MAYIS 2017 - YIL 14 - SAYI 138 - 15 TL
Panora’da Sempatik “Koriş” Onur Büyüktopçu İle Çok Özel...
Sezon Alışverişi
Anneler Günü
Sağlıklı Yaşam Dr. Ayşegül Çoruhlu Dilara Koçak İdil Tatari Selahattin Dönmez Yağız İzgül
Aslıhan Bezcier Ayşe Kucuroğlu Bahar Demirkıran Burcu Ziyal Elisabeth Mass Fatoş Sarıgül Gül Erdoğan İlkem Söylemez Topçuoğlu
Oylum Talu
İkiz Bebek Annesi Spiker
Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr
qhome.com.tr
www.ugurlu1974.com
Uğurlu 1974, bir Uğurlu Mücevherat markasıdır.
NEXT LEVEL’DA. İlk ışıltı
4+1
Net 23
Gen0 mĹ&#x;2 Fe D rah a reler
ONLAR DA ARADIKLARINI PANORA’DA BULDULAR
“VARLIĞINIZ VAROLMA NEDENİMİZDİR, TÜM ANNELERİN ANNELER GÜNÜNÜ KUTLARIZ.”
pariskuafor.official
Nenehatun Cad. No: 86 ANKARA -
www.mervekaramanbridal.com
mervekaramanbridal
KULUBE HOTEL feel the difference UNSAL TURİZM ve OTELCİLİK LTD. ŞTİ. Funda Sokak No:13
Kalamar Koyu Kalkan - Kaş / Antalya - TÜRKİYE Tel: +90 242 844 38 23 - Fax: +90 242 844 25 02 E-mail: info@kulubehotel.com
www.kulubehotel.com Kulube Hotel
editör
Mayıs 2017 Yıl: 14 Sayı: 138 Fiyat: 15 TL
Beril Çavuşoğlu
berilcavusoglu@magdergi.com.tr
Y
Mayıs Heyecanı
MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Güngör Burcu Nalçınkaya Duman Haber ve Foto Muhabiri Yavuz Solmaz
aza adım adım yaklaşmanın heyecanıyla sımsıcak içeriğimizi sizlerle paylaşıyoruz... İstanbul’dan Ankara’ya davet ve kutlamalardan görüntüler, düzenlediğimiz etkinliklerden eğlenceli kareler, Anneler Günü ve sağlıklı yaşam için hazırladığımız özel içerikler ve samimi röportajlarla sizlerle buluşuyoruz...
Şu an Haberturk ekranlarında kendi programının yapımcısı ve sunucusu olarak karşımıza çıkan Oylum Talu ile Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da kapak çekimindeydik. Başarılı kariyerinin yanına 1 yıl önce de anneliği ekleyen ikiz bebek annesi güzel spiker ile Anneler Günü’ne özel olarak gerçekleştirdiğimiz samimi röportajımızı ve renkli kareleri MAG Özel sayfalarımıza taşıyoruz… Baharın gelmesiyle birlikte her yer hareketlendi, bizim de MAG PR olarak gerçekleştirdiğimiz etkinlikler arttı... Öncelikle, düzenlediğimiz şık lansmanla Bilkent, İncek, Çayyolu, Ümitköy ve üniversitelere yakınlığı ile dikkat çeken MiaVita projesini, Başkent’in iş ve cemiyet dünyasının sevilen isimleri ile buluşturduk. Ardından adL mağazasının “Zamansız Stil” sloganıyla ortaya çıkarttığı rengarenk tasarımları ünlü stil danışmanı Mert Aslan aracılığıyla modaseverlerin beğenisine sunduk... Sağlıklı ve formda bir yaşam için önerilerini bizlerle buluşturan yazarlarımız ve ünlü diyetisyenlerimizle ünlü şeflerden aldığımız lezzetli tariflerimizi MAG Sağlıklı Yaşam içeriğimizde sizlerle buluşturuyoruz... Yaza zinde bir hazırlık için mutlaka göz atın... Bizi ömrü boyunca koşulsuz sevecek en değerli varlık olan annelerimizin yüceliğini bir kez daha hatırlayacağımız Anneler Günü için hazırladığımız özel ekimizde ise, cemiyet hayatının sevilen anneleriyle çok sevdikleri çocuklarının röportajlarını okuyacak, mutluluk karelerine bayılacaksınız... Cemiyet hayatının asil ve şık ismi Beliz Büyükhanlı ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz alışveriş gününde seçtiği sezona damgasını vuran kombinler moda tutkunlarına ilham verecek... Seyahatlerimiz bitmiyor... Yazarımız Melike Gökçe bu ay, yaşadığı çevreyle güçlü iletişimi olan ve diplomaside yenilikçi tavrıyla tanınan Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore ve sosyal girişimci ruhuyla Türkiye’de Rehber Köpekler Projesi’ni başlatan eşi Maggie Moore’un konuğu olarak edindiği paylaşımları sizlere aktarırken, yazarımız İpek Gençer İtalya’nın en şık ve havalı şehri Milano’nun moda, tasarım ve yemek kombinasyonuyla sizleri büyüleyecek... Moda, seyahat, cemiyet hayatı ve içten sohbetlerle dolu Mayıs sayımızı ilgiyle okuyacaksınız... Umut, aşk, başarı ve mutluluk dolu bir ay olsun... Tüm annelerimizin de Anneler Günü kutlu olsun... Çoook Sevgiler...
İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Dilara Aydoğdu Yazarlar Aylin Yıldız Ceren Akdağ İpek Gençer Özgür Aksuna Seda Çavuşoğlu Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Katkıda Bulunanlar Melike Gökçe Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi
Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444
Dağıtım
Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı
DUMAT OFSET
Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi
29.04.2017 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!
54 magdergi.com.tr
Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
145 118
204 66
MAGdavet
192
MAGköșe
MAGözel
196
MAGköșe
MAGköșe
204
MAGözel
145
MAGröportaj
236
MAGanneler günü
162
MAGköșe
320
MAGröportaj
118
MAG
132
56 magdergi.com.tr
236
Nida Bulut ile Arda Bozkurt’un Four Seasons Hotel’de gerçekleşen ihtişamlı düğün töreni...
Cemiyet hayatının asil ve şık ismi Beliz Büyükhanlı ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz eğlenceli alışveriş gününden renkli kareler... Yazarımız Melike Gökçe’nin Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore ve eşi Maggie Moore ile gerçekleştirdiği samimi röportaj...
“Alkali” beslenme şeklini hayatımıza sokan Dr. Ayşegül Çoruhlu ile doğru beslemeye dair değerli bir sohbet...
Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez, ülkemizin 2017 obezite raporundan önemli bilgileri aktarıyor...
Yazarımız Ayşe Tolga’dan daha genç ve sağlıklı görünmemizi sağlayacak tüyolar...
Ünlü şef Yağız İzgül’den çok lezzetli ve bir o kadar da sağlıklı tarifler...
Başarılı spiker Oylum Talu ile Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn’da gerçekleştirdiğimiz kapak çekiminden renkli kareler...
Cemiyet hayatının sevilen anneleriyle çok sevdikleri çocuklarının mutluluk kareleri...
Yetenekli oyuncu ve sunucu Murat Yıldırım ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde keyifli bir sohbet...
KUSURSUZUN EVRİMİ. YENİ BMW 5 SERİSİ.
Sürücüsüz park özelliği, gece görüş sistemi, yarı otonom sürüş teknolojisi ve harekete duyarlı komut sistemiyle Yeni BMW 5 Serisi Borusan Oto Esenboğa’da sizleri bekliyor.
Borusan Oto Esenboğa Borusan Otomotiv BMW Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi Esenboğa Yolu 22. Km Akyurt - Ankara Tel: (0312) 840 52 52
Sheer Driving Pleasure
style
Renkli Kareler Seda Çavușoğlu
seda@magmedya.com.tr
CAROLINE CONSTAS Elbise $ 595
Klasisizmin simgesi olan kareli ve çizgili desenlerin yansıtıldığı tasarımlar 80’lerin modasını günümüze tașıyor... ILLESTEVA Gözlük € 190 JOHANNA ORTIZ Bluz € 890
PHILOSOPHY DI LORENZO SERAFINI Bluz $ 475
VETEMENTS Pantolon $ 1,470
HOUSE OF HOLLAND İLKBAHAR YAZ 2017
LISA MARIE FERNANDEZ Bluz € 425
HOUSE OF HOLLAND Bluz £ 150
YVES SAINT LAURENT Ruj
PRADA Ayakkabı $ 830
LISA MARIE FERNANDEZ Mayo € 445 ANCIENT GREEK SANDALS Terlik € 220
60 magdergi.com.tr
style
İlkbahar Çiçekleri Baharın gelișiyle tasarımlar da çiçek açıyor... Çeșitli renklerdeki çiçeklerle süslenen kombinler yazı müjdeliyor...
DELPOZO Bluz £ 816
FENDI Çanta $ 6,500
ETRO Küpe $ 600
THE ROW Pantolon $ 1,590
DELPOZO ILKBAHAR YAZ 2017
CURRENT ELLIOTT Kot Pantolon € 265
VALENTINO Kot Şort $ 890
LOEWE Çanta $ 750
NO.21 Ayakkabı $ 945 VALENTINO Ayakkabı $ 1,175
SANAYI 313 Çanta $ 1,420
62 magdergi.com.tr
style
Volan Esintileri Kollarda ve etek uçlarında sık sık rastladığımız volanlar 2017 yazına iddialı bir giriș yapıyor... SELF-PORTRAIT Elbise $ 545
ILLESTEVA Gözlük € 240 LANA MUELLER Elbise $ 2,350
ZEUS+DIONE Mayo $ 177
MANOLO BLAHNIK Ayakkabı $ 745
64 magdergi.com.tr
JACQUEMUS İLKBAHAR - YAZ 2017
LISA MARIE FERNANDEZ Etek € 1,065
JACQUEMUS Etek £ 506
LIBSA Mayo $ 245
STUART WEITZMAN Ayakkabı € 425
düğün
Boğaz’da Mutlu Son Nida Bulut ile Ankaralı iş adamı Arda Bozkurt, mutluluğa Boğaz’da adım attılar. Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Başkanı Nilüfer Bulut’un kızı, mücevher tasarımcısı Nida Bulut muradına erdi. Ankaralı iş adamı Arda Bozkurt ile Four Seasons Hotel’de dillere destan bir düğün töreniyle evlenen Nida Bulut’u bu özel gününde, siyaset, iş ve sanat dünyasından ünlü isimler yalnız bırakmadı. Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’ın kıydığı nikahta, Nida Bulut Zuhair Murad marka gelinliğiyle göz kamaştırırken damat Arda Bozkurt, Tom Ford damatlığıyla ona eşlik etti. Bozkurt çiftinin, balayı tercihi ise Maldivler oldu.
66 magdergi.com.tr
NİDA BULUT, ARDA BOZKURT
düğün
EMİNE - ZEYNEL ABİDİN ERDEM
DİLA BULUT
Nida Bulut Düğün Türkiye İș Kadınları Derneği (TİKAD) Bașkanı Nilüfer Bulut’un kızı, mücevher tasarımcısı Nida Bulut Boğaz’da gerçekleșen ihtișamlı düğün ile evlendi.
TURGUT - SUZAN TOPLUSOY
NİLÜFER BULUT
düğün
SILA - OSMAN ORAN, ÖZLEM CANKURTARAN
MÜGE SIRMABIYIK
Arda Bozkurt’la Four Seasons Hotel’de dillere destan bir düğün töreniyle evlenen Nida Bulut’u bu özel gününde, siyaset, iș ve sanat dünyasından ünlü isimler yalnız bırakmadı.
ASLI BAȘAR
VEDAT AȘÇI
düğün
SEMİH - ÖZGE SANDER, ȘULE - ÖZALP ARGÜDER
72 magdergi.com.tr
EMİL - ȘÜKRAN GÜZELİȘ
MURAT AKSU, FULİN ARIKAN
Anneler Gününe Değer Katacak
11 Mayıs’ta
Ürünlerle
Sizlerleyiz...
Karum İş ve Alışveriş Merkezi İran Caddesi No: 21/113 Gop / Ankara / Türkiye M:+90 532 321 75 54 - www.zeehjan.com - info@zeehjan zeehjan
zeehjanjewellery
düğün
Balayı için Maldivler’i tercih eden genç çiftin gelinlik seçimi Zuhair Murad, damatlık șeçimi ise Tom Ford olurken, uyumlarıyla gece boyunca göz kamaștırdılar.
CAVİT - NEȘE, MEHMET KAVAK
74 magdergi.com.tr
KEZBAN - HÜSEYİN HATEMİ
SEMA GÜRAL, ONUR SÜRMELİ
her şey kalite ile ilgili yaşam alanınızı; şık ve zarif dokunuşlarla, ayrıcalıklı kılmak için Panora AVM’de hizmetinizdeyiz
camehome.official
düğün
HEDİYE GÜRAL GÜR, GÜLSÜM GÜRAL, ÖZGÜR GÜR
BERRİN YOLERİ
Nida Bulut ile Ankaralı iș adamı Arda Bozkurt, mutluluğa Boğaz’da adım attılar. SENA, LÜTFİ - DENİZ ÜLKE ARIBOĞAN
düğün
SEDEFHAN OĞUZ
DİDEM ÇAPA
lası için Daha faz om/online c i. magderg
78 magdergi.com.tr
DİLEK HANİF
MERİH TURAN
FERYAL GÜLMAN
GÜLEN AKDUMAN
Tarih Kokan Kına Geceleri Bride Kına Konağı’nın Sahibi Gülen Akduman, sezona hızlı bir giriș yaptıklarını ve renkli birçok kına organizasyonuna imza atacaklarını ifade ederken Eylül ayına kadar tüm tarihlerinin șimdiden dolduğunun da altını çiziyor.
Kına mekanı olarak henüz çok yeniyiz; Eylül 2016’da Bride Kına Konağı’nı faaliyete geçirdik. 2014 yılında kına organizasyonu yapmaya başladım, hayalim buram buram tarih kokan bir mekanda kına geceleri yapmaktı. Hamamönü’ndeki konaklar da bu hayalim için biçilmiş kaftandı. Konak arayışına başladığımda bütün konaklar doluydu, şu an bulunduğumuz konak için iki sene boyunca gidip geldim ve en nihayetinde hayalimi gerçekleştirmek için ilk adımı attım, sonunda konak bizimdi. Mimarımız Ertan Danacı’ya hayalimdeki konsepti anlattım; Osmanlı ezgilerini günümüze uyarlamak istediğimi belirttim, o da sağ olsun ilk çiziminde bütün hayalimi konak konseptine uyarlamıştı. 1 ay içerisinde hayalim hazırdı ve Bride Kına Konağı benim güzel gelinlerimin hizmetindeydi. Hiçbir yerde reklamımız olmadığı halde, kısa zamanda oldukça fazla beğeni ve talep gördü; daha Mart ayının sonunda, Eylül ayına kadar bütün günlerimiz doldu.
Kına organizasyonları dışında başka organizasyonlara da ev sahipliği yapıyor musunuz veya ilerleyen zamanlarda yapmayı düşünüyor musunuz?
2010 yılında eşimle birlikte girmiş olduğumuz organizasyon sektöründe düğün, nişan, sünnet, açılış, lansman, kongre organizasyonlarında yerimizi aldık. Kına gecesi organizasyonları, organizasyon sektörünün içerisine yeni bir ivme kazandırdı. Talepler doğrultusunda kına gecesi organizasyonları yapmaya başladım;2014 yılının başında Bride Kına Gecesi ve Bride Kaftanı oluşturduk ve kısa zamanda benim bile tahmin edemediğim bir hızla büyüdük. Sene içerisinde 200’ü aşkın başarılı kına organizasyonuna imzamızı attık. Gelinlerimle hala görüşüyorum, arkadaşlarının, akrabalarının organizasyonları olduğunda benden başka kimseye kınalarını emanet etmiyorlar. En iyi reklam insandır; 1 kişi 1000 kişi demektir.
Kına organizasyonlarında ne tür konseptler oluşturuyorsunuz? Programın içinde hangi etkinlikler, ne tür imkanlar bulunuyor? Kına gecesi konseptini gelinlerimle birlikte belirliyoruz, fakat ben biraz ananeviciyim; eğer kınalar ölmüş ve tekrar dirilişe geçmişse
advertorial
B
u renkli mekanınızı nasıl bir fikirle, neleri amaçlayarak, ne zaman kurdunuz?
kesinlikle özümüzü kaybetmeden, dejenerasyona uğratmadan günümüze uyarlayarak konseptimizi belirliyoruz. Bu aralar Hint konsepti talebi oluyor, gelinlerime tek söylediğim söz; “biz Hintli değiliz.” Bunu dediğim an kafalarında şimşekler çakıyor ve birden özlerine dönüyorlar. “Haklısınız, madem ananevi bir tören olan kına gecesi organizasyonu yapıyoruz, o zaman özümüzde ne varsa onu uygulayalım” diyorlar. İşte benim gelinlerim, işte benim konseptim... Kına mekanlarından nedime kızlara, gelin kaftanlarından arkadaşlarının giyeceği bindallılara, kına tahtlarından kınada çalınacak şarkılara, Hint kınasından kumda kahveye, şerbetçiden dansöze, yörelerine ait folklor ekiplerinden davul şovlarına ve kına malzemelerinde kadar kına ile ilgili bütün gereksinmeleri karşılıyoruz.
Gelinlerin kına tarihlerinden ne kadar zaman önce sizinle irtibata geçmesi gerekiyor? Ardından süreç nasıl planlanıyor?
Talepler çok yoğun olduğu için en az 4 ay öncesinden bizimle mutlaka iletişime geçmeleri gerekiyor. İlk anlaşmamızın ardından randevu tarihini belirleyip ön planlamayı yapıyoruz; kına gecesinde giyeceği kaftanı, tahtını, tahtının rengini, kullanacağımız ürünlerin renklerini, (ürünleri kaftanın rengine uyumlu renklerde uyguluyoruz) nedime kızlarımızın kıyafetlerini, sergileyecekleri dansları, kısacası kaba taslak her şeyi belirliyoruz. Geri kalan aşamaya ince detaylar kalıyor; zaten gelinlerimiz evlilik hazırlığı içerisinde oldukları için yoğun oluyorlar, o yüzden kalan ince detayları kına gecelerine 1 hafta kala tekrar randevulaşıp belirliyoruz. Son görüşmemizde de gelin hanımın giriş müziğini, kına anında çalınacak müzikleri seçiyoruz ve nedime kızlarla son provalarını yapıyoruz. En nihayetinde gerim sayım başlıyor...
İddialı olduğunuz ve organizasyonlara damgamızı vuracağız dediğiniz yönleriniz neler?
Kaftan ve kına gecesi organizasyonlarında iddialıyım. Ankara’da birkaç yere şube açma aşamasındayım, bunun yanında şehir dışından gelen teklifleri değerlendiriyorum, isim hakkı talepleri var bu yönde görüşmelerimiz devam ediyor. İnanıyorum ki bu hızla kısa sürede Türkiye’nin birçok bölgesinde var olacağız. Kaftanlar konusunda da çok iddialıyım, kendim iğneye iplik takmayı bile beceremem ama çok iyi bir göze sahibim. Getirttiğim ya da yaptırdığım kaftanların hepsi yok satıyor diyebilirim. Kaftanlarımda ve Bride Kına Konağı’nda Eylül ayına kadar inanılmaz yoğun talep söz konusu. Kendimi Demet Akalın’a benzetiyorum naçizane; o da şarkı üretimi yapmıyor fakat çok iyi parçalar seçip zirveye ulaşıyor.
düğün
Özdoğan Ailesinin Mutlu Günü Özdoğan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Özdoğan ile Merve Dağal, JW Marriott Otel’de gerçekleşen şık bir düğün ile dünyaevine girdiler. Ankara’nın köklü ailelerinden Özdoğan Grup’un Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Özdoğan hayatını Merve Dağal ile birleştirdi. JW Marriott Otel’de gerçekleştirilen düğün törenine iş, siyaset, diplomasi ve cemiyet hayatından birçok isim katıldı. Mutluluklarını tüm davetlilerin şahitliklerinde taçlandıran çiftin mutluluğu görülmeye değerdi. Mutlu çift tüm hazırlıkların tamamlanmasının ardından düğünün yapılacağı alana doğru geldi. Misafirlerin büyük alkışları eşliğinde ilk danslarını gerçekleştiren mutlu çiftin tüm gözler üzerindeydi.
MERVE DAĞAL, GÖKSEL ÖZDOĞAN
82 magdergi.com.tr
düğün
BERNA - CEM YORULMAZ
BİNALİ - MAKBULE ÖZDOĞAN, NERGİZ - ÖMER DAĞAL
EBRU - DENİZ DEMİRYÜREK
ALPAY - ZÜBEYDA ASLANGÜL
MAHMUT ÖZDOĞAN
AYDAN ÖZDOĞAN
86 magdergi.com.tr
Özdoğan Grup Yönetim Kurulu Üyesi Göksel Özdoğan ve Merve Dağal görkemli bir düğünle dünyaevine girdiler. CAN ÇAVUȘOĞLU
GÖKSU, ARZU BENSU ÖZDOĞAN
KARTAȘ OTOMOTİV
Konya Devlet Karayolu No: 185 Balgat / Ankara (0312) 583 85 85 www.kartasotomotiv.com.tr
düğün
HALE, BEGÜM, OSMAN NURİ ÖZDEMİR
HANDE TOLUNAY
SİBEL ÖZDOĞAN
JW Marriott Otel’de gerçekleștirilen düğünde, davetliler șıklıklarıyla göz kamaștırıyordu. MÜSLÜM, ALARA, SUZAN ÖZDOĞAN
BEGÜM CİVİL
www.daigelinlik.com.tr
düğün
DERYA - ERCAN KAHRAMAN
90 magdergi.com.tr
ADA DERİN, AYSU, ALİ DORA, MANSUR ÖZDOĞAN
SÜREYYA CAN, TUBA GÜNEBAK
JOHN - HOLLY HOLZER BASS
düğün
YELİZ - MURAT GÜLEÇ
SEFA ÇOL
BÜȘRA BALLI
Misafirlerin büyük alkıșları eșliğinde ilk danslarını gerçekleștirilen mutlu çiftin tüm gözler üzerindeydi. METİN - ÖZGÜN ÖZMEN
SEREN YILMAZ
Tart Mutfaktan 3 Günde 3 Kilo Kaybettiren Detoks Tart Mutfak Ankara’nın ortakları İrem Öz ve Elif Aktan 3 günde 3 kilo vermenizi sağlayacak detoks programları hakkındaki detayları paylașırken, kișiye özel paketleri ile tamamen kișinin kendi fiziksel özelliklerini ve sağlık durumlarını göz önünde bulundurarak diyetisyenler eșliğinde hazırladıklarının altını çiziyor...
B
ilmeyenler için özet bir bilgi sahibi olalım, Tart Mutfak'ı tanıyalım önce kısaca... “Ne Yersen O’sun” felsefesiyle 5 öğünlük sağlıklı bir yemek paketi hazırlıyoruz, tüm gününüzü Tart Mutfak kutusuna sığdırıyoruz.
Yağsız, şekersiz yemekler bu kadar lezzetli mi olur dedik, sizlerle paylaşalım, paylaştıkça da çoğalsın dedik. Senelerce biriktirdiğimiz yemek tecrübemizi sağlıklı bir hayat biçimiyle birleştirerek Tart Mutfak’ı yarattık. Tart mutfak her sabah kalorisi diyetisyenimiz tarafından size özel olarak hesaplanmış yemek paketinizi kapınıza teslim ediyor.
Özel bir davetin hazırlık aşamasındayken hızla kilo vermek için nasıl bir detoks uygulamalıyız?
Dört çeşit detoksumuz mevcut; hepsi 3 günde 3 kilo kaybetmeniz amacıyla oluşturulmuş programlardan oluşuyor. Detokslarımız: sebze detoksu, protein detoksu, sebze suyu detoksu ve çorba detoksu. Yağ yakmak istiyorsanız protein detoksunu öneriyoruz, ödem atmak istiyorsanız sebze detoksunu, “ben kendime çok güveniyorum, detoksumu hiç bozmam ve sıvı beslenebilirim” diyorsanız da sebze suyu veya çorba detoksunu öneriyoruz. Sebze suyu ve çorba detoksları diğer iki detoksa göre biraz daha ağır çünkü, 3 gün boyunca sadece sıvı ile besleniyorsunuz.
Özel bir davet hazırlığınız mı var ve hızlıca kilo mu vermek istiyorsunuz? İşte mucizevi detoksumuz!
Hazırlık, tedarik ve müşterilerinize ulaştırma süreçleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Müşterilerimiz bizi aradıktan sonra onlardan anketimizi doldurmalarını rica ediyoruz, anket cevapları diyetisyen Cenk Özyılmaz’a gittikten sonra kişinin özel menüsü oluşturuluyor. Tecrübeli şeflerimiz menüleri pişirdikten sonra her sabah paketiniz soğuk zincir ile ev adresinize teslim ediliyor. Daha sonra da her sabah diyetisyenimiz sizden sabah tartıdan resim istiyor ve kilo durumunuza göre diyetiniz revize ediliyor. Tart mutfak ile tek yapmanız gereken leziz yemekler yiyerek kilo kaybetmek. Ne yiyeceğim derdi yok, kalori hesaplama derdi yok.
Son olarak bizlere bir yaza hazırlık detoksu önerir misiniz?
Yaza hazırlık detoksu olarak, mevsim sebzeleri ile birlikte salatalık veya elmayı katı meyve sıkacağında sıkıp büyük bir bardağa doldurup günde 5 kere içmenizi öneririz. İçine pancar eklerseniz cildiniz tazelenir, maydanoz atarsanız ödem atarsınız. Detoks içeceklerimizde elma dışında meyve hiçbir zaman kullanmıyoruz. Bunun nedeni, detoks yapalım derken meyvelerdeki şeker oranının kan şekerinizi yükselterek istenen sonuçları yaratamaması.
İşte Bizim Favori Tarifimiz:
Yağsız, şekersiz yemekler bu kadar lezzetli mi olur dedik, sizlerle paylaşalım, paylaştıkça da çoğalsın dedik.
• • • • • • • • •
Kişiye özel paketlerinizi neleri göz önünde bulundurarak hazırlıyorsunuz?
Kişiye özel paketlerimiz anketimize vereceğiniz cevaplar üstünden diyetisyenimiz tarafından oluşturuluyor. Anketimiz; boy, yaş, kilo, intolerans testi, alerji, sağlık durumu, ilaç kullanımı gibi sorulardan oluşuyor.
www.tartmutfak.com tartmutfak
3 yeşil elma 1 büyük boy havuç 2 limon 1 sarı biber 2 salatalık 1 kereviz sapı 3 sap brokoli 2 pancar 1 avokado
davet
GÜLER SABANCI
TÜRKAN SABANCI
SUZAN SABANCI DİNÇER
Sakıp Sabancı Ödüllerle Anıldı Merhum iş adamı Sakıp Sabancı ölümünün 13. yılında, 13. Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri’nin verilmesiyle anıldı. 13 yıl önce vefatıyla ailesi, akrabaları ve yakın dostlarının yanı sıra tüm Türkiye’yi derinden üzen Sakıp Sabancı’nın vasiyeti üzerine verilen “Sakıp Sabancı Uluslararası Araştırma Ödülleri” töreni dün akşam Sabancı Center’da yapıldı. Törenin bu yılki konusu, “Gündelik Yaşamda Türkiye Kökenli Avrupalılar” olarak belirlendi. Törende hocaların hocası olarak anılan Prof. Dr. Nermin Abadan Unat, Jüri Özel Ödülü’nü aldı. Eşit ağırlıklı üç “Makale Ödülü” ise bağımsız araştırmacı Defne Kadıoğlu Polat, New York Üniversitesi’nden Zeynep Selen Artan ve Florida Üniversitesi’nden Tolga Tezcan’ın oldu. İş ve sanat dünyasından çok sayıda davetlinin katıldığı törende konuşan Sabancı Üniversitesi Kurucu Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, “Sakıp Sabancı denildiğinde elbette ilk olarak aklımıza ülkesini çok seven, Türk halkı tarafından çok sevilen, samimi, açık yürekli, pozitif, hoşgörülü ve sağduyulu kişiliği geliyor. Eğitime, bilime ve bilim insanlarına çok değer verirdi” dedi.
96 magdergi.com.tr
TUĞÇE - NESRİN EYİLİK
www.holidayinncukurambar.com
0312. 342 55 55
davet
NUR - GÖKALP ÖKTEN
98 magdergi.com.tr
BİLGÜN DERELİ
BERNA ÜLGER
BÜLENT ECZACIBAȘI
ESRA CİVELEK
EMİNE ÖZİLHAN
BUKET TAȘDELEN
POLAT GÜLMAN
MERAL YAZICI
HALİS - ALEV KOMİLİ
Sakıp Sabancı adına düzenlenen ödül töreninde merhum güzel sözlerle anıldı.
KEMAL GÜLMAN
lası için Daha faz om/online c i. magderg
MELİSA TAPAN
ZEYNEL ABİSİN ERDEM
CANTÜRK KAYA, TÜLAY ERCİYAS KAYA
Anneler Günü Çok özel, kocaman, yașanası bir hayatı hak eden tüm annelerimiz için sadece bir gün değil, her gün önemlidir. Șarkı sözlerine, șiir dizelerine, romanlara konu olmuș anne sevgisini tarif etmek belki de bu hayatta en zor olan hislerden biridir.
H
em bir organizasyon firması kurucusu hem de anne olarak, Anneler Günü gibi özel bir günde annelerine sürpriz hazırlamak isteyen çocuklar için nasıl bir organizasyon planlamalarını önerirsiniz?
Annelerimiz için aslında her gün küçük sürprizler hazırlamalıyız. Hayat maalesef çok çabuk geçiyor. İş temposundan, kendi aile yaşantımızdan, sosyal yaşantımızdan fırsat bulamadığımız için şikayet edip annelerimizle çok vakit geçirememek hepimizin yaşadığı bir sorun... Yoğun iş yaşantısı arasında belli günlerde annemize ve diğer aile fertlerimize zaman ayırmalı ve bunu rutinleştirerek ne olursa olsun bu anlardan ödün verememeliyiz. Anneler Günü’nde birçok kişi annesine en özel hediyeyi vermek ve en etkileyici sürprizi yapmak ister. Bu özel günde mesela, sabah kalktığınızda diğer günlere göre bir değişiklik yapıp kahvaltıyı siz hazırlayabilirsiniz. Annenizin en sevdiği yiyecekleri özenli bir dizilimle ve en güzel çiçek aranjmanıyla sunabilirsiniz. Bu kahvaltı sürprizini, gitmekten çok hoşlandığı bir mekanda da hazırlatabilir ve annenizi sevindirebilirsiniz. Diğer taraftan herkesin annesinin muhakkak görmek istediği bir yer vardır. İşte o çok gitmek istediği yere iki kişilik bilet alarak birlikte gidebilirsiniz. Böylece annenizle olan hayatınızda çok güzel ve özel bir anı daha biriktirmiş olacaksınız. Bu küçücük gezintiyi vaktinizi ve işinizi ayarlamaya çalışarak uzun bir tatile de çevirebilirsiniz. Bu yelpaze fazlasıyla genişletilebilir. Annenizle bir akşam yemeğine çıkabilirsiniz. En sevdiği dostları ve ailesiyle birlikte olabileceği bir ev partisi organize edebilirsiniz. Tüm aile fertleriyle müzikli bir mekanda doyasıya eğlenebilirsiniz. En sevdiği sanatçının konserine iki bilet alıp annenizle gidebilirsiniz. Muhteşem detaylarla hazırlanmış bir piknik organize edebilirsiniz. Gitmek isteyip gidemediği, almak isteyip alamadığı şeyleri düşünüp bu detayları sürpriz hediyelerle birlikte sunabilirsiniz. Ancak şu unutulmamalıdır ki, anneler için sürprizlerin ve hediyelerin küçüğü büyüğü yoktur. Tüm anlamı veren onun için özel olarak düşünülmüş olmasıdır.
Nasıl bir konsept oluşturulmalı? Hangi renk ve dekoratif detaylar öne çıkartılmalı? Nasıl bir organizasyon planlayacak olursanız olun öncelikle sizden annenizi dinlemek isteriz. Buna göre, ev partilerinde annenizin sevdiği yiyeceklerden oluşan ikramlık düzenlemesi ve sağlanması, yemek masasının dizaynı ve süslenmesi, evin çeşitli yerlerinin annenizin en sevdiği çiçeklerle dekore edilmesi, güzel bir pasta, verilebilecek hediyeler gibi her konuda size yardımcı olmamız ve bu özel günü organize etmemiz mümkün. Aynı şekilde dışarıda başka bir mekanda gerçekleştireceğiniz etkinliklerde de bu tür süslemeler yapabiliriz. Bu organizasyonları yaparken var olan trendler, moda renkler gibi detaylarla birlikte annenizin sevdiği renkleri, çiçekleri ve hoşuna
gidebilecek dekoru tercih ederek onu mutlu edecek bir ambiyans yaratmayı tercih ediyoruz. Bu uygulamaları yaparken mekanla ya da evle uyum içerisinde bir organizasyon gerçekleştirmek, böylesine önemli bir gün için daha doğru olacaktır.
Sizin çocuğunuzun size nasıl bir gün hazırlamasını isterdiniz?Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Cantürk ile birlikte yapmaktan en çok hoşlandığımız şey sohbet etmek. Yoğun iş temposundan çıkıp eve döndüğüm zaman Cantürk okuldan çoktan dönmüş oluyor. Ailece yediğimiz akşam yemeği sırasında gün içerisinde yaşadıklarımız üzerine konuşmak bize çok keyif veriyor. Beraberce alışveriş yapmaktan, film izlemekten, köpeğimiz Rush ile ilgilenip oynayarak vakit geçirmekten mutlu oluyoruz. Ayrıca oğlumla uzun Pazar kahvaltılarımız olmazsa olmazımızdır. İşimiz de olsa bundan ödün vermemeye dikkat ediyoruz. Cantürk her zaman uyumlu bir çocuk oldu. Girdiği her ortama adapte olabilmesi, derslerinde gösterdiği başarı, hem evde hem dışarıda her türlü konuda sorumluluk sahibi olmasından ve sorumluklarını yerine getirmesinden dolayı beni hiç üzmedi. Bundan dolayı babası ve ben onunla gurur duyuyoruz. Oğlumun hazırlayacağı her türlü sürpriz beni mutlu eder. Onun mutlu, huzurlu ve başarılı olması benim için yeterli. Biz anneler, çocuklarımız mutlu olduğunda kendimizi mutlu hissederiz. Geriye kalan küçük sürprizler, organizasyonlar sadece var olan huzur dünyamızın içine küçük sevinçler ve anılar katacaktır.
Kına, Nişan ve düğün sezonu da açıldı malum, bahsetmemek olmaz...Bu tip organizasyonlar için bu sene en dikkat çekici detaylar neler olacak?
Ekipçe tatlı bir koşturma içerisindeyiz. Bu sene daha önce de bahsettiğimiz gibi, nişan, düğün ve kına organizasyonlarımızın yanı sıra 777 butik organizasyon bölümümüzü genişleterek doğum günleri, ev nişanları, hastane odası süslemeleri gibi organizasyonlarımızı da çoğalttık. Bundan dolayı bizim açımızdan bu yaz daha da yoğun geçecek gibi görünüyor. Organizasyonlar bu sene çok farklı. Artık klasik organizasyon konseptlerinden, renklerinden yavaş yavaş daha farklı renklerde, farklı düzenlemelerle sağlanan dekorlara yer verilmeye başlandı. Masa biçim ve renklerinde, çiçek renklerinde, her masaya farklı dekor şeklinde düzenlemeler yapılıyor. Çiftlerimiz daha önce görülmemiş düğün konseptlerini daha çok seviyorlar ve istiyorlar. 777 Organizasyon olarak, bu tür isteklerle gelen misafirlerimiz bizi çok fazla heyecanlandırıyor. Firma olarak, daha farklı dekorlarla, hiç yapılmamış organizasyon konseptleriyle bu yaz da konuşulacak izler bırakmaya devam edeceğiz...
Arjantin Caddesi No: 15/8 G.O.P. / ANKARA - Tel: +90 312 441 77 07 Gsm: +90 532 223 00 77 - 90 532 707 81 67 www.777organizasyon.com.tr www.777organizasyonblogu.com.tr
tulaykaya777 @777organizasyon
777 Organizasyon, Ajans Ve Menajerlik
davet
Modern Yaşamın Yansımaları Beytepe’de FERHAT KALE
SERPİL İLHAN
Ankara Beytepe’de yükselen Miavita Beytepe Projesi, gerçekleştirdiği lansman ile tanıtıldı. Bilkent, İncek, Çayyolu, Ümitköy ve üniversitelere yakınlığı ile dikkat çeken Miavita projesi, MAG PR tarafından düzenlenen şık bir lansman ile Başkent’in iş ve cemiyet dünyasının sevilen isimleri ile buluştu. Lansmana özel fiyatlar ve kampanyalarla misafirlerin ağırlandığı projeye, katılımcıların şıklıkları damga vurdu. Konut sahibi olmak isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği projede, davetliler resim sergisi ve perküsyon şov ile unutulmaz bir gün yaşadı.
102 magdergi.com.tr
NURETTİN YILMAZ, FAİK YILMAZ
HAVVA - ERDAL DALDABAN
DUYGU ACAR
davet
SELİME TABANLIOĞLU
104 magdergi.com.tr
LOKMAN ERTÜRK
TAYLAN SEYREK, SELÇUK ÖZKURT
EBRU AYBARS
Miavita İnșaat Projesi’nin lansmanı inșaat, emlak ve siyaset alanlarında tanınmıș birçok ismin katılımına sahne oldu. GÜLENNUR AYDIN
SERPİL, SILA YILMAZ
Özel Günlere Özel Hazırlık Düğün, mezuniyet ve özel davetlerin mevsimindeyiz. Kendi özel gününüz de olsa, bir davete katılıyor olun karșılașacağınız durum benzer olacak. Kim istemez böyle özel günlerde karın bölgesinin biraz daha ince olmasını. Aslında kilo vermekten bahsetmiyorum. Zaman zaman hepimiz yașıyoruz benzer bir sorunu. Ağırlık artıșı olmasa bile kıyafetlerinizin rahatsız ettiğini, karın bölgenizin kalınlaștığını hissedebilirsiniz. İște böyle zamanlarda, bu özel davete gitmeden 1 hafta öncesinden itibaren dikkat edeceğiniz bazı noktalarla aslında șișkinliğinizi azaltmanız mümkün... Tuz tüketiminizi azaltın...
Tüketeceğiniz fazladan her 1 gram tuz için bir bardak daha suya ihtiyacınız olacak. Yemekleri yemeden önce tuz atmak yerine mutlaka tadına bakın. Hatta özel gün öncesinde mümkünse hiç ilave tuz atmamaya özen gösterin. Özellikle tuz içeriği yüksek olan gıdaların tüketimine de dikkat etmeniz gerekiyor. Tuz içeriği yüksek olan gıdalar arasında hazır gıdalar, çorbalar, soslar, şarküteri ürünleri, salamura gıdalar, tuzlu kavrulmuş besinler, soya sosu, konserveler, gibi gıdalar bulunur. Besinlere tuz eklemek yerine daha çok baharat kullanmayı deneyebilirsiniz.
Yemek yerken acele etmeyin ve mutlaka iyi çiğneyin...
Yemeğinizi hızlı ve çiğnemeden tüketmek karın şişkinliğinizi artıracaktır. Bu nedenle, yemek yerken iyi çiğnemeye çalışmanızda fayda var. İyi çiğnemek sağlıklı bir sindirimin ilk ve önemli bir basamağıdır. Ayrıca iyi çiğnemek besinlerin tadını daha iyi almanızı sağlayacak, beraberinde besin tüketiminizin azalmasına sebep olacaktır.
Gazlı içecekleri tüketmeyin...
Gazlı meşrubatlar, soda ve maden suyu gibi gaz içeriği olan tüm içeceklerde, gözle görülen gaz içeriği tüketirken mide içindeki gazı da artırır. Gazın artması da yine karın çevresini büyütecek ve kendinizi daha şiş hissetmenize neden olacak.
Gaz yapan besinlerden sakının...
Gaz yapan besinlerin tüketilmesi sindirimi zorlayıp şişkinliğinizi artıracaktır. Bu nedenle özel günlerin öncesinde Brüksel lahanası, lahana ve karnabahar gibi sebzeler ile bazı kuru baklagilleri sadece bu döneme özel olarak azaltmayı deneyebilirsiniz. Ancak unutmamak gerekir ki; bu besinler, içerikleri bakımından son derece sağlıklı alternatiflerdir ve normal zamanlarda mutlaka beslenme düzeninizde yer almalarını isteriz.
advertorial
Şeker alkollerine dikkat...
Şeker alkolü deyince size tanıdık gelmemiş olabilir ama ksilitol, sorbitol ve mannitol ya da sadece tatlandırıcılı sakız dediğimde eminim tanıdık gelecektir. Şeker alkolleri bazı bireylerde ciddi şişkinliğe neden olabilir. Bu nedenle böyle süreçlerde muhtelif tatlandırıcılı ürünleri tüketmemeye özen göstermenizde fayda var.
Ufak ufak ama sık öğünler...
Hazırlandığınız özel bir gün varsa, 1 hafta öncesinden öğünlerinizi ve o öğünde tükettiğiniz besinlerin miktarını düzenlemekte fayda var. Daha ufak öğünler halinde beslenmek, her öğünde yaşadığınız şişkinliğin azalmasını sağlayacaktır. Ayrıca sindirim sisteminizin de daha iyi çalışmasına destek olarak boşaltımı da destekleyecektir.
Çok yağlı gıdalara ve kızartmalara dikkat...
Yağlı gıdaların mideyi terk etme süresi diğer gıdalara göre daha uzundur. Sizi daha uzun süre tok tutarlar ancak hem yağlı hem de bol bir öğün tükettiyseniz, akabinde kendinizi daha şiş ve rahatsız hissetmeniz mümkündür. Bu nedenle özel davetler öncesinde kızartılmış yağlı yiyecekleri tüketmemeye özen gösterin.
Probiyotik besinlerden destek alın...
Probiyotik besinler sindirim sistemindeki iyi ve kötü bakterilerin dengesinin düzenlenmesine destek olurlar. Bağırsak florası bozulmaya başladığında boşaltım sistemi sağlıklı çalışmayabilir. Gaz ve şişkinlik gibi sorunlar yaşanabilir. Özel günler öncesinde probiyotik destekler almak veya en azından probiyotik gıda tüketimine özen göstermekte fayda var. Ancak probiyotiklerin faydasını hemen göremeyebilirsiniz. Bu nedenle 2 hafta öncesinde beslenmenize eklemeyi ihmal etmeyin.
Lifli gıdalar...
Sebze, meyve ve tam taneli tahıllar sağlıklı lif kaynaklarıdır. Ancak gereğinden fazla lif tüketimi de şişkinliği artırabilir. Özel günlerin öncesinde bu tarz gıdaları tüketirken bol su içmeye özen gösterin. Yeterli su içerek sindirim sisteminize destek olursunuz.
Su tüketimine dikkat
Yeterli su tüketiminin; şişkinliklerin azaltılmasında, sindirim sisteminizin düzenli çalışmasında ve metabolizmanızın düzenli çalışmasında büyük faydası vardır. Bu nedenle, özel günlerinizin öncesinde düzenli su tüketmenin faydası büyüktür. Ayrıca düzenli su içerek cildinizin de hemen değiştiğini fark edeceksiniz. Tüm bunların yanı sıra bir miktar egzersiz yaparak ter atmanın ve karın kaslarınızı çalıştırmanın da sindirime destek olacağını, dolayısıyla da şişkinlikleri azaltacağını unutmamak lazım. Artık davetlere, düğünlere, mezuniyetlere hazırsınız… Sevgilerimle…
Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com /ankaradiyetisyen
@diyetisyenidilimamoglu
davet
ZEHRA YILMAZ
PINAR CANALP
EVREN - EDA AYAKIN
Miavita İnșaat Projesi’nin lansmanı MAG PrRimzasıyla gerçekleștirildi. Lansmana aileleriyle katılan misafirler projeyle ilgili detaylı bilgi alma fırsatı buldular. GÖKHAN AKSOY
BERİL ÇAVUȘOĞLU
GÜLİN - BÜLENT KÖSE
144. yaş gününüzü kutlamak ister miydiniz? Psikolojik araştırmalar mutlu ve hayatında bir amaca sahip olan insanların daha uzun yaşadığını söylüyorlar. Hayatın koşuşturmacası içinde kendinizle ilgili düşünmek için vakit bulamıyor olabilirsiniz. Şimdi bir dakika durun! Geçmişin yüklerini hafiflettiğinizi ve gelecek endişelerinden kurtulduğunuzu hayal edin. Gerçekten yaşamak istediğiniz hayatın ne olduğunu bulduğunuzu, bu yönde somut adımlar attığınızı hissedin. Geçmişinizi iyileştirmek mi yoksa geleceğinizi belirlemek mi isterdiniz? Belki de içinde bulunduğunuz anın potansiyelini açığa çıkarmak istiyorsunuz. Öyleyse bizi 0530 091 39 40 – 0530 090 85 44 numaralarından arayın ve sizin için sunduğumuz hizmetlerle ilgili detaylı bilgi alın. Daha uzun yaşayın.
Psikolojik Danışma - Bireysel Danışma - Eğitim - Workshop - Lightshop Barbaros Mahallesi Güniz Sokak 16/1 Uğurlum Apt. Kavaklıdere, Ankara. Telefon: 530 091 39 40 - 530 090 85 44
davet
ÇİĞDEM SOKULLU
108 magdergi.com.tr
SADULLAH ALAGÖZ
CENAN - REFİKA YÜKSEL
TUĞBA GÜRSES
İLKNUR DEMİR
İBRAHİM ÖZDEN
PELİN SEYLAN
davet
KAAN - ECE AYTEKİN
110 magdergi.com.tr
NEZİH ALLIOĞLU
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
SALİH ÖZTÜRK
BERKEN YILMAZ, BERKE AKÇAM
AYLA GÖRGÜLÜ
AHMET KURT, ZEYNEP GÜLYÜZ KINAY
MUSTAFA ALTUNBİLEK
VİLDAN ERTÜRK
AHSEN DEMİRCİ
GÖKMEN KAVLAK
FATMA SEMİZ
Miavita satıș ekibi ve çalıșanları lansman boyunca davetlilerle ilgilendiler. MAG PR tarafından gerçekleștirilen davete Ankara cemiyet hayatının seçkin birçok ismi de katıldı.
davet
EFE HAN, IȘIN KURȘAKLIOĞLU
YILMAZ DOĞAN
TUĞBA ÖZBAL
İș ve siyaset dünyasının yakından tanıdığı birçok isim lansmana katılarak proje ile ilgili bilgi aldı. TUBA ÜSTÜN
İSMET BEYAZBIÇAK
GÜLȘAH ERHAN
davet
ERAY ȘEN
SERKAN MUTLU, ERKAN AKTEN
TALİHA ALLAMEOĞLU
Konut sahibi olmak isteyenlerin yoğun ilgi gösterdiği projede, davetliler resim sergisi ve perküsyon șov ile unutulmaz bir gün yașadı. 114 magdergi.com.tr
FÜSUN, İKRA AKINCI
İBRAHİM DOĞAN
ESRA, NEHİR TORAL
La Mozza Wedding Garden & Restaurant Turgut Özal Bulvarı üzerinde yer alan farklı düzen ve konsept organizasyon ihtiyaçlarına göre dizayn edilmiş açılabilir tavanlı ve han konseptli 500 kişilik kapalı salon ve her türlü farklı organizasyonlarınıza göre şekillenecek 900 kişilik kır bahçesi ile düşlediğiniz organizasyonlara ev sahipliği yapar
Turgut Özal Bulvarı, İncek Mahallesi, Dural Caddesi No: 8 İncek - ANKARA T: 0312 460 16 11 info@lamozzaweddinggarden.com www.lamozzaweddinggarden.com La-Mozza-Wedding-Garden-Restaurant
lamozzaweddinggarden
davet
ÖKKEȘ SULTANOĞLU
SEVİL - HALUK EVGİN
MURAT BUĞDAY
lası için Daha faz om/online c i. magderg
116 magdergi.com.tr
ÜNSAL TURGAY
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
KENAN KOCABAȘ
AYȘEGÜL AYGÜN
MAX MARA Elbise: 1.589 TL BRANDROOM Stiletto: SJP 1.195 TL Çanta: DKNY 975 TL
118 magdergi.com.tr
Alışveriş Günlükleri Cemiyet hayatının asil ve şık ismi Beliz Büyükhanlı ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz keyifli alışveriş gününde objektiflerimize yansıyan modaya damga vuracak kareleri sizlerle paylaşırken Anneler Günü’ne özel sohbetimizi de sayfalarımıza taşıyoruz... FOTOĞRAF: YAVUZ SOLMAZ - RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN
G
iyim tarzınızı nasıl özetlersiniz?
Genelde spor ve rahat giyimi seviyorum; kışın deri pantolonlar ve bol kazaklar, yazın da rahat elbiseler, kısa paça bol pantolonlar ve şortlar en çok giydiklerim. Daha formal veya şık giyinmem gerektiğinde tek parça elbiseleri kullanmak bana daha kolay geldiği için, çoğunlukla farklı renklerde benzer tip elbiseler giyerim. Gümüş, altın, payet, animal
print gibi materyalleri ve kırmızı, turuncu gibi canlı renkleri de çok sevmeme rağmen mümkün olduğunca kendimi frenleyerek giymeye çalışıyorum.
Gardırobunuzda vazgeçilmez parçalarınız nelerdir? Kışın deri pantolon ve uzun çizme, yazın da rahat elbiseler ve düz terlikler vazgeçilmez parçalarım olabilir. Yazın da tek parça rahat elbiselerim olmazsa olmazlarım…
BRANDROOM Elbise: Sandro 1.445 TL Çanta: Missoni 1.220 TL Ayakkabı: Missoni 1.580 TL BARNERS Elbise: 1.799 TL Ayakkabı: Alberto Guardiani 2.299 TL Çanta: Moschino 599 TL MAX MARA Sarı - Mavi Bilezik: 479 TL Kırmızı Bilezik: 319 TL
120 magdergi.com.tr
ROLEX Saat: Rolex 57.800 EUR
BEYLISS Abiye: 1.699 TL
Bugün giydiğiniz kombinlerden en çok beğendiğiniz ve sizi en cok yansıtan hangisiydi? Sizin de fark ettiğiniz gibi, pembe dantel mini elbiseyi çok sevdim ve dar olmasına rağmen kendimi içinde çok rahat hissettim...
Bu kadar güzel ve formda kalmayı nasıl başarıyorsunuz? Çok teşekkür ederim... Maalesef spor yapmayı hiç sevmiyorum ve oldukça çok yemek yiyorum ama sağlıklı şeyler yediğim için çok
sorun olmuyor sanırım. Çay, kahve, kola gibi içecekleri hemen hemen hiç tüketmem. Salata, yoğurt ve peynir, mevsiminde sebze ve meyve, balık ve az miktarda et yiyorum. Ekmek sevmem ama sebze yemeklerinin yanında mutlaka pirinç veya bulgur pilavı yerim. Zeytinyağı, çikolata, badem, fıstık, kuru üzüm ve yaban mersini de çok yediğim diğer gıdalardan…
Sıradan bir gününüz nasıl geçiyor? Benim işim bitse bir başkasının işine koştuğum için, işlerim
BEYLISS Abiye: 899 TL
122 magdergi.com.tr
MAX MARA Tulum: 2.495 TL BRANDROOM Çanta: 369 TL BEYMEN Ayakkabı: Giuseppe Zanotti 4.070 TL BARNERS Kolye: Merih Öğün 695 TL
MAX MARA Elbise: 2.269 TL Gözlük: 1.295 TL BEYMEN Stiletto: Christian Louboutin 2.205 TL ROLEX Saat: Rolex 74.800 EUR
124 magdergi.com.tr
“Annelik ruhen de enerji gerektirir...”
MAX MARA Tulum: 2.269 TL BEYMEN Sandalet: Valentino 4.495 TL BARNERS Çanta: Moschino 999 TL
hiçbir zaman tam anlamıyla bitmiyor. Genel olarak ise, vaktimin çoğunu ev ve çocuk odaklı işler alıyor.
Bu ayın çok özel bir günü olan Anneler Günü için tüm annelere buradan nasıl bir mesaj göndermek istersiniz? Annelik sadece fiziken değil, ruhen ve kalben de enerji gerektirdiğinden tüm annelerin Allah yardımcısı olsun ve hepsinin Anneler Günü kutlu olsun, diye kısaca özetlemek istiyorum mesajımı…
Çocuklarınızla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler? Çocuklarla paylaştığımız her şey; beraber gezmek, yemeğe gitmek, film izlemek, hepsi severek yaptığımız şeyler ama en çok beraber yeni yerler görmeyi seviyoruz.
davet
Ankara’da Tropikal Etki Ünlü stil kaşifi Mert Aslan ve popüler giyim markası adL iş birliğinde “Night Zoom Styled By Mert Aslan” koleksiyonu tanıtıldı. BURCU YÖRÜBULUT
MERVE KALEMCİ EYYÜPOĞLU
126 magdergi.com.tr
MERT ASLAN
BERİL ÇAVUȘOĞLU
İnce askılı elbiseler, smokin ceketleri ve canlı renklerdeki ürünler “Zamansız Stil” sloganıyla ünlü stil danışmanı Mert Aslan’ın sunumuyla adL mağazasında tanıtıldı. MAG PR imzasıyla gerçekleştirilen etkinliğe Ankara cemiyet hayatının tanınan birçok ismi yoğun ilgi gösterdi. Lacivert - beyaz ve mavi çizgilerin yoğunlukla gözlendiği koleksiyon Başkentliler tarafından ilgiyle incelendi. Mert Aslan’ın keyifli sunumuyla gerçekleşen etkinliğin ardından bol bol alışveriş yapan davetliler Mert Aslan’a stil ile ilgili merak ettiklerini sordular. Samimi ve ilgili cevaplarıyla hanımlara yardımcı olan Mert Aslan kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen hanımları kırmadı.
MELTEM AKȘİN
ȘEBNEM ȘEN
Bi-Xenon Farlar Anahtarsız Giriş ve Çalıştırma Sürüş Modu Seçici 4x4 Çekiş Sistemi
w w w. f i a t . c o m . t r
davet
ALMİLA DOĞAN
EBRU AYBARS
NESRİN KILAVUZ
DAMLA PERÇİNER
Mert Aslan’ın sunumunu gerçekleștiği etkinliğe katılan misafirler șıklıklarıyla göz doldurdu.
GÜLENNUR AYDIN
PINAR GÜRER
ȘERMİN ALDEMİR
EDA CAFERİ
İREM KILIÇ
KÜBRA BAYRAKTAR
SEVİL GÜRGAN
KADRİYE TOPÇUOĞLU
Bayraktar Grubu’nun genç kușak yöneticisi Kübra Bayraktar tercih ettiği pantolon ceket takım ile tüm ilgiyi üzerine topladı.
davet
ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
AFİTAP AKINCI
C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
REZAN YAĞIZ
Cemiyet hayatının seçkin siması Rezan Yağız etkinliğe katılanlar arasındaydı. GÜLȘAH ERHAN
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
KÜBRA KOÇ
röportaj
MELİKE GÖKÇE, RICHARD - MAGGIE MOORE
Birleşik Krallık Büyükelçisi Richard Moore ve Eşi Maggie Moore Bu ayki röportajımızda, yașadığı çevreyle güçlü iletișimi olan ve diplomaside yenilikçi tavrıyla tanınan Birleșik Krallık Büyükelçisi Richard Moore ve sosyal girișimci ruhuyla Türkiye’de Rehber Köpekler Projesi’ni bașlatan eși Maggie Moore’un konuğuyuz.
R
ezidansta Büyükelçi Richard Moore ve eşi Maggie Moore’un nazik ve sıcakkanlı karşılamasının ardından hep birlikte keyifli bir sohbet için zamanımız oldu. Richard Moore yoğun gündeminden dolayı bizden erken ayrılacağı için önce kendisine sorularımı yönelttim, ardından Maggie Moore ile sohbetimize devam ettik. Maggie Moore’un özel olarak yaptırdığı lezzetli kurabiyelerin yanına gelen şık fincanlardaki çayla geleneksel İngiliz Çayı konsepti tamamlanmış oldu. Daha önce görev yaptıkları ülkelerden, Türkiye’de bulundukları zamanlardan ve çocuklarından bahsettik. İlk görev sürelerinde burada doğmuş olan bir kızları ve aynı dönemde küçük bir çocuk olan oğulları artık genç birer
132 magdergi.com.tr
yetişkin. Ülkemizle ilgili o kadar çok ve öyle güzel anıları var ki… Zarafeti ve gözlerinin içi gülen sıcak tavrıyla kendisiyle sohbet her zaman büyük bir keyiftir. Tabağımdaki bir-iki kurabiyeyi kapmış olsa da Bayan Moore’un köpeği Star’ın çok akıllı bir köpek olduğunu biliyorum.
Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkileri özetler misiniz? Richard Moore: Birleşik Krallık ve Türkiye arasındaki ilişkiler çok uzun zaman öncesine dayanır. Buraya ilk İngiliz Büyükelçi 1583’te gelmiştir ve sonrasında yüzyıllarca Birleşik Krallık ve Türkiye yakın ilişkiler içinde olmuştur. 16. yüzyıl boyunca Osmanlılar ve İngilizler, Avrupa’nın Katolik güçlerine karşı ittifak halindeydi. O günlerden beri de Avrupa’nın iki sıra dışı ülkesi olarak inişli çıkışlı
ama çoğunlukla ittifak halinde olduğumuz bir ilişkimiz olmuştur. Bugünün dünyasına baktığınızda da hala doğal ittifakımızdan kaynaklanan yakın ve güçlü bağlarımız var. Biz terörizme karşı ve güvenlikle ilgili her türlü konuda birlikte çalışan çok güçlü ortaklarız. Ayrıca çok önemli ticari ilişkilerimiz var. 2015’te karşılıklı ticaretimiz 16 milyar Amerikan dolarına ulaştı. Geçen sene Birleşik Krallık, Türkiye’nin ikinci en büyük ihracat pazarıydı. Türk firmalar Birleşik Krallık’ta çok başarılı. Örneğin; Ülker, Yıldız ve Beko gibi firmalar çok popüler. Simit Sarayı’nın Birleşik Krallık’ta 30 tane şubesi var. Türkiye’de ise bildiğiniz gibi BP, Shell, Vodafone gibi büyük İngiliz firmaları var. Vodafone, Türkiye’deki en büyük İngiliz yabancı yatırımcı ve tüm yabancı firmalar içinde de ikinci en büyük yatırımcı. BP ise, sanırım 106 yıl ile Türkiye’de en uzun süredir bulunan İngiliz şirketi. Bunun dışında Rolls Royce ve BAE Systems gibi diğer önemli şirketler de var tabii. Bunlar dışında kültürel alanda da birçok paylaşımlarımız var. “Yüzüklerin Efendisi” filminde “Gandalf” ve “X-Men” filminde “Magneto” rolleriyle çok iyi bilinen ünlü İngiliz aktör Ian McKellen’ı geçen hafta İstanbul’a getirmek harikaydı. Birçok Türk öğrenci tarih, sanat, ekonomi gibi çeşitli alanlarda, Birleşik Krallık’taki okullarda öğrenim görüyor. Köklü bir tarihi olan bu iki büyük ülkenin ilişkileri; kültürel, ekonomik, savunma ve güvenliğe dair geniş bir spektrumda örülmüş tarihsel paylaşımları oluşturuyor.
Türkçeyi gayet güzel konuşabildiğinizi biliyoruz. Bu dili nasıl öğrendiniz?
Richard Moore: Daha önce de konuşmamız esnasında söylediğim gibi, Türkçe bir İngiliz için öğrenilmesi oldukça zor bir dil aslında. Ama daha gençken dilinizi öğrenmek gibi büyük bir avantajım oldu. Yirmili yaşlarımda, Maggie ve ben ilk kez (1990 yılında) Türkiye’ye gelmeden önce, bir yıl süreyle bu dili öğrenmeye çalıştım. Burada üç yıl boyunca çok mutluyduk. Kızımız 1992 yılında Türkiye’de doğdu. Böylece 90’ların başında ikimiz de Türkçe öğrendik. Türkiye’ye Büyükelçi olarak geldiğimde, paslanmış olan Türkçemi geliştirmek için daha çok zamanım oldu. Bu sebeple Türkçe’yi son yıllarda daha iyi konuşuyorum. Diplomatik görevde, bir Büyükelçi’nin görev yaptığı ülkenin dilini konuşabilmesi önemlidir. Bu yılın sonunda, Türkiye’de bulunduğum dört yılın ardından buradaki görevim maalesef sona eriyor. Benim yerime göreve geçecek kişi de 1980’lerde Türkçe öğrenmişti ve şu anda da Türkçe’yi daha iyi konuşabilmek için ders alıyor.
Twitter’da verdiğiniz zekice ve esprili cevaplarla oldukça geniş bir takipçi kitlesine sahipsiniz. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Richard Moore: İnsanların beni Twitter’da takip etmeleri çok hoş. Bu konuda sosyal medya uzmanımız Aycan Bey’e de emeklerinden ötürü teşekkür etmeliyim. Takipçilerimin sayısı sanırım 70 bin kişiyi buldu. Bence bu modern diplomasinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Böylece sosyal medyayı kullanarak geniş kitlelere ulaşabiliyoruz. Bulunduğumuz ülkenin insanlarıyla iletişim halinde olurken, Birleşik Krallık’ı temsilen kendi mesajlarımızı da iletebiliyoruz. Ben Twitter’ı gerçekten beğeniyorum, muhteşem bir medya ortamı. Söyleşi ortamı sağlayan bir yapısı var. İnsanlarla etkileşim içinde olduğunuzu varsayarak hareket ediyorsunuz ve ben bunu yapmaktan keyif alıyorum. Twitter’da gerçek ve kendiniz olmalısınız. Birisi sizin yerinize yazacak olsa insanlar bunu hemen ayırt edebilir. Bu konuya olan ilgim biraz da mizah anlayışına sahip olmamdan kaynaklanıyor. Şaka yapmayı ve bu yolla karşılık vermeyi seviyorum. Neyse ki insanlar da bundan hoşlanıyor gibi görünüyor. Bazen de Birleşik Krallık hakkında oldukça garip fikirler ifade edildiginde, yine benim sorumluluğum bunlara karşılık vermek oluyor. Tecrübelerime göre, bazı çılgınca komplo teorilerinin üstesinden gelebilmek için mizah dili kullanmak çok daha etkili oluyor. Bu yüzden benim yaptığım bu
röportaj
ve insanlar da hoşlanıyor görünüyor ki takipçilerim gittikçe artıyor. Bu kolay tarafı ama bir şekilde sosyal medyayla biraz risk almaya da hazırlıklı olmalısınız. Dışişleri Bakanlığımız sosyal medya gibi yeni teknikleri kullanmakta oldukça yenilikçi. Dolayısıyla bakanlığım bana güveniyor ve bu riski alabilme fırsatı tanıyor. Sohbetimize buradan itibaren Maggie Moore ile devam ediyoruz…
Türkiye’ye geldikten sonra yaşam tarzınızda genel olarak nasıl değişiklikler oldu?
Maggie Moore: Türkiye’de günlerim çok yoğun geçiyor. Buraya ilk geldiğimiz zaman elçilikte haftada iki gün yarı zamanlı olarak çalışıyordum. Yaklaşık 1 yıl sonra bir Büyükelçi eşi olarak yapmam gereken pek çok şey olduğunu hissetmeye başladım. Böylece çalışmayı bırakmaya karar verdim ve bu harika fırsata konsantre oldum. Sanırım çalışmayı bıraktıktan sonra yaptığım sosyal yardım içerikli işlerle daha etkili olmaya başladım. Örneğin, Büyükelçi Eşleri Derneği’ne 1 yıl Başkanlık yaptım. Ayrıca Ankara Uluslararası Yardım Cemiyeti (AICC) ile birlikte çalıştım. Birçok yardım faaliyeti yaptık, örneğin; burada bir defile düzenledik, ikinci el giysiler sattık ve öğlen yemeği organize ettik. Yılbaşında büyük bir Yılbaşı Pazarı oluşturduk. Bu tür projeler beni oldukça meşgul ediyor. Buraya geldiğimden beri gittikçe yol alan Rehber Köpek Eğitimi Projesi benim için daha da yoğun bir gündem oluşturdu. Küçük bir fikir olarak başlayan bu proje çok güzel ilerleyerek harika bir duruma geldi.
Türkiye’den ayrıldığınız zamanlarda en çok neleri özlüyorsunuz?
Maggie Moore: Arkadaşlarımı çok özlüyorum. Sevgili Türk arkadaşlarımı ve Türk misafirperverliğini özlüyorum. Burada iki şeyin birlikte gittiğini fark ediyorum. Arkadaşlık etmenin yanı sıra, size verdikleri içten destek anlamında inanılmaz cömertler. Birleşik Krallık’a döndüğüm zaman onları çok özleyeceğime eminim.
Türkiye’nin en sevdiğiniz yönleri nelerdir?
Maggie Moore: Bu ülkenin insanları Türkiye’ye ait sevdiğim her şeyin başında geliyor. O kadar güzel bir ülke ki keşfedilecek çok şey, çok güzel bir kültür mirası, harika arkeolojik değerler, muhteşem binalar ve camiler var. Türkiye’nin tüm renklerini ve dokusunu seviyorum. Ayrıca Türk kumaşlarını ve kilimlerini çok beğeniyorum. Sanırım buraya ilk kez 25 yaşımda geldiğim için tam da kendi tarzımı oluşturmaya başladığım zamanlardı (evimi nasıl dekore edeceğim dahil). Genç yaşlarda bulunduğum ülkenizin her yönünden çok etkilendim ve bu, şimdiye kadar benim tarzımı oluşturan en etkili unsurlardan biri oldu. Daha ileri yaşlarda sahip olduğum daha geniş imkanlarla tekrar Türkiye’ye geldiğimde o kadar çok eşya aldım ki sanırım devasa bir eşya yığınıyla geri döneceğim. Burada bulunduğumuz ilk yıllarda çocuklarımız çok küçüktü. Geldiğimizde oğlumuz 6 aylıktı, daha sonra o 3,5 yaşındayken kızımız 1 yaşındaydı. Hamilelik, bebeklikleri, yürümeye yeni başladıkları zamanlar derken seyahat etme fırsatımız kısıtlıydı. Ama bu sefer Türkiye’de seyahat etmek için çok fırsatımız oldu. Ayrıca işimi bırakmakta kararlı oluşumun bir sebebi de, Richard seyahat ettiğinde
134 magdergi.com.tr
ona eşlik edebiliyor olmamdı. Birlikte muhteşem yerlere, harika seyahatlerimiz oldu ve daima hatırlayacağımız harika anılarımız var.
Bize desteklediğiniz Rehber Köpekler Projesinden bahseder misiniz?
Maggie Moore: Rehber Köpekler Projesi aslında hala çok yeni. Bu derneği 2014 yılı Ekim ayında kurduk. Şu anda bulunduğumuz noktaya bu kadar çabuk geldiğimize inanmakta zorlanıyorum. Çünkü, böyle bir pojeye başladığınızda düşünmeniz gereken o kadar çok şey oluyor ki… Halihazırda görevde bir köpeğimiz ve bir rehber köpek hareketlilik eğitmenimiz var. Bu çok önemli, çünkü eğitmen sadece köpeği eğitmekle kalmıyor, onu kullanacak olan görme engelli kişiyi de kullanım konusunda eğitiyor. Bir arabayı kullanmak gibi rehber köpeği de yönlendirmeyi öğrenmek gerekiyor. Eğitilmekte olan 5 yavru köpeğimiz daha var. 10 yavru köpek de eğitime alınmak için ailelerin yanında 1 yaşını doldurmayı bekliyor. Şu anda çalışan bir eğitmenimizin yanı sıra eğitmen olarak yetiştirilmek üzere Birleşik Krallık’a göndereceğimiz genç bir hanımefendi var. Bunu yaygınlaştırmayı umuyoruz. Çünkü her eğitmen yılda en fazla 10 rehber köpek eğitebilir. Dolayısıyla iki eğitmen yılda 20 rehber köpek eğitilmesi demektir. Ne kadar çok eğitmen olursa, o kadar çok rehber köpek eğitebilme şansımız olur. Şu andaki en büyük ihtiyacımız eğitilecek yavru köpeklere ilk bir yılında bakacak aileler bulmak. Yani 6 haftalıktan 1 yaşına gelene kadar geçen süre için ailelere ihtiyaç var. Bu konuda yardımcı olabilecek kişiler aşağıdaki linkten iletişime geçebilirler. www.rehberkopeklerdernegi.org
Türkiye’de görev aldığınız diğer sosyal yardım projeleri nelerdir?
Maggie Moore: Büyükelçi Eşleri Derneği’ndeki görevim gereği, gerçekleştirdiğimiz sosyal projelerde yer alıyorum. Dernekte topladığımız parayı her yıl yerel hayır kurumlarına bağışlıyoruz. Dün YGA (Young Guru Academy) ile bir toplantı yaptık, ayrıca
görme engelliler için de çok güzel çalışmaları olan bir dernektir burası... Bunların dışında, kendi insiyatifimle Konya’da madde bağımlılarının ailelerine yardım eden bir derneğe destek verip, ayrı bir sivil toplum kuruluşu vasıtasıyla da hapishanede bulunan çocuklara yardımcı olmaya çalışıyorum.
Sizce Türkiye’de görme engelliler için şehirlerde ne tür iyileştirmeler yapılmalı?
Maggie Moore: Bu konuda en çok Rehber Köpekler Projesi’ne odaklandığım için, şehirlerde endişeli olduğumuz mesele görme engelli kişilerin köpeklerini kamuya açık alanlarda kullanabilmeleri. Rehber köpekler Türkiye’de yeni olduğu için henüz onlarla ilgili yasal bir mevzuat yok. Bu yüzden böyle bir yasal mevzuatın çıkarılmasını bekliyoruz. Bu mevzuatla birlikte, görme engelli kişiler yanlarında rehber köpekleriyle restoranlar, kafeler, hastaneler gibi halka açık yerlere girebilecekler. Yine rehber köpekleriyle ulaşım araçlarına binebilecekler. Açıklamaya çalıştığım şey, tekerlekli sandalye kullanan engelliler için nasıl ki kolaylıklar sağlanıyor, aynı imkanların görme engelliler için de sağlanması gerektiği. Fiziksel engeli olan bir insanın tekerlekli sandalyesine olan ihtiyacı gibi görme engelli kişinin de yanındaki rehber köpeğine ihtiyacı var.
Ülkenizden farklı olarak Türkiye’nin iklim koşulları, özellikle yaz ayları, sizi nasıl etkiliyor? Maggie Moore: Yazın sabah kalkıp pencereden dışarıya baktığımda, parlayan güneş ışığını görmek çok güzel. Heyecanla “Bugün güneşli ve sıcak bir gün olacak” deyip çok mutlu oluyorum. Biliyorsunuz, biz Birleşik Krallık’ta beş gün güneşi görsek bunun bir ısı dalgası olduğunu düşünürüz. Aslında Ankara’da gerçekten dört mevsimi de yaşıyoruz. Yazları oldukça sıcak ama bu uzun sürmüyor. İlkbahar ve sonbahar harika geçiyor. İlkbahar biraz daha yağmurlu geçtiği için sonbaharı daha çok seviyorum. Kışın karlı günleri de evde şömine başında muhteşem oluyor, adeta iyileştirici bir etkisi var.
Röportaj: Melike Gökçe
Şehirlere Değer Katan Silüetler Gökhan Aksoy Mimarlık firmasının kurucusu Gökhan Aksoy, bașarı serüvenini bizlerle paylașırken sektörlerindeki eksik ve değiștirilmesi gereken yönlerin de altını çiziyor...
Gazi Üniversitesi’nde okuduktan sonra 2000 yılında ODTÜ’den mezun olarak meslek hayatıma başladım. 2002 yılından itibaren de serbest mimarlık faaliyetlerime devam ediyorum. Bu faaliyetleri 2010 yılından itibaren Gökhan Aksoy Mimarlık olarak yürütüyorum. Yurtdışında ve yurtiçinde binalarım mevcut. Bunların çok büyük bir çoğunluğunu yarışmalar ile elde ettim. Yarışma kültürü benim için çok önemli. Zira ulusal düzeyde kazandığım birçok ödül mevcut ve bu binalar benim için en önemli mesleki dönüm noktalarını oluşturmakta. Örneğin Anayasa Mahkemesi yıllar sonra hala benim için çok özel.
Gökhan Aksoy Mimarlık ekibini ve firmanızın öne çıkan yönlerini dinleyebilir miyiz?
Ekibim oldukça genç, yaş ortalamamız 27-28 civarında, yaklaşık 20 kişiyiz. Karakteri olan, mimari anlamda söyleyecek sözü bulunan binalar üretmeye çalışıyoruz ve sıradan, alışılagelmiş binaların ötesine geçmeyi hedefliyoruz. Yaptığımız tüm işlerin, büyüklüğünden bağımsız olarak, niteliği bizim için çok önemli. Ofisimizden çıkan bir ürünün, karakterli, yerine özel ve en önemlisi,
özgün olması bizim için kaçınılmaz. Teknolojiyi yakından takip ediyoruz ve tasarım yöntemlerimiz de aynı şekilde yenilikçi...
Gökhan Aksoy Mimarlık özetle böyle bir yer... Markalaşma süreciniz nasıl gelişti? Kurumsallaşma anlamında en önemle üzerinde durduğum konu sistem. Bence mutfağı temiz ve düzenli olmayan biryerden kaliteli ürün çıkması mümkün değildir. Bu sebeple tasarım ve çizim tekniklerinden tutun, arşivleme sistemine kadar birçok konuda kurduğum, oturttuğum ve oturtmaya çalıştığım birçok sistem var. Ofis olarak yeni fikir ve görüşlere açığızdır. Birlikte çalıştığım ekip arkadaşlarımdan var olan sisteme katkı yapmalarını beklerim. Onların önerileri ile geliştirdiğimiz sistemlerimiz mevcut. Dolayısı ile sistemin katı ve durağan olmaktan ziyade, devinim içinde olmasını tercih ediyorum. Bu da kurumsallığımızın güncel ve sürekli olmasını sağlıyor. Verimlilik benim için çok önemlidir; boşa emek ve mesai harcanmaması, çıkan ürünün doğru zamanda, doğru nitelikle çıkmış olması benim için çok önemli. Konu markalaşma olunca ise; işte bu en çok eleştiri aldığım nokta, ‘bu kadar çok binanız var ama hiçbir yerde reklamınızı görmüyoruz’ gibi eleştirileri sıkça duyuyorum. Benim için en önemli reklam yine binalarımın kendisidir.
advertorial
S
izi ve Gökhan Aksoy mimarlık ofisini biraz tanıyalım?
SCIENCE CITY, GIZA / EGYPT
KONUT KOMPLEKSİ, HULHUMALE / MALDIVES
ELIT MANZARA BEYTEPE - ANKARA
Nasıl bir karakteriniz var; mükemmeliyetçi misiniz?
Fazlasıyla mükemmeliyetçiyim. Az önce söylediğim gibi düzenli ve sistematik olmak bence başarının adımlarından birkaçı, o yüzden kimi zaman gereksiz gibi görünse de, sisteme uymak veya sistem kurmak ve buna harfiyen uymak ofisimizin kurallarından en önemlisi. Bu sebeple birlikte çalışırken çok kolay biri olmadığımı düşünüyorum. Bir işi yaparken detayına iner ve her ayrıntısını irdelerim.
Gerçekleştirdiğiniz projeleri kısaca dinleyebilir miyiz?
Kabaca baktığımızda, 2010 yılından itibaren 7 yıl içerisinde tahminen 150’ye yakın proje tasarlamışız. Ankara’da kırka yakın binamız inşaa edilmiş ve edilmekte. Bunlardan 2000 metrekare olan da var 1.500.000 metrekare olan da. Anayasa Mahkemesi, Paragon Tower, Via Green, Palladium Beytepe, Elit Manzara, Moment Beştepe, Egemen Merkez Yönetim Binası, Elmar Towers, Veb Tower, End Point, Mira Tower, Kaşmir Avm gibi projeler sayabilirim.
Sizi diğer mimarlık firmalarından ayıran özelliklerinizden biraz bahsetmek ister misiniz?
Bence Türkiye’de şu anda aktif olan mimarlık bürolarını iki ana gruba ayırabiliriz. Bir tanesi, piyasa büroları diyebileceğimiz; tamamen belediyedeki sürece ve mevzuata bağlı kalarak çok seri bir şekilde bina çıkartan bürolar. Bu bürolar genelde tasarım niteliklerinden ziyade mevzuattaki esnekliklerden yararlanıp kullanım alanlarını arttırmaya yönelik çalışmalar yapmakta ve bu sebeple nispeten daha sıradan üretimlerde bulunmaktadırlar. Diğer gruptaki bürolar ise bunun tam tersi mevzuat ve marketin güncel gereksinimlerinden uzak sadece tasarım odaklı çalışan bürolar. Benim mimari anlayışım sanırım tam arada bir yerlerde. Aslında iki tutumun bir harmonisi gibi, marketin güncel ihtiyaçlarını, mimari niteliği yüksek olan tasarımlarla harmanlıyoruz. Aslında bu anlamda işin en zorunu yapıyoruz. Yani ne tasarımdan ödün verip mimari niteliği olmayan binalar çizmeye evet diyoruz, ne de ticari anlamdaki ihtiyaçlardan vazgeçiyoruz...
EXPO 2017 QATAR PAVILION - ANTALYA
Bir proje aldığınız zaman özellikle dikkat ettiğiniz detaylar var mı?
Benim için en önemli konulardan bir tanesi, binanın kütlesel yapısı. Çünkü ben mimarlığa şöyle bakıyorum; sizin bir hayaliniz var ve o hayali gerçekleştirdiğiniz an, neredeyse yüzyıl boyu orada kalacak şekilde bir yapıyı şehrin ortasına yerleştiriyorsunuz. Bunu, bir obje, bir heykel olarak koyuyorsunuz, ciddi bir müdahale bu; o yüzden kütlesi çok önemli... Bu anlamda, sadece binanın kullanıcılarına değil, şehre karşı da oldukça ciddi bir sorumluluğunuz var. İşte bu sebeple cephe ve kütle tasarımı çok önemli, ancak yeterli değil. Çünkü diğer taraftan işverenin, hatta daha doğrusu binanın kullanıcılarının beklentileri ve ihtiyaçları da önemli... Dolayısıyla binanın iç mekan çözümleri burada önem kazanıyor. Az önce anlattığım tasarım yaklaşımımız gereği her iki durum için de en uygun, optimum tasarımı çıkarabilmek için geri dönüşümlü bir süreç takip ediyor ve iç mekan ile bina kütlesini harmanlıyoruz. İçeriden gelen ihtiyaçların oluşturduğu kütle ile bizim hayalini kurduğumuz ve şehre olumlu etki yaratacak kütlenin örtüşmesini sağlıyoruz. Bundan sonra da belediye süreci oluyor... Hayalimizde olan ve ihtiyacın örtüştüğü kütleyi belediyenin normlarına uydurmak çoğu zaman işin en zoru oluyor. Sonra detay aşaması geliyor. Doğru detaylar ile İlk; çizdiğinizde çok sıradan, basit gibi görünen kütleler; sade, yalın ancak yenilikçi yapılar haline dönüşebiliyorlar.
Nasıl geçiyor bir gününüz ? Spora filan vakit ayırabiliyor musunuz?
En zor soru bu bence... Galiba "çok çalışarak", diye klişe bir cevap vereceğim ama gerçekten cevabım bu... Çünkü inanın ben uyanık olduğum hemen hemen her saat çalışıyorum... Spora geçtiğimiz beş sene boyunca pek vakit ayıramadım ama artık ayırmaya çalışıyorum. Tenis oynuyorum yoga yapıyorum bunlara vakit ayırmaya çalışıyorum.
ANKARA Adres: Mutlukent Mah. 2024 Cad. Ankara 85 Sitesi, No:39, Beysukent Çankaya, Ankara/TÜRKİYE Tel: +90 312 447 03 97 - Fax: +90 312 447 03 98 - E-mail: info@gokhanaksoymimarlik.com İSTANBUL Adres: Bebek Mah. Germencik Sok. Ata Apt. 4/2 Bebek, Beşiktaş İstanbul/TÜRKİYE - Tel: +90 212 263 29 32
MOMENT BEŞTEPE - ANKARA
ATLANTIK CITY PROJESİ - GUINE
davet
Bahar Alışverişi Polar Moda’nın yeni koleksiyonunu davetlilerinin beğenisine sunan Sevim Uyar, sosyetenin ünlü isimlerini bahar şenliği alışverişinde buluşturdu.
ZAFER KOZANOĞLU
Dünyaca ünlü markaların ve tasarımcıların en özel koleksiyonlarını Türk moda tutkunlarıyla buluşturan Polar Moda, cemiyet hayatının ünlü hanımlarını bahar şenliği alışverişinde Akaretler’deki mağazasında bir araya getirdi. Sevim Uyar’ın ev sahipliğinde gerçekleşen alışveriş şenliğine, hanımlar büyük ilgi gösterdi. Davetliler yaz koleksiyonlarını yakından incelerken hem bol bol alışveriş yaptılar hem de gardıroplarını yaza hazırladılar. Bahar şenliği alışverişine katılan ünlü isimler şıklıklarıyla adeta göz kamaştırdılar. MERİH TURAN
140 magdergi.com.tr
SEVİM UYAR
ELİF GÖNLÜM
ARZU SABANCI
BERRİN OKÇU
ETEL BALER
İDİL ATAKOL
ARZU SAVGI
Sevim Uyar, ünlü markaların yaz koleksiyonlarını modasever konuklarıyla bulușturdu.
AYLİN YILMAZ
FERYAL GÜLMAN
BESTE YURTTAȘ
Bodrum’un Güneşi Casa Costa Boutique Hotel denize sıfır konumuyla Bodrum’un en yeni ve lüks yașam alanı olarak misafirlerine ayrıcalıklı hizmetler sunuyor... 2017 yazına yenilikleriyle hazır olan otelin sahibi Gültekin Güvensoy düğün organizasyonlarıyla da sezona damga vuracaklarının altını çiziyor...
Casa Costa Boutique Hotel hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Otelimiz, Bodrum Mavibayrak’ın en güzel koylarından Gündoğan koyunda. Denize sıfır konumuyla özel tasarımlı, tümü deniz manzaralı 23 Deluxe odası, 1 Private Suite, 1 Residence Suite ve 1 Penthouse Suite, toplantı salonları, açık kapalı restoranları, çocukların denize girebileceği kumsal alanı, SPA ve Kuaför salonu ile görülmeye değer bir cennet Otelimizin hemen yanı başından başlayıp tüm Gündoğan koyunu çevreleyen yürüyüş parkuru spor imkanı veriyor. Tekne turu ile bütün koyları gezme imkanı sunulan otelimizde, Akdeniz’in muazzam bitki örtüsüyle donatılmış geniş bir iskele üzerinde hem iskele bar hem de güneşlenme imkanını bir arada yaşıyorsunuz. Gündüz profesyonel DJ eşliğinde misafirlere eğlence imkanı sunan otelimizde akşamları da canlı müzik eşliğinde müzik ziyafeti veriliyor.
Güvensoy Group turizmin yatırımlarında başı çeken Casa Costa Boutique Hotel, yeni sezona nasıl hazırlandı?
Casa Costa yeni sezona, müşterilerinin memnuniyetini düşünerek önce geçmişteki ve şimdiki müşterilerin önerilerinden ihtiyaç ve dileklerinden, en iyilerini seçerek yine en özenli şekilde hazırlandı.
2017 yaz sezonunu açtınız mı? Bu yaz sezonunda
otelde ne gibi yenilikler olacak?
Evet, açtık. Bu sezonda da otelde her zaman karşılaşabileceğiniz samimiyeti ve müşteriye önem verdiğimizi gösteren her anın yanında, müşterilerimizi, kulaklarını ve ruhlarını doyuracak çok iyi müzisyenler, yeni lezzet ve tatlar, birçok su oyunları, animasyonlar, birçok spor ve sanatsal aktivitelerle karşılayacağız. Tüm sezon da misafirlerimize sürprizlerimiz olacak.
Erken rezervasyonlar başladı mı? Yaz sezonunda doluluk oranınızı şu anda öngörebiliyor musunuz? Yazın tadını erkenden çıkarmak isteyen, tatil heyecanını erkenden yaşamak isteyen onlarca kişi arıyor her gün... Telefonumuz sürekli çalıyor... Doluluk oranlarımızın, enerjisi, kalitesi ve keyfiyle doğru orantılı olan otelimizle aynı seviyede olacağını düşünüyorum.
Otelinizi rakiplerinizden farklı kılan en büyük özelliğiniz ve sosyal olanaklarınız ile hizmetleriniz nelerdir? Enerjimiz... Otelimizi rakiplerimizden ayıran özelliğimiz, insanları her yönden besleyebilmemiz sanırım. Fiziksel aktivitelerin yanında, ruhsal olarak da beslemek bizim amacımız. Kültür ve sanat organizasyonlarımız, her sene konuklarımız için getirdiğimiz sanatçılar, yoga, tracking,
su oyunları, aktivitelerimiz ile sosyal ve fiziksel açıdan misafirlerimize muhteşem bir tatil yaşatıyor ve tatil dönüşü, güçlü bir enerjiyle onları bir sonraki sene karşılaşmak üzere veda ediyoruz.
Özellikle çocuklu ailelerin tercih ettiği bir otel olduğunuzu geçtiğimiz sezonlarda gözlemledik. Bunun için özel bir çalışma yapıyor musunuz?
En büyük kurallarımızdan biri, herkese karşı saygı ve sevgi ile yaklaşmak, bireyden çıkıp geneli sevmek ve mutlu etmek düşüncesiyle ilerlemektir. Herkesin, yaşadığı tatili hak ettiği, ailelerin huzur içinde geçirdiği bir tatilde elbette çocuklar biraz daha eğlenmeye meyilli. Bu yüzden, onları eğlendirmek, mutlu etmek ve bizden memnun kalmaları en büyük görevimiz.
Bu sene ne türde organizasyonlara ev sahipliği yapacaksınız?
Toplantılara, düğünlere, özel etkinliklere, kimono partilerine, yurt dışı ve yurt içinden katılacak ünlü DJ’ler eşliğinde yapılacak partilere, canlı sanatçı performansları eşliğinde akşam aktivitelerine, doğum günü partilerine, lansmanlara ve daha birçok organizasyona ev sahipliği yapacağız.
Casa Costa düğünlere de ev sahipliği yapıyor mu?
Evet, Casa Costa düğünler ve düğünlerin yanında birçok organizasyona da ev sahipliği yapıyor. Düğünlerimiz gelin ve damadın isteklerini karşılayacak şekilde düzenleniyor. Koyun ve denizin romantizminin, tadının doyasıya çıkarılabileceği düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapıyoruz. Her zaman çiftlerin mutluluğunu önemsiyor ve mutluluklarında bir pay sahibi olabildiysek bundan oldukça mutluluk duyuyoruz.
Turizm sektöründe kısa sürede kazandığınız başarıyı sizce neye borçlusunuz?
Açıldığımız zamandan beri vizyonumuz ve misyonumuz insanların mutluluğu olmuştur. Bizim asıl başarımız, bizi onlarla bir arada tutan enerjimiz. Çünkü farklılıklarımız , benzerliklerimiz halini aldığında çok eğlenceli ve kaliteli zamanlar geçirebiliyoruz. Böyle bir başarı kazandıysak bunu, işini hakkıyla yapan profesyonel ekip arkadaşlarımıza ve enerjimizi daima yüksek tutan misafirlerimize borçluyuz.
Casa Costa hakkında konuklarınızdan nasıl geri dönüş alıyorsunuz?
7’den 70'e müşterilerimizin birçoğundan öneri aldık. Bu işi biraz iyi yaptığımızdan sanırım, şikayet kutumuz bomboş. Bu durum işi pozitif yapmak ve sağlam adımlar atarken etrafımızdakileri görmekle alakalı. Aldığımız öneriler, keyifli mesajlar, kendimize daha fazla inanmamızı ve gelecek senelere daha güçlü hazırlanmamızı sağlıyor.
www.casacostahotel.com T: 0252 387 04 04 @casacostabeach
Sağlıklı Yașam Sağlıklı ve formda bir yașam için önerilerini bizlerle bulușturan yazarlarımız ve ünlü diyetisyenlerimizle ünlü șeflerden aldığımız hafif ve lezzetli tariflerimizi özel içeriğimizde sizlerle bulușturuyoruz... Yaza zinde bir bașlangıç için mutlaka göz atın...
144 magdergi.com.tr
Mitokondrinize İyi Bakın “Alkali” beslenme șeklini hayatımıza sokan ve mitokondrilerimizi en doğru șekilde nasıl beslememiz gerektiği üzerine șu ana kadar üç kitap yazan Dr. Ayșegül Çoruhlu, günün son yemeğinin saat 17:00’de yenmesi gerektiğinin altını çiziyor…
röportaj
Ö
ncelikle Dr. Ayşegül Çoruhlu’nun mesleki serüvenini dinlemek isteriz…
İstanbul Tıp Fakültesi mezunuyum. Orada Biyokimya ihtisasımı yaptıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi’nde Biyomedikal Mühendisliği yüksek lisansı yaptım. Amerikan Hastanesi ve İntermed Polikliniği’nde çalıştım. 2003 yılında Türkiye’deki ilk anti-aging kliniğinin bir parçasıydım. Normal rutinde ölçülmeyen özel tesleri ilk uygulayan hekim oldum. Bunlar gıda duyarlılık testleri, antioksidan kapasite ölçme testleri, yaşlanma hızı ölçme testleri gibi 15 sene öncesinde başka hiçbir yerde olmayan uygulamalardı. Amerika ve Avrupa’daki anti-aging kongrelerini o tarihten beri yakından takip ediyorum. Yaklaşımlarım Amerika protokollerinin aynısıdır. Bildiğiniz gibi üç kitabım var: “Alkali Diyet”, “Tokuz Ama Açız” ve serinin üçüncüsü olarak da “Kuantum Beslenme”. Şu an, daha da ileri test yönlemleri ile hastalıkları yıllar öncesinden görmem mümkün oluyor. Önlem olarak beslenme, yaşam şekli, ağızdan ve damardan bazı uygulamalarım mevcut. Dediğim gibi bunlar Amerika ile paralel protokoller.
Dışarıdan görünen, enerjik, heyecanlı ve sempatik karakterinizi siz hangi kelimlerle özetlersiniz?
Hevesli ve öğrenme meraklısı. Bu ikisi olmadan hayat sıkıcı olurdu. Ne yaptığım işin sıkıcı olacak kadar aynı seviyede gitmesinden hoşlanırım ne de kasvetli düşüncelere kapılmaktan… Merakımı sürekli taze tutarım. Her daim öğrenci ruhuyla doluyum. Enerjim tabii ki, enerjimizi üreten hücre mitokondrilerimden geliyor. Onlara iyi bakarsan onlar da seni enerji vererek ödüllendiriyor. Zaten çok yaygın olan kronik yorgunluk, iyi bakılamamış mitokondrileriniz var anlamındadır.
Birçoğumuzun sözlüğüne sizin sayenizde giren “alkali yaşam” hakkında bilinmesi gereken her şeyi burada sizden detaylı olarak öğrenmeyi arzu ediyoruz… Alkali ne demek, nedir alkali diyet?
Bunun için önerim kitaplarımı okumalarıdır. Çünkü üç kitapta, sırayla, 200’er sayfada anlatmak istediklerimi buraya sığdıramam ama herkes işin özetinin basitçe; bitkisel beslenme ağırlıklı ve işlenmemiş gıdalar tüketmek olduğunu biliyor. Bu zaten sağlıklı beslenmekle eşdeğer bir tanımlama. Alkali kelimesi burada, bizim hücrelerimizin biyokimyasal bir özelliğini anlatıyor. Hücreler alkali hali korumak amacındalar. Sağlıklı yiyecekler buna yardım ederken, sağlıksız dediklerimiz bu halin tersi olan asitlenmeye sebep oluyor. Bu basit tanımdır. Hücrelerimizin, vücudumuzun işleyisini öğrenmek çok zevkli gelecektir. Derli toplu bilgiler için nacizane kitaplarımı okumalarını rica ederim.
Vücudumuzdan asit atmak ve daha çok alkali olmak için nasıl beslenmemiz, neler tüketmemiz gerekiyor?
Buna kısa cevap vermek istemem. Yukarıdaki basit tanımlamayı genişletmek gerek. Arzu edilen ayrıntı kitaplarda. Ne kadar çok bitki, yani; sebze, meyve, baharat, kuruyemiş, tohum yersek o kadar iyi. Az protein iyi. Bol su iyi. Yağlar mühim ve çok olmalı.
Diyetten ziyade yaşam tarzı olarak mı benimsemek gerekiyor alkali beslenmeyi?
Diyet kelimesindeki kısıtlamanın manası, kalori kısıtlaması olmamalı. Kısıtlama, sağlıksız olduğunu bildiğin yiyeceklere karşı
146 magdergi.com.tr
olmalı. Yani diyet dediğin, sağlıksız gıdalar tüketmeme diyeti olmalı ve bu da hayat boyu sürmeli. Adı gıda olan her şeyin gıda olmadığını biliyoruz. Bazıları gıda kılığında çöp. E o halde çöp yememe diyeti hayat boyu olmalı.
Bildiğimiz kadarıyla sizin asıl kurmaya çalıştığınız önleyici hekimlik… Yani hastalık veya kilolar ya da cilt problemlerinin hiç meydana gelmeyeceği bir sistem kurmak… Bu yaklaşımınızda geleneksel tıp dünyasıyla ters düştüğünüz veya kendinizi ifade etmekte sıkıntı yaşadığınız durumlar oluyor mu?
Hayır ters düşmüyorum; tüm hekimler hastalık olmasın ister. Bazıları hastalık ortaya çıkınca devreye girer, benim tarzımdakiler de hasta olmamanın yolunu gösterir. Benim avantajım, biyokimya uzmanı olarak hastalık-sağlık zıtlığını hücresel hatta hücre içi düzeye indirgeyerek kavrayıp engellemeye çalışmam olabilir. İşler hücre düzeyindeyken fark edilirse daha kesin engellemek söz konusu olur. Anlaşılmama konusu ise, biyokimyanın zor bir bilim dalı olması ve insanların bu mikro düzeydeki işleri kavrarken zorlanmalarıdır. Ama kitabı okuyan tıp dışı on binlerce insan, anladığını ve çok faydalandığını iletiyor. Kendi kendine, bana gelmeden sorun çözenler çoğunlukta. Demek ki okununca anlaşılıyor. Elbette birebir hekimliğimde özel medikal uygulamalarım var ama çoğu kimse için kitaplar baya yol yürütür.
Alışılmış konulara sizin yaklaşımınız, tarzınız ve ifadeniz hep alışılmışın dışında, dikkat çekici, fark yaratıcı bir üslupla oluyor… Bu yönünüzle ulaşmakta zorlandığınız kitleler oluyor mu?
Öğrenirken olduğu gibi öğretirken de sıkıcı olmamak lazım. Eğlenceli ifadeler, benzetmeler, hatta şiirler kullanarak tıp öğretmek pek kolay iş değil. Ama ben kendim de eğlendiğim için yapıyorum. Sosyal medyayı ekiple yapıyorum sanıyorlar fakat öyle değil, hepsi kendi yazım. Herkese ulaşılıyor. Ne zeki insanlar çıkıyor orada karşıma bilseniz… Evet, yemek tarifi siteleri daha çok ilgi çekebilir ama herkesin kendi hitap ettiği bir topluluk var. Bende her yaştan, her eğitimden takipçi, okuyucu var. Bu açıdan bakınca anlaşılmam zor olmadığını düşünüyorum.
Hayatınızın herhangi bir döneminde kendinizi “sağlıksız bir şekilde kilolu” veya “sağlıksız bir şekilde zayıf” olarak adlandırdığınız bir süreç oldu mu?
Alt ve üst sınırlarımı zorladığım oldu. Ancak ben bir hekimim; bilmek, araştırmak, bunu paylaşmak, hastlarıma uygulamak önceliğim. Yani, kendi sağlığım konusunda gerekeni yapıyorum ama takıntılı değilim. Zaten takıntılı olmamak lazım. Esnemelerim olur tabii ki ama mesele, yaptığın yanlışı bilmek, yanlış olduğunu görmezden gelmek değil. Bir süre sonra o yanlışı yapmaz oluyorsun zaten. Kafayı kuma gömmekte ısrar etmeyin yeter.
Merak ediyoruz; sizin evinizin dolabına asla girmeyecek ve dolabınızdan asla eksik olmayacak gıdalar neler?
Çok basit; dolabım sebze, meyve ve vitamin preparatlarıyla dolu. Yumurta, balık, kemiksuyu, lor peyniri, tereyağ, zeytin, kuruyemiş… En çok bunlar var, zaten başka da bir şey yok.
“ Normal rutinde ölçülmeyen özel tesleri ilk uygulayan hekim oldum.” Yaz yaklaşırken kilo vermek isteyen okuyucularımız için birkaç tüyo alsak…
Zayıflama işinde eziyet çekmeden, listelere gömülmeden hem de sağlığı geri kazanarak, sarkmadan buruşmadan kilo vermenin yolu çok basittir: saat 17:00’de akşam yemeği yemek ve bir daha da sabaha kadar bir şey yememek. Bu yöntem gündüz çok yesen de kilo verdirir, herkese verdirir. Göbel, bel inceltir. Çok hızlı çalışan bir yöntemdir. Hem gündüz hiç aç kalmazsın hem de akşam açlığında otofaji- kötü hücrelerin yok edilmesi ssitemi çalışır ve gece aç yatınca gençleşirsin. Bu kadar avantajı varken “ ben en son 5’te yersem gece açlıktan ölürüm” diyenin kulağını çekmek lazım. Ölmezsin, hiçbir şey olmaz. Sağlık ve incelik isteyip bu kadar kolay bir öneriye uymamak şımarıklık olur.
Hangi gıdalar ödem atar ve hangileri yağ yakar? Ve bunun için bu besinleri tüketmek yeterli midir?
Ödemi yapan gıdalar, unlular, sütlüler ve mayalı gıdalardır. Ananas başta olmak üzere de tüm sebze ve meyveler ödem atar. Unlu gıdaları kestiğiniz anda iki günde ‘çekersiniz’ puf diye söner ödemleriniz.
Un, şeker ve tuzu hayatımızdan tamamen çıkartmalı mıyız? Bunların yerine neler koymalıyız?
Tuzun deniz tuzu olanı makbul. Öbürlerinin yerine herhangi bir şey koymaya gerek yok, çünkü yoklukları eksiklik yaratmıyor.
Birkaç günlük bir beslenme programını takip ederek hızlı bir yağ yakımı gerçekleştirmek ve vücudunu tazelemek isteyen okuyucularımız için küçük bir reçete yazmanızı istesek… İşte bunu yapmam. Çünkü insanların zekasına saygım var. Onlar burada kast edilen sağlıklı besinlerin neler olduğunu biliyorlar. Gerçekten kararlı oldukları zaman kendileri düşünüp bulabilir.
Ve tabii ki spor... Spor hayatımızda ne kadar var olmalı? Sağlıklı bir vücut için haftada kaç günümüzü, günde kaç saatimizi, ne türde egzersizlere ayırmalıyız? İnsan bünyesine yürüyüş başta olmak üzere, yoga ve belki bir de pilates uygun. Koşu ve ağır sporlar uygun değil. Spor kadar meditasyon da vurgulanmalı. Hatta meditasyonun spordan daha yararlı olduğunu düşünüyorum.
Son kitabınıza olan ilgiden memnun musunuz? Nedir Kuantum beslenme? Nasıl beslenir mitokondri?
İlgi güzel ve şaşırtıcı. Ülkenin her tarafından ellerinde kitapla mitokondrilerin nasıl çalıştığını öğrenen insan fotoğrafları geliyor bana. Bu çok sevindirici. Verdiğinizi alıyor ve kavrıyorlar. Demek ki, eğitimde seviyeyi daima yükseltmeliyiz.
DR. NURȘAT ERDEMLİ
Çocukları Güneş Işınlarından Koruyun
G
üneş, dünya üzerindeki hayatın sürekliliği ve insan sağlığı için gereklidir. İnsanda; özellikle çocuklarda, kemik metabolizmasında önemli olan D vitamini üretiminin büyük bölümü,
güneş ışınları sayesinde olmaktadır. Ancak güneş ışınlarına uzun süreli maruz kalındığında insan sağlığı üzerine zararlı etkileri bulunabilmektedir. Bu zararlı etkileri yaratan, güneş ışınlarının bir kısmı olan morötesi ışınlardır (ultraviyole-UV ışınları).
advertorial
Acıbadem Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Nurșat Erdemli, güneș ıșınlarına uzun süre maruz kalındığında özellikle çocuklar üzerinde ortaya çıkabilecek olumsuz etkileri ve bu etkilerden korunma yöntemlerini bizlerle paylașıyor...
UV ışınları; güneş yanıkları, deri kanserleri, deri yaşlanması (deride lekelenme, kırışıklık), katarakt oluşumu ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açar. Çocuklar genellikle yetişkinlere göre, aktivitelerini açık alanlarda yaptıkları için güneşe maruz kalma süreleri daha uzundur. Bu nedenle
şekilde olmalıdır. Gözlükler %99-100 UV filtreli ve gözü tamamen kapatacak şekilde olmalıdır. Genelde çocuklar, şapka ve gözlük kullanımını sevmeseler de oyun haline getirerek ve örnek olarak onlara bu kullanım öğretilmelidir. Güneş ışınlarına direkt maruz kalmamak için uzun kollu tişörtler ve pantolon giydirilmelidir. Sıkı dokumalı kıyafetler UV ışınlarından daha iyi koruyabilir. Ayrıca ultraviyole korumalı giysiler (UPF) ve mayolar da edinilebilir. Islanmanın UPF oranını azaltacağı unutulmamalıdır.
En önemli korunma yöntemi direkt güneş ışığına maruz kalmamaktır. Bu nedenle, gün içinde 10:00-16:00 arasında kapalı mekanlarda bulunulması önemlidir. Uygun güneş koruyucular kullanılmalıdır. Çocuklarda en az 15 SPF (güneşten koruma faktörü) ve geniş spektrumlu (UVA ve UVB etkili) inorganik filtreli güneş koruyucular seçilmelidir. Dışarıya çıkmadan 15-30 dakika önce, yeterli miktarlarda uygulanmalı ve en az 2 saatte bir tekrarlanmalıdır. Suya dayanıklı ürün olsa bile, su içindeki aktivitelerle ya da terlemeyle 40 dakika sonra etkinliği azalacağı için güneş koruyucuyu tekrarlamak gerekir.
güneş ışınlarının (UV ışınları) zararlarından korunmak herkes için çok önemli olsa da çocuklar söz konusu olunca daha da önemli hale gelmektedir. Çünkü çocukluktaki güneş yanıkları ve uzun yıllar güneşe maruz kalmanın deri kanseri riskini artırdığı bilinen bir gerçektir. Bu nedenle annebabaların bu konuda bilinçlenmeleri ve çocuklarına güneşten nasıl korunacaklarını çok iyi göstermeleri gerekmektedir. Bu şekilde erken yaşlarda, doğru şekilde güneşten korunma alışkanlıklarını kazanacaklardır.
Bebeklerin direkt olarak güneş ışığına çıkmaması, gölgede kalmaları, kol ve bacaklarını kapatacak şekilde giyinmeleri, UV ışınlarından korunmada güneş koruyucu kullanımından daha etkilidir. Özellikle, altı aydan küçük bebeklerde güneş koruyucu kullanımı önerilmemektedir. Fakat dışarıda olması gerektiğinde yeteri kadar gölgede değil ise ve uygun kıyafet giydirilmemişse çok az miktarda güneş koruyucunun el üzerine, kulak uçlarına, ayak sırtı ve yüze sürülmesi önerilmektedir.
UV ışınlarından korunmak için: En önemli korunma yöntemi direkt güneş ışığına maruz kalmamaktır. Bu nedenle, gün içinde 10:00-16:00 arasında kapalı mekanlarda bulunulması önemlidir. Eğer dışarıda olmak gerekiyorsa da gölgede olunmalıdır (ağaç-şemsiye altı, geniş tenteli bebek arabaları). Gölgede bulunulsa bile deniz, kum ve karın da güneş ışınlarını yansıtarak etki artırdığı unutulmamalıdır. Ayrıca yükseklik arttıkça, ekvatora yaklaşıldıkça ve yaz aylarında UV ışınlarının zararlı etkileri artar. Uygun kıyafet giydirilmeli, şapka ve gözlük kullanılmalıdır. Şapka geniş kenarlı, özellikle ense ve kulakları kapatacak
ANKARA
davet
Pilates Alışkanlıklarınız Willa’ya Taşınıyor DENİZ USTA, ERDEM GÜNER, DENİZ KARAN
Uzman eğitmenleri, özel ekipmanları ve butik hizmet anlayışıyla Willa Pilates Ankara’nın gözde yerleşim semti Gaziosmanpaşa’da kapılarını açtı. Yeşillikler içerisinde üyelerine doğru pilates eğitimi vermeyi hedefleyen Willa Pilates’in açılışı sporseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Willa Pilates sahibi Lale Güne açılış davetine katılanlara butik hizmet anlayışları ile ilgili bol bol bilgi verdi. Doğru pilates yapmaktan bahseden Güne, misafirlerini kalorisi hesaplanmış günlük menüler ile buluşturacağının da müjdesini verirken uzman eğitmen kadrosu ise davetlilerin sorularını yanıtlamayı ihmal etmedi.
150 magdergi.com.tr
LALE, NEȘET GÜNE
ASLIHAN PEHLİVANLI
YEȘİM ÖZDEK, HİLAL ÖZDEK
CANAN YALIM, NEȘEN ÇELİK
YELİZ GÜDER
Willa Pilates sahibi Lale Güne açılıșa katılan misafirlerine ișletmenin butik eğitim anlayıșıyla ilgili bilgiler verdi.
BENGÜ YILDIZ BAĞCI
BAHAR TOKCAN
DR. ÖZGÜR KOLDAȘ
İkinci Bahar Estetiği
G
eçen yıllar sadece anılarda kalmaz, yüz ve vücudumuzda da izler bırakır. Yılların izleri, yüzümüze yansıyan yaş alma görüntüsü ile ortaya çıkar. Bunu bir benzetmeyle anlatmak gerekirse, baş bölgesindeki kemik, kas ve diğer yapılarımızı “masaya”, cildimizi ise “masa örtüsüne” benzetelim. Bu yapılardaki volüm kayıpları yüzde çökme ve sarkma olarak kendini gösterecektir, bu da masa küçüldükçe masa örtüsünün daha büyük, bol ve sarkmış görünmesine neden olacaktır. Bu durumu düzeltmek için, masaya küçük dokunuşlarla ilaveler yapmak gerekir, böylece masa örtüsü eski hali gibi görünecektir.
Kişinin görünümü yıllara meydan okurcasına, değişmeden kalır. Başrolde Şener Şen ve Türkan Şoray’ın oynadığı “İkinci Bahar” dizisini hatırlarız hepimiz. Filmde ikinci baharını yaşayan kebapçı Ali Haydar Usta ile hayata tutunmaya çalışan Hanım’ın aşk hikayesi anlatılıyordu. Kişi aşk yaşarken ruhen ve bedenen çok güzel hisseder kendini. Kişiye özel ve küçük estetik dokunuşlar günümüzde artık kolaylıkla ve başarıyla uygulanmaktadır. Abartısız ve doğal görünüm sağlayan bu uygulamalar ile özellikle hanımların tercih ettiği dolgu ve botoks enjeksiyonları, kırışıklık ve sarkmaların giderilmesi ile bölgesel zayıflama gibi tedaviler yeni teknolojiler sayesinde artık daha hızlı ve kolay gerçekleştirilmektedir.
advertorial
İkinci baharını yașayan ancak görünümleri zamana yenik düștüğü için hayallerine kavușamayan kadın, erkek herkesin tercihi “İkinci Bahar Estetiği” olarak gündemde yerini aldı. İște yazılı ve görsel medyada son zamanlarda sıkça yer alan “İkinci Bahar Estetiği”ni Özgür Koldaș anlatıyor...
İşe nereden başlanmalı?
İşe, herkesin bizde ilk dikkat ettiği yer olan gözlerden başlanmalıdır. Bakışlardan yola çıkarak duygusal durumu tespit edebiliriz. Çünkü şairin de dediği gibi, “gözler kalbin aynası”dır, yaş almanın ilk bulgusu gözlerde başlar. Kaşların ortasındaki çizgiler, kaz ayakları, üst göz kapağındaki sarkmalar ve gözaltlarındaki çökmeler görünümü olumsuz etkiler. Bu bölgede özellikle botoks ve dolgu enjeksiyonları mükemmel sonuç verir.
sarkma merkezlerine yerleştirilmesi ile başlayan bir süreçtir. Burada yaşlanma boyunca devam edecek olan sarkmanın tersi yönünde vektörler belirlenerek iğneler yardımıyla iplerin yerleştirilmesi ve zamanla bunların erimesi ile azalmış kollajen ve elastin miktarlarında artışlar meydana gelir. Artan kollajen ve elastin 60-90 gün boyunca yüksek seviyeye ulaşır. Ameliyathane şartları olmaksızın yapılan bu teknikte, cilde eski gençliğini kazandırmak mümkün olmaktadır.
Yüzü Şekillendirmek
Günlük Hayata Dönme Süreci
Dolgular, ilaç ve kozmetik dünyasının en çok gelişme kat eden bölümüdür. Dolgular eskiden daha sert ve kalıntı bırakabilen materyaller olarak üretiliyordu. Bu maddelerin yerini ileri teknoloji içeren dolgular aldı. Cilde daha iyi uyum sağlayan teknolojiler ile üretilen dolgular daha yumuşak olmaları nedeniyle yüze kolay şekil verilebilme imkanı sağlamaktadır. Akışkanlığı sayesinde ise, normalden daha ince iğne ve kanüller kullanılabilmektedir. Bu da hastalarımıza ağrı ve ödem oluşturmayan güzel sonuçlar sunmaktadır.
Son Söz
Yüzün geometrik yapısına göre ideal ve çekici bir yüz yapısının “kalp şeklindeki yüz” olduğu ortaya çıkmaktadır. Yani; geniş ve dolgun bir “üst yüz”, aşağı inildikçe daralan bir “alt yüz” yapısı karşımıza çıkmaktadır. Tabii bu değerlendirme kadın ve erkeğe göre değişebilir ama aradaki farklar çok büyük değildir. Bu noktada “Altın Oran”dan da bahsedebiliriz. Örneğin; bir kadının çene ve burun genişliklerinin eşit olması veya yüzün boyu ile genişliğinin oranlanması gibi kurallar vardır. Yani geometri ve matematik kullanarak bir insanı bilimsel anlamda da güzelleştirebiliyoruz. Bu işlemler, dolgular sayesinde yapılabilmektedir.
Ameliyatlarda uzun süredir kullanılan PDO (polidioksanon) türevi ipler, son derece güvenli ve yan etki görülmeyen materyallerdir. Hafif ve kısa süreli bir ödem ve morluklar dışında herhangi bir yan etki görülmemektedir. İple yüz asma tekniği, sosyal hayattan uzaklaşmaya gerek kalmadan gönül rahatlığı ile yaptırılabilir. Lokal anestezi yöntemleri ile uygulanır. İşlemden hemen sonra, ağzın çok geniş açılması veya abartılmış mimiklerin yapılmasından kaçınılmalıdır. İşlemden iki hafta sonrasına kadar ise, yüzün sertçe ovuşturulmasından ve yüz üstü yatmaktan kaçınılması tavsiye edilir. Yüz Asma, cilt gençleştirme (rejuvenasyon), kırışıklık ve sarkmaların giderilmesinde tek başına yeterlidir ancak radyofrekans, dolgu ve botoks ile birlikte kombine edilmesi sonucu daha güzel ve kalıcı yapar. Hastalar uygulamadan hemen sonra günlük hayatına dönmektedir. Hatta işlemin, tahmin ettiklerinden daha hafif geçtiğini itiraf eden hasta oranı hiç de az değildir.
İplerle Asma Tekniği
Son yıllarda sıkça uygulanılan ve hastalarımızın oldukça rağbet gösterdiği uygulamalardan biri olan Ameliyatsız İple Yüz Asma Estetiği, yeni nesil bir yüz germe yöntemidir. İnce iğne veya kanüllerin içine yerleştirilmiş PDO (polidioksanon) iplerin ciltteki
www.ozgurkoldas.com.tr Phone: +90 312 428 54 83 Tunalı Hilmi Cad. 88 / 114 Kavaklıdere /Ankara Secratary: +90 532 235 16 00
En Formda Anneler Sağlıklı yașam ve Anneler Günü içeriklerimizi bir araya getirdik, Ankara ve İstanbul cemiyet hayatının en formda annelerini seçtik...
Çağla Sikel ,
154 magdergi.com.tr
Derin Mermerci
Meltem Demir
156 magdergi.com.tr
Filiz Dağ Yılmaz
Zeynep Köksal Yaykıran
DR. YELDA BİCE TERZİOĞLU
Günümüzde yoğun iș temposu ve stresli yașam șeklimiz, ruh ve beden sağlığımızı etkilemekte, bunun genel yansımasını da görüntümüzde ve en çok da cildimizde hissetmekteyiz. Zaten oldukça yoğun bir tempoda yașıyorken, beraberinde yașanan stresler, yanlıș ve aksayan beslenme șeklimiz, dıș etkenler, sigara, çevre kirliliği ve yaklașan yaz mevsimi ile birlikte artan güneșin de katkıları ve UV hasarı ile, cildimizin dengesi değișip görüntümüzü daha sağlıksız bir forma sokabilmektedir. Dermatoloji Uzmanı Dr. Yelda Bice Terzioğlu sağlıklı bir cilt için ipuçları veriyor...
advertorial
Işıltılı Ve Sağlıklı Bir Cilt
G
erekli ipuçlarını aynadaki görüntümüz veriyor...
Sosyal yaşantıda karşılıklı en çok temas kurduğumuz ve odaklandığımız bölge doğal olarak yüzümüz oluyor. Her gün aynada birebir gördüğümüz görüntümüz bize bu noktada en vurgulayıcı ipuçlarını veriyor ve kişinin hekim olarak bize başvurma sebebini oluşturuyor.
Sağlıklı cilt yaşla orantılı değil...
Günümüz yaşam şartlarında cildin daha kuru, nemsiz, mat, lekeli ve sağlıksız görünmesi hemen hemen her yaş grubunun ortak problemi olabilmektedir. Tabii ki ilerleyen yaşla bunlara elastikiyetin azalması ile düşme, sarkma ve çizgiler eklenebilmektedir.
uygulanması gereken noktalara destek, yerine koyma ve koruma dozlarında küçük dokunuşlar şeklinde uygulandığında başarılı ve kişiyi memnun eden doğal sonuçlar alınmaktadır.
