11
SAYI
MECHANIC DERGİSİ
KASIM 2014
www.mechanic.com.tr
MÜHENDİSLİKTE BİR ADIM İLERİ
SÜLEYMAN–FATMA AKIM ASHRAE GENİŞ BÖLGE KONFERANSI
2015’DE İSTANBULDA VALS, ŞİNİTZEL PASTA ŞEHRİ Kasım 2014 • Sayı: 11
VİYANA
BÜYÜLEYİCİ DERİNLİKLERİ
KEŞFEDİN
başyazı
Başyazı
Değerli okuyucularımız,
28
Ekimde Karaman Ermenek’te meydana gelen maden kazasında 18 işçimiz su basması sonucunda madende mahsur kalmıştır. Kurtarma çalışmalarının devam ettiği bugünlerde işçilerimizin sağ salim ailelerine kavuşması için içtenlikle dua ediyoruz. İş kazalarının minimuma indirilebilmesi ve aynı üzüntüleri tekrar yaşamamak için, dergimizde de sıklıkla değindiğimiz iş güvenliği konusunda gerekli önlemlerin alınması için başta çalışanlara, işverenlere ve kontrolörlere üzerine düşen sorumlulukları ertelememeleri için ricada bulunuyoruz. Havaların iyice soğumaya başladığı, sene sonu yoğunluğunun yaklaştığı Kasım sayısında, yine oldukça dolu, bilgilendirici bir sayı ile karşınızdayız. Bu ay, sektöre yön verenlerde iş hayatında bütünleşmiş bir başarı yakalayan Süleyman ve Fatma Akım’a konuk olduk. Bize yaşamları ile bütünleşmiş işlerinden, felsefelerinden, dünyaya bakışlarından ve mesleki sorunlardan, çözümlerden, önerilerinden bahsettiler. Bina hizmetleri, su arıtma ve tesis şebeke tesisat sistemleri de dahil olmak üzere pek çok tesisat sisteminde, boruları birleştirmek ve bir tesisat sisteminde gelecekte değişiklik veya bakım yapılması gerektiğinde boru kesitlerinin birleştirilmesini ve ayrılmasını sağlamak amacıyla kullanılan ürünleri mercek altına aldık. Victaulic ürün mühendisi Andy Carter’dan Mekanik yiv açma ve flanşlamayı karşılaştırmasını istedik. Projelerinizde ürün seçimi yaparken sıklıkla gezindiğiniz ürün sayfalarımızda kasa ve izolasyon yapısı soğuk hava depolarında kullanılmaya uygun çevre dostu, dayanıklılığı ve daha az elektrik harcaması ile tasarruf yapmanızı sağlayan LED aydınlatmalara değindik. Mechanic Dergisi Kasım sayımızda bir yandan sektör ve yeni ürün haberlerine göz atarken bunalmaya başladığınız anda Vals, şinitzel ve pasta şehri Viyana’ya yolculuğa çıkabilir, büyüleyici derinlikleri keşfedebilir, iklimin duygu ve davranışlarınızı nasıl etkilediğine şaşırabilir, soğuk havalarda da içinizdeki miskinliği atmak dışarı çıkmak istediğinizde size yol gösterecek hayata dair sayfalarımızda konser, sinema, kitap etkinliklerine göz atabilir, eğlenceli zeka soruları ile tebessüm edebilirsiniz. Sizin için hazırladığımız yeni sayımızı keyifle okumanızı diliyor, dergimizde emeği geçen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyor, bir daha ki sayımızda tekrar görüşmeyi diliyoruz.
Genel Yayın Yönetmeni Makina Mühendisi
3
DEKOMEDYA A.Ş ADINA İmtiyaz Sahibi
EVREN DEMİRCİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Genel Yayın Yönetmeni EVREN DEMİRCİ Teknik Danışmanlar CEVAT TANRIÖVER, ZÜHTÜ FERAH Yayın Danışmanı EMİNE BANKOĞLU Yeşil Bina Danışmanı CEMİL YAMAN Leed Faculty, Breeam Assesor
içindekiler
MECHANIC Yıl: 1 Sayı: 11
10
Genel Koordinatör ÖZGÜR PARLAK Yayın Koordinatörü ASUMAN DEMİRCİ
18
Yayın ve Web Editörü HAKAN ARSLAN hakan@dekomedya.com
düşünerek tasarlanmalıdır
24
Görsel Yönetmen ÖZGÜ URAL
26
Müşteri İlişkileri İREM KALENDER irem@dekomedya.com
28
Yayın Türü Yaygın Süreli
18
yeni liderlik stilleri eğitimi
30
Fabrika Basım Tic. Ltd. Şti. İnönü Cd. No:74/A Mahmutbey-Bağcılar-İstanbul Tel: 0212 294 38 00
Dağıtım Etkin Dağıtım ve Nak. Oto Kir. Hiz. Paz. Tic. Ltd. Şti Eski Büyükdere cd. Yamaç sk. No.1 4. Levent – İstanbul Tel: 0212 282 40 04 Mechanic Dergisi aylık olarak yayımlanan bedelsiz süreli bir yayın organıdır. Mechanic Dergisi, basın-meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Dergide yer alan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilir.
4
Kuzey Irak’ta yapılan dev projede Samsung Teknoklima imzası
06 08
ASHRAE ‘nin Geniş Bölge Konferansı
10
14
Dünya devi Mitsubischi Electric
sağlamlaştırıyor
34
Bakü’nün en büyük alışveriş Bosch partner program ile
Demirdöküm ailesi piknikte buluştu
36 39
Ebitt yeni adresinde Danfoss teknoloji üssü Türk
dört dörtlük bir dönem başladı
mühendis ve iş adamlarını
Ulus yapı lansmanı İstanbul
büyüledi
Boğazı’nda gerçekleşti
16
Remeha; Res Enerji ile birlikte Türkiye pazarındaki yerini
merkezine Anel imzası
12
32
2015’de İstanbul’da yapılacak Türkiye’de hızla büyüyor
Baskı - Cilt
Vaillant Group Türkiye yöneticilerine
Deko Medya A.Ş.
Tel: (0212) 327 50 40 Faks:(0212) 327 50 20 www.mechanic.com.tr info@mechanic.com.tr
Prestijli projelerde Vizyon Mekanik imzası
Yönetim Yeri Vişnezade Mah. Prof. Dr. Alaattin Yavaşça Sok. Efe Apt. No:6 D:4 Akaretler 34353 Beşiktaş / İSTANBUL
Çamlıca Mesa Projesi’nde Buderus tercih edildi
Reklam Müdürü SELÇUK BENLİ selcuk@dekomedya.com
Katkıda Bulunanlar SELCEN PARLAK, GENCAY TATLIDAMAK, EVREN UYGUR, ONUR ŞAHİN, EMRE ÖZMEN, SMMM HASAN KARAGÖZ, AV.MURAT BİLİR, SERDAR AYDIN, ÖZLEM YASMUT
Mekanik tesisat mimari
40
Wilo 3. Ulusal Fotoğraf
Üntes Almanya’da
Yarışması’nda 1.200’den fazla
Chillventa Fuarı’nda
fotoğraf yarıştı
REKLAM DİZİNİ
A.K.İ. AIRONN
24 44
58 62 70 74
84 86
71
CİVA
51
DAİKİN
gerçekleştirdi
47
DARHAN
CLINT CWW TTY serisi manyetik
25
DEKO GROUP
yataklı santrifüj kompresörlü
65
DEVİNİM
2
DUYAR
Ferroli Isı Pompası sistemleri ile
58
A.K. EBITT 67
EMO-SCHAKO
17
FETAŞ
27
FRAENKISCHE
57
GE-Tİ
39
GIACOMINI - UNIVAL
aydınlatmanın önemi
33
INVENT-TR
Form’dan çevre dostu çözümler
49
IŞIK ENDÜSTRİYEL-FRESE
9
IMI HYDRONICS
45
KLİMATEKNİK
29
LOWARA
Bosch çift külhanlı kazanlar Soğuk hava depolarında LED
82
Panasonic ısı pompaları TORK GA 21 alüminyum gövdeli ex-proof gaz alarm cihazı
35
MAS-DAF
Ayvaz ATEX sertifikalı ex-proof
31
MITSUBISHI ELECTRIC
(alev sızdırmaz) ürünler
37
PREIS - AYDIN GROUP
Boru birleştirme teknikleri
79
PROKONTROL
mercek altında
75
REHAU
York YWA Absorption Chiller Airplus yeni ürünleri ile 2015’e
84
Ö.K.İ - 1 RES 43
SONDEX - TANPERA
53
TEKNOGEN
69
TEKNOKLİMA
Hayata dair
73
THERMAFLEX
Vals, şinitzel ve pasta şehri:
7
ÜÇAY MÜHENDİSLİK
Viyana
55
ÜNTES
Büyüleyici derinlikleri keşfedin
41
VENTAS
İklim insanların duygu ve
63
VICTAULIC
15
VİZYON MEKANİK
davranışlarını nasıl etkiler
88
ATLAS
DAF ENERJİ
damga vuracak
78 82
ARI YANGIN
61
11
de çevreye zarar vermeyin
52 54 56
59
26-28-54-56 CVS AIR
hem enerji tasarrufu yapın, hem
48 50
ALTERM
AFS, 1.Fidan Dikim Şenliği’ni
soğutma grupları
46
AIRPLUS
77
REKLAM DIZINI
42
13
Eğlenceli zeka soruları
86
5
Haberler
ASHRAE’nin Geniş Bölge Konferansı 2015’de İstanbul’da yapılacak ASHRAE’ yi oluşturan bölgeler içerisinde yer alan chapter ve sectionlar, her yıl düzenli olarak bir araya gelerek, teknik oturumlardan yönetimsel toplantılara kadar bir dizi etkinliği, sosyal aktivitelerle de birleştirerek, gerçekleştirmektedirler. Chapters Regional Conference (CRC) adıyla anılan bu etkinlikler ASHRAE’yi oluşturan 14 bölgede yapılmaktadır.
24 CHAPTER ve 5 sectiondan oluşan yapısıyla 53,000+ ASHRAE üyesinin yaklaşık %10’luk kısmını bünyesinde barındıran ve en büyük bölge ünvanına sahip, Region At Larga (RAL) adıyla anılan, Geniş Bölge’nin 2014 CRC etkinliği İspanya’nın ev sahipliğinde 19-21 Eylül tarihleri arasında Madrid’de yapıldı. Bölge XIII ile birlikte Amerika kıtası dışında yer alan 2 bölgeden biri olan RAL’ın yapmış olduğu CRC’lerin en önemli özelliği, bu etkinliğe başta mevcut ASHRAE Başkanı olmak üzere pek çok üst düzey görevlinin de katılmasıdır. Bu yıl da aynı şekilde, ASHRAE Başkanı Thomas Phonex, Başkan Yardımcılarından Darryl Boyce, X. Bölge Başkanı Karine Leblane, Yayın ve Eğitim Konseyi Direktörü Stephen Comstock RAL-CRC’nin katılımcıları arasındaydı. Açılış konuşmaları; İspanyol hükümet yetkilileri, ASHRAE Başkanı, RAL Başkanı ve CRC Genel Başkanı tarafından yapılan konferansın teknik oturumları, toplantının teması olarak seçilen, bina renovasyonu ve sürdürülebilirlik konusu üzerineydi.
6
Her biri 30 dakika süren konferanslarda, akademisyen, uzman mühendis ve müşavirlerden oluşan 9 konuşmacı, bina renovasyonlarının yüksek verimlilikte ve sürdürülebilir olması için gerekli tasarım prosesleri ve sistemleri üzerine görüş ve önerilerini sundular. İlk gün, konferans teması olan konunun Avrupa özelindeki mevcut durumu akademisyen, uzman mühendis ve müşavirlerden oluşan 5 kişi tarafından bir panelde tartışılarak son buldu. 2. gün; üye ilişkileri, araştırmageliştirme, teknoloji transferi gibi çeşitli komiteler chapterlardan gelen üyelere eğitim çalışmaları yaptırırken, chapter delegelerinden oluşan yürütme kurulu da sonraki dönemde, gerek RAL içinde gerekse Amerika’daki merkezde RAL adına görev alacak çeşitli konumlar için, aday belirleme ve ASHRAE yönetmeliği ile ilgili değişiklik önerileri üzerine çalışma yaptı. Ancak bu çalışmalar öncesinde Türkiye açısından önemli bir gelişme yaşandı. 2015 yılında yapılacak RAL-CRC için yer belirleme çalışması
yapan komite, aday ülke temsilcilerini toplantıya çağırdı. Türkiye’nin önerdiği İstanbul’un yanı sıra Kahire, Beyrut, Belgrad, Abu-Dabi şehirleri de adaylar arasındaydı. Komite görüşmeler sonunda, İstanbul ve Belgrad dışındaki şehirleri elediğini duyurarak, 2015 RAL-CRC’e ev sahipliği yapacak ülkenin bir gün sonra yapılacak ödül töreni sonrasında ilan edileceğini bildirdi. Bugünün bir diğer faaliyeti de, ASHRAE Başkanı Thomas Phonex tarafından yapılan ve vizyonunu tanıttığı sunumdu. 3. ve son gün; öğrenci faaliyetleri, hükümetlerle ilişkiler gibi konularda çalışan komiteler yine chapterlardan gelen üyelere eğitim verirlerken, yürütme kurulunu oluşturan delegeler de adayları ve diğer yönetmelik değişiklik önerilerini oyladılar. Öğle yemeği sonrasında düzenlenen törenle de değişik kişi ve kuruluşlara ödülleri verildi. Bu tören biterken ise, RAL Başkanı Farooq Mehboob tarafından 2015 yılındaki RALCRC’nin İstanbul’da yapılacağı açıklandı.
Haberler
Dünya devi Mitsubishi Electric Türkiye’de hızla büyüyor Mitsubishi Electric, Türkiye’nin genç nüfusuna ve hızlı büyüme potansiyeline inanıyor. DÜNYA genelinde 120 binden fazla çalışanı ile 42 ülkede faaliyet gösteren, 37 milyar doların üzerinde konsolide net satışa sahip dünya devi Mitsubishi Electric, öncelikli pazar olarak gördüğü Türkiye’de hızla büyüyor. 2012 yılı sonunda Türkiye operasyonunu kuran Mitsubishi Electric, Marmaray projesinde ve Türksat 4A uydusunda kullanılan teknolojisiyle dikkat çekiyor. Genç bir nüfusa sahip Türkiye’de endüstrinin hızla büyüyeceğine ve bu noktada fabrika otomasyonuna ve enerji verimli teknolojilere olan ihtiyacın artacağına inanan Mitsubishi Electric, bu zorlu göreve adres olarak kendi teknolojisini gösteriyor.
Mitsubishi Electric Türkiye 270 milyon TL ciro hedefliyor Çığır açan teknolojiler ve ürünler geliştiren Mitsubishi Electric; bugüne kadar dünyanın en büyük ve en uzun LED ekranına*, dünyanın ilk spiral yürüyen merdivenine*, dünyanın en hızlı asansörlerine*, dünyanın ilk ticari uçuş sırasında internet hizmeti sağlayan anten teknolojisine* ve çok daha fazlasına imza attı. Şimdi ise tüm dünyada kullanılan ve yüksek kaliteye sahip ürünleri ve teknolojisi ile Türkiye ekonomisine katkı sağlamak için çalışıyor. Fabrika otomasyon sistemleri, klima ve iklimlendirmenin satış ve satış sonrası hizmetlerini veren Mitsubishi Electric Türkiye; ayrıca iletişim uyduları, asansör, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyor. Kurulduğu günden bu yana hızlı bir büyüme gösteren Mitsubishi Electric Türkiye, 2015 mali yılında 12 milyar Yen, yani yaklaşık 270 milyon Türk Lirası ciro hedefliyor. (1 Nisan 2014 – 31 Mart 2015 döneminde)
8
Mitsubishi Electric Türkiye büyüdükçe sağladığı istihdam da artacak 2012 yılı sonunda Türkiye operasyonunu kurduktan kısa bir süre sonra fabrika otomasyonu alanındaki distribütörü Genel Teknik Sistemler (GTS) ile birleşen ve 2014’te 10 yılı aşkın süredir Türkiye’de klima distribütörü olan KlimaPlus’ı satın alan Mitsubishi Electric Türkiye’nin Başkanı Masahiro Fujisawa, “Geçtiğimiz yıl faaliyetlerimizi büyük ölçüde genişleterek güçlü bir büyüme sağladık. Hızla gelişen Türk endüstrisinin ileri teknoloji ile donatılmış fabrika otomasyonuna ve enerji verimli teknolojilere olan ihtiyacının artacağına inanıyoruz ve bu zorlu göreve adres olarak kendi teknolojimizi gösteriyoruz. Mitsubishi Electric Türkiye olarak, fabrika otomasyonu ve iklimlendirme sektörlerindeki faaliyetlerimizin yanı sıra iletişim uyduları, asansör, güç kaynakları ve ulaştırma bağlantılı altyapı işlerine de destek veriyoruz. Türkiye’de özellikle Marmaray’da ve Türksat 4A uydusunda kullanılan teknolojimiz ile tanınıyoruz. Bu projelere ek olarak pek çok farklı sektördeki fabrika otomasyonu faaliyetlerimiz, çok sayıda prestijli yapıda tercih edilen iklimlendirme sistemlerimiz ve asansörlerimiz de dikkat çekiyor. Tüm bu gelişmelerin ışığında 2015 mali yılında 12 milyar Yen, yani yaklaşık
270 milyon Türk Lirası ciro hedefliyoruz (1 Nisan 2014 – 31 Mart 2015 dönemi). Türkiye’deki faaliyetlerimizi genişlettikçe ve markamızın varlığına güç kattıkça sağladığımız istihdamın da artacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Çevre bilinci artmış toplum hedefi Tüm bu üstün teknolojileri geliştirirken çevreye duyarlı bir yaklaşım içinde olduklarını vurgulayan Masahiro Fujisawa, “2007’de Mitsubishi Electric’in aynı zamanda 100. yıldönümü olan 2021 yılına denk gelen uzun dönemli çevresel yönetim vizyonumuz “Çevre Vizyonu 2021”i oluşturduk. Bu vizyon çerçevesinde; çevresel duyarlılığı teşvik etmek, düşük karbon salımı ve geri dönüşüm konularındaki bilinci artmış bir toplum yaratmak en temel hedeflerimiz arasında yer alıyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye’ye değer katmak için çalışıyoruz” Mitsubishi Electric’in felsefesinin teknoloji ile toplumu zenginleştirmek olduğunu ifade eden Fujisawa, “Türkiye’de de yine bu felsefeyi takip edeceğiz. Mitsubishi Electric olarak Türkiye’de olmak, bizim için çok büyük bir fırsat ve bizi heyecanlandırıyor. Türkiye’ye değer katmak için çalışıyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.
Haberler
Bakü’nün en büyük alışveriş merkezine
Anel imzası
Değer yaratma ve bu değerleri paylaşarak birlikte yaşatma prensibi ile Türkiye’de ve dünyada öncü projelere imza atan Anel Grup, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’nün en büyük alışveriş merkezinin elektrik ve mekanik işlerini yürütüyor. 2013 yılında da Bakü Olimpiyat Stadyumu’nun elektrik ve mekanik işlerini üstlenen, Anel Grup bünyesindeki mühendislik şirketi Anel Elektrik, Ganjlik Mall alışveriş merkezinin elektrik ve mekanik işleri için sözleşme imzaladı. ÇEVRESEL, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir bir dünya için mühendislik ve teknoloji gücünü, stratejik becerileri ile birleştiren, 2013 yılında Bakü Olimpiyat Stadyumu’nun elektrik ve mekanik işlerini üstlenen ve Ganjlik Mall ile Bakü’deki başarısını tescilleyen Anel Elektrik, Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de inşa edilen ve 2015 yılı Eylül ayında tamamlanması hedeflenen Ganjlik Mall Projesi’nin elektrik ve mekanik işleri için sözleşme imzaladı.
Bakü’nün en gelişmiş ve en büyük alışveriş merkezi Uluslararası standartlarda mega projelere imza atan Anel Grup, Ganjlik Mall ile
10
fark yaratmaya devam ediyor. Yaratıcı mimarisi ile dikkat çekmesi beklenen Ganjlik Mall, 120 bin m2 alan üzerinde, 11 bin kW mekanik kapasitesi, 12 bin 500 kW elektrik kapasitesi ile Bakü’nün en gelişmiş ve büyük alışveriş merkezi olacak. Projenin detaylarına ilişkin görüş bildiren Mekanik - Elektrik Proje Yöneticisi Hasan Fatih Pamukçu: “Ganjlik metro durağı ile direk bağlantı, 7 adet sinema salonu, bowling salonu gibi özel eğlence mekanlarının yanı sıra, şehri seyrederken dinlenebileceğiniz açık ve kapalı kafeteryaları ve alışveriş için iki farklı Mall seçeneği ile ziyaretçilerin uğrak yeri olacağını düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
Bakü’deki birçok projeye öncü olması hedefleniyor 2014 yılının Haziran ayında yapımına başlanan alışveriş merkezinin Bakü’de gerçekleşecek bir çok projeye de öncü olması hedefleniyor. Daha önce Bakü’de birçok başarılı işe imza atan Anel Grup, her projesinde olduğu gibi bu projesiyle de fark yaratacak. Başladığı her işi takım çalışması ile güvenilir bir şekilde tamamlayan, müşteri memnuniyetini birinci sırada değerlendiren Anel Grup, başarısını iş ortakları, yatırımcı ortakları ve çalışanlarının mutluluğu ile doğru orantılı olarak artırmayı hedefliyor.
Haberler
Bosch Partner Program ile dört dörtlük bir dönem başladı Bosch Isı Sistemleri, iş ortaklarına birçok avantaj sunduğu projesi Bosch Partner Programı hayata geçirdi. Bosch Partner Program “Dört Dörtlük Ortaklık, Dört Dörtlük Kazanç” konseptiyle iş ortaklarıyla arasındaki ilişkiyi güçlendirmeyi ve ortak kazanımları arttırmayı hedefliyor. Bosch Isı Sistemleri, aynı zamanda bu programla müşteri memnuniyetini arttırmak amacıyla tüm iş ortaklarını geliştirmeyi amaçlıyor. SUNDUĞU birçok yenilik sayesinde iş ortaklarına satış ve montaj yaptıkça puan kazandıran Bosch Partner Program, bu puanlarla zengin ödül kataloğundan çeşitli hediyeler talep edebilecekleri avantajlarla dolu bir dünyanın kapılarını aralıyor. Sektördeki en iddialı program olarak ortaya çıkan Bosch Partner Program, iş partnerlerinin aktif katılımıyla gün geçtikçe zenginleşecek bir içerik ile hayata geçiyor. Bosch Isı Sistemleri, “Dört Dörtlük Ortaklık, Dört Dörtlük Kazanç” konseptiyle program üyelerine, Bosch duvar tipi kombi ve kazan ürünlerinin satış ve montajını gerçekleştirdikçe puan kazandırıyor.
