MAG Business 2013

Page 1



magdergi.com.tr 1


2 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 3


4 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 5


business

Editörün Notu

MAG Patent No: 2005 58511

Ekim2013 Yıl: 2 Sayı: 4 Fiyat: 10 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can ÇAVUŞOĞLU Genel Yayın Yönetmeni Beril ÇAVUŞOĞLU

Birge Uzan

Genel Koordinatör Uğur ÖZER

birge@magdergi.com.tr

Bașarının Sırları

E

Görsel Yönetmen - Grafik Tasarım Özlem KALKAN Yayın Yönetmeni Birge UZAN Kreatif Direktör Seda ÇAVUŞOĞLU Grafik Tasarım Samet ATAÇ Haber ve Foto Muhabiri Ahmet ALTINDİŞ İstanbul Temsilcisi Ersin AL PR - Halkla İlişkiler Seçil ÖZER Reklam Müdürü Esra DEMİR TORAL

n saygın ve başarılı iş adamlarının sırrı ne bilmek istemez misiniz? Günümüzde bütün sektörlere bir izdiham mevcut... Eskiden olduğu gibi sektörde tek olmak artık mümkün değil... Peki sizce sektörün devleri bu başarıyı nasıl elde ediyor?

Her işin kendine göre zorlukları vardır. Bu zorluklar başarıya giden yolda en önemli anahtardır ve hiçbir başarı kolay elde edilmez... Ufacık bir işletmeden dev holdinglere dönüşen, başarılı olmak için yıllarını vermiş kişilere MAG Business dergimizde yer verdik. Herkesten farklı farklı başarı hikayeleri dinledik. Başarılı olmak için neler yapmak lazım, sektörün devlerinden öğrendik... Hangi prensiplerle zirveye ulaşılabileceği, iş hayatında insan ilişkilerine verilen değer, çağımızı yöneten teknolojinin önemi ve bunun takipçisi olarak hep bir adım önde olan kişileri dergimize konuk ettik. Her zaman olduğu gibi başarı, çalışma ve verimlilik odaklı sorularımızla sizlere çok özel bir sayı hazırladık. Hem keyifle hem de bilgilenmek adına okuyabileceğiniz Türkiye’de ekonomiye yön veren, gerek istihdam gerek verimlilik anlamında büyük katkılar sağlayan önemli firmaları, onların değerli sahiplerini ve yöneticilerini sizlerle buluşturduğumuz MAG Business dergimizin 4. sayısını sizlere sunuyoruz.

Reklam ve Halkla İlişkiler Cansu KAYIKÇI Feray ŞAHİNGÖZ Gül AVCI Hilal BAŞARIR Selin AYDEMİR Simge ÜNLÜ ÇETİN Katkıda Bulunanlar Uğur Emre Arıkan Mali İşler Koordinatörü Tarık DEĞER Yayın Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG Business isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444 Mevlüt Pehlivan Sokak No:21-1 Gayrettepe Şişli İSTANBUL Tel: 212 213 10 60 Dağıtım

Dünya Süper Dağıtım Baskı

DUMAT OFSET

Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 0312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi

08.10.2013 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi

e-mail: bilgi@magdergi.com.tr

MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile

0.312 428 04 44

Başarı dolu hikayelerle derlediğimiz dergimizi keyifle okumanız dileğiyle...

6 magdergi.com.tr

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.


business

RÖPORTAJLAR 08 ZAFER YEȘİLGÜL

54 MURAT ȘAHİN

12 ADNAN KEKLİKOĞLU

58 NERMİN KILINÇARSLAN

14 ALKAN EFE ALKAN

62 NEZİH ALLIOĞLU

16 ALPER AKYÜZ

64 OĞUZ AYRANCIOĞLU

18 BÜLENT HASILCIO

66 ONUR ȘAHİN

20 BURAK ÇELİK

72 ORHAN KORAL

24 CAN ÜNLÜER

74 PARA ALİ

26 ED GALLAGHER

76 RECEP AYHAN

28 EMRE KATIRCI

78 SEDA ÖZBULUT

30 ERAY KAPICIOĞLU

80 SERHAN DORA

32-33 ERDOĞAN İLKAY - OĞUZ ENGİZ

82 SERKAN TATAROĞLU

34 FATİH CEBECİ

86 SITKI ALP

36 FATİH ÖZTÜRK

90 SONER ARABACI

38 GAMZE HİSARCIKLIOĞLU

92 TÜMAY ÜNAL

40 GÜRCAN BULUT

94 EMRE SAMUR

42 HAKAN ALTIN

96 TV8 BİLLUR GÜNEȘDOĞAN

44 HALEF R. VAYIF

VE MERVE GÜNAL

46 JOERG UWE LIMPER

100 UĞUR BÜR

48 LEVENT CENGİZ

104 VEYSEL TİRYAKİ

50 METİN ÖZMEN

106 YUNUS BAYRAM

52 MURAT İMRE

108 ZEYNEP KAYRALCI

www.magdergi.com.tr magdergi.com.tr 7


BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJI

8 magdergi.com.tr


BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ

“Bașarıyı, disiplinle eș anlamlı görüyorum.” Apron Havacılık bașkanı Zafer

Yeşilgül

HAYATINIZDAKİ İRİLİ UFAKLI TÜM ÇARKLAR BİR MEKANİZMANIN ÖNEMLİ UNSURLARI. GÖZDEN KAÇIRACAĞINIZ EN UFAK BİR UNSUR, TÜM SİSTEMİ SABOTE EDEBİLİR.

Kuruluşundan bu yana havacılık sektörü içerisinde yaptığı büyük işlerle adını duyuran Apron Havacılık’ın kurucusu ve başkanı Zafer Yeşilgül ile geçmişten bugüne kadar olan başarılarını konu alan özel bir röportaj gerçekleştirdik. Sosyal sorumluluk projelerinden iş politikasına, rekabetin öneminden disipline kadar birçok konu konuştuğumuz Zafer Yeşilgül’ün başarı dolu hikayesi MAG Business ayrıcalığıyla sizlerle...

magdergi.com.tr 9


BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Aslen Elazığlı olup, 1967 yılında İstanbul’da doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi farklı illerde tamamladım. Daha sonra Hava Teknik MYO’nu bitirerek, Hava Kuvvetleri’ne katıldım. Hava Kuvvetleri’nde yaklaşık yirmi üç yıl hava trafik kontrolörü olarak görev yaptım ve 2008 yılında yirmi üç yıl şerefle üniformasını taşıdığım Türk Hava Kuvvetleri’nden emekliye ayrıldım.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Hava Trafik Kontrolörü olarak görev yaptığım sıralarda birçok sivil arkadaşım ve onların arkadaşları, uçak-helikopter kiralamak istiyordu ve bu konuda benden yardım talep ediyorlardı. Onlara yardımcı olmaya çalışırken, sektördeki boşluğun farkına vardım. İlk şirketim olan Acil Uçak Havacılık’ın ve acilucak.com’un kuruluşu 2008’de bu şekilde gerçekleşti. Sonrasında bugün bir dünya markası olma noktasına gelen Apron Havacılığı kurduk. "Acil Uçak Havacılık," iç pazardaki mevcut talepleri karşılamaya devam ederken, Apron Havacılık da ay yıldızlı bayrağımızı uluslararası arenada dalgalandırmaya başladı. Kuruluşundan bu yana havacılık sektörü içerisinde yaptığı büyük işlerle adını duyuran şirketimiz, gerek özel jet ve helikopter kiralama hizmetlerinde, gerekse seçim dönemlerinde siyasi partilerin vazgeçilmezlerinden olmayı başardı. Örneğin son seçimlerde bir siyasi partinin 81 ilde düzenlemiş olduğu ve Türkiye tarihinin en büyük uçuş destekli mitingini başarılı bir şekilde yürüttük. Ayrıca Libya’da 2011 Şubat ayında başlayan krizin hemen arkasından iki bine yakın vatandaşımızın tahliye süreçlerini ve krizin ardından patlak veren iç savaş sonrasında, yaklaşık 400 yaralı Libya vatandaşının Türkiye’ye naklini de başarılı bir şekilde gerçekleştirdik. Sizin için başarı ne demek? Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Ben başarıyı disiplinle eş anlamlı görüyorum. Ruhun ve bedenin disiplini, hem başarılı bir iş hayatı hem de özel yaşantınız için en önemli eğitim. Kişilik ve irade, bu noktada ön plana çıkıyor. Formül basit aslında; öncelikle kendinizi doğru tanımlayabilmeniz gerekiyor. Ben kimim? İhtiyaçlarım ve isteklerim neler? Kendimi nerede görmek istiyorum? Ve tüm isteklerimin önündeki engelleri nasıl elemine ederim? Kendinizi ve kendinize yönelttiğiniz bu soruları iyi analiz edip, samimi bir şekilde cevaplandırabilirseniz başarıya bir adım yaklaşmış oluyorsunuz. Bundan sonrası ise kendinize ve hedeflerinize ne kadar disiplin ve kararlılık içerisinde yaklaştığınızla alakalı…

DİSİPLİN OLMAZSA OLMAZ! Öyle ki, hayatınızdaki irili ufaklı tüm çarklar bir mekanizmanın önemli unsurları. Gözden kaçıracağınız en ufak bir unsur, tüm sistemi sabote edebilir. Örneğin uyku düzeniniz bir disiplin. Gıda dengeniz bir disiplin. Zaman yönetimi bir disiplin. Kısacası başarmak istiyorsanız, önce hayatınıza disiplini sokmanız gerekiyor. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşamındaki önceliklerimin başında daha önce de belirttiğim gibi disiplin geliyor. Tabii bahsettiğimiz bu disiplin, asla baskıcı tedbirler uygulayan bir yönetim şeklinde algılanmamalı… Başarılı bir organizasyonun arkasında, mutlu bir ekip olmak zorunda. En alt seviyeden en üst düzey yöneticiye kadar tüm çalışanlar takımın çarklarını oluşturuyor. Onların

10 magdergi.com.tr

mutsuzluğu ya da sevinci sizin akıntıya karşı bir kulaç az ya da birkaç kulaç fazla atmanızı doğrudan etkiliyor. Bu sebeple, tüm yöneticilerin bir diğer önceliği ise, organizasyonda yalnızca takım değil, “mutlu takım ruhunu” oluşturabilmek olmalı. Kurum kültürünü özümsemiş, disiplinli ve aynı amaç etrafında kenetlenmiş bir ekip, kolay kolay yenilmez. Bu noktada ekibinizi iyi tanımanız lazım. Forvet oyuncusunu defansa çekip, sonra neden iyi oynayamıyorsun deme şansınız yok. Çalışanların kendini rahat ifade edebilmesi, şirket içi iletişimin birinci adımı. Oyuncuları tanıyarak ancak doğru mevkileri belirleyebilirsiniz. Dolayısıyla iş yaşamındaki ana önceliğimi; disiplinli mutlu bir takım ruhu yaratmak olarak ifade edebilirim. Bunun anahtarı ya da ilkeleri ise; doğru yönetim ve doğru planlama sonucunda oluşturduğunuz hırslı savaşçılara iyi bir hedef gösterebilmek. Bizim takım olarak ilkelerimiz; Asla Üşenme! Asla Vazgeçme! Ve Asla Erteleme! Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ya da atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Havacılıkta amaçladığımız hedefe yakın bir noktadayız. Faaliyet alanlarını genişletmek istiyorsanız, farklı işler için farklı ve profesyonel ekipler kurmalısınız. Biz bu yolu izliyoruz. Ana faaliyet alanımızın yanında, tekstil, inşaat ve medya alanında hizmet veren yapılanmalarımız var. Bu çalışmalarımızdan da olumlu geri bildirimler almaya başladık.

ASLA ÜŞENME! ASLA VAZGEÇME! VE ASLA ERTELEME!


BUSINESS ÖZEL RÖPORTAJ

RUHUN VE BEDENİN DİSİPLİNİ, HEM BAŞARILI BİR İŞ HAYATI HEM DE ÖZEL YAŞANTINIZ İÇİN EN ÖNEMLİ EĞİTİM.

Sizce gelecek hangi sektörde? Elbette gelişen çağ beraberinde bilişim sektörünü de genişletmekte ve muazzam bir kullanıcı potansiyeli oluşturmaktadır. Ancak o artık “şimdinin” sektörü, gelecekte şu an olduğu kadar büyük bir patlama olacağını sanmıyorum. Bence gelecek enerji sektöründe. Hala petrol ve doğal gaza bağımlıyız, günün birinde bu değişecek, değişmek zorunda! Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Disiplin olmazsa olmaz! İş geliştirme uzmanlarımız var, benim yerime işi büyütüyorlar (gülümsüyoruz). Kurumsal yapıda, amatör ruhla çalışıyoruz, sanırım en etkili yöntemimiz bu. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Başta da belirttiğim gibi, öncelikle kendilerini ve amaçlarını iyi bir şekilde tanımlamalılar. Gençlik, başlı başına başarının öz kaynaklarından biri olan fiziksel ve ruhsal enerjinin temelini oluşturuyor. Bu enerji eğer; iyi bir proje, disiplin, sabır, sermaye ve tecrübe gibi diğer hayati kaynaklarla birleşebilirse, işte o zaman başarılı girişimcilik öyküleri ortaya çıkar. Hızlı zengin olmak, kolay yoldan para kazanmak iş dünyasında birkaç istisna dışında sadece enerji ve zaman kaybıdır.

Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Sanırım seyahat etmeyi sevmeyen yoktur. İşim gereği özellikle yurt dışı seyahatlerim çok oluyor. Dünyada görmediğim çok az ülke kalmıştır. Değişik yerleri, kültürleri ve insanları görmek, tanımak inanılmaz bir duygu… Belki klişe bulacaksınız ama bana sorarsanız yine de Türkiye derim. Gezdiğim hiçbir coğrafyada kendi ülkemdeki güzellikleri ve beşeri ilişkileri görmedim. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Apron çatısı altında, sosyal sorumluluk konularına verdiğimiz değer, bugün birçok şirketin farklı amaçlarla sergilediği reklam amaçlı faaliyetlerden daha farklı bir çizgide yürütülüyor. Okullara, çeşitli dernek ya da farklı kesimlerden ihtiyaç sahiplerine uzattığımız eli, sosyal sorumluluktan öteye de geçerek ahlaki ve vicdani bir zorunluluk olarak görüyoruz. Bu yönde desteklerimiz biz büyümeye devam ettikçe, inşallah artarak daha geniş kitlelere ulaşacaktır.

REKABET, TİCARETİN OLMAZSA OLMAZI…

Bugün kurulan yeni işletmelerin %90’ı ya batıyor ya da belirli bir süre sonunda kar etmediği için kapatılıyor. Dolayısıyla, genç girişimciler, değişen dünyayı ve onun ihtiyaçlarını yakından takip ederek, çözüm odaklı yeni projelerle başarabilirler.

Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet, ticaretin olmazsa olmazı… Onun olmadığı monopol yapılarda ne ticaretin ilerlemesine ne de girişimcilik, üretkenlik ya da inovasyon gibi kavramlara rastlayamazsınız. Ancak, benim rekabet tanımım; kıyasıya savaşıp amaca ulaşmak için her yolu mubah gören bir zihniyet asla değil, ben rekabeti dürüst ve oyunu kurallarına göre oynayan takımların mücadelesi olarak nitelendiriyorum. Kendi oyuncularımıza da bu kuralları benimsetiyoruz.

Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yoğun bir tempoda çalışıyorum, ancak bütün bu yorgunluğumu ve stresimi ailemle buluştuğum an giderebiliyorum. Stres atmanın ve dinlenmenin en iyi yolu eşimle ve çocuklarımla olmak diyebilirim. Bunun dışında, fırsat buldukça spor yaparak ya da ata binerek kendimi stresten ve günlük hayatın koşuşturmasından bir nebze de olsa uzak tutmaya çalışıyorum.

Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Apron Havacılık markamız ile yurt dışına uzun zaman önce açıldık. Nairobi’den Kabil’e kadar çeşitli ülkelerde temsilciliklerimiz var. En son Amerikalı bir yatırım ve proje grubu ile Amerika’da bir joint venture ortaklığa da imza attık. Yani küresel bir atlasta hizmet veren bir firma olarak herhangi bir coğrafyayı yurt dışı diye nitelendirme şansınız yok. magdergi.com.tr 11


RÖPORTAJ

Adnan Keklikoğlu İle Başarıya Dair

FOTOĞRAF, GEZİLERİMLE BİRLİKTE VAZGEÇİLMEZ MERAKIM OLDU.

Başarılı iş adamı Adnan Keklikoğlu ile Restore'nin başarısı ve iş hayatına dair ipuçlarını konuştuk. Yeni projelerini bize anlatan Keklikoğlu başarısının sırrını MAG okurları ile paylaştı...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 962 Kayseri doğumluyum. Anıttepe İlkokulu'ndan sonra Orta ve liseyi Selen Koleji'nde okudum. Daha sonra Ankara Yenişehir Koleji'nden mezun oluktan sonra Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü'nden mezun oldum.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Baba mesleği 50 yılı aşkın inşaat ve inşaat malzemeleridir... Ankara Rüzgarlı Sokak ilk kuruluş günlerinde Yahya Keklikoğlu bu sektörün gelişmesinde kooperatif olarak birleşmesinde baş rol oynayan kişiler arasında olmuştur. 1960 yıllarında 50 esnaf arasında kurulmuş ve bugüne kadar bu sektörü oluşturmuştur. Ben de ilkokuldan başlamak üzere yaz tatillerimizi ve okul çıkışlarımızı babamızın yanında işi öğrenerek geçirdim... 1979 senesinde

12 magdergi.com.tr

çocukluktan aldığımız ticaret eğitimi ve babamızın desteği ile Ankara Meşrutiyet Caddesi'nde Türkiye'de ilk defa çıkan çelik raf ve depolama sistemlerinin ilk mağazasını açtım ve satışı ile işe başladım. Design Plaza hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Design Plaza'nın kuruluş amacı bir villa veya evin, banyo, mutfak ve ondan sonraki dekorasyon malzemeleri olan parke, kapı, duvar kağıdı ve kaplamaları, şömine ve bunlara bağlı seçim yapılacak perde, mefruşat, halı, aydınlatma, beyaz eşya, mobilyaya kadar aynı kategorideki eşyaların bir arada sunulduğu, çizildiği ve uygulandığı Türkiye’de bir ilk olarak tek çatı altında bir araya getirmektir... Restore olarak da Türkiye’de Versace Home gibi üst grup markaların temsilciliklerini alarak franchise sitemi ile mağazalaşmaya devam ediyoruz.


RÖPORTAJ

hep bu hedeflerimi gerçekleştirdim. İstediğim araçlarımı oldu. Spor ile her zaman ilgilendim hem yaparak hem de izleyici olarak birçok önemli müsabakalar için vesile yaratıp izleyici olarak katıldım, okul dönemlerimizde masa tenisi, güreş, atletizm olarak lisanslı yarıştım, dağcılık olarak amatörce zorlu dağ tırmanışlarda oldu...

BIRAKTIĞINIZ ZAMAN HER ŞEY AYNI ANDA GERİ GİDER. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Yurt dışı açılma planımız gelen teklifler doğrultusunda oluyor yoksa bizim mağaza veya inşaat olarak birplanımız yok. Örneğin Kıbrıs'ta iki tane Restore mağazamız var. Biri Le oşe biri Magosa'da... Ayrıca Kuzey Irak'ta Erbil’den, İran Türki Cumhuriyetleri'nden değişik zamanlarda teklifler geliyor bunları giderek yerinde değerlendiriyoruz.

Halen Türkiye'de ve Kıbrıs'ta 15 Restore mağazamız bulunuyor. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Bazı iş dalları işin başında durmadan profesyonellerle yürütülmesi zor işlerdir. Bu işler tamamen hizmet ve bire bir müşteri ilişkileridir. Bıraktığınız zaman her şey aynı anda geri gider. İş dalları belki ülkeye göre değişkenlik gösterir ama yaptığımız iş maalesef işinin başında devamlı durmamız gereken türden... Bu anlamda yönetici bulmak çok zor ve fabrika gibi kuralları koyup sistemli bir biçimde çalışmak da çok zor. Benim görmek istediğim Türkiye'de bu sektörün market gibi sabit pazarlık olmayan, kişiye dayalı bir iş dalı olmasından çıkıp sadece raporlara ve kararlara bağlı çalışabilmesi ve gelecekte de yabancı bir ortak ile gelişimimizi tamamlamak... İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Önceliklerim başta işe zamanında gelmektir, nerede olursa olsun gezerken bile gördüğümüz şeylerde kendi işimizle alakalı kıyaslar örnekler düşünceler çıkartmalıyız, işe kendini vermek iş zamanı boş işlerle uğraşmamak, ziyaret saatlerinin kısa tutulması günü verimli geçirmek için önceden alınan notların bitirilmeden günün sonlanmaması, iş takipçiliğinin atlanmaması çok kuralcı olmayıp zamanın, işin durumuna göre adapte olmak inisiyatif kullanmak, verilen sözü tutmak, borcunu istetmeden vermek, telefonların kısa tutulması ve bilgisayarın esiri olmamak, hangi iş olursa olsun aldığınız işin hakkını vermek işi sonlandırıp neticeye bağlamak, arandığınız zaman telefonlara mutlaka çıkmak veya geri dönüp aramak, sorunlu bir işi kaçarak değiş üzerine giderek bitirmek, dikkat ettiğim, önemsediğim ilkeler ve önceliklerim arasında yer alır. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Geçmiş yıllarda iş hayatı özel hayatımı kapsamadığı dönemlerde eski işimin de doğrultusunda elektronik tüm cihazların yeniliklerini takip ederim ve her cihazın her düğmesini kullanırım devamlı yeni teknolojiyi halen takip ederim ve kullanırım. Fotoğraf, gezilerimle birlikte vazgeçilmez merakım oldu... Sadece fotoğraf çekmek için gezilerim oldu hatta çektiğim fotoğraflarla ilgili sergilerim oldu, resim yapmak okul yıllarından gelen merakım belki emeklilik dönemlerimiz olursa devam edebileceğim bir hobim... Her erkek çocuk gibi araba merakımız oldu ancak zaman içerisinde magdergi.com.tr 13


RÖPORTAJ

"Bu ülkenin geleceği genç girișimcilerin elindedir. "

Alkan Efe Alkan

ALKAN OTOMOTİV MARKA DEĞERİ OLAN BİR İŞLETMEDİR.

Sektöründe öncü bir isim olan ve Ankara’da lüks otomobil denilince akla gelen ilk firma olma özelliğini taşıyan Alkan Oto’nun sahibi Alkan Efe Alkan ile başarıya dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Alkan Oto’nun yeni yerinden ve gelecekle ilgili planlarından konuştuğumuz bu özel röportaj MAG Business ile sizlerle...

İ

şiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Alkan Otomotiv, 40 yıllık geçmişe sahip köklü bir firma. Babam Metin Alkan’ın büyük çabaları, emekleri ve üstün gayretleriyle Ankara’da kendine önemli bir yer edinen firmamız, kısa süre öncesine kadar Turan Güneş Bulvarı’nda hizmet veriyordu. Geçtiğimiz aylarda şirketimizi Çayyolu'ndaki yeni tesislerimize taşıdık. Çayyolu 410 numarada bulunan kendimize ait tesisler son derece modern, otomotiv sektöründe örnek gösterilen bir tesis. Daha fazla otomobili teşhir ettiğimiz bu yeni yerimizde personel ve teknik imkanlarımızı da geliştirdik ve sektörde en iyi hizmeti veren bir Alkan Oto’yu inşa ettik. Sizin için başarı ne demek? Şirketimizin kurucusu babam Metin Alkan’ın bana en büyük mirası,

14 magdergi.com.tr

müşterilerimizle kurduğumuz dünya. Biz yaşamın her alanında, müşterilerimizle beraber duygulanıp, beraber hüzünlenip, beraber sevinen bir yapı oluşturduk. Alkan markasını yaratan da bu anlayış. Babamdan aldığım bu yaklaşımı daha da ileriye götürmek istiyorum. Benim için başarı da bu anlayışı yaşam tarzı haline getirmektir. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Alkan Otomotiv bugün sektörün önde gelen firmalarından biridir. Buna rağmen yeniliklere açık, atılımlarından ve yatırımlarından hiçbir zaman vazgeçmeyen bir kuruluştur. Yeni yatırımlarına dün olduğu gibi bugün de yarın da devam edecektir. Kendimizi gelecekte görmek istediğimiz yer ise elbette sektörün lideri olmaktır. Ülkemizin özellikle lüks otomobil segmentinde en geniş marka ve hizmet ağına sahip şirketi olma hedefimiz, bizi çok çalışmaya itmektedir. Otomobil ithalatında ülke genelinde adımızdan söz ettirmek ve uluslar arası dev otomotiv şirketlerinin distribütörlüğünü üstlenmek de gerçekleştirmeyi arzu ettiğimiz tablo içindedir.


RÖPORTAJ

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Sadece iş yaşamında değil hayatın her alanında mutlaka hedefler belirlenmeli, geleceğe ilişkin bir tarif yapılmalıdır. Bu anlamda büyük bir amaç belirlemek, işletmeye vizyon kazandırmada öncelikli kuraldır. Bizim işletme olarak amacımız müşterilerimizin bizden beklentilerinin üzerinde onlara yaratıcı hizmet verebilmek, sektöre hakim olmaktır. Bu doğrultuda harcadığımız çaba, neyi neden yaptığımız biliyor olmamız da vizyon sahibi olduğumuzun göstergesidir. Üstlendiğimiz işi doğru yapmak, ileriyi görmek, mevcutlarla yetinmeyerek daha fazlasını istemek, vizyon sahibi olmanın gerekleridir. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Ankara bizim çıkış noktamız. Burayı bize hayat veren yer olarak değerlendiriyorum ve bu yüzden Ankara’yı çok seviyorum. Ankara’nın bize verdiği bu büyük hediyeyi taçlandırmak adına “End Point” adlı marka konut projemizle inşaat sektörüne de girdik. Çayyolu’ndaki konut projemiz A Plus şeklinde tasarlanıyor. Babam Metin Alkan bu konuyla ilgili olarak iki yıldır dünyanın pek çok yerindeki konut projelerini inceledi, bu konutlarla ilgili bilgi aldı. Amacımız yapılmayanı yapmak, yine Ankara’ya önemli bir değer katmak. Konutlarımız, her türlü lüks ve konforu içerecek. Hepsi akıllı binalar olarak tasarlanacak. Bu binalardaki dairenizi internetle kontrol edebileceğiniz anlamına geliyor... Ayrıca 24 saat housekeeping hizmeti bulunacak. İçinde spor merkezleri, yüzme havuzları, kafeler ve 24 saat açık bir mutfak bulunacak. Kendi yemeğinizi yapmak istemezseniz, buradan isteğiniz yemeği hazırlatabileceksiniz. Yeşil alanların içinde hobi odalı ve çocuklar için oyun alanları da yer alacak. Sizce gelecek ne de hangi sektörde? Mesela internet vb.? Elbette gelecek bilişim sektöründe. Ülke olarak en büyük hedeflerimizden biri olan ve aslında katılmakta çok geç kaldığımız AB üyeliği sürecinde gerek ekonomideki küreselleşmenin getirdiği rekabet, gerekse baş döndürücü sürat, gelecekte küresel anlamdaki ekonominin en temel belirleyicisinin ve itici gücünün bilişim teknolojileri olduğunu kabul etmemizi gerektirmektedir. Bu anlamda özellikle internet bugünün en vazgeçilmez unsurudur, gelecekte de böyle olmaya devam edecektir. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın( PR’ın) hizmetlerini biliyor musunuz? Sosyal medya bugün adeta tıpkı yazılı ve görsel basın gibi dördüncü kuvvet olmuştur. Ben hem bireysel olarak hem de bu kurumun temsilcisi olarak sosyal medyayı çok önemsiyor ve etkin olarak kullanmaya özen gösteriyorum. Zaten sektör olarak da sosyal medya ile iç içe olmak zorundayız. MAG Sosyal Medya’yı da yakından tanıyor, hizmetlerini ve çalışmalarını takdir ediyorum.

Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Alkan Otomotiv marka değeri olan bir işletmedir. Babamın büyük emekler harcayarak bugünlere getirdiği işletmemizin kalite ve müşteri memnuniyeti çizgisinden ödün vermeden yoluna ilerlemesi olmazsa olmaz kuralımızdır. Ankara’da lüks otomobil denilince akla gelen ilk firma olma özelliğimizi sürdürmek de bizim için vazgeçilmez unsurlardan biridir. Yukarıda da anlattığım gibi yenilik ve yatırımlarımız işlerimizi büyütmede kullandığımız en etkili yöntemlerdir. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Bu ülkenin geleceği genç girişimcilerin elindedir. Ekonomik büyüme için genç girişimcilerin önü açılmalıdır. Bir fikri olan ancak maddi imkanlara sahip olmayanların elinden tutulmalıdır. İş yaşamına atılmayı başaran genç girişimcilere ise tavsiyem çalıştıkları sektörle ilgili deneyim sahibi olmaya çalışmalarıdır. Bir işe tepeden değil, en alttan başlayarak işin tüm inceliklerini öğrenmeye gayret sarf etmeli, gece gündüz demeden planlı ve programlı çalışmaları onları başarıya götürecektir. Kendilerini sadece iş anlamında değil her alanda yetiştirmeleri önemlidir. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Bu soruya “her ikisi de” diye cevap vermek yerinde olacaktır. Yöneticilik bir kabiliyet olmasının yanı sıra iyi bir eğitimle sonra da edinilebilmektedir. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Alkan Oto olarak, sosyal sorumluluk projelerine ve etkinliklerine bu dönem daha çok ağırlık veriyoruz. Biz bir Ankara markasıyız. Asla bunun bilincinden ayrılmadık. Dünyanın her yerinden müşterilerimiz var. Bize duyulan güveni asla suistimal etmedik. İşte bunun sonucunda bugün Türkiye'nin ve dünyanın sayılı oto galerilerinden birisi olduk. Bunun sorumluluğunu biliyoruz. Geçmişte yaptığımız sosyal sorumluluk projelerini, yeni dönemde daha da arttıracağız. Özellikle bahçemiz bu konudaki çalışmalara sürekli ev sahipliği yapacak. Sosyal etkinliklerde kullanılması için yine bu bahçemizi Ankaralı sivil toplum kuruluşlarına ve derneklere açacağız. Alkan Oto bu şehrin tüm yaşam alanlarında kendisini gösterecek. Türkiye’yi Avrupa’da temsil edebilecek en başarılı sektör sizce hangisi? Otomotiv ve inşaat sektörleri, Türk ekonomisinin iki lokomotif sektörüdür. Ekonomik büyümede aktif rol oynayan bu iki sektörün, ülkemizi Avrupa’da da başarıyla temsil ettiğini düşünüyoruz. Tabii bunlara turizm ve bilişim gibi sektörleri eklemek de mümkün.

magdergi.com.tr 15


RÖPORTAJ

“Bașarı, önceden koyduğunuz hedeflere istediğiniz zamanlarda kavușabilmektir.”

Alper Akyüz

GÜRELLER ELEKTRONİK OLARAK PROFOSYONEL SES VE GÖRÜNTÜ SİSTEMLERİNDE ANKARA’DA EN GENİŞ ÜRÜN YELPAZESİNİ SUNUYORUZ.

2007 yılından bu güne kadar Güreller Elektronik’te yöneticilik yapan Alper Akyüz ile başarıya dair bir röportaj gerçekleştirdik. 2000 yılında Oğuz Gürel tarafından kurulan Güreller Elektronik’in sunduğu hizmetleri ve bu sene Ankara’nın Çukurambar semtinde Güreller Elektronik tarafından açılan Türkiye’nin en büyük Samsung Digital Plazası’nı Alper Akyüz ile konuştuk. 16 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1980 Ankara doğumluyum, evliyim ve 4 yaşında bir kızım var. 1998 yılında Arı Koleji’nde orta eğitimimi tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi’nde Tarım Makinaları Mühendisliği okudum ve yine aynı bölümde yüksek lisansımı tamamladım. Daha sonrasında otomotiv sektöründe orta düzey yöneticilik yaptım ve 2007 yılından bu yana Güreller Elektronik firmasında yöneticilik yapmaktayım. İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Firmamız, 2000 yılında kurucumuz ve babamız rahmetli Oğuz Gürel tarafından, halen merkez mağazamız olarak faaliyet gösteren Turan Güneş Bulvarı 4. Cadde’deki showroomumuz ile faaliyetine başladı. Mağazalarımızda şu anda Samsung, Lg, Sharp, Bose, Klipsch, Macintosh, B&W, JBL, Rotel, Marantz, Yamaha, Pioneer, Denon gibi yaklaşık 15 ayrı dünya markası sergileniyor. 2007 yılından sonra şubeleşen firmamız faaliyetlerine Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi, Armada Alışveriş Merkezi, Anatolium-IKEA Alışveriş Merkezi ve Çukurambar’da bulunan 4 adet Samsung Digital Plazalarımız ve Turan Güneş Bulvarı 4. Cadde’deki Merkez showroomumuz olmak üzere 5 ayrı noktada Ankaralılar ile buluşarak devam ediyor. Profosyonel ses ve görüntü sistemlerinde Ankara’da en geniş ürün yelpazesini sunuyoruz.

görebileceği, dokunabileceği, bu ürünler hakkında eğitim alabileceği aynı zamanda çocukları oyun alanında eğlenirken kendilerininde kafemizde keyifli dakikalar geçirebileceği bir ortam hazırladık. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Yöneticilik elbette sadece yetenek ile sahip olunabilecek bir durum değil, insanın sonradan kendisine katabildiği bilgi, eğitim, çok yönlü düşünebilme becerisi, empati kurma, öngörme ve sonuç odaklı çalışabilme özellikleri ile insanları tanıma ve insanları doğru zamanda, doğru yerde ve doğru pozisyonda yeteri kadar çalıştırabilme kabiliyeti planlamayı, organizasyonu, liderliği ve kontrol mekanizmasını oluşturur ki işte o zaman tüm bunların birleşimi ile yöneticilik vasfı yerine getirilmiş olur.

SOSYAL MEDYA GÜNDEN GÜNE DÜNYAMIZDA ÖNEMİNİ ARTTIRIYOR.

Sizin için başarı ne demek? Başarı, önceden koyduğunuz hedeflere istediğiniz zamanlarda kavuşabilmektir; bunu yaparkende sürekli yeni hedefler koymaktır. Aslında başarı her defasında ulaştığınızı sandığınız ama her yeni hedefinizle sizi kusursuzluğa taşıyan yolda yürümektir. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için artık günümüz koşullarında pek çok ilkeyi beraber yaşatabilmek gerekli. Bizim faaliyet sektörümüz için en geniş ürün yelpazesi, rekabetçi fiyat politikası, deneyimli satış ekibi, satış ve satış sonrası koşulsuz müşteri memnuniyeti, mağazacılıkta deneyim alanları, istikrarlı ve disiplinli takım çalışmaları olmazsa olmazlardan. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın( PR’ın) hizmetlerini biliyor musunuz? Sosyal medya günden güne dünyamızda önemini arttırıyor, bu durumu görmemek mümkün değil; bu durumun farkındalığında olmadan büyüyen ve rekabet edebilen firmalar yönetmek olanaksız. Konu ile ilgili çalışmalarımız son hızla devam etmekle beraber MAG Sosyal Medya ile de projelerimizi yürütüyoruz. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Bizler sektörümüz ve iş yerlerimizin bulunduğu lokasyonlar gereği çok yoğun çalışıyoruz. İş ve özel yaşam haricinde kalan zamanlarda stres ve yorgunluk atmak için en büyük hobim motorsiklet kullanmak, bir HarleyDavidson tutkunuyum ve yaratabildiğim boş zamanlarda şehir içi ve dışı küçük motor seyahatleri yapıyorum. Sizce firmanız için bu yılın en önemli olayı nedir? Güreller Elektronik olarak bu sene Ankara’nın Çukurambar semtinde Türkiye’nin en büyük Samsung Digital Plazası’nı açtık; 560m2 kullanım alanı sunan mağazamız en geniş ürün yelpazesini sunmakla beraber, içerisinde bulunduğu deneyim alanları, eğitim hizmetleri, Samsung Cafe ve yakın zamanda hizmete girecek hızlı servis hizmeti ile çok farklı bir konsept sunmakta. Bu mağazamızı Samsung markası için A’dan Z’ye bir çözüm merkezi olması ilkesi ile oluşturduk. Ziyaretçilerimizin tüm ürün gamını magdergi.com.tr 17


RÖPORTAJ

İCK YAPI ile Șehirle İç İçe Karmașasından Uzak Bir Yașam

BAŞARILI OLDUĞUNU HAYAL EDECEKSİN, SONRA DA YAPTIĞIN İŞE İNANACAKSIN.

ICK İnşaat Ankara kökenli olup, Türkiye genelinde başarıyı yakalayan şirketlerden... Kent içinde onlarca yapıya imza atmışlar. Son yıllarda ise rotayı ulusal piyasaya çevirerek turizm alanına girmişler. Yarım yüzyıla yaklaşan yolculuğunda “İnsan için tasarım” ilkesini birincil felsefe olarak benimsemiş olan İCK Yapı, Türkiye’nin inşaat sektöründeki en saygın kuruluşlarından biri. Ankara’nın inşaat sektörüne kazandırdığı önemli şirketlerden biri olan ICK Yapı Proje Koordinatörü Bülent Hasılcıo MAG Business için sorularımızı yanıtladı.

A 18 magdergi.com.tr

metist hakkında bilgi verir misiniz? Ametist değerli taşlar içerisinde projelerimizi en iyi anlatan taştır. Huzurun ve iyiliğin sembolüdür. Biz de projemizi insanların “şehirle iç içe karmaşasından uzak bir yaşam” kavramına göre tasarladık. Buna en uygun ismin de Ametist olduğunu düşündük. Beytepe’de inşa edilen

Ametist Residences, 31 katlı, 4 blok ve 411 daireden oluşuyor. Bunların 392’si net 220 ve net 200 metrekare 4+1, 19 tanesi de 448 ve 410 metrekare 6+1 ve bahçe dubleks dairelerden oluşmakta. Ametist’e ilgi ne seviyede? Hiç lansmana çıkmamamıza rağmen projemizin yüzde 50’sinden fazlasını satmış durumdayız. Özellikle hedef kitlelerindeki “A plus”


RÖPORTAJ

olarak nitelendirdiği müşterilerin örnek daireler oldukça beğeniliyor. “Ne yaparsam yapayım satarım” mantığı ile hareket etmedik. Gerek mimarı gerek mühendislik gerekse iç mimarlık alanlarında en başarılı isimlerle çalıştık. Ankara halkının daire ihtiyaçlarını belirledik. İhtiyaca göre potansiyel müşterilerimizi belirledik ve satış-pazarlamasını programladık. Sonuçta herkes tarafından beğenilen projemizi hayata geçirdik. İnşaat ne zaman bitecek? 2012 Ocak ayında inşaata başladığımız projede şu anda 4 blokta her blok 31 kat olmak üzere toplamda 124 kat beton atarak kısa zaman içerisinde tüm betonarmeyi tamamladık. Kat betonu atılırken alttan cephe giydiriliyor içeride ise elektrik tesisatı ve tuğlalar yapılıyor. Aynı anda aynı programda inşaatını yaparak firmamızın iş program ciddiyetini de gözler önüne seriyor. Projemiz Haziran 2014’te bitiyor.

İNŞAAT SEKTÖRÜ HER NE KADAR GİRİŞİMCİ İÇİN CAZİP GİBİ GÖRÜNSE DE CİDDİ DÜZENLEMELER GEREKTİREN BİR ALAN.

Türkiye’de inşaat yapmak cazip mi? Müteahhitlik mesleği, devlet tarafından kesin tanımı yapılmış, meslek odası olan bir meslek değildir. Ancak garipliğe bakın ki bu meslek, ülkemizi, dünyada inşaat sektöründe ikinci sıraya taşımış, ekonominin lokomotif sektörü halini almıştır. Bakıyorsunuz inşaat malzemesi satan esnaf müteahhit olmuş, otomobil satan esnaf müteahhit olmuş, bunun gibi örnekleri çoğaltabiliriz. Ama sonuç inşaat sektörü her ne kadar girişimci için cazip gibi görünse de ciddi düzenlemeler gerektiren bir alan.

altında kapalı otoparklı modern görünüşlü binalar yapılmalı. Yeni yapılacak binalar da mimari açıdan hem modern, hem konforlu hem de günümüz ihtiyaçlarını karşılayabilir özellikte olmalıdır.

GEREK MİMARİ GEREK MÜHENDİSLİK GEREKSE İÇ MİMARLIK ALANLARINDA EN BAŞARILI İSİMLERLE ÇALIŞTIK.