Cildin desteklenmesinde yeni farklı uygulamalar...
Yüz ile birlikte boyun dekolte bölgesinde yine yeni bir uygulama olan gençlik iksiri kombinasyonu ile, kollajenin de yenilenmesini sağlayarak yoğun hyaluronik asit, vitamin ve mezobotox karışımları ile daha sağlıklı aydınlık, sıkılığı artmış cilt, göz çevresi, boyun, dekolte elde edebilmekteyiz.
Daha genç ve sağlıklı bir cilt için neler yapıyoruz?
Bu noktada bir hekim olarak sağlıklı beslenmeden, sağlıklı yaşam alışkanlıklarına kadar geniş bir yelpazeden bahsedebiliriz. Ancak bir dermatolog olarak bu noktada cilde dışarıdan ve içeriden yapabileceğimiz destekler ön plana çıkmaktadır. Kişilerin kendi cilt tiplerini tanıyıp ne tip ürünler kullanacakları, neleri yapmaları ya da yapmamaları gerektiğini bilmeleri önemlidir. Dışarıdan kullandığımız dermokozmetik ürünler bir nevi eksik olanı yerine koyma ve koruma noktasında devreye girer. Bu konudaki doğru tespit ve yönlendirmeleri de tabii ki bu işin uzmanı olarak biz dermatologlar üstleniyoruz.
Güneşten koruma ve ürün kullanımı önemli...
Her yaş grubunda cilt tipine uygun temel bakım ürünlerinin, yani en azından temizleme, nemlendirme ve özellikle de güneşten koruma noktasında doğru ürünlerin kullanımı önemlidir. Yaş grubuna, mevsime, kişinin yaşadığı coğrafya ya da bölgesel problemine göre lokalize göz çevresi, yaşlanma karşıtı, yoğun nem ya da antioksidan serumlar da bu ürünlere kişiye özel olarak eklenebilmektedir.
Enjeksiyon yöntemlerinin dermokozmetik ürünlere artısı nedir?
Tabii ki kişisel bakım ürünlerini kullanmak önemli, ancak sağlıklı cilt için tedavi ve destek noktasında ek uygulamalara da ihtiyaç duyuyoruz. Bu uygulamalar arasında, özellikli cilt bakımlarından, gençlik iksiri, somon DNA, vitamin kokteyllerinden oluşan mezoterapi uygulamalarına, hızlı ve hemen sonuç aldığımız dolgu botoksa, yeni teknolojilerle üretilen cilde yoğun ve uzun süreli nem veren tek seanslık hyaluronik asit uygulamalarına kadar geniş yelpazede işlem seçenekleri bulunmaktadır. Bunları gerekliliğe göre fazla zaman ayırmadan kısa sürede sonuç alabileceğimiz küçük dokunuşlar şeklinde uygulayabiliyoruz ve tabii ki bunların hepsi daha sağlıklı, güzel ve doğal görünümü sağlayabilmek için yaptığımız uygulamalar.
Botoks ve dolgu işlemleri doğaldan uzaklaştırır mı?
Her zaman için hızlı ve hemen sonuç almayı sağlayan dolgu yani hyaluronik asit uygulamaları, bu tür yüz gençleştirme, mimik çizgileri ve yüzdeki düşme sarkmalarda öncelikli seçenek olabilmektedir. Güzel olan şey ise, kişinin sonuçları uygulama esnasında hemen aynada görebilmesidir. Dolgu yani hyaluronik asit ve botoks uygulamalarında;
Aynı şekilde somon DNA ve mezokokteyller ile de ciltteki yorgunluğu matlığı alarak ve cilt tonlamasını eşitleyerek, ciltteki gergin genç görünümü ortaya çıkarabiliyoruz. Son zamanlarda dinamik dolgular ile mimik kaybına neden olmadan başarılı doğal sonuçlar alabilmekteyiz. Yine tek seanslık nem ağırlıklı yeni teknolojilerle üretilen hyaluronik asit uygulamaları ile de cildimizin yapıtaşı olan hyaluronik asiti cilt altı dokuya vererek uzun süreli cilt nemini sağladığımız gibi kollageni de yenileyerek ciltte isteğimiz canlılığı ve yenilenmeyi sağlayabilmekteyiz.
Doğal yaş alma sürecimizi yaşayalım...
Tüm bu işlemlerin amacı, kişinin cilt kalitesini bozmadan, tam tersine iyileşme yönünde artırarak doğal yaş alma sürecini sağlamaktır. Güzel olan nokta ise kişinin mevcut problemi ve beklentisine yönelik kişiye özel tedavi seçeneklerinin sunulabilmesidir. Unutmayalım ki, insanın cilt sağlığı ve genel görünümünün iyi olmasının etkileri tüm yaşantısına yansımaktadır.
Mutlukent mah. 1927. Sok. Ümitköy/Ankara
(0312) 236 62 72 0546 236 6272
DR. ÖZGE KESEROĞLU
Bölgesel Zayıflamada Son Teknoloji Yaz aylarının yaklașmasıyla, kalın kıyafetler dolaplardaki yerini ince ve vücudu saran kıyafetlere bırakırken, içimizi ısıtan güneșle birlikte tatil planları yapılmaya bașlandı bile. Ancak, hareketsiz kaldığımız uzun kıș döneminde alınan ve șu ana kadar kalın kıyafetlerin altında saklanan kilolar, gözümüzü rahatsız etmeye mi bașladı? Bölgesel yağlanmadan kurtulmak için yapılabilecek ișlemleri Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Keseroğlu bizlerle paylașıyor…
B
ölgesel yağlanma, günümüzde her yaştan kadın ve erkeğin ortak problemlerinden biri. Genetik yatkınlıkla birlikte, yanlış beslenme alışkanlıkları, hareketsiz yaşam tarzı, stres gibi çok sayıda faktöre bağlı olarak ortaya çıkan fazla kilolar, sadece fiziki değil ruhsal problemleri de beraberinde getirerek öz güven eksikliğine yol açabilmektedir. Vücuttaki bölgesel fazlalıklardan kurtulup, kişinin daha sağlıklı, fit ve iyi görünmesini sağlamak, işin hekim olarak bize düşen kısmını oluşturmaktadır.
gerektirmeyen ve tamamen ağrısız olan bu yöntem sonrası işlem yapılan bölgede kısa süreli kızarıklık, hafif morarma oluşabilir ancak bunlar da çok kısa bir süre sonra ortadan kalkar. Yani bu rahat ve konforlu uygulama sonrası kişi aynı gün normal yaşamına dönebilmektedir. Bir saat süren tek bir seans şeklinde uygulanan bu yöntemle, işlemi takip eden 3. haftadan itibaren gözle görülür etkiler ortaya çıkmaya başlar ve 4 ila 6 ay gibi bir süre içinde, işlem yapılan bölgede %20 ile %26 oranında bir incelme meydana gelmesi beklenir. Seans sayısının az, uygulama süresinin kısa olması, işlemin ağrısız olması en önemli avantajıdır.
“Ne yaparsam yapayım bölgesel kilo fazlalıklarımdan kurtulamıyorum” mu diyorsunuz?
Bölgesel incelme yöntemleri, özellikle inatçı ve kalıcı bölgesel yağlanma sorunu olan, diyet ve egzersizle kilo vermekte zorlanan, ilaç ya da bitkisel tedavi kullanmayı tercih etmeyen, cerrahi prosedür düşünmeyen ve işlem sonrası günlerce iyileşmeyi beklemeden hemen günlük yaşama dönmek isteyen kişilerde rahatlıkla uygulanabilen bölgesel yöntemler”dir. Diyet veya egzersiz ile kilo verildiğinde, kişilerin yağ hücrelerinin sayılarında azalma olmaksızın sadece boyutları küçülmektedir. Bu nedenle diyeti bozma veya egzersiz programlarını bırakma sonrası tekrar aynı bölgelerden kilo alımı meydana gelmektedir. Oysa yağ hücrelerinin yıkımı veya yok edilmesine dayanan tedavi yöntemleri yağ hücrelerini geri dönüşümsüz ortadan kaldırdığı için, ilerleyen yıllar içinde kişi yeniden kilo alsa bile, işlem uygulanan bölgelerde yeniden yağ birikimi gözlenmez. Bölgesel incelmede kullanılan yöntemler arasında soğuk lipoliz, mezolipoliz, radyofrekans, fokus ultrason en sık tercih edilenlerdir. Bu yöntemler, göbek, bel, bacak, basen, kollar gibi bölgesel yağ birikiminin olduğu tüm bölgelere uygulanabilmektedir.
Yeni teknoloji cihazlar ile daha pürüzsüz, ince ve selülitsiz bir görünüm…
Vücut yapısı nasıl olursa olsun, her yaştan kadının ortak problemlerinden biri olan selülit tedavisinde, radyofrekans, lazer, masaj ve vakumlama yöntemlerinin her biri ayrı ayrı etkilidir. Günümüzde, bu teknolojilerin aynı makinede toplandığı cihazlar mevcuttur ve daha genç, pürüzsüz, daha ince ve selülitsiz bir görünüm yaratmakta etkili bir şekilde kullanılmaktadır.
Fokus Ultrason ile sıkılaşma…
Fokus ultrason yönteminde ise, deri altı dokuya yüksek şiddette ultrason enerjisi verilerek, üretilen ısı ile yağ hücresi hasarı ve kollajen dokuda yeniden yapılanma hedeflenir. Tek seans şeklinde yapılan bu uygulama sonrası vücut bölgesinde sıkılaşma ve incelme elde edilir..
Mezolipoliz yöntemi… Tek seansta bölgesel incelme…
Soğuk lipoliz işlemi, soğuk lipoliz cihazı tarafından kontrollü bir şekilde uygulanan soğutma ile cilt altındaki yağ tabakasını oluşturan yağ hücrelerinin hasarlandırılması esasına dayanır. Soğuğa maruz kalan yağ hücreleri sistematik bir şekilde kendi kendini yok eder. Ölü yağ hücreleri zaman içinde vücuttan atılarak, yağ tabakasında incelme meydana gelir. İşlem öncesi soğuk lipolizin uygulanacağı bölge, cildinizin korunması için koruyucu özel bir malzeme ile kaplanır. Soğuk lipoliz cihazı hafif bir vakum ile bu bölgeyi haznesinin içine çeker ve yaklaşık bir saat sürecek tedavi boyunca cihaz yağ tabakasının bulunduğu alanı soğutur. Anestezi
Mezolipoliz, bölgesel yağ birikimi olan bölgelere, yağ hücrelerinde yıkıma yol açan hazır ürünlerin enjekte edilmesi esasına dayanır. Mezolipoliz uygulaması, basen, bacaklar, diz kapakları, karın ve kollarda meydana gelen yağlanmaların giderilmesinde ve gıdı bölgesinin eritilmesinde etkili bir şekilde kullanılmaktadır. Bölgesel artmış yağ dokusunu hedef alan kozmetik prosedürlere olan ihtiyacın arttığı günümüzde, soğuk lipoliz, mezolipoliz, radyofrekans, fokus ultrason gibi invaziv olmayan tedaviler, cerrahi prosedür düşünmeyen, günlük aktivitede kısıtlama ve iş gücü kaybı yaşamak istemeyen hastalar için uygulanabilecek etkili tedavi seçenekleridir.
Mutlukent mah. 1927. Sok. Ümitköy/Ankara
(0312) 236 62 72 • 0546 236 6272
röportaj
Selahattin Dönmez
selahattin@magmedya.com.tr
Ülkemizin 2017 Obezite Raporundan Önemli Bilgiler
Gelișen ve büyüyen ülkemizde sağlık ile ilgili veriler de dikkat çekici bir șekilde değișmektedir. Bugün son 12 yılda erișkin nüfusumuz ortalama 4 yıl yașlanmıștır. Kadınların son 12 yıl içinde yaklașık olarak en az 6 kg daha fazla kilo aldığı, bel çevresinde 6 cm, kalça çevresinde ise 3 cm artıș olduğu ulusal obezite ve metabolizma derneklerinin yaptığı araștırmalar sonucunda istatistiksel verilerle belirlenmiștir. Bu veriler erkeklerde son 12 yılda 8 kg vücut ağırlığında, 7 cm bel çevresinde, 3 cm de kalça çevresinde arttığını açıklamaktadır. Bu göstergeler günümüzde sık ve artan ivme ile görülen ve ileride bomba gibi patlayacak obezite ve kalp-damar hastalıkları olan bu iki ciddi kronik hastalık için bir uyuyan sinsi bir zemin yarattığını açıkça göstermektedir.
B 162 magdergi.com.tr
el Çevresi Standardımız Avrupa’dan Farklı Bugün kendi ülkelerinde belirgin standartları olmayan ülkeler bel çevresi ve bel/kalça oranı açısından Avrupa ya da Amerika kesim noktalarını kullanarak sağlıklı yaşam için optimal değerleri hedeflemektedirler. Biz de ülkemizde Avrupa’da kullanılan sağlık kriterlerini
kullansak da kalp-damar hastalıkları ve obezite için hem genetik profilimize bağlı özgün farklılıklarımız hem de ırk olarak birbirimize benzemeyen yönlerimiz açısından kendi standartlarımızı kullanmamız gerekliliği vurgulanmıştır. Bu açıdan bel çevresi ve bel/kalça oranı açısından yeni optimal oranlarımız kendi bilimsel verilerimize göre belirlenmiştir. Bugün Amerika’da erkelerin bel çevresinin 102 cm’in, kadınların 88 cm’in altında olması önerilen değerler iken Avrupa’da sırasıyla erkelerde 94 cm ve kadınlarda 80 cm olarak belirlenmiştir. Bizim
toplumumuza göre ise, normal bel çevresi değerlerinin, erkeklerde 95 cm’den, kadınlarda ise 90 cm’den aşağı olması, kan-yağ profili ve kalp hastalıkları açısından sağlıklı bir yaşam için risk yaratmayan değerler olarak neticelenmiştir.
Toplumumuzda Yağ Dokusu Arttıkça Osteoartrit Arttı
Artık metabolik olarak sağlıklı şişmanların olması ile obezite tanımı tamamen değişmiştir. Çünkü bazı yağ depoları vücudun belirli yerlerinde sağlık sorunu yaratmamaktadır. Fakat bazı yerlerde biriken yağlar tüm vücudun hem hormonal hem psikolojik olarak etkilenmesini sağlamaktadır. Bugün kısırlıktan kronik hastalıklara kadar, obezitenin, sağlığı tehdit ettiği onlarca hastalık açısından risk faktörü olduğu nettir. Ancak, ülkemizde yapılan toplum sağlığı taramaları sonucunda uykuda kısa süreli nefes alıp vermede durma dediğimiz “obstrüktif uyku apnesi sendromu” kilo alan obezlerde sıkça görülen sağlık sorunlarının başındadır. Fakat genel yağlanma ile eklemlerde oluşan yırtıklar, ülkemizde osteoartrit hastalığının da sık görülmesini sağlamıştır. Bu tip sağlık sorunları olan obezlerin, doktor kontrolü olmadan fiziksel aktiviteye yönlendirilmesi sakatlanmaların gelişmesine neden olmaktadır. Bu nedenle, obez kişilerin genel sağlık kontrolleri olmadan, kan tahlilleri yapılmadan hem zayıflama diyetinde dikkat edilmesi gereken beslenme planının hazırlanmasında hem de aktivite planının düzenlenmesinde önemli bir temel olduğunun altını çizmekte fayda olduğunu söylemeliyim.
İnsülin Direncinden Korunmada Toplumumuzun Beden Kitle İndeksi Değerleri Belirlendi
Ülkemizde kilo aldıkça ya da aşırı kilo almadan vücut içi yağlandıkça yağ hücrelerinden salgılanan ve yağ dokusunun dışında, vücudun başka organlarında etki gösteren ürünlerin salımı da artmaktadır. İnsülin direnci bu duruma en iyi örnektir. Obezlerde artan yağ dokusundan fazla yağ asitleri üretimi olur ve bu yağ asitleri karaciğer ve kaslarda depolanır. İnsülin direnci pankreas beta hücrelerinin işlev kapasitesini aşmaya başlayınca da tip 2 diyabet gelişir. Bugün, yaşamlarında obez olan kişilerin sağlıklı beslenme ve kilo verme başarısı yakalamadığında insülin direncine bağlı olarak kadın ve erkekte tip 2 diyabete neden olduğunu bu taramalarda açıkça görmekteyiz. Ülkemizdeki veriler kadınlarda insülin direnci ve tip 2 diyabet gelişmesine karşı kalkan olacak en doğru yolun Beden Kitle İndeksi değerlerinin kendi toplumumuza göre değerlerin içinde olması gerektiğini bildirmektedir. Araştırmalar bu indeksin erkeklerde 24’ün, kadınlarda ise 22’nin altında olmasının diyabet ve insülin direnci açısından koruyucu olduğunu belirtmiştir.
Obezitenin Başlangıç Yaşı Kronik Hastalıklar Açısından Önemli
kalıcıdır. Bu sebeple zaten ergenlik döneminde fazla yağlanma ile erişkin hayatlarına geçiş yapan kadınların bu özel süreçte yağlanmamaları için yeterli beslenme ile beslenmeleri şarttır. Çoğu kadında yağlanmanın karın çevresinde artması ile testesteron üretimi artar. Bu sebeple kıllanma ve adet düzensizlikleri meydana gelir. Bu hormonsal değişikliklerle ve annenin hamilelik sonrasında sütünün gelmesi için fazla şekerli ve yağlı yemesi, daha da fazla kilo aldırarak, hamilelik kilolarını yıllarca çabalasalar bile atamamalarına sebep olabilir.
Ülkemizde çocuklarda obezite, hızla artan bir sorun. Obeziteden Korunmak veya Kurtulmak İçin 15 Altın Öneri 1. Fazla kalori alımından sakının. Yediğiniz yiyeceklerin ya porsiyonunu azaltın ya da yemek sunulan serviste kullandığınız tabak, kepçe, kaşık ve bardaklarınızı küçültün. 2. Ana öğün aralarında çok atıştırmayın. Özellikle eve geldiğinizde atıştırıp sonra hemen yemek yemeyin. Bu sebeple günde 3 ana öğün yapın. Gerekirse 1 ara öğün ekleyin.
8. Tuzlu besinlerden, hazır paket bisküvi ve tüm saf şeker içeren yiyeceklerden, trans yağlı üretilmiş hazır ürünlerden uzak durun. 9. Öğün atlamayın. Öğün atlayan kişilerde leptin hormonunda artış olduğu görülmüştür.
3. Çalışıyorsanız hızlı servis edilen yağlı ve bol karbonhidratlı ya da kızartma ve bol tatlı içeren öğünler yerine sebze, kuru baklagiller ve et çeşitleri ile ayran veya yoğurt içeren menüleri tercih etmeye dikkat edin.
10. Tek tip besine dayalı diyetleri, akupunktur ile yapılan açlık diyetlerini, karbonhidrat ve proteini ayırma diyetlerini uygulamayın.
4. Hızlı yemeyin, büyük
12. Sağlıklı kilo verin. Kas kaybı olmamasına dikkat edin. Kas kaybı olunca kemiklerde kırılmaların da artacağını unutmayın.
lokmalar almayın, çok çiğneyin ve çatal ya da kaşığı elinizde sürekli tutup devamlı yemek yeme aktivitesi ile midenizi doldurmayın.
5. Uzun süre sofrada yemek
Ülkemizde çocuklarda obezite, hızla artan bir sorun. Türkiye’de çocuk ve adölesan kesimde obezite oranı yaklaşık olarak, her 100 çocuktan 10’unu etkisi altına almış diyebiliriz. Yapılan toplumsal araştırmalarımız düşük doğum ağırlıklı doğan ve yaşamın ilk 10 yılında hızlı kilo alan çocukların yetişkin yaşlarda diyabete daha yatkın olduğunu bildirmektedir. Obezite yaşı 40 yaşından önce başlayan kadın ve erkek için en büyük risktir. Bugün 18 yaşından sonra kadınlarda 20 yaşından sonra erkeklerde başlayan obezitenin hem ülkemizde hem de Avrupa ülkelerinde diyabet ve kalp hastalıklarını daha erken yaşlarda geliştirdiğini söyleyebiliriz.
yeme açısından kalmayın. Sürekli atıştırmayın. Her önünüze konulan yemeği sonuna kadar bitirmek için çaba sarf etmeyin.
Hamilelik Yağlanması Çoğunlukla Kalıcıdır
7. Su için, maden suyu mutlaka
Hamilelik süresince aşırı yemek yiyen kadınlarda gelişen obezitede yağ dokusundaki artış ve yağ hücrelerindeki anormal fazlalaşma
hayatınıza sokun ve şekersiz kahve tercih edin.
6. Akşam yemeğinden sonra
sürekli atıştırmayın, sıkıntılı, öfkeli ve sinirli durumlarda bir şey yememeye özen gösterin.
yanınızda bulundurun, şekersiz çay tüketin, bitki çaylarını
11. Diüretik ilaçlar kullanmayın.
13. Güvenli zayıflama olmadığında kolesistit dediğimiz safra kesesinin iltihaplanacağını, safra kesesi taşlarının oluşacağını bilin. 14. Taze sebze, kavrulmamış
kuru yemişler, kuru baklagiller beslenmenizde bolca olsun. Tam tahıllardan yeterince yemeyi ihmal etmeyin.
15. Kırmızı eti daha nadir, beyaz et çeşitlerini, yumurta, süt ve süt ürünlerini daha sık tüketin.
KENDİNİZE BAKIŞINIZI
DEĞİŞTİRECEĞİZ
Gelin, gerek estetik gerekse de sağlık kaygılarınız hakkında konuşalım; size özel tedavi yöntemleri ile kendinize bakışınızı değiştirelim...
Kazım Özalp Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi No:6 GOP Ankara/Türkiye
+90 312 447 12 12 www.hlc.com.tr hlctipmerkezi
+90 312 437 48 48 info@hlc.com.tr hlctipmerkezi
HLC Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Merkezi’nde
OP. DR. C. ÖZERK DEMİRALP’E SORDUK
“Size En Uygun Estetik Hangisi?” “Yaşa Göre Estetik Tüyoları” “Hangi Yaşta Hangi Estetik Uygulanmalı?” Güzellik, her yaştan insanın vazgeçemediği bir değer ve çağımızın olmazsa olmazlarının başında geliyor. Görselliğin gün geçtikçe daha revaçta olduğu bir dünyada, güzel ve estetik görünmeye olan ilgi de artmaya devam ediyor. Geride bıraktığımız 2016 yılı, özellikle kadınların estetik cerrahiye olan yoğun ilgisiyle geçti. Peki, yaşınızın hangi estetik müdahaleye uygun olduğunu biliyor musunuz? Merak ettiğiniz ve aklınıza takılan bütün soruları Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. C. Özerk Demiralp’e sorduk. Demiralp, gelen talepler doğrultusunda yaş gruplaması yaparak size en uygun estetik tüyoları bizlerle paylaştı. Biz de, sizler için yaş grupları başlığı altında kendisinin tüyolarını sunuyoruz.
YAŞ GRUPLARINA GÖRE ESTETİK TÜYOLAR 20-30 yaş arası Botoksa olan talebin en yoğun olduğu 20-30 yaş aralığı, gelecekte kırışıklık olmasını istemeyen ve şimdiden önlem almak isteyen gruptan oluşuyor. “Botoks benim için erken mi?” diye bize soruyorlar. Bunun için öncelikle cilt analizi yapıp hastanın kırışık bir cilde meyilli olup olmadığını değerlendiriyoruz. Bazı ciltler kırışıklığa daha eğilimli olduğu için 30 yaşına gelmeden ciltte derin çizgiler oluşabiliyor. Bu grupta uygun dozlarda botoks uygulaması, geleceğe hazırlık konusunda büyük avantaj sağlıyor. 20-30 yaş aralığındaki kişilerin en yoğun taleplerinden bir diğerini ise dudak dolgusu oluşturuyor. İnce dudaklara sahip kişilere yapılan dolgu, bir sene boyunca hacimli dudaklara sahip olunmasını sağladığı için kişiyi mutlu ediyor ve öz güvenini artırıyor. Botoks ve dudak dolgusunun yanında, burun ameliyatı oldukça revaçta olan operasyonlardan bir tanesi. Burnun gelişimini tamamlandığı 18 yaş dikkate alınacak olursa; burnundaki şekil bozukluğundan ve nefes alma probleminden rahatsızlık duyan gençler, burunlarının düzeltilmesini istiyorlar. Artık eskisi gibi ameliyat sonrası morarma şikâyetinin çok olmaması ve tamponların kolay çıkarılabilmesi, burun ameliyatı korkusunu ortadan kaldırıyor. Kişi, bir ay sonunda güzel bir buruna kavuşabiliyor. Talep edilen bir diğer ameliyat ise meme büyütme ameliyatı. Meme estetiği, güzel bir vücuda sahip olmak isteyen kadının öz güvenini de tamamlıyor. Meme büyüklüğü yeterli olmayan kadınlar - eğer doğum düşünmüyorlarsa - bu dönem içerisinde ameliyat olabilirler. Hamilelik ve emzirme döneminde memede büyüme olacağı için, tam şeklin oluşturulması açısından bu ameliyatı emzirme sonrasına ertelemek çok daha mantıklı olacaktır.
“Artık eskisi gibi ameliyat sonrası morarma şikâyetinin çok olmaması, tamponların kolay çıkarılabilmesi ve burun ameliyatı korkusunu ortadan kaldırıyor. Kişi, bir ay sonunda güzel bir buruna kavuşabiliyor.” giderilmesi için oluyor. Gerilmiş ve genişlemiş yüz hatlarına, uygun dozlarda dolgu uygulamalarıyla, hastalarımızın kendi tabiri ile “maske gibi görünüm’’e neden olmadan, bu hatları rahatlatmak mümkün. Cildin nemlenmesini, kalitesini ve kolajen miktarını artırmak için “PRP” adını verdiğimiz kök hücre tedavisi, en çok önerdiğim ve en çok talep edilen ikinci işlem. Bu uygulama sonrasında çok daha canlı ve genç görünümlü bir cilde sahip olabilmeniz mümkün. Bize başvuran hastaları değerlendirdiğimizde, en sık talep edilen ameliyatların başında liposuction ve meme düzeltme operasyonları geldiğini söyleyebiliriz. Hastalarımız, lazer liposuction yöntemi ile fazla yağ birikintilerinden kısa sürede kurtuluyorlar. Klasik yöntemlere göre daha kısa sürede sosyal hayata dönebilen hastalarımız, böylece estetik bir vücut görünümü elde edebiliyorlar. Doğumlara bağlı meme şeklinin bozulduğu durumlarda, tek başına meme dikleştirme operasyonu gerçekleştiriyoruz. Eğer doğum sonrası memede hacim kaybı da söz konusu olmuşsa, silikon desteği yaparak daha iyi sonuçlar alıyoruz. 40-50 yaş arası Bu yaş grubunda, yüzde ve ellerde artan lekelenmeler ile karşılaşıyoruz. Özellikle güneşin radyoaktif etkisi, bazı ciltleri bölgesel olarak melanin artışına maruz bırakıyor. Bu gibi durumlarda yeni nesil kimyasal peeling uygulamaları ve lazerler ile başarılı sonuçlar alabiliyoruz. Atrofiye uğramış, yani hücreleri zayıflamış bölgelerin doldurulması amacıyla yağ enjeksiyonu ve dolgu uygulamaları bu dönemde sıkça talep edilebiliyor. 40-50 yaş arasındaki hastalarımıza en sık yaptığımız ameliyatların başında, sarkmış bölgeleri düzeltme operasyonları geliyor. Karın, yüz ve kolda meydana gelen sarkıklıkları, yer çekiminden ve yaşla beraber gevşeyen derileri germe işlemlerinden sonra, hastalarımız kısa sürede bu sarkmaların toparlandığı genç bir vücuda sahip olabiliyorlar. 50-60 yaş arası Bu yaş grubunda en çok tercih edilen işlemi, göz kapağı ameliyatları oluşturuyor. Sarkmış ve göze baskı yapan üst göz kapağı derisinin alınması ve yağ fıtıklaşmalarının tedavi edilmesi ile kişi daha canlı bir görünüme kavuşuyor. Sarkan deriden kaynaklanan görme sıkıntısı da böylece giderilmiş oluyor.
30-40 yaş arası:
Yapılacak bu uygulamaları uygun steril şartlar altında, alanında tecrübeli ve yetkin doktorlara yaptırmanızı, her işlemin bir riski olduğunu, bir komplikasyonla karşılaştığınızda bunun üstesinden gelebilecek bir Plastik Cerrahi uzmanına kendinizi emanet etmenizi öneriyorum.
Bu yaş grubunda en çok talep edilen işlem, özellikle yanak ile burun arasında oluşan nazolabial bölge adını verdiğimiz derin çizginin
Op. Dr. C. Özerk Demiralp’e bize verdiği bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.
davet
Gentle Monster Şıklığı GÜLTEN BIÇAKÇI
CANSU TÜRKAN
Dünyagöz Optik, Gentle Monster 2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu gerçekleştirdiği şık bir organizasyon ile tanıttı. Tunus Caddesi’nde yer alan Dünyagöz Optik 2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu tanıttı. Tanıtıma Başkent’in önde gelen, tanınmış birçok siması ilgi gösterdi. Gentle Monster markasıyla trend olan flat camların ön planda olduğu koleksiyonu yakından inceleme fırsatı bulan davetliler bol bol gözlük deneyip aynı zamanda alışveriş de yaptılar. Murat Muratlı’nın DJ performansı ve birbirinden farklı leziz ikramlar eşliğinde gerçekleşen etkinlikte keyifli vakit geçiren konuklar yeni sezon güneş gözlüğü trendleriyle ilgili bol bol bilgi almayı da ihmal etmediler.
166 magdergi.com.tr
EDA MÜFTÜOĞLU
DİLEK TOZLU
EBRU DEMİRYÜREK
CEREN CAN
YELİZ ASLAN
ALEV TUNA
FUNDA BEKİȘOĞLU
BURCU YÖRÜBULUT
lası için Daha faz om/online i.c magderg
2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonunu tanıtan Dünyagöz Optik, konuklarına yeni sezon güneș gözlüğü trendleri hakkında bilgi verdi. BERİL ÇAVUȘOĞLU
AHSEN DEMİRCİ
SEZİN KARA
Sağlık ve Mutluluk İç İçe Fark yaratan atmosferi ve son model aletleriyle pilates tutkunlarına kapılarını açan Willa Pilates’in kurucusu Lale Güne’den pilates stüdyosunun hikayesini dinliyoruz...
Y
eni açtığınız pilates merkezinizin ortaya çıkış yolculuğunu dinleyebilir miyiz?
Yıllar önce şu anda kapanmış bulunan bir spor merkezinde tanıştım aletli pilates ile... Ama yolu bana o kadar ters geliyordu ki gidip gelmek saatlerimi alıyordu. İstemeyerek de olsa bırakmak zorunda kaldım. Ardından geçen sene evime yakın açılan bir spor merkezine üye oldum. Ancak aletli pilates yoktu. Mat ile yapılan birkaç derse girsem de eski tadı bulamadım. Bu arada da benim gibi düşünen birçok kişi olduğunu fark ettim. Çünkü günde en az 3-5 kişi ‘’neden aletli pilates yok?’’ diye soruyordu. Spor çıkışı eve yürürken, butik bir reformer pilates stüdyo açma fikrini düşünmeye başladım. Kasım sonu kararımı vermiş ve araştırmaya başlamıştım bile. Önce eğitimini almam gerektiğine inandım. Bu süreçte ben kurslar için İstanbul-Ankara arası mekik dokurken, iç dekorasyon işleri ve kuruluş işlemleri de sürüyordu. 22 Nisan’da dostlar arası küçük bir kutlama ile üye kabulüne başladık.
Güçlenen kas ve kemikler, düşme kaynaklı sakatlanmaları engelliyor. Villa Pilates’in spor severlere sunduğu pilates ve varsa pilates dışındaki spor aktivitelerinden bahseder misiniz biraz?
Pilates ile ilgili dünyadaki son gelişmeleri ve yeni geliştirilen aletleri elimden geldiğince takip ediyorum. Aletlerini kullandığım ithal marka, bu konuda sürekli video ve broşürler ile bizi bilgilendiriyor. Özellikle omurga rahatsızlığı, bel ve boyun fıtığı olan, kilolu, dizlerinde problem olan üyelerin yapabileceği en faydalı ve tehlikesiz spor, aletli pilates. Çünkü kendi gücünüz ve yaylar aracılığı ile direnç sağlayarak kaslarınızı çalıştırıyorsunuz, kemiklerinizi güçlendiriyorsunuz. Ve bu arada terlemiyorsunuz bile diyebilirim. Her türlü klasik aletin yanı sıra özellikle “oov” adı verilen ve Avusturalyalı bir osteopat ve nörobilimci tarafından geliştirilen bir aletle tanışmam ise “Istanbul on Tour”da oldu. Her yıl bütün ünlü pilates hocalarının bir araya gelip çeşitli workshop’lar düzenlediği bu organizasyonda, her zaman son çıkan yenilikleri görmek mümkün. Sadece aletli pilatese ve onunla ilgili son yeniliklere odaklı bir stüdyo Willa Pilates. Genelde yatarak yapılan ve sürekli tavana baktığınız bir spor olduğu için, “keşke tavanda ilginç bir şeyler olsa” diye düşünmüşümdür pilates yaparken hep... Bu nedenle stüdyonun tavanına ressamlar tarafından, her odaya doğru uçuşan ama gözü rahatsız etmeyen, uçuk renkli stilize kuş gölgeleri çizildi. Bir de her zaman gözümü rahatsız eden spot ışıklardan şikayet ederdim. Özellikle tavana yansıyan bir ışık sistemi tasarladıkları için stüdyomu dizayn eden PROFİT’e çok teşekkür ediyorum. Tam hayal ettiğim gibi sıcacık, huzurlu bir ev ortamı yarattılar. Pilates dışı imkanlarımızda, huzurlu bir bahçe içinde yeşilliklere bakarak ruhunuzu dinlendirmek, sağlıklı içecekler ile serinlemek, çiçeklerle kahve keyfi, dostlarla sohbet ve birlikte çalıştığımız diyet yemekleri paket servisi hizmeti sunan Diet
Chef’in sağlıklı beslenme bilgilendirmesinden yararlanmayı sayabiliriz. Yaz geldiğinde, bahçede yeşillikler üzerinde mat dersi yapmayı da düşünüyoruz
Grup dersleri var mı yoksa yalnızca birebir çalışma mı oluyor?
Pilates başlangıçta birebir yapılırmış. Özellikle sakatlanan sporcular ve dansçılar ile teke tek çalışıldığını biliyoruz. Ancak aletler geliştirildikçe birlikte yapılması daha güvenli hale gelmiş olsa da, bir eğitmenin aynı anda en fazla üç üye ile ilgilenmesi ideal olanı. Çünkü, hareketin doğru yapılması çok önemli. Aksi durumda hem faydasız oluyor hem sakatlanma riski ortaya çıkabiliyor. Her ne kadar dünyanın en iyi geliştirilmiş markası ile çalışıyor olsak da, biz aynı anda en fazla üç üye kabul ediyoruz. Birebir ilgilenmek çok önemli. Üyeler daha çok ikili grup dersi tercih ediyor. Bence de bu hem daha eğlenceli oluyor hem de ayrı bir sinerji yaratıyor. Böylece verimlilik artıyor. Yani “birbirini gaza getirmek” deriz ya, işte o coşku çok işe yarıyor.
Danışanlarınıza diyet programı da öneriyor musunuz?
Gayet tabii ki öneriyoruz. Spor diyetsiz, diyet sporsuz yarım kalır. Sağlıksız ve katı bir sınırlama önermiyoruz. Zaten aletli pilates insanı kardio veya aerobik egzersizleri gibi kan ter içinde bırakan bir çalışma değil. Ama kaslarınızı ve böylelikle boyunuzu 2,5 cm kadar uzattığı bilimsel bir gerçek. Kendimin de bir süredir uyguladığı eve paket yemek hizmeti sunan Diet Chef’i öneriyoruz. Kalorisi hesaplanmış beş öğünden oluşan lezzetli ve aç bırakmayan bir sistemleri var. Özellikle kabaktan yaptıkları spagettileri ve enginarlı pudingleri favorim. Yine de spora başlayınca herkes bir şekilde yemeğine de dikkat ediyor. Zaten dikkat etmezse harcanan zaman ve enerji boşa gider. Danışanlarımızın hepsi bunun bilincindeler.
Sporu sevdirmek için neler söylemek istersiniz?
Bir kere mutluluk hormonu salgılıyorsunuz. Bu bile tek başına
yetmez mi? Uykunuz düzeliyor. Stresiniz ve buna bağlı sırt ağrılarınız azalıyor. Duruşunuz düzeldiği için daha uzun ve ince görünüyorsunuz. Kemik yoğunluğunu artırdığı için özellikle belli bir yaştan sonra kadınların en büyük sorunu olan osteoporoz için doktorların tavsiye ettiği bir spor. Güçlenen kas ve kemikler, düşme kaynaklı sakatlanmaları engelliyor. Özellikle karın ve kalça kaslarınız güçleneceği için, kadınların en büyük sorunu olan göbek düzleşiyor. Beraberinde incelen bir bel ve güçlü bir sırt getiriyor. Sonrasında zaten kilo vermemeniz imkansız, çünkü metabolizmanız hızlanıyor. Tabii spor çıkışı kebapları gömerseniz o başka...
Pilatesin bireyin sağlığı üzerindeki ruhsal ve fiziksel etkileri hakkında bilgi alabilir miyiz?
Fiziksel olarak yaş ile doğru orantılı, fit görünmeyi herkes ister. 50 yaşındayken 18 yaşında gibi görünmemiz mümkün olmasa da, 70 yaşında gibi durmamak da elimizde. Bilimin her dalı genç görünmeyi sağlamak için uğraşıyor ama bu sadece bizim elimizde. Biraz spor, biraz yediklerimize dikkat etmek, kendimizi iyi hissetmemizi, güzel görünmemizi ve mutlu olmamızı sağlar. Zaten yaşamın bütün amacı da bu değil mi? Mutlu olmak...
Pilates ve diğer sporlar karşılaştırıldığında ne gibi farklar sayabilirsiniz?
Belli bir yaşın üzerinde kalbi çok zorlamadan, kendi gücünü yaylara yansıtarak yapıldığı için vücuda ekstradan bir zorlama getirip yıpratmadan yapılan zevkli bir spordur. Çok terlemeden yine de mutluluk hormonu salgılar ve kedinizi fit, rahatlamış hissedersiniz.
Yaz geldiği an herkes panikle kilo vermeye çalışıyor... Bu konudaki yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi alabilir miyiz? Pilates bu konuda ne kadar etkili? Haftada kaç gün ne kadar süre ile yapmak gerekiyor?
Ben hedeflerinizi mantıklı tutun derim. Mayıs ayına 90 kilo ile girip, Temmuz’da Adriana Lima olma hayaliniz varsa bu sadece bir hayaldir ve moralinizi daha da bozmaktan başka bir işe yaramaz. Hep küçük adımlar hedefleyin. Böylece sonuç aldıkça motive olursunuz. Kendinize hayat tarzınızı değiştirmenizi gerektiren ütopik sınırlamalar getirmeyin. Haftada en az iki, en çok üç gününüzün 50 dakikasını spora ayırarak hedefinize adım adım yaklaşabilirsiniz. Spor ayakkabısı, spor çantası filan taşımanız da gerekmez. Çantanıza atacağınız hafif bir tayt ve bizim hediyemiz pilates çorapları ile daha önceden planlamamış olsanız bile bir telefon ile gelebilirsiniz. Eğitmenlerimiz tam zamanlı çalıştığı için her zaman tesisteler. Üç eğitmenden birinin mutlaka size ayıracak vakti olacaktır. Siz sadece gelin...
Reșit Galip Caddesi 92/1 Kazım Özalp Mahallesi 06700 Çankaya/ANKARA 0(312) 447 27 28 • info@willapilates.com
davet
ARZU KUNT
BERRİN ZORLU
MELTEM ÖREN
EBRU DESTAN
Özel Koleksiyon Ece Vahapoğlu, Lidyana.com’a özel olarak hazırladığı koleksiyonu ve yeni spor markası Fit21 by Ece Vahapoğlu ile sağlıklı yaşam için sporu her an, her yerde alışkanlık haline getirmeyi hedefliyor. Birbirinden renkli, dikkat çekici, şık, rahat ve model detayları düşünülmüş 12 parçadan oluşan Fit21 by Ece Vahapoğlu koleksiyonu Zorlu Center ev sahipliğinde, sağlıklı ikramlar ve Fit21’e özel mor renkli meyve kokteyli ile tanıtıldı. Sağlıklı yaşam ve sporla özdeşleşen, sunucu yazar ve wellness koçu Ece Vahapoğlu yeni spor markasını alışkanlıkları dönüştürme tekrar sayısı olan 21 günden hareketle 21 felsefesinden yola çıkarak hayata geçiriyor. Ece Vahapoğlu’nun kendi hayat tarzından ve ihtiyacından yola çıkarak yarattığı “Fit21 by Ece Vahapoğlu” markası, kadın tayt, atlet, spor bra ve t-shirt seçenekleri sunuyor. Enerjik kadınların seçimi Fit21 by Ece Vahapoğlu; tasarımları, desenleri ve özel kesimleriyle aktif yaşantıda ihtiyaç duyulan stil ve rahatlığı sunmayı amaçlıyor.
ECE VAHAPOĞLU
Bağıșıklık sisteminizi ve vücut direncinizi yüksek tutmak ve yașam kalitenizi artırmak için tercih edebileceğiniz Ferbal organik ürünleri hakkında Ferbal Yönetim Kurulu Bașkanı Melih Fer Solmaz Bilgi veriyor…
advertorial
Yaşam Kalitenizi Yüksek Tutun
B
ahar aylarında hava değişimleri sebebiyle hastalıklara yakalanma olasılığımız yüksek oluyor. Bu olasılıktan kendimizi koruyabilmemiz için hangi ürünlerinizi önerirsiniz?
şeyler çok önemlidir, midenize kaliteli ve doğru besinleri alırsanız hem beyniniz doğru çalışır hem sağlığınız ve yaşam kaliteniz artar. Beyninize doğru bilgiler alırsanız düzgün fikirler çıkartırsınız. Ben de mümkün olduğu kadar düzenli spor yapıyorum ve kendi özel karışımlarımı kullanıyorum. Yaşam kalitemi bu şekilde hep yüksek tutmaya çalışıyorum.
Kış aylarında ve mevsimsel gerçişlerde vücüt direncimizin ve yaşam kalitemizin artması gerektiğinden dolayı Ferbal olarak FERpropolis, arı sütü ve özel lavanta balıyla hazırladağımız özel kokteyllerimiz var. Bu karışımlar kişinin durumuna ve yaşam temposuna göre hazırlanıyor. Bizim bu konudaki başarımızın en önemli püf noktalarından biri, üniversiteler ve yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda kimde, hangi ürünü, ne kadar kullanmamız gerektiğini bilmemizdir. Bu ürünler, şu an insanlarımızın yaşam kalitesi için favori ürünlerimiz arasındadır. Her kış, yaşam kalitesi ve bağışıklık sistemi için bu tür doğal ürünlerin kullanılmasını, özellikle mevsimsel geçişlerde vücut direncimizi güçlü tutmak adına kesinlikle kullanılmasını tavsiye ederim.
Ne tip karışımlar yapıyorsunuz? Bu karışımların faydalarından ve ne şekilde kullanılması gerektiğinden kısaca bahseder misiniz?
FERpropopolis, arı sütü, polen ve bal karışımı özel bir derlemeden oluşan, insanın bağışıklık sistemini, vücut direncini, yaşam kalitesini artıran bilimsel ve üniversite çalışmaları sonucu apiterapi uzmanları tarafından hazırlanan kişiye özel bir doğal üründür. Günümüzün en büyük sorunu olan stres ve bağışıklık sisteminin çökmesi sonucunda oluşan durumlara karşı en büyük yaşam desteği olan doğal propolisli karışımlar son zamanlarda en favori ürünler haline geldi. Standart karışımların yanı sıra propolis, arı sütü, polen ve lavanta balından kişinin durumuna ve yaşına göre özel kokteyller hazırlamaktayız. Bu kokteyllerin uzman eller tarafından hazırlanıyor olması ve ürünlerin kimlerde, ne şekilde kullanılması gerektiği başarının en önemli detaylarındandır. Fer organik doğal arı ürünleri olarak, bugün bir çok futbolcudan sanat camiasına ve siyasetçilerden iş adamlarına kadar kişiye özel kokteyller hazırlamakta ve 35 yıllık bilgi birikimimizi insan sağlığı için sunmaktayız. Ferbal olarak başarılı olmamızın en büyük sebebi ise, bu işi üniversite çalışmaları ve arıcılık bilgilerimizle birleştirerek ortaya ciddi bir sonuç çıkarmamızdır.
Bağışıklık sistemimizi güçlendirmek için hangi ürünlerinizi tüketmeliyiz?
Fer propolisin faydaları ve insan sağlığına pozitif etkileri bilimsel çalışmalar ve araştırmalarda görülmüştür. Propolis, bilim insanları tarafından yüzyılın buluşu olarak anılmaktadır. Kanserden boğaz rahatsızlıklarına, bağışıklık sisteminden kalbe, enfeksiyonlardan yanıklara kadar birçok alanda güvenle kullanılmakta ve hekimler tarafından tavsiye edilmektedir. Arı sütü ise, dünyanın en değerli gıdası olarak da bilinir. Kanser, kalp-damar sistemi zayıflıkları ve astım gibi çeşitli hastalıklarda bağışıklık sistemini güçlendirme, vücudun direncini artırma, metabolizmayı düzenleme ve hücre yenileme özelliklerine sahiptir. Fer Arı sütü, aslında bağışıklık sistemi ve yaşam kalitesi için kullanılması gereken en önemli üründür. Günümüzün stresli koşullarında insanların bağışıklık sistemi ve vücut direncinin yenilmesi, hastalıkların başlama sebebi olduğundan dolayı, sağlıklı ve güçlü bir bünye için herkesin Fer arı sütü kullanması gerekir. Doğal olduğu için hiçbir zararı olmadan, her zaman kullanılması gereken bir ürün olan arı sütünü birçok sanatçımız cildine maske olarak uyguluyor. Ciltteki yorgunluk, kırışıklık ve göz alt morlukları için doğal organik Fer ürünlerinde çözüm buluyorlar.
Sağlıklı yaşam için siz kendinize nasıl bakıyorsunuz? Neler yapıyorsunuz? Ne tür gıdalarla besleniyorsunuz? Hep şu sözle yola çıkmışımdır; beyninize ve midenize aldığınız
Merkez (FerBal Satıș Mağazası) Adres : Tunalı Hilmi Cad. Bülten Sokak 28/AB Çankaya/Ankara Tel: 0312 468 92 98 / 428 60 70 www.ferbal.com.tr
Butik Mağaza Adres : Turan Güneș Bulvarı Panora AVM -1.Kat Oran Çankaya/Ankara Tel: 0312 491 60 40 www.propolisfer.com
röportaj
Sağlıklı ve Lezzetli Sosyal medya fenomeni İdil Tatari, Mutfak Sanatları Akademisi’nde aldığı așçılık eğitiminde edindiği bilgileri ve așçılığın püf noktalarını, hem mutfağa yeni girenlerin hayatını kolaylaștırmak, az vakti olanlara pratik tarifler sunmak hem de kendi gibi mutfağı sevenlerle beğendiği tarifleri paylașmak için youtube’da açtığı kanalda anlatıyor... Sağlıklı yașam içeriğimize özel olarak sunduğu hafif tarifleri sizlerle bulușturuyoruz... 174 magdergi.com.tr
Izgara Somonlu Avokado Salatası Malzemeler • • • • • • • • • • • • •
1 Büyük Avokado 1/2 Kırmızı Soğan 1 su bardağı Mini Roka 1 adet Somon Fileto 1/2 Limon 1 yemek kaşığı Dereotu 1/2 Kereviz Sapı 2 yk Hardal 1 çay kaşığı Tatlı Kırmızı biber 1 çay kaşığı Kimyon 1 çay kaşığı Tuz 1 çay kaşığı Karabiber Zeytinyağı
Yapılışı 1. Somonu, baharatlarla tatlandırın ve ızgara tavada her iki tarafını 4’er dakika pişirin. 2. Ay şeklinde doğradığınız soğanları tuz ile ovun. Kerevizleri, dereotunu ve rokayı soğanlara ekleyin. Hardal, limon suyu ve kabuğu rendesi ile zeytinyağını ekleyerek karıştırın. Somonları küçük parçalarda kesip ekleyin.
3. Ortadan ikiye bölüp çekirdeğini çıkarttığınız avokadonun üzerine salatanızı kaşık yardımıyla yerleştirin. Afiyet olsun.
Sağlıklı Brownie Malzemeler • • • • • • • •
100 gram Bitter Çikolata 80 gram Hindistan Cevizi Yağı (1/3 su bardağı) 30 gram Kakao (1/2 su bardağı) 100 gram Meksika fasulyesi (1/2 su bardağı) 50 ml kup Badem Sütü (1/4 su bardağı) 45 gram File Badem (1/3 su bardağı) 2 Muz 1 çay kaşığı Vanilya
Yapılışı 1. Çikolata ve hindistan cevizi yağını kısık ateşte eritin. 2. Bütün malzemeyi mikserden geçirin ve bir fırın kabına alın. 3. Diyet brownie’yi, 180 derecede önceden ısıtılmış fırında 35-40 dakika pişirin. Soğuyunca servis edin. Afiyet olsun!
Badem Sütü Malzemeler
1 bardak Badem 1 litre Su
Yapılışı 1. Bademlerin üzerini geçecek kadar su ilave edip, 8 saat bekletin. 2. Suyunu süzdüğünüz bademleri, 1 litre su ile birlikte mikserden geçirin.
3. Bir tülbent yardımıyla süzün. Afiyet olsun!
davet
Doğru Estetiğin Sırları CAN ÖZTEKİN
Panora AVM’nin düzenlediği sağlık söyleşilerinin bu ayki konuğu Acıbadem Ankara Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Can Öztekin oldu. Doğru estetik uygulamaları hakkında bilgi veren Op. Dr. Can Öztekin’in Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirdiği etkinliğe katılanlar, estetik uygulamaları ile ilgili merak ettikleri sorulara cevap buldular. Özellikle hanımların daha fazla ilgi gösterdiği konulardan estetik uygulamaları sunumu oldukça keyifli bir ortamda gerçekleşti. Op. Dr. Can Öztekin önce estetik uygulamalarla ilgili bilgiler verdi, daha sonra ise soru cevap kısmına geçildi. Ara ara kahkahaların yükseldiği etkinlikte davetliler estetik ile ilgili sorularına cevap buldular.
176 magdergi.com.tr
BURCU YÖRÜBULUT
ALEV TUNA
SİRET UYANIK
MİNE TANIR KAVASOĞLU
TALA NECİPOĞLU
AYLA GÖRGÜLÜ
NURSELİ USLU
Ankara Hastanesi Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Can Öztekin Panora Alıșveriș ve Yașam Merkezi’nde düzenlenen etkinliğin konușmacısı oldu. MELDA ALTINOK
PINAR CANALP
Nedir Bu Detoks?
TUBA GÜNEBAK
Nedir Bu Detoks?
G
ün içinde çeşitli toksinlere maruz kalıyoruz; çevre kirliliği, egzoz dumanı, sentetik kimyasallar, ağır metaller, işlenmiş besinler, bilinçsiz ilaç kullanımı, alerjenler, enfeksiyon kaynakları... “Detoks” veya tam tanımıyla “detoksifikasyon”, vücudumuzun toksinleri, metabolizma sonucu açığa çıkan istenmeyen
maddeleri etkisiz hale getirmek, dönüştürmek ve vücuttan atmak için kendi kendine gerçekleştirebildiği bir süreçtir. Diyet veya beslenme uygulamalarında adı geçen “detoks diyetler” vücudunuzda zaten var olan bu süreci destekler, iyileştirir. Yani, aslında var olmayan muhteşem bir detoks sistemi yaratmaz. Anlayacağınız, sağlıklı ve doğal beslendiğimiz takdirde vücudumuzda zaten aktif çalışan bir detoks sistemi var. Bizim yapmamız gereken bu sistemi daha iyi çalışır hale getirmektir.
advertorial
Yine bir mevsim dönümü geldi… Tazeleniyoruz, yenileniyoruz. Her yerde bir detoks furyası bașladı șimdi... Peki, nedir bu detoks, nasıl yapılır? Acaba bugüne kadar yanlıș anlamıș, yanlıș uygulamıș olabilir miyiz?
Detoksifikasyon sistemimizin aktif çalışyor olması, bizi kanserden, artritten, diabetten, mantar enfeksiyonlarından, kronik yorgunluk sendromundan korur, yaşlanma sürecini geciktirir. İnternete “detoks” yazınca binlerce sonuç ile karşılaşıyorsunuz. Bunların birçoğu çok düşük kalorili diyetleri ya da sadece meyve ve meyve suyundan oluşan kürleri öneriyor. Ve sizin kan bulgularınızdan, sağlık durumunuzdan bihaber hazırlanmış bu standart reçeteler ne yazık ki sağlığınızı tehdit ediyor. Faturası ise; protein ve vitamin yetersizliği, elektrolit dengesi bozukluğu ve hatta ölüm… Peki, bakalım detoksa ihtiyacınız var mı? Aşağıdaki sorulardan üç ya da fazlasına “evet” cevabı veriyorsanız; detoksa ihtiyacınız var demektir. •
Kabızlığınız var mı?
•
Fazla besin tüketmediğiniz halde kilo alıyormuş gibi mi hissediyorsunuz?
•
Piliniz bitmiş gibi mi hissediyorsunuz?
•
Cildiniz ve saçınız her zamankinden daha cansız mı görünüyor?
•
Şişkinlik hissiniz var mı?
•
Mide, sindirim sorununuz var mı?
•
Ağız içi yaralar, idrar yolu enfeksiyonu, gibi rahatsızlıkları sık yaşıyor musunuz?
•
Zihniniz hep dolu ve yorgun mu?
Detoks programları en az 3, en çok 10 gün uygulanabilir. Sağlıklı detoks nasıl yapılır derseniz; • Sabah kalkınca büyük bir su bardağına ılık su (oda sıcaklığında), taze sıkılmış birkaç damla limon suyu, 1 çay kaşığı zeytinyağı /
hindistan cevizi yağı ve zencefil ekleyip için, • İnek sütü yerine badem sütü tüketin, • Glutensiz besinleri tercih edin; glutensiz ekmek, vb, kara buğday, kinoa, kurubaklagiller, esmer veya kabuklu pirinç... • Günde beş porsiyon sebze (proteinden zengin) ve meyve (düşük glisemik indeksli) tüketmeye çalışın, • 2-2,5 litre su içmeye çalışın, • Bu süreçte alkol, sigara ve madde kullanmayın, • Paketlenmiş besinlere yer vermeyin; etiket bilgisi okumayın, • Basit şeker kaynağı besinler tüketmeyin, • Yağsız pişirme yöntemleri tercih edin, • Detoks süresince kafeinsiz içecekler için, • Probiyotik besinler tüketin, • C vitamini desteği alın, • Bir ara öğünde yoğurdunuza keten tohumu ekleyin, • Bir diğer ara öğünde yoğurdunuza chia tohumu ekleyin, • Günde bir kez bir adet yumurta tüketin, • Bir öğün yağlı balık yiyin, • İki ara öğünde idrar söktürücü (diüretik) etkisi olan bitki çaylarından için. Ancak, günde beş fincandan fazlasını içmeyin ve üç bitkiden fazlasını karıştırmayın. Tüm bilimsel kaynaklar detoks programlarının bir diyetisyenin denetiminde, kontrolünde uygulanması gerektiğini öneriyor. Daha fit, daha sağlıklı, daha arınmış bedeninize kavuşmanız için sizi detoks programlarımıza ve kamplarımıza bekliyoruz… Sağlıklı ve güzel günler dilerim….
Ofis 1: ViaTwins Plaza Ofis No: 82 Kat: 12 Söğütözü/Ankara (Aile ve Sosyal Bakanlığı yanı) Ofis 2: Turan Güneș Bulvarı Sancak Mah. 509 Sok. 2/6 Yıldız-Çankaya/Ankara (City Hotel yanı) Tel: 0535 790 67 17 – 0312 438 39 99 Web: www.tubagunebak.com Instagram: drtubagunebak
Cilt Bakım Sunumu Medikal, profesyonel ve premium cilt bakım markası SkinCeuticals, Ankara’nın ünlü Dermotoloji Uzmanı Ali Şahan’ın muayenehanesinde bir lansman düzenledi. Türkiye çapında üne kavuşan Dermotoloji Uzmanı Ali Şahan’ın muayenehanesinde SkinCeuticals cilt bakım markası bir tanıtım daveti düzenledi. Özel Lonicera Polikliniği’nde gerçekleştirilen davete seçkin bir davetli grubu katıldı. Davet Dr. Ali Şahan’ın küçük bir sunum yapmasıyla başladı. Daha sonra SkinCeuticals Bölge Temsilcisi Yeşim Karabuda’nın sunumuna geçildi. Yeşim Hanım’ın anlattıklarını dinleyen misafirler bir yandan da kendileri için hazırlanan özel ikramları tattılar. Etkinlik ürün ile ilgili küçük bir uygulama gerçekleştirilmesinin ardından sona ererken misafirlere SkinCeuticals markasının etkinliğe özel hediyelerinden verildi. ALİ - DENİZ ȘAHAN
TANSU SARALAR, EZO YILDIRIM, METEHAN KUTLAY, ESRA SARIKAN, GÖKÇE ÖZDEMİR, HACER ÇITAK, MERVE YILMAZ, ZEHRA DALBUDAK, GÖNÜL SARIKAYA
Yeșim Hanım’ın anlattıklarını dinleyen misafirler bir yandan da kendileri için hazırlanan özel ikramları tattılar.