Program üyeleri, satış ve montajını gerçekleştirdikleri ürünlerin üzerinde bulunan seri numarasını bildirerek kazandıkları puanlarla Bosch kombi, buzdolabı, televizyon ya da Iphone gibi hediyeler almaya hak kazanıyor. Tüm bu avantajların yanı sıra müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutan Bosch Isı Sistemleri, iş ortaklarının gelişimine de katkıda bulunuyor. Bu sistem ile program üyelerine ücretsiz teknik eğitimler verilirken; Partner Destek Hattı ile her türlü sorularına anında yanıt verecek bir çağrı merkezi ekibi de hizmet veriyor. Bosch Partner Program konseptine katılan ve Bosch partneri olan tüm program üyelerini bol kazançlı günler bekliyor.
Türkiye’nin en büyük konteyner işletmesi
Asyaport Mas Pompa’yı tercih etti 320.000 m2 alanda kurulu Türkiye’nin en büyük konteyner işletmesi Asyaport’da Mas Pompa kalitesi tercih edildi. Asyaport, Mediterranean Shipping Company (MSC) grubunun liman yatırımları yapan şirketi Global Terminal Limited (GTL) ile Soyuer ailesinin münhasıran konteyner limanı işletmesi amacı ile kurmuş oldukları Asyaport Liman A.Ş. tarafından Barbaros / Tekirdağ’da inşa edilmektedir. 20 metre derinliğe kadar toplam 2000 metre rıhtımı ve yıllık 2,5 milyon TEU’ya varacak kapasitesi ile dünya ölçeğinde bir liman konumundadır. Asyaport limanında mekanik salmastralı, parçalayıcı ve açık çarklı pis su pompaları ve NFPA’ye uygun olup UL Listeli FM onaylı, bir asıl bir yedek dizel tahrikli yangın pompası kullanılmıştır. Her pompa için ayaklı tip, sesli-ışıklı uyarı sistemi ve otomatik test sistemine sahip UL-FM li pano bulunmaktadır.
12
Haberler
Ulus Yapı lansmanı İstanbul Boğazı’nda gerçekleşti Ulus Yapı 24 Eylül 2014 tarihinde İstanbul Boğazı’nda tekne gezisi ile gerçekleştirdiği lansmanda sektör ile bir araya geldi. Lansmanın içeriği Ulus Yapı’nın uzmanlık alanı olan “Tesisat ve Ekipmanlarda Sismik Koruma” ile Ulus Yapı’nın bir diğer faaliyet alanı olan “Yapılarda Sismik İzolasyon ve Güçlendirme” idi. KOKTEYL ile başlayan tekne gezisinin açılış konuşmasını Ulus Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Eren Kalafat öncelikle davetlilere geceye katıldıkları için teşekkür ettikten sonra gerçekleştirdi. Ulus Yapı’nın kuruluşundan başlayarak Tesisat ve İnşaat uzmanlık alanlarına değinerek ve Ulus Yapı’nın sektöre sunduğu ürünlerin bağımsız akredite laboratuvarlarında test edilmiş ve uluslararası sertifikalara sahip ürünler olduğunu vurgulayarak konuşmasına başladı. Kalafat: “2000 yılından beri deprem mühendisliği alanında faaliyetlerimiz sürüyor. Sunduğumuz hizmetin temeli; yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesi. Ulus Yapı özellikle hastaneler, büyük işletmeler, fabrikalar, alışveriş merkezleri gibi insan yoğunluklu yapıların deprem sonrasında çalışır kalmasını sağlayacak sistemler sunuyor. Bu aslında iki başlıkta ele alınan bir konu. Biri, yapısal deprem güvenliği yani binanın taşıyıcı sisteminin güvenli hale getirilmesi ya da güvenli olarak inşa edilmesi. Diğeri ise yapısal olmayan elemanların ve bileşenlerin deprem karşı korunması. Bunların başında binalardaki ısıtma, soğutma, havalandırma, yangın söndürme, duman tahliye sistemleri, acil enerji sistemleri gibi tesisatlar yer alıyor. Depremde kullanılan bir ürünün gerçek anlamda testi ancak deprem esnasında olmakta. O saatten sonra ürün doğru değilse iş işten geçmiş oluyor. Dolayısıyla her şeyden önce doğru ürünün kullanıldığından emin olunmalı. Yapıların, binaların depreme uygunluğu söz konusu olduğunda en önemli husus, doğru
14
yönetmeliklere uyulması. Kimi zaman yönetmeliklerin yetmediği ya da tam anlamıyla uyarlanabilir olmadığı durumlar da ortaya çıkabiliyor. Ulus Yapı’nın en büyük uzmanlığı işte bu noktada devreye giriyor. Çünkü Ulus Yapı bütün uluslararası ve yerel yönetmeliklere son noktasına kadar hâkim; ayrıca yönetmeliklerin yetmediği veya uyarlanamadığı durumlarda en doğru ve güvenilir çözümleri müşterilerine sunmakta. Bizi
bu işi yapan diğer firmalardan ayıran en önemli özelliklerimizin başında uzman mühendis kadromuz geliyor. Çünkü Ulus Yapı takımı olarak gerek yurtiçinde gerek yurtdışında sürekli eğitimlere katılıyoruz ve kendi uzmanlığımızı daha da artırıyoruz. Sonuçta 15 yıldır tek yaptığımız iş bu ve giderek derinleşen bir bilgi birikimine sahibiz. Tesisatların ve ekipmanların sismik koruması konusunda o kadar çok projede yer aldık ki inşaat sektöründen ve akademik camiadan gelen yoğun talepler karşısında yapısal deprem mühendisliği alanında da yer almaya başladık. Edindiğimiz tecrübeler sayesinde Türkiye’nin ilk sismik izolatörlü konut binasını olan Aykent Loft’u inşa ettik ve çok güzel sonuçlar aldık. Dolayısıyla sismik temel izolasyonu konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ulus Yapı, deprem söz konusu olduğunda
Haberler titreşim yalıtımı ve akustik kontrol ile ilgili çalışmalar gerçekleştiriyor. Derin uzmanlık gerektiren bu konularda bizi zirveye taşıyan ekibimize, iş ortaklarımıza, tedarikçilerimize, danışmanlarımıza ve elbette bizi bugün olduğumuz yere getiren tüm müşterilerimize teşekkür ediyorum.” diyerek sözlerini sonlandırdı. Bu bilgilendirici ve keyifli etkinliğine katılınlar arasında Ulus Yapı’nın uzun zamandır temsilciliklerini gerçekleştirdiği Acrefine firmasından Satış Direktörü Jon Simpkin, Gripple firmasından Uluslararası Pazarlama Direktörü Rob Waddell ve Ulus Yapı bünyesine yeni katılan İtalya’nın lider akustik firması Isolmant firmasından Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Eugenio Canni Ferrari de yer aldı. Sektörün önde gelenleri ve Ulus Yapı ailesi olarak tüm katılımcılar gece boyu keyifli bir sohbet içerisindeydiler. Kokteyl ile başlayan ve İstanbul Boğazı gezisiyle devam eden etkinlik, akşam yemeğinden sonra sona erdi.
gerek yapısal gerekse yapısal-olmayan konularda sektöre mükemmel çözümler sağlamaya devam edecek.” diyerek konuşmasını sonlandırdı. Eren Kalafat’ın konuşmasından sonra Ulus Yapı Genel Müdürü Okan Sever’de davetlilere teşekkür ederek konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Ulus Yapı Tesisat ve Ulus Yapı İnşaat olarak iki ayrı grup halinde faaliyet gösteriyoruz. Müşterilerimize güven ve garanti verebilmek adına uzman sertifikalara sahip mühendis ekibimiz ve dünya çapında referanslarımız mevcut. Bugün Şili’den Avustralya’ya, ABD’den Kanada’ya, Afganistan’dan Gana’ya kadar sayısız ülkede ve dünyanın neredeyse tüm kıtalarında Ulus Yapı imzalı projeler yer alıyor. Ulus Yapı Tesisat, binaların deprem sonrasında can güvenliğini ve sistemlerin çalışır halde kalmasını sağlayacak önlemler sunmakta. 25 kişilik dinamik bir ekibimiz var. Ulus Yapı Tesisat A.Ş. sismik koruma,
Üntes Almanya’da Chillventa 2014 Fuarı’nda Merkezi iklimlendirme sistemleri alanında Türkiye’nin üretim lokomotifi Üntes en yeni ürünleri ile Almanya’da Chillventa 2014 fuarında yerini aldı. 30.000’e yakın ziyaretçinin katıldığı bu fuar Avrupa’nın en önemli HVAC&R ihtisas etkinliklerinden birisi olarak gösteriliyor. ENERJİ verimliliği standartlarının her geçen gün yükseldiği Avrupa iklimlendirme sistemleri pazarında; Türkiye’de üretilen soğutma grupları, havuz nem alma santralleri ve yeni UNFC serisi fan coil cihazlarını sunan Üntes fuarda ziyaretçilerin ilgi odağı oldu. Bu seneki fuar temasının enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik olduğuna dikkat çeken Üntes İhracat Departmanı, fuar konsepti ile Üntes’in vizyonunun “Her 1kw’tan emin olun” sloganı ile üretilen ürünlerin aynı zamanda test merkezlerinde test edilmesi ile örtüştüğünü ve gelecek nesil ürünlerin de test ve araştırma merkezlerinde geliştirilen yen nesil enerji verimli ürünler olacağının altını çizdi.
16
Üntes’in en yeni ürünleri ile 17-20 Kasım tarihlerinde Dubai-BAE’de The Big 5 fuarı ile uluslararası fuarlara devam edeceğini belirten yetkililer,
Türkiye iklimlendirme sektörünü tüm uluslararası arenalarda en iyi şekilde temsil etmeye devam edeceklerinin de mesajını verdi.
Söyleşi
Akım Mühendislik Firması’na Sn. Süleyman Akım ve Sn. Fatma Akım’a misafir olduk. Bize yaşamları ile bütünleşmiş işlerinden, felsefelerinden, dünyaya bakışlarından ve mesleki sorunlardan, çözümlerden, önerilerinden bahse ler. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
Mekanik tesisat
mimari düşünerek Süleyman Bey, bize kendinizden bahseder misiniz? Ben 1955 yılında Zonguldak’ta doğdum. Elektrik işleri ile uğraşan, mucit sayılabilecek bir babanın oğlu olmam nedeniyle diğer iki kardeşim ile birlikte elektrik işleri içinde büyüdüm. Tasarımı babama ait çok devirli elektrik motorlarının asansörlerde kullanılması gibi işlerin içindeydim. Üniversiteyi Yıldız Teknik’e bağlı Galatasaray Mühendislik Fakültesi Makine Bölümü’nde okudum. Ağabeylerimden biri kimya diğeri elektrik mühendisi olmuştu. Bu yıllarda müzik eğitimi de aldım. Emin Fındıkoğlu ve Onno Tunç hayatımda önemli iki müzik adamıydı. Bu merakım halen devam ediyor. Mühendislik ile birlikte yürüttüğüm bir uğraş. İş hayatına nasıl başladınız? 1979 yılında Akım Makine Mühendislik ofisini açtım fakat, işler istediğim gibi gitmeyince Osmaneli Habaş tesislerinde iki yıl şantiye mühendisliği görevini üstlendim. Havayı sıvı hale getirilinceye kadar soğutarak oksijen, azot, argon üreten tesisin önce şantiyesinde daha sonra da işletmesinde çalıştım. Bu dönem mühendislik hayatımda termodinamiği yaşayarak öğrenmem açısından çok önemliydi. Sonra, yakın zaman önce
18
kaybettiğimiz Sami Bölükbaşıoğlu ile çalıştım. Riyad Arap Atı yetiştirme projelerinde görev aldım. Bu iş son derece ilginçti. Hayvan sevgim olması nedeniyle keyif aldığımı söylemeliyim. Hayatınızın dönüm noktası olan bir işiniz, bir kişi var mı, neden böyle tanımlarsınız? Evet hayatımın dönüm noktası diyebileceğim, Özbekler Tekkesi yenileme çalışmaları işinde tanıştığım, yanında çalışma imkanı bulduğum mimar Cengiz Bektaş’ı tanıdığım günlerdi. Cengiz Bektaş’ tan insan ve çevresi ile ilişkiler, mimarlık ve yapı sanatı, konularında çok şey öğrendim. Anadolu yapı sanatını, kullanılan malzemeleri tanıdım. Bunlar benim bakış açılarımı değiştirdi. Tesisatın sadece mekanik bir iş olmadığını, insanın sağlıklı bir iç ortamda yaşaması için gereken bir sistem olduğunu ve mimariyi düşünerek mekanik tesisatı tasarlamanın farkını anladım. İnsanların ihtiyaçlarını düşünmeye öncelik vermeye başladım. Bektaş mimarlıktaki görevim tesisat konularında araştırma yapmaktı. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, doğal havalandırma, mikro klima, atık su arıtma ve yeni yapı malzemelerini araştırdım.
Yenilenebilir kaynaklar ile ilk tanışmanız nasıl oldu? Hayatımda benim için bir diğer önemli kişi, Niyazi Hatipoğlu’dur. 1984 yılında Bektaş Mimarlık’ta güneş enerjisi araştırmaları yaparken tanıdığım Niyazi Hatipoğlu ısı pompaları, ısı boruları, güneş pilleri, kojenerasyon ve trijenerasyon konusunda bana hocalık etmiştir. Romanya’da eğitim görmüş Almanya’da kendini geliştirmiş TÜV ‘de üst düzey yönetici olarak görev yapmış bir kişiydi. Rüzgar enerjisi konusuna da meraklıydı. Isı pompaları, photovoltaikler konularını onun vasıtasıyla öğrendim. Tuzla Deniz Harp Okulu’nda güneş destekli deniz kaynaklı ısı pompası sistemi üzerinde çalışıyordu. Bende bu konuların içine o tarihlerde girdim. Mesleğinizde insan faktörünün öneminden sık sık bahsediyorsunuz, açıklar mısınız? Niyazi Bey, bir toplantı salonu için çalışırken hava ihtiyacı hesapları çalışmaları sırasında, kendisi bana bir soru sordu. “Hava ihtiyacı hesaplarının çıkış noktası nedir” dedi. “Hesaplamışlar bir şekilde” cevabıma “ciğerlerin kaç litre” sorusunu sordu. “Dakikada kaç defa nefes alıp veriyorsun, psikolojinin etkisi nedir, aktivitenin etkisi nedir, dans mı ediyorsun, dinleyici durumunda mısın, spor mu yapıyorsun işte bunları temel alarak hesap yapmalısın” öğüdünü verdi. Ayrıca ciğerlerimize giren havanın nem oranı ne olursa olsun çıkarken %100 izafi nemde olduğunu söyleyince insanın ortama bıraktığı gizli ısısının da ne anlama geldiğini düşünmeye başladım. Yani insan ihtiyaçlarına cevap verdiğinizi düşünerek davranmak durumundasınız. Havalandırmanın kullanılan eşyalar, boyalar ile de ilgisi vardır. Mobilyalardaki tutkal, uçucu maddeler, kumaşlar, dokumalar, ortamdaki toz, bunlar hava debilerini artıran faktörler. Konunun bir tablodan seçilecek değerler olmadığını düşünmeye başladım. Aynı şekilde bir otel projesini yine Niyazi Hatipoğlu ile birlikte çözüyorduk. Normalde tüm mahallerin hesapları yapılarak cihazları seçilir, ısıtma ve soğutma yükleri toplamı bir diversite faktörü ile çarpılarak kazan ve soğutma grupları boyutlandırılır. Niyazi Bey ile hangi cihazın hangi saat aralığında çalışacağı konusunda, seneyi iki saatlik dilimler halinde incelediğimiz bir çizelge yaptık. Anlık toplam maksimum yüklerini hesaplayarak gerçek kazan ve soğutma grubu kapasitesini belirledik. Bu en efektif seçimi sağlıyor. Şimdi kullandığımız hesap programları bunu veriyor, ancak o dönemde bunu kendimizin yapması gerekiyordu. Programları doğru kullanabilmek için de önce ısı kazancını manuel hesaplamayı öğrenmeli, girişlerin sonucu nasıl etkilediğini bilerek bu çalışmayı yapmalısınız.
19
Söyleşi
Niyazi Bey, temelde düşünmeye yönlendiren bir mühendisti. Kendisi ile birçok işler yaptık, benim için önemli bir kişiydi. Geçen yıl o da aramızdan ayrıldı, çok özlüyoruz. Siz gerçek bir hümanistsiniz, başka değer verdiğiniz neler sayabilirsiniz? Tabii ki Fatma Hanım’ı sayarım. Hayatımın en önemli kişisidir, çocuklarımın yanı sıra. Bu iş yerimizde birlikte çalışıyoruz. En zor zamanlarımızı birlikte geçirdik ve işlerimizi yoluna koyduk. Uçak mühendisidir ve kendisini mesleğimizde iyi yetiştirmiştir. Hayvan beslemek de benim için çok önemlidir, evde bir papağanımız var, burada kediler, kaplumbağalar, tabi ki doğa ve müzik. Akım Mühendislik Firması’nı kurdunuz... Şimdi bu konuya gelelim. Teknoloji ile aranız nasıldı o yıllar? Ağabeyim Yavuz Akım ile elektrik ve mekanik iki disiplinde projeler çizdiğimiz Akım Mühendislik Firması’nı kurduk. 1988 yılında Autocad R 2.5 ile çizimlere başladık. Bir bilgisayara 22 bin dolar vermiştim. Çıkışları almak ise ayrı bir problemdi. Cengiz Bektaş ile ortak bir plotter almıştık, parası 20 bin dolarlar seviyesindeydi, o zamanlar ciddi yatırımlardı. Bu dönemde elimizde hazır hiçbir döküman olmadığı için ofiste 2 sene boyunca bir bilgisayar mühendisi vitrifiye ve cihaz bloklarını hazırladı.
20
Yenilenebilir kaynaklar ve çevre ile ilgili projelerinizi anlatır mısınız? ’99 yılında 40 villada toprak kaynaklı ısı pompası uygulaması yaptık, halen çalışıyor. Bu projede suda amonyak çıktı, amonyağı uçurmak için bir dere ve şelaleler yaptık, vadi açtık, dere oluşturduk, amonyağı uçurduk. Suyu temizledik. ’97 yılında da Galvano Teknik Sanayi Sitesi’ne Marmara Üniversitesi’nden Prof. Adnan Aydın ile mekanik ile kimya mühendisleri, birlikte çalışarak endüstriyel arıtma tesisi projelendirdik. Atıkların içinde siyanür olması, asidik ve metal talaşı olması çok özel bir projeydi. Aynı hoca ile bir tuğla fabrikasının baca gazı arıtma tesisini kurduk. Ayrıca trijenerasyon tesisinin egzozu da tuğla kurutmada kullanıldıktan sonra aynı baca gazı arıtmaya verilerek yüksek verimli bir sistemin bir parçası oldu. Yağmur suyu ve gri su kullanımını 2007 yılında Çorlu Sirello Evleri’nde uyguladık, sonra Dedeman Otelleri’nde bu çalışmayı yaptık. Yaptığımız projelerde yatırımcı ilk etapta gri su sistemini almak istemese de, borulama maliyetinin çok olmadığını ve altyapının buna göre yapılabileceğini, ileride istenirse gri su arıtma cihazlarını alarak çalışır hale getirebileceğini belirterek sistemi buna göre dizayn ediyoruz. Trabzon’da bir alışveriş merkezinde yağmur suyunu kullanıp free cooling yaptık... Bize en son yaptığınız çalışmalardan örnekler verir misiniz? Bir projenizi anlatır mısınız? Düzce Teknopark Projemizi anlatmak isterim. Düzce Üniversitesi Kampüs’ü içinde Teknopark olarak düşünülen ve hem Valilik hem de Belediye Başkanlığı tarafından desteklenen bir yapı istenmiş. Mimarisini Viyana
Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Sigrid Brell Çokcan-Barış Çokcan’ın tasarladığı yapıda bildiğimiz bütün enerji etkin özellikleri kullanmaya çalıştık. Düzce Teknopark Projesi etkileyici bir mimariye sahip, özellikleri neler? Bina çift cepheli tasarlanmış, fanus içinde başka bir yapı saklı. Dış cephe tüm binayı sarıyor. İçinde ofisler, alt katlarda data centerlar, laboratuarlar var. Herkesin gidip görmek isteyeceği, turist çekecek bir yapı istenmiş ve sonsuz şeklindeki bu tasarım ortaya çıkmış. Düzce Teknopark Binası’nın iklimlendirmesini nasıl çözdünüz? Taze havayı toprak altında yaptığımız galerilerden geçirip, ön şartlandırılmış havayı iç ortama sağlayarak enerjiden tasarruf ediliyoruz. Özellikle iki kabuk arasında kalan boş kısımdan iklimlendirmede çok yararlandık. Mekanik odamız gezilebilecek ve eğitim verilecek şekilde tasarlandı, karşısında toplantı salonu projelendirildi. Öğrenciler burada tesisatı, sistemleri ve çalışma şartlarını izleme şansı bulacaklar. Binanın enerji ihtiyacını karşılayacak trijenerasyon sisteminde atık ısı kazanları ve absorbsiyon cihazları ile elektrik üretirken, ısıtma ve soğutmayı da sağlayabiliyoruz. Toprak kaynaklı ısı pompası ve Düzce’nin ahşap ürünleri merkezi olması nedeniyle ayrıca biyokütle kazanlar kullandık. En önemlisi, 6m yüksekliğinde 3 m çapında sıcak ve soğuk akümülasyon tankları koyduk. Hangi enerji hangi saatlerde ucuz ise akümülasyon tankında depolayıp binanın enerji ihtiyacını buradan karşılayabiliyoruz. Bir meteoroloji istasyonu kuruyoruz, rüzgar, nem, yağmur ölçen sistemi kuruyoruz. Bu istasyon doğal havalandırmayı da kontrol edecek, sistemleri otomatik olarak çalıştıracak.
