pariskuafor.official
farkı yaşamak için
(312) 447 31 14 www.gureller.com.tr - Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. Alacaatlı Cad. Çayyolu Çankaya Ankara - Turan Güneş Bulv. No: 39 Çankaya Ankara
F R E NC E
A NT I qUE
‘ Ö Z E L F R A N SI Z A N T İ KA K OL L E K S İ Y ONU’
ÇANKAYA CAD. NO:14 ÇANKAYA / ANKARA info@camehd.com - www.camehd.com camehome.official
Ayrıcalıklar için ünlü değil Red’li olmak yeter
ZUBIZU yazıp 6666’ya gönderin
Seçkin Zubizu restoranlarındaki indirimlere ek, Red’lilere özel %5 indirim. Gelecek heyecan verici.
Hazır mısın? Kampanya kapsamında 06.06.2019 tarihine kadar aktif Vodafone Red ve Red Business abonelerine ZUBIZU’nun mevcut indirimlerine ek, sadece seçkin ZUBIZU restoranlarında geçerli %5 indirim hakkı tanımlanacaktır. Kampanyadan faydalanmak için Vodafone Yanımda’dan “Kampanyaya Katıl” butonuna tıklayan veya ZUBIZU yazıp 6666’ya gönderen abonelere, Red müşterisi olduğu bilgisi ZUBIZU ile paylaşılıp indirimleri ZUBIZU hesaplarına en kısa sürede otomatik tanımlanacaktır. Otomatik tanımlamayı beklemek istemeyenler, “Kampanyaya Katıl” butonuna tıklayarak aldığı şifreyi https://www.zubizu.com/referencecode adresindeki referans kodu alanına girerek ekstra %5 indirimi hesabına otomatik olarak tanımlayabilir. ZUBIZU uygulamasına daha sonraki girişlerde mevcut ZUBIZU indirimine ek %5 indirim otomatik yansıyacaktır. Aktif abonelikler; kısıtlı, dondurulmuş, iptal veya numara taşıma ile başka operatöre taşınmış statüler dışındaki aboneliklerdir. Alınan referans kodları tek kullanımlıktır ve kişiye özeldir. Başka kişiler tarafından kullanıldığı tespit edilen referans kodlarının ve indirimlerin iptali Vodafone ve ZUBIZU’da saklıdır. Aboneler, indirimden her restoran markasından ayda 2 kez ve tek seferde en fazla 100 TL olacak şekilde faydalanabilirler. Kodlar kampanya sona erdiğinde otomatik olarak geçerliliğini yitirir. Kampanya kapsamında hizmeti sağlayacak firmanın, hizmet verme sırasında doğabilecek olumsuz durumlardan Vodafone sorumlu değildir. Bu kampanya başka kampanyalarla birleştirilemez. Kampanya kapsamında değişiklik yapma hakkı ZUBIZU ve Vodafone’da saklıdır. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamındaki gizlilik politikamıza vftr.co/gp adresinden ulaşabilirsiniz.
Tunalı Hilmi Cd. Demirdöğen İş Merkezi 98/1Çankaya T: 0312 428 24 10 • 0532 067 25 23 serapcanakcicollection
İZMİR: Favori Mobilya Duduyev Bulvarı No: 61/A Mavişehir Karşıyaka - İZMİR T.+90 232 330 11 01
İZMİR: İZMİR:Favori FavoriMobilya MobilyaDuduyev DuduyevBulvarı Bulvarı No: No:61/A 61/AMavişehir MavişehirKarşıyaka Karşıyaka--İZMİR İZMİR T.+90 T.+90232 232330 33011 1101 01
www.livamob.com.tr
www.livamob.com.tr
Ankara’da Balık Keyfi
Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Ankara T: +90 312 490 20 20 seyfi.balik.ankara
seyfi.balik
KONFORUNUZ İÇİN İNCE DÜŞÜNÜLMÜŞ DETAYLAR
TrypbyWyndhamAnkara
trypwyndham
trypbywyndhamankara
TRYP BY WYNDHAM ANKARA Zülfü Tiğrel Caddesi No:3 Oran/Çankaya/ANKARA T: +90 312 491 77 88 - F: +90 312 491 13 31 - M: +90 552 256 77 87 www.trypankaraoran.com | info@trypankaraoran.com
editör
Şubat’ın En Sıcağı Sevgililer Günü
Beril Çavușoğlu
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
H
er yer kalplerle, içimizi ısıtan kırmızılarla kaplanıyor... Şubat ayının en sıcak günü “Sevgililer Günü” geliyor... Biz de sizler için bu günün anlamına yaraşır, birbirinden hoş röportajlar yaptık. Uyumlu birliktelikleriyle ışık saçan çiftlerin en romantik sırlarını öğrendik. Burcu - Federico Tauber, Ceyda - Buğra Toplusoy, Naz - Muharrem Eskiyapan, Nida - Arda Bozkurt, Simge - Emir Tavukçuoğlu, Tuba - Koray Yavuzer, Yelda - Erkan Güral sizler için tanışma hikayelerinden en sevdikleri filme kadar çok özel anlarını paylaştılar. Günümüzün en çok konuşulan konularından “kaliteli ve sağlıklı yaşam”a dair alanında uzmanlardan öneriler aldık; fiziksel, zihinsel, ruhsal bütünlüğün değerini kavramış, ruh güzellikleri dışlarına vuran isimlerle keyifli sohbetlerimiz oldu... Dilara Koçak beslenmede son trendlerden, Selahattin Dönmez vücudumuzu yenileyebileceğimiz süper besinlerden bahsederken; Prof.Dr. Deniz Demiryürek “akupunktur”a dair merak edilenleri, Dr. Rıdvan Kır postürümüzün hayatımıza etkilerini ve nasıl daha iyi duruşa sahip olabileceğimizi anlattı. 1996’da Türkiye Güzeli seçilen ve yıllar geçtikçe güzelliğine güzellik katan Demet Şener; düzenli beslenme, spor, yoga ve daha da önemlisi sevmek, sevilmek, paylaşmak sağlıklı yaşamın en değerli unsurları dedi... Her zaman zarafetiyle öne çıkan, başarılı işkadını, akademisyen, yazar Fatoş Altınbaş Sarıgül; fiziksel aktivetinin yanı sıra ruhu beslemenin önemine dikkat çekti... Televizyonda sunuculuk, köşe yazarlığı derken birçok takipçisiyle Youtube videoları ile mutfakta buluşan İdil Yazar, hayatın bütününde “düzen”in ve aile, iş, arkadaşlık gibi tüm ilişkilerde “denge”nin gerekliliğini vurguladı... Gelelim kapağımıza... Reyting rekorları kıran İkizler Memo - Can dizisinin “Melek”i, ekranların sevilen yüzü, oyuncu Nehir Erdoğan ile müthiş bir çekim ve söyleşi gerçekleştirdik. Oyunculuktan aşka kadar pek çok konuda gayet samimi bir şekilde kendini anlattı... Yakından tanıdıkça daha da çok sevdik, hayranlığımız daha da arttı... “İstanbullu Gelin”in ilham perisi Gülseren Budayıcıoğlu, “Beauty Omelette”in yaratıcısı Nur Bilen Yavuzer, “Talu Şarkıları” projesini hayata geçiren Zeynep Talu ile Barbaros ve nice başarılı konuğumuzu sizlerle buluşturduk... Ayın en renkli etkinliklerini sayfalarımıza taşıdık... Modadan astrolojiye, dekorasyondan sanata, yemekten seyahate ilginizi çekebilecek birçok konuya yer verdik... MAG derginizi okurken yine yüzünüzde kocaman bir tebessüm olsun istedik. Umarım çok keyifli, mutlu, neşeli, sevgi dolu sürprizlerle geçen bir ay olsun...
ŞUBAT 2019 YIL:16 SAYI:157 FİYAT:15 TL mag medya ltd. şti. adına imtiyaz sahibi ve yazı işleri müdürü
CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr genel yayın yönetmeni
BERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr tasarım
ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr kreatif direktör
SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr haber ve foto muhabiri
ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr SİNAN ÖZÜDOĞRU sinan@magmedya.com.tr halkla ilişkiler
DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr DİLA RA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr katkıda bulunanlar
C
AYLİN YILDIZ BAŞAR BAŞAR DENİZ DEMİRYÜREK DİLARA KOÇAK ERSİN AL HAMİYET AKPINAR İPEK GENÇER MELİSA ÇETİN ÖZGÜR AKSUNA PINAR GÜRER RIDVAN KIR SELAHATTİN DÖNMEZ SİNEM YILDIRIM TUĞÇE İNAL reklam müdürü
ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr türü
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN mag isim ve yayın hakkı mag medya ltd. şti.’ne aittir. dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı mag’a aittir. izin alınmadan kullanılamaz. yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. idare merkezi kaptanpaşa sokak no: 33-b g.o.p. ankara tel: +90312 428 0 444
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
reklam
FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr mali işler koordinatörü
TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr yayın hukuk danışmanı
AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi 29.01.2019 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
52 136 52 SEZONUN en son trendlerinden çok özel parçalar...
116 ÜNLÜ isimlerden Sevgililer Günü ve aşk hakkında çok özel açıklamalar...
58 OMM Odunpazarı Modern Müze Erol Tabanca’nın ev sahipliğinde tanıtıldı... 72 PANORA AVM’de alışveriş zamanı...
136 SAĞLIKLI yaşama dair röportajlar, en güncel uygulamalar ve en son trendler...
96 96 BORUSAN Otomotiv ve Sunset Grill&Bar önemli isimleri bir araya getirdi... 108 ÇEV Sanat tarafından desteklenen üstün yetenekli gençlerden unutulmaz gece...
180 LOOP Workout, MAG PR Solutions tarafından düzenlenen keyifli bir etkinlikle açıldı...
194 194 REYTİNG rekorları kıran İkizler Memo-Can dizisinin Melek’i Nehir Erdoğan ile çok keyifli bir röportaj... 212 BEAUTY Omelette markasının yaratıcısı Nur Bilen Yavuzer... 248 İSTANBULLU Gelin’in ilham perisi Dr. Gülseren Budayıcıoğlu tüm samimiyetiyle anlattı...
style
STORKS YÜZÜK Seda Çavușoğlu
seda@magmedya.com.tr
MARK CROSS ÇANTA £1,489
UĞUR SAAT CARTIER SAAT
GUCCI
JOHANNA ORTIZ BLUZ £616
BEYMEN - LE BERET BERE 230
LE SPECS GÖZLÜK £62
STAND PALTO £289
CHLOE KAZAK £813
LOEWE ÇANTA £932
STORKS PIRLANTA BİLEKLİK
A.W.A.K.E. BLUZ £356
GABRIELA HEARST ÇİZME 172.49
52 magdergi.com.tr
Renk Renk Renk
GUCCI ÇANTA £708
JOSEPH PANTOLON £317
Kıș aylarına inat sıcacık renkler, turuncular, sarılar, morlar bir araya geliyor ve müthiș bir tropik etki yaratıyor...
HOUSE OF HOLLAND BOT £350
style
BEYMEN - AQUAZZURA ÇİZME 309
BEYMEN - DOLCE&GABBANA AYAKKABI
MAEEM KHAN 2019 İLKBAHAR/YAZ
CAROLINA HERRERA ELBİSE £2392
BOYBEYİ MÜCEVHER KÜPE
UNRAVEL PROJECT KAZAK €623
BEYMEN CREED PARFÜM 1838
JONATHAN SIMKHAI ELBİSE £637
AŞKIN RENGİ Sevgililer Günü onuruna vitrinler așkın rengi kırmızıya boyandı...
BEYMEN DOLCE&GABBANA ÇANTA
54 magdergi.com.tr
ALEXANDER MCQUEEN ELBİSE £3355 GOLDEN GOOSE DELUXE BRAND AYAKKABI £274
ROLAND MOURET ETEK €810
Nesiller boyu, güvenilir, göz alıcı, zarif tasarımlarıyla 19 yıldır sizlerle...
Tülay Erciyas Kaya’dan Işıldayan Tasarımlar Atatürk Bulvarı No: 67/88 Çankaya/Ankara T: (0312) 434 0727 www.aquamucevher.com AQUA_MUCEVHERAT
TULAYKAYAMUCEVHERAT
davet
BERRAK-NEZİH BARUT
BÜLENT ECZACIBAȘI
BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU
Yeni Nesil Bir Müze Eskişehir’in Unesco Dünya Kültür Mirasları Geçici Listesi’nde yer alan OMM-Odunpazarı Modern Müze, İstanbul’da düzenlenen bir davetle OMM Kurucusu Erol Tabanca’nın ev sahipliğinde tanıtıldı. Özellikle hedeflerinin Eskişehir’in genç insanlarına sanatı sevdirmek, sanatla ilişkilerini yoğunlaştırmak adına çaba gösterdiklerine değinen Erol Tabanca, OMM’un; Türkiye’den ve yurt dışından farklı sanatçıların modern ve çağdaş eserlerinin sergileneceği, kültürler arası diyaloğa imkan tanıyan, sürekli yenilenen ve yenileyen bir platform olmasının amaçlandığını da belirtti. Koleksiyon sergilerinin yanı sıra OMM’da yılda en az iki ya da üç süreli sergi yapılması planlanıyor.
58
RANA-EROL TABANCA
davet
AZİZ KARADENİZ
60
KIM ERKAN, SELİNA PİRİNÇCİOĞLU
ÜMİT-CEM BOYNER
Davete katılanlar arasında Boyner Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Cem Boyner ve zarif eși Ümit Boyner de vardı.
ÖMER ARAS
BANU-HAKAN ÇARMIKLI
Etkinlik ve Toplantı Organizasyonlarınız İçin Aradığınız Her Şey ACE of M.I.C.E. Fuarı’nda!
davet
DİLEK TONER, GÜLİZ ONURSAL
62
OSMAN ÇARMIKLI
ERDİL YAȘAROĞLU-BEGÜM KÜTÜK YAȘAROĞLU, EROL TABANCA
RONİT-CEM HAKKO
OYA ECZACIBAȘI
SEDEFHAN OĞUZ
NESRİN ESİRTGEN
LEVENT ERDEN
GÖRGÜN TANER
Genç insanlara sanatı sevdirmek amaçlı düzenlennen geceye OMM Kurucusu Erol Tabanca ev sahipliği yaptı. SELHAN ALOĞLU
YELDA-HAKAN TİFTİK
ASLI ERSU
Pırlantaya Tecrübenin Dokunuşu advertorial
Köklü bir geçmișe sahip Uğurlu Mücevherat, yeni konsept mağazası Uğurlu 1974 ile tecrübeli dokunușlarla hazırlanan özel koleksiyonları Atakule’de mücevher severlerle bulușturuyor.
U
ğurlu Mücevherat, Uğurlu 1974 adı altında yeni konsept mağazalarının ikincisini Atakule’de açtı. 45 yıllık bir geçmişi bulunan markanın ürün takip merkezi, yurt içi ve yurt dışında değişen mücevher tarzlarını en yakından takip ederek ilerlemektedir. Markanın üretim bölümü dünya mücevher trendlerini sertifikalı pırlanta ve montürü ile üreterek hazır hale getirmektedir. Uğurlu, 45 yıldır sektörde çeşitli faaliyetlerde olmasının karşılığındaki güvenilirliği, satış sonrası hizmetleri ve farklı tarzıyla ön plana çıkmaktadır.
davet
AYLİN ÖZAL
CAROLİNA TANKAL
GAYE SARIKAYA
SELVER YAZAR SÜMER
Just Fur’e Ankara’da Yoğun İlgi İstanbul’da mağazaları bulunan Just Fur, yeni sezon tasarımlarını şık bir davetle Ankara’da tanıttı. Mehtap Özdoğan ve Emel Oysal’ın ev sahipliğinde düzenlenen davette hanımlar ürünleri yakından inceleme fırsatı buldular. Just Fur firması, deri ve kürk ürünlerden oluşan son koleksiyonunu Ankaralı modaseverlerin beğenisine sundu. JW Marriott Ankara’da Projehane Ankara ortağı Mehtap Özdoğan ve Emel Oysal ev sahipliğinde gerçekleşen davette, markanın ürünleri cemiyet hayatının tanınmış isimleri tarafından beğeniyle incelendi. Kürkten yapılan kabanlar, eldivenler, şapkalardan oluşan Just Fur’un yeni koleksiyonu, kadınlardan yoğun ilgi gördü.
66
MEHTAP ÖZDOĞAN,PERVİN ERSOY
davet
ESRA KAYA TUNCA
68
EMEL OYSAL
NAGİHAN YÜCEL
MİNE AYGÜN
ÖZGE AKYOL
CEYDA ÇANKIRI
SUZAN ÖZDOĞAN
Cemiyet hayatının önde gelen isimleri, kürkleri deneyerek alıșveriș yapmayı da ihmal etmediler.
MİHRİBAN ȘEN
Nesillerdir Vazgeçilemeyen Çikolata Lezzeti Panora AVM’de yer alan Godiva Cafe’de; 93 yıl önce kurulan ve nesiller boyunca vazgeçilmeyen tatlar bırakan Godiva markası, özel tariflere sahip çikolataları, bunların hikayeleri ve Sevgililer Günü için hazırlanan koleksiyonları üzerine konuștuk...
O
rtak bir damak zevki bulmak oldukça zorken Godiva nesillerce çikolata denince akla gelen ilk markalardan olmayı nasıl başardı?
Ortak zevkler bulmak zor olsa da, Godiva bunu başarmayı amaç edindiği için nesiller boyu akla gelen ilk markalardan biri oldu. 1926 yılında Joseph Draps tarafından kurulan Godiva, yetenekli şeflerinin özenle sakladığı formülleriyle ve en taze içerikleriyle
tüketicilerle buluşuyor. Aynı zamanda Türkiye’de hem çikolata üreten hem de kafe konseptiyle hizmet veren ilk ve tek global marka olarak diğerlerinden farklı konumda bulunuyor.
Godiva olarak çikolataya farklı bir nitelik kazandırdınız… Bize hikayeleri olan çikolatalarınızdan bahseder misiniz?
Godiva’nın, her birinin özel hikayesi olan 11 adet imza çikolatası
Yılın en romantik günlerinden olan Sevgililer Günü için yeni lezzetlerden Godiva Cupcake çikolatalarımız ön plana çıkıyor.
bulunuyor: Bunlardan en önemlileri arasında Belçika’daki mağazanın açılışından bu yana bir klasik haline gelen Truffe Traditionnelle; diğer yandan, Joseph ve Gabby Draps’ın favori mekanı Saint Germain des Pres adından ilham alınan bitter çikolata kaplı, içi lezzetli badem ezmeli Saint Germain; Rüzgar Gibi Geçti filminin galası için hazırlanan, Scarlett O’Hara’nın filmde kullandığı şapkadaki tüyden ilham alınan içi kahveli ganajlı Signature Lait Cafe sayılabilir.
Godiva Türkiye’de nerelerde ve kaç hizmet noktasıyla müşterilerine ulaşıyor?
Godiva’nın Türkiye’de 5 şehirde toplam 13 butik mağazası bulunuyor. Bunun yanı sıra şu anda sayısı 4 olan ve yakında yenilerini de hizmete sokacağı mobil kiosk’larla da Godiva, giderek daha fazla noktada tüketicisiyle buluşmaya devam ediyor. Godiva bugün, Ankara’da 2017 sonuna doğru yenilenen Panora’da ve bununla birlikte Bursa, İzmir, Adana, İstanbul gibi şehirlerde de faaliyet göstermektedir.
Panora AVM’de kaç yıldır hizmet veriyorsunuz ve misafirlerinizin size geri dönüşleri nasıl oluyor?
Godiva, 2011 yılı Ekim ayından bu yana Panora’da hizmet veriyor. Misafirlerimizden gelen geri dönüşlerin çoğunda, rahat ve sıcak bir ortam ve çikolataya dair her türlü lezzeti bulabildikleri yorumları ön plana çıkıyor. Misafirlerimizin tercihlerinin, güleryüz ve özenle karşılandıkları Panora Godiva’yı her gün yeniden ziyaret etmeleri yönünde olması bizim için büyük anlam ifade ediyor. Panora mağazasında 6 kişiden oluşan tecrübeli ekibimiz misafirlere hizmet veriyor. İşini severek ve tutkuyla yapan bir ekibin varlığı başarının sırrını oluşturuyor.
Sevgililer Günü hediyesi için şık bir çikolata kutusu düşünenlere hangi koleksiyonunuzu önerirsiniz? Yılın en romantik günlerinden olan Sevgililer Günü için yeni lezzetlerden Godiva Cupcake çikolatalarımız ön plana çıkıyor. Özel serimizde, dünyaca ünlü cupcake lezzetleri çikolatalara dönüştürülerek Godiva müşterilerinin eşsiz bir deneyim yaşamasını sağlıyoruz. Ayrıca klasik pralin çikolataları sevenler için de Godiva Gold Kutu, Sevgililer Günü’ne özel tasarımıyla müşterilerle buluşuyor. Şubat Koleksiyonu 2 Şubat’tan itibaren raflarda olacak.
Godiva olarak Panora müşterilerinize ilerleyen günler için hazırladığınız yenilikler var mı?
Godiva Cafe’ler tuzlu lezzetler gibi yeni ve sıra dışı tatlar sunmaya başladı ve misafirlerimizi çikolatanın başrolde olduğu yeni ve benzersiz tatlarla tanıştırmaya devam edecek.
GODİVA SEVGİLİLER GÜNÜ CUPCAKE ÇİKOLATALARI
Nejdet Ayaydın İşleri Kontrol Etti Başarılı iş adamı, İpekyol markasının sahibi Nejdet Ayaydın, işlerini kontrol etmek için Panora’daydı. Panora İpekyol mağazasında işlerin gidişatını kontrol eden Nejdet Bey, kahve içmek için dostlarıyla beraber Godiva’ya geçti. İstanbul’a dönmek için havaalanına geçeceğini belirten Nejdet Bey, objektiflerimize gülümsemeyi de ihmal etmedi.
Gül Muratoğlu Erken Saatlerde Panora JoyLand markasının zarif sahibesi ve iş adamı Kemal Muratoğlu’nun eşi Gül Muratoğlu’na Panora AVM’den ayrılmak üzereyken rastladık. Erken saatlerde AVM’ye gelerek Panora turu yapan Gül Hanım, son olarak JoyLand’e uğrayarak işlerini kontrol etmeyi unutmadı.
72
Mine Aygün Kış Alışverişi Panora’da Ankara’nın saygın iş adamlarından Sinan Aygün’ün zarif eşi, sosyal yaşamın önde gelen isimlerinden Mine Aygün, kış alışverişi için Panora’yı tercih etti. İpekyol mağazasına uğrayarak alışveriş yapan Mine Hanım, alışverişini tamamladıktan sonra Panora Sanat Merkezi’ne geçerek arkadaşı Sibel Hanım’ı ziyaret etti.
Perihan Dağ, Filiz Dağ Yılmaz Anne - Kızın Kahve Molası Başarılı mimar ve cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Filiz Dağ Yılmaz, annesi Perihan Hanım’la Panora’ya geldi. Birlikte uzun süre vitrinlere göz gezdiren anne - kız, yorgunluk kahvesi içmek için Happy Moon’s’u tercih etti.
Ceren Can Dostlarıyla Buluştu Ankara’nın önde gelen butiklerinden Ceren Can Butik’in sahibi Ceren Can, dostlarıyla buluşmak için Panora’yı tercih etti. AVM içinde vitrinlere göz gezdiren Ceren Hanım, dostlarıyla vakit geçirmek için S’Lo’ya geçti.
Selçuk Pehlivanoğlu Sabah Kahvesi Starbucks’ta Türk Eğitim Derneği (TED) Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, Panora’ya gelenler arasındaydı. Eğitim projeleri üzerine çalışmalarının devam ettiğini belirten Selçuk Bey, yoğunluktan ve derneğe ilgiden çok memnun olduğunu belirtti. Hafta sonunun erken saatlerini kahve eşliğinde değerlendiren Pehlivanoğlu, ardından AVM’den ayrıldı.
74
Carolina Tankal Brandroom Alışverişi Başkent sosyal yaşamının sevilen ismi Carolina Tankal, Panora AVM’ye gelerek Brandroom mağazasından alışveriş yaptı. Brandroom’un ardından Pandora’ya geçerek takı alışverişi de yapan Tankal, ardından AVM’den ayrıldı.
Ayla - Utku Bozoğlu Godiva’da Tatlı Keyfi Cratos Otelleri’nin sahibi Utku Bozoğlu ve zarif eşi Ayla Hanım’a Panora’da rastladık. Birlikte Godiva’ya gelen çift, uzun bir tatlı keyfinin ardından, Brandroom mağazasına geçerek alışveriş yaptılar.
Volkan Cal Eşine Hediye Aldı Başarılı tiyatro oyuncusu Volkan Cal, eşine hediye almak için Panora’yı tercih etti. L’Occitane mağazasından alışveriş yapan Volkan Bey, ailesiyle Fatima’ya geçti. Volkan Bey, kızı ve eşiyle birlikte Fatima’daki keyifli sohbetinin ardından AVM’den ayrıldı.
Cansu Pekşen Alışveriş Keyfi Panora’da Pow Gym Fitness Merkezi’nin kurucusu Cansu Pekşen, alışveriş tercihini Panora AVM’den yana kullananlar arasındaydı. AVM’de uzun süre dolaşan Cansu Hanım, alışveriş için Beymen, Calzedonia ve Pandora’yı tercih etti.
76
Nesrin Kılavuz Bakımın Ardından Alışveriş Sosyal yaşamın sevilen isimlerinden Nesrin Kılavuz, Paris Kuaför’de yaptırdığı bakımın ardından alışveriş yapmak için Beymen’i tercih etti. Uzun süre Beymen’de sezon ürünlerini inceleyerek alışveriş yapan Nesrin Hanım, eşi Akın Bey’e de hediye almayı ihmal etmedi.
Işın - Efehan Kurşaklıoğlu Anne - Oğulun Beymen Alışverişi Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Işın Kurşaklıoğlu’na oğlu Efehan’la, Panora’da rastladık. Beymen’e geçerek alışveriş yapan Işın Hanım ve Efehan Bey, daha sonra birlikte kahve içmek için MidPoint’i tercih etti.
78
Ayşe Biçer Midpoint’te Akşam Yemeği Ankara sosyal yaşamının sevilen isimlerinden Ayşe Biçer, dostlarıyla buluşup akşam yemeği yemek için Midpoint’i tercih etti. Midpoint’in menü çeşitliliğini çok beğendiğini dile getiren Ayşe Hanım, dostlarıyla koyu bir sohbet eşliğinde yemeğini yedi.
Pınar Canalp Organizasyon İçin Panora’da Başkent sosyal yaşamının tanınan isimlerinden Pınar Canalp de Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih edenlerdendi. Bir organizasyon için Panora’ya geldiğini belirten Pınar Hanım, AVM’den ayrılmadan önce objektiflere gülümsemeyi ihmal etmedi.
Gülten Bıçakçı Tek Başına Panora Turu Ankara cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Gülten Bıçakçı’ya tek başına geldiği Panora AVM’de rastladık. Vitrinlere bakarak uzun süre vakit geçiren Gülten Hanım, alışverişinden önce objektiflerimize gülümsemeyi de ihmal etmedi.
Aydan Özdoğan Sezon Alışverişi Panora’da Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Aydan Özdoğan, sezon ürünlerini incelemek için Panora Brandroom mağazasını tercih etti. Uzun süre rafları inceleyen Aydan Hanım, alışverişinin ardından çocuklarının yanına geçmek için evin yolunu tuttu.
80
Alpay Aslan Toplantı Panora’da İzciler Gayrimenkul A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜGİAD Yönetim Kurulu Üyesi Alpay Aslan, toplantı için Panora’yı tercih etti. W Collection mağazasında alışveriş yapan Alpay Bey, eşyalarını valeye teslim ederek Uludağ Restoran’daki toplantısına geçti.
Hülya Akman Beş Çayı Fatima’da Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Hülya Akman, beş çayı için Fatima’ya geldi. Arkadaşlarıyla vakit geçiren Hülya Hanım, keyifli sohbetin ardından alışveriş yapmak için MaxMara’yı tercih etti.
Didem Tan Erkan Paris Kuaför’e Geldi Başkent sosyal yaşamının önde gelen isimlerinden Didem Tan Erkan, Panora’ya gelerek Beymen’den alışveriş yaptı. Beymen’de yaptığı alışverişin ardından Paris Kuaför’e geçerek bakım yaptıran Didem Hanım, AVM’den ayrılmadan önce objektiflerimize poz verdi
Melda Altınok Zara’dan Alışveriş Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Melda Altınok, Zara’dan alışveriş yapmak için Panora AVM’ye geldi. Zara’nın yeni koleksiyonunu oldukça beğendiğini belirten Melda Hanım, alışverişinin ardından AVM’den ayrıldı.
82
Yeliz Özgümüş Sergisini Kontrol Etti 3 Monyet Markasının sahibesi Yeliz Özgümüş, Panora Sanat Merkezi’nde açacağı sergisi için son hazırlıkları kontrol etmek için Panora’daydı. Titizlikle işlerini kontrol eden Yeliz Hanım, mağazasına dönmek için Panora’dan ayrıldı.
Işıl Isınmaz Uzun Süre Alışveriş Yaptı Başarılı iş kadını Işıl Isınmaz da Panora’da rastladıklarımız arasındaydı. Beymen’e gelerek alışveriş yapan Isınmaz, ardından Network ve Brandroom mağazalarına da uğradı. Alışverişinin ardından bir arkadaşının doğum gününe katılacağını belirten Işıl Hanım, hediyesini de alarak kutlama yapılacak yerin yolunu tuttu.
84
Yeşim Tandoğan Tercihi Burberry Sosyal yaşamın önde gelen isimlerinden Yeşim Tandoğan da alışveriş için Panora’yı tercih edenler arasındaydı. AVM’nin en rahat olduğu anları alışveriş için tercih ettiğini belirten Yeşim Hanım, uzun süre Burberry’de vakit geçirdi.
Zeki Çelik Yorgunluk Kahvesi Fitness Eğitmeni ve başarılı sporcu Zeki Çelik, antrenman sonrası Panora’ya gelerek yorgunluk kahvesi içti. Godiva’da içtiği kahvenin ardından salona dönmek için AVM’den ayrılan Zeki Bey, kısa bir AVM turu da yaptı.
Nilgün Karakimseliler Armağan’dan Hediye Aldı Sosyal yaşamın sevilen isimlerinden Nilgün Karakimseliler, minik kızlarına oyuncak almak için Armağan Oyuncak’a geldi. Yaptığı alışverişin ardından yorgunluk kahvesi içmek için Happy Moons’a geçen Nilgün Hanım, ardından AVM’den ayrıldı.
Tuba Karabacak Parfüm Alışverişi Beymen’den İş adamı Hakan Karabacak’ın zarif eşi Tuba Karabacak parfüm alışverişi için Panora Beymen’i tercih etti. Alışverişinin ardından işlerinin başına dönmek için Panora’dan ayrılan Tuba Hanım, şıklığıyla göz doldurdu.
86
Nazlı Gür Demir Çocuklarına Hediye Almak İçin Panora’da İş adamı Orbay Demir’in zarif eşi, cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Nazlı Gür Demir, çocukları Dağhan ve Demirhan’a hediye almak için Panora’ya geldi. GAP Kids’e girip alışveriş yapmadan önce karşılaştığımız Nazlı Hanım, alışverişinin ardından çocuklarının yanına geçmek için Panora’dan ayrıldı.
Selahaddin Koca Önce İş Ardından Alışveriş S’Lo Cafe’nin sahibi başarılı iş adamı Selahattin Koca, Panora’da açılan şubesini ziyareti sırasında objektiflerimize yansıdı. Bir süre kafe içerisinde vakit geçiren Selahattin Bey, Hugo Boss mağazasına geçerek kendisi için bir takım elbise aldı.
Emel Demirağ Sanat Merkezine Ziyaret Ankaralı takı tasarımcısı Emel Demirağ’a Panora’da rastladık. Panora Sanat Merkezi’nin zarif sahibesi Sibel Aygün’ü ziyaret eden Emel Hanım, arkadaşıyla keyifli bir sohbetin ardından tüm yorgunluğunu attığını belirtti.
Yasemin Tangil Brandroom’dan Ayakkabı Cemiyetin sevilen isimlerinden Yasemin Tangil alışveriş için Panora’daydı. Ayakkabı almak için Brandroom’a uğrayan Yasemin Hanım, uzun süre alışveriş yaptı. Ardından bir davete geçeceğini belirten Tangil, Panora’dan ayrıldı.
88
Kaan - Meltem Yılmaz Anne - Oğul Sinema Keyfi Zeehjan Mücevherat’ın zarif sahibesi Meltem Yılmaz ve küçük oğlu Kaan sinema için Panora Cinemaximum’u tercih etti. Seans vaktini beklerken Happy Moon’s’da yemek yiyen anne - oğul, objektiflerimize böyle yansıdı.
Rezan Yağız Bebek Alışverişi İçin Panora’da İş adamı Ersin Yağız’ın zarif eşi, cemiyet hayatının tanınan isimlerinden Rezan Yağız, bebeğine alışveriş yapmak için Panora’ya geldi. Mothercare mağazasına gelerek alışveriş yapan Rezan Hanım, ardından keyifli bir yemek için Uludağ Kebap’ı tercih etti.
Lezzetin Doğru Adresi S’LO Cafe Locanda’nın sahibi Selahaddin Koca ile markanın kuruluș ve isim hikayesi ile mesleki tecrübeleri üzerine konuștuk...
S
’LO’nun açılımı nedir?
S’LO Cafe Locanda markası olarak 2009 yılında çıktığımızda; S’LO nun açılımını, telaffuzunu, tepkileri ve insanların nasıl benimseyeceklerini ölçmek amacıyla kimseyle paylaşmadık. Beni bilip tanıyanlar S’LO’nun S’sini “Selahaddin”, tanımayanlar “Süleyman” diye yorumladılar. LO’yu ise, logomuzdaki Locanda’dan esinlenerek, Selahaddin’in ya da Süleyman’ın Lokantası diye yorumladılar. Bu yorumlardan ziyade, Avrupalı bir cafe zincir markası olarak algılayanlara kadar geniş yelpazeli ve çeşitli fikirlerden oluşan olumlu dönüşler aldık. İşin aslı şu ki; yakınlarım bana “SELO” diye hitap ederler. Biz de “E” harfini kaldırarak “S ve L” harflerinin arasına apostrof ekleyip S’LO diye kısalttık. Böylece hem manayı hem de telaffuzu bozmadan ismimi markamız yaptık.
İsim hikayeniz kısaca böyle ama biz hala çok farklı telaffuzlar duyuyoruz?
S’LO marka ismi her ne kadar ismimin kısaltılmış hali olsa da Ankara’daki kıymetli misafirlerimiz bizi çok farklı telaffuz etmeye
başladılar. Örneğin en meşhur olanları; SILO, ESLO, SÜLO, SELO… Biz de “Madem müdavimlerimiz ve Ankara halkı bizi böyle farklı telaffuzlarla destekliyor diyerek bir slogan geliştirdik: “Ne derseniz deyin doğru yerdesiniz!” Bu slogan bize çok yakıştı ve inanılmaz beğeni topladı.
Bu sektöre nasıl başladınız ve kaç yıldır yeme içme sektöründesiniz?
Bu işe Almanya’da günde 15 saat bulaşık yıkayarak başladım. Hikayesi epey uzundur mesleğimin, kısaca geçeyim: Bulaşıkçılık, barmenlik, garsonluk, şef garsonluk, aşçılık derken; 15 sene sonra egzotik bir manavı da içeren bir mandıra açtım. Sonra ilk self servis restoranımı açtım ve hemen ardından bir İtalyan restoranı... En sonunda da Avrupa’nın en büyük ve lüks Türk restoranını Almanya’nın Stuttgart kentinde açtım. 2005 yılına kadar bu alanlara emek verdim ve çalıştım. Sonra Türkiye’ye döndüm. 4 sene sonra da, 2009 yılında, Çukurambar’ da S’LO markası ile ilk kafemizi açtık. Özetle 35 yıllık bir meslek geçmişim var.
BEȘİ BİR YERDE
KUZU İNCİK
Bu kadar meslek tecrübenize rağmen ikici şubenizi Panora’da bu yıl açtınız, neden bu kadar geç?
Meslekten olan olmayan birçok insan kafe sektörüne girdi, çıktı. Bu çılgınlık hala da devam ediyor... Çılgınlık diyorum çünkü; hesapsız, tecrübesiz, altyapısız olarak sadece sermaye gücü ile yapılan işler akim kalmaya mahkumdur. Kapanan ve devreden yerleri gördükçe üzülüyorum. Hem mesleğin değerini düşürüyorlar hem de kafe sektöründe rekabeti sadece “ucuz fiyatlar’’ ile yapmaya çalışıyorlar. Sonunda, maalesef, markaları ucuzluyor ve olan sektörün saygınlığına oluyor. Kaybedilen o kadar sermayenin ve işgücünün aynı zamanda milli servet olması da cabası. Elbette bugüne kadar çok iyi teklifler geldi ama buna rağmen ikinci bir şube açmayı hep erteledim. Sektördeki dalgalanmalar ve savrulmaları içim acıyarak gördüğümden, bu kadar tecrübeye rağmen ikinci şubemizi ancak şimdi açmaya karar verdik..
Neden Panora’da?
Eğer bir işi yapıyorsanız üstüne koyarak yapmalısınız diyebilirim hep. Panora AVM, kendini ispatlamış, yüksek bir seviyesi ve kaliteli müşteri kitlesi olan bir yer. Bu sebeple ikinci şube olarak iyi bir lokasyon olduğunu düşündük. Kaldı ki, eğer kendimizi burada ispatlarsak, inşallah, S’LO’ya marka değeri açısından da çok kıymetli bir ivme kazandırmış olacağız.
Başka şube ekleme düşünceniz var mı?
Biz, yavaş yavaş, hazmederek yerinde kararlarla yol alma niyetindeyiz. Gerisi elbette kısmet meselesi..
S’LO nun diğer kafelerden farkları neler?
Bu sektörde hep duymuşumdur; “Farklı şeyler yapmak lazım ya da biz farklı olacağız’’ diye. “Farklı kafe, farklı restoran, farklı kebapçı olacağız” diyenlere hep gülümsemişimdir. Çünkü bilir ve inanırım ki; bu sektörde farklılık adına bir şey yapılmayalı epey bir zaman oldu. Aslında farklı olamaz da. Amerika yeni keşfedilmiyor. Nihayetinde yaptığınız bir yemek ya da kahve veya bir fincan çay...
Öyleyse fark ne olmalı?
Mutfakta kullandığınız ürünler kaliteli ve sağlıklı olmalı, hijyen üst seviyede olmalı, misafirlerinizi ağırladığınız mekan nezih ve estetik olmalı ve samimi olarak yürekten hizmet sunmayı esas almalısınız. İşte S’LO olarak biz de tam bunu yapmaya çalışıyoruz: En kaliteli ve lezzetli ince hamurlu İtalyan pizza, keyifli ve doyurucu burger, harika çıtır mantı, ekmek arası ızgara köfte, efsane sokak lezzeti kokoreç, muhteşem serpme kahvaltı, orijinal dana külbastı ve emsalsiz kestaneli sufle... Hepsini ve daha fazlasını, bu mantık ve inanç ile yapıp keyifli ve nezih bir mekanda, güleryüz ile servis ederek farkımızı koruyoruz. Panora’da diğer mekanlardan en farklı olarak öne çıkan özelliğimiz ise, geleneksel lezzetimizden “kuzu incik”. Modern ve kaliteli kafe mekanlarını, kaliteli oyun ve eğlence kültürü ile birleştirip Ankara insanına sunan Çukurambar’daki S’LO ile ilk biz olduk. İşte bu bir farklılık bence. Bu farklı konseptimiz kısa zamanda kabul görünce, diğer mekanlar da bir bir bunu uygulamaya koydular.
S’LO nun hedef kitlesi kimdir?
Her şeyden önce şunu söylemeliyim. S’LO da aile atmosferi ve mahremiyeti esasımızdır. Övündüğümüz ve aynı zamanda başardığımız bir diğer husus da S’LO’nun marjinal, sınırlı hedef kitlesinin olmaması. S’LO’nun misafirleri her yaş gurubundan ve sosyal statüden kişilerden oluşur.
Son olarak söylemek istediğiniz?
Bir hatıramı paylaşmak isterim. Almanya’ da kendi iş yerimizde çalışırken 70’li yaşlarda biri içeri girip, yanıma yaklaşarak bana aynen şunu söyledi: “Bay Koca, siz mekanınızın başında olduğunuz müddetçe, mekanınıza gelen bir misafirin buradan memnuniyetsiz ayrılması söz konusu olamaz.” Bir işletme sahibi için ne büyük bir onur ve iltifat… Misafirlerimizi ağırlarken aynı ruh ve şevk ile hala işimizin başındayız. Bir kere misafirimiz olun, gerisini bize bırakın…
NESİL ERCİYAS
Büyülü Anların Bodrum Ayağı Eșsiz bir tatil ve unutulmaz hatıralara ev sahipliği yapmaya hazırlanan, Bodrum’un en ılık sahilinde yer alan Moyo Beach Hotel’in sahibi Nesil Erciyas ile Moyo’nun ayrıcalıkları ve hedefleri üzerine keyifli bir sohbet gerçekleștirdik.
Önceliğimiz, müşterilerimizin huzurla ve keyifle geçireceği tatil anılarında yer almak. Moyo Hotel’i kurarken kendi keyif aldığım her şeyi misafirlerimize yansıtmaya çalıştım. Görsel olarak da misafirlerimizi rahatlatıp huzuru yansıtması için mimarimizi lüks ve konforla birleştirdik. Hem ülke hem de dünya çapında kendini kanıtlamış şefleri mutfağımıza getirdik. Amacımız Türk ve dünya mutfağının lezzetlerini en iyi şekilde misafirlerimize sunmak.
Moyo Hotel olarak hedef kitlenizi nasıl tanımlarsınız? Oteliniz daha çok yabancı turistlerden mi, yerli ziyaretçilerden mi ilgi görüyor? Moyo Hotel olarak hedef kitlemiz tatillerinde konforu, keyfi ve eğlenceyi planlayan tüm misafirlerimiz diyebiliriz. Otel
tasarımımızı yaparken hedeflediğimiz önemli hususlardan biri de farklı hizmetleri bünyemize dahil etmekti. Bu yüzden, misafirlerimizin özel günlerinde de yer almayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda hedef kitlemiz oldukça geniş. Moyo Hotel ve birlikte çalıştığımız 777 Organizasyon şirketi olarak kapılarımız düğün, nişan ve misafirlerimizin isteği doğrultusundaki bütün event’ler için açık. Misafirlerimizin özel günlerindeki keyifli anılar arasında yer almak bizim için oldukça önemli. Bunu düşünerek misafirlerimize her türlü olanağı ve donanımı sunmaktayız. Moyo Hotel’in konforu ve birlikte çalıştığımız 777 Organizasyon’un 20 yıllık deneyimi, muhteşem menüleri oluşturabilecek şeflerimiz ve uzman kadromuzla misafirlerimizin özel günleri için hazırız.
2019 turizmi için sektöre ne gibi yenilikler katmayı planlıyorsunuz?
Yoga, çeşitli spor ve egzersiz programları, spa gibi bölümlerimiz için uzman kadromuzla farklılıklar yaratıyoruz. Her yaş grubuna hitap edebilecek aktiviteler geliştirerek her kuşaktan üyesi olan ailelere
advertorial
M
oyo Hotel, Bodrum turizm sektöründe yeni bir otel. Bize Moyo Hotel’in müşterilerine sunduğu ayrıcalıklardan bahseder misiniz?
tatil olanakları sunuyoruz. Eğitmenlerimizle kültürümüzü ve güzel denizimizi tanıtan, öğreten aktiviteler düzenleyerek turizmi daha da canlandırmayı hedefliyoruz.
Son zamanlarda Bodrum turizminde değişen trendler için neler söyleyebilirsiniz?
Sade ama șık, aydınlık ve ferah bir ortam yaratmaya çalıștık.
