO GRADİLONE
Brezilya Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve Eşi Diva Cristina Bu ay, ülkelerimiz haritada birbirinden ne kadar uzakta olursa olsun, Türkiye’de ortaya koyduğu yoğun faaliyet programıyla Brezilya ve Türkiye bağlarını yeniden yapılandırırken, Brezilya Büyükelçiliği’nin yeni yüzünü bize tanıtan Brezilya Büyükelçisi Eduardo Gradilone ve zarif eși Diva Cristina’nın konuğuyuz.
B 342 magdergi.com.tr
üyükelçi Gradilone ve eşi Bayan Diva Cristina, yenilenmiş büyükelçilik rezidansında karşıladılar beni... Fotoğraf çekimi sonrasında gezdirdikleri rezidans, büyük bir incelikle döşenmiş. Binanın ofis kısmında Brezilya ve Türkiye’nin diplomatik
ilişkilerinin 160. yılı olması sebebiyle afişlerden broşürlere, dergilerden fotoğraflara kadar titizlikle yapılmış birçok hazırlık dikkat çekiyordu. En havalı tanıtım bence Brezilya havacılık ve uzay mühendisliği tabanlı uçak üretim şirketine aitti; posterlerini çok beğendim.
Şirket gerek ticari, gerek askeri ve tarımsal alanda güvenilir uçakların üretimini yapmakla tanınıyor. Brezilya’nın kendine has meyvelerinin, kajusunun ve kahve çekirdeklerinin fotoğraflarını da görme fırsatım oldu. En ilgi çekici meyvelerinden biri, Jabuticaba meyvesi. Görüntüsü, bir ağaç gövdesinin etrafına dolanmış üzüm salkımları gibi. Jabuticaba meyvesi anti-oksidan bakımından zengin ve likör yapımında kullanılıyor. Brezilya’da yetişen kaju fıstığı ise, diğerlerine göre daha lezzetli ve besleyici özelliğe sahip. Kahvede büyük bir dünya markası olduklarını biliyoruz ama Türk kahvesinin bile Brezilya’dan geldiğini öğrenmek beni çok şaşırttı. Türkiye’de Brezilya kültürünü tanıtmak ve ikili ilişkileri olabilecek en üst düzeye çıkarmak için yapılan özverili çalışmaları yerinde görmek çok heyecan vericiydi.
Türkiye’deki görevinizden önce hangi ülkelerde ve görevlerde çalıştınız?
Türkiye’den önce Yeni Zelanda’da Brezilya Büyükelçisi olarak çalıştım. Daha önce Washington (ABD), Bogota (Kolombiya), Paramaribo (Surinam), Londra (İngiltere), Tokyo (Japonya) ve Roma/ Vatikan (Holy See)’e gönderilmiştim. Brezilya’daki son görevim; yurt dışındaki Brezilyalı topluluklar, konsolosluk, göçmenlik ve hukuki iş birliği konularında müsteşar olarak bulunmaktı.
Brezilya ve Türkiye arasındaki iş birliğini daha yüksek seviyelere taşımak için ne tür projeleriniz var?
Brezilya ve Türkiye’nin birçok konuda yakınlığı, bunun yanı sıra uzun ve verimli bir ilişkisi vardır. Ülkelerimiz arasındaki mesafeye rağmen, 3 milyar dolarlık ticaret ilişkisine sahibiz. Birtakım büyük Brezilya şirketleri Türkiye’ye yatırım yapıyor ve her yıl 60 bine yakın Brezilyalı turist Türkiye’ye geliyor. Bu sayılar daha iyi bir karşılıklı farkındalık ile çoğaltılabilir. Bu amaçla, Brezilya ve Türkiye’yi, kültürlerini ve bağlarını tanıtmayı amaçlayan yoğun bir faaliyet programı geliştirdiğimiz yenilenmiş büyükelçiliğimizde çok işlevli bir alan yarattık. Bu çalışmamız, filmlerimiz ve büyükelçiliğimizde ele alınan temalar, Capoeira ve Forró’nun (Brezilya’da popüler birer dans) sunumları, atölye çalışmaları, konferanslar, toplantılar ve sergiler düzenlenmesi, Brezilya müziği ve Türk müziği yapan Türkler gibi iki ülke arasındaki tüm bağlantıların araştırılmasını kapsıyor.
Yakın zamanda ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkileri geliştirmek için çaba gösterenlere Brezilya’nın en üst düzey nişanı olan “Rio Branca” devlet nişanını verdiniz. Bize bu nişanın tarihi ve anlamından bahseder misiniz?
Eduardo Gradilone: “The Order of Rio Branco” (Rio Branco Emri), 1963’te, şeref ödülünü hak eden değerli hizmetleri ve eylemleri ödüllendirmek için kuruldu. Sadece diplomasi ve sağlam argümanlar kullanarak Güney Amerika’daki komşu ülkelerle sınırlarımızı başarıyla müzakere eden Brezilya diplomasisinin koruyucusu Rio Branco Baronu’nun adını almıştır. Bu kapsamda silah veya barışçı olmayan baskılara yer verilmez. Bu, bölgemizde barış içinde yaşamanın temel sebeplerinden biridir. Brezilya, belki de ulusal bir kahraman olarak diplomat sahibi olan tek ülkedir.
2010 yılından bu yana devam eden stratejik ortaklığımızın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? İkili ilişkilerimizde, hem Brezilya hem de Türkiye’nin dikkatimizi gerektiren yerel ve bölgesel sorunlara yönelmek zorunda kaldığı 2013 yılına kadar altın bir dönem geçirdik. Ülkelerimizin 2018’de seçimleri vardı ve 1 Ocak’ta Brezilya’da yeni bir hükümet göreve başladı.