Davet Dr. Ali Șahan’ın küçük bir sunum yapmasıyla bașladı.
NUR ÖZYURT, GİZEM ÖZGENCİ
LEYLA TARAR
YEȘİM KARABUDA, SERCAN YILDIRIM
EMRE ÇAKIR
Estetik & Ortodonti Polikliniği’nden Ortodonti Uzmanı Emre Çakır, alıșkanlıkların yüz estetiği üzerindeki önemini vurguluyor...
advertorial
Yüz Estetiği Ameliyatsız Sağlanabilir
A
ynada yüzümüze baktığımızda bize ters gelen bir şeyler olabilir veya beğenmediğimiz bölgelerin olması çok muhtemeldir. Aynı şekilde karşımızdaki insanların da yüzümüzle ilgili bazı yorumları olabilmektedir. Öncelikli olarak şunu söyleyebiliriz ki; karşımızdaki insanın ilk olarak gözlerine ve sonra da dişlerine bakarız. Bu bölgelerde estetik kaybımız varsa bir önyargı oluşturmaktan da kaçınırız. Çapraşık dişler varsa gülerken elimiz kendiliğinden gidip ağzımızı kapatabilir. Burnumuzdan memnun değilsek fotoğraf çektirirken başımızın pozisyonunu burnumuzu gizleyecek şekilde konumlandırırız. Konuşurken kaş çattığını, gülerken gözlerinin yanlarında kaz ayağı adı verilen kırışıklıkların çıktığını bilmek kişiler için gerek profesyonel çalışma hayatında gerekse aynada kendine baktığında mutsuz olmasına neden olabilmektedir. Bizim gördüğümüz, sorunun sadece kendisi mi bilemeyebiliriz. Bu vesile ile yüzü sadece bizim gördüğümüz sorunlara odaklanmaktan çok, bir bütün olarak değerlendirmeliyiz. Dişlerdeki bu çapraşıklıkları gelişen tekniklerle gerek ortodontik tedavilerle gerekse de lamina, zirkon, e-max ve empress porselenlerle estetik olarak tedavi edilebilmektedir. Ancak amaç kişinin mutluluğu ise, tek başına dişlerin düzeltilmesi yetmeyebilir.
Gülmekten Çekinmeyin
Gülerken artan kırışıklıkları, sinirliyken çatılan kaşları da ortadan kaldırmak gerekir. Bunun için ise belli bir süreliğine kas aktivitesini azaltan veya durduran Botulinum Toksin(Botox®) uygulaması yapılabilmektedir. Bu vesileyle de kahkaha atarken ”Kırışıklıklarım belli oluyor mu?” sorusunu içinizden geçirmek zorunda kalmazsınız. Aynı zamanda kas faaliyetlerini de disipline etmiş olursunuz. Burnunun düşük olması veya gülerken düşmesi, ince dudaklarının olması, elmacık kemiklerinin olmaması, burun yanak hattının derinliği, kaş arası çizgiler, göz altındaki çöküklük, hafif ve orta seviyedeki kırışıklık gibi sorunların yumuşatılması için ise dermal dolgu yöntemleri geliştirilmiştir. Dolgu yöntemleri estetik burun, dolgun dudak ve kırışıklıkların giderilmesi için bu bölgelere uygulanarak yüzün kaybettiği hacim ve genç görünümün tekrar kazanılmasında oldukça başarılıdır. Dermal dolgularla estetik sorunlar başarı ile yok edilebilmektedir.
Yüzünüzü Bir Bütün Olarak Düşünün
Bir bütün olarak yüzümüze baktığımızda ise altın orandan bahsetmeliyiz. Çünkü yüzümüzdeki yapıların büyüklükleri ve birbirleri ile olan ilişkileri belli bir oran içerisindedir. Bu oranlarda bir uyumsuzluk olduğunu ise göz hızlıca yakalar. İşte bu durumdan rahatsız olan bireyler için de yapılacak uygulamalar vardır.
Özellikle, orta yaşların sonunda orta yüz bölgesinde meydana gelen düşmeler veya sarkıklıklar canınızı sıkabilir. Böyle bir durumda ise yapılacak girişimler o bölgedeki dokuların hacmini arttırmak ve aşağıya sarkan cildin yukarıya doğru toparlanmasıdır. Bunun için de örümcek ağı estetiği veya iple yüz asma (v lift) işlemleri yapılabilmektedir. Bu yöntemler sizi belli yaşa kadar gençleştirirken, dokulardaki gençleşme ve dolgunluğu sayesinde yaşınızın ilerlemesiyle artacak kırışıklıkların ve yüz sarkmalarının da belli ölçüde önüne geçmiş olursunuz.
sağlıklı yaşam
Dilara Koçak’tan Sağlıklı Lezzetler Diyetisyen ve Beslenme Uzmanı Dilara Koçak, “Ölçülü beslenin, sağlıklı yașayın!” felsefesi ile hazırladığı tarifleriyle bizlerle bulușuyor...
184 magdergi.com.tr
C hiaseed P udingi
Pancar Det oksu
Malzemeler:
Malzemeler:
• •
• • • • • • •
• • • •
1 çay bardağı süt 6-7 çilek veya yaban mersini 1 tatlı kaşığı keçiboynuzu unu 1,5 yemek kaşığı çiya tohumu 2 tam ceviz 2-3 adet hurma
100 gr pancar 1 kivi 3 yaprak kıvırcık marul 100 gram ıspanak Yarım yeşil elma 1 adet limon 1 çay bardağı su
Yapılışı:
1,5 yemek kaşığı kaşığı çiya tohumu 1 çay bardağı sütün içine konur 2 saat (veya 1 gece önceden) dolapta bekletilir. Jel kıvamına geldiğini göreceksiniz. Diğer malzemelerle karıştırılarak tüketilir. Üzeri mevsim meyveleriyle süslenebilir.
Yapılışı:
Malzemeler, 1 çay bardağı suyun yardımıyla katı meyve sıkacağından geçirilir, üzerine 1 adet limon suyu eklenir.
Portakal Çanağında Kereviz Salatası Malzemeler: 4 Kişilik ( 1 Porsiyon 80 Kalori) • • • • • • • • • •
1 adet kereviz 1 yeşil elma 200 gr süzme yoğurt 2 yemek kaşığı hardal 5-6 adet iri dövülmüş ceviz 1 adet limon suyu 4 adet portakal Dereotu Karabiber Az tuz Yapılışı:
Rendelenmiş kereviz ve elmaya, robottan geçirilmiş diğer malzemeler eklenerek ikiye bölünüp içleri çıkartılmış portakal çanaklarında servis edebilir, üzerini ceviz ve dereotuyla süsleyebilirsiniz...
davet
SELVİ SERTTAȘ, SEVAL ERMİȘ, TİMUR ERK, MUKADDES YAMAÇ, SELDA TOPAL
Sağlıklı Yaşam Böbrek hastalıklarının önlenmesi ve halk sağlığının korunması için birçok çalışmayı hayata geçiren ve son olarak ülkemizde artan obeziteye dikkat çeken Türk Böbrek Vakfı, çalışmalarına kaynak yaratmak için düzenlediği organizasyonlara bir yenisini daha ekledi. Vakıf yararına Kuruçeşme Fahham’da düzenlenen davette çok sayıda isim bir araya geldi. Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk, Sosyal Komite Başkanı Mukaddes Yamaç ve Selda Topal’ın ev sahipliğinde, Selvi Serttaş’ın destekleri ile düzenlenen davete birçok önemli isim katıldı. TBV Başkanı Timur Erk; davete katılan isimlere teşekkür ederken, ülkemizde artan obezitenin önemine dikkat çekti. Erk, sağlıklı beslenmenin özellikle çocuklara anlatılmasının ve yaşamlarının bir parçası haline getirilmesinin ileride ortaya çıkabilecek birçok hastalığı önleyeceğini vurguladı.
186 magdergi.com.tr
MELDA AKSU, ZEYNEP ILICALI
SEVİL ASLAN
OYA ANLAR ONAT, İTİBAR TOSYALI
ȘENAY AKAY
Davetin sonunda ünlü isimler, hazırlanan meyve sepetleri ile objektiflere poz vererek “Sağlıklı nesiller için, sağlıklı beslenin” mesajı verdi.
ÖZLEM YILDIZ
AHMET PARLAK
NEYLAN VARDAR
davet
GÜL ERGİ
JAN CALLER, AYȘE AZİZOĞLU
NİLGÜN ESİNLİ
TBV Bașkanı Timur Erk, velilere, çocuklarının artan obeziteye karșı bilinçlendirilmesi ile ilgili önerilerde bulundu. GÜNSEL ÜLKÜ
MERVE ÖZBEY
SERAP SARI
davet
SERAP TİBUK
ZEYNEP TOKER
EBRU ERBAȘ
lası için Daha faz om/online c i. magderg
YELDA GÜRAL, ESRA ÖZTÜRK
GÜLNUR GÜNEȘ
AYLA TURNA
Minimal İnvazif Kalp Ameliyatları Açık kalp ameliyatlarına alternatif olarak gerçekleștirilebilen minimal invazif kalp ameliyatı yöntemleri ve dikkat edilmesi gereken yönler hakkında Koru Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Doğan Kahraman bilgilendiriyor…
Cerrah kaburgaların arasından çalışır, herhangi bir kemik kesisi olmaz. (Sadece aort kapak ameliyatında iman tahtasında küçük bir kesi oluşturulur), bu da çoğu hastada çok daha az ağrı ve hızlı bir iyileşme periyodu sağlar. Minimal invazif kalp ameliyatı sırasında kalp cerrahı, kalbin bazı kısımlarının görüntüsünü açık kalp ameliyatında olduğundan çok daha iyi görebilir. Açık kalp ameliyatında olduğu gibi minimal invazif kalp ameliyatlarında da kalbin geçici süre durdurulması gereklidir. Minimal invazif kalp ameliyatı tekniği ile Baypas ameliyatı, kalp
kapaklarının ameliyatları ve Septal defekt (Kalp deliği) ameliyatları yapılabilmektedir. Hastanemizde uygunluk açısından değerlendirmeden sonra hastalarımıza opsiyon olarak küçük kesiden ameliyatları sunabiliyoruz. Örneğin, daha önce herhangi bir kalp ameliyatı veya akciğer ameliyatı geçiren hastalarımız bu yöntem için uygun aday olamazlar. Hastane olarak, hastalarımıza torakoskopik minimal invazif kalp ameliyatı, çalışan kalpte baypas ameliyatı opsiyonlarını sunabilmekteyiz. Minimal invazif kalp ameliyatları her hastaya bir opsiyon olarak sunulamamakla birlikte, uygun hastalarda, çok daha küçük ve fark edilmesi zor yara izi, açık ameliyata göre çok daha az travma ve ağrı, düşük enfeksiyon ihtimali, daha az kan kaybı, hastanede yatış süresinde azalma, daha hızlı iyileşme ve normal aktivitelerine çok daha erken dönme gibi avantajlar sunmaktadır.
advertorial
M
inimal invazif kalp ameliyatı, açık kalp ameliyatlarına alternatif olarak, kalp cerrahının sağ göğüs duvarındaki küçük kesiden (36cm) yaptığı ameliyatlardır.
iyi yaşam
Ayșe Tolga
ayse@magmedya.com.tr
Daha Genç Ve Güzel Görünmenizi Sağlayacak 6 Şaşırtıcı Değişiklik Mucize diyetler, sıkı egzersizler hayatımıza girdiği hızla, hayatımızdan ayrılıyor. Nedense hevesimiz çabuk geçiyor ve kısa sürede eski halimize dönüyoruz. Aslında uzun süre daralmaya, bunalmaya gelemiyoruz. Ama basit ancak sağlam bazı yașam tarzı değișiklikleriyle hormonlarınızı dengeleyebilir, enerjinizi artırabilir, genel sağlık seviyenizi yükseltebilir, daha genç ve güzel gözükebilirsiniz. Evet iddia ediyorum, dünyadaki en pahalı ve ünlü kırıșıklık kremlerinin bile bașaramadığı gençleștirici etkiyi yașam tarzınızdaki küçük değișikliklerle elde edebilirsiniz. Hangi yașta olursanız olun bu değișiklikler; günlük yașam konforunuzu artıracak, ömrünüzü uzatacak.
1. Sabah kahvesi ritüelinden vazgeçin!
Güne kahve ile başlamak pek çoğumuzun vazgeçilmez ritüelidir. Ancak, vücudumuzu uyandırmanın en sağlıklı ve doğru yolu bu değil. Biz uyurken adrenalin bezlerimiz sessizdir ve bizi uyandırmak için gece 03:00 ya da 04:00’te çalışmaya başlarlar. Siz sabahın köründe boş midenize bir fincan kahveyi boşalttığınızda adrenalin bezlerinizin suratına okkalı bir tokat atmış oluyorsunuz. Sabahları kahve içmeyin demiyorum, ancak aç karnına sadece kahve içmek adrenalin bezlerinizi mahvediyor. Bunun yerine protein bakımından zengin küçük bir sandviç yemek ve yanında kahve içmek ya da kahvenize Hindistan cevizi yağı eklemek daha doğru alternatifler olacaktır. Bu sayede kahvenin, kafeinin olumsuz ve katı etkilerini yumuşatmak, beslenme ihtiyacınızı karşılamak mümkün.
192 magdergi.com.tr
2. İyi ve sık beslenin!
“İyi beslenmek” ifadesiyle neyi kastettiğimizi artık hepiniz biliyorsunuz. Sağlıklı ve doğal beslenin bir de sık aralıklarla yiyin, için. Diyet yaparken az yemek gerektiği inancına paralel olarak genelde çok uzun süre aç kalmak tercih edilir ve aslında bu uygulama daha çok kilo almaya, metabolizmanın yavaşlamasına sebep olur. Yeterince besleyici, sağlıklı protein ve yağlardan zengin şekilde beslenmediğimizde başta tüm vücut sağlığımız olmak üzere kilo verme sürecimiz de kötüye gider. Her öğünümüz küçük miktarda zeytinyağı, fındık yağı, avokado yağı içermeli, protein ve yeşillikler olmazsa olmazımız olmalıdır. Bir de büyük öğünlerimizi gündüz içinde yemeye çalışmalıyız. Kahvaltı, öğle öncesi atıştırmalığı, öğle yemeği, öğleden sonra atıştırmalığı gibi ana ve ara öğünler saat 5’e kadar bitmeli ve hepsi de kesinlikle olmalı. Saat 6’ta da akşam yemeği yenmeli ve bu saatten sonra sadece çok hafif meyve ya da haşlanmış sebze tüketilmeli.
3. Buğdayı hayatınızdan çıkarın!
Kepekli, kepeksiz, yarı tahıllı, tam tahıllı gibi buğday bazlı besinleri yaşamınızdan çıkarmanız en iyisidir. Çünkü tahıllı besinlerin hemen hepsi az ya da çok şekere dönüşecek, insülini artıracaktır. Çok sağlıklı gibi görünen tam tahıllı buğday ürünleri bile saatler sonra içinizde bazı çatışmalara sebep oluyor. Hem canlı hem de enerjik olabilmek, uyanık kalabilmek istiyorsanız buğday ve buğday ürünlerinden uzak durun.
4.
Saat 3’ü beklemeyin, 2 buçukta sağlıklı bir atıştırmalık tüketin!
Saat 12 – 12 buçuk gibi öğle yemeğinizi yediniz ve gayet sağlıklı, mutlu, huzurlu ve toksunuz. Ancak bu uzun sürmeyecek saat 3 gibi tatlı bir atıştırmalık için can atıyor olacaksınız. Çünkü bu saatlerde kortizol seviyemiz düşer. İşte bunun önüne geçmek için tatlı ihtiyacından çıldırmak üzere olmayı beklemeyin, saat 2 buçuk gibi sağlıklı bir şeyler atıştırın. Örneğin; yanınızda taşıdığınız bir kase yoğurdun içine dilimlenmiş bir elma, 3-4 çilek ya da 3 tam ceviz burada hayat kurtarıcı olabilir.
5.
Televizyonu açmadan önce gevşemek için biraz meditasyon iyi gelir!
İş yerinde geçirdiğiniz uzun ve yorucu bir günün ardından eve geldiniz, televizyonu açtınız, diz üstü bilgisayarınızı da kucağınıza aldınız, şimdi rahatlamak istiyorsunuz. Üzgünüm, ancak bu şekilde rahatlayamayacaksınız, dinlenemeyeceksiniz. En sevdiğiniz televizyon programı yorucu ve stresli bir günün ardından ne sizi rahatlatır, ne de gençleştirir. Gevşemek, rahatlamak, dinlenmek istiyorsanız televizyon karşısında pasif bir şekilde durmak işe yaramaz. Bu şekilde kalp atış hızınız düşer, kan basıncınız da düşer, oksijen tüketiminiz azalır, kortizol seviyeniz de çok aşağılarda kalır. Bunun yerine kanepeye yığılıp kalmadan önce taytınızı, eşofmanınızı giyin ve halının ya da bir egzersiz matının üzerinde 10-20 dakika süre ile diyaframdan nefes alarak meditasyon yapın. Bu size iyi gelecek.
6. Bir uyku rutini oluşturun!
Uyku candır, ancak kaliteli ve düzenli uyku ise sağlıktır. Bir araştırmaya göre; 70 milyon Amerikalı uykusuzluk sorunu yaşıyor ve kalitesiz uykudan dolayı sağlık sorunları yaşıyor. Eminim bu oran ülkemizde de çok yüksektir. Deliksiz bir uyku çekmek, uyandığınızda gerçekten dinlenmiş olmak için uyku öncesinde sizi rahatlatacak bir ritüeliniz olsun. Benden size öneri; yatağa girmeden önce 20-30 dakika boyunca uykuya, yatmaya hazırlanın. Elektronik aletlerinizi kapatın, bulunduğunuz ortamın aydınlanma seviyesini düşürün. Uykuya dalmaya yardımcı olduğu bilinen lavanta yapraklarını çarşafınızın altına ya da yastığınızın içine koyun. Elinizi, yüzünüzü yıkayın, dişlerinizi fırçalayın, ellerinize, yüzünüze nemlendirici sürün. Her gece yaklaşık aynı saatlerde aynı ritüeli tekrarlarsınız, emin olun bir hafta sonrasında siz daha yüzünüzü yıkarken gözlerinizden uyku akıyor olacak ve bebekler gibi deliksiz uyuyacaksınız.
ZÜBEYDE NACAR
Keyifli Bir Bakım Molası 1994 yılından bu yana faaliyet gösteren ve yenilikçiliği kendine misyon edinen güzellik ve estetik sektörünün öncü isimlerinden Essi, en yeni projeleri “Essi Gentleman” ile “erkek bakımına özel” bir merkezle müșterilerinin karșısına çıkıyor. Bu anlamda Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip olan Essi Gentleman hakkındaki tüm detayları Essi’lerin Kurucu Genel Müdürü Zübeyde Nacar ile konuștuk.
Essi, güzellik ve estetik alanında uzun süredir hizmet vermektedir. Türkiye genelinde 30’u aşkın şubesiyle; epilasyondan, cilt bakımına, bölgesel incelme uygulamalarından, cilt tedavilerine kadar müşterilerimize birçok farklı alanda hizmet vermekteyiz. Son olarak, güzellik alanında büyük bir boşluğu doldurmak için, Ankara’da Essi Gentleman’ı hizmete açmış durumdayız.
Ankara’da kısa sürede birden fazla şube açılışınız oldu. Ankara ile ilgili başka projeniz var mıdır?
Evet, Ankara’da farklı yerlerde yakın zamanlarda şube açılışları gerçekleştirdik. Essi Çukurambar Women ile başladık, Çayyolu, Çankaya ve Essi Gentleman şubemiz ile beraber kısa sürede 4 şubeye ulaştık. Ankara da ki franchiselarımıza başarılı işletmelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Şube sahiplerimizin bu başarılı işletmeleri sayesinde Ankara da ki şube sayısı hedefimizi 10 olarak revize ettik. Ve Ankaralılara Essi markasına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz.
Essi yalnızca müşterilere değil, sektöre de hizmet ediyor değil mi? Essi bünyesinde bir akademiniz mevcut…
Essi, Güzellik ve Estetik alanında 1994 yılında kurulan Türkiyenin ilk merkezlerinden biridir. Essi Akademi, estetisyenlik alanında kariyer ve meslek edinmek isteyenler için düşünüldü. Şu anda Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 8 şubemiz var, yenilerinin de başvuruları yapıldı, süreç devam ediyor. Bu konuda kapsamlı ve güncel bir eğitim programı hazırladık. Hem teorik hem pratik kısımları ile mesleğe dair profesyonel uzmanlar yetiştiriyoruz. Aynı zamanda Essi, Türkiye’de tıp doktorlarına sertifika veren ilk kurumlarından biridir. 400’den fazla doktora Medikal Estetik Sertifikası vermiştir. Farklı konseptlerde şubelerimiz var ve Avrupa’nın en büyük güzellik klinikleri zinciriyiz.
Essi Gentleman’a dönersek, Türkiye'deki ilk erkek güzellik merkezi olma özelliğine sahipsiniz. Nasıl gelişti bu merkezin fikri, süreç nasıl ilerledi?
Öncelikle, yalnızca erkeklere özel bir merkez fikri, günümüzde erkeklerin “bakım” isteğinin artık bir lüks olmaktan çıkıp, “ihtiyaç” haline geldiğini gözlemlememizden kaynaklandı. Essi’lerin bünyesinde, hem erkeklere hem kadınlara uygulama yapan merkezlerimiz mevcut, ancak, erkeklerin bu karma kliniklerde rahat edemediklerini, mahremiyetin erkekler içinde önemli
advertorial
E
ssi’lerin estetik, güzellik ve eğitim alanında hizmet verdiğini biliyoruz. Sizden Essi hakkında biraz bilgi alabilir miyiz?
olduğunu gözlemledikten sonra buradan yola çıktık ve Genel Müdür Yardımcımız Berkin Efe Nacar'ın geliştirdiği proje doğrultusunda ilk adımlarımızı attık. Merkezimizin dekorasyonundan, erkek uzmanlarımıza kadar her şey erkeklerin konforu düşünülerek tasarlandı.
Erkekler için hangi hizmetleri veriyorsunuz?
Kişilerin ihtiyaçlarına göre; Hydra smart akıllı cilt bakım uygulamaları, cilt sorunlarını giderme, gençleştirme, vücut şekillendirme, zayıflama, lazer epilasyon, solaryum gibi geniş bir yelpazede hizmet alanımız vardır. Şehir yaşamının yorucu temposunda kendine özen gösteren her erkeğin ulaşmak isteyeceği konforlu, rahat ve hızlı sonuç veren uygulamaları sunuyoruz.
Peki ilgi yoğun mu? Daha çok hangi kesimlerden kaç yaş aralığındaki kişiler tarafından tercih ediliyorsunuz?
Erkeklerin bakım konusundaki tutumları ve alışkanlıkları son yıllarda oldukça değişti. Dünyada başlayan bu “bakımlı erkek” trendi, ülkemizde de kısa sürede yaygınlaştı. Dinamik, modayı takip eden, çalışma hayatında estetik görüntünün gücüne inanan, bakımlı olma algısı modernleşmiş erkekler giderek çoğalıyor. Artık erkekler sadece parfüm kullanarak bakımlı olacakları yanılgısından vazgeçtiler. Saçları, tırnakları ve hatta ayak bakımı bile onlar için önemli. Elbette, bu durum Türkiye’de ilk kez açılan erkek bakım merkezi söz konusu olunca, olumlu bir şekilde bize yansıdı. İlgi oldukça yoğun… Aslında yaş aralığı çok değişken. Ancak; tarzı olan, öz güveni yüksek ve kendine değer veren erkeklerin “bakım kaygısı” olduğunu söylemek mümkün.
Erkeklerin güzellik algısı ile kadınlarınki arasında ne gibi farklılıklar var? Erkekler ve kadınların “kendini iyi hissetme” ihtiyacı arasındaki fark giderek azalıyor. Erkekler de kadınlar kadar sosyal hayatta ve iş yaşamında kendi potansiyellerinin en iyisini kullanmak istiyorlar. Belki tek fark, erkeklerin bakım konusuna kadınlar kadar uzun vakit ayırmak istememeleri olabilir. Biz Gentleman’ın içeriğinde, erkekler için en hızlı ve radikal sonuç veren çözümleri bu yüzden tercih ettik. Çünkü biliyoruz ki; kısa sürede sonuç almak istiyorlar, kadınlar kadar sabırlı olamayabiliyorlar. Yalnızca bir seansta zayıflamada ya da cilt gençleştirmede aşama kaydedebiliyorlar.
En çok hangi taleplerle veya kendilerinde gördükleri hangi şikayetlerle size geliyorlar?
Daha genç görünme isteği, canlı ve sağlıklı bir cilt, fazla tüylerin giderilmesi, daha bakımlı eller gibi isteklerle geliyorlar daha çok… Kadınlar ve erkekler benzer taleplerle bizi ziyaret ediyor aslında. Çünkü modern yaşamın anahtar kelimesi; “bakımlı” olmaktır. Etkili iletişim kurabilme, başarılı bir kariyer planlama ve hatta kendini daha çok sevmeye giden yolda hep kendinize gösterdiğiniz özen yatmaktadır. Bunu keşfeden erkekler, tüm dünya genelinde kadınların hızına yetişti. En çok hangi uygulamaları talep ediyorlar dersek; lazer epilasyon ve yeni nesil cilt bakım uygulamaları diyebilirim.
Ufukta yeni plan ve projeleriniz var mı?
Evet, yeni planlarımız var. Sıcak ve olumlu ilgiden dolayı, Ankara’da ikinci Gentleman şubesi franchise talepleri değerlendiriliyor. Bunun yanı sıra yurt dışında; Londra ve Katar’da, İstanbul’da ise Levent’te sırada bekleyen şubelerimiz aktif projelerimiz arasındadır. Gentleman özel konsepti olan, kafesi ve özgün uygulamaları ile ziyaretçilerine keyifli bir “bakım molası” vermeyi amaçlıyor.
Essi Gentleman
Kızılırmak mah.1450 sok. ATM Plaza A blok no:2 Çukurambar www.essigentleman.com
sağlıklı yaşam
YAĞIZ İZGÜL
Yağız İzgül Mutfağımızda Sağlıklı yașam mutfağımızın bir konuğu da bașarılı șef Yağız İzgül oldu... Hem sağlıklı hem de oldukça lezzetli ana yemek tariflerine bayılacaksınız!
Dört Peynirli Sebze 6 kişilik Hazırlama Süresi: 30 dakika Pişirme Süresi: 25-30 dakika • • • • • • • • • • • •
196 magdergi.com.tr
250 gr. patlıcan 250 gr. kabak 250 gr. patates 250 gr. kuru domates 250 gr. soğan 2 diş sarımsak 250’şer gr. sarı ve kırmızı biber 2 yemek kaşığı tereyağı 2 yemek kaşığı un 1 su bardağı süt Gorgonzola, gravyer, parmesan ve rende mozzarella peynirleri Zeytinyağı
Yapılışı
Sebzeleri temizleyip sertlik sırasına göre 1520 dakika haşlayın. Tencereden alıp hepsini küp küp doğrayın. Bir tavada tereyağını eritin, un ilave ederek meyaneyi hazırlayın. Peynirleri ilave edip eriyinceye kadar karıştırın. Haşlayıp küp kestiğiniz sebzeleri de ekleyin ve karıştırmaya devam edin. Hazırladığınız karışımı minik güveç kaplarına dağıtın. Dilerseniz üzerlerini milföy hamuru ile kaplayın ve önceden ısıtılmış 180 derece fırına atın. 15-20 dakika pişirdikten sonra fırından alıp servise sunabilirsiniz.
Yaprak Sarma Bonfile 6 kişilik Hazırlama Süresi: 20 dakika Pişirme Süresi: 1.5 saat
Fırında Levrek
• • • • • • • • •
1/2 bütün bonfile 1 baş sarımsak 1 paket salamura yaprak 1 paket arpacık soğanı 1 yemek kaşığı dijon hardal 1 yemek kaşığı esmer şeker 1 konserve domates 1 demet fesleğen Tereyağı
1 kişilik Hazırlama Süresi: 30 dakika Pişirme Süresi: 15-20 dakika
Büyük bir döküm tavayı iyice ısıtıp bonfileyi mühürleyin. Mühürleme işlemini tamamladıktan sonra bonfilelerin her iki yüzüne bıçak yardımı ile birer çizik atın. Bu çiziklerin içine diş diş ayırdığınız sarmısakları yerleştirin.
• • • • • • • • • •
Fırını 200 dereceye getirin. Bir mutfak robotunda iki avuç arpacık soğanı, konserve domates, esmer şeker, dijon hardalı ve fesleğeni çekin. Elde ettiğiniz sosu bonfilenin üzerine önlü arkalı iyice yayın. Geriye kalan arpacık soğanları sarımsaklar ile birlikte büyük bir döküm tencerede kapağı kapalı olarak 20 dakika pişirin. Salamura yaprakları suda açın ve geniş bir streç film üzerine yayın. Tencereden çıkardığınız bonfileyi 20 dakika kadar buzdolabında beklettikten sonra, yaprakların üzerine koyun. Kibar bir şekilde yaprakları bonfilenin üzerine streç film yardımı ile sarın. Yanlarını dikkatli bir şekilde kapayın.
1 adet tepsi ebadında fırın kağıdı 1 adet orta boy levrek fileto 1 yemek kaşığı zeytinyağı 1/2 yemek kaşığı beyaz şarap sirkesi 2 diş sarımsak 1 adet limon 1 adet küçük rezene 1 adet orta boy soğan 1 avuç kapari Tuz, biber
Yapılışı
Her şeyi kalıbın tek bir tarafında yapacağız. Kağıdı tahtanın üzerine yayın ve sağ tarafında çalışmaya başlayın. Önce kağıdın sağ tarafına, orta kısmına, ince bir çizgi yapacak şekilde zeytinyağı dökün. Üzerine tuz ve biber ile tatlandırdığınız levreği koyun. Üzerine rendelenmiş sarımsak, onun da üzerine 4-5 dilim limon koyun. Rezenenin sapını ince ince dilimleyin ve limonların üzerine 5-6 parça ekleyin. Orta boy soğanı da ince dilimleyin ve 5-6 parçasını üzerine ilave edin. Çok aşırıya kaçmadan kaparileri de ilave edin (5-6 adeti geçmesin) ve rezene yaprağı ile bitirin. Sol tarafta kalan kağıdı sağ tarafın üzerine getirin ve tepeden alta doğru, kağıtlar kenarlarından üst üste gelecek şekilde katlayın. Tam altını katlamadan beyaz şarap sirkesi ilave edin ve katlama işlemini tamamlayın. Şimdi düzgün bir şekilde paketlediğiniz levreği 200 derecede ısıttığınız fırında 10-15 dakika, kağıt iyice şişene kadar pişirin. Sonucuna inanamayacaksınız
Şimdi bir fırın tepsisini yağ ile fırçalayın ve üzerine yaprağa sardığınız bonfileyi koyun. Üzerine biraz tereyağı ilave edin ve 200 derecelik fırında bu şekilde 20-25 dakika kadar pişirin. Yapraklar hızlı bir şekilde kuruyacak ve aromasını ete geçirecektir. Tenceredeki arpacık soğanlı sosu servis tabağına yayıp üzerine bonfileleri yerleştirerek, yanında şık bir salata ile harika bir akşam yemeği hazırlamış olacaksınız. Bonfileleri yaprakları ile ya da yapraklarından çıkararak servis edebilirsiniz; tercih sizin.
AYHAN GÜNAYDIN
Bu Doğallığı Türkiye Hak Ediyor Ege Bölgesi’nin en özel lezzetlerini en doğal halleriyle müșterilerine sunan Milonas’ın doğuș hikayesini bizlerle paylașan kurucusu Ayhan Günaydın, üretimin her așamasında tüm aile bireylerinin bir arada çalıștığını vurguluyor...
30 Ağustos 1984 Aydın doğumluyum. Atılım Üniversitesi Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunuyum.
Firma yolculuğunuzu dinleyebilir miyiz?
Aslına bakarsanız yolculuğumuz bir bayrak yarışı; yüzyıllar önce atalarımızın Selanik’te başlattığı bir yolculuk. Aile büyüklerimiz Selanik’te zeytincilik ile uğraşıyorken Lozan Mübadelesi ile Aydın’a gelip yerleşmiş. Daha sonra orada da zeytincilik, zeytinyağı, incir işi yapmaya devam etmişler. Nesiller boyu devam eden aile işimiz yani. Doğal yöntemlere sadık kalarak bunun yanında günümüzün bilimini
takip ederek sıkılan zeytinyağımız ve dünyanın en iyi inciri olarak bilinen Aydın incirini üreterek bugünlere kadar geldik. Daha sonra üniversite tahsili için geldiğimiz Ankara’da da zeytinimizi, zeytinyağımızı ve incirimizi tanıtmak istedik. Böylece atalarımızdan aldığımız bu bayrağı ilk olarak Ankara’da dalgalandırmaya karar verdik ve bayrak yarışımızın Ankara serüveni başlamış oldu.
Üretimlerinizde temel prensibiniz ve yola çıkış noktanız nedir?
Temel prensibimiz tabii ki doğallık. İlk sorunun cevabında da belirttiğim gibi; doğal yöntemlere sadık kalarak ve bunun yanında günümüzün bilimini de takip ederek üretimimizi yaptıktan sonra müşterilerimize sunuyoruz. Zeytinimizin doğallık süreci sıkımdan çok daha önce başlıyor. Öncelikle tamamen doğal hayvan gübresi ile
advertorial
S
izi kısaca tanıyabilir miyiz?
üretimde, paketlemede, her aşamada prensibimiz bu. İkinci sırada da bu işi yüzyıllardır yapıyor olmamız geliyor ve bu bizim için maddi kaygılardan öte bir durum. Biz zeytinin, incirin hak ettikleri gibi birer hazine olarak sunumlarını kendimize hedef edindik. Ailemizin her bir ferdi, meyvenin çiçek halinden size sunduğumuz hale gelene kadarki tüm süreçlerinde bizzat işin içinde. Kendi soframıza koymayacağımız hiçbir ürünü müşterilerimize sunmuyoruz. Müşterilerimizin ürünlerle ilgili öğrenmek istedikleri ne varsa muhatabı biziz, kesinlikle ikinci şahıslar değil. Biz işin her aşamasında “patronu” değil işçisi olduk bundan sonrada bu böyle olacak ve adımızdaki “doğal ürünler” ibaresinin hakkı insanlara sonuna kadar verilecek.
İnternet üzerinden sipariş alıyor musunuz? Tedarik ve teslim süreciniz nasıl ilerliyor? ilaçsız ve mümkün olduğunca makinesiz işlenmiş bahçelerimizde yetişen, en genci yüz yaşında olan asırlık memecik cinsi zeytin ağaçlarından tek tek el ile dalından toplanan (toplayan kişilerin kimyasal madde kullanması kesinlikle yasak; sigara, sıvı sabun, şampuan, deodorant, parfüm vs.) zeytinleri aynı gün içinde sıkıma alıyoruz. Yani doğallık her aşamada bizim için birinci sırada. “Bu doğallığı Türkiye halkı da hak ediyor.” Felsefesiyle yola çıkıyoruz. Biz Ege’de doğduğumuz andan itibaren doğallığın içindeydik ama maalesef herkes bizim kadar şanslı değil. Özellikle Ankara’ya geldikten sonra gerçekten doğal olan ürünlerin eksikliğini gözlemledik. Hatta şöyle bir şeyi daha fark ettik ki en acısı da buydu; insanlar ve en önemlisi çocuklar logo ile kandırılıyor. İnsanların gerçek zeytinin, gerçek zeytinyağının tadını, kuru incirin nasıl bir hazine olduğunu bilmelerini sağlamaya başladık. Okurları sıkmadan çok kısa bir bilgi vermek istiyorum; 2014/2015 sezonunda Aydın ili sadece kuru incirde tam olarak 243 milyon 864 bin dolarlık ihracat yaptı. Bu rakam bize gösteriyor ki, ülkemizde yetişen en iyi ürünler parası bizden daha değerli olan ülkelere ihraç ediliyor. İncir sadece bir örnekti, bu örnek bütün ürünler için geçerli. Sonuç olarak, bu ülkede yetişen en iyi doğal ürünleri tüketme şansının önceliği ihracat yapılan ülkelerde, sonra da bu ülkede yaşayan insanlarda. Biz buna elimizden geldiği kadar dur demek istiyoruz ve önceliğimizi kendi ülkemize veriyoruz. Yaklaşık iki aydır Ankara’da faaliyetteyiz, sayısız teşekkür telefonları aldık. Gelen müşterilerimize zeytinyağımızı tattırıyoruz ve iyi bir zeytinyağını nasıl anlayacaklarını uzun uzun anlatıyoruz. Zeytinyağımızı tadan müşterilerimizin istisnasız hepsi; “zeytinyağı böyle bir şey ise biz bugüne kadar ne yedik?“ cümlesini kuruyor. Bu da bizim ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu gösteriyor.
Ürün yelpazenizden bahsedebilir misiniz?
Ürün yelpazemiz tahmin edilebileceği gibi, zeytin, zeytinyağı ve incir üzerine. Zeytinyağlarımızı antioksidan, fenol bileşenler ve oleocanthal değerlerine göre dört çeşit olarak sınıflandırdık. Kuru inciri sade olarak ve spesiyaller olarak çeşitlendirdik, bunun yanına da ev yapımı ekstra geleneksel reçellerimizi ekledik. Şu anda yeni ürünlerimiz için çalışmalarımız devam ediyor. Ürün yelpazemizi daha detaylı incelemek için web sitemizi ziyaret etmenizi öneriyoruz. www.milonas.com.tr
Sektörünüzdeki rakiplerinizle kıyasladığımız zaman fark yaratan yönleriniz nelerdir?
Daha önce bahsettiğim gibi ilk sırada doğallık geliyor;
1
E-ticaretimiz yok, açıkçası yapmayı da düşünmüyoruz, çünkü e-ticaret daha çok seri üretim yapan, fabrikasyon iş yapıp ürünlerinde kimyasal maddeler kullanan markaların tercih ettiği bir yol. Biz direk doğaya bağlı olduğumuz için ağaçların bize meyve verdiği kadar varız. Örneğin, ilaç olarak ürettiğimiz zeytinyağımız
stoklarla sınırlı üretiliyor ve bunu e-ticarete dökmek mümkün değil. Bu demek olmuyor ki sipariş almıyoruz, şehir dışına veya ülke dışına ürün göndermiyoruz, tabii ki gönderiyoruz. Yaklaşık iki aydır faaliyette olmamıza rağmen özellikle Samsun, Bursa, Rize, İstanbul ve birçok şehirde bizimle telefon yoluyla irtibat kuran müşterilerimiz var; onların siparişlerini hazırlıyoruz ve sipariş edilen günden bir gün sonra, ürün veya ürünlerini kargoya verip en geç 48 saat içinde kendilerine teslimini gerçekleştiriyoruz.
Başka şehirlerde şubeler düşünüyor musunuz ya da yurt dışına açılmak gibi hedefleriniz var mı?
Diğer cevaplarda da bahsettiğim gibi, yüzyıllardır üretimle uğraşıyoruz, fakat mağazacılıkta çok yeniyiz. Buna rağmen ülkemizin (adını burada açıklayamayacağım) birkaç iş adamından bu yönde teklifler aldık. Bu teklifler yurt dışı için de geçerli; başta Paris, Berlin, Dubai gibi şehirlerden... Fakat hepsine amacımızın çok fazla ürün üretmek değil, az üretip doğallığa sadık kalarak katkı maddesiz ürünler üretmek olduğunu açıkladık. Her bir aile ferdimiz işin başındadır, bu mağazacılık için de geçerlidir. Özetleyecek olursak, başında durmadığımız işlere pek sıcak bakmıyoruz, şayet Ankara içi veya dışı bir şube daha açılacak olursa orada da mutlaka ailemizden birini bulacağınıza emin olabilirsiniz. Mutlukent Mah. Angora Bulvarı No: 4/9 Beysukent Çankaya, Ankara Tel: (0312) 235 35 09 milonasdogalurunler
davet
Beden ve Ruh Güzelliği Bir Arada Klinika Rezonans ve S Life güçlerini birleştirmelerini ünlülerin ve cemiyet hayatının yoğun katılımı ile gerçekleştirdikleri bir lansman ile kutladılar. NİHAN ÇETİNKAYA
200 magdergi.com.tr
Beden ve ruh güzelliğinin bir bütünlüğünü hareket noktasına koyan Klinika Rezonans ve S Life; dünyaca ünlü Aura Chake kremlerinin lansmanıyla güçlerini birleştirdiğini duyurdu. S Life’ın kurucusu Seda Söğütlü ve Klinika Rezonans’ın kurucusu Sinem Hamzapaşaoğlu’nun ev sahipliğinde özel bir tanıtım daveti düzenlendi. Bu özel güne cemiyet ve magazin dünyasının önde gelen tanınmış isimleri katıldı. BioRezonans tekniğiyle sigara, alkol, karbonhidrat gibi bağımlılıklarıyla mücadele eden hastaları bağımlılıklarından kurtaran Klinika Rezonans, içinde kurulan S Life Estetik danışmanlarına tam kapsamlı hizmet veriyor. BioRezonans tekniği le bağımlılıklardan kurtulmanın yanı sıra çölyak, psikosomotik rahatsızlıklar ve zayıflama konularında çözüm sunan merkez, beden ve ruh güzelliğinin bir bütün olarak algılanmasını istiyor. S Life Estetik’in de bünyesine katılmasıyla, estetiksiz yüz germe, prp, bölgesel zayıflama dallarında hizmet vermeye başlayan klinik, danışmanlarıyla 360 derece hizmet veren bir kliniğe dönüştü.
ÇİÇEK GÜNEY, ÖZGE ULUSOY, SEDA SÖĞÜTLÜ
CEYDA AKYOL
SEMA SİPAHİOĞLU
CANAN GÖZTEPE
ECE VAHAPOĞLU
Klinika Rezonans ve S Life’ın güçlerini birleștirdiğini duyurduğu lansmanda, beden ve ruh güzelliğinin bir bütün olduğu konușuldu. BEGÜM ÖZER
SİNEM HAMZAPAȘAOĞLU
SİMGE FISTIKOĞLU
DR. SONGÜL MİRZAOĞLU
Dişleriniz Karakterinizi Yansıtıyor mu? embeyaz güzel dişlerle etrafa gülümsemek herkesin isteğidir. Peki bu isteğiniz neden gerçek olmasın? Yüzümüzün en dikkat çeken, en ön planda olan kısmı dişleriniz karakterinizi yansıtıyor
mu? Dişler gülüş tasarımının olmazsa olmazıdır. Bir insanla karşılaştığınızda ilk izlenim 5 saniye sürmektedir. Bunun ilk 3 saniyesi önce gözler, sonra dişlerdir. Yani ilk odaklanılan organlarımız gözler ve dişler olduğu için güzel bir gülüş için güzel dişler çok önemlidir. Gülüş tasarımında en önemli nokta gülüş estetiğini yakalamaktır; fakat standart bir gülüş tasarımı
advertorial
B
Dent Ümitköy Ağız Diș Sağlığı Polikliniği Kurucusu Diș Hekimi Songül Mirzaoğlu gülüș tasarımının vazgeçilmez unsuru dișlerin, kișinin karakterini de yansıttığını vurguluyor...
yaratarak bunu herkese uyarlamak yanlış olur. Çünkü herkes kendine özeldir ve herkesin estetiğe bakış açısı ve kendisine yakıştırdığı farklıdır. Visagism ile kişiye özgü gülüş tasarımı sağlamak mümkündür.
Ön dişlerin uzun olması genç, çekici, dinamik bir gülümseme kazandırır. Peki nedir bu visagism? Visagism Fransızca'da yüz kelimesinden (visage) türetilmiş bir sözcüktür. Visagism, kişinin dış görünüş ve içinde yaşadığı dünyanın birleşim yeridir. Visagismin ifade ettiği şey; kişinin iç özellikleri ile estetiğin uyum içinde olmasıdır.
Visagism ile kişiye özgü gülüş tasarımı sağlamak mümkündür. Karaktere göre gülüş tasarımı nasıl yapılır? Gülüş tasarımında en önemli unsur, estetik gülüşü yakalamak ve kişiye uygun tasarımı oluşturmaktır. Örneğin; çekici bir gülümseme için ön dişler yan dişlere oranla daha uzundur. Ön dişlerin uzun olması genç, çekici, dinamik bir gülümseme kazandırır. Olgun bir görünüm için dişler aynı çizgi üzerinde sıralanmıştır.
Gülüş tasarımında en önemli unsur, estetik gülüşü yakalamak ve kişiye uygun tasarımı oluşturmaktır. Belirli formların beynimizde belirli formları uyandırdığı saptanmıştır. Örneğin; düz hatlar gücü, liderliği, iktidarı ön plana çıkarırken, eğimli hatlar hareketlilik ve neşeyi ifade eder. Yuvarlak hatlar ise dişilik, duygusallık ve zarafet gibi duyguları uyandırır. Dişlerin formlarını ele alırsak; üçgen formda, daha dışa dönük, konuşkan, dinamik bir karakter ön planda, dikdörtgen formda kararlı, sinirli, gergin bir karakter ön planda olur.
Ayrıca gülüşte karakteri ele veren önemli bir nokta da pozitif ve negatif gülüş şeklidir. Gülümseme esnasında alt dudak hattını üst çene dişlerinin kesici kenarlarından geçen çizgi takip etmelidir. Buna “pozitif gülüş hattı” denir. Bunun tam tersi şeklinde köpek dişleri daha uzun ön dişlerin daha kısa olduğu durumda negatif gülüş hattı oluşur. Yani gülüş hattının pozitif ve negatif oluşu kişiliğinizde de aynı algıyı oluşturur. Yukarıda bahsedilen konu artık tüm dünyada bilinmekte ve herkesin karakterine uygun dişlere talebi artmaktadır. Peki siz bu bilgiler ışığında dişlerinizin karakterinizi yansıttığını düşünüyor musunuz?
รถzel
204 magdergi.com.tr
Annelik; Büyük, Vazgeçilmez, İnanılmaz ve Sonsuz Bir Așk...
Șu an Haberturk ekranlarında kendi programının yapımcısı ve sunucusu olarak karșımıza çıkan Oylum Talu bașarılı kariyerinin yanına 1 yıl önce de anneliği ekledi... İkiz bebek annesi güzel spiker ile Anneler Günü’ne özel sıcacık bir röportaj gerçekleștirdik...
RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN FOTOĞRAFLAR: ERSİN AL MAKYAJ: KIVANÇ CAN BEKTAŞ SAÇ: 3 ADAM YUNUS KARAT
özel
“Benim karakterimde öne çıkan adalet duygum...”
Ç
ekimlerde sıcacık bir Oylum Talu bizimle birlikteydi... Siz nasıl özetlersiniz kendinizi?
İnsanın kendisini tanımlaması ne kadar zor... Bu soruya farklı açılardan cevap verebilirim. Hepimizi tanımlayan bin bir tane özelliğimiz vardır. Ancak benim karakterimde öne çıkan adalet olur, bu duygum oldukça gelişmiş. Belki bunun hemen yanına iyi niyetli, pozitif ve insancıl olmayı da ekleyebilirim.
Nasıl bir hayattan geçerken oluştu bu sağlam karakter?
Hep çok mutlu bir hayatım oldu. Bunun için anneme ve babama sonsuz teşekkür ederim. Tabii ki insanın hayatında iniş çıkışlar oluyor. Ancak, zor dönemlerde sizi koşulsuz seven ve destekleyen aileniz yanınızda, arkanızda olduğu zaman daha güvenli oluyorsunuz.
Çekirdek ailenizde veya geniş ailenizde kendinize seçtiğiniz bir rol model var mıydı, büyüyünce onun gibi olmak istediğiniz? Annem ve babam. İkisi de bazı özellikleriyle benim için rol model olmuştur. Annemin sakin, dingin, aileci yapısı; babamın sonsuz
206 magdergi.com.tr
kültürü, iş azmi ve çok yönlülüğü beni her zaman cezbetmiştir.
Mesleki serüveniniz nasıl başladı ve gelişti? Hayallerinizdeki meslek miydi spikerlik? Geriye dönüp baktığınızda ilk günden bugüne mesleğinizin size neler kattığını söylersiniz?
Aslında televizyon dünyasına adım atmam tamamen tesadüf. Sinema-Televizyon bölümü mezunuyum. Ancak hayatım boyunca arkeolog olmak istedim. “Acaba bir de arkeoloji mi okusam?” dediğim dönemde Haberturk, yayın hayatına başladı. Görüşmeye gittiğimde amacım prodüktör olarak işe girmekti ancak, Ufuk Güldemir’in ısrarı ve yönlendirmesiyle kendimi kendi programımın yapımcısı ve sunucusu olarak buldum. Şimdi, “iyi ki bu şekilde gelişmiş olaylar” diyorum, çünkü tamamen bana uygun bir meslek seçimi olmuş oldu.
Mesleğe ilk başladığınız günden bugüne kadar geçen sürede Türkiye’de haberciliğin hangi noktadan hangi noktaya geldiğini düşünüyorsunuz? Günümüzdeki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Her dönemin farklı zorlukları var. Şu anda da zor, geçmişte de zordu. Zaten her mesleğin kendine göre zorlukları var ama ben zoru severim, başarı hissi daha tatminkardır.
รถzel
208 magdergi.com.tr
“Son dakika gelişmelerini anlatmak çok heyecan verici...”
Siz bu mesleğe başlarken nasıl bir heyecan vardı içinizde, tüm hayal ettiklerinizi bulabildiniz mi?
Mesleğe başlarken hissettiğimden çok daha büyük bir heyecan var içimde. Mesleğini çok seven şanslı azınlıktayım. Sevildikçe, beğenildikçe sorumluluğunuz da heyecanınız da artıyor. Şu anda geldiğim nokta hayallerimin çok ötesinde. Sokakta yaşlı bir teyzenin “Oylum kızım” demesinin verdiği hazzı ve mutluluğu tarif edemem.
Peki mesleki anlamda öncelikli olarak neler hedeflemiştiniz? Şu an kendinizi hedeflediğiniz her şeye ulaşmış olarak görüyor musunuz? Mesleki anlamda her daim tek bir hedefim vardır; bana teslim edilen işi en iyi ve doğru şekilde yapmak. Şu anda görünen o ki başarıyoruz. Tabii ki işimizin bir grup çalışması olduğunu ve tek başıma değil, ekibimle başardığımı söylemeliyim.
Canlı yayın yapmanın ne gibi zorlukları var? Yayını başarılı bir şekilde sonuçlandırmak için en çok nelere dikkat etmek gerekiyor? Cumartesi ve Pazar günleri kesintisiz üç saat canlı yayın yapıyorum.
İçinde haber de var, aktüalite de... Elbette canlı yayın büyük sorumluluk, bunun için çok donanımlı olmanız gerekiyor.
Tam da bunun üzerine canlı yayında başınıza gelen en enteresan anınızı dinleyebilir miyiz?
Hangi birini anlatsam... Yayına at getirmemiz, düşen dekorlar, stüdyoda yemek yaparken az kalsın yangın çıkarmamız... Çok var çok...
En çok hangi programları yönetirken keyif alıyorsunuz?
Merak ettiğim konuklarla sohbet etmekten çok keyif alıyorum. Bir de, canlı yayına çıkmayı hiçbir zaman kabul etmemiş isimleri ikna ettiğimiz zaman, bu da büyük keyif veriyor. Son dakika gelişmelerini anlatmak da oldukça heyecan verici.
Yazanın, yönetenin ve sunanın siz olacağınız yaratmak istediğinizi yeni bir program projesi var mı aklınızda? Şu anda Haberturk ekranlarında bunu yapıyorum, o yüzden başka bir proje yok aklımda henüz.
özel
Ya da oyunculukla ilgili gelen bir proje...
Bugüne kadar çok önemli dizi ve sinema filmlerinden teklif aldım. Hepsi çok başarılı projelerdi ama başka plan ve projelerim olduğu için kabul etmedim. Bundan sonra belki konuk oyuncu olarak bir projede yer alırım.
Biraz da özel hayata gelelim... Çok mutlu bir evliliğiniz, dünya tatlısı iki bebeğiniz var... Nasıl tanıştınız?
Eşimle tanıştığımızda, kendisi 23 senedir Amerika’da yaşıyordu. Ortak arkadaşımız Eda Sümer Evliyagil bizi bir akşam yemeğinde bir araya getirdi.
Kıtalar arası ilişki yürütmek zor olmadı mı? Nasıl kuruldu bu güzel aile? Evlenme kararını nasıl aldınız?
Aslında zor olmadı. Çünkü biz tanıştıktan üç ay sonra eşim Türkiye’ye döndü. Çok güzel vakit geçiriyorduk, aynı zamanda evlilik yolunda olduğumuzun da farkındaydık. Zaten tanıştıktan 1,5 sene sonra evlendik.
Annelik duygusunu nasıl özetlersiniz? Çocuklarınızı kucağınıza ilk aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız? Maalesef çocuklarımı kucağıma hemen alamadım; prematüre
210 magdergi.com.tr
doğdular, 20 gün küvözde kaldılar. O kadar küçüklerdi ki doktor kucağımıza almamızı söylediğinde onlara zarar vermekten korktum. Kucağıma aldığım ilk anın fotoğrafı var; her yerlerinde kablo var ve ben mutluluktan ağlıyorum. Neyse ki ciddi bir problem olmadı, sadece emme içgüdülerinin oluşmasını bekledik hastaneden ayrılmak için. Sonrası ise, tam anlamıyla büyük, vazgeçilmez, inanılmaz ve sonsuz bir aşk...
İsimlerini kim koydu? Özel anlamı var mıydı bu isimlerin sizin için?
Ben nerede en duyulmamış isim varsa onun peşindeydim, eşim ise daha geleneksel isimler koyma taraftarıydı. Nüfus cüzdanlarını çıkarma anına kadar tam karar veremedik. Özellikle erkek ismi bulmak çok zor. Sonuç olarak Efe ve Defne olarak karar verdik.
Hiç “keşke daha erken anne olsaymışım...” dediniz mi?
Hiç demedim. İyi ki şimdi, iyi ki bu zamanda oldu dedim. Çünkü annelik, sevginin yanı sıra çok büyük bir sorumluluk ve ben sorumluluklarımı hakkıyla yerine getirmek isterim. Çocuklarımı kendim yetiştiriyorum. Tabii ki destek alıyorum ancak, her anlarında yanlarında olmaya ve maksimum anne sevgisi vermeye çalışıyorum. Daha erken anne olsaydım böyle olmayabilirdi. Hayatımın hiçbir döneminde “anne olmalıyım” gibi bir arzu, bir dürtü hissetmemiştim. Bende annelik aşkı doğumdan sonra oluştu.
özel
“Hayatım boyunca arkeolog olmak istedim...”
Anne olmadan önceki ve sonraki Oylum arasında farklı neler var?
Çocuklara karşı bu kadar sabırlı ve toleranslı olabileceğimi hiç tahmin etmezdim. Bir de onlarla oynamaktan büyük keyif alıyorum. Evde onlarla eğlenirken çevremdekiler beni tanıyamıyor.
Daha çok küçükler ama gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için sizin hayal ettiğiniz bir yol var mı? Mesela sizinle meslektaş olmalarını ister misiniz?
Nasıl arzu ediyorlarsa öyle olsun istiyorum. Belki bunu söylemek için daha çok erken ancak, onlar adına hırslarım hiç yok. Ne hayırlıysa, onları ne mutlu edecekse onu seçsinler. Ben her şekilde onların arkasında olacağım.
Annenizin size yetiştirirken sergilediği tutumlarla sizin çocuklarınıza karşı davranışlarınız benzer mi? Annem bana kıyasla çok daha yumuşak, çok daha sakin. Ancak ben de çocuklarıma karşı annemin bize sergilediği tutumları örnek alıyorum. Herkesin annesi çok değerli tabii... Benim annem de benim hem en yakın arkadaşım hem de biriciğim.
Bu çok keyifli ve samimi röportaj için size teşekkür ettikten sonra son olarak bir de Anneler Günü’ne özel bir mesaj alalım sizden... Ana başta taç imiş, Her derde deva imiş, Bir evlat pir olsa da Anaya muhtaç imiş.
212 magdergi.com.tr
davet
MERİH TURAN
Armani’de Sezon Renkleri RİMA KOLBASİ
Giorgio Armani, Emporio Armani ve Armani Jeans markalarına ait en seçkin tasarımları bir arada sunan Armani İstanbul Nişantaşı mağazasında, 2017 İlkbahar-Yaz Koleksiyonları çok özel bir davetle tanıtıldı. İtalyan mimarisini kült tasarımlarla bir araya getiren Armani İstanbul’un Nişantaşı mağazasında düzenlenen etkinliğe iş, sanat, moda ve sosyal yaşam dünyasının sevilen isimleri katıldı. Giorgio Armani ve Emporio Armani’nin yeni sezon koleksiyonlarını yakından inceleme fırsatını bulan ünlü isimler, Şah Yaycı ve Ahu Yağtu’nun stil ve yaşama dair sohbeti ile keyifli dakikalar geçirdi. Bu özel sohbet sonrasında Giorgio Armani’nin Haute Couture markası olan Prive parfümleri tanıtılarak davetliler koku dünyasına doğru büyülü bir yolculuğa çıkarıldı. Markanın tasarımlarını inceleyip, tek tek dokunan, materyallerin hafifliğini, yumuşaklığını ve kalitesini hisseden konuklar alışveriş yapma imkanı da buldu. Armani İstanbul mağazasının yeşillikler içindeki terasına doğru uzanan kokteylde, GINA’nın başarılı şefleri Moreno Polverini ve Berkin Baykoç’un hazırladığı yenilebilir çiçekli sıra dışı İtalyan sunumlar misafirlerden tam not aldı.
