TEMMUZ - AĞUSTOS 2017 - YIL 14 - SAYI 140 - 15 TL
Panora’da
Damla Tüfekçi İle Tatil Alışverişi
Yakışıklı Jön Ediz Hun İle Yeşilçam’a Yolculuk
Meltem Erdağı ile 3 Adımda Forma Girin
AutoMAG
Rüzgar Gibi Otomobiller Kanada Büyükelçisi
Chris Cooter MAG’a Konuştu Bodrum Tutkunları
Ece Vahapoğlu Feryal Gülman İlkem Söylemez Topçuoğlu Murat Aygen Pervin Ersoy
Açalya Samyeli Danoglu Güzelliği İle Büyüleyen
4+1
Net 23
Gen0 mĹ&#x;2 Fe D rah a reler
pariskuafor.official
Nenehatun Cad. No: 86 ANKARA -
www.mervekaramanbridal.com
mervekaramanbridal
N e x t
L e v e l
A v m
Silvian Heach Kadın Mağazası / Next Level Avm www.silvianheach.com
OLIRA BOUTIQUE HOTEL Yalı Mevkii, Gündoğan Plajı No: 66, 48400 Bodrum, Gündoğan, Muğla, Türkiye T: 90 252 387 87 14 - 90 532 418 09 04 F: 90 252 387 97 99 E: info@olirahotel.com
RİTMİ HİSSEDİN
GÖKHAN TÜRKMEN 28 TEMMUZ
SİMGE 18 AĞUSTOS
PANORA TERAS - KONSER SAATİ: 20.00 PANORA PROGRAMDA DEĞİŞİKLİK YAPMA HAKKINI SAKLI TUTAR.
FETTAH CAN 8 EYLÜL
DERYA ULUĞ 20 EYLÜL
R
E R C Ü
İ D Z TSİ
İSTANBUL: Woodpecker Concept İkitelli Osb.Masko 13/b Blok, Masko Sitesi No:20 Başakşehir- İSTANBUL T. 0212 675 11 75 E. www.woodpeckerconcept.com
İZMİR: Favori Mobilya 6500. Sokak No:10/a Mavişehir, Karşıyaka - İZMİR T. +90 232 330 11 01 E. favorimobilya@favorimobilya.com
keyifli tasarÄąmlar keyifli fiyatlar
Ankara Siteler 312 353 20 00 Ankara - Trabzon - Eskişehir - Kayseri - Samsun - Manavgat - Kıbrıs - Yunanistan - Almanya - Erbil - Süleymaniye
HAYAL DEĞİL GERÇEK,
BUGÜN ÜYE OL YARIN KAL
DR.KÜRŞAD ÖZDEMIR
NEDEN TERMAL DEVRE TATİL Bugün öde yarın konaklamaya başla, • Beş yıl gelecek zamlardan etkilenmeden, • Sabah kahvaltı ve akşam yemeği konaklamaya dahil, • Dört yıldızlı otelimiz de odalar konsept ne gerektiriyorsa • konforu ve hijyeni sunmak da, Bornoz, havlu, çarşaf, sıcak su, temiz yatak, • Odalar da TV ve ücretsiz Wİ-Fİ, • Minibar ve kasa hizmeti • Ev hanımları için çamaşır, bulaşık ve yemeği düşünmeden • gerçek TATİL, Bay bayan ayrı havuzlar; •
Çaldağ Mah. Kemalpaşa Sk. No:36 Haymana - ANKARA Tel: (0312) 658 29 00 - (0312) 658 29 01 - Faks: (0312) 658 26 95 - Gsm: (0530) 377 11 86 info@urofizthermalotel.com www.urofizthermalotel.com
Lezzet Abidesi...
Dünyanın Lezzetleri Ziverbey’de ! Adres: Muhsin Yazıcıoğlu Cd. No:17/1 Çukurambar-Ankara www.ziver-bey.com
Tel: (0312) 284 24 94
@ziverbeycaferestaurant
editör
Temmuz - Ağustos 2017 Yıl: 14 Sayı: 140 Fiyat: 15 TL
Beril Çavuşoğlu
D berilcavusoglu@magdergi.com.tr
Keyifli Tatiller eniz kenarında, evinizin bahçesinde veya bir restoranın en serin köşesinde kendinizle baş başa kaldığınız anlarda elinizden bırakamayacağınız yeni sayımız ile sizlerleyiz... Aşk kokan yaz düğünlerinden, kıpır kıpır konserlerden, göz kamaştıran ürünlerin lansmanlarından, açılış ve davetlerden renkli kareler, “Tatil” ve “Automag” özel içeriklerimiz ve samimi röportajlarla dolu Temmuz - Ağustos özel sayımızla sizinle beraberiz...
Anadoluhisarı’nın İstanbul’u kanatları altına alan atmosferinde 2012 Türkiye Güzeli Açalya Samyeli Danoğlu ile beraberdik... Büyüleyici iki güzellik bir araya gelince ortaya sımsıcak görüntüler çıktı... Çok özel röportajımızı merakla okuyacak, rengarenk fotoğraf karelerine bayılacaksınız... Başkent cemiyet hayatının genç ve güzel ismi Damla Tüfekçi Perçiner ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçirdiğimiz keyifli alışveriş günündeki renkli kombinlerimize hayran kalacak, sıcak sohbetimizi ilgiyle okuyacaksınız… MAG PR Solutions olarak, imza attığımız etkinliklerle de Ankara’ya hareket katmaya devam ediyoruz... Fiat, 124 Spider modelini Ankara’nın iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri ile buluşturdu. MAG PR Solutions tarafından Vesperna Restaurant’ta düzenlenen etkinlikte restoranın girişinde sergilenen Fiat 124 Spider’ların yanı sıra klasik bir Fiat 1500 de konukların ilgi odağı oldu. Başkent’e damga vuran davetin en eğlenceli görüntülerini sayfalarımızda bulacaksınız... Bu ay hepimizin hayranlıkla takip ettiği çok özel isimlerle bol bol sohbet ettik, tüm sohbetlerimize de sizleri ortak ettik... 1963 yılında Yeşilçam’a “Genç Kızlar” adlı filmiyle adım atan ve kısa süre içinde Türk sinemasında aranılan jönler arasına giren sanatçı Ediz Hun, hem sanatçı hem çevreci kimliği ile Türk halkının kalbinde taht kurdu... Aynı zamanda Ekoloji Uzmanı da olan usta isim, bize sinema yolculuğundaki keyifli anılarından ve özel hayatından bahsederken doğanın sevgiyle korunması gerektiğine de değindi. Sporcu bir aileden gelen ve tenisteki büyük başarılarıyla ülkemizi dünya çapında temsil eden genç sporcu İpek Soylu başarısının altında yatan faktörleri anlattı... Son zamanlarda sosyal medyanın en çok sevilen çiftleri arasında olan Doğa Rutkay Kamal ve Kerimcan Kamal çifti ise, gerçekleştirdiğimiz söyleşide aşk dolu hikayesini bizlerle paylaştı... Yazarımız Melike Gökçe’nin bu ayki konuğu Kanada Büyükelçisi Chris Cooter ve zarif eşi Karen Blumenschein idi... Türk kökenli vatandaşlarından öğrencilere, ticaretten enstitüler arası dayanışmaya kadar, ülkesiyle içinde bulunduğumuz tüm dış ilişkilere titiz ve çözüm getirici yaklaşımını kendisinden dinledik... Özel içeriklerimiz dopdolu... “Tatil” içeriğimizde cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin tatil tercihlerini öğrenecek, Bodrum’da gerçekleştirdiğimiz sıcacık çekimlere şahit olacaksınız... Tutkunu olacağınız son model araçların üstün özelliklerini ise, “AutoMAG” içeriğimizde bulacak, tasarımlarına bayılacaksınız... Güneşin tüm renklerini üzerinizde hissedeceğiniz çok mutlu, bol hareketli ve aşk dolu tatiller dileriz... Çoook Sevgiler...
MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen Güngör Burcu Nalçınkaya Duman Haber ve Foto Muhabiri Özgür Karabulut İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk İletişim Uzmanı Çağla Çakır Dilara Aydoğdu Yazarlar Aylin Yıldız Ceren Akdağ İpek Gençer Özgür Aksuna Seda Çavuşoğlu Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Katkıda Bulunanlar Melike Gökçe Berat Cem Eryılmaz Merve Filiz Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi
Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444
Dağıtım
Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı
DUMAT OFSET
Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi
10.07.2017 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN!
48 magdergi.com.tr
Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
Sheer Driving Pleasure
KARŞI KONULMAZ ÜÇ. BMW 3 SERİSİ YENİ DİZEL MOTOR SEÇENEĞİYLE TÜRKİYE’DE. BMW 318d, 150 beygir gücü ve 320 Nm tork üreten motoruyla şimdi Türkiye’de. Üstün performansı ve avantajlı fiyatıyla BMW 318d Borusan Oto Balgat’ta sizi bekliyor.
Borusan Oto Balgat Borusan Otomotiv Yetkili Satıcısı ve Yetkili Servisi Mevlana Bulvarı (Konya Yolu) No: 181/A Balgat - Ankara (0312) 253 33 33
152 62
176 62 122
MAG
MAGdüğün
Fahriye Evcen ve Burak Özçivit’in Sait Halim Paşa Yalısı’nda gerçekleşen görkemli düğününden renkli kareler...
198
MAGtatil
Cemiyet hayatının tanınmış isimlerinin tatil tercihleri ve Bodrum tatillerinden sıcacık kareler...
226
MAGköșe
MAGköșe
244
MAGköșe
152
MAGözel
266
MAGröportaj
176
MAGözel
300
MAGköșe
144
50 magdergi.com.tr
266
MAGautomag
Güncel araba haberleri, son model araçların kusursuz detayları...
Yazarımız Ayşe Tolga zayıf insanların uyguladığı tüyoları paylaşıyor...
Damla Tüfekçi ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirdiğimiz keyifli alışveriş gününden objektifimize yansıyanlar...
Büyüleyen güzelliğiyle kapak konuğumuz Açalya Samyeli Danoğlu...
Yazarımız Ceren Akdağ’ın sağlık mutfağı EatProDiet ile samimi sohbeti...
Başarılı İç Mimar Hakan Helvacıoğlu mesleki serüvenini yazarımız Selin Söğütlügil ile paylaştı.....
Yeşilçam’ın yakışıklı jönü Ediz Hun hakkında merak ettiğiniz her şey...
Yazarımız Melike Gökçe Kanada Büyükelçisi Chris Cooter ve zarif eşi Karen Blumenschein’in konuğu oldu...
Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr
qhome.com.tr
style
Renklerle Bütünleşin
Hava alan uçuș uçuș elbiseler ve onlara eșlik eden rengarenk aksesuarlar... Yaz aylarının vazgeçilmez hafif parçaları size kendinizi daha özgür hissettirecek...
Seda Çavușoğlu
seda@magmedya.com.tr
FIGUE Elbise € 695
MOSCHINO RESORT 2018
DOLCE&GABBANA Etek € 595
SIMONE ROCHA Küpe € 230
BORGO DE NOR Sabahlık € 1.070
SUNDAY SOMEWHERE Gözlük € 240
SENSI STUDIO Çanta $ 295
GUCCI Etek € 1.500
54 magdergi.com.tr
SOPHIE ANDERSON Çanta € 163
MERCEDES CASTILLO Terlik € 335
style
Volan Etkisi
CAROLINE CONSTAS Elbise € 530
Tasarımcıları gün geçtikçe daha çok etkisi altına alan volanlar kadınlara feminen bir duruș vaat ederken romantik ve zarif bir silüet kazandırıyor...
PROENZA SCHOULER SPRING 2018 READY TO WEAR
GANNI Elbise $ 205
MERCEDES CASTILLO Terlik $ 325
LISA MARIE FERNANDEZ Bluz $ 500
ROSIE ASSOULIN Etek $ 4.250
SEA Sabahlık $ 385
APIECE APART Bluz $ 245
style
Sporun En Şık Hali Podyumun yaratıcı ve eșsiz durușunu sokağa uyarlayın... Umursamaz fakat zevk sahibi sokak stili sizi diğerlerinden bir adım öne tașıyacak...
ROCHELLE SARA Bikini Üst € 158 KAREN WALKER Gözlük $ 280
ROCHELLE SARA Bikini Alt € 158
ALEXANDER WANG Bluz € 275
CITIZENS OF HUMANITY Pantolon $ 275
OFF-WHITE Pantolon € 420 THE GREAT Şort £ 195
SOPHIE ANDERSON Çanta € 231
MIU MIU RESORT 2018
MICHELLE MASON Mayo € 444
MIU MIU Ceket £ 1.000
Organik Saç Ekimi Saç ekiminde yeni bir dönem
Organik Saç Ekiminin Avantajları: • Ekim alanında artan verim • Beslenen saç kökleri • Kök hücreyle birlikte gelen canlanma • Hastanın kendi yağının kullanılması • Saç tutunmada yüksek oran • Daha çabuk iyileşme • Ekim sonrası kaliteli, gür ve sağlıklı çıkan saçlar
düğün
Merakla Beklenen Düğün Fahriye Evcen ve Burak Özçivit, 3 yıllık ilişkilerinin ardından Sait Halim Paşa Yalısı’nda yapılan düğün ile dünyaevine girdi. Çiftin nikahını Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar kıyarken, damadın şahitliğini yapımcı Timur Savcı, gelinin şahitliğini ise Banu Savcı yaptı. Özçivit ve Evcen çiftinin balayı için Maldivler’i tercih ettiği öğrenildi. Birçok ünlünün katıldığı düğün renkli görüntülere sahne oldu. Fahriye Evcen, düğününde Raşit Bağzıbağlı ve Fidan Şimşek imzalarını taşıyan 3 gelinlik giyerken, Özçivit ise Derviş Bağzıbağlı imzası taşıyan bir damatlık tercih etti. Puhu TV’nin popüler dizisi “Fi”de Duru karakterini canlandıran Serenay Sarıkaya ve oyuncu sevgilisi Kerem Bursin de düğüne katılan isimler arasındaydı. Kerem Bursin, “Çok mutluyuz, ikisini de çok seviyoruz. Onlarla burada olabilmek çok güzel bir şey” ifadelerini kullandı. Sinem Kobal ve Kenan İmirzalıoğlu çifti de, ünlü oyuncuları düğünlerinde yalnız bırakmadı. Kobal, “Mutluluklarına ortak olmak için buradayız, çok yakışıyorlar umarım çok mutlu olurlar. Allah arkadaşlarımızı mesut bahtiyar etsin” dedi.
60 magdergi.com.tr
FAHRİYE EVCEN, BURAK ÖZÇİVİT
düğün
RAMAZAN, FAHRİYE EVCEN, BURAK, CEYHAN, BÜLENT ÖZÇİVİT
62 magdergi.com.tr
Son zamanların gözde oyuncularından Serenay Sarıkaya ve Kerem Bursin uyumlarıyla göz doldurdu. KEREM BURSİN,SERENAY SARIKAYA
LEVENT VEZİROĞLU, NUR FETTAHOĞLU
düğün
DERVİȘ - KONCA, RAȘİT BAĞZIBAĞLI
BÜȘRA MİRAY MÜFTÜOĞLU
Fahriye Evcen - Burak Özçivit düğününe katılan konuklar șıklık yarıșı içerisine girdiler. SİNEM KOBAL, KENAN İMİRZALIOĞLU
düğün
NAZİF SEVİM
ÖZLEM - MURAT HAZİNEDAR
EBRU AKEL
Ünlü sunucu Ebru Akel, Fahriye Evcen - Burak Özçivit çiftine iyi dileklerini ileterek bu șık geceden memnuniyetle ayrıldı. AYLİN KABASAKAL
HAMDİ ALKAN, SELEN GÖRGÜZEL
davet
Minik Kalpler İçerde YILDIRAY ȘAHİNLER, BENSU SORAL
Show TV’nin fenomen dizisi “İçerde”, Minik Kalpler yararına düzenlenen görkemli geceyle ekranlara veda etti. Bilet satışlarından elde edilen gelir, Tekirdağ MİKA-DER ve İçerde Spor Rehabilitasyon Merkezi’ne bağışlandı. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Tekirdağ Valiliği, MİKA-DER, Show TV ve Ay Yapım ortaklığında başlatılan “Minik Kalpler İçerde” büyük bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. “İçerde” ekibi, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde ekrana gelen Büyük Final gecesine 38 hafta boyunca kendisini yalnız bırakmayan izleyicisini davet etti. Heyecanın doruk noktasına çıktığı anlarda hikayenin nasıl biteceği büyük bir merakla beklenirken, kalpler “Minik Kalpler” için attı. Ebru Akel Sancak’ın sunumuyla gerçekleşen etkinlikte, dizinin fenomen olan müziklerine imza atan Toygar Işıklı da özel bir performans sergiledi. Gece sonunda Mika-Der Başkanı Nesrin Ercan, Yönetim Kurulu Üyeleri Arzu Sabancı ve Arzu Çebi, oyunculara plaket takdim etti.
68 magdergi.com.tr
ÇİĞDEM KAMER, SİMAY URAS
HAKAN AKKAYA, ELÇİN ERKOÇ
BURAK, CANSEN KUT
davet
NESRİN ERCAN
ARZU ÇEBİ
NEȘE GÖNÜL
ARZU SABANCI
Gece sonunda Mika-Der Bașkanı Nesrin Ercan, Yönetim Kurulu Üyeleri Arzu Sabancı ve Arzu Çebi, oyunculara plaket takdim etti.
BEGÜM TACİR
ASLI, BATU ȘEN
YONCA EBUZZİYA
davet
Show TV’nin fenomen dizisi “İçerde”, Minik Kalpler yararına düzenlenen görkemli geceyle ekranlara veda etti. Bilet satıșlarından elde edilen gelir, Tekirdağ MİKA-DER ve İçerde Spor Rehabilitasyon Merkezi’ne bağıșlandı.
davet
DEMET - AHMET HANİF
ÖMER GÜRSOY, GÖKÇE ATAKAȘ
Koç Ailesi Geleneksel İftar Daveti İş dünyasının önde gelen ailelerinden Koç Ailesi, merhum iş adamı Vehbi Koç döneminden beri geleneksel olarak gerçekleştirdiği iftar davetini geçtiğimiz hafta tekrarladı. Hasköy’deki Koç Müzesi’nde yapılan iftara iş, sanat, cemiyet ve siyaset dünyasının ünlü isimleri katıldı. Koç Ailesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen iftar davetinde birçok konuk kara yolunu kullanırken, başta Koç Ailesi olmak üzere bazı misafirler tekneleriyle deniz yolunu kullanarak müzeye geldiler. Koç Müzesi’ne ilk olarak Semahat Arsel ve Çiğdem Simavi gelerek hazırlıkları önceden kontrol ettiler. Ardından Koç Topluluğu Onursal Başkanı Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç tekneleriyle Koç Müzesi’ne girdiler. Tasavvuf müziği eşliğinde Koç Müzesi’nde özel olarak hazırlanan alana gelen davetliler, Rahmi Bey’in misafirperverliği eşliğinde yerlerine geçtiler. İftar vaktinin gelmesiyle birlikte içeride ezan okunup dualar edildikten sonra konuklar hep beraber yemeğe başladı. Ramazan ayına has, birbirinden özel yemeklerle oruçlarını açan konuklar, iftar yemeği sırasında bir araya geldikleri yakın dostlarıyla da bol bol sohbet etme imkanı yakaladılar.
74 magdergi.com.tr
ERGÜN - AYȘE GÜRSOY
Safir Perisi Bileklik (Fiyat İstek Üzerine)
Küpe 2.500
Kolye 3.500
Küpe 1.900
Mozaik Yüzük (Fiyat İstek Üzerine) Yüzük 1.500
Yüzük 2.400
Bileklik 2.950
Bileklik 4.900
Yüzük 2.200
Kolye 2.600
Kolye 3.400
Karum İş ve Alışveriş Merkezi Iran Caddesi No: 21/113 Gop / Ankara / Türkiye M:+90 532 321 75 54 - www.zeehjan.com - info@zeehjan zeehjan
zeehjanjewellery
davet
AHMET - ZAFER, CAN ÇAVUȘOĞLU
76 magdergi.com.tr
SEMA RAMAZANOĞLU AKTAȘ
İș, sanat ve cemiyet dünyasının ünlü isimleri, Vehbi Koç döneminden beri geleneksel olarak gerçekleșen iftar yemeğinde buluștu. TUBA PEKSAYAR, ERKAN - GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU
HEVES EKİNCİ
davet
ȘÜKRAN DEMİRÖREN
MUSTAFA SARIGÜL
ZULAL - TURHAN KAȘO
Önemli davete konukların bir kısmı deniz yoluyla katılım sağlamayı tercih etti. 78 magdergi.com.tr
FÜSUN TOPBAȘ
TEZCAN - MİHRİNUR YARAMANCI
AYDAN SEMKER
NURTEN - FİKRET ÖZTÜRK
BÜLENT - VERA BULGURLU
JALE YILMABAȘAR
ERDAL - BELKIS AKSOY
davet
NİMET BAYRAKTAR
YILMAZ ULUSOY
RAİF - NACİYE ARAT
Birbirinden özel yemeklerle oruçlarını açan konuklar, bir araya geldikleri dostlarıyla bol bol sohbet etme fırsatı da buldular. 80 magdergi.com.tr
MÜBARİZ MANSİMOV, FİKRET ORMAN
HASAN - SİMİN ARAT
röportaj
Tasarımı ve Lezzetleriyle Sizi Büyüleyecek
A
AKIN DİNÇER
Renkli konseptleriyle Bașkent’e farklılık katan mekanların yaratıcısı Akın Dinçer, Çukurambar’da kısa bir süre önce açtıkları, özel lezzetleri ve keyifli konseptiyle hızlı bir șekilde ün salan Otto Lounge serüvenini bizimle paylașıyor…
kın Bey, öncelikle kendinizden bahsedebilir misiniz?
Ticaretle uğraşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim, aile olarak madencilik, otomotivcilik gibi çeşitli sektörlerde faaliyet gösteriyoruz. Fakat lisans eğitimimi işletme bölümünde yapmamın da etkisiyle gıda sektörünü ve işletmeciliği tercih ettim. Ankara Ticaret Odası’nda da gıda komitesinde meclis üyesiyim.
2008 yılında Çukurambar ve 2009 yılında Çayyolu’nda Big Chefs restoranlarını açıp işlettik ve 2013 yılında alışveriş merkezlerinde köfte ızgara konseptiyle faaliyet gösteren kendi markamız olan Çeşni restoranlarını açtık. Şu anda Ankara’da ve Konya’daki alışveriş merkezlerinde de olmak üzere toplam dört şubemiz var. Son olarak 2 Haziran’da açmış olduğumuz Otto Lounge isimli yeni markamızla Çukurambar’da faaliyet göstermeye başladık.
bunun için çok uzak yerlere gitmek zorunda kalıyor veya sigara içmeyen misafirler için ayrılan alanlar çok kısıtlı ve geri planda olabiliyor. Yemek kalitesi ve lezzeti noktasında sıkıntılar olabiliyor ya da çalışanlar kendi aralarında sinerji oluşturabiliyor ve tüm bunlar misafirlere karşı olumsuz yansıyor. Bunun gibi birçok maddeyi sıralayıp nelere dikkat etmemiz gerektiğini tartışarak itinalı bir şekilde konseptimizi oluşturduk. Misafirlerimiz de geldiklerinde kendilerini rahat ve mutlu hissettikleri için konseptimizi beğendiler.
Çukurambar’a farklı bir nefes getirdiniz. Otto Lounge’ı şubeleştirmek ya da yeni mekanlar açmak gibi bir düşünceniz var mı? Otto Lounge’ı açtığımız günden itibaren sanırım onlarca franchise teklifi aldık, fakat şimdilik franchise vermeyi düşünmüyoruz. Kısa vadede uygun lokasyon ve dükkanı bulduğumuz zaman, Çayyolu’nda bir şube açmayı planlıyoruz.
Sizce insanlar Otto Lounge’ı neden bu kadar sevdi?
Otto Lounge’ın olduğu dükkan benim kendi mülküm ve orada 2008 yılında Big Chefs’i açmıştık, Çukurambar’ın ilk işletmelerinden biriydi. Sonrasında 2014 yılında bir İstanbul markasına kiraya verdik ve o işletmenin kapatması üzerine deyim yerindeyse “yuvaya geri dönelim” istedik. Yaptığımız fizibiliteler neticesinde bütün detayları uzun uzun tartışarak kendi markamızı kurmaya karar verdik ve Otto Lounge’ı açtık.
Hangi yaş grubundan olursa olsun gelen bütün misafirlerimiz kendini rahat ve mekana ait hissediyor. Bazen misafirlerimize baktığımda çok kozmopolitik bir yapı görüyorum ve bu beni çok mutlu ediyor. 7 yaşında misafirimiz de 70 yaşında misafirimiz de menümüzde, hizmetlerimizde, konseptimizde aradığını bulabiliyor. Misafirler nezih ve şık bir mekanda, yüksek rakam ödeme endişesi yaşamadan güleryüzlü bir hizmetle keyifle oturuyor. E böyle bir mekanın da sevilmesi gerekiyor sanırım.
Açıldığı günden bu yana mekanınız dolup taşıyor. Bunu neye borçlusunuz?
Bir iş adamı olarak geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir?
Otto Lounge’ın açılış hikayesi nedir?
Ben öncelikle kendim kafe sektöründe iyi bir müşteriyim ve bu nedenle müşterinin ne istediğini iyi gözlemleyebiliyorum. Özellikle Çukurambar’ın ilk işletmecilerinden biri olduğum için Çukurambar ve Ankara’nın müşterisini iyi bildiğimi ve tanıdığımı düşünüyorum. Ankara’da artık kafelerde açık bahçe kalmadı mesela; insanlar
Ticari hedeflerim çok büyük değil veya özellikle belirlediğim hedeflerim yok, Ne yaparsam yapayım en iyisini yapmaya çalışıyorum ve bu heyecanımı kaybetmek istemiyorum. Gerekli itina gösterildiği takdirde ticarette başarılı olmanın ve hedefleri gerçekleştirmenin çok zor olmadığını düşünüyorum.
Dilediğiniz Renklerle Kalıcı Çözümler
P
udralama Kaş
Pudralama kaş, kıl tekniğinden sonra çıkan yeni bir uygulamadır. Pudralama kaş kişiye özel olarak kullanılan iğne ile derinin bir kat altına yapılır, sıfır acılı bir işlemdir. Kıl tekniğine nazaran kaşta toz görüntüsü bırakır ve iki yıl net kullanımı vardır. Zaman geçtikçe kesinlikle renk değişimi yapmaz. Kişinin isteğine ve yüz şekline göre kaşın şekli tasarlanır, ön çizimden hemen sonra ise pudralama işlemi yapılır. Pudralama kaşlarımızın rengi, kişinin saç, kaş ve ten rengine uygun olarak yapılır. İlk bir hafta koyu olur, bir haftanın sonrasında ise rengin %60’ı açılır ve bir ay sonra kaşa uygulanan rötuş ile rengimiz sabitlenir. Sağlık açısından hiçbir sakıncası yoktur.
Pudralama Dudak
Pudralama dudak tek kullanımlık iğne ile derinin bir kat altına uyguladığımız renklendirme işlemidir. Pudralama dudakta bütün renkler mevcuttur ve kişinin isteğine göre renk uygulaması yapılır. İşlem öncesinde dudaklarımızın ön çizimi yapılıp daha sonrasında işleme başlanır. Son derece acısız bir işlemdir. İşlem bitimi sonrasında dudakta hafif bir şişlik olsa da 2-3 saat sonrasında şişlik kaybolur. İlk hafta renk koyu kalır, bir hafta sonrasında rengin %60’ı gider ve rötuş bir ay sonrasında kişinin isteğine göre yapılır. Pudralama dudak genellikle sigaradan morarmış, renksiz ve uçuklayarak bozulmuş dudak çizgisine sahip olan dudaklara özellikle tavsiye ettiğimiz bir işlemdir.
Kalıcı Oje
Kalıcı Oje uygulamasının ilk çıkış nedeni mantar tedavisi içindir. Kalıcı
ojelerimizin içindeki özel madde, tırnakların sararmasını, mantar oluşmasını ve kırılmasını engeller. Sonrasında bu ojelerin renk çeşitleri artarak günlük yaşamda da kullanılmaya başlanır. Salonumuzda 200’ü aşkın renk seçeneği bulunmaktadır. Kişinin isteğine göre dilediği Nail Art ve renk seçeneği ile tırnakların iki hafta parlaklığı gitmeden ve kırılmadan kullanılması sağlanır.
Merkezimizde Yapılan İşlemler Kalıcı Oje Kalıcı Nail Art Oje İpek Kirpik Kaş Köntür Microblading Kıl Tekniği Kaş Pudralama Dudak Kontür Dudak Pudralama Eyeliner Pudralama Dipliner Lazer Epilasyon Manikür Pedikür Ayak Bakımı Ağda Kaş Tasarımı Profesyonel Makyaj 3D İpek Kirpik 2D İpek Kirpik Kirpik Perma Kirpik Lifti.
advertorial
SEMA DEMİRCİ, ESMA DEMİRCİ ÖZDEMİR
Esma & Sema Beauty Center’da yapacağımız küçük rötușlar ile doğal güzelliğinizi ön plana çıkartın… Müșteri memnuniyetini en üst noktada tutmayı hedeflerken sizlere kaliteli hizmet garantisi sunuyoruz…
Microlabing • Kalıcı Makyaj • Eyeliner • Dudak Kaş Kontür • Kalıcı Oje • Lazer Epilasyon • İpek Kirpik (3D - 2D)
Yaşamkent Mah. 3158. Sokak No:29/C Çayyolu - Ankara T: 0312 217 60 16
davet
Fiat 124 Spider Ankara’da Tanıtıldı. Fiat, MAG PR Solutions tarafından düzenlenen etkinlikte 124 Spider modelini Ankara’nın iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri ile buluşturdu. Fiat’ın Ankara’da faaliyet gösteren bayileri Ali Uğurlu, Ankara Oto, Birmot, Kartaş ve Tan Oto’nun organizasyonuna, Tofaş adına Ankara Bölge Müdürü Gürhan Paşolar da katılım gösterdi. Vesperna Restaurant’ın girişinde sergilenen Fiat 124 Spider’ların yanı sıra klasik bir Fiat 1500 de konukların ilgi odağı oldu. Yaklaşık 250 kişinin buluştuğu özel geceye, Beril Çavuşoğlu, Tuba Üstün, Nilgün Tonta, Tahir Yılmaz gibi tanınmış simalar da katıldı. Gecede kısa bir konuşma yapan Tofaş Ankara Bölge Müdürü Gürhan Paşolar Fiat 124 Spider’ın yeniden doğuş hikayesine değinirken, yaklaşık 50 yıl önce otomobil tutkunlarıyla buluşan ilk nesil 124 Spider modelinin, özgün tasarım mirasını yansıtan yeni jenerasyon 124 Spider hakkında da bilgiler verdi. Fiat’ın Ankara ve Türkiye otomotiv pazarındaki konumundan da bahseden Paşolar, Ankara’da faaliyet gösteren Fiat bayileri; Ali Uğurlu, Ankara Oto, Birmot, Kartaş ve Tan Oto’ya da katkılarından ötürü teşekkür ederek sözlerini noktaladı. Özel gecenin davetlileri, Vesperna Restaurant’ta sergilenen Fiat 124 Spider’ı yakından inceleme fırsatı da bulurken, aynı zamanda otomobili test ederek, benzersiz roadster sürüş keyfini de yaşadı.
86 magdergi.com.tr
davet
OZAN KOÇ
YASEMİN ERÇÖKÜK
BİLGE SU DOĞAN
TUBA ÜSTÜN
“Jön Geri Döndü” mottosu ile lansmanı gerçekleștirilen Fiat 124 Spider, konukların beğenisine sunuldu.
GÜRHAN PAȘOLAR
ALİ ÇELİK
CAN ÇAVUȘOĞLU
Yaz keyfi Develi’de yaşanır...
Bahçemiz yazın tüm güzellikleri ile hizmetinizde! Develi Dergi I�lanı.indd 1
23.06.2017 13:26
davet
SEVİLAY HELVACIOĞLU
90 magdergi.com.tr
SEHER ÇELİK
FEHMİ CAN İNAN, ÇİSEM GENÇ
ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY
BERİL ÇAVUȘOĞLU
BARAN YAZICI, ȘERMİN ALDEMİR
GÜLİN - HAKAN ÖZÇELİK
KÜBRA DEMİRCAN
YELDA TERZİOĞLU
Lansmanda konuklar Fiat 124 Spider ile ilgili detaylı bilgi almayı ihmal etmedi. OĞUZ ENGİZ
DEMET - TOYGUN ONGUN
davet
HANDAN BANU ÖZTÜRK
İPEK CÜLHA
ZEYNEP ÖZTÜRKMEN, MERVE DURUAY
DUYȘEN ÖZMEN
MAG PR Solutions organizasyonu ile gerçekleștirilen lansmanda konuklar, Fiat 124 Spider ile test sürüșü keyfi yașadı.
DİLARA ERTÜRK
ENDER CANAN ADAN
MÜGE ATUN
Barbaros Mahallesi Güniz Sokak 16/1 Uğurlum Apt. Kavaklıdere, Ankara. Telefon: 530 091 39 40 - 530 090 85 44
davet
FUNDA BEKİȘOĞLU
ÇAĞLA ÇAKIR
DUYGU SÖZDUYAR
GÜLTEN BIÇAKÇI
Tofaș adına sunum gerçekleștiren Ankara Bölge Müdürü Gürhan Pașolar, Fiat 124 Spider’ın kısa tarihinden bahsetti.
KADRİYE - ÜNAL KERİMOĞLU
KEMAL - ÖZGE KESEROĞLU
AYȘEGÜL AYGÜN
BURCU DERYA
MELİKE - HİKMET GÖKÇE
MEHMET SERHAT METE
TUBA GÜNEBAK
İLKNUR DEMİR
davet
GÖKÇE KARAKAYAGÜL
96 magdergi.com.tr
EMİRHAN YÜCEL
IȘIL DENEMEÇ
ÜMİT BÖLÜCÜ
Ankara iș ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin yoğun ilgi gösterdiği lansman,Vesperna Restaurant’ın lezzetleri eșliğinde geç saatlere kadar sürdü. ARZU - HÜSNÜ SABUNCU
İSMET ERASLAN, YEȘİM YELİOĞLU
davet
SİMDEN FULGAR, ERGÜL KESKİN
98 magdergi.com.tr
DİLARA AYDOĞDU
BAHADIR - ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
ASLI KALAYCI
HASAN - ESRA TORAL
EMRE - EDA BEKİȘOĞLU
SAVAȘ GELGEL
ALTAN PALABIYIKOĞLU
TÜZÜN GELGEL
BANU BİRDAL
ERDEM ÇUHADAR, TUĞÇE UZUN
TUĞBA ÖZBAL
Perkusyon ve saksafon eșliğinde gerçekleșen DJ performansı ile konuklar, dans ederek geride bıraktığımız sezonun stresini atma șansına sahip oldu.
davet
SEDA DÖĞER, EMRE OĞUZHAN
SERDAR ELMACI
SEVGİ PINAR ÖZEN - OSMAN SELÇUK GÜNGÖR
Vesperna Restaurant’ın giriș alanında sergilenen klasik 124 Spider ve yeni nesil 124 Spider davetlilerin sosyal medya hesaplarından bol bol paylașıldı. 100 magdergi.com.tr
ARZU - EMRAH ȘAHİN
YÜKSEL CEYLAN
MUHARREM YAZICI
davet
GÜRHAN PAȘOLAR
1.4 Multiair Turbo motoru ile göz kamaștıran Fiat 124 Spider Ankara Lansmanı ile Bașkentlilerden tam not aldı.
TUBA ÜSTÜN
lası için Daha faz om/online c i. magderg
102 magdergi.com.tr
röportaj
SEBAHATTİN GÜNDOĞDU
Came Home ile Renklenin Graser A.Ș. Yönetim Kurulu Bașkanı Sebahattin Gündoğdu, neredeyse 30 yıldır sanat seramiği, doğal taș ve füzyon cam imalatını bir üst seviyeye tașıyarak Ankara’da ortaya çıkardıkları Came Home markasından bahsediyor...
1
990 yılından beri sanat seramiği, doğal taş ve füzyon cam imalatı devam eden GRASER; şimdi aynı kalite doğrultusunda büyüyor… Peki, Came Home nasıl ortaya çıktı?
GRASER 27 yıldır yapı sektöründe, tasarım, imalat, montaj yapabilme özelliği ile yurt içinde ve yurt dışında sayısız projelerde yer aldı. Büyüyen projeler, GRASER’in de fabrika metrajlarını ve makine parkını büyüttü. Aile de büyümeye başlayınca ev dekorasyon ürünleri ile ilgili perakende sektöründe yer alma fikri, iç mimar oğlum Engin Gündoğdu ile birlikte filizlendi. Tasarımlarımız yeni imalat tekniklerimiz ile birleşti ve ilk ürünlerimiz ortaya çıkmaya başladı. Yaklaşık bir yıllık bir süreçte hem kurumsal kimlik çalışmalarımız hem yeni imalatlarımız hem de tedarikçilerimiz ile yaptığımız çalışmalar Came Home markasının temelini oluşturdu.
İmalatçı kimliğinizin Came Home markasının yaratılmasındaki rolünü görüyoruz. Came Home’u rakiplerinden farklılaştıran en büyük özelliği nedir? Neden Came Home?
En önemli faktör, tasarım gücümüz. Graser markamız ile katıldığımız yapı fuarlarındaki stantlarımızın aydınlatma, masa, sehpa ve tamamlayıcı dekorasyon ürünlerini de kendi bünyemizde yapıyor olmamız; ana işimizin dışında, müşterilerimizin de dikkatini çekmeye başlamıştı. Came Home’un kuruluşu ile de mevcut mermer, seramik, cam ve metal imalatımızın tüm olanaklarını kullanarak, özgün tasarımlarımızı hayata geçirmiş olduk. Burada rakiplerimizden biraz ayrıldığımızı düşünüyorum, çünkü hem mobilya hem de aksesuar sektöründe kullanılan malzemeleri yıllardır profesyonelce kullanıyoruz. Bu tecrübelerimizi, yeni markamız için daha da geliştirme amacındayız. Bizi rakiplerimizden farklı kılan da, tıpkı GRASER’in ana prensibi gibi, kendi tasarımlarımızı kendimizin üretmesidir. Mağazamız için ürün çeşitliliğine gittiğimizde de, tedarikçi firmalarda aynı prensipleri aradık. Çin ve Hindistan gibi ülkelerden hiçbir firmaya yer vermedik. Tamamı Avrupa menşeili firmalar ile çalışmaya başladık. İthal ettiğimiz her marka ise kendi sınıfının en iddialı konumunda bulunuyor. Teknoloji ile ortaya çıkardığımız modern ürünlerimizin yanı sıra çoğunluğu el işçiliği olan ürünler de raflarımızdaki yerlerini aldılar. Sanatçı ve zanaatkarların buluşma noktası olan fabrikamızda unutulmaya yüz tutan teknikler ile el emeği ürünlerimizle müşterilerimizi etkilemeye çalışıyoruz.
Ürünleriniz kendi fabrikanızda üstün teknolojiyi de kullanarak el işçiliği ustalığında üretiliyor. Peki koleksiyonlarınızda nereden ilham alıyorsunuz?
Ailece güzel sanatlar eğitimi aldık. Ben İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Seramik (1979- 1984) Bölümü mezunuyum. Eşim Tülay Hanım Hacettepe Resim Bölümü, oğlum Engin ve eşi Selen ise Bilkent İç Mimarlık Bölümü mezunu. Bu çekirdek kadromuz ile hiçbir zaman tasarlamaya ara vermediğimiz gibi firma
bünyemizde de birçok güzel sanatlar mezunu çalışıyor. Bu konuda iddialıyız, çünkü endüstriyel sektörler içerisinde maalesef sanatsal faaliyetler ve imalatlar çok göz ardı ediliyor. Fakat hem Graser hem de Came Home çatısı altında sanat ve sanatçıyı her zaman destekleyen ve barındıran bir yapılanma içerisinde olacağız. Tabii ki; böyle bir ekip, koleksiyon hazırlama aşamasında, tüm eğitim, bilgi ve becerilerini teknolojik donanım ve iyi yetişmiş ustalarımızın emeği ile birleştirdiğinde ortaya çıkan eserlerden ilham alıyor.
İlk mağazanızın kapılarını Ankara Panora Alışveriş Merkezi’nde açtınız. Uzun vadede Came Home’u farklı şehirlerde görebilecek miyiz? Türkiye’de İstanbul başta olmak üzere, birçok büyük ilimizde mağaza açmayı planlıyoruz. Hedefimizde yurt dışı pazarındaki yerimizi almamız da var tabii ki. Bakü, Moskova, Dubai ve Kuveyt’te açmayı planladığımız mağazalarımız için an itibarıyla görüşmelerimiz devam etmektedir. Came Home markasının değer bulacağı her alanda takipçileri ile buluşması bizim için reel bir hedef.
Ülkemizin yetiştirdiği çok önemli ve değerli sanatçılarımızın eserlerinin yer aldığı GG Sanat Galerisi, adeta bir müze gibi mağazanızın içinde yer alıyor. Mağazacılıkta böyle bir konsept pek görülmüyor. Nedir amacınız?
1200 m2’lik mağazamızın neredeyse yarısını sanat galerisi olarak düzenledik. Devrim Erbil, Mustafa Ayaz, Süleyman Saim Tekcan, Ekrem Kahraman, Zafer Gençaydın, Hayati Misman, Zahit Büyükişliyen gibi birçok ünlü sanatçımızın eserleri galerimizde süresiz olarak sergilenmektedir. Ticari maliyeti yüksek bir alanda böyle bir faaliyetin tek amacı, sanata ve Ankaralı sanatseverlere hizmettir diye düşünüyorum. Bu isimleri bir araya getirmek, sanatseverler ile buluşturmak gerçekten tek hedefimiz. Farklı dönemlerde sanatçılarımızın da katılımları ile davetler düzenleyerek, birebir tanışma ve sohbet etme imkanları oluşturacağız. Bu vesile ile de bize sınırsız desteklerini sunan değerli sanatçılarımıza tekrar teşekkür ediyorum.
Mağazamızda yaratmaya çalıştığımız tarz; çizgi üstü tasarımlar ile günlük hayatımızı buluşturmaktır. Sayın Gündoğdu, söyleşimizin sonunda son bir şey söylemek ister misiniz?
Mağazamızda yaratmaya çalıştığımız tarz; çizgi üstü tasarımlar ile günlük hayatımızı buluşturmaktır. Ziyaretçilerimiz kendi ihtiyaçlarını karşılamak dışında değer verdikleri herkes için hediye bulma veya seçme problemini de çözdüğümüzü göreceklerdir. Son olarak bütün sanatsever misafirlerimizi “Sanat Kafemizde” bir kahve içmeye bekleriz.
davet
ASLIHAN - ÖMER ABACI
Ünlü İsimler Alışveriş Turunda Anadolu Yakası’nın yepyeni yaşam alanı Emaar Square Mall, ünlü isimleri Galeries Lafayette’te bir araya getirdi. “Bir karede bir kerede” konseptiyle ziyaretçilerine eşsiz deneyimler yaşatan Emaar Square Mall, açılışının ardından etkinliklerine hız kesmeden devam ediyor. İş, sanat ve cemiyet dünyasının önde gelen isimleri Emaar Square Mall’da bir araya gelerek Fransız perakende mağaza zinciri Galeries Lafayette’de unutulmaz bir alışveriş deneyimi yaşadı. Fransız esintileriyle keyifli anlar yaşayan konuklar, alışveriş turuna Emaar Square Mall’da bulunan seçkin mağazalarla devam etti.
106 magdergi.com.tr
ETEL BALER
SİTARE KALYONCUOĞLU
CANSEN YENİKUT, İLKEM ÖZTÜRK
AYȘEGÜL TOPLUSOY
davet
MİNA, BERİL BAȘARAN
SİNEM GÜVEN
FERYAL GÜLMAN
Fransız esintileriyle keyifli anlar yașayan konuklar, alıșveriș turuna Emaar Square Mall’da bulunan seçkin mağazalarla devam etti.
lası için Daha faz om/online i.c magderg
BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU, BURCU HANİF, ZEYNEP ÜSTÜNEL
hayalleriniz ERKAN EŞME-0532 362 99 68
suya düşmesin!
ARJANTİN CADDESİ 15/8 GAZİOSMANPAŞA - T.0312 441 77 07 www.777organizasyon.com.tr / www.aquamucevher.com tulaykaya777
777organizasyon
ÖZGE KESEROĞLU
Cildimiz Yaza Hazır Mı? advertorial
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte içimizi ısıtan güneș, güneș yanığı, cilt lekeleri, kuruluk, kırıșıklıklar, erken yașlanma ve deri kanseri gelișimi riskinde artıș gibi pek çok cilt sorununu da beraberinde getirmektedir… Bu sorunlarla karșılașmamak için alınabilecek önlemleri ve bakım önerilerini Dermatoloji Uzmanı Dr. Özge Keseroğlu bizlerle paylașıyor…
D
ünya üzerindeki hayatın kaynağı olan güneş, insan sağlığı için oldukça gereklidir. Kemik metabolizmasında önemli olan D vitamini üretiminin büyük bölümü güneş ışınları sayesinde olmaktadır. Ancak uzun süreli güneş maruziyetinin insan sağlığı üzerine olumsuz etkileri bulunmaktadır. Güneşten yayılan UV ışınları, güneş yanıkları, deri yaşlanması, ciltte leke ve kırışıklık oluşumu, deri kanseri gelişimi ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açabilmektedir.
Kronik güneş maruziyetini azaltmak önemli…
Cildimiz, diğer organlarımızdan farklı olarak, doğrudan dış dünya ile karşı karşıyadır. Bu nedenle güneş ışığı gibi yaşlanmayı hızlandıran çevresel faktörlerden de direkt olarak etkilenir. Deride görülen yaşlanma belirtilerinin yaklaşık %90’ı uzun süreli güneş maruziyetine bağlı olarak oluşmaktadır. Her ne kadar kronolojik yaşlanma kaçınılmaz ve engellenemez bir süreç olsa da, güneşten doğru şekilde korunarak ve bazı önlemler alarak geciktirilebilir.
Saçlarımızı da korumayı unutmayalım…
Güneş ışınları, sık duş alma, deniz veya havuz suyuna maruziyet gibi sebeplerle sadece cildimiz değil saçlarımız da kurur, yıpranır ve canlılığını kaybeder. Yaz öncesi saçlı deriye uygulanacak mezoterapi işlemleri, saçları kökten besleyip güçlendirerek, yıpratıcı çevresel faktörlere karşı saç tellerinin direncini artırabilmektedir. Tatil döneminde, havuz veya deniz sonrasında saçlar, mümkünse normal su ile durulanmalıdır. Durulama sonrasında saçların nemini korumak için bakım yağları veya serumlar uygulanabilir. Yine yaz döneminde saçların kurumasına yol açacak her türlü kimyasal ve ısı vererek saçı şekillendiren fiziksel işlemlerden mümkün oldukça kaçınmak gerekmektedir. Sonuç olarak, birkaç basit önlem ve yaz öncesi yapılabilecek bazı medikal uygulamalar sayesinde, yoğun ve yorucu geçen kış aylarında özlemle beklediğimiz güneş, havuz ve denizin tadını doyasıya çıkarmak mümkün olabilir. Sadece bedeninizin değil ruhunuzun da dinlendiği, dopdolu, harika bir yaz geçirmeniz dileğiyle…
Güneşten doğru şekilde korunalım…
Kronik güneş maruziyetini azaltabilmek için, yaz aylarında güneş ışınlarının daha zararlı olduğu 10:30-16:00 saatleri arasında mümkün oldukça güneşe çıkılmamalıdır. Eğer bu saatler arasında dışarıda olmak gerekiyorsa da ağaç-şemsiye altı gibi gölge alanlar tercih edilmeli, şapka ve gözlük kullanılmalıdır. Evden dışarıya çıkmadan yaklaşık yarım saat önce güneş gören tüm vücut bölgelerine cilt tipimize uygun güneş koruyucu krem sürülmeli ve 3-4 saatte bir bu kremler tekrar uygulanmalıdır. Doğru şekilde güneşten korunmak sadece ciltte leke oluşumunu engellemek ve yaşlanma belirtilerinin ortaya çıkmasını geciktirmekle kalmaz, ilerleyen yaşlarda deri kanseri gelişimi riskini de azaltır.
Cildin neminin korunması önemli…
Yaz aylarında, güneş ışınları, sıcak hava, terleme, deniz ve klorlu havuz suyu gibi pek çok faktöre bağlı olarak cildimiz nemini kaybeder. Nemini kaybedip kuruyan cilt zamanla kabalaşır ve kırışıklıklar oluşmaya başlar. Bu nedenle cildin neminin korunması çok önemlidir. Yaz tatiline çıkmadan önce yapılabilecek bazı uygulamalar, cildimizde bu geri dönüşü çok zor olan hasarların oluşmasını engelleyebilir. Sağlıklı bir cildin ihtiyacı olan vitaminler, proteinler ve hyaluronik asit içeren solüsyonların deri altına enjeksiyonu, cildin nemlendirilmesi ve kollajen sentezini uyararak dış etkenlere karşı direnç kazandırılmasında en etkili yöntemdir. Bu şekilde derinden bir cilt nemlendirilmesine, uzman doktorunuz tarafından önerilen medikal cilt bakımı da eklenerek cildin nem oranı yaza hazır hale getirilebilir. Elbette sağlıklı bir cilt için, ev bakımı olarak cilt tipine uygun temizleyicilerle cildin günlük temizlenmesi ve sonrasında nemlendirilmesi her mevsim olduğu gibi yaz aylarında da ihmal edilmemelidir.
Kırışıklıklarınız derinleşmesin…
Yaz aylarında cildimizin neminin azalması yanında, güneş ışınlarının gözlerimizi rahatsız etmesi nedeniyle istemsiz olarak göz çevresi kaslarımızı daha çok kasarız. Bunlar, başta göz çevresi olmak üzere yüz bölgesinde kırışıklıklar oluşmasına ve mevcut olanların da derinleşmesine neden olabilir. Kırışıklık oluşumunu engellemek ve mevcut olan kırışıklıkların açılmasını sağlamak için, yaz mevsimi başlangıcında ihtiyaca göre botulinum toksin enjeksiyonu yapılabilir.
Dermatolog Dr. Özge Keseroğlu Mutlukent Mah. 1927. Sok. No:1/1, Ümitköy/Ankara Tel: (0312) 236 62 72
YELDA BİCE TERZİOĞLU
Cilt Lekelerinizden Kurtulun Yaz mevsimi yaklașırken tüm hastalarımızın ortak problemi yazın mevcut lekelerin artması ya da yenilerinin eklenmesi șeklindedir. Dolayısı ile güneș mevsimi olan yaz, birçok hastamızın korkulu rüyası olabilmektedir. Dermatolog Dr. Yelda Bice Terzioğlu lekelerden korunma ve leke sonrası tedavi yöntemlerini anlatıyor...
Ne yazık ki cilt lekelenmesi ırksal özelliklerimiz ve içinde bulunduğumuz coğrafya nedeni ile en sık yaşadığımız ve gördüğümüz cilt problemlerinden biridir. Cilt lekeleri melasma dediğimiz derin lekelerden, efelid dediğimiz çillenmelere, lentiginler dediğimiz güneş ve yaşa bağlı oluşan birçok cilt lekesi tipine uzanan
geniş bir yelpazede tanımlanmaktadır. Tüm bu leke tipleri; yaş, genetik faktörler, hormonal sebepler, ilaç kullanımı gibi daha birçok sebeple oluşabilmektedir ve kişinin güneşe korumasız maruz kalması ile de lekenin ortaya çıkışı kolaylaşmaktadır.
Amaç; cilt sağlığının korunması...
Lekenin tipi ne olursa olsun, tedavi öncesinde, tedavi sırasında veya sonrasında yapılması gereken en önemli şey; güneş korumasının
advertorial
Y
az sürecinde cilt lekeleri için tedavilere ara verilmeli mi?
doğru şekilde yapılmasıdır. Bu da, güneş koruma faktörlü ürünlerin doğru kullanılması demektir. Gün içerisinde tekrarlarla ve gerekirse gün ışığının dik ulaştığı saatlerde açık alanda bulunmayarak ya da ek koruyucu önlemler alarak hareket etmek gerekir. Aslında bu koruma sadece lekeler için değil, güneşin kanser öncüsü lezyonlar ve fotoyaşlanma dediğimiz cilt yaşlanmasına neden olan etkisi nedeni ile de gerekli olan bir durumdur.
tedavilerinde birinci basamak tedaviler olarak da uygulayabiliyoruz. Bu arada yapılabilecek medikal bakımlar, cilt altı dokuyu desteklemek güneşe karşı dışarıdan koruma faktörlü güneşten koruyucu ürünlere destek olmak için, cilt altı dokuya yaptığımız doku yenilenmesini artıran, vitamin kokteylleri mezoterapiler yaz öncesi ve yaz döneminde rahatlıkla yapabildiğimiz tedavilerdir.
Yaz sonunda dermatoloğunuz cilt lekelerinizin durumunu mutlaka değerlendirmeli...