Gece soğutması nedir? Gündüz kullanılan ofis, AVM gibi yapılarda, gece gündüz sıcaklık farkı fazla olan, nem oranı düşük, kuru karasal iklim bölgelerindeki binaların kütlesinin gece soğutulması çok faydalı. Bu binalar, gece serin havayı kullanıp havalandırılıyor, yapının kütlesi ve eşyalar soğuyor. Gündüz gerekli olan klima ihtiyacını azaltıyor. Yıl boyu önemli ekonomi sağlanıyor. Eskiler bunu çok iyi biliyormuş. Urla’da ki projenizden bahseder misiniz? İnsanların yaşama kültürüne ve ekonomik varsıllıklarına göre talepler artıyor, bu nedenle projenizde hedef kim diye sormalısınız. Urla’daki villa projesi toplam 8 adetlik yapıdan oluşuyor. Günümüzde doğallıktan yana olmak, doğal besleneyim, elektrikten az etkileneyim, doğal yaşayayım eğilimi var. Konfordan vazgeçmeden, sağlıklı yaşamdan da taviz vermeden yaşamak meselesi var. Amacımız yaşayacak insanın mutlu olmasını sağlamak. Bu villalarda yörenin taşı ile sandviç duvar yapılarak, tesisat hava kanalları buradaki boşluktan geçirilerek, ısı pompası kullanılarak, rüzgarın yönüne göre hesaplar yapılarak çözülüyor. Döşemeden serinletme teşkilatı var. Yapılar bahçe ile iç içe, her yer açık, mümkün olduğu kadar klimaya ihtiyaç duymadan sezonu geçirme talebine çözümler üretiyoruz, klima sistemi gerektiğinde kullanılabilir şekilde hazır tutuluyor tabi ki. Isıtmaya gelince, güneş kollektörlerini merkeze koyup oradan güneş destekli kullanma sıcak suyunu elde edip gönderiyoruz. 6 kollektörü ısıtma sezonunda ısıtmaya destek olsun diye kullanıyoruz. Güneş yetmediği zaman kullanmak üzere biyokütle kazanımız var, örneğin çam kozalağı, beslenen hayvan gübresi gibi mevcut olanı kullanmak üzere. Sistemde hava ve su
21
Söyleşi
kaynaklı ısı pompası maliyet analizi çalışmalarımız devam ediyor. Buraya çöp kamyonu gelmiyor. Sebze atıklarından solucan gübresi yapılacak, bu tarımda ve peyzajda kullanılacak. Biriken yağmur suyu ile sulama yapılıyor. Projecilerimizin sorunları nelerdir? “TİEP” (Tasarımcılar için eylem planı) TTMD Tasarımcılar Komisyonu adına hazırlamıştı yakın zaman önce kaybettiğimiz değerli dostumuz Baycan Sunaç… Makine mühendisliği eğitimi tesisat mühendisliği eğitimi olmadığı için yeni mezun makine mühendislerini tesisat mühendisi olarak yetiştirmek tasarım ofisleri üzerinde bir yüktür. Gençlerin tesisat ve mekanik tasarım konusunda bilgisi az olduğu için sektöre rağbet az kaliteli elaman sıkıntısı yaşanıyor. Mesleki sorumluluk sigortası konusu yerine oturamadığı için haksız rekabet oluşuyor. Devlet destekleri yurtdışı projeler için geçerli. Yerli tesisat ürünlerinin uluslararası pazarda tanıtımının ancak yerli tasarımcıların yurtdışı projeler yapması ve şartnamelerinde yerli üretimlere yer vermesiyle mümkün olduğunun farkına varılmıştır. Fakat bu duruma yükselebilmek için bilgisayar donanım, yazılım ve eğitim konularında desteklenmesi gerekmektedir. Yatırımcının isteklerinin baştan belli olmaması, revizyon sayısı arttıkça maliyetin artması ve proje kalitesinin düşmesi. Bu nedenle bile Bütünleşik Tasarım yaygınlaşmalıdır. Teknik şartnameler konusu da biz tasarımcıların çözmesi gereken bir konu. TTMD Tasarımcılar Komisyonunda bu şartnameleri hazırlamak için kendi aramızda iş bölümü yapmıştık. Ayrıca tedarikçi ve üreticilerden alt komisyonlar oluşturup bu şartnamelerin hazırlanmasında bize yardımcı olmalarını planlamıştık. Yukarıda Bütünleşik Tasarım diyorsunuz, bu ne demek? Dünyamız artık hasta. Her canlı gibi ateşini yükseltip ona zarar verenleri öldürmeye çalışıyor. Bu hastalığın önemli sebeplerinden biri fosil yakıt kullanarak atmosferdeki karbon miktarını artırmış olmamızdır. Enerjinin %40’ı binalarda ısıtma, soğutma ve havalandırmada kullanılıyorsa enerji etkin ve çevreye uyumlu binalarda yaşamak zorundayız. Bu da ancak yapı sektöründeki bütün
22
paydaşların tasarımda bir şekilde bir arada olması demektir. Yatırımcının ve danışmanlarının, tasarımcı mimar ve mühendislerin, uygulamayı yapacak olan firmaların, malzeme üretici ve tedarikçilerin, kullanıcıların birlikte ürettikleri projeler olmalıdır. Bir yöntem öneriniz var mı? Yatırımcılar işe başlamadan ihtiyaçları olan danışmanlık hizmetlerini alarak dizayn kriterlerini belirlemeliler. Tasarımcı mimar ve mühendisler ortak çalışabilecekleri BIM platformunu belirlenmeli, mimari ve sistem alternatiflerinin karşılaştırılacağı bina simülasyonları üzerinde çalışılmalı ve enerji maliyetleri ve ömür boyu maliyetleri hesaplanabilmelidir. Bu simülasyonlarda malzeme üreticilerinden gelen teknik bilgiler ve fiyatlar önem taşımaktadır. Aslında Alman standardı HOAI tasarım aşamalarını 9 adımda belirlemiş. İlk iki aşaması projeye başlamadan önceki danışmanlık hizmetlerini kapsıyor. Ülkemizde ise bu konuda önemli boşluklar var. HOAI’de olduğu gibi; proje ve uygulama safhasındaki danışmanlık ve kontrollük hizmetleri, test ayar devreye alma aşamasında ve daha sonra bir süre işletmede kalınarak devam ettirilirse yapının sağlıklı bir şekilde yaşaması sağlanmış olur. Bu konu oldukça ilgimi çeken bir alan. Bu yüzden bir süredir yaptığım danışmanlık hizmetlerine ağırlık verip, proje hazırlama işini Fatma Hanım’a bırakacağım. Türkiye’de hangileri uygulanıyor? Yatırım ve emlak danışmanlığı daha önceleri başlamıştı. HOAI nin tanımladığı kapsamda yapıldığını sanmıyorum. Yabancı yatırımcılar bu konuya önem veriyorlar. Test, ayar, devreye alma konusu neredeyse Türkiye’de hiç uygulanmıyor. Bağımsız, akredite olmuş bir firmanın,
akredite olmuş aletler ile, ölçüm sonunda mal sahibine, tasarım kriterlerine uygundur demesi gerekir. Şu anda bu konuda çalışan çok az firma var. Bu denetim firmalarının olmaması nedeniyle bir tarafımız eksik kalıyor. Mesleki sorumluluk sigortası hakkında neler söyleyebilirsiniz? Biz tasarımcıları koruyan mesleki sorumluluk sigortamız yok. Yeni mezun birinin de imza yetkisi var, elli sene tecrübeli birinin de. Amerika’da 12 yıl sonunda imza yetkisi oluyor. Almanya’da ise mezun olduktan sanırım 7 sene sonra. Mesleki sorumluluk sigortası, kategorileri, sınıfları belirleyecektir. Her doktorun bir mezarlığı olduğu gibi her mühendisin de bir hurdalığı vardır. Yıllarca çalışılarak elde edilmiş bu tecrübelere ve tasarım yapabilirliğe göre belirlenecek mesleki sorumluluk sigorta primleri ile, deneyim kazanmış, daha doğru ve az enerji harcayan sistemler tasarlayarak, ülke ekonomisine de katkı sağlayan tasarımcıların primleri daha düşük olacak, böylelikle haksız rekabet de önlenecektir. Yangın konusunda ise sigorta firmalarının bütün binalara sanki hepsi bütün yangın önlemlerini almış kabul ederek sigorta primlerini hesaplaması nedeniyle sorun var. Normalde yapılan yatırımın daha az sigorta primi ödenerek bir süre sonra karşılanabilmesi gerekir.
Çözüm nedir? Eğitimden başlamak gerek, özellikle tesisat mühendisliği ayrı bir ana dal olmalıdır. Tasarımcılar bir araya gelip çözümler üretmelidirler. Tesisat sektöründe sivil toplum örgütü olarak iyi bir teşkilat var. Ancak zincirin zayıf halkası tasarımcılar çıkıyor. Bizler de kendimize döndük. Tedarikçiler bile proje yapıyordu, bunu gördük. Derneklerimizle bu sorunlarımızı çözebiliriz. İhtiyaçlarımız belli, zayıf halka olmamız güçsüzlükten ve bilgi eksikliğinden değil, değer verilmediğindendir. Yurt dışı çalışmalarda proje bedelleri bellidir. Bizde en düşük rakamlar uygulanmaya çalışılıyor. Uzmanlık konusuna değer verilmelidir. Konut yapan, hastane yapan, ayrılmalı. Örnek olarak Gıda sektöründe Fransa’ya gidiliyor. Biz de uluslararası düzeyde konusunda uzman tasarım ofisleri oluşturabilirsek tasarımından itibaren yatırımlara dahil olabilir ve Türk ürünlerini şartnamelerde yazarak ihracatın artırılmasına katkı sağlayabiliriz. En önemlisi, tasarım ofislerini multi disiplinli kurumsal şirketler haline getirmenin çaresini bulmak. Genelde aile şirketleri şeklinde olan tasarım ofislerini; mekanik, elektrik, altyapı, statik, bina modelleme, yangın, sismik koruma, bina otomasyonu v.s.bir yapı altında birliktelikler oluşturmalıdır.
23
Haberler
Çamlıca Mesa Projesi’nde Buderus tercih edildi Bosch Termoteknik, 37 yıllık tesisat, proje ve uygulama deneyimi ile birçok prestijli projeye imzasını atıyor. Geniş ürün yelpazesi ile yüksek kaliteli ve profesyonel mühendislik desteğini buluşturarak ısıtmadan, soğutma ve havalandırma ürünlerine kadar tam bir sistem çözümü sunuyor. İKİ kıtayı birbirine bağlayan, dünyanın en değerli şehirlerinden biri olan İstanbul’un, geçmişe tanıklık eden semti Çamlıca’da inşa edilen Mesa Konut Projesi’nde de Bosch Termoteknik bünyesinde bulunan Buderus GB162 Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazan Kaskad Sistem, Buderus Logalux Duoclean Boyler ve LG Multi V IV VRF sistemleri tercih edildi. 1969 yılında kurulan Mesa Mesken A.Ş. 45 yıllık tecrübesi ile 8.000.000 m² alan ve 80.000’den fazla konut üretti. Dönemin en özel ve iddialı projelerinden biri olmaya aday Çamlıca Mesa; toplam 115 adet konuttan oluşuyor. Çamlıca Mesa’da 5 adet 2 katlı, 15 adet 3 katlı olmak üzere; toplam 20 adet apartmanda, 40 adet bahçe kullanımlı, 40 adet dubleks ve 30 adet de ara kat daire bulunuyor. Projede soğutma sistemi için 1098 HP LG Multi V IV VRF dış ünite, 791 adet iç ünite bulunurken, ısıtma sistemi için 2 adedi bloklar altında olmak üzere toplam 65 adet GB162/80 Duvar Tipi Yoğuşmalı Kazan kullanılıyor. Sıcak su sistemi için ise 5 adet Buderus duoClean Logalux SU500 ve 15 adet Buderus DuoClean Logalux SU750 boyler tercih ediliyor. Her dairede KNX otomasyon sistemi kullanılırken, LG PQCSZ250S0 AC EZ Merkezi Kumanda sistemine bağlayıp dairelerde akıllı sistem ile soğutma sisteminin çalıştırılması planlanıyor. Isıtma sistemlerinde kullanıcılarına her türlü çözümü sunan Buderus’un teknolojisi, kazandan güneş kolektörüne, boylerden radyatöre ve aksesuarlara kadar her ürünü kapsıyor. Akıllı ve kalıcı kontrol sistemleri ile bütünsel bir kullanım konseptine sahip olması, ekonomik ve
24
çevre dostu bir ısınma şeklini mümkün kılıyor. Tüm ısıtma ürünlerinin birbirine uyumu, planlama ve montajı da kolaylaştırıyor. Logamax Plus GB162’nin özel olarak tasarlanan alüminyum eşanjörü, ALU Plus teknolojisi ile üretilmiştir. Bu, ideal bir akış ve yüzey teknolojisini mükemmel şekilde bir araya getiren bir yenilik anlamına gelir. Benzersiz kaskad tasarımı, kullanıcılara daha yüksek bir kapasite sunar. Buderus duoCLEAN Hijyenik Boylerlerin ic yuzeyi 870 - 900°C sıcaklıkta termoglasur adı verilen cam katkılı bir alaşımla kaplanır. Bu kaplama, boyler icinde depo edilen kullanma suyunun hijyenik olarak korunmasını sağlar. Termoglasur kaplama ile oluşan pürüzsüz yüzey hem hijyenik özelliktedir, hem de korozyona ve kirec birikimine engel olur. Buderus duoCLEAN Hijyenik Boyler etrafında 80 mm’ye kadar poliüretan izolasyon vardır. 120-400 L
aralığındaki kapasiteler fabrika montajlı sert kopuk izolasyon ile gelirken, 5001000 L aralığındaki kapasitelerde ise yumuşak kopuk izolasyon kullanılmaktadır. Bundan dolayı termos özelliği taşır. Isıtılan su çok uzun sure sıcak kalır. Kazanın devreye girme sayısı ve suresi azaltılarak çok daha az yakıt harcanır. Ayrıca Logamatic Panel, boylerdeki su istenilen sıcaklığa gelmeden, hesapladığı sure kadar önceden brülörü durdurarak kazandaki ısının tamamına yakınının boylere transfer edilmesini sağlar, kazanda atık ısı bırakmaz. LG VRF sistemlerinde kullanılan tümü inverter kompresörler, inverter kondenser fan motorları, aşırı soğutma devresi ve yüksek basınçlı yağ geri dönüşü sistemleri ile toplam verim artırılmıştır. Uzun borulama mesafeleri ve iç-dış ünite kot farkları sayesinde optimum sistem çözümü sağlanmıştır.
Haberler
Prestijli projelerde
Vizyon Mekanik imzası HAVALANDIRMA sektöründe kurulduğu günden bu yana büyük başarılara imza atan Vizyon Mekanik bu başarılarını tamamladığı projelerle yılların kattığı tecrübe ve ürün kalitesi ile müşteri memnuniyetlerini artarak sürdürmektedir. Türkiye genelinde adını duyuran Vizyon Mekanik endüstriyel havalandırma, klima, DKP siyah saç hava kanalı konusunda daha kaliteli, daha titiz ve özverili bir şekilde üretimlerini yeni aldığı projeler ve tamamlamış olduğu projeler içerisinde müşteri memnuniyetlerini ön planda tutarak en üst kalitede hizmet veren bir firma olarak yoluna devam ettirmeyi her zaman benimsemiştir. Azerbaycan Bakü’de bulunan Vizyon Mekanik MMC tesislerinde de siyah saç hava kanalı
imalatına başladı.Firma sürekli üretim biçimini ve tekniğini geliştirmeyi, ürün çeşitliliğini artırmayı ve de bunun mümkün olan en tasarruflu maliyetler sunarak, müşteri memnuniyetini sürekli kılmayı hedeflemektedir. Mecidiyeköy Quasar Şantiyesi 5500 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı, İzmir Ege Perla Şantiyesi 6000 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı ve Ataşehir Trendist Şantiyesi 1550 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı Vizyon Mekanik’e emanet edildi. Koru Florya AVM 7000 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı, Mall Of İstanbul AVM 5000 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı ve Vialand Avm 4000 m² Dkp siyah saç hava kanalı imalatı, Vizyon Mekanik tarafından başarı ile tamamlanmıştır.
Corridor Güneşli Projesi’nin tercihi
Mas Pompa
270 MİLYON lira yatırımla gerçekleştirilen Corridor, yaklaşık 78 bin metrekare inşaat alanı üzerinde 7 blokta 505 konut ve cadde mağazalarından oluşuyor. Mas Pompa bu projede kullanılan in-line kuru rotorlu sirkülasyon pompaları, frekans kontrollü in-line ıslak rotorlu sirkülasyon pompaları, parçalayıcı bıçaklı ve açık çarklı pis su pompaları, galvaniz saclı dik milli santrifuj pompalı hidroforlar, kapalı genleşme tankları gibi cihazların teminini gerçekleştirmiştir. Projenin ticaret alanıyla da yoğun talep görmesi bekleniyor. İki kata yayılan 1300 metrekare alana sahip projede; sosyal tesisler açık ve kapalı havuz, güneşlenme alanları, kafeterya, TV dinlenme odası, fitness salonu, stüdyo, soyunma odaları, duşlar, sauna, çocuk oyun alanı gibi mekanlar da bulunmaktadır.
26
Haberler Vaillant Group Türkiye yöneticileri, şirket değerleri ile yeni liderlik modellerini bütünleştirecek
Vaillant Group Türkiye yöneticilerine
yeni liderlik stilleri eğitimi VAILLANT Group Türkiye, yöneticileri için liderlik eğitimi programı başlattı. Dokuz ay sürecek eğitim kapsamında Vaillant Group Türkiye yöneticileri, Vaillant Group değerlerini günümüz iş dünyasının ihtiyaçlarına cevap verecek yeni nesil liderlik stilleri ile bütünleştirebilecekler. Eğitim Programı’nın açılışı, geçtiğimiz günlerde Vaillant Group Türkiye Çengelköy merkez ofis, Kurtköy ve Bozüyük tesislerinin yanı sıra tüm Türkiye’den gelen yöneticilerin katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi. “Gelişime çok önem veriyoruz” Programın açılışında bir konuşma yapan Vaillant Group Türkiye CEO’su Dr. Axel Busch, Vaillant Group olarak yenilik ve gelişime çok önem verdiklerini ve bu önemin insan kaynakları politikaları için de geçerli olduğunu söyledi. Liderlik programının da bu yaklaşımlarının bir parçası olduğunu kaydeden Busch “Dokuz ay sürecek eğitim ile yöneticilerimiz liderlikle ilgili son trendleri daha
28
derinlemesine kavrama ve uygulama şansı bulacaklar” diye konuştu. Programın açılışında ayrıca Prof. Dr. Üstün Dökmen, kişisel gelişim ve farkındalık ile yöneticilik ve liderlik arasındaki farklara odaklı bir sunum yaptı. Program kapsamındaki tüm eğitimler Vaillant Group Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Nilüfer Birdal eşliğinde Bireysel ve Organizasyonel Gelişim Müdürü Sevkan Bolu tarafından organize edildi.
Haberler
Kuzey Irak’ta yapılan dev projede Samsung Teknoklima imzası 2003 yılından beri ısıtma soğutma sektörünün en büyük aktörlerinden biri olan Samsung Teknoklima; 2014 yılına Irak’ta aldığı dev ihale ile damga vurdu. Kuzey Irak’ın Erbil bölgesinde Falkon Group tarafından yapılan toplamda 88 binadan ve konut-işyeri-alışveriş merkezi gibi farklı etaplardan oluşan dev projenin, ilk etap VRF ihale bedeli 15.000 000$. 2015 sonu gibi bitirilmesi hedeflenen proje için Samsung Teknoklima Erbil ofisi uzun zamandır çalışıyor. Proje hakkında bilgi aldığımız Samsung Teknoklima Irak Ülke Müdürü Engin Karipçin; “Irak, bölgesel yapı olarak yüzyıllardır gerek jeopolitik konumu, gerekse doğal kaynakları bakımından Dünya’nın önemli noktalarından biri olmuştur. Son yıllarda özellikle Kuzey Irak Bölgesi tüm Dünyada ki yatırımcıların dikkatini çekmiştir. Bu gelişmeye paralel olarak, ülkede yapılan büyük ölçekte bir çok konut, residence ve ofis projeleri yapılmaya başlamıştır. Teknoklima olarak bölgedeki projelerin takibi ve uygulaması konusunda, satış ve satış sonrası ekiplerimiz, şantiye mühendislerimiz, bölge partnerlerimiz ile birlikte her geçen gün büyüyerek bölgede ciddi bir güç haline geldik. Ülkenin bugünkü durumunu göz önüne alarak Güneyde ki çalışmalarımızı yavaşlatmış olsak da, özellikle partnerimiz Teknoroj klimanın sahibi Cezayir Akdoğmuş’un da katkılarıyla kuzey Irak bölgesindeki projelerde satış ve satış sonrası hizmetlerimize kesintisiz
olarak devam etmekteyiz. Bahsi geçen bu projelerin en büyüklerinden biri olan FALCON EMPIRE, bölgenin vizyonunu geliştiren ve modern çizgileriyle inşaat sektörüne yön veren bir yatırımdır. Falcon Empire projesi Doğu ve Batı etapları olarak inşaatları devam etmektedir. Kompleks; 6’şar kattan oluşan, 3 blok Doğu ve 3 blok Batı’da bulunan Business Blokları, merkezde 25 kat ve 752 ofisten oluşan Business Towers Blokları, Residence olarak tasarlanan 26 kattan başlayarak azalarak devam eden, 11 blok Doğu ve 11 blok Batı’da toplam
1.888 daireden oluşan Wings Towers Blokları, modern çizgileri ile kompleksin en doğusunda 23 katlı 3 blok ve en batısında bulunan 23 katlı 3 blokta 1064 ofis ve genel kullanım alanlarından oluşan Diamond Towers blokları, içinde eğlence merkezlerinin ve Go-Kart pistinin bulunduğu Speed Center, Marriott Hotel, Royal City villaları ile Erbil’e vizyon kazandırmış en önemli projedir. Böylesine büyük bir projeye imza atıyor olmak, Samsung Teknoklima’nın sektör tecrübesi ve vizyonunu Irak’a taşımaktan son derece gurur duyuyoruz ”dedi.
Kodsan Caleffi tanışma seminerinde HVAC profesyonelleri biraraya geldi 30 yıldır üretici ve ihracatçı kimliği ile sektöre yön veren Kodsan A.Ş. ile İtalyan devi Caleffi birlikteliğinden doğan Kodsan Caleffi, güçlenen ve büyüyen kadrosuyla faaliyetlerine ve eğitimlerine bir yenisini ekledi. 20 Ekim 2014 tarihinde Ankara Swiss Otel’de yoğun ilgi ve katılım ile gerçekleşen Kodsan Caleffi tanışma seminerinde HVAC profesyonelleri bir araya geldi. Kodsan ve Caleffi yönetim kurulu üyeleri ve çalışanlarının katılımıyla gerçekleşen
30
seminerde, Kodsan Caleffi’nin sektör hedefleri ve farklı dizaynlara uyumlu yüksek teknolojili ürün grupları hakkında bilgi verildi. Eğitim ve seminer faaliyetlerine önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğinin
sinyallerini veren Kodsan Caleffi, Henry Ford’un “Bir araya gelmek başlangıçtır, bir arada durabilmek ilerlemedir, birlikte çalışmak başarıdır.” sözüyle, benimsediği şirket vizyonunu özetledi.