214 magdergi.com.tr
AHU YAĞTU, ȘAH YAYCI
SUNA APA
DUYGU AKDENİZ
ASLI ÇELİK
peugeot.com.tr
YENİ SUV PEUGEOT 2008 HİSSET. HÜKMET. KEŞFET.
Şimdi, benzinli tam otomatik seçeneğiyle Türkiye’de Grip Control®
FARC Aktif Şehir İçi Güvenlik Sistemi
PEUGEOT i-Cockpit® / Mirror Screen / Apple Car Play
Hemen yetkili satıcımıza gelin, herkesten önce onu siz keşfedin. Yeni SUV Peugeot 2008 1.2 L PureTech Turbo 110 hp S&S EAT6 karma yakıt tüketimi 4.8 L/100km, ortalama CO2 emisyon değeri 110 g/km’dir. 1.0-1.4 litre kategorisinde PSA Grubu’nun 1.2 litrelik üç silindirli PureTech Turbo 110 hp motoru “2016 Yılın Motoru” ödülüne layık görüldü. İlanda kullanılan görsel, Türkiye ürün gamı ile farklılık gösterebilir. instagram.com/peugeotturkiye
twitter.com/PeugeotTurkiye
facebook.com/peugeotturkiye
YENİ SUV PEUGEOT 2008
GÖRAL
Balgat Plaza Tel: (0312) 207 45 45 Ümitköy Plaza Tel: (0312) 236 36 80
www.goral.com.tr
davet
NEVȘAH FİDAN KARAMEHMET
SEMA BASA
BEYZA ARSLAN
Giorgio Armani, Emporio Armani ve Armani Jeans markalarını bünyesinde bulunduran Armani İstanbul Nișantașı mağazasında bir lansman düzenlendi.
DEMET ȘENER
BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU
DİLARA KOÇAK
İstanbul sosyal yașamının yakından tanıdığı birçok isim Armani Nișantașı’nın davetine katıldı.
SİNEM GÜVEN
SELAHATTİN DÖNMEZ
DENİZ BERDAN
lası için Daha faz om/online i.c magderg
PINAR TEZCAN ÖZÇAPKIN
MELTEM DEMİR
BURCU HANİF
BURCU ȘENDİR
davet
Villa’da Kutlama Turan Bekişoğlu Mermer’in sahibesi Funda Bekişoğlu yeni yaşını dostlarıyla birlikte Villa Restaurant’ta kutladı.
BANU AKIȘ, PINAR CANALP
Bekişoğlu’nun doğum günü kutlaması Ankara’nın tanınan birçok simasını bir araya getirdi. Uzunca bir masada Funda Bekişoğlu’nun bu özel gününü kutlamak için buluşan cemiyetin zarif isimleri bol bol sohbet etme imkanı buldu. Villa Restaurant’ta gerçekleşen davete katılanlar arasında; Aysu Yavuz, Ebru Demiryürek, Ruşa Acar, Meltem Bengi ve Pınar Ayhan gibi isimler vardı. GÜLAY BİLİCİ
218 magdergi.com.tr
FUNDA BEKİȘOĞLU
PINAR AYHAN
AHSEN DEMİRCİ, FATOȘ EKİNCİ
ARZU SABUNCU
davet
AFİTAP AKINCI
EBRU DEMİRYÜREK
DEVRİM ALPARSLAN, ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
RUȘA ACAR
Rușa Acar, Gucci imzası tașıyan kıyafetiyle davetin en șık hanımları arasındaydı.
BEGÜM AKIȘ
MELTEM BENGİ, GAMZE ÖNSOY GÜNGÖR
AYSU YAVUZ
davet
Şebnem Çapa’dan Etnik Rüzgarlar AYLİN TAHİNCİOĞLU
NARİN AKÇELİK
Moda sektörüne atıldıktan sonra başarısıyla ön plana çıkan ve Chez-Bo markasını zirveye taşıyan Şebnem Çapa yeni koleksiyonunu Beyoğlu Çukurcuma’daki butiğinde tanıttı. Her yıl düzenlenen koleksiyon tanıtımına bu yıl da sosyetenin ünlü hanımları büyük ilgi gösterdi. Öğle saatlerinde başlayan tanıtım davetinde, etnik kumaşlardan hazırlanan, rahat ve her kadının giyebileceği 110 parça kıyafet herkesten tam not aldı. Geleneksel olarak her sene Hindistan’a giderek özel çiçek desenli rengarenk kumaşlarla koleksiyon hazırlayan Şebnem Çapa, koleksiyonuna motifli elbiseler ekleyerek ürün yelpazesini genişletti. Sosyetenin modasever ünlü isimlerinin akın ettiği tanıtım davetinde, Çapa’nın 2017 İlkbahar/Yaz koleksiyonundaki parçaların çoğu kısa sürede tükendi. Öğlen saatlerinde başlayıp akşam saatlerine kadar devam eden davete sosyal yaşamın birçok tanınmış ismi katıldı.
222 magdergi.com.tr
CEYLAN, ȘEBNEM ÇAPA
BURCU HANİF
SERRA TÜRKER
NESLİHAN DİLEK TAȘDEMİR, NİHAN, NİLGÜN DİLEK
MELTEM DEMİR
Șebnem Çapa’nın Hindistan’dan ilham alarak tasarladığı yeni koleksiyonu konukları tarafından yoğun ilgi gördü.
NERGİS PEKUYSAL
ETEL BALER
SİTARE AKDİLEK
İSMET ERASLAN
Feminen Çizgilerle Büyüleyen Tasarımlar Feminen, farklı ve iddialı kadınların markası Silvian Heach, göz alıcı șıklıktaki tasarımlarıyla yeni sezona da damgasını vuracak... Markanın Türkiye Temsilcisi İsmet Eraslan ile gerçekleștirdiğimiz röportajda ilerleyen zamanlarda Türkiye’nin birçok büyük șehrinde Silvian Heach ile bulușabileceğimiz müjdesini alıyoruz...
1975 yılında Ankara’da doğdum ve bütün eğitim hayatım Ankara’da geçti. Son olarak Ankara Üniversitesi’nde İnsan Kaynakları Yönetimi ve Kariyer Danışmanlığı yüksek lisansı yaptım. Evliyim ve iki çocuk annesiyim.
Giyim sektörünü seçmenizin sebebi ne oldu? Kariyer yolculuğunuzu bizimle paylaşır mısınız?
Yıllarca kurumsal bir firmada ithalat ve satınalma departmanında farklı pozisyonlarda çalıştıktan sonra kendi işimi yapmaya karar verdim. Modaya ve perakendeciliğe ilgi duymam ve önceki iş deneyimlerim sebebiyle uluslararası bir marka ile mağazaclık yapmayı seçtim.
advertorial
Ö
ncelikle sizi tanımak isteriz?
Marka imajınızı nasıl koruyorsunuz?
Silvian Heach Avrupa’da ve dünyanın birçok ülkesinde mağazası bulunan bir markadır, lüks ve özel giyinmeyi tercih eden kadınlara yönelik ürünler üretir. Ancak, rakiplerine göre çok makul fiyatlar sunar. Buna rağmen, kaliteden ve dizayndan asla ödün vermez. Marka imajının korunmasındaki en etkili faktörler bunlardır.
Türkiye'deki ve dünyadaki giyim sektörünü karşılaştırdığınızda ne gibi farklılıklar görüyorsunuz?
Ülkemizde giyim ve moda sektörü maalesef belli kalıpların dışına çıkamıyor. Bu nedenle kadınlar kendi tarzlarını yaratmakta zorlanıyorlar. Ülkemizde kumaş ve üretim kalitesi dünyanın çoğu ülkesine göre daha iyi olmasına rağmen dizaynda hep takipçiyiz, kopyacıyız. Tasarımcılar yerli marka sahiplerinin ticari kaygılarına yenik düşüyorlar. Bu nedenle özgür ve sıra dışı tasarımlara rastlamakta zorlanıyoruz.
Silvian Heach markasına Ankara'nın ilgisi nasıl oldu? Silvian Heach bir dünya markası olduğu için birçok Ankaralı moda takipçisi zaten marka hakkında bilgi sahibiydi ve markanın Türkiye’ye gelmesinden memnuniyet duyduklarını ifade ettiler. Marka ile yeni tanışanlar ise ürünlerin dizaynından kalitesinden, koleksiyonun zenginliğinden ve mağazamızdaki servisten gayet tatmin olduklarını belirtiyorlar. Böyle olumlu geri dönüşler almak, doğru yolda ilerlediğimizi görmek bizleri de motive ediyor tabii...
Mağazanızda yurt dışındaki sezon koleksiyonlarının tüm ürünlerini bulabiliyor muyuz?
Silvian Heach Kids 0-16, Silvian Heach Women 18-45 yaş aralığına hitap eden çok yönlü geniş bir koleksiyona sahip ve mağazamızda koleksiyona ait bütün ürünler bulunuyor.
Silvian Heach kadınının tarzını ve karakterini hangi kelimelerle özetlersiniz?
Silvian Heach Arav Fashion Group markasıdır. Etkileyici bir stil içeriğine ve son derece rekabetçi fiyatlara sahip giysilerle kendini büyüleyici ve heyecanlı hissetmek isteyen güçlü kadın kimliğini ifade etmektedir. Bir Silvian Heach kadını, detaylara dikkat çekmekten ve kaliteli ürünlerden haz alır. Markamızın amacı bu ayrıcalıklı kadınların alışveriş zamanını tatminkar bir deneyim haline getirmektir.
Yaz koleksiyonunuzda hangi renk ve modeller ön planda olacak?
2017 ilkbahar-yaz koleksiyonunda öne çıkan renkler; bütün tonları ile sarı, mavi ve beyaz olacak. Ürünlerde kullanılan yoğun dantel ve fistolar dikkat çekecek. Silvian Heach şık olduğu kadar rahat ve kullanım amacı geniş kıyafetler ile tüketiciye farklı seçenekler sunuyor. Bu sezon da her sezon olduğu gibi Silvian Heach kadını feminen, farklı ve iddialı olacak.
Ankara'da yeni şubeler düşünüyor musunuz? Elbette. İlerleyen günlerde sadece Ankara’da değil, ülkemizin bütün büyük şehirlerinde bulunmayı planlıyoruz..
davet
Cemiyeti Buluşturan Doğum Günü Cemiyet hayatının sevilen ismi Feride Şahin, yeni yaşını dostlarıyla birlikte Karaf Restaurant’ta kutladı. Keyifli doğum günü kutlamasına Banu Birdal, Aydan Özdoğan, Ceren Can, Buket Sungur, Ebru Karel, Tuba Üstün gibi isimler katıldı. Akşam yemeği şeklinde organize edilen davette cemiyet hayatının tanınan isimleri yemek yediler. Saatler geceye yaklaşırken ise alkışlar eşliğinde doğum günü pastasını kesen Feride Şahin, tüm dostları için mutluluk diledi. Eğlenceli anlara sahne olan doğum günü partisi canlı müzik eşliğinde devam etti. Hep beraber canlı müziğe eşlik eden ve şarkılar söyleyen cemiyet hayatının tanınmış isimleri dostları Feride Şahin’e hediyelerini taktim ettiler. Yakın arkadaşı Ceren Can’ın tasarımı olan beyaz elbisesiyle oldukça zarif görünen Feride Şahin ise tüm dostlarıyla tek tek fotoğraf çektirerek sosyal medya hesaplarında paylaştı.
FERİDE ȘAHİN
Arkadașı Ceren Can’ın tasarımı olan beyaz elbiseyle geceye katılan Feride Șahin’e dostları Beril Pırlanta’dan çok șık bir kolye hediye ettiler.
MELİKE GÖKÇE
TUBA ÜSTÜN
BANU BİRDAL
ECE TAȘBAȘI ALAGÜR, BAHAR REİS
BUKET SUNGUR
Karaf Restaurant’ta canlı müzik eșliğinde gerçekleșen doğum günü oldukça eğlenceli anlara sahne oldu. EBRU AVCI KAREL
AYDAN ÖZDOĞAN
davet
MONIK İPEKEL, NERGİS PEKUYSAL
ARZU KUNT
ASUMAN TOKGÖZ
Çocuklar İçin Parıltı Görme engelli çocukların yaşıtlarıyla aynı okullarda eğitim görmeleri için çalışan Parıltı Derneği, Beymen Home ile iş birliği sonucu ‘Parıltı’ isimli oda kokusunu tasarladı. Türkiye’de 0-18 yaş arası görmeyen ve engelli çocukların kendi yaşıtlarıyla aynı okullarda okumalarına destek olmaya çalışan Parıltı Derneği, Beymen Home iş birliğinde ortak bir projeye imza attı. Aromaterapi Uzmanı Dr. Aslı Yazıcıoğlu desteğiyle görme engelli çocukların tasarladığı “Parıltı” isimli oda kokusu önceki gün Beymen Home Zorlu Center’da düzenlenen lansmanla tanıtıldı. Kokunun ilham verici gücünden yola çıkılarak 7-14 yaş arası çocuklar tarafından tasarlanan oda kokusunun üst notalarında portakal ve diğer turunçgiller kullanıldı. Çocukların hissettiklerinden ilhamla tasarlanan oda kokusu, altı hafta boyunca yaklaşık 20 saat süren atölye çalışmasıyla hazırlandı. Oda kokusunun satışından elde edilecek gelirin tamamı Parıltı Derneği’ne aktarılacak.
228 magdergi.com.tr
GÜLDEN BÜYÜKUÇAK
ASLI YAZICIOĞLU
davet
BERRİN ZORLU
FÜSUN HATTAT
BEGÜM TACİR
ESRA KIZILTAȘ
Türkiye’de 0-18 yaș arası görmeyen ve engelli çocukların eğitim görmeleri için çalıșan Parıltı Derneği Beymen Home ile iș birliği yaparak Parıltı’ isimli bir oda kokusu tasarladı.
FERYAL GÜLMAN
AYȘEGÜL TOPLUSOY
İNCİ GAZİOĞLU
HANDE SEZER PEKCAN
SİTARE AKDİLEK
EMEL AYAYDIN
lası için Daha faz om/online i.c magderg
BERRİN OKÇU
ELİF GÖNLÜM
DİLARA KOÇAK
GÜLÇİN YALÇIN
GLC Butik’in sahibi Gülçin Yalçın ile gerçekleștirdiğimiz röportajda bizlere yeni sezon koleksiyonlarından bahsederken Anneler Günü için hediye alternatifleri hakkında da öneriler sunuyor...
advertorial
GLC Butik Yaza Hazır
İ
lkbahar/Yaz koleksiyonunuzda hangi renk ve parçalar ön planda?
İlkbahar yaz koleksiyonunda bu sene öne çıkan renkler, pudra tonları, su yeşili ve narçiçeği. Ayrıca sarı da öne çıkan renklerden olacak. Model olarak ise, sezonun trendi çiçekli elbiseler ve çiçek baskılı pantolonlar. Bu sezon tasarımlarda rahatlık ön plana çıkıyor. Koleksiyonların vazgeçilmez parçalarından biri de yazlık parkalar olacak.
Anneler Günü için hediye alternatifleri olabilecek özel tasarımlarınız var mı? Annelerimiz için özel tasarım üreten markalar ile çalışıyoruz. Buradaki amacımız annelerimizi hem şık giydirmek hem de rahat olmalarını sağlamak. Mağazamıza geldiklerinde aradıkları her şeyi bulabilecekleri bir koleksiyon hazırlığı da yaptık burada; hem rahatına düşkün hem de şıklığına düşkün annelerimizi düşünerek bir koleksiyon oluşturduk. Tabii kapalı olan annelerimizi de unutmadık ve onlar için de özel tasarım eşarplar, şallar ve çantalar getirdik. Tüm anneler baş tacımız, hepsinin ellerinden öpüyorum...
Bugüne kadar çocuğunuzdan gelen en güzel Anneler Günü hediyesi neydi? Çocuklarımdan bugüne kadar aldığım en güzel Anneler Günü hediyesi kendi emekleri ve kendi el becerilerini bir araya getirerek yapmış oldukları küçük boyama kağıtları ve hediyelerdir.
Anne adaylarına özel tasarımlarınız var mı?
Mağazamızda, her annenin istediği parçayı bulabileceği şekilde bir koleksiyon hazırladık. Gerek kapalı annelerimize, gerek anne adaylarımıza hepsine uyacak şekilde koleksiyonumuz mevcut.
Anneler Günü için buradan tüm annelere bir mesaj göndermek ister misiniz?
Tüm annelerimizin Anneler Günü’nü kutluyorum. Allah hepsine çocuklarıyla birlikte mutlu ömürler versin…
SELİN GÜLÇİN - GÜLÇİN YALÇIN
GÜLÇİN YALÇIN, HAKAN DEMİREZ
davet
Pandora’dan Bahara Merhaba Dünyaca ünlü mücevher markası PANDORA, baharın muhteşem çiçeklerinden ve ışıltılı renklerinden ilham alarak tasarladığı İlkbahar-Yaz 2017 koleksiyonunu Etiler Daily News Restaurant’ta düzenlenen özel bir davetle tanıttı.
ARZU SABANCI
PANDORA Türkiye Pazarlama Müdürü Güliz Kocabalkan ve Marie Claire Türkiye ev sahipliğinde düzenlenen davete iş ve cemiyet hayatından ünlü isimler katıldı. PANDORA’nın renklerden aldığı ilhamı usta el işçiliğiyle zarif tasarımlara dönüştürdüğü göz alıcı yeni koleksiyonunu inceleyen davetliler, Gaios Design tarafından düzenlenen atölye çalışmasına da katılarak koleksiyondan aldıkları ilhamla taze çiçeklerden kendi saç aksesuarlarını tasarlayarak baharın gelişini kutladılar.
BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU, ECE VAHAPOĞLU, GÜNEȘ EREN, ȘEBNEM ÖZİNAL
234 magdergi.com.tr
BURCU HANİF ELİF GÖNLÜM
DİLAHAN, ASLIHAN DOĞAN
Bahara merhaba davetinde bulușan konuklar tercih ettiği kıyafetlerle tam bir bahar konsepti yașattı.
BİGE ÇALIȘKAN, SİTARE AKDİLEK
CANSEN YENİ KUT NERGİS PEKUYSAL
anneler gĂźnĂź
236 magdergi.com.tr
Anneler Günü Cemiyet hayatının sevilen anneleriyle çok sevdikleri çocuklarının mutluluk karelerini sizlerle bulușturuyoruz... Ömür boyu bizleri koșulsuz sevecek en değerli varlık olan annelerimizin Anneler Günü kutlu olsun...
anneler günü
Her Anne Kendi Masalının Kahramanıdır Hayatta tarif edilemeyen bazı duygular ve anlar vardır. Așk, annelik, acı, heyecan gibi… Yazmak istersin kelimeler yetmez, anlatmak istersin cümleler tamamlanamaz. 40 yașına gelmek üzere olan bir anne olarak bu bahsettiğim șeyleri hayatta çok kez tecrübe ettim diyebilirim. Her bir yașanmıșlık iyisiyle kötüsüyle bana bir șeyler kattı ve beni farklı bir Merve olma yoluna hazırladı. Ama içlerinden bir tanesi beni bambașka bir Merve yaptı: “Anne olmak!” 238 magdergi.com.tr
H
er annenin çocuğuna kavuşma hikayesi özeldir, unutulmazdır. O an kimseler için tarif edilemezdir. Benim için de böyle oldu. Çocukken hayalini kurduğum şeyin gerçek olmasına bir adım kala hayatım değişti, dünyam bir karardı, bir aydınlandı. Yorgun bir savaşçı olarak girdiğim yoldan, küllerinden yeniden doğan bir Anka kuşu olarak çıktım. Benim hikayem bana çok güzel şeyler öğretti. Sabırlı olabilmeyi, en ufak şeylere bile “of” dememeyi öğrendim. Mucizelerin gerçek olabileceğine inandım. Güçlü olabilmeyi ve güçlü kalabilmeyi öğrendim. Hırslarımın, mutluluğumun önüne geçmesine engel olabilmeyi keşfettim. Şikayet etmeme rağmen, sevmediğim bir işi yapmamam gerektiğini öğrendim. Bloğumu açtım, kitap yazdım ve başarılı olduğum bir başka yönümü keşfettim.
da bunu gereçekleştirebilmeyi öğrendim. Bunu yapabilen birçok güzel kadınla tanıştım. Kendime benzeyen yeni arkadaşlar edindim. Yeni bir dünyanın kapısını aralayabildim. Alışverişten, kariyerden, dedikodudan başka şeylerle hayatın daha verimli geçebileceğini öğrendim. Anneliğin mucizevi bir yaşam döngüsünü olduğunu anladım. Biz kadınlara bahşedilmiş bu özel güç, benim gibi her anneye bambaşka bir yol çiziyor. Her anne sayfalarına unutulmaz anların yazıldığı bir kitap yazıyor aslında… Kimisi bunu keşfetmeye vakit bulamıyor, kimisi de bunu farkedecek lükse sahip değil sadece. Savaştan kaçıp hiç tanımadığı bir ülkede hayat kurma mücadelesinde olan da var, biricik kızını hangi koleje vereceğini düşünmekle meşgul olan da… Bu kimsenin suçu veya tercihi değil, bunun için kimseyi eleştirip suçlayamayız elbette. Ama en azından birilerine faydamızın dokunabileceğini aklımızın bir köşesinde tutabiliriz. Fırsatlar elde ettikçe birilerinin hayatlarını değiştirmek için ufak adımlar atabiliriz. Çünkü bizler “anneyiz” ve istersek dünyayı bile değiştirebiliriz!
Hikayesi bana benzeyenlere yol arkadaşı olabildim. Işıksız odalarda ağlama krizlerine girenlere umut ışığı olabildiğimi hissettim.
Sevgilerimle,
Evladını gerçekten hayatını feda edecek kadar istemeyi, fiili olarak
Merve Öztürk
Güçlü olabilmeyi ve güçlü kalabilmeyi öğrendim.
davet
Derin Anne’den Aile Buluşması “Derin Anne” olarak bilinen Bebek İşaret Dili Eğitmeni Tuba Üstün, minik öğrencileri ile annelerinin ve yakın dostlarının katıldığı keyifli bir davet düzenledi.
GÖKSU, SEMA TUTKU
240 magdergi.com.tr
TUBA ÜSTÜN
EBRU, RÜZGAR ÖZTÜRK
La Ganita Restaurant’ta gerçekleştirilen davete “Derin Anne Oyun Grubu”nda bulunan çocukların aileleri katıldı. Derin Anne Etkinlik Merkezi’nde sık sık bir araya gelen ve hep birlikte büyük bir aile profili çizen misafirlerin çocukları bir yandan oynarken diğer yandan bol bol sohbet etme imkanı buldu. Misafirlerini kapıda karşılayarak tek tek ilgilenen Tuba Üstün ise örnek bir misafirperverlik sergiledi.
MİRAN, DİLARA ÜLGENER
RÜZGAR, SELİN KABLAN
NAGİHAN, DORUK KAYA
BURCU YÖRÜBULUT
ÖMER, MELİS POYRAZ
“Derin Anne” olarak tanınan Tuba Üstün’ün minik öğrencileri ve anneleri La Ganita’da keyifli bir gün geçirdi. DUYGU, KAĞAN KAYA
GONCA, DOĞA AYDINOL
MİNA, TUĞBA SARIÇAM
stimulus
5 Çocuklu
Güzel Anne 2004... 2006... 2008... 2011... 2012... Suna, Kemal, Osman, Cenk, Selma... Bu isimleri Enid Blyton’un Afacan Beșler kitabının kahramanları sanmayın sakın; onların hepsi kardeș ve çok bașarılı bir annenin çocukları… Bu ay Anneler Günü’ne özel olarak Stimulus sayfalarımızın konuğu ülkemizin hem genc hem de en dinamik annelerinden Ayșe Kucuroğlu ve birbirinden sağlam karakterli 5 çocuğu... Çekimlerini, Kucuroğlu’nun kurduğu; İstanbul’un ikonik mekanlarından biri haline gelmiș Happily Ever After Restaurant’ın yanında, Bebek Parkı’nda gerçekleștirdiğimiz söyleșimizle sizlerleyiz... 242 magdergi.com.tr
K
adın olmanın ötesinde anne olmak sizin için yaşamda ne ifade ediyor?
Anne olmadan önceki Ayşe ile olduktan sonraki o kadar farklı ki... Anne olduktan sonra hayata bakışım daha renkli ve yargısız oldu, çocuklar yetişkinlere çok şey öğretiyor. biz onları yetiştirirken onlar da bizi ruhsal açıdan büyütüyor. Daha sabırlı olmayı, motivasyonunu yüksek tutmayı ve zorluklar karşısında yılmamayı öğretiyorlar. Elbette kendi sevdiğim şeyleri yapmaktan da vazgeçmedim; dinlediğim müzikleri, hobilerimi onlarla paylaşmaya devam edip hayatın tadını onlarla çıkartıyorum. Böylece her şey daha tatlı, daha lezzetli oluyor.
Bir çocuk yetiştirmek bir çiçek büyütmek gibidir... O çiçeğin büyümesi için su, toprak ve güneş gerekir. Siz çocuklarınızı yetiştirirken en önem verdiğiniz yaşam dinamikleri nelerdir?
Onların renklerini canlı tutup hayalgüçlerini hep yüksek tutmaya çalışıyorum. Aynı zamanda onları, kendi alanlarında özgür bırakıyorum. Hayata karşı doğru sorular yönelten çocuklar olmalılar ki, gerçek bilgiye daha çabuk ulaşsınlar. Onları, sanat ve müzikle iç içe, güncel yaşamı yakalayan, hippi stilinde yetiştirmeye çalışıyorum; doğal hayatın içinde, günün sürprizlerine açık, günü sevgiyle karşılayan, büyük beklentileri olmayan çocuklar olarak…
Aile olmak “Çocuk” ile tamamlanır mı?
Aile olmak çocukla tamamlanır; çocuk ise aşktan yapılır.
Yakın zaman anılarınızda çocuklarınızda paylaştığınız ilginç, komik ve özel anlar var mı? Her doğumum normal yolla gerçekleşti, hepsi ayrı bir hikaye. Ben kendine gülen, kendisiyle dalga geçen biriyim. Dönüp baktığımda her hamileliğim, her doğumum başka bir maceraydı, her birinin sancısı bile farklıydı.
Bir şehirli ritüelini kırarak beş çocuk sahibi olma kararınızın altındaki bilinç en çok hangi olgu ile desteklendi?
Kalabalık olmak güzeldir. Çocuk sahibi olmadan önce çocuklarla pek haşır neşir değildim. Suna’nın doğumuyla birlikte her şeyi “çocuk bakımı 101” şeklinde ders gibi yaşayarak öğrendim. 3 çocuk gibi yola çıkmışken -ki ben de 3 kardeşim- sayı birden 5’e çıktı. Kim ne derse desin, hayatta bir çocuğa bırakılacak en büyük miras kardeştir bence…
İyi ve örnek bir anne olmanın ötesinde başarılı bir iş kadınısınız; bu dengeyi nasıl koruyorsunuz?
Eczacı bir annenin kızıyım. Her gün okul çıkışı koşa koşa eczanesine giderdim, annemi çalışıyorken görmek beni gururlandırırdı. Şimdi de beni her zaman hareket halinde görmek, çocuklarımı mutlu ediyor. Hiçbir zaman arkamdan ağlayan çocuklar olmadılar. Tabii kalabalık olmaları da bu konuda bir avantaj. Şunu da her zaman belirtiyorum ki, çalışan ya da çalışmayan anne, her ikisi de çok fazla yük taşıyor. Bir ev hanımının yükü her zaman ağırdır, her kadın evinin genel müdürüdür. Çocuklarının, eşinin, evinin ihtiyaçları ve bakımı derken inanılmaz ağır işler ardı ardına sıralanıyor.
Ailecek gerçekleştirdiğiniz hafta sonu rituellerinizde, ilk üç sıraya hangi tercihler girer? Hep beraber yemek yemeyi seviyoruz; sushiye bayılıyorlar. Soho House İstanbul’da gündüz vakit geçirmek, Mandolin’de yemek yemek, bazı zamanlar şehirdeki müzelere gitmek, hafta sonu
kaçamak yapmak (Antalya ya da Bodrum’a bayılırlar.) en sevdiğimiz aktiviteler…
Duyarlı bir anne olarak gelecekte çocuklarınızın yaşayacağı dünyadan beklentileriniz neler?
Yalandan uzak olup daima dürüst çocuklar olmaları, birden fazla yabancı dili iyi derecede konuşmaları ve global olmaları için elimden geleni yapıyorum.
Anne adaylarına ışık tutacak duygu ve düşüncelerinlzi öğrenmek isteriz...
Birden fazla çocuk yapmalarını, hamilelikten ve normal doğumdan korkmamalarını, emzirmeyi desteklemelerini ve pozitif bir disiplinle çocuklarını büyütmelerini tavsiye ederim.
anneler günü
Aslıhan Bezcier Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Neslihan’ı kucağıma ilk aldığımda: “Nasıl yani bu benim çocuğum mu? Ne kadar güzel!” dediğimi hatırlıyorum. Gerçekten tarif edilmesi çok zor bir duygu. Mutluluk, heyecan, sevgi gibi birçok duyguyu aynı anda yaşadım.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çocuk olunca insanın hayatı neredeyse tümüyle değişiyor. Bir kere artık sorumlu olduğunuz biri var, her adımınızda ilk önce onu düşünüyorsunuz. Önceden kaygıları olmayan biriydim ama kızımla birlikte her şeyi iki kez düşünen bir insan haline geldim.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde kızınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Bunu hiç düşünmemiştim, çünkü kızım henüz 17 aylık. Ama kendi seçimini yapacak yaşa geldiğinde kendisine bırakırım, herhangi bir yönlendirmem olmaz.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Henüz kızım küçük olduğu için hediyelerimizi babamız alıyor. İlk hediyesi eminim, en güzel ve özel hediye olacaktır.
244 magdergi.com.tr
Kızınızın adının anlamı nedir?
Kızımın adı “Neslihan”; en sevdiğim kız ismidir, “Han soyundan gelen” anlamını taşır.
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler? Beraber uyumak, yemek yemek, oyun oynamak, kısacası onunla geçirdiğim her an benim için keyifli...
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin kızınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi? Evet neticede belirli bir aile kültüründen geliyoruz; anne babamızın bizi büyütürken yaptıklarını ister istemez uyguluyorum. Çocuk yetiştirirken herhangi bir metodu takip etmemize gerek yok, yıllar önce sevgiyle büyütmekle bugün sevgiyle büyütmek arasında fark olmadığını düşünüyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Benim mesleğim baba mesleği, gayet severek yaptığım bir iş. Babam beni buna zorlamadı, tamamen kendi tercihimdi. Üçüncü kuşak olarak kızımın da saatçilik mesleğine devam etmesini isterim ama tabii büyüdüğünde buna kendisi karar verecektir.
Bahar Demirkıran Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Oğlunuzun isminin anlamı nedir?
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Bundan tam 12 yıl önce bebeğimi ameliyathanede kucağıma verdiklerinde bir mucizeye tanık oldum. Minik, masum bir melek kollarımdaydı. Benim canım, benim parçamdı… Dünyanın en güzel duygusu, en yüksek mertebesi bence anne olmak... Tabii ki bebeğim olunca sorumluluklarım arttı. Belki başta bunun biraz stresi bile oldu. İyi ve yeterli bir anne olabilme kaygıları yaşadım. Ama hayatıma anlam ve neşe geldi. Demir resmen yaşama tutunma sebebim, motivasyonum oldu.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde oğlunuz için çizdiğiniz bir yol var mı?
Oğlumun en mutlu olacağı şekilde, en çok istediği mesleği yapmasını istiyorum. Bu konuda hiçbir baskım olmadı ve olmayacak. Demir çok bilinçli bir çocuk; çok küçük yaştan beri bir hayali var ve bu hayalinde çok kararlı gibi görünüyor. İleride ünlü, büyük bir şef olmak istiyor. Ben de annesi olarak, bu konuda en iyi eğitimleri alması için elimden gelen olanakları sağlamakla ve yanında olmakla yükümlüyüm.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi? İlk Anneler Günü hediyem, oğlumun doğumudur benim için. O benim en güzel, en değerli hediyem.
Demir’in ismine daha gebe kalmadan önce karar vermiştim. Benim “Demir” ismine kattığım anlam; çok güçlü karakterli ve sağlam kişilikli demek. Ben böyle olmasını istediğim için Demir ismini verdim oğluma.
En büyük keyfimiz, sinemaya gidip patlamış mısır ve nachos eşliğinde fantastik filmler izlemek. Bir de hoşumuza giden yemek workshoplarına katılıp anne oğul birlikte yemek yapmak.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuğunuzu yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Benim çocukluk çağlarımda ebeveynler biraz daha baskıcı ve daha anne baba gibilerdi. Yeni nesil ebeveynler daha bilinçli bence. Oğlumun biraz annesi, biraz arkadaşı gibiyim. Otorite kesinlikle yine var ama baskı yapmadan, kişilik özelliklerine ve kararlarına saygı duyarak ilerlemeye özen gösteriyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Aslında Demir’in seçmek istediği meslek benimki ile zaten çok örtüşüyor. İleride inşallah iyi bir şef olup insanlara kaliteli yemekler sunacak. Ben de onun şişmanlattığı insanları zayıflatmaya çalışacağım.
anneler günü
Burcu Ziyal Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Hayatta tarifi olmayan tek duygu diyebilirim... Allah isteyen herkese nasip etsin... Annem bana hep söylerdi, “bir gün anne olduğunda beni daha iyi anlayacaksın” diye, gerçekten öyle oldu. Hayatta birçok şeyimiz onun üzerine ve düzenine göre ilerliyor, önceliğimiz artık Mina oldu.
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Her şeyimiz değişti diyebilirim; yaptığımız programlar onun düzenine uymak zorunda, kendimize ayırdığımız vakit normal olarak kısıtlandı, ancak bundan eşim de ben de hiç şikayetçi değiliz, aksine onun varlığı bizi çok mutlu ediyor.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde kızınız için çizdiğiniz bir yol var mı?
Çocuklarımızın aldığı bütün kararlara saygı duymamız gerektiğini düşünüyorum ve bu konuda kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Keza Emre de öyle, olumlu olumsuz bütün kararları onun gelecekteki tecrübeleri olacaktır, umarım karakterini kendi doğruları ve kendi seçimleriyle oluşturur.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Henüz ilk Anneler Günüm, en güzel hediyem de kızım Mina oldu.
Kızınızın isimlerinin anlamları nedir?
Kızımın isminin birçok anlamı var; “gökyüzü” benim en sevdiğim
246 magdergi.com.tr
anlamı, diğeri ise İspanyolca’daki “benim” anlamı...
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Biraz gezgin bir hanım olacak gibi gözüküyor; dışarı cıktıgı anda tüm havası değişiyor ve çok mutlu oluyor. Bu nedenle, onunla beraber yürüyüşlerimiz çok keyifli oluyor, havanın güzel olduğu her an kendimizi dışarıda buluyoruz.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin kızınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Tabii ki ebeveyinlerimiz bizleri büyütürken birçok hata da doğru da yapmıştır, nesilden nesile değişen kültürlerin, o dönemde yanlış gelen şeylerin şu dönemde çok doğru olduğu saptanabiliyor. Annemin bana çok yardımcı olduğu noktalar olmuştur tabii, ancak harfi harfine uyguladınız mı diye sorarsanız, hayır uygulamadım. Fikir ayrılıklarımız, görüş farklılıklarımız oluyor tabii ki, her şeyin en doğrusunu bir tek Allah bilir. O yüzden doğrumla, yanlışımla önemli olan kendi hatalarımla doğruyu bulabilmektir. Bundan dolayı, bebeğimi kendi doğrularımla büyütüyorum.
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Elbette çok çok isterim ama mutlu olacağı, kendini iyi hissedeceği hangi mesleği seçerse seçsin, anne baba olarak ona sonuna kadar destek olacağımızı düşünüyorum. Mühim olan, her şeyden once onun mutluluğu olacak…
Elisabeth Mass Bebeğinizi ilk kez kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
Bebeğimi kucağıma aldığım ilk an gerçekten yaşadığım en kıymetli andı. Mia’nın karnımda geçirdiği 10 ay süren yolculuğundan sonra, gerçek ve bana ait olduğunu görmek olağanüstü sihirli bir durumdu.
Anne olmak hayatınızı nasıl değiştirdi?
Çocuğu olan herkesin de söylediği gibi, Mia doğduktan sonra benim de hayatım değişti. Yaşamımdaki yeni yolculuğum, çocuğumun hayatıma girmesiyle başladı. Hayat görüşüm, karşıma çıkan zorluklara verdiğim tepkiler, hislerimin nasıl geliştiği... Her şey onun gelmesiyle birlikte değişti...
Mia’ya verdiğiniz ismin anlamını öğrenebilir miyiz?
Türkçe isimlerin hepsinin bir anlamı var fakat Mia’nın Türk isimlerindeki gibi bir anlamı yok aslında. Mia İspanyolca’da “benim” anlamına geliyor. Ancak isim vermemiz kolay olmadı, çünkü Caner Türk, ben İspanyol. Caner, iki dilde de rahat telaffuz edilen bir isim olmasını istiyordu. O nedenle kısa ve kolay olması açısından Mia’yı tercih ettik.
Mia ile birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?
Ona banyo yaptırmayı ve onunla suda oyunlar oynamayı çok seviyorum. Mia bence ileride bir deniz kızı olacak. Son zamanlarda
da kendimize yeni bir eğlence daha bulduk! Koşu bandı aldım ve Mia koşu rutinlerimde bana eşlik ederek spor yapmayı da benim için daha eğlenceli hale getiriyor.
Şimdiye kadar Mia’dan aldığınız en güzel Anneler Günü hediyesi neydi?
Henüz beş aylık olduğu için bana somut bir hediye vermedi, fakat bu dünyaya geldiğinden beri her gün mutluluk ve sevgi veriyor. Daha ne isteyeyim!
Çocuğunuzun gelecekteki hedefleri veya mesleki tercihleri konusunda değinmek istediğiniz bir nokta var mı? Ona nasıl bir yol çizmek istersiniz?
Aslında doğumdan önce Caner ile kariyer planlarını konuşuyorduk. Caner onun şirkette çalışmasını istiyordu fakat zamanla bu istekleri değişti. Ben tercihlerinde tamamen özgür olmasından yanayım. Ailemin de bana öğrettiği gibi, kendi yolunu kendi çizmesi taraftarıyım. Bence zamanı geldiğinde o da tercihlerini kendi istediği şekilde deneyimleyecek.
Peki Mia ileride kariyerinde sizin izinizden gitse ve modellik yapsa neler hissedersiniz? Ona seve seve yol gösterir rehberlik ederim, fakat isteklerine müdahale etmem. Onun kendi geleceğini kendinin kurması gerekiyor.
anneler günü
Fatoş Sarıgül Çocuklarınızı kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız? Anne olmak hayatımda yaşadığım en güzel duygu diyebilirim. Heyecan, korku, endişe, kaygı, mutluluk, aşk tüm duyguları bir arada yaşadığım bir andı...
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
yaptıkları resimler oldu. Benim için en değerlisi onlardı.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Ayşenaz’ımın adını eşimin rahmetli babannesinin hatırasına koyduk, Naz ismini ise ben beğendiğim için ekledim. Azra ise Kuran-ı Kerim’de geçen bir isim ve “doğrucu, dürüst kadın” anlamına geliyor.
Anne olmak, büyük sorumlulukları beraberinde getiriyor. Hayat bir anda, bir daha geriye dönüş olmayacak şekilde değişiyor. Anne olduktan sonra nereye giderseniz gidin, kalbiniz her zaman evladınızın yanında atıyor. Benim de hayatım her anlamda değişti diyebilirim.
Çocuklarınızla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde çocuklarınız için çizdiğiniz bir yol var mı? Yoksa seçimlerini kendilerine mi bırakıyorsunuz?
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Çocuklarınızın sizinle meslektaş olmalarını ister misiniz?
Çocuklarımı yeteneklerine göre yönlendiriyorum, fakat meslek seçimlerinde en mutlu olacakları işi yapmalarını isterim. Dolayısıyla meslekleri kendi seçimleri olmalı.
Aldığım en güzel hediye çocuklarımın benim için kendi elleriyle
248 magdergi.com.tr
Beraber seyahat etmekten ve yeni yerler görmekten çok keyif alıyoruz. Bu bize heyecan veriyor ve sonrasında anılarımızı konuşmak bizi çok mutlu ediyor.
Annemle davranışlarımız ana hatlarında benzemekle birlikte değişen çağın koşullarına uyum sağlamak adına farklı tutumlar sergilediğimiz de oluyor.
Elbette isterim, çok da hoş olur.
Gül Erdoğan Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
Kızınızın isminin anlamı nedir?
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Çocuğunuzla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Birçok duyguyu aynı anda yaşadığım tek an diyebilirim. Ama en çok, heyecan ve mutluluk hissettim. Yaşam tarzı olarak büyük değişiklikler olmadı, sadece daha planlı olduk. Ancak düşünce ve gelecek planlarınız değişiyor.
Gelecek hedeflerinde, meslek tercihlerinde Kızınız için çizdiğiniz bir yol var mı?
Anlam yüklemek istemedim; Lila sevdiğim bir isimdi. Kemal de beğenince bu ismi verdik. Umarım kendisi de ismini her zaman beğenir.
Lila şu an 2 yaşında ve en çok anne babası ile parka gitmeyi seviyor. Onun dışında köpeğimiz Bobo ile oynamak en keyif aldığımız anlar...
Olamaz, olmamalı da... Seçimi her zaman Lila’nın tercihine bırakacağız. Biz sadece ona kendi yeteneklerini keşfetmesinde yardımcı ve vereceği kararlara da saygılı oluruz.
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin kızınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Sizinle meslektaş olmasını ister misiniz?
Bu sene üçüncü Anneler Günü’m olacak. O günün sabahında Kemal’in Lila’yı beşiğinden alıp yanıma getirmesi ve beni öpmelerinden daha değerli bir hediye olamaz.
Mutlaka benzerlikler vardır ancak farklılıklar da var tabii ki... Kendisi istediği sürece tabii ki... Ben sevdiğim işi yapıyorum, dolayısıyla bana iş gibi gelmiyor. Lila için de istediğim bu olur. Öncelikle ne yapmak istediğini bilmesi ve sevdiği işi yapması...
anneler günü
İlkem Söylemez Çocuğunuzu kucağınıza aldığınızda nasıl bir duygu yaşadınız?
edebilmeleri ve mümkün olduğunca sade olmalarını tercih ettik.
Oğlumu kucağıma ilk aldığımda heyecan ve müthiş bir mutluluk duyarken, bir yandan da başıma ne geleceğini bilmediğim bir döneme girmiş olmanın verdiği endişeli ruh hali içindeydim. Bana göre, anne-çocuk arasındaki güçlü bağ kesinlikle zamanla oluşuyor. Emek verdikçe ve aramızdaki iletişim arttıkça anneliği gerçek anlamda hissetmeye başladım diyebilirim.
Çocuklarınızla birlikte yapmaktan en çok keyif aldığınız şeyler neler?
Annelikle birlikte hayatınızda neler değişti?
Annenizin sizi yetiştirirken yaptığı davranışlarla, sizin çocuklarınızı yetiştirirken sergilediğiniz tutumlar benzer mi?
Can ile beraber ben de büyüyorum diyebilirim. Sorumluluklar artıyor, yeni ihtiyaçlar doğuyor ve bunları bir şekilde başarabildiğinizi gördüğünüzde olgunlaştığınızı hissediyorsunuz.
Bugüne kadar Anneler Günü’nde aldığınız en güzel hediye neydi?
Geçtiğimiz sene Anneler Günü’nde, eşimin, oğlumla resmimizin olduğu bir pasta yaptırması beni çok mutlu etmişti.
Çocuklarınızın isimlerinin anlamları nedir?
Oğlumun adı, Can. Candan gelen yaşam. Kızımın adı da Lila. Güzel bir renk; leylak çiçeğinin rengi demek. Yaşadığımız kozmopolit dünyada, ikisinin de adlarını kolaylıkla telaffuz
250 magdergi.com.tr
Şu anda Can ile birlikte yapmayı en sevdiğimiz şey, terasımızdaki trambolinde beraber zıplamak diyebilirim. Onun yanı sıra parka gitmek ve havuza girmek favorilerimiz arasında. Lila, daha bebek olduğu için, onunla yapacağımız en büyük aktivite şimdilik onu beslemek ve uyutmak olacak.
Annemle ilişkimiz çok kuvvetlidir. En iyi akıl hocam, en iyi arkadaşım ve hayatta en çok örnek aldığım insandır. Dilerim, benim de çocuklarımla ilişkim bu yönde olur. Mutlu bir ailede, kendine güvenli bireyler olarak yetişmeleri en büyük önceliğim...
Sizinle meslektaş olmalarını ister misiniz?
Çocuklarımın ileride kariyerlerine ne yönde devam etmek istediklerini ilgi alanları, becerileri ve seçecekleri bölümler şekillendirecek. Benim buradaki en büyük desteğim onları kişilikleriyle ve hayalleriyle uyumlu şekilde elimden geldiğince yönlendirmek olur.
davet
Minik Prens Heyecanı
Birkaç ay sonra minik prensini kucağına almaya hazırlanan Ayça Ceylan, doğum öncesi renkli bir baby shower düzenledi.
MELTEM BAYKAL, DİDEM SOYUYÜCE
ÇAĞLA BAYKAL, PELİN, YAĞIZ ÇETİN
252 magdergi.com.tr
AYÇA CEYLAN
AYȘE CEYLAN, ÖZGE YAZICIOĞLU
Mayıs ayında doğum yapacak olan Ayça Ceylan minik prensi için bir baby shower düzenledi. B’Corner’da düzenlenen davete Ayça Ceylan’ın arkadaşları katıldı. Büyük bir heyecanla doğacak çocuğu Zeynel’i bekleyen genç anne ise arkadaşlarıyla heyecanını paylaştı. Hamileliği boyunca bir an olsun kendisini yalnız bırakmayan ve kutlamada da yanında olan arkadaşlarına teşekkür eden Ayça Ceylan’ın heyecanı ve mutluluğu görülmeye değerdi.
SERRA TARAKÇI, SİMGE ÜNLÜ ÇETİN
HATİCE CEYLAN
Anneler gününüz kutlu olsun.
Dr. Bülent Alp Aydın Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
0312 205 10 10 www.bulentalpaydin.info Oğuzlar Mah. 1377. Sok. No: 5/A Balgat, Çankaya - ANKARA
davet
Aileler Micocina’da Buluştu
ȘEHRİBAN, ZEKİ, GÖZDE DEMİRCİ
Özel günlerde düzenlediği organizasyonlarla Başkentliler’in uğrak mekanı haline gelen Micocina, 23 Nisan Ulusal Eğemenlik ve Çocuk Bayramı’nda cupcake etkinliği düzenledi. NEHİR TORAL
Üçüncü nesil yöneticisi Kübra Bayraktar’ın başlattığı organizasyon serisi ile Başkentlilerin uğrak mekanı haline gelen Micocina’da, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda çocuklar ve aileleri için Cupcake etkinliği düzenlendi. Via Green’de yer alan Micocina’nın üst katında gerçekleşen etkinliğe ilgi büyüktü. Pasta şefleri ve pasta heykeltraşlarının eşliğinde çocukları ile birlikte cupcake yapan aileler iş hayatının yorgunluğunu üzerlerinden atarak keyifli vakit geçirdi. GÜLȘAH ERHAN, ÖMER FARUK PARLAK
254 magdergi.com.tr
Mutfak atölyelerinden çıkan enfes tatları lezzet tutkunlarıyla bulușturan Turta home Café’nin sahibi Nilsun Uragan, doğal ürünleri, sıcak ev ortamında misafirlerine sunmayı amaç edinerek serüvenlerine bașladıklarını vurguluyor...
advertorial
Anne Mutfağı Turta Home Cafe
T
urta’da nasıl bir mekan algısı yaratmak istediniz?
Turta Home Café’yi kurarken insanların bir dükkana değil de bir arkadaşlarının ya da annelerinin evine çaya veya kahveye gidiyor gibi hissedecekleri bir mekan olsun istedik. Bu anlamda da başarılı olduğumuzu düşünüyorum. Çünkü 12 yıllık geçmişimizle müşteri değil de dost birikimimiz oldu. Gelenlerin, “kendimizi annemize kahvaltıya gelmiş gibi hissediyoruz.” demesinden, Turta ile yaşıt olanların bana Turta Teyze diye hitap etmesine kadar her şey buranın dostluk doğuran bir mekan olduğunu doğruluyor. Kısacası Turta Home Café kendimizi evimizde gibi hissedeceğimiz bir ortam sunuyor.
Sevimli Fransız pastanelerini andıran kafenizin ortaya çıkış serüvenini dinleyebilir miyiz?
Çocukluğumdan beri mutfağa meraklı biriyim. Çocukluğumda bol malzemeyle beni mutfağa bırakın, sabahtan akşama kadar bir şeyler pişirebilirdim. Yeni lezzetler bulmak, denemek ve onları yakınlarımdakilere tattırmak en büyük zevkimdi. Bununla ilgili bir okula gitmedim, ben alaylı denen gruptanım. 15 yıl önce Viyana’da gittiğim bir kafe beni aşka getirdi. 100 yıllık bir geçmişe sahip bu kafe, babadan çocuklara hatta torunlara kalmış ve hala aynı konseptte devam ediyordu. Ben de böyle bir yer yaratmalıyım dedim ve ev tipi mutfak aletleriyle bu işe başladım.
Turta’nın konseptini oluştururken hayaliniz neydi?
Hiçbir zaman hayalim cadde üstünde yer alan bir dükkan değildi. Hayalime uygun 3 katlı bahçe içinde bir villa buldum. Ümitköy’de... Tam aradığım yerdi burası ve 13 yıldır buradayız.
İmalatlarınız kim tarafından yapılıyor?
Önceleri 2-3 kişiyle çalışmaya başlayan kafemizde şu anda 10-12 kişi
çalışıyor. Açıldıktan 1-2 sene sonra Bilkent Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunu büyük kızım Çisil BİLGİN oteldeki çalışma hayatını bırakıp yanıma geldi; ardından Bilkent İç Mimarlık mezunu küçük kızım Zeynep Başoğlu da yanıma geldi. Onların yadsınamaz destekleri bizi daha güçlü hale getirdi. Çisil idari işler, organizasyon ve imalatta; Zeynep ise tasarım pasta kısmında...
Ürünlerinizin üretiminde en çok özen gösterdiğiniz konular neler?
İlk başlarda neredeyse tüm ürünler benim elimden çıkarken şimdi üç bölümden oluşan bir imalat grubumuz var. Ürünlerin hepsi bu küçük mekanın iki küçük mutfağında hazırlanıyor. Temizlik ve kalite birinci şartımız. İlk günden beri kullandığımız malzemeler hiç değişmedi. Malzemenin alış fiyatı değil, kalitesi önemli bizim için. Özet olarak misafir memnuniyeti çok önemli...
Menünüzdeki lezzetlerden biraz bahseder misiniz, ne tür ürünlere yer veriyorsunuz? Sizin favoriniz hangisi?
Turta’da diğer kafelerden farklı olarak menü yok. Hergün süpriz olarak farklı lezzetlerle karşılaşabilirsiniz. Çeşit çeşit sıcak poğaçalar, cheesecake, limonlu pasta, çikolatalı bademli karamelli pasta, maskarat ve cobbler vazgeçilmezlerimiz!
İlerleyen dönemlerde şubeleşmek veya daha farklı hedefleriniz var mı?
Başka şubemiz olmayacak. Çünkü bize göre butik yerin şubesi olmaz. Bizim ilkemiz kontrol edebildiğimiz kadar büyümek. Kızlarımdan ise tek bir isteğim var: Turta Home Café’yi benden sonra da sürdürebildikleri kadar sürdürmeleri...
Mutluköy Sitesi 1944. Cad 1948. Sok No:15 (Galeria arkası) Ümitköy- ANKARA T: +90 312 235 95 35
davet
GİZEM BİNGÖL, ZAFER KOZANOĞLU, ERGİ İNAN SERPİL SARIKATİPOĞLU, NİL ÖZBEK
Dünya Sanat Günü’nü Kutladılar Kültür mirasımızın gelecek nesillere aktarılması amacı ile kurulan EPOS 7 Derneği, İstanbul’un en güzel konuma sahip otellerinden biri olan Ajia Hotel’de Ergin İnan ile birlikte Dünya Sanat Günü’nü kutladı. EPOS 7 Başkanı Zafer Kozanoğlu ve Ajia Hotel Sahibi Serpil Sarıkatipoğlu ev sahipliğinde gerçekleşen davete, EPOS 7 yönetim kurulu başta olmak üzere, üyeleri ve sosyal yaşam hayatının tanınmış isimleri de katıldı. Tarihe ve kültüre yaptığı katkılar ile adından söz ettiren EPOS 7 Derneği, gerçekleştirdiği etkinliklere bir yenisini daha ekledi. Dernek, Boğaziçi sahilinin en güzel mücevherlerinden, eşsiz Osmanlı yalısı Ajia Hotel’de ünlü ressam Ergin İnan’ın hoş sohbetiyle Dünya Sanat Günü’nü kutladı. Çağdaş Türk sanatı tarihinde üslup ve içerik yönünden özgün bir yere sahip olan Ergin İnan, sanat yaşamının 50. yılını da bu etkinlik ile beraber bir kez daha kutladı.
258 magdergi.com.tr
TUĞANA SAVGI KAYA
ARZU SABANCI
SERPİL SARIKATİPOĞLU
ELİF- GÜLSEREN EREN
FULYA GÜNDOĞDU
HANDE SEZER PEKCAN
ESRA KIRMIZITAȘ
Sosyal yașamın tanınmıș simaları Dünya Sanat Günü’nü kutlamak adına ortak bir davette buluștu.
davet
AYȘE SLEVOGT
AYȘEGÜL TUNCER
BERRİN ZORLU
Mehmet Zorlu Vakfı’nın yönetim kurulu Bașkanlığını yürüten ve cemiyet hayatının ünlü isimlerinden olan Berrin Zorlu, tercih ettiği renkli kıyafetle göz doldurdu.
BERRİN OKÇU
ARZU SAVGI
EBRU ERBERDİ
MERAL YAZICI
İLKEM ÖZTÜRK
ELİF GÖNLÜM
Aija Hotel’de gerçekleștirilen ve ev sahipliğini Serpil Sarıkatipoğlu’nun üstlendiği kutlamada ünlü ressam Ergin İnan samimi bir sohbet gerçekleștirdi. İSMET ALPAGUT, BUKET TAȘDELEN, ARZU SAVGI
düğün
Duru ve Atalan Ailelerinin Mutlu Günü Dumat Ofset’in sahiplerinden Cumhur Duru ve Perihan Duru çiftinin kızları Pelin Duru ile And Otomobil’in sahiplerinden Necip Atalan ve Nuriye Atalan’ın oğlu Onur Atalan şık bir düğün ile hayatlarını birleştirdiler. Ocak ayında Bilkent Otel’de nişanlanarak evlilik yolunda ilk adımlarını atan genç çiftin Swiss Otel’de gerçekleşen düğün törenine iş ve siyaset dünyasından 700’ü aşkın seçkin davetli katıldı. Tüm davetlilerin huzurunda birbirlerine evet cevabını veren ve aşklarını resmileştiren genç çift balayı için ise Singapur ve Bali’yi tercih etti.
264 magdergi.com.tr
PELİN DURU, ONUR ATALAN
düğün
GİZEM ÇOLAK, CENGİZ - YASEMİN DURU
266 magdergi.com.tr
CUMHUR - PERİHAN DURU
HÜLYA - EMRE UYSAL
NECİP - NURİYE ATALAN
ȘİMAL ÇOBAN
SABİHA - BÜLENT AKER
NESLİHAN ERDOG
lası için Daha faz om/online i.c magderg
MERAL - İHSAN DURU
YAĞMUR BEYZA ȘAHİN
SELİN DURU, CAN PEKER
ACE Of M.I.C.E. Ödüllerinde En İyi Butik Toplantı Hizmeti Veren Tesis
Museum Hotel Bu yıl beșincisi düzenlenen sektörün “Oscar”ları olarak bilinen ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri görkemli bir törenle sahiplerini buldu. Türkiye’nin tek “Relais & Chateaux” unvanına sahip, Kapadokya’nın meșhur, nam-ı diğer yașayan müze oteli “Museum Hotel” de listedeki yerini aldı!
A
ğırladığı misafirlerine büyüleyici ambiyansında unutulmaz anlar yaşatan, Kapadokya’nın ve Türkiye’nin ünlü oteli “Museum Hotel”, sektörün nabzını tutan ve MICE endüstrisine büyük farkındalık kazandıran “ACE of M.I.C.E. Awards” ödüllerinde “En İyi Butik Toplantı Hizmeti Veren Tesis” ödülüne layık görüldü.
