MAG Haziran 2016

Page 1


Next Level farkıyla

Çayyolu


T. 0312 284 4747

www.nextlevelcayyolu.com







Konu Gayrimenkul İse... www.evrenbarutcu.com

BAȘKENT

EVREN BARUTÇU

Broker / Owner

Çankaya Caddesi 21/8 - 0312 436 0 100




/

/

/EdeTwr




%10

�n�����

�a�ı�ı ����n� Kalanı 24 ay �0��a�� �l�


TAŞKINLAR BEYTEPE PROJEMİZ • Toplam 4.900m2 kapalı alandan oluşmaktadır • Yüksek kira getirisi olan 110 m2 -140 m2 arası dükkânlar • Alt katta 7 adet dükkân bulunmaktadır • Eczane • Medikal • Cafe • Restoran • Sergi salonu • Ayrıca üst katta 2,500 m2 kapalı alan ve çok amaçlı kullanımlar için uygundur • En az 48 oda 100 yatak kapasiteli otel olarak kullanılabilir • Yurt, konaklama ya da işyeri olarak kullanılabilir • 50 araçlık kapalı, 50 araçlık açık otopark • Tam kapasiteli jeneratör sistemi • Lüks asansör • Led aydınlatma sistemleri • Yer ve konum itibari ile Çayyolu - Beytepe güzergâhında olup bu alanlar Çayyolu’nun en kapsamlı ve büyük sağlık merkezi Minasera Aldan Hastanesi yanında, merkezi ve ticari anlamda stratejik bir konumda bulunmaktadır.

Arcadium AVM

Uludağ Et Lokantası

Minasera Aldan Hastanesi

TAŞKINLAR İNŞAAT YATIRIMLARINIZA YÖN VERİR


Proje Adresi: Prof Dr. Ahmet Taner Kışlalı Mah. 2741. Cad. No: 1 Çankaya / ANKARA Merkez Ofis: Yaşamkent Mah. 3158. Cad. No:4 Çayyolu, Çankaya / ANKARA T: 217 50 60 • 0505 380 55 55 www.cemtaskinlar.com








Sizin kadar seçici, hayalleriniz kadar ilham verici.

Yıllarca mutlulukla kullanacağınız, hayallerinize ve ihtiyaçlarınıza göre şekillenen mutfaklar Vanucci’de…

blenda

www.vanucci-tr.com


Vanucci Mutfak

Demart Dekorasyon Ahmet Taner Kışlalı Mah. Alacaatlı Cad. Anchor İş Merkezi No: 18/B1 Çayyolu - Çankaya / Ankara Tel: 0312 284 03 43-44 Fax: 0312 284 03 45 demart@vanucci-tr.com Turan Güneş Bulvarı No: 48/D Çankaya / Ankara Tel: 0312 440 44 09 demart@vanucci-tr.com







A: Karacakaya Cad. No:141/A Siteler ANKARA T: +90 312 351 03 32 F: +90 312 351 39 90

imhotep.com.tr

The Best Natural Country Life


Yılın en duygusal kampanyası!

#dünyagözüyle

#dunyagozoptik

TUNUS CAD. NO:26 KAVAKLIDERE ÇANKAYA / ANKARA 0532 614 8911

VADİKENT 90 SİTESİ ANGORA CAD. NO:158 MUTLUKENT ÇANKAYA / ANKARA 0532 059 1630

20 NOLU BAĞIMSIZ BÖLÜM POLATLI 2 CAD. MAREŞAL ÇAKMAK MEVLANA APT. 25/B SİNCAN / ANKARA 0532 057 1630

Dünyagöz Optik

dunyagozoptik

KÜKÜRTLÜ MAH. KÜKÜRTLÜ CAD. NO:90 OSMANGAZİ / BURSA 0532 614 8941

dunyagoz_optik

ARABACI ALANI MAH. M.AKİF ERSOY BULVARI NO:320/B SERDİVAN / SAKARYA 0534 590 3701


Sevgi Dolu Hayaller!

Kampanyaya Katılım #dünyagözüyle

En duygusal hayal senin olsun, hayallerin gerçek olsun.

#dünyagözüyle sevgilimle Kız Kulesi’nde yemeğe gitmek isterdim.

Karadeniz Yaylalarını #dünyagözüyle görmek isterdim.

#dünyagözüyle Venedik gezisi yapmak benim hayalim.

#dünyagözüyle ailemle yelkenliyle tura çıkmak isterdim.

www.dunyagozuyle.org

#dünyagözüyle piste çıkıp, yarış arabası kullanmak isterdim.







ANKARA SEHIR KULÜBÜ ILE , ZINDE KAL ENERJINI HISSET!






ÇOK YAKINDA ANKARA’DA HİZMETİNİZDE


Şehit Osman Avcı Mah. Şehit Mehmet Çavuş Cad. Kınacı İş Merkezi No:6 Eryaman/ANKARA • Eryaman Hastanesi arkası, Migros yanı • T: 0312 281 18 07 www.mryguzellik.com




editör Haziran 2016 Yıl: 13 Sayı: 128 Fiyat: 15 TL

Beril Çavuşoğlu

Sıcacık Bir Yaz

berilcavusoglu@magdergi.com.tr

Ö

MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Can Çavuşoğlu Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu Genel Koordinatör Uğur Özer Görsel Yayın Yönetmeni Osman Selçuk Güngör Yayın Yönetmeni Tuğçe Uzun Kreatif Direktör Seda Çavuşoğlu Grafik Tasarım Sevgi Pınar Özen

zlediğimiz yaz sezonu başlarken biz de içinizi ısıtacak, rengarenk, cıvıl cıvıl, coşku dolu bir sayı hazırladık. En şık davetlerden “Babalar Günü” sohbetlerine, alışverişten gurmeye, modadan sağlığa birçok farklı konu ve konukla karşınızdayız. MAG ile yine sizlere keyif dolu bir serüven yaşatacağız. Kapağımızda ve MAG Özel bölümümüzde, dantelin zarafetle tasarımlara işlendiği So Yoo markasının yaratıcısı ve cemiyet hayatının güzel ismi Burcu Karabacak ile Ajia’da gerçekleştirdiğimiz sıcacık çekimle sizi yaza davet ediyoruz...

Davetler deyince...

Öncelikle İlgi Otizm Derneği yararına düzenlediğimiz anlamlı organizasyondan bahsetmek istiyorum. Harvey Nichols MAG Lounge’da, Ankara’nın yardım sever hanımlarıyla gelirini otistik çocuklara aktardığımız bir kahvaltı gerçekleştirdik. O kadar başarılı ve keyifli geçti ki, her ay düzenlemeye karar verdik. Yeri gelmişken söyleyeyim; Harvey Nichols MAG Lounge kısa sürede Ankara’da en renkli etkinliklere ev sahipliği yapan bir mekan oldu. Birbirinden güzel konserlerin, partilerin yapılmasının yanı sıra birçok dostumuzun doğum gününü ve özel gününü kutladığı, kendini evinde hissettiği sıcacık bir ortam oldu. Tabii ki MAG PR olarak, imza attığımız etkinliklerle de Ankara’ya hareket katmayı sürdürüyoruz. Cepa AVM’de hizmete giren, Türkiye’deki en büyük Adil Işık mağazasının açılışında ünlü model Özge Ulusoy ile stil danışmanı Mert Aslan’ı ağırlayarak moda severlere farklı bir gün yaşattık. Arcadium AVM’de açılan Yargıcı mağazasıyla sezona hoş bir giriş yaptık. Özellikle sade ve modern giyim tarzını benimseyen kadınların tercihi olan markanın, dekorasyon ürünleri de oldukça beğenilirken, MAG PR misafirlerini de çeşitli sürprizlerle karşıladı. Next Level AVM’de yer alan Crate and Barrel’da ünlü şef Yağız İzgül’ün lezzet sırlarını paylaştığı seminer yoğun ilgi gördü. Katılımcılar da mutfağa girerek yemekleri ünlü şefle birlikte interaktif şekilde hazırladılar. Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü’nde yapılan Bahar Festivali yine büyük bir yankı uyandırdı. Perladent Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği de yoğun katılımın gerçekleştiği şık bir açılış ile konuklarını ağırladı. Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katıldığı davette konuklar, diş sağlığı ile ilgili sorularını da uzmanlara sorma imkanına sahip oldu. MAG PR imzası taşıyan ve büyük beğeni toplayan bu davetlerin en özel karelerini sayfalarımızda bulacaksınız...

Haber ve Foto Muhabiri Derin Gökçe İstanbul Temsilcisi Ersin Al İletişim Direktörü Dilara Ertürk Sosyal Medya Obiziz Yazarlar Aylin Yıldız Ayşe Kızılöz Cenk Erdem Özgür Aksuna Sinem Yıldırım Tuğçe İnal Reklam Müdürü Esra Demir Toral Reklam ve Halkla İlişkiler Feray Şahingöz Gül Avcı Gökçe Türkcan Hilal Başarır Öztürk Simge Ünlü Çetin Mali İşler Koordinatörü Tarık Değer Yayın Hukuk Danışmanı Ahmet Münir Yaşar Korcan Dericioğlu Türü Bölgesel Süreli Yayın MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi

Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: 312 428 0 444 Nef 163 No:370 Kağıthane/İSTANBUL Tel: 212 309 45 26 Dağıtım

“Gurme” içeriğimizle bu ay, Ramazan’a özel tarifleri ve mekan önerilerini bulacağınız bir lezzet yolculuğuna çıkyoruz... Mutfağımızın özel konuğu ise yetenekli şef Yağız İzgül... Bakalım onun mutfağında neler oluyor? Gücünü her zaman arkamızda hissettiğimiz babalarımızın özel gününe tanıklık eden bu ay, biz de onlar için özel bir şeyler yapalım dedik... İş hayatının başarılı babalarının kendi babalarını ve çocuklarını anlattıkları, üç nesli içeren röportajlarını sizlerle buluşturuyor, babalarınıza en özel hediyeyi seçebilmeniz için alışveriş sayfamızda önerilerimizi sunuyoruz...

Dünya Süper Dağıtım Baskı

DUMAT OFSET

Bahçekapı Mah. 2477. Sokak No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: 312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi

30.05.2016 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magdergi.com.tr

Ramazan’ı da karşılayan bu güzel yaz ayının ülkemiz ve dünyamız için huzur, barış, mutlulukla geçmesini diliyorum. Çoook Sevgiler...

MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile

0.312 428 04 44

İnternet ile

abone.magdergi.com.tr

YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.



156 50

204 50 MAG

davet

Raffles İstanbul Zorlu Center’da gerçekleştirilen Mika-Der 6. Geleneksel Bağış Balosundan özel kareler...

110 MAG

davet

MAG PR tarafından gerçekleştirilen Özge Ulusoy ve Mert Aslan’ın da katıldığı adL yeni mağaza açılış etkinliğinden göz kamaştıran tasarımlar...

152 MAG

gurme

Ramazan ayına özel gurme içeriğimizde en lezzetli tarifler ve en güzel mekanlar...

156 MAG

MAG

362

röportaj

Karizmatik Şef Yağız İzgül ile lezzet yolculuğuna dair samimi bir sohbet...

204 MAG

röportaj

Tasarımlarıyla yazı yaşatan başarılı ve güzel tasarımcı Burcu Karabacak ile renkli bir röportaj...

240 MAG

köșe

İlişkiler üzerine söylediği en güzel sözlerle yazarımız Ayşe Kızılöz’ün kaleminden dökülenler...

286 MAG

babalar günü

İş hayatının başarılı babalarının üç nesli anlatan keyifli röportajları...

316 MAG

röportaj

Minimalist çalışmalarıyla eserlerine hayran kalacağınız Hasan Kale...

362 MAG

röportaj

Türk Sineması’nın usta sanatçısı Hülya Koçyiğit ile sıcacık bir sohbet...

376

MAGözel

Yazarımız Aylin Yıldız bu aya damga vuracak gözyüzü hareketleri hakkında ipuçları veriyor...



style

Sıcak Rüzgarlar Bu yaz tüm tasarımlar çiçek açıyor... Hepimizi șeffaf ve narin silüetlere büründürecek tasarımlar sıcak rüzgarlar estirecek... NATASHA ZINKO Şapka £ 335

ELINA LINARDAKI Ayakkabı £ 158

MARYAM NASSIR ZADEH Terlik £ 280

DOLCE &GABBANA Terlik € 495

OSCAR DE LA RENTA Küpe £ 310

JOHANNA ORTIZ SPRING SUMMER 2016

DOLCE & GABBANA Etek £ 435

ELIZABETH AND JAMES Bluz £ 215

DOLCE & GABBANA Pantolon £ 875

MARCH 11 Elbise $ 882

OSCAR DE LA RENTA Küpe € 417

DOLCE & GABBANA Çanta £ 1,550



style

Sonsuz Tasarımlar MARA HOFFMAN Elbise £ 235

Sonsuzluğun rengi mavinin tüm tonları bu yaza damgasını vuracak...

YARGICI Hasır Şapka 129.90

ZARA Etek 99.95

HILLIER BARTLEY Çanta £ 745

AURÉLIE BIDERMANN Küpe € 780

RALPH LAUREN 2016

SMOKE X MIRRORS Gözlük £ 275

ZARA Şort 89.95 MAISON MICHEL Şapka £ 365

DIANE KOR DAS Taç £ 1,116

ACE & JIG Bluz £ 162

DIANE VON FURSTENBERG Tulum € 486

LISA MARIE FERNANDEZ Bikini £ 260


gymboomtr www.gym-boom.com

461 0 496


style

Zamansız Şıklık

Zamansız șıklığın rengi siyah ve beyaz özgün SMOKE X MIRRORS tasarımlarla bulușuyor... Gözlük £ 275

NORMA KAMALI Bikini £ 295

PREEN BY THORNTON BREGAZZI Elbise £ 790

PRECIOSA Küpe 589

PRECIOSA Kolye 1.229

PRECIOSA Yüzük 469

ERDEM SPRING SUMMER 2016

ANCIENT GREEK SANDALS Ayakkabı € 185

MALONE SOULIERS Ayakkabı £ 425

LOUP CHARMANT Elbise £ 212

STELLA MCCARTNEY Şort £ 175

JIMMY CHOO Çanta £ 750

GIANVITO ROSSI Terlik £ 475

VICTORIA BECKHAM Gözlük £ 350



davet

Minik Kalplere Yardım Minik Kalplerle Elele Derneği (Mika- Der) 6. Geleneksel Bağış Balosu, Raffles İstanbul Zorlu Center’da gerçekleştirildi.

KENAN DOĞULU, NESRİN - FİKRET ERCAN

2008 yılında kurulan Mika-Der’in balosuna, Mika-Der Başkanı Nesrin Ercan ev sahipliği yaparken, Yönetim Kurulu üyeleri; Arzu Sabancı, Arzu Çebi ve Hakan- Hacı Sabancı’nın yanı sıra sosyal yaşam dünyasının da ünlü isimlerinin bulunduğu 300 davetli katıldı. Murat Başoğlu’nun sunuculuğunu üstlendiği baloda Kenan Doğulu muhteşem bir performans sergileyerek davetlilere unutulmaz bir gece yaşattı. Sinpaş GYO’nun sponsor olduğu geceden toplanan gelir Tekirdağ Valiliği ile imzalanan protokol çerçevesinde inşaatına başlanan Kapaklı Mika-Der & Kenan Doğulu Çocuk Destek Merkezi için kullanılacak. Kenan Doğulu, geçtiğimiz senelerde olduğu gibi yine minik kalplere yardım için hiçbir ücret almadan sahneye çıktı. 



davet

DİLEK HANİF

DİLEK - ALİ NURİ TÜRKER

EVRİM KIRMIZITAȘ BAȘARAN

Bașaranlar Yatırım Holding Yönetim Kurulu Bașkan Yardımcısı Evrim Kırmızıtaș Bașaran, sosyal sorumluluk projelerine verdiği desteklerle adından sıkça söz ettiriyor. DİBA SATICI, ALA SARSILMAZ, MİNA SATICI



davet

ÇAĞLA BOSTANCI

HAKAN, ARZU SABANCI

HANİFE AKDAĞ

Minik kalplere yardım eden derneğin geleneksel balosuna iș ve sanat dünyasından değerli isimler katıldı. HANDE SEZER PEKCAN

EROL - EMEL EVGİN


Anse Mdm. B-Blok No:18 Çayyolu-Ankara T : 00 90 312 227 8182 M : 00 90 532 273 89 58 anse@qhome.com.tr

qhome.com.tr


davet

SİNEM NEFESOĞLU

SEDA - SUAT KAȘIBEYAZ

PELİN ÇEBİ

Kenan Doğulu’nun muhteșem bir performans sergilediği baloda, davetliler unutulmaz bir gece yașadı. PINAR TALAY

SELİN BOZKURT

SELDA ÖZKÖK



davet

PETEK, ESRA ERTÜRE

ZARA

SİREN ERTAN

Cemiyet hayatının güzel ve zarif ismi Siren Ertan, “Siren Ertan Couture” tasarımı elbisesiyle her zamanki gibi göz kamaștırdı. FATOȘ SARIGÜL

FERYAL GÜLMAN

ÖZLE ÖZER



davet

ÇİĞDEM HİTAY

MEHMET AKDAĞ

BERNA - AHMET NUR ÇEBİ

lası için Daha faz /MAGonline .com facebook

64

BEYZA ARSLAN

MERİH TURAN

BERRİN - OLGUN ZORLU



düğün

Uyar Ve Taranoğlu Ailelerinin Mutlu Günü

21. Dönem Devlet Bakanı Ersin Taranoğlu ve Melek Taranoğlu’nun oğlu Çağatay Taranoğlu ile Moment Yapı ve Divan Ankara Otel’in Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Uyar ve Perihan Uyar’ın kızı Ecem Uyar, Sheraton Ankara Otel’de yapılan görkemli bir düğün ile dünya evine girdi. Bilkent Ünivesitesi’nde öğrencilik yıllarında tanışan mutlu çift, geçen sene Eylül ayında nişanlandılar. Çok sayıda davetlinin katıldığı gecede çiftin nikah şahitliklerini Korkut Denizeri, Beşiktaş Spor Kulübü Başkanı Fikret Orman, Ulusoy Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Ulusoy ve Nuri Paker gerçekleştirdi. Düğünün ardından ilk danslarını davetliler huzurunda gerçekleştiren ikili oldukça şık görünüyordu. Çiçeği burnunda çift balayı için Maldivler’i seçerken; bu özel geceye yaklaşık 650 seçkin konuk katıldı. Nikahın bitmesiyle birlikte başlayan eğlence, gecenin geç saatlerine kadar devam etti. Yakın dost ve akrabaları genç çifti bu en mutlu gününde yalnız bırakmadı. Yeni bir hayata merhaba diyen genç çiftin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.  ECEM UYAR, ÇAĞATAY TARANOĞLU

66



düğün

OYA GÖKMEN

SERVET - AYSEL AKÇAY

PIRIL - MEHMET BİLİCİ

Șık davetin ev sahipliğini gerçekleștiren Uyar ve Taranoğlu aileleri, konukları kapıda karșıladılar ve tüm gece boyunca örnek bir misafirperverlik sergilediler. 68

PERİHAN - TURGUT UYAR, MELEK - ERSİN TARANOĞLU


DOĞALLIK ÖN PLANDA Ankara’da Nenehatun Caddesi’nde hizmet vermeye bașlayan ‘Fikret Alıcı Hair Guru’nun Sahibi Fikret Alıcı ile güzelliğe dair samimi bir sohbet gerçekleștirdik…

Bana işini aşkla yapan bir zanaatkar diyebilirsiniz. Hayatımda başka bir iş yapmayı hiç düşünmedim. Çok şanslıyım ki 11 yaşında başladığım mesleğimi işin üstadlarından öğrendim. Mesleğin tüm inceliklerini onlardan öğrendim. Askerden döndükten sonra bu işi daha iyi nasıl yapabilirim düşüncesi beni İstanbul’a götürdü. İstanbul'un önde gelen salonlarında da kendimi geliştirme fırsatı buldum. Biraz daha vizyonumu geliştirmek, dünyada mesleğimle ilgili neler olup bittiğini ilk elden görebilmek için bir süre Belçika’ya taşındım. Orada Belçika’nın en iyi salonlarında çalışma fırsatım oldu. Brüksel'in çok ünlü saç akademilerinden biri olan Académie Internationale de Formation Professionnelle Diopro'da dört ay eğitim aldım. Bambaşka tecrübeler deneyimler yaşadım gerçekten de. Daha sonra tüm birikimlerimi yeni salonumda aktarmak için Ankara'ya geri döndüm ve şimdi "Fikret Alıcı Hair Guru" ile Nenehatun’da hizmet vermekteyiz. Ayrıca dokuz yıldır ekibimde yer alan ve şuan ki salonumda benimle ortak olan Murat Süslü'ye ve bunca aradan sonra beni yalnız bırakmayan müşterilerime teşekkür ediyorum.

Yurt dışında buraya göre ne tip farklılıklar deneyimlediniz?

Bir kere insanlar farklı. Dolayısıyla buna bağlı olarak talepler ve beklentiler farklı. Burada kuaförler Türk kadınının vazgeçilmezi, hatta sosyal hayatının bir parçası. Saçları sürekli yapılı olsun istiyor. Avrupalı kadın ise çok daha sade, daha detaysız, uğraşılmamış bir şıklık peşinde. Yapılmış saç istemiyor. Bu da tabii ki saça yapılan işlem ve uygulanan tekniklerde de ciddi farklılıklar yaratıyor. Bir kere bizdeki gibi yoğun fön, bol sprey diye bir şey yok. İşin ustaları saça neredeyse elleriyle şekil veriyorlar. Aslında aradaki fark en basit şu şekilde anlatılabilir; Türk kadını saçını yaptırmak ister. Avrupalı kadın ise ‘yapılı saç’ istemez. Sadece saçı şekillendirilsin ister.

Peki meslaktaşlarınızı düşünürsek ne gibi farklılıklar gözlemlediniz? Bizim meslekte işini severek tutkuyla yapanla, hasbel kader başlayıp devam edenlerin arasındaki fark kendini hemen belli eder ve sanılanın aksine bizim işte sadece estetik göz, el mahareti ve ustalık yetmez; zeka ister. Kendini sürekli geliştirmen, yenilikleri trendleri takip etmen ve bunları Türk kadınına nasıl

uygulayacağını bilmen gerekir. Türkiye’deki kuaförler tabiri caizse ezberle çalışıyorlar. Bir model veya saç uygulaması moda oluyor. Oysa elinizdeki saça ne uygularsanız nasıl sonuç verir, hangi açıda kesersen saç doğal yapısına göre ne tarafa nasıl düşer, boyada saçın doğal yapısı boyaya nasıl tepki verir bunların hepsini bilmek ve fark etmek gerek. Saçına yapılan işlemden memnun olmayan bir sürü kadın var etrafta. Aslında en çok onları düzeltiyoruz bu aralar. En yaygını da kötü kesimler., yanlış tonda boyalar... Belki biraz da bu yüzden yeni yerin adını "Hair Guru" koydum.

Peki nedir ‘Hair Guru’ yu diğerlerinden farkı kılan?

Diğer salonlardan farkımız aslında biraz önce anlattıklarımda yatıyor. Sanatkar göze ve usta bir ele sahip olmak, yenilikleri takip etmek, tüm bu bilgi birikimini tecrübeyle birleştirmek ve doğru bir şekilde uygulamayı bilmek önemli. "Fikret Alıcı Hair Guru" bir fön, bir dip boyadan fazlasını arayanların, belli bir yaşam tarzına sahip olup bunu kıyafetinden saçına yansıtmak isteyenlerin, yani gerçek bir ustaya ihtiyacı olanları yeri.

Biraz da bu yılki saç trendlerinden bahsedelim…

Bu yıl bebek kumralı ve bebek sarısı oldukça popüler. Nedeni de, yine doğallık. Amacımız saçın yapaylıktan uzak, olabildiğince naturel durması. Tabii bu renkleri uygularken tene ve saç yapısına olan uyumunu, müşterinin kullanım alışkanlığını da göz önünde bulundurmak gerek. Bunlar işin hiçbir zaman ayrılmayan parametreleri. Saç modellerinde ise bu dönem cesur kısa saçlar gözde. Çünkü, kısa saç çok daha modern duruyor ve farklı taramalara olanak tanıyor. Uzun saçlarda ise bir farklılık yaratmak için karışım renkler uyguluyoruz. Yeşiller, pembeler hatta cesur müşterilerimize griler...

Gelinlere ne diyeceksiniz?

Bu bahsettiğimiz doğallık arayışı gelin saç modellerinde de devam ediyor. Doğallığın ön planda olduğu Helenistik naturel modeller çalışacağız bu yıl. Topuzlar yerine yan toplanmış modellerde çok çalışılıyor.

Son olarak ne eklemek istersiniz?

Dediğim gibi ben işini çok severek ve bilerek yapan bir zanaatkarım. Her zaman kendimi geliştirmeye ve fark yaratmaya çalışıyorum. Zaten doğallık ve farklılık arayan beni bir şekilde buluyor.

advertorial

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Kimdir bu “Hair Guru” Fikret Alıcı?


düğün

HÜSNÜ - ARZU SABUNCU

EDA UYAR

HAFİZE AYIK

Ünlü modacı Hafize Ayık imzasını tașıyan gri elbisesi ile gelinin zarif kız kardeși Eda Uyar gece boyunca göz kamaștırdı.

70

CENGİZ - AHSEN DEMİRCİ

Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Ahsen Demirci de düğüne, Hafize Ayık tasarımı kıyafetiyle katıldı.



düğün

ENDER SEVGİ - BAHADIR GÜLTEKİN

BEGÜM AKIȘ

BETÜL AKMAN

BURAK - BEGÜM ÇATALTEPE

Bașarılı iș kadını Begüm Akıș, davete katıldığı siyah-bordo renkli kıyafeti ile her zamanki gibi zarif ve dikkat çekiciydi. UFUK - DAMLA ȘENYURT


BURAK - SEVİLAY HELVACIOĞLU

ORHAN - ARZU KÖPRÜLÜ

METİN - GAMZE GÜNGÖR

CAN - SEDA ÇAVUȘOĞLU


düğün

NURSEL - GÜRKAN BAȘEĞMEZ

BANU BİRDAL

BERİL ÇAVUȘOĞLU

MAG Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu, düğüne dantel detaylı kırmızı bir elbise ile katıldı. AYBERK - GÖKÇE ÖZCAN

ELİF - ENGİN VARDAR


LERZAN BARUTOĞLU, ALİ METE

MİNE YAKUPOĞLU

LEVENT - MERAL GÖZGÜL

SİBEL - EMİN ERSOY

DİLȘAH ȘAHİN


düğün

BUKET AYTAN

Eğlenceli ve keyifli dakikaların yașandığı gecede konuklar bol bol fotoğraf çekerek, sosyal medyada paylaștı. MURAT - BENGÜ ÖZDEMİR

SİNEM ÖZTÜRK



düğün

Sonsuza Kadar “Evet” Aslı-Kaya Ersu’nun kızları Lara Ersu, hayatını Maya Holding’in veliahdı Cem Özsüer ile birleştirdi. Cemiyetin ünlü isimlerinden Aslı-Kaya Ersu çiftinin kızları Lara Ersu, geçtiğimiz hafta Nuri-Esra Özsüer’in oğulları Cem Özsüer ile Four Seasons Hotel at the Bosphorus’ta yapılan görkemli bir düğünle dünyaevine girdi. Geçtiğimiz Ocak ayında Kaya Ersu’nun evinin bahçesinde yapılan dillere destan bir törenle nişanlanan çift, arayı uzatmadan nikah masasına oturmayı tercih etti. Nişana olduğu gibi düğün törenine de cemiyetin ünlü isimleri yoğun ilgi gösterdi. Aslı Ersu’nun ablası Zeynep Fadıllıoğlu, düğünün her detayıyla bizzat ilgilenirken, kızı Selin Tara kuzeni Lara Ersu’yu bir an bile yalnız bırakmadı. Cemiyet ve iş dünyasının ünlü isimlerinin katıldı düğün, geç saatlere kadar devam etti. Lara-Cem Özsüer çifti düğün törenlerinin ardından balayı için Amerika’ya gittiler. 

78

CEM ÖZSÜER, LARA ERSU


Söğütözü, Ankara | 312 219 03 03 | wyndhamankara.com Teklif ve detaylı bilgi için info@wyndhamankara.com


düğün

SELMA TÜRKEȘ

ȘEBNEM - CELAL ÇAPA

BETTINA MACHLER

Dillere destan düğün organizasyonlarına imza atan Bettina Machler düğünün en çok göz kamaștıran isimlerindendi. ASLI SARI

EMRE - ESRA ECZACIBAȘI


CEFİ - YASEMİN KAMHİ

BİLGÜN DERELİ

BÜLENT - OYA ECZACIBAȘI

AYLİN - ÖZCAN TAHİNCİOĞLU

SELİN TARA


düğün

CAN - TANSA MERMERCİ EKȘİOĞLU

İPEK AYAYDIN, TALAT ABDİK

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

RONİT GÜLCAN

Cemiyet ve iș hayatının gözde isimlerinin katıldığı düğün töreni birbirinden șık görüntülere sahne oldu. CEYDA, HALUK - SUZAN SABANCI DİNÇER



düğün

CEM HAKKO

AHU - CAN HAS

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

MİNE KALPAKÇIOĞLU

Four Seasons Hotel at The Bosphorus’ta yapılan görkemli düğün törenine saten detaylı kırmızı tuvaletiyle katılan Mine Kalpakçıoğlu güzelliğini bir kez daha gözler önüne serdi.

SERNUR ÇİFTÇİ

MELİS - ALİ GÖRSOY



düğün

ZEYNEP ÇARMIKLI, YASEMİN ALOĞLU

MUSTAFA TONER

FERYAL GÜLMAN

Sosyal yașamın sevilen ismi Feryal Gülman genç çifti mutlu günlerinde yalnız bırakmayan isimlerdendi. SERRA TOKAR

DERİN MERMERCİ, CEM AYDIN


GÜLER SABANCI

YAMAN ERTURAN, AYȘE ÇAVUȘOĞLU

AFET KARACAN

BERRAK - NEZİH BARUT

AYȘEGÜL DİNÇKÖK


vlenme teklifini aldığınızdan beri aklınıza belki çok daha önceden hayal etmiş olduğunuz düğün temaları gelmeye başlamıştır. Bekli bir kır düğünü hayal ediyorsunuz, belki şık, ihtişamlı bir otel düğünü... Ne şekilde bir düğün hayal ederseniz edin, tüm detayların uygulanmasında, planlanmasında

kullanılacak malzemelerde, en sonunda kafanızdaki düğünü birleştirmede bir bilene danışmak gerektiğini çok geçmeden anlamış olacaksınız. Hayatınızda bir kere yaşayacaksınız. İlk kez evleneceksiniz. Belki bazı arkadaşlarınızın düğününe katıldınız. Ama kendi düğün gününüz alınıp hazırlık süresi telaşınız başladığında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da fark edeceksiniz.

advertorial

E

“En özel günlerimizden olan düğün günümüzde neden bir organizasyon șirketiyle çalıșmalıyız?” diye bir soru aklınıza gelebilir.


Hal böyle olunca tecrübe devreye girmeli... Çünkü siz, hayatınızda ilk defa evleniyorsunuz ama bir organizasyon şirketi pek çok kez bu tecrübeyi sayısız gelin ve damatla yaşamış oluyor. Bu bakımdan bir yol gösterici aradığınızda organizasyon firmalarından daha iyisini bulmanız mümkün değildir. Diğer yandan düğün organizasyonu hiçbir zaman sadece mekan süslemesi değildir. Düğün gününüze kadar yapılması gereken her aşamada yol göstermek, tüm aşamalar konusunda bilgilendirmek ve destek olmaktır. Neyi nereden temin edebileceğinizi, en kalitelisini nereden alabileceğinizi, en iyi makyaj ve saçı kime yaptırabileceğiniz gibi pek çok konuda size yol göstereceklerdir. Böylece çiftlerimiz emin ellerde olduklarını hissedecekler ve bu telaşlı dönemlerini huzur içinde ve her ayrıntısından zevk alarak geçireceklerdir. Düğün günlerinde ise şık bir salonun yanı sıra organizasyonlarının akışında sizin yanınızda tüm tecrübeleriyle yer alıp muhteşem bir gün geçirmenizi sağlayacaklardır. Özellikle de stresli bir yapınız varsa, tüm bu süreçlerde neyi, ne zaman, nasıl yapmanız gerektiğine dair sorularınızın hepsine cevap bulmanız açısından, pek çok şeyi organizasyon şirketinize devretmekle ne kadar doğru karar verdiğinizi, günlük hayatınızın koşturmasına, işinize, sosyal hayatınıza daha rahat konsantre olabildiğinizi göreceksiniz. Organizasyon şirketiyle çalışmanın avantajlarından bir diğeri, en özel gününüze daha ekonomik bir bütçe ayırmanızı sağlayacak olmasıdır. Çünkü, planlama sürecinde bir yandan davetiye seçmek, bir yandan kaliteli bir orkestra bulmak, nikah şekerlerini yaptırmak ve salonu süsletmek zorundasınız. Bunların hepsi için zaman ve para harcamak durumundasınız. Oysaki, organizasyon firması bunların tümünü size çok daha uygun bir fiyatla sunacaktır. Düğün organizasyonunuz için bir organizasyon firmasıyla çalışmanın avantajlarından kısaca bahsetmek istedik. Yukarıda yazan detaylara daha pek çoğu eklenebilir. Ama en önemlisi, firmaya gittiğinizde karşılıklı enerjinizin tutması, içinizin ısınması ve duyacağınız güvendir. Bu aşamadan sonra artık pek çok konu ve ayrıntıyı onlara bırakmalısınız. İçinde bulunduğumuz 18. Yılımızda 777 Organizasyon Ajans ve Menajerlik olarak biz yeni bir yüzle kendimizi daha da geliştirmiş olarak tüm ofislerimizi artık tek bir lokasyonda birleştirdik. Yeni ofisimizi Ankara’nın en saygın gelinlik ve aksesuar tasarımcılarının olduğu caddeden seçtik. Seçkin markaların buluştuğu, pek çok gelin ve damat adayımızın uğrak yeri olan bu bölgede herkesin ortak hareket etmesi anlamında biz de işin organizasyon tarafını öne çıkararak dahil olmuş olduk. Ofis dekorumuzu kaliteli, yenilikçi vizyonumuza uygun bir

Arjantin Caddesi 15/8 Gaziosmanpaşa - ANKARA Tel: +90 (312) 441 77 07 - 0532 223 00 77 www.777organizasyon.blogspot.com.tr - 777ORGANIZASYON www.777organizasyon.com.tr - www.aquamucevher.com

şekilde tasarladık. Böylece 777 Organizasyon’u görsel olarak da ifade edebilen butik anlayışımızı en iyi şekilde yansıtabilen bir görünümle bütünleşmiş olduk. Ankara içerisinde en eski ve en tecrübelilerden biri olan 777 Organizasyon’un bu yıllarla doğru orantılı çok geniş bir malzeme yelpazesi bulunmaktadır. Firma olarak bu yönde Ankara’da tek olmanın haklı gururunu taşıyoruz. Bu birikimimizi her yıl yeni trendler doğrultusunda yenileyerek artırdık. Arjantin Caddesi’ndeki ofisimize gelmeden hemen önce yine son yenilikler doğrultusunda tasarladığımız yeni malzemelerimizle de bize yakışır bir donanıma sahip olduk. Firma olarak 18 yılın içerisine sayısız ve pek çok türde organizasyon sığdırdık. Edindiğimiz bu tecrübelerle daha da güçlendik. Ankara’nın en saygın yerlerinden olan Arjantin Caddesi’ndeki yepyeni showroom ve ofisimizle bundan sonra çok daha yaratıcı, seçkin ve konsept organizasyonlara imza atmaya devam edeceğiz. Tüm gelin damatlarımızı yeni ofisimizde ağırlamaktan mutluluk ve onur duyacağız. Tecrübemizle KONUŞULACAK İZLER BIRAKMAYA devam ediyoruz...


davet

Kansersiz Yaşam Derneği Geleneksel Balosu Sağlıklı ya da kanser hastası olan herkese, kansersiz bir dünyanın mümkün olduğunu anlatarak kimsenin bu hastalıkla tanışmaması için birçok önemli çalışmanın altına imza atan Kansersiz Yaşam Derneği, geleneksel balosunu Four Seasons at the Bosphorus Hotel’de gerçekleştirdi. Kansersiz Yaşam Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dida Kaymaz ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin ev sahipliğinde gerçekleşen balo birbirinden renkli anlara sahne oldu. Gece derneğin İyi Niyet Elçisi Barış Arduç’un konuşması ile başlarken, Dida Kaymaz’ın yaptığı samimi açıklamalar salonda bulunan herkese duygusal anlar yaşattı. Kaymaz, daha önce yapılan yardımlar sayesinde binlerce kişiye Yaşa-tır projesiyle ulaşıldığını paylaşırken gecenin asıl amacının kanser hastası çocukların daha iyi şartlarda tedavi görebilmeleri ve Şişli Etfal Hastanesi Çocuk Onkoloji servisinin yeniden yapılandırılarak birçok kanser hastası çocuğun yaşama şansını yükselteceğini belirtti. Çocuk Komitesi Başkanı ve aynı zamanda 15 yıldır ilik bekleyen ve şu anda babasından ilik almak üzere hastanede yatmakta olan Beytullah Akman’ın davetlilere video mesajı ise gözleri doldurdu. Gecenin sunuculuğunu Derya ve Ferhan Şensoy kardeşler üstlenirken yardımların toplanmasında mikrofon ünlü oyuncu Emre Kınay’a verildi. Four Seasons Istanbul at the Bosphorus Hotel’de gerçekleşen geceye 500 seçkin davetli katıldı. Davette sahne alan ünlü sanatçı Serdar Ortaç geceye katılanlara keyifli anlar yaşattı. 

90

DİDA KAYMAZ



davet

ZÜLEYHA - ÖMER FARUK ÖZGÜL

EMRE KINAY

SERENAY SARIKAYA

Kansersiz Yașam Derneği Balosu, derneğin İyi Niyet Elçisi Barıș Arduç’un anlamlı konușması ile bașladı. BARIȘ ARDUÇ

ELİF ECE UZUN

BERK OKTAY


BAȘAK - MUSTAFA ÇAĞLAR

MURAT AKSU, BURCU KALAYCIOĞLU

MEHMET - EBRU EDİP

YELDA, REVNA DEMİRÖREN


davet

EBRU SEYYAR

İPEK AÇAR

FİKRET ORMAN

SİTARE AKDİLEK

Gecenin sunuculuğunu gerçekleștiren Derya ve Ferhan Șensoy kardeșler her zamanki gibi asil bir duruș sergilediler. DERYA, FERHAN ȘENSOY

BURCU KARABACAK



davet

ZEYNEP TOKER

MUSTAFA - SİNEM CECELİ

HANDE CAN YÜCE

Gouroux markasının sahibi Hande Can Yüce mavi renkteki Özgür Masur tasarımı elbisesiyle büyüleyici görünüyordu. ÖZLEM ALICI

ZEYNEP ILICALI

ÖZGÜR OZAN


ENİS - NERGİS PEKUYSAL

SELDA TOPAL

SERDAR BİLGİLİ

KORHAN SAYGINER, ZUHAL TOPAL

AYȘE TOLGA

HANDE SEZER PEKCAN


Yazın Kabusu SELÜLİT Her yıl olduğu gibi yine yaz yaklașırken kimimizi kilo verme, kimimizi sıkılașma, kimimizi ise selülit derdi sardı. İyi görünmek her yaș grubu ve her cinsiyet için çok önemli bir motivasyon sebebi elbette. İyi hissettirir kendimizi, yașam sevincimizi ve özgüvenimizi artırır. Bu yazımda zayıf ya da șișman birçoğumuzun ortak problemi olan selülit sorununu ele almak istedim. Tabii aslında selülit tedavisi yaza sayılı günler kala, son dakika önerileri ile olacak bir durum değil. Uzun vadede yașam tarzı değișikliği ile etkili sonuçlar elde edebiliriz.

S

elülit bir hastalık ya da sağlık sorunu değildir. Selülit çok basitçe anlatmak gerekirse; derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde meydana gelen, derinin üst bölümünün pütürlü görünümüdür. Yağ hücreleri fazla yağı depolar ve östrojen hormonunun da etkisiyle bu hücreler genişler, kan dolaşımı giderek bozulmaya başlar. Yağ hücrelerinin genişlemesi ile yağ dokusu aşırı yayılır. Bu yayılma deri altı bağ dokusunu da etkileyerek vücudun normalden daha fazla su tutmasına ve kan dolaşımının zayıflamasına yol açar. Kan dolaşımındaki zayıflama ile beraber dokulara eskisinden daha az oksijen ulaşmaya başlar ve bunun sonucu olarak da dokular elastikiyetini kaybeder, cilt yüzeyi pürüzlü bir görünüm alır. Vücutta selülit olması kişinin kilolu olduğu anlamına gelmez. Zayıf kişilerde de selülit görülebilir. Yalnız tabii ki eğer kilolu iseniz kilo vermek selüliti azaltır. Daha çok bayanlarda ve genetik yatkınlığı olan kişilerde görülür. Cinsiyet ve genetik faktörler dışında; -Kötü beslenme alışkanlıkları, -Yanlış diyet uygulamaları ve sık kilo alma verme öyküsü, -Yavaş çalışan metabolizma, -Hareketsiz yaşam tarzı, -Gebelik, menopoz ve bazı hastalıkların sebep olduğu hormonal değişiklikler, -Yetersiz su tüketimi, -Aşırı kafein ve kolalı içecek tüketimi, -Sigara ve alkol tüketimi, -Cilt yapısı selülite sebep olan diğer faktörlerdir .

SELÜLİT & BESLENME Selülit oluşumunu etkileyen temel faktörlerin başında, beslenme şekli yer alır. Beslenme alışkanlıklarınızı değiştirerek selülit oluşumunu azaltmanız mümkündür. *Selülitle başa çıkmak için, beslenme alışkanlıklarınızda yapmanız gereken ilk devrim tuz tüketimini azaltmak ve tuzlu gıdalardan uzak durmaktır. Konserveler, aşırı tuzlu turşu, şalgam & turşu suyu, aşırı tuzlu peynirler, şarküteri, işlenmiş et ürünleri, tuzlu kraker ve tuzlu abur cuburlar kaçınmanız gereken gıdalardan. *Selülitlerinizin gözle görülür bir şekilde azalmasını istiyorsanız bol su tüketin. Normal zamanda, günde 2-2,5 litre, yazın ya da yoğun egzersiz yaptığınız zamanlarda ise, günde 3-3,5 litre su tüketmelisiniz. Hazır ya da taze sıkılmış meyve sularından, gazlı, kolalı içeceklerden ve ice tea gibi gazsız ama şekerli içeceklerden uzak durmalısınız. Bunlar yoğun şeker ve kafein içerir. *Şekerden uzak durun ve karbonhidratları azaltın. Yağ hücreleri şekeri ve karbonhidratı sevmez . *Daha az çikolata tüketin. Günde iki küçük kare (10 gr) çikolatayı geçirmemeye özen gösterin. Bitter ve katkısız, kaliteli çikolata yemeyi tercih edin. Özellikle günün daha hareketsiz saatleri olan ve metabolizmanın yavaşladığı gece saatlerinde tüketmeyin. *Kafeini azaltın. Kafein diüretik etki yaparak vücutta fazla su kaybına yol açar ve kafeinin fazlası dolaşım bozukluğuna sebep olur. Kahve, çay, kolalı içecekler, çikolata ve enerji içecekleri kafein içerir.


Kafeini azaltmak için günlük kahve tüketiminizi iki fincan ile sınırlayın ve kafeinsiz kahve tercih edin. Çayınızı açık ve limonlu içmeyi tercih edin. Çikolatayı azaltın. Kolalı içecekleri azaltın demeyeceğim, ağzınıza bile sürmeyin. Bunlar sadece yoğun kafein kaynağı değil aynı zamanda kanserojen maddelerdir. *Genetik yapınızda da varsa aşırı alkol tüketimi selülit oluşumunu hızlandırır, alkolü azaltın. Haftada bir-iki kadehi geçirmemeye özen gösterin. Kokteyl tarzı, şekerli alkollerden uzak durun. *Bitkisel ve karışım çayları dikkatli tüketin. Bitkisel olan bir şey, onun yüzde yüz güvenli ve sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Aksine bazı bitkilerin birleşimleri uygun değildir. Ülkemizde bu konuda çok bilinçsiz bir tüketim var. Bazı bitkilerin bazı kişilerde hormon dengesini bozduğunu hatırlatmak isterim. Hormonal değişimlerin selülit oluşumunu tetiklediğini unutmayın. *Kaliteli şeyler yiyin. Katkılı, işlenmiş ürünlerden uzak durun. *Faydalı yağlar tüketin. Kızarmış ve trans yağlardan uzak durun. Doğal, zeytinyağı kullanın. Günde bir avuç ceviz, kavrulmamış fındık ya da çiğ badem gibi yağlı tohumlardan tüketin. *Evet selülit kilodan bağımsız bir oluşumdur ama yine de kilolu iseniz fazla kilolarınızdan kurtulmak selülitinizi azaltır. Zayıflamak için popüler ve yanlış diyetler yapmayın. Sık sık kilo alıp vermek en tehlikelisidir. Sağlıklı bir şekilde, beslenme uzmanınız yardımıyla kilo verip kilonuzu korumaya çalışın. *Antioksidan besinler selülit oluşumunu engeller, mevcut oluşumu azaltır. A, C, E vitaminleri vücutta toksinlerle savaşan ve cilt sağlığı

için olmazsa olmaz vitaminlerdir. Her renkten sebzeyi ama özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeleri bol bol tüketin. *Günde bir tane yeşil elma yeme alışkanlığı edinin. * Sabah uyandığınızda dört-beş dal maydanoz, bir limon ve bir sodayı robottan geçirip içerek güne başlayın. *Günde muhakkak iki küçük kase yoğurt tüketin. Evde mayalanmış olması önemli tabii ki. *Somon ve avokado selülit tedavisinde oldukça etkili besinlerdir. Haftada iki-üç sefer tüketmeye çalışın. *Aşırı kırmızı et tüketiminden kaçının. Haftada iki sefer ve 150 gramı geçirmeyecek şekilde tüketmeye çalışın. Özellikle et tükettiğiniz öğünden sonra bol su için. *İspatlanmış diğer bir antioksidan besin olan yeşil çayı günde iki fincan içmeyi unutmayın. *Düzenli egzersiz yapın. Haftada dört-beş gün 45 dakika–1 saat arasında tempolu yürüyüş ya da haftada iki gün pilates veya yüzme selülit tedavisinde en çok tercih ettiğimiz sporların başında gelir. Ancak iki ay yapıp sonra bırakmamak şartı ile... Uzun vadede hayatınıza düzenli bir spor soktuğunuz takdirde selülitlerinizden etkili bir şekilde kurtulabilirsiniz. *İşin ehli ellerde düzenli olarak, haftada bir kere selülit masajı yaptırın. Hepinize sağlıklı, huzurlu bir yaz mevsimi diliyorum.

Kırlangıç Sokak No:43/6 Doktor Gavuzoğlu Apt. G.O.P./ Çankaya / ANKARA Tel: +90 312 443 00 87 - Faks: +90 312 443 00 86 www.bahardemirkiran.com


davet

Dünya Çapında Moda Şovu Ünlü modacı Hakan Akkaya “The 120 Days of Sodom” adlı dev defilesi ile dünyaca ünlü moda devlerini kıskandıracak bir şova imza atı. HAKAN AKKAYA

100

Akkaya; Fransız aristokrat ve filozof Marques De Sade’nin “Sodom’un 120 Günü” adlı en önemli eserinden ilham alarak hazırladığı defilesinde; koleksiyonu, dekorasyonu ve hazırladığı görkemli şovu ile Maslak Arena’da, Türkiye’de bugüne kadar yapılmamış bir defileye imza atarak ezberleri bozdu. Maslak Arena’da gerçekleşen moda şölenine iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasının önemli isimleri katıldı. Ünlü yönetmen Gülşen Aybaba tarafından Umut Eker kreatif danışmanlığında çekilen tanıtım filminin gösterimiyle başlayan gecede 150 metrekarelik podyumdaki dev kafeste toplam 45 model Hakan Akkaya’nın 260 parçalık “The 120 Days Of Sodom” koleksiyonunu beğeniye sundu. Koreografisini ünlü koreograf Uğurhan Akdeniz’in üstlendiği defilenin moda direktörlüğünü Mert Yemencioğlu üstlendi. Hakan Akkaya’nın “Hayatımın defilesi” olarak adlandırdığı gecede mankenler Lion Diamond’ın yeni koleksiyonunda yer alan mücevherlerle podyuma çıktı. Defilede elmas, yakut gibi değerli taşlarla işlenmiş 500 bin TL tutarında mücevher takı kullanıldı. Hakan Akkaya Türkiye’de bir ilke imza attığı defilesinden sonra Londra’da da bir defile yapacağının müjdesini verdi. 

ÖMER - ARZU NİZİPLİOĞLU

GÖZDE SARAR CAN, JALE - CELALETTİN SARAR


NESLİȘAH ALKOÇLAR DÜZYATAN

HAKAN - ARZU PEKER

PERVİN ERSOY

EVRİM KIRMIZITAȘ BAȘARAN

Maslak Arena’da gerçekleșen moda șölenine iș, sanat ve sosyal yașam dünyasının önemli isimleri katıldı. BİLGE EREN, ÖZNUR YAKIN

SİNEM NEFESOĞLU


davet

AYȘE KUCUROĞLU, SUZAN TOPLUSOY, ÖZLEM TAȘ, FERYAL GÜLMAN

Yeni Koleksiyonlara Tam Not Dünya aksesuar modasının en yenilikçi markalarından biri olan Saysha Ten Takısı ile Oye For Roman’ın yeni koleksiyonları özel bir davetle moda severlerin beğenisine sunuldu. Saysha Ten Takıları ve Oye for Roman mayo koleksiyonunun tanıtımı, defile ve öğle yemeği davetiyle gerçekleşti. Popvizyon organizasyonuyla La Petite Maison’da gerçekleşen davete sosyal yaşam dünyasının seçkin isimleri katıldı. Saysha Ten Takıları’nın Oye for Roman mayolarıyla kombinlenerek sunulduğu davette konuklar modelleri yakından inceledi. Ayrıca, vücutlarına beğendikleri takıları uygulatan davetliler bu yeni akımı çok beğendiklerini dile getirdiler. Roman kadınının feminen ve güçlü silüetini yaz aylarında plajlara taşıyan Oye for Roman modellerinin de büyük beğeni topladığı defilenin sunumunu Ayşe Kucuroğlu yaptı. Modeller ve kombinler hakkında bilgiler veren Kucuroğlu, konuklarla stil hakkında küçük tüyolar paylaşmayı da ihmal etmedi. 

102

DEMET HANİF, DERYA KARAGÜLLE


Ariana Grande Madonna

Fergie

DÜNYA YILDIZLARI PRECIOSA KULLANIYOR

Preciosa.Jewellery.Decoration.Turkey

www.preciosatr.com

/preciosa_tr

www.preciosajeweller-tr.com


davet

AYLİN YILMAZ

ELİF GÖNLÜM

REVNA DEMİRÖREN

İDİL ATAKOL

BESTE YURTTAȘ

BERRİN YOLERİ

Davete katılan ünlü isimlerden Berrin Yoleri, yeni koleksiyonları çok beğendiğini dile getirdi. BUKET TAȘDELEN


İPEK TOPLUSOY

GÜL ERGİ

ÖZLEM HAZİNEDAR

ÖZLEM TAȘ

Tamamen el ișçiliği ile kristal tașlardan üretilen Saysha Ten takılarının tende nasıl durduğuna tanık olan hanımlar, alıșılagelmișin ötesindeki bu yeni aksesuarları çok beğendi. HANDE SEZER PEKCAN

SEBA GÜCEYLİOĞLU

SEMA BASA


davet

ÇİĞDEM HİTAY

GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU

ZAFER KOZANOĞLU

FATOȘ HATAYLI

Sosyal yașam dünyasının ünlü isimlerinden Fatoș Hataylı davet boyunca her iki markanın koleksiyonunu da ilgiyle inceledi.

MELTEM DEMİR

İSMET ALPAGUT

OYA İDİL


Ramazan Ayında Ne Yapalım Da Kilo Almayalım? On bir ayın sultanı Ramazan geldi… Ramazan ayında ibadetinizi yerine getirirken birçok kiși gibi siz de kilo almaktan yakınıyorsanız bazı konulara dikkat ederek bu sorunun önüne geçebilirsiniz. Uzman Diyetisyen İdil İmamoğlu

• •

Ramazan ayında da öğün sayınızı olabildiğince normal öğün sayınıza yakın tutmaya çalışın ve günü tek öğün ile geçirmeyin. Mutlaka sahura kalkın. Hatta mümkünse iftar ve sahur arasına en az bir tane olacak şekilde ara öğün ekleyin. Sahura kalkmadan günü sadece iftar öğünü ile geçirmeye çalışırsanız gün içerisinde yoğun baş ağrısı, halsizlik, baş dönmesi gibi sıkıntılar çekebilirsiniz. Bu nedenle gıda alabildiğimiz saatlerde olabildiğince az ve sık beslenmeye gayret edin. Az az ve sık sık beslenmenin bir yolu da küçük tabaklar kullanmaktır.