Haberler
The Colors Hotel İstanbul’ da ETNA ürünleri tercih edildi WW kapsamında; ETNA’ nın 1 adet NFPA20 normuna uygun yangın pompası, 1 adet 4 pompalı, frekans kontrollü hidrofor gurubu(4KO 25/8-75-FK), 7 adet in-line kuru rotorlu, frekans kontrollü EIL-FK serisi sirkülasyon pompası ve 2 adet DTRT serisi atık su drenaj pompası tesis edilmiştir. NFPA20 normuna haiz ETNA YN 80/300 2-75/10-9 tip yangın pompasında; pompa gövdesi döküm(GG25), pompa fanı(çark) bronz malzemeden üretilmiş olup, sızdırmazlık 5 sıra yumuşak salmastra ile sağlanmıştır. Yangın pompasında tesis edilen 2 adet ETNA EA 80/32 tip norm pompalar, %150 kapasitede anma basıncının %65 i’ nin altına düşmeyecek karakteristik eğriye sahiptir. Yangın pompasında ETNA KO 10 serisi 1 adet jokey pompa tesis edilmiş olup, jokey pompada sızdırmazlık mekanik keçe ile sağlanmaktadır. Projede kullanılan ETNA 4KO-FK serisi frekans kontrollü hidrofor sistemi ile; basınçlı su temininde talep edilen miktarda suyun istenilen basınçta sağlanması garanti edilmiş olup, böylelikle kullanıcılara kesintisiz bir konfor sunulmuştur. Yeni nesil IE2 motorlu frekans kontrollü ETNA 4KO-FK serisi hidrofor sistemlerinin kullanımı ile klasik hidrofor sistemlerine oranla işletim giderleri minimize edilmiştir. ETNA KO-FK serisi frekans kontrollü hidrofor sistemlerinde kullanılan pompalarda; pompa giriş-çıkış gövdeleri, pompa gövdesi döküm(GG25), fan, difüzör gurubu noryl, sızdırmazlık ise mekanik keçe (karbon-seramik) ile sağlanmaktadır.
REMEHA; Res Enerji ile birlikte Türkiye pazarındaki yerini sağlamlaştırıyor 2011 yılının sonlarına doğru Res Enerji firmasıyla Türkiye pazarına giren Avrupa’nın en büyük ısıtma devlerinden REMEHA, pazardaki payını gün geçtikçe arttırıyor. Kurucularının sektördeki uzun tecrübesinin ışığında çalışmalarına devam eden firma , son günlerde anlaştığı nitelikli projelerle adından söz ettiriyor. İnşaat sektörünün lider firmalarından olan İnanlar İnşaat ile anlaşmaya varan Res Enerji firması , Terrace Tema ve Asl-ı Bahçe Konakları projelerinde ısıtma sistemlerinin çözüm ortağı oldu. Terrace Tema Projesi’nde 15’li,13’lü ve 2’li 115 kW Kaskad sistem, Asl-ı Bahçe Konakları Projesi’nde ise 10’lu 115 kW Kaskad sistem
32
ile çözüm yapıldı. Türkiye’deki bir çok nitelikli projeyi almaya aday olduklarını belirten Res Enerji yetkilileri,
Remeha’nın pazardaki payını büyütmek için çalışmalarını gün geçtikçe hızlandıracağını belirtti.
Haberler
DemirDöküm ailesi piknikte buluştu DemirDöküm, Bilecik Küçükelmalı Köyü’nde, çalışanları ve aileleri için bir piknik düzenledi. Yaklaşık 3 bin kişinin katıldığı piknikte, DemirDöküm CEO’su Dr. Axel Busch ve üst düzey yöneticiler de keyifli saatler yaşadı. Türkiye’de ısıtma ve kombi sektörünün önde gelen markalarından DemirDöküm, Bozüyük fabrikasındaki çalışanları için bir piknik organizasyonu düzenledi. Çalışanlar ve ailelerinden oluşan yaklaşık 3 bin kişi, piknik için Bilecik’in Küçükelmalı Köyü’nde buluştu. Pikniğe, DemirDöküm CEO’su Dr. Axel Busch’un yanı sıra üst düzey yöneticiler de katıldı. Vailant Group Türkiye İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetim birimleri tarafından özenle hazırlanan piknikte; eğlenceli yarışmaların yanı sıra çocuklar için de oyunlar, animasyon gösterileri düzenlendi. Piknik de ayrıca 10 yıl ve üzeri DemirDöküm’de çalışanlar teşekkür plaketi ile onurlandırıldılar.
Buderus’tan çok avantajlı, çok ayrıcalıklı yepyeni bir sistem:
Buderus Star Club! Avrupa’nın önde gelen termoteknoloji markası Buderus, yeni projesi Buderus Star Club’ı sektörün profesyonellerine sundu.Buderus sektöre sunduğu hizmet kalitesini ‘’Buderus Star Club ile işinizin starı olmak elinizde’’ mesajı ile arttırmayı hedefliyor. Buderus Star Club, iş ortaklarına teknik eğitimler sunarak gelişimlerine katkıda bulunuyor. ISITMA sektörünün lider markası Buderus, sektörün profesyonelleri için yepyeni bir sistem sunuyor. Buderus Star Club, satış ve montaj yaptıkça star puan kazandırırken, aynı zamanda star üyelerine sunduğu teknik eğitimlerle sektörün gelişimine katkıda bulunuyor. Buderus toptancıları ile çalışan taahhüt firmaları için geliştirilen, karşılıklı güven ve sinerjiye dayalı olan bu sistem, sektöre sunulan hizmet kalitesini arttırmayı hedefliyor. Sektördeki en iddialı programlardan biri olan Buderus Star Club, sunduğu bir çok avantaj ve ayrıcalıklar ile üyelerine kazanç dolu bir dünyanın kapılarını aralıyor. “Buderus
34
Star Club ile işinizin starı olmak elinizde” mesajıyla yola çıkan bu yeni iş modeli, üyelerine profesyonelliklerini geliştiren ve destekleyen bir konsept sunuyor. Buderus, bu konsept sayesinde üyelerine ücretsiz teknik eğitimler sunarak; müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitesini arttırmayı hedefliyor. Buderus, bu proje ile Star Club üyelerine satış yaptıkça puan kazandırıyor. Üyeler, satışını ve montajını gerçekleştirdikleri Buderus kombi ve duvar tipi kazan ürünleri üzerinde bulunan seri numaralarının bildirimini yaparak; kazandıkları star puanlar ile birbirinden cazip hediyeler kazanıyor.
Haberler
Daikin Türkiye büyümeye devam ediyor Isıtma-soğutma sektörünün Japon devi Daikin, Türkiye’deki büyüme atağını sürdürüyor. Bayileri kanalı ile Türkiye genelinde yaygınlaşan Daikin, İstanbul Beylikdüzü’nde yaptığı yeni açılışla showroom sayısını 188’e çıkardı. Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, planlanmış 17 yeni showroom açılışı ile 2015 yılında 200 bayiye ulaşma hedefini aşacaklarını kaydetti. İKLİMLENDİRME sektörünün en geniş ürün gamına sahip şirketi Daikin, Türkiye genelindeki satış ağını da büyütmeye devam ediyor. Yeni bayii ve showroom açılışları ile hizmet ağını genişleten Daikin, Beylikdüzü’nde yeni bir showroom’u daha hizmete soktu. Daikin bayilerinden Asya İklimlendirme’nin İstanbul Beylikdüzü’ndeki yeni showroom’un açılışı, Ak Parti İstanbul Milletvekili Şirin Ünal ve çok sayıda davetlinin katılımı ile 20 Eylül 2014, Cumartesi günü gerçekleşti. Daikin’in Türkiye genelinde hizmet ağını genişletme çalışmalarını ara vermeden sürdürdüğüne dikkat çeken Daikin Türkiye CEO’su Hasan Önder, şu bilgileri verdi: “Bir yandan bayi ağımızı genişletirken diğer yandan da yeni showroom açılışları ile tüketicimize daha yakın olmayı hedefliyoruz. Şu anda Türkiye genelinde 188 showroom ile 500 satış noktasında Daikin ürünlerine ulaşmak mümkün. Şu anda 5’i İstanbul ve çevresinde olmak üzere 17 yeni açılışı programımıza aldık. Daikin olarak split klimadan VRV adı verilen merkezi sistemlere kadar ısıtma
ve soğutma sektöründe en geniş ürün gamına sahip markayız. Bireysel, ticari ve endüstriyel alanda kullanıcılarımızın farklı ürün ve hizmet beklentisine yanıt verebiliyoruz. Hedefimiz 2015 sonunda 200 showroom’a ulaşmaktı, ancak halen planlanan ve programa alınan açılışlar bu sayıyı aşacağımızı gösteriyor. Ürün gamımızda olduğu gibi hizmet ağımızda da kullanıcılarımıza en üst düzeyde hizmet vermeyi amaçlıyor, bu doğrultuda yeni açılışlarla büyümeye devam
ediyoruz.” İstanbul’da Avcılar’dan sonra Beylikdüzü’ndeki showroom’unu açan Asya İklimlendirme yöneticisi Hasan Dursun ise, Daikin kalitesi ve güvencesi ile bireysel ve kurumsal müşterilerinin iklimlendirme ihtiyaçlarına çözüm sunmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Dursun, kısa bir süre önce Daikin ile Miele ile arasında gerçekleşen işbirliği doğrultusunda Daikin Beylikdüzü Showroom’unda beyaz eşya satışı yapacaklarını da kaydetti.
Ebitt yeni adresinde Koçullu mah. Doğru sok. No:6/1 Ömerli Çekmeköy/ İstanbul
36
Haberler
Danfoss teknoloji üssü Türk mühendis ve iş adamlarını büyüledi Ürettiği ürünlerin yarıya yakınının mucidi olan Danfoss, ileri teknolojiye sahip üretim tesislerinin kapılarını Türk Mühendis ve İşadamlarına açtı. Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın’ın ev sahipliğindeki teknik inceleme gezisi kapsamında; Danimarka’nın Silkeborg, Sonderborg ve Grasten kentlerindeki Danfoss Üretim ve AR&GE tesisleri ve CHP uygulamaları ziyaret edildi.
DANFOSS’UN ısıtma, soğutma, bölgesel ısıtma ve güç elektroniği bölümlerinin başkanları tarafından karşılanan Danfoss Türkiye kafilesi, gezinin birinci gününde Silkeborg’daki termostatik radyatör vanası fabrikasında incelemelerde bulundu. AB standartlarına göre tam otomatik, el değmeden üretim yapan tesis, 10 Milyon adedin üzerinde üretimi ile bu alanda Dünya’nın en büyük fabrikası ünvanına sahip. Gezinin ikinci ve üçüncü günlerinde sırası ile; Nordborg’da soğutma sistemleri fabrikası ile Grasten’de, güç elektroniği iş birimine ait uzay üssünü andıran üretim tesislerinde incelemeler yapıldı. Son derece modern teknolojilerle ve robotlarla yapılan üretimler ve üretimde kullanılan kalite kontrol sistemleri
38
ile Danfoss üretim teknolojisi tüm konukları büyüledi. Yine gezi kapsamında Nordborg’da yer alan sektöründe birçok ilkin mucidi olan Danfoss’un tarihindeki başarılara ait örneklerin bulunduğu Danfoss Müzesi ve Danfoss’un teknolojiyi ve araştırma geliştirmeyi genç nesillere aktarmak için kurduğu dev bir alana yayılmış teknoloji ile bilimin ilginç ve keyifli yöntemlerle anlatıldığı, Danfoss Universe de ziyaret edildi. Konuya ilişkin bir açıklama yapan Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın şunları söyledi; ‘Sahip olduğumuz 81 yıllık mühendislik birikiminin sonuçları olan; ileri teknolojiye sahip AR&GE ve üretim tesislerimizin kapılarını, Türkiye’deki işortaklarımıza açmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Burada paylaştığımız bilgi ve
deneyimler ülkemizdeki yapı projelerine enerji tasarrufu, konfor ve teknoloji olarak fark yaratacak ne tür çözümler getirebildiğimizin; projeci, mimar ve mekanik uygulamacıya yüksek kalitede ekipmanlar ile sistem çözümleri sunarken; biryandan da software, otomasyon, malzeme ve servis güvencesi fark yaratan teknik desteği de beraber sunduğumuzun güzel bir göstergesi olmuştur. Danfoss, enerji verimli ürünler ile sistem çözümleri hem yapılarda hem de endüstriyel kuruluşlara daha verimli ve üstelik daha çevreci bir enerji kullanımını, yüksek bir konfor ile garanti etmektedir.’’ Teknik inceleme gezisi, Danimarka kültüründen öğelerinin sunulduğu renkli gala gecesi ve turistik yerlerin gezisi ile sona erdi.
Haberler
Wilo 3. Ulusal Fotoğraf Yarışması’nda 1.200’den fazla fotoğraf yarıştı
“Suya yön veren” en güzel fotoğraflar seçildi Pompa sistemleri sektörünün lider markası Wilo’nun düzenlediği “Wilo 3. Ulusal Fotoğraf Yarışması”nın sonuçları açıklandı. “Su, Dünyanın Her Karesinde - Suya Yön Verenler” temasıyla yapılan, amatör ve profesyonel tüm fotoğrafçılara açık düzenlenen yarışmaya 348 fotoğrafçı katıldı. Toplam 1.258 eserin yer aldığı yarışmada jüri, yaptığı değerlendirme sonucunda en iyi fotoğrafları belirledi.
İkincilik Ödülü : Nurten Öztürk (İs ta
nbul)
Birincilik Ödülü: Cihan Karaca (Aydın)
WİLO tarafından düzenlenen ve fotoğraf dünyasında heyecan yaratan yarışmalarından biri haline gelen “Wilo Ulusal Fotoğraf Yarışması”, bu yıl da birbirinden güzel çok sayıda fotoğrafın başvurusuyla yapıldı. Dünyanın azalan su kaynaklarına ve suyun verimli kullanılmasına yönelik yaptığı farkındalık çalışmaları doğrultusunda, “Wilo Ulusal Fotoğraf Yarışması”nı hayata geçiren Wilo, bu yıl yarışmanın temasını “Su, Dünyanın Her Karesinde Suya Yön Verenler” olarak belirledi. Fotoğraf Sanatçısı Ali Rıza Akalın, Fotoğraf Sanatçısı İzzet Keribar (EFIAP), Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Fotoğraf Bölümü’nden Nadir Ede, İFSAK Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Turaç ve Wilo Türkiye Pazarlama Müdürü Melis Öner’den oluşan jüri, 348 fotoğrafçının 1.258 eseri arasından yaptığı değerlendirme sonucunda dereceye girenleri belirledi. Jürinin değerlendirmesi sonucunda yarışmada birinci olan Cihan Karaca (Aydın) 3.000 TL, ikinci olan Nurten Öztürk (İstanbul) 2.000 TL, üçüncü olan Hayrullah Cermeç (Çorum) ise 1.000 TL para ödülü kazandı. Yarışmada dereceye giren eserlerin sahiplerine ödülleri, 1 Kasım 2014 tarihinde İFSAK’ın Beyoğlu Ayhan Işık Sokak’ta bulunan sergi salonunda yapılacak bir törenle takdim edilecek. Yarışmada başarılı olan diğer eserler, mansiyon ve sergileme ödüllerinin yanı sıra Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu (TFSF) yayını olan “Almanak” kitabında da yer almaya hak kazanacak. Yarışmanın sergisi de yine Kasım ayı boyunca İFSAK sergi salonunda ziyaret edilebilecek.
40
Üçüncülük Ödülü:
Hayrullah Cermeç
(Çorum)
DERECEYE DERE DE RECEYE GİREN İSİMLER “Wilo 3. Ulusal Fotoğraf Yarışması”nda ödül, mansiyon ve sergileme alan isimler: Birincilik Ödülü: Cihan Karaca (Aydın) İkincilik Ödülü: Nurten Öztürk (İstanbul) Üçüncülük Ödülü: Hayrullah Cermeç (Çorum) Mansiyonlar: Nurten Öztürk İstanbul), Hakan Yayla (İstanbul), Farhad Ghaffari (İstanbul)
Haberler
AFS, 1. Fidan Dikimi Şenliği’ni gerçekleştirdi AFS çalışanları ve ailelerinin katılımıyla startı verilen hatıra ormanı fidan dikimi töreni “Havadar bir gelecek için fidan dikin” hedefiyle 19 Ekim Pazar günü Tekirdağ Malkara’da gerçekleştirildi.
AFS‘NİN sağlıklı taze havanın sağlanabilmesi için dışarıdaki havanın da tazelenmesi gerektiği bilincinin oluşturulması, orman alanlarının genişletilmesi ve yangınlarla yok olan alanların iyileştirilmesi, bölge halkının ihtiyaçlarının giderilmesi amaçlarıyla gerçekleştirdiği sosyal sorumluluk projesinin ilk ayağı, 19 Ekim Pazar günü Tekirdağ Malkara’da yapıldı. Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğü ile ortaklaşa yürütülen projenin ilk hatıra ormanı etkinliği AFS çalışanları ve ailelerinin katılımıyla gerçekleşti.
‘405 hektar arazide fidan dikimi’ Etkinlik, köy kahvaltısı ile başladı. Köy kahvaltısının ardından Tekirdağ Malkara’da 405 hektar üzerinde tahsis edilen alanın 5 hektarlık bölümüne sponsor olan AFS, çalışanları ve ailelerinin katılımıyla fidan dikimi etkinliği gerçekleştirdi. Tekirdağ Orman İşletme Müdürlüğü yetkililerinin fidan dikimi konusundaki açılış konuşmasının ardından ilk fidanı AFS yurtiçi satış ve
42
pazarlamadan sorumlu genel müdür yardımcısı Bahadırhan Tari dikti.
‘Sağlıklı temiz hava için fidan dikilmeli’ Kapalı alanlardaki temiz hava ihtiyacı için ağaçlandırmanın önemine değinen Tari, “farklı coğrafi bölgelerde ilerleyen yıllarda da sürdüreceğimiz sosyal sorumluluk projemizin ilk adımını atmaktan mutluluk duyuyorum. Tekirdağ’da 5 hektar alanı ağaçlandırdık. Başlattığımız projenin ardından sağlıklı temiz hava konusunda toplumda bilinç düzeyinin artması, orman alanlarının çoğaltılması, toplumun
yakacak ihtiyaçlarının karşılanması, gelecek nesillere yeşil alanlar bırakabilmek hedefleriyle AFS olarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz. Bize verdiği destekten dolayı Orman İşletme Müdürlüğü’nü kutluyorum.” dedi. Etkinliğe katılan tüm AFS çalışanları ve aileleri, karaçam fidanlarını alana dikti. Fidan dikimi etkinliği, Tekirdağ’ın yöresel lezzetlerinin yer aldığı öğle yemeği ile devam etti. 7 coğrafi bölgede fidan dikimi projesini hayata geçirmeyi planlayan AFS, yaptığı çalışmalarla sağlıklı taze havanın önemini ortaya çıkarmayı hedefliyor.
Ürün
CLINT CWW TTY serisi manyetik yataklı santrifüj kompresörlü soğutma grupları Prensip olarak manyetizma içerisinde, sürtünmesiz ortamda, yağlama gerektirmeden 18000- 48000 rpm devir arasında çalışabilen entegre frekans invertörlü elektronik kompresörler olarak geliştirilmişlerdir. Soğutma sektöründe devrim niteliği taşıyan manyetik yataklı santrifüj kompresörlerin 2001 yılında piyasaya sürülmesinden buyana sahada 35.000 manyetik yataklı kompresör sorunsuz olarak yüksek verimde çalışmaktadır. Retrofit uygulamalarında da kullanılabilen manyetik yataklı santrifüj kompresörlerin çok büyük bir kısmı yeni soğutma gruplarının imalatında kullanılmaktadır. Sayılı soğutma grubu imalatçısı tarafından imal edilen manyetik yataklı soğutma gruplarının Avrupa’daki en büyük imalatçılarından biri de CLINT firmasıdır. CLINT manyetik yataklı soğutma grupları ürün gamında su soğutmalı 2924095 kw, hava soğutmalı 248-1460 kw arası soğutma grupları mevcuttur. Heat recovery ve free cooling modeller olduğu gibi, su soğutmalı modellerde, soğutma kulesi ve dry coolerlar ile çalışabilen ayrı modeller de mevcuttur. Distributörlüğü Klimateknik tarafından gerçekleştirilen CLINT soğutma gruplarının yurdumuzda Perfetti Van Melle, Termoteknik Radyatör Fabrikası, İstanbul Rings AVM, Kartal Hizmet Binasında çalışan manyetik yataklı hava ve su soğutmalı referansları mevcuttur. CLINT manyetik yataklı soğutma gruplarını vidalı ve klasik santrifüj soğutma gruplarından ayıran en önemli avantajları;
çalışmaktadırlar. Montaj sırasında titreşim takozu gerektirmezken, 1 metrede ses seviyesi hava soğutmalı gruplar 61 dba, su soğutmalı gruplarda 66 dba’dir. 3. Çoklu kompresör dizaynı ve yedekleme; Kapasite aralığına göre 1 ila 6 kompresör aralığında imal edilip, herhangi bir kompresör devre dışı kaldığında toplam chiller soğutma kapasitesi çok az oranda kapasite kaybına uğramaktadır. Oysaki tek kompresörlü santrifüj soğutma gruplarında ise kompresör arızasında tüm soğutma grubu soğutma yapamamaktadır. Dolayısıyla manyetik yataklı soğutma grupları kullanılması durumunda dizayn aşamasında cihaz büyük kapasitelerde yedekleme yapılmasına ihtiyaç yoktur. 4. Entegre frekans inverterleri ve elektronik aksam; Her bir kompresörde ayrı ayrı entegre frekans invertörü mevcut olup, soğutma grubu çok düşük yüklerde kalkış yapabilmekte, ara yüklerde çok verimli çalışabilmektedir. Frekans invertörünün ve tüm kompresör elektronik donanımının kompresör üzerinde bulunmasından dolayı mekanik aksamla uyum içerisinde çalışabilmekte ve değişimlere anında tepki verebilmektedir. Ayrıca frekans invertörleri için harmonik filtreler standarttır.
1. Yüksek verim değerleri; Hava soğutmalı gruplarda EER 4, IPLV 7. Su soğutmalı gruplarda EER 7, IPLV 11,5. Ara yüklerde 19 EER değerine ulaşılabilmektedir.
