MAG Mart 2017

Page 1

MART 2017 - YIL 14 - SAYI 136 - 15 TL

Modanın kalbi

Panora

Dünyaca Ünlü Mücevher Tasarımcısı

Ece Şirin

Kültür - Sanat

Dida Kaymaz En Güzel Aşklar Nisan’da Yanar

8

Mart Kadın

Aysu Yavuz Burcu Cesur Burcu Hattat Füsun Şener Nihan Karaçam Salkaya Serra Türker Zeynep Ilıcalı Zeynep Karakaya

Aret Vartanyan Mustafa Ayaz Yalçın Gökçebağ Zeynep Çilek

Güzel, Zarif ve Enerjik

Aslısah Alkoçlar









4+1

Net 23

Gen0 mĹ&#x;2 Fe D rah a reler


TEK ADRES


PANORA




ANKARA

e v h a K u y u D 5 t 2 Ta

18-21 MaYIs 2017


2 TAT 5 DUYU Ankara’da kahve ve çikolata severleri bir araya getirmeyi amaçladığımız Kahve&Çikolata Festivali’nde; atölye çalışmaları, seminer ve konferansların yer alacağı etkinliklerle tüm ziyaretçilerimize akademik bir gösteri sunacağız. Sektör öncüleri ve son dönemlerde Türkiye’de yeni nesil kahve yolculuğu olan 3. Dalga kahve akımını da barındıracak olan “Ankara Kahve&Çikolata Festivali” kahve ve çikolata severleri bir araya getirecek. B2C ve B2B ticari eşlemeyi aynı anda hedefleyen; ürün sergilemenin yanı sıra, akademik içerik ile de harmanlanan, Kahve ve Çikolata’nın yolculuğunu bir arada göreceğiniz festivalimiz, 18-21 Mayıs 2017 tarihleri arasında Congresium’da tüm kahve ve çikolata severleri ağırlayacak ulusal çaplı bir organizasyondur. Festivalimizin temel amacı, kahve ve çikolatanın üretim safhasından vitrinlere konumlandırılmasına kadar olan tüm süreci, festivalimiz aracılığıyla ziyaretçilerine tekrardan yaşatmaktadır. Ayrıca, son tüketiciye yönelik bir etkinlik olarak hedeflenen Ankara Kahve&Çikolata Festivali, etkinliğin yapıldığı alanın popülaritesi sebebiyle 4 günlük etkinlik için toplam 60.000 ziyaretçi hedeflenmektedir. Bu yıl ilki gerçekleştirilecek olan bu festivalde, sosyal nitelik taşımanın yanı sıra birçok sektörü de bir araya getiriyoruz. Kökeni yüzlerce yıla dayanan, tartışmasız her devrin popülaritesi en yüksek bu iki lezzetin muhteşem uyumunu bir kez daha en profesyonel ellerden görme ve tatma imkanı sunacağız. Her yıl düzenlenmesi amaçlanan bu etkinliğimize katılmak için birçok nedeni bir arada bulacağınız, tadı 5 dakika; mutluluğu bir yıl sonraki etkinliğe kadar sürecek festivalimizde buluşalım!

Söğütözü Caddesi No:1/A, 06510 Çankaya/Ankara info@kahvecikolatafest.com T. 0 312 284 00 23

kahvecikolatafest www.kahvecikolatafest.com





N e x t

L e v e l

A v m

Silvian Heach Kadın Mağazası / Next Level Avm www.silvianheach.com



“Nisan ayında yapılan sözleşmelere özel %25 indirim” (Toplu organizasyonlarda geçerlidir.)












Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr

qhome.com.tr






En Mutlu Gününüzün Rehberi Yakında Sizlerle...

MAG Bride, herkesin hayatı boyunca beklediği, en özel güne dair bir rehber... Evlilik hazırlığındaki okuyuculara yol gösterici nitelikte gerçek bir “rehber” olmayı amaçlayan MAG Bride içeriğinde hayallerdeki düğünlerin her ayrıntısına değiniyor ve sayfalarına taşıyor.

MAG Bride’da; moda (gelinlik, erkek giyim), aksesuar (ayakkabı, çanta), güzellik (makyaj ve bakım önerileri), stil tasarımı, düğün organizasyon hizmetleri, mücevher saat, davetiye seçimi, balayı önerileri ile ilgili markaları ve fırsatları, kısaca ihtiyacınız olan her konuda cevabı var. Bu unutulmaz ve özel günü planlarken çiftler her şeyin kusursuz olması, her alternatifin değerlendirilmesi ve en iyiye ulaşma arzusundadır. işte tam da bu noktada MAG Bride, düğün piyasası içinde yer alan kaliteli, lüks ürün hizmetleri, özel günlerini planlamaya çalışan yüksek gelir grubu okuyucu kitlesinin beğenisine sunar. Her geçen yıl daha fazla talep gören MAG Bride, 8. yılında da merakla bekleyen okuyucularına muhteşem bir sayı sunuyor.

reklam@magmedya.com.tr T: 0312 428 04 44 www.magdergi.com.tr /magonline

@magdergi

@magdergi





DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?

ARTIK HERKES BİLECEK.

MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr












Bahar Müjdesi

Mart 2017 Yıl: 14 Sayı: 136 Fiyat: 15 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör

B

Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu

aharı müjdeleyen cemreler düştü, havalar ısınmaya başladı... Güneş yüzünü göstermeye başladıkça ruhumuzu da coşkusu kapladı... Bu bahar enerjisine ortak olacak capcanlı, dolu dolu bir sayıyla sizlerleyiz...

İlk kapak çekimini bizimle gerçekleştiren Aslışah Alkoçlar, büyüleyici güzelliği ve zarafetiyle objektiflerimizin karşısına geçti... Pera Palace Jumeirah’ta gerçekleşen keyifli çekimimizde sorduğumuz sorulara tüm içtenliğiyle cevap veren Alkoçlar’ın enerjisinin ve samimi hallerinin yansıdığı renkli kareler MAG Özel sayfalarımızda... Mart ayının 8. günü... Kadınlarımızın günü... Hayatın en önemli rollerini, en büyük sorumluluklarını üstlenen kadınları bu özel günlerinde unutmuyoruz... Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak hazırladığımız içeriğimizde Türkiye’de çeşitli sektörlerde büyük başarılara imza atmış iş kadınlarının başarı serüvenlerini dinliyoruz... Aysu Yavuz, Burcu Cesur, Burcu Hattat, Dida Kaymaz, Ece Şirin, Füsun Şener, Nihan Karaçam Salkaya, Serra Türker, Zeynep Ilıcalı, ve Zeynep Karakaya’nın iş ve aile hayatlarındaki başarı hikayeleri hepimize örnek olacak... Toplumların en önemli bağlarından olan kültür ve sanatı yaşamak ve yaşatmak isteyenler için hazırladığımız MAG Kültür-Sanat özel içeriğimizde sizleri entellektüel bir dünyaya davet ediyoruz... İstanbul ve Ankara’daki sergilerden en renkli karelerle değerli ressamlarımızın ve yazarlarımızın röportajları sizleri sanat dolu bir yolculuğa çıkaracak... “Var Mısın Yok Musun?” yarışmasında başlayıp “Survivor”da evlilikle noktalanan bir aşkın başrollerini paylaşan Hakan-Gizem Hatipoğlu, yazarımız Ceren Akdağ’ın sayfalarına konuk oldu... Mutluluğun resmini çizen genç çiftin aşk dolu karelerini sizlerle paylaşıyoruz... Moda sayfalarımızın bu ayki konuğu, Başkent cemiyet hayatının güzel isimlerinden Olga Kalemci idi... Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde keyifli bir alışveriş gününde buluştuğumuz Kalemci’nin rengarenk kombinlerine bayılacak, dünyaca ünlü markaların sezona damgasını vuracak tasarımlarına gardırobunuzda yer vermek isteyeceksiniz...

Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Güngör Haber ve Foto Muhabiri Yavuz Solmaz İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Dilara Aydoğdu Yazarlar Aylin Yıldız Ceren Akdağ Gökçen Erdoğan İpek Gençer Özgür Aksuna Seda Çavuşoğlu Selin Söğütlügil Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Katkıda Bulunanlar Melike Gökçe Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi

Baharı karşıladığımız bu günlerde, son bir kayak kaçamağı yapmak isteyenleri yazarımız İpek Gençer, güneşin en bol olduğu, karın henüz güzelliğinden ve sıkılığından bir şey kaybetmediği, doğanın yeşilini ve huzurlu beyazlığını bir arada yaşayabileceğiniz sevimli kayak kasabası Bansko’ya götürüyor...

Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444

Dağıtım

Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş

Eğlenceli kutlamalar, şık davetler, sıcak röportajlar, yazarlarımızın gündem notları ve özel içeriklerimizle sizlere hareketli bir ayı müjdeliyoruz... Sağlık, mutluluk, aşk ve başarıyla dolu günler geçirmeniz dileğiyle...

Baskı

DUMAT OFSET

Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi

Çoook Sevgiler

28.02.2017 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr

MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile

0.312 428 04 44

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.



152 98

174 98 152 132 174

MAG

230

202

230

MAGkültür-sanat

MAGKadınlar Günü

272

MAGröportaj

MAGröportaj

278

MAGröportaj

MAGmoda

Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçirdiğimiz alışveriş gününden şık kareler...

Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak hazırladığımız başarı serüvenleriyle dolu içeriğimiz...

Milyonların takip ettiği başarılı haberci İsmail Küçükkaya ile samimi bir sohbet...

Sanata dair söylenebilecek en güzel sözlerle dolu özel kültürsanat içeriğimiz...

Bir yola çıkış hikayesi olan Erime Noktası projesinin yaratıcısı Aslı Kutluay ile porjenin detaylarına dair keyifli bir sohbet...

Arjantin Büyükelçimiz Julian Luis Tettamanti ve eşi Carolina Espinosa ile çok özel bir röportaj...

MAGözel

310

MAGköșe

MAGröportaj

318

MAGköșe

Aslışah Alkoçlar ile Pera Palace Jumeriah’ta gerçekleştirdiğimiz kapak çekiminden özel kareler...

Yazarımız Ceren Akdağ’ın konukları; birbirine çok aşık bir çift... Gizem-Hakan Hatipoğlu...

Yazarımız İpek Gençer ile yeni rotalar...

Yazarımız Aylin Yıldız, gökyüzünde yaşanacak değişimlerin hayatımıza neler getireceğini anlatıyor...




Vakko, zengin koleksiyonu ve Özel Dikim Servisi ile Taurus AVM 2. Kat’ta


style

Metalin Gücü PRADA Gözlük $ 282

MIU MIU Kaban £ 1,583

CAROLINA HERRERA Ceket $ 2,990 ISABEL MARANT SS17

ATTICO Bluz $ 1,070 PHILOSOPHY DI LORENZO SERAFINI Pantolon $ 595

GIANVITO ROSSI Ayakkabı $ 1,245

OSCAR DE LA RENTA Çizme $ 4,970

GIVENCHY Ayakkabı $ 995

HILLIER BARTLEY Pantolon $ 975

SAINT LAURENT Elbise £ 1,792

Seda Çavușoğlu

seda@magmedya.com.tr

70’li yılların modası geri döndü! Metalik renklerin göz alıcılığı sıra dıșı da gelse, parlak tasarımlar günümüze damgasını vuruyor...

ISABEL MARANT Etek £ 345



style

Desenlerin Büyüsü İlkbahar-yaz modası farklı renk ve desenlerle boyandı! Göz kamaștıran tasarımlar sezona dinamizm katıyor...

SELF PORTRAIT Bluz $ 410

ALTUZARRA Etek $ 805 FENDI Kolye $ 1360

EMILIA WICKSTEAD Etek $ 1,580

ROSIE ASSOULIN Bluz $ 1,695

GUCCI Pantolon $ 1,850

ALTUZARRA SS17

DELPOZO Pantolon $ 2,100

EDIE PARKER Çanta $ 1,695

OSCAR TIYE Ayakkabı $ 740 SABBADINI Küpe $ 7,000



style

Renklerin Coşkusu Gökkușağının renkleri tasarımlara yansıdı! Renklerin gücü moda dünyasında günden güne artıyor...

ROCHAS Bluz £ 293 OPENING CEREMONY Bluz € 316

EMILIA WICKSTEAD Bluz $ 910

SIES MARJAN Pantolon £ 533

ROCHAS SS17

PAPER LONDDON Pantolon $ 315

BALENCIAGA Yelek $ 2,525

ATTICO AyakKabı $ 695

MSGM Etek $ 715

MARC JACOBS Bot $ 444



davet

DİDEM ALTOP, EMRE KURTTEPELİ, AHMET ZORLU, CANSEN BAȘARAN SYMES, MURAT ÖZYEĞİN

İş Dünyası ve Girişimcilerle 10. Yıl

Endeavor Türkiye Derneği 1.5 Milyar Dolar değerlemeye ulaşan etkin girişimcilik çalışmalarının 10. yılını Swissotel’de iş dünyası ve girişimcilerle birlikte kutladı. Gecede Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet N. Zorlu’ya Yaşam Boyu Başarı Ödülü takdim edildi. Faaliyet gösterdiği 10 yılda, Endeavor Türkiye 3.000 girişimci adayıyla buluştu ve uluslararası seçim sürecini tamamlayan 54 girişimci şirketi temsilen 86 girişimciyi ağına dahil etti. Kurulduğu günden bu yana 160 üst düzey yönetici ve deneyimli girişimciden oluşan yerel mentor ağı, Endeavor’un girişimci destek sürecine 5.000 saatten fazla gönüllü mentorluk sağladı. Son 10 yıldır, Endeavor Türkiye topluluğunda yer alan Endeavor Girişimcileri, Türkiye’nin bugünkü yenilikçi ekonomisinde 1,5 milyar dolar üzerinde değerlemeye ulaştı. Endeavor Türkiye Girişimcilerinin %50’si 91 ülkeye satış yapıyor ve 30 ülkede faaliyet gösteriyor. Gecenin sponsorları arasında sırasıyla; Akbank, Fiba Holding, Koç Holding, Mynet, Tahincioğlu Gayrimenkul, Yemeksepeti, İyzico, Officine Panerai, Zorlu Holding, Infinity, AKG Holding ve Hürriyet yer aldı. 

LÜSET - ALP SOUL



davet

EMRE - ZEYNEP ZORLU

EROL - İNCİ BİLECİK

SEDA - HAKAN BİNBAȘGİL

Eski TÜSİAD Bașkanı ve Endeavor Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Cansen Bașaran Symes, Türkiye ve girișimcilik dünyasında sayısız değerli katkısı bulunan Zorlu Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Ahmet Nazif Zorlu’ya Yașam Boyu Bașarı Ödülü’nü takdim etti.

lası için Daha faz om/online i.c magderg

ÖZCAN - AYLİN TAHİNCİOĞLU

CEM TOPÇUOĞLU



Museum Hotel'de Unutulmayacak Bir Düğün Yaşayın Türkiye’nin Tek Relais & Chateaux ünvanlı oteli Museum Hotel, muhteșem Kapodokya manzarasına eșlik eden kusursuz bir servis ile unutulmayacak düğün organizasyonları sunuyor.


Y

eni bir hayatın başlangıcı olan düğün töreni her çiftin mükemmeli aradığı, unutulmaz anlar yaşamak istediği en özel günlerin başında geliyor. Doğa ve tarihin bütünleştiği muhteşem Kapadokya manzarası ile Museum Hotel, terasında ve havuz başında organize ettiği yeni nesil düğünler ile unutulmayacak bir deneyim yaşamanızı sağlıyor.

Kapadokya’nın eşsiz manzarasıyla büyüleyen odalar… Düğün gecenizde bölgenin en özel konumunda bulunan Museum Hotel’in eşsiz manzaraya eşlik eden, özel tasarlanmış ve balayı çifti için hazırlanmış odalarında konaklayabilir, şampanyanızı yudumlayarak muhteşem bir masajın keyfini çıkarttıktan sonra, balonları izlerken kahvaltı yapabilirsiniz. Tarihin ve Kapadokya’nın muhteşem dokusu ile Maara Konak... Museum Hotel’in tüm organizasyonu üstlendiği, Kapadokya bölgesinin en seçkin etkinlik mekanlarından biri olan “Maara Konak”ta özel düğünler için ayrıcalıklı bir alternatif… Misafir sayısının yükseldiği davetler için de çok uygun olan Maara Konak’ın tarihi mimarisi farklı davet konseptleri için de farklı seçenekler sunuyor. Düğün yemeğiniz ünlü şef Murat Bozok’tan… Ünlü şef Murat Bozok’un önderliğinde hazırlanan düğün menüsü ile konuklarınızı en mükemmel şekilde ağırlarken, şefin sizin için hazırladığı özel düğün pastası, nikah öncesinde eşsiz gün batımı kokteylleri ile düğününüz özel lezzetler ile taçlanıyor. Museum Hotel’den en özel anlar ve davetler için "White Table" Ayrıcalığı… Doğa ve tarihin bütünleştiği Kapadokya manzarasının büyüleyici ambiyasında ağırladığı misafirlerine unutulmaz anlar yaşatan Museum Hotel, bu ayrıcalıklı yaklaşımını organizasyonlar için anahtar teslim hizmet vermek üzere oluşturduğu White Table markasına da taşıyor. Kusursuz servis anlayışını A’dan Z’ye bir düğün için hayal edilen her detayda yaşatan, yeni nesil eğlence anlayışından konsept çalışmalara kadar uzanan farklı taleplere butik hizmet veren White Table düğününü Museum Hotel’de gerçekleştirmeyi planlayan çiftlerin hayallerini gerçeğe dönüştürüyor. Kuaför organizasyonu ve unutulmaz Kapadokya anılarınızın yer alacağı fotoğraf albümü gibi birçok ayrıcalık ile yeni nesil düğün için gerekli tüm servisleri sunan “Museum Hotel” de hayal ettiğiniz masalsı düğün sizi bekliyor. 

www.museumhotel.com.tr Rezervasyon: + 90(384) 219 22 20 Adres: Tekelli Mahallesi No: 1 Uçhisar P.K. 50240 Nevșehir / Kapadokya (Kayseri Havalimanı; 65km mesafededir.)


davet

16. Vehbi Koç Ödülü Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Vehbi Koç Ödülü’nün bu seneki sahibi ‘Kültürel ve Tarihi Miras’ alanında yaptığı çalışmalarla başarı sağlayan Prof. Dr. Zeynep Ahunbay oldu.

ZEYNEP AHUNBAY, ÖMER M. KOÇ

68 magdergi.com.tr

RAHMİ KOÇ

Vehbi Koç Vakfı tarafından, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları teşvik etmek amacıyla her yıl kültür, eğitim ve sağlık alanlarından birine verilen Vehbi Koç Ödülü, bu yıl “Kültürel ve Tarihi Miras” alanında ekol oluşturan katkıları ile Prof. Dr. Zeynep Ahunbay’a verildi. Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, 16. Vehbi Koç Ödülü’nü Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı. Gecede iş, sanat ve siyaset dünyasından önemli isimler, Vehbi Koç’u saygıyla andı. 

SEMA - AYDIN DOĞAN, HÜSAMETTİN ÖZKAN



davet

ÜMİT - CEM BOYNER

NİLÜFER BULUT, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, 16. Vehbi Koç Ödülü’nü Koç Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Ömer M. Koç’un elinden aldı. 70 magdergi.com.tr

HEVES EKİNCİ

DEMET- AHMET HANİF

LEYLA ALATON



davet

ȘÜKRAN - EMİL GÜZELİȘ

EMRE - MAİDE KURTTEPELİ

lası için Daha faz om/online i.c magderg

CAVİT - NEȘE KAVAK

AHU TUĞBAY

MUSTAFA SARIGÜL



davet

NURSEL ARSLAN, TÜLİN KANUN, MELİSA, TÜLAY ÖZMEN

Bireye Büyük İlgi Ressam Tülin Kanun’un sosyal sorumluluk projesi “Bi-re-y” Çırağan Sarayı’nda düzenlenen davet ile gerçekleşti. Seçkin davete cemiyet, siyaset, sanat ve şov dünyasından ünlü isimler katıldı. Gecenin gelirinin Türkiye Alzheimer Derneği’ne bağışlandığı müzayedede, proje içerisinde yer alan birçok ünlü ismin yaptığı eserler açık artırmayla satıldı. Sunuculuğunu Ferhan Tülmen’in yaptığı, Okan Karacan’ın da müzayedesini yönettiği gecede, ünlü isimlerin tablolarının yanı sıra ressam Tülin Kanun’un hem proje için yaptığı hem de kişisel çalışmaları büyük beğeni topladı. Daha önce de sosyal sorumluluk projelerinde yer alan ressam Tülin Kanun, sanatın toplum sayesinde şekillendiğini belirterek, sanat ve sanatçı ilişkisi temelinde “Bi-re-y Projesi”ne başladığını açıkladı. Tülin Kanun, kendisine destek veren isimlerle birlikte bu proje sayesinde amacının sanata ve sanatçı farkındalığına ülkemiz için dikkat çekmek ve sanatın önemini bir kez daha vurgulamak olduğunu belirtti. Projenin koordinasyonunu da Tülay Özmen ile birlikte yaptılar. 

PETEK, ESRA ERTÜRE



davet

İLHAN ELMACI, ALADDİN - GÜLCAN ARKÇI

WILMA ELLES

Resim yaparak projeye ve geceye destek veren herkese birer plaket verildi.

ESRA EROL

GÜLDEN, GÜLSÜM GÜRAL


EFSANE LEZZETLERİ 17 - 25 MART KONUK ŞEF: ERIKA TORRES ÖĞLE VE AKŞAM YEMEKLERİNDE

AKDENİZ MUTFAĞI’NDA! REZERVASYON 0312 266 68 14

bilkentotel.com.tr

0312 266 46 86

Bizi Takip Edin


davet

İZZET - LILI GARIH, TÜLİN KANUN

NAZAN CİHAN

İSMET ALPAGUT

MAHBUBE GÜRKAN, GİZEM ZİYAL

Elde edilen gelirin Türkiye Alzheimer Derneği’ne bağıșlandığı müzayedeye katılan davetliler șıklıklarıyla göz doldurdu.



davet

HÜLYA GEDİK

SUZAN - ALİ ȘEN

ÖZLEM KAYMAZ

Özlem Kaymaz, mavi elbisesiyle sade bir șıklık sergiledi. SELDA TOPAL

MELTEM İGE, MELTEM GÜNDÜZ



davet

SEMA BASA

SEMA GÜRAL SÜRMELİ

NİLÜFER BULUT

lası için Daha faz/magdergi issuu.com

MELTEM DEMİR

ESRA ZARAKOL, SERAN GÖÇER

NURSEL ARSLAN



röportaj

Ankara’da Besakent Kuruluyor Bașkent Ankara’nın neredeyse her bölgesinde bir projesi bulunan BESA Grup, șimdi de her gelir grubunu kaliteli ve lüks yașamla bulușturmaya hazırlanıyor. Ankara’nın en önemli yerleșim yerlerinden İncek’te iki dev kooperatif konut projesi hayata geçiren BESA Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Efe Bezci yeni projelerini anlattı…


B

irbiri ardına projelerin inşa edildiği bir dönemde büyük ölçekte iki projeye başladınız. Satış konusunda sıkıntı yaşanacağını düşünüyor musunuz?

İnşaat sektöründe yaşanan arz fazlalığı, konut projelerinin zaman zaman ciddi satış sorunu yaşamasına neden olabiliyor. Ancak her ortamda öne çıkan “doğru projeler” alıcının dikkatini çekerek, sıkıntısız ilerliyor. Konut alıcısı nezdinde güven ve kalite, karar verme sürecinde çok etkili. Biz yaklaşık 50 yıldan bu yana binlerce kişiyi kaliteli ve konforlu konutla buluşturmuş, inşaat ve satışpazarlama süreçlerinde güzel deneyimler kazanmış, bu sayede de alıcının güvenini kazanmış bir firma olmanın gururunu yaşıyoruz. Bu güven sayesinde tüm projelerimizde çok güzel başarılar elde ettik. Öyle ki, bir yatırımcı Kent İncek projemizden henüz inşaatı bile başlamadan, 16 daire birden aldı. Konut satışlarının zorlaştığı, sürekli üretilen alternatifler nedeniyle arz fazlası tehlikesi yaşanan ve kampanya üstüne kampanya düzenlenen bir dönemde yapılan bu yatırım, doğru projenin sıkıntısız ilerlediğini, satış sorunlarıyla karşılaşmadığını gösteriyor. Projemiz tamamlanana kadar da aynı hızla devam edeceğiz.

Hayata geçirdiğiniz yeni projeleriniz için İncek’i tercih etmenizin özel bir nedeni var mı?

Son birkaç yıldan bu yana İncek, Başkent Ankara’nın en gözde yerleşim yerlerinden biri haline geldi. Çok sayıda konut projesine ev sahipliği yapan bölge, kaliteli ve nezih bir yaşam hayali kuranların öncelikli tercihi konumunda. Son yıllarda oldukça hareketlenen İncek, BESA Grup olarak bizim de uzun zamandır radarımızdaydı. Böylesine özel bir bölgeye iki büyük proje kazandırıyor olmaktan ve İncek’te bir “BESAKENT” inşa ediyor olmaktan son derece mutluyuz.

Kent İncek ve ATO Kooperatifi projelerinin detaylarından bahsedelim biraz da…

İnşaatı BESA Grup tarafından yapılan, Kent İncek Yapı Kooperatifi 51 bin metrekarelik bir alanda, toplam 604 konuttan oluşuyor. Kent İncek’te 1+1, 3+1 ve 4+1’in yanında 2 farklı tipte 2+1’e de yer veriyoruz. Yatırımcı, değerini asla kaybetmeyecek bir projede birikimini değerlendirme fırsatı bulurken; oturum amaçlı alan da yaşam standartlarını yükselten, prestijli konutla tanışacak. Geniş peyzaj alanlarından, Mogan Gölü manzarasına; sosyal donatı alanlarından, kolay ulaşım sağlanan lokasyonuna kadar, Kent İncek projesi tamamen BESA Grup güvenini yansıtacak. ATO Kooperatifi projemiz ise, 3 blokta 40 adet 2+1 ve 148 adet 4+1 olmak üzere toplam 188 konuttan oluşacak. Şu an ATO Kooperatifi projemizin yüzde 60’lık kısmının inşaatını tamamladık, Kent İncek projemizde de çalışmalarımız sürüyor.

BESA Grup’un Türkiye geneline açıldığını da biliyoruz. Bodrum’da hayata geçireceğiniz projeyi de biraz anlatır mısınız?

Bodrum’un tüm Türkiye için olduğu gibi BESA Grup açısından da çok büyük önemi var. Halikarnas Balıkçısı’nın dediği gibi Bodrum’u “nasıl anlatsam, nereden başlasam” bilemiyorum. Tatillerimizin büyük kısmını geçirdiğimiz, mutlaka tatil zamanı olmasa da iş stresinden uzaklaşmak için tercih ettiğimiz Bodrum’da olmak bize gerçekten mutluluk veriyor. Hayallerimizi Bodrum’da gerçekleştiriyoruz diyebilirim. BESA olarak böylesine önemli bir bölgede proje geliştirmek de uzun zamandır üzerinde çalıştığımız projeler arasındaydı. Sonuç olarak, Gündoğan bölgesinde 150 dönüm alanda, denize sıfır 350 villa ve otelden oluşan projemize başladık. Projemiz, 1.2 kilometrelik sahil şeridiyle de Bodrum’un en gözde projelerinden olacak. Uzun zamandır üzerinde çalıştığımız proje, Türkiye’nin en güzel bölgelerinden olan Bodrum’a çok yakışacak. 


düğün

Çocukluk Arkadaşlığı Aşka Dönüştü Ümit Kemal ve Serpil Tüfekçi çiftinin kızları Damla Tüfekçi ile Şule-Ertuğrul Perçiner çiftinin oğulları Etkin Perçiner, Bilkent Otel’de gerçekleşen düğün töreniyle dünyaevine girdiler. Damla Tüfekçi ve Etkin Perçiner Bilkent Otel’de düzenlenen tören ile hayatlarını birleştirdi. Ortaokul arkadaşı olan genç çift, uzun yıllar görüşmedikten sonra MAGical Night’ta karşılaştılar. Altı ay gibi kısa bir sürede evlenme kararı alan mutlu çift şık bir düğün töreniyle dünyaevine girdi. Tüm misafirlerin yerini almasının ardından heyecanla nikah masasına gelen çift büyük alkışlar ve coşku içerisinde nikah memurunun sorusuna evet dedi. Aşklarını tüm davetlilerin önünde resmileştiren genç çift balayı için Monte Carlo’yu tercih etti. 

ETKİN PERÇİNER, DAMLA TÜFEKÇİ


HİNT ELBİSESİ • KAFTAN • AKSESUAR • HİNT ELBİSESİ • KAFTAN • AKSESUAR • HİNT ELBİSESİ • KAFTAN • AKSESUAR

Nenehatun Cad. 84/4 GOP/ANKARA T: 0533 433 2 569 / joyoclockevent joyoclock@gmail.com • www.joyoclockevent.com


düğün

SİMLA SAĞLAM

SİBEL ÖZTÜRK

ASLI SUNGUR

NURCAN KARPUZCU

Bilkent Otel ve Konferans Salonu’nda gerçekleșen düğün töreninde genç çiftin aileleri, tüm konuklarla yakından ilgilenerek örnek bir misafirperverlik gösterdiler. ÜMİT - SERPİL TÜFEKÇİ, ȘULE - ERTUĞRUL PERÇİNER


IȘIN - EFEHAN KURȘAKLIOĞLU

ALTAN- IȘIK PALABIYIKOĞLU

CEREN - MERT KARANDİLİ

BORA ÇETİN, EMEL DEMİR


düğün

SARP - GÜLNUR MERİÇ

DUYGU ALTIOK, ÖZLEM PERÇİNER

Tanıșıklıkları çok uzun zaman önceye dayanan genç çift birbirlerine büyük bir coșku ve heyecanla evet dedi. MEHMET CAN KÜÇÜK, İREM DÖRTKAȘLI


YASEMİN - KASIM TUĞMANER

İREM DEMİRCİ KILINÇ, HİTAY KILINÇ

lası için Daha faz om/online i.c magderg

MERT - SİNEM ALTAN

BARAN - GÖKÇEN MOLLAOĞLU


davet

GQ’dan Yılın En İyileri GQ tarafından 21 yıldır sürdürülen, Türkiye’de bu yıl 5. kez düzenlenen “GQ Türkiye Men of the Year” ödül töreni Volkswagen Arena’da düzenlenen muhteşem bir organizasyon ile gerçekleşti. GQ Türkiye tarafından düzenlenen, Simge Fıstıkoğlu ve Cem Yılmaz’ın sunduğu ödül törenine iş, sanat, televizyon, moda ve eğlence dünyasından birçok seçkin davetli katıldı. Son yıllarda oynadığı rollerle oldukça popüler olan Kıvanç Tatlıtuğ “En İyi Aktör” seçildi. “En Sevilen TV Karakteri Ödülü Gökhan Özoğuz’a layık görüldü ve geçtiğimiz yıl GQ Men Of The Year’da “Yılın Adamı Ödülü”nün sahibi olan Cem Yılmaz’ın elinden ödülünü aldı. “Yılın Konuşulan Adamı Ödülü”nün sahibi Barış Arduç olurken, ödülünü mütevazi kişiliği, usta oyunculuğu, örnek aile yaşantısı ile kendine hayran bırakan Mehmet Aslantuğ‘dan aldı. Cem Yılmaz esprileriyle geceye katılanlara eğlenceli anlar yaşattı. Ödül töreninin ardından Athena, davetlilere canlı performans eşliğinde mini bir konser verirken After Party’de ise Can Hatipoğlu ve Erkan Yavaş, şarkılarıyla davetlileri eğlendirdi. 

CANSU DERE


Bi-Xenon Farlar Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sürüş Modu Seçici 4x4 Çekiş Sistemi

w w w. f i a t . c o m . t r


davet

EMRE BUGA, GISELLE TAVILSON, ARDA SAYINER

AHU YAĞTU

“En Bașarılı Sporcu” Wesley Sneijder ödülünü Doğuș Otomotiv Yönetim Kurulu Bașkanı Aclan Acar’dan aldı.

ACLAN - SELDA ACAR

ÖZGÜR MASUR


Uzun Yaşam Menüsü Bluesophos Special Psikolojim Garanti Altında Paketi (48 Seans) 1 Yıllık Özel Sınırsız* Bireysel Danışmanlık *Özel Paketlerimiz için lütfen detaylı bilgi isteyiniz.

Psikolojik Danışma Bireysel Paket (8 seans) Aile Paketi (16 seans)

Bireysel Danışmanlık İlk Adım Paketi (1 görüşme) Değişim Paketi (8 görüşme)

Workshop The Journey Workshop The Nothing Workshop Kariyeri Hikayenle Yaratırsın Barbaros Mahallesi Güniz Sokak 16/1 Uğurlum Apt. Kavaklıdere, Ankara.

Telefon: 530 091 39 40 - 530 090 85 44


davet

SONER - YÖNTEM AKMEN İNANÇ

NEDRET TACİROĞLU

EDA TAȘPINAR

GQ Türkiye dergisi tarafından düzenlenen gecede, yıla damgasını vurmuș ünlü isimler ödülün sahibi oldu. KIVANÇ - BAȘAK TATLITUĞ

KORAY AKSU


AYȘE HATUN ÖNAL

SEMA ÖZTÜRK

GÜNSEL ÜLKÜ

TANEM SİVAR

Her sene merakla beklenen “GQ Men of The Year” görkemli bir törenle gerçeklești. SELMA ERGEÇ

BİRCE AKALAY

SEDA DOMANİÇ


davet

ÇAĞATAY ULUSOY

BARIȘ ARDUÇ, MEHMET ASLANTUĞ

Doğuș Yayın Grubu Spor Grup Bașkanı Fuat Akdağ ise “Oyunda Kal” projesiyle büyük bir bașarıya imza atan Darüșșafaka Doğuș adına İbrahim Kutluay’a “Yılın Sıra Dıșı Bașarısı Ödülü”nü verdi.

Geceye katılamadığı için çektiği bir videoyla törene katılanlara seslenen “Yılın Uluslararası Starı” Mert Alaș’ın ödülünü ise ünlü oyuncu Çağatay Ulusoy teslim aldı.

İBRAHİM KUTLUAY, FUAT AKDAĞ

98 magdergi.com.tr

SİMGE FISTIKOĞLU


Zuleyha Kuru Fashion House

atelye&boutique Nenehatun Cad. 77/3 Çankaya/ANKARA Abdi İpekçi Cad. 19/6 Nișantașı/İSTANBUL bilgi&randevu: +90 534 515 75 61 /zuleyhakuru www.zuleyhakuru.com.tr


davet

BEREN SAAT DOĞULU

Türkiye’nin en güzel kadınlarından biri olan bașarılı oyuncu Beren Saat, Ozan Açıktan’a “Yılın Yönetmeni Ödülü”nü verdi.

100 magdergi.com.tr

ACLAN ACAR, WESLEY SNEIJDER

CEM YILMAZ, GÖKHAN ÖZOĞUZ

Genç șef Mustafa Otar, Yılın Yükselen Șefi Ödülü’nü Ayhan Sicimoğlu’ndan aldı.

AYHAN SİCİMOĞLU, MUSTAFA OTAR


www.holidayinncukurambar.com

0312. 342 55 55


BEYMEN Ceket: Academia 885 TL Bluz: Victoria, Victoria Beckham 1.725 TL Pantolon: Victoria, Victoria Beckham 2.095 TL Ayakkabı: Giuseppe Zanotti 2.730 TL Çanta: Givenchy 6.625 TL

102 magdergi.com.tr


Alışveriş Günlükleri Olga Kalemci Başkent cemiyet hayatının beğenilen yüzü Olga Kalemci ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçirdiğimiz keyifli alışveriş gününden renkli kareleri sizlerle paylaşıyoruz... FOTOĞRAF: YAVUZ SOLMAZ - RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN

G

iyim tarzınızı nasıl özetlersiniz?

Giyim tarzımı, klasik, şık ve seçici olarak özetleyebilirim.

Gardırobunuzun vazgeçilmez parçaları nelerdir?

Gardırobumun olmazsa olmazları; skinny kot pantolonlarım, dar eteklerim ve elbiselerimdir. Ayrıca ilgi alanıma giren aksesuarlar, vazgeçilmez parçalarım arasındadır…

Bugün giydiğiniz kombinlerden en çok beğendiğiniz ve sizi en çok yansıtan hangisiydi?

Giydiğim her kombinden ayrı ayrı keyif aldım, hepsi çok rahat ve şıktı. Günlük hayatımda da bu tarz kıyafetler giymekten keyif alırım. Kısacası; tüm kombinlerin tam anlamıyla bana uygun seçildiklerini düşünüyorum.

4 çocuk annesi olarak bu kadar güzel ve formda kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

Öncelikle her çocuğun Allah’ın bana bir lütfu olduğuna inandığım için, her birinde ayrı güzelleştiğimi düşünüyorum. Tabii ki bunun yanında genetik avantajlarımı da kaybetmemek için sporla sabitlemeye çalışıyorum. Sağlıklı besleniyorum, düzenli uyuyorum ve tabii ki spor yapıyorum.


EMPORIO ARMANI Elbise: 2.086 TL Ayakkabı: 2.615 TL Çanta: 1.248 TL Kolye: 939 TL Biileklik: 464 TL

104 magdergi.com.tr


EMPORIO ARMANI Ceket: 9.194 TL Elbise: 2.259 TL BEYMEN Ayakkabı: YSL 3.925 TL Çanta: Tory Burch 1.825 TL


BEYMEN Bluz: Beymen Collection 495 TL Etek: Beymen Collection 695 TL Ayakkabı: Valentino 3.380 TL Çanta: Dolce&Gabanna 9.275

106 magdergi.com.tr


BEYMEN Triko: Missoni 4.110 TL Ayakkabı: Valentino 2.255 TL Çanta: Céline 8.250 TL Kot: Rag&Bone 940 TL


EMPORIO ARMANI Hırka: 1.248 TL Bluz: 1.027 TL Etek: 1.343 TL Çanta: 2.544 TL ARMANI JEANS Ayakkabı: 839 TL

108 magdergi.com.tr


“Biz kadınlar çok güçlüyüz, bu yüzden kıymetimiz bilinmeli ve kendimize kıymet vermeliyiz.”

Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor?

Bu aralar günlerim ağırlıklı olarak en küçük kızım Esma’nın genel ihtiyaçlarını karşılamakla geçiyor. Sabah erken kalkıp çocuklarımı yolladıktan sonra kahvaltımı ve ardından sporumu yapıyorum. Günlük programlarım varsa onlara katılıyorum ama çocuklarım gelmeden evde olmaya dikkat ediyorum. Onları mutlaka karşılayıp hepsiyle ayrı ayrı ilgileniyorum. Eşimin gelmesi ile vaktimi tamamen ona ve bize ayırıyorum. Akşam yemeğinden sonra da eşimle programımız varsa ona eşlik ediyorum ama genellikle geceyi erken sonlandırarak kendimi sabaha hazırlıyorum.

Bu ayın çok özel bir günü olan “Kadınlar Günü”ne özel olarak kadınlarımıza buradan nasıl bir mesaj göndermek istersiniz? Kadınların yaradılışlarından bu yana, çok kıymetli varlıklar olduklarına inandığım için, her kadının kendi kıymetini bilmesi gerektiğini, ellerindeki gücün farkında olmalarını ve kendi ışıklarını evlatlarına, eşlerine, işlerine ve çevrelerine yaymalarını tavsiye edebilirim. Biz kadınlar çok güçlüyüz, bu yüzden kıymetimiz bilinmeli ve kendimize kıymet vermeliyiz. Tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarım. 


“Size özel egzersiz programları ile hedeflerinizi gerçekleştirmek üzere beraber yola çıkıyoruz. Hedef her zaman kolay veya kısa olmayabilir, önemli olan bu hedeflere doğru ve kalıcı yoldan ulaşmak...” “Herkese uyan egzersiz anlayışı yerine ‘size uygun’ egzersiz programını uyguluyoruz...”


Next Level Rezidans-AVM B-Blok Kat:2 No:3 Söğütözü Ankara Tel: +90 312 911 29 96 www.pilateszone.com.tr


davet

Avrasya Nefesi KENAN GÜVEN, NEȘE SERT

Ünlü modacı Cemil İpekçi, 2017 koleksiyonunu ilk kez Türk Kalp Vakfı’nın Lazzoni Hotel’de gerçekleştirdiği gala yemeğinde, iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının önde gelen isimlerinin katıldığı muhteşem bir organizasyonla tanıttı. Türk Kalp Vakfı Tıp Merkezi için Ekokardiyografi (Kalp Ultrasonu) cihazının alımına fon sağlamak amacıyla gerçekleşen Cemil İpekçi’nin “Avrasya Nefesi” adını verdiği defilede, başarılı modacının yeni koleksiyonu ünlü isimler eşliğinde tanıtıldı. Defilenin en büyük sürprizlerinden biri Nükhet Duru oldu. Sanat dünyasının ünlü usta ismi Nükhet Duru, defilede İpekçi’nin kendisi için özel hazırladığı kıyafetle podyuma çıkarak modellik yaptı. Nükhet Duru, Emel Diamond’un özel tasarımı olan pırlantalarla bezenmiş 600.000 dolar değerindeki 128 CT ağırlığındaki muhteşem set ile geceye damga vurdu. 

112 magdergi.com.tr

MURAT - BELGİN AKSOY ERKİN

NURAN ERÇİL

ZEYNEP TOKER



davet

JÜLİDE ÖNENGÜT

TUBA GÜL

ERGİN - ÇETİN YILDIRIMAKIN

Lazzoni Hotel, Bay Döner, Emel Diamond ve Kiğılı sponsorluğunda yapılan Türk Kalp Vakfı Cemil İpekçi defilesine iș, sanat ve cemiyet hayatının önde gelen isimleri de katıldı. 114 magdergi.com.tr

CİHAN - BURCU CESUR

ALİ - EDA ONARAN



davet

AYSIN SAYAN, ARZUM BAYRAKTAR, SEVTAP KARABULUT, NURSEL BAȘEĞMEZ, MEMNUNE KARAGÖZ

lası için Daha faz om/online i.c magderg

116 magdergi.com.tr

GÜL ERGİ

SEMİRAMİS SEKBAN

FİGEN - FATİH KIRAL


Kadınların Detaycılığı İş Hayatında Büyük Avantaj Bașkent Üniversitesi Özel Ayșeabla Okulları Genel Müdürü ve Kurucu Temsilcisi Hilal Erdinç ile gerçekleștirdiğimiz röportajda, bizlere mesleğine olan tutkusunu anlatırken kadının iș hayatındaki yerinin önemine de değiniyor...

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1959 Niğde doğumluyum. İzmir Buca Eğitim Fakültesi İngilizce Bölümü'nden mezun olduktan sonra mesleğime, 1981 yılında İngilizce öğretmeni olarak başladım. Bir süre Anadolu Liselerinde yöneticilik yapmanın ardından 1998 yılında Milli Eğitim Bakanlarının Protokol Müdürlüğü görevine getirildim. 2007 yılına kadar bu görevi başarı ile sürdürdüm ve devletteki görevimi tamamlayarak Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Okulları’na Genel Müdür olarak atandım. Halen, Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Genel Müdürü ve Kurucu Temsilcisi olarak görev yapıyorum. 7 yıldır devam ettiğim bu görevde çok mutlu ve huzurlu çalışıyorum.

advertorial

Okulunuzdaki sosyal etkinliklerden ve başarılarınızdan bahsedebilir misiniz?

Kurumsal bir yapımız var. Başkent Üniversitesi gibi seçkin yapıya bağlı bir kolej olmamız güçlü yönümüz. Kurucumuz, Yönetim Üst Kurulu Başkanımız Prof. Dr. Sayın Mehmet Haberal, çağdaş ve başarılı öğrenci yetiştirmekte bizlere model olmaktadır. Okulumuzun misyonu gereği; akademik başarı, sosyal gelişim ve değerler eğitimini aynı paralellikte ve eşit önem içerisinde veriyoruz. TEOG sınavında Türkiye birinciliklerimiz ve TÜBİTAK yarışmalarında bölge derecelerimiz olduğu gibi sanat, spor ve kültürel faaliyetlerde de çok öndeyiz. 2016 yılı için Lise Kız Voleybol Dünya Birinciliği, Latin Dansları Türkiye Birinciliği, Lise Kız Tenis Türkiye Üçüncülüğü, Oryantiring Bölge Birinciliği, Yüzmede Avrupa Birinciliğimiz var. Grease, Fame gibi müzikalleri sahneye koyarak öğrencilerimize İngilizce konuşma, dans ve müzikal anlamda becerilerini sahneye koyma imkanı veriyoruz. Cambridge Uluslararası okuluz. Türkiye’de bu sistemi uygulayan çok az sayıda okuldan biri olarak Mili Eğitim Bakanlığı onaylı bir müfredat takip ediyoruz. Mezunlarımız, uluslararası geçerliliği olan bir diploma ile mezun oluyorlar.

Kadın yönetici olmanın avantajları nelerdir?

Kadınların önsezilerinin her alanda daha kuvvetli olduğuna inanıyorum. Bu da iş yaşamında büyük bir avantaj. Ayrıca kadın olarak olaylara daha bütünsel baktığımızı düşünüyorum, detaycı bir yapımız var. Birçok şeyi aynı anda yapabiliyoruz belki... Ama erkeklerin de, daha başarılı oldukları alanlar tabii ki var.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çalışma yaşamı, bir yandan kadının üretkenliğini, toplumsal saygınlığını, öz güvenini artırırken bir yandan da ekonomik özgürlüğünü sağlamaktadır. Bu sebeple her meslek grubunda çalışma hayatında daha fazla yer almaları gerekli. Özellikle, yönetici olarak başarılı oldukları bilinen bir gerçek. Çalışma hayatına zarafet ve estetik kattıklarına inanıyorum.

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Hep mutlu çalıştım ve mutlu bir ortam yaratmaya gayret ettim. Çünkü, işime aşığım ben ve bu sevgiyi hep merkeze aldım. İlkeli, prensipli ve planlı çalışmayı seviyorum. Ertesi gün yapılacak iş listemde, arayacağım telefonlar bile vardır.