ICK turizmde büyümeyi sürdürecek mi? Yeni yatırım planlarımızda turizm alanına ilgimiz sürüyor. Turizm otelciliği alanında Bodrum’daki Camelot Beach, Simin Otel ve Ayvalıkta Ayvalık Beach olmak üzere 3 adet otelimiz var. 2014 yılında görüşmelerini halen sürdürdüğümüz İstanbul yatırımımız olacak. 2015 yılında da Ankara’da bir otel alarak şehir otelciliğine de yatırım yapmayı düşünüyoruz. Bu alandaki hedefimiz ise İstanbul ve Ankara otelleri ile 2015’te 5 adet otel zincirine ulaşmak.

Ne gibi düzenlemeler yapılmalı? Örneğin, alt yapı ihalesini alabilmek için firmalardan resmi kurumlar nasıl iş bitirme belgesi istiyorsa, belediyeler de inşaat ruhsatı almak isteyen firmalara daha önce yapmış oldukları inşaatların ruhsatlarını istemeliler. Neden? Daha önceden 15 dairelik bir inşaat yapmış firmaya bakıyorsunuz, 250 dairelik proje üretmeye çalışıyor. Belediye, tıpkı iş bitirme belgesinde olduğu gibi firmanın daha önce yapmış olduğu ruhsata bakarak “Sen 15 daire yapmışsın. 250 dairelik inşaat yapamazsın” demeli. En fazla 40 dairelik yapabilirsin demeli. 40 daireyi tamamlayan firmaya, 60 daire yapabilirsin demeli. Bu şekilde “basamak basamak” firmayı büyütmeli. Bunun önemi şudur. İnsanlar proje satışlarında firmalara güvenerek daire almaktadır. Firma kapasitesinden fazla büyüklükte konut yapınca, ister istemez bu olumsuz tablo çeşitli suistimallere yol açabiliyor. Söz konusu düzen hem firmanın sağlıklı büyümesini sağlar hem de tüketici lehine bir gelişme olur. Ankara’da lüks konuta ilgi ne seviyede? Ankara’nın en büyük sıkıntısı, kentteki binaların yüzde 75’e yakınının en az 25 yıllık binalardan oluşması. Kentin merkezi 40 yıl öncesi imar planlarına göre inşa edilmiş. Binaların çoğu daracık sokaklardan ulaşabildiğiniz 3-4 katlı çok eski betonarme yapılar. Ne tesisat ihtiyaçları karşılıyor ne de çevre. Düşünsenize, 1980’de oturduğum eski bir Ankara mahallesinde sadece bir komşumuzun arabası varken, şimdi büyüdüğüm sokakta arabadan geçilmiyor. Ne yapılmalı sizce? Konutu lüks ya da standart şeklinde ayırmaktansa “ihtiyaca göre konut” terimini benimsemek bence daha doğru olur. Gerekli kentsel dönüşüm izinlerinden sonra, Kavaklıdere, Emek, Bahçelievler, Anıttepe gibi kentin merkezinde yer alan üç- dört katlı binalar, beş altı komşu bina ile birleşip çok katlı yapılara çevrilmelidir.Yolların genişleterek blok

www.ickyapi.com.tr www.ametistresidences.com

magdergi.com.tr 19


RÖPORTAJ

“Her kișinin hayatta hedefleri olmalıdır. Bașarı hedefe yürümektir.” Burak

Çelik

AMAÇ BELİRLEMEK HAYATA BİR VİZYON KAZANDIRMAKTIR.

Genç yaşına rağmen birçok başarıya imza atmış bir isim Burak Çelik... İsmail Çelik İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti.’de Genel Müdür Yardımcılığı yapan Burak Çelik’e başarılarını, iş yaşamını ve gelecekteki planlarını sorduk...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1983 yılında Elazığ’da doğdum. 2006 yılında Bilkent Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun olduktan sonra İngiltere’de MBI master’ı yaptım. Grubun çeşitli firma ve departmanlarında görev aldıktan sonra şimdi grubun Genel Müdür Yardımcılığı görevini sürdürmekteyim.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? 1989 yılında İsmail Çelik’in mimar ve müteahhit olarak şahıs firması kurmasıyla firmamızın temelleri atılmıştır. Daha sonra 1991 yılında İsmail Çelik İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. firması kurularak devlet taahhüt sektöründe aktif rol oynamaya başlamıştır. Firmamız, bu geçen zaman zarfında birçok önemli ve büyük altyapı inşaatları bitirmiş ve günümüzde de Türkiye’deki bir çok büyük altyapı inşaat işlerini başarı ile yürütmektedir. İnşaat sektöründeki başarılarının yanı sıra enerji ve turizm sektörleri başta olmak üzere grubumuza bağlı 8 firma ile yolumuza devam etmekteyiz. Sizin için başarı ne demek? Bence İnşaat sektörü.Bu sektörde hızlı hareket edebilmek, zamanında en kaliteli işi ortaya koymak ve tabikide tebrubeli olabilmek çok önemli. Bu

20 magdergi.com.tr

özelliklerrin hemen hemen hepsi ve daha fazlasına Türk firmaları sahipler. Dünya geneline baktığımızda özellikleede Avrupada ki önemli ve zor projelerde Türk firmalarının imzaları bulunuyor. Rakamlara baktığımız zaman Dünya genelinde üstlenildiği inşaat projeleri bakımından Türkiye Çin den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu durumda bu sektörde ne kadar başarılı olduğumuzun bir kanıtıdır. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Firmamız kurulduğundan itibaren yeniliklere açık ve farklılıkları yakından takip eden bir vizyona sahiptir. Gelecekte de bugün olduğu gibi güvenirliğimizden, kalitemizden ve dürüstlüğümüzden ödün vermeden hep başarılı işlere imza atmak ve her zaman ismimizden söz ettirmek en büyük amaçlarımızdandır. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için yapılabilecek en önemli adım zamanı iyi kullanmayı öğrenmektir. Doğru zamanda doğru adımı atabilmek her zaman istenilen hedefi yakın tutacaktır. Tabii ki de unutulmaması gereken diğer önemli faktörlerden birkaçı da dürüstlük ve istemek. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Amaç belirlemek hayata bir vizyon kazandırmaktır. Vizyon sahibi olmak


RÖPORTAJ

neyi niçin yaptığını bilmek, eline aldığın işleri doğru yapmak değil, doğru işleri ele alıp, onu sonuna kadar götürmektir. Firmamızın vizyonu, yaptıklarını ve yapabileceklerinini değil, yapacaklarını ve yapabileceklerinin ötesini düşünmektir. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Herkesin bildiği üzere günümüzde rekabet firmaların en büyük sorunlarından biri. Özellikle bu durumdan inşaat sektörü çok olumsuz etkileniyor çünkü inşaat sektörü altında birçok sektöre ve iş dalına öncülük ediyor. Bu durumdan dolayı iş seçme ve iş beğenme gibi bir lükslün olmadığını düşünüyorum. Grubumuzun lokomotifi inşaat olduğu için bizlerde her zaman yeni işlere açık ve yapmaya hazır olduğumuzun bilincindeyiz. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? İnşaat sektöründeki bilgi birikim ve tecrübelerimizi farklı sektörlerde de sürdürmek istiyoruz. Son zamanlar da enerji ve turizm sektöründe de var olduğumuzu hissettirmeye başladık. Bu sektörlerde de yatırım yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Tek amacımız her işte başarılı ve uzun soluklu olmak... Sizce gelecek ne de hangi sektörde? Mesela internet vb.? Geleceğin bilişim ve teknoloji sektöründe olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu yüzyılda zaman ve hız her şeyden çok daha önemli. Artık hızlı olan ve zamanı iyi değerlendirebilenler istediklerini elde edebiliyorlar. Bunu da sağlayan bu iki sektör... Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın( PR’ın) hizmetlerini biliyor musunuz? Sosyal medya sayesinde şirketler pazarlama ağlarını daha çabuk yürütebilir ve stratejilerini daha büyük çoğunluk ile paylaşabilirler. Sosyal medyayı iyi kullanmak çok önemli, bunun içinde vermek istediğiniz mesajı çok iyi belirlemeniz gerekiyor. Biz de firmamız olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek ve kendimizi daha iyi ifade edebilmek için sosyal medyadan faydalanmaya çalışıyoruz. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Firmalar, yol haritalarını çizmeye başlarken muhakkak stratejilerini ve yöntemlerini en başta belirlemeleri gerekiyor. Bizimde diğer kurumsal firmalarda olduğu gibi kendimize özgü kural ve stratejilerimiz var. Daha önceden bahsettiğim gibi dürüst olmak ve her zaman en iyisini yapmak bizim için en önemli kuralların başında gelir. İşinizde her zaman büyümek ve bunu sürekli hale getirmenin tek yolu, işinizi birebir takip etmek ve en ufak ayrıntıya kadar işinizin detaylarını bilmektir. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? İş hayatı, zorlukları içinde barındıran ve hergün farklı olaylarla karşılaşılan bir dünya ve bu dünyanın içinde hayatta kalabilmek ve hızlı karar verebilmek çok önemli. Bunu başarmanın tek yolu tecrübe. Hepimizin bildiği gibi tecrübe zaman isteyen ve emek isteyen bir süreç bunun için her zaman kendinize örnek aldığınız kişinin tecrübelerinden faydalanmak ve o kişiyi gözlemlemek çok önemli. Bunun içinde iyi alınan bir eğitimi pratiğe dönüştürmenin tek yolu tecrübeli kişilerden destek almak. Aksi taktirde her olayla ve zorlukla nasıl başa çıkılacağını kendi başınıza öğrenmenin bedeli çok ağır olabilir. İş hayatında başarı olmanın diğer anahtarı ise sabır bu yüzden işe başladığınızda en alt seviyeden başlayarak olayları işin mutfağında öğrenerek basamakları atlamak bu işin en önemli sırlarından biri. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Her gün bir sürü zorluklarla ve olumsuzluklarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Bu durumdan ufak da olsa sıyrılmanın bir yolunu bulmak gerekiyor. Ben de ailem ve çocuğumla geçirdiğim zamanda bir nebze de olsa stresten uzak yaşıyabiliyorum. Bir de hiçbir zaman işimi evime taşımadığım için evde yorgunluğumu ve stresimi daha kolay atabiliyorum.

Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? İşimiz gereği yaptığımız yatırımları ve şantiyelerimizi yakından takip etmemiz gerektiği için hemen hemen her ha a veya iki ha ada bir seyahatlerim oluyor. Bu da bir nebze Ankara’nın yoğun iş temposundan ve karmaşasından uzaklaşmama neden oluyor. Ama tatil anlamında söylemek gerekirse Londra’ya gitmekten büyük keyif ve mutluluk duyuyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Yoğun iş temposundan dolayı hobilerle uğraşmak oldukça zor ve güç. Fakat fırsat buldukça dostlarımla ve ailemle zaman geçirmek yapabileceğim en özel işlerden biri. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Hayranlık duyduğum ve her zaman kendime model edindiğim kişi babamdır. Çünkü ne zorluklarla ve ne kadar çok çalıştığını yakından gördüğüm için onu her zaman takdir etmişimdir. Tecrübeleri her zaman benim için bir anektot değerindedir. Benim için en iyi okul onunla birlikte bir proje ve işi yönetmek olmuştur. En büyük idealiniz nedir? En büyük idealim firmamızı bugünkü konumundan daha büyük yerlere getirmek ve uluslararası piyasada herkesin takdir ettiği bir firma yapısına sahip olmak. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Ben rekabetin her zaman olumlu yanlarını görmeye çalışıyorum. Çünkü rekabet demek kaliteli yapılan işin hemen görülmesi demek, kendini sınamak ve zoru başarmak demek... Rekabet her zaman yapabileceğinin en iyisini yapmak demektir. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Firmamızın üye olduğu birçok dernek ve organizasyonlar var. Bunların başında Müteahitler Birliği, İntes, ASO, ATO, ayrıca İNTES’in (İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası) bir alt kolu olan ve ikinci kuşak temsilcilerin kurduğu İGY (İntes Genç Yöneticiler) grubunun başkan yardımcılığı yapmaktayım. Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Bu konu da çok agresif davranmıyoruz çünkü yapancı ülkeleri çok iyi analiz etmek ve değerlendirdik gerekiyor. Bence çok iyi bir alt yapı hazırladıktan ve inandıktan sonra başka ülkelerde faaliyetlerde bulunulması gerekli. Firmamız olarak şu anda Türkmenistan ve Umman’da ofislerimiz bulunmakta ve buradaki işleri ve faaliyetleri şu an için takip etmekteyiz. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? İkisini birbirinden ayırmaya çalışıyorum. Yani işi işte yaşıyorum, onun dışında işi özel hayatıma çok bulaştırmamaya çalışıyorum. En çok zevk aldığım durum dostlarıma ve aileme zaman ayırıyor olabilmek. Bunu da imkanlar ve zaman el verdiği sürece düzenli olarak yapmaya çalışıyorum. Türkiye’yi Avrupa’da temsil edebilecek en başarılı sektör sizce hangisi? Bence İnşaat sektörü. Bu sektörde hızlı hareket edebilmek, zamanında en kaliteli işi ortaya koymak ve tabii ki de tecrübeli olabilmek çok önemli. Bu özelliklerin hemen hemen hepsi ve daha fazlasına Türk firmaları sahipler. Dünya geneline baktığımızda özellikle Avrupada ki önemli ve zor projelerde Türk firmalarının imzaları bulunuyor. Rakamlara baktığımız zaman Dünya genelinde üstlenildiği inşaat projeleri bakımından Türkiye Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor. Bu durum da, sektörde ne kadar başarılı olduğumuzun bir kanıtıdır.

TEK AMACIMIZ HER İŞTE BAŞARILI VE UZUN SOLUKLU OLMAK... magdergi.com.tr 21


erkek MAG

MAISON MARTIN MARGIELA Siyah Ceket 1010 €

BURBERRY PRORSUM Siyah Kaban 3095 €

LOUIS VUITTON Gözlük

BALENCIAGA Gri Kaban 2,450 €

SAINT LAURENT Gold Kol Düğmeli Gömlek 456 € GUCCI Beyaz Gömlek 225 €

BURBERRY İpek Kravat 250 € DOLCE & GABBANA Atkı 195 €

Şık Beyler

Siyah ve beyazın asil durușu ile katıldığınız toplantı ve görüșmelerde tüm dikkatleri üzerinize çekeceksiniz. Kalite ve alasetin muhteșem uyumu ile tarzınıza tarz katacaksınız.

LOUIS VUITTON Siyah Çanta LOUIS VUITTON Ayakkabı

22 magdergi.com.tr

DOLCE GABBANA Siyah Deri Ayakkabı 475 €

DOLCE GABBANA Siyah Klasik Pantolon 345 €

ROLEX Saat


magdergi.com.tr 23


RÖPORTAJ

“Vizyonumuz; Efsane olmak…” Can

Ünlüer

REKABETİ DAHA İYİ HİZMET OLARAK ADLANDIRIYORUZ VE BU YARIŞI ÜRÜNLERİMİZİ GELİŞTİREREK SÜRDÜRMEYİ AMAÇLIYORUZ.

Otelciliğe ilk adımını, Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nde öğrenim görürken, 1996 yılında zamanın hizmet kalitesiyle gözde oteli, Ankara Hilton’da atan Can Ünlüer, sekiz yıllık Hilton kariyerini, New York ve Virginia’da Marriott Otelleri’nde perçinleyerek vizyonunu geliştirmiş. Ankara’ya döndüğünde henüz 1 yaşında olan Divan Ankara’yla tanışma imkanı bulan Can Ünlüer, Divan Grubu’na özgü üstün ağırlama standartlarını ve şirketin vizyonunu benimseyerek farklı görevlerde beş yıl süren çalışmalar sonrasında, Şubat 2013 itibariyle şimdiki pozisyonu olan Divan Ankara Otel Müdürü olarak başlamış. “Divan Ankara, grubumuzun butik otellerinden biri” diyen Müdür Can Ünlüer, Divan Ankara’yı anlatmaya şöyle devam ediyor: “83 misafir odası, 5 toplantı salonu, sağlık kulübü ve birbirinden özel Divan lezzetlerinin sunulduğu Divan Pub’ı ile Kavaklıdere’de yer alan şık bir otel.” Divan Otelleri’nin üzerinde büyük hassasiyetle durduğu “kişiye özel” hizmetlerin ön planda tutulduğu Divan Ankara, konuklarının beklentilerine eksiksiz cevap vermeyi ve misafir memnuniyetini üst seviyede tutmayı başarıyla sürdürüyor. 24 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

sebeplerden dolayı gittikçe daralan Ankara’da birbiri ardına açılan otellerin yarattığı arz fazlası, piyasada var olma mücadeleleri ve günlük değişen rekabet stratejilerinin uzun dönemde tüm sektörü büyük sıkıntılara götüreceğini öngörebiliriz. Oteller gibi maliyet kontrolünün titizlikle ön planda tutulduğu işletmelerin, rekabet adı altında hizmet değerlerini düşürmeleri, birçok alanda Türkiye’yi temsil eden Ankara otelciliğine ait ürün ve hizmet kalitesinin düşmesiyle sonlanacağından, buna dair önlemlerin alınmasının gerekliliğine inanıyorum. Biz, Divan Otelleri olarak ürün ve hizmet kalitemizi muhafaza etmeyi ilke edindiğimizden ve Divan’ın olduğu her yerde memnuniyetin en üst seviyede olmasını hedeflediğimizden, rekabeti daha iyi hizmet olarak adlandırıyoruz ve bu yarışı ürünlerimizi geliştirerek sürdürmeyi amaçlıyoruz.

İ

SADECE İŞ HAYATINDA DEĞİL, YAŞADIĞIMIZ TÜM SÜREÇLERDE HEDEFLERİMİZİN VE AMAÇLARIMIZIN OLMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUM.

ş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Diyorlar ki; “Varacağı limanı bilmeyen yelkenli için hiçbir rüzgar elverişli değildir.” Sadece iş hayatında değil, yaşadığımız tüm süreçlerde hedeflerimizin ve amaçlarımızın olmasının gerekliliğine inanıyorum. Bu bağlamda kurumsal hedeflerimizle yer aldığımız pazarlarda başarı gösterirken, kişisel hedeflerimizle de hayata tutunmanın ve özgüvenimizi pekiştirmenin yollarını aramalıyız diye düşünüyorum. İş hayatının gereği olan kurumsal hedefleriniz var, belki de imkansızı zorlayan türden hedefler ve bu hedeflere ulaşmak için yanınızda yürüyen ve sonuna kadar yürüyeceklerine yürekten inandığınız çalışma arkadaşlarınız, bir de efsane olmayı vizyon edinmiş markanız… Divan. Vizyon denilince akla ilk gelen; geleceğe bakışınız, gelecekte kendinizi ve temsil ettiğiniz ürünü görmek istediğiniz yer olur diye düşünüyorum. Ürününüze değer katmanız, ürününüzün de sizi değerli kılmasını sağlayacağından, aslında vizyonumuzun kişisel gelişimimiz için de ne denli önemli olduğunu anlayabiliyoruz. Bir başka deyişle; deneyimlerimiz, sektörel gelişmeler ve yaratıcılığımızı harmanlayıp belirlediğimiz pusuladır, vizyon. Vizyonumuza bağlı olarak gelişir ve belirginleşir ürünümüzün pazardaki yeri, tanımı ve markamız duyulduğunda akla ilk gelen mesajı. 2007 yılından bu yana Divan Ankara’yı temsil eden tüm çalışanlarının bu misyonu başarıyla yerine getirdiklerini düşünüyorum ve Divan markasının Başkent’e kazandırdıklarının sorunuzun cevabı olarak nitelendirebileceğiniz mükemmel bir örnek olduğunu memnuniyetle belirtmek istiyorum. Vizyonumuz; Efsane olmak…

17 YILLIK ÇALIŞMA YAŞAMIM BOYUNCA SATIŞ VE PAZARLAMA'NIN YANISIRA GELİRLER, ÖN BÜRO, SAĞLIK KULÜBÜ VE GÜVENLİK DEPARTMANLARINA BAĞLI FARKLI POZİSYONLARDA ÜSTLENDİĞİM GÖREVLERİ BAŞARIYLA YÜRÜTTÜM.

Rekabet sizce ne ifade ediyor? Arz talep dengesinin paralel gelişmediği pazarlarda rekabet koşullarının hizmet kalitesine olumsuz yansıdığını düşünüyorum. Ankara’da otelcilik buna güzel bir örnek. Konaklama potansiyeli birtakım

magdergi.com.tr 25


RÖPORTAJ

“Milletlerarası ilișkiler her zaman bireylerin temasıyla güçlenir.”

Edward P. Gallagher MUNCH | WARHOL VE ÇOKLU IMAJ 20. YÜZYILIN EN VERİMLİ VE YARATICI GRAFİKERLERİ, NORVEÇLİ EDVARD MUNCH İLE AMERİKALI ANDY WARHOL’U BİR ARAYA GETİRİYOR.

Eileen Travell. Scandinavia House/The American-Scandinavian Foundation, 2013.

Yakın tarihte Türkiye’ye çok özel bir projeyi görüşmek için gelen Amerikan-İskandinav Vakfı Direktörü Edward P. Gallagher ile MAG Business’a özel bir röportaj gerçekleştirdik. Kasım ayında gerçekleşek olan MUNCH | WARHOL ve Çoklu Imaj sergisi hakkında sorular yönelttiğimiz Edward P. Gallagher ile Türkiye hakkında konuştuk... 26 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

Ö

ncelikle Türkiye’ye hosgeldiniz. Bize kendinizden bahseder misiniz? 1996 yılından beri Amerikan-İskandinav Vakfı başkanıyım. Onun öncesinde Birleşik Devletleri’nin en eski müzesi ve sanat okulu olan Ulusal Tasarım Akademisi direktörüydüm. Kariyerimin ilk yıllarında New York Modern Sanatlar Müzesi ile Smithsonian Enstitüsü’nde çalıştım. Aslen San Francisco, Kaliforniya’dan geliyorum ve 1981 yılından beri New York’ta yaşıyorum. Bize Amerikan-İskandinav Vakfı’nın asıl kuruluş amacından ve günümüzdeki etkinliklerinden bahseder misiniz? Amerikan-İskandinav Vakfı (ASF) Birleşik Devletler ile beş Nordik ülke (Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Norveç ve İsveç) arasında önemli bir eğitim ve kültür aracı olarak hizmet etmekte. Vakıf 1911 yılında Danimarkalı-Amerikalı bir sanayici olan Niels Poulson ile bir grup öncü iş adamı ve eğitimci tarafından kuruldu.

Halk destekli ve kar amacı gütmeyen bir Amerikan kuruluşu olarak kültürel anlayışı teşvik ediyor, fikir alişverişi için oturumlar düzenliyor ve üniversite bursları, ödenek, eğitim/staj, yayın ve kültürel etkinlikler için kapsamlı bir program yürütüyoruz. 2000 yılında genel merkezimiz olan İskandinav Evi: Amerikan Nordik Merkezi açıldı. Burada halka Nordik kültürünü tanıtan resim ve tasarım sergileri, film gösterimleri, konserler, okumalar, dersler, sempozyumlar, performanslar ve daha fazlasını sunuyoruz. En son MUNCH | WARHOL ve Çoklu Imaj sergisini gerçekleştirdik. Bu sergi Kasım ayında Cer Modern’de açılması planlanan bir sergi... Daha önce Türkiye’de bulundunuz mu? Türkiye ile İskandinav ülkeleri arasındaki ilişkileri geliştirmek adına sizce neler yapılabilir? Bu Türkiye’ye ilk ziyaretim ve belirtmeliyim ki ülkenin güzelliği ile insanlarının sıcaklığından son derece etkilendim. Türkiye, Türk kültürü ve tarihi hakkında gün geçtikçe daha çok şey öğreniyorum. Bana göre milletlerarası ilişkiler her zaman bireylerin temasıyla güçlenir. Seyahat ve turizm, bi-

reylerin başka bir ülkenin insanını, kültürünü tanıması ve anlaması adına muhteşem fırsatlar sunar. Biliyorum ki her yıl yüzbinlerce Norveçli, Danimarkalı ve İsveçli Türkiye’yi ziyaret edip ülkeyi çok daha derin ve incelikli anlamış olarak memleketlerine dönüyorlar. Yine gençler için mesleki ve akademik değişim programlarının milletlerarası bağları sağlamlaştırmak adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. “MUNCH | WARHOL ve Çoklu İmaj” Kasım ayında Cer Modern’de açılıyor. Bu sergi hakkındaki görüşlerinizi bizimle paylaşır mısınız? MUNCH | WARHOL ve Çoklu Imaj 20. yüzyılın en verimli ve yaratıcı grafikerleri, Norveçli Edvard Munch ile Amerikalı Andy Warhol’u bir araya getiriyor. Cer Modern’deki serginin temelleri Nisan-Temmuz 2013 döneminde Amerikan-İskandinav Vakfı’nın düzenleyip İskandinav Evi’nde sergilediği aynı isimli bir sergiden geliyor. Her iki serginin küratörlüğü Dr. Patricia G. Berman ile Pari Stave tarafından yapıldı ve sergiler Munch’un doğumunun 150. yılı onuruna düzenlendi. Sergi yüzyılın sonunda Munch tarafından üretilen ve daha sonra 1984 yılından itibaren az bilinen ancak sıradışı bir grafik dizisi ile Andy Warhol tarafından yeniden canlandırılan 4 canlı imaji

yakından inceliyor: Çığlık, Madonna, Bros, Eva Mudocci, Oto-Portre. Özel kolleksiyonlar ve müze kolleksiyonlarından 30’u aşkın ve bazıları daha önce sergilenmemiş eserleri kapsayan sergi iki sanatçı arasındaki belirgin benzerliklere işaret ediyor: kaygı ve yabancılaşma, ideal güzellik, cinsellik ve ölümlülük temalarıyla meşguliyet ve kendi efsanevi kimliklerini otoportrelere ve hayata yansıtmak için imajin ikonik gücünü ustaca ortaya çıkarma kabiliyeti. Ankara’yı gezme fırsatı buldunuz mu? Cevabınız “evet” ise en cok nereleri beğendiniz? Ankara’da görülecek başlıca yerleri gezdim. Özellikle Kemal Atatürk’ün ve başarıları ile Türkiye’nin yakın tarihini muhteşem bir şekilde tanıtan Anitkabir’den çok etkilendim. Ayrica Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ni de çok beğendim; orada sergilenen tarihi eserler büyüleyiciydi. Türk mutfağını tadabildiniz mi? Türk yemeklerini denedim ve cok lezzetli buldum. Trilye Restoran’da güzel ve hatırda kalacak bir akşam yemeği yedim... magdergi.com.tr 27


RÖPORTAJ

“Hayattaki rollerinizi ne kadar iyi oynarsanız o kadar bașarılısınızdır.”

Emre Katırcı

İŞ YAŞANTIMA BABA MESLEĞİ OLAN TEKSTİL VE GİYİM SEKTÖRÜ İLE BAŞLADIM.

Yaptığı başarılı projelerle adın söz ettiren ve genç yaşından beri iş hayatının içerisinde aktif olarak yer alan Emre Katırcı ile iş yaşamına dair bir röportaj gerçekleştirdik. Şu an en büyük heyecanının Uptown İncek Konutları olduğunu vurgulayan Emre Katırcı’dan başarı tüyoları ve iş yaşamının püf noktalarını öğrendik...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1973 yılında Ankara’da doğdum. TED Ankara Koleji’nde öğrenimimi tamamladıktan sonra da Gazi Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü’nden mezun oldum. Hacettepe Üniversite’sinde de 6 aylık İşletme Eğitim programına katıldım. Evliyim ve 3 çocuk sahibiyim.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? İş yaşantıma baba mesleği olan tekstil ve giyim sektörü ile başladım. İş ortağım, abim öncülüğünde Pucci markası altında ilk mağazamızı açtık, sonrasında Perlina markası ile kadın giyim sektöründe Türkiye geneline yayılan bir marka oluşturduk. 1998 yılında kurulan Perlina markamız 300 civarında satış noktasına ulaştı. 2003 yılından bu yana da kendi marka-

28 magdergi.com.tr

mızla mağazalaşma sürecine girdik. Ardından iş ortaklarım ile birlikte Ankara’da Kentpark Alışveriş Merkezi ile perakende ve inşaat sektöründe farklı bir deneyim yaşadık. Bu projeyle birlikte çeşitli inşaat projelerinde ortaklıklarımız oldu. Şu anki en büyük heyecanımız “Uptown İncek Konutları” projemiz. Lema Grup olarak inşasını üstlendiğimiz projemiz, TED Ankara Koleji yerleşkesinin kapı komşusu. 18,000 metrekare alana oturan projemizde farklı tiplerde toplam 226 daire yer almaktadır. Uptown’ın Site işletme kurgusu ise tıpkı bir otel işletmesi gibi özenle kurgulandı. Kidstown (çocuklar için oyun ve etüt alanları), Soundtown (müzik odası), Gourmetown (kafe ve restaurant alanı) officetown (iş görüşmeleri yapılabilecek toplantı odası) Joytown (kutu ve konsol oyunları, sinema, dev ekran TV vs. bulunduran eğlence alanı) gibi Ankara’da bir konut projesinde uygulama anlayışı


RÖPORTAJ

olarak ilkleri yaşatacağımız mekanları barındıran Projemiz İncek’te göl ve orman manzarasına hakim, şehrin elit yaşam merkezlerine eşit mesafede yer almaktadır. Sizin için başarı ne demek? Bence başarı kişinin içinde bulunduğu ortamda farklı vizyonlar oluşturup farklı bakış açılarıyla yaptığı işi zirveye taşımasıdır. Başarı veya başarılı olarak addedilmek çok göreceli bir kavram aslında. Başarı için emek ve sebat etmenin yanı sıra farklı olmak da gerek diye düşünüyorum. Bir de farklı ve önde olmak zirvede kalabilmek, lider olabilmek gibi daha pek çok kavram başarı kelimesi ile özdeşleşebilir. Sadece çok çalışmak başarılı olmayı sağlamaz. Başarılı olmak tek yönlü olmaz. Sosyal hayatın içinde aktif, saygın, güvenilir bir birey olmak en büyük başarılardandır aslında. İş yaşantısında başarılı olan kişilerin, iyi liderlerin mutlaka başarılı sayıldıkları başka meziyetleri, başka yetenekleri başka özellikleri vardır. Hem iyi bir sporcu hem de iyi bir yönetici olabilirsiniz. Hayattaki rollerinizi ne kadar iyi oynarsanız o kadar başarılısınızdır. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Hedef odaklı olmak çok önemlidir. Başarı için hedef koymak ve hedefe yönelik çalışmak gereklidir. Eğitim, sürekli öğrenme kendini geliştirme, pratikte çok önemlidir. Önde olmak ve model olmak ise başarıyı elde etmiş birisi için bence müthiş bir deneyim.

REKABET TİCARETİN OLUŞMA VE VAR OLMA SEBEBİ. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Eğitim benim için çok önemli. İnsan her şeyin en iyisine layık olan en şerefli varlık. Bu gerçeği de en çok cehaletten uzak eğitimli toplumlar yaşayabilir. Bu sebeple ülkemizde ve Afrika’da ihtiyaç sahibi öğrencileri tespit eden ve bu bölgelere eğitim desteği veren kurumlar ile beraber gerçekleştirdiğimiz bazı projelerimiz bulunmakta. Eğitim çalışmaları ile beraber bakıma muhtaç yaşlılar, kimsesizler ve engelliler için de faaliyetlerimiz oluyor. En büyük idealiniz nedir? İş hayatında sürdürülebilir başarıyı yakalayıp, sosyal hayatımda da ülkem ve insanlık için faydalı ve üretken olabilmek en büyük idealim. Bu konu aslında tek başına bir röportaj konusu. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Çok sert ve katı prensipleri olan birisi değilim. İnsanların hataya açık olduğu gerçeğini yıllar önce anladım. Her insanın hata yapabileceği gerçeğinin de farkında olarak yine de güvenirim. Güvendiğim insanlar da önemli ve özel benim için.

Başarmak için çalışmak gereklidir. Herkesin gittiği yoldan değil de farklı bir yoldan gitmek, farklı bir bakış açısı, farklı bir vizyon ile özgün bir çaba oluşturmak başarıya giden yolda sizi bir adım öne taşıyacaktır. İnanılır ve güvenilir olmak da başarı için önemli değerler. Kişilere güvendikleri markaları yaratmak için de bu çok önemlidir. Üye olduğunuz dernekler vakıflar var mı? TÜGİAD Ankara Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini gururla sürdürüyorum. Uluslararası Etkileşim Derneği yönetim kurulu üyesiyim ve Ankara Fenerbahçeli İş Adamları Derneği üyesiyim. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet ticaretin oluşma ve var olma sebebi. Tatlı rekabet ise benim en sevdiğim şekli diyebilirim. Rekabet sizi her zaman daha iyiyi bulma konusunda itici bir güçtür. Rakipleri iyi analiz ederek sektörde müşteri odaklılık ilkesi ile daha iyisini nasıl yaparım sorusunu kendinize sürekli sormanız gereklidir. Yeni fikirler, yeni teknolojiler, arkanıza yaslanıp yıllarca çalıştım, artık düzeni oturttum demenize müsaade etmiyor. İş yaşamınızdaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşantımda en büyük önceliğim dürüstlüktür diyebilirim. Güvenilir olmak benim için çok önemli. Hedefe ulaşmak için her şeyi yapabilme fikri benden çok uzak. Kişinin sosyal hayatındaki saygın duruşunu iş hayatına da taşıması çok önemli. Seviyeli ve saygın ilişkiler kurmak gerekli diye düşünüyorum. İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemenin önemi ... Hedef koymak ve innovasyon en önemli kriterlerdendir. Yapılmayan güzellikleri sunmak, daha önce söylenmemiş söylemleri söyleyebilmek, insanlara hayal kurdurabilmek benim için çok önemli. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ve girmeyi düşündüğünüz sektörler var mı? Tekstil, inşaat ve enerji sektörleri ile ilgilenmek yeterli ve farklı benim için. Yeniliklere açık bir yapıda olmamdan dolayı yeni sektörlere melek yatırımcı veya pasif ortak olarak iştirak edebileceğimi düşünüyorum. Sebebi ise; başarılı olmak için çok iyi bir profesyonel ekip ile çalışmanın yanı sıra çok iyi takip ve analizin gerekliliği.

magdergi.com.tr 29


RÖPORTAJ

Dünyagöz Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Eray Kapıcıoğlu, geçen ay SGK’lı hastalardan katkı payı almadan başlatıkları katarakt ameliyatı projesininin detaylarını anlattı...

30 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

B

u proje nasıl ortaya çıktı? Bugüne kadar katarakt ameliyatlarında SGK’lı birçok hastaya hizmet veremiyorduk. Bunun temel nedeni devletin verdiği düşük SUT fiyatları ve katarakt ameliyatının yüksek maliyetiydi. Dünyagöz Hastaneler Grubu’na yüzlerce katarakt hastası başvuruyordu. Bu hastaların birçoğunu merdiven altı kliniklerde steril olmayan ortamlarda kalitesiz malzemelerle gözü parçalanan ya da gözünde ciddi hasar kalan vatandaşlarımız oluyordu. Katarakt ameliyatlarının yaklaşık yüzde 80’i gereksiz yapılıyor. Bizim fark ücreti almadan ameliyat yapma kararını almamızın altında yatan sorunlar bunlar, vatandaş mağdur olmasın kaliteli hizmete erişebilsin. Proje nasıl finanse edilecek? Bir katarakt ameliyatının maliyeti 1500 TL. SGK ise yalnızca 410 pay TL veriyordu. Yetkililere 3-4 yıl boyunca bu paranın yetersiz olduğunu anlattık. Bugün SGK 410 TL’yi 622 TL’ye çıkardı. SGK çok önemli bir adım attı. Biz de cebimizden yaklaşık 15 milyon TL ayırdık. Ayrıca malzeme temin ettiğimiz firmalardan da 5-6 milyon dolar aldık. Her hasta için bütçemizden 400 dolar harcıyoruz. Katarakt ameliyatlarını FDA onaylı merceklerle fark ücreti almadan yapıyoruz. İlgi çok büyük. “Alo katarak” projemiz sayesinde bu imkandan faydalanmayan hastamız kalmayacak ve herkes sağlıklı gözlerle yaşamını sürdürecek. Merdivenaltı Katarakt ameliyatları nasıl yapılıyordu? SGK 2007’de tıp merkezleri ve kliniklere izin verdi. Doktorlar hastanelerinden, üniversitelerinden ayrılıp birleşerek klinikler açtı. Bir göz hastanesi açmak 25 milyon dolara mal oluyor. Böyle bir hastanede 240 değişik göz muayenesi ve ameliyatı yapılabiliyor. Klinik açmak ise yaklaşık 700 bin dolar. Klinik açarak muayene ve katarakt ameliyatı yapıyorlar. Gelirlerinin ise yüzde 100’ü SGK’dan. Hastaları ihtiyaç olmadan köylerden, kasabalardan otobüslerle getiriyorlar. 50 yaş üstü emeklileri katarakt ihtiyacı olsun olmasın ameliyat yapıyorlar. Vatandaş gözünü kaybediyor. Bu hastaneler günde kaç ameliyat yapıyor, denetim yok mu? Bu klinikler günde yüzlerce hasta ameliyat ediyorlar. 1 günde 80-90 ameliyat yapan polikinlik var. Anadolu’dan getirdikleri 100 kişiden 80’ine ameliyat yapıyorlar. Bu ameliyatların yüzde 80’i gereksiz. Ayrıca Çin malı, Hint malı 1-3 dolarlık lensler kullanıyorlar. Bu ameliyatlarda gözünde hasar oluşan hastalar bize geliyorlar. Ancak elimizden bir şey gelmiyor. Bir klinik günde 80-90 ameliyat yapabilir mi? Bu klinikler olayı tamamen ticarete dökmüşler. 1 doktor günde 80-90 hasta muayene ediyor. Göz muayenesi için gereken süre ortalama 40 dakikadır. Bir doktor günde en fazla 15 hasta bakabilir. Bu klinikler birkaç dakikada hasta muayene ediyorlar. Türkiye’de son 4 yılda katarakt ameliyatı sayısı 300 binden 2 milyona çıktı. Türkiye’nin nüfusu her yıl 2 milyon mu arttı. Hayır. Bu tür klinikler SGK’dan para alabilmek için her hastaya katarakt ameliyatı yaptığı için böyle. Bundan sonra ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yılbaşına kadar 5 tır ve 20 araçla 81 ili karış karış dolaşacağız. “Alo katarakt” projesini herkese anlatacağız. Vatandaşları merdivenaltı kliniklere gözlerini emanet etmemeleri konusunda uyaracağız. Göz sağlığı önemlidir. Güvenilir kurumları tercih etmelerini söyleyeceğiz. Bazı kliniklerin insanları camilerden ve pazarlardan otobüslerle toplayıp getirip gereksiz ameliyatlar yapıyor. Vatandaş sağlığını kaybediyor. Yaşlılar kandırılıyor, tekrarlayan ameliyatlarla devletin kasası zarar görüyor. Bunu anlatmak üzere bilgilendirici materyallerle halkımızı bilgilendireceğiz. Bundan sonra kimse “Ücretsiz ameliyat edeceğiz, yemek vereceğiz, ücretsiz gözlük vereceğiz” diyenlerin tuzağına düşmesin. Diyeceğiz ki; “Şikayetiniz olduğunda veya yılda bir kontrol amaçlı güvenilir kurumlara kendiniz gidin. Sokaklardan hasta toplayanlara itibar etmeyin, kandırılarak gereksiz ameliyatlarla mağdur olmayın.

“ALO KATARAKT” PROJEMİZ SAYESİNDE BU İMKANDAN FAYDALANMAYAN HASTAMIZ KALMAYACAK VE HERKES SAĞLIKLI GÖZLERLE YAŞAMINI SÜRDÜRECEK. Bu proje ile gereksiz ameliyatların önüne geçilebilecek mi? Bundan sonra insanlar ya işlerini doğru yapacaklar ya da bu klinikler kapanacak. Bu kliniklerin köy köy dolaşıp 10 TL verdikleri muhtarlara cami imamlarına ekibimle beraber ulaşıp kitapçık vereceğim. Bu kliniklerin peşini bırakmayacağım. Devlet ise bir yıl içerisinde katarakt ameliyatlarına ödediği paranın azaldığını görecektir. Kaç kişiyi katarakt ameliyatı yapacaksınız? Biz 1996'da kurulduk. Bugün 14’ü yurt içinde 4’ü yurt dışında olmak üzere 18 noktada hizmet veriyoruz. Günde 600 ameliyat yapabilen bir grubuz. Bundan SGK’lı vatandaşlarımız faydalansın istiyoruz.

magdergi.com.tr 31


RÖPORTAJ

"Kalp Krizinde Erken Müdahale Hayat Kurtarıyor"

Prof. Dr. Erdoğan İLKAY

GÖĞÜS VE ÜST KARIN BÖLGESİ AĞRILARI KALP KRİZİNİN ÖNEMLİ ÖNCÜ HABERCİSİ OLABİLİR.