5. Surge; Klasik santrifüj soğutma gruplarının düşük yükte çalışamama ve surge problemleri, manyetik yataklı soğutma gruplarında mevcut değildir.
2. Çok düşük ses seviyesi; Kompresörler sürtünmesiz ortamda ve titreşimsiz üretmeden
6. Bakım; Manyetik yataklı kompresörler mekanik olarak hiçbir bakım gerektirmezler. Ayrıca yağ
44
gerektirmedikleri için yağ değişimi de söz konusu değildir. Oysaki santrifüj kompresörlü cihazların kompresör periyodik ve overhaul bakımları çok yüksek bedellidir. 7. Uzun Ömür; manyetik yataklı kompresörlerde sürtünme ve titreşim olmadığından dolayı yıpranma çok yavaştır. İlk imal edildiği 13 yıldan beri hiçbir mekanik arıza görülmemiş olup, manyetik yataklı kompresörlere henüz mekanik ömür öngörülememiştir. 8. Optimizasyon; Birden fazla manyetik yataklı soğutma grubu kullanıldığında, tüm chillerleri en verimli noktada çalıştıracak ve yine soğutma gruplarını eş yaşlandıracak yazılım standarttır. 9. Yüksek verimli ısı değiştirgeçleri; Flooded evaporatörler ve hava soğutmalı cihazlarda microchannel kondenserler kullanılmaktadır. 10. Web monitoring; Tüm cihazlara imalatçı tarafından ulaşım imkanı olup, servis ihtiyacı duyulduğunda gerektiğinde fabrikadan müdahale yapılabilir. Görüntüleme son kullanıcı tarafından da gerçekleştirilebilir.
Ürün
Ferroli Isı Pompası Sistemleri ile hem enerji tasarrufu yapın, hem de çevreye zarar vermeyin Ferroli Isı Pompası Sistemleri, yenilenebilir ve çevreye dost teknolojisi sayesinde enerji verimliliği sağlarken, işletme maliyetlerinin düşmesi ile ekonominize de katkı sağlıyor. FERROLI Isı Pompası Sistemleri ile yenilenebilir enerji kaynağından elde edilecek ısıyı kullanarak yaşam alanlarındaki konfor ihtiyacını karşılamayı hedefliyor. Bu avantajların arasında yenilenebilir kaynak kullanımı, enerji verimliliği, işletme maliyetlerinin düşmesi, sıcak kullanım suyu üretimi, soğutma fonksiyonu, kontrol ve entegrasyon yer alıyor.
Çevreye zarar vermeyen teknoloji Isı pompalarında hava, su ve toprak elementleri kullanılmaktadır. Böylece bu elementler modern teknolojinin ısı pompalarına uygulanması sayesinde tüm konutlarda çevreye zarar vermeyen ve zararlı atık gaz üretmeyen, verimli ve ekolojik ısıtma ve soğutma çözümleri oluşturulmasına imkan sağlayan enerji ve ısı kaynakları haline gelmektedir.
Yüzde 30 enerji tasarrufu Isı pompaları geleneksel ısıtma sistemlerine göre çok daha yüksek enerji seviyelerine ulaşmayı sağlar. Çünkü gereken enerjinin çok önemli bir kısmını doğrudan çevreden elde eder. Isı pompası çalışmak için elektrik enerjisine ihtiyaç duyar. Çalışmak için fosil yakıt kullanan geleneksel bir ısıtma sistemi ile kıyaslama yapmak için birincil enerji tüketiminin dikkate alınması gerekmektedir. Birincil enerji tasarrufu ve ilgili atık gaz emisyonlarının azaltılan miktarı yaklaşık %30’dur.
46
İşletme maliyetlerinin düşmesi Isı pompaları ve gelişmiş kontrol sistemleri tarafından sağlanan yüksek enerji verimliliği, sistemin tüm bileşenleri arasında maksimum sinerjiyi sürekli hale getirerek sistemin tüm yıl boyunca genel verimliliğini optimize eder ve işletme maliyetlerini düşürür. Böylece mekanın konforunu sağlamak için gereken enerji daima en verimli biçimde, atık üretmeden ve hem enerji, hem de ekonomik açıdan en uygun sistemi kullanmanın avantajı ile elde edilir.
Sıcak kullanım suyu üretimi Isı pompaları tesisat ve kullanım suyu öncelik yönetimini doğru biçimde yaparak sıcak kullanım suyu ihtiyacını da kolayca karşılayabilir.
Kontrol ve entegrasyon Isı pompaları, üzerlerindeki kontrol sistemleri sayesinde, sistem içindeki ısıtma sistemlerini (ısı pompası, güneş enerjisi, boyler, kazan vb) koordine ederek tüm sistemin yönetimine imkan verir. Böylece mekanın konforu gereken en az enerji sarfiyatı ve en fazla verim ile en iyi şekilde sağlanır.
Soğutma fonksiyonu Isı pompaları ayrıca soğutma sistemlerinde kullanmak üzere soğuk su da üretebilir. Böylece soğuk su sistemde çevrilir ve fancoiller vasıtasıyla ortam soğutmasında kullanılır.
Ürün
Bosch çift külhanlı kazanlar BOSCH Termoteknik, 1950’li yıllarda ilk defa üç geçişli çift külhanlı kompakt teknolojiye sahip kazanlar geliştirmiştir. Günümüzde 55t/h kapasitesine kadar çift külhanlı kazan üretebilen firma, her bir külhandaki brülörleri, baca hatlarını ve duman sandığını birbirinden ayıran özel tasarımlı ZFR kazan serisinin patentini elinde bulundurmaktadır. Çift külhanlı kazanların avantajları ise şöyledir; • İki adet tek bacalı kazan kullanmak, bir adet çift külhanlı kazan kullanmaya nazaran daha maliyetli olmaktadır. • Çift külhanlı kazan, kazan dairesinde daha az yer kaplamaktadır. • Çift külhanlı kazan daha az kurulum işi gerektirmektedir. • Çift külhanlı kazan ile daha hızlı buhar elde edilebilmektedir. • Çift külhanlı kazanlar, daha az bakım gerektirmektedir.
• Çift külhanlı kazanların kontrolü daha kolaydır ve daha yüksek işletim basınçlarında çalışmak mümkün olmaktadır. Birçok paralel brülör işletimli çift külhanlı kazan tipinde, her iki yanma odasından alev duman boruları vasıtası ile gelen baca gazı arka duman sandığında karışmaktadır. Bu durumda optimum brülör ayarlarını gerçekleştirmek oldukça güç olmaktadır. Diğer taraftan iki brülörün çalışma frekansları birbirlerine karşı çalışabilmekte, brülörlerde ayar sorunlarına, gürültüye ve titreşimlere yol açabilmektedir. Tüm bu dezavantajlar, duman sandığı ve baca hatları birbirinden ayrılmış çift külhanlı kazanlar ile ortadan kalkmaktadır. Çift külhanlı kazanlarda, tek brülör veya iki brülörün aynı anda işletimde olduğu durumlarda, homojen olmayan ısı yayılımı kaynaklı termal gerilimler ile karşılaşmamak için kazanın tasarım aşamasında dikkat edilmesi gereken
hususlar bulunmaktadır. Alev boruları arasında ve alev boruları ile kazan gövdesi arasındaki mesafenin iyi hesap edilmiş olması, alev boruları ile kazan arka zemini arasındaki bağlantıların stabil olması, baca gazı duman sandıklarının iyi bir şekilde sabitlenmiş olması ve termal gerilmeleri minimize edecek tasarım detayları olarak öne çıkmaktadır. Ayrıca termal dengeyi sağlayacak diğer bir etken ise kazan suyunun, kazan içerisinde minimum dirençle karşılaşarak dolaşabilmesi ve ısı transfer yüzeylerinden hızlı bir şekilde geçebiliyor olmasıdır.
Aquatherm borular jeotermal hatlarda da tercih ediliyor Gelişim Teknik Şirketi aracılığıyla Türkiye’ye getirilen Aquatherm borular doğa dostu jeotermal hat döşemelerinde de tercih ediliyor. ÇEVREYE duyarlılık konusunda kazanılan bilinç, enerji kaynakları tercihlerini de etkilemeye başladı. Şimdilerde; meydana gelişlerinden dolayı yenilenmeleri çok uzun zaman alan karbon bazlı petrol, kömür, doğalgaz gibi klasik enerji kaynakları yerine, doğada sürekli var olan faktörlere dayanan, yenilenebilir ve doğaya zarar vermeyen kaynaklar olan güneş, hidroelektrik ve jeotermal kaynaklar tercih ediliyor. Aquatherm’in blue pipe sistemi, ısıtma /soğutma (fan coil), kalorifer tesisatı ve jeotermal hatlar için özel olarak geliştirilmiştir. Bu boruların, 20-630mm arasındaki çaplar için üretimi mevcuttur. Geniş ürün yelpazesi sayesinde, her türlü
48
kullanımın yanı sıra, bu boruların et kalınlığı, Aquatherm‘ in diğer tesisat sistemlerine oranla daha incedir ve doğal olarak debi daha fazladır. Kendini sürekli geliştiren Aquatherm, bu kullanım alanlarına özel olarak SDR 7.4 /11 /17.6 cam elyaf takviyeli boru sistemlerini geliştirmiştir. Aquatherm sistemlerinin ısıtma / soğutma (fan coil ) ve jeotermal hatlarda tercih edilme sebepleri: · Kesinlikle korozyona uğramaz. · Antipas boya kullanılmasına gerek yoktur. · Isı kaybı çok düşüktür (Çelik: 60.00 W/ mK, Alüminyum: 200,00 W/Mk, Bakır:
· · · · · · · · ·
380 W/Mk, aquatherm :0,15 W/Mk) Sürtme kayıpları çok güçlüdür. Pompa performansını arttırır. Enerji maliyetinde tasarruf sağlar. Metal sistemlere göre izolasyon ve işçilik maliyetleri daha azdır. Toprak altına ve beton içine gömülebilir. Servis ömrü uzundur. Metal deaktivatörlüdür. Uzama katsayısı 0.035 mm /Mk ‘dır. Sıcaklık dayanımı -20˚C ile 90˚C aralığındadır.
Ürün
Soğuk hava depolarında LED aydınlatmanın önemi SOĞUK hava depolarında çeşitli aydınlatma armatürleri kullanılır. Bunlardan en bilinenleri floresan türleri ve tungsten lambalar. Ancak son yıllarda yeni kurulan soğuk hava depoları veya sistemlerini yenileyen depolar LED aydınlatma armatürlerini tercih etmektedir. Yılmaz Soğutma A.Ş. FRIGOLED marka aydınlatma armatürünün satışını gerçekleştirmektedir. LED aydınlatmanın avantajlarını incelersek; Tasarruf: LED aydınlatma armatürleri ilk kurulum maliyeti sırasında diğer tür aydınlatmalardan daha pahalıya mal olurlar. Diğer yandan aynı oranda ışık veren diğer armatürlerden en az %50 oranında daha az elektrik harcarlar. Bu nedenle kullanılan adet ve kullanım zamanına göre kısa sürelerde yatırım maliyetlerini karşılarlar. Enerji Tasarrufunun yanında kullanım ömrü olarak da avantajlıdırlar. Birçok aydınlatma armatürü 5000-7000-10000 bin saat gibi kullanım ömrü sunarken, LED aydınlatmalarda bu ömür 100000 saate kadar çıkabilmektedir. Yani bir LED aydınlatma ömrünü tamamlayana kadar diğer aydınlatma cihazlarını birçok kez değiştirmek zorunda kalırsınız. LED aydınlatmalar aynı zamanda ısı da yaymazlar bu sayede soğuk hava deposunda bulunan soğutma sisteminin de verimliliği artar. Çevre Dostu: LED aydınlatmalar çevre dostudur. Diğer aydınlatma ekipmanları gibi civa ve benzeri zararlı kimyasallar içermez. Dayanıklılık: LED aydınlatmalar soğuk, sıcak, nem ve yağış gibi koşullara çok daha dayanıklıdır. Diğer armatür çeşitleri gibi çevre etkilerinden etkilenip arızalanmazlar. Yapı olarak da çok parça içermedikleri için, ufak darbelerde işlevlerini yitirmezler.
50
Voltaj dalgalanmalarına karşı daha dayanıklıdırlar. Kısaca LED aydınlatma Soğuk Hava Depoları için olmazsa olmaz bir aydınlatma ekipmanıdır. Yaydığı ışın kuvveti ve kalitesi ile olduğu kadar, kullanım ömrü ile de avantaj sağlarlar. Her türlü LED aydınlatma soğuk hava depolarında kullanılabilir mi? LED aydınlatmalarının revaçta olması ile birlikte birçok aydınlatma firması çeşitli ürünleri piyasaya sunmaya başlamıştır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur, soğuk hava depoları şartların yolunda gitmediği zamanlarda, buzlanma , nem , çiğ gibi
unsurların oluşabileceği odalardır. LED aydınlatmalar tüm bu çevresel koşullara çok daha fazla dayanıklıdır ancak şartlar doğru olarak sağlandığı zaman. Bu nedenlerle, FRIGOLED gibi kasa ve izolasyon yapısının soğuk hava depo şartlarına uygun dizayn edilmiş LED aydınlatmaları tercih edebilirsiniz.
Ürün
FORM’dan çevre dostu çözümler Endüstriyel ısıtma sektörü için yüksek verimle çevre dostu ısıtma çözümleri sunan APEN ve MARK ürünleri, FORM tecrübesi ve güvencesi ile şimdi Türkiye’de. Mark tüplü radyant ısıtma çözümleri 1945 yılında Mark kardeşler tarafından kurulan Mark Climate Technology, yüksek kalite standardı ve geniş ürün seçenekleri ile endüstriyel ısıtma sektörü için yüksek verimli, güvenilir çözümler sunuyor. Mark’ın geliştirdiği yeni nesil Infra radyant ısıtıcılar, %95 yanma ve %76 radyant verimiyle, sektörün en verimli radyant ısıtma üniteleri olarak biliniyor. Mark ürünlerinin AR-GE çalışmaları Hollanda tesislerinde, üretimi ise Hollanda ve İrlanda’da ki fabrikalarında gerçekleşiyor. Mark Infra tüplü radyant ısıtıcılar, uzun dalga infrared radyasyonla ısıtır. Radyant ısıtma elektromanyetik dalgaların enerjisiyle sıcak bir nesnenin ısısının daha soğuk bir nesneye transferidir. Bu elektromanyetik dalga, hava tarafından engellenmeden duvarları, cisimleri, yer ve insanları ısıtır.
Özellikleri • %76 radyant verimliliği ile en yüksek verimli ürün ( EN 416-2) • Toz oluşumu olmadan sessiz çalışma özelliği • Yüksek enerji verimliliği sağlayacak şekilde bölgesel ısıtma imkanı • Yüksek basınçlı brülör, uzun sabit çerçeve ve tribülatörler sayesinde eşit ısı dağılımı • 10-50 kW kapasite • 1 kademeli, 2 kademeli veya modülasyon kontrolü ile üç farklı kontrol imkanı • 3 m -18 m arasında uzunluk seçenekleri • Yüksek yansıtma özellikli reflektör, çift hava yalıtımlı reflektör seçeneği • V şeklinde ilave reflektör ile yüksek ısı yansıtma imkanı • Doğalgaz ve LPG yakma özelliği • Kolay kurulum ve bakım
52
ApenGroup endüstriyel gazlı ısıtma çözümleri Ana faaliyet kolu enerji verimli, endüstriyel ve ticari brülör üretimi olan Apen Group, Milano yakınlarında bulunan 30.000 m2 alanda kurulu tesislerinde üretimini sürdürüyor. CE sertifikasına sahip Apen ürünleri, Almanya, Hollanda, Fransa, Belçika, çek Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve Macaristan’da akredite laboratuarlarda test ediliyor. Apen’in yüksek verim, güvenilir teknoloji ve çevre dostu “Gaz yakmalı Sıcak Hava Üreteçleri” işletme maliyetlerinde yüksek tasarruf sağlar.
Özellikleri • %94-105 verim • %30-50 gaz tasarrufu • %26 - %100 oransal kapasite kontrolü
• Sıfır karbonmonoksit emisyonu • Çok düşük azot emisyonu • Özel tasarımlı Premix Brülör
Ürün
Panasonic ısı pompaları Panasonic Aquarea, kalitesiyle kendini kanıtlamış Panasonic firmasının ısı pompası uygulamaları için geliştirdiği yeni nesil cihaz serisine verdiği isimdir. Uzun yıllar süren tecrübe, birikim ve kullanıcı geri bildirimleri üzerinden yola çıkılarak tamamen “konut uygulamaları” için tasarlanan Aquarea Isı Pompaları’nın genel özelliklerini özetlersek, • Panasonic cihazların tamamı inverter kompresörlüdür. Enerji tüketimini minimuma indirir, ve gürültüsüz çalışır. • R410A ve R407C soğutucu akışkan gazları sayesinde ısı transferinde maksimum verimlilik sağlanır. • Aquarea Serisi Isı Pompaları’nın COP değeri +7 C dış hava sıcaklığında 4.2 ve üzeridir. • Aquarea Serisi kullanıcı isteğine uygun olarak, cihazların kendi kumanda panelleri üzerinden , iç ortam veya dış ortam hava sıcaklığı veya dönüş suyu sıcaklığına göre çalıştırılabilir. • İnternet ve akıllı telefon ile bağlantı kurma ve kontrol imkanı vardır. • Büyük kapasiteli uygulamalarda zon kontrolü ve eş yaşlandırma uygulaması yapabilen RES otomasyon sistemleri ile kaskad uygulamalar rahatlıkla yapılabilir. • Aquarea Isı Pompaları içerisinde, takviye elektrikli ısıtıcı, emniyet ventili, otomatik hava atma pürjörü, sirkülasyon pompası, izoleli drenaj tavası ve kumanda standart olarak yer almaktadır. • Panasonic Aquarea Isı Pompaları yüksek verimliliğini -20 C de bile korur ve bu şartlarda dahi konforlu ısıtma sağlar.
54
Konut uygulamaları için 3kW16kW kapasite aralığında sektördeki en geniş ürün gamı Panasonic Aquarea, farklı türdeki ev ve konut özelliklerine göre, her tür müşteri isteğine cevap verebilmesi için, her şartta verimli çalışabilecek şekilde tasarlanmıştır ve ürün gamı bu özelliklere göre şekillendirilmiştir. Panasonic Isı Pompaları, • Split Tip Isı Pompaları ( Isıtma&Soğutma):7-16 kW kapasite aralığı. • -20 C’ye kadar verimli çalışma imkanı! Eski tip evler (radyatör metrajı düşük) için yüksek sıcaklıkta su çıkışı sağlayan (65 C) Split Tip Isı Pompaları:9-12 kW kapasitelerde • Tüm sistem bir cihaz, Monoblok Isı Pompaları (Isıtma&Soğutma):9-16 kW Kapasite aralığı • Kullanıcı isteğine uygun, sadece ısıtma özellikle Monoblok Isı Pompaları, (Monofaze – 12-16 kW Kapasite aralığı, Trifaze 9-12 kW Kapasite aralığı) Panasonic, sektörde düşük tüketimli konut uygulamaları için en geniş ürün gamına ve alternatif çözümlere sahip firmadır. Panasonic Isı Pompaları Türkiye’de, Panasonic kalitesi ve RES Enerji Sistemleri güvencesi ve doğru mühendislik anlayışı ile sektörde yerini almıştır.
Ürün
TORK GA 21 alüminyum gövdeli exproof gaz alarm cihazı SMS A.Ş. 1985 yılından beri TORK tescilli markasıyla endüstriyel kontrol vanaları üretimi yapmaktadır. Müşterilerine, üretim ve Avrupa menşeili temsilciliklerinin yanında, “Proses otomasyon sistemleri dizayn, projelendirme, devreye alma” hizmetleri de vererek çalışmalarına devam eden SMS-TORK, doğalgaz ürün grubunda da yeni ürünler geliştirerek, tecrübesini her geçen gün artırmaktadır. Bunlardan biri, yeni piyasaya sunduğu TORK GA21 serisi alüminyum gövdeli exproof gaz alarm cihazıdır.
EXPROOF gaz alarm cihazı, endüstriyel mutfak, LPG istasyonu, kazan dairesi gibi potansiyel patlayıcı alanlarda, zorlu çalışma ortamlarında(toz, nem, vs) herhangi bir doğalgaz veya LPG sızıntısı varsa uyarı için tasarlanmıştır. Sabit bir yere kurulan ve sürekli çalışan elektrikli alarm cihazıdır. Röle çıkışı sayesinde alarm durumunda aspiratör, siren, gaz kesici valf gibi cihazlara otomatik anahtarlama yapar. Hava ya da belirli bir yanıcı gazların patlama veya parlama oluşturmayacak konsantrasyon sınırına Alt Patlama Sınırı (APS) denir. Doğalgazın APS değeri %0,5, LPG’in %2 olup gaz alarm cihazı gaz sızıntısı bu değerlerin beşte birine ulaşmadan sesli ve ışıklı alarm
56
vermeye başlar. · Doğalgaz için cihazın alarm seviyesi %0,5 (binde beş) veya 5000ppm (milyonda beş bin)’dir. · LPG için cihazın alarm seviyesi %0,3 (binde üç) veya 3000ppm (milyonda üç bin)’dir. Referans Standartlar: TS EN 50194-1, TS EN 60079-0, TS EN 60079-1, TS EN 60079-18
Ürün
Ayvaz ATEX sertifikalı ex-proof (alev sızdırmaz) ürünler Petrol, petrol ürünleri, kimya, LPG, doğal gaz, kömür madenleri, şeker fabrikaları, kereste ve mobilya fabrikaları, ekmek fırını ve fabrikaları gibi yanıcı, parlayıcı ve patlayıcı maddelerle uğraşan birçok sanayi kollarında normal çalışma şartlarında, arıza ve bakım gibi hallerde (Gaz, toz veya yanıcı madde buharı gibi nedenlerle) patlayıcı ortam oluşabilmektedir.
ELEKTRİK aletlerinin çıkardığı kıvılcım ve ark bu ortamları tehlikeye düşürmekte ve patlamalara neden olmaktadırlar. Bu nedenlerle bu gibi iş yerlerinin patlayıcı ortamlarında kullanılan elektrik aletleri farklı olmak zorundadır. İşte bu olaya ex-proof ve kullanılan elektrikli aletlere de ex-proof elektrikli aletler adı verilmektedir.