Yaz sonunda tüm bu Q anahtarlı lazerlere, PRP mikroiğneleme sistemlerine ve mezoterapilere ek olarak lekenin tipine göre güneşin etkinliğini kaybettiği mevsim diliminde soyucu lazerli tedaviler, kimyasal peelingler, enzim peelingleri, leke serumları ve lekeye yönelik mezoterapiler gibi tedavileri tek başına veya kombine olarak da devreye sokabiliyoruz. Tüm leke hastalarımıza bu işin uzmanı dermatolog doktorlar olarak önerimiz, tedavili ya da tedavisiz olarak koruyarak geçirilen yaz süreci sonrasında, mutlaka leke yönünden cilt muayenesi yaptırmalarıdır. Çünkü genetik cilt tipimizi değiştirmemiz ve sahip olduğumuz leke yatkınlığımızı tamamen ortadan kaldırmamız mümkün değildir. Bu sebeplerle leke tedavisindeki ve takibindeki seyrimiz; koruma, aralıklı kontrol ve gerektiğinde yaz sonu ağırlıklı kür tedavilerin devreye sokulması şeklindedir.
Yazın da gerekli durumlarda tedavilerde lazerleri kullanabiliyoruz...
Aslında dokuya kontrollü hasar verdiğimiz birkaç lazer tipi hariç, bilinenin aksine, lazerleri yaz döneminde de epilasyon, akne, cilt yenileme, gözenek sıkılaşması,cilt tonlaması gibi durumlarda kullanabiliyoruz. Tabii ki işlemin yapıldığı gün ve ertesi gün, yapmamız gereken şey; güneş maruziyetinden korunma sürecini koruyucu kremlerle devam ettirmektir. Hatta kişinin cilt tipi koyulaşmadığı sürece lazer epilasyon tedavilerine bile rahatlıkla devam edebiliyoruz.
Leke tedavilerinde lazerlerin yeri...
Tedavi noktasında eskiden yaz sürecini ağırlıklı olarak koruma süreciyle geçirirken şu an elimizin altındaki tedavi yöntemlerimiz sayesinde yazın da tedavi süreçlerine devam edebiliyoruz. Tabii ki lekede özellikle melasma tipinde soyucu tedaviler değil, pigment dediğimiz lekeyi oluşturan maddeye ulaşıp pigmenti parçaladığımız lazer tipleri yani Q anahtarlı Nd YAG lazerler ağırlıklı kullanabildiğimiz lazerlerdir. Bu tedavi yönteminde cilt yüzeyinde bir hassasiyet oluşturmadığımız için günlük yaşantıda gerekli korumaya devam ederek sosyal yaşantımızdan da kopmaya gerek kalmıyor.
Cilt lekeleri için koruyucu tedaviler...
Ayrıca yazın lekede rahatlıkla kullanabildiğimiz bir diğer tedavi yöntemi PRP ve dermapen yani mikroiğneleme sistemini birleştirdiğimiz tedavi sürecidir. Bunun temelinde, deriye mikrohasarcıklarla kendini yenileme gücünü tekrar hatırlatırken kendi kanımızdaki yenileyici hücreleri de bölgeye vererek bu gücü artırabiliyoruz. Bu tip tedavileri mevsim itibari ile mevcut tedavilerin devamı, idamesi gibi kullanabildiğimiz gibi yaz sonu leke
Dermatolog Dr Yelda Bice Terzioğlu Mutlukent mah. 1927. Sok. No:1/1 Ümitköy / Ankara Tel: (0312) 236 62 72
davet
DİLEK, LARA, SERRA TÜRKER
ASLI ȘEN
Tog Bazaar Büyülemeye Devam Ediyor 2002 yılından beri 17-25 yaş arası gençlerin güçlendirilmesi adına çalışan Toplum Gönüllüleri Vakfı’nın bu yıl 11.sini düzenlediği TOG Bazaar, 150 seçkin markanın katılımıyla Yapı Kredi Crystal kart ana sponsorluğunda Esma Sultan Yalısı’nda gerçekleşti. Birbirinden ünlü markaların katılımı ve en önemlisi de sosyal projelere destek vermeyi hedefleyen bir etkinlik olması nedeniyle TOG Bazaar, büyük ilgi gördü. TOG Bazaar bu yıl öğrenmenin sanattan spora, eğitimden seyahate hayatın her alanında ve her yaşta gerçekleştiğine dikkat çekmeyi hedefliyor. Toplumsal barışa ulaşmak için merak eden, sorgulayan ve araştıran genç bireylerin gelişimine destek vermeyi hedefleyen TOG Bazaar, 11. yılında vakfın “Yaşam Boyu Öğrenme” ilkesi hakkında farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Toplum Gönüllüsü Gençler, TOG Bazaar 2017’den elde edilecek gelirin bir bölümüyle “Yaşam Boyu Öğrenme” ilkesi çerçevesinde hayata geçirilecek olan sosyal sorumluluk eğitimlerine katılacaklar. Bunun yanı sıra Toplum Gönüllüleri Vakfı yararına satışı yapılacak TOG standının satış gelirleri ise Bulut Öncü Bursu Fonu’na aktarılacak.
114 magdergi.com.tr
CEYLAN ÇAPA
ARZU SABANCI
davet
EMEL AYAYDIN
MERAL PELTEKÇİ, AYLİN TAHİNCİOĞLU
SİREN ERTAN
TOG Bazaar, 150 seçkin markanın katılımıyla Yapı Kredi Crystal kart ana sponsorluğunda Esma Sultan Yalısı’nda gerçeklești.
FERYAL GÜLMAN
BERRİN OKÇU
www.gante.com.tr
İddialıyız, estetik ve kalitemize güveniyoruz...
İmzamızı atmaya hazırız...
e t n Ga
NESLİHAN SABANCI
118 magdergi.com.tr
DİLEK TÜRKER
EDA KOSİF
BURCU HANİF
PETEK, ESRA ERTÜRE
ÇAĞLA BOSTANLI
Yaz Aylarında 3 Adımda Sağlıklı Beslenme
1. Bunları Özellikle Tercih Etmelisiniz!
Yaz boyunca bedenimizin su ve elektrolit bakımından zengin gıdalara ve enerji düzeyimizi sabit tutacak bir beslenme düzenine ihtiyacı vardır. Daha fazla su içmek, serinletici sebze ve meyveler yemek, yaz aylarında enerji düzeylerini yüksek tutmak için oldukça yardımcıdır. Sebzeler ve Meyveler: Çiğ sebzeler ve meyveler doğaları gereği yüksek miktarlarda su içerdiklerinden dolayı vücut sıcaklığını düşürücü etkileri vardır. Sebzelerden özellikle kereviz, marul, ıspanak ve salatalık gibi sebzeler bu konuda oldukça iyidir. Meyveleri, gün içerisinde direkt olarak tüketebilir veya smoothie yaparak ara öğünlerinizi farklı hale getirebilirsiniz. Ayrıca meyve dilimlerini suyunuzun içine ilave ederek lezzetini ve ferahlatıcı etkisini gün boyunca hissedebilirsiniz. • Kavun : Yaz aylarında en serinletici, en sulu ve en sağlıklı gıdaları arasındadır. Mideye iyi gelir. Kilo kaybını sağlar, kanser, yüksek tansiyon, kalp hastalığı gibi yaygın sağlık problemlerinin önlenmesine yardımcı olur. • Karpuz : Yaz aylarında akla gelen serinleme yöntemlerinden bir diğeri de şüphesiz karpuzdur. %95 oranında su içeriği ile hem serinletir hem de vücudu temizler. Aynı zamanda tok hissetmemizi sağlayarak yeme isteğinizi azaltır. Ayrıca içerdiği likopenden dolayı cilt hücrelerini güneşin zararları etkilerine karşı koruyucu etkisi de bulunmaktadır. Yeşil yapraklılar: Roka, fesleğen, nane, semizotu gibi yeşil yapraklı bitkileri salatalarınızda mutlaka kullanın ve harika bir yaz salatasını yanında yoğurt ile zenginleştirerek kendinize serin bir akşam yemeği hazırlayın. İçecekler: İçerdiği potasyum, magnezyum, kalsiyum, sodyum ve fosfor gibi önemli minerallerden dolayı Hindistan cevizi suyu, mineral dengesini sağladığı için ayran veya cacık, yaz aylarında kaybedilen su ve minerallerin yerine konmasına yardımcı olan doğal ve zengin içeceklerdendir. Tatlılar: Bu dönemdeki tatlı tercihleri de oldukça önemlidir. Tercihlerinizi daha çok sütlü ve meyveli tatlılar veya meyveden yana kullanmanız daha sağlıklı olacaktır. • Dondurma : Tartışmasız yaz aylarının en popüler ve en lezzetli serinliğidir. Sütten yapıldığı için kalsiyum, fosfor, magnezyum, A, B2, C, D ve E vitaminlerini içerir. İçindeki süt insülin dengesini sağlarken kalsiyum ise kemik sağlığını korur. Oldukça yüksek miktarlarda kalsiyum içerir. 100 gr meyveli dondurma sadece 160-180 kaloridir.
2. Nelere dikkat etmeliyiz?
Yaz aylarında ortaya çıkabilecek problemleri minimuma indirmek için dikkat etmemiz gereken bazı püf noktaları vardır: Pişirme Yöntemine Dikkat Edin Buharda pişirme, kaynatma, soteleme ve ızgara gibi az yağlı yöntemleri tercih edin, yağda kızartma yöntemlerini kullanmayın. Bol yağlı, salçalı ve etli ağır yemekler yerine, soğuk çorbaları ve salataları tercih edin. Özellikle öğle yemeklerinde yağlı, tuzlu ve kuru yiyeceklerden kaçının. İçecek Türüne Dikkat Serinlemek adına yanlış tercihler yapmaktan kaçının. Yoksa vücudun ihtiyacı olan sıvıyı yerine koymaya çalışırken onu daha çok kayba uğratabilirsiniz. Alkol ve kafeinli içecekler, kahveler, siyah çay ve gazlı içecekler diüretik olup vücutta sıvı kaybına neden olduğu için bu içecekleri özellikle sıcak saatlerde tercih etmeyiniz. Kalp Sağlığı Açısından Faydalı Olan Etleri Tercih Edin Balıkta bulunan faydalı yağ asitlerinin kalp sağlığımız için yararlı etkileri olduğu için bu dönemde özellikle daha sık tüketilmesi uygundur. En azından haftada 2 kez balık tüketmeye dikkat edin. Ancak balığın yağsız ızgara veya fırında yağsız olarak pişirilmesi önemlidir. Kırmızı etin ise yağsız olmasına dikkat edilmelidir. Haftada 1-2 kez yağsız kırmızı et yenilebilir. Önemli olan pişirme şekli ve tüketilen miktardır. Yaptığınız Diyete Dikkat Edin Yüksek proteinli gıdaları azaltın ve eğer yüksek proteinli gıdaları tüketmenizi gerektiren özel bir beslenme programı uyguluyorsanız, günde 6 - 8 bardak su içerek denge kurduğunuzdan emin olun. Ya da en iyi çözüm olarak bu dönemde yaptığınız diyet türünü değiştirebilirsiniz.
3. Yaz Aylarında Su Tüketimine Dikkat!
Su, vücudun sıvı ihtiyacını karşılayan ve vücudunuzun sıcaklığını normal seviyede tutmasına yardımcı olan en iyi öğedir. Sıcak havalarda fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla proteinli ve tuzlu besinler tüketildiğinde, terleme ve idrarla sıvı kaybı artar. Bu durum vücudun su gereksiniminde de artışa neden olur. Su ihtiyacı kişiye göre değişiklik gösterir. Alınan her bir kalori için kilogram başına 35-40 ml su alımı sağlanmalıdır veya sağlıklı bir kişi her gün kaybedilen vücut sıvılarını yeniden yerine koymak için 2.5-3 litre su içmelidir de diyebiliriz.
Tel: (0312) 248 13 98
advertorial
MELTEM ERDAĞI
Yaz aylarında artan sıcaklıklarla beraber bazı problemler de ortaya çıkabilir. Bu aylarda nefes alamama, ateș basması, baș dönmesi, yorgunluk, halsizlik, tansiyon gibi șikayetlerle karșılașma riski de oldukça yüksektir. Vücudumuzun terleyerek, sıcaklara karșı vücut ısısının yükselmesini önlemeye yönelik bir sistemi vardır. Biz de bastıran sıcaklarla birlikte bu dönemi daha sağlıklı geçirmek adına beslenmemize her zamankinden daha çok dikkat etmeliyiz. Diyetisyen Meltem Erdağı sıcak günlere ait beslenme ipuçlarını paylașıyor...
İkinci Nesil Çay Evi konseptiyle dünya çaylarını BKON Craft Brewer isimli makinalarda demleyerek bizlerle buluşturan Dr. Tea Co., Ekim 2016’dan beri Çayyolu’nda hizmet veriyor. Dubai’de açılan ikinci şubelerinin ardından, şimdi de Arjantin Caddesi’nde konuklarıyla buluşan Dr. Tea Co.’nun kurucusu Nazlı Esen ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Neredeyse her köşe başında görmeye alışık olduğumuz kahve evleri sayesinde farklı baharatlar ve meyveler ile aromalandırıldığında da çok lezzetli ve bizim alternatif kahve demleme yöntemlerine oldukça aşinayız. Peki ikinci nesil bir çay damak tadımıza uygun bir içecek olabileceğini göstermek istedik. Bu konuda evi, çaylarını nasıl demliyor? da büyük başarılar elde ettiğimizi düşünüyoruz. Siyah çayın tadına alışmış bir Kahvede ikinci nesil dediğimiz akım, şehir hayatındaki hızlı tüketime kahveyi misafir kitlesi ile başladığımız yolculuğumuzda, bu önyargıyı kırarak farklı çay entegre etmek üzerine meydana gelmiştir. Biz de Dr. Tea Co. olarak, birçok çeşitlerinin de müdavimlerini oluşturmayı başardık. Bunun yanında, hiçbir kültürde farklı ritüellerle demlenmesine alışık olduğumuz çayı, hızlı tüketim yerde bulunmayan yeni lezzetler oluşturduk ve Rooibos çaylarımızı konsantre haline getirmeyi hedefledik. Dünya üzerinde çok fazla örneği olmayan bu süt ile servis ederek bir ilke imza attık. sistemi gerçekleştirebilmek için BKON Craft Brewer isimli, yeni nesil demleme tekniğini kullanıyoruz. BKON sayesinde dünyanın dört bir tarafından getirdiğimiz yüksek kalitedeki çaylarımızı 90 ila 120 saniye arasında, olması gerektiği şekilde demleyebiliyoruz. Bu sayede, kendi oluşturduğumuz reçeteleri kullanarak farklı lezzetler elde edebiliyoruz. Bahsettiğiniz demleme tekniğini daha önce Türkiye’de hiç görmedik. Farklı reçetelerle farklı lezzetler de elde edebildiğinizi söylediniz. Dünya’da bu teknoloji nerelerde kullanılıyor? BKON Craft Brewer, FRANKE destekli bir ürün ve başta ABD olmak üzere Çin, İngiltere, Almanya, Avusturalya, İsviçre ve Güney Kore gibi birçok ülkede kullanılıyor. Türkiye, Körfez ülkeleri ve Balkanlar’da 2016 Ekim ayından beri, Dr. Tea Co. bünyesinde gerçek craft içecekler yapmaya devam ediyor. Ekim 2016’da Çayyolu Sarnıç Park AVM’de başlayan aromalı çaylar yolculuğunuz herkesi şaşırtacak derece hızlı bir şekilde ilerliyor. İkinci şubenizi, birçok prestijli Türk markasının da şubelerinin bulunduğu Dubai’de açmayı tercih ettiniz. Dubai’deki şubenizi açma kararınızdan bahseder misiniz? Türkiye ve BAE bizim çok iyi bildiğimiz iki pazar, bu yüzden de ilk şubemizi Ankara’da açtıktan sonra ikinci şubemizi Dubai’de Festival City’de açmaya karar verdik. Dr. Tea Co. olarak geleneksel çaya bu kadar bağlı iki kültüre dokunarak, misafirlerimize çayın bildiğimiz ve alıştığımızdan daha fazlası olduğunu anlatmayı hedefleyerek yolumuza devam ediyoruz. Tabii ki hedefimiz sadece bu iki kültürle sınırlı kalmamak. Dünyada yükselen bir trend olan çayı, hızlı hayatımıza poşet çaylar olmadan nasıl entegre edebileceğimizi anlatmayı amaçlıyoruz. Türk kültüründeki çay ile dünya kültüründeki çayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Çay ile ilgili bahsettiğiniz tüm yenilikleri her şubenizde konuklarınıza sunduğunuzdan bahsettiniz ama Arjantin Caddesi’nde açılan yeni şubenizde bizleri neler bekliyor? Arjantin Caddesi’ndeki şubemizde, diğer tüm şubelerimizde de olduğu gibi, misafirlerimize daha önce hiç tatmadıkları lezzetleri sunuyor olacağız. Misafirlerimiz, dünyanın farklı bölgelerinden özenle toplanıp bizler için harmanlanan çaylarımızı daha yakından tanıma fırsatı bulacaklar. Arjantin şubemizde daha fazla workshop etkinliği düzenleyeceğimiz bir alan yarattık. Bu sayede tutkumuzu misafirlerimize daha detaylı anlatabileceğimizi düşünüyoruz. Ek olarak Dr. Tea Co.’nun yepyeni bir Tea Academy’si var. Şubemizi ziyaret eden misafirlerimizin çaylarımızla ilgili merak ettikleri tüm bilgilere ulaşabileceği, merak ettikleri çayları koklayabileceği bir alanımız var. Arjantin Caddesi’ndeki şubemizle birlikte, yaza özel Frozen Tea’lerimizi de misafirlerimize tanıtmaya başlayacağız. Diğer şubelerimizde olduğu gibi ortak ders çalışma alanlarımız, Dr. Tea Co. Store alanımız ve dinlendirici renk tonlarındaki dekorasyonumuzla alıştıkları Dr. Tea Co. ruhunu hissettirebileceğiz. Dr. Tea Co. Store’dan bahsettiniz, konuklarınız tadına baktıkları çayları satın alabiliyorlar mı? Dr. Tea Co. Store alanımızda, sevilen Dr. Tea Co. çaylarımızı 100 gr ve 50 gr’lık kutular halinde satışa çıkardık. Şu anda sadece şubelerimizde bulunan çaylarımız, çok kısa bir süre içerisinde web sitemiz üzerinden online sipariş ile de misafirlerimize ulaşmaya başlayacak. Çaylarımızın yanı sıra konuklarımız, Dr. Tea Co. Store’dan; tasarım kupalar, şık ve farklı demleme araçları ve dekoratif objeler de satın alabiliyorlar. Yakın zamanda Dr. Tea Co.’yu başka nerelerde göreceğiz?
Dünya üzerinde çayın en çok tüketildiği ülkede yaşıyoruz. Türk halkının, çaya Arjantin Caddesi’nden sonra hızlı bir şekilde Dubai’deki ikinci şubemiz olan aşkını inkâr etmemiz mümkün değil. Dr. Tea Co. olarak bir amacımız, için çalışmalara başladık. İlerleyen tarihlerde öncelikle Ankara’da farklı çayın sadece siyah çaydan ibaret olmadığını misafirlerimize anlatmak. Çayın, lokasyonlarda ve İstanbul’da çaylı günlerde buluşacağız.
auto
Auto Araba tutkunlarına müjde... Klasik arabalardan son dönem lüks arabalara, AutoMAG içeriğimizde güncel araba haberleriyle en doğru bilgilere ulașıp otomobillerin kusursuz detaylarıyla büyüleneceksiniz... Konforlu ve estetik bir dünyanın kapılarını aralamak isteyen herkesi AutoMAG içeriğimize davet ediyoruz...
GÖRAL FİLO KİRALAMA Ayda Sadece 259 EUR*!
Ayda Sadece 1160 TL*!
Yeni Peugeot 301 Active 1.6 HDI 92 HP
Yeni Peugeot 301 Active 1.6 HDI 92 HP
Ayda Sadece 309 EUR*!
Ayda Sadece 1419 TL*!
Peugeot 208 Active 1.6 BlueHDI 100 HP ETG6
Peugeot 208 Active 1.6 BlueHDI 100 HP ETG6
Ayda Sadece 389 EUR*!
Ayda Sadece 1769 TL*!
Peugeot 308 Style 1.6 BlueHDI 120HP EAT6 (Dizel-Otm)
Peugeot 308 Style 1.6 BlueHDI 120HP EAT6 (Dizel-Otm)
Ayda Sadece 399 EUR*!
Ayda Sadece 1789 TL*!
Peugeot 2008 Active 1.6 BlueHDI 100 HP ETG6 (Dizel-Otm)
Peugeot 2008 Active 1.6 BlueHDI 100 HP ETG6 (Dizel-Otm)
Ayda Sadece 499 EUR*!
Ayda Sadece 2225 TL*!
Peugeot 508 Business 1.6 BlueHDI 120 HP EAT6 (Dizel-Otm)
Peugeot 508 Business 1.6 BlueHDI 120 HP EAT6 (Dizel-Otm)
Ayda Sadece 649 EUR*!
Ayda Sadece 2925 TL*!
Peugeot 3008 Allure 1.6 BlueHDI 120HP EAT6 (Dizel-Otm) Peugeot 3008 Allure 1.6 BlueHDI 120HP EAT6 (Dizel-Otm) * Fiyatlarımız 36 aylık sözleşmeler ve yılda 20.000 km sınırı için geçerlidir. * Fiyatlarımız stoklarla sınırlıdır. * Fiyatlarımıza KDV dahil değildir.
Gökyüzünü Bizimle Keşfedin
Ziver Air Havacılık ve İnşaat San. Tic. Aş. Yıldızevler Mahallesi 718. Cadde No: 12/4 Çankaya / ANKARA T: 0312 219 78 22 - 23 • F: 0312 219 78 21 • C: 0533 135 78 10
auto
2017’nin Cabrio Modası Üretildiği ilk günden bu güne birçok değișikliğe ve gelișmeye uğrayan otomobillerde bazı șeyler hep aynı kalmıștır. Tıpkı cabrio otomobil tutkusu gibi. Hiçbir otomobil serin bir yaz mevsiminde üstü açık bir cabrio’nun yerini tutamaz. Rüzgarın saçlarınıza teması, trafik ıșıklarında beklerken etrafınızdakilerin size imreniyormușçasına bakıșları ve güçlü bir cabrio’daysanız motor sesinin eșsiz senfonisi üstü açık otomobillerin alıșılagelmiș eğlencesidir. Peki otomobil tutkunlarının merakla beklediği 2017’nin cabrio güzelleri kimler?
A
UDI A3 Cabrio
Öncelikle AUDI’den başlayalım. Audi son zamanlarda ürettiği otomobillerdeki yüksek kalite, zengin donanım ve zarif tasarım anlayışını A3 ile cabrio sınıfına da taşımış. Audi’nin doksanlı yıllarda hachback olarak üretmeye başladığı A3, 2014 yılı itibariyle Sedan olarak da üretilmeye başlamış, aracın sedan versiyonu sınıfında geniş yankı uyandırmıştı. A3’ün cabrio versiyonu ise A3 sedanın alt yapısını kullanıyor. Birçok cabrio otomobilin en önemli problemi bagajın yeteri kadar geniş ve kullanışlı olmamasıdır. Oysa Audi, A3 Cabrio ile bu durumun üstesinden gelmiş gibi görünüyor, çünkü aracın bagaj kapasitesi oldukça tatminkar.
Dört kişilik seyahat imkanı sağlayan A3 Cabrio elektrikli olarak katlanabilen kumaş bir tenteye sahip. Araç yaklaşık 50 Km/h ile giderken de bu tente açılabiliyor. Yolda aniden bastıran yağmur için güzel bir çözüm. 1.4 litre turbo beslemeli motor 150 Hp güç üretmekte.
126 magdergi.com.tr
BMW 218i Cabrio
Diğer versiyonlarına nazaran BMW’nin cabrio otomobillerinin yeri bir başkadır. Her ne kadar BMW fanatiklerine cabrio dediğinizde akıllara Z4 serisi gelse de BMW’nin 2, 4 ve 6 serisi cabrio modelleri ayrı bir sürüş ve seyahat keyfi sunar. 218i Cabrio’da elektrikli kumaş tavan kullanılmış ve diğer BMW’ler gibi M spor paketli versiyonu da mevcut. 1.5 litre motor 136 Hp güç üretiyor. BMW 2 serisinde kullandığı bu motor klasik 6 silindirli motor teknolojisine bir hayli uzak. Bunun da en temel nedeni 3 silindirli yeni bir teknoloji kullanılıyor olması. 4 kişilik oturma kapasitesine sahip olan 218 Cabrio hafta sonu kaçamakları için mutlaka garajınızda olması gereken bir otomobil.
Fiat 500 C
Retro tasarımları sevenler için Fiat 500’ün yeri ayrıdır. Tekrar yollarda görmeye alıştığımız bu sempatik otomobilin ismindeki C tahmin edebileceğiniz üzere “cabrio” kelimesinden gelmektedir. Kabin içindeki butona basarak arkaya doğru katlanan kumaş tavan sayesinde seyahat keyfini bir başka boyuta taşıyor. 1.2 litrelik motoru 69 Hp güç üretiyor. Özellikle şehir içi kullanımı oldukça keyifli olan Fiat 500 C’nin bir de “Riva” isimli versiyonu bulunuyor. Fiat’ın Riva Yatları ile ortak tasarladığı bu otomobil Riva yatından esinlenen gece mavisi rengi ve fildişi rengindeki deri koltukları ile diğer Fiat 500 modellerinden ayrılıyor.
Mazda MX-5
Roadster segmentinde haklı bir üne sahip olan yeni MX-5 yenilenen modeliyle yollara çıkmaya başladı. Dördüncü nesil üretilmeye başlayan bu aracın dünyanın en çok satan üstü açık roadster otomobil olması onun bu üne kavuşmasının en önemli nedeni. Manuel vites seçeneği ile sunulan MX-5, 1.5 litrelik 120 Hp ve 2.0 litrelik 170 Hp güç üreten iki farklı motora sahip. Otomatik vites seçeneğinin yer almamasının en önemli nedeni önden motorlu ve arkadan itişli bu aracın sürücüsüne maksimum sürüş zevki vermeyi hedeflediği açıklanabilir. Ve öyle görünüyor ki Mazda mühendisleri bunu yine başarmışlar. İki kişilik aracın kumaş katlanır tavanı dışında gelecekte metal tavanlı versiyonunun sunulacağı da söylentiler arasında.
auto
MINI Cabrio
MINI dendiğinde ne olursa olsun keyifli bir otomobille baş başa olduğunuzu anlamak zor değil. MINI’nin cabrio versiyonu ise arka koltukların arkasına katlanan, elektrikli kumaş tavan sayesinde ayrıcalıklı bir sürüş konforu sağlıyor. İstenildiğinde tıpkı sunrooflu otomobiller gibi sadece ön koltukların üstü açılabiliyor. 1.5 litrelik 3 silindirli motoru 136 Hp güç üretiyor. Aracın arkasında yer alan takla barları gizlenmiş durumda Ne zaman tehlikeli bir durum algılansa takla barları bir saniyenin altında bir zamanda açılıyor ve bu da MINI Cabrio’nun yolcularını takla atma anında koruyor.
Fiat 124 Spider
Fiat’ın eşsiz 124 Spider modeli tekrar yollara döndü. Otomobil tutkunları için ayrı bir yeri olan bu İtalyan güzeli aslında genlerinde Japon kanı taşıyor. Mazda ile yapılan ortak çalışma sonucu ortaya çıkan 124 Spider bize göre Fiat’a, Mazda MX-5’den daha fazla fanatik kazandıracak bir tarza sahip. Her ne kadar Japonya’da üretilse de Fiat’a ait 1.4 litre 140 Hp gücünde bir motorla desteklenmiş olan Fiat 124 Spider iki kişilik bir seyahat imkanı sunuyor.
Mercedes-Benz C Serisi Cabrio
Katlanabilir tavanlı Mercedes’ler dört kapılı modellerine göre daha spor görünse de segmentlerinde alışılagelmiş Mercedes-Benz ağırlığını hissetmemek elde değil. C Serisi Cabrio, her ne kadar cabrio bir otomobil olsa da konforun ön planda olduğu ve size üstü açık otomobiller arasında en huzurlu seyahat şansını sunacak otomobillerden biri. Ülkemizde 1.6 litre 156 Hp ve 2.0 litre 245 Hp’lik versiyonları satılsa da 4 Matic yani 4x4 ve daha güçlü motor kombinasyonu için özel sipariş vermeniz gerekmekte. C Cabrio’nun tavan açıldığında ön yolcularının enselerine sıcak hava üflediği AirScraf ile ön camın üstünden yükselerek ekstra hava akışı sağlayan AirCap gibi donanımlarla sadece sıcak havalarda değil, soğuk zamanlarda bile üstsüz gezmenin ayrıcalığını yaşayabiliyorsunuz.
128 magdergi.com.tr
Porsche 718 Boxer
Bir Porsche’den daha iyi ne olabilir? Tabii ki Cabrio bir Porsche. Dört silindirli 2.0 litre hacmindeki motor turbo beslemenin de katkısıyla 300 Hp güç üretiyor. Bu sayede 718 Boxer 0’dan 100 Km/h’a 5.1 saniyede ulaşıyor. İki kişilik bu otomobilde de kumaş tavan kullanılmış.
Range Rover Evoque Convertible
Eğer yol dışında da cabrio otomobil keyfini yaşamak istiyorsanız tek alternatifiniz 4x4 çekiş sistemine sahip Range Rover Ecoque Convertible’dır. 18 saniyenin altında bir sürede açılabilen elektrikli kumaş tavan bu aracı çok farklı bir forma sokuyor. Arka koltukların arkasına katlanan kumaş tavan açık bile olsa arka koltuklardan bagaja erişim sağlayabiliyorsunuz.
Derleyen: Mesut S. Bıyık
Yeni Audi A5 Sportback. Yapay zekânın eseri. Teknoloji ile tasarımın mükemmel buluşması… Yeni Audi A5 Sportback, şimdi 1.4 motor seçeneği ile Doğuş Oto Çankaya’da sizi bekliyor.
130 magdergi.com.tr
Doğuş Oto Çankaya İşçi Blokları Mah. Mevlana Bulvarı No: 182 Çankaya/Ankara Tel: (312) 583 83 84 Yeni Audi A5 Sportback 1.4’ün ortalama CO2 emisyonu 124 g/km, yakıt tüketimi 5,4 l/100 km’dir.
davet
Bir Devrin Arabaları Panora AVM’de düzenlenen araba sergisinde, devlet adamlarının hatıralarını taşıyan klasik otomobillerle geçmişe yolculuk yapıldı. Klasik otomobil tutkunları sergiyi yakından inceleme fırsatı buldu. Süleyman Demirel’den Turgut Özal’a, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlarını ve T.B.M.M Başkanlarını taşıyan otomobiller Panora AVM’de sergilendi. Geçmişe yolculuğun yapıldığı sergide; başbakanlığı döneminde Turgut Özal’ı taşımış olan 1985 Lincoln Towncar Zırhlı Limuzin’den, sınırlı sayıda üretilen ve Coco Chanel, John Lenon, Elvis Presley gibi ünlü isimlerde bulunan 1977 Model Mercedes 600 Pullman’a kadar birçok klasik araç ilgilileriyle buluştu. Araçların bakımı hakkında da konuşan koleksiyoner, “sadece güvendiğimiz ustalara emanet edebiliyoruz, araçların zarar görmemesi için bir otopark kiraladık, güvenlikli bir yer bulunduğunda ve gerekli şartlar sağlandığında müze açmayı düşünüyoruz” diye konuştu.
KARTAȘ OTOMOTİV
Konya Devlet Karayolu No: 185 Balgat / Ankara (0312) 583 85 85 www.kartasotomotiv.com.tr
Güzellik Artık Çok Kolay Artık hiçbir cerrahi müdahale olmadan ağrısız ve yan etkisiz bir șekilde kırıșıklıkları düzeltme, akneleri yok etme ve gözenekleri açma gibi cilt bakımlarını çok kısa sürelerde yapabileceksiniz…Aynı zamanda son teknoloji lazer cihazımızla lazeri en acısız hale getirdik…Konforu hijyenle bulușturan MRY Kuaför ve Güzellik salonumuz ile sizleri güzelliğin en doğal halini keșfetmeye davet ediyoruz…
D
iod Buz Lazer Soprano Ice cihaz olarak dört mevsim yapılabilen bir uygulamadır. Lazer epilasyon uygulamalarının en acısız, en hızlı ve en son teknolojisidir. 810 nm dalga boyutunda bir diod lazer teknolojisi ile çalışır. Lazer epilasyon 2009 yılında ütüleme epilasyon teknolojisi sayesinde acısız bir hale getirilmişti ve bu teknolojiye de yine ‘Buz Lazer’ teknolojisinin mucidi ve üreticisi Alma Lasers tarafından piyasaya sunulmuştur. Artık acısız, soğuk ve konforlu bir cihazla Sopranı İce ile karşınızdayız.
Cilt Bakımı
Aqua Peel ve Dalton Marine Cosmetic sıkmadan güzellik-cilt bakımını yeniden tanımlıyoruz… Hiçbir cerrahi müdahale olmadan ağrısız ve yan etkisiz bir şekilde kırışıklıkları düzeltme akneleri yok etme gözenekleri açma gibi cilt bakımlarını 15 dk kadar kısa bir sürede yapan bir cihazdır. Temizlik ve bakımı bir arada sunan profesyonel bir cilt bakım sistemidir. Aynı anda derinlemesine temizlik arındırma nemlendirme antioksidan ve korumayı kombin halinde sunan bir özelliğe sahiptir.
advertorial
Hiçbir iritasyon yaşamadan Dalton Marine Cosmetic ürünlerimiz ile kombine olarak arınmış, canlı ve ışıltılı bir cilt ile günlük hayatınıza devam edebilirsiniz…
Sizin için alanında uzman ve deneyimli kadromuzla, öncelikle hijyene önem verdiğimiz sağlığınız ve güzelliğinizi desteklemek amaçlı hizmetinizdeyiz.
A Plus Hizmet
Dalton Ürünleri
200 m Modern mimariyle yapılmış 10 tezgahlı profesyonellerden oluşan ekip ile Ankara’nın en şık ve büyük salonlarından birisiyiz.
Profosyonel ekibimiz tarafından cilt bakımı hizmetimiz dünyaca ünlü marka olan DALTON ürünleri tarafından uygulanmaktadır.
2
BUZLU LAZER Profesyonel Saç Tasarım Lazer, Cilt Bakımı, İpek Kirpik, Kaş Kontürü, Botox, Profesyonel Porselen Makyaj, Parafinli Manikür ve Pedikür.
Şehit Osman Avcı Mah. Şehit Mehmet Çavuş Cad. Kınacı İş Merkezi No:6 Eryaman/ANKARA • Eryaman Hastanesi arkası, Migros yanı • T: 0312 281 18 07 www.mryguzellik.com
davet
Babalar Günü’ne Lüks Dokunuşlar Lüks erkek giyim markası Hugo Boss ve lüks doğal kozmetik markası Aveda ortak bir Babalar Günü daveti düzenlediler.
ANIL ATALAN, BEGÜM SARSAN
140 magdergi.com.tr
ESRA KIZILTAȘ
RABİA KURȘUN
Cemiyet hayatının ünlü isimlerinin katıldığı davet Akasya Acıbadem Hugo Boss mağazasında gerçekleşti. Babalar Günü öncesinde hanımların bir araya geldiği davette Aveda’nın uzman saç bakım ekibi saç bakımıyla ilgili tüyoları paylaşırken, Hugo Boss’un stil ekibi ise babalar için özel hediye seçeneklerini konuklara sundular. Aveda’nın birbirinden özel ürünlerinin de tanıtıldığı davete katılan ünlü isimler o güne özel indirimlerle hem Aveda’nın hem de Hugo Boss’un birbirinden güzel hediye seçeneklerinden satın aldılar. Davete Hugo Boss adına Anıl Atalan, Aveda adına ise Begüm Sarsan ev sahipliği yaparken, misafirler davetin sonunda iki isme de teşekkür ederek mağazadan ayrıldılar.
İPEK KÖSE
SEBA GÜCEYLİOĞLU
www.daigelinlik.com.tr
iyi yaşam
Ayșe Tolga
ayse@magmedya.com.tr
Zayıf İnsanların Uyguladığı 21 Sağlıklı İpucu Zayıf insanlara gıpta ile bakmakla zayıflanmıyor kızlar! Bakarak değil harekete geçerek ancak bașarı sağlanıyor, tecrübeyle sabittir. Hayatımıza adapte etmemiz ve kendi vücudumuzla benimsememiz gereken birçok sağlıklı adım var. Her șey bizde bitiyor, kafamızda sadece... Șimdi size birçok zayıf insanın hayatına eklediği ve düzenli olarak uyguladığı ipuçlarını vermek istiyorum. Hepsi bir anda değil tabii, önce bir - iki tanesini seçin ve ufak ufak uygulamaya bașlayın, inanın çok faydasını göreceksiniz ve böylece listeye devam edeceksiniz. Benden söylemesi… 142 magdergi.com.tr
İ
nce olmak değil sağlıklı olmak tercihleri…
Bize iletilen mesaj hep aynı: “Zayıf ol, güzel görün.” Reklamlar, tüm diyet endüstrisi, Hollywood’dan aldığımız mesajlar, medya ve giyim sektörü hep aynı. Ama aslında şunu söylemiyorlar; sağlıklı olun zaten ince olacaksınız. Eğer sağlıklı ve ince olabiliyorsanız, o zaman da güç kazanmalısınız. Bakın ince olmak için sağlığınızı riske atmayın. Sağlıklı görünmek ilk kuralınız olmalı.
Bu bir maraton, sprint değil…
Yaşam biçiminizde yaptığınız değişiklikler yavaş ve aşamalı olabilir, zaten sağlıklısı da aslında bu şekilde olmalı. Kısa süreli şok diyetler sizi çabuk kilo veriyormuş gibi gösterebilir ama inanın fazlasıyla geri geleceklerini de bilmelisiniz. Düzenli beslenerek ve sağlıklı yiyecekleri hayatınıza katarak zaten vücuttan istenmeyen fazlalıkları yavaş yavaş atacaksınız.
Faydaları: LDL kolesterolü indirir ve kalp sağlığı risklerini azaltır. Sarı ve Turuncular: Portakal, greyfurt, şeftali, mango, ananas, kabak, havuç. Faydaları: Bağışıklık sistemini destekler ve göz hastalıklarını önlemeye yardımcı olur. Kırmızı: Karpuz, çilek, ahududu, kızılcık, kiraz, domates, turp, kırmızı elma. Faydaları: Alzheimer hastalığını önlemeye ve kan akışını artırmaya yardımcı olur.
Kabak ile dost olurlar…
Kabak ile yapılan birçok sağlıklı tarif var. Spagettiden, sağlıklı atıştırmalıklara kadar uzanan geniş yelpazeden faydalanan zayıf insanlar bence en doğrusunu yapıyor.
Et ile vahşi bir tarz yaratırlar…
Doymuş yağ ve kolesterolü azaltmak isteyen insanlar etobur yanlarını öne çıkarırlar. Dana, angus, sığır etleri protein ve demir içerir, ancak daha az yağ ve daha az kalori içerirler. Fakat lütfen az pişmiş tüketmeye gayret edin.
Gazlı içeceklerden ve sodalardan uzak olurlar…
Her ikisinin de kalorilerinin yüzde 100’ünü şekerden sağladığı doğrudur. Sağlıklı gibi durmasına rağmen gazlı meyveli içecekler, kola benzerlerinden daha fazla şeker taşırlar. Aynı zamanda dişler üzerinde de tabaka yaratırlar.
Makarna keyfi yaparlar...
Güne bitki çayları ile başlarlar…
Biz kahvaltıda üşengeçlikle besleniyorken, zayıf insanlar kilo koruma programı gibi düşünerek bitki çaylarından faydalanırlar. Hatta bitki çaylarına tarçın eklerler ki, insülin konusunda sorun yaşamasınlar. Bakın en azından iki öğün arasında bitki çaylarını içmeye çalışın. Çok faydasını göreceksiniz.
Kahveler yoğun kremalı lütfen!
Şaşırdınız evet! İlk okuduğumda ben de çok şaşırdım. Son dönem kahvecilerde ‘’yoğun krema lütfen’’ demek herkese değişik geliyor değil mi? Ama önce sütsüz demek kaydıyla! Ağır krema, kan şekerinizi dengeli tutmaya yardımcı olan sağlıklı yağ içerir. Ancak aman dikkat başka malzemeler eklenmemesine dikkat etmelisiniz.
Beslenmede renk kuralı uygularlar…
Besinlerin renkleri, besin değeri hakkında bilgi edinmemizi sağlayabilir. Meyve ve sebzelerin beş farklı renk kategorisi vardır. Her birinin sağlığınıza nasıl fayda sağladığını önceden kontrol edin. Sonra her gün toplam beş porsiyon oluşturmak için bunları dengeli şekilde karıştırın. Bir porsiyon; 1 bardak çiğ veya 1/2 bardak pişmiş demektir. Mavi ve Mor: Yaban mersini, böğürtlen, mor üzüm, erik, kuru üzüm, patlıcan. Faydaları: Hafızayı kuvvetlendirir, prostat kanseri de dahil olmak üzere birçok kanser türünü uzak tutabilir. Yeşil: Kivi, ıspanak, brokoli, marul, Brüksel lahanası. Faydaları: Kemikleri, gözleri ve genel göz sağlığını destekler. Beyaz: Armut, muz, mantar, karnabahar, soğan, sarımsak.
Makarna yemekleri çoğu zaman kalori fazlası nedeniyle değil, esas besin öğesi eksikliği nedeniyle beslenmede zayıf kalır. Kırmızı soslu yemeklerden daha fazla yararlanmak için, bir sonraki makarna keyfinizi artırmak için sağlıklı malzemeleri karıştırmaya özen gösterin. Örneğin, tavuk ve yeşil bir sebzeyi karıştırabilirsiniz. Mantar ve kırmızı sebzeler de kullanılabilir. Renklerine göre sebzeleri kullanmayı planlamalısınız. Makarna sadece haşlanacak ve bu malzemeler kullanılacak. İşte bu yapılabilir!
iyi yaşam
Market raflarındaki “organik” onları bağlamaz…
Market raflarındaki “organik’’ kelimesi maalesef ticari amaçla kullanılıyor. Doğal ve sağlıklı beslenmenin en önemli konusu gerçekten doğal malzemelerden geçer. Raflarda paketlenmiş ve işlem görmüş hangi besin organik olabilir ki? O nedenle doğalın peşinden gidin ve bu şekilde beslenin.
hızlandırır, ancak gurme kahve içenler normal kahve içenlere kıyasla 206 kalori daha fazla tüketiyorlar. Çay: Yalnızca kalp rahatsızlığına ve kansere karşı koruyucu antioksidanlar içermez, aynı zamanda şeker türü olarak neredeyse kalorisi de yoktur. Gıda alanında kalsiyumun yaklaşık yüzde 73’ü süt ve süt ürünlerinden geliyor. Sağlıklı kilo, kemik ve kas sağlığı için kalsiyum büyük önem taşıyor.
Alışverişe hafta içi erken saatlerde giderler…
Hafta sonu savaş alanına dönebilen marketlerden uzak durun. Kafanız karışır, besin etiketlerine bakamadan alıp çıkmanız gerekir. Bu nedenle hafta içi erken saatlerde alışveriş daha huzurludur. Bu arada marketlerden ziyade organik pazarlar ve doğal ürün satan lokal dükkanlara ağırlık vermelisiniz.
Restoran tuzaklarına düşmezler...
Restoranlar menülerinde salataları daha pahalı tutmaya çalışarak sizin diğer seçeneklere yönelmenizi sağlar, buna dikkat edin. Salataya 30 TL vereceğime normal yemek yerim dediğiniz an işte bu tuzağa düşersiniz. Öncelikle yemeklerinizi evde yemeğe gayret edin ama eğer olmuyorsa dışarıda yemeniz gerektiğinde ne olursa olsun, salata seçeneğine yönelin ve de sos koymamalarını rica edin.
Paketli baharat kullanmazlar…
Baharat dolabınızı olabildiğince sık yenilemeye çalışmalısınız. Zamanla, baharatların uçucu yağları kaçar ve onlarla birlikte aradığınız aroma da gider, tabii faydaları da! O nedenle bildiğiniz güvendiğiniz aktarlardan ya da semt pazarlarından baharat alışverişinizi yapmalısınız.
Atıştırmalıklara dikkat ederler...
Öğün aralarında açlık krizlerine girmemizi engelleyen atıştırmalıklar aslında beslenme konusunda önemli rol oynar. Bu sebeple atıştırmalıklarınızı kendiniz hazırlamayı tercih etmelisiniz.
Açken alışverişe çıkmazlar…
Bu gerçekten çok zarar verici durumlara neden olabilir. Haftalık alışverişinize kesinlikle karnınız tok bir zamanda çıkmalısınız. Yoksa almanız gerekenden çok daha fazla ve farklı malzeme ile eve dönersiniz.
Izgara tercih ederler…
Zayıf insanların kilo korumalarında en önemli etken yaptıkları seçimlerdir. Her şey ızgara olarak seçilir ve bu da en sağlıklı önerilerden biridir. Siz de tercihlerinizi ızgara olarak değiştirmeye çalışın.
Baharatlar dostları olmuştur…
Çayların içine eklenen tarçından yola çıkın. Yiyeceklere de farklı baharatlar ekleyerek, metabolizmayı hep hızlı tutarlar. Mesela kırmızı pul biber, isot ve köriyi sofralarınızdan eksik etmeyin.
Bitki özlü smoothieler içerler…
Smoothie hazırlayabileceğiniz en sağlıklı içecektir. Kendi damak tadınıza göre hazırlayabileceğiniz bu içecekler, tüm vitamin, mineral ve protein ihtiyacınızı karşılar. Gün içinde atıştırmalık ara öğünlere yerleştirmeye özen gösterin.
Hazır yiyecekler satın almazlar…
Tüketiciler, restoran yemeklerine daha hızlı, düşük maliyetli alternatifler istediği için hazır gıda bölümü son yıllarda gereksiz büyümüştür. Araştırmalar özellikle genç nesli bu konuda çok daha etkilenmiş buluyor. Zayıf kişiler ise dışarıdan hazır yememek gerektiğini, bunların içinde koruyucu maddeden boyaya kadar her türlü zararı içeriğin olduğunu bilir.
İçecekler yardımı ile kalp sağlığını dengelerler...
İç organlarınızın etrafındaki yağ, vücudunuzdaki iltihaplanmaya ve daha yüksek trigliserit ve LDL kolestrol düzeylerine neden olan kalp rahatsızlığına ve felce neden olan kötü maddeleri içeren bileşikleri serbest bırakır. Unutmayın ki hemen hemen tüm gazlı içecekler, şişelenmiş çaylar, enerji içecekleri, spor içecekleri, meyve suyu içecekleri ve “vitamin” suları şeker içerir.
Peki sen ne içmelisin?
+ Su: Daha fazla kalori yakarsınız, genel enerji ve konsantrasyonunuzu artırırsınız. Odanıza bir sürahi alın, gece de içmeye devam edin. + Kahve: Ama tatlı, şuruplu olanlar değil. Kahve, metabolizmanızı
Asla susamazlar…
Çünkü gün boyu bolca su içmeleri gerektiğini bilirler. Yaz mevsiminde daha fazla olmak kaydıyla, su hayattan asla eksik tutulmaması gereken temel içeceğimizdir. Açlık hissettiğinizde ilk önce su içmeyi deneyin ve nasıl tokluk hissi verdiğini görün.
davet
Kraliçe’nin 91. Yaş Günü Kutlandı. İngiltere Büyükelçiliği’nde Kraliçe II.Elizabeth’in 91. yaş günü kutlandı. İngiltere Büyükelçisi Richard Moore ve eşi Maggie Moore’un ev sahipliği yaptığı davete iş, siyaset ve sanat dünyasından konuklar katıldı. Kutlamaya, Başbakan Yardımcısı Şimşek’in yanı sıra, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ile ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ve çok sayıda davetli katıldı. Büyükelçi Moore, konuşmasında İngiliz edebiyatının ve İngilizce’nin öneminden bahsederken, J.K. Rowling’in ilk Harry Potter kitabının yayınlanmasının 20. yılını kutlayacaklarını söyledi. Kraliçenin doğum günü dolayısıyla düzenledikleri resepsiyonda misafirleri ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
146 magdergi.com.tr
RICHARD - MAGGIE MOORE
KLAUS - DIANNE WOLFER
LAVRA LIGVARI, SEDA EVREN, EMILIO SESSA
Düzenlenen resepsiyona birçok büyükelçi ve ateșe katılım gösterdi. HOLLY HOLZER - JOHN R. BASS
BERİL, CAN ÇAVUȘOĞLU
davet
HULUSİ AKAR
DERİN - ECE DELİORMANLI
TESSA NERİNİ
İPEK ARIOĞUL
Kraliçe’nin 91. yașının kutlandığı davette Divan Ankara, eșsiz sunumları ile konuklara lezzetli bir gece yașattı. 148 magdergi.com.tr
ARZU DURAL, SANEM ONAY
COL COSKA LULIAN, ANSSI HENRIK HATAKKA
LISEIE ARTAN, MICHELLE BURTON
MURAT SÖRAY, BAȘAK KOÇAK
MARYNA BARSUKOVA
lası için Daha faz om/online c i. magderg
ȘİRİN TURKAY
YALÇIN ELİGÜZELOĞLU
IRINA STATOVA
TUĞBA ÖZBEL
FOREVER NEW Tulum: 299,90 TL Kolye: Accessorize 64,99 TL BEYMEN Ayakkabı: Prada 1.499 TL Çanta: Prada 6.940 TL
150 magdergi.com.tr
Alışveriş Günlükleri Başkent cemiyet hayatının genç ve güzel ismi Damla Tüfekçi Perçiner ile Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde geçirdiğimiz keyifli alışveriş günündeki renkli kombinlerimize hayran kalacak, sıcak sohbetimizi ilgiyle okuyacaksınız…
G
FOTOĞRAFLAR: OSMAN SELÇUK GÜNGÖR - RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN
iyim tarzını nasıl özetlersin?
Şık, zarif ve farklı olmaya özen gösteriyorum. Sezonda çok moda olan, herkesin üstünde gördüğüm parçalardan kaçınıyorum. Mağazaları dolaşıp olabildiğince farklı parcalar bulmaya calışıyorum. Topuklu ayakkabılarım hayatımın vazgeçilmez bir parçası… Eğer beni bür gün spor ayakkabıyla görürseniz o gün ya spora gidiyorumdur ya da moralim bir şeye bozulmuştur.
Gardırobunun vazgeçilmez parçaları ve dolabında baskın olan renkler neler?
Siyah ve lacivertin içinde kendimi rahat hissediyorum. Maskülen olan hiçbir parçayı dolabımda bulamazsınız. Kokteyl elbiselerim her zaman kurtarıcım oluyor; bir hırkayla daha spor bir hale dönüşürken, şık takılarla da akşama hazır oluyorum. Mücevherlerim vazgeçilmezim… Benden sonra gelicek kuşaklara tarzımı anlatacak ve beni anımsatacak parçaları biriktiriyorum.
FOREVER NEW Elbise: 389 TL Çanta: 104,95 TL Bileklik: 39,99 TL BEYLISS Ayakkabı: 399,90 TL
152 magdergi.com.tr
Tatilde en çok kimlerle birlikte neler yapmaktan, nerelerde olmaktan keyif alıyorsun?
Annem her zaman benim en yakın arkadaşım, babam ise idolüm olmuştur. Onlarla geçirdiğim her dakika benim için çok kıymetli. Bu sene yeni evlendim, eşimle çok mutlu bir hayat kurduk. Eşimi ve ailesini bana hayatın verdiği bir armağan olarak görüyorum. Onlarla yemeğe gitmeyi ve birlikte zaman geçirmeyi hiçbir şeye değişmem. Bir arada olduktan sonra ne yaptığımız çok da önemli değil.
Bu seneki tatil planınız ne?
Sıcaktan ve kalabalıktan hiç hoşlanmıyorum. Arkadaşlarımızla birlikte olabilmek için eşimle Yunan Adaları’na gitmeyi düşünüyoruz. Benim için tatil Eylül ayında herkes işe başladıgında, havalar serinlediğinde başlıyor. Planlarımız arasında Bodrum, Antalya ve Küba da var.
Moda nedir senin icin?
Moda; gelip geçici olan, hızlı tüketimi anımsatan, bazen de insanı esir alan bir anlayış bence. Fakat aslında olması gereken moda; kendimizi bulmak, tanımak ve kişiliğimizi giydiklerimize yansıtabilmeyi başarabilmektir.
Klasik bir günün nasıl geçiyor?
Eşimi işine uğurladıktan sonra bir müddet kedimle vakit geçiriyorum. Kahvemi içerken o gün ne yapacağımı planlıyorum. Huzurumu bozacak hiçbir şeyi hayatıma sokmamaya çalışıyorum. Günlük hayatımda genellikle vaktimi ailemle geçiriyorum, sabahları bazen yürüyüşe çıkıyorum, felsefe ve psikoloji kitapları okuyorum. Yardım derneklerine elimden geldiğince yardım ediyorum, faaliyetlerine katılıyorum. Her gün mutlaka sokak hayvanlarının beslenme, barınma ve sağlık sorunlarıyla ilgileniyorum. Mahatma Gandhi’nin de dediği gibi: “Bir ulusun büyüklüğü ve ahlaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi ile değerlendirilir.” Herkesin de bu yaklaşımı benimsemesini diliyorum.