Sizce başarının parametreleri nelerdir? Başarılı iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Başarının parametrelerini; pozitif disiplin, açık yüreklilik, riskleri görmek ve almak olarak sıralayabilirim. Gençlerimize, üniversiteden mezun olurken hayata da hazır olmalarını öneririm. Kendilerine güvenmeleri ve yapacakları işi severek yapmaları çok önemli. Ayrıca hayat boyu öğrenmek, gelişime açık olmak, önerileri dikkate almak ve sorumluluk sahibi olmak da başarının anahtarlarından birkaçı diyebilirim. 


düğün

Sosyal Sorumluluğa Örnek Düğün And İmar Planlama sirketi ortaklarından Ödül Elibol ve Dış Ticaret Yoneticisi olarak çalışşan Alev Kara şık bir kokteyl ile dünyaevine girdi. Türk-Japon Vakfı’nda gerçekleşen kokteyl ile Ödül Elibol ve Alev Kara aşklarını resmileştirdi. Mutlu çiftin üniversite yıllarında başlayan tanışıklıkları üniversite bittikten yıllar sonra aşka dönüşürken geçtiğimiz Ocak ayında nişan töreniyle de birlikteliklerini resmileştirmişlerdi. Oldukça şık bir düğün töreniyle evlenen mutlu çift düğün davetiyeleri aracılığıyla yaptıkları yardım ise herkese örnek olacak cinstendi. Mutlu çift Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF)’ye düğün davetiyelerini yaptırarak destek oldu. Balayı için Tokyo’yu tercih eden çift, düğün boyunca sempatik tavırlarıyla misafirlerden tam not aldı. 

118 magdergi.com.tr

ALEV KARA, ÖDÜL ELİBOL


MESRURE KARA, SAFİYE DÖKER

DERYA KARDEȘ

ALIM ELİBOL

Mutlu çift düğün davetiyelerini Dünya Doğayı Koruma Vakfı’na yaptırarak sosyal sorumluluk projesine destek oldu. MERAL - NADİR ELİBOL

CANKIZ ELİBOL

FERAY ȘAHİNGÖZ


konser

HALDUN DORMEN, CİHAT AȘKIN, BERRİN YOLERİ, ÖMER ARAS

Genç Yeteneklerden Dev Konser QNB Finansbank ana sponsorluğunda, “Forte 24 Genç Yetenek” projesi yararına düzenlenen özel gece, Zorlu Performans Sanatları Merkezi (PSM) ev sahipliğinde gerçekleşti. Gecede; Halit Ergenç ve Zuhal Olcay genç yeteneklerle birlikte sahne aldı. ÇEV Yönetim Kurulu Üyesi Berrin Yoleri’nin organize ettiği gecede Selma Ergeç, sunuculuğu gönüllü olarak üstlendi. Dünyaca ünlü keman sanatçısı Prof. Cihat Aşkın’ın sanat yönetmenliğinde hayata geçirilen ve ünlü şef İbrahim Yazıcı’nın yönetimindeki senfoni orkestrası eşliğinde gerçekleşen bu özel geceye Haldun Dormen, “Kutup Yıldızları” adına onur konuğu olarak ev sahipliğini üstlendi. “Forte 24 Genç Yetenek” projesini en başından beri destekleyen ve aramızdan ayrılan değerli “Kutup Yıldızları”ndan Yaşar Kemal, Prof. Halil İnalcık, Prof. Oktay Sinanoğlu, Şakir Eczacıbaşı, Burhan Doğançay, Müşfik Kenter, Behruz Çinici, Alaeddin Asna ve Tarık Akan anısına düzenlenen ve Nebil Özgentürk tarafından geceye özel hazırlanan kısa film gösteriminin yanı sıra fotoğraf sanatçısı Ebru Ceylan’ın objektifinden yansıttığı “Kutup Yıldızı” fotoğrafları da sergilendi. Dünyanın en prestijli müzik okulu Berklee College of Music’in genç öğretim üyesi ve Grammy Academy jüri üyelerinden Utar Artun’un, geceye özel olarak bestelediği ve bilinen konçertantların aksine, bu konserde tarihte bir ilki gerçekleştirerek piyano ve kahonu aynı anda çaldığı eser, izleyenler tarafından büyük alkış aldı. Çok sayıda seçkin davetlinin katıldığı bu özel gecede, “Harika Yetenekler”in performansı büyük beğeni topladı. 

120 magdergi.com.tr

YASEMİN ÖZİLHAN



konser

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

DİLA KILIÇ, SEVİM UYAR

ARZU SABANCI

122 magdergi.com.tr

EMEK - SADETTİN SARAN

EMİNE ÖZİLHAN

BERRİN ZORLU

Çok sayıda seçkin davetlinin katıldığı bu özel gecede, “Harika Yetenekler”in performansı büyük beğeni topladı.


Baş Belası Migren Mevsim geçișlerinde daha sık karșımıza çıkan migren, ağırlıklı olarak kadınlarda görülmekle birlikte her iki cins üzerinde de etkili olabilen bir baș ağrısı türüdür. Beyin damarlarının gevșemesi veya daralması sonucu gelișen bu ağrı tek taraflı, orta veya ağır șiddette, ortalama 4-72 saat süren ve tekrarlayıcı nitelikte olan bir baș ağrısıdır. Hava değişimi (nem, basınç, rüzgar, vb.), hormonal değişimler, bazı kokular, stres, kadınların adet döngüsü, uyku düzensizliği, çok veya az uyku, öğün atlama, alkol, kuvvetli parlak ışık, sigara dumanı ve bazı besinler migrenin tetikleyicisi olabilir. Yiyecekler arasında migreni en sık tetikleyen besinler: alkol, çikolata, peynir, kafein, halk arasında Çin tuzu diye de bilinen monosodyum glutamat ve yaygın kullanımı olan aspartamdır. Bunların yanı sıra; yüksek tansiyon, obezite, gebelik ve kronik hastalıklar da yine migren tetikleyicisi olabilirler. Alkol Özellikle, kırmızı şarap kuvvetli bir migren tetikleyicisi olarak düşünülüyor. Şarabın mayalı bir içecek olması ve alkolün vücutta sıvı kaybına neden olması sonucu migreni tetiklediği düşünülüyor. Çikolata Çikolatanın içerisindeki kafein, feniletilamin ve teobromin gibi maddelerin migren tetikleyicisi olduğu düşünülüyor. Ancak çikolata konusunda çeşitli verilerin bulunması sebebiyle migren sorunu yaşayan bireylerin mutlaka bir beslenme günlüğü tutarak bireysel olarak kendilerinde çikolatanın tetikleyici etkisinin olup olmadığını takip etmeleri gerekiyor. Bireysel olarak bir tetikleyici unsur olduğu anlaşılırsa, diyetten mutlaka çıkarılmalıdır. Peynir Peynirin migreni tetikleme özelliği de bireysel farklılıklar gösterebilir. Ancak yine de genel olarak peynir tüketimini sınırlandırmakta fayda var.

advertorial

Kafein Kafein, çay, kahve ve kola gibi içeceklerin yanı sıra çikolatanın içinde de bulunur. Kafeinin uyarıcı bir madde olması, vücutta su atılımına neden olması sebebiyle migren gelişiminde etken olabilmektedir. Aspartam Birçok diyet ürünün içerisinde olan yapay bir tatlandırıcı olan aspartam, şekerden 150-200 kata daha tatlı olan kimyasal bir maddedir. Tam etki mekanizması belli olmamasına rağmen, yoğun tüketiminde zararlı etkilerinin gelişebileceği biliniyor. Migren şikayeti olan bireylerin, özellikle besin etiket bilgisi okuma alışkanlığı kazanmaları, tükettikleri besinlerin içerisindeki tatlandırıcının kaynağının ne olduğunu öğrenmeleri, migren ataklarını azaltmada önemli olacaktır.

Kimyasallar (monosodyum glutamat/nitrit/nitrat/tiramin fenitetilamin/histamin) Maya ve mayalı yiyecekler, çikolata, salam, sosis, bakla, salamura ringa, sert peynirler, cheddar gibi peynirler tiramin içeren besinlerdir. Peynir, salam, sosis ve lahana ise histamin içerirler ve migrenin tetikleyicisi olabilirler. Açlık Özellikle uzun süreli açlıklar, öğün atlama, düzensiz beslenme alışkanlıkları da migrenin tetikleyicileri arasındadır.

Migren Ataklarını Önlemek İçin

Beslenme günlüğü tutun Beslenme günlüğü tutmak, migren atağı esnasında veya 1-2 gün öncesinde atağa sebep olabilecek ne tür bir besin tüketildiğinin daha kolay tespit edilmesini sağlar. Bu nedenle düzenli bir kayıt kişinin atak sıklığını veya süresini azalmada yardımcı olacaktır. Gıda intoleransı testi yaptırın Uzun yıllardan beri migren ile alerji arasında bağlantı olduğu düşünülüyor. Hatta migreni olan bireylerde uygulanan eliminasyon diyetleri sonucunda baş ağrısı olan günlerin sayısında ve atak sayısında azalma olduğu tespit edilmiş. Bu nedenle genel olarak bilinen tetikleyici olan besinlerin azaltılmış tüketimi sonucu atak sayı ve süresinde değişim olmadıysa gıda intoleransına göre beslenmede uygulanabilecek yöntemlerden biridir. Uyku ve öğün düzeninize özen gösterin Hem uyku hem de uzun süreli açlıkların migren tetikleyicisi olduğu düşünülürse, her ikisinin de belli bir düzene oturtulması atakları azaltmak bakımından fayda sağlayacaktır. Magnezyum seviyenizi kontrol ettirin Migren hastalarında magnezyum yetersizliği daha sık gelişebilir. Bu nedenle magnezyum seviyelerinin kontrol ettirilip, duruma göre destek alınması da fayda sağlayacaktır. Sigara ve stresten uzak durun Migreni olan bireyler özellikle sigara dumanından uzak durmalı ve stres ile baş etmeyi öğrenmelidir. Çok fazla televizyon seyretmek de faydalı olacaktır. Baş ağrısız bir mevsim geçişi dilerim. 

Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com /ankaradiyetisyen

@diyetisyenidilimamoglu


düğün

İlk Görüşte Aşk Çene Cerrahı ve Diş Hekimi Kıvanç Karadayı ile turizm sektöründe çalışan Viktoria Zabelina, Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde gerçekleşen düğün ile hayatlarını birleştirdi. Ankara’da birçok büyük şirketin mali müşavirliğini yapan Nejat Karadayı ve Nesime Karadayı çiftinin oğulları Kıvanç Karadayı ile Kırım’da turizm ile uğraşan Natalia Lanskikh’in kızı Viktoria Zabelina evlendi. Arkadaşları aracılığıyla tanışan ve ilk görüşte birbirlerine aşık olan mutlu çiftin nikah törenine akrabalar, aile dostları ve çiftin arkadaşları katıldı. İki kültüre ait örf ve adetlere sahne olan düğün töreninin organizasyonunu ise 777 Organizasyon geçekleştirdi. 

124 magdergi.com.tr

NATALIA LANSKIKH, KIVANÇ KARADAYI



düğün

DAVUT - CELİLE TELLİOGLU, NESİME, NEJAT KARADAYI

NATALIA LANSKIKH

777 Organizasyon tarafından düzenlenen düğün töreninin konsepti davetlileri adeta büyüledi.

VALERY AVLAS

EDİZ - BİRCE GÜRELİ



NUKET YENER

Çocuğunuzun Dikkatini BrainFit ile Arttırın ! Türkiye'nin ilk ve tek bütünsel gelișim merkezi BrainFit'in Ankara șubesini kuran Nüket Yener uzun yıllar hukukçuluk yaptıktan sonra, yeğeni sayesinde BrainFit markası ile tanıștı. İzmir BrainFit programlarına devam eden yeğeninin gerek okul, gerek sosyal hayatında yașadığı değișimden çok etkilendi ve markayı Ankara'ya getirmeye karar verdi. Bu tanıșma hikayesini, BrainFit'in kurucusu Nüket Yener'den dinliyoruz... BrainFit nedir?

Merkezi Singapur'da bulunan, 14 yıllık tecrübeye sahip BrainFit markası, 2012 yılından itibaren ülkemizde de hizmet vermektedir. BrainFit'in temel hedefi; beynin bütünsel gelişimini sağlamak ve böylece öğrenme kapasitesini arttırmaktır. BrainFit'in uyguladığı programlar, Harvard, Stanford ve California Üniversiteleri tarafından da desteklenmektedir. BrainFit ile yollarımızın kesişmesi küçük yeğenim sayesinde oldu. İzmir BrainFit programlarına devam eden yeğenimin, gerek okul başarısında gerek sosyal hayatında yaşanan değişimi beni çok etkiledi. Bu projeyi araştırmaya başladım . Türkiye'nin pek çok ilinde şubesi olan BrainFit'i Ankara’ya getirmeye karar verdim.

BrainFit programına devam eden çocukların kazanımları nelerdir?

Bir çocuğun başarılı olabilmesi için; mutluluk ve başarı becerileriyle donatılması gerekir. BrainFit bu noktada devreye giriyor. 4G olarak

adlandırdığımız Bilişsel Gelişim, Fiziksel Gelişim, Sosyal Gelişim ve Psikolojik Gelişim alanlarını bilimsel egzersizlerimiz ile geliştiriyoruz. Bu çalışmalarda önemli olan; çocukların hem akademik hem de sosyal hayatlarında onları daha ileriye götürebilecek yönlerini ortaya çıkarmak ve kuvvetlendirmek. Kazanımlar ise şöyle sıralanabilir: • Nöroplastisite temelli zihin egzersizleri ile çocuğun güçlü alanlarını keşfederek geliştirmek, • Öğrenmenin önündeki temel engelleri tespit etmek ve ortadan kaldırmak, • Daha hızlı öğrenmesini sağlamak, • Bilgiyi kaydeden ve işleyen beynin temel yapılarını geliştirerek çocuğun zihinsel gelişimini hızlandırmak, • Ebeveynlerde çocuğuyla ilgili farkındalık oluşturmak, • Öğrenme ve dikkat becerilerinin gelişmesi, • Çocuğun öğrenme, algılama ve konsantrasyon ile ilgili yaşadığı zorluklarla baş edebilmesini sağlamak,


• Sonuçlardan ziyade yaşanılan zorlukların kök nedenlerini belirlemek, • Zihin Check Up ve gelişim analizi raporlarının uzman psikologlar tarafından aile ile paylaşılması ve aile danışmanlık hizmetinin sunulması, • Sosyal ve iletişim becerilerini geliştirmek ve özgüven sağlamak. En önemlisi de; bütün bu gelişimler olurken çocuklar çok eğleniyorlar ve merkezimize severek geliyorlar. Akademik anlamda okul-ders- sınav döngüsüne sıkışmış çocuklar için eğlenerek dönüşmek; çocukları olduğu kadar velilerimizi ve tabii bizleri de çok mutlu ediyor. Kısacası tüm bu değişiklikler, eğlenerek gerçekleşiyor. Mottomuz BRAINFIT EĞLENCELİ BİR YERDİR.

BrainFit hangi yaş çocukları için uygundur?

Çocuklarda en çok 4-18 yaş grubu ile çalışsak da, aslında BrainFit 7’den 70’e her yaş grubuna hitap edebilecek bir oluşum. Çocuğunuz BrainFit’e adım attıktan sonra, sürekli psikolog gözetimi altındadır. Aileler bunu bilmenin de rahatlığı ile bize çocuklarını teslim ediyor; sonrasında da her gün daha güzel dönüşümlere hep beraber tanıklık ediyoruz.

Programınızdan tüm çocuklar faydalanabilir mi?

Evet, programlarımızdan tüm çocuklar faydalanabilir. Özellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı olan çocuklarımıza bu süreçte ciddi destek sağlıyoruz. Kısacası çocukların temel zihin egzersiz düzeylerini geliştirerek, onların daha iyi ve daha hızlı öğrenmelerine yardımcı oluyoruz. Yani, onların okul hayatlarında daha başarılı olmalarına, daha iyi öğrenmelerine ve özgüvenlerinin artmasına destek veriyoruz.

Çocukların bilişsel olarak değerlendirilmesi niçin önemlidir?

Bazen, çocuklar akademik bir konuyu öğrenmek için ekstra çaba ve zaman harcamaya ihtiyaç duyabilir veya o konuyu anlama zorluğu

çekebilir. Bundan dolayı da, o konuya olan ilgisi azabilir. BrainFit çocukların bilimsel testlerle analizlerini yapar, zayıf olan alanları tespit eder, zayıf alanları güçlendirmek için uygun olan programları tavsiye eder.

Hangi üniversiteler bu programı tanıyor?

Ülkemizde Ege, Dokuz Eylül ve Ekonomi Üniversitesi psikoloji bölümleri ile uygulanan psikolojik envanterler ve testlerin ulusal geçerlilik, güvenirlik ve norm çalışmaları hakkında ulusal çalışmalar devam etmekte. Sistemin Singapur’da doğmasının ardından Stanford, Harvard ve California Üniversiteleri, çocukların BrainFit programları öncesi ve sonrasındaki beyin taramalarını yapmış ve gördükleri gelişmeye makalelerinde yer vermiştir. Kısacası BrainFit ile gerçekleşen faydalı dönüşümü desteklemektedirler.

BrainFit programı ile çocuklarda görülen gelişimler, program bittikten sonra da devam eder mi?

BrainFit, pekiştirmeye dayalı bir sistemdir. Beynin öğrendiğini alışkanlık haline getirerek sürekli olarak kullanması hedeflenir. Beynimiz bir şeyi öğrenirken; sinaps bağlantıları dediğimiz yollarla beyin lobları arasında ilişki kurar. Fakat bunlar patika yollardır. Sürekli aynı işi tekrarladığınız takdirde; bu yollar asfalta dönüşür . Örneğin, ilk etapta araba kullanmak hepimiz için zordur değil mi? Çünkü aynı anda hem görsel, hem işitsel, hem psiko-motor beceriniz hem de dikkat loblarınızı aktif kullanmamız gerekir. Peki bu sorunu nasıl aşarız? Tabi ki sürekli araba kullanma pratiği yaparak. Bir kere öğrendiğimizde ise, bir daha asla araba kullanmayı unutmayız. Yani kazanılan becerileri hayat boyu kullanmaya devam ederiz. Programlarımızın temel hedefi; ömür boyu tüm potansiyelini sonuna kadar kullanabilen MUTLU bireyler yetiştirebilmektir. Unutmayın ki; yapmakta zorlandığımız iş, biz onu yaptıkça giderek kolaylaşır. Bunun sebebi işin doğasının değişmesi değil, bizim o işi yapma yeteneğimizin gelişmesidir.... 

EBRU KALFA (PSİKOLOG), NÜKET YENER (KURUCU), GÜLNUR TANYERİ KESGİN (UZMAN PSİKOLOG DOKTOR), GÖZDE TEMUR (HALKLA İLİȘKİLER SORUMLUSU)


davet

BİNNUR AKAY, AHMET YANIKOĞLU, PINAR AKISKALIOĞLU, HASAN ALEMDAR, MELİS KANTARCI

Kadınlar ve Gençler Güçlensin Diadermine ve Watsons’ın, Toplum Gönüllüleri Vakfı ile birlikte düzenlediği “Kadınlar ve Gençler Güçlensin, Destek Sensin” projesi özel bir davet ile tanıttı. Türk Henkel Yürütme Kurulu Başkanı Hasan Alemdar, Türk Henkel Pazarlama Direktörü Pınar Akıskalıoğlu, Diadermine Marka Müdürü Melis Kantarcı, Watsons Türkiye Genel Müdürü Ahmet Yanıkoğlu ve Toplum Gönüllüleri Vakfı Tuğba Jabban’ın ev sahipliğinde St. Regis Hotel’de yapılan organizasyona iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının önemli isimleri katıldı. Projeye Sitare Akdilek’in öncülüğünde sosyal yaşam dünyasının tanınan isimleri de destek verdi. Organizasyonda sunuculuğu, ekranların başarılı ismi Ebru Akel Sancak üstlendi. “Kadınlar ve Gençler Güçlensin, Destek Sensin” projesi kapsamında, meslek sahibi olmak isteyen kadınlara Watsons’ın iş birliği ile Diadermine Akademi’de eğitim olanağı sağlanacak. 80 saat sürecek güzellik uzmanlığı eğitimini başarıyla tamamlayanlara ise Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifikalar verilecek. Kursiyerler ayrıca eğitim sonrası Watsons ve Henkel’de çalışma fırsatı da elde edebilecek. Bunun yanı sıra Toplum Gönüllüsü üniversite öğrencilerinin de Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda sosyal sorumluluk eğitimleri almalarına katkıda bulunulacak. Proje detaylarının sunulduğu davetin ardından ise emeği geçen isimlere birer plaket takdim edilirken, davetin sonunda tüm destek verenler bir hatıra fotoğrafı çektirdiler. 

130 magdergi.com.tr

EBRU AKEL SANCAK

BUKET TAȘDELEN



davet

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

NİHAN DİLEK, NESLİHAN TAȘDEMİR

ASLI ȘEN

“Kadınlar ve Gençler Güçlensin, Destek Sensin” projesi kapsamında, meslek sahibi olmak isteyen kadınlara Watsons’ın iș birliği ile Diadermine Akademi’de eğitim olanağı sağlanacak.

BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU, BURCU HANİF

CANSEN YENİ KUT



davet

İLKEM ÖZTÜRK

REVNA DEMİRÖREN

ÖZEM KESKİN

HÜLYA ELTEMUR

lası için Daha faz om/online c i. magderg EMEL AYAYDIN

AYLİN YILMAZ

ESRA KIZILTAȘ



düğün

Lise Arkadaşlığı Düğünle Taçlandı Mithat - Aysun Üner çiftinin kızları Verda İrem Üner ile Nuray - Haluk Coşkun çiftinin oğulları Alihan Coşkun, Sheraton Otel’de gerçekleşen düğün töreni ile dünyaevine girdiler. Türk Telekom’da çalışan Varda İrem Üner ile reklam sektöründe çalışan Alihan Coşkun Sheraton Otel’de gerçekleşen şık bir düğün töreni ile hayatlarını birleştirdiler. Lisede sınıf arkadaşı olan çift yıllar sonra tekrar iletişime geçerek evliliğe giden ilk adımı attılar. Kısa bir süre içinde evlenme kararı alan genç çift birbirlerine, coşkuyla evet cevabını verdiler. Yakın arkadaşları, aile dostları ve akrabaları çiftin mutluluklarına ortak olarak gece geç saatlere kadar eğlendiler. Gece boyunca misafirleriyle birlikte eğlenen genç çift, daha sonra balayı için Dubai’ye uçtular. 

136 magdergi.com.tr

ALİHAN ÇOȘKUN, VERDA İREM ÜNER



düğün

EREN GÜRLER, FERAY ȘAHİNGÖZ

SELİN BENLİOĞLU, CAN ÜNER

Genç çiftin aileleri Nuray - Haluk Coșkun ile Mithat - Aysun Üner tüm gece boyunca konuklarla yakından ilgilenerek örnek bir misafirperverlik gösterdiler. 138 magdergi.com.tr

NURAY - HALUK COȘKUN

MİTHAT- AYSUN ÜNER


Alacaatlı Caddesi No:15 Çayyolu / ANKARA www.guven.com.tr • 0312 457 39 35


düğün

GİZEM - SERDAR YAVUZ

ARZU - KAMİL ÇEVİK

Tanıșıklıkları lise yıllarına dayanan genç çift yıllar sonra tekrar iletișime geçti ve kısa bir zaman içerisinde nikah masasına oturma kararı aldı. 140 magdergi.com.tr

VOLKAN CAN GÖREVİN, BURCU COȘKUN

EBRU ERDOĞMUȘ

KEMAL - TUĞÇE İNAL



davet

360 Derece Aşk Beşiktaş Belediyesi’nin destek verdiği, bu yıl dokuzuncusu düzenlenen 360 Derece Aşk Festivali, Zorlu Center Raffles Otel’de yapılan parti ile sona erdi.

MURAT - ÖZLEM, YAȘATAN HAZİNEADAR

142 magdergi.com.tr

BURCU - EMRE ZİYAL

ARZU KUNT

İş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlü ismin katıldığı davetin ev sahipliğini Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ve eşi Özlem Hazinedar yaptı. Davette kısa bir konuşma yapan Murat Hazinedar “Umudu yaşatmak, barış içinde yaşamak, aşkı konuşmak için yüzde yüz yerli olan festivalin bizden olanını dünya görsün, tüm dünya 13 Şubat’ta aşkın şehri İstanbul’da olsun, ‘aşk, barış ve umut’ tüm dünyaya İstanbul’dan yayılsın diye 360 Derece Aşk Festivali’ne destek olmaktan gurur duyuyoruz” dedi. DJ Mehmet Coşkundeniz ve caz sanatçısı Jeyan Büyükburç misafirlere eğlenceli anlar yaşattı. 

BURÇİN ȘİMȘEK, SİBEL ÇAKI


YENİ SUV

PEUGEOT

3008

HİÇBİR SUV BU KADAR İLERİ GİTMEDİ

YENİ NESİL PEUGEOT i-COCKPIT® / FULL DİJİTAL GÖSTERGE PANELİ / PANORAMİK SUNROOF / İLERİ SÜRÜŞ GÜVENLİK SİSTEMLERİ / OTOMATİK BAGAJ KAPAĞI Yeni SUV Peugeot 3008 1.6 BlueHDi 120 S&S EAT6 karma yakıt tüketimi 4.2 L/100km, ortalama CO2 emisyon değeri 108g/km’dir. İlanda kullanılan görsel, Türkiye ürün gamı ile farklılık gösterebilir. instagram.com/peugeotturkiye

twitter.com/PeugeotTurkiye

facebook.com/peugeotturkiye

YENİ SUV PEUGEOT 3008

GÖRAL

Balgat Plaza Tel: (0312) 207 45 45

Ümitköy Plaza Tel: (0312) 236 36 80

www.goral.com.tr


davet

AYȘE - LÜTFÜ SAPMAZ

İBRAHİM YILMAZ

NAZAN CİHAN

Zorlu Center Raffles Hotel’de gerçekleșen davete Beșiktaș Belediyesi’nin de destek verdi. FULYA - HALUK NAYMAN

YUNUS EMRE BORHAN


FEZA FIRAT, MÜRVET GÜNTAY, BAȘAK ORAL

ERKAN, ALMİLA ÖZERMAN

EBRU YOLVER, EDA NEİDİK

HANDE SEZER PEKCAN

ROBERT - KIM SCHUDDEBOOM


EMRE ÇAKIR

Diș hekimliğinde erișkin hastaların en büyük kaygıları estetiktir. Estetiğin de temelini güzel bir gülüș olușturmaktadır. Güzel bir gülüșe sahip olmak için birkaç unsurun aynı anda ahenkli olması gerekir. Bu ahengin sağlanmasına da gülüș tasarımı denilebilir. Gülüș tasarımı hakkında bilinmesi gerekenleri Emre Çakır’dan dinliyoruz.

advertorial

Gülümseme Estetiği


dişlerin kron boyları normalleştirilir ve dişeti görünüm miktarı da azalmış olur. • Dişin üst çene kemiği üzerinde aşırı sarkması, hem dişin hem de dişetinin görünürlüğünü artırmaktadır. Doğal olarak böyle bir durumda ortodontik tedavi ile dişlerin çene kemiği içerisindeki konumu düzeltilerek keser dişler intrüzyon adı verilen işin alveol kemiği ile birlikte kemiğin içine doğru yapmış olduğu gömme hareketi ile dişin ve dişetinin görünürlüğü azaltılır.

Gülüş tasarımı için bilinen bazı kriterler vardır. Örneğin; Dudak çizgisi: Gülümseme esnasında dişin dikey boyutunun görünürlüğüdür. Normali; üst dudak dişeti sınırına kadar ulaştığında üst kesici dişlerin tamamının belirgin olarak göründüğü durumdur. Dişlerin en az 3/4’ünün görünmesi, en çok da 2-3 mm’lik dişeti görünümü normal kabul edilebilir.

Daha fazla dişeti görünümü istenmeyen bir durumdur. Böyle bir görünümün birden çok nedeni olabilir;

• Üst dudak normalden kısa olabilir, böyle bir durumda dudaklar istirahat halindeyken de üst keser dişlerin büyük bir kısmı zaten görünüyordur. Böyle bir durumun varlığında dudağın boyutlarındaki kısalığa neden olan kas-bağ dokuların boyutlarında artış sağlanarak tedavisi yapılmaktadır. • Dudağın gülümseme anındaki hareketi önemlidir, eğer kas aktivasyonu fazlaysa dudağı daha çok yukarıya çekeceğinden dişeti görünüm miktarı da aşırı olabilir. Böyle bir durumun nedeni, kasın aşırı aktivasyonu olduğuna göre, ya kaslar içerisinden bazı dokular kesilerek aşırılık engellenir ya da botoks ile kas aktivasyonundaki aşırılık engellenir. Son zamanlarda böyle bir olumsuzluğun düzeltilmesinde güncel yaklaşımlardan yararlanmak, hastalarımızın da yaygın tercihidir. • Üst çenenin dik yöndeki aşırı gelişimi, üst çenenin aşağıya sarkmasına neden olacağından dişlerin ve dişetinin gülüş sırasında çok fazla görünmesine neden olmaktadır. Böyle bir iskeletsel problemin çözümü için cerrahi bir operasyonla üst çene kemiğinden bir parça çıkartılarak, üst çenenin gömülmesi işlemi ile iyi bir estetik sağlanmaktadır. • Dişin boyutu, eğer normalden daha kısaysa doğal olarak göreceli bir şekilde dişeti görünüm miktarında artış meydana gelmektedir. Dişin boyu dişeti yönünde büyütülerek lamine veya zirkon dişlerle restore edilerek hem diş boyutu normalleştirilir hem de dişeti görünüm miktarı azaltılmış olur. • Dişin boyutu normal, fakat baktığımızda dişetinin aşağıya doğru sarkmasına bağlı olarak kısa görünüyorsa böyle bir durumda gingivektomi adı verilen dişetleri kesilerek keser

• Üst kesici dişlerin içeriye eğimli olması sonucunda da yine dişin boyutunda göreceli olarak azalma olurken, dişeti görünümünde de artma olmaktadır. Böyle bir sorunun da yine tedavisi, dişsel olarak ortodontik tedaviyle keser dişlerin çene kemiği üzerindeki pozisyonlarının düzeltilerek keser görünüm miktarının arttırılıp, dişeti görünüm miktarının azaltılmasıdır. Kısaca gülme estetiğinde birçok insanın karşı karşıya kaldığı böyle bir estetik problemin çözümünde, nedenine göre, botokstan - ortognatik cerrahiye, ortodontik tedaviden – protetik tedaviye kadar birçok güncel yöntem vardır ve Türkiye’de de bu işlemler çok başarılı bir şekilde uygulanabilmektedir. 


davet

Otizmli Çocuklara Yardım Eli TUĞBA KOÇ SARIÇAM, KÜBRA KOÇ

Otizmli çocuklar için toplumda farkındalık yaratmak amacıyla etkinlikler düzenleyen ve yardımseverleri bir araya getiren İlgi Otizm Derneği Ankara’nın popüler mekanı La’Ganita’da etkinlik düzenledi. Otizmli çocuklar yararına etkinlikler düzenleyen İlgi Otizm Derneği, La’Ganita’da düzenlediği davetle yardımseverleri buluşturdu. Etkinliğe Ankara sosyal yaşantısının tanınan birçok ismi ilgi gösterdi. Hep beraber kahvaltı yapan Ankara cemiyet hayatının tanınmış isimleri uzunca bir masa oluşturdular. Ünlü yazar Hüzün Yücel’in de kitaplarıyla birlikte bir stant açtığı davet, daha sonra canlı müzikle davet etti. Hoş bir sohbet ortamında gerçekleşen kahvaltıdan elde edilen tüm gelir, İlgi Otizm Derneği aracılığıyla otizimli çocuklara aktarıldı. 

148 magdergi.com.tr

HÜZÜN YÜCEL, AYȘE BİÇER

AFİTAP AKINCI

NEJLA ARSLANKURT



davet

CANSU UZUN, GÜZİN KIRSAÇLIOĞLU, BETÜL SAYLAR

CEREN CAN

MERVE KALEMCİ EYYÜPOĞLU

İlgi Otizm Derneği Çukurambar’da bulunan La’Ganita’da otizmli çocuklar için anlamlı bir etkinlik düzenledi. FUNDA BEKİȘOĞLU

SEDEN DENİZ

BERİL ÇAVUȘOĞLU



davet

AYGÜL CANLI, GAMZE ÖNEY, AYȘEGÜL KAZAN

REZAN ANIK

Özgün tarzıyla, bașkentin en șık hanımlarından olan Rezan Anık da destek veren isimler arasındaydı. MELİKE GÖKÇE

MELTEM AKȘİN

NESRİN KILAVUZ


SİRET UYANIK

TUBA ÜSTÜN

MELİS KUNDUZ

CEREN KIYMAZ

Ankara cemiyetinin tanınan bir çok siması bu anlamlı etkinliğe katılarak otizmli çocuklara destek sağladı. AHSEN DEMİRCİ, YEȘİM BELLİ

DERYA AYDIN


davet

DİLARA, GİZEM, SUZAN KAYA

EBRU ÖZTÜRK, ÖZGE ELDEM

lası için Daha faz om/online i.c magderg

154 magdergi.com.tr

HÜLYA AKMAN

EBRU AYKUT

KADRİYE CİRİTÇİ


Rezervasyon No: 0312 219 02 99


Dünya Kadınlar Günü

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladığımız bu ay; mesleğinde zirveye ulașmıș, yurt içinde ve yurt dıșında önemli bașarılara imza atmıș, sosyal sorumluluk bilincinde iș kadınlarını sayfalarımıza tașıdık...

156 magdergi.com.tr


ilişkiler

Gökçen Erdoğan

gokcen@magdergi.com.tr

Kadınsınız Kadınlar olarak, sık yaptığımız bir hatadan söz etmek istiyorum. Kendimizi erkeğin hayatındaki yerimize göre konumlandırıyor olușumuzdan...

E

vet, kaç yaşına gelirsek gelelim, kendimizi bir erkeğin verdiği değere göre değerlendiriyor ve öyle olduğuna inanmaya alışıyoruz.

İkinci kadın olmayı, ‘tercih edilmek’ sanıyoruz mesela. Ya da elde değil, kendimizi böyle kandırıyoruz. Sık yaptığımız başka bir hatadan daha söz edeyim; aldatılsak da nikahın bizde olmasını ‘zafer nişanesi’ olarak görüyoruz. İkinci kadın daha güzelse de, daha akıllıysa da, mutlu eden ve edilense de, tercih edilen ilk kadındır. Aksi olsaydı ilk kadından söz etmezdik, öyle değil mi? O, ahlaklı bir boşanmayla aradan çıkmış, ikinci dediğimiz kadın tek kadın olmuş olurdu. Peki, tercih edilen birinci kadın, bu duruma sevinmeli mi? Tercih edilmek gerçekten önemli mi? Seçenek artırıp tercih yapan bir erkek mi yeğlenmeli, seçenek aramayıp sadakatini gösteren mi? Sanırım yanıtta hepimiz hemfikiriz. Öyleyse neden bu denli razıyız bize dayatılan bu saçma kadere? Biz, başımıza gelen bu acı tecrübeyle, ruhumuzu yaralayan bu sancılı aşk hikayesiyle baş etmeye çalışırken, kabullenmek için yalnızca bizim inanacağımız senaryolar kurgularken, hırsımızı almamızı, öfkemizi çıkarmamızı sağlayacak formüller üretmeye çalışırken erkekler ne yapıyor dersiniz? Ya kuyumcuyla sevgiliye aldığı pırlantanın karatını düşük, gösterişini büyük tutma pazarlığı yapıyor ya da karısı boşarsa diye bilmem neredeki arsayı mal varlığı paylaşımından kurtarmaya çalışıyor. Çocuk mu? Yok çocuğu düşünmüyor, o zaten annesinde kalacak. Tek

başına yapıldı çünkü. Babanın olayla bir ilgisi yok! Ya sakin ve huzurlu geceler için birimize, ateşli geceler için diğerimize ‘iyi ki var’ diyor ya da iki kadın arasında sıkışıp kaldığı için ‘çaresiz’ addediyor kendini. Aman ne büyük dert! Sevgili, yasak ilişkinin ateşli sevişmelerinin detaylarını kısa mesajla yolluyor eşe. Eş ise çocuklarını ve kocacığını yanına alarak çektiği mutlu aile fotoğrafıyla nispet yapıyor ikinci kadına. Dürüst olamayacak kadar aciz bir adam için, hiçbir kazananın olmadığı bir savaşa giriyor kadınlar. Yıllardır, hep benzer senaryolarla... Kimde kalırsa adam, o kazanmış sayıyor kendini. Erkek, kendi iradesi ve şuuru yokmuş gibi değerlendiriliyor oysa en başından beri. Eş, onun kandırıldığını, avlandığını, ayartıldığını düşünüyor; sevgili ise kocanın zorla tutulduğunu, esir edildiğini. Sahiden mi? Kimler gerçekten inanıyor buna? Hırsızın hiç mi suçu yok canım kadınlar? Sizi incitmekten çekinmeyen bu adam, değiyor mu kalp kırıklığınıza? Bu ay Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz, Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü hatta. Sevgisinde bin bir emek olan kadınlar, elinizle bir çakıl taşını şuradan alıp şuraya koymuş olmasanız da biliyorum hepiniz derinden derinden sevdiniz hayatınız boyunca. Ve siz, bir erkek sizi seçse de seçmese de çok değerlisiniz. Biz çok değerliyiz. Bizi saygıyla, sadakatle, ince fikirle seven adamla bölüşecek ve onu da değerli kılacak kadar değerliyiz üstelik. Çocuklar doğuracak, onları kadınlar ve erkekler haline getirecek kadar değerliyiz. Hiç kimse söylemese de... Birinci ya da ikinci kadın değilsiniz siz, bu sıralamada yok yeriniz. Siz kadınsınız! Bu başlı başına bir unvandır. Kutlu olsun, sonsuz olsun! Büyük sevgiler, tutkulu aşklar tatmanızı dilerim. 


kadınlar günü

Aysu Yavuz Pimeks Grup Genel Koordinatörü Aysu Yavuz, bașarının anahtarının sorumluluk, saygı ve sabır olduğuna inanıyor...

AYSU YAVUZ

B

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

Bana göre başarının tanımı; yaptığın işi hakkını vererek, en iyiyi yapmaktır.

Başarının parametreleri nelerdir sizce?

Yaptığınız iş ya da işlerde uzmanlaşmak, kendi eksiklerinizi ve işinizin gereksinimlerini bilmek ve bunları gidermek adına sürekli olarak öğrenmeye ve gelişime açık olmak, donanımınızı her geçen gün artırmak, yaptığınız iş ile ilgili sadece yaşadığınız ülkedeki değil, dünyadaki rakiplerinizi tanımak ve daha iyisini yapmak için farklılık yaratabilmek.

Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Çok önem verdiğim 3S ile ifade edebilirim: Sorumluluk, Saygı, Sabır. Çünkü, bunlar olmadan başarı olmuyor. Sorumluluk önemli çünkü ancak bunu üstlenirseniz işinizi yukarıya doğru taşıyabilirsiniz. Saygı önemli çünkü hem işiniz hem müşterileriniz hem de çalışanlarınız saygılı olursa ortak bir sinerji oluşur. Sabır önemli çünkü hiçbir şeyi yaratmak kolay değildir. Çalışmalı, emek harcamalı, işinizi sevgiyle ve sabırla yapmalısınız.

158 magdergi.com.tr

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Aslında işimizin her evresinde bizi farklı kılan en önemli şeylerin başında vizyonumuz geliyor. Hiçbir zaman sıradan hedeflerimiz olmadı. Bundan 26 yıl önce yurt dışında hayranlıkla gezdiğimiz fabrikalara sahip olduktan sonra, biz daha iyisini nasıl yaparız, diye sorgulamaya başladık. Alüminyum cephe sektöründe teknolojiyi en çok kullanan firmaların başında geliyoruz. Yüksek kaliteli iş yapma hedefimiz ışığında birçok yan sanayi imalatını da yeni açtığımız fabrikalarımızda yine kendimiz yapıyoruz. Açıkça şunu söyleyebilirim ki; kazandığını yine işine yatıran bir firmayız. Kendimizle kıyasıya yarışıyoruz.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir? Dürüst, ilkeli ve etik değerlere önem veren bir yöneticiyim. İş hayatım boyunca şartlar ne olursa olsun bunlardan taviz vermedim.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadın; üreten, ürettiğini çoğaltan ve sabretmeyi bilen bir varlık. Dolayısıyla iş hayatında başarılı olma potansiyeli zaten çok yüksek. Yeter ki, şartları elverişli ve mümkünse eşit olsun... İşte bu noktada zorluklar başlıyor. Zira Türkiye’de iş


kadınına daha iyi roller verebilmenin, kadına olan saygının artması ve daha fazla cesaretlendirilmesi ile mümkün olacağını düşünüyorum.

Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Öncelikle, eş ve aile desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun dışında gerek sektörel, gerekse hükümet politikaları ile de kadın girişimcilerin ya da çalışanların desteklenmesi en azından önünün tıkanmaması halinde zaten ekstra bir şeye gerek olmaksızın, kadınların üstlendikleri rolü hakkıyla yapacaklarına inanıyorum.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

Spor yapmayı çok seviyorum. Arkadaşlarımla vakit geçirmek, yeni yerler görmek ve fotoğraf çekmekten keyif alıyorum.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Azerbaycan ve Gürcistan’ın ardından İngiltere’de de şube açıyoruz. Zaten Avrupa’da projeler yapan bir firmaydık. Şimdi İngiltere pazarında da aktif olmayı hedefliyoruz. 


kadınlar günü

Burcu Cesur Hedge Capital Türkiye Bölge Direktörü ve CommoX Corperation Șirket Ortağı Burcu Cesur, iș hayatında taviz vermeyeceği üç șeyin; eğitim, disiplin ve dürüstlük olduğunu söylüyor...

B

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

Başarı; bir iş için gerekli enerjinin amaca uygun biçimde en etkin kullanılma becerisidir. İnsanın enerjisini her zaman sevdiği işlere harcaması, yaptığı işten keyif alması başarıyı da beraberinde getirir.

Başarının parametreleri nelerdir sizce? Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Başarının parametreleri; çok çalışmak, hedefe odaklanmak, planlı olmak, dürüstlük, disiplinli çalışmak ve yüksek farkındalıktır. Gençlere tavsiyem; başarıya giden yolda karşılarına çıkan sıkıntılarda -ki bunlar dönüm noktalarıdır- yılmadan çalışmaktır. İş hayatında sadece üstlerinin verdiği görevlerle sınırlı kalmadan birden fazla işe odaklanarak kendilerini göstermelerini tavsiye ederim.

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

İş hayatında beni başarıya götüren sanırım, az önce söylediğim birden fazla işe odaklanma ve işimin sevdiğim tarafını bulmam oldu. Bankacılık çoğu insan için yorucu, stresli bir iş gözükse de ben başladığım günden beri mesleğime farklı baktım. Üniversite sonrası San Francisco Abn Amro’da yaptığım staj, özel bankacılık bölümündeydi. Staj sonrası bankacılığın içinde kendim için en uygun bölümü keşfedip bu yönde ilerlemeye karar verdim ve bu anlamda karşıma çıkan tüm fırsatları değerlendirerek Türkiye’de yeni yaygınlaşan bir alanın ilklerinden olma fırsatı yakaladım.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir?

İş hayatında taviz vermeyeceğim üç şey; eğitim, disiplin ve dürüstlük. İş hayatında ne noktada olursak olalım, öğreneceğimiz ve öğreteceğimiz şeyler bitmez. Kendimize hergün; “ne yaparım da kendimi daha fazla geliştirebilirim?” sorusunu sormamız gerekiyor. Eğitim hayat boyu devam etmeli... İş disiplini, iş hayatında başarının en önemli kriteri bence. Dürüstlük ise; sadece iş hayatında değil, hayatımın her alanında uyguladığım ve çocuklarıma da öğrettiğim olmazsa olmazlarımdan.

160 magdergi.com.tr

BURCU CESUR

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Özellikle son yıllarda, modern yaşam ve ekonomik şartlar, kadınların da iş hayatında yer almasına olanak sundu. İş hayatı kadının saygınlığına, ekonomik özgürlüğüne ve öz güveninin gelişmesine katkı sağladı. Ancak, Türk toplumunun geleneksel yaklaşımları, zaman zaman kadınlarımızın “çocuk da yaparım, kariyer de...” hayallerini suya düşürüyor. Kadınlarımız, sadece ev hanımı ve anne olarak görülmek isteniyor maalesef…

Daha iyi noktalara gelebilmeleri için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Kadınlarımızın daha iyi noktalara gelebilmesi için, görünür olmaları gerekli. Ticaret ve sanayi odalarına kayıtlı kadın sayısı çok az. Hem çalışma hem yönetime katılma hem de siyasette kadına daha fazla yer açılmalı, bir nevi pozitif ayrımcılık yapılmalı... İş dünyasında, kadınların iş adaptasyonunu sağlayacak kurumlar ya da çocuklarını bırakabilecekleri kreşler artarsa sanırım kadın çalışanlarımızın sayısı giderek artacaktır.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

İşten arta kalan vaktimi en başta çocuklarıma ve dostlarıma ayırıyorum. Bir kızım ve bir oğlum var ve tüm aktivitelerinde onların yanında olmaya çalışıyorum. Sinema, -çocuk filmi de dahil- beni oldukça rahatlatan bir hafta sonu aktivitesi… Seyahat etmek ise, hayatta en keyif aldığım ve beni en çok dinlendiren şeylerden biri. Akşamları arkadaşlarımızla buluşup keyifli sofralarda sohbet etmek de hayatın en güzel eğlencelerinden biri bence…

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

İş anlamında hedefimiz, Zürih’teki iki ofisimize ek olarak yeni şubeler açmak, büyümek ve ilerlemek… Kendi hedeflerim ise; hayat çok kısa olduğu için, hayatın her anını doyasıya yaşayarak geçirmek… İnsan yaş aldıkça fikirleri ve düşünceleri de olgunlaşıyor… 


Burcu Hattat Piga Project’in ortağı Burcu Hattat, sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol almanın verdiği mutluluğun altını çiziyor...

B

tavsiyeniz neler?