Geçtiğimiz son 4-5 yılda çok fazla olmasa da gelişen ve değişen trendler oldu. Bu gelişmelerin ilerleyen zamanlarda da devam edeceğini düşünüyoruz. Bunu sadece Bodrum için söylemiyorum. İnsanlar için tatil anlayışı; şehrin karmaşasından kaçabilecekleri, iş dünyasının stresinden ve yorgunluğundan uzaklaşıp kendilerini motive edebilecekleri bir ihtiyaca dönüştü. Artık ön planda olan, kaliteli ve dinlendiren bir tatil. Daha önce de dediğim gibi kendi keyif aldığım her şeyi otelimize yansıtmaya çalıştım. “Ben tatile çıkıyor olsam nasıl bir yer tercih ederdim? Kendimi motive etmek için nelere ihtiyaç duyardım? Beni neler dinlendirir ve motive ederdi?” gibi sorular sorarak, hepsini düşünerek otelimizi geliştirdik.
Biraz da otelin mimarisinden bahsedelim. Maviyle iç içe, sade ve şık bir oteliniz var. Tasarım sürecinde dikkat ettiğiniz hususlar hangileriydi? Tasarım sürecinde dikkat ettiğimiz hususlar misafirlerimizin kendilerini samimi ve rahat hissedebileceği bir ortam yaratmaktı. Otelimizi tasarlarken en başta kullanışlı ve kaliteli olmasını hedefledik. Ünlü tasarımcılar ve mimarlarla çalıştık. Malzemelerimizin çoğunu yurt dışından getirdik. İlk hedefimiz misafirlerimizin konforu ve rahatıydı. Mobilya seçiminde konforu, rahatlığı ve aydınlığı yansıtan tercihlerde bulunduk. Sade ama şık, aydınlık ve ferah bir ortam yaratmaya çalıştık. Misafirlerimizin mutluluğu, kendilerini rahat ve pozitif hissetmeleri bizim için büyük önem teşkil ediyordu. Bu yüzden tasarımlarımızda bunları yansıtmaya çalıştık. Tatil günlerinde bizi tercih eden misafirlerimizin anılarına pozitif bir katkıda bulunabilirsek ne mutlu bize.
Otelin Torba Koyu’nda bulunmasının sizce ne gibi avantajları var?
Torba Koyu, merkeze en yakın koylardan biri. Üstelik denizi ılık ve sığ. Çamlar sahile kadar uzanıyor. Bunlar bizim için büyük avantajlar. Nemli rüzgarlar Torba’nın havasını farklı kılıyor. Koy kapalı olduğu için rüzgar sert esse dahi denizi çok etkilemiyor. Sakin ve huzurlu ortamıyla Torba’nın ailelere hitap eden farklılıkları ve avantajlarını yaşıyoruz.
Sizi diğer otellerden farklı kılan nedir?
Bizi farklı kılan şey; bizi tercih edenlere müşteri değil, aileden bir misafir gözüyle bakıyor olmamız. Misafirlerimizin rahatı, huzuru, yediklerinden aldıkları lezzet önceliğimizdir. Otele giriş-çıkış yapan misafirlerimizin neleri sevdiğini, hangi hizmetlerimizden hoşnut kaldığını kaydedip ona göre hizmet veririz. Farklılığımız misafirlerimizin unutulmaz anılarla otelimizden ayrılmasını amaçlıyor olmamız. Bu konuda hayal edilen her şeyi bütün olanaklarımızla sağlamaya çalışıyoruz. Girdiğimiz sektör oldukça geniş kapsamlı. Herkesi memnun etmek elbette ki zor; fakat bunun için çalışmak çok da keyifli.
Son olarak misafirlerinize ne söylemek istiyorsunuz?
Moyo Hotel ailesi olarak bizim için en önemli şey misafirlerimizin keyifli ve kaliteli zaman geçirmesi. Otelimizden mutlu ayrılmaları için bütün olanaklarımızla hizmet vermeye hazırız.
Torba Mahallesi, Hoșgörü Sokak No:1, 48400 Bodrum/Muğla - T: +90 252 367 14 17 - www.moyohotel.com
davet
HAKAN TİFTİK, UĞUR SAKARYA, LEVENT KOCABIYIK
Borusan Otomotiv’den “8” Sürprizi BMW’nin Türkiye distribütörü Borusan Otomotiv ile Sunset Grill&Bar; iş, sanat ve cemiyet dünyasından pek çok ismi görkemli partide bir araya getirdi. Uğur Sakarya ve Barış Tansever’in ev sahipliğini üstlendiği davete sanat, spor ve cemiyet dünyasının ünlü isimleri katıldı. Birçok özel etkinliğin buluşma noktası olan Sunset’te gerçekleşen davette gece boyunca süren DJ ve dans performansları konukların beğenisini topladı. Gecenin sürprizi ise BMW ve Sunset Grill&Bar partisi için Türkiye’ye getirilen “Yeni BMW 8 Serisi” oldu. Karakteristik çizgilerini, yüksek performanslı motor potansiyeliyle birleştiren, lüksün güçlü imzası yeni 8 serisi, katılımcıların ilgi odağı haline geldi.
96
ALİZE - BARIȘ TANSEVER
davet
ALİZE TANSEVER, NAFİZ-GÜNSELİ KARADERE
98
ELİF DÜRÜST
FATİH AKSOY
ERSİN - SİREN ERTAN KAYALAR
MÜGE SIRMABIYIK
davet
ALİNUR VELİDEDEOĞLU MUSTAFA TAVİLOĞLU
100
ESRA CİVELEK
MEMET ÖZER
Uğur Sakarya ve Barıș Tansever’in ev sahipliğini üstlendiği davet İstanbul’un önde gelen mekanlarından Sunset’de düzenlendi. YELDA TİFTİK
FUNDA FİLİBELİ
KIVILCIM - LEVENT KOCABIYIK
Zevkinize Göre Özel Tasarımlar
Demirhendek Caddesi No:74 Siteler ANKARA baskentavize@gmail.com - T: +90312 353 08 45
ELİF ASLI YILDIZ
Çikolata Üretimine Farklı Soluk
Elif Aslı Yıldız
Hem çikolata üretimi hem de pastacılığı ile ön plana çıkan, bașarısı kadar yaratıcılığı ve Patiswiss Handmade Chocolates markasına katkılarıyla da bilinen bir ismi ziyaret ettik: Elif Aslı Yıldız
Benim için çikolata iş değil; aşk. Bu aşk beni Patiswiss ile buluşturdu galiba. Patiswiss markasının bu günlere gelebilmesi için mühendislik kariyerimi en üst noktada bıraktım, hatta diğer şirketlerimi de aynı şekilde bıraktığımı söyleyebilirim. Butik çikolata üretimhanesi olarak kurulan Patiswiss Çikolata’yı, 3500m2 kapalı alana sahip, yüksek gıda güvenliği ve kalite standartlarında üretim yapan bir çikolata fabrikasına dönüştürdüm. Beni ve eşsiz ekibimi en zor adımlar asıl şimdi bekliyor. Bu da dünyanın en iyi birkaç çikolatacısından biri olduğumuzu herkese duyurabilmek. İşte bu süreçte gerçeği anlatma tutkumuz ve gerçekten, doğrudan, en iyi üründen vazgeçmeyen tavrımız benim hayata bakış açım, aşkım.
Çikolata sektöründe kendi çizginizi oluşturdunuz. Bu süreçte başka firmalarla iletişim halinde bulundunuz mu? Bana göre para ile satın alınabilecek en iyi çikolatayı üretiyoruz;
ancak tabii ki hedefimiz çikolata sektöründe uluslararası platformda tanınan, dünya standartlarında üretim yapan bir markaya dönüşmek. Patiswiss; İsviçreli çikolata uzmanlarının öncülüğü ve tecrübeli ustalarımızın geliştirdiği reçeteler ile başlamış, günümüzde ise kendi içinde ARGE departmanı olan, “Farklı bir bakış açısı olsa mı?” dediğinde sadece yabancı en iyi şeflerden dönemsel olarak aldığı danışmanlıklarla en iyi çikolata en iyi, en gerçek, en doğal iç çizgisi ile basamakları çok emin adımlarla çıkmaktadır. Alanında başarılı olan tüm ulusal ve uluslararası firmaları takip ediyoruz.
Çikolatayı tasarlarken ilham kaynağınız nedir?
Bu şaheseri anlatmak. Benim için çikolata, bir kakao çekirdeğinden nasıl mucizeler yaratılabileceğini gözler önüne seren ve büyük bir aşkla yapılan özel bir iş. Bir aşk hikayesi yani. Bu hikayeyi sanat eserine, bir şahesere dönüştüren şeylerin başında, o çikolatanın doğal ve katkısız olması geliyor. Beni de en çok heyecanlandıran şey sanırım böyle bir deneyimi herkese yaşatabilmek.
Bize biraz ürün gamınızdan bahseder misiniz?
Patiswiss; sütlü ve bitter üzerinde dolgulu, kaplamalı, madlen, tablet, truffle, taze ve roche olmak üzere 7 ana kategoride 100’ü aşkın ürün
advertorial
A
nkara menşeili bir çikolata markasısınız. Çikolata üzerine markalaşmak sizin için planlanan bir proje miydi yoksa aniden gelen bir ilham mı?
çeşidi barındırıyor. Doğal ve taze lezzetleri, kaliteli çikolata ile birleştirerek çikolata severlere sunuyoruz. Şimdilerde ise en önemli ürünlerimiz arasında, şekersiz, glütensiz ve taze çikolatalarımız yer almaktadır.
Kendinizi Patiswiss müşterisi yerine koysanız ilk tercih edeceğiniz koleksiyon hangisi olurdu?
Bunu ayırt etmek gerçekten çok zor ancak özellikle tavsiye isteyenlere Türkiye’de yalnızca Patiswiss Çikolata’da bulabileceğiniz “Çikolatalı Portakal Dilimi” ve “Taze Çikolata” serilerini öneriyorum.
Sağlıklı yaşam son zamanların vazgeçilmezi oldu. Şekersiz tatlıları birçok marka piyasaya sürdü; fakat şekersiz çikolata seçeneği her markada bulunmuyor. Sağlıklı çikolata alternatiflerinizden bahseder misiniz?
En başta şekersiz çikolatalar geliyor tabii ki; ancak kakao oranı arttıkça şeker oranı da bir o kadar azalıyor. Şekersiz çikolatalarımız kadar sağlıklı diyebileceğimiz, yüksek kakao oranı sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmeye katkıda bulunan “Dark Noir” (%80 kakao) ürün gamımız ile sağlıklı çikolata alternatifleri oluşturduk. Şekersiz çikolata serimizde bitter-sütlü tablet çikolata, bitter-sütlü madlen çikolata, bitter-sütlü spesiyal ürün seçeneklerimiz bulunmaktadır. “Dark Noir” kapsamında ise %80 kakao oranına sahip çeşitli gramlarda tablet çikolata seçeneklerimiz de bulunmaktadır.
Kişiye özel çikolata tasarlıyor musunuz?
Bu, işte bizim en önemli özelliğimiz! Biz çok inovatif, ARGE proje tabanlı bir şirketiz. Kurumsal projeler grubumuz da bu konuda çok güçlü ve yetkin kişilerden oluşuyor. Bazen öyle projeler çıkıyor ki bizim iş geliştirme departmanımız gibi o kurumun iş geliştirme departmanı da biz oluyoruz ve çıkan projeler çözüm ortağı olduğumuz firmaları çok mutlu ediyor.
Bir çikolata kutusu tasarımında ekibiniz ne gibi özelliklere dikkat ediyor? Tasarım süreci nasıl işliyor?
Patiswiss’teki favori çikolatanızı öğrenebilir miyiz?
Patiswiss’in tüm ürün çeşitlerinin bendeki yeri ayrıdır. Özellikle bir ürün belirtmek gerekirse çikolatanın en yoğun hali olan “Dark Noir” (%80 kakao) ilk tercihimdir. İkinci tercihimi de söylemeden edemeyeceğim. Kesinlikle “cookie” parçacıklı %20 indirimli pralinli çikolatamız benim favorilerim arasında.
Önümüzdeki dönemler için yeni projeleriniz nelerdir?
Hayranlık uyandıracak tasarımlar ile Patiswiss Handmade Chocolates satış noktalarımızı açmak sıradaki projelerimiz arasında. Satış noktalarımızın Ankara ile sınırlı kalmayacağını da bu röportaj ile tüm takip edenlerimize duyurmuş olalım. Ankara dışından çok fazla talep alıyoruz, bu özel lezzeti ulusal ve uluslararası platformda tanıtmak için gerekli adımları atmaya başladım.
Kendi kutu tasarımlarımızda; “snob tasarımlar”a değil, yine çok “cool” ama aynı zamanda içi kadar dışı da özel, marka duruşumuzu tam anlamıyla yansıtan; ilk dokunulduğunda, görüldüğünde duruşuyla fark yaratan tasarımlar belirliyoruz. Kurumsallaştırılmış projelerimiz olan müşterilerimize özel tasarımlar yaptığımız çalışmalarda ise tabii ki müşteri ihtiyaçları, beklentileri ve görsel beğenileri de dikkate alarak yine çizgimiz doğrultusunda uzman grafik tasarımcılarımızın yönlendirmesi ile tasarımları tamamlıyoruz. Onay sürecinden sonra çok yüksek adetli üretimlerde kontrollü üretim ile tecrübeli, nadir işçilik ile üretim yapan matbaalar ile üretim sürecini tamamlıyoruz. Müşterilerimize kendi logoları ve hikayelerini kullanabildikleri daha kurumsal, eşsiz tasarımları; değişmeyen, kendine has çikolatalarımız ile kendi çevrelerine sunma imkanı veriyoruz.
Bir çikolatanın kaliteli olup olmadığını nasıl anlarız?
Çikolata kalitesi konusunda birden fazla kriter bulunmaktadır. Hepsine kısaca değinmek gerekirse; öncelikle kaliteli çikolata yüzde yüz doğal kakao yağından üretilmelidir. Kakao çekirdeği ve kakao yağı özü, çikolata aromasını etkileyen en önemli etmenlerdir. Kullanılan hammaddelerin özenle seçilmesi gerekmektedir. Çikolata üretim sürecindeki tüm parametrelere titizlikle uyulmalıdır. son olarak, parlaklık ve çikolata kırılganlığı yine en önemli kalite kriterlerindendir.
2004 PATISWISS - 2019 PATISWISS
2004 yılında Ankara’da butik çikolata üretimhanesi olarak kurulan Patiswiss Handmade Chocolate, Ocak 2019’da 3500m2 kapalı alana sahip, gelişen teknolojinin paralelinde yeni makineler ile tecrübeli ustaların el yapımı üretimlerini harmanlayan, yüksek gıda güvenliği ve kalite standartlarında üretim yapan bir çikolata fabrikasına dönüşmüştür. Portföyünde; dolgulu, kaplamalı, madlen, tablet, fresh, truffle ve roche olmak üzere 7 ana kategoride 100’ü aşkın ürün çeşidi barındırır.
davet
ZEYNEP KÜRKLÜ, SERHAT İPEK, HAYDAR GÜVENİR
MURAT-ELA ÖZ
Uluslararası Rotary Başkanı Ankara’da Ankara Gazi Rotary Kulübü, Uluslararası Rotary Başkanı Barry Rassin’in 2430. bölgeyi ziyareti sebebiyle özel bir davet düzenledi. Rassin’in ziyareti sebebi ile Bilkent Otel’de düzenlenen gecede kendisine 2430. Bölge Guvernörü Altan Arslan eşlik etti. Ankara Gazi Rotary Kulübü’nün organize ettiği davette Gazi Rotary Kulübü Başkanı Kemal Koranel konuklar ile yakından ilgilendi. Musa Göçmen ve İnteract Orkestrası’nın sahne aldığı gecede konuklar geç saatlere kadar eğlendi.
104
ALTAN ARSLAN, BARRY RASSİN
FEZA-HAKAN KARAALİOĞLU
SARA SİNEM SOZAN
İREM-OGÜN ÇİÇEK
Rassin’in ziyareti sebebiyle Bilkent Otel’de düzenlenen gecede, Gazi Rotary Kulübü Bașkanı Kemal Koranel konuklar ile yakından ilgilendi. KEMAL-GAMZE KORANEL
DENİZ GÜRSOY AYALP
FIRAT SONER, NİLGÜN ALICI
Araba Kampanyasında Son Ay! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, sadece etkinliklerine değil kampanyalarına da ara vermeden devam ediyor. 1 Kasım 2018 tarihinde başlayan araba kampanyasına katılım süresi, 28 Şubat’ta sona eriyor. Son dönemde oldukça popüler olan, rahatlığı, her türlü koşula elverişli olması ve güvenliği nedeniyle tercih edilen arazi araçları, Panora AVM’nin bu seneki kampanya hediyelerinden. Her türlü ihtiyacı tek bir araçla karşılayan, hem şehir içi kullanımda büyük rahatlık sağlayan hem de her türlü arazi koşuluna uyumlu Fordlar, Panora AVM kampanyasında talihlilerini bekliyor. Geçen sene 6 konuda rekor katılıma ev sahipliği yapan Panora AVM, bu sene de gerçekleştirmekte olduğu yeni yıl kampanyasıyla şimdiden rekor katılıma imza atmış durumda. Sadece katılımla değil, araç sayısı ile de bu senenin rekorunu elinde bulunduran Panora AVM, alışveriş merkezleri arasında tek seferde hediye ettiği araç sayısıyla da bir numara. 1 Kasım tarihinde başlayan ve 28 Şubat tarihine kadar devam edecek olan kampanyada, 2018 model 3 Ford Ranger ve 3 Ford Ecosport olmak üzere toplam 6 araç verecek olan Panora, 09 Mart saat 15.00’de yapılacak çekilişle talihlilerini belirleyecek. Katılımcılar, tek seferde 150 TL ve katları tutarında alışveriş yaptıkça kazanma şansının arttığı kampanya katılım koşullarına ve detaylarına panora.com.tr web sitesinden ulaşabilirler.
“Benzersiz Aşk”lar Panora’da Sergileniyor! Şubat ayı denince “Aşk”, “Aşkın için” denince de akıllara Panora geliyor. Bu nedenle, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi 14 Şubat’ı da çok konuşulacak bir etkinlikle kutlamaya hazırlanıyor. “BenZERsiz Aşk” adlı sergisi ile 14 Şubat Sevgililer Günü’nü kutlamaya hazırlanan Panora AVM, hikayesi tarihten günümüze ulaşmış, bazıları herkes tarafından bilinen, bazılarına ise belki de ilk defa şahit olunacak 41 aşkı anlatacak. Günümüz Ayasofya’sını yaptıran Bizans İmparatoru Justanianos’un dansçı Theodora’ya olan aşkından, halk sanatçımız Abdurrahman Karakoç’un, gerçek adını bilmediğimiz aşkı için yazdığı Mihriban türküsünün hikayesine kadar farklı ülkelerden, tarihlerden ve kültürlerden akıllara kazınmış aşkların hikayesi Panora’da can bulacak. Panora AVM’nin yeni mağazalarından Armonie Pırlanta sponsorluğunda gerçekleşecek sergi, 11-17 Şubat tarihleri arasında sergilenecek. Sadece aşkların değil aynı zamanda “BenZERsiz” mücevherlerin hikayelerinin de sergileneceği Piri Reis alanı bir hafta boyunca ziyaretçilerini bekleyecek.
Panora Çocuk Atölyeleri Yeni Döneme Hazır! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, okulların ikinci yarıyılının başladığı Şubat ayında da dopdolu bir programa sahip. Çocuk atölyeleri ve meslek atölyeleri ile eğlenerek öğrenecek olan çocuklar, her hafta sonu Panora AVM’de buluşmaya devam ediyor. Her hafta birbirinden farklı etkinliklere ev sahipliği yapan Panora Çocuk Atölyeleri, Şubat ayında da sömestir etkinliklerine devam edecek. Oyun Atlası etkinliği ile 6 kıtanın çocuk oyunlarını öğrenmek ve deneyimlemek isteyen çocuklar için, sömestirin ikinci yarısında da, 14.00 - 19.00 saatleri arasında Piri Reis’te gerçekleşecek. 9 Şubat’ta çılgın tasarımlara imza atacak olan çocuklar, engin hayal dünyalarını farklı tasarımlara yansıtacak. 16 - 17 Şubat’ta tuvalleri, önlükleri ve ressam şapkalarıyla minik birer ressama dönüşecekler. 23 - 24 Şubat tarihlerinde mandala atölyesinde buluşacak çocuklar, farklı desenlerdeki mandalaları renklendirecek. Piri Reis’te gerçekleşecek etkinliklere çocuklar 15.00 - 18.00 saatleri arasında katılabilecek. 23 Şubat’ta, Panora’da bir gelenek haline gelmiş Panora’dan Masallar etkinliğinde her ay farklı bir masalı öğrenen çocuklar, bu ay Hansel ve Gretel’in macerasına tanık olacak. Saat 14.00’te başlayacak etkinlik için çocuklar akvaryum önünde buluşacak.
Nebil Özgentürk ile “Bir Konuda Bir Konukla” Panora’da Başlıyor! Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Şubat ayı itibariyle Nebil Özgentürk ile belgesel tadında bir projeye imza atıyor. Modaya, eğlenceye ve gurmeye yön vermenin beraberinde, edebi ve kültürel faaliyetlere de ev sahipliği yapan Panora’da, 10 Şubat itibariyle, “Bir Konuda Bir Konukla” projesiyle her ay farklı bir konukla, farklı konulara değinilecek. Belgeselci kimliği ve “Bir Yudum İnsan” programı ile hafızalara kazınan Nebil Özgentürk, aşk üzerine sohbetin gerçekleşeceği ilk programda, “Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları” adlı albümüyle uzun süre en çok dinlenenler arasında yer alan müzisyen ve yazar Tuna Kiremitçi’yi ağırlayacak. Katılımın ücretsiz olacağı etkinlik Piri Reis alanında, saat 17.00’de başlayacak. Özgentürk ve Kiremitçi, söyleşinin ardından imzaya geçecekler.
davet
HALİT ERGENÇ, ÖMER ARAS, AHMET ALTINEL, BERRİN YOLERİ
BERGÜZAR KOREL
Üstün Yetenekli Gençler ÇEV Sanat tarafından desteklenen, Türkiye’nin sanat alanındaki üstün yetenekli gençleri, sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Çağdaş Eğitim Vakfı-ÇEV Sanat Genç Yetenekler projesinin 10. yıldönümü nedeniyle QNB Finansbank ana sponsorluğunda Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde düzenlenen muhteşem konser izleyenleri büyüledi. ÇEV Sanat Kurulu’nu oluşturan, Cihat Aşkın, Fazıl Say, İbrahim Yazıcı ve Bülent Evcil tarafından seçilen ve ÇEV Sanat tarafından eğitim desteği verilen Türkiye’nin müzik alanındaki en yetenekli gençleri sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. ÇEV Sanat Başkanı Berrin Yoleri tarafından organize edilen konserin onur konuğu Nuri Bilge Ceylan oldu. Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Miray Daner, Pınar Deniz ve Kubilay Aka da genç yeteneklerle sahne aldı. Konsere cemiyet, sanat ve iş hayatından önemli isimler katıldı.
108
CİHAT AȘKIN
BERRİN YOLERİ, FAZIL SAY
Pencere’ye atĹlan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
davet
HEVES EKİNCİ
BAHAR ȘER
Etkinliğe katılanlar arasında sosyal yașamın önde gelen isimlerinden Feryal Gülman ve Bahar Șer de vardı.
JÜLİDE - MEHMET ALİ BERKMAN, CANAN - AHMET KADIOĞLU
FERYAL GÜLMAN
BEYZA UYANOĞLU
BUKET TAȘDELEN
BANU ÇARMIKLI, ECE, ECEHAN KURDOĞLU
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
DİDEM KURDOĞLU
BESTE-MUSTAFA YURTTAȘ
MERVE GÜRSEL
NESLİGÜL AKSOY
davet
TURGAY-NURCAN ARTAM
DALİA GARİH
TUBA GRANTAY, FÜSUN TOPBAȘ, ROULA HABBAB
MERİH TURAN, MELTEM DEMİR
ÇEV Sanat Heyeti tarafından seçilen müzik hayatının genç yetenekleri gecede sahne alarak, konuklara unutulmaz anlar yașattı.
ZEYNEP ÜSTÜNEL
Sevgililer Günü Renkli isimlerin ilişkileriyle ilgili özel açıklamaları, aşklarının bilinmeyenleri, Sevgililer Günü rotaları ve 14 Şubat’ın özel planlarıyla özel röportajlarımız sizlerle. 114 magdergi.com.tr
sevgililer günü
Burcu Tauber İstanbul-Arjantin arasında köprü kuran ilișkileriyle Burcu Tauber, eși Federico Tauber ile masalsı birlikteliklerinin en özel anlarını ve ideal Sevgililer Günü’nü paylaștı… Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Eşim Federico, Arjantinli. İkimiz de iş için Dubai’de bulunuyorduk ve bir proje üzerinde çalışırken tanıştık. Yaklaşık bir sene süren iş arkadaşlığımız aşka dönüştü. Bu süreç hayatımda yaşadığım en güzel, en anlamlı ve en duygusal süreçti.
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
BURCU-FEDERİCO TAUBER
MALDİVES LEAD
Aşk tüm şairlerin yazdıklarının aksine, ulaşabildiğin karşılıklı sevginin ta kendisidir. Bizim Federico ile aşkımız tutkuyla bağlılık üzerine kurulu...
ROYAL MIRAGE DUBAI
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Bizce gerçek aşkta her gün özel olmalı. Bize her gün Sevgililer Günü.
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı? Maldivler’de bir kum tepesinde, yıldızların altında mum ışığında piknik yapmıştık...
ELİO SEDEF ADASI
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi? Birbirimize verdiğimiz ilk hediye saatti. Saat sürekli üzerinizde taşıdığınız bir aksesuar. Böylece her an birbirimizin yanında olabilecektik.
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz? En romantik aşk yolculuğumuzu gerçekleştirdiğimiz yer kesinlikle Maldivler.
14 Şubat için planınız var mı? Genelde Mart ayını seyahat ederek geçirdiğimiz için Şubat ayında Dubai’de olacağız. One and Only Royal Mirage, Dubai’de en sevdiğimiz otellerden biri. Orada mum ışığında güzel ve sakin bir yemekle kutlamayı planlıyoruz. Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir?
Fazla dekolte olmayan ama seksi duran mini bir elbise.
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz* Dubai’de yaşadığımız için Beach Bar & Grill ve Pier Chic; İstanbul’da Papermoon ve Sedef Adası Elio Sedef...
En sevdiğiniz romantik film?
Breakfast at Tiffany’s (Tiffany’de Kahvaltı). BREAKFAST AT TIFFANY’S
sevgililer günü
Ceyda Ateş Toplusoy Miami’de göz alıcı bir törenle Buğra Toplusoy ile dünyaevine giren Ceyda Ateș Toplusoy așk hakkında konuștu... Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Buğra beni zaten beğeniyormuş ve ortak, yakın bir arkadaşımızın mağazasına gideceğimi öğrenince o da tesadüfmüş gibi uğradı. İlk tanıştığımızda ikimiz de içimizden “bir şey yaşanırsa uzun soluklu olur kesin” diye geçirmişiz. Çok kısa sürede gelişti her şey.
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz? CEYDA ATEȘ-BUĞRA TOPLUSOY
Aşk bence en yalın mutluluktur. Egoların ve negatifliğin olmadığı yoğun bir duygudur. Ben tüm duygularımı çok belirgin yaşarım Buğra bana kıyasla içinde yaşar hislerini.
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Hatırlanmak tabi ki güzel bir duygu ama 14 Şubat’ta değerlenip başka günlerde değeri düşmemeli sevgilerin.
118 magdergi.com.tr
CARTAGENA KOLOMBİYA
HOTEL DE RUSSIE
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı?
Çoğu zaman romantik bir yemekte veya seyahatte kutlamamıza rağmen bence en güzeli evde beraber yemek yaptığımız Sevgililer Günü’ydü.
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi? Kızım minik pomeranian cinsi köpeğimiz.
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz?
Kolombiya’da Cartagena benim için en romantik tatillerden biriydi. Şehirdeki yaşanmışlık, renkler, arka fondaki müzikler ve güneşin batışı inanılmazdı.
14 Şubat için planınız var mı?
Bir planımız varmış ama Buğra sürpriz olduğu için söylemiyor.
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir?
Ben her zaman sadelikten yanayım, ama Sevgililer Günü olduğu için kırmızı bir aksesuarla sade bir elbise ve ince topuklu ayakkabı tercih ederim.
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz? THE FAULT IN OUR STARS
Bir mekanın bulunduğu şehir romantikse, mekan şehrin dokusuyla uyumluysa, şehrin konseptini yaşatıyorsa o mekan benim için romantiktir. İstanbul’da Lacivert, Roma’da Hotel de Russie, St. Marteen’de Pinel Island, en romantik bulduğum yerler arasında.
En sevdiğiniz romantik film hangisi?
The Fault in Our Stars (Yıldızlar Altında), The Notebook (Not Defteri), Adrift (Sürükleniş).
sevgililer günü
Naz Eskiyapan Naz Aydın Eskiyapan, eși Muharrem Eskiyapan ile tanıșma hikayelerinini ve 14 Șubat planlarını paylaștı... Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Bizim için Sevgililer Günü’nün özel bir anlamı var. Muharrem’le birbirimizi tanıdıkça çok ortak noktamız olduğunu ve iyi anlaştığımızı farketmiştim. Ancak aklımda iyi anlaşan iki arkadaş olduğumuz dışında bir düşünce yoktu. Bu durum geçen yılki Sevgililer Günü’nde değişti. O gün ofisime benim için bir çiçek geldiği söylendi. Kimden olabileceğine dair hiçbir fikrim olmayan çiçekte Muharrem’in yazdığı notu gördüm. Esprili ama bir o kadar da anlamlı olan bu not sayesinde ilişkimiz arkadaşlıktan öteye geçmiş oldu. NAZ AYDIN-MUHARREM ESKİYAPAN
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz?
En romantik yolculuğumuz Sardinia Adası’na gerçekleştirdiğimiz yolculuktu. Muhteşem manzarası, adanın kendine has doğal güzelliği ve harika yemekleriyle hem romantik hem de unutulmaz bir tatildi.
Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Üç sene önce bir arkadaş ortamında tanıştık. Ancak bu tanışma sonrası neredeyse bir daha hiç konuşmadık. Geçen sene bu zamanlar yakın bir kız arkadaşımla tatil için Dubai’ye gittim. Muharrem de aynı tarihte işleri nedeniyle Dubai’deymiş. Kız arkadaşımla akşam yemeği için tercih ettiğimiz mekanda Muharrem ile karşılaştık. Bu tesadüf sonrası konuşmaya ve birbirimizi gerçekten tanımaya başladık diyebiliriz.
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
Aşk; birine karşı duyulan koşulsuz sevgi ve aidiyet hissidir. Ancak aşkı geçici bir ruh halinden kalıcı bir duyguya dönüştüren olgular kesinlikle karşılıklı saygı, sadakat ve güvendir. Bizim ilişkimizdeki en büyük şansımız sevginin yanı sıra birbirimize karşı çok büyük bir saygı ve güven duyuyor olmamız.
Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi? Birlikte olduğumuz ilk Sevgililer Günü olacak. Aldığımız en unutulmaz hediyeyi görmemiz için önümüzde daha çok Sevgililer Günümüz var.
120 magdergi.com.tr
14 Şubat için planınız var mı?
14 Şubat için benim henüz bilmediğim ancak Muharrem’in bildiği bir planımız vardır diye umuyorum.
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir?
En iyi randevu kıyafeti, aynanın karşısına geçtiğinizde kendinizi en iyi hissettiren kıyafettir. Biz kadınlar için giydiğimiz kıyafetin kendimizi iyi hissettirmesi, randevumuzun güzel geçmesinde kesinlikle büyük bir etken.
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz? Kendimizi mutlu hissettiğimiz mekanlar ile deniz, kum ve güneş üçlüsünün buluştuğu yerler. Sıcak iklimi ve güzel sahilleri olan yerler her zaman ilk tercihimiz.
En sevdiğiniz romantik film hangisi?
Bu sorunun ikimiz için de cevabı kesinlikle: The Notebook (Not Defteri).
sevgililer günü
Nida Bulut Bozkurt Henüz taze bir evliliği olan Nida Bulut, eși Arda Bozkurt ile tanıșmalarını ve kilometrelerin dahi ilișkilerinin önüne geçemediği romantik așk hikayesini anlattı... Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
NİDA BULUT-ARDA BOZKURT
122
MALDİVLER
2014 yılında İstanbul’da arkadaşlarımızla çıktığımız bir yemekte tanıştık. Tesadüfen yan yana oturmuştuk ve bütün akşam sohbet ettik. Yakın tarihte doğum günüm olduğu için arkadaşlarımla yurt dışındaydım o nedenle bir daha görüşme fırsatımız olmadı; ancak eşim bir şekilde arkadaşlarımdan numaramı bularak doğum günümü kutladı ve döndüğümde sürpriz bir doğum günü yemeği organize etti. Bu şekilde ilişkimiz ilerledi ve eşimle 29 Nisan 2017’de evlendik.
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı?
Geçen yıl ben İstanbul’dayken eşim evde bana güzel bir sürpriz hazırlamıştı. Eve girdiğimde beni her yerde gül yaprakları, balonlar ve mumlarla süslenmiş güzel bir masayla karşılamıştı. Hiç beklemediğim bir sürprizdi. O nedenle şimdiye kadar geçirdiğim en güzel Sevgililer Günü’ydü.
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi? Aldığım en güzel hediye, kolumdan hiç çıkarmadığım ve uğurum olduğuna inandığım bilekliğim.
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz? LA LA LAND
Bu yılı Maldivler’de karşıladık. Geçirdiğimiz en özel ve romantik seyahatti.
14 Şubat için planınız var mı?
Henüz yok ama eşimden yine beni şaşırtacak bir sürpriz gelebilir.
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
Bence aşk; gerçek dostluk, yol arkadaşlığı ve en önemlisi her zaman sırt sırta verebilmektir. Aşkımı ise; eşimi her an düşündüğümü ve benim için çok özel olduğunu hissettirerek ifade ederim.
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Ben Sevgililer Günü’ne çok fazla anlam yükleyenlerden değilim. Benim eşimle geçirdiğim her gün özel ve anlamlı; ama Sevgililer Günü’nde tabii ki birbirimizi şaşırtarak ve daha özel hediyeler hazırlayarak sürprizler yapmaktan keyif alıyoruz.
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir?
Kendimi içinde şık ve kendim olarak hissettiğim kıyafet en iyi randevu kıyafetim olabilir.
En romantik bulduğunuz mekanlar hangileri?
Çok kalabalık olmayan, özgün, şık ve kendimizi rahat hissettiğimiz mekanları tercih ediyoruz.
En sevdiğiniz romantik film hangisi?
La La Land (Aşıklar Şehri). Hatta düğünde ilk dansımızı filmin müziğiyle yapmıştık.
sevgililer günü
Simge Fıstıkoğlu Emir Tavukçuoğlu ile geçtiğimiz yıl evlenen, ekranların sevilen ismi Simge Fıstıkoğlu, Venedik’te temelleri atılan, “sıradıșı” olarak tanımladığı ilișkisini açıkladı... Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
EMİR TAVUKÇUOĞLU-SİMGE FISTIKOĞLU
COMO GÖLÜ
124 magdergi.com.tr
İlişkimiz Mayıs 2016’da başladı. Hikayemiz sürprizli ve sıra dışı bence. Bir salı günü işe giderken Emir mesaj attı; “Hafta sonu müsait misin?” diye sordu. “Evet” dedim. “Paris’e gidelim mi?” yazdı. Önce şaka yapıyor sandım; çünkü öncesinde İstanbul’da yemeğe bile çıkmamıştık baş başa; ama kalbimin sesini dinledim. İyi ki de öyle yapmışım. “Olur” dedim. Eve döndüm, pasaportumu kontrol ettim, vizemin bir hafta önce bittiğini fark ettim ve hemen o gün hızlı vize başvurusu yaptım. Neyse ki vize yetişti ve biz Paris’e değil, Venedik’e gittik. Eşimin bana yaptığı ilk sürprizdi ve çok hoşuma gitmişti. Bana bir aşk hikayesi yaz deseler, ben bundan güzelini yazamazdım.
VENEDİK
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi? Alyansım.(Gülüyor)
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz?
Como tatilimiz çok güzeldi. Tabii ki Venedik’in bizdeki yeri, anlamı çok başka.
14 Şubat için bir planınız var mı?
KELEBEK VE DALGIÇ
Özel günlere pek düşkün değilim. Yeni anne olduğum için koşarak eve gelmek istiyorum. 14 Şubat’ta da muhtemelen evde oluruz. Oğlumuzu uyuttuktan sonra güzel bir yemek ardından baş başa film izlesek benim için şahane bir plan olur.
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir? Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
Aşk; “asla yapmam” dediğin şeyleri yapmak ve bundan asla pişman olmamaktır.
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Evlenene dek benim için özel bir anlamı yoktu, Sevgililer Günü’nün. Şimdi ise benim için çok daha özel bir gün; çünkü eşim, Sevgililer Günü’nde bana evlenme teklif etmişti.
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı?
Geçen sene Sevgililer Günü’nde ilk tatil rotamız olan Venedik’e gittik ve yemekten sonra otele dönerken şehrin küçük bir meydanında evlenme teklifi etti eşim. Tekrar yaşamak isteyeceğim, hayatımın en güzel anlarından biriydi.
Gidilen yere göre değişir ama ilk buluşma ve akşam yemeği söz konusu olduğunda şık bir elbise, topuklu ayakkabı, abartısız bir makyaj ve dağınık fön ideal bir kombin bence.
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz?
Tarihi, hikayesi olan her yeri... Bir sinema salonu da olabilir, pasaj da hatta tren istasyonu da. Romantizm, anlık bir şey bence. İki kişinin etrafındaki herkesi ve her şeyi unuttuğu her an, her mekan romantiktir. Benim en romantik bulduğum yer ise Como. Her aşık çiftin görmesini dilerim.
En sevdiğiniz romantik film hangisi?
Scaphandre et Le Papillon (Kelebek ve Dalgıç), sıra dışı bir aşk filmi bence. Bana göre aşkı en kıymetli yapan şey de sıra dışı olması, insana tüm ezberini bozdurması. Bu film de aşkın alışılan biçimlerden, rutinlerden bağımsız olduğunu anlatan, insanın boğazını düğümleyen en sevdiğim romantik yapıtlardan biri.
sevgililer günü
Tuba Yavuzer Sevgililer Günü’nün vazgeçilmez hediyesi mis kokulu çiçekleri muhteșem bir kompozisyonda bulușturan JOY Flowers’ın sahibi iç mimar Tuba Yavuzer, eși Koray Yavuzer ile14 Șubat’ını anlatıyor... TUBA -KORAY YAVUZER
Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
Ortak bir arkadaşımızın vasıtasıyla tanıştık. İyi ki tanışmışız...
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
Aşk, bence tutkuyla bağlılık demektir. Emek vererek ifade edildiğini düşünüyorum.
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir? Sevdiğinin ve sevildiğinin ifade edildiği, bu vesileyle karşılıklı ufak hoşlukların yapıldığı bir gün...
JOY FLOWERS
CAPRİ
MİKONOS
SANTORİNİ
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi?
Doğum günümün, Sevgililer Günü’nden 3 gün önce olması sebebiyle, unutulmaz hediyelerimin hiçbirine Sevgililer Günü’nde sahip olmadım. Ama çiçekçiliğe başlamadan önce, Sevgililer Günü’nü hep çok güzel çiçeklerle karşılardım.
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz?
Capri, Santorini, Mikonos... Hepsi çok özelller, bu sebeple aralarında ayırım yapamayacağım.
14 Şubat için planınız var mı?
Çalışmak! Joy Flowers’ın sahibi olarak ve senelerdir çiçek sektörünün içinde olduğumdan, 12-13 Şubat günleri çok yoğun bir tempoda çalışarak geçiyor. 13 Şubat’ta da, ekipce sabahladığımızdan 14 Şubat’ı sakin evde geçirmeyi tercih ediyorum. GREAT EXPECTATIONS
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir? Her zaman elbise...
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı? Sevgililer Günü’nde genellikle işim dolayısıyla çok yorgun oluyorum. Bu sebeple özel bir program yapmıyoruz. Fakat geçmiş senelerde, arkadaşlarımızın organize ettiği bir Sevgililer Günü partisine katılmıştık. Oldukça keyifli ve eğlenceli bir partiydi...
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz?
Manzarası ve ambiansı güzel olan her mekan olabilir. Ama en güzel ve en özeli, denizin üzerinde, gün batımında, eski İstanbul tarafında olup, ilerleyen zamanda boğazda olmak.
En sevdiğiniz romantik film hangisi? Great Expectations (Büyük Umutlar).
sevgililer günü
Yelda Güral Yelda Güral, Erkan Güral ile yıllar içinde değișen, sevgiyle evrilen așklarından ve ilișkilerine has Sevgililer Günü ritüellerinden bahsetti…
Bugüne kadar Sevgililer Günü’nde aldığınız en unutulmaz hediye neydi?
ERKAN-YELDA GÜRAL
“Sevgililer Günü” anlamını yüklediğimiz günlerden kalma olarak sanırım henüz evlenmeden kutladığımız bir 14 Şubat vardı. Birlikte geçirdiğimiz ilk Sevgililer Günü’ydü. Sürpriz bir seyahat hazırlamıştı, Mısır’a. Hediye olarak bu özel gün için aklımda kalan en unutulmaz hediye buydu ama değişik zamanlarda eşimin bana çok daha güzel hediyeleri oldu. Bu konuda gerçekten şanslıyım.
En romantik aşk yolculuğunuzu hangi ülkede gerçekleştirdiniz? Tanışma hikayenizi dinleyebilir miyiz?
1999 yılında İstanbul’da bir kafede ortak bir arkadaşımızla kahve içmeye gittiğimizde eşimle karşılaştık ve tanıştık. Yaklaşık 3 ay sonra da çıkmaya başladık.
Sizce aşk nedir? Aşkınızı nasıl ifade edersiniz?
Aşk, ilk başta kalp çarpıntısı, uçuşan kelebekler… Sonrası alışkanlık ve sevgi. Ben ikinci kısmını yani sevgi aşamasını kesinlikle tercih ederim.
Sevgililer Günü’nün sizin için anlamı nedir?
Birlikte yaptığımız bir İtalya seyahati gerçekten romantik ve güzeldi. İçinde en rahat ettiğimiz kıyafetlerle ülkeyi karış karış gezmiştik.
14 Şubat için bir planınız var mı?
Yine çocuklarla birlikte ülke içinde güzel bir restoranda yeni tatlar deneriz diye düşünüyorum.
Sizce en iyi randevu kıyafeti nedir?
Benim için diğer günlerden bir farkı olmadığı için tamamen gideceğim yerle ilgili ve oraya uyan bir kıyafet tercih ederim.
Henüz flört ederken ve evliliğimizin ilk yıllarında bir ritüeldi. Kutlamalar, hediyeler, yemekler… Sanırım yaş ilerledikçe benim için sıradan bir güne dönüştü. Şimdilerde çocuklarımızla beraber yemeğe çıktığımız sıradan bir gün.
En çok hangi mekanları romantik buluyorsunuz?
Geçirdiğiniz en güzel Sevgililer Günü nasıldı?
En sevdiğiniz romantik film nedir?
Son beş yıldır hep beraber çıktığımız ve değişik lezzetler denediğimiz yemekler, en güzel 14 Şubat kutlaması olarak aklımda kalanlar.
128 magdergi.com.tr
Orman ortası, loş ışıklarla çevrelenmiş orman evlerini oldum olası romantik bulmuşumdur.
Pretty Woman ( Özel Bir Kadın) en sevdiğim romantik film olarak uzun yıllardır favorim.