Kongre, toplantı ve etkinlik (MICE) sektörünün en prestijli ödülleri olan ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödülleri bu yıl 4 ana başlıkta ve 32 ayrı kategoride verildi. Bölgenin en önemli tarihi oluşumu olan Uçhisar Kalesi’nin yamaçlarında yer alan “Museum Hotel” misafirlerine sunduğu ayrıcalıklı hizmeti ile “En İyi Butik Toplantı Hizmeti Veren Tesis” seçildi. Bu ödül ile hem toplantı salonu hem de sanat galerisi olarak tasarlanan Museum Hotel’in içinde yer alan ‘Meeting & Art Point’in; keyifli ve profesyonel üst düzey eğitim, yönetim kurulu ve motivasyon toplantıları için Kapadokya’daki en doğru adreslerden olduğu bir kez daha kanıtlandı. Maara Konak ve White Table ile de Museum Hotel verdiği hizmetlerde sınır tanımıyor! ‘‘Museum Hotel’’ bünyesinde hizmet veren, Kapadokya bölgesinin en seçkin etkinlik mekanlarından biri olan Maara Konak, kapalı ve açık alanlarıyla, bölgenin dokusunu bozmadan ruha dokunan izler bırakıyor. Yine Museum Hotel’in özel etkinlikler, sıra dışı düğünler ve catering hizmetleri için oluşturduğu bir hizmet markası olan White Table ise bölgede düzenlenen farklı etkinlik ve toplantılar için üstün hizmet sağlıyor. Kalitenin her zaman ön planda olduğu White Table etkinlikleri ile Museum Hotel, çiftlere özel organizasyonlardan 500 kişilik kurumsal etkinliklere kadar geniş bir yelpazede hizmetler sunuyor.
www.museumhotel.com.tr Rezervasyon: + 90(384) 219 22 20 Adres: Tekelli Mahallesi No: 1 Uçhisar P.K. 50240 Nevșehir / Kapadokya (Kayseri Havalimanı; 65km mesafededir.)
düğün
Tesadüfi Aşkta Mutlu Son Nuri Akçam ve Gizem Tekin altı yıl önce başlayan aşklarını JW Marriott Otel’de düzenlenen düğün töreni ile taçlandırarak dünyaevine girdiler. Nuri Akçam ve Gizem Tekin arkadaş ortamında katıldıkları bir akşam yemeğinde başlayan aşklarını evlilikle taçlandırdılar. İstanbul Ağva’da Nuri Akçam’ın organize ettiği sürpriz bir evlilik teklifiyle evlenme kararı alan genç çift akrabalarının ve arkadaşlarının önünde birbirlerine evet cevabı vererek evlendiler. Oldukça eğlenceli geçen düğün töreninde gelin ve damadın ailesi tüm misafirlerini kapıda karşıladı. Hazırlıkların tamamlanmasının ardından misafirler balo salonuna geçti ve genç çift misafirlerin arasından büyük bir heyecanla nikah masasına yürüdü. Gece boyu misafirlerin tebriklerini kabul eden çift balayı için Bali ve Singapur’u tercih etti..
270 magdergi.com.tr
NURİ AKÇAM, GİZEM TEKİN
düğün
HATİCE - İBRAHİM CANGÜL
272 magdergi.com.tr
TUĞÇE GÖKÇEK, BÜȘRA UĞUR
MELİS EROL, BARBAROS GÜNEȘ
ALİ TEKİN, SEDA AKÇAM, FATMA TEKİN, NURİ AKÇAM, GİZEM TEKİN, SİNEM TEKİN, MİRA ELA GÜLEN, NİLGÜN - SEDAT AKÇAM
SOYDAN ÖZMEN, YİĞİT BOYSANOĞLU, GÜVEN ÖZMEN, ALPER YASİN ALTINEL
NAZ DEMİRKILIÇ, PINAR KÖKSAL, AYSU İLHAN, BURÇİN NAKİP
İDİL - TOLGA ÜLKEALAN
Her detayın titizlikle hazırlandığı salonda, gelen konuklarla tek tek ilgilenen gelin ve damat, örnek bir misafirperverlik sergiledi. Hoșgeldin merasiminden sonra sanatçı Altay, yeni șarkılarıyla misafileri eğlencenin doruklarını tașıdı.
CEREN ÖNTAȘ
moda ve yaşam
Ayın Enleri Zeynep Koreș zeynepkores@magmedya.com.tr
1
En Trend Restaurant: Havandan By Beff Gourmet
H
avandan’ın hikayesi aslında şöyle başlıyor, ailenin büyük fertleri yıllardır biriktirdikleri havanlardan yola çıkarak restorana bu ismi koyuyorlar. İçeriye girdiğiniz zaman sizi bir bölümde uzun yıllar biriktirdikleri bolca havan karşılıyor. Gelelim bu muhteşem sıcacık mekanın içten, güler yüzlü sahiplerine... Bizlerin yıllardır aile dostu olan 4 kişilik çekirdek bir aile onlar. Kızları Ekin Uzunyol’un yemek merakı üzerine aldığı eğitimden sonra açmaya karar verdiği Havandan gerçekten dört dörtlük bir restoran haline gelmiş. Anne Berna Uzunyol da bütün samimiyeti ve sıcaklığıyla çoğu zaman işin başında duruyor. Ekin Uzunyol’a mutfakta pastacılık ve yemek eğitimi alan iki tatlı arkadaşı daha eşlik ediyor. Restoranın en güzel tarafı ise her gün farklı menü çıkarıyor olmaları. Kinoalı çiğ brokoli salatası, Boşnak böreği, avokadolu cacığı, pastırmalı humusu anlatılamayacak ama tadılması gerekecek kadar lezzetli! Tatlılarının göz bebeği ise, Amerika’da yapılanlara taş çıkartacak bir lezzetle ve sevgiyle hazırlanan cinnamon roll! Restoran pazar günleri hariç, her gün sabah 9 akşam 8 arası hizmet veriyor. Kısacası bu restoranda sevgiyle ve güler yüzle yapılan her şey mevcut. Havandan bu ay, İstanbul’un sevgi katılmış en iyi ve en lezzetli restoranı... Tebrikler Havandan ve sıcacık ailesi!
274 magdergi.com.tr
Moda Bikiniler: 2 EnAngels Beachwear Instagram’da dolanırken karşıma tesadüf eseri çıkan Angels Beachwear markası, bu sezon örgü bikinileriyle plajlara damgasını vuracak! Anne kız iş birliğiyle oluşturulan marka, el emeğiyle anne tarafından örülüyor, reklam ve satış tarafından ise kızı sorumlu. Uzun süredir atkı bere gibi kışlık ürünlerle uğraşan Angels Beachwear kurucuları, bu sene örgü bikinilerin moda olmasıyla bikini üretimine geçmeye başlamışlar. Çok da doğru ve isabetli bir karar vermişler. Markanın ürünlerine şimdilik instagram hesabı olan Angelsbeachwear’dan ulaşıp harika modellerden satın alabilirsiniz...
Yeni Bodrum 3 EnMekanları Bu yaz Bodrum baya hareketli olacak gibi gözüküyor. Her yazımı geçirmekten keyif aldığım ilçeye yeni mekanlar geliyormuş. Yalıkavak Marina’da geçen yıl hizmet veren Anjelique, bu sene yerini Ulus 29’a bırakmış. Baş tacım, favorim Zuma, her zamanki yerinde birtakım yenilikleriyle karşımızda olacak. Fenix ve Nusret aynı şekilde devam ediyor. Geçen yılı durgun geçiren Anjelique’in yerini alan 29’dan güzel bir performans bekliyoruz. Bodrum merkeze gelince Sopranos bu yıl da Türkçe ve yabancı müzikleriyle hoş ortamında hizmet vermeye devam edecek. Okan Bayülgen’in barlar sokağında açtığı Dada, tutulacak mekanlar arasında. Bodrum’daki yenilikler şimdilik böyle... Şimdiden herkese keyifli yazlar dilerim....
4
En Yok Satan Ayakkabılar: Golden Goose
Valla ne yalan söyleyeyim, çöpten taze çıkmış gibi bir havası var bu Golden Goose marka ayakkabıların. Önce baya bir direttim, söylendim ama bir baktım ben de ayakkabıların hayranı oldum ve hemen edindim. Bir de ne duyayım, ayakkabılar için Beymen mağazalarında sıra varmış! Hermes çanta sırasından sonra, Golden Goose ayakkabı sırası eklenmiş bir de! Sıra sever Türkler sırayı duyunca, ayakkabı daha da kıymetli hale gelmiş tabi... Çeşit çeşit, model model... Kirlisi, kirsizi, allısı, pullusu, yıldızlısı ne ararsan var... Bu yazıyı okuduktan sonra haydi en yakın Beymen’e, hemen bir Golden Goose edinmeye! Bulursan “ŞANSLIYIM” yaz, Beymen’e yolla...
moda ve yaşam
3
1. Norma Swimwear 1.115 2. Emilio Pucci 380 € 3. Johanna Ortiz 615 $ 4. Lenny Niemeyer 375 $ 5. Oye Swimwear 350 $ 6. Missoni Mare 670 $ 7. Mara Hoffman 278 € 8. Adriana Degreas 330 € 9. Kiini 320 €
2
4
6 8
Mayo Şıklığı 1
Mayonun zarif görüntüsü her zaman bașkadır. Tek parçada șıklığı yakalayın!
7 9
276 magdergi.com.tr
5
Mezuniyet Gecesi
Johanna Ortiz Elbise 3.995 $
Jimmy Choo Çanta 4.650 €
Mayıs ayı demek mezuniyet gecesi için çalıșmalara bașlamak demek! Gecenin en iddialı ismi olmak için hemen harekete geçin...
Monique Lhilluer Elbise 10.995 $
Gianvito Rossi Ayakkabı 650 €
Christian Louboutin Ayakkabı 525 €
Bottega Veneta Çanta 1.500 $
Alaia Ayakkabı 1.200 €
Delpozo Elbise 5.150 $
Edie Parker Çanta 1.200 €
Elie Saab Elbise 4.800 €
Marchesa Elbise 4.995 $ Gucci Çanta 1.500 $
Kotur Çanta 470 €
Sophı̇a Webster Ayakkabı 1.100 €
Aquazzura Ayakkabı 1800 $
davet
BURCU YÖRÜBULUT, İLKNUR DEMİR, FATOȘ EKİNCİ, FERİDE ȘAHİN, BERİL ÇAVUȘOĞLU, AHSEN DEMİRCİ, ALEV TUNA, ENDER GÜLTEKİN, SEVİLAY HELVACIOĞLU, TUBA ÜSTÜN, GÜLSER ORHAN, NESLİHAN AKTEPE
Yeni Yaşa Eğlenceli Kutlama Ankara cemiyet hayatının sevilen ismi ve Ahsen Demirci Wellness Club’un sahibi Ahsen Demirci yeni yaşını yakın arkadaşlarıyla birlikte eğlenceli bir yemekle kutladı. Yakın arkadaşlarıyla beraber akşam yemeği şeklinde organize edilen kutlama, yemeğin ardından canlı müzik eşliğinde eğlenceye dönüştü. Ahsen Demirci’nin bu özel gününde bol bol fotoğraf çektiren dostları özel notlarını kendisine iletti. Gecenin popüler ismi Ahsen Demirci ise eğlenceli ve güleryüzlü tavrıyla tüm misafirlerin ilgisini üzerine topladı.
278 magdergi.com.tr
AHSEN DEMİRCİ
davet
Başkent’e “Agapi” Geldi OSMAN KARAGÖZ, İSMET BEYAZKILIÇ
Türkiye’de yemek kültürünün önemli ilçelerinden Çeşme Alaçatı’nın eşsiz lezzetlerini ve ambiyansını Ankaralılar ile buluşturmayı hedefleyen Agapi Restaurant İncek’te açıldı. Mekanın dekorasyonu Ege havası estirirken, duvar taşlarından cunda balkonuna, eşsiz lezzetleri davetlilerden tam not aldı. Yunanca aşk anlamına gelen “Agapi”nin açılışı Ankara iş dünyasından birçok ismin katılımıyla gerçekleşti. İşletmecisi Emre Yasak ve Şef Ramazan Ceylan tüm davetlilerle tek tek ilgilendi. Mekana ait ve özel sıra dışı birçok lezzeti misafirlerine ikram eden ve herkesle tek tek ilgilenen Agapi ekibi ise misafirperverlikleriyle davetlilerden tam not aldı. Hiçbir ayrıntının atlanmadığı davet leziz ikramlar ve Yunan tavernalarına has müzikler ile gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti.
282 magdergi.com.tr
MERVE KARAKAYA
ȘEYDA ÖZDİL
GÜL - KEMAL MURATOĞLU
EMRE YASAK
“Agapi”nin açılıșı Ankara iș dünyasından birçok ismin katılımıyla gerçeklești. İșletmeci Emre Yasak ve Șef Ramazan Ceylan tüm davetlilerle tek tek ilgilendi.
SEVGİ PINAR ÖZEN, TUĞÇE UZUN, YUNUS COȘAN, DİLARA AYDOĞDU, DİLARA ERTÜRK, OSMAN SELÇUK GÜNGÖR
davet
Yeni Yaşını Kutladı Ankara sosyal yaşantısının sevilen ismi Ender Sevgi Gültekin yeni yaşına Shea Kafe’de düzenlenen eğlenceli bir partiyle merhaba dedi. Ender Sevgi Gültekin’in yeni yaşını kutlamak için dostları bir araya geldi. Canlı müzik eşliğinde keyifli bir ortamda gerçekleşen yeni yaş kutlamasına Ankara cemiyetinin tanınan birçok ismi katıldı. Yeni yaşını kutlayan Ender Hanım ise dostlarıyla beraber olmaktan oldukça mutlu görünüyordu. PINAR - HÜSEYİN BORMAN
284 magdergi.com.tr
BAHADIR - ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
PINAR CAPADONA, KUMRU YILMAZ
DEVRİM ALPARSLAN
Bebek Sahibi Olmak Hayal Değil
PROF. DR. BÜLENT BERKER
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Doğum Öğretim Üyesi Tüp Bebek ve Üreme Cerrahisi Uzmanı Profesör Doktor Bülent Berker tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olmanın bir hayal olmadığını vurgularken tüp bebek denemelerinde bașarı oranının, üç tüp bebek uygulaması sonrasında toplamda % 85 civarında gebelik oranı olduğunu belirtmektedir.
Tüp bebek kadının yumurtasının, eşinin spermleri ile laboratuvar ortamında bir araya getirilerek döllenmesini sağlayan bir yardımcı üreme yöntemidir. Döllenmiş yumurtalar doğal gelişimlerine devam etmeleri için tekrar kadının rahmi içine verilirler. Verilecek embriyo sayısı, hastanın yaşı, rahim içi dokunun durumu ve embriyo kalitesine göre belirlenir. Kırk yıla yakın bir süreden beri kullanılan bu yöntem, tüpleri olmayan, tıkanmış ya da ileri derecede hasar görmüş olan kadınlarda tercih edilen bir tedavi şeklidir. Erkeğe bağlı nedenler ya da endometriozis durumlarında da kullanılabilir. Sebebi belirlenemeyen infertilite olgularında da diğer tedavilerle sonuç alınamazsa IVF tercih edilir. Tüp bebek tedavisinin uygulanamadığı hasta sayısı çok azdır. Bunlar, sperm ya da yumurtası hiç olmayan hastalar ile doğuştan rahmi olmayan hastalardır. Bence erkekte yaş sınırı olmamasına rağmen kırk yedi yaşını geçmiş kadınlarda başarılı olmadığından, kadının kendi yumurtası ile yapılmamalıdır. Bu hasta gruplarında, yurt dışında uygulanan tedavi donasyondur.
Tüp bebek tedavisine zaman başlamak gerekir?
Kadın yaşı 35'in üzerinde ise veya kısırlık ile ilişkisi olabilecek herhangi bir bulgu varsa bebek tedavilerine erken başlanmalıdır. Erkekte sperm hiç yok ya da çok azsa; kadında yumurtalık rezervi çok düşmüşse, tüpler tıkalı veya ileri evre endometriozis varsa veya bir sebep olmamasına rağmen iki yıldır hala bebek olmamışsa tüp bebek tedavisine başlamak gerekir.
Tedaviye başladıktan sonra anne adayını nasıl bir süreç bekler? İlk muayeneyi ultrasonla ve adetin ikinci üçüncü günlerinde yapıyor ve yumurtalıklardaki hücre sayısını belirleyerek olası ilaç dozlarına karar veriyoruz. Daha sonraki birkaç ultrason değerlendirmesi ile de yumurta gelişimini takip edip yumurtaları toplayacağımız günü belirliyoruz. Yumurta toplama işlemi anestezi altında ve tamamen ağrısız olarak gerçekleştiriliyor. Bundan sonra artık üçüncü veya beşinci gün, en iyi embriyoları seçip anne adayının rahmine ince bir kateter aracılığıyla yerleştiriyoruz. Yaklaşık iki hafta sonra yapılacak gebelik testine kadar sadece tablet şeklinde ilaçlar alınıyor.
Tüp bebek tedavisinde başarı için gereken şartlar nelerdir?
Amerika’da Stanford Üniversitesi ve Boston Tüp Bebek Merkezlerinde çalışmış ve uzun süredir de Ankara’da tüp bebek tedavisi ve üreme cerrahisi ile uğraşan bir akademisyen olarak, hastalarımızın gösterdiği çabayı takdirle karşılıyor ve onlara en yüksek başarı oranını sunmak için tüm gelişmeleri yakından takip ederek uyguluyorum. Tıpta da teknolojik gelişmeler baş döndürücü hızda ama teknolojik uygulamalar kadar hastalarımızın tedaviye zaman geçirmeden başlamaları da çok önemli. Çünkü kısırlık süresi ne kadar uzunsa ve kadının yaşı ne kadar ileri ise başarı da o oranda olumsuz etkilenmektedir.
Transfer edilen embriyo sayısı gebelik şansını belirleyen bir faktör müdür? Sperm bulunamaması durumunda ne yapmak gerekir? Transfer ettiğimiz embriyo sayısı belki gebelik oranını artırıyor, ancak istemediğimiz bir durum olan çoğul gebelik riskini de beraberinde getiriyor. Bu nedenle, bu durum ülkemizde bakanlığımız tarafından bir veya iki embriyo sayısı ile
advertorial
A
ilelerin çocuk istemeleri halinde kendiliğinden oluşmayan gebelikler sonucunda başvurdukları ilk tıbbi yöntem olan tüp bebek yöntemi kimlere uygulanabilir? Kimlere uygulanamaz?
tedaviye devam etmektir. Başarı sabırla ve tecrübeyle doğru orantılıdır.
Tüp bebek tedavisi için gereken süre nedir?
Eskiden yaklaşık bir buçuk ay süren tedaviler bugün artık 15 günde tamamlanmaktadır. Eskiden çok sayıda enjeksiyon varken günümüzde az sayıda ve cilt altı enjeksiyonlar ile tedavi gerçekleştirilmektedir.
Bu süreç sonunda başarılı olunamadığı takdirde en fazla kaç defa deneme yapılabilir ve bu denemeler arasında ne kadar bekleme süresi olmalıdır?
Sonuç alabilmek için tüp bebek tedavisini yarım bırakmamak gerekir. Yaklaşık olarak 20 yaşından itibaren tüp bebeğe başlanabilir ve 45 yaşına kadar adet görüyorsa bir kadın tüp bebek tedavisi yapılabilir. Tüp bebek tedavisi yapılmasının hastaya gösterilmiş hiçbir tıbbi zararı yok. O nedenle iki veya üç adet gördükten sonra 2-3 ay sonrasında tüp bebek tedavisi hemen tekrar yapılabilir, hatta yapılmalıdır. Çünkü başarıyı sağlayabilmeniz için vermiş olduğunuz tedavinin etkisini belki birkaç ay sonraki dönemde göreceksiniz. Çünkü bir yumurta hücresi yaklaşık olarak 120 günde ortaya çıkıyor. Sizin bugün vermiş olduğunuz ilacın etkisi belki 120 gün sonra gelişecek olan yumurtayı etkileyecek. Tüp bebek tedavilerinde gebelik oluşmamışsa moral bozukluğundan dolayı araya uzun süre koyamamak lazım. 2-3 ay süreyle tüp bebek tedavisi denenebilir. Benim 10 - 14 kez tüp bebek tedavisi yaptırmış ve en sonunda bebek sahibi olmuş hastalarım var. Demek ki, tüp bebek tedavisi çocuğumuzu doğurunca ve bebeğimizi eve götürünce bitiyor. Yoksa tüp bebek tedavisi sayıyla alakalı bir tedavi değil. sınırlandırılmıştır. Sperm yokluğu tabii önemli bir durum, ancak mikroenjeksiyon ve testis biyopsisi yöntemleriyle artık önemli bir sorun olmaktan çoktan çıkmıştır. Burada önemli olan sperm yokluğunun sebebinin ortaya konması ve ona göre tedavinin planlanmasıdır.
Tüp bebek denemelerinde başarılı sonuç oranı yüksek mi? Çalışmalar göstermektedir ki, üç tüp bebek uygulaması sonrasında toplamda % 85 civarında gebelik oranına ulaşılabilmektedir. Bir tüp bebek için en iyi şartlarda deneme
Miyomlar veya polipler tüp bebek tedavisini nasıl etkiler?
Hem tüp bebek doktoru hem de üreme organlarının cerrahisi ile uğraşan bir hekim olarak şunu belirtmek isterim ki; miyom olsa da her zaman ameliyat önermiyorum. Rahim iç boşluğuna bası yapan miyom varsa veya ultrason sırasında polipten şüphe ediliyorsa kapalı ameliyat türü olan histeroskopi ile bunları çıkarıp sonra tüp bebek yapmak başarıyı artıracaktır.
Tüp bebek ile normal gebelikteki düşük ihtimali aynı mıdır? Tüp bebek ile gebelik elde edildikten sonra aslında doğal gebeliklerin seyrinden farklı bir durum genelde olmaz. Burada önemli olan, tüp bebeğin ne nedenle yapıldığı ve çoğul gebelik durumudur. İkizden ileri çoğul gebelik varsa düşük riski çok yüksektir. Tüp bebeğe özel bir durum çok sayıda yumurta elde edildiğinden hormon kanda miktarı daha yüksektir, ancak progesteron desteği yeterince verildiğinde düşük riski doğaldan farklı değildir.
başına % 50-55 gebelik oranı vardır. Ayrıca gebelik oluşsa da bunun % 10-15 kadar bir olasılıkla düşükle sonuçlanacağını da hesaba katarsak 35 yaşından genç bir kadının ilk iki denemede tek embriyo transferiyle bebeğini eve götürme oranı aslında en iyi şartlarda her bir deneme için % 40’lar civarındadır. Burada önemli olan doktorumuzla beraber bıkmadan yorulmadan bu Prof. Dr. Bülent Berker 1425. Cadde Ulusoy Plaza Altı Hekim Center No:9/59 Daire:8 Çukurambar ÇANKAYA -ANKARA GSM: 0542 712 43 52 bulentberker@gmail.com
düğün
Şans Eseri Aşk Hikayesi Merhum Celal Pakoğlu ve Havva Pakoğlu çiftinin oğulları Pak Otel sahibi Özgür Pakoğlu ile Hüseyin ve Songül Bulut’un kızları Özlem Bulut dünyaevine girdiler. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde basın biriminde çalışan Özlem Bulut ile Pak Otel’in sahibi Özgür Pakoğlu şık bir düğün töreniyle dünyaevine girdiler. Büyükşehir Belediyesi’ndeki bir işi dolayısıyla belediyeye giden ve orada Özlem Bulut ile karşılaşarak aşık olan Özgür Pakoğlu daha sonra oradaki bir arkadaşı vasıtasıyla Özlem Bulut ile tanışarak başlayan aşklarını muhteşem bir tören ile taçlandırdı. Düğüne diplomasi dünyasından birçok isim katıldı. Şahitlerin huzurunda aşklarını resmiyete döken mutlu çift balayı için Antalya’yı tercih etti.
288 magdergi.com.tr
ÖZLEM BULUT, ÖZGÜR PAKOĞLU
düğün
RAHİME SONGÜL PAKOĞLU, KADİR PAKOĞLU
LEYLA GÜNEȘ
Șans eseri tanıșan Özlem Bulut ve Özgür Pakoğlu çiftine en mutlu gecelerinde diplomasi alanından birçok isim eșlik etti. 290 magdergi.com.tr
ARZU BAYSEFERBEYOĞLU
GÜLȘAH ÇAKIN
düğün
Üniversite Arkadaşlığında Mutlu Son Avukat Cansu Fatma Gürbüz ile MBG Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gökay Karaduman Çankaya Üniversitesi’nde başlayan arkadaşlıklarını Grand Ankara Otel’de görkemli bir düğünle taçlandırdı. Siyaset, diplomasi ve iş dünyasından birçok ismin katıldığı düğün töreninde genç çiftin nikah şahitleri, Sayıştay Başkanı Seyit Ahmet Baş, Milletvekili İbrahim Aydemir, Tarım Bakanı Müsteşarı Mehmet Hadi Tunç, Eski Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç, Eski Devlet Bakanı Lütfü Esengül, Ankara İdari İstinaf Mahkemesi Başkanı Esad Toklu, Müteahhit Osman Yıldırım, Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Selim Yıldırım, Atatürk Üniversitesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Özdemir, iş adamı Ali Rıza Özcan oldu. İstanbul’dan gelen şarkıcı Adem Tepe’nin katılımıyla eğlencenin doruğa ulaştığı düğün töreninde tüm misafirler doyasıya eğlendi.
292 magdergi.com.tr
GÖKAY KARADUMAN, CANSU FATMA GÜRBÜZ
Şehirde güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? O gün yapmanız gereken en zor seçim masajınızı 60 dakika mı yoksa 90 dakika mı alacağınız olabilir. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center 85’i süit 829 odası, Hilton Worldwide tarafından verilen 2014 EMEA Yılın Şef i Ödülünün sahibi şef imizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında eşsiz şehir manzarasına hakim, yaratıcı kokteylleriyle sizi şaşırtacak ve Sushi Lounge’unda gece boyunca enfes suşiler tadabileceğiniz Cloud 34 barı, açık ve kapalı yüzme havuzları ve 3.300 m2’lik Avrupa’nın en büyük eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor.
düğün
İBRAHİM-SEMA GÜRBÜZ, İSMAİL-MECBURE KARADUMAN
SEVGİ ÖZCAN
Avukat Cansu Fatma Gürbüz ile MBG Yönetim Kurulu Bașkan Yardımcısı Gökay Karaduman Grand Ankara Otel’de șık bir düğünle evlendiler.
DENİZ ÖZDAMAR, İNANÇ ÇİÇEKSEVER
CANSU TÜRKAN
BEYHAN TUFAN AKARSU,DENİZ TUFAN
SİNEM CANBULDU
Șıklıklarıyla göz dolduran misafirler çiftin bu mutlu gecesinde doyasıya eğlendiler.
TANSU BAHAR GÜRBÜZ
KÜBRA ÜNLÜTÜRK
SEVİM KARADUMAN
TUNA KARADUMAN
röportaj
Okul Seçim Önerileri Nesibe Aydın Anaokulları Uzmanı Psk. Nilay Evirgen anne babalara, çocukları için en uygun okul seçimi önerilerini sunuyor...
A
birbirinden farklıdır.
NİLAY EVİRGEN
nne ve babalar için çocuğa en uygun okulu seçmek her zaman karmaşık bir süreçtir. Onun hayatı adına verdiğimiz, onun için en iyisinin olmasını temenni ettiğimiz bu seçimin altında pek çok beklentimiz yatmaktadır. Anne ve babanın yetiştiği çevre, eğitim düzeyi, iş hayatı ve yaşam tecrübeleri en ideal okulun hangisi olduğunu belirleyen etmenler olmaktadır. Bu nedenle her ailenin ideal okul kavramı
Çocuğun bütün geleceğinin çizilmeye başlandığını ve bu konuda omuzlarımızda ne denli sorumluluk taşıdığımızı düşünecek olursak, okul seçimi giderek içinden çıkılmaz bir sürece dönüşmektedir. Oysaki, çocuğun gelecekteki başarısı pek çok farklı değişkenin birlikte etkileşimine bağlıdır ve okul da bundan sadece küçük bir tanesidir. Çocuğa erken yaşlarda sağlanabilecek, deneyimlerle elde edilecek temel bilgi, beceri ve alışkanlıklar, çocuğun daha sonraki öğrenim yaşamının yanı sıra, sosyal ve duygusal yaşamını da biçimlendirecek güçtedir. Dolayısıyla eğitim tesadüflere bırakılmayacak kadar ciddi bir konudur ve bilimsel, sistematik bir organizasyon ile yönlendirilmesi gerekir. Çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması, temel alışkanlıkların kazandırılması ve yaşama en iyi şekilde hazırlanması ancak nitelikli bir eğitimle gerçekleştirilebilir. Yapılan araştırmalar anne ve babaların okul seçiminde en sık dile getirdikleri beklentilerin okulun güvenliği, eğitim kalitesi, öğretmenin eğitim düzeyi ve okulun fiziki koşulları olduğunu göstermektedir. Seçtiğimiz okul tüm beklentilerimizi karşılamıyor olabilir ama anne baba açısından okul seçimi konusunda temel kriterlerden biri, kendi beklentilerini karşılayan bir okul yerine çocukları için en uygun okula odaklanmaları olmalıdır.
296 magdergi.com.tr
Peki öyleyse bir eğitim kurumuna karar vermeden önce hangi konuları gözden geçirmek faydalı olacaktır: Bir okulu iyi bir okul yapan standartlarının ve felsefesinin olması: Okul, nasıl bir öğrenci yetiştirmek istediği konusunda kendisine ait bir felsefesi ve eğitim yaklaşımına sahip olmalı, yalnızca akademik başarıyı değil, öğrencilerin yaşamda da bir yer edinmeleri, uluslararası bilinç ve evrensel değerler temelinde yetişmelerine olanak sağlayacak vizyon ve misyonu yansıtmalıdır. “Bir okul, öğretmeni kadar büyüktür”: Kurumsal eğitim kurumları alanında uzman, nitelikli ve deneyimli bir eğitim kadrosu ile yola devam eder. Çocuğun okulu sevmesi, sınıf içindeki davranışları, öğrenme istekliliği ve uzun vadede eğitimdeki başarısında öğretmenin etkisi büyüktür. Okul yaşına kadar, yaşamlarının biricik özdeşim modelleri olan anne babalarının yanı sıra, okula başladığında çocukların hayatında artık yeni kahramanlar vardır; “öğretmenler”… Onları dinleyen, sorularını yanıtlayan, birey olma yolunda kendilerini keşfetmelerine olanak sağlayan yetişkinler olmalıdır. İdeal bir okulda öğretmenler çocukların gözyaşlarını da, kızgınlıklarını da, hayal kırıklıklarını da kabul edebilen, kendilerine ve çevrelerine saygı duymalarını destekleyebilen sevgi dolu bireyler olmalıdır. Öğretmenler dışsal ödüller veya cezalar kullanmamalı, çocukların dünyayı anlamlandırmaya yönelik içsel motivasyonlarını harekete geçirmelidir, pozitif disiplin anlayışına sahip olmalıdır. Okulda psikolojik danışma ve rehberlik, ölçme-değerlendirme, eğitim uzmanı gibi öğrenme süreçlerini destekleyen birimlerin varlığı da öğretmenler kadar önemlidir. Eğitimin kalitesi, öğrencilerin farklı yönlerini desteklemekten geçmektedir. Okul seçiminde öğrencilerin çok yönlü gelişimlerini gözlemleyip, değerlendirebilecek, sosyal-duygusal ve kişilik gelişimi alanındaki ihtiyaçlarını tespit edebilecek farklı gelişim alanlarından uzmanların varlığı; aynı zamanda öğrencilerin öğrenme süreçlerinin tasarlanması, planlanması, programa uygun öğrenme materyallerinin ve ölçme araçlarının geliştirilmesi süreci üzerinde durulması gereken önemli bir kriterdir.
Sınıf mevcudunun az olması: Sınıf mevcudunun ortalama 20 öğrenciyi geçmemesi önemlidir. Öğrenci sayısının az olduğu bir ortamda en azından öğretmen her öğrencinin bireysel özelliklerini tanıyabilecek, onun özel gereksinimlerini, ilgi ve ihtiyaçlarını dikkate alarak gelişimini destekleyebilecektir. Çocuğun mizacına uygun okul seçmek: Çocuğun mizacını olduğu gibi kabul eden, güçlü ve zayıf yönlerini onun gelişimine katkı sağlayacak yönde değerlendiren bir okul seçilmesi uzun vadede çocuğun mutlu bir şekilde okula gitmesi, okulunu sevmesi açısından önemlidir. Eğer çocuğunuz ders çalışma konusunda aşırı isteksiz ise, akademik olarak onu çok zorlayacak bir okul seçmek, çocuğunuz ve sizin açınızdan ileride sorun yaratabilecektir. Farklı bir şekilde, çocuğunuzun akademik konularda yaşıtlarından biraz daha ileride olduğunu, ancak sosyal yönden biraz geride olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Bu durumda, çocuğunuzun sosyal yönünü ve kişisel gelişimini yoğun olarak destekleyecek bir okul seçmeniz doğru olacaktır. Çekingen karakterli bir çocuk için, sosyal olanakları gelişmiş bir okul, kişisel gelişiminin zayıf olduğunu düşündüğünüz yanlarını tamamlamaya yardımcı olacaktır. Bu nedenle, çocuğunuzun neyi başarıp başaramayacağını, hangi konuda daha iyi olduğunu, hangi konuda desteklenmesi gerektiğini, ne gibi bir ortamda mutlu olacağını en iyi siz bilirsiniz. Eğitim programının çocuğun ihtiyaçları ve yapabilirliklerinden yola çıkarak bireyselleştirilmesi, eğitimin niteliğini artıracaktır. Her çocuk aynı yöntemle eşit derecede öğrenemeyebilir. Çocukların ihtiyacına göre farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması, performanslarını artıracaktır. Okul – Aile İş birliği: Eğitim kurumu çocuk okula ilk geldiği andan itibaren çocuğu ve aileyi iyi tanıması aile ile olumlu ilişkiler kurması gereklidir. Okulu ilk ziyaret anınızdan itibaren güvenlik görevlisinin sizi karşılama biçiminden, öğrencilerin kıyafet ve davranışlarına, çevre düzenlemesinden, temizliğine, okul yöneticisinin size olan yaklaşımı, eğitim süreciyle ilgili görüşlerine varana kadar gözlem yaparak, sizler de okul hakkında pek çok ipucu edinebilirsiniz. Bu nedenle seçilen kurum; bilgileri gizlemeyen, duvarları olmayan, iş birlikçi ve şeffaf olmalıdır. Eğitim sürecinin kalıcılığı ve devamlılığı açısından ailelerin okulda yapılanları yakından izlemeleri, okulla iş birliği içerisinde olmaları, okul ve ev arasında ortak tutum ve yaklaşımlar izlenmesi için çaba sarf etmeleri gerekir. Fiziksel Koşullar: İdeal bir okulda oyunlar, oyun gereçleri, kitaplar, sanatsal aktiviteler, projeler ve öğrenme köşeleri olmalıdır. Bu olanakları sağlayabilecek, çocukların hem güvenle hem de bağımsız bir şekilde hareket edebilmelerini sağlayabilecek fiziksel koşullar mevcut olmalıdır. Tüm günü aynı mekanda geçirmek yerine farklı atölyeler, laboratuvarlar, derslikler gezilerek dersin işlevi ve amacına uygun gerekli materyallerle donatılmış mekanlar öğrencilerin öğrenmeye ilişkin ilgi ve motivasyonlarını artırmaya katkıda bulunur. Kendilerine sağlanacak materyalleri keşfetmeleri ve kullanmalarına, kendi hayal ürünlerini oyunlarına yansıtmalarına ve birbirleriyle rahatça iletişim kurabilmelerine izin verilmelidir. Okulun hayatın bir simülasyonu olduğunu düşünecek olursa, hayata ilişkin ne varsa sınıfta olmalı.
Eğitimde teknolojinin yeri: Akıllı tahta, projeksiyon, bilgisayar, tablet gibi teknolojik ürünler, sınıf ortamında kendilerine yer buldular. Modern hayatın bir parçası olan sosyal medya araçlarını, öğrenmeyi destekleyici biçimde kullanan okullar, çocuklar için daha keyifli hale gelmektedir. Sosyal medya araçlarını yasaklamak yerine, etkili bir okul ve öğrenme ortamı yaratma amacıyla kullanmak çocuğun modern dünyanın beklentilerine uyum sağlamasını kolaylaştıracaktır. Pek çok okul Mayıs Ayı itibariyle ön görüşmeler ve/veya kura yöntemleriyle öğrenci alımlarına başlamaktadır, anne babalar ise çocuklarının iyi ve başarılı okullarda eğitim hayatına başlaması adına kayıt maratonu içine girmektedir. Anne babaların gösterdiği yoğun ilgi ve talep nedeniyle okullar çoğu ilkokul öğrencisini anasınıfından belirliyor. Bizler Nesibe Aydın Anaokulları olarak okul seçimi aşamasında sizler ve öğrenci adaylarımızla gerçekleştirdiğimiz ön görüşmelerimiz aracılığıyla sizlerin okulumuzu, eğitim geçmişi ve felsefemizi ayrıntılı bir şekilde tanımanızı, karşılık olarak beklentilerimizi görüşmeyi hedefliyoruz. Bunun yanı sıra öğrenci adayımızı tanımak üzere onunla yaptığımız görüşmeyle onun mizacı, ilgi alanları ve ihtiyaçlarını belirlemeyi ve onun bireysel özelliklerini keşfetmeyi amaçlıyoruz. Nesibe Aydın Anaokulları olarak ailelerimizle kurduğumuz karşılık güven duygusu bizler için olmazsa olmaz. Onların beklentilerinin okulun misyonu ve vizyonuyla uyumlu olması konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Velilerimiz bize, biz velilerimize güvenmeliyiz ki, çocuklarımızla ilgili kararları birlikte alıp, bu karar doğrultusunda aile ve okul işbirliği içerisinde çocuklarımızın eşi benzeri olmayan gelişimine birlikte tanıklık yapalım. Son olarak “hangi okul” konusunun maalesef tek bir yanıtı yok. Belki de bir okuldan neler beklediğinizi anlamak için kendinize “çocuğumu okula neden gönderiyorum?” diye sorabilirsiniz. Ama her şeyden önce çocuğa; “sen nasıl bir okul istiyorsun?” ya da “nasıl bir okulda mutlu olursun?” diye sormakta fayda var. Ve karar aşamasında derin bir nefes alıp, içinde bulunduğumuz imkanlar dahilinde en doğru olduğuna inandığımız, en çok içimize sinen, yüreğimize en çok dokunan okulda karar kılalım.
davet
Genç Şef Adayları Yarıştı Atılım Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü Gastronomi ve Mutfak Sanatları Programı kapsamında bu yıl altıncısı düzenlenen Liselerarası Yemek Yarışması “FAT CHEF 6”, 18 lisenin katılımıyla gerçekleştirildi. Her yıl turizm haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen FAT CHEF 6’nın bu yılki yarışma konusu “Geleneksel Türk Mutfağı” idi. Her lisenin üç öğrenciden oluşan takımıyla katıldığı FAT CHEF 6 yarışmasında yer alan liseli genç şef adayları, heyecanla yaptıkları birbirinden özel yemekleri yiyecek içecek sektörünün önemli isimlerinden oluşan jüriye sundular. Yemekler; sunum, yaratıcılık, lezzet, kullanılan süre, mutfak düzeni ve hijyen kriterleri baz alınarak değerlendirildi. Panayır havasında, coşkuyla geçen yarışmanın organizasyonunda Ankara İl Turizm Müdürü, Atılım Vakfı Azn İktisadi İşletmesi, Atılım Mezunlar Derneği, TAFED ( Türkiye Aşçılar Federasyonu) , BAŞADDER ( Başkent Aşçılar Derneği), İNOKSAN, Mutfak Magazin Dergisi yer aldı.
298 magdergi.com.tr
kısa kısa
Ankara’yı Maviye Yaklaștıracak Projeler Ankara, Kaşmir Yapı A.Ş. güvencesinde iki yeni proje ile tanışıyor. Eryaman’ın benzersiz lokasyonunda konumlanan Kaşmir Mavi Orkide; ferah ve modern daireleri, Göksu Parkı’nın en yakınında konumlanmasıyla, yanı başında yer alan Kaşmir Center AVM ile yepyeni bir yaşam alanı sunuyor.
Psikolojik Danıșma Bluesophos Bireysel Bilgelik, “Daha Uzun Yaşayın” konseptiyle sunduğu özel psikolojik danışma seanslarıyla da Ankaralılar ile buluşuyor. Sorunlarını farklı bir bakış açısıyla görmek, problemlerini daha iyi anlamaya başlamak, eski meselelerle ilgili yeni bakış açıları kazanmak, etkili ilişkiler kurmayı öğrenmek isteyenler için psikolojik danışma seansları öneriliyor. Geçmişin yüklerinden kurtulmak, şimdiki anınızda var olan potansiyelinizi açığa çıkarmak ve geleceğin endişelerinden özgürleşmek isteyenler, 530 091 39 40 – 530 090 85 44 numaralarından randevu talep edebilirler.
BLUESOPHOS B ir e y s e l B i l g e l i k
Satranç Turnuvasında Bașarı Büyük Kolej öğrencisi Çisel Anaçoğlu (5/D), Ordu’da düzenlenen Uluslararası Açık Satranç Turnuvası’nda 3. oldu. Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Satranç Federasyonu iş birliği ile düzenlenen III. Uluslararası Ödüllü Satranç Turnuvası, 04-09 Nisan 2017 tarihleri arasında, Büyükşehir Belediyesi Ordu Anadolu İmam Hatip Lisesi Spor Salonu’nda düzenlendi. 19 ülkeden ve Türkiye’nin farklı illerinden toplam 609 sporcunun yarıştığı turnuva beş ayrı kategoride düzenlendi. Öğrencimiz Çisel Anaçoğlu, B Genel Kategoride yarışan kadın yarışmacılar arasında, 7 turda 4,5 puanla üçüncülük kazanarak madalya ve hediye çeki ile ödüllendirildi. Turnuvalarda gösterdiği üstün performans ile okulumuzu gururlandıran başarılı oyuncumuzu kutluyor, gayret ve başarılarının devamını diliyoruz.
Annelere Özel Lezzetler JW MARRIOTT ANKARA, Anneler Günü’nde annesine unutulmaz bir JW deneyimi armağan etmek isteyenleri Fires & Flavors’ın bu güne özel hazırladığı brunch menüsüyle ve Karma Spa Wellness & Fitness’in özel spa paketleri ile ağırlıyor. Kaliteyi lüks ile buluşturan JW Marriott Ankara, bahar güneşinin ısıttığı terasında, taptaze çiçek kokuları arasında lezzetli bir brunch ya da Karma Spa Wellness & Fitness’da benzersiz bir spa keyfi yaşamak isteyen misafirlerini bekliyor...
Eğlenceli Tatlar Rollhouse’un eğlence dolu serüveni bundan tam 18 yıl önce başladı. Eğlencenin yanına, lezzetleri ve keyifli ortamıyla dikkat çeken DownTown Food Club restoranlarını da ekleyerek Ankara’nın en iyi bowling ve eğlence merkezi olmayı başaran Rollhouse, çok yakın zamanda dördüncü şubeleri ile YDA PARK AVENUE LİFE’da hizmet vermeye başlayacak.
davet
ÖZGÜR ÖKMEN, ȘIRAHBİL EMRE ACER, KEMAL KORANEL, AȘKIN DEMİR, BİRGÜL TAVȘAN KAYIRAN, HAKAN CANDURAN, EVRİM DOST, ERİNÇ SAĞKAN, ÇAĞRI AYHAN ȘENEL
Ankara Barosundan Şık Kutlama Ankara Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü sebebiyle Bilkent Otel ve Koferans Salonu’nda renkli bir balo düzenledi. Ankara Barosu, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle Bilkent Otel’de bir davet verdi. Baroya kayıtlı avukatların yanı sıra birçok stajyer avukatın da katılımıyla gerçekleşen balo renkli görüntülere sahne oldu. Davetin ev sahipliği Ankara Barosu Başkanı Hakan Canduran ve Yönetim Kurulu üyeleri tarafından gerçekleştirildi. Kokteyl ile başlayan keyifli davette Baro Başkanı Hakan Canduran ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin misafirperver ve sıcakkanlı tavırları sıcak rüzgarlar estirirken davetliler ise adeta şıklık yarışına girmişti. Kokteylin ardından balo salonunda devam eden davet, şehitlerin anılması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı ve ardından Baro Başkanı’nın konuşması gerçekleşti. Tüm avukatları kutlayan Hakan Canduran’ın konuşmasının ardından ise eğlence başladı. Gece geç saatlere kadar devam eden balo oldukça eğlenceli anlara sahne oldu.
300 magdergi.com.tr
MÜGE - HAKAN CANDURAN
Kılavuz Yapı - Kılavuz Park Model / 3 Blok 68 Daire
Gümüş İnşaat - Gümüş Şehir Evleri / 4 Blok 240 Daire
Pencere’ye atılan imza...
Çok katlı binaların vazgeçilmez Pencere’si Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
ilişkiler
Gökçen Erdoğan
gokcen@magdergi.com.tr
Çağımızın ve Geçmişin Gerçeği Kahve Kahve, dünya üzerinde sayısız çeșitle, sayısız insanın zevkine, keyfine hitap ediyor. Temelde aynı olsa da aynı kabul edilemeyecek kadar farklı o kadar çok kahve var ki... Adeta insan kadar çeșitli. Her ülkenin ve her insanın kahve kültürü farklı... Damak tadı farklı bir kere. Aynı çeșit kahveyi bile çok farklı lezzetlerde içen bir sürü farklı insan var. Ve hepimizin birleștiği fikir șu ki; kahvesiz asla!
B
en bir doktorum, evet aynı zamanda cinsel terapistim ama öncelikli olarak bir tıp doktoruyum. Tıp okumanın çeşitli zorlukları var; en az 6 yıl geceniz gündüzünüze karışarak okuyor, sonrasında da mesleki yetkinlikleriniz için yeni sınav süreçlerine giriyorsunuz. Peki sizce bu dönemde en yakın yardımcınız kim oluyor? Elbette kahve. Öğrenci olmanın şanındandır. Benim kahveyle tanışıklığımsa
302 magdergi.com.tr
tıp eğitimimden çok çok önceye, çocukluğuma dayanıyor. Kızların kahve içerlerse karardıkları şu döneme; içimizdeki minik orta çağa. Aile büyükleri sabah kahvesi içerken, genç kadınlar gıybetlerini kahve içerek hararetlendirirken düşündüğüm şey; büyümenin kahve içecek yaşa gelmek olduğuydu bir bakıma. İple çekiyordum ve fazla sabredemeyip kaçak göçek de olsa tatmıştım. Sonra annem ve babamla karşılıklı kahve içme dönemi başladı ve ardından yuvadan uçuş... Kahve her dönemi
ağız tadıyla yaşamak ama asla doyamamaktı. İnsan ömründeki geçişlerin de simgesidir bana göre.
Aşkta Kahve
Aşktan anlayan bir kadın olarak size çok ama çok emin biçimde söyleyebilirim ki, aşkla kahve arasında büyük ve güçlü bir bağ var. Hepimizin aklına kahve deyince şöyle okkalı ve de tuzlu bir fincan Türk kahvesi gelmez mi? Kızın elinden zehir olsa içecek bir oğlan ve kahveleri nasıl alacağı hiç de fark etmeyen ama kızı nasıl alacağı düşünülen dünürler. Her şey o kahveyle başlar. Yani kızla oğlanın ilk öpüşmesini saymazsak... O acı kahveyi son yudumuna dek içen damat, “her cefana razıyım, ağzımın tadı sensin, elinden zehir olsa içerim” diyordur. Bu büyük lafları unutmasalar erkekler de fena insanlar sayılmazlar!
Evlilikte Kahve
Peki siz benim evliliklerin her 5 yılına bir kahve yakıştırdığımı biliyor muydunuz? Bakalım sizin kahveniz hangisi? İlk 5 Yıl: Latte – Tadı da çok iyidir ama asıl etkileyici olan üzerinde yapılan sanatla görüntüsüdür. İkinci 5 Yıl: Brandy coffee – Brandy ile hazırlanır çünkü, evlilik hızlı biçimde sertleşmeye başlamıştır ve katlanmak için uyuşmak ister insan. Üçüncü 5 Yıl: Filtre kahve – Zorluklara karşı bağışıklık kazanılmış ve rutin, hayatın adeta favorisi olmuştur. Dördüncü 5 Yıl: Frappe – Soğukkanlı ve keyifli bir yeniden başlama dönemidir, kadınla erkek artık her şeyden önce iki iyi dosttur. Beşinci 5 Yıl: Affogato – Olumsuzlukların anlayışla yumuşatılmasına iyiden iyiye alışıldığını kahveye dondurma eklenmesinden daha iyi ne anlatabilir! Altıncı 5 Yıl: Yuanyang – Çayı kahveyle karıştırmak deyince yaşadığınız evlilikte aklınıza ne geliyorsa işte! Yedinci 5 Yıl: Doppio – Yaşanan onca şeyin, iyi ya da kötü sindirildiği, kötü günlerin dahi güzel birer anı olarak özlendiği yıllar geliverdi desenize... Sekizinci 5 Yıl: Türk kahvesi – İşte şimdi oldunuz!
Cinsel Yaşamda Kahve
Kahvenin cinsel açıdan faydaları yok mu diye merak ettiğinizi ama soramadığınızı biliyorum. Cinsel gücü artırıcı olarak özel olarak hazırlanan ve benzer ürünlerle birlikte satılan kahveleri
olayın dışında tutarak bildiğimiz kahvelerin cinsel gücü artırıcı besin değerinden söz edeyim size. Kahve de yukarıda saydığımız yiyecekler gibi birçok farklı kültürde afrodizyak olarak kullanılan bir başka besin maddesi. Ancak onun da etkisinin psikolojik mi, yoksa biyolojik mi olduğu henüz kanıtlanabilmiş değil. Kahvenin afrodizyak olarak kullanılmasının arkasında yüksek oranda kafein içermesinden kaynaklanan uyarıcı etkisi bulunuyor. Kahvenin yanında bir de çikolata varsa resmen baştan çıkarıcı bir izlenim uyandırıyor değil mi? Çikolata romantizm ve cinsellikle bağdaştırılan, afrodizyak içeriğiyle bilinen, özellikle kadınlar tarafından peynir ekmek gibi tüketilen besin maddelerinden biri. Ancak gerçekten cinsel isteği artırıcı etkisinin olup olmadığı hala tartışma konusu. Ama inanırsak olur, değil mi? Çikolatanın libido artırıcı etkisi üzerine yapılmış olan çalışmalardan elde edilen sonuçlar, içeriğindeki feniletilamine maddesinin mutluluk hormonu olarak bilinen endorfinleri harekete geçirdiği ve cinsel isteği artırmasının kişiye verdiği mutlulukla doğru orantılı olduğunu söylüyor. Kafein ve şeker içerdiği için enerji veren ve uyarıcı etkisi bulunan çikolata, cinsel performansı artırıcı etkileri kanıtlanmamış olsa da vücudunuzu harekete geçirdiği için afrodizyak olarak kullanabileceğiniz, lezzetli bir besin maddesi. Afrodizyak etkisiyle bilinen yiyeceklerle ilgili söylentilerin arkasındaki gerçeklerle ilgili az çok bir fikir sahibi olduğunuzu düşünüyoruz. Her ne kadar libidoyla direkt bir bağlantısı bulunmasa da, vücutta yarattığı fizyolojik birtakım değişiklikler yardımıyla dolaylı olarak cinsel performansınızı bu yiyeceklerle artırmanız mümkün. Bunu bir matematik denklemi olarak ele alırsak; Kahve+Çikolata= Serotonin Kafein+Feniletilamin=Endorfin Serotonin+Endorfin = Adrenalin Evet artık gönül rahatlığıyla sevişebilirsiniz. Sonuç orgazm. Hadi bir kahve? Afiyet olsun.
%100 Masif Country Mobilya 2004 yılında kurulan Kuta Home, masif mobilya konusunda Türkiye’deki birkaç markadan biri olma özelliği taşıyor. Kuta Home mobilyalarını yüzde yüz masif ağaçtan el işçiliği ile üretiliyor. Günümüzde fabrikasyon üretimle kaybolmak üzere olan bu değerleri yaşatmaya çalışıyor. Yenilikçilği temel ilke edinen Kuta Home, markanın seneler boyunca başarısının altında yatan en önemli nedenin müşteri memnuniyeti olduğunu belirtiyor. Kuta Home masif mobilyanın ruhunu modern zamana adapte ediyor.
MERVE KARAMAN
Merve Karaman Bridal, uzun yıllara dayanan tecrübesiyle hazır koleksiyonları ve kișiye özel tasarımlarıyla gelin adaylarının en özel günlerine eșlik ediyor... Sektörde üçüncü kușak olan Merve Karaman ile Bașkent’te açtıkları yeni mağazalarında gerçekleștirdiğimiz röportajda en özel günleri en güzel hale getiren detaylardan bahsediyor...
advertorial
Kuğu Gibi Zarif Yıldızlar Gibi Parlak
M
arkanız Ankara’ya yeni giriş yapmış olsa da sektörde uzun süreli bir hikayeniz var… Nasıl başladı tasarım yolculuğunuz?
Bu sektörde üçüncü kuşak olduğumu söyleyebilirim. Büyükannemle başlayan serüvenimiz annemin bu işi büyütmesiyle devam etti. İçinde yetiştiğim çevremden dolayı, çok küçük yaşlarda tasarım yapmaya başladım ve yüksek lisansımı da bu yönde tamamladım.
Ürün portföyünüzden bahsedebilir misiniz biraz? Ne tür tasarımlar çoğunlukta? Ürün çeşitliliğimiz sayesinde neredeyse yapmadığımız model yok. Ancak üretimlerimizde taleplere cevaben A kesim modeller ya da bedene oturan modeller daha çoğunlukta…
Tasarımların tamamını kendiniz, kişiye özel olarak mı yapıyorsunuz yoksa hazır giyim seçenekleriniz de var mı? İkisi de mevcut. Hem özel tasarım hem de hazır koleksiyon ürünlerimizle hizmet veriyoruz.
Tasarımları neye göre belirliyorsunuz? İlham kaynağınız neler oluyor?
Zamanı olmayan, yılların eskitemediği tarzlardan ve malzemelerden tercih ediyorum. Ancak özel tasarımlarımızda isteğe bağlı olarak günün trendlerini ya da dönemin belirgin kesim ve duruşlarını da uyguluyoruz. İlham olarak, bir modelde hangi doğa harikasını yaratmak istediğim, karar vermeme yardımcı oluyor. Yıldızlar gibi parlamak, kuğu gibi zarif görünmek… Gözle görünen, estetik her şey ilham kaynağım.
Dünya çapında çizgisini en çok beğendiğiniz gelinlik ve abiye markaları hangileri ya da çizgisini beğendiğiniz tasarımcılar kimler?
İlk başta gösterişli ve unutulmaz tasarımların yaratıcılarından olan Elie Saab, Michael Cinco ve Zuhair Murad’ı örnek verebilirim. Sade ve duru tasarımlarda ise Liz Martinez ve Berta bu konuda beğendiğim tasarımcılar ve markalar arasında.
Gelinlerin doğru gelinlik seçimi yapmaları için nelere dikkat etmeleri gerekiyor?
İlk olarak planladıkları düğüne ve fiziksel yapılarına uygun modeli seçmeleri çok önemli. Bu konuda bilir kişilerin tavsiyelerine açık olmaları gerekir. Birçok gelin adayı maalesef proporsiyonunun farkında değil; çok daha güzel olma imkanları varken belli kalıplara takılıp fiziki avantajlarını kullanamıyorlar. Tercih ettikleri modellerin mutlaka birden fazla kalıbını denemelerini tavsiye ederim. İkinci konu ise, zaman. Zaman konusu da planlanan düğün ve istenilen tarzla alakalı.
Yurt dışına açılmak planlarınız arasında mı?
Almanya, Belçika ve Hollanda ile uzun süredir çalışıyoruz. Körfez-Arap ülkelerinden de son zamanlarda yoğun ilgi görüyorum. Bu yönde birkaç iş birliği ve projemiz mevcut.
Özel dikim için gelinlerin düğünden ne kadar zaman önce size gelmeleri gerekiyor?
Tercih ettikleri modeller doğrultusunda işçilikli ve detay gerektiren modellerde en az 6 ay, sade ve zarif modellerde ise en az 3 ay önce gelmeleri avantaj sağlayacaktır.
Gelin adaylarının gelinlik seçiminde doğru yeri tercih etmeleri için nelere dikkat etmesi gerekiyor?
Gelin adaylarının en başta yaptığı hata, istedikleri bir ürünü daha önce denememiş firma ya da butiklere yaptırmaya çalışmalarından kaynaklanıyor. Bunun önüne geçmenin tek yolu ise, ziyaret ettikleri yerlerde yapılmış ürünlere ve bu yerlerin önceki çalışmalarına dikkatlice göz atmalarıdır. Her butik ve mağazanın kendine özgü kalıp ve dikişleri vardır. Daha iyisini beklemek gelin adaylarını hayal kırıklığına uğratabilir.
Gelin adayları için farklı öneri ve tavsiyeleriniz var mı?
Planlı ve programlı çalışmalarını tavsiye ederim. Bu konuda dergilerin hazırladığı yapılacaklar listelerinden faydalanabilirler. Kendi düğünümden yola çıkarak tavsiyede bulunacak olursam da fotoğrafçılarına, saç, makyaj tasarımına ve de gelinliklerine ayrıca önem göstermeleri gerektiği... Son olarak da bence masa düzenlerini son haftaya bırakmasınlar...
Nenehatun Caddesi No:86 06700 Çankaya / Ankara T: +90 (532) 385 57 03 M: info@mervekaramanbridal.com
davet
İkiz Kutlama Ankara’da sosyal yaşamın sevilen isimleri Tüzün ve Savaş Gelgel yeni yaşlarını ortak bir partiyle kutladı. Düzenledikleri ortak partiyle dostlarıyla bir araya gelen ikiz kardeşlerin yeni yaşını kutlamak üzere Ece Salıcı, Rezan Yağız, Fatoş Ekinci gibi Ankara cemiyetinin sevilen isimleri bir araya geldi. Dostlarıyla birlikte doyasıya eğlenen Tüzün ve Savaş Gelgel daha sonra hediyeleri kabul etti ve tüm arkadaşlarına bu özel günlerinde yanlarında oldukları için teşekkür etti.