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

Benim için başarı sizin manevi olarak hissettiğiniz duygularda biter. Eğer siz konu ne olursa olsun kendinizi manevi olarak huzurlu ve tatmin olmuş hissederseniz tam anlamıyla başarıya ulaşmışsınız demektir.

Başarının parametreleri nelerdir? Başarılı iş kadını olarak gençlere

Başarı, önce inanmakla başlıyor. Her ne yapıyor olursanız olun, en başta yaptığınız işe ve başarıya ulaşacağınıza inanın. Eğer inancınızı kaybederseniz girdiğiniz yolda kaybolabilirsiniz. Benim tavsiyem, hayal bile olduğuna inansanız hedefinizi önüne koymanız ve o hedefe ulaşabilmek için yapmanız gerekenleri kafanızda planlamanız. Emin adımlarla, inanarak ve çok çalışarak yavaş yavaş kendinizi hedefinize yakın hissetmeye başlayacak ve sonunda gerçekleştiğinin farkına varacaksınız.

İş hayatında başarı getiren farklılık yarattığına inandığınız alanlar neler oldu?

Öncelikle sosyal sorumluluk alanında farklılık getirmeye çalıştığım ve bu konuda başarıya ulaşmak için ilk adımı atmış olduğuma inandığım bir projem oldu. Hunny Bunny Çocuk Şenliği’nde bana inanan ortağım Özge Peker ve proje destekçilerimiz ile birlikte Down sendromlu çocuklarımız, otizmli çocuklarımız, kimsesiz çocuklarımız ve göçmen çocuklarımız ile bütün çocukları bir araya getirerek, her çocuğun eşit şartlarda eğlenme hakkına sahip olduğunu yansıtmak istedik. Farkındalık yaratmak istediğimiz konuda, çocuklarımızın bir arada beraberce eğlenmelerini sağlayacak olan tek konunun anne babalarda bittiğiydi. Çünkü siz, anne veya baba olarak çocuğunuza ne aşılarsanız çocuğunuz da ona göre hareket eder. Biz bu şenlikte tüm çocuklarımızın birlik beraberlik içerisinde sevgi ile bir arada eğlenmelerine, oyunlar oynamalarına, keyifli vakit geçirmelerine ve şenlikten mutlu çocuklar olarak ayrılmalarına şahit olduk.

İş hayatında taviz veremeceğiniz prensipleriniz nelerdir?

İş hayatında taviz vermemem için öncelikle o projeye çok fazla inanmış olmam gerekir. İş konusunda benim için maddiyat değil,

BURCU HATTAT

her zaman maneviyat daha çok önemlidir. Kendimi manevi olarak tatmin edebileceğime inandığım her proje için, en güzel ve en iyi olanı yapmak ve başarıya ulaşmak için pek çok konuda fedakarlıkta bulunabilir, o yolda yürümek için çok çalışabilirim. Önceliğim o olur ve hedefe ulaşmak için elimden ne gelirse yaparım.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki yerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha iyi noktalara gelmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor önce?

Türkiye’de maalesef kadınlarımıza çok fazla istihdam hakkı tanınmıyor. Gerek sahip olduğumuz kültürden, gerekse anne olan kadınlarımızın çocuklarımızı bırakabilecekleri çok fazla alternatife ve maddi güce sahip olamamasından kaynaklı olarak evde çocuklarına bakıp ev hanımı olarak yaşamlarına devam ediyor. Bu konuda yardımcı olmaya çalışan çok sayıda dernek ve yardımcı kuruluşumuzun olması ve destek çalışmalar sürdürüyor olmaları ileriki zamanlarda daha çok kadınımızın aldıkları eğitimi ya da kendi sahip oldukları becerileri ortaya koyabilecekleri ortamların ve fırsatların ortaya çıkacağına dair güzel umutlar veriyor.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

İş hayatı benim için bir nevi hobi olduğundan kendime, aileme ve sevdiklerime her türlü ve yeterli zamanı ayırabiliyorum. Seyahat etmeyi, çocuklarımla vakit geçirmeyi; onlarla sinemaya, eğlence parklarına gitmeyi ve alışveriş yapmayı çok severim. Üç çocuğum olduğu için, onlar okuldan döndükleri andan itibaren hayatım onlara göre şekillenir. Onların ders ve ödevleri, yemek, banyo saatleri derken gün biter. Akşamları özellikle kişisel gelişim kitapları okumak için kendime vakit ayırırım. Fırsat bulduğum zamanlarda da spor yapmaya çalışırım.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Hunny Bunny Çocuk Şenliği’nden sonra, fark ettim ki benim için mutluluk ve iş hayatı sosyal sorumluluk alanlarında olmalı. Daha çok mutlu çocuk görmek, daha çok ihtiyaç sahibine ulaşmak ve onların yüzündeki mutluluğun sebebi olmak... Bu sebeple Hunny Bunny Şenlikleri’ne her alanda devam etme kararı aldık. Bu yolda çok yakın zamanda ikincisini yapmayı, daha çok çocuğa ulaşmayı ve onlara bu manevi mutluluğu yaşatmayı hedefliyoruz. 


kadınlar günü

Ece Şirin Bee Goddess markasının yaratıcısı Ece Șirin, iș hayatında hedeflerine ulașmak isteyen gençlere, bol bol hayal kurmalarını, taklitten kaçınmalarını, alçak gönüllü, sabırlı ve çalıșkan olmalarını tavsiye ediyor... Öncelikle mücevher, tasarım dünyasına giriş hikayenizi dinleyelim... Aslında mücevher tasarlayım diye yola çıkmadım. Kendi manevi arayışlarımın sonundaki keşiflerimi mücevherlerim yolu ile tüm dünya ile paylaşıyorum. Uzun yıllar Coca-Cola’dan Microsoft’a uluslararası birçok şirkette profesyonel yöneticilik yaptım. Bee Goddess kişinin kendi potansiyelini gerçekleştirmesine yardım edecek, hep arzuladığı manevi güç ve tatmine ulaşma yolculuğunda ruhunun ışığını yansıtacak tılsım anahtarlarını bir araya getiriyor. Markam madde ile manayı birleştiriyor. Statü sembolü yerine ruhun sembolü, mücevher yerine öz cevher diye sesleniyor. Ayrıca Bee Goddess ile Türkiye’ye bir dünya markası yaratma hayalimi de gerçekleştirdim. DNA’sı tamamen Türk olan bir marka bugün Harrods, Harvey Nichols, Moda Operandi gibi dünya devlerinin yer aldığı platformlardaki tek Türk mücevher markası.

Ve biliyorum ki zorlu süreçlerle sınandın. Hem bu süreçlerde insanların bakış açıları (destek, köstek olması) hem de dünyaca ünlü bir tasarımcı olmak için kadın olarak karşılaştığın zorluklar...

Zorluk olarak adlandırmak istemiyorum. Bee Goddess ile herkesin gittiği yolun dışında hareket ettim. Her şeyi ile farklı ve özgün tasarımlarımız, söylemlerimiz maalesef ilk günden beri taklit edilmekte. Birçok büyük markanın taklidi ve süregelen davalar çok yordu. Ayrıca kısıtlı bütçeler ile yaratıcılık sürecinde hep hayallerden taviz vermek zorunda olmak da yaratıcı kişi için çok zor.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir?

Dürüst olmak, verdiğim sözü tutmak, çalışkanlık, hep daha iyinin arayışı, dostluktan taviz vermemek, insancıl ve şefkatli olmak, hayal kurmak…

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Mücevheri statü sembolden olmaktan ‘ruhun sembolü’ olmaya dönüştürebildim. Sadece Türkiye’de değil, bunu dünyada bir ilk olarak yaptım. Maddenin özündeki manayı keşfederek onu sundum. Bee Goddess seviyor ve seviliyor. Biz, kişinin ruhunu ışıldatan mücevherler yapıyoruz. Bizim tılsım mücevherlerimizi taşımaya başladıktan sonra hayatlarında çok ciddi değişim yolculuğuna giren, kendi mitini yazmaya başlayan dostlarımız oldu. Bu hikayeler, benim

162 magdergi.com.tr

ECE ȘİRİN

enerjimi artırıyor ve hayatıma anlam katıyor. Anadolu’nun anaerkil değerlerini dile getiren Ana Tanrıçası ve kutsal dişi enerjisinin gücü, güzelliği, zarafeti ve yaratıcılığı Bee Goddess’ın mücevherleri ile ışıldıyor. Tasarım dili ve felsefesi ile bir ilk; özgün, öncü, zamansız ve evrensel. Türkiye’de kısa zamanda zirveye tırmandık; 3 yaşında Elle Style Awards ödülüne layık görüldük. Harrods’ta bir sene içinde en çok satan birinci marka olduk ve başarımızı devam ettiriyoruz. Modanın kalbi Londra, Bee Goddess’a kısa zamanda hayran kaldı. Takan birçok ünlünün yanı sıra, Telegraph Luxury tarafından ‘En Vizyoner Mücevher Tasarımcısı’ seçildim. Bee Goddess tasarımları yaz boyunca Londra’nın kalbi Bond Street’te sergilendi. Kısa sürede Harrods’un yanı sıra Luisa Via Roma, 10 Corso Como, Harvey Nichols, Moda Operandi gibi moda dünyasının en prestijli noktalarında en sevilen markalar arasına girmeyi başardık.

Tasarımlarında özgünlük ve hikayeleri öne çıkıyor. Aslında takı alırken hikayelerini de alıyoruz senden... Hikaye mi seçiyoruz aslında?

Evet, kendi hikayemizi seçiyoruz; her Bee Goddess tılsımı bizi yepyeni bir hikayeye davet ediyor. Tasarımlar her bir sembolün anlam, hikaye ve enerjilerini de bir araya getirerek kişiye kendi hayat mitini yazma yolunda ilham ve güç veren; ruhun gücünü, ışığını ve bilgisini arketipsel enerjiler yolu ile aktaran birer anahtar.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türk kadını çalışkan ve sürekli atılımda, önümüz açık. Yeter ki, istesinler... Zaten kariyer hayatına öncelik veren kadınları bugün çok önemli görevlerde görüyoruz.

Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

İş hayatında erkeklerden çok farkı yok kadınların. Hatta tamamlayıcı özellikleri var. Kadınlar birbirlerine daha çok destek olmalılar. İş hayatındaki başarı modellerine bakıp hangi yönlerini geliştirebileceklerini kolaylıkla görebilirler.

Dünya starları takılarına bayılıyor. Sen kim kullansın istersin veya kime tasarlamak istersin?

Beyonce, Modanna, Rihanna, Rita Ora, Kate Moss, Cara Delevigne, Alicia Vikander, Amanda Seyfried, Naomi Harris, Games of Thrones’dan Natalie Dormer, Empire’ın başrol oyuncusu Taraji


Henson, Olga Kurylenko ve Eleanor Tomlinson, Donna Karan, Paris Hilton, Kylie Minogue, Jourdan Dunn, Karolina Kurkova ve Anna Beatrize takan isimlerin birkaçı. Dünyadaki kadın politik liderlerin takmasını isterim; Merkel, Theresa May gibi...

inanılan şeydir. ‘Doğaüstü’, kendi doğamızın üstüdür. Mücevherin tarihteki çıkış noktası da tılsımdır. Mücevheriniz manevi güç ile yüklendiğinde tılsımınız olur. 20 seneden beri manevi yolculuğumda farklı öğretileri ve şifreleri çalışıyorum. Sembolik mücevherler kanalı ile ruha ışık katan manevi güzellikleri ve ışığı aktarmaya çalışıyorum. Semboller çok güçlü enerji portalları. Her sembol kalbimize taşıdığı kutsal anlamının enerjisini aktarır ve bizi 6.his kanalı ile farklı manevi şifrelere bağlar. Amaç, kendi yaşamımızda bizi sınırlayan doğamızın ötesine geçebilmek için bilgi ve aydınlığa kavuşmak. Kalbimizin gücü ile kafamızın gücünü birleştirebilmek için Bee Goddess’ın ruha hitap eden tılsım tasarımları bize en yüce benliğimize bağlayan birer ışık anahtarı.

Bu başarının ardından hedefte ne var? Harrods’ta yer alma hikayeni anlatır mısın?

Londra’ya beni aşk götürdü. Nişanlım Cemil Dinçmen ile Londra’da daha fazla zaman geçirmeye başlayınca işi de buraya taşımak istedim ve tabii ki hayalimiz Harrods idi... Gerçekleşti... Bee Goddess, Türkiye’deki sağlam temellerinden aldığı güç ile Londra’da kısa bir sürede benim beklentilerimin çok üzerinde bir başarı performansı gösterdi. Harrods’ta 3,5 sene önce minik bir koleksiyonla başlayan yolculukta bugün Luxury Jewellery Room’da birçok markayı geçerek zirveye ulaştık. ‘Aydınlık Lüks’ felsefesini dünyaya ilk duyuran markayız. Lüksün zirvesi Harrods’ta ilk üç mücevher markası içinde yer alan Bee Goddess bir yıl gibi kısa bir sürede elde ettiği başarının ardından Fenwick, yeni açtığı mücevher salonunun açılışını İngiliz gazetelerine arka arkaya verdiği ilanlarla duyurarak vitrinini Bee Goddess tılsımlarıyla süsledi. Kültür elçiliği üstlendiğimiz bu dev projeyle, Türk mücevherini dünyaya tanıtmanın dışında, ilhamını aldığı ve adına dünyanın 7 harikasından biri olan Artemis Tapınağı’nın ithaf edildiği Ana Tanrıça Artemis’in ışığını Bond Street’e taşıdık.

Son koleksiyonunuzun adı nedir? Bu koleksiyonun teması nedir?

Bee Goddess’ın tüm koleksiyonlarında tek nokta var; Işık... Her hikaye kalp ışığımızı ve yaşam ışığımızı artırmak üzere tasarlanıyor. Son koleksiyonum Eye Light’ı göz sembolünden ilham alarak hazırladım. Göz, manevi bilgi yolu ile kalbe doğan ilahi ışık, kalp gözünün açılması ve ‘yeniden doğuş’ sembolüdür. Işığı, aydınlanmayı, manevi bilgi ve farkındalığı, berrak zihni, uyanık oluşu, keskin sezgisel gücü, korunmayı, niyetimizin sağlamlığını temsil eder. Göz sembolü; içimizdeki her şeyi bilen ve her şeyi gören ilahi güç, sezgisel görü gücüdürBu koleksiyona ek olarak, çok zengin bir charms koleksiyonu hazırladık 2017 senesi için. Lucky adındaki bu koleksiyon, Bee Goddess’ın seneler boyunca en sevilen şans tılsımlarını bir araya getiriyor. En sevdiğimiz tılsımın charmını en sevdiklerimize hediye edelim diye hazırladık bu charmları.

Koleksiyon için nereden yola çıktınız? Neler size ilham verdi?

Göz ruhun penceresi, en önemli ve evrensel semboller arasında. 2017 senesi için çok iyi enerjiye ihtiyacımız olduğu için gözü yorumladım.

Tılsımlar mücevherlerinize nasıl etki ediyor? Bu işin tılsımı nereden geliyor?

Tılsım doğaüstü bir gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına

Şu an hedefimizde, Akmerkez, Akasya, Bodrum Palmarina ve Hillside Fethiye ile dört mağazamız var. Bu sene Emaar projesinde yer alıyoruz. Londra ve Los Angeles’ta mağaza için yer bakıyoruz.

Başarıyı nasıl tanımlarsınız? Başarının parametreleri nelerdir sizce? Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Bence, başarının tanımı mutluluk. Kişinin olumlu yönde kendini gerçekleştirmesi... En önemli parametresi; başkalarına faydalı olmak, iyi olmak, kalıcı işler yapmak. Bir şeyleri yaparken, başka şeyleri yıkmamak… Gençlere en büyük tavsiyem; bol bol hayal kurmaları, taklitten kaçınmaları, alçak gönüllü, sabırlı ve çalışkan olmaları… Bee Goddess’ın başarısının en büyük sırrı; dünyaya katmak istediği ışığın büyüklüğü. Anadolu’nun anaerkil değerlerini dile getiren Ana Tanrıçası ve kutsal dişi enerjisinin gücü, güzelliği, zarafeti ve yaratıcılığı Bee Goddess’ın mücevherleri ile ışıldıyor. Yaratıcılık çağındayız. Bee Goddess tasarımları da kişiyi kendi yaratıcı gücü ile buluşturan, kendi güzelliğini, gücünü hatırlatan tılsımlar. Tasarımların güzelliği, işçilik ve taş kalitesi kadar her tasarım için uzun araştırma sonucunda ortaya çıkardığımız içerik de müşterilerimiz için çok değerli. Bee Goddess kişiye kendi gücünü, güzelliğini ve eşsizliğini hatırlatan bir marka. Yeni jenerasyonlara miras kalacak, hikayesi ve anlamı olan, kişinin ruhuna seslenen zamansız tasarımlar sunuyoruz. Tasarımlar, her biri kişiyi yeni başlangıçlara davet ediyor. Başarının ardında hem benim hayata şifa ve sihir katma niyetim hem de markayı çok benimsemiş ve gücüne inanan ekibimin rolü var. Ve tabii bu değeri anlayıp ona her zaman sahip çıkan müşterilerimiz…

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

Spor yapıyorum, seyahat ediyorum ve film seyrediyorum. Bunun yanı sıra, tasarım ve dekorasyon ile ilgileniyorum. Londra yakınlarındaki küçük doğal kasabaları seviyoruz.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Bu sene de birden fazla koleksiyon fikrim var. Ayrıca bu sene, Bee Goddess için yeniden doğuş senesi olsun istiyorum. Türkiye’deki mağazalarımızda yeni konsept geliştirmek ve daha özel müşteri deneyimleri sunmak istiyorum. Marka elçilerimize daha yakın olmak ve mücevherlerimizi onlarla daha etkin bir şekilde paylaşmak istiyorum. 

Röportaj: Ceren Akdağ


kadınlar günü

Füsun Şener 2014 yılından beri TÜKAL Bașkanı olarak görev yapmakta olan Füsun Șener, derneklerinin öneminden, hayata geçirdikleri ve geçirmeyi planladıkları projelerinden bahsediyor...

S

FÜSUN ȘENER

izi tanıyabilir miyiz?

İstanbul Büyükada doğumluyum. Tevfik Fikret Okulları’ndan mezun olduktan sonra üniversitede öğrenci iken evlendim. 14 sene Çocuk Esirgeme Kurumu’nda gönüllü anne olarak çalıştım. 2014’ten itibaren de TÜKAL Başkanlık görevini yürütüyorum.

Bize TÜKAL’den bahseder misiniz?

TÜKAL; Mayıs 2006 tarihinde, düşünen, üreten, bilgi ve becerilerini çoğaltarak paylaşmak isteyen gönüllü kadınların bir araya gelmesi ile kurulmuştur. Ülkemiz kadınları ile el ele, kadınların tüm sorunlarına vurgu yaparak önce toplumda farkındalık yaratmak, sonra da çözüm yollarında yer almak nedeniyle, çeşitli iş dallarında yaşamlarını sürdüren, gönüllerini ve çabalarını bu yönde kullanmak isteyen kadınlar tarafından kurulmuş bir toplum kuruluşudur. Çağdaş ve laik Türk kadınının hak ettiği şekilde yaşaması, toplum ve devlet içerisinde söz sahibi olması için çaba harcayan her kişiyi, kurum ve kuruluşu desteklemekte ve birlikte hareket etmek için çaba göstermektedir.

Bugüne kadar hangi projeleri hayata geçirdiniz? Benim başkanlığım döneminde, eğitim, kadına şiddet, İstanbul sözleşmesi projelerini hayata geçirdik. Çocuk istismarı konularında konferanslar düzenleyerek her

164 magdergi.com.tr

kesimden insanlarımıza ulaşmayı başardık. Derneğimiz ile gelenekselleşen Ata’ya mektup ise, vazgeçilmezimiz...

2017 yılında hangi projeleri gerçekleştireceksiniz?

Önümüzdeki dönemlerde de derneğimiz aynı şekilde yoluna devam edecektir. Her ay çeşitli konuları irdeleyerek yaptığımız etkinliklerde farkındalık vizyonumuzu daha geniş kitlelere ulaştıracağız. Avrupa’daki kadın dernekleri ile iletişime geçip beraber projeler yürütmeyi planlıyoruz ve bu konuda gerekli görüşmeler derneğimiz tarafından yürütülüyor.

Türkiye’de kadın sivil toplumcu olmak nasıl bir şey?

STK’lar herhangi bir konuda benzer fikir yapısına sahip kişilerin bir araya gelerek mevcut problemleri çözmek adına projeler üreten ve kar amacı gütmeyen kurumsal kimliğe sahip olan oluşumlardır. Kuruluş amacı farklı olsa da hepsinin dayandığı temel; “birlikten güç doğar” ilkesidir. Ben bu yolda kadınlarımızın daha katılımcı olmasını istiyorum. Bir yerlere ulaşabilirsek bizden mutlusu yok. Olaylara her zaman çözüm odaklı yaklaşmak gerektiğine inanıyorum. Yaratıcı olmak ve farklı çözümler bulmak.. Her zaman bir çıkış vardır ve o çıkış sizi hiç tahmin etmeyeceğiniz güzel bir yere götürebilir; yeter ki inancınızı ve umudumuzu kaybetmeyin..

Hem anne hem iş kadını olmak hem de dernek yönetmek zor mu? Nasıl zaman ayırıyorsunuz? Doğru yerde olduğunuzdan ve doğru işi yaptığınızdan emin olduktan sonra size hiçbir şey zorluk olarak gelmiyor.


Sorumluluklarımızın bilincine vararak iş ve aile hayatında dengeyi kurmalı buna göre özveride bulunmalıyız.

Türkiye’de kadına, gençlere ve engellilere yönelik hizmetleri yeterli buluyor musunuz?

Tüm insanlar özgür; onur ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdanla donatılmış olup birbirlerine karşı bir kardeşlik anlayışıyla davranır. Engelli ve kadın hareketinde “eşitlik ve insan hakları” ortak temel konudur. Ayırımcılık, düşük toplumsal statü, fiziksel, cinsel ve diğer istismar türlerine maruz kalma, kadına özgü toplumca belirlenmiş rol ve sorumlulukları yerine getirmek zorunda bırakılma, eğitim olanaklarından yeterince yararlanamama, bir işe girmekte zorlanma, çalışma yaşamında ayrımcılığa uğrama ve daha birçok konuda hakların ihlali, hem kadınlar hem de engelliler açısından karşılaşılan ve çözümlenmesi gereken temel sorunlardır. Hizmetlerin, tüm beklentileri kapsayabilmesi ve fırsat eşitliği sağlayabilmesi için, içinde yaşanan şartların doğru analiz edilmesi ve sorunlarının tüm yönleri ile ele alınması gerekmektedir. Yoksa havada kalır.

Sivil toplumda çalışmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?

Ben kadınlarımızın sosyal ve siyasi yaşama daha fazla katılmalarını diliyorum; çünkü bu gerçek bir demokrasinin ön koşuludur. Kendi görüşlerine yakın gördükleri STK’lar ile iş birliği yapabilir ya da yeni STK’lar oluşturabilirler.

Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarını yeterli buluyor musunuz? Bu konuda daha neler yapılabilir?

Türkiye’de sivil toplumun, kadınların durumlarının iyileştirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin üstlendiği rolün ne kadar önemli olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Bu süreçte başta kadınlar ve kadın örgütleri kilit rol oynamalıdır ve bugüne kadar da büyük ölçüde bunu başarmışlardır. Türkiye’de kadın örgütleri katılım sürecinde her geçen gün seslerini biraz daha yükseltmekte ve Avrupa Birliği’ndeki muhataplarıyla güçlü ilişkiler kurmaktadır. 


kadınlar günü

Nihan Karaçam Salkaya Acıbadem Ankara Hastanesi Direktörü Nihan Karaçam Salkaya, her zaman elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıștığını ifade ediyor... Başarıyı nasıl tanımlarsınız? Başarının parametreleri nelerdir sizce?

İş hayatının başarı parametreleri sadece para ve güç olarak değerlendirilebilir; belki de, başarıyı belirtilen şekilde ve sayısal göstergeler üzerinden tarif etmem beklenir. Tabii bu durum da başarının bir parçasıdır; ancak benim için hastalarımızın iyi, doğru, zamanında hizmet alarak güzel temennilerle hastanemizden ayrılması, teşekkür ederken elimizi sıkıca tutmaları, çocukların iyileşerek evlerine rahatlamış dönmeleri, yeni anne olmuş kanserli bir hastamızın tedavi sürecinin bitmesine şahit oluşumuz, ekip arkadaşlarımızın evlerine mutlu gitmeleri, hastalarımızın, kurumumuzun, toplumumuzun yararına işler yaptığımı bilmek, yastığa başımı gönlümün rahatlığı ile koymaktır başarı...

Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Gençlerin kimi zaman; ‘’hayalimdeki işi nasıl bulurum?’’ telaşına düştüğünü görüyorum, buna karşı söyleyebileceğim tek şey; sevgili dedemden öğrendiğim ve hep uygulamaya çalıştığım gibi, çıtalarını her zaman yüksek tutmaları gerektiği... Kariyer de, hayaller de başarının ardından geliyor. Yüksek öğrenimdeki öğrencilik günlerini çok iyi değerlendirip, mezuniyet sonrasındaki hayata daha hazır olmaya çalışmalı, kısa vadeli düşünmek yerine orta ve uzun vadeli planlar yapmalı, asla razı olmamalı ve yetinmemeliler diye düşünüyorum.

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Türkiye’de öncü bir sağlık zincirinin önemli bir lokasyonunda hastane direktörü olarak görev yaparken, bir taraftan büyük bir spor federasyonunda hizmet verirken, oldukça nitelikli bir üniversitede deneyim paylaşımında bulunurken, evime ve ikiz çocuklarıma yetişmeye gayret ederken doğrusu bunu hiç düşünmemiştim… Sadece elimden gelenin en iyisini, son derece samimiyetle ve coşkuyla yapmaya çalıştım, umarım farklılık yaratma şansım olmuştur; belki de bu soruyu yöneticilerime ve takım arkadaşlarıma sormalıyız...

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir?

Çok şükür ki, bunu test edeceğim herhangi bir ortamda ve organizasyonda bulunmadım; bunun için her zaman kendimi şanslı sayarım. Yine de düşündüğümde; yasal ve etik olmayan, kurumumuzun kültürüne ve değerlerine aykırı, gayri insani herhangi bir hususa müsaade edemem diye düşünüyorum. Ayrıca, kendimi hep bir ‘’emanetçi’’ olarak gördüm, şöyle ki; bana iş, para, kaynak, yetki… gibi altından kalkması düşününce zor olabilecek kıymetler emanet ediliyor ve bunu aklımdan çıkarmadan, neredeyse korkarak buna layık olmaya çalışıyorum. Taviz veremeyeceğim konulardan biri bu…

166 magdergi.com.tr

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Son dönemlerde uygulamaya alınan yasal şartlar kadınlar için pozitif ayrımlar içeriyor, elbette kağıt üzerinde kriterler son derece olumlu, ancak uygulamada bunun nasıl yansımaları olacak, işverenlerin tutum ve yaklaşımları ne ölçüde bu altyapıyı destekleyecek, göreceğiz. Biz kadınlar, her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek kapasite, zeka, azim ve kararlılıktayız, sorumluluk almaktan çekinmeyiz; kendi değerimizi bilerek var olacağız. Elbette sorumluluklarımız bir erkeğe göre daha fazla ama bunu da yönetecek maharet bizlerde var. Ancak kabul etmeliyiz ki; hayatta daha fazla ve güçlü şekilde var olabilmek ailelerin kız çocuklarının eğitimine, gelişimlerine, yetenek ve becerilerine eğilmeleri ile başlıyor; bunun için kız çocuk-erkek çocuk ilkel ayrımının önüne geçebilecek formüller üretebilmeli; bir farkındalık yaratabilmenin yollarını topyekun aramalıyız. Ben her zaman kadınların bütün kademede eşit şartlarda yer aldığı, çalışan sayısında kadın ağırlığı olan, kısacası kadın dostu bir şirkette çalıştığım için gurur duydum, şimdi spor yapan onlarca genç kadını gördükçe, o genç kadınların dünya çapında başarılar kazandığına şahit oldukça, öğrencilerim arasında gözleri pırıl pırıl genç kızları fark ettikçe gururum perçinleniyor.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz? Klasik olmasını istemem ancak, bizim yaptığımız iş, günümüzün tamamını kaplayan çok dinamik bir iş; dolayısıyla sosyal hayatım ve işim arasında çok keskin hatlarla bir ayrım yapabildiğimi söyleyemem… Yine de, spor müsabakalarını takip etmeye ve hatta yerinde izlemeye gayret ediyorum. Gerçi, Voleybol Federasyonu’ndaki yeni görevim sebebiyle artık bu aktivitem de bir işe dönüştü. Ancak yurt içi ya da yurt dışına yaptığımız kısa seyahatleri seviyorum. Şimdi çok yeni olarak çocuklar da bana katılıyorlar, bu da keyfimi iki kat arttırıyor.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? 2017 yılında Acıbadem Ankara hastanesi için yeni fikir ve oluşumlarla büyümeye devam edeceğiz. Bölgemiz için yapacaklarımız şimdiden beni heyecanlandırıyor. Türkiye Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olarak da Türk Voleybolu için önemli ve kalıcı projelerimizi hayata geçirmeye başladık, bunların sonuçlarını aldıkça hedefler de çoğalacak. Ayrıca Acıbadem Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak verdiğim, Yönetim Sistemleri ders müfredatı için de sevgili öğrencilerime sürprizlerim olacak… Bunların dışında umuyor ve diliyorum ki; her birimiz için sağlıkla projelerimizi gerçekleştirebileceğimiz bir yıl olur... 


Serra Türker Misela’nın Kurucusu Serra Türker, yurt dıșında çalıșan kadınlara verilen hakların, iș hayatında verimliliği ve kadınların bașarı oranlarını artırdığına değiniyor...

B

SERRA TÜRKER

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

düşünüyorum. Fakat kadın olmanın yüklediği sorumluluklar yüzünden er ya da geç bir seçim yapmak zorunda kalabileceklerini varsayarak daha çok desteklenmeleri gerektiğine inanıyorum.

Başarının parametreleri nelerdir sizce? Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Başarıyı, hayallerini gerçekleştirebilmek olarak tanımlarım.

Başarılı olabilmek için öncelikle çok çalışmak, pratik olmak, gelişime ve öğrenmeye açık olmak ve sorun çözmeye odaklı olmak gerekiyor. Başarılı bir iş kadını olmak isteyenlere pes etmemelerini ve hayal ettiklerinin daima peşinden gitmeleri gerektiğini tavsiye ederim.

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar neler oldu?

Misela’nın başarısının altında, ürünlerimizi kişiselleştirebilmenin yanı sıra müşterilerimizle kurduğumuz ilişkiler ve onlara farklı bir alışveriş tecrübesi yaratabilmemiz yatmaktadır.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir? Daima planlı ve disiplinli olmak, sözünün arkasında durmak.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

İş hayatındaki kadınlarımızın gerçekten çok başarılı olduklarını

İş hayatında, özellikle çok kurumsal yerlerde çalışan kadınlar için kuralların yumuşatılması gerektiğini ve kendi programlarının üzerinde daha çok söz sahibi olmaları gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; yurt dışında verimliliği artırmaya çalışan büyük firmalarda, evden çalışabilme haklarının çalışanlara verildiğini ve kişilerin kendi çalışma zamanlarını ayarlayabildiğini görmüştüm. Bence böyle uygulamalar hem verimliliği hem de kadınların başarı oranlarını artırabilir.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

Hafta sonu bir günümü, evden çıkmadan tamamen dinlenmeye ayırıyorum. Bu serbest zamanda kitap ya da dergi okumak, film izlemek gibi haftanın yorgunluğunu atabileceğim aktivelerle meşgul oluyorum. Eğlenmek için ise, arkadaşlarımla keyifli yemeklere gitmeyi seviyorum.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Yeni projelerimde önceliğim, yurt dışında bir mağaza açmak olacak. 


kadınlar günü

Zeynep Ilıcalı Thanx. Co’nun ortağı Zeynep Ilıcalı, bașarısının altında ișini tutkuyla yapmanın yattığını belirtiyor... ZEYNEP ILICALI

B

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

Başarı, hayatta mutlu olmaktır. Etrafımızdaki hayatlarda sadece para ve güçle mutlu olunmadığının örnekleri dolu. Dilediğiniz zenginlikte olun, en iyi ödülleri alın ama ruhen ve manen mutlu, huzurlu değilseniz bu bir başarısızlıktır.

Başarının parametreleri nelerdir sizce? Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz? Başarı, sadece okumakla, çok yüksek eğitim almakla gelmez. Ama okumak, bir okul bitirmek elbette cepte olmalı. Çünkü bu insanın kültürünü de değiştirir. Fransız okulunda okurken hep söylenirdim; dersler çok zor, diye... Şimdi anlıyorum ki, Fransızca’yı sürekli konuşmasam da orada aldığım kültürün yerini hiçbir şey tutmaz. Kızlarıma da aynı kültürü vermeye çalışıyorum. Sonrasında ise çalışmak... Kimse bir yerlere tepeden gelmiyor, gelse de başarılı olmuyor. Yaptığınız işin mutfağında olup öğrenmek, iş disiplinine sahip olmak, ast üst ilişkilerini öğrenmek hep tecrübe ile kazanılır.

İş hayatında size başarıyı getiren, farklılık yarattığınız alanlar nelerdir? İşimi çok severek yapmam başarılı olmamdaki en büyük etken. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü mezunuyum ve 4 genç yetenekli mimardan oluşan ekibimle çok güzel projelere imza atıyoruz. Ayrıca en yakın arkadaşım aynı zamanda ortağım Melda Aksu’nun da desteği büyük. Her yeni proje, bana yeni bir heyecan veriyor. İşimi sadece iş olsun diye değil, mekanlar yaratmakla mutlu olduğum için yapıyorum. Farkım bu sanırım.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir?

İş hayatında prensiplerim dürüstlük, hakkaniyet ve saygı. Ticaret

168 magdergi.com.tr

hayatında kimseye kazık atmadan, hak yemeden kazanılan paranın daha bereketli olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarımla ilişkilerimde de böyleyiz. Ne onlar benim iyi niyetimi suistimal etsin ne de ben onları ezip haklarını yiyeyim. Bu yüzden çalışanlarımız uzun yıllardır bizimle beraber...

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’de bir erkek baskınlığı var, kimse bunu inkar edemez. Dünya onların etrafında dönüyor biraz... Bu yüzden önemli olan, kadın olarak dengeleri kurmak.

Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Kadınların birbirlerine destek olmaları gerekiyor. Tabiatımızda olan kıskançlık, detaycılık gibi kötü düşüncelere yer vermeden empati kurmamız lazım.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek için neler yapıyorsunuz?

İki küçük kız annesiyim. Tabii ki önceliklerim onlar, onlarla arkadaş gibiyiz... Sık sık seyahatlerim olur, çok arkadaşım ama az dostum vardır... Onlarla eğleniriz, tatile gideriz, sürekli bir arada zaman geçiririz...

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Yaptığımız projelerin yanı sıra ithal ettiğimiz aksesuarlarımız da çok beğeniliyor. İki yeni ve büyük projemiz var; biri Londra’da, biri İstanbul’da... Şu anda onların hazırlık çalışması içindeyiz. Son olarak Beşiktaş Vodafone Arena’nın yönetim ofislerinin iç dekorasyonunu yaptık. Hedefimiz; her zaman daha ileriye daha büyük projelere imza atmak. 


Zeynep Karakaya Taps Academy’nin Kurucu Ortağı Zeynep Karakaya, ișteki bașarısının en temel noktasını, eșine, çocuklarına ve evdeki huzuruna bağlıyor...

B

ZEYNEP KARAKAYA

aşarıyı nasıl tanımlarsınız?

Başarı; insanın içinde bulunduğu imkanlar doğrultusunda, hedeflediği sonuca en iyi şekilde ulaşabilmesidir. Başarı için atılan adımlar, bence başarmanın yarısıdır.

Başarının parametreleri nelerdir sizce?

Başarı olmak; hayal gücü, azim, merak ve çalışmayı gerektirir. Fazla hırs, insanı başarıdan çok başarısızlığa götürebilir. Bu nedenle, ölçümüzü bilebilmek ve sınırlarımızı ayarlayabilmek önemlidir.

Başarılı bir iş kadını olmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?

İş hayatında başarıya ulaşmak için, duygusallığa çok fazla yer vermemeliyiz. Hedef kitlemizi iyi tanımalı ve hedeflerimizi, iş fikirlerimizi ona göre belirlemeliyiz. Rekabet piyasası içinde önceliğimiz rakiplerimiz olmamalı, her zaman önce, kendi hedeflerimize odaklanmalıyız. Unutmamalıyız ki; fazla hırs bizi ileriye götürmekten çok geriye çeker. Ben mükemmeliyetçi bir insanım ve mükemmeliyet detaylarda gizlidir. Bu nedenle attığımız adımlarda hiçbir noktayı es geçmemeliyiz. İnsanlarla iyi ve dürüst ilişkiler kurmak da başarının temel noktalarından biridir.

İş hayatında taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir? Disiplin ve işine saygı duymak benim prensiplerimin en başında geliyor. Bunların olabilmesi için de öncelikle yaptığımız işi sevmeliyiz.

Türkiye’de kadınların iş hayatındaki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eskiden ülkemizde kadınlar daha vasıfsız iş gücü olarak görülürken, son yıllarda iş dünyasında sınırları zorlamaya başladılar. Kadınlar, duygusal ve hassastır, bu onları erkeklerden ayıran en büyük özelliktir. Bu hassasiyetlerini empati özelliğine çevirerek sorunlar karşısında erkeklere nazaran daha yapıcı çözümler bulabilmektedirler. Son zamanlarda kadın girişimcileri desteklemek adına yapılan politikalarla da hemen hemen her sektörde kendilerini kanıtlamaya başlamışlardır.

Daha iyi noktalara gelebilmek için nasıl desteklenmeleri gerekiyor sizce?

Kadınlarımızın iş dünyasına girmelerini destekleyecek politikalar artırılmalıdır. Kadın haklarına biraz daha hassasiyet göstererek, cinsiyet ayrımcılığının kaldırılmasına yönelik çalışmalar yapılabilir. Tüm kadın girişimcilerimize finansal yönden destek olacak programlar hazırlanmalı ve duyurulmalıdır.

İşten arta kalan vakitlerinizde dinlenmek ve eğlenmek icin neler yapıyorsunuz?

İşten arta kalan zamanlarımı daha çok aileme ayırmaya çalışıyorum. Ben 2 çocuk annesiyim. Dolayısıyla hem anneyim hem iş kadını... İşteki başarımın en temel noktasını, eşime, çocuklarıma ve evdeki huzuruma bağlıyorum.

Yeni projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Hizmet sektöründeyseniz müşterinizi iyi tanımanız ve onların ihtiyaçlarına çabuk, doğru ve en iyi çözümlerle cevap vermeniz gerekir. Bu noktada Taps Academy olarak, eğitim seminerlerimizi artırmak ve yeni şubeler açmak öncelikli hedeflerimiz arasındadır. 


stimulus

En Güzel Aşklar Nisan’da Yanar Bu ay Stimulus sayfalarımızda, çekimleri Çırağan Palace Kempinski Otel ev sahipliğinde gerçekleșen çok özel bir röportajla ve çok değerli konuğumuzla sizlerleyiz... Dünya Kadınlar Günü’nün anlam ve önemini, kanser ile barıșarak yașama yazdığı bir hayat Mitos’u ile tanımlayan; genç, sevgi ve enerji dolu, “180 Gün” ve “En Güzel Așklar Nisan’da Yanar” isimli kitapların yazarı, Kansersiz Yasam Derneği’nin Kurucu Bașkanı, özgün bir kadın! Dida Kaymaz...

170 magdergi.com.tr


K

adın olmak sizin için hangi anlamları barındırıyor yaşamınızda?

Kadın... Kadın olmayı birden fazla şekilde tanımlayabileceğime inanıyorum. Güçlülüğün ifadesidir kadın olmak... Oysa, zaman zaman ne çok ister bir kadın sevdiğinin yanında zayıf olmayı... Bazen “acılı bir şiirin yalancı dizesi”; umutların bittiği yerde beliren bir gölge... Tek başına bir Cervantes. Yaratılan ve doğuran en kutsal varlık kadın. Ve bunlarla bir olan, taşıması ağır ama ihtişamlı bir hal benim için kadın olmak...

Kelimelerin, seslerin ve komutların gücünü Dida Kaymaz yaşamına nasıl kurgular?

Kelimeler, sesler, komutlar bir araya geldiğinde bende “yazma eylemini” çağrıştırıyor. Yıllar önce karaladığım birkaç satırı paylaşmak isterim bununla ilgili;

Dida Kaymaz’ın en büyük korkusu ve korkusuzluğu ne oldu?

İkisine de “ölüm” diye cevap verebilirim. En büyük korkum ölüm iken şu an korkmadığım şey “ölüm”. Yaşam başı ve sonu belli olan bir tren, bunu değiştirebilme ihtimalimiz yok. Ve bu trende onlarca vagon var. Bizler ise, sadece küçük birer uğur böceği olalım. Gidip güzel bir kadının saçına da konabiliriz; pis çamurlu bir ayakkabıya da...Tüm bunları sindirip, yaşamınızda hayata geçirdiğinizde ölmenin nasıl bir şölen ve doğum olduğunu da anlıyorsunuz. Ve korku yok oluyor.

Yaşam Sanatı ile dile geldiğimizde “An’ı Yaşamak” nedir sizin için? Bu anların arasında gizli hayati tutkularınız, yaşamsal ve varlıksal aşklarınız var mı?

Nefes benim için “an”ı temsil ediyor. An’da kalabildiğinde her şeyden haz alabiliyorsun. Geçmiş de, gelecek de an’da vuku buluyor. Eskisi gibi kategorize edemiyorum hislerimi. Aşk

“Ben ‘Ölümsüz Sevgili’ye çok üzülüyorum mesela; Beethoven’ın ona yazdığı yazıları okusaydı eğer, günlerce değil, yıllarca beklerdi yağmurlu yollardan dönüşünü. Beethoven’a çok üzülüyorum; örtünün altında gizlendiğini, saklandığını, sevgiliye asla ulaşmadığını, okunmadığını bilseydi mektuplarının yüzlerce değil, binlerce mektup yazardı ölümsüz sevgilisine... Müziğin bu aksi dehası yine aynı eserleri sergiler miydi bilmiyorum ama kadınlardan nefret eden huysuz ve aksi bir yaşlı olmayacaktı eminim. Bir tarihi değiştirebilirdi sevgili için bir araya gelen kelimeler ve sesler...” Balıkçı ve Azra, Sabahattin Ali, 14. Louis... Balıkçı mektupları ile konuşuyordu Azra ile... “Yaran varsa o parçaları üzerine sar” diyordu ona ve Azra bütün yaralarını deniz kokulu mektuplarla kurutuyordu. “İki gözüm Ayşe” diye başlıyordu Sabahattin Ali mektuplarına, çünkü onun kelimeleri, sesleri ve aşkı ateşlilikte Verther’i, bakirelikte Romeo’yu geri bırakıyordu. Fransa’nın Güneş Kralı 14. Louis Çılgınca Tutulduğu Matmazel De La Valliere’e yine sesler, komutlar ve kelimelerle sesleniyordu.

“Savaş” ve “Barış”... Bu iki kudretli ifade, yasam tecrübeleriniz söz konusu olduğunda size ne çağrıştırır?

Savaşların kazananları ve kaybedenleri var, başka bir sonuç mümkün olmuyor. Kazanan dahi büyük yaralar alıyor. Bu süreci hayatımda da aynı şekilde deneyimledim. Kendimiz için yapabileceğim en önemli şey, kendimize verebileceğimiz en değerli hediye; yaşamımızdaki her duygu, her olay ve her kişi ile barış içinde yaşamak. Herhangi bir hastalıkta iyileşmenin dahi kişinin kendisi ile barışması adımı ile başlayacağına inanıyorum. İçten dışa gelişen bir durum. İçeride ne oluyorsa dışarıya o yansıyor. Hayatın akışında bunun kolay olduğunu söyleyemem. 2000’li yılların başından beri parapsikoloji, düşünce gücü ve entegratif tıp hep ilgi alanımda oldu. İnsan kendine yatırım yapmadan, içsel olarak emek vermeden bu “kendi ile barışma” halini yakalayamıyor. Bilmekten çok yaşamımızda yer vermek ve hayata geçirmenin önemli olduğunu düşünüyorum.

mı, sevgi mi, tutku mu, bağımlılık mı? Ya hepsi ya da hiçbiri... Dil ile ikrar ettiğimi kalp ile tasdik edebiliyorsam benim için aşktır var olan. Beni güzel bulan değil, güzel kılana “aşk” diyorum artık. Tutkusuz yaşayabileceğime inanmıyorum. En büyük tutkum üretmek ve bu konuda kendime daima rakip olmak. Kendimle yarışmayı seviyorum. Bütünün hayrına “bundan daha iyi nasıl olur, başka neler mümkün” diyerek besliyorum kendimi.


stimulus

Doğan Novus Yayın Evinden çıkan “180 Gün” adlı kitabınız, bir kadın olarak yeniden doğuşunuzu anlatan harika bir hayat Mitos’u... Samimi sevgi ve cesaret dolu! Bu büyülü satırları yazarken ve kitabınızın oluşum safhasında neler hissettiniz?

Çok uzun sürdü. Öncelikle doğru anlatma ve kelimeleri karşı tarafa doğru geçirebilme kaygısı yaşadım. İki ayrı editör tarafından 1.5 yıl boyunca tekrar tekrar sıralama ve kurgu değiştirildi. Yaşanılanı anlatmak, yeni bir şey yazmaktan şüphesiz daha kolay ama konu kanser olunca her kelime çok önemli. 21. yüzyılın en ciddi hastalıklarından biri ve ülkemizde gerçekten sosyo-ekonomik durumu iyi olmayan son derece fazla kanser hastası var.

Kanserin kaç evresi vardır ve siz bunları nasıl tanımlarsınız?