Kalpli Vitrinler Sevgililer Günü için sevdiğinizin kalbini ısıtacak hediyeler, Panora AVM’de... PENTİ
DOLCE&GABBANA BEYMEN ÇANTA LANVIN BRANDROOM ŞAPKA 2.856
İPEKYOL BLUZ 359
NEW BALANCE - BOYNER
L’OCCITANE ÖZEL SET
VETRİNA CHIARA FERRAGNI TELEFON KILIFI 350
TWIST
MIIN ELBİSE 575
DOLCE&GABBANA BEYMEN AYAKKABI
OYSHO TERLİK 79,95
KAR SPOR KAYAK KASKI 1.050
E GRENOBL
BEYMEN MONCLER MONT 6.895
BRANDROOM SUPER DRY MONT 1.105
MONCLER
BOYNER QUICKSILVER ELDİVEN 172,49
KAR SPOR PANTOLON 1.043,10
TCHIBO SCOOPJET KIZAK 399,95
Isı Yayılıyor BARNERS AYAKKABI
SCOTCH&SODA - BEYMEN BERE 159
Donduran soğuklarda sıcaklığı derinden hissedin…
BRUNO BORDESE - VETRİNA AYAKKABI 1.195
MELTEM YILMAZ
Mücevheratta Son Trendler Zeehjan Mücevherat’ın kurucusu ve tasarımcısı Meltem Yılmaz ile 2019 mücevherat trendleri üzerine kısa bir sohbet gerçekleștirdik.
S
izce 2019’da mücevherat trendleri nasıl şekillenecek?
2019’da birbiriyle kombinlenebilen takılar görüyoruz. Üst üste takmak, karıştırmak yine çok moda. Günlük sade bir kıyafetin üzerine birden fazla takacağınız zincir kolyelerle göz alıcı bir görünüm yakalayabilirsiniz. Yine halkalar asla modası geçmeyecek mücevherler olarak bu yılın da trendleri arasında... Büyük halka küpeler, kalın cuff bilezikler, modernize edilmiş choker’lar bu yıl sık sık karşımıza çıkacak.
Hangi renk taşlar ve şekiller ön plana çıkacak?
Safir, zümrüt, yakut, tanzanit gibi renkli taşlar ve mine bu yıl mücevherlerde sık sık karşımıza çıkacak. Ünlü markaların 2019 yılı koleksiyonuna baktığımızda ise çiçek motiflerinin ön planda olduğunu görüyoruz.
Zeehjan’ın 2019 koleksiyonundan bahseder misiniz?
Ucunda şans sembolleri olan çeşitli zincirler, mineli takılar, renkli taşlarla yaptığımız mücevherler ve benim vazgeçemediğim vintage takılar bu sezonki koleksiyonumuzda ağırlıklı olarak yer almakta.
Karum İş ve Alışveriş Merkezi İran Caddesi No: 21/113 Gop / Ankara / Türkiye M:+90 532 321 75 54 - www.zeehjan.com - info@zeehjan zeehjan
zeehjanjewellery
davet
SİBEL DURGUN
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
MİNE ATAMAN
GÜLTEN BIÇAKÇI
Swissotel’de Moda Sohbeti Swissotel Ankara ev sahipliğinde gerçekleşen “Moda Sohbetleri”nin ilk konuğu Türkiye ve Avrupa’nın ünlü Moda Tasarımcısı Özlem Süer oldu. Sertaç Darcan’ın moderatörlüğünde gerçekleşen sohbette moda ve markalaşma üzerine yoğunlaşıldı. “Türkiye’de moda nerede?” sorusuna da cevap arandı. Moda severlerin yoğun katılım gösterdiği etkinlikte Ünlü Moda Tasarımcısı Özlem Süer samimi tavırlarıyla dikkat çekti.
134
SERTAÇ DARCAN, ÖZLEM SÜER
Paris Cad. No: 76/9-10 Şili Meydanı - Kavaklıdere/Ankara T: +90 312 426 26 91 sensizolmazmeyhane
)
Çok özel röportajlar, en güncel sağlık uygulamaları, süper besinlerle hazırlanan sağlıklı tarifler en son sağlık trendleri...
136 magdergi.com.tr
sağlıklı yaşam
Demet Şener İki çocuk annesi güzel oyuncu ve manken Demet Șener, sporun hayatındaki önemini ve sağlıklı yașamın sırrını paylaștığı röportajı ile sizlerle… Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Sağlıklı yaşam bence bir hayat tarzıdır. Bunun dönemsel olarak spor yapmakla veya dönemsel olarak diyet yapıp beslenmeyi düzeltmekle pek bir alakası yok. Dediğim gibi bunu bütüne yaymak, hayat tarzı olarak benimsemek, sonuçlarının daha uzun süreli ve sürdürülebilir olması açısından oldukça önemli. Bu, tam olarak hem içten hem dıştan gerçekleşen, yaşlanmayı geciktiren, ruhsal ve bedensel olarak sağlığımızı iyileştiren bir hayat felsefesi bence. Düzenli uyku, düzenli beslenme ve bunları genele yaymak sağlıklı yaşamın en temel özellikleri. Yeteri kadar ve zamanında sebze, meyveleri tüketmek, kararında protein almak, düzenli ve dengeli beslenmek, mutlu olmak, gülmek, spor yapmak, hareket etmek ve bunların en önemlisi sevmek, sevilmek, paylaşmak, hepsi sağlıklı bir yaşamın parçası diye düşünüyorum.
138 magdergi.com.tr
Yogada derinleștikçe yașamımın her kısmında hem bedenimde hem tavırlarımda çok pozitif gelișmeler hissediyorum ve çevremden de son derece olumlu geri dönüșler alıyorum.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı? Uyguladığınız özel bir diyet ya da detoks programı var mı?
Özel bir beslenme düzenim yok ama şöyle bir şey var; ben genelde evde pişen ev yemeklerini tercih ediyorum. Zaten çok sağlıklı şekilde hazırlanıyor. Az zeytinyağı kullanılan, buharda pişirme ya da fırında pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan yiyecekleri tercih ediyorum. Belirli günlerde normal tencere yemekleri yiyorum. Bunun dışında haftanın üç günü mutlaka balık yiyorum. Tavuğu daha nadir tercih ediyorum. Haftada iki gün et yemeye de gayret gösteriyorum. Bunlardan ayrı olarak meyveyi çok tüketiyorum. Tabii çok tüketiyorum derken günde iki porsiyon kadar. Canım çok tatlı istediğinde de rafine beyaz şeker kullanmadan, daha doğal yollarla Hindistan cevizi, hurma, hurma suyu veya kuru meyvelerle tatlandırılmış kekler, kurabiyeler ve çeşitli pudinglerle tatlı ihtiyacımı karşılıyorum. Böyle bir düzeni hayatıma ben adapte ettim tabi. Yüzde seksen sağlıklı besleniyorsam yüzde yirmi muhakkak canımın çektiği şeyleri yiyorum, fazla abartmamak şartıyla. Böylece bir arkadaş ortamında, doğum gününde veya hep beraber toplandığımız bir etkinlikte kendime keyifle, kasmadan yemek yemenin iznini vermiş oluyorum. Detoks yapmıyorum. Detoksu vücudun kendi kendine yaptığına inanıyorum. Zaten detoksun özel durumlarda yapılması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin aşırı antibiyotik tüketimi gibi durumlar yaşandıysa, zararlarını en aza indirmek için belki yapılabilir. Ben zaten çok düzenli yaşadığım ve beslendiğim için detoksa ihtiyaç duymuyorum.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Kaliteli yaşam adına elbette uyguladığım pek çok şey var. Uyku düzenime ve çocuklarımla geçirdiğim zamana çok dikkat ediyorum. Bencillikten uzak, bir alma-verme dengesi gözeterek yaşamaya gayret ediyorum. Hele ki konu sevgi ise... Temiz, sağlıklı beslenme (clean eating), düzenli spor olmazsa olmazım. Bunun yanında müthiş fiziksel faydalarıyla birlikte mental yansımalarından da şifalandığım yoga, hayatımda önemli bir alanı kapsıyor. Yogada derinleştikçe yaşamımın her kısmında, hem bedenimde hem tavırlarımda, çok pozitif gelişmeler hissediyorum ve çevremden de son derece olumlu geri dönüşler alıyorum.
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Ne sıklıkta spor yapıyorsunuz?
Haftanın iki günü muhakkak yoga yapıyorum fakat şimdi bu süreç biraz uzayacak, çünkü altı aylık yoga eğitmenliği programım başladı. Çok daha fazla yoga yapacağım. Anatomi ve yoganın felsefesi ile daha fazla haşır neşir olacağım. Yoganın dışında haftada dört gün özel bir hocayla ağırlık ve kardiyovasküler antrenmanı yapıyorum. Haftanın muhakkak altı günü bir saatimi dahi olsa spora ayırıyorum.
Düzenli olarak gittiğiniz spor merkezleri-mekanları var mı?
Özel hoca eşliğinde yogayı evimde yapıyorum. Le Méridien’de düzenli antrenmanlarımı yapıyorum. Oranın spor salonunu çok seviyorum.
Güzellik sırlarınız neler? Düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri var mı?
Düzenli bakım yapıyorum. Hem içten hem de dıştan kendine bakmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Cildimi güneşten korumaya oldukça özen gösteriyorum. Yaz-kış mutlaka güneş koruyucu kullanıyorum. Ayrıca düzenli gittiğim bakımlar da var. Prof. Dr. Gönül Ergenekon dermatoloğum. Aylık düzenli bakımlarımı uyguluyor ve onun verdiği kremleri kullanıyorum. Cildimle çok fazla oynatmıyorum. Bunların yanında ihtiyaç duydukça, üç dört ayda bir, Dr. Aytaç Saraçaydın cildime uygun gördüğü vitaminleri minik iğneler yardımıyla uyguluyor. Oldukça hassas bir cildim var. Bu yüzden yüzümü temizlemeye ve nemlendirmeye özen gösteriyorum. Dediğim gibi spor yapmak, kanımıza oksijen gitmesi, açık havada zaman geçirmek, mutlu olmak, hayatı sevmek, pozitif bakmak, erken yatıp-erken kalkmak, üretmek ve çalışmak; bunların hepsi bir bütün ve olduğu gibi cildimize yansıyan etkenler. Tabii ki genlerime de teşekkür etmem gerekiyor. Ailecek genetik olarak daha genç duran bir cilt yapımız var, o yüzden şanslıyım.
DR. HASAN KÜTÜKOĞLU
Göz Çevresi Estetiği Ülkemizde ve dünyada en sık uygulanan estetik ișlemler arasında bulunan göz çevresi gençleștirme ameliyatlarını; üst - alt göz kapağı estetiğini ve son zamanlarda popüler olan çekik göz - badem göz estetiğini Op. Dr. Hasan Kütükoğlu anlatıyor...
Blefaroplasti; yaşa bağlı veya yapısal olarak hastaların üst ve alt göz kapaklarında cilt ve yağ fazlalığının çıkarılması işlemidir. Genellikle alt göz kapağı estetiği yani göz altı torbalanması üst göz kapağı estetiğine göre daha az uygulanmaktadır.
Göz kapağı ameliyatları kimlere yapılır?
Ameliyat olmasına engel herhangi bir rahatsızlığı olmayan, deri ve yağ fazlalıkları nedeniyle daha yorgun ve yaşlı göründüğünden şikayetçi, 18 yaş üstü tüm hastalara uygulanmaktadır. Hastaların birincil kaygıları estetik görünüşlerindeki iyileşmedir. Özellikle üst göz kapağı deri sarkmasının ileri derecede olduğu hastalarda görme alanlarında azalma meydana gelmektedir. Bu ameliyatlar estetik düzelme sağlarken daha sağlıklı bir görme alanına da fayda
sağlamaktadır. Badem göz estetiği ise hastalarda tamamen estetik kaygı nedeniyle gerçekleştirilmektedir.
Bu ameliyatlar nerede yapılmalıdır ve ne kadar sürer? Göz kapağı ameliyatları hastane ortamında sterilizasyon şartlarına uygun olarak lokal anestezi (sadece göz kapakları uyuşturularak) hafif sedasyon (yarı uyur) veya genel (tam uyur) anestezi altında yapılabilmektedir. Alt ve üst göz kapağı beraber yapılacak ise genellikle hastanın yarı uyur olması tercih edilmektedir. Operasyon süresi üst göz kapağı için yaklaşık 45 dakika, alt göz kapağı için ise 1 saattir. Başka bir ameliyat ile birlikte yapılmamışsa hasta aynı gün hastaneden taburcu edilebilir.
Ameliyat sonrası nelere dikkat edilmelidir?
Göz çevresi çok fazla kan damarı tarafından beslendiği için
advertorial
G
öz kapağı estetiği (Blefaroplasti) nedir?
hastaların en sık karşılaşacağı görüntü göz çevresinin morarmasıdır. Bu yüzden hasta taburcu edildikten sonra 2 gün boyunca soğuk uygulama tavsiye etmekteyiz. Genellikle 4.-6. günlerde erimeyen dikişler kullanılmışsa çıkartılır. Bu süre içerisinde çok fazla suyla temas etmemesine ve göz kapağına dokunulmaması tavsiye edilir.
Yapılan işlemin sonuçları ne zaman ortaya çıkmaktadır?
Ameliyatı sonrası oluşan ödemlerin inmesi ve oluşmuşsa morlukların geçmesi 7-10 gün sürmektedir. Yaklaşık 3 hafta sonra göz kapağı şekillenmeye başlayıp göz kenarlarındaki ödemlerin inmesiyle nihai sonuca ulaşılmaktadır.
Ameliyat sonrası iz kalır mı?
Göz kapağı ameliyatlarında kesi yeri hastanın doğal kapak çizgisine getirilmektedir. Ameliyat sonrası yaklaşık 1-1.5 ay sonra kesi izi cilt rengini aldığında neredeyse hiç görünmeyecek seviyededir. Daha önce belirttiğim gibi göz kapağı çok iyi kanlandığı için hem enfeksiyon riski çok düşüktür hem de yara izleri çabuk iyileşmektedir.
Bu ameliyatları ileride tekrar olmak gerekir mi?
Özellikle üst göz kapağı estetiği olan hastaların en merak ettikleri soru bu olmaktadır. Bu ameliyatları yaptıktan sonra tekrar göz kapağı deriniz sarkmayacak demek çok zordur fakat ileri derecede bir sarkma oluşması için uzun yıllar geçmesi gerekmektedir. Alt göz kapağı ameliyatlarının ise tekrarlanması çoğunlukla gerekmemektedir.
Çekik göz-badem göz (Lateral Kantoplasti) ameliyatı nedir?
Kısaca göz kapaklarının dış birleşim yerinin daha dışa ve yukarı kaydırılıp sabitlenmesidir. Böylece göz yuvarlak şeklinden daha elips bir hale getirilmektedir. Özellikle ileri yaş hastalarda alt göz kapağı estetiği yapılırken kirpiklerin dışa dönmesini engellemek amaçlı yapılan Lateral Kantoplasti işlemi günümüzde daha genç hastalarda estetik görüntü amaçlı uygulanmaktadır.
Bu ameliyat kimlere yapılmalıdır?
Daha çekici görünmek adına yaptırılmak istense de göz yuvarlağı ile alt kirpik mesafesi geniş hastalarda yapılması daha uygundur. Blefaroplasti gibi ameliyathane şartlarında lokal veya genel anestezi altında 30-40 dakika süren bir ameliyattır. Göz kapağı kenarının daha dışa alınarak kemik dokuya sabitlendiği bu ameliyat alt ve üst göz kapağı ameliyatları ile birlikte yapılabildiği gibi tek başına da uygulanabilmektedir. Hasta ameliyat sonrası taburcu edilir ve dikiş yerlerinde ince bantlar bulunur.
Sonuçlar ne zaman ortaya çıkar?
Operasyon sonuçları anında etkisini gösterir. Bir miktar düşme olacağı düşünülerek normalden yukarı alınan göz kenarı ilk günler gerginlik hissi verebilir. Şişliklerin inmesinden sonra 2-3 hafta içerisinde hedeflenen görüntüye ulaşılmaktadır. Göz çevresi estetiği ile hastalarımızı daha dinç, daha genç ve daha çekici bir görüntüye ulaştırma hedefindeyiz. Sağlıklı şartlarda ve ellerde yapıldığı sürece bu ameliyatların memnuniyet oranı hem hasta hem de doktor açısından çok yüksektir.
Bu ameliyatlar estetik düzelme sağlarken daha sağlıklı bir görme alanına da fayda sağlamaktadır.
Sevil Eczanesi Kış Ayı Favori Ürünleri Kıș aylarında hastalıklardan kaçınmak ve cilt kuruluğundan minimum hasarla kurtulmak için Sevil Eczanesi’nin sahibi Sevilay Helvacıoğlu’ndan kıș aylarının vazgeçilmez vitamin, dermokozmetik ve bakım önerilerini alıyoruz.
SEVİLAY HELVACIOĞLU
REDOXON EFERVESAN TABLET
EASY FISHOIL BALIK YAĞI REDOXON KIDS ÇİĞNENEBİLİR VİTAMİN
BEE’O UP PROPOLİSLİ BALLI BOĞAZ SPREYİ
Soğuk ve kuru havalar, kapalı mekanlarda vakit geçirmek, hastalıklarda artıșa sebep oluyor. Bağıșıklığımızı güçlendiren takviyelerle hastalıklardan korunabiliriz... PHARMATON PREMIUM MULTİVİITAMİN
VOONKA COLLAGEN BEAUTY MASK
MUSTELA BURUN DAMLASI
COLLAGEN ACTIVE TAKVİYE EDİCİ GIDA
MUSTELA RAHATLATICI GÖĞÜS BALSAMI
Kıș aylarında havanın
soğuması, beraberinde cilt kuruluğunu da getirir. Uygun dermokozmetik ve bakım ürünlerini kullanarak cildimizi korumak ve beslemek mümkün...
DERMALOGICA DAILY SUPERFOLIANT
AVENE GÜNEŞ KREMİ
AVENE TRIXERA CİLT BAKIM KREMİ
AVENE EL BAKIM KREMİ
AVENE DUDAK KREMİ
BIODERMA ATODERM BESLEYİCİ VE KORUYUCU BAKIM KREMİ
Arjantin Cad. No:34 Çankaya/Ankara +90 312 467 85 87
GÜLER TOSUNBAYRAKTAR
Sağlıklı Yaşama Multidisipliner Yaklaşım Sağlıklı bir yașamı hayatınıza entegre etmek için Uzm. Dyt. Güler Tosunbayraktar’dan beslenme ve diyet üzerine yanlıș bilinenleri, fazla kilolarla bașa çıkmak ve formda kalmak için tüketilmesi gereken besinleri dinliyoruz.
Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitim hayatımı Büyük Kolej’de tamamladım. Lisans eğitimimi 2006 yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde; yüksek lisansımı ise yine aynı bölümde 2013 yılında tamamladım. Doktora eğitimime Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde devam etmekteyim. Kendi alanım dışında da kendimi geliştirmek amacıyla 2011 yılında Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği Ön Lisans Programı’nı bitirdim.
Meslek hayatınıza nasıl başladınız? Neler yapıyorsunuz?
Meslek hayatıma 2006 yılında Ankara’nın seçkin özel hastanelerinden birinde başladım. Hastaneden ayrıldıktan sonra bir süreliğine hemodiyaliz diyetisyenliği alanında çalıştım. 2008
yılından 2011’e kadar Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde klinik, kurum ve diyaliz diyetisyeni olarak çalıştım. Ankara’da bulunan bazı catering şirketlerinde proje diyetisyeni olarak, bazı huzurevlerinde de merkez diyetisyeni olarak görev aldım. Şu anda Prof. Dr. Ferit Saraçoğlu’nun muayenehanesinde yarı zamanlı olarak beslenme ve diyet danışmanlığı hizmeti vermekteyim. Ayrıca ATA Beauty & Wellness’da danışmanlık yapmaktayım. Merkezimizde yapılan çeşitli bölgesel incelme ve bölgesel zayıflama işlemleri ile kişiye özel, yeterli ve dengeli beslenme programlarını birleştirdiğimizde çok daha faydalı sonuçlar veren protokoller oluşmaktadır.Aynı zamanda, Türkiye Diyetisyenler Derneği, Genç Girişim Yönetişim Derneği, Büyük Kolej Mezunlar Derneği, Ana Kucağı Down Sendromlu Eğitilebilir Zihinsel Engelliler ve Ailelerini Koruma Derneği üyesiyim.
Bu mesleğe olan ilginiz nasıl başladı?
Mesleğime olan ilgim, benim de yaşadığım çocukluk çağı obezitesi ile başladı. Yanlış yaşam tarzı ve dengesiz beslenme ile oluşan
advertorial
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz?
çocukluk çağı obezitesini çözmek için kendi çabamla uyguladığım yanlış ve popüler uygulamaların sonu hep hüsranla bitti. Bu sürecin sonunda beslenme düzenimi multidisipliner bir yaklaşımla yönetmeyi öğrendim. Hem aldığım eğitimler hem de yıllar içerisinde edindiğim tecrübelerimle değerli danışanlarımın yeterli ve dengeli beslenmeyi yaşam tarzı haline getirmelerinde yol arkadaşlığı yapmaktayım.
Dengeli beslenme, dönemlik ve sezonluk olarak düșünülmemeli, kișiye özel ve yașam boyu sürdürülebilir olmalıdır.
Sağlıklı beslenme nasıl olmalıdır?
Sağlıklı yaşam, fiziksel olarak, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde yaşamaktır. Yaşamın sağlıklı bir şekilde sürdürülmesinde beslenme, önemli gereksinimlerin başında gelmektedir. Sağlıklı beslenme; kişinin yaşına, cinsiyetine, sağlık durumuna, gereksinimlerine uygun yeterli ve dengeli bir örüntüde besinleri tüketmesidir. Yeterli ve dengeli beslenme, dönemlik ve sezonluk olarak düşünülmemeli, kişiye özel ve yaşam boyu sürdürülebilir olmalıdır.
Günümüzde çok sayıda diyet uygulamaları var. Sizce diyet nasıl yapılmalıdır? Zayıflamak isteyen pek çok kişinin ortak sorusu: “Ben hangi diyeti yapmalıyım?”dır. “Aç mı kalsam, ketojenik mi beslensem?” “A kişisine B diyeti iyi gelmiş, ben de o diyeti yapayım.” gibi sorular ve düşünceler bulunmakta... Bu soruların en doğru yanıtı öncelikle zayıflamak isteyen kişinin multidisipliner sağlık ekibi tarafından detaylı bir kontrolden geçmesidir. Çalıştığım merkezlerde danışanlarım için alanında profesyonel doktorların uyguladığı kontroller ve kan tahlilleri doğrultusunda, kendilerinin aile ve iş hayatına, yaşam tarzlarına uygun olması gereken ağırlığa erişmelerini sağlayacak, yaşam kalitelerini artıracak, kişiye özel beslenme programları düzenlemekteyim. Danışanlarım ideal ağırlığa geldiklerinde ise bu sürecin en önemli kısmı olan kiloyu koruma dönemi başlamaktadır.
Kış aylarında nasıl beslenmeliyiz?
Kış aylarında hem formda kalmak hem de güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak için yeterli ve dengeli beslenilmeli, tek tür besin öğesi içeren veya çok düşük kalorili diyetlerden uzak durulmalıdır. Öğün atlanmamalı; öğünler karbonhidrat, protein, yağ içeriği bakımından yeterli ve dengeli olmalıdır. Güne sizi gün boyu zinde kalmanızı sağlayacak dengeli bir içeriğe sahip kahvaltı ile başlanılmalıdır. Havaların soğumasıyla su tüketimleri azaltılmamalıdır. Susama hissi beklenilmeden düzenli su tüketimi önemlidir. Genellikle susama hissi ile acıkma hissi birbirine karıştırılabilmektedir. Acıktığınız dönemde o gün içerisinde tükettiğiniz su miktarını hesaplayınız. Gün içerisinde sağlıklı yetişkin bireylerde 30 ml/kg şeklinde su tüketimi sağlanmalıdır. Bu miktar kadınlarda ortalama iki litre, erkeklerde ise iki buçuk litredir. Sıklıkla yaşanılan hava sıcaklığı düşüşlerinin ve salgın hastalıkların, bağışıklık sistemini etkileyecek olumsuzluklarından etkilenmemek için, antioksidan, vitamin ve minerallerden zengin beslenmek son derece önemlidir. A, E, C vitaminleri, selenyum, çinko, magnezyum gibi antioksidan vitamin ve minerallerden zengin, renk çeşitliliği olan beslenme şekli, bağışıklık sisteminizi güçlü kılıp sizi de zinde tutacaktır. Kivi, mandalina, portakal, biber çeşitleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler; kuşburnu, limon gibi C vitamininden zengin yiyecekler; B grubu vitamininden zengin et ve süt ürünleri, tam tahıllı ekmekler, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler; A vitamininden zengin yumurta, greyfurt, havuç, domates, yeşil yapraklı sebzeler; E vitamini ve çinkodan zengin fındık, fıstık, badem, yağlı tohumlar günlük beslenmenizde yeterli ve dengeli miktarda tüketilmelidir.
Danışanlarınıza hangi alanlarda hizmet sağlıyorsunuz?
7/24 takip edilen, kişiye özel beslenme ve diyet danışmanlığı; çocuk ve yetişkinlerde ağırlık yönetimi, gebelik – emziklilik dönemlerinde beslenme danışmanlığı, hastalıklara özgü beslenme danışmanlığı, bariatric ve metabolik cerrahi operasyonları öncesi ve sonrasında beslenme danışmanlığı ile merkezlerimize mesai saatleri içerisinde ulaşamayan kişiler ile ülke ve şehir dışında yaşayan bireylere online takipli beslenme danışmanlığı vermekteyim.
MAG okuyucularına önerileriniz neler?
Yöresel, mevsiminde olan besinleri, biz diyetisyenlerin önerdiği porsiyon kontrolü dahilinde tüketmelerini öneririm. Popüler diyet uygulamalarından, açlık kürlerinden, tek besin çeşidi diyetlerinden, kontrolsüz satılan zayıflama ürünlerinden uzak durmalarını önermekteyim. Yeterli ve dengeli beslenme ile düzenli fiziksel aktivite yapmayı yaşam tarzı alışkanlığı haline getirmeleri, hem hastalıkları önlemeye yardımcı olacak hem de yaşam kalitelerini artıracaktır. Dileyenler, bana sosyal medyadan ve iletişim bilgilerimden ulaşabilirler. Sağlık, mutluluk, huzur, pozitif, enerji dolu, fit ve formda olacağınız bir Şubat ayı geçirmeniz dileğiyle…
www.gulertosunbayraktar.com
UzmDyt Güler Tosunbayraktar
sağlıklı yaşam
Fatoş Altınbaş Sarıgül Altınbaș Holding Danıșma Kurulu Üyesi Fatoș Sarıgül sağlıklı yașam sırlarını paylaștı.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı? Uyguladığınız özel bir diyet ya da detoks programı var mı?
Hafta başlarında meyve, sebze ağırlıklı beslenmeye ve geceleri sindirim sistemini dinlendirecek şekilde erken yemeye özen gösteriyorum. Bazı günler sadece sıvı detoksu ile vücut temizliği yapıyorum. Her gün bir saat spor yapıyorum. Yapamadığım günlerde asansör kullanmayıp merdiven çıkarak günlük aktivitemi tamamlamış oluyorum.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Șehir hayatından her fırsatta uzaklașarak doğanın içindeki yașam alanlarında bulunmanın ruhuma ve vücuduma iyi geldiğini düșünüyorum.
Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Sağlıklı yaşam, kişinin vücudunun iyiliğini sağlayacak şekilde düzenli beslenmesi, spor yapması, zinde olması, dolayısıyla mutlu olması demektir. Sadece vücudun sağlığı için değil, aynı zamanda ruhun sağlığı için de fiziksel aktivite yapmaya özen gösterilmeli; kişi, ruhunu beslemek için zaman yaratmalıdır.
146 magdergi.com.tr
Kaliteli yaşam için özel bir sırrım yok fakat stresli şehir hayatından her fırsatta uzaklaşarak doğanın içindeki yaşam alanlarında bulunmanın ruhuma ve vücuduma iyi geldiğini düşünüyorum.
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Ne sıklıkta spor yapıyorsunuz?
Hemen her gün bir saat, farklı kas gruplarını çalıştıracak şekilde egzersiz yapıyorum. Egzersiz yapamadığım günlerde mutlaka vücudumu uyandırmak için 20 dakika esneme yapıyorum. Bu, kendimi çok daha iyi hissetmemi sağlıyor.
Düzenli gittiğiniz özel spor merkezleri var mı? Evde oluşturduğumuz spor salonunda spor yapıyorum.
Güzellik sırlarınız neler?
Güzelliğin en büyük sırrı sağlıklı beslenmekten geçiyor. Alkol tüketimine dikkat etmek ve sigara kullanmıyor olmak çok önemli. Cilt temizliği ve uyku da şart.
OP. DR. GÜLÇİN TÜRKMEN SARIYILDIZ
Dünya Standartlarında Bir Hastane
M
edicana International Ankara Hastanesi’nden kısaca bahsedebilir misiniz?
Hastanemiz, özel sağlık sektöründe 25 yılı aşkın süredir hizmet veren zincir hastanelerden Medicana Sağlık Grubu’nun, amiral gemisi olarak biliniyor. Hastanemiz 2018 yılında onuncu yaşını kutladı. 20 bin metrekarelik bir alanda 120’nin üzerinde uzman hekim ve deneyimli sağlık profesyonelleri ile başkentin ve çevre illerin sağlık ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Rakamlara
baktığımızda 2008 yılından bu güne 1 850 000 hastaya sağlık hizmeti verdiğimizi görüyoruz. Bu sağlık sektörü içinde çok anlamlı bir rakam. Konumumuz, tam donanımlı kliniklerimiz, alanında uzman hekimlerimiz, ileri tıp uygulamalarımız ile hizmet veriyor olmaktan gurur duyuyoruz. Yüksek başarı oranlarıyla seyreden organ nakil merkezimizde karaciğer ve böbrek nakilleri yapıyoruz. Ayrıca kemik iliği nakil ekibimizle Türkiye ikinciliğini elimizde tutuyoruz. Kanser cerrahisi ve radyoterapi, medikal onkoloji kliniğimizle, senede 10.000 civarı kanser hastasına tam donanımlı bir merkez olarak hizmet veriyoruz.
advertorial
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Gülçin Türkmen Sarıyıldız, Medicana International Ankara Hastanesi hakkında genel bilgileri, sağlık alanındaki çalıșmalarını ve sağlık sektöründe teknoloji ve dijitalleșme konularını MAG Dergisi okuyucuları için değerlendirdi.
El cerrahisi, epilepsi cerrahisi, mikro cerrahi gibi spesifik alanlarda uzmanlarla çalışıyoruz. Yine 2018’in son çeyreğinde Atılım Üniversitesi ile imzaladığımız afiliasyon ile üniversite hastanesi kapasitesinde olduğumuzu ortaya koymuş bulunuyoruz. Şu anda böyle gerçek bir afiliasyon Ankara’da yok. Bu gerçekten Ankara’da sağlık alanında bir ilk ve Türkiye’de birçok şeye örnek olabilecek bir adım.
Yıllardır Ankara’da sağlık yöneticileri arasında öne çıkan bir isimsiniz. Sizi biraz tanıyabilir miyiz?
Yaklaşık yirmi yıldır hekim ve sağlık yöneticisi olarak sektörde hizmet veriyorum. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum. İlkokuldan beri hayalimdeki mesleğe kavuşmanın ardından genç yaşta sağlık yöneticiliği yapmaya başlamamla birlikte işletme öğrenimi de aldım. Yol beni yöneticiliğe itti ama hekimlikten ve hissettirdiği duygudan da asla vazgeçmedim. Bununla beraber çalıştığım kurum ve hastalarını sahiplenmeyi seviyorum. Hekim olmamın avantajını ise özellikle riskli ve zor bir meslek grubu olan hekimlerle çalışırken yaşıyorum. Evliyim ve bir çocuk annesiyim. Hem hekimlikte hem de yöneticilikte gelişmek ve gündemi yakalamak için okumaktan ve araştırmaktan vazgeçmiyorum. Her ikisi de benim olmazsa olmazım.
Medicana International Ankara Hastanesi’nin özellikli ve öne çıkan branşlarından biraz bahsedebilir misiniz?
Medicana International Ankara Hastanesi kemik iliği nakil ekibimizle Türkiye ikinciliğini elimizde tutuyoruz. Sağlık turizmi kapsamında organ nakli, kemik iliği gibi spesifik ve büyük cerrahi operasyonlarda da büyük başarılar elde ettik. Radyo cerrahide geçerli en son teknoloji olan Cyberknife Tedavisi’nde hasta sayısına göre dünya birinciliğine sahibiz. Yüksek başarı oranlarıyla sonuçlanan organ (böbrek ve kornea) ve kemik iliği nakilleri ile hastalarımızın yeni bir hayata merhaba diyebilmeleri için çabalıyoruz. Öne çıktığımız bir diğer nokta ise ileri tıp uygulamalarımız. Günümüzün en önemli sağlık sorunu olan kanserin tanı ve tedavisinde tam donanımlı bir merkez olmaktan gurur duyuyoruz. Kanser cerrahisi, radyoterapi ve medikal onkoloji kliniğimizle senede on bin civarı kanser hastasına tam donanımlı merkez olarak hizmet veriyoruz. Her türlü radyolojik tetkikin yanı sıra, başta kritik kanser ameliyatları olmak üzere, cerrahide yüksek başarı oranıyla hizmet veriyoruz. Bunlara örnek olarak baş - boyun cerrahisi, meme - endokrin cerrahisi, akciğer kanseri cerrahileri, kolorektal cerrahi, ortopedi ve mikrocerrahi, el cerrahisi, beyin cerrahisi, epilepsi cerrahisi ile jinekolojik onkoloji ameliyatlarını saymak mümkün. Güncel cerrahi yaklaşımları kapsamında laparoskopik yöntemlerle de hastalarımızın konforu için hizmet veriyoruz. Medikal onkoloji ünitesinde uzman ekibimizle güvenli kemoterapi hizmeti sunarken, radyoterapi (ışın tedavisi) imkanlarında dünyadaki benzerlerimizle yarışır durumdayız. Çocuk sağlığı ve hastalıkları kliniğimizde çocuk gastroenteroloji, çocuk endokrinolojisi, çocuk kardiyolojisi ve çocuk alerjisi dallarında da alanında güçlü ve uzman hekim kadrosu ile hastalarımıza hizmet sunuyoruz. Toplum sağlığının geliştirilmesi konusunda önceliğimiz kadınlar. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanseriyle mücadele ile erken tanı öne çıkardığımız çalışmalar arasında yer alıyor. Muayene sonrası gerek duyulduğunda hastalarımıza üç boyutlu mamo sentezli dijital mamografi ve ultrasonografiyle
Sağlık sektörü çok hızlı gelișen teknoloji ve buna paralel dijitalleșen dünyada her geçen gün tanı, tedavi, tedavi sonrası koruyucu sağlık gibi süreçlerde büyük adımlar atıyor.
daha hassas, konforlu, hekim ve hasta dostu teknolojiyle aynı gün içinde hizmet sunuyoruz. Meme koruyucu cerrahi, Intraoperatif Radyoterapi Teknolojisi ile hastalarımız cerrahi operasyon esnasında radyoterapi görüyor ve ameliyat sonrası uygulanan radyasyon tedavisinden kurtuluyor. Alanında uzman plastik cerrahlarımızla bu hastalarımızın meme onarımı konusunda da yanındayız. Tüm dünyada yaşamı en çok tehdit eden kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde toplumuzun geleceği çocuklarımızın sağlığı için de deneyimli ve geniş bir hekim kadrosuyla hizmetteyiz. Multidisipliner tedavi yaklaşımı ve tıbbın tüm dallarında sahip olduğu güçlü hekim kadrosu ile teknolojiyi takip ederek hizmet veren hastanemiz, kanser tedavisinde de ön plana çıkmıştır. Bugüne kadar Türkiye’nin kanser hastalığıyla mücadelesine destek olan Medicana International Ankara Hastanesi olarak, Discovery IQ PET /CT ve Versa HD cihazlarıyla etkin tanı ve tedavinin yanı sıra hasta konforu öncülüğünde de hizmet vermeye devam ediyor olmaktan gurur duyuyoruz. Medicana International Ankara Hastanesi olarak ayrıca sağlık turizminde önemli bir hasta potansiyeline sahibiz. İleri tıp uygulamalarındaki güçlü altyapımız ve nitelikli hekim kadromuz sayesinde Batı Avrupa’da ağırlıklı olarak Hollanda’dan; Doğu Avrupa’da Kosova, Bosna-Hersek, Arnavutluk ve Makedonya’dan; Kafkaslarda Kazakistan, Gürcistan ve Azerbaycan’dan; Ortadoğu’da Irak ve Suriye’den; Arap Yarımadası’nda BAE ve Yemen’den; Kuzey Afrika’da Libya ve Cezayir’den hastalar hastanemizi tercih ediyor. Bu anlamda uluslararası hasta trafiğinin Ankara’ya çekilmesinde rol oynuyoruz.
Son birkaç yıldır oldukça fazla konuşulan sağlık ve teknoloji ile ilgili genel görüşlerinizi almak isteriz.
Endüstri, sanayi, tarım, moda, turizm, iletişim, basın ve medya gibi hayatımızın birçok alanında büyük yer etmeye başlayan teknoloji, sağlık alanında da birçok değişimi tetikliyor. Sağlık sektörü çok hızlı gelişen teknoloji ve buna paralel dijitalleşen dünyada her geçen gün tanı, tedavi, tedavi sonrası koruyucu sağlık gibi süreçlerde büyük adımlar atıyor. Örneğin şu anda bile hastalar, teknoloji ve dijital sistemler ile online randevu; doğru sağlık bilgilerine hızlı ve kolay erişim; soru sorma ve yanıt alma; tahlil ve tetkik sonuçlarına ulaşma ve bunların yanı sıra bırakın yurt içinde, yurt dışındaki bir hekime
danışma gibi bir çok imkanı kullanabiliyor. Diğer yandan iletişim kanallarının ve yöntemlerinin dijitalleşmesi, sağlık sektöründe yönetim kadrosundan tıbbi kadroya kadar hepimize önemli bir sorumluluk yükledi: Doğru, şeffaf ve güvenilir bilgi paylaşmak. Çünkü dijitalleşme ile birlikte sağlık okuryazarlığı arttı. “Google” gibi dev bir havuz hepimizin elinin altında. Hemen her sağlık kurumunun, doktorun sosyal medya hesapları var ve çok hızlı ve yoğun bilgi paylaşımı var. Dolayısıyla hastalar da bu kaynakları kullanıyor. İşte bu kadar hayatımızın içine nüfuz etmiş bir dijital dünyayı yönetmek ve doğru bilgi akışını sağlamak en önemli sorumluluklarımızdan birisi.
Dünya nüfusu hızla yașlanıyor. Bu durum iyi bakım ve iyi tedavinin hayati bir öneme sahip olabileceğini gösteriyor.
Sağlık okuryazarlığı konusunda basının, devletin, sivil toplum örgütlerinin, doktorların ciddi bir çaba sarf etmesi gerekiyor. İnsanları bilinçlendirirken önceliğimiz insanlara hastalığı öğretmek değil, hangi durumda ne yapacaklarını, hangi yola başvuracaklarını, kime güveneceklerini, neyi sorgulayacaklarını öğretmek olmalı. Bu sebeple hepimiz teknoloji ve dijitalleşme konusunda hızlı bir adaptasyon süreci yaşamalıyız.
Türkiye, sağlık teknolojisinde diğer ülkeler ile kıyaslandığında ne durumda?
Sağlık teknolojileri konusunda çok donanımlı bir ülkeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımız’ın hayali olan şehir hastanelerinin devreye girmesiyle de neredeyse hemen her yerde akıllı binalarımız ve son teknoloji cihazlarımızla hizmet verir hale geldik. Özel sektör ve üniversite hastanelerimiz yine öncü rol oynayarak ileri tıp uygulamalarının yapılabildiği çok gelişmiş tedavilerin gerçekleştiği hastane konumunda. Sadece belki dışa bağımlı olan bu teknolojinin yerli yatırımla desteklenip teknolojiyi üretebilir hale gelmemiz, önümüzdeki on yılın önceliği olacaktır.
Hızla gelişen teknoloji ve dijitalleşmenin sağlık sektörüne yansıması nasıl olacak? Yakın gelecekte ne gibi yenilikler göreceğiz sizce?
Sağlıkta da yakın geçmişe kadar bahsetmediğimiz ancak teknolojinin son dönemde gösterdiği hızlı gelişim ivmesi ile yakından takip ettiğimiz birçok ürün, uygulama, cihaz, teşhis ve tedavi yönetimi ortaya çıktı. Yapay zeka, sanal gerçeklik, 3D organlar, robotik uygulamalar (ilaç dağıtımından cerrahiye kadar), beş duyuya sahip robotlar ve hissi açık robotik uzuvlar, nöro medikal cihazlar, kişisel DNA profilleri ve buna bağlı kişiselleştirilmiş tedaviler ve erken teşhisler, kök hücre alanındaki hızlı ve etkili gelişmeler, gen ve klon bankaları, ses tanıma uygulamaları, veri tabanı ve veri madenciliği çalışmaları, akıllı kartlar ve bunlara bağlı geliştirilen implant uyarlamaları ve daha niceleri… Bugün bunlardan bahsediyor ve gelişmelerini başta sağlığa hizmet veren insanlar olmak üzere hepimiz izliyorsak, altında yatan teknolojinin gücünü görmemiz ve bu alanda hıza ayak uydurmamız gerekiyor.
Teknoloji ve dijitalleşmenin sağlık sektöründe yaratacağı öngörülen bu denli hızlı bir dönüşüm hakkında siz ne düşünüyorsunuz?
Dijitalleşme sayesinde sınırlar olmadan sağlık alanında hizmetlere ulaşacağımız, dünya genelinde her eve ve her kişiye daha az maliyetle dokunabileceği günleri görmemiz çok uzak değil. Aruba Raporu’ndan örnek verirsem, sağlık alanında yaşayacağımız bu dönüşüm bir tür bilim kurgu gibi görülmemeli. Aslında hali hazırda bunların ilk adımlarını deneyimliyoruz ve çok hızlı entegre oluyoruz. Dünya nüfusu hızla yaşlanıyor. Bu durum iyi bakım ve iyi tedavinin hayati bir öneme sahip olabileceğini
gösteriyor. Birleşmiş Milletler rakamları 60’lardan sonra nüfusun 2030 yılına kadar %56 artacağını ve bu durumun büyük ölçüde daha verimli sağlık hizmetleri ihtiyacını artıracağını söylüyor. Dönüşümlerde ve bu tip gelişimlerde riskleri görmeli, iyi analiz etmeli, ancak olumlu tarafından motive olmalıyız. Bugün mobil uygulamaların, aplikasyonların, giyilebilir teknolojilerin faydasını asla yadırgayamayız. Ülkemiz sağlık sektöründe, tanı ve tedavi yöntemlerinde dünyada önemli bir konumda. Sağlık teknolojileri konusunda donanımlı bir ülkeyiz. Ayrıca hem dünyada hem de ülkemizde eğitimli sağlık çalışanlarının gelişime sürekli katkı sağlaması, toplumun sağlık açısından kendini çok daha güvende hissetmesini sağlıyor. Sonuç olarak artık sağlık sektörü her alanında, teknoloji ve dijitalleşmeden bağımsız düşünülemez.
davet
GÜL ERGİ
OYA ANLAR ONAT, NURHAN TARMAN, AYNUR ARIKAN, BEYHAN BALLIK
Yılın İlk Daveti Türk Böbrek Vakfı yararına Türk Böbrek Vakfı Sosyal Komite Başkanı ve Yönetim Kurulu üyesi Seval Ermiş özel bir davet düzenledi. Seval Ermiş’in rahatsızlanarak katılamadığı davete Nurhan Tarman, Aynur Arıkan, Gül Ergi ve Oya Anlar Onat ev sahipliği yaptı. Gerçekleşen davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından çok sayıda hayırsever seçkin konuk katıldı. Davette, vakfa diyaliz cihazı bağışlayarak destek olan Nurhan Tarman ve Seyhan Sapmaz’a teşekkür plaketi verildi.