58
Ayvaz ex-proof kablo koruma kılıfı (esnek metal hortum) Elektrik, kıvılcım ve ark gibi olayların oluşma riski olan elektrik kablolarının geçtiği yerlerdeki elektrik kabloları, exproof özelliği olan flexible hortumlarla korunmaktadır. Ayvaz Ex-proof Kablo Koruma Kılıfları, elektrik kablolarının sebep olabileceği ark ve kıvılcıma karşı
kablo koruma kılıfı olarak kullanılmaktadır. Servis ömrü; değişebilir ortam koşulları söz konusu ise, sızma başlayana kadar geçen zaman içindeki toplam yükleme devir sayısına eşittir. Yükleme devir sayısı hortumun tek yönlü hareketinde yer değişimi sonunda, ilk harekete başladığı noktaya dönme sayısıdır. Servis ömrü birçok noktaya bağlıdır. Bunlardan en
Ürün önemlileri sıcaklık, montaj şartları ve hareket açısıdır. Sertifika: IEP 13 ATEX 0184U Malzeme Yapısı: Hortum: AISI 316L Paslanmaz Çelik Örgü: AISI 304 Paslanmaz Çelik Fitings: Karbon Çelik – Paslanmaz Çelik Bağlantı: Flanşlı, kaynak boyunlu, rakorlu, nipelli vb. Nominal Çap: DN 8 (1/4”) - DN 100 (4”)
Ayvaz AU-18, AU-20 ve AU-21 rotlu seviye şalterleri Ayvaz Rotlu Seviye Şalterleri, basınçlı ya da basınçsız tüm kaplardaki sıvı seviyesinin kontrolü amacıyla tasarlanmıştır. Kontrol elemanı olarak paslanmaz çelik şamandıra ve paslanmaz çelik tüp içerisine yerleştirilmiş manyetik çalışma özelliği olan reed switch devresinde oluşan birim kullanılmaktadır. Sıvının kaldırma kabiliyeti sayesinde şamandıra tüp boyunca doğrusal olarak aşağı-yukarı hareket eder. Şamandıra içindeki manyet ile reed switch birbirine yaklaştığında kontakt oluşturup, devreyi açar veya kapatır. Akışkan seviyesini kontrol etmek amacıyla bu tip on/off uygulamalarında kullanılabilir. Ayvaz Rotlu Seviye Şalterleri; normalde açık ya da kapalı kontak alabilme, uzun servis ömrü, sızdırmazlık, komple paslanmaz çelik aksam, kullanılacak kabın şekline bağlı kalmadan çalışma ve korozyon dayanımı gibi avantajlara sahiptir. Sertifika: IEP 14 ATEX 0223 Malzeme Yapısı: Komple paslanmaz çelik Bağlantı: Dişli - DN10 (3/8”) Basınç Değerleri: Maks. 10 bar’a kadar (AU-20), Maks. 16 bar’a kadar (AU-21) Çalışma Sıcaklığı: Maks. çalışma sıcaklığı 125°C
Ayvaz AU-22 ve EG-11 seviye şalterleri Ayvaz AU-22 Rotlu Seviye Şalteri, basınçlı ya da basınçsız tüm kaplardaki sıvı seviyesinin kontrolü amacıyla tasarlanmıştır. Sezgi elemanı olarak
60
paslanmaz çelik şamandıra ve paslanmaz çelik tüp içerisine yerleştirilmiş manyetik çalışma özelliği olan reed switch devresinde oluşan birim kullanılmaktadır. Sıvı seviyesinin değişimine bağlı olarak tüp boyunca doğrusal hareket eden şamandıra, içerisindeki sürekli mıknatıs ile kontrol seviyesindeki reed switch’i uyarır. Reed switch’in kapalı konuma gelmesiyle elde edilen sinyal, kontrol panosuna iletilerek buradaki röle devresi tarafından değerlendirilir. Röle devresi istenilen çalışma şekline bağlı olarak selenoid ve motorlu vana çalışmasına kumanda eder ve/veya bağlanacak bir ışıklı ya da sesli uyarıcı ile kullanıcıya bilgi verir; sıvı seviyesinin istenilen düzeyde kalması güvenli bir biçimde sağlanır. Çalışma şekli ve kontak noktaları isteğe bağlı olarak düzenlenir. Normalda açık veya kapalı olarak düzenlenebilen kontaklar arasındaki minimum aralık 30 mm’dir. Ayvaz AU-22 ve EG-11 Seviye Şalteri; hassas biçimde seviye kontrol olanağı, normalde açık ya da kapalı kontak alabilme, uzun servis ömrü, ğı, sızdırmazlık, sürekli kontrol olanağı, kullanılacak kabın şekline bağlı kalmadan çalışma ve korozyon dayanımı avantajlarına sahiptir. Sertifika: IEP 14 ATEX 0222 E Malzeme Yapısı: Tüp: Paslanmaz çelik Şamandıra: Paslanmaz çelik Bağlantı: Flanşlı - DN50 (2”) DN100 (4”), Dişli - DN50 (2”) Basınç Değerleri: Maks. 16 bar’a kadar Çalışma Sıcaklığı: Maks. çalışma sıcaklığı 125°C
Ayvaz MG-33 ve MG-33S manyetik seviye kontrol cihazları Ayvaz MG-33 Seviye Kontrol Cihazı, fiziğin temel ilkelerinden; sıvıların kaldırma ve elektromanyetiğin itme ve çekme prensiplerini bir arada kullanarak tasarlanmış kullanışlı ve emniyetli bir cihazdır. Sıvı seviye değişimini takip eden
şamandıranın içinde yer alan mıknatıslar, dış cidar üzerine yerleştirilmiş kırmızıbeyaz renkli flapları etkileyerek seviyeyi takip etmenizi sağlar. Ayvaz MG-33 ve MG-33S Seviye Kontrol Cihazları, üstün manyetik dizaynı sayesinde, hızla değişen sıvı seviyeleri ve titreşimin yoğun olduğu ortamlar gibi zor şartlar altında bile sistemin güvenle çalışmasını sağlar. MG-33, dijital veya analog göstergelere bağlanabilir ve uzaktan takip edilebilir. Ayvaz MG-33 Seviye Kontrol Cihazları; sürekli ve kolay izleme imkanı, sızdırmaz konstrüksiyon, basitlik ve güvenilirlik, farklı normlarda flanş bağlantısı, değişik sıvılarda, yüksek sıcaklık ve basınçlarda çalışma imkanı, çok yönlü uygulama ve uzun ömür gibi avantajlara sahiptir. Sertifika: IEP 14 ATEX 0213 Bağlantılar: Flanşlı Basınç Değerleri: Maks. 16 bar’a kadar Çalışma Sıcaklığı: Maks. çalışma sıcaklığı 180°C
Ürün Mühendisi
Victaulic
Andy Carter
Makale
Boru birleştirme teknikleri mercek altında Mekanik yiv açma ve flanşlamanın karşılaştırılması
BİNA hizmetleri, su arıtma ve tesis şebeke tesisat sistemleri de dahil olmak üzere pek çok tesisat sisteminde, boruları birleştirmek ve bir tesisat sisteminde gelecekte değişiklik veya bakım yapılması gerektiğinde boru kesitlerinin birleştirilmesini ve ayrılmasını sağlamak amacıyla boru hatlarında flanşlar kullanılmaktadır. Flanşlamanın etkin bir alternatifi ise diğer performans ve tasarım avantajlarının yanı sıra daha hızlı kurulum ve bakım gerektiğinde daha hızlı ayrılabilme avantajları da sunan yivli mekanik eklemlerin kullanılmasıdır. Victaulic Ürün Mühendisi Andy Carter, flanşlı ve yivli boru birleştirme yöntemlerini ve bunların sundukları avantajları karşılaştırıyor.
Geleneksel flanşlama Flanşlama, «geleneksel» boru birleştirme yöntemlerinden biridir ve uzun yıllardır kullanılmaktadır. Bu gelenek sebebiyle pek çok tesisat bileşeni (pompalar, vanalar ve soğutucular gibi) flanşlı bağlantıyla sunulmaktadır. Flanşlama, her ne kadar kolay sistem daraltma ve genişletme imkanı sunan bir sistem olmasa da, hız ve bir derece esnekliğe ihtiyaç duyulan belirli senaryolarda yaygın olarak kullanılmaktadır. Kullanılan boru birleştirme sistemine bağlı olarak, kurulum ve bakım süresi artarak sistem verimliliğini azaltacaktır. Flanşlı bir boru bağlantısı buna iyi bir örnektir. Flanşlar birbirine cıvatalanarak bir contayı sıkıştırır ve sızdırmazlık sağlarlar. Bir flanşlı bağlantının cıvataları ve somunları ile contası sistem kuvvetlerini emer ve dengeler. Zamanla dalgalanmalar, sistem çalışma basıncı, titreşim ve genleşip büzülmeye bağlı olarak cıvatalar ve somunlar esneyebilirler. Bu cıvatalar esnediklerinde conta «kayarak» bir sızıntıya sebep olabilir. Boru sisteminin konumuna ve verdiği hizmete bağlı olarak, sonradan ortaya çıkacak sızıntılar maliyetli ve zararlı olabilir ve hizmet dışı kalma ve riske maruz kalmayla sonuçlanabilirler. Özellikle de flanş parçalandığında contanın yenilenmesi gerekebilir. Ayrıca, zamanla conta flanşlı
62
Bir makine dairesindeki flanşlı bağlantılar: flanşlar, takıldıkları borunun genişliğinin kabaca iki katıdırlar. boru uçlarına yapışabilir. Bağlantı söküldüğünde contanın flanşlı boru ucundan kazınması ve yenilenmesi gerekecektir ve bu da yine bakıma bağlı hizmet dışı kalma süresini artıracaktır. Sistemdeki genleşme ve büzülmeler nedeniyle flanş contaları da zamanla sıkışarak sızıntıya neden olabilirler.
Sağlam ve güvenli Yaygın biçimde karşılaşılan bu sorunlara yönelik bir çözüm, flanşlar yerine yivli kaplinler kullanmaktır. Aslında mekanik bağlantılar uygulama avantajlarının yanı sıra ekonomik avantajlar da sunabildiklerinden gitgide daha yaygın hale gelmektedirler. Bir mekanik bağlantı (veya kaplin) dört basit fakat sağlam elemandan meydana gelir: boru yivi, conta, kaplin kelepçeleri ve somunlarla cıvatalar. Bir boru yivi, çeşitli Victaulic yiv açma aletleri kullanılarak bir borunun ucuna soğuk şekillendirme veya talaşlı işleme yöntemiyle bir yiv açılmasıyla oluşturulur; bu işlem yerinde yapılabileceği gibi bir atölyede de yapılabileceğinden prefabrikasyon da mümkündür.
Makale
Kaplin contası basınca duyarlıdır ve borunun çevresindeki yive oturduğunda kaplin kelepçesi tarafından kuşatılır. Daha sonra conta, sisteme basınç verildiğinde daha iyi performans gösteren bir sızdırmaz bağlantı oluşturur. Hem sabit hem de esnek tarzda mevcut kaplinler neredeyse her uygulamada flanş yerine kullanılabilir. Sabit yivli mekanik kaplinler, bağlantı noktalarında lineer, açısal veya dönel hiç bir harekete imkan tanımayan sabit bir boru bağlantısı sağlayacak şekilde tasarlanmışlardır. Diğer taraftan esnek yivli mekanik kaplinler ise, boru hattında eğilmelerin meydana gelebileceği her bir bağlantıda kontrollü lineer ve açısal harekete imkan tanıyacak şekilde tasarlanmışlardır. Bu kaplinler güvenlik sunmalarının yanında ayrıca flanşlı ve kaynaklı sistemlerde gerekli olan pahalı ve narin özel ekipmanların takılmasına ihtiyaç olmaksızın potansiyel sapmaları da telafi ederler. Bir üçüncü avantaj ise, bir titreşim kaynağının yakından kullanılan üç esnek kaplinin kullanımında görülebilir. Esnek kaplinler gürültü ve titreşimi azaltır ve özel gürültü azaltma bileşenlerine yönelik ihtiyacı ortadan kaldırırlar. Sabit bir boru birleştirme yöntemi olan flanşlar, termal genleşme, titreşim veya bina oturması gibi boru hareketinin görüldüğü ortamlar için ideal değildir. Genleşme ve büzülme flanş ve borular üzerinde baskı oluşturarak zamanla contayı zayıflatabilir. Bu durum ortaya çıktığında bağlantının sızdırması riski belirir. Yivli esnek kaplinler, eksenle hareket veya açısal eğilme biçiminde boru hareketi sağlayabilir ve termal boru hareketini telafi edebilirler. Pek çok bakımdan mekanik boru birleştirme, flanşlamadan daha verimli bir çözüm sunabilir ve sağladığı basit sistem erişimi ve kanıtlanmış güvenilirliği (kaplinler akış dinamiğinde herhangi bir bariz fark olmaksızın flanşların basınç değerlerini yakalayabilirler) sebebiyle boru birleştirmek için genel kabul gören bir yöntemdir. Yivli kaplinler ayrıca sistemin ağırlığını da azaltırlar ve aynı boyuttaki bir flanşta kullanılan sekiz cıvataya karşılık bir bağlantının tamamlanması için yalnızca iki cıvata gerektirirler.
Esnek kurulum İlk kurulumda, bir flanşın cıvata delikleri hassas biçimde hizalanmalı ve ardından bağlantıyı tatacak şekilde sıkılmalıdır. Ayrıca ekipman giriş ve çıkışlarındaki cıvata-
64
Bir mekanik kaplinin 360 derece döndürülebilmesi ve alçak profili, yivli sistemlerin kurulumunu dar alanlar için ideal kılar. delik endeksi de üniteye bağlanacak olan borulardaki flanşla kusursuz biçimde hizalanmalıdır. Bir flanştaki delik sayısına göre belirlenen bir dizi sabit konumdan yalnızca biriyle, bir bağlantı elemanı veya vana yalnızca cıvata deliklerine denk gelecek şekilde döndürülebilir. Tüm bunlar sahada, sapma sorunları anlamında yüksek bir riskle sonuçlanır. Yivli sistemlerde ise bu sorunlar görülmez ve bunlar 360 derecelik tam tur döndürme imkanıyla çok daha kolay kuruluma imkan tanırlar. Hizalanması gereken hiç bir cıvata-delik düzeni yoktur ve bir kaplin bağlantı etrafında istenen açıda döndürülebilir. Kaplin, sahada borunun etrafında «serbestçe döndürülerek» cıvatalara kolay erişim sağlar ve böylece ekipmana erişimi de basitleştirir. Kurulum esnasında sapma sorunlarını ortadan kaldırmasına ek olarak bir kaplinin 360 derece döndürülebilmesi ve bir flanşa kıyasla daha küçük profili, yivli sistemlerin kurulumunu dar alanlar için ideal kılar. Flanşlar, takıldıkları borunun genişliğinin kabaca iki katıdırlar.
Makale
Ortalama yivli kaplinler ise bu boyutun yalnızca yarısı kadardır. Daha küçük tasarımın sunduğu boyut avantajı yivli sistemi, alanın kısıtlı olduğu yerlerdeki işler (makine daireleri ve mevcut binaların yenilenmesi gibi) ve ek esneklik gerektiren tüm işler için ideal çözüm haline getirir.
Montaj hızı Kaplinlerin daha az sayıda cıvatası bulunduğundan ve normalde herhangi bir tork gereksinimi bulunmadığından yivli tesisatların kurulumu flanşlamadan altı kata kadar daha hızlıdır. Kaplinler iki cıvata ve daha büyük boyutlar (26»/6600 üzerinde) için yalnızca dört cıvata gerektirirler. Bu büyük boyutlarda karşılaştırma yapılabilmesi bakımından; bir flanş minimum 20 somun ve cıvata gerektirecektir. Dolayısıyla, örneğin Schedule 40 Karbon Çelik boru üzerindeki 6»/150mm’lik bir bağlantıyı flanşlamak için sekiz cıvata gerekecek ve bu işlem yaklaşık 1,56 adam saat alacaktır. Bu işlem, bir yivli çözüm kullanılarak yalnızca 20 dakikada veya bir Victaulic Montaja Hazır kaplin kullanılarak yaklaşık 10 dakikada tamamlanabilir çünkü bunlar kurulum öncesinde söküm gerektirmezler. Her iki yivli çözüm de yalnızca iki somun ve cıvata gerektirir. Bu zaman tasarrufları daha geniş çaplı boru sistemlerinde daha da artar. Örneğin, Standard Wall (3/8“/9,7mm) karbon çelik boru üzerindeki 36“/900mm‘lik bir flanşlı bağlantının tamamlanabilmesi için 32 somun ve cıvata ile yaklaşık 10 adam-saat gerekirken bir yivli kaplinle yalnızca dört somun ve cıvata ile yaklaşık iki saat gerekecektir. Bunlara ek olarak flanşlar, doğru tork değerlerine ulaşıldığını ölçmek ve bundan emin olmak için özel anahtarlarla yapılan zaman alıcı yıldız desenli sıkma işlemini gerektirirler. Yivli teknoloji kaplinlerin basit el aletleriyle birleştirilmesine imkan tanır ve kaplin kelepçelerinin cıvata karşılıkları metal-metale eşleştiğinde bağlantı düzgün biçimde tamamlanmış olur. Victaulic yivli sistemleri, tam montajdan emin olmak için gözle muayene edilecek şekilde tasarlanmıştır. Cıvata karşılıkları metal-metale eşleştiğinde bu, kaplinin düzgün biçimde takıldığını gösterir. Diğer taraftan flanşlarda gözle teyit etmek mümkün değildir ve montajın düzgün yapıldığından emin olmanın tek yolu sistemi doldurup basınç vermek ve sızıntı olup olmadığını kontrol etmektir.
66
Bakım kolaylığı Yivli sistemlerin kurulumu hızlandıran özelliği (daha az sayıda cıvata ve tork gerekliliği bulunmayışı) sistem bakımını da hızlı ve basit bir iş haline getirmektedir. Boruların taşınması, döndürülmesi, değiştirilmesi veya eklenmesi gerektiğinde, bir kaplinin iki veya dört cıvatası bu bakım işlerini, sekiz kata kadar daha fazla cıvatası bulunabilen bir flanştan çok daha verimli hale getirir. Örneğin bir pompaya veya vanaya erişebilmek için kaplinin iki cıvatası gevşetilir ve kelepçelerle conta bağlantıdan ayrılır. Flanşlı bir sistemde ise bir çok
Mekanik yivli bağlantı dört elemandan meydana gelir: yivli boru, conta, kaplin kelepçeleri ve somunlarla civatalar. cıvatanın sökülmesi gerekir. İlk kurulumda gerekli olan, zaman alıcı cıvata sıkma işleminin aynısı flanşın yeniden montajında da gereklidir. Kaplinler, flanşlarda gerek duyulan düzenli bakımın büyük bir bölümünü ortadan kaldırarak bakım amaçlı hizmet dışı kalma süresini azaltırlar çünkü düzenli yeniden sıkmaya ihtiyaç duymazlar. Conta ve somunlar ile cıvatalara değişken bir baskı getiren bir flanşın aksine bir kaplin, contayı boru bağlantısının dışından hassas biçimde sıkıştırarak tutar. Bunlara ek olarak, sistem bakım için söküldüğünde flanş contalarının değiştirilmesi gerekirken, kaplin contalarının düzenli bir bakım programıyla değiştirilmesine gerek yoktur.
Daha iyi titreşim Bir sistemin hizmet ömrü süresince flanşlama, bağlantının sağlamlığını sürdürmek için biraz daha fazla çalışma gerektirir. Bir boru sisteminde pompalar ve
Makale
Mekanik kaplinlerin kurulması flanşlara kıyasla yalnızca daha hızlı ve daha kolay olmayıp, bunlar aynı zamanda daha esnek ve daha güçlüdürler. diğer ekipmanlar sıklıkla titreşim ve gürültü oluştururlar. Örneğin, pompa kanatları gibi dönen bileşenlerin dengesiz oluşuna bağlı olarak salınım kuvvetleri ortaya çıkabilir. Her ne kadar sahada dengeleme bunu azaltabilirse de, bu işlem için özel ekipmanlar gereklidir ve bu, zor, pahalı ve zahmetli olabilir. Sistem titreşimi ve diğer kuvvetler, flanşlı bir sistemde bağlantı sorunlarına neden olabilirler. Flanşlamada, iki düz yüzeyli, flanşlı boru ucu arasındaki bir contayı sıkıştırmak için bir dizi cıvata ve somun kullanılır. Cıvatalara uygulanan tork iç contaya yüksek bir sıkıştırma kuvveti uygular ve bu da contanın flanşlardan birine veya her ikisine yapışmasına neden olabilir. Bağlantı söküldüğünde conta yırtılabilir ve değiştirilmezse yeniden kurulum yapıldığında işlevsiz kalabilir. Sistem titreşimini telafi etmek ve gürültüyü azaltmak için flanşlı sistemlerde özel ve pahalı kauçuk körükler veya örgülü esnek hortumlar kullanılır. Zamanla veya aşırı uzamaya bağlı olarak bu ürünler yıpranabilir veya bozulabilir ve değiştirilmeleri gerekir. Ayrıca, bir flanşlı bağlantının cıvataları ve somunları
68
sistem kuvvetlerini emer. Zamanla dalgalanmalar, sistem çalışma basıncı, titreşim ve genleşip büzülmeye bağlı olarak cıvatalar ve somunlar esneyebilirler. Bu cıvatalar gerilimi kaybettiklerinde conta „kayarak“ bir sızıntıya sebep olabilir. Flanş contaları zamanla sıkışarak sızıntıya yol açabilirler. Sızıntıları önlemek veya durdurmak için rutin cıvata ve somun sıkma işlemine gerek duyulur. Yivli kaplinlerin sistem titreşimini telafi etme kabiliyeti, bağlantı sorunları riskini azaltır. Yivli sistemler, periyodik onarım veya değiştirme gerektiren özel ürünlere ihtiyaç duymaksızın titreşimi telafi edebilirler. Hem esnek hem de sabit kaplinlerdeki dayanıklı elastomerik conta gürültü ve titreşimin sönümlenmesine yardımcı olur. Kısa bir süre önce Seattle, Washington‘da bulunan bir akustik danışmanlığı firması olan SSA Acoustics yapılan bir saha ölçümü, bir boru kesitine seri olarak bağlanan üç Victaulic kaplininin, iki küreli neopren konektörlere yakın ve örgülü metal hortumlardan daha üstün bir performansa sahip olduğunu göstermiştir. Victaulic kaplinleri genel titreşimi %80 ila %90 oranında sönümlemiştir. Birbirini izleyen her bağlantı titreşimin daha da azalmasını sağlar. Bağımsız test laboratuvarı Nutech Testing Corporation/SE Laboratories ise testlerinde Victaulic mekanik kaplinlerini kullanmış ve her boru çapında, ister esnek ister sabit kaplinler kullanılsın, her bir ek Victaulic kaplinle aktarılan titreşim miktarının azaldığı sonucuna varmıştır. Titreşimler cıvatalar ve somunlar tarafından değil conta tarafından emilir. Sistemin hizmet ömrü süresinde somunlar ve cıvatalar düzenli yeniden sıkmaya ihtiyaç duymayacak ve kaymayacak ya da gevşemeyecek, böylece sızdırmaz bir bağlantı sağlama özelliğini sürdürecektir. Bir yivli kaplinin contası, çok dayanıklı olan ve önemli ölçüde sıkıştırma ve döndürme yüklerine karşı koyabilen C şeklinde bir çapraz kesitli sızdırmazlık ögesine sahiptir. Kauçuğa yorgunluk vermeksizin sisteme arka arkaya basınç yüklenip boşaltılabilir. Victaulic contaları sistemin hizmet ömrü süresinde kullanılabilecek özelliktedirler.