Medicana International Ankara Hastanesi’nde Kardiyoloji Uzmanı olarak görev yapan ve aynı zamanda Türk Kardiyoloji Derneği Girişimsel Kardiyoloji Başkanı olan Prof. Dr. Erdoğan İLKAY ile bir röportaj gerçekleştirdik. Yaygın bir hastalık olan kalp krizi hakkında kendisine birçok soru yönelttik ve kalp krizi hakkında bilinmeyenleri öğrendik...

B

ize kalp krizinin belirtilerinden bahseder misiniz lütfen... Göğüs ve üst karın bölgesi ağrıları kalp krizinin önemli öncü habercisi olabilir. Kalp hastalıklarından ölüm, ülkemizde ölümlerin ilk sırasındadır. Birçok hastada öncesinde bulgular vermesine rağmen hastaların umursamaz tavırları ya hayatlarının kaybına yada geri dönüşsüz kalp kası kayıplarına neden olmaktadır. Oysa zamanında göğüs ağrı merkezlerine müracaat yaşam kurtarmaktadır. Erken teşhis hayat kurtarır derler. Peki kalp krizi sırasında hastanede olmak hastanın sağlığında nasıl faydalar sağlıyor? Kalp krizi sırasında hastanede ne gibi tedaviler uygulanıyor? Kalp krizinde zamanında hastaneye gitmek ölüm oranını %3’lere indirmekte, kalp kası kaybını azaltarak yaşam kalitesini korumaktadır. Tüm dünyada 24 saat kalp krizinde balon yöntemi ile tıkalı damarın açılması ideal tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkıyor. Hızla bu sistemi uygulayabilecek merkez ve doktor sayısı artırılmaya çalışılıyor. Ama halen kalp krizindeki en büyük sorun hastaların zamanında hastaneye gelmeyip, evde veya işyerlerinde oyalanıyor olmaları. Kişilerin kendini ölçmesi adına bize kalp krizin belirtilerinden bahsedebilir misiniz? Göğüs, çene ve mide bölgesi ağrıları olan kişilerin mutlaka hastaneye müracaat etmeleri zaman kaybını azaltmada en etkin gerekliliktir. Çoğu kişi bunu kas, mide ağrısı sanıp zaman kaybetmekte ve tedavi başarısını azaltmakta.

32 magdergi.com.tr

Kalp krizi sırasında tedaKALP vi edilmenin avantajları HASTALIKLARINDAN neler? Kalp kası, damarın tıkanÖLÜM, ÜLKEMİZDE masından sonra ölmeye ÖLÜMLERİN İLK başlar. İlk iki saate açılma SIRASINDADIR. mükemmel doku koruması ve sağ kalım sağlar. İlk 6 saat ideal 12 saat kabul edilebilir zaman dilimidir. Bundan sebeple ayırıcı tanıyı siz değil donanımlı bir merkezde yapılmasına imkan sağlayın. Kalp krizinde zaman “kas”tır. Kalp kası öldükten sonra damara müdahale kurumuş bir ağaca su vermeye benzer etkisiz hatta zararlı olabilir. Kalp kası kaybı kalp yetmezliği ve ritim sorunlarına bağlı uzun dönem ölüm oranlarını da artırır. Tecrübeli ekip ve donanımı tam merkezlerde acil girişim zamanında gelmiş bir hasta ile birleşince mükemmel sonuç verir. Yaşamınıza değer verip bu şikayetlerin varlığında kardiyak merkezlere müracaat edin. Hastaların zamanında hastaneye gelmeleri hakkında nasıl bir çalışma yürütülüyor? Ülkemizde son yıllarda bu durum kardiyolojide ana hedef haline gelmiş ve Türk Kardiyoloji Derneği (TKD) ve Sağlık Bakanlığı’nın iş birliği ile batı örneklerinden daha iyi sonuçlar alınmaya başlanmıştır. Geldiğimiz bu aşamada ana sorunun hastaların zamanında hastaneye gelmemesi olduğu saptanmıştır. Bu yazı da amacımız farkındalık yaratıp göğüs, sırt çene ve mide ağrılarını basite almayıp hastaneye gelmenizi sağlamaktır. Hayatınıza değer verin ve zamanın kalp kası anlamına geldiğini, kaybedilen sürenin artmış kalp kası kaybı olduğunu asla unutmayın. Sağlıklı kalın, sağlıklı yaşayın.


RÖPORTAJ

‘‘Medicana Sağlık Grubu ülkemizin en hızlı büyüyen ve en büyük hastane gruplarındandır.’’

Oğuz Engiz MEDICANA INTERNATIONAL ANKARA HASTANESİ GENİŞ BİR COĞRAFYADA İLERİ TIP UYGULAMALARININ ÖNEMLİ BİR ADRESİ OLMAYI BAŞARDI.

Birçok hastaya gelişmiş teknoloji ve donanımlı doktorlarıyla en iyi hizmeti sunan ve Ankara’da ileri tıp uygulamalarının tek adresi olan Medicana International Ankara Hastanesi Genel Müdürü Oğuz Engiz ile sağlık ve iş yaşamı üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Oğuz Engiz iş adamlarının sağlığı konusunda önemli konulara değindi...

B

ildiğimiz kadarıyla Medicana Ankara Hastanesi en büyük özel hastaneler arasında bulunuyor. Hangi branşlarda öne çıkıyorsunuz? Medicana International Ankara Hastanesi geniş bir coğrafyada ileri tıp uygulamalarının önemli bir adresi olmayı başardı. Karaciğer, böbrek ve kemik iliği nakilleri yanı sıra ileri kanser tedavisi yapılan hastanemizde ayrıca tıp teknolojisinin ulaştığı son nokta olan Cyberknife teknolojisi de bulunmaktadır. Bu yönleriyle hastanemiz bugüne kadar Ankara’da yapılmış olan en büyük özel sektör yatırımıdır.

hastanemizin gayretleri önemli bir rol oynamaktadır.

Hastaneniniz uluslar arası başarıları da olduğu biliniyor, bunlardan da bahseder misiniz? Uluslararası akreditasyona sahip hastanemiz 2012 yılında Avrupa Kalite Yönetim Vakfı (EFQM) tarafından dört yıldız mükemmellik ödülüne layık görülmüştür. Hastanemize yaklaşık 30 farklı ülkeden yabancı hasta gelmektedir. Ayrıca Ankara’daki büyükelçiliklerin de birinci başvuru noktası olmuştur. Uluslararası Hasta Merkezimiz bir doktor tarafından yönetilmekte ve birçok yabancı dili konuşabilen çalışanlarımızla hizmet vermektedir. Ankara’nın sağlık turizmi merkezi olması çabalarında

Son Olarak MAG Business okurlarına mesajınız var mı? Günümüzde iş dünyası çok stresli ve yorucu olabiliyor; ben iş dünyasının içindeki iş adamı ve iş kadınlarına sağlıklarına azami dikkati göstermelerini ve de yılda en az iki sağlık kontrollerinden geçmelerini öneriyorum. Özellikle göğüs ağrısı fark ettiklerinde mutlaka donanımlı bir sağlık kuruluşunda bir kardiyologa görünmelerini, geçmeyen öksürüklerde göğüs hastalıkları uzmanına, kronikleşen baş ağrılarında da bir nörologa görünmelerini ancak bunu yaparken mutlaka tam donanımlı sağlık kuruluşlarını tercih etmelerini öneriyorum.

Medicana Sağlık Grubu olarak Ankara'da başka yatırımlarınız olacak mı? Medicana Sağlık Grubu ülkemizin en hızlı büyüyen ve en büyük hastane gruplarındandır. Bu yönüyle her an Ankara içinde yeni sağlık kuruluşu girişimlerimiz olabilir. Bunları takip ediyoruz, uygun zamanlamalarla ana hastanemizi destekleyecek daha küçük birimleri Ankara’nın nüfus yoğunluğu fazla olan bölgelerinde devreye sokmamız söz konusu olabilecektir.

magdergi.com.tr 33


RÖPORTAJ

Fatih Cebeci

““Bașarıya ulașmak için kesinlikle bir amaç ve hedef belirlenmelidir.”

UNUTULMAMALIDIR Kİ BÜTÜN YOLLAR İLK ADIMLA BAŞLAR.

Reklamcılığın sabah 9 akşam 6 arası yapılcak bir iş olmadığını söyleyen ve reklamcılığın tamamen bir yaşam tarzı olduğunu belirten Fatih Cebeci ile reklamcılık ve başarı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine geçmişten bu güne kadar gelen başarılarını sorduk.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1967 İstanbul doğumluyum. Hacettepe Üniversite’sinde İşletme Bölümü’nü bitirdikten sonra, bir süre Paris’te yaşadım. Türkiye dönünce yaklaşık 4 yıl Vestel’de satış bölümünde çalıştım. Ankara ve Anadolu’nun birçok ilinde görev yaptım. Şimdi kurucusu olduğum ART Tanıtım’ın ajans başkanlığını yapıyor ve bir yandan da Ankara Reklamcılar Derneği’nin yönetim kurulu başkanlığını yürütüyorum. Aynı zamanda da bir babayım 24 yaşında Deniz adında bir oğlum var. İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Vestel’de çalışırken, reklamın; tüketiciler, satıcılar ve satışa etkilerini, firma itibarına katkısını, reklam veren tarafından gözlemleme fırsatım oldu. 1993 senesinde radikal bir karar vererek reklam veren değil, reklam yapan olmak için ilk adımımı attım. Tasarımcı ortağımla birlikte ART Tanıtım’ı kurduk.

34 magdergi.com.tr

Sizin için başarı ne NE İSTEDİĞİNİ demek? Richard Baker’ın bir lafı BİLEN GENÇ vardır. “İleriyi görmeyen GİRİŞİMCİLERİN geride kalır.” Bunca yıl BAŞARIYI ELDE edindiğim tecrübelere dayanarak, başarının en büETMEMELERİ İÇİN yük kurallarından birinin HİÇBİR NEDEN ileri görüşlülük olduğunu düşünmüşümdür dolayıYOK. sıyla bu söz hep aklımın bir köşesinde yer almıştır. Ama şöyle bir nokta da var ki, ileriyi görebilmek için insanın kendini bilmesi gerekiyor. Ne istediğini, ne yapabileceğini bilen insan, kendi geleceğini çok rahat görebiliyor ve attığı ilk adımla başarıya koşuyor. Yeter ki vizyonu ve amacı belli olsun.


RÖPORTAJ

BUNCA YIL EDİNDİĞİM TECRÜBELERE İş yaşamında vizyon ve amaç belirlemek neden önemli? Sosyal medya konusunu DAYANARAK, BAŞARININ EN Vizyon ve amaç hep birbirinin ve önemini yeterince biBÜYÜK KURALLARINDAN BİRİNİN tamamlayıcısı olmuştur. Demin liyor musunuz? Bu konude belirttiğim gibi, başarıya da çalışmalarınız var mı? İLERİ GÖRÜŞLÜLÜK OLDUĞUNU ulaşmak için kesinlikle bir MAG Sosyal Medya’nın amaç ve hedef belirlenmelidir. (PR’ın) hizmetlerini DÜŞÜNMÜŞÜMDÜR. Bu hedefe ulaşmak için de biliyor musunuz? gerekli vizyonu ortaya koymak Sosyal medya zaten sekgerekir. Aslında başarıya ulaşmak çok zor bir süreç gibi görünse de, planlı törümüzün yeni mecralarından bir tanesi ve üun geçtikçe önemi ve etkisi bir çalışma sonucu, diğerlerinden bir adım önde olmak, nispeten başarıyı artıyor. Biz de müşterilerimiz için yaptığımız pazarlama iletişimi planlanyakalamaktır. Unutulmamalıdır ki bütün yollar ilk adımla başlar. larımızda artık sosyal medyayı mutlaka kullanıyoruz. Sosyal medyanın yadsınamaz ve günden güne artan etkisini göz ardı edemeyiz. MAG Sosyal İş yaşamındaki öncelik ve ilkeleriniz nelerdir? Medya’yı da tabi ki biliyorum. Yaptığı işlerle etkili geri dönüşler aldığının Biraz klişe olacak ama iş hayatında en önemli ilkelerim herkesin olması da farklındayım. gerektiği gibi dürüstlük ve şeffaflıktır diyebilirim. Bunun yanında yenilikleri takip etmenin ve genç beyinlerin bakış açısını yakalamanın da önemli olduğunu düşünüyorum. VİZYON VE AMAÇ HEP İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Bu soruya genel değil, reklamcılık sektörü açısından bakıyorum. Reklamcılık sabah 9, akşam 6 arası yapılacak bir iş değil, bir yaşam tarzı. Dolayısıyla sektöre gelen gençlerin hedeflerini belirlemeleri ve her ulaştığı hedefi, bir sonraki hedefi için başlangıç noktası olarak görmeleri gerekiyor. Ne istediğini bilen genç girişimcilerin başarıyı elde etmemeleri için hiçbir neden yok. İçinde bulunduğumuz dünyada reklamcılık, sürekli değişiyor, gelişiyor, yenileniyor. Bu gelişmeleri takip eden, okumaktan sıkılmayan, yorulmayan genç girişimcilere ihtiyacımız var. Kendilerine çizdikleri yolda “yenilik” hiçbir zaman eksik olmamalı. Bunlar genç girişimcilerimize tavsiyelerimdi. Ayrıca sektöre yıllarını vermiş meslektaşlarımdan da isteğim, bu gençlerimizi desteklemeleri. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Kesinlikle hayır. Reklamcılık benim için iş olmaktan ziyade bir hobi de. İnsan ancak sevdiği alanda başarılı olabilliyor. Benim için de bu alan sadece reklamcılık.

BİRBİRİNİN TAMAMLAYICISI OLMUŞTUR. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Tabii... Özellikle Paris’in benim için yeri çok büyük. Orada yaşamış olmama rağmen, her gittiğimde ayrı bir keyif alıyorum. Ayrıca Ankara’da yaşayan biri olarak, herhalde İstanbul’da doğup büyümenin etkisiyle, denize olan tutkum çok fazla. Ülkemizde de Bodrum, Fethiye ve Marmaris’i tercih ediyorum çünkü aynı zamanda da bir scuba tutkunuyum. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Ankara Reklamcılar Derneği üyesiyim, yaklaşık 8 senedir derneğin yönetim kurulunda farklı görevlerde bulundum... Bu dönem de derneğin yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütüyorum. Dernek olarak ayrı bir coşku içerisindeyiz bu sene. Derneğimizin 25. yılını kutluyoruz. Bu sebeple çeşitli organzasyonlarımız olacak. Ayrıca Reklamcılık Vakfı (RV)’nın yönetim kurulu üyeliğini yapıyorum ve Ankara Reklam Kulübü üyesiyim. magdergi.com.tr 35


RÖPORTAJ

Bilfen 25. Yılında Başkent’te!

EĞİTİM SEKTÖRÜNDEKİ 25. YILINDA PRESTİJLİ YERİNİ KORUYAN VE SEKTÖRDEKİ VARLIĞININ TEK AMACI NİTELİKLİ BİR EĞİTİM OLAN BİLFEN OKULLARI, 20’İNCİ ANAOKULUNU, 10’UNCU İLKOKULUNU VE 6’INCI LİSESİNİ ANKARA ÇAYYOLU’NDA AÇIYOR. BİLFEN OKULLARI YÖNETİM KURULU BAŞKAN VEKİLİ FATİH ÖZTÜRK, “EĞİTİMDEN KAZANDIĞIMIZI EĞİTİME YATIRMAYA DEVAM EDİYORUZ.” DİYOR.

1988 yılında, 45 öğrenci ile eğitim hayatına başlayan Bilfen Okulları, bugün 20 anaokulu, 10 ilköğretim okulu ve 6 lisesiyle eğitim dünyasındaki çeyrek asırlık yerini güçlendirerek yoluna devam ediyor. 2013-2014 öğretim yılına; Rings İstanbul içinde Bilfen Sancaktepe Anaokulu ve İlköğretim Okulu ile Bilfen Ankara Anaokulu ve Bilfen Ankara İlkokulu ile girmeye hazırlanıyor. “Yeni başarılar için yeni okullar açıyoruz!” sloganıyla tüm şubelerinde standart altına aldığı eğitim kalitesini ilk kez ilkokul bünyesinde İstanbul dışına taşımanın heyecanını yaşayan Bilfen, Başkent’e yeni bir vizyon getirmeyi amaçlıyor. Bilfen Ankara Anaokulu ve Bilfen Ankara İlkokulu, tüm şubelerin ortak standardı olan hi-tech donanıma sahip derslikleri, okula adeta küçük bir bilim merkezi görüntüsü kazandıran projelerle donatılmış koridorları, sanatsal ve sportif çalışmalar için özel olarak düzenlenen alanları ile çağın gereklerine uyumlu bir kampüste eğitim vermeyi hedefliyor. 36 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

25

yıllık Bilfen birikimini Ankara’ya taşıyoruz…” Alanında uzman eğitim kadrosu ve yılların eğitimcilik tecrübesi ile oluşturulan Bilfen eğitim sisteminin doğal sonucu olarak Bilfen Okulları; akademik, sanatsal, sportif vb. pek çok alanda imza attığı büyük başarıları Ankara’da da devam ettirmeyi hedefliyor.

Dünya’nın 34. Türkiye’nin ilk “Öğrenme Stilleri Merkezi” Akademik başarıya her zaman önem veren Bilfen Okulları, bunun için öğrencinin nasıl öğrenmesi gerektiğini tespit ediyor. Rita Dunn tarafından geliştirilen “Dunn&Dunn Öğrenme Modeli”ne göre 4. sını an itibaren her öğrenciye öğrenme stilleri testi uygulayan Bilfen, bu test sonucuna göre öğrencisini eğitiyor. Dünya’nın 34. Türkiye’nin ilk ve tek “Öğrenme Stilleri Merkezi” olan Bilfen Okulları, “Duvarsız Eğitim” uygulamasıyla yaşayarak ve kalıcı öğrenmeyi hayata geçiriyor.

Bilfen Ankara Anaokulu ve Bilfen Ankara İlkokulu Kampüsü, 30 bin metrekare kapalı alanda 3 bin öğrenciye eğitim hizmeti vermeye hazırlanıyor. Yüzme havuzundan konferans salonuna, seramik atölyesinden teknoloji tasarım odasına kadar her türlü donanıma sahip bir ortamda yetişen öğrenciler, sadece akademik değil sosyal becerileri de güçlendirilerek yetişiyorlar.

Bilfen SBS’de zirvedeki yerini koruyor Bireysel değil kitlesel başarıya da önem veren ve başarıyı bir gelenek haline getiren Bilfen Okulları, her yıl Seviye Belirleme Sınavı’nda (SBS) elde ettiği başarılarla zirevedeki yerini koruyor. SBS’de 2010 yılında 38, 2011 yılında 35 ve 2012 yılında 39 öğrencisi tam puan alan Bilfen Okulları, 2012 yılında elde ettiği Türkiye 2.’liği ve 8.’liği dereceleriyle de bu başarısını taçlandırdı. 2012 SBS’de mezun olan 564 öğrencisinin 100 soruda 92 net ortalama elde etmesiyle de rekor kırdı.

“Eğitimden kazandığımızı yine eğitime yatırıyoruz” 2013-2014 öğretim yılında anaokulu ve ilkokulu, 2014-2015 öğretim yılında ortaokul ve lisesi açılacak olan Bilfen Ankara Kampüsü için yapılan yatırımlar hakkında Bilfen Okulları Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk şunları söyledi: “Eğitimde, okullar arası standardizasyon birinci önceliğimiz. Bu nedenle tam donanımlı eğitim anlayışını sağlayabilmek için hiçbir masra an kaçınmıyoruz. Ankara Çayyolu Kampüsümüz için şimdiye kadar 40 Milyon TL’nin üzerinde yatırım yaptık. Eğitimden kazandığımızı her zaman eğitime yatırıyoruz.'' dedi. Bilfen Okulları’nın İstanbul’da izlediği eğitim politikasında olduğu gibi Ankara’da da yeni kampüsler açarak büyümeyi istediklerini belirten Öztürk, “Ankara’da 2 ve 3. kampüsleri de açma projemiz var. İstanbul Halkalı dışında, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Antalya gibi diğer illerimiz için de projeler geliştiriyoruz.” diye konuştu.

Berlin’de müzik CERN’de fizik… Temel dersler dışında öğrencilerin sosyal yönlerini geliştirdiklerini belirten Bilfen Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk, “Okulumuzun 41 kulübü var. Öğrenciler ilgi ve yetenekleri doğrultusunda seçtikleri alanlarda müzik, tiyatro, sosyal sorumluluk alanlarında projeler hazırlıyorlar. Bu yıl ulusal ve uluslararası pek çok projede yer aldılar hatta uluslararası arenada ilkleri gerçekleştirdiler. Avrupa Parlamentosuna davet edilen ilk öğrenci grubu olarak Türkiye’nin üyelik sürecini tartıştılar, Dünya Ticaret Örgütü’nün toplantılarında açlık sorununa çare aradılar, CERN’de merkeze inen “ilk” okul olma unvanıyla “higgs parçacığı”nın peşine düştüler. Türkiye’nin ilk ve tek ilköğretim düzeyinde filarmoni orkestrası olan Bilfen Filarmoni, Berlin Filarmoni Sahnesi’nde konser veren ilk Türk okulu oldu. Onlar Türkiye’yi başarıyla temsil etti, biz gurur duyduk.” dedi.

magdergi.com.tr 37


RÖPORTAJ

Davetlerin Haute Couture’ü

ANS Organizasyon

KONU OLARAK ÇOK POZİTİF BİR İŞ YAPIYORUZ

ICK Başarılı iş kadını Gamze Say Hisarcıklıoğlu ile iş yaşamına dair bir sohbet gerçekleştirdik. Davetlerin Haute Couture’ünü yaptıklarını söyleyen Gamze Say Hisarcıklıoğlu’ndan ANS Organizasyon’un nasıl kurulduğunu, ne işler yaptığını ve hangi organizasyonlarda yer aldığını öğrendik...

B

ize kendinizden bahseder misiniz? ANS Organizasyon’u kurma fikri nasıl ortaya çıktı? 1966 Ankara doğumluyum. İlk-orta-lise eğitimimi T.E.D Ankara Koleji’nde tamamladım. Oğlum kendi kendine yetecek yaşa geldikten sonra, kendi şirketimizde eşimle birlikte çalışmaya başladım. Organizasyon sektörüne geçişim çok ani ve hesapsız oldu. Çok sevdiğim bir dostumun biricik kızı evlenecekti. Tek çocukları olduğu için her şeyine ekstra özen gösteriyorlardı. Sadece dostlarıma verdiğim davetlere güvenerek, bana kızlarının “Kına Gecesi”ni emanet ettiler. Bunun altından da başarıyla kalkınca bu işi profesyonelce yapma fikri doğdu. Birkaç senedir çok fazla dışarı açılmadan, yakın dostlarımın davetlerini

38 magdergi.com.tr

organize ettim. Geçtiğimiz yaz da rahmetli babam Arif Nusret Say’ın adının baş harflerinden oluşan ANS Organizasyon’u kurdum.

ORGANİZASYON SEKTÖRÜNE GEÇİŞİM ÇOK ANİ VE HESAPSIZ OLDU.

ANS Organizasyon olarak ne gibi organizasyonlar yapıyorsunuz? ANS Organizasyon’u iki bölümde tanımlayabiliriz. Birinci bölüm doğum, düğün, doğum günü, ev davetleri... Tabii bunlar da içlerinde ayrılıyorlar. Doğum dediğinizde ise babyshower, 40 mevlidi, diş buğdayı... Düğün dediğinizde de nişan, kına, gelin hamamı... İkinci bölüm ise şirket tanıtım ve davetleri...


RÖPORTAJ

NASIL Kİ BİR DAVETE GİDERKEN GİYDİĞİMİZ KIYAFETİN BİZE ÖZEL OLMASINI İSTİYORSAK, DAVETLERİMİZ DE BİZE “ÖZEL” OLMALI.

Peki sizce bu sektörde ANS Organizasyon’un farkı ne olacak? İnsanlar neden ANS Organizasyon’u tercih etmeliler? ANS Organizasyon’un en büyük farkı “Kişiye Özel” olması. Nasıl ki bir davete giderken giydiğimiz kıyafetin bize özel olmasını istiyorsak, davetlerimiz de bize “özel” olmalı. Yani ANS Organizasyon için davetlerin Haute Couture’u diyebiliriz. Neden tercih edilmeliyiz sorusuna gelince, bizim hedefimiz müşterilerimize sadece günlerinin mutluluğunu yaşatmak... Yani organizasyon deyince “süsleme” amaç olsa bile hedef “ev sahipliği” olmalı diye düşünüyorum. Bize emanet edilen bir davetin A’dan Z’ye bütün detaylarını biz çözmeliyiz. Ürünlerinizden bahsetmenizi istesek neler söylersiniz? Nasıl ürünler kullanıyor ve bu ürünleri nereden temin ediyorsunuz? Süsleme için kullanılan malzemeler konsepte göre o kadar değişkenlik gösteriyor ki... Hazırladığınız temaya göre bir deniz kabuğu da, altın varak bir ayna da ürününüz olabiliyor. Dolayısıyla yurt içi, yurt dışı her yerden ürün temin ediyoruz. Hiçbir sınırlamamız yok. İşinizin zor ve keyifli tarafları neler? Aslında konu olarak çok pozitif bir iş yapıyoruz çünkü müşterilerimizin hep mutlu günlerini paylaşıyoruz. Bu da insana inanılmaz bir enerji veriyor. Bunun yanında da çok sorumluluk isteyen ve zor bir iş... Asla “pardon”u olmayan bir görev çünkü yaptığınız en ufacık hatanın telafisi maalesef yok. Düşünün; o özel günü, eksikleri tamamlayarak bir daha yaşatamazsınız... Aynı zamanda eşinizle de ortak yürüttüğünüz işler var... Biraz da bundan bahseder misiniz? Eşimle birlikte, Savunma Sanayi ve İnşaat Sektöründe faaliyet göstermekteyiz. magdergi.com.tr 39


RÖPORTAJ

"Bașarılı olmak için gerçekçi, ulașılabilir ve gözle görülebilir bir hedefin olması gerekir."

Gürcan Bulat BAŞARI ETİK DEĞERLER DAHİLİNDE, DÜRÜSTLÜK, GÜVEN VE SAMİMİYET ÜZERİNE KURULU İLİŞKİLER SONUCUNDA BELİRLENEN HEDEFLERE ULAŞMAK VE TOPLUM TARAFINDA TAKDİR EDİLMEKTİR.

Bulat Dış Ticaret A.Ş.’nin kurucusu, 1919’dan beri seçkinliğin sembolü Aurora kalmelerinin Türkiye Distribütörü Gürcan Bulat ile başarılarını konu alan bir röportaj gerçekleştirdik. Geçmişten bu güne başarısının sırrını, hobilerini ve iş yaşamındaki vazgeçilmezlerini kendisine sorduk...

40 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Ankara doğumluyum. Öğretim hayatımı TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde tamamladım. Çevremde iyi bir Ankaralı ve Mülkiyeli olarak bilinirim. Uzun yıllar özel sektörde yöneticilik yaptıktan sonra 2012 yılında kurmuş olduğum Bulat Dış Ticaret A.Ş. ile İtalyan Aurora markasının Türkiye Distribütörlüğünü yapmaktayım. Çalışma hayatım boyunca TOBB Otomotiv Sanayi Meclisi Üyeliği, DPT Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Üyeliği gibi görevlerde bulundum. Evliyim, Deniz adında bir kızım var. İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Bulat Dış Ticaret A.Ş. 2012 yılında kurulmuş olan bir aile şirketidir. Halen yazı araçları, saat ve deri aksesuar ürünleri imalat ve satışı yapan İtalyan AURORA şirketinin Türkiye Distribütörlüğünü yapmaktadır. Sizin için başarı ne demek? Etik değerler dahilinde, dürüstlük, güven ve samimiyet üzerine kurulu ilişkiler sonucunda belirlenen hedeflere ulaşmak ve toplum tarafında takdir edilmektir. Şirketinizi ve şirketinizin gelecek planlarını kısaca anlatır mısınız? Bulat Dış Ticaret olarak öncelikli ilk hedefimiz kültür, moda ve lüksün birleşimi, seçkinliğin sembolü olan Aurora ürünlerini tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de aranan bir ürün haline getirmektir. Ürünlerinin yarıdan fazlasını ihraç eden Dünya çapında 50’den fazla ülkede tanınmış ve beğeni kazanmış bir marka olan Aurora ile ülkemiz insanını kısa sürede bütünleştirmeyi planlıyoruz. Bugünün ekonomik-mali belirsizliklerine rağmen hızla büyüyen Türkiye pazarında yüksek kaliteli ürünler her zaman dikkat çekici olmaktadır. Bu nedenle Aurora’nın ülkemizde hak ettiği başarıyı kısa sürede yakalayacağına inanmaktayız. Bu amaçla Ankara Kentpark AVM’de açmış olduğumuz Aurora Butiği önümüzdeki dönemde İstanbul, İzmir, Antalya, Konya, Bursa ve Adana da oluşturulacak olan yetkili satıcılık ağı izleyecektir. Bunlar butik, kiosk ya da çok markalı mağazaların içinde yer alacak satış noktaları şeklinde olacaktır. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Öncelikle gerçekçi, ulaşılabilir ve gözle görülebilir bir hedefin olması gerekir.

Doğru araçlar, farklı yöntemler belli bir disiplin içinde kullanılarak, inançla, yılmadan, asla vazgeçmeden ve çok çalışarak ancak başarıya ulaşılabilir. Verimlilik ve farklılaşmanın günümüz iş hayatının en temel iki direği olduğunu unutmadan kendine güvenli ve sabırlı bir şekilde başkalarının tecrübelerinden de yararlanarak ve daima çok çalışarak başarıya giden yolda hızlı adımlarla yürünebilir. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Etik değerlere, insana, doğaya ve çevreye saygılı bir ortamda, yaşadığımız coğrafyaya ve topluma layık bir birey olarak gelecek kuşaklara iyi bir Dünya bırakabilmeye katkıda bulunmak öncelliklerimin başında gelir. İş yerinde genellikle stresi az, nezaket içinde profesyonelce çalışılan şeffaf bir ortam yaratmaya çalışırım. İletişimin ve iş birliğinin güçlü olması, çalışanların risk almaya ve inisiyatif kullanmaya özendirilmesi temel çalışma ilkelerimdendir. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? Güvenilir ve dürüst olmak, değişim kültürüne inanmak, müşteri odaklı olmak ve teknolojinin olanaklarından yararlanmak şirket kurallarımızın başında gelir. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Çok severim. İşim gereği seyahatlerin dışında, yaz aylarında deniz, kış aylarında ise kayak tatilleri ailece vazgeçilmezlerimiz arasındadır. Türkiye’de Datça ve Bodrum, yurt dışında İtalya en çok tercih ettiğimiz yerlerdir. Çok kısa süreli seyahatler yorucu olduğu için, uzun süreli tatillere de zaten vakit ayıramadığım için çoğunlukla 7-15 gün süreli tatilleri tercih ederim. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Seyahat, düzenli spor ve resim özel meraklarım arasındadır. Özellikle resim koleksiyonumun arasında vakit geçirmek beni dinlendirir ve rahatlatır. Ayrıca son dönemde bende eski eşyalara karşı bir ilgi gelişmeye başladı. İmkanlarım dahilinde hoşuma giden eski eşyaları toplamaya çalışıyorum. İlk gençlik yıllarımdan beri vazgeçemediğim alışkanlığım günün her saatinde çay içebilmektir. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Çocuklara, gençlere ve eğitime destek olan projelerde yer almaya çalışıyorum.

magdergi.com.tr 41


RÖPORTAJ

“Bașarılı insan; isteklerini anlayıp, hedeflerine ulașmak için çaba harcayandır.”

Hakan Altın

ÖRNEK BİR YÖNETİCİ ÖNCELİKLE İŞİN TÜM SÜREÇLERİNİ ÇOK İYİ BİLMELİDİR.

Uzun süredir perakende sektöründe yöneticilik yapan ve şu anda Ankara’nın proje ve etkinlikleriyle en dikkat çekici AVM’si olarak nitelendirilebilecek olan Gordion Alışveriş Merkezi Müdürü Hakan Altın ile başarı, yönetilicik ve kişisel ilgi alanları üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1975 yılında Antakya’da doğdum. Konya Gazi Lisesi’nden mezun olduktan sonra Dokuz Eylül Üniversitesi İİBF'de İktisat eğitimi aldım. Mezuniyetimin ardından TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A.Ş.'de proje sorumlusu olarak profesyonel iş hayatına ilk adımımı attım. Perakende sektörundeki ilk yolculuğum 2006 yılında Tesco Kipa ile başladı.

2006 – 2009 yılları arasında Balçova Kipa Alışveriş Merkezi Müdürlüğü görevini ve Tesco Kipa Alışveriş Merkezleri açılış ekibi takım liderliği görevini yürüttüm. 2009 yılı Temmuz ayında Redevco’ya geçerek Erzurum Alışveriş Merkezi

42 magdergi.com.tr

Müdürlüğü görevini üstlendim. 2011 yılı Temmuz ayında Kıdemli Alışveriş Merkezi Müdürü olarak İstanbul merkez ofisine, Redevco’nun portföyünde bulunan alışveriş merkezlerinin koordinasyonunu sağlama görevine atandım. 2012 yılı başında Kıdemli Alışveriş Merkezi Müdürü olarak yürüttüğüm mevcut görevime ek olarak, Gordion Alışveriş Merkezi Müdürlüğü görevini üstlendim ve halen görevime devam etmekteyim.

BENİM İÇİN BAŞARI, ELDE ETMEK İSTEDİKLERİM VE NELERE SAHİP OLMAK İSTEDİKLERİMLE BAŞLAR.


RÖPORTAJ

AVM YÖNETİMİ BELİRLİ MESAİ SAATLERİ İÇERİSİNDE YAPILACAK BİR İŞTEN ZİYADE HAYATINIZIN VE YAŞAMINIZIN BİR PARÇASI OLMAK ZORUNDA.

Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı, elde etmek istediklerim ve nelere sahip olmak istediklerimle başlar. Amaca giden yolda gösterdiğim çaba ile ölçmeye çalışırım başarımı. Bana göre başarı kelimesi; istek, tutku, azim, hedef ve çaba kelimelerini içinde barındırır. Başarılı insan; isteklerini anlayıp, hedeflerine ulaşmak için çaba harcayandır. Asla vazgeçmeden çaba harcamaya devam edendir. Başarmak; kazanmak ya da kaybetmek değil, elinden gelenin en iyisini ortaya koymaktır. Örnek bir yönetici nasıl olmalıdır? Örnek bir yönetici öncelikle işin tüm süreçlerini çok iyi bilmelidir. Süreçler yürütülürken hangi aşamada hangi sorunla karşılaşıldığını ve o sorunun çözümlenmesi için neler yapılması gerektiğini bilmelidir. Ekip arkadaşlarını iyi tanımalı, onlarla empati kurabilmeli ve sorunlarını dinleyebilmelidir. Personel, yönetim sistemindeki hiyerarşiden dolayı yaptığı işle ilgili konularda bile yöneticisiyle konuşmaktan çekiniyorsa ciddi bir iç iletişim sorunu var demektir. İyi bir yönetici konumunu ve otoritesini kaybetmeden herkesle iyi iletişim kurmalıdır. Ayrıca adil ve dürüst olmalıdır. Yenilikleri takip etmeli, kendisini önerilere ve tartışmaya açık tutmalıdır. Eleştirel bir bakışa sahip olmalı ve özeleştirisini de yapabilmelidir. Çalışanlarına yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri doğru bir dille anlatmalıdır. Çağdaş değerler ve etik kurallar çerçevesinde hareket etmeli, bir işi yaparken çevreye ve topluma karşı sorumluluklarını göz ardı etmemelidir. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın (PR’ın) hizmetlerini biliyor musunuz? Elbette MAG Dijital'in sosyal medya hizmetlerini oldukça başarılı buluyoruz ve biz de bu hizmetlerden yararlanıyoruz. Biraz da kendinizden bahseder misiniz? Görüyoruz ki Gordion AVM hayatınızın büyük bir kısmını kaplıyor, peki boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? Hobileriniz, uğraşlarınız nelerdir? Evet, Gordion’un hayatımdaki yeri tartışmasız çok büyük ama bu işimin bir parçası, farklı bir AVM’de olsaydı durum çok farklı olmayacaktı... AVM Yönetimi belirli mesai saatleri içerisinde yapılacak bir işten ziyade hayatınızın ve yaşamınızın bir parçası olmak zorunda, çünkü yaşayan ve her gün değişen bir yapının parçası olmak aynı oranda dinamik ve enerjik olmayı da gerektiriyor. Boş zaman diye nitelendirmektense yapmaktan zevk aldığım şeyler diye cevap verecek olursam; seyahat etmeyi ve kitap okumayı gerçekten çok seviyorum bunlar haricinde sürekli gelişen sosyal medyayı ve trendleri de kovalamak zaman ayırdığım uğraşlarım arasında. magdergi.com.tr 43


RÖPORTAJ

“Medya takip sektörünü daha da yukarıya tașımayı hedefliyoruz. ”

Halef Remzi Vayıs

REKABETİ DAHA İYİ HİZMET OLARAK ADLANDIRIYORUZ VE BU YARIŞI ÜRÜNLERİMİZİ GELİŞTİREREK SÜRDÜRMEYİ AMAÇLIYORUZ.

Medya Takip Merkezi'nin kurucusu Halef Remzi Vayıs ile medya sektörüne dair keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Medya takibi hakkında ipuçları alarak başarısının sırrını kendisine sorduk...

Ö

ncelikle sizi tanıyalım, bize kendinizden bahseder misiniz? Yaklaşık on yedi senedir medya takip sektörünün içerisindeyim. Medya Takip Merkezi 1999 yılında kuruldu. Ondan önce iki yıllık medya takip işi yapmıştık. Biz bu işe başladığımızda medya takip işi yeni yeni gelişmeye başlamıştı. Özellikle televizyonların birden patlaması ile bizim iş de gelişmeye başladı. Biz de on yedi senedir bu işin içinde medya takip sektörünü yukarıya taşımayı hedefliyoruz. Medya takip merkezi ne zaman, nasıl kuruldu? 1999 yılında kurulduk. 1999 yılının mart ayında test üretimlerimiz başladı, mayıs ayında televizyon takibine geçtik ama sonra maalesef deprem dönemiyle karşılaştık. 1999 Ağustos ayında yaşanan talihsiz olay, o dönem bu işin yavaş seyretmesine neden oldu. Enteresandır biz Mart ayında işe başladık ilk faturamızı Eylül ayında yazdık. Aradan geçen altı ayda sadece

44 magdergi.com.tr

işimizi geliştirmeye, test etmeye devam ettik. Ondan öncede bir yıllık hazırlığımız yani toplamda iki yıla yakın ön hazırlık dönemi var. Sonra hem sektör hem biz gelişerek günümüze kadar böyle geldik. İlk başladığınızda bu kadar büyüyeceğini tahmin etmiş miydiniz? İlk zamanlar biraz sancılı olur. Benim kendi yaşam tecrübemle ilgili bir durum bu. Zor doğumlar daha iyi bir gelecek getiriyor sanki, hep böyle bir tecrübem var. Hatta şu kelebek hikayesi vardır. Kelebek kozasından çıkmaya çalışıyor çabalıyor, çabalıyor çıkamıyor çünkü o bir süreç gerektiriyor. Adamın biri gelmiş kalemi sokmuş açmış kelebeğin çıkmasını sağlıyor ama kelebek çıktıktan birkaç dakika sonra ölüyor çünkü o süreci yaşaması lazım yaşamadığı ve kendini güçlendirmediği için ölüyor. Bir şey meşakkatli bir şekilde gerçekleşiyorsa geleceği de iyi oluyor. Medya Takip Merkezi'nin hizmetlerinden bahsedelim... Medyada konuya, bilgiye, talep edilene dair ne varsa onların ölçümlemesini ve raporlamasını yapıyoruz; mecralarda, yazılı basında, televizyonda,


RÖPORTAJ

internet basınında... Son iki yıldır sosyal medyada bütün bunları belli kategorilerde, belli formatlarda ölçümlenmesini yapıyoruz. Bunu talep eden müşterilerimiz var bu sayı şu anda bin beş yüze yakındır. Onlar için bu hizmeti de veriyoruz ama talep etmeyen müşteriler içinde her an elimizde medyanın tasniflenmiş, araştırılmış herhangi bir konu ya da durum arandığında ulaşabilecek datalar hazır bekliyor. Dergiler, gazeteler, televizyon kanalları var ama televizyon kanallarını şimdilik bir yıl tutuyoruz. Büyük bir alan gerektiriyor; şimdilik bizim beş yüz terabaytlık bir alanımız var ve bu çok ciddi bir rakam. Türkiye'de kaç tane şirketin beş yüz terabaytlık alanı var bilmiyorum ama çok olduğunu sanmıyorum! Medya Takip Merkezi kurumlara, kişilere ne gibi avantajlar sağlıyor? Medya dediğimiz şey haber, bilgi ve insanların birbiriyle olan iletişiminin gerçekleştiren mecra. Bilgi var, data var, yeni haber var insanların ilgi duyduğu alanlarla ilgili gelişmeler var... Dolayısıyla siz ne iş yaparsanız, yapın kim olursanız olun, normal bir vatandaş olarak bir düşünün gazete okuyorsunuz, bilgi almak istiyorsunuz, haber almak istiyorsunuz. Dolayısıyla bütün bu olayların bir alıcısı var çünkü insanlar yaptıkları işin sonuçlarını görmek istiyor. Rakiplerinden haberdar olmak istiyor. Hangi sektör olursanız olun medya takibi pazarlama işleminin en yoğun yapıldığı mecra pazarlama iletişimi denildiği zaman akla ilk gelen şey medyadır. Dolayısıyla hangi sektörde olursa olsun ne iş yaparsa yapsın kamu kuruluşu olabilir, özel sektör olabilir, eğitim kurumları, üniversiteler olabilir belediyeler, bakanlıklar teknoloji şirketleri, tekstil şirketleri kim olursa olsun bu pazarlama iletişimini bir şekilde kullanmak zorunda ve bunun sonuçlarını görmek zorunda. Eğer kurumsal bir şirketseniz ve pazarlama iletişimi yapıyorsanız medyayla bir şekilde bir yerlere ulaşmak istiyorsanız hedef kitlenize ulaşmak istiyorsanız medyayı kullanmak zorundasınız ve doğru kullanmak zorundasınız hedef kitlenize göre kullanmak zorundasınız yaptığınız etkinliklerin sonuçlarına göre bir şeyi doğru yapıp yapmadığınızı TÜRKİYE'DE KAÇ ölçmeniz gerekiyor.