Ben buna psikolojik açıdan bakarak cevap vermek isterim. Kanser kelimesi, daha ilk andan itibaren ardışık birtakım psikolojik tepkileri de beraberinde getiriyor. Teşhis konulan kişi çeşitli psikolojik evrelerden geçiyor. Birçok kişi, teşhisi ilk öğrendikleri anı, “şok olma”, “donup kalma”, “bir yanlışlık olmalı” hali olarak anlatıyor. Çoğu kez, hekim ile yapılan görüşmenin ayrıntıları, tedavi ile ilgili yapılan öneriler hatırlanmıyor. Çoğu zaman bunu, kanseri reddetme evresi izliyor. Bazı kişiler, kanser teşhisini kabul etseler de, önemini küçümsüyorlar ve bu durum devam ederse tedaviyi bile reddeder hale gelebiliyorlar. Genellikle reddetme, yerini sorgulamaya bırakıyor; “neden ben?”, “ben ne yaptım da kanser başıma geldi”, gibi... İnsan bir süre “nedenler”e cevap arıyor. Zaman geçip etraftaki kargaşa biraz durulduğunda, kişi başına gelenleri daha net algılayabiliyor ve o zaman karışıklık, reddetme ve panik hali yerini öfkeye bırakabiliyor. Bazen bu öfke en yakındakilere yani, eşe, çocuklara veya yakın arkadaşlara yönelik oluyor. Örneğin; mastektomi geçiren bazı kişiler, tüm sağlıklı kadınlara kızabiliyor. Bunlar aslında son derece doğal tepkiler. Kansere karşı duyulan öfkenin çeşitli bahanelerle dışa vurumu... Öfke ve pazarlık dönemini atlattıktan sonra hasta, yaş ve depresyon sürecine girer. Kişi

172 magdergi.com.tr

kayıplarıyla yüzleşir. Sağlığını, herhangi bir organını, ekonomik durumunu, sevdiklerini, aile ya da sosyal ortamdaki konumunu, yapabilme yeteneğini, otoritesini kaybetmiştir. Bakım verilen, başkalarına bağımlı hale gelmiştir. Kanser hastalığını öğrenene kadar kurduğu hayaller, planları, olmasını istediği ve gerçekleştirmeyi umduğu şeyler artık yok olmuştur. Artık onun hayatında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Yeni bir plan yapmalı mıdır, yapmamalı mıdır? Gelecek için hayal kurmalı mıdır, kurmamalı mıdır? Bunları gerçekleştirmeye vakti olacak mıdır? İşte bu süreçte kişiyi hayata bağlayacak şeyler, yaşama tutunma azmi, moral ve motivasyon, sürecin iyi yönetilmesi, farkındalığı yüksek ve durum hakkında tam bilgi sahibi olan hasta yakını desteği ve doktoruna olan inanç ve güven ile hasta yaşama bağlanır. Kabullenme ile iyileşme süreci başlar. Tabii ki burada maalesef tam tersi bir portre ile de karşı karşıya kalabiliriz. Unutmamak lazım ki, günümüzde erken teşhis ile her tür kanser ile mücadele edebilmek ve iyileşebilmek mümkündür.

Bir varlık için tekamül süreçlerimizde saklı olan Takdiri İlahi nedir?

Başlı başına insanın varoluşu zorunlu bir tekamül sürecidir. Varoluş, tekamül eden varlığın izlediği bir dairedir. Bu dairede sürecin-çemberin tamamlanması esastır ve kader bu mecburiyettir. Tekamül yolu düşüp kalmaların, deneme yanılmaların, hataların olumluluk ve olumsuzlukların, iniş çıkışların birbirini izlediği esaslı bir serüvendir. Yaratılan hiç kimse, hiç bir şey tek başına yeterli ve anlamlı değildir. Yaratılışın özünde ‘’zıtlar ilişkisi-birliği, polarite ilkesi’’ vardır ve tekamül sürecinde zıtların birlikteliği esas etken unsurudur. İyiyi ve güzeli takdir, kötüyü ve çirkini tanımakla mümkündür. Kirli suyu tanımayan, temiz suyun kıymetini anlayamaz. Temiz kalmak isteyen, kirli su ile de yıkanmasını bilmelidir. Bu polarite ilkesine yakışacak bir alıntıyı Nietzsche’den yapabiliriz. ‘’İnsan bir ağaç gibidir. Dalları yükseklere, aydınlıklara çıkmak


istedikçe, kökleri toprağa, aşağıya, derine, karanlığa dalar’’ Tekamül, Takdiri İlahi’nin içinde gerçekleşen bir süreçtir.

Buluşları ile hücresel gelişim süreçlerine dünya çapında imzasını atan doktorunuz Umberto Veronesi’nin hayatınızdaki yeri nedir?

İtalya Eski Sağlık Bakanı ve Veronesi Vakfı Kurucusu Profesör Umberto Veronesi ile tanışmam hayatımda bir dönüm noktasıydı. Kanser yolculuğumda kendime dönüşümün, iyileşmek için hayatı kucaklamamın yol göstericisiydi. Yaşam öğretmenimdi. Öleceği söylenmiş bir insanın yarını düşünebilmesini bırakın, bugüne anlam vermesi bile mümkün olmuyor. Sevgili Profesör iyileşme yolculuğumun kahramanıydı. Onunla geçmişi ve geleceği bırakıp bu günü yaşamayı öğrendim. Pek çok insanın hayatına dokunmuş böyle değerli bir insan Kansersiz Yaşam Derneği’nin kurulmasının da ilham kaynağı oldu. Ondan bana, benden derneğe ve dernekten Türkiye’ye yayılan kansersiz yaşam umudunun bütünü mucizevi bir hikaye... Yaşadıkça biliyor, öğreniyor insan. Kısa süre önce Profesör Veronesi’yi kaybettik ama geride bıraktığı yaşam bilgisi bizim için bir hazine ve bunun, onu ölümsüz kıldığını düşünüyorum. Biz de Kansersiz Yaşam Derneği olarak mirasını yaşatmaya, en doğru ilaç olan bilgiyi paylaşmaya devam edeceğiz.

Kadın, bir toplumun çimentosudur ve yaşamda doğal ulvi bir apolete sahiptir; çünkü “kadın”dır o... Kendi toplumumuza baktığınızda Türk kadını kendi apoletini nasıl taşımalıdır?

İnançla, özgüvenle, gururla, aşkla... Kadın üretmenin sembolüdür. Bunun bilincine varmak, varlığının bilincine varmaktır. Türk kadını sadece üretken değil; aynı zamanda koruyucudur. Gücünü, dişiliğini sevdiklerine hissettiği tutkusundan alır. Toplum, kadının çocuğudur. Yaşam için üretmek, beslemek, büyütmek, geliştirmek, korumak doğal kabiliyeti olduğu kadar, bu özellikleri ile gurur duymak da en doğal hakkıdır. Her kadın eşsiz ve özeldir. Sadece bunu anlamak bile kadının hayata karşı değil; aslında hayatla birlikte duruşunu da anlamasını, varlık sebebinin bilincine varmasını sağlayacaktır.

Kurucu başkanı olduğunuz Kansersiz Yasam Derneği için, hedefleriniz, projeleriniz ve faaliyetleriniz nelerdir? Derneği kurarken ana amacınız ne idi?

Sağlıklı ya da kanser hastası olan herkese, kansersiz bir dünyanın mümkün olduğunu anlatmak ve bu hastalıkla tanışmamaları için, Türkiye’nin her yerinde, 7’den 70’e farkındalık sağlamak adına yola çıktık. Böyle büyük bir hedef koyunca öncelikleri ona göre belirlemek gerekiyor. Toplumun bu konudaki ihtiyaçlarını değerlendirdiğimizde en büyük boşluğun aslında “sağlıklı kalmak” konusundaki bilgi kirliliğinde olduğunu görüyoruz. Son dönemde herkes bir konunun uzmanıymış gibi karşımıza çıkıyor ve bizler tempolu yaşamımızda önümüze gelen her şeyi sorgulamadan kabul ediyoruz. Özellikle de kanser gibi bir hastalığın hem hastaya hem de hasta yakınlarına yaşattığı çaresizlik duygusunu göz önünde bulundurursak, en akıl almaz bilgiler çözüm olarak kullanılabiliyor. Bu sebeple, dernek bünyemizde Bilimsel Komitemiz var; hepsi alanında uzman ve tanınmış isimler... Onlarla beraber ilkokullardan liselere kadar diş bakımı, hijyenden bağımlılıklar ve sınav psikolojisine kadar pek çok konuda seminerler düzenliyoruz. Kanser konulu halka yönelik bilinçlendirme ve farkındalık seminerlerinin yanı sıra, “YaşaTIR” mobil seminer tırımızla Türkiye’de eğitim yolculuklarına çıkıyoruz. Moral ve motivasyon etkinlikleri ile kanser hastalarına hastalıktan uzak anılar yaratıp, mutlu, keyifli

anlar yaşamaları için etkinlikler yapıyoruz. Yeniden yapılandırma projeleri gerçekleştirerek, sağlık standartlarını yükseltmek için devlet hastaneleri ile iş birliği içinde gerçekleştirdiğimiz iyileştirme çalışmalarımız özel izinlerle devam ediyor. Şu anda devam eden büyük bir Çocuk Onkoloji Hastanesi projemiz var. Şişli Etfal Eğitim Araştırma Hastanesi diye yola çıktık. Sağlık Bakanımız Sayın Recep Akdağ ile yüz yüze gerçekleştirdiğimiz toplantıda Şişli Etfal Hastanesi’nin taşınacağı bilgisinin kesinleştiğini öğrendik. Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Sekreterliği ve İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ortaklaşa

Unutmamak lazım ki, günümüzde erken teşhis ile her tür kanser ile mücadele edebilmek ve iyileşebilmek mümkündür. gerçekleşen bir dizi toplantıdan sonra derneğimizin Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Kemik İliği Transplantasyon Ünitesi (KİT), hematoloji ve onkoloji yataklı servisleri, eğitim odasıkütüphane ve yataklı servislere iki ayrı oyun odası yapmamız uygun bulundu. Ve bu konudaki resmi görevlendirme yazısı elimize ulaştı. Bu yıl içerisinde bu şahane projeyi tamamlayarak halkımızın hizmetine açacağız... Ve tabii ki siz Sevgili Selin Söğütlügil’in de kanatlarıyla güç kattığı Sporcu Meleklerimiz var. Sağlık, spor ve sosyal sorumluluk birbirine çok yakışan kavramlar... Sporcu Melekler’in amacı da, çocuklara yönelik yaptığımız projelere kaynak yaratmak için başta koşu olmak üzere pek çok alanda yarışmak... Bireysel sporcuların yanı sıra, kurumsal takımlar da kurumsal sosyal sorumluluk çerçevesinde kansersiz yaşam için kanatlarını iyiliğe açıyorlar. Derneği kurarken hayalimde “iyi”leşen insanlar vardı. Bilgiyle, sevgiyle, paylaşımla... Kansersiz Yaşam Derneği olarak, aynı amaç için bir çatı altında buluşmuş “bir” olmuş bir aile olduğumuzu görüyorum şimdi. Amacımıza ulaşabildiğimizi gördükçe, ailemiz büyüdükçe, hedeflerimizi de daha yukarı taşımaya devam edeceğiz. Bizim için her proje, her destekçi, her yeni gönüllü kansersiz yaşam için yeni bir umut demek. Son olarak, “En güzel aşklar Nisan’da mı yanar?” diye sorsam... Kelimelerin kişiye ya da nesneye değil, kullanıldıkları zamana ait olduğuna inanıyorum. Aşk, tanımım çok uzun zamandır farklı. Tanımlayabildiğim en yüce aşk, yaradan ve yaratılan arasında olan. Bunun dışındaki tüm aşkların zaman değiştirebilir olduğunu deneyimledim. Gün geliyor bir mezar taşına dokunarak sevdiğin evlat oluyor aşk, gün geliyor bir bebeğin ağzından dökülen ilk kelimeler... Kimi zaman okyanus ötesinden hissediyorsun, kimi zaman teninde dahi yabancı... Aşk; bir dönem sonra -neye “aşk” dersen o- oluyor. İsim koyduğun her şey, beklentisi ve hayal kırıklığı ile geliyor. Bu sebeple aşk, dediğimi yaşıyorum, aşk diye tanımladığım “aşk” oluyor. Aşklar ne yanıyor ne tükeniyor. Duygu hep aynı olsa da temalar değişiyor. Resmi koyduğun çerçeve ise hep aynı. Aşk da anda vuku buluyor. Bu sebeple çıkamadığımız daha nice güneşlere yüz verip yaraları kurutmak gerek. Bizi güzel bulan değil, güzel kılanla yaşanıyor aşk. Ve çok net söyleyebilirim ki; En güzel aşklar Nisan’da yanmıyor, en güzel aşk hala benimle yaşıyor ve kendi kendini besleyerek büyüyor. 


davet

Yardıma Muhtaç Çocuklar İçin El Ele Bu yıl ilki düzenlenen Hunny Bunny Çocuk Şenliği çeşitli derneklerden gelen 360 minik eğlence dolu bir gün geçirdi. Sosyal sorumluluk etkinliklerine her daim gönülden destek veren Burcu Hattat ve Özge Peker’in proje sahipliğinde Ebru Dinç ve Pervin Ersoy’un proje ortaklığıyla bugün CVK Park Bosphorus Otel’de gerçekleşen Hunny Bunny Çocuk Şenliği büyük ilgi gördü. Yardıma muhtaç çocuklar, Hunny Bunny Çocuk Şenliği’nde İpek Açar, İskender Paydaş, Aslı Hünel, Muazzez Ersoy, Linet, Derya Uluğ ve Simge gibi ünlü sanatçılarla bir araya gelerek bol bol dans edip oldukça mutlu bir gün geçirdiler. 

174 magdergi.com.tr

EBRU DİNÇ


ZEYNEP TOKER, FERYAL GÜLMAN

NURAY FENERCİOĞLU

BURCU HATTAT

Hunny Bunny Çocuk Șenliği, toplanan geliri TOGEM-Der ile iș birliği içerisinde ‘Anasınıfsız Okul Kalmasın’ projesine aktararak katkıda bulundu.

ESRA KIZILTAȘ

BURCU ZİYAL

ESRA İNCE EFE


davet

EDA TÜRKER

ARZU KAPROL

SEDA KAȘIBEYAZ

Yetișkin katılımcılar, fuaye alanında açılan stantlardan bol bol alıșveriș yapma imkanı buldular.

BİLGE EREN

ÖZGE BORAK


YAMAN ONAN, ÖZLEM CANKURTARAN, SILA ÖZTÜRK

Birbirinden renkli ve özel atölyelerde kahkaha dolu bir gün geçiren çocuklar, eğlencenin tadına vardılar.

GÜLNUR GÜNEȘ

ASLI HÜNEL

PERVİN ERSOY


รถzel


Asil, Zarif ve Büyüleyici Güzelliğiyle

Aslisah Alkoçlar Göz kamaștıran güzelliği, Yeșilçam’ın efsanesi Hülya Koçyiğit’e olan inanılmaz benzerliği ve muhteșem enerjisiyle objektiflerimizin karșısına geçen Aslıșah Alkoçlar, iș ve özel hayatına dair sorduğumuz tüm sorulara içtenlikle yanıt verdi… Merakla okuyacağınız röportajı ve renkli kareleri sizlerle bulușturuyoruz…

RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN FOTOĞRAFLAR: COŞKUN TURGUT BACKSTAGE: ERSİN AL SAÇ: ÇAĞLA YILMAZ MAKYAJ: FATMA ŞAHİN ERDEM


özel

S

üper enerjinle çekimi eğlenceye dönüştürdün... Aslışah’ı anlat bize biraz...

22 Temmuz 1993 doğumluyum, liseyi İstanbul’da Mef’te okudum. Çok yaramaz bir öğrenciydim, disiplin cezalarıyla dolu bir dosyam vardı ama ders notlarım hep iyi olduğu için öğretmenler alttan alıyordu. Üniversiteyi Londra’da King’s College’da okudum. Geçen sene Business Management bölümünden mezun oldum, onu da dereceyle bitirdim. Biraz fazla çalışkan bir öğrenciydim. Şimdi de yüksek lisans yapmayı planlıyorum.

Peki Londra’dan döndükten sonra Türkiye’ye kolay adapte olabildin mi? Çok kolay olduğunu söyleyemeyeceğim. Çünkü, uzun zaman tek başına yaşadıktan sonra tekrar ailenle yaşamak pek kolay olmuyor. Ne de olsa yalnızlığa alışıyosun... Ama ailemden yana çok şanslıyım, çünkü onlarla arkadaş gibiyiz. Tabii arkadaşlarım da buraya hızlıca adapte olmamda çok yardımcı oldular. Beni bir gün bile yalnız bırakmıyorlar ama aklım tabii ki hep Londra’da...

Oradayken Türkiye’nin en çok nelerini özlüyordun?

Tabii ki, yemeklerini ve pazar günkü aile kahvaltılarımızı...

Fakat anladığım kadarıyla şimdi de Londra’yı çok özlüyorsun...

Evet.. Hem de her gün özlüyorum. Ama mezun olduğumdan beri hiç gitmedim, çünkü gidecek olursam tek yön bileti alırım...

Alkoçlar Yönetim Kurulu Üyesi olarak nasıl bir iş hayatın, ne tür sorumlulukların var? Çok aktif bir görevim yok, ayda bir gerçekleşen yönetim kurulu toplantılarında fikirlerimi beyan ediyorum.

Eğitimini aldığın meslek alanından memnun musun? Yoksa baßka bir bölümde okumuş olmak ister miydin? İşletme eğitimi aldım, bu çok geniş kapsamlı ve biliyorum ki bu eğitim, hayatın her alanında bana yardımcı olacak ama yine de en büyük pişmanlığım hukuk okumamış olmam...

Annen ve anneannen gibi oyuncu olmayı düşünmedin mi hiç?

Düşünmedim çünkü, anneannemin setlerinde büyüdüm ve çok zor bir çalışma ortamı olduğunu gördüm. Bunun dışında, şöhret günlük hayatı da çok etkilediği için bu meslekten uzak durmaya karar verdim.

Oyunculuk teklifi alıyor musun peki? Nasıl roller teklif ediliyor?

Oyunculuk teklifi alıyorum, hatta geçenlerde yapımcı bir arkadaşımla daha yeni bunun konusu geçti. Benim her türlü rolü oynayabileceğimi, çünkü mimiklerimin çok güçlü olduğunu söyledi.

Alaçatı’da kendine ait bir otel girişimin olmuştu, devamı nasıl gelişti?

Beş sene boyunca işlettim orayı ama Türkiye’ye temelli dönmeden önce devrettim.

“Birlikte olduğum kişinin en yakın arkadaşı ve sırdaşı olurum…”

180 magdergi.com.tr



รถzel


“Yıldızım yüksek olduğu için her zaman pozitifim…”

Bizim tanıdığımız kadarıyla enerjik, arkadaş canlısı ve sürekli güleryüzlü bir yapın var... Sen nasıl özetlersin kişiliğini?

Ben de kendimi tam olarak böyle özetlerdim aslında... Ben mutlu bir insanım, güne enerjik ve pozitif başlıyorum. Tabii ki gün içerisinde benim de enerjimin düştüğü oluyor ama hemen toparlıyorum... Yıldızım düşük olmadığı için insanların negatif enerjilerinden pek etkilendiğimi düşünmüyorum. Kendime ait bir dünyam ve arkadaşlarım var çünkü...

En sevmediğin özelliklerin neler? Telefonumu açmama huyum...

Peki fiziksel olarak bakarsak en çok beğendiğin ve beğenmediğin yerlerin? Bacaklarım uzun olduğu için çok şanslıyım, ne kadar kilo alırsam alayım çok belli olmuyor. Ama yanaklarımı beğenmediğimi söyleyebilirim, çünkü kilo aldığımda hemen yanaklarım şişiyor.

Stil ikonu olarak öne çıkan isimlerden birisin… Giyim tarzını nasıl özetlersin?

Sezon trendlerini kendime yakıştırdığım sürece kullanmaya çalışıyorum. Bu sene korse, file çorap, terlik modaydı, ben de bunları sade stilime olabildiğince eklemeye çalışıyorum. Kombin konusunda çok risk almayı, fazla desen kullanmayı çok sevmiyorum. Onun yerine renklerle ve tonlarla oynamayı daha çok seviyorum.

En çok beğendiğin stil ikonları?

Yabancılardan; Olivia Palermo, Mira Duma, Lena Perminova, Türk olarak da; Ece Sükan ve Aslı Abbasoğlu.


özel

İstanbul’da yapmaktan en çok keyif aldığın aktiviteler?

ablam pek okumayız, o yüzden genelde anneanneme onları özetletiriz. Çok şanslıyım ki, birbirimizin en yakın arkadaşları gibiyiz ve birlikte zaman geçirmekten çok keyif alırız.

Klasik bir günün nasıl geçiyor?

Neslişah ile iki kardeş olarak fiziksel yönden hiç benzemiyorsunuz ama karakterleriniz benziyor mu?

Sahilde yürüyüş yapmayı çok seviyorum.

Sabah sahilde yürüyüş yaparım, daha sonra da pilatese giderim. Öğlen ise, arkadaşlarımla yemek yedikten sonra iş durumuma göre şirkete giderim, çekimim varsa çekime giderim. Akşamüstü de yine hafif bir cardio yapar ve eve dönerim.

Formunu nasıl koruyorsun? Günde kaç gün, kaç saat, hangi sporları yapıyorsun?

Düzenli cardio, functional training ve pilates ağırlıklı olarak haftada beş gün spor yapıyorum. Enerjime bağlı olarak bazen günde iki hatta üç antrenman bile yapabiliyorum.

Anneannene benzetiyor musun sen de kendini?

Hem de çok benzetiyorum! İnşallah yaş aldıkça da güzelleşirim onun gibi ve daha da çok benzerim…

Üç nesil olarak her zaman merak edilen ve örnek gösterilenler arasındasınız... Anneannen, annen, ablan ve sen aynı frekanslarda mısınız, ortak zevkleriniz neler?

Çok doğru, gerçekten hepimiz aynı frekanstayız, birbirimizle en yakın arkadaş ve sırdaşız. Dörtlü olarak, babam ve dedem olmadan çok sık tatilimiz olur, çok güleriz birlikte… Anneannem çok kitap okur, ben ve

184 magdergi.com.tr

Karakterlerimizin benzediği noktalar var; ikimizin de enerjisi yüksek, ikimiz de komiğiz, gülmeyi çok severiz, ses tonlarımız ve mimiklerimiz aynı, hatta çoğunlukla olaylara verdiğimiz tepkiler bile aynı.

Sana yapılmasından asla hoşlanmadığın şey nedir? Yalan söylenmesine kesinlikle tahammül edemem.

Yakın dönemde gerçekleştirmeyi planladığın projelerinden bahseder misin biraz?

Öncelikle, yüksek lisans eğitimi almayı düşünüyorum. Onun dışında da, stil, spor ve sağlıklı yaşam ile ilgili bir iş yapmayı düşünüyorum ama daha fikir aşamasında olduğu için detaylandıramıyorum.

Ve tabii ki aşk... Ne ifade ediyor senin için aşk?

Aşk çok güzel bir duygu ve hayatı biriyle paylaşabilmek çok önemli.

Aşık olunca nasıl biri oluyorsun?

Aslında çok değişmiyorum. Belki daha enerjik oluyor olabilirim.



özel

“Londra’yı çok özlüyorum…”

Karşındaki kişinin sana en çok ne yapmasından etkilenir ve ona aşık olursun? Hayatına girecek olan erkek için belli kriterlerin var mı? Ya da ne yaparsa bir anda soğumana sebep olur? Düşünceli ve romantik olması her kadını etkilediği gibi beni de etkiler tabii ki… Özel hissettirilmek çok önemli ama bunun dışında belli bir kriterim yok. Herkesin karşısına iyi niyetli insanlar çıkmasını ümit ediyorum. Bunun yanında, yalana kesinlikle tahammülüm yok, en büyük soğuma sebebim olabilir.

Hakan Sabancı ile olan ilişkinizin bitişi basında çok ses getirdi. Bu süreci nasıl değerlendiriyorsun, neden bitti?

Elle tutulur bir sebebi yok açıkçası… İkimizin de yaşları küçük, bir noktada ayrı hedefler veya istekler var… Bunlar bizi ayrı noktalara getirdi ama ikimiz de bu süreci her genç gibi atlattık.

Şu an aşık mısın?

Şu an kimseye aşık değilim.

Daha çok gençsin ama bir yandan da annen, ablan, anneannen hep genç yaşlarda evlendiler. Senin var mı evlilik hayallerin veya planların?

Benim yok öyle bir planım… Hayat bu, tabii ki ne olacağı belli olmuyor ama ben okumayı ve farklı ülkelerde yaşamayı çok seviyorum. O yüzden ileriye dönük hedeflerim daha çok bu yönde.

Evlendiğin zaman nasıl bir eş olursun?

Bilemiyorum tabii ama iyi bir kız arkadaş olduğumu düşünerek oradan yola çıkarsam iyi bir eş de olurum gibi düşünüyorum. Ben birlikte olduğum kişinin en yakın arkadaşı ve sırdaşı da oluyorum, bu da ilişkinin dinamiği için çok önemli bence…

Son olarak Kadınlar Günü’ne özel olarak tüm kadınlarımıza buradan ne mesaj göndermek istersin?

Bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor, hepsine eşitlik, özgürlük ve mutluluk dolu bir yaşam sürmelerini diliyorum. 

186 magdergi.com.tr


“Kendimi anneanneme çok benzetiyorum…”


davet

Zest’e Yeni Tema Moda dünyasının deneyimli isimlerinden Ferhan İstanbullu ve Mert Aslan’ın kreatif direktörü olduğu ZEST ISTANBUL, Raffles İstanbul Zorlu Center’da düzenlendi. İş, sanat, sosyal yaşam ve televizyon dünyasından ünlülerin de ilgi gösterdiği etkinliğe önemli isimler katıldı. ZEST ISTANBUL kreatif ekibinin her seferinde değişik bir tema ile marka ve tasarımcıları bir araya getirdiği etkinliğin yeni teması, “My Dream Valentine” oldu. Etkinlikte konuklara Sevgililer Günü hediyelerini seçebilecekleri moda ve yaşam tarzı alanında seçkiler sunuldu. Ferhan İstanbullu ile Mert Aslan’ın imzasını taşıyan ve belli temaları baz alarak, tek günlük pop up mağaza projesi çatısında birleştiren ZEST ISTANBUL’un yeni teması “My Dream Valentine” Sevgililer Günü’nde sevdiklerine seçilmiş markalardan özel seçkiler armağan etmek isteyenlere rafine alternatifleriyle keyifli bir alışveriş deneyimi yaşattı. Düzenlenen etkinliğe 30 marka ev sahipliği yaptı. 

188 magdergi.com.tr

FERHAN İSTANBULLU, MERT ASLAN

YASEMİN ÖZİLHAN

SERENAY SARIKAYA


davet

YÖNTEM AKMEN İNANÇ

TUĞÇE ERKİN

Etkinlikte konuklara Sevgililer Günü hediyelerini seçebilecekleri moda ve yașam tarzı alanında seçkiler sunuldu.

DİLEK DÖNMEZ AĞYEL

VERDA ALATON

lası için Daha faz om/online i.c magderg

EMEL AYAYDIN

BERRİN OKÇU




davet

BERRİN ZORLU, TİMUR TİMURKAYNAK, ZAFER KOZANOĞLU, SANEM BİLGİN ERKURT

Kalbinizle Dost Olun

UNICEF’in Türkiye’de yürütülen programlarına destek sağlamak amacıyla UNICEF Türkiye Milli Komitesi Yardım Melekleri Zafer Kozanoğlu, Berrin Zorlu ve UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü Sanem Bilgin Erkurt’un ev sahipliğinde Sunset Grill & Bar’da şık bir öğlen yemeği düzenlendi. İş ve sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin katıldığı öğle yemeği öncesinde kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Timur Timurkaynak, kalp sağlığını koruma konusunda bilinçlendirme amaçlı bir workshop gerçekleştirdi. Prof. Dr. Timurkaynak’ın kalp dostu gıdalarla beslenme konusunda bilgiler aktardığı workshop, gönüllülerin katılımıyla düzenlendi. Sunum sonrası yemeğe katılan bayanlar önlüklerini giyerek suşi yaptılar. UNICEF Türkiye Milli Komitesi Genel Müdürü Sanem Bilgin Erkurt, Türkiye’de yürütülen Kız & Erkek Çocuklar Arasında Eşitlik, Engelli olan Çocuklar, Tarımda Çocuk İşçiliği ve Çocuk Dostu Şehirler çalışmaları hakkında kısa bir sunum yaptı. Sunset Grill & Bar’ın desteğiyle düzenlenen yemeğin tüm geliri, UNICEF’in Türkiye’de yürüttüğü eğitim odaklı çalışmalara aktarıldı. 

192 magdergi.com.tr

HÜLYA KALYONCU



davet

SERAP SARI, SİNEM YILDIRIM

BEYZA ARSLAN

Çocuklara iyilik etmek ve yardım eli uzatmak için İstanbul cemiyetinin bir çok ismi etkinliğe katıldı.

İPEK KÖSE

BURCU ZİYAL

GÜL GÖLGE SAYGI


ASU DENİZ BURHANOĞLU, ESRA TÜZGER

BEGÜM TACİR

BURCU CESUR

FERYAL GÜLMAN

Feryal Gülman, Beyza Arslan, Gül Gölge Saygı gibi isimler Unicef’in etkinliğine katıldı.

TUĞÇE ALTINBAȘ

ESRA DALGIÇ

NEYLAN VARDAR


DOÇ. DR. RANA KARAYALÇIN

HPV Aşısını İhmal Etmeyin

H

PV’ye bağlı siğilleri olan hamile bir kadın, doğum esnasında bu virüsü bebeğine bulaştırabilir…

HPV ciltten cilde temas yoluyla bulaşan bir virüstür. En sık bulaşma, HPV taşıyan kişi ile cinsel ilişki sonucu oluşmaktadır. Çok nadir de olsa HPV’ye bağlı siğilleri olan hamile bir kadın, doğum esnasında bu virüsü bebeğine bulaştırabilir. Bu durumda, bebeğin solunum yollarında oluşacak siğiller, bebekte solunum yetmezliğine neden

olabilir. Yine nadir olarak tuvalet kenarları gibi çevresel yollardan da bulaşabilmektedir. Cinsel olarak aktif yaş grubunda hem kadın hem erkekte HPV görülme sıklığı oldukça yüksektir. Genellikle uzun yıllar belirti ve bulgu vermediği için, kişi partnerine bilmeden bu virüsü bulaştırabilir. Birçok kadın ve erkek hayatının bir döneminde bu virüs ile enfekte olmuş veya olacaktır, bu nedenle oldukça önemlidir. Hiçbir belirti vermeyebilir ve uzun süre dokuda sessizce kalabilir. Bazı tipleri siğil etkenidir. Fakat siğili oluşturan virüsler bu virüsün kanser yapıcı etkisi düşük riskli tipleri tarafından oluşturulur.

advertorial

HPV; ‘Human Papilloma Virus’ bazı tiplerinin siğil (papillom) olması sebebiyle bu șekilde adlandırılmıș bir grup virüstür. Siğil etkeni olmasının yanı sıra bazı tiplerinin rahim ağzı (serviks) kanseriyle ilișkili olması nedeniyle oldukça önemlidir. Bilinen 80’den fazla tipi olup, her tip farklı bir numara ile adlandırılmıștır. Kadın ve erkekleri etkileyen yaklașık 40 tip belirlenmiștir. Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Rana Karayalçın, HPV virüsünün tanısını, korunma yöntemlerini ve belirtilerini anlattı.


HPV uzun sürede dokuda sessiz kalabilir, fark edilmeyebilir…

HPV enfeksiyonu için mevcut bir tedavi yöntemi yoktur. Çoğu olguda virüs bulaştıktan sonra immün sistemi virüsü kendiliğinden temizler. Bu kişilerde virüse bağlı herhangi bir olumsuz etki oluşmaz. Ancak, bazı kişilerde virüs kalıcı olduğu zaman belirti ve bulgu olmasa dahi olumsuz etkileri oluşmaya başlayacaktır. Ancak HPV’ye bağlı gelişen siğillere yönelik uygulamalar yapılabilmektedir. Ayrıca, HPV enfeksiyonu sonucu gelişebilecek rahim ağzı kanserini önleyici çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. Bu nedenle, erken tanıyı sağlayan tarama yöntemlerinin kullanıldığı düzenli jinekolojik muayeneden geçmek son derece önemlidir.

Bu nedenle, aşı öncesi test yaptırılmasına gerek yoktur. Ancak, aşı yaptıran kadınların rahim ağzı kanseri için tarama testlerine devam etmesi gerekir. Aşılar en sık görülen yüksek riskli HPV tiplerine koruyuculuk sağlasa da diğer HPV tipleri ile kanser gelişebilme riski halen mevcuttur.

Kız ve erkek çocuklara uygulanmalıdır…

Aşı, mümkünse cinsel ilişki olmadan önce 11-12 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklarına uygulanmalıdır. (Ancak şu an aşılama standart bir uygulama haline gelmediği için 9-26 yaş arasındaki kızlara ve kadınlara HPV testi yapılmaksızın üç doz halinde uygulanmaktadır.) Son yapılan uygulamalarda kadınlarda, 43 yaşına kadar aşının yapılabileceği ve aynı etkinin var olduğu gözlenmiştir. Dörtlü aşı 0, 2, 6. aylarda 3 doz halinde; ikili aşı 0, 1, 6. aylarda 3 doz halinde uygulanır. Her iki aşının da etkili olabilmesi için mutlaka üç doz olarak kas içerisine (kol veya kalçadan) yapılmalıdır.

Gebe olduğu bilinmeden aşı yapılmış ise gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur…

5 yılın sonunda antikor düzeylerinin yüksek kalması, aşı tekrarına (tekrar doz) gereksinimin olmayacağını göstermektedir. Yani, bugünkü bilgiler ışığında tekrar doz gerekli değildir. Bu konuda klinik çalışmalar devam etmektedir. Anne ve bebek için bilinen bir yan etki olmamasına karşın şu an için gebelikte kullanım önerilmemektedir. İlk doz yapıldıktan sonra gebe kalındıysa gebelik sonrası sıfırdan başlanmalıdır. İki doz yapıldıktan sonra gebelik söz konusu ise, üçüncü doz emzirme döneminde doğumdan sonraki 6. haftadan itibaren güvenle yapılabilir. Gebe olduğu bilinmeden aşı yapılmış ise, gebeliğin sonlandırılmasına gerek yoktur; herhangi bir yan etki gösterilmemiştir. Aşılar emzirme döneminde güvenle yapılabilir. Aşı yerine bağlı olarak tüm aşılarda var olan, kızarıklık, ağrı ve şişlik gibi basit yan etkiler görülebilir. Bu aşılar canlı veya ölü virüs bulundurmadığından yan etki olarak HPV enfeksiyonuna, HPV ilişkili kanser veya ölüme neden olamazlar. 

Çocuklarımıza en büyük hediye HPV aşısı…

Tek eşlilik, ilk cinsel ilişkinin erken yaşta olmaması, kondom kullanımı HPV’den korunmada önemli davranışsal yöntemlerdir. Ancak yüzde yüz koruma sağlamaz, çünkü virüs ciltten cilde temasla geçtiği için kondomun kapatmadığı bölgelerde koruyuculuk yoktur. HPV’den korunmada diğer önemli yol ise; aşıdır. Ülkemizde iki tip HPV aşısı mevcuttur. Bunlardan yüksek riskli HPV tiplerinden en sık görülen ve en riskli iki tipine karşı koruma sağlayan ikili aşı ve bunlara ek olarak genital siğillere sebep olan tipleri de kapsayan dörtlü aşılardır. Her iki aşıda da yüksek riskli HPV tiplerinden HPV 16 ve 18’e karşı antijen mevcuttur ve bu iki tip rahim ağzı kanserlerinin %70-80’inden sorumludur. Aşılar içerisinde bulundurdukları bu iki HPV tipine karşı %100 korurlar. Ayrıca şu an Amerika’da kullanılmakta olup yakın bir zamanda ülkemize de gelecek olan dokuz yüksek riskli (6,11,16,18,31,33,45,52,58) HPV tipine karşı koruma içeren yeni bir dokuzlu aşı mevcuttur. Virüsü sadece kişinin kendi bağışıklık sisteminin yenebileceğini biliyoruz. Aşıların mevcut enfeksiyonu tedavi edici özellikleri bulunmamaktadır. Virüsü sadece kişinin kendi bağışıklık sistemi yenebilir.

HPV aşısı yaptıran kadınlar, yaptırmayan kadınlar ile aynı şekilde taramaya devam etmelidir… Aşı öncesi HPV test sonuçlarının aşının yapılmasında belirleyici bir rolü yoktur. HPV enfeksiyonu olan kişiler de aşı yaptırabilir.

ANKARA


davet

Cemiyetin Yardım Kahvaltısı AYȘE BİÇER,FATMA ÖZYURT

Ahsen Demirci Welness Club’ın sahibi Ahsen Demirci ve Diyetisyen Neslihan Aktepe’nin konuşmacı olarak katıldığı davette kanser hastası çocuklara yardım eli uzatıldı. Ahsen Demirci Welness Club önderliğinde düzenlenen organizasyona Ankara sosyal yaşantısının tanınan simaları ilgi gösterdi. B’corner Lounge’da düzenlenen etkinlikte yardımseverler uzun masalar oluşturdu ve hep birlikte kahvaltı yaptılar. Daha sonra güzellik uzmanı Ahsen Demirci ve Neslihan Aktepe’nin kanser hastalığı ile ilgili sunumları gerçekleşti. Kanser hastalığıyla ilgili farkındalık yaratmak amacıyla gerçekleşen etkinlikten elde edilen tüm gelir kanser hastası çocuklara bağışlandı. 

198 magdergi.com.tr

NESLİHAN AKTEPE

AHSEN DEMİRCİ

GÜLENNUR AYDIN

BERİL ÇAVUȘOĞLU


Atabilge Aka konutlarında Hatüpen’li yaşam başladı... Pencere’ye atılan imza...

Pencere uzmanlık, sorumluluk, tecrübe ve bilgi ister. Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr

facebook.com/hatupen

Telefon: 0312 385 88 50

E-posta: hatupen@hatupen.com.tr

twitter.com/hatupen

instagram.com/hatupen


davet

NURAY AKBACAKOĞLU

ALEV TUNA

FİLİZ DAĞYILMAZ

Kanser hastası çocuklar hakkında farkındalık yaratmak adına gerçekleștirilen davette güzellik uzmanı Ahsen Demirci ve diyetisyen Neslihan Aktepe bir sunum gerçekleștirdi.

OLGA KALEMCİ

GAMZE ÖNSOY GÜNGÖR

AYDAN ÖZDOĞAN



davet

CEREN CAN

MİNE ALP

SEZİN KARA, YELİZ ASLAN

Ankara cemiyetinin yardımsever isimleri kanser hastası çocuklar yararına düzenlenen kahvaltıya katılarak onlara yardım elini uzattı. 202 magdergi.com.tr

AFİTAP AKINCI

HAFİZE AYIK

NESRİN KILAVUZ


röportaj

Göz Kapağı Düşüklüğüne Ameliyatsız Küçük Dokunuşlar Günümüzde sağlıkla ilgili birçok alanda tüm dünyada ameliyatsız hızlı çözümler ön plana çıkmaya bașladı. Cilt dokusunun yapılandırılması, güçlendirilmesi ve sıkıștırılması, ilerleyen teknoloji sayesinde ameliyatsız ve doğal yapısı bozulmadan yapılıyor. Göz kapağı düșüklüğünden kırıșıklıklara kadar birçok bölgede uygulanabilen ameliyatsız tedaviyi Özel İlgi Göz Hastalıkları Merkezi doktorlarından Op. Dr. Neșe Yılmaz anlatıyor...

H

ayata açılan penceremiz olan gözlerimizin etrafını daha güzel, anlamlı ve bakımlı hale getirmek mümkün. Peki, bu ameliyatsız mümkün mü?

Ameliyatsız Gelen Güzellik

Uygulama yapılacak alan cerrahi operasyona gerek kalmadan ve çevre dokulara zarar vermeden sadece buharlaştırılarak ortalama 20 ile 40 dakikada tedavi ediliyor. Ameliyattan korkanlar, bu yöntem ile hiçbir şekilde kesi olmadan, ameliyatsız, kansız, dikişsiz düşük göz kapağı şikayetinden kurtulabilir.

Göz Kapağı Düşüklüğü, Gözaltı Torbalanması, Göz Çevresi Kırışıklıklarında Etkili

Bu teknik sayesinde ameliyattan korkan ya da ameliyat olmasında başka sağlık problemleri nedeniyle engel bulunan hastalarımıza yüz güldürücü müdahale şansımız ortaya çıktı. Ameliyatsız, düşük göz kapağı tedavisi yapılabildiği gibi kazayağı çizgileri, göz kapaklarındaki beyaz ve sarı lekeler, dudak üzeri sigara çizgileri, çeşitli et benleri (yalnızca kesinlikle riski olmayan benler), yara izlerini silme, siğil ve çil tedavileri de yapılabilmektedir.

Ağrı veya Acı Hissedilmiyor

Uygulamadan yarım saat önce yüzeye lokal anestezik krem sürülerek tedavi yapılacak bölge uyuşturuluyor. İşlem sırasında hasta, hiçbir ağrı, sızı hissetmiyor. İşlem sonrasında ise, bir ay boyunca kullanılacak damlayı ve likit güneş koruyuculu fondöteni

uygulama bölgesine sürüyoruz.

5 - 10 Yıl Kalıcılık

Kırışıklıklarda yaşa ve duruma bir-iki sene ortalama bir süre Cerrahi operasyon etkisi ameliyatsız göz kapağı tedavisi, uygulama öncesi ve sonrasında hastaların konforunu üst seviyede tutuyor. Cerrahi operasyonlarda olduğu gibi ameliyatsız göz kapağı tedavisinde de 5-10 yıllık kalıcılık sağlanabiliyor.

Temiz Tutmak Önemli

Uygulama sonrasında hastalarımız, kesintisiz bir ay boyunca damlalarını günde üç kez uygulama bölgesine narin hareketlerle sürmeli ve yüzeyi fondöten ile kapatmalıdır. İlk günden sonra akşamları kimyasal kullanmadan doğal sabunlarla yine narin ve hırpalamadan akşam yüz temizliği yapılmalıdır. 

Sağlayabiliyor

bağlı olarak verilebiliyor. gösteren


ağız tadı

CEREN AKDAĞ, GİZEM - HAKAN HATİPOĞLU

Şahit Olduğumuz Bir Aşk Hikayesi Reality șov dediğimiz, insanların hayatlarını canlı yayınlarda, kameralarla yașaması, hep ilgi çekti. Türkiye’de de BBG evleri, Gelin Kaynana derken ‘Var Mısın Yok Musun?’ yarıșması bizi ekrana kilitledi. Belki de ilk defa gerçek karakterleri, komșumuzu ekranda yarıșırken görüp, onların kazanmasını istedik. Ne kavgalar seyrettik, ne așklar gördük. En gerçeği ise bu yarıșmada bașlayıp Survivor’da evlilikle noktalanan Hakan-Gizem Hatipoğlu așkı oldu. Bu defa ‘Ağız Tadı’nda cümlelerden bal damladı. Mutluluğun resmini kahvaltıda, tereyağlı, ballı ekmekle, Nișantașı-House Cafe’de verdik.

H

akan Hatipoğlu ile ortaokuldan bu yana tanışırız. Aynı mahalle çocuklarıyız. Araya giren yılların ardından ‘Var Mısın Yok Musun’ yarışmasında görünce, yeni bir ekran yüzü çıkacağını anlamıştım. Neredeyse 10 yıldır da ekranda... Ve hala aynı bildiği doğruları savunuyor. Oyunculuk yapıp, oyunculuğu sevemeyen, bir canlı yayın insanı. “Yanımda ‘Yaren’im, Gizem’im olsun bana yeter” diyen bir aşk adamı... Gizem ise ekrana çıktığından bugüne evimizin kızı, güzelliğine nazar değmesin diye üç kere tahtaya vurduğumuz bir isim. Gençliğinde, güzellik yarışmasına katılmak isteyen, Acun Ilıcalı’yı sokakta görüp yarışmak isteğini söyleyen, narin, Survivor’da nasıl yaşadı diye düşündüğün Gizem, aslında çetin ceviz. Hatta Acun bile, Hakan’ın

204 magdergi.com.tr

moralini bozmak için Gizem’i göndermeseler finale kadar kalacağını düşünüyormuş. Olduğu ortama uyum sağlamasıyla şaşırtan Gizem, adanın bir süre sonra bağımlılık yaptığını söylüyor. Orada birbirine destek çıkmalarıyla sınavlardan geçen, palmiye yapraklarıyla evlenme teklifi alan Gizem ve Hakan şimdi 5 yıllık evli. Hakan’ın deyimiyle eksik parçaları tamamlandı. En sevdikleri kahvaltı masasında buluşunca sporcu Hakan’ın evde romantik Hakan’a dönüştüğünü öğreniyorum. Ev işlerinde yardım etmenin dışında kahvaltı hazırlamak Hakan’dan soruluyor. Bir de aileleri yanlarındaysa değmeyin keyiflerine... Kendilerine kurdukları düzenden çok mutlular. Bu düzen kesinlikle rutin hayat anlamına gelmiyor. İkisi de kendi işlerinin peşinde koşturuyor. İyi yaşamak oturmakla olmuyor. Üstelik sosyal medyada takipçileri ile hayatlarını paylaşmaya alışkınlar. Ne de olsa, aşklarının en


başından beri zaten onları seyrediyorduk. Ama yine de Hakan bu konuda biraz dertli: “Kutuplaşma var. Aslında ucuz şeylere takılıp kutuplaşıyoruz. Bu beni üzüyor. Mesela sosyal medyada takım olsun, siyasi fikrin olsun bunlarla ilgili fikir beyan etme konusunda artık geri duruyorum. Arkadaşların bir anda başkasına dönüşüyor. Saygı duymuyoruz. Bir lafın nerelere gittiğini görüyorum. Şaşırıyorum. Yüz yüze yemek yediğin adam beğendiğin bir resim için sana demediğini bırakmıyor. Evet teknolojiyi kullanıyorum ama kötüye gidiyor bu teknolojik işler. Baskı kurulması veya benim öyle yaptığım gibi algılanmasına dayanamıyorum. Bu nedenle arkadaşlarımın olduğu facebook’u kapattım. Çünkü, ben televizyonda iş yaparken de bir mesaj kaygısı yaşıyorum. Gizli hedeflerim var. Yaptıklarımın ülkeye, topluma dokunması gibi isteklerim var. Sonuçta beni bir yarışmacı olarak tanıyabilir ama ne okudum, nasıl kendimi geliştirdim bilmiyor izleyici. Ben çok eğitim aldım. 2009 yılından bugüne medya sektöründeyim. Kendi bilgi birikimimi yansıtıyorum. İnsanlara güzel şeyler aşılamak için çok güzel bir araç televizyon. Ve ben sahicilik dışında olamam. Dünyanın en çok seyredilen yarışması Survivor’da kendin dışında oynamaya kalksan bu 15 gün ortaya sonra çıkar. Ama ben neysem onu taşıyorum olduğum yere.” diyor.