MELTEM DEMİR
ÇİĞDEM KAMER
TUBA GÜNEBAK
Fazla Kilo Problemi Kökten Nasıl Çözülür? Günümüzde șișmanlığın ve obezitenin bir sağlık problemi olduğunu; “zayıflamak istiyorum” sözünün en sık kullanılan cümlelerden biri olduğunu ve Google’da 2.910.000 kez tıklandığını biliyor muydunuz?
advertorial
T
üm dünyada, 2008 yılında kilo problemi yaşayan insan sayısı 400 milyon iken, 2016 yılında bu rakam 600 milyona yükseldi. Şişmanlık, sadece kişinin kilosunun olması gerekenden fazla olması değil, vücudundaki toplam yağ dokusu miktarının da fazla olması demektir. Kilo problemi yaşayan bireylerde yağ dokusu fazlalığına bağlı olarak, kalp ve damar hastalıkları riski yaklaşık dört kat; hipertansiyon riski beş kat ve safra kesesi hastalıkları riski üç kat artar. Kilo sorunlarından kurtulmanın en etkili yolu diyet yapmaktır. Günümüzde Amerika’da 65 milyon kişinin en az bir diyet listesini uyguladığı saptanmıştır. Doğru diyet programı; kişinin
yaşına, cinsiyetine, cüssesine, vücut bileşimine, sağlık geçmişine, yaşam tarzına, çalışma koşullarına ve beslenme alışkanlıklarına uygun olarak hazırlanmış beslenme programıdır. Zayıflama yolculuğunu sağlıklı bir şekilde tamamlamak için bu yolculukta size rehber olacak bir diyetisyenle çalışmalısınız. Bu yolculuktan beklentileriniz ise toplam vücut ağırlığınızın azalması; kaybettiğiniz ağırlığın büyük bir oranının yağ dokusu olması; kan bulgularınızın düzelmiş olması ve ulaştığınız kiloyu uzun süre koruyabilmek olmalıdır. Sonuçların bu yönde gelişebilmesi için diyetisyeninizden size beslenme eğitimi vermesini istemelisiniz; öyle ki güncel araştırmalara göre beslenme eğitimi alan yetişkinlerin beslenme alışkanlıklarında olumlu yönde değişimler saptanmıştır.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Beslenme ve Diyet Uzmanı Turan Güneș Bulvarı Sancak Mh. 509 Sok 2/6 Yıldız-Çankaya / Ankara 0535 790 67 17 • 0312 438 39 99 drtubagunebak
sağlıklı yaşam
İdil Yazar Mutfağa olan tutkusunu așçılıkla taçlandıran İdil Yazar ile, onlarca takipçisinin merak ettiği, sağlıklı yașam ve denge üzerine yaptığımız özel röportajımızı sizlerle bulușturuyoruz.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı?
Kendimi kısıtladığım, yasakladığım bir beslenme düzenim yok. Öğünlerimi dengeli tutmaya gayret ediyorum. “Fast Food” çok az tüketirim.
Uyguladığınız özel bir diyet ya da detoks programı var mı?
Dikkat etmem gereken bir durum olduğunda öğünlerimden birini atlıyorum. Bu öğün genelde sabah kahvaltısı oluyor.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Kendime zaman ayırmak, gülmek, bardağın hep dolu tarafından bakmak...
Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Kendime zaman ayırmak, gülmek, bardağın hep dolu tarafından bakmak...
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Ne sıklıkta spor yapıyorsunuz? Spor yapmayı tamamen dış görünüşe, güzel görünmeye bağlayan biri değilim. Benim için spor yapmak, hareket etmek, sağlıklı yaşam düzeninde olması gereken birer zorunluluk. Bu yüzden günde yarım saat dahi olsa yoga yapmaya çalışıyorum.
Sağlıklı yaşam deyince çoğu kişinin aklına beslenme geliyor diye düşünüyorum. Bence “sağlık” kelimesini, yaşadığımız hayatın bütünü olarak düşünmeliyiz. Hem ruhu hem de bedeni besleyen bir düzen kurmalıyız.
Düzenli gittiğiniz özel spor merkezleri var mı?
Arkadaşlarımızla olan ilişkimizin, işimizin, aile düzenimizin, beslenmemizin, hepsinin sağlıklı olması için kilit kelimenin “denge” olduğunu düşünüyorum.
Doğal ürünleri kullanmayı tercih ediyorum. Yayına çıkarken bile çok az makyaj yapıyorum. Sabah - akşam düzenli cilt temizliği yapmaya özen gösteriyorum.
156 magdergi.com.tr
Yoga yapabileceğim her yer. (Gülüyor)
Güzellik sırlarınız ve düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri neler?
GİZEM ASLAN
MELİS ACAR
Ankara’nın İlk Bebek Spa Merkezi
B
iraz kendinizden bahseder misiniz? Gizem Aslan: 1986 İstanbul doğumluyum.
Halkla İlişkiler Bölümü mezunuyum. On yıl boyunca özel bir bankada yönetmen olarak çalıştım. Üç yıl önce oğlum Metehan Kemal doğduktan sonra hayata daha farklı bakmaya başladım. Ailemin de büyük desteği ile bilgi ve tecrübelerimi aldığım eğitimlerle birleştirerek, bebeklerin ve ailelerin keyifli vakit geçirebilecekleri, Ankara’da daha önce görülmeyen bir sistemi kurmak için, kız kardeşim Melis Acar ile birlikte bu girişimde bulundum. Merkezimizde ailelerin bebekleriyle beraber çok güzel anılar biriktireceğine inanıyorum.
Melis Acar: 1985 yılında İstanbul’da doğdum. Uludağ Üniversitesi Kimya Bölümü mezunuyum. Yaklaşık on yıldır kimya sektöründe satış, satın alma, iş geliştirme gibi çeşitli departmanlarda çalıştım ve çalışmaya da devam etmekteyim. Beş yıldır Almanya’da yaşıyorum ve 15 aylık Maya adında bir kızım var. Almanya’da “baby spa merkezi” ile tanışmam, kızım Maya doğduktan sonra oldu. Her şeyden önce bir anne olarak benim için de zamanın çok keyifli geçtiği bir deneyimdi. Gizem ile “Neden biz de Ankara’da böyle bir yer açmayalım?” düşüncesiyle yola çıktık ve yolumuz “Bluuh Baby Spa” ile kesişti. Bizzat kızımla deneyimlediğim bir aktiviteyi Ankara’ya taşıyacak olmak ve diğer aileleri de bu keyfe ortak edecek olmak çok güzel.
advertorial
Dünyada hali hazırda var olan “baby spa” konseptini Bluuh Baby Spa ile bașkente tașıyan Gizem Aslan ve Melis Acar ile Ankara için yeni olan bu konseptin merak edilenleri ve ikilinin bu olușumu tasarlama sürecindeki hikayesi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleștirdik.
Ankara’nın ilk ve tek spa merkezi Bluuh Baby Spa’nın hikayesini anlatır mısınız?
Biz iki kız kardeş olarak yurt dışında yaygın ancak Türkiye’de daha çok yeni olan bu uygulamayı Ankara’ya taşımak istedik. Bu yolda ilerlerken Bluuh Baby Spa ailesi ile tanışarak biz de ailenin birer parçası olduk ve Ankara’nın ilk ve şu an için tek spa merkezini kurduk. Bluuh Baby Spa, İstanbul Avrupa ve Anadolu yakası, İzmir, Bursa, Ankara ve Ordu’da şubeleri olan, bebeklerin floating (suda dans) uygulamalarından yararlandığı ve uzmanlar tarafından masaj uygulamalarının yapıldığı, ailelerin beraber keyifli vakit geçirebilecekleri bir bebek spa merkezidir.
Merkezinizde bebekler ve aileleri neler bekliyor? Uygulamalarınız için yaş aralığı nedir?
Merkezimizde sunulan hizmetler aslında bir aile aktivitesi şeklindedir. Bebeklerimize anne ve babalar, hatta bazen büyükanne ve dedeler de katılım sağlayabiliyor. Bu da ailelerin beraber vakit geçirmesine katkı bulunuyor. Bebekler spa keyfi yaparken ailelerimiz de onlar için hazırladığımız minik açık büfemizden yararlanabiliyor. Bebeklerimiz için bir de hamaklarımız mevcut. Ailelerimiz dilerse bebeklerini hamaklarda eğlendirebiliyor ve uyutabiliyor. Annelerimize de onları rahatlatmak adına özel mum yağları ile el masajı uyguluyoruz. Ailelerimizin merkezimize gelirken her zamanki bakım çantalarını yanına almaları yeterli oluyor. Uygulamalarımızda 0-10 ay arası bebeklerimize hizmet veriyoruz. Floating (suda dans) ve bebek masajı ile bebeklerin fiziksel ve sosyal gelişimini destekliyoruz.
Peki nedir bu “floating”?
Floating (suda dans) uygulamamız, yine Bluuh Baby markası adı altında üretilen özel ve güvenlikli boyun simidi ile bebeklerin suda yüzdürülmesidir. Floating uygulaması kas-sinir koordinasyonuna destek sağlar ve yerçekimi etkisi olmadığından beyin fonksiyonları daha hızlı gelişir. Uygulama sırasında bebekler ebeveynlerinden bağımsız ve özgürce suda zaman geçirir ve bu şekilde bebeğin özgüveni desteklenmiş olur. Bebek masajının destekçisi olan floating uygulaması, bebeklere bir çok beceriyi erken yaşta kazandırır. Bebeklerin psikolojik ve sosyal gelişimine katkı sağlar. Küvetlerimize her bebek için yeni su doldurulur ve yüzme sonrası mutlaka bebeklere özel hijyenik temizleyicilerle temizlenir. Su, küvete dolum aşamasında arıtmadan geçer. Kullandığımız suda klor ve kimyasal madde bulunmamaktadır. Uygulama sırasında bebeklerin başı ıslatılmaz ve kulaklarına su kaçması önlenir. Su ısısı 37 derece ve oda ısısı 24-25 derecede tutulur.
Bebek masajı uygulamalarınızdan bize bahseder misiniz? Bebeklere ne gibi fayda sağlamaktadır?
Öncelikle belirtmek isteriz ki merkezimizde bebek masajı, uzman hemşirelerimiz tarafından yapılmaktadır. Bebeklerimiz floating (suda dans) uygulaması sonrasında hemen masaja alınmaktadır. Dünyaca kabul gören bebek masajı; bebeklerin fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimine olumlu etki etmektedir. Bebeğin sağlıklı büyümesi, kas-iskelet sisteminin gelişmesi ve bağırsaklarında biriken gazın çıkarılması gibi pek çok fizyolojik etkisi vardır. Stresi azaltarak bebeğin rahatlamasına ve kolik-gaz sancılarının azalmasına etki eder. Ayrıca bebeğin çevresiyle olan iletişimini güçlendirmesini de destekleyen bir uygulamadır.
Mustafa Kemal Mah. 2157 Sokak No: 13/5 Kat: 2 Efe Plaza Çankaya/ANKARA Tel: +90 312 219 84 76 - Gsm: +90 542 511 64 27 www.bluuhbabyspa.com bluuhbabyspaankara
sağlık
Dilara Koçak
dilarak@magmedya.com.tr
Sağlıklı Yaşam Trendleri Bilim geliștikçe, beslenme ve sağlık alanında farklı konular gündemimize oturuyor. Okuduğum kaynaklardan edindiğim bilgiler ve gözlemlerime göre, bu senenin beslenme ve sağlık trendleri ve en çok konușulacak konularını sizlerle paylașıyorum.
M
İTOKONDRİ
Hücrenin organellerinden biridir ve hücrede enerji üretiminden sorumludur. Son yıllarda yapılan çalışmalar, birçok sağlık sorununun mitokondrilerin işlevini yerine getirememesinden kaynaklanabileceğini söylüyor. Yaşla beraber kas kaybı yaşandığı için mitokondri sayısı azalıyor ve çeşitli sağlık sorunlarına neden oluyor. İhtiyacınızdan fazla ve sağlıksız beslenme, mitokondrinin yorulmasına ve tembelleşmesine yol açabiliyor. Sağlıklı mitokondri fonksiyonunu desteklemenin yolu sağlıklı beslenmeden geçiyor.
KOLAJEN VE KEMİK SUYU
Vücuttaki temel protein türlerinden olan kolajen; kaslarda, deride, kanda, kemiklerde, kıkırdakta ve bağlarda bulunur ve vücutta cilt elastikiyetini artırma, kemikleri ve kasları bir arada tutma, eklemlere ve tendonlara yapı sağlama gibi birçok görevi vardır. Vücut, düzenli olarak kolajen üretebilir; fakat bu üretim yaşla birlikte yavaşlar. Sigara içme, güneşe fazla maruz kalma ve sağlıksız beslenme gibi etkenler kolajen üretiminin yavaşlamasını tetikler. Bu sene kolajeni ve en zengin kolajen kaynaklarından biri olan kemik suyunu smoothie’lerin ve latte’lerin içinde görmek mümkün.
LUTEİN VE ZEAKSANTİN
Neredeyse günün çoğunu telefon, bilgisayar ve televizyon başında geçiriyoruz. Bu durum mavi ışığa gereğinden fazla maruz kalmamıza neden oluyor. Bu nedenle bu sene göz sağlığıyla ilgili çalışmaların ön plana çıkacağını söyleyebiliriz. Çalışmalar, mavi ışığa maruz kalmanın retinaya zarar verebileceğini ve gözde yaşa bağlı maküler dejenerasyona yol açabileceğini şimdiden ortaya
160 magdergi.com.tr
koydu. Lutein ve zeaksantin bu noktada göz sağlığını destekleyen antioksidan maddeler olarak karşımıza çıkıyor. Bu maddeleri; kabak, brüksel lahanası, brokoli gibi sebzelerden ve yumurta beyazından karşılayabiliriz.
KENEVİR
Yıllarca yasaklanan bir besin olarak varlığını sürdüren kenevirin sağlığa faydaları yeni araştırmalarla ortaya çıkarılıyor. Tıbbi amaçlarla kullanılan kenevirin kronik ağrıdan uykusuzluğa ve hatta gastrointestinal hastalıklara kadar faydası olabileceği konuşuluyor.
MİKROBİYOTA
Mikrobiyota ve bağırsak sağlığı konularında yapılan çalışmaların sayısı günden güne artıyor ve uzmanlar daha kişiselleştirilmiş öneriler yapma yolunda ilerliyor. Kişiselleştirilmiş probiyotik kullanımı bu senenin gündemine oturacak gibi gözüküyor.
ŞEKERSİZ BESLENME
Şekere karşı olan savaşın birkaç yıldır alevlendiğini biliyoruz. 2019 yılında şekersiz beslenme daha da yaygınlaşacak ve meyvelerle tatlandırılan şekersiz tatlılar, beslenme rutinimizin odak noktası olacak. Bununla birlikte hindistan cevizi şekeri ve hurma püresi de yeni tatlandırıcımız olarak raflarda yerini alacak. Şekersiz smoothie ve kokteyller de ön plana çıkacak.
SÜRDÜRÜLEBİLİR BESLENME
Sürdürülebilir beslenme 2019’da trendler listesine girecek. Sebze ve tahıl tüketimi artarken, et tüketiminin azalması çok konuşulacak. Bunların yanı sıra çevresel atığı azaltmak ve sıfır atık prensibini benimsemek, toplumsal bilinci artırmayı hedefleyecek.
“Bir”likte Yoga 20 yıla yaklaşan deneyimlerini paylaşan Beril Çavuşoğlu ile birlikte yoga zamanı...
Yogainn Birlik Mahallesi, 435. Cad (5. Cad.) No:65 Çankaya /Ankara T: +90 312 496 44 45
Taps Academy Osmanağa Konakları 2494-2. Sok. No:12 Ümitköy Çankaya /Ankara T: +90 312 236 35 85
DR. ÖZGE KESEROĞLU
Son dönemlerde gündemden düșmeyen estetik uygulamaları ve 2019’un estetik trendleri hakkında Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu’yla ilgi çekici bir sohbet gerçekleștirdik.
advertorial
Estetik Dermatolojide 2019 Trendleri
M
edikal estetikte günümüzde en çok hangi uygulamalar yapılmaktadır?
Botulinum toksin uygulamaları son on yılda olduğu gibi günümüzde de en sık yapılan uygulamaların başında yer almaktadır. Botulinum toksin enjeksiyonu; alın, kaş arası ve göz çevresinde mimik hareketlerine bağlı oluşan ve zamanla derinleşen kırışıklıkların önlenmesi ve mevcut olanların azaltılmasında en etkili tedavi olarak kullanılmaktadır. Geçmişte bu uygulamanın kırışıklıklar belirginleştikten sonra yapılması gerektiği gibi yanlış bir inanış mevcutken, günümüzde kırışıklıklar derinleşmeden yapılmasının ne kadar önemli olduğu konusunda hastalarımız çok daha bilinçli hale gelmiştir. Kişinin mimik hareketleri doğrultusunda uygun dozlarda yapılan uygulamalar ile doğal görünümün korunduğu sonuçlar elde edilebilmektedir. Botulinum toksin uygulaması, mimik kırışıklıklarının azaltılmasının yanı sıra, el ve koltuk altı terlemesi tedavisinde de sıkça kullanılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir diğer popüler medikal estetik uygulaması dolgu enjeksiyonlarıdır. Dolgu enjeksiyonlarında, sorunlu olan bölgeye odaklanmaktan çok, tüm yüze bir bütün olarak yaklaşıp kişiye özel tedavi planlamalarıyla estetik, güzel ve doğal görünümlü sonuçlar yakalamak mümkündür.
Estetik uygulamalarına kaç yaşında başlamak daha uygun?
Aslında estetik uygulamalara başlamanın standart bir yaşı yok diyebiliriz; çünkü genetik ve çevresel pek çok faktör yaşlanma sürecimizi ve cilt sağlığımızı etkilemektedir. Ancak, yirmili yaşlardan itibaren ciltteki hyalüronik asit miktarının ve kolajen sentezinin her geçen yıl azalmasına bağlı olarak cildimizin daha cansız, mat ve nemini kaybetmiş bir hale geldiği, kırışıklık ve sarkmaların ortaya çıktığı bilinmektedir. Yaşlanma sürecindeki bu basamakları yavaşlatmak ve doğal görünümü kaybetmeden güzel yaş almak adına, cilt kalitesini arttırıcı işlemlere, kişinin ihtiyacına göre yirmili yaşlardan itibaren başlanabilir. Günümüzde cildin zaman içinde kaybettiği hyalüronik asidi yerine koyabilmek için farklı firmalar tarafından üretilmiş çok sayıda ürün bulunmaktadır. Bu ürünler arasında sadece hyalüronik asit içerenlerin yanında hyalüronik aside ek olarak kolajenin yapı taşı olan aminoasitleri, sağlıklı bir cilt için gerekli olan vitamin ve mineralleri içeren kombine ürünler de bulunmaktadır. Bu uygulamalar; yüz, boyun ve el sırtlarındaki kırışıklık ve sarkmaların giderilmesi, cilt gevşemesinin yok edilmesi ve nemlendirmek amacıyla kullanılır. Ciltte kolajen sentezini uyararak, cilt kalitesini arttırmak amacıyla PRP tedavileri, kök hücre, somon DNA enjeksiyonları, mezoterapiler tek başına veya mikro iğneleme, altın iğne gibi cihaz uygulamaları ile kombine olarak uygulanabilmektedir. Tüm bu işlemler cildi yeniden yapılandırarak cilt kalitesini arttırmakta, genetik ve çevresel faktörlerce belirlenen yaşlanma sürecini geciktirmektedir.
Yaşlanma karşıtı bu işlemler dışında derideki başka sorunlar ve hastalıklar nedeniyle de uygulamalar yapılıyor mu?
Gelişen teknoloji sayesinde dermatoloji alanına giren pek çok hastalığın tedavisinde yeni alternatiflerimiz mevcut. Sivilce, sivilce izleri, yüzde kızarıklığa yol açan rozacea hastalığı, cilt lekeleri, saç dökülmesi, deri üzerinde farklı sebeplere bağlı oluşmuş izler, kılcal
Cilt kalitesini arttırıcı ișlemlere, kișinin ihtiyacına göre yirmili yașlardan itibaren bașlanabilir.
damar oluşumları, gebelik ve büyüme sonrası oluşmuş çatlaklar, el ve koltuk altı terlemesi başta olmak üzere birçok dermatolojik hastalık tedavisi için mikro iğneleme, fraksiyonel lazer, Nd:YAG lazer, altın iğne, Q-anahtarlı Nd:YAG lazer cihazları tek başına veya mezoterapilerle kombine olarak kullanılabilmektedir.
Leke tedavisinde en sık hangi yöntemleri tercih ediyorsunuz?
Lazer yöntemleri ile hem derin hem de yüzeysel cilt lekelerinin tedavi edilebilmesi önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Leke tedavisinde hedef elbette lekelerden tamamen kurtulmak ve renk farklılıklarını ortadan kaldırmaktır; ancak leke tedavisinin sabır gerektiren, zahmetli ve uzun bir süreç olduğu unutulmamalıdır. Uygulanacak tedaviler ve tedavi süresi; lekenin tipine, derinliğine, şiddetine ve cilt tipine göre farklılıklar göstermektedir. Gelişen lazer teknolojileri sayesinde günümüzde leke tedavilerinde daha etkin sonuçlar alınmaktadır. Lazer yöntemleri ile hem derin hem de yüzeysel cilt lekelerinin tedavi edilebilmesi önemli bir avantaj sağlamaktadır. Leke tedavisinde en sık kullanılan lazerler Q-Anahtarlı Nd:YAG lazerlerdir. Bu lazerlerle yapılan işlemlerde sağlıklı deriye zarar vermeden melanin içeren hücreler hedeflenir. Lekelerin tedavisinde kullanılan diğer yöntemler arasında kimyasal peeling (soyma) işlemleri, leke mezoterapileri ve PRP uygulaması yer almaktadır. Kişinin cilt yapısı ve lekenin derinliğine bağlı olarak bu yöntemlerden uygun olan seçilebilir ya da birden fazlası kombine olarak kullanılabilir.
Son yılların en popüler uygulamalarından biri olan “Fokus Ultrason Yöntemi” hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ameliyatsız yüz germe işlemleri arasında bulunan “Fokus Ultrason Yöntemi”nde, odaklanmış ultrason dalgaları kullanılarak deri altındaki asıcı tabakada kolajen sentezi uyarılmakta ve bunun sonucunda işlemi takip eden günlerde daha sıkı, gergin ve genç görünümlü bir cilt ortaya çıkmaktadır. . Fokus Ultrason Yöntemi, boyun ve gıdı gölgesinde sarkma, dekolte bölgesinde kırışıklık, kaş ve göz kapağı düşüklüğü, çene hattında düzensizlik, alın bölgesinde kırışıklık gibi sorunları olan tüm kişilerde etkin bir şekilde kullanılabilmektedir. Ortalama 40 dakika süren bu tek seanslık uygulama sonrasında kişi, günlük aktivitelerine hemen dönebilmektedir. Enjeksiyon, kesi olmaksızın uygulanabilmesi ve sonrasında iyileşme sürecine ihtiyaç duyulmaması nedeniyle cerrahi yüz germe operasyonlarına çok iyi bir alternatiftir. Özellikle cerrahi için kendini hazır hissetmeyen kişiler veya cerrahi uygulama olmaksızın yüzde toparlanma isteyen kişiler bu yöntemi sıklıkla tercih etmektedirler.
Fazla kilolar ve selülitlerden kurtulmak amacıyla hangi yöntemler uygulanabilir?
Bölgesel yağlanma ve selülit, günümüzde her yaştan kadın ve erkeğin ortak problemlerinden biri. Bölgesel incelme yöntemleri, özellikle inatçı ve kalıcı bölgesel yağlanma sorunu olan, diyet ve egzersizle kilo vermekte zorlanan, ilaç ya da bitkisel tedavi kullanmayı tercih etmeyen, cerrahi prosedür düşünmeyen ve işlem sonrası günlerce iyileşmeyi beklemeden hemen günlük yaşama dönmek isteyen kişilerde rahatlıkla uygulanabilen yöntemlerdir. Bölgesel incelmede kullanılan yöntemler arasında mezolipoliz ve cihaz uygulamaları en sık tercih edilenlerdir. Bu yöntemler, göbek, bel, bacak, basen, kollar gibi bölgesel yağ birikiminin olduğu tüm bölgelere uygulanabilmektedir.
Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu - Özel DrDerm Polikliniği Tunalı Hilmi Cad. 111/6-7 Kavaklıdere/Ankara Tel: +90 312 465 05 65
davet
FÜSUN KAYAALP, SİBEL ARDA
SİNAN-MİNE AYGÜN
YİĞİT KORKUT
Çikolata ve Caz gecesi Fitiz Mutfak, konsept gecelere ev sahipliği yapmaya başladı. Ayda bir kez düzenlenecek olan gecelerin ilkinde caz müzik eşliğinde Aynaz Özkaşıkçı çikolata atölyesi gerçekleştirdi. Caz müziğin başarılı isimlerinden Eylül Ergül ve Orkestrası’nın sahne aldığı gecede Ankara cemiyet hayatının tanınan isimlerinden ve “İlk Isırıkta Aşk” isimli yemek kitabını geçtiğimiz yıl çıkaran Aynaz Özkaşıkçı, çikolata ve tatlı tarifleri verdi. Özkaşıkçı, ayrıca çikolatanın tarihi ve aşkla bağlantısı gibi konularda da bilgiler sundu. Ayrıca Fitiz Mutfak’ın kurucularından Diyetisyen Elvan Odabaşı da çikolatanın sağlık yönünden faydalarını anlattı.
166
AYNAZ ÖZKAȘIKÇI
ELVAN ODABAȘI
ÜLKÜ ÖCAL BOLOL
Grip Salgınından Nasıl Korunabiliriz
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz?
1978 Adana doğumluyum.Tüm eğitim hayatım Ankara’da geçti. 1997 yılında başladığım Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi eğitimimi 2003 yılında tamamladım. 2004-2009 yıllarında Ankara
Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nde ihtisasımı yaptım. 2009-2011 yıllarında Göğüs Hastalıkları Uzmanı olarak mecburi hizmetimi bitirdim. 2011 yılından beri özel hastanelerde görev yapmaktayım. 2018 Kasım ayından beri Özel Çayyolu Medisun Hastanesi’nde çalışmaktayım.
advertorial
Özel Çayyolu Medisun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Ülkü Öcal Bolol, kıș aylarında sıkça görülen grip hastalığından korunma ve tedavi yöntemlerini anlatıyor...
Grip nedir?
Grip, virüs kaynaklı oldukça bulaşıcı bir hastalıktır ve influenza adı verilen bir virüs bu enfeksiyona neden olur. Hayvan ve insanda ayrı ayrı bulunan virüs birleşip kendi içlerinde değişikliğe yani mutasyona uğradığında ortaya çıkan enfeksiyon, hayvanın ismine göre adlandırılır. Kuş gribi, at gribi, domuz gribi gibi...
Peki grip nasıl yayılır?
Grip virüsü genellikle damlacık yoluyla hapşırma, öksürme ve konuşma gibi durumlar sonrasında ortama yayılır ve havada asılı kalır. 2 metrelik alana kadar bulaşıcıdır. Ayrıca hasta kişinin kullandığı çatal, kaşık, bardak ortak kullanımı, el sıkışma gibi yollarla da bulaşma riski artar. Özellikle vücut direnci düşük, uykusuzluk çeken, beslenmesi yetersiz, kronik hastalığı olan ve sigara kullanan kişilerde yayılımı daha hızlı olabilir. Ayrıca kapalı - kalabalık ortamlarda bulunmak da yayılım hızını artıran bir etkendir.
Grip hangi dönemlerde tehlikeli olur?
Grip; Ekim - Nisan aylarında hastalığa neden olur. Ocak - Şubat aylarında salgın olasılığı artar. Vakaların çoğu ciddi değildir ve tedaviye yanıt verir. Ancak yaşlılarda, kronik hastalığı olanlarda (KOAH, astım, HT, DM, kalp hastalığı, kanser hastaları), immün süprese ilaç kullananlarda, bağışıklık sistemi zayıf olduğundan grip ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle zatürre gelişmesi ölümcül seyredebilir.
Grip belirtileri nelerdir ve tedavide ne yapılmalıdır?
Grip belirtileri virüs vücuda girdikten 1 - 2 gün sonra görülmeye başlar ve belirtiler bir anda, şiddetli olarak ortaya çıkar. Aniden 38 - 40 dereceye yükselen ateş, şiddetli yaygın kas ağrıları, halsizlik, öksürük gibi şikayetlerle kendini gösterir. Antibiyotiğe karşı direnç oluştuğunda tedavi süreci zorlaşacağı için hekim önermedikçe kesinlikle antibiyotik kullanılmamalıdır. Grip tedavisine semptomatik yaklaşılır. Önerilen tedaviler yatak istirahati, bol sıvı tüketimi, yeterli beslenme ve hekimin önerdiği ilaç tedavisinin kullanılmasıdır.
Gripten nasıl korunabiliriz?
Gripten korunmak için hasta kişilerle yakın temastan, ortak eşya kullanımından, AVM gibi kapalı ve kalabalık ortamlardan kaçınılmalıdır. Ancak gripten korunmada en etkili yöntem grip aşısıdır. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) raporlarına göre; 65 yaş üstü, kronik kalp hastalığı, kronik akciğer hastalığı, böbrek ve karaciğer yetmezliği yaşayanlar, şeker hastaları, bağışıklık sistemi baskılanmış kanser hastaları gibi ciddi sağlık sorunu olanlar, sağlık çalışanları, bakımevi ve huzurevinde yaşayan risk gruplarının her yıl aşılanması gerekmektedir. Grip mevsiminin ülkemizde Ocak ayında başlaması nedeniyle grip aşısı her yıl Ekim - Kasım aylarında risk gruplarına özellikle önerilmektedir. Çünkü bağışıklık yanıtının oluşması için en az 20 günlük bir süre gereklidir.
Özellikle vücut direnci düșük, uykusuzluk çeken, beslenmesi yetersiz, kronik hastalığı olan, sigara kullanan ve kapalı-kalabalık ortamlarda bulunan kișilerde yayılımı hızlı olabilir.
Sports International Şimdi Çankaya Vadi’de! Sports International - Çankaya Vadi, yemyeșil vadi manzarasıyla 6000 m2 alanda üyelerinin motivasyonunu arttıracak sağlıklı bir yașam tarzı sunuyor.
Bünyemizde bulunan iki adet yarı olimpik kapalı havuzda ister size özel ayrılmış kulvarda tempolu olarak yüzebilir, isterseniz de aqua fitness dersinde eğlenerek form tutabilirsiniz. Suyun kaldırma kuvveti, yer çekiminin yaratmış olduğu omurga üzerindeki baskıyı ortadan kaldırarak omurlara yük bindirmeden, direkt olarak kas yapısını çalıştırma imkanı sağlıyor. Ailecek kullanabileceğiniz havuzlarımızda çocuklarımız için temel yüzme eğitimi, profesyonel eğitmenler tarafından verilmektedir. Kişiye özel hazırlanan egzersiz programlarını uygulamanız için en son teknolojiye sahip 214
adet fitness parkurunu, 45 dakikada ortalama 700 kaloriye kadar yakmanızı sağlayan motivasyonu ve enerjisi yüksek spinning derslerini, kalp ve dolaşım sisteminizin sağlığı için dünyanın en iyi kardiyo makinelerini ayağınıza getirdik. Salonumuzdaki çeşitlilikle hiç sıra beklemeden egzersizlerinize devam edebilirsiniz. Tek başına egzersiz yapmayı sevmeyenler için müziğin ritmiyle ve eğitmen eşliğinde eğlenerek form tutacağınız çeşitli saat seçenekleriyle 35 farklı grup dersi programını tercih edebilirsiniz. Aletli pilates stüdyosunda özel eğitmenlerimizle tamamlayacağınız 30 seans sonrasında bambaşka bir vücuda sahip olabilirsiniz! Hedefleriniz biraz daha yüksekse en iyi grup fonksiyonel antrenman dersleri, kuvvet ve koordinasyon geliştiren crossfit alanı ve TRX ile eğlenceli grup PT dersleri sizi bekliyor. Günün stresini atabileceğiniz ve kondisyonunuzu en üst seviyeye taşıyacağınız kickboks dersleri, her ay farklı yarışmalar ve turnuvalar ile sosyalleşeceğiniz eğlenceli dakikalar, iş çıkışlarında arkadaşlarınızla eğleneceğiniz masa tenisi maçları ile hayatınıza renk katıyoruz. Egzersiz sonrası kaslarınızı rahatlatmak için jakuziyi ya da saunayı tercih edebilir, güneşlenme terasında sağlıklı atıştırmalıklar ve içecekler eşliğinde güneş ışığının keyfini çıkarabilirsiniz. Buna ek olarak Rhythm SPA ‘da masaj ve hamam hizmetinden avantajlı olarak faydalanabilirsiniz. Çocuklarımızı da unutmadık! Çocuk bakımı bölümü ile aklınız çocuklarınızda kalmadan rahatlıkla sporunuza konsantre olabilirsiniz. Ayrıca onlar için saat saat planlanmış eğlenceli ve geliştirici aktiviteler ve egzersiz seçenekleri de sunuyoruz. Sports’lu olmanın avantajlarını yaşamaya bugünden başlayın. Size artık çok yakınız!
ANKARA Bilkent, Altınoran, Çankaya Vadi -İSTANBUL-Ataköy, Kadıköy, Șișli - İZMİR Mavișehir –MERSİN-Marina 4447535 www.sportsinternational.com.tr
advertorial
T
ürkiye’ye 1994 yılında fitness ve spor merkezi işletmeciliğini kurumsal olarak getiren ilk kuruluş olan Sports International, sunduğu birçok hizmet ve aktivite çeşitliliğiyle sektörde öncü konumunu korumaktadır. Bugün, Türkiye’de dört şehirde toplam sekiz tesisi ile 55,000 üyesine sağlıklı bir hayat sürdürebilmeleri için yol göstermeye devam etmektedir. Bugüne kadar 200,000 ‘den fazla üyeye düzenli egzersiz yapma alışkanlığı kazandıran Sports International, bireylere yeni bir yaşam tarzı oluşturmak için kendini sürekli olarak geliştirmekte ve yenilemektedir. Geniş egzersiz alanları, yeni branşlar, yenilenen grup ders programları, gündemi takip eden eğitimli uzman kadrosu ve son teknoloji ekipmanlarıyla her seviyede egzersiz yapan bireylere uluslararası kalite standartlarında hizmet vermeye devam etmektedir. 25 yıldır kalitesinden ödün vermeyen Sports International, tüm tecrübesiyle daha fazla kişinin hayatına dokunmak için büyümeye devam ediyor. Yılların tecrübesiyle şehrin tam merkezinde, doğayla iç içe, yenilenmiş alanları, ekipmanları ve uzman kadrosuyla Sports Çankaya Vadi olarak üyelerimize hizmet vermeye başlıyoruz.
??????????
EBRU GÖKÇE
Sihirli dokunușlarla göz kamaștırıcı bir güzelliğe kavușmak için Gökçe Güzellik’in kurucusu Ebru Gökçe, kirpik lifting’den kıl tekniğine, ipek kirpikten ombre kașlara kadar merak edilenleri ve yüzün çerçevesi kaș ve kirpiklerin 2019’daki evrimini anlatıyor...
advertorial
Güzelliğinizi Doğallıkla Çerçeveleyin
K
aş ve kirpik uygulamalarında yeni trendler nedir?
Kaş ve kirpik uygulamaları, makyaj yapan her kadının hayatını kolaylaştıracak uygulamalardır. İpek kirpik, kirpiklerin kalınlığını ve uzunluğunu artıran bir uygulamadır. İpekten hazırlanan ürünler, sağlıklı ve göze özel bir yapıştırıcı ile tek tek takılır. Dikkatli kullanımda bir zararı yoktur. İşlem sonrası makyaj yapmaya gerek kalmaz. Kirpikleri olup da her gün şekillendirici kullanan kişilere de kirpik liftingi (kaldırma) öneririm. Bu işlemin kullanım süresi daha uzundur. Doğallık isteyen hanımlar için de en uygun uygulamadır. Kirpik liftingi uygulanırken kirpiklere keratin bakımı da yapılır. Bu da ince kirpiklerin beslenip kalınlaşmasını sağlar.
Doğallık isteyen hanımlara en uygun uygulamadır. Kirpik liftingi uygulanırken kirpiklere keratin bakımı da yapılır.
Gökçe Güzellik olarak 2019 kaş uygulamasında tercih ettiğiniz yöntemler nelerdir?
Uygulamalarımızda en önemli etken kişinin göz, yüz ve kaş yapısıdır. Çalışmalarımızda bu üç etken göz önünde bulundurulur. Tabii ki kişi istekleri de çok önemlidir ancak her uygulama her kişiye uygun olmayabiliyor. Kaş uygulamalarında yoğunlukla, kıl tekniği ve ombre kaş daha çok tercih ediliyor. Bu ikisi doğala en yakın uygulamalar olarak kabul ediliyor.
Uygun yüz şekillerine göre kaş dizaynı nasıl olmalıdır?
Her kişinin yüz ve kaş şekli ve bunların birbirine oranı farklıdır. Kalıcı makyajda en önemli konu ölçümdür. Çok dikkat ve titizlik isteyen bir konudur. İşlem önce altın oran yüz ölçümü ile başlar. Bu aşamada mühendis gibi çalışılmalıdır; çünkü sonradan yapılacak her işlemi bu kalıp belirler ve sonlandırır.
Kaş ve kirpik uygulamalarında doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Her kadın, kaşlarının gür ve vurgulu, kirpiklerinin uzun ve kıvrık olmasını ister. Bu kadar çeşitli ve günlük hayatı kolaylaştıracak, aynı zamanda sağlık açısından bir problem yaratmayan uygulamalar varken hala çekinceleri olan kişiler var. Bu uygulamaları gönül rahatlığıyla yaptırabilirler, çünkü kalıcı kaş uygulaması kişinin dökülen kaşlarını yeniden canlandırıp eski haline getirebiliyor. Birçok kullanıcıda böyle olduğunu tecrübe ettik.
Rutin kaş ve kirpik bakımında önerileriniz nelerdir? Makyaj malzemelerini özenle seçmelerini tercih ederim. Özellikle mineral içerikli olmalı. Makyajla işleri bittiğinde hemen temizlemeliler ve mutlaka besleyici yağ kullanmalılar. Kaş ve kirpik yağlanmayı sever.
Kalıcı kaş uygulamalarının kullanım süresi ve dayanıklılığı ortalama ne kadardır?
Kişinin cilt yapısına, hormon düzenine ve varsa kullandığı ilaçlara göre değişkenlik gösterir. Normal yapıda bir ciltte yaklaşık 1-1,5 yıl arası kalıcı olurken, bahsettiğim diğer etkenlerle birlikte kalıcılığı da azalmaktadır.
Kalın kaş modası geri döndü. 2019 yılında da bu trend aynı şekilde devam edecek mi?
Kalın kaş modası daha uzun yıllar devam eder diye düşünüyorum. Günümüzde hanımlar fiziğine, kilosuna ve yüz hatlarına daha çok önem veriyor. Şimdi bununla ne alakası var derseniz, şöyle anlatayım; ince kaş yüzü tombul gösterir.
İşlemden sonra ne gibi adımlar izlenmeli?
Kalıcı makyajı uzun süreli kullanmak ve mükemmel sonuçlar almak için yapılan bölgeye sadece ilk 3 gün uygulanmalı ve uzmanların önerdiği kremler kullanılmalıdır. Daha sonra o bölgeye mümkün olduğu kadar hiçbir şey değdirilmemelidir. Hem cilt altına verilen boya dağılır ve soluklaşır hem de kullanım süresi azalır.
davet
PINAR CANALP
GÜLTEN BIÇAKÇI
MERİH ÖĞÜN
KUTLU TAMAY
BİLMED Networking’de Özel Konuk Bilkent Üniversitesi Mezunlar Derneği mezunlarına ve misafirlerine yönelik düzenlediği “BİLMED Networking” programının konuğu Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe oldu. Programda, davetliler hızlı ve kalıcı kilo vermenin püf noktalarını Diyetisyen Neslihan Öztürk Aktepe’den dinledi. Gecenin ev sahipliğini mezunlardan Pınar Canalp ve Kutlu Tamay üstlendi. Sunumunun ardından konukların sorularını cevaplayan Aktepe, çok verimli ve keyifli bir sunum gerçekleştirdiğini söyleyerek; gecenin sonunda derneğe ve ev sahiplerine teşekkür etti.
174
NESLİHAN ÖZTÜRK AKTEPE
röportaj
Dr. Rıdvan Kır rıdvankr@yahoo.com
Postürün Önemi
Çeșitli alanları birbirine entegre etme konusunda çalıșmaları olan Akademisyen Dr. Rıdvan Kır, kompleks yapılardan olușan vücudumuza temel hareketlerle yeni bir duruș kazandırmanın yollarını anlatıyor...
V
ücudumuz, kasların, eklemlerin, tendonların, bağların ve fasya dokusunun verimli şekilde çalışabilmesi ve bu parçalar üzerinde mümkün olduğunca az stres oluşturabilmesi için sinerjik bir çalışmaya ihtiyaç duyar. Bir veya daha fazla kasın aşırı aktif olması veya kuvvet kaybederek zayıflaması dengesizlik yaratır. Vücudun dengesi korunmadıkça, daha zayıf kaslar zayıflamaya devam eder, aşırı aktif kaslar kronik ağrılara dönüşür ve sonuçta sakatlanmalar meydana gelebilir. Vücuttaki postüral dengesizlikler müdahale olmadan kendi kendine iyileşmez. Omurga sağlığı açısından beklenen, omurgadaki mevcut doğal kıvrımların korunmasıdır. Vücudun parçaları arasındaki bu uyumun bozulmasıyla postüral bozukluk ortaya çıkar. Postür, küçüklükten beri duyduğunuz “dik dur”, “dik yürü” gibi komutlarla düzeltilemez. Doğum şekliniz, normal doğum ya da vakumla doğum gibi, anne sütünü ne kadar süre aldığınız, psikolojik sorunlar, beslenme şekliniz, mesleğiniz, egzersiz seçiminiz gibi birçok faktör postüral bozukluğa neden olabilmektedir. Hareketin azalması, masa başı işlerin artması, stres gibi etkenler duruş bozukluğuna sebep olabilmektedir. Başınızın omuz ekseninden öne doğru hareket etmesiyle omurganıza binen yük her 2,5 cm’de 5 kg artar. Sürekli boynunuzda 5 kiloluk yükle yaşadığınızı gözünüzde canlandırırsanız durumu daha iyi kavrayabilirsiniz. Bu açıdan cep telefonu kullanırken ya da kitap okurken aldığınız pozisyonu gözden geçirmeniz önem taşır. Omuzları içe dönmüş birisinin sırt ağrılarından muzdarip olması ve nefes sorunu yaşaması gayet doğaldır. Pelvik kemiğinizin öne ya da geriye eğim almasıyla doğal pozisyonunun dışına çıkması bel fıtığının davetçisidir. Ayaklarınızın içe ya da dışa basması diz problemlerinin hatta bel problemlerinin nedeni olabilir. Vücut, aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı uyumlu bir şekilde hareket etmelidir. Yerçekimine karşı uyguladığınız kuvvet, vücudun tüm parçaları tarafından simetrik kullanılmalıdır. Günümüz şartlarında egzersize başlamadan statik ve dinamik postür analizinin yapılması ihtiyaç haline gelmiştir. Statik analizde vücut parçalarının hizalanması söz konusuyken, dinamik analizde
178 magdergi.com.tr
hareket halinde ağırlık merkezinin korunup korunmadığına dikkat edilir. Kendi tecrübelerim ve bilimsel araştırmalar dinamik analizin çok daha sağlıklı olduğunu göstermektedir. Ayakta dururken ağrı ya da hareket kısıtlılığı yaşamazken, dönerken, oturup kalkarken veya kolunuzu yukarı kaldırırken, hem ağrı hem hareket kısıtlılığı yaşayabilirsiniz. Egzersize başlamadan bu analizlerin yapılması, sonuca göre düzeltici egzersizlerin uygulanması, ardından buna bağlı egzersiz türü ve şiddetinin seçilmesi gereklidir. Bel fıtığı, boyun fıtığı, kronik ağrıların ortaya çıkmasını engellemede ve bunların çözümünde, postür analizi ve düzeltici egzersizlerin payı büyüktür. Esneklik kaybı, kuvvet asimetrisi veya vücudun bölümleri arasında dengesizlik varsa, doğru postürde durmaya çalışırken ciddi ağrılar yaşayabilirsiniz. Önemli olan bu dengesizlikleri ortadan kaldırıp, asimetrilerin düzeltilmesiyle vücudu doğru duruşa hazır hale getirmektir.