BARNERS Kimono: 699 TL Bluz: 999 TL Pantolon: 799 TL BEYLISS Ayakkabı: 399,90 TL FOREVER NEW Çanta: 109 TL
154 magdergi.com.tr
BEYLISS Büst: 290 TL Etek: 480 TL Çanta: 395 TL VETRINA Terlik: 895 TL
BARNERS MISSONI Elbise: 3.899 TL VETRINA Ayakkabı: 1.095 TL
BEYLISS Bluz: 320 TL Pantolon: 349 TL CEYO Ayakkabı: 201 TL BARNERS Çanta: Moschino: 1.299 TL
156 magdergi.com.tr
Formunu korumak için neler yapıyorsun?
Çok düzenli bir spor hayatım yok. Yemek yemeyi, değişik tatlar denemeyi çok seviyorum. Ayın bir haftasını diyet yaparak geçiriyorum böylece aynı kilo aralığında kalmayı başarıyorum. Canım istediğinde de spora gidiyorum. Ayrıca kadınların formda ve ince olması konusunda yapılan baskıya çok karsıyım, bu baskının özellikle gençlerde olumsuz etki yarattığını düşünüyorum. Önemli olan
sağlıklı ve bedenimizle barışık olmamız.
Bugun giydiğin kombinlerden en çok sevdiğin, seni en çok ifade eden hangisiydi?
En çok Missoni’nin elbisesini begendim. Missoni markasının değişmeyen, klasik ama bir o kadar da kendini yenileyen tarzı beni ifade ediyor.
“Size özel egzersiz programları ile hedeflerinizi gerçekleştirmek üzere beraber yola çıkıyoruz. Hedef her zaman kolay veya kısa olmayabilir, önemli olan bu hedeflere doğru ve kalıcı yoldan ulaşmak...” “Herkese uyan egzersiz anlayışı yerine “size uygun” egzersiz programını uyguluyoruz...”
Next Level Rezidans-AVM B-Blok Kat :2 No:3 Söğütözü Ankara Tel: +90 312 911 29 96 www.pilateszone.com.tr
UĞUR BATUR
Fonksiyonel Alanlar Rahat Mekanlar Artera İç Mimarlık firmasının kurucusu Uğur Batur yurt içinde ve yurt dıșında ulaștıkları bașarılı profillerini nelere borçlu olduklarından bahsediyor...
Mesleğe adım atmam aslında 2000 yılında -deprem sonrası- inşaatı başlayan “Yalova Deprem Konutları” ile başladı. Ardından MNG bünyesindeki pek çok otel ve binanın çizimlerinde çalıştım. Bu birikimim ile 2004 yılında, Division Mimarlık ve İç Mimarlık firmasını kurdum. 2008 yılında işlerimizi iç mimarlık alanında daha da geliştirmek için Division Mimarlık firmasındaki ortaklığımdan ayrılıp Artera Mimarlık ve İç mimarlık firmasını kurdum… Aslında bu bir tutku… Bir şeyler yaratıyor olmak ve iş bittikten sonra müşterinizi memnun edebiliyor olmak işin en keyifli kısmı. İşinizi severek ve keyifle yaptığınızda zaten markalaşmaya doğru gidiyor oluyorsunuz. Markalaşma da sizi daha çok çalışmaya, kazandığınızı gelişime yatırmaya ve en önemlisi hayallerinizi gerçekleştirebilmenin hazzına ulaştırıyor.
Mesleğinize sizi yönlendiren ne oldu? Bu noktaya gelene kadar yaşadığınız süreci dinleyelim...
Ben çocukluğumdan beri, teknik resme karşı hep ilgi duydum. O yıllarda, bizleri yönlendiren danışmanlar okullarda yoktu, ancak ailem en büyük destekçim ve şansımdı. Onlar, beni hem meslek seçimim konusunda serbest bıraktı hem de çok doğru yönlendirdi. Ted Koleji’nden mezun olduğumda -1993 yılında- üniversite eğitimim için Amerika’ya gittim. Türkiye’ye döndükten sonra, pek çok yerde çalışıp ardından kendi şirketimi kurunca gördüm ki; işin en keyifli kısmı tasarımdı. Bu duygu ağır basınca Artera İç mimarlık olarak biz de, iç mimarlık alanında uzmanlaşmaya başladık.
Ne tür projelere imza atıyorsunuz?
Başlarda ev projeleri ağırlıktaydı; genelde ev ve villa tasarlıyorduk. Sonra iş yerleri konusunda talepler artınca biz de iş alanımızı genişletmeye başladık ve zamanla bir de baktık ki, piyasada adından söz ettirecek kadar iddialı pek çok ofis, kafe bar, bistro, restoran yapmışız. Hatta son dönemlerde muayenehane ve hastane işleri de
advertorial
B
aşarılı projelere imza atan Artera İç Mimarlık’ın marka yolculuğu nasıl gelişti?
tamamladık. Aslında bu yaptığımız yerler konusunda beni en çok mutlu eden, bu mekanların, iş yerlerinin hala ticaret hayatına devam ediyor olmasıydı… Demek ki öyle güzel unsurları harmanlayıp bu projelere uygulamışız ki, bunlar ticari anlamda da doğru hamleler olmuş.
Artera İç Mimarlık’ı benzerlerinden ayıran özellikler nelerdir?
Biz tasarımcı kaprisinden uzak, müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutan bir firmayız. Hatta biz bu müşteri memnuniyeti olayını öyle üç noktalara taşıdık ki pek çok müşterimizle artık aile gibi olduk. Ailece görüştüğümüz pek çok müşterimiz var. Hatta bir gün doğum günü için annemi götürdüğüm bir mekanda mekan sahibine annem teşekkür ederken, mekan sahibi şöyle dedi: “Esas biz size teşekkür ederiz, böyle bir evlat yetiştirdiğiniz için. Artık o ailemizden biri ve burası onun mekanı. Ne zaman nasıl isterseniz bu restoran sizindir…” Bu olaydan sonra çıkışta annem bana döndü ve “bana pek çok pahalı hediyeden daha büyük bir hediye verdin, sana teşekkür ederim.” dedi. İşte bu paranın satın alamayacağı bir keyifti. Yani kısacası para bizim için hep en son planda oldu. Sadece işimizi devam ettirebilmek için bir araç oldu. İşte en büyük farkımız budur.
dönemler oluyor. Ama ben mutlaka kendime zaman ayırmaya çalışırım. Aileme zaman ayırmaya çalışırım. Çünkü zaman çok hızlı geçiyor ve maalesef bizler bazen o yoğun tempoya dalıp hayatın içinde kendimiz için çok daha önemli olan şeyleri kaçırıyoruz. Mesela sağlık, aile ya da mutluluğumuz gibi… O yüzden mümkün olduğu kadar bunları atlamamaya çalışıyorum. Evime gelip her akşam bahçemi sulamak bile inanın inanılmaz rahatlatıcı. Ailemle zaman geçirmek, seyahat etmek, köpeğimizle ilgilenmek, hafta sonları aquascaping yapmak beni rahatlatan vazgeçilmez keyiflerim… Aslında tek bir hayatımız var ve ben bunu keyifle yaşamaya çalışıyorum.
ÖNCESİ
Projelerinizde en çok üzerinde durduğunuz detaylar neler oluyor?
Yazılı ve görsel basında çıkan bütün röportajlarımda dediğim gibi, en önemli şey fonksiyondur. Siz planı doğru çözerseniz o mekan rahat çalışır. Rahat çalışan her mekan, içindekileri rahat ettirir ve uzun ömürlü olur ardından tasarım gelir. Tasarımsal anlamda da en önemlisi benim için, girişler ve tuvaletlerdir. Girişler çok önemlidir, çünkü o sizin misafirlerinize “hoş geldin” deme şeklinizdir. Bu mekan, ev de olabilir iş yeri de... Bence hiçbir farkı yok çünkü biz, misafirperver bir toplumuz. İşte tam da bu yüzden misafirimize en doğru şekilde “hoş geldin” demeliyiz. İkinci ama en az onun kadar önem verdiğim yer ise; tuvaletlerdir. Bu da aslında misafirlerinize ne kadar temiz olduğunuzu anlatan, onların hijyen konusunda evinizde veya iş yerinizde rahat etmelerini sağlayan en gerekli ve önemli yerdir.
Yurt dışındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Yurt dışındaki ilk çalışmamız İsviçre’de bir konut, daha doğrusu site projesiydi. Burada bir sitenin tasarımın ve görsellerini yaptık. İkinci çalışmamız da Azerbaycan’da oldu. Orada devlette önemli mevkideki birine bizi önermişler o da bizi davet etti ve onun rezidansı ile ilgili görüştük.
SONRASI
ÖNCESİ
Bir gününüz nasıl geçiyor? Yoğun iş temponuzdan sonra dinlenmek için neler yapıyorsunuz?
Ben her sabah güne namaz kılıp, şehitlerimiz ve peygamberlerimiz dahil herkese dua ederek başlarım. Aslında bu cevabı vermeden önce çok düşündüm, çünkü bu devirde bu cevap genellikle başka yerlere çekiliyor. Ancak, çoğunluğu Müslüman olan ama maalesef Müslümanlıktan soğutulmuş bir toplumuz. Dinimizi okumadığımız için her okuyanın maskarası olmuşuz. Kitabımızı okusak kimse bu ülkedeki insanları bu kadar kolay kandıramaz. Bir bakıyorsunuz kişi her gün dua ediyor ama Fatiha suresinin anlamını bilmiyor yani her gün Allah’la konuşuyor ama ne dediğini bilmiyor. Bence çok acı. Belki şansımdan belki merakımdan, Amerika’da kiliseye gidip o insanların dinlerine nasıl bağlı ve dinlerini nasıl doğru anlamaya çalıştıklarını görmesem, belki ben de değerlerime sahip çıkmazdım... Bu çok derin ve ülkem için çok üzüldüğüm bir konu… Konuya devam edecek olursak, günün devamında en az bir önceki günden hazırlamış olduğum programı uygularım. Genelde sabahları şantiyeleri gezerim ve öğleden sonralarımı müşterilerime ayırırım. Gerçekten günü yetiştiremediğim kadar yoğun olduğumuz
SONRASI
ARTERA MİMARLIK VE İÇMİMARLIK İNȘ. TAAH. SAN. VE TİC. LTD. ȘTİ. www.arteramimarlik.com • www.arteraicmimarlik.com
T: 0312 2400809 • F: 0312 2400890
davet
UĞUR BATUR, CANAN GÖZTEPE
AYȘEGÜL KAYABAY
DİLEK AZAPHAN
Erdoder İle İftar Prematüre bebeklerin hayata tutunmaları için çalışmalar gerçekleştiren Erken Doğan Bebekleri Yaşatma Derneği (ERDODER) üyeleri ve destekçileri düzenlenen iftar davetiyle bir araya geldi. Sosyal yaşam dünyasından ünlü isimlerin katıldığı iftar daveti Fairmont Quasar İstanbul’da gerçekleşirken, davetin tüm masraflarını üstlenen Uğur Batur gecede özel bir müzayede de düzenledi. İftar öncesinde konukları Erdoder Başkanı Canan Göztepe ve Uğur Batur birlikte karşılarken, Batur müzayedede yer alacak ürünler hakkında bilgiler de sundu. İftar saatinin yaklaşmasıyla birlikte masalarına geçen konuklar Fairmont Quasar İstanbul’un mutfağından çıkan özel lezzetler eşliğinde oruçlarını açtılar. Canan Göztepe, yemeğin ardından kısa bir konuşma yaparak katılan tüm konuklara teşekkürlerini sundu. Bu özel davetin gerçekleşmesinde büyük emeği olan Uğur Batur’a bir plaket takdim eden Göztepe, Uğur Batur sayesinde toplanan tüm bağışlar vakfa kalacak ve biz de buradan gelen parayı Gaziantep’te açılacak olan “yeni doğan yoğun bakım ünitesi” için kullanacağız dedi. Konuşmaların ardından ise müzayedeye geçildi. Uğur Antik’in ürünlerinin açık artırmaya çıktığı davetin sonunda konuklar birbirinden değerli antika parçaları satın aldılar. Müzayedenin ardından gece son bulurken çıkışta konuklara Örnek Cam Porselen by Güniz İyianlar’ın hazırladığı şık hediyeler verildi.
ALEGRA LEVİ
YASEMİN GAZANKER
Ameliyatsız Burun Estetiği Burnunun estetik görünümünden memnun olmayan ancak bıçak altına yatmaktan korkan ya da doğallığını kaybetmekten endișe duyan ve beğenilmediği taktirde geri dönüșü sağlanabilen yeni yöntemler hakkında Dr. Ali Șahan bilgi verdi... DR. ALİ ȘAHAN
B
urun; yüze ifadesini veren ve ilk bakışta en çok göze çarpan organlardan biridir. Burnunuzun görüntüsünü ameliyatsız estetik yöntemler ile değiştirmek, hem de bunu öğle arası kadar kısa bir sürede gerçekleştirmek artık çok kolay. Güzel bir burun ve profil görüntüsüne sahip olmak herkesin hayallerini süsler. Burun için estetik kaygıların sebepleri genellikle şunlardır:
- Estetik görünümünden rahatsız olma. - Yüzünün diğer hatlarına uyumsuz olduğunu düşünme.
advertorial
- Kaza veya geçirilen operasyon sonrası burnunda oluşan estetik bozukluğu düzelttirmeyi isteme. Ameliyattan korkan, ameliyata ayıracak vakti olmayan herkes artık botoks ve dolgu uygulamaları sayesinde bıçak altına yatmadan da burnuna güzel, estetik ve doğal bir görünüm sağlayabiliyor. Ayrıca
bu işlem sosyal yaşantıdan uzaklaşmadan, günlük akış içerisinde rahatlıkla gerçekleştirilebilir. Burun ucunda düşme sorunu yaşayan, burun kanatları ve dolaylı olarak burun üstü kemeri fazla görünen kişilerde 1 dakika içinde gerçekleştirilen botoks uygulamasıyla (Botoks burundaki düşme ve genişlemeyi engellediği için) burun ucunda daralma ve kalkma sağlıyor. Etkisi süresi 4 - 6 ay olan bu uygulama sonrası kişiler sosyal hayatlarına sorunsuzca devam edebiliyorlar. Hafif kemerli burunlar için dolgu uygulaması ile burundaki boşluklar doldurulabiliyor ve hafif kemerli burunların kemerinin daha az gözükmesi sağlanabiliyor. Ayrıca burun ucunu da dolgu işlemi ile kaldırmak mümkün. Öncesinde operasyon geçirmiş ama problemi devam eden hastalarda, yeni bir operasyona vakit ve yüksek maddiyat ayıramayan ya da operasyondan korkan kişilerin dolgu uygulamasıyla çok iyi sonuçlar almaları mümkün. Uygulama 10 dakikada gerçekleştirilebiliyor. Etkisi süresi ortalama 6-12 ay arasında olmakla birlikte botoks işlemi ile kombinasyonunda daha iyi sonuçlar alınabilmektedir.
davet
Casa Costa ile Yaza Merhaba Bodrum Casa Costa Hotel’de gerçekleştirilen partide ünlü DJ Aytaç Kart sahneye çıktı. Partiye, iş ve sosyal yaşamdan ünlü isimler katıldı. Gültekin Güvensoy ve oğlu Başar Güvensoy ev sahipliğinde gerçekleşen organizasyonda baba-oğul, tüm davetliler ile yakından ilgilendi. Bodrum’un klasiklerinden olan ‘’Casa Costa Beach’’ ile Gündoğan’ın bu eşsiz güzel koyunda misafirler eğlence dolu anlar geçirdi. DJ Aytaç Kart Casa Costa Hotel Beach & Lounge’da sevenleriyle tekrar buluşacak.
BAȘAR GÜVENSOY, AYTAÇ KART
164 magdergi.com.tr
Mükemmel Hizmet, Mükemmel Lezzet Mükemmel Tatil
www.casacostahotel.com T: 0252 387 04 04 @casacostabeach GÜVENSOY GROUP
İLHAN ERDAL
Ankara’nın En Yeşil Yaşam Alanı Tona Yapı Yönetim Kurulu Bașkanı İlhan Erdal ile yeni Projeleri Duru Beytepe hakkında görüștük. “İncek, Beytepe ve Çayyolu’nun birleștiği eșsiz bir konuma inșa edilen DURU Beytepe, özellikle çocukları çok önemsiyor ve aile yașamına değer veriyor” diyen Erdal, DURU Beytepe’nin hem oturum hem de yatırım değeriyle zirvede bir proje olduğunu vurguluyor.
Tona Yapı, inşaat başta olmak üzere bünyesinde farklı sektörlerden de lider ve başarılı iş adamlarının bulunduğu güçlü ve dinamik bir şirket. İnsan odaklı ve kaliteli konut üretimini kendine misyon edinen Tona Yapı, bu anlayışıyla nitelikli yaşam merkezli projelere imza atarak sektörün öncüsü olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Safe İnşaat olarak Çankaya’da hayata geçirdiğimiz Safe Park konutlarında yaşam başlayalı 3 yıl oldu. Ev sahiplerimiz oldukça memnun ve mutlular. Yeni projemiz Duru Beytepe’ye de ciddi bir ilgileri var. Biliyorsunuz aynı zamanda Podium AVM’yi de hizmete açtık ve orası da giderek artan bir ilgiyle karşı karşıya. Duru Beytepe de iki firmanın güç birliği yaparak oluşturduğu enerjiyle hayat buluyor.
İlhan Bey İnşaat sektörünün mevcut durumunu değerlendirebilir misiniz?
İnşaat sektörü Türkiye’nin lokomotif sektörü. Son yıllarda nitelikli konut yapılaşmasının artması ve banka faiz oranlarının daha uygun seviyelere inmesiyle de bu iddiasını sürdürmeye devam edeceğini, hareketliliğin artacağını düşünüyoruz. Binlerce yıldır medeniyetlere ev sahipliği yapmış ülkemiz, dünyanın merkezi konumundadır. Jeopolitik konumu, eşsiz doğası, iklimi, tarihi ve güzel insanları ile
ülkemizin önü açıktır. Başkent Ankara’da yaptığımız bu proje ile en iyisini hedefledik. Bu topraklara yakışır imal edilen her yapının önü açıktır.
Tona Yapı ve Safe İnşaat ortaklığının projesi Duru Beytepe’nin temelleri atılıyor. Duru Beytepe’nin öne çıkan özellikleri nelerdir?
Duru Beytepe, Ankara’nın gelişmekte olan, en gözde bölgesi İncek ile Beytepe’nin kesişim noktasında hayat buluyor. Bilkent, Çayyolu ve Oran semtlerine komşu vaziyette yer alan proje alanımız, konumu ve manzarası itibari ile eşsiz bir yerde bulunuyor. Alanında uzman birçok mimarlık ofisi ve peyzaj tasarım firmasıyla yarışma usulünde çalıştık, bu konsepti birbirinden güzel tasarımlar arasından seçmek hiç kolay olmadı. Duru Beytepe’nin her safhasında her detayı özenle irdeleyerek eşsiz bir peyzaj alanı ve çocukların güvenle büyüyebilecekleri keyifli bir ortam hayal ettik. Nihayetinde proje alanımızın %84’ünün yeşil alan olarak ayrıldığı, sakinlerine “açık hava sinemasından, organik hobi bahçesine, davet salonlarından, etüt odasına” kadar oldukça geniş, açık ve kapalı aktivite imkanlarının sunulduğu benzersiz bir proje oluştu. Herkesin keyifle yaşayabileceği, manzarası, temiz havası ve sosyal imkanlarıyla her anın tadını çıkarabileceği geniş ve eşsiz bir peyzaja sahip yaşam alanı oluşturmayı hayal ettik. Şelalelerle ahenk oluşturan, keyifle izleyebileceğiniz bir gölet alanımız var. Günün
advertorial
İ
lhan Bey öncelikle Tona Yapı, Safe İnşaat ve ortaklığınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
yorgunluğunu, çocuğunuz oyun bahçesinde arkadaşlarıyla oynarken siz de komşunuz ile sohbet ederek atabileceksiniz. Biz firma olarak, mutlu, huzurlu ve güvenli aile yaşamını sağlama misyonu ile hareket ediyoruz. Yüzmeden tenise, yürüyüş parkurlarından basketbol sahalarına kadar çok fazla sosyal aktivite imkanımız bulunuyor. Duru Beytepe 47.276 m2 ‘lik geniş bir proje alanına sahip. 2+1’den 5+1’e kadar konut modellerimizden oluşan sadece 484 adet konut ürettiğimizi düşünürsek butik bir proje olduğumuzun da altını önemle çizmek isterim. Proje, düşük konut yoğunluğuna sahip. Projemiz Bahçelievler olarak adlandırdığımız 8’i az katlı yatay bloklardan, 2 tanesi de yükseklik anlamında aslında ortalamaların çok altında kalan 25 ve 27 katlı Beytepe Konut Kuleleri olmak üzere 10 bloktan oluşuyor.
Duru Beytepe’nin lokasyonunun avantajları nelerdir?
Arazinin topografik yapısı gereği tüm İncek ayaklarınızın altında. Beytepe Konut kulelerindeyse 15. kattan itibaren Mogan Gölü’nü ve neredeyse Ankara’nın tamamını panoramik olarak görüyor olacaksınız. Bölge, coğrafi konumunun yanı sıra yatırım anlamında da çok keyifli bir konumda yer alıyor. Beytepe ve İncek, gelişmekte olan bir bölge; bu yüzden fiyatlar her geçen gün artan bir grafik izliyor.
Duru Beytepe’deki daire büyüklükleri ve tiplerinden bahsedebilir misiniz?
Sosyal aktivite ve peyzaj alanlarının yanında her büyüklükteki ailelerin talebini karşılayacak farklı modellerde daireler ve dubleks alternatiflerimiz yer alıyor. Yaşam seçeneklerimiz 2+1’den başlıyor. 2+1 dairelerimiz net 82 m2 ile 116 m2 arasında değişiyor, standartların oldukça üstünde büyüklüğe sahip olan daire modellerimizde 3 kişilik bir aile rahatlıkla yaşayabilir. 3+1 dairelerimiz net 132 m2 ile 156 m2 arasında değişiyor ve peyzaj ile iç içe olmak isteyenler için hem Bahçelievler’de hem de yüksek kat sevenler için Beytepe Konut Kulelerinde yer alıyor. 4+1 ve 5+1 dairelerimiz net 170 m2 ile net 260 m2 arasındaki ölçüleriyle geniş ev isteyenler için de alternatif sunuyor. Bahçe sevenler için villa konseptinde özel olarak hazırlanmış dubleks bahçe villalarımızın yanında yüksek kat sevenler için de çatı dubleks seçeneklerimiz mevcut.
Duru Beytepe ‘de daire sahiplerine ne tür sosyal imkanlar sağlanacak?
Duru Beytepe yaşam standartlarını çok değiştirecek. Kahvaltı ve akşam yemekleri bile eşsiz peyzaj alanımızın karşısında çok farklı olacak. Sosyal donatılara gelecek olursak, Duru Beytepe’de kapalı yüzme havuzları, tam donanımlı Fitness Center ile içerisinde buhar odası, Fin hamamı barındıran SPA merkezi yer alacak. Sportif aktiviteler açısından bakacak olursak basketbol sahası, çim futbol sahası, tenis kortu, yürüyüş, koşu ve bisiklet parkurları, projemizin farklı yerlerine konumlandırılmış özel tasarım çocuk oyun alanları bulunuyor. Bu oyun alanları içerisinde zeka gelişimlerine uygun olarak dizayn edilmiş oyun bahçeleri, açık hava satranç meydanı, çocuklarımızın dalından meyve koparıp yiyebileceği özel meyve bahçeleri, peyzaj alanımızın özel noktalarına konumlandırılmış kuş evleri, yine çocuklar için özel olarak oluşturulmuş gerçek bir kumsal yer alıyor. Ayrıca Ankara’da ilk defa böyle bir projede uygulanacak olan açık hava yazlık sinema ve organik hobi bahçesi yer alıyor. Hanımların gün organizasyonları yapabileceği, beylerin maç gibi
organizasyonları hayata geçirebileceği özel aktivite salonlarımız da yine sosyal donatılarımızın bazıları diyebiliriz.
Duru Beytepe’de ev sahibi olmak isteyenlere sunulan kolaylıklar neler? Ödeme koşulları hakkında bilgi verebilir misiniz?
Firma bünyesinde ve banka kredili ödeme alternatiflerimiz mevcut. Lansman öncesinde çok özel ödeme kolaylıkları sunuyoruz; satış kampanyamız çerçevesinde %5 + %5 indirim yapıyoruz. Vade farksız 40 aylık bir ödeme planımız bulunuyor. Yine müşterilerimizin talebi doğrultusunda kişiye özel ödeme planları oluşturabiliyoruz. Kısacası Duru Beytepe’de yaşamak isteyen herkese çok öze fırsatlar sunuyoruz. Projemizi ve proje alanımızı görmek için, herkesi “tanıtım ofisimize” bekliyoruz, misafirlerimizi ağırlamaktan onur duyarız, profesyonel, güler yüzlü satış ekibiz her türlü sorularınıza içtenlikle yanıt verecektir.
Duru Beytepe kimlere hitap ediyor?
Duru Beytepe özellikle aile yaşamına önem veren, çocuklarını huzur ve güven içerisinde büyütmek isteyen, bahçede rahatlıkla koşup oynayabilecek çocuklar ve ailelere hitap ediyor. Özlediğimiz o eski mahalle havasını yeniden oluşturmak, komşulukların olduğu çocuklara bizim mahallenin çocukları gözüyle bakılan, herkesin birbirini tanıdığı bir proje oluşturma hayalindeyiz. Bu yüzden de sloganımız: “Bizim Bahçenin Çocukları”. Ailelerin keyifle ve güvenle yaşayabileceği özel tasarımları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Komşularınızla vakit geçirebileceğiniz aktivite alanları, çocukların güvenle oynayabileceği ve arkadaşlar edinebileceği tamamen trafiğe kapalı ve steril bir ortam sağlayacağız.
İnsanlar neden Duru Beytepe’yi tercih etmeli?
Duru Beytepe gerek konumu gerek konsepti gerekse mimari çözümlemeleriyle hemen her ailenin özel zevkleri içi tasarlanmış, her detayın en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü çok özel bir proje. Dairelerin keyifli tasarımlarının yanında, sadece evinizde oturmak yerine günün her saatini farklı bir aktivite ile değerlendirebileceğiniz özel yaşam alanlarınız bulunuyor.
Duru Beytepe’yi diğer projelerden ayıran özellikleri neler?
Proje alanımız eşsiz bir konuma sahip. Etrafındaki yapılaşma şartları göz önüne alındığında ufkunun kapanması mümkün değil. Projemizin en önemli özelliklerinden biri çok iyi tasarlanmış peyzaj alanı, projemiz içinde bulunan sosyal aktivite alanlarının sunduğu imkanlar, Türkiye’nin en iyi mimarlarının çalıştığı iç ve dış mimari tasarımı, keyifli balkonları, kış bahçeleri, yapılarda kullanılan her malzemenin yüksek kalitesi ve detay çözümleri. Bütün bunların yanında lansman öncesi fiyat avantajı ve yüksek yatırım değeri.
Ankaralılar bu olanaklara ne zaman kavuşacak? Duru Beytepe’de hayat ne zaman başlayacak?
28 ay içerisinde projemizi teslim etmeyi planlıyoruz. Türkiye’nin en iyi proje danışmanlık ve yönetim firması olan Proplan ile çalışıyoruz. Kadromuzda bulunan çok tecrübeli mimar ve mühendisler inşaatın her aşamasını titizlikle kontrol ediyorlar..
davet
CANAN KÖKSAL, İRİS HATEM
BERRİN ZORLU
AYLİN TAHİNCİOĞLU
Yaza Dair Her Şey ZUBİZU ve Canan & İris Concept Events iş birliğiyle Les Ottomans’da düzenlenen ZUBİZU Yaz Alışverişi etkinliğinde seçkin markalar ziyaretçiler ile buluştu. Özel günlerde düzenlenen ve geleneksel hale gelen ZUBİZU alışveriş etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen organizasyona katılan 50’ye yakın marka ve tasarımcı, yaz koleksiyonlarını ziyaretçiler ile buluşturdu. Kermes havasında geçen etkinliğe İstanbul cemiyet hayatının tanıdık ünlü isimleri de büyük ilgi gösterdi. Yazlık şapka, hasır çanta, mayo, bikini, takı ve aksesuarların ağırlıkta olduğu markalarla yazı yaşatacak etkinliğe Radyo Voyage müzikleriyle enerji kattı. Etkinlikte moda danışmanları ziyaretçilere stil danışmanlığı yaparak yaz alışverişi ile ilgili ipuçlarını konuklar ile paylaştı. Seçtikleri ürünler hakkında stil danışmanlarından bilgi alan katılımcılar etkinlikte farklı bir deneyim yaşama fırsatı da yakalamış oldular. Gün boyu süren etkinlik havanın da güzel olması ile birlikte daha da renkli geçti.
FULYA GÜNDOĞDU
NAZAN CİHAN
EBRU AKEL
PERVİN ERSOY
SANEM TEZMAN
PINAR TEZCAN
Gün boyu süren etkinlik havanın da güzel olması ile birlikte daha da renkli geçti. EDA KOSİF
ASLI ȘEN
GÜL GÖLGE SAYGI
Hedef Odaklı Başarı Yolculuğu Farklı birçok alanda faaliyet gösteren MTC Holding’in Yönetim Kurulu Bașkanı Togay Cömert, iș hayatındaki bașarı yolculuğunu anlatırken özel yașamındaki hobilerine de değindi... TOGAY CÖMERT
31 yaşındayım, Ankara doğumluyum. Başkent Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünden mezun oldum. Şu an birçok sivil toplum kuruluşu (STK) ve derneklerde yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı, holdingimizde de yönetim kurulu başkanlığı yapıyorum.
Mesleki serüveniniz nasıl gelişti?
Meslek hayatına okurken başladım. Aile işimiz olan inşaat, hazır beton sektöründe kazandığım deneyimleri okul hayatıma yansıttım. Mezun olduktan sonra da devam eden işlerimizin başına geçtim, öğrenmekten asla vazgeçmedim, kendimi hala öğreniyor olarak nitelendiriyorum. Bildiğim bir şey bile olsa başkasının fikirlerini dinledim. Bu da bana başarıyı getirdi.
MTC Holding’in kuruluş yolculuğunu dinleyelim biraz da...
Biraz önce söyledim gibi ağırlıklı olarak aile işimiz olan inşaat sektöründe faaliyet göstermekteyiz. Bunların yanında birçok iş alanımız da mevcut... Yönetimleri hafifletebilmek ve kontrol edebilmek için hepsini bir çatı kuruluş altında topladık.
Holdinginizin çatısı altında hangi mesleki kollarda faaliyet gösteriyorsunuz?
Holdingimizin çatısı altında inşaat, hazır beton ve inşaat malzemeleri, iç mimarlık ve tasarım, jeoloji ve jeofizik (yer altı suyu arama), yatırım gibi alanlarda hizmet veriyoruz.
Aile şirketiniz olan holdinginizde siz hangi alanlardan sorumlusunuz? Aile şirketimiz olan holdingimizin bünyesinde ağır bir görev olan
yönetim kurulu başkanlığı görevini sürdürmekteyim.
Yap - işlet faaliyet alanında başarılı olmak için öncelikli olarak hangi konularda uzmanlaşmak gerekiyor?
Her şeyden önce yap - sat yapıyorsanız veya yap - işlet olarak ilerliyorsanız planlı çalışma, pozitif düşünce, başarıyı hedefleme belli başlı prensipleriniz olmak durumunda... Sondan başa doğru ilerlersek; önünüzde mutlaka bir hedefiniz olsun ve hedefe ulaşmak için planlamanızı ona göre yapın, takım çalışmasına önem verin, tek başınıza aldığınız kararlar yanlış veya eksik olabilir, sizi hataya sürükleyebilir, bu yüzden çalışanlarınızı daima motive edin. En önemlisi de bence hayatınız boyunca dürüst olun.
Bir iş adamı olarak asla taviz veremeyeceğiniz prensipleriniz nelerdir?
Karakterimden asla ödün vermem, zamanı çok iyi kullanırım. Geçmişimde yanlış yaptığım bir işte takılıp kalmam, daima geleceğe bakarım ve istemediğim bir şeyi kesinlikle yapmam.
İş dışında kalan vakitlerinizde kendinize keyifli molalar yaratmak için neler yapıyorsunuz?
Genelliklee işkolik biri olarak anılırım. O yüzden iş dışında kendime ayırdığım fazla zaman olamıyor ama elimden geldiğince özel ilgi alanlarıma vakit yaratmaya çalışıyorum. Antikayı çok severim ve kendi çapımda dünyanın her yerinden bir şeyler toplamaya çalışırım. Yüzmeyi çok severim, hatta günün tüm yorgunluğunu yüzerek atabilirim. Aslında felsefe ile çok yakından ilgilenirim; benim hayatıma yön veren en önemli şeylerden biridir bu... Boş vakit bulduğum her an, her yerde kitap okurum, kendi çapımda bir şeyler yazarım ve gün geçtikçe onlar üzerine eklemeler, çıkartmalar yaparım.
advertorial
B
ize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
KENDİNİZE BAKIŞINIZI DEĞİŞTİRECEĞİZ! Kazım Özalp Mahallesi Uğur Mumcu Caddesi No:6 GOP Ankara/Türkiye
+90 312 447 12 12 www.hlc.com.tr hlctipmerkezi
+90 312 437 48 48 info@hlc.com.tr hlctipmerkezi
“Hastaların istedikleri estetik görünüme ulaşabilmeleri için önemli olan; güzelliği bölgesel olarak değil, bir bütün olarak ele alabilecek, tüm kombine işlemleri bir arada yapabilecek ve kendilerini güvenle emanet edebilecekleri, profesyonel ekiplerin olduğu merkezlere gitmeleri...” Söyleşimizi derinleştirmeden önce sizi daha yakından tanımak isteriz, bize eğitiminizden ve kariyerinizden kısaca bahseder misiniz?
HLC Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Merkezi’nde
OP. DR. C. ÖZERK DEMİRALP İLE BİR ARAYA GELDİK...
1993 yılında Ted Ankara Koleji’nden, 2000 yılında Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldum. Uzmanlık eğitimimi de aynı fakültenin Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü’nde tamamladım. Bu dönem içerisinde Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin en büyük eğitim araştırma hastanesi olan ‘’Massachusetts General Hospital’’ da çalışma fırsatım oldu. Uzmanlığımı aldıktan sonra Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaklaşık 6 sene görev yaptım. 2014 yılında Avrupa Board Sertifikası’nı aldıktan sonra uluslararası hizmet veren ‘’HLC Estetik Cerrahi Merkezi’’ ailesine katıldım. Biraz da HLC Estetik Cerrahi Merkezi’nden bahsedelim. Ne gibi hizmetler sunuyorsunuz? HLC markası, Dr. Özgür Öztan tarafından 12 yıl önce yaratıldı. Şu anda plastik cerrahi koordinatörlüğünü benim yaptığım, bünyesinde 8’i doktor 100’e yakın çalışanı bulunan dünyanın çeşitli yerlerinden gelen hastalara saç ekimi ve diğer estetik müdahalelerin yapıldığı bir kurum haline geldi. Merkezimizde; anti-aging amaçlı dolgu, botoks uygulamaları, cilt kalitesini artırmak için PRP ve mezoterapi gibi minimal estetik dokunuşlardan, saç ekimi ve estetik cerrahi ameliyatlarına kadar uzanan güzellikle ilgili geniş bir yelpazede hizmet vermekteyiz. Minimal estetik dokunuşlar hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu ifade ufak dokunuşlarla güzelliğe ulaşmayı hedefliyor. Son yıllarda özellikle soluk ve hafif kırışık ciltlerde hastanın kendi kanından hazırlanan PRP ile kök hücre tedavisi, tek seans ile başarılı sonuçlar alabildiğimiz yeni nesil kimyasal peeling uygulamaları, kadınlarda güzelliğin ve çekiciliğin sembolü olan dudak dolguları bunlardan sadece birkaçı… Bunlar arasında en sık yaptığınız işlem hangisi? Son yıllarda botoks uygulamalarının sıklığı büyük oranda arttı. Bize başvuran hastalarımızın işlemle ilgili en büyük korkusu sosyal medyada karşılarına çıkan, kendilerinin tabiri ile maske yüz şeklinde bir görünümün oluşması. Böyle bir durumla karşılaşmamak ve doğal bir sonuç elde edilebilmesi için bu işlem tecrübeli bir plastik cerrah tarafından hijyenik şartlar altında uygun dozda ve doğru anatomik alanlara yapılmalıdır. Özellikle burun ve meme estetiği ile ilgilendiğinizi biliyoruz. Estetik Cerrahi alanındaki yenilikler bu ameliyatları nasıl etkiledi? İnsanlar basit müdahaleler ile kendilerini güzelleştirmek istiyorlar. İşlemler yapıldıktan sonra kendilerini mutlu hisseden kişiler, vücutla-
rında oluşturduğu diğer sorunları ortadan kaldırmak için ekstra motivasyon ve istek duyuyorlar. Eskiden bu tarz müdahalelerin ağrılı ve zor bir ameliyat sonrası dönemi vardı ama son yıllarda anestezinin ve cerrahi tekniklerin gelişmesi, hasta bakımının artması hastaların bu dönemi çok rahat atlatmasını sağlıyor. Örneğin; estetik burun ameliyatı olan hastaya artık eskisi gibi uzun burun içi tamponlar konulmuyor, burun çevresi morarmalar oldukça ender görülüyor ve hastalar normal hayatlarına 1 hafta içinde dönebiliyor. Meme estetiğinde de benzer yenilikler nelerdir? En sık hangi meme operasyonunu yapıyorsunuz? Meme büyütme ameliyatı şu an Amerika’da en çok istenen cerrahi uygulama. Günümüzde bilimsel olarak kabul edilmiş seçenek hâlen meme protezleri ile yapılan ameliyatlardır. Protez teknolojisi gün geçtikçe kendini yenilemektedir. Formlarını uzun süre koruyabilen meme protezleri ile deformasyonlar daha az görülmekte ve daha kalıcı sonuçlar alınabilmektedir. Memeye hacim kazandırması açısından gelecek vadeden yöntem, yağ enjeksiyonudur. Özellikle memesinin bir bölümü alınmış ya da geçici süre ile meme büyüklüğü isteyen kişilerde bu yöntem uygulanabilmektedir. Yağ dokusunun erimesi ve onkolojik yönden uzun süreli çalışmalarının tamamlanmaması şu an bu yöntemin rutin işlemler arasına girmesini etkilemiştir. Söyleşi için çok teşekkürler. Son olarak estetik ameliyat düşünen okurlarımıza bir öneriniz olacak mı? Estetik ameliyat olmaktan çekinmesinler. Bu ameliyatlar dikkatli ve planlı yapıldığında kişinin özgüvenini çok yükselten ve tüm yaşamını olumlu etkileyebilen dokunuşlardır. Hastaların istedikleri estetik görünüme ulaşabilmeleri için önemli olan; güzelliği bölgesel olarak değil bir bütün olarak ele alabilecek, tüm kombine işlemleri bir arada yapabilecek ve kendilerini güvenle emanet edebilecekleri profesyonel ekiplerin olduğu merkezlere gitmeleri. Biz hasta güvenini başarının en önemli unsuru olarak görüyoruz. Bu yüzden hastalarımla detaylı bir ön görüşme yapıyorum. Oluşma ihtimali olan bütün sorunları önceden kendileri ile paylaşıp, en iyi sonuca ulaşabilmemiz için beklentilerini yönlendiren birtakım önerilerde bulunuyorum ki hastamın aklında ameliyat öncesinde hiçbir soru işareti kalmasın. HLC ailesi olarak tüm okurlarımızı tanışmak için kliniğimize bekliyoruz.
รถzel
Güzelliğiyle Büyüleyen
Anadoluhisarı’nın İstanbul’u kanatları altına alan atmosferinde 2012 Türkiye Güzeli Açalya Samyeli Danoğlu ile beraberdik... Büyüleyici iki güzellik bir araya gelince ortaya sımsıcak görüntüler çıktı... Samimi sohbetimizi merakla okurken rengarenk fotoğraf karelerine de bayılacaksınız...
RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN FOTOĞRAFLAR: COŞKUN TURGUT MAKYAJ: OSMAN VERTOP SAÇ: ORHAN BADEMLİ KIYAFETLER: ZÜLEYHA KURU, AGRAF ATELIER
özel
“Artık Türkiye’den başka hiçbir yerde yaşayamam...”
K
ısaca kendini anlatır mısın bize... Almanya’da doğdun, Türkiye’ye geldin... Türkiye Güzeli seçildin... Senden dinleyelim bunları...
1991 Münchberg, Almanya doğumluyum. 15 yaşında Türkiye’ye dönüş yaptık ve Tekirdağ’a yerleştik. İstanbul Üniversitesi’nde Almanca Mütercim - Tercümanlık bölümünü kazandıktan sonra İstanbul’a yerleştim, ardından ailemin ve arkadaşlarımın cesaretlendirmesiyle 2012 yılında Miss Turkey’e başvurdum. Türkiye Güzeli seçilmemle birlikte serüven başladı...
Almaya’da doğup büyüyüp Türkiye’de yaşamak nasıl bir his? Uyum sağlamak kolay oluyor mu?
Almanya çok sakin, sistemli ve düzenli bir ülke. Doğup büyüdüğüm Münchberg, Bavarya’nın dağ eteklerinde bir kasaba, dolayısıyla
İstanbul’a okumaya geldiğimde ne kadar bocaladığımı tahmin edebiliyorsunuzdur. Türkçem çok iyi değildi, özel derslerle, diksiyon eğitimleriyle dil sorununu hallettik fakat Almanlar dakiktir, disiplinlidir. Buradaki sistemsizlik ve Türk insanının rahatlığından kaynaklanan bekletme alışkanlığı, hala bocaladığım şeyler. Ama şöyle bir şey var; o kadar çok alıştım ve sevdim ki İstanbul’u, Türkiye’yi, Almanya’ya her gidişimde artık Türkiye’den başka hiçbir yerde yaşayamayacağımı, tekrar Almanya’ya dönsem orada yapamayacağımı anlıyorum.
Disiplin ve düzen içinde doğan bir insan olarak İstanbul’un kaosu sana kendini nasıl hissettiriyor?
Benim İstanbul ile biraz çıkar ilişkim var... Eşimin işleri ağırlıklı olarak Bursa’da, dolayısıyla hafta içi Bursa’dayız ve bu bana çok iyi geliyor; düzenli ve sakin bir hayat yaşıyorum. Hafta sonları da İstanbul’da arkadaşlarımızla geziyoruz, sosyalleşiyoruz. Böylece İstanbul’un kaosundan etkilenmeden güzelliklerinden faydalanıyoruz.
รถzel
2012 yılında Türkiye Güzeli seçildikten sonra hayatının değiştiğini ifade ediyorsun... Yarışmadan önce ve yarışmadan sonraki hayatını nasıl özetlersin? Yarışmadan önce evden okula, okuldan da işe gidiyordum. Tercümanlıkla ve bir mağazada yarı zamanlı çalışarak kendime ek gelir sağlamaya çalışıyordum. Yarışmadan sonra sadece çalışma alanım değişmedi, ben de değiştim. Bunu her zaman dile getiririm. Miss Turkey yarışması benim için bir dönüm noktası oldu; her şeyden önce kabuğumu kırmama, kendime güvenimin artmasına ve o zamana kadar farkında olmadığım güçlü yönlerimi keşfetmeme yardımcı oldu. Kampa, utangaç, insanlarla iletişim kurmaktan kaçınan ve çekinen, kendine güveni olmayan bir kız olarak girdim, bambaşka biri olarak çıktım. Bu yüzden her zaman “iyi ki” diyorum, iyi ki katılmışım bu yarışmaya. Taçtan çok daha değerli güzellikler kattı hayatıma...
Peki bu yarışmaya katılmak her zaman hayalin miydi?
Ben çamurdan ekmek yapıp pastane işlettiğini hayal eden, arabalarla oynayan, arabalarımı alan erkekleri tekme tokat döven bir çocuktum. Güzellik yarışmasına katılmak kesinlikle küçüklük hayalim değildi... Miss Turkey’e katılarak aslında kendimle çok çeliştim. Çünkü, yarışmalardan ve o tarz platformlardan oldum olası nefret emişimdir. Okulda yılda bir kere beden eğitimi derslerinde yarışmalar düzenlenirdi; hızlı koşma, uzun atlama, yüzme gibi... O günlerde hep hasta rolü yapar, kaytarmaya çalışırdım. Sebebi ise, yarışmaların üzerimde yarattığı baskıydı... Sevmiyordum, bana kendimi iyi hissettirmiyordu. Güzellik kavramı hayatımın merkezinde değildi, “en güzeli benim” gibi iddialarım, hırslarım hiç yoktu. Televizyonda “Miss Turkey başvuruları başladı” reklamı dönmeye başlamıştı, ailem ve arkadaşlarım beni cesaretlendirdiler ve “Ne kaybedebilirim ki? Hiç olmazsa çocuklarıma anlatabileceğim güzel bir anım olur” diyerek başvurdum.
özel
“Arabalarla oynayan, arabalarımı alan erkekleri tekme tokat döven bir çocuktum.”
Yarışma süreci nasıldı? Kampta yaşadığın ve hiç unutamadığın ilginç anıların var mı?
Bizim kampımız 45 gün sürmüştü. Şile’de bir hotelde konakladık. Hafta içi televizyonda yayınlanan “Kamp Günlüğü” programı için sabah akşam çekim yapıyorduk. Yoğun bir tempoda hem final gecesi hem de neredeyse her gün yayınlanan bu program için çalışıyorduk. Telefon yasaktı, az yiyorduk, çok yoruluyorduk, ailelerimizi, arkadaşlarımızı özlüyorduk. Kampta tuttuğum günlüğümü açıp okuyorum bazen, hep isyan etmişim ve ağlamışım. Şimdi geriye dönüp baktığımda “keşke daha az ağlayıp daha çok tadını çıkarsaydım” diyorum. Ufak bir anı aklıma geliyor ve gülümsüyorum. O zamanlar eziyet gibi gelen şeyleri şu an o kadar çok özlüyorum ki... Şimdiki yaşam tarzımın temellerini o kampta attım diyebilirim. Fast food’a bayılırdım ve çok düzensiz beslenirdim. Kampta doğru beslenmeyi öğrendim ve sonrasında hep o şekilde beslenmeye devam ettim. En ilginç değil de, en komik anımı anlatayım: Bizim konakladığımız kat iki görevli tarafından korunuyordu. Bir gece birkaç kızla bir odada toplandık. Bizimle iş birliği yapmaya yanaşan hotel çalışanı koridorun başına iki tabak yemek bırakmıştı, biz de güvenlik görevlilerine yakalanmadan almaya çalıştık ve başardık. İnanılmaz eğlenmiştik. Düştüğümüz duruma gülüyorum aklıma geldikçe... İki tabak yemek için nasıl mücadele verdiğimize inanamazsınız.
Modellik yapmayı uzun vadede neden düşünmedin?
Miss Turkey’den sonra Istanbul Fashion Week’te podyuma çıktım, ve o zaman anladım ki modellik bana göre değil. Fotomodelliği çok seviyorum ama podyumda yürümek beni mutlu etmediği için devam etmedim.
Türkiye’nin en güzel kızı seçilip modellik yerine oyunculukta ilerleme serüvenin nasıl gelişti?
Aslında modellik de, oyunculuk da aklımda yoktu. Türkiye Güzeli seçildikten sonra uzun bir süre o sene Çin’de düzenlenen Miss World için hazırlandım, fakat derece almadan döndüm. Türkiye’ye dönmeden bir gün önce Miss Turkey organizatörü, -aynı zamanda menajerim- aradı ve “hiç üzülme, severek izlediğin diziden teklif geldi, döner dönmez çekimlere başlıyorsun” dedi. Böylece, hala herkesin severek izlediği İşler Güçler dizisinin kadrosuna dahil oldum ve oyunculuk serüvenim başladı. Birinci bölümden itibaren hiç kaçırmadan severek izlediğim diziye 13. bölümde dahil oldum ve finale kadar da birlikte çalıştık o müthiş ekiple... Sonrasında “Düğün Dernek”te ve “Düğün Dernek 2”de de beraberdik.
Bugüne kadar en çok severek canlandırdığın rol neydi? Neden? Sanırım ilk dizimdeki karakterim... İşler Güçler’de canlandırdığım Zeynep. Hem karakterini kendime çok yakın bulduğumdan hem de biraz duygusal sebeplerden. Onlar bana ilk inananlardı, kendimi geliştirmemde çok fazla katkıları var. Bu yüzden İşler Güçler işi ve ekibi her zaman çok özel olacak benim için...
Hayalinde nasıl bir projede, ne tarz bir karakteri canlandırmak ve başrolü kiminle paylaşmak var?
Başrolü paylaşmak istediğim özellikle biri yok ama hayranlık duyduğum ve keşke bir gün tanışsam dediğim iki yabancı oyuncu var: Biri Denzel Washington, diğeri de Al Pacino. İkisinin de bütün filmlerini izledim, birçoğu beni o kadar etkilemiştir ki... Bazı replikleri, davranışları, fikirleri benimsemişimdir. O derece! Benim en büyük hayalim bir aksiyon filminde oynamak. Denzel’in “Man On Fire” filmindeki gibi bir güçlü ve etkileyici bir karakteri canlandırmak isterdim. Ya da Al Pacino’nun “God Father”da canlandırdığı karakter gibi ‘harbi’ ve her sözü, davranışı eğitici birini... Fakat Türkiye’de komedi rağbet gördüğü için aksiyon filmlerinin, hele ki benim hayalimdeki aksiyon filmlerinin çekilmesi oldukça zor... Ama hayal kurmak serbest öyle değil mi?
özel
“Podyumda yürümek beni mutlu etmedi...”
Önümüzdeki zamanlarda oyunculuğa devam etmek ister misin? Güzel bir proje gelirse tabii ki isterim!
Aşka gelelim... Eşinle nasıl tanıştınız, ne hissettin onu ilk gördüğünde? İlk görüşte aşık olup “ben bu adamla evlenirim” dedin mi?
Anlatmayı en çok sevdiğim konuya geldik! Erman beni görüyor, sonrasında ismimi öğrenmeye ve bağlantı kurmaya çalışıyor. Fakat ortak arkadaş bulamadığı için çevresindeki herkesi baya seferber ediyor, tanıdık birini bulalım diye. Birkaç hafta araştırdıktan sonra benim bir iş dolayısıyla tanıdığım bir kız aracılığıyla ulaşmaya çalışıyor. Ben ilk zamanlarda görüşmek istemedim. Sonra baş başa değil de, tanışmamıza vesile olan kız arkadaşımı da yemeğe dahil ederek buluşmaya karar verdim. İlk gördüğümde görüntüsünden etkilenmiştim tabii, mesafeli ve çok saygılıydı, sohbeti çok keyifliydi, komikti... İlk görüşte aşk değildi ama ben zaten tanıdıkça aşık olmayı daha gerçekçi buluyorum. İlk yemeğimizden sonraki her buluşmamızda ona karşı ilgim ve sevgim arttı. Erman’ı tanıdıkça,
184 magdergi.com.tr
kalbinin güzelliğini gördükçe onu daha çok sevdim.
Ona olan aşkını hangi kelimelerle özetlersin?
Erman’a olan aşkımı, “ayakları yere sağlam basan bir aşk” olarak özetleyebilirim. Bu onun lafıdır, “zaman geçtikçe ne demek istediğimi anlarsın” demişti. Yıllar geçtikçe anlıyorum ne demek istediğini... Zamane aşkları gibi birden alevlenen, sonra aynı hızla sönen, zorluklarda pes etmeyi tercih eden aşklardan değil bizimki.
Aşkın uğruna İstanbul’u bırakıp Bursa’da yaşamak... Birbirine çok yakın iki şehir ama yine de özlüyor musun İstanbul’u? Erman’ın en büyük korkusu benim Bursa’ya alışamamamdı. Çünkü işi gereği haftanın 4-5 günü Bursa’da olması gerekiyor. Ama hiç alışamamak gibi bir sorun yaşamadım biliyor musun? Yeşilliğine, sakinliğine, dağına, denizine vuruldum. Zaten İstanbul’da da evimiz var, Bursa’dan bunaldığımızda buraya kaçıyoruz 2-3 günlüğüne... Arkadaşlarımızla ya da baş başa vakit geçiriyoruz, bu da bana fazlasıyla yetiyor. Sonra yine Bursa’daki evime, oradaki sakin, huzurlu yuvama dönmek istiyorum.
186 magdergi.com.tr
“Erman’a olan aşkım, ‘ayakları yere sağlam basan bir aşk’...”
İş hayatına dair gerçekleştirmek istediğin projeler, bulunacağın girişimler olacak mı?
Güzel bir proje olursa dizilere ve filmlere açığım. Ayrıca şu an bir arkadaşımla bir proje üzerinde çalışıyoruz. Şimdiye kadar yaptığım işlerden çok farklı ama hiç olmadığım kadar heyecanlıyım! Kısmetse önümüzdeki sene yürürlüğe girecek. Şimdilik bu kadar söyleyeyim, gerisi sürpriz olsun.
Hayattaki vazgeçilmezlerin...