Sahura kalkma ihtiyacından ötürü uyku düzeniniz bozulabilir. Uyku düzeni bozulan bireylerde beslenme davranışı daha şekerli ve hamurlu besinlerden yana olabilir. Bu tür bir davranış açlığa bağlı yavaşlamış bir metabolizma ile daha hızlı kilo almanıza neden olur. Bu nedenle Ramazan ayında özellikle şekerli içeceklerden mutlaka uzak durmaya özen gösterin. Tatlı ihtiyacınızı olabildiğince sulu, tatlı doğal meyvelerle gidermeye çalışın. Şerbetli ve yağlı ağır tatlıları tercih etmemeye özen gösterin. Tatlı yemek istiyorsanız; • Hemen iftar sonrasında tüketmek yerine, iftardan 1-2 saat sonra yiyin. • Mümkünse hafif ve sütlü tatlıları (güllaç, dondurma vb.) tercih edin. • Tatlı porsiyonunuzu mutlaka ufak tutun ve haftada 1-2 defadan sık tüketmemeye çalışın. Vücutta susuzluk arttığında iştahta da buna bağlı artış olur. Ramazan ayında uzun süreli açlığın yanı sıra, daha da önemlisi uzun süreli bir susuzluk söz konusudur. Vücudumuzun susuz kalması ise yaşam kalitemizi ciddi anlamda olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu

nedenle sıvı ihtiyacını gidermeye çalışmanız çok önemlidir. Bunun için: • Çok yoğun tuzlu gıdaları tüketmemeye özen gösterin. Tuz tüketiminin artmasına bağlı olarak su gereksinimi de artacaktır, unutmayın. • Besinleri seçerken özellikle su içeriği daha yüksek olan seçenekleri tercih etmeye çalışın. Çorbalar, şekersiz meyve kompostoları, taze meyve ve sebzeler, cacık, ayran gibi besinler sıvı ihtiyacınızı gidermenin bir diğer yoludur. • Su içerken bir seferde yüksek miktarda yüklenmeden, olabildiğince yudum yudum ve yavaş içmeye çalışın. • İdrar çıkışını artıran çay, kahve gibi kafeinli içeceklerin tüketimini de sınırlamaya çalışın. Ramazanda kilo almamak ve mide sorunları yaşamamak için yemeklerinizi iyi çiğnemeye özen gösterin. Yavaş yemeye çalışmak da midenizi rahatlatacaktır. Yemekleri yavaş yemek için küçük çatal, bıçak, kaşık kullanmak işinizi kolaylaştıracaktır. Besin tercihlerinizi; özellikle bağırsak hareketlerini destekleyen ve uzun süre mide bağırsak sisteminde kalan lifli besinlerden yana yapmak, bu ay içerisinde kabızlık sorunlarını azaltacağı gibi metabolizmanızı da daha hızlı çalıştıracaktır. Tuz yerine farklı baharatları kullanmak da metabolizma hızınızı artırabileceğiniz bir diğer yöntemdir. Ramazan ayının yemekleri daha özenli yapıldığından, sofralarımızda daha ağır yemeklerin olduğu bir aydır. Bu gibi yemekleri tüketirken özellikle yağlı soslarını, yemeklerin yağlı sularını tabağınıza almamaya ve yemeklerin sularına ekmek veya pide banmamaya özen gösterin. Ramazan ayında özellikle oruçluyken spor yapmayın ama iftardan bir saat sonra yapacağınız orta tempolu bir yürüyüş sindirim sistemine destek olacak, kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlayacak, metabolizmanızı daha iyi çalıştıracak ve böylece kilo almanızı da engelleyecektir. Sağlıkla ve huzurla geçireceğiniz bir Ramazan ayı dilerim.

Çukurambar Mah. Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi Sarıkonak Apt. No: 8/31 Çankaya / ANKARA Tel: +90 (312) 287 43 45 info@idilimamoglu.com - www.idilimamoglu.com /ankaradiyetisyen

@diyetisyenidilimamoglu

advertorial

Ramazan ayı, öğün sayısının az ve aç kalma sürelerinin uzun olduğu bir ay. Öğün sayısının azlığı ve uzun süreli açlıklar da zaten vücut yağlanmasına zemin hazırlayan başlıca etkenler arasında bulunuyor. Bir de üstüne zengin iftar sofraları eklenince kilo kazanımı kaçınılmaz bir hale gelebiliyor.


davet

Suriyeli Ve Kilisli Çocukların Eğitimine Destek Eserlerin satışından elde edilecek gelirin tamamının okul binasının inşasına destek amacıyla kullanılacağı sergide, 62 sanatçının eseri sanatseverlerle buluştu. İç savaş sebebiyle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalarak Türkiye’ye sığınan ve çoğunluğu 18 yaşının altında olan Kilis’teki yaklaşık 24 bin Suriyeli mülteci, fiziksel ve sosyal gereksinimleri karşılanarak hayata tutunmaya teşvik ediliyor. Bölgedeki okul binalarının kısıtlı imkân ve kapasitesi Suriyeli çocukların yarım kalan eğitimlerine kapsamlı ve nitelikli bir biçimde devam edebilmeleri ve bireysel becerilerini geliştirebilmelerinin karşısındaki en önemli engeli oluşturuyor. Contemporary İstanbul ve Aralık Derneği tarafından katılımcı sanatçıların desteğiyle hayata geçirilen proje, okul çağındaki Suriyeli çocukların sosyal ve psikolojik uyumları gözetilerek eğitimlerini sürdürebilmelerini amaçlıyor. Sergiden elde edilecek gelir yardımıyla süratli bir proje süreci yaratılarak Kilis’te inşa edilecek ilkokul, 20162017 eğitim yılının başında Suriyeli ve Kilisli çocuklar ile buluşturulacak. Yaratıcı fikirlerin sorumlu bir toplumsal değişim sürecine ilham kaynağı olması ümidiyle yola çıkılan Aralık Gönüllü Eğitim ve Kültürel Araştırmalar Derneği İlköğretim Okulu projesi, katılımcı sanatçıların desteğiyle sanatın birleştirici rolünü de vurgulamayı hedefliyor. Serginin açılış kokteyline Ali-Rabia Güreli ve Elif Dürüst ev sahipliğinde iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından birçok ünlü isim katıldı. 

108

ELİF DÜRÜST

NİL UYGUNER

HALDUN - ZEYNEP ÜSTÜNEL

ESRA DİNÇKÖK



davet

GÜLSEVEN YILMAZ, FATOȘ DÜNDAR

ESRA ȘİNLAK

HEVES EKİNCİ, ATIL KUTOĞLU

Ali-Rabia Güreli ve Elif Dürüst ev sahipliğinde gerçekleștirilen sergiye iș, sanat ve sosyal yașam dünyasından birçok ünlü isim katıldı. RABİA - ALİ, KOZA GÜRELİ

NEȘET - ȘİRİN YALÇIN



Geçtiğimiz günlerde Ankara’da Cinnah Caddesi’nde Açılan Perladent Özel Ağız ve Diș Sağlığı Polikliniği’nin bașarılı hekimi İsmail Hakkı Günal diș sağlığı hakkında önemli noktalara değiniyor…

advertorial

Sanat ve Mekaniğin Bulușması


Ö

ncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz? 1952 Ankara Nallıhan doğumluyum. 1977 yılında Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden mezun oldum. 1 yıl Sağlık Bakanlığı bünyesinde görev yaptıktan sonra, kendi kurmuş olduğum kliniklerde hizmet verdim.

Kliniğinizin hayata geçirilme süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?

Altı aylık çok özenli bir çalışmanın sonucunda, genç ve dinamik meslektaşım Dr. Dt. Doğukan Yılmaz ile beraber, tüm teknik ekipman ve donanımları özenle seçtiğimiz, kliniğimizi oluşturduk. Kliniğimizin her yaş grubundan bireyin en iyi hizmet alabileceği şekilde dizayn edilmesine dikkat ettik.

Kliniğinizde yaptığınız işlemlerden bahseder misiniz?

Kliniğimiz güncel yaklaşımları ve teknolojileri takip ederek diş hekimliğinin tüm uzmanlık alanlarında hizmet vermektedir. Birkaç örnek vermek gerekirse; dental implantlar, cerrahi tedaviler, diş eti hastalıkları ve çekilmelerinin tedavileri, bilinçli sedasyon altında çocuk diş hekimliği hizmetleri, ortodonti (tel) tedavileri, estetik ve protetik diş hekimliği (diş beyazlatma, zirkonyum, lamina restorasyonlar) uygulamaları.

Ağız ve diş sağlığının önemi hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Ağız boşluğu ve dişler, vücudun dış ortama açılan kapısı olarak tanımlanabilir. Bu yüzden ağız ve diş sağlığının vücudun diğer organ ve sistemlerinin sağlığı üzerine ciddi etklileri vardır. Mesela diş problemleri olan kişilerin çoğunda hazımsızlık ve sindirim sistemi problemleri gözlenir. Kronik diş ve diş eti enfeksiyonları, kalp kapakçığında iltihaplanmalara ve kalbi besleyen damarlarda tıkanmaya neden olabilir. Diş eti iltihabı ve kan şekerinin arasında ciddi bir ilişki mevcuttur. Bu nedenle diyabetin kontrol altında tutulabilmesi için öncelikle kişinin diş eti sağlığını kontrol altına alması gerekir.

Diş sağlığını aksatmamak için öncelikli olarak yapılması gerekenler nelerdir? Günlük diş bakımı nasıl olmalıdır?

Diş bakımında önemli olan doğru fırçalamadır. Doğru fırçalama için de, uygun diş fırçası seçimi çok önemlidir. Diş fırçasının orta sertlikte olması, arka bölgelere ulaşması ve bulantıya sebep olmaması için fırça başının küçük olması önerilebilir. Fırçalama işleminde, ulaşılamayan diş ara yüzlerinin diş ipiyle temizlenmesi çok önemlidir. Diş macunu tercih edilirken de flüorür içerikli olmasına dikkat etmeliyiz.

Korkan veya erteleyen hastalarınızı nasıl motive ediyorsunuz?

Diş hekimi korkusu toplumda çok sık karşılaştığımız bir durum. Bu tip bireylerde, korku derecesine göre farklı stratejiler uygulamaktayız. Çoğunlukla bu bireylerin korkularını yenmesi için tedavi öncesi hekimle tanışma ve klinik ortama alışma amaçlı ek bir seans planlamaktayız. Kaygı derecesi çok yüksek bireylerde sedasyon adı verilen bir teknikle işlemleri uygulamaktayız. Bu teknikte bireyin bilinci açıktır fakat birey hafif uyku halindedir. Bu yüzden,

işlem sırasında herhangi bir ağrı veya acı hissetmez ve işlem sonrası bir şey hatırlamaz. İşlem anestezi doktorunun gözetimi altında gerçekleştirilir.

Dental implantlar nedir ? Neden implantları tercih etmeliyiz.?

Diş implantları, kaybedilen dişlerin yerine çene kemiği içine yerleştirilen ve kemik dokusu ile birleşerek doğal diş kökü görevini üstlenen, vücut tarafından doku dostu olarak kabul edilen titanyum vidalardır. Operasyon, lokal anestezi ile hiçbir ağrı ve rahatsızlık duyulmadan yapılabilir. İmplantlar kaplama ve protezlere göre daha iyi konuşma ve çiğneme fonksiyonu sağlarken, yüzünüzde doğal bir görünümü de beraberinde getirir. İmplant her yaşta uygulanabilen bir tedavi yöntemidir. Sadece, gençlerde kemik gelişiminin tamamlanması gerekmektedir. Erişkinler için üst yaş sınırı yoktur. Genel sağlık durumu uygun veya kontrol altında olan her yaştaki insana uygulanabilir.

Ortodontik bozuklukların nedenleri nelerdir? Bu tedavide yaşın bir önemi var mıdır?

Ortodontik problemler iki türlüdür. Birincisi dişsel olan problemlerdir. Bunları; çapraşıklık, eğik dişler, aralıklı dişler, dönük dişler olarak sayabiliriz. İkincisi ise, iskeletsel olan problemlerdir. Bunlar da üst çenenin veya alt çenenin normalden önde olması, ön açık kapanış gibi problemlerdir. Dişsel problemlerde yaş sınırlaması yoktur. Yani birey her yaşta ağızda sağlıklı kemik ve yeterli miktarda diş varsa ortodontik tedavi görebilir. Fakat kişide iskeletsel problem varsa tedavide yaş çok önemli bir kriterdir. Ergenlik çağında iskeletsel problemler ortodonti uzmanı tarafından kolaylıkla tedavi edilebilir. Büyümesi ve gelişimi tamamlanmış bireylerde bu tip problemlerin tedavisinde ileri tekniklere ihtiyaç duyulmaktadır.

Yurt dışındaki gelişmeleri ve ülkemizdeki teknolojiyi kıyaslarsanız ne tip farklılıklar ve benzerlikler var? Soruyu kendi kliniğimizi referans alarak cevaplamam gerekirse, güncel tüm tedavi metodlarını ve teknolojiyi uygulamaktayız. Bilindiği üzere sağlık alanındaki gelişmeler çok hızlı ve heyecan verici. Bu dinamik süreci, uzman hekim kadromuz aracılığıyla akademik yayınları ve dünya genelindeki kongrelerle panelleri takip ederek sürdürmekteyiz. Ancak ülke olarak teknolojiyi ithal eden konumda olmamamız üzücü ve düşündürücü.

Sizinle aynı mesleği seçecek olan gençlere başarılı olmak ve fark yaratmak için ne gibi tavsiyeleriniz olur?

Meslek, insan yaşamının ayrılmaz bir parçası, bu yüzden mutlaka ilgi duyulan ve keyif alınan bir alan seçimeli. Diş Hekimliği sanat ve mekaniğin buluştuğu bir meslek. Sadece diş hekimliğinde değil hayatın her alanında azimli ve dürüst olmak, ne istediğini bilmek ve pozitif olmanın başarı için kilit faktörler olduğunu düşünüyorum.

Aziziye Mah. Cinnah Cad. Köșe Apartmanı No: 56 T: 0312 439 00 17 info@perladent.com.tr /

perladent


davet

İSMET CELEBCİOĞLU, ZEHRA IȘIK, ÖZGE ULUSOY, MERT ASLAN, ADİL IȘIK

En Büyük adL’ye “Stil”li Açılış Ünlü moda markası adL’nin Cepa Alışveriş Merkezi’nde gerçekleşen 1158 m2’lik en büyük mağaza açılışı, ünlü model-oyuncu Özge Ulusoy ve stil danışmanı Mert Aslan’ın katılımıyla gerçekleşti. Cemiyet hayatının sevilen isimlerinin de ilgi gösterdiği adL markasının 120. mağazası, Cepa AVM’de açıldı. 1158 m2 ile en büyük adL mağazası olma niteliği de taşıyan mağazaya, nazar boncuğu getiren Özge Ulusoy ve Mert Aslan, moda severlere stil önerilerinde bulundular. Özge Ulusoy açılış konuşmasında ‘‘Kocaman ailemizin en büyük mağazası açıldı. 120. mağazamız hayırlı olsun. Ankara benim evim gibi. O yüzden burada olmayı seviyorum’’ dedi. 

GÜLENNUR AYDIN

ASLIHAN BEZCİER



davet

SEDEN DENİZ

ECE SALICI

TUĞBA SARIÇAM, KÜBRA KOÇ

Ünlü modacıların da katıldığı etkinlik oldukça keyifli geçti. 116

BERİL ÇAVUȘOĞLU

AFİTAP AKINCI

ELİF ÖZKALELİ VARDAR

NESRİN KLAVUZ


NİLGÜN YALÇIN, SELMA ALPAY

SELİN KARPUZOĞLU

ÖZLEM CERİT, TUBA ÖZ

Cemiyet hayatının sevilen isimlerinin katıldığı açılıșta, misafirler bol bol alıșveriș yaptılar. MELİKE GÖKÇE

CEMRE KIZILASLAN

SİBEL ERSOY

FUNDA BEKİȘOĞLU


davet

ELİF SU AKSU

CEREN CAN

MELTEM AKȘİN

SEVGİ SOLUK

AYLA GÖRGÜLÜ

Cepa AVM’nin Halkla İlișkiler Müdürü Mehtap Șafak da adL markasının alıșveriș merkezlerinde açılmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi. 118

MİNE ATAMAN

ARHAN, AYTÜL PARMAKSIZ

MEHTAP ȘAFAK

AHSEN DEMİRCİ


CEYHAN KURAL

DİLEK TOZLU

MERVE MOROVA

BUKET KOÇER

NERİMAN ȘİRİN

MERVE KALEMCİ

EBRU DOĞANLAR TEKİNEL

BETÜL ERTÜRK

AYSEL, NİSAN IȘIK


DR. ÖZGÜR KOLDAȘ

A

ltın iğne ve lazer uygulamaları, cilt altında onarılabilir mikro travma yaratarak doğal onarıcı hücre ve sistemlerin hızlı bir şekilde harekete geçmesini sağlar. Bu amaçla altın iğnelerle cildin birkaç milimetre altına girebilen ve ısı yaratabilen tıbbi cihazlar kullanılır. Altın iğne tedavisinde kullanılan iğne başlıkları kişiye özel ve tek kullanımlıktır. Bu iğnelerin boyları ağrı duyulmayacak şekilde ve 1-2 mm civarındadır. Uygulama sırasında cildin üst katmanına zarar verilmeden alt tabakalara iğneler aracılığıyla iletilen radyofrekans enerjisi, kolajen ve elastin yapıları uyararak cildin kendi onarım mekanizmalarını daha hızlı ve etkili biçimde çalıştırır. Tedavi, aynı zamanda cilt üzerindeki

gözeneklere de etki ederek toparlayıcı ve gençleştirici etkinin uzun süreli olmasını sağlar. Cilt gençleştirmede ve kırışıklık gidermede kullanılan altın iğne & lazer, özellikle yüz cildinin sıkılaştırılması ve kırışıklıkların giderilmesinde etkili ve kalıcı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Bu yöntemin en önemli özelliği de dışarıdan görülebilecek kabuklanma, kızarıklık ve ödem gibi yan etkiler oluşmamasıdır. İşin SIRRI burada saklı; ( * ) Pek çok kişiyi rahatsız eden gıdı bölgesi, boyun ve dekolte bölgesinde meydana gelen kırışıklıklar için, birkaç seanslık uygulama ile dokular uyarılarak gözle görülen bir toparlanma ve sıkılaşma sağlanır. Kırışıklıkları gidermek için kişinin arzusuna göre göz kenarı, dudak çevresi, boyun bölgesi ya da tüm yüz bölgesinde de altın iğne uygulaması yapılabilir.

advertorial

Modern hayatın hızı ve stresi cildin zaten yașadığı yașlanma sürecini hızlandırmakta ve olumsuz etkilerin daha belirgin biçimde görülmesine neden olmaktadır. Yüzdeki leke, sarkma ve yașlılık izleri, boyundaki ve el üzerindeki kırıșıklıklar, bacak ve kollardaki sarkmalar, sivilcelerden kalan yara izleri yașlanma görünümüne örnek sayılabilir. Bu tarz etkilerin giderilmesi için uygulanabilecek ameliyatsız yöntemlerden biri de; altın iğne radofrekans ve lazer tedavisi kombinasyonudur. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Doktor Özgür Koldaș anlatıyor...


Sivilce İzleri ve Çatlaklarda; Altın İğne ve Lazer Kardeşliği! Yerleşmiş sivilce izlerinin giderilmesi çok zordur. Altın iğne tedavisi yardımıyla bu tarz rahatsız edici izlerin giderilmesinde büyük ilerleme sağlanabilmektedir. Eğer yüzde kırmızı ve çukur görünümlü, uzun süreli sivilce izleriniz varsa tek seanslık bir altın iğne tedavisi ile bu izler mucizevi bir şekilde yok olmayacaktır. Ancak vakanın durumuna göre önerilen sayıda seanslar uygulanıp, sonrasında diğer önlemler de yerine getirilirse bu izler oldukça azalacak ve hatta derin olmayanlar tamamen ortadan kalkacaktır. Hamilelik, hızlı kilo alıp verme gibi durumlarda da vücudun pek çok bölgesinde ortaya çıkabilen çatlakların giderilmesinde de altın iğne tedavisinden yararlanılabilir. Çatlaklara yapılan uygulamalarla çatlakların derinlikleri azaltılabilir, renkleri deri rengine yaklaştırılabilir ve bölgenin gevşek yapısı gerginleştirilebilir. Altın İğne ve Lazer Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler Altın iğne uygulaması sonrasında bölgeye sürülen ürünlerin yağ

içerikli olmaması çok önemlidir. Bir süre bölgeye uygulanması mecburi olan nemlendirici kremler ve güneş kremleri mutlaka %100 su bazlı olanlar arasından seçilmelidir. Bu noktalara dikkat edildiğinde kişi uygulamadan 5-6 saat sonra hafif bir kapatıcı ya da fondöten uygulayarak sosyal hayata katılabilecek hale gelir. Uygulamadan maksimum 2-3 gün sonra ise, bu sorunlar tamamen ortadan kalkar. Altın iğne ve lazer tedavisi için tek seans genelde yeterli görülmemekte, pek çok durumda birkaç hafta ya da bir ay aralarla 2 ila 3 seans uygulama yapılmaktadır. Bu uygulamaların sayısı ve aralıkları doktor tarafından belirlenmelidir. Altın iğne doğrudan cildin alt tabakalarına uygulanan bir işlem olduğundan ilk seanstan birkaç hafta sonra etkiler görülmeye başlamakta, ancak en üst seviyeye 3 - 4 ay sonrasında çıkabilmektedir. Bu nedenle acele bir sonuç beklemektense sabırlı olunmalı ve bu süre içinde güvenilir bir uzmanın görüşü alınmadan kesinlikle başka estetik uygulamalara başvurulmamalıdır.

Özel Dr. Özgür Koldaș Polikliniği - Tunalı Hilmi Cad. No: 88A/114 Kavaklıdere - Ankara

www.ozgurkoldas.com


“Size özel egzersiz programları ile hedeflerinizi gerçekleştirmek üzere beraber yola çıkıyoruz. Hedef her zaman kolay veya kısa olmayabilir, önemli olan bu hedeflere doğru ve kalıcı yoldan ulaşmak..“ “Herkese uyan egzersiz anlayışı yerine “size uygun” egzersiz programını uyguluyoruz..”


Next Level Rezidans-AVM B-Blok Kat :2 No:3 Söğütözü Ankara Tel: +90 312 911 29 96 www.pilateszone.com.tr


davet

Kadınlara Özel Smokin

Lüksün ve kalitenin simgesi Damat, Siren Ertan ile yaptığı iş birliğinde smokin serisi Damat Ceremony’e yeni bir yorum kattı.

HAYRETTİN - BUKET TAȘDELEN

124

Siren Ertan’ın kadınlar için tasarladığı ilk smokin koleksiyonu Siren Ertan For Damat Ceremony, markanın Nişantaşı’nda yeni açılan mağazasında şık bir davetle tanıtıldı. Tüm Damat Ceremony koleksiyonlarında kullanılan İtalya’dan özenle seçilmiş dünyanın en kaliteli kumaşlarıyla oluşturulan Siren Ertan For Damat Ceremony koleksiyonu davetlilerin büyük beğenisini kazandı. Yüksek omuzlu kruvaze modellerden kendinden saten kemerli pantolonlara, gömleklerde taşlı kol düğmelerinden ceketlerde kumaş kaplama düğmelere kadar tüm detayları ile kadınlığı ve zarafeti öne çıkartan koleksiyon siyah, ekru ve kırmızı olmak üzere üç renkte sunuldu. Orka Grup Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Orakçıoğlu ve zarif eşi Ahu Orakçıoğlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen davette ayrıca gençleri de unutmayan ve mezuniyet partilerini özel kılmayı amaçlayan Damat Ceremony’nin her stile, her yaşa ve her bedene uygun smokin koleksiyonu da beğeniye sunuldu. 

SÜLEYMAN - AHU ORAKÇIOĞLU, SİREN ERTAN

ESEN - ALPER ZİYAL



davet

ESİN YUM, GÜL ERGİ

ÖZLEM KAYMAZ

BURCU CESUR

Siren Ertan For Damat Ceremony koleksiyonu davetlilerin büyük beğenisini kazandı. SEMA BASA

EDA GENCEBAY



davet

Trendyol’a Kapsül Koleksiyon Ünlü tasarımcılar Raisa&Vanessa, Trendyol için 2016 İlkbahar/Yaz kapsül koleksiyonuna imza attı.

TALİA, NORA KALPAKÇIOĞLU

128

“Ulaşılabilir moda” felsefesiyle yola çıkan Trendyol ile ünlü tasarımcı ikizlerin gerçekleştirdiği iş birliği Taksim Intercontinental Otel’de gerçekleştirilen davetle tanıtıldı. Davete sosyal yaşam dünyasının önde gelen isimleri katıldı. Trendyol’un Kurucusu Demet Mutlu’nun ev sahipliğinde düzenlenen davette tasarımcı ikizler Raisa &Vanessa’nın Trendyol’a özel olarak hazırladığı 2016 İlkbahar/Yaz kapsül koleksiyonu, moda severlerin beğenisine sunuldu. Davete katılan konuklar cansız mankenler üzerinde sergilenen koleksiyonları yakından inceleme fırsatı buldular. 39 parçadan oluşan özel koleksiyon, gündüzden geceye giyilebilecek tasarımların yanı sıra mezuniyet ve düğün elbisesi arayışında olan kadınlara da hitap ediyor. 

RAISA SASON, DEMET MUTLU, VANNESSA SASON

DUYGU AKDENİZ

ARZU DEMİRER



davet

GÜNSEL ÜLKÜ

TÜLİN KARTOZÜLKÜ

SITARE AKDİLEK

CEYLAN ÇAPA

Sosyal yașam dünyasının ünlü isimlerinden Ceylan Çapa, yakın dostlarının davetine koleksiyondan seçtiği șık bir bluz ile katıldı.

ETEL SASON, ÇEKİ İBRAHİMZADE

BURCU ZİYAL



davet

BURCU KARABACAK

ELİZ SAKUÇOĞLU

ESRA KAKTÜS ÜSTÜNKAYA

MERVE BOLUĞUR

Raisa&Vanessa özel olarak tasarladıkları yeni koleksiyonlarını moda severlerin beğenisine sundu. ÖZGE ULUSOY

CANSU TOSUN



Eyere Bir Kez Oturan Bir Daha Bırakmaz At çiftliğinin yanında renkli organizasyonlara da ev sahipliği yapmaya bașlayan Capital Country Club’ı atlara tutkun sahibi Kaan Kızılkaplan’dan dinliyoruz...

değerlendiriyorum.

21.09.1989 Ankara doğumluyum. 9 yaşımdan bu yana düzenli at binerek, öğrenim hayatıma devam ettim, 2012 yılında Çankaya Üniversitesi İktisat bölümünü bitirip, genç yaşta iş hayatına atıldım ve boş kalan tüm zamanlarımı hala at binerek

Nasıl başladı Capital Country hayaliniz?

1998 yılında, babamın yıllardır üyesi olduğu Ankara Atlı Spor Kulübü’ne, ailece keyifli bir Pazar geçirmek üzere gitmemizle başladı her şey. O ambiyansı hissetmemizle birlikte ailece başladık at binmeye... Doğada canlı ile gerçekleştirebileceğiniz tek spor dalı olan binicilik, özellikle küçük yaşımda bana inanılmaz bir

keyif, disiplin ve özgüven katmıştı. 2003 yılında ilk kez yıldızlar kategorisinde milli olduktan sonra, daha da büyük bir hevesle devam ettiğim biniciliğe, aynı yılın sonlarına doğru devraldığımız Capital Country’de farklı bakış açılarıyla bu kez bu hazzı hemen her yaş grubuna aşılayabilmek için çalışmalarımız başladı.

Bu hayali gerçeğe dönüştürürken nasıl bir süreç yaşadınız?

Açıkçası hayallerimi daha tam gerçeğe dönüştüremedim, çünkü daha birini tamamlamadan daha uzak başka bir hayal kuruyorum. Böylece motivasyonum her zaman ulaşılması güç görünen yüksekliklerde kalıyor. Binicilik sporu ile uğraşanlar; “Eyere bir kez oturan bir daha asla bırakamaz” derlerdi, inanmazdım. Bugün geriye dönüp baktığımda, ilk oturduğum o eyerin üzerinde 18 yıl geçmiş ve bu süreç gerçekten çok keyifli bir yaşam tarzına dönüşmüş...

advertorial

K

aan Bey önce sizi tanıyabilir miyiz?


Atlarla iç içe olmak size neler hissettiriyor?

Tabii ki öncelikle çok özel hissettiriyor. Adeta bir çocuk sahibi olmak gibi, bir canlının sorumluluğunu almak ve onunla birlikte zaman geçirip, belki de dünyanın en keyifli aktivitesini yaparken, bunu bir de Milli Takım onuru ile yaşamak kelimelerle anlatılması oldukça zor bir duygu yoğunluğu benim için. At çiftliğinin yanında hizmet yelpazenize organizasyon etkinliklerini de eklediniz diye biliyoruz… Doğru. Bildiğiniz gibi Capital Country Club yaklaşık 250.000 m2 alan üzerine kurulu ve bünyesinde, açık havuz, açık voleybol, basketbol sahası, tenis kortu, çocuk parkı, kapalı mini fitness salonu ve lebi derya yeşil alanı bulunduran bir tesis. Bu bağlamda Ankara’da bu kadar çok aktivite yapılabilecek ve bu büyüklükte açık alana sahip yer bulmak oldukça zor. Örneklemek gerekirse; düğün, nişan, kına, sünnet, doğum günü gibi özel organizasyonların yanı sıra, binicilik yarışmaları, panayırlar, sergi organizasyonları, ürün lansmanı, eğitim toplantıları, şirket piknikleri, düğün albümlerine özel mekan çekimleri, tavla, dart turnuvaları, offroad etkinlikleri ve benzeri birçok organizasyona ev sahipliği yapmaktayız. Biz bu alanı her geçen gün daha fazla kişiyle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz ve bir adım daha ileri gidip, bu atmosferi bir yaşam biçimi haline getirmek isteyen misafirlerimize Capital Life adı altında yerleşim imkanı sağlıyoruz.

Capital Country olarak kimlere hitaben, ne tarzda organizasyonlar düzenliyorsunuz?

Elbette öncelikli hedefimiz çocuklarımız. Kendimden yola çıkarak, küçük yaşta başladığım binicilik eğitimimin, bugün bana kattıklarını düşününce, her çocuğun aynı onur ve gururu yaşamasını tüm kalbimle diliyorum. Bir diğer temennim ise, tabii ki binicilik sporunu ve at sevgisini her yaş grubuna aşılarken, doğayı ve Country yaşamını seven herkese hizmet verebilmek.

Organizasyon öncesinde veya organizasyon sırasında zorlandığınız anlar oluyor mu?

Bu yolda uzun yıllardır birlikte yürüdüğümüz, profesyonel ekibimiz ile birlikte, şu ana dek hiç zorlanmadığımız gibi çok da keyif alıyoruz. Organizasyonun kapasitesi ne kadar büyük olursa, bizler o güzel tabloyu yaşadıkça o oranda keyif alıyoruz.

Organizasyonlarda sizi en çok uğraştıran detaylar neler oluyor?

Keyif alınarak yapılan hiçbir şey uğraştırıcı görünmediğinden bizim için bu sorunun tek cevabı olabilir; o da “hava durumu”...

Bir organizasyonun tüm hazırlıklarının yapılması kaç gününüzü alıyor?

Hazırlık aşamaları organizasyonun katılımcı sayısı ve içeriğine göre değişkenlik gösterir, ancak gıda üretimlerinin daima tazeliğini koruması için aynı gün yapıldığını vurgulamak isterim.

Kaç kişilik bir ekibiniz var?

AR-GE anlamında benimle birlikte Capital Country için yeni fikirler oluşturup geliştirmeye çalışan dört kişi var. Bütün Capital Ailesi ise sezonuna göre 70 ila 100 kişi arasındadır.

Nasıl ulaşabilirler size?

www.capitalcountry.com adresinde tüm bilgilerimize ulaşılabilir ayrıca facebook hesabından da en güncel haber ve aktiviteleri öğrenebilirler.

Projelerinizle ulaşmak istediğiniz kitle ve hedeflediğiniz nokta nedir?

Bizim hedef kitlemiz herkes. Çünkü bir yarışma veya düğün organizasyonu yaptığımızda dolaylı yolla birçok kesimden birçok

insana erişebiliyorsunuz, bu kişiler bizlerin potansiyel misafir adayları olacaktır.

Planladığınız yeni projeleriniz varsa onlar hakkında da biraz ipucu alabilir miyiz?

Her yıl olduğu gibi, bu yıl da Türkiye genelinden katılımcıların geleceği “Özel Ünvan” müsabakları ve çeşitli binicilik müsabakaları olacak. Bu yarışların tarihlerine web sayfamızdan ulaşabilirsiniz. Bunun yanında ana okulları ile gerçekleştirdiğimiz yaz okulları devam edecek. Capital Country bünyesinde bulunan Pony Club topluluğumuzun da çocuklar için çeşitli uygulamaları olacak. Yaz boyunca birçok çift evlendireceğimiz gibi, çok özel ve titiz bir çalışma ile 1.500 kişinin katılacağı büyük bir açık hava düğününe ev sahipliği yapacağız.


davet

Ceren Can’dan Yeni Sezon Defilesi Başkent’in başarılı tasarımcılarından Ceren Can, İlkbahar - Yaz koleksiyonunu şık bir defile ile Ankaralılar’a tanıttı. Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin mankenlik yaptığı defilede keyifli dakikalar yaşandı. Birbirinden şık tasarımlardan oluşan yeni koleksiyon, Ankaralı hanımlardan tam not aldı. Gelen konuklarla tek tek ilgilenip uzun uzun sohbet eden Ceren Can, davete katılan herkese teşekkürlerini iletti. Defile sonunda ürünleri yakından inceleyen konuklar alışveriş yapmayı da ihmal etmedi. 

CEREN CAN

Genç ve bașarılı modacı kendi butiğinde düzenlediği defilesinde desteklerinden dolayı MAG dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavușoğlu’na teșekkür etti. BERİL ÇAVUȘOĞLU

AYLİN ÖZAL

DUYGU KÖKSAL

AYDAN ÖZDOĞAN


Son Koleksiyonu Süprizlerle Dolu...

CEREN CAN DESIGN

CERENCANTSRM


davet

MİNE ALP

HANDAN BANU ÖZTÜRK

HÜLYA AKMAN

EBRU KAREL

EDA BEKİȘOĞLU

BURCU YÖRÜBULUT

Rengarenk kıyafetleriyle davete katılan hanımlar baharın gelișini ve güneșin tadını çıkardılar. YEȘİM TANDOĞAN

HÜLYA TOPÇUOĞLU

EDA DURKAN


BAȘAK İNANDIK

DERYA, MELTEM AYSOY

FERİDE ȘAHİN

TUĞÇE İNAL

ÜMİT ÖZKAȘIKÇI

Ceren Can’ın ilkbahar- yaz kreasyonunu çok beğenen hanımlar bol bol alıșveriș yapmayı da ihmal etmediler.

SERPİL ÖZER

BUKET GÜLSEREN

PINAR ÖZCAN


davet

NERMİN BİLEN

REZZAN ANIK

SEDEN DENİZ

ARZU AKBAȘ

Defilede tasarımları sergileyen cemiyet hayatının ünlü isimleri profesyonel mankenleri aratmadılar. İPER ZİLELİ

ZEYNEP KARAKAYA

MERVE EYÜBOĞLU

BURÇAK BULUT



davet

Arzu Sabancı’dan Şık Koleksiyon Arzu Sabancı, “Pinko by Arzu Sabancı” isimli İlkbahar-Yaz koleksiyonunu Harvey Nichols’da düzenlenen davetle Ankaralılar’a tanıttı. Dünyaca ünlü giyim markası Pinko için koleksiyon hazırlayan Sabancı, tasarımlarda 60’lardan ilham aldığını belirtti. Ömer Sabancı’nın eşi Arzu Hanım, Türkiye distribütörü olduğu ünlü İtalyan markası Pinko için koleksiyon tasarladı. Sabancı, “Pinko by Arzu Sabancı” isimli İlkbahar-Yaz koleksiyonunu Ankaralı kadınlara tanıttı. Next Level AVM’deki Harvey Nichols mağazasında gerçekleşen davete cemiyet hayatının önde gelen kadınları katıldı. Etkinliğe katılanlar arasında Zeynep Köksalan, Işık Tekışık, Füsun Şener, Sibel Helvacıoğlu gibi isimler yer aldı. Arzu Sabancı, davette konuklarla yakından ilgilenirken koleksiyon hakkında bilgiler verdi. Sabancı, tasarım yaparken 60’lar modasından ilham aldığını belirtti. Hippi stili saç bantları, el yapımı örgü çantalar, koleksiyonun öne çıkan parçaları oldu. 

ARZU SABANCI

TUĞÇE SUNA

NEJLA FIRAT, ESRA İNALOĞLU

YEȘİM TANDOĞAN



davet

FÜSUN ȘENER

ILGAZ ELİCİN

MİHRİMAH TEPE

İREM SARIÇAM

EDA UYAR

ZEYNEP KÖKSALAN

ECEM UYAR TARANOĞLU

Ecem Uyar Taranoğlu’nun sahibi olduğu Ekși Maya’nın hazırladığı leziz ikramlar da konuklar tarafından çok beğenildi. FERİDE ȘAHİN

IȘIK TEKIȘIK

YASEMİN İLHAN


E ǵ NFLBO NPCƌMZB CBIÎF WF ZBǵBN

XXX TQSBNCBS DPN

LFZBQ DBEEFTƌ OP ZVLBS EVEVMMV ƌTUBOCVM


davet

ELMIRA - ALEYNA - TALYA - SEMİHA BALKAN, ALİ - SEDA - LIRIYA - AHMET SELİM KAȘIBEYAZ, SANİYE - İLAYDA BALKAN

Liriya 1 Yaşında Seda Kaşıbeyaz minik kızları Liriya’nın 1. yaş gününü renkli bir parti ile kutladı. Kaşıbeyaz Gala’da gerçekleşen ve panayır havasında gerçekleşen doğum günü partisine Kaşıbeyaz ailesinin akrabaları ve dostları katıldı. Seda Kaşıbeyaz parti konuklarıyla tek tek ilgilenerek kusursuz bir gün geçirmelerini sağladı. Sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri doğum günü partisine çocukları ile birlikte katılarak bol bol fotoğraf çektirdiler. Davetin konseptine hayran kalan ünlü isimler günün sonunda minik Liriya’ya iyi dileklerini sunarak partiden ayrıldılar. 

146

YAKUP - ALIS - ADRIAN PELTEKCİ


BİLGE EREN

ÖZNUR YAKIN

SITARE AKDİLEK

Sosyal yașam dünyasının ünlü isimleri doğum günü partisine çocukları ile birlikte katılarak bol bol fotoğraf çektirdiler BELKİS SAYIN

İLAYDA - ALEYNA BALKAN

PETEK - ESRA ERTÜRE


açılış

Arcadium’da Yargıcı’ya Konsept Mağaza Yargıcı’nın Ankara’da bulunan yedinci mağazası Arcadium AVM’de açıldı.

SEVDA ADALI AKBAȘOĞLU, SEVCAN EKER, EMRE ALTAN

YASEMİN DOĞAN

ARZU SABUNCU

Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin katılım gösterdiği etkinlikte Yargıcı’nın Arcadium AVM’deki yeni mağazasında sergilediği İlkbahar-Yaz 2016 koleksiyonuna ait ürünler yoğun ilgi gördü. Konfeksiyon ürünlerinin yanı sıra dekorasyon ve ev aksesuarları ürünlerinden oluşan Yargıcı Homeworks koleksiyonunun da yer aldığı mağazada, ürünler kadar Yargıcı’nın şık mağaza dekorasyonu da büyük beğeni topladı. Yargıcı Mağazalar Koordinatörü Berna Yiğit; “Arcadium’da açılan yeni mağazamızda Homeworks koleksiyonumuzu da ziyaretçilerimiz ile buluşturduk. Tekstilden aksesuara, dekorasyondan kozmetiğe kadar geniş ürün gamımızla Ankaralı müşterilerimize bir yaşam biçimi sunmaya devam ediyoruz.” dedi. Türkiye’de tekstil sektörünün hızla ivme kazandığının da altını çizen Yiğit, bu yaz pastel renklerin hakim olduğu, rahat ve şık kombinlerin tercih edileceğini belirtti. 

MERVE KALEMCİ EYÜPOĞLU

GÖKÇE İNAL, EFE TOPÇUOĞLU, MERVE TAKI



açılış

BETÜL ERTÜRK

BURÇİN ÜLGENER

GÜL AVCI

MELTEM AKȘİN

DAMLA TÜFEKÇİ

MAG PR tarafından düzenlenen etkinlikte hanımlar Yargıcı’nın fularlarıyla objektiflere poz verdiler. HANDE BAȘEĞMEZ, BERİL ÇAVUȘOĞLU, İPEK BAȘEĞMEZ

ÖZGE ÖZCAN


www.kartasotomotiv.com.tr


açılış

FULYA SAĞLIK

FERAY ȘAHİNGÖZ

BEGÜM KELEMCİSOY

IȘIK TEKIȘIK

BERNA YİĞİT

Yargıcı Mağazalar Koordinatörü Berna Yiğit, konuklarla yakından ilgilendi. HANDAN BANU ÖZTÜRK

SERPİL TÜFEKÇİ

AHSEN DEMİRCİ

KADRİYE KERİMOĞLU


açılış

TUĞBA GÜMRAH

HİLAL BAȘARIR

EBRU KAREL, BAHAR DEMİRCİ

SİRET UYANIK

Yargıcı’nın Arcadium AVM’deki yeni mağazasında sergilediği İlkbaharYaz 2016 koleksiyonu davetlilerden tam not aldı. NERMİN BİLEN

ENDER SEVGİ GÜLTEKİN

SEVAL PEKER

EMEL USLUATİK

DİLARA ERTÜRK


Ayrıcalıklarıyla Keyif Veren Bir Proje

AYKON SUITES

A

nkara’da rezidans kültürünün yaygınlaşmasıyla beraber, Aykon Suites projesi Ayrim Mimarlık imzasıyla hayata geçmiştir. Projenin tasarım aşamasında bizim için beş önemli değer ortaya çıktı: konfor, pratiklik, modernlik, fonksiyonellik ve ferahlık.

Nezih bir mevkii olan ODTÜ Vişnelik Tesisleri’nin hemen yanında konumlanan proje, birçok önemli noktaya yakınlığı ile avantaj sağlamaktadır. Sosyal hayatın, iş hayatının ve akademik hayatın aktif olduğu bölgelerin başında sayılan, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne,

Eskişehir Yolu'na, Konya Yolu'na ve Bakanlıklar'a yakınlığından dolayı proje aşamasındaki ilk çalışmalarda akademisyen, memur ya da iş adamlarına yönelmek istedik. Konum itibariyle yüksekte olması nedeniyle önü açık ve şehir manzaralıdır. ODTÜ ormanının yeşili ve bol oksijeni Ankara’da bulunmaz bir ayrıcalık. Bu ayrıcalığı kullanarak hazırlanan projede, her dairenin, geniş, ferah, önü açık, orman manzaralı balkona sahip olması projeye keyif katan önemli bir özellik. Dairelerin 3 metrelik ferah kat yüksekliğine sahip olması da projeye bir ayrıcalık katan detaylardan bir diğeri... 59 bağımsız bölümün bulunduğu projede 1+1, stüdyo ve dubleks olarak üç farklı daire tipi bulunmaktadır. Arsanın konumu itibariyle

advertorial

Ayrim Mimarlık imzasıyla Bașkent’te yükselen yeni değer Aykon Suites projesinin fark yaratacak özelliklerini Aykon Yapı Endüstrisi İcra Kurulu Üyesi Oğuz Ayrancıoğlu’ndan dinliyoruz...


ve günümüzde değişen talepleri göz önünde bulundurarak bu projede ilk defa büyük daire çizgimizden çıkarak 1+1 ve stüdyo tipi daireler olacak şekilde bağımsız bölümler oluşturduk. Stüdyo dairelerin bu kadar ilgi görmesinin en büyük sebeplerinde biri de, aslında büyük dairelerde yaşamanın daha zor ve maliyetli olmasından kaynaklanmaktadır. Stüdyo dairelerde enerji, aidat ve mobilya giderleri azalarak kullanıcı tarafından daha cazip hale gelmektedir. Bunun dışında dünyada ve Türkiye’de azalan doğal kaynakları düşündüğümüzde bir insana düşen m2 daire alanı azaldıkça daha az miktarda inşaat malzemesi kullanılmaktadır. Bu da daha az kaynak tüketerek daha fazla yaşam alanları üretmemizi sağlamaktadır. Dünyada gelişmiş ülkelerdeki kent merkezlerine baktığımızda insanlar stüdyo tipinde daireler tercih etmektedir ve boş zamanlarını dışarıda sosyal alanlarda geçirmektedir. İstanbul bunu uzun zaman öncesinden gerçekleştirmiştir ve Ankara’da bu hayat tarzına hızlı bir şekilde adapte olmaktadır.

Konfor, pratiklik, modernlik, fonksiyonellik ve ferahlık

Sosyal tesis, geniş peyzaj alanı, toplantı salonu, fitness salonu, kapalı ve açık otoparka sahip alanlar yaşamı keyifli hale getiriyor. 10 kişilik 2 adet asansör, 24 saat güvenlik ve kapalı devre kamera sistemi mevcut. Her bağımsız bölümde yangın dedektörü ve yangın söndürme sistemi, sprinkler sistemi, farklı uydulara göre TV altyapı sistemi ise projenin diğer özellikleri. Merkezi ısıtmada kaskat sistemi kullanılmıştır. Kaskat sistemi daha az enerji harcayarak aidatların daha düşük olmasını sağlamaktadır. Ayrıca ultrasonik kalorimetre sayesinde her bağımsız bölümün ısınma için harcadığı miktar detaylı bir şekilde raporlanarak, aidatlar ona göre hesaplanmaktadır. Yatırım amacıyla almak isteyenlere de kira getirisinin yüksek olması açısından malzeme seçimini titizlikle gerçekleştirdik. Bina içindeki insanların konforlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabilmeleri için günümüzde gelişmiş ülkelerde en önemsenen konu, ses ve ısı yalıtımıdır. Biz de en yüksek değerde ses ve ısı yalıtımı sağlamak için tasarım ve yapım aşamasında detaylı bir şekilde çalıştık. Daireler arasında iki sıra duvar örülerek ses ve ısı yalıtımı için aralarında yalıtım levhası kullanılmıştır. Katlar arasında ısı ve ses geçişi olmaması için döşemede de aynı şekilde yalıtım levhası kullanılmıştır.

Ayrancıoğlu Şirketler Grubu hakkında;

Ayrancıoğlu Şirketler Grubu, 1960’lı yıllardan başlayarak günümüze kadar birçok sektörde başarılı işlere imza atmıştır. 1988 yılında kurulan Aykon Yapı Endüstrisi binin üzerinde konut, ofis ve iş merkezi projesi tamamlamıştır. Aykon Yapı Endüstrisi bitirdiği projelerde her zaman kalitesiyle, güvenilirliğiyle, işçiliğiyle örnek gösterilen bir firma konumundadır. Mimari projelerdeki ve tasarımlardaki titizliği ve seçiciliği ile yarattığı projelerin çağımıza uygun, rahat ve huzurlu yaşanabilen alanlar olmasını ilke edinmiş, sektördeki öncü firmalardan biri olmuştur. Tamamlanan ve devam eden projelerin hepsi konumu ve çevresindeki yaşam alanı sayesinde insanların üst düzey refah içinde yaşamalarını sağlamaktadır. Gelişen teknoloji ve hızlanan ekonomiye bağlı olarak artan kalite ve konfor beklentisini, bünyesindeki mimar ve mühendis kadrosu sayesinde takip ederek günümüzde örnek gösterilen bir inşaat şirketi durumuna gelmiştir. Ayrancıoğlu Grup bünyesinde Aykon Yapı haricinde, AYMAŞ ile endüstriyel tesisler ve Aytaş Alçı firması ile Aygips, Aypan, Outwear markalarıyla alçı ve alçı levha üretimi yaparak inşaat sektörüne farklı alanlarda başarısına devam etmektedir


Ramazan’ı karșıladığımız bu ay sofralarınızı taçlandıracak tadı damağınızda kalacak tarifleri, sıcacık mutfak sohbetlerini ve lezzet serüveni yașatacak mekan önerilerini sizlere sunuyoruz...



İFTAR TABAĞI ( Beyaz peynir, kaşar peyniri, salatalık , domates, siyah zeytin, yeşil zeytin, bal, reçel, tereyağ, zeytinyağlı yaprak sarma, mercimek köfte, Hurma)

İFTAR TABAĞI ( Beyaz peynir, kaşar peyniri, salatalık , domates, siyah zeytin, yeşil zeytin, bal, reçel, tereyağ, zeytinyağlı yaprak sarma, mercimek köfte, Hurma)

GÜNÜN ÇORBASI

GÜNÜN ÇORBASI

44

YEŞİL SALATA

YEŞİL SALATA

55

ARA SICAK ( Misket köfte,Sigara Böreği)

ARA SICAK ( Misket köfte,Sigara Böreği)

GUGUKLU TAVUK KELEBEK

GUGUKLU HAZERFAN KEBAP

GÜNÜN TATLISI

GÜNÜN TATLISI

RAMAZAN PİDESİ

RAMAZAN PİDESİ

2 Adet MEŞRUBAT, MEYVE SUYU, AYRAN ( Seçmeli)

2 Adet MEŞRUBAT, MEYVE SUYU, AYRAN ( Seçmeli)

SINIRSIZ ÇAY

SINIRSIZ ÇAY

Çocuk Menüsü

19


Mevlana Bul. 8. Km (Konya Yolu - GrupVolvo Yanı) No: 158 Balgat /ANKARA www.guguklurestaurant.com


YAĞIZ İZGÜL Mutfakta Șeflerin Düellosu programı ile tanıdığımız, yeteneğine, lezzetlerine ve bilgisine hayran bırakan karizmatik Șef Yağız İzgül ile gerçekleștirdiğimiz röportajda mutfak serüveninin dinlerken Ramazan ayına özel içinizi serinletecek bir tarifini de sizlerle paylașıyoruz...

160


L

ezzet yolculuğunuz nasıl başladı ve gelişti? Bu yolculuğa çıkarken nelerin hayalini kuruyordunuz?

Fazla gurme yok ortalıkta.

Çocukluktan beri içimde olan bir şeydi zaten. Sanırım ilk Kırıntı’nın Moda’daki evimizin yanına açılmasıyla başladı her şey. O zamanlar için yeni bir şeydi Amerikan tarzı burgerler, değişik soslar menüler... Her fırsatta evden kaçıp Kırıntı’ya giderdim. Düşünün, daha yaşım 5-6... Çocuklukta başlayan bu ilgi zamanla sokak aralarından semtlere, şehirlere ve sonra ülkelere kadar uzadı. O kadar çok seviyordum ki keşfetmeyi ve o kadar da keşfetmiştim ki, nihayetinde bununla ilgili bir şeyler yapma fikri beni teslim aldı. Gerçekten de şeflikten, Hecha’nın kuruculuğundan, Burger Project’e kadar yemek ile ilgili her şeyi meslek olarak icra ediyorum.

Yeni projeler var mı aklınızda? Nerelerde buluşacağız lezzetlerinizle?

Bu yolculukta ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Ramazan ayı için bizlere yeme-içme üzerine biraz fikir ve özel bir tarif vermenizi istesek...

İşimi severek yapıyorum o yüzden hiçbir şeyi zorluk olarak görmüyorum.

yemeğin yanında ne içileceğinin tavsiyesini verebilmeli. Bir yemeği tattığı zaman sadece iyi ya da kötü olmasının çok daha ötesinde yorum yapabilmeli ve bilgi sahibi olmalı. Fazla gurme yok ortalıkta.

Burger Project devam. Onun yanında başka markalarla da danışman şef olarak çalışmalarıma devam edeceğim.

Ramazan ayında özel çalışmalarınız olacak mı? Bu aralar biraz dinlenmek niyetindeyim.

Bu Ramazan sıcak olacak o yüzden ferahlatıcı tarifler kullanmakta fayda var.

Yemek yapma tutkusu sizin için ne ifade ediyor? Yemek yapmak, benim için meditasyon gibi.

İstanbul’da yemeklerini en çok beğendiğiniz restoranlar hangileri?

Bu bana en sık sorulan sorulardan biri ve her defasında cevaplarım değişiyor tümünü hatırlayamadığım için... Hemen aklıma gelenleri sıralayayım: La Scarpette, Burger Project, Hudson, Lucca, Zıpkın, Mangerie, Çamlık ve Alexandra.

Türk ve dünya mutfağından en sevdiğiniz lezzetler?

Yağız İzgül’ den Ramazan a yına özel ta rif:

Türk mutfağının özellikle hamur işi kısmının bende yeri bir başkadır. Dünyaya baktığımıza Uzak Doğu ve İtalyan mutfakları gerçekten birer nimet bence.

Şu an hayalini kurduğunuz noktaya geldiğinizi düşünüyor musunuz?

Sanırım hiçbir zaman o noktaya geldiğimi düşünemeyeceğim.

Yemeği güzel yapan en temel şey nedir? Şefin bilgisi mi? Kullandığı malzemeler mi? Yoksa duyulan aşk mı?

Aslında hepsinin bir bütünü... Tabii ki de bir takım temel bilgiler öncelikli ama hani derler ya elin lezzeti önemli diye, öyle bir şey gerçekten var. Biraz da yaratıcılık ve hayal gücü işin içine girince doğru, disiplinli ve düzgün çalışma temposu ile nefis ürünler çıkar.

Yemek yapmak, benim için meditasyon.. Gurme olmak için nelere sahip olmak gerekiyor sizce?