Brezilya ve Türkiye’yi, kültürlerini ve bağlarını tanıtmayı amaçlayan yoğun bir faaliyet programı geliștirdiğimiz yenilenmiș büyükelçiliğimizde çok ișlevli bir alan yarattık.
röportaj
Cumhurbaşkanlarımızın ve dışişleri bakanlarımızın karşılıklı ziyaretleri ile iki taraflı üst düzey ziyaretlerin kaldığı yerden devam edeceğini ve geçmişte bize büyük yarar sağlayan eylem planımızı stratejik ortaklığımızı uygulamak için tüm gücüyle tekrar devreye sokabileceğimizi umuyorum.
değişim programının önünü kesen sorunların çoğunun üstesinden geldiğini gösteriyor. Artık Türkiye, Brezilya sığırlarının ana ithalatçısıdır. Tarım bakanlığımızın yüksek yetkilileri, bu sektördeki ticareti geliştirmek için adımlar atma konusunda görüş birliği içinde. Aynı gelişmeler diğer alanlarda da oluyor.
Aralık ayına denk gelen Türkiye ile Brezilya arasındaki diplomatik ilişkilerin 160. yıl dönümü nasıl kutlandı?
Brezilya her yıl dünya çapında çok sayıda turist çeken bir ülke. Sizce ülkenizin bu çekime sebep olan en önemli karakteristik özellikleri nelerdir?
8 ve 9 Aralık günlerinde, Batucada, capoeira ve maculelê (Brezilya folklorik dansları) performansları, fotoğraf ve çeşitli eserlerin sergileri, yemek dersleri ve çocuk futbolu müsabakaları ile Ankara Armada Alışveriş Merkezi’ndeki “Brezilya Günleri”nin düzenlenmesine yardımcı olduk. 9 Aralık’ta ayrıca büyükelçiliğimizde ikinci Forró (başka bir Brezilya popüler dansı) çalışması yaptık. Aralık’ın 13’ünde ise, 160 yıllık diplomatik ilişkilerimizi, Brezilya Deniz Kuvvetleri Günü’nü ve Brezilyalı şirket Minerva Foods tarafından bağışlanan yepyeni bir piyanonun gelişini kutlamak için, Brezilyalı karısı ve şarkıcısı Vera’yla “Brezilya Cazı” olarak bilinen “Bossa Nova” çalarak piyanonun açılışını yapan şef ve piyanist Erol Erdinç’in katılımıyla büyük bir etkinliğe ev sahipliği yaptık.
Brezilya, Latin Amerika ve Karayipler’de Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Bu yılki ikili ticaret hacmiyle ilgili beklentiler nelerdir? İkili ticaretle ilgili istatistikler, Brezilya’nın tarihinde yaşadığı en kötü ekonomik krizden toparlanmaya başladığı 2017’den bu yana artmakta olduğunu ve her iki ülkenin de arasında daha büyük bir
344 magdergi.com.tr
Bazı faktörler; doğanın güzelliği, bölgelerimizin çeşitliliği, halkımızın misafirperverliği ve dostluğu... Bunların yanı sıra; mutluluğumuzu, renklerimizi, müziğimizi, basit yaşam tarzımızı ve futbolumuzu sayabiliriz.
Burada bulunduğunuz süre boyunca Türkler ve Brezilyalılar arasında ne tür benzerlikler ve farklılıklar buldunuz?
İki ülke, kalkınma yolundaki benzer zorlukları paylaşıyor, çok taraflı örgütlerde kıyaslanabilir pozisyonları savunuyor ve daha demokratik bir küresel yönetim sistemi için sık sık birlikte mücadele ediyor. Monarşik geçmişimizden çok daha fazla ortak noktamız var. Coğrafi mesafeye ve farklı kültürlerimize rağmen, Brezilyalılar ve Türkler arasında karşılıklı bir yakınlık ve dostluk duygusu var gibi görünüyor. Bunun sebeplerinden bazıları; dışa dönük mizacımız, futbol ve pembe diziler tutkusu ve hatta Brezilya’nın eski Osmanlı İmparatorluğu’ndan Brezilya’ya göç edenleri “Türk” olarak adlandırdığı sevgidir. Brezilyalılar Türkiye’de kendilerini evlerinde gibi hisseder. Eminim ki; Türkler de kendilerini Brezilya’da aynı şekilde hissediyordur.
davet
PALOMA FAITH, LILY COLE
KATE REARDON, MICHAEL R. BLOOMBERG, MİNE KALPAKÇIOĞLU
İklim Değişikliği VanityFair x Bloomberg Climate Exchange gala yemeği Michael R. Bloomberg ve Vanity Fair Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Radhika Jones ev sahipliğinde sürdürülebilir bina konseptinin önemli örneklerinden Bloomberg Londra binasında gerçekleşti.
RADHIKA JONES, MICHEAL R. BLOOMBERG
346
İş dünyası, politikacılar, gösteri ve sanat camiasından alanının ilham verici isimlerinin katıldığı davette; efsanevi müzik grubu Beatles’in üyesi Paul McCartney’nin kızları modacı Stella McCartney ve ablası Mary McCartney, müzik devi Sir Rod Stewart ve eşi Penny Lancaster, Amerikalı film ve dizi yıldızı Rob Lowe, Tatler Dergisi genel yayın yönetmeni Kate Reardon, model Arizona Muse, !Mamma Mia! müzikalinin yapımcısı Judy Craymer, Conde Nast İngiltere yazı işleri müdürü Kate Slesinger, top model Daisy Lowe, pop müziğin süper starı Paloma Faith, ünlü model ve Star Wars The Last Jedi filminin yıldızı Lily Cole, ünlü model ve hayırsever Noella Coursaris Musunka ve sanatçı Tracey Emin de katıldılar.