Ailem, buna eşim de dahil tabii... Ailem dışında herkesten ve her şeyden vazgeçebilirim ama onlardan asla!
Sana kendini en keyifli hissettiren aktiviteler...
Spor yapmak benim bütün negatif enerjimi alıyor; bana kendimi zinde ve canlı hissettiriyor. Düğünden, özellikle balayından sonra çok kilo aldım. Bu yüzden üç aydır çift idman spor yapıyorum. Normalde de haftanın beş günü eğitmen eşliğinde fitness, koşu ya da spinning yapıyorum. Onun dışında sinemaya gitmek, seyahat etmek ve yeni
yerler görmek bana çok keyif veriyor.
Modaya bakış açın nedir? Tarzını nasıl tanımlarsın? Çekimde giydiğin kıyafetlerden en çok hangisi seni yansıtıyordu?
Modanın ne çok içindeyim ne de çok dışında. Trendler nedir merak ederim, beğenirsem ve kendime yakıştırırsam trend parçalar edinirim. Farklı tarzları denemeye çalışırım. Örneğin, bu aralar mom fit jeanler çok moda ama bana yakışmıyor. Onları zayıf kızlara çok yakıştırıyorum. Benim gibi basenli ve üst bacakları biraz iri olan bayanlar giymemeli, güzel durmuyor. Boyfriend gömlek ya da tişört jean ikilisine bayılırım... Bu sezon moda olduğu için dolabımda bol bol çiçek desenli ve puantiyeli mini elbiseler var, siyah tutkunu olduğum için siyah jeanler ve elbiseler benim her zaman hem keyifle giydiğim hem de kurtarıcı parçalarımdır. Çekimde giydiğim çiçek desenli mini elbise favorim! Kol detaylarına, eteğin volanlı oluşuna ve özellikle başıma bağladığım aynı desendeki bandanaya bayıldım! Züleyha’nın bütün elbiseleri harika ama bu parça gerçekten efsane!
“Şimdiye kadar kafama koyduğum her şeyi azimle disiplinli çalışarak başardım.”
Açalya karakterini üç kelime ile özetle bize...
Disiplinli, azimli ve duygusal. Şimdiye kadar kafama koyduğum her şeyi azimle disiplinli çalışarak başardım. Buna, Almanya’dan Türkiye’ye sıfır Türkçe bilgisiyle gelip liseden dereceyle mezun olmak, İstanbul Üniversitesi’ne bölüm birinciliği ile girmek, düğünden sonra 10 kilo alıp da yaza eski formumda girmek gibi örnekler verebilirim.
Tatil planlarınızı yaptınız mı? Nerede geçireceksiniz bu yazı?
Temmuz’da Mykonos tatilimiz var. Tanıştığımızdan beri her yaz
mutlaka gidiyoruz, ikimiz de orayı çok seviyoruz. Gecen yaz ilk defa Bodrum’a gittim ve çok keyif aldım, bu yaz da birkaç günlüğüne kaçabiliriz oraya. Bu kış çok ağır geçti, havalar geç ısındı. Bu yüzden fırsat buldukça kaçamaklar yapabiliriz... Aklımızda birkaç yer var.
Türkiye’de ve dünyada en çok sevdiğin şehirler nereler?
En başta Paris... Bu yüzden orada evlenmek istedik ikimiz de. New York’a gitmeyi çok istiyordum, çok merak ediyordum. Bu yüzden balayımızı orada geçirdik ve şehre aşık oldum! Enerjisi muhteşem, yemekler enfes, insanlar rahat ve egosuz...
düğün
Durkun Ve Abalı Ailelerinin Mutlu Günü Ankara’nın başarılı makyaj sanatçısı Cansu Durkun ile iş adamı Yusuf Abalı Swiss Otel Ankara’da düzenlenen görkemli bir düğün ile dünyaevine girdi. Gerçekleşen düğün törenine iş dünyasının tanınmış isimleri katıldı. İmzaların ardından ilk danslarını gerçekleştiren Abalı çifti gece boyunca arkadaşlarıyla eğlendi. Çift masaları gezerek özel gecede kendilerini yalnız bırakmayan herkese teşekkür etti. Gelin ve damat düğünün ardından balayı için Phuket ve İtalya’yı tercih etti.
190 magdergi.com.tr
CANSU DURKUN, YUSUF ABALI
GİZEM - SERTAÇ BAYDAR
TURHAN YILMAZ, TUĞBA ZEMHERİ
Gelin ve damadın yakın arkadașları șıklıklarıyla göz doldurdu ve bu özel günde çiftin mutluluğuna șahit oldu. CEREN DURKUN
FERHAN - MERVE ÖZKAN
SÜMEYRA DUMAN, ORKUN BAYDAR
düğün
Rüya Gibi Bir Düğün İle Evlendiler Atılım Üniversitesi mezunu Enes Gürler ve Başkent Üniversitesi mezunu Seren Turan Grand Ankara Otel’de gerçekleşen düğün töreniyle dünyaevine girdiler. Arkadaş ortamında başlayan ilişkilerini Enes Gürler’in sahibi olduğu Grand Ankara Otel’de masal gibi bir düğün töreniyle taçlandıran genç çiftin bu mutlu günü yakın arkadaşları, akrabaları ve aile dostlarının katılımıyla gerçekleşti. 4 sene önce başlayan aşkları Aralık ayında nişan töreniyle Temmuz ayında ise evlilikle taçlandı. Gelinliğin tasarımının Pelin Sirel’e ait olduğu gecede tüm davetlilerin huzurunda birbirlerine evet cevabını veren ve aşklarını resmileştiren genç çift balayı için Dubai’den başlayan bir dünya turu yapacaklar. ENES GÜRLER, SEREN TURAN
192 magdergi.com.tr
ÖZLEM BOZȘAHİN
IȘIN GÜNEȘ, BESTE İTMEÇ
BEGÜM ERBAȘ
Grand Ankara Otel’de gerçekleșen șık düğüne gelen konuklar, Bülent Serttaș eșliğinde eğlendi. DÖNAY KARA
PERVİN - SERHAT BOYACIOĞLU
PROF. DR. U. EMRAH ALTIPARMAK
Yazın Göz Sağlığımıza Dikkat advertorial
Yazın gelmesiyle birlikte sık sık tercih edilen havuzlarda ne kadar önlem alınırsa alınsın suyundan kaynaklanan göz enfeksiyonları ve salgınlar ortaya çıkabilmektedir... Gözümüzün sağlığı için almamız gereken önlemleri Acıbadem Ankara Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. U. Emrah Altıparmak’tan dinliyoruz...
H
avaların ısınması ve yaz aylarının gelmesi ile birlikte serinlemek için yüzme havuzlarını tercih edenlerimiz çoğalacak. Özellikle yoğun iş yaşantısı ve giderek kısalan tatil süreleri nedeniyle artık pek çok çalışan uzun tatillere çıkmak yerine, hafta sonları veya hafta içleri mesai sonralarını havuz kenarında geçirmeye çalışıyor. Böylece hem güneş ışınlarından yararlanarak vücuttaki D vitamini depolarımızı dolduruyor hem de biraz olsun yoğun iş hayatımızın stresini atmış oluyoruz. Çocuklar için yüzme havuzları, hatta su kaydırakları neşeli hafta sonu dinlenceleri oluyor, anne-babaları ile birlikte vakit geçirebildikleri güzel zamanların aracı oluyor. Havuz başında ve güneş altında göz sağlığımızı korumak için nelere dikkat etmeliyiz? Havuzda geçirdiğimiz zaman aslında havuz başında başlıyor. Havuz dışında ve güneş altında mutlaka uygun koruma özelliklerine sahip güneş gözlüğü takmamız gözlerimizi korumak için çok önemlidir. Çocuklarımıza da küçük yaşlarından itibaren güneş gözlüğü takma alışkanlığını kazandırmamız gerekiyor. Çünkü güneş ışınlarının göz üzerindeki zararlı etkileri (katarakt, kuş kanadı, korneada yaşlılık halkası, göz çevresi derisinde kanserler, v.b.) genellikle uzun zaman sonra ortaya çıkıyor. Güneş gözlüğü alırken ultraviolet (mor ötesi) ışınları kestiğine dair sertifikası olanlar ve Avrupa Birliği güvenlik kriterlerine uygunluğu gösterilen CE belgeli ürünler tercih edilmelidir. Erken yaşlardan itibaren güneş gözlüğü kullanarak gözlerimizi güneşin zararlı ışınlarından koruyabiliriz.
oluyoruz. Bunlara sebep olan organizmalar havuz suyunda klor ve diğer dezenfektanların azalması durumunda çoğalıp enfeksiyon nedeni oluyorlar. Özellikle adenovirüs adı verilen mikroorganizma, şaşırtacak kadar dayanıklı olması sayesinde, havuz sularında enfeksiyon salgınlarının başlıca nedeni olabiliyor. Bu enfeksiyonlar tipik olarak içinde bulunduğumuz bahar ve yaz aylarında sıklaşıyor. Adenovirüsler en sık üst solunum yolu enfeksiyonu yapmakla birlikte gözde ağır seyreden konjonktivitlere, ishallere ve kulak enfeksiyonlarına da neden olabiliyor. Ayrıca alerjik bünyesi ve bahar nezlesi olan kişilerde havuzdaki klor ve diğer dezenfektanlar alerjiye neden olabiliyor.
Havuzda göz sağlığımızı tehdit edenler neler? Havuzların temizliği ve hijyeni için alınan önlemleri hepimiz biliyoruz; klor ve diğer dezenfektanlar havuz suyundaki mikroorganizmaların yok olması için kullanılıyor. Buna karşın yine de havuz suyundan kaynaklanan göz enfeksiyonlarına, hatta bunların salgınlarına tanık
Kişisel önlem olarak, havuza girerken havuz gözlükleri kullanılabilir. Böylece gözlerimizin havuz suyuyla mümkün olduğunca az temas etmesini sağlarız. Adenovirüs gibi mikrobik ajanlar vücuda girerken sıklıkla ağız ve solunum yollarını kullanırlar; bu nedenle havuz suyunu içmemek, ağız ve burnumuzda dolaştırmamak oldukça önemlidir.
Havuzda göz sağlığımızı korumak için neler yapılabilir? Öncelikle havuzların bakımında temizlik ve hijyen kurallarına uyulduğunu sorarak, yani havuz seçerek işe başlanabilir. Havuz suyunda önerilen pH değeri 7.2 ila 7.8 aralığında, serbest klor seviyesi de milyonda 1 ile 3 aralığında olmalı. Bunun yanında alınabilecek kişisel önlemlerle havuz suyunun hijyenine katkıda bulunabiliriz. Örneğin, hasta olduğumuzda (ishal, konjonktivit, üst solunum yolu enfeksiyonları) havuza girmemeliyiz. Böylece bizden kaynaklanabilecek mikroorganizmaların havuza ulaşmasına engel oluruz. Havuza girmeden mutlaka sabunlu suyla duş almalıyız. Böylece havuz suyunun asit oranını (pH) değiştirmemiş oluruz ve havuz suyundaki klor ve diğer dezenfektanlar bizi daha iyi korurlar. Havuzda geçirdiğimiz her 1 saat sonunda tekrar duş almamız, vücudumuzdan havuza geçecek ter ve diğer salgıları azaltacak ve havuz suyunun dengesini koruyacaktır. Havuza girmeden önce veya aralarda tuvaleti kullanırsak mutlaka ellerimizi sabunla yıkamak, havuza girmeden önce ayakları sterilize eden sulardan geçirmek önerilerimiz arasındadır.
ANKARA
düğün
Adım Adım Mutluluğa Başkent Üniversitesi mezunu Seren Turan, Atılım Ünüversitesi mezunu Enes Gürler ile gerçekleşecek düğün töreni öncesi kına gecesi düzenledi. Grand Ankara Otel’de gerçekleştirilen davete gelin ve damadın arkadaş çevresi ve aileler katıldı. Kına tahtının ve fil dekorlarının Seren Turan’a ait olduğu gecenin organizasyonunu Es Styling üstlendi. Kına yakma merasiminin ardından gelin ve yakın arkadaşları gece boyunca eğlendi. SEREN TURAN, ENES GÜRLER
Kınada Istanbul Girls Orkestrası geceye renk kattı.
LEVON KORDONCİYAN SMOKİNDE TEK ADRES LEVON KORDONCİYAN Artık Ankara’da da Hizmet Veriyor. Arjantin Cad. No: 15-3 GOP. Çankaya - Ankara T: 0 312 465 05 70 E: info@levonkordonciyan.com
bodrum
Bodrum İçimizi ısıtan yaz aylarının vazgeçilmez tatil beldesi Bodrum, bu sene de cıvıl cıvıl...Birbirinden özel isimlerle yaptığımız keyifli sohbetleri okurken hem Bodrum’u daha iyi tanıyacak hem de iș, sosyal yașam ve cemiyet hayatının önemli isimlerinin verdiği tatil tavsiyeleri sayesinde tatil planlarınızda kararsızlık yașamayacaksınız... MAG Bodrum röportajlarımız sizi Bodrum’un sıcak güneșine ve serin sularına davet ediyor... Röportajlar: Tuğçe Uzun Fotoğraflar: Özgür Karabulut
ALİ AĞAOĞLU
Ali Ağaoğlu Ağaoğlu Șirketler Grubu Yönetim Kurulu Bașkanı Ali Ağaoğlu ile Bodrum’da gerçekleștirdiğimiz röportajla tatil tercihlerini dinledik...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz? Bu yaz tatilimi Bodrum’da geçirmeyi planlıyorum.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Bodrum’da daha çok teknede eğlenmeyi seviyorum. Bodrum’un her yeri çok güzel. Mekanların hepsi birbirinden güzel, bunların içinde ayrım yapmak çok zor.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Çok yoğun bir tempodan sonra eğlenmek için değil de dinlenmek için tekneyi tercih ediyorum.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar… Bodrum’da yüzlerce koy var ve hepsi birbirinden güzel...
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
“Bodrum’da benim sahip olduğum ada” olarak cevap vereceğim bu soruya. Gerçekten çok farklı, çok güzel bir yer. Orada olmaktan çok keyif alıyorum.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Çok valiz taşımıyorum, gittiğim her yerde zaten valizim var. Yanımda kızlar olmazsa olmaz tabii ki…
bodrum
ATİLA UTKUCAN
Atila Utkucan Ünlü iș adamı Atila Utkucan bulunmaktan en çok keyif aldığı tatil yerlerinden ve valizinin olmazsa olmazlarından bahsetti...
H
ayatın koşturmasına yaz tatiliyle içlerimizi ısıtacak bir mola veriyoruz… Bu yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz rotamız Hırvatistan ve Dalmaçya Kıyıları olacak. Yunan Adaları’na da uğramadan dönmeyiz yine.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Mljet Adası’nda Konoba Barba Ive, Brac Adası’nda Ribarska Kucina, Korcula’da Filippi restoran, Sipan’da Konoba Kod Marka, Mykonos’ta Alemagou ve Namos.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Hepsinin karışımı diyebilirim. En sevdiğim tatil tarzı; tekneyle açılıp günü dilediğim gibi planlayabileceğim, istediğim zaman farklı
adaları ve koyları keşfedip özgürce karada konaklayabileceğim tatiller.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar… Manzarası ile büyülendiğim koy sayısı çok fazladır; saymakla bitmez.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Aradığımı bulduğum otelleri beğenirim. Bir otelde karakter, servis, iyi yemek, tesis ve kalite ararım. Rahat, otantik, lüks ama sade otelleri severim. Brezilya, Trancoso’da Uxua, şehir içinde ise Fasano’yu beğeniyorum. Maldivler’de Coco Prive, Meksika’da Otel Esenica, Tulum’da Jashita Hotel, Kankun’da Belmond Maroma, Türkiye’de ise Villa Mahal, D-Maris ve Mandarin Oriental en çok beğendiğim otellerden.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Brezilya’da hala keşfedilmemiş, bakir sahillerin olduğu Trancoso.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Güneş gözlüklerim, rahat şortlarım, laptop ve espadrillerim.
GÜLTEKİN GÜVENSOY
Gültekin Güvensoy Bodrum Casa Costa’nın sahibi Ankaralı iș adamı Gültekin Güvensoy, Türkiye’deki ve Avrupa’daki otelleri değerlendirdi...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Genellikle yaz tatilimi Bodrum’da, teknemle Bodrum’a yakın koylarda ve kendimize ait olan Casa Costa Otel’de geçirmeyi tercih ediyorum. Genellikle gündüzlerimi kendi beachimizde geçiriyorum ama diğer arkadaşlarımızın da beachlerini ziyaret etmekten eksik kalmıyorum. Hepsinin kendine özgü tarzları var, müşterileri var. Misafirler buna göre yönleniyor. Ben kendi işletmemdeki müşteri portföyü, aile ortamı, tüm ailelerinin birlikte yiyip içip eğlendikleri bir mekan yaratmak istiyordum ve bunu başardığımıza inanıyorum. Restoranlar için de aynı şeyleri söyleyebilirim; ne yemek istediğine bağlı olarak müzikli bir yer mi, salaş bir yer mi, meze yemek mi, balık yemek mi, kebap yemek mi? Bunlar için Bodrum’da her şey var, yeter ki siz istediğinizi bilin!
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
En sevdiğim mekanların başında, Fenix, Sait, Eskiyer geliyor.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir
otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Gündüzleri kendi otelimizde ve koylarda tekneyle dolaşıyorum, çok doyduğum zaman evimize çekilip evimizde dinlenmeyi tercih ediyorum.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Cennet ülkemizin güzel koyları saymakla bitmez, her tarafı bir başka güzel. Göcek mi dersin, Cennet Koyu mu dersin, Tavşan Adası mı dersin, Gündoğan Koyu mu dersin her tarafı bir ayrı güzel...
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Otellere gelince ne istediğinize, ne aradığınıza bağlı olarak değişmekle birlikte ben genelde butik otelleri seviyorum. Fakat şunu çok iyi biliyorum ki, Türkiye’deki oteller gibi oteller dünyada, Avrupa’da çok az. Geçenlerde Antalya’da büyük bir otelde kaldım, yedi yıldız bile az gelir.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Yürüyüş kıyafetlerim, spor malzemelerim, şort, tişört, terlik ve gözlük yeterli olur.
bodrum
AYSU YAVUZ
Aysu Yavuz Pimeks Group Genel Koordinatörü Aysu Yavuz bizlere evinin kapılarını açtı... Bodrum’da gerçekleșen keyifli röportajımızda Aysu Yavuz son dönem projelerinden ve tatil tercihlerinden bahsetti...
Y
oğun bir iş temponuz olduğunu biliyoruz. Bu tempo içerisinde yaz tatilinizi nasıl planlıyorsunuz?
Haklısınız, bu yüzden okulların kapanması ile başlayan blok yaz tatilleri sadece çocukluk anılarımda yer alıyor. Bununla beraber iyi tatil, uzun tatil anlamına da gelmiyor benim için. Ailemle ya da yanımda kendimi hep rahat ve mutlu hissettiğim dostlarımla, bana keyif veren bir yerlerde olmak benim iyi tatil tarifim aslında. Bu yüzden tatillerimin niteliği, niceliğinden çok daha önemlidir benim için.
Tatil tercihleriniz daha çok hangi yönde oluyor?
Açıkçası tam bir deniz kızı olduğum için, yaz tatillerinde olabildiğince içinde deniz olan yerleri tercih ediyorum. Dolayısıyla tüm bir yıl yaza dair özlemle beklediğimiz şey, denizde kalmak ve bize keyif veren koylarla özlem gidermek oluyor. Bununla beraber hem dünyanın hem de Türkiye’nin farklı coğrafyalarını ve kültürlerini keşfetmeye bayılıyorum.
İşimi seviyorum ama başka iş yapmam gerekse herhalde Anthony Bourdain gibi yer, içer, gezerdim...
Tatillerde olmazsa olmazlarınız neler?
Fotoğraf makinam ve okuduğum kitaplarım. Tabii vücudumuzun bir uzvu haline geldiği için cep telefonunu hiç söylemiyorum bile...
Fotoğraf merakı nereden geliyor?
Üniversite sürecinde yarı zamanlı çalıştığım bir reklam ajansında fotoğraf merakım başladı. İlk makinamı da o zaman kazandığım paranın tamamıyla almıştım. Halen amatör olarak bu merakım devam ediyor.
Bizi Bodrum’daki evinizde misafir ettiniz. Bodrum tercihinizin bir sebebi var mı?
Bodrum ne istersen sana onu vaat eden bir yer. İster dinlen, ister eğlen. Çocukluğumdan beri geldiğim için de ayrı bir yeri var bende. Okulların kapanması ile birlikte burada düzenimizi kuruyoruz. Ondan sonra işimin durumuna göre ben gidip geliyorum. Bazen de buradaki projelerimiz bahane oluyor,
keyifle inceliyoruz, ancak bazen bulunduğu coğrafyaya hiç yakışmayan projeler ile olmadık malzeme kullanımları bizi çileden çıkartıyor. Hakikaten devlet bir fon ayırsa ya da yasalarla sınırları yeniden çizilse her bir bölgeyi kendi doğası ve kültürel değerleri ışığında projelendiren ve bir standart getiren projelerde seve seve gönüllü olarak çalışırdım.
Gittiğiniz yerlerde sizi etkileyen ve “bu kadarını beklemiyordum” dedirten bir - iki yeri bizimle paylaşır mısınız? böylece buralarda daha çok zaman geçirebiliyorum.
Bodrum’da ne tip projeler yapıyorsunuz?
Mimarisi gereği burada gökdelen yapamıyoruz tabii ki! İyi ki de yapamıyoruz, şakası bile kötü! Pimeks olarak Bodrum’da butik bölümümüz ile nitelikli konut projelerinin alüminyum kapı, pencere sistemlerini ve güneş kırıcılarını yapıyoruz. Harika manzaraları çerçeveleyen dev sürme sistemler, Bodrum mavisi alüminyum kepenkler… Bodrum mimarisine uygun müthiş keyifli işler çıkıyor ortaya.
Son dönemde yaptığınız ve sizi heyecanlandıran bir iki projeyi bizimle paylaşır mısınız?
Bir Richard Meier projesi olan Yalıkavak’taki Berggruen Houses keyifle yaptığımız çok şık bir proje oldu. Yine Yalıkavak, Gündoğan’ın tam karşısında Didim yarımadasına komşu Kaplankaya projesinde cephelerini yaptığımız Six Senses Hotel (eski Canyon Ranch) ve villaların doğrama ve güneş kırıcı sistemleri hem mimarisi hem de kalitesiyle çok iyi bir proje oldu.
Tatilde bile gittiğiniz yerlerde binaların cephe ve doğramalarını inceleyip “bunu biz yapsaydık.” ya da “biz yapsak daha iyisini yapardık.” dediğiniz oluyor mu?
Ah olmaz mı! Bu bir meslek hastalığı... İyi projeleri
Türkiye’de Karadeniz yaylaları. Bulutların üzerinde yürümek, inanılmaz bir bitki örtüsü ile tanışmak ve fırsatını bulduğu her delikten fışkıran sular ile mest olmak isteyenler için mutlaka görülmesi gereken bir cennet parçası. Yurt dışında Innsbruck, Salzburg ve civarı. Genelde kış tatili için tercih ettiğimiz o coğrafyaları hep beyaz bir örtüyle görmüş olduğumuzdan mıdır bilmiyorum, yazın sizi yeşile doyuran iklimi, köylerinin sevimliliği ve keyifli gurme yemek adresleri ile gidilmesini önerebileceğim bir coğrafya.
bodrum
EMİNE, AZRA, DOĞAN TAVȘAN
Doğan Tavşan Ankaralı iș adamı Doğan Tavșan, ailesi ile birlikte bizleri kaldığı otelde karșıladı... Keyifli sohbetimizde Doğan Tavșan, tatil için tercih ettiği mekanları anlatırken tavsiyeler vermeyi de ihmal etmedi...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bizim bu yaz tatilinde rotamız her yıl gitmeye çalıştığımız, ailecek de çok sevdiğimiz Bodrum olacak.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Bodrum Vogue Otel’de tatilimizin büyük bir kısmını geçirdik; özellikle çocuklar için harika bir otel o nedenle çok memnun kaldık. Otelimizin plajından çok memnun olduğumuz için başka plaja gitmedik. Kahvaltı için Asmalı Çardak ve Limon’u tercih ettik; iki mekandan da çok memnun kaldık. Akşam yemekleri için tercih ettiğimiz yerlerden biri, Bodrum’a gelindiğinde mutlaka gidilmesi gereken yerlerden olan Mimoza Gümüşlük. Diğer bir tercihimiz ise canlı müzik eşliğinde muhteşem atmosferiyle Bodrum Marina Yacht Club. Bu mekanları herkese içtenlikle tavsiye ederiz.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Biz 3 yaşında bir kızımız olduğu için onunla birlikte gittiğimiz tatillerde onun da keyifli vakit geçireceği, doya doya eğleneceği otelleri tercih ediyoruz. Bulunduğumuz otelde de gönlümüzce tüm aktivitelere katılıyoruz. Fakat Bodrum gibi, otel dışında da keyifli vakit geçirebileceğimiz bir şehirdeysek ya kahvaltıda ya da akşam yemeklerinde dışarı çıkmayı tercih ediyoruz.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Tekneyle açılıp büyülendiğimiz koylar, Marmaris, Fethiye ve Göcek’te.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Türkiye’de en beğendiğimiz otel Fethiye’deki Hillside oldu;
yurt dışında da Roma’da kaldığımız butik bir otel olan Qt Suits Roma bizi çok etkilemişti.
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Fethiye’deki Kabak Koyu, Kastamonu’daki Gideros Koyu ve Marmaris Bördübet Koyu popüler olmayan fakat gerçekten görülmesi gereken harika yerlerimizden, fırsat bulan herkesin bu koylara gitmesini tavsiye ederim.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Açıkçası tatil valizimizi eşim hazırladığı için ben bu konuda şanslı olan kişilerdenim. Olması gereken her şey var ama mutlaka okumak istediğim bir kitap, kızımı eğlendirebileceğim oyuncaklar ve işleri takip etmek için laptop olur tatil valizimizde.
bodrum
ECE VAHAPOĞLU
Ece Vahapoğlu Ünlü gazeteci, yazar ve sunucu Ece Vahapoğlu’nun tercih ettiği mekanlar tatil planlarınızda sizlere ilham verecek...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bütün sene o kadar yoğun seyahatler ve projelerle geçti ki, yaz tatilimi Bodrum Türkbükü’nde yazlığımda geçirmek istiyorum. Yazlık evde de kalsak her gün farklı beachlere gidip denize giriyoruz, yine hareket oluyor. Arada birkaç günlüğüne Çeşme Alaçatı’ya ve sonra Bozburun’a gideceğim. Ayrıca yazın Tuz Gölü’nde yarı maraton koşacağım yarışa gideceğim.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları… Türkbükü ve Cennet Koyu’nun denizini severim; tertemizdir. Maçakızı, No81 Daze, Mandarin Oriental içinde The Sands eve
yakın sevdiğim beach clublar. Yalıkavak’ta X Beach ve Moon Beach de güzel. Akşam yemeğinde Maçakızı, Fenix, Mufla, Hazine, Marmarina, Mimoza, Limon sevdiğimiz nezih mekanlar…
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Hepsinin ayrı yeri ve zamanı var. Sene içinde hepsini yapıyorum. İşim gereği seyahatler ve otellerde çok vakit geçirmek durumunda kalıyorum. Bu otellerin bazıları gayet keyifli; spa’sıyla, aktivitesiyle hareketli oluyor. Yazın Bodrum’da evimde olmayı ve arabayla oradan istediğim yere hareket etmeyi de tercih ediyorum. En dinlendiren, gürültüden ve insandan uzaklaştıran da tekne tatili. Yakın arkadaşlarımız ve dostlarımızla tekneyle açılmak bize özel oluyor.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Ege, hem Türkiye hem Yunan tarafında, keyifli koyları, durakları ve adalarıyla güzel. İtalya - Yunanistan arasındaki adalar da enfestir.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Bodrum Mandarin Oriental, Golden Key Bördübet, Hillside Beach Club Fethiye, Alavya Alaçatı, Çırağan Sarayı, Floransa’da Relais Santa Croce, İspanya Marbella’da Villa Padierna, NewYork’ta Four Seasons, Avusturya’da Viva Mayr…
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Ben söyleyince popüler oluyor. Soysal medyada ve basında takip edilince gittiğim yerler ilgi çekiyor. O yüzden bizim özel bölgelerimizi paylaşmayayım. Ama Bördübet bölgesi çok hoşuma gider; her yaz senede bir kez giderim.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Koşu ayakkabılarım, spor kıyafetlerim, güneş koruma kremlerim, renkli güneş gözlüklerim, boyundan asılan postacı modeli çantalarım ve kitaplarım…
bodrum
EFE BEZCİ
Efe Bezci Ankara’nın genç ve bașarılı iș adamlarından ve TÜGİAD Yönetim Kurulu Genel Bașkan Yardımcısı Efe Bezci, iș performansında tatillerin büyük rolü olduğunu söyledi. Bezci’ye göre doğru tatil iș stresinden kurtulup dinlenme sağlarken aynı zamanda yenilenmek için de önemli bir fırsat sunuyor.
H
ayatın koşturmasına yaz tatiliyle içlerimizi ısıtacak bir mola veriyoruz… Bu yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Özellikle kış aylarında çok yoğun iş temposu içindeyiz. Öyle ki bazı günler nefes alacak zaman bulamıyoruz. Biliyorsunuz yaz ayları Ankara’da iş dünyası durma noktasına geliyor ve biz de bu dinginlikten yararlanarak soluğu tatil yörelerinde alıyoruz. Benim rotam ağırlıklı olarak Bodrum. Bodrum’un bende apayrı bir yeri var; kendimi en fazla burada dinlenmiş hissediyorum. Yaz
aylarında Fransa ve İtalya gibi Avrupa’nın Akdeniz’e kıyı ülkeleri de sıklıkla uğrak yerlerim oluyor. Ayrıca İngiltere de, hem iş hem tatil için vazgeçemediğim ve çok sık gittiğim destinasyonlar arasında yer alıyor.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları nereler?
Şüphesiz Bodrum plajları. Buradaki tüm koylarda pırıl pırıl denizin duruluğu, serinliği başka hiçbir yerde yok. Bodrum’a yatırım yapma kararımızda da bu güzelliklere sahip çıkma, 50 yıllık tecrübemizi bu doğa harikası ile nezih bir ortamda buluşturma arzusu var.
Ankara’nın çok sayıda noktasında imzası olan BESA Grup, Bodrum’da nasıl bir projeye hazırlanıyor?
Bodrum’da hayata geçireceğimiz proje için son aşamaya geldik. Villa, rezidans ve otelden oluşacak projemiz, Bodrum’un en güzel yerlerinden Türkbükü-Küçükbük’de yer alıyor. Tüm evlerin denizle iç içe olacağı, 1,2 kilometrelik sahil şeridiyle de ayrıcalıklı tatil keyfi sunacak projemizde Bodrum’u ve Ege sahillerini BESA kalitesiyle tanıştıracağız.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Tatil benim için dinlenme ve yenilenme demek. Kendimi denizin ortasında teknede kimi zaman serin sulara atlayıp kimi zaman jet ski, kimi zaman wakeboard yapıp bazen de sadece dalga sesleri ile gökyüzüne dakikalarca odaklamakla yenilenmiş hissediyorum. Favorim Türkbükü-Küçükbük. Bir yarımadada turizme yeni değer katacağımız için çok heyecanlıyım.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Hilton’un hizmet anlayışı ve kalitesi beni etkiliyor. Yurt dışındaki butik otelleri de seviyorum.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Evet; denizi, kumsalı sessizlik ve doğa örtüsü ile dünyada eşsiz o kadar bakir koyumuz var ki... Özellikle, Bodrum’un güney kıyılarının yat turizmi açısından geleceği çok parlak.
bodrum
FERYAL GÜLMAN
Feryal Gülman Cemiyet hayatının gözde ismi Ferya Gülman’a tatil tercihleriyle ilgili merak ettiklerimizi sorduk...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz Bodrum ve Güney Fransa’da olacağım. Mutlaka birkaç günlüğüne de çok sevdiğim Cunda Adası’na gideceğim.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Güney Fransa’da Monte Carlo ve St.Tropez’i seviyorum. Plajlar keyifli ama deniz asla bizim denizimizle mukayese edilmez.
Mougins ve Saint Poul Devincent’de çok sevdiğim restoranlar var.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Ben yazlık ev konseptinden çok gezmeyi seviyorum. Teknede ise sadece 1 hafta geçirebilirim. Farklı tatil beldelerine kısa süreli kaçışları seviyorum.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Marmaris civarına ve koylarına tekneyle açılmayı çok seviyorum. Bizim denizlerimiz tekne için çok keyifli gerçekten.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Dünyada en sevdiğim otel konseptleri Afrika’da Lodge’lar ve Hindistan otelleri. Elbette Uzak Doğu’da da güzel oteller var. Aman Resort’un konseptini seviyorum.
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Tanzanya’da safari ve deniz ayrı ayrı gidilecek iki adres olduğu için güzel; İstanbul’dan direk uçakla da yakın, tavsiye ederim. Gitmişken Kenya da görülmeli ama ben Afrika’yı çok seviyorum. Herkes aynı şekilde sever mi bilemiyorum...
Tatil valizinizin olmazsa olmazları... Güneş koruyucularım…
bodrum
ZEYNEP, HATİCE - ERDİNÇ FIRAT
Hatice Fırat
B
Hatice - Erdinç Fırat çiftiyle Bodrum’da buluștuk... İște samimi röportajımızın detayları... u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz programımda, Azmak Çayı kenarında kurulu sakin ve şirin yerlerden Akyaka, Datça Palmutbükü ve Fethiye Faralya köyü planlarım arasında. Özellikle Faralya köyündeki butik oteller favorilerimden...
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Alternatif tatil seçenekleri de dahil olmak üzere her şey dahil sistemler, paket geziler ve turlar insanları monoton bir tatil anlayışına yönlendiriyor. Ben şahsen günlük iş ve hayat temposunun yorgunluğunu, bireysel isteklerimi karşılayabilecek bir tatil anlayışını otellerde bulamıyorum.
Otel odasında yeme, içme, aktivite saatlerini takip ederek zaman öldürmek bana göre değil. Evi tercih etmemdeki en önemli etken bana özgü, kişisel isteklerim doğrultusunda, saat sınırlaması olmadan hareket edebildiğim, sevdiklerimi misafir edebildiğim bir ortam olması. Sundance Residence bu rahatlığı fazlasıyla sunuyor... Güneş, kum, deniz, huzur daha ne olsun!..
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan b.ir tatil bölgesi? Benim bu yıl İrlanda’ya gitme fırsatım oldu. Araba kiralayıp bir uçtan bir uca gezdim. Avrupa’dan çok farklı buldum İrlanda’yı. Yeşilin ve mavinin bütün tonları var. Özellikle Glendalough’da yer alan Wiclow Mountains National Park bence görülmesi gereken yerler arasında ilk sırada.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları... Kitaplarım, tabletim ve alerji ilaçlarım.
İlkem Söylemez Topçuoğlu Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden İlkem Söylemez Topçuoğlu, Bodrum’dan vazgeçemediğini vurgularken tatil tercihlerinden bahsetti...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Yazın favorimiz Bodrum. Onun dışında başta Mikonos ve diğer Yunan Adaları yine gidebileceğimiz en güzel yerlerden.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Bodrum’da yapacak çok şey var. Denizi, havası, koyları bambaşka, en güzel restoranlar, barlar burada. O günkü modumuza göre her gün farklı bir şey yapabiliyoruz, seçenek çok. Mikonos da bana göre yazın gidilebilecek en iyi alternatiflerden. Hem çok yakın hem de Yunan kültürünü çok seviyoruz. Çok kaliteli beachler ve restoranlar görebiliyoruz. Aynı zamanda tarihi dokusunu da bozmadıkları için kendine has bir havası var ve o da bize gerçekten keyif veriyor.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
İki tane küçük çocuğumuz olduğu için şu anda bize göre en rahat tatil yazlığımızda vakit geçirdiğimiz tatil oluyor. Dostlarımızı ve ailemizi de çok sık evimizde ağırlıyoruz.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Bodrum’un ve Marmaris’in tüm koyları gerçekten büyüleyici. Özellikle Bozburun ve Selimiye çok sık gittiğimiz koylardan.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Türkiye’de en beğendiğim otel, D-Maris; plajı muhteşem. Umarım kalitesini de hiçbir zaman bozmaz. Monaco’da Hotel Hermitage, Cannes’ta ise Martinez Otel yine yaz için güzel seçenekler.
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Patmos ve Leros çok şirin iki küçük ada. Keşfetmeyenler için güzel alternatif olabilir.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Hasır şapkalar, sandaletler, güneş gözlükleri ve renkli plaj kıyafetleri olmazsa olmazlarımdan.
bodrum
META AKKUȘ
Meta Akkuş Ünlü yönetmen ve reklamcı Meta Akkuș, Bodrum röportajımızda su sporlarına olan ilgisi ve hız tutkusundan bahsetti...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz Bodrum’u daha iyi tanıyarak onunla resmen aşk yaşıyorum, tatilimi böyle devam ettirmeyi planlıyorum.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Yalıkavak Palmarina’nın keyfine doyamadım. Zuma Nikki Beach, Moon Beach ve tabii ki Gümüşlük favori mekanlarım oldu.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Hepsinin birbirinden ayrı tadı var. Elbette aktivite dolu tatilleri seviyorum. Değişik insanlar tanıyabileceğim ve bulunduğum şehri keşfedebileceğim tatilleri seviyorum. Aksiyonu bol olan yani! Teknede bir tatil geçirme kısmetimiz oldu bu defa ve hem denizi hem de dilediğimizde karayı aynı anda özgürce yaşayabildim.
214 magdergi.com.tr
Ama tabii ki özgürce hareket edebileceğim tatiller bana daha çok haz verendir.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar… Açık denizin uçsuz bucaksızlığı beni en çok etkileyen şey oldu... Su sporları, jet ski ile hız yapmak muhteşemdi.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller… Cote d’azur de Hotel de Cap en çok beğendiğim oteldir.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Filipin Adaları muhteşem! Sessiz, sakin ve doğanın en temiz hallerinin sizi kucakladığı özgür olduğunuzu hissettiğiniz tatil bölgelerindendir. Yolculuğu biraz uzun ancak, herhangi bir adasına ayak bastığımda mutlu oluyorum. Aslında dünyanın her köşesi mükemmel! Çok seviyorum her yeri çünkü gittiğim her yere kendimi götürüyorum. Ruh halim güzel olduğu için her yerde güzellikler görebiliyorum, bulabiliyorum, yaşayabiliyorum.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları... Mayo ve spor ayakkabılarım.
NUR ATAN DEMİRAĞ
Nur Atan Demirağ Sosyal yașamın ünlü ismi Nur Atan Demirağ Bodrum’da sorularımızı yanıtladı...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Yazları Çeşme’ye ve Bodrum’a gitmeyi çok seviyorum.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Çeşme’de Before Sunset Beach, Kapha Restaurant, gece eğlenmek için Single Fin Yellow sık sık gitmeyi tercih ettiğim yerler... Bodrum’da ise tabii ki Yalıkavak Palmarina favori yerim.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Yazın tekneyle açılıp denizin ortasında olmak her zaman ilk tercihim.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar… Selimiye, Hisarönü Körfezi ve Kleopatra koyu.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Maldivler’de Cheval Blanc, Brezilya’da Rioda Hotel Fasano, Tayland’da Rayavadee Hotel.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Kesinlikle Çin’de Sichuan Province.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Gözlük, kitap ve GoPro benim için olmazsa olmaz...
bodrum
MURAT AYGEN
Murat Aygen Ünlü dizi oyuncusu Murat Aygen ve ailesiyle Bodrum’da keyifli bir röportaj gerçekleștirdik...
H
ayatın koşturmasına yaz tatiliyle içlerimizi ısıtacak bir mola veriyoruz… Bu yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Yaklaşık 1 buçuk senedir Bodrum’da yaşıyoruz. Yarı tatil, yarı iş gibi bir yaşam oldu bizim için. Yazın büyük bir kısmını da burada geçireceğiz. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında en az birer hafta tekneyle açılacağız. Temmuz ve Ağustos rotamız Türkiye’nin Ege kıyıları olacak. Eylül ise karşı adalarda geçecek. Kara yoluyla da her sene yaptığımız bir tur olan Bodrum - Cunda hattını yapacağız.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Elbette olmazsa olmazlarımız var ama keşfetmeyi daha çok seviyoruz. Gözümüze enteresan görünen herhangi bir yere girebiliriz. Bebeğimiz olduğu için eğlence mekanları sesten dolayı çok tercih ettiğimiz yerler arasında değil.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Evimiz denize sıfır olduğu için ve harika bir kumsalı olduğu için öncelikle evi tercih ediyoruz. Çok seçenekli bir yaşam oluyor, istediğimiz her şey, her an elimizin altında oluyor. Tekne çok uzun süreli olmadığı takdirde elbette çok keyif aldığımız şeylerden biri.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Başta Bodrum, Göcek, Marmaris ve Fethiye olmak üzere Ege koyları çok büyüleyici.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Güney Fransa’ın ve İtalya’nın Akdeniz kıyılarındaki butik otellerini çok seviyoruz. Belirli bir otel zincirine bağlı olanları
tercih ediyoruz. İsim vermeyi çok tercih etmiyorum. Türkiye’de ise otelden ziyade evde olmayı tercih ediyoruz.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Kış ve bahar aylarında Bodrum ve Ege kıyıları ile Trabzon’dan başlayarak tüm Doğu Karadeniz. Bodrum’un kışı ve bahar ayları keşfetmeye çok müsait. Zira bu dönemlerini insanlar pek bilmiyor.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Tişört koleksiyonum var ve büyük bir kısmı valizimde olur. Ailecek kristal ve fosil koleksiyoneri de olduğumuz için yanımıza bir miktar obje mutlaka alıyoruz. Gittiğimiz her yeri bizim mekanımıza çeviriyorlar. Kitaplarım ve küçük elektroniklerim de çalışmak ve beslenmek için her zaman valizimdedir.
bodrum
NUSRET CÖMERT
Nusret Cömert Yazarlarımız arasında olan, șık giyimiyle dikkatleri üzerine çeken, Damnus Enerji ve Yatırım A.Ș. Yönetim Kurulu Bașkanı aynı zamanda Energo Windpower Ltd. Yönetim Kurulu Üyesi ve daha birçok mesleki kimliğe sahip olan Nusret Cömert, kendisine en çok keyif veren eğlence mekanlarından bahsetti...
H
ayatın koşturmasına yaz tatiliyle içlerimizi ısıtacak bir mola veriyoruz… Bu yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Öncelikle Bodrum. Bu yıl dünyanın çeşitli ülkelerinde oldukça yoğun seyahat ettim. En son Haziran ayının ilk yarısı ABD ve Karayipler’de iş seyahati ve okul ziyareti ile geçti. Peşinden kendimi İstanbul ve Bodrum’a attım. Temmuz ayının ilk 10 günü yine iş için ABD
218 magdergi.com.tr
ve Karayipler’de olacağım. New York, Boston, New Hampshire ile bazı Karayip ülkelerini ziyaret edeceğim. Bodrum’da bu yaz biraz vakit geçirip keyfini çıkarmayı arzu ediyorum. Aile ziyaretleri için Mersin olmazsa olmaz. Epey spontan yaşayan bir kişi olduğum için her an, her yer olabilir ama gündemimde yine Güney Fransa, Yunanistan ve İsrail Ölü Deniz var.
Bu rotalarda size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Bodrum’da X Beach, Mandarin Oriental’in beach’leri, Zuma Beach çok keyifli. St. Tropez’de Nikki Beach, Halkidiki’nin sade
koyları keyifli. Bodrum’da Fenix ve Türkbükü Miam hem restoran hem bar olarak tercihim. Hazine ve Mandarin Oriental La Suite Lounge Bar ise canlı müziği ile güzel. Monaco’da Alain Ducasse Restaurant, Jimmy’z Club, St. Tropez’de Résidence de la Pinède Restaurant, Biblos Otel’in içerisinde yer alan Les Caves du Roy Club da oldukça güzel.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Zaman zaman kendi başıma kalmayı tercih ediyorsam da aile, arkadaş, dost insanıyım. Denizin ortasında arada bir kalsam da insan seviyorum, sosyalleşmeyi tercih ediyorum. Her ihtiyacın içeride karşılandığı tatil köyü konsepti bana pek uygun değil. Kızım çok küçükken onunla gidiyordum Fethiye Hillside gibi tatil köylerine. Biraz büyüyünce birlikte dünyayı gezmeye başladık; Kuzey Fransa, Kaliforniya, Paris, New York, Bodrum seyahatlerimiz başladı. Bodrum’daki evim bana istediğimde sosyalleşme, istediğimde kendimle baş başa olma imkanı veriyor.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Türkiye’nin insanı büyüleyen pek çok koyu var, özellikle Bodrum, Marmaris ve Fethiye’de. Benim tercihim Gökova, özellikle Çatı Koyları ve Yedi Adalar.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Bence Cennetkoy’da yer alan Mandarin Oriental Bodrum dünyadaki Mandarin otellerinin en iyisi. Tilkicik koyundaki Highlight Otel Bodrum çok keyifli bir butik otel. İstanbul’da Le Meridien ve Four Seasons at the Bosphorus gayet güzel ki bu listeyi uzatmak mümkün. Dünyada ise Monaco’da Hotel de Paris, St. Tropez’de Biblos Otel, Londra’da Lanesborough Otel ve Yeni Delhi’de the Imperial Otel bence özeldirler.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Dünyanın keşfettiği bizim hala pek keşfetmemiş olduğumuz bölge Karayipler. Bununla birlikte dünyayı çokça geziyoruz ama ülkemizin güzelliklerini yeterince keşfetmiyoruz. Ben onu daha fazla yapmayı tavsiye ederim.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Renk renk ayakkabılarım, renk renk pantolonlarım, gömleklerim, mayolarım, şort ve tişörtlerim, güneş gözlüklerim.
bodrum
PERVİN ERSOY
Pervin Ersoy Sosyal yașam ve cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Pervin Ersoy, tatilini Bodrum’daki evinde geçirmeyi tercih ediyor...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz tatili planımda Mikonos ve Çeşme de var. Ağırlıklı olarak Bodrum’dayım ama birer hafta bu iki destinasyona da gideceğim.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Tatil rotalarımda ağırlıklı olan Bodrum olunca en keyif aldığım restoranlar da buradakiler oluyor. Kumsal Balık en çok tercih ettiğim mekan. Onun dışında bu yıl Yalıkavak’ta açılan Hazine ve Gümüşlük Mimoza sevdiğim mekanlardan... Mikonos’ta ise Panarmos en çok gittiğim yer.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Ben yazlık evimde tatil yapmayı seviyorum. Çünkü tekneden daha özgür geliyor bana. Ama arada sağ olsunlar mutlaka arkadaşlarımın teknelerinde de 3-5 gün geçiriyorum. Yunan Adaları’na tekneyle gitmek çok keyifli oluyor. Ev hayatı tabii ki tekne ile kıyaslanınca çocuklarım küçük olduğundan benim için çok daha uygun.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Tekne tatilinde en çok Göcek ve civarındaki koyları beğeniyorum.
220 magdergi.com.tr
Bodrum’daki koylar fazlasıyla kalabalık maalesef. Bir de son zamanlarda koyların yerine minik adalara gidip oraları keşfetmeyi de seviyorum.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Türkiye’de Maxx Royal Kemer ve Maxx Royal Belek benim en çok tercih ettiğim iki otel. Yurt dışında ise daha çok butik otelleri tercih ediyorum. Çünkü inanın yurt dışındaki oteller bizimkilerle yarışamaz. Biz otelcilikte açık ara yurt dışı otellerine fark atmış durumdayız. En iyi oteller bile bizim ayarımızda değil. O yüzden küçük butik otellerden keyif alıyorum, diğerleri çok eski ve bakımsız. Mesela İtalya’daki oteller konforlu bile değil. Bizim İstanbul’dan Antalya’ya kadar tüm otellerimiz hem servis hem hizmet anlayışı hem de temizlik ve kalite yönünden dünya çapının üstünde.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi?
Henüz çok fazla popüler olmamış ama beni şimdiye kadar çok etkileyen tek yer Ravello oldu. Gerçekten insanın ruhunu okşayan, huzur veren bambaşka bir yer... Yaklaşık 2.500 kişinin yaşadığı bir kasaba burası ama gerçekten büyüleyici ve hayallerin rotası gibi.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Tatil valizimin olmazsa olmazları çeşit çeşit terliklerim ve güneş kremlerim. Ayrıca tatilde farklı şapkalar takmaya bayılırım, hatta onlar için özel taşıma çantam bile var, şapkalarım kırılmasın formu bozulmasın diye. Eskiden gittiğim tatillerden 4-5 şapka almadan dönmezdim, şimdi onu bıraktım yerine terlik koleksiyonuna başladım…
SİNAN AKSOY
Sinan Aksoy Eğlence hayatının aranan ișletmecilerinden Sinan Aksoy tatil tercihlerini anlattı...
B mekanları…
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
İş yoğunluğumdan dolayı bütün yaz Bodrum’dayım ama fırsat buldukça Yunan Adaları’na küçük kaçamaklar düşünüyorum.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence
Otellerde kaldığım küçük kaçamakları seviyorum ama ev rahatlığını hiçbir şeye değişmem. Uzun tatillerde kendi kalemin olduğunu bilmek ve tatilimi dilediğim gibi oradan yönetebilmek her daim ilk tercihim.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar…
Aile evimizin de bulunduğu Marmaris Çiftlik Koyu’nun özelliği ve doğası beni her daim büyülüyor.
Genellikle sessiz ve sakin yerlerdeki plajları tercih ediyorum, Bodrum’un küçük el değmemiş koylarında denize giriyorum. Bodrum restoran dolu ama tabii ki Palmarina en zengin opsiyonları sunuyor; Fenix’in enfes yemekleri ve Zuma her zaman bir klasik olarak başı çeker. Eğlenmek isteyen için de son derece uygun olan marinada kapı kapı dolaşıp bir gecede her yeri deneyimleyebiliyorum. Galen Otel ise Türkbükü’ndeki favorim.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi?
Tulum, Dominik Cumhuriyeti.
Türkiye’de en beğendiğim otel, konumu ve efsane misafir anlayışıyla Four Seasons Bosphorus. Bunun yanında stil anlayışı, eşsiz ve dramatik dizaynıyla Delano Hotel Miami’nin üzerine tanımam.
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Mayolarım, terliklerim, takılarım ve tabii ki bronzlaştırıcı güneş kremim.
bodrum
ERHAN - ȘEBNEM BİLGİN
Şebnem Bilgin Șebnem Bilgin, eși ile birlikte kameralarımıza poz verirken merak ettiğimiz soruları yanıtladı...
B
u yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yazın rotası her sene olduğu gibi Bodrum Gündoğan’daki evimiz. Ayrıca 2 - 3 günlüğüne de olsa çok sevdiğimiz Kıbrıs’a da gitmek planlarımız arasında. Kurban Bayramı’nda ise çocuklarımızla beraber yurt dışı tatili planlıyoruz.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları… Bodrum’da severek gittiğimiz Balıkçı Terzi Mustafa, Midyeci Şehmus Usta, Ali Gonca’dır. Biz çocuklarımızla Casa Costa’dan veya kendi sitemizin plajından denize girmeyi tercih ediyoruz. Gece çıkmak içinse Adamik bir Bodrum klasiğidir. Yeni açılan mekanlara gitmeyi severiz. Geçen sene Fenix ve Agency’nin kokteyllerini oldukça başarılı bulmuştuk.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi
222 magdergi.com.tr
planlayabileceğiniz özgür alanınız olan eviniz mi? Bize en keyif veren tatil Bodrum’da evimizde olduğumuz, dostlarımızla akşam yemeklerinde buluştuğumuz ve tabii çocuklarımızın da eğlendiği keyifli olduğu tatil...
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller…
Yurt içinde beğendiğimiz, hizmetlerinden çok memnun ayrıldığımız otel, Maxx Royal Kemer. Göreme Sacred House kış tatili için güzel bir fikir olabilir. Yurt dışında ise Las Vegas Bellagio ve Paris Four Seasons en sevdiğimiz otellerden...
“Herkes mutlaka keşfetmeli.” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Eşimin memleketi olan Artvin Arhavi. Oradaki yayla evleri gerçekten doğası ve insanı ile müthiş, bence herkesin görmesi gereken bir güzellik.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Bizim için en önemli şey rahatlıktır. Bavulumuzu hazırlarken kot şortlar, klasik tişörtler, parmak arası terlikler, güneş gözlükleri ve spor ayakkabılar olmazsa olmazdır.
TUĞÇE - KEMAL İNAL
Tuğçe İnal Dergimizin yazarlarından olan Tuğçe İnal eși ile birlikte kameralarımızın karșısına geçti...
H
ayatın koşturmasına yaz tatiliyle içlerimizi ısıtacak bir mola veriyoruz… Bu yaz tatilinde hangi rotaları tercih edeceksiniz?
Bu yaz Türkiye’de en sevdiğim nokta olan Bodrum’da olacağız. Ege’nin kalbi bence! Hem değişik damak tatları hem koyları hem sükuneti hem de eğlencesi ile vazgeçilmez inci tanemiz Bodrum. Tabii buradan da Yunan Adaları’na geçiş yapacağız.