Sonuçlar Özetle yivli boru sistemleri, sağladıkları hızlı kurulum ve kolay bakım ve hizalama özellikleri sebebiyle flanşlı eşdeğerleriyle kıyaslandığında önemli avantajlar sunarlar. Çok yönlü tasarım, güvenlik ve daha düşük toplam kurulum maliyeti gibi ek avantajlarla birlikte bu özellikler, pek çok tesisatçı, mühendis ve mal sahibini flanşlar yerine yivli mekanik sistemleri tercih etmeye yönlendirmektedir.
Johnson Controls Uzman Satış Mühendisi
Şahin BÜYÜKKAYA
Teknik Yazı
YORK YWA absorption chiller
GÜNÜMÜZDE enerji birim fiyatlarının giderek artması, işletmelerdeki enerji verimliği konusunun önemini de beraberinde arttırmıştır. Enerji birim fiyatları haricinde çevre kirliliği ve CO2 salımının kontrol edilmek istenmesi de alternatif enerji kaynakları konusunu gündeme getirmiştir. Johnson Controls bina verimliliği ve HVAC ekipmanlarında liderliğini atık ısıdan soğutma sağlayan yeni dönem Absorption Chiller üniteleri ile devam ettirmektedir. YORK YWA serisi olarak adlandırılan bu soğutma grupları işletmedeki atık ısı enerjisini kullanarak, yine işletme için gerekli olan soğuk su üretmektedir. Genel olarak kojenerasyon sistemlerinin tamamlayıcı ekipmanı olarak düşünülen Absorption Chiller üniteleri, proseste var olan diğer tüm atık ısı enerjileri ile de çalışmaktadır. Absorption Chiller için kullanılabilecek ısı kaynakları; • Sistemde var olan kojenerasyon üniteleri • Termal sıcak su kaynakları • Termal güneş paneli uygulamaları • Proseslerinde atık sıcak su, buhar, egsozt gazı üreten fabrikalar • Direkt doğalgaz yakmalı uygulamalar Kapasite aralıklarına göre YORK YWA Absorption Chiller ürün çizelgesi Şekil 1’deki gibidir. Özellikle kojenerasyon tesislerinin vazgeçilmez elemanı olan Absorption Chiller üniteleri, multi energy Absorption Chiller alternatifi ile sistemdeki hem egzost gazını hem de motorbloğundaki sıcak suyu kombine kullanmaktadır. Böylelikle de toplam sistem verimi COP=1’in üzerine çıkmaktadır. Çok genel bir ifade ile gaz motoru ile kurulan her 1 MW
70
kojenerasyon tesisi için multi energy Absorption Chiller üniteleri ile 1 MW soğutma sağlanmaktadır. Bu ürün çeşitliliğinin yanı sıra YORK YWA Absorption Chiller cihazları sağladığı avantajları ile hem kalite hem de güvenilirlik anlamındasektörde önemli bir yere sahiptir.
1. Shell & Tube Heat Exchanger System Absorption Chiller cihazlarında “Generator” bölümünden “Absorber” bölümüne geçen sıcak akışkanın enerjisinden tekrar yararlanmak için eşanjör sistemi kullanılması gerekir. YORK YWA Absorption Chiller cihazlarında bu eşanjor shell&tube dizayn iken, diğer firmalarda bu dizayn plakalı eşanjör şeklindedir. Bakım ve servis verilebilirlik açısından shell&tube dizayn eşanjör her zaman daha avantajlıdır.
Teknik Yazı
2. Çift absorber dizaynı Patentli YORK YWA dizaynı olan bu sistem dizaynı hem absorber bölümünde ısı transfer yüzeyini arttırarak cihaz verimliliğini arttırmakta hem de evaparatörü her iki tarafından kaplayarak sahada yapılması gereken evaporator tarafı ısı izolasyonu ihtiyacını ortadan kaldırmaktadır. (Şekil 2)
3. Paslanmaz çelik su dağıtım sistemi Yine patenti YORK YWA’a ait olan bu dizayn ile bakır borular üzerinde bulunan paslanmaz tava sistemi soğutma suyunu yerçekimi etkisi ile aşağıya doğru akıtmakta ve daha uzun süreli su teması sağlayarak daha yüksek sistem verimi sağlamaktadır. Bu sistem klasik sistemlerde kullanılan nozül uygulamasını da geride bırakmıştır.
4. Purge sistemi Soğutma grubu içerisindeki condens olmayan gazların toplandığı daha sonrada otomatik vakum pompası ile dışarı atıldığı sistemdir. Tamamen otomatik çalışan bu sistemde shell içindeki ve purge tankı içerisindeki vakum miktarı, elektronik vakum transmitterleri ile ölçülmektedir.
5. Yüksek basınç jeneratöründe (egzost gazı ile çalışan) su borulu kazan dizaynı YORK YWA egzos gazlı Absorption Chillerlerlerde uzun süreli sistem ömrü sağlamak için su borulu kazan tipi uygulaması mevcuttur. Bizim sistemimizde boru içerisinden geçen, LiBr solüsyonunun sıcaklığının düşük olası sebebiyle, sistem duruşlarından sonra dış hava sıcaklığına yaklaşacak olan boru sistemi içerisinden tekrar sıcaklığı 70-80°C olan akışkanın geçirilmesi herhangi bir sıkıntıya sebep vermeyecektir. Sıcaklığa bağlı kaynak deformasyonu olmayacaktır. Alev borulu kazan uygulamalarında ise egzost gazı shell içinden değil - direkt borular içerisinden geçmekte shell içerisinde-borular etrafında çözelti dolaşmaktadır. Isı transferi borunun içinden dışına doğru olmaktadır. Bu durumda aynalardaki kaynak noktası çok yüksek sıcaklığa maruz kaldığı için sakıncalı bir durum oluşmaktadır. (Egzost giriş 440°C - egzost çıkış 160-170°C) Yine bu sistemde, sistemin bir parçası olarak türbülatör kullanmak gerekir ve bu türbülatörde sistem içerinde ilave basınç kaybı oluşturmaktadır.
6. LiBR + Monyblate İnhibitor kullanımı YORK YWA cihazlarında çevre ve insan sağlığı açısından zararlı olmayan LiBR + Monyblate İnhibitor kullanılmaktadır. Bir çok tedarikçi bu konuda fiyat ve teslim süresi avantajı sebebi ile LiBR + Cromide inhibitor kullanmayı tercih ediyor. Ancak bu maddenin kullanımı çevre ve insan sağlığına için zararlı; Avrupa’da kullanılması yasaktır.
72
Söyleşi.
Airplus yeni ürünleri ile 2015’e damga vuracak Dinamik, yeniliklere ve gelişmeye önem veren, araş rma – geliş rmeye ya rım yapan, sorumluluk duygusu taşıyan, topluma maddi ve manevi değer katmak için çalışıp, geleceğe giden yolda geçmişten güç ve ders almanın öneminin bilinciyle, başarının temel ilkelerinin dürüst, disiplinli ve planlı olarak çalışmak olduğuna inanan, köklü bir geçmişe sahip, saygın ve güvenilir bir ailenin üyesi Airplus sa ş ve pazarlama müdürü Kubilay Çi çi ile sıcak bir söyleşi gerçekleş rdik. Keyifle okumanızı dileriz. Sektördeki hedeflerinizden bahseder misiniz? Firma olarak üretici ve ihracatçı bir markayız, Sektörün ihtiyaç duyduğu yenilikçi ürünler geliştirerek daha verimli, az enerji tüketen iklimlendirme cihazlar üreterek ülkemiz başta olmak üzere dünya ülkelerinde kullanıma sunmayı hedefliyoruz. Airplus ürünlerinin ön plana çıkmasının nedenleri nelerdir? Ürettiğimiz ürünlerde kendimize özgü izlere rastlayabilirsiniz, Özellikle kendi geliştirdiğimiz yazılımlar, özel elektronik kartlar ve bunların toplandığı kontrol panellerin ürünlerimizi bir adım öne çıkarmaktadır. Ürettiğimiz ürünler içinde lokomotif ürünümüz Vrf dış üniteyle senkronize çalışan Dx klima santrali, sulu klasik klima santralleri, havuz nem alma santralleri, ısı geri kazanım cihazları, sulu / Dx yer konvektörleri, davlumbazlara özel paket tipi elektrostatik filtre, sıcak hava apareyleri ve özel amaçlara hizmet eden filtre üniteleri başta olmak üzere, bir çok ürün imalatlarımız içerisindedir. Bizim tasarladığımız ve ürettiğimiz ürünlerin özellikle tercih edilme sebebi bizce, standart raf ürünleri olmaktan ziyade, ihtiyaç duyulan ürünün bir terzi misali işlenerek tam ihtiyaca uygun üretmek ve kolay işletimini sağlayan kontrol panelleri sayesinde son kullanıcılara çok iş bırakmamak.
74
Ürünleriz için sertifikasyon sürecini tamamladınız mı? Ürünlerimiz için sertifikasyon sürecimizi tamamladık sayılırız. Ürünlerimiz için sertifikasyon sürecini başlattık; hızla da ilerliyoruz. İSO, CE, TSE ve TÜV SÜD belgelendirmelerini tamamladık. Şu anda tek eksik sertifikamız Eurovent. Bunun da altyapı çalışmalarını tamamladık. Yaklaşık 5-6 ay içinde Eurovent sertifikamızı da almış olacağız. Aslında konu hazır açılmışken bahsetmeden de geçmek istemediğim düşüncelerim var. Eurovent konusunda sektörümüzde bir yanlış kanı hâkim maalesef. Nedir bu kanı? Eurovent’in ürün kalite sertifikası olduğu kanısı hakim . Oysa Eurovent, kaliteyi tescillemek için değil, ilgili ürünün beyan ettiğiniz şartları sağladığını teyit etmek için testlerini yapan bir kurum. Kısacası ürün kalitesini artırmada Eurovent’in herhangi bir katkısı olduğunu düşünmüyorum. Tabi ki bazı standart ve normları da var tabi yok değil, ama zaten biraz önce bahsettiğim kalite sertifikalarını aldığınızda zaten o standart ve normları sağlamış bulunuyorsunuz. Sizce sektörünüzün tam ihtiyaç duyduğu Eurovent midir ? Bence Türkiye ISK Sektörü, bir araya gelerek Eurovent muadili bir sertifika üzerinde çalışmalı ve yapmalıda. Türkiye ISK sektörü, çok sağlam sivil örgütleri olan büyük ve güçlü bir sektör aslında. Sektörümüzdeki dernek, vakıf ve örgütlerin bir araya gelerek ortak bir çalışma yapması ve Eurovent muadili bir sertifikasyon sistemi geliştirmesi, sektörümüz için olmazsa olmaz birşeydir. Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de tam kapasiteleri ve güçleri sağlamayan ürünler olduğundan, özellikle son kullanıcılar başta olmak üzere kontrolörler ve teslim alıcılar satın aldıkları ürünlerin gerçek değerlerinin sağlayıp sağlamadıklarından emin olmak isterler, İstemelilerde bence böylece geriye dönüp baktıklarında emin
Söyleşi. olmanın rahatlığını hissetmeli. Tabi benim düşüm ülkemizin kendi standartlarında yarattığı bir sertifikasyon ve bununda tüm dünya tarafından kabul görmesi, inanıyorum ki sektörümde benim gibi düşünenlerin olduğu ve eninde sonunda taşın altına eline sokup bunu başarmak için bir yerlerden başlamak gerektiğini düşünüp harekete geçecek arkadaşlarımızın olacağı. Olmalıda şunu düşündüğümde açıkçası üzülüyorum, biz Türk yatırımcısı ve iş adamlarıyız, her bir ürünümüzü Eurovent’te sertifikalattırmamızın çok ciddi bir bedeli var ve kaynaklarımız ülkemizden yurt dışına akıp gitmekte. Neyse artık konuyu çok derinleştirmeden devam edelim sohbetimize bakarsınız başka bir seferde gerçekleşmiş düş, bir Türk standartlı kapasite sertifikasyonunu konuşuyor oluruz. Airplus ürünlerini hangi pazarda sıkça görebiliriz ? Ürettiğimiz ürünlerimizin % 65’ini ihraç ediyoruz. % 35 gibi bir payı da iç pazara sağlıyoruz. Özellikle 2015 de iç pazardaki payımızı artırmak için planlamamızı yaptık ve hazırlıklarımıza da başladık. Türkiye’de üretemeyeceğimiz ürün yok. Dünyadan rakiplerimizden geri kalacak bir yönümüzde yok açıkçası. O teknolojiye sahip olabilme gücümüz, o teknolojiyi faydalı şekilde kullanabilecek eğitime sahip bir sektörümüz var. Bu sektörün ise biraz daha devlet eliyle desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. İhracat konusunda da dünyanın her yerine ürünlerimizi satabilen bir kalite ile üretim yapabiliyoruz. Airplus başta da söylediğim gibi ihracatçı bir marka, Bulgaristan, Yunanistan,Romanya Üzerinde Avrupa’ya ihracat ağını genişletmek için bu bölgelerde de pazar artırma araştırmalarımız sürdürüyoruz. Türk markaları sizce sektörde yoluna nasıl ilerlemeli? Üretimde güçlenmeli ve dünyaca ünlü markalar yaratmalıyız. Firmamız ve ülkemizdeki rakiplerimiz ürünlerimizi geliştirmek üzere ar-ge bölümlerimize daha çok önem göstermeliyiz. Biz 2014 yılı içerisinde ar-ge departmanı kurduk. Ar-ge mühendislerimiz ürünlerimizin iyileştirilmesi, yeni ürün geliştirilmesi, mevcut ürünlerin verimlerinin ve işlevselliğinin artırılması için çalışmalar yapıyorlar. Ar- ge konusunda da devletin özellikle KOBİ’ler için teşvik ve katkı vermesi gerektiğine inanıyorum. Mevcut arge yasası ile sağlanan teşviklerden yararlanmamız mümkün değil. Bu yasanın bir an önce iyileştirilmesine inanıyorum. Sadece biz değil, sektörümüzdeki –neredeyse- hiçbir firmanın yararlanması mümkün değil. Çünkü yasa, bünyesinde 50 ar-ge çalışanı bulunduran firmalar için teşvik verilmesini içeriyor yasa. Sektörümüzdeki üretici firmalar içinde bünyesinde 50 ar-ge çalışanı barındırabilen kaç şirket var ki? Bu yüzden en azından yasada bir değişiklik yapılması ya da farklı bir teşvik yasasının çıkarılması vesilesiyle yerli üreticilerimizin desteklenmesi gerektiğine inanıyorum. Türkiye konum olarak da duruş olarak da dünyadaki pek çok ülkeye eşit mesafede bir ülke. Bu nedenle hem Avrupa’ya hem Ortadoğu’ya hem de Türki Cumhuriyetlere rahatlıkla ürün sağlayabiliriz. Bunu artırabilmek için, gerçek anlamda bir üretim üssü olabilmek için de sektörümüzün
76
desteğe ihtiyacı var. Artık ülkemizdeki firmaların da zihniyetini değiştirmesi gerekiyor. Firmalarımızı yurtdışındaki büyük şirketlere satmak yerine, bizlerin yurtdışı şirketleri satın almak ve bünyemize katarak büyümek gibi hedeflerimiz olmalı. Üretimde güçlenmeli ve dünyaca ünlü markalar yaratmalıyız. Sektörümüz, bunu yapabilecek teknolojiye de bilgiye ve yeteneğe de sahiptir. 2015 yılı yaklaşıyor. Yeni yılda pazara sunacağınız ürünleriniz var mı? Evet var. Yoğun ar-ge faaliyetleri sonucu ürettiğimiz “Türkiye’de ve Avrupa’da bir ilk” olacak yeni ürünlerimiz 2015 itibariyle pazarda olacak. Bu ürünlerden bahsedebilir misiniz? VRF dış ünite ile çalışan havuz nem alma santrallerimizi pazara sunmaya hazırlanıyoruz. Ar-ge departmanımızda çalışmaları ve testleri tamamlanan çok özel ürünlerimiz var. Saha testlerinin tamamlanmasının ardından 2015 yılına damgasını vuracağına inandığımız VRF dış ünite ile çalışan havuz nem alma santrallerimizi pazara sunacağız. Bahsettiğim ürünü Türkiye’de ve Avrupa’da üretebilen henüz firma yok. Çalışmalarımızı tamamen bitirdiğimizde ürünü paket halde teslim edebileceğiz. Bunun dışında hem fan hem de serpantin teknolojisini geliştirip yenilediğimiz klasik havuz nem alma santrallerimiz de yenilikler arasında. Klasik havuz nem alma santrallerinde neleri geliştirip yenilediniz? Cihaz çalışırken, hangi şartlarda çalıştığını gösteren bir Touch Screen panel ekledik cihazlarımıza. Bunun sayesinde Touch Screen ekranın üzerinde grafik ve animasyon olarak hangi şartları sağladığına ulaşabileceksiniz. Ürünleriniz içerisinde bir ürün var ki çok ilgi çekiyor: yer konvektörleri. Özellikle mimari açıdan birçok kolaylık getiriyor ve yeni nesil cam cepheli binalarda da çok tercih ediliyor değil mi? Evet bu ürün son yıllarda statik ısıtma tesisatlarında klasik radyatörlerin yerini almaya başlayan çok başarılı bir ürün. Bu ürün bu kadar başarılıysa sadece ısıtmamı yapabiliyor? Bu sorunuza şöyle cevap vereyim mi? Tabii ki de hayır. Ama ana fikir ısıtma olarak üretilmiş bir üründü. Ar-ge departmanındaki arkadaşlarım biraz sınırları zorlayarak, soğutma yapabilen bir ürün haline getirdiler, Bahsetmiştik yeni yılda pazara süreceğimiz ürünlerimiz var buda onlardan biri. Yeni ürünlerimiz arasında dört borulu yer konvektörleri de bulunuyor. Bu ürünler sulu, akışkanlı sistemlerde hem ısıtma hem de soğutma yapabilmekte. Aynı zamanda bu ürüne bir inovasyon daha kattık, oda DX batarya ile sulu sistem olmayan mahallerde kullanıma elverecek. Bu ürünü özellikle hobi ve kış bahçeleri gibi yerlerde kullanıma uygun, eşsiz bir ürün olacağına inanıyoruz.
hayata dair
BULUTUN ARDINDA Yazar: Marc Beniof Yayınevi: Zer Yayınları Marc Beniof, geleceği keşfetmek ve değiştirmek isteyen tüm girişimcilere ve CEO’lara başarının kapısını açıyor. Bulut bilişimin teknolojileri iş dünyasındaki trendlerden birinin doğuşu ve gelişimi gerçekleşti. İş kültürünü kökten değiştiren bilişim, “salesforce.com” un da hikâyesini oluşturdu. Kurumsal yazılımlar dünyasını nasıl yeni baştan biçimlendirdiğini anlatan yazar, bir kurumda, tüm çalışanları aynı amaç çevresinde nasıl toplayacağını ve hem işletmenizi hem de yaşamınızı nasıl dönüştüreceğinizi, vizyonunuza nasıl odaklayacağınızı, nasıl farklı düşüneceğinizi anlatıyor. İnternetin ilerleyen aşamalarda üretkenliği artıracağından ve sağlayacağı faydalara değinerek, açıkladığı 111 oyunun uygulanmasıyla girişimcilere başarının kapısını nasıl açacaklarını anlatıyor.
78
İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI TÜRKİYESİ Yazar: İlhan Tekeli&Selim İlkin Yayınevi: İletişim Yayınları İkinci Dünya Savaşı, sadece savaşan ülkelerin değil savaşa girmeyenlerin de ekonomisini alt üst etti. Bütün ekonomilerin savaş ekonomisine dönüşmesi, topyekûn savaşın bir gerçeğiydi. Birinci Dünya Savaşı’ndan harap çıkmış ve kalkınmaya çabalayan Türkiye, dışında durduğu bu savaştan olağanüstü etkilendi. İlhan Tekeli ve Selim İlkin, eserlerinin ikinci cildinde, Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı macerasının ekonomik yanını inceliyor. Alınan önlemler, yaşanan kıtlıklar, hayat pahalılığı, yolsuzluklar, kuyruklar, tüketim kısıtlamaları, karne uygulamaları, emek rejimindeki yeni düzenlemeler... Dış ticaretteki ve sanayi üretimindeki gelişmeler... Türkiye ekonomisinin izleyen on yıllarına da damgasını vuran bu özel dönemi mercek altına alan bir inceleme.
GEMİ YAPIMCISI SUBLIMINAL A.Ş. Yazar: Dr. Ferdi Bişkin Yayınevi: Elma Yayınevi Eğitimci ve akademisyen Ferdi Bişkin’in subliminal algı ve reklamcılık üzerine yıllardır yürüttüğü çalışmaların olgunlaşmış fikirler olarak ortaya çıktığı, subliminal algı, ikna ve reklamcılık kavramlarıyla ilgili bugüne kadar duyduklarımızdan ve okuduklarımızdan farklı bir bakış açısı sunan, çok kapsamlı, özgün bir çalışma. Konunun tarihinden başlayarak derinlemesine araştırma yapan Bişkin, kitabında, gizlenmiş bazı simgelerle yapılan subliminal yönlendirmelerin amacına ulaştığı konusunda neredeyse hiçbir bilimsel kanıt olmadığını ortaya koyarken insan zihnini gerçekten etkileyen uyaranları da tüm açıklığıyla ele alıyor. Yazarın kitabın sonunda yer verdiği zengin kaynakçası ve makale listesiyle araştırmacılar için benzersiz bir kaynak olma özelliği de taşıyor.