GIZZY ERSKINE, LADY MARTHA SITWELL
ARIZONA MUSE
DAVID REUBEN, ROB LOWE
VanityFair x Bloomberg Climate Exchange gala yemeğine, iş dünyasından, politikacılardan, gösteri ve sanat camiasından alanının ilham verici isimleri katıldı.
SIR ROD STEWART, STELLA MCCARTNEY
NOELLA COURSARIS
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Alpler’in En Genci Verbier
İște aylardan en sevdiğim: Ocak! Yılbașı telașı geçmiș, ortalık sakinleșmiș, kar yağıșları artmıș, șehri huzurlu bir beyazlık kaplamıș... Çocukların sınavları bitmiș, Șubat tatiline sayılı günler kalmıș... Bu yüzden bu ayı en güzel aktivitelerle dolduralım.
İ
FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER
lk yağan karda, ilk ayak izini kim bırakacak diye kendimizi dışarı atalım. Uzun kar yürüyüşlerine çıkalım. Her adımda ayağımızın altında çıtırdayan taze kar sesine kulak verelim. Bahçeye çıkıp kardan adam yapalım, sonra da kartopu savaşıyla onu yerle bir edelim. Evlerde daha çok toplanalım, sıcak şarap yapmayı öğrenelim, televizyon karşısında çoluk çocuk, battaniye altına doluşup, en sevdiğimiz filmleri seyredelim. Ama hala yerinizde duramıyor ve kayak aşkıyla yanıp tutuşuyorsanız, ver elini Verbier diyelim! Verbier, konum olarak İsviçre’nin güney batı kesiminde, Valais kantonunda yer alıyor. Batıda Fransa, güneyde İtalya ile sınırları var. Alp dağlarının kalbinde, güneşli bir platoda, ahşap dağ evleri ile çevrili Verbier, küçücük ve sevimli bir dağ kasabası. Fransa’nın 3 Vadiler’i gibi, İsviçre’nin “4 Vadiler”i olan Thyon, La Tzoumaz, Nendaz ve Veysonnaz’ı birleştiriyor. Zürih’e 282, Cenevre’ye 167 km uzaklıkta bulunan Verbier’e gitmek için biz tren yolunu
348 magdergi.com.tr
tercih ettik. İsviçre’de otoyollarda giderken göremeyeceğiniz manzaraları, trende büyük bir keyifle seyredebiliyorsunuz. Dağlar ve göllerin arasından, kimi zaman dağların içinden geçerek, sanki bir ressamın elinden çıkmışçasına güzel bir doğanın içinde buluveriyorsunuz kendinizi. Tren yolculuğundan sonra kısa bir otobüs yolculuğu ile Verbier’nin merkezine ulaşıyorsunuz. Aslında merkeze gondola ile ulaşım da var ama otobüs yolculuğunun tadına doyum olmuyor. Son yıllarda oldukça genişlemesine rağmen geleneksel mimarisini ve doğallığını koruyabilmiş ender kasabalardan biri Verbier... İsviçre Alpleri’nin en harika manzaralarını 1500 metre yükseklikten seyrediyor. Avrupa’daki kayak merkezlerinin arasında en çok off-pist seçeneği ve 400 kilometreyi aşan uzunluktaki pistleriyle İsviçre’nin en iddialı kayak bölgesi. Yaklaşık 100 adet ski-lift ile acemisinden, ustasına kadar her seviyede kayakçıya hitap eden pistleri, özellikle zor pistlerde kaymaktan keyif alan, ileri seviyedeki kayakçıların favorisi.
3.333 metre yükseklikteki Mont Fort ve Avrupa’nın en dik kayak pistlerinden biri olan Tortin, adrenalin severlerin gözdesi. Buradan inerken neredeyse 100 km’lik hıza ulaşılabildiğini söylüyorlar ama ben tabii ki denemedim. Çılgın kayakçılara duyurulur! Kış aylarında kayakçı cennetine dönüşen Verbier’de sezon, Aralık ayının ikinci haftasında başlayıp, Nisan ayının sonuna kadar sürüyor. Yılbaşı ve Şubat-Mart ayları en kalabalık zamanları. Yüksek rakımı yüzünden, kar daha alçaktaki pistlerde bile kolay kolay erimiyor. Burada da Zermatt’taki gibi buzul-kayağı (glacier skiing) yapabiliyorsunuz. Aynı zamanda pist dışı kayak (off-pist) için oldukça iddialı seçenekler mevcut. Zaten Verbier’in sloganı “freeride paradise”. Bu yüzden burada Heliskiing çok yaygın. Sizi helikopterle, dağların kimsenin çıkamayacağı bir yerine bırakıyorlar ve belli bir bitiş noktasından geri alıyorlar. Bol karda kaymayı çok beceremediğim için ben hiç denemedim ama Heliski meraklıları, bir kez deneyince, bir daha pistlerde kaymaktan hiç zevk alınmadığını söylüyorlar! Mont Gele bölgesi daha çok yeni başlayanlar ve orta seviyede kayanlar tarafından tercih ediliyor ama eğer buradan kayacaksanız uzun kuyruklar beklemeyi göze alacaksınız. Eğer biraz daha deneyimli bir kayakçı iseniz ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız, vadinin diğer tarafındaki Bruson’da (1080m) daha sakin pistler ve toz karın keyfini çıkarabilirsiniz. Val de Bagnes, daha önce de bahsettiğim Mont Fort ve Combatzeline gibi siyah pistlerin bulunduğu bölge... Buradaki tek risk faktörü hava durumu. Eğer görüş seviyesi iyi ve hele de güneş varsa, buradaki teleskilerde de uzun kuyruklar sizi bekliyor. Ama Mont Fort’a iyi kayakçı olsanız da olmasanız da mutlaka çıkmanız lazım. Teleferikle Mont Fort istasyonuna vardığınız zaman, üşenmeden uçsuz bucaksız görünen basamakları oflaya puflaya çıkıyorsunuz ve zirvede sizi muhteşem bir manzara bekliyor! Buzulları ve Avrupa’nın en