Bu rotada size en çok keyif veren, plajlar, restoranlar ve eğlence mekanları…
Evimiz Yalıkavak Tilkicik Koyu’nda olduğu için buradaki plajlar en sık gittiğimiz noktalar. Bu sene “Hazine” olan Princess Artemisia’nın plajı en sevdiğim nokta. Onun dışında Akyarlar ve Bitez’in denizi favorim. Gümbet’teki eski Fuga şimdiki Caresse vazgeçilmez noktamız tabii. Yalıkavak Marina’daki Agency evimizin arka bahçesi adeta. Servisi ve müziği ile yıllardır on numara. Yine marinada Fenix bir numaram. Rakı, balık deyince YalIkavak’taki “Eski Yer” en sevdiğimiz restoran. Bohem bir gece için Türkbükü Garo’s yıllardır uğrak noktamız. Ve tabii ki hayatımda yediğim en güzel sufle için Bitez Bağarası Restaurant. Gümüşlük ise başlı başına bir büyü.
Ne tarz bir tatili seviyorsunuz? Tekneyle açılıp denizin ortasında olmak mı? Tüm aktiviteleri bulunduğunuz ortamın içinde yapabileceğiniz bir otel konsepti mi? Yoksa her günü dilediğiniz gibi planlayabileceğiniz
özgür alanınız olan eviniz mi?
Kesinlikle evim. Çok hareketli bir yapım olduğu için bir yere bağlanmak asla bana göre değil. Sıkıntıdan patlıyorum yoksa. Tekne ile açıldığımda sadece denize bağımlı olmak benlik değil. Huzur bulacağıma, kurdeşen döküyorum. Otel tatilini ise zaten sene içinde kış ve bahar mevsiminde ziyadesi ile yapıyoruz. Bu sebepten evim en rahat ettiğim, huzura ve rahatlığa kavuştuğum tek yer.
Tekneyle açıldığınızda sizi manzarasıyla büyüleyen koylar… Tabii ki Göcek.
Türkiye’de ve dünyada en çok beğendiğiniz oteller… Yazlık yerlerden başlarsak; Bodrum’da Caresse, Belek’te Calista, Positano’da Le Sirenuse, Roma’da Hotel Russie ve Londra’da Ritz.
“Herkes mutlaka keşfetmeli” diyebileceğiniz henüz çok fazla popüler olmayan bir tatil bölgesi? Ambergris Caye derim kesinlikle! Orta Amerika’nın şimdilerde parlayan yıldızı. Ancak henüz burayı çok kişi keşfedemediği için oldukça sakin ve doğası hiç bozulmamış. Özellikle dalma gibi bir hobiniz varsa buranın enfes denizinde çok ilginç dünyalar keşfedebilirsiniz. Ayrıca Belize’nin bizden vize istememesi de ayrı bir güzellik.
Tatil valizinizin olmazsa olmazları...
Flip floplar, bikini, şort, tulumlar, mini elbiseler, rengarenk la bambola plaj kıyafetlerim, Holika Holika aloe vera soothing jelim, Ashley Joy saç serim ve güneş gözlüklerim.
davet
Özgür Koldaş’tan Doktorlara Eğitim Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne mezoterapi eğitimi almak için gelen doktorları Özgür Koldaş, kendi kliniğinde ağırladı. Doktorlar böylece klinikte yapılan tüm işlemlerin uygulanmasını da gözlemlediler. Özgür Koldaş, mezoterapi eğitimi almak için Türkiye’nin her yerinden Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ne sertifika programına gelen doktorları kendi kliniğinde ağırladı ve kliniğinde yapılan bütün işlemler konusunda uygulamalı olarak eğitim verdi. Yaklaşık elli doktorun katıldığı eğitim organizasyonunda uygulamalı eğitimin yanı sıra ürün eğitimi de verildi.
224 magdergi.com.tr
ÖZGÜR KOLDAȘ, SEVGİ SOLUK
ağız tadı
Baklava Yiyerek Kilo Verin Aslında herkesin hayali değil mi; hem yiyelim hem de kilo verelim? “Ama nerede...” dediğinizi duyar gibiyim. Bunun doğru olduğunu söyleyenlere inanmanın vakti geldi. Șeker ve yağ kullanmadan hazırladıkları yemekleriyle Bebek’te lezzet tutkunlarıyla bulușan “EatProDiet”tan İlona Levi ile sohbetimizi keyifle okuyacaksınız...
Ç
ıkış noktaları sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenmeyi sürdürülebilir kılmak. Hem cafe hem catering hem de beslenme menüleri şeklinde hizmet veriyorlar ve şu an Türkiye’nin en geniş sağlıklı mutfağına sahipler… Tabii bunun da arkasında uzun süren bir emek yatıyor. Menü içeriklerine gıda mühendisleri, farmakolog, şefler, diyetisyen ve antrenör kurucu ortak Emre Kurubaş karar veriyor. Besin değerleri ölçümü için 1.5 aylık testler yapılıyor. Her şey kendi mutfaklarında hazırlanıyor. Menüde hamburger de var, hünkar beğendi de, baklava da, makarna da... Nasıl mı? Merak ettiklerimi Levi’ye sordum...
Gerçekten şekersiz baklava ve dondurma kilo aldırmıyor mu? Birçok insan ürünlerin şekerli olduğunu iddia eder. Çünkü yedikleri zaman dildeki reseptörler beyine şeker uyarısı verir. Bunu sağlayan Stevia yani bitkisel içinde kimyasal bulunmayan tatlandırıcıdır. Herkes tatlandırıcıya ön yargılı ama Stevia’yı bir araştırsalar yanlış düşündüklerini anlarlar. Tabii ki her saniye bunları yemek ile kilo vermek mümkün değil ama arada vücudu şaşırtmak adına rafine şeker yerine iyi alternatifler. Biz menüye ürünü koyarken besin değeri ve içindekilere dikkat etmenin yanı sıra test ediyoruz. Aksi görülürse menüye eklemiyoruz o nedenle deneyenlerin içi rahat!
Beslenme paketleri ile beslenmek sürdürülebilir bir
yaşam tarzı mı? Çok sık seyahat edenler için önerilerin neler?
Beslenme paketleri sadece diyet ya da spor yapanlar için değil, tüm sağlıklı beslenme alışkanlığı sürecini yaşayanlar için pratik bir yöntem. Sabahtan ne yiyeceğini biliyor olmak ve hazırlamak için zamanla savaş vermiyor olmak bir lüks. Özellikle yoğun çalışanların çok tercih etmesi söz konusu. Beslenme paketleri ile beslenenlerin bunu uzun süre yapabilmesi için EatProDiet, menüsünü her gün yeniliyor ve çeşidi artırıyor. Bugün menüde formülize edilmiş tam 375 çeşit öğün bulunuyor. Bu da tabii müşterilerin sıkılmadan bu sistemde kalmalarını sağlıyor. Daha çok bilgiye ve beslenme paketleri çeşitliliğine web sitemizden de ulaşabilirler.
Zayıflamak için doğru beslenme ve yanlış beslenme örnekleri verir misin?
Zayıflamak için 3 ana 2 ara öğün en idealidir. Aç kalmak çözüm değil. Belli aralıklarla aç kalmaları gerekir. Ani şeker yüklemeleri tehlikelidir. Laktoz şekeri çok tüketiyoruz. Stevia doğal tatlandırıcıyı kullanmakta fayda var. Chia puding, yulaf ezmeli kurabiye yapabilirler. İnsülin değerini artıran ürünlerden kaçınmak gerekir. Acıkma hissetmemek için tam buğdaylı, glutensiz un ile yapılmış ekmekler de menülerde önemli yer tutuyor. Mesela tam buğdaylı makarna da yiyebilirler. Amacımız mideyi yormamak. Akşamları salata yemek doğru değil; akşamları beyaz et, öğlenleri kırmızı et tercih edilmeli. Ara öğünlerde, çiğ kuruyemiş tüketilebilir. Ara öğünleri kaçırınca aşırı açlık hissinden dolayı ne yazık ki akşamları karbonhidrat tüketimi oluyor. Kadınlarda genelde metabolizma hızı 1000-1300 seyrinde. Erkeklerde ise, 1500
üzerinde. Lifli yiyecekler ve proteini fazla besinler tüketmek lazım.
Program kapsamında Uplifers’ın düzenlediği spor etkinlikleri, diyetisyen Zülal Yalçın kontrolünde kendilerine özel olarak hazırlanan ve her sabah evlerine teslim edilen EatProDiet yemekleri ile bireysel koçluk programı içeren Summer Wellness Challenge ile hedefe ulaşacağız. Bu programı yazını en iyi şekilde değerlendirmek isteyenler için uyguluyoruz. Kışın bu kampların devamı ve daha kapsamlıları da geliyor olacak. Burada amaç, aslında kampla zayıflatmak değil, Türkiye’deki her bireye sağlıklı yaşama alışkanlığı kazandırmak. Bu nedenle de spor ve sağlık sektörünü bir araya getiriyoruz.
Son zamanların en çok tercih edilen diyet şekli de haftalık detokslar. Sen ne düşünüyorsun?
Bir gıdaya toleransı artıyor sadece sıvı tüketimli detokslar. Protein alınmaması kas kaybına neden oluyor. Kilo verdiğini zannediyorsun; bir anda 3 kilo gidiyor ama kas ve su gidiyor. Bu da aşırı dirençsizliğe sebep oluyor. İlerleyen yaşlarda da böbrek yetmezliğine kadar gidebilecek bir hataya neden olabiliyor. Zaten tek besinli diyetler çok tehlikeli. Vücut önce kilo vermeye başlar fakat sonra “ben sadece bu besini alıyorum ve bunu stoklamalıyım” diyerek bir anda kilo almaya başlar. Mesela Survivor Adası’nda o kadar aç kalmalarına rağmen kızlar; özellikle Elif, Berna nasıl kilo almaya başladılar? Çünkü bir tek Hindistan cevizi yiyorlar ve vücut onu hapsetmeye başlıyor.
Kampta neler yapacağız?
EatProDiet nasıl ortaya çıktı?
Kurucu ortağımız, dünya fitness model şampiyonu Emre Kurubaş. Yarışmaya hazırlanması 16 ay sürdü. Her ay yüksek protein yemesi gerektiği için ayda 10 bin liralık yemek masrafı oluyordu. Menajeri olarak “gel bunu sağlıklı beslenme öğretisine dönüştürelim” dedim. Ve beraber hem iş modelini hem de mutfak modelini ortaya çıkardık. Sporcuların, diyette zorlanan insanların da fikirlerini aldık, tüm bunların sonucunda hem üretim yapan hem de cafe olarak gelebileceğiniz Bebek’teki merkezimizi yarattık. Bize catering, beslenme hizmeti ve cafe olarak gelebilirler.
Yaptığınız Summer Wellness Challenge’lar ne oluyor? Biraz detay alabilir miyiz?
17 Temmuz- 6 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek olan sağlıklı yaşam kampına, zayıflamak ve forma girmek isteyenleri bekliyoruz!
Günlük kalori ihtiyacı nasıl hesaplanır?
Günlük kalori ihtiyacı kişiden kişiye değişmektedir. Günlük harcanan kalori miktarı tahmini yaparken Harris-Benedict prensibi kullanılmıştır. Bunda en önemli faktörler kişinin kilosu, boyu ve yaşına göre hesaplanan bazal metabolik hıza ilaveten günlük aktivitelerde harcanan enerjiye eşdeğer alınan besin miktarıdır.
•
• Lisya Beauty Bebek’te vücut yağkas oran ölçümleri ile program öncesi ve sonrasını karşılaştırma • Diyetisyen Zülal Yalçın kontrolünde hazırlanan beslenme programı • 21 gün boyunca kapıya teslim, EatProDiet’in 3 ana 2 ara öğün sağlıklı beslenme paketleri • Haftanın 3 günü Uplifers’ın düzenlediği spor etkinlikleri: 1 gün Bebek’te yürüyüş ve kardiyo egzersizleri 1 gün Flex Dedeman’da Pilates (Levent) 1 gün Group Cycle Türkiye’de Cycling Dersi (4. Levent) 7/24 online koçluk desteği
Ketojenik diyet nedir?
Protein ve temiz yağ alımı yapıyorsun ve yağ yakıyorsun. Aslında sporcuların genellikle kullandığı bir yöntem. Kiloyu yağdan vermeni sağlıyor. Bol protein alıyorsun, karbonhidratın az. Kilo başına 1 gram alıyorsun. Mesela omletin üzerine Hindistan cevizi yağı sürüyorum. Ateşe maruz kalan yağ besin değerini kaybettiği için piştikten sonra yağ sürüyoruz. Kadınlarda bazal metabolik hız: 655 + 9.6 X (kg cinsinden ağırlık) + 1.8 X (santim cinsinden boy) - 4.7 X (yaş) Erkeklerde bazal metabolik hız: 66 + 13.7 X (kg cinsinden ağırlık) + 5 X (santim cinsinden boy) - 6.8 X (yaş)
Unsuz Yulaf Ezmeli Cookie • • • • •
290-300 gr yulaf 3-4 yumurta 100 gr takita 50 gr Hindistan cevizi yağı 60 gr Hindistan cevizi tozu
Yulaflar nerdeyse toz haline gelene kadar rondoda cekilir. Yumurta ve tatlandırıcı iyice
çırpılır, ardından Hindistan cevizi tozu ve Hindistan cevizi yağı eklenerek hepsi iyice karıştırılır. Yumurtanın büyüklüğüne göre önce 3, eğer kıvam almazsa 4 yumurta kullanılır. (Ne çok cıvık bir kıvam ne de katı bir kıvamı olması gerekiyor.) Önceden ısıtılmış 170 derece fırında 15-20 dk pişirilir.
Fat Burner Smoothie • • • • • • • •
Yağsız veya laktozsuz yoğurt 200 gr Nane 10 gr Salatalık 30 gr Tarçın 1 gr Zencefil 1 gr Zerdeçal 1 gr Keten tohumu 5 gr Pul biber 2 gr
• •
Limon suyu 15 ml Su 100 ml
Hepsini shakerda karıştırıp içime hazır hale getirebiliriz. Ara öğün olarak kullanılıp yağ yakımını gün içerisinde hızlandırabiliriz.
davet
Ortak Özelliğimiz İnsan Sevgimiz Güldür Güldür programıyla izleyicileri kahkahaya boğan, Her Şey Bu Masada programıyla ise sevenlerini ekranlara kilitleyen Doğa Rutkay Kamal ve gazeteci yazar, şimdilerin sosyal medyada en çok takip edilen isimlerinden olan Kerimcan Kamal Ankaralılara unutamayacakları bir gün yaşattı.
DOĞA RUTKAY KAMAL, KERİMCAN KAMAL
228 magdergi.com.tr
Panora AVM’de gerçekleştirdikleri söyleşide kendileri ve özel hayatları ile ilgili merak edilen soruları yanıtlayan ikili, bol kahkahalı bir güne imza attı. Ankaralı ünlü oyuncu ve programcı Doğa Rutkay’ı ailesi ve ilkokul öğretmenleri bu özel günde yalnız bırakmadı. “Rutkay Aziz’in kızı olduğum için herkes beni eleştirdi ve onun torpili ile bir yerlere geldiğimi söyledi. Kimseye kızmadım herkese saygı duydum.” diyen Doğa Rutkay, memleketine gelmenin avantajını yaşadığını vurgulayarak ailesi ile sahneden selamlaştı. “Mutluluğun kaynağı önce aile ve Doğa benim için.” diyen Kerimcan Kamal’a söyleşiye katılan ziyaretçiler tezahürat yaparak şarkı söyletmeye çalıştı.
röportaj
DOĞA RUTKAY KAMAL, KERİMCAN KAMAL
Vay Vay İkili İle Çok Özel Șu sıralar sosyal medyanın en çok sevilen çiftleri arasında olan Doğa Rutkay Kamal ve Kerimcan Kamal çifti ile söyleși için geldikleri Panora AVM’de sıcacık bir sohbet gerçekleștirdik.
A 230 magdergi.com.tr
nkara’yı ve Ankaralı olmayı bir Ankaralı olarak sizden dinleyebilir miyiz? Doğa Rutkay Kamal: Ankara benim için çok özel; bana doğru, dürüst ve samimi olmayı öğretti. Ankaralı olmak ayrıcalıktır. Ailem burada, öğretmenlerim burada. Hatta beni bugün izlemeye de geldiler sağ olsunlar.
Hala ilkokul öğretmenlerimle görüşüyorum. Ankara, benim çocukluğum, gençliğim…
Siz de uzun yıllar habercilik kariyeriniz ile ilgili Ankara’da bulundunuz. Siz neler düşünüyorsunuz Ankara hakkında? Kerimcan Kamal: Ben tabii Ankara’nın daha soğuk ve gri yüzü ile karşılaştım. Bana Doğa’ya geldiği kadar sıcak gelmez Ankara, benim için daha soğuktur.
“Güldür Güldür” ile izleyicileri kahkahaya boğuyorsunuz. Zor bir tempo hem “Her Şey Bu Masada” programı hem sahne. Nasıl yetişiyorsunuz?
Doğa Rutkay Kamal: “Güldür Güldür” benim için yeri çok ayrı olan bir proje. Ekibimiz şahane her şeyden önce. Bazen çok yoruluyoruz ama bir taraftan çok eğleniyoruz. Sevdiğiniz işi yapınca da çok iş gibi görmüyorsunuz. “Güldür Güldür”de ekip değişirse ben de bırakırım ama şu an için öyle bir şey yok. Bir sezon daha izleyicilerimiz ile birlikte olacağız gibi duruyor. “Her şey Bu Masada” ise benim için ayrı bir tat. Çok kıymetli isimleri ağırlıyorum ve mutlulukla yapıyorum o yüzden de enerjim hep yüksek. Normalde de çok enerji doluyumdur.
KAFA dergisi ile her ay yazılarınız buluşuyor. “Güzel Kaybedenler” kitabı nasıl ortaya çıktı? KAFA dergisi ile yollarınız nasıl kesişti?
Kerimcan Kamal: “Güzel Kaybedenler” fikri yazılarımın derlemesi fikri ile ortaya çıktı. O konuda da Doğa hep destekçim oldu. Sosyal medyada yazılarımı yayınlayabileceğimi gördüm ve orada ilerlerken Doğa neden kitap yazmadığımı sordu? Doğan Kitap da bu çağrısını duymuş olacak ki sağ olsunlar Doğa ile iş birliği yaparak bu konuda baskı yaptılar ve sonuç “Güzel Kaybedenler”. KAFA Dergisi ile de yollarımız Metin Uca sayesinde kesişti. Metin Abi benim gazetecilik yıllarından beri çok sevdiğim, örnek aldığım, idolüm dediğim kişidir. Ailecek de sık sık görüşürüz. Metin Abi ile bir gün otururken KAFA’da yazmaya başlıyorum sen de yazsana dedi. Sonra, gazeteci dostum KAFA Dergi’sinin sahibi Candaş Tolga Işık ile yollarımız öyle kesişti. Yazıyoruz, çiziyoruz bir şeyler…
Tiyatrocu bir babanın kızı olarak siz de tiyatroya gönül verdiniz. Siz yeteneğinizi nasıl keşfettiniz? Tiyatro serüveniniz nasıl başladı?
Doğa Rutkay Kamal: Tiyatrocu bir babanın kızı olarak yeteneğimi keşfetmem çok uzun zaman almadı ancak çoğu insan bana “Rutkay Aziz’in kızı. Onun sayesinde bir yerlere geldi.” gözüyle baktı. Asla eleştirmedim, yargılamadım o insanları... Belki burada da böyle düşünenler vardır, saygı duyuyorum. Ben yıllarca bu durumu sorun haline getirdim aslında ama bu bir taraftan çok büyük sorumluluk... Rutkay Aziz’in kızıyım, herkes aynı lezzeti bulmak istiyor. Kendi içimde savaşırken sonra bununla savaşmadan barışmam gerektiğini gördüm. Ve evet “Ben Rutkay Aziz’in kızıyım. Bu bir avantaj. Neler öğrenebilirim bundan sonra?” dedim kendime. Tiyatro serüvenimin nasıl başladığını öğretmenlerime sormak lazım. Nasıl keşfettiniz beni? Çocukluğum sahnede geçti ve sahne benim için “kendim olduğum yer”...
Haberci kimliğiniz ile yıllarca sizi ekranda izledik. Bodrum Masalı dizisi ile de bambaşka bir Kerimcan Kamal ile tanıştık. Oyunculuk size kendinizi nasıl hissettirdi? Yeni projeleriniz olacak mı?
Kerimcan Kamal: Ben oyuncu değilim öncelikle bunu söylemeliyim. Senarist torpili ile girdim diziye. Nejat İşler’in Bodrum Masalı dizisine başladığı dönemde yanına bir karakter daha yazılmıştı. Dizinin senaristi Başar Başaran çok eski bir dostumdur. Telefon açtı ve “abi Nejat diziye başlıyor, yanına yazısı kuvvetli bir karakter yazıyoruz”. “Çok güzel” dedim. “Abi o sensin” dedi. Bodrum Masalı fikri böyle başladı. Doğa oyunculuk konusunda beni yönlendiriyor. İleride başka projeler olur mu, kısmet diyelim.
Sizi yeni sezonda bir dizide görecek miyiz?
Doğa Rutkay Kamal: Şu anda bir dizi projemiz yok. “Güldür Güldür” çok güzel gidiyor. Muhteşem bir ekip. Ekibimiz ile bir sezon daha ekranda olacağız.
En çok merak edilen sorulardan biri; Doğa Hanım neden şarkı söylemenizi istemiyor?
Kerimcan Kamal: Doğa’nın sesi çok güzel; belli etmiyor ama o daha güzel
Doğa Rutkay Kamal “Rutkay Aziz’in kızı olduğum için herkes gayret etmediğimi torpille bugünlere geldiğimi düşündü.”
röportaj
şarkı söylüyor. O evde hep şarkı söylerken “ona eşlik edebilir miyim acaba?” fikri ile çıktı bu durum.
Peki burada birlikte bir parça seslendirmenizi istesek. İkinizin de sesi çok güzel biliyoruz. İzleyicilerimize hatıra videosu olsa?
Doğa Rutkay: Yok hayır mümkün değil, çok teşekkür ederim ama ben şarkıcı değilim, o başka bir yetenek. İleride bir gün bir proje için, sebebi olan bir şey için söyleyebilirim ama bu kadar insanın önünde utanırım söyleyemem.
Festival tadında bir düğününüz oldu... Rahmetli Tarık Akan davul bile çalmıştı. Birbirinizle kollarınız nasıl kesişti? Doğa Rutkay Kamal: Rahmetli Tarık Akan abim onu da buradan saygı ve sevgi ile anıyorum. Aslında yeni kesişmedi yollarımız. Çok uzun yıllar öncesinde dayanıyor tanışıklığımız. Sen anlat Kerimcan nasıl tanıştık? Kerimcan Kamal: Televizyon programı yapmış olduğum dönemde uçakta İstanbul’a dönerken dergide Doğa’nın röportajını gördüm. Doğa bizde program yapsa ne iyi olur diye düşünürken tanıştık. Ama yollarımız yıllar sonra, yaklaşık 10 yıl sonra kesiştiğinde böyle bir ilişki oldu. O zaman programı evleniriz fikri ile teklif etmemiştim.
Sizin o şairane ruhunuzu biraz da Ankaralılar ile paylaşmak isteriz. Doğa Hanım’ı üç kelime ile anlatsanız nasıl anlatırdınız?
Kerimcan Kamal: Onu üç kelimeye sığdıramam mümkün değil… Üç kelime ile tarif etmek zor ama çok şefkatli, vicdanlı ve cana yakın…
Kerimcan Kamal’ın kitabında bahsettiği ve teşekkür ettiği gibi yol gösteren bir yönünüz var anladığımız kadarıyla. Hep böyle misinizdir? Arkadaşlarınıza ve ailenize rehberlik eden hep siz mi olursunuz?
Doğa Rutkay Kamal: Yol gösteren bir yönüm var mı bilmiyorum, bunu Kerimcan’a sormak gerekli. Sadece kendi gözlemlerimi paylaşırım ben ama o bunu öyle değerlendiriyorsa ne mutlu bana...
Rehberlik demişken sizin rehberliklerinizden bahsetmeden olmazdı. Üniversite yıllarında rehberlik ve metin yazarlığı yaptınız. Sonrasında da ekran maceranız başladı. Sizin gibi habercilere ihtiyacımız var neden devam etmediniz?
Kerimcan Kamal: Kekeme oldum çünkü… Almanca da lise eğitimim sırasında öğrendiğim şeyler arasındaydı. Bu vesile ile rehberlik ettiğim bir kafileyle İstanbul’un tarihini yerlerini gezerken bir satıcı çocuk kafileye musallat oldu. Çocukla konuşup uzaklaştırmaya çalışırken bir anda kalabalıklaştılar. Sonra bir baktım kekeme olmuşum. Tabii o gün ara vermek zorunda kaldım ama sonra devam ettim rehberlik hayatıma.
Kendinizi nasıl biri olarak tanımlarsınız? Sizi en çok ne sinirlendirir? En çok neden mutlu olursunuz?
Kerimcan Kamal: “Doğa’ya 10 yıl önce program teklif ederken bir gün evleniriz diye teklif etmemiştim.”
Siz Kerimcan Bey’i tarif etseniz üç kelime ile…
Doğa Rutkay Kamal: Özverili, saygılı ve empati yeteneği çok yüksek.
Çok yoğun bir temponuz var bu tempoda kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz? Nasıl bu kadar enerjik olabiliyorsunuz? Ben kendimi bildim bileli hep böyle enerji doluydum, hiç duramazdım yerimde… Her zaman iyi ve pozitif enerjiye inandığım için ama bir taraftansa işimi çok sevdiğimden herhalde mutlulukla uyanıyorum ve öyle yaşıyorum.
“Bütün hır gürün içerisinde bir an olsun mutlu olmak için kahramanca savaşıyoruz.” Bu mutluluk savaşlarında sizi gülümseten şeyler neler? Kerimcan Kamal: Doğa… Her şey bir yana ben bu hayatta her şeyden çok aileye önem veririm. Koşulsuz mutluluğun sırrı da benim için aile gibi geliyor.
Doğa Rutkay Kamal: Kendimi enerjisi yüksek biri olarak tanımlarım. Her zaman iyi bir insan olmaya çalıştım. En çok sinirlendiğim şey ise bekletilmek. Beklemeye tahammülüm yok. Ben çok erkenden hazırlandığım için beklemek benim için çok sinir bozucu oluyor. Bir de tabii saygısızlığı asla hoş göremiyorum.
Sahiden hep izlediğimiz gibi her an neşeli misinizdir? Sizi en çok sinirlendiren şey nedir?
Kerimcan Kamal: Çok net bir şekilde saygısızlığa asla tahammülüm yok. Bir tek kendime gösterilen saygısızlığa da değil, etrafımda gösterilen saygısızlığa da tahammül edemiyorum.
Belki çok kez karşınıza çıkan bir sorudur, ancak süper kahraman olmak isteseniz hangisi olurdunuz ya da yeni bir süper kahraman yaratılacak olsa ve o siz olsanız nasıl özellikleriniz olsun isterdiniz?
Doğa Rutkay Kamal: Herkese iyilik saçan biri olmak isterdim. Tinker Bell mesela… Kerimcan Kamal: Superman fikri ilk başlarda kusursuzluk fikri ile ortaya çıktı. Sonraları bakıldı ki defolu olması gereken bazı noktalar var. Superman mesele asla defoları olmayan kusursuz imajı çizen bir süper kahraman o yüzden ben örümcek adam olmak isterdim herhalde. Neden derseniz; örümcek adam kendi kusurlarının farkında olan ve kendisi ile dalga geçebilen bir karakter. Röportaj: Dilara Ertürk
232 magdergi.com.tr
davet
Uluslararası İyi Yaşam Günü ZEYNEP ULUĞ
Dünya üzerinde 7 kıta 100 ülkede ve 4.000’den fazla destinasyonda kutlanan “Uluslararası İyi Yaşam Günü” daha sağlıklı olmak, daha iyi görünmek, bedensel ve ruhsal olarak iyi yaşamak isteyenlerin önderliğinde tüm dünyaya yayılmaya devam ediyor.
OYA DEMİRKOL
Bu sene 5.kez kutlanan “Global Wellness Day”i sınırların ötesinde bir harekete dönüştürmek için gerekli çalışmalar, kapsamlı bir şekilde devam ederken, JW Marriott Ankara da o güne özel hazırladığı etkinlikle iyi yaşama “evet” dedi. Karma’nın yemyeşil çimlerle kaplı bahçesinde düzenlenen etkinlikte, pilates, yoga, spinning gibi spor aktivitelerin yanı sıra; Uzman Diyetisyen Merve Tığlı da “Yaza az kaldı, ne yapmalı?” konulu workshop ile yaz aylarında sağlıklı beslenmeye ve formda kalmaya yardımcı olacak beslenme tüyoları verdikten sonra sağlıklı atıştırmalıkların yemek tariflerini de katılımcılarla paylaştı. “Dik Dur!” söyleyişinde ise, Yrd.Doç. Fizyoterapist Gamze Şenbursa postürü tehlikeye atan hatalardan, postür kaslarından ve basit değişikliklerle postürün nasıl düzeltilebileceğinden bahsetti.
234 magdergi.com.tr
MERVE TIĞLI ÇIKAR
ELİF ÇANKAYA
BAȘAK MEMİȘOĞLU
SEÇİL UZUNÇAKMAK
davet
GİZEM KOÇVER
ASLI GİZEM GARİP
JW Marriott șeflerinden sağlıklı atıștırmalıklar ve smoothie tarifleri, ekspres bakımlar ve daha pek çok workshop programıyla “İyi Yașam Günü”nü kutlayan katılımcılar JW Marriott Ankara’da renkli ve eğlenceli bir gün geçirdi.
SUNA SÖNMEZ
DUHAN NALBANTOĞLU
EYLÜL ALTAN
ELİF ȘAFAK
MELİKE SU UZUN
lası için Daha faz om/online i.c magderg
SUDE SÖNMEZ
FATMA SAK
DAMLA TOKSÖZ
gezi
Şehir Tutkunu Çocuklu Aileler İçin Londra Gezi Notları Londra seyahatim boyunca gezmeye fırsat bulduğum birbirinden güzel yerler umarım sizlerin tatil planları için de ilham olur… Eğer siz de ailenizle birlikte sanatın, doğanın ve eğlencenin bir arada olduğu bir tatil yapmak istiyorsanız, Londra tüm beklentilerinizi karșılayacaktır… 238 magdergi.com.tr
İ
ngiltere ve Birleşik Krallık’ın başkenti olan Londra’da gezilecek ve görülecek o kadar çok yer var ki… Genel izlenimim kesinlikle görülmeye değer bir şehir olduğu. Özellikle çocuğuyla birlikte seyahat düşünenler için, Londra, keyifle ve rahatlıkla gezilebilecek yerlerden biri... Şehrin her köşesi ailecek yapılabilecek çeşitli aktivitelerle dolu. Bunca seçeneğin arasından zevkinize ve zamanınıza göre gezip görmek istediğiniz yerleri belirleyebilirsiniz. Ortalama 3,5 saatlik bir uçuşun sonunda Londra’ya varıyorsunuz. Saat farkı olarak bizden 2 saat gerideler. Havaalanından Londra’ya hızlı trenle kolayca ulaşabilirsiniz. Otobüs ve taksi alternatifleri de var, fakat trenin çocuklu aileler için rahat bir seçenek olduğunu söyleyebilirim. Biz Londra’da inanılmaz sıcak bir havaya denk gelip otobüslerde ve birçok metroda klima olmamasından dolayı rahatsız olsak da burası genellikle yıl boyu yağış görülen bir şehir. Bu sebeple yaz dönemleri özellikle çocuklarla gezmek için daha uygun zamanlar diyebilirim. Yanınıza mutlaka kat
kat giyip çıkarabileceğiniz kıyafetler ve şemsiye almalısınız. Aniden yağan yağmuru ile ünlü bu şehre gitmeden bebek arabanızın yağmurluğunu da almayı unutmayın. İngiltere’de trafik soldan aktığı için karşıdan karşıya geçerken dikkatli olmanızda fayda var. Prizleri bizimkilerden farklı olduğundan bunun için çevirici bir alet götürebilir veya otelinizden temin edebilirsiniz. Metroyu kullanacaksanız kalacağınız süreye göre bir metro kartı satın alırsanız çok daha avantajlı oluyor. Çocuklu aileler için Londra’yı kısaca özetleyecek olursam şehrin dört bir yanında bulunan yemyeşil parklardan başlayabilirim. Hem şehir gezinize mola vermek için keyifli bir alternatif oluyor hem de çocuklarınız doğada, çimlerin üzerinde saatlerce vakit geçirebiliyorsunuz. Şehirde sokaklar tertemiz ve kaldırımlar puset ile gezmek için oldukça elverişli. Metro ile istediğiniz her yere gidebiliyorsunuz. Oldukça geniş bir metro ağı var. Metroda asansör olmayan yerlerde puset taşımak zor olsa da mutlaka yardımınıza koşan biri beliriveriyor. Otobüslere pusetlerle binmek çok kolay. Bunun için ayrılmış özel bir alan var. Taksiye binmek isterseniz de yine pusetle binmeniz çok rahat oluyor. Hemen hemen tüm restoranlarda bebek sandalyesi bulunuyor ve çocuklarınızla
gezi
her yere rahatlıkla gidebiliyorsunuz. Kimse sizi çocuğunuzla geldiğiniz için yadırgamıyor. Çoğu restoranda çocuk menüsü bulunuyor. Yerel marketleri de yiyecek alışverişi için bol seçeneğe sahip. Şehrin her yerinde çocuklar için sayısız atraksiyon bulunuyor; kendinize uygun bir atraksiyon bulamamanız olanaksız. Birçok çocuklu aile için dünyanın en eski hayvanat bahçesi olan Londra Hayvanat Bahçesi gezip görülecek yerler arasında ilk sırada yer alsa da ben hayvanları daha çok doğal ortamlarında tanımaktan yana olduğum için oraya gitmeyi tercih etmedim. Benim gibi hayvanat bahçelerinden hoşlanmayanlar için St. James Park kesinlikle doğru adres. Burada ördekleri, pelikanları ve sincapları izleyebilir hatta onları ellerinizle besleyebilirsiniz. Hyde Park ise yine ailece zaman geçirmekten keyif alacağınız, içerisinde kafelerin, oyun alanlarının, yapay göllerin, heykellerin ve anıtların bulunduğu şehrin en büyük parkı. Peter Pan sevenler, burada Peter Pan heykelini ziyaret edebilir. Parkta dört bir yanda spor yapan, dinlenen, çocuklarıyla zaman geçiren, bisiklet ve ata binen insanlar görebilirsiniz. İçerisinde Lady Diana anısına yapılmış bir de şelale var. İnsanların özgür olarak tartıştıkları bir konuşma köşesi olan Speakers köşesi, Kensington Sarayı ve Royal Albert Hall’da Hyde Park’ın içinde bulunuyor. Merkezde olduğu için de birçok yere yürüme mesafesinde bulunuyor. Çocuklu aileler için şehrin merkezinde gidilebilecek yerlerin başında Thames Nehri’nin kenarında eğlenceli bir dönmedolap olan “London Eye” ve hemen yakınında bulunan
240 magdergi.com.tr
“London Aquarium” yer alıyor. Thames Nehri kıyısında çocuklarla yürümek de oldukça zevkli. Londra denilince ilk akla gelen kırmızı nostaljik telefon kulübelerinden ve hemen yer yerde görebileceğiniz kırmızı otobüslerden bahsetmeden olmaz. Trafiğin az olduğu saatlerde bu otobüslerden biri ile şehri dolaşabilirsiniz.
Londra’da müzeler çocuklarla gezmek için oldukça uygun. Leicester Square tarafını gezerseniz çocuklarınızın çok seveceği M&M ve Lego mağazasına uğramadan dönmeyin. Eskiden sebze ve çiçek pazarı olan Covent Garden’da güzel kafeler ve dükkanlar ile dolu. Ayrıca burada çeşitli sokak gösterilerini de izleyebilirsiniz. Londra aynı zamanda kitapçılar, müzikaller, tiyatrolar ve müzelerle dolu bir şehir. Biz “Natural History Museum”ı çok beğendik. Her yaştan kişinin ilgisini çekeceğini düşündüğüm bu müzede, dünyanın oluşumu, dinazorlar, çeşitli hayvanlar ve daha birçok şey hakkında bilgi sahibi olabilirsiniz. Alya için biraz erken olsa da içeride gezerken etrafa hayranlık ve
şaşkınlık dolu bakışlarından ve verdiği tepkilerden algılarının açıldığını hissedebiliyordum. Genelde Londra’da müzeler çocuklarla gezmek için oldukça uygun. İçeride çocuklar için tasarlanmış özel oyun alanları da bulunuyor. Biz Alya için kitapçılardan Londra ile ilgili eğlenceli kitaplar aldık. Gittiğinizde bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim. Tower Bridge, Tower of London, Big Ben, Borough Market, Madame Tussaud’s, Sherlock Holmes, Buckingham Sarayı, Oxford Caddesi, Piccadilly Circus, Soho, Chinatown ve birbirinden ünlü markaları bulabileceğiniz Harrods mağazası da gezilebilecek yerler arasında yer alıyor. Regent Caddesi’ndeki 6 katlı Hamleys oyuncak mağazası ise çocuklarınızın çok seveceği bir yer. Ayrıca zamanınız varsa “Harry Potter” filminin çekildiği Warner Bros stüdyolarına gidebilirsiniz. Buraya çocuklarınızın bayılacağına eminim. Baş rollerini Hugh Grant ve Julia Roberts’ın paylaştığı “Notting Hill” filmi bizim eşimle ilk izlediğimiz film olduğundan Notting Hill’i ziyaret etmek için çok heveslendik. Rengarenk evlerin olduğu cumartesi günleri antika pazarının kurulduğu Portobello sokağında ailecek keyifli bir gün geçirdik. Londra hakkında daha yazacak, deneyimleyecek o kadar çok yer var ki… Çocuklarla keyifli bir şehir seyahati yapmak isteyenler için şimdiden güzel anılarla dolu mutlu bir Londra seyahati dilerim. Yazan: Gizem Zor
davet
Ankaralı STK’lar İftarda Buluştu Ankara’daki STK’lar Ankara İş ve Meslek Sahibi Kadınlar Derneği öncülüğünde Filistin Caddesi’nde bulunan Gani Baba’da iftar yemeğinde bir araya geldi. Dernek Başkanı Sema Coşkun; “iftar yemeğimizin amacı hem kendimizi tanıtmak hem de birlik ve beraberlik içinde ortak birtakım projeler geliştirmektir.” diyerek açıkladı. Tüm üyelerin katılımının ardından Sema Coşkun, İpek İşbitiren ve Birten Gökyay konuşmalarını gerçekleştirdi. Önemli mesajların verildiği iftar yemeğinde konuklar kendilerini tek tek tanıtarak çözüm bekleyen sorunlar hakkındaki görüşlerini belirttiler. Coşkun; “Ülkemizde son yıllarda yaşanan derin parçalanmışlıklar, ayrışmalar, ötelemeler, adaletsizlikler sizler gibi bizleri de çok üzüyor. Sizler de bizim gibi topluma karşılıksız hizmet etmek için çabalıyorsunuz. Sorunları çok olan bir toplum olduğumuzu düşünürsek takım çalışması ile bunları biraz daha kolay çözebiliriz.” diyerek konunun önemine dikkat çekti. BİRTEN GÖKYAY
242 magdergi.com.tr
SEMA COȘKUN
EMİNE DEMİREL AKSOY
İPEK İȘBİTREN
GİZEM KURTULUȘ
davet
AYȘEGÜL GÜNDÜZ
MÜRÜVET TOROSLU, NİHAL SAYAR, FULYA VUSLATERİ
Konuklar oruçlarını açtıktan sonra birbirleriyle uzun uzun sohbet ettiler. 244 magdergi.com.tr
DİLARA AKBOĞA
NESLİHAN DUYGU KUTLAY
SEMRA YILMAZ
HALE ÇINAR
AYLA HATIRLI, BİRTEN GÖKYAY
HÜLYA AKMAN
lası için Daha faz om/online c i. magderg
GÜLER KOÇ, EMEL USLU ATİK, GÜZİN KIRSAÇLIOĞLU, CANSU UZUN
stimulus
Selin Söğütlügil
selin@magdergi.com.tr
En İyi Hissettiğimiz Yer En güzel Yerdir “Yaz, mevsimlerin yuvasıdır” der bir Fransız atasözü... Öyledir de; filizlenen, yenilenen doğanın çoğalarak renklendiği, ekinlerin șarkılarını söylediği, meyvelerin tüm kent pazarlarını süslediği, kușların gökyüzünde düğün düğün dans ettiği, yaz mehtaplarının geceleri ısıttığı bir mevsim. Ve mevsimlerin yuvası bu güzel yaz sayımızda, Stimulus sayfalarımızda, sanatıyla Türk iç mimarlık yakın tarihinin gururu, sanatıyla mekanları sadece özel evlere değil; gerçek yuvalara dönüștüren bir sanatçı konuğumuz var... İç Mimar Hakan Helvacıoğlu...
O
cak, Ev, Hane, Mesken ve Aşiyan... Bu tanımların tamamını kapsayan anlamıyla “Yuva kalbin olduğu yerdir” deyimi Sizin sanatınızda neyi ifade eder?
Mesleğime ilk başladığım günden beri “ev”lerle iç içeyim ve hala da projelerimizin yüzde doksanını evler oluşturur. Çünkü
kendimi en iyi ifade edebildiğim projeler hep “ev” olmuştur... Belki çocukluğumdaki karışıklıklar, belki “ev”i hayalimdeki gibi hissedememem, “ideale sahip değilsen, hayalini ideale çevir” iç güdüsüyle başka hayatların “ev”lerini düşlemeye yöneltti beni... Hala da yarattığım ev projelerini ilk adımda düşler ve o düşü bir “yuva”ya dönüştürürüm... Çünkü bana yuva sıcaklığı hissettiren ev, sahibini de “yuva” sıcaklığı ile sarar...
Kelly Wearstler’in iç mimarideki rockçı stili, Jean-Louis Deniot’un stil berraklığı ve emblematik üslubu, Peter Marin’nun ilüzyonları, Marcel Wanders’in tasarımlarında tutku ve aşk kokan yaklaşımları, Phillippe Starck’ın kült dünyası ve demokratik ekolojiye verdiği öneme bakarsak öne çıkan lokomotif bir üsluptan söz ederiz. Hakan Helvacıoğlu’nu üslupsal bir motifte ne tanımlar?
Hakan Helvacıoğlu, “Duygu yüklüdür, dürüsttür...” Ne içine yerleştiği mimariyi ezer ne eğreti kalır... Acelesi olmayan, geleni de içine alan, eskimeyen, insan seven, hep varmış gibi duran, izlenimlerini zamanla daha da ikna edici hale getiren, stillerle barışık karışımlar bütünüdür.
Yaşam olgusu; mekanların işlevselliğine, o mekanın bütünlüğünü bozmadan ve aşırıya kaçmadan nasıl dokunmalıdır?
“Ev”i “Yuva”ya çeviren “Ruh”a sahip olmasıdır. Yaşayanların elbette tüm ihtiyaçlarının karşılandığı, kişiliklerinin aktarıldığı, hayatlarına iyi entegre olmuş mekan “ev” ise, sahip oldukları evin mimarisiyle örtüşen, özel ilgi alanlarını ve birikimlerini doğru dönüşmüştür.
Tasarım süreçlerinizde bir iç mimar olarak yaşadığınız zorluklar oldu mu?
Kendi tasarım egomdan sıyrılıp, “ideal dokunuş”u bulmam zaman aldı. Esinlenmeler, denemeler, stil takıntıları, müşteri ile uzlaşma diyalogları, geçtiğimiz uzun bir “yol”du. Yaklaşık 27 yıldır her projede, deniyorum, gelişiyorum, izliyorum, yorumluyorum ve artık “mekanı tasarlamak” değil amacım, ben “ilk görüşte aşk” arıyorum.
Su, ışık ve ses bir tasarıma ne katar? Bu elementleri içtenlikle kullandığınız eserlerinizden örnek verir misiniz?
İster iç ister dış mekan olsun, evin yaşadığını belli eden en önemli unsurların başında gelir doğru aydınlatma, ruhu olan bir müzik ve su... Mimarinin de elementleridir bunlar... Bahçedeki havuzun alt kademeye akarken çıkardığı ses, geceye yaydığı ışık ve derinden bir ney veya keman sesi... Mimari aydınlatma bir binaya dramatik etki yükler, tavrı belirler. Özellikle restore edilmiş eski bir bina ise daha da zenginleşir silueti... Detayları ortaya çıkar... Peyzaj tasarımı yapılırken doğru noktalara yerleştirilen Art Work ve su objeleri hem duygusal etkiyi artırır hem de entellektüel çıtayı...
Yüzyılımızın İç Mimari Gurusu Renzo Mongiardino: “Ev, insanın kalesidir” der. Tüm hayat seçim ve tercihlerimizi içine aldığımız bir kale içi! Bir Sitadel... Sizce de öyle mi? Buna ancak “kendi evim” üzerinden yanıt verebilirim. Geriye dönüp baktığımda, bu kadar bitmiş proje arasında kendi evlerim bana kendimi hep farklı hissettiriyorsa ve diğerlerine hiç benzemiyorsa, duruşlarındaki monocrom etki hem tarafsız hem de “Çok Ben” hissettiriyorsa demek kendimize yaptığımız her zaman farklı ve eşsiz oluyor... Bu da “en iyi hissettiğimiz yer en güzel yerdir” sözünü perçinliyor... “Ben, bende her zaman daha iyiyim.” Gerisi boş...
stimulus
“Kandilli’de Bir Türk Evi” projeniz mesleki açıdan oldukça heyecan verici bir proje. Bir masal mekanı gibi... Bu masalı sizden dinlemek isteriz...
“Kandilli’de bir Türk Evi” çok küçük bir doneden yola çıkılarak neredeyse yoktan var edilen bir hayalin gerçekleşmesidir. Çok sevdiğim bir müşterim, içinde çok viran bir ev olan bu araziyi satın aldığında bir hayal gördüm... Ve o hayalin gerçek olması için hem restorasyon hem mimari ve iç mimari hem arazi fonksiyonlama mimarisi olarak çok süratli bir çalışmayla dış hatları oluşturduk... Binanın tarihine uygun dönem evleri ve yaşamı sorgulayarak, Kandilli yazlık köşklerinin ruhunu İstanbul’un çok kültürlü etkisiyle olgunlaştırıp, renk, detay ve doku ile ev içine işledim. Tüm bu çalışmalarda ev sahibinin güveni, süratli karar vermesi, fikri olması çok yararlı oldu. Uyumlu çalışma ile bugünkü zengin görünüme kavuştu.
Mesleki bağlamda trend kelimesi Hakan Helvacıoglu için ne ifade eder?
Trend; asla bir ekol, bir stil, hele bir dönem hiç değildir. Trend sadece ticari bir öneri, bir yöneliş, bir modadır. Zaman zaman medyadaki görsel bombardıman ile bazı çizgi, malzeme veya görünümler çok aklımızda kalsa da, minik esinlenmeler olsa da yine de kendi çizgimiz ve doğrularımızla oluştururuz projelerimizi...
Türk kültürünün zenginliği ve sizin bu kültüre mensup multidisipliner bir iç mimar olmanız tasarımlarınızda size ne katar?
Mimari ve iç mimaride iddialı ve doğru hamleler yapabilmek için mimari tarih, mobilya ve dönem tarihini ve hatta çağdaş tasarım tarihini bilmek gerekir. Dönemler, stiller, üsluplar ve kültürleri bilmek onları uyumlu birliktelikler halinde kullanabilme öz güvenini getirir. Evin alt yapısı ister klasik, ister çağdaş olsun, genellikle tamamlayıcı olarak farklı kültürleri bir arada kullanarak atmosferi yakalıyorum. Özellikle tüm kültürlerin “Osmanlı Pazarı” için üretim yapıp gönderdiklerini bildiğimizden, Boğaz ve İstanbul’da yaptığım projelerde tüm kültürleri kullanabilme özgürlüğüne sahibim.
Özellikle Fransız, İngiliz, Çin, Japon ve Rus sanat eseri, antika mobilya ve objelerini Osmanlı veya İstanbul parçalarıyla birlikte kullanmayı severim. Birliktelikleri olağanüstü oluyor.
İç mimaride kalıcı yaşayan mekanlar yaratmanın sırrı nedir?
Kalıcı yaşayan mekanlar, adı üzerinde “yaşayan mekan” olduğunda kalıcı olabiliyor. Geçici heves veya görünümlerle giydirilmemiş, mimarisi, lokasyonu ve kullanıcısıyla uyumlu evler dayanabiliyor. Zaman içerisinde gerekli görülen eklemelerle kimliğini yitirmeyen, aksine daha zenginleşen mekanlar uzun soluklu olabiliyor...
Hayalinizde iç mimarisini gerçekleştirmek istediğiniz üç mekanı duymak isteriz? Bu üç mekanı hangi detaylarla dekore ederdiniz?
Şu an önemli bir rezidansta bir kattaki daireleri birleştirerek, tam bir kata yayılan bir daire tasarımlıyoruz. Tamamen kullanıcıya uygun bölümlere ayrılmış bir planlama üzerine, rezidans kimliğine uygun biraz New Yorker biraz Deco, çokça İstanbul dokunuşlarıyla alt yapısı yalın ama gösterişli bir görünüme sahip bir “yuva” yaratıyoruz... Hayallerimden biri buydu ve gerçekleşiyor... Boğaz’da önemli, tarihi bir yalıya hayat vermek istiyordum, şu an Tarabya’da bir yalıya tüm birikimimi, hayallerimi, düşlerimi ve emeğimi aktarıyorum. Her an onunla yatıp kalkıyorum. Sürekli zihnimde farklı noktalarını çözüyorum. Bittiğinde, Kandilli’deki ev kadar güzel, eşsiz ve doğru bir tasarım olacağını düşünüyorum... Doğa içerisinde, yöre mimarisine uygun taş bir ev veya evler bütünü kurgulamak, yenilemek, geliştirmek ve çevresiyle birlikte bir hayat yaratmak istiyordum. Az bir zaman sonra Assos dışında bir noktada böyle bir projem başlıyor ve bunun için çok heyecanlıyım.
Gelecek projeleriniz nelerdir?
Zaten farklı müşterilerimin Londra’da satın aldıkları evlerini yaratmıştım kısa bir süre önce. Devamında bu proje sayıları artınca hem orada mekan yaratmanın ruhuma iyi gelmesi hem aldığım keyif nedeniyle bunu artırmaya ve işe dönüştürmeye karar verdim. Yeni yılda Londra’da daha sık bulunacağım.
alışveriş
EL CASCO Lamba 2.602 MOSER Sürahi 3.771 BABY CASATI Yatak
R&B LIVING Dekoratif Kutu 2,650 ETRO HOME Nevresim Takımı 3.249
ZANETTO Șamdan 6.485
Özgün Dokunuşlar
LOKUM İSTANBUL Hediye Seti 189
Hepsi birbirinden șık aksesuarlar evinize stilinizi yansıtırken size yol gösterecek… Kendi alanlarınızı yaratırken zevk sahibi tasarımlardan ilham alın… L’OBJET Kahve Seti 1.611
MOSER Șekerlik 8.792
BABY CASATI Yatak
CAME HOME Sehpa
PIP STUDIO Banyo Seti 299
davet
Babama Sağlık Acıbadem Ankara Hastanesi düzenlediği voleybol turnuvası ile Babalar Günü’nü kutladı. Türkiye Voleybol Federasyonu Başkent Voleybol Salonu’nda gerçekleşen etkinlikte; Acıbadem Ankara Hastanesi personeli voleybol maçı için parkeye indi. Maç öncesi kuraların çekildiği etkinlikte, keyifli bir rekabet yaşandı. 6 kişilik takımlardan oluşan Acıbadem Ankara Hastanesi personeli, turnuva şampiyonluğu için sahaya çıktı. “Sağlık için hareket et’’ mottosuna önem verdiklerinin altını çizen Acıbadem Ankara Hastanesi Direktörü A. Nihan Karaçam Salkaya: “Biz de Acıbadem Ankara Hastanesi çalışanları olarak bu günü böyle değerlendirmek istedik. Bütün babalarımızın Babalar Günü kutlu olsun” dedi. Maç öncesi konuşan ekipler ise iddialı olduklarını belirterek: “Dostluk kazansın. Önemli olan hep birlikte keyifli bir gün geçirmek” vurgusu yaptı.
250 magdergi.com.tr
NİHAN KARAÇAM SALKAYA
İSMAİL, DİDEM YİĞİT
TİBET, HİKMET KOÇAK
ZELİHA CANSEL KAHVECİ, ECE AKYAZI
Kıran kırana geçen mücadelenin sonunda Fikirsizler, Biodep, Teknik ve United Off takımları bir üst tura çıktı. Coșku dolu turnuvanın final etabı ise önümüzdeki günlerde gerçekleștirilecek. HALİT, MURAT, MEHMET AKKAYA
SEVİLAY, RÜZGAR, TOLGA SANSAR
RÜZGAR, OSMAN ERDOĞAN
davet
Sağlıklı Yaşamın Sırrı Panora’da ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
ECE AKYAZI
Acıbadem Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Değertekin Panora sağlık söyleşisinde merak edilen soruları yanıtladı. Sağlıklı yaşam kapsamında gerçekleşen söyleşilere ev sahipliği yapan Panora AVM, alanında uzman birbirinden değerli Acıbadem Ankara Hastanesi doktorlarını misafirleri ile buluşturuyor. Bu kapsamda Panora AVM söyleşilerinin son konuğu ise Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Bülent Değertekin oldu. Bağırsak florasının sağlık üzerine etkisinden biyolojik saate, obeziteden karaciğer yağlanmasına kadar merak edilen birçok sorunun cevabını yanıtlayan Doç. Dr. Değertekin, tıpta yeni geliştirilen yöntemleri de anlattı. Söyleşiye katılan davetlilere “yağmurlu havalarda çeşme suyu içmeyin” uyarısında bulunan Değertekin, Türk kahvesinin kolon kanserini azalttığına dair açıklamarda da bulundu.