Gurme deyip geçmemek lazım aslında, çünkü o kadar da basit bir kavram değil. Tabii şimdi herkesin ağzında bir gurme lafı ve herkes gurme olduğundan dolayı kolay bir şeymiş gibi algılanıyor ama gerçek anlamda gurme olmak çok uzun bir yolculuk ve beraberinde bir takım yetenekler de gerektiriyor. Gurme, (yemek için yaşayan kişi manasında) çok ciddi araştırmalı, uygulamalı ve geliştirmeli. Yediği

Soğuk Kırmızı Çorba 3 yk zeytinyağı 1 kırmızı soğan 1/2 haşlanmış pancar 1 diş sarımsak 1 limon 2 adet kırmızı tatlı biber 5 adet iri sulu domates 2 adet tatlı yeşil biber 1 tatlı kaşığı toz şeker 1 tatlı kaşığı sirke 1/4 demet maydanoz 2 yaprak fesleğen 4 küp buz 1/2-1 bardak arası su (tercihinize göre) Tüm malzemeleri bir mikserde karıştırın, bu kadar basit :)




Senin Menün Senin Kararın Mavi Tuna Çukurambar'ın lezzet yolculuğundan bahseder misiniz?

lezzetler tattım. Daha sonra, uzun bir dönem, eğitim hayatım için yaşadığım ABD’de yabancı restoranlarda yıldızlı şeflerin lezzet dolu sunumlarını gördükçe mutfağa ilgimin giderek arttığını fark ettim. Ve zaman şunu öğretti bana: “Yemediğini asla yedirme”. Evet, lezzetse lezzet, hijyense hijyen, fiyatsa fiyat! Her şeyin en iyisini sunmak marka olmanın temelidir. Müşteri ruhumuzu asla kaybedemeyiz. Ankara'da ağırladığımız misafirlerimiz çok daha zor, çünkü ne istediklerini çok iyi biliyorlar. Zaten misafir olmayı bilen, işletmeciliğin de ne olduğunu daha iyi anlar ve uygular. Yaşanabilecek her türlü aksiliği yönetebilecek bir ekip kurduğunuz zaman işler kolaylaşıyor. Hayatımızda yapmak istediğimiz iş her ne olursa olsun, temelindeki hayal ile teması en mühim olanıdır. Çünkü sonucunda hayata geçirebileceğiniz tek gerçek hayaliniz oluyor...

Sizi kısaca tanıyarak mesleki serüveninizi dinleyebilir miyiz? Mutfağa ilginiz nereden geliyor?

Şubenizin konseptini nasıl tanımlıyorsunuz?

Tarihsel ve geleneksel olarak yapmak istediğiniz her işin geçmişten gelen köklerine innovasyon ile devam etmelisiniz. “Bu işi yapacaksanız, gönül vererek yapmalısınız, çünkü işletmecilik, meşakkatli ve yorucu bir iştir. Yorgunluğun arkasında çoğu zaman mutlu bir şekilde evinize dönebileceğiniz ortamı da yaşayabiliyorsunuz. Bizim hizmet anlayışımızda da en doğal mutfağı sunmak var. Sevilmek ve vazgeçilmemek için her şeyinizle özgün olmalısınız” diyerek ekip olarak yola koyulduk. Akıp gelen kültürel mutfak mirasımızı ve geleneksel Anadolu yemek alışkanlığımızı, kültürümüzü devam ettirelim ve günün formuyla Mavi Tuna mutfağında buluşturalım istedik.

1977 Batman doğumluyum. Yedi sevimli kardeş ve mutlulukla taçlandırdığım bir evliliğim var. Başkent Üniversitesi İşletme bölümü mezunuyum. ABD'de Adalphi Üniversitesi’nde eğitim kariyeri yaptım. Türk - Amerika Federasyon Dernek Başkanlığı’nda görev yapmaktayım. Ailemde başlayan mutfak serüveninde doğunun damak gustosuna hakim olduktan sonra gerek güzel ülkemin eşsiz köşelerini gezerek gerekse yurt dışı seyahatlerimde dünya gastonomisinin ilgi odağı olan İtalyan mutfağından

Ankara'da, Çukurambar'ı gastronomi semti olarak addedebiliriz. Bu çeşninin içerisinde kendimizi bulduğumuz nokta ve oluşturduğumuz kreatif konsepti çoklu konsept olarak tanımlayabilirim. Nasıl mı? Üç katta üç farklı konsept yer alıyor. VIP salonumuzda gerçekleştirdiğimiz özel organizasyonlar konseptimizin bir parçası. Geleceğimiz ve yarınlarımız olan çocuklarımız için de oyun alanımız mevcut. Konsept dahilinde ailelerimizin vazgeçilmezi olan hafta sonu açık büfe kahvaltılarımız, özel günler için kişiye özel pasta tasarım imalatımız bulunmaktadır.

advertorial

Gastronomi semti Çukurambar’da açıldığı günden beri birbirinden özel tatlara ev sahipliği yapan Mavi Tuna Çukurambar’ın sahibi Aydın Sucin, lezzetli yolculuğunu bizlere anlatıyor...


Şubemiz, açık mutfak konseptine ve profesyonel bir mutfak ekibine sahip. Bu da müşterimiz açısından, yemeklerin en üst hijyen şartlarına uyularak sunulduğunun göstergesidir.

Bu konseptin hedef kitlesi olarak kimleri belirlediniz?

Sevgi ve muhabbeti damak tadıyla bütün sayan her kesime hizmet vermekten mutluluk duyuyoruz. İçerik olarak Mavi Tuna, herkesin sofrasıdır. Bir yaş doğum günü kutlamalarından tutun da, gün içerisinde sosyalleşen gençliğin ortak buluşma noktası, lansman ve tanıtım günleri barkovizyon gösterileri ile iş yemekleri, popüler olan kadın günleri buluşmaları, gün arası ve gün sonu kendine dinlenme fırsatı yaratan iş adamı ve birçok iş kadınını ağırlıyoruz. Siyaset ve bürokrasinin istişare buluşmalarına kadar birçok özel toplantıya ev sahipliği yapıyoruz.

Şu anki ürün yelpazenizde hangi tarzda ürünler bulunuyor?

Damaklarda ikinci baharı yaşattığımız, uzun bir zaman alan menü çalışmalarımız neticesinde öncelikli hedefimiz; donuk olmayan günlük taze mamülleri sofraya taşımak oldu. Kültürel yemek mirasımızın bir mozaiği olan Mavi Tuna menüsünde, misafirlerimizi Türkiye'nin yedi eşsiz bölgesinden, birbirinden özel lezzetlerle buluşturuyoruz. “Hamsi Koydum Tavaya” mı dersiniz, “Çökertme Kebabı” mı dersiniz? "Kayserili Burger" de var, "Karidesli Risotto" da... Menümüzü tüm alternatiflere açık tuttuk. Ayrıca bünyemizde bulunan pastane reyonumuzdaki tüm mamüllerin imalatı bize aittir ve hiçbir sanayi katkı maddesi kullanılmadan taze ve günlük ürünler çıkmaktadır.

En sevilen ve tercih edilen ürünleriniz neler oluyor?

Benim de içmekten keyif aldığım kahve çeşitlerimizin içerisinde Şark Rüyası (Dibek Kahvesi), sıcak içeceklerimiz arasında müşterilerimizin favorisidir. Kahvaltımızı tavsiye ederim, çok sevilir. Hafta sonu açık büfe denenmeye değer bence, bunu aldığımız geri bildirimler doğrultusunda söylüyorum. Yöresel ürün kalitesi olarak her birini özel olarak getirttiğimiz kahvaltılıklarımızı müşterilerimizin tercihine bırakıyoruz. “Senin Kahvaltın, Senin Kararın” adlı keyifli kahvaltı menümüz de var. Trio burger, dört peynirli pizza, şişte et ve cheddar soslu dana madalyon en çok tercih

edilen lezzetlerimiz arasında. Tatlılardan olmazsa olmazımız ise, muazzam çikolatalı suflemiz!

Yerel müşteri portföyünüzün talepleri doğrultusunda onlara özel yemekler hazırlıyor musunuz? Evet hazırlıyoruz. Müşterilerimizin istek ve talepleri doğrultusunda ala carte menüler oluşturuyoruz. Ayrıca bizim de sunduğumuz menü çalışmalarımız bulunmaktadır.

Özel davet ve kutlamalar için organizasyonlar düzenliyor musunuz?

Mavi Tuna Çukurambar'ı farklı kılan yönlerinden biri de gerçekleştirdiği organizasyonlar... Özel gün yemekleri, doğum günü kutlamaları, tanıtım günleri, iş davetleri ve sosyal aktiviteleri ile etkin bir rol üstlendiğimizi düşünüyoruz .

Ramazan ayında ne gibi yenilikler sunacaksınız müşterilerinize?

Müslüman aleminin en özel ayında müşterilerimizin damak zevkine uygun, doyurucu lezzetler hazırladık. İftar ve sahur özel menülerimiz ile Ankara'da eşinizi dostunuzu alıp lezzet dolu ve hoş sohbetler eşliğinde iftar yapabileceğiniz restoranların başında geliyoruz. Yemek boyunca tasavvuf müziği ve Ramazan ruhunu yaşatan diğer etkinliklerimiz sürecek ve bu ayrıcalığı tüm ay boyunca konuklarımıza hissettireceğiz. Çeşitli paket menü ve mevcut paket servis hizmetimizle birlikte müşterilerimize catering hizmeti de vereceğiz. Başta Ankara halkı olmak üzere tüm ülkemin güzellik, birlik, beraberlik dolu, her zaman bir öncekinden daha güzel ve mutlu bir Ramazan ayı geçirmesini diliyorum.

Yeni hedef ve projeleriniz var mı?

Evet... Ankara'ya çok güzel bir sürprizimiz var. Ankara ve İstanbul’da işletmekte olduğumuz cafe ve restoranlarımız çevresel dinamiklere ne kadar hızlı cevap verirlerse, rekabet yarışında o kadar başarılı olurlar. Bu sadece bize özgü değil, hizmet sektöründeki tüm arkadaşlarımız için esas olan rekabet etmek değil, rekabet yaratabilmektir. Mavi Tuna ekibi olarak, tirajı en yüksek olan MAG Dergisi’nde bizlere de yer ayırdığınız için siz değerli çalışma arkadaşlarına teşekkür ederiz.

Kızılırmak Mahallesi Muhsin Yazıcıoğlu Cad. No:13/A 0 312 287 06 60 - 0 312 287 03 53


OZAN OPȘİN City Wok Kurucu Ortağı ve konseptinin İç Mimarı Ozan Opșin Wok lezzetlerini sizin için pișirdi.

Konton Usulü Çıtır Pekin Ördeği Malzemeler; Pekin Ördeği 200 gr Bambu 25 gr Havuç 30 gr Kırmızı Biber 25 gr Yeşil Köy Biberi 30 gr Kuru Soğan 50 gr Garnitür Taze Soğan 8gr

166

Sarımsak 5gr Zencefil 5 gr Konton Usulü Sos Ördek Eti Suyu Sebze Suyu Bitkisel Yağ Kara Biber Tuz Şeker

Domates Püresi Su Sirke Nişasta Mısır Soya Sosu Sarımsak Zencefil

Yapılışı;

Sıcak wok tava yağlanarak 180oC fırında yarı pişmiş olan Pekin ördeğimiz tavaya koyulur. Sonrasında sebzeleri ekleyip pişmeye yakın da sosumuzu katarız. Et ve sebzeler sos ile özleştikten sonra yemeğimiz servise hazır sunumda iken üzerine garnitür olarak yeşil soğan serperiz.


Kuru Acılı Karides Malzemeler; Jumbo Karides -150gr Pul Biber-10gr Chilli Yağ-10ml Pane Harcı Dip sos Az yağlı Mayonez 340 gr

Dip sos eşliğinde

Sarımsak 14gr Toz Karabiber 10gr Beyaz Biber 4gr Toz Kırmızı Biber 7gr Limon 1/2 adet Worcestershire Souce 30gr

Kuru Acılı Karides

Yapılışı;

Haşlanmış olan jumbo karideslerimiz pane harcına karıştırarak derin yağda pişiririz. Sonra ılık wok tavada pul biber ve chilli yağ ile havada soteleriz Servise dip sos ile sunarız.

Sarımsak Soslu Patlıcan

Yengeç (Kani) Salatası

Acılı Kızarmıș Dana Eti

Sarımsak Soslu Patlıcan Malzemeler; Köy Biberi 30gr Al Biber 30gr Havuç 30gr Pırasa 20 gr Yeşil Soğan 10 gr Patlıcan 110gr Sarımsak sos Su

Sebze Karışımı Bitkisel Yağ Karabiber Tuz Şeker Zencefil Sarımsak Soya Sosu Mısır Nişastası Baharat Karışımı

Yapılışı;

Harlı wok ocağında sıcak wok tava yağlanır ve geri dökülür. Sonrasında sebzeler yarı pişirilir. Sos ve daha önceden nişasta ile kızartılmış patlıcan ilave edilir, taze soğan atılır. Wokta sotelenip servise sunulur.


WOK C I TAY NKARA

C I TY W O K

şehirin yeni uzakdoğulusu


Fast Casual Asian Sinpaş Altınoran AVM /

citywokankara


Dünya Șefleri İle Geleneksel Lezzetlerin Bulușma Noktası Lezzet alıșkanlıklarını değiștiren ve Ankara’nın kısa zamanda tutkunu olduğu tatlara ev sahipliği yapan Luppa; ürün performansını, fiyat maliyet dengesini, envanter kontrolünü ve satın alma dinamiklerini Protel ürünleri ile takip ediyor.

Luppa markası Batek Gıda A.Ş. ye aittir. Batek Gıda A.Ş. vizyoner bir yatırımcı ve profösyonel bir ekip tarafından yönetilmektedir. Zuhal Ateş olarak ben de bu ekibin bir üyesiyim, ve şirkette CFO olarak görev almaktayım. Kuşaktan kuşağa aktarılan örf ve adetlerimizin katkılarıyla yola çıktık, yemek yapma aşkıyla başladık hikayemize. Dünyaca ünlü şefleri de ailemize dahil ettikten sonra, sürpriz reçeteleri hazırlamak için kolları sıvadık, artık mutfağa girmeye hazırdık. Geleneklerimizi bugüne taşıdık, yılların alışkanlığına yepyeni bir kimlik kazandırdık ve en sonunda Luppa misafirperverliği ile birleştirdik. Baktık ki, biz bu işi yaparken eğleniyoruz, dostluklar kazanıyoruz, nefes aldığımızı burada hissediyoruz; o zaman fark ettik işte Luppa’nın sadece bir mutfak değil, aslında bir ev olduğunu. Kapısı her zaman misafirlere açık olan bir ev. Böylece kendimizi; misafirlerimize yeni bir yaşam sunmaya, onları buradan mutlulukla uğurlamaya adadık ve 2015’in Mart ayında Ankara Çayyolu’nda lezzet yolculuğumuza başladık.

Marka isminizle yaratmak istediğiniz algı nedir? Luppa’ya geldiğiniz andan itibaren bu ailenin bir parçası olur, yuva sıcaklığını adımınızı atar atmaz hissetmeye başlarsınız. Bu çatının altında evinizdeki rahatlık ve sevdiklerinize duyduğunuz güven vardır. Luppa’yı diğerlerinden ayıran işte bu hislerdir. Markamızla yalnız bir restoran veya cafe algısı değil nefes alan bir yaşam alanı algısı yaratmaya çalışmaktayız.

Konseptinizi nasıl tanımlarsınız? Bakery&Cafe konseptimizle; günün her saatinde ailenizin bütün fertleri ile birlikte ferah, hijyenik ve sakin bir ortamda, geniş içecek ve ürün gamımızla birlikte keyfin renklerine bürünecek saatler vaat ediyoruz. Bize gelecek zamanı olmayan misafirlerimize paket servisimizle ulaşmaya çalışıyoruz.

Bu konseptin hedef kitlesi olarak kimleri belirlediniz? Luppa olarak misafirlerimize gün boyu bir yaşam alanı sunuyoruz. Bu yaşam alanında, aile sıcaklığında keyifli vakit geçirmek isteyen her yaştan, herkes bizim hedef kitlemizdir.

Ürün yelpazenizde hangi tarzda ürünler bulunuyor? Fırın ve mutfağın dostluğuna, unun bereketi ve Akdeniz mutfağının lezzetleriyle uyum sağlamaktayız.

advertorial

izi tanıyabilir miyiz? Nereden çıktınız yola, nasıl gelişti markanızın yolculuğu?


Zuhal Ateș, CFO Batek Gıda A.Ș.

Uzun soluklu kahvaltı modelinin yanı sıra, sabah fırından sıcak çıkmış atıştırmalık çeşitleriyle çabuk kahvaltıya kadar tüm ürünlerimizle günün ilk saatlerine renk katmaktayız. Türk mutfağının kuşaktan kuşağa aktarılan püf noktaları ile Akdeniz mutfağının doğallığını burada birleştirmekteyiz. İster hafif bir öğlen yemeği, isterseniz doyurucu ve zengin bir akşam yemeği... Tercihiniz ister gelenekten ister yenilikten yana olsun, marifetli şeflerimiz, yemeklerimizden alacağınız ilk çataldan sonra yüzünüzde oluşacak gülümsemeyi sağlamak adına kıvamına gelmiş yemeklerimize mutlaka bir tutam sürpriz katmaktadır. Sıcaklığını geleneklerimizden tazeliğini emekten alan, doğal mayalı ekmek çeşitlerimiz, simitlerimiz, kurabiyelerimiz, özel içerikli keklerimiz, Fransız şefimizin elinden çıkan şahane kruvasanlarımız, çıtır çıtır çöreklerimizle misafirlerimizin beğenisini kazanmaktayız. Fransız şefimizin yaratıcılığıyla ortaya çıkan sütlü tatlı ve pasta çeşitlerimiz en tatlı anlarınızı unutulmaz anılara dönüştürecek tazelik ve lezzettedir. Çikolata tutkusu ve çikolata aşkını harmanlayan doğal, gerçek çikolatadan ve el yapımı çikolata çeşitlerimiz, çikolata tutkunlarını ve çikolata aşıklarını büyülemektedir.

Öne çıktığınız özel bir lezzetinizin tarifini bizimle paylaşır mısınız? Neden olmasın, zaten biz haftada bir gün düzenlediğimiz workshop’larda en sevilen ürünlerimizin tariflerini misafirlerimizle paylaşmakta ve üretimini birlikte gerçekleştirmekteyiz. Tariflerden ziyade uygulamanın daha önemli olduğunu düşünüyoruz, bu yüzden burada tarif vermek yerine sizleri workshop

aktivitelerimize bekliyoruz.

Yeni hedef ve projeleriniz var mı? Yeni şubeleriniz ne zaman, nerelerde açılacak? Ulusal ve uluslararası platformda bilinirliği yüksek bir perakende markası olmak. Strateji olarak, öncelikle Ankara’da 10-12 şube açmak, sonrasında İstanbul’da olmak ve ulusal marka olmak, son aşamada da uluslararası kabul görecek büyüklere ve beğeniye ulaşmak.

Protel hizmetlerinden memnun musunuz? Ne gibi kolaylıklar sağlıyor size? Biz kuruluşumuzdan bu yana Protel ürünlerini kullanmaktayız. Protel’in sağlayıcısı olduğu MICROS Restoran Yönetim Sistemi’nin perakende ve hızlı tüketimde sunduğu esnekliği, kolay kullanımı, yaşayan uygulamalara hazır çözümleri bünyesinde bulundurması, her profilde kullanıcı tarafından yönetilebilme yeteneği işletmemizin operasyonel takibinin hızlı yapılmasını sağlamaktadır. Satış, servis, talep, sipariş, satın alma, envanter ve üretim takibinin yanı sıra tüm yönetim raporlarımızı Protel ürünleri ile sağlamaktayız. Mobil çözümlerini de yakından takip etmekte ve kullanmaktayız. Protel çözümleriyle anlık veriye ulaşmamız mümkün olmaktadır. Ürün performansımızı, fiyat maliyet dengemizi, envanter kontrolümüzü, satın alma dinamiklerimizi bugün Protel’in sağladığı ürünler ile takip etmekteyiz.


Șan İskender’de Lezzet Șöleni advertorial

Sektörde 20. Yılını kutlayan Șan İskender’i Șan İskender Yönetim Kurulu Üyesi Doğan Tavșan’dan dinliyoruz...


Ş

an İskender'in hikayesini dinleyebilir miyiz?

Şan İskender markası, hizmete 1996 yılında merkez şubemiz olan Yenimahalle şubemizde başlamıştır. Yüksel, Oğuz ve Yavuz Tavşan kardeşler tarafından kurulmuş bir aile şirketidir. 2000 yılına kadar cadde mağazacılığına devam etmiş ve o yıldan sonra da organize perakendeciliğin ve buna bağlı olarak da alışveriş merkezlerinin buna paralel gelişimi sektörümüzü AVM mağazacılığına yönlendirmiştir. Bu süreç içerisinde üç ortağın çocukları olarak ikinci kuşak temsilcisi bizler de markamızın gelişimine katkı sağlamaya devam ediyoruz. Markamızı geliştirmek ve büyütmek adına elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Şu anda Ankamall AVM, Kentpark AVM, Mesa Plaza AVM, Metro Center AVM ve Yenimahalle şubelerimiz ile Şan İskender olarak beş mağaza ve buna ek olarak Ankamall AVM içerisindeki Şan Pide Tantuni konsept mağazası ile müşterilerimize en iyi şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Bu kadar zor bir sektörde 20.yılımızı gururla kutluyoruz; müşterilerimizle uzun yıllar daha sürecek bir ilişki içerisinde yolumuzda emin adımlarla ilerliyoruz.

Kalite ve hizmet prensipleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Kalite ve hizmet prensibimiz, öncelikle müşterilerimize sunduğumuz ürünlerin her zaman en iyi ve en kaliteli olmasına dikkat etmek.

Hijyen ve temizlik anlamında ise mutfaklarımıza ve salonlarımıza çok önem veriyoruz. Şirketimiz bünyesinde çalışan gıda mühendisimizin devamlı kontrolleri ile müşterilerimize daima hijyenik ortamda ürün çıkması ve bu ürünlerin en düzgün şekilde servis edilmesi için denetimler yapıyoruz. Gıda güvenliği ve kalite yönetimi belgelerimizi sürekli güncelliyoruz. Personellerimize marka danışmanımız ve gıda mühendisimiz eşliğinde her ay eğitim veriyoruz; müşterilerimize daha kaliteli servis yapabilmek adına kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz.

Rakiplerinizden sizi farklı kılan yönleriniz neler?

Bizim sektörümüz çok büyük bir sektör; bu farklı, şu farklı diyemem fakat bu işi layıkıyla yapan çok rakibimiz olduğu gibi, bu alana ezbere giren birçok rakibimiz de mevcut. Ama bizi kesinlikle özel kılan şey; işimize olan sadakatimiz. İşin çekirdeğinden geldiğimiz için, üretimden servise kadar her bölümde en iyisini yapmaya çalışıyoruz; müşteri memnuniyetini sürekli yüksek tutup sadık müşteri sayımızı hep daha yukarı çekmeye çalışıyoruz. İnternet ve onun getirdiği sosyal medya, çağımızın gerçeği. Bizim sektörümüzde internette, sosyal medyada yer almaktan genellikle kaçınılır; çünkü internet ve haliyle sosyal medya en kolay şikayet etme aracıdır ve birçok müşterinin bu şikayetleri en açık sekliyle gördüğü alandır. Biz ise bunu tersine çevirmek için uğraştık hep ve halen de uğraşmaya devam ediyoruz; sosyal medyadan kaçmak yerine sosyal medyanın daha çok üstüne düşüyoruz. Müşterilerimizin memnuniyetlerini paylaşmaları için işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. Detaylı inceleme yapıldığında görülüyor ki; müşteri olumlu ya da olumsuz bir yorum yaptığında firmaların müşteriye geri dönüş oranları düşük oluyor; biz ise memnuniyet adına geri dönüş oranımızı %100’de tutuyoruz ve bunun karşılığını da alıyoruz. Müşteri kendisine geri dönüş yapıldığı zaman önemsendiğini fark ediyor ve markaya bağlılığı artıyor. Bunun yanında sosyal medya üzerinden özel günleri kutluyoruz; çekilişler yapıyoruz; ödüller veriyoruz ve bunlar da müşterilerimizin

çok ilgisini çekiyor. Böylece markamızla müşterimiz arasındaki bağı sürekli güncel tutuyoruz.

Yemeğin güzelliği için olmazsa olmaz kural nedir?

Servis yaptığınız yemeğin güzelliği, aldığınız ham maddelerden kalitesinden geçer; bu kalite iyi bir ustanın emeği ile de birleşirse eşsiz bir lezzet ortaya çıkar. Biz ustalarımızı özellikle sektörümüzün en deneyimli ve titiz ustaları arasından seçiyor ve genç olan ustalarımızı da bu tecrübelerden faydalanarak yetiştiriyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz ürünlerin en iyisi ve en kalitelisini seçmeye çalışıyoruz. Kullandığımız kırmızı etin en iyisi olmasını istiyoruz ve hayvanlarımızı bu konuda ülkemizde en iyi hayvan yetiştirici yerlerden biri olan Amasya bölgesinden tedarik ediyoruz. Taze meyve sebzelerimizi şirketimiz bünyesinde Ankara Toptancı halinde hizmet verdiğimiz ŞAN 9 Sebze & Meyve mağazamızdan tedarik ediyoruz. Tatlılarımızı ise kendi merkezimizde günlük olarak üretip merkezimizden şubelerimize servis ediyoruz.

Kaç kişilik bir ekibiniz var? Bu ekibi oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Yönetici kadromuz ve şubelerimizde çalışan arkadaşlarımız ile birlikte yaklaşık 100 kişilik bir ekibiz. Ekibimizi seçerken en önem verdiğimiz kural, personelimizin dürüst ve ahlaklı olması. Şirket içi eğitimlerimiz ile eksik bir yönü olan personelimizi geliştirip yolumuza daha doğru bir şekilde devam ediyoruz.

Mutlaka tadılması gereken, iddialı olduğunuz ve size özel lezzetleriniz neler? Mutfağımızdan çıkan, müşterilerimize servis edilen her üründe iddialıyız aslında. Fakat ana ürünümüz olan iskender kebabımızın tadılmasını tabii ki ilk sırada tavsiye ediyoruz. Bunun yanında ise Adapazarı'na özgü bir ürün olan, özel soslu ekmeği ile servis edilen ıslama köftemizin de tadılmadan geçilmemesini de şiddetle tavsiye ediyoruz.

Gelecek dönem projelerinizden bahseder misiniz? Yeni şubeler konusunda ne düşünüyorsunuz?

Son birkaç yıldır üzerinde durduğumuz ve geleceğimizi belirleyecek en önemli projemiz kurumsallık. Kurumsallık adına attığımız her adımı sektörümüzde kalıcı bir marka olmamız adına önemli buluyoruz. Bunun için departmanlara ayrılıyoruz; iş bölümü yapıyoruz ve personellerimize karar alma sorumluluğu veriyoruz. Bizim sektörümüzde şubeleşmek en kolay şey, fakat sağlam temellere oturtmadığınız sürece her şube size zarar verecektir; onun için bu konuda daha dikkatli gidiyoruz. Şu an 2017 için düşündüğümüz üç yeni mağaza projemiz var.

Ramazan ayında özel bir menünüz olacak mı?

Ramazan ayının olmazsa olmazı standart menülerdir. Bizim de iki standart menümüz olacak.

Menü 1: İskender, Salata, Künefe, İftar Tabağı, Coca Cola, Su = 32.50 Menu 2: Çorba, İskender, Künefe, İftar Tabağı, Coca Cola, Su = 32.90 şeklinde olup bu ürünlerin genel fiyatlarına göre indirim yapıp Ramazan ayına özel iki menü hazırladık.

Merkez :Toptancı Hali Sosyal Tesisleri No: 202 Yenimahalle / Ankara T: 0 312 341 17 98 • F: 0 312 384 34 92 musterihizmetleri@saniskender.com.tr


Ramazan’da Trakya Mutfağına Giriyoruz Ramazan ayında sağlığımızı ve formumuzu korumak için beslenme uzmanlarının önerilerini dikkate almak gerekiyor. Yaklașık 16 saatlik oruç tutma süresinin sonunda midelerimize fazla yüklenmemek gerektiğini unutmadan kuracağımız lezzetli sofralarda, misafirlere sunulabilecek farklı tatlar için bu ay Trakya mutfağına giriyoruz… Önce sıcak bir çorbayla içimizi ısıtalım…

Isırgan Otu Çorbası Malzemeler: • • • • • •

Yarım kg ısırgan otu 1.5 su bardağı mısır unu 3 yemek kaşığı tereyağı 1 tatlı kaşığı nane (tercihen taze nane) 4-5 diş sarımsak Tuz

Yapılışı: Öncelikle ısırgan yapraklarını ayıklayın. Bu işlemi yaparken ellerinize eldiven takmayı unutmayın. Sap kısımlarının da incelerini çorbaya dahil edebilirsiniz. Otları ayıklayıp yıkadıktan sonra üzerini geçecek miktarda su ekleyip haşlayın. Isırganlar yumuşayınca (özellikle sapları) haşlama suyundan 1 bardak ayırıp suyunu süzün. Çok faydalı bir ot olduğu için haşlama suyundan mutlaka ekleyin fakat çok eklerseniz acı bir tat olabilir. Süzdüğünüz yaprakları tencereye aldıktan sonra su ekleyerek blender’dan geçirin. Haşlanan otlar püre kıvamına geldikten sonra üzerine birkaç bardak daha su ekleyip ocağa alarak yavaş yavaş mısır ununu ekleyerek çırpma teliyle karıştırın. Mısır unundan dolayı kaynadıkça koyulaşacak çorbanızın kıvamını kendinize göre ayarlayacak şekilde istediğiniz kadar su ekleyebilirsiniz. Ocaktan almaya yakın, dövülmüş sarımsak, tuz ve koku vermesi için taze veya kuru nane ilave edin. Son olarak bir tavada erittiğiniz tereyağını da çorbaya ilave edin ve karıştırarak ocaktan alın. Tercihen mısır ekmeği ile sıcak servis edin.

174


Tüm gün yemek yemeyip bir anda fazla ağır yememek gerektiğini biliyor olsak da misafir ağırlamak veya tüm gün farklı lezzetlerle buluşmak isteyenler için damaklarda tat bırakacak ara sıcaklara geçiyoruz... Türk olmanın hamurunda var hamur işi...

Boşnak Mantısı

Hamuru için malzemeler: • • •

1 kilo un Tuz Ilık su

İç harcı için malzemeler: • • • •

Yarım kilo kıyma (patatesli yapmak isteyenler patates kullanabilir) 2 büyük soğan – robottan geçirdikten sonra soğanların çıkan suyunu sıkın ki acılığı böreğe geçmesin. Karabiber Tuz

Ayrıca; • • •

100 gr kaymak, 100 gr tereyağı, 1 çay bardağı kadar sıvı yağ

Hazırlanışı: Hamurunuzu hazırlayacağınız kabın içerisine un ve 1 tatlı kaşığı tuz ekledikten sonra ılık su ile yoğurun. Hamurun çok

yumuşak olması, Boşnak mantısının en önemli özelliği. Hala elinize yapışan hamuru iki parçaya bölerek ikisini de elinizle açın. Bu sırada bir tavanın içerisinde tereyağı ve kaymağı eritmeye başlayın. Açılan hamurun içerisine erimiş tereyağı ve kaymak ılıdıktan sonra 2-3 yemek kaşığı kadar döküp her yerine iyice sürün. Hamurunuz yufka boyutuna gelene kadar döndüre döndüre çekip uzatarak açın ve kenarlarına içi için hazırladığınız harçtan dökün. Ardından yine erimiş yağ ve kaymak karışımından ekleyin. Hazırlanan hamuru, iç harcın üzerini kapatarak rulo şeklinde sarın. Rulo şeklinde sarılan hamuru yaklaşık 2 cm kalınlığında kestikten sonra iki ucundan tutup büzerek yağlı fırın tepsisine dizin. Eritilen yağın kalanını tepsinin üzerine gezdirdikten sonra 180 derece fırında kızarana dek pişirin. Tercihinize göre salçalı sos ve sarımsaklı yoğurt dökerek servis edebilirsiniz.

Kaz Akıtması Hamuru için malzemeler:

İç harcı için malzemeler:

• • • • •

• • • • •

1,5 su bardağı süt 2 yumurta sarısı Aldığı kadar un 1 tutam tuz 80 gr margarin

1 adet haşlanmış kaz eti 1 soğan 1 tatlı kaşığı salça Kaz etinden hazırlanan et suyu Karabiber, kırmızı toz biber, pul biber gibi tercihinize göre koyacağınız baharatlar ve tuz

Hazırlanışı: Yaş mayayı, yarım çay bardağı ılık ve şekerli suda çözdürdükten sonra süt, yumurta sarısı, tuz ve aldığı kadar un ile karıştırarak boza kıvamında bir hamur elde edin. Hamurun mayalanması için soğuk olmayan bir yerde dinlendirin ve ara ara kontrol edip kabaran hamuru çırparak yatıştırın. Teflon tavada margarini eritip mayalı cıvık hamurdan bir kepçe tavaya dökün ve döktüğünüz bu hamuru tavanın her yerine yayarak inceltin. Üzeri göz göz olan akıtma hamurunun, diğer yüzünü de tahta bir spatula ile zedelemeden çevirip aynı şekilde göz göz oluncaya kadar pişirin. Tüm hamurlara aynı işlemleri uyguladıktan sonra hamurların üst kısımlarını tereyağı veya margarinle yağlayarak bir siniye üst üste alın. Bir başka tencerede kaz etini, biraz tereyağı ekleyerek yumuşayana kadar pişirin. Et suyunu süzerek bir başka tencereye alın ve içerisine bir parça karabiber ile tuz ilave ederek birkaç taşım kaynatıp, et suyunuzu hazırlayın. Kaz etlerini lif lif ayırdıktan sonra sıcağını atması için bekletin. Başka bir tavada soğan kavurduktan sonra bu didiklediğiniz kaz etlerini ekleyin. Salçasını, sevdiğiniz baharatları ve tuzunu ilave ettikten sonra bir bardak da et suyu ekleyerek tavadaki etler suyunu çekene kadar yumuşatıp altını söndürün. Bir siniye akıtmalarınızı üst üste dizmeye başlayın. İnceliklerine göre 2-3 akıtmayı üst üste koyup iç malzemesini üzerine yayın ve üzerine yeniden 2-3 akıtma koyun ve bu işlemi diğer akıtmalarla da tekrarlayın. Akıtmaları keskin bir bıçak yardımıyla dört üçgen parça oluşturacak şekilde kesin ve hazırladığınız et suyunu üzerinde gezdirin. Siniyi bu haliyle ocağa koyduktan sonra birkaç taşım kaynatın ve ocağı kapatın. Biraz ılındıktan sonra servis edebilirsiniz.


Gelelim ana yemeklere… Çoğumuz et yemeden doyduğumuzu hissedemeyiz… Bu yüzden etin en güzel hallerine doyacağınız tarifleri sizlerle buluşturuyoruz…

Oğlak Kebabı

Kebap için malzemeler: •

Oğlak eti

Sosu için malzemeler: • • • • • • •

1 çay bardağı ay çiçek yağı 1 orta boy kuru soğan 4-5 dal taze soğan 1 yemek kaşığı salça Birkaç yaprak taze nane 1-1,5 bardak su Tuz

Yapılışı: El büyüklüğünde iri iri parçalara bölüp bol su ile yıkadığınız oğlak etlerini tuz ile ovaladıktan sonra bir tepsiye dizip bir bardak su ilave ederek fırına sürün. (Tepsinizi folyo ile sararak fırına verirseniz aromasını çok daha fazla hissedeceğiniz bir kebap yapabilirsiniz.) Üzerleri kızarmaya başlayan etlerin olduğu tepsiyi

kenara alarak, etlerinizi ters yüz edin. Eğer suyu az geldiyse su ilavesi yaparak yeniden fırına sürün. Oğlak kebabının tepsinin dibinde biriken suyunu kaşıkla etlerin üzerine gezdirerek etlerin lezzetlenmesini ve kurumamasını sağlayın. Başka bir tarafta yemeklik şekilde doğradığınız kuru soğanları ay çiçek yağı ile rengi dönene kadar kavurduktan sonra bir yemek kaşığı salça ve yarım çay bardağı su ekleyip akışkan bir sos kıvamı elde edin. Kıyılmış taze nane ve taze soğanı da sosa ilave ederek birkaç defa çevirerek sosla harmanlayın. Sosun tuzunu ayarlayarak taze soğan ve nane diri kalacak haldeyken altını kapatın. Çıtır çıtır kızaran oğlak kebabının üzerine bu lezzetli sosu döküp yeniden fırına vererek 15 dakika daha kızartın.

Edirne Usulü Ciğer Sarma

Malzemeler • • • • • • • • • • • • • •

Bir çift kuzu karaciğeri Körpe kuzu gömleği 1 adet kuru soğan soğan 1,5 su bardağı pirinç 2 adet taze soğan 1 yemek kaşığı kıyılmış dereotu Yarım çay bardağı kuş üzümü Yarım çay bardağı dolmalık fıstık 1 çay kaşığı kuru nane 1 adet yumurta sarısı 1 yemek kaşığı tereyağı Yeterince tuz, Yeterince karabiber Yeterince kaynar su

Yapılışı: Kuzu gömleğini bir tepsi içerisine alarak sıcak su ile iyice çözdürün. Daha sonra derin bir tencere içerisine ay çiçek yağı koyup dolmalık fıstıklarla ince kıyılmış soğanları kavurun. Küçük küçük kuş başı şeklinde doğradığınız ciğerleri de tencereye ekleyerek sık sık karıştırarak pişirin. Daha sonra pirinç, taze soğanın yeşil yaprakları, nane, dereotu, kuş üzümü, tuz ve sevdiğiniz baharatları ekleyin. Kaynar suyu da ekledikten sonra iç pilavınızı demlendirebilirsiniz. Çözülmüş kuzu gömleğimizi istediğiniz boyuta göre kestikten sonra iç harcı bolca doldurup sıkı bir şekilde sarın. Sarılı tarafları alta gelecek şekilde fırın tepsisine dizip üzerine yumurta sarısı sürerek 180 derece ısıtılmış fırında kızarana kadar pişirin ve dilediğiniz gibi süsleyerek servis edin.

176


En mutlu son, tatlı son diyerek iki nefis tatlı tarifiyle menümüzü sonlandırıyoruz…

Selanik Tatlısı

Malzemeler: • • •

7,5 kahve fincanı un, 3,5 kahve fincanı tereyağı, 1 kahve fincanı pudra şekeri,

Muhallebisi için malzemeler: • • • • • •

3 su bardağı süt, 1 kahve fincanı nişasta, 3 yemek kaşığı toz şeker, 1 paket vanilya, 1 fiske tuz, 3 adet orta boy yumurta.

Şurubu için malzemeler: • • •

2 su bardağı toz şeker, 1,5 su bardağı su, 1-2 tatlı kaşığı limon suyu.

Yapılışı: Tencereye sütü, nişastayı, toz şekeri, tuzu koyup kaynatarak hazırladığınız

muhallebi bir tarafta soğurken başka bir kabın içinde un ve pudra şekerini karıştırın, eritilmiş tereyağını da bu karışıma ekledikten sonra hamurunuzu yoğurun. Elinizle bastırarak yağlı kağıda yerleştireceğiniz hamuru önceden ısıtılmış 175° fırında, üzeri hafif pembeleşene kadar pişirin. Soğuması için beklettiğiniz muhallebinin içine vanilya ve yumurtaları koyarak mikser ile çırpın. Fırından aldığınız hamurun üzerine, muhallebiyi düzgünce yayın ve tekrar fırına verin. Muhallebinin üzeri pembeleştikten sonra fırını kapatıp tatlınızı 10 dakika daha fırında bekletin. Son olarak, toz şeker, su ve limonu kaynatarak hazırlayacağınız şurup ılındıktan sonra fırından çıkartıp baklava dilimleri şeklinde kestiğiniz tatlınızın üzerine dökün. Şurubu çektikten sonra servis yapabilirsiniz.

Peynirli Hayrabolu Tatlısı Malzemeler: • • • • • • • • • •

500 gr tuzsuz lor peyniri 1,5 su bardağı un 1,5 su bardağı irmik 2 adet yumurta 125 gr bitkisel margarin (yumuşak) 1 çay kaşığı karbonat 1 paket vanilya Yarım su bardağı toz şeker 1 su bardağı iri çekilmiş ceviz Içi 1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm

Şerbeti için malzemeler: • 4 su bardağı su • 3 su bardağı toz şeker • 1 yemek kaşığı limon suyu

Yapılışı: Tuzsuz lor, toz şeker ve irmiği derin bir kasenin içine koyduktan sonra yumuşamış bitkisel yağı ve yumurtaları ilave edin. Vanilya, karbonat, kuru üzüm ve çekilmiş ceviz içini de ekleyerek yoğurun. Elinize hafif yapışacak yumuşak bir hamur elde ettikten sonra ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlayarak yağlı kağıdın üzerine dizin ve önceden ısıtılmış 160 derece fırında pişirin. Başka bir tarafta su ve toz şekeri kısık ateşte kaynatıp limon suyu ekleyerek tatlınızın şerbetini hazırlayın.

Mutlu ve bereketli bir Ramazan ayı geçirmenizi diliyoruz… Afiyet olsun… Hazırlayan: Tuğçe Uzun


EVİNİZİN MUTFAĞI GİBİ yeni tatlar katabilirsiniz. Her yemeği mutlu bir ana dönüştüren Home Kitchen Restaurant’da köz patlıcan yatağında kuzu incik, Osmanlı mutfağının eşsiz lezzeti hünkar beğendi, ıspanak yatağında ızgara somon balığı, biberiye ve taze kekik ile marine edilmiş dana bonfile, el açması kayseri mantısı gibi eşsiz lezzetleri mutlaka denemelisiniz. Restoranın yüksek tavan ve geniş camları sayesinde ferah bir atmosferde, evinizdeki sıcaklığı hissederek doğanın büyüleyici güzelliği ile tatlı bir lezzet yolculuğuna çıkacaksınız...

Sinpaş Altın Oran Çarşı No: 16-17 Çankaya / Ankara 4920800

advertorial

K

ısa bir süre önce açılmış olmasına rağmen, deneyenlerin birbirine tavsiye etmesiyle kulaktan kulağa yayılan Home Kitchen Restaurant, Türk ve dünya mutfaklarından eşsiz tatlar ve özel tariflerle donatılmış zengin menüsünü lezzet tutkunu müşterilerine sunuyor. Home Kitchen Restaurant’da dilerseniz kısa atıştırmalar yapabilir, dilerseniz keyifli sohbetlerinize


a ’d n a r O n ı t Al açıldı...

‘‘Home Kitchen Restaurant’da eşsiz lezzetleri mutlaka denemelisiniz.’’


davet

Diyarbakır Tatları Ankara’da Diyarbakır’a özgü et yemekleriyle eşsiz lezzetler sunan Mirbeg Et, Emek Kazakistan Caddesi’nde görkemli bir davetle konuklara kapılarını açtı.

HACI İHSAN AYDIN

180

YAZGÜL JUMAYEVA

Mirbeg ET’in açılış kurdelesini eski Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ve çok sayıda iş adamı birlikte kesti. Siyabend Aydın’ın ev sahipliğinde gerçekleşen açılışa çok sayıda konuk katıldı. Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu mutfaklarımızın tatlarından Kaburga dolması, sac tava ve benzeri lezzetler ile Anadolu mutfağımızın güzide yemeklerini Ankaralılara tatma imkanı sunan Mirbeg Et, çiçeklerle süslenmiş ahşap masalarda misafirlerini ağırlıyor. 

MERT DAĞLI, BENGİSU DEMİRYÜREK

ELİFSU ÖZDEMİR, DENİZ KOÇ


SİYADAR, SİYABENT AYDIN, MİRBEG AYDIN

DİLARA CAN, İREM KILAVUZ

Geniș menü yelpazesinde Anadolu mutfağı, ızgara çeșitleri ve pide çeșitleri ile hizmet veren Mirbeg Et’in açılıș davetinde konuklar birbirinden özel lezzetleri deneme șansı buldu. BURÇİN ÜLGENER

GÜL AVCI

DİLEK MIZRAK

ESRA TORAL




BEYSUKENT Seyfi Saltoğlu Bulvarı No: 200/A Beysukent - ANKARA Tel: 0312 255 35 05

GORDION Ankaralılar Caddesi Gordion Konutları A Blok No: 29 Çayyolu - ANKARA Tel: 0312 236 81 01 - Faks: 0312 236 81 02


Kasap Köfte

Kuzu Kafes

Dana Bonfile

Kuzu Pirzola - Izgara


davet

YAĞIZ İZGÜL, BANU AKIȘ

Ünlü Şef Yağız İzgül, Crate and Barrel’ın Mutfağına Girdi Türkiye’nin ünlü şeflerinden Yağız İzgül, Crate and Barrel’ın Next Level AVM mağazasında gerçekleşen workshop’ta yemek tutkunları ile buluştu. Dünya ev perakendesinin gözde markası Crate and Barrel, her ay Türkiye’nin başarılı şefleriyle hayata geçirdiği “Picks by Pros/Chefs” Projesi kapsamında Yağız İzgül’ü konuk etti. Mutfaklara şıklık ve lezzet getirecek narenciye sıkacağı, smoothie blender ve waffle makinesinden, yemek yapımına pratiklik katan ürünler, hamburger presi, deniz ürünleri makası ve patlamış mısır tenceresine kadar Crate and Barrel’ın geniş ürün yelpazesinden 96 adet ürün seçen Yağız İzgül, Ankara Next Level AVM’de katılımcılarla lezzetli tariflerini paylaştı. Workshop’ta, Yağız İzgül’ün soğuk çorba, karidesli tabule, çikolatalı kurabiye ve smoothie gibi lezzetli tariflerini tadan katılımcılar, yemekleri ünlü şefle birlikte interaktif şekilde hazırladılar. Workshop’un ardından tüm davetliler, İzgül’ün “Picks by Pros/Chefs” Projesi kapsamında seçtiği ürünleri kullanarak hazırladığı tariflerden oluşan tarif kitapçığına da sahip oldu. Proje kapsamında, “Picks by Pros Chefs” etiketleriyle yer alan ürünlerin satışından elde edilen gelirin bir kısmı ise ÇABA Derneği’ne bağışlandı. 

186

GÖKÇE ÖZCAN



davet

PINAR, YAĞMUR AYHAN

BALIM TEZCAN

BURCU BAYDAR

ESRA DEMİRYILDIRIM

Konuklar, interaktif șekilde gerçekleșen etkinlikte yemekleri ünlü șef ile birlikte hazırladılar.

ȘERİFE ATALAY

FUNDA BEKİȘOĞLU

IȘIN KURȘAKLIOĞLU


Divan Ankara’da özel iftar menüleri cazip fiyatlarla sizi bekliyor! Divan Restoran, Kıs. Bahçesi ya da Ziyafet Salonları’nda gruplara özel fırsatlar... Ayrıca 3.000 kisiye kadar olan organizasyonlar için catering hizmeti.

Divan Ankara bir Moment AŞ yatırımıdır.


davet

KÜBRA DURMAZ

ARZU, AYȘE ÇETİNTAȘ

MEHTAP ERDEM

TUĞBA KAHRAMAN

Keyifli etkinliğe katılan Peony Cake’in sahibi Tuğba Kahraman da farklı lezzetler öğrendiği için mutluluk duyduğunu belirtti. HANDAN BANU ÖZTÜRK

TUĞBA SARIÇAM, KÜBRA KOÇ

GİZEM BALABAN


i B l a N ı k i ç e ı sı Y 1 yaşında

Taze fikirlerle Ankara’nın tercihi olan Camgöz Balıkçısı birinci yaşını kutluyor.

REZERVASYON İÇİN Camgöz Balıkçısı, bir Tokyar Şirketler Grubu markasıdır.

447 6 111

Nenehatun Caddesi No: 111

facebook.com/camgozbalikcisi twitter.com/camgozbalikcisi instagram.com/camgozbalikcisi www.camgozbalikcisi.com


davet

İki Kutlama Bir Arada Başkent sosyal yaşamının tanınmış simalarından Sibel Özdoğan ile Filiz Dağ Yılmaz yeni yaşlarını Next Level AVM’de bulunan Harvey Nichols MAG Lounge’da kutladılar. Kutlamaya ikilinin yakın arkadaşları katıldı. Yılmaz ve Özdoğan özel tasarım mor renkli pastalarının mumlarını birlikte dilek dileyerek üflediler. Günlük hayatın yorgunluğundan biraz da olsa uzaklaşan hanımlar uzun uzun sohbet edip güneşli havanın tadını çıkardı. Misafirler bu güzel anları ölümsüzleştirmek adına bol bol fotoğraf çekip sosyal medyada paylaştı. 

192

SİBEL ÖZDOĞAN, FİLİZ DAĞ YILMAZ

BUKET AYTAN

FUNDA BEKİȘOĞLU



davet

EBRU DEMİRYÜREK

TUĞÇE İNAL

AHSEN DEMİRCİ

RUȘA ACAR

Kutlamaların vazgeçilmez mekanı Harvey Nichols MAG Lounge’da gerçekleșen doğum gününde, Rușa Acar zarif seçimiyle dikkat çekti. SEVİLAY HELVACIOĞLU

BEGÜM AKIȘ

BANU AKIȘ, PINAR CANALP





. . Kalitesi . Mizahinda Sakli küz'ün hikayesini dinleyebilir miyiz? Kim bu Öküz? Öküz, bir İzmir markası. 2006 yılından bugüne kadar İzmir’de sıra dışı isminin yanı sıra aynı şekilde eğlenceleri ile de sıkça kendinden bahsettirmeyi başarmıştır. Biz de, İzmir’in sıcak ve samimi Ege esintisini Ankara’ya taşıdık.

Kalite ve hizmet prensipleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Önceliğimiz kaliteli ve güler yüzlü hizmet. Marka kimliğini korumak ve bu yönde çalışmak başlıca görevimiz. Misafirlerimizi karşılarken, ağırlarken ve uğurlarken her daim yüzlerinde oluşan tebessümü korumak, marka bilinirliğini ve saygınlığını artırmakla beraber, hem bizlere hem de çalışanlarımıza ve tüm misafirlerimize kendilerini iyi

hissetmelerini sağlıyor. Her zaman yüksek enerji ve hareket vazgeçilmezlerimiz içinde. Alanında uzman İK Yönetimi ve Halkla İlişkiler çalışanlarımız Öküz gibi bir eğlencenin anahtarı için bizlere ve misafirlerimize tam destek veriyor.

Rakiplerinizden sizi farklı kılan yönleriniz neler? En başta tabii ki mizahımız ve bununla beraber Ankara’ya farklı bir açıdan bakan sempatik Öküz’ümüz. Aslında Öküz’ün altında yatan muhteşem bir ekip ve insan kalitesi... Ve Öküz’ün içine girince hiçbir detayı atlanmamış ferah ve konsept tavrımız. Kesinlikle işini severek yapan güler yüzlü ve profesyonel bir ekip de en farklı yönümüz.

Menünüzden bahseder misiniz? Hangi ülkelerin mutfaklarını içeriyor? Menümüz için, dünya mutfaklarının en iyilerinin bir

advertorial

Ö

Sıcak ve samimi Ege esintisini Ankara’ya tașıyan Öküz Ankara, kısa zamanda Bașkent’in uğrak mekanı oldu... Bu mizahi serüveni firmanın sahipleri Soner Köse ve Enes Erdem’den dinliyoruz...


araya getirildiği bir karma diyebiliriz. Akdeniz mutfağının leziz makarna, salata ve pizzalarından Fransa’nın özel marineli ve şarap soslu steaklerine, Meksika’nın en özel tava yemeklerinden Türk mutfağının seçkin ve yöresel tatlarına kadar uzanan geniş bir yelpazede misafirlerimize hizmet veriyoruz.

Mutlaka tadılması gereken, iddialı olduğunuz ve size özel olacak lezzetleriniz neler?

Kaç kişilik bir ekibiniz var? Bu ekibi oluştururken nelere dikkat ettiniz?

Verdiğimiz hizmette her şey ne kadar kusursuz olursa olsun, müzik de bir o kadar kusursuz olmalı. Biz bu işe başlarken öncelikle sahne ve ses düzenimize ağırlık verdik ve kusursuz bir iş ortaya çıkardık. Müzik seçimimizi de tabii ki alanında iyi bir yol kat etmiş müzisyen arkadaşlara emanet ettik. Deep house, chill out, hafta sonları Türkçe mixler ve 90’lar gecelerimiz başlıcaları. Çok çeşitli müzikler de denilebilir. Tek bir çizgide ilerleyip sıkıcı olmamak gibi bir kaidemiz de var.

İç hizmet ve yönetim kadrosu olmak üzere toplam 45 çalışanımız var. Tabii bizler de bu kadroya dahiliz. İK departmanımız çalışanlarımızı seçmek ve referans araştırması yapmak konusunda oldukça titiz ve prensipli. Mutlaka alanında deneyimli ve kuvvetli referansları olan, marka bilincine sahip ve gelişime açık bireyler seçmeye gayret gösteriyoruz. Yeni sezonda alanında eğitim almış öğrenci arkadaşlarımıza da işletmemizde staj imkanı sunmak ve bünyemizde yetiştirmek gibi bir düşüncemiz de var. Genç jenerasyon ve yeni dinamiklere de sektörde oldukça ihtiyaç var.

Kimlere hitap ediyorsunuz?

Aslında bu ucu açık bir soru. Bizim değil de aslına kimlerin işletmemize hitap ettiği de önemli. Eğlence sektöründe bilinçli tüketiciyi arzuluyoruz da denilebilir. Amaç, çoğu zaman aynıdır; biraz güzel ve rahat vakit geçirebilmek. Dolayısıyla güzel, rahat vakit geçirmeyi bilen ve isteyen kitle ile Öküz’ü buluşturmak istiyoruz.

Aslında ayrım yapmak çok güç ama kuzu karski, lokum bonfile, füme etli pizza ve özellikle bize has karışımları ile hamburgerlerimiz için liste başı diyebiliriz.

Müzik tarzınızdan bahseder misiniz?

Gelecek dönem projelerinizden bahseder misiniz? Yeni şubeler konusunda ne düşünüyorsunuz?

İleriye dönük tabii ki yatırım planlarımız var. Şu dönem aslında bakarsanız biraz daha misafirlerimizin nabzını ölçmek ve ne istediklerini anlamaya yönelik geçiyor. Bu istek ve ihtiyaçlara istinaden girişim ve yenilikler yapmak, belki de var olanı biraz törpülemek gerekecektir. Yeni sezon için değişik sürprizler ve isminden sıkça söz ettiren bir Öküz ile misafirlerimizi bekliyor olacağız.


davet

Downtown Food Club Armada’da Wankelmut ve Wolfson Armada Downtown Food Club’da Doğuş Oto - Audi ana sponsorluğunda, house müzik dj ve prodüktörü Alman Jacob Dilssner veya hepimizin bildiği adıyla Wankelmut ve Norveç asıllı dj/prodüktör Wolfson ile müzik dolu bir akşam yaşandı.