Ayakta Doğru Duruş
Çene göğüs kafesi hizasında, kürek kemikleri birbirinden ne uzak, ne yakın, dizler bükülü olmadan gergin ve dengeli, bakışlar karşıda, pelvik kemiğiniz öne ya da geriye devrilmeden ve ayak tabanınız içe ya da dışa basmadan yere dengeli temas edecek pozisyonda olmalıdır.
Doğru Oturma Pozisyonu
Omuzlar hafif geride, vücut ağırlığı kalçanın her iki tarafına eşit dağılmış, bacak bacak üstüne atmadan, kalça kemiklerinin üzerine oturarak, bel bölgesi sandalyeye tam temas halinde ve ayak tabanlarınızın her ikisi de yere temas edecek pozisyonda olmalıdır. Özellikle araba kullanırken dizlerinizle kalçanız aynı hizada olacak şekilde koltuğunuzu ayarlayın.
Doğru Yatma Pozisyonu
En sağlıklı yatma pozisyonu buna mani olabilecek bir sorununuz yoksa sağ tarafınıza, dizler hafif karna çekili pozisyonda yatmaktır. Eğer sırtüstü yatar pozisyondaysanız, omurganın doğal kıvrımları korunmalı, buna izin veren yataklar kullanılmalıdır. Yastık boynunuzun doğal kıvrımlarını koruyacak yumuşaklıkta, omuzlarınıza ulaşmadan sadece başınıza destek olacak şekilde konumlandırılmalıdır. Yataktan kalkarken yan yatmıyorsanız, önce yan dönün, ardından dizlerinizi karnınıza doğru çekin ve ayaklarınızı yatak kenarından aşağıya serbest bırakın, son olarak ellerinizin desteğiyle doğrulun.
Postur iyilestirme Egzersizleri Kalça eklemindeki fonksiyonel bozuklukları gidermeye yardımcı olabilecek verimli egzersizlerdendir. Gövde dik pozisyonda, tek diz üzerinde, pelvik kemiğinin öne eğim almasına izin vermeden, hatta resimdeki gibi ok işaretinde pelvik kemiğini geriye devirerek esneyin ve gerginlik hissettiğiniz açıda 30 saniye ila 2 dakika arasında bekleyin. Hareket 2-3 set yapılabilir.
Özellikle masa başı işte çalışanlarda sık görülen omuzların içe dönmesi gibi fonksiyonel bozukluklarda postür düzeltici egzersiz olarak kullanılabilmektedir. Tüm vücut gevşemiş pozisyonda eller vücudun yanında başparmak referans olacak şekilde pozisyon alarak kalça kemiğinin üzerine resimdeki gibi oturun. Burnunuzdan iki saniye yavaş ve derin bir nefes alın. Yine el başparmaklarınız referans noktası olacak şekilde omuzlarınıza dışa rotasyon yaptırırken, iki saniye nefes verin ve kürek kemiklerinizi birbirine yaklaştırın. 8-10 kez bu egzersizi tekrarlayın.
Boyun kaslarında ağrı ve hareket kısıtlılığı bulunan kişiler için verilen esneme hareketlerinin başında gelir. Ancak kasın başlangıç noktası sabitlenmezse, çoğu esneme hareketi amacına ulaşmaz. Boyun kas gurubunda ise kasların omuz ekseni ile bağlantılı olması, sağa esnemeyle sol omuzu yukarı kaldıracaktır. Bunu kendi başınıza engellemenin en kolay yolu sağa esneyecekseniz sol elinizi sağ kürek kemiğinizin üzerine koyarak omuz başını sabitlemek olacaktır. Hareketi 30 saniye ile 2 dakika arası, 2-3 set yapabilirsiniz.
davet
Loop Workout İle Spor Alışkanlıkları Değişti Yoga, pilates, personal training alanında hizmet vererek spor alışkanlıklarında değişiklik yaratmayı amaçlayan Loop Workout, MAGPR Solutions tarafından düzenlenen keyifli bir etkinlikle açıldı. MAG PR Solutions tarafından düzenlenen ve stüdyo sahipleri Derya ile Deniz Açıkbaş’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa yoğun bir ilgi oldu. Alanında uzman isimlerin gerçekleştirdiği sohbetler; Yoga Eğitmeni Beril Çavuşoğlu ile başlarken, Fatma Arpacıoğlu’nun Transformal Nefes seansıyla devam etti. Bütünsellik ilkesinden yola çıkarak sağlıklı beslenmeye ve bedensel analizlere dair önemli bilgiler paylaşan Dr. Rıdvan Kır söyleşisi, ardından Feng Shui Uzmanı Dilek Demirci’nin 2019 Çin Astrolojisi semineri ile sürerken, Kuantum Yaşam Koçu Aldea Füsun Dağlı’nın 2019 enerjilerimiz konulu konuşması ve Astrolog Aylin Yıldız’ın 2019 Astroloji sohbeti ile son buldu.
180
DENİZ-DERYA AÇIKBAȘ
davet
FATMA ARPACIOĞLU,BERİL ÇAVUȘOĞLU, RIDVAN KIR, AYLİN YILDIZ, DİLEK DEMİRCİ
182
Alanında uzman isimlerin keyifli sohbetleri eșliğinde gerçekleșen açılıșa yoğun bir katılım oldu. DAMLA PERÇİNER
ARZU SABUNCU
BEGÜM AKIȘ
SERPİL TÜFEKÇİ
AHSEN DEMİRCİ
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
PINAR CANALP
ALEV TUNA
İLKNUR DEMİR
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
BİHAN KOYUNPINAR
davet
YEȘİM BELLİ
184
AFİTAP AKINCI
SEVİNÇ TOPGÜL
NERGİS YALMAN, SİNEM YALMAN ȘAMGUL
SİRET UYANIK
EDA SERDAROĞLU DAȘ
Çayyolu’nda bulunan Loop Workout’un açılıșına Ankara cemiyeti hayatından birçok tanınan isim katıldı.
MELDA ALTINOK
AYÇA-EDA BALGU
İPEK GÜMÜȘ
BURCU BAYDAR
MELTEM BÜYÜKKANTARCI
ECE ESEN
YEȘER ULUHAN
EBRU GÖKÇE
röportaj
PROF. DR. DENİZ DEMİRYÜREK
Akupunktur Mucizesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Bașkanı Prof. Dr. Deniz Demiryürek, son dönemlerin çok konușulan tedavi yöntemlerinden akupunkturun bilinmeyenlerini ve daha fazlasını anlatıyor...
A
kupunktur nedir?
Akupunktur; altın, gümüş, bakır ve paslanmaz çelikten yapılmış iğnelerin belirli noktalara uygulanarak birçok hastalığın tedavisinde kullanılan, oldukça etkili ve bilimsel bir tedavi yöntemidir. “Acus” iğne, “puncture” batırmak anlamına gelir. Akupunktur son yıllarda ülkemizde ve dünyada öne çıkan bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Damarların içinde dolaşan kan gibi, vücudumuzda on iki çift ana, iki tane de yardımcı olmak üzere toplam on dört kanalda yaşamsal enerji akışı sağlanır. Her organın kanalı farklıdır. Vücut enerjisinin azlığı, dengesinin bozukluğu veya kesintiye uğraması organların uyum ve denge içerisinde
186 magdergi.com.tr
çalışmalarında da bozulmaya yol açar. Bu da kişilerin hasta olmasına sebep olur. Uygulanan iğneler ile tıkanmış olan kanallar açılarak, iyileşmeye yardımcı hormon ve nörokimya maddelerinin salgılanması, hücrelerin, dokuların, organların ve sistemlerin yenilenmesi ve beslenmesi sağlanır.
Akupunktur tedavisi neden tercih edilmelidir?
4000 yıllık bir geçmişe sahip Çin Tıbbı’nda yüzlerce hastalık ve şikayette başarıyla kullanılan bir tedavi yöntemi olan akupunkturun, tıbbın çözüm bulmakta zorlandığı bazı noktalarda ya da çoğu hastalıkta etkili olduğu bilimsel yöntemler ile keşfedilip kanıtlandı. Böylece akupunktur tedavisine gösterilen ilgide ve kullanımında belirgin bir artış yaşandı. Sürekli ilaç kullanmak
zorunda kalan birçok insan, akupunkturla çok daha düşük dozlarda ilaç kullanmaya, zaman içerisinde de ilaca ihtiyaç duymayarak sağlıklı bir yaşam sürmeye başladı. Ayrıca akupunktur, tamamlayıcı ve koruyucu bir tedavi yöntemi olup, modern tıbbın sunduğu seçeneklere alternatif değil, destekleyici ve koruyucu bir tedavi yöntemidir.
Akupunktur tedavisi nasıl yapılır?
Akupunktur, vücudun her hastalık için farklı ve belli noktalarına, çeşitli boyutlarda steril tek kullanımlık metal iğnelerin (altın, gümüş, çelik) batırılmasıyla yapılır. İğnelerin çevrilmesi, ısı ve elektrik akımı verilmesi gibi farklı teknikler ile de uygulama yapılmaktadır. Hastalığa ve duruma göre değişmekle birlikte akupunktur tedavisi 30 dakika süren seanslar şeklinde ortalama 8-12 seansta tamamlanır. Akupunkturda tüm vücuda ve kulağa uygulama yapılmaktadır. İğne uygulamasının mümkün olmadığı durumlarda ise belirli dalga boylarındaki lazer ışığının kullanıldığı lazer akupunktur uygulaması ile tedavi yapılabilmektir.
Akupunktur tedavisi hangi hastalık ve durumlarda kullanılır?
Akupunktur tedavisi WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından 150’ye yakın hastalıkta etkisi kanıtlanmış bir tamamlayıcı tedavi şeklidir. Bilimsel çalışmalarla akupunkturun etkinliğinin ispat edildiği rahatsızlıklar arasında obezite, sigara, alkol ve madde bağımlılığı, depresyon, panik atak, kaygı gibi duygudurum bozuklukları, bulantı, kusma, reflü, gastrit, ülser, uyarılabilir bağırsak, kolit, karaciğer yağlanması, safra akım bozukluğu gibi sindirim sistemi hastalıkları, hipertansiyon, diyabet gibi sistemik hastalıklar, astım, alerji, akut veya kronik sinüzit gibi solunum yolu rahatsızlıkları, uyku bozuklukları, baş ağrısı, migren, erken dönem yüz felci, inme, bel ağrısı gibi sinir sistemine ait sorunlar, çene gıcırdatma ve çene eklemi kaynaklı sorunlar, boyun, omuz, dirsek, karpal tünel, kalça, diz, ayak bileği gibi hareket sisteminden kaynaklı şiddetli ağrı ve fonksiyon bozuklukları , ağrılı ve düzensiz adet kanamaları, idrar kaçırma, polikistik over gibi urogenital sistem rahatsızlıkları bulunmaktadır. Ayrıca tüp bebek tedavisine destek amaçlı kullanılmasının yanı sıra, son yıllarda dermo-kozmetik amaçlı akupunktur tedavileri de çok sık tercih edilmektedir.
Akupunkturun yan etkisi var mıdır?
Akupunktur tedavisi, yan etkisi olmayan tek tedavi yöntemidir; çünkü dışarıdan herhangi bir ilaç veya madde verilmez. Vücudun kendi kendini iyileştirme yöntemlerini aktif hale getirmesi prensibiyle çalışır. Vücut tarafından üretilen kimyasal maddeleri, hormonları ve enzimleri hastalıklardan korunma ve tedavi amacı ile yaş ve cinsiyet gözetmeksizin değerlendiren bir yöntemdir. Kanser, doğum rahatsızlıkları ve cerrahi yöntemler ile tedavi edilen hastalıklarda akupunktur önerilmez. Kanama eğilimi olan kişilerde iğnesiz lazer akupunktur tercih edilmelidir.
Paylaşmak istediğiniz özel bir anınız var mı?
Takip ettiğim hastalarıma ait birçok özel an bulunmakla birlikte kilo fazlalığı ve polikistik over hastalığına sahip olan bir hastamdan gelen haber, beni son dönemde en çok etkileyen haberlerden birisi oldu. Daha önce birçok kez denemiş olmasına rağmen bebek sahibi olamayan hastam, üç ay içerisinde on iki kilo verdi ve gebe kaldı. Test sonucunu alıp beni aradığında, o an yaşadığı mutluluk ve coşku paha biçilemezdi.
Akupunktur tedavisi, yan etkisi olmayan tek tedavi yöntemidir; çünkü dıșarıdan herhangi bir ilaç veya madde verilmez. Vücudun kendi kendini iyileștirme yöntemlerini aktif hale getirmesi prensibiyle çalıșır.
sağlık
Selahattin Dönmez
selahattin@magmedya.com.tr
Süper Besinlerle Vücudu Yenileme Sırları İnsan vücudunun kendini yenileme ve tamir etme kapasitesi akıllara durgunluk verecek kadar mucizevi bir döngüde kendini tekrarlar... Vücudunuzu tamamen yenileyebileceğiniz, mutfağınızda her daim bulunan süper besinleri ve yepyeni diyetimi sizlerle paylașıyorum...
V
ücudumuz mükemmel bir çalışma düzenine sahiptir. Vücutta yenilenme ve tamir mekanizmaları günlük yaşamımızda sürekli devrededir. Bu mekanizmalarda bir aksaklık olursa, kalp ve beyin de dahil tüm organların işlevi bozulur, bağışıklık düşer, yaraların iyileşme süreci gecikir, cildin yaşlanma süreci hızlanır, saç ve tırnaklar güçsüz kalır.
aktiviteye ve stresin sizi esir almamasına dikkat etmek gerekir. Tüm bunlar bir arada sağlandığında vücut kendini süper kapasitede yenilemeye başlar. Her hücrenin kendini yenileme süresi farklı olduğu gibi, kişiler arasındaki yaş, beslenme, egzersiz gibi faktörlerin farklı olması da bu süreci etkiler. Fast food gibi doymuş yağlardan zengin beslendiğinizde veya hijyenine güvenmediğiniz besinleri yediğinizde, doku ve organlardaki eski hücreler, düşük kaliteli, DNA hasarlı yeni hücreler ile yenilenir ve hastalıklar oluşur.
İnsan vücudunun kendini yenileme ve tamir etme kapasitesi akıllara durgunluk verecek kadar mucizevi bir döngüde kendini tekrarlar. Bu yenilenme için üç altın kurala ihtiyaç vardır. Doğru ve sağlıklı besin seçimine, kan akımını hareketlendiren düzenli fiziksel
Uygun, yeterli ve dengeli beslenme koşullarında, doğal beslenmeyle ise eskiyen hücreler yerini üstün nitelikli ve sağlıklı hücrelere bırakır, yenilenme ve tamir en üst seviyede gerçekleşir. Ayrıca bazı besinler içerdikleri özel bileşenler ile taptaze bir beden sunar.
188 magdergi.com.tr
YENİLENMEYİ SAĞLAYACAK 5 ÖNERİ • Şişkinlik, kan dolaşımını azaltarak vücutta yenilenme mekanizmalarını olumsuz etkiler. Yemeklerinizi yavaş tüketip iyice çiğnerseniz, hava yutmazsınız ve şişkinlik oluşmaz. Bazı baharatlar, özellikle kimyon ve tarçın, gaz, şişkinlik gibi sindirim problemleri olan bireylerde rahatlama sağlar. Ayrıca rezene, papatya, yeşil çay gibi bitki çayları, sindirimde size yardımcı olarak dinç bir vücuda sahip olmanızı destekler.
• Vücudun hidrasyonunu yüksek tutun. Hem cilt ve saç sağlığı hem de tüm organların sağlığı için yaşamın kaynağı olan suyu her gün en az on bardak içmelisiniz.
• Açık havada yapılan tempolu yürüyüşler, kan dolaşımını artırarak yenilenmeyi hızlandırır. Asansör yerine merdiven kullanmayı tercih edin; toplu taşıma aracını kullanıyorsanız bir durak önce inin. Günlük en az on bin adım atmış olmaya özen gösterin.
• Enfeksiyonları önleyin, hastalıklara karşı önleminizi alın. Hastalık oluşmadan kendinizi soğuktan koruyun, yeterli ve çeşitli beslenmeye özen gösterin. Hijyenik açıdan risk taşıyan besinleri tüketmeyin. Böylece dokuların hasar görmesini engellersiniz.
• Sigaradan ve sigara içilen ortamlardan uzak durun. Nikotin vücut damarlarının tıkanmasına neden olarak kan dolaşımını azaltır ve hücrenin yenilenme mekanizmalarını yerle bir eder.
YENİLENMEYLE YAŞAM KALİTENİZİ ARTIRACAK 10 BESİN YUMURTA
“Arjinin” içeriği ile yaraların iyileşmesini sağlar ve güçlü bir bağışıklık için gereklidir. Kan damarlarını genişleterek kan dolaşımını hızlandırır, kemik ve kasların yenilenmesi için gerekli olan kolajen üretimini artırır. Bu sayede hem akciğerlerinizin oksijenle dolma kapasitesi artar hem de fiziksel olarak daha güçlü ve dayanıklı olursunuz. Günde tüketeceğiniz bir yumurta, günün her saatinde aktif ve zinde hissetmenizi sağlar.
PEYNİR
Vücudu yenileyen temel antioksidanların üretimi için gerekli olan “sistin” aminoasidini içerir. İçerisindeki “glutamin” aminoasidi bağırsak mukozasının tamirini sağlar; kabızlık, diyare, gaz ve şişkinlik problemlerini ortadan kaldırır. Bağ dokuya enerji sağlayarak kas ve kıkırdak dokunun hızla kendini yenilemesinde görev alır. Egzersiz ve spor sürecinde kolaylık sağlar. Sinir sistemi ve beyindeki hücreleri iyileşme süresinde besleyerek zihinsel gelişimi sağladığı için, özellikle okul çağı çocuklar tarafından, her gün bir dilim peynir tüketilmesi önemlidir.
YOĞURT
İçeriğindeki D vitamini ve probiyotikler sayesinde hücreyi yenileyen en değerli besinlerin başında gelir. Çinko vücuda hasar veren serbest radikallerin oluşumunu önler. A vitamini üretiminde görev alarak, hücrelerin çoğalmasını hızlandırır, genç kalmayı destekler.
BALIK
Özellikle sardalya, somon gibi yağlı balıklar, omega 3 yağ asitlerinden ve D vitamininden zengindir. Hücre yenilenmesini sağlayarak cildin parlak ve canlı görünmesini sağlar. Ayrıca balıklar, vücut yenilenmesinde önemli “lösin”i yüksek oranda içerirler. Lösin, kas gücünü artırır ve kaslarda oluşan hasarı giderir. Özellikle spor yapanlarda, kasların toparlanması için balık tüketimi önem taşır.
ZEYTİNYAĞI
En sağlıklı yağ olan zeytinyağı, E vitamini ile hücre zarının korunmasını sağlar ve hücreyi tüm hasarlara karşı korur. Antioksidan fenolik bileşenleri sayesinde, doku ve organların yaşlanmasını geciktirir, kırışıklıkları önler.
ISPANAK
Bir porsiyon tükettiğinizde özellikle göz ve karaciğer fonksiyonları için önemli olan günlük A vitamini ihtiyacının yarısını karşılar. Hücrelerin yapımını hızlandırarak, yaraların tamirinde görev alır. Pul biber ekleyerek yerseniz hücre yenilenmesi çok daha hızlı olur.
ROKA
DNA, RNA’nın ve sinir sistemi dokularının tamiri için elzem olan folik asiti yüksek miktarda içerir. Ayrıca rokada bulunan C vitamini ve antioksidanlar hücrenin yaşlanmasını önler. Vücut metabolizmasını düzenlemek, zihinsel gelişimi sağlamak ve daha genç görünmek için kahvaltı ve salatalarınıza rokayı mutlaka ekleyin.
CEVİZ
İçerdiği çoklu doymamış yağ asitlerinden omega 3 ile beyin, sinir ve bağışıklık sisteminin gelişimini sağlar. Kolesterolü düşürerek kalp damar sağlığını korur. E vitamini içeriği sayesinde serbest radikallerle savaşarak, hücre yenilenmesine destek verir. Ayrıca içerdiği selenyum ve çinko ile cildin tamirini hızlandırır. Capcanlı ve diri bir cilt istiyorsanız günlük beslenmeniz içerisinde cevize yer açmanızı öneririm.
FINDIK
Hücrelerin kendini yenilemesinde görev alan ve yaraların hızla kapanmasını sağlayan mineral bakır bakımından zengindir. Kan ve sinir sisteminde dolaşımı hızlandırarak kısa sürede yepyeni hücreler oluşturur. “Elastin proteini”ni üretip cildi yenileyerek daha parlak ve genç bir görünüme kavuşturur.
KUŞ ÜZÜMÜ
İçeriğindeki C vitaminiyle, grip, soğuk algınlığı, idrar yolu enfeksiyonları gibi bakterilerin sebep olduğu hastalıklar esnasında, dokuların hasar görmesini engeller ve hastalıkların hızla iyileşmesine yardım eder. Ayrıca eklem ve kemiklerde bağ dokunun üretiminde görev alır. Günde tüketeceğiniz yirmi adet kuş üzümü size daha esnek ve aktif bir vücut sağlar.
davet
KEZBAN ARCA BATIBEKİ
AYȘE EGE
Gerçek üstü Bir Sergi Vakko, ünlü sanatçı ve tasarımcıların kar kürelerinde gerçeküstü dünyalar sunduğu “Vakko Snow Globes” sergisini özel bir davetle kutladı. Vakko; sanat ve tasarım dünyasının farklı disiplinlerinden gelen yedi ünlü ismin, yılbaşı neşesini ve coşkusunu yansıtan tasarımlarıyla Vakko vitrinlerinde sergilediği “Vakko Snow Globes”u renkli bir davetle kutladı. Davete ünlü sanatçı ve tasarımcıların da aralarında bulunduğu isimler katıldı.
190
RONİT-CEM HAKKO
CAN -PİA HAKKO
ÖZDEM GÜRSEL
BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU-JEFF HAKKO
Aralarında ünlü tasarımcıların ve sanatçıların da bulunduğu davete Hakko ailesi ev sahipliği yaptı. JAKLİN GÜNER, AYLİN SURKURTAY
ONUR BAȘTÜRK
BUKET-HAYRETTİN TAȘDELEN
davet
HAYATİ BABAOĞLU
192
CEMRE KEMER
BEDRİYE-JEFFİ MEDİNA
EVİN ȘAȘMAZ-EMRE BÜYÜKHANLI
GÜNEȘ MUTLU
ÖZLEM GÜSAR
özel
Duru, Samimi ve Yetenekli
Nehir Erdoğan Reyting rekorları kıran İkizler Memo - Can dizisinde Melek’i oynayan Nehir Erdoğan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleștirdik... Duru güzelliğiyle büyüleyen; samimiyeti, hayata bakıșı ve yeteneğiyle farkını ortaya koyan oyucu, çekimlerdeki yüksek enerjisiyle ve verdiği içten cevaplarla kendine hayran bırakıyor... RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: ELİF DEMİRALP STYLING: NİLAY KOÇAK MERAL - CAN İLKER SAÇIKARA SAÇ: EROL CEMAL MAKYAJ: HAMİYET AKPINAR BACKSTAGE: ERSİN AL
ETEK - ÜST: ATÖLYE NO 6 SAÇ AKSESUAR: GAIOS DESIGN
özel
DERİ MONT: V.S.P. ŞAPKA - ÇORAP: NİLK BOT: KİNETİX
Oyunculuk tutkusundan çok “kendini anlatma derdi”imiş...
H
enüz lise yıllarında tiyatro sahnesi ile tanıştınız. Nasıl başladı oyunculuk tutkunuz?
Lisede bir edebiyat öğretmenimiz vardı, Gülşen Demirel; anlatmamızı isterdi. Şimdi bakınca, oyunculuk tutkusundan çok “kendini anlatma derdi” imiş.
2001’de ekranlar ile tanıştınız. Canlı yayınlanan bir programın sunucusuydunuz? Nasıl bir deneyimdi? TRT’nin çok önemli bir klasiği içinde, öğrenciyken bulundum. Hıncal Uluç, Ünal Özüak danışmanlığında, Ali Kocatepe’yle sunuculuğu paylaşmak; kültür, sanat ve sporun her dalına odaklanmış bir programın içeriğinin hazırlanmasına katkıda bulunmak; her hafta beş saat canlı yayın... Tam anlamıyla bir okuldu. Bir ekolü ucundan da olsa yakalamış oldum.
Bir dönemin gençliğinin hafızalarına kazınan usta isimlerinin de olduğu “Koçum Benim” projesinde yer aldınız. Tarık Akan ile oynama fırsatınız oldu. Biraz o yıllara dönsek, Ozan Güven, Sarp Leventoğlu, Yasemin Özilhan yıldızlar takımı... Unutulmaz bir projeydi... İlk diziniz olarak sizdeki yeri nedir?
Hem ustalar, hem genç ve yetenekli bilinçlerle, Serdar Akar yönetiminde, Ekrem Çatay yapımcılığında, profesyonel oyunculuk hayatına başlamış olmak muhakkak ki büyük bir şanstı. Bugün Tarık Akan’la basılı fotoğrafımıza hüzünlü bir sevinç ve özlemle bakıyorum.
Oyuncu olmasaydım başka bir mesleği yapardım dediğiniz oldu mu?
Beraber oynamaktan en çok keyif aldığınız oyuncu kimdi?
Çok kıymetli oyuncularla çalışma fırsatım oldu, bu zamana kadar. Şu anda da Özgürcan Çevik’le oynamaya bayılıyorum.
Oyunculukta ilham aldığınız isimler... Ben hayattan ilham alıyorum.
Seyircinin Nehir Erdoğan’ı tam olarak tanıdığı proje “Yabancı Damat”tı. Bu projenin sizin için önemi neydi? Yayınlandığı tarihte Yunanistan’da milli maç reytinglerini geçmiş, Yunanistan ile Türkiye arasında köprü olmuş, etkisi üniversitelerde okutulmuş bir diziydi Yabancı Damat. Tabi ki çok önemliydi. Bugün hala insanların hatıralarında olması da bunu kanıtlıyor.
Şu anda reyting rekorları kıran “İkizler Memo-Can” dizisinde bambaşka bir Nehir Erdoğan ile “Melek” karakterine can veriyorsunuz. Teklif nasıl geldi? Karaktere nasıl hazırlandınız? Bu iş benim için Erler Film ve ekibiyle, güvendiğim insanlarla evimde olmak gibi.. İyi kalpli insanlar bir aradayız. Senaristimiz Ahmet Yurdakul, eskide kalmış naiflikleri hatırlatıyor.
Sizce bu projenin kısa zamanda bu kadar sevilmesinin nedeni nedir?
Senaryo yazarı, yapımcı, yönetmen tüm ekibe bakınız. Yaptıklarına bakınız. Bence şifre bu. Bu üretimi iyi bilen insanlar...
Biraz önce de söylediğim gibi biz derdimizi anlatmak için oyunculuğu aracı kılmışız. Oyuncu olmasaydım da kendimi anlatabilmek için başka bir yol bulurdum herhalde. Hepimiz yolcuyuz.
Oyunculuk stresli ve uzun mesai gerektiren bir iş. Baskı altında hissettiğinizde stresle gizli bir başa çıkma yönteminiz var mı?
Sizce sinema ve televizyon sektöründe birden popüler olup tanınmak mı, yoksa yavaş yavaş, sindire sindire bir yerlere gelmek mi kalıcılık sağlıyor?
Türk - Amerikan ortak yapımı Broken Angel (Meleğin Sırları) filminde yer aldınız. Sizin için nasıl bir deneyimdi?
Sezen Aksu “herkes payına düşeni yaşar” der ya? Öyle bence. Ayrıca başarının “sürdürülebilir” bir kavram olduğu malum.
Müzik. Bazen de gözlerimi kapatıp uzak durmak, mola vermek.
Yurtdışında, yabancı bir ekiple çalışmayı deneyimlemek açışından oldukça heyecanlı ve eğlenceliydi.
özel özel
Biz derdimizi anlatmak için oyunculuğu aracı kılmışız. Hepimiz yolcuyuz.
ETEK - BUSTİYER: JU İSTANBUL PELERİN: ASLI OKAY KEMER: ATÖLYE NO 6 ÇİZME: I LOVE SHOES
özel
Sezen Aksu “Herkes payına düşeni yaşar” der ya? Öyle bence.
Size gelen teklifleri hangi kriterlere göre değerlendiriyorsunuz? Hayali bir süzgeciniz var mı yoksa duygularınıza göre hareket edenlerden misiniz? Teklife ve teklif sahibine bakıyorsunuz. Güveniniz, tecrübeniz, daha içiniz; sizi doğruya yönlendiriyor
İnternet dizilerine nasıl bakıyorsunuz? Sizce internet, televizyonun tahtını elinden alabilir mi? Gidişat, bir gün olacak gibi gösteriyor. Televizyonlar yok olacak demiyorum tabi ki, onlar da çağa ayak uyduracaklar bir şekilde.
İçinde bulunduğunuz bu yoğun tempoda kendinize vakit ayırabiliyor musunuz?
Bir dakika bile koca bir zaman olabiliyor, 160 dakika yetiştirirken. Kurtarılmış zamanlarda, dinlediğin müziklerle, ettiğin sohbetlerle olduğun evrenden kaçamak çıkışlar yaratıyorsun tabi ki kendine. Bence önemli olan şu; sen mesleğe değil, meslek sana ait olmalı.
Bir huyunuzu değiştirmek için bir sihirli değnek versek size... Hangisi olurdu? Sigarayı bırakmak isterim.
Geçmişe baktığınızda hayatınızın dönüm noktalarını net olarak görebiliyor musunuz? Geçmişe baktığımda bazı virajların daha sert olduğunu görebiliyorum, evet.
Size ilham veren bir şehir var mı?
Birçok şehir var tabiki. İzmir, Paris, İstanbul, Mardin, Ankara.
“Keşke ekrana taşınsa da bir karakterini canlandırma şansım olsa!” dediğiniz bir kitap var mı? Hayır. Ben kitapları kitap olarak daha çok seviyorum. Kendi halleriyle...
Son olarak aşkı sorsak... Sizin için aşk nedir? Nasıl tanımlarsınız?
Aşk her yerde. Bazen onu görmeyi seçiyoruz, bazen de duymuyoruz acı çekiyoruz.
kIsa kIsa
Olmazsa olmaz makyaj malzemesi...
Setten arta kalan zamanlarda yapmayı en sevdiğiniz aktiviteler neler? Mesela, kendinizi nelerle motive edersiniz?
Kırmızı ruj. Dudağıma ve yanağıma ortak kullanım. Sadece ben değil, arkadaşlarım da çantalarında bulundurur. Tolga Bayraklı’ya selam olsun...
Setlerde her şey çok hızlı ilerliyor ve tüketiliyor. Bu tempoda sağlıklı yaşama özen gösteriyor musunuz?
İzmir’deki küçük midye dolmadan bir tepsi götürebilirim.
Uyuyarak.
Özen göstermeye çalışıyoruz diyelim. Ama şükrettiğim bir metabolizmam var.
Sağlıklı yaşam demişken... Güzellik sırlarınızdan bahseder misiniz?
Gerçekten hiçbir şey yapmıyorum. Boya, manikür gibi mecburi bakımlar dışında özel bir uygulama yapmıyorum. Yalnız nemlendiricimi ihmal etmiyorum.
Hayat tarzınızı nasıl tanımlarsınız? Mottonuz var mı? Olduğum yerde yaşamaya gayret gösteren biriyim.
Bir oyuncunun en güçlü yanı nedir sizce? Duyguları.
200 magdergi.com.tr
Zaafınız olan yemek...
Siyah - beyaz mı, rengarenk mi? Hepsi ve çarşı.
Dinlemek mi, konuşmak mı? İkisi de.
Asla giymem dediğiniz kıyafet... Oyuncuyum.
Kamp yapmak mı, 5 yıldızlı otel mi? Kamp yapmak ve konforlu otel.
Yaz mı, kış mı?
Dört mevsim, tüm hava koşulları.
ELBİSE: 248 FASHION HOUSE ELDİVEN: NİLK
รถzel
202 magdergi.com.tr
Aşk her yerde. Bazen onu görmeyi seçiyoruz, bazen de duymuyoruz acı çekiyoruz.
TULUM: BUST2 AYAKKABI: I LOVE SHOES ŞAPKA - ÇORAP - KEMER: NİLK
davet
NAZLI KAYI
AYȘEGÜL DİNÇKÖK, ZEYNEP EROL
DİLEK TÜRKER
Zeynep Erol’dan Metamorfoz Tasarımcı Zeynep Erol, Metamorfoz sergisinin açılışını, cemiyet hayatından pek çok ismin katılımıyla, Openhaus’ta gerçekleştirdi. Tasarımcı Zeynep Erol, Metamorfoz adını taşıyan yeni koleksiyonunu sundu. Bireyin yaşadığı dönüşümü ve duygu hallerini anlatan sergi, sanatçının tasarladığı mücevherlerin yanı sıra heykelleri de içeriyor. Mücevher tasarımlarında, ilk kez organik pırlantayı tasarımlarında materyal olarak kullanan Zeynep Erol’un, yeni koleksiyonunu sunduğu açılış davetine; Ayşegül Dinçkök, Carole Hakko, Tuba Büyüküstün, Nazlı Kayı, Gülden Büyükucak, Şebnem Çapa, Candan Varnalı, Banu Çarmıklı, Burcu Hanif, Begüm Karamahmutoğlu, Dilek Türker gibi isimler katıldı.
204
BURCU HANİF, BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU
davet
ȘEBNEM ÇAPA, ZEYNEP EROL, CANDAN VARNALI
206
BANU ÇARMIKLI
HANDE CAN
Openhaus’ta gerçekleșen etkinliğe cemiyet hayatının önde gelen simalarından birçok isim katıldı.
LİNDA KUYUMCUYAN
HAKAN EZER, EREN MERZECİ
ZEYNEP KARAHAN, BARLAS KIZILGÜN, MELİS AGAZAT
TUBA BÜYÜKÜSTÜN
BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU
GÜLDEN BÜYÜKUÇAK
HAKAN ÖZTÜRK
CAROLE HAKKO
Hamiyet Akpınar
hamiyetakpinar@gmail.com hamiyetakpinar
Sevgililer Günü Makyajımız Nasıl Olmalı 14 Șubat, sevgilisi olanlar için önemli bir gün olabilir. Son yıllarda sevgilisi olmayanlar için yapılan organizasyonlar ve partiler sayesinde “yalnızlar” için de o gün çekici görünmek, güzel olmak önem kazandı. O gün hem çok güzel görünmek isteriz hem de abartıya kaçmak istemeyiz. “Kırmızı” zaten Sevgililer Günü’ne damgasını vuruyor, dolayısıyla çekici görünmenin en bilinen, en kolay yöntemi kırmızı ruj kullanmak.
208 magdergi.com.tr
Merve Boluğur Kozmetik Signature Red
Kırmızı ruj kullandığımızda göz makyajını biraz daha sadeleştirmekte fayda var. Koyu renkte, yoğun far kullanımından kaçınarak, göz makyajını daha aydınlık tutabilirsiniz. Kirpik diplerine ince bir eyeliner çekerek gözlerinize derinlik verebilirsiniz ya da bir kalem sürüp dağıtarak bakışlarınızı buğulu bir hale getirebilirsiniz. Mutlaka kirpiklerinize bol rimel sürerek bakışlarınızın cazibesini arttırın.
Nars Matte Lip Pencil Endangered
İfadeyi kuvvetlendirmek için kaşları asla atlamayın. Kaş kalemi ile şekillendirdiğiniz kaşları, bir kaş jeli yardımı ile yukarıya doğru tararsanız tüm gece sabit kalmasını ve ifadenizin daha dinamikleşmesini sağlamış olursunuz.
Elmacık kemikleri üzerine mutlaka highlighter sürün, cildiniz aydınlık ve ışıl ışıl görünsün. Bu sezonun popüler rengi bordo ruj da Sevgililer Günü için kırmızı ruja bir alternatif olarak iyi bir seçenek olabilir. Duru bir ten makyajı, bir rimel ve bordo rujun çekiciliğinden etkilenmemek mümkün değil.
Makyajda önemli konulardan biri de kalıcılıktır. Özellikle yemekli programlarda kullanılan rujun dağılmaması, kalıcı olması hayati bir meseledir. Romantik bir masada, dağılmış bir kırmızı ruj tüm çekiciliği yerle bir eder. Böyle gecelerde kalıcı likit mat rujları kullanmak uygun olacaktır. Yine de rujunuzu her ihtimale karşı yanınıza almanızda fayda var. Yemekten sonra makyajınıza mutlaka bir göz atıp, gerekirse rötuş yapın. Çok yakın plan, baş başa geçirilen o özel gecede, yapabildiğiniz kadar makyaj yapın. Hatalı çekilmiş bir eyeliner yerine düzgün sürülmüş bir rimel daha etkileyicidir; iyi sürülememiş kırmızı ruj yerine ışıltılı bir lip gloss daha seksidir. İlla ki istediğiniz ama yapamayacağınızı düşündüğünüz bir makyaja odaklandıysanız, bir profesyonelden yardım alınması daha iyi olur.
davet
ELİF SAVAȘ
SELİN NEZİROĞLU, BERİL ÇAVUȘOĞLU
Dostlarla Yeni Yaş Kutlaması Moda sektöründe adını dünyaya duyuran Ceren Can, dostlarının katıldığı keyifli bir davette yeni yaşını kutladı. Kendi ismiyle kurduğu markasıyla yurt dışına da açılan Modacı Ceren Can’ın; Sado By Restoran’da gerçekleşen doğum günü davetine yakın arkadaşları katıldı. Canlı müzikle başlayan yemek, gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti. Pasta üfleme sırasında dostlarına teşekkür eden Ceren Can, konuklarıyla yakından ilgilenmeyi ihmal etmedi.
210
CEREN CAN
NERMİN ALVER
MERVE KALEMCİ EYÜPOĞLU
NÜKET YILDIRIMER
GÜLENNUR AYDIN
Birçok arkadașının Ceren Can imzalı kıyafetler giydiği davette, Can tüm konuklara bu özel gününde yanında oldukları için teșekkür etti. İREM İLERİ
İPEK BAȘEĞMEZ
NAZLI GÜR DEMİR
ÖZGÜN ÖZMEN
röportaj
nur bilen yavuzer Doğal ve Sıcak Renee Clinic & Beauty’de güzellik üzerine çalıșmalar yapan, yakın zamanda kozmetik ve tekstil alanında çıkardığı Beauty Omelette markasıyla gündeme oturan Nur Bilen Yavuzer ile güzellik, estetik ve moda üzerine sıcacık bir sohbet gerçekleștirdik... 212 magdergi.com.tr
S
izi tanıyabilir miyiz?
1980 Ankara doğumluyum. Arı Koleji ve sonrasında Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü’nde eğitim aldım. Opera sahnesinde şarkı söylemeyi hayal ederken kendimi Bilkent Turizm’de buldum. Burası biraz karışık, biraz hüzünlü ve uzun bir hikaye ama hayat hayallerimdeki gibi olmadı derken aslında turizm bana çok şey kattı diye özetleyebilirim. 2001 yılında mezun olduktan sonra, önce otelcilik ve arkasından kongre organizasyonu alanında keyifle on iki sene çalıştım. Aynı zamanda merkezi Brüksel’de olan Avrupa Pediatrik Üroloji Derneği’nin kongre direktörlüğünü yaptım. Otelcilik ve organizasyonlar arasında ise kısa bir süre Tüzün Tekstil’de asistanlık yaptım. Moda hep keyif aldığım ve içinde olmak istediğim bir alandı ama seyahat etmekten, binlerce kişinin katıldığı toplantıları organize ermekten daha büyük mutluluk duyuyordum. Sanırım müzik alanında uğradığım yenilgiyi bu büyük organizasyonlar ile unutuyordum. Hayat önünüze çıkan yolları takip ettiğinizde kesinlikle daha kolay oluyor. Sonra eşim Reha ile tanıştım. Hem şehrim hem işim değişti. Yine yeni bir yol vardı önümde... Beraber Rene Clinic’i kurduk ve bu mesleğe ayak uydurabilmek için birçok eğitim aldım. Uzman estetisyenim, ayrıca kalıcı makyaj, profesyonel makyaj ve aromaterapi uzmanlık sertifikalarım var. Yeni olan her şeyi, her uygulamayı yakından takip ediyor, öğrenmeye çalışıyorum. Beauty Omelette markamız ile kozmetik ve tekstil alanında da üretim yapıyoruz. Hem online olarak hizmet veriyoruz hem de bir mağazamız var.
Güzellik ve estetik konusuna nasıl giriş yaptınız?
Çok seyahat ettiğim, kendime ait bir dünya kurduğum bir işim vardı ve çok yoğun çalışıyordum. Reha İstanbul’daydı ve hep bir yer açmak istediğinden bahsediyordu. “İş” benim işim derim hep, gerçekten de öyledir. Acenteyi devredip İstanbul’a yerleşmemden bahsederken, aslında kliniğin de ilk adımlarını atmaya başlamıştık. Kendi dünyamdan vazgeçtim, beraber bir dünya kurduk. Estetik onun çok iyi olduğu bir alandı. Bu kadar başarılı bir adamın eşi olmak aslında bir kadın için zor. Hem gurur duyuyorsunuz hem de altında ezilmek istemiyorsunuz. En azından benim için öyleydi. Hemen güzellik ile ilgili mesleki eğitimleri araştırmaya başladım. Makyaj eskiden beri sevdiğim bir konuydu. Hatta kongre sebebiyle gittiğim ülkelerde kurslara katılırdım. Kalıcı makyaj eğitimi aldım, uzun bir süre klinikte uygulama yaptım. Sonra ikinci katı açtık ve bu katta cilt bakımına ağırlık verdik. Estetisyenlik eğitimi aldım ve güzellik uzmanı oldum. Güzellik ve estetik bütün kadınların çalışmaktan keyif duyacağı bir alan. Karı koca beraber çalışıyor olmak ise bizim için eşsiz bir durum.
Güzelliği nasıl tanımlarsınız, sizce güzel kadın nasıldır?
Her ne kadar bazı kalıpları, oranları olsa da bence güzellik bir sezgidir. Gülün kendine ait bir kokuya sahip olmasının güzelliği gibi... Bir enerjidir aslında, hani “ışığı var” deriz ya, işte güzellik odur. Mutlu ve bakımlı her kadın güzeldir bence. Bunu bir göz yapısına, memeye, çeneye dayandırmak istemiyorum.
Sizin güzellik sırlarınız neler? Günlük ya da belli aralıklar ile uyguladığınız rutinleriniz var mı?
Ben menüdeki her şeyden azar azar yiyorum aslında. Benim için zor olan aşırıya kaçmadan, abartmadan yapmak.
Beauty Omlette markamız ile kozmetik ve tekstil alanında üretim yapıyoruz ve hizmet veriyoruz.
röportaj
Dolabınızın temel parçalarını yıllarca giyebileceğiniz kadar sade ve modası hiç geçmeyecek șekilde yapmayı istiyorum.
Bu kadar işin içinde olunca, hele de güzel olmak konusunda bir beklenti varken, sınırda kalabilmeye çalışıyorum. Bir plastik cerrahın eşi olmak kusursuz bir görüntüye sahip olmak gibi düşünülüyor. İçinizden “yok canım” demeyin, vallahi öyle! Ama bu konuyu bir süre önce geçtim. Her restoran sahibi obez değil dedim kendi kendime, yiyebilirim ama bir sınırı olmalı. Benim için cilt bakımı önemli, hem günlük hem de aylık bakımlar... Cildimi temizlemeden asla uyumam. Fondöten kullanmayı sevmiyorum, özel bir gece değilse yoğun makyaj yapmıyorum. Yüzümde hem dolgu hem de botulinum toksin var. Hamilelik sürecinde çok lekelendiğim için leke konusunda işlemler ve tedaviler uyguluyorum. Bunların hepsini sosyal medya hesabımda sıkça paylaşıyorum.
Güzellik ve estetik alanında yurt içinde ve dışında gelişmeleri yakından takip ediyorsunuz. Son dönemdeki yenilikler neler?
Güzellik algısında ciddi bir doğala dönüş var. Kalkık burunlar, çok kalın dudaklar, çerçevelenmiş kaşlar yerini olabildiğince göze çarpmayan şekle bıraktı. Uygulamalar teknik olarak da değişiyor, mesela dolgu uygulamaları tek bir bölgeyi değiştirmek için değil, tüm yüze daha dinamik ve iyi bir ifade kazandırmak için kullanılmaya başlıyor. Aslında burada ana amaç deri kalitesi, bu yüzden lazer, radyofrekans, led gibi uygulamalar da oldukça arttı. Güzelliği anlık değil bir yatırım gözüyle değerlendiren yeni bakış açısı, parlak, sıkı ve sağlıklı bir cilde odaklanmış durumda.