252 magdergi.com.tr
BÜLENT DEĞERTEKİN
REZZAN ANIK YAĞIZ, BERİL ÇAVUȘOĞLU, BANU BİRDAL
IȘIN KURȘAKLIOĞLU
kelebek
Karpuz Kabuğunun Denize Düştüğü Aylar Hoş Geldiniz Temmuz ve Ağustos yılın en renkli ayları değil mi sizce de? Ben de sizlere bu ahenge yakıșır bir sayfa hazırlamaya çalıștım. Umarım farklı markalar sizin de ilginizi çeker ve maviliklerde kaybolacağınız bir yaz geçirirsiniz. Sevgiyle kalın...
A Question of
Kopenhag merkezli marka A Question Of, sürdürülebilir yaşam fikrini basit bir seçenek haline getirme hayalini paylaşan iki arkadaş tarafından yaratılmış. 2010 yılında underground kültüründen ilham alan siyah-beyaz organik tişört koleksiyonuyla yola çıkan marka, günümüzde tişört, sweatshirt, ceket ve farklı gömlek tasarımlarıyla öne çıkıyor.
254 magdergi.com.tr
Dolce Mare
Yükselen iç giyim markası La Dolce Passione, rahat kullanımın ve şıklığın ön plana çıktığı, tek bir parça ile gündüzden geceye çok amaçlı kullanım modelleriyle sezonda adından söz ettiriyor. Altına giyeceğiniz yüksek bel bir etekle akşam yemeğinde de giyebileceğiniz mayo ve bikini modellerinin yanı sıra; çabuk kuruyan tül plaj kıyafetleriyle de dikkat çeken Dolce Mare markası, bu sezon yaz tatillerinde pratik bavul yapmayı sevenlerin baş tacı olacak.
En Shalla
1999 yılında Maryam ve Daren Bonar tarafından yaratılan En Shalla eğlenceli ve stil sahibi bir aksesuar markası. Hikayesi Fas’ta başlayan İngiliz marka, Kuzey Afrika kültürünü modern fikirlerle buluşturan lüks aksesuar ve hazır giyim ürünlerine odaklanırken Marakeşli zanaatkarların ürettiği bohem şık çantalar sunuyor.
Iamnotbasic
Komono
IAMNOTBASIC, kalitesiyle zamansız, fiyatıyla ulaşılabilir, duruşuyla yardımsever tişörtler tasarlamak ve üretmek amacıyla yola çıkan bir moda projesi. Kurucuları Meriç Küçük ve Orkan Orgun’un, birçok insanın bulamamaktan şikayet ettiği, “yalın bir dolabın en önemli parçası olan basit ama mükemmel tişört” arayışıyla başlayan hikayesi, Orkan’ın tekstil tecrübesi ve Meriç’in moda geçmişinin birleşmesiyle, IAMNOTBASIC markası hayat buldu.
Komono, kusursuz zamanlamaya sahip tasarımlara kendini adamış, Belçika ekolü olan kalite ve kaliteli işçiliği temel alan hayalperest ve tasarımcılardan oluşan bir topluluktur. Vizyon ve zamanlamanın mükemmel bir karışımı olan marka, stil sahibi güneş gözlüğü ve kol saatleriyle dikkat çekiyor.
Wildfox
Los Angeles merkezli Wildfox, vintage stillerden ve arkadaşlıklarından ilham alan iki kadın tarafından yaratıldı. İkonik reklam kampanyaları ve mesaj içerikli tişörtleriyle öne çıkan markanın ana ürün grubunu tişört, pantolon, elbise ve etek gibi temel parçalar oluştururken White Label koleksiyonu triko, dantel, şifon ve pul detaylı parçalarla dikkat çekiyor.
Soulmates Product
Soulmates hepimizin içerisindeki özgür ruhtan esinlenen, günlük yaşam içerisinde zevkle kullanacağımız bohem plaj ve yaşam tarzı markasıdır. Soulmates, içlerindeki enerjiyi sevdikleri objelerle her daim yanında taşımak isteyen göçebe ruhlar, gezginler ve hayattan ufak şeylerle keyif almasını bilen kişilerden ilham alarak doğayı keşfetmek, kahkahalarda kaybolmak için tasarlandı.
Ranas World of Fashion
Rana Demir’in eğlenceli instagram hesabı hem trendy hem sıra dışı. Sizi sıkmayan, kendini tekrarlamayan hesapları bayılarak takip ediyorum sosyal medyadan. Size de bu renkli hesabı tavsiye ederim.
davet
MELİSA, BASRİ, ESRA AKGÜL
LARA, SERAP SARI
Çocuk Haklarını Destekleyin Çocuk haklarının uygulanmasını destekleme konusunda uzmanlaşan Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu Unicef ve genç fotoğraf sanatçısı Melisa Akgül özel bir proje de bir araya gelerek Suriyeli çocukların yaşadıklarına dikkat çektiler. Proje kapsamında Altunizade Kültür Merkezi’nde özel bir sergi düzenlenirken, sergide 16 yaşında olmasına rağmen kendi isteğiyle Hatay Yayladağı’na giden ve burada mültecilerin yaşadıklarını yakından gözlemleyerek fotoğrafla ölümsüzleştiren Akgül’ün ve oradaki Suriyeli çocukların çektikleri fotoğraflar görücüye çıktı. Tüm gelirinin Unicef’e bağışlandığı sergiye katılan konuklar fotoğraflardan satın alarak Unicef’e bağışta bulunmuş oldular. Melisa Akgül’ün annesi ve babasıyla ev sahipliğini üstlendiği sergide yer alan fotoğrafların hepsi satılırken Akgül Ailesi böylesine özel bir projeyi gerçekleştirdiği için kızlarıyla gurur duyduklarını belirtti.
256 magdergi.com.tr
FATMA AYDOĞDU
DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?
ARTIK HERKES BİLECEK.
MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr
haber
Öğrenciler Sahnede Devleşti İlk kez 14 Șubat 1972’de New York’ta sahnelenen Grease Müzikali, Bașkent Üniversitesi Özel Ayșeabla Okulları öğrencileri tarafından Ankara Devlet Tiyatroları Șinasi sahnesine tașındı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin yıl boyunca hazırladıkları oyun; müzik, dans ve İngilizce diyalogların harmanlandığı görsel şölen gönüllerde yer aldı. Broadway’de en çok sahnelenen müzikal unvanlı oyun, 1950’li yıllardaki bir grup gencin günlük yaşamlarını konu alıyor. Müziği ve müthiş koreografisi ile Avrupa’dan Uzak Doğu’ya dünyanın birçok ülkesinde sahnelenen ve kapalı gişe oynayan oyun, bu kez Ayşeabla öğrencilerinin üstlendiği karakterlerde hayat buldu. Profesyonel oyunculuklarını; kusursuz İngilizce diyaloglarına, muhteşem şarkı ve danslarına yansıtan öğrenciler izleyenlerden tam not aldı. Oyunun sonunda sahneye davet edilen Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları Kurucu Temsilcisi ve Genel Müdürü Hilal ERDİNÇ, duyduğu mutluluğu ve gururu dile getirerek; öğrencilere, öğretmenlere, konuklara ve emek veren herkese teşekkür etti.
Ameliyatsız Estetik Gerçekten Avantajlı Mı? Bıçak altına yatmak ya da narkoz almak istemeyen pek çok kiși, güzelliğini korumak için ameliyatsız estetik tekniklerine yöneliyor. Estetik cerrahinin bireylerin psikolojisini tamamlayan, kaybolan veya eksilen öz güvenini tekrar kazandırmaya fayda sağlayan bir tıp dalı olduğunu söyleyen Estetik Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Bülent Cihantimur, son dönemlerde geliştirdiği ameliyatsız tekniklere artan talebin arkasında, insanların güzelliklerini koruma bilinci olduğunu söyledi: “Bireyler artık yaşlanmadan koruyucu önlemler almak istiyorlar. Bu bilinç hızlı bir şekilde gelişti ve gençlik son derece eğitimli ve donanım sahibi. Yaşlanınca neler yaşayacağını, cildinde ne gibi değişimlerin olacağını çok iyi biliyor ve 30’lu yaşlarda henüz ince çizgileri oluşmadan önlemler almaya bakıyorlar. Geliştirdiğim ameliyatsız cilt yenileme tekniği Örümcek Ağı Estetiğinin bu kadar sevilmesinin nedenlerinden birisi de bu aslında”.
davet
Nora Grup’tan Çalışanlara Özel İftar Ankara’da pek çok sektörde faaliyet gösteren Nora Grup, çalışanlarına özel bir davet düzenledi. JW Marriott Otel’de düzenlenen davete YılmazNafiye Bahur çifti ev sahipliği yaptı. JW Marriott Otel’de Nora Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Bahur ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nafiye Bahur’un ev sahipliğini yaptığı davete Nora Grup Yönetim Kurulu Üyeleri eksiksiz olarak katıldı. Davette konuşma gerçekleştiren Başkan Yardımcısı Nafiye Bahur, Nora Grup’un kısa ve uzun vadedeki projelerinden bahsetti. Davet, JW Marriott Otel’in şık atmosferinde leziz ikramlar eşliğinde devam etti.
YILMAZ - NAFİYE BAHUR
SERPİL HACIOĞLU, EMRULLAH TUTKAL
MURAT DURUSOY, MEHMET KESKİN
JW Marriott Otel’de Nora Grup Yönetim Kurulu Bașkanı Yılmaz Bahur ve Yönetim Kurulu Bașkan Yardımcısı Nafiye Bahur’un ev sahipliğini yaptığı bir davet düzenlendi. İZNUR - TURHAN BAHUR
ELİF - KEMAL DİNÇER
davet
TED Ankara Koleji’nde Geleneksel Günler SARA - OĞUZ KAPLAN
TED Ankara Koleji Mezunları Derneği tarafından düzenlenen Geleneksel Kuru Fasulye Günü birbirinden renkli görüntülere sahne oldu. TED Ankara Koleji Mezunları Derneği tarafından TED Üniversitesi Kampüsü (TED Ankara Koleji Eski İlkokul ve Ortaokul bahçesinde) bu yıl 49.su düzenlenen Geleneksel Kuru Fasulye Günü’nde her yıl olduğu gibi, bu yıl da öğrenci ve veliler bir araya geldi. Organizasyonda, geleneksel kuru fasulye yemeği ile birlikte pek çok eğlence ve aktivite de yer aldı. Saat 11:00’da kapıların açıldığı etkinlikte saat 16:30’da mezunlarımızdan oluşan Antipass grubu sahne aldı. Mezunlar korosu da şarkılar seslendirerek sahnede renkli bir koreografi sergiledi.
DÜRİYE ARSEVEN, NEVSAL ELEVLİ
HÜSNİYE ȘENÇOPUR, NİLÜFER ÖNCEL, DİLEK TÜRKER, AYȘEN COȘKUN
davet
Nostalji Rüzgarı Yeşilçam’ın unutulmaz rollerine imza atan, yakışıklı jön Ediz Hun babalar Günü için geldiği Ankara Panora AVM’de izdiham ile karşılandı. Erkek kadın ilişkilerine değinen Ediz Hun, “Sevgi çok önemli, sevgiyi ihmal etmeyin. Hayatın şifresi kalp atışında gizlidir. O çizgideki mesajları iyi görmek gerekir. İnişler olduğu kadar çıkışlar da vardır.” dedi. Yeni nesil oyunculardan Kıvanç Tatlıtuğ ve Çağatay Ulusoy’u beğendiğini dile getiren Ediz Hun, Eylül ayında bir dizi ile ekranlara tekrar gelebileceğini belirtti. Cem Yılmaz’ın 2018 yılında gösterime girecek olan filmi Arif v 216’da rol alabileceğinin sinyallerini de veren ünlü aktör, “Aşk evliliği mi, mantık evliliği mi yaptınız?” sorusuna, “Aşk ve mantık birlikte olmalı.” diye yanıt verdi. Çevre ile ilgili çalışmalarından da bahseden Ediz Hun’a izleyiciler geri dönüşüm ve enerji santralleri ile ilgili bilimsel sorular yöneltti. Babalar Günü’nde Panora AVM’de düzenlenen Ediz Hun söyleşisi Başkentlileri zamanda yolculuğa çıkararak unutulmaz bir gün yaşattı. EDİZ HUN
264 magdergi.com.tr
En kısa sürede ister 1 pencere ister 1000 pencere Hatüpen kalitesi ve güvencesiyle...
Pencere’ye atılan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
röportaj
EDİZ HUN
Yeşilçam’ın Yakışıklı Jönü 1963 yılında Yeșilçam’a “Genç Kızlar” adlı filmle adım atan ve kısa süre içinde Türk sinemasında aranılan jönler arasına giren sanatçı Ediz Hun, hem sanatçı hem çevreci kimliği ile Türk halkının kalbinde taht kurdu... Aynı zamanda Ekoloji Uzmanı olan usta isim, röportajımızda, doğanın sevgiyle korunması gerektiğinden ve çok özel sinema anılarından bahsetti.
266 magdergi.com.tr
E
diz Hun’u biraz da sizden dinleyelim, hayat felsefeniz nedir? Kendinizi nasıl tanımlarsınız?
Sevginin gücüne inanan bir insanım. Herkese sevgiyle yaklaşmaya çalışıyorum. Tabii ki hayatta olumsuz durumlarla karşılaşıyoruz ama hayatı ve insanları olduğu gibi kabul etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Her zaman, olumsuz durumları bir kenara bırakıp insanları ve doğayı oldukları gibi sevip saymanın en iyisi olduğu kanaatindeyim. Yaşam ancak sevgiyle devam edebilir. Aşık Veysel’in : “Yüzün yırttım tırnak ilen, el ilen Karnın deştim kazma ilen, bel ilen Beni karşıladın yine gül ilen”, satırlarını gönlümüzde hissetmemiz gerekiyor.
Her zaman, olumsuz durumları bir kenara bırakıp insanları ve doğayı oldukları gibi sevip saymanın en iyisi olduğu kanaatindeyim. Biraz geçmişe gidersek Yeşilçam serüveniniz nasıl başladı?
Dikkat ederseniz hayatın çok özel rastlantısal bir tılsımı var. 1963’te Almanya’da Diş Hekimliği bölümünde okurken tatilimi geçirmek üzere İstanbul’a gelmiştim. Babam, Büyükada’da iken o sırada Acar Film’in Genel Müdürlüğü’nü yapan Sabahattin Sürmeli, babamın arkadaşıydı. Beni görünce, Türk sinemasını anlattı. “Ayhan Işık diye biri var, Göksel Arsoy diye biri var, Türkan Şoray diye bir hanım var. Git şansını dene. Bella diye fotoğraf stüdyosu var. Orada lütfen bir fotoğraf çektir,” dedi. Ailemde hiç sanatçı olmadığı için sinema sektörüne çok uzaktım. Tabii o zamanlar sinema iyice filizlenmiş durumda. Sebahattin Bey sinemanın yeni insanlara ihtiyaç duyduğundan bahsetti. 22 yaşındayım, delikanlı çağlarım... Güzel kızlarla da tanışma düşüncesiyle müsabakalara girip
şansımı denemek istedim, gittim çektirdim. Dediler ki: “İlk elemeyi kazandınız.” İkincisinde altı filmlik anlaşma imzalattılar. Altı filmin her biri 12 bin 500 liradandı. O para, o günkü koşullarda çok iyi paraydı. 37 bin 500 liraya, o zaman en iyi arabalardan birini alma imkanınız vardı. “Birinci film tutmazsa, tahsiline devam edersin.” dediler. İlk film çok iyi iş yapınca, kendimi bu piyasanın içinde buluverdim. Berna ile tanıştığımız dönemde, iki odalı çatı katımın tamamı hayran mektuplarıyla doluydu. İlk filmim “Genç Kızlar”ın çekimi benim için çok zor oldu. Utangaç bir çocukken 60 tane kızla aynı filmde oynamam gerekiyordu. Sinemada hiç tecrübe sahibi değildim ve çok heyecanlandım. Sinema göründüğünden de zordur ve gerçekten büyük emek ister. 1963’teki ilk filmimden sonra 1975’e kadar 130 film çektim. 1975’ten sonra sinema kötü yönde ilerlemeye başlayınca 1 yaşındaki kızımla Norveç’e gidip tekrar üniversiteye başladım ve Norveç Oslo’da Biyokimya bölümünü 2. olarak bitirdim.
İnsan olarak bize düşen görev birbirimizi yok etmek yerine birbirimizi ve doğayı büyük bir sevgiyle kucaklamaktır. Eşinizle nasıl tanıştınız? En çok hangi yönüne aşık oldunuz?
1969 yılının Aralık ayıydı... Bir gün evde otururken kapı çaldı, açtığımda üç genç kızla karşılaştım... Türk Hava Yolları’nda hosteslermiş, genel müdürleri beni baloya davet ediyormuş. Tabii üç güzel kızı görünce, hemen telefonlarını aldım ve daha sonra Berna’yı aradım: “Katılamıyorum, özür dilerim. Uludağ’a gidiyorum.” dedim. “Tamam, rica ederim.” dedi. Çok hoşuma gitmişti, bakışları çok derindi, çıtı pıtıydı, gözlerinin içi gülüyordu... Sonra tekrar aradım, tekrar aradım... Ve 3 Ocak 1973’te evlendik. Beyoğlu Evlendirme Dairesi’ne gittik. Mahşeri bir kalabalık vardı, izdihamdan camlar kırıldı, tebrikleri bile kabul edemedik. Balayından sonra kırılan camların parasını ödedik.
röportaj
Yani, Berna’yla 29 yaşındayken tanıştım ve üç sene sonrasında da evlendik. O günden beri de beraberiz. Ben uyumlu bir eşim ama o da çok evcil, en ufak rahatsızlığımızda büyük şefkat verir. Her erkek annesinden gördüğü şefkati görmek ister. Kadın yumuşak olmalı, ben bunu Berna’da gördüm.
Sevgi bizi birliğe, bencillik ise yalnızlığa sevk eder. Çevreci yönünüze değinmeden geçmek olmaz. Ekoloji Uzmanı olarak çevre ile ilgili tüm projelere ekstra hassasiyet gösteriyorsunuz. 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nü de geride bıraktığımız şu günlerde doğamız nereye gidiyor? Daha temiz bir doğa için bizlere düşen görevler neler? “Derin ekoloji” kavramı yaşamdaki her canlının eşit yaşam hakkı olduğundan bahseder. İnsan olarak ayrıcalığımız olsa da haddimizi de bilmemiz gerekiyor. Doğadaki en küçük canlının bile görevi var ve doğanın dengesini yine canlılar sağlıyor. Her canlının bir hikmeti olduğunu kabul etmek zorundayız. Hiçbir şey gereksiz yere yaratılmamış. O nedenle insan olarak bize düşen görev birbirimizi yok etmek yerine birbirimizi ve doğayı büyük bir sevgiyle kucaklamaktır.
Çevre ile ilgili yazdığınız kitaplarınızdan bahseder misiniz?
Üç kitabım var, biri; yeni okuma yazma öğrenen çocuklar için; “Ediz Hun Amca İle Çocuklar – Çevremizin Gerçek Koruyucuları” temalı, bir tanesi lise öğrencileri için “Çevremiz Geleceğimizdir” Sonuncusu da “Yaşat ki Yaşayasın” Hepsi de doğanın güzelliklerini ve doğayı nasıl korumamız gerektiğini anlatıyor.
Nasıl bu kadar fit ve genç görünmeyi başarıyorsunuz?
İnsanları, yaşamı ve doğayı sevdiğim için böyle görünüyorum. Sevgiyle yolumuza devam etmemiz lazım; sevgi bizi birliğe, bencillik ise yalnızlığa sevk eder. Ben bir dal bulsam onu bile dikerim, belki bir yer bulur da gelişir diye. Yaratan bize asil bir varlık olduğumuzu, canlıları sevip korumayı görev edinmemiz gerektiğini söylüyor. Ben de hayatımı bu felsefe üzerine kurup sevgiyle dinç kalıyorum.
Sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte bireylerin kendini yalnızlaştırması sonucunda doğan izolasyon sorunuyla ilgili neler söylemek istersiniz?
Mümkün olduğu kadar dostlarımızı hayatımızın içinde tutup onlara hep sevgiyle yaklaşmamız gerektiği kanısındayım. Bazı dostlarımız bize kardeşimizden bile yakın olabilir. Dostlarımıza sahip çıkmamız izolasyon sorununun da önüne geçecektir.
Hobilerinizden bahseder misiniz?
Hobi eksikliği Türk milletinin büyük bir sorunu. Hobilerimiz, serotonin gibi vücudumuzdaki birtakım mutluluk hormonlarının çalışmasına sebep olur ve bu hormonlar sizi hastalıklardan bile koruyabilir. Mutsuz olduğunuz zaman ise vücut sisteminiz bundan kötü etkilenir. Benim Büyükada’da kaktüs koleksiyonum var, ekip biçmeyi çok severim, toprakla uğraşmak en büyük ilgi alanlarımdandır.
İleriye yönelik projeleriniz var mı? Proje seçimini nasıl gerçekleştiriyorsunuz?
Dizi, film projeleri var fakat kendimi seyircime karşı sorumlu hissediyor olmam sebebiyle içinde olacağım her projede seyircinin beni yine beğenmesini isterim. Bu yüzden iyi bir projede, iyi bir rolü canlandırıyor olmam gerekir. İzleyicilerimin; “bu yaşında bu rolün de üstesinden geldi” demesi için proje seçiminde çok titiz davranıyorum. Bu kadar çok filmde rol almış olmasaydım tabii ki gelen projeleri daha büyük rahatlıkla kabul eder, bu kadar seçici davranmayabilirdim.
268 magdergi.com.tr
haber
ERSEL TUDAN, BEKTAȘ YAȘAR, FERHAT UYAR, ESRA AKDEMİR, ALİ SAİT ÖZEN, ALİ RIZA KARABIYIK, MURAT AYDIN
Geleneksel İftar Daveti Siteplus, çalışanlarını ve iş ortaklarını geleneksel olarak düzenlediği iftar davetinde bir araya getirdi. İftar davetine Siteplus çalışanları ve değerli iş ortakları yoğun katılım gösterdi. Geleneksel olarak her yıl düzenlenen iftar daveti bu yıl Çayyolu Elizinn’de gerçekleşti. Yöneticiler ve çalışanlar Ramazan sofrasının bereketini paylaştı. Ramazan ayının birleştirici yönüne ve bereketine dikkat çeken Siteplus Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Coşkun katılan herkese teşekkür etti. Çalışanların ve iş ortaklarının katıldığı iftar davetinde konuklar hep birlikte keyifli vakit geçirdi.
270 magdergi.com.tr
SEVAL - AHMET SEVİNÇ
haber
Siteplus’tan Babalar Günü Etkinliği Siteplus çalışanları Babalar Günü kapsamında mask boyama etkinliğinde bir araya geldiler. Artosfer Sanat Evi’nde gerçekleştirilen etkinlikte babalar ve çocukları mask boyama etkinliği sonrasında mangal yaparak güne devam ettiler. Bu keyifli günde Siteplus çalışanları yorucu iş hayatının stresini bir kenara bırakıp çocuklarıyla birlikte zaman geçirdiler. NEHİR İDİL, CENKÖZ AȘTAȘKIN
ALİ - ALPTUĞ ȘAHİN
NACİYE, AHMET DOĞAN
OKTAY, ANIL SAYIN
haber
Otto Lounge İftar
Çukurambar’da açılışı gerçekleştirilen Otto Lounge, görkemli bir iftar ile konuklarını ağırladı. YEȘİM BAȘARAN
ERDOĞAN YILDIRIM
AKIN DİNÇER
GÜLİSTAN KEPOLU SÜMER
İş ve siyaset dünyasının katılımı ile gerçekleşen davette, mekan sahibi Akın Dinçer konuklarıyla yakından ilgilendi. Yaklaşık 600 kişinin aynı anda oturma kapasitesine sahip olduğu işletmede açık bahçe ve vip odalar mevcut. Şık dekoru ve mimarisiyle dikkat çeken mekanda, altın kaplama semaverler ve çay demlikleri misafirlerin ilgi odağı oldu. Başarılı bir ekip kurduklarını söyleyen Dinçer, “Güleryüz, ilgi ve hızlı servis ekibimiz için olmazsa olmaz.” dedi. Et yemekleriyle çok iddialı olan mekanda vejeteryan ve diyet yemekler de katılımcılardan tam not aldı.
DOĞAN - EMİNE TAȘVAN
SUDENAZ KURUȘA
haber
Bloggerlar İftarda Buluştu Çukurambar bölgesinde bulunan Otto Lounge’da düzenlenen iftar yemeğine Ankara ve diğer illerden çok sayıda blogger katıldı. Mekanın sahibi Akın Dinçer gelen konuklarla yakında ilgilendi. İftar yemeğinden önce Otto Lounge’ı gezen davetliler, mekanın konseptine ve ferah olmasına özellikle değinerek çok beğendiklerini dile getirdiler. Yemeklerini yedikten sonra uzun uzun sohbet eden bloggerlar mekandan mutlu bir şekilde ayrıldı.
AKIN DİNÇER
DAMLA TOKGÖZ
röportaj
2017 Yaz Saç Trendleri Kıșın favorisi olan “jet irize siyahlar”dan, soğuk tonlarındaki oksit kahvelerin, otoritelerini tavan arasına atan yaz sezonu, șimdi sahillerdeki serin deniz dalgaları ile kum ruhunu kombinleyerek mükemmel uyumu yansıtan yaz sezonundaki rolüyle yeni oyununa “Nude bej”lerin serin renk tonlarını, Kaliforniya dalgaları ile saça yeni bir boyut kazandırıyor.
S
ezonun çılgın saç rengi belli oldu; cüretkar ve seksi “Bakır Foilyage”lar bu yaz beklenmedik yükselişiyle Hollywood’dan model camiasına kadar sayısız cool tonlarıyla adeta zafere imza attı.
O&V Salon coloristleri yeni akıllı renklendirme teknikleriyle alt tonlara gizlenmiş birçok yeni nesil tonlarıyla, geniş renk yelpazesini müşterilerine sunuyor. Orhan bademli ve Veysel öz olarak “Bakır Foilyage” şans vermenizi öneririz... Birbirinin flörtü olan “Bakır Foilyage” ve “Nude bej”ler Hollywood ayağında ünlülerin favori renkleri olmuştur. Hatta soğuk ve sıcak bu çılgın ikili, güzellik dünyasını ele geçirdiği için ünlülerden en iyi yaz renklerinin ton alternatiflerini O&V olarak kusursuz bir renk yakalamak isteyenler için renk yolculuğuna çıkalım diyoruz... Ayrıca orijinal heyecanlar katmanın sırlarını çok iyi bilirler. Ancak bir yandan da doğallığı, zarafetin çekiciliğini ve şıklığın sofistike ile olan cömertliğini severler....
Orhan Bademli: “Bakır Foilyage”, modern Bob ve klasik kesim modellerinin zamansız modasıyla, kadınların gerçek güzelliğine minik dokunuşlarla onlarda büyük etkiler yarattım. Yaz trendi olan bu modelleri müşterilerimizde de göreceğiz. Akışkan, doğal, uçuşan dalgaların büyüleyici özgün zaferi modern Bob saç modelleri olacak.
274 magdergi.com.tr
Veysel Öz: “Nude bej” tonları kontür tekniği ile blokların arasından tatlı tatlı süzülerek, platin sarı bej tonlarıyla yansıyor... Doğal, yumuşak ve parıldayan ipeksi sarışın bej tonlarını uyguluyoruz. Orhan Bademli: “Nude bej”in kişiye özel düzensiz katlı doğal hareketleri, parlak akışkan ve hafif hacimlerle bukleli tutamlarla buluşarak “akıllı” ve pürüzsüz dokular yaratıyorum. “Yüzümüzdeki güzelliği ortaya çıkaran dokunuştur” diyen makyör Hatun Yılmaz kadınların renkli dünyasını dışarı vurmasına yardımcı olan trendleri şöyle yorumladı: Bu sezonun vazgeçilmezi olan ilk şey doğal kaşlar ve ten makyajını olabildiğince hafif tutmak; adeta makyaj yokmuş gibi... Doğal saçlar, doğal ten ve doğal dudaklarda mat rujlar tercih edebiliriz. Sezonun en popüler görünümü ten ve göz makyajını minimumda tutarak daha modern bir görünüm elde edebilmek. Bilgi İçin: Orhan Bademli ve Veysel Öz Mail: obademli@gmail.com / ov.master1964@gmail.com Tel: 0532 100 10 51-0532 314 21 80 Artistik Yönetmen: Orhan Bademli Styling: /Ahmet Eraslan Fotoğraflar: Elif Ece Doğan Makyör: Emine Hatun Yılmaz Kuaför: O&V Kuaför Salonu ve ekibi Mekan: ST REGIS OTEL Maçka Kullanılan ürünler: “LOREAL PROFESYONEL”
Gaggenau ile Boğaz’da Sinema Keyfi İstanbul’da bu yaz yapılması gerekenler listesinde ilk sıraları alacak “Gaggenau ile Boğaz’da Sinema Keyfi”, șehrin en büyüleyici mekanlarından Sait Halim Pașa Yalısı’nda yaz boyu sinemaseverleri bekliyor.
L
üks mutfak aletleri sektörünün en önemli markası Gaggenau ve İstanbul Boğazı’nın en güzide semtlerinden Yeniköy’de bulunan Sait Halim Paşa Yalısı iş ortaklığıyla düzenlenen “Gaggenau ile Boğaz’da Sinema Keyfi” geri dönüyor.
advertorial
Sıcak yaz akşamlarında Boğaz’ın esintisiyle serinlemek ve görkemli bir manzara eşliğinde vizyon filmlerinin tadını çıkarmak isteyenler için yaz boyunca on farklı film gösterimi düzenlenecek. Film öncesinde yalının rıhtımında açık büfe atıştırmalıklarla başlayacak sinema geceleri, güneş battıktan sonra patlamış mısır ve dondurma eşliğinde film seyriyle devam edecek. Gaggenau sponsorluğunda bu yıl üçüncüsü düzenlenen “Boğaz’da Sinema Keyfi”nde yer alacak filmler ve biletlerle ilgili
detaylı bilgi almak için biletix.com’u ziyaret etmek ya da Sait Halim Paşa Yalısı’nı aramak yeterli. Takvim 12 Temmuz 19 Temmuz 23 Temmuz 26 Temmuz 2 Ağustos 9 Ağustos 24 Ağustos
La La Land Inconceivable Passengers Hidden Figures Keeping Up with the Joneses Collateral Beauty Hitman’s Bodyguard
Köybaşı Caddesi No: 83 Yeniköy, İstanbul (0212) 223 05 66 www.saithalimpasa.com.
davet
Görkemli Açılış MÜGE - TAYFUN HATİPOĞLU
Ankara’nın ilk “yeni nesil meyhanesi” olan Humhane Küplü Şehir Meyhanesi muhteşem bir açılış ile Ankara’ya merhaba dedi. Modern ve geleneksel yaklaşımların sentezlendiği mekanın sahipleri Akın Ateş, Tansel Koca ve Tamer Özkan, böyle bir konsepti Ankara ile buluşturdukları için mutluluk duyduklarını belirtti. Mekanın Türk ve Yunan lezzetlerini içeren zengin menüsü, antikacılardan toplanmış küp ve fıçıları ile sıra dışı mimari konsepti konuklardan büyük beğeni topladı. Yeni nesil meyhanenin ilk konukları, gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlendiler.
276 magdergi.com.tr
TAMER ÖZKAN, AKIN ATEȘ, TANSEL KOCA
BİLGE SU DURAK
SAVAȘ ÇOLAKOĞLU
ÇETİN KARGIN
GAYE AKKAN
İșletmenin kurucu ortaklarından Tamer Özkan konuklar ile yakından ilgilendi.
İDİL ARSLAN
Açılıș davetine katılanlar ilk defa uygulanan konsepti çok beğendiklerini dile getirdi. KEMAL ÖZDENDİR
YILDIZ DEMİRKAN
davet
Görsel Şölen Fame Dans Stüdyosu 2017 sene sonu gösterileri “Frozen” ve “Fam’e’ous” ile DT Cüneyt Gökçer Sahnesi’ndeydi. Biletleri iki hafta öncesinden tükenen gösterileri 1200’e yakın dans sever izledi. İlk gününde klasik bale temsili olan Frozen ile perdesini açan Fame Dans Stüdyosu her sene olduğu gibi yine izleyicilere müthiş bir dans şöleni sundu. İkinci gününde ise, dans sporu, jazz ve hip hop danslarının aynı sahnede yer aldığı Fam’e’ous Temsili, canlı müzik eşliğindeki sürpriz final dansı ile geceye damgasını vurdu.
278 magdergi.com.tr
kısa kısa
Farkındalık Yazarlığı BLUESOPHOS B i re yse l B i l gel i k
Bluesophos Bireysel Bilgelik, “Farkındalık Yazarlığı” eğitimleri ile her Perşembe günleri saat 19:30’da katılımcılarıyla buluşuyor. Her hafta birbirinden özgün, birbirinden yeni temalarla düzenlenen etkinlikte katılımcılar, hem derinlerindeki içsel yazarı ortaya çıkarıyor hem de yazdıkları aracılığıyla kendilerine dair farkındalık kazanıyorlar. Bilgi ve kayıt için irtibat: (0530) 091 39 40 - (0530) 090 85 44.
Büyük Kolej’de Yaz Eğlencesi Ankara’nın köklü eğitim kurumlarından Büyük Kolej’de yaz okulu, büyük oranda öğrencinin katılımı ile devam ediyor. Okul kampüsünde gerçekleştirilen yüzme, basketbol, tenis, masa tenisi ve satranç gibi spor branşlarının yanı sıra, kültürel ve sanatsal faaliyetlerle öğrenciler geride bırakılan eğitim yılının stresini atıyor. 5-14 yaş grubuna özel olarak hazırlanan programlar, uzman eğitici ve antrenörler gözetiminde gerçekleştiriliyor. Sabah 09:00 ve akşam 17:00 saatleri arasında devam eden yaz okulunda servis, diyetisyen gözetiminde hazırlanan öğle yemeği ve ikindi kahvaltısı ile birlikte okul doktoru da tam zamanlı hizmet vermektedir. 25 Ağustos tarihine kadar devam eden yaz okulunda çocuklar dolu dolu bir tatil geçirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Ankara’nın En Güzel Partilerinin Mimarı Rollhouse Bowling ve Eğlence Merkezi Çocuk doğum günü partileri her zaman çok özeldir ve eğlencenin sınırı yoktur. 18 yıldır alanında uzman kadrosuyla haftanın her günü doğum günü partisine ev sahipliği yapan, Rollhouse Bowling ve Eğlence Merkezler’inde yaş gruplarına özel aktiviteler bulabilirsiniz. Bowling, çocuk oyun alanı, buble show, ilüzyon show, karaoke gibi seçeceğiniz aktivitelerle unutulmaz bir parti planyabilirsiniz. www.rollhouse.com İletişim: 444 7 655
RC Art Gallery Eylül Ayında Açılıyor... RC Art Gallery yine bir ilki başardı. Ankara’nın lüks konuk projelerinden biri olan Akfen İncek Loft’ta müzayedeler, workshoplar, resim dersleri ve sergiler ile sizleri bekliyor.
makyaj
Osman Vertop
osman@magmedya.com.tr
Renklerin Dansı Bu yıl bize hiç gelmeyecekmiș gibi hissettiren yaz nihayet geldi! Güneșin sıcaklığını gittikçe daha çok hissettiğimiz bu günlerde güneș ıșınları altında sizi güzel ve canlı gösterecek makyajınız ve 2017 yılı yaz sezonu makyaj trendleri için Tom Ford makyaj sanatçısı Osman Vertop’ tan küçük tüyolar aldık. Keyifle okumanız ve uygulamanız dileğiyle...
280 magdergi.com.tr
I
şıl ışıl bir cilt...
Bu yıl geçtiğimiz yıl trend olan “no makeup” yani yok gibi makyaj, yerini gözlerde pastel tonların kullanıldığı hafif ışıltılı makyajlara bırakıyor. Işıltı ve simleri her yerde görüyoruz desek yanlış olmaz. Tende strobing etkisini halen sürdürüyor. Doğal bir görünümden hoşlananlardansanız önerimiz; doğru noktalarda highlight kullanımı ile ışıl ışıl parlayan, canlı ve sağlıklı bir cilt görünümü elde ederken makyajınızı gündüz pastel tonlarda farlar, renksiz glosslar veya nude tonlarda bir ruj ile tamamlayabilirsiniz. Gece ise göz makyajınızı koyu tonlarda buğulu bir görüntüyle daha etkili kılabilir ya da bu yıl çok trend olan metalik farlar veya pigmentler ile gözlerinizi ön plana çıkarabilirsiniz. Özellikle göz pınarlarını highlight ve çok simli olmayan farları kullanarak aydınlatmak bu yıl çok moda. Highlight kullanımı ile ilgili kısa bir bilgi vermekte de yarar var diye düşünüyoruz; highlight kullanırken etkili bir görüntü elde etmek için ürünü güneşten doğal olarak ışık alan, yani güneş ışığında durduğunuzda yüzünüzde en aydınlık olan yerlere ve ışığın yansımasını kullanarak daha fazla öne çıkarmak istediğiniz noktalara uygulamalısınız. En yaygın kullanımda burun üzeri kaş altları, dudak üstü ve elmacık kemiklerine highlight uygulanmaktadır. Ancak burada dikkat etmeniz gereken şudur ki; eğer burnunuz büyük ise ve üzerine highlight uygularsanız daha da ön plana çıkmasına ve daha büyük gözükmesine sebep olabilirsiniz. Böyle bir durumda burun ucunu biraz kaldırmak ve burnu inceltmek için yanlarına ve altına kontür uygulaması yaparak makyajı tamamlamak daha doğru olacaktır.
Renklere özgürlük...
Gündüz makyajları ve tatil yerleri için en büyük tavsiyemiz, kalın yapılı fondötenler yerine su bazlı, cilde nefes aldıran ince ürünler veya bb krem kullanılması. Bu ürünün üzerine makyajı highlight ve allıkla destekleyebilir, yalnızca waterproof bir maskara ile bile makyajınızı tamamlayabilirsiniz. Ciltte parlak bir görüntü seviyorsanız ve cildiniz çok yağlı değilse sıvı highlight ürünleri fondöten veya bb krem ile karıştırarak tüm yüzünüze de
uygulayabilirsiniz. Bu yıl renklerde özgürlük yılı! Sadece siyah değil her renk maskara kullanarak özellikle tatil için daha eğlenceli, keyifli bir görünüm elde edebilirsiniz.
Allıkların dönüşü...
Bu yıl geçen yıl çok trend olan kontürleme tekniği neredeyse yok denecek kadar az. Bunun yerini ise strobing tekniği ve highlightlar ile aydınlatılmış ve güçlü allıklarla renklendirilmiş bir cilt alıyor. Allıklar bu yıl öylesine yükselişte ki bazı markaların bu yılki defilelerinde kırmızı renkli allıklara bile rastlamak mümkün. Pembe bu yılın trend rengi, ancak tavsiyemiz allık rengi seçerken de tıpkı fondöten gibi cildinizin alt tonu ile uyumlu olacak bir ton seçmenizdir.
Özgür kaşlar...
Kaşlarda geçtiğimiz yıl kullanılan kaş maskaralarından bu yıl biraz uzaklaşıyoruz. Daha özgür, dağınık ve doğal görünümlü kaşlar bu yıl çok moda. Kaşlarda farklı, abartılı sayılabilecek renklerin kullanımı ise günlük kullanıma çok uygun olmamakla birlikte bu yıl bizi 80’lere götüren trendler arasında. Farklı görünümden hoşlananlar için tercih edilebilecek bir alternatif olarak söyleyebiliriz.
Çarpıcı dudaklar...
Dudaklarda yaz aylarında geçtiğimiz yıllarda hep nude tonlar tercih edilirken bu yıl özellikle mat ve yarı mat kırmızı, pembe ve bordo tonlar hakimiyetini ilan ediyor. Bu renkleri hem gündüz makyajlarınızda hem de gece makyajlarınızda özgürce kullanabilir highlightlar ile dudaklarınızda ombre etkisi yaratabilir ve derinlik verebilirsiniz.
haber
Porsche Macan Tutkunlarını Bekliyor Porsche’nin kompakt SUV model serisi Macan, 2 litrelik benzinli ve turboșarjlı dört silindir motoruyla, performansı verimlilik ile bulușturuyor. Sınırlı sayıda ve Türkiye’ye özel donanıma sahip Macan 2.0’ler 385.000 TL’den bașlayan fiyatlarla Porsche tutkunlarını bekliyor. Porsche’nin, Türkiye’de ilk kez 3 yıl önce satışa sunduğu kompakt SUV Ailesi Macan, SUV segmetinin spor otomobili olarak tanımlanıyor. Teknolojisinden, sürüş dinamiğine ve konforuna kadar her detayında bir Porsche olduğu hissedilen Macan’ın, turboşarjlı 2 litrelik motoru 252 HP güç üretiyor. Tüm Porsche modellerinin sahip olduğu ayırt edici bir özellik olarak, Macan da motor gücünü, olağanüstü sportif sürüş dinamiklerine dönüştürme kabiliyetine sahip. Bu da standart Porsche Çekiş Yönetimi (PTM) aktif dört çeker sisteminin, çevik bir süspansiyon ve hassas direksiyon kullanımıyla etkileşimiyle sağlanıyor. Yüksüz 1.770 kilogram ağırlığıyla Porsche tarafından üretilmiş en hafif SUV olan Macan, yol tutuş açısından da çok çevik.
Unutulmaz Bir Uzak Doğu Yolculuğu Kosifler Oto; müșterilerinden bir çifti unutamayacakları 5 gece, 6 günlük Uzak Doğu Cruise seyahatine götürüyor. Kosifler Oto düzenlediği kampanyalarla ayrıcalıklarını sürdürmeye devam ediyor. 31 Temmuz 2017 tarihine kadar Kosifler Oto’dan satın alınan BMW, MINI, Jaguar veya Land Rover araçlar için çekilişe katılma hakkı kazanılıyor. Çekiliş sonucunda belirlenecek talihli; Emirates Havayolu A380 uçak tipi ve Royal Caribbean International’ın 5 yıldızlı Mariner of the Seas gemisi ile Singapur, Phuket, Penang ve Kuala Lumpur’u kapsayan 5 gece - 6 günlük unutulmaz bir çift kişilik Uzak Doğu Cruise seyahati kazanıyor. Çekiliş hakkında detaylı bilgiye Kosifler Oto showroomlarından ve kosifleroto. com.tr web sitesinden ulaşabilirsiniz.
282 magdergi.com.tr
LEVENT - İSTANBUL
Büyükdere Cad. No: 187 Şişli/İstanbul (Kanyon Yanı)
www.hikmetcetinkaya.com
davet
Festivale Büyük İlgi Türkiye’nin birbirinden ünlü markaları Bizim Çocuklarımız Derneği yararına gerçekleşen Fashion Street Fest Alışveriş Festivali’nde bir araya geldi.
AYPEN TELCİ
Wyndam Hotel Levent’te gerçekleşen alışveriş festivaline cemiyet hayatının önemli isimleri katılarak hem alışveriş yaptılar hem de Bizim Çocuklarımız Derneği’ne katkıda bulundular. Gün boyu süren etkinliğe festivalin organizasyonunu düzenleyen ünlü tasarımcı Aypen Telci ve Bizim Çocuklarımız Derneği Başkanı Sinem Nefesoğlu ev sahipliği yaparken konuklar düzenlenen mini konserlerle festival boyunca eğlenceye doydular. Festivalde sahne alan Pamela, Merve Özbey, Beyza Durmaz ve Aslı Hünel en sevilen parçalarını seslendirirken konuklara müzik ziyafeti de sundular.
284 magdergi.com.tr
SİNEM NEFESOĞLU
AYȘEGÜL KAYABAY
FULYA GÜNDOĞDU
MELDA AKSU
PINAR ALTUĞ ATACAN
NİLAY CAFER
PERVİN ERSOY
lası için Daha faz om/online i.c magderg
HÜLYA KALYONCU
NURSEL ARSLAN
YELDA GÜRAL
davet
Geleneksel Mezunlar Balosu DİDEM SÖNMEZ
ESİN ENDER ÇİTFÇİOĞLU
TED Ankara Koleji Mezunları Derneği’nin Geleneksel Mezunlar Balosu, Sheraton Otel’de gerçekleşti. TED Ankara Koleji Mezunları Derneği tarafından bu yıl 49.’su düzenlenen Geleneksel Mezunlar Balosu Sheraton Otel Ankara’da gerçekleşti. Mezuniyet dönemi iki ve yedi olan TED Ankara Koleji mezunları bir araya geldi. Eski arkadaşları tekrar bir araya getiren organizasyonda, düzenlenen kokteylin ardından salonun kapıları, Balkan Orkestrası eşliğinde açıldı. Sanatçı Dilan Elçi’nin de sahne aldığı Geleneksel Mezunlar Balosu konuklarına keyifli dakikalar yaşattı. Mezuniyetinin 70. yılını kutlayan Hayrunisa Sofuoğlu ve Bedia Yağız’a Komite Başkanı Yasemin Polat tarafından plaket verildi.
286 magdergi.com.tr
NİLÜFER ÇAKMAKLI, BARIȘ ORUÇ
ELİF ÇARMIKLI
SENA EROL
BİLGE TUNCER
SELİN GÜRSOY
YASEMİN GÖKOĞLU
ÖZLEM TÜRKTAN
Baloya katılan devetliler gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlenip, okul yıllarını ve anılarını anlattılar. GÖKÇENAZ DEMİREL
AHMET - İPER ZİLELİ
davet
PINAR SÜRENKÖK
ATİLLA - SEVEN YÜCEL
SUNA TUNA
AÇELYA ALTAN
TED Koleji mezunlarının bulunduğu gecede konuklar șıklıklarıyla göz kamaștırdı.
IȘIL ÖMEROĞLU, BURÇİN YILDIRIM, DERYA ZEYREK
ALKIM AVȘAR
ATEȘ YENER, AHMET HAN, CENK BAȘİMİ, MESUT KESKİNKILIÇ, YILMAZ YILDIZ
SERPİL ATEȘ, SEZİN HEPȘEN
TUĞCU, ALP AYGAR
röportaj
ÖZLEM SÜGEN
Özlem Sügen ile Astroloji Sohbetleri Neredeyse 20 yıldır Numeroloji, Batı Astrolojisi ve diğer sistemlerle birlikte Vedik astrolojisi eğitimleri alan Astroloji Uzmanı Özlem Sügen astrolojinin hayatını nasıl etkilediğini bizlerle paylașırken Türkiye’yi Ingressus Haritasına göre nelerin beklediğini değerlendiriyor...
S
izi tanıyabilir miyiz? Astrolojiye ilginiz nasıl başladı?
11 Mayıs 1973 İstanbul doğumluyum. 8 yaşındaydım, bir rahatsızlık nedeniyle bir süre hastane tedavisi görmem gerekiyordu. Takılan serumun bitmesi ve hemşirenin uzun süre gelmemesi neticesinde kendi iğnemi kendimin çıkardığını, hemşirenin şaşkınlığını ve bu mesleğe duyduğum ilginin böyle başladığını hatırlıyorum. Bir çocukluk hayalimi ailemin de desteği ile gerçekleştirmiştim. Hemodiyaliz bölümünde branş-eğitim hemşiresi olarak göreve devam ettim. Emekli olmama 3 yıl kaldığı halde bilgilerimi tazelemek adına hala mesleki sınavlara giriyorum. 1995 yılından itibaren transit Plüton karşıt burcumda yolculuk yaparken natal Plüton ile olumlu açısı esnasında astrolojiye ilgi duymaya başladım. 1999 yılında ise kariyer evimdeki natal Jüpiter ile olumlu etkileşime geçtiğinde eşimle tanışmıştım, fakat evlilik evinde ilerleyen Plüton’un bana hem astrolog bir eş hem de astroloji kariyeri getirebileceğini tahmin bile edemezdim. Vedik astrolojisinde natal Ketu mistik konularda yetenek veriyor ve seçkin bir yerde olması gerekiyor. Natal haritamda 3.evde ve yükselimde olduğu İkizler burcunda. Batıya baktığımızda Plüton-Venüs-MC arasında büyük üçgen var. Yine psişik konularda başarı veren Ay-MerkürRahu arasında da bir büyük üçgenim daha var. Yücel Sügen astroloji konusunda yeteneğimi fark etmişti ve ilk öğrencisi ben oldum. 2 yıl sonra, Numeroloji, Batı astrolojisi ve diğer sistemlerle birlikte Vedik astrolojisinde 20.yılımı dolduracağım.
Astroloji hayatlarınızı etkiledi mi? İnsanların hayatında nasıl bir rol oynuyor?
Elbette etkiliyor, etkilememesi mümkün mü? Olumlu anlamda etkilediği gibi olumsuz anlamda da etkileyebiliyor. Benim de kimseden bir farkım olmadığına göre genel bir yanıt vermek isterim. Düşünün, natal haritanızda Satürn çok olumsuz bir konumda ve Vedik sistemde 3 ay sonra Satürn Dasa’ya gireceksiniz. Bu kişi, “başıma neler gelecek?” korkusuyla yaşayabiliyor.
Bir çocukluk hayalimi ailemin de desteği ile gerçekleştirdim. Astroloji Tanrı’nın lisanıyla konuşabilmekse eğer, kader ile eş değerdir ve ben hiç kimsenin olumsuz transitlerini olumluya çevirebildiğine şahit olmadım. Özellikle Sadesati, Kandaka ve Asthama Satürn periyodları şayet yaşanan Dasa’da olumsuz ise oldukça zorlayabiliyor. Neden hastalanıyoruz, neden kaza geçiriyoruz, neden iflas ediyor ya da mahkum ediliyoruz ve hatta neden ölüyoruz? Tüm bunlar transit halindeki gezegenlerin bir sonucudur. Bir de önemli olan, danışana bu olumsuz tabloyu ılımlı bir lisanla aktarabilmek. İnsanları gerçekte tanımakla tanımamak arasındaki yolculukta tecrübe, bilinç ve farkındalık vazgeçilmezimizdir. Astrolojiye uyarladığımızda kuralları koyan ve bozulmasına izin vermeyen Satürn bir anlamda adaleti de sağlamış olur. Satürn olmasa insanın insana neler yapabileceğini şöyle bir düşünmenizi istiyorum. İşte astroloji farkındalık yaratmak adına mükemmel bir sistem. Özellikle, bir Satürn retrosu bittiğinde farkındalık yaşayan bir kişi tecrübesini şöyle özetleyecektir; kendime zarar verecek eylemlerde bulunurken ben hep seni suçladım, seni yargılarken seni kötülerken
Senin tek emelin benim iyi olmamdı. Anlayamadım. Düşünemedim. İyiliği, doğruyu ve güzelliği kendimden, kötüyü, sıkıntıyı, yokluğu ve kayıplarımı senden bildim. Oysaki Sen (Satürn) ne iyi bir dostmuşsun, ben ise ne kadar nankör...
Astrolojiyle ilgili doğru bilinen yanlışlar nelerdir?
Astrolojinin felsefesinde var olan iyi zaman ve kötü zaman kuralını hiçbir zaman unutmayalım. Aslında bütün astroloji sistemi bundan ibarettir. İyi zamanda yapılan işler gelişir, büyür, fayda sağlar. Bu süreçte karşınıza çıkan kişiler de muhtemelen doğru insanlardır. Kötü zamanda başlatılan işler başarısız olur ve muhtemelen karşınıza çıkan insanlar da başarısız olmanız için var gücüyle çalışacaktır... Bir de günümüzde olmazsa olmazımız olan, arz talep haline gelen burç yorumları elbette yanıltıcıdır.
röportaj
En çok sorulan sorular para ve aşk ile ilgili oluyordur. Bu konularda neler söylemek istersiniz?
Evet doğru diyorsunuz; öncelik aşk ve evlilik sonrasında para iş ve kariyer konuları. Evlilik karakası Venüs ve 7.ev yerleşimi zarar görmüş bir haritada aşk ve evlilik konusu maalesef verimli olamıyor. Kişi özel hayatında mutlu değilse bu iş, kariyer ve sosyal ortamlara da yansıyor. Bu nedenle bu iki analiz konusu birbiriyle bağlantılı. Mutlulukla bağlantılı olan Venüs dışında özellikle Vedik astrolojisinde Ay burcunun önemi çok büyük. Astrolojide mutluluk ve iç huzuru 4. evin konusudur. 4. evde zararlı bir gezegen varsa veya yöneticisi zararlı bir burçta / evde ya da zararlı bir gezegenle kavuşumda olursa, bu olumsuz etkileri bertaraf edecek Ay ve Venüs yerleşimi zarar görürse ve bunlara ilave olarak özellikle Amavasya Tithi doğumlu olan harita sahibi kişiler hem kendilerini hem de çevresindeki insanları bir şekilde mutsuz etmeyi başarabiliyor. İlişkiler dendiğinde Magi astrolojisinden bahsetmeden olmaz. Kadersel etkiler veren Vedik astrolojisinin fenomeni Ay düğümlerinin (Rahu ve Ketu) eşleşim haritasındaki tersten kavuşumu çok güçlü bir uyum ve koparılmaz bir bağ oluşturur. Bu benimle eşim arasında var olan bir açı, imkansızı olur kılan bir görünümdür. Bununla birlikte bu kadar mükemmel bir uyuma rağmen ortak haritada Satürn çarpması var ise kadın ve erkek istemeseler de yollarını ayırabiliyorlar. Bu Satürn çarpması bazen 2 yıl bir ayrılık, bazen de resmi bir boşanma ile sonuçlanabiliyor. Demem o ki; Magi astroloji olmadan ilişki analizi yapılamaz. Ortak haritada var olan mükemmel karmik uyuma rağmen, çiftler ciddi bir ayrılık yaşıyorlarsa, ayrılık süresi önemli olmaksızın, altında yatan neden Satürn Çarpmasıdır.
Mesela 25 Mayıs’taki Yeni Ay fazında yükselen burcu Boğa olanlar için birçok makalede 2.ev konularını aktive edeceği yazılır. Halbuki ben de bir yükselen Boğa’yım ve Yeni Ay benim 1.evimde gerçekleşmiş olacak. Natal haritanın ne söylediğine bakmak gerekir. Bu durumda bir sonraki burcu okumakta fayda var desem de konuya magazin amaçlı bakılması en doğrusudur... Astrolojinin en önemli zafiyeti eğitim konusu. Şimdilerde medyumlar bile astroloji ya da astrolog adı altında toplanmaya başladılar. Batı astrolojisinin magazinsel tarafı buna çanak tutuyor olabilir ama Vedik astrolojisi evde kendi kendinize birkaç kitap okuyarak öğrenebileceğiniz bir sistem değildir. 2012-2013 döneminde verdiğimiz eğitimin daha ilk aylarında ilişiği kesildiği halde, bu camiada isim yapmak için bizim öğrencimiz olduğu yalanına başvuranlar var. Vedik astrolojisinin kaynağı Hindistan’dır. Mesleği gereği belirli aralıklarla birçok defa Hindistan’da bulunmuş, orada eğitimlere katılmış ve Türkiye’de ilk Hint Astrolojisi kitabının yazarı olan Yücel Sügen’den yaklaşık 20 yıldır birebir ders aldığım halde ben hala bu sistemi öğrenmekteyim. Bununla birlikte bu ülkede birkaç kitap okuyan Vedik astrolog olabiliyor (!) Her konuda olduğu gibi astroloji alanında da maalesef bir yozlaşma söz konusu... Bir de yurt dışından alınan eğitimlere değinmek istiyorum, yabancı dilde online Vedik astroloji eğitimi veren bu ülkelerde tabiri caizse “parayı bastıranın sertifika alabildiği” bir durum ortaya çıkıyor. Bu kursların bizdeki özel kolejlerden bir farkı olmamakla birlikte, orada online Vedik eğitimi görenlerin bizim kursta nasıl afalladıklarına birçok kez şahit oldum. Bizim online kursumuz da dahil olmak üzere diğer uzaktan eğitimleri yeterli bulmuyorum, her zaman bu işi yerinde öğrenmiş bir astrologdan birebir eğitim almak astroloji öğrenmenin en doğru yoludur. Ve ben bu konuda şanslı olduğumu düşünüyorum.
292 magdergi.com.tr
Birçok farklı astrolojik yöntem kullanıyorsunuz. Bunlardan bahseder misiniz?
Bir analizde tüm astroloji sistemlerinin kullanılması analizi zenginleştirir, çok seslilik ve çeşitlilik her alanda her zaman iyidir. Bir astrolog, bir alanda uzmanlaşsa bile bütün sistemleri özellikle Vedik astrolojisini bilmelidir. Ben analizlerimde Çin astrolojisi de dahil olmak üzere tüm sistemlere yer veriyorum. Özellikle ilişki ve evlilik konusunda geleneksel astrolojide Magi sisteminin üstünlüğü tartışılamaz. Vedik astrolojisinin de Magi’yi desteklediğini her zaman deneyimledik. Bir haritada ne kadar uyum olursa olsun bir ilişkinin (evliliğin) kalitesi ve ömrü ortak haritada var olan Satürn çarpması kadardır. Satürn çarpması aradaki çok büyük aşka rağmen, huzursuzlukla kendini gösteren, onarılamaz yaralara neden olan, eşini çok sevmesine rağmen boşanma davası açan bir kadının mutlak kaderi olabiliyor. Kendi yaralarını saramayan ama çevresine şifa dağıtan Chiron, Magi astrolojisinin Satürn kadar önemli bir elemanıdır. İlişkiyi başlatan, devam ettiren, sonlandıran Satürn ile adeta yarış halindedir.
Bir analizde tüm astroloji sistemlerinin kullanılması analizi zenginleştirir. Türkiye’nin geleceği ile ilgili neler söylersiniz?
Ülkemiz uzun bir zamandır zor bir süreçten geçiyor, zaman zaman bunları astrolojik yorumlarda yazıyoruz. Bunun devam edeceğini söylemek için aslında astrolog olmaya da lüzum yok. Biraz gazeteleri ve köşe yazarlarını takip eden biri kafasında bir durum değerlendirmesi yapabilir. 2017 Türkiye İngressus haritasında 12. evde Güneş, Mars ve Merkür stellium yapıyor. Bu harita Haziran ayı ve sonrasını kapsıyor. Demek ki, kaos ve huzursuzluk Haziran’dan sonra da devam edecek. Güneş’in otorite konumundaki kişileri yani
bizi yönetenleri, Mars şiddet ve agresyon içeren her türlü oluşumu, Merkür’ün de iletişim, basın yayın medya gibi konuları temsil ettiğini düşünürsek mevcut olan sorunlar devam edecek hatta bir seviye artabilecek diyebilirim. Jüpiter ile Mars’ın olumsuz açısı işsizlik, ekonomi, güvenlik ve hukuk konularında bozulmaların iyice ortaya çıkacağı zamanları göstermekte. Merkür 12.evde Güneş ile birlikte olduğundan iktidara yönelik sert eleştiriler devam edecek. 12. evin bu kadar etkilenmesi diplomatik ilişkilerdeki, cezaevlerindeki sorunları, terörist tehditlerini ve istihbarat konularındaki zayıflığımızı ortaya serecektir. Ağustos ayında iki tutulma yaşayacağız. Birinde T.C haritasında 8.ev, diğer tutulmada 3.ev konuları aktive olacak. 8.ev yaşayacağımız krizleri ne kadar iyi yönetebildiğimizi gösterir. 3.ev konularında ise, akla ilk gelen sınır komşularımızdır. Mülteciler de ülkemizi işsizlik ve ekonomi konusunda zorlamaya devam edecek. 21 Ağustos’taki Aslan burcundaki Güneş tutulması bu anlamda çok önemli. 11 Ağustos 1999 yılındaki Güneş tutulması yine Aslan burcunda olmuştu ve 17 Ağustos’ta yıkıcı bir deprem yaşandı. Böyle bir risk 21 Ağustos’taki Güneş tutulmasında da mevcut. Bu tutulma sonraki 1 yıl için ülkemiz adına köklü değişimlerin mesajını veriyor. Detaylar için 9 Nisan’da yazdığımız “Referandum Sonrası Türkiye” yazımıza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. http://www.astromistik.com/Astrogundem.htm
2017 yılında tüm dünyada özgürlük ile bağlılık arasında dengelerin değişeceği karmik bir yıl olacak.
Dünya ile ilgili öngörüleriniz...
Bunun için ülkelerin kuruluş haritalarına göre yorum yapmak en doğrusudur ama genel olarak siyasi huzursuzluk birçok ülkeyi etkisi altına alacak. 2017 yılında tüm dünyada özgürlük ile bağlılık arasında dengelerin değişeceği karmik bir yıl olacak. Karmanın yılında tüm gezegen dizilimleri birbirine karşıt olan konularla özdeşleşecek ve karmanın lordu Satürn tüm iyi niyetli girişimleri mükafatlandıracak, kötü niyetleri ise cezalandıracaktır. Satürn geri giderken bizleri pratik bir bakış açısıyla kültürel yapımızı ve inançlarımızı geliştirmeye, ahlaki kuralları pekiştirmeye, adalet duygumuzu sorgulamaya, empati duygumuzu güçlendirmeye ve zihnimizi açmaya çağırıyor. ABD Başkanı Trump’ın haritası bariz bir şekilde “yapacakları öngörülemeyen bir insan” profilini yansıtmakta. Önceliği elbette ABD’nin ekonomik menfaatleri olacaktır.
Bir kişiye baktığınızda burcunu, hayatını; fiziksel özelliklerinden, tavırlarından anlamak mümkün mü?
Aslına bakarsanız çok da mümkün değil ama bazılarının fiziksel özellikleri ve belirgin mizaçları ipucu verebilir. Mesela, uzun yüzlü bir kadın eğer zayıf bir bedene sahipse yükselen İkizler burcu olma ihtimali vardır. Aynı şey Merkür’ün yükselenle ilişkisinde de olabilmekte. Kemiksi bir yapıda görünen biri Oğlak özelliklerinde olabilir ya da Satürn yükseleni etkiliyordur. Satürn yükselen burçta çoğunlukla zayıf ve kemikli bir beden verir. Genellikle kısa boylu erkek ve kadınlarda, ayakları ve elleri küçük olanlarda yükselen Yengeç burcu etkisi görüyoruz ya da Ay yükselenle ilişkide olabiliyor. Bu tasvirler tabii Batı astrolojisinde yer alır, Vedik daha çok ruhanidir.
Atatürk’ün de haritasını çıkartmıştınız. Bununla ilgili neler söylemek istersiniz? Atatürk’ün doğum haritasında Vedik astroloji stajımı yaptım
dersem abartmış olmam. Tarih kronolojisine baktığımızda gerçeğe en yakın harita bizim tespit ettiğimiz doğum bilgilerine göre çıkarılmış haritadır. Bu konuda çok fazla spekülatif haberler çıktı ve ileriki zamanlarda da çıkacaktır. Prof. Dr. Afet İnan’ın Atatürk’ün annesinden duyduğu üzere doğum gününün bir ilkbahar günü hatta bunun Mayıs ayına tesadüf ettiğini söylemiş. Atatürk de annesinden işittiğine göre bir bahar mevsiminde doğmuş olduğunu hatırlayıp “bu tarih neden 19 Mayıs olmasın?” demiş... Atatürk, Güneş burcu Boğa, yükselen burcu Aslan olarak tam bir asker karakterini yansıtmaktadır… *Haritanın detaylarını merak edenler sosyal medya hesaplarımızdan ulaşabilirler.
Mevcut kitaplarınızdan bahseder misiniz?
Eşim Yücel Sügen’in ilk kitabı 1992 yılında basılmış Batı astrolojisine ait kitaptır. Hint astrolojisinde Türkiye’de ilk Türkçe kaynak 1996 yılında “Mistik Hint Astrolojisi” adında yazmış ve defalarca baskıya girmiştir. 2012-2013 yılında ortaklaşa verdiğimiz eğitim ile birlikte buradaki tüm bilgileri Temel Seviye ve İleri Seviye Vedik olarak e-kitap formatında hazırladık. Ayrıca eşimin 2016 yılının Mart ayında “Teos Tanrıların Horoskopu” isimli mitolojik roman tadında bir kitabı çıktı. Daha önce kaleme aldığı “Kırmızı Çizgili Ekvator” ve “Karanlık Güçler” adlı romanları vardır. Bize ait sosyal medya hesapları: www.facebook.com/Astromistik https://twitter.com/astromistik https://www.instagram.com/ozlem_sugen_astromistik/ www.astromistik.com
sergi
Aynanın İçinden İtalyan fotoğrafçı ve gazeteci Piero Castellano’nun Türkiye ve İtalya’daki benzerlikleri ön plana çıkardığı fotoğraf sergisi “Aynanın İçinden” Türkiye Barolar Birliği’nde sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
ZAFER KÖKEN, GÜNEȘ GÜRSEVER
294 magdergi.com.tr
EMILIO SUSSA
ȘÜKRAN ERDİRİK
İtalyan fotoğrafçı Piero Castellano, memleketi ile Türkiye arasındaki benzerlikleri fotoğraflarla ortaya çıkardığı sergisini açtı. İtalya Büyükelçiliği, İtalya Türkiye Dostluk Derneği ve Türkiye Barolar Birliği’nin katkılarıyla açılan sergiye İtalya Kültür Ateşesi Emilio Sessa, İtalya Dostluk Derneği Başkanı Musa Toprak ve Türkiye Barolar Birliği üyelerinin yanı sıra çok sayıda sanatsever katıldı. Serginin açılış konuşmasını gerçekleştiren İtalya Kültür Ateşesi Sessa, Türkiye ile İtalya’nın hem coğrafyalarıyla hem halklarıyla hem de mimarileriyle birbirine çok benzediğini vurguladı. Sessa, İtalya Dostluk Derneği’ne serginin gerçekleşmesinde sağladığı katkılardan dolayı teşekkür etti. Serginin açılış kokteylinde Ertuğrul Karslıoğlu’nun Türkiye’de Mardin ve İtalya’da Matera şehirlerinin benzerliğini gözler önüne seren “Sonsuzluğa Mühürlenen Kentler” isimli belgeselinin gösterimi de yapıldı.
ERTUĞRUL KARSLIOĞLU
PIERO CASTELLANO
davet
Fark Yaratan Tasarımlar Gante Mutfak & Kapı özgün tasarımlarını şık bir lansman ile davetlileriyle buluşturdu. Bir mimar ve bir mühendis olan yakın arkadaşlar Mehmet Sancak ve Melih Keşoğlu ortaklığında kurulan ve geçtiğimiz haftalarda yeni şubesinin açılışını gerçekleştiren Gante Mutfak & Kapı özgün tasarımlarıyla fark yaratan ürünlerini düzenlediği şık lansmanla Başkentlilerin beğenisine sundu.
HAYRİ - MELİKE SAĞLAMCI
MEHMET - ÖZLEM SANCAK
MELİH - AYSUN KEȘOĞLU
MURAT - MAKBULE KARAKAȘ
davet
Coca Cola’dan İftar Yemeği Coca Cola İç Anadolu Bölge Müdürlüğü, Ankara’nın seçkin işletme sahipleri için iftar yemeği düzenledi. Kentpark Marlinda Restaurant’ta düzenlenen iftar yemeğine çok sayıda işletme sahibi ve yönetici katıldı.
ȘEHNAZ GÖKASLAN
İftara katılan konuklar işletmeler ve gelecek planlarıyla ilgili sohbet edip birbirleriyle bilgi alışverişinde bulundu. Coco Cola Yöneticisi Kemal Özdendir gelen her konukla yakından ilgilenerek örnek bir misavirperverlik sergiledi. Konuklar yemeklerin ardından tertiplediği iftar yemeği için Özdendir’e teşekkür etti. TARIK TÜRKÖZ
296 magdergi.com.tr
KEMAL ÖZDENDİR
YÜKSEL DAĞ, BAHAR ȘAHİN
CAN ÇAVUȘOĞLU
CAN, DOĞAN TAVȘAN
SELİM - KIVANÇ ALTAȘ
Ankara’nın seçkin ișletme sahipleri davetten memnun ayrıldı ve Kemal Özdendir’e teșekkürlerini sundu. EZGİ DAMAR, DOĞA ERZİ, MİRAÇ ÖZDİL, ÖZGE ÖZÇETİN
ÖZCAN GÖKLAP
Türkiye Müteahhitler Birliği İftarda
davet
VEYSİ KAYNAK
LÜTFİ ELVAN
Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB)’nin daveti, Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan’ın yanı sıra iş ve diplomasi dünyasından isimlerin katılımıyla gerçekleşti. Türkiye Müteahhitler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün’ün ev sahipliğinde gerçekleşen iftar programı Ankara Swiss Otel’de gerçekleştirildi. Davete Türk müteahhitlerin iş yaptığı ülkelerin büyükelçileri, iş adamları ve diplomasi dünyasından birçok önemli ismin aralarında bulunduğu yaklaşık 600 davetli katıldı. İftar yemeğine Sezgin Canas Trio Ney dinletisi eşlik etti. Yemeğin ardından, TMB Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Yenigün, Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan ve Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak açılış konuşmalarını gerçekleştirdi. Yenigün, konuşmasında, birliğe üye firmaların Hindistan’dan Sahra altı Afrika’ya, Latin Amerika’ya kadar birçok coğrafyada, zor şartlar altında yeni iş imkanları yaratmak üzere büyük özveri içinde çalıştığını söyledi. C
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
298 magdergi.com.tr
MİTHAT YENİGÜN
AYGEN YENİGÜN
GÜRSEL BARAN
FATMA SEMİZ
röportaj
CHRIS COOTER - KAREN BLUMENSCHEIN, MELİKE GÖKÇE
Kanada Büyükelçisi
Chris Cooter
Bu ayki röportajımız için, Türk kökenli vatandașlarından öğrencilere, ticaretten enstitüler arası dayanıșmaya kadar, ülkesiyle içinde bulunduğumuz tüm dıș ilișkilere titiz ve çözüm getirici yaklașımıyla Kanada Büyükelçisi Chris Cooter ve zarif eși Karen Blumenschein’in konuğuyuz…
300 magdergi.com.tr
K
anada Büyükelçilik Rezidansı’na röportaj için kapalı ama ılık bir Haziran gününde gittiğimde, yaklaşan Kanada Milli Günü için rezidansın geniş ve güzel bahçesi yeniden düzenleniyordu. Dikilecek yeni çiçekler ve ağaçlar için bahçede yer yer kazılmış çukurlardan yayılan mis gibi toprak kokusu, Haziran’ın ılık ilk yaz kokusuna karışıyordu. Asistanı Simin Taylaner ile gelen Büyükelçi Chris Cooter’a, daha sonra üst katın merdivenlerinden inen zarif eşi Karen Blumenschein katıldı ve güzelliği ve şıklığıyla röportaj öncesi çektiğimiz fotoğraflara harika bir görselik kattı. Daha sonra bir etkinlikte de bir araya geldiğim Karen Blumenschein, son derece sıcakkanlı ve yapıcı bir yaşam enerjisine sahip. O günkü sohbetimiz esnasında, kendisinin, yaşanan olumsuzluklardan bile olumlu mesajlar çıkarıp hayata pozitif bir bakış açısıyla yaklaşabilen, güzel kalpli bir insan olduğunu anladım. Nazik ve misafirperver çiftle tanışmamızın ardından Türk kahvesi eşliğinde keyifle sohbet etme fırsatı buldum. Büyükelçilik röportajlarının başlangıç noktasından o güne kadar yaptığım röportajlar hakkında konuşurken, ben de bu çalışmanın geçen zaman içinde ne kadar evrildiğini fark ettim. Rezidansın içi kadar verandanın da güzelliğinden etkilenerek orada da çektiğimiz fotoğrafların ardından, Büyükelçi Chris Cooter sorularımı cevaplamaya başladı.
Türkiye’de ne zaman göreve başladınız? Buraya gelmeden önceki son göreviniz neydi?
Ağustos 2016’da Ankara’da göreve başladım. Daha önceki üç yıl Ottowa’da personelden sorumlu olarak görev yapmıştım. Onun öncesinde de Nijerya’daki ekibin başında üç yıl boyunca görevliydim.
Türkiye Büyükelçisi olmanızın yanı sıra başka hangi ülkelerin Büyükelçisi olarak görev yapıyorsunuz? Bu durum yoğunluğunuzu nasıl etkiliyor?
Büyükelçi olarak Türkiye dışında üç ülkeden daha sorumluyum. Bu ülkeler Türkmenistan, Azerbaycan ve Gürcistan. Bunlar da benim oldukça zamanımı alan görevler ama tabii ki Türkiye dikkatimin çoğunu üzerinde yoğunlaştırdığım ülke. Diğer ülkelere de birkaç ayda bir kez gitmeye çalışıyorum ama Türkiye asıl odaklandığım ülkedir.
Bize Kanada’nın tanıtımı için verdiğiniz destekten bahseder misiniz? Girişim Destek Fonu nedir?
Türkiye’deki projelere desteğimizi artırma gibi bir düşüncemiz vardı. Bunların içinde en önemlisi, “Girişimler İçin Kanada Fonu” projesiydi. Geçen sene projeler için yaklaşık 300.000 Kanada Doları harcadık. Sanırım o dönemde on bir proje vardı. Bunlar değişik konuları içeren birbirinden farklı projelerdi ve bazıları Gürcistan gibi diğer ülkeleri de içeriyordu. Kadın hakları, cinsiyet eşitliği ve medya gibi başlıklar altında projeler yapıldı. Yerel sivil toplum örgütlerinin ve bunlardan oluşan grupların çabalarını da desteklemeye çalıştık.
Kanada’da her yıl yüksek öğrenim görmek isteyen çok sayıda Türk öğrenci oluyor. Bu konudaki yaklaşımınız nedir?
Biz her zaman Kanada’da Türk öğrencilere sıcak bakarız. Şu anda da 1.800 ve 2.000 arasında Türk öğrenci bulunuyor. Bu sayı bizim 350.000 gibi bir yabancı öğrenci sayımızın küçük bir kısmını oluşturuyor ki bu toplama bakarsak 36 milyonluk nüfusumuzla nasıl uyumlu oldukları konusunda bir fikir veriyor. Gerçekten oldukça büyük bir öğrenci sayısı ve biz bu sayının lise, kolej ve üniversite düzeyinde daha çok Kanada’ya gelen Türk öğrenciyle artmasını isteriz. Bu düşüncede olanları cesaretlendirmek için İstanbul’da yapılan bir eğitim fuarını yeni bitirdik. Kanada’daki eğitim kurumlarından
birçok katılımcı vardı. Türk öğrencilerden ve ailelerinden de fuara büyük bir ilgi oldu. İnsanların Kanada’da neye sahip olduğumuz ve ne sunduğumuzla ilgili daha çok bilgi sahibi olması için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Kanada’da eğitim ekonomik olarak karşılanabilir, kalitesi yüksek bir eğitimdir ve çevre öğrenciyi sıcak karşılar. Kanada çeşitlilik içeren bir ülke olduğu için diğer ülkelerden ülkemize gelen insanları severiz. Dileğimiz daha çok Türk’ün Kanada hakkında daha çok bilgi sahibi olması ve daha çok öğrenciyi ülkemizde eğitim almak için başvurmaya cesaretlendirmek. Biz kesinlikle elçilik olarak buradan giden öğrencilerin işlerini kolaylaştırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ayrıca Türkiye’ye de özellikle üniversitelerinize daha çok Kanadalı’nın gelmesini istiyoruz. Birçok üniversitenizin bizim üniversitelerimizle anlaşmaları vardır. Türkiye, Türkçe araştırmacıları için en önemli üçüncü yerdir. Kanada ve Türkiye’deki enstitüler arasında daha çok bağ görmeyi isteriz. Sadece öğrencilerin değil, karşılıklı ülkelerimizi iyi tanıyan insanların artması her iki ülkenin de yararına olur. Karşılıklı iş yapılabilecek alanların yaratılması, enstitüler arası bağlar ve eğitim alanındaki yardımlaşma, ilişkilerin tümünün destekleyici olması açısından önemlidir.
Bu sene 25.000 mülteciyi Kanada’ya kabul etmeyi hedefliyoruz. Kanada çok göç alan bir ülke. Kanada’yı göç etmek için bu kadar cazip kılan özellikleri nelerdir?
Bence insanlar Kanada’ya çesitli nedenlerden ötürü göç ediyor. Başbakanın söylediği gibi Kanada göçe açık bir ülke. Ayrıca iş, turizm ve çeşitli sebeplerden ötürü ziyaretçilere de açık bir ülke. Kanada’ya göç etmesini istediğimiz insan sayısı için oldukça yüksek bir hedefimiz var. Bir yıl için üç yüz bin kadar kişiden bahsediyoruz ki bu da her sene toplam nüfusun yüzde biri demek oluyor. Önümüzdeki sene mültecilerin büyük bir kısmını almayı umuyoruz. Geçen sene çoğu Orta Doğu ülkesinden,özellikle Suriye’den gelenlerle 40.000’in üzerinde mülteciyi kabul ettik. Önümüzdeki yıllarda bu sayının da üzerine çıkmayı düşünüyoruz. Bu sene 25.000 mülteciyi Kanada’ya kabul etmeyi hedefliyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi yaklaşık 350.000 gibi, şu anda eğitim alan çok sayıda da yabancı öğrencimiz var. Son yıllarda her sene için yaklaşık 125.000 öğrenciyi daha Kanada’ya kabul etmeyi düşünüyoruz. İnsanları Kanada’ya çeken sebeplerin başında, makul ücretlerle eğitim imkanı, güvenlik ve hoşgörü içeren yaşam şartları, 5 milyon nüfuslu Toronto gibi şehirlerde yaşayanların yarıdan fazlası başka ülkelerde doğmuş nüfusu gelir. Gelenler bu şehirde bir şekilde çevreyi tanıdık buluyorlar. Örneğin, Kanada’ya gelen Türkler, Toronto’da yaşayan Türk toplumu sayesinde Kanada ulusuyla kaynaşma fırsatı buluyor ve kalıcı olarak buraya yerleşerek vatandaş olmakta zorluk çekmiyor. Ayrıca diaspora da Kanada’da çok önemli bir faktör. Telefon rehberindeki 140 farklı dil size çeşitlilik konusunda bir fikir verebilir. Bunun yanı sıra Kanada hükümeti olarak verdiğimiz mesaj gayet açıktır; ticaret, göç ve diasporayla gelen aile bağları konusundaki tavrımız her zaman destekleyici niteliktedir. Bu sebeple Kanada, dünyanın her tarafındaki insanlar için cazip bir ülkedir. Türkiye’nin bazı bölgelerinden, özellikle Orta Doğu ve Avrupa’dan gelen vatandaşlarımızın sayısı artıyor. Örneğin, öğrencilerde geçen sene gelenlerin oranı daha öncekilere göre yüzde beş arttı. Net bir rakam olarak bir yılda 15-20 bin arasında bir öğrenci artışı oldu. Tahminimiz bu artışın devam edeceği yönünde. Göçlere, yeni fikirlere, göçmenlerin, öğrencilerin ve ziyaretçilerin Kanada’ya
röportaj
getirdiği yeniliklere her zaman ihtiyacımız var. Ekonomi için, demokrasinin işlevi için Trudeau hükümetinin dayanağı, dışarıdan gelecek yenilikçi fikirlere açık olmasıdır.
Eğitim ve kadın hakları Kanada için hassas olan konuların başında geliyor. Türkiye’de bu konularla ilgili desteklediğiniz projeler hangileri?
Önce kadın ve erkek eşitliğiyle başlamak isterim. Kanada’da cinsel seçim ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın yanlış olduğuna inanıyoruz. Anayasamız bu tür ayrımcılıkları yasaklayan birtakım haklar sunuyor. Ama biz de her ülke gibi bunu pratikte uygulamak için çalışıyoruz. Bu profesyonel hayatta ne anlama geliyor? Toplumda ne anlama geliyor? Trudeau hükümeti 2015 yılında ülkenin başına geldiğinde birtakım sinyaller vermişti. Mesela federal kabinenin yarısını kadınlar oluşturuyor. Yurt dışı hizmetlerimizde geçen sene büyükelçilerimizi yarı yarıya erkek ve kadın olarak atamaya çalıştık. Bu bizim için bir ilkti ve dünyadaki en yüksek oranlardan biriydi. Şu an atanmış büyükelçilerin yüzde kırkı kadın ve yüzde altmışı erkek. Yakın gelecekte tam eşitlik sağlamaya çalışacağız. Burada yaptığımız projelerle cinsiyet eşitliğine teşvik ediyoruz. Gürcistan, Ermenistan, Azerbeycan ve Türkiye’nin katıldığı kongrede kadın hakları gruplarının davet edildiği bir buluşmayı teşvik etmiştik. Bu da gerçekleştirdiğimiz bir ilkti. Bizim rolümüz, kadın gruplarını farklılık yaratacak şekilde desteklemek. Eğitim bizim için pek çok yönden önemli. Öncelikle Kanada’nın bir öğretim gücü olarak saygınlığı var. Biz İngilizce ve Fransızca konuşan bir ülkeyiz. Dolayısıyla bu iki kültürden de öğrenci çekiyoruz. Ayrıca eğitim daha büyük bir profesyonel, hatta politik bir ilişkiye geçiştir. Türkiye ve Kanada’daki asıl problem arada bir rahatsızlık olması değil, birbirimizi çok iyi tanımıyor oluşumuz. İki ülke de G20 üyesi ve büyük ekonomileri var. Eğitim de birbirimizi daha iyi tanıyabilmemiz için bir fırsat; yüzeysel bir tanımadan ziyade daha derinlemesine bir bilgi kazanbilmek için. Bunu başarmak adına da bu ülkede öğrenim görmek, yaşamak, çalışmak gerekiyor. Bu yüzden eğitimi iki ülkenin arasındaki ilişkinin önemli bir parçası olarak görüyoruz. Eğitim bağlarını kullanarak kısa vade için değil, uzun vade için ilişkiler inşa edeceğiz. Önemli olan, şu an Kanada’daki Türk öğrenci sayısı ya da Türkiye’deki Kanadalı öğrenci sayısı değil, 15-20 sene sonraki durumun nasıl olacağı... Sonuç olarak eğitim, genel ilişkimizin önemli bir sütunu. Ekonomilerimiz ve kültürel bağlarımız için de çok önemli. Biz Türkiye’yi, Türkiye de bizi o kadar iyi bilmiyor. Ama öğretim sayesinde birbirimizi tanıyabilir ve ilişkimizi daha da geliştirecek projeler üzerinde çalışabiliriz.
Dünyanın en büyük ikinci kara kütlesinin ve büyük bir okyanus alanının kahyalarıyız. Başbakanınız Justin Trudeau çok başarılı olmasının yanı sıra karizmatik ve çekici kişiliğiyle de dünyada ünlü oldu. Bu konuda esprili yaklaşımlarla karşılaşıyor musunuz? Bildiğiniz gibi Trudeau çekici bir kişi. O başbakanlığa geçmişteki işlerinde öğrendiği bir yaklaşım getiriyor. Bildiğiniz gibi onun babası da eskiden bir başbakandı. Küçük bir çocukken bile Trudeau dünyanın her tarafından gelen liderlerle tanıştırıldı ama aynı zamanda Vancouver’da bir lise öğretmeniydi -ki benim de geldiğim şehir orasıdır-. İnsanlarla iletişim kurmayı çok iyi biliyor, karşısındakinin bir kral ya da bir lise öğrencisi olması fark etmiyor. Ve insanlar buna çok iyi karşılık veriyor. Ayrıca o bir aile insanı. İlgi
302 magdergi.com.tr
duyduğu alanlar bile ilgi çekiyor, boksörlük yapması mesela ya da bir dövmesinin olması… İnsanların daha önce başka başbakanlarda görmediği şeyler sergiliyor ve bu yüzden onunla daha iyi sempati kuruyorlar. Ayrıca çekici bir adam ve alımlı bir karısı var; güzel bir çift oluşturuyorlar. Halk onlara ılımlı yaklaşıyor. Asıl önemli neden onun kişiliği. Politikalarına da bakabilirsiniz, burada konuştuğumuz gibi. Ama bir kişi olarak baktığınızda bence insanlar onunla kolayca anlaşabiliyor. O herkesle iletişim kurabiliyor. Yakın geçmişte
Kanada’nın bir öğretim gücü olarak saygınlığı var. Biz İngilizce ve Fransızca konuşan bir ülkeyiz. Trump ile görüştüler ve iyi bir el sıkışmaları oldu. Tabii ki kendisi Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de görüştü. İnsanlarla ilişkileri çok iyi, onları rahatlatır. Biz büyükelçilerle de birkaç ay önce buluştu. Normal olarak ceketini çıkarıp sandalyeye asar, kollarını sıvar ve insanlarla konuşmaya başlar. Bir keresinde biri ona: “Başbakanlığı nasıl beceriyorsunuz?” diye sormuştu. Onun cevabı da: “Bilirsin, gün içinde elinden geleni yapıyorsun ve gece de uykunu almaya çalışıyorsun” oldu. Bu çoğunlukla liderlerden duyulmak istenen ama nadir olarak duyulan bir cevaptır. Dolayısıyla insanlar onun tarzına bir hayranlık duyuyor ve bu da onun karizmasının bir parçası oluyor. Onun karizması için pek çok kaynağı var ama bence en önemli olan insanlara olan yaklaşımı; samimi, kibirsiz ve herkesi dinliyor. İnsanları dinlemek ona zevk veriyor ve düşüncesini değiştirmeye ılımlı bakıyor. Dolayısıyla onun yaklaşımında bilgi alışverişi yer alıyor. Hükümetin daha uzun vadeli planları var. Tüm amaçlarını ilk bir-bir buçuk senede gerçekleştirmeyi umuyorlar. Daha uzun vadeli bakarak bir farklılık yaratmak istiyorlar ama bunu istişari bir şekilde yapacaklar. Bizim birtakım istişari süreçlerimiz var. Bu biraz vakit alacak ama şu anki hükümet böyle bir tarz edindi; tedbirli ve istişari. Kanada halkı da bunu destekliyor ve Trudeau hala oy anketlerinde popüler görünüyor. Tarzı, dünya çapında karşılanma şeklini de etkiliyor. Bütün cevaplara sahip değiliz, eminim o da bunu söylerdi. Bu sadece farklı bir yönetme şekli ve bize popüler bir lider yaratıyor.
Yaklaşan Kanada Milli Günü’nden bahseder misiniz? Ne zaman ve nasıl başladı? Kanada’da nasıl kutlanır?
Bu sene bizim için büyük bir sene. Kanada’nın konfederasyonunun 150. yılı, ki bu da 1 Temmuz 1867’de gerçekleşmişti. Bu yeni anayasanın yürürlüğe geçişinin tarihiydi. Eski İngiliz kolonileri bir araya geldiler ve dediler ki: “Biz yeni bir ülke kuracağız”. O sıralarda adı Dominion’dı. Daha bütün detaylara karar verilmemişti, çünkü tamamen yeniydi. 150 sene sonra Kanada Günü’nü kutlayışımız bir evrime uğradı. Ulusal bir tatile dönüştü ve tabii ki Kanada’da müzikle kutlanıyor. Yazın olduğu için büyük bir ulusal piknik gibi oluyor. İnsanlar genellikle dışarıda kutluyor. Bu sefer 150. sene olduğu için pek çok özel etkinlik de olucak. Konserler düzenlenecek, gençler için girişimler olacak. Özel ve çeşitli süreçler ve ödüller bu sene görülebilecek. Türkiye’de de Kanada’nın doğum gününü kutlamak için elimizden geleni yapacağız. Burada 1 Temmuz günü, resmi yerleşim yerimizde her yıl bir parti veriyoruz, bu sene İstanbul’da da yapıyoruz. 5 Temmuz’da bir Kanada Film Festivali düzenliyoruz ve başka birtakım etkinlikler de organize edeceğiz. Kanada’nın 150 yaşına bastığına dikkat çekmek istiyoruz. Bu beni Türkiye’de nasıl etkileyecek, diye düşünüyor olabilirsiniz. Vermek istediğimiz mesaj Kanada fikrinin diğer ülkelerden farklı olduğu. Farklı bir yaklaşımımız var. Bu yüzden insanlara Kanada günü aracılığıyla Kanada’nın
temsil ettiği şeyleri hatırlatmak istiyoruz. Kanada çeşitli, dinamik ve büyük bir ülke, dünyanın en büyük ikinci ülkesi. Ama sadece 36 milyonluk bir nüfusumuz var. Bu yüzden bizim için çevre çok önemli. Dünyanın en büyük ikinci kara kütlesinin ve büyük bir okyanus alanının kahyalarıyız. Bu yüzden iklim değişikliği, çevre temizliği, yemeklerimizin kalitesi bizim için önemli. Birleşmiş Milletler’de barışı korumaya verdiğimiz desteğe ve ortak problemlerimiz için bulduğumuz toplu çözümlere daha fazla dikkat çekmek istiyoruz. Bu bizim bir şeyleri halletme yöntemimiz. Eğer siz de bunu faydalı bulursanız, biz sizinle bu tür konular üzerinde beraber çalışmaktan mutluluk duyarız. Kanada’da işlerin yürüyüşü bu şekilde ve biz sizinle iş yapmak istiyoruz. Kanada’nın 150. yılında vermek istediğimiz mesaj budur.
Türkiye’de tatil yapma fırsatı buldunuz mu? En çok nereleri sevdiniz? Bundan sonra nereleri görmek istiyorsunuz?
Türkiye’nin istediğim kadar kısmını görmek için yeterli vaktim olmadı henüz. Yaklaşık olarak sadece 8 aydır buradayım. Neyse ki buraya gelmeden önce Türkiye’nin bazı kısımlarını görebilmiştim. Karen’ın babasının Ölüdeniz’de kat mülkliyeti vardı ve sahilin o taraflarını görme şansımız olmuştu. Yollarında yürümüş, Patara ve
Fethiye’yi görmüştük. O zamandan beri Kapadokya ve Anzaklar’ın yıllık anma töreni için gittiğimizde Gelibolu’yu gördük. Bunun dışında İzmir’i de gördük. Her zaman Türkiye’yi görmek istemiştim ve personel kısmında ben çalışıyordum. Bu benim için hayal gibi bir vazife oldu, biraz da burada ne olduğunu bildiğim için... Geldiğimde kültür zenginliği ve insanların sıcaklığını buldum. Yemekten tutun manzaraya kadar çeşitlilik gördüm. Yapmak istediğim şey sadece turistlerin gelip gördüğü yerleri gezmek değil, Türkiye’nin kalbini görmek. Yakın gelecekte Trabzon ve Rize’ye de gideceğiz. Ben burada olduğum 3-4 sene içinde Türkiye’nin her yerini görmeye ve olabildiğince çok insanıyla tanışmaya çalışacağım. Çünkü bu ülkede o kadar çok çeşitlilik var ki, burada büyükelçi olduğum için kendimi ayrıcalıklı görüyorum. Türkiye’nin farklı yerlerine yaptığım geziler ve tanıştığım insanlar aracılığıyla, bunları Kanada’da da aktarabilirim. Daha önce söylediğim gibi, Türkiye hakkında daha fazla şey öğrenmeliyiz; 80 milyon insan hakkında ve 11 bin seneden öncesine dayanan uygarlık hakkında… -ki Kanada’daki pek çok insanın bunlar hakkında yeteri kadar bilgisi olduğunu sanmıyorum- Türkiye’nin bütün unsurları büyüleyici. Dediğim gibi burada olduğum için kendimi ayrıcalıklı görüyorum ve Karen ile birlikte olabildiğinde çok yer göreceğiz. Bunu iple çekiyorum.
davet
Skal Olağan Toplantısını Gerçekleştirdi MURAT ALTUNAY, İSMET DEMİRKOL
Skal International Ankara Kulübü Derneği Haziran ayı toplantısını Genel Müdür Uğur Bür’ün ev sahipliğinde Crown Plaza Hotel’de gerçekleştirdi. Davete dernek üyelerinin yanı sıra seçkin davetliler de katıldı. Crown Plaza Hotel’de gerçekleştirilen Haziran ayı toplantısının açılış konuşmasını Skal Ankara International Başkanı Murat Altunay yaptı. Ekonomist İsmet Demirkol’un onur konuğu olarak ağırlandığı toplantıda, turizmde yaşanan ekonomik gelişmeler hakkında sohbet edildi, turizmin geleceği ve yaşanan sıkıntılar dile getirildi. Toplantının sonunda pasta kesilerek doğum günü olan üyelerin doğum günü kutlandı.
304 magdergi.com.tr
UĞUR BÜR, AHMET ÇAVUȘOĞLU
CAN ÇAVUȘOĞLU
SADIK ALTIPARMAK
ÖNDER ÇAVUȘOĞLU
HASAN YALÇIN
SAVAȘ ÇOLAKOĞLU
MUSTAFA BAYUR
Davetliler toplantı öncesi ikramlar eșliğinde sohbet etme imkanı buldular. AKIN OKYAY
GÜRKAN AKBAY
HASAN FAHRİ BOZKURT
SEMİN KABALAK
davet
İş Dünyasını Buluşturan Davet Türk Sanayici ve İş Adamları Vakfı (TÜSİAV) ile Termal ve Sağlık Turizmi Derneği’nin (TERSAD) birlikte düzenlediği iftar daveti iş dünyasının tanınmış isimlerini bir araya getirdi.
NURETTİN ÖZDEBİR, DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ȘULE DADAK DAYANGAÇ
İȘANKUL AMANLIYEV, ALİ OLGUN BOYDAK
TÜSİAV Başkanı Veli Sarıtoprak ve TERDAD Başkanı Şule Dadak Dayangaç’ın ev sahipliğinde iftar programı Swissotel Ankara’da gerçekleşti. Davete Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir ve Demsa A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Demet Sabancı Çetindoğan’ın da aralarında bulunduğu iş dünyasının tanınmış simaları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, yabancı diplomatlar ve cemiyet hayatından isimlerin de bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. İftar yemeği öncesi yöresel dans ve davul gösterileri sunuldu.
AMJAD ADAILEH
ERDEM ERKUL
SEFA ÇOL
KUTLU TAMAY
GÜZİN KIRSAÇLIOĞLU
ERKAN İBİȘ
TÜSİAV Bașkanı Veli Sarıtoprak ve TERSAD Bașkanı Șule Dadak Dayangaç, tüm konuklarıyla yakından ilgilenerek örnek bir misafirperverlik sergiledi. VELİ SARITOPRAK
DİLAN ECE ÖZTEKİN
NEZİH ALLIOĞLU
DENİZ DEMİRYÜREK
davet
Fransa’da Türk Rüzgarları CLAUDIA CARDINALE, ZEYNEP KARTAL
İngiltere’de yaşayan ünlü modacı Zeynep Kartal, Fransa’nın Cannes kentinde gerçekleşen 70. Uluslararası Film Festivali’nde defile yapan ilk Türk modacı oldu. Modacı Kartal, 70. Cannes Film Festivali için tasarladığı haute couture koleksiyonunu Majestic Hotel’de sergiledi. 22 parça kıyafetten oluşan 2017 ilkbahar-yaz haute couture koleksiyonunu beğeniye sunan Zeynep Kartal’ın defilesini, “Sinyorca Enrica ile İtalyan Olmak” isimli filmde rol alan dünya sinemasının önemli isimlerinden olan Claudia Cardinale de izledi.
NICOLE MACCHI
davet
Çocuklar İçin Bir Araya Geldiler DEREN, NİLGÜN KALYONCU
Koruyucu Aile ve Evlat Edindirme Derneği (KOREV) ve Danset Sahne Sanatları Merkezi korunmaya muhtaç çocuklara yardım sağlamak amacıyla bir araya geldi. CerModern’de Danset Sahne Sanatları dansçıları tarafından gerçekleştirilen “Styx” isimli dans gösterisinde 7-18 yaş aralığında 53 dansçı performans sergiledi. Dans tiyatrosunu izlemek ve derneğe yardımda bulunmak için ünlü isimler ve cemiyet hayatının tanınan isimleri bilet alarak destek oldu. Geceden elde edilen gelir, devlet koruması altındaki çocuklara bağışlandı. KOREV Başkanı Ülkü Aydeniz, yaptığı konuşmada, kendisinin de koruyucu aile olduğunu hatırlattı. Koruyucu aile olabilmenin şartlarını anlatan Aydeniz, “Sadece biyolojik yollardan anne baba olunmaz. Bizim çocuklarımızla kan bağımız yok ama can bağımız var, bizler onların biyolojik aileleri değiliz ama kalpten aileleriyiz, onları kalbimizden doğuruyoruz.” dedi.
310 magdergi.com.tr
ÜLKÜ AYDENİZ, NUR SONBAHAR
CANSU ENER, İZEL POYRAZ
Dans tiyatrosunu izlemek ve derneğe yardımda bulunmak için ünlü isimler ve cemiyet hayatının tanınan isimleri bilet alarak destek oldu.
karma
Ayna Ayna Söyle Bana Yoğun ve yorucu bir kıșın ardından nihayet sıcak günlere kavuștuk, yașasın yaz! Okulların da kapanması ile birlikte artık kendimizi daha çok dinleme fırsatı buluyoruz, üzerine doğa ve denizle geçirilecek zamanları da ekleyince iç sesimize kulak vermek için çok güzel bir dönemdeyiz. Gelin bu yaz kendimiz için güzel bir șey yapalım ve aynadaki halimizi görelim...
312 magdergi.com.tr
Ö
ncelikle kendimize küçük bir uygulama yapalım ve hayatımızın önem sıralamasını belirleyelim. Hayat, havaya attığımız 5 topla oynanan bir oyun gibidir. Bu toplardan sadece bir tanesi plastiktendir, geri kalanlarının hepsi incecik bir camdan yapılmıştır. Bu toplar; işimizi, ailemizi, sağlığımızı, dostlarımızı ve benliğimizi temsil eder. Bu 5 top içinde sadece işimiz lastik olan toptur ve onu elimizden düşürürsek zıplatabiliriz. Ancak diğer 4 top camdan yapıldığından düşerlerse kırılırlar ve yerlerine konulamazlar. Bunu fark etmeli ve hayatımızı bu dengeye göre kurmalıyız. Oysa hepimiz o lastik topu tutabilmek uğruna, diğer camdan ve değerli topları kırar dökeriz. Ailenizin ne kadar değerli olduğunu unutmayın ve her fırsatta onları doyasıya yaşayın. Dostlarınızı sonsuz anlayışlı sanmayın, bir anda ellerinizden kayıverirler ve tekrar bulamayabilirsiniz. Camdan topların kıymetini bilin ve hep havada kalmaya devam etsinler. Sevgili Üzeyir ustanın dediği gibi... Gelin aynada kendinizi, hayatınızı izleyelim ve aynalayalım kendimizi...
en çok vakit geçirdiğiniz kişilerin ismini alt alta bir kağıda düzgün şekilde yazın. Aile içinden kişiler ve yakın dostlar olabilir. Şimdi de her bir ismin yanına onların beğenmediğiniz yönlerini yazın. Sonra da sizin bunları tek tek nerede, ne zaman ve nasıl yaptığınızı bulun. Kimin hakkında ne dediyseniz, kendinizde bulabilirsiniz. Başkalarında gördüğünüz beğenmediğiniz davranışlar mutlaka az ya da çok sizde de mevcuttur. “Niye etrafımda hep bu tipte insanlar var?” diye soruyorsanız aslında o tip insan sizi gösteriyor ama bunu kabul etmiyorsunuz, kendi kendinize böyle olduğunuz için kızıyor ve inkar edercesine aslında öyle davranıyorsunuz. Sizinle aynı enerjide olan insanları mıknatıs gibi etrafınıza çekersiniz. Siz onlara ayna olursunuz onlar da size ayna olur. Siz enerjinizi onlara karşı çözümlediğiniz zaman, ya hayatınızdan çıkacaklardır -ki en çok yapılan davranış budur- ya da size karşı davranışlarını değiştireceklerdir. Siz enerjinizi değiştirdiğiniz zaman karşınızdaki kişilerin size karşı olan davranışlarını da değiştirmiş olursunuz. Sizden giden mesaj değiştiğinde, karşıdan yansıyıp size dönen mesaj da değişmiştir.
Ayna Çalışması
Bir kişiye sinirlendiğiniz zaman ya da üzücü bir olayla karşılaştığınızda, dönüp kendinize sormanız gereken üç şey var: 1. Bu olay, negatif bir bilinçaltı kaydımı değiştirmem gerektiğini mi haber veriyor? 2. Bu olay ya da kişi, hangi korkumun düğmesine basıyor? 3. Bu kişi bana aynalık mı yapıyor?
Birinin bize aynalık yapması ne demektir?
Birinin bize aynalık yapması demek, kabul etmediğimiz, hatta sır gibi sakladığımız özellikle yumuşak karnımız olarak gördüğümüz yönlerimizi bize göstermesidir. Biz bu durumdan pek hoşlanmayız, ancak aslında kendi görünmeyen taraflarımızı görmek için önemli bir konudur. Siz sinirli olduğunuzu kabul ederseniz, ya sinirlenmekten vazgeçeceksiniz (saman alevi bile olsa) ki size de sinirlenilmesinden ya da sinirlenen insanlara kızmaktan vazgeçeceksiniz. Çünkü onlar da aynı sizin gibi birtakım korkuları yüzünden bu davranışları gösteriyorlar. Eğer baştan sizin de buna benzer tüm davranışlara sahip olduğunuzu kabul ederseniz bütün dünyaya bakışınız değişecektir. Siz kendinizde başkalarında olmasından hoşlanmadığınız davranışların bulunmadığını düşündüğünüz sürece bu savaş devam edecektir. Hadi gelin bu yaz kendinizle barışın ve sahip olduklarınızı açık yüreklilikle kendinize yüksek sesle söyleyin... Bakın nasıl değişecek tüm olumsuzluklar...
Bu Yaz Hayatımızda Yeni Bir Döneme Başlayalım... Örneğin; birine korkak diyorsanız, sizin nerede, ne zaman hatta nasıl bir korkaklık yaptığınızı bulup bu davranışınızla yüzleşmeniz gerekir. Hatta bunu birlikte bir çalışmayla yaparsak daha net anlarız. Şimdi elinize bir kağıt kalem alın.
Uygulama:
Bütün hayatınızın içine dahil olan yakınlarınızın ve beraber
Harika bir yaz yaşayın, bol bol olumsuzluklarınızdan uzaklaşmak için içsel çalışmalar yapın. Kendinizi sevin ve değerli olduğunuzu unutmayın. Yeni döneme başlarken Eylül ayı ile birlikte yeni bir sayfayla devam edin hayata. Bana ozguraksuna.com adresinden ya da sosyal medyadan @ozguraksuna hesaplarından ulaşabilir sorularınızı iletebilirsiniz.
davet
A.Ş.K. Dolu Etkinlikler Masters Of Cardio etkinliği düzenleyen Ankara Şehir Kulübü spor merkezi yaza merhaba dedi.
GAMZE UZ
314 magdergi.com.tr
Üyelerin yoğun bir katılım gösterdiği gecede spinning, total body, strong pilates, zumba ve stretching branşlarının en iyi eğitmenleri sporseverler ile buluştu. Organizasyonun en önemli özelliği, birbirinden faklı popüler grup egzersizlerinin aynı ritimde buluşmaları sonucu ortaya görülmeye değer bir ahenk çıkarmasıydı. Birçok kişi ile aynı anda spinning, total body, strong pilates, zumba ve stretching yapılması katılanlara mutlu bir akşam yaşattı. Bu tip organizasyonları başarıyla düzenleyen A.Ş.K. etkinliklerinin devam edeceğini de müjdeledi.
haber
Profesyonel Tesis Yönetimi ile Tasarruf Ankara’nın en hızlı gelișen AVM, rezidans ve site yönetim hizmeti veren firmalarından olan EkoSistem’in Genel Müdürü Kamil Gökçelik sundukları entegre tesis yönetimi hizmetlerinin avantajlarından bahsetti. Tesis yönetimi ile bir yapının amaçlarına en iyi ve en düşük maliyetlerle ulaşmasını sağlayıp, kaliteli bir çalışma ortamı yaratıp ve organizasyon ya da yapı için gerekli olan destek hizmetlerini tek merkezden sağladıklarını belirten Gökçelik, ülkemizde sayıları hızla artan konut, AVM veya rezidanslarda genel yönetim, muhasebe, teknik, temizlik, güvenlik, peyzaj, sosyal alanların işletilmesi gibi hizmetlerin profesyonel firmalar tarafından verilmesinin sıkça talep edilen bir hizmet haline geldiğini söyledi.
Divan Ankara Yenileniyor Divan Otelleri’nin hizmet anlayıșını on yıl önce Bașkent’e tașıyan Divan Ankara, iș dünyasına uygun yapısı korunarak, tüm otel genelinde yapılacak olan renovasyon sürecinin ardından 1 Ekim 2017 itibari ile hizmet vermeye devam edecek. Yenilenen yüzü ile salon kapasitelerini de genişletecek olan otel, Ankara’ya yenilikleri getirmeye devam edecek. Başkentlilerin hizmetine sunulacak yeni balo salonu ile mutluluğa adım atan çiftlerin ilk adresi Divan Ankara olacak. Turizm ve otelciliğin Ankara’da geliştiğini vurgulayan Divan Ankara Genel Müdürü Can Ünlüer, yenilenme sürecini şu sözler ile anlattı; “Divan Otelleri’nin hizmet anlayışını Başkent ile buluşturmak on yıl önce bize nasıl heyecan verdiyse yine aynı heyecan ile yenileniyoruz. Amacımız misafirlerimize daha kaliteli hizmet sunabilmek ve memnuniyetlerini en üst seviyelere taşımak. Bunları gerçekleştirirken Divan Otelleri’nin ayrıcalıklarını konuklarımızla buluşturmak en temel hedefimiz. Konaklama, restoran, spa, toplantı ve ziyafet alanlarının yanı sıra catering hizmetimiz kapsamında da birtakım değişiklikler yaparak kurumsal ve özel davetlere lezzet katmaya devam edeceğiz.”
Müzayedeler, 19 Temmuz, 26 Temmuz, 2 Ağustos, 9 Ağustos, 16 Ağustos, 23 Ağustos, 6 Eylül ve 13 Eylül Çarşamba günleri saat 19:00’da.
3 KÜRATÖRÜN ORTAKLIĞIYLA AÇILAN ARP GALERİ, HİLTON BOSPHORUS’TA SANATSEVERLERLE BULUŞTU.
davet
PanoraPark Konserlerinin Açılışını Hadise Yaptı Şampiyon adlı dokuz şarkıdan oluşan albümü ile müzik listelerine hızlı bir giriş yapan Hadise, PanoraPark konserlerinin açılışını yaptı. Binlerce kişinin yoğun ilgi gösterdiği konserde Hadise şarkıları hep birlikte söylendi. Dans figürleri ve birbirinden hareketli şarkıları ile başkentlileri coşturan güzel şarkıcı, sevilen şarkılarını Ankara için söyledi. Yeni albümünün çıkış parçası olan Şampiyon isimli şarkıyı söylemeden önce samimi açıklamalarda bulunan sevilen şarkıcı “Bence hepimiz şampiyon, hepimiz yıldızız. Şampiyon şarkım sizlere gelsin.” diyerek birbirinden güzel şarkılarını söylemeye devam etti. Ankara seyircisini çok sevdiğini belirterek selamlayan güzel şarkıcı “Antalya’dan sonra burası bana cennet gibi geldi. Ne güzel bir yaz gecesi” dedi. HADİSE
318 magdergi.com.tr
röportaj
İPEK SOYLU
Rekorlarla Dolu Serüven Sporcu bir aileden gelen ve tenisteki büyük bașarılarıyla ülkemizi dünya çapında temsil eden genç sporcu İpek Soylu’ya merak ettiklerimizi sorduk. Bașarısını, disiplinli olmaya ve çok çalıșmaya bağlayan İpek Soylu ile gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajı sizlerle bulușturuyoruz…
320 magdergi.com.tr
K
ısaca kendinden bahseder misin?
15 Nisan 1996’da Adana’da doğdum, tenis oynamaya ise 6 yaşında Adana Tenis Dağcılık Kulübü’nde başladım. 10 yaşında katıldığım Romanya turnuvası, geleceğimin şekillenmesinde ve Türk tenisinin yeni markası olmam yolunda attığım ilk adımlardan biridir. Junior Grand Slams 2012’de dört turnuvadan üçüne katılma şansını yakalayan ilk Türk tenisçiyim. Aynı zamanda tenisin en prestijli turnuvalarından biri sayılan Wimbledon’da, gençler kategorisinde verdiğim büyük mücadele ile Grand Slam’de ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi olup ITF Junior klasmanında 13. sıraya yükselerek Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdim.
hayatım halini almış. Sonuçta bu hayat tarzı benim mesleğimin gerektirdiği bir şey ve ben de mesleğimi severek yapıyorum.
Sence yurt dışındaki ve Türkiye’deki ailelerin tenise bakış açıları arasında ne gibi farklılıklar var?
Türkiyedeki aileler eğitimi ön planda gördükleri için 16 yaşından sonra sporcular bir seçim yapmak zorunda kalabiliyor ve bu karşılaştırmada genelde okul hayatı seçiliyor. Ben ikisini birlikte yürütmeyi seçtim. Çok zor olsa da ikisini de başardığımı düşünüyorum.
Bize bireysel spor yapmanın avantajları ve dezavantajlarından bahseder misin?
Hem teklerde hem çiftlerde tenis oynadığım için her zaman bireysel spor yapıyorum denemez tabii ki. Takım olarak hareket etmek bazen zor olsa da insan kendini güvende hissedebiliyor; hatalar ve başarılar paylaşılıyor. Teklerde ise, her şey size ait ve bu bazen zihinsel olarak yorucu olabiliyor.
2012 yılında Wimbledon’da ana tabloda oynayan ilk Türk kadın tenisçi, 2014 Amerika Açık çiftlerde Grand Slam turnuvalarında şampiyon olan ilk Türk sporcu olarak ülkemize ilklerin gururunu yaşattın. Senin gibi başarıyı yakalamak isteyen gençlerimize tavsiyelerin neler?
Öncelikle belirtmek isterim ki, bu başarılar uzun çalışmaların sonucunda gerçekleşti. Aynı zamanda bu zorlu yolculuk iyi ekip çalışması gerektiren bir iş. Başarıların, başarısızlıkların, sakatlıkların, hastalıkların hatta hayal kırıklıklarının olduğu yıpratıcı bir hayat olabiliyor bazen. Ancak başarıyı getiren en önemli şey hiç vazgeçmemek ve pes etmemek. Hedeflerimiz belirlendikten sonra tek yapmamız gereken kendimize ve ekibimize inanmak.
Nisan ayında TEB BNP Paribas İstanbul Cup’ta oynadın, bu turnuva için farklı bir çalışma izledin mi? Seni en çok motive eden şeylerden bahseder misin?
Her turnuva puan ve tecrübe açısından önemli elbette ve her birine hazırlık sürecini çok ciddiye alıyorum şüphesiz. Ancak TEB BNP Paribas İstanbul Cup ülkemizde düzenlenen çok önemli uluslararası bir turnuva ve bizler için büyük bir şans, çünkü kendi ülkemizde bizi destekleyenlerin karşısında mücadele vermek çok önemli. Ailemin desteğini her zaman ve neredeyse her turnuvada hissetsem de kendi ülkemde arkadaşlarımın önünde Türkçe tezahüratlarla oynamak inanılmaz bir motivasyon kaynağı.
Gerek yurt içi gerek yurt dışında olsun, turnuvadan turnuvaya koşuyorsun. Bu durum düzenli bir hayat yaşamanı engelliyor mu? Senenin en az 30 haftası yurt dışında oluyorum; saat farkları, yemek alışkanlıkları, mevsim değişiklikleri elbette zorluyor ama alışıyorsunuz. Bir gün bir de baktım ki, bu hayat benim düzenli
İPEK SOYLU - 2011
davet
PELİN - BÜLENT ÜSTÜNDAĞ
HELENA - ERGUN KARABULUT
KAMER - ÖZGÜR KOLDAȘ
Dünya Birliği İçin El Ele Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Sevgi Soluk, Limak Ambassadore Otel’de seçkin davetliler eşliğinde Ankara Emek Rotary Kulübü 2017-2018 Dönem Başkanlığı’nı Dönem Başkanı Suat Torun’dan devraldı. Sevgi Soluk konuşmasında, kendinden önce insanlığa hizmet anlayışı ile dil, din, ırk, mezhep ayrımı yapmadan ülkemiz ve dünya insanlarının yararı için çalışmaya devam edeceklerini, fark yaratacak projelerle çocuklara gençlere özelliklere kadınlara eğitim, sağlık ve ekonomik kalkınma konusunda destek vermeye gayret edeceklerini belirtti. 2017-2018 Dönemi 2430 Bölge Guvernörü Rtn. Serdar Ünlü ve eşi Nilüfer Ünlü Guvernör, yardımcıları Emek Rotary Kulübü üyeleri eşleri Rotaractları ve misafirleri ile güzel bir gece geçirip dostluklarını pekiştirdiler.
322 magdergi.com.tr
SEVGİ - RECAİ SOLUK
K
Bir Elma İle Başladı Her Şey! oza Karaca Yayın Grubu’nun zengin ürün yelpazesine farklı bir ürün daha katıldı: Elma Çekirdeği. Kitabın yazarları uzman öğretmen Sultan Turalı, psikolojik danışman Dr. Yaprak Baydan ve yayına hazırlayan Koza yöneticilerinden Dr. Özgün Karaca ile Elma Çekirdeği’ni konuştuk. Çok hoş bir söyleşi oldu.
Önce Koza Karaca Yayın Grubu’nu kısaca tanımak, tanıtmak isteriz...
1973 yılında eğitimci-yazar Aliyar Karaca ve arkadaşları tarafından temelleri atılan Koza Yayın, 1987 yılından itibaren yeni yapılanmaya gitti. Yayın çeşitliliğini artırdı; öğretmen ve teknik kadrosu, alt yapısı, satış-pazarlama ekibi ve her bölgede geniş bayi ağıyla çalışmalarını sürdürdü. 2003 yılında Koza Matbaa kuruldu ve 11.000 m2 lik kapalı alanda yayına hazırlık, grafik tasarım, ofset ve web baskı, kâğıt işleme bölümleri ile entegrasyon tamamlandı. Koza Karaca Yayın Grubu, okul öncesi çocuklarına, ilkokul ve ortaokul öğrencilerine yönelik eğitim yayınları, çocuk ve ilk gençlik edebiyatı ürünleri, ödüllü ve ilk olmayı başaran çok sayıda ürün, Koza Z-kitap serisi, animasyon stüdyosunun kurulması, İbi çizgi filminin yapımı ve minik hayran kitlesinin oluşumu gibi çalışmalarla seçkin, eğlenceli, kaliteli ve güvenilir yayıncılık faaliyetlerini sürekli geliştirdi.
Yüzlerce üründen sonra yeni ürününüz “Elma Çekirdeği”nden söz edelim. “Neden Elma Çekirdeği?” diye sormak lazım galiba… Aslında elma ile başladı her şey. Hani doktorlar da söyler ya “Sağlık için her gün 1 elma yemek lazım” diye, işte biz de buradan çıktık yola. Elmanın hayatımıza katkıları çok gerçekten. Kan şekeri seviyesine, dişlere, potasyumu ve lifleri ile vücuda sayısız faydası var… Öğrencilere de, her gün bir elma yemelerini vücut sağlığı, Elma Çekirdeği’nden de her gün iki sayfa bulmaca çözmelerini beyin ve ruh sağlığı için öneriyoruz.
Elma Çekirdeği farklı bir kitap. Biraz bu farklılıklardan söz eder misiniz? Serimizin bu ilk kitabı 1. sınıf öğrencilerine yönelik olarak hazırlandı. Evet farklı bir kitap. Adı gibi tasarımı, içeriği, renkleri de çok farklı. Bu kitapta, oyun çağındaki çocukların yani enerjisi bol, beyni gelişmelere açık çocukların eğlenerek öğrenmelerini amaçladık. Eğlenceli zaman geçirerek öğrenmeyi kim istemez ki! “Bulmacalarla derslerin eğlenceli dünyasını keşfedelim!” mottosu ile piyasaya çıktı zaten. Çocukların ellerine aldığı anda kitabı sevmelerini, sahiplenmelerini ve bir an önce çözmek istemelerini sağlamaya çalıştık. Bu nedenle kitaba baktığınızda, kitabı elinize aldığınızda bir anda içiniz ısınıyor, seviyorsunuz. Çocuklarda da aynı etkiyi uyandırdı kitabımız.
Bu kitap nasıl hazırlandı? “Elma Çekirdeği”ni eline alan bir çocuğu neler bekliyor? Elma Çekirdeği’nde içerik gerçekten çok farklı. Eğlenerek öğretmek fikri
zaten yıllardan beri uygulanıyor. Ancak biz bu kitap ile tasarımından kâğıt seçimine, ebadından renklerine kadar, bulmacalar eşliğinde eğlendirip öğretirken yıl içindeki dersleriyle örtüşen, gördüğü tüm üniteleri pekiştiren bir içerik sunduk. Çocuklar çözerken eğlenecek, eğlenirken de fark etmeden öğrenecekler… Bu durum aslında biz öğretmenlerin, anne ve babaların, hepimizin istediği bir durum. Yaz tatilinde ona aldığımız, daha ilk görüşte elinin tersiyle ittiği ya da kaşlarını çatarak kafa salladığı, “ben bu kitabı sevmedim” gibi cümleleri çocuklardan sıklıkla duyarız. Böyle bir duygunun “Elma Çekirdeği”nde yaşanmaması için özen gösterdik. Çocuğun kitabı eline aldığı zaman öncelikle sevmesini hedefledik. Sonra derslerin eğlenceli dünyasını bulmacalarla keşfetsin, görsün istedik.
“Elma Çekirdeği” bir öğrenciye neler kazandıracak?
Elma Çekirdeği, öğrencinin pratik ve farklı düşünme becerilerini geliştiriyor. Eğlendirirken dikkat süresini artırıyor. Elma Çekirdeği’nden her gün çözdüğü iki bulmaca, yetenek ve yaratıcılığına çok katkı sağlayacak. Kitabımızın fark yaratan özellikleri bunlarla sınırlı değil elbette… Söz gelimi, kitabımı, kazanımlar bağlamında matematik, hayat bilgisi ve Türkçe dersleri ile ilgili etkinlikleri içeriyor. Her sayfada kullanılan ünite adları bütün bir yılı tekrar ettiren ipuçlarını veriyor. Bulmacaları çözen öğrenci, en son kilit soruyu da çözerek bir sonraki sayfaya geçmeye hak kazanıyor. Kilit soruların yanıtları kitabın arkasında yer alıyor. Her sayfada yer alan ilginç bilgiler kutucuğu ise dikkat çekmek, dikkat toplamak için çok etkili.
“Elma Çekirdeği”nin ilk kitabı 1. sınıflar için çıktı. Serinin devamı nasıl olacak? 1. sınıflara yönelik ilk kitap çıktı ve Türkiye geneli bayilerimize ulaştı. Online satışa sunuldu. 2. , 3. ve 4. sınıflara yönelik olarak serinin diğer kitapları da hazırlanıyor. Bu kitapları da kısa sürede öğretmen ve öğrencilerimize, ebeveynlere ulaştıracağız.
“Elma Çekirdeği”ni çözmek isteyen bir çocuk için zaman, mekan fark eder mi? Çocuklar, yaz tatilinde evde, deniz kenarında, piknikte, arabada, uçakta, trende… yani nerede olurlarsa olsunlar, ister tek başlarına, ister arkadaşlarıyla, isterlerse de anne ve babalarıyla olsun Elma Çekirdeği’ni çözebilir. Kitap dışında sadece bir kaleme ihtiyaçları olacak.
“Elma Çekirdeği” için son olarak neler söyleyebilirsiniz?
Üzerinde çok çalışılmış, hedefleri belli, öğrencilerin mantıksal ve matematiksel zekalarını geliştiren, ruh sağlığını koruyan farklı bir kitap. Oyunlarla öğrenmeyi, özgün bulmacalarla zihinsel süreçleri etkin hale getirmeyi amaçlayan, okurun elinden düşürmeyeceği, eğlenceli ve çok renkli bir kitap olan Elma Çekirdeği raflarda yerini aldı. Şimdi sıra okurlarda… Bize bu imkanı tanıdığınız için çok teşekkür ederiz.
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
Rusya’nın Avrupai Güzeli St. Petersburg Yaz gelsin, havalar ısınsın diye sabırsızlanırken, Temmuz ayı geldi ve șimdi de kaçacak serin bir yer mi arıyorsunuz? O zaman istikametiniz Kuzey olsun ve bu sefer bambașka bir kültüre doğru yolculuğa çıkın. Altın kubbelerin altında, saraylar, kiliseler ve köprülerin eșliğinde nazlı nazlı süzülen nehirlere ve tüm damarlarından tarih akan zarif ve estetik St. Petersburg’a hoș geldiniz!
G
ündüzlerin alabildiğine uzayıp gecelerle karıştığı “Beyaz Geceler” diye bilinen büyülü zamanı, Temmuz’un sonuna kadar yakalayabilirsiniz. Güneşin gece yarısı 00:00 gibi battığı ve birkaç saat sonra yeniden doğduğu, gecenin hiçbir zaman tam anlamıyla karanlık olmadığı bu müthiş doğa olayını kaçırmak istemiyorsanız gezinizin tarihini buna göre ayarlayın. Çünkü kış boyu oldukça sert hava koşullarını yaşayan St. Petersburg, Beyaz Geceler İle birlikte bambaşka bir şehre dönüşüyor. 24 saat açık olan sokak kafeleri, kentin dört bir yanında düzenlenen etkinlikler, açık hava konserleri ve festivalleriyle gece gündüz bitmek bilmeyen bir hareketlilikle bu dönemi oldukça renkli geçiriyor.
324 magdergi.com.tr
St. Petersburg, isminin içerisindeki “Peter”i Aziz Peter’den, “Burg” u ise “şehir” kelimesinden almıştır. Rus Devrimi’nden sonra adı Leningrad olarak değiştirilen St. Petersburg, Rusya’nın ikinci, Avrupa’nın dördüncü büyük şehridir. Dostoyevski, Çaykovski, Puşkin gibi dünyaca ünlü yazar ve sanatçıların memleketi olmasının yanı sıra, Rusya’nın kültürel merkezidir. Bolşevik Ayaklanması ve 1917 Devrimi gibi önemli tarihi olaylara tanıklık eden bu şehir 200 yıl boyunca Çarlık Rusya’sına başkentlik yapmıştır. St. Petersburg’un tarihi, İsveç ve Rusya arasında çıkan savaşla başlar. Tarih kitaplarından bizim ‘”Deli Petro” diye bildiğimiz, aslında son derece zeki ve yenilikçi bir devlet adamı olan Çar I. Petro’nun, 1700’lerde denizlere açılma sevdasıyla, bataklık üzerine şehrin ilk temelleri atılır. (Bu arada hemen bir hatırlatma, sakın Rusların yanında çarlarından “Deli Petro” olarak bahsetmeyin, çok kızıyorlar... Rus rehberimiz bize şehrin tarihini anlatırken “Aaa Deli Petro”
diye atlayınca paparayı yemiştik...) Çar I. Petro, Avrupa’da geçirdiği zamanlarda, kıtanın şehircilik ve mimari anlayışından çok etkilenir. O dönemde Avrupa’nın en cazibeli şehirleri olan Paris, Amsterdam ve Venedik’in karışımı bir şehir kurmak ister. Rusya’nın en iyi taş ustalarını getirtir. Limana gelen her gemiye, taş getirmesi şartını koyar. O dönem için çılgınlık olarak görülen bu proje, böylece hayata geçer. Avrupa’da gördüğü her güzel şeyi St. Petersburg’a getirmek isteyen çar, Trezzini, Rossi, Rastrelli gibi döneminin en iyi mimarları ve ustalarıyla çalışır. Bu bataklığı, göz alıcı tiyatro binaları, operalar, kiliseler ve geniş caddeleriyle, “Kuzeyin Venedik”i denilen muhteşem bir şehir haline getirir. St. Petersburg, 55 tane kanal ile Neva Nehri’nden oluşturulmuş 42 adanın, 500’e yakın köprüyle birbirine bağlanmasıyla, Kuzey’in Venedik’i ismini gerçekten hak ediyor. Kendimizi açıkhava müzesinde hissederek gezdiğimiz bu güzel şehirde, 2000 kütüphane, 221 müze, 45 sanat galerisi ve 80 tiyatro olduğunu öğrendiğimizde hayrete düştük. İşte size kentin kültür düzeyi hakkında en önemli ipucu.... Rus İmparatorluğu’na 2 yüzyıl boyunca başkentlik etmiş bu şehir, II. Dünya savaşı zamanında korkunç dramlar yaşamıştır. Leningrad kuşatması sırasında 900 gün direnerek asla pes etmemiştir. Şehrin güzelim yapıları, uzun süren bombalamalar sonucu tamamen yıkılmıştır. Açlık ve salgın yüzünden 1 milyona yakın insan hayatını kaybetmiş ve şehrin eski halini alması yıllar sürmüştür. Savaş sırasında Hitler, şehri alacağından o kadar emindir ki, o dönemin ünlü oteli Astoria Oteli’nde kutlama hazırlıklarını başlatmış, hatta davetiye bile bastırmıştır. Jude Law ve Joseph Fiennes’in rol aldığı, senaryosunu gerçek hayat hikayesinden alan, “Kapıdaki Düşman” (Enemy at the Gates) filmi, bu dönemi anlatan çok güzel bir filmdir. Şehrin geçirdiği bu kanlı dönem hakkında fikir vermesi açısından seyredilebilir. Rusya’nın Avrupa’ya açılan kapısı olan bu şehrin, en ünlü caddesi 4 km uzunluğunda, 60 metre genişliğindeki, Prospekt Nevsky Caddesi’dir. Cadde boyunca, sağlı sollu ünlü markaların mağazaları, kapalı çarşılar, saraylar, anıtlar katedral ve kiliseler bulunmaktadır. İtalyanların “Bütün yollar Roma’ya çıkar” sözü gibi, St. Petersburg’da tüm yollar Nevsky Prospekt’e çıkar diyebiliriz. Özellikle yüksek sezon olan yaz aylarında cıvıl cıvıl bir hareketliliğin yaşandığı bu cadde, ismini bir Rus halk kahramanı olan Prens Alexander Nevsky’den almış. Gelelim St. Perterburg’un en güzellerine; Kanlı Kilise (Church Of The Savıour On The Spilled Blood) Ne kadar da tüyler ürpertici bir isim! İlk duyduğumda yanlış anladığımı zannederek tekrar sormuştum. Hikayesini dinledikten sonra neden böyle bir isim verdiklerini anlayabildim. 1881 yılında Çar II. Alexander’ın uğradığı suikastle, ölümcül yara aldığı yere yapıldığı için, bu isim verilmiş. Yine de böylesine renkli bir yapı için fena bir isim... Klasik Rus-Ortodoks mimarisine göre inşa edilmiş rengarenk dış cephesi, hareketli mozaikleri, sevimli kubbeleriyle seyretmeye doyamayacağınız oldukça göz alıcı bir yapı. 18. Yüzyıl Rus mimarisinin etkileyici yapılarından biri olan bu kilisenin yapımı, 1 milyon
ipek’in objektifinden
rublenin üzerindeki bütçesiyle 24 yıl sürmüş. Hermitage Müzesi Tam anlamıyla gezmek için en az 6 ay gerektiği söylenen bu müze için, Rusya’nın yaşayan efsanesi dersem hiç de abartmış olmam... Dolayısıyla, başlı başına bir yazı konusu olabilecek bu olağanüstü müzeyi birkaç cümle ile anlatmak mümkün değil. Ama sizlere elimden geldiğince kısa özetlemeye çalışacağım. Daha önceleri kışlık saray olarak kullanılan bu müze, 1764 yılında Rus Çariçesi Katerina’nın, Berlin’de bir müzayededen 200 eser alması, bu sanat yapıtlarını buraya yerleştirmesi ve kendisinden sonra gelen Romanovların koleksiyonları zenginleştirmesiyle, gittikçe büyüyerek dünyanın en büyük müzelerinden biri haline geliyor. Barok mimarisinin başyapıtlarından biri olarak gösterilen bu yapı, 2 kilometre uzunluğunda, Neva Nehri boyunca uzayan bir dış cepheye sahip. İçinde sergilenen eserlerin, depolarda bekletilenlere kıyasla çok daha az olduğu söyleniyor. Bu eserlerden bağımsız olarak, hayran kalınacak detaylara sahip bu binanın kendisi de başlı başına bir sanat eseri aslında... Her katında farklı dönemlere ve farklı ülkelere ait bölümler bulunan bu müze, 3 kattan ve 5 binadan oluşuyor. Sahip olduğu 3 milyondan fazla sanat eseriyle, İngiltere’deki British Museum ve Fransa’daki Louvre Müzesi ile beraber dünyanın en büyük ve önemli müzelerinden biridir. Leonardo Da Vinci’den, Rembrandt’a, Picasso’dan Michelangelo’ya kadar pek çok ünlü sanatçının eserlerinin yanı sıra, dünyanın her yerinden sanat eserlerinin toplandığı bir sanat mabedi burası. 1. kat, antik dönemden 15. Yüzyıla kadar tüm dünyadan toplanan eserlerle dolu. 2. katta 15. - 18. yüzyıla ait eserler var. 3. katta ise 18. yüzyıldan günümüze kadar gelen önemli eserler toplanmış. İlk Çağ kültür bölümü, Eskiçağ kültür ve sanat eserleri bölümü, Batı Avrupa sanatları bölümü, Doğu milletleri kültürü ve sanatları bölümü, Rus kültürü ve tarihi bölümü gibi de katlar arasında ayrıca bölümlendirilmiştir. Müzede Osmanlılara ait bir sürü eser de yer alıyor. Rusya ve Osmanlı arasında yapılan savaşlar sırasında kazanılan savaş ganimetleri, Osmanlılara ait önemli silahlar, takılar, eşyalar bizim müzelerdekilerle yarışabilecek çeşitlilikte. Dünyanın tüm kültürlerine ait çok sayıda arkeolojik kalıntı, paralar, madalyalar, savaş eşyalarından, antik çağlarda
326 magdergi.com.tr
insanların yaşam biçimlerine dair ipuçları veren çok sayıda koleksiyonu barındıran bu müzede dünyanın ilk halısını bile görebilirsiniz. Tüm bu katları sırasıyla gezerken zaman tünelinden geçercesine, ciddi bir dünya tarihi turu yapıyorsunuz adeta... Büyük Saray-Peterhof Sarayı (Grand Palace) 1709 yılında Rusların, İsveç’e karşı kazandıkları zaferden sonra, Büyük Petro tarafından yapılmasına karar verilmiş. Jean-Baptiste Le Blond tarafından tasarlanan bu sarayın yapımına 1714 yılında başlanıp, 1721 yılında bitirilmiş. 600 hektardan büyük bir alan üzerine oturan bu saray, inanılmaz güzellikte havuzlar, fıskiyeler, çeşmeler, bahçeler, heykeller ve çardaklarla süslenmiş. Rusya’nın çeşitli yerlerinden ve Rusya dışından getirilen bitkilerle, peyzaj düzenlemesi yapılan bu saray, masal gibi bir mimariye sahip. Estetik ve görkemin böyle bir göz alıcılıkla birleşmesi, sizi adeta büyülüyor. Masmavi bir gökyüzünün altında, sular fışkırtan altın heykellerin arasından yükselen, göz alıcı bir zarafet ve bu alabildiğine yeşil bahçeleri seyrederken içiniz hayranlıkla doluyor. Paris’in Versailles Sarayı ile yarışır güzellikteki bu saray, Barok mimarisinin en güzel örneklerinden biri... Saraydan Baltık Denizi’ne kadar uzanan havuzunda, fıskiyeler çalışmaya başladığı an, size muhteşem bir görsel şölen sunuyor. Büyük havuzun ortasında bulunan Samson ve Aslan heykeli zaferi simgeliyormuş. (Samson, Petro; aslan ise İsveç’i simgeliyormuş) Bir hikayeye göre Hitler, Astoria Oteli’ni ele geçirme planı iptal olunca, Sovyetleri oldukça kızdıracak şekilde gösterişli davetiyeler hazırlatarak, Büyük Saray’da bir parti vereceğini duyurur. Stalin’in buna cevabı çok sert olur ve binayı sadece birkaç duvarı ayakta kalacak şekilde bombalar. Aziz Isak Meydanı (Saint Isaac Cathedral) Şehrin dini simgesi olan Isak Katedrali, dünyanın en büyük kubbeli yapılarından birisidir. Rusya’nın en büyük katedrali olan, 101,5 metrelik bu binanın yapımı 40 yıl sürmüş. (18181858) En dikkat çekici kısmı olan kubbesinin yapımında 100 kilodan fazla saf altın kullanıldığını söylemişti rehberimiz bize. Aynı anda 14.000 kişinin kullanabildiği bu katedralin girişindeki sütunlar, tek parça kırmızı granitten yapılmış ve her biri 80 ton ağırlığında. 300 basamağı çıkmayı göze alıyorsanız, tepede sizi şehrin en güzel manzarası karşılıyor olacak...
Çarlık Sarayı-Pushkin Sarayı (Catherine Palace) St. Petersburg’un en güzel saraylarından biri olan Çarlık Sarayı, 17. yüzyıl süslemeleri ve resimleriyle gerçek bir mimari harikasıdır. Büyük Petro’nun karısı I. Katerina tarafından yazlık saray olarak inşa ettirilen bu yapı, II. Dünya Savaşı’nda büyük zarar görerek neredeyse baştan yapılmış. İç ve dış süslemelerinde gerçek altın kullanılan bu süslü sarayın, balo salonu, taht salonu ve yemek salonu oldukça iddialı. Uzun zaman geçirecekler için diğer gezilmesi gereken yerler şöyle: Peter ve Paul Kalesi, Kazan Katedrali, Rus Devlet Müzesi, Mariinsky Tiyatrosu, Alexander Nevsky Lavra, Vasilyevski ve Kunstkammer. Günümüzün genç, kozmopolitan şehri St. Petersburg, gece hayatıyla da ünlüdür. Buddha Bar, The Bar XXXX ve Griboedov bunların en bilinenleri arasındadır. Ünlü restoranları arasında, L’Europe, Franceso, Tsar, Ginza, Percorso, Suliko sayılabilir. Muhteşem bir manzaraya karşı yemek yemek isteyenler için Isaakiyevsky Katedrali manzaralı Mansarda’yı tavsiye ederim. Öğle yemeğinizi Nevsky ve Kazanskiy Katedrali manzaralı Terrassa’da yemenizi öneririm.Alışveriş tutkunları hiç zaman kaybetmeden Gostinyy Dvor’a koşsun. Nevski Prospekt üzerindeki beni benden alan en güzel yer Dom Knigi “Kitap Evi” anlamına gelen dev kitapçıydı. Aslında Amerikan dikiş makinesi firması olan Singer’in binası olarak, Artnouveau stilinde inşa edilmiş olan bu bina, 1919’dan beri yayınevi ve kitabevi olarak kullanılıyormuş. Mimarisine bayılıp içeri daldığım sonra da kitap rafları arasında kendimi kaybettiğim bu bina, hayatımda gördüğüm en güzel kitapçıydı diyebilirim. Bu kadar yeri az zamanda nasıl gezerim diye hiç endişelenmeyin. Hemen bir nehir turu alın. Bence St. Petersburg’u en güzel gezme yollarından biri kanallarda kaybolmak. Önceden uyarayım, binaların güzelliğine bakmaktan boynunuz tutulacak. Sağ tarafa bakarken soldaki güzellikler kaçacak. Belki gece (zaten günbatımı gibi görünüyor) ve gündüz olarak iki tur almak bir çözüm olabilir... Yine de St. Petersburg’u seyretmeye doyamayacaksınız. Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın
davet
Nehir’e Sürpriz Doğum Günü Partisi Mag Dergi Reklam Müdürü Esra Toral, kızı Nehir için sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Partiye aile büyükleri ve arkadaşları katıldı. Esra-Hasan Toral çifti gelen davetliler ile yakından ilgilendi. Troller konseptinin uygulandığı doğum günü partisi Bilkent Center’ın içinde yer alan Pique Family Club’da gerçekleşti. Pastanın mumlarını ailesi ve davete katılan yakın arkdaşları ile birlikte üfleyen Nehir gün boyunca eğlenceli anlar yaşadı. Doğum günü organizasyonu sebebi ile bir araya gelen aileler de birlikte keyifli dakikalar geçirip uzun uzun sohbet etti.
CEM DEMİRCAN, HASAN, NEHİR TORAL, KADİR, MUALLA DEMİR, ÖZLEM,BEREN İPÇİ, SÜHEYLA DEMİRCAN, BÜȘRA KIZILTAN, ERSİN DEMİRCAN, ESRA TORAL, ȘENAY ÇOȘKUN, BERİL KIZILTAN
ESRA, NEHİR, HASAN TORAL
ESRA, NEHİR; HASAN TORAL, ÖZLEM, BEREN İPÇİ
CEM CEBECİ, ESRA, NEHİR, HASAN, BANU, ERDİNÇ, TÜLİN, BERRİN TORAL, EBRU CEBECİ
davet
Aren’in Doğum Günü Heyecanı Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Funda Yılmaz, küçük oğlu Aren’e eşsiz bir doğum günü partisi düzenledi. AREN, SELAHATTİN, FUNDA YILMAZ
330 magdergi.com.tr
EMRE, LALE, ESİLA DANIȘMAN
Şampiyon Filtre Şirketi’nin sahibi Selahattin Yılmaz ve eşi Funda Yılmaz, küçük oğulları Aren için üçüncü yaşını geçtiğimiz günlerde Party Kids’te düzenledikleri bir doğum günü partisiyle kutladı. Sanat ve cemiyet hayatından pek çok önemli ismin katıldığı doğum günü partisinde, Funda-Selahattin Yılmaz çiftini yakın dostları yalnız bırakmadı. Pastasını annesi ve babası ile birlikte üfleyen Aren, Party Kids oyun alanında gün boyu yaşıtlarıyla birlikte keyifli vakit geçirdi.
CEREN, İPEK, BEREN KÖSE
HANDE SEZER PEKCAN, ÖZLEM ERASLAN, FUNDA YILMAZ, SERAP SARI, İPEK KÖSE
Pastasını annesi ve babası ile birlikte üfleyen Aren, Party Kids oyun alanında gün boyu yașıtlarıyla birlikte keyifli vakit geçirdi.
AYȘE BURCU, AYȘENAZ KAYA
ZÜLEYHA ÖZGÜL
NURAY FENERCİOĞLU
davet
Eraslan Ailesi’nin Mutlu Günü MURAT, YASMİN, ÖZLEM, ROZALİN ERASLAN
Sosyal yaşam dünyasının tanınmış isimlerinden Özlem Eraslan ve Murat Eraslan çiftinin küçük kızı Yasmin Eraslan yeni yaşını düzenlenen özel doğum günü partisiyle kutladı. Party Kids’te gerçekleşen doğum günü partisine Eraslan çiftinin yakın dostları ve Yasmin’in arkadaşları katıldı. Yeni yaşını büyük bir heyecanla kutlayan Yasmin Eraslan doğum gününde arkadaşlarıyla doyasıya eğlendi. Rengarenk bir ortamda gerçekleşen doğum gününün özel süslemeleri büyük beğeni toplarken en mutlu anlar pasta kesimi sırasında yaşandı. Yasmin Eraslan doğum günü pastasındaki mumları ailesiyle üflerken alkışlar eşliğinde yeni yaşına girdi. Pasta kesiminin ardından ise Yasmin ve arkadaşları doyasıya eğlenirken günün sonunda konuklar kusursuz organizasyon için Özlem Eraslan’a teşekkür ederek kutlamadan ayrıldılar.
HANDE SEZER PEKCAN
EBRU DİNÇ
GÜNİZ İYİANLAR
ALİ EFE, AYFER UYAR DEMİRCİOĞLU
davet
Kardeşlerin Yeni Yaş Kutlaması Rabia - Hüseyin Kurşun çifti, kızları Nil ve Naz için Levent’teki Party Kids’te bir doğum günü partisi düzenledi.
HÜSEYİN, NİL, RABİA, NAZ KURȘUN
LARA, SERAP, MELİSA SARI
Nil’in 6, Naz’ın 2 yaşına girdiği partide Kurşun çiftini yakın dostları yalnız bırakmadı. Çocuklar oyun alanında keyifli ve eğlenceli vakit geçirirken, anneler de sohbet ederek günün tadını çıkardı. Kurşun çifti, Nil ve Naz’ın “Supergirl” konseptli pastasını birlikte üfledi. Kızların doğum günü hediyesi ise paten ve bisiklet oldu.
BEREN, BERK - İPEK, CEREN KÖSE
KERİM SEYFİ, SEBA GÜCEYLİOĞLU
astroloji
Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com
Temmuz Ayı Astroloji Yorumu
Bu ay büyük bir enerji potansiyeline sahip ve özellikle 9 Temmuz Oğlak Burcu Dolunayı ile bu enerjinin bir bölümünü boșaltma imkanı bulabileceğiz. Bize harekete geçme zamanının geldiğini gösteriyor. Hep ileriye gitmek ve artık enerjisel anlamda yer değiștirmek istiyoruz. Bu sebeple herkes ay bitiminde kesinlikle bașka bir noktada olacaktır. Peki bu değișimi yaptıracak olan nedir? Değișimler büyük açı kalıbı “GRAND CROSS”tan yani birbirine karșıt açıda olan gezegenlerin olușturduğu artı șeklinde bir yapılanmadan kaynaklanacak.
Koç
Temmuz ayında Koç burcu için önemli konular, benlik kavramı, ilişkiler, aile ve iş hayatı olacak. İlişkilerden yana şansınız var ama sıra dışı davranışlarınız, özgürleşme arzunuz baskın hale geliyor ve size engel oluyor olabilir. Ayın 20’sinden sonra ise Mars Aslan’a geçiyor. Artık sosyalleşme zamanı! Güneş 22 Temmuz’dan sonra aşk Evinize geçiyor, Mars ve Merkür ile kavuşuyor. Romantik dakikalar, flörtler ve keyifli aşklar sizi bekliyor. Venüs iletişim evinizde ve İkizler burcunda olacak; iletişim kanalıyla para kazanmak, reklam, basın, yayın, sunum, kitap gibi alanlardan gelir elde etmek mümkün. Dolunay bu ay Oğlak burcunda, sizin iş ve kariyer evinizde. Kariyer planlarınızı de göz önünde bulundurarak kontrol dışı gelişen durumlardan dolayı değişimler yapmanız gerekecek. Ayın ikinci ay fazı ise, 23 Temmuz Aslan burcu yeniayı olacak. Yeni bir aşk, yeni bir çocuk, yeteneklerde yeni bir başlangıç, yaratıcılığın yenilenmesi ve var olan ilişkide yeni bir bakış açısının gelişmesi söz konusu olabilir.
Boğa
Boğalar için bu ay, iletişim, kişisel gelişim, manevi alan, sağlık ve çalışma hayatı önemli olacak. Çalışma hayatınız ve mesleki performansınız açısından güzel fırsatlarınız olabilir. Gezegeniniz Venüs 5 Temmuz’a kadar hala burcunuzda ve keyifli çekim enerjiniz devam ediyor. 5 Temmuz sonrasında ise Satürn ile karşı karşıya gelen Venüs, zorlayıcı etkilere maruz kalacağınızı gösteriyor. Mars 20 Temmuz’a kadar Yengeç burcunda ve Güneş ile iletişim evinizde kavuşum halinde olacak. Yakın çevreniz, özellikle kardeşleriniz için çaba harcayacaksınız ve onlarla olmak sizi mutlu edecek. Güneş 22 Temmuz’dan sonra Aslan burcuna geçiyor, romantik dakikalar flörtler ve keyifli aşklar sizi bekliyor. Dolunay sizin seyahat, kültürel etkileşim ve felsefe evinizde yoğun bir enerji verecek. Ayın ikinci ay fazında, ev hayatında ya da aile ilişkilerinde bir yenilik, belki yeni bir ev alma ve yaşam alanı konforuyla ilgili bazı değişimler söz konusu olabilir.
334 magdergi.com.tr
İkizler
İkizler için bu ay, sosyalleşme, arkadaşlık ilişkileri, finansal kaynaklar, yaratıcılık ve aşk hayatı önemli olacak. Sosyalleşme arzunuz çok yoğun fakat marjinal yanınız aşk hayatınızdaki şansların önüne geçiyor olabilir. 6 Temmuz’a kadar kaynaklarınızı oluşturma çabanız çok yoğun bir şekilde olacak ve duygusal olarak güvenlik ihtiyacını ortaya çıkaracak. Venüs ay boyunca sizin hanenizde; etrafı çekici sözleriniz ve çekiciliğinizle etkileyebilir, çevrenizdeki kişilere büyüleyici enerjiler yollayabilirsiniz. Dış güzelliğiniz ve görünüşünüzle ilgili her türlü fiziksel, estetiksel aktivite hoşunuza gidebilir. Dolunay, sizin başkalarınıza bağlı olduğunuz maddi manevi kaynaklarla ya da kontrol dışında gerçekleşen durumlarla ilişkilendiriliyor. 23 Temmuz’dan sonra sanat ya da yaratıcılık içeren bir alanda yeni bir eğitime başlamak veya yeni bir gelişim kapısının açılması söz konusu olabilir.
Yengeç
Yengeçler için bu ay önemli olan konular; benlik kavramı, ilişkiler ve iş, kariyer, aile ve ev hayatı olacak. İş ve kariyer hayatınızda gelecek hedeflerinizi uygulamada yaratıcı ve farklı fikirleriniz var, özgürleşmek bağımsız işler yapmak istiyorsunuz fakat eğer bunu yaparsanız da ev hayatı konusundaki şanslarınız ve aileden aldığınız destek olmayabilir. Güneş 20 Temmuz’a kadar hanenizde ve kesinlikle parlayacağınız bir aydasınız, dış görünüşünüzde de güzel bir yenilenme ve canlanma hissedilebilir. Merkür 6 Temmuz’da Aslan burcuna geçtiğinde sevdikleriniz için kaynaklarınıza göz atıyor olacaksınız, finansal durumunuzu değerlendireceksiniz. Öz güveniniz yükselecek ve özellikle parasal konularda kesinlikle ikna edici olacaksınız. Mars 20 Temmuz’dan sonra para evinize geçecek ve yatırımlarınız ya da maddi kaynaklarınızla ilgili uzak ve büyük hedefleriniz için eylemsellik verecek. Dolunay bu ay sizin ilişkiler
hanenizde gerçekleşecek, bu da size yoğun bir enerji verecek ve bu enerjiyi özellikle içsel anlamda yaşayacağız. İlişkilerinizde, ortaklıklarınızda ve imza gerektiren işlerde kontrol dışı gelişen durumlardan dolayı değişimler yapmanız gerekecek. 23 Temmuz Aslan burcu Yeniayı olacak. Özellikle yeni bir para girişi ya da finansal kaynaklarla ilgili bazı yenilikler söz konusu olabilir.
Aslan
iş hayatından daha büyük bir keyif alacaksınız. Dolunay bu ay, hizmet ve sağlık alanınızla ilişkilendiriliyor. Sağlığınızda, meslek hayatınızda veya rutin işlerinizde kontrol dışı gelişen durumlardan dolayı değişimler yapmanız gerekecek. 23 Temmuz’dan sonra ise bilinçaltınızda muhteşem bir enerji temizliği ve manevi alanda yeni bir sayfa açmak mümkün.
Terazi
Sizin için önemli olan konular; geçmiş çöpler, maneviyatınız, çalışma hayatınız, sağlığınız, kişisel gelişiminiz, iletişiminiz, yakın çevreniz, akademik alan veya uzak çevreniz olacak. Çalışma hayatınız ve mesleki performansınız açısından güzel şanslarınız olabilir. Yönetici gezegeniniz Güneş 22 Temmuza kadar bu alanda ve gizli saklı ne varsa bunları görünür hale getirerek kendinizle yüzleşmenizi sağlıyor. Venüs 5 Temmuz’dan sonra İkizler burcunda olacak, konuşkan ve düşünsel paylaşımlara yakın çevre ilişkilerine değer veren bir yapıda olacaktır. 20 Temmuz’da Mars ve 22 Temmuz’da Güneş sizin hanenize Merkür’ün yanına geçecek ve kendi ışığınıza muhteşem bir şekilde kavuşuyor olacaksınız. Dolunay sizin sağlığınız, çalışma hayatınız ve formunuz ile ilişkilendiriliyor. Çalışma hayatınız, sağlığınız, diyet ve spor gibi bazı metabolizma yenilenme durumlarınızla ilgili, hizmet sektöründe ve sağlık sektöründe çalışmayı da içine alan bir Yeniay olacaktır. Sonra ayın ikinci ay fazı ise 23 Temmuz Aslan Burcu Yeniayı muhteşem bir olacak, fakat bir o kadar yüksek enerjili bir ay.
Teraziler bu ay sizin için önemli olan konular kesinlikle benlik kavramı, ilişkiler ve iş, kariyer, aile, ev hayatı arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Venüs rahat ve kendini çok iyi ifade ediyor, güçlü birliktelikler getirebilir. Mars ve Güneş Merkür’ün diğer alana geçişi ile 6 Temmuzdan itibaren kavuşum halinde işte bu durum tamamen duygusal güç savaşlarını işaret ediyor. 20 Temmuzdan itibaren Mars ve 22 Temmuzdan itibarense Güneş Aslana geçiyor ve sosyalleşiyoruz. Arkadaşlarımız arasında oldukça görünür ve sosyal çevrede etkileyici bir enerjiye sahibiz. İki önemli ay fazından biri olan Dolunay bu ay 9 Haziranda Oğlak Burcunda ve sizin aile kökleriniz ve ev hayatı alanınızla ilişkilendiriliyor. Bu dolunay teması yoğun bir enerji verecek ve bu enerjiyi özellikle içsel anlamda yaşayacağız. 24 Haziran Yeniayı ile hayatınıza dâhil olan enerjilerin kapanışı niteliğindedir. Sonra ayın ikinci ay fazı ise 23 Temmuz Aslan Burcu Yeniayı olacak. Yeni bir çevreye giriş ve kendinizi daha özgür hissedebileceğiniz bir gruba dâhil olmak mümkündür.
Başak
Akrep
Başaklar, bu ay sizin için sizin için önemli olan konular, sosyal ilişkiler, öz güven ve aşk... Arkadaş çevreniz ve sosyal ilişkilerinizle görünür olmak istiyorsunuz, fakat öz güveniniz, egonuz, belki de aşk hayatınızı yaşamak buna engel oluyor olabilir. 6 Temmuz’a kadar sosyallik, arkadaşlarınız ve onlara karşı hassasiyetiniz ön planda olacak. 6 Temmuz’dan sonra aklınız keyif aldığınız aktivitelerde, aşkta, çocuklarınızda ve hatta yüksek hedeflerinizde olacak. 20 Temmuz’dan sonra Mars ve 22 Temmuz’dan sonra ise Güneş Aslan’a geçiyor ve tüm gizli saklı kalmış çöplüklere el atıyoruz. 5 Temmuz’dan sonra size iyi gelecek düşünsel ve sözel ilişkilerden, özellikle
Akrepler için bu ay, geçmiş çöpler, maneviyatınız, çalışma hayatınız, sağlığınız, kişisel gelişiminiz, iletişiminiz, yakın çevreniz, akademik alan veya uzak çevreniz arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Yöneticiniz Mars Yengeç’te; çok duygusalsınız, aile bağlarınız önemli ve sevgilinizi çok önemsiyorsunuz. Güneş de Yengeç burcunda ve aktiviteleriniz bilgi toplamak, yeni bilgileri paylaşmak, farklı kültürler tanımak, felsefe ve seyahatler konusunda olacak. 6 Temmuz’dan sonra iddialı, öz güvenli ve bir o kadar da egosentrik düşüncelere sahip olabiliriz.
astroloji
İş hayatınızdaki bu etkileşim konuşurken insanları ikna etmenizi sağlayabilir. Kariyer ve gelecek planlarına ilişkin iddialı adımlar atmak ve güzel başlangıçlar yapmak mümkün. Dolunay bu ay, eğitim, kişisel gelişim ve iletişim ifade alanınızla ilişkilendiriliyor. Bazı iletişimsel konuları ya da seyahat konularını göz önünde bulundurarak kontrol dışı gelişen durumlardan dolayı değişimler yapmanız gerekecek. Ayın ikinci fazında kariyer alanınızda yeteneklerinizi ve kendinizi gösterebileceğiniz yeni bir iş mümkün. Aşk hayatınızla ilgili yeni bir gelecek planı ve bazı şeyleri ciddiyete taşımaya yönelik yeni bir durum oluşabilir.
Yay
Yaylar bu ay sizin için önemli olan konular sosyalleşme, arkadaşlık ilişkileri, finansal kaynaklar, yaratıcılık, aşk hayatı ve kontrol dışı gelişen ya da başkalarının kaynaklarına bağlı konular arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Bunun dışında Güneş ve Merkür ve Mars 6 Temmuza kadar zor meselelerinizi ve kontrol dışı durumları önemsediğiniz ve bunlar üzerinde yoğun çaba harcadığınızı gösteriyor. Mars ve Güneş 6 Temmuzdan sonra kavuşum halinde ve bu sefer bu yoğun savaşı sadece içgüdüsel yürütüyor olacağız. Mars 20 temmuzda Aslan burcuna geçecek. Yeni sosyal arenalar felsefi toplantılar, ticari toplantılar yabancı kişilerle ilgili verimli ve ikna edici iş toplantıları da mümkün. İki önemli ay fazından biri olan Dolunay bu ay 9 Haziranda Oğlak Burcunda ve sizin finansal kaynaklarınız yahut kendinizi ortaya koymanızla ilişkilendiriliyor. Sonra ayın ikinci ay fazı ise 23 Temmuz Aslan Burcu Yeniayı olacak. Yeteneğiniz sergileyebileceğiniz bir seyahate çıkmak global bir platforma ulaşmak yahut bir konferans mümkündür.
Oğlak
Oğlaklar, bu ay sizin için önemli olan konular kesinlikle benlik kavramı, ilişkiler ve iş, kariyer, aile, ev hayatı arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Gezegeniniz Satürn hala zararlı olduğu Yay Burcunda ve sizi korkutuyor daha disiplininizi bozan bazı durumlar veriyor olabilir. Venüs 5 Temmuza kadar Boğada ve çocuklarınızla ya da sevdiklerinizle partnerinizle hoş zamanlar geçirmenizi sağlıyor olabilir. Merkür 6 Temmuza kadar Güneş ve Marsla Yengeç burcunda kavuşum halinde ve ilişkilerinizde bağlılık ve sadakat önemli olacaktır. İki önemli ay fazından biri olan Dolunay bu ay 9 Haziranda
336 magdergi.com.tr
Oğlak Burcunda sizin hanenizde ve kendinizle ilgili mühim bir kararda kontrol dışında gerçekleşen durumlarla ilişkilendiriliyor. Sonra ayın ikinci ay fazı ise 23 Temmuz Aslan Burcu Yeniayı olacak. Zor meseleleriniz yahut bağlı olduğunuz bazı durumlarla ilgili bir yenilik söz konusudur.
Kova
Bu ay, geçmiş çöpler, maneviyatınız, çalışma hayatınız, sağlığınız, kişisel gelişiminiz, iletişiminiz, yakın çevreniz, akademik alan yahut uzak çevreniz alanları arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Venüs Boğa’da iken ev hayatınızda veya aile ilişkilerinizde huzurlu olmanızı sağlıyor. 5 Temmuz’dan sonra ise İkizlere geçecek ve daha düşünsel boyutu yaşayacağız Merkür 6 Temmuz’da Aslan’a ve ilişkiler alanımıza geçiyor. İlişkilerinizde iddialı ve kendinize hayran bıraktıracak ikna edici konuşmalar gerçekleştirebilirsiniz. Dolunay geçmişten getirdiğiniz konularla veya bilinçaltınızla ilişkilendiriliyor. Geçmiş yaşantılardan kalma travmalar ya da bilinçaltı kodlamalarınızla ilgili bazı değişimler yapmanız gerekecek. 23 Temmuz’da, yani ayın ikinci ay fazında ise, yeteneklerinizi ve yaratıcılığınızı kullanabileceğiniz yeni bir ilişki ya da anlaşmaya öz güvenli bir şekilde “merhaba” diyebilirsiniz. Belki de aşk temalı bir evlilik kararı olacaktır.
Balık
Balıklar için, sosyalleşme, arkadaşlık ilişkileri, finansal kaynaklar, yaratıcılık, aşk hayatı ve kontrol dışı gelişen ya da başkalarının kaynaklarına bağlı konular arasında gergin bir açı oluşturan ve büyük bir enerji patlamasına neden olan büyük artı olacak. Venüs Boğa Burcunda 5 Temmuza kadar iletişim eğitim alanınızda olacak. Burada huzurlu ve tatminkar iletişimler söz konusu olacak ve belki sonradan paraya dönüşebilecek eğitim ve iletişim de söz konusu olabilir. Merkür 6 Temmuzdan sonra Aslan burcuna geçecek ve iş hayatınız, sağlığınız gibi konularda özgüveniniz oldukça yüksek olacaktır. Mars 20 Temmuzda ve Güneş 22 Temmuzda buraya geçecek ve çalışma alanınızda parlayacak ve adından söz ettireceksiniz. İki önemli ay fazından biri olan Dolunay bu ay 9 Haziranda Oğlak Burcunda ve sizin arkadaşlık ve çevre ilişkilerinizi ilgilendiren alanlarda kontrol dışında gerçekleşen durumlarla ilişkilendiriliyor. 24 Haziran Yeniayı ile hayatınıza dâhil olan enerjilerin kapanışı niteliğindedir. Sonra ayın ikinci ay fazı ise 23 Temmuz Aslan Burcu Yeniayı olacak. Belki de sağlık alanında, diyet spor alanında bir yenilik olabilir.
Şehirde güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? O gün yapmanız gereken en zor seçim masajınızı 60 dakika mı yoksa 90 dakika mı alacağınız olabilir. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center 85’i süit 829 odası, Hilton Worldwide tarafından verilen 2014 EMEA Yılın Şef i Ödülünün sahibi şef imizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında eşsiz şehir manzarasına hakim, yaratıcı kokteylleriyle sizi şaşırtacak ve Sushi Lounge’unda gece boyunca enfes suşiler tadabileceğiniz Cloud 34 barı, açık ve kapalı yüzme havuzları ve 3.300 m2’lik Avrupa’nın en büyük eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor.
FIAT 124 SPIDER! JÖN GERİ DÖNDÜ.
60’lı yıllarda herkesi kendine hayran bırakan Fiat 124 Spider, orijinal çizgilerini koruyan yeni tasarımı, yolculuğu eşsiz bir deneyime çeviren teknolojisi ve benzersiz sürüş keyfiyle geri döndü!
• ADAPTİF TEKNOLOJİLİ LED ÖN FARLAR • BOSE SES SİSTEMİ • DERİ DÖŞEME • 140 HP GÜÇ ve 240 Nm TORK ÜRETEN TURBO MOTOR w w w. f i a t . c o m . t r