Aşklarını bir dönem ekran önünde yaşadılar. Üzerinden geçen 5 senede neler mi öğrendiler? Sözü onlara verelim:

Hakan: Onu farklı bir yakınlıkta görüyorum. Eksik noktam varmış gibi. Beni çok geliştirdi. Bu kadar tahmin etmiyordum. Gizem: 23 yaşında, çok genç evlendiğim için Hakan bana, “öğreneceğin çok şey var” diyordu. Evet çok şey öğrendim ama Hakan hep çok akıllı ve sakindi. Mesela ben kıskançtım, onu bazen zorluyordum ama o da hep bunların geçeceğini anlattı... Öz güven eksikliğimi o zaman bilmiyordum ama yaşım ilerledikçe değiştim. Hakan: Gizem varken antenlerim kapalı. Onu faklı bir noktada görüyorsanız başkasına gözünüz kaymaz. Evlilik zaten sana bir şey katıyorsa güzel. Büyük bir aileyseniz, onun ailesi ve seninki bir arada mutluysa evlilik mükemmel. Sevgilim, aşkım ve hayatımda bir numarada yer alması çok önemli. Gizem: Ailelerin bir arada olması Hakan’ı çok mutlu ediyor. Bir apartmana hep beraber taşınsak bayılır eminim... Ben de o zamanlar ailesine sahip çıkan karısına da sahip çıkar dedim. İlk zamanlar onun bu kadar bilgili olması beni ürkütüyordu. Kadınlara nasıl davranacağını çok iyi biliyordu. O daha akıllıca alttan alttan kontrol etti beni, anlattı. Yani bizim zamanla tutkuya dönüşen bir aşkımız var.

Hakan: Var Mısın Yok Musun? programından ayrılırken Gizem’den ayrıldığım için üzüldüğümü anladım. Sonra Survivor’da beraberdik zaten. Gizem: Yarışmada arkadaşken Hakan’ın sıcaklığı başladı. Hakan yavaş yavaş aileye girdi. Ailem de onu çok sevdi. Biz ailelerimizden gördüğümüz aşkı yaşıyoruz. Hakan: Uyum var aramızda. Tatil bizim hobimiz. Spontane tatilleri seviyoruz. Avrupa’ya gidip başka dört ülkeye orada karar veriyoruz. Ama tabii Gizem’in 75 kiloluk bavulu ile... Bol bol fotoğraf çekiyoruz... O çekimleri yaparken Gizem mutluysa ben de mutlu oluyorum... Bunun sonucunda da harika resimler çıkıyor. İyi bir ilişkinin sırrı; karşılıklı olarak birbirini mutlu etmekten geçiyor. Birbirimize karşı doğru, inançlı ve vicdanlı davranmaya çalışıyoruz.

Sporcu yumurta yer: Yoğun temponun içinde spor aksatılmıyor bu evde. Hakan düzenli sporunu yaparken yemek yemek de onun için çok önemli. Özellikle, protein açısından zengin yumurta. Kısa bir tarif paylaşalım:

Malzemeler • • • • • • •

2 yumurta akı 2 tam yumurta 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi 5 yemek kaşığı lor peynir Az süt 1 tatlı kaşığı sıvı yağ 6 dal maydanoz

Yapılışı

Yumurtalar köpük köpük olana kadar çırpılır. (Tadı daha güzel olacaktır.) Aynı kaba diğer malzemeler eklenerek karıştırılır. Kısık ateşte üzeri kapatılarak 8-10 dk pişirilir. 


davet

BURCU EMSERSOY, MERVE GÖKNAR İNAL

Lansmana magazin, moda ve medya dünyasından Pınar Altuğ Atacan, Ayșe Özyılmazel, Bianca Somer Türkmen ve Ayșe Kucuroğlu gibi isimler katıldı.

PINAR ALTUĞ ATACAN

Burcu Esmersoy’dan Kapsül Koleksiyon Spor tutkunu iki yakın dost Burcu Esmersoy ve Merve Göknar İnal’ın hayat verdiği, ismini İtalyanca sarışın kelimesinden alan “Biondina”’nın Wepublic için tasarladığı özel kapsül koleksiyonu, birbirinden değerli isimlerin katılımıyla, özel bir lansmanla moda severlere tanıtıldı. Spor yaparken ihtiyaçları doğrultusunda stil sahibi ve konforlu alternatif kıyafetlere ihtiyaç duyan iki yakın dost Burcu Esmersoy ve Merve Göknar İnal, öncelikle kendileri için kişiselleştirdikleri, ardından büyük beğeni gören tarzlarıyla yarattıkları markaları Biondina ile spor giyim stiline yeni bir soluk getirdi. Biondina markasının, özgür ve yeni nesil alışveriş deneyimi ile 100’ün üzerinde yeni, toplamda 500’ü aşkın markayı bünyesinde bulunduran Wepublic için özel olarak hazırlanan kapsül koleksiyonu özel bir davet ile tanıtıldı. İki yakın arkadaşın Wepublic’e özel olarak hazırladıkları 3 parçalık kapsül koleksiyonun yanı sıra markanın oluşturulma hikayesinden de bahseden Burcu Esmersoy, markasının yeni sezon parçalarına dair ipuçları da verdi. 

206 magdergi.com.tr

AYȘE KUCUROĞLU


röportaj

Yaşamın Her Alanına Şık Dokunuşlar NESLİHAN IȘIK

Bașarılı bir tasarımcı olmayı çocukluğundan beri kendine hedef olarak belirleyen Neslihan Ișık, ikinci nesil olduğu firması BMS Mobilya aracılığıyla dünya markalarının en son trend mobilyalarını Türkiye’de müșterileriyle bulușturuyor...

Mobilya sektörüyle tanışmanız nasıl oldu? İş hayatında daha önce hangi alanlarda tecrübeleriniz olmuştu?

Bizim ailede benden başka herkes yüksek mimar ve yaratıcılığın daha büyük boyutları ile uğraşıyor. Annem başarılı bir profesör, uluslararası konferanslarda kültürümüze ait Kerpiç geleneğini paylaşarak çevrecilik ve sağlıklı mimari ile dünyayı kurtarmakla meşgul. Abimle birlikte çocukluğumuzdan beri içinde olduğumuz bu dünyadan çok da uzağa gitmek aklıma dahi gelmedi, yazı yazmadan önce sulu boya resimler yapıyordum. Tasarım yapmak benim için doğal bir evrim oldu. Daha 20 yaşıma bile gelmeden Türkiye’de tasarımlarım üretilir olmuştu. Hızımı alamayıp Los Angeles ve San Francisco’ya kadar uzandım. Herman Miller ve Apple gibi firmalarla çalışma şansını elde ettim.

ortaklık 2012’de koleksiyonları tamamlayan bir ürüne dönüşmüştür. Poltrona Frau’nun 100. yıl kataloğuna giren Ela Sehpası işimizi severek yaptığımızın bir göstergesi olarak tüm dünyada satışa sunulmuştur. Klasikleşen pırıltısıyla aile yadigarı olarak konumlanan, 250 yıllık Fransız kristal üreticisi deneyimi ile Baccarat, 2013’te BMS ailesinin seçkin bir üyesi olmuştur. Her geçen gün artan zengin koleksiyon içeriği ile müzeler, restoranlar, oteller ve seçkin ev dekorasyonunda lüksün

BMS Mobilya olarak ürün yelpazeniz ve ürünlerinizin tarzı hakkında bilgi alabilir miyiz?

BMS; tasarım ile bilgi, realizm ile hayal gücü, fonksiyon ile farklı yaşam biçimlerini yorumlayarak ele aldığı mobilya ve dekorasyon projeleriyle birlikte, danışmanlık veren otuz yıllık lüks mobilya, tasarım ve dekorasyon ofisidir. Değişen trendlere, ihtiyaçlara ve dönemlere ayak uydurmayı sağlayan bir şirket olarak rakiplerimizden farklıyız. Uluslararası yaklaşık 15 markanın ürünlerinin Türkiye’ye getirilmesinde aracı bir kurumuz. Lüks, konforlu, ergonomik, el yapımı gibi detaylar ile ortaya çıkan koltuk, sehpa, yatak, aydınlatma, masa, sandalye, ofis sistemleri, ses yalıtımlı özel duvar panelleri gibi geniş ürün yelpazesine ait ürünlerimiz var. BMS markaları ile ister kişisel ofis odanızı ve iş yerinize ait her alanı, ister aileniz ve sevdikleriniz ile vakit geçireceğiniz mutfak ve banyo hariç her alanı bizimle dekore edebilirsiniz.

Sektörünüzdeki firmalarla yarışabilmek için sadece kalite değil, hizmet de çok önemli. Hizmet konusunda iddianız nedir? Biz hizmet kalitemizde öncelikli olarak müşterimizin ihtiyacını zamanında, en iyi kalitede, değerinde, özel hissettirecek şekilde sağlıyoruz. Bazı projelerimizde proje mimarları ile beraber sabahlıyoruz, bazı projelerimizde markalarımızdan özel üretim için sipariş talebinde bulunuyoruz. Bizde müşterilerimiz için sınır yok. İtalya’ya günübirlik fabrika ziyareti yapmışlığımız var. Mimari temeller üzerine kurulu bir şirket olduğumuz için talepleri ve ihtiyaçları analiz ederek gerekli hizmeti sunarak, müşterilerimizin dekorasyon süreçlerini kolaylaştırıyoruz.

Portföyünüze eklediğiniz ve marka çatınız altında topladığınız firmaları seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz?

BMS, yenilikçi ve özgün tasarımları ile uluslararası alanda lüks segmentte zirvede olmanın gururunu yaşamaktadır. İtalyan el işçiliğiyle lüks deri mobilya ustası Poltrona Frau ile 2006’dan başlayarak gelişen

tanımı olmaya devam etmektedir. Amerikan ofislerini 1960’dan beri şekillendiren, ofis tasarım ikonu Herman Miller ile beraberliğinde, Türkiye’de düzenlenen tasarım bienalleri, tasarım haftaları gibi farklı uluslararası etkinliklerde inovatif tasarım ürünlerinin hikayelerini paylaşma fırsatı yakalayarak kurumsal projelere (ofis, toplantı alanları, cafe) imza atmaya başarıyla devam etmektedir. Temsilcisi olduğumuz firmaların tasarım değerleri, üretim kalitesi ve çalışma prensipleri kadar markalarının tasarım mirasları da bizim için çok önemli ve 100 yılı aşan markalar ile çalışmak bizim için gurur verici.

Yurt içi ve yurt dışında gerçekleşecek farklı 2017 projelerinizden bahsedebilir misiniz?

Mart ayında Herman Miller’in efsane tasarımı AERON performans koltuğunun 23 yıl sonra yeniden yorumlanması şerefine Türkiye lansmanı gerçekleştiriyoruz. Nisan ayında ise Milano Tasarım Haftası’da Baccarat, Poltrona Frau, Herman Miller, Roberti, Fantoni gibi birçok markamızın yeni ürün lansmanlarına katılarak yeni ürün siparişlerini vererek, en son trendleri Türkiye’ye getiriyoruz. Mayıs ayında kişisel olarak beni çok heyecanlandıran proje ile Venedik’te olacağım. Venedik Biennali döneminde gerçekleşecek “ Venice Design 2017” projesi kapsamında özel üretim porselen ürün tasarımım sergilenecek. Yaz döneminde ise son bahar sezonuna hazırlanıyoruz. Eylül ayında gerçekleşecek Aeron Hockey Istanbul turnuvasının marka iş birlikleri, sponsor destekçileri ile beraber stratejik planlamalarını hazırlıyor olacağız. 



Bu bir ilandÄąr.


açılış

CAN GÜRLER, ALBERTO GONZALES CASALS, NECATİ YILMAZ, ÖNDER CAVCAV, İRFAN GÜRLER, OĞUZ ENGİZ

Arte Hastanesi Açıldı Ankara’nın ve sağlık sektörünün açılışını merakla beklediği Arte Hastanesi sağlık sektöründen, iş dünyasından ve siyaset dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı bir törenle açıldı. Ankara Çayyolu’nda yıllardır sağlık hizmeti sunan Arte Tıp Merkezi, Arte Hastanesi olarak sağlık sektörünün hizmetine girdi. Sağlık sektöründen, iş ve siyaset dünyasından birçok davetlinin katılımıyla gerçekleşen açılış, davetlilerin açılış alanına gelmesiyle başladı. Daha sonra açılış kurdelesinin kesilmesi ve kokteyl ile devam eden törende misafirler için canlı müzik dinletisi de sunuldu. 

210 magdergi.com.tr

ȘEHNAZ MADEN, BEGÜM BİNGÖL


Sarıkamış’ta

Kayak Keyfi ve Tarihi Dokusuyla Unutulmaz Bir Tatil Deneyimi... Doğunun Uygar Kenti Kars’ta

Kar's Otel

Halitpaşa Caddesi No: 79 / 36100 KARS, TURKEY T: +90 (474) 212 16 16 • F: +90 (474) 212 55 88 E-posta: karsotel@karsotel.com • www.karsotel.com @ Kar's Otel

@ karsotel

GÜVENSOY GROUP


açılış

BORA - ȘULE KUNT

İLKNUR - ALİ BOZKAYA

ARTE HASTANESİ

BÜȘRA UĞUR

Kurdelenin kesilmesinin ardından kokteyl ile devam eden açılıșta misafirler hastaneyi gezme imkanı buldular.

DİDEM YILDIZ

KUTLU TAMAY

ESRA BAYSAL



davet

Fransız Kozmetik Markası Tanıtıldı DİLVİN BUCAK

SEVİL ERCAN

Fransa’nın yenilikçi ve lüks kozmetik markalarından Aura Chake cilt bakım ürünlerinin tanıtımı Ahsen Demirci Wellness Club’ta gerçekleştirildi. Tanıtımın ev sahipliğini Ahsen Demirci yaptı. Dünyaca ünlü Fransız kozmetik markası Aura Chake, ürünlerini, Ahsen Demirci Wellness Club’ta gerçekleştirilen şık bir davet ile tanıttı. Uygulandığı andan itibaren etkisini göstermeye başlayan ve etkileyici bir görünüm vaat eden Aura Chake kozmetik ürünlerinin tanıtımında cemiyet hayatının seçkin isimleri bir araya geldi. 

214 magdergi.com.tr

AHSEN DEMİRCİ

ÇİÇEK GÜNEY

NESLİHAN AKTEPE

SEDA ÇAVUȘOĞLU

NURGÜL YAVUZARSLAN



HAKAN DEMİREZ

GLC Butik’in sahibi Gülçin Yalçın giyim sektöründeki bașarılarını ve geleceğe yönelik hedeflerini bizlerle paylașıyor...

advertorial

Kalitede Öncü Tasarımlar


G

iyim sektörünü seçmenizin sebebi ne oldu? Rekabetin artmasıyla farklılaşma ve tasarım olguları etki gücünü artırırken, bu sektörde öncü olmak için standart dışı, çarpıcı ve etkili fikirlerle marka iletişiminde farlılık yaratmak için bu yola çıktım.

Kariyer yolculuğunuzu bizimle paylaşır mısınız?

Başarılı olmak için sesinizi çıkarın Biraz da bu nedenle olsa gerek, başarılı bir kariyer için bu yolda azimle devam ettim..

Nerelerle çalışıyorsunuz?

Piyasada yer etmiş sağlam ve kurumsal markalarla çalışıyoruz.

Türkiye’deki ve dünyadaki giyim sektörünü karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?

Türkiye’nin geleceği açısından en önemli sektör olan tekstil ve hazır giyimin her açıdan desteklenmesi büyük önem taşıyor.

İyi bir tasarımcı ve ardından büyük bir firma sahibi olmak isteyen bir kişinin sahip olması gereken karakteristik özellikleri ve aşması gereken kariyer basamakları nelerdir sizce?

Ürünlerinizin öne çıkan özellikleri hakkında bilgi alabilir miyiz?

Disiplin ve farklılık gibi özellikler yapmış olduğumuz iş her ne olursa olsun bizleri yukarı taşıyacaktır. Yapmamız gereken şey ise, doğru zamanda doğru adımlar atmaktır.

Yurt dışına ürün gönderiyor musunuz?

Son olarak yakın dönem projelerinizden ve gerçekleştirmek istediğiniz hedeflerinizden bahseder misiniz?

Kumaşı ve kalitesi en başta gelen özelliğidir. Özellikle de işin uzmanı bir tasarımcı tarafından ele alınırsa muhteşem olur. Şu anda böyle bir gönderimimiz yok, fakat ilerideki planlarım arasında.

Yakın zamanda GLC Butik ve Oran Sarar mağazalarımıza yönelik çok farklı ve adından söz ettirecek projelerimiz var… Bunlar sürpriz. 


davet

Yüz Mühendisliği Şaşırttı NEZEHAT BENLER, HİLAL NUMANOĞLU

Medikal Estetik konusunda Ankara’nın sayılı isimlerinden Dr. Özgür Koldaş ile ünlü stil ve imaj danışmanı Sevgi Soluk “Yüz Mühendisliği” konusunda bir sunum gerçekleştirdi. Ankaralı bloggerların ve stil ve imaj konusunda bilgi edinmek isteyen birçok davetlinin katıldığı etkinlikte misafirler Özgür Koldaş ve Sevgi Soluk’un sunumunu dikkatle dinlediler. Sıcak bir ortamda gerçekleşen sunumda merak edilen sorulara cevap bulan ve eğlenceli bir sohbet ortamında bilgi edinen davetliler Sevgi Soluk ve Özgür Koldaş’a teşekkür etmeyi ihmal etmediler. Yüzlerine yapılan uygulamalar sonucunda farkı hemen gören misafirler bol bol fotoğraf çekerek sosyal medyada paylaştılar. 

218 magdergi.com.tr

ÖZGÜR KOLDAȘ,SEVGİ SOLUK

GÜL BİRCAN, NİLGÜN MIHÇIOĞLU, DEMET TOKGÖZ


Önce Özgür Koldaș ve Sevgi Soluk’un sunumunu dinleyen bloggerlar yüzlerine yapılan uygulamaları fotoğraflayıp sosyal medya da paylaștılar.

BAȘAK ÇELİK, BURCU OKYAY

MERVE YAPICIOĞLU


davet

Sürpriz Kutlamada Aile Pozu Ankara sosyal yaşantısının seçkin isimlerinden Suat Yetişen eşi Özlem Yetişen’in doğum gününü kutlamak için No4 Restaurant’ta sürpriz bir parti düzenledi. No4 Restaurant’ta gerçekleşen sürpriz kutlamaya Yetişen çiftinin yakın arkadaşları katıldı. Tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından SuatÖzlem Yetişen çifti mekana girdi. Her şeyden habersiz mekana gelen Özlem Hanım ise karşısında arkadaşlarını görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Arkadaşlarının tebriklerini ve hediyelerini kabul eden Özlem Hanım arkadaşlarıyla tek tek fotoğraf çektirerek bu mutlu anınını ölümsüzleştirdi. Daha sonra objektiflerimize büyük bir aile pozu veren davetliler gece boyunca doyasıya eğlendiler. 

220 magdergi.com.tr

SUAT - ÖZLEM YETİȘEN


hayatın sesini aç!

Radyo ODTÜ 22 yașında! www.radyoodtu.com.tr


davet

ALİ ABACIOĞLU, MİRAY ERKİN

KEMAL ÖZDENDİR

ÖZLEM KOCAOĞLU

Özenle organize edilen kutlamada günler öncesinden hazırlıklara bașlayan Suat Yetișen arkadașlarını tek tek arayarak No4 Restaurant’a davet etti. 222 magdergi.com.tr

ÖZGÜR ERDEM - ZEYNEP İNCESU

CAN - SEDA ÇAVUȘOĞLU


ÇİĞDEM - GÖKHAN TÜRKTAN

PELİN ZENGİN, MELİHA PEHLİVAN

Ankara iș dünyasının yakından tanıdığı bir çok isim Özlem Yetișen’in sürpriz kutlamasına katıldıı. BURÇAK - ÇAĞLAR ÇİÇEK

DİLARA - SELİM AKIN


Moleküler Görüntüleme Pet/Bt

H

astalıkların erken tanısında bu biyokimyasal değişikliklerin belirlenmesi ve ölçülmesi, henüz kalıcı yapısal değişiklikler oluşmadan tedaviye başlanması büyük önem arz eder. Bu yolla sağlanacak bilgiler hastalığın erken tanısında önemli olduğu kadar, hastalığın oluş mekanizmalarının açıklanmasında, koruyucu tedbirler alınmasında ve tedaviye yanıtın takibinde de oldukça önemlidir. PET/BT, Pozitron Emisyon Tomografisi (PET) ve Bilgisayarlı Tomografi (BT)’nin bir arada bulunduğu, tek hasta yatağına sahip bir görüntüleme sistemidir. Hareketli hasta yatağına yatırılan hastanın ardışık olarak sırasıyla BT ve PET görüntüleri alınır. PET diğer Nükleer Tıp uygulamalarında olduğu gibi, radyoaktif görüntüleme ajanlarının hastaya damar, ağız veya solunum yoluyla uygulandıktan sonra vücut fonksiyonlarının ve metabolizmasının görüntülendiği bir yöntemdir. PET’de kullanılan görüntüleme ajanlarının en önemli farkı vücudun temel biyolojik altyapı taşları olan C (karbon), O2 (oksijen), F (flor) ve N2 (azot) elementlerini içermesi, bu elementler ile çok benzer kimyasal yapılara sahip olması ve vücutta biyolojik olarak bu moleküller gibi davranmasıdır. PET görüntüleme ajanlarının vücut içerisindeki biyolojik davranışlarını tespit ve takip etmek suretiyle hücre, doku ve organların fonksiyonları hakkında moleküler düzeyde bilgi elde etmek mümkündür. PET, henüz yapısal anlamda bir bozukluğun ortaya çıkmadığı, ancak anormal biyokimyasal hareketliliğin başladığı, hastalıkların erken evrelerinde çok önemli bir tanı aracıdır. Sistemin diğer yarısını oluşturan BT ile alınan görüntüler ise, yapısal değişikliklerin belirlenmesinde, yerinin tanımlanmasında, lezyon ve çevre yapılar hakkında detaylı anatomik bilgi sağlanmasında ve PET ile alınan görüntüler üzerinde bazı düzeltmeler yapılmasında kullanılmaktadır. PET/BT, hastada erken ve geç hastalık süreçlerinde ortaya çıkabilecek değişikliklerin tamamını saptama yetisine sahip, yüksek teknolojik bir cihaz olup iyi sağlık hizmeti vermek isteyen sağlık kurumlarında mutlaka bulundurulmalıdır.

PET/BT alanındaki yeni gelişmeler uygulamaları daha basit, hızlı ve karşılanabilir bir düzeye getirmiştir.PET/BT görüntülemedeki önemli konulardan bir tanesi de, hastanın tetkik sırasında aldığı radyasyon dozudur. Yeni sistemler, daha az miktarda PET görüntüleme ajanı ve düşük BT dozlarının kullanılmasına olanak sağlayarak alınan radyasyon dozunu en aza indirgemiştir. PET/BT günümüzde sıklıkla kanser olgularının erken tanısında, evrelenmesinde, nüks olması halinde yeniden evrelenmesinde, hastalık hakkında geleceğe yönelik tahminlerde bulunmada, tedaviye yanıtın takip ve değerlendirilmesinde, uygun biyopsi yerinin belirlenmesinde, radyoterapi planlamasında, nüks ve uzak metastazların gösterilmesinde kullanılmaktadır. Daha az ancak artan bir sıklıkla da kalp hastalıkları (koroner arter hastalığı, kalp kasının canlılığının belirlenmesi, kalp kası hastalıkları, by-pass’lı hasta takibi, vb.), beyin ve sinir hastalıkları (demans, beyin kanseri, biyopsi yeri belirleme, beyin gelişim bozuklukları, parkinson hastalığı, epilepsi, inme, bazı genetik geçişli hastalıklar vb.) ile psikiyatrik hastalıklarda (şizofreni, dikkat bozuklukları, hiperkinetik hastalıklar, anksiyete, panik bozukluklar, konuşma bozuklukları, alkol ve ilaç bağımlılıkları, nörotransmitter ve reseptör bozuklukları vb.) da kullanılmaktadır. Son yıllarda kanser tanı ve tedavisinde önemli gelişmeler olmuş, uygulamalar her bir hasta için kişiselleştirilmiş, aynı rehber molekül, tanı ve tedavi edici özellikleri olan farklı radyoaktif maddelerle birleştirilerek klasik yöntemlere oranla daha etkin ve yan etkileri en aza indirgenmiş şekilde hastaların kullanımına sunulmuştur. İngilizce tedavi (therapy) ve tanı (diagnosis) kelimelerinin birlikte kullanılmasıyla anılan bu yöntemler (theranostics) günümüzde prostat kanseri (görüntüleme Galyum-68 PSMA, tedavi Lutesyum-177 PSMA) ile mide-barsak, akciğer ve endokrin sistem kökenli nöroendokrin tümörlerin (görüntüleme Galyum-68 DOTATATE, tedavi Lutesyum-177 DOTA-TATE) tanı ve tedavisinde başarıyla kullanılmaktadır. Sağladığı katkılar sonucunda hasta gereksiz tıbbi girişim ve testlerden, yararsız tedavi ve komplikasyonlarından, gereksiz masraf ve zaman kaybından da korunmuş olmaktadır. 

advertorial

MEHMET ALİ ÖZGÜVEN

Tüm hastalıklar bașlangıç așamasında normal dıșı gelișen birtakım biyokimyasal değișiklikler șeklinde ortaya çıkar. Bașlangıçta moleküler ve hücresel seviyede olan bu değișiklikler daha sonraki hastalık süreçlerinde doku, organ ve organ sistemlerine yayılarak yapısal ve kalıcı değișikliklere neden olur. Özel Koru Ankara Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Özgüven konu hakkında bilgilendiriyor...



davet

Bilkent Otel’de İtalyan Rüzgarı Ankara’da turizm sektörünün önde gelen kuruluşlarından Bilkent Otel ve Konferans Merkezi, bünyesinde düzenlediği etkinlikler serisine İtalyan Haftasını da ekledi.

GÖLGE ȘEKERAMBER, HAYAL OLCAY

226 magdergi.com.tr

ARDA YURTSEVER

Ankara Bilkent Otel ve Konferans Merkezi’nde “İtalya Yemekleri Haftası” düzenlendi. İtalyan lezzetlerinin tanıtımının gerçekleşeceği etkinliğin açılış resepsiyonu yoğun ilgi gördü. Türk ve yabancı misafirlerin ilgiyle davet ettiği organizasyonda Bilkent Otel ekibi tam kadro olarak misafirlerini karşıladı. Keyifli bir ortamda farklı lezzetler tatma imkanı bulan misafirler, resepsiyon boyunca İtalyan kültürünü keşfetme fırsatı buldular. 

TALYA UÇARYILMAZ

SERTAY - GÖZDE SARGIN


DANİEL VON HOLZEN, GAYE ENCAN

KEREM - EBRU AYKAL

MARIA MARQUEZ

“İtalyan Yemekleri Haftası” nda konuk șef olarak Daniel Evangelista yer aldı.

GÖKNUR - BARAN BÜKE

ESİN ÖZTÜRK, BERRİN GÜNAYDIN, ELİF PEKKAN


kelebek

Cemrelerin Gücü Adına Kalbinizin aldığı kadar sevin insanları, hayvanları, eșyaları... Zorla ne güzellik olur ne de faydası dokunur. Kimselere gösteriș amaçlı bir köpek almayın eve. Kedinizi sosyal medya maymunu yapmayın mesela. Sevginizi eșinize illa ki facebook üstünden ispatlamayın ya da yeni gözlüğünüzü gözümüze sokmayın n’olur... Velhasıl kelam, bahar artık kapıda iken cemrelerin gücü adına bașkası değil, kendiniz olun bu bahar. Yavaș yavaș, sindire sindire bulun benliğinizi ama bulun n’olur...

Collare By Aslı Mutlu

Zm Decor

Siz de benim gibi, gömlekleri çok severim ama almam, çünkü ütü ile uğraşamam diyenlerden misiniz? Collare birçok değişik yaka motifi ile sizlere gardırobunuzda çok farklı bir alternatif sunuyor. Yaz, kış, ilkbahar, sonbahar, her mevsim kullanabileceğiniz bu sevimli yakalar el işi göz nuru yardıma muhtaç bayanlar tarafından üretiliyor. Bir markanın sosyal sorumluluğu varsa benim için tadından yenmez. Benim favorim; gökkuşağı ve kalp desenli yakalar. Ama hepsi birbirinden güzel, muhakkak instagram sayfasına göz atın derim.

Eylül 2014 yılında kurulan bu cici bici dekorasyon markası ZM Decor, çok kısa bir süre içerisinde ev dekorasyon online alışveriş markası haline geldi. Bir kısmının kendi tasarımlarının olduğu, bir kısmının da ithal edildiği, evinizin istediğiniz köşesinde size eşlik edebilecek dekoratif ürünler o kadar neşeli ki... Hadi tık tık’layın zmdecor.com ‘u.

228 magdergi.com.tr


Vintage Istanbul Eskiye duyulan özlem bende her geçen gün daha da artıyor. Eh bu da hayat tarzıma ve stilime yansıyor... Ev objesinden, taktığım yüzüğe kadar, bir hikayenin peşinden koşuyorum bu sıralar. Balat’taki Vintage İstanbul mağazası da ,uzun zamandır radarımda olan ve sizlerle paylaşmak istediğim bir oluşumdu. Mazide kalanlar için sizin de benim gibi burnunuz sızlıyorsa, sahil boyuna ufak bir ziyaret yapın derim.

Der Liebling İstanbul’un enerjisinden ilham alan bu tasarım markası, 2012’den beri şehrin yaratıcılık damarlarından besleniyor. Farklı ve şehirli stile sahip bir koleksiyon...

Off - White

Genç marka, ev eşyasından kılık kıyafete kadar uzanan geniş bir ürün skalasına sahip... Tüm ürünler Milano’da üretiliyor. Bu demek oluyor ki; top quality. Pijama pantolonlarının ve sweatshirt’lerinin hastasıyım. Ve tabii ki posterlerinin...

Vetements Yeteri kadar duydunuz ama ben yazmasam içimde kalırdı. Vetements, Manolo Blahnik ile yaptığı iş birliği ile ilkbahar sezonunda beni can evimden vurdu. Ah, o turuncu saten bot. Saks Fifth Avenue’ya yolunuz düşerse orada tüm koleksiyon mevcut. Bir de gençliğimizin spor markasi Champion’a yeni bir nefes getirdiler ya, ben mutlu olmayayım da kim olsun!

Trend Brand Love Ayça Keser’in instagram sayfasına bayılıyorum. Hem trendleri bu kadar can alıcı noktaları ile vurgulayıp müthiş görsellerle bezeyen hem de klişe olmaktan uzak duran nadide bir hesap... Kesinlikle takip etmelisiniz!

Ekin Saçlıoğlu Yüce önderimizin dediği gibi; “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektir.” Biraz nefes almak için 4 Mart-1 Nisan tarihleri arasında Galata Rum Okulu’nda Ekin Saçlıoğlu sergisini gezmeye ne dersiniz? Saçlıoğlu’nun ‘Bunlar Fabl Değil Çocuklar’ adlı sergisi milyonlarca yıl dünyada yaşamış, ancak günümüzde soyu tükenmiş ya da tükenmeye yüz tutmuş canlılara, nesli tükendi zannedilse de halen var oluş mücadelesi veren hayvan türlerine ve yaşayan fosil bitkiler gibi daha nicelerinin hikayelerine yer veriyor.


davet

Sevgililer Günü’nde Muhteşem Eğlence ESRA SEVGİLİ, GİZEM ÖNAL

Crowne Plaza 14 Şubat Sevgililer Günü için hazırladığı özel programla eğlence severleri Fatih Ürek ve orkestrasıyla buluşturdu. Özel günler için düzenlediği organizasyonlarla Ankaralı eğlence severlerin buluşma adresi olan Crowne Plaza’nın 14 Şubat “Sevgililer Günü” kutlamasında Fatih Ürek sahne aldı. Özel program için önceden rezervasyon yaptıran misafirler salonun tamamını doldururken geceye özel ikramlar davetlilerden tam not aldı. Canlı müzik eşliğinde doyasıya eğlenen ve bu özel günün tadını çıkaran misafirler bol bol eğlendiler. Sahnede yaklaşık 2.5 saat kalan Fatih Ürek’in performansı ve muhteşem şovu davetlilerden tam not aldı. 

230 magdergi.com.tr

FİLİZ - ÖNDER BÜLBÜLOĞLU

SİNEM - UĞUR BÜR


SERDAR AYKUT, SEZEN SONER

MURAT - ÖZLEM BİNER

NURAY GÜL

Sevgililer Günü’nde Crowne Plaza’da eğlenmeyi tercih eden misafirler Fatih Ürek’in muhteșem sahne performansıyla doyasıya eğlendiler. CENGİZ MUTLU, SERAP KESKİN

SERDAR KARLIDAĞ, BERKER BÜLBÜLOĞLU, MURAT ARSLAN


Kültür Sanat

Toplumların en önemli bağlarından olan kültür ve sanatı yașamak ve yașatmak isteyenler için hazırladığımız MAG KÜLTÜR SANAT içeriğimizde sizleri entellektüel bir dünyaya davet ediyoruz...

232 magdergi.com.tr


Engin KORKMAZ

Engin KORKMAZ, 50x80 cm Tuval Üzeri Akrilik Boya 2017

Engin KORKMAZ, 50x80 cm Tuval Üzeri Akrilik Boya 2017

Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A – B Çankaya – 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 Tel: (+90312) 438 86 70 Faks: (+90312) 438 86 72 galerisoyut@gmail.com

w w w . g a l e r i s o y u t . c o m . t r


kültür - sanat

Mustafa Ayaz Müzesi Ünlü Ressam Mustafa Ayaz’ın tamamen kendi olanaklarıyla bașkent Ankara’ya kazandırdığı, Mustafa Ayaz Müzesi ve Plastik Sanatlar Merkezi’ni tüm sanat severlerin mutlaka keșfetmesi gerekiyor...

234 magdergi.com.tr


1

974 yılında, Ankara - Yenimahalle - Şentepe’de yaptığı gecekondu, hem ailesinin hem de resimlerinin yuvası oldu. 16 yıl yaşadığı bu gecekondunun bodrumunu atölye olarak kullandı.

Gece gündüz çalışarak, en güzel eserlerini burada yaptı. Birçok resmini, sergiye ve satışa çıkarmayıp depoda sakladı. Yıllar içinde bu resimler giderek çoğaldı. Bir müze kurmak onun hayaliydi... Bunun üzerine, aklının bir köşesinde hep var olan, kendi adına çağdaş bir müze kurma düşüncesini hayata geçirmeye karar verdi. Bu hayalini hiç kimseden maddi yardım almadan, tamamen resimlerinin satışından elde ettiği gelirle gerçekleştirdi. 2002 yılında, Ankara Balgat’ta bir arsa satın alarak işe koyuldu. Mustafa Ayaz Vakfı Plastik Sanatlar Müzesi’nin inşaatına 2003 yılında başlandı ve 2008 yılında tamamlandı. Müze, 2009 yılında vakıf olarak faaliyete geçti. Vakfın amacı; toplumun her kesimine sanat sevgisini aşılamak, sanat yoluyla toplumu eğitmek, çağdaş Türk sanatının yurt içi ve yurt dışında tanıtılmasına katkıda bulunmaktır. 1720 m² alan üzerinde, 7 kattan oluşan ve 4500 m² kullanım alanına sahip olan müzenin tamamı, ticari kaygılardan uzak ve alternatif kullanım olanakları düşünülmeden, sadece müze olarak tasarlandı ve bu projeye uygun olarak inşa edildi. Mustafa Ayaz

Müzesi, Türkiye’de, amacına yönelik olarak, sıfırdan müze olarak projelendirilen, ilk kişisel plastik sanatlar müzesi olma özelliğini de taşımaktadır. Müzede, galeriler, resim atölyeleri, kütüphane, hediyelik eşya bölümü ve müze kafe bulunmaktadır. Müze’nin, birinci, ikinci ve üçüncü katlarında, Mustafa Ayaz’ın vakfa bağışlamış olduğu, 1968 ve 2008li yıllarına ait, yağlıboya, suluboya, pastel ve karakalem çalışmaları sergilenmektedir. Giriş katında yer alan Mustafa Ayaz Sanat Galerisi, çağdaş plastik sanatların gelişmesi yolunda, yerli ve yabancı sanatçılara yönelik periyodik sergiler ve farklı sanatsal etkinlikler düzenleyerek, sanatseverlerle buluşmaya devam etmektedir. Müzede ayrıca, Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisi Müdürlüğü’ne tahsis edilen bir sergi salonu bulunmakta ve farklı sanatçılara yönelik, periyodik olarak resim ve heykel sergileri düzenlenmektedir. Mustafa Ayaz Müzesi’nde bulunan atölyelerde ise, Güzel Sanatlar Fakültelerine hazırlık, yetişkin ve çocuklara yönelik resim, heykel ve seramik kursları verilmektedir. Mustafa Ayaz Sanat Kursu’nun amacı; hangi yaşta olursa olsun, sanata ilgi duyan ve bu konuda kendini geliştirmek isteyen kişilerle, bilgi ve deneyimlerini paylaşmaktır. 

İletişim

Ziyabey Cad. No:25 Balgat/ANKARA Tel: (312) 285 89 98 - Fax: (312) 286 29 89 www.mustafaayaz.com


davet

KADİRCAN ATALAY, ECE DİNÇ, ÖZGE TURAYLAR, İPEK ERDOĞAN, FULYA KIRTUNÇ

Rotary’nin 112. Yılı Kutlandı Ankara Gazi Rotary Kulübü, Uluslararası Rotary’nin 112. Yılını ve Rotary Vakfı’nın 100. Yılını Swiss Otel’de düzenlenen şık bir balo ile kutladı. Dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan Rotary’nin 112. Yılı, Rotary Vakfı’nın da 100. yılı şık bir balo ile kutlandı. Gazi Rotary Kulübü’nün ev sahipliğinde gerçekleşen baloda uzun yıllardır Rotary’nin içinde bulunan ve hizmet veren üyelere plaket sunuldu. Diğer davetliler ise müzik ve çeşitli ikramlarla eğlenceli bir gece yaşadılar. İş dünyasından birçok tanınmış ismin katıldığı davette konuklar Pınar Ayhan ve orkestrasının şarkılarıyla doyasıya eğlendiler. 

236 magdergi.com.tr

SEVGİ - RECAİ SOLUK



davet

ALEV ȘEN, RUGAYYE AKSU

ESİN - HASAN AKDUMAN, GÜLȘEN TABA

Davetin ev sahipliğini üstlenen Gamze-Kemal Koranel çifti uyumuyla göz kamaștırdı. 238 magdergi.com.tr

GAMZE - KEMAL KORANEL

BURÇAK - SAYGIN YAZICIOĞLU


Sertap YEĞİN Resim Sergisi / Painting Exhibition

Sertap YEĞİN, ‘’Gölgesi Olanlar / Those who have Shadow ’’ 180x240 cm, Tuval Üzeri Yağlıboya / Oil on Canvas 2016

Sergi/Exhibition: 24 Mart/March - 12 Nisan/April 2017

Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A – B Çankaya – 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 Tel: (+90312) 438 86 70 Faks: (+90312) 438 86 72 galerisoyut@gmail.com

w w w . g a l e r i s o y u t . c o m . t r


davet

ERDAL - ȘENEL AYTEKİN

ECEHAN ULUDAĞ

AYȘEGÜL - MURAT ATMACA

Geceye katılanlar arasında Baro Bașkanı Hakan Canduran ve eși Müge Canduran, diyetisyen Hatice Karslıoğlu ve sosyal yașamın yakından tanıdığı bir çok isim katıldı. 240 magdergi.com.tr

MÜGE - HAKAN CANDURAN

HATİCE KARSLIOĞLU

BUĞRA - ÖZLEM DOĞAN


Hakan ERASLAN Resim Sergisi / Painting Exhibition Melankoli - 3 / Melancholia - 3

Sergi/Exhibition: 24 Mart/March - 12 Nisan/April 2017

Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A – B Çankaya – 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 Tel: (+90312) 438 86 70 Faks: (+90312) 438 86 72 galerisoyut@gmail.com

w w w . g a l e r i s o y u t . c o m . t r


röportaj

ARET VARTANYAN

İnsanız Ayıbı Yok İnsanlara kendilerinin oldukları gibi, her halleriyle değerli olduğuklarını anlatmak isteyen ve bunun yolunun, kendini kabul edip sevmekten geçtiğini anlatan Aret Vartanyan, son projelerini bizlerle paylașırken Ankaralı okurlara da sürprizini açıklıyor…

K

itaplarınızla okurlarınıza iletmek istediğiniz mesaj ne oluyor genellikle?

Onlar, her insan gibi oldukları gibi değerli, özel ve sevilmeyi hak ediyorlar. Mevcut koşullarımıza, seçimlerimize bakmadan şunu bilmeliyiz ki; yüreğimizdekileri gerçek kılmak mümkün. Aşk’tan kariyere

242 magdergi.com.tr

yaşamın her kulvarında… Bunun nasıl olacağına dair anahtarları paylaşırken binlerce insanla yaptığım çalışmaların gerçek kesitlerini de kullanıyorum. Son kitabıma gelince; zengin, fakir, yaşlı, genç, şişman, zayıf, Müslüman, Hristiyan, inanmayan, yalnız, evli, boşanmış, oralı, buralı olmak ayıp değil. Sıfatları artırabilirsiniz. Her insan, olduğu gibi değerli ve sevilmeyi hak eder.


Son çıkan, “İnsanız Ayıbı Yok” adlı kitabınızda neyi anlatıyorsunuz? Ben insanlarla sohbet etmek istedim. Birebir, özel... O yüzden an be an benim tarafımda yazarken yaşananları paylaştım. Kahvem bittiğinde yazdım, masama geri geldiğimde onu da yazdım. Kesintisiz bir sohbet yaşadık. Araya sıkıştırdığım hikayeler ise, 1976 insanın gerçek hikayesinden harmanlandı. O yüzden ben yazarken masamın karşısındaki koltuğa oturttuğum okur, okurken kendinden, hayatındaki insanlardan, çevresinden çok şey buluyor. Kitabı okuyanların yorumları da bunu doğruluyor.

En büyük ayıp; insanın, sadece beklenen, istenilen insan olarak kendinden vazgeçmesidir. Öz’den koparak, ‘mana’dan ayrılıp maddeye teslim olmasıdır. Ailenin istediği çocuk, sonra okulun istediği çocuk, mahallenin istediği, sevgilinin istediği, peki ben neredeyim? Ben kimim? Binlerce insanla gerçekleştirdiğim çalışmalara dayanarak söylüyorum ki; sosyo ekonomik yapıdan bağımsız olarak temelde bir değersizlik sorunu yaşıyoruz. Sevilmek, beğenilmek için sürekli bir şeyler yapmak, şekilden şekile girmek gerekiyormuş gibi... Sevilmek, önemli olmak için çırpınıyoruz. Değerli olmak ve ben gibi yaşamak, benim gözümde Yaradan’a ibadet. Sürekli bir şeyin altını çiziyorum; seni sevenler, olduğun gibi severler. Her şeyimizi dışarıdan gelen yorumlara göre değerlendiriyoruz.

yıllardır dinliyorum. Bir dost sohbetinde birlikte bir şey yapmayı önerdiğimde, “İnsanız Ayıbı Yok” gündeme geldi. Şarkı, onun söz yazarı Ozan Turgut’un kardeşi Melike Turgut için yapılmıştı. Orada bir hayal vardı; Melike için bir orman yaratmak. Ardından birlikte yola çıktık, projeyi genişlettik, bir sembole dönüştürdük, sessizliğin ses vermesi dedik. Kitabın arka kapağına da bu ifadenin anlamını taşıdım. Bir milyon ağaç, bir milyon kitap, yüz bin gülümseyen insan... Yüz bin gülümseyen insan projenin ormanla kalmayacağını anlatıyor. Onkoloji servislerinden, şiddet gören kadınlara, çocuk gelinlere kadar geniş bir çerçevede devam edeceğim. Diğer çalışmalarım da bu projeleri destekleyecek.

Aret Vartanyan’ın hataları ya da eksik yönleri nelerdir?

Farkında olduğum, olmadığım hatalarım elbette var. Ancak ben hatalarımı seviyorum. Bugüne kadar, şu yaşıma ve anıma kadar ne yaşandıysa hepsinin arkasındayım, hepsi ‘ben’im, hepsi benim. İnsanlara da bunu söylüyorum; hata yapmaktan korkmayın, hata yapmanız yaşadığınızı gösterir. Önemli olan, gerekli dersleri çıkartmak ve asla yeni şeyler deneme cesaretini kaybetmemek. En önemli şey ise; eksilerinle artılarınla, yanlışlarınla, doğrularınla kendini bütün olarak sevebilmek. Sonrasında değiştirmek istediklerini değiştirirsin, değiştiremezsin önemli değil, sen olduğun gibi bir bütünsün. Ben kendimi olduğum gibi, hatalarımla, eksiklerimle, yanlışlarımla seviyorum ve takılmıyorum. Çünkü, yüreğindekileri gerçek kılabilen insan bu dünyaya değer katıyor. Dünyayı bu hale getirenler; kalıplara, şablonlara takılanlar…

Yaşam felsefeniz nedir?