Yazar: Jack Myrcik Yayınevi: Klan Yayınları Liderliği tanımlamak son derece zordur. Liderlik, bilgeleşmektir. İyi bir lider iş üzerinde çalışmaz insanlar üzerinde çalışır. Bütün bunlarla birlikte liderlik, bir organizasyonun en kritik unsurudur. Lider, yol gösterir ve diğerleri onu takip eder. İyi bir liderliğin ne kadar önemli olduğunu bilir ve iyi bir lider hemen tanınır. Her şeye rağmen liderlikte, başarılı olunan ve başarısız olunan zamanlar vardır. Gemi Yapımcısı, 2500 yıl öncesinin kadim Yunan dünyasında geçen bu öykü ve okuyuculara liderliğin beş ilkesini öğretiyor. Bu ilkeler sayesinde başarılı bir lider olmanın yanı sıra şunları da elde edeceksiniz: Daha az sayıda insan ile daha fazla iş başaracaksınız. Daha az kontrol etme ihtiyacında olacaksınız. Ekip çalışması ve ekip ruhu yaratacaksınız. İş gücü kayıplarının önüne geçeceksiniz. Kendinizinki de dâhil olmak üzere herkesin moralini yükselteceksiniz.
hayata dair
Miss Julie Vizyon tarihi: 28 Kasım 2014 Efsane yönetmen Ingmar Bergman’ın favori aktristi olarak tanınan Liv Ullmann, dördüncü uzun metrajlı filmi Miss Julie için uzun bir aradan sonra yönetmen koltuğuna oturdu. August Strindberg’ün tiyatro için yazdığı oyun 19. yüzyılda İrlanda’da aristokrat bir ailenin kızı Miss Julie ile evin kahyası John arasında yaşanan kısıtlı bir zaman dilimini gözler önüne seriyor.
Açlık oy nları: Alaycı kuş bölüm 1 Vizyon tarihi: 21 Kasım 2014 Katniss Everdeen, evi 12. Bölge’nin tamamen yıkıma uğradığını öğrendiğinde neler olup bittiğini görebilmek için oraya geri döner. Karşılaştığı manzara ise tam anlamıyla dehşet vericidir. Kazananların kaldıkları evler dışında her şey harabeye dönmüş, insanlar artık yeraltında yaşamaya başlamış ve hükümetin ölümcül politikasının karşısında hayatta kalmak için mücadele etmeye başlamışlardır. Nükleer silahların dahi söz konusu olduğu bu atmosferde, Katniss gerçekten de protesto hareketinin yüzü olmaya başlar ve bu sorumluluğu bir türlü kabullenemez. Yükselen bu isyan dalgasının içerisinde yer alamamasının nedenlerinden en önemlisi de Peeta’nın hayatının tehlikede olmasıdır. Büyük bir ilgiyle karşılanan Susan Collins imzalı Açlık Oyunları serisinin üçüncü halkası olan filmin yönetmenliğini, ikinci filmi de yönetmiş olan Francis Lawrence üstlenirken; başrollerde bir kez daha Jennifer Lawrence ve Josh Hutcherson ikilisi yer alıyor.
Uzun yol Vizyon tarihi: 7 Kasım
2014
yı iyi film dalında Oscar ada re’nin yabancı dildeki en yaşayan e ind hal di Ken BAFTA tarafından İngilte . rda 7 Kasım’da sinemala Yol n Uzu alı imz yere en üğü Sev , ruhunun götürd gösterilen Nihat arayış hikayesi olan film arı ukl tlul mu ük ktir küç , me arın bet sıradan insanl betmek-kazanmak kay ı beyazperdeye taşıyor. kay ama en giden bireyin açmazların yin sevdiklerine, hayata , ait olduğu yeri arayan bire film an e en çık a end yol düz il an ınd erk mantığ risinde ise ata atıyor. Tüm bu arayış içe anl ı in ışın film bak n ola ine işi dis jlı ken tra çok da düncü uzun me oluyor…Nihat Seven’ın dör ra ın Bo , kad e igil kac gen Yuf en çek kan Ha acı a çok in oyuncu kadrosund film n, irke len üst en Sev senaristliğini Melek isimler yer alıyor. Cengiz, Mehtap Anıl gibi
80
Andre Rieu Tarih:27-29 Kasım 2014 Yer: İstanbul 70. yılını kutlayan Yapı Kredi ana sponsorluğunda “Good Music In Town Konserleri” kapsamından klasik müziğin Madonna’sı André Rieu, Johann Strauss Orkestrası ile birlikte sürprizlerle dolu yepyeni performansıyla İstanbul’da.
de Open 2014 TurkishTim’ Airlines BluesTur Brothers Golf uvası gecesi Tarih:13-16 Kasım 2014 Yer: The Montgomerie Maxx Royal, Antalya Belek European Tour 2014 takvimi açıklandı. Turkish Airlines Open Golf Turnuvası 13-16 Kasım tarihlerinde yine Belek’te gerçekleştirilecek. Turnuvaya ünlü golfçü Tiger Woods ile dünyanın en iyi 78 golfçüsünün katılmasını bekleniyor.
Top 100DJs World Tour: Ar in van Buuren - Mar in Gar ix 16:00 Tarih:14 Kasım 2014 l bu an İst rk, Pa e Yer: Lif
ndan ktronik müziksever tarafı r DJ’lerinin yüz binlerce ele üle pop ve iyi en yla n ası anı nm Düny esinin açıkla ag Top 100 DJs, 2014 list ni oylanarak sıralandığı DJM müziğin en büyük isimleri k oni ktr ele rarası turnesiyle birlikte başlayacak ulusla hazırlanıyor. milyonlarla buluşturmaya
81
gezgin
Vals, şinitzel ve pasta şehri
Viyana Avusturya’nın kuzeydoğusunda, Tuna Nehri’nin kıyısında konumlanan Viyana, tarihi yapıları, valsi, şinitzeli ve pastalarıyla meşhur. Tarihle iç içe geçmiş yemyeşil parklar da şehre ayrı bir güzellik katıyor. Müzik, tarih ve doğa denince ilk akla gelen şehirlerden biri Viyana. Bir yanınızda alabildiğine yeşillik, diğer tarafınızda teknolojik gelişmelerin merkezi Viyana’dan söz ediyoruz. Arnavut kaldırımlı çıkmaz sokaklarda dolaşırken tarihin canlılığı nedeniyle her an karşınıza
82
baronlar, baronesler çıkacak sanırsınız. Viyana 23 bölgeden oluşuyor. Şehrin tam merkezi, 1.Viyana (Innere Stadt), Avusturya-Macaristan İmparatoru Franz Joseph’in yaptırdığı çevre yolu yani Ring diye adlandırılıyor. Sol tarafınızda 1869 yılında açılan muhteşem opera
binasını göreceksiniz. Opera Evi, Ring Meydanı’nda tamamlanan ilk bina olma özelliğini taşıyor ve yılın son Perşembe gününde düzenlenen dünyaca ünlü balo karnavalı ile Viyana’ya turist çekiyor. Opera Evi’nin üzerinde yer aldığı sokakta ilerlemeye başladığınızda
Birkaç restoran önerisi:
Viyana’nın en işlek caddesi Kärntner Strasse’ye çıkıyorsunuz. Yan yana kafeler, gösterişli lüks mağazalar ve çeşitli sokak eğlenceleri sizi gezmenin ve alışveriş keyfinin doruklarına taşıyor. Girdiğiniz mağazalarda Avusturya’nın unutulmaz kraliçesi Sisi’nin fularlarından Mozart çikolatalarına, porselen bebeklerden Gustav Klimt’in baskılarından oluşan kumaşlara çok çeşitli alışveriş seçeneğiyle karşılaşıyorsunuz. Görkemli Stephansdom Kärntner Strasse’ nin sonunda, Stephansstrasse’de Avusturya gotik mimarisinin en önemli yapıtlarından olan, 1365 yılından kalma, bugüne dek üç defa inşa edilen, Stephansdom Katedrali sizi selamlar. Katedralin içinde bulunan katakomplar (Hristiyanların kayaların içine uzun dehlizler biçiminde yaptığı ye raltı mezarları) yer altı tünelleriyle boş ya da dolu olmak üzere birçok odaya bağlanıyor. Burası aynı zamanda piskoposların ikametgahı. Avusturya mutfağı denilince akla ilk olarak şinitzel ve pastalar geliyor. Kendi geleneksel yemeklerini çok seven Avusturya’da yemek yine de zaman içinde diğer kültürlerden etkilenmiş. Özellikle de İtalyan ve Fransız kültürlerinden etkilendiğini söylemek pek de yanlış olmaz. Koca bir tabak kızarmış et ya da bol kalorili tatlılar Avusturya’da bol miktarda tüketiliyor. Ayrıca vejetaryenlere özel yemekler hemen hemen her restoranın menüsünde var. Avusturya’da insanların yemek konusunda pek de sağlık kaygısı olduğunu söylemek zor.
König von Ungarn (Macaristan Kralı): Aynı adı taşıyan otelin içinde yer alan restoran, kristal lambaları, mermer kolonları ve çok geniş menüsüyle Viyana’nın en lüks ve sosyetik yerlerinden biri. Tafelspitz’i ( özel hazırlanmış dana eti yemeği) sipariş etmenizi tavsiye ederiz. Leupold’s Kupferdachl: 1950’den bu yana Leupold ailesi tarafından yönetilen restoranda Avusturya mutfağının geleneksel yemekleri pek bulunmasa da patatesli kuzu eti ve Kiev tavukgöğsü tercih edebileceğiniz birkaç alternatif. Cafe Frauenhuber: 1824’te temelleri atılan mekan Viyana’nın en eski kafelerinden biri. Zamanında Mozart’ın da uğradığı mekan şimdi turistler ve alışveriş yapan insanlarla dolup taşıyor. Cafe Central: Birinci Dünya Savaşı’ndan kalma Gotik mimarisiyle ünlü bir kafe. Turistlerin uğrak yeri olan mekan özellikle pastalarıyla tanınıyor.
Gezilecek yerler: Stephansdom (Aziz Stephan Katedrali): 1365 yılında inşa edilen katedral, Viyana’nın en önemli simgesi. Avusturya’nın başkentindeki en önemli dini yapı olarak ulusun tarihinde pek çok önemli olaya tanık oldu ve renkli çatısıyla şehrin sembollerinden biri haline geldi. Gallerie Chairm Klocker: Avusturya ve Alman tarihine ait birçok ögenin bir araya geldiği galeri daha çok fotoğraf arşiviyle ilgi çekiyor. Galerie Ernst Hilger: Avusturya tarihiyle ilgili birçok doküman yer alıyor. Hofburg (İmparatorluk Sarayı): 1918’e kadar imparator Habsburg imparatorunun köşkü olan Hofburg artık büyük bir müze. Schloss Belvedere: Bahçeleriyle ve sanat galerileriyle Viyana’nın en çekici saraylarından biri. Schloss Schönbrunn: “Viyana’nın Versailles’ı” da denilen sarayda 1400’den fazla oda ve birçok büyük bahçe var. Kunsthistorisches Museum (Sanat Tarihi Müzesi): Dünyanın en iyi sanat koleksiyonunun yer aldığı müzelerden biri. Staatsoper (Opera Evi): Çoğu insana göre dünya operasının merkezi. Hundertwasserhaus (Hundertwasser Evi): Tasarımı Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından yapılmış olan apartman. Bu sanat evi Viyana Belediyesi’nin 1983-1986 yıllarında yaptığı birçok belediye evinden en büyük farkı, binanın hiçbir yerinde düz öğe kullanılmamış olması ve dış yüzeyinin rengarenk olması. 250 adet ağaçla terasları yeşillendirilmiş olan bina, her yönüyle ilginç. Binada toplam 52 adet daire ve 4 adet dükkân var.
83
Spor
Büyüleyici derinlikleri
keşfedin Özgür bir ruh, çılgın bir hobi, her seferinde kendi sınırlarınızı zorlamak, kendinizi zinde mi hissetmek istiyorsunuz. İşte size bu özellikleri bir arada bulabileceğiniz gerek rekreatif, gerekse lisanslı sporcu olma şansı tanıyan bir sualtı branşı: Serbest
84
Dalış
İnsanın inanılması güç derinliklere nefesini tutarak daldığı serbest dalış sporunun tarihi çok eskilere dayanır. Sualtı avcılığı ile insanların geçimini sürdürmeleri amacıyla başlayan bu spor sualtı avcılığının çok ötesine geçip günümüzde limitlerini keşfetmek isteyen bir grup serbest dalıcı tarafından ayrı bir boyut kazanmıştır. Bu sporun ilginç doğası adrenalin peşinde maceracı gençlerle, bilim adamlarını aynı anda dehşete düşürmek gibi diğer sporların sahip olmadığı bir ayrıcalığa sahiptir. Sualtında sınırlarını zorlayan ve bu olağanüstü derinliklere inmeyi başaran dalgıçlar, aynı balina ve yunuslarda gerçekleşen, basınç altında vücudun çökmesini engelleyen eşsiz bazı adaptasyonları yaşıyorlar. Bu nedenle rekortmen serbest dalıcılar yalnızca çok yetenekli sporcular değil, kendi içlerinde ayrı bir tür gibidirler. Dünya rekorları resmi olarak 1949 yılında başlamıştır, o zamandan bu yana ancak parmakla sayılabilecek sayıda erkek ve bayan sporcu rekorların seçkin kitabına isimlerini yazdırmayı başardılar. İnsan tarihinin gördüğü ilk rekor 30 metre iken, bundan 52 yıl sonra şu an rekorlar 150 metre gibi bir derinliğe ulaşmış durumdadır.
Türkiye’de bir dünya rekortmeni Benim için hayat ilk nefes aldığımda değil, ilk nefes tuttuğumda başladı diyen profesyonel serbest dalgıç Şahika Ercümen 2013 itibarıyla serbest dalış alanında 4 adet resmi dünya rekoru sahibidir. Dünya rekorlarının yanı sıra 1998’den beri katıldığı yüzme ve sualtı sporları müsabakalarında ulusal ve uluslararası 100’ün üzerinde madalya, çeşitli özel ödüller, kupalar, birçok Türkiye Rekoru elde etmiştir. “Tüm zorluklara rağmen, gerçekten istediğinizde, sonuna kadar inandığınızda ve bunun için tüm gücünüz, kalbiniz ile çalıştığınızda önünüzde hiçbir zorluk duramaz” diyen Ercümen en son ‘paletsiz, ip destekli serbest dalış’ kategorisinde 2 dakika 51 saniyede, 72 metreye dalarak yeni bir dünya rekoru kırdı.
85
Sağlık
Uzman Psikolog Ramazan KURUÇAY info@ramazankurucay.com
86
Yapılan araştırmalara göre iklim ve sıcaklık değişimleri, dünyamızın fiziki özelliklerini ve içinde barındırdığı tüm canlıların yaşamlarını ve hayat döngülerini etkilemektedir. Biz insanlarda, iklimin ilk etkileri gözle fark edilebilecek niteliktedir.
Soğuk bir iklimin hakim olduğu noktalarda giyim, ten rengi, konut yapıları, eğlence ve kültür alanları gibi olgular, sıcak iklimin hakim olduğu alanlara nazaran daha nitelik ve nicelik olarak gözle görülebilir bir değişiklik içindedir. İnsanın yapısı gereği gözle görünür değişimleri dikkate aldığını ve somut olaylara inanmaya daha meyilli olduğunu söylememiz mümkündür. Çünkü insanoğlu yaşamın başladığı andan bugüne kadar olayları neden sonuç ilişkisi üzerinde analiz ederek durumu yorumlayabilmiştir. Çoğu insan bu yüzden, davranış ve düşünce ile doğrudan ilgili olmayan hava olayları ve iklimin insanın düşünce ve davranış süreçlerini etkilediği gerçeğini kabul etmekte zorlanmaktadır. Dünya üzerinde yapılan araştırmalar incelendiğinde, hava olayları ve iklimin insanların davranışlarını ve duygu durumlarını etkilediği gerçeğine farklı coğrafyalardaki bilim kurullarının benzer açıklamalar yaptığını görmek mümkündür. Örneğin Kuzey Avrupa ülkelerinden Danimarka, İsveç, Norveç’ te yaşayan insanların daha sık depresyon atakları geçirdikleri bilinmektedir. Bu ülkelerde depresyon sonucu intiharlara sıklıkla rastlanmaktadır. En belirgin nedenler incelendiğinde, bölgenin aylarca güneşi direkt olarak görmemesi, havaların genellikle bulutlu olmasının insanların mutsuz olmalarına neden olduğunu düşündürmektedir. Beyin kimyasını inceleyen uzmanlar, güneş ışınlarının vücutta melatonin adı verilen hormonu salgılattığını, yeterli miktarda güneş ışığından faydalanmayan bireylerin enerjisinin azalarak içe kapandıklarını aktarmışlardır. Bunu yanında seratonin adı verilen ve popüler adıyla mutluluk hormonu olarak ifade edilen bir diğer hormonumuzda hava koşullarının değişimiyle beraber farklı düzeyde salgılanmaya başlamakta bu da kişinin depresif duygular hissetmesini tetikleyebilmektedir. Uzmanlara göre kuzey ülkelerinde bu içe kapanışın bir sonucu olarak intihar ve depresyonlar daha sık görülebilmektedir. Yine bu konuda birçok araştırması bulunan Norman E. Rosenthal, İnsanların bir bölümünün ilkbahar ve yaz aylarında kendilerini daha iyi hissettikleri, kısa ve soğuk kış günlerinde ise daha az enerjik, karamsar ve daha az sosyal olduklarına değinmiştir. Günümüz Türkiye’sinde hızlı sanayileşme süreci ile birlikte, ofis ortamında çalışan bireylerin sayısının artışı mevsimsel geçiş ve hakim iklimin, özellikle ofis içi çalışanlarının bazı önlemler alması gerektiğini bizlere hatırlatmaktadır. Eğer bu dönemlerde kendinizi üzgün ve boş hisseme, ilgilerinizde azalma, daha öncesinde keyif aldığınız iş ve uğraşlardan zevk alamama, uykusuzluk veya aşırı uyuma, nedensiz kilo alma veya kaybetme, yersiz aşırı hareketlilik veya uyuşukluk, sürekli nedensiz yorgunluk, enerji kaybı, değersizlik, suçluluk duygusu, düşünme ve konsantre olma yetisinin azalması ilgili şikayetleriniz arttıysa önerilerimizi dikkatle not almanız ruh sağlığınız için faydalı olacaktır. Gün ışığının ve hava sıcaklıklarının gitgide azaldığı şu günlerde vücudumuzun bu değişikliklere daha rahat ayak uydurabilmesinin sağlanması için kolaylıkla alınabilecek önlemler; • Bu dönemde vücudumuz biyolojik ve psikolojik bir ritme adapte olmaya çalıştığından mümkün olduğunca
vücudumuzun ihtiyaçlarına karşılık vermeliyiz. • Vücudun biyolojik ritmini düzenlemenin birinci yolu uykudur. Erken bir saatte yatıp, erken saatte kalkmak, bölünmemiş bir uykuyu, kaliteli ve düzenli uyumak yorgunluğa bağlı stresi oldukça azaltacaktır. • Yine stresle ilgili olarak sigara, alkol ve kafeinden (kahve, çay) mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. • Doğru beslenmeye dikkat edilerek vitamin ve mineral yönünden zengin yiyecekler tüketilmelidir. • Havaların soğumasıyla su ihtiyacının azaldığı düşünülmemelidir. Ofis ortamında çalışan birçok birey gibi su içmeyi unutanlardansanız çalışma masanıza bir su şişesi veya suyu size hatırlatacak bir obje koyabilirsiniz. • Ofis gibi kapalı bir mekanda çalışılıyorsa ortamın temiz olduğundan ve iyi havalandırıldığından emin olunmalıdır. Havalandırma imkanının sağlıklı olmadığı alanlarda sizin belirleyeceğiniz küçük molalarla ortamın dışına çıkarak temiz hava almanız faydalı olacaktır. • Ayrıca düzenli egzersiz yapmak da mutluluk ile ilgili hormonların salgılanmasını sağlayarak sizi daha zinde ve psikolojik anlamda daha sağlıklı kılacaktır. • Güneşin bizlere gülümsediği günlerde bu fırsatı yakalayıp ondan faydalanmak, güneşli gnlerde açık hava yürüyüşleri yapmak mevsimsel depresyondan korunmanıza önemli ölçüde katkı sağlayacaktır. • Özellikle yakınımızda mutsuzluklarındansa, mutluluklarından bahsetmeye özen gösteren bireylerle vakit geçirmeye gayret etmeli ve mutsuzluğun bulaşıcı etkisinden de bu şekilde korunmaya çalışmalısınız. Tüm bu yollar yetersiz kaldığında ise mutsuzluğunuz ile savaşabilme gücünüzle birlikte bir uzmandan psikolojik yardım almanız daha güvenli ve sağlıklı günler yaşamanız adına yarar sağlayacaktır.
87
(
ı r a l u r o s a k e z i l e c n e l Eg ? 1. (y-z)=
= ) z (y-
y-z)=?
) (y-c)……..(
(y-a) (y-b
lem
2. Dört iş
) (x) (/)
lemi (+) (-
, dört iş kamlarıyla ra ) 2 e n isin? (1 ve 4 ta edebilir m 1,2,2,2,2 yısını elde a s 0 1 k kullanara
3. Eşitlik Sadece bir rakamın yerini değiştirerek aşağıdaki eşitliğin doğru olmasını sağlayabilir misin? 1003 – 103 = 3
= 5. Ördek Bir gölde; 2 ördeğin önünde 2 ördek var. 2 ördeğin arkasında 2 ördek var 2 ördeğin yanında 2 ördek var. En az kaç ördek var?
1. (y-z)=0 rüyle Sonuç 0. Çünkü bütün faktörler (y-y) faktö çarpıldığında sonuç 0 olur. (2+2)*[2+(1/2)]=10 2. 1) 2*2*2+2/1=10 2) 12-[(2+2)/2]=10 3) 3. 1003-103 =3
verirler. aya karar m p a y an ş rı rı havuzd et bir ya ayla topla ır s Ali ile Ahm e a v r lm a pa 13 top v veya 3 to Havuzda dalışta 1,2 acı r e m ş H rı r. a y la k son alan çıkaraca n e rı e yarışı la p iz ar. To aşlar. S c b li A e c şansları v n aö ktır. Yarış dır? kazanaca e yapmalı n li A in iç k a m n kaza
4. Yarış
rırsa 4. Eğer Ali havuzda 4 top bırakmayı başa önceki yarışı kazanır. Bunu sağlaması için bir topun adımda 8, ondan önceki adımda da 12 dalışhavuzda kalmasını sağlamalıdır. Bunu ilk da sadece bir top alarak başarabilir. 5. 4
11
SAYI
MECHANIC DERGİSİ
KASIM 2014
www.mechanic.com.tr
MÜHENDİSLİKTE BİR ADIM İLERİ
SÜLEYMAN–FATMA AKIM ASHRAE GENİŞ BÖLGE KONFERANSI
2015’DE İSTANBULDA VALS, ŞİNİTZEL PASTA ŞEHRİ Kasım 2014 • Sayı: 11
VİYANA
BÜYÜLEYİCİ DERİNLİKLERİ
KEŞFEDİN