308 magdergi.com.tr
TÜZÜN GELGEL
ȘERMİN ALDEMİR, BARAN YAZICI
kelebek
Nisan Yağmurları Mayıs Çiçeklerini Açtırır Șükürler olsun geldin sevgili Mayıs. Gözlerimiz yollarda kaldı bu sene. Çok uzun bir kıș ve tadı damağımızda kalan Mart ve Nisan’ı ardımızda bıraktıktan sonra sanırım senden beklentimiz büyük. Beklenti dediğin nedir ki… Biraz güneș, bahçe sohbetleri, dingin bir aile ortamı ve tabii sakin bir ülke… Peki biz senden bunları beklerken, kendi üstümüze düșenleri ne kadar yerine getiriyoruz, onu da ben kendime soruyorum. Bunlar burada hatırlatma olarak dursun, șimdi gelelim Mayıs ayı trendlerine…
310 magdergi.com.tr
&333
People’s Cover
Moda konusunda uzmanlaşmış reklam ajansının kurucu ortağı olan kreatif direktör Gülşah Gürcan 2016’da &333 markasıyla eğlenceli çantalar tasarlamaya başladı. Akordeon adını verdiği yeni koleksiyonu içi doluyken daha uzun, boşken daha kısa görünen çantalardan oluşuyor. &333 çantalarının tümü İstanbul’da özenli bir el işçiliği ile gerçek deri ve kararmayan aksesuarlar kullanılarak üretiliyor.
People’s Cover ürünleri telefonunuzu hem koruyor hem de hayatınıza renk katıyor. People’s Cover birçok telefon modeline özel kabartma baskı tekniği sayesinde ve eğlenceli desenleri ile hizmet veriyor.
Ana Lublin 1981 yılında Sao Paulo, Brezilya’da doğan Ana Lublin, özellikle çanta ve ayakkabı tasarımlarıyla öne çıkan bir aksesuar tasarımcısı. Torino, İtalya’da endüstri tasarımı okuyan ve burada modaya olan ilgisini fark eden tasarımcının koleksiyonları Brezilyalı kadınların feminen tarzından ve Stockholm’un çağdaş yapısından ilham alıyor.
Achelya Uluchay 2013 yılında İstanbul’da kurulan Achelya Uluchay markası, tasarımcının London College of Fashion’da eğitimini sürdürürken tasarladığı ilk plaj koleksiyonu ile tasarım severlerle buluştu. İlhamını şehirli cesur kadından, sanattan ve geometriden alan Kıbrıslı tasarımcı Açelya Uluçay, eklektik ve cesur olarak tanımladığı tasarım çizgisini fonksiyonellikle birleştirerek modern, iddialı ve sofistike plaj koleksiyonları sunuyor.
Holika Holika Holika Holika doğadaki en iyi malzemeleri kullanarak hazırlanan kaliteli ürünleri uygun fiyatlarla genç, tarz sahibi, bilinçli hem kadın hem erkek tüketicilere benzersiz, göz alıcı paketlerde sunuyor. Güney Kore firması olan Holika Holika’ya Watsons’lardan ya da internet sitesinden ulaşabilirsiniz.
Anais Margaux Paris
Sunday Somewhere Dünyanın “en rahat ve özgür” gözlük markası olarak bilinen Avustralyalı “Sunday Somewhere”, geleneksel güneş gözlüklerine eklediği imza niteliğindeki ayrıntılarla modern ve zamansız tasarımlarının yanında mevcut tasarım yaklaşımlarını keskin hatlarla birleştirerek de gözlük severlerle buluşturuyor.
Linya Jewellery Linya Jewellery hayalinizdeki takının hikayesini sizin için yazıyor. Marka; kişiye özel olarak yapılan, el işçiliği olan takılar; isteğe bağlı olarak harfler veya sembollerle 925 ayar gümüş takılar tasarlıyor. Bu tasarımlar bir sadekar ustasının elinden çıkıyor. Şimdiye kadar markanın koleksiyonlarda romantik, yumuşak dokunuşlu ve özgün tasarımlar olması ön planda oldu.
Modanın şehri Paris’te iki kız kardeşin hayalleriyle başlayan markanın hikayesi aslında çocukluk yıllarına dayanıyor. Paris’te birçok ünlü markanın baş terziliğini yapmış olan eniştelerinden etkilenen kardeşler, bütün kadınların zarif olduğunu ve bunu üzerlerinde hissetmelerini referans alarak 2015 yılı koleksiyonlarında “feel the elegance” sloganıyla yola çıkmışlar. Marka adını iki kardeşi temsil eden, Fransızca’da zarafet ve inci anlamına gelmekte olan “Anais” ve “Margaux” isimlerinden almaktadır. Koleksiyonun bütün parçalarında ve renklerinde siz de kendinizi en zarif halinizle hissedeceksiniz.
davet
Çiçek Bahçeleri SofralaraTaşındı ASLI TUNCER, CEREN YAZICI
EZGİ UZUNÖZ, DİLARA KALGAY
Bünyesinde birçok yabancı markanın duvar kağıdını ve ev tekstil ürününü bulunduran SMN Dekorasyon renkli bir tanıtım daveti düzenledi. Bünyesine yeni kattığı seçkin Fransız ve İngiliz markaları için tanıtım daveti veren SMN Dekorasyon, yeni koleksiyonunu Ankara cemiyet hayatının tanınan isimlerinin katılımıyla keman ve cello müziği eşliğinde beğeniye sundu. Seçkin marka, ihtişamlı sofra takımları ile davetlilere görsel bir ziyafette bulundu. Takımları dikkatle inceleyen davetliler ile tek tek ilgilenen SMN Dekorasyon sahibi Nilgün Yazıcı, davete gösterilen yoğun ilgiden oldukça memnun görünüyordu.
312 magdergi.com.tr
ARZU DURAL
NİLGÜN YAZICI
IȘIK TEKIȘIK
NİLÜFER ȘENSÖZ
NURDAN ACAR
davet
SEVGİ SOLUK
VELİ SARITOPRAK
SANEM YILMAZEL
NEZİH ALLIOĞLU
Dört Marka El Ele Soie Design, Alia Jewellery, Özgür Koldaş ve Mia Event iş birliği ile Erimtan Müzesi’nde “Kadına Dair” isimli bir defile düzenlendi. Sanatı modayla buluşturarak tekstil sektöründe adından sıkça bahsettiren Soie Design, 2017 yaz koleksiyonuyla Alia Jewellery, medikal estetik uygulamalarıyla ünlenen Dr. Özgür Koldaş ve Mia Event iş birliğiyle “Kadına Dair” isimli bir etkinlik düzenledi. Etkinlik, tüm hazırlıkların tamamlanması ve misafirlerin yerini almasıyla başladı. Önce Soie Design ve Alia Jewellery’nin yeni sezon ürünlerinin sergilendiği bir defile gerçekleştirildi ardından ise misafirler Dr. Özgür Koldaş’ın medikal estetik ile ilgili sunumunu dinledi. Organizasyon Mia Event’in hazırladığı leziz ikramların tadımıyla devam etti.
314 magdergi.com.tr
KAMER - ÖZGÜR KOLDAȘ
MELEK GÜRAKAR ÜNAL
KÜBRA KARAÖMEROĞLU
Sanatçı Hikmet Çetinkaya’nın gelinciklerinin kullanıldığı Soie Design’ın tasarımlarının sergilendiği defilenin ardından Özgül Peker de mankenlerle poz verdi.
AYÇA ÖZKAN , IȘIL SARAÇOĞLU
BELMA ÖZİÇ
davet
IMANE ELBANI YILDIRIM, MURAT YILDIRIM
Ünlü Oyuncu Panora’da Murat Yıldırım ve eşi Imani Elbani Yıldırım imza günü için geldikleri Ankara Panora AVM’de hayranlarının sorularını yanıtladı. Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi ünlü oyuncu Murat Yıldırım ve eşi Imani Elbani Yıldırım’ı ağırladı. Oyuncunun hayranlarının yoğun ilgi gösterdiği imza gününde Dr. Said Sözühikmet’in yeni kitabı “Yaşamın Göremediğimiz Şifreleri” Murat Yıldırım ve eşinin imzası ile sevenleriyle buluştu. “Kim Milyoner Olmak İster ” programının sunuculuğunu da üstlenen Murat Yıldırım sevenleriyle buluşmanın mutluluğu içindeydi. Hayranlarının sorularına ilgili cevaplar veren Murat Yıldırım yeni projeleriyle ilgili bilgiler vermeyi de ihmal etmedi.
316 magdergi.com.tr
röportaj
MURAT YILDIRIM, IMANE ELBANI YILDIRIM
Yaşamın Göremediğimiz Şifreleri Ünlü isimlerin yașam koçu olarak tanınan Dr. Said Sözühikmet’in “Yașamın Göremediğimiz Șifreleri” adlı yeni kitabının imza günü etkinliği için Panora Alıșveriș Merkezi’nde eșiyle birlikte sevenleriyle bulușan Murat Yıldırım kendisine yönelttiğimiz soruları samimiyetle yanıtladı. “Kim Milyoner Olmak İster ” programının sunuculuğunu da üstlenen Murat Yıldırım, ilerleyen dönemlerde yeni bir dizi ile izleyicileriyle bulușacağının da müjdesini verdi.
318 magdergi.com.tr
Y
aşamın sırları kitabından biraz bahseder misiniz? Bu kitapta okurları neler bekliyor?
Bu kitap, insanlara hayatın gerçeklerini tekrardan önlerine koyup onlarla nasıl savaşabileceklerini, onları nasıl yenebileceklerini, nasıl alt edebileceklerini anlatan bir kişisel gelişim kitabı. İnsanları sadece hayellerle değil de gerçeklerle de yüzleştiriyor. Dolayısıyla o anlamda benim için çok önemli bir kitap. Bir de benim hayatımın değişim sürecinde, değişim
Her meslek gibi oyunculuk da her gün gelişen bir meslek. noktalarımdaki en önemli etkenlerinden birisidir, Dr. Said Sözühikmet… Zaten bizim de isteğimiz üzerine bu kitabı yazdı. Tolgahan Sayışman ve ben kendisine bu kitabı yazması için gerçekten ısrar ettik. Hatta kitabı kendi kitabım gibi görüyorum, çünkü kitapta emeğim var, kitap bizim arzumuz isteğimiz üzerine yazıldı. Kitabı yazan kişi de bunları yaşayan bir kişi olduğu için insanlara ulaşmasını istedim. Çünkü, ümitsizlik, erteleme, tembellik, kaygı gibi şeyler hepimizde var olan şeyler. Dolayısıyla bunları nasıl yenebiliceğimiz de bize her zaman bir dost veya bir kitap aracılığıyla tekrar tekrar hatırlatılır hayatta. Sadece bunu okumak yetmez tabii ki, bunu uygulamak ve bunu uygulamaya yardımcı olacak dostlar da gerekir.
Dr. Said Sözühikmet ile yollarınız nasıl kesişti? Akıl hocam diye bahsediyorsunuz kendisinden, hayatınızda önemli bir yeri olmalı...
Dört-beş yıl kadar oldu tanışıklığımız... Kendisi hem doktor hem de bir dost. Arkadaş ortamında tanışmıştık ve muhabbeti çok hoşuma gitmişti; fikirleri, bakış açısı... Öyle bir arkadaşlığımız oluştu ve sonrasında devam etti. Hayatımın
ATV ile beraber bir dizi ile önümüzdeki sezon ekranlara dönmeyi planlıyoruz. çok önemli kararlarını her zaman kendisiyle istişare ederek, konuşarak, fikir alışverişi yaparak veririm. Benim için çok değerli birisidir.
Peki kitap hakkında şu an okurlar tarafından nasıl geri dönüşler alıyorsunuz? “Bir kez okuduk, bir kez daha okuyacağız ve bir kez daha okuyacağız” deniliyor. Bu kitap için bu doğru bir yaklaşım. Çünkü bu kitap, öyle sadece bir kez okumalık bir kitap değil. Benim her zaman baş ucumda bulunan bir kitap. İnsanın devamlı hatırlaması gereken şeyleri ona hatırlatan bir kitap. O yüzden tekrar tekrar bakmakta fayda var. İnsanlardan da bu geri dönüşü alıyorum.
Kim milyoner olmak ister programı nasıl gidiyor? Yarışma programına sunuculuk süreci nasıl gelişti? Gayet güzel gidiyor... Buraya aynı zamanda onun ödülünü de almaya geldik. Bu akşam Grand Ankara Otel’de yapılacak Radyo ve Televizyon Gazeteciler Derneği Ödül Töreninde ödülümüzü alacağız. Programa ilginin giderek artması beni mutlu ediyor. Gençlerin o programa yöneldiğini görüyor, duyuyor olmak, buna şahit olamak hoşuma gidiyor, çünkü bu bir bilgi yarışması. İnsanların da bilgiyi merak etmesi kadar güzel bir şey yok herhalde...
Oynadığınız tüm diziler izlenme rekorları kırdı. Sizi yakın zamanda ekranlarda yeni bir projede görebilecek miyiz?
Seneye olacak. Önümüzdeki sene bir dizi yapmak istiyorum. Tabii şimdi burada söylüyoruz ama hayat ne getirir bilemeyiz. Fakat ATV ile beraber bir dizi yapacağız diye anlaştık, fakat hangi seneryo olacak şimdi ona bakıyoruz beraber.
En son Sonsuz Aşk filminde çok güzel yorumlar aldınız? Siz kendinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Sonsuz Aşk bence de güzel bir film oldu. Seyirciyle çok daha fazla buluşabilir gibi evet ama önemli olan şu ana kadar galiba altı yüz bin kişi gitmiş ve beğenmeyen hemen hemen hiç yok gibi... Dolayısıyla insanlar bir buçuk saatten fazla vakit ayırıyorlar. Hatta oraya gidip dönmek üç saatlerini
Tesadüf eseri gittiğim Londra gezisi sırasında eşimle tanıştık alıyor belki, böylece üç saatlerini size harcıyolar. Bu yüzden onlara mahçup olmamak çok önemli. Bu film bizi mahçup etmedi. Her meslek gibi oyunculuk da her gün gelişen bir meslek, yeter ki siz bunu yapmak, öğrenmek ve kendinizi geliştirmek isteyin. Hangi meslekte olursanız olun “Ben bunu biliyorum.” derseniz yanılırsınız, o işi iyi yapamazsınız.
Canlandırdığınız karakterler arasında en çok kendinize yakın hissettiğiniz karakter hangisiydi bu zamana kadar? Hepsinden bir parça var bende. Dolayısıyla hiçbirine daha yakın ya da daha uzak diyemiyorum. Çünkü kendinizden de bir şeyler katıyorsunuz oraya... Sizin ruhunuz orada, o karakterde canlanıyor. Kısacası hepsi kendi ruhumdan parçalar...
Eşiniz ile tanışma hikayenizden bize biraz bahseder misiniz?
Londra’da bir arkadaş ortamında tanıştık. Öncesinde aklımda, fikrimde Londra’ya gitmek çok yoktu... Bahsettiğim arkadaşıma “Los Angeles’a mı Londra’ya mı gitsem?” diye danıştığımda “Londra’ya git, daha iyi olur senin için” dedi ve ben de Londra’ya gittim. Gerçekten benim için daha iyi oldu. Röportaj: Dilara Ertürk
ww
davet
Panora AVM’de “Doğru Zaman” Şebnem Daloğlu, sınav kaygısı ve stresi ile başa çıkmanın yöntemlerini Panora AVM’de düzenlenen bir söyleşi ile anlatt. Öğrenci Koçu ve Eğitmen Şebnem Daloğlu’nun gerçekleştirdiği söyleşide, öğrenciler ve aileler sınav kaygısı ile başa çıkmanın yollarını sorma şansına sahip oldu. Doğru beslenme, zamanı iyi kullanma teknikleri ile ilgili de bilgi veren Şebnem Daloğlu şunları söyledi: “Hayalleri planlamalı ve planları hayata dönüştürmek için doğru zaman yönetimi yapmalıyız. Stres, hayatımızın her alanında var ancak stresle başa çıkmanın yöntemlerinin başında kendine güvenmek geliyor. Sınav hayatımızın önemli bir alanını oluştursa da, kişilik değerlendirmemiz değildir. Bu yüzden ikisi arasındaki farkın iyi anlaşılması gerekiyor.” Nefes egzersizlerinin öneminden de bahseden Şebnem Daloğlu, doğru nefes egzersizi ile ilgili bilgi vermeyi de ihmal etmedi. ȘEBNEM DALOĞLU
320 magdergi.com.tr
Kültürler Kaynaştı Uluslararası Kadınlar Derneği’nin düzenlediği “Ülkemi Tanıyın” etkinlikleri kapsamında Meksika Ankara Büyükelçiliği’nde bir davet düzenlendi. Başkentli yardımsever hanımlar tarafından kurulan Uluslarası Kadınlar Derneği, ülkeleri tanıttığı etkinlikler kapsamında Meksika Büyükelçiliği’nde bir araya geldi. “Ülkemi Tanıyın” isimli etkinlik kapsamında Meksika’nın Ankara Maslahatgüzarı Alejandra Martinez bir sunum gerçekleştirdi. Dernek Başkanı Aytül Gökçe ve Meksika Maslahatgüzarı Alejandra Martinez’ın ev sahipliği yaptığı davette adeta iki kültür kaynaştı. Konuklar Meksika’ya ait geleneksel lezzetleri tatma imkanı bulurken Türk kültürüne ait örf, adet ve yemeklerden bahsederek Meksika Maslahatgüzarı’nı bilgilendirdiler. Oldukça keyifli bir ortamda gerçekleşen davetten elde edilen tüm gelirin ise yardım için kullanılacağı öğrenildi.
322 magdergi.com.tr
ENDER CANAN ADAN
FİGEN ÇARMIKLI
davet
AYȘE BİÇER
Gaziler İçin Tek Yürek FATMA ÖZYURT
Sosyal projelere imza atan Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü Derneği (ULEKAD), gazilerin okuyan çocuklarının eğitimine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği etkinlikle 110 ressamı “Gazilerimiz için Tek Yürek” isimli karma sergide buluşturdu. Türkiye çapında sosyal projelere imza atan Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü Derneği (ULEKAD) Ankara’da düzenlediği etkinlikle gazilerin okuyan çocuklarına katkı sağladı. 110 ressamın eserlerinin yer aldığı “Gazilerimiz İçin Tek Yürek” isimli sergi TBMM Mustafa Necati Kültür Evi Sergi Salonu’nda açıldı. Sergi Ankaralı sanatseverler tarafından yoğun ilgi gördü. Etkinlik, serginin küratörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Alaybey Karoğlu’nun açılış konuşmasıyla başladı ve Ülekad Başkanı Hüzün Yücel’in konuşmasıyla devam etti. Milli birlik ve beraberlik vurgusunun sıkça yapıldığı sergiden elde edilen gelir ise gazi çocuklarının daha iyi eğitim görebilmeleri için sosyal projelere aktarıldı.
324 magdergi.com.tr
HÜZÜN YÜCEL
HİKMET SAMİ TÜRK
YELDA ÇORLU
TUBA ÜSTÜN
PINAR CANALP
MELİS KUNDUZ
BURCU YÖRÜBULUT
HAYRİYE ÖZTEMEL
Uluslararası Ekolojik Kadın Köyü Derneği’nin gazi çocukları için gerçekleștirdiği projeye, Ankaralı sanatseverler yoğun ilgi gösterdi.
Etkinlikte bulușan 110 ressamın sergisinden elde edilen gelir, gazi çocuklarının daha iyi bir eğitim alabilmesi için kullanılacak. ALEV TUNA
REYHAN EKİN
röportaj
ÇİĞDEM GÜÇLÜ
Kırk Bir Yıllık Serüven İlk kitabı “Yoktur Acıların Fragmanı” ile kendisiyle tanıștığımız Çiğdem Güçlü, 41. yașına hediye olarak yazdığı “Kırk bir” adlı kitabıyla okuyucularıyla nasıl derin bir bağ kurduğunu anlatıyor...
Y
azarlık serüveninizi dinleyebilir miyiz?
İlk kitabım “Yoktur Acıların Fragmanı” 2009’da, ikinci kitabım “Kızıl Sonbahar” 2011 yılında çıktı. İlki deneme, ikincisi ise bir aşk romanıydı. Kırk bir ise, yine bir deneme kitabı. Kalemle ilk ilişkim, ilk bağlılığımsa okul yıllarıma denk düşer. Okumanın büyülü sokaklarından yazmanın efsununa kavuşmam, okuduğum her cümlenin, içime işleyen her kitabın, öyküsünü merak ettiğim her yazarın içimde inşa ettiği edebiyat sevgisiyle oldu. Konuşurken dinlerken değil de okurken, yazarken yüreğimin üstündeki kara bulutların aralandığını anladığımda kaleme ve kağıda sevdalandım, mürekkep lekesinden haz aldım. “Söz kalbin mezarıymış” der Şükrü Erbaş. Ya susarsınız ya yazarsınız...
326 magdergi.com.tr
Kitaplarınızda okurlarınıza iletmek istediğiniz mesaj ve hissettirmek istediğiniz duygu genellikle ne oluyor? “Yoktur Acıların Fragmanı”nda ve “Kırk bir”de, deneme yazılarımda yaşadığımız, yaşayabileceğimiz her türlü duygu var. Aslına bakarsınız yazmak benim kendime aldığım notlar. Okuyucuya bir mesaj vermek veya anlatmaktan çok, kitabı eline alıp “işte ben bunu anlatmak istiyordum, bu benim yaşadığım şey” dediği an, bence bu işin ödülü. Acısını anlatmaya, sevincini dillendirmeye çalışan birinin gözlerine bakarak onun duygusunu ona tarif etmek, gözlerinde anlaşılmanın dinginliğini görmek, anlamak... İnsan olarak anlaşılmak nihai gayemiz değil mi? Yazmak; tanımadığımız insanlarla da bu bağı kurmak, sözcüklerde göz göze gelmek... Benim hem bir özür hem bir ödül gibi gördüğüm bir duygudaşlık yeteneğim var. Ben bir empatım. Buna yetenek mi, hastalık mı, demek daha doğru olur bilmiyorum. Ama eğer biri acı çekiyorsa
kalbim bütün hücreleriyle titriyor, acısını içimin derinlerinde hissediyorum. Daha da ilerisi fiziksel acı çeken birini görürsem de aynı acıyı çekiyorum ve etkileniyorum. Bu kadar derinden yaşanan duygu bir şekliyle karşıdakine sirayet edecektir. Samimiyet o denli önemli ki… Bir şarkıyı seslendirirken, bir tiyatro oyununu seyrederken, bir enstrümanın sesini dinlerken, söyleyen, oynayan, yazan, çalan bunu yüreğinin derinlerinden gelen bir coşkuyla yaparsa bizi kuşatır sarar… Bir söz, bir nota, bir ses… Bulunduğumuz yerden alır götürür bizi, içimizin kuytu odalarına… Bir mesajsa eğer şunu anlatmak istiyorum ben; duygularımızı hakkını vere vere yaşayalım, acı çekiyorsak bırakalım o acı içimize dolsun, yaksın içimizde ne varsa... Sonra iyileşerek çıkalım içinden... Sahte mutluluk pozlarının arkasına saklanmanın anlamı yok. Mutsuzluklarımızla yüzleşelim, yetersizliklerimizle, korkularımızla… Onları allayıp pullayıp sahte duygu kılıflarına sokmak insanı kendinden uzağa düşürür. Oysa hayat içimize doğru yapmamız gereken bir yolculuktur. “Kırk bir”de hem tanıyıp sevdiğim hem de bir şekilde hikayelerimizin kesiştiği, acısıyla mutluluğuyla hemhal olduğum kadınların hisleri var. Bu bir buluşma, bilmediğimiz gönüllerle buluşma… Ben yazdım, dilerim güzel yüreklerle buluşur, dilerim “Kırk bir” onu sevecek arkadaşlar edinir kendine…
Son kitabınızda neyi anlatıyorsunuz?
İçinde kırk bir deneme yazısı olan bir kitap, kırk birinci yazım, “Kırk bir”… Bir özgeçmiş gibi… Kırk birinci yaşımda kendime verdiğim bir hediye. Yıllar içinde biriktirdiğim dostların hisleri de var, tanıklık ettiğim acıların gölgeleri de… Hasret de var, vuslat da... Ayrılık acısı da var, kavuşma mutluluğu da... Esaret de var, cesaret de... Yanmak da var acıdan, ferahlamak da var çıkıp o sancıdan... İçimden ne geçtiyse, ben nelerin içinden geçtiysem, hayatıma konuk ettiklerim, uğurladıklarım, hayatıma değenlerin acıları var. Dediğim gibi, ben
biri bana derdini döktüğünde öylesine kulak veremem; alırım yüreğimi, kurulurum onun acısının baş köşesine. Yanalım derim, belki sağ salim çıkarız beraber bu acının içinden. Başkalarının acısına yanabilirse kalp yüreğe dönüşür. Bireysel kurtuluşlar beraber yanabildiğiniz insanlar varsa mümkün. Şükür var, teşekkür var, yangında yanımızda olanlara, Yaradan’ın verdiklerine. Ben bunları anlattım, umarım anlattığım şekliyle anlaşılır...
Yazarken nelerden ilham alıyorsunuz?
Yazarken Göksel Baktagir dinlemeyi seviyorum, ezgisi yüreğime işliyor… Bana her şey ilham verebilir, yaşamın kendisi… Bir tablo, bir söz, bir müzik. Doğa… Dağların enginlerindeki ay… Ama doğa bana yetersiz hissettiriyor kendimi, öylesine güzel ki, sanki şöyle diyor: “Sen yorulma, yazılacak her şeyi yazdım ben, söylenecek bütün şarkıları söyledim, bütün besteleri yaptım, bütün tabloları sergiledim sana… Sen yorulma…” Yapılacakların en iyisi yapıldı, bizimki doğayı taklit etmek sanırım, onun küçük bir parçası olarak… Doğadan ve insanın içindeki doğallıktan ilham alıyorum ben.
Ufuktaki plan ve projelerinizden bahseder misiniz?
Ufuktaki planım; ufka değil daha yakınlara bakmayı kendime öğretmek... Uzun süreli planlar yapmamak… Yaşamaya bırakmak kendimi… Temennim ise; sahip olduğumuz bu güzel coğrafyanın, vatanımızın ve bu güzel gezegenin değerinin anlaşılacağı, uzun yıllar boyunca yaşamsal değil, entelektüel kaygılarımızın olduğu bir ömür sürmek. Sükûnun, huzurun, sevginin hüküm sürdüğü topraklarda yaşamak. Sanata ve bilime sarılmak… “Kırk bir”in yazılmasında katkıda bulunan herkese teşekkür ediyorum. Özenli çalışmalarından ve emeklerinden dolayı Orient Yayınevi’ne ve değerli ekibine de ayrıca teşekkürler... Doğru insanlar, hayatın her aşamasında karşımızda olsunlar dilerim. MAG ekibi olarak sizlere de çok teşekkür ediyorum...
haber
Tiyatro Tempo’da Küçük Prens Yetișkinleri “Kukla” gezegenine davet ediyor... Türkiye’nin başta gelen kukla tiyatrolarından Tiyatro Tempo, Ankara’da hem çocuk ve gençlere hem de yetişkinlere kuklaların dünyasından seslenmeyi sürdürüyor. Yetişkinler için yaptıkları en son projeleri “Küçük Prens”, çok sevilerek izlenen bir oyun oldu ve gördüğü ilgi nedeniyle önümüzdeki sezon da sergilenmeye devam edecek. Antoine De Saint Exupery’nin dünyada en çok basılan kitaplar arasında yer alan Küçük Prens kitabı, bir kukla oyunu olarak Rus Yönetmen Antonina Dobrolyubova tarafından uyarlanarak sahneye taşındı. Kukla tasarımı ve yapımı ise, yine Rusya’da Olga İvçenko tarafından yapıldı. “Kara tiyatro” ışık tekniği ve kuklanın buluştuğu oyunda görsel zenginlik Küçük Prens’in büyülü dünyasını etkileyici bir şekilde izleyicisine sunuyor. Türkiye’de ve yurt dışında birçok festivale davet edilen Tiyatro Tempo’nun başarılı oyuncu ve kuklacıları Marina Yüce, Şirin Ceylan Özen ve Haluk Yüce Küçük Prens’te şiirsel bir dünya yaratıyorlar. Tiyatro Tempo – Çocuk – Gençlik – Yetişkin Kukla Tiyatrosu www.tiyatrotempo.com Biletler Biletiva ve Tiyatro TEMPO Gişelerinde. Adres: Gazi Mustafa Kemal Bulvarı 114/ C Maltepe / Ankara Tel: 0312 232 32 92 Gsm: 0533 209 94 41
“Esaretten Cesarete” Farkındalığı Türkiye’de ve dünyada hızla artan tütün, alkol ve uyușturucu madde alım oranlarına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak adına bașta Hacettepe Üniversitesi öğrencileri Lions Kulüpleri, Leo kulüpleri, Türkiye Barolar Birliği, Lions Eğitim ve Hizmet Vakfı iș birliğiyle bir kısa film yarıșması düzenledi. “Esareten Cesarete” isimli kısa film yarışması kapsamında 190 üniversitede öğrenim gören 5 milyon üniversite öğrencisine ulaşıldı. Üniversite öğrencilerinin bağımlılık ile ilgili sosyal çabaya destek vermesinin amaçlandığı etkinlik çok sayıda öğrencinin katılımıyla gerçekleştirildi. Bu anlamlı organizasyonu düzenleyerek öğrencileri bir araya getiren Prof. Dr. Şafak Güçer’in ev sahipliğini üstlendiği gecenin sunuculuğunu TRT spikeri Oya Eren üstlendi. Kısa filmler arasından En İyi Film dalında birinciliği ve En iyi Senaryo Ödülünü Yeniden adlı filmiyle Yiğit Karaca, ikinciliği ve En iyi Yönetmen Ödülünü Mağara adlı filmiyle Evliya Çelebi, üçüncülüğü Yolcu adlı filmiyle Aslan Behzat kazanmaya hak kazandı.
328 magdergi.com.tr
Unutkanlığa Dikkat Edin Acıbadem Ankara Hastanesi, Nöroloji Uzmanı Esra Mıhçıoğlu, MAN çalıșanları ile buluștu. Unutkanlık üzerine düzenlenen seminerde Mıhçıoğlu, alkol kullanımının hafızayı olumsuz etkilediğini belirtti. MAN çalışanları ile olmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek sunuma başlayan Nöroloji Uzmanı Esra Mıhçıoğlu, unutkanlığın nedenlerini ve yaşam üzerindeki etkilerini anlattı. Bilginin tekrar sıklığı ile hafızada kalma süresinin doğru orantılı olduğundan bahseden Mıhçıoğlu, iz bırakan olayların insan hafızasında daha fazla yer edindiğini kaydetti. Somut olan olayların da akılda kalma süresinin daha fazla olduğunu belirten Uzman Esra Mıhçıoğlu “Görsellik hafızada daha önemli yer tutuyor. 20 milyar civarında korteksimizde hücre bulunuyor. 2.5 milyon GB hafızamız bulunmakta. Bu hafızamızın birçok bilgiyi depolayabilecek güçte olduğunun en büyük kanıtı” ifadelerini kullandı.
Minikler Panora’da Şirinler ile Tanıştı Düzenlediği etkinlikler ile çocukların yüzünü güldüren Panora AVM, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kapsamında, Șirinler’i minikler ile bulușturdu. Beyazperdede ‘‘Şirinler Kayıp Köy’’ filmi ile sevenleriyle buluşan ve 7’den 70’e herkesin sevdiği Şirinler, gerçeğe dönüştü. Panora AVM’de kurulan oyun alanında eğlencenin tadını çıkaran çocuklar yeteneklerini keşfederek, birbirinden renkli oyunların dünyasında yolculuğa çıktı. Daha sonra Şirinler karakterleri ile buluşan minik misafirlerin, mutlulukları ise adeta gözlerinden okundu. Eğlenceli müzikler eşliğinde Şirin Baba, Şirine ve Güçlü Şirin ile dans etme fırsatı yakalayan çocuklar sevilen karakterler ile fotoğraf çektirmeyi de ihmal etmedi. Çekilen fotoğrafları evlerine götürme şansına da sahip olan çocuklar keyifli bir gün geçirdi.
Yeni Discovery Satışta Land Rover yeni Discovery modelini Balgat Borusan’da düzenlenen lansman ile otomobil tutkunlarının beğenisine sundu. Borusan Balgat mağazası, yeni Discovery modelinin lansmanına ev sahipliği yaptı. Otomobil meraklıları, Mart ayı itibariyle satışa çıkan Land Rover markasının sevilen modelini incelemek için Balgat Borusan mağazasına akın etti. Sınıfının en iyi Off-Road kabiliyetiyle dikkat çeken araçta kullanılan teknoloji hakkında bilgi almaya gelen misafirler ise test sürüşü yaparak aracı yakından tanıma fırsatı buldular.
davet
MAG’da Gelenek Bozulmadı MAG Medya Yayın Grubu ofis bahçesinde düzenlediği geleneksel barbekü partisini yıllardır iş birliği içinde olduğu çözüm ortaklarıyla birlikte gerçekleştirdi.
AHMET MÜNİR YAȘAR, CAN ÇAVUȘOĞLU
330 magdergi.com.tr
HATİCE - İBRAHİM CANGÜL
Her sene Büyükesat’ta bulunan ofis bahçesinde gerçekleştirilen barbekü partisine MAG Medya’nın iş birliği içinde olduğu firmaların yetkilileri ve iş dünyasının seçkin birçok ismi katıldı. Partinin ev sahipliğini ise, MAG Medya Yayın Grubu İmtiyaz Sahibi Can Çavuşoğlu ve MAG Medya ekibi gerçekleştirdi. Doğal ve samimi bir ortamda gerçekleşen buluşmada MAG ailesi, davete icabet eden tüm misafirleriyle tek tek ilgilendi ve hepsine teşekkür etti.
BURHAN VAROL
ATA GÜMÜȘ
ÜNSAL TURGAY MURAT ERKÜTÜK
SELİM GÖKSİN
BEGÜM AKIȘ
ERCAN ÇELİK
HİLAL ÖZTÜRK
MELİH FER SOLMAZ
davet
NURETTİN, SERHAT SÖZEN
332 magdergi.com.tr
BAHAR DEMİRKIRAN, SELİM ARTIȘ
SERVET GÜREL
ERSAN UYGUR
SELİM KAHRAMAN
ağız tadı
ONUR BÜYÜKTOPÇU, CEREN AKDAĞ
Ego Savaşlarından Sağlam Çıkan Oyuncu Televizyonda reyting rekorları kıran ‘Kiralık Așk’taki Koriș’in, Onur Büyüktopçu’nun, geçmiște İngiltere’de okurken geçimini sağlamak için tuvalet temizlemekten tutun, yașlı insanların bakımına kadar birçok iște çalıștığını biliyor muydunuz? Kendi deyimiyle “o zaman dibi gördüm, artık sırtım yere gelmez” diyen Büyüktopçu, karakterini sağlamlaștıran, șımarık oyuncu kitlesinde yer almamasında büyük rol oynayan hayatın gerçeklerini anlattı.
O
nur Büyüktopçu ile Nişantaşı’nda Arap turistlerin yoğun olduğu St.Regis Otel’de buluşmak aslında onun için çok konforlu değildi. Çünkü yürürken dakikada bir fotoğraf çektirmek isteyenlerle kesiliyor yolunuz... Ancak onun bununla ilgili bir sıkıntısı yok. Zaten sohbetimizin ana konusunu oluşturan ego, çoktan yenilmiş, başka diyarlara gitmiş bile. Tiyatrocu, oyuncu, cast direktörü Onur, sektörün içinde kendisinin de şahit olduğu şımarıklıklardan bıkmış durumda. Onun hikayesi İzmir’de, daha doğrusu Karşıyaka’da başlıyor. “35,5 deriz biz bilenler bilir, İzmir’e gidiyoruz diye çıkardık evden” diye anlatan Onur’un İngiltere macerası ise olgunlaşmasında en büyük adım. Hem okumak hem aç kalmamak kolay değil; “Oyunculuk eğitimi alıyordum ama aynı zamanda çalışmam da gerekiyordu. Barmenlik, tuvaletçilik, garsonluk yaptım bardak topladım. Hatta yaşlı insanlara bakıcılık da yaptım. Yurt dışında dibi gördüğüm için benim sırtım kolay kolay yere gelmez. Birçok işte çalışıp, okumaya çalıştığım için değerini bilirim. Mesela garsonluk
334 magdergi.com.tr
en önemli mesleklerden biridir. Küçümseyen insanlar var, halbuki bu egonun sesi. Bunu bıraksalar mutlu olacaklar. Başkalarına varoş diyerek bu hayat geçmez.”
Oyuncu döven oyuncular var...
Şimdiki dizi sektörünü değerlendirdiğinde şımaranlar ve egolarıyla insanları ezenleri iyi analiz etmesinin nedeni oyunculuğun yanında yıllardır ‘cast direktörü’ olarak çalışması. Devlet tiyatrosunda akşamları oyun varken gündüzlerini değerlendirip dizilere oyuncu bulma işini üstlenmiş. Tabii bunun da başlıca nedeni geçimini sağlamak. “Para kazanmam lazımdı. Devlet tiyatrosunda akşam oyun var ama gündüzüm boştu. Bir de kendi standart konumumu korumak istedim. Ben, 6 oyuncu arkadaş alt alta üst üste yaşamayı tercih etmedim. Daha fazla çalışmayı tercih ettim. Ekstra işler yapmalıydım” derken oyuncu eğitmenliğinin de işin içine girdiğini anlatıyor. Tabii kamera arkasındaki tecrübe dizi sektörünün her yönünü görmesini sağlamış. Öyle ki, efsane gibi dillerden dillere dolaşan, halkın çok sevdiği ama sette insanlara kan kusturan oyuncuların yaptıklarını hiddetle anlatıyor. İçkili sete gelen ismi
lazım değil ünlü bir oyuncumuzun yaptıklarını asla unutamıyor; “Gece 01.30, uyuyorum. Cast direktörlüğü yaptığım bir dizi vardı. Aradılar. Ünlü bir oyuncumuz, içkiliyken yan karakterdeki oyuncuyu dövmüş. Dövülen çocuk da ağlayarak seti terk etmiş. Ne kadar onur kırıcı bir şey, ne kadar berbat. Yardımcı oyuncular, tek bölümlük gelenler. Genelde daha tecrübesiz olduğu için birkaç defa tekrar çekebiliyorsun sahneyi. Gülmemesi gereken yerde gülüyor, ezberini unutuyor, bunlar hepimizin başına geliyor ama ne yaparsa yapsın, sen karşındaki oyuncuyu dövemezsin. İçkili sete gelmek ne demek? O ego nasıl bir ego. Bir oyuncu, bir şarkıcı ne olursan ol, ne iş yaparsan yap, ekran önünde ol, arkasında ol, iyi bir yönetmen ol, şımarma lüksün yok. Gerçekten kendi istediğin hayatı eline alırsın, kendinle ilgili derdin kalmaz, o zaman şımar. Ama insanların kendiyle ilgili o kadar sorunu var ki, başkalarını ezerek tatmin oluyor. Sabah kalkarsın, işe gider gibi sete gidersin. Normali budur. Ancak insanlar bunu bir ego savaşına döndürüyor. Son zamanlarda insanlar dizi piyasasından korkunç rakamlar kazanıp başka insanlara dönüşüyor. Şunu bilmeleri lazım; -5 derecede hiç kimseyi sette bekletemezsin. İsim vermiyorum erkek veya kadın neler gördüm. Başka insanların mutsuzluğundan mutlu olan insanları görüyorum. Daha düne kadar kirasını ödeyemediği evden sonra, beş katı değerindeki bir ev aldıklarında geçmişlerini unutuyorlar. Ben, evet para kazandım, hayat standardım biraz daha yükseldi ama eski arkadaşlarım benim hala dostlarım. Para ile insan satın alınmamalı, para insanı şımartmamalı, bunları öğrensek görgüsüzlük yapmayız.”
Okullular kızacak ama…
Onur, dizilerin beğenilmesinde en önemli kriterin ekip ve doğru oyuncu seçimi olduğunu vurguluyor. İş, dizi oyunculuğuna gelince konservatuvarlılar sınıfta kalanlar. Hani ‘büyük oynamak’ deyimi var ya, işte bu yüzden kaybediyorlar. Mesela Onur’un tiyatroda ağlayarak izlediği birçok oyuncu dizi çekimlerinin denemelerine geldiğinde başarısız olmuş. Düşüncelerini şöyle ifade
iyiyse niye oynamayayım ki şarkıcıyla? Sonradan öğrenilebilir dizi oyunculuğu. Ben onlarla rahat oynarım.”
Rolün küçüğü büyüğü olmaz...
“Her rolü oynar mı?” diye sorduğumda Onur’un rolün küçüğü büyüğünü ayırt etmediğini öğreniyorum. Ve bunun en güzel örneği de, ekranda sizi içtenliği, hazırcevaplığı ile güldüren Koriş karakteri. Bu karakter, Kiralık Aşk kadrosunda ana karakterler arasında yer almayan, 300-400 liralık herhangi bir oyuncunun oynayabileceği bir rol olarak yazılmıştı. Onur da dizinin cast direktörüydü. Fakat Koray rolü Onur’a kalınca doğaçlama yeteneğini ortaya koymuş ve yönetmeni Metin Balekoğlu’nun izin vermesiyle karakter büyümüş. (Bu arada doğaçlama yeteneğinin ve durum komedisinin annesi Ayşe Hanım’dan geçtiğini eklememiz gerekiyor.) “Senarist, ben, herkes sevdi Koray karakterini. Şimdiye kadar oynamayı en sevdiğim karakter oldu. Koriş’i oynamayı özlüyorum ama sürekli ona benzeyen roller geliyor, kabul etmem saçma olur. Koray karakteri, çok sivri, köşeleri olan sevdiğim bir karakterdi. Onun üzerinde bir şey yapmam lazım sonuçta. Şimdi teklifler geliyor, “Hadi bu karakteri parlat” diye. İyi de parlatılamayacak olanı ne yapabilirim? Aslında gönlüm dramdan yana. Dram hep oynadım ama komedide Koriş ile tanındım. Hakkını yiyemem ve biliyorum ki, aklı başında bir yapımcı bana ağalı, konaklı töre dizisiyle gelmez, çünkü o bana uymaz. Mesela, Kiralık Aşk bir ekip başarısıdır. Ne Koray’ın ne Ömer’in ne de Defne’nin başarısıdır. Senaristin, ekibin, tüm oyuncuların başarısıdır. O yüzden bana verilen rolleri oynarım, gereksiz egolara kapılmam. Dediğim gibi bu tarz oyuncular etrafta dolu.”
Fransa’da katliamdan kurtuldu
Geçen yaz tatilinde hepimizin hafızalarında yer edinen Nis’te yaşanan terör olayına ne yazık ki Onur şahit olmuştu. Art arda gelen silah sesleri, eğlenen insanların üzerine tırla ilerleyen terörist ve kaos, hepsinin tam ortasında kalmıştı. “Fransa’nın her hangi bir yerinde terör olayı yaşanma ihtimali çok yüksek ama Nis’te asla olmaz” sözünü yalanlayan katliamda yaşadıklarını şöyle anlattı: “10 günlüğüne tatile gittim. 14 Temmuz’da sahile indik, şenlik kutlamalarını görmek için. Yorulduğum için bir ara sokağa girdik ve oturduk. Her yer insan dolu, hepsi eğleniyorlar. Sonra bir anda uğultu duyduk. 25 metre öteden geliyordu sesler. Tır hem tarıyor hem eziyordu. İnsanlar ara sokaklara koşturmaya başladı. Ama havai fişekler arasına silah sesleri karıştığı için kimse ne olduğunu anlayamadı bile. Biz de koşarak eve gelip olanları izledik. İnsan bir anda neler olabileceğini görüyor. Şimdi de Türkiye’de Taksim’den korkuyorlar ama korkuyla dışarı çıkamamak olmaz. Her yerde her şey başınıza gelebilir. Bu durum evde oturularak çözülecek bir şey değil, tam tersine, inadına dışarı çıkıp yaşamak gerekiyor.
Onur’un yemek tarifi
ediyor; “Konservatuarda okuyan oyuncuların oyunculuklarını beğenmiyorum. Konservatuarda okuyan birçok arkadaşım da aynı şeyi savunuyor. -Şimdiki aklım olsa okumaz direkt dizi sektörüne atlardım- diyor. Hepsi aynı makineden çıkmış gibi, ses tonu, mimikler, tonlamalar, karakterler aynı. Doğallık yok. Tiyatro sahnesinde etkilendiğim, gözlerimin dolduğu bir oyuncuyu dizide izliyorum, yapmacıklığı ile yapamadığını görüyorum. Biz mankene, modele, şarkıcıya oyuncu oldu diye laf eden bir milletiz ama ben katılmıyorum. Öğrenmeye açıksa, eğitimine para harcıyorsa ve
Sofrada sohbet olunca ağız tadını da öğreniyoruz. Her İzmirli gibi sebze, ot yemeklerini sevse de et vazgeçilmezi. İddialı olduğu alan ise kıymalı makarna. Boğa burcunun özelliğini taşıyan, yemek konusunda iştahından yakınan Onur’dan sevdiklerine hazırladığı makarnanın tarifini alalım şimdi; “Akşam yemeği benim için önemli. Kahvaltı insanı değilim ama akşam yemeğini seviyorum. Makarnayı az zeytinyağı ile haşlıyorum. Diri olması önemli. Ve buz gibi suda yıkıyorum. Et suyu kullandığım için kıymayı pişirirken tuz ve yağ atmam. Sosunda ise, sarımsak, salça, tereyağı ve acı sos kullanıyorum. Servis ederken de yoğurt tercih ediyorum.”
açılış
YURDANUR - ERHAN AVCI
AYGÜL - TUFAN ÖZEL
GÜLAY - EMRAH CAFER AVCI
Mr. Belçikalı Açıldı Ankara’da popüler yerleşim alanlarından Çayyolu’nda eğlence ve yeme-içme sektörüne yeni bir soluk getiren Mr.Belçikalı Gastro Pub, görkemli bir partiyle açıldı. Renkli bir partiyle eğlenceseverlere kapılarını açan Mr.Belçikalı Gastro Pub, Belçika yemeklerinden ve farklı tatlardan hoşlanan Başkentliler tarafından yoğun ilgi gördü. Kokteyl ile başlayan açılışa iş dünyasından birçok isim katıldı. Daha sonra açılış töreni gerçekleştirildi ve töreninin ardından eğlence başladı. Doyasıya eğlenen misafirler kendilerine sunulan leziz ikramları da tatma fırsatı buldular.
336 magdergi.com.tr
GÜLSÜM ÜNLÜ, YAĞMUR AKSOY
ESİN BİROĞLU
Kokteyl ile bașlayan açılıșa iș dünyasından birçok isim katıldı.
davet
BETÜL OKANDAN, SEVDE ÜNAL, ÇİĞDEM SOKULLUOĞLU, AYȘEGÜL AYGÜN, BURCU BAYRAM, ELİF ÇANKAYA, MÜGE ALTUN, BURCU ENSARİ, DERYA İȘÇİ
100. Sayıya Özel Kutlama Yıllardır Ankara’da kent ve kültür hayatının nabzını tutan Ankara Life Dergisi 100. sayısını kalabalık bir partiyle kutladı. Ankara’nın köklü dergisi Ankara Life 100. sayısını Bilkent Station içerisinde yer alan BIS by Newcastle’da düzenlenen bir partiyle kutladı. Ankara Life Dergisi’nin partisine çözüm ortaklarının ve Ankara cemiyet hayatının birçok tanınmış isminin katıldığı gece dans gösterisiyle başladıktan sonra ise Cengiz Kaçan ve Orkestrası ile devam etti. Gece geç saatlere kadar eğlenen konuklar dans ederek şarkılara eşlik ettiler.
340 magdergi.com.tr
SERTAÇ - RANA KANTARCI
davet
KADİRE ARSLAN
RAHVARİ KOÇ
YEȘİM - NECATİ KALAYCI
Bașkent’in köklü dergisinin partisine yıllardır çözüm ortağı olarak çalıștıkları firmaların sahipleri katıldı. 342 magdergi.com.tr
DEMET - TOYGUN ONGUN
ALTUĞ - EVRİM ÇETİNKAYA
ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY
BUĞRA BUYRUKÇU
Serkan Kızılbayır, Emre Altındağ gibi isimler 100. Sayı partisine katılanlar arasındaydı.
EMRE ALTINDAĞ
LIUDMILA CAPSAMUN, PARASKEVI TSINTZOU
lası için Daha faz om/online i.c magderg İPEK, BUSE CESUR
SERKAN KIZILBAYIR
röportaj
YELDA KEMİKSİZ
SABA DENİZ UZUN
Yaşamın Mucizesi
S
“Mucizenin Doğumu” kitabı ile mucizelerin her en gerçekleșebileceğini bizlere bir kez daha hatırlatan Saba Deniz Uzun, umut, inanç, sevgi ve șifa dolu bir yolculuğun rehberliğini yapıyor. izi tanıyabilir miyiz? Çağatay’ı tanıyabilir miyiz?
Öncelikle evli, iki çocuklu bir anneyim. 10 yıldır Edirne’de Carpe Diem Gelişim adında bir merkezin kurucusu ve yöneticisi olarak çalışıyorum. Bireysel alanda somatik deneyimleme ve sistem dizimi çalışmaları yapıyorum, kurumsal alanda ise, Avrupa Birliği sosyal sorumluluk projeleri yürütüyorum, Türkiye’nin değişik illerinde John of God meditasyonları düzenliyorum. Aynı zamanda da Mucizenin Doğumu adlı kitabın yazarıyım. Çağatay ise, bizim kıymetli oğlumuz ve şu an 5 yaşında. Anne karnında oldukça konforlu bir şekilde yaşarken, doğum esnasında oksijensiz kalarak beyninin yüzde doksanı ağır hasar aldı. O günden beri iyileşme ve ilerleme çabası veren bizim yakışıklımız...
Kişisel gelişim yolculuğunuz nasıl başladı? Eşiniz doktor, nasıl karşıladı bu yolculuğu?
Benim yolculuğum eşimden çok önce başlamıştı. Kendi iç dünyamda
344 magdergi.com.tr
çözemediğim problemlerim, aklıma yatmayan bize öğretilmiş olan devam ettirmek zorunluluğu hissettiğim mutsuz bir hayatım vardı. Yolculuğum, bu sorulara cevap ararken ve “bu düzen hep böyle mi gidecek?” derken, önüme çıkan kitaplarla ve burada yazılanları hayatımda uygulama merakımla başladı. Eşim hayatıma girdikten sonra bu yolculuğu çok sevdi ve her daim bu konuda yanımda oldu. Kişisel gelişim yöntemlerini kendi dünyasında ve çalıştığı hastalarında da yardımcı kaynak olarak kullanıyor.
Bu alanda aldığınız eğitimler, katıldığınız seminerler neler? Nasıl etkileri oldu? Siz ne gibi eğitimler / seminerler veriyorsunuz?
Dr. Mehmet ZARARSIZOĞLU liderliğindeki Sistem Dizimleri Enstitüsü ve Peter Levin Akademi Somatik Deneyimleme (Beden Travma Terapi) eğitiminden mezun oldum. Sistem Dizimi ve Somatik Deneyimleme Uzman Uygulayıcısı olarak çalışmaktayım. Şu anda yaptığım çalışmaları sorarsanız, benim için en zevkli olan ve en iyi yapabildiğime inandığım kısım; Mucizenin Doğumu konseptiyle değişik illerde hazırlayıp sunduğumuz John of God meditasyonları. Bu konseptte değişik sıkıntıları olan
insanlarla kucaklaşıyoruz ve korkuyu aşabilmek, sürecimize farklı yönlerden bakabilmek, başımıza gelenlerin bize mesajlarını fark edip niyetlerimizde ilerleyebilmek üzerine çalışıyoruz. ELMA ismini verdiğimiz, yıl içinde belirli zamanlarda sürdürdüğümüz kamplarımız var. İnsanlar hayatının değişik alanlarında mucizelere ihtiyaç duyuyorlar. Kampta öncelikli amacımız, kişilerin kendi mucizelerini yaratabilmeleri, engel ve kaynaklarını görüp hedeflerine ulaşabilmeleri için öncelikle bizim hayatımızda yol aldırmış ve mucize diye adlandırdıklarımızı bizim yaşayabilmemize yardım etmiş olan bilgi ve metotları insanlarla paylaşıp, hayatlarında bunları kullanabilir hale gelmelerine destek sunmak. ELMA’nın açılımı şu şekilde.. E: Engel (Hayatta şu anda olduğum ve içinden çıkamadığımı düşündüğüm yer) L: Lütuf (Kendi acının, içinden çıkamadığını düşündüğün durumun armağanını görebilmek) M: Mükafat (Acının mükafatını alıp, kabul ederek, fark etmeden sürdürdüğümüz oyundan çıkabilmek) A: Adanış (Kabul ettiklerini iradeli bir duruş ile yaşam becerisi haline getirebilmek) ELMA +1 BEDEN: (Sağlıklı beden, sağlıklı karar prensibiyle, bedenimize bakım yapıyoruz) Bireysel çalışmalarımda ağırlıklı olarak somatik deneyimleme ve aile köklerinden gelen sistemik aktarımların devam eden süreçlerini kişinin dönüştürmesine ve kendi istedikleri hayatı yaşayabilmelerine destek veriyorum. Şirket bazında yürüttüğümüz Avrupa Birliği projeleri son zamanlarda engelli ailelere ve dezavantajlı gruplara kişisel gelişim eğitimleri vermek üzerine yönlendi. Bundan mutluluk duyuyorum, maddi gücü olamayıp bu eğitimlere katılamayan insanlara projeler kapsamıyla yeni bir soluk getirmiş, farklı bir yerden hayata bakabilmelerine yardım etmiş oluyoruz. Tekrar dünyaya gelsem sanırım yine ve sadece bu mesleği yapardım. İnsanları ve insana dokunabilmeyi, bende olanı paylaşmayı çok seviyorum.
Hoopono’pono size neler kattı?
Ne katmadı ki... Benim dünya üzerinde en sevdiğim sistemdir. Uyuduğum zamanlar hariç tüm vakitlerimde kullanırım onu. Oğlumun ilk mucizesi Dr.Hew Len ile oldu. Oğlumun kafatası kemikleri tamamen iç içe geçmişti ve Dr.Hev Len Türkiye’ye geldiğinde anne oğul bu eğitime katılmıştık. Oğlumun bıngıldağı neredeyse hiç yoktu ve biz o gece kafatası kemiklerinin ayrıldığını, bıngıldağının ortaya çıktığını gördük.. Hoopono’pono sistem olarak bana, insan olmanın en güzel boyutunu hissettiriyor. Önüme çıkan herkesi kendimde bir parça olarak görmeme sebep oluyor, birine yardım etmek isterken veya kızarken kendimde olanı görebilmeme, temizlememe destek veriyor. Şükürler olsun ki, hepimizin bir olduğunun ve kendimde görmek istemediğim taraflarımı görüp
onlarla kucaklaşabilmemin erdemini yaşatıyor. Oğlum için sürekli kullanıyorum, onda gördüğüm bedensel engellerin, zihinsel olanın benim içimde bir yerde olduğunu düşünüp kendi üzerimden Hoopono’pono ile arınma yapıyorum.
John of God deyince neler söylemek istersiniz?
Siz beni hiç tanımadan en zayıf karnımdan yakalamışsınız sorularınızla, çok teşekkür ediyorum. Soruları kendim de hazırlasam çok benzerlerini sorardım. Bizim hayatımızın John of God’dan önceki ve sonraki kısmı var. Hayatın kaça ayrılıyor deseniz, ikiye ayrılıyor derim. Oğlumun gözleri doğuştan kördü, 1.5 yaşına kadar bu şekilde var oldu dünyada, John of God gözlerine yaklaşıp 1 dakikada açtı ve şu anda oğlum çok güzel görüyor. Bizim ardımızdan binlerce kişi ülkemizden John of God’a gitti ve birçok insanda çok güzel gelişimler oldu. Benim hayatım kökten değişti, bugün bulunduğum yerde yüzde yüz onun varlığının, kanallığının gücü vardır. Hayatımdaki duygusal alanlarda da sürekli ona çalışma yaptırırım, oğlumun tüm gelişmesinde varlığının su götürmez gücünü yaşıyoruz. Oğlumun hastalığından sonra intihar etmeyi düşündüğüm günler bile olmuştu, eğer onun varlığı yanımızda olmasaydı aile olarak belki de dağılır giderdik. Başımıza gelenleri kabullenişlerimiz, insanlarla sürecimizi paylaşabilmemiz onunla yaptığımız çalışmalarla gerçekleşmiştir, John of God ve Casa’nın desteği ile Allah’a yakınlaşmamızla, şu anda hayata mutlu bir aile olarak devam edebildiğimize inanıyorum..
Düzenlediğiniz turlardan bahseder misiniz?