214 magdergi.com.tr
Bu bütünsel bir yaklaşım aslında. Bu yüzden spor, beslenme gibi alışkanlıklar da değer kazanıyor. Güzel kadın, kendine iyi bakan, spor yapan, iyi beslenen, üreten bir kadın.
Kozmetikten tekstile uzanan serüveninizde Beauty Omelette’i sorsak, bu fikir nasıl ortaya çıktı?
Kendimize ait bir kozmetik markası yaratmak bizim hayalimizdi. 2015’de yaptığımız bir Kore seyahatinde üretim tesislerini gezdik ve çok etkilendik. Yapacaksak böyle yapmalıydık. Dört yıl boyunca ürünler ve formülleri üzerinde büyük bir ekip ile çalıştık. Saç bakımı, cilt bakımı, kedi köpek bakımı ve makyaj olarak dört grupta kendi alanının en iyi üreticileri ile çalıştık. Tüm içerikler, üretim, kutulama dahil Kore’de yapılıyor. Modaya ve giyinmeye olan merakımla bir ilgisi olduğunu söyleyemem, tekstil aslında benim aradığımı bulamamamla ortaya çıkan bir iş oldu. Basic giymeyi çok seviyordum ama iyi kalitede bulamıyordum. Bir şeyin basit tasarıma sahip olması nedense beraberinde yeterince iyi kumaşlar kullanılmamasını getiriyordu. 2016’dan beri onlarca numune kumaş yapıldı, model dikildi. Bu işi, olan bir şeyi tekrar etmek için değil, gerçekten olmayan kalitede, kumaşta ve dikişle yapmak için kurdum diyebilirim. Dolabınızın temel parçalarını yıllarca giyebileceğiniz kadar sade ve modası hiç geçmeyecek şekilde yapmayı istiyorum.
Siz tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz?
Benim için en önemli şey kendimi aynaya bakınca iyi, sokağa çıkıp yürümeye başlayınca rahat hissetmek. Bir tarzım var diyemem, hayatımdaki değişiklikler ile tarzım ve zevkim de değişiyor. İçimden ne geliyorsa onu giyiyorum. Başkalarının değil benim sevmem önemli olan. Zaten insan kendi içinde olduğu durumdan, kıyafetten, yerden memnunsa, o karşı tarafa bir özgüven ve iyi bir enerji olarak geçiyor bence. Bir gün jean pantolon ile, ertesi gün bir gece kıyafetiyle görebilirsiniz beni sokaklarda. Giyinmek aslında bir ifade şekli, insan neyi istiyorsa onu giymeli.
Dünya çapında beğendiğiniz stil ikonu desek... Caroline de Maigret
Güzellik koçu ve stil danışmanı olarak kadınlara önerileriniz neler? Güzellik için aşırıya kaçmamayı tavsiye edebilirim çünkü estetik müdahaleler yemeğin tuzu gibi, ucu kaçınca tadı da kaçıyor. Kendine ve cildine bakmak en iyi güzellik yatırımı.
Stil tavsiyesini ise bu işin eğitimini alanlara ve profesyonel olarak yapanlara bırakmak gerek diye düşünüyorum. Ben bir stil danışmanı değilim. Bana sorarsanız herkes istediğini giysin, kendini iyi hissetmenin en kolay yolu çünkü.
Son olarak beslenme ve spor alışkanlıklarınızı öğrenebilir miyiz?
İkisine de yeterince önem verdiğimi söyleyemem. Her şeyi yerim ama doyunca bırakırım, yani tabağın yarısı genelde kalır. Çok su içerim ve çok yürürüm. Acil spora başlamam lazım hatırlattığınız için teşekkür ederim.
Așırıya kaçmamayı tavsiye ediyorum çünkü estetik müdahaleler yemeğin tuzu gibi; ucu kaçınca tadı da kaçıyor.
davet
HAKAN AKKAYA
BAHAR ȘER
PINAR TALAY, DERYA AYAYDIN
CAS’tan Işıltılı Açılış Aslı Öztürk’ün ev sahipliğinde CAS Diamond’ın ilk şubesi ışıltılı bir açılış ile gerçekleşti. Bilfen Okulları Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Cem Öztürk’ün eşi Aslı Öztürk ev sahipliğinde, ilhamını güçlü ve ilerleyen kadınlardan alan kendi tasarımlarını sergilediği CAS Diamond’un ilk şubesi Arnavutköy’de açıldı. Davete iş ve sosyal yaşam dünyasının şık ve zarif hanımları büyük ilgi gösterdi. Aslı Öztürk, konuklarıyla yakından ilgilenerek yeni koleksiyonda bulunan parçalar ve sezonun trendleri hakkında bilgi verdi. Koleksiyonu uzun uzun inceleyen hanımlar, en özel parçaları da satın alma şansı elde ettiler.
216
CEM-ASLI ÖZTÜRK
ZEYNEP ÖZTÜRK
BURCU ȘENDİR
SEDA KAȘIBEYAZ
ASLI ONAN
İlk șubesini Arnatvutköy’de açan CAS Diamond’ın davetine cemiyet hayatının önde gelen isimleri katılım gösterdi. AYȘE KUCUROĞLU
HANDE ACAR
MERVE KEÇECİ, GİZEM KALKAVAN
haber
Rahmi Çöğendez’e Meslek Onur Ödülü Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü tarafından, “2018 Meslek Onur Ödülleri” bu yıl, “İlham Verenler ve Ankara’ya Katkıda Bulunanlar” mottosuyla, Bilkent Sanat Sokağı ve RC Sanat Galerisi’nin kurucusu Rahmi Çöğendez, ressam Hikmet Çetinkaya, ressam Mustafa Ayaz, sanatçı Alpay Nazikoğlu ile gurme ve yazar Süreyya Üzmez’e verildi.
A
nkara Bahçelievler Rotary Kulübü tarafından verilen “2018 Meslek Onur Ödülleri” Holiday Inn Otel’de düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Bahçelievler Rotary Kulübü Başkanı Murat Doğru yönetiminde gerçekleşen törende Doğru, Çöğendez’e ödülünü “Mesleğinizde uzun süredir sergilemiş olduğunuz saygın çizgi, üstün başarı, topluma sağladığınız olumlu katkılar ve en önemlisi, Ankara ve Türkiye’ye ilham kaynağı olmanız nedeni ile 2018 Meslek Onur Ödülü’nü size vermekten mutluluk duyuyoruz. Bilkent Center’da kurduğu sanat sokağıyla ilk kez alışveriş merkezlerini sanatla tanıştırdı. Meslekte 20. yılını dolduran Rahmi Çöğendez, Bilkent Sanat Sokağı by RC Galeri ile birçok sivil toplum örgütüyle bir araya gelerek sosyal sorumluluk projelerine imza attı.” sözleriyle takdim etti. Rahmi Çöğendez, Doğru’nun konuşmasının ardından ödülü almaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, “Benim için bu ödülü almak onur verici. Sanatla geçen 20. yılımın bu ödülle taçlandırılması mutluluk verici. Geçen 20 yılda çok
önemli konulara, sosyal sorumluluk projelerine önem verdik. Bu yıl Bilkent Sanat Sokağı olarak Uluslararası Bilkent Sanat Festivali’nin üçüncüsünü gerçekleştireceğiz. Bilkent Sanat Sokağı, ilk günden bu yana Ankaralı sanatseverlerin yoğun ilgisi ile daha da büyüdü; Ankara’nın sanat ortamına ayrı bir renk kattı.Bilkent Sanat Festivali’nde resim, heykel workshop çalışmaları, piyano dinletileri, dans gösterileri ve müzayedelerle büyük bir sanat festivali hazırlıyoruz. Bu festivalin önce Ankara’yı daha sonra Türkiye’yi bir sanat pazarı haline geleceğine inanıyorum. Aynı zamanda bu yıl Türk Eğitim Vakfı ile de oluşturduğumuz RC Sanat Fonu kapsamında düzenlediğimiz müzayedelerde Güzel Sanatlar Fakültesi’nde başarılı olan öğrencilere burs desteği vereceğiz. Bilkent Sanat Sokağı olarak “ Herkes İçin Sanat” demeye ve bu mottoyla daha iyi projelere imza atmak için çalışmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu. Törene Uluslararası Rotary 2430. Bölge Dönem Guvernörü Altan Arslan, guvernör yardımcıları, Ankara Rotary Kulüpleri dönem ve geçmiş dönem başkanları, Rotaract ve Interact gençleri katıldı.
RC Sanat Fonu ile Başarılı Öğrencilere Burs Bilkent Sanat Sokağı by RC Galeri, Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile birlikte gerçekleștirdiği müzayedede açık arttırmaya sunulan 64 eserden Hikmet Çetinkaya’nın “Atatürk ve Gelincikler”, Erdoğan Seçil’in “Yelkenli”, Șükran İstanbullu’nun “Șans”, Nazan Pamuk’un “Kadın”, Serap Demirağ “Eller ve Çiçekler” adlı 5 eserden elde edilen gelirle, RC Sanat Fonu ile Güzel Sanatlar Fakültesi’nde bașarı gösteren öğrencilere burs sağlandı.
B
ilkent Sanat Sokağı by RC Galeri, Türk Eğitim Vakfı (TEV) ile birlikte büyük bir müzayedeye imza attı. Bilkent Sanat Sokağı by RC Galeri özel salonunda gerçekleşen müzayedede açık arttırmaya sunulan 64 eserden Hikmet Çetinkaya’nın “Atatürk ve Gelincikler”, Erdoğan Seçil’in “Yelkenli”, Şükran İstanbullu’nun “Şans”, Nazan Pamuk’un “Kadın”, Hilton İstanbul Bosphorus ARP Galeri’nin koleksiyonundan Serap Demirağ “Eller ve Çiçekler” adlı beş eserde elde edilen gelir, RC Sanat Fonu ile Güzel Sanatlar Fakültesi’nde başarı gösteren öğrencilere burs sağlandı. ir sene boyunca devam edecek proje ile geleceğin sanatçılarına destek sağlanacağını belirten Çöğendez müzayedede şu sözlere yer verdi: “Türk Eğitim Vakfı ile başlattığımız bu proje bizim çok önemli. Bu zamana kadar RC Sanat Galerisi olarak birçok sosyal sorumluluk projesine imza attık. Bunların çoğu çocukların ve gençlerin sağlıklarına yönelikti. Şimdi sağlık tamam, eğitimle yola devam. Benim bu projede hayalim bütün eserlerin sadece TEV’e
bağışlanacağı bir müzayede düzenlemek. Bu projenin amacını tanıttığımız zaman inanıyorum ki yalnız yerli değil yabancı sanatçılarımızın desteğini de alacağız.”. Müzayedenin ardından yaptığı konuşmada, Türk Eğitim Vakfı (TEV) Ankara Şube Başkanı Ömer Turna, vakfın kurulduğu günden bugüne 2010’u yurt dışında yüksek lisans yapan 250 bin öğrenciye burs verdiğini söyledi. Vakıf tarafından yapılan 30 eğitim kurumunun Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildiğini anlatan Turna, vakfın Türk eğitim sisteminin geliştirilmesiyle ilgili sempozyumlar düzenleyerek öğretmenlerin eğitimi konusunda birçok projeye destek verdiğini ifade etti. TEV’in sanat eğitimine öncelik verdiğini vurgulayan Turna, bilim ve sanata öncelik veren okullar açtıklarını belirtti. Turna, müzayedede satılan eserlerden elde edilen gelirin sanat eğitimine gideceğini belirterek, “Bir taraftan sanat eğitimini desteklerken, diğer taraftan çok nadide eserlere sahip olacaksınız.” diye konuştu. Konuşmaların ardından RC Sanat Galerisi Kurucusu Rahmi Çöğendez tarafından sanatçılara plaket takdim edildi.
EVREN YİĞİT
Modern Çizgiler Yurt içinde ve yurt dıșında kapsamlı mimari proje hizmeti ve koordinasyonu sağlayan Evren Yiğit Mimarlık’ın kurucusu Yüksek Mimar Evren Yiğit ile Ovva Cadde projesi üzerine konuștuk...
Evren Hanım örnek daire tasarlarken nasıl bir konsept oluşturdunuz?
Mimari proje ile bir bütün halinde ele alınarak oluşturulan örnek dairede, modern çizginin temsilcisi detaylar tasarımın çıkış noktalarını oluşturdu. Örnek daire iç mimarisi ile ilgili çalışmalar yapılırken, kullanıcıların profili, vizyonu ve kültürel alt yapısı yaşam alanının şekillenmesinde oldukça etkili olur. Bu nedenle tasarıma başlamadan önce uzunca bir analiz evresi geçirmek gerekir. Ferah bir karşılama alanına sahip dairenin konsept geliştirilmesine koridor - antre tasarımından başladık.
advertorial
O
vva Cadde, Ankara Keçiören Ovacık’ta 5.400 metrekare arazi üzerinde, Yozgat Bulvarı cephesinde ticari bazanın yer aldığı, arka cephede ise konutun yer aldığı, karma kullanımlı bir projedir. Proje tasarlanırken konut ve ticari dolaşım şemasının birbirine karışmadan, bağımsız olarak çözülmesine dikkat edilmiştir. Ovacık bölgesindeki aile ve çevrenin ihtiyaçları göz önüne alınarak 4+1 ağırlıklı bir şema çalışılmış ve katta üç adet iki farklı tipte 4+1 planı çözülmüştür. 15 katlı ve toplamda 50 adet 4+1 olacak şekilde tasarım yapılmıştır.
Yalın çizgi, pastel renk tonları ile bütünleştirilmiş, doğal malzeme seçimleri ön planda tutuldu. Zeminler ve duvarlar ya da duvarlar ve tavan arasında kesin bir fark olmaması, yumuşak ve sonu olmayan çizgilerin sonsuz mekana gönderme yapmasına neden oldu. Işık organik yüzey üzerinde sanki limitsiz bir şekilde dağılıyor... Salon ve mutfak arasında yer alan kış bahçesi, yaz - kış kullanıma açık olacak şekilde projeye işlevsellik sağladı. Yaşam alanları ile özel alanlar net bir çizgi ile ayrılırken, mutfakta ada sistemi yer aldı. Vestiyer ve çamaşır için ayrı odalar tasarlanarak günlük kullanım ise ön planda tutuldu.
Sizce iyi bir projenin nitelikleri nelerdir? Bir projeyi şekillendirirken temel aldığınız unsurlar nelerdir? İç mimari proje olarak değerlendirirsek, öncelikle amacına uygun tasarlanmış olması diyebiliriz. Burada amaç yatırımcı tarafından belirlenmiş olabilir veya mimar tarafından önerilmiş olabilir. Projeye başlarken iç mekan tasarımının yapılma amaçları doğru belirlenmeli ve süreçte hedef unutulmamalıdır. Projenin kimlerin kullanımı için tasarlandığı, hangi bölgede bulunduğu, bütçesi ve süresi önemlidir.
Mimar olarak iç mekan tasarımına yaklaşımınız nasıldır?
Genellikle tek tarza bağlı kalmadan dekorasyon yapmaktan daha çok keyif alıyorum. İhtiyaçların getirmiş olduğu unsurlardan vazgeçmeden tasarımlar yapmayı tercih ediyorum. Sadece mekansal değil, ürünsel olarak da üzerinde durduğunuz bir tasarım anlayışımız var. Işıkları, malzemeleri, ürünleri, objeleri, kısacası tüm detayları birbiri ile ilişkilendirmek bizim için en doğru yöntem.
Mutlukent Mah. Beysu Villakent Sitesi 1920. Cad. No:19 Beysukent / ANKARA T: +90 312 235 10 80-81 • F: +90 312 235 10 82 info@evrenyigit.com.tr • www.evrenyigit.com.tr @evrenyigitarchitects @evrenyigitarchitects
davet
ELİF ÖZKALELİ VARDAR
NURAY BAȘAR
NURAY DEMİRER
FATMA HİKMET BARUTÇU
TÜLİN KAL ȘEKERCİ
ANGİKAD’dan Anlamlı Konferans Girişimçi İş Kadınları ve Destekleme Derneği (ANGİKAD) “Yerel Yönetimlerde Kadın Temsili” temasıyla Limak Ambassadore Otel’de anlamlı bir konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansa ANGİKAD Başkanı Aysu Yavuz, İngiltere’nin Enfield Belediye Başkanı Saray Karakuş ve Tunus Nabeul Belediye Başkanı Houda Skandaji’nin yanı sıra çok sayıda kadın belediye başkanı ve davetli katıldı. ANGİKAD Başkanı Aysu Yavuz, “Kadın isterse yapabileceği şeylerin sınırı yok. Tek isteğimiz, fırsat eşitliği anlamında kadınların biraz daha desteklenmesi ve cesaretlendirilmesi.’’ diye konuştu. Konferansın ardından kokteylle devam eden etkinliğe katılım yoğun oldu.
222
BELMA SATIR, AYSU YAVUZ
SERPİL ERENOĞLU
NAZ ÖZTÜRK
ZÜBEYDE OZANÖZÜ, CANAN ÇAKIR
Etkinliğe birçok üyenin yanı sıra, kadın milletvekilleri, kadın belediye bașkanları ve girișimci kadınlar katıldı. IȘIK ÇETİN, GÖZDE DİKER
MELTEM YILMAZ
HAZAL ÖZKAL
davet
GGYD’den Şık Balo Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD), düzenlediği yılbaşı balosuyla konuklara unutulmaz bir gece yaşattı. Sheraton Otel Ankara’da düzenlenen baloda konuklar gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlencenin keyfini çıkardı. Baloya dernek başkanı Nezih Allıoğlu ve yönetim kurulu üyeleri ev sahipliği yaparken; dernek üyelerin yanı sıra birçok siyasetçi ve iş insanı katıldı. Gecede hizmetlerinden ve başarılarından dolayı birçok isme plaket takdimi yapıldı.
224
NEZİH ALLIOĞLU, METİN FEYZİOĞLU
ALİ ODABAȘI
YAZGÜLÜ MADAK
Gecede Yazgülü Güzellik Stüdyosu’nun sahibi Yazgülü Madak, Parr Mücevherat’ın sahibi Umut Özer Koca gibi katkıları bulunan değerli isimlere de plaket verildi.
BERKAY AHMET BERK, ERKAN İBİȘ
UMUT ÖZER KOCA
GÜRBÜZ BEKİȘ
röportaj
Muhteşem Geri Dönüş Elçin Matben
ELÇİN MATBEN
S
Bu ayki sanatçı söyleșimizin konuğu “Zehirli Elma” isimli albümü ve renkli klipleriyle müzik dünyasına bomba gibi bir giriș yapmaya hazırlanan Elçin Matben...
izi Akademi Türkiye yarışmasından güzelliğiniz ve başarılı performanslarınızla hatırlayanlar olacaktır. 2004’te ekranların sevilen yarışma programlarından biriydi ve türünün ilk örneğiydi. Bunca yıldır nerelerdeydiniz?
Yarışma sonrasında bir süre özel kanallarda müzik programları hazırlayıp sundum. Ailevi sebeplerden ötürü 2005’te Ankara’ya geri döndüm ve Esenboğa Havaalanı’nda çalıştım. Ancak beni pek çok kişinin Akademi ile tanımasına rağmen aslında benim 1997’ye dayanan profesyonel müzik ve televizyon geçmişim vardı ve doğal olarak müzikten ayrı bir yaşam benim için pek mümkün değildi. Havaalanında çalıştığım yıllarda Ankara’nın popüler orkestraları ile sahne almaya devam ettim.
Demek Akademi öncesi de var? Bize biraz bundan bahseder misiniz?
18 yaşımda amatör olarak sahne almaya başladım. Liseler arası “Altın Mikrofon” şarkı yarışmasında solisti olduğum orkestramız ikincilik kazandı. 1997 ve 1998’de besteci ve aranjör olan kardeşim Şansal Engin’in besteleri ile Eurovision Türkiye finallerinde iki yıl üst üste sahne aldık. Albümümün çıkış klibi olan “Yalan aşklar” kardeşimin 16 yaşında Eurovision için yaptığı bestedir. Şansal, Eurovision Türkiye’ de yarışmış en genç besteci olmuştur. Eurovision sonrası TRT’ de sunuculuk yaptığım bir dönem oldu. “Klip Saati” isimli programı iki yıla yakın sundum. Yine “Şans Topu
5+1” programında sunucu olarak yer aldım. “Nane Limon Kabuğu” programında orkestra solistliği yaptım.
Bildiğimiz kadarıyla evlisiniz ve bir kızınız var. Aile hayatı ve müzik bir arada nasıl gidiyor? Eşiniz müzisyen mi?
Eşimle 2009’da tanıştık ve 2010’da evlendik. Eşim çok iyi bir dinleyici ancak müzikle bir ilgisi yok. Kendisi göz doktorudur. O hobi olarak fotoğraf çekmeyi, ben de modelliği sevdiğimden, harika bir ikili oluşturuyoruz. Evde zaman zaman mini fotoğraf stüdyosu kurup fotoğraflarımı çeker. Ayrıca seyahatlerimize ait harika bir fotoğraf albümümüz oluştu. Albüm prodüksiyonu ve klip çekimleri sırasında bana muazzam desteği oldu. 2017 yılında kızım Elvin dünyaya geldi ve şimdi 15 aylık kızımın benim şarkılarımla dans ettiğini görmek bana en çok keyif veren şeylerden biri. Doğal olarak annelik ile birlikte stüdyo kayıtları ve klip çekimleri beni biraz zorladı ancak tüm ailemin bana inanılmaz desteğiyle iyi bir iş çıkarttığımızı düşünüyorum.
Gelelim albümünüze. Biz ekip olarak şarkıları dinledik ve hepsine bayıldık. İnsana pozitif enerji veren hareketli çok güzel bir çalışma. Fikir ne zaman doğdu ve nasıl bir süreç izlendi?
Albüm yıllardır aklımda olan ancak çeşitli sebeplerle ertelediğim bir şeydi. Benim önceliğim evliliğim ve ailem oldu. Kızımız Elvin gelince eşim ile birlikte artık daha fazla beklemek zorunda olmadığımızı düşündük. Dokuz ay önce kayıtlar Mars Productions’da başladı.
Kardeşim Şansal albümün mimarlığını üstlendi. Kendisinin albümde üç bestesi ve aranjeleri var. “Yalan Aşklar” yıllar önce Eurovision’a katıldığımızdaki versiyonundan bambaşka bir pop - rock havası aldı. Müzisyen arkadaşlarım Ozan Güneysu’nun iki ve Gökhan Yamaç’ın bir bestesi de albümde yer alıyor. “Porselen Düşler”in aranjesini Mehmet Esemen - Cem Oyal yaptı. Albümün sürpriz parçası “Kuruntu”nun aranjesi genç yetenek Onur Ormen’e ait. Bu parçada rap sanatçısı Amir’in harika bir “beat”i var. Diğer şarkılarımda geri vokallerde yine kardeşim Şansal ve Meltem Taşkıran’ın şahane sesi yer aldı. “Gece mesaisi” isimli şarkının Şansal’ın yaptığı Türk Sanat Müziği’ne yakın bir düzenlemesi o kadar hoşumuza gitti ki, pop versiyonunun yanında yer vermek istedik. Böylece albümde herkesin kendinden bir şey bulabileceği bir derleme oluştu.
Müzikten ayrı bir yașam benim için pek mümkün değildi.
“Yalan Aşklar” ve “Porselen Düşler” isimli parçaların klipleri yayınlanmak üzere. Çekimleri nerede ve nasıl oldu? İkisi de Ankara’da Kravart Medya tarafından çekildi. Yönetmenliği Caner Çetiner, yapımcılığını Yetkin Yağcı üstlendi. İki klip çekimi de çok keyifli çalışmalardı. Hemen tüm şarkılarıma klip çekmek istiyorum zaman içinde. Eşimin amatörce çektiği klipleri çok beğendiğim için bir iki klip çalışması da onunla yapmayı planlıyorum.
Türkiye’de ve Dünya’da örnek aldığınız sanatçılar var mı? Sizin dinledikleriniz ve sevdikleriniz kimler? Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nilüfer her zaman bende iz bırakmış sanatçılardır. Sıla’nın şarkılarını beğenerek dinliyorum. Şarkı söylerken dans etmeyi sevdiğim için Jennifer Lopez’in sahne performansını örnek alıyorum. Sia ve yenilerden Dua Lipa da severek dinlediğim isimler arasında.
Yakın gelecekte müzikle ilgili planlarınız neler?
Albüm çalışması sırasında çok değerli insanlar tanıdık. Pek çok yetenekle birlikte çalışma fırsatı buldum. Üretken bir döneme gireceğimi düşünüyorum. Şimdiden ikinci albümün parçalarını seçmeye başladım. Bazı parçaların İngilizce versiyonlarını yapıyoruz. Çok heyecanlıyım ve insanlar beğenilerini ifade ettikçe heyecanım artıyor.
Müzikten arta kalan zamanlarda neler yapıyorsunuz? Daha çok ailemle zaman geçirmeyi tercih ediyorum. Son 15 aydır kızım Elvin’i büyütmekle uğraştığım için, zamanımın çoğunu onunla geçiriyorum. Daha öncesinde yoğun olarak sporla uğraştım ve düzenli fitness yapıyordum. Şimdi kızımın peşinde koşturarak kalori yakıyorum.
Okurlarımıza vereceğiniz bir mesaj var mı?
Kliplerim Şubat ayında Youtube’da izlenebilir olacak. Eski video kayıtlarım ve bazı cover kayıtlarıma, albümümle ilgili bilgilere ve benimle ilgili bazı haberlere www.elcinmatben.com üzerinden ulaşabilirler. Albümümün lansman konseri 6:45 Kaybedenler Kulübü’nde 12 Mart’ta gerçekleşecek. Albümdeki tüm parçalarımı seslendireceğim ve konuklarıma keyifli bir akşam geçirtecek popüler parçalardan oluşacak bir repertuar sunmayı planlıyorum.
davet
İSMAİL FIRAT ÇEVİK, MERVE DÖNMEZ
DORUK-GÜLÇİN KOFOĞLU
SKAL Yeni Yılı Kutladı SKAL Turizm Profesyonelleri Derneği yeni yılı Sheraton Otel’de düzenlenen bir balo ile kutladı. SKAL üyeleri ve davetliler şıklıklarıyla göz kamaştırdı. Baloya otel işletmecileri, acente sahipleri, akademisyenler ve rehberler gibi turizm sektörünün içinde bulunan bir çok isim katılım gösterdi. Fuaye alanında kokteyl ile başlayan davet, tüm konukların katılmasının ardından salonda devam etti. Tüm gece özel bir orkestranın şarkılarıyla eğlenen davetliler muhteşem bir gece geçirdiklerini dile getirdiler.
228
FAİK ALSAÇ
HASAN FAHRİ BOZKURT
SİNAN KÖSEOĞLU
GÜRKAN AKBAY
HANDAN -AKIN OKYAY
ILGIN -ATİLLA AYTUN
SİNEM DİNLENMEZ, ARDA YURTSEVER
davet
BUKET ÇAKMAK, VOLKAN HASKALP
İREM GÖK
BEYZA SATIOĞLU
Divan Otel Ankara’da Kutlama Divan Otel Ankara’da yeni yıl için gerçekleşen kutlamaya otel çalışanları ve yöneticiler katılım gösterdi. Divan Otel Ankara’ya emek veren yönetici ve çalışanlar için gerçekleşen kutlama, renkli görüntülere ev sahipliği yaptı. Yoğun bir katılımın olduğu parti, kokteyl ile başladı. Kokteylin ardından salona geçen davetliler gecenin geç saatlerine kadar gönüllerince eğlendi. Otel sahibi Perihan Uyar, tüm konuklarla yakından ilgilendi.
230
CAN ÜNLÜER, PERİHAN UYAR, HAȘİM AYRANCI
haber
Bilintur’dan Anlamlı Oluşum Ankara Kalkınma Ajansı ile Bilintur Anonim Şirketi tarafından “Kadın Oda Orkestrası” oluşturuldu.
İLKİM YILMAZ, ARDA YURTSEVER, ARİF ȘAYIK, NEZİH KULEYİN
Bilkent Otel’de düzenlenen Kadın Oda Orkestrası’nın tanıtım toplantısına, Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Arif Şayık, Bilintur Anonim Şirketi Genel Müdürü Arda Yurtsever, projenin rehberi Nezih Kuleyin ve Orkestra Şefi İlkim Yılmaz katıldı. Ankara Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Şayık, ajansın teknoloji üzerine yatırımda bulunan bir kurum olduğunu; kadın oda orkestrası ile kültür-sanata destek vermek üzere proje hazırladıklarını belirtti. Bilintur Anonim Şirketi Genel Müdürü Arda Yurtsever, Bilkent Üniversitesi’nin bilimsel araştırma ve yayınlarını desteklemek, kültür ve sanat etkinliklerine katkıda bulunmak amacıyla kurulan Bilintur’un, bu orkestranın sadece sponsoru değil bir parçası olduğunu ve orkestra şefi dahil tamamı kadınlardan oluşan, Türk kadın şairlerin ve bestecilerin eserlerini yorumlayacak bu orkestra ile , dünyada tek ve kendine has bir projenin temellerini attıklarını anlattı.
Beysudent’ten Şık Yılbaşı Daveti Başkent’in gözde diş polikliniklerinden Beysudent, Kolejli İş İnsanları Derneği yılbaşı partisine ev sahipliği yaptı. Beysudent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği, Angora Bulvarı’nda merkezi konumda olan güncel teknolojilerle donanmış kliniklerinde yılbaşı partisini gerçekleştirdi. Davetin ev sahipliğini üstlenen Beysudent kurucu ortakları ortodonti uzmanı Berk Özoğul ve protez uzmanı Sezer Yıldırım’ın tüm konuklarla tek tek ilgilendiği şık davette, CSO sanatçıları mini bir konser verdi. Renkli görüntülerin yaşandığı yılbaşı partisine Genç Girişim Yönetişim Derneği üyeleri ile Kolejli İş İnsanları Derneği üyeleri yoğun ilgi gösterdi.
DR. SEZER YILDIRIM, DR. BERK ÖZOĞUL
EDA ALTINTAȘ
Hayallerİnİze Renklİ Bİr Dokunuş Çalıștıkça, ürettikçe, çoğaldıkça, büyüdükçe mutluyuz. Eliși Hobby Market’te her katta, her atölyede bașka bir dünya için hayat kuruyoruz. Bu ay ahșapla, boyalarımızla, hayallerimize renk katıyoruz. Ben hayallerimi maviye boyadım. Sizin için de sayısız renkler ayırdım.
Ahșabın sıcak dokususuyla ve renklerin harmanıyla bambașka bir dünya yarattık...
ELİȘİ HOBBY MARKET Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA T:+90 312 236 31 67 @elisi2018umitkoy
ELİF TEKGÜL
Rota Çocuklar’da STEAM ROTA Çocuklar Anaokulu kurum sahibi Elif Tekgül ile çocuklarda bilim, teknoloji, mühendislik, matematik ve sanat alanlarında, merak ve yaratıcılık düzeyini artıran STEAM uygulamaları üzerine konuștuk.
varolan merak düzeyini artırmayı hedefliyoruz. Çocukların klasik eğitim sistemlerinde ne yazık ki yaratıcılığı ve merakı tartışacak çok az zamanları var. STEAM derslerinde sadece dünyayı ve içindeki her şeyi ilk kez deneyimlemekle kalmıyorlar, aynı zamanda bu kritik yıllarda teşvik edilen kalıplar ve davranışlarla geleceklerinin temelini de inşa ediyorlar. Bu nedenle, bilim, teknoloji, mühendislik, sanat ve matematiğin tümü erken çocukluk eğitimi alanına aittir.
STEAM etkinlikleri anaokulunda nasıl oluyor?
Küçük çocuklar arabaların nasıl çalıştığı gibi karmaşık konuları kavrayamaya hazır olmayabilirler. Ancak STEAM etkinlikleri ile mekanizmalardaki basit neden-sonuç ilişkilerini görerek sorgulama yeteneklerini artırabiliyoruz.
advertorial
O
kulumuzda STEAM sadece bir eğitim programı değil; her öğrencinin erken yaşta eğitimini kendi ellerine alarak, hangi alanlarda istekli olduğunu keşfettikçe, o alanlarda kendisini geliştirmesine destek olan bir programdır. STEAM bir dizi araştırma sürecinde, çocukların kendileri tarafından belirlenen veya bu süreçte ortaya çıkan soruların yine bu süreç içinde cevaplarını bulmadır. Özellikle son on yılda, dünya genelinde ilk olarak STEM yani bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik olarak tanınan ve birçok ülkede hayata geçirilen eğitimi destekleyen programdır. Son birkaç yıl içinde STEM+A veya STEAM olarak, “Arts” yani sanat alanını da kapsamaya başlamıştır. Erken yaşlarda STEAM uygulamalarımız ile erken çocukluk sürecinde
STEAM aktiviteleri anaokulunda ve küçük çocuklar için nasıl görünüyor? Bilim: Küçük deneyler ile yeni bir şey deneyerek, soruları yanıtlayarak bilimsel süreçleri öğreniyoruz. Sorgulamayı alışkanlık haline getirmeyi hedefliyoruz.
Teknoloji: Boya kalemi, kağıt ve cetveller gibi mevcut araçları kullanmak, daha sonra bilgisayar gibi karmaşık araçları kullanmak için harika bir temeldir. Ayrıca robotik ve kodlama dersleri ile de destekliyoruz. Anaokulunda algoritma öğretiyoruz. Mühendislik: Kendi oluşturduğumuz küçük yapılarda bir problem buluyoruz. Karşılaştığımız problemler için potansiyel çözümleri tartışıyor, uyguluyor ve test ediyoruz. Bu test süreçleri bir gün gerçek dünyadaki sorunlara cevap olabilecek bir zihin için zemin hazırlıyor. Sanat: Doğal yaratıcılığı kullanarak erken çocukluk döneminde öğrendikleri kavramları gösterip, belgeliyoruz. STEAM sürecindeki bu önemli adım, fikirlerin ve çözümlerin dünya ile nasıl paylaşıldığını küçük bireylerimize gösteriyor. Matematik: Denklemlerin üstesinden gelmek, küçük çocuklar için çok fazla olabilir, ancak organize etmek, şekillerle oynamak ve kalıpları tanımak, daha sonra zorlu denklemleri çözmek için temeldir. Erken çocukluk döneminde STEAM öğrencileri, zihinlerinde süreçler inşa eder, düşünür ve çözüm bulmalarına yardımcı olan basit etkinlikleri kavrayabilir ve öğrenebilirler. “Her çocuk bir bilim adamı olarak doğar.” Carl Sagan Okulumuzda iyi yerleştirilmiş etkileşimli öğrenme merkezleri eğitim sistemimizin yapı taşıdır; etkili bir erken öğrenme ortamının bel kemiğidir. Gözlemci öğretmenlerimiz çocukların oyun oynamasını ve ilerlemesini izler, böylece her bir çocuğun öğrenmesini ve anlaşılmasını ileriye götüren açık uçlu sorular ile onları destekler. Kendi Kendine Öğrenmeyi Teşvik Etmek Fiziksel çevre kesinlikle önemlidir, ancak öğretmen küçük bir çocuğun matematiksel düşünme becerilerini ve yeteneğini güçlü bir şekilde etkileyebilir. Dikkatli bir şekilde matematik araştırmalarını planlama, küçük çocukların kendi kendini düzenleyen öğrenenler olmalarına yardımcı olur ve kendine güvenini geliştirir. Öğrenmeyi ilerletmek için her çocuğun bildiği ve anladığı şey üzerine iskele kurmak, okulumuzda öğretmenlerimizin temel görevidir. Bir öğretmen, çocukları günlük yaşama entegre edilmiş matematik sohbetleri ile matematiği yaşamın içinde bulmaya teşvik eder. Benim de eğitim alma şansını bulduğum ünlü eğitimci Prof. Dr. Lilian Katz, STEM’in erken çocukluk düzeyinde nasıl uygulanacağına dair tanımında, akademik ve entellektüel öğretim arasındaki farkı açıklar. Buna göre akademik hedefler, genellikle okuryazarlık becerileri ile ilgili çalışma sayfalarında ve çocukları daha sonraki okuryazarlık ve sayısal okuma öğrenimine hazırlamak için tasarlanan küçük parçalardan elde edilen bilgiyi elde etmekle ilgilidir. Fikirsel hedefler ve bunlarla ilgili faaliyetler, zihinsel yaşamı tam anlamıyla ele alır; bir dizi estetik ve ahlaki duyarlılık da dahil olmak üzere… Entellektüel hedefler, akıl yürütme, varsayımsal tahmin etme, arayışı vurgulama, fikirlerin geliştirilmesi ve analizinin yanı sıra anlama ve varsayımlar..
Matematik Merkezleri Manipülatifler ve Etkinlikler Materyalleri keşfederek ve deneyerek matematik becerilerini geliştirmeleri için küçük çocukların sınıf alanlarını bir kenara ayırdık. Bu deneyimsel bilgi tabanı, gelecek yıllarda soyut kavramların anlaşılmasını destekleyecektir. Çocukların oyun oynamaları ve matematiksel düşünme becerilerini geliştiren manipülatiflerle çalışmalarını teşvik ediyoruz. Sayılarla deneyimler, sayma, sıralama, eşleştirme, sıralama ve sınıflandırma hakkında bilgi edinerek, aynı zamanda okuryazarlık gelişimini artırmayı ve görsel ayrımcılık becerilerini geliştirmeyi hedefliyoruz. İyi yerleştirilmiş etkileşimli öğrenme merkezleri, etkili bir erken öğrenme ortamının bel kemiğidir. Aktif gözlemci olan öğretmenlerimiz, çocukların oyun oynamasını ve ilerlemesini izler, böylece her bir çocuğun öğrenmesini ve anlaşılmasını ileriye götüren soruları ortaya çıkarabilir.
ÇUKURAMBAR : 1478.Cadde No:8 Çukurambar-Çankaya/Ankara - T: 0 (312) 286 94 93 - cukurambar@rotacocuklar.com ÜMİTKÖY : Ümit Mah. 2502 Sok. No:1 Ümitköy/Ankara - T: 0 (312) 235 66 77 - umitkoy@rotacocuklar.com
tatil
BEGÜM-ÖMER BALLI
CEM, MİNA, EDA, HÜLYA KALYONCU
ASLIHAN-ARDA TURAN
Kartalkaya’da Tatil Keyfi Ülkemizin gözde kayak merkezlerinden Bolu Kartalkaya, iş, spor, sanat ve sosyal yaşam dünyasının önde gelen isimlerini ağırladı. Kartalkaya, her sene olduğu gibi yine sömestr tatilinde birçok ünlü misafiri ağırladı Kar tatili için Kartalkaya’yı tercih eden isimler, gündüz kayak pistinin tadını çıkarırken, gece coşkulu eğlencelere katılarak tatil keyfini doyasıya yaşadılar.
ETEL, LEO, ROBERT BALER
karma
Çocuğukların Verimli Ders Çalışması
ozgur@ozguraksuna.com
Aileyle ilgili konularda bana öğrenci koçluğu için gelen aileler, geçen sene en çok “Çocuğumun verimli ders çalıșmasına nasıl yardımcı olabilirim?” sorusunu yönelttiler. O zaman anne babalar için birlikte bu iși nasıl daha iyi hale getirebiliriz onu konușalım...
B
ir hedefimiz olmalı ki ona göre çalışmaya başlayabilelim. Rota yoksa denizde türlü zorluklar bizi bekliyor demektir. Birlikte belirlenen bir yol haritası bu konuda daha başarılı olmamızı sağlayacaktır. Detaylar bütünü oluşturur; öğretmen ve veli arasındaki ayrıntılı paylaşımlar çocuğumuza daha faydalı olmamızı sağlayacaktır. Çoğu zaman, bu konuda her iki taraf da, bazı durumları tüm açıklığıyla anlatmayabiliyor. Ancak ne kadar ayrıntılı konuşulursa, çocuk için daha doğru tespitler ve çalışmalar yapılabilir. Öğretmen ayrı bir yöntem, veliler ayrı bir yöntem kullanmaya çalışırsa öğrencinin kafası karışacaktır ve verimi ister istemez düşecektir. İletişim bu konuda ilk hedefimiz olmalı ve aileyle öğretmen arasında sıkı bir köprü oluşturulmalıdır. Doğru bildiğimiz bir takım eski yöntemler, bizim ailelerimizden bize kalan eski alışkanlıklar, yeni nesil öğrencilerin çalışma performanslarının gelişmesine maalesef engel oluyor. Bu sebeple, yanlış çalışma alışkanlıklarının farkındaysak sorunlarının yüzde ellisini, yani yarısını çözümlemiş oluruz. Amaçsız çalışma, plansız ve programsız çalışma, evin değişik yerlerinde çalışma, yatarak ya da uzanarak çalışma, sınava bir gün kala çalışma, kaynaklardan yararlanmama, derslerden korkma ve anlayamadığı dersi bırakma, dersle ilgili önyargılar, günün farklı saatlerinde çalışma, sadece konu çalışması yapma, sadece soru çözerek çalışma, televizyon ve bilgisayarın olduğu yerde çalışma, cep telefonunun ders çalışırken öğrencinin yakınında olması ve uyarılarıyla dikkatini sürekli dağıtması gibi yanlış çalışma alışkanlıklarıyla sıkça karşılaşmaktayız. Eğer çocuğumuzun bu yanlış çalışma alışkanlıklarından kurtulmasını istiyorsak, doğru çalışma alışkanlıkları edinmesi için bazı konularda çaba sarf etmemiz gerekir. Başarılı Olmak İçin Çok Çalışmak Değil Etkili Çalışmak Önemlidir Etkili ya da verimli çalışmak, bir amaç doğrultusunda zamanı, planlı ve programlı kullanmaktır. Çocuğunuzun televizyon izleme saatinden tutun, sokakta kalma süresine kadar gününü planlaması gerekmektedir. Planlanmamış bir çalışma düzeni ile başarıya ulaşmak, işi şansa bırakmaktır. Mutlaka planlı ve o plana disiplinle bağlı şeklide yol almak gerekir. Bunun için okul, arkadaşlık, oyun,
238 magdergi.com.tr
spor, yemek, uyku gibi etkinliklerin dışında kalan zaman ders çalışmak için ayrılır ve belli bir plan ve programa bağlanır. Programlı Çalışma Öğrenciye Bir Pusula Görevi Görecek Hedefine Ulaşmada Size Ve Ona Yardımcı Olacaktır Planlı çalışma sayesinde her işe daha rahat zaman ayırma, yapmak istediğiniz şeyleri daha huzurlu yapma, çocuğunuzun hangi dersi çalışacağına karar vermemekten dolayı zaman kaybetmesini, bir dersi bırakıp diğerine geçerek sizin canınızı sıkmasını önleme, günü gününe çalışarak sınav öncesi çalışma süresini kısaltma ve sınav paniğini önleme ve çalışma verimini yükseltmesi gibi bir çok avantaja sahip olduğunuzu göreceksiniz. Ayrıca çocuğunuz ile aranızda ders çalışma konusunda çıkabilecek anlaşmazlıkları önleme, bilinçli bir plan yaparak çocuğunuzun kendisini derse daha kolay vermesini sağlama, öğrenilecek konunun kısa bir zamana sıkıştırılması yerine, uzun zamana yayılarak, öğrenmenin daha kalıcı ve etkili olmasını sağlama gibi konulardaki faydalara da planlı çalışma sayesinde ulaşabilirsiniz. Evdeki Huzur Verimli Ders Çalışma Ortamının Çatısını Oluşturur Çalışma mutlaka çalışma masasında ve sandalyede oturarak yapılırsa verimli olur. Masa düzenli olmalı ve üzerinde sadece çalışılan dersle ilgili araç ve gereçler olmalıdır. Cep telefonu ya da tablet masada olmamalı, oda temiz ve havadar olmalı ve sık sık havalandırılmalıdır. Çalışma odasında dikkati dağıtacak poster, afiş, yüksek sesli müzik, resim gibi işitsel ve görsel uyarıcılar olmamalı, çalışma odası yeterli ısıda olmalı, çok sıcak ya da soğuk olmamalı, iyi aydınlatılmalı ve ışık gözleri yormamalıdır. Çalışmada yeterli verimi alabilmek için dengeli ve düzenli beslenmeli, özellikle sabah kahvaltısı düzenli ve yeterli kaloriyi alacak şekilde yapılmalıdır. Uyku düzenine dikkat edilmeli ve günlük uyku ihtiyacı giderilmelidir. Planlı olma, uykuda da düzen getirecek ve çocuğunuzun kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Çocuğunuza, çalışma zamanı geldiğinde, “On dakika daha dinleneyim, biraz daha televizyon izleyeyim, bir şeyler yiyeyim...” türündeki düşüncelerle çalışmayı ertelemesine fırsat vermeyin. Bu durumda dikkatini toplaması da gecikecektir. Hedefi olan çocuklar çalışmak için istekli ve mutlu olacaktır. Ev içinde huzur, verim için en önemli etkenlerden biridir. Bu sebeple, önce aile verimi, sonra ders verimi diyebiliriz.
davet
KADRİYE CİRİTCİ, BURCU YÖRÜBULUT, PINAR CANALP, AFİTAP AKINCI, SİBEL KOȘAR, SEREN ERDOĞAN, İLKNUR DEMİR, BERİL ÇAVUȘOĞLU,DİLEM KAYMAZ, NESLİHAN AKTEPE
Atölyede Sürpriz Kutlama Genç ve başarılı Moda Tasarımcısı Seren Erdoğan için yakın arkadaşları showroom’unda sürpriz bir kutlama gerçekleştirdi. Davete katılan Burcu Yörübulut arkadașı Seren Erdoğan’ın imzası tașıyan kıyafetiyle objektiflere poz verdi. BURCU YÖRÜBULUT
Başkent cemiyet hayatının birçok ismine kıyafetler tasarlayan Seren Erdoğan’a, yeni yaşı için dostları sürpriz bir parti hazırladı. Yakın arkadaşları; ellerinde hediyeler, balonlar, yiyecekler ve pastayla genç modacıyı ziyarete gittiler. Karşısında arkadaşlarını görünce oldukça şaşıran Erdoğan; duygu dolu anlar yaşadı ve gelen tüm misafirlerine bu özel günü hazırladıkları için teşekkür etti.
SEREN ERDOĞAN
dekorasyon
Ahşabın Tasarımla Harmanı Dekorasyonun vazgeçilmez unsuru ahșap, kahverenginin en sıcak tonlarını siyahla harmanlayarak evinize misafir oluyor.
ZARA HOME DEKORATİF TABAK
H&M HOME MUMLUK
KUTA HOME ŞATO HASIRLI BERJER
KUTA HOME NAKY KİTAPLIK
TEPE HOME TEKLİ KOLTUK CAME HOME VAZO
CAME HOME SANDALYE
TEPE HOME YASTIK
Q HOME KONSOL
kelebek
Kışın En Güzel Ayı Canım Şubat Havanın daha geç karardığı, bahar havasının bazı günler baș gösterdiği, içimizin kıpır kıpır havalandığı, renklere daha düșkün olduğumuz ve kutlamalara doyulamayan Aziz Valentin gününün cici bici ayı, kırmızı kalplerle dolu canım ȘUBAT merhaba. Hemen gel, hemen bit. Bit ki; bahara selam eyleyelim bir an.
GRİBY3
LOVE SHACKY FANCY Rebecca Hessel Cohen tarafından hem şahane stil sahibi minik kızlar hem de ikon kadınlar için New York’ta yaratılmış bu marka efsane kumaşları, harika baskıları ve fırfırı eşsiz bir biçimde yorumlaması ile moda severlere şiddetle tavsiyemdir.
Pul, payet aşkına! Harika tasarımları ve ince sofistike detayları ile İstanbul cemiyet hayatının ünlü isimlerinin bir çoğunun gardırobunu süsleyen eşsiz parçalara sahip bu marka hem konforu hem de şıklığı bünyesinde barındırıyor.
242 magdergi.com.tr
ST. PANCRAS RENAISSANCE HOTEL
VESPERNA
Londra’da favorim, Victorian tarzdaki muhteşem bina olarak atfettiğim St Pancras Renaissance. Bu harika bina hem Uluslararası Tren İstastonu’nun bir parçası hem de Eurostar hızlı tren hattına ve metroya doğrudan erişim olanağı sağlıyor. Tiyatro, alışveriş, gezi ve özellikle Camden bölgesiyle ilgilenen gezginlere muhakkak tavsiye ediyorum.
Çocukluğumuzun eski gazinolarını düşünün. Harika bir müzik, efsane bir yemek, dostlarla kahkahalar eşliğinde muhteşem anılar. Ben ne zaman bir organizasyona gitsem Vesperna’nın bende uyandırdığı duygular hep nostaljik, o özlem duyulan en içten hisler… Her ay harika sanatçıları konuk eden mekanın Şubat ayı favorisi “Ayta Sözeri” elbet.
AYŞE BURCU KAYA
Ayşe Burcu Kaya markası, güzel, estetik olanın stil ile buluşmasını olanaklı kılacak belli parçaların bir araya gelmesi felsefesi ile 2015 yılında kuruldu. Takıdan şapkaya, kimonodan clutcha ve özellikle bu sene tüvit takımlarla dikkatimizi çoktan çeken ışıl ışıl bir marka.
LA GRIFFE DE JULIE
J IMBOBART
Nice seyahatim zamanında keşfettiğim bu sıra dışı takı mağazasını sizlerle paylaşmasam olmazdı. Web sitesine ya da instagram profiline bir bakın derim. Eğer siz de takıda minimalizm sevenlerdenseniz verin siparişi gitsin.
TRAKDOT
Uçarken içiniz Trakdot’la rahat etsin. Trakdot, bir bavul takip cihazı. Oldukça basit bir işleyişi olan Trakdot, teslim edilen bavulların takibini gerçekleştirerek havaalanı yolcularının bavullarını kontrol altında tutabilmelerine yardımcı oluyor. Takip etmek ve bildirmek için patentli mikroelektronikleri ve cep telefonu temeline dayanan teknolojileri kullanıyor. Bagajda ve havaalanının yük ambarındayken iletim ve çekim gücünü kapatıyor. İniş gerçekleştikten sonra yeniden açılıyor ve sahibine bildirim gönderiyor.
Jimbobart’ın elle çizilmiş seramik yelpazesi içerisinde barınan hayvan dünyası, ormanda geçen bir masaldan izler taşısa da yarattığı karakterlerin her birinde şehirli bir hava bulmak mümkün. Kendi mağazasında olduğu gibi Jimbobart markası Londra’daki Liberty ve Paris’teki Franck et Fils gibi önemli mağazalarda sanat eserlerini bulunduruyor. Biz nereden alacağız derseniz elbette adresimiz “Shopigo”.
davet
FULYA NAYMAN
ESEN-ALPER ZİYAL, GONCA-CEM ERGÜVEN C
M
Y
CM
MY
CY
Işıl Işıl Bir Koleksiyon Eve’s Jewellery’nin sahipleri Esen Ziyal ve Gonca Ergüven, mücevher koleksiyonlarını şık bir davetle tanıttılar. Ailelerinin mücevher geleneğini üçüncü kuşak olarak sürdüren ve on yıldır Eve’s Jewellery’nin tasarımlarını gerçekleştiren Esen Ziyal ve Gonca Ergüven hem özel günlerde hem de günlük olarak rahatlıkla kullanılabilecek pırlanta koleksiyonlarını sergilediler. İş ve sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin katıldığı davette konuklar, Eve’s Jewellery’nin koleksiyonlarına tam not verdiler.
244 magdergi.com.tr
ASLIHAN ABACI
FİGEN KIRAL
CMY
K
davet
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
MELİKE GÖKÇE
MELİKE GÖKÇE
ESRA ARAT
SEVİNÇ TOPGÜL
Ekşi Maya’da Kutlama BİLMED Yönetim Kurulu Üyesi Pınar Canalp, yeni yaşını dostlarıyla beraber Ekşi Maya Tunalı’da kutladı. Aile şirketleri Canalp Mühendislik’te yöneticilik görevi üstlenen ve pek çok dernekte gönüllü çalışan Pınar Canalp, doğum günü için dostlarıyla Ekşi Maya Restoran’da buluştu. Kutlamaya katılan herkesle yakından ilgilenen Pınar Hanım, pastasını üflerken çok özel ve güzel dileklerde bulundu.
246
SEVİLAY HELVACIOĞLU
PINAR CANALP
AHSEN DEMİRCİ
PERİHAN UYAR
AFİTAP AKINCI
Ekși Maya Restoran’da gerçekleșen kutlamaya Pınar Canalp’in yakın arkadașları katıldı.
TÜLAY KAYA
BURCU YÖRÜBULUT
SEREN ERDOĞAN
GÜLENNUR AYDIN
NESRİN KILAVUZ
röportaj
GÜLSEREN BUDAYICIOĞLU
İstanbullu Gelin’in İlham Perisi Madalyon Psikiyatri Merkezi’nin kurucusu Dr. Gülseren Budayıcıoğlu ile çocukluğundan tıp fakültesine; dizi sektörüne ilham veren kitapların yazarlık serüveninden merak edilenleriyle “İstanbullu Gelin”e keyifli bir sohbet gerçekleștirdik. RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAFLAR: ÖZGÜR KARABULUT
G
ülseren Budayıcıoğlu ismini tüm Türkiye başarılarınız ile tanıdı. Son dönemlerde İstanbullu Gelin dizisine ilham veren isim olarak da dikkat çekiyorsunuz. Bize biraz kendi hikayenizden bahseder misiniz?
Doktor ve psikiyatristim. Mesleğim karakterimin bir parçası haline geldi. İnsan 40 yıl aynı işi yaparsa, o meslek kişiyle bütünleşiyor. Zaten yapı olarak insanları mutlu etmekten mutlu olan biriydim. “Zor” göreceli bir kelime fakat benim oldukça zor bir hayatım oldu. Çok çalışmamı gerektiren bir geçmişim oldu. Ailenin ilk çocuğuydum. Benden bir buçuk yıl sonra bir kız kardeşim oldu.
248 magdergi.com.tr
Bir buçuk yaşında başlayan bu ablalık serüveni; küçükleri, ihtiyacı olanları koruyup kollama, onlara şefkat gösterme ve hatta zaman zaman yaptıkları yanlışları üstlenme gibi sorumluluklar yükledi üzerime. Bugün beni hastalarım, okurlarım ve seyirciler seviyorlarsa bunu kaderimin önemli noktalarından biri olan bu olaya bağlıyorum; çünkü dünyaya gözümü açtığımda vermeyi öğrenmişim. Bizim ailemizde her şey beraber yapılırdı. Sabah aynı saatte hep birlikte kalkar, hep birlikte kahvaltı ederdik. Akşam yemekleri de aynı şekilde hep beraber yenirdi. Annem evde sürekli koştururdu. Çok misafirperver bir kadındı. Bizim evin kapısı herkese açıktı. Bizim hem başarılı olmamızı isterdi hem de kurallarına uymamızı. Gece yarılarına kadar ders çalıştığımda başıma dikilip
neden o saatlere kadar çalıştığımı sorgulardı. Sonra içi el vermez, bir fincan kahve getirirdi bana. Kahve içme alışkanlığım da o zamanlardan kalma. Sabah okula giderken pirinç tanelerini okuyup üfler yuttururdu. Annemin hayatımda çok önemli bir yeri vardır.
Bu kadar başarılı olmanızın sırrı mutlu bir aile diyebilir miyiz?
Kesinlikle öyle. Mesela babam, bana “aferin” diyen ilk kişiydi. Bize mesafeli olmayı, insanlara saygı duymayı, bir büyükle nasıl konuşulacağını öyle güzel öğretti ki… Sevgisini eşit dağıtır, çocuklar arasında en küçük bir rekabete dahi izin vermezdi. Biz babamın kıymetlileriydik. Annemse… Çok cana yakındı. Öfkesini, sevgisini, şefkatini hep bize yansıtırdı. Evde mutlu olabilmeyi öğretti bize. Annemle babam misafirlikten geldiklerinde annem, “Hadi bir kahve içelim.” der, babam da, “Nezahat daha yeni içtin ya kahveni.” derdi. Annem kendi evinde içtiği kahvenin tadının bir başka olduğunu iddia eder, babamı kahve içmeye ikna ederdi. Böyle bir takımla kendimizi hiç yalnız hissetmezdik.
Sımsıcak bir aile…
Evet. Bunun herkeste böyle olmadığını gerçekten üzülerek gördüm. Ben bir şeyler yapabildiysem, ailemin desteği sayesindedir.
TRT’de uzun yıllar spikerlik yaptıktan sonra tıp dünyasına geri döndünüz. Sizi tıp dünyasına geri döndüren arzu ve duygu neydi?
Tıp fakültesine başladığım zaman, ailemin de teşvikiyle kendi başıma bir şeyler başarabileceğimin arzusu vardı içimde. Gerçekten de sınavlara girdim. Beni aldılar, eğittiler. Televizyonun ilk spikerlerinden biri olmak bana her zaman gurur verdi. Orada çok tatlı bir hayatım vardı. O zamanlar tabii herkes çok tecrübesizdi, büyük bir heyecan vardı içimizde. Türkiye’ye yepyeni bir şeyler gelmiş. Hep birlikte başarmaya çalışıyoruz. Ben hem oralıydım hem de değildim, çünkü bir yandan tıp fakültesinde okuyordum. Üstelik Ankara Tıp’ta. İkisini birden başarmaya da kararlıydım. Tıp kitaplarımı stüdyoya getirirdim. Stüdyoda şarkılar söyleniyor, sazlar çalıyor, kıyamet kopuyor ve ben de orada sunuculuk yapıyordum. Sıra bana gelene kadar köşede kitaplardan üç kelime dahi öğrensem yeterdi bana. Seslendirme ve anons spikerliği de yaptım bu dönemler. Daha sonrasında tıp fakültesi bitti. Diplomayı aldığım gün TRT’nin spikeriydim aynı zamanda. Daha sonra hayatımın en önemli dönüm noktalarından birini yaşadım. Ya TRT’ye devam edip ünlü olarak kalacaktım ya da tıp dünyasına geri dönecektim. Düşünsenize 23-24 yaşındayım, ne kadar cazip geliyor o zamanlar ünlü olmak, ünlü insanların etrafında olması. Diğer yanda kan revan, hastalar, aciller. Üç gün uyuyamadığımı hatırlıyorum. Sonra gittim TRT’ye istifamı verdim.
Türkiye’nin ilk psikiyatri kliniğinin kurucususunuz. Bu hayali nasıl gerçekleştirebildiniz?
Hayatımın ikinci dönüm noktası. Hacettepe Üniversitesi’nde psikiyatri ihtisasımı yaptım. Nasıl mutluyum... Batı psikiyatrisi kendini yeni geliştiriyordu ve Hacettepe grubu da Amerika’da eğitim görmüştü. Psikanalizi, psikoterapiyi Türkiye’ye yavaş yavaş getiriyor, öğretiyorlardı. Bu tür hocalardan eğitim almak gerçekten büyük şanstı. Sonrasında evlendim, çocuklarım oldu. Uzman oldum. 10 yıl Hacettepe’de öğretim görevlisi olarak çalıştıktan sonra ayrılıp muayenehane açtım. 20 yıl muayenehanede insanlara şifa olmaya çalıştım ama onlara müteşekkirim; onlar da bana çok şey kattılar. Hastalarım bana hayat hikâyelerini anlattıkça, oralarda bir yerlerde hep kendimi bularak uzun bir terapiden geçtim. Terapilere ihtiyacı olan insan sayısı o kadar çoktu ki ben tek başıma
İstanbullu Gelin’in Hayata Dön’deki hikayesi ve alt yapısı tamamen oradaki karakterden alınmıștır ama o çok daha hüzünlü bir hikayeydi.
yetemeyeceğim diye düşündüm. Maddi gücü olanın da olmayanın da gelebileceği bir yeri nasıl kuracağımı kendime sormaya başladım ve sonunda Madalyon Psikiyatri Merkezini kurdum. Ankara’da Madalyon Psikiyatri Merkezi, tiyatroların, park alanlarının, cafelerin olduğu bir bölgededir. Zaten benim de amacım psikiyatriyi hayatın normal akışı içine yerleştirebilmekti. Çok şükür şimdi hayallerimi gerçekleştirmiş olmanın gururunu yaşıyorum.
Meslek hayatınızda yaşadığınız en unutamadığınız anınız neydi?
Odaya giren hiç kimse birbirine benzemediği için her şey çok ilginç, çok duyulmadık. Aklıma gelen öyle bir olay var ki... Bir hastam bana doktorluk etti. Benden yardım isteyen yaşlı bir teyzeydi. O zaman gencim, Hacettepe’deyim. Babam kanser hastasıydı. Bir yandan babamla bir yandan hastalarla ilgilenmekten yorulmuş durumdaydım. Bir gün babam iyi değil, koşarak geldim, gözlerimi sildim, saçımı falan düzelttim. Sorunum yok edasıyla masaya oturdum. Karşıma yaşlıca bir hanım geldi. Anlatıyor da anlatıyor. Daha sonra kafasını kaldırıp baktı. “Kızım ne oldu sana? Ben biraz susayım da sen anlat, benimki o kadar önemli değil.” dedi. Babamı anlattım. Öptü, okşadı beni. O kadar huzur bulmuştum ki o kadında. “Ben sana tekrar gelirim üzülme.”diyerek çıktı ve gerçekten de sonradan pek çok kez geldi.
Son dönemde bir İstanbullu Gelin hikayemiz var. İlham kaynağı sizsiniz. Bu hikayeyi senaryolaştırmak, dizileştirmek nasıl ortaya çıktı?
İstanbullu Gelin, benim “Hayata Dön” adlı kitabımdan esinlenerek uyarlanan bir dizi. İstanbullu Gelin’in Hayata Dön’deki hikayesi ve alt yapısı tamamen oradaki karakterden alınmıştır ama o çok daha hüzünlü bir hikayeydi. İstanbullu Gelin’i uyarlarken benim amacım hep diziyi seyredenler televizyonlarını huzurlu bir şekilde kapatsınlar oldu. Seyirciyi üzmeyelim, içine kan revan sokmayalım, katiller, bıçaklar, entrikalar koymayalım istedim. Böyle bir diziyi yaratmak kolay değildi tabii. Dizi çekmek büyük bir ekip işiymiş. İstanbullu Gelin’i hazırlayan bu çok özel ekip, sonunda fenomen olan bir diziyi yaratmayı başardı. Hem senarist hem yönetmen hem de oyuncular çok başarılı bir dizi çıkardılar ortaya. Adem karakteriyle birlikte diziye seyircilerin ilgiyle izledikleri terapi sahneleri girdi. Ben işte bu sahnelerin yazılmasında senaristimize destek oluyorum. Ben de diğer seyirciler gibi cuma günlerini iple çekiyorum.
Ekran vesilesiyle ailesel sorunlara bir tür terapi yapıyorsunuz. Herhangi bir karakteri kendiniz canlandırmayı hiç düşünmediniz mi?
1-2 saatlik bir rol olsaydı tereddütsüz orada olabilmeyi isterdim; fakat bu bir oyunculuk işi. Bunu her hafta çekmek hiç kolay
röportaj
değil. Sevgili Tilbe Saran iyi bir psikiyatrist olarak oturuyor masada. Dizide gördüm ki benim Madalyon’u kurarken koyduğum hedefi, televizyon milyonlara yaydı. Bundan sonra da bu tür dizilerde var olmak; insanları pozitif etkileyecek, kendilerini daha iyi tanımalarını sağlayacak terapi sahnelerini başka dizilerde de yapmayı gerçekten çok arzu ediyorum.
İstanbullu Gelin sinema filmi olarak da bambaşka bir şekilde çıkar mı? Öyle bir projeniz olur mu?
Bir insan șifa dağıtabiliyorsa, o gücü kendi yaralarından alır.
Sinema filmi olarak düşünmemiştim. Yapımcılar belki de gelecekte bunu yaparlar.
İnsanların dönem dönem dibe vurdukları ve bunu paylaşmak istedikleri anlar vardır. Bir profesyonel olarak böyle bir durumla nasıl başa çıkıyorsunuz?
Psikiyatristler de insandır. Herkesin hayatında yaşadıkları dönemleri ben de yaşadım. Çok acı çektiğim, ağladığım, üzüldüğüm günler; kendimi toparlayamayacağımı hissettiğim zamanlar yaşadım. Bunlar meslek psikolojisini de etkiliyor tabii. Eşim vefat ettikten sonra işime daha çok sarıldım. Benim sorunlarımı artık işim çözüyor. Bu meslekte uğraşanların da diğer insanlar gibi geçmişten aldığı yaralar vardır ki yaralı bir şifacı yaralının halinden daha iyi anlar diye düşünüyorum.
Sizin gibi uzman birini yakalamışken toplum değerlendirmesi de yapmak isteriz. Boşanmaların artması gibi kötü olaylar da yaşanıyor. Siz bunun temelini neye bağlıyorsunuz? Biraz birbirimize sarılmayı unuttuğumuz bir dönemden geçiyoruz. Sizce neler oldu bize?
Nasıl insanlar acı çekmedikçe gelişemez, toplumlar da aynen o şekilde... Acı, mutluluktan daha fazla geliştirir insanı. Daha mutlu olabilmek için bu acıyı yaşamak zorundayız. Medeniyet, duygularımızı köreltti . Bir yanımız salt medeniyet istiyor, bir yanımız da duyguya aç, onları paylaşmak istiyor. Son zamanlarda toplumumuzda öfke kol geziyor. Duygularımız virüsler gibidir, salgın yapar. Ama unutmayalım ki öfkenin ele geçiremediği, güzelliklerin yaşandığı evler, merhametli anneler gibi güzellikler de var hâlâ. Yani her şey kötü gitmiyor.
Hayat tercihlerden ibaret. Mutlaka her dibe vuruşun bir çıkışı da olacaktır. Türk milletinin şefkatine ve merhametine güvenmek lazım.
Şunu da kabul etmeliyiz ki eskiye göre daha öfkeli bir toplum haline geldik; ancak hep birlikte başa çıkabileceğimizi düşünüyorum. Mesela kadına şiddet. Bunun için her birimiz şiddetin sorumlusu olarak görmeliyiz kendimizi. İnanın bir toplumda bir yanlışı toplumun kendisi dışlar ve kınarsa, işte ancak o zaman şiddet ve benzeri davranışlar durur. Toplumun verdiği ceza, her zaman insanların üzerinde daha caydırıcıdır.
Çok başarılı bir doktor, yazar ve anne var karşımızda. Bu yoğun tempo içerisinde kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz? Hiç yorulmuyor musunuz?
Ayırmıyorum...Yoruluyorum tabii. Eve gidiyorum bu sefer de kitap beni bekliyor. Telefonlar bekliyor. Benim hayatım bu oldu artık ve bundan bir şikayetim yok. Az da olsa çok sevdiğim ve hep yanımda olan arkadaşlarım var. Biraz İstanbul, biraz Ankara iyi geliyor. Ben hayatımdan memnunum çok şükür.
250 magdergi.com.tr
Yeni bir kitap var mı şu anda?
Var. Okuyucular bana kızıyorlar yazmadın hala diye. Onlara da söz verdim, bitirmek üzereyim. Kitap, Doğan Kitap yayını olarak Mart başı çıkmış olacak.
Bundan sonra sizi farklı projelerde görecek miyiz ekranda?
İnşallah. Şu anda geldiğim noktada artık ben de istiyorum. Mesela ekranlara İstanbullu Gelin’den sonra güzel duyguları paylaşabilecek yeni bir dizi getirmek ve bir kitap daha çıkarmak en büyük hayallerim arasında. İstanbullu Gelin’i bitirince seyirciler bu diziyi çok özleyecekler gibi geliyor bana. Umarım daha güzellerini yapma şansımız olur.
davet
AHMET BURAK HALICI
GÖZDE AVCI, BORA BİCEK
EBRU-KEMAL KÖPRÜLÜ
Sanat ve Yemek Bir Arada Baykes Döner, alışılmışın dışında bir konseptle Bahçelievler’de açıldı. Restoran içerisinde bulunan sergi alanıyla sanat ve yemeği buluşturan Baykes Döner farklı konseptiyle dikkat çekiyor. Bahçeliever 7.Cadde’de gurme lezzetler sunan Baykes Döner; restoran zincirlerinin ilkini, yoğun bir katılımla açtı. Sos çeşitliliği ve her damak tadına göre ayrı ekmek tercihleriyle farklı bir deneyim sunan Baykes Döner, konuklarını da sanatla buluşturuyor. Restoran içerisinde bulunan sergi alanında sanatçıların eserlerine yer verilirken, açılışta Ahmet Burak Halıcı imzası taşıyan eserler de oldukça beğenildi.
252
ÖZGÜR AKSUNA
HÜSEYİN SENAİ
haber
Aşkın En Romantik Hali
Bilkent Otel’de
Bilkent Otel’de yer alan The North Shield Pub’da Sevgililer Günü için çok özel bir program hazırladı. Bilkent Otel 14 Şubat Sevgililer Günü için The North Shield Pub’da özel bir Sevgililer Günü programı hazırladı. “Love Wins” sloganı ile tüm aşıklar özel sunum ile karşılanarak Neval Solak ve grubunun en romantik şarkıları ile unutulmaz bir gece geçirecekler. Birbirinden lezzetli tabaklardan oluşan menü ise geceyi taçlandıracak. Saat 20.30-24.00 arasında gerçekleşecek olan bu gece için kişibaşı fiyatı 225 TL. Ayrıca Şubat ayı boyunca Sanitas Spa’da “Sevgilim ve Ben Paketi”nden promosyonlu fiyatlar ile yararlanacaklar.
Ergül Keskin Studio’dan Eğitim Long Time Liner Conture markasının Türkiye Distribitörü Ergül Keskin Make-Up Stüdyo, Türkiye’de ilk olan bir makyaj eğitimine imza attı. Ankara’nın önde gelen make-up stüdyolarından Ergül Keskin Conture Make-Up Studio, Türkiye distribütörü olduğu Long Time Liner Conture markasıyla birlikte Park Oran ofiste eğitim çalışmalarına başladı. Sadece alanında uzman kişilerin katılabildiği ve profesyonel bir çalışmayı içeren eğitim, belirli aralıklarla Ergün Keskin Studio’da gerçekleştiriliyor.
davet
SEDA YEKELER JANSET ÖNYÜRÜ, BUKET ÖNYÜRÜ, İLAYDA METİN, ALP ÖNYÜRÜ
“Yok Oluş” ve Anlamlı Sergi Ressam Buket Önyürü tarafından Seda Yekeler Eğitim Vakfı burslu ve gönüllü öğrencileriyle yapılan resimler “Yok Oluş 1,5” sergisinde sanatseverlerle buluştu. SEYEV’in desteğiyle eğitim hayatına devam eden çocuklara başta ücretsiz dil eğitimi olmak üzere, eğitime dair tüm materyal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla düzenlenen sergi Armada AVM’de açıldı. Sergiyi iş ve cemiyet hayatından çok sayıda insan ziyaret ederek tablolardan satın aldılar. Sergiden elde edilen gelir Seda Yekeler Eğitim Vakfı tarafından tespit edilen çocuklara ve okullara materyal eksiklerini karşılamak ve eğitim ihtiyaçlarına destek olmak amacıyla bağışlandı.
254
DİDE ÖZÇELİK
ZAFER YILDIRIM
davet
ALİ-SEZER AK
SERVET ÜNSAL
MELTEM-CAVİT ÇÖL
Hekimlere Özel Sergi Ankara Tabip Odası, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde resim, fotoğraf, heykel ve seramik eserlerinin bulunduğu bir sergi düzenledi. Ankara Tabip Odası’nın, hekimlerin sosyal ve kültürel yönlerini görünür kılmak amacıyla düzenlediği serginin mottosu, “Hekimler sadece meslekleriyle değil, kendi kimlikleriyle, sosyal ve kültürel yönleriyle de varlar ve var olacaklar” oldu. Açılış kokteyli ve ardından konuşmalarla devam eden sergiye Ankara Tabip Odası’nın birçok üyesinin yanı sıra siyaset ve iş dünyasından da birçok isim katıldı.
256
PELİN-MEHDİ ÇINAR
Binnur YÜCEBAŞ Resim Sergisi/Painting Exhibition
“Gölge Mektupları / Shadow Letters”
15 Şubat/February - 6 Mart/March 2019
Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A - B Çankaya - 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 • T: +90 312 438 86 70 • F: +90 312 438 86 72 www.galerisoyut.com.tr - galerisoyut@gmail.com galerisoyut
galerisoyut
galerisoyut
röportaj
ZEYNEP TALU, BARBAROS
“Talu Şarkıları” İle Müzikal Bir Yolculuk Türk pop müziğinde hit olmuș yüzlerce șarkı sözüne imza atan Zeynep Talu, canlı müzik sahnesinin aranan solistlerinden Barbaros ile birlikte “Talu Șarkıları” projesiyle müzikseverleri 70’lerden günümüze, müzikal bir yolculuğa çıkarıyor...
T
RÖPORTAJ: PINAR GÜRER
alu Şarkıları’nı böyle bir sahne performansıyla müzikseverlere sunmaya nasıl karar verdiniz?
Zeynep Talu: Annemin imzasını taşıyan ve benim yazdığım şarkılar şimdiye kadar çok farklı yerlerde kullanıldı. Filmlerde, dizilerde, reklamlarda, müzikli oyunlarda… Ama tamamen bu şarkılardan oluşan bir proje hiç yapılmadı. Annemle benim hayal dünyamızı, yaşadıklarımızı, hayatlarımızı yansıtan bu şarkıları bir araya getirmek ve bir sahne performansı ile fotoğraflarla, hikayelerini anlatarak dinleyicilerle paylaşmak istedim. Yanımda da bu şarkıları çok güzel ve hissederek söylediğini düşündüğüm, çok sevdiğim arkadaşım Barbaros olsun istedim.
258 magdergi.com.tr
Şarkı seçimlerini nasıl yaptınız?
Barbaros: Adım adım ilerledik. Zeynep’in şarkı listesini aldım. 800 Zeynep Talu, 300 Çiğdem Talu şarkısı olunca seçmesi pek kolay olmadı. Çok doğru şarkılar seçtiğimizi düşünüyorum. Herkesin ezbere bildiği, çok sevdiği, zaman zaman “Aaa, bu da mı bir Talu şarkısıymış?” diyerek şaşıracağı şarkılar.
Talu şarkılarını bu kadar özel kılan sizce nedir?
Zeynep Talu: Annem çok samimi biriydi, ben de öyleyim. Biz içimizden gelmeyen hiçbir şeyi yazmadık. O melodi bize ne hissettiriyorsa, ne yaşıyorsak hep onları anlatan şeyler yazdık. Çok basit cümlelerle, kelimelerle derin şeyleri anlatmaya çalıştık. İnsanlar da bu samimiyeti, netliği anladılar bence.
Barbaros: Talu şarkıları benim için de hep çok özel ve bugünden ayrı tuttuğum şarkılar oldu. Sadece benim de değil, bu topraklarda yaşayan herkesin kendinden bir şeyler bulduğu şarkılar aynı zamanda. Az ve öz bir anlatımı olmasının yanı sıra çok derin ve dokunaklı şarkılar...
Uzun yıllara dayanan bir dostluğunuz var… Sahnede birlikte şarkı söylemek nasıl?
Barbaros: Birbirini iyi tanıyan, seven, elektriği çok iyi tutan insanlarız.Eğer birbirimizi iyi tanımasaydık ya da yeni tanışmış olsaydık bu kadar rahat olur muyduk bilmiyorum. Sahnede gerçekten çok keyif alıyoruz ve bizim enerjimiz sanırım seyirciye de yansıyor. Zeynep Talu: Bir de aynı senelerde olmasa da aynı okul sıralarında geçmiş bir çocukluğumuz var. İkimiz de Saint Benoit mezunuyuz ve bence ruhumuza işlemiş birtakım özellikler var. İşte titizlik, mükemmeliyetçilik, iş yaparken aynı zamanda bundan keyif alma gibi... Aynı kültürden, ekolden gelmenin bir avantajı var tabi.
800’ü aşkın şarkı sözü diyoruz, içlerinde sizin için yeri çok ayrı olan bir şarkı var mı?
Zeynep Talu: Var tabii. Benim şöyle bir huyum vardır; başkalarının şarkılarını dinlerken çok duygulanırım, ağlarım ama kendi şarkılarımı piyasaya çıktıktan sonra o şekilde dinleyemiyorum, pek duygulanmıyorum. Ama hala dinlediğim zaman “Allah Allah, ben bu lafı nasıl bulmuşum?” dediğim ya da dinlediğim zaman hala gözlerimin dolduğu şarkılar var. Jale’nin söylediği “Üzgünüm”, Ali Güven’in “Yolcu”su, “Hey Yıllar”…
Zeynep Hanım, elbette Çiğdem Talu gibi bir örnek varmış karşınızda ama bunu profesyonel bir meslek olarak yapacağınız aklınıza gelir miydi?
Zeynep Talu: Ben hep avukat olmak istiyordum fakat ilk sözlerimi yazdıktan sonraki bir iki sene içinde Melih (Kibar) sürekli “Hadi festivale gidiyoruz, söz yaz.”, “Reklam müziği yaptım, söz yaz.”, “Eurovision’a gidiyoruz, söz yaz.”dedikçe ben bu işi yapmaya devam ettim. Daha sonrasında artık liseyi bitirirken bir karar vermem lazım dedim. Düşündüm, taşındım ve bu yolda ilerlemeye karar verdim.
Sahnede şarkıların hikayelerini, birlikte çalıştığınız müzisyenlerle olan anılarınızı da paylaşıyorsunuz. Herkesin çok sevdiği “İçimdeki Fırtına” şarkısının hikayesini anlatır mısınız?
Zeynep Talu: Melih (Kibar), Londra’da doktora yaparken bir gece büyük bir fırtına çıkıyor ve bu besteyi yapıyor. O sırada yanında olan babasına besteyi veriyor ve “Bunu Çiğdem’e götür, söz yazsın.” diyor. Annem o sırada İstanbul’da ve iletişim imkanları çok kısıtlı olduğu için, fırtına çıktığından, Melih’in de bundan esinlenerek böyle bir beste yaptığından haberi yok. Annem o melodiye bugün “İçimdeki Fırtına” diye bildiğimiz sözleri yazıyor. Melih Kibar ve Çiğdem Talu’yu, onların birlikte ürettiği şarkıları bu kadar özel kılan bence aralarındaki bu telepati ve güçlü bağdı.
Peki, annenizin şarkıları arasından keşke bu sözleri ben yazsaydım dediğiniz bir şarkı var mı?
Zeynep Talu: Hiçbirini birbirinden ayıramam ama beni her zaman çok etkileyen iki şarkısı vardır. Biri “Bir De Bana Sor”, diğeri de “Aldım Başımı Gidiyorum”. O iki şarkı gerçekten çok özel sözlere sahip ve içindeki her kelime bana gerçekten çok dokunur. “Aldım Başımı Gidiyorum” annemin hastalığını öğrendiği zaman ve ölümünden çok kısa bir süre önce yazdığı bir şarkı.
“Talu Şarkıları” projesinin ilk single çalışması da “Sevdik Sevdalandık”a geliyor. Neden bu şarkıyı seçtiniz?
Zeynep Talu: “Sevdik Sevdalandık” benim en sevdiğim şarkılarımdan biri. Bugüne kadar hiç cover’ı yapılmadı. Biz de üç versiyon hazırladık. Yakında DMC etiketiyle müzikseverlerle buluşacak. En çok hangisi sevilecek bakalım… Barbaros: Üç ayrı versiyonu hazırlarken şarkının orijinal sıcaklığının kaybolmamasına özen gösterdik. Elbette eski kalmaması için modern sound’lardan yararlandık. Bence üç versiyonun da ayrı dinleyicisi olacak.
İstanbul’da Okan Bayülgen’in açtığı Dada Salon Kabarett’de verdiğiniz konserler çok beğenildi. Peki, müzikseverler sizleri başka kentlerde de izleyebilecek mi?
Barbaros: Elbette. Hedefimiz, bu projeyle Türkiye’yi dolaşmak... Kim bilir yurt dışından isimlerle düetler yapmak... Bir de bu şarkılardan birkaçını seçip değişik isimlerle bir düet-proje albümü yapmak gibi bir hayalimiz var. Bunun üstünde çalışıyoruz. Sanırım bahar aylarına yetişecek. Zeynep Talu: Sahne olsun, albüm olsun çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz. Projemize uygun her ortamda, her şehirde dinleyicilerle bir araya geleceğiz. “Talu Şarkıları” o kadar uzun bir liste ki… Söyleyecek, paylaşacak çok şarkımız var.
davet
NAGİHAN-SEFA ÇOL
BERKAN BAYKAM
IVY’de Yeni Yaş Heyecanı TÜGİAD Ankara Eski Başkanı, başarılı iş adamı Türker Naslı yeni yaşını sevdikleriyle birlikte Ivy The Californian’da kutladı. İş adamı Türker Naslı, Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı partide yeni yaşını kutladı. Ivy the Californian’da gerçekleşen partide Dj Evren Özeskici’nin performanslarıyla konuklar doyasıya eğlendi. Türker Naslı, pastasını kestikten sonra dostlarına teşekkür ederek geceyi noktaladı.
260 magdergi.com.tr
DEMET-TÜRKER NASLI
VOLKAN TÜMER
SERAP-YAMAN ZAİM
FATİH ÖZSOY
Seda Özbulut’un sahibi olduğu ZETA Tasarım ve Reklamcılık tarafından hazırlanan özel tasarım hediyelikler konuklar tarafından oldukça beğenildi. SEDA ÖZBULUT
PINAR-MERT YILDIZHAN
ARZU BEYAZIT
davet
BURCU YÖRÜBULUT
AHSEN DEMİRCİ
CANSEL ÖNAL
NESLİHAN AKTEPE
Seyfi Balık’ta Renkli Kutlama Reis Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Reis Çebi, yeni yaşını yakın dostları ile Seyfi Balık’ta kutladı. Reis Otomotiv İnsan Kaynakları Yöneticisi, başarılı iş kadını Filiz Reis Çebi, doğum günü için arkadaşlarının katıldığı bir davet düzenledi. Yaklaşık kırk kadar konuğun katıldığı yemek davetinde misafirleriyle yakıdan ilgilenen Çebi, yeni yaş temennileri eşliğinde doğum günü pastasını büyük alkışlarla kesti. Aqua Mücevherat’tan çok şık bir takı hediye eden dostlarına mutlu gününde yanında oldukları için teşekkür eden Filiz Hanım, duygu dolu anlar yaşadı.
262 magdergi.com.tr
TÜLAY ERCİYAS KAYA
FİLİZ REİS ÇEBİ
FİLİZ SÖNMEZ
YEȘİM BELLİ
ALEV TUNA
Tryp by Wyndham Ankara’da açılan Seyfi Balık’ta gerçekleșen kutlamada, dostları Filiz Çebi’ye Aqua Mücevherat’tan çok șık bir takı hediye ettiler. SEREN ERDOĞAN
İLKNUR DEMİR
BAHAR REİS, ALEV TÜRKAL
BÜȘRA TOPÇUOĞLU
üçüncü göz
KORAY ERDOĞAN
Güzellik, Sanat, Bilim ve Teknolojinin Merkezinde Kendi adını tașıyan teknikleri, kendi icadı robot ve teknolojik aletleriyle dünyada saç dökülmesi tedavisi alanında Türkiye’mizin gururu, Dr. Koray Erdoğan ile çok keyifli bir röportaj gerçekleștirdik.
D
r. Koray Erdoğan’ın göğüs, kalp ve damar cerrahı olacak iken aniden değişen uzmanlık alanıyla bugün insanların en büyük sorunlarından biri olan dökülen saçlar konusunda uzman bir cerrah olmuş... Yakın zamanda hizmete soktuğu ve içi çeşitli sanat eserleriyle dolu, hastalarının tedavi süreçlerinde çeşitli sporları yapabildikleri, 7 yıldızlı hizmet aldıkları ASMED’ in yeni binasında çekim yaparken birlikte hayli keyifli zaman geçirdik. Dr. Koray Erdoğan, merkezi Brüksel’ de bulunan WFİ nin yani Dünya FUE Enstitüsü’ nün de başkanı... Kendi adını taşıyan teknikleri, kendi icadı robot ve teknolojik aletleriyle dünyada tıp alanında Türkiye adına büyük bir atılım gerçekleştirdi. Bu ameliyatların insanlara verdiği sonsuz memnuniyetin, saç
264 magdergi.com.tr
ekiminin insanların psikolojilerine yaptığı pozitif etkinin kendisine hayattaki en büyük mutluluğu verdiğini ve bu branşı seçmesi üzerinde çok büyük değeri ve önemi olduğunu da özellikle vurgulayan Dr. Koray Erdoğan, bu sene marka konferansında da konuşmacıydı.
Bize kendinizden bahsediniz. Çocukluğunuz, okuduğunuz okullar, aileniz...
Gemlik’te doğdum. Babam avukattı, annem ise ev hanımı. İlkokula burada gittim. Çocukluğum, özellikle tatil zamanlarım, Türkiye’nin ilk konserve fabrikalarından birini kuran dedem Rifat Minare’ nin çiftliğinde geçti. İlkokuldan sonra orta öğrenimime Bursa Anadolu Lisesi’ nde devam ettim.
Üniversite sınavında ilk tercihim olan Hacettepe Tıp Fakültesi’ni kazandım. Hacettepe Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Tıpta Uzmanlık Sınavı’ nı (TUS) da kazanarak Marmara Üniversitesi Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı’nda ihtisasa başladım. Ancak iki yıl sonra bu bölümün pek de bana göre olmadığına karar verdim. O sırada karşıma çıkan saç cerrahisi çok ilgimi çekti ve tıp alanındaki çalışmalarımın yönünü tamamen değiştirmeme neden oldu.
Peki, çocukken ne olmak isterdiniz? En büyük hayaliniz neydi?
Ailem daha çok hukukçu ve mühendislerden oluşuyor ancak çocukluğumdan itibaren ben hep doktor olmayı istedim. Belki o dönemde ailelerin çocuklarını doktor, mühendis ya da avukat-hakim gibi prestijli mesleklere yönlendirmesinin de etkisi vardır bu tercihte. O günlerde gerek üniversitelerin sayısı ve niteliği gerekse bölüm çeşitliliği bugünün gençlerine olduğu kadar geniş olanaklar tanımıyordu bizlere.
Tıp okurken idealiniz neydi? Şu an yaptığınız operasyonlarla tanışmanız nasıl oldu?
Tıp fakültesinde okurken aklımda hep cerrahlık vardı aslında. Bunu başardım da. Hacettepe Tıp Fakültesi’ ni bitirdikten sonra girdiğim Tıpta Uzmanlık Sınavı’ nda (TUS) cerrahi branşlar içinde en çok emek vermeyi gerektiren dallardan birini göğüs kalp damar cerrahisini kazandım. Ancak uzmanlığımı yaparken, bu bölümün çok da bana göre olmadığını fark ettim. Ben daha pozitif sonuçlar almayı istiyor, en önemlisi de insanları mutlu etmeyi önemsiyordum. Hala da öyle hissediyorum. O dönem aklımda bu çekincelerle uzmanlığımı yarıda bıraktım. Yeniden TUS’a girmeyi planlarken, şimdiki ortağım Dilek Çakır ile tanıştım. O da beni saç cerrahisiyle tanıştırdı. O günlerde saç ekimi hem dünyada hem Türkiye’de henüz yeni yeni uygulanıyor, yaygınlaşmaya başlıyordu. Bu operasyonun, uygulanan kişilerde yarattığı pozitif etkiyi görünce mutlaka bu dalda çalışmam gerektiğini anladım.
Saç ekiminde kullandığınız teknikler nelerdir ?
