Güncel
29 Ağustos 2016 Pazartesi
‘Şehir Tiyatroları perde açamayacak durumda’ Oyuncular Sendikası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları tarafından işten çıkarılan bir koreograf, bir müzisyen, bir dramaturg ve 17 sözleşmeli oyuncu, toplam 20 tiyatrocu ile ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, Şehir Tiyatroları’nda yönetmen olarak çalışan Orhan Alkaya ve İstanbul Şehir Tiyatroları Sanatçıları Derneği (İŞTİSAN) temsilcisi de katıldı. Oyuncular Sendikası imzasıyla yayımlanan basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı.
“İ
stanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları bünyesinde taşeron olarak istihdam edilen kimi 10 yılı aşkın süredir, kimi ise 2 yıldır çalışan yirmi sanatçı arkadaşımızın işine 1 Ağustos günü açılan tek bir telefonla ve 'Performans Düşüklüğü' bahane gösterilerek son verilmiştir. Yaptığımız kontrollerde arkadaşlarımızın SGK çıkışlarının 31 Temmuz 2016 tarihinde ve ‘22’ kodlu ‘Diğer’ gerekçesi ile yapıldığı görülmüştür. 1 Ağustos gününden bu yana; İBBŞT’nin gerek sanatsal gerek idari tüm amirleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiş, ancak işten çıkartılan arkadaşlarımızın nasıl ve ne şekilde belirlendiği hiçbir biçimde anlaşılamadığı gibi, konuyu en derinlemesine bilmesi gereken kimselerin bile listenin hazırlanmasında dahli olmadığı üzülerek görülmüştür. (...) Performansı düşük diye işten çı-
kartılan bu arkadaşlarımız İBBŞT ’nin şu anda mevcut oyunlarından tam yirmi tanesini, üstelik başrol seviyesinde taşıyan, sadece geçtiğimiz sene bile onlarca prestijli tiyatro ödülüne layık görülen kimselerdir. Bu yirmi arkadaşımızın işten atılmış olması, kendi hayatları ve kariyerlerini durma noktasına getirdiği gibi koskoca Darülbedayi kurumunu da perde açamaz hale getirmiştir. (...) Bizler, yirmi arkadaşımız ile birlikte, işe iade davalarımızı yarın açacağız. Mahkemeler daha önce olduğu gibi yine bu arkadaşlarımızın işe iadesine karar verecekler, üstelik arkadaşlarımızın taşeron değil asli çalışan olduklarını ve iş girişlerinin doğrudan İBB tarafından yapılması gerektiğini, İBB’nin bugüne dek usulsüz işçi çalıştırdığı gerçeğini de alenen tespit edecekler. Çünkü biz haklıyız! Ancak bu davalar kaç sene sürecek,
işsizlik maaşı dahi alamayacak bu arkadaşlarımız bu süreçte ne yapacaklar, kiralarını ne ile ödeyecekler gibi soruların muhatabı olacak bir yetkili bulamamanın da sıkıntısı içerisindeyiz.” Oyuncular Sendikası, oyuncuların işten çıkarılmasının, OHAL gerekçe gösterilerek yapılan bir ‘cadı avı’ olduğunu; işten çıkarılan oyuncuların hiçbir biçimde FETÖ ile ilişkilerinin olmadığının açık olduğunu ve bu listeyi hazırlayanlarının soruşturulması gerektiğini ifade ettiler. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda yönetmen olarak görev yapan ve işten çıkarılan tiyatroculara destek olmak için açıklama yapan 29 yönetmenden biri olan Alkaya, şu açıklamayı yaptı. ”Gerek açığa alan sanatçı arkadaşlarım, gerek performansları yetersiz bulunduğu gerekçesiyle işlerine son verildiği tebliğ edilen sanatçı arkadaşlarım, son derece seçkin sanatçılardır. Bu listelerin nasıl yapıldığı üzerine bu karanlık ortamda senaryolar yazdı-
ğımda tek bir ortak nokta buluyorum: ‘En efektif, en seçkin sanatçılardan bir grup yapın deseler’, böyle bir grup yapılırdı. ‘Tiyatroyu kitleyin oyunları oynanamaz hale getirin’ deseler böyle bir grup yapılırdı. Dolayısıyla ortada bir kasıt olduğu son derece açık. Bir sahne sanatçısının performansını ölçebilecek tek merci çalıştığı rejisördür. Rejisörler ve genel sanat yönetmenleri dışında kimsenin performans ölçme hakkı yoktur, olamaz.” Alkaya aynı zamanda, Şehir Tiyatroları’nın her sene 50 oyun çıkarmayı hedeflediğini ve son işten çıkarmalarla birlikte sadece altı oyunun kadrosunun tam olduğunu ifade etti. Şehir Tiyatroları bünyesinde oynanan ve rejisörlüğünü yaptığı “Ayaktakımı Arasında” oyunun kadrosundan üç kişinin işten çıkarıldığını, bunların arasında oyuncu Yeşim Koçak’ın da olduğunu belirten Alkaya, yeni sezonda Koçak yerine bir oyuncu çalıştırmayı reddedeceğini söyledi.
Aslı Erdoğaniçin “Özgürlük Nöbeti”
çıkan bir işçi gibi; barış budur işte.
2
Çağdaş Yorum
Geçen her gün yitirilmiş bir gün değil de bir kök olduğu zaman gecede sevincin yapraklarını canlandırmaya. Geçen her gün kazanılmış bir gün olduğu zaman dürüst bir insanın deliksiz uykusunun ardısıra. Ve sonunda hissettiğimiz zaman yeniden zamanın tüm köşe bucağındaki acıları kovmak için ışıktan çizmelerini çektiğini güneşin. Barış budur işte. Barış ışın demetleridir yaz tarlalarında, iyilik alfabesidir o, dizelerinde şafağın. Herkesin 'kardeşim' demesidir birbirine, 'yarın yeni bir dünya kuracağız' demesidir; ve kurmamızdır bu dünyayı türkülerle. Barış budur işte. Ölüm çok az yer tuttuğu gün yüreklerde, mutluluğu gösterdiğinde güven dolu parmağı yolların, şair ve proleter eşitlikle çekebildiği gün içlerine büyük karanfilini alacakaranlığın... barış budur işte. Barış sımsıkı kenetlenmiş elleridir insanların sıcacık bir ekmektir o, masası üstünde dünyanın. Barış, bir annenin gülümseyişinden başka bir şey değildir. Ve toprakta derin izler açan sabanların tek bir sözcüktür yazdıkları: Barış. Ve bir tren ilerler geleceğe doğru kayarak benim dizelerimin rayları üzerinden buğdayla ve güllerle yüklü bir tren. Bu tren barıştır işte. Kardeşler, barış içinde ancak derin derin soluk alır evren. Tüm evren, taşıyarak tüm düşlerini. Kardeşler, uzatın ellerinizi. Barış budur işte. Yannis Ritros “Birisi barışı başlatmalı, tıpkı savaşı başlattığı gibi.” / Stefan Zweig
Akın Kahvehanesi
Özgür Gündem Gazetesi'nin Yayın Danışma Kurulu üyesi ve yazarı Aslı Erdoğan için tutuklu bulunduğu Bakırköy Cezaevi önünde özgürlük nöbeti başladı. Nöbete Barış İçin Kadın Girişimi, Barış Bloku, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Barış İçin Akademisyenler ve yazarlar, Halkların Demokratik kongresi Kadın Meclisi destek verdi.
Y
apılan açıklamalarda Aslı Erdoğan'ın bir an önce serbest bırakılması gerektiği belirtildi. Aslı Erdoğan da hapishaneden gönderdiği mesajında "Az yirmi yıllık tutarlı bir şiddet karşıtlığının, bana uygulanan bu şiddetle karşılık bulması aslında beni hiç şaşırtmadı" dedi. Nöbet 16.00-18.00 saatleri arasında devam edecek. Aslı Erdoğan'dan mesaj: Barışmak savaşmaktan çok daha zordur Erdoğan'ın nöbette okunan mesajı şöyle: "Hayatım boyunca hep mağdurun yanında durdum. Mağdurun kim olduğunu ise sadece yüreğimle bil-
dim. En az yirmi yıllık tutarlı bir şiddet karşıtlığının, bana uygulanan bu şiddetle karşılık bulması aslında beni hiç şaşırtmadı. Barışmak savaşmaktan çokk daha zordur ve savaşın şiddetlendiği dönemlerde ilk suçlananlar barış savunucularıdır. "Herkese, benimle dayanışan herkese, çok teşekkür ederim. Kendimi ilk kez yalnız hissetmiyorum. Sevgiyle." Mungan: Aslı Erdoğan'dan terörist yaramayacaklar Murathan Mungan: Pınar Selek’ten bombacı yaratmadılar, Aslı Erdoğan’dan da terörist, örgüt üyesi yaratamayacaklar. Bu kötü senaristlerin oyunlarını geçmişte de
çok gördük. Geçmişte de yenilmedik, şimdi de yenilecek, vazgeçecek değiliz. Bu dayanışmayı sonuna dek sağlamlaştıracak şekilde bir araya gelmeye çalışalım. Tanrıkulu: Tek eylemi düşünmek ve yazmaktı Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: Cezaevlerinin önü aydınların yazarların aktivistlerin nöbet mekanı haline gelmesi demokrasi bakımından önemli gösterge. Burası son bir yıldır bizlerin nöbet tuttuğu alana dönüştü. Aydınların, yazarların yeri cezaevi değil. Aslı Erdoğan’ın tek eylemi düşünmek ve yazmaktı. Öyle anlaşılıyor ki bu
dönemde düşünmek ve yazmak da tutuklanmak için yeterli hale geldi. Umuyorum çok fazla içeride zaman geçirmez tekrar aramızda olur. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Filiz Kerestecioğlu: Bu ülke çok saygı duymamız, değer vermemiz gereken insanlara değer veren bir ülke değil, iktidarlar böyle değil. Şebnem Korur Fincancı, Erol Önderoğlu, Ali Nesin sembol insanlar. Gerçekten yapılmak istenen onların nezdinden gözdağı vermek, hepimize ‘Muhalif olmayın, özellikle Kürtlerin yanında durmayın, barıştan yana olmayın, düşüncelerinizi kendinize saklayın’ demek isteniyor. Şimdi de Aslı’ya yaşatılmak istenen bu. Mücadeleden başka çıkışımız yok. Devlet geleneği, devlet aklını sürüyorsa biz de 80’lerde İHD’yi kurarken, cezaevleri kapılarında olduğu gibi direniş aklımız sürecek. Aslı Erdoğan yalnız değildir. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı Uğur Güç: Şu anda 72 gazeteci cezaevinde. Özgür Gündem’e yapılan baskınla 22 arkadaşımızı gözaltına almışlardı, ikisi hala savcılıkta ifade veriyor. Umarız onlar da serbest kalır. Aslı Erdoğan için buradayız. Bir buçuk ay önce Şebnem Korur Fincancı, Ali Nesin, Erol Önderoğlu için buradaydık. Devir teslim şeklinde geçen bir nöbet halindeyiz. Direnmeye devam ediyoruz. Gerçekleri haberleştirmeye Özgür Gündem’le de Aslı Erdoğan’la da dayanışmaya devam edeceğiz. Yazmaya devam edeceğiz.
Uluslararası PEN, Türkçe bir açıklama yayımlayarak, avukatları aracılığıyla gerçekleştirdiği bir röportajda su ve ilaç taleplerinin reddedildiğini beyan eden yazar ve insan hakları savunucusu Aslı Erdoğan’ın sağlık durumundan son derece endişeli olduğunu belirtti. PEN’in Türk yetkililere çağrıları şu şekilde: - Sağlık durumu ciddi kaygı yaratan Aslı Erdoğan’ın su ve gerekli her türlü zaruri tıbbi yardıma acilen ulaşımın sağlanması; - PEN’in yalnızca barışçıl olarak ifade özgürlüğünü kullanmaktan dolayı alıkonduğuna
inandığı Aslı Erdoğan’ın bir an önce bırakılması; - Tutuklu bulunan bütün yazar ve gazetecilerin avukatlarına ulaşımlarının sağlanması, ivedilikle ve uluslararası standartlarla uyuşan bir biçimde yargılanmaları ve kendilerine at-
fedilen suç ifade özgürlüğüyle sınırlı olduğu takdirde bırakılmaları; - Türk yetkililerin olağanüstü hal durumunu barışçıl muhalif görüşü, sivil toplum, medya ve eğitim alanlarını baskı altına almak için kullanmamaları.
“O
gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül dost ister kahve bahane
smanlı toplumunun nabzı kahvehanelerde atardı” demek yanlış olmaz. Buralarda sohbet mahalle dedikodusuyla sınırlı kalmaz, 'devlet katına kadar' yükselirdi. Meddahlar, hikâye anlatıcılar, saz âşıkları ve şairler kahvehanelerin vazgeçilmez çehreleri arasındaydılar. Sokağa taşan mahalle kahvelerinde nargile de sohbetin ayrılmaz bir parçasıydı. Günümüze kadar uzanan ve her bölgemizin vazgeçilmez mekanı olan kahvehaneler, her türlü sohbetin yapıldığı, Emeklilerin buluştuğu, iş yorgunluklarının bir bardak çay, bir kahveyle atıldığı insanların buluşma yeri olarak devam etmektedir. Maltepe Beşçeşmeler de Tren yoluna paralel yol üstünde bulunan Akın Kıraathanesi, geçmişten günümüze bu geleneği yaşatan mekanlardan biri. Çevresini saran ağaçların gölgesinde bulunan masalarda yazın serin ve huzurlu bir ortamda sohbet etmek doyulmaz bir tat. Her an taze çay, her keseye uygun fiyatı ve en iyi dostluk, sohbet mekanı olarak insanların vazgeçilmez mekanı olarak hizmete devam ediyor.
GAZETECİLİK MATBAACILIK REKLAMCILIK ORGANİZASYON ve TANITIM HİZMETLERİ SAN ve TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ Kurucu ve Yayın Kurulu Başkanı : İmtiyaz Sahibi.....................................: Yazı İşleri Müdürü ............................: Yayın Danışmanı................................: Genel Yayın Yönetmeni...................: Haber Müdürü....................................:
Fevzi IŞIK İbrahim BİLGİN Oktay KARTAL Ali ÖZTÜRK Mehmet İLHAN Hayrettin DEMİR
Bağdat Cad. Beyza Sk. Güven Apt. No: 457C Blok-2 Maltepe / İSTANBUL Tel: (0216) 305 54 55 marmaracagdasgazetesi@gmail.com marmaracagdas@hotmail.com www.marmaracagdas.com Baskı: Adakoğlu Matbaacılık San. ve Tic. Ltd. Şti. İkitelli Org. San. Sit. Heskop San. Sit S/1 Blok No: 1 İkitelli / İSTANBUL Yayın Türü: Bölgesel Süreli
BİZ SİZE ULAŞAMIYORSAK SİZ BİZE ULAŞIN ABONE OLUN, DESTEK OLUN, YILLIK ABONE ÜCRETİ 100 TL FİNANSBANK MALTEPE ŞUBESİ HESAP NO: 916-25622919 marmaracagdas@hotmail.com / marmaracagdasgazetesi@gmail.com İrtibat: 0216 305 54 55 marmaracagdas.com