yüksek zirvelerini seyretmeye doyamayacağınız bu noktadan, batıya doğru baktığınızda Mont Blanc’ı, doğuya doğru baktığınızda ise Matterhorn’u göreceksiniz. Erken kalkabilenlere, buraya sırf güneş doğuşunu seyretmek için turlar düzenlendiğini belirteyim. Dilerseniz güneş doğuşunu seyrederken, eski snowboard dünya şampiyonu ve şimdinin yoga öğretmeni olan Emilien Badoux ile yoga seansına da katılabilirsiniz. Düşünsenize, dünyanın en güzel zirvelerinden birindesiniz, etrafınız bembeyaz dağlarla çevrili ve bir yandan güneş doğuyor... Mont Fort’ta dolunay olduğu zamanlarda da dolunay turları oluyor. Dolunayın yükselmesiyle birlikte, zirvelerin kurt adamları inlerinden çıkıyor ve efsaneler gerçek oluyor! Ay ışığının altında kurt adamlarla yarışarak başladığınız, adrenalin dolu kayak macerası, yıldızların altında çılgın bir dolunay partisiyle hızınıza hız katıyor. Bu ayın Full Moon partisi 19 Ocak’ta olacak, biletler erken tükendiği için önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Mont Fort’tun inişinde bulunan Cabane du Mont-Fort, Mont Fort’un eteklerinde, neredeyse 100 yaşında olan bir kulübe. 1983 yılından beri dağ rehberi Daniel Bruchez ve karısı tarafından işletiliyor. Kulübenin dağlara bakan tarafı taştan yapılmış, pistlere dönük tarafı ise ahşap. Kayarak yaklaştığınız anda buranın konumuna aşık oluyorsunuz. O kadar kalabalık ki, kayaklarınızı koyacak yer bile yok. Bir mucize oluyor ve şanslı arkadaşım Deniz, restoranın en güzel manzaralı yerinde masa buluyor. Tam derin bir nefes alacakken, yemek sırasını görünce sıra bize asla gelmeyecekmiş hissine kapılıyoruz. Geleneksel İsviçre mutfağının en lezzetli örneklerini tadabileceğiniz bu restoranda, raclette ve fondüye İsviçre’nin en iyi yemeği diyenler, mutlaka kasenschnitte yemeli! Sadece midenizi değil, gözünüzü ve ruhunuzu doyuracak bu bronzlaşmış ızgara peynirli sandviç, bacon veya jambon üzerine krema halinde eritilmiş peynir, turşu ve kokteyl soğanlarla unutulmaz bir lezzet haline getiriliyor.
ipek’in objektifinden
Sonrasında ise, tatlı olarak çikolatalı yumuşak kurabiyeler iyi gidiyor.
Kuzey ışıkları yerine, Alpler’in doyumsuz manzaraları size eşlik ediyor.
2.250 metredeki La Chaux’da kar ve güneşin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz bir snow-park bulunuyor; burada usta kayakçıları ve çılgın snowboardcuları havada taklalar atarken, seyredebilirsiniz.
Les Elfes International: 7-18 yaş grubu çocuklar için kış
Çocuklarınızla gitmeyi düşünüyorsanız, Kids Club Verbier’de çocuklarınıza hem kayak öğretiyorlar hem de eğlendiriyorlar. Ayrıca size harika bir tavsiyem var: Pony kızağı! (pony sledge) Çocuklarınızın bindiği ahşap kızakları, sevimli beyaz poniler çekiyor. Dilerseniz bu aktiviteyi kayaklarınızla da yapabiliyorsunuz. Sopalarınızı almıyorsunuz, onun yerine poninin çektiği ipi tutuyorsunuz. Bir nevi karlar üstünde su kayağı... Atlar çok iyi eğitimli olduğu için son derece güvenli. Bu aktivitenin yetişkinler için olan versiyonu da var; büyük atların çektiği, Noel Baba’nın kızağına benzeyen büyük kızaklara arkadaşlarınız veya ailenizle binip kalabalıklar halinde dağları turlamak çok zevkli!
Eywa’s Trails Sar: Kuzey kutbunun bir numaralı aktivitesi
olan, köpeklerin çektiği kızak gezisini, burada da yapabiliyorsunuz.
350 magdergi.com.tr
kampı düzenliyor. Dünyanın her yerinden gelen çocuklar ve gençler, bir yandan enternasyonal bir ortamda sosyalleşirken, bir yandan da tecrübeli öğretmenler tarafından kayak ve snowboard dersleri alıyor, apreski oyunlarıyla eğlenceli zaman geçiriyor.
Snow-shoeing: Kara batmadan ayakkabınıza bağladığınız geniş aparatlarla yapılan yürüyüş türü. Dilerseniz ormanların içinde, dilerseniz toz karlı zirvelerde yapabiliyorsunuz bu yürüyüşü.