DJ WOLFSON

200 SİNEM AYDIN

Doğuş Oto, geceye Audi markası ile katılırken, Harley Davidson motor sahipleri ve Red Bull Anadolu Bölge grubu da olmak üzere çok sayıda davetli katıldı. Wankelmut ve Wolfson, organizasyonda müzikleri ve özel sahne şovlarıyla dinleyicilere keyifli bir gece yaşattılar. 

YELİZ - EMRE ÖZGÜMÜȘ

DEMET TETİK, TOYGUN ONGUN



davet

BERNA TERLİ

202

ECE UZEL, SERKAN ÇALIK

SENEM SAYLANKILIÇ, KÜBRA DEMİRCAN, BEGÜM COȘKUN

LEVENT GÜDÜLLÜOĞLU

OLGAÇ - DİLEK KAMAN


Büyük Ülkenin Büyük Markası

www.nuh.com.tr


Taze Baharatlı Kuzu Karski Marinasyonu için: Patlıcan Söğürme için: Malzemeler: - 300 gr Kuzu sırtı - 70 gr Brokoli - 70 gr Havuç - 70 gr Fransız fasulyesi

Yapılışı:

- 200 gr Köz patlıcan - 15 gr Sarımsak - 2 gr Muskat rendesi - 2 gr Çekilmiş tane biber - Tuz - Tereyağı

Öncelikle fileto edilmiş kemiksiz karskimizi himalaya tuzu ile ovduktan sonra tüm marinasyon malzemelerini karıştırıp 2 gün ağzı kapalı kapta 4 derecede dinlendiriyoruz. 2.günün sonunda dinlenmiş olan etimizi marinasyondan çıkarıp harlı ızgarada suyunu kaybetmemesi için güzelce muhürlüyoruz. Ateşi orta düzeye indirip üstünü kapakla kapatıyoruz..Bu arada sebze garnitürlerimizi buharda haşlayıp diğer yandan da közlemiş olduğumuz patlıcanlarımızı tel tel ayırıp tereyağında sarımsak

204

- 20 ml Bordeaux şarabı - 10 ml Soğuk sızma z.yağı - Taze kekik - Soğan suyu - Double cream - Lavanta özü - Taze sarımsak - Taze biberiye - Tane kırmızı biber - Himalaya tuzu

ile birlikte soteleyip baharatlarını ve sütünü ekleyip sakız kıvamı alana kadar çırparak karıştırıyoruz.Son olarak ocaktan alırken rende mozzarellamızı ekleyip kaşıkla patlıcanlı karışıma yedirdikten sonra servis tabağımıza alıp etlerimizi verev şeklinde dilimleyip patlıcanlı karışımımızın üstüne yelpaze şeklinde diziyoruz. İşlem görmüş sebze garnimizi de tuz ve taze sarımsak ile soteleyip etimizin yanına alıyoruz. Son olarak etimizi içerisinde dinlendirdiğimiz marinasyonu tavada deglase edip etimizin üstüne gezdiriyoruz. Afiyet olsun...



RAMAZAN’DA LEZZET YOLCULUĞU Ramazan ayını ve Ramazan Bayramı’nı tatlandıracak mekan önerilerini sizlerle bulușturuyoruz...

Izaka’nın Panoramik Boğaz Manzarasında İftar Dört farklı lezzet mekanını aynı çatı altında buluşturan benzersiz konseptiyle IZAKA, Ramazan ayında unutulmaz iftarların adresi olacak. CVK Park Bosphorus Hotel’in teras katında hizmet veren IZAKA’nın Türk mutfağının en güzel ve zengin örnekleri bir araya getiren açık büfe iftar menüsü; Ramazan ayı boyunca canlı tasavvuf müziği eşliğinde misafirleriyle buluşacak. The Midd, Mezze Mave, Hitode Sushibar ve IZAKA Bar-Lounge olmak üzere, dört farklı mekanı tek çatı altında toplayan IZAKA’nın ‘açık büfe iftar menüsü’nde; iftariyelikler, çorbalar, zeytinyağlılar, salatalar, ızgaralar, sıcak yemekler ve tatlılar oldukça zengin bir çeşitlilikte sunulacak. Ramazan ayı boyunca Türk mutfağının en geleneksel ve vazgeçilmez lezzetlerini, IZAKA dokunuşuyla sunacak olan mekan, her akşam sunduğu canlı tasavvuf müziğinin muhteşem atmosferinde unutulmaz iftarlar vadediyor.

206


Caréme Restaurant Șefleri Ramazan Ayına Hazırlanıyor İftar buluşmalarının vazgeçilmez adresi Caréme Restaurant, en özel iftar menülerini Ramazan boyunca misafirleriyle buluşturmak için hazırlanıyor. Caréme Restaurant, geleneksel Türk ve Osmanlı mutfaklarından seçilmiş lezzetleri Ramazan ayına özel açık büfesiyle iftar sofralarına yansıtacak. Wyndham Grand İstanbul Levent bünyesinde bulunan Caréme Restaurant; geleneksel Türk ve Osmanlı mutfaklarını harmanlayarak, iftar yemeğinizi keyfe dönüştürüp, eşsiz lezzetlerle masanızı süsleyerek yepyeni bir Ramazan açık büfesi hazırlıyor. Şehrin en merkezi yerinde, muhteşem manzarası, şık dekorasyonu, direkt metro bağlantısıyla misafirlerine sınırsız konfor sağlayan Caréme Restaurant, hızlı ve kusursuz hizmet kalitesi ile Ramazan ayının mistik havasını yaşamak isteyenlere unutamayacakları bir gün vaat ediyor. Ustalıkla hazırlanmış yemekleriyle hem en özel anlara hem de kalabalık buluşmalara ev sahipliği yapan Caréme Restaurant, Ramazan ayında da damak tadını önemseyenlerin uğrak yeri olacak.

Ramazan Lezzetleri Eșliğinde Keyifli İftarlar Damaklardan silinmeyen Türk ve dünya mutfağı lezzetlerini geniş bir yelpazede sunan ShangriLa Bosphorus, Istanbul, Boğaz’ın muhteşem manzarasına sahip IST TOO Restoran’da, enfes ve zengin iftar büfesiyle 11 ayın sultanı Ramazan ayında misafirlerini keyifli akşamlara davet ediyor. Birbirinden enfes seçeneğin sunulduğu zengin iftar büfesinde; fırında pişen sıcacık pide eşliğinde servis edilen Ramazan sofralarının olmazsa olmazı iftariyelikler, çiğ köfte, arnavut ciğeri, babagannuş ve muhammara gibi lezzetli başlangıçlar, taze sebzeler kullanılarak yapılan yaprak sarma, enginar, pazı ve pilaki gibi sağlıklı ve hafif zenytinyağlı çeşitleri yer alırken içli köfte, paçanga böreği ve kuru patlıcan dolması gibi sıcak başlangıçlar, nefis bir iftar yemeğinin habercisi olacak. Lebeniye, mercimek ve yayla çorbasının da bulunduğu menüde, ana yemek seçenekleri arasında kömür ateşinde pişmiş ızgara çeşitleri, döner, saray usulü ayva ve tarçınlı yahni, Endonezya mutfağına özgü körili tavuk ve dünya mutfağından birçok örnek, misafirlerin beğenisine sunulacak. Ramazan sofralarının en keyifli bölümü olan tatlılarda ise güllaç, baklava, fıstıklı burma kadayıf, zerde, keşkül, şerbet gibi Türk ve Osmanlı mutfağının birbirinden enfes lezzetlerinin yanı sıra dondurma köşesi, profiterol ve taze meyve seçenekleri tatlı severleri sevindirecek. Canlı fasıl eşliğinde IST TOO’da gerçekleşecek olan iftar büfesi kişi başı KDV dahil 165 TL, 0 - 6 yaş arası çocuklar için ücretsiz ve 7 - 12 yaş arası ise %50 indirimli.


Boğaza Karșı İftar Keyfi The Grand Tarabya’da The Grand Tarabya, Ramazan ayında Boğaz’a hakim manzarası ve tadına doyulmaz lezzetleriyle misafirlerine unutulmaz bir iftar sofrası sunacak. Her gün değişen birbirinden farklı menüleri ile iftar akşamlarınızı renklendiren The Brasserie Restaurant, Ramazan ayında sizleri keyifli bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. İster ailenizle, ister misafirlerinizle İstanbul Boğazı’nın tüm güzelliklerini yaşayarak yapacağınız iftarlarınızı çok özel hale getiren The Brasserie’de Ramazan boyunca her akşam fasıl grubu müzik yapacak. Çorba seçenekleri ile iftarınıza başlayabileceğiniz The Brasserie’de, iftariyeliklerin yanı sıra zeytinyağlı büfeleri, turşu ve peynir standları ve birbirinden iştah açıcı şarküteri çeşitleri yer alıyor. Et, tavuk ve balık seçenekleri, ızgara ve döner istasyonu, börek, gözleme, pide ve lahmacun The Brasserie’nin açık büfesindeki lezzetlerden bazıları. Pastane bölümünde ise şerbetler, Türk tatlıları, lokma istasyonu ve cezerye döneri ile iftarınızı tamamlayabilir ya da köfter cevizli, sucuklu meyve pestillleri ve kuru meyve dolmaları ile hafif bir kapanış yapabilirsiniz. The Brasserie’de iftar büfesi kişi başı, 150 TL.

Gümüșsuyu Restaurant’ta İftar Lezzeti İstanbul Boğaz’ının en büyüleyici manzarasına hakim olan CVK Park Bosphorus Hotel’in içinde hizmet veren Gümüşsuyu Restaurant, Ramazan ayı boyunca set menüsünde sunacağı benzersiz lezzetlerle, misafirlerine müthiş bir deneyim yaşatacak. Şık ambiyansıyla otelin en göz alıcı bölümlerinden olan Gümüşsuyu Restaurant’ın her hafta yenilenecek Ramazan menüsünde; iftariyelikler, çorba, ara sıcak, ana yemek, tatlı ve sınırsız meşrubatları geniş bir yelpazede misafirlere sunulacak. Gümüşsuyu’nun en iddialı yemeklerini buluşturan ‘ İftar Menüsü’ bu Ramazan’da da geleneksel mutfağımızın en seçkin lezzetlerini bir araya getirecek. Bozadan hurmaya, güllaçtan pideye, pestilden zerdeye iftar sofralarının vazgeçilmezi olan lezzetler de Gümüşsuyu Restaurant’ta Ramazan boyunca iftar sofralarınızı renklendirecek. Gümüşsuyu Restaurant’ta Ramazan ayı boyunca misafirleriyle buluşacak olan ‘açık büfe sahur’ ise sağlıklı ve lezzetli alternatifleriyle; hem vazgeçilmez bir geleneği yaşatacak, hem de oruç tutanlar için bol alternatifli bir lezzet deneyimi sunacak.

Ramazan’ın Zengin Motifleri Godiva’da Godiva, Ramazan kültüründen esinlenerek tasarladığı 2016 Bayram Koleksiyonu’nu mağazalarında beğeniye sundu. 90 yıllık tecrübesi ve yenilikçi yaklaşımıyla dünyanın en zarif el yapımı çikolatalarını hazırlayan Godiva, 2016 Bayram Koleksiyonu’nu beğeniye sundu. Koleksiyonda Ramazan kültüründeki zengin motiflerle mutluluk, bereket ve şansı paylaşıyor. Bütününde yıldızı merkezine alan kutu tasarımı, Godiva zarafetini yansıtıyor. Godiva’nın çikolata ustalığındaki köklü mirasını simgeleyen kahverengi ve altın, kültürümüzün ana renklerinden turkuaz ile birleşiyor. Birbirinden özel el yapımı lezzetleri bir araya getiren bu eşsiz koleksiyon, özel tasarlanan bayram kutuları içinde bir sanat eserine dönüşüyor. Godiva Bayram Koleksiyonu’ndaki eşsiz lezzetler, sevdikleriniz için ayrıcalıklı bir hediye ve misafirlerinizle paylaşacağınız en özel ikramlar olacak.

208


Hilton ParkSA İstanbul Eșsiz Ramazan’da Sizleri Bekliyor Hilton ParkSA İstanbul’un Boğazı ayaklarınızın altında hissedeceğiniz mekanı Cloud 7 Restaurant, çok özel menüsü ve açık hava terasıyla Ramazan’da iftar sofralarına hazır. Boğaz manzarasının ayaklarınızın altında akıp gittiği panoramik manzaralı Cloud 7 Restaurant, terasında kurulacak iftar sofraları ile Ramazan ayı boyunca sizleri bekliyor. Hilton ParkSA İstanbul’un menüsü zeytinyağlı yaprak sarma, enginar, közde patlıcan salatası, Çerkez tavuğu ve çoban salatasından oluşan serpme mezelerle başlıyor. Çorbanın ardından, etli patlıcan dolma, ıspanaklı su böreği ve içli köfteden oluşan sıcak iştah açıcılar misafirlere ikram edildikten sonra marine edilmiş ızgara piliç, dana madalyon ve köfte ile fırınlanmış taze patates, fırınlanmış brokoli ve tereyağlı domates sosu ile sunulan levrek tava ana yemek alternatiflerini oluşturuyor. Ramazan ayının vazgeçilmez tatlısı güllaç yine sofradaki yerini alırken, kaymaklı ekmek kadayıfı, cevizli baklava size sunulan diğer Türk tatlıları. Cloud 7 Restaurant, iftar menüsünü 0-6 yaş arasındaki çocuklara ücretsiz, 6-12 yaş arasındakilere de yüzde 50 indirimle sunuyor. Cloud 7 Restaurant’da çay, kahve ve meşrubatlar dahil iftar kişi başı 125 TL. Aynı zamanda Hilton HHonors üyeleri Ramazan ayında yaptıkları her 100 TL’lik yiyecek-içecek harcamasından 1000 HHonors puanı kazanıyorlar.

Ramazan’ın Özlenen Lezzetleri The Dish Room Grill’de İstanbul Marriott Hotel Şişli’nin, geçtiğimiz günlerde konsepti yenilenen keyifli restoranı The Dish Room Grill’de, senenin bu zamanını heyecanla bekleyen konuklarını enfes iftar sofralarıyla karşılıyor. The Dish Room Grill’in ödüllü şefleri tarafından hazırlanan iftar lezzetleri set menü ve açık büfe olarak servis edilebiliyor. Zeytinden hurmaya, pastırmadan yöresel çorbalara kadar zengin bir iftariyelik tabağıyla başlayan set menüde humus, haydari, acılı ezme, patlıcan salatası ve zeytinyağlı fasülye gibi hem mevsime hem de geleneğe uygun mezeler ve etli pazı sarma, içli köfte, fındık lahmacun ve muska böreği gibi leziz ara sıcaklar sunuluyor. The Dish Room Grill’in ustalık alanı olan karışık ızgara çeşitleri başta olmak üzere Adana Kebap, köfte, tavuk kanat, kuzu şiş ve bulgur pilavı gibi kültürümüzün ve coğrafyamızın en özel lezzetleri ana yemek olarak sunulurken, şekerpareden baklavaya ve tabii ki Ramazan’ın sembol tatlısı güllaca kadar birçok şerbetli tatlı da büfe stilinde dileyenler için sınırsız bir çeşitlilik içinde ikram ediliyor. Ayrıca yaz mevsimine uygun, hafif ve ferahlatıcı içecekler ve Ramazan’ın bir diğer sembol lezzeti lavaş ve pide bu kıymetli sofranın bereketini tamamlıyor. The Dish Room Grill’de İftar set menü fiyatı kişi başı 69 TL iken, zengin açık büfe İftar fiyatı ise limitsiz meşrubat, çay ve kahve dahil kişi başı 89 TL.


özel

Yazı Danteller Süsleyecek

Burcu Karabacak Dantelin zarafetle tasarımlara ișlendiği So Yoo markasının yaratıcısı ve cemiyet hayatının güzel ismi Burcu Karabacak ile Ajia’da gerçekleștirdiğimiz sıcacık çekimle sizi yaza davet ediyoruz…

FOTOĞRAFLAR: COŞKUN TURGUT RÖPORTAJ: TUĞÇE UZUN

210



özel


“Zorlukların asla yıldıramadığı çok güçlü bir kadınım.”

İ

nsanın kendini anlatması zordur ama Burcu Karabacak’ı kısaca kendinden dinleyebilir miyiz?

Boğaziçi Üniversitesi Turizm Bölümü mezunuyum. Üniversite son sınıfta da evlendim ve çok genç yaşta anne oldum. Kafasına hiçbir şeyi takmayan, küçük şeylerden bile mutlu olmayı başarabilen, önceliği çocukları olan, tam bir Yengeç burcu, zorlukların asla yıldıramadığı çok güçlü bir kadınım.

Mesleğinize olan tutkunuz nasıl başladı? İş hayatına ilk adımı ne zaman, nerede attınız?

Çocuklarımın büyümesiyle birlikte çok uzun zamandan beri aklımda olan iş hayatına tam bir sene önce atıldım. Aslında bambaşka bir iş yapmayı planlarken bir gecede kendimi plaj kıyafetleri tasarlarken buldum.

Koleksiyonlarınızı hazırlarken hikayeleri nasıl, nelerden yola çıkarak oluşturuyor, nelerden ilham alıyorsunuz? Geçen seneki koleksiyonumu, geçen senenin modası olan örgü elbise ve örgü bikinilerin ülkemizde istediğim gibi bulunamamasından yola çıkarak oluşturdum. Bu sene ise, plaj grubundan çıkıp tamamı dantel olan, daha abiye ve şık elbiseler ile pantolon takımlarından oluşturdum koleksiyonumu.

Moda tutkusu sizin için ne ifade ediyor? Tarzınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Moda tutkusu beni yansıtıyor diyebilirim. Kısaca; keşif yapmak ve eğlenmeyi ifade ediyor benim için. Tarzım için spor şık diyebiliriz.


özel

“Tam bir spor tutkunuyum.”

Eşinizle yollarınız ne zaman, nasıl kesişti?

Eşimle yollarımız 15 sene önce bir arkadaş vasıtasıyla kesişti.

Evliliğinizi ve eşinizi birkaç kelimeyle tarif edecek olsanız hangi kelimeleri seçerdiniz?

Evliliğimi birkaç kelimeyle iface edecek olsam; saygı ve anlayış derim.

Açıkça söylemek gerekirse, eşim, iş hayatımda bana ve fikirlerime güvendiği için bana hiç karışmaz. Evde ise, yemek yapan bir yardımcımız olmasına rağmen, misafir geldiği zaman yemekleri hep eşim yapar.

Peki anne olduktan sonra iş hayatınızda neler değişti?

Sosyal sorumluluk projelerine ne türde destek veriyorsunuz?

Anne olduktan sonra aslında iş hayatımda bir şey değişmedi. Yani işime çocuklarımı asla karıştırmam. Çocuklarım her şeyin önünde gelir. Onlar evde yokken işten çıkarım, onlar eve gelene kadar eve dönmüş olurum, geldiklerinde beni mutlaka evde bulurlar.

214

Eşiniz iş hayatınızda ve evin içinde yardımcı olabiliyor mu size?

Üyesi olduğum bir dernek var, elimden geldiği kadar orada çalışıyorum. Diğer derneklere de katılmasam bile etkinliklerinde bilet alarak ve bağış yaparak yardımcı olmaya çalışıyorum.



özel


“Bir gecede kendimi plaj kıyafetleri tasarlarken buldum.”

Nasıl geçiyor bir gününüz? Yoğun temponuzun içinde çocuklarınızla dilediğiniz kadar vakit geçirmeye fırsatınız oluyor mu? Neler yapıyorsunuz birlikte?

Sabah çocuklarla beraber kalkıyorum, onları okula gönderdikten sonra mutlaka spor yapıyorum. Sonra gün içinde yapmam gereken ne varsa planlıyorum. Sosyal yaşamın getirdiği yerlerde olmam gerekiyorsa oralarda oluyorum, aralarda kendi işlerimle ilgileniyorum. Ama mutlaka saat 4 olmadan evde olmaya çalışıyorum. Çünkü çocuklarım eve geldiğinde beni evde görmeleri benim için çok

önemli. Önceden ne yapacağımızı planlamıyoruz, onlar ne isterse onu yapıyoruz. Genelde sinemaya ya da baş başa yemeğe gidiyoruz.

Moda ne ifade ediyor sizin için? Tarzınızı kendi seçimleriniz mi oluşturuyor? Gardırobunuza hakim olan renk ve parçalar neler? Bana göre moda; bana yakışandır. Tarzımı kendi seçimlerim oluşturur. Bana yakışmayan bir şeyi sadece moda olduğu için asla giymem. Gardırobuma hakim olan parçalar genelde, elbiselerdir. Elbise giymeyi çok seviyorum. Özel olarak hakim olan bir renk yok aslında, rengarenktir, tüm renkleri görebilirsiniz gardırobumda…


özel

“Benim için moda; keşif yapmak ve eğlenmek demek…”

Önümüzdeki sezon kıyafet ve aksesuarda öne çıkan parçalar neler olacak sizce? Aksesuarlarda, büyük küpeleri, kıyafetlerde ise her yerde danteli göreceğiz.

Ufukta yeni projeleriniz var mı? Markalarla iş birlikleriniz veya yurt dışı çalışmalarınız olacak mı? Tabii ki şu an aklımda olan projeler var. İnşallah hayırlı bir şekilde değerlendirip markamı çok daha farklı yerlere taşıyabilirim.

218

İki çocuğa rağmen bu kadar formda olmayı nasıl başarıyorsunuz?

Bu kadar yemek yiyip hala formda kalmamın tek sebebi, hiç aksatmadan her gün, çok yoğun bir şekilde spor yapmamdır. Tam bir spor tutkunuyum.

Başarılı bir tasarımcı olmak isteyen gençlere öncelikli olarak neler tavsiye ediyorsunuz? Kendileri olsunlar ve üretmekten korkmasınlar.. 





davet

ELİF İKİZ, PINAR SABANCI, ASLI OGAY

NESLİHAN SADIKOĞLU

Pınar Sabancı’dan Doğal Güzelliğin Sırları Sağlıklı ve doğal beslenme öncüsü Misa Mutfak’ın Kurucusu Pınar Sabancı, yenilenen Douglas Kanyon Mağazası’nda Lancôme’un yeni serisi Énergie De Vie için doğal güzellik sırlarını paylaştığı bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Avrupa’nın lider seçkin kozmetik mağaza zinciri Douglas, yenilenen Kanyon mağazasında renkli etkinliklere imza atmaya devam ediyor. Pınar Sabancı’nın ev sahipliğinde gerçekleşen Douglas BeauTea Time etkinliğinde Lancôme’un yeni serisi Énergie De Vie ürünleri tanıtıldı. Sosyal yaşam dünyasının ünlü isimlerinin yoğun ilgi gösterdiği davette, cilt bakımında doğallığın ve sağlıklı beslenmenin önemi vurgulandı. Keyifli anların yaşandığı davette konuklar hem Pınar Sabancı’dan doğal güzellik ve beslenme tüyolarını dinlediler hem de Lancôme Énergie De Vie ürünlerini deneme fırsatı buldular. L’Oreal Luxe Türkiye Genel Müdürü Elif İkiz de davette yeni seri hakkında bilgiler verdi. Organizasyonda ikram edilen, Misa Mutfak imzası taşıyan doğal ve sağlıklı menü ise davetliler tarafından oldukça beğenildi. 

222

NESLİHAN SABANCI


ȘAH YAYCI

AYȘEGÜL ULUÇ

MERT VİDİNLİ

ETEL BALER

CEYLAN ÇAPA

ELİF GÖNLÜM

YASEMİN ÖZİLHAN

Lancôme Énergie De Vie ürünlerini deneme fırsatı bulan konuklar yeni seriye tam not verdi.


davet

EROL KOÇ, EBRU ATAY, ȘEHPER ÖZÇELİK, EMEL YILDIRIM, TUBA GÜNEBAK, MUSTAFA ȘENGEZER, ALPER ÖZER

No4’te Beauty Secrets Rüzgarları Wyndham Otel’in bünyesinde bulunan No4 Restaurant’ta alanında uzman hocaların konuşmacı olarak yer aldığı Beauty Secrets davetine Ankara cemiyet hayatından çok sayıda isim katıldı. Emel Yıldırım’ın sunumunun damga vurduğu davete Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Şengezer, Dermatoloji Uzmanı Dr. Erol Koç, Diyetisyen Yrd. Doç. Dr. Tuba Günebak, Opt. Dr. Gökçen Erdoğan, Pilates Eğitmeni Şehper Özçelik ve Ağız ve Diş Sağlığı alanında tanınan isim Dr. Dt. Alper Özer, etkinliğe konuşmacı olarak katıldı. Birbirinden değerli hocalar moda, diyet, estetik ve kadına dair bildikleri her şeyi konuklarla paylaştı. Davete katılan hanımlar etkinlik boyunca merak ettikleri konular ile ilgili soruları kendi alanında uzman hocalara sorarak bilgi edindiler. Emel Yıdırım’ın özel sunumu ile renkli anlara sahne olan Beauty Secrets, kafalarda soru işareti yaratan mevzulara ışık tuttu. Kendi yarattığı markasının ürünlerini de tanıtan Emel Yıldırım, Başkent sosyal yaşamının önde gelen simalarına moda tüyoları vermeyi de ihmal etmedi. Bu görkemli davete katılan isimler Beauty Secrets etkinliğine tam not verirken, aynı zamanda unutulmaz bir gün yaşadı. 

224

AYLİN ERBİLGİN

ÖZGE AKYOL



davet

BELGİN DİLBER

SEDA DOĞAN

ȘEYMA TOKAY

SÜREYYA SAKALLIOĞLU

Alanında uzman doktorlar tarafından güzellik sırlarının paylașıldığı etkinlikte davetliler doğal güzelliklerini sergilediler.

SEDEF ERİKLİ

MİNE AYGÜN

SEDA, SELEN ÇAMLICA

ÖZNUR GÜZELHAN


BUKET KOÇER

KADRİYE CİRİTCİ

FERİDE ȘAHİN

EDA KARAKULLUKÇU

NURAY AKBACAKOĞLU

Ankara cemiyetinin güzel kadınlarının buluștuğu etkinlikte Nuray Akbacakoğlu dantel ișlemeli elbisesiyle sezon modasını yakından takip ettiğini gözler önüne serdi. İPEK ÖZGÜR

NURȘEN ȘENER

ENDER CANAN ADAN

DUYGU DOĞRAMACILAR


Dr. Buket Yıldırım

Enine Boyuna Cilt Güzelliği Scarlet-S Dr.Buket Yıldırım Scarlet-S'nın diğer sistemlerden farkının altın mikro iğnelerle cildin orta tabakasındaki kolajen ve elastin hücrelerini stimule ederek, yüzde ameliyatsız bir yüz germe etkisi yaratabilmesi olduğunu anlatıyor.

Sistem Nasıl Çalışıyor?

Dr. Buket Yıldırım sistemi şöyle anlatıyor: "Scarlet-S, üstünde 25 adet altın mikro iğne bulunan tek kullanımlık bir başlık sayesinde cilt altına radyofrekans dalgaları vermek üzere tasarlandı. Bu mikro iğneler cildin altına inerken cilt yüzeyine hiçbir hasar vermeden, kolajen ve elastin üretimini artırıyorlar. Uygulama yapılan bölgeye ve probleme göre altın mikro iğnelerin cilde nüfuz etme derinlikleri, radyofrekans dalgalarıyla cilt altına verilen enerjinin yoğunluğu ve hızı ayarlanarak en optimum sonuçları almak mümkün."

Sıkılaştırma ve Hacim Vermesi

Scarlet-S'nin çok önemli bir özelliği de cildi sıkılaştırırken, yaşla birlikte kaybolan hacmi geri vermesi.

Dolayısıyla yüz bölgesinde zamanla azalan yağ dokusunun yarattığı çökmüş görüntüde etkili oluyor. Scarlet-S'nin diğer lazer sistemlerine göre en önemli avantajlarından biri de bipolar radyofrekans dalgaları kullanması. Bu da diğer sistemlere kıyasla uygulama yapılan bölgeye çok daha odaklanmış, yoğun bir enerji transfer edebilmesi anlamına geliyor ki, bu da daha etkili sonuçlar demek.

Hangi Problemlerde Kullanılabilir?

Scarlet-S, özellikle cilt kalitesini artırmak, cildi canlandırmak, elastikiyetini artırmak ve gözeneklerin küçülmesini sağlamak konusunda son derece etkili olarak kullanılan bir sistem. Ciltteki akne izleri, ton farklılıkları, ince kırışıklıkların tedavisi, cildin genç ve dolgun görünüm alması, yüz kontürünün belirginleşmesi, gıdı toparlama, geniş gözenek tedavisinde en iyi sonuçları almamızı sağlayan teknolojiler arasında yerini almıştır.

Kimlere Uygulanabilir?

Yüz, boyun ve dekoltedeki yaşlanma belirtilerine karşı etkin bir tedavi arayan herkes bu işlem için doğru aday. Yüzdeki sarkmayı toparlamak, cildin elastikiyetini artırmak; boyun, dekolte bölgesindeki cildin kalitesini artırmak ve sarkmaları toparlamak; yüzdeki çizgi ve derin kırışıklıkları hafifleterek daha pürüzsüz bir cilt elde etmek; akne izlerini yok etmek; genişlemiş gözeneklerin görünümünü hafifletmek; gözlere yorgun görünüm veren göz kapaklarındaki sarkmaları toparlamak ve göz kenarlarındaki kazayağı olarak bilinen ince çizgileri hafifletmek isteyen herkes bu tedavi için uygun aday.

Ne Tür Sonuçlar Beklenebilir?

Sonuçlar kişiden kişiye değişse bile hastaların çoğu uygulama yapıldıktan sadece birkaç gün içinde ciltlerinin dokusunda iyileşme gözlemlediklerini, ciltlerinin daha parlak, daha canlı ve pürüzsüz göründüğünü bildiriyorlar. Cildin kolajen üretmesi için belli bir süre geçmesi gerektiğinden tedavinin sıkılaştırma etkisi zaman içinde artıyor. Ancak optimum sonucu almak için yaklaşık dört ay geçmesi gerekiyor.

advertorial

A

nti-aging dünyası neştersiz, iyileşme süreci gerektirmeyen tedavilere doğru yönelirken, yüzünüzün, cildinizin görünümünde gözle görülür bir fark yaratan, etkili tedavilere imza atıyor. Bu yeni teknolojiler sadece zamanı geri çevirmekle kalmıyor, aynı zamanda cildin yaşlanma etkilerine karşı çok daha dirençli olmasını da sağlıyor. Yüzünüzün doğal ifadesini bozmadan yaptırabileceğiniz yeni Scarlet-S teknolojisi; zaman ve çevresel faktörlerin olumsuz etkileriyle oluşmuş problemleri aynı anda tedavi imkanı sunuyor. Scarlet-S sistemi ile aynı seansta uygulanan Somon DNA aşısı kombinasyonu ise cildiniz için harika bir anti-aging strateji haline geliyor. Yılın her mevsimi uygulanabilecek, iyileşme süreci diğer işlemlere kıyasla çok daha çabuk, yeni teknoloji: Scarlet-S ile tanışın. Tedavinin olumlu etkilerini hemen ilk işlemden sonra gözleyebilmek mümkün ama kalıcı ve optimum sonuç için üç-dört hafta arayla üç seans yaptırmak gerekiyor.



davet

Koruncuk Vakfı Destekçileri Boğaz’da Buluştu

Sosyal yaşam dünyasının yardımsever isimleri Koruncuk Vakfı Başkan Yardımcısı Berrin Yoleri’nin ev sahipliğinde düzenlenen davette bir araya geldi. Kurulduğu günden bugüne korunmaya muhtaç çocukların en büyük destekçilerinden biri olan Koruncuk Vakfı, şık bir öğle yemeği davetiyle bağışçılarını bir araya getirdi. Koruncuk Vakfı Başkan Yardımcısı Berrin Yoleri’nin organize ettiği davet Feriye Palace’ta gerçekleşirken konuklar Boğaz manzarasının ve şık atmosferin keyfini çıkardılar. Davette İdil Fırat ve Ezgi Kural’ın “Glamm Co.” adlı markasının yeni sezon modelleri defile eşliğinde konukların beğenisine sunuldu. Aynı zamanda defilede Atasay’ın yeni koleksiyonu da sergilenirken davetliler sunulan takı ve kıyafetleri ilgiyle takip ettiler. Koreografisini Öner Evez’in üstlendiği defilede pastel tonlardaki dantel işlemeli tasarımlar ve göz kamaştıran mücevherler büyük beğeni topladı. Defilenin ardından plaket törenine geçilerek davette emeği geçenlere birer teşekkür plaketi takdim edildi. Davetin ilerleyen saatlerinde ise Kiralık Aşk dizisinin sevilen oyuncuları Nergis Kumbasar ve Onur Büyüktopçu tarafından bir hediye çekilişi gerçekleştirildi. Sponsorlar tarafından vakfa bağışlanan hediyeler konuklara çekilişle sunuldu. Gün boyunca keyifli anlar yaşayan konuklar akşam saatlerinde davetten ayrıldılar. 

230

BERRİN YOLERİ

Koruncuk Vakfı Bașkan Yardımcısı Berrin Yoleri’nin ev sahipliğinde Feriye Palace’ta düzenlenen davette sosyal yașam dünyasının yardımsever isimleri yeni açılacak Urla Koruncuk Köyü’nün hayata geçmesine destek verdiler.



davet

İDİL FIRAT

EZGİ KURAL

NERGİS KUMBASAR

BERRİN OKÇU, SELDA ÖZKÖK

Davetin sponsor firmalarından Lisya Beauty Güzellik Merkezi’nin sahibi Selda Özkök konuklarla güzellik tüyolarını paylaștı. MELTEM DEMİR

ÖZLEM ERASLAN

BEYZA ARSLAN



Daha Temiz Bir Dünya 13 yıldır Türkiye’nin çeșitli bölgelerindeki enerji santralleri ile elektrik üretimine katkı sağlayan İlhanlı Grubu Yönetim Kurulu Bașkanı Mirzeydin İlhanlı, șirketlerinin misyonunu ve vizyonunu anlatıyor...

Türkiye’nin hızla büyüyen hizmet ve enerji gruplarından biri olan İlhanlı Grubu’nun temelleri 1997 yılında Mirzeydin İlhanlı’nın ARC Yazılım’ı kurmasıyla atılmıştır. 2003 yılından beri enerji sektöründe de uzmanlaşan grup, bilişim ve inşaat ana iş kollarında da faaliyet göstermektedir. Geçmiş yıllarda hidroenerji santrallerinin planlanmasında ve inşasında oldukça fazla tecrübe sahibi olan İlhanlı Grubu şirketleri,

Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki enerji santralleri ile ülkenin elektrik üretimine katkı sağlamaktadır. Güçlü alt yapısı ile enerji yatırımında bulunan firmalara çözüm ortaklığı sağlayan grubun enerji, inşaat ve bilişim yatırımları yurt içinde hızla devam etmektedir. Kurulduğu ilk yıllardan beri kurulu gücünün tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşturan ve bu oranı yükseltme yönünde sürekli olarak kurumsal stratejiler geliştiren grup, dünyanın geleceğine artan oranda katkıda bulunmaya kararlı, sorumlu bir dünya vatandaşıdır. İlhanlı Grubu “Kurumsal Yönetim” ilkelerini uzun vadeli ve kalıcı başarının bir gereği olarak görmekte ve uygulamaktadır. Çalışanlar, uzun vadeli ve güvene dayalı ilişkiler kuran, iş süreçlerine enerji, dürüstlük, tecrübe ve değer katan başarılı profesyonellerdir.

advertorial

E

nerji üretirken aynı zamanda temiz bir dünya yaratmanın en önemli yolunun yenilenebilir ve yerel kaynakları kullanmak olduğunu düşünen İlhanlı Enerji Grubu, faaliyetlerinin çevreye ve insan yaşamına olan olumsuz etkilerini en aza indirmek için, tüm yatırımlarında mevzuat ve uluslararası standartlara uyarak var gücüyle çalışmaktadır.


Daha Temiz Bir Dünya İçin Suyu Enerjiye Çeviriyoruz

www.ilhanlienerji.com • info@ilhanlienerji.com


davet

İlgi Otizm Derneği Yararına Harvey Nichols MAG Lounge’da Keyifli Kahvaltı İlgi Otizm Derneği üyeleri ve cemiyetin ünlü isimleri otizmli çocuklar yararına düzenlenen kahvaltıda buluştu. Davetin ev sahipliğini MAG dergi Genel Yayın Yönetmeni Beril Çavuşoğlu ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Gülennur Aydın ile İlgi Otizm Derneği Başkanı Nejla Aslankurt üstlendi. Harvey Nichols MAG Lounge’da düzenlenen kahvaltıda konuklar keyifli bir güne imza attı. Renkli fotoğraf karelerinin yer aldığı etkinlikte konuklar eğlenceli dakikalar yaşadı. Davetten elde edilen gelirin tamamı otizmli çocuklara aktarıldı.  GÜLENNUR AYDIN, NEJLA ASLANKURT,BERİL ÇAVUȘOĞLU

236



davet

FUNDA BEKİȘOĞLU

RUMEYSA HATİPOĞLU, NURTEN GÜRDOĞAN

RUȘA ACAR

Cemiyetin șıklığı ile tanınan isimlerinden Rușa Acar’ın “Balmain” kıyafetiyle katıldığı davette, hanımlar oldukça keyifli vakit geçirdiler.

MERVE KALEMCİ

NAZLI GÜR DEMİR

BUKET KOÇER


AYDAN ÖZDOĞAN

SEVGİ ÖZBULUT, NURDAN ACAR

ÖZGÜN ÖZMEN

Kahvaltıya baștan așağı beyaz bir kıyafetle katılan Özgün Özmen, șıklığıyla dikkat çekti. LERZAN BARUTOĞLU, BELİZ BÜYÜKHANLI

MİNE AYGÜN


davet

SEDEN DENİZ

MÜJGAN GÖRGÜLÜ

TÜLAY AÇKALMAZ

BETÜL GÖKDOĞAN

MELTEM ERTÜRK

FİLİZ DAĞ YILMAZ

Filiz Dağ Yılmaz ile Filiz Girgin, İlgi Otizm yararına yapılan davete önemli ölçüde destek veren konuklardandı. FİLİZ GİRGİN


BURÇİN ÜLGENER

BENGÜ ÖZDEMİR

IȘIN KURȘAKLIOĞLU

OLGA KALEMCİ

GÜLTEN KARACA

KÜBRA KOÇ

AYÇA ÜNAL

Ayça Ünal, gece mavisi ve kırmızı tonlarını birlikte kullanarak olușturduğu kombiniyle renkli kișiliğini ortaya koyuyordu.


TUBA GÜNEBAK

Bir Beslenme Uzmanının Güncesi Geçtiğimiz ay, Ankara’daki ikinci kliniğimi açmıș olmanın mutluluğu içindeyim. (İlki, Turan Güneș Bulvarı’nda -City Hotel yanı-, ikincisi ise, ViaFlat Plaza’da -Armada arkası-) Bașta dostlarım olmak üzere danıșanlarım, sevenlerim ve iș arkadașlarım beni yalnız bırakmadığı için açılıș daveti oldukça renkli geçti… Sizin aracılığınızla hepsine, hepinize teșekkürü borç bilirim.

O

bezitenin tedavisi multidisiplinerdir…

Günümüz koşullarında sağlığımızı koruyabilmek ve geliştirebilmek için sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzımıza entegre etmemiz gerekiyor. Tabii, beslenme danışmanlığı deyince sadece bireysel danışmanlık

advertorial

Peki, neden ikinci klinik? Birincisi; Ankara’nın dört bir yanından danışanlarım geliyor ve iki ofisimin olması danışanlarıma ulaşım kolaylığı yaratıyor. İkincisi; tüm bilimsel kaynaklar belirtiyor ki; obezitenin tedavisi multidisiplinerdir. Yani, bu tedavide bir diyetisyenle birlikte bir hekim, bir psikolog ya da psikiyatrist ve bir spor eğitmeni yer almalıdır. İkinci kliniğim bu amaçla geniş planlanmış olup, obezite (şişmanlık) başta olmak üzere beslenme ile ilintili birçok sağlık problemine dair beslenme danışmanlığı hizmetlerini vereceğiz.


akla gelmemeli; bir de kurumsal beslenme danışmanlığı boyutu var. Şu anda Bayraktar İnşaat ve ViaFlat Yaşam Sokağı’na kurumsal beslenme danışmanlığı hizmeti veriyorum. Bayraktar İnşaat ile birlikte “Sağlıklı Yaşam”a dair projeler planlıyor ve gerçekleştiriyoruz. Günümüz koşullarında sağlığımızı koruyabilmek ve geliştirebilmek için sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzımıza entegre etmemiz gerekiyor. ViaFlat Yaşam Sokağı’ndaki çalışmamızda ise çıkış noktamız “herkes için, her koşulda sağlıklı beslenme, sağlıklı yaşam”... Bu sokaktaki restoranların tümünün menülerini tek tek inceledim. Enerji ve kalori değerlerini hesapladım. Sağlıklı beslenme ve ideal vücut ağırlığına ulaşma ilkelerini göz önünde bulundurarak sizin için sağlıklı seçimler yapıp, bunları sizin için hazır hale getirdik. Bununla da kalmadık. Beslenme bilgi düzeyinizi artırıp kendinizi daha iyi yönlendirmenizi sağlayabilmek için beslenme eğitimi serilerine başladık. Ayda iki kez, düzenli olarak, instagram hesabımızdan (@drtubagunebak ve @viaflatyasamsokagi) duyuracağımız gün, yer ve saatte düzenlenen sağlıklı beslenme eğitimlerini takip edebilirsiniz. Amacımız, bir yandan sağlıklı besinler seçmenizi kolaylaştırmak bir yandan da tabiri caizse “balık tutmayı” öğretmek. Hangi besini neden seçmeliyiz? Hangi durumlarda nasıl beslenmeliyiz? vb. onlarca, yüzlerce soru...

Beslenme danışmanlığı sadece sağlık problemleri durumunda akla gelmemeli… Yapılan birçok çalışmanın sonucunda, düzenli beslenme eğitimi alan bireylerin beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzlarının olumlu yönde geliştiği, klinik bulguların (kan değerlerinin vb.) olumlu yönde etkilendiği, vücut ağırlıklarının azaldığı bildirilmiştir. Tabii, beslenme danışmanlığı sadece sağlık problemleri durumunda akla gelmemeli. Sağlıklı bireyler de beslenme danışmanlığı alabilir; sağlıklı beslenmeyi öğrenip bunu yaşam tarzı haline getirebilir, yaşam kalitelerini ve ömürlerini uzatabilirler. ODTÜ Yüzme Kulübü’ne verdiğim beslenme danışmanlığı hizmeti buna bir örnek. Antrenörleri sevgili Görkem ve Eren Bey, beslenme danışmanlığı almaya başladıktan sonra sporcularının performansının ve dayanıklılığının arttığını belirtiyorlar. Tabii ki, bu da beni çok mutlu ediyor. Halkın beslenme konusunda eğitiminde toplumsal fayda sağlanması, sağlık harcamalarının kontrol altına alınması, birinci basamak sağlık hizmetlerinin desteklenmesi adına büyük önem taşıyor. Her Pazartesi danışmanlığını ve moderatörlüğünü yürüttüğüm, TRT Okul kanalında saat 10:00’da yayınlanan “Günlük Hayat” programında sağlıklı yaşam ve beslenme konularını işliyor, konusunda uzman konukları ağırlıyoruz. Keyifli bir program, tavsiye ederim. Geçmiş bölümleri youtube’dan da izleyebilirsiniz.

Yeni bilgi edinmek, mutluluk hormonu seviyesini artırır… Sağlıkla ilgili alanlarda çalışanlar için bilimsel gelişmeleri takip ediyor olmak da çok önemli. Bu yoğun tempo içinde akademik hayata devam ediyor olmak benim için büyük şans. Boşuna dememişler; “yeni bilgi edinmek, mutluluk hormonu seviyesini artırır” diye. Her Salı Kıbrıs’tayım; öğretim üyesi (Yardımcı Doçent) olarak çalıştığım Lefke Avrupa Üniversitesi’nde öğrencilerimle buluşuyorum. Ne mutlu bana… İşte bu yoğun ama keyifli tempo sabah 08:30’da başlıyor, akşam 17:00’ye kadar devam ediyor. Neden 17:00 derseniz; çünkü, 17:30’da güzel kızım okuldan çıkıyor.

Sevgiyle kalın…

Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak Beslenme ve Diyet Uzmanı www.tubagunebak.com @drtubagunebak


davet

Sağlıklı Yaşama Davet Dr. Tuba Günebak Beslenme Danışmanlığı ve Eğitim Merkezi’nin kurucusu Yrd. Doç. Dr. Tuba Günebak, ViaFlat’te bulunan ikinci ofisini şık bir davetle hizmete açtı. Başkent iş ve cemiyet hayatının önde gelen simaları ile Tuba Hanım’ın yakın çevresi katıldı. Dr. Tuba Günebak’ın yeni ofisini tanıtmasıyla başlayan davet, ViaFlat Yaşam Merkezi’nin birbirinden farklı markalarının diyet menülerinin ve sağlıklı besinlerle özel olarak hazırlanan ikramların sunulmasıyla devam etti. Davetliler, leziz ikramlar eşliğinde Figen Biricik ve orkestrasının canlı müzik performansıyla keyifli saatler geçirdi. ViaFlat konferans salonunda konuklarıyla tek tek ilgilenerek örnek bir misafirperverlik sergileyen Tuba Hanım, kendisini yalnız bırakmayan dostlarına teşekkürlerini iletti. 

244

TUBA GÜNEBAK

OLGA KALEMCİ

NEHİR ÖLMEZ, MELİKE SAVRUN


AYLİN ÖZAL

DENİZ DEMİRYÜREK

EDA TEKİN

BURÇAY ÇETİN, DİDEM AYDIN

Sağlıklı yașama davet etkinliğinde diyet menüleri ve sağlıklı besinlerle özel olarak hazırlanan ikramlar konukların beğenisine sunuldu. REZAN ANIK

NURDAN - İBRAHİM GÜNEBAK

MEHTAP DEVECİ

MURAT GÜLEÇ


köşe

A Ayșe Kızılöz

aysekiziloz@magdergi.com.tr

şk dediğimizde hepimizin içini güzel bir coşku, heyecan ve bazen de özlem kaplıyor. Yüzümüzde tatlı bir tebessüm, sanki kafamızın üstünde hayallerle dolu baloncuklar oluşuyor ve bazen de dalıp gidiyoruz. Mutlu bir vecd halinin tatlı hisleri ile doluyoruz. Peki, birçoğumuzda aynı hisleri yaratsa da aşk deyince aynı şeyleri mi düşünüyoruz acaba?

Farklı bilinç seviyelerinin, farklı ihtiyaçların farklı aşkları var. İdealimizdeki aşk; sevginin yüceltilmiş hali, bizi bir anda yüksek bir koşulsuz sevgi frekansına taşıyan masum, temiz ve güven içinde yaşanan, yaşandıkça büyüyen, güzelleşen, olgunlaşan aşk.. Peki bu aşkı yaratabilmek için biz kendimize düşen payı yerine getiriyor muyuz? Aşk hayalleri içinde zaman geçirdiğimizde, hep yaşanan güzel anları, birbirimize verebileceğimiz duygusal zenginlikleri düşünürüz. Aşk yolculuğunda ilerlemek; farklı geçmişlerden, kültürlerden, yaşanmışlıklardan sonra buluşan iki ruhun birbirine yaklaşmaları, kaynaşmaları, inişleri çıkışları ile dolu dolu bir paket oysa. Tatlı tatlı birbirimizi besleyen güzel şeyleri düşünüp onları ilişkiye katma çabası içindeyken, mutlaka çarpışmalar da olacaktır. İşte o an, aşkı taşıyabilecek gücümüz, cesaretimiz, yüreğimiz var mı, ortaya çıkar. Bu çarpışmalar, bu kadar yoğun bir duygusallık ve belki de tensellik de paylaşırken, bizi derinden etkiler. Yaralarımıza dokunur. Bir anda dünya üzerimize yıkılmış gibi hissedebiliriz. İçimizde bu fırtınalar koparken, inişler çıkışlar olurken irademizi devreye sokmak önemlidir. Aşık olduğumuz kişiye kendimizi ifade ederken, irademizle dingin bir alanı bularak kendimizi yapıcı bir şekilde ifade edip onu da kendi dramımızdan çıkıp anlayabilme, duyabilme becerisini geliştirerek aşkı büyütebiliriz. Aksi takdirde fırtınalar kopmaya devam edip, içinden çıkamadığımız kalıplaşan, kemikleşen duvarların ilk tuğlalarını örmeye başlarız. O duvarlar yükseldikçe aşkı giderek duyamaz, göremez oluruz. Nasıl ki iyi bir resim yapmak için sanatçının belirli yeteneklere sahip olup onları geliştirmesi gerekiyorsa, aşk sanatı için de belirli beceriler gereklidir. Belli başlı becerileri sıralayacak olursak:

Hazzı Geciktirme Becerisi

Diyelim ki, çikolatayı çok seviyoruz. Onu hemen bir bütün olarak ağzımıza alıp birkaç saniye içinde yutarcasına yersek doymayız, onu hissedemeyiz ve onunla bir bağ kuramayız. Ama ufak parçalara bölüp yavaş yavaş yersek, hissedersek doyuma ulaşır ve bağ kurabiliriz. Bazen de bir parça yiyip, gerisini dolapta tutup tekrar arzuladığımızda yine bir parça alabilecek kadar disiplin geliştirmemiz gerekebilir. Aşk da böyledir. Aşkın içinde giderek daha fazla o kişiyle birlikte olma isteği ve buna bir türlü doymayacakmışız hissi olur. Buna izin verirsek, aşka sağlam bir temeli olan bir ilişki kuramadan doyarız ve o temeli oluşturmak için motivasyonumuzu yitiririz. Bazı kişiler evli veya gerçek

246

yakınlığın olamadığı imkansızlıklar içeren ilişkilerde bu nedenle daha çok bağlanır. İmkansızlıklar doğal olarak hazzı geciktirerek kişileri birbirine bağlamaktadır.

Duygusal İrade

İçimizde fırtınalar koparken, bazen nefes almamızı bile zorlaştıran hislerle boğuşurken, her türlü duyguyu, sanki bir büyüteç altında bakarmışçasına yoğun hissederiz. Buna rağmen irademizi kullanıp, aşkımızda, özellikle de sorunlarımızı dile getirirken dingin ve sağduyulu bir alana girip o alandan iletişim kurmalıyız. Yoksa tamiri mümkün olmayan hasarlar veya içinden çıkılmaz duvarlara zemin hazırlamış oluruz. Her ilişkinin içinde yoğun, bir arada olunan anlar ve ayrı kalınan anlar vardır. Ayrı kalınan zamanlarda hissettiğimiz yoksunluk ile baş edebilmeli, ilişkiyi yıpratmamalıyız.

Affedebilme Becerisi

En sevdiğimiz insan bir gün gelip bizi yaralayacaktır. İsteyerek yapmasa da, korkular ve farklı bir şekilde yoğurulup o ilişkiye gelmiş olmak bir gün bu duruma getirecektir bizi. Bu noktada kendimizi ifade edip devam edebilme zeminini oluşturabilmek, bu anıları affedip ötesine geçme becerisine sahip olabilmek önemlidir. Her düşüş anında temcit pilavı gibi eski yaraları dile getirmek ilişki için çok yıkıcıdır. Biten konu bir daha dile getirilmeyecek şekilde affedilmelidir. Haklılık iddiaları, gurur, kurban psikolojileri ilişkiyi tıkar ve aşağıya çeker.

Cesaret

Gerçek aşk cesaret ister. En derin düzeyde hasıraltı ettiğimiz korkuları, duyguları, karanlıklarımızı ortaya çıkaracaktır. Bunlarla yüzleşebilme ve dönüştürme arzusu ister. Aşkın amacı budur, bir tekamül yolculuğudur. Buna hazır değilseniz; yüzeysel sularda, yüzeysel duygularla yetinmek zorunda kalırsınız.

Özen Ve Öncelik

Her aşk dantel gibi işlenerek, emekle gelişir, büyür. Önceliğiniz başka ise, işiniz ise, hayatınızın başka alanları ise, zamanla parlaklığını yitirecektir aşkınız. Nasıl ki; bir çiçeğin büyümek için suya ihtiyacı var, aşkınızın da büyümek için emeğe, özene beslenmeye ihtiyacı vardır. Yoksa elinizden kaçar gider.

Farklılıkların Kabulü Ve Takdiri

Karşı tarafı farklı ihtiyaçları olan bir birey olarak görmek ve kabul etmek önemlidir. Önemli olan, sizi birbirinize çeken bazı konularda benzemeniz ve bazı konularda farklılıkların sizi büyütmesidir. Sizin aşktaki ihtiyaçlarınız, özellikle de söz konusu olan karşı cins ise farklıdır. Kendi mutlu olacağınız şekilde davranarak, kendi uydunuza karşı tarafı çekerek aşkı koruyamazsınız. Onu olduğu gibi görüp, sizden farklı olan ihtiyaçlarını tanıyıp fark etmeniz ve adım atmaya gönüllü olmanız gerekmektedir. Kişi kendi özünden beslenip size onu verebilecektir. Bunu elinden alırsanız aşk, yerini bağımlılığa bırakacaktır. Ve birbirinize olan saygıyı ve büyüyü yitireceksinizdir. Bu becerilerinizi edindiğiniz, geliştirdiğiniz ilişkileri veya süreçleri yaşadıktan sonra aşka hazır olursunuz. Hayatınızın aşkını bulmanız ve geliştirmeniz dileğiyle...