TANE ŞİRKETİN BEŞ YÜZ TERABAYTLIK ALANI VAR BİLMİYORUM AMA ÇOK OLDUĞUNU SANMIYORUM!

İnternet ucu bucağı olmayan bir dünya bir haber birçok yerde çıkabiliyor. Bir sürü web sitesi var; bunların takip edilmesi nasıl oluyor? Bunlar diğer medyaya göre daha kolay bizim için geleneksel print medya da pdf’leri olan gazeteleri pdf halinde alıyoruz, alınmayanlar da var. Bunların hepsinin alınması, elektronik ortama taşınması, ondan sonra taranıp dosyalara aktarılması gerekiyor ama internet medyası öyle değil her şey dijital ortamda olduğu için bizim için daha rahat. Arama motorlarımız, tarama robotlarımız var. Şu an on bin civarında internet sitesi belli zaman aralıklarıyla ritmik olarak taranır, bize aktarılır, onlar müşterinin ilgi alanına göre dosyalanır. İnternet haberleri de aynı şekilde sisteme aktarılır ve anında müşteriye iletilir.

BİR ŞEY MEŞAKKATLİ BİR ŞEKİLDE GERÇEKLEŞİYORSA GELECEĞİ DE İYİ OLUYOR.

Sosyal medya oldukça genişledi çok sayıda blog var sosyal medyayı nasıl takip ediyorsunuz? Sosyal medya doğma aşamasında, aslında doğdu da sürecin çok başında. Bundan önce sosyal medya çıkacak, gazeteler dergiler bitecek denildi. Sosyal medyayı ucundan görmeye başladılar bu da netleştirdi bazı şeyleri hem geleneksel medya hem sosyal medya hem internet medyası bütün bunlar birbirlerini destekleyen mecralar haline dönüştü. Basın sosyal medyayı gündemde tutarak ayakta kalıyor ya da tam tersi basın sosyal medyayı gündemde tutuyor sosyal medya da basını. Gazete kendini kolay teslim etmeyecektir. İleriye dönük çalışmalarınız planlarınız nasıl olacak? Aslında hem medya gelişiyor hem yeni mecralar gelişiyor. Sosyal medya, internet medyası gibi... Bu da bizim önümüze yeni hedefler yeni projeler koyuyor. Oysa bizim önümüzde bir sürü proje var; bunlardan bir tanesi (çatısına yeni nesil medya takibi diyoruz) yeni nesil medya takip sistemini getirecek kullanıcısının aktif olmasını getirecek daha çok hız daha çok ayrışma daha iyi depolama olacak. 2013'de bunu yapacağız. Medya takibi olarak danışmanlık düşündünüz mü? Firmalar sizden bunu istiyor mu? O biraz medya planlamacıların işi ama biz, bilgiyi o ihtiyaçlar doğrultusunda yorumlayıp sunmak gibi bir projemiz var. Bilgiyi alıp medya takibi yapmak yorumlayıp o şekilde iletmek. Uluslararası bir firma olma yolunda gidiyoruz. Şu anda çeşitli araştırmalarımızda görüyoruz ki gerçekten birçok Türk firmasıyla karşılaşıyoruz. Son beş senedir her alanda görebiliyoruz. Ofis olarak yurt dışında olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa merkez burası bize yetiyor diyor musunuz? Yurt dışında bizim ofisimiz var ama ayrıca biz uluslar arası olacağız. Bu şu anlama geliyor; şubeleşmek yada ofisleşmek anlamında değil o ülkeye yönelik yatırımlarla şirketleşmek istiyorum. Mesela Almanya'da da şubemiz var. Öyle tercih edeceğimiz yerler olacaktır ki atıyorum Kazakistan'da şubemiz olacaktır da Romanya'da şirketin kendisi olacaktır. Uluslararası olma yolunda, şubeleşeme ve yerelleşme yoluyla seçtiğimiz ülkeler var Rusya, Gürcistan, bazı Avrupa ülkeleri, Özbekizstan, Azerbaycan... Buralar özel sektörün yeni yeni yol aldığı bir süreç geçiriyor, bütün hazırlıklarımız bu yönde. Sosyal medyanın takibi ve ölçümü çok önemli yapılması gereken olaylardan biri bununla ilgili bazı çalışmalarımız var. Bu da medya takip sektörüne yeni bir ivme kazandıracak. magdergi.com.tr 45


RÖPORTAJ

“En önemli prensibim profesyonelliktir.”

Joerg Uwe Limper

İŞ YAŞAMINDAKİ ÖNCELİKLERİMİ İŞİMİN AKIŞI BELİRLİYOR.

Dünya çapında ünlü pek çok otelin farklı departmanlarında çalıştıktan sonra, yine çok farklı şehirlerde genel müdürlük yapan ve halen Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ile Lugal, A Luxury Collection Hotel Ankara otelleri genel müdürlüğünü üstlenen Joerg U. Limper ile kariyeri, başarılı konumu, gelecek hedefleri ve kişisel zevkleri üzerine bir röportaj yaptık.

S 46 magdergi.com.tr

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1959 yılında Almanya’da doğdum. 16 yaşımdayken otelcilik sektöründe bellman olarak çalışmaya başladım. Bir yıl sonrasında mutfağa geçtim ve otelcilikte birçok farklı bölümde görev aldım. Cornell Üniversite’sinde Otel İdareciliği Bölümü’nü tamamladım. 1989 -1999 yılları arasında 10 yıl boyunca Amerika’da Hilton otellerinde çalıştıktan sonra 2 yıl boyunca da Kore’de Yiyecek İçecek Müdürü olarak görev yaptım.

Sonraki yıllarda ise Tayland, Jamaika, Maldivler, Mısır ve Güney Afrika’daki çeşitli otellerde genel müdürlük görevini üstlendim. 2012 yılı Aralık ayında Ankara’ya gelerek, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve Lugal, A Luxury Collection Hotel Ankara genel müdürlüğü görevini devraldım. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Bulunduğum hizmet sektöründe başarılı olmak için, çalışanlarımın yetenekleri ile mevcut fiziki koşulların getirdiği değerlere sahip çıkmak, onları geliştirmek, eşdeğer gitmelerini sağlamak ve otelimizde ağırladığımız misafirlerin tüm ihtiyaçlarının karşılandığından emin olmak gerekiyor.


RÖPORTAJ

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşamındaki önceliklerimi işimin akışı belirliyor. Her otelin ağırladığı misafir profili, bulunduğu yer, fiziksel koşulları ve insan kaynağı bir diğerinden farklıdır. Ben bir yöneticinin, en zayıf halkası kadar güçlü olduğuna inanırım. Bazen bu halkalar birden fazladır. Dolayısıyla bu zayıf halkanın tesbit edilip güçlendirilmesi gerekir. Önceliklerim bulunduğum yerin özelliklerine göre değişiyor. Pek çok farklı ülkede çalıştığım için kendimi bir göçmen iş adamı olarak görüyorum. Bu da bana uyum sağlama becerisi kazandırdı.

İYİ BİR EĞİTİM ALMIŞ OLMAK SİZİ İYİ BİR YÖNETİCİ YAPMAZ. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Egzersiz yaparak günün tüm yorgunluğunu ve stresini atabiliyorum. Düzenli olarak her gün ya yüzüyorum ya da spor aletlerini kullanıyorum. Elbette dostlarla vakit geçirmek ve iyi bir yemek bunu takip ediyor. İki köpeğimi gezdirmek de beni rahatlatan aktivitelerden biri. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? En önemli prensibim profesyonelliktir. Kendi adıma açık ve net davranırım, karşımdakinden de bunu beklerim. Profesyonelliği takdir eder ve desteklerim. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Bir idolüm yok ama iş hayatımın dönüm noktalarında bana yol gösteren akıl hocalarım oldu. Bu kişiler kariyerimin ayrılmaz birer parçası oldu. Belli noktalarda size akıl hocalığı yapan kişiler ideallerinizi, felsefenizi, kişiliğinizi ve iş kavrayışınızı şekillendiriyor. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Benim için rekabet başarı demektir.

DÜNYAYI DOLAŞACAK BİR YÖNETİCİ OLMA ARZUSU HEP İÇİMDE YER ALIYORDU. Herhangi bir kuruluş veya deneğe üye misiniz? Üyesi olduğum iki kuruluş var. Rotary International ve mutfak sanatları, şarap ve yüksek kaliteli yemeklerle ilgilenen amatör ve profesyonelleri bir araya getirmeyi amaçlayan uluslararası bir gastronomik topluluk olan Chain des Rotisseurs. Bu kuruluş otelcilikte iyi bilinen bir kuruluştur. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Yöneticilik için önce yatkınlık gerekir sonra üzerinde çalışılmalıdır. Yöneticiliğe eğiliminiz olmalı. Yatkınlık işin temelidir, beceriler onun üzerine inşa edilir. Herhangi bir konuda yönetici olmak için her ikisi de gerekir. Deneyim kazanmalı, çevredeki değişkenler uyum göstermeyi öğrenmelidir. İyi bir eğitim almış olmak sizi iyi bir yönetici yapmaz. İnsan ilişkileri becerisi de gerekir. Küçük yaşlarda, bugün bulunduğunuz noktanın hayalini kurmuş muydunuz? Küçük yaşlarımdan itibaren, belki annemle mutfakta çok zaman geçirip onu yemek yaparken izlediğimden; hedefim şef aşçılıktı. Fakat yirmili yaşlarımda yönetici olmaya karar vermiştim. Buna Genel Müdürlük demeyelim, bulunduğum noktadaki lider kişi olmak istiyordum, alan her ne olursa olsun. Ve daha o yaşlarda bu yöneticiliğin uluslararası olacağını biliyordum. Dünyayı dolaşacak bir yönetici olma arzusu hep içimde yer alıyordu.

YÖNETİCİLİK İÇİN ÖNCE YATKINLIK GEREKİR SONRA ÜZERİNDE ÇALIŞILMALIDIR.

magdergi.com.tr 47


RÖPORTAJ

''İș yașamında en önemli önceliğim karșılıklı güven''

Levent Cengiz

EMPATİ YAPABİLME YETENEĞİ BAŞARIYI GETİREN FAKTÖRLERDEN BİRİ.

JW Marriott Ankara'nın Satış ve Pazarlama Direktörü Levent Cengiz ile başarı üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Başarısının sırlarını bizlerle paylaşan Levent Cengiz'den birçok tüyo aldık.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Abant İzzet Baysal Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümünden mezun olduktan sonra MBA derecemi Londra’nın önemli okullarından biri olan Charles Sturt University’e bağlı London School of Commerce’den aldım. Londra’nın yanı sıra Çeşme, Muğla gibi yaz turizminin yoğun yaşandığı bölgelerde de yöneticilik yaptım. Ankara’da da beş yıldızlı otellerde yöneticilik yaptıktan sonra Marriott International zincirinin Ankara’daki temsilcisi JW Marriott Ankara’da Etkinlik Operasyon Müdürü olarak göreve başladım. Kısa süre sonra, Şubat 2012’de Etkinlik Yönetimi Direktörlüğüne terfi ettim. Mart 2013 itibariyle de yine JW Marriott Ankara içerisinde Satış ve Pazarlama Direktörlüğü görevini üstlenmiş bulunmaktayım. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için tabii ki çok çalışmak gerek. Ama bence bunun yanında başarılı insanların sahip olması gereken önemli meziyetler de var. Kişinin

48 magdergi.com.tr

dürüst ve tutarlı olması bunların başında geliyor. Ardından düzenli ve planlı olmak hem iş yaşamında hem özel yaşamda sahip olunması gereken ve kişiye çok önemli artılar sağlayan nitelikler. Bunun yanı sıra empati yapabilme yeteneği başarıyı getiren faktörlerden bir diğeri. Kişinin kendisini karşısındakinin yerine koyabilmesi beraberinde öngörüyü getiriyor ve bu da ilişkiler anlamında büyük kazanımlar sağlıyor. Son olarak da ileri görüşlülük ve adalet duygusu başarıya giden yolda sahip olunması gereken özellikler diyebilirim. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşamında en önemli önceliğim karşılıklı güven. Bu bağlamda hem ekip arkadaşlarımla olan karşılıklı güven ilişkisinden hem de müşterilerimiz ile olan güven ilişkisinden bahsediyorum... Bugünün rekabetçi iş dünyasında, oluşturulabilecek her türlü ortaklığın ham maddesi güvendir. Bu yüzden hem beraber çalıştığım ekip arkadaşlarımın hem de misafirlerimizin güvenlerini kazanmak isterim. Bunun için ise dürüstlük, düzen ve en önemlisi tutarlı olabilmek lazım. Yani söylenen sözün arkasında durabilmek, verilen sözleri tutabilmek çok önemli. Bir diğer önemli konu


RÖPORTAJ

ise çözüm odaklı anlayış. Her türlü kriz ortamında; şoku hızlı bir şekilde atlatabilmek ve yapıcı, hızlı çözümler üretebilmek için harekete geçebilmek, özellikle söz konusu hizmet sektörü olduğunda çok gerekli bir beceri olarak karşınıza çıkar. Son olarak ekleyebileceğim ise değişime, gelişime açık ve yatkın olmak. Günümüzde değişim kaçınılmaz ve değişime ayak uydurmak bir zorunluluk. Sevdiğim bir Çin atasözü der ki ; “Değişim rüzgarları estiği zaman akıllılar yel değirmeni yapar, aptallar ise duvar örer”. Bence değişimi ve önemini çok güzel ifade etmiş. Rekabet size ne ifade ediyor? Rekabet, iş hayatının vazgeçilmezlerindendir diyebiliriz. Kişileri ve kurumları etkisi altına alan bu kavram iyi yönetildiğinde başarıyı ve dinamizmi getirir. Çoğu insanın negatif olarak algıladığı “rekabet”, doğru yönetildiğinde kişiyi / kurumu ileriye taşır, pazar payının büyümesine, daha profesyonel ve kaliteli ürün/hizmet sunulmasına olanak tanır. Bu noktada tüketiciye alternatif sunar. Tabii ki rekabetin de diğer her konuda olduğu gibi etik değerler çerçevesinde yürütülmesi gerekir. Bunun dışına çıkan rekabet anlayışı kabul edilemez.

BUGÜNÜN REKABETÇİ İŞ DÜNYASINDA, OLUŞTURULABİLECEK HER TÜRLÜ ORTAKLIĞIN HAM MADDESİ GÜVENDİR.

Yurt dışına açılma gibi bir planınız var mı? Zaten uzun yıllar hem iş hayatım hem seyahatlerim sebebiyle yurtdışında bulundum. Şu anda bulunduğum marka da ABD merkezli, dünya üzerinde 3.800’ün üzerinde turizm yatırımına sahip dünyanın önde gelen konaklama zinciri Marriott International. Dolayısıyla sıklıkla yurt dışı seyahatlerim ve görüşmelerim olmakta. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Bunun birbirine bağlı bir süreç olduğunu düşünüyorum. Bazı insanlar doğuştan lider özelliklere sahip oluyor ama bence daha da önemlisi çocukluk çağından itibaren anne ve babanın çocuğa bilinçli ya da bilinçsiz olarak aşıladıkları özellikler... Yöneticilik vasfının temelinde olması gereken özgüveninin, liderlik özelliklerinin, diplomasi becerisinin, empati yapabilme yetisinin, adalet duygusunun, çalışkanlığın, düzenli bir birey olabilmenin, dakikliğin ve bunlara benzer pek çok özelliğin çok küçük yaşlardan itibaren kazanıldığını düşünüyorum. İlerleyen yaşlarda da eğitim, öğretim, sosyal çevre, sosyal faaliyetler vb. değişkenler ile kişi bu özelliklerini pekiştiriyor ya da farklı nitelikler geliştiriyor. Tüm bunların yanında tecrübe de çok önemli. Elbette tecrübe zaman içerisinde kazanılan bir değer ama tecrübe kazandıkça yöneticilik vasfı da gelişmiş, geliştirilmiş oluyor. Öğrenmek, görgü, bilgi ve birikimi arttırmak hiç bitmeyen sürekli devam eden bir süreç. Öğrenmeye, yeni tecrübelere ve yeni bilgilere açık olan bireyler de “u u daha geniş kişiler” olabiliyorlar. Tüm bunlar da kişinin yöneticilik vasıflarına katkı sağlıyor. Küçük yaşlarda, bugün bulunduğunuz noktanın hayalini kurmuş muydunuz? Açıkçası çok küçük yaşlarda daha farklı hayallerim vardı. Bir sporcu veya bir müzisyen olarak kendimi hayal etmişliğim vardır. Çocukluktan sonraki dönemde daha çok yöneticilik hayalleri kurmuştum. Türkiye’yi Avrupa’da temsil edebilecek en başarılı sektör sizce hangisi? Son yıllarda özellikle turizm alanında ciddi atılımlar yaptığımızı düşünüyorum. Bundan 10 - 15 sene önce Türkiye’yi ziyaret eden turist sayısı 10 milyon civarındaydı. O dönemlerde yapılan istatistiki çalışmalarda Akdeniz

Bölgesi’nin en büyüğü İspanya idi ve yıllık 50 milyon turistin İspanya’yı ziyaret ettiği belirtilmişti. 2013 yılında Türkiye’nin beklediği turist sayısı 35 milyon. Bu çok ciddi bir rakam ve bu rakamların şimdi telaffuz ediliyor olması gurur verici. Nereden nereye gelmişiz...

BUGÜNÜN REKABETÇİ İŞ DÜNYASINDA, OLUŞTURULABİLECEK HER TÜRLÜ ORTAKLIĞIN HAM MADDESİ GÜVENDİR.

magdergi.com.tr 49


50 magdergi.com.tr



RÖPORTAJ

“Benim için bașarı hedefe ulașmaktır.”

Murat İmre

EKİP ÇALIŞMASI BENİM ÇOK ÖNEM VERDİĞİM BİR KONU, TEK BAŞINA KİMSE BAŞARILI OLAMAZ.

25 yıldır optik sektöründe çalışmalarını sürdüren Murat İmre ile geçmişten bu güne kadar olan başarısını ve gelecekte yapmak istediklerini konuştuk. Optik sektöründe farklı bir konumda yer alan Dünya Göz Optik hakkında kendisinden bilgiler aldık.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1971 İstanbul doğumluyum, evliyim 6 yaşında bir oğlum var ve İstanbul’da yaşıyorum. Tam 25 yıldır optik sektöründe çalışmaktayım, ilk tecrübem bir İngiliz firmasıyla başladı. Yaklaşık 10 yıl bu firmada çalıştım daha sonraki yıllarda, lüks marka gözlük sektörünün dünyada lideri konumunda bulunan bir İtalyan firmasında lüks marka satış ve bölge yöneticiliği yaptım.

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? 6 ay gibi kısa bir sürede Bursa ve Ankara’da iki butik optik mağaza açtım. Amacım; farklı olmak. Farklılıktan kastım müşterilerimizin bize karşı olan güven duygusunu yukarı seviyelere taşıyıp hizmet kalitesini ve alışveriş konforunu yükseltmek. Sağlık boyutu ile güven verip moda boyutu ile de gözlük kullanıcılarına stil moda danışmanlığı hizmeti vermek.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? 2012 yılında kendi işimi kurma kararı aldım ve ilk adımı attım, şirketimi kurdum. Yılların kazandırdığı bilgi ve tecrübeyi perakende mağazacılığında kullanma hayalim böylece başlamış oldu.

Mağazalarımın bulunduğu noktaların müşterilerimiz için güven, veren kaliteyi ön planda tutan, lüks ve keyifli alışveriş yapılan mağazalar olması... Hayali hedefim, belirli sayıda, özel hizmet veren butik mağazalar oluşturmak. ileriki dönemlerde müşterilerimize özel gözlük kullanım stil danışmanlığı VIP günleri gibi özel günler de organize edeceğiz.

Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı hedefe ulaşmaktır. Ancak bunun için önce kendinize bir hedef koymalısınız ki bayrağı dikecek bir noktanız olsun.

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? İstek ve arzu hiç bir zaman sönük olmamalı. Hırs önemli bir itici ancak ölçülü olmak kaydıyla... Ekip çalışması benim çok önem verdiğim bir konu,

52 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

tek başına kimse başarılı olamaz. Bir de önemli olan başka bir konu da hangi kulvarda koşacağınıza karar vermiş olmalısınız. Başarılı olmak için her kulvarda koşmaya çalışmak tümden başarısızlığa götürür düşüncesindeyim. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Vizyon ve amacı belirlemezseniz okyanusun ortasında boş boş gezen bir tekne gibi olursunuz. Yüzüyorsunuz da, ama nereye? nasıl? İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Güven benim için öncelikli bir duygu. Güvenin olmadığı bir ortamda iş yapmak, hizmet vermek mümkün olmaz. Ofisteki ekibim, mağazalarda çalışan arkadaşlarım, bizi tercih eden müşterilerimize güven duygusunu vermeli... İnsanlar huzurlu olduğu yerde kendini güvende hisseder. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Tabii ki yeni mağaza planlarım olacak. 3-5 yıllık planım kafamda hazır aslında, ileriye dönük vizyon ve hedefim belli. Ama şu an masa üzerinde projelendirmiş değilim. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Yaşadığımız ülkenin ve iş yaptığımız piyasanın gerçeklerini takip etmeli, ayakları yere basan projeler üretmeli ve kendi öz kaynakları ile hareket etmeliler. Agresif olmamalılar ve kesinlikle sert rekabetin direk içinde olmayacakları farklı projeler üretmek, başlangıçta çarkın dönmesine yardımcı olan önemli unsurlardır bence.

KATI PRENSİPLERİM HİÇ BİR ZAMAN OLMADI.

Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Uzun süredir fırsat bulamama rağmen dalış benim için özel bir dinlenme molası. Tarihi okumayı ve kültür turlarını seviyorum. Kendimce minyatür ve İznik seramik koleksiyonu yapıyorum. Evimde küçük bir kütüphane oluşturma çabasındayım, şu an yaklaşık bine yakın kitabım var. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Hoşgörülü ve esnek biriyim. Katı prensiplerim hiç bir zaman olmadı. En büyük idealiniz nedir? Yurtdışında da mağazalar açmak. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? sosyal hayatımdaki insanların çoğu iş hayatımın içinde de olduğu için kendi dengesini yıllardır kurmuş durumda her ikisi de dengeli bir biçimde sürüyor.

GÜVENİN OLMADIĞI BİR ORTAMDA İŞ YAPMAK, HİZMET VERMEK MÜMKÜN OLMAZ.

Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Bu sonradan edinilecek bir şey değil. Kişi de biraz liderlik vasfınızın olması ile ilgili bence... Bu vası a değilseniz neyi, nasıl yöneteceksiniz? Küçük yaşlarda, bugün bulunduğunuz noktanın hayalini kurmuş muydunuz? Hayır. Hayat insanı nereye götürecek bunu önceden kestiremezsiniz. ancak sürekli hayatı zorluyor kendinize fırsatlar yaratmaya çalışıyorsanız ulaşacağınız noktada az çok belli olmuştur aslında. Türkiye’yi Avrupa’da temsil edebilecek en başarılı sektör sizce hangisi? Moda-tekstil, spor yazılım ve bilişim teknolojileri.

magdergi.com.tr 53


RÖPORTAJ

“Gelecek planlanabilir bir șeydir.”

Murat Şahin

FÜTÜRİSTLER GELECEKLE İLGİLİ ÇALIŞIYORLAR.

Gelecek üzerine birçok faaliyette bulunan Türkiye Fütüristler Derneği Başkanı Murat Şahin ile fütürizm üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kuruldukları günden bugüne kadar yaptıklarını ve gelecek için planlarını sorduğumuzu Murat Şahin samimi cevaplarıyla MAG Business ile sizlerle.

B

ize kendinizden bahseder misiniz? Benim adım Murat Şahin bu dönemki Fütüristler Derneği Başkanı'yım.

İşiniz nasıl kuruldu? Dernek yöneticilerinin içinde “Future Society America”da 1950'lerin sonunda organize edilmiş bir birlik var. Dünya Fütüristler Birliği'nin bugün dünyanın her yerinden kırk bin üyesi bulunuyor. İlk iş etrafımızdaki insanlar aracılığıyla (ki benim aracım Derneğin Kurucu Başkanı ve aynı zamanda Onursal Başkanı Alphan Manas’dır) “World Future Society” diye bir birlikten haberdar oldum. Ardından hemen onlar ne yapıyor diye araştırıp önce “World Future Society” üyesi oldum ve ardında da sizin Türkçe'sini okuduğunuz Fütürist Dergisi'ni okumaya başladım. Fütüristler ilginç

54 magdergi.com.tr

işler yapıyorlar, bu araştırmaları işe yarar derken, Türkiye'de bir dernek kurulduğunu öğrendim. 2005 yılında dernek kuruldu ben de 2006 -2007 yıllarında üye oldum. Çok kısa bir süre sonra da dernek için çalışmaya başladım... Şirketler açısından fütürizmin önemi nedir? Şirketinin geleceği ile ilgili düşünen, çalışsan herkesin fütürist bir derneğe üye olması, daha kapsamlı çalışmaları görmesi, okuması ve içinde bulunmasını sağlıyor. Gelecek planlanabilir bir şeydir; bizler kendimizi, çevremizi, toplumumuzu, ülkeyi ve dünyayı olumlu bir yere götürebiliriz. Fütürizm bu alanda şirketler açısından çok önemlidir. Fütüristler ne gibi çalışmalar yapıyor? Fütüristler gelecekle ilgili çalışıyorlar. Adından da anlaşılacağı üzere bir takım araştırma modelleri kullanıyorlar. Bunlar dünyanın bildiği araştır-


RÖPORTAJ

malar, özel araştırmalar FÜTÜRİSTLER değil. Araştırma modelOLARAK BİZİM lerinde şöyle yapıyoruz; temelde birincisi gelecekle TERCİHİMİZ OLUMLU ilgili, sizin veya benim GELECEK ÜSTÜNDE çevrenizdeki insanların olası ÇALIŞMAK. senaryolarını konuşuyoruz. Varsayalım enerjiyle ilgili gelecek çalışması yapacağız; önce hepimizin bildiği gerçekleri ortaya koyuyoruz; petrol benzeri yakıtlar azalıyor dolayısıyla alternatif kaynaklar lazım. Sera gazı salınımı ve enerji kaynaklarının kullanımıyla ilgili bir tehlike mevcut. Bütün bu senaryolar karşınızda var bunların bazıları insanın hoşuna gidiyor. Fütüristler olarak bizim tercihimiz olumlu gelecek üstünde çalışmak. Şirketinin geleceği ile ilgili düşünen, çalışan herkes fütürist bir derneğe üye olmalı daha kapsamlı çalışmaları görmesi, okuması içinde bulunmasını sağlıyor. Eğitim veya konferanslarınız oluyor mu? Elbette. Üyelerimizin buluştuğu konferanslar düzenliyoruz. Gelecekte sağlık, gelecekte medya gibi geleceğe dönük gerçekleştirdiğimiz mini konferanslar yapılıyor. Bu sayede biliniyoruz ve tanınıyoruz. Nitekim gittiğimiz üniversitelerden de fütürist elçilerimiz oluyor. Onlar daha sonra fütüristi okullarında anlatıyorlar, tanıtıyorlar, faaliyetleri duyuruyorlar. Bu güne kadar sekiz kere yapıldı. İki yüz kişi kadar salonu dolduruyor, aynı

zamanda dört bin kişi de online olarak izliyor. Orada başarı öykülerinden bahsediyoruz ki gençleri heyecanlandıralım, rol modelleri daha fazla öne çıkartalım. Me yanın geleceğini nasıl görüyorsunuz? Bence enteresan bir yere doğru gidiyor. Bunu en iyi tarif eden şu; ben girişimciyim 2005'de şirketimizi kurduk. Biz biraz ters çalıştık; önce şirketi kurduk sonra ne yapacağımıza karar verdik. Önce World of Mouth Marketing Ajansı kurmaya karar vermiştik fakat sonra hiçbir şey yapmadık ama dünya 6-7 yıllık bir sürede “World of Mouth”dan “World of Keyboard”a geldi. Dolayısıyla herkes birer mecra artık. Sokakta hiç tanımadığınız bir birey Twitter'da Facebook'da yüz bin kişiye sesleniyor, bir kişinin blog'u her gün binlerce insan tarafından takip ediliyor. Dolayısıyla rekabet için, kurumsallaşmış firmalar için hem zorluklar var hem de fırsatlar. Eskiden diğer dergileri rakip görürken bugün her birey birer rakip. O yüzden hayat zor. Mobilite arttıkça fırsatlar da artıyor. Dergiyi hazırlıyorsunuz, basıyorsunuz ardından kurye ile gönderiyorsunuz. Bu inanılmaz bir maliyet. Teknolojinin bize sunduklarıyla bugün hazırlayıp on beş dakika sonra dağıtabilirsiniz. Derginin İngilizce versiyonunu çıkartmak için bir sürü tercümanlar çalışacak, hazırlayacakken bunu elektronik ortamda kısa bir sürede yapmanız mümkün. Dünyanın her yerinden topladığınız içeriği Türkiye'de birkaç dilde dağıtıyor olabilirsiniz. Ben uzun zamandır basılı gazete almıyorum tabletten okuyorum... Deprem oluyor haber sitelerinden önce Twitter'dan görüyorsunuz.

magdergi.com.tr 55


Şık

Kadın MAG

HELMUNT LANG Beyaz Gömlek

Tarz

CARTIER Pırlanta Kolye

Tarzınızdan ödün vermden șık parçaları bir araya getirerek iș yașamınızda da çok hoș görünebilirsiniz. Taba renklerin birbiriyle olan uyumu size çok yakıșacak...

DKNY Taba Ceket 500 €

CARTIER Gold Bileklik

GUCCI Bordo Elbise 995 €

DKNY Taba Pantolon 255 €

CARTIER Pırlanta Bileklik

CELINE Çanta

LAVIN Tașlı Kemer 795 €

CHANEL Çanta

56 magdergi.com.tr

CHARLOTE OLIMPIA Platform Ayakkabı 725 €

GIANVITO ROSSI Topuklu Ayakkabı 430 €


ZARA Kașe Șapka 59,95

RICHARD NICOLL Deri Ceket 1,480 €

BOTTEGA VENETA Siyah İpek Bluz 980 €

GUCCI Küpe 375 $

LE SPECS Güneș Gözlüğü 40 €

BAND OF OUTSIDERS Siyah Tulum 790 €

STELLA MCCARTNEY Siyah Deri Çanta 995 €

MICHAEL KORS Saat 295 $

ALEXANDER WANG Çanta 689 €

Spor

ŞIK

Hem spor hem de șık görünmek artık moda oldu diyebiliriz Cumartesi günleri iș yașamınızdan biraz sıyrılıp farklı tarzlar deneyebilirsiniz...

DİOR Mürdüm Deri Kemer DİOR Siyah Deri Kemer

OSCAR DE LA RENTA Küpe 168 €

SAINT LAURENT Bilezik 980 € NARS Ruj

CHRISTIAN LOUBOUTIN Deri-PVC Ayakkabı 545 € SAINT LAURENT Piton Desenli Bot 1,595 €

magdergi.com.tr 57


RÖPORTAJ

“İstemek bașarmanın yarısıdır.”

Nermin Kılınçarslan

ŞİRKETİMİZİ EŞİM OLAN BÜLENT KILINÇARSLAN’LA BİRLİKTE 1996 YILINDA 2000 DOLAR BORÇLA KURDUK.

1996 yılında Eşi Bülent Kılınçarslan’la birlikte kurdukları Kuanta’yı nasıl büyüttüklerini anlatan başarılı iş kadını Nermin Kılınçarslan’dan başarılarını ve bu günlere nasıl geldiğini öğrendik...

58 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1970 yılında Malatya’da doğdum. Evliyim ve iki oğlum var. Kuanta A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi, Kuanta Havacılık Yönetim Kurulu Başkanı ve Kılınçarslan Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Başkanıyım.

Kuanta ne zaman ve nasıl kuruldu? Şirketimizi, Yönetim Kurulu Başkanımız ve aynı zamanda eşim olan Bülent Kılınçarslan’la birlikte 1996 yılında 2000 dolar borçla kurduk.

İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Hayatının yoğun koşuşturması içinde hayatı atlamamak gerek, mümkün olduğu kadar kendimize, çocuklarımıza ve sevdiklerimize vakit ayırıyoruz. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Gelecekte üretim ve turizm sektöründe yer almak istiyoruz. Henüz kesinleşmiş bir proje yok, üzerinde çalışıyoruz. Kuanta Havacılığı yeni kurduk onunla ilgili çalışmalarımız da sürüyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Yılda birkaç kez çocuklarla yurt dışına çıkmaya çalışıyoruz, yurt içi seyahatlerimizde oluyor. Ailece seyahati çok seviyoruz.

Nasıl bu kadar büyüdünüz? İşe elektronik güvenlik sistemleriyle başladık. Daha sonra havaalanı ekipmanları üreten firmaların temsilciliklerini alarak havaalanı sektörüne girdik. Sonra da havaalanı taahhüt işlerine başladık ve bugünlere geldik. Daha alınacak çok yolumuz var.

DAHA ALINACAK ÇOK YOLUMUZ VAR. Şimdi neler yapıyorsunuz? Şu anda Tanzanya ve Afganistan’da devam etmekte olan işlerimiz var. Takip ettiğimiz yeni projeler de var tabii. Geçen yıl bünyemize Kuanta Havacılık’ı dahil ettik. Havacılıkta 7 yolcu kapasiteli bir iş jetimiz var, yapılanmaya devam ediyoruz. Bir sosyal sorumluluk projeniz var Kılınçarslan Eğitim, Kültür ve Sanat Vakfı (KAV)… Bülent Bey de, ben de eğitimin bir ülkenin gelişmişlik düzeyine katkısının bilincindeyiz. Hepimizin, hem şirket hem de birey olarak yaşadığımız çevre konusunda göstereceğimiz duyarlılıkları çok önemli. Biz şirketimizi kurarken belli bir noktaya geldiğimizde mutlaka bir vakıf kurup maddi imkansızlıklar nedeniyle okuyamayan çocuklara bu imkanı sağlayacağımız konusunda söz verdik ve bu süreçte öğrencilere imkanlarımız dahilinde burs sağladık. Sosyal sorumluluk bilinciyle bu girişimimizi geliştirerek 2011 yılında vakfımızı kurduk. Vakı a neler yapıyorsunuz? Tüm geliri vakfın burs fonuna aktarılmak üzere iki sanat galerisi kurduk; KAV Sanat ve KAV genç sanat . Bu galerilerle aynı zamanda sanata ve sanatçıya destek oluyoruz. KAV Sanat’ta Türkiye ve Dünya’dan ünlü sanatçıların, KAV Genç Sanat’ta 35 yaş altı genç sanatçıların eserleri sergileniyor. Ekim ayında usta sanatçı Adnan Turani ve 18 genç sanatçı ile açılış yaptık. 6 Kasım’da da KAV Sanat’ta, uzun yıllardır Paris’te yaşayan sanatçımız Utku Varlık’ın ve KAV Genç Sanat’ta da 3 genç sanatçımızın sergi açılışları olacak. Bu sergiler bizi çok heyecanlandırıyor tabii… Ayrıca bursiyerlerimize gıda ve yiyecek yardımları yapıyoruz zaman zaman.

SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİYLE 2011 YILINDA VAKFIMIZI KURDUK. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Öncelikle eğitimlerini tamamlasınlar ve bir yabancı dili, mümkünse mutlaka öğrensinler. İstemek başarmanın yarısıdır çok istemeleri gerekiyor. Bir hedef koyup çok çalışsınlar, risk alabilsinler, asla yılmasınlar ve kendilerine inansınlar. Şansları da onlara yardım ederse başarmamaları için hiçbir sebep yok. magdergi.com.tr 59


60 magdergi.com.tr


magdergi.com.tr 61


RÖPORTAJ

“Prensiplerimiz bizi biz yapan kararlarımızdır.”

Nezih Allıoğlu

YENİLİKÇİ OLABİLMEK, KATI PRENSİPLERİNİZİ HAYATIN DIŞINA BIRAKABİLMEMİZLE İLİNTİDİR.

1992 yılından beri faaliyet gösteren ve başarılı bir kuruluş olan Göral Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Allıoğlu ile başarı üzerine konuştuk. Geçmişten bugüne kadar birçok birikimini MAG Business okurlarıyla paylaşan Nezih Allıoğlu başarının kapılarını sizler için aralıyor...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1966 Yozgat doğumluyum. Evliyim, bir oğlum var. Gazi Üniversitesi İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü’nden mezun olduktan çok kısa bir süre sonra, İMKB’de, Broker’lık deneyimim oldu. Ardından Göral Otomotiv AŞ’nin kuruluşu ile otomotiv sektörüne, ilk adımı attım. Şimdi, Peugeot Türkiye’nin Ankara bayisi olan Göral Otomotiv A.Ş’de Yönetim Kurulu Başkanlığını ve birçok sosyal sorumluluk projelerine imza atan, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği Başkanlığını yürütmekteyim.

Caddesi ve Çetin Emeç Bulvarı’nda, bulunan showroom’larla hizmet verdik 1997 yılında firma olarak yeniden yapılandık ve Peugeot bayiliği alarak yolumuza devam ettik. 1997 yılından bu güne, tek amacımız tüm Peugeot tutkunlarına sorunsuz hizmet vermeye çalışmak...

Göral Otomotiv ne zaman ve nasıl kuruldu? 1992 yılında Ankara’da otomotiv sektöründe Opel bayiliği alarak “Göral Otomotiv A.Ş.” ismi ile firmamızı kurduk. 1992–1997 yılları arasında Dikmen

Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz nelerdir? Prensiplerimiz bizi biz yapan karalarımızdır. Fakat çok ince bir çizgidedirler. Prensiplerinizden ne vazgeçmeniz ne de ısrarcı olmamanız

62 magdergi.com.tr

Peugeot Türkiye’nin Ankara bayisi olan Göral Otomotiv A.Ş., yeni araç satışı, araç servis hizmetleri, yedek parça tedarik, lastik, rot balans, sigorta aracılık hizmetleri, her marka ikinci el ve operasyonel filo kiralama gibi otomotiv alanında akla gelebilecek tüm hizmetleri tek bir noktadan vermektedir.