Buzul tırmanışı: Televizyonda, Instagram’da pek çok fotoğrafını görüp içinizi titreten bu aktiviteyi burada denemeye ne dersiniz?
Paragliding ve skydiving: 15 dakikalık bir helikopter sürüşünün ardından, 4.000 metre yüksekliğe çıkıyor, profesyonel bir öğretmenle beraber kendinizi bulutlara bırakıyorsunuz. Düşüş sadece 40 saniye sürüyor ama o 40 saniyenin anısı hayat boyu unutulmuyordur herhalde... Paragliding için kalkış yapabileceğiniz pek çok nokta var. Ayağınızda kayaklarınızla kendinizi yokuş aşağı
Tırmanma duvarı, cross-country skiing, kızak, yüzme, squash ve șık spa’lar sayesinde sıkılmaya fırsat bulamayacaksınız.
bırakıyorsunuz ve zirvelerin üzerinde kuş gibi süzülüyorsunuz. Eğer eğitiminiz, tecrübeniz ve kendine güveniniz varsa, hoca olmadan tek başınıza da yapabilirsiniz. Kayak yapmayanlar için de pek çok aktivite mevcut... Tırmanma duvarı, cross-country skiing, kızak, yüzme, squash ve şık spa’lar sayesinde sıkılmaya fırsat bulamayacaksınız. Şu ana kadar gittiğim kayak merkezleri arasında, yaş ortalaması en genç olan yer Verbier. Parti canavarları için en popüler apre-ski adresleri; Farinet, Le Mouton Noir, Le Rouge ve Ice Cube. Son yıllarda Verbier’in en çok söz edilen oteli, iş dünyasının en yaratıcı iş adamlarından biri, Virgin Group’un sahibi Richard Branson tarafından yapılan The Lodge. Dünyanın en şık şale-otelleri listesinin başına, açılır açılmaz yerleşen bu otelin sadece 9 odası var. Her biri benzersiz şekilde döşenmiş birbirinden şık odaların bazılarında şömine var. Otelin bahçesindeki açık hava jakuzisi ise, kayak sonrası rahatlamak için ideal... Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın.
davet
ERSİN KAYALAR, SİREN ERTAN, AYȘEGÜL YÜREKLİ ȘENGÖR, MEHMET ALİ KARAMEHMET, EFSUN ERKILIÇ, REFİK ANADOL
MÜGE ARNAS, TUBA PEKSAYAR
Marka Rüzgarı Lider konferans kuruluşu Yürekli’nin, Yapı Kredi World ana sponsorluğunda düzenlediği MARKA 2018 Konferansı, Ulus 29’da düzenlenen Gala Partisi ile sona erdi. Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör, “19. yılımızı her yıl olduğu gibi gala partimiz ile tamamladık. İstanbul’da iki gün boyunca marka rüzgarı estirerek, iş dünyası için yol haritası çizdik. 2000’e yakın iş liderinin katılımıyla gerçekleştirilen konferans, 19’uncu yılında da katılımcılara kazandırdığı bilgi, ilham, fikir ve ortak paylaşımla unutamayacakları bir deneyim yaşattı” dedi. Konferansa, iş ve kültür-sanat dünyasının değerli isimleri yoğun ilgi gösterdi.
352
AYȘEGÜL YÜREKLİ ȘENGÖR-CEM ȘENGÖR
ATEȘ İNCE, DARIO TUROVELZKY
EMRE İSKEÇELİ, JÜLİDE ATEȘ MEHMET ALİ YALÇINDAĞ-ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ
ROLAND MOURET
Ünlü Moda Tasarımcısı Roland Mouret’ Gala partisinde dikkat çeken isimler arasındaydı. FARRAH STORR
KAAN SEKBAN, EMİR BAHADIR
davet
B.J. CUNNINGHAM
Marka konferansına bu yıl 70’i așkın yerli ve yabancı konușmacı katılırken, 2000’e yakın iș lideri katılım gösterdi.
STEPHEN JAMES
BALÇİÇEK İLTER, LALE İLTER, NEȘE BOYSANOĞLU
AHMET-NİȘVAN KABAKÇI BERGÜZAR KOREL
Etkinlik ve Toplantı Organizasyonlarınız İçin Aradığınız Her Şey ACE of M.I.C.E. Fuarı’nda!
sağlık
Selahattin Dönmez
selahattin@magmedya.com.tr
Yağ Yakan Baharat Kimyon Baharatlar, yemeklerimizi daha lezzetli yapan, sağlık üzerinde inanılmaz etkileri olan çok özel tat vericilerdir. Yemeklere damak zevkini okșayan özel tatlar katmanın dıșında, milattan önceki dönemlerden beri hastalıkları önleyici ve tedavi edici olarak da kullanılmaktadır. Geçmiște bakterileri öldürmek amacıyla tüketilse de bunun yanında özellikle sindirim problemi olanlar baharatlardan epey fayda görmüșlerdir. Günümüzde ise yapılan değerli çalıșmalarda, baharatların içerdikleri çok önemli “biyoaktif maddeler” sayesinde vücutta yağ depolanmasını engelleyerek kan damarlarında tıkanmayı önlediği, yemek sonrası kan șekerinde hızla yükselmeyi engellediği belirtilmektedir. 356 magdergi.com.tr
B
u etkiler de sıklığı her geçen gün artan kolesterol, kalp damar hastalıkları, diyabet gibi hastalıkların azalmasına kapı aralar. Hindistan’da bilimsel olarak baharatların birçok hastalık üzerindeki tedavi edici özellikleri kabul edilmiştir ki, bununla ilgili Ayurvedik Tıp adı verilen bir dal ortaya çıkmıştır. Burada kimyon çok ayrı bir yerdedir ve zayıflamaya deva olarak nitelendirilmektedir.