Okyanustan Gelen Mucize detoks günlük detoks vücudunuzun temizlenmesine, ağır metallerin ve serbest radikallerin vücuttan atılmasına yardımcı olur.

kilo kontrolü daha fit bir vücut içerdiği iyot sayesinde tiroid fonksiyonlarının doğru çalışmasına yardımcı olur. unutulmamalıdır ki düzgün çalışmayan tiroid, vücudunuzun yağ depolamasındaki en büyük etkenlerden biridir.

cilt sağlığı iyot kaynağı en zengin iyot kaynaklarından biri olan vervella hücrelerinizi yeniler. yenilenen hücreleriniz cildinizin daha genç ve sağlıklı görünmesine yardımcı olur.

www.vervella.com Vervalla İlaç değildir. Vücut fonksiyonlarını destekleyen yardımcı gıda takviyesidir. Tedavi amaçlı kullanılamaz.


davet

Yaza Formda Girmenin Sırları ZEYNEP OKUTAN, KUTLU TAMAY

Başarılı Diyetisyen Neslihan Aktepe, yaz aylarının yaklaşmasıyla birlikte Ahsen Demirci Wellness Club’da sağlıklı beslenme adına BİLMED üyeleriyle keyifli bir sohbette buluştu. Ahsen Demirci Wellness Club’da gerçekleşen ve ev sahipliğini Ahsen Demirci’nin üstlendiği keyifli davete Bilkent Mezunlar Derneği Üyeleri ve misafirleri katıldı. Diyetisyen Neslihan Aktepe de katılan konuklara bu aylarda nasıl beslenilmesi ve nasıl spor yapılması gerektiği hakkında ufak tüyolar verdi. 

AHSEN DEMİRCİ

NESLİHAN AKTEPE

PINAR CANALP

ULYA EMİROĞLU


Pencereye atılan imza

Beyyapı İnşaat - Armonia Evleri / 2 Blok 52 Daire / Yaşamkent

Pencere uzmanlık, sorumluluk, tecrübe ve bilgi ister. Siz de Hatüpen’e gelin, pencerede kaliteyi hissedin.

Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr

facebook.com/hatupen

Telefon: 0312 385 88 50

E-posta: hatupen@hatupen.com.tr

twitter.com/hatupen

pinterest.com/hatupen


davet

“Umut Dolu”

Çantalar Yaptılar

SEREN ERDOĞAN

Tasarımcı Seren Erdoğan’ın düzenlediği “Umut Dolu Çantalar” etkinliğinde cemiyet hayatının önde gelen isimleri çanta tasarımları yaparak, gelirini otizmli çocuklara bağışladılar. Seren Erdoğan’ın çanta tasarlama konusunda konuklara minik tüyolar verdiği etkinlikte konuklar özel çantalar tasarladı. Birbirinden renkli görüntülerin yaşandığı etkinlikte toplanan gelirin tamamı otizmli çocuklara bağışlandı. Konuklar daha sonra yaptıkları çantaları sosyal medyada paylaştılar. 

250

BENGÜ ÖZDEMİR

GÜLENNUR AYDIN

AYSEL AKÇAY

DUYGU KÖKSAL


MEHTAP SAVAȘ, HÜLYA AKMAN

MİNE ALP

Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Mine Alp de kendini yansıtan rengarenk bir çanta tasarladı. NAZLI GÜR DEMİR

ÖZGÜN ÖZMEN


röportaj

Hastalıklar Bağırsakta Bașlar Birbirinden değerli çalıșmalara ve araștırmalara imza atan Prof.Dr. Meltem Yalınay, son zamanlarda üzerinde birçok araștırma yapılan “bağırsak mikrobiyotası” ve hastalıklarla ilișkisi konusunda merak edilenleri paylaștı... Prof.Dr. Meltem Yalınay, TED Ankara Koleji ve Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanlık, Tıbbi Biyoloji ve Genetik doktora eğitimlerini tamamlamıștır. Moleküler Mikrobiyoloji ile ilgilenmektedir. Gazi Hastanesi Moleküler Mikrobiyoloji Laboratuvarı’nı yönetmektedir. Klimud Tanısal Moleküler Mikrobiyoloji Çalıșma Grubu Bașkanlığı’nı sürdürmektedir. Klinik Mikrobiyoloji alanında, bağırsak mikrobiyotası ve mikrobiyom analizleri ile kilo kontrolü ve sağlıklı yașam desteklenmesi üzerine çalıșmaktadır. 2007 yılında World Regression Institute’dan Klinik Regresyon Terapistliği uluslararası sertifikası ve düșünme terapisi üzerine eğitimler almıștır. Regresyon terapisi ve șema terapi teknikleri ile ilgili çalıșmalar yapmaktadır. Hala Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıșmakta ve uluslararası bir programda Klinik Psikoloji doktora eğitimini sürdürmektedir.

İ

nsan nasıl bir canlıdır?

Bizler, mikroorganizma denilen küçük canlılarla bir arada yaşamaktayız. Bizimle birlikte yaşayan bu küçük canlıların en ilgi çekeni, bağırsaklarımızda olan gruptur. Çünkü burada bulunanların sayıları toplamda bizim hücre sayımızdan daha çoktur ve vücut fonksiyonlarımıza etkileri çok dikkat çekicidir. Bu grup güncel olarak bağırsak mikrobiyotası olarak adlandırılmaktadır.

Bağırsak mikrobiyotamız bizi nasıl etkiler?

Bağırsaklarımızda yaşayan bu küçük canlı topluluğu, bireysel farklılıklar gösteren dinamik bir sistemdir. Doğumdan sonra bağırsaklarımıza hızla yerleşirler ve ilerleyen yaşlarda yaşam tarzı, antibiyotik kullanımı, anne sütü, beslenme şekli gibi çevresel faktörlerden de etkilenerek kişiye

252


özel mikrobiyota yapısını oluştururlar. Aslına bakarsanız, bizler bu kadar fazla mikroorganizma topluluğuyla birlikte bir büyük bir makroorganizma olarak düşünülebiliriz.

Peki, bu mikroorganizmalar sağlımızı nasıl etkiler?

Bağırsak mikrobiyotası sağlık ve hastalıkta insan için büyük önem taşımaktadır. Bağırsak mikrobiyotasının; vitamin sentezi, yağ asiti metabolizması, trigliserid metabolizması gibi normal vücut fonksiyonlarına çok önemli etkileri vardır. Bu bakterilerin bazı metabolizma ürünlerinin birçok metabolik hastalığa etkisi vardır. Günümüzün en önemli problemlerinden biri olan fazla kilo, bu küçük canlılardaki oran değişiklikleri ve onların kendi metabolizma ürünlerinin bizim vücut salgılarımızın ve organlarımızın çalışmasını etkilemeleri ile gerçekleşir. Nörotransmitter denilen salgılar yoluyla da bağırsak, beyin aksı üzerinden ruhsal durumumuz üzerine de önemli etkiler göstermektedir. Depresyon ve kaygı bozuklukları üzerine olan etkileri yapılan araştırmalarda bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Bağırsak mikrobiyotasının hastalıklarla ilişkisi nasıldır?

Bakteri oranları kişiden kişiye değişir. Üzerinde önemle durduğumuz, bağırsaktaki mikroorganizma topluluğunun analizi, aslında Hipokrat zamanından beri vurgulanmakta olan bir konu. Hipokrat’ın bir sözü var; “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.” diyor. Kanser süreçleri, yaşlanma, hipertansiyon, depresyon ve günümüzün önemli hastalıklarından bir tanesi olan obeziteye yol açan alt endokrin sebepleri oluşturan metabolik sendrom, tip 2 diyabet gibi hastalıkların aslında bağırsakta bulunan bakterilerin oranlarının değişikliği ile ilişkisi ortaya konmuştur. Üzerinde önemle çalışılan bir alan ve yapılan çalışmalar, bağırsak normal florasındaki popülasyondaki dengesizliklerin, kişide biraz önce bahsedilen hastalıklara çok ciddi zemin hazırlayabildiğini gösteriyor.

Bu dengesizlikler nasıl çözülebilir?

Bakteri oranlarının desteklenmesi üzerine yoğunlaşan probiyotik ve diyet desteği yaklaşımlarını heyecan verici buluyorum. Bağırsak florasına neyin iyi geleceğini öğrenip belirlemek, floranın prebiyotik ve probiyotiklerle desteklenmesi ve öncelikle sağlıklı flora oluşturmak kaydıyla sağlıklı yaşam koşulunu gerçekleştirmenin en güzel yaklaşım olduğuna inanıyorum. Probiyotik, seçilmiş bakterilerin belli konsantrasyonda hazırlanmasıyla oluşturulmuş formüllerdir. Prebiyotikler ise; bu bakterilerin çoğalmasını sağlayacak lifli bir takım preparatlardır. Bunlar, gıdalar yoluyla da doğal olarak alınabilir. Prebiyotik, bağırsakta öyle lifli alt bir zemin oluşturabilir ki, faydalı probiyotik bakterileri de çoğalır.

Doğru beslenme nasıl katkı sağlar?

Aslında doğada bu sistemlerin çoğu var. Gıdalardan; lahana, soğan, sarımsak gibi besinlerin olumlu katkısı ve bağırsaktaki mikrorganizmaları arttırıcı etkileri var ama doğru beslenmekte güçlük çektiğimiz için destek gerekiyor. Hücrelerimiz çoğalırken DNA’mız yoruluyor, DNA’nın korunmasının, kırıkların azalmasının nasıl sağlanacağı ve DNA tamir mekanizmaları üzerine çalışmalar yapılıyor. Bu anlamda, kanseri de engellemeye yarayan bazı kendini ispat etmiş gıdalar var; yeşil çay, brokoli, kırmızı şarap, domates, nar, kara lahana vs. Yani doğru ve dengeli beslenmek çok önemli... Elbette, ne yaparsak denge halinde yapmamız gerekiyor. Yapraklar koyulaştıkça antioksidan etkisi artar. Hücrelerimiz bölünürken veya hastalık sırasında mikroplarımız çoğalırken toksik oksijen radikaller oluşur, bu bir parçalanma ürünüdür. Oksijenin bize, sağlıklı hücrelerimize zarar verme potansiyeli olan bir formu. Antioksidanların bunları nötrleyici etkisi vardır. Bu gıdaları almaya devam etmek, korumayı sağlar. C vitamininin de böyle bir etkisi var. C vitamini, selenyum gibi bazı destekleri almak lazım sisteme. Normal sağlıklı bir sistem kendini iyileştirir. O yüzden dengeli beslenmenin sağlanması aslında çok yeterlidir.

Bu neye yarar?

Lifli besinler, sanki bir örtü gibi, bağırsakta iyi, güzel bakterilerin tutunmasını kolaylaştırır. Probiyotik bakterileri, insan yaşamına faydalı bakteriler olarak adlandırılabiliriz. Hatta biliyorsunuz, yoğurtlara katılmış halde olanları da var. Tabii kişisel farklılıklardan dolayı, kişinin bağırsaklarındaki bakterilerin hangisi az, hangisi çok bilmediğinizden, ne derece faydalı etki alabileceğimiz henüz net değil.

Hamilelikteki beslenme çocuğun florasını etkiler mi?

Hamilelik döneminde annenin yediğine içtiğine daha fazla özen göstermesi, bebek doğduktan sonra da buna dikkat etmesi, bebeğin bağırsak florasının düzgün şekilde oluşmasına büyük katkı sağlıyor. Ayrıca probiyotik desteğin yine bu dönemde başlamasının çok daha yararlı olacağı ve böylelikle sağlıklı bakterilerin bebeğin bağırsağına yerleşmesinin kolaylaşacağı bir gerçektir. Bu nedenle bütün bu bahsettiklerimizin özellikle hamilelerdeki önemi çok daha fazladır.

Kişinin mikroorganizma oranlarını tespit etmek, o kişiye yönelik tedaviyi de getirir mi?

Herkesin kendi genetik dizilimleri, vücudundaki bakterilerin oranı ve genel bağışıklık sistemi birbirinden farklıdır. Oysa biz hastalara bir sürü tedavi öneriyoruz, antibiyotikler veriyoruz ama artık tıbbın gittiği bir yön var, kişisel tıp. Adım adım gidilen nokta, kişiyi deşifre etmek ve ona uygun beslenmek, ilaç önermek. Öyle görünüyor ki, önümüzdeki on yıl içerisinde bağırsak mikrobiyota analizi yaparak, bağırsaktaki bakterilerin oranını görebileceğiz ve bağırsak florasıyla kişinin hangi hastalıklara maruz kalma olasılığı olduğunu tahmin ederek, birçok hastalığın gidişatı hakkında bilgi sahibi olabileceğiz. Bunun tedaviye katkısına gelince, bu oranlar belirlendiğinde bakteriler üzerinde oynayarak kişiye nasıl destek verebileceğimizi, ön tanıyı kuvvetlendirecek şekilde, bu profilin ne gibi hastalıklara yol açabileceğini saptayabileceğiz.

Bu konularda sizin yaptığınız çalışmalar nelerdir?

Uzun zamandır, bahsettiğimiz bağırsak mikrobiyotası üzerine yoğun bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Tamamladığımız projelerle metabolik sendrom dediğimiz insülin direnci ve kilo artışı ile devam eden klinik durumların, bu mikroorganizma oranlarındaki değişikliklerle ilişkili olduğunu ortaya koyduk. Özel belirlenmiş mikroorganizmalara yönelik genetik analizlerle belirlediğimiz bu oranlar, tamamen kişiye özeldir. Bu test sonuçları doğrultusunda da yine kişiye özel diyet modelleri oluşturmak üzerine çalışıyoruz. Kişiye özel bağırsak mikrobiyota analizi ve bu doğrultudaki kişiye özel diyetler ve mutlak koşulda metabolizmayı hızlandırabilecek bir spor programı ile hazırladığımız paket program aldığımız ilk sonuçlara göre bizi de çok tatmin eden bir başarıya ulaşmış durumda. Bu programda önerdiğim spor; kangoo jumps. Bu spor, özel ayakkabılarla saatte ortalama 800 kalori yakılmasına olanak veren ve eklemleri destekleyen çok eğlenceli bir spor. Ancak kardiyo esaslı bir spor da bu kilo kontrol sürecinin içine dahil edilebilir. Uygulamada popülarite kazanan bazı diyet programlarının vücudumuza olumsuz etkileri ne yazık ki oldukça fazladır. Bu şekilde hazırlanan kilo kontrol programı ise bilimsel bir zemine oturmakta ve öncelikle sağlıklı yaşam koşulunu destekleyerek, sağlıklı kilo verme ve kilo koruma sürecini oluşturabilmektedir. Tıbbın günümüzde geldiği noktada nihai hedef; kişiye özel tıptır. Güncel yaklaşım, kişinin profilini ortaya koyup, kişisel tanı ve kişisel tedaviyi uygulayabilmektir. Hazırladığımız bu kilo kontrol programında tamamen kişiye özel diyet modelleri oluşturarak, kişinin duygusal durumunu da göz önüne alarak gerekli desteklerin devreye sokulması ve bütün bu sürecini iş birliği içinde yürütülüp başarılı bir sonuç alınması kilo kontrol veya kilo koruma amacında olan kişilere de, bizlere de mutluluk vermektedir. 

253


davet

Avrupa’nın En Büyük Estetik Merkezi Ankara’da Kozmetik ve sağlıklı yaşam alanlarında Çukurambar’da hizmet veren ESSİ Güzellik Akademi’nin açılış etkinliklerine, birçok sektörden başarılı iş kadınları ve önemli isimler katıldı.

GİNA MORET

TOBB Kadın Komisyonu İcra Kurulu Başkanı Serpil Polat ile ödüllü kadın girişimci Göknur Atalay’ın açılışını gerçekleştirdiği davetin konuklar arasında, ESSİ’nin Türkiye’deki ilk kurucusu ve isim hakkı sahibi Zübeyde Nacar ile dünya çapında estetik uzmanı Brezilyalı Dr. Gina Moret de vardı. Dr. Moret, Çukurambar’daki merkezde; uzmanı olduğu ameliyatsız cilt gerdirme tekniği olan, Queen Terapi tekniği ile birlikte, estetik alanda dünyadaki son uygulamaları aktardı. Queen Terapi, üstün hedefli ultrason teknolojisiyle sadece bir seansta cildi germek için kullanılan bir terapi yöntemi olarak biliniyor.. 

ELİF ÖZTAȘ, ESRA YÜCEL, ZÜBEYDE NACAR, SEVGİ ȘAHİN, GİNA MORET

254



davet

Düğün Gibi Kına Emir Akçay ile Mihrimah Tepe, yurt dışında yapacakları nikah öncesinde görkemli bir kına gecesi düzenledi. Ankara cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Aysel Akçay ve Servet Akçay çiftinin oğulları Emir Akçay ile Meral ve Ertuğrul Tepe çiftinin kızları Mihrimah Tepe’nin kına gecesi Bilkent Otel’de düzenlendi. Gecede Fatih Ürek sahne alırken, dans şovları da yapıldı. Ankara cemiyet hayatından ve İstanbul’dan da çok sayıda tanınan ismin katıldığı kına gecesi son derece renkli görüntülere sahne oldu. Canan İmer, İnci Gazioğlu, Emine Ersan, Meral Yazıcı, Merih Turan, Neşe Sert, Canan Göztepe, Düriye Arseven, Zeynep Köksalan, Nadire İçkale gibi isimler katıldı. Emir Akçay ile Mihrimah Tepe’nin konukları gece boyunca doyasıya eğlendi. Çiftin kınasını Gönül Aydın yaktı. Kına töreninin ardından davul ekibi sahne aldı. Geçtiğimiz yıl nişanlanan genç çiftin düğünü yazın bir Yunan adasında gerçekleşeceğinden; Mihrimah Tepe, gecenin sonunda gelinliğini giyerek, düğüne katılamayacak dostlarının da görmesini sağladı. 

EMİR AKÇAY, MİHRİMAH TEPE

Yurt dıșında gerçekleșecek düğün öncesinde gerçekleștirilen “Kına Gecesi”nde Mihrimah Tepe üç kez kostüm değiștirdi. MİHRİMAH TEPE

MİHRİMAH TEPE



davet

AYLİN ÖZAL

258

GÜLSÜN GÜRAL, AYSUN BÖLÜNMEZ

AYȘE YILDIZ

BETÜL AKMAN

Genç çiftin anne, babaları Aysel Servet Akçay ve Meral - Ertuğrul Tepe konuklarını kapıda karșıladılar ve gece boyunca örnek bir misafirperverlik sergilediler. SERVET - AYSEL AKÇAY

MİNE HACIALİOĞLU, BERNA KAHYAOĞLU

ASUMAN AKAR



davet

ZAFER KOZANOĞLU

NURAY FENERCİOĞLU

BERİL ORAL, MİNE ÇEKİNMEZ

CANAN GÖZTEPE

MERAL YAZICI

İstanbul cemiyet hayatının ünlü isimlerini de bir araya getiren gecede Nuray Fenercioğlu kırmızı kıyafetiyle davetin en șık hanımları arasındaydı. İNCİ GAZİOĞLU, CANAN İMEL

HANDE SEZER PEKCAN


SAĞAK DEMİREZEN

ESRA DORA, ARZU ÇAĞATAY

ÖZGE İÇKALE

GÜLCE AYDIN

NAZ AYDIN

Naz ve Gülce Aydın kardeșler davette çok sade ve siyah renk kıyafetler tercih ederek her zamanki gibi zarafetleriyle göz doldurdular. EMİNE ERSAN

MAHSUSE DURU, AYȘE DURU


davet

BERİL YILMAZEL

ELA GÜRBÜZ

ȘULE CİZRELİ, BETÜL ILGAR

FİGEN KIRAL

SEMRA GÜLMÜȘ

Kına Gecesi için pırıltılı bir kıyafet seçen Ela Gürbüz, güleryüzlü tavırlarıyla herkesi kendine hayran bıraktı. BANU KORKUT

HÜLYA TOPÇUOĞLU

MERVE ÖTÜK



davet

NİHAL AKBABA

AYLİN ERBİLGİN

GÜLSEVEN YILMAZ

SERMİN AKGÜL, ESİN GÜLER

ZEHRA ÇELİK

Aylin Erbilgin, gecede giydiği pudra rengi kıyafetiyle yine özgün durușunu sergiledi. GÖZDE GEZ YILMAZ

CEREN KILAVUZ

FUNDA ESEN


CANSU KARATAȘ

HAYRİYE SUNGUR, YEȘİM HATTAT

AYȘE KAPLAN

BERİL AKÇAY

Los Angeles’te yașayan damat Emir Akçay’ın ablası Beril Akçay gecede iki kez kostüm değiștirirken giydiği beyaz kıyafetiyle masal prenseslerini andırıyordu. BELİZ BÜYÜKHANLI

BERİL ÇAVUȘOĞLU

BERRAK GÜZELOĞLU


Dr. Adnan Kaya

Polikistik Over Sendromu (PKOS)

advertorial

PKOS, aylık düzenli yumurtlamalar olmadığı için menstrüel siklusların düzensiz olduğu ve androjen (erkeklik hormonu) düzeylerinin yükseldiği bir tablodur. Kadınların %5-10’unda görülür. Yüksek androjen düzeyleri, yüz ve vücut kıllarında artıș, akne ve ince saç teli olușumuna neden olur. Bazı PKOS’lu kadınlar așırı kiloludur. Bu kadınlarda diyabet gelișme olasılığı yüksek olup, düzensiz ve geç adet görme nedeniyle rahim kanserine yakalanma riski de yüksektir. Bunlarda düzenli ovulasyon (yumurtlama) olmadığı için gebe kalmaları zorlașmakta ve tedavi gerekmektedir.


P

KOS BELİRTİLERİ: Başlıca şikayetler, menstruasyonların seyrek olması veya olmaması, vücut kıllarında anormal artış, saç kaybı, akne, kilo alma ve gebe kalmada zorluk. Belirtiler genelde puberte (ergenlik) döneminde başlar. Bunlarda insülin salgısında düzensizlik ve insülin direnci oluşur. Sonuçta tip-2 diyabet gelişme riski söz konusudur. PKOS olgularında, obezite ve diyabet nedeniyle koroner kalp hastalığı olasılığı yükselir, uyku apnesi sık görülür.

PKOS TANISI: Tanı için tek ve net bir test yoktur. Şikayetler

(düzensiz adet, kıllanma artışı, obezite, akne, infertilite), yüksek androjen düzeyleri tespiti ve ultrasonda polikistik görünümde overlerin varlığı tanı koymada yardımcı olur. FSH, Prolaktin, TSH kan testleri ve adet gecikmesi varsa gebelik testi yapılmalıdır.

TEDAVİ: PKOS tedavisi, infertilite varlığına yani gebelik

isteğine göre değişir. Asıl şikayet gebe kalamamak değilse, doğum kontrol hapları ile adetlerin düzene sokulması, metformin içeren insülin hassaslaştırıcıların kullanılması, yaşam şekli değişikliği ve özellikle kilo verilmesi başlıca tedavi yollarıdır. İnfertilite (gebe kalamamak) söz konusu olduğunda ise, yumurtlamaları tekrar sağlamak ana tedavi amacıdır. Bunda da kilo verilmesi önem arz eder, çünkü zayıf hastalar tedaviye daha iyi cevap vermektedir. Klomifen içeren yumurtalıkları güçlendiren ilaç kullanımı ile PKOS olgularının %80’inde ovulasyon sağlanır ve bunların %50’si gebe kalır. Klomifenle ovulasyon olmaz ya da gebelik elde edilemezse, sonraki adımda gonadotropin (FSH hormonu) içeren iğnelerle PKOS olgularının hemen hemen tamamı yumurta üretir ve bunların %60’ı gebe kalır. Başarısızlık durumunda ise aşılama veya tüp bebek tedavileri son seçeneklerdir. PKOS olgularında tek neden yumurtlama olmaması ise basit tedavilerle gebelik elde edilmekte, tüplerin tıkanıklığı, endometriozis ya da sperm problemleri gibi ek infertilite faktörleri varlığında ise aşılama ve tüp bebek uygulamaları gerekmektedir.

Adres: Akay Caddesi Büklüm Sokak No:4

444 7 259

Tel: 0312 416 50 50


davet

Koldaş Yeni Yüzüyle Tunalı’da Başarılı Estetisyen Özgür Koldaş Tunalı’daki yeni kliniğine taşındı. Yeni kliniği daha büyük ve ferah bulan misafirler beğenilerini dile getirdi. Özel mimarisiyle oldukça dikkat çeken Koldaş Estetik Kliniği’nin yeni yerine güzelliğine önem veren herkesi davet eden Özgür Koldaş, kliniğin büyümesiyle birlikte çok daha fazla kişiye hizmet verebileceklerini vurguladı. . 

ÖZGÜR KOLDAȘ


davet

Keifi’de Ayhan Sicimoğlu Çay ve çayın 1001 keyfinin buluştuğu Keifi, ‘Keifi’de Keyifli Buluşmalar’da ünlü müzisyen, gezgin ve gurme Ayhan Sicimoğlu’nu ağırladı.

ȘENOL KASIM, AYHAN SİCİMOĞLU

Ankara’nın ünlü simalarının katıldığı ‘Keifi’de Keyifli Buluşmalar’ın hemen öncesinde Keifi Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şenol Kasım ve Ayhan Sicimoğlu basın mensuplarıyla bir araya gelerek Keifi ve çay hakkında bilgiler verdi. Etkinlikte Ayhan Sicimoğlu’nun Keifi için hazırladığı çay basın mensuplarına ve misafirlere ikram edildi. Yemekte yeşil çay içmenin önemini ve yararlarını Japonya’ya yaptığı bir gezi sırasında keşfettiğini belirterek sunumuna başlayan Ayhan Sicimoğlu, Keifi’ye ilk kez Ankara’da verdiği bir konser sırasında geldiğini ve ilk gelişinde atmosferin kendisinde hayranlık uyandırdığını söyledi. 


açılış

Sağlıklı Gülümsemenin Yeni Adresi Perladent Ağız ve Diş Sağlığı Kliniği yoğun katılımın gerçekleştiği şık bir açılış ile konuklarını ağırladı.

İSMAİL HAKKI GÜNAL, CAM BAYKAN

270

DİLEK TOZLU

SİRET UYANIK

CEREN CAN

Son teknoloji ekipmanlar ile donatılan klinikte ağız ve diş sağlığında uygulanması gereken yöntemler ile ilgili olarak konuklara bilgi verildi. Diş Hekimi İsmail Hakkı Günal “Konuklarımızın sağlığı bizler için çok önemli. Bu yüzden hijyen her klinikte olduğu gibi bizde de ilk sırada. Ferah bir klinik olması için özen gösterdik. Perladent Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği olarak öncelikle nitelikli hizmet anlayışımızla bizi tercih edenlerin kendilerini rahat hissedebilecekleri, dişçi koltuğuna güvenle oturabilecekleri bir klinik olmayı hedefliyoruz” dedi. Ankara iş ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin de katıldığı davette konuklar, diş sağlığı ile ilgili sorularını da uzmanlara sorma imkanına sahip oldu. 

IȘIN KURȘAKLIOĞLU

BARAN YAZICI


İSMAİL - PERİHAN ERSAN

AYHAN SEFA

NAZLI, ERDEM MUHARREMOĞLU

MELTEM AȘKİN

BERİL ÇAVUȘOĞLU

BURÇİN ÜLGENER


açılış

ZEYNEP KALYONCU

BELKIS GEÇİCİ, ATALAY BAKAR

ASLIHAN KARTAL

Ankara iș ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerinin de katıldığı davette konuklar, diș sağlığı ile ilgili sorularını da uzmanlara sorma imkanına sahip oldu. CANSU ALTINOK

AHMET - ZAFER ÇAVUȘOĞLU


BARIȘ GÜRSOY, SEVİN AYDIN

ÖZGÜL AKGÜL

DENİZ DEMİRYÜREK

KUTLU TAMAY

DOĞUKAN YILMAZ, NESLİHAN KAYA

AYLA GÖRGÜLÜ

273


deco trend

Spor ve Şık Ankara Çayyolu’nda bir villa projemiz var bu ay sizler için... İki çocuklu bir aile için tasarladığımız bu üç katlı villanın tüm iç mimari projesini üstlendik. Aile fertlerinin istekleri ve hayalleri doğrultusunda; spor ama șık bir tarzda ilerlenmesine karar verdik en bașında.

274


Şömine çevresindeki bronz kahve tonlarındaki mermer, gold detayları destekledi..

Salondan bir başka açı...


deco trend

Salondan bir başka açı daha...

Ebeveyn banyosu


Ebeveyn yatak odası tv cephesi

Genç odası çatı katında kurgulandı


deco trend

Bebek odası

Gri ve mavi tonlarını, ahşap kaplama mobilyalar ve parkelerle sıcaklaştırıp ‘’ev gibi ev’’ kavramını yakalamaya çalıştık. Ara ara kullandığımız gold detaylarsa ışıltıyı mekana dahil etmek içindi. Birçok konut projemizde aydınlık mekanlar yaratmak, hep ilk kaygılarımızdan biri olmuştur... Bu evde ebeveyn yatak odasındaki siyah duvar, hem radikal hem de karanlık bir seçim olmasına rağmen; aydınlığı daha da vurguladı. Genel olarak bir dil birliğine sahip olan salon ve odalardaki tema, ne yaparsanız yapın çocuk odalarında başkalaşır. Tıpkı bu evde olduğu gibi... Çatı katındaki genç odası modern ve çok daha sportif oldu. Ailenin yeni üyesi için hazırladığımız oda ise, renkli ve eğlenceli...

Biz yine sevdik :) Sizlere de sevdiğiniz mekanlarda yaşayacağınız günler dileriz.

Tasarım: Esin CANKILIÇ PRO_FİT NEȘET GÜNE Profit Neşet Güne İnş.Dek.San.Tic.Ltd.Şti. www.profitnesetgune.com


Şehirde güzel bir gün geçirmeye ne dersiniz? O gün yapmanız gereken en zor seçim masajınızı 60 dakika mı yoksa 90 dakika mı alacağınız olabilir. Hilton Istanbul Bomonti Hotel & Conference Center 85’i süit 829 odası, Hilton Worldwide tarafından verilen 2014 EMEA Yılın Şef i Ödülünün sahibi şef imizin lezzetleriyle The Globe restoranı, 34. katında eşsiz şehir manzarasına hakim, yaratıcı kokteylleriyle sizi şaşırtacak ve Sushi Lounge’unda gece boyunca enfes suşiler tadabileceğiniz Cloud 34 barı, açık ve kapalı yüzme havuzları ve 3.300 m2’lik Avrupa’nın en büyük eforeaTM Spa’sı ile sizi bekliyor.


davet

Klasik Ve Modern Sergi Bir Arada Başkent’in başarılı galerileri arasında yer alan Galeri Maya şık bir sergiye ev sahipliği yaptı. Birçok sanatçının eserlerinin yer aldığı sergiye Başkent’in sanat hayatından çok sayıda isim katıldı. Davete katılan konuklar, eserleri yakından inceleme imkanı bulup eserler ile ilgili merak ettikleri tüm soruları sordular. Renkli geçen etkinliğin ev sahipliğini ise Nilay Dinçer üstlendi. 

280

NİLAY DİNÇER

CANAN CAMLICA, MELİS UZUNOĞLU


sergi

Muhteşem Sergi ZEYNEP BORA, RÜVEYDA DURMAZ

Cemiyet hayatının önde gelen isimlerinden Zehra Çelik, Kav Sanat Galerisi’nde özel bir sergi açtı. Zehra Çelik’in birbirinden eşsiz eserlerini sergilediği etkinliğe, cemiyet hayatının önde gelen isimleri katıldı. Konuklar, Zehra Çelik’in eserlerini satın aldı. Zehra Hanım, kokteyl eşliğinde sanat severlerle uzun uzun sohbet etti. 

ZEHRA - AYSAN ÇELİK

ZÜHAL GÜÇTEKİN, MERAL GÖZGÜ

SİBEL ERSOY


CEREN ÖZCAN, NEȘE ÜÇER

Sanat Sevgisini Canlı Tutmak Anküsev Sanat Galerisi’nde gerçekleștirilen ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği “Karma Sergi” ressamlarından Neșe Üçer ve Ceren Özcan ile sanata ve serginin içeriğine dair bir sohbet gerçekleștirdik...

K

arma Sergi”den biraz bahsedebilir misiniz?

Neşe: 51 yıllık sanat hayatımın 22 yılını aynı zamanda ders vererek geçirdim. Yaklaşık 10 yıldır da aralarına yeni yeteneklerin de katıldığı sevgi ve sabırla çalıştığım grubumuza yağlı boya, akrilik, desen ve sulu boya dersleri vermekteyim. Sanat grubumuzun yıl içinde ürettikleri eserleri sanatseverlerin beğenisine sunmak istedik. Öğrencilerime

her zaman, resim yapmanın %80’inin teknik, %20’sinin ise sadece yetenek olduğu bilgisini vermeye çalıştım. Öğrenilen resim teknikleri ve derslerle resim sanatına gönül vermiş herkesin doğru resim yapabileceğine inanıyorum. Bu sergideki yüze yakın yağlı boya ve akrilik çalışmalar da bunun bir göstergesidir. Yetenekli sanat grubunun karma sergisine ev sahipliği yapan ANKÜSEV Sanat Galerisi’ne ve Yöneticisi Nuray Akça’ya da desteklerinden dolayı teşekkür ederiz.


Eserlerin temaları nelerden yola çıkılarak neler üzerine kurulu? Ceren: “Karma Sergi”ye ben dahil 8 arkadaşım katıldı, her birimizin eseri, kendi bakış açımızı, deneyimlerimizi ve ilgi duyduğumuz alanları yansıtıyor. Uzun çalışmalar neticesinde hangi alanda daha çok başarılı olunduysa o alana yoğunlaşıldı.

Sizin bu sergideki rolünüzden de bahseder misiniz?

Ankara’da sanata bundan önceki bakış açısıyla bugünkü bakış açısı arasında nasıl gelişmeler görüyorsunuz?

Neşe: Bir sanatçı olarak hem olumlu hem olumsuz gelişmeler gözlemliyorum. Sanat her dönemde çeşitli zorluklarla karşılaşmış olsa da her zaman güçlenerek insanlara ve yaşama yön vermeye devam etmiştir.

Ceren: Neşe Üçer’den ders almaya başlayalı 7 yıl oldu. Zaman içerisinde resim ve sanatın hayatımdaki yeri ve önemi arttıkça bu konudaki çalışmalarım da arttı. Bu yılın başında Neşe Üçer ile birlikte Anemon Sanat Atölyesi’ni kurduk ve yeni yerimizde sanat çalışmalarımıza başladık. Bu nedenle karma sergimizde hem katılımcı hem de organizasyon sahibi olarak yer aldım.

Sizce Ankaralıların en çok ilgisini çeken eserler ne tür eserler oluyor?

Bu serginin Ankara’da sanata neler kazandırdığını düşünüyorsunuz?

Sizin iletmek istediğiniz bir mesaj var mı sanat ve sanatçılar ile ilgili?

Neşe: Amacımız sanat sevgisini ayakta canlı tutabilmek. Bu tür sergilerin sanata yeni katılımcılar sağladığını düşündüğüm için çok fayda sağladığına inanıyorum. Ceren: Sergimizde çok özgün ve yaratıcı çalışmaları sanatseverler ile buluşturma fırsatı bulduk. Hem de katılımcılara kendilerini gösterme ve yeteneklerini sergileme fırsatı verilmiş oldu. Karma sergiler, gelecekte kişisel sergilerle Ankaralıları sanatseverler ile buluşturacak yeni yeteneklerin keşfedilmesi için önemli bir adımdır.

ZEYNEP İZOL

CEREN - MUSTAFA ÖZCAN

Ceren: Ankara, bir kültür başkenti olarak çok çeşitli sanatçı ve sanatsevere ev sahipliği yapıyor. Hem somut hem soyut çalışmalara ilgi gösterilse de, gerçekçi resimlere olan ilginin biraz daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.

Ceren: Anemon Sanat Atölyesi olarak, kadromuza sürekli eklenecek çok önemli sanatçılar ile beraber Ankara sanatına katkı sağlamaya ve yeni yeteneklerin keşfedilmesinde önemli rol oynamaya devam edeceğiz.

Sanatseverler sergiyi hangi tarihler arasında ziyaret edebilecekler? Ceren: Sergimiz 10 Haziran’a kadar ANKÜSEV’de ziyaretçilerin beğenisine sunulmaya devam edecek. Atölye çalışmaları ve yeni kurs kayıtlarımız Haziran ayı boyunca devam edecek. 

SERAP KALIN


davet

Tekeli’den Şık Sergi TMMOB İç Mimarlar Odası ve Koleksiyon Mobilya’nın uzun soluklu ortak çalışması “Koleksiyon / İç Mimarlar Odası İç Mimarları Ağırlıyor” sergilerinin ikincisinde TKL İÇ MİMARLIK / İsmet Tekeli Bürosu Proje Koleksiyon Ankara Merkezi’nde açıldı. Şık sergiye Başkent’in seçkin isimleri katıldı. Renkli görüntülerin yaşandığı etkinlikte hiçbir detay atlanmadı. Misafirlerin dikkatle incelediği eserlerin bulunduğu ve ev sahipliğini Tekeli’nin yaptığı davette konuklar keyifli dakikalar yaşadı.  EMRAH KAYMAK, HANDAN AKYOL

284

İSMET TEKELİ

FİLİZ CABBAR ECE

GAMZE ȘENBURSA

MERVE OKÇU


ÇETİN ÜNALIN, HANDAN AKYOL, İSMET TEKELİ, BÜLENT KUȘOĞLU, ALİ İNANDIM, MUHARREM TEKELİ

YEȘİM HATIRLI, ÇETİN ÜNALIN, CELAL ABDİ GÜZER

TURAN AYÇİÇEK, EBRU MİLAT, ASLI PERİNÇEK

Misafirlerin dikkatle incelediği eserlerin bulunduğu ve ev sahipliğini Tekeli’nin yaptığı davette konuklar keyifli dakikalar yașadı. İSMET TEKELİ, SEMRA - ABİDİN GÜLMÜȘ


sergi

Dedeman Sanatı Ağırlıyor İstanbul Levent Park Dedeman Otel’inde Rc Galeri ilk kişisel sergileriyle sanat severlerle buluştu. Gültekin SERBEST sergisi büyük bir beğeni topladı.” Dedeman sanatı da ağırlıyor” sloganıyla Dedeman gallery by Rc olarak İstanbul sanat hayatına merhaba dedi. İki kattan oluşan galerinin görselliği yanı sıra Dedeman Rc müzayedelere de ev sahipliği yapıyor. 2016’da İstanbul’da başlayan müzayedeler Zonguldak Dedeman’da ilk defa sanat severlerle buluştu. Rc Müzayede ve galeri tüm Anadolu’yu dolaşmayı planlıyor. 

286



Doç. Dr. Ali Titiz

KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI VE DALIȘ SPORU

G

ünümüzde teknolojinin gelişimi ile uzayda ya da okyanusların derinliklerinde yaşadığımız ortamdan farklı olan bu yerlerde teknik yardım ile adaptasyon sağlanabilmekte ve kişi dış ortamdan izole edilerek ortamın etkisinden korunabilmektedir. Astronotların, uçuş ya da denizaltı personelinin aksine dalış yapan kişi, bulunduğu ortamdan izole edilmiş ya da korunmuş değildir. Sadece bulunduğu ortama adapte olmaya çalışmakta ve dalış kurallarına uyarak ortamın fizyolojik etkilerinden korunmaya çalışmaktadır. Dalış, insan vücudunun su altındaki fonksiyonlarını ve bu çevreye olan cevabını direkt olarak etkilemektedir.

Dalma işlemi çoğu zaman masum bir işlem olarak görülse de kulak-burun-boğaz açısından zaman zaman istenmeyen durumlara yol açabilmektedir. Bu etkilerin oluşumunun açıklanmasında fizik kanunlarından “Boyle Yasası” önemli yer tutmaktadır. Bu fizik kanununa göre, sabit sıcaklık altında, gaz hacmi ile basınç arasında ters bir orantı vardır. Her ne kadar dalış sırasında regülatör aracılığıyla tüpten çevre basıncına eşit basınçta hava solunuyor olsa da, orta kulak, burun ve burun ile bağlantılı sinüsler gibi kapalı boşluklar için “Boyle Yasası” geçerliliğini korumaktadır. Dalış sırasındaki basınç değişikliğine bağlı olarak, hava içeren boşluklarda oluşan doku hasarı diğer bir adlandırma ile barotravma, dalış yapanların en sık karşılaştığı sağlık problemlerinden birini oluşturur. Bu problemler, kulak,

advertorial

Acıbadem Ankara Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları ve Baș Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Ali Titiz, yaz döneminin gelmesi ile daha çok ilgi gören dalıș sporunun sağlık üzerine etkilerini anlatıyor.


yüz veya boğaz ağrısı ve baş ağrısından büyük eklem ağrıları, paraliziler, koma ve ölüme kadar görülebilmektedir. Tabii ki bu hasarın oluşumunda kişinin yaşadığı ani basınç değişikliği ve bu basınç değişikliğine maruz kalma süresi belirleyici olmaktadır. Bu etkileri ayrı ayrı incelediğimiz zaman; dalışın kulak üzerine olan etkileri içerinde en basit olanı, uzun süre soğuk suda dalış yapılması ile dış kulak yolunun kemik bölümünde, yıllar içinde çok yavaş gelişen kemik büyümelerine (osteom, egzostos) rastlanabilmektedir. Bu kemik büyümeleri sıklıkla kulak kirinin zor temizlenmesi gibi şikayetlere neden olabileceği gibi, ileri vakalarda işitme kaybı da yapabilmekte ve cerrahi tedaviye ihtiyaç gösterebilmektedir. Normal olarak orta kulak boşluğu ile dış kulak yolundaki hava basıncı eşittir. Dalış sırasında veya yüzeye çıkışta orta kulak basıncını eşitlemenin tek yolu geniz ile orta kulak arasında yer alan östaki (eustachi) tüpü ile sağlanabilmektedir. Dalış sırasında bu tüpün ağzı kapalı kalır ve orta kulak basıncı artmaya başlar. Bu nedenle zaman zaman yükselip basınç eşitlemesi gerekebilir (yüzeye çıkışta orta kulak hava hacmi artar ve bu tüp açılarak

mukozasının hassas olması nedeni ile burun kanamaları da oluşabilir. Dalış yapan kişilerin kulak ile ilgili; dış kulak tıkanıklığı yapan buşon veya kemik kanal sorunları, kulak zarı çöküklüğü veya yırtıkları, orta kulak enfeksiyonu varlığı veya iç kulak hastalıklarına bağlı baş dönmesi sorunları veya burun ile ilgili; günlük hayatta burundan nefes alma sorunu yaratan burun orta bölümü kemik-kıkırdak eğriliği, burun içi konkalarda şişme, kronik sinüzit ve burun polibi gibi hastalıklarının önceden belirlenip medikal veya cerrahi tedavilerinin yapılması dalışın daha sağlıklı yapılmasına katkı sağlayacaktır. Dalış sırasında oluşabilecek bu tip sorunlar göz önünde bulundurulduğunda dalış yapan ve su altı sporları ile uğraşan kişilerin kulak burun boğaz açısından sağlıklı bireyler olmaları gerekliliği ortaya çıkmaktadır.

orta kulak basıncı eşitlenmiş olur). Bu durum göz önüne alındığında dalış sırasında var olan östaki tüpü bozuklukları veya ani gelişen basınç değişikliklerine bağlı, bu tüpün fonksiyon bozuklukları sonucu orta kulak içine kanama, kulak zarı yırtılmaları, iç kulağın etkilenmesi ile kalıcı sinirsel işitme kayıpları, geçici veya kalıcı baş dönmeleri görülebilir. Dalış sırasında etkilenen diğer bir bölge ise, burun ve burun boşluğu ile bağlantılı olan sinüs boşluklarıdır. Ani basınç değişikliğine bağlı olarak yine bu bölgelerde oluşan ödem (şişlik) ve sinüs içerine kanamalar, sinüslerin havalanmasının bozulmasına ve sinüs mukozalarının ürettiği sıvı ile sinüs boşluklarının dolmasına neden olur. Buna bağlı olarak çeşitli derecelerde baş ağrıları ve yüz ağrısı görülebilir. Yine burun

ANKARA


röportaj

Söz Müzik

KÜRȘAT BAȘAR Romanlarını okurken kendimizi o romanın bir kahramanı gibi hissettiren, müzikleriyle bașka dünyalara götüren Kürșat Bașar ile Next Level AVM’de Jazz Festivali kapsamında gerçekleștirilen keyifli konseri sonrası samimi bir röportaj gerçekleștirdik...

290


B

iraz bize jazz festivalinden bahsedebilir misiniz, neler düşünüyorsunuz Türk halkının jazz’a eğilimi konusunda?

Yıllar önce Türkiye’de jazz festivalinin ilk başladığı dönemi hatırlıyorum. O zamanlar İstanbul festivalinin içerisinde jazz vardı, bir de Bilsak Festivali düzenlemiştik. Onlara dünyadan sayılı isimleri getirmiştik. Bu o zaman bizim için çok büyük bir olaydı. Tabii zaman içerisinde artık neredeyse Türkiye’ye gelmeyen kalmadı, çok ünlü isimler geliyor. Çok değişti artık Türkiye’nin yapısı ve halkın da büyük bir ilgisi olduğunu düşünüyorum artık… Her ne kadar ilgisizmiş gibi görünseler de jazz konserlerinde yer bulunamıyor, çok zor gidilebiliniyor.

için yazı benim bütün hayatımı oluşturan bir şey… Müzik ise çocuklukluğumdan beri benimle gelen ama profesyonel olarak çok geç başladığım bir olay… O, benim için hem hayalimin gerçekleşmesi hem de beni strese sokan bir iş oldu. Çünkü daha fazla çalışmam gerekti.

Peki bu tempoda kendinize nasıl zaman ayırıyorsunuz? Aslında yaptığım işlerin hepsi sevdiğim işler olduğu için, hepsini kendime zaman ayırmak gibi görüyorum. Arkadaşlarımla oturup müzik konuştuğum zaman, prova yaptığımız zaman ya da yeni bir albüm hazırlarken aslında bir yandan da eğleniyorum. Bunların içerisinde çok mutlu olduğum için kendime ayrıca bir vakit ayırmaya çalışmıyorum.

Onun dışında tam Amerikan jazzı diyemeyeceğim ama o türe benzer müzik yapan birçok grup ve sanatçı geliyor. Onlar da festival dışında başka yerlerde çıkıyorlar. Ankara festivalinin en önemli özelliği; 20.yılını doldurmuş olması, bu çok büyük bir başarı. Çünkü bu tür festivallerin sayısı dünyada artık gittikçe azalıyor. Bugün artık çok az festival bir şehir ile anılıyor. Aslında Ankara’nın buna bence daha fazla önem vermesi gerekiyor. Özellikle Ankaralı iş adamlarının önem vermesi lazım. Çünkü dünyanın birçok kentinde muhakkak onlar da gidiyorlardır ve bilirler ki; bu tür festivaller kentin değerini arttırır, özellikle de turistler açısından. Jazz ve klasik müzik festivalleri önemsizmiş gibi dursa da, aslında tüm dünyada çok ciddi bir potansiyeldir.

Sinema sektörüne yönelmeyi düşünüyor musunuz hiç? Malum, bu aralar sinema sektörü çok popüler olmaya başladı ve önemli bir ivme kazandı. Bu yönde bir proje gelse bununla ilgili düşünceleriniz neler olur?

Yazarlık kariyerinizin yanında bir de müzik var, kendinizi hangisiyle daha iyi ifade ettiğinizi düşünüyorsunuz?

Son kitabım bu hafta çıktı, “Hayal” adında, benim anılarımdan oluşuyor; kitaplarımı yazarken neler yaşadığımı anlattığım bir kitap… Yeni bir romana da hemen başladım ama o ne zaman biter bilmiyorum. Belki önümüzdeki yaz yeni bir albüm çalışmasına gireceğiz, onun ön hazırlıkları da başladı. 

Benim esas işim yazarlık, çok eski yıllardan beri bununla uğraştım. Ayrıca onun dışında gazetecilik ve editörlük de yaptığım

Ben birkaç dizide konuk oyuncu olarak oynadım, birkaç dizi senaryosunun başlangıçlarında da yazar olarak bulundum ama tabii zor bir iş ve çok vakit alan bir iş. Benim esas işlerimden biri değil oyunculuk ama belki yine yazı grubunda veya bana çok uygun bir rol olursa düşünebilirim.

Son çıkan kitabınızdan bahseder misiniz bize biraz? Ve tabii sıradaki projeler ne zaman gelecek biraz tüyo alalım…


R A L A B A B

Ü N Ü G ÖZEL

292


Babalar Günü dolayısıyla, bașarılarıyla adlarından sıkça söz ettiren, hepsi önemli birer iș adamı olan isimlerle, hayatlarındaki en büyük mutluluk kaynakları olan çocuklarından ve kendilerinin bugünlere gelmesini sağlayan değerli babalarından bahsettiğimiz keyifli röportajları sizlere özel dosyamızda sunuyoruz... Çocukları için en büyük güç olan tüm babaların Babalar Günü’nü kutluyoruz...


BEYMEN Kravat 395.00

PRADA EYEWEAR Gözlük 950.00

BEYMEN Ceket 649.00

NETWORK Gömlek 189.00

NETWORK Ceket 839.00

alışveriş

PRADA EYEWEAR Gözlük 670.00

LUFIAN T-shirt 99.00

UĞUR SAAT ROLEX

MANGO Kravat 89.99

KİĞILI Pantolon 159.00

UĞUR SAAT CARTIER

En büyük dayanağınız, arkanızdaki en büyük güç babalarınızın șıklıklarına șıklık katacak hediye önerilerini sizler için derledik...

294

HOTIC Çanta 399.00

HOTIC Ayakkabı 399.00

BEYMEN Kol Düğmesi 365.00

HUGO BOSS Cüzdan 408.00

HOTIC Ayakkabı 249.00

LUFIAN Şort 139.99


DAMAT Takım Elbise 1.125,00

BEYMEN Kravat 78.00

BEYMEN Kol Düğmesi 525.00

KOTON Gömlek 59.00

BEYMEN Pantolon 249.00

BEYMEN Kol Düğmesi 525.00 UĞUR SAAT ROLEX

MANGO Pantolon 149.99

NETWORK Şort 209.00

BEYMEN Evrak Çantası 4,340

PRADA EYEWEAR Gözlük 810.00

HOTIC Ayakkabı 349.00

MAX&CO Kemer 219.00

BOSS Cüzdan-Anahtarlık 344.00

HOTIC Ayakkabı 249


babalar günü

Asıl Olan Sonsuz Anne Baba Sevgisi Endemol Shine Türkiye CEO’su, Paramparça ve Kördüğüm dizilerinin, Big Brother’ın yapımcısı Hakan Eren Babalar Günü röportajımızda çocuklarını ve babasını anlatıyor...

296


N

e zaman baba oldunuz ve baba olduğunuzda neler hissettiniz?

11 Nisan 2014’te Nisan Naz adında bir kızım, Ömer adında bir oğlum oldu. Şu anda 2 yaşındalar. Baba olmak tarif edilemez bir duygu. Çocuklarımı ilk gördüğüm, onlara ilk dokunduğum anı unutamıyorum. Bu mutluluğun, heyecanın tarifi yok.

Kördüğüm’de Belçim Bilgin’in canlandırdığı ana karakterin adı Naz, Kış Güneşi’nde Aslı Enver’in oynadığı karakterin adı da Nisan. Onların ismini verdiğim zaman işteyken de yanımdalarmış gibi hissediyorum. Yeni sezonda yapacağım dizideki erkek karaktere de Ömer adını vereceğim. Kendimce yöntemler geliştirdim yani.

Babanızın size karşı sergilediği davranışlarla, sizin çocuklarınıza karşı sergilediğiniz tutumlar benzer mi?

Benzediği yerler tabii ki var. Hayatımızdaki en büyük rol model babalarımız oluyor genelde. Ben babamı 13 yaşındayken kaybettim, hayatımda hep bunun eksikliğini yaşadım. Bu, insanı daha olgun ve daha güçlü yapıyor bir noktada. Ama itiraf etmek gerekirse ben, babam kadar iyi bir baba olmayı becerebiliyor muyum çok emin değilim. Herkesin babası kendine özeldir, benim babam da herkes tarafından sevilen, sayılan özel bir insandı. Hayatta olmasını çok arzu ederdim.

Çocuk gelişimi konusunda örnek aldığınız birileri ya da okuduğunuz kitaplar oldu mu?

Kimseyi örnek almıyoruz açıkçası, eşim bir sürü kitap okuyor. Mutlu ve sağlıklı bir ortamda büyümeleri için tüm önlemleri almaya çalışıyoruz. Doğumdan önce eğitimlere falan gittik ama bana sorarsanız asıl olan her zaman sonsuz anne baba sevgisi...

Size “iyi ki baba olmuşum” dedirten bir anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Zaten düzenli bir hayatımız vardı ama çocuklarım olduktan sonra eşimle beraber bütün planlarımızı onların düzenlerine göre yapmaya başladık. Uyku saatleri, yemek saatleri her şeylerine çok özen gösteriyoruz. Örneğin, ben gece programım olsa bile her akşam saat sekizde evde olmaya çalışıyorum ki uyku saatlerinde yanlarında olabileyim. Bir karar verirken önce onları, geleceklerini düşünüyoruz. İlk işimiz, oturmakta olduğumuz rezidans tipi daireden bahçeli müstakil bir eve taşınmak oldu ki gönüllerince doğanın ve bahçenin tadını çıkarabilsinler. Evimizin bir bölümü inanın ana okulu gibi...

Baba olmanın zor yanları var mı sizce?

Çocuklarınız sizin en büyük sorumluluğunuz oluyor. Bir çocuğu büyütmek, yetiştirmek çok büyük özveri ve sorumluluk. Bu konuda aslında aslan payı da anneye düşünüyor. Eşimin hakkını ödeyemem, benim bir ise onun en az benim on katım hakkı vardır çocuklarımızın gelişimde. Annelerin hakkı ödenmez. Baba olmanın zorluğu da hem annenin hem de çocukların hayatını garantiye alacak adımları atabilmek, bunu yaparken de onları ihmal etmemek, zaman ayırabilmek, sevgi ve huzur ortamı sağlayabilmek. Kolay değil yani...