RÖPORTAJ

gerekir. Katı, yıkılmayan prensipler çoğu zaman sizi hedefe ulaştırmaz. Yenilikçi olabilmek, katı prensiplerinizi hayatın dışına bırakabilmemizle ilintidir. Buna rağmen asla ve asla dediğim birçok şey var hayatta. Asla iyilerle çalışmaktan vazgeçmeyeceğim. Asla gülmekten vazgeçmeyeceğim. Asla çocukların gülmesi için çalışmaktan vazgeçmeyeceğim. Asla Fenerbahçe’den vazgeçmeyeceğim. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Hayatın içinde her daim karşılaştığımız zihnimizi açık tutan gerekli bir dürtü rekabet... Çocukluğumuzdan başlayarak bizimle birlikte büyüyen bu strateji, ailemizde kardeşlerimizle, okulda arkadaşımızla, iş yaşamında rakibimizle, bir rekabet başlıyor... Bence, kendine güvenen, zamanı ve aklını iyi kullanan, kazanmaya odaklı birçok genç girişimciyi ifade ediyor rekabet. İş hayatına yeni atılmış genç HAYATIN İÇİNDE girişimciler, ilk etap da nasıl bir yol HER DAİM izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Bu yol haritasındaki en önemli etken, KARŞILAŞTIĞIMIZ sürdürülebilir hedeflerdir. Başarı ZİHNİMİZİ AÇIK yüksek enerji, kararlılık ve inançla başlar. Dünyayı yakından izleyen, TUTAN GEREKLİ bilim teknoloji ve kültürel alandaki her BİR DÜRTÜ yenilikten haberdar olanlar, her daim REKABET... kazanlar arasındadır. Yenilikçi ve rekabetçi olmalılar. Faklı sarsıcı görüşlerini, cesurca değerlendirebilecek cesarette olmalılar. Alınan risk ne kadar büyük olursa başarıda o kadar büyük olur. Unutulmaması gerek şey, durağan seyreden iş dünyasında, sarsıcı fikirleri ortaya koyabilmek, genç girişimcilerin izleyeceği yollardan biridir.

yönlendiren ve aktive edebilen bir iş adamı varılan hede e, ödülü yukarı kaldırdığında ekibiyle birlikte paylaşabilendir. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Yöneticilik genlerle ilgili sanırım. Sonradan yönetici olunacağını ALINAN RİSK zannetmiyorum. İstisnalar vardır elbette, eğitimin her alandaki NE KADAR önemini azımsamak gerek. Yetenek BÜYÜK OLURSA ya vardır ya da yoktur. Kişi sadece yeteneğini geliştirebilir. Duruş, ifade, BAŞARIDA O kitleleri etkileyebilme, öngörü, KADAR BÜYÜK yaratıcılık ve daha birçok vasfın OLUR. içinde barındırdığı yöneticilik olgusu sonradan edinilmez kanısındayım. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? İş ve sosyal hayatı dengeleyen, kilit kelime burada başarının gücü sanırım. Zamanı ve aklı doğru kullandığınızda, hayatın içinde bulunan bu iki rolü iyi dengeliyorsunuz. Hayatın size kattığı diğer roller arasındaki geçişleriniz ne kadar profesyonel olursa yaşamın size sunduğu kazanım bir o kadar büyük oluyor. Kitap okuyor, araştırıyor, iş dünyasındaki gelişmeleri yakından takip ediyorum. Doğayı ve faklı kültürleri keşfetmek için zaman seyahat ediyorum. Yoğun iş dünyasına bir es verip mavi derinliklerdeki yaşamı görmek, dokunmak için dalış organizasyonlarına katılıyorum. Ayrıca sık sık ekstrem sporlar arasında bulunan karting yarışlarına da vakit ayırıyorum.

Etkili ve verimli bir insan olmak için kendilerini sürekli güncellemeliler. Başarıda sadece kazanım değil aynı zamanda mutluluğun da önemli olduğunu unutmamaları gerekir. Bireysel ve şirket başarısına ulaşmak, sahip olduğumuz tüm kaynakları en verimli şekilde kullanabilmemiz ile ilintilidir. Sizin için başarı ne demek? Başarı, benim için mutlu bir yaşam... Çoğumuz, kitleleri ardına baktıran, adından söz ettiren eylemler zinciri olarak ağlılar. Fakat başarı yalnızca bir kazanım değildir. Bir adım, hayatın gerisine çıkıp yaşamınıza bakabilme gücüdür. Başarılı bir iş adamı olmanın püf noktaları nelerdir? Başarıyı, bireysel algılamıyorum. Hedefe tek başına değil, bir ekip çalışmasıyla varılabileceğini unutmamak gerekir. Bu yolda kararlı olan, risk alan ve sürekli kendini güncelleyerek devam edenler kazanır. Sebat eden, devamlı çalışan, iyi akıl ve doğru tutum ile başarı elde edilebilir. Pozitif hayal gücünü, doğru magdergi.com.tr 63


RÖPORTAJ

Oğuz Ayrancıoğu

"Bașarı, hayalini kurduğumuz ișleri yapabilmektir"

BAŞARILI OLDUĞUNU GÜNÜN STRESİNİ HAYAL EDECEKSİN, ATABİLMENİN İÇİN EN SONRA BENİM DA YAPTIĞIN GÜZEL YOLU İŞE İNANACAKSIN. SPOR YAPMAK.

İnşaat, Alçı sanayisi, makine ve medikal sektörlerinde faaliyet gösteren Ayrancıoğlu şirketler grubunun ikinci kuşak yöneticilerinden olan Oğuz Ayrancıoğlu'na gelecekte yer almak istediği projeleri, kendi markaları olan Aygips ve Aypan hakkında birçok soru yönettik...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? TED Ankara Koleji’ni 2002 yılında bitirdikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden 2007 yılında mezun oldum. ODTÜ’den mezun olduktan sonra mesleğimde tecrübe kazanabilmek için 2007-2008 yılları arasında Moskova’da rezidans ve ofis şantiyesinde inşaat mühendisi olarak görev aldım. Daha sonra 2012 yılında İngiltere’de University of Nottingham’da MBA yüksek lisansımı tamamladım. İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Ayrancıoğlu şirketler grubu inşaat, alçı sanayi, makine ve medikal sektörlerinde faaliyet göstermektedir. Ancak başlangıç olarak 1980’li yıllarda Ay-

64 magdergi.com.tr

kon Yapı Endüstrisi olarak başladı diyebiliriz. Aykon Yapı inşaat sektöründe ihtiyaçları karşılamak üzere faaliyetlerde bulunmaktadır. Daha sonra ailenin ikinci kuşağı olarak bizler gerekli eğitimi alarak gelinen noktadan daha ileriye gidebilmek için çalışıyoruz. İnşaat sektöründeki bilgi birikimi ve gözlemlerimizi kullanarak 2007 yılında inşaat sektörün büyümesiyle sanayi alanında alçı ve alçı levha üretimine girdik. Bala’da yer alan tesisimizde Aygips markasıyla toz alçı ve Aypan markasıyla alçı levha üretiyoruz. Sistem çözümlerimizle kısa bir zamanda pazarda istediğimiz yeri aldık. Yıllık 20 milyon m2 alçı levha kapasiteli ve günlük 1700 ton kapasiteyle Türkiye pazarına ve 15 ülkeye satış yapan bir marka olduk. Markalarımız Aygips ve Aypan Türkiye ve çevre ülkelerde bilinen ve güvenilen bir marka haline geldi.


RÖPORTAJ

Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet piyasa içinde bir ürünün ya da hizmetin gerçek fiyatını ve kalitesini bulabilmesi için gerekli olan serbest ekonominin vazgeçilmez unsurudur. Rekabet firmaların ar-ge, müşteri memnuniyeti, satış sonrası hizmet ve üretim de verimlilik gibi unsurlara odaklanmasını sağlayarak insanların ihtiyaçlarına en yüksek standarda ulaşmasını sağlar. Örneğin alçı ve alçı levha sektöründe olan rekabetden dolayı ar-ge’ye ağırlık verek piyasada olmayan birçok ürünü Aygips ve Aypan markası altında piyasada kullanılmaya başlandı. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Yeni bir sektöre girmeyi düşünmüyorum çünkü zaman ve sermaye olarak şu an bulunduğumuz sektörlere odaklanmanın uzun vadede marka bilinirliği ve pazarda büyümek için daha verimli olacağını düşünüyorum. İnşaat alanında butik projeler; alçı ve alçı levha alanında ise innovatif ürünler geliştirmek önceliğimiz olacaktır.

Bu yaz başladığım kitesurf de çok eğlenceli, yazları fırsat bulabildikçe yapmayı planlıyorum. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Yöneticilik vasfı her ne kadar genetik gibi gözükse de alınan iyi bir eğitim ve tecrübe iyi bir yönetici olmak için çok önemlidir. Bunun dışında etrafınızda olan iyi yöneticileri gözlemleyerek onların iyi yanlarını örnek alabilmeniz de bu vasfın gelişmesinde faydası olacaktır. Bu bakımdan ben şanslı olduğumu İNSANLARIN düşünüyorum çünkü ailemizde ÇEVRELERİNDEN ve çevremizde bulunan başarılı yöneticiler sayesinde küçük MOTİVASYON yaştan itibaren çok şey görüp BEKLEMENİN öğrendiğimi düşünüyorum. AyÖTESİNDE KENDİ rıca işi gerçekten benimsemenin ve işe sahip çıkmanın, iç güdüsel KENDİLERİNİ olarak yöneticilik vasfına artı MOTİVE EDEBİLİYOR değerler kattığına inanıyorum. OLMALARI İYİ BİR Bunun içinde insanların çevrelerinden motivasyon beklemenin YÖNETİCİ İÇİN ötesinde kendi kendilerini OLMASI GEREKEN motive edebiliyor olmaları iyi bir yönetici için olması gereken BİR ÖZELLİKTİR. bir özelliktir. Sizce gelecek hangi sökterde? Bence enerji sektörü her zaman popülerliğini koruyacak. İnsanların ihtiyaçlarının karşılanması adına gereken üretiminin sağlanabilmesi için enerji ihtiyacı her zaman artacaktır. Çevreye olan duyarlılık ve dünyadaki yeni enerji politiklarından dolayı yenilebilinir enerji kaynakları daha da önem kazanacaktır. Ayrıca bu alanda yapılan çalışmalar sonucunda her sene teknolojileri ilerleyerek daha verimli enerji üretilebilecek hale gelmektedir. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Seyahat etmeyi severim genellikle yurt dışında gitmediğim ülkelere giderek yeni yerler ve kültürler tanımak isterim. Gittiğim yerlere de turistik yerleden çok günlük hayatın hareketli olduğu yerlere giderek şehrin ritmini yakalamak daha çok hoşuma gider. Farklı ülkelere yapılan seyahetlerde aslında ordaki insanlara ve kültürlerine ne kadar ön yargılı baktığınızı anlıyorsunuz. Böylece ziyaret ettiğiniz ülkeyi daha derinden tanımak için büyük bir fırsat yakalanıyor. Örneğin aslında uzakdoğu da her ülkenin çok farklı kültür ve değer yargıları var, her ne kadar uzakdoğu ülkelerinin birbirlerinin benzerleri olduğunu düşünsek de oradaki farklılıkları gitmeden anlayabilmek mümkün değil. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Genç girişimciler ya düşündüklerini gerçekleştirmede teredüt yaşarlar ya da gerçekleştirdiklerinde devam edebilmekde zorlanırlar. Bunları için en iyi çözümün dayanışma ve paylaşımla geleceğini düşünüyorum. Dengeli bir ortaklı yapısı hızlı ve sağlam yol alabilmenin önünü açar. Birbirlerinin ekisiğini tamamlayacak ortaklıklar oluşturmak birçok alanda daha çok fırsatı görebilmelerini sağlayacaktır. Aynı şekilde tek kişiyken göremeyecekleri olumsuzlukları fark etmelerini sağlayacaktır. Ortakların farklı altyapı ve çevreye sahip olmaları daha büyük bir avantaj sağlayacaktır.

Hobileriniz nedir. Günün stresini nasıl atarsınız? Günün stresini atabilmenin benim için en güzel yolu spor yapmak. Dağ bisikleti en keyif aldığım sporlardan biridir. Kondisyon ve kardio sağlamasının yanında açık havada her türlü stresten uzaklaşmanızı sağlıyor. Snowboard yapmak da çok uzun zamandır benim için vazgeçilmez bir spordur.

Sizin için başarı ne demek? Başarı hayalini kurduğumuz işleri yapabilmektir. Aslında başarıya ulaşınca genelde insanlar başarıya ulaştığını fark edemez çünkü yeni hayallerin peşine takılırlar. Onun için başarılı insanlar her zaman kendilerini ve işlerini geliştirmek için büyük bir çaba ve zaman harcarlar. Aslında insanın hayalini gerçekleştirdiğinde başarısının farkında olup kendini kutlayabilmesi de önemlidir.

magdergi.com.tr 65


erkek MAG

aksesuar BORSALINO € 265

Şıklık

MONT BLANC ROTAP

Detayda Gizli

BURBERRY PRORSUM € 425

ETRO € 340

THOM BROWNI 148,75 €

ALEXANDER MCQUEEN € 115

Birçok marka șıklığı aksesuarlara da yansıtıyor. Eldiven, șapka ve cüzdanlar ile șıklığınız tamamlayabilirsiniz... Tercih ettiğiniz tarzda ürünlerle birbirinden farklı kombinler yaratırken iș yașamında detaylara önem vermeyi asla unutmayın! Șıklık her zaman detaylarda gizlidir...

ZARA Deri Eldiven 89,95

PAUL SMITH LONDON € 105 ETRO Deri Eldiven € 255

GIVENCHY € 125 SAINT LAURENT € 155 J. CREW € 90

LANVIN € 340

ETRO € 130

GUCCI € 190

BURBERRY € 150

DOLCE GABBANA 95 €

BURBERRY PRORSUM € 250 GUCCI € 235

66 magdergi.com.tr


design your comfor t

design your place

Baltacı Orman Ürünleri Ltd. Şti. Ereğli Caddesi No71. Siteler/ANKARA Telefon: +90 (312) 350 42 05 Fax: +90 (312) 348 13 87 www.designchairsofa.com

magdergi.com.tr 67


RÖPORTAJ

"İstemek ve çaba göstermek herșey için yeterli."

Burak Onur Şahin

KENDİMLE BAŞBAŞA KALDIĞIMDA HER ZAMAN SORDUĞUM TEK BİR SORU VAR "İSTEĞİN YER DE MİSİN VE İSTEDİĞİN ŞEYİ Mİ YAPIYORSUN?" ZATEN BUNLARIN CEVAPLARI EVET OLDUĞU SÜRECE BENİM İÇİN YORGUNLUK VE STRES YOK DEMEKTİR.

Başarılı olmak isteyen herkesin mutlaka keşfetmesi gereken NLP hakkında, NLP Uzmanı Burak Onur Şahin, MAG Business'a çok önemli bilgiler verdi. Kendisiyle başarı hakkında bir röportaj da gerçekleştirdiğimiz Burak Onur Şahin sorduğumuz soruları içtenlikle yanıtladı...

68 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Hedeflerine doğru ilerleyen ve hayatta ki her şeyin mümkün olduğunu düşünen birisi olarak anlatabilirim kendimi size. Sadece bir şeyi isterim bunun üstünde düşünürüm ve karşılığında ödemem gereken bedeli ödeyip ödeyemeyeceğime karar veririm eğer ödeyebilirsem o benimdir! Bu yüzden imkansız olan hiçbir şey yok. Çünkü hayatta ki en önemli olan şey ilk önce kendi varlığımızdır. Bu yüzden kendimizden daha değerli bir bedel olmayacaktır hayatta, bu sayede istediğimiz her şeyi elde edebilir ve alabiliriz. Mesleğiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Kişisel ve Kurumsal Gelişim Profesyoneliyim. Peki ya bu ne demek? Her gün değişen ve gelişen dünya düzeninde yerlerimizi alabilmek ve istediğimiz şeylere sahip olabilmemizi sağlayacak bazı yöntemler ve teknikler vardır ve bunun yanında hayatımızı yönlendiren referans deneyimlerimiz vardır. Bir gelişim profesyoneli olarak çalıştığım bireyin istem ve hayallerine göre istediği hayatı şekillendirdiğim bir mesleğim var. Peki danışanlarınıza hangi konularda hizmet veriyorsunuz? Bir insanın aklına gelebilecek ne varsa hayatta hepsini kapsayacak şekilde koçluk, danışmanlık ve kendi tasarımladığım seans modellerim var. Aşk, seks, başarı, mutluluk, kariyer vs. aklınıza ne geliyorsa.

ğunu da göz önünde bulundurarak söylemem gerekirse sadece bu yılın değil; önümüzdeki birçok yılın gözde yatırımı Kişisel ve Kurumsal Gelişim. Çünkü biz olmadığımız sürece hiçbir şeyin değeri yok… İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Bunları dengelemek için genelde çok ekstrem şeyler yapmıyorum. Sadece kendi iç sesimi dinleyerek bir eğitim verirken bile kendimi sosyal hayatın içinde bulabiliyorum. Genelde seyahat etmekten ve içimden geldiğince bir şeyler yazmaktan zevk alırım. Kimseye haber vermeden fotoğraf makinemi küçük mavi de erimi ve sırt çantamı alıp yola çıktığım çok olmuştur ve bence bu zamanlar bu dünyanın en güzel anı… Hizmet bedelleriniz nedir ve bu nasıl belirleniyor? Hizmet bedellerim 1500€ dan başlayarak 30 000€ ya kadar ulaşabilir. Bunu belirleyen karşı tarafın isteği ve hayatıdır. Bir insanın yatırım yapabileceği en değerli şey yine kendisidir çünkü hayatında kazanacağı her şeyi kendisinin varlığıyla kazanır. Hizmetlerimizin bedellerini de karşı tara a ki bireyin hayatta ne kadar kazanmak istediği belirliyor.

Sizin için başarı ne demek? Bence başarı yahut başarısızlık hiçbir zaman bir şans değil. Ne zaman ne için çaba gösteriyor ve neleri yapıyorsan yaşadıkların her zaman bunun bir sonucudur. Eğer huzurun için ve istediğini elde etmek için gereken doğruları yapıyorsan sonuç her zaman başarıdır. Sadece iyi hayatı iyi okumak ve doğruları yapmak başarı olmana yardımcı olacaktır. Bunun için bir şans meleği beklemeye gerek yok tek gereken harekete geçmek. Peki ücret iade garantisi verecek kadar başarılı bir insansınız bunun sırrını çıklayabilir misiniz? Evet danışanlarımla yaptığım her anlaşmada başarısız olunma durumunda yahut konulan hedeflere ulaşılamama durumda peşin alınan ücretin banka nezdinde ki faiziyle iade edileceği maddesi var. Ama ne mutlu bana ki şimdiye kadar hiçbir zaman hizmet bedelini iade etmek zorund kalmadım. Ve bu benim için gerçekten çok büyük bir grur kaynağı. Aldığım yüz yirmi sekiz farklı eğitimi ve bireysel deneyimlerimi danışanlarımın istediği hayatları elde etmeleri konusunda kullanıyorum ve onların kullanımına açıyorum eğer onlarda yapmaları gerekenleri tam yaparlarsa her zaman kesin sonucu elde ediyorlar. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olabilmek için çok büyük çalışmalarda bulunmak gerekmiyor: Sadece ne istediğimizi bilmemiz ve bu noktada çaba göstermemiz yeterli olacaktır. Sadece grip olmanın bile çok küçük bir bedeli var hayatta, ki; hayatta her şeyin çok küçük bir bedeli var başarılı olmak için sadece bunu ödemek yeterli. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Kendimle sık sık yalnız kalıyorum gün içinde ve yorgunluğumu stresimi de atmak için gün sonunu beklemiyorum benim için yaşadığım her an değerli. Kendimle başbaşa kaldığımda her zaman sorduğum tek bir soru var ‘ İsteğin yer de misin ve istediğin şeyi mi yapıyorsun? ‘ zaten bunların cevapları evet olduğu sürece benim için yorgunluk ve stres yok demektir. Ancak bunları cevabının hayır olduğu yerlerde oluyor işte o zaman her neredeysem ve ne yapıyorsam bırakıp gerçekten istediğim yere gidip istediğim şeyi yapıyorum. Sizce bu yılın yatırımı ne olmalı? Hizmet sektörünün dışında pek söyleyebileceğim bir şey olduğunu sanmıyorum ama hizmet sektöründe değerlendirecek olursak: toplumumuz zamanla daha çok kendine değer vermeye ve kaliteli yaşamak için bir şeyler yapmaya başladı. Ve artık doyumsuzluk süreci başladığı için hedefleri ve hayalleri için daha profesyonel yaklaşımlardan destek alma ihtiyacı duyuyor. Böyle oldu-

magdergi.com.tr 69


RÖPORTAJ

Yaşam ve Sen Aslında varlığının en büyük sebebi yaşamında bazı şeyleri gerçekleştirmek istemen ve değişimi arzuluyor olmandır. Hayallerini gerçekleştirmek, duygusal ve zihinsel olarak değişmek yeniden doğmaya benzer. İnsanoğlu yaşama iki defa başlar. İlk başlangıcı doğumdur. İkinci başlangıcı ise hayatının her anında tutkuyla başarıya koştuğu ve sağlıkla istemlerini elde ettiği andır… “Artık En Güzel Başlangıca Adım Atma Zamanı…” Hayat rastlantılardan oluşmaz. Ancak bizim farkında olmadan istediğimiz ve kimi zaman inkar etsek dahi istemlerimizin karşılığı olan bedellerden oluşur. Şimdiye kadar üzüldüğün, yıprandığın ve yalnızlıkla neşeni kaybettiğin şeylerin bedelini ödemiş olabilirsin. Lakin şimdi varlığının sebebi yeniden yola çıkmak. Artık mutluluğun, huzurun, tutkun ve aşkın için bir bedel ödeyeceksin ve bunun sonunda yeni bir sen ve gerçekleşmiş olan hayallerin yahut istemlerin olacak. Senden tek bir isteğim var: Düşün, hayal et, bedelini öde ve yaşa… Gözlerinin önünde duran ancak herkesin dokunduğu, bir senin dokunamadığın hayatı yalnızca üç ay sonra yaşıyor olacaksın… Sevgi & Tutkuyla Burak Onur ŞAHİN

!!! Seanslar başlamadan önce sözü edilen ve coach (danışman) – coachee (danışan) sözleşmesinde yazıya dökülen sıkıntılar geçerliliğini yitirmez ve bahsi geçen hedeflere ulaşılamazsa; anlaşma sırasında peşin olarak tahsil edilen bedel banka nezdindeki faiziyle birlikte iade edilecektir…

Koçluk Hizmetleri

Burak Onur ŞAHİN’in tasarımlarını geliştirdiği ve bireye özgü olarak inşa edeceği koçluk hizmetlerinde: Kendi potansiyelini keşfetmenin ve ortaya çıkartmanın verdiği hazzı yaşayacaksın. Koçluk tekniklerinin ve mevcut deneyimleriyle Burak Onur Şahin’in size eşlik edeceği bu süreçte; yaptığın yanlışları, yanlış ödediğin bedelleri ve belki söylemekten çekindiğin belki de imkansızlıklarından dolayı gerçekleştiremediğin hayallerini, aslında gitmek istediğin ancak hala yola çıkamadığın hayatını fark edeceksin. Birlikte koyacağınız hedefler ve bu hedeflere giden yol haritalarıyla; her gün daha büyük bir başarıyla yaşayacak ve üç ay sürecek bu yolun sonunda hayatta istediğin her neyse ona yahut tamamıyla istediğin ve kendin belirlediğin yeni bir hayata sahip olacaksın. Yaşamın Bedeli Yalnızca 1500 € !

Yaşamak İçin Neyi Bekliyorsun? • Yaşam Koçluğu • Seks Koçluğu • Aile Koçluğu • Kobi Koçluğu • İlişki Koçluğu • Yönetici Koçluğu • Öğrenci Koçluğu • Satış Koçluğu

70 magdergi.com.tr

• Öğrenim Koçluğu • Evlilik Koçluğu • Kurumsal Koçluk • Performans Koçluğu • Bağımlılık Koçluğu • Platinium Koçluk

Danışmanlık Hizmetleri

Şimdiye kadar değişimi ve gelişimi beklerken; acı çekmiş ve beklentilerine ulaşamamış olabilirsin. Ama bundan sonrada her şey öyle olacak diye bir şart yok. Birçok kişi yahut birçok kitap şimdiye kadar sana referans olmuş olabilir. Ama hayatımız referans deneyimlerimizden oluştuğu için referansların deneyimsiz kaldığı sürece hayatın hiçbir zaman değişmeyecek. Burak Onur Şahin’in geliştirdiği, taslaklarını oluşturduğu ve senin varlığına göre yeniden tasarımlayacağı danışmanlık hizmet seanslarıyla hayatında istediğin her şeyi elde edebilir ve şimdiye kadar başarısız olduğun her konuda hayatında hiç olmadığın kadar başarılı olabilirsin! Hayatta hiçbir şey yapmadığın an bile; zaman hep ileri aktığı için geride kalırsın: Artık zamanın da önüne geçme vakti. Şimdiye kadar acı çekmiş olabilirsin. Ama acı; değişimin başladığı yerdir… Değişimin Bedeli Yalnızca 1800€ !


RÖPORTAJ

Değişmek için Neyi Bekliyorsun? • NLP Danışmanlığı • Quantum Danışmanlığı • Aile Danışmanlığı • Seks Danışmanlığı • İlişki Danışmanlığı • Öğrenci Danışmanlığı • Başarı Danışmanlığı • Öğrenim Danışmanlığı • Kurumsal Danışmanlık • Satış Danışmanlığı • Kobi Danışmanlığı • Yönetici Danışmanlığı • Bağımlılık Danışmanlığı • Evlilik Danışmanlığı • Performans Danışmanlığı • Platinium Danışmanlık

Life Turning In To Love Nedir?

İlk önce bir ev hayal edeceği; ama hemen içinde oturamayız: ilk önce o evi inşa etmemiz lazım sonra boyasını badanasını yapmamız lazım ve eşyalarını almalıyız, son rötuşlarımızda yaptıktan sonra her şey tamamdır. Yaşamaya devam ettiğin sürece ev senindir. Yaşamında ki her şeyi b öyle algılayabilirsin. İlk önce hayal edeceksin – inanacaksın ve bunun için çalışmaya başlayacaksın. Sonra onun için gerekli bedelleri ödeyeceksin ve içine ruhunu yerleştireceksin! Ve sana temin ederim ki bu süreçte yaşamaya devam etmenle; istediğin her şeyi – yaşamını, sevgiye dönüştürerek elde edeceksin! Osho’nun da dediği gibi: “… Gelecekte ölebilir misin? Ancak şimdi ölebilirsin. Bugüne dek hiç kimse gelecekte ölmemiştir. Gelecekte nasıl öleceksin yahut geçmişte nasıl öldün? Geçmiş geçip gitmiştir, ötesi yoktur, dolayısıyla geçmişte ölemezsin. Gelecek henüz gelmemiştir; öyleyse nasıl gelecekte öleceksin. Ölüm daima şu an da gerçekleşir…” Burada ölüm yerine her şeyi koyabilirsin. Şimdi her şey için zamanın varken bunu yap! Yarın hiç olmayabilir… Geçmişte zaten geçip gitmiştir… Sevgi, Değişim ve Gelişim Seni Bekliyor…

Nasıl Bir Süreç?

Önümüzdeki altı ay boyunca birlikte yirmi dört seans gerçekleştireceğiz ve bunun tamamında sevginin verdiği güç sonsuzlukla; var olan hayatını yeniden yaratacağız. Sevmekle ve sevgiyle ebedi yaşamın sana sunduğu ve armağan etmek için sabırsızlandığı hediyelerin içinden; senin de istediğin ve hayal ettiğin şeyleri seçerek: Bunlara inanarak, çaba göstererek ve gereken bedelleri ödeyerek sahipleneceğiz ve bunlarla hayatını istediğin yöne götüreceğiz. Yaşamadığın duygular, mutluluklar, heyecanlar ve yeni bir sen; seni bekliyor… Daha fazla zaman kaybetmemelisin!

ancak sen hala bir hayaline özeniyor ama bir türlü bilinçdışı kurallarından dolayı hiçbir şey yapamıyorsun demek ki! Artık “Devrim” zamanı senin için! Şimdiye kadar öğrendiğin, doğruymuş gibi kabullendiğin yanlışları bir yana bırakıp tamamen senin doğrularınla yaşama zamanı. İstediğin her şeyi elde edecek ve yaşayacaksın. Hayallerinin peşinden gidecek; hiçbir sıkıntı çekmeden istediğin harika hayata sahip olacaksın… Yaşamın, Doğruların, Hayallerin ve Devrim; Senin İçin Burada. Yaşamını Kaçırma… Şimdiye kadar yıllarca doğru bildiğin yanlışlar için yaşadın ve bunları hayatının her yerine serpiştirerek bütün davranışlarının içine yerleştirdin. Aynısını önümüzdeki bir sene de yapacağımız kırk sekiz seansla kendi doğruların iççin yapacak ve bundan sonra ki hayatını ilk önce kendi mutluluğun için yaşayacaksın ve unutma ki sen mutlu olduğun sürece hayatında ki insanları gerçekten mutu edebilirsin. Şimdi kendin için bir seneni ayıracaksın ve benimle birlikte kırk sekiz seans gerçekleştireceksin. Ödeyeceğin bu bedel senelerce yaptığın yanlışları ve bundan sonra yapacağın yanlıları tek seferde doğruya çevirecek ve bundan sonra ki hayatını doğrularından ve istemlerinden ibaret kılacak. Yaşamının, Doğrularının, Hayallerinin ve Devrimin; Bedeli Yalnızca 18000€ ! Yaşamını Kaçırma…

Advantageous Revival Therapy

En güzel rüyanı düşün ve rüyanı her şeyin mümkün olduğu çizgi film kareleriyle birleştir. Bir insanın hayatında ne olabilir? Aşk, sevgi, aile, ilişki, kariyer, başarı, çocuklar, eğitim, mutluluk, para, huzur vs. Bunlardan hangisini seçeceğin tamamen senin kararın. İstersen birisini istersen hepsini birden veya birkaçını seçebilirsin. Başarmak, istediklerini ve hayallerini elde etmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Hayatında ki her şeyin senin istediğin ve hayal ettiğin gibi olmasını sağlayacak çok büyük bir fırsat Advantagous Revival Therapy. Hayatın bütün avantajlarını kendi tarafına çekeceğin ve yeniden can bulacağın bir yaşamın olacak artık. Rüyalarının Hepsi Gerçekleşmeyi Bekliyor; Rüyalarını Yaşa… Başlayacağımız günden itibaren iki sene boyunca kendini bir çizgi film platosunun sahibiymiş gibi düşünebilirsin. Bu süreçte birlikte doksan altı seans gerçekleştireceğiz ve yaşamdan seçtiğin her karenin üzerinde de tek tek çalışacağız rahatsız olduğun şeyleri çıkartıp yerine hayallerini ve istemlerini ekleyeceğiz. Sadece düşünecek, hayal edecek ve nerede nasıl bir hayata sahip olmak istediğine karar vereceksin. Ve birlikte geçireceğimiz bu iki sene içinde istediğin hayatı baştan sona inşa edeceğiz. Ve her şeyiyle senin keyfine ve zevkine göre döşeyeceğiz ve artık hayallerin bir rüya değil yaşadığın bir gerçek olacak. Advantageous Revival Therapy… Bedelini öde… Yaşa… Bütün Rüyalarının; Bedeli Yalnızca 30000€ ! Rüyalarını Yaşa…

Sevginin, Değişimin, Gelişimin ve Hayallerinin; Bedeli Yalnızca 9000€ !

Sen Neden Hala Buradasın?

Birçok şey geldi şimdiye kadar hayatına ve her geliş; bir başlangıç, değişim – gelişim ve bir son olarak yavaşça terk etti hayatını. Peki bunlar senin istemlerin yahut çağrımların mıydı? Ne yazık ki hayır! Hayatında ki bir kısım şeyler senin varlığının içinde yer almasına rağmen senin varlığının dışında gerçekleşiyor. Bunun sebebi; kendi istemlerini ve hayallerini bir kenara bırakıp, hayatında olan insanlar ve onlardan öğrendiğin, yaşaman gereken şeyler gibi bilinçdışına yerleştirdiğin kurallar. Ve şu an belki herkes senin hayatını övüyor ve senin hayatına sahip olmak için çalışıyor

Armada İș Merkezi No: 6 Kat: 14 Söğütözü/ANKARA 0312 295 64 59 - 0543 969 09 52 www.burakonursahin.com

magdergi.com.tr 71


RÖPORTAJ

“Bir amacı olmayan kurumlar kendilerini geliștiremezler.”

Orhan Koral

SPORTS INTERNATİONAL TÜRKİYE'DE GERÇEK ANLAMDA SPOR MERKEZİ OLARAK AÇILMIŞ İLK TESİSTİR.

Ankara'nın ilk spor merkezlerinden biri olan Sports International'ın CEO'su Orhan Koral ile başarılı iş yaşamı ve spor hakkında keyifli bir röportaj yaptık.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? İTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü mezunuyum. Daha sonra İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı Enstitüsü'nde İşletme Master'ı yaptım. 1985 yılından bu yana Bilkent Holding'e bağlı şirketlerde çalışıyorum. Şantiye şef yardımcısı olarak başladığım çalışma hayatıma holdinge bağlı değişik şirketlerde değişik kademelerde çalışarak devam ettim. Halen holding bünyesindeki değişik şirketlerde yönetim kurulu üyeliklerim var. Evliyim bir kızım var. Kızım da Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde okuyor. Bilkent Holding hakkında bize bilgi verebilir misiniz? Bilkent Holding birçok alanda Türkiye'ye ilkleri yaşatmış bir kurumdur. Bilkent Holding’in ilklerinden hemen aklıma gelenler; ilk mobilya fabrikası, ilk prefabrik konut fabrikası, ilk betopan fabrikası, ilk özel üniversite, ilk alçıpan fabrikası, ilk alışveriş merkezi zincirinde halen CEO olarak görev yaptığım Sports International da Türkiye'de gerçek anlamda spor merkezi olarak açılmış ilk tesis. Nisan 1995'de Ankara Bilkent’te açılan ilk tesisimizi

72 magdergi.com.tr

sırasıyla Mavişehir/İzmir, Ataköy/İstanbul, Şişli/İstanbul, Kadıköy/İstanbul, en son 2012 yılında açtığımız Marina/Mersin ve Sinpaş Bosphorus/İstanbul tesisleri izledi. Sizin için başarı ne demek? Çalıştığınız kurumun yanı sıra çalışanların çıkarlarının korunduğu, kendinizin ve çalışanlarınızın çalışmaktan mutlu olduğu, alıcılarınıza vermiş olduğunuz mal veya hizmetten alıcılarınızın memnun olduğu, çevreye ve doğaya zarar vermeden, yasalar çerçevesinde kurumun beklentilerinin karşılandığı durumda bence başarı elde edilmiş olur. Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Türkiye'nin her ilinde ve büyük ilçelerinde en az bir tesisi olan komşu ülkelerde şubeleri olan Sports International hayal ediyorum. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Her şeyden önce yaptığınız işi sahiplenmeli ve severek yapmalısınız. Sevmeden yapılan işte başarı olabileceğini düşünmüyorum. Bunun dışında


RÖPORTAJ

mutlaka çok çalışmalı, tecrübeli insanların tecrübelerinden faydalanmalı, çalışanlara kulak vermeli, önerilerini değerlendirmeli, dertlerine ve neşelerine ortak olmalı, delege etmeli, yetki ve sorumluluğu paylaşmalısınız. Bunların yanı sıra kendinizi sürekli eğitmeli, geliştirmeli, çağa ayak uydurmalı görüntünüzle, fikirlerinizle çalışma arkadaşlarınıza örnek olmalısınız.

SEVMEDEN YAPILAN İŞTE BAŞARI OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM.

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bir amacı olmayan kurumlar kendilerini geliştiremezler. Amacı olup vizyonu olmayan kurumlar da ise amaca ulaşmak için her yol mubah olacağı için gelişim sürecinin çok uzun soluklu olmayacağına inanıyorum.

Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Fotoğraf çekmeyi çok seviyorum, zaman buldukça fotoğraf çekiyorum. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Asla demekten çok haz almıyorum çünkü zamanla insan geçmişte kabul etmediklerini kabul edebilir hale gelebiliyor.

SPORTS INTERNATİONAL TÜRKİYE'DE GERÇEK ANLAMDA SPOR MERKEZİ OLARAK AÇILMIŞ İLK TESİSTİR.

İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüstlük, verilen sözleri tutma, insanlara, doğaya ve çevreye saygı. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Varsa bu işler hangi sektörde olacak? Ülkelerin gelişmişlikleri ile hizmet sektörünün GSMH içindeki payı doğru oranla artmakta. Bu nedenle gelecekte yapacağımız işler daha çok hizmet ağırlıklı olacaktır. Atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Spor sektörünün dışında halen enerji ve sigorta sektörleriyle de ilgileniyorum. Özellikle sigorta sektörünün gelecek dönemde çok büyük atılımlar gerçekleştireceğine inanıyorum. Sizce gelecek hangi sektörde? Mesela internet ya da reklam vb.? Geçmiş yıllarda gelişim sürecinin başındaki ülkelerin gayri safi milli gelirindeki tarım, ağırlıklı payını gelişme süreci içerisinde önce sanayi daha sonra hizmet sektörüne bıraktı. Şimdilerde ise hizmet sektörünün yanında internet ticareti çok ön plana çıkmakta. Globalleşen dünyada Türkiye bu aşamaların bazılarını daha hızlı yaşamakta hatta telekomünikasyon gibi bazı sektörlerde dünyadaki gelişimle paralel ilerlemekte. Bence gelecek hizmet sektörü ağırlıklı olacak. İnternet alışverişi ve sosyal medya ön planda olacak. Tükenen fosil kaynaklar nedeniyle yenilenebilir enerji sektörü önem kazanacak. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? MAG Sosyal Medya’nın (PR’ın) hizmetlerini biliyor musunuz? Günümüzde sosyal medya çok popüler ve önemi, her geçen gün daha da artarak devam edecek. Özellikle Z ve Y kuşağının kararlarına sosyal medya yön veriyor. MAG Sosyal Medya’nın çalışmalarını yakından takip ediyorum; birlikte çalışmalar yapıyoruz. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Öncelikle sevdikleri iş kolunda çalışsınlar, uzun soluklu çalışmak istiyorlarsa kurumlarına müşterilerine karşı dürüst olsunlar Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yoğun bir çalışma gününün sonunda yapılan bir, bir buçuk saatlik spor tüm yorgunluğumu ve stresimi üzerimden atmama yardımcı oluyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahatinizde nerelere gitmeyi tercih ediyorsunuz? İşim gereği Türkiye’nin birkaç ili hariç tüm illerini gördüm. Özellikle Ankara’nın yakınındaki yerlere ha a sonu seyahatlerini çok seviyorum Amasra, Safranbolu, Abant, Kartalkaya sık seyahat ettiğimiz yöreler.

magdergi.com.tr 73


RÖPORTAJ

‘‘Twitter’ın İftiharı.’’ Para

Ali

İNSANLARIN MORALİ BOZULDUĞUNDA YAZDIKLARIMI OKUYUP MORALİNİ DÜZELTMELERİ BENİM BU İŞİ DAHA ÇOK SEVEREK YAPMAMA SEBEP OLDU.

Sosyal medyayla iç içe olan herkesin yakından tanıdığı bir isim Raif Gündem. Para Ali hesabı ve Ali Ağaoğlu ismini mizahla birleştirip büyük bir kalabalığa seslenmekte olan Raif Gündem ile muhteşem başarısını konuştuk. Kendisine olan güveni, mütevazılığı ve genç yaşındaki başarısıyla ilgili çok özel bir röportaj gerçekleştirdik...

K

ısaca tanıyabilir miyiz seni? Raif Günden kimdir, ne yapar, kaç yaşındadır? 20 yaşındayım. İstanbul’da ailemle kalıyorum ve Marmara Üniversitesi’nde Elektronik Haberleşme okuyorum yani kısaca öğrenciyim. Aileme ve arkadaşlarıma çok düşkün biriyim.