Yaşam felsefem; bir yaşam felsefemin olmaması. Her şey, her an değişirken ve akarken sabitlenmek çok anlamsız...

Yaşam Atölyesi’nde neler oluyor peki şu an?

İlk haber; Ankara’da da açılıyor! Kadir Has Üniversitesi ile birlikte geliştirdiğimiz danışmanlık programı, her alandan profesyonellere alanlarında veya istedikleri bir alanda danışman olma fırsatını veriyor. Her dönem 15 kişi kabul ediliyor ve 6 ay sürüyor. Mezunlarımıza, tüm pazarlama iletişimi, network ve iş kurma süreçlerinde de tam destek oluyoruz. Atölyemizde sürekli olarak onların workshoplarını da açıyoruz. İstanbul’da 14. dönem, Kıbrıs ve Bursa’da 2. dönem ve Ankara’da ilk dönem açılıyor. Kişisel dönüşüm tarafında ben her iki ayda bir 10 kişilik butik bir sınıf açıyorum. Birlikte gerçekten somut değişimi ve sorunların çözümünü getiren bir süreç yaşıyoruz. Asıl zamanımı ise; karşımdaki insan ile bütünleştiğim, el ele yürüdüğüm özel seanslara ayırıyorum.

Atölyeye olan ilgiden memnun musunuz? Zenginliğin, ünün, yönetici olman, fiziğin, kimliklerin için seni sevenler sabun köpüğü. Bunu şöyle de bağlayabilirim; ben kendimi olduğum gibi sevemiyorken başkaları beni nasıl olduğum gibi sevecek? Bu çok ayıp değil mi? Gökhan yıllar önce televizyon programıma konuk olarak gelmişti. İlk tanışıklığımız böyle başladı. Ardından bir üniversite turunda beraberdik ve biraz daha sohbet ettik. Olduğu gibi olan, samimi, iyi bir insan. Zaten şarkılarını

Tabii ki memnunum; şu ana kadar 2 milyon üyemiz, 300 binden fazla katılımcımız olmuş. Bundan daha önemlisi ise, ortaya çıkan sonuçlar…

Yakın dönemde gerçekleştirmeyi planladığınız yeni projeleriniz var mı?

İnsanız Ayıbı Yok gösterisini başlatacağız ve ardından yeniden ekranlara dönmeyi planlıyorum. Bu süreçte odaklanacağım yeni alan ise, sinema olacak. Sanırım, sıra dışı bir sinema filmi yapma zamanı geldi. 


röportaj

AHMET GÜNEȘTEKİN, GALERIE MICHAEL SCHULTZ

Ahmet Güneştekin’i Galerie Michael Schultz da Temsil Edecek

2

Ahmet Güneștekin’i temsil eden global galeriler arasına Berlin’deki Galerie Michael Schultz da katıldı.

013 yılında Marlborough Gallery ile çalışmaya başlayan ve ardından çok sayıda galeri tarafından temsil edilen Güneştekin’i, Galerie Michael Schultz da temsil edecek. İşlerini sergilediği ve temsil ettiği sanatçılar arasında Gerhard Richter, Anselm Kiefer, Georg Baselitz, Jean-Michel Basquiat, Robert Rauschenberg, Sigmar Polke, Keith Haring, Andy Warhol, Markus Lüpertz ve A.R. Penck yer alan galeri, Güneştekin’in işlerini Berlin’de ilk kez sergilemeye hazırlanıyor.

sanatçının işlerini geniş kapsamlı bir içerikle sergilemek için çalışmalarına başladı.

22 Nisan’da Kunsthalle Dresden’de, ardından da Kunsthalle Brennabor’da Güneştekin’in farklı disiplinlerde çalıştığı işlerini sergileyecek olan galeri, 29 Nisan’da ise Berlin’deki galerisinde

Çağdaş resim ve heykel çalışmalarının gelişimine katkı sağlamak amacıyla 1986 yılında Berlin’de kurulan Galerie Michael Schultz’un Pekin, Seul ve Porto’da galerileri bulunuyor. 

244 magdergi.com.tr

Güneştekin’in çalıştığı gibi özgün işlere çok sık rastlanmadığını belirten galerinin sahibi Michael Schultz, öncelikli amaçlarının Almanya’daki sanat ortamında Güneştekin’e görünürlük kazandırmak olduğunu söyledi. Schultz ayrıca, koleksiyoner ve izleyicilerin Berlin’e akın ettiği Gallery Weekend ile aynı tarihlerde gerçekleşecek 29 Nisan’daki serginin izleyicileri oldukça şaşırtacağı görüşünde.


davet

Yaşam Enerjisi Harekete Geçti IȘIL SARAÇOĞLU, SEVAL BÜYÜKAHISHA

DEMET KULENGİR

Ankara’da günlük giyim tarzında birbirinden farklı tasarımlarıyla ve her ay düzenlediği etkinliklerle öne çıkan Soie Design, Feng Shui etkinliğine ev sahipliği yaptı. Doğada var olan yaşam enerjisini, yaşanılan mekanlarda harekete geçirme yöntemleri olarak bilenen Feng Shui ile ilgili merak edilenleri Dilek Demirci Soie Design’da düzenlenen etkinlikte yanıtladı. Etkinliğin organizasyonunu ve ev sahipliğini ise Soie Design’ın sahibi Özgül Peker üstlendi. Yoğun ilgi gören etkinlikte Feng Shui bir felsefe olarak incelendi ve merak edilenler yanıtlandı. Soru cevap şeklinde ve gayet samimi bir ortamda gerçekleşen etkinlikte sık sık kahkaha sesleri yükselirken ev sahibi Özgül Peker tüm misafirleri ile tek tek ilgilendi ve misafirperverliği ile davetlilerden tam not aldı. 

ÖZGÜL PEKER

DİLEK DEMİRCİ

KÜBRA KARAÖMEROĞLU

SELİN KAYALAR

BELMA ÖZİÇ



Lambader 2.100

Yastık 90

Bluz 340

Pantolon 220

Berjer 2.500

Kırçiçeği Sk. No: 5/3 GOP Ankara +90 505 345 34 34 www.soiedesign.com.tr


davet

Sanatseverler Akın Etti Nesibe Aydın Sanat Akademisi, süregelen kültür sanat etkinliklerine ünlü ressam Leman Düğencioğlu’nun resim sergisini ekledi. Birçok önemli sanatçının eserlerine ev sahipliği yaparak ülkede sanatın ve sanata bakış açısının gelişmesine büyük katkı sağlayan Nesibe Aydın Sanat Akademisi, Kültür Sanat Etkinlikleri kapsamında Leman Düğencioğlu’nun resim sergisine ev sahipliği yaptı. Son dönemde yoğunlaşarak yaptığı eserlerini Nesibe Aydın Sanat Akademisi’nde toplayan ünlü ressamın resim sergisi sanatseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Ressam Leman Düğencioğlu da sergi boyunca hazır bulunarak tüm misafirleriyle ilgilendi. Sanatseverlerin eserleri ile ilgili sorularını yanıtlayan Düğencioğlu sergiye gösterilen alakadan oldukça memnun görünüyordu. 

248 magdergi.com.tr



davet

Geleceğe Işık Tut Anadolu Yakası’nın en gözde alışveriş merkezi Palladium Ataşehir, alanında başarılı ünlü isimlerin fotoğraflarının sergilendiği “Geleceğe Işık Tut” sergisine ev sahipliği yaptı.

HANDAN BAYRAM

250 magdergi.com.tr

NEFİSE KARATAY

Anadolu yakasının en gözde alışveriş merkezi Palladiium Ataşehir alanında başarılı 26 ünlü ismin fotoğraf sanatçısı Handan Bayram’ın deklanşörüne poz verdikleri “Geleceğe Işık Tut” isimli fotoğraf sergisinin tanıtım kokteyline projenin duyurulması için fotoğraflarıyla destek olan Aslıhan Güner, Boran Kuzum, Anıl Altan, Emir Berke Zincidi, Boğaç Aksoy, Burak Demir katıldı. Nefise Karatay da projeye destek amaçlı Palladium Ataşehir’deki tanıtım kokteylindeydi. Serginin amacı okulların ve maddi durumu yetersiz çocukların ihtiyaçlarına cevap vermek. Bugüne kadar binlerce okul ve öğrencinin ihtiyaçlarını karşılayan Ezgi Dilan Yüksel ve Çiğdem Kaplan tarafından kurulan platform her geçen gün çığ gibi büyüyerek çalışmalarına devam ediyor. 

EZGİ DİLA YÜKSEL

ÇİĞDEM KAPLAN

BORAN KUZUM


BURAK DEMİR

EMİR BERKE ZİNCİDİ

BOĞAÇ AKSOY

ASLIHAN GÜNER

Maddi durumu yeterli olmayan çocuklara ve okullara destek vermek için düzenlenen sergi yoğun ilgi gördü. AYȘEN YERȘEN

OKȘAN TAȘKAYA

SELİN ERCAN


kültür - sanat

CENK - İDİL ÇİMEN, PINAR KANBER

Kervansaraylar Haliç’te Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn, 25 Șubat Cumartesi günü açılan ve Mart ayı boyunca devam edecek “Kervansaraylar Haliç’te” adlı eșsiz sergiye ev sahipliği yapıyor. 252 magdergi.com.tr


Ç

ağdaş Türk resminin önemli genç temsilcilerinden, Pınar Kanber’in ‘Kervansaraylar Haliç’te’ sergisi AYA Gallery tarafından Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da sanatseverler ile buluştu. Mart ayı boyunca devam edecek sergide, Pınar Kanber gerçekçi mimari anlayışı, modern sanat düzenlemesi içinde bugün ve geçmiş arasında kurduğu köprüyle, Anadolu Kervansaraylarını derinlemesine ele alıyor.

Anadolu coğrafi konumu nedeni ile her zaman bir geçit ve köprü görevi gördüğünü belirten Kanber, ‘Yüzyıllar içerisinde, bu yollar üzerinde ticareti geliştirmek ve yolların güvenliğini sağlamak amacı ile 30 – 40 km. aralıklarla kervansaraylar kurulmuş, fakat tarihi miras olarak adlandırdığımız bu Kervansaray ve diğer gördüğüm Kervansarayların yok olmaya mahkum olması, taşlarının kullanılmak için yıkılmaları, ortalarından yolların geçmesi ve birçoğunun tamamen tahrip edilmesi ve yerlerinin bile bilinmemesi beni çok etkiledi. Yüreğimdeki bütün devinimler, gizler, duygular ve dışavurumlar ile onları resmetmeye başladım. Resmi araç olarak kullanarak geçmişi vurgulamak ve Kervansarayların varlığına farkındalık yaratmak istedim. Yeniden ve yeniden üretmek onların seslerini renkler aracılığı ile duyurmak için.’ dedi. Kaderine terk edilmiş, unutulmuş, yok olmaya yüz tutmuş, eskimiş, solmuş Kervansaraylar Pınar Kanber’in eşsiz anlatımıyla evrensel barış ve birlik için dile geliyor. Bu eşsiz sergi Mart ayı boyunca Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn – Golden Art Gallery by AYA’da görülebilir.. 

YULIYA ERGENE


davet

ÖZDEN TOKER

Baba Kız Konser Sundu İnönü Vakfı ve Anadolu Çağdaş Eğitim Vakfı (ANAÇEV) tarafından düzenlenen yardım gecesinde Ayhan Sicimoğlu’nun kızı Ayşe Sicimoğlu ve piyanist Ali Tolga Demirtaş sahne aldı. Ayhan Sicimoğlu’nun sunduğu konser Bilkent Konser Salonu’nda gerçekleşti. İnönü Vakfı Başkanı Özden Toker ve ANAÇEV Başkanı Ayla Hatırlı ev sahipliği yaptığı geceye. iş ve siyaset dünyasının tanınan isimleri yoğun ilgi göstedi. Elde edilen tüm gelirin burslu öğrenciler yararına kullanılacağı konsere katılanlar Ayhan Sicimoğlu’nun, esprileri ile oldukça eğlenceli anlar yaşadı.Paris’te yaşayan ve küçük yaştan itibaren opera söyleyen Ayşe Sicimoğlu ise geniş repertuarı ile müzikseverlere unutamayacakları bir akşam yaşattı. Konserde klasikten caza, Türkçe şarkılardan Fransızca aryalara geniş bir dinleti sunuldu.

254 magdergi.com.tr

GÜLSÜN, ECEM BİLGEHAN


FUNDA BEKİȘOĞLU

NURDAN - YÜKSEL ERİMTAN

BAHAR ORKUN

Bilkent Konser Salonu’ndaki konsere İnönü Vakfı Bașkanı Özden Toker ve ANAÇEV Bașkanı Ayla Hatırlı ev sahipliği yaptı.

ZEYNEP KÖKSALAN

NİRVANA - MEHMET AYDINER


davet

HATİCE AKKOÇ, ÜLKER - ÇAĞIL YILMAZ

NURPERİ ÖZEL

Geceye eski bakanlardan Hikmet Sami Türk ve eși, Milletvekili Gülsün Bilgehan, Bilkent Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Abdullah Atalar, Yönetim Kurulu Üyesi Șermin Savașçı ve eși emekli büyükelçi Hatay Savașçı gibi isimler katıldı. 256 magdergi.com.tr

HATAY - ȘERMİN SAVAȘÇI

FATMA - HİKMET SAMİ TÜRK



üçüncü göz

ZEYNEP ÇİLEK, SİNEM YILDIRIM

İnci Küpeli Ressam Zeynep Çilek Bu ay sizlere, kendisiyle röportaj ve çekim yapmak için kalkıp arkasından Tokyo’ ya gittiğim genç sanatçımız, İnci küpeli ressamımız Zeynep Çilek’i tanıtıyorum. Röportajımın çekimlerini hem Tokyo’da Türk Camisi ve Türk Kültür Merkezi’ ndeki “Tekke Objeleri” sergisinde hem de İstanbul’da Merkür Galeri’deki “Saklı Çeyiz” adlı sergisinde gerçekleștirdik.

T

258 magdergi.com.tr

ürk New East Foundation tarafından daha önce Roma ve Washington’da sergilenen “Tekke Objeleri” koleksiyonu geçtiğimiz Ekim ayı içerisinde Tokyo’ya gitti ve ben de bu sergiye katıldım. Tokyo Camii and Turkish Culture Center içerisindeki alanda sergilenen koleksiyonda,

Türk dünyasının çeşitli yerlerinden toplanmış 500 parça esere yer verildi. Japonya’daki sergi kapsamında, tarihi objelerin yanında, tekke objeleri estetiğinin çağdaş sanat ile yeniden yorumlanan örnekleri de yer alıyordu. Küratör Caridi’nin seçtiği Ressam Zeynep Çilek’in tekke karalamalarından (meşkler) esinlenen ‘contemporary art’ eserleri de, tarihi objelerle bakışımlı olarak izleyiciye sunuldu. Bu eserler arasında, tekke/tarikat şecereleri, keşkül-ü fukarlar, asalar, şifa tasları, tılsımlar, tac-ı şerifler, tekkelerde kullanılan kap, kacak


ve müzik aletlerine kadar tamamen tekke estetiği ile üretilmiş eşyalar ve hat eserleri vardı. Bir sonraki sergisi Contemporary İstanbul’da Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen, Çin’den Viyana’ya, Moskova’dan, Mozambik ve Nijerya’ya kadar, dünyanın farklı pek çok şehrinde üne sahip olan sanatçımız Türkiye’mizin adını yurt dışında başarıyla temsil etmeye devam ediyor. Sanatçımızla en yeni buluşmam İstanbul Nişantaşı’ndaki Merkür Sanat Galerisi’nde gerçekleşti. İnci küpeli sanatçımız Zeynep Çilek, bu kez “Saklı Çeyiz” adlı sergisiyle gelenek, görenek ve gelecek arasında köprüler

Eserlerimde kullandığım imgeleri kendimce başkalaştırıyorum. kurmaktaydı. Sanat tarihinde önemli yeri olan bazı imgeleri, bize özgü desen ve motiflerle harmanlayarak renkli, farklı ve çok derin bir dünya sundu sanatseverlere. Özellikle geometrik çizgileri kullanarak yaptığı çalışmaların içine Hurifi ögeler yerleştirdiği eserler çok yoğun ilgi gördü. “İnsanın kökeniyle ilişkisi, bir ağacın köküyle ilişkisinden farklıdır. Elbette bu insanın köksüz olduğu anlamına gelmez. Sanatçı için hafızayı yitirmek de hafızanın bir anında donup kalmak da kaybolmak demektir. Tarih, kendisine saplanıp kalacağımız ne de kendisine bigane kalacağımız bir gerçekliktir. Fakat, geçmiş günlerin eşsizliği, güzelliği ve zenginliğiyle bahsetmek sanatçıyı eşsiz, zengin ve güzel yapmaz. Çünkü, bir geleneğin yaşayabilmesi için toplumun en azından bunu sürdürmeyi istemesi gerekir.” diyerek bize iç dünyasını ifade eden sanatçımızla yaptığımız keyifli röportajımı siz sevgili MAG okurlarına sunuyorum.

Sanatla ilk ilişkiniz nasıl kuruldu?

Sanat bir iç ses gibi geliyor bana. Renklerini yitirmiş dünyaya renk, kelimeleri yitirmiş duygulara aracı oluyor sanat. Hassas insanlarda ruhlara doğrudan ulaşan bir yol gibi... Sienkiewicz bir romanında ruhsal yaşantıyı yüzmeye benzetmektedir. Yorulmak nedir bilmeden çabalamayan, batmamak için mücadele etmeyen kişinin zihni ve ahlakı dibi boylar. Bir başlangıçtan gelenekle gelecek arasında köprüler, günümüzün çok anlamlı kavramlarından biri olan bulutlar kurarak kendimi bu inşa sürecine katkıda bulunmak arzusuyla dolu buluyorum. Bir sanatçı olarak misyonumu bu çerçevede tanımlıyorum.

Nelerden ilham alırsınız?

Köklerimden ilham alırım. Özellikle modern zamanlarda kültürel saflıktan söz etmek mümkün değildir. Ayrıca, geleneklerin yaşayabilmesi için bir toplumda yaşayan bazı bireylerin onları sürdürmeye gönüllü olması gerekir. Sürekli bir değişimin ortasındayız. Dengeyi sağlamaya kavramları yeniden yorumlamaya çalışıyorum.

Hangi ülkelerde hangi sergileri yaptınız?

Roma’da kişisel bir sergi yaptım. Japonya, Tokyo ve Washington’da resimlerim sergilendi.

İleride yeni sergileriniz olacak mı?

Merkür Galeri ile çalışıyorum. Önümüzdeki dönemlerde yurt içinde ve uluslararası platformlarda güzel projeler yapacağız. Yeni yılda daha çok çalışıyor olacağım kısaca bunu söyleyebilirim.

Türkiye’de sanata ve sanatçıya verilen değer konusunda neler düşünüyorsunuz? Türk sanatçılarının desteğe çokça ihtiyacı var.

Türkiye’de bir sanatçı olarak misyonunuzu nasıl tanımlarsınız?

Gelenekle gelecek arasında köprüler, günümüzün çok anlamlı kavramlarından biri olan bulutlar kurarak kendimi bu inşa sürecine katkıda bulunmak arzusuyla dolu buluyorum. Bir sanatçı olarak misyonumu bu çerçevede tanımlıyorum.

Yurt içinde ve dışında sıklıkla sergileriniz gerçekleşiyor. Yoğunsunuz... Bir gününüz nasıl geçiyor? Sabah kalktığımda kitap okumayı severim, bir süre kitap okur güne sonra güne başlarım. Biraz dağınık çalışırım ben. Bu dağınıklık ile olağanüstü simetriyi aramak hoşuma gidiyor. Ellerimi kirletmekten korkmam. Kullandığım tüm eşyalarım tuval gibiler, her tarafı boya renk renk. Kulağım hep bir yerdedir, bazen müzik bazen bir dost sohbeti eşlik eder.

Bugün 13 yaşındaki Zeynep Çilek’e bir şeyler söyleme imkanınız olsaydı neler söylerdiniz? “Sakın büyüme!” derdim.

Sizce Türkiye, dünyada yeterince tanınıyor mu, yeterli ve doğru tanıtılıyor mu?

Biz biraz sandıklarda saklandık. Tüm sanatçılarımızı heyecanlandırması gereken bir durum bu... Anlatacak o kadar çok şey

Yurt içinde ve uluslararası platformlarda güzel projeler yapacağız. var ki... Büyük bir medeniyetiz, bizim bu coğrafyada şahitlik ettiğimiz ne varsa anlatılmayı bekliyor. Çeyizimiz gibi kapalı sandıklarda yıllarca sakladık sanatımızı. Ben elimden geldiğince gün yüzüne çıkarabilmek için heyecanlanıyorum.

Sergilerinizin konularını neye göre seçiyorsunuz?

Bu topraklarda doğdum, bu kültürle dokundum. Dolayısıyla sabit ayağım burada. Fakat bir yandan da sanatsal arayışlarımı sürdürüyorum ve pergelimi olabildiğince geniş bir çerçevede açmaya çalışıyorum. Eserlerimde kullandığım imgeleri kendimce başkalaştırıyorum.

En sevdiğiniz teknik ve renkler neler?

Teknik, benim hayallerime hizmet eden bir konu gibi düşünüyorum. Her sanatçı gibi kurguladığım temanın en iyi ifadesini, hangi renk, hangi desen ile en güzel anlatırım diyerek boyalarım ve fırçalarım ile işe koyuldum. Bu seride ağırlıklı olarak yağlı boya kullandım ve bunun yanı sıra kendi çeyizimi kullandım. Unuttuğumuz yöntemlerden destek alabilmek için neredeyse unuttuğumuz zamanlara dönüyorum.

Sizce dünyamızda bundan 200 yıl sonra sanat nasıl bir evrim geçirmiş olacak?

Bundan 200 yıl öncesine bakalım. Kübizm, fütürizm, ekspresyonizm, sürrealizm, soyut sanat, pop art, opart, minimalizm, kavramsal sanat, performans sanatları gibi birçok sanat anlayışı ortaya çıkmış. Günümüzde multidisipliner bir sanatçı anlayışı var. Her bir sanatçı, bir akım gibi ve her şey çok çabuk tüketiliyor. Benim fikrim bu hız çağında kalıcı eserler bırakmak için yağlı boyanın yıllara meydan okuyuculuğuna sığınmak. Sanat ideallerin bir ürünüdür. Dönemine özgü hislerden kaynaklanarak onların yankısı ya da aynası olamaz, içinde geleceği yansıtan derin ve etkili güç barındırır. Unutulmuş zamanları ölümsüzleştirir. İçsel ihtiyaçlarımıza kulak verir. 200 yıl sonra da sanat, hep güzeli aramanın peşinde aynı dürtülerle yapılacaktır. 


davet

Yaşam Mozaiği Gayrimenkul sektöründe ve inşaat sektöründe 50 yıla varan tecrübesi olan TEPE ve MESA tarafından hayata geçirilen Park Mozaik konutlarında canlı bir seramik yapma performansı sergilendi. Yaşamkent’te bulunan Park Mozaik konutları ünlü seramik sanatçısı İzzet Temel’in canlı performansına ev sahipliği yaptı. Ankara’ya değer katan ve kısa sürede yüksek bir satış ivmesi yakalayarak adından bahsettiren Park Mozaik Evleri’ndeki etkinliğe çok sayıda seçkin davetli katıldı. Davetliler merakla beklenen proje ile ilgili tüm detayları yakından inceleme fırsatı bulurken Tepe Grup ve Mesa Grup’un üst düzey yöneticileri de davette misafirlerle tek tek ilgilendi. Sanatçı İzzet Temel’in çamurdan yaptığı kadın heykeli ise büyük beğeni topladı.  İZZET TEMEL

260 magdergi.com.tr


ALTAN PALABIYIKOĞLU, SEFA ÇOL

DEMET ERİȘENBAȘ, DEMET AYDIN, YELDA ÇORLU

NEȘE BOYSANOĞLU

YİĞİT BOYSANOĞLU

TOLGA BIYIKOĞLU

ESRA DORA


röportaj

HÜZÜN YÜCEL

Yasaklı Apartman ve Ekolojik Kadın Köyü “Yasaklı Apartman” romanının yazarı Hüzün Yücel; kitabını, yașadığı deneyimi ve ardından ortaya çıkan “Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü Projesi”ni yaptığımız röportajla paylașıyor...

Y

asaklı Apartman romanında özgürlüğünden ve çalışma ortamından vazgeçmeyen, sorunları hep tek başına üstlenen mücadeleci, çalışkan ve yalnız bir kadının hayatını tüm acımasız gerçekliğiyle anlatıyor; Hüzün Yücel... Pek çok kurum ve kuruluştan ödüller alan Yasaklı Apartman, artık kadınların umutsuz ve karanlık dünyalarına renkli kapılar açan mucizevi sihirli değnek oluyor. Çünkü şiddet mağduru, tutunacak dalı olmayan, aile ve yakınlarından destek göremeyen, kendi ürettikleriyle var olmaya çalışan kadınların ekonomiye kazandırılması amacıyla kurulacak olan “Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü’’ çaresiz kadınlara cennet mahal bir yaşam alanı imkanı sunarak Türkiye’de ve dünyada bir ilk olacak.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

27 yıllık gazeteciyim. Mesleğe Sabah Gazetesi ile başladım. Sırasıyla Milliyet, Günaydın, Yurt Haber Ajansı, TV5, TVNET, Flash TV, Tek

262 magdergi.com.tr

Rumeli Televizyonu, Türkiye Haber Ajansı gibi seçkin kurumlarda mesleğimi icra ettim. Haber Koordinatörü olarak www.haberhabere. com’da mesleğime devam ediyorum. Hayatım polis telsizinden geçen olayları dinlemek ve vuku bulan olaylara ilk giden olma yarışı ile geçti. Onca yıl boyunca Türkiye tarihine geçmiş tüm sıcak gündemi yakından takip ederek haber yaptım. TBMM’de soru önergesi verdirecek birçok özel haber yaptım. Kısacası, mesleğimden öğrendiğim tek bir şey var, o da “İnandığın davadan asla vazgeçmeme” inancı oldu.

Yazmayı seviyorsunuz, nasıl başladınız?

Meslek hayatım boyunca pek çok kez kitap yazmaya niyetlendim ancak şartlar bir türlü olanak tanımadı. Sabah Gazetesi’nde muhabirliğe ek olarak “Gönül Abla” köşesine gelen mektuplara cevap yazıyordum, o köşe ile ilgileniyordum. Geçen onca yıla rağmen sakladığım bu mektupları bir kitapta toplamak istedim ama kısmet olmadı. Polis adliyeciyiz biz, orada tanıklık ettiğim hikayeleri yazmaya niyetlendim ama nedense denemelerim hep yarım kaldı. Ancak yıllar sonra hayatımda gelişen bazı olumsuzluklar,


“Yasaklı Apartman” kitabının yazımına zemin hazırladı. Eşimden ayrıldım, işsiz kaldım, yani darbeler üst üste geldi. Zor bir süreçti benim için, acilen bir ev bulup yerleşmem lazımdı. O dönem Flash TV’de çalışıyordum. Bir an önce kendime ait bir dünya kurmak, çocuklarımı da yanıma almak niyetindeyim. Haber merkezinde birlikte çalıştığım bir arkadaşım bana Beyoğlu’nda annelerine ait bir daireleri olduğunu ve bana da uygun bir kira bedeline verebileceklerini, ancak apartmanda sıkıntılı komşular olduğunu söyledi. Daireyi görmek isteyip istemediğimi sordu. Düşünmeden kabul ettim. Bir de denize düşen yılana sarılır misali reddedecek lüksüm yoktu.

Sanırım aksiyon filmi gibi bir apartman?

Aksiyondan çok gerilim platosu demek daha doğru olur. Tam anlamıyla bir kabusun ortasına düşmek diyebiliriz. Gerçi arkadaşım beni bu konuda uyarmıştı, ancak öz güvenim o kadar kuvvetliydi ki gözüm bir şeyi görmedi. Sonuçta, “Bir komşu ne kadar sorunlu olabilirdi ki? En nihayetinde bir orta yol bulunur” diyerek daireye yerleştim. Apartman fena hem de ne fena, yerleştiğim an itibariyle başladı kabus... Gerilim filmlerindeki o karanlık, köhne ve pis apartmanlar gibi apartmandaki kahramanların da hikayeleri kırık döküktü.

Hikayede ilginç komşu profilleri var, öyle değil mi?

Hem de nasıl… O nedenle kitaptaki kahramanların isimlerini ve çalıştıkları kurumları afişe etmek istemedim. Bu nedenle de kahramanların isimlerini değiştirerek yazdım. Giriş katının altında ve en üst katta o sorunlu komşu yaşıyor. Apartmanda bir üniversitenin öğretim görevlisi kardeşi ile birlikte yaşıyor. Yan dairede bir banka müdürü var ve bunların hepsi mülk sahibi. Bir konsoloslukta görevli ateşe kız arkadaşı ile oturuyor. Onun bitişiğinde popüler bir tiyatrocumuz var. Benim bitişik komşum ise, savcının üniversiteye giden oğlu. Bir yazar oturuyordu üst katta, olup bitenlere dayanamayınca evi yarı fiyatına satıp ayrıldı. Böyle bir apartmanda kök söktüren ve kanunları hiçe sayan kötü niyetli bir kadın herkesin hayatını kabusa çevirdi. Bazen kader sizi her adımda çelmeleriyle yıkmaya çalışır ya, işte öyle bir dönemdi. Korkunç bir ayakta kalma sınavıydı sanki. Çünkü her gün ayrı bir olay yaşanıyor, her gün ayrı bir kabusa uyanıyorsun. Bunun üstüne kabus apartmanına taşındıktan birkaç ay sonra işsiz kaldım. Dedim ki; dibe vurmak böyle bir şey sanırım, çaresizlik böyle bir şey... Korkunç geçen bu üç yıl belki de ömrün en unutulmaz, en acı zaman dilimiydi. İşsizlik ve parasızlık ne yazık ki beni oraya mahkum etti. Problemli komşu sadece beni değil, tüm apartman sakinlerini rahatsız etmeye devam ediyor bu arada.

Nasıl geldiniz üstesinden?

Herkesin yakından tanıdığı ünlü bir haber spikeri arkadaşımın önemli katkısı oldu. Kendisiyle çok yakın görüştüğüm, çok sevdiğim değerli dostum beni hiç yalnız bırakmadı. En önemlisi de, bu eserin ortaya çıkmasında önemli etkisi oldu. Değerli dostum o apartmanda beni hiç yalnız bırakmadı. Olaylara ve sürece tanıklık etti ve kalemimin iyi olduğunu söyleyerek bunları mutlaka bir kitapta toplamam gerektiği konusunda ısrar etti. Aynı zamanda kitabın oluşum sürecinde de bana çok destek oldu. Apartmanda yaşayan bir komşum vardı. Van’dan aşiretten kaçıp, İstanbul’a gelmiş ve o apartmanda yaşıyordu. Şiddet görüyordu, hem de en ağırından... Bir gün öldüğü haberini aldım ve bu olay beni çok etkiledi, çok üzüldüm, benim için çaresizliğin son noktasıydı bu gelişme. Çünkü benden yardım istemişti ama onu kurtarmaya gücüm yetmedi. “Yasaklı Apartman”ı yazmaya da o gün karar verdim. Onun için, onun gibi hayata bir sıfır yenik başlamış, şiddet gören, ezilen tüm hemcinslerim için kaleme aldım bu kitabı. İnsanlara onursuz yaşamı dayatan, en iğrenç koşulları sunarak insanlara kötü muamele yapan bu insanların yaptıklarını yanına bırakmamak için mücadeleye başladım.

“Yasaklı Apartman”, projeniz için milat oldu sanırım. Biraz da ondan bahseder misiniz?

Evet, çıkış noktamız Yasaklı Apartman oldu. Kitabı yazarken o apartmanda geçen süreçte etrafım kalabalıktı ama bu kalabalığın içinde yalnızdım. Derdimi, sıkıntımı anlatacak, paylaşacak kimsem

yoktu. Olsa da anlayamıyorlardı. Neden bu apartmandasın, neden çıkmıyorsun, sorularıyla sıkça karşılaştım. İşsizlik, ekonomik sıkıntılar ve sorunlarıma ailemi karıştırmak istememem sebebiyle üç yıl geçirmek zorunda kalmıştım. Bu zaman diliminde de kapısını çalacak ve yardım isteyecek kimseyi bulamadım. Bir kapı olmalıydı… Fakat yoktu… Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü projesi işte böyle doğdu. Kendini yalnız hisseden ve destek bekleyen kadınların gidebilecekleri, kendilerini ifade edebilecekleri, biçimlendirilmeden ya da dışlanmadan tamamen dünya normlarıyla uyumlu bir özgür ifade ortamı bulabilmeliydi. Bu köy kadına umut olmalıydı. İşte bu düşünce beni bugüne taşıdı.

Proje ne aşamada?

Aslında proje bir anlamda başladı sayılır. Mimari projesi Yrd. Doç. Dr. Yüksek Mimar Gülay Yedekçi tarafından hazırlandı. Proje kadınlara kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için destek sağlamayı amaçlıyor. Sürdürülebilir ve erişilebilir tasarım ilkeleriyle hazırlanan proje sevgili Gülay Yedekçi’nin tanımıyla kadınlarımıza cennet mahal bir yaşam alanı imkanı sunuyor. En kısa sürede projeyi hayata geçirmeyi hedefliyoruz.

Proje Türkiye’nin her bölgesinde uygulanacak mı?

Evet, proje her bölgeyi kapsayacak. Özellikle de aile yapısında bir değişim olmasını asla istemiyoruz. Hatta aile yapısını güçlendirmesini planlıyoruz. Akut şiddete maruz kalmış kadın zaten devlet tarafından her türlü olanak sağlanarak koruma altına alınıyor. Bizim proje de akut şiddet dışında sadece eşi ölmüş, kimsesi olmayan ya da destek görmeyen, okuyamayan, geliri olmayan, koruma altına alınan ancak 18 yaş sonrasında kurum dışı kalan dezavantajlı kızlarımız ve muhtaç kadınlarımızı hedefliyor. Proje hayata geçtiğinde sığınma evlerinin yükünü hafifletecek. En önemlisi de, kadın emeğini ekonomiye dönüştürerek, kadının toplumdaki yerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Onu, ayaklarının üzerinde durabilecek konuma getirmeyi hedefliyoruz.

Projenin başarıyla sonuçlanması için kimlerden ne tür destekler bekliyorsunuz? Yüksek egolardan arınarak dünyaya sevgiyle bakmamız gerekiyor. En önemlisi de, her şeyi devletten beklememeliyiz, bizlere de çok iş düşüyor. El ele verip sorunlarımıza merhem olmalıyız. Ancak o zaman altyapısı sağlam güçlü toplum oluruz. Yeniden sevmeyi, gülümsemeyi ve merhametli olmayı öğrenmeliyiz. 


kültür - sanat

Sanat Ve Güzelliğin Buluşması AHMET GÜNEȘTEKİN, SİNEM YILDIRIM, SERAP TİBUK, KORAY ERDOĞAN

Dünyanın en iyi saç ekim merkezlerinden ASMED, sanatla olan bağını ünlü Türk sanatçı Ahmet Güneştekin’in eserleriyle güçlendirdi. ASMED’in Kurucusu Dr. Koray Erdoğan’ın kişisel sanat merakından yola çıkılarak çağdaş Türk sanatının en önemli isimlerinden Güneştekin ile yapılan kurumsal iş birliği çerçevesinde Ataşehir’deki ASMED Özel Tıp Merkezi’nde özel bir davet gerçekleşti. Sinem Yıldırım’ın ev sahipliğinde gerçekleşen gecede, Dr. Koray Erdoğan ve Ahmet Güneştekin misafirlerle sanat ve güzellik dolu anlar paylaştı. Geceye sanat ve cemiyet hayatının önemli isimleri katıldı. 

BURCU ȘENDİR

AYȘE KUCUROĞLU

FİKRET - MERAL ÇALIȘICI


ARZU, BÜȘRA ÖZAL

MÜGE SIRMABIYIK

VERDA PENSO

SEYCAN TANFER, SOFİ MİȘOLAM

MAHBUBE GÜRKAN

ESRA EZMECİ


röportaj

Renklerle Yolculuk Yurt dıșında ve Türkiye’de birçok sergi açan bașarılı resim sanatçısı Yalçın Gökçebağ ile gerçekleștirdiğimiz röportajla renklerin dünyasına giriyoruz...

R

enklerle olan yolculuğunuzu anlatabilir misiniz?

Benim renklerle yolculuğum neredeyse 55-59 yıllık bir zamana dayanıyor... Ben bir köylü çocuğuyum, babam ilk okul öğretmeniydi. Denizli’nin Çal ilçesinin bir köyündeniz. Köy yerinde eğitim bizim zamanımızda çok yoktu, ancak köy enstitüleri ne gidiliyordu. Mesela lise Denizli’nin içinde vardı, Çal’da yoktu. Böyle olunca da tabii öğrenciler, genellikle de çocuklar hep köy enstitülerine gitmek durumunda kaldı. Bende o süreç içinde o akıntıya kapılıp rahmetli babamla beraber Isparta Gönen Köy Enstitüsü sınavına girdim, kazandım ve daha 11 yaşında gurbete gittim. Okumaya başladık derslere girdik, o sıralarda bizim okulun adı değişti Gönen Köy Öğretmen Okulu oldu ama hocalarımız biçimimizi değiştirmedi.

266 magdergi.com.tr

Ankara’yla hiçbir bağlantınız yoktu yani bu zamana kadar?

Ankara’yı hiç bilmezdim. 1962-1963 yılında oraya girdik, ilk defa Ankaralı oluşum da oradan başlar. 1963 yılından daha önce Ankara’ya hiç gelmedim. Denizli, İstanbul ve ardından Ankara oldu. Geliş o geliş... Ankara’da üç sene okudum, Akşehir’e gittim. Akşehir’de resim öğretmenliği yaptım sonra da askerlik... İzmir’de de resim öğretmenliği ve kolej öğretmenliği yapıp ardından birkaç yerde daha resim öğretmenliğinden sonra Ankara’ya geldim.

Resim yapma seçeneğinizi nasıl keşfettiniz, ne zaman keşfettiniz?

Resim yapma yeteneğini, insan kendi keşfetmez, uzmanlar, hocaları keşfeder. Benim yeteneğimi İstanbul Gönen Köy Enstitüsü’nde hocalar keşfetti. İlk defa o zaman fark ettim ben de kendi yeteneğimi


ama daha önce de şöyle bir durum olmuştu. Daha ilk okuldayken bizim Çal yöresi, Çal ilçesi, Çal üzümüyle meşt edilmiş. Çal, çekirdeksiz üzüm ile çok meşhurdur o yüzden bütün köyler üzüm alır satarlar, yetiştirir satarlar. Biz de bu hayatın içerisinde olduğumuzdan dolayı üzüm kamyonları resimlerini çizerdik. O zamanlar masal kahramanları yoktu. Ne olacaksın dediklerinde bile şoför olacağız derdik. İlk defa o çizimlerimde orada sınıf arkadaşlarımdan daha ileri olduğumu fark etti hocalar. İlk defa o zaman bir insan resmini yan profilden yaptım. Meğer insan resmini profilden yapmak o yaş için çok erken bir yaşmış. O yıllarda bizim köydeki okuldaki bütün öğrencilere boya, oyuncak, kalem, defter ve oyuncak yolladılar. Hocam beni çağırıp oyuncak verdi, başka bir arkadaşıma da yağlı boya denk geldi. O zamanlar o boyalardan yoktu Türkiye’de hiç yoktu. Fakat arkadaşım hiç memnun kalmamış, o yüzden benimle değiştirmek istedi. Ben de gerçekten boyaları çok beğenmiştim ve değiştirmeyi kabul ettim. Belki de o boya benim için bir dönüm noktası oldu. Sınıfın bütün resim işlerini ben yapardım; o zamanlar hayat şeridi vardı, aylar vardı, mevsimler vardı, orada yapılan şeyler vardı... Mesela, konumuz Ege Bölgesi olurdu, ben Ege Bölgesinin resmini yapardım pastellerle, hoca çok beğenirdi, hemen asardı... Bunun gibi şeylerle yeteneğim keşfedilmiş oldu...

Resim yapmaya sizi yönlendiren kişi oldu mu?

Hocalarım çok yönlendirdi. Biz Gönen’de iken bahar geldiğinde sabahları saat 5’te kaldırırlardı. Bizim okulun gül bahçeleri vardı, Isparta’yı biliyorsunuz gül yetiştirmesiyle ünlüdür. Gül yağları, gül suyu... Halkın büyük çoğunluğu gül bahçelerindeki hasatlarıyla geçimlerini sağlıyordu. Ve biz sabahları erkenden kalkar, yatılı okulda, köy enstitüsü geleneği gül toplardık. Gül toplamak şimdi romantikmiş gibi geliyor fakat dikeniydi, nemdi, kırağıydı, çok zor olurdu. Yapraklarını teker teker yolmamızı isterlerdi onların. Bir gün resim öğretmeni beni çağırdı, “Sen bundan sonra gül toplamayacaksın, arkadaşların gül toplarken sen resim yapacaksın.” dedi. Meğer beni İstanbul’a hazırlayacakmış. Bir keresinde de herkese bir ödev vermişti, hepimiz yaptık, benimkini aldı. Sulu boya bir resimdi... Kara tahtanın üzerine koydu, “işte sulu boya resim böyle yapılır çocuklar dedi.” O andan sonra sınıfın ressamı oldum ve sık sık arkadaşlarım resim yaptırmaya başladı.

Peki resim yapmak size kendinizi nasıl hissettirir?

Resim yapmanın insan üzerinde çok fazla olumlu etkisi vardır. Tabii kişiye göre de değişir ama bende olumlu etkisi çok faza... Bir resim yaparken kendini yapacağın resmin içinde hissedersin. Mesela şöyle deriz; eşek resmi yapacaksan eşek olacaksın. Yani onun tam içine gireceksin... Dolayısı ile şimdiki tabirle bu dünyadan koparız ve resmettiğimiz dünyaya geçeriz ve bu çok güzel bir şey... Gerçek dünyanın kaosundan, olumsuzluklarından uzaklaşıyorsunuz ve kendi dünyanızda kayboluyorsunuz... Bir başka tarafı da; resim yapmak öyle kolay bir şey değildir, zordur, problem çözmek gibidir. Devamlı problem çıkartır karşındaki resim, onun için ressamla resim arasında bir çekişme vardır. Diğer bir husus ise; sadece tuvalin, fırçaların, boyaların ve sen varsındır, arada hiç kimse yoktur... Yaratıcılığı desteklemek için ressamlar birtakım güçlere sarılmak isterler. O yüzden de ressamların zaman zaman az da olsa psikolojilerinde rahatsızlıklar olabiliyor ama disiplinli olduktan sonra, mesleğini sevdikten sonra, resim yapmak insanla uğraşmadığın için dünyanın en güzel şeyidir.

Sizin yaptığınız resimlerde ilham kaynağı olarak düşündüğünüz bir şey var mı?

İlham kaynağı olmazsa olmaz. Sanatın en önemli şeyidir ilham kaynağı. İlham kaynağı doğadır.

Sizin için mi herkes için mi?

Herkes için öyle ya da öyle olması gerekir. Mesela otomotiv sektöründe bile bu böyledir. Her şeyin ilhamı doğadır... Bazı arabalar köpek balığının bakışlarını yansıtır, bazısı kartalı... Ben de daha çok Anadolu’daki yaşam tarzını, kırları, dağları, evleri, yani bizim insanımızı ve onun kendi doğasındaki yaşam tarzını konu aldım. Çünkü uzun yıllar TRT’de kameramanlık yaptım ve o süre boyunca bütün Türkiye’yi gezdim ama öyle normal bir gezme değil. Yakın çekimlerle, tüm ayrıntılara giriyordum, araştırmalar yapıyordum. Ve bu şekilde ülkemizin doğasının ne kadar güzel olduğunu onun içine girdikçe daha çok fark ettim. Fakat ne yazık ki, yıllar yılı Anadolu hep genel itibariyle ihmal edilmiştir. Mesela İstanbul çok bakımlıdır ama Anadolu öyle değildir, ihmal edilmiştir ve bu sanatta da böyle oluyordu... Baktığınızda, Osmanlı döneminden beri sanat tarihimiz İstanbul’da olur., ressamlar hep oradandır. Bir kez Atatürk zamanında bir kez de İnönü zamanında olmak üzere toplamda iki defa İstanbul’daki ressamlar toplanmış Anadolu’ya dağıtılmış oralarda resimler yapmışlar ama bu kadarla kalmış. Ben ve benim gibi 5-6 ressam daha Anadolu’nun güzelliğini fark ettik ve Anadolu’yu konu alan resimler yaptık. Benim eserlerimde Anadolu’ya ayrılan yer çok geniştir... Karadeniz’den Doğu Anadolu’ya, Doğu Anadolu’dan Ege bölgesine, Antalya’ya, Hatay’a... Her yörenin kendine özgü yetiştirdiği ziraati olsun mimarisi olsun ona göre resimler yaptım.

Kaç tane sergi açtınız bu zaman kadar?

Türkiye’nin çeşitli yerlerinde 45 civarında kişisel sergi açtım. Ama karmalar çok tabii... Uluslararası bienallere katıldım, mesela 2-3 Hint Bienali’nde üçüncülüğüm var, ödüllerim var. Uluslararası çok sergi açtım, yaklaşık 15 sergim yurt dışında oldu. O yüzden kesin sayı bilmiyorum ama en fazla sergi açan ressamlardan biriyim. Önümüzdeki Haziran ayında da İspanya’da açacağız.

Peki yapacağınız resimlerde objeler, renkler nasıl şekilleniyor? Kafanızda nasıl şekillendiriyorsunuz?