Nasıl bir baba figürü çizdiğinizi düşünüyorsunuz?

Medya insanları yoğun çalışan insanlardır, gece gündüzümüz yoktur pek. Elimden geldiğince iyi bir baba olmaya çalışıyorum. Gönül istiyor ki, daha fazla zaman geçirebileyim çocuklarımla ama işimin el verdiği ölçüde sınırlanıyor ister istemez... Yapımcısı olduğum dizilerde hep çocuklarımdan bir şeyler olsun istiyorum. Mesela

Hayatta genç sayılabilecek yaşta her türlü ticari başarıyı yaşamış, özel hayatında da mutluluğu yakalamış, eşim ile yaptığım aşk evliliğini aynı sevgi ve saygı çerçevesinde sürdürebilen bir insan olarak çocuk sahibi olmaktan daha çok mutlu olduğum ve bana hayat sevinci veren başka bir şey olmadı, hatta fazlasını hayal dahi edemiyorum. Çocuklarınızın baba diyerek size sarıldıkları, size ilk baba dedikleri anın hayatta başka bir yerde karşılığı yok. Çocuklarım üç aşağı beş yukarı bir buçuk yaşlarındalardı, bir gün oturduğumuz evin parkında oynadıktan sonra eve dönmüşlerdi ve kızım bahçeden koparttığı papatyayı annesiyle bana verdi. Ömür boyu saklayacağım karşılığı olmayan bir anıdır benim için... Karşılıksız masum sevginin çok basit tarifidir.


babalar günü

En İyi Dostum, Kahramanım Babam BESA Grup’un 3’üncü kușak temsilcisi, genç ișadamı Efe Bezci, babası ATO Bașkanı Salih Bezci’yi anlattı. Gitgide babasına benzemenin kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Efe Bezci, “Hem özel hayatta, hem de ticari konularda babama mutlaka danıșır, fikirlerini alırım. Hayattaki güvencem babam en iyi dostum” diyor.

298


B

abanızı bize anlatır mısınız? Hangi kelimelerle tarif edebilirsiniz onu?

Babam Salih Bezci benim kahramanım, yaşamımın her alanındaki rol modelim. Küçükken hep babam gibi güçlü olmak, onun gibi yürümek, konuşmak isterdim. Şimdi baktığımda, öne çıkan birçok özelliğimi babamdan aldığımı görüyorum. Meslek seçiminde bile babamın izinden giderek mimarlığı tercih ettim. İkimiz de çok koyu Beşiktaş taraftarıyız. Neredeyse her maçını takip eder, uygun olduğumuzda maçları izlemeye birlikte gideriz. Hatta son şampiyonluğumuzu da beraber kutladık. Hobilerimiz de birbirine benziyor. Denize olan tutkum, teknelere karşı ilgim de babamdan geçti diyebilirim. Babam da ben de hayvanlara çok düşkünüz. Gitgide babama benziyor olmak beni çok mutlu ediyor.

Sizin babanızla iletişiminiz nasıl?

Babamla arkadaş gibiyiz. Hem özel hayatta, hem de ticari konularda babama mutlaka danışır, fikirlerini alırım. Babam en iyi dostlarımdan biridir. Babam benim hayattaki güvencem. Onun hep arkamda olduğunu bilmek bile beni rahatlatıyor, ayaklarımı yere daha sağlam basmamı sağlıyor.

İş hayatına babanızdan öğrendiğiniz hangi nasihatlarla atıldınız? Bu kadar güçlü, başarılı ve ayakları yere sağlam basan bir iş adamı olmanızda babanızın rolü ne oldu?

Babam bizi; “Ne iş yaparsan doğrusunu yap, zarar etsen bile” anlayışıyla büyüttü. Bu nasihati hiç aklımdan çıkarmıyorum. Hep dürüstlükten yana olmak, kaliteli iş üretmekten vazgeçmemek gerektiğini ben babamdan öğrendim. Yaklaşık 50 yıl önce kurulan ve Ankara’nın modernleşmesi konusunda ciddi katkıları olan BESA Grup’un geleceğini şu an birlikte kurguluyoruz. Babamın birikimi ve benim dinamizmim birleşti. İleriye dönük planlarımızı da bu birleşimin heyecanıyla hayata geçiriyoruz.

Babanıza aldığınız en farklı hediye neydi?

Önümüzdeki Babalar Günü’nde babam hayatının hediyesine kavuşacak inşallah. O yüzden sorunuzun cevabını da önümüzdeki Babalar Günü’nde vereceğim.

Başarılı bir iş adamı olan babanızın başarısının temelinde neler yatıyordu sizce? Babamın belli bir deneyime ve konuma ulaşmasına karşın, vazgeçemediği özellikleri var. Bunların başında, güne çok erken başlamak geliyor. Erkenden kalkar, işinin başına da çok erken saatlerde gider. Gençlik dönemlerinden kalma bir alışkanlık olduğunu söyler hep. Vaktini boş geçirmeyi hiç sevmez. Hep üretmeli, tüm yenilikleri hayata geçirmelidir.

Sizce bir babayı en çok ne mutlu eder?

Babaların beklentileri evlatlarının başarıları ve vefaları. Babalarımızın da annelerimizin de üzerimizde çok emekleri var. Bizler evlatları olarak onları mutlu ederek, keyifli zaman geçirmelerini sağlayarak emeklerinin karşılığını verebilirz. Elbette kendi adında bir torunu olması da babaları çok mutlu eder.


babalar günü

Çocuğunuza Gerçek Sevgi ve Özgüveni Verin Kutup A.Ș. Kurucusu ve Yönetim Kurulu Bașkanı Erhan Kızılmeșe, Babalar Günü röportajımızda baba olmanın hayatında yașadığı en mutluluk veren duygu olduğunu ifade ediyor...

300


N

e zaman baba oldunuz ,baba olduğunuzda neler hissettiniz?

1993 yılında baba oldum. Oğlumun doğumuyla tanıştığım fakat tarifini bir türlü yapamadığım inanılmaz bir duygu.

Baba olduktan sonra hayatınızda neler değişti?

En başta önceliklerim ve hissettiğim sorumluluklar değişti. Farkında bile olmadan iş ve sosyal hayatımın akışını ona göre programlamaya başladım. Çünkü doğumu itibari ile onun sevgisi, mutluluğu, sağlığı her şeyden önemli oldu.

Baba olmanın zor yanları var mı?

Benim kafamdaki babanın tanımı; şefkatle kucaklamak, çözümleyici olmak, eşitlik bilincinde olmak, korumak, kollamak, onun için her şeyi göze alabilmek, mücadele edip vazgeçmemek demektir. Balzac’ın Goriot Baba’sı beni çok etkilemiştir. Tabii yaşamın akışı içinde sizi rol model olarak gören çocuğunuza, her şeyi doğru olduğuna inandığınız şekilde ve dozda aktarabilmek oldukça hassas bir denge... Bana göre en önemli konulardan biri de, çocuğunuza gerçek sevgiyi ve özgüveni verebilmek. Özgüven, onun dünyanın neresinde olursa olsun, gerektiğinde tek başına ayakta kalmasını sağlar.

Nasıl bir baba figürü çizdiğinizi düşünüyorsunuz?

Aslında bu soruyu Süperman’e yani oğluma sormanız daha doğru olurdu...

Babanızın size karşı sergilediği davranışlarla sizin çocuğunuza karşı sergilediğiniz tutumlar benzer mi?

Mutlaka... Tabii ki fiziksel ve sosyal şartlar bizim zamanımızdaki gibi değil. Bizler her anlamda değişime ve gelişime mümkün olduğunca uyum sağlamaya çalışıyoruz. Babalarımızın oluşturduğu baba modelinin toplumsal ve etik değerleri, çocuklarımızla iletişimimizde en önemli ve özel rehberimiz oluyor.

Çocuğunuzun gelişimi konusunda örnek aldığınız birileri ya da okuduğunuz kitaplar oldu mu?

Bu konuda özellikle iyi bir gözlemci, dostlarımın tecrübelerine iyi bir dinleyici ve iyi bir okuyucu olmaya gayret ediyorum. Eşim ve ben sevginin gücüne inananlardan olduğumuz için oğlum küçükken ailece bir karar aldık ve yavru bir Alman kurdunu oğlumuzun sorumluluğunda, ailemize kattık. Adı: ICE... Ice, artık 13 yaşında ve hepimizle ayrı ayrı çok özel paylaşımları var. Şayet koşullar elveriyorsa, her çocuk bu sevgi ve sorumluluk duygusunu deneyimlemeli.

Size ‘’iyi ki baba olmuşum’’ dedirten bir anınızı bizimle paylaşır mısınız ?

Benim için oğlumu ilk kucağıma aldığım günden beri onunla geçirdiğim her anım, her sohbetim ve her paylaşımım birbirinden değerli. Benim en yakın dostum. Daha önce de söylediğim gibi o, benim Süperman’im Bu ay doğum günü. İyi ki doğmuş, iyi ki benim oğlum olmuş...


babalar günü

Babalık En Büyük Sorumluluk Özgül Holding Yönetim Kurulu Bașkanı Ömer Faruk Özgül, baba olmanın getirdiği sorumlulukları anlatıyor...

302


B

abanızı bize anlatmanızı istersek hangi kelimelerle tarif edebilirsiniz? Babam; Türkiye’nin tuğlalarından biriydi. Evlatları için adanmış bir hayattı onunki... Yaşadığı sürece prensiplerinden hiç taviz vermedi. Dürüstlüğü esnetilemezdi. İyi insandı.

Sizin babanız ile iletişiminiz nasıldı ?

Yakındık, birbirimize sınırsız güvenirdik. Zaten güvenin %99’u olmaz. Rahat konuşurduk. Aradaki saygı hiçbir zaman suni olmadı. İçten gelen saygıydı.

İş hayatına babanızdan öğrendiğiniz hangi nasihatlerle atıldınız, bu kadar güçlü, başarılı ve ayakları yere sağlam basan bir iş adamı olmanızda babanızın rolü ne oldu ?

Eğer başarı endeksi söz konusu ise, rahatlıkla ifade etmek isterim ki; babam benden daha başarılıydı. Çünkü; benim başarı kriterimde mutlu ederek mutlu olmak var. Çocuklarımı; babamın beni mutlu ettiği kadar mutlu edebileceğimden, benim babamla gurur duyduğum kadar çocuklarımın benimle gurur duyabileceğinden emin değilim. Babamın tek ilkesi vardı: İyilik. Açıklarsam; iyi insandı, iyi vatanseverdi, iyi çalışırdı ve daima iyilik düşünürdü. Adalet ve hakkaniyet birlikte olmadan olmaz, derdi. Prensipli olmak ve şartlara göre değişmemeyi daima vurgulardı.

Babanıza aldığınız en farklı hediye neydi ?

5 yıllık memuriyet sonunda kendisine çalıştığı kurumun hediye ettiği, altın madalyonu bizim öğrencilik dönemimizde satmak zorunda kaldığını yıllar sonra tesadüfle öğrendim. Çalıştığı kurumla temasa geçtim. Artık madalyon verme uygulamasının kalkmasına rağmen genel müdürün talimatıyla bizzat kendisi tarafından babam davet edildi ve verildi. Çok mutlu olmuştu.

Çocuklarınızla iletişiminiz babanızla sizinkine benziyor mu, baba olmak nasıl bir duygu ? Babamla ilişkime benziyor ama benimkiler biraz daha özgür. Çocuklar benim akciğerlerim gibidir. Onlarsız nefes alamam. Babalık; en büyük sorumluluktur.

Sizce bir babayı en çok ne mutlu eder ? Çocuklarının ve eşinin mutluluğu.

Yoğun iş temponuzda çocuklarınıza ve ailenize yeterli zamanı ayırabiliyor musunuz ? Her fırsatta. Ama yine de kendilerine yetmediğini söylüyorlar.


davet

Sağlıkta“Güven” Çok Önemli Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü renkli bir festival ile “Bahara Merhaba” dedi. BANU KÜÇÜKEL

304

NÜKHET EZBERCİ

BÜLENT YILDIZ, CEREN TOPAÇLIOĞLU

Festivale katılan davetliler, kurulan aktivite alanlarında Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü’nün uzman hekimleri tarafından sağlıklı yaşam önerileri ile bilgilendirildi. Konuklar The LifeCo Ankara Güven’de hazırlanan özel detoks, sağlıklı yaşam ve Raw Food ile ilgili seminerleri ilgiyle dinledi. Güven Hastanesi’nin başarılı kadrosundan oluşan Güven Türk Sanat Müziği, Türk Halk Müziği ve Med-Rock grupları da konserleriyle bu eğlenceli festivalde müzik dolu bir gün yaşattı. Çocuklar için güvenli ve renkli alanların kurulduğu festivalde minik ziyaretçiler yeşil alanın tadını doyasıya çıkarttı. Özgürce oynayabildikleri alanların yanı sıra rengarenk baskılar yapan ve çocuk yogası ile rahatlayan çocuklar temiz havada eğlenme şansına sahip oldu. 

ERSİN - GÖZDE EROĞLU


DÜNYANIN EN İYİ İŞİNİ YAPIYORSUNUZ AMA BUNU KİM BİLİYOR?

ARTIK HERKES BİLECEK.

MEDIA • EVENTS • COMMUNICATIONS bilgi@magpr.com.tr - www.magpr.com.tr


davet

ALP ÖNYÖRÜ

GÜNCE TAȘPINAR

ENDER SEVGİ GÜLTEKİN

Güven Çayyolu Sağlık Kampüsü, “Bahara Merhaba” partisinde seçkin isimleri ağırladı. AYSUN BİLGİCİ UYSAL, EYLEM - MUSTAFA ȘAHİN


Sağlıklı yașam kompleksi olarak konumlandırılan kampüste renkli birçok etkinlik Ankaralılar ile buluștu.


röportaj

Dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen Rixos Oteller zincirinin sağlık turizmiyle öne çıkan ve Eskișehir’in ilk termal 5 yıldızlı oteli olan Rixos Thermal Eskișehir’in ayrıcalıklarını ve sağlığımıza verdiği değeri otelin Genel Müdürü Kerem Canarslanlar’dan dinliyoruz... 308


O

kurlarımızın genel bir bilgiye sahip olması amacıyla Rixos Eskişehir Otel’in ne zaman, kim tarafından kurulduğunu kısaca aktarabilir misiniz bizlere?

Rixos Hotels, 15 yıl önce dünya markası olma yolunda hızla ilerleme hedefi ile yola çıkan bir otel zinciri ve şu an 10 ülkede 27 tesisiyle ve yaklaşık 10 bin çalışanıyla hizmet vermektedir. Uluslararası standartlarda ve Türk gelenek göreneklerine de bağlı kalarak geçmiş ile bugünü harmanlayarak yenilikçi bir misafir ağırlama yöntemi geliştirmiştir. Rixos Thermal Eskişehir otelimiz ise gruba, Haziran 2014 tarihinde katıldı.

Sizin yollarınız ne zaman ve nasıl kesişti?

18 yıllık meslek hayatımın 12 yılını turizm otelcilik sektöründe çeşitli görevlerde, dokuz yılını da önemli markalarda otel genel müdürü olarak geçirdim. Termal turzim alanında edindiğim tecrübemi paylaşmak üzere, Rixos Thermal Eskişehir’de 2015 yılı Temmuz ayında göreve başladım. Aynı zamanda Eskişehirli olmamdan dolayı da, Rixos Thermal Eskişehir‘de çalışma heyecanım daha da arttı.

Otelinizi rakiplerinden farklı kılan sosyal olanaklarınız ve hizmetleriniz nelerdir?

Otelimizin en önemli farklılığı Eskişehir’in ilk termal 5 yıldızlı oteli olmasıdır. Konuklarımıza 2.500 m2 alanda, tamamen kendi markamız olan Anjana Spa Merkezi’mizde, her türlü Termal Spa & Wellness hizmetlerini sunmaktayız.

2016 yılının başından itibaren otelinize olan ilgiden memnun musunuz?

Bilindiği üzere özellikle 2016 yılı Türk turizmi için zorluklarla dolu bir yıl oluyor. Tabii ki sektör içerisinde yaşanan birtakım sıkıntılar da bazı noktalarda bizi olumsuz etkilemektedir. Ancak, bu durum aynı zamanda bizler için yeni fırsatlar da doğurmaktadır. Otelimizin yeni ve Eskişehir’deki ilk termal otel olması nedeniyle ve Rixos markasının bilinirliliğinin katkısı ile bölgede en fazla tercih edilen otel konumundadır. Özellikle hafta sonları şehir dışından gelen misafirleri ağırlamaktayız.

Çoğunlukla kimler tarafından tercih ediliyorsunuz?

Otelimiz daha çok termal tatil amaçlı aile ve genç çiftler tarafından tercih edilmektedir. Hem Eskişehir yerelinden hem de Türkiye genelinden farklı ihtiyaçlara ve farklı kesimlere hitap edebilmek için yeni projeler üretiyoruz. Toplantı ve organizasyon paketleri, sağlık paketleri ve konaklama paketlerimizi geliştirerek ve genişleterek ürün çeşitliliğimizi artırıyoruz.

Yabancı turistin ilgisi nasıl?

Genel olarak iş amacıyla Eskişehir’e seyahat eden yabancı misafirlerimizi ağırlamaktayız. Hedefimiz, sağlıklı yaşama önem veren ve ülkemizi bunun için tercih eden yabancı turistlerin de ilgisini çekecek yeni projeler ve ürünler oluşturarak misafir profilinin genişlemesini sağlamaktır.

Genel olarak Eskişehir otellerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Getirilmesi gereken yenilikler, değiştirilmesi gereken yönler neler sizce? Eskişehir, şehir otelciliğinin ön planda tutulduğu bir anlayışa

sahip olması nedeniyle mevcut durumu, gelecekte gelişmesi mümkün olan bir yapıya sahiptir. Eskişehir’de M.Ö. 200’lü yıllardan günümüze gelen kaplıca - termal turizminin yeni yatırımlar ve projelerle geliştirilmesi ve termal turizme yönelinmesi Eskişehir’in otelcilik anlayışının gelecekle buluşması açısından sağlıklı olacaktır. Rekabetin fiyat odaklı değil, hizmet standartlarının iyileştirilmesi üzerine kurgulanması beraberinde daha doğru bir tanıtım ve pazarlama stratejisini ortaya çıkaracak ve Eskişehir otelciliğinin daha üst seviyelere gelmesini sağlayacaktır.

Yakın dönem plan ve projelerinizden bahseder misiniz?

Rixos Thermal Eskişehir olarak çeşitli toplantı ve organizasyonlar için uzman bir banket ve grup satış ekibi oluşturduk. Böylece çeşitli büyüklük ve konulardaki taleplere özel ve daha etkili çözümler üretebiliyoruz. Etkinlik ve organizasyon planlamaları sırasında uzman ekibimiz, müşterimizin tüm beklentilerini kusursuz yerine getirmek üzere tüm departmanlarla koordineli bir şekilde çalışma yürütüyor. Misafirlerimizin taleplerine göre özel olarak hazırladığımız ve sunduğumuz ayrıcalıklar ve paket alternatifleri mevcut. Üstün hizmet kalitesini sürdürmek adına her geçen gün yeni projeler üretmeye devam ediyoruz. Bunun yanı sıra, termal tesis olmamızın avantajlarını kullanmak için sağlık turizmine yönelik çalışmalarımız mevcut.

Türkiye’deki otelcilik anlayışını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki otelcilik anlayışı özellikle son yıllarda kendisini çok geliştirmiş durumda. Tatil otelciliğinden, kış turizmine, kültür turizminden spor turizmine, kongre turizminden sağlık turizmine kadar geniş bir yelpaze içerisinde çeşitlilik sunan bir ülkeyiz. Özellikle Türk misafirperverliğini ön planda tutan hizmet sunma yaklaşımımız bizi pek çok ülkeden ayırıyor ve misafirlerimizi etkiliyor.

Eskişehir’deki turizm sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha fazla geliştirmek için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Markamızın ciddi anlamda bir bilinirliği var. Bu bilinirlik içerisinde Eskişehir’deki tesisimizin termal olgusunun iyi işlenmesi gerekiyor. Bu da sağlık turizminden geçiyor. Eskişehir’deki en iyi hastanelerle iş birliği içerisindeyiz. Yakın zamanda gelen her misafirimize tesise girmeden önce checkup hediye edeceğiz. Misafirimiz gerekli sağlık kontrollerinden geçtikten sonra, nasıl bir yol izleyeceğimize karar vereceğiz. Yakın zamanda bu uygulama devreye girecek. Bizi diğer termal otellerden ayıran en önemli özellik bu. Bunun dışında detox, yoga, pilates ve zindelik kamplarımız başladı. Kim olursanız olun sağlığınız çok kıymetli, Rixos Thermal Eskişehir ailesi olarak buna ışık tutuyoruz.

Siz, başarınızı nelere borçlusunuz?

Hayatımda olmazsa olmazlarım arasında spor hep ilk sırada yer aldı. Disiplin, özverili çalışma, iş takibi, yeni projeler üretmek, var olan projeleri geliştirmek ve amaçlarım doğrultusunda doğru adımlar atmak bugüne gelmemdeki en büyük etmenler.

309


davet

Festivalin Tüm Renkleri Podyum’da Next Level, 20. Uluslararası Ankara Caz Festivali konserlerinde göstermiş olduğu misafirperverlikten ötürü müzik severlerden tam not aldı. Bu yıl da ücretsiz olarak ziyaretçilerini ağırlayan Next Level AVM, Ankara’nın kültür ve sanat hayatına katkılarından ötürü büyük beğeni topladı.

KÜRȘAT BAȘAR

1996 yılında kurulan Caz Derneği’nin 20. Kez düzenlediği Uluslararası Ankara Caz Festivali, birbirinden ünlü isimleri Ankaralılar ile buluşturdu. Altı konsere ücretsiz olarak ev sahipliği yapan Next Level AVM, Kürşat Başar ve Orkestrası’ndan Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars’a ,Dilek Sert Erdoğan & Aydın Kaya’dan Kerem Görsev Vocal Jazz Project feat Elif Çağlar’a,Türk Armoni Yıldızları Orkestrası’ndan Goran Bregovic Wedding & Funeral Band’a birçok ünlü isim ile birlikte cazın tüm renklerini Next Level Podyum’a taşıdı. 


AYDIN KAHYA KEREM GÖRSEV & TİRO

20. Uluslararası Ankara Caz Festivali renkli görüntülere ev sahipliği yaptı

DİLEK SERT AYHAN SİCİMOĞLU

GORAN BREGOVIC


açılış

BURCU BUCAK, SİNAN AYGÜN, ORBAY - NAZLI DEMİR

Köroğlu İşkembecisi Yeni Şubesiyle Çayyolu’nda 1988’den beri değişmeyen lezzetleriyle Ankaralıların vazgeçilmez adresi olan Köroğlu İşkembecisi dördüncü şubesini Çayyolu Dora Park Villaları’nda hizmete açtı. Açılışın ev sahipliğini Orbay-Nazlı Gür Demir çiftinin üstlendiği davete Sinan Aygün, Mustafa-Nevin Büyükhanlı ve Ömer Büyükhanlı, gibi önemli isimler katıldı. Köroğlu Caddesi’nde başladığı serüvenine Çayyolu’ndaki yeni şubesiyle devam eden Köroğlu İşkembecisi’nin Sahibi Orbay Demir konuşmasında ‘’Bugün dördüncü şubemizle hizmet vermeye başladık. Şehir dışındaki ilk şubemiz olan Bodrum’dan sonra hedefimiz, İstanbul’a da şube açmak’’ dedi. Osmanlı mutfağı, ızgara çeşitleri, sulu yemekler çorba çeşitleri ve zeytinyağlı açık büfesiyle hizmet veren Köroğlu İşkembecisi’nin açılış davetinde konuklar birbirinden özel lezzetleri deneme şansı buldu. 

312

NEVİN - MUSTAFA BÜYÜKHANLI


OSMAN KARAGÖZ

HÜLYA - MURAT AKMAN

GÜLCE AYDIN

RUKEN YİĞİT

Köroğlu İșkembecisi’nin açılıș davetinde konuklar birbirinden özel lezzetleri deneme șansı buldu. CEREN - ÖZGÜR CAN

GÜLNUR AKTAN


kelebek

Yaz Gibi Yaz Olsun! E Hoş Geldinnnn!!! En dinç mevsimsin ama çok kısa ömürlüsün sevgili yaz. Gözümüzü açıp kapıyoruz, bir bakıyoruz Eylül gelmiș. Laf aramızda, ben sonbahar sevdalısıyım lakin senin sıcaklığını, samimiyetini, ıșığını hiçbir șeye değișmem. Tatil için hazırlıklar bașlamıșken sizler için hazırladığım ipuçları dilerim aklınızın bir köșesinde kalır. Bahardan kalma, yaza alıștırma olan Haziran ne iyi ettin de geldin!

No Logo Eyewear Plaj çantasının içinde olmazsa olmazımızdır güneş gözlüğümüz. Sizlere bu ay yeni keşfettiğim İtalyan No Logo güneş gözlüklerini tavsiye etmek istiyorum. Hem hafif hem de modern görünüşü ile yanınızdan ayırmayacağınız çeşit çeşit modelleri ile tam bir gökkuşağı koleksiyonu yaratmışlar.

314

Kayya Bags KAYYA’nın ilk koleksiyonu olan Anatolia, deri ve deri işçiliğinde köklü bir tarihe sahip olarak kendini dünyaya kanıtlamış bir medeniyetten ilham alınarak oluşturulmuştur. Bu anlamda, her ürünün ismi farklı şehirlerin ilk isimlerinden gelmektedir. Ankuva - Ankara, Marde - Mardin, Adalia - Antalya gibi… KAYYA’nın bir Türk markasını dünyaya sunma hedefinde; en iyi ustaların el işçiliği ile yüksek kaliteli derilerin tercih edilmesi ve minimalist tarzda ürünler tasarlayıp üretmesi yer almaktadır. Bu özel çantalara Vakkorama’da ulaşabilirsiniz.


Miss Beanie Kışın keşfettiğim bir bere markası ama bir baktım, yeni sezon için harika şapkalar tasarlamışlar. Hemen sizlere bu haberi duyurmak istedim tabii. Feminen ve asi bir duruşu içinde barındıran tasarımları özgür ruhlu kadınların tercihi olmaya aday.

MAISHA PEOP LE by Mendi Arditi Instagram’ın beni alıp dünyanın dört bir köşesinde gezdirmesi, benim için hayal ettiğim gerçeklere görsel olarak el atmak demek. Hayat bir ilham kaynağı ise; sevdiği işi gönülden ve aşkla yapan kişiler baş tacımız. Mendi de bu tasarımcılardan bir tanesi. Onun hikayesi, eşi ile çıktığı bir Afrika seyahatinde başlamış. Doğal taşları kullanarak eşsiz tasarımlara peri dokunuşu ile hayat veriyor.

Fashionary Bayılarak takip ettiğim bir instagram hesabı. Fotoğrafların sahiplerini kullandıklarında etiketledikleri için de bana tam anlamıyla ilham kaynağı olan bu hesap, modanın görsel şovunu sosyal platformda çok iyi yönlendiren bir aracı.

Master And Dynamic Master & Dynamic, New York merkezli, yaratıcılığa ve sese tutkuyla bağlı bir premium kulaklık markası. Marka, yaratıcı zihinler için ses araçları üretmekte öncü diyebilirim; kulaklıklarını modern birer düşünme aracı olarak görüyor. Siz de tatilde kendinizi dünyaya kapatıp müzik ile var olmak isterseniz bu markayı seçmenizi tavsiye ederim.

Norma Swimwear Norma ürünlerinin her biri farklı bir tarzı ve zerafeti anlatıyor adeta... Tüm kumaşlar, aksesuarlar ve kemerler, mayo ve bikiniler için özel olarak üretilmiş. Plajlarda baş döndürücü bir yaza hazır mısınız?

Now Or Never Design Now or Never ürünlerini ipek bir pantolon veya Jean ile stiletto veya spor ayakkabıyla kombinleyebilir, günün her saati giyebilirsiniz. Bu marka adeta hayattan keyif almasını bilen, iyi giyinen, seyahat etmeyi seven, yeni şeyler öğrenmeye açık, bakımlı kişilerin tercih edeceği ürünlerle dolu diyebilirim.


Mehmet Yalçın

Y

aldem Tekstil’in kendisine yüklediği misyon nedir?

Yaldem Tekstil olarak öncelikli amacımız; moda dünyasında değişik tarzlarıyla ve koleksiyonlarıyla tanınan Vitali Ricci, Vakko, Bottega ve Sarar Interview markalarını aile sıcaklığındaki mağazamızın çatısı altında bir araya getirerek giyinmeyi seven, tarzını arayan ve kendini şık görmek isteyen tüm moda severler ile buluşturmak...

Hedefimiz; uygun kıyafet uygun kişi. Amacımız; markalarımızı modayı takip eden ve giyinmeyi seven kişilerle buluşturarak bir sonraki seferde daha şık olanı ve devamlılığı sağlamak. Nereden giyiniyorsunuz sorusundaki gizemli sözcük, bizim için “Yaldem Tekstil Oran Sarar Mağazası”. Bu mağaza yaklaşık on beş yıldır hizmet veren bir mağaza. Ankara’da giyinmeyi seven herkesin bildiği bir mağaza olan Oran Sarar Mağazası, erkek giyimindeki otuz yılı aşkın süredir edindiği deneyimleri kendini özel hisseden erkeklere sunmaktadır.

advertorial

Uygun Kișiye Uygun Kıyafet


Güzellik evrenseldir ve güzel giyinmek, şık olmak, aynayı başkalarına da çevirmek bizim görevimiz.

Moda sizin için ne ifade ediyor?

Bizim için moda, insanın kendine yakıştırdığı her şeydir. Günümüzde uyumsuzluk belki daha ön planda olabilir ama kıyısından köşesinden mutlaka bir ahenk bütünlüğü fışkırmaktadır.

Yaldem Tekstil’in çizgileri kimlere hitap ediyor?

Müşteri portföyümüzü bürokrasiden, iş hayatı ve sanat camiasından kişiler oluşturmakla birlikte kapımız herkese sonuna kadar güleryüzlülükle açıktır.

Ürünlerinizi ne tür parçalar oluşturuyor?

Ürünlerimiz ve koleksiyonlarımız on beş günde bir değişmekte olup müşterilerimize sürekli değişik alternatifler sunmaktayız.

Turan Güneș Bulvarı No: 132/A-B Çankaya / Ankara

T: 0312 490 06 06


davet

Evlilik Provası Sinem Tavşan ile Mustafa Buğra Ersoy Sheraton Otel’de evlilik provası olan nişan törenlerini renkli bir kutlamayla gerçekleştirdiler. Şan İskender’in kurucularından Merhum Oğuz Tavşan ve Çiğdem Tavşan’ın kızları Doktor Sinem Tavşan ile Ersoy Eczanesi sahipleri Aygün Ersoy ve Recai Ersoy’un oğulları Mustafa Buğra Ersoy evliliğe ilk adımlarını Sheraton Hotel’de düzenlenen nişan yemeği ile attılar.  DOĞAN - EMİNE TAVȘAN

318

MUSTAFA ERSOY, SİNEM TAVȘAN

DUYGU TAVȘAN

GÜLPERİ - YÜKSEL TAVȘAN


haber

Sağlık İçin Hareket Et Acıbadem Ankara Hastanesi 10 Mayıs “Dünya Sağlık İçin Hareket Et Günü”ne dikkat çekmek için Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nural Aydın ve uzman fizyoterapistler eşliğinde, misafirlerine “Medikal Pilates Etkinliği” gerçekleştirdi. Sağlık için düzenli olarak spor yapılmasının önemini vurgulayan Acıbadem Ankara Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Nural Aydın; günlük uygulanması gereken esneme egzersizleri hakkında detaylı bilgi verdi. Mevcut olan fiziksel ağrıları kaldırmaya yönelik uygulanan Medikal Pilates, boyun fıtığı, bel fıtığı, skolyoz gibi boyun ve omurga rahatsızlıkları gibi duruş bozukluklarının ortadan kaldırılmasına destek oluyor. Kişiye özel uygulanan Medikal Pilates’te bireylerin şikayetleri değerlendirildikten sonra ağrıları azaltmaya yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Kas gücü ve esnekliğini arttırmanın yanı sıra fiziksel kuvveti de destekleyen Medikal Pilates, hamilelik döneminde de anne adaylarının en çok tercih ettiği spor çalışmalarının başında yer alıyor.

CBL Ankara Şampiyonu Başkent’te bu yıl ilk kez düzenlenen CBL Ankara Kurumlararası Basketbol Ligi’nde TC Merkez Bankası yenilmezlik unvanını koruyarak şampiyon oldu. CBL Ankara Kurumlararası Basketbol Ligi’nde TC Merkez Bankası final maçında Roketsan’ı 56-42 yenerek 2015-2016 sezonunda şampiyonluk ipini göğüsledi. Oynadığı 12 maçta yenilgi yüzü görmeden CBL Ankara’nın ilk şampiyonu olan TC Merkez Bankası’nda Mutlu Gazel final maçının “En Değerli Oyucusu” seçildi. Bu maç öncesinde oynanan karşılaşmada rakibi Türk Telekom’u 70-47’lik skorla mağlup eden Güven Hastanesi ise 2015-206 sezonunu üçüncü olarak tamamladı.

Fenomen İkili Hayranları İle Buluştu Youtube Türkiye en çok izlenenler listesinin ikinci sırasında yer alan ve “Oha Diyorum” kanalı ile bir milyona aşkın aboneleri bulunan Fırat Sobutay ve Okaner Ertuğrul Next Level’da hayranları ile buluştu. Ankaralı hayranlarının saatler öncesinden sabırsızlıkla bekledikleri sempatik ikili etkinlikte hem eğlendi hem eğlendirdi. Büyük ilgi karşısında çok mutlu olan ikili bol bol fotoğraf çektirip imza dağıtarak hayranları ile renkli bir hafta sonu geçirme fırsatı buldu.


davet

Aşıklar Şehri Paris’te Balayı Cosmic Creative reklam ajansında görev alan Uğur Nasratdinler ile Mali Müşavirlik ofisinde görev yapan Kıvılcım Palancı, rüya gibi bir düğünle hayatlarını birleştirdi. Sekiz yıl önce üniversite sıralarında tanışan genç ikili geçtiğimiz Mayıs ayında evlenme kararı alarak evlilik yolundaki ilk adımlarını attılar. Geçtiğimiz günlerde ise, Akman Rönesans’ta düğünlerini gerçekleştiren genç ikilinin mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Keyifli düğün törenine çiftin yakın arkadaşları katıldı. İkili, düğünlerinin ardından balayı adresleri olan aşıklar şehri Paris’e uçtu. 

KIVILCIM PALANCI, UĞUR NASRATDİNLER

320

TURGAY- NİLGÜN NASRATDİNLER, SONA - ERCAN PALANCI


haber

Bahara Mutlu İmza Geçtiğimiz ay Wishes Garden’da 450 kişinin katılımıyla gerçekleşen düğün töreni bahar coşkusu içinde keyifli anlara sahne oldu. Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü mezunu Aslı Emrali ile Başkent Üniversitesi mezunu İhracat Yöneticisi Ahmet Murat Öztürk TED Ankara Koleji sıralarında başlayan hikayelerine düğün törenleriyle mutlu sonu yazdılar. Geçtiğimiz yıl nişanlanan çift renkli düğün töreninin ardından balayı adresleri olan Kıbrıs’a uçtu.

Unutulmaz Lezzetler Mavi Tuna’da Mavi Tuna muhteşem dekorasyonunda dünya mutfağı lezztlerini sunuyor. Yöresel serpme kahvaltı ve Türk mutfağına özgü tüm lezzetler, benzersiz sunumları ile sizleri muhteşem bir deneyime davet ediyor. Ramazan menümüz ve tasavvuf müziğimiz ile hizmetinizdeyiz.

Süper Kahramanlar Artık Size Daha Yakın Tüm dünyanın hayranlık duyduğu süper kahramanlar Ankara’da artık size çok daha yakın. Ankara’da Tunalı Hilmi Caddesi’nde hizmet veren ‘Oturabi’, 2014 yılından beri bu sektörde yer almaktadır. İngilizce öğretmeni olan mağazanın sahibi Hande Kozok, süper kahramanlara duyduğu hayranlık nedeni ile ‘Oturabi’ mağazasını açarak sektördeki sayılı kadın girişimcilerden biri olmuştur. Hande Kozok, hobisini ticari bir girişime dönüştürerek, koleksiyonerliğinin yanında, ticari faaliyetini de yürütmektedir ve bu sayede Ankara’da süper kahramanlarla ilgili koleksiyon mağazası açığını bir nebze kapatmak için adım atmıştır. Bütün dünyada geçmiş yıllara olan özlem ve süper kahramanlara olan ilginin hızla artması, bu sektöre olan ilgiyi daha ileri bir boyuta taşımıştır. Hayatın birçok alanında kullanılabilen değişik ürünler 7’den 70’e farklı bir hayran kitlesi yaratmıştır. İnsanların hayal kahramanlarıyla kendilerini özdeşleştirmeleri, günlük hayatta kullandıkları ürünlerin de bu doğrultuda seçilmesine yol açmaktadır. Tunalı’nın nostaljik dokusu içinde yer alan mağazada Marvel, DC Comics, Star Wars ve diğer çizgi roman, film ve dizi kahramanlarının koleksiyonluk orijinal figürleri, hediyelik eşyaları, t-shirt ve sweatshirtleri satılmaktadır.


röportaj

Küçük Sahnelerin

Büyük Oyuncuları Bazen bir pirinç tanesinde Atatürk portresi, bazen bir deniz kabuğunda İstanbul manzarası, bazen de bir soda kapağında Kız Kulesi… Usta sanatçı Hasan Kale’nin eșsiz çalıșmalarına akla gelemeyecek kadar küçük materyaller sahne olurken; șehirler, insanlar, uygarlıklar ve daha birçok konu ilham kaynağı olabiliyor… 322


H

asan Kale’nin renklerle yolculuğunu kısaca dinleyebilir miyiz?

5 yaşında renklerle, fırça ve resimle tanışıp; tüm hayallerini ve hedeflerini yanına alarak bugünlere gelen sıradan bir birey ama yaptıkları ile sıra dışı... Zaman içinde hiçbir eğitim almadan kendimi geliştirmek için verdiğim mücadele aslında bir aşk... Bir tutku...

Mikro sanat yeteneği gerçekten çok özel bir yetenek... Bu yeteneğinizi ne zaman, nasıl keşfettiniz?

Tanrı bana iyi bir göz, iyi bir el ve bunları çalıştıracak kocaman bir yürek vermiş... Ben de bunun hakkını en iyi şekilde vermem gerektiğine inanıyorum. Bundan tam 20 yıl önce bir gece vakti, çalışmalar yaparken 1 mm ve birbirine değmeyen çizgiler çizebildiğimi gördüğüm an kafama takılan ne kadar küçük yapabilirim sorusuydu... İki yolum vardı; bir tanesi hiç bulaşmamak ve ömrümün sonuna kadar keşkelerle yaşamak, diğeri ise sonuna kadar gitmek... Sonuna kadar giderken galiba biraz abarttım ve karşınızdayım...

Mesleğinize sizi yönlendiren bir olay veya bir kişi oldu mu?

Çocukluğumdan bu yana sadece resimle ilgilendim... Daha doğrusu işin içinde renk, fırça ve resim olan her şeyle ilgilendim... Kendimi ifade edebildiğim yegane konuydu... Tepkilerim, duygularım, kaçışlarım her şey onun içindeydi... Gerçek bir işim olmadığı için tepkiler bile aldım... Sanki bu yaptıklarım gerçek iş değilmiş gibi... Beni son derece mutlu eden ve bana keyif veren sevdiğim bir işi yapmak önemliydi. Yüreğimin sesini dinledim ve sonuna kadar gideceğim...

Mikro çalışmalar yapmak size kendinizi nasıl hissettiriyor?

Mikro çalışmalar yapmak keyif veriyor... Çoğu insanın boş işler dedikleri, ne işe yarar dedikleri, kimsenin bilmediği bir konu... “Micro art” ile tanıştığım son 20 yıl onu anlatmaya çalıştım.. Mikro objeleri sanat kapsüllerine çevirirken ortaya çıkan farklılık ve farkındalık algı yaratıyor... İçinde kayboluyorum... Zor mu? -Zor... Kolay mı? -Benim için artık kolay....

Eserlerinizin ilham kaynakları neler oluyor?

Öncelikle İstanbul... Anadolu’da yaşamış kültürler... Bu Bizans, Roma, Selçuklu, Osmanlı, Frig, Hitit ve diğerleri... Aslında her şey... Ya da çalışırken yüreğimden geçen ilginç olan tüm konular... Bazen incir çekirdeğinde bir gün batımı... Bazen minik bir balık kılçığında Boğaziçi’nde balık tutan balıkçılar... Bir çay tanesinde demli bir bardak çay... Bazen bir azı dişinde dişe dokunur bir şeyler yapmak... Ya da küçücük bir deniz kabuğunun içinde balıkların yer aldığı sığınak... Kısaca akla zarar... Çılgınlık dolu bir serüven... Şaşırtıcı...

Şimdiye kadar kaç sergi açtınız?

Doğrusunu söylemek gerekirse saymıyorum... Ama 100 civarındadır herhalde... Tek başıma yorucu olduğu için son dönemlerde ara verdim... Doğru zaman dilimlerinde tekrar buluşuruz Micro Art sevenleriyle... Önemli olan doğru projelerle doğru bir şekilde ifade edebilmek...

“1 mm ve birbirine değmeyen çizgiler çizebildiğimi gördüm.”

Ne tür objeler üzerinde çalışmalar yapıyorsunuz?

Objeler yeri geldiğinde her şey olabiliyor. Ama ben gelecek yüzyıllara kalması için biraz seçici davranıyorum... Aslında göremediğimiz, es geçtiğimiz, hatta bazen çöp dediklerimiz oluyor... Kahve granülünden, toplu iğne başına, saç telinden, kaktüs dikenine, kum tanesinden, bir çubuk krakerin üzerindeki tuz tanesine kadar değişebiliyor... Bugüne kadar 300 farklı objeye ulaşmış bu alandaki tek sanatçı olmanın haklı gururunu yaşıyorum.

323


röportaj

Ülkemi tanıtmak, İstanbul’u tanıtmak bu kadar minicik bir ifade biçimiyle olmamıştı. Son iki yıldır dünyada moda haline gelmesi ise beni son derece mutlu ediyor....

Kullanacağınız malzemeler ve renkler neye göre şekilleniyor?

Masamın üzeri objelerle dolu... Her gün onları seyrediyorum. Dokularına bakıyorum ve zamanı geldiğinde önüme alıyorum. Paletimden düşen renklerle içimden, yüreğimden ne geliyorsa o andaki objeye şekil vermeye başlıyorum... Sabırla... Büyük bir meşakkatle... Nefes almadan... Tam konsantre olmuş bir biçimde... Her şeyi unutup o minicik objenin içine giriyorum, kocaman bir tuvalmiş gibi... Saatler, hatta bazen günler geçiyor... En güzeli ya da en küçüğünü yapmak gibi bir derdim olmadan... Kimse ile yarışım olmadan...

Meslektaşlarınızdan sizi ayıran ve başarınızın altında yatan yönleriniz neler sizce? Ben hayatımın her evresinde resimle uğraştım. Seksenli yıllarda minyatür sanatı ile tanıştım. Ders almak istedim ama kimse vermek istemedi... Ben de hocalarımı çok eski evrelerden seçtim. Mehmed Siyah Kalem’den fırçanın kıvraklığını, Levni’den renk ve ahengi, Nakkaş Osman’dan da sultan portrelerin inceliğini öğrendim. Bu üç farklı ustanın üslupları yıllar içinde Hasan Kale çizgisini oluşturdu. Micro Art ise ifade biçimim oldu. Bütün bu çalışmaları yaparken farklı meslek dalları ile tanıştım ve bunlar beni çok farklı bir konuma taşıdı. Mücevher tasarımcısı kimliğim başka bir şekil de sağladı ve halen devam ediyorum... Tarhan Telli’nin sahip olduğu TT Custom Chopper firmasında sanat ve tasarım direktörlüğüm devam ediyor... Son üç yıldır da Taşfed (Türkiye Aşçılar Federasyonu) Milli Takımı’na farklı bir bakış açısı getirmek için bir Şefim. Son yıllarımda kendi televizyon programımı yapıyorum... Yakın zamanda TRT Haber kanalında yayınlanacak olan “Mikro art ile Türkiye” ekranlarda olacak. “Micro Art”a başlarken amacım; farklı pencereler açıp, değişik bakış açıları getirerek dünyada yepyeni bir konuşturma dili oluşturmaktı. Geriye dönüp baktığımda ne kadar doğru bir adım attığımı görüyorum. Ve insanlar bana başarınızı neye borçlusun diye sorduklarında “sizler uyurken ben hala çalışmaya devam ediyorum” diyorum.

Türkiye’de sanata ve sanatçıya hak ettiği değerin verildiğini düşünüyor musunuz?

Eskiye oranla daha iyi ama yine de yeterince değer gördüğünü sanmıyorum. Türkiye’nin tanınması önemli ama dünyanın Türk Sanatçısı Hasan Kale’yi tanıması benim için daha önemli gibi geliyor. Bir ekol yaratmanın, yeni kapılar açmanın sorumluluğunu yaşıyorum.

Sizce hangi renkler ne tür duyguları ifade ediyor?

Benim için bütün renkler önemli. O renklerle hangi anlamları katacağınız önemli. Bazen siyahla da mutluluğu ifade edebilirsiniz. O duyguyu aksettirebilirsiniz ya da tam tersi de olabilir. Doğru sunduğunuz, yorumladığınız ve anlatabildiğiniz sürece dünyanın neresi olursa olsun aynı etkiyi gösterecektir. O yüzden de renklerin dili yoktur.

Türkiye’de ve dünyada beğendiğiniz ressamlar...

Aslında hiç ayrım yapmıyorum. Beni heyecanlandıran o kadar çok eser ve sanatçı var ki... Minicik bir yer beni benden alıp götürüyor. Heyecanlandırıyor. İsim vermem gerekirse Ingres, Jean-Leon Gerome, Osman Hamdi, Ayvazovski, Ludwing Deutsch beni etkileyenler arasında... Micro art ile ilgili kimse olmadığı için sadece yüreğim, sevgi ve barış mikro objeler kadar kısa mesafede olsun hep.... 

324



davet

Ajia Hotel’de Boğaz Manzaralı Sergi Ünlü ressam Ertuğrul Ateş, Ajia Hotel Kültür Sanat Projeleri kapsamında sanatseverlerle buluştu.

SEMRA SEZEN, YEȘİM BİLİCİ

326

Ajia Hotel Kültür Sanat Projeleri Danışmanı Gizem Tatlıcı ve Ertuğrul Ateş ev sahipliğinde düzenlenen serginin açılış kokteyline sosyal yaşam dünyasının ünlü isimleri katıldı. Konukların eserleri yakından inceleme fırsatı yakaladığı sergide Ateş en güzide eserlerini sergiledi. Proje danışmanı Gizem Tatlıcı misafirlerine Ajia Hotel’in eşsiz Boğaz manzarası eşliğinde sergiyi gezdirirken eserler hakkında bilgi vermeyi de ihmal etmedi. Resimlerine sürrealist platform, romantik dışavurum ve mistik düşünce yapısının can verdiğini dile getiren Ertuğrul Ateş ise konuklarla yakından ilgilenerek eserlerini oluşturma sürecini anlatmayı da ihmal etmedi. Konukların sanat dolu bir gün yaşadığı kokteylin sonunda misafirler Gizem Tatlıcı ve Ertuğrul Ateş’e teşekkür ederken, beğendikleri eserleri satın alarak sergiden ayrıldılar. 

GİZEM TATLICI, ERTUĞRUL ATEȘ

NURAN ERÇİL

ASLI AKTÜRK PEHLİVANLAR


davet

Sanatsever Çocuklar Panora’da Buluştu Ünlü ressamların çocuklar için yaptığı yağlı ve sulu boya tablolar, Panora Alışveriş Merkezi Piri Reis Meydanı’nda yine çocuklar için düzenlenen bir müzayedede satıldı. RAHMİ ÇÖĞENDEZ

Çocuklara sanat sevgisi aşılamayı hedefleyen Panora Çocuk Müzayedesi’ni RC Art Gallery’nin sahibi, Türkiye’nin önde gelen küratörlerinden Rahmi Çöğendez yönetti. Müzayedede Canan Karlı Tokcan, Efkan Beyaz, Mine Arasan, Neşe Evitan, Nihat Evren Derman, Savaş Simitli, Serap Soyaltın, Şükran İstanbullu, Teymur Ağalıoğlu, Valentin Rekunenko ve Victor Shevchenko gibi 26 sanatçının yaptığı 75 eser, satışa sunuldu. Çocuklara koleksiyonerlik ve sanat sevgisi aşılamayı amaçlayan müzayedeye çocuklar aileleriyle birlikte katıldı. 


karma

Kronik Yorgunluk mu? Tükenmişlik Sendromu mu?

Kronik yorgunluk sendromu son yıllarda artık hayatımızın bir parçası olmuș durumda, kiminle konușsam aynı șikayetler. Değișik nedenlerden dolayı ortaya çıkan bu rahatsızlığın en önemli belirtisi uzun süreli yorgunluk halidir. Çok çalıșan ya da strese maruz kalan herkeste kronik yorgunluk sendromu görülebilir. onuştuğum danışanlarımın birçoğu bu rahatsızlığa yakalandığını ve yakalanacağını düşünüyor. Malesef bu önemli rahatsızlığı herkes ciddiye almıyor. Bazıları böyle bir rahatsızlığın olmadığını, çevreden etkilendiklerini düşünüyor.

328

Ancak böyle bir rahatsızlık çoğumuzun hayatında bilinçli ya da bilinçsiz var.

Yorgun yokuşa sürülmez ! Tükenmişlik sendromunda yaşanan duygular, depresyondaki umutsuzluk, çaresizlik, boşluk, hastalık v.b. duygular


ile benzerlik taşır. Tükenmişlik belirtilerinin çeşitliliği ve tükenmişliğin gizli bir süreç olması bu sendromun tanınmasını zorlaştırmakta, depresyon, anksiyete, stres gibi durumlarla karışmasına neden olmaktadır. Bu nedenle tükenmişlik, depresyonla çoğu zaman iç içe gelişebilmektedir.

Tükenmişlik; kişinin kendi içine çekilmesi, çevresine karşı ilgisini kaybetmesi ve başarısızlık duygularını yoğun olarak yaşaması olarak ele alınabilir. Tükenmişlik sürecinde kişinin üretkenliği ve kendine olan saygısı azalır. İş ile ilgili hoşnutsuzluğu artar, çok sayıda fiziksel semptom ortaya çıkar, aile içi ilişkilerde bozulma ve duygularda değişiklik (saldırganlık, anksiyete, depresyon gibi) sık görülür. Genellikle yaptıkları iş için heyecanın yitirilmesi, tatminsizlik ve yardım bekleyen hastalara karşı negatif bir davranış tutumuyla kendini gösteren bir sürecin son basamağıdır.

Tükenmişlik sendromunun belirtileri; duygusal belirtiler, bilişsel belirtiler, fiziksel belirtiler, davranışsal belirtiler ve motivasyonel belirtiler olmak üzere beş kategoriye ayrılmıştır. Kişisel düzeyde, endişe, hüzün, karamsarlık ve anlık olarak değişen duygu durumu hakimdir. Kişi kaygılı ve gergindir. Duygu kontrolü zayıftır ve nedensiz ağlamalar görülmektedir. Bireyler karşıdakini dinleme ve anlamaya kapalı, durgun, mesafeli ve duygudan uzak bir iletişimi tercih etmektedirler. Mesleki açıdan, işten memnuniyetsizlik ve yetersizlik duygusu yüksek düzeydedir. Zihinsel yetilerde yavaşlama, dikkat eksikliği, unutkanlık, plansızlık, sık hata yapma, bağımlı ve sınırlı düşünce kapasitesi, kalıplaşmış düşünce tarzı, kişiler arası iletişim ve karar verme becerisinde azalmalar görülmektedir. Yalnız kalma neticesinde oluşan durumların üstesinden gelme yetilerinde gerilemeler meydana gelmektedir. Kişiler arası iletişimin azalması tükenmişlik sendromunun önemli bir karakteristiğidir. Bu durum bilişsel açıdan olumsuz, kötümser, empatiden uzak, zayıf ve kalıplaşmış bir iletişimi ifade etmektedir. Bu iletişim tarzı kişiyi çevreden uzaklaştırmakta, kişinin çevreye olan güvenini sarsmakta ve aynı zamanda kişinin çevresindekilerden şüphe etmesine neden olmaktadır. Mesleki açıdan, bu kişiler iş ortamında kendilerini güçsüz hissetmektedirler ve destekten yoksundurlar. Kendilerini şanssız olarak tanımlamaktadırlar. Benlik saygılarındaki azalma onları beceriksizleştirmektedir ve iş performanslarını düşürmektedir. İş arkadaşlarına ve üstlerine karşı öfkeli ve kırıcı olmaktadırlar. Sonunda sürekli çevreyi ve çevredekileri suçlamaya başlamaktadırlar. Fiziksel yakınmalar; baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, sinirlerde çekilmeler, yorgunluk ve sık hastalanma ve hastalanma endişeleri, sık fiziksel muayeneler, boğaz kurulukları, nefes daralmaları, kilo kayıpları, uyku ve cinsel problemlerdir. Psikosomatik yakınmalar; kalp rahatsızlıkları, ülser gibi birçok rahatsızlığı beraberinde hissettirir. Davranışsal belirtiler için aşırı hareketlilik ve taşkınlıktan dolayı dikkati yoğunlaştırma güçlükleri, kararsızlık, sigara ve alkol kullanımında artışlar, dengesiz beslenme, sakarlık ve kaza

yapma riskinin yükselmesi kişisel düzeyde olan belirtilerdir. Bu kişilerin ilgi, merak ve ideallerinde azalma vardır, hayal kırıklıkları ve şaşkınlıkları üst düzeydedir. Sık sık memnuniyetsizliklerini dile getirmektedirler. Yeni durumlar için cesaretlerini kaybetmişlerdir. Mesleki açıdan ise işe gelme konusunda oldukça isteksizdirler. Tükenmişlik ve kronik yorgunluk sendromu benzer tepkiler ve belirtiler gösterdikleri için karıştırılmaktadır. Bu noktada en güzel sonuç için yapılması gereken, profesyonel görüş ve destek almaktır.

Kronik yorgunluk kaderiniz değil ! Başarılı insanlar daha çok kronik yorgunluk yaşıyor “Başarılı olmaya çok odaklanan kişiler kendilerine yüksek hedefler belirliyorlar ve etrafındaki kişiler de onlardan bu oranda başarı bekliyorlar. Başarılı kişiler kendilerini uzun ve yoğun çalışma temposuna sokuyorlar”. Yorgunluk sendromu işinde başarılı olan ve yoğun eğitime maruz kalmış kişilerde sıkça rastlanıyor.

Duyarlı insanlar daha yorgun Başkalarının iyiliğini ve sorunlarını çok fazla düşünen iyi kalpli insanlar, bu rahatsızlığa daha yatkınlar. Bu kişiler, kendilerine odaklanmanın bencilce olduğınu düşünüp ihtiyaçlarını göz ardı ediyorlar. Bu bir nevi yakıt olmadan araç kullanmaya benziyor.

“Hayır” diyemeyenler de daha yorgun. Başkalarını çok fazla düşünen bireyler, etrafındakilere “hayır” diyemiyorlar. “Hayır” diyebildikleri tek şey daha az çalışmak. Bu da “Kendilerini içten içe tüketiyorlar” anlamına geliyor.

Yorgunluk ve depresyonu karıştırmayın Kronik yorgunluk sendromu ve depresyon birbirlerine çok benzeseler de, aralarında ince bir çizgi var. Depresif bireyler genelde vazgeçmeyi alışkanlık edinirken, yorgunluk sendromuna maruz kalmış kişiler öfkeli ve kızgın oluyorlar. Kronik yorgunluk sendromuna sahip kişiler, depresyondaki kişilerden çok farklı özelliklere sahiptir. Ancak yine de, yorgunluk sendromunun bir süre sonra depresyona yol açacağını bilmekte fayda var.

Kronik yorgunluğu önlemek için kendinize odaklanın Sağlığınıza önem verin! Kendinizi içten içe tüketmeyin ve sizi mutlu eden şeylere odaklanın. Kendinize limitler koymayın, “hayır” demeye alışın ve gerektiğinde yardım istemekten çekinmeyin. Böylelikle yorgun hissetmeyeceksiniz. Düzenli, kaliteli ve yeterince uyumak da çok önemli faktörler arasında yer alıyor. Kronik yorgunluk sendromu çok ciddiye alınması gereken bir konu. Lütfen bu konuyu arkadaşlarınızla paylaşarak, onların da durumdan haberdar olmalarını sağlayın. Hayatınızdaki ufak değişikliklerle yorgun bir hayattan kurtulabilirsiniz.


kısa kısa

Bilkent Otel Akdeniz Mutfağı Bilkent Otel Akdeniz Mutfağı’nda muhteşem İsveç Yemekleri meraklıları ile buluştu. Konuk Şef Richard Poland ve Executive Şef Ekrem Sarpkaya’nın liderliğinde Bilkent Otel’in profesyonel mutfak ekibi, İsveç’e özgü tatları en özgün şekli ile sunuldu. Somon Gravad Lax, Tavuk Ciğeri Pateli Sandviç Kek, Balık ve Et çeşitleri, nefis İsveç Tatlıları Tabağı festival boyunca tadılan lezzetlerden sadece birkaçı…

Renkli Anılar 2010 yılına kadar Havelsan’da İç Denetim Kurulunda görev yapan Melis Kazmacı ilk kızının doğması ile görevinden ayrılarak bir süre iş hayatına ara vermiş, kızının 1 yaşına girmesi ile Buticca firmasını kurarak evden sabun yapımına başlamıştır. 2012 yılında sabun yapımı ile başladığı yolculuğuna yelpazesini genişleterek hediyelik ürünlerle devam etmiş, 2014 yılında yakın çevresinin beğeni ve destekleri ile çeşitli parti organizasyonlarında yer almıştır. 2014 yılından bu yana parti organizatörlüğü kimliğini de bünyesine katarak birçok organizasyona imza atmış, 2015 yılından itibaren de catering hizmeti vermeye başlamıştır. Buticca şu anda açılış, kokteyl, doğumgünü, kına, baby shower, doğum odası süsleme gibi organizasyonları gerçekleştirmekte olup keyifle yoluna devam etmektedir.

Özel İncek Doğafen Anaokulu’nda Yaz Sporu “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”. Mustafa Kemal Atatürk… Ne güzel anlatır bu söz sporun gerekliliğini… Hele ki günümüzün teknolojiyle hantallaşmış günlük hayatında, her geçen gün daha da hareketsizleşip şişmanladığımız günlerde çocuklarımıza küçük yaşlarda spor sevgisini aşılamak çok önemli bizce. İşte tam da bu nedenden dolayı Özel İncek Doğafen Anaokulu’nda yaz okulumuzun temelini spor oluşturuyor. 1 Temmuz-31 Ağustos tarihleri arasında gerçekleştireceğimiz yaz okulumuzda çocuklarımız, küçük ve büyük motor kaslarını çalıştırıcı, bireysel ve takım olarak çalışma disiplinini aşılayan, özgüvenlerini sağlamlaştıran, enerjilerini gün boyunca etkili bir şekilde kullanacakları ve gün sonunda kendilerini iyi hissedecekleri yüzme, tenis, jimnastik ve binicilik gibi sportif branşlarda çalışacaklar. Çocuklarınızın tatillerini bol oksijenli, enerji dolu geçirecekleri okulumuza hepinizi bekliyoruz...

Sanat Tabiata İlave Edimiș İnsandır Büyük Kolej “30.yıl Kültür ve Sanat Haftası” etkinlikleri çerçevesinde; görsel sanatlar, seramik ve teknoloji tasarım derslerindeki çalışmalardan oluşan bir sergi düzenledi. Sergi açılışı “Mutluluk Sembollerin” ustası ünlü Ressam Şükran İstanbullu, Genel Müdür yardımcısı Tansel Saatçioğlu, Yönetim Kurulu Üyesi Tansu Doğay, okul müdürleri ve öğretmenlerin katılımı ile gerçekleştirildi. Serginin 2006 Yılı doğumlu küçük sanatçısı Ali Fuat Betin’in “Origami Eserleri” görenleri büyüledi. Bu görsel şova Büyük Kolej’in yetenekli müzisyenleri de saksafon, gitar ve kemanla eşlik ederek ziyaretçilere müzik dolu, eğlenceli dakikalar yaşattı.

330


kısa kısa

Düș Bahçesi KAV, gerçekleştirmiş olduğu sosyal sorumluluk projelerine bir yenisini daha ekledi. Ankara cemiyet hayatının sevilen ismi Zehra Çelik’in “Düş Bahçesi” isimli sergisiyle kapılarını sanatseverlere açan sergide Zehra Çelik’e ait 60’a yakın tuval üzerine yağlıboya eser izleyicilerle buluştu. Sergiden elde edilen tüm geliri KAV’a bağışlayan Zehra Çelik, maddi imkanlardan yoksun fakat öğrenim hayatında başarılı olan öğrencilere burs sağlanmasına yardımcı oldu.

Morso İle Bahçe Keyfinizi İkiye Katlayın Mevsimlerin ve hava sıcaklıklarının değişkenlik gösterdiği bu günlerde kendi bahçenizde vakit geçirme keyfini sürerken Grill Forno, tasarımıyla içinizi, odun ateşinin sıcaklığıyla da aile bireylerinizi ısıtabilir. ‘Babalar Günü’nde farklı bir hediye arayışında olanlar Restore mağazalarında inceleyebilirler.

Selülitlere Veda Etmenin Yolları Aslında bir dolaşım bozukluğu olan selülit, genellikle hareketsiz yaşam tarzı ve yanlış beslenmeyle de doğru orantılıdır. Öncelikle tuzu ve şekeri azaltmalı, gün içerisinde tükettiğiniz su miktarını arttırmalısınız” diyen Op. Dr. Bülent Cihantimur, ayrıca şunları söyledi:” Gün içerisinde yapacağınız yarım saatlik yürüyüşler selülitlerinizin zaman içerisinde kaybolmasını sağlayabilir. Bir diğer rutininiz haline gelmesi gereken şey masajdır. Selülitli bölgeye haftada üç gün esansiyel yağlarla bir fırça yardımı ile masaj yaptığınızda selülitlerinizin gözle görünür bir biçimde azaldığına şahit olabilirsiniz. Fakat selülitler ile tek bir cepheden savaşamayacağınızı unutmayın. Hem beslenme, hem hareket, hem de selülit tedavisi için geliştirilmiş tekniklerle ancak istediğiniz sonuçlara ulaşabilirsiniz”.

Most Life Club’da 19 Mayıs 80’lere Dönerek Kutlandı! DJ Nihal Sandıkçı eşliğinde 80’lerin unutulmaz şarkıları ile çok eğlenceli bir Spinning MasterClass organizasyonu gerçekleşti. 10. Yıl Marşı’nın ritmi ile coşkunun zirveye çıktığı etkinlikte, üyeler birbirinden yaratıcı kostümleri ile tarzlarını yarıştırdı.

DownTown Food Club Tepe Prime Avenue’da Tatlı Günü Bloggerlar, Mayıs ayının en tatlı gününü DownTown Food Club Tepe Prime şubesinde birbirinden lezzetli ikramlarla kutladılar. 20 Mayıs Dünya Pasta ve Tatlı gününe özel 25 blogger’ın katıldığı etkinlikte tatlıların tadına bakıldı ve yeni menünün lansmanı yapıldı.


davet

Harvey Nichols MAG Lounge’da Keyifli Öğlen Yemeği Genç Girişim ve Yönetişim Derneği üyeleri, öğle yemeğinde Harvey Nichols MAG Lounge’da buluştu. GGYD’nin geleneksel öğle yemeği organizasyonları yaz döneminin bitmesiyle yeniden başladı. Eski üyelerle yeni üyelerin tanışıp kaynaşmasını ve üyeler arasındaki ticari iş birliğinin artmasını amaçlayan bu organizasyonda uzun süredir birbirlerini görmeyen GGYD üyeleri hasret giderdi. Yoğun bir dönemi geride bıraktıklarını belirten Başkan Allıoğlu, konuşmasında yeni kurulacak olan şirket hakkında konuklara bilgi verdi. 

332

NEZİH ALLIOĞLU

ALİ ONGUN BOYDAK

YAZGÜLÜ GÜVELİ

HARUN PEK



davet

TUĞBA AYDOĞAN, SERAP AYTEKİN

334

ALİ ODABAȘI

DİLEK TOZLU

MEHMET DEMİR, NESRİN ÇINAR, GÖRKEM GÖKÇEN

İBRAHİM - HATİCE CANGÜL

NİHAL KAYRA

AHMET KURT


CEMAL TEKİN, ELİF UFLUOĞLU, CAN ÇAVUȘOĞLU, NEZİH ALLIOĞLU, ONUR TÜMER

Üyeler arasındaki ticari iș birliğinin artmasını amaçlayan organizasyonda konuklar MAG Lounge’ın özel yemekleri eșliğinde keyifli bir sohbet ortamı yakaladılar. FERHAT ÇAKMAK

İLKNUR ÖZKAN, ESRA AYTEKİN, BERNA TOZLUOĞLU


davet

MURAT ALTUNAY

CAN GÜRSOY

TURALP SİVRİ

Skal Divan Ankara’da Buluştu Skal Intenational Ankara buluşması Ekşi Maya’da kokteyl ile başladı. Divan Otel’de gerçekleşen etkinlikte turizm profesyonelleri bir araya geldi. Skal Intenational Ankara buluşması Ekşi Maya’da kokteyl ile başladı. Divan Otel’de gerçekleşen etkinlikte turizm profesyonelleri bir araya geldi. 

336

AHMET ÇAVUȘOĞLU, PERİHAN UYAR


CEYDA ÖZBAY

ATİLLA AYTUN

UĞUR BÜR

CAN ÜNLÜER

SADIK ALTIPARMAK

Divan Otel’de gerçekleșen etkinlikte turizm profesyonelleri bir araya geldi.


uçak yolcusu

Rüya

Alemine Sürükleyen


Sosyal medyanın seyahat fenomeni Uçak Yolcusu, artık MAG Dergisinde seyahat, konaklama ve yeme-içme konusundaki önerilerini paylașıyor. Havaların ısındığı bugünlerde elbette ilk yazı da en iyi 5 plajla bașlıyor.


uçak yolcusu

S

imilan Adası (Phuket - Tayland)

Hayatımda yüzdüğüm en temiz, en güzel denizlerden biri şüphesiz ki Tayland Phuket’te yer alıyor. Ulaşımı çok zor olsa da gittiğinize değen belki de en güzel yer burası. Similan Adası’nda sahilde güneşlenmek, denize girmek için en iyi yöntem tura katılmak. Tur sizi sabahın çok erken saatlerinde otelinizden alıyor ve teknelerin kalkacağı yere getiriyor. Phuket’in merkezi Patong Beach’te kalıyorsanız tahmini 5-5:30 saat süren bir minibüs yolculuğu yapıyorsunuz. Ulaştığınız yerde bilgilendirme yapıp sizi sürat teknelerine bindiriyorlar ve 1 saat kadar da deniz yoluyla Similan Adası’na gidiyorsunuz. Ama gittiğinize değen, kesinlikle dünyadaki cennet sayılabilecek kadar güzel bir yer burası. Sanki koca bir havuzda yüzüyormuş gibi hissediyorsunuz. Balıklar size eşlik ederken su altında gözünüzü açsanız da metrelerce ötesini görüyorsunuz. Similan, ölmeden önce denize girmeniz gereken en güzel plajlardan birine sahip. Tropikal’in en güzeli, suyun en güzeli neymiş görüyorsunuz. Belki de binlerle telaffuz edilebilecek kadar yaşlı ağaçlar da adada yer alıyor. Hem fotoğraf çekilmek için hem de hayatınızda unutamayacağınız bir deneyime ulaşmak için Similan Adası’na gitmelisiniz.

Similan Adası

Ile aux Cerfs Plajı (Mauritius Cumhuriyeti)

Afrika’da ismini pek fazla duymadığımız ama yakın zamanda balayı programlarının en başına yazılacak olan Mauritius Adası, kompakt ve gezmesi çok keyifli bir ada. Yüz ölçümü olarak çok büyük olmaması avantaj, çünkü bir plajdan diğerine rahatlıkla ulaşım sağlanabiliyor. Burada birbirinden güzel plajlar var. Belle Mare, Mont Choisy ve Le Morne bunlardan birkaçı ancak hiçbiri Ile aux Cerfs kadar etkileyici değil. Burayı özel kılan şeylerin başında bir macera parkı olması, otantik restoranları ve denizinin etkileyici şekilde temiz olması geliyor.

Île aux Cerfs

Kaputaş Plajı (Antalya - Türkiye)

Kanyondan gelip yerin altına inerek akan serin sular kumların arasından geçerek denize ulaşıyor. Bu sayede Kaputaş plajı hem soğuk bir denize hem de turkuaz bir görünüme sahip. Bembeyaz kumu sayesinde Türkiye’nin tartışmasız en iyi plajlarından biri. Plaja ulaşmak için oldukça fazla merdivenden inmeniz ve dönüşünde de aynı merdivenlerden çıkmanız gerekli. Ama buna değiyor. Bir dostunuza burada fotoğraf çekip Boracay’dayım veya Koh Samui’deyim deseniz emin olun size inanır. O kadar güzel…

Playa de Ses Illetes Plajı (Formentera – İspanya)

İspanya’nın birçok yerinde denize girmek mümkün ancak Barselona’ya çok yakın olan Balear takım adalarında plajda güneşlenmek ve denize girmek apayrı bir keyif veriyor. Palma de Mallorca, Ibiza gibi adalar iyi tercihler olabilir ancak gün geçtikçe kalabalıklaşıyor. Benim tercihim henüz çok keşfedilmemiş bir ada olan Formentera. Ben buraya Avrupa’nın Maldivleri diyorum. Ibiza Adası’ndan feribotlarla geçilebilen Formentera’nın sahile yakın taraflarında her daim lüks milyon dolarlık tekneler yer alıyor. Küçük ve kalabalıktan uzak bir tatil anlayışına sahipseniz butik otellere ev sahipliği yapan Formentera Adası’nı çok seveceksiniz. Bembeyaz kumlara ve turkuaz renkte denize sahip olan adanın en güzel plajı ise Playa de Ses Illetes. Adaya en kolay ulaşım Ibiza Adası’ndan feribotlarla gerçekleşiyor. Borajet, 30 Haziran’dan itibaren Sabiha Gökçen Havalimanı – Ibiza Adası uçuşlarına başlıyor. Yani bu ada schengen vizesi olanlara çok yakın…

Kaputaş

Formentera


Maldivler

Maldivler (Maldiv Cumhuriyeti)

Toplam 1200 adadan oluşan dünyanın balayı destinasyonlarının başında gelen Maldivler, mutlaka görülmesi gereken plajlardan çok küçük küçük adalara sahip. Toplam 1200 ada var ve bunların 281’inde insan yaşıyor. 1000’e yakın ada ise halen boş duruyor ancak teknelerle gelen insanlar tarafından ziyaret edilebiliyor. Yerleşim bulunan 281 adadan 195’inde Maldivliler yaşarken 86’sı ise otel ad konseptiyle dünya turizmine açık. Buradaki en iyi plajlar elbette zincir otellerin plajları. Yakın zamanda adaların sular altında kalacağı söyleniyor ancak bunun turizmi hareketlendirmek için yapılan bir oyun olduğu da söyleniyor. Gili Lankanfushi Maldives, Six Senses Laamu ve Four Seasons Resort Maldives iyi tercihlerden birkaçı. Unutmamanız ve dikkat etmeniz gereken şeyse otel ücretlerine sonradan şehir vergisi geliyor olması. Bu şekilde fiyatlar çok daha yukarılara çıkıyor. Bu yüzden rezervasyon yaparken şehir vergisini de dahil edip hesaplama yapmalısınız.

Maldivler

Uçak Yolcusu kimdir?

Uçakla seyahat etmeyi çok seven, başta Avrupa olmak üzere ABD, Uzakdoğu ve Afrika’da bol seyahat eden bir yolcu. İsmini ve cismini gizlemesi takip ederken keyif almanızı sağlıyor. Tüm içeriğini kendi üreten, Google bilgisi yerine kendi deneyimlerini aktaran Uçak Yolcusu, başta Instagram olmak üzere Snapchat, Facebook ve Twitter’da “ucakyolcusutr” ismiyle yayın yapıyor. Fotoğraf ve videolara gösterdiği özenle kısa sürede takipçi sayısı Instagram’da 34.000’i geçti. Bir seyahat programı izliyormuşçasına zevk veren snapchat hesabında (ucakyolcusutr) ise 24 saatlik yayınlarını 5000’den fazla kişi takip ediyor. Motto çok açık. Dünyayı akıllı telefonuyla gezmek isteyen gelsin… 

Kaputaş


Sanayi sektöründe bașarılı çalıșmalara imza atan Birol Darçın’ı daha yakından tanıdıktan sonra hayvan sevgisi hakkında röportaj gerçekleștiriyoruz.

advertorial

Lütfen Onları Görmezden Gelmeyin


B

irol Darçın'ı okuyucularımıza tanıtabilir misiniz? Hobileriniz nelerdir?

1977 Ankara doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi Yükseliş Koleji’nde tamamladım. Vatani görevimi bitirdikten sonra 1 yıl Amerika’da yabancı dil eğitimi aldım ve Türkiye’ye döner dönmez küçüklüğümden beri içerisinde olduğum sanayi alanına yönelerek babamız rahmetli İbrahim Darçın'ın kurmuş olduğu yaklaşık 20 yıllık fabrikamızda ağabeyim sayın Berat Darçın ile birlikte iş hayatımı devam ettirmekteyim. İş hayatım ve yurt dışı gezilerim dışında düzenli olarak spor yapmaktayım, Squash oynamak tenis oynamak yüzmek ve tabii ki futbol en büyük zevklerim. Futbol demişken Ankara’da yaşadığım ve hayatımı burada kazandığım için, “şehrinin milliyetçisi olmayan vatanının milliyetçisi olamaz” felsefemle çok koyu bir Ankaragücü taraftarı ve sevdalısıyım. Bu arada lafı gelmişken Ankara’mızın tüm değerli iş adamlarına, çok kötü günler geçiren şehrimizin 106 yıllık koca çınarı Ankaragücü’ne destek vermeleri konusunda hatırlatma yapmak istiyorum.

sevgisinden şüphe ederim. Bir insan bu kadar tatlı canlıları nasıl sevmez ki? Kaldı ki, senin insan olarak doğaya verdiğin zararın binde birini o vermiyor. Sokak hayvanları ise, aslında daha derin bir konu. Biz sokaktan çocukları bile alamamış bir toplumuz, her köşe başında dilenen bir çocuk var. Şimdi ben böyle bir yönetim şekline sokak hayvanlarını ve onların haklarını anlatsam ne anlatmasam ne? Saatlerce konuşsak onlara yardımı olacak mı? Ama şunu söyleyebilirim ki; birey olarak ben elimden geleni yapıyorm. Okurlarınızdan da ricam şudur; lütfen görmezden gelmeyin. Migros marketlerde 1 TL’ye paket mamalar var. Alabildiğiniz kadar alıp arabanızın bagajına koyun. İnanın, çok yer kaplamıyor. Ve aç bir hayvan gördüğünüzde üşenmeden durup ona mama verin. Emin olun ki bu dünyada olmasa bile ama teşekkürünüzü mutlaka alacaksınız. alisin_dunyasi

Firmamız Özgür Döküm Maden Makina, uzun yılların kazandırdığı tecrübe ile 17.000 m2 alanda aylık 1.500 ton döküm kapasitesi ile otomotiv sanayi, zirai alet ve ekipmanları, traktör ve iş makinaları parçaları, elektrik motorları, pompa vana gövdeleri, redüktör ve rulman gibi alanlarda Türkiye ve dünya sanayisine döküm artı işleme sektöründe uzun yıllardır hizmet vermektedir. 40 yıllık döküm deneyimine 1995 yılında işleme tesisini de ilave eden firmamız müşterilerine montaja hazır nihai ürünler üretmektedir. Firmamız günden güne büyümenin yanında kısa süre içerisinde Enerji sektörüne de girmeyi planlamaktadır. Aile hayatıma gelince 2000 yılında tanıştığım sevgili eşim Özlem hanımla 2002 Ağustos ayında dünyaevine girdik ve 2006 yılında dünyamıza gelen biricik kızımız Derin ile beraber çok mutlu bir aile olduk. Eşim ve kızım, yoğun tempodaki iş hayatımın stresini ve yorgunluğunu atmamdaki en büyük yardımcılarım. Onları çok seviyorum. Hayatın bana çizdiği yolda şükrederek yaşamanın dışında mutlaka benim de hayallerim oluyor ve onları gerçekleştirmek adına elimden geleni yapıyorum. Gerçekleştirebildiğim hayallerimin yanında gerçekleşmeyen hayallerim için de, “bunda da bir hayır vardır, başka bahara artık...” demeyi de biliyorum ve şükretmeyi unutmuyorum..

Gençlere ne gibi tavsiyeleriniz olur?

İlk olarak, hiçbir şekilde ailelerinden kopmamalarını tavsiye ederim. Geçmişlerini tanımalarını, unutmamalarını, insanları sevmelerini saymalarını, iyi ile kötü arasındaki farkı kendilerinin bulmalarını, duygularını kaybetmemelerini, özenti olmamalarını, uyuşturucudan uzak durmalarını, eleştirilere açık olmalarını, dürüst ve yardımsever olmalarını, hayatları boyunca spor yapmalarını, girişimci olmalarını, sır verecekleri kişiyi çok iyi seçmelerini öneririm. Son olarak da; yaşayacağımız üç gün, yiyeceğimiz üç lokma, bu yüzden kimseyi kırmayın ve mütevaziliğin en büyük zenginlik olduğunu sakın unutmayın diyorum.

Büyük bir hayvan sever olarak hayvanlar ve hayvanları sevmeyenler hakkında neler söylemek istersiniz? Öncelike şunu söylemeliyim ki; hayvan sevmeyenlerin insan

Röportaj: Mina Büke Bal


davet

10. Yıla Sürpriz Parti METEHAN - PELİN ZENGİN

İş adamı Suat Yetişen zarif eşi Özlem Yetişen’e evliliklerinin 10. yılında sürpriz bir parti düzenledi. Yakın arkadaşlarının davetli olduğu özel partide konuklar doyasıya eğlendi. Gaziosmanpaşa’da bulunan Kolyoz Restaurant’ın VIP salonunda gerçekleşen sürpriz davette Özlem Yetişen, şaşkınlığını gizleyemedi. Keyifli dakikaların yaşandığı gecede Suat Bey’in esprileri konukları bol bol güldürdü. Unutulmaz bir gece yaşayan Özlem hanım katılan herkese bu mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırakmadıkları için teşekkür etti. 

344

SUAT - ÖZLEM YETİȘEN

ALİCAN - ASLI DERYA TÜRKOĞLU

SEDA - CAN ÇAVUȘOĞLU


davet

Araba Tutkunları Canlı Yayında Her yıl geleneksel olarak düzenlenen Alfa Romeo Red Days ve Jeep Freedom Days organizasyonu, bu yıl da Radyo Vizyon canlı yayını ile dinleyecilerle buluştu. Alfa Romeo ve Jeep tutkunlarının akın ettiği etkinlikte renkli görüntüler yaşandı. Davete katılan dansçı ve manken Lara Günaydın da organizasyonu renklendirdi. Radyo canlı yayınını dinleyip bayiye gelen müşterilere de sürpriz hediyeler verildi. Satış Müdürü Murat Erkütük ile Radyocu Serkan Kızılbayır, Alfa Romeo ve Jeep markaları hakkında canlı yayında bilgiler verdi.  SERKAN KIZILBAYIR

MURAT ERKÜTÜK

SERKAN KORKUT

SELİM GENÇOĞLU

TARKAN SERENGÜL


davet

Branca Beyaza Büründü ALPER - BEGÜM KENDİRLİ

Branca Cafe&Brasserie ile BOM Dergi, “White Party” konseptiyle renkli bir etkinliğe imza attı. “White Party”nin ev sahipliğini Branca Cafe&Brasserie ile BOM Dergi birlikte üstlendi. Leziz ikramların sunulması ile başlayan davete, Başkent iş ve cemiyet hayatından çok sayıda seçkin isim katıldı. Geceye katılan konuklar ile tek tek ilgilenen Branca Cafe&Brasserie’nin sahibi Murat Paydaş, örnek bir misafirperverlik sergiledi. White Party, DJ Murat Muratlı ile Burak Yalçın’ın keyifli performansıyla hareketlendi. Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Alper Kendirli’nin “Konuk DJ” olarak yer aldığı parti, renkli anlara sahne oldu. 

346

ORBAY - NAZLI DEMİR

ELİF UYSAL

ZEYNEP YAZICI

ZEYNEP ÖZMANSUR


NURSEN ȘENER

GÜZİDE BAȘBİLEN

MURAT PAYDAȘ

YEȘİM ÖNER

GÖKÇE DOĞAR

Davetlilerin, gecenin konseptine uygun olarak kıyafetlerinde “beyaz” rengi öne çıkaracak seçimler yaptıkları dikkatlerden kaçmadı. GÜL BODUR

MELTEM AKȘİN

MÜJGAN GÖRGÜLÜ


bi’dünya müzik

Serkan Kızılbayır serkan@magdergi.com.tr

Rihanna ft. Drake - Work

Yağmurlu Bir Bașkent Akșamında... Yağmurlu bir Bașkent akșamında elimde kahvem önümde tabletimle Tunus Caddesi’ndeki Ot Cafe’den tüm MAG okurlarına merhaba... Haydi ‘’Bir Dünya Müzik’’ ile ısınmaya bașlayalım.. 348


Evlenmene Bak !

Bağdat

Size bir soru sorarak başlamak istiyorum bu ayki yazıma. Son günlerde en çok dinlediğiniz, duyduğunuz şarkı hangisi desem? Evet saydık mı? Hazır mısın? Açıklıyorum ; herkesin ilk üçe koyduğu şarkıların arasında mutlaka ‘’Bağdat ‘’ vardır. Ayla Çelik’e Beyazıt Öztürk’ün de eşlik ettiği şarkı çok sevildi, çok dinlendi. Hem müzik listelerinde hem de dijital ortamda şu sıralarda çok üst sıralarda olduğunu söyleyebiliriz. Beyazıt Öztürk’ü bir kez daha stüdyoya bu şarkı ile sokmayı başaran Ayla Çelik klibinde de yine ünlü şovmenle birlikte kamera karşısına geçti. Bu şarkı daha uzun süre buralarda olmaya, kendini gitgide sevdirmeye devam edecek.

Gıybet Zamanı

Serdar Ortaç albüm yaptıysa artık resmi olarak 2016’nın yaz tarihi atılmalı. Evet Serdar Ortaç bu yaz da çok sevilecek, denize, kuma ve güneşe eşlik edecek albümünü bizimle buluşturdu. ‘’Gıybet’’... On şarkılı ve üç konuklu ki konuklar da iddalı; Mert Ekren, Tan Taşçı ve Suat Aydoğan ile ‘’Gıybet’’ artık hayatımızda. Video klibi ile birlikte şarkının sözleri de ilk çıktığında fazlaca konuşuldu. Yayınlandıktan sonra Twitter üzerinden de TT olan şarkı listelerde de kendini belli etmeye başladı. Yine Serdar Ortaç, yine ne sözleri ne de müziği çok uzaklarda aramamıza gerek kalmadan dinlenecek bir albüm. Bu arada aramızda kalsın şarkı klasik bir Serdar Ortaç şarkısı.

İrem’in şarkılarından birini yayınlarımda mutlaka bir kez çalarım. Her gün ama! Çünkü ayrı bir yaşanmışlık var ki zaten önceki yazılarında da bundan çok söz etmişimdir ‘’ İrem yaşayarak okuyor’’. Ve o İrem yine durmadı eğlenceli bir kliple ben varım dedi. Klibin en büyük sürprizi ise Sinan Akçıl oldu. Klibi izleyin, şarkıyı en az 2- 3 kez dinleyin, dinledikçe o seveceksiniz.

Afitap

Söylemeden geçemeyeceğim; sabırsızlıkla beklediğim isim o. Sıla! Hem sözü hem sesi hem de karizmasıyla o yine sahnede... Geçtiğimiz aylarda hazırlıklarını tamamladığı yeni albümü “Mürekkep”in kapak fotoğrafını sosyal medya hesabı üzerinden paylaşarak büyük merak uyandıran Sıla, yeni albümünün ilk klibini; aynı zamanda çıkış parçası da olan “Afitap”a çekti. Yine sözlerini kendisinin yazdığı, müziği Florent Boshnjanku’ya ait olan, düzenlemesi ise Fatih Ahıskalı tarafından hazırlanan “Afitap” şarkısının klip çekimleri Bedran Güzel’in yönetmenliğinde gerçekleştirildi. Görüntü yönetmenliğini Veli Kuzlu’nun üstlendiği klipte Sıla, farklı imajıyla dikkat çekiyor. “Afitap”ın klibinde Sıla’nın giydiği birbirinden güzel kıyafetler ise ünlü modacı Cengiz Abazoğlu imzası taşıyor. 

YAYINDA BENDEN EN ÇOK İSTENEN 5 ŞARKI ( TÜRKÇE ) 1- Gülden Mutlu & Bahadır Tatlıöz – Uzun Lafın Kısası 2- Sıla - Afitap 3- Murat Boz - Janti 4- Gülden Mutlu & Bahadır Tatlıöz – Hoş Geldin Ayrılığa 5- Simge – Yankı

YAYINDA BENDEN EN ÇOK İSTENEN 5 ŞARKI ( YABANCI ) 1- Dj Vivo - Waka 2- Sia - Cheap Thrills 3- DJ Rasimcan ft. David Jay Dancefloor Murda 4- Drake feat. Wizkid & Kyla - One Dance 5- Rihanna feat. Drake - Work


davet

LEVENT TEKÜN, ALAIN RICCI, JIHAD EL KHOURY, MURAT DENİZ, DANIELE VASTOLO

Nikki Beach Bodrum’dan Şık Tanıtım Nikki Beach Worldwide’ın bünyesinde hizmete giren Nikki Beach Resort & Spa Bodrum’un tanıtımı şık bir geceyle yapıldı. Nikki Beach Worldwide, Türkiye’de açtığı yeni oteli Bodrum Torba’da misafirlerini ağırlamaya hazırlanırken, ilk davetini Esma Sultan Yalısı’nda seçkin davetlilerle gerçekleştirdi. Nikki Beach Hotels & Resorts EMEA Eş Kurucusu ve CEO’su Jihad El Khoury ve Nikki Beach Resort & Spa Bodrum Genel Müdürü Murat Deniz’in ev sahipliğinde düzenlenen davete sosyal yaşam dünyasından çok sayıda isim katıldı. Davetin başında misafirlerine Nikki Beach Bodrum’un bir videosu ile yeni otel ve binası tanıtılırken, Cannes Film Festivali esnasındaki partilerden oluşan bir video ve yeni açılan Nikki Beach Dubai Oteli’nin “Beyaz Parti” ile açılışının videoları da gösterildi. Ardından gece ile ilgili konuşmalara geçildi. Gece boyunca otel hakkında yetkililerden bilgi alan konuklar Nikki Beach Hotels & Resorts’e tam not verdi. Lexus, Douglas ve Pernigotti firmaları da davet esnasında yeni ürünlerini konukların beğenisine sundu. Bu özel davet için Londra’dan gelen Disco Ball Girl Show, geceye özel hazırladıkları disko topunun üstünde özel akrobatik danslarla nefes kesti. Türkiye’nin en önemli elektrokeman sanatçısı Canan Anderson’ın DJ Mert Zeybekçi eşliğindeki şahane performansıyla devam eden gece dünyaca ünlü DJ Doğuş Çobakçor’un eğlenceli müzikleri ile son buldu. 

AHMET - BEGÜMHAN DOĞAN FARALYALI


BEGÜM - ERDAL AYAYDIN

SEMA DOĞAN

MEHMET - HANDE GAMGAM

Nikki Beach Resort & Spa Bodrum’un tanıtım davetine katılan Ralf-Sanem Tezman çifti gece boyunca dostlarıyla birlikte keyifli saatler geçirdi. RALF - SANEM TEZMAN

AHMET ALP, NESLİHAN SADIKOĞLU


davet

ALİ SABANCI

REDA GARGOUR, KAAN SABANCI

ÖZLEM AVCIOĞLU

ARZU KUNT

Doğan Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Doğan Online Yönetim Kurulu Bașkanı Hanzade Doğan ile eși Osman Boyner gecede davetin ev sahiplerinden Nikki Beach Resort & Spa Bodrum hakkında bilgi aldılar.

OSMAN BOYNER, HANZADE DOĞAN

NİL UYGUNER


MİNE KALPAKÇIOĞLU

ÖMER - BEGÜM BALLI

ȘEBLEM DİNÇKÖK

SİBEL KERİMOĞLU, BESTE YURTTAȘ

MURAT DEDEMAN

ELİF DÜRÜST

353


üçüncü göz

Romansın Büyülü Adası

Santorini

Yazın gelmesiyle birlikte geçen ay bașladığım Yunan adaları serime bu ay, dünyadaki en sevdiğim yerlerden biri olan Santorini adasıyla devam ediyorum.

E

sasen bütün Yunan adalarını çok sevmemle birlikte her nedense beni en çok etkileyenlerden biridir bu ada. Volkanik bir ada oluşu, dolaştığınız yerlerin, deniz seviyesinden epey yüksekte olan bir kraterin yarısı suya gömülmüş ağzı oluşu belki de bana çok fantastik geldiğindendir.

Son yıllarda özellikle evlenmek için ve balayı için seçilen ve bu konularda neredeyse dünyanın belli başlı merkezlerinden biri olan

354

bu adada tepedeki manzaraya asla doyamayacaksınız. Özellikle güneşin batışını izlemek ve beraberinde bir kadeh Bellini içmek size kendinizi gerçekten cennette hissettirebilir. Sayısız mitolojik olaya beşiklik etmiş olan Ege Denizi’nin güneyinde bulunan bu ada milattan önceki çağlarda püskürmeye başlamış, çökmüş ve adanın çok büyük bir kesimi sular altında kalmış. Bu çöküşün etkisiyle oluşan tsunami, Girit Adası’nın kıyılarında balıkçılıkla yaşamını sürdüren köylerin yok olmasına neden olmuş.


Peki Santorini’de ne yenir? Tabii ki Yunan mutfağının leziz deniz ürünleri her daim favorimdir. Volkanik topraklar mineraller bakımından da zengin olduğu için şarapçılık ve zeytinyağı ticareti ilerlemiş. Ayrıca gerçekten son derece hoş butikler var. Alışveriş seçenekleri zengin ama lütfen siesta zamanı dükkanlara girmeyin, zira içerisi müşteriyle dolu olsa dahi kapatıp gidip uyuyabiliyorlar. Burayı mutlaka görmenizi ve tepedeki sayısız şık restoranlarda gün batımını mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum. Eğer benim gibi aşağı inişte macera yaşamak istemiyorsanız lütfen gece 12 civarı son seferini yapan teleferiği yakalayınız. Yoksa karışmam, yürüyerek o karanlık ve kokulu yolda inerken beni ve bu uyarımı hatırlarsınız. :) Güzel bir yaz olsun hepinize... 

Ayrıca çökmenin etkisiyle oluşan kalın ve yoğun tozlarla küller, Girit Adası’nın on santimden fazla kül ve tozla kaplanmasına neden olmuş. Tüm bu fantastik ve ölümcül oluşum hikayesine rağmen Santorini belirttiğim gibi günümüzün en romantik ve genç çiftler tarafından en çok tercih edilen lokasyonlarından biri olmuştur. Mimarisi beni her zaman etkiler. Bembeyaz sokakları, evlerin çivit mavisi kubbeli çatıları ve adım başı rastlayabileceğiniz minik kiliseleri gerçekten enfes fotoğraflar çekebilmenize olanak sağlıyor. Oluşumu böylesine dramatik olmasına rağmen adaya özellikle gemiyle gitmişseniz ayak bastığınız andan itibaren çok eğlenceli bir tırmanış ve geri dönüş sürecine de başlamış bulunuyorsunuz. Zira yerleşim merkezinin bulunduğu tepeye çıkmak için iki yol var. Ya teleferikle çıkacaksınız ya da merkeplerin sırtında düşe kalka, dar, kaygan ve size sonsuz gibi gelecek olan merdivenlerden tırmanacaksınız. Ben hayatım boyunca tam iki kez, gece teleferik kapandığı için o merkep pisliklerle dolu merdivenlerden karanlıkta elimde telefon feneriyle inmeye çalışmış ve her ikisinde de görünmediği için bu pisliklere basıp kahkahalar atarak inmiş biri olarak yaşamımın unutulmaz komik anlarını da anılar defterime kaydetmişimdir.

355


davet

Annemin Doktoruyum Acıbadem Ankara Hastanesi uzmanları kendilerini çocuklarına emanet etti.

DR. ARMAĞAN OĞUZ, MERCAN ÖZTÜRK

356

Acıbadem Ankara Hastanesi, uzman kadrosunun çocukları ile renkli görüntülere ev sahipliği yaptı. “Anneler Günü” nedeniyle doktor annelerinin koltuğuna geçen çocuklar, onları muayene etti. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Dermatoloji Bölümü, Nöroloji ve Anestezi Bölümleri uzmanlarının çocukları ile gerçekleştirilen etkinlikte, çocuklar annelerinin yerine geçerek meslekleri hakkında annelerinden uygulamalı olarak bilgiler aldı. Muayene etme tekniklerini anlatan anneler, çocuklarını kendi önlükleri ile karşılarında görünce duygusal anlar yaşadı. Geleceğin doktorları olarak annelerinin karşısına çıkan minikler yetenekleri ile de dikkat çekti. Ultrason görüntülemesinden cilt analizi yapan cihazlara, fizik tedavi uygulamalarından çocuk muayenesine birçok alanda deneyim kazanan çocuklar annelerinden doktorluk mesleğinin inceliklerini öğrendi. 


DOÇ: DR. RANA KARAYALÇIN, CAN KARAYALÇIN DR. BAHAR ÖZNUR, KUZEY ÖZNUR

DR. ESRA MIHÇIOĞLU, ALP MIHÇIOĞLU

DR. NURAL AYDIN, EDA AYDIN

Acıbadem Ankara Hastanesi’ndeki doktor anneler, çocuklarına meslekleri ile ilgili bilgi verdiler. Renkli görüntülere ev sahipliği yapan Acıbadem Ankara Hastanesi’nin minikleri uygulamalı olarak doktor olmanın önemini gözlemleme șansına sahip oldular.

YAĞMUR ÖZÜNLÜ, DR. GÜLEN NEVİN ÖZÜNLÜ


davet

Diyabet ve Obezite Sıklığı Artıyor Acıbadem Ankara Hastanesi Endokrinoloji ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Duygu Yazgan Aksoy, Kadın ve Gençlik Platformu Derneği üyelerini Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları konusunda, hastane konferans salonunda düzenlenen söyleşide bilgilendirdi. DUYGU YAZGAN

NİHAN KARAÇAM SALKAYA

Tip 2 diyabet ve obezite sıklığının tüm dünyada giderek arttığını belirten Aksoy, “Türkiye verilerine bakıldığında 10 yıl öncesine göre her iki hastalığın sıklığının neredeyse iki katına ulaştığı gözlemleniyor. Doğru ve uygun beslenmek, hareketli olmak ve düzenli sağlık kontrolleri bu artışın önüne geçmek için uygulanması gerekenler arasında yer alıyor” dedi. Son günlerde sıkça rastlanan gizli şeker hastalığı ile ilgili de bilgi veren Prof. Dr. Duygu Yazgan Aksoy “Şeker yükleme testi ve insülin direnci kontrolleri aksatılmamalıdır” dedi. Endokrinolojik hastalıklar içinde toplumun önemli bir kısmında bulunan tiroit hastalıkları ve vitamin D eksikliği hakkında bilgi veren Aksoy, tamamlayıcı ve alternatif tıp kavramının ne olduğunu ve doğurabileceği sorunları detaylı olarak anlattı. Gelecekteki hasta-hastalık-hekim ilişkisinde dikkat edilmesi gereken noktaları vurgulayan Aksoy, katılımcıların sorularını yanıtladı. 

RÜVEYDA AKBAY

BUKET AYTAN


söyleşi

Efsanevi Oyuncu İle Next Level’da Keyifli Sohbet Hülya Koçyiğit Anneler Günü için geldiği Next Level AVM’de gerçekleştirdiği söyleşide kendi annesinden ve anneannesinden bahsetti. Türk Sineması’nın efsanevi kadın karakteri olarak hafızalara kazınan Hülya Koçyiğit, keyifli sohbeti ve enerjisi ile dinleyicileri kendine hayran bıraktı. Yoğun iş temposu sebebi ile çocuklarına ayıramadığı zamanı torunları ile telafi ettiğini dile getiren efsanevi oyuncu Koçyiğit, arkadaş seçimlerinde de annelerinin kendilerine yön verdiğini ve hayatlarının her döneminde onun gözünün içine baktıklarını söyledi. Torunları ve ailesi hakkında özel açıklamalarda bulunan Koçyiğit evlenme kararı aldığında annesinin başta karşı çıktığını ancak daha sonra eşini çok sevdiğini söyledi. 53 yıllık sinema kariyerinden de söz eden usta oyuncu Türk Sineması’nın son yıllarda ivme kazandığının ve yeni nesil oyuncuların kendilerini çok donanımlı yetiştirdiklerinin altını çizdi. 

PINAR GÜRER, HÜLYA KOÇYİĞİT


davet

EMRE ÖZTÜRK

Çocuk Felcini Yeryüzünden Silelim ArtAnkara Çağdaş Sanat Fuarı’nda stand açan ve Rotary’nin 30 yıldır sürdürdüğü dünyanın en büyük sivil toplum kuruluşu projesi olan Çocuk Felcine Son (End Polio Now) yararına seksene yakın sanatçı ve koleksiyonerden bağış alan Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü, bu eserleri 1 Mayıs’ta RC Müzayede’de satışa sundu.

Müzayede için eser bağışlayan sanatçı ve koleksiyonerleri Bilkent Otel’de verdikleri yemek ile bir araya getiren Ankara Bahçelievler Rotary Kulübü’nün Dönem Başkanı Emre Öztürk, sanatçılara yaptığı teşekkür konuşmasında sanatçı sorumluluğunun toplumsal duyarlılığı da beraberinde getirdiğini vurguladı. Projeye hem eser bağışlayan hem de yönettiği müzayede ile destek olan Rahmi Çöğendez böyle anlamlı bir projede yer almaktan mutlu olduklarını, sanatçıların bu proje için eser bağışlamaya devam ettiğini ve bu eserlerin ilerleyen günlerde başka müzayedelerde de satılıp gelirinin çocukların aşılanması için Rotary Kulübü’ne aktarılacağını ifade etti. Elde edilen gelir ile 13.500’den fazla çocuk aşılanacak. Yapılan bağışların devam etmesi sayesinde sayının 20.000’e ulaşması hedefleniyor. 

NEVA - RAHMİ ÇÖĞENDEZ

MELTEM - GENCE ERDAĞI


davet

TÜKAL’den Özel Davet

TÜKAL tarafından Türkiye’de yaşayan mültecilerin sosyo-politik sorunlarına farkındalık yaratmak için “Göç” konulu bir konferans düzenlendi. RIZA TÜRMEN

FÜSUN ȘENER

RÜVEYDE AKBAY

“Göç” konusunda sosyal farkındalık yaratmak için Tüm Kadın Lobisi Derneği (TÜKAL) tarafından düzenlenen konferans Ankara Hilton Otel’de yapıldı. Yönetim kurulunda Ankara sosyal yaşamının öne çıkan isimlerinin yer aldığı dernek tarafından düzenlenen “Göç” konulu konferansta, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Eski Yargıcı ve CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen konuşmacı olarak yer aldı. TÜKAL Başkanı Füsun Şener konferansın açılış konuşmasını yaptı. Şener: ”Kendi topraklarımızda onurluca yaşamaktan başka dileğim yok. Pusulamız vicdanımız olmalı. En büyük anıt insandır.” dedi. Rıza Türmen ise göçün ulusal ya da uluslararası bir sorun ve güvenlik meselesi olarak karşımıza çıktığını belirtti. Türmen ayrıca, Suriye’deki savaşın ardından Türkiye’ye göç eden Suriyeli mültecilerin sorunları ve yaşam koşulları ile ilgili bilgiler verdi. 

IȘIK TEKIȘIK

ZEYNEP YAYKIRAN

ELİF BAȘMAN


röportaj

Ünlü Müzisyen Ve Reklamcı

NEJAT ÇARKACI Sevenleriyle Bulușuyor 20 yıllık özlem bitti. Türk pop müziğinin naif sesi Nejat Çarkacı Sevda Yorgunu single çalıșması ile yeniden sevenlerine merhaba dedi. Nejat Çarkacı ile müziğe dönüș hikayesini ve aradan geçen 20 yılda neler yaptığını konuștuk. 362


B

en Sana Doğru” ve “Sar Beni” albüm çalışmaları ile başarılı bir çıkış yakalamıştınız. Özellikle “Akasya Kokulu Yarim” dönemin önemli hit parçaları arasındaydı ve siz bir anda müziği bıraktınız. Nasıl böyle bir karar verdiniz?

Başarılı bir zaman dilimi geçirdim müzik kariyerimde. Akasya Kokulu Yarim ve Özledim parçalarım hit olmuşlardı evet, ancak “Sar Beni” albümünden sonra İstanbul’un o keşmekeş hayatından çok bunaldım ve bir dönüm noktasına geldim. Müzik sektörüne başladığımda hayallerim ve gitmek istediğim bir yol vardı. Kararımı verdim ve Ankara’ya döndüm. Müziği hiç bırakmadım sadece işimin şeklini değiştirdim. Kariyerime farklı bir yön verdim. Bunda da başarılı olduğumu söylemeliyim.

Hayallerim vardı dediniz, hayallerinizin hayatınızı oluşturmada rolü neydi? Bu noktaya gelebileceğinizi hayal ediyor muydunuz?

Hayallerimiz değil midir bizi biz yapan, eğiten, olgunlaştıran? Ben hayal ettiğim şeyler için çok çalıştım, doğru zamanda doğru adımları attım. Örneğin, her gün sabah 08.30’da işimin başında hazır olurum. Günümü planlar ve bu plan dahilinde çalışırım. Şu anda bulunduğum noktaya hak ederek geldiğime inanıyorum. Ankara’da başarılı işlere imza atmış bir reklam ajansım var. Şimdi ise, bıraktığım noktadan müziğe dönüş yaptım. Ben başarının tesadüf olmadığına inanırım. Başarının ardındaki tek gerçek insanın bir hedefi olması ve bu hedefe doğru hiçbir zaman yorulmadan koşmasıdır.

O zaman şunu sormam doğru olacak sanırım. Reklamcı olmak, Ankara’ya dönme kararı aldığınızda aklınızda olan bir şey miydi?

Ankara’ya döndüğümde müziği bırakmadım ama farklı bir boyuta taşıdım. Evde küçük bir stüdyo kurdum, müzik sektöründen sahip olduğum bilinirlik ile markaların kapılarını çalıp onlara reklam jingle’ları yapmaya başladım. İşlerimi bir düzene soktuğumda da 1998 yılında “Jingle Market”i kurumsal bir yapıya soktum ve yedi sene boyunca birçok markaya reklam jingle çalışması yaptım. Bu süreç zarfında asıl hayalim iletişim sektöründe söz sahibi olacak bir reklam ajansı sahibi olabilmekti. Bu hayalimi 2005 yılında “Artifeks Medya”yı kurarak gerçekleştirdim. Artifeks Medya’nın oluşumunu, altyapısını kuran da müziktir aslında. Çok çalıştım, kendi işimde önemli bir kariyer yaptım. Artifeks Medya gibi Ankara’nın önemli reklam ajanslarından birini kurdum. 20 yıl geçti aradan. Nereden nereye! O günden bu güne geçen sürede çok şey değişti hayatımda.

Reklam ve müziğin dışına çıktığınızda hayatınızı nasıl tanımlarsınız? Bu 20 yıllık değişimde neler var?

Dünya tatlısı bir eşim, iki erkek ve bir kızdan oluşan afacanlar çetem var. Mete ve Tuna bu çetenin ilk üyeleri ve de ikizleri. Name ise son üyemiz, prensesimiz. Biz kısa zamanda hızlı büyüyen bir aile olduk. Bu yüzden çok şanslı bir insan olarak tanımlarım kendimi. Çok şükür iyi bir aile olduk. Ufaklıkların oyun konularıyla anneleri, müzikle ilgili konularıyla da ben ilgileniyorum. Eşim de, ben de çocuklarımıza iyi bir gelecek bırakmak istiyoruz ve bunun için çok çalışıyoruz.

Çocukların müzikle arası nasıl?

Şu aralar bizim evde birlikte söylenen tek bir şarkımız var. “Baltalar

elimizde, uzun ip belimizde, biz gideriz ormana hey ormana”. Repertuarımızı geliştirmeye ve yeni şarkılar öğretmeye yönelik çabalarım son hız devam ediyor.

Sizdeki müzik yeteneğini keşfeden kim oldu?

Müzikle küçük yaşta tanıştım. Annemin yedinci yaş günümde hediye ettiği o mandolin sayesinde bugün geldiğim noktadayım. İlk, orta ve lise hayatımda daima müzik ve enstrüman vardı. Üniversiteye kadar çok sesli okul korolarında korist olarak yer aldım ve ardından Hacettepe Devlet Konservatuarı Yarı Zamanlı Koro Bölümü’nde şan eğitimine başladım. Daha sonra Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi Şan Bölümü’nde klasik müzik eğitimi aldım. Ben kendimi hem alaylı hem mektepli olarak görüyorum. Dolayısıyla bu işin mutfağını biliyorum ve bu bana büyük artılar sağlıyor.

Müziği özlemediniz mi bu süreçte?

Müzikten hiç kopmadım ki... Reklam sektöründe de yıllardır müzikle iç içe çalışıyorum. Tabii ki jingle yapmak farklı bir şey ama ajansımın bünyesinde kurduğum bir müzik stüdyom var. İşten arta kalan zamanlarda çalışmalarımı bu stüdyoda yapıyor ve huzur buluyorum. Çoğu zaman kendi şarkılarımı ve birçok markaya yazdığım jingle çalışmalarını ilk bu stüdyoda hazırlıyorum. Ajansın işleri çok yoğun, çok yüksek bir tempoda çalışıyorum ve müzik yaparak da ruhumu dinlendiriyorum.

Single çıkarma kararını nasıl verdiniz peki?

Müziğe böyle bir dönüş için uzun zamandır çevremde ısrarlı bir tavır vardı. Artık zamanı geldi dedim ve kolları sıvadım. Tüm sevenlerim için yeni, sıcak ve naif şarkılar hazırladım.

Son çalışmanızdaki şarkılara nasıl karar verdiniz?

Çalışmamda yer alan iki şarkıyı da seneler önce sakladığım tozlu raflardan çıkardım. Sevda Yorgunu ve Alma Ahımı. İki eserin de söz ve müziği bana ait.

Single çalışmasında kimlerle çalıştınız?

Çalışmada iki değerli aranjör müzisyen Tolga Kılıç ve Nurkan Renda ile birçok ünlü müzisyenin imzası var. Kayıtlarımızı İstanbul Can ve Babajim stüdyolarında yaptık. Her biri kendi dalında efsane olmuş müzisyenlerle çalışma imkanı buldum. Hepsi büyük bir keyifle çaldı ve şarkılarıma kendilerine has nüanslar kattılar. Kemanlarda Gündem Yaylı Grubu, bas gitarda İsmail Soyberk, klasik gitarda Erdinç Şenyaylar, perküsyonda Mehmet Akatay, ud ve cümbüşte Ali Yılmaz, piyanoda Tolga Kılıç ,davulda Erhan Seçkin, Onlar Türkiye’nin çok değerli müzisyenleri. Klip için de Burak Sesli ile çalıştım.

Peki bu single yeni bir albümün habercisi mi?

Ben bu işi keyif için yaptım. Dinleyen herkesin de bu şarkıların içinde kendilerinden bir şeyler bulmasını istiyorum. İlerleyen zamanlarda kısa aralıklarla yeni şarkılar yapmak ve dinleyenlerimle paylaşmak istiyorum. 2017 yılı yaz aylarında üçüncü solo albümümü sevenlerimle paylaşmak istiyorum.

Sevda Yorgunu çalışması sizde nasıl bir duygu yarattı? İki şarkıyı hazırlamam tam dört ayımı aldı. Bu işin her zerresinde büyük bir inanç ve emek var. Dinleyenler için toplam 11 dakika iken benim için neredeyse bir ömür... 


röportaj

MUCİZELERE İNANIN John Of God tarafından Son of Casa de Dom İnacio ünvanını alan tek Türk, ünlü kișisel gelișim ve enerji uzmanı, Evliyalar ve Yücelerle Yașamak kitabının yazarı Can Aydoğmuș’un mucizevi adam John Of God ile gerçekleștirdiği röportajı sizlerle bulușturuyoruz... Okuduklarınıza inanamayacaksınız...

364


J

ohn Of God’ın kim olduğuna geçmeden önce bu ünvanı kimlerin aldığını ve size verilme sebebini öğrenebilir miyiz?

Son Of Casa De Dom Inacio ailesinin oğlu ve oranın bir parçası demek. Genel olarak John Of God ya da oradaki varlıkların geçmiş hayatlarından ruhsal bağlantısı olduğu insanlara veriliyor. Bu ünvanı alan kişi o alanda istediği her yere girmek, John Of God ile istediğinde konuşmak ve orada özel bazı alanlarda oturmak gibi özelliklere sahip olmuş oluyor. Grup liderliği yapabiliyorsun. Özetle oranın, ailesinin bir parçası anlamına geliyor.

John Of God Kimdir?

John Of God Brezilya’da yaşayan 1942 yılında doğmuş, 16 yaşında şifacılığa başlamış, bir trans ve büyük bir dönüştürücüdür. Gerçek adı Joao Teixeria De Faria ancak tüm dünyada John Of God adıyla biliniyor.

Trans ne demektir?

Trans : Allah’ın izni ile yüksek varlıkların kişilere yardım dağıtabilmesi için bir kişiyi kanal olarak kullanması diyebiliriz. John Of God’ı aracı olarak kullanan çeşitli ışık varlıklar, azizler, yüce bilinçler, Hz. Süleyman gibi kutsal varlıklar onun bedenine giriyor ve kişilere yardım ediyor.

John Of God olarak anılmasının bir sebebi var mı?

Dünyanın ünlü ruhsal kişisi olarak adlandırabileceğimiz Chico Xavier tarafından bu isim ona verilmiştir. Chico Xavier 412 kitap yazmış, olağanüstü mucizeleri ile bilinen bir medyumdur. John Of God ismini vermiş ve şu an Brezilya’da bulunan şifa dağıtılacak kristal madenleri üzerinde kurulmuş olan yeri gösteren kişidir.

John Of God bu yola nasıl başlamıştır?

John Of God 6 – 7 yaşında kendi kasabasında ciddi bir fırtına çıkacağını söylüyor. Aslında bir ışık varlık olan bir azize tarafından kanallık yapıyor ve bunu çevresindekilere söylüyor. Herkese söylemesine rağmen kimse onu dinlemiyor... Ardından fırtına çıkıyor ve tabii hoş olmayan bir durum gerçekleşiyor. O günden sonra herkes onun ruhsal yeteneklerini dikkate alıp onu dinlemeye başlıyor. Ve sonra 16 yaşındayken Hz. Süleyman onu kanal olarak kullanıyor ve hasta olan bir kişinin üzerinde çalışıp yardım ediyor. Onun üstüne John Of God’ın görevi ve dünyadaki misyonu başlıyor. O zamandan bu zamana yaklaşık 60 yıldır insanlara yardım ediyor, insanları iyileştiriyor. Aslında sadece fiziksel olarak değil her konuda yardım ediyor. Asla para talep etmiyor. Otuzdan fazla ölmüş doktor ve azizin ruhlarına kanallık ediyor ve şifa verenin kendisi değil, Allah olduğunu vurguluyor, kendisinin sadece bir aracı olduğunu da her zaman dile getiriyor. Hatta gözlerini kapatıp psişik çalışmalar yapıyor ki insanlar birebir bunu onun yapmadığını anlasınlar.

Psişik çalışma nedir?

Hiçbir bıçak ya da alet kullanmadan sadece enerjisel olarak yapılan ameliyattır. Ancak John Of God çocukluğundan beri bunu yaptığı için insanların yaptığı şeyin gerçek olduğunu algılamaları için bıçakla insanların üstünde kesip tümörler çıkarmış ve hiç kan akmamış. Bende orada birkaç tanesi ile karşılaştım. Ancak genellikle insanların üstünde fiziksel bir şey yapmıyor, bunun yapılması taraftarı da değil pek. Onun tercihi, ruhsal varlıkların enerjisel olarak çalışmasına izin vermek. Mesela gece John Of God olduğu yerde uyuyup oradan döndükten sonra MR çektirip vücudunun içinde değişim olduğunu gören kişiler var.

John Of God her hangi bir dine mensup mu?

John Of God hiçbir dine mensup olmadığını, hiçbir din altında çalışmadığını her zaman söylüyor. Ruhsal bilince inanıyor ve esas faydanın her zaman Allah’tan geleceğine inanıyor. Ve o yolda ilerliyor. İnsanların kendi arzuları ile iyileşebileceklerine inanıyor.

Ona giden kişiler hangi amaçlar ile gidiyor?

Aslında sınırlandırmak doğru değil. Her konu için giden var. Her türlü fiziksel, ruhsal hastalıklara sahip olanlar, hayatlarında problem yaşayanlar, para, ilişki ile ilgili sorun yaşayanlar ya da yeteneklerinin daha da açılmasını isteyenler... Dünyanın her yerinden ünlüler, devlet adamları, kısacası dünyanın her köşesinden her türlü kişi geliyor. Yani sınırlandırma yapmak imkansız...

Kişilere ne yapıyor, iyileşmelerini nasıl sağlıyor?

Tamamen kişiye özel bir süreç. Fiziksel rahatsızlığı olana psişik çalışmalar uyguluyor. Bazılarını meditasyon odasına gönderiyor ve ışık varlıklar üzerinde çalışıyor. Bazısı, üzerinde bir dokunuşla değişim yaşarken, bazısı süreç alıyor. Ancak kendisi bunu söylüyor zaten. Kimisinin çok eski karmaları üzerinden varlıklar çalışmaya başlıyor o yüzden süreç alabiliyor. Mesela kişinin karmasında olumsuz şeyler var ise sağlığını, ruhsal dünyasını, parasal hayatını, ilişkilerini her şeyini etkileyebiliyor. Orada 10 bin yıllık karmalarına kadar çalışıyorlar ve hangi frekansta, hangi alanda, hangi durumda, nerede varsa buradaki neye dönüştürülmesi gerekiyorsa değiştiriyor. Tabii ki insanın istemesi ve kendini açması gerekiyor. Bazı insanlarda bir parmak şıklatma kadar sürüyor, bazılarında ise biraz zaman alabiliyor.

Dünyada mucizeler yaratan medyum olarak anılıyor. Orada gördüğün mucizeleri bizlerle paylaşır mısın?

O kadar çok ki. Bir kasaba dolusu mucize. Bazısı tekerlekli sandalye ile gidiyor ve yürüyerek dönüyor, bazısının göz problemi yok oluyor, ağrıları anında yok olanlar... Yani saymakla bitiremeyeceğim şeyler. Mesela beni en çok etkileyen olaylardan birini anlatayım: Brezilya’da bize rehberlik yapan kişi Avustralya’da trafik kazası geçirmiş ve bütün vücudu felç olmuş. Oraya tekerlekli sandalyede gitmiş ve orada iyileşmiş. John Of God ona, “sen burada kal” demiş, o da orada bir otel açmış ve eşi de oraya gitmiş. Şimdi orada yaşayıp kişilere rehberlik yapıyor. Adamın tekerlekli sandalyeli, felçli fotoğraflarını görüp ardından bir de karşımızda koşturup duran halini gördüğünüzde şok oluyorsunuz. İşviçre’de yaşayan Türk bir çift ile karşılaştım. Oraya üçüncü kez geliyorlarmış. Adamın beyninde tümör varmış ve tekerlekli sandalyedeymiş. Son çare olarak John Of God’a gelmişler ve tamamen iyileşmiş. O yüzden her yıl orayı ziyarete geliyorlarmış. Bizim grupla gelen birçok kişi de mucizevi sonuçlar aldı. Tanıdığınız insanlarda bu etkileri görünce tabii ki daha çok etkileniyorsunuz. Bizimle gelen bir aile vardı, çocuklarının beyninde tümör vardı ve bulunduğu yer durumu ile ameliyat olamıyordu. Oradan döndükten sonra tümörün mucizevi bir şekilde küçüldüğünü gördüler. Ve giderek yok oldu. Yine bizim grupta yaşları 40’a yaklaşan ve bir türlü evlenemeyen iki kişi vardı. Bunun için oraya geldiler ve döndükten sonra bir yıl içinde evlendiler. Hatta biri sekiz ay içinde evlendi ve şu an hamile. Tabii ki kişiler bunları utandıkları için açık açık anlatamıyorlar. Bunun gibi birçok olay anlatabilirim.

Ruhsal ya da bu tarz şeylere inanmayan kişiler için ne söyleyebilirsin? İnanmasalar da fayda görebilirler mi? Ben kişisel olarak inanıp giden kişilerin ve buna açık olan kişilerin çok daha fayda göreceğini düşünüyorum ancak herkes fayda


röportaj

buluyor. MS hastası bir kadınla tanışmıştık. Hastalığı, tekerlekli sandalye kullanacak kadar ilerlemiş, doktorlar çare yok demiş. Asla bu tarz şeylere inanmayan hatta bunları safsata bulan bir kadın olduğunu dile getirdi. Oraya gideceği zaman kendi kendine ya buna inanıp deneyeceğim ya da öleceğim demiş. Ve inanıp gitmeyi tercih etmiş. John Of God ona, “burada bir süre kal” demiş. Bir sene kalmış ve her hafta meditasyon yapmış. Bir yıl içinde iyileşmiş ve John Of God, “artık sen git” demiş. O ise oradan gitmek istememiş ve ağlamış. Üç ay sonra anca ikna olmuş, döndüğünde ise bunu göstermek için doktoruna gitmiş, tüm testleri tekrar yapılmış ve sonuç mucize. Hiçbir problem görülmemiş. Doktorlar inanamamış.

Dünyada birçok TV programının onun hakkında programlar yaptığını görüyoruz. Gerçekten ona inanıyorlar mı?

John Of God hiçbir TV programına çıkmıyor, röportaj vermiyor yani tanınmak gibi bir derdi yok. Yıllardır doktorlar, bunu safsata bulan gazeteciler, bilim adamları oraya gidip araştırma yapıp bunun yalan olduğunu kanıtlamaya çalıştı. Ancak her giden etkilenerek ya da tanımlayamayacakları olaylar görerek geri dönmüş. Oprah (Amerikalı, en çok izlenen TV Programcısı) onun hakkında araştırmalar yaptı ve oraya kadar gitti. Araştırmalarda bulunan kişileri konuk aldı. Ve ona nasıl ön yargıyla ya da saçma bularak gittiklerini ve oradan çok büyük etkilerle döndüklerini şaşkınlıkla anlatıyorlar...

John Of God’a nasıl gidebiliyoruz?

Kristal madenleri üzerine kurulu olan Brezilya’da Abadania

kasabasında merkezi var. Herkes oraya istediği gibi gidebilir. Ancak orada birçok süreç var, kişiler tek başlarına gittikleri zaman ne yapacaklarını bilemeyebiliyorlar. Tabii ki oradaki herkes birbirine yardımcı oluyor ancak grup ile gidildiğinde tüm süreçlere daha rahat ve kolaylıkla katılabiliyorsunuz. Ben birkaç yıldır sürekli oraya gidiyorum, gitmek isteyenler ile grup oluşturuyoruz ve oradaki rehberlerden destek alıyoruz. Tecrübeli bir rehberden yardım alarak oradaki süreçlere katılmak çok daha faydalı oluyor. Türkiye’den giden bazı gruplar da olmuş aslında ancak bazı kişiler bu süreçte bile kendi menfaatlerini düşünüp ciddi paralar talep etmişler. Para ödenecek birçok şey çıkarmışlar. Bunu duyduğumuzda bir düzene sokmayı düşündük. John Of God hiçbir zaman para talep etmedi ve asla para talep etmiyor . John Of God’ı tüm dünya biliyor ve ondan yardım almak için gidiyor. Türkiye onu yeni duyuyor ve ben kendi hayatımda çok mucizeler yaşadım, o yüzden herkesin faydalanmasını istiyorum. Brezilya’ya gitmenin ve orada konaklamanın belli bir ücreti var ancak kişiler dikkatli olsunlar. Uçak parası hariç ayrı oradaki rehberlere verilecek ödeme 1900 $ - 2350 $’ı asla aşmıyor. Gidecek kişiler buna dikkat etsin. John Of God Türkiye olarak hem bunu profesyonelce bir düzene sokmak hem de yazılı resmi belgeleri tamamlamak için bir tur şirketi yapıyor. Biz sadece manevi olarak destek oluyoruz. Bu paket iki hafta konaklama, transfer (havaalanı, şelale ulaşımı vb), uçak bileti ve rehberlik ücreti gibi her şeyin dahil olduğu bir paket.

John Of God’ın özel merkezinde ziyaret edileceği Brezilya turu 30 Mayıs – 5 Haziran 2016 tarihleri arasında gerçekleşecek. Brezilya’nın ünlü kristal madenleri üzerine kurulan bu özel arınma ve şifa merkezine düzenlenen bu özel turun her aşamasında, John Of God tarafından Son of Casa de Dom İnacio ünvanını alan tek Türk olan Can Aydoğmuş katılımcılara rehberlik ediyor. Röportaj: Evrim Kayabaş

366


haber

Endeavor Derneği’ne Yeni Başkan Bu sene onuncu yıl dönümünü kutlayacak olan Endeavor Etkin Girişimci Destekleme Derneği 17 Mayıs 2016 Salı günü olağan yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdi. Bu toplantıda son üç yıldır Endeavor Derneği’nin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yapan Murat Özyeğin görevini önceden planlandığı gibi Emre Kurttepeli’ye devretti. Aynı toplantıda derneğin yeni Yönetim Kurulu Başkanı Yardımcısı Zorlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Emre Zorlu atandı. Dernek saymanı ek göreviyle Abraaj Group Türkiye ve Orta Asya Başkanı Selçuk Yorgancıoğlu da Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak devam ediyor.

Molto’dan “Babalar Günü’ne Özel Kısa süre önce Ankara Tepe Prime’da açılan Lokanta Molto, Babalar Günü’nde tüm babalara % 15 indirim yapıyor. Ankara gastronomi sahnesinin en yeni adresi Molto, sizi ve babanızı keyifli atmosferi ve lezzetli menüsü eşliğinde “Babalar Günü”nü kutlamaya davet ediyor… Ankara’ya yeni bir soluk katan Molto, uzun yıllar hafızalarda yer edecek, unutulmaz bir Babalar Günü yaşamak isteyenlere keyifli ve lezzetli bir alternatif sunuyor… Rahatlık ve şıklığın birleştiği, menü, müzik ve dekorasyonun tanıdık olduğu sıcak ve samimi atmosferi ile Molto, unutulmaz bir Babalar Günü vaat ediyor… Babalar Günü yemeğinde tüm babalara %15 indirim yapan Molto, bu özel günde babalarını mutlu etmek isteyenleri Tepe Prime’a davet ediyor.

Bloggerlar Harvey Nichols MAG Lounge’da Sosyal medyada büyük ilgiyle takip edilen bloggerlar Harvey Nichols Mag Lounge’da düzenlenen bir kahvaltıyla yaza “Merhaba” dedi. Harvey Nichols MAG Lounge sosyal medyada ilgiyle takip edilen moda, seyahat ve yaşam bloggerlarını lezzetli bir kahvaltıyla bir araya getirdi. Kahkaha seslerinin sık sık yükseldiği masada bloggerlar gerçekleştirmeyi planladıkları bazı özel projelerinden de bahsettiler. “Yaz kahvaltısı” etiketi altında paylaşım yaparak bu keyifli kahvaltıyı binlerce insanla paylaşan bloggerlar bol bol hatıra fotoğrafı çekmeyi de ihmal etmedi.


röportaj

Sanat Dolu Bir Hayat

HÜLYA KOÇYİĞİT Filmleriyle nesilleri ekran bașından ayırmayan Türk sinemasının bașarılı sanatçısı Hülya Koçyiğit ile sanat yașamından aile hayatına kadar her șeyi konuștuk...

368


K

aç nesil filmlerinizle büyüdük... Sizi büyük beğeniyle izliyoruz yıllardır... Nasıl başladı bu başarılı mesleki serüven?

12 Aralık 1947 İstanbul doğumluyum. Üç kız kardeşin en büyüğüyüm. Küçük yaşlarda fark edilen sanat kabiliyetim daha sonra eğitim alarak devam etti. Ankara benim eğitim gördüğüm şehir. Konservatuarda hem bale hem de tiyatro eğitimi aldım. Çok erken yaşta çok güzel bir tesadüf sayesinde Metin Erksan ile tanıştım ve kendisi Susuz Yaz filminde oynamamı istedi. Ben yetenekli ve sanatçı olabilmek için eğitim almakta olan bir genç kızdım ama yaşım daha küçük olduğu için ne kadar önemli bir iş yaptığımın farkında bile değildim. Susuz Yaz, Berlin’de Altın Ayı ödülünü kazandıktan sonra, bana üstlendiğim görevin ne kadar büyük bir sorumluluk gerektirdiği hatırlatıldı. Özellikle annem: “Türkiye’deki tüm genç kızlar için artık bir rol modelsin, senin her şeyin takip edilecek, böyle bir sorumluluk yükleniyorsun” diyerek bana hep destek verirdi. Yine erken yaşımdayken bir de evlilik yaptım ve bildiğiniz gibi Gülşah’ı dünyaya getirdim. O da çok yetenekli bir çocuktu ve “Gülşah Film” adında bir film şirketi kurduk. Eşimle beraber Gülşah ile bir iki film yaptık; onun yeteneği ve sevimliliği o filmlerin çok başarılı olmasını sağladı. Böylece bugün 53 yıldır sinema hayatı devam eden bir sanatçı olarak sizlerleyim.

Hülya Koçyiğit nasıl bir anne, bu yoğun iş temposunda çocuklarınıza nasıl zaman ayırdınız? Anneler Günü söyleşisi için buradasınız, nasıl bir anne olarak değerlendiriyorsunuz kendinizi?

Gülşah’ı dünyaya getirdiğim zaman 21 yaşındaydım. Kariyerimin en parlak, en zirve dönemlerindeydim ve çok yoğun çalışıyordum. Neredeyse her gün setteydim, hatta bazen İstanbul’un dışında bile çekim yapıyorduk, Anadolu’yu dolaşıyorduk. Hep bir özlem, hep bir yetememek, hep bir ihtiyacı olduğunda yanında olamamak kompleksleri ile geçirdim o yılları... Her defasında Gülşah’a bunu hatırlattım dedim ki: “Yanında olmadığım zamanlar üzülüyor musun, benim yokluğumu hissediyor musun? Baban beni aratmamaya çalışıyor sana...” diyordum, o da: “Hayır anne” diyordu. Ama yine de spor müsabakasında aldığı başarıda bile yanında olamadığım ya da okuldan her gün benim alamadığım zamanlar onda hep bir eksiklik yaratmıştır diye düşünerek günlerimi geçirdim. Daha sonra o da çalışan bir kadın olarak anne olduğu zaman; “Evet anne, artık seni çok iyi anlıyorum, iyi ki böyle yapmışsın, bana güzel bir istikbal hazırladın, iyi bir eğitim verdin. Neden bu kadar çok çalıştığını şimdi daha iyi anlıyorum” dedi. Ben de şimdi onun acısını torunlarımdan çıkardım. İlk torunum dünyaya geldiği zaman eskisi kadar çok çalışmayacağımı, kendime daha çok zaman ayıracağımı ve Gülşah’a olan borcumu bir şekilde ödeyeceğimi söyledim kendime ve torunumla daha çok meşgul oldum. Açıkçası annelikten çok anneannelik yaptım.

Türk sinemasının gelişimini geçmişten bugüne nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok olumlu, çok parlak ve çok iyi yerlerde. Tabii ki daha da büyük başarılar istiyoruz. Daha büyük başarılar derken, uluslararası festivallerde çok iyi neticelerle dönüyoruz ama daha çok istiyoruz ki, halkın gittiği sinema salonlarında filmlerimiz gösterilsin. Dolayısıyla sinemamızın çok iyi bir yer olduğunu düşünüyorum ama ticari anlamda da ülkemize daha da katkısı olsun istiyorum.

Beğendiğiniz, takip ettiğiniz, kendinize eş değer gördüğünüz yeni nesil oyuncular var mı?

Var tabii ki ama isim vermeyi sevmiyorum, kalp kırarım diye korkuyorum. Fakat gençlerimiz gerçekten çok başarılılar, işlerini çok ciddiye alıyorlar, asılıyorlar ve kendilerini yetiştirmek için kurslara gidiyorlar. Birçoğu Amerika’ya gidip hocalardan ders alıyor ve gerçekten mesleklerini saygıyla yapıyorlar. Yarına bu gençler kalacak. Oyunculuk dışarıdan çok cazip görülen bir meslek ama içine girdiğinde heves ettiği gibi olmadığını, çok ağır bir iş olduğunu gören birçok genç vazgeçip yarı yoldan dönüyor. Ama sabırla ve içlerindeki tutkuyla mesleğine bağlananlar elbette ki yarına kalacaktır.

Bu zamana kadar aldığınız rollerde sizi en çok etkileyen, kendinizi en yakın hissettiğiniz karakter ve sizi en çok zorlayan sahne hangisiydi?

Çocukken hep öğretmen olmanın hayal kurardım, o yüzden öğretmen karakterinde oynamayı çok sevdim. Özellikle içlerinden bir tanesi beni çok etkilemişti. Vurun Kahpeye adlı romandan filme aldığımız Kurtuluş Savaşı’nda öğretmenlik yapan Aliye öğretmen... O beni çok fazla etkiledi, ona kendimi çok yakın hissettim. En çok zorlandığım karakter ise, Halit Refiğ ile yaptığımız Karılar Koğuşu filmindeydi. Orada ben alışılagelmiş karakter tiplerinden çok daha farklı bir rolü üstlendim. 1940’larda Anadolu’da bir genel ev patronunu oynadım. Bu karakteri anlayabilmek, hazmedebilmek, onu ifadelerime dökebilmek ve böyle bir rolün üstesinden gelebilmek için sarf ettiğim çabayı şimdi hatırlıyorum da bayağı zorlanmıştım.

Yeni projeleriniz olacak mı, hem sinema hem de dizilerde sizi ekranlarda görebilecek miyiz?

Hiç ummadık bir anda, bir sürpriz yapabilirim. Ama bu tamamen ekibe, senaryoya ve bana biçilen role bağlı. Yani sıradan bir şey olmadığı an, her an olabilir.

Keşke oynasaydım dediğim bir rolünüz oldu mu?

Mesela çok takdir ederek izlediğim, çok başarılı bulduğum hatta bunları kendi yüzüne de söylediğim biri var... Diriliş dizisinde Hülya Darcan’ın canlandırdığı rol, müthiş bir yol bir oyuncu için. Mesela öyle karakterde birini oynamak isterdim. Türklerin kadına ne kadar değer verdiğini anlatan bir dizide, bir kadın yöneticiyi oynamak isterdim.. 


davet

BURCU ATEȘ

ELÇİM ÇOL

ERCAN KAHRAMAN

KORAY KARTAL

TÜGİAD’dan Network Etkinliği Türkiye Genç İş Adamları Derneği Ankara Şubesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen TÜGİAD Business Network etkinliğine bir yenisi daha eklendi. Geleneksel olarak düzenlenen etkinliğe TÜGİAD üyelerinin yanı sıra Ankara iş dünyasının da ilgisi yoğun oldu. Başkent’te iş adamlarının birbirleriyle tanışmasını ve kaynaşmasını sağlamak, iş birliklerini artırmak için düzenlenen etkinlik oldukça verimli ve keyifli geçti. Ev sahipliğini Azmi Kelemcisoy’un yaptığı davet Borusan Oto Çankaya’da gerçekleştirildi. 

370

TÜRKER NASLI

NESLİHAN ALKAN GÖRKEM

SEFA ÇOL

AZMİ KELEMCİSOY


davet

Volvo’dan Şık Lansman Ünlü İsveç otomobil markası Volvo ve onun Türkiye’deki ilk yetkili satıcısı olan Grup Volvo, Hilton Otel’de gerçekleşen lansmanıyla şık bir davete ev sahipliği yaptı. Son model araçların yer aldığı lansmanda konuklar otomobilleri dikkatle inceledi. Araçlarla fotoğraf çektirip sosyal medyada paylaşan misafirler bu anı ölümsüzleştirdi. Eurovision 2016 Yarışma Finali için Ankara Hilton Otel’de naklen yayın ve yayın esnasında sunulacak bir kokteyl davetiyle Volvo severleri bir araya getirdi. Büyük ilgi gören lansman konuklar tarafından tam not aldı. 

HAKAN METİN ÖZDEMİR

NİL DOĞANTEPE, ALPER GEDİKKAYA, HAKAN METİN ÖZDEMİR, KESKİN KILIÇ


Kișiye Uygun Egzersiz Bob Gym spor merkezinin sahibi Barıș Okan Belovacıklı, kișinin klinik durumuna göre uygun egzersiz programlarının sağlık üzerindeki önemini vurguluyor.

Ortopedik olarak bel ve boyun rahatsızlığı olan kişilere zarar verecek olan şey direnç egzersizleri değil, tam aksine egzersiz yapmamak ve hareketsiz kalmaktır. Omurgadaki her türlü ortopedik rahatsızlığın çözümü için mutlaka fizik tedavi ve kuvvetlendirme egzersizleri yapılmalıdır. Omurgasını kuvvetlendirmeyen bir kişi ilerleyen zamanlarda çok daha ciddi rahatsızlıklarla karşı karşıya kalacaktır.

Sonuç olarak; bel ve boyun rahatsızlıklarında asıl tehlike yaratan ağırlık antrenman ve ekipmanları değil, hareketin yanlış uygulanması, kişinin ihtiyacına ve seviyesine uygun olmayan yanlış dizayn edilmiş ve yanlış belirlenmiş antrenman şiddetidir. Bu nedenle herhangi bir ortopedik rahatsızlığı olan kişiler mutlaka işin uzmanı eğitmenlerle çalışmalıdır.

Vücut kas kütlesini artırmak için yapılan egzersizler ile kilo vermek için yapılan egzersizler arasında fark var mıdır? Vücut kas kütlesini artırmak veya vücut yağ yüzdesini düşürmek amacıyla yapılan ağırlık egzersizleri arasında

advertorial

B

el ve boyun rahatsızlığı olan kişiler için ağırlık antrenmanı yapmak uygun mudur?


hiçbir fark yoktur. Genellikle, insanlar arasında ağırlık kullanılarak yapılan egzersizlerin kasları büyüttüğüne dair yanlış bir inanış vardır. Oysaki, kas kütlesinin büyüklüğünü belirleyen, kullanılan direncin büyüklüğü ve kaslara uygulanan direncin şiddetidir. Aslında yapılan her türlü egzersizle kaslarınıza bir ağırlık taşıttırmış olursunuz. Örneğin; 60 kg ağırlığındaki bir kişinin yürüyüş egzersizi yapması aslında bacaklarıyla 60 kg’lık bir yükü kaldırması anlamına gelmektedir. Ayni kişi fitness makinalarını kullanarak bacaklarını daha düşük yoğunluktaki ağırlıklarla da çalıştırabilir. Bu nedenle az önce de bahsettiğim gibi kas kütlesini büyüten, antrenmanın niteliği değil niceliğidir. Aynı egzersizleri yapan iki kişi kaslarına uyguladıkları dirence göre birbirlerinden çok daha ince veya çok daha büyük görünebilir.

Kalp ve damar rahatsızlıkları olan bireyler egzersiz yapabilir mi?

Uzun yıllar kalp ve damar rahatsızlıklarına sahip bireylere, daha hareketten uzak, durağan, temposu düşük bir yaşam sürmeleri tavsiye edilirken son on yılda yapılan çalışmalar, egzersizin bu tip rahatsızlıkların tedavisinde ilaçlar kadar hayati fayda sağladığını göstermektedir. Yani, düzenli ve uygun şekilde yapılan egzersizin kalp ve damar hastalıklarını sadece önleme aşamasında değil, tedavi aşamasında da olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. Ama burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, egzersiz programına başlamadan önce gereken testlerin ve tetkiklerin yapılması ve akabinde doktor ile spor eğitmeninin hastaya uygun egzersiz programını hazırlamak konusunda istişare halinde olmasıdır. Kişiye uygun olarak hazırlanmış egzersiz programı, deneyimli bir eğitmen kontrolünde uygulanmalı ve böylece kişiye uygun kalp hızının egzersiz süresince sürekli olarak takip edilmesi sağlanmalıdır. Egzersiz, klinik durumunuzu olumsuz yönde etkilemeden, sizin için yararlı olabilecek en üst seviyede düzenlenmelidir. Yani hem güvenli hem etkili olmalıdır.


davet

Çol Ailesinin Mutlu Günü Türkiye Genç İş Adamları Derneği Ankara Şubesi Eski Başkanı Sefa Çol, eşi Nagehan Çol için çocukları ile birlikte sürpriz bir doğum günü partisi düzenledi. Ankara sosyal yaşamının tanınan isimlerinden Nagehan Çol, yeni yaşını eşi ve çocuklarının organize ettiği sürpriz doğum günü partisiyle kutladı. Çayyolu Behzat Restoran’da gerçekleşen kutlamaya Çol çiftinin yakın arkadaşları katıldı. “Mutlu Yıllar Seni Çok Seviyoruz Canımızsın Nagehan” yazılı pastasının mumlarını alkışlar eşliğinde söndüren Nagehan Hanım, bu gecede kendisini yalnız bırakmayan tüm dostlarına teşekkür etti. 

374

SEFA - NAGEHAN ÇOL

SENA, YUSUF ÇOL



davet

OSMAN, SOFİYA SERHATLI

NİHAN - CENK TANGİL

SEYHAN AZGINOĞLU

Sefa Çol’un, eși Nagehan Çol için hazırladığı sürpriz doğum günü partisinde Nagehan hanımı yakın arkadașları yalnız bırakmadı.

TÜRKER NASLI

NESLİHAN - GÖKHAN GÜRKEN



davet

SERDAR - DENİZ KÖPRÜLÜ

GÜRBÜZ - TUĞBA BEKİȘ

lası için Daha faz /MAGonline m .co facebook

378

ÇİĞDEM ÇAĞLAYAN GÖKÇEN

ȘAMİL, HACER YETİȘ

ELÇİM ÇOL



röportaj

Cenk Erdem

cenkerdem@magdergi.com.tr

“Kalbiniz açıksa tüm acılara ve talanlara da açık oluyorsunuz.”

Kalbi Tamamen Açık

CEYL’AN ERTEM Hepsi birbirinden orijinal șarkılarla bugüne kadar 4 albüm yaptı… Kendine has tarzıyla yıllardır șarkılarını, albümlerini, konserlerini takip eden sağlam bir kitlesi de var ancak yeniden yorumladığı șarkılarla son cover albümü “Yuh” Ceyl’an Ertem’e popüler kültürde daha çok yer açıyor. Bergen’den, Sezen Aksu’ya, Bulutsuzluk Özlemi’nden, Așık Mahsuni’ye Ertem’in tüm yorumları nefis… Nitekim Ertem’in proje albümü “Yuh” yayınlandığından beri hayranlarının sayısı katlanarak büyüyor. Velhasıl șarkı söyleyișindeki içtenliği bambașka… Hem isyankar ve güçlü hem de kimi zaman așkın acısından nasibini almaya açık saf haliyle durușu da müziği gibi alternatif… Müziğine kattığı caz havasından tutun alternatif rock tadına kadar türlerle de güzel sesiyle de oynuyor. Ceyl’an Ertem kalabalıkları așka getiren harika bir konser yıldızı, art arda verdiği konserlerle de tüm Türkiye’yi dolașıyor. Șarkılarıyla, müziğiyle, son albümüyle ve tüm içtenliğiyle daha yakından tanımak üzere sorularımı sormuș oldum… 378


A

lternatif tarzınıza sağlam müzik çevresi hep bayılıyordu ama yeniden yorumlanan şarkılar size popüler kültürde daha çok yer açıyor diyebilir miyiz?

İlk günlerden beri yeniden yorumlara açığım. Neşet Ertaş’tan, Bergen’e, Sezen Aksu’ya, Bulutsuzluk Özlemi’ne, Ortaçgil’e, Umay’a… Bende izi olan onlarca şarkı yazarının, ozanın şarkılarını söylemekten çok büyük bir haz aldım. Orijinal şarkılarımı da bilen, albümleri de takip eden çok sayıda dinleyicim var. İkisi birbirini destekliyor. Kimin, nereden, öncelikle hangi performansımı duyduğu çok da mühim değil sanırım. Çünkü samimiyeti fark eden, tüm işlerinizi merak edip kulak açmaya başlıyor. Bu iyi bir şey…

O, çok ses getiren Yıldız Tilbe şarkısına yorumunuz şarkıyı daha protest bir yere taşıyor, peki siz Yıldız Tilbe’den aldığınız ilhamı nasıl tarif edersiniz?

inanan, biraz gücenik, biraz deli dolu bir kalabalık görüyorum karşımda. Özellikle kadın ve eşcinsel dinleyicilerim böyle.

Nükhet Duru ile o meşhur “Sevda” şarkısına yorumunuzun video kaydında Nükhet Duru siz şarkıya girdiğinizde çok hayran bakıyor, siz kimlere hayransınız? Nükhet Duru’ya, zaten hayranım… Ben sanırım işini, aşkını çok önemseyen, tırnaklarıyla kazıyarak, ilmek ilmek dokuyarak bir yerlere gelmiş, sevgi dolu, ne kadar acısı/derdi olursa olsun bununla kimseyi ezmeyen, hafif yaşayan, vicdanlı ve adil olmaya çabalayan herkese hayranım.

Bu bir hamal amca da olabilir, dev bir sanatçı da olabilir. Her alanda hayran olduğum onlarca müzisyen, ressam, zanaatkar, usta, şair, yazar var. Saymakla bitmez. Ama en çok güzel gözlü hayvanlara hayranım. İnsan olamadı, üstün ırk hayvanlardır.

Kendinizi tarif ederken bir yerlerde “Heidi” gibi mutlu diyorsunuz ama sizdeki o Heidi gerekirse dedesine de kafa tutmaz mı?

Çok içten ve gerçek bir kalp… Şair. Sevgi ile bakıyor gözlerine, üstelik karşılık beklemeden. Ama tabii o gözlere karşılık vermeden duramazsınız. Öylesi açık kalpli olmayı istiyorum. Çünkü iyi şarkıcılığın yolu buradan geçiyor. Ama kalbiniz açıksa tüm acılara ve talanlara da açık oluyorsunuz. Bir seçenek bu, ya varsındır ya gözün yemez.

Ah öksüz, yetim Heidi’cik… Ondan kastım, Heidi gibi her güne mutlu uyanan bir enayi olduğum. İyi olmak zorundayız. Olanları asla unutmadan yeniliğe doğru akmak zorundayız.

Son albümünüzün adı çok güçlü bir sesle toplumca yorulduğumuz tüm arızalara “yuh” diyor sanki; bu anlamda bir tür terapi sayılmaz mı?

Konserlerde de böyle söylüyorum. Yüzlerce genç arkadaşım, yaşıtım, büyüğüm, başka başka yüzlerce hayat, bakış var karşımda. Hepsine diyorum ki ‘Çok kırıldınız, yoruldunuz. Haydi şimdi bu muhteşem Aşık Mahsuni Şerif türküsü ile deşarj olalım. Yuh! diyelim olana bitene.’ Mesela Bergen’in şarkısını, özellikle Bergen’in kadına yönelik şiddetle ilgili trajik hikayesinden yola çıkarak seçtiniz, değil mi? Evet. Ve elbette şu neden de var; “Sen benim yüzüme asit atsan da ben sahnedeyim” demiş, diyebilmiş. Güç, cesaret, vazgeçmeyiş... O tavrın hastasıyım.

Konserleriniz ardı ardına tüm Türkiye’yi dolaşıyor, peki dinleyici profilinizde ortak neler görüyorsunuz?

Genellikle barış yanlısı, hepimizin kardeş olduğunu düşünen, aşkı ve aşk acısını seven, ütopyaların var olduğuna ve güzel olduğuna

O kadar farklı şehirde o kadar konser alanında sahneye çıkıyorsunuz, sahneye çıkmadan bir ritüeliniz var mı?

Sahneye çıkmadan evvel biraz depresif, melankolik bir hale bürünüyorum. Neden çözemedim. Bu nedenle yalnız kalmak iyi geliyor.

Misafir çok seviyormuşsunuz; bir gece dünyaca ünlü kadınlar size misafir olacak olsa çaya kimler gelsin isterdiniz? Müzeyyen abla (hayal bu ya), Pj Harvey, Yıldız abla, Sezen Aksu, Meredith Monk, Girija Devi, Abida Parveen, Tomris Uyar, Janis Joplin uzar gider…

Bir dünya müziği yıldızı havanız var. Yasmin Levy gibi, Mariza gibi dünya müziği yıldızlarını dinliyor musunuz?

Teşekkür ederim. Ama Yasmin Levy’i de Mariza’yı da pek dinlemem.

Sırada neler var?

Yeni albüm! Ekim ayında kayıtlara başlıyoruz. 


haber

Yıl Sonu Sergisi Gaziosmanpaşa Meslek ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin hepsi bu yıl seçtikleri bir il hakkında kimlik çalışması yaptılar. Öğrenci ve öğretmenlerin ev sahipliği yaptığı şık sergide, öğrenciler, il çalışmalarını “Yıl Sonu Sergisi” adı altında Ankaralı sanatçılarla paylaştılar. Öğrenciler, renkli ve zevkli sanatsal çalışmaların yer aldığı sergi için tüm yıl özenli bir şekilde çalıştıklarını belirttiler.

Avrupa’nın En Büyük Estetik Merkezi Ankara’da Üç kadın girişimci, Ankara’ya Avrupa’nın en büyük estetik merkezini kazandırdı. ESSİ Güzellik Akademi, Ankara’nın Çukurambar semtinde açıldı. Açılışı, Kırıkkale eski Valisi Ali Kolat ve eşi İlksen Kolat, Kırıkkale emekli Garnizon Komutanı Mehmet Kaya ve eşi Aysel Kaya TOBB Kadın Komisyonu İcra Kurulu Başkanı Serpil Polat ile Türkiye Enerji sektöründeki tek kadın girişimci ve Türkiye 2014 en başarılı kadın girişimci ödülüne sahip Göknur Atalay yaptı. ESSİ Güzellik Akademi, kozmetik ve sağlıklı yaşam alanlarında hizmet verecek ve Milli Eğitim Bakanlığı onaylı güzellik uzmanları yetiştirecek.

Miniklerin Eğlenceli Günü Ankara’nın gözde alışveriş merkezi Next Level AVM, 3. Bale Festivali’ne ev sahipliği yaptı. Nesibe Aydın Eğitim Kurumu, Oya Akın Koleji, Fame Dans Stüdyosu öğrencileri gibi baleye gönül vermiş ve ilgiyle takip eden öğrencilerin yer aldığı festivalde minikler hünerlerini sergiledi. Renkli görüntülerin yaşandığı Bale Festivali’nde çocuklar oluşturdukları koreografilerle izleyicilerden sık sık alkış aldı.

Yöresel Lezzetlerle Sezon Finali Sefireler veda kahvaltısı için Harvey Nichols MAG Lounge’da bir araya geldi. Farklı ve doyurucu kahvaltı menüsü ile konuklarına lezzet şöleni yaşatan Harvey Nichols MAG Lounge, elçi eşlerini ağırladı. Sezonun son kahvaltısını gerçekleştiren sefireler lezzetli ve sağlıklı kahvaltı menüsü hakkında bilgi aldı. Uluslararası Sağlık Derneği Genel Başkanı Fulya Sağlık’ın ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğe İtalya’dan Almanya’ya, Finlandiya’dan Sırbistan’a birçok ülkenin büyükelçi eşleri katılım gösterdi. Coğrafi işaret almış yöresel Türk peynirlerinin tadımının yapıldığı kahvaltıda organik olarak hazırlanan özel peynirler tanıtıldı. Menüde bulunan Şavak tulumu, Van otlu peyniri gibi yüzde yüz doğal ürünlerden yapılan peynirler elçi eşlerinden tam not aldı. Peynir tüketiminin sindirimi ve sağlıklı yaşamayı desteklediğini dile getiren Fulya Sağlık, bol bol peynir tüketilmesi gerektiğinin altını çizdi.

380


haber

Sanatın İyileştirici Gücü Meme kanserinde erken teşhisin önemine dikkat çekmek ve sanatın iyileştirici gücüne vurgu yapmak amacıyla kanserle savaştığı süreci yaptığı heykeller aracılığıyla sanatla bütünleştiren Özge Günaydın’ın “Kansere Göğüs Ger” isimli heykel sergisi özel bir davetle sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Shangri-La Bosphorus Otel’de düzenlenen davete iş, sanat ve sosyal yaşam dünyasından ünlü isimler katıldı. Küratörlüğünü Didem Çapa’nın yaptığı serginin organizasyon koordinatörlüğünü BİKAP Kurucu Başkanı Bilge Eren, katalog çalışmalarını da BİKAP Yayınları üstlendi. Sergide yer alan parçalardan özel mücevherler tasarlayarak eşsiz bir koleksiyon hazırlayan Lion Diamond’ın sahibi Öznur Yakın ve serginin tüm organizasyonunu üstlenen Lavin Event de güç birliği yapan isimler arasında yer aldı. Buket Dereoğlu ve Özgür Özgülgün’ün sunumuyla gerçekleşen sergide satışı gerçekleştirilen eserlerin ve Lion Diamond’ın sergi için hazırladığı özel koleksiyondan elde edilen gelirlerin tümü 26 yıldır bilimsel ve toplumsal faaliyetlerle hizmet veren Seneloji Derneği’ne bağışlandı.

Maison 203 Türkiye’de Uluslararası tasarımcılar Orlando Fernandez Flores ve Lucia De Conti tarafından 2011 yılında kurulan Maison 203, yenilikçi 3 boyutlu baskı teknolojisi kullanılarak yapılan çağdaş mücevher ve aksesuar koleksiyonları ile artık Türkiye’de. Çağdaş mücevherlerin yapımında kullanılan yenilikçi 3 boyutlu baskı tekniği, düşünceyi dijital ortamdan somutluğa taşıyan, yaratıcılık ve çözümleri mükemmel bir denge içinde birleştirerek sonsuz biçimsel özgürlüğe ulaştıran yol olarak tarif edilebilir. Dijital işçiliğin gerçek ifadesi olan, Maison 203 markalı mücevher ve aksesuarlarda poliamid esaslı materyal kullanılıp ayrıca özel metal koleksiyonu pirinç, altın kaplama ve çelik gibi metallerden oluşmaktadır. 3 boyutlu tekniği gereği sınırlı sayıda üretilen, yontulan ve elle boyanan her parça birer sanat eseri özelliği taşıyor. Belirleyici kişilik ve güçlü bir estetik etki yaratan teknolojik ve sanatsal koleksiyonlarıyla Maison 203 tasarımları tüm dünyada satılıyor. Maison 203 ürünleri 4 Haziran 2016 tarihinde de İstanbul Modern Mağaza’da ilk kez tasarım severlerle buluşacak. Takılarınızı farklı bir boyuta taşımak için sizleri bekliyoruz.

Preciosa Online Mağazası Türkiye’de Preciosa, CZ Group Distributörlüğünde Türkiye pazarına yeni adım atsa da cam işleyiciliği ve kristal takı üretiminde dünya ölçeğinde büyük üne sahip. Öyle ki cam işçiliği ile ilgili tecrübeleri 14. Yüzyılın başlarına ulaşıyor. Hong Kong, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri, Rusya, Singapur, ABD ve Büyük Britanya gibi dünyanın en önemli yerlerinde ticari temsilcilikleri bulunan Preciosa, Türkiye pazarına geniş online alışveriş ağı sayesinde müşterilerinin isteklerini eksiksiz bir biçimde karşılayarak onlara dünyaca ünlü bir markadan alışveriş yapmanın keyfini ve tecrübesini sunuyor. Çek Cumhuriyeti’nin en büyük Çek Kristal Takı üreticisi ve ihracatçısı Preciosa, ‘preciosatr.com’ isimli online alışveriş sitesi ziyaretçilerine sonu olmayan farklı tasarımları ve eşsiz estetiği ile ayrıcalıklı alışveriş imkanları sağlayan interaktif bir alan sunuyor.


MAGastroloji

Aylin Yıldız aylinbulent@mynet.com

Mars Retrosu Bizi 4 Ocak /5 Mart Tarihlerine Geri Döndürecek Mars’ın Akrep burcundaki 27 Mayısta bașlayan transiti Haziran ayı boyunca devam edecek. Kaçırdığımız konularda yeniden efor sarf etmemizi isteyen Mars, bizi 4 Ocak, 5 Mart tarihlerine geri götürerek yeniden mücadele gücümüzü sınayacak. Bu defa sinirlenmeden üstümüze düșeni yaparsak oyunu biz kazanabiliriz.

382


Mars retrosu iki senede bir gerçekleșir, hakikaten zorludur, sabır çatlatan türdendir; agresifliği, öfkeyi artıran zor bir enerjidir. Mars, gergin açılarında ve retro zamanlarında, insanın gözünü körelten bir istek așılayan, öfke içinde pișman eden çıkıșlar yaptırabilen bir gezegendir. Ayrıca retro Mars temsil ettiği konularda engellerle karșılașma getirir ve insanın hareket özgürlüğünü kısıtlar, baskılar. Hedefleri temsil eden gezegenlerden biri olarak, ortaya koyduğunuz hedefleri gerçekleștirirken çıkacak aksiliklere șimdiden hazır olun. İstediğiniz bir șeyi Mars retro döneminde elde edemeyeceğinizi, bunun için sabırla ve gayretle devam etmeniz gerektiğini, sonucunu almak için zamanını beklemeniz gerektiğini bilin. Siz çabanızı gösterin ve gerisini zamana bırakın, özetle. Mars retro döneminde șartları itelemeyin dıșarıdan, zorlamayın, ters teper bir șeyler... Hedefinize ulașabilecekken, tam tersine bozarsınız bu șekilde. Mars retro döneminde, öfke kontrolüne de mutlaka dikkat edin. Öfkeli çıkıșlar, insanı pișman edecek sonuçlara götürebilir, kișinin elinden bir kaza çıkabilir, aman dikkat. Ayrıca Mars retro zamanlarında, trafikte sorunlar, makinelerle ilgili sorun, kaza risklerine de dikkat etmek gerekir. Mars’ın sabırsızlık veren enerjisi kișiyi dalgın ve sakar yapabilir çünkü.

Koç (21 Mart - 20 Nisan) Terazi (23 Eylül - 22 Ekim) Güçlü arzular elde etmek için savaşma zamanı... Ödenmemiş borçPara için mücadele zamanı... Mars retrosu, sahip olduğumuz değerlar ve tahsil edilmemiş alacaklar gündeme gelebilir. Mars retrosu, ortaklaşa para alanlarında, miras, vergi, konularında, cinsellikte ve ölüme dayalı iş ve konularda sorunlar yaşanmasına neden olur. Tehlikeli konu ve olaylarda kişi, burada daha temkinlidir ama bilinçsizce bu alanlara doğru çekilmeler yaşayabilir.

lerimizde, parasal konularımızda bir takım ertelenmeler, gecikmeler yaşamamıza neden olabilir. Bu alandaki mücadelelerimiz karşılığını istediğimiz gibi vermez, zira biz bir yerlerde yeteri kadar mücadele etmiyoruzdur. Pratik konularda veya para meselelerinde kişi risk almayı sevmez. Her konuda ince eleyip sık dokur.

Boğa (20 Nisan - 21 Mayıs) İlişkilerde rekabet ve hırs zamanı... Eski düşmanlıkların yeniden

Akrep (22 Ekim - 22 Kasım) Kendi bildiğinde diretme zamanı... Mars retrosu, kişinin enerjisini,

canlanabileceği ya da kişinin özel hayatında, birebir ilişkilerinde veya ortak paylaşımlarında sorunlar yaşayacağı bir dönem olabilir. Kişi partneriyle kavga etmez, kavgayı içinde yapar, bu da enerjiyi gereksiz yere içinde biriktirmesine neden olur. Hayat boyu yasal konularda problemler veya aksilikler yaşayabilir.

İkizler (21 Mayıs - 21 Haziran) Tutkuyla çalışma zamanı... Mars retrosu, şş, hizmet ve sağlık

alanlarındaki mücadele ve girişimlerinde sorunlar çıkartır. Kişi bu alanlarda ne yapacağını bilir ama bunu tam anlamıyla nasıl göstereceğini ve mücadele edeceğini bilemez. İş yaparken başkalarına karşı hissedeceği kırgınlık veya kızgınlığı içine atmaya eğilimlidir, sağlığına her zaman dikkat etmek zorundadır. Yılmadan çalışmalıdır.

Y engeç (21 Haziran - 22 Temmuz) Aşkta cesaret dönemi... Mars retrosu, kişinin özel hayatında, aşk

ilişkilerinde, cinsellikte veya çocuklarıyla ilgili konularda enerjisini tam istediği gibi ortaya koymasını engeller. Kişi ya kendini çok zorlayarak bunları aşar ve daha hareketli olur ya da başkalarıyla mücadele etmek umurunda olmayacağından daha çok keyfiyete yönelir. Kumar veya spekülatif işlerde sorunlar oluşabilir.

Aslan (22 Temmuz - 22 Ağustos) Evde ve ailede liderliği ortaya koyma zamanı... Mars retrosu, içsel

olarak güvenlik ihtiyacını vurgular. Kişinin ev ve aile ilişkilerinde bazı sorunlar ve mücadeleler görülür. Geçmişte yaşananlar ve geçmiş olaylar bu insan için önemlidir. Kişi olaylara içsel ve duygusal tepkiler vermeye meyillidir. Olayları fazlasıyla kişisel algılar.

Başak (23 Eylül - 22 Ekim) Aynı fikirden olmadığınız yakın çevreyle rekabet zamanı...

Mars retrosu bizi içsel olarak sabırsız ve huzursuz kılabilir. Kişi meraklıdır, çok düşünür ama konu harekete geçmek olunca ikilemlerde kalabilir. Eylemden çok zihinsel oluşumlar daha çok ilgisini çeker. Yine akraba, kardeşler ve yakın çevresiyle mücadele halinde olabilir ve ilişkilerinde sorun yaşayabilir.

aktifliğini içine döndürmesine neden olur. Kişi fiziksel enerjisini, ilericiliğini kullanmakta zorluklar yaşar. Mars yaşam enerjisiyle ilgili olduğundan ve enerjimiz doğru çalışmadığından sakarlıklara, kazalara, yaralanmalara neden olabilir. Fiziksel görünümümüze, içsel sabırsızlığa ve sağlığımıza dikkat etmemiz gerekebilir.

Yay (22 Kasım - 22 Aralık) İçe çekilme dönemi... Mars retrosu enerjinin tamamen içsel ve

bilinçaltında çalışmasına neden olur. Kişi, enerjisini onu harekete geçirecek alanlara yönlendirmekte geç kalabilir. Bazı hayal kırıklıkları, öfkeyi içinde saklama, farklı bir boyutta yaşama gibi etkiler söz konusu olabilir. Hayatın amacını anlama ve sorgulamada yeteneklidir ama bunu göstermekte ve yön çizmekte başarısızdır. İyi bir savunucudur.

Oğlak (22 Aralık - 22 Ocak) Arkadaşlar ve hedefler için savaşma zamanı... Mars retrosu, kişinin sosyal organizasyonlarda, aktiviteler ve gruplar arasında sorunlar yaşamasına neden olabilir. Kişi aktif olarak geleceğine yönelik idealist oluşumlar içinde yer almak istese bile, enerji eksikliği ve gereken yerlerde arzularını ortaya koyamaması onu zorlayacaktır.

Kova (22 Ocak - 20 Şubat) Kariyer alanında mücadele dönemi... Mars retrosu, kişinin

toplumsal konu ve mücadelelerde dikkatli ve temkinli adımlar atmasına neden olur. Kişi bazen sorumluluklarını öyle bir gözden geçirir ki, risk almadan yoluna devam etmek istediğinden bazı fırsatlar elinden kaçabilir. Göz önünde bulunacağı ortamlarda, eşinin ailesiyle olan ilişkilerinde sorunlar oluşabilir. Bazen kariyeri için gereken mücadele ve enerjiyi kendisinde bulamayabilir.

Balık (20 Şubat - 21 Mart) Uzun vadeli hedef koyma zamanı... Mars retrosu, seyahatlerde, yabancı ortaklı işlerde, ticaret, hukuk ve yasal alanlarda problemler yaşatabilir. Burada kişi, mücadelesini daha çok kendi içinde verir. Kişinin zihnindeki şüpheler, içsel olarak huzursuzluklara neden olur. Ayrıca fikir ve hedeflerinde fanatikleşir. 





Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.