Sosyal medyada bu kadar beğenilmek ve her geçen gün artarak ilerleyen bir kalabalığa seslenmek zor olsa gerek. Metinler için özel bir çalışma yapıyor musun yoksa o an aklından geçenler midir Para Ali hesabını bize bu kadar sevdiren? Biraz zor oluyor çünkü çok ciddi sayıda bir kitleye sesleniyorsunuz ve en ufak bir hatada büyük krizler doğabilir. Metinler için özel bir çalışma

74 magdergi.com.tr

yapmıyorum. Önce bir fikir bulup o fikri yoğuruyorum, en son metni düzenliyorum ve paylaşıyorum. İnsanların günlük yaşantılarından örnek vererek yazdığım için çok seviliyor ve onlara çok doğal geliyor. Ki zaten ben de doğallıktan yanayım. Para Ali hesabıyla bir çok kişiye kendini sevdirdin. Sempatik ve komik yazılarla çok büyük bir hayran kitlesi yarattın. İnce esprilerin gerçekten de herkesi güldürüyor. Peki daha önceden de esprili tarafın var mıydı yoksa Para Ali’yle mi bu yönünü keşfettin? Aslında ben “esprili biriyim”, “çok komiğim” vs. gibi şeyler söylemem, söylediğimde kendimi çok egolu hissediyorum. Benim bunu söylemem hiçbir anlam ifade etmez zaten... Ama dışardan gelen tepkiler hep böyle oldu. İnsanların morali bozulduğunda yazdıklarımı okuyup moralini düzeltme-


RÖPORTAJ

leri benim bu işi daha çok severek yapmama sebep oldu. İnsanları güldürmeyi çok seviyorum, o yüzden böyle bir girişimde bulundum. Daha çok kitleye hitap edip daha çok kişiyi güldürmeyi çok istedim ve emeğimin karşılığını aldım. Düşünsenize size; “Sevgilimden ayrıldım moralim çok bozuktu yazdıklarını okudum kendime geldim Allah da seni güldürsün” gibi şeyler söyleniyor. Çok mutlu olmaz mısınız? Beyaz Show’a davet edildin, bir çok yayın senin röportajını yayınladı yani gerçekten de Para Ali ile çok özel bir ün kazandın. Peki sen Para Ali’yi oluştururken bu kadar özel bir yere geleceğini tahmin ediyor muydun? Beyaz Show’a konuk olmak hayallerden de öte bir şey. Küçükken Beyaz Show’u izledikten sonra oraya konuk olmayı hayal ederdim ama hiçbir şey imkansız değil derdim. Gerçekten de değilmiş. Para Ali’yle sadece takipçi sayısı olarak koyduğum hedefin 3-4 katına ulaştım... Bu olayların yaşanacağını hiç tahmin etmiyordum açıkçası. Ali Ağaoğlu ile herhangi bir iletişim kurdunuz mu? Para Ali’nin takipçisi 98 bin olduğunda, yani hesabı açtıktan 2 ay sonra benimle tanışmak istediğine dair bir mail geldi. Ben de gittim görüştük. Şu an istediğim zaman sekreterini arayıp müsait olduğu bir durumda gidip çayını içip muhabbet etme imkanım oluyor. Ters bir tepki ile karşılaşabilirdin sonuçta? Sana karşı nasıldı tutumu? Herhangi bir desteği oldu mu? Ali Ağaoğlu’nun egolu biri olmadığını bildiğim için ters bir tepkiyle karşılaşacağımı düşünmüyordum, nitekim öyle oldu. Bana karşı tutumu çok iyiydi ve samimiydi. Zaten çaycısına da aynı davranır, en yakınındaki insanlara da. Şaka yapmayı çok sever. Beni her gördüğünde “Naber Para Ali” der, ismim değişik diye acaba unuttuğu için mi böyle söylüyor diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Bu bayramda Ali Ağaoğlu’nun elini öpüp harçlık alırsam derginizi satın alıp her ay kendimle röportaj yapmayı düşünüyorum. (kahkahalar...) Bundan sonraki hedefleri nedir Raif Günden’in? Twitter kısa vadede hayatında olacak gibi ama uzun vadeli planlar hakkında ne düşünmektesin? Hedeflerimi her zaman yüksek tutmuşumdur. Bundan sonraki hedeflerim de öyle olacak. Hatta daha yüksek. Şimdiden çalışmalara başladım, Twitter’daki Para Ali hesabını yapacaklarımın başlangıcı olarak görüyorum. Çok istekliyim ve tekrar bir şeyler yapıp karşınıza çıkmak istiyorum. Hayatını Para Ali’den önce, Para Ali’den sonra diye ikiye ayıracak olursak neler değişti? Para Ali hesabıyla ilk başlarda çok zaman geçiriyordum ve çok uğraşıyordum. Bazı arkadaşlarıma pek zaman ayıramadığım için bana boş işlerle uğraşmamamı söylüyorlardı. O arkadaşlarım şu an “ben Para Ali’nin arkadaşıyım” diyerek diğer arkadaşlarına hava atıyorlar... Bana gelecek olursak, dışarda girdiğim ortamlarda tanınmam, insanların beni parmakla gösterip saygı duyması her gencin hoşuna gideceği gibi benim de hoşuma gidiyor. Ancak oturduğum ev ve sokakta hiçbir şey değişmedi. Örnek verecek olursam; Evdekiler bir şey almam için bakkala gönderiyor, bakkaldan içeri girdiğimde o da beni başka bir iş için başka bir yere gönderebiliyor. Durum o kadar aynı. Zaten bu tür şeylerin de değişmesini istemem. Çocukluğumu, yani en güzel günlerimi yaşadığım bir yerde her şeyin aynı kalmasını isterim. Gerçekten çok güzel ve keyifli bir röportaj oldu benim için. Teşekkür ederim Melis...

ALİ AĞAOĞLU’NUN EGOLU BİRİ OLMADIĞINI BİLDİĞİM İÇİN TERS BİR TEPKİYLE KARŞILAŞACAĞIMI DÜŞÜNMÜYORDUM, NİTEKİM ÖYLE OLDU.

Röportaj: Melis Ayça Değirmencioğlu magdergi.com.tr 75


RÖPORTAJ

‘ Rekabet bașarı, gelișme, eğlence ve motivasyon demektir.’’

Recep Ayhan

EN İYİYİ ÖRNEK ALARAK MOTİVE OLUYORUZ.

1958 yılında kurulan Fırıncı Orhan ile başarıdan başarıya koşan, baba hatta dede mesleğine dört kolla sarılmış olan Recep Ayhan ile başarı dolu bir röportaj gerçekleştirdik. Lezzetli ve bol çeşitli ekmekleri ile tanınan Fırıncı Orhan’ın Sahibi Recep Ayhan başarının sırrını, rekabetin gücünü bizlerle paylaştı ve sorduğumuz sorulara samimiyetle cevap verdi.

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Ankara doğumluyum ama aslen Çankırılı bir ailenin ferdiyim. İlk, orta ve lise eğitimimi tamamladıktan sonra, New York Pace University’de 2008 yılında Girişimcilik ve İşletme Bölümü’nden mezun olduktan sonra 22 yaşımda iş hayatına atıldım. Şu an faal olarak Fırıncı Orhan A.Ş.’den sorumluyum.

Fırıncı Orhan ne zaman ve nasıl kuruldu? Fırıncı Orhan, yani dedem 1958 yılında fırıncılığa başlamıştır. Daha sonra tamamen üstün gayretleriyle 1960’lı yıllarda Çukurambar’ın ilk fırını faaliyete geçirmiştir. Sonraları fırıncılığın yanı sıra çeşitli işlerde faaliyet göstermiştir. Babamlar ikinci kuşak olarak isleri farklı boyutlara taşımışlardır, her biri sektöründe hatırı sayılır yerleri olan markalar yaratmışlardır. Daha sonra babam Adnan Ayhan 2005 yılında baba mesleği olan fırıncılığı “ Fırıncı Orhan” adında markalaştırarak bu günlere getirmiştir... Yapmayı düşündüğünüz yeni işler ya da atılmayı düşündüğünüz yeni sektörler var mı? Grup olarak halihazırda perakende, madencilik, inşaat ve imalat sektöründe toplam 3000 personelimizle hizmet veriyoruz. Önceliğimiz şu an icrasını yürüttüğümüz Fırıncı Orhan markasını bir dünya markası haline getirmektir. Bu doğrultuda, Sincan Osb’deki fabrikamıza hızla taşınıp, yiyecek-içecek sektörünün ihtiyaçlarını hızla karşılamak ve artan şubelerimizle tüketicilere daha yakın olmak istiyoruz. Otelcilik ve konaklama sektörünün yoğun talepleri eşliğinde kapasitemizi arttırıp sadece şubelerimizde değil toptan olarak bu sektörlere de ürün tedarik edip müşterimizle buluşma hedefindeyiz. Fırıncı Orhan olarak, yiyecek içecek olan tüm konseptlerde var olmak istiyoruz. Temelimiz fırın & cafe olmak üzere değişik konseptlerle ve markalarla da tüketicilerde buluşacağız. Bunun en son örneği olan son girişimimiz

76 magdergi.com.tr

“P-box” pizza zinciri en kısa sürede İzmir Caddesi Kızılay’da faaliyete geçti. Buna ek olarak yakın zamanda hemen hemen Ankara’nın çeşitleri ilçelerinde Fırıncı Orhan tüketicilerle buluşacaktır. Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Kendi şirketimizde olmazsa olmaz dediğimiz kuralımız, üç kuşaktır süre gelen dürüstlük ve çalışma prensibini çalışanlarımıza aşılamamızdır. İsmimizi daha da büyütmek için müşterilerimizi dinler ve dünyadaki gelişmeleri takip ederiz. Beğenmediğimiz hiç bir ürünü veya hizmeti müşterilerimize sunmayız. Bunu düşündüğümüzde başarının yolu açılmaktadır. Ne olursa olsun ailecek işimize dört kolla sarılıp her zaman geleceğe yönelik adımlar atarız. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Rekabet başarı, gelişme, eğlence ve motivasyon demektir. Kendi markalarımızı bugünlere getiren insanımızın rekabetçi yapısı ve tüketicilerin bu rekabet ortamından edindiği müthiş kültürdür. Fırıncı Orhan olarak da bu rekabete dayanabilmek ve her zaman sektör liderliğini bırakmamak için kendimizi sürekli yeniliyoruz. Yurt içinde ve yurt dışındaki rakiplerimizi inceliyoruz. En iyiyi örnek alarak motive oluyoruz. İnsan kaynağımızı bu doğrultuda geliştirip çalışanlarımıza eğitimler veriyoruz. İşimizin aşığı olduğumuz için de bunların hepsi bizim için eğlenceli oluyor. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Günün veya hayatın yorgunluğunu bir açılışımızda veya bir şubemizde müşterilerimizden aldığımız beğenilerle atıyoruz. Bir müşterimiz “Şu ana kadar yediğim en güzel ekmek bu ekmekti” dediğinde geriye yorgunluk ve stresten eser kalmıyor. Ayrıca her zaman benim yanımda olan ailem, koşulsuz dostluklarım ve tutkusu olduğum Fenerbahçe’nin de buna katkıları oluyor.


erkek MAG

ZARA Șapka 69,95

FRANK MULLER Saat

Rahat

ŞIK

ALEXANDER MCQUEEN Hırka 485 €

Hem spor hem de șık görünmek artık moda oldu diyebiliriz Cumartesi günleri iș yașamınızdan biraz sıyrılıp farklı tarzlar deneyebilirsiniz...

SAINT LAURENT Güneș Gözlüğü 280 €

LORO PIANA Gömlek 345 €

ZARA Çizgili Ceket 119,95

GUCCI Bordo Deri Kemer 325 $

CHRISTOPHE LEMAIRE Gri Pantolon 390 €

GUCCI Atkı 190 €

ZARA Spor Çanta 119,95

BURBERRY LONDON Trench Coat 1,495 € ZARA Boot 279,95

JOHN LOBB CHESLAND Siyah Deri Bot 990 €

magdergi.com.tr 77


RÖPORTAJ

"Çalıșma arkadașlarımın ișe duyduğu heyecandan, gözündeki ıșıktan doğru kișilerle çalıștığımı anlıyorum."

Seda Özbulut KREATİF İŞLER YAPMANIN EN ZOR TARAFI İYİ FİKİRLER BULMAKTIR.

Zarif ve kendinden emin duruşu ve başarılarıyla adını reklamcılık sektöründe duyurmuş bir ajans başkanı... 2003 yılında başladığı iş hayatında birçok tecrübe edinerek ilerleyen Zeta Ajans'ın kurucusu Seda Özbulut bu röportajımızda aslında reklamcılığın göründüğü kadar kolay olmadığını anlattı bize. İşte keyifle gerçekleştirdiğimiz röportaj sizlerle...

78 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? TED Ankara Koleji'nden sonra Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Ekonomi Bölümü'nü bitirdim. Sonrasında İngiltere'ye gittim ve Oxford'ta Uluslararası İşletme yüksek lisansımı yaptım. Türkiye'ye dönüp bir süre aile şirketimiz olan Uluova İnşaat'ta çalıştıktan sonra, 2003'te kendi reklam ve iletişim ajansımı (Zeta Reklamcılık) kurmak için ayrıldım. İşinizi kurma kararınızı nasıl aldınız? Aslında Zeta’yı kurduğumda reklamcılık dinamiklerini pek bilmiyordum. Dışarıdan baktığımda her zaman heyecanlı, bol koşturmalı, sosyallik gerektiren, eğlenceli bir işti ve reklamcılar iyi kazanıyordu. İstanbul’un çok uluslu ajanslarında çalışan arkadaşlarım vardı; hepsi genç insanlar, kreatif fikirleri müşterilere havalı toplantılarda sunmalar filan. İşin aslının Ankara’da öyle olmadığını anlamam çok uzun sürmedi. Zeta Tasarım ve Reklamcılık hakkında bize ne söylersiniz? Biz bir “iletişim ajansıyız”. Müşterilerimizin büyümesi ve arzu ettiği hedeflere ulaşabilmesi için, bir yol haritası dahilinde çeşitli araçlar sunuyoruz. Yenilikleri takip ediyoruz ve bunları Ankaralı reklamverenlerle buluşturuyoruz. Kreatif işler yapmanın en zor tarafı iyi fikirler bulmaktır. Biz bu anlamda Ankara’da en iyisi olduğumuza inanıyoruz. Reklamcılık sektörü için düşüncelerinizi alabilir miyiz? Son on yıldaki ivmeye rağmen, halen reklamı gerçek bir yatırım olarak görmeyen firmalar mevcut. Yani mesela üretici firma, reklama para harcamayı, fabrikasına bir makine almak kadar somut bir yatırım olarak görmüyor. Akıllı firmalar kriz dönemlerini fırsat biliyor ve reklama yatırım yaparak pazar paylarını artırmaya çalışıyor. Reklamı sadece bir masraf kalemi olarak değerlendirmiyor, markasına yaptığı bir yatırım olarak görüyor. Bir de bugün dünle aynı değil. Her malı üreten milyonlarca firma var. Farklılaşmak, benzerlerin arasından sıyrılmak gerekiyor. Ama farklılaşmak da artık zor. Yaklaşımlar yeni, nesil yeni, araçlar yepyeni. Sisteme ayak uydurabilmek için yapmamız gereken şey, her mecrada işe yarayabilecek yaratıcı fikirlere odaklanmak. Değişen mecralar bize ve müşterimize farklı bir şeyler yapmamız gerektiğini öğretiyor. Bu yüzden Zeta bir reklam ajansı ama “reklam” sözcüğü bizim işimizi tanımlamakta kısıtlı kalıyor. Biz daha çok pazarlama iletişimi yapıyoruz. Nasıl bir patronsunuz? İyi bir patron olduğumu düşünüyorum. İnsanlar eğlenmedikleri zaman kaliteli iş üretemezler. O yüzden bizim ajansta eğlence, kahkaha, coşku eksik değildir. Bir de reklamcılık özünde bir sanattır ve üretenler biraz uçuk-kaçık, biraz dahidir. Onlara tolerans göstermek gerekir. Tabii ki tüm bunların yanında ajansta bir disiplin de var. Herkes işini zamanında ve tam yapmak zorunda olduğunu bilir. Ajansta herkes, yöneticimizden müşteri temsilcilerimize, stratejistimizden tasarım grubumuza kadar herkes öncelikle kendi işinde yaratıcılık kriterine göre seçilerek işe başlıyor. Çalışma arkadaşlarımın işe duyduğu heyecandan, gözündeki ışıktan doğru kişilerle çalıştığımı anlıyorum. Bu yüzden de ekip konusunda oldukça rahatım. İş dünyasına atılacak gençlere neler tavsiye edersiniz? On yıldır kendi firmamı yönetiyorum ve her sene iş hayatıyla ilgili yeni bir şey öğreniyorum. Benim en çok önem verdiğim şey trendleri takip etmek. Bunun dışında istikrarlı olmak, yılmamak, dinlemeye açık olmak gibi önemli noktaları aklımdan çıkarmamaya çalışıyorum. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz nelerdir? Bir yerde, insanlar çok çalışmaktan ölmez diye okumuştum. İnsanlar can sıkıntısı ve hastalıklar yüzünden ölebilir ama çok çalışmaktan ölmezler. O

yüzden benim öncelikli prensibim çok çalışmak. Bir de “gezen tilki oturan aslandan iyidir” demiş atalarımız. Ben işimle ilgili fuarları, dünyada olup biten event’leri, yayınları takip etmeyi seviyorum. Oralardan çok beslendiğimi düşünüyorum. Önümüze her gün yeni bir konu geliyor. Müşteriye gidiyoruz ve onun derdini dert ediniyoruz. Sonra kendimizi onun müşterisinin yerine koyuyoruz ve başlıyoruz fikirler üretmeye. O esnada bilinç altıma attıklarım, gördüklerim, okuduklarım çok işime yarıyor. Üye olduğunuz dernek, organizasyon vs var mı? Türk Eğitim Derneği için sosyal sorumluluk projelerinde çalışıyorum. Bu sene Türk Eğitim Derneği'nin 85. yılı. TED tam 85 yıldır ülkemiz çocukları için çalışan, Atatürk’ün kurduğu bir dernek. Ben İletişim Komitesi’nde çalışıyorum. Komite olarak TED’in ana misyonu doğrultusunda çalışıyoruz. Bugüne kadar 50 bin çocuğumuzun yararlandığı, çok iyi işleyen bir burs sistemimiz var. Kimsesizliği ve parasızlığı nedeniyle, iyi eğitim alamayan çocuklarımızın TED okullarında burslu okumasına yönelik çalışmalar gerçekleştiriyoruz. İş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mı sizce? Varsa nelerdir? Ben genellikle güzelliklerini yaşadım. İlk kuruluş yıllarında bazen çok genç olmamın verdiği bir ciddiye alınmama durumu söz konusu olmuştur. Ama ben işimi iyi yapıyorum ve doğru iletişim kurabiliyorum. O yüzden güzel adımlarla büyüyoruz. Hem iş hacmi anlamında, hem müşteri sayımızla, hem de müşterilerimizin bizimle çalıştığı süre anlamında. Biz Zeta’da kurduğumuz ilişkilerin yıllarca sürmesi için çabalıyoruz. Modayı takip eder misiniz? Ben rahatlıktan yanayım. Pek moda meraklısı değilimdir. Moda dergilerini filan takip etmem. Beni iş hayatında genellikle sade bir takım veya düz bir elbiseyle görürsünüz. Onun dışındaki hayatımda spor giyinirim. Gece bir davet olduğunda mutlaka uzun elbise giyerim.

magdergi.com.tr 79


RÖPORTAJ

“Hobisi veya Sanatı sayesinde ekonomik özgürlüğünü sağlayan herkese hayranlık duyuyorum”

Serhan Dora EĞER KİŞİLİK YAPINIZ UYGUNSA YÖNETİCİLİK SONRADAN EDİNİLEBİLİR

Başarılarıyla her geçen gün bir basamak atlamış ve adını otelcilik sektöründe duyurmuş bir isim Serhan Dora... 1988 yılında başladığı iş hayatında birçok tecrübe edinerek ilerleyen ve şimdide Dedeman Ankara Genel Müdürü olarak önemli bir konumda görevine devam eden Serhan Dora’ya sorularımızı yönelttik. Samimi cevapları ve başarı sırlarıyla keyifle okuyacağınız bir röportaj sizlerle...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1963 doğumluyum, evliyim ve 2 kızım var, iyi de bir Galatasaraylıyım... Hayatımın 20 yılı İstanbul’da, 30 yılı Ankara’da geçti. Hacettepe Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Meslek hayatıma 1988 yılında Ankara Hilton’da Bordro Şefi olarak başladım. Takip eden yıllarda Finans Departmanı içinde bir çok birimde çalıştıktan sonra 1992 yılında Finansman Müdür Yardımcılığı, 1996’da Satınalma Müdürlüğü, 1998’de Finansman Müdürlüğü görevlerini yürüttüm. 2005 yılında Otelcilik hayatıma bir süre ara verdim ancak bu ayrılık çok uzun sürmedi. 2008 yılında Ankara Dedeman Oteli’nde Otel Müdürü göreviyle tekrar Otel sektörüne geri döndüm. Tam bir yıl bu görevde çalıştıktan sonra, Hilton zincirine tekrar katıldım ve Türkiye’de ilki olan Hilton Garden Inn Kütahya Oteli’nin açılışında Genel Müdür pozisyonunu üstlendim. Bu açılışı 2010 yılında Hilton Garden Inn Konya izledi. Ankara dışında toplam 2,5 yıl süren bu süreçten sonra Jones Lang Lasalle şirketinin Yönettiği Armada Alışveriş Merkezi Müdürü pozisyonu

80 magdergi.com.tr

ile tekrar Ankara’ya dönüş yapmış oldum. Otelcilik insanda bağımlılık yaratan bir meslek ve çok keyifli... 8 aydan bu yana Ankara Dedeman Oteli’nin Genel Müdürü olarak görev yapmaktayım. Sizin için başarı ne demek? Beğendiğim tanımlamalardan biri Çetin Altan’ın; “ Başarı, yalan söyleme ihtiyacı duymadan yaşamaktır”. En basit anlamıyla istenilen hedefe ulaşmaktır. Burda bir şeyi karıştırmamak lazım; bir başarıdan söz etmek için konulan hedefin kabul edilmiş evrensel doğrular çerçevesi içinde yer alması lazım. Yani, yanlış ve zararlı kabul edilen amaçlara ulaşılması, kişinin kendini başarılı görmesini sağlasa da aslında burda başarıdan söz etmenin imkanı yoktur. Otelcilik sektöründe başarı, Otelin finansal hedefinin üstüne çıkması, misafir ve çalışan memnuniyetinin en üst seviyeye ulaşması anlamını taşır. Bu dengelerin herhangi birinin maximize edilmesi uğruna diğerlerinin ihmal edilmesi halinde bu başarının sürdürülebilir olma şansı yoktur ve bu istenen bir durum değildir. Bazı durumlarda başarıyı sürdürülebilir bir şekilde yönetmek onu


RÖPORTAJ

yakalamaktan zordur. Yeni stratejiler geliştirmek, doğru zamanda fırsatları değerlendirmek başarı için vazgeçilmez unsurlar.

büyük kızımın edebiyata çok kabiliyeti var, küçük kızım için de çok umutluyum.

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Klasik Türk aile yapısında başarının ilk şartı; iyi bir eğitim almak, Üniversite’de iyi bir bölümde okumak ve iyi bir derece ile bitirmek. Bilinç düzeyinin biraz daha artmasıyla birlikte bu yaklaşım biraz törpülense de, hala bazı anne ve babalar çocuklarının hangi mesleği seçmesi gerektiğine karar verebiliyorlar. Eğitimin bir avantaj olduğunu kabul etmekle birlikte, ben başarının eğitim seviyesi ile birebir ilgisi olmadığını düşünenlerdenim. Eğitim hayatı çok parlak olmayan ancak kendi alanında çok başarılı olmuş insanları hepimiz keyifle izliyoruz. Hatta bazen, yaşanan kötü hayat tecrübeleri ve zorluklar da başarıyı yakalamakta ciddi katkı sağlayabiliyor. Bana göre en başarılı kişiler, sanatından veya hobisinden para kazanabilen insanlardır, çünkü temelinde müthiş bir haz vardır. Yüksek duygusal zeka, kendine güven, hayal gücü ve irade sahibi olmak başarıya götüren ana etkenler... Yeter ki hayatta karşımıza çıkan şansları ve fırsatları iyi kullanabilelim.

Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet her zaman iyidir. İşletmeleri dinamik kılar. Buna biraz pastanın büyüklüğü ve o pastayı yiyenler açısından bakmak lazım. Otelcilik sektöründe son olarak bulunduğum iki şehri ve İstanbul’u değerlendirmem gerekirse; Konya, inanılmaz bir hızla büyüyen ve gelişen, diğer tara an otel sayısının henüz makul bir sayıda olduğu bir şehir ve rekabet henüz pastayı yiyenlerin birbirlerini hırpalamadığı bir süreçte. Keza İstanbul, günden güne bir dünya şehri olma yolunda, daha da çok otele ihtiyaç duyuluyor. Diğer tara an Ankara, pastanın her geçen gün küçüldüğü, sektör rekabetinin fiyata dayalı bir hale dönüştüğü bir Pazar. Hepimiz biliyoruz, Ankara’nın turistik ziyaret edilecek yerler açısından çok bir zenginliği maalesef yok. Otel sektörünün en aktif kaynakları devlet ve hükümet bazlı işler ve buna paralel olarak özel şirketlerin bu alandaki faaliyetleri. Geçmiş yıllarda her 2 yılda bir düzenlenen IDEF Silah Fuarı Ankara’da düzenlenirdi, keza 23 Nisan kutlamaları Ankara’daydı. Meclis ve tüm bakanlıkların heyetleri ve toplantıları Ankara’da ağırlanır ve yapılırdı. Şimdi bütün bunlar ve bazı kamu kuruluşlarının merkezleri İstanbul’a kaydı ve Ankara’daki pasta günden güne küçüldü. Bu süreç politik bir yaklaşım ve laf aramızda hak vermiyor da değilim. Zira 3.000 kişiyi Ankara’da ağırlamak gerçekten güç. Gerek toplantı, gerekse de yiyecek ve içecek imkanları açısından Ankara biraz yetersiz kalıyor. Pozitif tarafından bakarsak, son bir kaç yıl içerisinde Ankara’ya yeni dinamikler kazandırılması konusunda olumlu adımlar atılmakta, tüm ilgili birimler bu konuda çalışmakta.

OTEL SEKTÖRÜ İÇİN AMAÇ; SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KARLILIK, ÇALIŞAN VE MİSAFİR MEMNUNİYETİ...

İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bir işletmede amaçların önceden doğru tarif edilmesi ve geniş bir vizyona sahip olmak, her zaman bir adım önde olmak demektir. Günün şartlarından ileriyi de düşünebilmelisiniz ki yenilikleri ilk siz uygulayabilesiniz. Buna belki de en iyi örnek son yıllardaki bankacılık kredi kart sistemindeki gelişmeler, otelcilik ve havayolu sektörlerindeki değişim. Günümüzde uluslararası zincir oteller ile başlayan, Dedeman zincirinin de bir süredir Türkiye’de uyguladığı yeni konseptler gelişti. Daha çok iş adamlarından oluşan bir misafir kitlesi var ki, bir Otelden Bellboy, 24 saat Oda Servisi, minibar gibi servisleri beklemiyorlar. İstenen sadece iyi bir oda, ücretsiz internet, spor yapabilme imkanı, şirket toplantılarının yapılabileceği bir mekan ve iyi bir kahvaltı. Yeni konseptte sadece ihtiyaç duyulan servislere ağırlık verip, “aslında olmasa da olur” servisleri çıkarttığınız zaman ciddi bir personel tasarrufu sağlanıyor ve dolayısıyla misafirlere çok daha ucuza hizmet verme şansını buluyorsunuz. 30 yıl öncesindeki otelcilik anlayışına ve beklentisine ters bir durum ama günden güne tercih edilen bir konsept ortaya çıktı. Keza havayolu sektöründe de, Amerika’da başlayan ve günümüzde bir çok ülkede uygulanan aynı mantık ile Anadolu Jet markasının ortaya çıkması gibi. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Belki de hayatta en çok iple çektiğim anlar seyahatler... Bugüne kadar işim nedeniyle 20’ye yakın ülke gördüm. En sevdiğim ülke, 5 kere gitme fırsatı bulduğum, İtalya. En sonuncusu geçen yaz tatilinde ailecek gittiğimiz Toscana seyahatiydi. Bir ha a boyunca araba kiralayıp Toscana’nın o nefis görsel zevkini, yemeklerini ve şaraplarını tatma imkanı bulduk. Çocuklar belki Disneyland’ı tercih ederlerdi ancak eşimle çok keyif aldık doğrusu. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler var mı? Beni üniversite yıllarında en çok etkileyen kişi Oğuz Atay’dır. Kitaplarını okuduktan sonra rüyamda da yaşamaya devam ederdim. Çağdaş Türk romancılığının mihenk taşı ve öncüsü olduğuna inanıyorum. Daha sonrasında Orhan Pamuk ve Ahmet Altan’ın roman anlayışında ondan çok etkilendiklerini düşünüyorum. Küçük bir yağlı boya resim koleksiyonumuz var. Genelde Ankaralı ressamların eserlerini edindik. Ben, hobisinden ve sanatı sayesinde ekonomik özgürlüğünü sağlayan herkese hayranlık duyuyorum. Keşke ailemizde bir kişi bir enstrüman çalabilseydi veya sanatın herhangi bir dalına kabiliyeti olsaydı. Eşim her zaman iyi şarkı söylemeyi hayal eder, “bir kabiliyetim olsa bak neler olacak” der ama,

Üye olduğunuz vakıf ve dernekler var mı? Hacettepe İşletme Mezunlar Derneği üyesiyim. Sektörle ilgili olarak Ankara Skal Kulübü üyesiyim. Skal Kulübü’nün Türk turizmini çok olumlu yönde etkilediğini ve yönlendirdiğini düşünüyorum ve Ankara Skal Kulübü’nü bu anlamda çok aktif, başarılı ve yararlı bir organizasyon olarak görüyorum. Diğer tara an, çok da iyi bir tenisçi olmamakla birlikte Ankara Tenis Klubü üyesiyim. Yöneticilik vasfı sonradan mı edinilir, yoksa bu bir yetenek midir? Yöneticiliğin pedagojik bir olgu olduğunu düşünüyorum. Nasıl ki eşler ilk evlendiklerinde yeni hayatlarına uyum sağlama sürecinde biraz zorlansalar da bir süre sonra evliliğe alışırlar ve işler rayına girer. Bu durum işe yeni başlayanlar için de aynı. Aile düzeninde iş, çocuk olduktan sonra biraz değişiyor, sorumluluk artıyor... Yöneticilik rütbesini aldıktan sonra da aynı, artık sizin sorumluluğunu aldığınız bir ekibiniz var. Her ikisinde de onların eğitiminden, yönlendirilmelerinden, motivasyonundan, kısaca hayata hazırlanmasından siz sorumlusunuz. Evet, eğer kişilik yapınız uygunsa yöneticilik sonradan edinilebilir... Eğitimin bu konuda son derecede etkili olduğunu ve alınan eğitimlerin son derecede katkı sağladığını düşünüyorum. Tecrübeyi de aynı derecede önemli sayarım, zira ilk çocukta yapılan hatalar ikincisinde daha az yapılıyor. Yöneticilikte de bu böyle... İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? İş yaşamında ilkem dürüstlük ve iyi niyet. Bu olduğu sürece gerisi geliyor ve sürdürülebilir bir yapı oluşturulabiliyor. Nasıl bir organizasyonda çalıştığınız çok önemli, önceliklerinizi ona göre belirlemeniz lazım. Yeni bir organizasyonda yer alıyorsanız dinamikler çok farklı; önceliğiniz, standartları oturtmak, işlevselliğini sağlamak, turnover çok fazla olduğu için parlayan yıldızları ön plana çıkartmak ve yapıyı sürdürülebilir kılmak. Eğer, yıllardır birlikte olan bir ekip ile çalışıyorsanız, öncelikle onları ve eskiden gelen süreçleri iyi anlamak gerekiyor, zira burada yılların birikimini ve alışkanlıklarını konuşuyoruz. Bu tür yapılarda, ekibin tecrübelerinden faydalanmak ve kafanızdaki değişiklikleri birlikte karşılıklı güven ve destekle hayata geçirmek büyük önem taşıyor. Sonuçta otel sektörü için amaç; sürdürülebilir bir karlılık, çalışan ve misafir memnuniyeti... magdergi.com.tr 81


RÖPORTAJ

“Rekabet kaliteyi artıran en önemli unsurdur.”

Serkan M. Tataroğlu

VİZYON ÖLÇÜLENEBİLİR OLMAYAN BAŞARI KAVRAMIDIR.

Müşteri odaklı ilerleyen ve çok kısa sürede büyük başarılar elde eden dekoryon.com’un kurucusu Serkan Tataroğlu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Kendisine geçmişten bu güne kadar her gün biraz daha fazlalaşan başarısının sırlarını sorduk...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? Çankaya Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2009 yılında mezun oldum. 1955 yılından beri tekstil alanında hizmet veren aile şirketimizde bir süre görev aldım. Marka yöneticiliği, Satış/Pazarlama ve Sosyal Medya alanlarında eğitim aldım. Aynı zamanda her evresinde büyük titizlik gösterdiğim Dekoryon’un kurucusuyum.

İşiniz ne zaman ve nasıl kuruldu? Günümüzde çok hızlı gelişen teknoloji ve buna hızla ayak uyduran insanları göz önüne alıp, yarım asrı devirmiş alan tecrübesini farklı bir kanal yardımı ile hizmete açmaya karar verdim. 2012 Şubat ayında 1 yıllık altyapı, CRM ve lojistik çalışmaları sonunda 5000’den fazla ürün ve 45’e yakın markayı bünyesinde barındıran dikey e-ticaret sitesi dekoryon. com yayın hayatına başladı. Çok yeni bir girişim olmasına rağmen günlük ortalama 1300 tekil ziyaretçi ve ortalama 9000 sayfa görüntüleme yapılan

82 magdergi.com.tr

bir e-ticaret sitesi olan dekoryon.com hızla büyümektedir. Sizin için başarı ne demek? Sektörel olarak düşünürsek bizim için başarı “mutlu müşteri” profilini oluşturabilmektir. Çünkü müşterilerimizi anlamak, onların ihtiyaçları doğrultusunda ürün ve hizmeti en uygun fiyatlarda sunabilmek, devamlılığı sağlama ve marka olmak adına en önemli faktörlerin başında geliyor. Bu memnuniyeti sürdürebilmek ise marka olmaktan, yani "sözünü tutmak"tan geçemektedir. Başarılı olmak için sektörde neler yapmak gerek? Türkiye’de sanal alışveriş hızla gelişmekte olan ve her geçen gün rekabetin arttığı bir pazardır. Müşteri memnuniyeti temel ilkesi olmayan hiçbir girişim maalesef bu pazarda uzun soluklu kalamaz. Biz Dekoryon ailesi olarak ilk kurulduğumuz günden bu yana “müşteri memnuniyetini” temel ilkemiz olarak benimsedik. Bizde yapılan her güncelleme ve yenilik müşteri odaklıdır. Ayrıca hızlı teslimat sektörde başarının gizli kahramanıdır.


RÖPORTAJ

Satın alınan ürün veya hizmet ne kadar hızlı müşteriyle buluşursa başarı o kadar erken gelir. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Vizyon ölçülenebilir olmayan başarı kavramıdır. Bugün ile yarını birbirine bağlayan bir köprüdür. Bütün girişimler var olmak için ise vizyon şarttır! Çünkü vizyon tanımlanabilen bir yol göstericidir. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Dışardan bakıldığında bir dikey e-ticaret sitesiyiz fakat ürün ve kategori çeşitliliği bakımından bakıldığında Dekoryon dikey e-ticaretin dışına doğru yavaş yavaş konumlanmaktadır. Şu an alt kategorilerde daha gidebileceğimiz yerler var ve biz de yine bu kategorilerde ilerlemeye devam ediyoruz. Şu anki müşteri potansiyelimizle ve büyüme ivmemize bakıldığında uzun vadede Dekoryon ev ihtiyaçlarının tamamının karşılanabileceği bir platform olma yolunda ilerlemektedir.

SOSYAL MEDYA, MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ VE MÜŞTERİ SADAKATİNE ÖNEMLİ BİR KATKIDA BULUNUYOR. Sosyal medya konusunu ve önemini yeterince biliyor musunuz? Bu konuda çalışmalarınız var mı? Sosyal medyada yaptığımız bir çalışmanın etkilerini çok hızlı şekilde görebiliyoruz. Müşteriyle birebir iletişim halinde olmak bu açıdan sosyal medyayı çok güçlü bir iletişim platformu yapıyor. Daha önceden tüketicilerimizin, ürünler ve hizmet hakkında ne düşündüğünü tam olarak bilemezken, burada tüketicilerimize direkt ulaşabiliyorsunuz. Bundan dolayı sosyal medya, müşteri memnuniyeti ve müşteri sadakatine önemli bir katkıda bulunuyor. Rekabet sizce neyi ifade ediyor? Rekabet kaliteyi artıran en önemli unsurdur. Biz Dekoryon ailesi olarak sürekli yeni düşünceler ve fikirler bulup bunların sonuçlarının profesyonel şekilde hayata geçirilmesi konusunda çaba göstermekteyiz. Hedefimiz, tedarikçilerimiz ile iş ortaklığı temelinde, uzun vadeli bir iş ilişkisi kurmaktır. Bunun ön koşulu; kalite, teslimat hizmeti, fiyat ve optimum sorun çözme konularındaki rekabettir. Tüm gücümüzü, ürünlerimizi kusursuz ve ekonomik şekilde satışa sunmak, profesyonel şekilde satışını gerçekleştirmek ve güvenilir şekilde teslim etmek için kullanıyoruz.

HEDEFİMİZ, TEDARİKÇİLERİMİZ İLE İŞ ORTAKLIĞI TEMELİNDE, UZUN VADELİ BİR İŞ İLİŞKİSİ KURMAKTIR. Hayranlık duyduğunuz, takdir ettiğiniz isimler… Ticari hayatıma ilk günden bu yana destek olan değerli babam Ömer Tataroğlu benim için bir idoldür. Ticari zekası ve öngörüleri yoluma her zaman ışık tutmuştur. Ticaretin dürüstlüğünü, inancı ve esnekliği öğrettiği için kendisine her zaman minnettarımdır. En büyük idealiniz nedir? 2-3 yıl içinde ilk 25 e-ticaret şirketi arasında yer almayı hedefliyoruz. Kategorisel olarak her geçen gün yeni alt kategori ürün çeşitliliği ile müşterilerimizin karşına çıkmaktayız. Hem pazar hem de ürün çeşitliliği bakımından ev ürünleri dikeyinde hızla büyümek ve bu süreçte sağlamış olduğumuz müşteri memnuniyetini de aynı oranda yüksek tutmaktır.

DEKORYON EV İHTİYAÇLARININ TAMAMININ KARŞILANABİLECEĞİ BİR PLATFORM OLMA YOLUNDA İLERLEMEKTE

magdergi.com.tr 83


erkek aksesuar MAG

LANVIN € 295

MIANSAI € 95

FREYWILLE Rodyum Kol Düğmesi 1,105

MUDO CONCEPT 27,60

LANVIN € 245

FOUNDWELL € 775

LANVIN € 95

LANVIN € 220

MIANSAI € 65

ERMENEGILDO ZEGRA

İşinSırrı

Kol düğmeleri aksesuarların bașında geliyor. Eğlenceli, klasik ve farklı birç ok çeșitle karșımıza çıkan kol düğmele rini ve daha birçok aksesuarı sizler için sayfalarımıza tașıdık. GUCCI € 2,350 MIANSAI € 80

POUL SMITH € 1,260

ZARA Kemer 79,95

MULBERRY € 1,000

VALENTINO € 1,380

84 magdergi.com.tr


yıl

LÜKSÜN YENİ GÜVENİLİR ADRESİ EXCLUSIVE

R

Eskişehir Yolu No: 108 Söğütözü / ANKARA

EXCLUSIVE

0 312 286 02 04

w w w . n e z i r o g l u e x c l u s i v e . c o m magdergi.com.tr 85


RÖPORTAJ

“Arı Önokuldan Çankaya Üniversitesine Eğitim Zinciri”

Arı Okulları Kurucusu Sıtkı ALP

Birbirinden başarılı birçok birey yetiştiren ve ilkleriyle adından sıkça söz ettiren Arı Okulları başarısına başarı katıyor. Arı Önokulu’ndan Çankaya Üniversitesi’ne kadar birçok başarılı kişi yetiştirmeye devam eden Arı Okullar’ı Sahibi Sıtkı Alp ile başarı dolu bir röportaj gerçekleştirdik. İleri görüşlü ve başarıya odaklı bir çalışma sürdüren Sıtkı Alp başarının sırrını bizlerle paylaştı.

Ö

zel okul sektöründe 30 yıldır öncü ve nitelikli bir eğitim hizmeti veriyorsunuz, bu başarıya nasıl ulaştınız? Bugün Arı önokuldan Çankaya Üniversitesine kadar, ülkemizin geleceğine yön verecek öğrencilerin Atatürk İlke ve devrimleri ışığında nitelikli ve çağdaş bir eğitim almalarını sağlayan; bilgi çağının gerekleri doğrultusunda hedeflerini büyüten bir eğitim kurumları zincirinin kurucusu olmanın gururunu elbette yaşıyorum. 53 yıldır eğitimciyim, aynı zamanda 45 yıldır Türkiye’de özel öğretim sektöründe ilkleri yaşatmış ve yaşamış bir girişimciyim. Arı Eğitim Kurumları bünyesinde oluşturduğumuz bu sağlam yapının kurumsallaşması ve sürekliliğinin sağlanması

86 magdergi.com.tr

sürecinde en önemli unsurun donanımlı ve eğitime gönül vermiş öğretmen, uzman ve yöneticilerle birlikte olmak, tüm ekibi “sürekli iyileştirme ve gelişim” ilkesi etrafında toplamak olduğuna inanıyorum. Arı Okulları olarak öğrencilerinizi akademik, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif açılardan tam donanımlı yetiştirmek, onları çok yönlü bireyler olarak geleceğe hazırlamak için eğitim konusundaki yaklaşımlarınız nelerdir? Hiç kuşkusuz başarı beklentilerle değil, arayışlarla ve çalışmayla gelir. Arı Okulları çatısı altında yetiştirdiğimiz çalışkan, yaratıcı, motivasyonu yüksek, üretken ve paylaşımcı bireyler Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmaya başladılar bile.