2000 yılında ASMED’ i kurduğum günden beri saç ekimi alanında hiç aralıksız çalışıyorum. Başladığımda tüm dünyada, FUT tekniği, yani saçlı derinin şerit halinde kesilmesiyle elde edilen saçların kelleşen bölgelere ekilmesi olarak tanımlanan teknik yaygındı. Daha sonra saç köklerinin tek tek başın arkasından alınarak, öndeki saçsız bölgelere nakledildiği FUE tekniği ortaya çıktı. Ben de 2004 yılında, bugün bütün dünyada “Sequential Technique” (ardışık teknik) adıyla bilinen kendi sistemimi kullanmaya başladım. Bu tekniğin ardından, saç ekimi sırasında gereğinden fazla kökün çıkarılmasını önlemek için optimum saç folikül sayısını hesaplama yöntemi olan “Coverage Value”yu (kapatıcılık değeri) ve bu tekniğin uygulanabilmesi için “Graft Calculator” adlı bir aplikasyonu uygulamaya başladım. Bu aplikasyon bugün ücretsiz olarak indirilebiliyor ve tüm dünyada pek çok doktor tarafından kullanılıyor. Ayrıca ASMED’deki operasyonlarda kullandığım ameliyat punchlarını tasarlıyorum. Özellikle K.E.E.P. (Koray Erdoğan Embedding Placer) yani saç köklerini zarar vermeden yerleştirmek için kullandığımız aparat büyük önem taşıyor. Bunların yanı sıra “Erdoğan Saç Ekimi” olarak nitelenebilecek Long Hair FUE ile, saçları tıraş etmeden uzun halleriyle çıkarıp o şekilde ekmeyi mümkün kılan bir yöntem uyguladım. Bu yöntemle saç ekiminin sonucu ameliyatın sonunda hemen görülebiliyor. Hastalarımız ameliyatın ardından sanki hiç saç ektirmemiş gibi göründükleri için bu yöntemi özellikle ajandası yoğun iş adamları ve sanatçılar tercih ediyor. Operasyon öncesi ve sonrası fotoğraflama aşamasını çok kolay hale getiren bir fotoğraf sistemi olan KEPhoto (Koray Erdoğan Fotoğraf Sistemi) tek bir tuşa basarak hastanın başının tek bir kerede her açıdan fotoğraflanmasını sağlıyor.
Operasyonun, uygulanan kișilerde yarattığı pozitif etkiyi görünce mutlaka bu dalda çalıșmam gerektiğini anladım.
üçüncü göz
Bugünlerde de saç ekiminde Türkiye’yi bir adım öne taşıyacak yeni bir inovasyon olan, TÜBİTAK işbirliğiyle bir robot üzerinde çalışıyorum. Tamamlanmak üzere... Robot, üç boyutlu tarama teknolojisi ile bütün kafayı tarayıp “derin öğrenme yöntemi” ile de bütün folikül ve folikül kalınlıklarını hesaplayacak. KEBot ile (Koray Erdoğan Robot) saç ekimi işine tam bir şeffaflık gelecek.
Yurt dışında bağlantılarınız var mı?
Yurt dışında kliniğim yok. İstanbul’da varız, buraya geliyor danışanlar. Geçen yıl merkezi Brüksel’de olan World FUE Institute’un (WFI) başkanlığına seçtiler beni. Odağına eğitimi alan bir kurum bu. Her yıl workshoplar düzenliyor ve bilgi ve becerilerimizi diğer meslektaşlarımıza aktarıyoruz. 2019 yılından itibaren bu workshopları bir yıl Türkiye’de, bir yıl farklı bir ülkede düzenleme kararı alındı. Bu ülkemizi saç ekiminde bir adım öne taşıyacak bir gelişme.
Gelen hastaların ne kadarı yabancı?
Danışanlarımızın yüzde 95’i başta İngiltere, İsveç, Fransa, İtalya, İspanya ve Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerinden ve ABD ile Kanada’ dan geliyor. İstatistiklerimize göre ilk beş ülke sırasıyla İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya ve ABD.
Kaç kişiyle hizmet veriyorsunuz?
Yaklaşık 100 kişi çalışıyor. Bizim için en önemli şey, eğitim. Bütün hemşirelerimiz beş yıllık çok ciddi bir eğitim aşamasından geçiyor. İki yıl boyunca maket üzerinde çalışmayan ve en az 10 bin kök ekmeyen hiçbir hemşire hastalara dokunamıyor.
Güzelliğin hayatınızdaki önemi ve yeri nedir?
Saç ekimi tamamen estetik anlayışla ilgili bir iş. Mesela saçta ön çizgi kavramı var ve bir hekim olarak çizdiğim ön çizgiyle saçlara verdiğim yön, tamamen sanatsal bir yaklaşım gerektiriyor. Danışanlarımın çoğu 18-20 yaşlarındaki fotoğraflarını getirip “Eskiden ben böyleydim” derler. Ancak bu işi yaparken hastalarımı eski haline döndürmek gibi bir kaygı gütmüyorum. Çünkü önemli olan danışanımın yaşının getirdiği doğallığı vurgulamak ve yüzünün simetrisine, oranlarına uyan bir çizgi yaratmak. Yani güzel olanı yakalamak.
ASMED’ in kuruluşu ve büyümesi sürecinden bahsedelim istiyorum...
ASMED’ i 2000 yılında ortağım Dilek Çakır ile birlikte kurdum. Önceleri küçük bir kliniktik. Daima eğitime önem verdik, saç ekiminde yeniliklerin peşinde koşmayı sürdürdük. Yurt dışındaki kongrelere, workshoplara katılarak sürekli kendimizi geliştirdik. Bir süre sonra saç ekiminde farklı teknikler üzerinde çalışmalarımı yoğunlaştırdım, hem uygulamada hem de operasyon sürecinde yararlandığımız alet ve cihazları tasarlayıp geliştirmeye başladım. Bu bizi bir adım öteye taşıdı. Önce Ataşehir’de 4 ameliyathaneli bir kliniğe taşındık. Şimdi de dünyanın en büyük saç ekim kliniklerinden birini hayata geçirdik.
Yeni bir binaya geçtiniz. Burada diğerine göre ne gibi farklılıklar var?
ASMED’ de her zaman hastaların ihtiyaç ve isteklerini ön planda tutuyoruz. Yeni kliniğimiz bu amacımızın doruğuna ulaştığı bir yer olarak kurgulandı. Yeni ASMED, yaklaşık 10 bin metrekarede tam teşekküllü, 10 ameliyathanesi, 7 yıldız standartlarına sahip 12 hasta odası, 150 kişilik oditoryumu, çalışanları için basketbol, masa tenisi, pilates ve egzersiz aletlerinin yer aldığı spor salonu,
266 magdergi.com.tr
Ahmet Güneştekin ve Refik Anadol gibi sanatçıların eserlerini içeren sanat koleksiyonuyla çok özel bir yatırım olarak hayata geçti. Danışanlara sunduğumuz ayrıcalıklarla farklı bir ortam yarattık. Burası doktor konsültasyonları için beklerken hastaların canlı müzik dinlediği, ameliyat arasında garsonların öğle yemeğini servis ettiği, akşam dinlenme zamanında bilardo ya da en yeni bilgisayar oyunlarının oynanabildiği bir klinik. Dünyadan yoğun bir ilgi görüyor.
Saçlarımızın seyrek ya da gür yapılarında genetik kodumuzun mu yoksa yaşam, beslenme ve çevresel faktörlerin mi rolü daha büyük? Tamamen genetik olduğunu söyleyebilirim. Ama beslenme ve çevresel faktörleri iyileştirmek, genel sağlık durumuna katkı sağlayacağından saçlara da olumlu etkisi olacaktır mutlaka.
Ahmet Güneștekin’in altı eseri var; Beyazıt Tepesi, Zülkarneyn, Medusa’nın Sırrı, Șahmeran, Anka Kușu, Evrenin Yedi Sırrı. Son olarak da Refik Anadolu’nun Melting Mermories adlı eserini koleksiyonumuza kattık.
Sanatı seviyorsunuz ve ülkemiz sanatına katkınız büyük. Pilevneli Galeri’nin açılışı sizin sayenizde oldu. Sırada neler var?
ASMED’deki sanat eserlerini bende uyandırdıkları yoğun duygular nedeniyle aldım. Ahmet Güneştekin’in altı eseri var: Beyazıt Tepesi; Zülkarneyn; Medusa’nın Sırrı; Şahmaran; Anka Kuşu; Evrenin Yedi Sırrı. Son olarak da Refik Anadol’un Melting Memories adlı eserini koleksiyonumuza kattık. Pilevneli biliyorsunuz bu yıl ikinci galerisini Mecidiyeköy’de eski Likör Fabrikası’nda açtı. Pilevneli Mecidiyeköy’ün bu yılki ana sponsorlarından biri de ASMED oldu. Oradaki sergiler ile eş zamanlı düzenlenecek sanatçı konuşmaları bizim desteğimiz altında gerçekleşecek. Pilevneli Mecidiyeköy’ün sanatçılar, koleksiyonerler ve öğrencileri bir araya getirme misyonu da var. Bu buluşmaların yanı sıra Mecidiyeköy’deki sergilerde eserlerini izleyeceğimiz sanatçılarla yapılacak röportajlar katkılarımızla Istanbul ArtNews’ta yayımlanacak. Bu işbirliği sadece bununla sınırlı kalmayacak. Pilevneli ile ASMED’in işbirliği Ataşehir’deki merkezimizde de sürecek. Ayrıca konferans, müzik dinletileri gibi farklı etkinliklerimiz de olacak.
davet
Genç Yeteneklere Ödül Sabancı Vakfı Kısa Film Yarışması’nda “Ayrımcılık” temasını en iyi anlatan filmlerin ödüllendirildiği törene Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı ve Sabancı Vakfı Genel Müdürü Bilsel Safkan ev sahipliği yaptı. Sabancı Vakfı’nın gençleri sinema endüstrisine kazandırmak amacıyla düzenlediği törende birincilik ödülü “Gülizar” isimli filmiyle Yahya Ozan Çalışkan’ın oldu. Güler Sabancı, etkinliğin kapanışını “Biz de Kısa Film Yarışması ile bu yıl herkesi önyargılarını fark etmeye, ‘farklı’ gördüklerine başka bir açıdan bakmaya davet etmek istiyoruz. Eşitliğin ve birlikteliğin önemini sanatın diliyle konuşmak istiyoruz” diyerek yaptı.
268
TÜRKAN SABANCI, MELİSA TAPAN
HASAN-BÜLENT KAHRAMAN
KAAN-ASLI CÜREKLİBATUR
İș ve sanat dünyasınan birçok ismin katıldığı gecede, birincilik ödülünü ‘‘Gülizar’’ adlı filmle Yahya Ozan Çalıșkan kazandı. MEHMET GÖÇMEN
NEBAHAT ÇEHRE, YASEMİN BOZKURT
MURAT EVGİN
röportaj
HİKMET ÇETİNKAYA, YAKUP CEM, ȘEHRİYAR CEM
Palette Bir Renk: Usta Sanatçı Yakup Cem İran sanat ekolünün önemli hocalarından Hacı İslamiyan’ın yanında yetișen ve sanat dünyasının yașayan değerli ressamlar arasında gösterdiği Oryantalist Ressam Yakup Cem ile keyifli sohbetimizi sizlerle bulușturuyoruz… RÖPORTAJ: HİKMET ÇETİNKAYA
S
evgili Yakup Cem Hocam, bu yoğun sanat uğraşınız içerisinde bizlere zaman ayırdığınız için size teşekkür ederim. İran Tebriz doğumlusunuz. Tezhip, minyatür ve yağlı boya oryantalist çalışmaları içinde barındırdığınız resim sanatınızın temelini, Hacı İslamiyan’ın yanında aldığınız minyatür eğitimi oluşturuyor. Oradan başladınız ve yıllar içinde
270 magdergi.com.tr
farklı disiplinlerde de eserler ürettiniz. Mimar Sinan Üniversitesi’nde aldığınız akademik sanat eğitimi bunun neresinde kalıyor ve size neler kattı?
Doksanlı yılların başında Akademi’ye girmeden önce, özellikle minyatür sanatında, benim yirmi yılı aşkın tecrübem vardı. Burada temel eğitim derslerinde daha önceden bildiklerimi pekiştirdim. Anatomi dersi çok ilgimi çekiyordu ve figüratif desen yapmak için de bol fırsatım oldu. Bu aldığım yeni bilgileri eskiler ile birleştiriyor, eksiklerimi tamamlıyordum.
Çalıșmalarımda hep daha ince detaylar yapma peșinde koștum. Yavaş yavaş yeni hedefler belirliyor, minyatürden klasik Avrupa resmine bir geçiş geliştiriyordum. Bugün gördüğünüz Avrupa stili, Osmanlı natürmort tablolarımın temelleri, o günlerde atıldı. Devamında da aşırı ve iradeli çalıştım, araştırdım ve daima ilerleyip daha iyi olmaya çalıştım ve bugünlere geldik. Bende büyük emeği geçen saygıdeğer profesörlerim Nuri Temizsoy, Serap Eyrenci ve Aydın Ayan’a da teşekkürlerimi sunmak isterim.
Çalışmalarınızda değerli taşlar, pigment olarak altın, deri, kemik, sedef, değerli madenler gibi materyaller kullanıyorsunuz. Resimlerinizde klasik anlamdaki boya ile yapılan resim sanatı dışında, hat sanatı, değerli taş ve maden işlemeciliği gibi uğraşıları da birleştiriyorsunuz. Bunu nasıl, kimden öğrendiniz?
MEMLÜK LAMBA VE ALEM
Gençliğimde iyi bir gözlemciydim ve çok meraklıydım. Her türlü işe el atmak konusunda büyük bir iştahım vardı. Çarşıda, pazarda, hayretle deri ustaları ve ayakkabıcıları izlerdim. Kullandıkları aletleri ve metodları anlamaya çalışırdım. Onlarla arkadaş olup birlikte iş yapardım. Aynı şey marangozlarla, demir ustalarıyla ve mücevhercilerle de oldu. Yıllar sonra resim yaparken oradaki deneyimlerimi de kullanmak büyük keyif verdi ve güzel sonuçlar aldım. Resimlerimde altın işledim, elmas ve zümrüt gibi değerli taşlar yerleştirdim, deriden kabartmalı resimler yaptım, ahşap ve taş oydum, sedefleri işleyip üstüne yağlı boya ile resimler yaptım.
Yağlıboya çalışmalarınızda özel bir teknik geliştirdiniz. Kedi boynundan alınan kıllarla elde ettiğiniz fırçalar ile büyüteç altında eserlerinizi veriyorsunuz. Sabır ve çok uzun zaman gerektiren bir çalışma tekniği kullanıyorsunuz. Bunları yapmak aklınıza nereden geldi, bu fikirleri size kim veriyor? Minyatür ustalarının eski zamanlardan beri kullandıkları bir gereçtir kedi kılından yapılan fırçalar. Çalışmalarımda hep daha ince detaylar yapma peşinde koştum. En ince fırçaların bile yetersiz kaldığı bir noktaya geldiğimde bu fırçayı elime alır ve yağlı boya işlerimin de en son, en ince detayını bu fırçayla yaparım. Malum bu detaylar gözle zor görülebildiğinden büyüteçler kullanırım.
Bir dönem Türkiye’de bulundunuz. İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi bünyesinde dersler verdiniz. Oxford, Paris, Los Angeles ve New York gibi önemli sanat merkezlerinde sergileriniz oldu. Daha sonra New York’a yerleştiniz. Sanat çalışmalarınızda Türkiye ne kadar yer alıyor? Burada sizi etkileyen nedir ve biz Türk sanatçılarına neler öneriyorsunuz? Benim sanatsal çalışmalarımın kalbinde Türkiye’nin, Osmanlı’nın ve Anadolu’nun tarihi vardır. Yeni ilhamlar almak için başka bir kıtaya gitsem bile buradan kopamadım. Ruhumun beslendiği yer burası. Bu kültürün dünya tarihinde çok büyük bir yeri vardır. Bunun değerinin farkında olmamızda yarar var. Sanatçı dostlarıma da naçizane önerim bu kültüre sahip çıkmaları, buradan alınacak derslerle yeni ve özgün işler yapmalarıdır.
HİLYE VE ALEM
röportaj
Yeni objeler keșfetmek, yeni kompozisyonlar kurmak, farklı tarihsel olayları resmetmek gibi fikirler var.
MEMLÜK KUR’AN
Sizi ilk olarak sevgili dostum Rahmi Çöğendez’den duydum. Eserlerinizi ise yıllar önce Bilkent Sanat Sokağı’nda görmüştüm. Paris Anadolu Kültür Merkezi Başkanı Sayın Demir Önger yıllar önce serginizi gezdiğinde, büyük bir şaşkınlık içerisinde bana dönerek “Çetinkaya, Rembrandt hala yaşıyor mu yoksa?” diye sormuştu. Resim sanatında doruktasınız. Bundan sonraki hedefiniz, projeleriniz nedir?
Şimdiye kadar yaptıklarımın devamını planlıyorum; ama daha büyük, daha detaylı ve daha çarpıcı olmaları için çabalamaya devam edeceğim. Yeni objeler keşfetmek, yeni kompozisyonlar kurmak, farklı tarihsel olayları resmetmek gibi fikirler var.
Şehriyar Cem sizin oğlunuz, bizim de değerli bir sanatçı dostumuz. Efendiliği ile, sanatçı yönüyle hepimizin takdirini kazanmış mükemmel bir insan. Belli ki sizin tezgahınızdan geçmiş, iyi bir eğitim almış, pişmiş ve olgunlaşmış. Bana göre de en iyi eserinizden birisidir Şehriyar. Nasıl bir eğitimden, hangi disiplinlerden geçirdiniz? İstediğiniz gibi oldu mu, yerinize geçebilir mi, sanatınızı sürdürebilir mi?
Öncelikle çok teşekkür ederim nazik sözleriniz için. Şehriyar çok küçüklüğünden beri resme çok meraklıydı. Çocukluğu resim kitaplarının üstünde, onlara hayretle bakmakla ve benim resimlerime müdahale etmeye kalkışmakla geçti. Hatta birkaç sefer de bunu başardı ve temizlemesi kolay olmadı. Henüz altı yaşındayken bir dostumun evindeki bir kaplan heykelinin resmini kurşun kalemle çizdiğinde hepimiz hayrete düşmüştük. Sonrasında da sürekli çizgi karakterler ve karikatürler çizerek büyüdü. Üniversite çağına geldiğinde Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’ne girdi. Burada iki boyutludan üç boyutlu zemine taşındı ve bu sanat eğitiminin önemli bir bölümünü oluşturdu. Bitirdikten sonra Amerika’ya gidip The Art Students League of New York okuluna girdi; gravür ve çağdaş resim eğitimi alıp birçok eser üretti. Burada yaptığı çalışmalarla 2005 yılında Ankara’da ilk kişisel sergisini açtı ve büyük ilgi gördü. Şehriyar aynı zamanda benim gibi klasik resimler de üretmektedir. Her yaptığı resimde kendine yenilikler katmayı ve ilerlemeyi hedefliyor ve bu özelliğinden dolayı da büyük gurur duyuyorum. Daha gidecek çok yolu var ama eminim yeteri kadar çalışırsa çok önemli işlere imza atacak ve gelecekte hatırı sayılır yerlere ulaşacaktır.
272 magdergi.com.tr
KANUNİ KİTAP VE YATAĞANI
YAKUP CEM
tatil
ALONA-TEO-ADA-TAN SAĞTÜRK
MİRAY-ALİCAN-ALİN AĞAOĞLU
ENDER-GÜLȘAH ALKOÇLAR
Uludağ’da Hareketli Sezon Sömestr tatilinin de başlamasıyla Uludağ, cemiyet hayatının önde gelen isimlerini ağırlıyor. Kayak sezonunu açan iş, sanat ve cemiyet hayatının tanınmış isimleri kış mevsiminin vazgeçilmezi Uludağ’da buluştular. Sömestr tatilinin de başlamasıyla çocuklarıyla birlikte tatile çıkan ünlü isimler, Uludağ’da kar ve eğlence eşliğinde keyifli vakit geçirdiler. NEDİM-GAMZE KEÇELİ
ÖYKÜ KARAYEL, CAN BONOMO
SELMAN-MÜGE-ȘİMAY KIZILASLAN
Uludağ’a gelerek karın tadını çıkaranlar arasında ünlü oyuncu Öykü Karayel ve Can Bonomo da vardı.
OZAN-BAHAR YAZICI ȘER
YASEMİN TACİROĞLU
ȘENAY-CEMAL YARAR
OZANCAN ȘER
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Uçsuz Bucaksız Beyazlığa Yolculuk SARIKAMIŞ
“Öyle dingin, öyle yumușak, ince ipekten, gülümser, hüzünlü, çılgın, çekingen...” Șiir gibi bir beyazlığa doğru alçalıyoruz, Kars Havalimanı’na inerken... Uçağın küçük penceresinden tek görebildiğim, uçsuz bucaksız bir beyazlık... Yer beyaz, gök beyaz derler ya... Gökyüzü ara ara bulutların arasından mavi yüzünü gösteriyor ama beyazın pırıltılı baskınlığıyla boy ölçüșmesi mümkün değil...
S
FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER
on yıllarda Doğu Ekspresi ile yapılan Kars yolculuklarının hikayelerini özenerek dinleyip, “acaba bizimki ne zaman olacak’’ diye hayaller kurarken, işte sonunda Kars’tayız. Kayak bagajları ve kalabalık çocuk nüfusumuz sebebiyle Doğu Ekspresi ile gelmeye cesaret edemedik. Ama uçakla da bu nefis coğrafyayı gökyüzünden seyrederek ulaşmak hiç fena değildi. Uçaktan inince bizi mis gibi, tertemiz, soğuk mu soğuk, ama hiç üşütmeyen enerjik bir hava sarmaladı. Günü mümkün olduğunca iyi değerlendirebilmek için hemen otelimizin olduğu Sarıkamış’a doğru yola çıktık. Sarıkamış ismiyle ilgili farklı hikayeler var ama bence bu isim, bembeyaz çıplak tepelere meydan okurcasına gökyüzüne uzanan, kalem gibi incecik, zarif Sarıçam ormanlarından geliyor. Ayağımızın tozuyla ormanda güzel bir yürüyüşe çıkıyoruz. Huzura
276 magdergi.com.tr
bürünmüş, bembeyaz bir örtüyle kaplı ormanlarda duyduğumuz tek ses, ara ara ağaçların arasındaki bol karlardan kayan kayakçılar ve kuşların sesleri. Oteller daha çok merkezde yoğunlaşmış. Pek çok alternatif var. Biz, piste yakınlığı ve yeni bir otel olması sebebiyle White Park’ı tercih ettik. Otelin müşterileri için hazırladığı sürpriz Kafkas oyunları ve ağızla bıçak atma şovu unutamayacağımız harika bir anı oldu. Otelin kayak odasının ekipmanları yepyeni ve markaları oldukça iddialı. Kayak öğretmenleri ise Sarıkamış’ın en iyileri! Bu bölgeye yağan karın çok özel olduğunu duymuşsunuzdur. Sarıkamış’ı Türkiye’nin diğer kayak merkezlerinden ayıran en önemli özelliği, bu bölgeye yağan karın cinsinin, dünyada sadece Alpler’de olan toz kristal kar olması. Kayak için en ideal kar tipi olan bu kar, Sarıkamış’ta yılın büyük bir bölümü güneşli geçmesine rağmen, ilk yağdığı günkü özelliğini yitirmiyor.
ANİ HARABELERİ SARIKAMIȘ
Bol kardan kayarken, kayaklarınız kesinlikle kara saplanmıyor, karı iki yana yararak, kelebek kanadı şeklinde bir kar bulutu oluşturuyor. Pistler, Sarıçam ormanlarıyla çevrili olduğu için, tipi olan günlerde bile rahatça kayabiliyorsunuz. Pistlerin toplam uzunluğu 25 kilometre. Snowboard’cular için özel pist bile yapmışlar. 2.634 metre yükseklikteki Bayraktepe’ye çıktığınız zaman, dağın her iki tarafından, farklı zorlukta pistlerden kayabiliyorsunuz. Ben en çok Karanlıkdere’ye inen siyah ve kırmızı pistleri sevdim. Gözünüz korkmasın, solunuz ve sağınızın ağaçlarla kaplı olduğu, oldukça geniş ve güzel eğimli bir pist. Gelelim bölgenin diğer güzelliklerine... Allahuekber Dağları Milli Parkı’nda bulunan Sarıkamış Ormanı, gerçekten muhteşem bir coğrafya. Kayak merkezi olmasının yanı sıra, Türkiye’nin en büyük vahşi memeli türüne ev sahipliği yapıyor; “bozayı”... Türkiye’nin ilk National Geographic belgeseli olan “Bozayının İzinde: Sarıkamış’’ belgeselini, bizi Ani Harabeleri’ne götüren şoförümüzden duyuyoruz. Yaşam alanları daraldığı ve ormanın sadece küçük bir kesiminde yaşamaya mecbur kalan bu tür için, artık bölgede besin bulmak oldukça zor hale gelmiş. Ağırlıkları 360 kilograma kadar çıkabilen bozayıların başlıca besin kaynakları olan geyikler ve yaban domuzları da insanlar tarafından avlandığı için, bozayılar zaman zaman karınlarını doyurmak için şehrin çöplüklerine iniyorlarmış. Bu da tren veya araba çarpması ihtimali ya da kaçak avcılar tarafından öldürülme riskini beraberinde getiriyormuş. Biyoloji profesörü olan Çağan Şekercioğlu’nun önderliğinde, profesyonellerden oluşan uluslararası bir ekip, bozayıların daralan yaşam alanlarını, son teknoloji ile gözlemlemek üzere Kars’ta bir araya gelmişler ve ayılardan bazılarının boynuna taktıkları kameralar ile onların gözünden yaşantılarını kayıt altına almışlar. Benim için bu hikayenin en ilginç kısmı, ayılardan birinin, bir
kanyonda yirmi dakika boyunca güneşin doğuşunu seyretmesi oldu. Kaba saba, duyarsız insanlara hakaret etmek için kullanılan “ayı’’ kelimesi, beni bir kez daha insanlığımdan utandırdı... Güneşin doğuşunu yirmi dakika seyreden kaç insan tanıyorsunuz? Ben artık tercihimi ayılardan yana kullanacağım! Ani Harabeleri aslında başlı başına bir yazı konusu olacak kadar eşsiz bir tarihe sahip. Kırk kapılı 1001 Kiliseler şehri olarak anılan Ani Harabeleri, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alıyor. 200 civarında medeniyete ev sahipliği yapmış olan Ani’de, ilk yerleşimlerin Bronz çağına kadar dayandığı, yapılan arkeolojik kazılarla ortaya çıkmış. Surların ana giriş kapısı olan Aslanlı Kapı’dan girdiğimiz anda ilk dikkatimizi çeken, tepedeki “Svastika’’ sembolü oluyor. İnsanlığın bilinen en eski sembollerinden olan bu sembole, tarih boyunca her kültür, farklı anlamlar yüklemiş. Genel olarak Svastika’nın dört kolu, ateş, su, hava ve topraktan oluşan dört kozmik gücü simgeliyor. Sanskrit dilinde “mutluluk getiren’’ anlamına gelen bu sembolün iyi şans ve sağlık getirdiğine inanılıyor. Bizim gamalı haç olarak adlandırdığımız bu işaretin “L’’ biçimindeki dört kolu, doğu kültürlerinde ışık, şans, aşk ve hayatı temsil ediyor. Böyle güzel anlamlarla dolu bir işaretin altından geçerek başlıyoruz Ani’yi keşfetmeye... Tarih öncesi dönemde ilk yerleşimler, vadideki volkanik oluşumlu mağaralarda olmuş. Günümüzdeki tarihi alanı oluşturan iç kalenin surları ise Kars şehrine adını veren Karsaklılar tarafından yaptırılmış. Başkent, Ermeni Kralı III. Aşot zamanında Kars’tan Ani’ye alındıktan sonra, şehir yeni surlarla çevrilmiş, bu da beraberinde hızlı bir gelişme ve nüfus artışını getirmiş. Dünyanın en önemli ticaret yolu olan İpek Yolu’nun üzerinde bulunan ve tüccar kervanları için önemli bir köprü olan Ani, bir dönem Bizans, İran, Suriye ve Orta Asya arası ticaret yollarını denetlemiş.
ipek’in objektifinden
ANI HARABELERİ
SARIKAMIȘ
MS. 992’de Ermeni Patrikliği’nin merkezinin Ani’ye taşınmasıyla, Ermenistan’ın kırsal bölgelerinden buraya bir nüfus akını olmuş ve bu dönemde şehrin nüfusu yüz bini geçmiş, refah seviyesi oldukça artmış. Yıllar içinde Bizans İmparatorluğu, Selçuklular, Gürcüler, Moğollar, Karakoyunlular, Osmanlı İmparatorluğu ve Rus İmparatorluğu gibi pek çok farklı milliyetin hakimiyetine girdikten sonra, İstiklal Savaşı’nın ardından, 1921’deki Kars Antlaşması ile beraber, Türkiye Cumhuriyeti topraklarına dahil edilmiş. Yıllar boyunca depremler ve sert doğa şartlarından dolayı zarar görmesine rağmen, hala bütün güzelliğiyle ayakta kalan pek çok yapı bulunmakta. Aziz Gregory Kilisesi, Ani’ye dair fotoğraflarda en çok gördüğümüz bu kırmızı taşlı kilisenin, şapelleri ve kubbesi ve dış cephesinde bulunan güneş saati, mutlaka görülmeli. Kilisenin kapısından aşağıya vadiye doğru baktığınızda, kayalara oyulmuş mağaraları görüyorsunuz. Bazı tarihçilere göre bu mağaralar Ani’den çok daha eski zamanlardan kalma. Anadolu’da yapılan ilk Türk camisi olan Ebu’l Menuçehr Camisi’ne doğru yürüyoruz. Uçurumun kenarında, Ani şehrinin etrafını saran Arpaçay’ın nazlı nazlı kıvrılarak oyduğu bu kıvrımlı vadiyi seyretmek için en güzel nokta burası. Benim Ani içinde en etkilendiğim yer de burası oldu. Camiden içeri girdiğiniz anda kemerli pencerelerden süzülen güneş ışığı içeriye o kadar mistik bir hava veriyor ki! Pencereden görünen nehir manzarası sizi kendine doğru çekiveriyor ve aşağının uçurum olmasına aldırmadan kendinizi pencerenin ucunda buluveriyorsunuz. Manzaranın güzelliği tarif edilemez...
ve sarp bir uçurumun üzerinde muhteşem bir manzaraya bakan Kız Kalesi ve Kilisesi’ni görüyoruz. Bu kadar uzaktan bile öylesine güzel, gizemli ve çekici duruyor ki...Oraya gitmek için en az iki saatlik bir yürüyüş yolunu göze almamız gerektiğini öğreniyoruz ve burayı, bir dahaki ziyaretimize bırakarak, gözümüz arkada kalarak ayrılıyoruz. Sonraki durağımız Ani Katedrali. Alandaki en büyük ve görkemli yapı bu. Dışındaki koruma amaçlı inşa edilmiş metal konstrüksiyon yüzünden, dış cephesinin güzelliği çok belli olmuyor. Ama içeri girdiğimiz anda, tavan yüksekliği, üçgen şeklindeki nişler, zarif sütunlar, göz alıcı taş işçiliği ve özellikle kubbedeki dev delik bizi adeta büyüledi. Ermeni kraliçesi Katranide tarafından 1010 yılında tamamlanan bu katedralin, güney yüzündeki taş cepheye yazdırdığı 21 satırlık yazı da görülmeye değer. Tigran Honents Kilisesi, Ani’nin bozulmadan kalmış diğer önemli yapılarından biridir. Tigran Honents adında zengin bir tüccar tarafından yaptırılmış. Kilisenin içindeki duvarların neredeyse tümü, kubbeler ve kemerler de dahil olmak üzere fresklerle kaplı. Fakat öylesine harap edilmiş ki, bu haliyle bile böyle etkileyici görünüyorsa, kim bilir tahrip edilmeden önce nasıl muhteşem görünüyordur diye düşünmeden edemiyor insan... Bu kilisenin dış cephesi de oldukça iyi korunmuş. Kemerlerin üzerindeki taşa oyulmuş süslemeler, tavus kuşu, horoz gibi hayvan kabartmaları nefis... Benim için bu kilisenin en enteresan detayı ise, Tigran’ın bu manastırı, sahiplerinden helal para ile aldıktan sonra büyük zahmet ve masraf ile güçlendirdiğini ve süslemelerle güzelleştirdiğini anlattığı, doğu cephesindeki yazıt.
Sola doğru baktığınızda şırıl şırıl sesi gelen Arpaçay üzerindeki İpek Yolu Köprüsü’nü görüyorsunuz. Bir ayağı Türkiye, diğer ayağı Ermenistan’da olan, kemerleri yıkılmış bu köprünün hüzünlü duruşu, sanki iki ülke arasındaki ayrılışı, küskünlüğü ve yalnızlığı anlatır gibi...
Ani şehrinde mutlaka görmeniz gereken diğer yapılar şöyle: Halaskar Kilisesi, Ateşgede Tapınağı, Küçük Hamam, Yıkık Minare, Kral Gagik Kilisesi, Çoban Kilisesi, Selçuklu Kervansarayı ve Surp Hripsime.
Onun biraz daha ilerisindeki yamaçta, nehri biraz üzerinden seyreden Bakireler Manastırı’nı görüyoruz. Sağ tarafa baktığımızda ise, uzaklarda, kıvrımlı vadinin ucunda, yarım ada gibi duran dik
78 hektarlık bir alanı kaplayan Ani Harabeleri’ni tabii ki bir günde gezmek mümkün değil. Baharda tekrar gidip (bu sefer Doğu Ekspresi ile), burayı tam anlamıyla görmek istiyorum.
278 magdergi.com.tr
Yașadığımız bu toprakların güzelliğini, bu coğrafyanın çeșitliliğini ancak oraları görünce gerçekten hissedebiliyoruz.
ANI HARABELERİ
Bu coğrafyanın rüzgarına, karına, her türlü sert koşullarına rağmen, yüzyıllardır ayakta kalabilmiş Ani Harabeleri, Türkiye’nin en özel yerlerinden biri bence. Bizi aldı ve bambaşka dünyalarda, başka bir boyutta harika bir yolculuğa çıkardı. Mutlaka gidin, görün ve dokunun... Sonraki durağımız Çıldır Gölü. Ani Harabeleri’nden yaklaşık 1.5 saatlik bir araba yolculuğuyla Çıldır Gölü’ne geçiyoruz. Buraya karlı bir zamanda gidecekseniz kesinlikle taksi veya şoförlü araba kiralamanızı tavsiye ediyorum. Havalimanı, Sarıkamış ve Kars’a bağlanan anayolların açık olmasına rağmen, diğer yolların tamamı buzlu ve karlı. Ani’den sonra, Çıldır Gölü apayrı bir dünya... Gölün üzerini kaplayan buz mavisi, gökyüzünün mavisine karışmış, aralarındaki pamuk bulutlar ikisini de sarmalayıp, ara ara güneşe göz kırpıyorlar. Bu güzel manzarayı seyrederken, uçsuz bucaksız sonsuzluk duygusunu derin bir nefesle içimize çekiyoruz. Çocuklar gölü görür görmez koşarak kendilerini buzun üzerine atıp, kahkahalarla göbeklerinin üzerinde metrelerce sürükleniyorlar. Anneler olarak biz, her ne kadar ciddi durmaya çalışsak da bir süre sonra kendimizi donmuş gölün üzerinde, onlardan daha fazla maymunluk yaparken buluveriyoruz. Sonrasında, üzerine yağlıboyayla rengarenk motifler çizilmiş, Noel Baba’nın kızağına benzeyen ama geyikler yerine atların çektiği kızağımız bizi alıyor. Göl henüz yeni buz tuttuğu için gölün etrafında dörtnala turluyoruz. Atlar, yolu öyle güzel öğrenmişler ki, sadece iplerinden tutmak bile yetiyor. Koşumlarına bağlanmış kırmızılı, sarılı, mavili, yün ponponlar, atların bütün vücutlarını sarıyor, ve koşunun ritmiyle hoplayıp zıplıyor, onlara ponponların ucundaki boncukların şıkırtısı eşlik ediyor. Özenle toplanmış kuyrukları, bir o yana bir bu yana savrulurken, hepimizin yüzünde kocaman bir gülümseme var. Bu güzel atlara binip, çok uzaklara gitmek istiyoruz... Çıldır Gölü’nde öğle yemeği molası verecekseniz, Atalay’ın Yeri’nde, bu gölün balığı olan sarı balık yemelisiniz. Daha fazla zamanınız olacaksa, kutuplarda yapılan “donmuş gölü delerek balık tutma aktivitesini’’ burada da deneyebilirsiniz.
Kars’ın içine geldiğimizde, neredeyse hava kararmaya başlıyor ve buradaki Rus egemenliği döneminden kalan, tarihi taş yapılara hızlıca göz atıyoruz. 1877-1917 yılları arasında Hollanda’dan gelen mimarların tasarladığı bu yapıları gezmeye, en çok merak ettiğimiz Cheltikov Otel’le başlıyoruz. 1874 yılında Rus Cheltikov Ailesi tarafından inşa edilen bu güzel bina, sonraki dönemlerde uzun süre Opera olarak kullanılmış. Baltık mimarisi tarzında yapılan bu zarif taş yapı, 2011 yılından itibaren otel olarak kullanılmaya başlamış. Kars’a boşuna Doğu’nun Paris’i dememişler; Defterdarlık Binası, Eski Vali Konağı, Gazi Kars Anadolu Lisesi, Kars Belediyesi Eski Binası, Eski Rus Konsolosluğu, Kars Sanayi ve Ticaret Odası Binası, İsmet Paşa İlköğretim Okulu, Sağlık Müdürlüğü Binası... Hepsi birbirinden güzel... Eğer uzun zamanınız varsa, Kars Kalesi, On iki Havari Kilisesi ve Fethiye Camii (Aleksander Nevsky Katedrali) ni mutlaka görmenizi öneririm. Zamanı kalanlar için tavsiyelerim: Sarıkamış Kültür Evi’nin, sizi çocukluk anılarınıza götürecek, eski eşyalarla dolu odalarından birinde, kaz ve kaz suyuyla pişirilmiş bulgur pilavı yiyin. Odaya dalarak birbirinden güzel şarkı sözleri ve sazlarıyla yemeğinizi şenlendirecek “Aşık atışmasını’’ dinleyin. Coşkulu Kafkas ekiplerinden, Kafkas dansının en ateşlisini seyredin. Katerina’nın Av Köşkü’nü ziyaret edin. Alışverişçiler, dönüş için valizlerinde Kars gravyeri ve Kars balı için yer bırakın. Bu kadar güzel bir coğrafyanın, hepimizin içini kanatan çok hazin öyküsünü bilirsiniz... Aralık 1914’te Sarıkamış Harekatı sırasında, on binlerce askerimizin donarak şehit olduğu Allahu Ekber Dağları’nda, her yıl Sarıkamış şehitlerimizi anmak için, meşaleli yürüyüş düzenlenmektedir. Bu yıl, harekatın 104. Yılı Anma Etkinlikleri kapsamında, şehitlerimiz anısına, akademisyenler ve öğrenciler tarafından, 100 kamyon kar kullanılarak, Türkiye’nin en büyük, kardan asker heykelleri yapıldı. Bu görkemli asker heykellerini Sarıkamış Kayak Merkezi’nde görebilirsiniz. Türkiye’de görmediğim çok az yer kaldı. Kars da onlardan biriydi. Yaşadığımız bu toprakların güzelliğini, bu coğrafyanın çeşitliliğini ancak oraları görünce gerçekten hissedebiliyoruz. Kars’ı, kardan bir örtüyle örtülmüş, uçsuz bucaksız huzurlu beyazlığıyla, eşsiz güzellikteki sarı çamlarla kaplı dağlarıyla, güler yüzlü, yardımsever, medeni, dost canlısı, sıcacık insanlarıyla, kristal toz karlarıyla, her köşesinden fışkıran zengin tarihiyle, ne kahramanlıklar, savaşlar görmüş kıymetli topraklarıyla ve bu benzersiz toprakların bizi mistik yolculuklara çıkaran hikayeleri ve efsaneleriyle çok ama çok sevdik! Meğer Kars, ne unutulmuş, ne kıymeti bilinememiş bir güzellikmiş... Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın.
astroloji
Mars Koç’ta Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
280
Savașçı ruhun ve mücadelenin sembolü Mars gezegeni Koç burcuna geçiyor. Mars’ın yönetici gezegeni olan Koç’a geçmesiyle enerjimizin artacağını, kendimizi daha rahat ifade edebileceğimizi, daha atak ve girișken olacağımızı söyleyebiliriz. Bir buçuk aydır süren melankoliden, kararsızlıktan, içe dönüklükten kurtuluyoruz.
Koç
Aslan
Yay
Kişisel girişimler için uygun bir zamandır. Her türlü kazaya, yaralanmaya açık olduğumuzu bilip, temkinli olmalıyız. Sağlığımıza yönelik tehditleri görmezden gelmemeliyiz. Zorunlu olmadıkça operasyonlardan kaçınmamız yerinde olur.
Yabancılarla tanışmak, yurt dışına çıkmak, değişik kültürlerle yakınlaşmak için harekete geçebiliriz. Farklı öğretileri öğrenmek, ahlaki konuları irdelemek için ısrarcı olmamalıyız. Hayatı daha geniş bir pencereden izlerken gücümüzü abartmamalıyız.
Aşkımızı dünyaya haykırmak için sabırsız, heyecanlı bir dönemdeyiz. Bütün enerjimizi hayattan zevk almaya yönlendirebiliriz. Sevmek, sevilmek, eğlenmek için yüksek bir motivasyonla hareket ederiz. Sanatsal çıkışlar için ideal zamanlardır.
Boğa
Başak
Oğlak
Şimdi suskun durma, çok fazla müdahil olmama zamanıdır. Hareketlerimiz ve enerjimiz bizi istemediğimiz, kayıplara yönelten noktalara sürükleyebilir. En iyisi kendimizi arındırmak, temizlemek için biraz dinlenmek, enerjimizi nötrlemektir.
Ekonomik kaygılarımızın artmasıyla, kendi paramız dışında, eşimizden gelen ya da nafaka benzeri alacaklarımız üzerinde durabiliriz. Bu konularda sorunları çözüp, tekrar hareket edebileceğimiz fırsatlar olabilir.
Ailemizle ilgili konularda gereğinden fazla savunmacı olabiliriz. Ev içinde hareket gerektiren olaylar ardı ardına olacaktır. Taşınmaktan tamirata kadar güç gerektiren konular gündeme gelecektir. Aile içinde fikir birliğine varmak güç olabilir.
İkizler
Terazi
Kova
Arkadaşlarımızla hareketli günler bizi beklemektedir. Ortak amaçlar için birlikte harekete geçme gücümüzü kullanmalıyız. Yoksa kendi içimizde parçalanmalar yaşayabiliriz. Kuralları yıkmak istiyorsak gereken cesareti içimizde yakalarız.
İlişkimizde sorun varsa üzerine gitmekten çekinmeliyiz; karşı taraftan ummadığımız çıkışlar görebiliriz. Sorunsuz bir ilişkimiz varsa bunu ciddileştirmek, evliliğe taşımak için uygun zamanlardır. Uyumlu ve sakin hareket etmeye çalışmalıyız.
Hareketimiz, zihinsel aktivitemiz aşırı arttığından kafamızı toplamakta güçlük çekebiliriz. Seyahat etmek, konuşmak, yazmak, tartışmak gereken zamanlardan geçmekteyiz. Trafikteki hızımızı kontrol etmeli, ziyaretlerimizi temkinli yapmalıyız.
Yengeç
Akrep
Balık
İşimizle ilgili konularda harekete geçmemiz gerekmektedir. Üstlerimizle, tartışmaktan uzak durmalıyız. Fiilen çalışmıyorsak, toplumsal statüsü bizden yüksek kişilerle daha dostça hareket ederek, onların da gücünü arkamıza alacağımızı bilmeliyiz.
Çalışma koşulları ve şartları bütün enerjimizi yer bitirir hale gelmiştir. Bir çok detayı hızla gerçekleştirmek durumunda kaldığımız için sağlığımıza zarar veririz. Hastalıklar, kazalar bu dönemde sıkça başımızı ağrıtabilir. Tedbirli olmalıyız.
Parasal konulara hırslı ve agresif yaklaşabiliriz. Bir şeylere sahip olmak, satın almak için heyecan duyabiliriz. Harcamalarımızı kontrol etmeli, müsriflikten kaçınmalıyız. Gücümüzü doğru kullandığımızda olaylardan daha kazançlı çıkarız.