Ödemi atıyor, gaz problemini çözüyor...
Kimyon, sindirim problemlerini rahatlatan mükemmel bir baharattır. Bu etkisini, hem tükürük salgısını hem de karaciğerden salgılanan, yağ sindiriminde görev alan safrayı uyararak gösterir. Bunun yanında yağların sindirim sürecini hızlandırdığınız için kilo kaybınız için önemli bir destek sağlarsınız. Ayrıca hepimizin de bildiği gibi idrar söktürücü ve gaz sorununa en iyi geldiğini bildiğimiz kimyonun ülkemizde özellikle kuru baklagiller ile tüketildiğinde olumlu etkisini görüyoruz. Çalışmalar, kimyon tüketilen iki hafta gibi kısa bir sürenin, bağırsak problemlerini azaltıcı etki göstermesi için yeterli olduğunu göstermektedir.
Kimyonu balla tüketen annelerin sütü artıyor...
Kimyon, yüksek oranda demir içeriğine sahip bir baharattır. Özellikle, demir ihtiyacının arttığı gebelik ve emzirme döneminde olan kadınların mutlaka tüketmesi gerekir. Hamilelik ve emzirme döneminde gereksinimi artan bir diğer mikro besin öğesi ise kalsiyumdur. Bebeğin iskelet sistemi ve dişlerinin gelişimi için gerekli olan kalsiyum, yeterli düzeyde alınmaz ise annede diş çürükleri, osteoporoz gibi hastalıkların gelişim riski artar. Bu nedenle kalsiyumdan zengin baharatımız olan kimyonu anneler yemeklere eklemeli. Bunun yanında kimyon fitoöstrojen içeriği ile idrarla kalsiyum atımını da azaltır, böylece kemiklerin güçlenmesine katkısı iki katına çıkar. Ayrıca kimyon, içerisindeki “timol” adı verilen mucize bileşen sayesinde emzikli kadınlarda süt üretimini artırır. Dahası kimyonun bal ile beraber tüketimi bu etkiyi artırıcı etki göstermektedir.
Yoğurdunuzun üzerine kimyon ekleyin, kalp hastalıklarını önleyin...
Mucize baharat kimyon içerdiği östrojen benzeri etki yapan molekül fitoöstrojen ve antioksidan bileşenleri kuersetin ve luteolin sayesinde sizi yüksek kolesterolden korumaya yardımcı olur. Bir çalışmada; kanda bulunan kötü kolesterol olan LDL seviyesi yüksek olan hastaların 15 gün kimyon tüketmeleriyle, LDL düzeylerinin %10 düştüğü bulunmuştur. Başka bir çalışmada ise; 8 hafta kimyon tüketiminin kalp - damar sağlığını olumsuz yönde etkileyen kan yağları olan trigliserit düzeylerini azalttığı gözlemlenmiştir. 88 kadın üzerinde yapılan süper bir çalışmada ise, yoğurdun üzerine eklenen 1 çay kaşığı kadar kimyonun 3 aylık bir sürede hem LDL’yi düşürdüğü hem de iyi kolesterol olan HDL seviyelerini yükselttiği görülmüştür.
Diyabetlilerin ilacı kimyon...
Kimyon, içerdiği biyolojik aktif bileşen olan kumin aldehit ile diyabet oluşumunda rol alan enzimleri inhibe eder ve vücutta insülin üretimini sağlayan pankreastaki beta hücrelerini koruyup, insülin düzeyini artırır.
Cildinizin ve saçınızın parlamasında etkili...
Kimyon A, B, C, E vitaminleri ve çinko, selenyum yönünden zengin içeriği ile saç ve cilt sağlığını korur. Kimyonun bol miktarda içerdiği fosfor, ciltte meydana gelen sivilce, döküntü gibi sorunların giderilmesine yardımcı olur. Özellikle, kremlerin içerisinde de
8 hafta kimyon tüketiminin kalp-damar sağlığını olumsuz yönde etkileyen kan yağları olan trigliserit düzeylerini azalttığı gözlemlenmiștir.
bulunan kimyonun zengin bileşeni, süper antioksidan E vitamini yumuşak bir cilt sağlar. Ayrıca E vitaminin dezenfektan ve antimikrobiyal özellikleri, cilt lekelerinin oluşumuna karşı koruyucu etki oluşturur. Kimyon, A vitamini ve beta karoten içeriği ile de yaşlanmayı geciktirici etki gösterir. B 3 vitamini sayesinde akne oluşumunu önleyerek pürüzsüz bir cilt sunar.
Antioksidan katkı için zerdeçal, tane karabiber, kimyon etkisi...
Kimyon içerdiği flavonoid ve polifenol bileşenler sayesinde vücutta hasar oluşturan moleküller olan serbest radikallerle savaşır. Kimyonun antioksidan etkisi zerdeçal ve karabiberle birleştiğinde inflamasyona karşı adeta bir kalkan oluşturur. Böylece hipertansiyon, Tip 2 Diyabet, osteoporoz, Alzeihmer gibi hastalıklardan korur.
Afrodizyak özellik için bal, zencefil, kimyon karışımı...
Kimyon libidoyu artırıcı özellikte doğal bir uyarıcıdır. Bal içerdiği B vitamini sayesinde testosteron üretimini destekleyerek erkeklerde, bor elementi sayesinde de daha fazla östrojen yapımını sağlayarak kadınlarda cinsel isteği artırmada etkindir. Zencefil ise; vücut sıcaklığını yükseltir ve kan dolaşımını hızlandırarak cinsel birliktelikten daha yoğun haz almayı sağlar. 1 yemek kaşığı balın içerisine, 1 çay kaşığı zencefili rendeleyip 1 çay kaşığı kadar kimyon ekleyip, bu karışımdan tüketebilirsiniz.
Derin bir uyku sağlar...
İyi bir uyku, gün içerisindeki verimliliğinizi etkiler. Gerginlik, stres, düzensiz yaşam uyku düzenimizi bozabilir. Kimyon, içerisindeki esansiyel yağlar sayesinde stresi önler, sakin ve dingin olmanıza yardımcı olur, rahat bir şekilde uykuya dalmanızı kolaylaştırır. Ayrıca kimyon melatonin üretiminde görev alan B vitaminlerini içerir ve böylece uykunuzun düzenlenmesini sağlar.
Kan sulandırıcı kullananlar ve hipoglisemi hastaları dikkatli olmalı... Tüm bu olumlu özelliklerinin yanında, kan şekeri düşürücü etkisinden dolayı ciddi hipoglisemi hastası iseniz, kanın akışkanlığını fazlasıyla artırdığı için kan sulandırıcı ilacı kullanıyorsanız ya da yakın bir zamanda ameliyata girecekseniz kimyon tüketiminde dikkatli olmanız gerektiğini unutmamalısınız.
haber
Gebe Okulu Özel Medisun Çayyolu Hastanesi’nde Op.Dr.Kübra Zengin Altintaş tarafından “Gebe Okulu”nun ilk semineri gerçekleştirildi. Seminerde gebeler, gebe adayları ve yakınlarına emzirme, doğuma hazırlık süreçleri, kordon kanı bankacılığının önemi ile ilgili bilgiler Op.Dr.Kübra Zengin Altintaş ve alanında uzman kadro tarafından verildi. Anne adaylarının soruları ve merak ettikleri, konunun uzmanları tarafından cevaplandı. Özel Medisun Çayyolu Hastanesi uzmanları “Gebe Okulu” seminerlerinin ilerleyen tarihlerde de devam edeceğini belirttiler.
Ankara Çocukları Podyumda Taçlandı Başar Çocuk Cast Ajans tarafından düzenlenen Ankara Çocukları Podyumda etkinliği Next Level Alışveriş Merkezinde gerçekleşti. Ajans Başkanı Nuray Başar: “İstedik ki etkinliğimizle çocuklarımızın küçük yaşlardan itibaren kendilerini topluluk önünde temsil ederken özgüvenli bir şekilde davranabilmelerinde ilk adımı atmalarını sağlayalım.” dedi. Başar, “üç tane engelli çocuğumuz diğer arkadaşlarıyla arasında engel olmadığını gösterecekler. Bu önemli kaynaşma ile engelsiz toplum bilincini sağlamayı amaçlıyoruz. Engelli – engelsiz çocuklarımızı ilk defa podyumda elele bir araya getireceğiz. Bu bir sosyal sorumluluk projesidir. Bir çok kurum ve kuruluşlardan destek aldık. 2019 yılı içerisinde de projemizin devamı gelecek. Bizi en çok mutlu eden; etkinlik kapsamında engelli çocuklarımızın da podyumda olmalarıydı” dedi.
358 magdergi.com.tr
Fransız Rüzgarı Estiren Koleksiyon Genç tasarımcı Aybike Gürsu yeni koleksiyonunu, yönetmen İlay Alpgiray’ın çektiği koleksiyon filmi ile aynı gecede moda severlerin beğenisine sundu. İlk kez Zorlu Fashion Film Festivali’nde gösterimi gerçekleşen yeni koleksiyonunun filmini, Bee’PR Branding’de düzenlenen lansman ile moda ve sanat severlerler buluşturan tasarımcı hem “Once Upon a Time” koleksiyonunun ürünlerini de sergiledi. Genç tasarımcı, imzasını attığı başarılı işlerle tüm davetlileri heyecanlandırdı.
Yeni Yıl Yemeği Bülbüloğlu Holding, geleneksel yeni yıl yemeği Crowne Plaza Ankara’da düzenlendi. Bülbüloğlu holding yönetim kurulu ve çalışanları geceye aileleri ile beraber katıldı. Bülbüloğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Önder Bülbüloğlu yaptığı konuşmada; 2018 gibi zor bir seneyi başarılar ve büyüyen hedefleri yakalayarak geçirmenin haklı gururunu yaşadığını belirterek tüm çalışanlarına teşekkürlerini iletti. Ankara Modern Orkestrası’nın sahne aldığı etkinlikte çalışanlar, geride bıraktıkları yılın yorgunluğunu doyasıya eğlenerek çıkardılar.
Hedefim Sensin Ekibinden Panora Gösterimi Ata Demirer’in senaryosunu yazdığı, Kıvanç Baruönü’nün yönetmenliğini yaptığı “Hedefim Sensin” adlı filmin Ankara galası yapıldı. Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde düzenlenen gösterime yönetmen Kıvanç Baruönü ile filmin başrol oyuncuları Ata Demirer, Demet Akbağ ve Gonca Vuslateri katıldı. Sinemaseverlerin yoğun ilgi gösterdiği galada konuşan Ata Demirer; “seyirciye çok hızlı geçen komik eğlenceli bir şey olduğunu düşünüyoruz. Öncesinde de çok komik ve güzel bir proje olduğunu düşünüyorduk filmin hem yapımcıları, hem oyuncusu, hem her şeyi olarak… Düşündüklerimiz de şu an hayata geçiyor ve bize heyecan katıyor” dedi. Yönetmen Kıvanç Baruönü, çok iyi niyetlerle, çok samimi bir şey yaptıklarına inandıklarını ifade etti.
astroloji
Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
2019’da Neler Olacak? 2019 yılında Yengeç - Oğlak burçlarında gerçekleșen tutulmalar; iș - yașam dengesini kurmamız, koșulları ya da insanları șefkatli ve merhametli yaklașımlarla yönetmemiz, hayatın her alanında kurduğumuz ilișkilerde sistem, düzen, saygı ve hiyerarși gerektiğinin farkına varabiliriz...
Koç
Aslan
Yay
Ev ve aileye dair olumlu gelişmeler yaşanabilir ve aileyle bir arada olma isteğiniz artabilir. Ancak iş yaşamınızda sürpriz gelişmeler ya da bazı aksaklıklar da muhtemel görünüyor. Bitişler olsa da yeni iş fırsatları mutlaka gelecektir, önemli olan iş ve yaşam dengesini kurabilmek ve sizi tatmin edecek bir işte çalışabilmek.
Bu sene dinlenme ihtiyacı duyacaksınız,sosyallik eskisi kadar keyif vermez yada bazı koşullar sizi biraz daha yalnız ve sakin hayata davet edebilir. İzlemeniz gereken ruhsal yolun dışında, şaşırtıcı değişiklikler yaşayarak gerçek mesleğinizi ve yaşamanız gereken hayatı keşfedebilirsiniz.
Bu yıl para kazanma konusunda somut adımlar atıyorsunuz. Ait olmadığınız bir yerde yıllardır uğraşıyor ve değişim yapamadıysanız, bu yıl iş fırsatları, yabancı ülkeler konusunda ilerlemeniz için mevcut iş durumunuzda kopuşlar yaşanacaktır.
Boğa
Başak
Oğlak
Bu yıl yaşadığınız olaylar ve bazı vazgeçişler özgürlük isteğinizi artırabilir. Eski hayat felsefeniz dağılıp çözülürken kendinizi eksik ve yetersiz bulduğunuz konularda eğitim ve kurslara katılmanız ve dar bulduğunuz zihin, yaşam ve hayatı daha geniş açıdan düşünüp kendinizi geliştirmeniz gereken güzel bir yıl olacak.
Bu sene, kendinize bir hedef koymanız ve sosyal olmanız gerekebilir. Eviniz, aileniz, sevdikleriniz ve hatta varsa çocuğunuz sizi daha disiplinli ve düzenli olmaya çağırıyor. Artık değişmelisin. Kısacası bu sene, özel hayatınıza giden yol dışarıdaki sosyal becerilerinize bağlı!
Hayat, her şeyi yönetmek isteyen sizlere bu yıl öyle bir senaryo hazırlıyor ki, ne kadar uğraşsanız da hiçbir şeyi kontrol edemiyorsunuz. Güç elinizde olsa bile merhametinizi kaybetmezseniz ödülleriniz büyük olacak. Sevgi ve manevi doyuma bu sayede ulaşacaksınız.
İkizler
Terazi
Kova
Uzun bir süredir insanlarda aradığınız maddi ve manevi desteği bulamamaktasınız, bir süre daha böyle devam ederse çok güçleneceksiniz. Dışarıdan gelen kısıtlı para, sevgi ve ilgi sizi tatmin etmedikçe kendi yetenek, beceri ve mutluluğunuzu dış koşullar olmaksızın kendi başınıza da sağlayabildiğinizi göreceksiniz.
Kariyerinizle tanınmak isteyeceğiniz bir yıl olacak, sosyal olmanız işinize olumlu yansıyacak. Fakat iş - yaşam dengenizi düzeltmezseniz ailevi ve özel ilişkilerinizde pürüzler olabilir. Bu yüzden ne yaparsanız yapın, dengenizi iyi koruyun. Dengeli olmak bu durumda altın kural. Tüm başarılarınızın kalıcı olması mutlu bir özel hayata bağlı...
Bu yıl günlük hayatınızı düzenlemeniz gerekecek ve zamanı çok başarılı yöneteceksiniz. Bu yıl korku ve endişelere kapılacağınız için çok fazla yalnız kalmamalısınız. Sosyal olmalısınız ancak, bazı gizli düşmanlarınız olabileceği için dikkatli olmalı ve özelinizi herkesle paylaşmamalısınız.
Yengeç
Akrep
Balık
Dış dünyayı güvensiz bulup eviniz, aileniz ve size zarar vermeyeceğinden emin olduğunuz insanlarla bir arada olma isteğiniz artacak. Çok fazla içinize çekilmek yerine gruplar ve sosyal çevre ile bir arada olurken insanlara kendinizi duygusal anlamda daha yavaş ve ağır açabilirseniz çok şanslı ve geniş alana yayılacağınız bir yıl olacak.
Dost bildikleriniz değişmeye başlayabilir. Çünkü, bu yıl geniş sosyal çevrelere açılıp yaşamın anlamını ve amacını size anlatacak dostlar edineceksiniz. Zihnen büyüyecek ve güçleneceksiniz bu yıl. Artık sohbet ve iletişim kurarken daha dikkatli olmalısınız, çünkü söylediğiniz her cümle aleyhinize dönebilir.
Bu dönemde sizi en mutlu edecek şeyler, eşiniz, aileniz ve çocuklarınız... Sosyal ortamlardan keyif almıyorsunuz ve katılmak istemiyorsunuz artık. Bu dönem kendinize hedef koyamazsınız, sadece sizi mutlu eden şeyleri takip ederek hedeflerinize onlarla ulaşabilirsiniz.
360 magdergi.com.tr