RÖPORTAJ

Öğrencilerimizi her açıdan donanımlı bireyler olarak bir üst öğrenim basamağına hazırlamak için farklı öğrenme stillerini dikkate alarak, ders ve etkinliklerde bireysel farklılıkları gözetiyor, her öğrencinin kendini ifade edeceği, öne çıkacağı çalışmaları yapmaya özen gösteriyoruz. Program geliştirme uzmanları, eğitim teknologları, ölçme değerlendirme uzmanları ve farklı branş öğretmenlerinden oluşan bir ekiple eğitim programlarımızı, ölçme, değerlendirme süreçlerimizi yapılandırıyoruz. Okulumuzda çok geniş seçeneklerle sunulan seçmeli dersler ve kulüp etkinlikleriyle öğrencile-

ÖĞRENCİLERİMİZİN MESLEKİ TERCİH VE KARİYER PLANLAMA SÜREÇLERİNİ ÖNEMSİYORUZ.

rimizin sosyal ve kişisel gelişimlerine, ulusal ve uluslararası platformlarda, etkinliklerde kendilerini ifade etmelerine önemli katkılarda bulunuyoruz. Öğrencilerimizin mesleki tercih ve kariyer planlama süreçlerini de önemsiyoruz. Arı Okulları olarak, çağdaş eğitim-öğretim yaklaşımları, güncel yöntem ve tekniklerle eşgüdümlü planladığımız programlarımızla öğrencilerimizin ilgi alanları ve yeteneklerini açığa çıkarmalarına olanak sağlıyoruz. TÜBİTAK Matematik Yarışmaları’nda iki kez Dünya 3.’lüğü ve Balkan 2.’liği alan öğrencilerimiz, SBS ve LYS’de de önemli başarılar elde ettiler. 2012 SBS’de 8. sınıflar düzeyinde 2 öğrencimiz 500 tam puan aldı. 12 öğrencimiz de Ankara sıralamasında ilk 500’de yer aldı. 2012 LYS sonuçlarına göre 35 öğrencimiz Türkiye sıralamasında ilk 1000’de yer alırken; 2013 YGS’de 43 öğrencimiz de ilk 10.000’de yer alarak bizleri gururlandırdılar. Öğrencilerimizin çeşitli akademik platformlarda elde ettikleri bu önemli başarılar emeklerimizin somut ürünleridir.

Arı Okulları spor alanında da önemli yatırımları olan bir okul. Öğrencilerinizin spor başarılarından söz edebilir misiniz? Kampüs alanımız içerisinde 7 kapalı spor salonu, açık basketbol sahaları, 1 halı saha, 1 çocuk ve 1 yarı olimpik kapalı yüzme havuzu bulunuyor. 17 basketbol, 1 voleybol, 2 Oryantiring, 3 Masa Tenisi, 1 Yüzme ve 1 Cimnastik takımımız ve 309 sporcumuz var. 1984’den bu yana çok sayıda milli sporcu yetiştirdik. Sporun pek çok dalında, özellikle de basketbolda, başarılarını kanıtlayan bir kurum olarak 1997’den bu yana Çankaya Üniversitesi Spor Kulübü adı altında yeniden yapılanan kulüp etkinlikleri çerçevesinde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Son 5 yılda Yıldız Kız Basketbol Takımımız iki Ankara 1.’liği, bir Ankara 3.’lüğü ve Türkiye 4.’lüğü elde ederken; Küçük Kız Basketbol Takımımız üç Ankara 1.’liği, bir Ankara 2.’liği ve bir Ankara 3.’lüğü elde etti. Küçük Erkek Basketbol Takımımız ise 1 Ankara 1.’liği ve 2.’liği elde etti. Yıldız ve Genç Kız Basketbol Takımlarımız bu yıl da

HİÇ KUŞKUSUZ BAŞARI BEKLENTİLERLE DEĞİL, ARAYIŞLARLA VE ÇALIŞMAYLA GELİR. Ankara 1.’si olarak Türkiye yarı finallerine gitmeye hak kazandılar ve bizleri gururlandırdılar. Eskrimde geçen yıl Türkiye 1.’liği kazanan öğrencilerimiz, ortaokul müsabakalarında Ankara 1.’liği elde ederken, minikler A Kategorisi Artistik Cimnastik Şampiyonası’nda da Ankara şampiyonu oldular. Yüzme sporunda yıldız kızlarımızdan ferdi olarak Ankara 2.’liği ve Ankara 3.’lüğü dereceleri gelmiştir. Masa Tenisi Küçük Erkekler Takımımız Ankara şampiyonu olurken Liselerarası Masa Tenisi Turnuvası’nda Masa Tenisi takımımız da Ankara 3.sü oldu. Ayrıca ortaokul oryantiring kız takımımız Ankara 1.’si, ortaokul oryantiring erkek takımımız da Ankara 2.’si oldu. Öğrencilerimizin bu başarılarıyla gurur duyuyoruz.

magdergi.com.tr 87


RÖPORTAJ

Çocuğun ilk eğitimi ailede başlıyor. Daha sonra okula ilk adımı atması önokul aracılığıyla gerçekleşiyor. Bir eğitimci olarak, eğitimin ilk basamağı olan ve kritik öneme sahip okul öncesi eğitim konusunda düşüncelerinizi alabilir miyiz? Ülkelerin kalkınmasında eğitim ve öğretim en temel konulardır. Okul öncesi eğitim ise eğitimin en önemli dönemi, geleceğe atılan ilk ve en önemli adımdır. Arı Önokul'da, çocuklarımıza, sevgi dolu, alanlarında uzman öğretmenlerimizle; bilişsel yönlerini geliştirip zenginleştirebildikleri aynı zamanda sosyal yönden gelişebilecekleri etkinliklerle, eğlenerek öğrenmenin ayrıcalığını yaşatmaktayız. Arı Önokul’da, temel akademik becerilerin oluşturulması, geliştirilmesi, öğrencilerin bilimsel yöntem ile tanışarak proje çalışmaları yapması amacıyla, akademik danışmanlarımızın, Arge merkezi uzmanlarımızın, yöneticilerimizin ve eğitim koordinatörümüzün katkılarıyla zenginleştirilen eğitim programlarında, anadil etkinlikleri, matematik ve İngilizce etkinlikleri, fen ve doğa etkinlikleri, kavram çalışmaları, müzik etkinlikleri yer almaktadır. Ayrıca önokulda yürütmekte olduğumuz “Aile Katılım Projesi” (AKAP) ile ailelerin eğitim sürecinde yer almasına olanak tanımakta, okul-aile işbirliği ve tutarlılığını sağlamakta, aileleri eğitim süreci ve hedefleri ile ilgili olarak bilgilendirmekte ve onların çocuklarıyla nitelikli iletişim kurmalarına da yardımcı olmaktayız. Eğitimde yabancı dilin yeri ve öneminden, öğrencilerinizin iyi bir yabancı dil eğitimi almaları için yaptığınız çalışmalardan söz edebilir misiniz? Öğrencilerimizin dünya insanı olabilme, dünyadaki gelişmeleri izleme, uluslararası platformda yer alabilme ve dünya ile rekabet edebilmeleri için yabancı dilin büyük önem taşıdığını biliyoruz. Bu nedenle öğrencilerimizin

88 magdergi.com.tr

yabancı dile karşı olumlu tutum geliştirmelerini sağlamak, diğer derslerle entegreli biçimde yürütülen çalışmalarla öğrencilerimizin yabancı dile gereksinim duymalarını ve yabancı dilde kendilerini ifade etmelerini sağlamak adına ARYEP kapsamında yabancı dilde sunumlar, münazaralar, tiyatrolar, proje çalışmaları ve kitap okuma festivalleri yapmaktayız. Arı Okulları’nda dünya standartlarına uygun yabancı dil öğretimi yapmayı önemsiyoruz. Öğrencilerimizin katıldıkları Cambridge ESOL (Movers, Flyers, KET, PET, F.C.E), TOFEL, Trinity College, Deutch in Fit gibi uluslararası sınavlarda kazandıkları başarı ve dereceler bu alandaki iddiamızın göstergesidir.

ÜLKELERİN KALKINMASINDA EĞİTİM VE ÖĞRETİM EN TEMEL KONULARDIR.

Eğitimin son halkası Çankaya Üniversitesi, 1997’de eğitim-öğretim hayatına başlayan Çankaya Üniversitesi 2011’de yeni kampüse (merkez kampüs) taşındı. Üniversite’nin kuruluş ve gelişim sürecinden kısaca söz edebilir misiniz? Sıtkı Alp Eğitim Vakfı tarafından kurulan Çankaya Üniversitesi 4 fakülte, 2 enstitü, 1 meslek yüksekokulu ve 4 araştırma-uygulama merkezi ile


RÖPORTAJ

1997-1998 öğretim yılında faaliyetine başlamıştır. Bugün, Çankaya Üniversitesi'nde 20 bölüme sahip beş fakülte, 15 yükseklisans ve 6 doktora programına sahip iki enstitü, üç programa sahip iki meslek yüksekokulu ve İngilizce eğitimini destekleyen İngilizce Hazırlık Okulu bulunmaktadır. Çankaya Üniversitesi, eğitim dili İngilizce olan dünya standartlarında eğitim veren; uluslararası düzeyde araştırma-geliştirme çalışmaları yapan ve bilgi üreten bir yükseköğretim kurumu olarak bilimsel faaliyetlerine devam etmektedir. Çankaya Üniversitesi Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanliği Girişimci ve Yenilikçi Üniversite Endeksi 2012 Sıralamasında 17. sırada yer almıştır. 2013-2014 öğretim yılında Arı Okulları 30. yılını yaşayacak. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Bizler çeyrek asrı geçkin süredir, bu köklü çatı altında verdiğimiz nitelikli eğitimle yetiştirdiğimiz ne istediğini bilen, çok yönlü ve başarılı bireylerin iş ve meslek yaşamındaki başarılarıyla gurur duyan büyük bir aileyiz. Bugün Arı Eğitim Kurumları’nın liselerinden mezun 5000’e yakın öğrencimizin 295’i Tıp alanında, 1606’sı Mühendislik-Mimarlık alanında, 1708’i Hukuk ve İktisadi İdari Bilimler Alanında, 1360’ı Dil Bilimleri, Sosyal Bilimler ve Temel Bilimler alanında çalışmalarını sürdürmektedirler. Girdiğim her ortamda Arı mezunlarıyla karşılaşıyor olmaktan büyük gurur duyuyorum. Bu başarılara yenilerini ekleyen ve ekleyecek olan öğrencilerimiz ve bize güvenen, destek ve önerileriyle bizlere büyük katkı sağlayan velilerimizle Arı kültürünü ilerilere taşıma görevini sürdürmeye devam edeceğiz.

GİRDİĞİM HER ORTAMDA ARI MEZUNLARIYLA KARŞILAŞIYOR OLMAKTAN BÜYÜK GURUR DUYUYORUM.

Okul hayatında ve yaşamda başarılı olmaları için öğrencilere ne gibi tavsiyelerde bulunabilirsiniz? Hedef belirleyerek düzenli, istikrarlı biçimde çalışmak, hatta çok çalışmak. Yaşamı ve günü planlayarak hareket etmek, kendini iyi tanımak, güçlü ve zayıf yönlerini bilmek, gelişime açık olmak, ilkeli olmak, sorumluluk almak, alınan sorumluluğu yerine getirmek, öğrenmenin ve başarmanın tadına varmak, yaptığı işi severek ve inanarak yapmak, insanları sevmek, onlara değer vermek ve en önemlisi ailelerini önemsemek, diyebilirim. Tabi bunların yanı sıra ilgi ve yetenekleri doğrultusunda kendini ifade edebileceği, deşarj olacağı etkinlikler yapmak da mutluluğu ve başarıyı besleyip, destekleyecektir.

magdergi.com.tr 89


RÖPORTAJ

“Rekabet bana bir adım öne geçmem için yapmam gereken yenilikleri ifade eder.”

Soner Arabacı

İNSANLARIN YÜZÜNDE BIRAKABİLDİĞİM HER TEBESSÜM BENİM İÇİN BAŞARIYI İFADE EDER.

Başarılı bir iş adamı olan, GL Events bünyesinde 2013 yılında kurulan catering şirketi GL Food’un ve GL Food’a bağlı olarak hizmet vermeye başlayan Vesperna Restoran’ın Genel Müdürlüğünü üstlenen Soner Arabacı ile iş yaşamına dair hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Bugüne kadar olimpiyat oyunlardan Dünya Futbol şampiyonasına kadar pek çok dev organizasyona imza atan GL Events’e bağlı olarak hizmet vermeye başlayan Vesperna Restoran hakkında merak edilenleri kendisine sorduk, samimi cevaplar aldık...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1978 doğumluyum. Meslek hayatıma, American Hotel & Lodging Association eğitim kurumundan mezun olduktan sonra başladım. Hizmet sektöründe özellikle turizm otelcilik alanında çalıştım. Şu anda GL Events bünyesinde 2013 yılında kurulan catering şirketi GL Food’un ve Vesperna Restoran’ın genel müdürlüğünü yapmaktayım.

Bize GL Events’ten ve bünyesindeki GL Food’dan bahseder misiniz? GL Events ihtisas fuarları konusunda uzmanlaşmış dünyanın en büyük uluslararası fuar organizasyonu şirketidir. Organizasyon sektöründe bütünlüklü bir hizmet sunan ilk uluslararası grup olan GL Events 2 senedir

90 magdergi.com.tr

Türkiye’de hizmet vermektedir. GL Food catering şirketi, Ankara’da Congresium’un işletmeciliğini yapan GL Events bünyesinde 2013 yılında kurulmuştur. Sizin için başarı ne demek? Benim için başarı; görevini tam olarak ve doğru şekilde yapmanın mutluluğu demektir. İnsanların yüzünde bırakabildiğim her tebessüm benim için başarıyı ifade eder. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarı, doğru yolda, emin adımlarla ilerlemekle kazanılan bir şey. Kişinin kendine inanması başarılı olma yolunda gerekli olan en önemli özelliklerinden biri diyebilirim.


RÖPORTAJ

Peki biraz da Vesperna Restoran’dan bahsedebilir misiniz? Vesperna belki de Türkiye’de bir ilki, Ankaralı misafirlerine yaşatacak diyebilirim. Çok farklı bir konseptte her gelen misafirine kendini özel hissettirebilecek bir restoran olan Vesperna şık konsepti ve leziz menüsüyle her geçen gün kendini yenilemeyi amaçlıyor. Vesperna, fine-dine konseptinde hizmet veren ve bu konuda Ankara’daki açığı kapatmak amacıyla hizmet vermeye başlamış bir restoran. Yemeği kaliteli eğlenceyle birleştirerek misafirlerimize şölen tadında anlar yaşatmayı hedefliyoruz. Vesperna, kısa sürede eşsiz bir atmosferde, kaliteli müzik eşliğinde lezzetli yemek yemek isteyenlerin vazgeçilmez adresi olacak. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Evet, Vesperna’nın yeni şubelerini farklı şehirlerde de açmak gibi bir projemiz var. Profesyonellerden kurulu, mutfak ve servis kadromuz ve uluslar arası tecrübeye sahip yönetici kardomuz ile Vesparna’yı Türkiye’deki ender zincir restoranlar arasına sokma hedefindeyiz. Sizce gelecek hangi sektör de? Mesela internet vb.? Gıda ve hizmet sektörü hiçbir zaman yok olmayacak diye düşünüyorum. İnsanlar bir kıyafeti almadan durabilir, teknolojiden uzak kalabilir ya da arabasını değiştirmeyebilir ama kimse yeni tatlar denemeden duramaz. Farklı tatları şık sunumlara ve kaliteli hizmet eşliğinde denemek herkesin hoşuna gider... Çünkü yemek yemek doğal bir gereksinim. Bu sebeple de gıda sektörü gelecekte de hep diğer sektörlere nazaran bir adım önde olacak... Kendi şirketinizde olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? Çalışanlarıma karşı güven konusunda çok titizimdir. Her şeyden önce karşılıklı güven ve sözünüzün arkasında duruyor olmanız bir işi yürütürken en önemli hususlar arasına giriyor. İş hayatına yeni atılmış genç girişimciler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? İş hayatına yeni atılmış ya da atılacak olan gençlere girişimci, yenilikçi, açık görüşlü olmalarını ve pes etmemelerini öneririm. Ayrıca, başarıya gidecek her yol mubahtır lafını dikkate almamalarını tavsiye derim. Doğru ve emin adımlarla ilerleyerek, yapılan hataları tekrar tekrarlamayarak çok güzel yerlere gelinebileceğine inanıyorum. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Çok çabuk strese girebilen bir yapım yok, gün içerisinde yaşadığım olumsuzlukları kesinlikle eve taşımıyorum. Dostlarım ve ailemle vakit geçirerek yorgunluğumu en aza indirgiyorum. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Aileden gelen bir alışkanlık olan klasik araba tutkum var. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? Gerektiğinde katılaştırabildiğim prensiplerim var ama daha çok yapıcı bir kişiliğe sahibim. Sosyal sorumluluk projeleriniz var mı? Evet sosyal sorumluluk projelerine çok önem veriyoruz. Geri dönüşüm ve artık yemeklerin değerlendirilmesi konusunda projeler yapıyoruz. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Ben rekabeti fırsat olarak değerlendiririm. Rekabet bana bir adım öne geçmem için yapmam gereken yenilikleri ifade eder.

GEREKTİĞİNDE KATILAŞTIRABİLDİĞİM PRENSİPLERİM VAR AMA DAHA ÇOK YAPICI BİR KİŞİLİĞE SAHİBİM.

magdergi.com.tr 91


RÖPORTAJ

"Her İnsan Kendi Șansını Kendi Gayretiyle Yaratıyor"

Tümay Ünal

"HEDEFE ULAŞMAK İÇİN DÜŞÜNÜLEN STRATEJİ VE PLANLAMA İYİ KURGULANIRSA UYGULAMA SAFHALARINDA SONUÇ ALMAK O DENLİ KOLAY OLUR."

Genç yaşında birçok başarı yakalayan, eğitimin önemini vurgulayan ve asıl başarıyı insanın kendisinin yarattığına inanan Tümay Ünal ile başarı basamaklarına tırmanışının hikayesini konuştuk... Turkcell Superonline Kamu ilişkileri Koordinatörü olarak görev yapan Tümay Ünal ile gerçekleştirdiğimiz samimi röportaj MAG Business ile sizlerle...

S

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1984 yılında Ankara’da doğdum. İlköğretim ve lise eğitimimi Ankara’da ve babamın görevi sebebiyle yaşadığımız Amerika ve Hollanda’da yaptım. Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde lisans, Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü’nde de yüksek lisans öğrenimimi tamamladım. 2007-2013 yılları arasında Türk Telekom’da danışman ve uzman olarak çalıştım. 1 Temmuz

92 magdergi.com.tr

itibariyle de Turkcell Superonline ailesine Kamu İlişkileri Koordinatörü olarak katıldım. Sizin için başarı ne demek? Kişinin ve kurumların belirlenen plan ve hedefleri çerçevesinde öngörülen zaman dilimi içinde istenilen nokta ve amaçlara ulaşmasını başarı olarak değerlendiriyorum. Bu plan ve hedefler, dinamizmin sürdürülmesini sağlamak için süreçler içerisinde belli periyotlarda gözden geçirilmeli ve değişen şartlara göre güncellenmeli.


RÖPORTAJ

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Kişiler bakımından göreceli bir kavram olan başarının tanımı, nitel veya nicel sonuçların değerlendirilmesi yoluyla yapılabilir. Hedefe ulaşmak için düşünülen strateji ve planlama iyi kurgulanırsa uygulama sa alarında sonuç almak o denli kolay olur. Her insanın şansını kendi gayretiyle yaratacağını düşündüğümden başarılarda şans faktörünün önemli yer tuttuğuna yönelik toplumdaki yaygın inanışa şahsen ben katılmıyorum.

cell AkıllıBulut portalı ile tek bir çatı altında toplandı. Türkiye ekonomisine, işletmelerin bütçelerine ve rekabetçi yapılarına katkı sağlayacak bulut teknolojisi Turkcell AkıllıBulut platformu sayesinde en “kullanıcı dostu” haliyle Türkiye’nin hizmetine sunuldu. İhtiyaç duyulan bulut sisteminin birkaç dakika içinde kurulum ve kullanımını sağlayan servis, www.turkcellakillibulut.com adresi üzerinden hizmet veriyor. Bu sayede işletmeler, her an her yerden teknolojik altyapıya erişim olanağı elde ediyor.

İş yaşamında “vizyon” ve “misyon” belirlemek neden önemli? Vizyon gidilmesi hedeflenen yeri, misyon ise bu hedefe ulaşmak için kullanacağınız/kullanmayı düşündüğünüz enstrümanları belirleyen kavramlardır. Diğer bir ifadeyle, vizyon uzun vade hedeflerinizi ve hayallerinizi misyon ise kısa ve orta vadede daha efektif daha rasyonel ve karlı çalışmak için koyduğunuz ilkeleri tanımlıyor. Bu anlamda birbirlerini tamamlayan ve gelecek dönem için kurumsal kapasitenizi ve kurumsal kimliğinizi belirleyen bu kavramlar, iş yaşamında karar alabilmeniz, stratejik planlama ve iş planlaması yapabilmeniz, rekabetçi olabilmeniz ve toplumsal fayda sağlayarak yaşamını sürdürebilen bir işletme olabilmeniz için size ışık tutan unsurlardır. Bu kavramların benimsendiği örnek bir kurum olarak Turkcell Superonline’ı rahatlıkla verebilirim.

Sizce gelecek hangi sektörde? Mevcut trendlere baktığımızda, öne çıkan iki sektör olduğunu düşünüyorum; bunlar telekomünikasyon ve enerji sektörleridir. Toplumların “bilgi toplumu” olarak adlandırıldığı günümüzde, son yıllarda akıllı telefon, tablet bilgisayar gibi ürünlerin satışlarında da gördüğümüz üzere telekomünikasyon ve internet altyapı imkanlarındaki gelişmeler ile teknolojik yeniliklerin toplumca ne kadar hızlı benimsendiği ve insan ihtiyaçlarına cevap verdiğini görüyoruz. Sosyal ağlar ve sosyal medyanın bu gelişimle beraber günlük hayatta kapsadığı alan bizlere sektörün önemini ve gelecekteki vazgeçilmezliğini gösteriyor.

"BAŞARININ TANIMI, NİTEL VEYA NİCEL SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ YOLUYLA YAPILABİLİR."

Turkcell Superonline’ın vizyon ve misyonu nelerdir? Fiberin geleceğin teknolojisinde ne kadar önemli rol oynayacağını öngören Turkcell Grup, dünyadaki kriz ortamına rağmen 2007 yılı sonunda fibere yatırım kararı aldı. Bu yatırım kararı sonucunda Turkcell Superonline, “kendi altyapısına sahip yenilikçi telekom operatörü olmak” vizyonu ile çalışmalarını sürdürüyor. Turkcell Superonline, “İletişim pazarının en iyi müşteri deneyimini yaşatan yenilikçi Telekom operatörü olmak” misyonunu ile “ışık hızında 5 yıl”a imza atarak, hızlı internetin tüm avantajlarını müşterileriyle buluşturdu. Turkcell Superonline ve hizmetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Turkcell Superonline olarak bireysel müşterilerimiz için sunduğumuz yenilikçi ürün ve hizmetlere örnek olarak yeni kişisel televizyon platformu Turkcell TV, anne-babaların artık evlerinden uzaktayken bile çocuklarının internette nasıl vakit geçirdiklerini eş zamanlı olarak görebildikleri Online Family, Norton Internet Security ve PC Tools güvenlik paketleri ve içeriği Okulistik tarafından sağlanan çocukların internetteki sınıfı SüperSınıf uygulamalarını söyleyebiliriz. Fiberoptik altyapısının avantajıyla Türkiye’de ilk kez sabit telefon görüşmelerinde karşı tarafın sesini daha net ve gerçeğe yakın duymaya olanak sağlayan HD Ses ve kullanıcının internet hızı ne olursa olsun veri yüklemede (upload) 100 Mbps hız olanağı sunan ilk ve tek bulut servisi SüperDepo internet kullanıcılarına avantajlar sağlıyor. Turkcell Superonline yakın zamanda sunduğu Turbo Buton uygulaması ile de yine Türkiye’de bir ilke imza atarak ihtiyaç duyulduğunda fiber internet müşterilerinin internet hızını 24 saatliğine, 100 Mbps’ye kadar artırıyor. Turkcell Superonline, bugüne kadar yetişmiş bilgi işlem çalışanı istihdam etmekte zorlanan, yüksek yatırım maliyetleri yüzünden bilgi teknolojileri yatırımlarını geciktirmek zorunda kalmış tüm işletmelere bu ihtiyaçları için Turkcell Bulut Servisleri ile bir fırsat bütünü sunuyor. Geçen yıl Turkcell Grup’un tüm bulut hizmetleri Turkcell Superonline bünyesinde Turk-

Enerji gereksiniminin günden güne artması, geleneksel üretim şekillerinden daha verimli ve çevreci sistemlere olan geçiş ve daha etkin enerji üretim metotlarına yönelik sürekli bir arayışın olması da, gelişmiş ülkelerin enerji üretmek amacıyla başka ülkelerin çöplerine, atıklarına ticari olarak talip olması gibi ekstrem örneğinden de görüleceği üzere enerji sektörünün gelecekteki önemine işaret ediyor. Gelişmiş ülke ekonomilerine bakıldığında bu iki sektörde elde edilen iyi sonuçların, ülkelerin ekonomik göstergelerinde yapmış olduğu pozitif değişimler görülüyor. Ayrıca bu ülkelerdeki söz konusu sektörlerin istihdama katkısına bakıldığında özellikle iyi eğitimli gençler için önemli iş alanları doğabiliyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Seyahat etmeyi çok seviyorum. İş seyahatleri sebebiyle genellikle ayın yarısını İstanbul’da geçiriyorum ki hepimizin bildiği gibi dünyanın sayılı şehirlerinden biri İstanbul... Ne kadar sık gidersem gideyim her defasında şehrin yeni bir yüzünü görüyor olmak da bendeki cazibesini arttırıyor. Ege’nin küçük sahil kasabalarını özellikle de tarihi dokusunun bozulmamış olması sebebiyle Eski Foça’yı ziyaret etmeyi seviyorum. Seyahatlerimi planlarken henüz görmediğim yerler tercih sebebi oluyor. Yurt dışı seyahatlerde de Akdeniz çanağındaki ülkeleri tercih ediyorum. İş hayatının stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Okul yıllarından itibaren merak alanım olan tarih üzerine yazılan kitapları okumak yorgunluğumu ve stresimi hemen alıyor. Bunun dışında sıklıkla tenis oynamak ve fırsat buldukça kış aylarında kayak yapmayı seviyorum. Ayrıca, Türkiye Bocce, Bowling ve Dart Federasyonunun lisanslı bowling hakemiyim. Bowling biraz yorucu olsa da strese karşı birebir diyebilirim.

"VİZYON UZUN VADE HEDEFLERİNİZİ VE HAYALLERİNİZİ MİSYON İSE KISA VE ORTA VADEDE DAHA EFEKTİF DAHA RASYONEL VE KARLI ÇALIŞMAK İÇİN KOYDUĞUNUZ İLKELERİ TANIMLIYOR."

magdergi.com.tr 93


RÖPORTAJ

Sosyal Medya, Etkileșim ve Klout Faktörü Son yıllarda nerdeyse hayatımızın odağına oturan sosyal medya, bizlerde öncelikle hayatın bir parçası olacağı imajı yaratsa da, hayatın odak noktalarından biri olma yönünde hızla ilerliyor.

94 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

7

yaşındaki çocuktan, 70 yaşındaki büyüklerimize kadar neredeyse herkesin bir sosyal medya hesabı bulunmakta. Sosyal medya, hayatımıza bu denli girmişken, sosyal medyanın iç dinamikleri de en önemli faktörlerden birinin etkileşim olduğu sinyalini veriyor.

Sosyal medyanın geçirdiği süreçlere, markasal ya da bireysel bazda baktığımız zaman, Facebook’ta sahte kullanıcı hesapları ile beğen sayfalarını arttıran markalar ya da bireysel kullanıcı sayfalara da rastladık, Twitter hesaplarına takipçi satın alan “göstermelik“ fenomenlere de... Yine çok iyi bir sosyal medya projesi olan Klout.com bu noktada devreye girerek, hangi hesabın ne kadar gerçek, ne kadar viral ilerlediğini gözler önüne sermeye başladı. Klout.com’un mantığından kısaca söz edecek olursak, bir bireyin ya da markanın tüm sosyal medya hesaplarını birbirine bağlayarak, takipçi sayısını değil, bu hesapların kişiler üzerinde bıraktığı etkiyi ölçen ve buna göre 100 ile 0 arasında bir ölçekleme yapan özel bir sistem. Google Chrome’un desteklediği bu sistemde tüm hesaplarınızı bağlayabilir ve toplumda bıraktığınız etkinin puanlamasını görebilirsiniz. Klout.com’un sunduğu bir diğer avantaj ise, sosyal medyada takip etti-

ğiniz diğer marka ya da bireylerin bıraktığı etkileri de gözlemleyebiliyor olmanız. İşte bu noktada olay şeffaflaşıp sosyal medyanın gerçek yüzü tam anlamı ile ortaya çıkıyor. Sosyal medyanın etkisinin farkına varan birçok kurumsal firma, markalarının değerini ve dinamik döngüsünü ayakta tutarak ya da tutmaya çalışarak, hayatının her noktasında internet bulunan müşterilerini sıcak tutmaya çalışmaktadır. Bu sebeple markaların dikkat etmesi gereken önemli noktalardan bahsetmek istiyorum. Öncelikle bu işi profesyonel bir sosyal medya şirketinin yönetimine bırakmışlarsa; Marka takipçilerinin organik olup olmadığına, Yapılan paylaşımların, markanın kurumsal çizgisini bozmamasına, Kullanıcı dönüşlerine ve yorumlarına, kurumsal bir yapı içinde dönüşler yapılmasına, Eleştirilerde ve müşteri kayıpları ihtimallerinde, müşteriyi geri kazanma yolunda pozitif adımlar atılmasına dikkat etmelidirler. Unutulmaması gereken ve altı çizilmesi gereken en önemli husus ise, şirketinizde markanız için yaptığınız sosyal medya yatırımının, marka için gelir kaynağı olarak görülmesinden ziyade, markanızın değerinin korunması ve markanızın dinamizminin devamını sağlayan bir faktör olduğu hususunun atlanmamasıdır... Saygılarımla, Emre Samur

magdergi.com.tr 95


RÖPORTAJ

“İyi Televizyon, Farklı Kanal ”

Tv8

UZUN SOLUKLU PROGRAMLARIN VE YENİ KEŞİFLERİN ADRESİ KANALIMIZ SEZONDA İZLEYİCİLERİN BEĞENİSİNİ KAZANACAK PROJELERİ EKRANINA TAŞIYOR.

1999 yılından günümüze kadar başarılarla gelmiş bir televizyon kanalı TV 8... Her sezon muhteşem programlarıyla izleyici televizyon karşısında tutmayı başaran TV8’in Kurumsal İletişim ve Gelişim Direktörü ve Danışma Kurulu Üyesi Billur Güneşdoğan ile Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Genel Müdür Merve Ceylan Günal ile başarılarını ve yeni sezon TV8’de ne gibi yenilikler olacağını konuştuk...

96 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

T

V8 çok köklü bir kanal kısaca kuruluşundan bahseder misiniz? Ne zaman ve nasıl kuruldu? Billur Güneşdoğan: 22 Şubat 1999 yılında MNG Holding bünyesinde kurulan TV8, 2005 yılına kadar haber kanalı olarak yayın yapmıştır. Bu tarihten sonra ülkemizin ve medya sektörünün "iyi televizyon ve farklı kanal" ihtiyacını karşılamak için yayın yelpazesini genişletmiştir. Bugün Ayazağa’da dünya televizyonculuğunun geldiği son nokta ile paralel son teknolojileri bir araya getirmiş ve Türk televizyonlarında benzeri az rastlanan stüdyoları izleyiciler ile buluşturmuş bulunuyoruz. Yakın zamanda yayın hayatına başlayan MNG Shop ile TV8 bu yolculuktaki hayatına MNG Medya Grubu olarak devam etmektedir. Yeni yayın döneminde başarılar dileriz öncelikle biraz bundan bahsedebilir misiniz... Bu sezonda TV8’de bizi neler bekliyor, ha a içi ekrana gelecek yeni programlar ile başlayabiliriz? B.G.: Yıllardır Türk televizyonlarında farklı yayın anlayışı ile iyi televizyon olarak anılan kanalımız yeni sezonunda yine aynı kaliteli vizyon ile ekranların en deneyimli ve sevilen isimlerini bir araya getirdi. Uzun soluklu programların ve yeni keşiflerin adresi kanalımız sezonda izleyicilerin beğenisini kazanacak projeleri ekranına taşıyor. Erkan Tan, 14 yıldır Başkent Ankara’dan izleyici ile buluştu. Nice siyasetçiyi, akademisyeni, bilim insanı ve sanatçıyı ağırladı. Türkiye güne Erkan Tan’ın ve konuklarının hoş sohbeti ile başladı. Erkan Tan, artık İstanbul’da. Deneyimli editörü İbrahim Güneş ile çok ses getirecek Tan Vakti programını ekrana taşıyorlar.

TV8 ekranda sinema keyfi denilince akla ilk gelen kanallardan biri, bu sezon TV8 izleyicilerini neler bekliyor? B.G.: Bu sezon ekranımızda önemli bir değişiklik yaptık. 16:9 geniş ekran formatına geçtik. Televizyonların geniş ekran formatına geçişi ile birlikte yeni nesil geniş ekran televizyonlarda yaşanan görüntü bozulmaları son buluyor. Yeni ekran formatımızda yeni sezonda TV8 sinema kuşağını seven izleyicilerimiz aradıklarını bulacak. Pek çok yeni ve sevilen film ekranlarımızda izleyiciler ile buluşmaya başladı bile. Yayın politikanızdan bahseder misiniz? İzleyicilere sunmak istedikleriniz neler? B.G.: Genel Yayın Yönetmenimiz deneyimli gazeteci Selahattin Sadıkoğlu’nun yönetiminde belirlenen yayın politikamız, her zaman en kaliteli ve prestijli yayını izleyiciye ulaştırmak üzerine kurulmuştur. Yeniliklere açık bir yönetim anlayışımız var. Bunda Genel Müdürümüz Merve Günal’ın da etkisi büyük. Merve Hanım, genç yaşının getirdiği enerji ve dinamizmi ile vizyon katıyor. TV8 olarak her zaman farklı ve ses getireceğine inandığımız, izleyicimizin de beğeneceği programları seçmeye önem veriyoruz.

YENİ SEZONDA ANA HABER BÜLTENİNİN SAATİ 19:30 OLARAK DEĞİŞTİ.

Canım Doktor adını taşıyan farklı dinamik ve eğlenceli bir sağlık programımız var, bu program ile sağlık konusunda merak edilen tüm konular uzman hekimler ile kimi zaman uygulamalı olarak aydınlatılıyor. Programı Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Cihan Aksoy ile gazeteci ve televizyoncu Ebru Keser Erda sunuyor. Oylum Talu bu kez öğleden sonra kuşağında, 10 yıllık geleneğini bozdu ve bir kuşak programı yapıyor. “Anlatacaklarım Var” özel konuk ve konularıyla bol sürprizli herkesin keyif alacağı bir yaşam programı. Gecelerin harika çocuğu, eğlence dünyasının gurusu İzzet Çapa da yeni sezonda ekranımızda, İzzet Paşa programı Çarşamba geceleri yeni dekorunda izleyicileri ile buluşuyor. Ha a Sonu izleyiciyi bekleyen yenilikler var mı? B.G.: Deneyimli ve sevilen ekran yüzü Özge Uzun’u bu sene TV8 ailesine kattık. Uzun, Erken Baskı ile ha a sonları güne keyifli bir günaydınla başlamamızı sağlıyor. Ekranda görmeyi çok istediğimiz isimleri konuk ediyor. 10 yıldır Pazar sabahlarını keyifli hale getiren, Güneri Cıvaoğlu, bir ekran klasiği haline gelen Şeffaf Oda programı ile 10. yılında ekranımızda... Güneri Cıvaoğlu, sanat, siyaset ve medya dünyasından önemli konukları izleyiciler ile buluşturmaya devam ediyor. Bi’ Zamanlar programı ile Özgür Uysal’da ha a sonunu renklendiriyor. Bi’ Zamanlar pek çok konunun geçmişten günümüze evrimini anlatıyor. TV8 Ana Haber’de bu sene bir değişiklik var mı? B.G.: Ve yeni sezonda ana haber bülteninin saati 19:30 olarak değişti. Gürcan Çilesiz yönetiminde deneyimli haber kadrosu tarafından hazırlanan Ana Haber Kaan Yakuphan’ın sunumuyla ekrana geliyor. Haberin sevilen yüzü Bilge Yurtdagülen de bu sezon yine ha a içi her gün saat 13:00’da Gün Ortası ile yeniden izleyiciler ile buluştu. magdergi.com.tr 97


RÖPORTAJ

Sevgili Merve Günal genç yaşınıza rağmen önemli bir sorumluluk altına girdiniz... Sizin iş, başarı ve sorumluluk anlayışınız nedir? Merve Günal: Biz üç kardeşiz ve her birimiz de küçük yaşlardan itibaren sorumluluk sahibi olan bireyler olarak yetiştirildik. Bence başarıya ulaşmadaki en büyük etken de bu. Ağabeyim mezun olduktan hemen sonra işlerle profesyonel olarak ilgilenmeye başladı. Ben de aynı şekilde... Burada bir önemli nokta da ailemizin bize olan sonsuz güveni ve desteği tabii ki. Sonuçta televizyonculuk geniş bir sektör ve bu işe yıllarını vermiş yüzlerce insan barındırıyor. Her gün daha fazlasını öğrenmeye devam ediyorsam, hata yapsam da bunlardan ders çıkarıyorsam, TV8 çalışanlarının güven ve sevgisini kazanıyorsam, başarılı bir yolda görürüm kendimi. TV8'e başladığımdan beri herkesin desteğiyle kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum, bunun için tüm kanal çalışanlarımıza sizin aracılığınızla teşekkür ediyorum. Peki, TV8’e ne gibi yenilikler getireceğinize inanıyorsunuz? M.G.: TV8 1999 yılından bu yana kalitesini koruyan, insanların hep beğeniyle bahsettiği bir kanal olmaya devam etti. Bu yıl da çok kaliteli isimlerle, çok renkli, keyifli bir yayın akışı oluşturduk. Aslında insanların izlemek istediği her türlü programı bir araya getirdik diyebilirim. Haber izlemek isteyen de TV8'i açabilir, müzik dinlemek isteyen de... Kahkahalarla gülmek isteyen de TV8’de bir şeyler bulabilir, sohbet programı izlemek isteyen de... Biz hep “farklı kanal” ve 'iyi televizyon' olmak yönünde ilerledik ve başardığımızı da düşünüyorum. Burada çalışmaya başladığımdan beri, yaşımın genç olması sebebiyle, öncelikli olarak sosyal medya konusuna yoğunlaştım. Böylece, aslında televizyon izlemeyen ama televizyondaki her şeyden haberi olan bir nesli de takipçi kitlemize katmaya çalışıyoruz. 6 sene yurt dışında yaşamamın bana kazandırdığı farklı vizyonun iş anlamında olumlu geri dönüşler sağlayacağına inanıyorum. Yeni sezon için aldığımız tüm kararlara daha yenilikçi bir bakış açısıyla yaklaştık. Tüm ekibimizin yoğun çalışmalarıyla yayın formatımızı, renklerimizi ve birçok programımızı değiştirdik, yeniledik. Şu ana kadar aldığımız tepkiler hep olumlu. Umarım böyle devam eder. Sizin için başarı ne demek? Başarılı olmak için neler yapmak gerekiyor? M.G.: TV8 ile ilgili olarak soruyorsanız, dışarıdan duyduğum her güzel yorum büyük bir başarı göstergesidir benim için. Programlarımızı beğenen insanlar varsa eğer başarılıyız demektir. Birçok arkadaşımdan filmlerimizle ilgili olumlu tepkiler aldım. İstenen her filmin bulunduğu internete, film üzerine özelleşmiş kanallara ve sinemaya ulaşımı olan insanların, film izlemek için TV8’i açmaları önemli bir başarı. Aynı zamanda kanal içinde çalışan insanların da memnuniyeti ve yaptıkları işten tatmin olmaları da başarının göstergelerinden biridir. Onlarca programın yayınlanmasını sağlayan kocaman bir çalışan kadromuz var. Bu kadrodaki herkesin fikirleri aynı önem ve değerdedir. Herkesi dinleyip, bütün görüşleri değerlendirerek karar vermenin böyle bir alanda başarı sağlayacağına inanıyorum. Tabii ki başarının bir diğer ölçütü de rakamlar. Öncelikle babam gibi başarılı bir iş adamının yanında büyümenin getirdiği ve de mühendislik eğitimimin bana kazandırdığı bakış açısıyla sonuçlara bir de bu yönden bakmak, izleyicilerimizden aldığımız tepkilerle kağıt üzerindeki sonuçlar birbirini tutmadığında bunun sebeplerini bulmak ve gerekli değişiklikleri yapmak gerekiyor. Televizyonculukta başarılı olmak için, tüm işlerde olduğu gibi çok çalışmak, disiplin ve konsantrasyon çok önemli, ama bunların yanı sıra dünyadaki gelişmeleri takip etmek, yeniliklere açık olmak, bunları ülkemizin şartlarına ve kültürüne uyarlayabilmek ve insan ilişkilerinde başarılı olmak gerekiyor. Benim tabii ki başarılı oldum demek için kat edeceğim daha çok yol var, ama ilk adımları olabildiğince doğru attığıma inanıyorum.

98 magdergi.com.tr

Gelecekte kendinizi ve firmanızı görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? M.G.: Kendimi ileride nerede görmek istediğimle ilgili kesin bir şey söylemek için yaşım çok genç. Ben Columbia Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum, daha sonra Endüstri Mühendisliği master’ı yaptım. Bu sırada bir yandan sanat ve mimarlık tarihiyle ve modayla ilgili dersler aldım. Çok fazla ilgi alanım var ve açıkçası hayatım boyunca yapmak istediğim meslek nedir, henüz karar vermiş sayılmam. Sanırım bunu zaman gösterecek. Benim ve kardeşlerimin öncelikli amacımız tabii ki babamın önderliğinde MNG bünyesindeki tüm şirketleri hep daha iyiye taşıyıp, daha büyük başarılara imza atmak. TV8 için ise hayalim, çizgimizi ve kalitemizi koruyarak yükselmek, izleyicilerimizi hem eğlendirecek hem de bilgilendirecek programlarla, "iyi televizyon" imajımızı zedelemeden yolumuza emin adımlarla devam etmek. Rekabet sizce ne ifade ediyor? M.G.: Rekabet başarı için çok gerekli bir unsur. Ancak bu noktada rakiplerin doğru belirlenmesi gerekiyor. Örneğin, insanların özel hayatlarını deşip rencide ederek, gerçek olmayan haberler veya bilgilerle izleyicilerimizin karşısına çıkarak rating savaşında öne çıkmak, TV8'e yakışan bir rekabet tarzı olamaz. Hem TV8 logosuna, hem de MNG markasına inanan izleyicilerimizin güvenini bu şekilde boşa çıkarmayız. Fakat diğer kanalları sürekli olarak takip etmek, daha iyisini yapmaya çalışmak, alternatif programlar sunmak tabii ki gereklidir ve tüm oyuncunlar için sağlıklı rekabet yöntemleridir. Ben TV8'in "farklı kanal" sloganını hakkettiğini ve diğer ekranlardan farklı, alternatif programlar yaratmakta çok başarılı olduğunu düşünüyorum.

TV8 ÇALIŞANLARININ GÜVEN VE SEVGİSİNİ KAZANIYORSAM, BAŞARILI BİR YOLDA GÖRÜRÜM KENDİMİ.


Watch Doctor by

x

xı xıı ı ıı ®

Zaman

Yeniden İşleyecek... Saat Teknik Servis Hizmetleri

Panora AVM ve Cepa AVM’de sizlerle... www.watchdoctor.com.tr

magdergi.com.tr 99


RÖPORTAJ

“İșe olan saygı benim için olmazsa olmazdır.” Uğur Bür

BENCE BAŞARI FARK YARATABİLMEKTİR.

Birbirinden başarılı otellerde önemli işlere imza atan şimdi iste Avrupa’nın en lüks Holiday Inn Oteli olarak adlandırılan Holiday Inn Ankara’da Genel Müdür olarak görevini sürdüren Uğur Bür ile başarı dolu geçmişini ve gelecek hakkındaki planlarını konuştuk.

S

100 magdergi.com.tr

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1980 de Bursa’da doğdum. İlköğrenim ve lise eğitimlerimi Bursa’da tamamladıktan sonra üniversite eğitimim için 1998 yılında Ankara’ya yerleştim. 2002 yılında Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümü’nden mezun

oldum ve hemen iş hayatına atıldım. 2002-2007 yılları arasında Best Western ve Ramada Ankara grup otellerinde; sırasıyla Satış, Yiyecek ve İçecek Müdürlüğü, Satış & Banket Koordinatörlüğü ve Genel Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulundum. 2007-2012 yılları arasında IHG grup oteli olan Crowne Plaza Ankara’da Genel Müdür Yardımcısı ve vekili olarak çalıştım. 2012 Şubat ayından itibaren IHG grup oteli olan ve Bülbüloğlu Otelcilik


RÖPORTAJ

tarafından franchise ile işletilen ve IHG grubu içerisinde şu an Avrupa’nın en lüks Holiday Inn oteli olarak lanse edilen Holiday Inn Ankara-Kavaklıdere Oteli’nde genel müdür olarak çalışmaktayım. Sizin için başarı ne demek? Fark yaratabilmek... Herkes çeşitli hedefleri yerine getirebilmek amacıyla çalışıp başarıya ulaşabilir ve herkes “iyi” olabilir ama “fark yaratmak”, akıllarda kalmak, ayrı bir sanattır bence. Ayrıca başarı öğrenmeye ve değişime açık olmaktır çünkü “öğrenen” kurumlar; gelişen ve kaliteli işler ortaya koyan kurumlardır. İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Dürüst, disiplinli, azimli ve adil olmak. Empati kurabilmek ve fark yaratabilmek adına detaylara önem vermek. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Eve gidip 2 yaşındaki oğlumla oynamak beni bambaşka dünyalara götürüp tüm yorgunluğumu unutturuyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? Evet çok seviyorum. Türkiye’de butik otellerde ailemle geçirdiğim birkaç günlük tatiller beni rahatlatırken, yurt dışında da daha çok Avrupa şehirlerine gitmeyi tercih ediyorum. Ve tabii bir de cruise seyahatleri çok keyif aldığım tatil türlerinden. Hobileriniz neler? Vazgeçemediğiniz alışkanlıklarınız var mı? Beni rahatlatan ve izlemekten zevk aldığım en büyük hobim futbol. Kendim de bir GS kongre üyesi olarak futbolu severek ve yakından takip ediyor özellikle de GS maçlarını kaçırmamaya çalışıyorum. Ayrıca mutfağa girmeyi ve değişik lezzetler denemeyi seviyorum. En çok da İtalyan mutfağı, çeşitli makarna ve salatalar zevk alarak yaptıklarım arasında. Katı prensipleriniz var mı? Asla ve asla dedikleriniz? İşe olan saygı benim için olmazsa olmazdır. Bu nedenle disiplinsizliğe hiç tahammülüm yoktur. Her zaman, her konuda açıklıktan ve netlikten yanayım. Rekabet sizce ne ifade ediyor? Etik değerlerden, prensiplerden ve kaliteden asla ödün vermeden, en iyi olabilme, öne çıkabilme çabasıyla yapılan tatlı bir yarış. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Galatasaray Spor Kulübü üyesiyim, SKAL Ankara üyelisiyim ve 1905 AGS (Ankara Galatasaraylı Yönetici ve İş Adamları Derneği) kurucusu ve üyesiyim. Hepsinin faaliyetlerine katılmaya özen gösteririm.

“ÖĞRENEN” KURUMLAR; GELİŞEN VE KALİTELİ İŞLER ORTAYA KOYAN KURUMLARDIR.

magdergi.com.tr 101


ofis

MAG

AURORA Dante Inferno 4,125 CROSS 450 $ ROTAP Davidoff Very Zino 1,338,34

AURORA Optima Nero Perla 2,650

PARKER Sonnet Chiselled 792,96

PARKER Premier Deluxe 792,96

Șık İmzalar En özel yazılarınızı, önemli anlarınızı şık kalemlerle yazın, büyük sözleşmelerinize özel kalemlere imza atın. Unutmayın aksesuarlar kalitenin sembolüdür!

102 magdergi.com.tr


PELİKAN Shell Tortoise 790

PELİKAN Ductus 1,320

AURORA Optima Nera Parla 1.540

ROTAP Montegrappa Piccola 1,338,34

FREYWILLE 2,770

magdergi.com.tr 103


RÖPORTAJ

“Ben büyük söz söylemek istemem, büyük iș yapmak isterim.” Altındağ Belediye Başkanı

Veysel Tiryaki

''BİZ ALTINDAĞ’I EVİMİZ, ALTINDAĞLILARI İSE AİLEMİZ GİBİ GÖRÜYORUZ.''

Farklı ve hoş projelerle Ankara Hamamönü’nü güzelleştiren ve başarılarıyla herkesi kendine hayran bırakan Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki ile çok hoş bir röportaj gerçekleştirdik. Yaptığı ve yapacağı yeniliklerle ilgili kendisinden önemli bilgiler aldık...

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1965 yılında Bolu Dörtdivan’da dünyaya geldim. İlkokulu Dörtdivan’da, ortaokulu Gerede’de, liseyi ise Bolu’da okudum. 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazandım. Okuldan mezun olduktan sonra, kısa bir süre Maliye Bakanlığı’nda Denetim Elemanı olarak görev yaptım. Ardından kaymakamlık sınavını kazandım. İçişleri Bakanlığı Mülki İdare Amiri olarak il ve ilçelerde kaymakam ve vali yardımcısı olarak görev aldım.

104 magdergi.com.tr

1992 yılında yerel yönetimler alanında mesleki incelemelerde bulunmak üzere 6 ay İngiltere'de kaldım 1998-1999 yıllarında Türkiye ve Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü'nde "Kamu Yönetimi Yüksek Lisans" programını tamamladım. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde Kamu Yönetimi alanında da master yaptım. Şu anda ise Ankara Üniversitesi’nde doktora yapıyorum. 2003 yılında İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nde Daire Başkanı olarak Ankara’ya tayinim çıktı. Ankara’ya geleli henüz kısa bir zaman olmuşken, Belediye Başkanlığı adaylığı için görevimden istifa ettim. 2004 yılında Altındağ Belediye Başkanı seçildim. 2009 seçimlerinde ikinci kez tekrar Altındağ Belediye Başkanı oldum.


RÖPORTAJ

Sizin için başarı ne demek? Ben büyük söz söylemek istemem, büyük iş yapmak isterim. Sadece şu kadarını söyleyeyim. En çok korktuğum şey başarısızlıktır. Başarısız olacağımı anladığım hiçbir işe kalkışmam. Hesabımı kitabımı önceden iyi yaparım. Vatandaşın nezdinde, başarısız olduğumu hissettiğim gün, belediye başkanlığını bırakırım. Gelecekte kendinizi ve belediyenizi görmek istediğiniz yer, durum nedir? Böyle bir tablo tarif eder misiniz? Biz Altındağ’ı evimiz, Altındağlıları ise ailemiz gibi görüyoruz. Bu nedenle kendimden ziyade, Altındağ’ın ve Altındağlı vatandaşların, özellikle de çocukların daha iyi bir geleceğe kavuşması için hayallerim var. Tüm insanların eşit şartlara ve koşullara sahip olduğu, modern evlerde modern yaşamlar süren, çocukların varoşların kuytu karanlığında kaybolmadığı, kadınlar için daha rahat ve huzurlu koşulların var olduğu, modern binaları, tesisleri, parkları, spor alanları ve sosyal yaşam alanlarıyla insanların yaşamaktan mutluluk duyduğu bir Altındağ hayal ediyorum. Geçmişte olduğu gibi, Ankara’nın cazibe merkezi olan, tarihi değerinin farkına varılmış, turist çeken bir Altındağ…

''DÜNYANIN FARKLI ŞEHİRLERİNE SEYAHAT ETMEYİ VE FARKLI KÜLTÜRLERİ TANIMAYI SEVİYORUM.''

Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Tesadüfen başarı diye bir şey yoktur. Başarının altın kurallarından ikisi de disiplin ve sürekliliktir. Altındağ Belediyesi bugün kamuoyunda gerçekleştirdiği çalışmalarla başarılı bir belediye olarak görülüyor. Yerel yönetimlerde başarının iki temel dayanağı var. Biri belediyenin insan kaynağını iyi yönetmek, diğeri de belediyenin para kaynağını iyi yönetmek. Biz ikisini de iyi yapıyoruz. 2006 yılında kaynaklarını en etkin kullanan kamu kurumu seçildik ve ödülümüzü Başbakanımız R.Tayyip Erdoğan’ın elinden aldık. Para ve insan kaynağını iyi yönetmenin yanı sıra, bunları yönetirken adaletli ve kararlı olmak da çok önemli… İş yaşamındaki öncelikleriniz ve ilkeleriniz neler? Adil olmak, dürüst olmak, tarafsız olmak, şeffaf olmak belediyecilik anlayışımızda önemli yer tutuyor. Bugün Altındağ’da herkes bilir ki, bizim belediyemizde asla rüşvet olmaz, belediye başkanını tanımak torpil sağlamaz, hak, hukuk ve adalete uygun olmayan işlere sırf birilerine rant sağlamak için “evet” denilmez. 25 binden fazla gecekondu yıktık. Başka yerlerde izliyorsunuz, bir ev için kıyamet kopuyor. Taşlı sopalı kavga görüntüleri televizyonlarda… Bir kere bile böyle bir görüntü yaşamadık. Altındağ’da artık insanlar kendileri gelip “gecekondumu yıkın” diyorlar. Çünkü güven oluştu. Adaletten hiç ayrılmadık. Her konuda şeffaf ve adiliz. Yapmayı düşündüğünüz yeni işler var mı? Altındağ’ı zirveye taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz. Son birkaç yılda rekor yatırımlara imza attık. Bütçemizin yarısını yatırıma harcıyoruz. Sadece 2012 yılında 71 milyon TL yatırım yaptık. 25 binden fazla gecekondu yıktık, yeni yollar açtık. Toplu konut projelerini hayata geçirdik. Farklı mahallelerimizde Gençlik Merkezi ile Kadınlar Eğitim ve Kültür Merkezleri açtık. Altındağ’da 20 tane anaokulu yapıyoruz. 8 yılda 27 dev park yaptık. 15 spor tesisini Altındağ’a kazandırdık. Tarihi koruma projelerini hayata geçirdik. Hamamönü’nü restore ettik. Ulucanlar Cezaevi’ni yıkılmaktan kurtardık, restore ederek müze ve kültür sanat merkezi olarak açtık. Şu anda da Altındağ’da 20’den fazla şantiyemiz var. Köy Park Açık Hava Müzesi yapıyoruz Altındağ’a. Türkiye’de ilk olan bu proje ile çocukları-

mıza 100 yıl öncesinin köy hayatını tanıtacağız. Altındağ’a iki yeni yüzme havuzu yapıyoruz. Mesire alanını yeni bitirdik. Ankara’nın en modern kurban kesim alanını Kurban Bayramı’na yetiştireceğiz. Çinçin’de 3. Etap toplu konut projemiz devam ediyor. Başpınar Mahallesi’nde yine TOKİ ile gerçekleştireceğimiz konut projemiz başladı. Kadın eğitim ve kültür merkezleri ile gençlik merkezleri projelerimiz devam ediyor. Anaokulları yapmayı sürdürüyoruz. Engellilere yönelik bir projemiz var. Yeni dönemde onu hayata geçirmeyi arzu ediyoruz. Olmazsa olmaz dediğiniz kurallar neler? İşinizi daha da büyütmek için geliştirdiğiniz size özel yöntemler var mı? Altındağ Belediyesi olarak belirlediğimiz “İyi düşünülmüş kararlar ve doğru atılmış adımlar” sloganımız benim ve ekibimin çalışma prensibini yansıtıyor. Altındağ Belediyesi’nde kim olursa olsun sadece işini başarıyla yürütebilenler çalışabilir. İşi ehline teslim etmek önemlidir. Dünyada artık kent yönetimleri çok önemli… Uluslararası kurumsallaşmış firmaların yöneticileri nasıl kendi alanlarında işini bilen insanlardan seçiliyorsa, kent yöneticilerinin de kent bilinci olan, kentin geleceğine yön verebilecek, bu konuda deneyimli, başarılı, vizyon sahibi insanlardan oluşması lazım. İş hayatına yeni atılmış gençler ilk etap da nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? Gençlere kendilerine inanmalarını ve kendilerini sürekli geliştirmelerini tavsiye ediyorum. Her yeni günü, yeni şeyler öğrenmek için bir fırsat olarak görsünler. Hayat boyu eğitimi kendilerine ilke edinsinler. Dil çok önemli. Mutlaka bir yabancı dili çok iyi öğrensinler. Kendilerine hobiler edinsinler. Kitap okumayı asla bırakmasınlar. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Benim günlerim çok yoğun geçiyor. Sabah çok erken saatte kalkıyor ve geç saatlere kadar sürekli çalışıyorum. Oldukça yorucu ve hareketli bir mesaim var. Şikayetçi değilim, belediye başkanının mesaisi olmaz. Bu şartlarda çalışabilecek kişilerin bu işi yapması gerekir. Ancak günün sonunda oldukça yorulmuş olduğum da bir gerçek… Yorgunluğumu ailemle atmayı tercih ediyorum. Ailem ve çocuklarımla zaman geçirmek beni dinlendiriyor. Akşamları evde mutlaka kitap okuyorum. Okumak da beni çok rahatlatıyor. Seyahat etmeyi seviyor musunuz? Nerelere? İşim gereği yurt içi ve yurt dışına sık sık seyahat ediyorum. Dünyanın farklı şehirlerine seyahat etmeyi ve farklı kültürleri tanımayı seviyorum. Her şehrin kendine özgün bir dili var. O dili anladığınızda, o şehri de keşfetmiş oluyorsunuz. Sizce belediyeniz için “yılın yatırımı” diyebileceğiniz yatırım nedir? Köy Park Açık Hava Müzesi projesini yılın yatırımı olarak değerlendirebilirim. Projeyi 2013 yılında bitirmeyi hedefliyoruz. İnşaat çalışmaları hızla devam ediyor. Bittiğinde Ankaralıların çok yoğun ilgi göstereceğini düşünüyorum. Türkiye’de ilk defa uygulanan bir proje… 400 dönümlük bir arazi üzerine kurulan Köy Park, asma köprüsü, yaylası, deresi, köy kahvesi, tarihi evleri, yel ve su değirmenleri, çamaşırhanesi, köy camisi, meydanı, çeşmesi, tarlaları, ekinleri ve hayvanları ile ziyaretçilerini zamanda yolculuğa çıkaracak. Çocuklar burada koyunla, inekle, evcil hayvanlarla tanışacak, bir sütün nasıl üretildiğini, bir sebzenin nasıl yetiştirildiğini görecek. Unun nasıl ekmek olduğunu öğrenecek. Domatesi tarlasından kendi toplayacak. Üye olduğunuz dernek ve vakıflar var mı? Yeni kurulan “İnsan Vakfı”na üyeyim. Yetim ve öksüz çocuklarla ilgilenen, onların hem barınma hem eğitim hem sosyal ihtiyaçları için çalışan bir vakıf “İnsan Vakfı”… Sorularınız için teşekkür eder, sizin aracılığınızla herkesi Hamamönü’nü ve Altındağ’ı yakından tanımaya davet ederim. Çünkü artık Altındağ zamanı…

magdergi.com.tr 105


RÖPORTAJ

“Tarım sadece üretmek değildir, ürettiğini en iyi șekilde değerlendirip, pazarlayabilmektir.”

Yunus Bayram

SADECE HEDEFLERE ULAŞMIŞ OLMAK BENİM İÇİN BİR BAŞARI DEĞİLDİR.

Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK), Türkiye’deki kırsal kesimi, ekonomik ve kültürel olarak daha ileri seviyelere taşımak için Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) kapsamında kurulmuş, idari ve mali özerkliğe sahip, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili bir kuruluşudur. Türkiye'nin kırk iki ilinde Koordinatörlüğü bulunan Kurumun, Ankara İl Koordinatörü Yunus Bayram ile tarımsal hedefler, tarımsal istihdam ve kırsal kalkınma yatırımları ve projeleri hakkında çok verimli bir röportaj hazırladık...

Y

unus Bey ilk olarak kısaca sizi tanıyalım? 1973 Van doğumluyum. İlk ve orta ve lise öğrenimimi Van'da tamamladım. Sonrasında Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar Bölümü’nü bitirdim. 1995 yılında mezun olduktan sonra, 1996 yılında o zamanki adıyla Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nda göreve başladım. İlk görev yerim Diyarbakır'ın Çermik ilçesi oldu. Diyarbakır’da 12 yıl çalıştım. Bunun 5 yılını ziraat mühendisi, 2 yılını İlçe Müdürü, 5 yılını ise Diyarbakır Tarım İl Müdürlüğü'nde, Proje İstatistik Şube Müdürü olarak yaptım.2 yıl Tarım İl Müdürlüğü'nde yine ziraat mühendisi olarak çalıştıktan sonra, ardından 2 yıl Şırnak Valiliğinde, İl Yazı İşleri Müdürlüğü, İl İdare Kurulu Müdürlüğü ve Valilik AB Proje Ofisi Koordinatörlüğünü aynı zamanda yürüttüm. Şu anda da yaklaşık iki yıldır TKDK Ankara İl Koordinatörü olarak görev yapıyorum. Genel olarak meslek hayatım proje hazırlama ve bu projelerin uygulanması üzerine oldu. AB, UNDP, İFAD gibi uluslararası örgütlerce Diyarbakır ve

106 magdergi.com.tr

Şırnak illerinde yürütülen bazı projelerin hazırlanmasında veya uygulanmasında görev aldım. Sizin için Başarı ne anlama geliyor? Başarı, sadece istenen sonucu almak değildir. Tek başına, hedefe ulaşmış olmak benim için bir başarı ölçüsü değildir. Başarıya giden yoldaki süreç de en az sonuç kadar önemlidir. Bazen hedefinize ulaşırsınız ama geriye dönüp baktığınızda birçok şeyi kaybetmiş olabilirsiniz. Başarı; doğru insanlarla, doğru bir hedefe, ve meşru yollarla, gelişerek sonuca ulaşmaktır. Ekibinizdeki insanların da sizinle aynı hede e olması ve o işe en az sizin kadar inanması, başarıyı getirir. İş yaşamında dikkat ettiğiniz, olmazsa olmazlarınız nelerdir? İşin zamanında ve doğru yapılması yanında iş ortamındaki ilişkilerin sıcak, samimi aynı zamanda disiplinli olması için önemlidir. İş ve ekip birbirinden ayrılmaz bir bütündür. İş ne kadar güzel olursa olsun, ekip iyi değilse işin zevkini ve keyfini kaçırır. Bu iki temel özelliği birleştiren başarıya ulaşır.


RÖPORTAJ

Tarihe de bakınca, doğru bir hedefe birlikte yola çıkmış, ancak aralarındaki ilişkilerde başarılı olamamış insanların çok farklı yönlere dağıldıkları ve başarısız oldukları görülmüştür. Bu yüzden doğru yönde, doğru ekiple ve doğru araçlarla birlikte çalışmak temel prensiplerim arasındadır. TKDK adına yapmış olduğunuz çalışmalardan genel olarak bahsedebilir misiniz? Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, 4 Mayıs 2007 tarih ve 5648 sayılı kanunla kurulmuştur. Avrupa Birliği'nin aday veya potansiyel aday ülkelerle ilgili katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA)’nın, Kırsal Kalkınma Bileşeni (IPARD) programının uygulanmasından sorumludur. Bu program dahilinde, yaklaşık 874 milyon Euro AB, 291 milyon Avro da Türkiye Cumhuriyeti katkısı olmak üzere toplamda 1 milyar 165 milyon Avro bir kaynak ekonomimize kazandırılacaktır. Türkiye'de 42 ilimizde TKDK İl Koordinatörlüğü vardır. 2011 yılı itibariyle proje çağrıları başlamış bulunmaktadır. Ankara Koordinatörlüğü, 2013'ün başından itibaren proje kabulüne başlamış ve bu yıl için 146 projeden 86 proje ile sözleşme imzalayarak yaklaşık 57,5 milyon Tl Ankara tarımına daha ilk yıldan kazandırılmıştır. Önümüzdeki çağrı dönemlerinde bu sayının katlanarak artmasını bekliyoruz. Bu hibe desteği sayesinde Ankara ekonomisine, özelinde Ankara kırsalına ciddi bir destek sağlanacaktır. Yatırımcılar sadece IPARD desteği değil, IPARD'ın hibe desteğinin dışında kalan harcamaları da gerçekleştirdikleri için gerek canlı hayvan gerek diğer harcamalar olsun bunlar yerel ekonomiye ciddi bir girdi sağlayacaktır. Avrupa Birliği'nin hibe desteği yüzde elli, buna ek olarak, yatırımcının kırk yaşın altında olması, yatırım yapılacak bölgenin yüksekliğinin bin metrenin üzerinde olması gibi bazı özel durumlarla bu destek, yüzde 65'e kadar çıkmaktadır. Ayrıca yapılan harcamaların içinde yer alan KDV tutarını yatırımın sonunda da geri iade edilmektedir. Büyük baş ve küçük baş et üreten tarımsal işletmelerde ve süt üreten tarımsal işletmelerde hibe oranı 1 milyon Avro uygun harcama miktarının yüzde 65’ine kadar ulaşıyor. Bu oran kanatlı et üreten tarımsal işletmelerde 500 bin Avro uygun harcama miktarının yüzde 65’ ine ulaşıyor. Artı KDV muafiyeti var. Tabi bu harcamaların hepsini öncelikle yatırımcı yapıyor, ve harcamalarını faturalandırıyor proje tamamlanınca kendisine hibe tutarı miktarı ödeniyor. Süt ve Süt Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanması, Et ve et üreten Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanmasında destek üçe katlanıyor ve üst limit 3 milyon Avro oluyor. Bu harcamanın ise yüzde 50’si karşılanıyor. Çi lik faaliyetlerinin geliştirilmesi kapsamında 20 bin nüfusun altındaki kırsal yerleşim alanlarında kırsal turizm desteği sağlanıyor. Pansiyonlar, oteller, spor tesisleri, binicilik tesisi gibi yatırımlara kırsal turizm desteği sağlıyoruz. Bu tip destekte 400 bin Avroluk uygun harcamada yüzde 50 oranında hibe sağlanıyor. Arıcılık, çiçekçilik, süs bitkiçiliği, tıbbi aromatik ürünler, seracılık, balıkçılık, soğuk hava depoları, meyve ve sebzelerin depolanması, taş işleme sanatı, yerel yemekler gibi kalemlerin üretimi, işlenmesi ve pazarlanması, traktör ve ekipmanları gibi birçok alanda destekleme var. Bu programda, küçük ve orta ölçekli işletmelerin geliştirilmesi amaçlanıyor. Tarımsal kalkınmada Avrupa ülkeleriyle bir kıyaslama yaparsak Türkiye'yi nasıl değerlendirirsiniz? Tarımsal başarıdan bahsedersek, önce hangi kriteri baz almamız gerekir önce bunu saptamak gerekli. Çok ürün üretmek mi başarıdır? Yoksa sadece kaliteli ürün üretmek mi başarıdır? Ya da ürettiğiniz ürünü başka formlara dönüştürebilmek mi başarı? Bunun ayrımını ortaya koymak gerekir. Üretim bazında, bazı ürünlerde dünyada en çok üretim yapan ülkelerden biriyiz. Ancak önemli olan az alanda, az işgücüyle, en çok üretimi yapmak-

KURUMSAL AMAÇLARIMIZDAN BİRİ, AVRUPA BİRLİĞİ STANDARTLARINDA PROJE ÜRETEBİLEN VE HAYATA UYGULAYABİLEN BİR YATIRIMCI PROFİLİ OLUŞTURMAKTIR. tır. Bu bir başarıdır. Peki bu yeterli midir? Bana göre değil, en az girdiyle, daha az işgücüyle ve çevreye en az zararla üretmek ve bu ürünü kaliteli ve izlenebilir şekilde, çeşitli formlarda, değerini kat kat arttırarak pazarlamak önemlidir. Tarım sadece üretmek değildir, ürettiğini en iyi şekilde değerlendirip, pazarlayabilmektir. Bu bakımdan başarımızı katlayacak projelere ihtiyacımız var. Ankara ili kendi içinde; çok değişik bir coğrafyaya, iklime ve kültüre sahip ve kırsal alanda çok ciddi potansiyeli var. Mesela kırsal turizm için çok elverişli bir bölge. El değmemiş tabii yerlere sahip Ankara. Eski tarihi dokusunu kaybetmemiş çok güzel köyleri var. Aynı şekilde göller, ormanlar, kamp alanları, termal kaynaklar gibi nice değere sahip. Bu tip yerlerden bir kaçında çalışmalarımız var. Bu gibi çalışmaları bütün ilçelere yaymayı hedefliyoruz. Genç girişimcilere özellikle de tarım sektöründe yer almayı düşünen girişimcilere ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz? Tarım sektörü gönül verildiğinde çok keyifli bir iştir. Bu sektör yeniliklere oldukça açık bir sektör ve buna oranla gittikçe değer kazanan ve başarı getiren bir sektör. Tabiatla iç içe olduğunuz aynı zamanda en modern teknikleri ve teknolojileri de kullanmanız mümkün. Oldukça keyifli bir iş. Yatırımcılarımız arasında çok genç girişimciler var. Bu da ayrı bir keyif. TKDK Ankara İl Koordinatörlüğü olarak bölgeyi nasıl değerlendiriyorsunuz? Ankara nüfusunun yaklaşık yüzde 12’si kırsalda yaşamakta. Ancak buna rağmen Ankara'da sermaye birikimi diğer illerimize göre daha yüksek. Bunu görüyoruz. Tarıma, hayvancılığa ve kırsal alana yatırım yapmak isteyen çok sayıda yatırımcıyla da bir araya geldik. Ankara bu bağlamda, sermayenin, bilgi birikiminin ve potansiyelin bir araya geldiği şanslı bir il. Ama yine de yeterli değil tabii ki. Ben bu projenin, Türkiye'ye tesis kazandırmaktan çok, proje yapmayı ve uygulamayı bilen, müteşebbis kazandırması yönünü çok daha önemli buluyorum. Kurumsal amaçlarımızdan biri, Avrupa Birliği standartlarında proje üretebilen ve hayata uygulayabilen bir yatırımcı profili oluşturmaktır. Uzun vadede önemli olanda bu. magdergi.com.tr 107


RÖPORTAJ

“Bașarılı olmak için kendiniz olun ve limitlerinizi bilin.”

Zeynep Kayralcı Küçükkeser

ARTIK İSTANBUL’DA YAŞAMIYORUM, AMA FIRSAT BULUP GİTTİKÇE İSTANBUL’U YAŞIYORUM.

Başarılı bir akademik kariyerin ardından otelcilik sektöründe çalışmaya başlayan ve Dünya çapında ünlü pek çok zincir otelde yönetici olarak görev yaptıktan sonra şu anda Mövenpick Hotel Ankara’da Satış ve Pazarlama Direktörü olan Zeynep Kayralcı Küçükkeser ile işine olan tutkusu, başarı dolu kariyeri, başarı sırları ve tavsiyelerinin yanı sıra özel yaşamına dair keyifli bir röportaj yaptık.

108 magdergi.com.tr


RÖPORTAJ

S

izi kısaca tanıyabilir miyiz? 1965 İstanbul doğumluyum. Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nü bitirdikten sonra, otelci olmaya karar verdim. Turizm üzerine yüksek lisansımı tamamladıktan sonra 1989 yılında Sheraton İstanbul Oteli’nde işe başladım. 1994 yılında Sheraton İstanbul kapanınca, Türkiye Hiltonlar Satış Müdürü oldum. 1996 yılında Sheraton Ankara’nın satış ve pazarlama direktörü olunca, İstanbul’dan ayrılıp, Ankara’ya yerleştim. Herkes buna çok şaşırmıştı fakat ben Ankara’da yaşıyor olmaktan çok mutluyum. Artık İstanbul’da yaşamıyorum, ama fırsat bulup gittikçe İstanbul’u yaşıyorum, inanın böylesi daha keyifli. 2009 yılında Sheraton Ankara’dan 20 senenin sonunda emekli olarak ayrıldım. Aynı yıl Rixos Ankara’nın açılışında yönetim kadrosunda bulundum. Sonra bir süre çalışmaya ara verip, 2010 yılı Ağustos ayında Mövenpick Hotels & Resorts ailesinin Türkiye’deki üçüncü oteli olan Mövenpick Hotel Ankara’da Satış ve Pazarlama Direktörü olarak yeniden otelciliğe döndüm.

YAPTIĞINIZ İŞTEN KEYİF ALMAK ÇOK ÖNEMLİDİR. Sizin için başarı ne demek? Bir profesyonel olarak çalıştığım şirketin vizyonu çerçevesinde hedeflerine ulaşmasına katkım olabiliyorsa ve aynı zamanda kişisel ilerlememi sürekli her konuda sağlayabiliyorsam bu; benim için başarı demektir. Başarılı olmak için neler yapmak gerek? Başarılı olmak için kendiniz olun, limitlerinizi bilin, yapabileceklerinizi ve yapamayacaklarınızı belirleyin, neyi başarmak istediğinize odaklanın. Bunları uyguladıktan sonra gerisi gelir zaten. Etrafınızdaki çalışma arkadaşlarınıza güvenin, onların size söylediklerini eleştiri değil, nasihat olarak alın. Bunlar işteki başarınız. Tüm bunların üstünde ise yaptığınız işten keyif almak çok önemlidir. Günlük yaşantımızın büyük bir bölümü işte geçiyor. Bu nedenle işimizi keyif alarak ve eğlenerek yapıyorsak, sadece şirketimiz için değil, kendimiz için de çok önemli bir başarı elde ediyoruz demektir. Mövenpick Hotel Ankara’daki satış ekibimizi kurduğumda birinci çalışma günümüzde arkadaşlarımıza verdiğim ilk tavsiye “Ofiste eğlenerek iş yapın, keyif alın. Eğer o gün ofiste olmaktan keyif alamıyorsanız izin alın” demek oldu. Kişisel başarınız için ise unutmayın; kişiliğini makamdan alanlar, makamdan sonra kişiliksiz kalırlar. Eğer yaşlandığımda iş hayatını bırakıp aradan yıllar geçtikten sonra, iş arkadaşlarım ara sıra da olsa beni hala arayıp soruyorlarsa, işte başarı budur. İş yaşamında “vizyon” ve “amaç” belirlemek neden önemli? Bu ikisi sadece iş yaşamında değil özel hayatımızda da çok önemli. Hayatta ne yapıyorsanız, eğer onunla ilgili bir amacınız yoksa, nasıl yapacağınızı bilmiyorsanız başarılı olmanıza ve onu layığı ile yapmanıza imkan yoktur. Bunlar birbirine bağlı temel taşlar gibidir. İş hayatına yeni atılmış gençler ilk etapta nasıl bir yol izlemeliler? Tavsiyeleriniz neler? İş hayatına atılan gençler önce sabretmesini bilecekler. Yapacakları işe mümkün olan en alt seviyeden başlayacaklar. İşi, kitaplardan veya şirketin çalışma politikası dosyalarından okuyarak değil, yaparak öğrenecekler. Böylelikle işleri hakkında her türlü detayı bilecekler. Eğer bunu yaparlarsa işlerinde ilerlediklerinde hem iyi bir yönetici olabilirler, hem de onları kimse kolay kolay kandıramaz böylelikle kendileri de işe yeni başlayan gençleri eğitebilirler.

Lisede okuyan ve üniversite sınavına girecek olan öğrencilere de bir tavsiyem olacak. Sınava girmeden önce eğer farklı sektörler arasında kalmışlar ya da seçtikleri sektör hakkında emin değillerse ve imkanları varsa, o sektörlerdeki şirketlerde en azından yaz döneminde bir ay boyunca çalışsınlar. Bunun, gerçekleri kendi gözleriyle görmelerini ve ileride yapmaktan zevk almadıkları bir işe sahip olmalarını engelleyeceğini düşünüyorum. Şu anda bilişim çok geçerli bir sektör. Özellikle gençler bilişim sektörünü çok seviyor, ama interneti özel yaşamında kullanmak başka, o sektörde çalışmak başka. Tıpkı bir otelin satış ofisinde çalışmanın sadece misafirlerle çay, kahve içmek veya birkaç kokteyle katılmak olmadığı gibi. Günün stresini ve yorgunluğunu nasıl atıyorsunuz? Yürüyüş yapmak, bahçemle uğraşmak ve evde eşimle tamamen farklı konularda sohbet etmek beni rahatlatır. Yemek yapmayı sevmem, ama güzel bir akşam yemeğinin de stresimi azalttığını söyleyebilirim.

BEN EVLENENE KADAR İŞKOLİK BİR İNSANDIM. İş hayatınızı ve sosyal hayatınızı nasıl dengeliyorsunuz? Sık sık yapmaktan hoşlandığınız aktiviteler var mı? Otelcilik sektörü aslında 7/24 bir iş. İşten çıksanız bile aklınızın ve kalbinizin bir kısmı hep orada kalır. Ben evlenene kadar işkolik bir insandım. Otelde olmam gerekmese bile, otelde dolaşmayı ve misafirlerle sohbet etmeyi çok severdim. Bu nedenle özel hayatımı (ailemi ve arkadaşlarımı) ihmal ettiğim çok anlar olurdu. Benim bu durumumu evlendikten sonra eşim düzeltti. İlk başlarda çok kızıyordum ona. Ama zamanla anladım ki; otelin dışında da bir hayat var ve ben o hayatı ne kadar çok yaşarsam iş yerimdeki huzurum ve verimliliğim de o kadar artar. Delege etmesini öğrendim. Her işi benim yapmamın gerekmediğini anladım. Hatta bazı işleri ekibimde benden çok daha iyi yapabilecek kişiler olduğunu gördüm. Bu nedenle eşime şimdi teşekkür ediyorum. İşten çıktıktan sonra ise o anda canım ne istiyorsa onu yapıyorum. Hep aynı aktiviteyi devamlı yapmaktan hoşlanmıyorum. Çünkü bir süre sonra o da biteviye bir hale geliyor. Bunu çalışmadığım zamanda çok daha iyi anladım. Ben kitap okumayı ve spor yapmayı çok seviyorum. Ama eşimin tüm dengeleme harekatlarına karşın, işkolikliğimin içinde bunlara çok fazla zaman ayıramıyordum. Yani ailemi olduğu kadar, kendimi de ihmal ediyordum. İlk iki ay deliler gibi kütüphanemde biriken kitapları okudum ve her gün spor yaptım. İki ay sonrasında geri dönüp baktığımdaysa bunlar bana heyecan vermemeye ve günlük yaşantımın normal aktiviteleri olmaya başladı. Bu nedenle, şimdi aklıma ne geliyorsa onu yapıyorum.

BAŞARILI OLMAK İÇİN KENDİNİZ OLUN, LİMİTLERİNİZİ BİLİN, YAPABİLECEKLERİNİZİ VE YAPAMAYACAKLARINIZI BELİRLEYİN, NEYİ BAŞARMAK İSTEDİĞİNİZE ODAKLANIN.

magdergi.com.tr 109


kadın aksesuar MAG

PIAGET Ametist ve Opal Tașlı Kolye

PIAGET Rose Kolye $ 4,900

FEBERGE Kolye

BURERRY Bej Saat 9,589

PIAGET Saat £ 12,000

KENNETH JAY LANE Kolye

Aksesuarlarla

IŞILDAYIN

İhtișamlı, rengarenk ve asil mücevherler, șapkalar, eldivenler... Birçok markanın șık ve özel ürünlerini aksesuar sayfalarımızda topladık. İș yașamında șık tarzınıza muhteșem akseuarları da ekleyin, șıklığınıza ıșıltı katın!

FABERGE Beyaz Tașlı Yüzük $ 39,193

PIAGET Gül Figürlü Yüzük $ 12,000

VALENTINO Toka € 400

FABERGE Renkli Tașlı Yüzük $ 38,104

HARVÉ VAN DER STRAETEN Bileklik € 485

110 magdergi.com.tr

LOUIS VUITTON Bileklik


GUCCI Bordo Șapka € 225

ETRO İpek Șal € 255

GUCCI Kahverengi Yün Șapka € 365

SAINT LAURENT Tavșan Derisi Șapka € 650

BURBERRY İpek Fular 450

GIVENCHY Kısa Deri Eldiven € 230 ALEXANDER MCQUEEN Kurukafa Baskılı Fular € 185

GUCCI Deri iPhone 5 Kılıfı € 145

STELLA MCCARTNEY Deri iPhone Kılıfı € 155

GUCCI Yün&Angora Atkı € 195

GUCCI Yıldız Anahtarlık € 120

DOLCE GABBANA Leopar Desenli iPhone 4 Kılıfı € 95 MARC by MARC JACOBS Gold iPhone 5 Kapağı € 35

VALENTINO Kısa Deri Eldiven € 320

BURBERRY Beyaz Kalpli Eldiven € 495

ZARA Gold Kemer 69,95 VALENTINO Deri Cüzdan € 400

MULBERRY Pembe Fiyonklu Kemer € 360

MULBERRY Siyah Bileği Fiyonk Kașmir Eldiven € 240

GUCCI Kırmızı Deri Cüzdan € 395

magdergi.com.tr 111


i

DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?

112 magdergi.com.tr



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.