Biz ressamların bir yeteneği vardır, ancak bu yetenek benim gibi manzara resmi ya da figüratif resim dediğimiz figür resmi yapanlarda olan bir şeydir. Şöyle ki; boş, beyaz bir zeminde yapacağımız


röportaj

şeyi öncesinde görüyoruz. Bu mimarlar ve heykeltıraşlar için de böyledir. Mesela sen şu an benimle röportaj yaparken bu röportajı dergiye nasıl koyacağını görüyorsundur ama ben onu göremem... Bunun gibi bir şey... Ekspresif resimler deniyor bunlara... Benim boş bir duvarda ya da tuvalde gördüğüm resim bir sonuçtur. Resim yapmak, kafanda oluşanı oraya aktarmaktır. Renkler böyle oluşuyor... Kafanda oluştuktan sonra mesela, burada çay bahçesi olsun diyorsun, onu deyince aklına yemyeşil Karadeniz, yemyeşil ağaçlar, bahçede çay toplayan renkli renkli, kırmızı lı, morlu peştamalli kadınlar bunlar geliyor. Bunlar kafada oluştuktan sonra da renkler oluşuyor. O bakımdan bir ressamın boyalarının çok kaliteli olması lazım. Ben öğrencilerime ben her zaman bu konuda paradan sakınmamalarını tavsiye ederim. Çünkü, resim yapmanın sizi mutlu etmesini istiyorsanız, o boyanın sizin istediğiniz gibi yüzeye girmesi lazım, girmezse, sana itiraz ederse olmaz...

Peki Türkiye’de sanatçıların hak ettiği değeri gördüklerini düşünüyor musunuz?

Türkiye’de benim gibi birkaç ressam var ki bunlar hak edip etmediği meselesinden daha çok değer görüyor mu, onu sorgulamak lazım... Yani, hak ettiği etmediği ayrı, değer görüyor ama bunu yüzdeye vurursak %10 bile değil maalesef... %90’ı tabiri caizse çok zor durumda ve çok zor koşullar altında.

Peki şey midir popüler kültüre hizmet edem ressam daha değerli görüyor, sanatı yapmaya çalışan insan daha az değer görüyor böyle bir şey var mı? Var. O popüler kültürü şey yapan ressamlarda var ondan sonra bunlar esasında aynen dediğin gibi ben onları ayrı bir sınıfa sokuyorum ama bence bir ressamın amacı meşhur olmak değil güzel resim yapmaktır.

Peki mesela hangi renkler insanlarda ne tür duyguları uyandırıyor?

Mesela kırmızı ve pembe renkler insanda tansiyonu yükseltir. Yani insanın psikolojisinde birtakım şeyleri harekete geçirir. Mesela gelinlikler niye beyazdır? Çünkü, beyaz; saflığı, temizliği ve sadeliği temsil eder. Siyah ise, karanlığı temsil ettiği için pek kabul görmez. Siyah sevenlerin, her şeyi karanlık gördüklerini ima ederler, empresonistler renkten bile saymazlar siyahı... Mesela, sulu boyada siyah kullanılmaz. Mavi dinlendiricidir, sonsuzluktur; gök yüzü mavidir, sonsuzdur... Yeşil dinlendiricidir, sarı bazı insanlara şiddeti çağrıştırır, hatta bazısına kırmızı da öyle... Bazı insanlar tarafından da sarı çok beğenilir ve rahatlatıcı bulunur. Sarı güneş ya da buğday sarısı insana çok şiddetli bir güç anımsatır.

Sizin, eserlerinizde daha çok kullandığınız bir renk var mı? Ben iki rengi çok kullanıyorum; biri sarı, diğerii yeşil. Hatta en çok kullandığım yeşil.

Daha çok doğayla ilgili oldukları için mi?

Tabii onunla alakalı... Bir de ben, buğday tarlalarını, ekim biçimle uğraşanları, hasat yapanları resmettiğim için daha çok sarı kullanıyorum.

Köyde yetişmiş olmak da belki...

Tabii oralarda sarı hakimdir. Psikologlar daha iyi bilir ama mesela çocuklar, resimlerinde koyu renkleri çok kullanıyorsa o çocuğun mutsuz bir yaşam sürdiği anlamını çıkarırlar. Esasında insana renklerle beraber resmin kendisi de huzur verir. Ben öyle olaylarla karşılaştım ki hatırladıkça tüylerim diken diken olur. Mesela, bir gün resim yapıyordum, yanıma biri geldi, yanında da bir hanım vardı. Adam konuşamıyordu gırtlağı sarılı, hırıltıyla konuşmaya çalışıyor.

268 magdergi.com.tr

Hanımı, bana teşekkür etmek için geldiklerini söyledi. Neden teşekkür ettiklerini anlayamayıp sordum Adam, iyileşmesinde resimlerimin çok önemli bir yeri olduğunu söyledi. Vakti zamanında kendisi Hacettepe Hastanesi’nde oranın sorumlusu olan bir arkadaşmış... O benim prodiksiyonlarla resimleri her yere koymuş, dolayısıyla oradaki hastalar boş duvara bakmak yerine o resimlere bakmışlar hep, iyi gelmiş... Bazı doktorlar da diyor; Yalçın Göçebağ resimlerini evime asıyorum, onlara bakıyorum, diye... Bunları duyuyorum yani... Bunlar insana huzur veren olaylar. Mesela ben insanları mutlu etmek için resim yapıyorum. Ama şimdi çağdaş sanatta resim, özellikle soyut resim, her şeye eleştirel bakıyor; problemleri açığa çıkarmak istiyor, insanları uyarmak istiyor. Bende diyorum ki; madem insanları harekete geçirmek istiyordunuz, bırakın insanlar da mutlu olsun biraz... Ne var ki bunda, kötü bir şey mi? Çünkü bazen böyle eleştirilere maruz kalıyorum, eleştirel resim yapmadığım için... Hem illa eleştirel bakmak istiyorsanız benim resimlerimde de hep kadınlar çalışır. İşte bu da Türkiye’nin en büyük problemlerinden birisi aslında ama benim resimlerde bunlar hiç dikkate alınmıyor. Ben de illa eleştirel resim yapacağım diye kendimden taviz verecek değilim, böyle gelmişim böyle gideceğim.

Ülkemizdeki ressamların dünyaya açılma konusunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Mesela dünya çapında bir ressam olabilmeye çok özeniyoruz, her ressamın gönlünde bu yatar; bir yerlere ulaşabilmek isteriz, dünya müzelerinde bizim eserlerimizin olmasını isteriz... Ama niye yok? Neden dünyaya açılamıyoruz? Mesela dediğim gibi, ben belki de yurt dışında en çok sergi açan bir ressamım... Fakat koleksiyonlarda ne olacak konusunda kalıyoruz, kendimiz çalıp kendimiz söylüyoruz... Yani bu konuda illa devletten para isteyen yok, bizim devletimiz para isteme benden soğurum senden hesabında zaten... Tamam kimse istemiyor ama en azından mesela ben çok iyi biliyorum ki; dünyadaki bazı cumhurbaşkanları ya da başbakanları yanlarına sanatçıları alıp götürürler veya başka şekilde desteklerler... Bizde de sanatçılarımıza bu tarz destek çalışmaları mutlaka yapılmalı ve dünya tarihine isimleri kazınmalı... 



davet

Yaşam Atölyesi “Yaşam Atölyesi” Kurucusu Aret Vartanyan Tüm Kadın Lobisi (TÜKAL)’nin 2017 etkinlikleri kapsamında Ankara Hilton Otel’de bir söyleşi gerçekleştirdi. Tüm Kadın Lobisi (TÜKAL) 2017 etkinlikleri kapsamında ünlü yazar Aret Vartanyan’ı Ankara Hilton Otel’de TÜKAL üyeleriyle buluşturdu. Kadına şiddet, kadın ve çocuk hakları ve kadının çocuğun olduğu her konu hakkında farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenleyen ve çalışmalar yapan TÜKAL’in etkinliğinde popüler yazar Aret Vartanyan Siyah Gözyaşı Uyanış adlı kitabı hakkında bir söyleşi gerçekleştirdi. Oldukça eğlenceli anlara sahne olan söyleşide hanımlar ünlü yazarın söylediklerini can kulağıyla dinledi. Aret Vartanyan’ın samimi konuşmaları sıcak rüzgarlar estirirken salondan sık sık kahkaha sesleri yükseldi.  ARET VARTANYAN

270 magdergi.com.tr

ZEYNEP KÖKSALAN, BAHAR KARAOĞLU

FUSUN ȘENER

IȘIN KURȘAKLIOĞLU

IȘIK TEKIȘIK


ÖZGÜL PEKER

FERAY, CEYLİN CANDAȘ

AYFER TÜZER

Kadına șiddet, çocuk istismarı vb. konularda etkinlikler düzenleyerek farkındalık yaratan Tükal’in Hilton Otel’de düzenlediği etkinlik yoğun ilgi gördü. NİLÜFER ȘENSÖZ

GÜLENNUR AYDIN

RÜVEYDA AKBAY


röportaj

ASLI KUTLUAY

Hayalperest Olmayı Yeğlerim Bir yola çıkıș hikayesi olan Erime Noktası projesi geçtiğimiz yaz Venedik Mimarlık Bienali açılıșında ve Güney İtalya - Altamura’da Masseria Jesce adlı tarihi binanın altındaki mağarada sergilenmesinin ardından üçüncü durağında 2016 sonbaharında İstanbul Tasarım Bienali paralel etkinlikleri kapsamında Elgiz Müzesi’nde iyimser ve yeni versiyonuyla izleyicilerle buluștu. Bu önemli projeyi ortaya çıkartan Aslı Kutluay projenin tüm detaylarını anlatıyor... 272 magdergi.com.tr


S

izi kısaca tanıdıktan sonra biraz da iş yaşamındaki serüveninizi dinleyebilir miyiz?

Kendimden kısaca bahsetmem gerekirse, ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden mezun oldum, Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nde ise yüksek lisansımı tamamladım. Bir dönem sadece “tasarım” üretmiş olsam da hikayesi olan, kişiye özel, tek parça ürünlere eğilim gösterdim. Ürettiklerimde hep sanatsal bir tat aradım. Bir dönem çok yolculuk yaptım, dünyada gidebildiğim kadar kent; o kentlerde birçok müze ve galeri gezdim. Her dönüşümde gezi notlarımdan ve okuduklarımdan etkilenip atölyeme kapanıp resimler ve heykeller ürettim. Benim

Ürettiklerimde hep sanatsal bir tat aradım. için tasarım ve sanatın kesiştiği bir dünya oluştu ve sonrasında bu hayal ettiğim dünyada yolculuk yapmaya devam ettim. Kitap okumak ve film izlemek benim çok beslendiğim başka bir yolculuk çeşididir. Felsefe, tarih, sanat tarihi, dünyada ve Anadolu topraklarında olup bitenler, yaşadığım coğrafyanın çıkmazları ve zenginlikleri yani, kendi kişisel öyküm her zaman başucumdaki en değerli kitap gibidir.

Venedik Mimarlık Bienali açılışında ve Güney İtalya - Altamura’da Masseria Jesce adlı tarihi binanın altındaki mağarada sergilenmesinin ardından 2016 sonbaharında İstanbul Tasarım Bienali paralel etkinlikleri kapsamında Elgiz Müzesi’nde yeni versiyonuyla izleyicilerle buluşan Erime Noktası adlı projenizi kısaca anlatır mısınız? Bu projede mekan ve sanat işleri arasında ilişki kurmayı hedeflediğim “işlevsiz” mobilyalardan oluşan mekana ve izleyicilerine duyarlılık gösteren, tutarlılığı hedefleyen ve bütünsel yeni seri işler ürettim. “Küresel Isınma” olgusunun yansımaları olan “erime” ve “çatlama” etkilerinin “mobilya” üzerindeki yorumlarını soyut izlerle aktarmaya çalıştım. “En sonunda” kendimizi bulacağımız rahatsız edici senaryoyu sübtil formlardan oluşan işlevsiz mobilya, enstalasyon ve video çalışmamla sunmaya çalıştım.

Bu proje ile gerçekleştirmek istediğiniz öncelikli amacınız neydi? Nasıl bir hedefle bu yola çıktınız?

Bu ürün tasarımları, aynı zamanda doğanın ekolojik dengesine verdiğimiz zararın ötesinde; insan ilişkilerinde ve toplumlararası diyaloglarda kaybettiğimiz kaliteye de dikkat çekerken doğamızdan ve bilincimizden yitirdiklerimizi telafi etme konusunda bir bakış açısı sunuyor ve bir çeşit arınma süreci öneriyor. Ben evrensel bir dilde ürettiğimi düşünüyorum ve dünyanın her yerinde iletişim içinde olduğum birbirimizi sanat diliyle anladığımız bir kabilem olduğunu hayal ediyorum. Bu yolculuk benim aynı zamanda arınma ve kendimi bulma, onlarla buluşma yolculuğum olacak.

Şu ana kadar projenize olan ilgiden memnun musunuz? En çok kimlerden dönüş alıyorsunuz? Şimdiye kadar Türk ve İtalyan basınından çok ilgi aldık.

Mütevazi çabalarımızla oluşturduğumuz PR çalışması sonucunda Elgiz Müzesi sergimizin haberleri Türkiye çapında 3,479,519 kişiye erişti. Projenin iki farklı versiyonu oluştu. Birincisini İtalya’da, ikincisi Anadolu’dan yola çıkacak şekilde tasarladık. Hedeflerimiz arasında üniversitelerle iş birliği yapmak da var. Elgiz Müzesi’nde açılış öncesi moderatörlüğünü Vittorio Urbani’nin gerçekleştirdiği, Mimar Sinan Üniversitesi’nden Prof. T. Melih Görgün, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Asatekin, Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesi’nden Işın Önol, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova, proje geliştiricimiz ve sanat tarihçisi Alessandro Fiorentino ve proje yöneticimiz Deniz Taner Gökçe’nin katıldığı “Sanat ve Tasarım: Estetik ve Yönetiminin Problemleri” konulu bir panel düzenledik. Açılışımızda da Avant Garde Jazz İkilisi Cem Tan ve Bora Çeviker canlı müzik performansı gerçekleştirdi. Geçtiğimiz hafta ODTÜ Tasarım Fabrikası’nda Melting Point projemden bazı ürünlerin yer aldığı “Hayalperest Olmayı Yeğlerim” adlı bir enstalasyon sergisi açtım.

Kaç kişilik bir ekibiniz var? Ekibinizi oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Ekibimizin çekirdek kadrosu oluştu. Bu noktada disiplinler arası ekip çalışmalarının gücüne inanıyorum. Ticari bir kaygımız yok; fikir üretebilecek ve fikirleri hayata geçirebilecek bir ekibiz. Vittorio Urbani küratörümüz, Deniz Taner Gökçe proje yöneticimiz ve Alessandro Fiorentino proje geliştiricimiz olarak bir araya geldik.

Yoğun iş gününüzden sonra kendinizi dinlendirmek için ne tür sosyal aktiviteleri tercih ediyorsunuz? Yoga ve dans benim hayat felsefemle çok uyuşuyor. Sakinleşme ihtiyacı duyduğumda yoga, coşkularımı harekete dönüştürmek istediğim zaman dans ediyorum. Arkadaşlarıma çok düşkünüm; onlarla buluşup sohbet etmeyi severim. Sergi açılışlarını kaçırmamaya çalışırım.

Türk ve İtalyan basınından çok ilgi aldık. Yakın dönemde gerçekleştirmek istediğiniz yeni projeler veya şu anki projenizde geliştirmek istediğiniz yönler var mı?

Hedefimiz arasında Milano Tasarım Haftası var. Projenin sürdürülebilir hale gelmesi için kaynaklar araştırıyoruz. Gelecek seride teknolojiden daha çok faydalanarak hafiflemeyi, dinamik ve hafif bir arşiv olarak düşündüğümüz, deneysel müzikten de faydalanacağımız bizi bir araya getiren hikayeleri video art ya da kısa bir kısa belgesel ile sergilemeyi, her bir ana başlığa denk gelen ürün grubunu bizim gelişimimizle birlikte evrimleştirmeyi hedefliyoruz. Ekibimize her gittiği yerde yeni bir katılım oluyor ve bir anlamda kendi kabilemizi oluşturuyoruz. Amacımız, hümanist mesajımızı gittiğimiz yerlerde fısıldarken dünyayı dolaşmak, sergi açtığımız yerlerde iz bırakmak, bizi izleyen ve iletişim içerisinde olduğumuz yaratıcı bir ekip ile birlikte üretken olmak... 


davet

Kadın Girişimciler Buluştu Fonksiyon Manuel Fizyoterapi Merkezi Kurucusu Eliz Özkaleli Vardar Ankara Girişimci İş Kadınları Derneği (Angikad) üyesi kadınları bir davette ağırladı. Fonksiyon Manuel Fizyoterapi Merkezi’nin sahibi Elif Özkaleli Vardar, Angikad üyelerini bir davet ile ağırladı. Sohbet havasında gerçekleşen davette sağlık, sağlıklı yaşam, sağlık için spor gibi konular hakkında fikir alışverişinde bulunuldu. Uzunca bir masada oturan hanımlar keyifli birkaç saat geçirirken bir yandan da kendileri için hazırlanan leziz ikramlardan tattılar. Davette sık sık kahkaha sesleri yükselirken ev sahibi Elif Özkaleli Vardar sıcakkanlı tavırlarıyla ve misafirperverliğiyle tüm davetlilerden tam not aldı. 

274 magdergi.com.tr

YEȘİM BELLİ, ELİF ÖZKALELİ VARDAR


PR O

O

F

GIDILECEK BIRÇOK YER, İSTANBUL ‘DAKİ EVİNİZ KONAKLAYACAK TEK BIR YER VAR.

Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center, İstanbul manzarasını ayaklarınızın altına seren geniş ve konforlu odaları, ödüllüşefimizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında e şsiz şehir manzarasını seyre dalacağınız, yaratıcı kokteylleriyle kokteylleriyle sizi sizi şaşırtacak dalacağınız, yaratıcı şaşırtacak ve ve Sushi Sushi Lounge’unda Lounge’unda gece gece boyunca boyunca enfes enfes suşiler suşiler 2 tadabileceğiniz Cloud 34 barı, bedeninizi ve ruhunuzu dinlendireceğiniz 3.300 m ’lik Avrupa’nın en büyük büyük tadabileceğiniz Cloud 34 barı, bedeninizi ve ruhunuzu dinlendireceğiniz 3.300 m2’lik Avrupa’nın en eforea Spa’sı ile sizi bekliyor. eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor. Şehrin önemli iş ve alışveriş noktalarına kolay erişilebilecek, merkezi konumuyla konaklamalarınız Hilton Şehrin iş ve alışveriş noktalarına Istanbulönemli Bomonti’de keyfe dönü şüyor. kolay erişilebilecek, merkezi konumuyla konaklamalarınız Hilton Istanbul Bomonti’de keyfe dönüşüyor.

Daha fazla bilgi ve rezervasyon için 3000375 veya 2120'dan bize ula istanbulbomonti.hilton.com

HILTON ISTANBUL BOMONTI HOTEL & CONFERENCE CENTER

şabilirsiniz.

Silahşör 30841| İstanbul00+90 212212 37590+ 30 00| |bomonti.reservations@hilton.com bomonti.reservations@hilton.com Silahsor Caddesi No:42 | Bomonti | BomontiŞişli Şişli | ISTANBUL 30 375


davet

TÜRKAN SABANCI, TUNA ÖZTÜRK İNCİ ARAL, SEMA GÜVENAL

Raffles İstanbul’da Çay Saati Raffles İstanbul Lavinia Lounge’da Türkan Sabancı’nın onur konuğu olduğu ve Tuna Öztürk’ün ev sahipliğini yaptığı özel bir çay daveti gerçekleştirildi. Öztürk’ün yakın arkadaşlarına verdiği davet, güzel bir öğleden sonra geçirmelerini sağladı. Raffles İstanbul Lavinia Lounge’da cemiyet hayatının ünlü isimlerinin katıldığı çay davetinin onur konuğu Türkan Sabancı oldu. Davette; Lavinia Lounge’un çay uzmanları, hangi çayla hangi lezzetlerin eşleşeceği konusunda da davetlilere tavsiyelerde bulundu. Davetin gerçekleştiği Raffles İstanbul Lavinia Lounge’da davetlilerle tesadüfen karşılaşan Ahmet Nazif Zorlu, onlarla kısa bir süre sohbet etti. Her gün 15.00-18.00 saatleri arasında gerçekleştirilen Raffles Çay Saati, ev yapımı tatlı ve tuzlu ikramların zengin çay koleksiyonu ile uyum içinde servis edilmesiyle özel günlerin kutlanmasında, günlük yoğun tempoya ara verilmesinde, iş toplantısı veya alışveriş molası olarak değerlendirilebiliyor. 

276 magdergi.com.tr

BUKET TAȘDELEN, İNCİ GAZİOĞLU


ESİN DEMİRÖREN

SEVAL BAHÇEVAN, MONİK İPEKEL

ZAFER KOZANOĞLU, NURAN CİNGİLLİOĞLU

Lavinia Lounge, adını Amerikalı sanatçı Martin Dawe’in otelin lobisinde bulunan “Lavinia” adlı eserinden alıyor.

NESRİN İLTER

TÜRKAN GÜRSEL, CANAN İMER


röportaj

JULIAN LUIS TETTAMANTI, MELİKE GÖKÇE, CAROLINA ESPINOSA

Arjantin Büyükelçisi ve Eşi ile Çok Özel Ülkemize çok kısa bir süre önce gelmelerine rağmen gösterdikleri uyumla güzel bir bașlangıç yapan ve içtenlikleriyle kültürel benzerliklerimizi çok net ortaya koyan Arjantin Büyükelçisi Julian Luis Tettamanti ve eși Carolina Espinosa röportajımız için bu ay bizi büyükelçilik rezidansında konuk ettiler.

R

öportajımızdan önce Büyükelçi Julian Luis Tettamanti ve eşi Carolina Espinoza ile ettiğimiz sohbet esnasında bana çevrelerinde yeni yeni keşfettikleri yerlerden ve ilgi alanlarından bahsettiler. Böylece sadece kendilerinin değil, tüm ailenin sporla yakından ilgili olduğu ortaya çıkıyor. Özellikle futbol, ragbi ve Carolina Espinoza’nın uzun süredir oynadığı tenis söz konusu oluyor. En önemli kültürel benzerliğimiz olan aileye verdiğimiz değer, onların ailelerini

278 magdergi.com.tr

anlatırken cümlelerinden yansıyan sevgi dolu ifadeyle kendisini gösteriyor. Çocukları, evli olanların eşleri ve torunlarıyla büyük bir aile olma şansına sahip olmuş çift, bazen de onlara olan özlemlerini dile getirdiler. Şehirde tercih ettikleri parkların, yürüyüş yollarının ve beğendikleri restoranların listesi oluşmaya başlamış bile… Onlarla birlikte Türkiye’ye gelen küçük oğulları Türk yemeklerini çok sevdiği için şehirde birçok restoranı deneme fırsatları olmuş. Ülkelerinden getirdikleri meşhur kahvelerinin nefis aroması eşliğinde yaptığımız samimi sohbetin ardından röportajımıza geçtik.


Yaklaşık üç aydan çok az daha fazla süredir Türkiye’desiniz. Alışma süreciniz nasıl geçiyor?

Julian Luis Tettamanti: Şehre adapte olmak bizim için çok kolay oldu. Çünkü Buenos Aires’te aşağı yukarı aynı tür bir yaşam tarzına sahiptik. Yemek alışkanlıklarımızda biraz değişiklikler oldu ama buradaki yemekleri de çok sevdik. Ayrıca burada çok güzel vakit geçiriyoruz.

Türkiye’ye gelmeden önce bu coğrafi bölgede görevli bulundunuz mu? Türkiye ve daha önce görevli olduğunuz ülkeler arasında ne gibi temel farklılıklar var?

Julian Luis Tettamanti: Daha önce bu coğrafi bölgede görevlendirilmemiştim. Çoğunlukla Avrupa, Kuzey Amerika ve Latin Amarika’da görevlendirildim ve uzun süre buralarda görev yaptım. Ama kültürel farklılıklar olsa bile zamanımızda küreselleşme yoluyla medeniyetlerin gittikçe daha da yakınlaştığını görüyoruz. Bence savaşları ve karşıtlıkları önlemenin en önemli yolu da bundan geçiyor.

Türk halkı ve kendi halkınız arasında ne gibi benzerlikler buldunuz?

Julian Luis Tettamanti: Aslında, halklarımız arasında pek çok benzerlikler var. Benzer kültürleri barındırması sebebiyle, Türk kültürü de bunların içinde Arjantin’de çok iyi bilinen bir kültürdür. Orta Doğu’dan gelen insanlar Arjantin’e çok şey getirdi çünkü 1800’lerde Arjantin’e gerçekleşen büyük göçler vardı. Göç edenlerin çoğu Suriye’den ve Lübnan’dan gelen insanlardı ve kökleri Türkiye’den olmasa bile o tarihte Türk pasaportuyla Arjantin’e geldiler. Carolina Espinosa: O tarihlerde sınırlar bugünkünden farklı olduğu için Orta Doğu’dan gelen tüm insanlar Türk pasaportuyla geliyordu. Burada 1810 ve 1900 yılları arasından bahsediyoruz. Dolayısıyla bu bölgeden göç eden tüm insanlar Arjantin’de Türk olarak bilindi.

Türkiye’de görevli olduğunuz süre içerisinde ulaşmak istediğiniz ana hedefleriniz nelerdir?

Julian Luis Tettamanti: Bizim özellikle Türkiye ile olan ilişkilerimizde temennimiz zaten iyi olan ilişkilerimizi daha da ileri düzeylere taşımak. Kültürel, ticari, ekonomik ve siyasi alanlarda yapılacak çok şey olduğuna inanıyoruz. İki ülke arasında bu alanlarda geliştirilecek ilişkilerin hem Arjantin hem de Türk halkı için faydalı olacağına inanıyorum.

Bu ülkeye ya da bu şehre ait geliştirdiğiniz alışkanlıklarınız oldu mu? Herhangi bir yemek ya da bir yer gibi…

Julian Luis Tettamanti: Şu anda bizim için her şey çok yeni olduğundan deneme aşamasındayız. Örneğin; oğlum Türk kebaplarını çok sevdiği için onunla kebap çeşitlerini deniyoruz. Fakat Türk mutfağı çok zengin bir çeşitliliğe sahip olduğu için denenecek çok yemek var. Bunun dışında henüz başka yerlere gitme fırsatımız olmadı ama bir yerlerden başlamak istiyoruz.

Türkiye’de en çok gitmek istediğiniz şehirler veya yerler nerelerdir?

Julian Luis Tettamanti: Türkiye’de görmek istediğimiz çok yer var. Burası büyük bir medeniyetin kurulduğu ve insanlık tarihi için çok önemli olan bir yer. Tarihi yerler, dini önem taşıyan yerler, çeşitli medeniyetlerin kurulduğu yerler o kadar çok ki, görmek istediğimiz yerlerin hepsini görme fırsatımız bile olmayabilir.

Carolina Espinosa: Özellikle Kapadokya’yı görmeyi istiyorum. Daha önce sadece İstanbul’da bulunmuştum ama Kapadokya hakkında çok şey duydum. Bu yüzden öncelikle Kapadokya’ya gitmek istiyorum.

Türkiye ve Arjantin arasında 1910’dan itibaren süregelen ilişkileri nasıl değerlendirirsiniz?

Julian Luis Tettamanti: Her iki tarafın da birbirini çok dikkate aldığı ve iyi niyetli olduğu bir ilişki süregeldi. Tarihte her durumda olduğu gibi iniş çıkışların olduğu zamanlar olmuştur ama her zaman olumlu gelişmelerle sonuçlanmıştır. Türkiye ile ilişkilerimizin de her zaman çok iyi olacağına inanıyorum.

Türkiye’ye gelmeden önce farklı bildiğiniz ama buraya geldiğinizde sizi şaşırtan herhangi bir şey var mı?

Julian Luis Tettamanti: Görevli olarak gitmeden önce gideceğimiz ülkeyi uzun süre çalışırız, bu sebeple, çok şaşırtıcı bir durumla karşılaşmamız söz konusu olmaz. Ben de Türkiye’ye gelmeden önce ülkeniz hakkında bilgi edinmek için bir süre çalıştım. Tabii ki dil buna dahil değil ama burada biraz Türkçe öğrenmeye çalışıyorum. Bu arada Türkçe, öğrenmesi zor bir dil. Sadece, Türkiye hakkında daha önce edindiğim bilgilere göre daha modern bir toplumla karşılaştım ve Arjantin halkıyla benzer taraflarını buldum. Fakat alanlarda, farklı gelişmişliklerimiz var. Örneğin; bizim tarım ve modernleşme tecrübelerimiz sizinkinden farklı. Buradaki toplumun yaşam tarzı Latin toplumuyla birçok yönden paralellik gösteriyor. Aile yapısı, müzik, sanat bunlara verebileceğim örnekler. Carolina Espinosa: Türk halkı çok nazik, hoşgörülü ve misafirperver. İnsanlar, onlarla aynı dili konuşmasak bile sabırla ve kibarca bizi anlamaya ve iletişim kurmaya çalışıyorlar. Çok sıcakkanlı ve kolay iletişim kurulabilen bir halk. Ayrıca buradaki mimariden de çok etkilendim. Şehir çok modern ve güzel bir mimariye sahip. Kale tarafındaki eski şehir mimarisini de gördüm ama şehrin modern tarafı beni daha çok etkiledi. Modern binaların biçimindeki farklılıklar çok hoşuma gitti.

Ülkeniz futbolda çok başarılı ve popüler bir futbol takımınız var. Siz futbolla ilgili misiniz? Hiç futbol oynadınız mı? Julian Luis Tettamanti: Ben uzun süre futbol oynadım. Ama bir sakatlanmadan ötürü, sanırım 48 yaşımdaydım, futbol oynamayı bıraktım. Sonrasında futbol oynayamadım ama çoğu Arjantinli gibi ben de bir futbol hayranıyım. Arjantin’de muhakkak herkesin tuttuğu bir futbol takımı vardır. Hatta aynı aileden olanlar genellikle aynı takımı tutarlar. Bizim ailemizde oğullarım ve yeğenlerim bir araya geldiklerinde hemen takımlarını kurarak futbol oynarlar. Futbol Arjantin’de büyük bir tutkudur, bu sebeple Maradona ve Messi gibi büyük isimler yetişir.

Carolina Espinosa: Bizim dört oğlumuz, iki kızımız olmak üzere altı çocuğumuz var. Altı tane de torun sahibiyiz ve bu yıl bunlara iki tane daha eklenecek. Kendi futbol takımımızı kuracak kadar geniş bir aileyiz. Ayrıca ailede ragbi oynayanlar da var. Yeğenlerimizin çoğu ragbi oynuyor. Arjantin’de ragbi de çok yaygın bir spordur, hatta futboldan sonra gelen ikinci ya da üçüncü spordur diyebilirim.  Röportaj: Melike Gökçe


davet

Skal’dan Vefa Toplantısı SAVAȘ ÇOLAKOĞLU

ÇİÇEK MAYDA

Turizm profosyonellerini bir araya getiren ve turizm dünyasında iş birliğini geliştirmek adına çalışan Skal International Ankara toplantısını bu ay Büyükhanlı Park Otel’de gerçekleştirdi. Turizm alanında iş birliğini artırmak için yıllardır hizmet veren Skal International Ankara, aylık toplantısını gerçekleştirdi. Büyükhanlı Park Otel’de gerçekleşen etkinlik tüm üyelerin katılımıyla başladı. Lezzetli bir öğle yemeği yiyen misafirler daha sonra yeni üyenin aralarına katılması için hep birlikte yemin ettiler. Ardından 20, 30, 40 yıldır ve daha fazla zamandır Skal’ın içerisinde bulunan üyelere plaket verildi. Plaket alan üyelerin konuşmaları diğer davetliler tarafından ilgiyle dinlendikten sonra yakın zamanda doğum gününü kutlayan misafirler için pasta kesildi. 

280 magdergi.com.tr

SADIK ALTIPARMAK

AHMET ÇAVUȘOĞLU, KEMAL ÖNAL, KEMAL ÇAVUȘOĞLU


ÖNDER ÇAVUȘOĞLU

HAMİT KATIRCIOĞLU

AYSUN DEMİR

Skal International’ın toplantısında 20, 30, 40 yıllık üyelere plaket verildi. Plaket takdiminin ardından konușan üyeler duygusal anlar yașattı.

İSMAİL FIRAT ÇEVİK

MURAT ALTUNAY

CAN ÇAVUȘOĞLU


davet

ANIL SIN, EZGİ ÖZGE ATAKUL

AYÇA ÖZKAN

NEZİH ALLIOĞLU

GGYD Happy Hour’da Buluştu Tunalı Caddesi’nde bulunan Vassago Fashion Studio, Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) üyeleriyle birlikte bir happy hour parti düzenledi. Tunalı Caddesi’nde bulunan Vassago Fashion Studio ofisinde gerçekleşen davette Genç Girişim ve Yönetişim Derneği (GGYD) üyeleri bir araya geldi. Keyifli bir ortamda gerçekleşen partide GGYD üyeleri keyifli birkaç saaat geçirme imkanı buldular. Kahkaha seslerinin bir an eksik olmadığı davette misafirler bir yandan da Vassago Fashion Studio’nun yeni sezon ürünlerini inceleme fırsatı buldular. 

282 magdergi.com.tr

GÜLȘEN KAYA AYVAZ


haber

Unutulmaz Organizasyonlar Organizasyon firmaları Atılım Üniversitesi Kușkonmaz Restoran’da buluștu. AZN Catering olarak Satış-Pazarlama Müdürü Merve Benli Altuğ, bütün hizmetleri özel ziyafet tadımlıkları ile firmalara tanıttı ve firmalar arası kaynaşma sağladı. Sadece düğün değil konser, panayır, workshop organizasyonları planlayan firmanın etkinliğinde davetliler güzel bir müzik eşliğinde keyifli vakit geçirdiler.

Doğru Tutumlar Sağlıklı Çocuklar 18 Șubat 2017 tarihinde “Doğru Tutumlar Sağlıklı Çocuklar” 3. Pdr Aile Sempozyumu velilerin yoğun katılımıyla gerçeklești. İlk konuşmacı olan Sayın Prof.Dr.Gelengül Haktanır çocuk eğitiminde sınırlı özgürlük ve anne baba davranışlarındaki tutarlılığın öneminden bahsetti. Ardından Sayın Doç.Dr.Tülin Şener “İyi anne baba olmak” başlıklı sunumunda çocuklara kendi başlarına mutlu olmayı öğreterek onlara en değerli beceriyi kazandırmış olacağını ifade etti. Uzman Psikolog Esra Koçak ise, “İstiridye Kabuğundaki Çocuklar” ve “Düşünce Kalıpları” üzerinde durarak çocuk yetiştirmede sevgi, saygı, adalet ve hazzın önemi konularını işledi. Daha sonra Psikolog ve Uzman Psikolojik Danışman Nermin Arslangiray iletişimin öneminden, hayatımızdaki yerinden ve çocuk eğitiminde duyguların kullanılmasının öneminden bahsetti. Son olarak, Fizyoterapist Selda Ulucal özel eğitime ihtiyaç duyan çocuklar için fiziksel, sosyal, psikolojik ve akademik gelişimde tamamlayıcı yöntem olan Duyu Bütünleme Terapisi hakkında misafirleri bilgilendirdi.


karma

Kim konuşuyor? Siz mi? İç Eleştirmeniniz mi?

İç Eleştirmeninizi Tanıyın Tanıdığınız ama resmi olarak tanıșmadığınız bir parçanızla tanıșmaya hazır mısınız?

G

erçek potansiyelimize ve kendimize duyduğumuz güvene yönelik en büyük tehdit, sürekli ve mantıksız biçimde yeteneklerimizi sorgulayan, her küçük hatada bizi cezalandıran, her başarıyı önemsizmiş gibi gösteren ve her daim konfor alanımızda kalmamızı isteyen, bıkıp usanmayan negatif bir iç ses şeklinde içimizden gelir. Bu negatif, kendimizden kuşku duyan tarafımızın, “İç Eleştirmen”, “Sabotajcı”, “Yargı Sesi”, “Kemirgen”, “Gulyabani” gibi birçok ismi vardır. İç Eleştirmenimiz negatif bir iç ses şeklini alır ve bıkıp usanmadan yeteneklerimizi sorgulayan, her küçük hatada bizi cezalandıran, her başarımızı önemsiz gibi gösteren bir ses olarak kendini fark ettirir. Bu iç eleştirmen, durmaksızın kendimize verdiğimiz değeri, fikirlerimizi ve hatta hedeflerimizle değerlerimizi soru yağmuruna tutar. Hem de ne sorular... Çoğu acımasız ve umursamaz sorular sorar. İç Eleştirmenin mesajı, hiçbir şekilde daima yanlış veya zararlı değildir. Ancak, o anki deneyimimizden veya anlayışımızdan bağımsız olarak söylediği her şeyi kabul etmemizi ister. Hatta bizi manipüle edip kabul etmemiz için her yolu dener.

284 magdergi.com.tr

Öz eleştirinin bir gerçeklik payı olabilir, hatta performansımızı bazı yönlerden artırmaya çalışmamızda bize yardımcı da olabilir. Ancak İç Eleştirmen, eylemlerimizin artık tam olarak gerçek yeteneklerimizi yansıtmadığı noktaya kadar gerçeği çarpıtır ve kendimize olan güvenimizi zayıflatır. Eğer kontrol altına alınmazsa, İç Eleştirmen bizim sürekli olarak potansiyelimizin altında performans göstermemize neden olur. Mevcut yeteneklerimizi kullanmamızı ve geliştirmemizi engeller. İç Eleştirmenimiz kurtulmamız gereken kusurlu bir parçamız değil, yönetmeyi öğrenmemiz gereken, herkesin sahip olduğu normal bir olgudur. Herkesin bir iç eleştirmeni vardır ve ona karşı mücadele edip kökünü kurutmaya çalışmak yerine onu nasıl yöneteceğimizi öğrenmemiz gerekir.

İç Eleştirmeninizi Nasıl Yönetebilirsiniz?

- İç eleştirmen bizim doğal bir parçamızdır. Amacımız, ondan kurtulmak değil, onu yönetebilmek olmalıdır. Performansımız ve hayattan aldığımız keyif üzerindeki etkisini en aza indirgemek için iç eleştirmenimizi yönetmeyi öğrenmemiz gerekir. Önce bunu kabullenmek ve istemek gerekir.


- İç eleştirmenin çabalarının altında yatan iyi niyeti anlamak, çabalarından ötürü onu takdir etmek, üzerindeki etkisini en aza indirgemenin anahtarıdır. İyi niyeti ile kötü niyetini ayırdığımız zaman yönetmek çok daha kolay olur. - İç eleştirmenimizi yönetebilmek için önce onu iyice tanımamız gerekiyor. Bunun için ikinci sayfadaki alıştırmayı objektif olarak mutlaka yapın. - İç eleştirmenin gücünü etkisiz hale getirmek için, espri anlayışınızı bir araç olarak kullanın. İç eleştirmeninize komik bir ad takın ve onun komik bir resmini çizin. İnsanlar iç eleştirmenlerini etkisiz hale getirmek için değişik yollar kullanırlar. Örneğin: “Pekala, işte yine Cadaloz Vır vır!”... Ve bir kez bu kadar ileriye gittiğinizde iç eleştirmeninizin korkutucu, kısıtlı bakış açısından çok mümkün olan şeyin daha bütününe yakın, daha gerçekçi bir değerlendirmeyle seçimlerinizi yapmak ve kararlarınızı almak için iyi bir şansınız olur. - İç eleştirmenin negatif sesine karşı koymak için destekleyici bir ortam yaratın. Sizdeki en iyiyi gören ve potansiyeliniz üzerinden hareket etmeniz için sizi teşvik eden kişiler kimler? Başarısızlığı size vurulacak bir sopa olarak kullanmayan kişiler? Destek ağınızın kendinizi tam olarak ifade etmeniz için sizi destekleyecek kişilerden oluştuğundan emin olun.

İç Eleştirmeni Tanıma Alıştırması

İç sesimizi ne kadar iyi tanırsak ve onun sesini zihnimizdeki diğer seslerden ne kadar çok ayırabilirsek o kadar iyi yönetiriz. 15 dakikanızı ayırarak aşağıdaki soruların tümüne mümkün olduğu kadar uzun ve gerçekçi cevaplar verin. 1- Ne zaman yeni bir şey yapmaya kalksanız veya ne zaman başarısız olsanız ortaya çıkan genel öz eleştirilerinizin listesini yapın: Örnek: Sen (iç sesinize isim takın)____________sin. ____________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ 2- Zihninizdeki sesin size genellikle yönelttiği itirazlar ve cezalar neler? ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ __________________________________________ __________________________________________ 3- Kendinize kızdığınızda zihninizde genellikle hangi cümleleri duyuyorsunuz? ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ________________________________________

4- İç eleştirmeninizin genel olarak söylediği, hayallerinizi ve planlarınızı devre dışı bırakmanıza neden olan şey nedir? ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ________________________________________ 5- İç eleştirmeninizin size söyleyebileceği, sizin üzerinizde en çok etkisi bulunan en az üç en çok beş şey nedir? ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ________________________________________ 6- İç eleştirmeniniz neye benziyor? Onu bir şeye benzetmek isteseniz neye benzetirsiniz? Biraz tarif edebilir misiniz? ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ________________________________________ 7- İç eleştirmeninizin bir ismi var mı? Ona ne diye hitap etmek istersiniz? ___________________________________________ __________________________________________ __________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ __________________________________________ ___________________________________________ 8- Ortaya çıktığını fark ettiğinizde onu yönetmek ve kontrol altına almak için yapacağınız üç şey nedir? ___________________________________________ __________________________________________ __________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ ___________________________________________ __________________________________________ ___________________________________________ İç eleştirmeniniz hakkındaki bu engin bilgi, onu yönetme konusunda size büyük bir güç verecektir. Listenizin de yardımıyla, iç eleştirmeninizin sesini çok daha iyi tanıyabileceksiniz. Onu tanıyarak kendinize seçim hakkı tanımış olursunuz. Neyle basa çıktığınızı bildiğinizde, ona itaat mi edeceğinizi yoksa onu fark edip, sonra da onu pas mı geçeceğinizi seçme konusundaki gücünüz önemli ölçüde artar. Böylelikle kendinizi daha yakından tanımaya başlar ve değişimi sağlamak için gerekli bilgiye sahip olmuş olursunuz. Kendi kendinizin enerjisini çalmayın birlik olun iç sesinizle, enerjinizi ve mutluluğunuzu ikiye katlayın. Daha fazlası için www.ozguraksuna.com adresini ziyaret edebilirsiniz... 


davet

ANKAmall’da Ünlüler Geçidi ANKAmall Şubat ayı boyunca sevilen ünlüleri Ankaralılarla buluşturdu. Sohbet, söyleşi, şiir, imza etkinlikleri ile unutulmaz anlar yaşandı…

GÖZDE ERDOĞAN

Sosyal medyanın tanınmış isimleri Semih Varol, Koray İzitaş ve Mehmet Burak Torun Ankaralı sevenleriyle bir araya geldi. AVM içerisinde kurulan özel set-up alanında sevenleriyle bir araya gelen fenomenler hayranlarıyla sohbet ederek bol bol fotoğraf çektirdiler. Özellikle genç kızlar tarafından yoğun ilgi ile karşılaşan Semih Varol, Koray İzitaş ve Mehmet Burak Torun sempatik tavırlarıyla kendilerini görmeye gelen yüzlerce kişiye keyifli anlar yaşattılar. ANKAmall Şubat ayı etkinlikleri kapsamında yer alan bir diğer konuk da ünlü Davranış Bilimleri Uzmanı ve Yazar Aşkım Kapışmak oldu. Hayranları ile sohbet eden ünlü yazar etkinliğin bitiminde son kitabı Üzümlü Kek’i de imzaladı ve sevenleriyle bol bol fotoğraf çektirdi. Ünlüler geçidine ara vermeden devam eden ANKAmall Alışveriş Merkezi’nin bir başka konuğu da sevilen yazar ve şair Kahraman Tazeoğlu oldu. Büyük bir hayran kitlesi ile karşılanan Tazeoğlu, etkinliğe şiirleriyle damga vurdu. Ünlü Pedagog Gözde Erdoğan ise, anne, baba ve çocukların ilişkilerine dair önerilerini paylaştığı keyifli bir sohbete imza attı. 

AȘKIM KAPIȘMAK

SEMİH VAROL, KORAY İZİTAȘ, MEHMET BURAK TORUN

KAHRAMAN TAZEOĞLU

286 magdergi.com.tr


ANKAmall Șubat ayı boyunca sevilen ünlüleri Ankaralılarla bulușturdu.


davet

Hint Temalı Doğum Günü Ankara sosyal yaşamının sevilen isimlerinden Aydan Özdoğan yeni yaşını yakın arkadaşlarının katıldığı eğlenceli bir partiyle kutladı. Eğlenceli anların yaşandığı doğum günü partisi Hint teması üzerine kuruldu ve katılan davetliler Hint kültürüne ait kıyafetlerle motifler seçti. Uzun masalar oluşturan davetliler; canlı DJ performansı eşliğinde dans şovlarını izlerken leziz ikramlardan tattılar. Daha sonra doğum günü pastasının gelmesiyle coşku iyice arttı ve tüm davetliler dansa katılarak oldukça eğlenceli anlar yaşadılar. Doğum gününü kutlayan Aydan Özdoğan ise keyifli tavırlarıyla etrafına gece boyunca pozitif enerji verdi. 

288 magdergi.com.tr

AYDAN ÖZDOĞAN


FERİDE ȘAHİN

HÜLYA AKMAN

BANU BİRDAL

BETÜL GÖKDOĞAN

GÜLTEN ȘENGÜL KARACA

AYÇA ÜNAL

Aydan Özdoğan’ın doğum günü kutlamasına Hint motifleri ve kıyafetleriyle katılan misafirler renkli bir gece geçirdiler.

NESRİN KILAVUZ


davet

NURCİN KORKMAZ, İSMAİL KARAMUSTAFA, NİLGÜN ÖZTÜRK, SEMİH DEMİRCİ, FERİT GÜNER, HAZEL ÖZTÜRK, UĞUR ÖZEL

Sevgililer Günü Coşkusu Özel günlerde düzenlediği programlarla oldukça ilgi gören Monec Otel 14 Şubat Sevgililer Günü özel programıyla eğlenceseverlere muhteşem bir gece yaşattı. Düzenlediği özel gün programlarıyla Ankara’da eğlenceseverler tarafından yoğun ilgi gören Monec Otel 14 Şubat Sevgililer Günü’nde eğlenceseverlere büyük çoşku yaşattı. Balo salonunda gerçekleşen etkinlikte Sevgililer Günü’nü kutlamak isteyen misafirler gönüllerince eğlendi ve fasıl şarkılarına hep bir ağızdan eşlik etti. Ünlü sanatçı Coşkun’un sahne almasıyla adeta “Sevgililer Günü” coşkusu doruk noktalara ulaştı. Gece boyunca eğlenen misafirler unutamayacakları bir eğlence deneyimi yaşadılar. 

290 magdergi.com.tr

AYLİN - SEMİH DEMİRCİ


NİLÜFER - HAYRİ ÖĞÜT

SEMA - ALPAY GÜNDÜZ

Özel günlerde düzenlediği programlarla dolup tașan Monec Otel’i “Sevgililer Günü” özel programı için tercih eden çiftler doyasıya eğlendiler. NİLGÜN - SERDAR İDİKUT

HİLAL - ERKAN HOSTA


düğün

Yeni Başlangıçlara İmza Abdullah-Fehmiye Karaahmetoğlu’nun oğulları Adnan Karaahmetoğlu ve OrhanSevim Koç’un kızları Selen Koç Radisson Park Inn Hotel’de yapılan muhteşem düğünle dünyaevine girdi. Galatasaray bayrakları ve marşıyla salona giren çiftin nikah şahitliğini Galatasaraylı iş adamları Hakan Baytar, Osman Ergincan, Fırat Tamer, Eyüp Tarman ve Kamil Başoğlu yaptı. Tülay’ca Organizasyon imzasıyla gerçekleştirilen düğüne, Sibel Kurtoğlu ve Osman Ergincan şarkılarıyla

292 magdergi.com.tr

SELEN KOÇ, ADNAN KARAAHMETOĞLU


ÖZLEM KARAAHMETOĞU, ABDULLAH - FEHMİYE KARAAHMETOĞLU, ADNAN - SELEN KARAAHMETOĞLU, ORHAN - SEVİM KOÇ, HANDE - KUTAY KOÇ

Tülayca Organizasyon imzasıyla Radisson Park Inn Hotel’de gerçekleșen düğün töreninde her șey kusursuzdu.

TÜLAY AKIN

ABDURRAHMAN - EDİNA KARAAHMETOĞLU


davet

Holiday Inn’de Başarılarını Kutladılar FİLİZ - BÜLENT CAN

Ankara’nın önemli konaklama ve işletme merkezlerinden Holiday Inn Çukurambar, personelleri için düzenlediği gece ile moral depoladı. Gecenin ev sahipliğini otelin Genel Müdür’ü Sinan Mısırlı yaptı. 2016 yılını başarı ile bitiren ve 2017 yılına da mükemmel başlayan Holiday Inn ekibi doyasıya eğlendi. Yönetim kurulu üyelerinin ve diğer personellerin katıldığı gece oldukça renkli anlara sahne oldu. Gece geç saatlere kadar devam eden parti sonrası yönetim kurulu üyeleri personellere özverili çalışmalarından için teşekkür etmeyi ihmal etmedi. 

294 magdergi.com.tr

DUYGU ÖZDEMİR

SİNAN - ESİN MISIRLI

ZERRİN - EROL ȘİMȘEK


haber

Genç Yıldız Șubat ayında Antalya’da düzenlenen “Türkiye Küçükler ve Yıldızlar” satranç șampiyonasında ikinci olan Çisel Anaçoğlu bașarıdan bașarıya koșuyor. Ankara Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından, 10-12 Şubat 2017 tarihleri arasında düzenlenen 2016-2017 Ankara Kadınlar Satranç Şampiyonası’na 57 yarışmacı katıldı. Toplam 6 tur üzerinden yapılan karşılaşmalarda öğrencimiz Büyük Kolej Ortaokulu öğrencisi Çisel Anaçoğlu 5 puanla turnuvayı tamamladı ve Türkiye kadınlar Satranç Şampiyonası Finallerine katılmayı hak kazandı. Henüz 11 yaşında olmasına rağmen satranç turnuvalarında azim ve mücadelesiyle pek çok başarıyı hak eden öğrencimizle gurur duyuyor, Türkiye finallerinde başarılar diliyoruz.

Atalay Kardeşler Ankara Sanayi Odası tarafından düzenlenen “Atalay Kardeșler” Karma Resim Sergisi’nin açılıș kokteyli sizleri bekliyor. Atalay Kardeşler Karma Sergisi, 7 Mart tarihinde saat 18:00 ile 20:00 arasında ASO Kültür Merkezi’nde sanat severlerle buluşmaya hazırlanıyor...

İstanbul’un Nadire Kabineleri Çağla Cabaoğlu Gallery Scope New York Art Show’da 32 çağdaș sanatçının eserinden olușan bir enstelasyon ERTUGRUL ATES ile yer alıyor. Adana, 1954

Ertugrul Ates was born in 1954 at Adana. He was graduated from Gazi Egitim Institute, Painting

Department in 1976 and at the same year he went to England and continued his works and Bu yıl 17.si düzenlenen 60 uluslararası galerinin katıldığı Chelsea, education in London Kingsway Princeton College and BethnalMetropolitan Green Institute until 1979. His first exhibition has opened in 1980 at Istanbul. He continued his works in Istanbul until 1987, and Pavyonu’nda yapılacak olan Scope New York Art Show’da Çağla Cabaoğlu Gallery then he went to USA to settle in New York. In 1988, he signed a contract with a group of ten collectors led by Ahmet Ergun. He has been accepted to Terry Dintanfass Gallery, which is one “İstanbul ‘s Cabinet of Curiosities / İstanbul’un Nadire Kabineleri” ile yer alıyor. 17 yıldır of the renowned 57th street galleries. He has also been accepted to “Rising Artists” exhibiton in Chicago Modern Arts Museum. He organized several exhibitions in Miami, Dallas, Los Angeles, İstanbul’da hizmet veren Çağla Cabaoğlu Gallery, Miami Scope Art Show’dan sonra, Chicago, Palm Beach, Boston, South Hampton, Barcelona, Copenhagen, New York and Bejing.; In 2003, he stagedİstanbul’un Hurrem Sultan Show. The artist lives inkatmanlarından Turkey since 2005. “İstanbul’un Nadire Kabineleri” konseptiyle kültür yola çıkarak şehirden ilham alan multidisipliner eserlerin bir arada olduğu duvar kolajı enstelasyonunu Scope New York Art Show’da izleyiciye sunuyor.

ERTUGRUL ATES Ø:: 40 cm poliester


davet

Ünlü Şefin Gözü Kapalı Ünlü şef ve yazar Ömür Akkor Arcadium Avm’de düzenlenen etkinlikte görme engelliler için farkındalık sağlamak adına “Gözü Kapalı” yemek yaptı. ÖMÜR AKKOR

Dünyada hatırı sayılı ödüller kazanan ve görme engelliler için hazırladığı projeleri en iyi projeler arasında değerlendirilen ünlü şef Ömür Akkor Arcadium Avm’de “Gözü Kapalı” yemek yaptı. Arcadium Avm’de geniş bir izleyici kitlesi önünde şovunu gerçekleştiren ünlü şefe Çankaya Belediyesi Görme Engelliler Spor Kulübü üyesi bir edebiyat öğretmeni eşlik etti. Gözleri kapalı şekilde yemek yapan ünlü şef ile onu sorularıyla terleten görme engelli edebiyat öğretmeni arasında geçen diyaloglar izleyicilerin keyifli vakit geçirmesini sağladı. 

BUKET ÖZDEMİRLİ, BURCU DERYA, AYLİN DİLER, ZUHAL GÜRCÜ, AYȘEGÜL AYGÜN, BAHAR AÇIKGÜL, NİHAL GÜRCÜ, GÖZDE GÖK


davet

Yeni Lezzet Durağı Fil Balık Restaurant yenilenen konseptiyle kapılarını Çankaya Ukrayna Caddesi’nde Ankaralı müşterilerine kapılarını açtı.

YUSUF KAYA

Çankaya Ukrayna Caddesi’nde hizmet verecek restoran, Ankaralı lezzet tutkunlarının hizmetine girdi. Açılışa özel olarak hazırlanan yerli mezelerin yanı sıra, dünya mutfağından farklı lezzetlerin de müşterilere sunulduğu geceye iş ve cemiyet hayatından tanınan isimler katıldı. ‘Fil Balık Restaurant’ın Sahibi Yusuf Kaya, amaçlarının en taze balık denildiğinde akla gelen ilk şehir olan Ankara’da, en iyiler arasına girmek olduğunu belirtti. Balıkların doğallığını koruyarak, en taze şekilde kendilerine ulaştığını belirten Kaya, “Burada her zaman taze balık yenecek. Yöresel mezelerin yanı sıra dünya lezzetleri de en taze haliyle müşteriyle buluşacak. Amacımız ‘en taze balık Ankara’da yenir’ sloganını güçlendirmek” ifadelerine yer verdi. Ukrayna Caddesi’nde yer alan ve 900 metrekare alana kurulu 250 kişilik restoran yenilenen konseptinin yanında ferah görüntüsüyle de dikkat çekiyor. Menüsünde zengin meze ve balık çeşitlerine yer veren restorana gelen müşterilere çarşamba, cuma ve cumartesi günleri olmak üzere haftada üç gün canlı piyano dinletisi eşlik ediyor. 


davet

davet

İPEK GENCER, BURCU ÇANCI GÜNAL

ÖZLEM ÖZER, BURCU AĞAN KURGUN, SILA YAVUZ

Kolejliler Hasret Giderdi Ted Ankara Koleji Mezunları, Mezunlar Derneği yeni yönetim kurulu seçiminden önce bir araya gelerek eğlendiler. Ted Ankara Koleji Mezunları her sene düzenlenen Mezunlar Derneği Yönetim Kurulu seçiminden önce hasret gidermek üzere bir araya geldiler. Türkiye’nin dört bir yanından gelip geceye katılan davetliler doyasıya eğlendi. Canlı müzik eşliğinde eğlenen yaklaşık 50 kişilik davetli grubu eski günleri yad ettiler. Kolej günlerinden hatıralarını birbirlerine anlatan Kolejliler’in masalarından sık sık kahkaha sesleri yükseldi. 

298 magdergi.com.tr

ÖZBEN ÖNAL GÜLKAYA, HARUN REȘİT GÜRSEL


HANDE TOPHANELİOĞLU, BORA SÜRMELİ, TUĞÇE EVREN

GÜLTEKİN EROL

Kolejlilerin her sene yönetim kurulu seçimlerinden önce düzenlediği gecenin organizasyonunu Harun Reșit Gürsel üstlendi.

GÜL SAVCI

ÖZLEM ERDEMCİ DOĞAN

BAHAR ERKAN, BÜLENT ADIGÜZEL


davet

Çifte Kutlama ERDEM, KAMİL, MARIA ÇETİNKAYA

GLC Butik ve Sarar mağazalarının sahipleri Gülçin Yalçın ve Mehmet Yalçın çiftinin oğulları Kuzey John ve Mehmet Poyraz’ın doğum günlerini eğlenceli bir parti ile kutladı. Ankara’da tekstil sektörünün tanınan isimleri Gülçin-Mehmet Yalçın çifti çocukları Kuzey John ve Mehmet Poyraz’ın doğum gününü kutladı. Eğlenceli partiye Kuzey ve Poyraz’ın arkadaşları ve aileleri katıldı. Tüm davetlilerin katılımıyla başlayan partide çocuklar arkadaşlarıyla oyun alanlarında oynarken aileler ise uzunca bir masada bol bol sohbet etme imkanı buldular. Misafirleriyle tek tek ilgilenen Gülçin-Mehmet Yalçın çifti misafirperverlikleriyle tüm davetlilerden tam not alırken, doğum günü çocukları Poyraz ve Kuzey’in kendilerine gelen hediyeleri açarken yaşadıkları sevinç görülmeye değerdi. 

KUZEY JOHN, MEHMET, GÜLÇİN, MEHMET POYRAZYALÇIN

IRMAK, ÇAĞDAȘ, ÇINAR KRAL

GÜLDEN KOÇ AKYOL


kısa kısa

Jaguar Land Rover Showroomları’nda Kıș Ritüeli Jaguar’ın performans otomobili kullanma deneyimini her türlü hava koşulunda ve her türlü zeminde güçlendirmek üzere özel olarak geliştirilen dört tekerlekten çekiş sistemi tüm Jaguar modellerinde yer alıyor. Akıllı Güç Aktarım Dinamiğine sahip AWD sistemi Jaguar’ın karakteristik yol tutuşunun anahtarı olan dinamik arkadan aktarımını daha güçlü bir arkadan itiş hissiyle korumaktadır. Zorlu kış şartlarında yüksek performanslı sürüş sağlayan All Wheel Drive teknolojisine sahip tüm Jaguar modelleri 11 Şubat itibari ile #ArtOfWinter konseptli showroomlarda yakından görülüp, deneyimlenebilmektedir.

Pevonia LipRenew Plump & De-Age Treatment Pevonia’nın son gözdesi estetiksiz dudak dolgunlaştırıcı ve gençleştirici kremi, ilk sürdüğünüz andan itibaren gözle görülür etki sağlar. İçeriğindeki susam tohumu özü dudaklarınızdaki yağ hücrelerinin kapasitesini artırarak dolgunlaştırır ve doğal anti-aging içerikler sayesinde dudak ve dudak çevrenizden zamanın izlerini siler. Rujunuzu sürmeden önce uygulayacağınız minik dokunuşun sihiri ile mutlaka tanışın…

“Kariyeri Hikayenle Yaratırsın” Uygulamalı Workshop Galip Özge Arbak 9 Nisan 2017 Pazar Saat 10.00 - 17.00

BLUESOPHOS Bir eys e l Bi l g e l i k

Kariyeri Hikayenle Yaratırsın Bluesophos Bireysel Bilgelik, “Daha uzun yaşayın” prensibiyle hazırladığı özel Workshopları ile Nisan ayından itibaren katılımcılarıyla buluşuyor. Galip Özge Arbak ile sunulacak olan uygulamalı workshop; kariyerinde yeni bir başlangıç yapmak isteyenler, nereden başlayacağını bilemeyenler, bulunduğu konumdan memnun olmayanlar, yeni bir arayışa girenler ve kariyerinde yükselmek isteyenler için “Kariyeri Hikayenle Yaratırsın” adıyla 9 Nisan 2017 Pazar günü düzenleniyor.

Sürpriz Sanatçılar Crowne Plaza Ankara yeni yılı Derya Uluğ ve orkestrası ile kutladı. Salonu tamamen dolduran misafirler Crowne Plaza’nın kendileri için hazırladığı özel programla eğlenceye doydular. Yeni yıla dakikalar kala sahneye çıkan Derya Uluğ gösterdiği performans ile geceye katılan tüm misafirleri sabahın ilk ışıklarına kadar coşturdu. Yeni yılda yapılan çekilişle talihli misafirler Paris ve Türkiye’nin farklı illerindeki IHG otellerinde hediye konaklamalar kazandı. Otelin Genel Müdürü Uğur Bür yaptığı açıklamada Crowne Plaza markasını seçen misafirlerimize kusursuz ve eğlence dolu bir organizasyon yaşatmanın gururunu yaşadıklarını ve özel günler için yine sürpriz sanatçılarla misafirlerini en iyi şekilde ağırlamaya devam edeceklerini belirtti.

Rollhouse’da Eğlence Var! Çocuğunuzun doğum gününün unutulmaz olmasını istiyorsanız Rollhouse’a gelin ister top havuzunda, isterseniz Laser Point’te, isterseniz bowling oynatarak ona arkadaşlarıyla ve tüm sevdikleriyle birlikte unutulmaz bir yaş günü organize edebilirsiniz. Rollhouse doğum günü paketleri hakkında www.rollhouse.com veya 444 7 655’den detaylı bilgi alabilirsiniz.


davet

Sürpriz Kutlama Genç iş adamı Ongun Özdemir eşi Pelin Türker Özdemir’in yeni yaşını kutlamak için sahibi olduğu Workinton’da sürpriz bir parti düzenledi.

ONGUN - PELİN TÜRKER ÖZDEMİR

via.com.tr’nin kurucusu sevilen iş adamı Ongun Özdemir, Türkerler Holding Yönetim Kurulu üyesi olan eşi Pelin Özdemir’e doğum günü dolayısıyla bir doğum günü partisi düzenledi. Her şeyden habersiz olarak eşinin sahibi olduğu Workinton ofisine gelen Pelin hanım, ofiste doğum gününü kutlamak için toplanan arkadaşlarını görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Asıl sürpriz ise Pelin Özdemir’in tebrikleri kabul etmesinin ardından gerçekleşti. Ongun Özdemir minik kızı Lina ile partiye geldiğinde Pelin Özdemir’in yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Oldukça keyifli anlara sahne olan partiye katılan misafirler ise gece boyunca canlı müzik eşliğinde dans ederek eğlendiler. 

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

302 magdergi.com.tr

GÖZDE ÖZYÖN

SANEM - MURAT YILMAZER

ONUR ÖNDER, ANA ODOR



davet

Hüma Köşk’te Şık Davet İlkbahar Mahallesi’nde yeni açılan ve farklı konseptiyle oldukça ilgi toplayan Hüma Köşk şık bir davete ev sahipliği yaptı.

KÜBRA BATALLI

NEFİSE TAHMAZ

304 magdergi.com.tr

SİBEL DEDEOĞLU

BİLGE APAYDIN, TÜLAY AKIN

Farklı konseptiyle ve dekorasyonuyla Ankara’da kısa zamanda organizasyonların vazgeçilmez mekanı haline gelen Hüma Köşk şık bir davete ev sahipliği yaptı. Sibel Dedeoğlu ve Kadriye Topçuoğlu’nun ev sahipliğinde gerçekleşen davette İstanbul’dan gelen misafirler ağırlandı. Hoş bir sohbet havasında gerçekleşen davette ev sahibi Sibel Dedeoğlu’na misafirleri doğum günü sebebiyle bir süpriz düzenleyip pasta kestiler ve doğum gününü kutladılar. Keyifli birkaç saat geçiren misafirler Hüma Köşk’ün leziz ikramlarından oldukça memnun kaldıklarını belirtirken mekanın sahipleri Tülay Akın ve Bilge Apaydın’a da teşekkür etmeyi ihmal etmediler. 

HÜLYA TOPÇUOĞLU KURAL

ZEYNEP KONYALI



davet

Tıp Dünyası Akın Etti HAYRİ, SAMİYE ÇABUK

Uzman Jinekolog Dr. Esra Çabuk Cömert yeni muayenehanesini Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde çok sayıda davetlinin katılımıyla açtı. Uzman Jinekolog Dr. Esra Çabuk yeni muayenehanesini Tunalı Hilmi Caddesi’nde açtı. Açılış töreni kokteyl ile başladı. Tıp dünyasından çok sayıda davetlinin ve cemiyet hayatından birçok tanınmış ismin katıldığı davet renkli anlara sahne oldu. Başar Ajans tarafından organize edilen davete katılan misafirler bir yandan kendilerine sunulan leziz ikramlardan tadarken bir yandan da tıp dünyasının marka isimleriyle sohbet etme imkanı buldu. 

306 magdergi.com.tr

ESRA, EGE, SERHAT CÖMERT

ESİN İRENGÜL, EDA GÜRLEK

ARZU HİSARVANT


ASLIHAN ALİYAZIOĞLU BAYRAKTAR

TÜLAY ÇABUK, NEZAKET AYDOĞDU, NAZAN DEMİR

ELA ÇABUK

Ankara’da sosyal yașamın ve tıp dünyasının marka olmuș isimleri açılıșa yoğun ilgi gösterdi. MİHRİMAH ÇIPLAK, EBRU AYGÜN

EDA ÇABUK


davet

BURCU KISA KARAKAYA

ALİ YÜCEL

SERPİL SEVİM GÖKGÖZ

MEHMET NUR ALTINÖRS

Uzman Jinekolog Dr. Esra Çabuk Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde muayenehanesini açtı. 308 magdergi.com.tr

IȘIL TUNÇBİLEK

HÜLYA KÖKSAL,TUĞBA TERZİ

GÜLAY DEMİRCİ, PINAR SAK



ipek’in objektifinden

İpek Gençer

ipek@magmedya.com.tr

Mart’ta Kayak Başkadır Doğa yavaș yavaș bahar için hazırlık yaparken son bir kayak kaçamağına ne dersiniz? Güneșin en bol olduğu, karın henüz güzelliğinden ve sıkılığından bir șey kaybetmediği, benim için en keyifli kayak zamanı olan Mart ayında Bansko, doğanın yeșilini ve huzurlu beyazlığı bir arada yașayabileceğiniz sevimli bir kayak kasabası...

310 magdergi.com.tr


T

ürkiye’ye çok yakın olması sebebiyle İstanbulluların çoğunlukla özel arabalarıyla gitmeyi tercih ettiği Bansko’ya, Ankara’dan gitmek için, İstanbul aktarmalı Sofya uçuşu yapmanız gerekiyor. Sofya’dan sonra 2.5 saatlik transfer süresi gözünüzü korkutmasın, çünkü yol boyu seyredeceğiniz manzaralar size zamanın nasıl geçtiğini unutturacak...

Önce biraz doğasından bahsedeyim. Yılın ortalama 6 ayı karlarla kaplı olan Bansko, yüksekliği 2914 metreye ulaşan Pirin Dağları’nın eteklerinde, Glazne Nehri’nin iki yanına kurulmuş. Pirin dağı, adını Slav mitolojisinde yıldırımların Tanrısı olan Perun’dan almış. Eski bir efsaneye göre; bu dağın zirvesinde Perun’un mermer tahtı bulunurmuş. Yürüyüşçü ve doğaseverlerin de gözdesi olan Pirin Milli Parkı, Unesco Dünya Mirası listesindedir. 70’ten fazla buzul gölünün bulunduğu, şelaleler, aralarında 500 yıllık olanların da bulunduğu, ortalama 150 yıllık Makedon çamlarıyla kaplı, muazzam bir doğaya sahip olan bu park aynı zamanda 1350 yıllık Baykuchevata çamı ile ünlü. Bu uçsuz bucaksız çam ormanlarının arasında kaymak ayrı, liftle yukarıya çıkmak ayrı zevkli. Kendinizi ‘’Yüzüklerin Efendisi’’ filminden bir sahnenin içinde sanıyorsunuz. Metrelerce uzunluktaki çamlar ve aradan süzülmeye çalışan güneş ışığı, fotoğraf severler için bulunmaz fırsatlar sunuyor. Gelelim pistlere... Çok sayıda geniş ve her türlü zorluk derecesinde pisti barındıran Bansko’da pistlerin toplamı 70 km civarındadır. Başlangıç seviyesindeki kayakçılar, gondolanın ilk istasyonu olan Chalin Valog’da inip oteller bölgesine doğru manzaralı yolu seyrederek kayabilirler. Burası çocuklarla beraber kaymak için de çok güzel bir pist. Yol boyunca sol tarafınızda şırıl şırıl akan bir dere size eşlik ediyor ve ara ara çok sevimli köprülerin üzerinden geçiyorsunuz. Oteller bölgesine gelmeden, çocukların büyük bir zevkle üzerinden kaymak isteyecekleri tümsekler yapılmış. 4-7 yaş arası çocuklar için hem yukarıdaki pistlerde hem de aşağıda otel bölgesindeki Ski-park içinde, oyun ve kayak öğrenmek için özel parkurlar hazırlanmış. Kayak hocaları genel olarak çok iyi; çoğu, bölgenin kayakçıları ama aralarında ulusal şampiyonlar bile var. Özel dersi tercih etmenizi özellikle öneririm, zaten fiyatlar Türkiye’ye göre oldukça uygun. Orta seviyeli kayakçılar, Plato’yu tercih etmeliler. Plato’dan kaymak


ipek’in objektifinden

için Todorka Zirvesi’ne çıkmak gerekiyor. Burada unutamayacağınız bir manzara için hazır olun. Aşağıya baktığınızda bulutlar ve bulutları delerek gökyüzüne yükselmiş dağlar Todorka’ya çıkmanız için zaten ayrı bir sebep. Snowboardcular için de çok keyif alabilecekleri bir Fun Park hazırlanmış. Plato pistleri, boardcular ve off-pist kaymayı sevenler için tam bir cennet. Bol karda kaymayı çok fazla sevmememe rağmen buradaki orman yolları öylesine cezbediciydi ki, çocuklarla beraber pek çok kez pistin dışına çıktık. Diğer kayakçıların izlerini takip ederek kaydığınız zaman kaybolma riskiniz yok. Ama yine de ormanın derinliklerine doğru kayarken bir anda güneş yok oluveriyor ve sadece çam ağaçlarının arasından fısıldayarak geçen rüzgarla baş başa kalıveriyorsunuz. İçinizi bir huzur kaplıyor ama bir yandan da ürperiyorsunuz. Ama yine de sizi bu masal ormanına tekrar tekrar girmekten alıkoyamıyor. Adrenalin severler içinse tavsiyem; Avrupa’nın en sağlam kar pistlerinden olan Tomba pisti. Burası aynı zamanda dünya şampiyonalarının yapıldığı pist, zaten ismini de dünya kayak şampiyonu Alberto Tomba’dan almış. Eğim harika! Bu pistte düşmemeye gayret edin çünkü o kadar dik ki, eğer düşerseniz pistin sonuna kadar tepetaklak iniyorsunuz. (Ben inişlerimden birini aynı bu şekilde yaptım, hayatımın en uzun sırtüstü kayağıydı, pist bir türlü bitmek bilmedi!) Oteller bölgesinden pistlere ulaşım tek bir gondolayla sağlanıyor. Bu yüzden sabahın erken saatlerinden itibaren gondolanın başlangıcında bekleyiş süresi 1,5 saate varabilen, çok uzun bir kuyruk başlıyor. Yukarıdaki hiçbir liftte böyle bir sorun yaşamıyorsunuz, çünkü fazlasıyla alternatif var. Ama bunu beklemek istemeyenler için de vip-ski pass almak iyi bir çözüm. Gondolayla kayak pistlerine çıkış yarım saat sürdüğü için öğlen yemeklerini genelde herkes Banderishka Polyana denen merkezde yiyor. Zaten tüm cafe ve restoranlar

312 magdergi.com.tr


burada yan yana. Benim favorim Rooms oldu. Nefis dağ manzarasıyla yarışabilecek kadar lezzetli yemekler, güzel müzik ve içerisinin şık dekorasyonu sizi her öğlen gelmeniz için baştan çıkarıyor. Güneşli havalarda terasında oturmak ayrı bir keyif. En az 2-3 gün öncesinden rezervasyon yaptırmakta fayda var... Bansko ile ilgili tüm seyahat bloglarında, gondolaya yakın bir otelde konaklanması tavsiye ediliyor. Bence de kesinlikle haklılar. Gondolaya en yakın otel Kempinski Grand Arena. Gerek konumu, gerek konforu, gerekse manzarasıyla bence en güzel alternatif. Kahvaltısında hem yetişkinler hem çocuklar için yok yok. Dilerseniz size oranın yöresel kahvaltısından hazırlıyorlar. Kempinski’de kaldığınız zaman direkt olarak otelden size özel vip-ski pass alabiliyorsunuz. Spa severler için belirtmeliyim ki çok iddialı bir Spa & Wellness merkezine sahip. Burada -15 derecede karların arasında jakuzi keyfi yaşamanızı ya da açık havuzda yüzmenizi özellikle tavsiye ediyorum. Gündüzün tüm kayak yorgunluğunu bir anda üzerinizden atacaksınız.. Daha önce -15 dereceye mayoyla hiç çıkmadığım için ilk anda bana hiç cazip gelmediyse de, çocukların mayolarıyla karlar içinde güle oynaya yuvarlandığını görünce gaza gelip ben de atladım. Girişte gerçekten üşünmüyormuş. Sadece ıslak olarak sıcak sudan çıktığınızda içeri girmek için biraz hızlı davranmanız gerekiyor, yoksa kısa süreli bir şok yaşayabiliyorsunuz. Akşam yemeği için de Come Prima restoranı çok keyifli. Bulgar mutfağı; Balkan mutfağı, Osmanlı’dan kalma Türk yemekleri, Akdeniz mutfağı ve Avrupa mutfağının özgün bir karışımı. Mutlaka denemeniz gereken lezzetler: Baniçka adı verilen peynirli börek, Kebapçe ve Bulgar köftesi, Manastirska adı verilen kuru fasulye çorbası. Bansko kasabası mimari olarak, eski geleneksel ahşap-taş yapılarla, modern stilin bir karışımı. Bir tarafta yeni oteller ve şaleler, hemen arka sokaklarında 100 yıllık eski evlerle hoş bir kontrast yaratıyor. Kasabanın merkezindeki 1800’lü yıllardan kalma Trinity Kilisesi aynı zamanda kasabanın sembolü. Yol boyunca yürürken pek çok meyhane, casino ve kulüp olması sizi şaşırtmasın. Burası kayak bitip de gece başlayınca bambaşka bir atmosfere bürünüyor. Genelde genç bir nüfusun tercih ettiği Bansko’nun geceleri de çok ünlü. Geceleri, gündüzlerden çok daha kalabalık olan sokaklarda, zaman zaman kaldırımlarda kuyruklar oluşuyor. Ve bu hareket gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam ediyor. Bansko gecelerinin en havalısı ise, yeni açılmış olan Flash Club. Studio Mode tarafından tasarlanan, pek çok mimari tasarım ödülü almış olan bu şık kulüp, bir Disney bilim kurgu filmi olan ünlü Tron-Legacy filminden esinlenerek tasarlanmış. Tavanlarında aynalı parçalardan oluşmuş masif daireler kullanılmış ve hareketli lazerlerle bunlar dönen dev disklere dönüştürülmüş. Yansımalı farklı açılardaki yüzeyler ve usta ışık oyunlarıyla sonsuzluk koridorları yaratılmış. İçeri girdiğiniz anda kendinizi başka bir dünyada hissediyorsunuz. Müzik çok güzel, her akşam ayrı bir program var. Bansko’ya Şubat ayında giderseniz, varır varmaz en çok dikkatinizi çeken şey 34 plakalı arabalar oluyor. Türkiye’deki kayak merkezlerinden daha çok Türk’ü Bansko’da görmek mümkün. Gittiğiniz restoranlarda 10 masanın 7’sinin Türk masası olması garanti... Bu yüzden, daha sakin bir kayak ortamı yaşamak ve süren sezonu değerlendirmek için en ideal ay Mart Ayı. Daha önce bu zamanda kayağa gitmemiş olanlar, mutlaka bir kez denemeliler. Bundan sonra tüm kayak programınızı Mart’a göre yapacağınıza hiç şüphe yok... Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın...  Fotoğraflar: İpek Gençer


davet

Sağlıklı Yaşama Davet Hay Sağlık Merkezi’nin sahibi Dr. Ender Saraç ve zarif eşi Benan Saraç özel bir sağlık semineri düzenlediler. ENDER - BENAN SARAÇ

314 magdergi.com.tr

ARZU SABANCI

Pera Palace Jumeirah’ta gerçekleşen etkinliğe sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katılırken etkinlikte katılımcılara astroloji, estetik ve beslenmenin yanı sıra beden ve ruh sağlığıyla da ilgili bilgiler verildi. Seminerde açılış konuşmasını yapan Ender Saraç konuklara sağlıklı beslenme hakkında bilgiler sundu. Ender Saraç’ın konuşmasından hemen sonra ünlü Astrolog Filiz Özkol, 2017’de yıldızların ve gezegenlerin neler anlattığını ve ülkemiz için önemli zamanları değerlendirdi. Etkinliğin devamında Tolunay Zeybekler estetik uygulamalar hakkında bilgiler sunarken, Zeybeklerin ardından Amerika’dan gelen Dr. Alexis Ware, Theta Healing uygulamasıyla zihni olumsuzluklardan arındırıp olumlu düşüncelere nasıl yönlendirilmesi gerektiğinden bahsetti. Etkinlikte kapanışı ise dünyaca tanınmış Shaman Durek, ruhun yaralarını kapatan şifacı gücünü izleyenlere anlatarak yaptı. Etkinlikte konuklara Ender Saraç’ın hazırladığı Vegan menüden özel ikramlar sunulurken seminer akşam saatlerinde son buldu. 

ETEL BALER

HÜLYA KALYONCU

BERRİN YOLERİ



davet

NERGİS PEKUYSAL

DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN

FİLİZ ÖZKOL

lası için Daha faz om/online i.c magderg

AYȘE TOLGA

Ünlü oyuncu Ayșe Tolga renkli kıyafeti ile kombinlediği șık çizmelerle oldukça zarif görünüyordu. MELTEM DEMİR

BURCU ZİYAL

NESLİHAN SABANCI



MAGastroloji

Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com

Mart Ayına Venüs İmzası

Venüs gezegeni bir buçuk yıllık döngüler içinde gerileme hareketine geçer. Venüs Astroloji açısından ilișkiler, așk hayatımızda, duygusal davranıș biçimlerimiz, ilișkileri nasıl algıladığımız, romantizm, lüks ve konfor etkilerimiz, maddi konular ve maddi refahımız, sanat ve dekorasyon alanlarında hayatımız içinde etkin bir gezegendir. Gerileyen gezegenler, sahip oldukları konular ve enerjiler açısından durma, bekletme, ilerlemekte sorunlar yaratabildikleri gibi, eskiden gelen meseleleri veya durumları da aktif hale getirirler. 4 Mart 2017’de bașlayacak olan Venüs gerilemesi, duygusal hayatımız ve așk ilișkilerimiz bașta olmak üzere maddi refahımız üzerinde de 4 Mart ile 15 Nisan arasında bekleme, duraklama ve ilerlemekte sorun yaratabilir. Öncelikle, gezegenlerin geri hareket döngüleri zor dönemlerden ziyade bekleme, anlama ve fark etme süreçleri olarak algılanmalıdır. Gerileme veya retro dediğimiz bu zamanlarda o gezegenin konularıyla ilgili alanlarda acele etmemeli, mümkünse beklemeli, daha çok incelemeye, anlamaya yönelmeliyiz. Yani Venüs gerilemesi süreci felaket dönemi değil, sadece daha tedbirli ve temkinli olmamız gereken bir süreçtir. Bu tedbirli olma halleri de gezegenin ihtiva ettiği konularda doğal olarak ilișkiler, așk ve maddi konular üzerinde olacaktır.

318 magdergi.com.tr


Venüs Retrosu Nasıl Etkileyecek?

1.Venüs’ün transit yaptığı ev, haritanızda hangi yaşam alanına denk düşüyorsa, o alanla ilgili bir değerlendirme ve gözden geçirme yapmanız gerekebilir. Hayatınızda o alana ve konulara verdiğiniz önemi, değeri tekrar gözden geçirebilirsiniz. Sağlamlaştırmak ve denge kurmak için yeni düzenlemeler yapabilirsiniz. 2. O evin temasını ciddiye alın, sizin için ne kadar işlediğini, işe yaradığını, size ne verdiğini ve ne vermediğini düşünün. Sorumluluk üstlenilmesi gereken bir durum varsa bunu dikkate alın. Zamanı planlamak ve zamana sıkışmak bence, bu retronun en önemli konularından olacak. Neyi, ne zamana kadar yetiştirmeniz gerektiğini düşünerek plan yapın.

Burçlara Göre Yorumu

Koç:

Kendinize biçtiğiniz değeri düşünün... Olmak istediğiniz kişi gibi mi görünüyorsunuz veya davranıyorsunuz? İmajınızı sağlamlaştırmak için çalışın, kendinizi ciddiye alın ve daha profesyonel bir bakış açısı ve görünüm ile hareket etmeye çalışın. Hayatınızdaki kişileri daha açık ve objektif bir biçimde görmeye başlayabilirsiniz. Kendi auranızı hissettirin, çevrenizde etki alanı yaratabilecek çekiciliğe sahip olacaksınız. Bu dönemde önünüze yeni iş anlaşmaları, ortaklıklar ve partnerler çıkabilir. Eşinizle ilişkinizi tekrar değerlendirip, ciddi ve somut adımlar atarak ilişkilerinizi güçlendirmek için kararlar alabilirsiniz. İlişkilerden yana oldukça aktif, önemli ve üzerinde düşüneceğiniz bir dönem olacak.

Boğa: Biraz kabuğunuza çekilmek, yalnız kalmak ve

zihninizin arka odalarını gözden geçirmek isteyebilirsiniz. Saklı tuttuğunuz alanları düzenlemek ve kendinize ait bir alan yaratarak orada kafanızı dinlemek için plan yapabilirsiniz. Zamanın durduğu, yoga, meditasyon yapmak, günlük hayatın koşturmasından kaçıp kendi yarattığınız bir inziva alanında kendi başına olmanın tadını çıkarmak isteyebilirsiniz. Bir yandan da kendinizi izole olmuş, yalnız kalmış hissederek, arkadaşlıklarınızın önemini ve sizin için neler ifade ettiklerini, onların size verdiği değeri sorgulayabilirsiniz. Daha mistik konulara yönelmek, psikolojik yapıyı incelemek, spritüel konulara daha bilimsel yaklaşan bir alana yönelik ciddi adımlar atabilirsiniz. Çok materyalist değerlerle meşgul bir dünyada o hayata uyum sağlamayı becerip bir yandan özel alanınıza çekildiğinizde kendiniz gibi olabilmeyi deneyimlemeyi isteyebilirsiniz. Spritüel yanınızı iş veya günlük hayatınızda saklamak zorunda olduğunuzu düşünebilirsiniz. Buna verdiğiniz gerçek değerin veya yaşadığınız ikilemin sebebini düşünmelisiniz.

İkizler:

Uzun vadeli planlarınıza ve hayallerinize bir gerçeklik kazandırmak için çalışabilirsiniz. Arkadaşlıklarınızın sizi için değerini ortaya koyacak

deneyimler yaşayabilirsiniz. Sözlerinize sadık kalarak, arkadaşlıklar, gruplar, dernekler ve kulüpler gibi alanlarda verdiğiniz sözleri tutmalısınız. Eski arkadaşlarınız karşınıza çıkabilir. Kadın arkadaşlarınızla sosyalleşmek ve aranızdaki ilişkinin temellerini düşünmek önem kazanabilir. Sizi bir arada tutan bağların önemi gözünüze çarpabilir. Belki bir arkadaşınızla gerçekten birbiriniz için ne ifade ettiğiniz hakkında bir konuşma yapabilirsiniz. Arkadaşlarınızla yeni bir iş projesine dahil olabilirsiniz.

Yengeç:

Bu dönemde kariyerinizde bir çıkış noktası yakalayacak düzenlemeler yapabilirsiniz. Tanınmanız, insanların gözü önünde olmanız ve herkesin dikkatini çekecek bir konuma gelmeniz mümkün. İş ve kariyerle ilgili en az 6 aylık ilerleme ve gelişme planı yapmalısınız. Zaman kısıtlamalarına dikkat etmelisiniz, işle ilgili son tarihler önem kazanacak. Yapı kurmak ve inşa etmekle alakalı bir işiniz varsa özellikle verdiğiniz zamanla ilgili sözleri tutmaya özen göstermelisiniz. Venüs Oğlak’ta, Oğlak’ın doğal evinde oldukça güçlü iş temalarını hayatınıza sokar. Kaliteli olmanız, krediniz, prestijiniz ve verimliliğiniz mercek altında olur. Sözünüze sadık olmayı ihmal etmeyin. Anneniz veya ailedeki yaşlı kişilerle ilgili konulara eğilmeniz gerekebilir.

Aslan:

Yükselen burcunuzun yönetici gezegeni Venüs, hayatın anlamını sorguladığınız bilgelik ve yüksek akıl evinde yer aldığında, amacınız, hayata bakış açınız ve hayatın anlamı üzerine düşünebilirsiniz. Uzak yerlere yapacağınız yolculuklar, farklı kültürlerle tanışmak, yeni deneyimlere açık olmakla ilgili bir farkındalık yaşayabilirsiniz. Devlet ile üniversitelerde, basınyayın veya mahkemelerle bir işiniz varsa bu alanda dikkatli, yapılması gerekeni yapan, kayıt ve belgeleri titizlikle saklayan bir tutum sergilemelisiniz. Yapmanız gereken işleri takip edin, zaman planınızı iyi yapın ve son günleri atlamamaya çalışın. Yolculuk yapacaksanız seyahat planınızı mutlaka iki kere kontrol edin.

Başak: Bu dönem, para durumunuzu, borçlarınızı,

ortak para paylaşımlarınızı dengeye oturtmak ve bilinçli bir biçimde hesap kitap yapma zamanı. Cinsel hayatınızı renklendirmenin, eşle veya partnerle olan ilişkide fiziksel kontağın artmasının önemini düşünebilirsiniz. Ciddi bir ortak adım atmak veya atmamak, ilişkinizi bir adım daha öteye götürecek adımı atıp atmamak konusunda endişe duyabilirsiniz. İlişkilerin maddi boyutunun önemini düşünebilirsiniz. Maddi ve duygusal paylaşımlarda nasıl davrandığınızı, kendinizi nasıl ifade ettiğinizi düşünün. Para konularında güçlü bir bütçe ile hareket edebileceğiniz düzenlemeler yapın. Mart ayından sonra her bakımdan daha az para ve ilgili işlemleri düşüneceğiniz zamanlar gelecek.

Terazi:

Venüs’ün kendi yönettiği bu evde etkisini güçlü bir biçimde hissedeceksiniz. Eşle veya partnerle,


MAGastroloji ortaklarla olan ilişkilerinize verdiğiniz değeri ve önemi düşüneceğiniz bir zaman olacak. Yalnız kalmak, ilişkide kendini yalnız hissetmek, evliliğin düzenini, kurallarını yeniden yapılandırmak önem kazanacak. Aranıza duvar ören konuları düşünün, eş olarak, partner olarak birbirinize verdiğiniz değeri sorgulayabilirsiniz. Bu arada sosyal hayatınız da patlama yapmış olabilir. Yeni iş ortaklıkları gündemde ve kadınlarla sosyalleşme ön planda olacak. Eşle olan ilişkiler ciddi, sorumluluklara odaklı ve rollerin gerçekçi bir biçimde değerlendirilmesi ile görev bilinciyle hareket edilen bir yapıda sürdürülebilir. Bu dönemde büyük ihtimalle eşlerden biri karşısındakine sorumluluk ve görevlerini hatırlatacak bir konuşma yapabilir veya hisleri bu yönde gelişebilir.

Oğlak:

Bu dönem, evde yapılacak tamir, tadilat veya ev düzenini oturtmak, disiplin ve dengeyi kurabilmek için yeni fırsatlar yaratacak. Kural koymak ve ebeveynlikle ilgili sorumluluklarınızı üstlenmek konusunda düşünebilirsiniz. Yaşlı anne, babalara önem vermek, ev yaşamının önceliklerine odaklanmak, ailenizle olan ilişkinizi yeniden değerlendirmek adına önemli kararlar alabilirsiniz. Babadan gelen geleneklere bağlı yetiştiriliş tarzınızı önemseyiniz, bazen böyle bir yapıya duyduğunuz sadakat ve bağlılık aileyi bir arada tutan en önemli öğe olabilir.

Kova:

sağlığınızı, sizinle birlikte çalışan kişilerle olan ilişkinizi, tutum ve davranışlarınızı gözden geçirmek önemli olacak. İşleri yetiştirmek, zamana sıkışmak, plan ve programa uymak konusunda bir farkındalık yaşayabilirsiniz. Daha profesyonel bir program yapmak ve düzeni kurmak, zaman planlamasını sıkı sıkı uygulamak sorun teşkil edebilir. Oldukça yorucu bir iş temposu olacak ama verimli çalıştığınız takdirde ödüllerinizi Mart ayından sonra alacağınız kesin. Sağlığınızı düşünmeli, şeker alımına dikkat etmeli, yediklerinizi ve içtiklerinizi abartmamaya özen göstermelisiniz.

İletişim yeteneklerinizi tekrar gözden geçirin, çevrenizle kurduğunuz bağların ve ilişkilerin iletişim bakımından ne kadar sağlam olduğunu düşünün. Kurduğunuz ilişkilerde doğru, efektif ve sağlam bir iletişim kurduğunuzu düşünüyor musunuz? Eğitime, size yeni yetenekler kazandıracak konulara ağırlık veriyor musunuz? Kardeşler ve yakın olduğunuz komşular, kuzenler gibi kişilerle iletişiminiz nasıl? Kendinizi onlara istediğiniz anlamda ifade edebilmek ve ciddiye alınmak için yeni bir tutum ve tavır vitesine geçmeniz gerektiğini düşünebilirsiniz. Kısa yolculuklarda daha planlı olacaksınız. İşe gidiş gelişlerde zamanla ilgili sıkıntılarınızı, zihninizi organize edip, günlük planlarınızı ajandanıza yazarak çözebilir, zamanı daha kolay idare edebilirsiniz.

Yay: Hayatınızda enerjinizi yönelttiğiniz aktiviteler sizi

Balık: Bu Retro sizi, para konusunda sağlam ve kalıcı

Akrep: Bu dönem, günlük hayatınızı, iş düzeninizi,

gerçekten mutlu ediyor mu? Aşka verdiğiniz değer nedir? Aşk hayatınızda veya sevgilinizle eğlenerek, gerçek kimliğinizi ortaya koyabildiğiniz bir ilişki mi yaşıyorsunuz? Cinsellik önemli tamam ama gerçekten birbirinize ne anlamda değer veriyorsunuz? Ciddi ciddi ilişkinizi düşünün, değerlendirin. Çocuklarınızı bir düzene sokmak, onlara disiplin duygusu vermek, yaratıcı yönlerini destekleyecek faaliyetlere yöneltmek konusunda plan yapabilirsiniz. Yatırım araçlarında yapacağınız yatırımlarda dikkatli olun ve mutlaka profesyonel bir danışmanlık alın.

320 magdergi.com.tr

adımlar atmanıza yardımcı olacak düzenlemeler yapmaya itecek. Para evinde yer alan bu Venüs sizi akıllıca harcama yapmaya yöneltecek ve işleve önem vermenize sebep olacak. Bir şeyin gerçek değerini görmeye başlamanız açısından gözünüzü açan bir transit olacak. Para içeren ilişkilerin temelinde ne yattığına dair bir aydınlanma yaşayabilirsiniz. 2. evin amacı, kendi olanaklarımız ve potansiyelimizle başkalarından bağımsız bir biçimde ayakta kalacak parayı kazanmaktır. Bu süreç sizi plan yapma, şirketleşme, kurumsallaşma veya ciddi bir kimlik yaratma konusunda düşündürmeye devam edecek. 




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.