John of God buluşmaları için Brezilya’ya ve Dr.Gunvant Oswal için Hindistan’a yıl içinde belirli zamanlarda organizasyonlar düzenliyoruz. Benim de Casa John of God rehberliğim var, John of God gruplarında rehberlik görevi yapıyorum. Dr.Gunvant Oswal Hindistan Puna’da G Terapinin kurucusu, bir homeopat ve kendi kurduğu kliniğin yöneticisidir. Dr.Oswal ve ekibi G Terapi yöntemi ile; otizm, cerebral palsi, Down sendromu, ADHD, zeka geriliği, konuşma bozuklukları, bilişsel bozukluklar, hareket bozuklukları, depresyon ve duygu durumu bozuklukları dahil olmak üzere pek çok nörolojik hastalığın ve gelişim bozukluğunun tedavisinde kullanılan öncü bir tıbbi tedavi uygular.
Mucizenin Doğumu kitabınızdan bahseder misin?
Mucizenin Doğumu bizim hayat hikayemiz, oğlumuzun doğumundan itibaren yaşadığımız süreçleri ve uygulayıp sonuç aldığımız dünya üzerinde bilinen veya az bilinen, çözüm yaratan, ruhsal, zihinsel, bedensel yöntemleri anlattığımız, acıyı bal eyleme dediğimiz farkındalıklarımızı, süreçte çıkardığımız ders ve gelişmelerimizi anlatan bir kitap. Sadece hastalar için değil, değişim ve dönüşüm isteyen herkes için yazılmış bir kitap. Kitabın geliri ile hasta ve hasta yakınlarına bir travma terapi grubu kurmak ve geliştirmek istiyoruz.
davet
Türk-Japon Vakfı’nda Sıcak Rüzgarlar Türk-Japon Kadınlar Dostluk ve Kültür Derneği iki yılda bir geleneksel olarak düzenlediği kermesi Türk-Japon Kültür Merkezi’nde gerçekleştirdi. Türk kültürü ve Japon kültürünün kaynaşması ve kültürlerarası bir sentez yaratılması için kurulan Türk-Japon Kadınlar Dostluk ve Kültür Derneği geleneksel kermesini gerçekleştirdi. İki yılda bir düzenlenen geleneksel kermese derneğin Türk ve Japon üyeleri katıldı. Elde edilen tüm gelirin burs fonuna aktarılacağı kermese ilgi büyüktü. Japonya Büyükelçisi Hiroshi Oka ve derneğin onursal başkanı Japonya Büyükelçisi’nin eşi Rieko Oka kermese katılarak açılan tüm standları gezdi. Türk misafirler tarafından da ilgiyle takip edilen kermeste Japon hanımlar sıcakkanlı ve sempatik tavırlarıyla adeta sıcak rüzgarlar estirdi. Etkinlikte tam bir dostluk havası vardı.
346 magdergi.com.tr
HIROSHI OKA - RIEKO OKA
haber
Uğur Antik’ten Bahar Müzayedesi Düzenlediği müzayedelerle birçok dernek ve vakfa katkıda bulunan Uğur Batur sahibi olduğu Uğur Antik’in bahar müzayedesini düzenlediği brunch davetiyle gerçekleștirdi. Fairmont Quasar Istanbul’da gerçekleşen davete sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katılırken geçtiğimiz aylarda hizmete giren otelin birbirinden özel lezzetleri de konukların beğenisine sunuldu. Brunch öncesinde konuklarıyla sohbet eden Batur, müzayedeye çıkacak ürünleri anlatırken, tüm detaylarla da bizzat ilgilenerek örnek bir ev sahipliği sergiledi. Müzayede saatinin gelmesiyle birlikte konuklar masalarına geçti. Müzayedeye sunulan ürünler konuklar tarafından yoğun ilgi görürken bazı ürünlerde de büyük çekişme yaşandı. Müzayede sırasında İliria Mücevher’in sahibi Elif Erdem ise birbirinden özel tasarımlarını satışa sunarken, tasarımcı kimliğinin yanı sıra ressam kimliğini de kanıtladığı tablosu da müzayedede satışa çıkarak yeni sahibini buldu. Kare Anaokulu’nun Sahibi Aydan Gömügen ise müzayede de aktif olarak arttırmaya katılırken, birçok antika eşyanın sahibi oldu. Gömügen ayrıca dünyanın en küçük kalemi olarak satışa sunulan kalemi ve birde yüzük satın aldı. Müzayede sonunda ise konuklar ürünleri teslim alırken, Uğur Batur’a teşekkür ederek davetten ayrıldılar.
Doruk Peyzaj Doruk peyzaj her yıl olduğu gibi 2017 yılına da sanatsal bitkilerin ve anıt ağaçların hakim olduğu çok zengin bir showroomla giriș yaptı. Doruk peyzaj proje ofisi yine çok özel tasarımlar hazırlayarak hayatınıza renk katmaya devam ediyor. İğne yapraklılar, yapraklı fidanlar, süs bitkileri, ağaçcık ve çalılar, meyve fidanları, çok yıllıklar, mevsimlik çiçekler, sarmaşıklar ve ahşap bahçe aksesuarlarından oluşan geniş ürün gamına sahip olan firma sanatsal bitki ve anıt ağaçların baskın olduğu zengin showrooumunda sezona damga vuracak bir giriş yaptı.
Minikler Duygulandırdı Büyük Kolej, “23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı”nı coșkuyla kutladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açılış konuşması ile devam eden törende koronun seslendirdiği yerli ve yabancı şarkılara okul bandosu ve ritim grubu da eşlik etti. Rengarenk kıyafetleri ile sergiledikleri danslar, jimnastik ve bale gösterileri, halk oyunları, günün anlam ve önemini belirten oratoryoları ile izleyenleri büyüleyen minikler ayakta alkışlandı. Ata’mızın emanetlerine sonuna kadar sahip çıkacaklarına dair söz veren Büyük Kolej öğrencilerinin söylevleri ve bayrak dansları ile tören sona erdi.
davet
İşitme ve Denge Sağlığı Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz ‘İşitme ve Denge Sağlığı’ semineri ile Lions üyeleriyle buluştu. Lions üyeleriyle bir araya gelmekten dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek sunuma başlayan Doç. Dr. Ali Titiz, düzensiz ilaç kullanımının kulak üzerindeki etkilerini anlattı. “Düzensiz ilaç kullanımı çınlamaya neden oluyor.” diyen Titiz, kulak çınlaması şikayetleri üzerine birçok vatandaşın kendilerine başvurduğunu dile getirdi. Vitamin eksikliğinin de kulak çınlaması yaşatabileceğini belirten Titiz, doktor kontrolünün öneminin üzerinde durdu. İşitme kaybının her yaş için önemli olduğunu fakat özellikle iki yaş altı çocuklarda yaşanabilecek işitme kayıplarının ciddiye alınması gerektiğine vurgu yapan Doç. Dr. Ali Titiz, ani işitme kaybının 3 günden az sürede gerçekleştiğini kaydetti. Titiz, kulakta meydana gelen bazı sorunların doğru zamanda teşhis edilmeyip tedavi edilmediği takdirde geri döndürülemez işitme kayıplarının yaşanabileceğini de anlattı. ALİ TİTİZ
348 magdergi.com.tr
haber
Tablolar Heyecan Yarattı Mövenpick Hotel İstanbul Golden Horn ve AYA Gallery iș birliğiyle gerçekleștirilen 1.MÜZAYEDE’de satıșa sunulan 41 orijinal tablo heyecan yarattı. Mövenpick Hotel Istanbul Golden Horn’da Türk ve yabancı ressamların 41 eseri koleksiyonerlere sunuldu. Yoğun ilgi ile karşılanan ve neredeyse sunulan tüm eserlerin satıldığı 1.Müzayede’yi Yuliya Ergene yönetti. Ergene, “Müzayedede yerli ve yabancı ressamların eserleri geniş bir yelpaze içinde sanatseverlere sunuldu. Sanatın küçük yaşta aşılanması gerektiğini savunanlardanım, bu nedenle çocukların da müzayedemize ilgi göstermesi bizi çok sevindirdi.” dedi. Eşsiz eserlerin satışa sunulduğu açık arttırmaya katılanlardan 3 kişiye çekilişle AYA Gallery koleksiyonundan özel eserler hediye edildi.
Fırsatlarla Dolu Kazanç Festivali Sinpaș Yapı, gayrimenkulde bir ilk olan Çadır Kampanyası’ndan sonra, yine çok ses getirecek yeni bir kampanyayı, renkli etkinliklerle Ankaralılara sundu. Ankara’yı marina yaşamıyla tanıştıracak olan Marina Ankara projesinde sınırlı sayıdaki daireler için geçerli çok özel Kazanç Festivali, 29 Nisan’da Melis Sökmen konseriyle başladı. Sinpaş Yapı, yoğun ilgi gören Kazanç Festivali ile Ankaralılara hayal ettikleri eve sahip olmaları için kaçırılmayacak bir şans sunuyor. Sadece 100 daire için geçerli olacak kampanyada 100 ay vade ve %0 vade farkı, güzel bir yaşama cazip fırsatlarla sahip olmak isteyen Ankaralıları bekliyor.
Her Duvar Bir Orijinali Hak Eder Dedeman Holding “her duvar bir orijinali hak eder” misyonuyla yürüttüğü sanat faaliyetlerini sürdürüyor. Son olarak Dedeman Bostancı Hotel bünyesinde açılan ve sanat dünyasına yeni bir soluk getireceğine inanılan Part Gallery, Kurucu ve Küratör Pınar Kanber’in yönetiminde sanatseverlere “merhaba” dedi. Part Gallery’nin ilk konuğu ise gelincik resimleriyle dünyaca ünlü Ressam Hikmet Çetinkaya oldu. “Unutma” adını verdiği resim sergisiyle büyük beğeni toplayan Ressam Hikmet Çetinkaya, açılış törenindeki canlı performansı ile hayranlık uyandırdı. Sanatçının 80X100 ebatlarında yaptığı gelincik tablosu ve sanatçının eserlerinden esinlenerek hazırlanan kıyafetler, Müzayedeci Rahmi Çöğendez tarafından açık artırmayla satışa sunuldu. Müzayedenin geliri Otizmli Güçlü Aile Derneği’ne (OGAD) bağışlandı.
davet
Kadın - Erkek İletişimi FAİK - HÜLYA KURAL
Etna Akademi Kurucu Ortakları Dr. Gökçen Erdoğan ile Profesyonel Koç Özgün Özmen ve sosyal sorumluluk projelerinde adına sıkça rastlanan Nesrin Kılavuz erkek ve kadın iletişimi üzerine analizlerin yapıldığı keyifli bir söyleşi düzenledi. Etna Akademi, Tunalı Holiday Inn Otel’de 300 kişilik bir organizasyona ev sahipliği yaptı. Kadın - erkek iletişimi konusunda düzenlenen etkinlik yoğun ilgi gördü. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Bölümü Akademisyeni Dr. Serkan Karaismailoğlu’nun konuk konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte erkek beyni ile kadın beyni arasındaki düşünce farklılıkları ile ilgili bir sunum gerçekleştirildi. Günlük hayatta daha sağlıklı iletişim kurmak için tüyolar alan davetliler Karaismailoğlu’nun konuşmasını dikkatle dinlediler. Kadın ve erkek beyninin farklılıkları hakkında ilginç bilgiler edinen misafirler, günlük hayatta sürekli karşılaştıkları ama farkına varamadıkları detaylı bilgiler karşısında şaşkına döndü.
350 magdergi.com.tr
AKIN - NESRİN KILAVUZ
ERSİN - REZAN YAĞIZ
HAFİZE AYIK
GÜLENNUR AYDIN
OSMAN - MEMNUNE KARAGÖZ
SEZİN KARA
Özgün Özmen ile Gökçen Erdoğan tarafından kurulan Etna Akademi’nin gerçekleștirdiği kadın - erkek iletișimi konulu söyleși büyük ilgi gördü.
METİN - ÖZGÜN ÖZMEN
UFUK - GÖKÇEN ERDOĞAN
karma
“Gerçek tutkunuz nefes almak gibi hissettirmeli.. O kadar doğal.”
Yaşam Amacım Bahar ayları ile birlikte havadaki enerjiden mi dersiniz, yoksa hava durumunun değișkenliği mi dersiniz iç konușmalarımızın arttığı dönemdeyiz. Hep sorular soruyoruz kendimize ve kendimizi keșfetmek için cevaplar arıyoruz.
Ç
oğumuz lüks, zevk ve ihtişam içinde bir yaşam için “hayat bu işte!” deriz. Asya’da yapılan bir araştırmada: “Film veya televizyon programlarını seyredenler zamanla gördüklerini arzu etmeyi ve tüm bunlara sahip olabileceklerini hayal ediyorlar.” İnsanoğlu zengin olmayı ve saygınlık elde etmeyi ya da bir konum elde etmeyi yaşam amacı haline getiriyor. Ve hatta birçok insan bu yolda gençliklerini, sağlıklarını, aile yaşamlarını ve manevi değerlerini feda ediyorlar. Yaşam amacımız kişiliğimizin derinlerinde, kendimize işe yaradığımızı hissettirir; adeta bize dünyaya neden geldiğimizi anlatır. Hayat amacımıza uygun yaşamak, hayattan daha fazla zevk almamızı sağlayan en önemli faktördür. Yaşam amacımıza ulaştığımız ve isteklerimizi gerçekleştirebildiğimiz kadar hayatımızdan memnuniyet duyarız. Yaşam amacımızdan uzakta yaşadığımız bir hayat ise mutsuz, cansız, karamsar bir hal alır.
352 magdergi.com.tr
Yaşam amacımız en derinlere yerleşir ve içselleşirse çoğu zaman ona karşı bir körlük geliştiririz. İnsanoğlu kendine kör ve sağırdır. O nedenle yaşam amacımızı kendimize soracağımız özel soruların rehberliğinde daha rahat bulabiliriz. Yaşam amacımız için bilmemiz gereken en önemli şey, hiçbirimizin üzerinde hayat amacımızın yazılı olduğu birer paketle dünyaya gelmiyor olduğumuzdur. Hepimiz bu dünyaya geldiğimizde boş bir kutuyuz, o kutunun içine ne koyarsak oyuz. Yaşam amacınız siz ne olmasını istiyorsanız odur. Bunun ne olduğunu sizden başka hiç kimse bilemez. Bu nedenle başka biri size yaşam amacınızı söyleyemez, sadece bir profesyonel size bu konuda kendinizi keşfetmeniz için yardımcı olabilir. O yüzden yaşam amacınızdan şüphe duymak yerine, mutluluğunuzu takip etmek ve bunun için çalışmak daha iyi bir seçim olabilir. Şimdi kendimize bazı sorular soracağız ve bir harita çıkarmak için bir çalışma yapacağız. Bu çalışmanın sonunda hayat amacımızı kendi kelimelerimizle yazacağız.
Aşağıdaki soruları mümkün olduğu kadar detaylı ve eksiksiz bir şekilde cevaplandırın.
Adı Soyadı:
Tarih:
1. Adım Hayatının tamamını gözden geçir ve aşağıya seni hayatta en canlı ve mutlu hissettiren anılarının bir listesini yap.
Hangi anlarda/ ne zaman kendini en iyi hissediyorsun?
12345-
Başka insanlarla en çok hangi konularda etkileşmekten (etkileşim içinde olmaktan) hoşlanıyorsun?
Şimdi yukarıdaki listeyi dikkatlice incele. Bu anıların ortak yanları neler? Sana hayatta en çok neşe ve mutluluğu bu ortak noktalar getiriyor. Yapabilseydin dünyada neyi değiştirirdin?
2. Adım Doğal yeteneklerin ve becerilerin neler? 3. Adım Bu cevapların ortak özellikleri neler?
Kişisel güçlerin ve karakteristik özelliklerin neler? Bu cevapların ilk listeyle ne gibi ortak özellikleri var? Neleri ortak?
Başkalarının sana iyi olduğunu söylediği şeyler nelerdir? Sorulara verdiğin cevapları birleştirerek 2-3 tam cümleye çevir. Yaşam amacını yazmak üzeresin…
En çok hangi zamanlarda kendini canlı hissediyorsun?
Hayatta sana en büyük neşeyi, mutluluğu, tatmin ve doyumu ne getiriyor?
Hayatta bir amacınız olmalı... Nasıl ki, bir sporcunun amacı şampiyon olmaksa, bir şirketin amacı para kazanmaksa sizin de bir amacınız olmalı. Neye ulaşmak istiyorsanız o olursunuz, ne için yaşarsanız onu yaşarsınız. Hayallerinizden ve amacınızdan vazgeçmeyin. Sorularınız ve iletmek istedikleriniz için www.ozguraksuna.com ve sosyal medyadan @ozguraksuna hesaplarından bana ulaşabilirsiniz.
davet
Skal’da Devir Teslim SUNA ÇÖLOK, RIDVAN KAVİ
Türkiye’de turizme katkı sağlamak adına yıllardır meslek gruplarını organize eden ve yönlendiren Skal International’ın Ankara şubesinde devir teslim töreni gerçekleşti. Skal International Ankara Şubesi Başkanı Sadık Altıparmak, Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu (USDF ) yönetim kurulundaki görevi sebebiyle Ankara Kulubü başkanlığını Murat Altunay’a devretti. Yıllardır Skal organizasyonlarına verdiği destekle bilinen Murat Altunay yeni görevini Anadolu Otel’de düzenlenen büyük bir organizasyonla devraldı. Törene Türkiye’nin dört bir yanından gelen Skal üyeleri katıldı. Görkemli bir törenle görevi yeni başkan Murat Altunay’a devreden ve büyük bir coşkuyla yeni görevine uğurlanan Sadık Altıparmak’ın ikiz çocukları ise gecenin ilgi odağı oldu. Geceye eşi Nil Hanım ve ikiz çocuklarıyla katılan Sadık Altıparmak’ın çocukları Ela ve Efe, Skal üyelerinin neşe kaynağı olarak geceye damga vurdu.
354 magdergi.com.tr
ELA, SADIK - NİL, EFE ALTIPARMAK
MURAT, BERNA, DENİZ ALTUNAY
ERKAN ÖZSAVAȘ, ASUMAN TARIMAN, FAİK ALSAÇ, MUNCİYE ÇAVUȘOĞLU, ORHUN ATAMERİÇ
CAN, ZAFER - AHMET ÇAVUȘOĞLU
ECEM ȘAHİN, CAN GÜRSOY
Kazandıran Buluşmalar
davet
HEVAL AYTİN, ZELAL AYTİN
BURCU ATEȘ
Türkiye Genç İş Adamları Derneği’nin üyeler arası ilişkileri güçlendirmek ve ticareti geliştirmek amacıyla düzenlediği “Business Network Kazandıran Buluşmalar”ın 11.si büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Türkiye’deki ilk ulusal ve tek uluslararası genç iş adamları derneği TÜGİAD’ın Ankara şubesi geleneksel buluşmasını gerçekeştirdi. Union Sigorta ve Reasürans Brokerliği şirketinin de sahibi olan Fırat Aker ev sahipliğinde düzenlenen davet Gordion Otel’de gerçekleştirildi. Yoğun katılımla gerçekleşen davetin açılış konuşmasını TÜGİAD Ankara Başkanı Ercan Kahraman gerçekleştirdi. Konuşmasında TÜGİAD üyelerinin gittikçe ticaretini geliştirdiğinden bahseden Ercan Kahraman tüm üyelere sonsuz teşekkürlerini iletti. Kahraman’ın konuşmasının ardından toplantı, GGYD Başkanı Nezih Allıoğlu’nun ve Ankara Galatasaraylı Yönetici İş Adamları Derneği Başkanı Özgür Savaş’ın konuşmalarıyla devam etti.
356 magdergi.com.tr
NEZİH ALLIOĞLU
ERCAN KAHRAMAN
ÜNSAL TURGAY, CAN ÇAVUȘOĞLU
SERKAN NEZİROĞLU
ekonomi
Türkiye’nin Servet Yöneticileri En zengin 100 Türk’ün sıralandığı Forbes 100’de yer alan Ankaralı iș adamları ve iș kadınları ile Ankara’dan yola çıkarak ulusal birer marka haline gelen firmaları sizlerle bulușturuyoruz... İlk sırada yer alan Murat Ülker’in en yakın takipçisi Özyeğin iken, ilk 10’da Ankaralı birçok isim görüyoruz...
70. Hamdi Akın 43. Ömer Koç 825 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Koç Holding Yaş: 52, Bekar Doğum Yeri: Ankara
90. İbrahim Çeçen 420 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Ic Holding Yaş: 74, Evli, 4 Çocuklu Doğum Yeri: Ağrı
100. Kazım Türker 375 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Türkerler Holding Yaş: 61, Evli, 2 Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
358 magdergi.com.tr
500 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Akfen Holding Yaş: 60, Bekar, 3 Çocuklu Doğum Yeri: İstanbul
100. Erol Üçer 375 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Gama Holding Yaş: 87, Evli, Tek Çocuklu Doğum Yeri: Eskişehir
100. Yalçın Ayaslı 375 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Hıttıte Corp. Yaş: 69, Evli, 3 Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
3. Semahat Sevim Arsel
4. Ferit Faik Şahenk
2,6 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Koç Holding Yaş: 86, Evli Doğum Yeri: Ankara
2,5 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Doğuş Holding Yaş: 51, Evli, Tek Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
4. Mustafa Rahmi Koç 2,5 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Koç Holding Yaş: 84, Bekar, 3 Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
7. Filiz Şahenk 2,2 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Doğuş Holding Yaş: 48, Bekar Doğum Yeri: Ankara
7. Erman Ilıcak 2,2 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Rönesans Holding Yaş: 47, Evli, 3 Çocuklu Doğum Yeri: Malatya
7. Suna Kıraç 2,2 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Koç Holding Yaş: 73, Evli, Tek Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
29. Murat Vargı
37. Nihat Özdemir
1 Milyar Dolar Servet Kaynağı: Mv Holding Yaş: 67, Evli, 2 Çocuklu Doğum Yeri: Ankara
900 Milyon Dolar Servet Kaynağı: Limak Holding Yaş: 64, Evli, 2 Çocuklu Doğum Yeri: Diyarbakır
davet
Film Festivali’ne Görkemli Açılış Kültür ve sanat alanında renkli etkinlikler arasında yer alan ve Türkiye’nin en köklü festivallerinden olan Ankara Uluslararası Film Festivali’nin açılış töreni MEB Şura Salonu’nda görkemli bir törenle gerçekleşti.
ȘENAY GÜRLER
360 magdergi.com.tr
HANDE DOĞANDEMİR
Sinema alanındaki otoriteler ve sanatseverler tarafından yakından takip edilen Ankara Uluslararası Film Festivali’nin açılış töreni görkemli bir organizasyonla yapıldı. Yoğun ilgi gören festivalin açılış daveti Hülya Koçyiğit, İzzet Günay, Hande Doğandemir, Şenay Gürler, Meltem Cumbul gibi ünlü birçok ismin katılımıyla gerçekleşti. Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen festivalin açılışında Kütle İletişim Ödülü, Sanat Çınarı Ödülü, Aziz Nesin Emek Ödülü ve Ankara Uluslaraası Film Festivali Onur Ödülleri sahiplerini buldu. Ödül töreninin ardından Babazula konseriyle devam eden etkinlikte konserin ardından After Parti gerçekleştirildi. 10 gün boyunca ulusal, belgesel ve kısa film yarışmaları dışında dünya sinemasının seçkin örnekleri, İspanya sinemasının öne çıkan yapımları ve Terence Davies retrospektifinin de yer alacağı 150’ye yakın filmin seyircilerle buluşacağı öğrenildi.
MELİKE ÇAKIR EMRAL, CAN REMZİ ERGEN, NİLAY ÖĞÜN
FETHİ YAȘAR
BARIȘ BARÇAK
MELTEM CUMBUL
Meltem Cumbul, Nesrin Cavadzade gibi isimler Ankara Film Festivali’nde objektiflere yansıdı. CAN ÇAVUȘOĞLU, DENİZ DEMİRYÜREK
NESRİN CAVADZADE
davet
Türkiye’nin en köklü festivallerinden olan Ankara Uluslararası Film Festivali ünlü birçok ismin akınına uğradı.
HÜLYA KOÇYİĞİT, İZZET GÜNAY
362 magdergi.com.tr
bi’dünya müzik
Serkan Kızılbayır serkan@magdergi.com.tr
Kafa Dağıtmalıyız Tüm Mag okurlarına merhaba! Hepimiz Ocak ayını aslında bir bașlangıç olarak alırız. E yeni yıldır, yeni bir zaman dilimidir ya ama değișen en çok rakamdır asıl bitiș sanki Mayıs’ta olur, bașlangıç için de Eylül‘ü beklemek gerekir. Hani bazen de çok çalıșıp yorulursunuz ve bir film izlemek istersiniz; sizi yormasın, düșündürmesin, aksın gitsin tek çırpıda okunacak bir kitap gibi… İște Mayıs ayı itibari ile de dinleyeceğimiz șarkıların rahatlatan bir havası var. Tüm yıl çalıștık yorulduk tatil sezonu açılırken artık kafa dağıtmalıyız. Ve iște Mayısı kucaklayan șarkılar… 364 magdergi.com.tr
Kutsal Yüzük “Tek Taş” Bu Defa İrem’de
Türk Pop Müziği’nin şu sıralar en çok konuşulan yeni nesil starı İrem Derici, yeni şarkısı “Tek Taş”ı sevenleri ile buluşturdu. Söz, müzik ve düzenlemesinde Çağrı Telkıvıran imzası bulunan “Tek Taş” şarkısı ile evlenmek isteyenlerin gönlünden geçenlere tercüman olan İrem Derici pop müziğin önde gelen isimleri arasındaki yerini günden güne sağlamlaştırıyor. Yeni şarkısı için Erdinç Kazımoğlu yönetmenliğinde bir klip çeken İrem Derici, sivri çıkışlarıyla da dikkat çekmeye devam ediyor. Daha önce “Hakkında ileri geri konuşulmazsa marka olamazsın. Aşık olanın kadar nefret edenin de olacak ki seni daha çok takip edip şöhretini dilden dile gezdirecekler” diyen İrem Derici; “Yıllar sonra dediğim oldu. Bir kısım dinleyici bana ve müziğime aşık ama hatırı sayılır bir topluluk da bir hayli nefret ediyor benden, ‘Nereden çıktı bu kız?’ diyerek dolaşıyor etrafta. Ben çok memnunum durumdan. Yeni şarkımla bu durumu devam ettireceğim” diyerek kendisi hakkındaki yorumlara özgün üslubuyla cevabını veriyor. Aynı zamanda müzik dünyasının “samimiyet temsilcisi”, yeni şarkısı Tek Taş için sosyal medyada görülmemiş bir kampanya başlatıp evliliğe doğru adım atan hayranlarından kına gecesi ve bekarlığa veda fotoğraflarını paylaşmalarını istemişti. İrem Derici ‘nin çağrısına onlarca hayranı yanıt verdi. Derici, çok yakında çağrısına yanıt veren hayranları arasından seçeceklerine kendi elleriyle yaptığı dolmaları hediye edecek.
“Kafa Açma” Ceynur ‘un İşi
“Stüdyonun köşe kısmında duran gitarı eline aldı (Volga Tamöz) ve bastığı akorların eşliğinde melodiler fısıldamaya başladı, sesi giderek yükselmeye başladığında hemen kayıt cihazına bastı ve çıkıp geldi beste; telefona sarıldı, açan kişiye (Murat Güneş) söyleyince; ‘hemen yolla,başladı kelimeler gelmeye’ dedi. Ertesi gün söz ve beste maille yollandı bana ve kayıt günü belirlendi. O gün geldiğinde biten aranjenin üzerine şarkı okundu, vokalleri yapıldı aynı hızla mix/mastering (Tarık Ceran) için yine yola çıktı. Derken kliplenmeliydi şarkı, bir kadının (Ahu Şentürk) gözünden görelim dedik bütün sevdiklerimizi ve aynı oksijeni soluduğumuz mahallemizin insanlarını, onların enerjisini de katalım görselimizin içine. Bütün yaşanan herşeye inat ‘hep dert ne saçma, bizden değilsen bir git Kafa Açma’ dediler ve işte bizim (Volga Tamöz prodüktörlüğünde Yazz Records/DMC etiketli) bahar enerjisi yüksek yeni teklimizi yine bütün pozitifliğiyle (Habil Ceyhan) sizinle paylaşıyor. Umarız bütün ekip olarak bir nebze de olsa sizlere iyi hissettirir ve gülümsetiriz... Tüm kalbiyle yanımda olan, bu işimizde emeği geçen, zamanını ayıran herkese gönlümün tam içinden teşekkürler…” Bütün bu sözler sevgili Ceynur’a ait. Tek söz şu olur bunun üstüne: “Bu kız tam anlamıyla aşık… Ve aşkla yapılan bu güzel şarkının da yolu açık olsun…”
Yirmi7’yle “Naçizane Bir Gece”
Modern rock ile klasik Türk müziği ezgilerini birleştiren Los Angeles’ta etnik - rock grubu olarak kurulan yirmi7, 2015 yılının sonunda Türkiye’de yayınladıkları ilk single olan “Muhtemel Aşk” ile dijital platformlarda, radyolarda ve
video müzik kanallarında aylarca 1 numarada kaldı ve kısa zamanda geniş bir hayran kitlesi edindi. Yirmi7, “Muhtemel Aşk” sonrası çıkardığı “Sokak Lambası” single’ı ile başladığı konser maratonuna devam etti. Aynı zamanda uzun zamandır üzerinde çalıştıkları yeni single’ları “Naçizane Bir Gece”nin hazırlığını da tamamladılar. “Naçizane Bir Gece” nin söz ve müziği Okan Şarlı’ya , düzenlemesi ise Yirmi7 ve Gripin’e ait. Video klibinin yönetmenliği Burak Sesli, fotoğrafları ise Fatih Uysal imzası taşıyor.
Ve “O “ Yeniden Bizimle
Bu ay yeni albümünü sevenleriyle buluşturan Levent Yüksel, bıraktığı hasretin telafisini efsanelerle yapacak gibi… Albüm toplamda 10 şarkıdan oluşuyor. Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses ve Müslüm Gürses gibi efsanelerle özdeşleşen şarkıları kendi tarzı ile harmanlayan Levent Yüksel, hem pop müzik hem de arabesk severleri mutlu edecek. Albümün ilk video klibi sözü Tahir Paker, müziği Burhan Bayar imzalı olan ve daha önce İbrahim Tatlıses’in seslendirmiş olduğu “Yalan” şarkısına geldi. Tülay İbak yönetmenliğinde çekilen video klipte 8 farklı yaş skalasında oyuncu yer alırken klibin post prodüksiyon aşaması ise 2 hafta sürdü. Gerçek yaşam ve bilinçaltındaki yaşamın birlikte kurgulandığı video klipte gerçek ve hayal, hayattan karelerle izleyicilere aktarıldı.
TÜRKİYE TOP 5 1- Berkay - Ey Aşk 2- Sıla - Yan Benimle 3-İrem Derici - Tek Taş 4-Ersay Üner - Tatlım Tatlım 5- Rober Hatemo - Giden Candan Gidiyor
AVRUPA TOP 5 1- Super Sako Feat. Spitakci Hayko - Mi Gna 2-Ed Sheeran - Shape Of You 3-Clean Bandit Feat. Sean Paul & Anne-Marie - Rockabye 4-Feder Feat. Alex Aiono - Lordly
serkankzlbyr
davet
EMEL ONUR, CENGİZ BAYIRLI, FÜSUN-ARMAĞAN ÖNER, CARLMİNE-SUZY ZAYOUN
Şık Doğum Günü Sosyal yaşam ve iş dünyasının ünlü ismi Evrim Kırmızıtaş Başaran, düzenlenen şık bir davetle yeni yaşını kutladı. Conrad Hotel’de gerçekleşen doğum günü davetine sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Davete eşi Ömer Faruk Başaran ile birlikte ev sahipliği yapan Evrim Kırmızıtaş Başaran konuklarını kapıda karşılayarak kusursuz bir ev sahipliği sergilerken, gece boyunca tüm detaylarla bizzat ilgilendi. Kokteylin ardından konuklar yemek salonuna geçtiler. Evrim Kırmızıtaş Başaran bu özel gecede ayrıca kendisi için çok özel olan projesini de yakın dostlarına anlattı. Miami’de hazırlanan projelerinin detaylı bilgilerini konuklarına aktaran Kırmızıtaş ardından proje hakkındaki soruları cevapladı. Yemeğin ardından sahneye şık doğum günü pastası getirilirken, Evrim Hanım pastayı eşi Ömer Faruk Başaran ile birlikte kesti. Gece pasta kesiminin ardından müzikle devam ederken, konuklar geç saatlere kadar DJ performansı eşliğinde eğlendiler.
366 magdergi.com.tr
EVRİM - ÖMER FARUK BAȘARAN
davet
ALİ İHSAN - AYȘE BURCU KAYA
ÖMER - ARZU NİZİPLİOĞLU
CEM - HÜLYA KALYONCU
Doğum gününe eși ile birlikte ev sahipliği yapan Evrim Bașaran’ı, bu mutlu gününde sevdikleri yalnız bırakmadı.
SEDA VURAL
GÜL ERGİ
ENGİN - ESRA KIZILTAȘ
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Ti Amo Milano & Como İtalya’nın en șık ve havalı șehri Milano, her ne kadar tarih ve mimari konusunda, kardeșleri Roma, Floransa ve Venedik’ten geri kalsa da, moda, tasarım ve yemek kombinasyonuyla Mayıs ayında kalpleri fethetmeye hazır!
K
uzey İtalya’da, Lombardia bölgesinde bulunan Milano yaklaşık 1,5 milyonluk nüfusu ile Roma’dan sonra İtalya’nın ikinci kalabalık şehridir. Sanayi, endüstri ve ulaşımda ülkenin lideri konumunda olan Milano, sadece İtalya’nın değil, Avrupa’nın da en gelişmiş ve zengin şehirlerinden biridir. Futbolda da ön planda olan Milano, A.C. Milan ve Inter Milan gibi kulüpleriyle adını dünya çapında duyurmuştur. Dünyanın hiçbir şehrinde göremeyeceğiniz şeyleri Milano’da görmeye hazır olun. Örneğin; bir ara sokakta, son derece şık gece kıyafeti, uçuşan ipek fuları ve seksi stilettolarıyla evinin kapısından çıkan çok güzel bir kadının, limuzine binmesini beklerken, Vespa’sına atlayıp etekleri uçuşarak uzaklaşmasını şaşkınlıkla seyredebilirsiniz. Ya da ışıklarda bekleyen Vespa’lara baktığınızda, her birinin üzerinde son derece şık giyimli güzel genç kızları ve moda dergilerinden fırlamış gibi görünen yakışıklı Milanolu erkekleri görebilirsiniz. Hayat tarzı ile ön plana çıkan Milano’da caddelerde, alışveriş merkezlerinde, genç, yaşlı Milanolu insanların her an bir davete yetişiyormuşçasına enerjik ve hareketli halini şehrin her yanında hissetmek mümkün. Bunu da en güzel gözlemleyebileceğiniz aylar bence Mayıs-Haziran ayları. Çünkü baharın gelmesiyle beraber sokaklar çiçeklenip hayat buluyor ve sokakları dolduran şık İtalyanlar şehri daha da canlandırıyor.
Gelelim Milano’nun Olmazsa Olmazlarına...
Duomo Di Milano: Milano’nun merkezinde yer alan ve Avrupa’nın beşinci büyük katedrali olan Duomo Di Milano, İtalya yarımadasının en yüksek ikinci kilisesidir. Gotik mimarinin en hoş örneklerinden biri olan bu katedralin yapımına 1386 yılında başlanmış, tamamlanması neredeyse 600 yıl sürmüştür. Dış cephesinin güzelliğine, adeta dantelle işlenmişçesine bu son derece özenli ve detaylı işçiliğe hayran olmamak elde değil... Katedralin içindeki Rönesans dönemine ait ünlü eserleri görmeden buradan ayrılmayın. Terasına 500 basamakla veya asansörle çıkmak
mümkün. (Ben asansörü tavsiye ediyorum, çünkü asansörden sonra da merdiven çıkıyorsunuz.) Çatıdan şehir manzarasını seyretmek güzel bir alternatif olabilir. Gece farklı, gündüz farklı bir güzelliğe sahip bu meydan, her zaman canlı... LaRinascente’nin 7. katındaki Maio Restaurant’ta yemeğinizi yiyerek katedrali tepeden seyretmek de ayrı bir keyif... Santa Maria delle Grazie Kilisesi: Bu kilise, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndedir. Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’dan sonra, dünyaca ünlü eseri ‘’Son Akşam Yemeği’’ (The Last Supper) bu kilisededir. Hristiyan inanışına göre; İsa’nın Romalı askerler tarafından tutuklanmadan bir gün önce, Havarileriyle yediği son akşam yemeğini tasvir eder. Pek çok sırrı barındıran ve hala tartışılmakta olan bu ünlü fresk, ‘’Da Vinci’nin Şifresi’’ kitabına da ilham kaynağı olmuştur. Normalde anlatılan Hazreti İsa ve havarilerinin kutsal kaseden şarap içip, ekmek yemeleridir. Ancak bu resimde, ne kase, ne ekmek görünmemektedir. Bu durum Hristiyan dünyasında tartışmalara neden olmuştur. Daha da ilginci, yaşadıkları tarih itibarı ile İsa ve havarilerinin masa etrafında oturması da imkansızdır. Çünkü bu düzenekte yemek yeme, çok sonraki zamanlarda yerleşmiş bir gelenektir. Bu resmi görmek için önceden bilet alındığını hatırlatmamda fayda var. Çünkü burası ancak 25’er kişilik gruplar halinde 15 dakika gezilebiliyor. Ve kapıdan bilet satılmıyor. Sezonun durumuna göre 1 ay öncesinden internetten almakta fayda var.... La Scala: Dünyanın en ünlü opera binalarından olan La Scala, ünlü neoklasik mimar Giuseppe Piermarini tarafından tasarlanmıştır. Hala İtalya’nın en büyük sahnesine sahip olan La Scala, 3 Ağustos 1778 yılında Salieri’nin L’Europa operasıyla açılışını yapmıştır. Biz burada, Verdi’nin Attila adlı operasını seyretmiştik ve şans eseri, gittiğimiz gün bilet bulabilmiştik. Unutulmaz bir deneyimdi. Biz şık giyinip gitmemize rağmen, orada kot ve t-shirt ile gelmiş pek çok kişi görünce şaşırmıştık, çünkü seyircilerin yüzde doksanı turistlerden oluşuyordu... Locadan izlemenizi tavsiye ediyorum, binanın görkemini yüksekten daha rahat algılayabiliyorsunuz. Akustik muhteşem... Mayıs ayı boyunca Mozart’ın Don Giovanni eserini her
ipek’in objektifinden
hafta izleyebilirsiniz. Opera’nın tarihine ait izler taşıyan Scala Müzesi’ne de operanın girişinden kolayca ulaşabilirsiniz. Galleria Vittoria Emanuelle II: Dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden biridir. Duomo Katedrali’ne birkaç adım mesafede olan bu alışveriş merkezinin mimarisi ciddi anlamda etkileyicidir. İsmini İtalya’nın ilk kralı Victor Emanuel II’den alır. 1861’de tasarlanan, inşaatı 1877’de Giuseppe Mengoni tarafından tamamlanan ve kısa sürede şehrin en favori buluşma yeri haline gelen bu alışveriş merkezi, cam tavanı ve her yeri süsleyen heykel ve rölyefleriyle dünyanın en şık alışveriş merkezlerinden biridir. Yüksek cam tavanı 19. yüzyıl mimarisinde, demir-cam kullanımında öncü olması nedeniyle önemli referanslardan biri olmuştur. Duomo Meydanı ve Piazza della Scala’yı birbirine bağlayan yaklaşık 200 metrelik cam tavanlı dev koridorlardan oluşan bu çarşı, dünyaca ünlü pek çok markaya ev sahipliği yapıyor. Ama bana sorarsanız alışverişin kalbi, asıl dışarıda, sokaklarda atıyor. En ünlü alışveriş bölgeleri şöyle: Via Monte Napoleone, Via della Spiga, Via Sant’Andrea ve Via A Manzoni Milano’nun en havalıları. Corso Venezia, Via P. Verri, Via Santo Spirito ve Corso Vittorio Emanuele, yine marka severlerin mekanı. La Rinascente, çok dolaşmadan her şeyi tek binada bulalım diyenler için ideal. 10 Corso Como, tasarım meraklıları için bir cennet. Sanat galerisi, tasarım dükkanı ve kitabeviyle oldukça cazibeli. Buralarda hızını alamayanlar Brera bölgesinde kendilerini akışa bıraksınlar. 1809 yılında Napoleon Bonaparte tarafından kurulan Pinacoteca di Brera, İtalyan sanatının en önemli ve değerli eserlerinin sergilendiği bir müze. Caravaggio, Raphael, Mantegna ve Bellini’nin önemli eserlerine ev sahipliği yapan bu ünlü müze 1776 yılında inşa edilmiştir. Castello Sforzesco: Şu anda Milano’nun önemli turist atraksiyonlarından biri olan Sforza Kalesi, 15. yüzyılda Milano Dükü Francesco Sforza tarafından inşa ettirilmiştir. Kaleden çok, kaleyi çevreleyen parklar bizim çok hoşumuza gitmişti. Milano’nun en büyük yeşil alanı olan Sempione Park, kale ve müzeleri sonrası çimler üstünde yayılarak güzel bir mola vermek için ideal... Bir de Brera Design District’e yakın Giardini Pubblici Indro Montanelli isminde bir park var. Burada da çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Konaklamak için Duomo meydanına yakın yerler seçmekte fayda var. Çünkü buradan yazıdaki tüm bölgelere ulaşmak çok kolay. Benim gibi şehri yürüyerek keşfetmeyi sevenlerdenseniz, Milano hiç de zorlanmayacağınız bir şehir. Hem gezelim hem otel keyfi yapalım diyorsanız Milano’nun en havalısı Bulgari Hotel. Şehrin en iyi Spa’sına sahip. Sakin bir bölgede, yeşillikler içinde, şık, geceleri çok hoş ve ‘’stylish’’ bir kalabalığı var. Akşamları da gezmeyi sevenler için tavsiyelerim Il Bar, Bulgari Hotel-Happy Hour için mutlaka uğrayın, Armani Prive ve Cavalli Club (bazen çok turistik olabiliyor) Diğer popüler yerler: Gattopardo, H Club Diana ve Club Byblos. Buralara rezervasyonsuz gitmemekte fayda var. Son olarak da akşamüstü aperatifleriyle ünlü Radetzky. Como Gölü: “İpek şehri’’(Citta di Seta) diye anılan Como, aslında bence tek başına ayrı bir yazı konusu olabilecek güzellikte bir yer. Merkez çok büyük değil ama yine de ara sokaklarda kaybolmak keyifli. İrili ufaklı mağazalar, küçük sanat galerileri ve her sokağın köşesinde sevimli restoranlarıyla yüzünüzde kocaman bir gülümsemeyle gezeceğiniz bir kasaba. Como’da mutlaka görmeniz gereken bir nokta da Brunate kasabası. Buraya
370 magdergi.com.tr
füniküler ile çıkabiliyorsunuz. Tepeden hem Como’ya bakmak çok hoş hem de göl manzarası unutulmaz güzellikte. Zamanınız varsa tepedeki kafelerden birinde oturup günü batırın. Como’da bir de tekne turu almanızı tavsiye ederim, çünkü gölden kıyılara bakmanın da apayrı bir güzelliği var. Como merkezden başlayarak pek çok küçük köye uğrayarak dolaştırıyor sizi. Gölün hemen dibinden yükselen, yemyeşil dağların eteklerinde, muazzam güzellikte bahçelerin içindeki villaları seyretmeye doyamıyorsunuz. Bu villaların en popüler olanları; James Bond filmlerinden hatırlayacağınız Villa la Gaeta ve Star Wars’ta Anakin ile Padme’nin evlendiği unutulmaz sahneye ev sahipliği yapan Villa del Balbianello. Ve tabii ki George Clooney’nin villası! Biz araba kiralayarak gittiğimiz için, Bellagio ve Cernobbio’yu da gezebildik. Como-Bellagio arası muhteşem. Etrafa bakınmaktan, yola konsantre olmanız çok zor. Benim gibi sakin bir insansanız burada direksiyon başında olmanızda hiçbir sakınca yok ama değilseniz sizi uyarayım; İtalyanlar bu daracık yollarda Formula
1 sürücüleri kıvamında araba kullanıyorlar. Ve benim gibi etrafı seyrede seyrede, tıngır mıngır giden sürücülere karşı hiç sabırları yok. Kornalar ve el-kol hareketleri eşliğinde sollanmalar arttıkça sağa çekip bol bol fotoğraf molaları vererek gezdik bu bölgeyi. Como Gölü’nde konaklamak için de Cernobbio’daki Villa D’este ve Bellagio’daki Villa Serbelloni benim favorilerim. Akşam yemeği için Cernobbio’daki Harry’s Bar’ı tavsiye ediyorum; yemekleri, konumu ve ünlü misafirleriyle popülaritesini kesinlikle hak ediyor! Como ‘’Y’’ şeklinde büyük bir göl olduğu için etrafı kasabalarıyla beraber tam olarak gezebilmek için birkaç gün ayırmak gerekiyor. Bir de oldukça romantik bir destinasyon olduğu için yüksek sezonda kalabalıklar içinde değil de, bahar sakinliğinde gitmek için ideal. Mayıs programını henüz yapmamış olanlara duyurulur... Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın.
Fotoğraflar: İpek Gençer
golf
Grundig Golf Turnuvası İstanbul Golf Kulübü iş birliğiyle düzenlenen Grundig Golf Turnuvası, Klassis Marmara Golf Kulübü Sahası’nda golf tutkunlarını ağırladı.
ÇAĞLA METİN
372 magdergi.com.tr
SERRA EVRENGİL
CENGİZ BİBER
AYDOĞAN BABAOĞLU
Türkiye’nin golf tutkunlarını bir araya getiren Grundig Golf Turnuvası, İstanbul Golf Kulübü iş birliğiyle Klassis Marmara Golf Kulübü Sahası’nda gerçekleşti. 176 golf tutkununun katıldığı turnuvada Erkekler Gross Birincisi Emre Telli olurken Kadınlar Gross Birincisi Serra Evrengil oldu. İki gün süren ve oyuncuların kıyasıya mücadele ettiği turnuvanın ödül töreni İstanbul Golf Kulübü Nakkaştepe Club House’ta yapıldı.
ÖZGÜR ARSLAN
NURDAN APAYDIN
OSMAN EMRE AYTEKİN
MUHSİN BAYRAMOĞLU, LEVENT ALİMGİL, BRUNO VAN DAMME
ÖZKAN DEMİRCİ
MAGastroloji
Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
Mayıs Ayı Büyük Değişimlerin Başlangıcı
Son 1,5 yıldır Bașak-Balık aksında ilerleyen Kuzey ve Güney Ay Düğümü șimdi de yolculuğuna Aslan ve Kova aksında devam edecek. Peki, ay düğümleri ne anlama gelir, etkileri nasıldır ve hangi duyguları öne çıkarır? Güney Düğüm; așina olduğumuz alıșkanlıklarımızı bir nevi geçmișimizi, Kuzey Düğüm ise; değiștirmemiz gerekenleri, yapmaya cesaret edemediklerimizi anlatır. Doğduğumuz zamanki insanla öleceğimiz zamanki insan arasındaki farktır. Kișiyi etkileyen iki zıt enerjinin çelișkisidir. Bu karșıtlığın maksadı zorlayıcı, meydan okuyucu olsa da, dualitenin yansımasıdır. Güney Düğüm yönü Satürn ile Kuzey Düğüm yönü Jüpiter ile ilișkilendirilir. Ne zaman Kuzey Ay Düğümüne hizmet etsek yani onun yolunu izlesek hayatımızda hep olumlu gelișmeler olur. Ancak eğilimimiz bizi hep Güney yönünde tutar. Çünkü oradan gelmișizdir ve alıșık olduğumuz enerji oradadır. Ancak alıșık olduğumuz alana ne zaman çekilsek hatalar yaparız, kırılırız ya da sıkıntılı durumlarla karșılașırız. Bir süredir transit Ay Düğümleri Bașak/Balık aksında yol alıyordu. Șimdi Ay Düğümleri burç değiștirerek Aslan ve Kova aksına geçiyor ve 1,5 yıl boyunca da burada ilerleyecek. Șimdi Aslan burcunun yönü Jüpiter doğasında, Kova burcunun yönü ise, Satürn doğasında olacak. Ay Düğümlerinin burç değiștirmesi demek, bir süredir hayatlarımızda meșgul olduğumuz konuların bitmesi ve değișmesi anlamına geliyor. Güneș’i, Ay’ı veya yükseleni bu burçlarda olanların hayatlarında radikal değișimlerin olacağı bir dönemdir bu. Bunun dıșında doğum haritalarınızda bu burçlar hangi evinizi kesiyorsa, yine o evin konularında kadersel gelișmeler içinde olursunuz. Öncelikle, egomuz ve insanlık arasında sınavların olacağı, bireysel olmakla toplumsal hareket etmek arasındaki o dengeyi korumamız gereken bir döneme gireceğiz. Teknolojiyi reddetmeden ama onun da kölesi olmadan, kalp sesimizi hatırlayacak, çocuksu yönümüzü kaybetmeden yaratıcılığımızı kullanarak bunu da insanlığa fayda sağlamak adına geliștireceğiz. Çocuklarımızın, gençlerimizin sosyal bilinç adına yapacağı çalıșmalar çok ses getirerek adeta gurur kaynağımızı olușturacak. Așk ve sevgi değerleri yeni çağa göre yeniden uyarlanıp kaybettiği eski değeri yeniden kazanacak ve așk duygusu öne çıkacak. Yaratıcılık kanallarımızı hareketlendiren gelișmeler içinde olacağız. Bazı teknolojik bulușlar özellikle yaratıcılıkla tasarlanmıș olanlar çok revaçta olacak. Ego, kibir ve gurur duygularımızı hatırlatan ve öne çıkaran gelișmeler hayatımızda sıklıkta olurken, bunların fazlasının zararıyla karșılașacağız. Övgü ve takdir edilmek hoșumuza gidecek. Özgürlüğümüzü ilgilendiren bazı konuları bu transitler boyunca geride bırakmak zorunda kalacağız.
374 magdergi.com.tr
Burçlar Üzerindeki Etkileri
Koç burcu:
Hedeflerde kaybederken aşk ve sevgide kazanma zamanı. Olası kadersel temanız “özgürlük” mü yoksa “sevgi” mi “aşk” mı, seçim sizin. Ayrıca başkalarının ve toplumun istekleri ile kendi istekleriniz arasında bir sınav yaşarsınız. Bu dönemde kiminiz ünlü olabilir, parlayabilirsiniz. Kiminizin ise çocuğu ünlü olabilir. Bu dönemde kalbinizin sesini dinleyin. Yaşamdan keyif almanızı sağlayan hobiler edinmeniz için fırsatlar doğabilir. Boğa burcu: Kariyer-ev ikilemi yaşayabilirsiniz bu dönemde. İş ya da sosyal yaşamda bazı dönüşümlerin zamanı gelmiş diyebiliriz. Ev, aile gibi kavramlara önem verme zamanı. Kariyerde kadersel karşılaşmalar hayatınızı değiştiren kararlara sevk edebilir. İş hakkında fırsatlar, iş kayıplarının ardından yüzünüzü güldürebilir.
İkizler burcu:
Yaratıcı fikirlerinizi piyasaya çıkarma zamanı. Medya üzerinden tanınmak için iyi zaman. Fikirlerinizi, planlarınızı gerçekleştirmek için kendinize güvenmeyi öğrenme zamanı. Yakınlarınızdan her bakımdan destek göreceksiniz. Yakın çevre ile iletişim güçlenecek, hayata bakış açınız dönüşmeye başlayacak.
Yengeç burcu: Parasal açıdan yüzünüz
gülebilir, parlak paralar kazanabilirsiniz, zenginlik ve lüksü yakalayabilirsiniz. Diğer yandan, başkalarıyla ortak para
konusunda problemlere dikkat edin. “İş birliği mi?”, yoksa “kendi işiniz ve paranız mı?” konusunda ikilem yaşayabilirsiniz. Kendi yolunuzu tercih etmeniz gerekir bu dönemde. Sağlığa önem verin. Yeteneklerinizi açığa çıkarmalısınız.
Aslan burcu:
Kişisel hedeflerinizi öne almayı, kendinizi ortaya koymayı deneyin. Bu sizi, ruhsal ve kişisel olarak ileri götürecektir. Kişiliğinizi, sağlığınızı, yaşamsal hedeflerinizi yapılandırmanız gerekli. Gücünüze inanmayı ve kendinize güvenmeyi öğreneceksiniz. Kadersel sınavlarınız ilişkiler ve iş birliği üzerinden gelecektir.
Başak burcu:
Sizi bu dönem beklemediğiniz kişiler destekleyecek. Vizyon ve yaratıcılığınızı yükseltmek adına gelen fırsatları değerlendirin. Kendinize güvenle ilgili problemleriniz için adım atın, bir kere bir sıçrama yapın, yaptığınızdan farklı bir davranış gösterin, yaptığınızın bir de tersini yapın, bir kere kendinize güvenin, gerisi gelecek. Bu dönem sağlığınıza önem verin. Kiminiz bu dönemde bir iş değişimi yaşayabilirsiniz, bir dönem geride kalabilir, yeni bir iş deneyimine veya yeni bir yere geçebilirsiniz.
Terazi burcu: İdealleriniz ve istekleriniz önem
kazanacaktır, bu konudaki fırsatları değerlendirin. Belki de uzun zamandır beklediğiniz fırsat elinize geçebilir. Ama bunun için bu sefer, aklınızın değil, kalbinizin sesini dinleyin. İnsanlardan destek gelecek aşk, girişim ve mutluluk konusunda
MAGastroloji sınavlarınız olacak. Çocuk sahibi olanlar onları özgür bırakmayı bilmek zorunda kalacak ve onların kararlarına saygı duymayı öğrenecekler. Geçmiş ilişki yaşama tarzınızı bir kenara koymanın, daha farklı ve sağlıklı bir ilişki yaşamayı öğrenmenin zamanı.
Akrep burcu: Kariyerde parlama zamanı! Ancak
sınavlar da bu alanda gelir, kariyerinizin kıymetini bilin, kendinize güvenin ama ego yapmayın. Kendinizi bir yetenekle, kariyerinizle gösterme, parlama fırsatlarını değerlendirin. Diğer yandan, aile, yuva konularında asıl sınavlar gelecek. Bu konuda geçmiş karmik yüklerinizi boşaltın, temizlik yapın dipten, yüzleşin. Köklerinizle ilgili karmik düğümlerinizi çözmenin tam zamanı.
Yay burcu: Yeni ufuklar ve uzak diyarlar parlak
görünüyor. Demek ki, bazı eski plan ve düşünceleri geride bırakıp yeni ufuklara yönelmek sizi ruhsal ve kişisel olarak geliştirip ileri götürecek. Bir alanda parlayabilirsiniz siz de... Önemli kişilerden veya yerlerden teklifler alabilirsiniz. Seyahatler ilginç ruhsal deneyimler yaşatabilir. Eğitimde de parlamanız mümkün... Yakın çevrenizle olan karmik düğümleri çözmenin, ayrıca da bazı eskimiş düşüncelerinizi atmanın tam zamanı.
Oğlak burcu: Bu dönemde sağlığınıza dikkat
etmeniz, özen göstermeniz yerinde olur. Özellikle kalbinize dikkat ederseniz iyi olur. Bu dönemde, kendinize güvenle ve mutlu olmakla ilgili deneyim ve dersler yaşarsınız. 8.ev paylaşmak demektir. Kendinize dönük olmak yerine, paylaştıkça mutlu olursunuz. Bekar Oğlaklar için hayatı paylaşma zamanı
376 magdergi.com.tr
olabilir. Kiminiz bu dönemde çocuk sahibi olma deneyimi yaşayabilirsiniz hatta kendi paranızla ve kendi değerlerinizle ilgili sınavlarınız olabilir. Özgürlüğünüzü engelleyen işleri veya bazı maddi kaynakları elden çıkartmanız gerekebilir. Bazılarınız da bu dönemde iş birliklerinden veya mirastan paylar alabilirsiniz.
Kova burcu:
Size, ilişkiler üzerinden fırsatlar gelecek. Önemli kişilerden destek görebilir, hayatınızı ve kendinizi ileri götürecek deneyimler yaşayabilirsiniz. Bu dönemde evlenecek veya ilişki yaşayacak kişilerin partneri önemli veya belki de ünlü biri olabilir. Özgürlük-bencillik, ilişki-aşk üzerinden sınavlarınız olacak. İlişki yaşama tarzınızı değiştirecek kadersel olaylar, beraberinde sizde kişilik değişimi de yaratacaktır. Hayata başka gözle bakmayı öğrenecek ve değişeceksiniz. Her zaman akılla doğru karar alınmayacağını, bazen kalbinizin sesini de dinlemenin iyi olduğunu öğreneceksiniz.
Balık burcu: Kiminizi parlak güzel bir iş bekliyor; yeni bir iş fırsatı doğacak. Bu dönemde iyi para kazandıran, parlak bir işe girebilirsiniz veya işiniz üzerinden kendinize daha fazla güvenmeyi öğrenebilirsiniz. Mutlu olacağınız, keyif alacağınız bir iş olabilir veya işinizi keyifle yapmayı öğrenme zamanı olabilir. Bu dönem kendinizi yabancı ve yalnız hissetmek gibi duyguları bir kenara bırakma zamanı. Geçmişten getirdiğiniz “özgürlük” aşkı veya özgürlüğünüzün elinizden alınması korkusu sizi ürkütebilir. Bu konuda sınavlarınız varsa, hayatın size ne öğrettiğine iyi bakın, anlayın ve idrak edin... Derslerinizi yapın ki, geçmişi temizleyebilesiniz. Sağlığınıza özen göstermek sizin için de önemli bu dönemde...
DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?
ARTIK HERKES BİLECEK.
MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr