16
SAYI
MECHANIC DERGİSİ
NISAN 2015
YANGIN SEKTÖRÜNÜN ÖNCÜ LİDERİ
www.mechanic.com.tr
PROF. DR. ABDURRAHMAN KILIÇ TTMD 12.DÖNEM
OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI AKILLI BİNALARDA
YANGIN OTOMASYONU Nisan 2015 • Sayı: 16
BOSCH TERMOTEKNİK’İN
ODAK NOKTALARI
KIŞIN YORGUNLUĞUNU
KARAHAYIT’TA ATIN
başyazı
Başyazı
Değerli okuyucularımız,
T
ürkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş yıldönümü olan 23 Nisan 1920, Türk halkının egemenliğini ilan ettiği, Türkiye Cumhuriyeti’nin en parlak sayfalarından birisi olarak tarihteki yerini almıştır. 23 Nisan’ın aynı zamanda çocuk bayramı olarak kutlanması da Türkiye’nin sadece ülkemizdeki değil, tüm dünya çocuklarına verdiği değeri simgelemesi bakımından son derece anlamlıdır. Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün milletimize ve çocuklarımıza armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyor; tüm çocuklarımızı sevgiyle kucaklıyorum. Türk müziğinin dev isimlerinden birini daha kaybettik. Mechanic ailesi olarak, 66 yıllık ömrünü Türk müziğine yaptığı katkılarla taçlandıran Kayahan’ı kaybetmekten duyduğumuz üzüntüyü sizlerle paylaşıyor, ailesine ve tüm sevenlerine baş sağlığı diliyoruz. Mekanik tesisat sektörüne yön verenlerde, yangın sektörünün öncü lideri, değerli hocamız Prof.Dr.Abdurrahman Kılıç ile söyleşi gerçekleştirdik. Meslek hayatı ve tecrübelerini dergimizde paylaştığı ve bize değerli zamanını ayırdığı için kendisine teşekkür ediyorum. Teknolojik yenilikleri kullanan, yaşayanların konforunu arttıran, güvenliğini sağlayan, enerji giderlerini azaltan ve işletme kolaylığı sağlayan, tasarım ve üretim disiplinlerini çağdaş teknoloji ile uyum içinde biraraya getiren akıllı binalarda, bu sayımızda yangın otomasyonunu inceledik.
23 Nisan’ı kutladığımız bu ay, hepimizin göz bebeği, başarılı olmaları için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştığımız çocuklarımız için sağlık köşemizde övgü ile başarı arasındaki ilişkiyi inceledik. Mechanic Dergisi Nisan sayımızda bir yandan sektör ve yeni ürün haberlerine göz atarken bunalmaya başladığınız kışın yorgunluğunu Karahayıt’ta atabilir, dağ bisikleti sporu ile ilgili tüyolar alabilir, havaların ısınmasıyla kanımızın kaynadığı bu günlerde dışarı çıkmak istediğinizde size yol gösterecek hayata dair sayfalarımızda konser, sinema, kitap etkinliklerine göz atabilir, eğlenceli zeka soruları ile tebessüm edebilirsiniz. Sizin için hazırladığımız sayımızı keyifle okumanızı diliyor, dergimizde emeği geçen herkese ve tüm okurlarımıza teşekkür ediyor, bir daha ki sayımızda tekrar görüşmeyi diliyoruz.
Genel Yayın Yönetmeni Makina Mühendisi evren@dekomedya.com
3
DEKOMEDYA A.Ş ADINA İmtiyaz Sahibi
EVREN DEMİRCİ Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Genel Yayın Yönetmeni EVREN DEMİRCİ Teknik Danışmanlar CEVAT TANRIÖVER, ZÜHTÜ FERAH Yayın Danışmanı EMİNE BANKOĞLU Yeşil Bina Danışmanı CEMİL YAMAN Leed Faculty, Breeam Assesor
içindekiler
MECHANIC Yıl: 2 Sayı: 16
16
Genel Koordinatör ÖZGÜR PARLAK Yayın Koordinatörü ASUMAN DEMİRCİ Yayın ve Web Editörü HAKAN ARSLAN hakan@dekomedya.com
24
Kodsan Caleffi çalışanlarından huzurevi ziyareti
26
Daikin VRV Üniteleri artık Eurovent sertifikalı
28
Alarko Carrier yüksek verimli cihazlar semineri Malatya’da gerçekleşti
30
Grundfos, ODTÜ ve İTÜ’de düzenlenen Kariyer Fuarı etkinliklerine katıldı
32
FAF Vana birlikte geleceğe kök salıyoruz konseptiyle fidan dikmeye devam ediyor
34
Üntes ISH 2015 Fuarı’nda ileri teknolojili yeni ürünü gaz yakmalı Rooftop Klima’sını sergiledi
36 38
Aspen Pompa ödüle doymuyor
Görsel Yönetmen ÖZGÜ URAL Reklam Müdürü SELÇUK BENLİ selcuk@dekomedya.com Müşteri İlişkileri İREM KALENDER irem@dekomedya.com Katkıda Bulunanlar SELCEN PARLAK, GENCAY TATLIDAMAK, EVREN UYGUR, ONUR ŞAHİN, EMRE ÖZMEN, SMMM HASAN KARAGÖZ, AV.MURAT BİLİR, SERDAR AYDIN, ÖZLEM YASMUT
18 06
TTMD 12.Dönem Olağan Genel Kurulu yapıldı
08
Armacell Türkiye-Oneflex’den bayilerine Kazablanka ve Marakeş seyahati ödülü
Yönetim Yeri Deko Medya A.Ş. Vişnezade Mah. Prof. Dr. Alaattin Yavaşça Sok. Efe Apt. No:6 D:4 Akaretler 34353 Beşiktaş / İSTANBUL
Tel: (0212) 327 50 40 Faks:(0212) 327 50 20 www.mechanic.com.tr info@mechanic.com.tr
Yayın Türü
10
Yaygın Süreli
12 Baskı - Cilt Fabrika Basım Tic. Ltd. Şti. İnönü Cd. No:74/A Mahmutbey-Bağcılar-İstanbul Tel: 0212 294 38 00
Mechanic Dergisi aylık olarak yayımlanan bedelsiz süreli bir yayın organıdır. Mechanic Dergisi, basın-meslek ilkelerine uymaya söz vermiştir. Dergide yer alan yazı ve fotoğraflar kaynak gösterilerek kullanılabilir.
4
Mitsubishi Electric’den klima kontrolünü mobilleştiren teknoloji
40
ABB ve Solar Impulse, güneş enerjisiyle tarihi bir dünya turuna çıkıyor
Eneko ISH Frankfurt Fuarı’nda ilgi odağı oldu
42
Abdel Hamid Ibn Badis Cami AFS fanları ile havalandırıldı
14
Victaulic 14 Nisan’da EFSN İstanbul’da, Stant 4’te vitrine çıkıyor
44
Demirdöküm yetkili satıcılarını Marakeş-Fas’ta ağırladı
16
Fondital’ın Trend Isı ile ortaklığı yeniliğe hazır mısınız lansmanıyla duyuruldu
46
ODE Yalıtım, 30.yıl bayi toplantısında yeni yatırım müjdesini paylaştı
18
Yangın sektörünün öncü lideri: Prof. Dr.Abdurrahman Kılıç
48
Abkay Grup Özbekistan’da yoğun ilgi gördü
Dağıtım Etkin Dağıtım ve Nak. Oto Kir. Hiz. Paz. Tic. Ltd. Şti Eski Büyükdere cd. Yamaç sk. No.1 4. Levent – İstanbul Tel: 0212 282 40 04
Notarad yeni nesil radyatör Türkiye’de etkin, yurtdışında güvenilir
Bosch Termoteknik’in odak noktaları: İnovasyon, teknoloji ve eğitim
56
Buderus Güneş Enerji Sistemleri yüksek verim enerji tasarrufu ve konfor ile evinizi ısıtıyor
58
SFA SANIHYDRO WC Öğütücüleri ve pompaları ile istediğiniz yere WC-Banyo-Mutfak kurun
60 62
Boreas smart pack “akıllı paket” Globe “ABD” marka gizli dekoratif kapaklı The Inch sprinkler başlıkları
64
Armacell, Armaflex Ultima ile havalandırma kanallarında güvenlik, sağlık ve hijyen sağlıyor
66 68
Ayvaz bıçaklı vanalar
98
Reflex Exvoid Hi-cap ve Reflex Exdirt Hi-cap
70
Termo Teknik Evomax duvar tipi yoğuşmalı kazanlar
72
ETADER CNR Energy İstanbul Fuarı’nda
74
Wilo ve Atlas Dergi Dünya Su Günü için elele verdi
76
Elektrostatik hava temizleme santralleri
78 82
Akıllı binalarda yangın otomasyonu
88
56
100
Atık su uygulamalarında yeni zorluklarda Grudfos S-tube çark kullanma zamanı Tesisatların askılanmasında modüler montaj sistemleri
92 Hayata dair 98 Övgü ile başarı arasındaki ilişki 100 Kışın yorgunluğunu Karahayıt’ta atın 104 Eğlenceli zeka soruları
102
REKLAM DIZINI
50
REKLAM DİZİNİ
24
27 ABB 7 ALP POMPA - ETNA 17 ALDAĞ 53 ALIZE 59 ARI YANGIN 37 ARÇELİK 11 ARMACELL-ONEFLEX 47-49 ATC A.K. BOSCH 91 BOTES MÜHENDİSLİK 73 CİVA 60-62-64-66 CVS AIR 45 DAF ENERJİ 57 DAIKIN 89 DARHAN 23 DEKOGROUP 2 DUYAR VANA A.K.İ. EBITT 39 EMAS - ECA 61 FRÄNKISCHE 95 GIACOMINI - UNIVAL 75 IŞIK ENDÜSTRİYEL-FRESE 9 IMI HYDRONICS 35 İNKA 87 KAYSE 31 KODSAN CALEFFI 83 KLİMATEKNİK 63 LOWARA 43 MAS-DAF 28 META MÜHENDİSLİK 25 MITSUBISHI ELECTRIC 85 NORM KELEPÇE 1 NORM TEKNİK 13 ÖZTÜRK YAPI 67 PA-FLEX 55 PREIS - AYDIN GROUP 97 PROKONTROL Ö.K.İ RES ENERJİ 29 SFA SANIHYDRO 33 SIEMENS 65 SYSTEMAIR HSK 68-69-70-71 TEKNOKLİMA 81 THERMAFLEX 15 ÜNTES 77 VALFTEK 79 VENTAS 51 VICTAULIC 93 VİKİNG 41 YEKATEK
5
Haberler
TTMD 12.Dönem Olağan Genel Kurulu yapıldı 21 Mart 2015 tarihinde Türk Tesisat Mühendisleri Derneği 2014 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. 2015-2017 yılları arasında görev yapacak olan 12. Dönem yeni Yönetim, Denetim ve Onur Kurulu üyelerinin seçim işlemleri tamamlandı. TTMD Yönetim Kurulu Başkanlığı’na Sarven Çilingiroğlu seçildi. KURULDA Başkan Yardımcılığına; Kazım Beceren, Göksel Duyum, Birol Eker seçildi. Kemal Gani Bayraktar Genel Sekreterliğe, Tamer Şenyuva ise Muhasip Üyeliğe seçildi. Kurulda Yönetim Kurulu Asıl Üyeliğine; Sarven Çilingiroğlu, Kani Korkmaz, Bahri Türkmen, Kazım Beceren, Kemal Bayraktar, Göksel Duyum, Ömer Okan Sever, Tamer Şenyuva, Gökhan Ünlü, Orhan Bağran, Birol Eker, İbrahim Ü. Tatlıdil, Ayşen Hamamcıoğlu seçildi. Yönetim kurulu Yedek Üyeliğine; Nermin Köroğlu Isın, Seçil Kızanıklı İskender, Emre Özmen, Mehmet Tuna Yeşilırmak, Şaban Durmaz, Dinçer Durukaya, Bora Atay, Birol Yavuz, Züleyha Özcan, Aykut Aslan, Kemal Gökay, Mustafa Nuri Çetin, Hükmü Çömez seçildi. Denetim Kurulu Asıl Üyeliğe; Murat Gürenli, Hırant Karataş ve Celalettin Çelik, Yedek Üyeliğe ise Orhan Gürson, Handan Özgen ve İbrahim Çakmanus getirildi. Onur Kurulu Asıl Üyeliğe; Celal Okutan, Akdeniz Hiçsönmez, Erdinç Boz, Yedek Üyeliğe ise Engin Kenber, Ömer Kantaroğlu ve Ersin Gürdal seçildi.
Yönetim Kurulu Başkanı teşekkür konuşması yaptı. Kurulda teşekkür konuşması yapan TTMD Yönetim Kurulu Başkanı Sarven Çilingiroğlu “ Öncelikle geçmiş dönem Başkanım Bahri Türkmen’e ve yönetim kuruluna özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ederim. Bu onurlu görev için bana ve yönetim kurulu arkadaşlarıma göstermiş olduğunuz güven için de sizlere teşekkürü bir
6
borç bilirim. 12. dönemde yepyeni bir anlayış ve farklı bir misyon ile yola çıkmaktayız. Dikkat ederseniz yeni yönetim kurulunun ve yedek listedeki yönetim kuruluna talip arkadaşlarımın, mümkün olduğu kadar genç isimlerden oluşmasına özen gösterdik. Artık bizim için yedek ve asıl liste yok. Hepimiz bir amaç için çalışacağız. Yedek listedeki arkadaşlarım ile yönetim kurulumuz birlikte görev bölüşümü yaparak, bundan sonraki dönemlere genç, dinamik yönetim kurulları ve
başkanlarını şimdiden hazırlayacağız. Yeni dönem ve sonraki dönemlere ışık tutacak bir program ve yol haritası hazırladık. Bu programı geliştirmek, üyelerimizin taleplerini karşılamak üzere, temsilciliklerde program üzerinde tartışıp düzenlemelerimizi yaparak yolumuza devam etmek istiyoruz. Sivil toplum örgütlerinin başarısı, yönetim ile tabanın birlikte hareket etmelerinde saklıdır. Taban ile yönetimin kopuk olması başarısızlığı, Sivil Toplum örgütünün çöküşünü hazırlar. Diğer bir konu şeffaflık. Yönetim kurulu toplantıları ve alınan kararlar mümkün olduğunca üyelerimizle paylaşılacaktır. Son olarak TTMD’miz belirli meslek ve ticari grupları kapsayan, tüzel kişilere dayanan, sektör derneklerinden öte TTMD gerçek kişilerin oluşturduğu bir yapı olup, tüm sektörü kapsamaktadır. Bu özelliği ile TTMD, tüm derneklerin ortak menfaatleri yönünde, ortak kesitte / paydada yapılacak çalışmaların yürütücüsü olmalıdır. Bu olguyu tekrar vurgulamak isteriz. Hepinize teker teker teşekkür eder, derneğimize gönülden katılımlarınızı, katkı ve desteklerinizi esirgememenizi rica ederim” dedi.
Haberler
Armacell Türkiye–Oneflex’den bayilerine Kazablanka ve Marakeş seyahati ödülü Armacell Türkiye – Oneflex, 2014 yılı Ekim ayında yapılan kampanya kapsamında hak kazanan bayilerini Tunus, Kazablanka ve Marakeş seyahati ile ödüllendirdi. 20-23 MART tarihlerinde gerçekleştirilen gezi programının ilk durağı Kazablanka oldu. Şehir turunda 1986-1993 yılları arasında yaptırılan dünyanın en büyük 2.camisi olan ve 20.000 metrekare alana kurulu Hassan II.Camii ziyaret edildi. Seyahatin ikinci günü Marakeş şehir turunda Koutoubia Camii, Fas işi mozaik ve ahşap süslemelerle bezeli Bahia Sarayı, Saadian Türbeleri’ne ziyaret gerçekleştirildi. UNESCO Milli Miraslar listesinde olan ve mucizeler avlusu olarak bilinen Jamaa El Fna Meydanı ve Yves Saint Laurent’a ait botanik bahçesi Jardin Majorell ziyaretçileri büyüledi.
Ziyaretin üçüncü günü, Atlas Okyanusu kıyısında yer alan kozmopolit ve tarihi bir balıkçı şehri olan Essaouria’ya ulaşıldı. Kale, Medina, çarşı, liman gibi önemli ve değişik alanlar ziyaret edildi. Tarih ve kültür açısından son derece zengin izlenimler sağlayan bu seyahat, katılımcıları memnun etti. Armacell, esnek yalıtım köpüklerinde dünyaca ünlü, lider bir firmadır. Armacell 2015 yılının başında Oneflex’i tercih ederek, ülkemize yaptığı yatırım ile Ortadoğu, Kuzey Afrika, Balkanlar ve Türki Cumhuriyetleri ile ülkemiz pazarında kalite algısını artıracak şekilde çalışmalarını geliştirmeyi hedefliyor.
SOSİAD üyelerinden Zincirlikuyu İsov Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne malzeme yardımı Kurulduğu günden bu yana mesleki eğitime büyük önem veren ve sektöre nitelikli eleman kazandırmak için çabalarını sürdüren SOSİAD (Soğutma Sanayii İş Adamları Derneği) çalışmalarına devam ediyor. SOSİAD üyelerinin Zincirlikuyu İSOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne bağışladığı malzemeler 26 Şubat 2015 günü okula yapılan ziyarette teslim edildi. OKULDA yapılan teslim töreninde SOSİAD adına Yönetim Kurulu Başkanı Vahe Dağdevirenel ve Eğitim Komisyonu Başkan Yardımcısı Turgay Karakuş, Zincirlikuyu İSOV Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Atilla Altuntaş, Sıhhi Tesisat ve İklimlendirme Alan Şefi Mustafa Zor, Klima Atölye Şefi Erdal Alkan hazır bulundu. Okul Müdürü Atilla Altuntaş gençlerimizin daha iyi şartlarla eğitim alabilmeleri için çaba harcadıklarını SOSİAD Yönetiminin ziyaretinden ve üyelerinin malzeme
8
bağışından ve büyük memnuniyet duyduklarını belirtti. SOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Vahe Dağdevirenel ise mesleki eğitimin desteklenmesi ve sektörümüze daha güncel teknolojik şartlar ile eğitim almış kalifiye eleman kazandırılması için İstanbul’da iki okulda proje çalışması yaptıklarını bunun başarılı olması halinde geliştirmeyi düşündüklerini, bu konuda her zaman destek veren SOSİAD üyelerinin payının büyük olduğunu ifade ederek katkı sağlayan tüm SOSİAD üyelerine teşekkür etti.
Haberler
Mitsubishi Electric’ten klima kontrolünü mobilleştiren teknoloji Mitsubishi Electric’in MELCloud teknolojisi ile nerede olursanız olun klimanıza erişebilir, mekanı istediğiniz sıcaklık seviyesine getirebilirsiniz. ÖNCÜ teknolojileriyle dikkat çeken 94 yıllık dünya devi Mitsubishi Electric, klima kontrol özgürlüğü sunan yeni MELCloud teknolojisiyle hayatı kolaylaştırıyor ve ortamları daha konforlu hale getiriyor. Evdeki klimanın uzaktan bir bilgisayar, tablet veya akıllı telefon kullanılarak internet üzerinden kontrolüne yönelik yeni bulut tabanlı çözüm MELCloud, kablosuz internet bağlantısı olan her yerde Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin* mobil olarak kontrol edilmesine ve izlenmesine olanak sağlıyor. MELCloud ile klimayı açmak, kapatmak, çalışma modunu, fan devrini değiştirmek, kanatçıkları ayarlamak, odanın sıcaklığını görmek ve sıcaklık ayarını değiştirmek gibi işlemler hızlı ve pratik bir şekilde yapılabiliyor.
set (ayar) sıcaklığında çalışması sağlanarak konforlu bir ortam oluşturulabiliyor.
MELCloud ile birden fazla klima tek kumandada Mitsubishi Electric teknolojisiyle üretilen MELCloud uygulaması ile birden fazla klimaya ulaşmak ve hepsini ayrı ayrı yönetmek mümkün. Böylece evdeyken bile her klimanın kendi kumandasını kullanmak yerine tüm klimalar için tek bir kumanda olarak MELCloud yeterli oluyor. MELCloud, evde olmadığınız zamanlarda bile, kumanda kullanımında zorluk yaşayabilecek ev halkı için klimaları kolaylıkla yönetmenize imkan tanıyor.
“Klimayı kapattım mı?” devri kapanıyor
Raporlama fonksiyonu ile klima kullanımınızı inceleyin, enerji tasarrufunu artırın
Mitsubishi Electric’in MELCloud teknolojisi ile klimanın çalışma durumunu mobil olarak kontrol etmek mümkün olduğu için evden çıktıktan sonra akıllara takılan “Klimayı kapattım mı?” sorusu tarihe karışıyor. Eve gelmeden önce ise Mitsubishi Electric Klima’nın istenilen
Klimaların geçmişe dönük oda ve ayar sıcaklığındaki değişimler, çalışma modu oranları, enerji tüketimi dağılım oranları gibi verilerine ulaşılmasına olanak tanıyan MELCloud, bu sayede klimayı nasıl kullandığınızı görmenizi sağlıyor. Set (ayar) sıcaklığı, ortam sıcaklığı ve dış
hava sıcaklığı ile ilgili geçmiş dönem raporları karşılaştırılıp klima kullanımını doğru yönetmek ve enerji tasarrufunu artırmak için gereken ipuçlarını görmek mümkün oluyor.
Hava durumu bilgileri, programlanabilir zaman ayarı, tatil modu gibi ek fonksiyonlarla artan konfor Mitsubishi Electric Klimalar hava durumu bilgileri, donma koruması, 7 günlük çoklu-programlanabilir zaman ayarı ve tatil modu gibi geleceğe yönelik planlanmış birçok özelliği içeren ek fonksiyona sahip MELCloud ile önceden programlanabiliyor. Böylece örneğin zorlu hava koşullarına karşı hazırlıklı olunuyor.
MELCloud’a ulaşmak en az kullanmak kadar kolay Mitsubishi Electric Klima Sistemleri’nin bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlarla uyumlu MELCloud uygulaması ücretsiz olarak mobil cihazlara indirilebiliyor. Uygulamayı kullanmaya başlamak için kontrol edilmesi istenilen klima sistemini seçip bu sisteme bir Wi-Fi arayüzü adapte etmek yeterli. İnternet tarayıcılarının en son sürümleri ile çalışabilen uygulama, melcloud.com web sitesi üzerinden de kullanılabiliyor.
10
Haberler
ABB ve Solar Impulse, güneş enerjisiyle tarihi bir dünya turuna çıkıyor ABB ve Solar Impulse, ekonomik büyümenin çevreye olan etkisiyle arasındaki bağı ayırma vizyonunda buluşuyor ZÜRİH, İSVİÇRE, 5 MART 2015 – Dünyanın önde gelen güç ve otomasyon teknolojileri şirketlerinden ABB, sadece güneşten aldığı enerji ile uçan Solar Impulse ve ekibine dünya turunda eşlik etmekten gurur duymaktadır. Uçağın Abu Dhabi’den havalanması planlanmıştır. ABB ve Solar Impulse 2014 yılında ortak vizyonları olan kaynak tüketimini azaltmak ve yenilenebilir enerji kulanımını artırmak üzere bir inovasyon ve teknoloji işbirliği oluşturdu. ABB CEO’su Ulrich Spiesshofer “ABB, dünya çevresinde sadece güneş enerjisi kullanarak yapacağı uçuşta Solar Impulse’a eşlik etmekten ve onunla teknoloji ve inovasyonda işbirliği içinde olmaktan gurur duymaktadır. ABB ve Solar Impulse daha iyi bir dünya için teknoloji ve inovasyonun sınırlarını kararlılıkla zorlayacak” dedi. Bu projede üç ABB mühendisi Solar Impulse ekibiyle birlikte çalışarak uzmanlık ve deneyimlerini projeye aktardı. Mühendisler solar hücrelerden elde edilen gücü artırmak ve uçağın batarya sistemlerinin şarj elektroniğini geliştirmek yönünde önemli katkılarda bulundu. Uçak 35.000 kilometrelik güzergâhına Abu Dhabi’den Doğu istikametinde havalanarak başlayacak. Kokpitte ekip üyeleri Bertrand Piccard ve Andre Borschberg sırayla görev yapacak ve sırasıyla Muscat, Oman; Hindistan’da Ahmedabad ve Varanasi; Çin’de Chongking ve Nanjing; ABD’de Hawaii, Phoenix ve New York’da duracak. Buradan, dönüş yolunda Atlantik Okyanusunu aşarak başladığı yere, Abu Dhabi’ye 2015 ortalarında varacak. Bu yolculuktaki en zor ayak, Çin’den kalkarak Pasifik Okyanusu’nun büyük bir bölümünün aşılacağı ve aralıksız beş gün ve beş gece sürecek ve Hawaii’de sonlanacak
12
kısmı. Gün içerisinde 10.000 metre irtifaya çıkacak olan uçak, 17.248 güneş hücresinin tamamını şarj edecek ve bu şarjı gece boyunca havada kalmak için kullanacak. ABB’nin Solar Impulse konusundaki heyecanı sadece inovasyon ve teknolojiye olan inancından kaynaklanmıyor, aynı zamanda firmanın özümsediği “Daha iyi bir dünya için güç ve verimlilik” inancını da yansıtıyor. Solar Impulse’ın vizyonu ABB’nin etkili üretim süreçleri, kaynak kullanımının azaltılması, taşımacılıkta sürdürülebilirlik ve temiz ve yenilenebilir enerjinin yaygınlaştırılması vizyonu ile birebir örtüşüyor. Dünyanın en büyük transformatör, elektrik motor ve değişken hızlı sürücü üreticisi olarak ABB, ürünleriyle güç verimliliğinin artırılmasında önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin, halen kullanımdaki ABB sürücüleri 2014 yılında 445 terawatt saat (TWh) elektrik enerjisinin tasarrufunu sağladı. Bu miktar Avrupa’da 110 milyon hanenin tüketimine eşittir. Dünyanın ikinci en büyük solar inverter tedarikçisi ve rüzgâr enerjisi sektörünün en büyük tedarikçilerinden biri olarak ABB, yenilenebilir enerjinin mevcut şebekelere
etkili ve güvenilir şekilde entegrasyonu alanında dünya liderleri arasında geliyor. Avrupa’da ABB en kapsamlı elektrikli araç hızlı şarj ağını kurmakta. Çin’de ise dünyanın en geniş elektrikli araç hızlı şarj ağı için kilit donanım tedarik etmekte. 1999 yılında dünyanın etrafında balonla ilk kez dönen ekibin üyesi olan İsviçreli havacılık öncüsü Bertrand Piccard görüşlerini şöyle aktardı: “Dünyanın iyiliği temiz teknolojiler kavramı artık bir rüya değil gerçek. ABB bu teknolojileri pazara sunuyor ve daha şimdiden milyonlarca hanenin tüketimine eşit enerjinin tasarruf edilmesine öncülük etti!”. Borschberg’e göre ise teknoloji hayal gücümüzün çok ötesinde bir hızla değişmekte. Solar Impulse Başkanı Piccard ve CEO’su Borschberg, 2010 yılından bu yana sekiz havacılık rekoruna imza attılar. Bu rekorlar arasında Avrupa, Kuzey Afrika ve Amerika Birleşik Devletleri üzerinden, enerjisini sadece güneşten alan bir prototip uçak ile çıktıkları yolculukta kırdıkları uçuş süresi, irtifa ve kat edilen mesafe rekorları bulunmakta.
Haberler
Victaulic14 Nisan’da EFSN İstanbul’da, Stant 4’te vitrine çıkıyor Mekanik boru birleştirme sistemleri alanında dünya lideri olan Victaulic, Avrupa Yangın Sprinkler Ağı ve Türkiye Yangından Korunma Derneği işbirliğiyle Hilton Istanbul Bosphorus Hotel’de düzenlenen EFSN Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi’nde hızlı, verimli ve uygun maliyetli yangından korunma tesisatlarının kurulmasına imkan tanıyacak şekilde tasarlanmış bir ürün yelpazesini sergileyecek. ETKİNLİKTE, VicFlex™ esnek bağlantı hortum serisi de dahil olmak üzere Victaulic’in yangın korunma çözümleri yelpazesi de tanıtılacak. Bu yenilikçi ürün yelpazesi hızlı ve güvenilir kurulum ve dayanıklı performans sunuyor ve daha kompakt biçimde olduğundan nakliye maliyetlerini düşürürken daha az iş gücü gerektirmesi sayesinde bakım ve tadilat uygulamalarında daha uygun maliyet getiriyor. Sabit borulardan daha kolay konumlandırılabilen kolay ve güvenli bir çözümdür. Soğuk depo uygulamaları için VicFlex™ Style AB6 Braket - kurulum süresini %75’e kadar azaltır. Bu yeni ürün, daha dayanıklı performans sunarken geleneksel sabit boru sistemlerinden daha kolay kurulacak şekilde tasarlanmış yenilikçi esnek hortum ve bağlantı setinden oluşan VicFlex yelpazesinin bir parçasıdır. Bunlara ek olarak yeni VicFlex Style AB6 bağlantı seti yoğuşmayı ortadan kaldırarak, soğuk depo uygulamaları için daha güvenli bir seçenek olduğunu kanıtlıyor. Soğuk hava duvarındaki açıklıklar hava geçirmez şekilde yalıtılmazsa yoğuşma sprinkler ucunda damlayıp donarak, sprinklerin su püskürtme eğrisini tehlike arz edecek şekilde bozabilir. Victaulic VicFlex teknolojisi bu riski ortadan kaldırır. Yeni VicFlex bağlantı seti aynı zamanda tavan ve asma tavan arasındaki fark hareketlerini de kompanse edebilir. Bir bina oturması veya sismik aktivite
14
durumunda farklı yönlere hareket söz konusu olabilir. Standart çelik boru kullanıldığında, böylesi zamanlarda sprinklerin sızdırmazlığı ve konumu olumsuz etkilenebilir. VicFlex gibi esnek sistemler kullanıldığında sprinkler de bu aktivitelerle birlikte hareket edecek ve kendisini ona göre ayarlayacaktır. VicFlex™ esnek boru bağlantı sisteminin parçası olan yeni Style AB1 Braket, sistem kurulumu yapacak kişilerin asma tavan levhalarıyla uğraşma ve çalışma sahasında asma tavan işlerini yapacak kişilerle koordineli çalışma ihtiyacını ortadan kaldırarak kurulum süresini %39’a kadar azaltıyor. Stant 4 ziyaretçileri ayrıca yangınları zehirli kimyasallar kullanmadan hızlı biçimde söndüren, FM onaylı bir hibrit nitrojen ve su çözümü Victaulic Vortex® Yangın Söndürme Sistemi hakkında da daha fazla bilgi edinebilirler. Devam eden operasyonların aksamasını minimuma indirir ve endüstriyel uygulamalar ve bilgi işlem merkezleri için ideal bir tercihtir. Vortex tehlike bölgesini soğutmak ve yangının devamını sağlayan oksijeni yüksek hız ve düşük basınçla tahliye etmek için, hem su hem de nitrojen içeren bir süspansiyondan yararlanıyor. Girdap şeklinde yayılan bu süspansiyon, tehlike bölgesini 64 km/s’lik (40 mph) bir hızla dolduruyor ve geride neredeyse hiç su bırakmadan yangına hızla söndürüyor. Ardında dikkate değer miktarda nem ve hiç kimyasal bırakmayan ve tam bir
tasarım esnekliği sunan Victaulic Vortex sistemi, sağladığı yangın söndürme özellikleriyle mevcut teknolojilerin sınırlarını aşıyor. Sistem, kapalı veya açık alanlarda kullanılabiliyor ve kullanıldıktan sonra tesisin hizmet dışı kalacağı süreyi en aza indirecek şekilde hızla yeniden set edilebiliyor. Ayrıca bu sistem alarm ve tespit sistemlerinin yanı sıra tesis güvenliği teknolojilerine kusursuz biçimde entegre olabiliyor ve zehirli kimyasal maddeler kullanan diğer teknolojilerden farklı olarak tahliye için beklemeye gerek kalmaksızın yangının tespit edildiği anda devreye giriyor. Ayrıca Victaulic FireLock™ Series 745 Fire-Pac de görülmeye değer. Victaulic Fire-Pac, bir yangın alarmı kontrol paneline veya bağlantı kutusuna bağlı ve bir metal dolap içine yerleştirilmiş, önceden birleştirilmiş bir yangın alarm vanası ve trimidir. Yeni FireLock Fire-Pac tasarımı elektrik bağlantı kutusunu da muhafazanın içindeki bir konuma taşıyor ve böylece daha alçak bir profil yaratarak 6’5” muhafazanın teslimat ve kurulum kolaylığı sağlayacak şekilde standart boşluklara uymasını sağlıyor. Fire-Pac, yeni yalıtım ve ısıtma bileşenleri sayesinde6ºC’ye kadar inen ortam sıcaklıklarına kadar daha geniş bir çalışma ortamı aralığında kullanılabiliyor. FireLock Series 745, nem ve kiri dışarıda tutmak üzere NEMA 4 standartlarına eşdeğer bir su geçirmezliğine sahiptir.
Haberler
Fondital’ın Trend Isı ile ortaklığı yeniliğe hazır mısınız lansmanıyla duyuruldu
İtalya’nın ısıtma sistemleri alanında dev firmalarından biri olan Fondital ile uzun yıllardır doğalgazla ısıtma ve kombili ısıtma sistemleri üzerine faaliyet gösteren ve sektörünün tartışmasız lideri konumunda olan Trend Isı A.Ş.’nin Türkiye’de ortaklık yapması ve birlikte hareket etmesi ile başlayan süreç 26 Mart tarihinde “Fondital Türkiye’de, Yeniliğe Hazır mısınız ?“ lansmanıyla bayiler, servisler ve sektör temsilcilerinin hazır bulunduğu geniş bir katılımcı kitlesi ile tanıtıldı. CROWNE Plaza Asia otelinde gerçekleşen ve büyük coşku ve heyecanın yanında duygusal anlarında yaşandığı bu muhteşem lansman da Fondital’in yenilikçi tüm cihazları katılımcılara tanıtılırken dünyanın en büyük alüminyum döküm radyatör üreticisi olan ve son 15 yıldır kombi ve kazanda üretmeye başlayan Fondital’in özellikle dünyada ilk olan dokunmatik akıllı kombisi Formentera modeline büyük bir ilgi duyuldu. Fondital Grup CEO’su Orlando Niboli babasının kurduğu aile firmasının bugün global bir şirkete dönüşme hikayesini anlatırken vizyonlarını temsil eden ve kendi değerleri ile örtüşen Trend Isı ile Türkiye pazarında ortaklık yapmaları üzerine bilgiler verdi. Fondital’in Alman üretim kalite standartlarını benimseyerek
16
İtalyanlara has dizayn ve tasarım çizgisine sahip ısıtma cihazları üreten bir şirket olduğunu ve gelişen Türkiye ekonomisine duydukları güveni ve geleceğe yönelik programlarını anlatıp Türkiye’de üretim yapmayı da öngören konuşmasını firmalarıyla ilgili detaylı sunumlar yaparak bitirdi. Trend Isı A.Ş. kurucu ortağı ve genel müdürü Gökhan Çelik açılış konuşmasında başarısının sırrını her zaman yenilikçi olmaya bağlayan Fondital’in ısıtma sektöründe hep ilkleri ve yenilikleri uygulayan Trend Isı A.Ş. ile uzun yıllar sürecek bir ortaklığa başlanmasını ve Mayıs 2014 ile başlayan bu yolculuğun şu an yeni ve daha sürükleyici bir aşamaya geçtiğini belirtti. Fondital ile başlayan bu yolculuğun da ilk dönemlerini anlatırken, Türkiye pazarı
için yenilenen ve farklı artı özellikler eklenen tüm cihazların da tanıtımını yaptı. Fondital Türkiye Servis müdürü Emin Tığ’da Türkiye servis yapılanması ve Fondital servis teşkilatının organizasyonları ve ileriye dönük çalışmaları hakkında bilgilendirme yaparken Fondital Global Servisler Müdürü Marco Padovini ise Fondital’in genel servis kalite anlayışı ve %100 kalite güvencesi üzerine konuşmasını yaptı. Tüm konuşmacıların son olarak “Konforun ve tasarrufun İtalyan estetiğinde buluştuğu” güvenilir, modern ve teknolojik ısıtma cihazları ile herkesi yeniliğe davet ettiği Fondital Türkiye’de lansmanı görsel ve sahne şovları ile büyük bir coşku içinde tamamlandı.
Sรถyleล i
18
Yangın, tesisat sektörünün
önemli bir parçasıdır Bu sayımızda Türkiye’de yangın güvenliği konusunda önemli çalışmalara imza atmış, İTÜ Makine Fakültesi Öğre m Üyesi, Türkiye Yangından Korunma Vak Kurucu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’a konuk olduk. Türkiye’de ve Dünya’da tesisat sektörü, bu sektörün en önemli yapı taşlarından biri olan yangın güvenliği ve uygulamaları ile ilgili kendisinden çok değerli bilgiler edindik. Mechanic Dergisi olarak değerli hocamıza, bizlere ve okuyucularımıza ayırdığı zaman için çok teşekkür ederiz. Hocam, kısaca kendinizden bahseder misiniz? İstanbul Teknik Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nde öğretim üyesiyim ve Türkiye Yangından Korunma Vakfı’nın Kurucu Başkanıyım. Bundan yaklaşık 30 yıl kadar önce de yangın güvenliği sistemleri konusunda çalışmaya başladım. Sn. Dalan ve ekibi sayesinde bu çalışmalara başladık. Üniversiteye yaptıkları katkılar, bizleri Japonya ve diğer ülkeleri incelememiz için göndermeleri, önemli açılımlar kazandırmıştır. Birlikte oturup çalışmalar yaptığımız da olmuştur. Sn. Dalan; “bu çalışmalardan bir sonuç çıkar çıkmaz önemli değil, biz bilgi birikimi için bunları yapıyoruz” demişti. Gerçekten bu ileri görüşlülükle o zaman birçok kişi yangın konusunda yetişmiş oldu. Bu çalışmalar sırasında Japonya’da yangın eğitimi gördüm, yangınlara gittim, itfaiyede yattım. Sistemleri öğrenmeye çalıştım. Sonra uluslararası çalışmaları takip etmeye başladım. Tabi internet yoktu. TÜBİTAK’ta yayın taraması yaptım. Yangın ile ilgili ne çalışılır diye düşünürken 6.800’ü geçen doktora çalışması makaleye rastladım. Hayretler içinde kaldım. Peki, bizde yangının adı niye geçmiyor diye düşündüm. İlginçtir, 1987 yılında Viyana İtfaiyesi’ne ziyarete gittim. İtfaiye içinde 14 doktorasını yapmış kişi vardı. Bizim itfaiyenin içinde ise yüksekokul mezunu yoktu. Gençliğin verdiği idealizm ve enerji
ile işin içerisine girdim. Japonya’da ki çalışmalarım, burada Belediye Üniversite müşterek çalışmalarım uygulamaya çalıştım. İstanbul İtfaiye Müdürlüğü yaptım, uzun süre Yönetmeliklerin çıkarılmasında, insanların kaçış önlemleri ve diğer alınan önlemler konusunda bilgilendirme çalışmaları yaptım. Bir taraftan “Tulumbacılık” rolü, bir taraftan akademisyen rolünü üstlenerek bu noktaya geldik. Bize kişisel özellikleriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz? Beni ben değil başkası tanımlamalı, başkası nasıl tanımlıyor benim için bu önemlidir. Çok ısrar ederseniz, çalışmaktan zevk alan, yaptığı işin en iyisini yapmaya çalışan, adaletli davranmaya ve her şeyden önce insan gibi insan olmak için çaba gösteren, biraz duygusal biraz inatçı biraz da çekilmez biriyim. Türkiye’de tesisat sektörü içinde yangın tesisatının gelişimi hakkında neler söyleyeceksiniz? Yüzyıllar öncesine baktığımız zaman tesisat sektörü sıhhi tesisattan ibaretti. İnsanlarda ısıtma ihtiyacı sobadan kalorifere ve farklı sistemlere geçti ve ısıtma tesisat sektörüne girdi. Sıhhi tesisat ve ısıtmanın arkasından soğutma tesisatı devreye girdi. Günümüzde ise hem güvenlik hem de konforu artırmak için tesisat sektörüne yeni konulardan
girmiştir ve bunların önemlilerden biri yangın tesisatıdır. Günümüzde tesisat sektörünü yangın sektöründen ayırmak mümkün değil. Yangın, tesisat sektörünün önemli bir parçası haline geldi. Bu son on yıl içinde yönetmeliğin yayınlanmasından sonra olmuştur. Önümüzdeki yıllarda çok daha etkin olarak kendini gösterecektir. Her konunun bir öncüsü olur. Yangın yönetmeliğinin öncüsü olduğum yadsınamaz. Ama bu konuda Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in ve özellikle Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’nün büyük katkısı olmuştur. Yıllarca bu konunun takipçisi oldum. Türkiye’de yangın güvenliğinin önemini anlattım. Cumhurbaşkanı ile görüştüm, Bakanlıklarla görüştüm onların desteği ile yönetmelik çıktı. Bundan sonra da her geçen gün yangın sektörü gelişti ve sürekli gelişeceğini tahmin ediyorum. Türk tesisat sektörünün bugünü hakkında görüşleriniz nelerdir? Türk tesisat sektörü günümüzde olması gereken uluslararası seviyede değil. Ancak bir taraftan sıhhi tesisat, arkasından ısıtma, soğutma daha sonra yangın tesisatı, enerji verimliliği gibi sistemlerin gelmesi her geçen gün sektörü geliştiriyor. Ama bunun yanında büyük eksiklik, tasarımın yeterli olmamasıdır. Tasarımcılarımızın belki yüzde yirmisinin uluslararası seviyede olmasına
19
Sรถyleล i
20
rağmen diğer büyük bir kesimin tasarımları, binaya özgün değildir. Bir kısım tasarımcı, sadece bildiği ve ilişkisi olduğu firmaların malzemeleri kullanıyor ve satıcıların yönlendirmesine göre proje hazırlıyorlar. Tasarımcıların bir kısmı satıcıların satıcıların gölgesi altındalar desem daha yanlış olmaz. Doğalgazın ülkemize gelişi sırasında ki çalışmalarınız hakkında neler söyleyeceksiniz? Her yeni enerji kaynağı, tesisat sektöründe önemli değişimlere neden oluyor. Ülkemize doğalgazın gelmesi de böyle oldu. Doğalgaz devlet politikası ile geldi. Bir yandan enerji sıkıntısının giderilmesi, o günlerde kömürden, petrolden daha ekonomik ve temiz olması, kullanımının daha kolay ve enerji verimliliğinin yüksek olması tercih nedeniydi. Doğalgazın gelmesi ile doğalgaz yangın önlemleri konusunda önemli katkılarım oldu. 1990’lı yıllarda İGDAŞ ile müşterek çalışmalar yaptık. Toplantılar, seminerler, eğitim çalışmaları gerçekleştirdik. Doğalgazlı sistemlerde yangın önlemleri konusuna yıllarca büyük çabalar harcadık. Mekanik tesisat projelerinde disiplinler arası çalışmalar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Tüm projelerde, mimari, statik, elektrik, mekanik disiplinlerinin bir arada çalıştığını söylemem mümkün değil. Az sayıdaki prestij projelerde sağlanıyor. Benim gözlemlediğim tesisat mühendislerinin kendi disiplinlerinin yerleşmesinde pasif kalmasıdır. Mimarın etkisinde kalıyorlar. Mimar ise kendi isteklerini devam ettirmeye meyillidir. Çok az sayıdaki tesisat mühendisi bunun dışına çıkabiliyor. Tesisat mühendisleri kendi inisiyatiflerine, standart ve yönetmeliklere göre olması gereken tesisat hacimleri, hava alım yerleri, şaftlar gibi konularda bilgi eksikliğinden değil, mimarların gölgesinde kaldıklarından dolayı yetersiz kalıyorlar. Bazı gözlemlerim oluyor. Yetersizlikler tespit ediyorum, bu neden böyle dediğimde mimar yüzünden deniyor. Sistemlerin sürekliliğinin
sağlanması, özellikle sürdürülebilir olması, konumlarına ve yerlerine, ulaşım imkanlarına, test imkanlarına bağlıdır. Yapılmıyorsa bir faydası olmayacaktır. Mimar vermez, mimardan alınması gerekir. Bence tesisat sektörü içerisinde iki önemli konudan biri tasarımcıların mimarların gölgesinde kalınması, diğeri de satıcıların gölgesinde kalmaları... Türkiye’de sektörümüzün ihtiyaçları nedir dersek ne söylersiniz? Yangın sektörü de tesisat sektörünün içinde olduğu için özellikle yangın sektörü hakkında konuşmam uygun olur. Şu anda her geçen gün yeni bir sistem ekleniyor. Proje çizenler yangın projelerinden ek ücret alamıyorlar. Bu eksik bir durum. Tesisat Mühendisinin bu yangın projesinden ayrı bir ücret alması lazım. Bu da olmayınca burukluk oluşturuyor. Yangın sektörü içerisinde bir bütünlük yok. Her konuda çok sayıda firma var. Onlarca farklı model olabiliyor, arasında bütünlük olamayabiliyor. Herkes de kendisini düşünüyor. Bir nemelazımcılık var. Konunun bütün olarak gelişmesi düşünülmüyor. Zamanında, Kanuni Sultan Süleyman, süt kardeşi meşhur alim Yahya Efendi Hazretlerine bir mektup yazıp sormuş: “Bu devlet hangi halde çöker” demiş. Yanıt gelmiş, “Neme lazım be Sultanım”. Bundan tatmin olmayan Kanuni, Yahya Efendi Hazretlerine varıp “ne demek istersin” demiş. “Ne zaman halk bana ne, beni ilgilendirmez diye düşünmeye başlarsa o zaman devlet de çökmeye başlar” yanıtını almış. Bu tarihimizden bir örnek, bu gün de neme lazımcılık olmaz ise sektör içinde bilgi düzeyi artar, sektör gelişir, kazanç da artar. Bir Kızılderili Atasözü: “Nerede olduğun önemli değil, hangi yöne hangi hızda ilerlediğiniz önemlidir” der. Batı ile aynı yönde gidiyoruz. Hız aynı değil. Ara gittikçe açılıyor. Sayın Hocam, meslekte çok gencimiz var, mesajlarınız nelerdir? Yangın konusunda yurtdışındaki kişiler
ile oturduğumuz zaman her konunun bir danışmanı deniyor, her konunun ayrı bir uzman danışmanı var. Bizde mezun olan yangın çiziyor... Hastane çiziyor... Havuz çiziyor... Her şeyi bilmek zorunda! Mal sahipleri, tasarımcı her şeyi yapsın kolaycılığında. Tasarımcı da yaparım diyor. Yangın ile ilgili olarak bazen yapılan çalışmalara inanamıyorum. Tesisat sektörü içinde de kendi disiplinleri içinde uzmanlaşma yok. Hala bu noktadayız. Umuyorum uzmanlaşma konusunu genç nesiller çözer. Enerji verimliliği konusunda neler söylemek istersiniz? Yangın konusunda enerji verimliliği olmaz. Aslında enerji tasarrufu bazı konularda örneğin geri dönüş havasından yararlanmak, yangın su deposundan ısı pompasının kaynağı olarak yararlanmak şeklinde olabiliyor. Yangın sırasında enerji tasarrufu olmuyor. Enerji kazancı ile yapılan yangın sistemleri ayrı bir risk oluşturuyor. Ancak ilerleme var. Dünya da 30-45 enlemdeki iklim kuşağı için çok önemli. Türkiye ‘de bu iklim kuşağında. Yangın sistemlerinin enerji tasarrufunda kullanılması bir taraftan da yapılan enerji tasarrufunda yangın sistemleri göz önüne alınıp her ikisi de tam yeterli olmasa da adım adım ilerliyor. Ama genelde baktığımızda yangın ve yangından korunum sistemlerinin enerji tasarrufuna katkısı çok az. Akıllı binalar hakkında neler söylemek istersiniz? Teknolojik yenilikleri kullanan, yaşayanların konforunu artıran, güvenliğini sağlayan, enerji giderlerini azaltan ve işletme kolaylığı sağlayan, tasarım ve üretim disiplinlerini çağdaş teknoloji ile uyum içinde olan binalara akıllı bina denilmektedir. Eğer bir binanın dışı yanıyorsa ve bu bina akıllı bina olarak geçiyorsa bence bu bina akıllı değildir. Sadece mekanik yönden değil her yönüyle insana bağlı olmadan bir yangın durumunda haber vermesini, sistemin kendi kendini söndürmesini beklemeliyiz. Diğer taraftan mekanik sistemlerin izlenmesi, yangın durumunda aktive olduğunda
21
Söyleşi otomatik olarak söndürmenin yapılması oldukça önemli. Binaların akıllı olması için mal sahibinin, tasarımcının, yapımcının ve işleticisinin akıllı olması gerekir. Bina ne kadar akıllı olursa olsun işletmecisi akıllı değilse bina kısa sürede akıllılığını kaybeder. Yangın güvenliği olan binalardan örnek verir misiniz? Her geçen gün sayıları artıyor ancak ilk aklıma gelenler, İş Bankası Binaları, Tekfen Tower, Zorlu Tower, Özdilek, Anthil, İstinye park, Trump Tower, uluslararası otel zincir ve daha birçok bina sayılabilir. Elbette sayıları çok daha fazla. Hatta Amerika ve Avrupa’da ki birçok binalardan ve standartlardan daha ileri seviyede yapılmış. Yangın önlemede tasarım çok önemlidir. Ben her zaman “Yangın tasarım ile önlenir, tasarım söndürülür” diyorum. Yangın güvenliği ve sistemleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? En büyük sıkıntı, yangından korunum için yapılan gazlı söndürme sistemleridir. Sudan korkan bir milletiz. Sulu sistemler yangın olduğu zaman belli bir yeri söndürecek şekilde tasarlanır. Diğer kısmını siz kurtarırsınız. Gazlı söndürmede tamamını ya söndürürsünüz ya da tamamını kaybedersiniz. Yangında cimri davranamazsınız. Yangının çıkmasından değil büyümesinden korkulmalıdır. Tasarımlar yapılırken sürdürülebilir olmasını ve işletmesi de düşünmelidir. Yapılan sistemler sanki hep yapıldığı gibi kullanılabilecekmiş gibi düşünülüyor. Bir havalandırma sisteminde, ısıtma sisteminde siz o sistemin çalışıp çalışmadığını anlarsınız. Ama yangın sisteminde böyle değildir. Yangın oluncaya kadar sistemin kullanılır olup olmadığını bilemiyorsunuz. Yangın olup da sistem bir anda verimli olamıyorsa yatırımın hiçbir anlamı olmuyor. Sürekli güncellenmesi, sürdürülebilir olması önemlidir. Yap-satçılar buna bakmıyor. Ruhsatı alayım, belediyeden geçireyim, sonrası önemli değil diye düşünüyor Türkiye’de yönetmelikler var, bakım esasları belirli ama uygulayan yoksa bir anlamı da yok. Bu konuya dikkat çekmek isterim. Vakıf ve Derneklerimizin çalışmaları hakkında neler söyleyebilirsiniz? Türkiye’de önce Tüyak, Türkiye Yangından Korunma ve Eğitim Vakfı kuruldu sonra Yangından Korunma Derneği kuruldu. Vakfın yönetim kurulundayım. Bir sempozyum organize ediyoruz. İki yılda bir yapılıyor, bu yıl ‘’Yangın ve Güvenlik Sempozyumu ve Sergisi‘’nin dördüncüsü 12–13 Kasım 2015 tarihlerinde İstanbul’da yapılacak. Ana teması Konaklama ve Sağlık Yapılarında Güvenlik’tir. Ülkemizde sivil toplum kuruluşlarına ilgi çok az. İsveç’te bir kişi en az 6 tane sivil toplum kuruluşuna üyedir. Sektörün düzenli ve kaliteli yükselmesinde sivil toplum kuruluşlarının çalışması önemlidir.
22
Haberler
Kodsan Caleffi çalışanlarından huzurevi ziyareti 22 Mart günü Kodsan Caleffi çalışanları, yaşlılar haftası dolayısıyla Ankara Çankaya’da bulunan Ihlamur Konağı Huzurevi ve Yaşlı Bakım Merkezi’ni ziyaret etti. Kodsan Caleffi çalışanlarının ailelerinin de katıldığı ziyarette coşku yaşandı.
ANKARA Çankaya’da bulunan huzurevini Yaşlılar Haftası dolayısıyla yaptığı ziyarette, eller öpülüp karanfiller dağıtılıp, hatırlar sorulurken, huzurevi sakinleri mutlu oldular. Sıcak bir ortamda gerçekleşen ziyarette huzurevi sakinleri de Kodsan Caleffi çalışanlarına çikolata hediye ettiler. Çocuklarındaki gibi cepleri çikolata ile dolan Kodsan Caleffi çalışanları bir süreliğine çocukluklarına geri döndüler. Hem Kodsan Caleffi çalışanları ve
24
ailelerinin hem de huzurevi sakinlerinin mutlu olduğu ziyarette Kodsan Caleffi Pazarlama Yöneticisi Ceren Ercan ,” Yaşlılık, insan hayatının çok özel bir dönemidir. Yaşlılarımız dün ile bugün arasında köprü kuran, kültürümüzü ve değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Yaşlılık dönemi itibar, özel alaka gerektirmektedir. Bu aynı zamanda yaşlılarımıza bir minnet borcudur. Yaşlı bireylerin toplumla bütünleşmesi,
daha aktif olması ve yaşama bağlı kılınmaları gerekir. Bizlerde bu ziyaretimizle yaşlılarımıza yalnızlıklarını unutturmak, onlarla sohbet etmek istedik. Çocuklarımıza yaşlılarımızı hatırlamanın, onlara gereken değeri vermenin, önemini göstermek istedik.” dedi. Ceren Ercan, Toynbee’nin ifade ettiği gibi “toplumun kalite ve dayanıklılığı yaşlı vatandaşlarına gösterilen özen ve saygı ile ölçülür” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haberler
Daikin VRV Üniteleri artık Eurovent sertifikalı Üretimini yaptığı pek çok cihaza Eurovent sertifikası almayı başaran Daikin, VRV sistemlerinin performansını da onaylattı. İklimlendirme sektöründe müşteri güvenini simgeleyen Eurovent sertifikası ile Daikin’in cihazlarında beyan ettiği performans dereceleri doğrulanmış oldu. DAİKİN, mucidi olduğu ve sürekli geliştirdiği VRV sistemler için açıkladığı tüm değerleri Eurovent sertifikası alarak doğruladı. Tüm alanlarda tek bir dış üniteden ısıtma, soğutma ve havalandırma hizmeti verebilen VRV sistemlerin mucidi olan Daikin, Eurovent sertifikası almaya hak kazanarak bu cihazların kalite ve güvenilirliğini onaylattı. İklimlendirme ve soğutma ürünlerinin Avrupa ve uluslararası standartlara göre performans derecelendirmesini onaylayan Eurovent sertifikası, müşteri güveni açısından büyük önem taşıyor. Ticari projelerin bir numaralı tercihi olan VRV sistemler için açıklanan performans
derecelendirmesi ve kalitesinin doğruluğunu sertifikalandıran Daikin, sektörünün öncü ve yenilikçi markası olarak Eurovent gibi güven tesis eden çalışmalara büyük önem veriyor. VRV sistemler, ISO 9001 kalite yönetim sistemi, ISO 14001 çevre yönetim sistemi ve OHSAS 18001 iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemi sertifikasına sahip olan Daikin üretim tesislerinde, modern teknoloji imkanlarını kullanan kalifiye personel tarafından üretiliyor ve kontrol ediliyor.
Eurovent sertifikası neden önemli? Avrupa’da bağımsız bir kuruluş olarak görev yapan ve üretici firmalar tarafından yayımlanan teknik özellikler
tablolarını sertifikalandıran Eurovent, iklimlendirme sektörü için büyük bir önem taşıyor. Oldukça detaylı ve zorlu bir sürecin sonunda alınabilen Eurovent sertifikası, ürün performansının Avrupa ve diğer standartlarla eş değerde olup olmadığını gözlemliyor. Bu sertifikayla birlikte firmalar, ürünleri için yayınladıkları teknik belgelerde yer alan bilgilerin (ses seviyesi, hava debisi vb.) doğru olduğunu onaylamış oluyorlar. Eurovent sertifikası alan firmalar, ürünlerinin bağımsız kontrol edilebileceğini kabul etmiş oluyor. Bağımsız örnekler alınarak yapılan testlerin sonucunda elde edilen sonuçlar, yayınlanan değerlerle aynı çıkmadığı takdirde Eurovent sertifikası verilmiyor, verildiyse bile iptal ediliyor. Eurovent logosu olan ürünler, üretici firmanın yayınladığı tüm özelliklerin doğru olduğunu garanti ediyor.
FRÄNKISCHE, uygulamalı alpex bina tesisat sistem eğitimlerine devam ediyor FRÄNKİSCHE, uygulamalı alpex bina tesisat sistemi eğitimlerin ilki 04 Mart 2015 tarihinde İstanbul Sürmeli Otel’de, ikincisi 25.03.2015 tarihinde İzmir Ege Palas’ta gerçekleşti. Eğitime İstanbul, İzmir ve Kıbrıs’ tan çeşitli tesisat ve uygulama firmaları katılım gösterdi. Gerçekleştirilen eğitimlerin ilk bölümünde katılımcılar ürünler ile ilgili ayrıntılı bir şekilde bilgi sahibi olurken, uygulama ağırlıklı olan ikinci bölümde ürünleri daha iyi tanıma fırsatı elde ettiler. Eğitim esnasında katılımcılar için özel hazırlanmış eğitim notları dağıtıldı ve katılım belgesi verildi. 40 kişilik kontenjan dahilinde yapılan eğitimlere olan ilgi ve olumlu geri dönüşlere istinaden bu eğitimlerin çeşitli şehirlerde devam edeceği belirtildi.
26
Haberler
Alarko Carrier yüksek verimli cihazlar semineri Malatya’da gerçekleşti ALARKO CARRIER, Malatya, Elazığ ve çevresinde faaliyet gösteren mekanik projeciler, taahhüt ve tesisatçı firmalar ile kamu ve özel kurum mühendislerine üstün teknolojili ve yüksek verimli cihazların tanıtımını yaptı. Malatya Hilton Otel’de 4 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen tanıtım etkinliğinde Alarko Carrier ürün yelpazesindeki enerji verimliliği yüksek cihazlar ve üstünlükleri anlatıldı. Genel Koordinatör Yardımcısı Haluk Ferizoğlu’nun Alarko Holding ve faaliyetlerinden bahsettiği konuşmayla açılan seminerde, Ankara Büro Satış Müdürü Ali İsmet Koçak, Alarko Carrier firmasını tanıtarak ürün gamı hakkında katılımcılara bilgi verdi. Alarko Carrier Satış Şefi Nuri Akdağ ve Satış Şefi Alper Özgür Toshiba VRF sistemlerini tanıtıp, teorik ve pratik bilgileri, uygulamalı olarak aktardılar. İş Geliştirme Müdürü Özgen Çoğulu, Wolf yoğuşmalı kazanlar ve kaskad sistemler ile Wolf güneş kollektörleri, Ürün Müdürü Cüneyt Bulca ise yeni ürün optima sirkülasyon pompalarını tanıtarak ürünlerin uygulama esasları, verimlilik değerleri ve işletme kazançlarını örnekler ve referanslarla dinleyicilere aktardı.
Buderus Star Club teknik eğitimleri Adana ve
Hatay’da gerçekleştirildi AVRUPA’NIN önde gelen termoteknoloji markası Buderus, Star Club sistemi çerçevesinde başlattığı teknik eğitimlerin ilk ikisini Adana ve Hatay’da gerçekleştirdi. Isıtma sektörünün lider markası Buderus, Star Club sistemi çerçevesinde ilk teknik eğitimlerini 16-17 Şubat tarihlerinde Adana ve Hatay’da gerçekleştirdi. Buderus toptancıları ile çalışan taahhüt firmaları için geliştirilen, karşılıklı güven ve sinerjiye dayalı olan bu sistem, sunduğu teknik eğitimlerle sektördeki hizmet kalitesini arttırmayı hedefliyor. Satış ve montaj yaptıkça star puan kazandıran, aynı zamanda üyelerine sunduğu teknik eğitimlerle sektörün gelişimine katkıda bulunmayı amaçlayan Star Club sisteminin ilki 16 Şubat tarihinde Adana Sheraton Otel’de gerçekleştirildi. İki oturum olarak başlayan eğitimin birinci bölümünde üyelere Buderus kombi çalışma prensipleri ve montaj teknikleri anlatıldı. İkinci oturumda ise daha çok kombi ürün gamı ve aksesuarlarına yönelik teknik yetkinliği geliştirici bilgiler katılımcılarla paylaşıldı. Adana’daki eğitimin ardından 17 Şubat tarihinde Hatay Ottoman Otel’de düzenlenen ikinci eğitimle, Hatay bölgesindeki Star Club üyeleri için de aynı eğitimler gerçekleştirildi. Uzman bir kadro tarafından verilen eğitimlere yaklaşık 50 Star Club üyesi katıldı. Her iki eğitiminin sonunda düzenlenen soru cevap seanslarıyla, üyeler en çok karşılaştıkları sorunlara uzman eğitmenler yardımıyla çözüm bulma şansı yakaladılar. Eğitimin ardından düzenlenen yemek organizasyonu ile üyeler hem kaynaşma hem de eğlenceli vakit geçirme şansı yakaladı. Sektördeki en iddialı programlardan biri olan Buderus Star Club, yıl boyunca üyelerine ücretsiz teknik eğitimler sunarak müşteri memnuniyetini ve hizmet kalitesini arttırmaya devam edecek.
28
Haberler
Grundfos, ODTÜ ve İTÜ’de düzenlenen Kariyer Fuarı etkinliklerine katıldı Grundfos, 24-25 Şubat tarihlerinde İTÜ Gümüşsuyu kampüsünde, 5-6 Mart tarihlerinde de ODTÜ Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşen kariyer fuarlarında gençlerle buluştu. ÜNİVERSİTELERİN kariyer merkezleri ve öğrenci toplulukları tarafından organize edilen ve 2 gün süren etkinlikler çerçevesinde, mezun olmak üzere olan birçok öğrencinin merak ettikleri yanıtlandı ve mevcut iş ve staj fırsatları konusunda bilgiler verildi. Panayırda yerini alan Grundfos Türkiye standına ilgi yoğundu. Öğrenciler, firma hakkında bilgi edinirken, kendilerine özel yaptırılan hediye bardakları beğenerek aldılar. ODTÜ kariyer fuarına katılarak ODTÜ ormanına da katkıda bulunan Grundfos, sertifikasını rektör yardımcısı Prof. Dr. Volkan Atalay’dan aldı. Grundfos, yeni yeteneklerle buluşma ve onları Grundfos markası ile tanıştırma fırsatı yaratması dolayısı ile kariyer fuarı etkinliklerine önem veriyor ve diğer üniversiteler ve kulüplerle ortak çalışmalarını sürdürüyor.
Yalıtım yeni nesil ürünü olan Coolflex’i Frankfurt’ta görücüye çıkardı Teknik yalıtım sektörünün en ileri üretim teknolojisine sahip markası ISIDEM Yalıtım, yeni nesil ürünleri ile 10 – 14 Mart tarihleri arasında Almanya’da düzenlenen ISH Frankfurt Fuarı’na katıldı. ULUSLARARASI arenada Türkiye’yi temsil eden % 100 Türk markası ISIDEM Yalıtım, Moskova Climate World fuarının ardından sektör profesyonellerinin bir araya geldiği dünyanın en büyük ısıtma, soğutma ve enerji fuarı olan ISH Frankfurt Fuarı’nda en ileri teknoloji ile ürettiği Coolflex marka ürününü görücüye çıkardı. ISIDEM Yalıtım’ın yakın zamanda pazara sunduğu havalandırma ve tesisat sektöründe yalıtım amaçlı kullanılan ISIDEM Coolflex Elastomerik Kauçuk Köpüğü, ziyaretçiler tarafından büyük ilgi ve beğeni ile karşılandı. Ayrıca ISIDEM Yalıtım’ın ürün gamında bulunan Flexiduct markalı esnek hava kanalları ve Duct Connect markalı kanal birleştirme parçaları da stantta sergilendi.
30
Hedefleri uluslararası pazarın en önemli oyuncularından biri haline gelmek Sektör ile ilgili gelişmelerin odak
noktası olan ISH Frankfurt Fuarı’nı değerlendiren ISIDEM Yalıtım Genel Müdürü Murat Erenoğlu şunları söyledi: “ISIDEM Yalıtım olarak son yıllarda gerçekleştirdiğimiz yatırımlarla pazarın en önemli oyuncularından biri haline geldik. Hedefimiz, önümüzdeki dönemde uluslararası pazarlarda daha fazla yer almak. Uluslararası standartlara uygun üretmiş olduğumuz ürünlerimiz ile pazarda ‘kaliteli-rekabetçi ürün ve hızlı servis için doğru adres’ algısını oluşturmaktır.” Uluslararası fuarlara katılmaya önem veren ISIDEM Yalıtım, önümüzdeki dönemlerde de sektörü yakından takip etmeye devam edecek.
Haberler
FAF Vana “birlikte geleceğe kök salıyoruz” konseptiyle fidan dikmeye devam ediyor Su, atık su, petrol, gaz, ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemleri için vana üretimi yapan FAF Vana, Türkiye pazarında önemli bir yere sahip. “Tasarımdan Ürüne Kalite” sloganıyla müşterilerine seslenen marka; 50’den fazla ülkeye ihracat yapıyor. Kaliteli ürün ve hizmet anlayışını kendisine ilke olarak belirleyen FAF Vana; üretim sürecinin ilk aşamasından, satış sonrası hizmetlere kadar bütün ticari faaliyetlerini bu ilkeyle yürütüyor. TÜRK vana endüstrisinin; doğru, dürüst, sözüne güvenilir markası olma yolunda büyük adımlar atan FAF Vana, % 100 yerli üretim anlayışıyla ülke ekonomisine değer katmaya devam ediyor. ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Sertifikası, CE Sertifikası, API 6D Monogram Yetki Belgesi, GOST-R Rusya Kalite Belgesi ve UKR-SEPRO belgelerine sahip olan FAF Vana, katma değeri yüksek ürünler üretirken, yurt içinde sektöre getirdiği yenilikler ve kalite anlayışıyla adından söz edilen ve izleri takip edilen bir marka konumundadır. FAF Vana; dürüst ticaret anlayışını, dağıtım kanalının yapılanmasında ve yürütülmesinde de benimsemiş. Aynı değerleri paylaşan bayileriyle; ticari birlikteliğin dışında, bağları güçlü bir aile olmayı hedeflemektedir. FAF Vana kalitesiyle üretilen her bir ürünün; nihai kullanıcıya ulaşana kadar geçen uzun yolculuğunda, sürekli artan bir katma değer kazanması gerekliliğine inanan firma yönetimi, dağıtım kanalını sürekli kontrol ediyor ve denetliyor. İdari - teknik kadroları ve bayi ağı bu hususta gereken hassasiyeti gösteriyor ve dağıtım zincirindeki geri bildirimler sürekli değerlendirilerek, süreci sürekli geliştiriyorlar. Bu sebeple bayilerini; sürecin bir parçası ve paydaşı olarak gören FAF Vana, her fırsatta bayileriyle bir araya gelerek ve marka değerlerini kendileri ile paylaşıyor. Bayileriyle kurduğu bu bağı, her sene biraz daha güçlendiren ve genişleten marka, geleneksel hale getirdiği aile
32
buluşmasını bu sene de İspanya, Barcelona’da gerçekleştirdi. Bir önceki yılın değerlendirilmelerinin yapıldığı bu yıl ki buluşmada, marka yetkilileri, sektörel analizleri ve gelecek hedeflerini markanın paydaşlarına
aktardılar. Türk vana endüstrisinin yüz akı olan bir markanın bayrağı altında Avrupa’da bulunmanın, bu büyük ve güçlü ailenin bir ferdi olmanın güvenini hisseden bayiler, ticari toplantılar dışında; İspanya’nın tarihi ve doğal güzelliklerini keşfederken, kültürel zenginliklerine da sahip olma fırsatı yakaladılar. Bir aile olarak İspanya mutfağının eşsiz lezzetlerini tadarken, sıra dışı Flamenko kültürünü de yakından tanıma fırsatı buldular. FAF Vana; kurulduğu günden bu zamana; dürüst ticaretinin yanında, çevreye duyarlı, sorumluluklarının farkında bir marka olmuştur. Doğal kaynakların korunması, kollanması ve bu bilincin bütün ülkeye kazandırılması hususunda birçok çalışma yapmıştır. Ankara İli, Kazan İlçesi’nde kurduğu FAF Vana Hatıra Ormanı’da bunlardan bir tanesidir. Her sene çalışanları ve paydaşlarıyla bir araya gelerek; bu alanda, gelecek nesillere yeşil bir dünya bırakmanın heyecanıyla, ürettikleri her bir basılı materyal için bir fidan projesini yürütüyorlar. Bu yıl da sektörde yine bir ilke imza atarak, İspanya-Barcelona buluşması anısına, bütün aile üyeleri adına 20’şer adet fidan dikmiş ve fidan sertifikalarını İspanya’da kendilerine takdim etmiştir. “Birlikte Geleceğe Kök Salıyoruz” konseptiyle düzenlenen büyük buluşmada, firma yöneticileri; daha güzel ve yeşil bir gelecekte, daha da büyük bir aile olarak birlikte olacaklarının mesajlarını aktardırlar.
Haberler
ÜNTES, ISH 2015 Fuarı’nda ileri teknolojili yeni ürünü
gaz yakmalı Rooftop Klima’sını sergiledi HVAC sektörünün en büyük fuarlarından biri olarak kabul edilen ISH 2015 Frankfurt Fuarı 10-14 Mart tarihleri arasında “Konfor Teknoloji ile Buluşuyor” sloganı ile 250.000 metrekare üzerine kurulu Messe Frankfurt Fuar alanında gerçekleştirildi. İKLİMLENDİRME ve soğutma sektörünün öncü kuruluşlarından olan ÜNTES, yıllardır olduğu gibi bu yılda Türkiye’de ürettiği ürünleri ziyaretçilerine tanıtma imkanı buldu. ISH 2015 Frankfurt Fuarı’na 98 tane Türk firmasının katılımıyla Türkiye’nın bu sektördeki gücü birkez daha ispatlanmış oldu. ÜNTES, Doğalgaz Yakmalı Rooftop Klima’lar (URTP 090), ARGE departmanının uzun araştırma ve çalışmaları sonucunda, ÜNTES Rooftop Test ve Araştırma Laboratuvar’larında test edildikten sonra ilk defa ISH 2015 Fuar’ında sergilendi. Özellikle bu yeni ürün grubunun dünyadaki üretici sayısının az olması nedeniyle birçok yeni distribütör kontakt noktaları sağlandı ve ÜNTES 2018 yılında 25 milyon euro
34
ihracat hedefine ulaşmak için yaptığı planlanlamalar doğrultusunda yeni ürünü ile yeni satış noktaları oluşturmak yolunda fuarda alt yapılar oluşturdu. 2012 yılından beri Türkiye’nin Eurovent Sertifikalı tek soğutma grubu üreticisi olan ÜNTES, ISH 2015 Fuar’ında ikinci kez soğutma gruplarını da sergileme ve birçok ziyaretçiye tanıtma imkanı buldu. Doğalgaz Yakmalı Rooftop Klimalar ve Soğutma Gruplarının yanı sıra Paket Klima Santralleri ve Fan Coil Üniteleri ile fuara geniş bir ürün grubu ile katıldı. ÜNTES, ISH 2015 Fuarı’nda Türkiyenin önde gelen yaklaşık 40 mekanik tasarım firmalarının üst düzey yönecilerini de misafir olarak ağırladı. Ürünler ziyaretçiler tarafından büyük ilgi görürken, ÜNTES mevcut müşterileri ile olan
ilişkilerini pekiştirme ve yeni müşteriler ile bağlantı kurma şansı yakalamanın yanı sıra ISH 2015 Fuarı’nda sektörün durumu, geleceği, rakipleri ve potansiyel müşteri beklentileri hakkında edindiği bilgiler doğrultusunda test ve araştırma merkezlerinde arge çalışmaları için kaynak sağlama fırsatı yakaladı. “Her 1 kW’ tan Emin Olun” sloganı ile yola çıkan ÜNTES, ürettiği her bir ürünü test ve araştırma merkezlerinde test ederek müşterilerin hizmetine sunmaya ve geleceğin teknolojilerini takip ederek, yeni yatırımlar doğrultusunda yeni ürünler üretmeye devam edecektir. ÜNTES, Dış Ticaret Departmanı’nın çalışmaları ve en yeni ürünleri ile 2-6 Kasım 2015 Fransa İnterklima Fuarı’nda da yerini alacaktır.
Haberler
Aspen Pompa ödüle doymuyor Kurulduğu günden bugüne birçok ödül kazanan firma, geçtiğimiz yıl yine çok önemli bir ödülün sahibi daha oldu. Klima drenaj pompası dendiğinde akla gelen ilk markalardan biri olan Aspen Pompa, İngiltere’nin ticari dalda en önemli ödülü olan The Queen’s Award ödülünü kazandı. İnovasyon dalında da bu ödülü kazanan marka 2009 yılında aynı ödülü Uluslararası ticaret alanında kazanmayı başarmıştı. ASPEN Pompa Türkiye temsilcisi Yılmaz Soğutma A.Ş. adına konuşan Demirkan Yılmaz, Aspen markasının bu başarısından kısaca şu şekilde bahsetti. Aspen Pompa her zaman yenilik peşinde olan, Her zaman daha iyisini yapmayı hedeflemiş bir kuruluş. Geçmişten günümüze Aspen Pompa ürünlerini incelerseniz göreceksiniz ki, ürünlerinde her yıl yeni düzenlemeler gerçekleştirmiş, tüketici şikâyetlerini göz önünde bulundurmuş ve daha iyi Drenaj pompasını yapmak için yatırımdan hiçbir zaman kaçınmamıştır. Aspen Pompa’nın sloganında belirttiği gibi “Mühendisler tarafından, mühendisler için tasarlandı” bu söz aslında Aspen Pompa’nın tüm vizyonunu özetleyen bir cümle, eskiden klima montajı yapan teknisyenler ve ustalar klimaların dış ortama yakın olmasını isterdi, bu şekilde drenaj suyunu bina dışına taşımak kolay oluyordu. Ancak bu nedenle birçok işyeri ve ev sahibi, istemedikleri duvarlara klima montajı
yaptırmak zorunda kaldı. Hatta penceresi olmayan ofis gibi yerler ya da zemin altında kalan katlar için klima montajı yapmak imkansızdı. Aspen Pompa tüm bu problemlerin aşılmasını sağladı. Tabi bu başarı başka firmalarında dikkatini çekmiş durumda, şu an piyasada Aspen Pompa ürünlerini taklit eden birçok marka bulunmakta. Bunlar herhangi bir Ar-ge yatırımı yapmadan, ürünleri sadece şeklen kopyalayarak aynı kaliteyi sunduklarını iddia etmekteler. Ancak Aspen Pompa birçok patentin sahibi olduğu için ürünlerin teknoloji yönünden taklit edilmesi mümkün değil. Çeşitli firmaların uzak doğuda sahte Aspen ürünleri üreten firmalardan kendi isimleri altında ürünler satışa sunduğunu biliyoruz. Aspen Pompa bu konularda gerekli yasal takibi yapmaktadır.
Tüketiciler bilmeli ki çeşitli isimler adı altında daha ucuza satılan taklit, sahte ve Aspen benzeri ürünler kısa zamanda arızalanacaktır. Dolayısıyla bu ürünler servis ücretleri ve değişim masrafları ile aslında daha pahalıya mal olacaktır. Tüm bunların yanında Aspen’nin başarısındaki bir diğer önemli noktada ürün çeşitliliğidir. Aspen Pompa her türlü klima ve drenaj suyu şartlarına göre çözüm olacak cihazlar üretmektedir. Özellikle Market sektöründe kullanılan reyon dolaplarında drenaj sularının atılmasına yönelik önemli ürünleri mevcuttur. Sonuç olarak müşteri odaklı üretim ve çeşitlilik Aspen Pompa’nın başarılarındaki en önemli noktadır.
Kodsan ISH 2015 Fuarı’nda ürünleriyle büyük ilgi topladı DÜNYANIN en önemli sektörel fuarlarından olan ISH Messe Frankfurt Fuarı’nda yüzlerce kişiyi ağırlayan Kodsan, bir kez daha fuarlardaki başarısını ispatladı. Yoğun Ar-Ge çalışmaları sonucunda birçok yeni ürün geliştiren Kodsan, ISH Messe Frankfurt Fuarı’nda titiz çalışmalarının meyvesi olan ürünlerinin lansmanını gerçekleştirdi. 30’dan fazla ülkeye
36
ürünlerini ihraç eden Kodsan, bünyesindeki ihracat ekibinin oldukça fazla ziyaretçi ile tanıştığını, müşterileri ile yeni bağlantılar kurarak yeni pazarlara ulaştığını belirterek fuardan memnun kaldıklarını iletti. Kodsan ekibi dünyadaki gelişmeleri her zaman yakından takip edeceklerini vurgulayarak fuar maratonunun devam edeceğini belirtti.
Haberler
Ekibi IFAT Eurasia Fuarı’nda
ziyaretçilerini bekliyor İki senede bir düzenlenen IFAT Eurasia Çevre Teknolojileri İhtisas Fuarı, 16-18 Nisan 2015 tarihinde Congresium Ankara, ATO Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenlenecek. Su ve atık su teknolojileri ile atık yönetimi, kentsel temizlik ihtiyaçları, taşkın önlemi ve su havzaları kontrolü ile çevre kirliliği kontrolü fuar kapsamında ele alınacak konuların başında geliyor. DÜNYANIN lider pompa üreticisi Grundfos, fuarın konsepti ve bakış açısıyla tam bir fikir birliği içinde olduğundan, katılımcılar arasındaki yerini almak için son hazırlıklarını tamamlıyor. Sürdürülebilir yaşam hedefinden ve yüksek toplum refahından ödün vermeden, enerji kaynakları ve çevre üzerine binen yükün azaltılması için etkili ve verimli çözümler geliştirme argümanıyla yola çıkan fuarda, Grundfos’un çevreye karşı sorumlu, uzun ömürlü ve kullanıcı ihtiyaçlarına uygun
hale getirilebilen çözümleri ziyaretçilerini bekliyor olacak. Grundfos ekibi, fuar için Dozaj&Dezenfeksiyon ve Su Hizmetleri uygulamalarında kullanılan ürünlerini odağa alıyor. Su Hizmetleri tarafında; atık su arıtma tesisi uygulamaları, hazır terfi istasyonlarındaki son yenilikler üzerinde durulurken, bu konuların uzmanlarıyla görüşme imkânı da sunuluyor. Dozaj ve Dezenfeksiyon tarafına bakıldığında; dozaj pompalarında akıllı dijital çözümler,
elektroklorlama ve klordioksit jeneratörü ile su dezenfeksiyonu en önemli konular arasında yer alıyor. Ayrıca, ziyaretçiler gaz klorlama esasları ile ilgili konularda uzmanlarla görüşüp fikir alabilecek. “Çevre teknolojileri sektörünün Avrasya Bölgesindeki nabzı”nı tutacak olan IFAT Euraisa 2015 fuarında Grundfos ekibi ve çözümlerini Salon 1 Stant:A114’te ziyaret edebilirsiniz. Davetiye için, haticeesin@grundfos.com mail adresinden Grundfos yetkilisi ile iletişime geçebilirsiniz.
NOTARAD ‘yeni nesil radyatör” Türkiye’de etkin, yurtdışında güvenilir NOTARAD; Alüminyum Döküm Radyatörü ithal etmekle, ısıtma sektörüne farkındalık kazandırmış ve bugüne kadar -neredeyse- tek tip ve hantal olan sac ve demirin döküm olan radyatörlerinin varlığını ciddi şekilde etkilemiştir. AYRICA Türk insanına yepyeni bir seçenek sunarak, yüzde 30’a varan bir enerji tasarrufu kazandırmıştır. Yıllarca, sac ve demirin döküm radyatörleri mecburen tercih edilirken artık böyle bir zorunluluk ortadan kaldırılmış, önlerine Alüminyum Döküm Radyatör seçeneğini sunulmuştur. Bugün için hem yurt içinde hem yurt dışında prestijli firmaların yaptıkları mekanlarda NOTARAD Alüminyum Döküm Radyatörleri kullanılmaktadır. Eczacıbaşı Ormanada, Şehrizat Konakları (Gap İnş.), Akçansa Çimento,
38
Nef Kağıthane, Tunceli Jandarma Bölge K.lığı ve Sosyal Tesisleri, İstanbul Üniversitesi Makine Mühendisliği (Avcılar), Notarad radyatörleriyle ısınan yurt içindeki yüzlercesinden sadece birkaçıdır. Notarad ürünleri yurt dışında da birçok resmî ve özel yaşam alanlarında kullanılmaktadır. Batum’da Gürcistan Türk Konsolosluğu, Sochi’de Mariott Hotel, Kazakistan’da Astana Üniversitesi NOTARAD’ın tercih edildiği onlarca yurtdışı projelerinden sadece birkaçıdır. 2010 yılından bu yana; gerek teknik
yatırım bazında, gerek personel istihdamı olarak istikrarlı bir şekilde ısıtma sektöründe dikkat çeken NOTARAD, Türkiye’nin ısınma kültürünü de değiştirmişti. Alüminyum döküm radyatör, alüminyum radyatör, alüminyum dekoratif radyatör ve alüminyum havlu radyatörlerle 2015 yılı içerisinde müşteri portföyünü çok daha geliştirecek olan NOTARAD, yeni nesil radyatör; yeni, şık, enerji tasarruflu ve uzun yıllar sorun çıkartmadan sımsıcak günler yaşamanıza katkı sunacaktır.
Haberler
Danfoss Türkiye bayiler toplantısı Macaristan’da gerçekleştirildi Yeni yapılanma sürecini tamamlayan Danfoss Türkiye’nin ısıtma, soğutma ve güç elektroniği alanlarında faaliyet gösteren 80 bayisi, 19-22 Şubat tarihlerinde Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de bir araya geldi.
DANFOSS Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın’ın himayesinde gerçekleşen ve Danfoss Türkiye Üst Yönetiminin tam kadro katıldığı toplantıya, Danfoss Danimarka merkezden; Isıtma Çözümleri Başkan Yardımcısı Rainer Schild, Soğutma Sistemleri Başkan Yardımcısı Kjell Stroem ve Güç Elektroniği Başkan Yardımcısı Marco Airola da katıldı. 2014 yılı sonuçlarının değerlendirildiği
organizasyonun ‘İş Toplantıları’ bölümünde, 2014 yılı sonuçları değerlendirildi ve şirketin 2015 yılı hedefleri de paylaşıldı. Bu bölümde bir konuşma yapan Danfoss Türkiye Genel Müdürü Levent Taşkın, 2014 yılında gösterdikleri başarılı performanstan dolayı tüm bayilere teşekkür ederek şunları söyledi: ”Faaliyet gösterdiğimiz her segmentte pazar lideri olacağız ve satış sonrası hizmet kalitemizle, müşteri memnuniyeti anlayışımızla sektöre
öncülük edeceğiz. Yeni kurulan Müşteri Hizmetleri Merkezimiz, Teknik Eğitim ve Servis Departmanımız ve Pazarlama Departmanımızla; müşterilerimize fark yaratan hizmetler sunacağız. Yeni mottomuzda da belirttiğimiz gibi; Değişiyoruz, Büyüyoruz, Güçleniyoruz”. İş Toplantıları’nın ikinci gününde ise, ısıtma, soğutma ve güç elektroniği segmentlerinde 2015 yılında pazara sunulacak yeni ürün ve sistem çözümleri, Danfoss Türkiye bayilerine tanıtıldı. Danfoss Türkiye’de gerçekleşen değişimin bir sonucu olarak; Danfoss Türkiye ve bayileri arasındaki bağlılığın, bir aile şirketi sağlamlığında olmasının temelleri de bu toplantıda atıldı.
ENEKO ISH Frankfurt Fuarı’nda ilgi odağı oldu HVAC sektörünün önde gelen firmalarından ENEKO, ISH Fuarı’nda dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini ileri teknoloji ürünleriyle buluşturdu. ISH Fuarı’na altı yıldan bu yana aralıksız katılım sağlayan ve üretiminin yaklaşık %50 sini Avrupa pazarına ihraç eden ENEKO, önceki yıllarda olduğu gibi 2015 ISH Fuarı’nda da AR&GE mühendisleri tarafından geliştirilen yüksek enerji verimliliğine sahip ürünleri ve kalitesiyle ziyaretçilerin yoğun ilgisini çekti. Fuar ziyaretçileri; keyifli bir ortamda ENEKO’nun ürünlerini ve yeniliklerini görme şansına sahip oldular. Sektöründe, her zaman AR&GE’ si ve verimliliği yüksek yenilikçi dizaynları ile bilinen ENEKO yine otomasyonu üzerinde olan, paket tip, yüksek verimli, yeni teknoloji cihazlarını sergiledi. Avrupa Pazarının beklentilerine
40
cevap veren yüksek enerji verimliliğine sahip, konut ve tavan tipi ısı geri kazanım cihazlarının yanı sıra, rotorlu ve plakalı ısı geri kazanımlı havalandırma santralleri, Dx havalandırma santralleri ve Rotorlu ısı geri kazanımlı rooftop cihazları özellikle ilgi gören ürünler arasındaydı. ENEKO’nun ISH 2015 Fuarı’nda bilgi aktardığı ana ürün grupları • Konut tipi ısı geri kazanımlı havalandırma cihazları • Tavan tipi ısı geri kazanımlı
• • • • •
havalandırma cihazları Havalandırma santralleri Dx paket havalandırma sistemleri Mutfak havalandırma sistemleri Havuz havalandırma sistemleri Yüksek verimli ısı geri kazanımlı havalandırma sistemleri
Haberler
Abdel Hamid Ibn Badis Cami, AFS fanları ile havalandırıldı Cezayir’in sayılı camilerinden biri olarak planlanan Abdel Hamid Ibn Badis Cami’nin havalandırma sistemleri AFS ürünleri ile dizayn edildi.
AFS, Cezayir’in Oran şehrinde hayata geçirilen Abdel Hamid Ibn Badis Cami’sinin tüm fan ihtiyacını karşıladı. Adını Cezayir’in milli kahramanı ve dini önderlerinden Abdülhamid Bin Badis’ten alan camide, AFS’nin Türkiye distribütörlüğünü yaptığı Soler&Palau’nun aksiyal, duman tahliye, kanal ve duvar tipi fanları ile jet fan sistemi kullanıldı. Külliye kısmı ile birlikte 63 bin 400 metrekare toplam inşaat alanına sahip olan cami, 8 bin kişiyi alabilecek kapasitededir. Caminin içerisinde konferans salonları, etütler ve araştırma salonuyla yeraltı ve açık otopark alanları bulunacaktır. 43 bin 900 metrekare alan üzerinde inşa edilecek olan Abdel Hamid Ibn Badis Cami, içeride 10 bin 335 ve dışarıda 7 bin 50 kişiye yer sağlayacak. Müşteri memnuniyeti ve güven ilkelerini en üst düzeyde tuttuklarını belirten AFS Genel Müdür Yardımcısı Bahadırhan Tari, tüm ürün, hizmet ve markalarında güvenin öncelikli olduğunu söyledi. Tari, bugüne kadar yer aldıkları bütün projelerde marka güvenilirliği, ileri teknoloji ve dinamik insan kaynağı ile sektörün güvenilir bir partneri olmak için çalıştıklarını vurguladı. Kaliteden ödün vermeden, sürdürülebilirlik ilkesiyle yeni projelere imza atmayı hedeflediklerini kaydetti.
Alarko Carrier yeni optima sirkülasyon pompası, Ankara’da tanıtıldı. İKLİMLENDİRME sektörünün öncü markası Alarko Carrier, Avrupa Birliği ECO Design tasarım yönetmeliklerine uygun olarak ürettiği yeni nesil sirkülasyon pompalarını uygulamalı olarak Ankara’da tanıttı. 20 Mart 2015 Cuma günü Kızılcahamam Çam Otel’de gerçekleştirilen lansmanda, Alarko Carrier’in yeni ürünü Optima sirkülasyon pompalarının kurulum, uygulama ve teknik bilgileri Alarko Carrier yetkili satıcısı AKABE’ye bağlı olarak çalışan montaj ve tesisat ustaları ile paylaşıldı. 1,5 gün süren program kapsamında; 50 kişilik bir gruba montaj ve modifikasyonla ilgili hazırlanan filmler izletilirken, eski ve yeni Optima modellerinin yer aldığı eşleştirme tabloları uygulamalı olarak gösterildi. Deneme amaçlı hazırlanan pompa üzerinde devreye alma işlemleri ayrıntılarıyla anlatılırken, uzaktan kumanda modülüyle ilgili bilgi verildi. Programda ayrıca Alarko Carrier Ankara Ofis Satış Müdürü Ali İsmet Koçak tarafından gruba satışla ilgili 1 saatlik eğitim verildi. Alarko Carrier’in yeni markası Optima, su grubu ürünlerden, sirkülasyon pompaları dışında, bireysel ve endüstriyel hidroforlar ile dalgıç pompaların pazardaki yeni markası olacak. Optima’nın logosunu oluşturan mavi renk suyu, yeşil renk çevreciliği, turuncu renk ise yüksek enerji tasarrufu özelliğini temsil ediyor.
42
Haberler
Demirdöküm yetkili satıcılarını Marakeş- Fas’ta ağırladı DemirDöküm, başarılı bir performansla geçen yılı, 18-22 Şubat tarihleri arasında, Marakeş-Fas’ta 150 yetkili satıcısıyla birlikte kutladı. SEYAHAT kapsamında yapılan DemirDöküm Yetkili Satıcılar Toplantısı, Vaillant Group Türkiye CEO’su Dr. Axel Busch, Vaillant Group Pazarlama Direktörü Tanja Brinks, DemirDöküm Yönetim Kurulu Üyeleri Erdem Ertuna, Gürhan Çoban, Alper Avdel, DemirDöküm Satış Sonrası Hizmetler Direktörü Hakan Yıldız, DemirDöküm Satış Direktörü Ufuk Atan, DemirDöküm Pazarlama Direktörü Erhan Güngör, DemirDöküm Yöneticileri ve yetkili satıcıların katılımıyla gerçekleşti. Vaillant Group Türkiye CEO’su Dr. Axel Busch toplantıda Vaillant Group’ un stratejilerini, projelerini, sektördeki mevcut yapısını ve hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Toplantıda söz alan DemirDöküm yöneticileri bölümlerinin 2014 yılı iş sonuçlarını katılımcılarla paylaşarak, satış, pazarlama, finans, üretim, servis, satış sonrası hizmetler ve sipariş yönetimi departmanlarında yapmış oldukları faaliyetler ve 2015 hedefleri hakkında bilgiler verdiler. Bölüm sunumlarının yanı sıra DemirDöküm’ün tüketicilerin beğenisine sunmaya hazırladığı yeni ürünler, DemirDöküm imzası taşıyan yeni uygulamalar ve projeler hakkında da bilgiler verildi.
44
Toplantıda bir sunum yapan Yönetim Kurulu Üyesi Erdem Ertuna, DemirDöküm’ün 2014 yılındaki faaliyetlerini, başarılarını katılımcılarla paylaştı ve 2015 yılı için belirlenen hedefleri ve bunlara ulaşmak için takım olarak neler yapılması gerektiğini yetkili satıcılara açıkladı. Ertuna konuşmasında DemirDöküm Ailesi olarak geçmişten günümüze hep birlikte büyük başarılara imza attıklarını ve DemirDöküm Ailesinin her geçen gün daha da güçlenerek büyüdüğünü belirterek, bu başarılarda en büyük paya sahip olan yetkili satıcılara teşekkür etti. DemirDöküm ekibi Atlas Dağlarında gerçekleşen takım çalışmasına dayanan “DemirDöküm Liderler Olimpiyatı” yarışmalarında oldukça heyecanlı ve unutulmaz anlar yaşadılar. Takımlar halinde yarışan katılımcılar en iyi
ekip olmak üzere mücadele ettiler. Yarışmacı ekiplerin iletişim teknikleri, ekip oluşturma, karar verme ve planlama teknikleri konusundaki yetenekleri ve grubun birbiri ile olan uyumu ölçüldü ve puanlamalar ile olimpiyatların ilk 3 takımı belirlendi. Yetkili satıcılar toplantı ve yarışmalar dışında gezi süresince Marakeş’teki turistik alanları ziyaret ettiler ve Marakeş’in tarihi yerlerinden Djama El Fİna Meydanı, Kutubiyye Camii ve Yves Saint Lauren Bahçesi’ni ziyaret ettiler. Seyahat 2014 yılında başarılı performans gösteren yetkili satıcıların başarı ödüllerinin ve uzun yıllardır DemirDöküm Ailesinde yer alan Yetkili Satıcıların onur ödüllerinin verildiği görkemli gala gecesi ile sona erdi. Gecede yetkili satıcılar, DemirDöküm üst yönetimi ve personel hoşca vakit geçirdi.
Haberler
ODE Yalıtım, 30. yıl bayi toplantısında yeni yatırım müjdesini paylaştı 2015 yılı boyunca gerçekleşecek 30. Yıl etkinliklerinden ilkinde, 22-24 Şubat tarihlerinde Antalya’da bayileriyle bir araya geldi. 1985 yılında ticaret hayatına başlayan ve yıllar içinde yerel bayilikten üreticiliğe sonrasında da ihracatçı konuma geçerek yalıtım sektörünün en önemli oyuncularından biri haline gelen ODE Yalıtım, 30. yılını karşılamanın gururunu yaşıyor. Bugün, 4.000 çeşit yalıtım malzemesini dünyanın 5 farklı coğrafyasındaki 75 ülkeye ihraç eden ODE Yalıtım, ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında ilk olarak iş ortakları olan bayileriyle bir araya geldi. Sunuculuğunu ünlü radyocu Geveze’nin yaptığı toplantıya, Türkiye genelinde 130 ODE bayisi katıldı. Toplantının açılışında, ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ile kısa bir söyleşi yapan Geveze, ODE’nin başarı hikayesini ilk ağızdan dinleyicilerle paylaştı. ODE’yi bugünlere taşıyan bu uzun yolculukta her zaman büyük bir kararlılık, azim ve güçle çalıştığını belirten Orhan Turan, birikim ve tecrübelerini şöyle paylaştı: “Biz, “iyi gelecek için, iyi yalıtım” ilkesi ile Türkiye’nin öncü yalıtım markası olmaya inandık. Kaliteli üretimin gücünü, bilimi ve teknolojiyi arkamıza aldık. Zor zamanlarda, kolay olmayan kararlar verdik; sonuçları bizi hep daha ileri götüren kararlar. Attığımız her cesur adımda hedefimize yaklaştık. Çünkü biz, çalışkan Türk işçisine, mühendisine, girişimcisine ve çalışan Türkiye’nin gücüne inandık. Gelişime odaklı şirket kültürümüzle bundan sonra da, ODE’yi geleceğe taşımak için sürekli değişimle yenilenmeye ve daha nice yıllar hep birlikte büyük başarıları paylaşmaya devam edeceğiz. ODE’nin yerel bayilikten bugün ulaştığı noktada, başarılarına tanık olmak ve bunları sizlerle paylaşmak beni çok gururlandırıyor. Sizlerin de katkıları ile ODE, bir dünya markası olma hedefine doğru emin adımlarla ilerliyor.” dedi. ODE’nin yıllar içinde Türkiye’de inşaat malzemeleri ve yalıtım sektöründe
46
yaşanan değişimi yakından takip ettiğini hatta yönlendirdiğini belirten Orhan Turan, bu süreçte stratejik kararlar alarak, güçlü büyüme motivasyonunu korumayı başardıklarını ve sektörün birkaç yerli üreticinin olduğu bir yapıdan, uluslararası üreticilerin olduğu büyük bir yapıya dönüşmesinde etkileri olduğunu da sözlerine ekledi.
Yeni üretim üssü Türkiye kauçuk pazarının 2,5 katı kapasiteye sahip olacak Toplantıda, Orhan Turan’ın ardından söz alan ODE Genel Müdürü Ali Türker ise, şirket yatırımları hakkında önemli bilgiler verdi. Geçtiğimiz 5 yılda yaklaşık 80 Milyon USD yatırım yaptıklarını, önümüzdeki 5 yıl için ise 50 Milyon USD yatırım planladıklarını belirten Ali Türker, Eskişehir’de yapımına başlanan yeni üretim üssünün detaylarını da paylaştı; “Artan yurtiçi ve yurtdışı taleplerini karşılamak üzere, bu yıl Eskişehir’de 80 Milyon USD yatırımla 5 yıl içerisinde tamamlanacak olan yeni üretim üssümüzü hayata geçiriyoruz. 75 bin m2 kapalı alana sahip olan fabrikamızın ilk fazını 12 ayda bitirmeyi hedefliyoruz. İkinci fazı ile birlikte toplam 100 bin m2 kapalı alana ve 20.000 tonla Türkiye kauçuk pazarının 2,5 katı kapasiteye sahip olacak tesisimizde, üretimin büyük bir kısmı ihracata ayrılacak.” yeni yatırım sayesinde ODE’nin elastromerik kauçuk köpüğünde pazardaki liderliğini koruyacağının da altını çizen Ali Türker; Eskişehir’de devreye girecek olan yeni membran tesisiyle 25 milyon m2 üretim kapasitesi sayesinde bitümlü
membran pazarında pazar liderliğini hedeflediğini, 5 milyon m2 shingle üretimi ile de bayilere sunulan mevcut ürün yelpazesinin genişletileceğinin bilgisini iş ortaklarıyla paylaştı.
Cam yününde yenilikler devam edecek ODE Genel Müdürü Ali Türker ürün bazında yapılacak yenilikler hakkında da şu bilgileri verdi; “Tüm ürünlerimizde olduğu gibi cam yünü üretimimizde yaptığımız yenilikler devam edecek. 2014 yılında cam yününde elyaflama yatırımını gerçekleştirdik. Bu yıl içinde de, Çorlu’daki fabrikamızda multipack paketleme alanında büyük bir yatırım gerçekleştireceğiz. Bu yatırımla, cam yününde lojistik olarak aynı hacme daha fazla yükleme imkanı, paletle indirme bindirme imkanı, dışarıda stoklama imkanı gibi birçok faydalar sağlayacağız. Öte yandan cam yünü ürününde fırın yenileme sistemi ile kapasite artışı hedefliyoruz.”
ODE, 30. Yılında iş dünyasının önde gelen isimlerini ağırladı ODE’nin ‘30. Yıl Etkinlikleri’ kapsamında 22-24 Şubat 2015 tarihinde Antalya Belek Cornelia Diamond Otel’de gerçekleşen toplantıya; İş Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Uluslararası Piyasalar, Hisse Senedi ve Türev Müdürü Şant Manukyan, gazeteci Prof. Dr. Güngör Uras, Yönetim Danışmanları Derneği (YDD) Yönetim Kurulu Başkanı Tülin Seçen ve Solution Consultancy & Training International Genel Müdürü Hakan Sungur piyasalar ve sektör dinamikleri hakkında yaptıkları sunum ve konuşmalarıyla katıldı.
Haberler
Abkay Grup Özbekistan’da yoğun ilgi gördü ŞUBAT ayı son derece hareketli geçen Fujitsu Klima Sistemleri Türkiye ve Orta Asya Distribütörü Abkay Grup, İlk hafta katıldıkları Türkmenistan Fuarı’nın ardından 24-27 Şubat 2015 tarihlerinde Özbekistan’ın başkenti Taşkent’ te düzenlenen AQUA-THERM&UZBUILD fuarına da katıldı. Fuarın tahminlerinden daha fazla ilgi çektiğini özellikle belirten şirketin Genel Müdürü Kerem Okudan özellikle Hükümetler düzeyinde Türki Cumhuriyetleri ile olan Ticari ilişkilerin geliştirilmesinin Türkiye’nin ihracat beklentilerini karşılamada en yüksek ivmeye kavuşacağını söyledi. Vize, ürün sevkiyatları, para transferleri gibi konulardaki
konservatif yapıları sebebi ile ticaretin zorlaştığını ancak ülkelerarası anlaşmalar ile bu zorluklar aşılırsa hemen hemen tüm sektörlerde Türkiye’ye ciddi ihracat katkısı getirecek karşılıklı işbirliklerinin özellikle bu fuarda açıkça gözüktüğünü belirtti. Türkiye’ nin genç profesyonel tepe yöneticilerinden Sn. Kerem Okudan’a standlarına olan ilgiyi sorduğumuzda, kendisi yoğun ilgiye karşı yaşadığı şaşkınlığı şöyle ifade etti: “Genelde fuarlarda ilk gün sabah firmalar son hazırlıklarını tamamlar ve misafirlerini beklerler. Çünkü katılımcılar, ziyaretçilerden 1 saat önce giriş yapabilirler. Ancak biz ilk gün standımızı açmaya gittiğimizde, kendi standlarını da açmak için erken
gelen ve giriş yapan diğer katılımcı firmalardan bizim standımıza yoğun bir ilgi ile karşılaştık. Özellikle Özbek firmalarından Fujitsu markasını bilen pek çok sektör çalışanı daha fuar başlamadan bizlerle görüşmek ve ürünler hakkında bilgi almak için adeta sıraya girdiler. Fuar açılış saatinden sonra da son güne kadar ilgi hep üst seviyedeydi, fotoğrafları bile son gün fuar kapanış saatlerinde çekebildik. İlgiden son derece memnunuz, umarım bu ilgiyi kısa süre içinde profesyonel işbirliğine dönüştürebiliriz. Çünkü potansiyeli olan ve dışarıdan bir elin kendilerine uzanmasını bekleyen çok ciddi kontaklar olduğunu bu fuar bize gösterdi” dedi.
Ariston Thermo 2015´te enerji tasarruflu ürünlerle büyüyecek
Thermo Türkiye bayilerini Roma’da ağırladı Isıtma sektörü ürünlerinde dünya devi Ariston Thermo, bu yıl bayileriyle Roma’da bir araya geldi. Türkiye genelinde 120 bayinin katıldığı toplantıda, Ariston Thermo 2014 değerlendirmesi yapıldı ve 2015 yılı hedefleri aktarıldı. Ariston Thermo, sürdürülebilir büyüme için tüm uzun vadeli hedeflerini enerji tasarruflu ürünlere odakladığını açıkladı. KALİTE, güven ve enerji tasarrufunu bir arada sunarak yaşam alanlarında yüksek konfor sağlayan Ariston Thermo, 28 Şubat - 03 Mart 2015 tarihleri arasında İtalya’nın Roma şehrinde Türkiye genelindeki bayileriyle bir araya geldi. Toplamda 120 bayinin katıldığı toplantıda, Ariston Thermo 2014 değerlendirmesi yapıldı ve 2015 yılı hedefleri aktarıldı. Ariston Thermo Türkiye Genel Müdürü Mete Zadil açılış konuşmasında Ariston Thermo’nun sürdürülebilir büyüme için tüm uzun vadeli hedeflerini enerji tasarruflu ürünlere odakladığını açıkladı. 2014 yıl sonu rakamlarına göre Ariston Thermo’nun cirosunun yüzde 45’ini yüksek verimli ürünlerden ve yenilenebilir enerji teknolojilerinden sağladığını belirten Zadil, 2020 yılında bu rakamın yüzde 80’lere ulaşmasının hedeflendiğini belirtti.
48
2015 yılı marka hedefleri ve pazarlama stratejisi hakkında bilgiler paylaşan Ariston Thermo Türkiye Pazarlama Müdürü Işıl Aksoy ise, yapılan pazarlama ve iletişim çalışmaları sonucu olarak Ariston Thermo’nun marka bilinirliğini bir yılda yüzde 100 arttırdığını belirtti. Nihai tüketiciye yönelik yoğun reklam çalışmaları ile marka algısını yukarı taşımayı, Ariston Thermo markasını beyaz eşyadan farklılaştırmayı ve enerji verimli ürünleri ön plana çıkarmayı hedeflediklerini belirten Aksoy, üstün Ariston teknolojisini ön plana odaklı çalışmalara ağırlık verdiklerini vurguladı. 2015’te marka ortaklıkları ile nihai tüketiciye maksimum erişim sağlayacaklarını belirten Aksoy, AVEA ve Yapı Kredi gibi marka işbirlikleriyle ilgili bilgi verdi. Aksoy’dan sonra söz alan Ariston Thermo Türkiye Proje ve Sistem Ürünleri
Müdürü Nihat Yıldırım da ürün gamına eklenen yenilikçi ürünler ve çözümlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Her yıl geleneksel olarak düzenlenen ve bu sefer Roma’da yapılan toplantıda bayilere özel kültür ve gezi turları düzenlendi ve Vatikan ziyareti gerçekleştirildi. Bayi gezisinin ilk ayağında, İspanyol Merdivenleri, Aşk Çeşmesi, Pantheon Meydanı, Navona Meydanı gibi İtalya’nın cazibe merkezlerini kapsayan “Water & Stones” turunun ardından özel şovların sergilendiği şehrin ünlü simalarının uğrak yeri Tanagra restoranda akşam yemeği düzenlendi. Gezinin ikinci gününde Saint Pietro Kilisesi ve Vatikan turu yapıldı. Bayi gezisinin sürprizi ise İtalya Serie A Ligi’nin en heyecanlı karşılaşmalarından biri olan Roma - Juventus maçıydı. Ariston bayileri İtalya Serie A 25. hafta kapanış mücadelesini Stadio Olimpico’da izledi.
Söyleşi
Bosch Termoteknik’in odak noktaları: İnovasyon, teknoloji ve eğitim Enerji verimli ısıtma sistemleri, sıcak su çözümleri ve soğutma sistemleriyle Avrupa’nın önde gelen üreticilerinden olan, birçok güçlü uluslararası ve yerel markaya sahip, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya ülkelerinde çeşitlendirilmiş ürün gamıyla üretim yapan Bosch Termoteknik Türkiye ve Kafkasya-Ortadoğu Pazarlama Direktörü Ali Aktaş ile 23 yıllık sektör deneyimi üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Mechanic ailesi olarak bize zaman ayırdığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
50
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz? Isıtma ve soğutma sektörü ile 1992 yılında üniversite 3. Sınıfta iken tanıştım. İlk olarak Isısan firmasında satış ve daha sonraki yıllarda satış sonrası hizmetlerde görev yaptım. Bu süre içerisinde Türkiye ve Ortadoğu çapında yetkili servis ağının kurulması ve geliştirilmesi üzerine çalıştım. Isısan firmasının Bosch Termoteknik firması bünyesine katılması ile bu süreçlerimizi ve tecrübelerimizi dünya çapında diğer Bosch firmaları ile paylaşma imkanı bulduk. 2014 yılı itibari ile görevime Bosch Termoteknik firmasında Türkiye ve Kafkasya-Ortadoğu bölgeleri pazarlama
Söyleşi Bosch Termoteknik’in ürün gamından bahseder misiniz? Bosch Termoteknik Türkiye, yoğuşmalı ve konvansiyonel duvar tipi kombi ve kazanlar, yer tipi kazanlar, endüstriyel buhar kazanları, güneş enerjisi sistemleri, , inverter ısı pompaları, bireysel, ticari ve VRF klima sistemleri, havalandırma / iklimlendirme ve ticari ürünler portföyü ile faaliyet gösteriyor. 109 bin metrekarelik alanda faaliyet gösteren fabrikamızda, Türkiye pazarında önemli bir yere sahip olan Buderus ve Bosch markalı yoğuşmalı ve konvansiyonel kombi ve ısı pompaları üretiliyor.
direktörü olarak devam etmekteyim. Bu görev çerçevesinde, tüm pazarlama ve reklam aktiviteleri, ürün yönetimi, teknik eğitim ve müşteri ilişkileri merkezimizin sorumluluğunu yürütmekteyim. Bu mesleği seçmenizdeki en büyük etken nedir? Mühendislik mesleğini seçmemdeki en büyük etken bu mesleğin kökünde matematiğin olmasıydı. Lise zamanlarında kesin ve net kavramları sevmem, beni özünde, netlik ve sebep-sonuç ilişkisi olan bu mesleğe yönlendirdi. HVAC-R alanını seçmemde ise üniversite 3.sınıfta tanışma şansını bulduğum çok değerli kişilerin, o günün ötesindeki yenilikçi yaklaşımları ve sürekli bilgi paylaşmaları ile kendimi geliştirebileceğim bir alan olarak görmem sebep olmuştur. Bosch Termoteknik’ten biraz bahseder misiniz? Bosch Termoteknik, enerji verimli ısıtma sistemleri, sıcak su çözümleri ve soğutma sistemleriyle Avrupa’nın önde gelen üreticilerindendir. Bosch Termoteknik, birçok güçlü uluslararası ve yerel markaya sahip olup, Avrupa, Kuzey Amerika ve Asya ülkelerinde çeşitlendirilmiş ürün gamıyla üretim yapmaktadır. 100 yılı aşkın süredir tüm iş kollarımız ile ürün geliştirmeden satış sonrası hizmetlere kadar faaliyet gösterdiğimiz Türkiye, Bosch’un çok önemli bir pazarı ve uzmanlık merkezidir. Bu yapının bir uzantısı bizim iş kolumuz olan Bosch Termoteknik; üretim, satış, pazarlama, AR-GE gibi tüm birimleriyle Türkiye’de faaliyet göstermektedir. Türkiye’nin yanı sıra Orta Doğu ve Kafkasya bölgesindeki 17 ülke de şirketimizin sorumluluk alanında bulunuyor. Manisa’daki fabrikamız 870 çalışanımızla kombi, ısı pompası ve komponent üretiminde rekorlar kırıyor. Duvar tipi kombilerde; 24 cihaz ailesi için 800’den fazla tipte üretim gerçekleştiriyoruz. Bunun yüzde 60’ı yoğuşmalı, yüzde 40’ı konvansiyonel cihazlardan oluşuyor. Üretimimizin yaklaşık yüzde 70’i 34 ülkeye ihraç ediliyor.
52
Sürekli değişen ve gelişen bir sektördesiniz. Çalışanlar ve bayileriniz sektör konusunda nereden bilgi alıyor? Eğitimler veriyor musunuz? Sizin de bahsettiğiniz gibi sürekli gelişen ve değişen bir sektör içinde yaşıyoruz. İnovasyon, teknoloji ve eğitimi odak noktasına almış bir şirket olarak, insan kaynağımızı, bayilerimizi ve paydaşlarımızı sürekli olarak sektörle ilgili güncel tutmaya ve teknik açıdan geliştirmeye dikkat ediyoruz. Bu nedenle bünyemizde Bosch Termoteknik Akademi var. Bosch Termoteknik Akademi firmamızın sahip olduğu teknik yetkinlik ve bilgi birikimini kendi çalışanlarının yanı sıra sektör içerisindeki diğer unsurlar ile de paylaşarak, hem sektöre hem de ülkemize hizmet etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla firma içi çalışanlarımız dışında, yetkili bayi ve yetkili servislerimizin personelleri, sektörde faaliyet gösteren projeciler, uygulamacılar, mühendis, tekniker ve teknisyenler, sivil toplum örgütleri, mimarlar ve eğitmenler hedef kitlemizi oluşturuyor. Bosch Termoteknik Akademi bünyesindeki eğitimler teknik eğitim koordinatörü ve teknik eğitmenlerden oluşan teknik eğitim birimi tarafından organize ediliyor. Teknik eğitim birimi, Akademimizin teknolojik alt yapısını geliştirmek ve eğitmenlerimizin yetkinliğini sürekli en üst seviyelerde tutmak üzere kuruldu. Akademimiz bünyesindeki İstanbul ve Ankara’daki Eğitim merkezlerimizde teorik eğitim salonlarımız, ısıtma ve klima sistemlerine özel uygulamalı eğitim salonlarımız bulunuyor. Uygulamalı eğitim salonlarımız çalışan ısıtma ve soğutma ürünleri ile donatılmış olup, ihtiyaca yönelik uygulamalı eğitimler için tasarlandı. Önümüzdeki dönemlerde hem işlevselliği hem de avantajlarıyla ısı pompalarının daha çok tercih edileceği söyleniyor. Tam olarak ısı pompası nedir ve ne amaçla kullanılır? Isı pompası basit olarak, dışarıdaki havanın içinde mevcut olan düşük sıcaklıktaki ısı enerjisini alarak ısıtılması istenen iç ortama taşıyan ve sadece bu taşıma işlemi için elektrik kullanan bir sistemdir. Havadan suya ısı pompası aslında doğada mevcut olan, ancak sıcaklığı düşük olduğu için kullanamadığımız enerjiyi, sıcaklığını yükselterek kullanmamızı sağlar. Doğal enerji kaynaklarından en kolay bulunanı havadır. Isı pompasında elde edilen ısı elektrik ile değil, dışarıdan alınan ısıdır. Elde edilen ısının iç ortamda dağıtılması işlemi ise en kolay su kullanılarak yapılır. Yani kombide olduğu gibi önce suyu ısıtırsınız. Sonra bu sıcak suyu ısıtılması istenen yere pompalarsınız
Söyleşi Buderus Isı pompalarının ekonomik avantajları nedir? Isı pompası kullanarak tasarruf edebilir miyiz? Isı pompaları yakıt olarak doğada havanın içinde bulunan ısıyı ve bu ısıyı transfer etmek için de, diğer bir deyişle pompalamak için ise elektriği kullanır. Isı pompaları dış ortamdaki havadan emip içeriye taşıdığı her dört birim ısı enerjisi için bir birim de elektrik enerjisi harcar. Yani 1kW elektrik çeken bir ısı pompası 4 kW’lık bir ısıtma veya soğutma sağlar. Diğer bir deyişle bir koyup dört alırız. Bu sebeple işletmeleri çok ekonomiktir. Bugün itibariyle doğalgazın mevcut olmadığı her yerde en ekonomik ısıtma ve soğutma sistemi ısı pompası sistemidir. Ancak diğer sistemlere kıyasla kurulum maliyetleri biraz daha fazladır. Örnek vermek gerekirse, Türkiye’nin Batı kıyı bölgelerinde doğalgaz olmayan bir yerde en ucuz alternatif olarak LPG’li kat kaloriferi ve split klimalardan oluşan bir sistemi ısı pompası sistemi ile kıyaslarsak, ilk yatırım maliyetindeki fark kendini yaklaşık 5 senede amorti eder. Isı pompaları kullanım ömrü ortalama 15 sene olacak şekilde tasarlanmıştır. İlk başta fazladan ödeyeceğiniz kurulum maliyeti, yapılan tasarrufla yaklaşık 5 senede geri ödenmekte, daha sonrası ise kâr olarak görünmektedir. Isı pompaları bireysel ısıtma veya soğutma sistemleridir. Dolayısıyla ancak tesisatı bağımsız olan yerlerde kullanılabilir.
ve oradaki radyatörlerin içinden geçirerek ortamı ısıtırsınız. Isı pompası da ısıyı dışarıdaki havadan alarak suya yükler ve sonra da bu sıcak suyu tesisat ve radyatörlerin içerisinde dolaştırır. Isı pompası çalışma şekli gereği, dışarıdaki havadan ısıyı alabilmek için dış mekanda bulunması gereken bir dış ünite ve sonrasında ısıtılmış suyu içerideki tesisatta dolaştıracak pompayı da ihtiva eden bir iç üniteden oluşur. Ayrıca ihtiyaç duyulursa bu sisteme sıcak kullanım suyu hazırlamak için bir boyler, yani bir sıcak su kazanı da eklenebilir. Buna göre ısı pompaları aynı zamanda soğutma işlemi de yapıyor değil mi? Buderus Isı pompalarının soğutma özelliği de var mı? Evet, ısı pompasının bir avantajı ters çalıştırılabilmesi, diğer bir deyişle iç mekandan aldığı ısıyı dış ortama taşıyabilmesi, dolayısıyla evin içini soğutabilmesidir. Isı pompası sayesinde yazın da evinizi soğutabilirsiniz. Ancak bunun için ev içindeki tesisatın soğuk su taşıyabilecek şekilde tasarlanmış ve izole edilmiş olması gerekir. Zira izole edilmemiş soğuk yüzeylerin üzerinde havanın içindeki rutubet yoğuşur ve bulundukları yerin ıslanmasına sebep olur. Hem ısıtma hem de soğutma yapılacaksa iç tesisatta sadece radyatör yeterli değildir. İlave olarak yerden serinletme tesisatı ya da fancoil cihazları kullanılmalıdır.
54
Teknik olarak baktığımızda Buderus Isı Pompalarının özellikleri nelerdir? Buderus Logatherm ısı pompası iç ünite, dış ünite ve sıcak su boylerinden oluşan komple bir sistemdir. Isıtma işlemi yerden ısıtma, radyatör veya fancoil cihazları ile yapılırken, soğutma ise fancoil cihazları ya da yerden serinletme sistemi ile yapılabilir. Buderus ısı pompalarında Comfort serisi, 8-11-14-16kW olmak üzere dört farklı kapasiteden oluşur. Sistem, ısıtma konumunda tesisat suyunu 55 dereceye kadar ısıtabilmekte, soğutma modunda ise 5 dereceye kadar soğutabilmektedir. Isı pompaları ısıtmada -20 derece dış hava sıcaklığına kadar, soğutmada ise +46 derece dış hava sıcaklığına kadar sorunsuz çalışabilmektedir. Su tesisatı tarafında sirkülasyon pompası, kapalı genleşme tankı, pürjör, takviye ısıtıcı, filtre gibi ihtiyaç olan tüm elemanlar iç ünite içerisine dahil edilmiştir. İç ünite bileşenlerinin tümü yoğuşmaya karşı kauçuk izolasyon malzemesi ile izole edilmiştir. Bu aynı zamanda uzun ömrün garantisidir. Buderus Logatherm ısı pompalarının en büyük özelliklerinden biri de kumanda panelinin Türkçe olması ve çok kolay ayarlanabilmesidir. İstenirse oda sıcaklığına göre ayarlama yapabilen opsiyonel oda termostatı da sisteme bağlanabilmektedir. Sıcak kullanım suyu ihtiyacını da çözen sistemde, ihtiyaca göre 200 veya 300 litre olmak üzere iki farklı hacimde sıcak su boyleri kullanılabilmektedir. Logatherm’in Hybrid modeli ise ısı pompasının bağlandığı yerde hali hazırda bir ısıtma sistemi varsa, mevcut eski ısıtma sistemiyle eşzamanlı çalışabilmesini sağlayan ek bağlantı ve kontrol imkanları sunan modeldir.
Ürün
Grundfos Oxiperm Pro: Dezenfeksiyon uygulamalarında gelişmiş çözümler Temiz, güvenilir içme suyu sağlamak ve mikroplarla mücadele etmek için kullanılan Grundfos Oxiperm Pro çözümleri özellikle; oteller, hastaneler, yüzme tesisleri, spor salonları gibi alanlarda ve yüksek binalarda tercih edilir. İÇME sularımızın veya duş almak gibi amaçlarla kullandığımız suyun, lejyonella gibi bakterilerden arındırılması insan sağlığı için hayati önem taşır. Oxiperm Pro® klordioksit üretme sistemleri, bu noktada devreye girerek dezenfeksiyon uygulamalarında arzu edilen başarıyı garantiler. Oxiperm Pro sistemleri, seyreltilmiş soydum klorit (NaClO2, %7,5) ve hidroklorik asit (HCl, %9) çözeltileri kullanarak 5, 10, 30 veya 60 g/saat olmak üzere dört seviyede klordioksit üretir. Suyun mikroplardan arındırılmasında klordioksitin bir dezenfektan olarak kullanılması büyük bir artıdır. Bunun nedeni öncelikle, klordioksitin bir dezenfektan olarak boru sistemlerinde, dozajlama
işlemi yeniden yapılmasa bile, uzun süre kalabilmesidir. Klordioksitin diğer dezenfektanlara göre bir diğer avantajı da biyofilm ile birlikte mikroorganizmaların çoğalma ortamını da yok etmesi ve bu ortamın yeniden oluşmasını engellemesidir.
Oxiperm Pro’nun klordioksit üreterek sağladığı avantajın dışında göze çarpan bazı özellikleri şunlardır: • Kompakt tasarımı sayesinde dar alanlara monte edilebilir.
• Daha az kimyasal kullanıldığından, diğer sistemlerle karşılaştırıldığında %67’ye kadar hidroklorik asit tasarrufu sağlar ve işletim maliyetlerini azaltır. • Binanın su kaynağına herhangi bir müdahale gerekmeden kolaylıkla kurulabilir. • Akışın olmadığı boru sistemlerinde etkili sonuçlar verir. • Suyun tadını veya kokusunu değiştirmez. • Entegre kontrol sistemi sayesinde güvenilir çalışma sağlar. Oxiperm Pro, son kullanıcıların güvenilir ve sağlıklı su tüketmesi amacıyla suyu etkili bir şekilde mikroplardan arındıran gelişmiş çözümlerdir.
Buderus Güneş Enerjisi Sistemleri yüksek verim enerji tasarrufu ve konfor ile evinizi ısıtıyor İleri teknolojiye sahip Buderus Güneş Enerjisi Sistemleri, güneş enerjisinden en verimli şekilde yararlanılmasını sağlıyor. Yüksek verim ve konforu birarada sunarken sıcak su ve ısıtma kalitesini ortaya koyuyor. GİDEREK artan çevre kirliliği, küresel iklim değişikliği, enerji kaynaklarının tükenmesi gibi faktörler yenilenebilir kaynakların önemini her geçen gün artırıyor. Gelişmeler, güneş enerjisi sistemlerinin önümüzdeki dönemde daha da önem kazanacağını gösteriyor. Buderus da yüksek verim ve enerji tasarrufu sağlayan yenilenebilir enerjiler ve alternatif sistemler alanında hem sistem tedarikçisi hem de üretici olarak lider konuma sahip… Buderus, güneş enerjisi üzerine sunduğu ürün grubundaki çok çeşitlilik ile de dikkat çekiyor. Geniş yelpazede ısıtma sistemlerine uyum
56
sağlayan Buderus Güneş enerjisi sistemleri, kullanma sıcak suyu ve ısıtma desteği sağlayarak kullanıcısına yüksek verim ve konfor sunuyor. Ayrıca Buderus Güneş Enerjisi sistemleri ısı pompaları ile de kombine edilerek enerjinin en etkin şekilde kullanımını sağlıyor. Bu entegre sistemler
ile de hem kullanım suyu, hem mekân ısıtma – soğutması ihtiyacı karşılanıyor. Ürünler arasında kullanım suyu, mekân ve havuz ısıtmasına destek verecek, her türlü çatı ve cepheye uyumlu; Buderus pompalı güneş enerjisi sistemleri, doğal dolaşımlı düzlemsel kolektörlü kapalı devre kullanım suyu ısıtması sistemleri, vakum tüplü açık ve kapalı kullanım suyu ısıtma sistemleri yer alıyor. Tüm bu sistem alternatifleri ile; apartman daireleri, villalar gibi küçük sistemlerden fabrika, otel ve hastane gibi büyük ölçekli sistemlere kadar çözümler sunulabiliyor.
Ürün
SFA SANIHYDRO WC Öğütücüleri ve pompaları İstediğiniz yere WC-Banyo-Mutfak kurun WC Öğütücüleri bodrum katı, çatı katı ve gider borusuna uzak kalan yerlere, tuvalet veya banyo monte etme imkânı sunuyor. DİKEY olarak 11 metreye, yatay olarak 110 metreye kadar atıkları pompalayabilen öğütücüler, ekonomik, pratik ve estetik bir çözüm sağlıyor. Atıkların tahliyesi 32 mm çaptaki PVC/ PPRC borular aracılığıyla yapılıyor. SFA öğütücüleri koku yapmıyor ve çok düşük seviyedeki sesle çalışıyor. Basit montaj yöntemi sayesinde, hızlı ve kolay uygulanabilir bir sistem olup, restorasyon ve tadilat işlemlerinde kullanıcılarına esneklik sağlıyor.
SANICUBIC 2 XL IP68 çalışma prensibi Cihaz 3 adet seviye algılama çubuğu ile donatılmıştır; 2 adedi motorun çalışmasını tetikleyen switch’lere, diğeri ise alarm switch’ine bağlıdır. · 2 algılama çubuğu (uzun) Normal çalışma modunda hazne içerisindeki atık sular belirli bir seviyeye ulaştığında switch’i tetikleyip motorun çalışmasını sağlamaktadır. · Alarm çubuğu (kısa) Anormal bir durumda atık sular haznenin üst seviyesine ulaşır ve alarm switch’ini tetikler. Elektronik kart her iki pompaya çalışma komutu verir. Sesli ve görsel alarm devreye girer (cihazın üzerindeki panelin ve harici alarm modülünün kırmızı led ışığı yanar). Harici kablolu alarm modülü ürünle birlikte temin edilir. Cafe, restaurant, fitness salonu gibi iş yerlerinde yerleri kırmadan kolay ve hijyenik bir çözüm sağlar.
58
SANICUBIC 2 XL IP68 - teknik özellikleri: ·
· · · · · · · · ·
Bağlanabilen Üniteler: Maks. 10 klozet, banyo, mutfak ve çamaşır odasının atık suları, Dikey pompalama: 10 m’ye kadar, Yatay pompalama: 110 m’ye kadar, Deşarj boru çapı: 100 mm, Ortalama sıvı sıcaklığı: 35°C, Maks. Sıvı sıcaklığı: 70°C (kısa devreler – 5 dk. Maks.) Besleme voltajı ve frekans: 220 – 240 V / 50 Hz, Elektrik tüketimi: 2 motor X 2000 W, Boyutlar (g x d x y ): 913 x 713 x 404 mm. Cihaz ağırlığı (tüm aksesuarlar dahil) : 88 kg
· ·
Cihaz donmaya karşı korumalıdır Cihaz IP68 yüksek sızdırmazlık koruma sınıfındadır.
Boreas smart pack
“Akıllı paket” Teknoklima’nın İstanbul Beylikdüzü’nde kendi tesislerinde üretimini gerçekleştirdiği ve 2014 Ocak ayında pazara sunarak tanıtımını yaptığı klima santrali Boreas yeni teknolojisi smart pack “akıllı paket” ile sektörde fark yaratmaya devam ediyor.
SMART PACK, özellikle yenileme projelerinde bina içi taşıma problemlerini ortadan kaldırmak ve uzun mesafelerde yüksek nakliye maliyetlerini azaltmak için tasarlanmıştır. Smart Pack için belirlenen yöntem; bilgisayar yazılımı ile tüm parçaların yarı mamul halinde eksiksiz envanterini çıkarıp montaj kolaylığı sağlayacak şekilde paketlemek ve eğitimli teknik ekipler ile yerinde montaj yapmaktır. En sık uygulanan fabrikada montaj ve söküm işleminden sonra sahaya sevk yönteminde bağlantı elemanlarının zafiyeti söz konusu olmaktadır. Yine uygulanan başka bir yöntemde ise hiç montaj yapmadan çok fazla bileşenden oluşan paketler sevk edilerek montaj işlemi en temelden şantiye ortamında yapılmaktadır. Bu durumda proje hataları şantiyede ortaya çıkmakta, uygulanan çözümler zaman ve kalite kaybına yol açmaktadır. Montajın tamamı uzak şantiyelerde yapıldığında yerel işçilerin deneyimi, teknik resimler ve montaj kılavuzları yetersiz kalmaktadır. Smart Pack uygulamasında projeye özgün tüm tasarımlar ve montajlar önceden bilgisayar ortamında yapılmakta, projeye uygun yarı mamul montajları fabrika ortamında tamamlanarak, boşluksuz tasarlanmış paketler ile sevk edilmektedir. Önceden 3D bilgisayar ortamında tamamlanan montajlar sayesinde süpervizör denetiminde yerinde yapılan montajlar eksiksiz ve yanlışsız olarak tamamlanmaktadır. Teknoklima yeni inovasyon projeleri ve üretim tesisinde çalışan donanımlı Ar-ge ekibiyle yeni teknolojilerle sektörde yarattığı dinamizmi sürdürmeye devam ediyor.
60
Globe (ABD) marka gizli tip dekoratif kapaklı
“The Inch” sprinkler başlıkları Globe Fire Sprinkler Corporation’ın “The Inch” serisi gizli, ayarlanabilir kapaklı sprinkler başlıkları, estetik ihtiyaçları karşılayan bir tasarıma sahiptirler.
SPRİNKLERİN adından da anlaşılacağı üzere, kapak montajı 1 inch (25.4mm) ayar aralığında yapılabilmekte, bitmiş tavanlarda kolay montaj ve tavan yüzeyinde kesintisiz bir görüntü sağlamaktadır. “The Inch” serisi 1” (25.4mm) ayarlanabilir kapaklı sprinkler başlıkları endüstrideki tüm marka ürünler arasında en geniş ayar mesafesine sahip UL listeli ve FM onaylı sprinkler başlıklarıdır. Globe gizli tip sprinkler başlıklarının iç mekanizması tümüyle görünmez durumdadır ve görünen sadece 70mm veya 85mm çapındaki dekoratif kapaktır. Standart olarak beyaz ve kromajlı olarak üretilen dekoratif kapaklar, isteğe göre özel olarak farklı renklerde de üretilebilmektedir. Sprinkler aktivasyon sıcaklığına ulaşmadan önce ergir lehimle bağlı kapak düşer ve sprinkler mekanizması yerine oturur. Aktivasyon sıcaklığına ulaşıldığında ise sprinkler başlığı üzerindeki cam tüp patlayarak, suyun püskürtülmesi sağlanır. “The Inch” Serisi metrik K=80 (5.6) Sprinkler başlıkları, 57˚C, 68˚C, 79˚C ve 93˚C aktivasyon sıcaklıkları için UL listelidir. 68˚C, 79˚C ve 93˚C aktivasyon sıcaklıkları için ayrıca FM onayına sahiptirler.
62
Armacell, Armaflex Ultima
ile havalandırma kanallarında güvenlik, sağlık ve hijyen sağlıyor
Dünyanın lider elastomerik kauçuk köpüğü üreticisi Armacell GMBH tarafından üretilen Armaflex Ultima ürünü, yangın esnasında minimum duman salınımı ile olası bir yangın esnasında duman zehirlenmelerini minimuma indirir. BÜTÜN tesisat yalıtımı malzemelerinin ortak özelliği olan enerji tasarrufu konusunda standart bir elastomerik kauçuk köpüğünden beklenen performansı gösteren bu ürün, yüksek su buharı difüzyon direnci ile tesisatta oluşabilecek yoğuşmaya ve yoğuşmanın sebep olacağı korozyona da engel olur. Yüksek yoğunluğu ve kapalı gözenekli yapısı ile, özellikle havalandırma kanallarının yalıtımında, mineral esaslı klima levhalarına göre 4 kat daha uzun ömürlü olması ile birlikte, sağlık ve hijyen açısından da kusursuz bir yalıtım sağlamaktadır.
Armacell, Nh Armaflex asit içeren gazlara etkin koruma sağlıyor Dünyanın lider elastomerik kauçuk köpüğü üreticisi Armacell GMBH tarafından üretilen NH Armaflex ürünü, halojen içermeyen, kapalı gözenekli elastomerik kauçuk köpüğüdür. Yüksek ısı yalıtımı ve yoğuşma önleme performansının yanı sıra, halojensiz yapısı sayesinde asit içeren gazlara karşın etkin koruma gerektiren alanlarda tercih edilen NH Armaflex, özellikle marin grubu tesisat yalıtımlarında, vagon havalandırmalarının yalıtımlarında, nükleer santrallerde ve halojen veya klora içermeyen malzeme kullanımı gereken alanlarda tercih edilmektedir. DNV, FM Approval, Bureau Veritas gibi özel sertifikalara sahip olan NH Armaflex kullanıcıya sağladığı güven ile rakiplerinden ayrılıyor.
64
Ayvaz bıçaklı vanalar Ayvaz bıçaklı vanalar, düşük maliyetli ürünler olduğu için muadilleri arasında en çok tercih edilen vana türüdür. BU ürünler, çamur ve aşındırıcı uygulamalar için geliştirilmiş; özellikle aşındırıcı partiküller içeren akışkanlarda kullanılırlar. Akışkan geçişini, iki sızdırmazlık halkası arasında, geçiş yönüne dik olarak kayan bir bıçak (sürgü) ile kapatıp, açarak görevlerini yerine getirirler. Tam açık veya tam kapalı olarak çalışmaları tercih edilir. Hassas akış kontrolü için uygun değillerdir. Bıçaklı vanalar, daha çok lifli akışkanlarda, örneğin kağıt sanayii ve atık su hatlarında kullanılmaya uygun vanalardır. Tek parçalı gövdesi ve elastomer (EPDM, NBR, NR) siti ile tam sızdırmazlık sağlamaktadır. Akışkan özelliğine göre metal sitli de üretilebilir. Volanlı, dişli kutulu, zincir çarklı, pnömatik aktüatörlü ve elektrik aktüatörlü olabilir. Yükselen ve yükselmeyen milli alternatifl eriyle mevcuttur.
Avantajları: • Tam açık vana, akış için direnci oldukça düşük ve düzgün bir geçiş sağlar. • Her iki taraftan akış için de kullanılabilirler. • Vana herhangi bir konumda monte edilebilir. Ancak, milin yere dik ve volanın üstte olması tercih edilir. • Büyük anma çaplarında bile kısa vana boyu söz konusudur. • Ekonomik ve rahatlıkla temin edilebilirler. • Yüksek basınçlara uygun tipleri vardır. • Bakımı kolaydır. Akışkan cinsi: Yarı katı olarak adlandırabileceğimiz tüm akışkanlarda kullanımı tercih edilmektedir. Tahrik şekli: Genelde el ile, pnömatik aktüatörler ile Anma ölçüleri: DN 50’den DN 600’e kadar olabilmektedir. Çalışma sıcaklık aralığı: Genelde -10 °C ve +110 °C aralığındadır. Gövde malzemesi: GGG-40 Sfero Döküm Bağlantı: Flanşlı Bağlantı/Wafer Uygulamalar: • Kağıt Endüstrisi • Petro Kimya Endüstrisi- Aritma Tesisleri • Maden Sektörü • Kimyasal Üretim Tesisleri • Gıda • Kumanda sistemleri
66
REFLEX EXVOID HI-CAP ve REFLEX EXDIRT HI-CAP Yüksek kapasiteli
hava ve tortu pislik metal ayırıcılar Mekanik tesisat sistemlerinde, hava kabarcıkları gözle görülmeyecek kadar küçük şekilde borular içerisinde su ile beraber devir daim yapmaktadır. REFLEX Exvoid’ Hava Ayrıştırıcı’nın dikey kesiti, su giriş çıkışı bağlantı çaplarından daha büyük olduğundan ayrıştırıcı içerisindeki akış hızı azalır, Bu esnada ayrıştırıcı içerisindeki ağ düzenindeki tellere çarpan su içerisindeki hava kabarcıkları, oluşan türbulansın etkisiyle sudan ayrılır ve belli belirsiz yönlere hareket etmeye başlar. Bu sayede sistemdeki hava kabarcıkları, su debisi, yoğunluğu vs. gibi etkenlere bağlı olarak, doğal hareketi ile yükselir ve sistemden sorunsuz bir şekilde ayrışır. EXVOID HC, 3000 ton/saat debiye kadar
büyük kapasiteli sistemler için tesisattaki havanın sorunsuz, gürültüsüz ve eksiksiz olarak ayrıştırılması için özel olarak tasarlanmıştır. Özel tasarımı ile normalden daha uzun gövdesi sayesinde görevini başarıyla gerçekleştiren REFLEX EXVOID HC Hava Ayrıştırıcı’lar RES Enerji Sistemleri A.Ş. güvencesiyle tesisat sektörünün çözüm ihtiyacını gidermektedir. Mekanik tesisat sistemlerinde tesisat akışı içerisindeki hava dışında bir diğer önemli konuda, yeni tesisatlarda ilk çevrim sonrası malzemelerden aşınan partiküllerin, zamanla kalitesizleşen suda biriken pisliklerin, şebekeden tesisata gelen çamur ve tozun, sistemin sağlıklı ve en verimli şekilde çalışabilmesi için ayrıştırılmasıdır. Tıpkı EXVOID Hava Ayrıştırıcı’da olduğu gibi, EXDIRT Tortu, Pislik ve Metal Partikül Ayrıştırıcı’da da dikey kesit, su giriş çıkışı bağlantılarının çapından daha büyüktür. Bu sayede ayrıştırıcı cihaz içerisinde akış hızı azalır,cihaz içindeki ağ düzenindeki tellere çarpan suda türbülans meydana gelir ve bu türbülans sudaki partiküllerin rastgele hareket etmesine yol açar, Su akışına devam ederken, bu partiküller yoğunlukları sebebiyle cihazdan çıkamaz ve yavaş yavaş ayrıştırıcı cihazın alt tarafına doğru çökerler. Büyük kapasiteli sistemlerde, REFLEX şimdi yeni EXDIRT HC Tortu, Pislik ve Metal Partikül ayırıcılarını piyasaya sunmaktadır. Özel tasarlanan bu cihazlar, daha uzun gövde yapısı ile ayrıştırma işini sorunsuz bir şekilde yerine getirir, ve bunu çok düşük bir basınç kaybıyla gerçekleştirir. Özellikle yüksek katlı binalar, güç santralleri gibi büyük kapasitelerin ( 3000 ton/saat debiye kadar) olduğu sistemler için ideal olan bu ürünlerle, çalışan sistemi durdurmaya gerek olmadan temizleme kapağı vasıtasıyla biriken pislik atılabilir ve geri kapatılır, uzun vadede sistemde bulunan tüm cihazlar ve tesisat korunur. REFLEX EXDIRT HC Tortu, Pislik ve Metal Partikül Ayrıştırıcı’lar RES Enerji Sistemleri A.Ş.’nin alanında uzman mühendislik bilgisi ile sektörün hizmetine sunulmuştur.
Termo Teknik tarafından 2013 yılından bu yana Türk tüketicisine sunulan, tasarımıyla çevreye ve tasarrufuyla bütçeye duyarlı duvar tipi yoğuşmalı kazan EVOMAX, gerek kamu kurumlarınca, gerek ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan binalara önem veren proje sahipleri tarafından tercih ediliyor.
Termo Teknik EVOMAX duvar tipi yoğuşmalı kazanlar çevre dostu ve sessiz
tasarıma sahip YENİ konut projelerinde artan merkezi ısıtma sistemleri tercihi, merkezi sistemlerin efektif ve uzun vadeli yatırımda önemine gün geçtikçe daha fazla dikkat çekiyor. Bu anlamda doğa temalı projeler tercih ettikleri ısıtma ürünlerinde de çevreci ürünlere öncelik tanıyor.
Tasarımda ve kullanımda doğa dostu ürün ihtiyacı Doğa temalı konut projeleri, tükenen doğa kaynaklarının her gün daha fazla gündeme geldiği ve hızla kentleşen yaşam alanlarımızda, tüketicinin doğa ve yeşil arayışını karşılamak üzere birbirinden farklı
proje konseptleri sunuyor. Peyzaj tasarımından iç mimariye kadar doğaya yakın konseptlerde tasarlanmış konutlarda yaşama isteğimiz kadar; doğa sevgimizi kullandığımız ürünlerde de göstermek önem kazanıyor. Gerçekten çevreci tasarım anlayışına sahip proje sahipleri, seçtikleri tesisat ve dekorasyon malzemelerinde de seçici davranıyor. 100 yılı aşkın süredir İngiltere Isıtma Sektörünün, en önde giden kuruluşlarının arasında yer alan Ideal Stelrad Group (ISG)’un İngiltere’deki fabrikalarında üretilen kombi ve kazan serisi tasarlanırken; yüksek verim ve performans sağlayan, düşük enerji tüketimine sahip, karbondioksit ve atık gaz seviyesi (NOx) az, yenilenebilir enerji kullanımına olanak sağlayan, kolay kullanımlı ve sessiz çalışan, çevre dostu olmaları en önemli kriterler olarak belirleniyor.
Ekolojik, konforlu, sessiz ve verimli çözüm 2013 yılından bu yana ISG’nin Türkiye iştiraki Termo Teknik tarafından Türk tüketicisine sunulan ve küresel ısınmanın etkilerini azaltmayı amaçlayarak tasarımıyla çevreye ve tasarrufuyla bütçeye duyarlı duvar tipi yoğuşmalı kazan EVOMAX, gerek kamu kurumlarınca, gerek ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltan binalara önem veren proje sahipleri tarafından tercih ediliyor. Sınıf 5 değerinde, 40mg/kWh değerinin altında düşük NOx emisyonu sağlayan EVOMAX, kullandığı kontrol paneli ile başka bir kontrol paneline ihtiyaç duymadan güneş kolektörünün kazanlarla uyumlu çalışmasını sağlayan yeşile saygılı bir ürün. Alüminyum silisyum alaşımlı döküm eşanjörü ile kazanın termal şoklara, ısıl gerilmelere ve korozyona dayanıklılığı artırılan EVOMAX, işletme maliyetlerini düşük tutmak için yüzde 110 verim oranına kadar kısmi yükte çalışabiliyor.
30 kW’tan 3,5 Megavat (MW)’a kadar ısıtma ihtiyaçlarında, bireysel ve endüstriyel binalara sistem çözümü Avrupa’da çevreyi korumaya yönelik uygulanan bir çok yönetmeliğe bağlı olarak ürettiği doğa dostu ısıtma ürünlerini aynı grubun Türkiye’deki iştiraki olan Termo Teknik ile Türk tüketicisine ve inşaat sektörüne sunuyor. Geniş bir merkezi ısıtma sistemi ürün yelpazesi sunan Termo Teknik, 30 kW’tan 3,5 megavat (MW)’a kadar ısıtma kapasitesi ihtiyaçlarında, bireysel konut projelerden endüstriyel tesislere varıncaya kadar çok geniş bir alanda sayısı 500’e ulaşan satış noktası ve 140’ı aşan servis noktası ile sunuyor.
Farklı ısıtma kapasitesi ihtiyaçlarına uygun, esnek sistem tasarımları 42, 65, 90, 105, 125 ve 160 kW kapasite seçenekleriyle farklı kapasite ihtiyaçlarına bile sorunsuz yanıt verebilen EVOMAX, kurulum, bakım ve kullanım kolaylığı sağlayan tasarım özelliklerine de sahip. Isı talebine bağlı olarak kaskad kontrol paneli 15 adete kadar kazanı ( toplam 2400 Kw = 2.000.000 kcal/h ) kaskad bağlantı ile kontrol edilebiliyor ve kompakt boyutlarıyla bu ısımta kapasitesini dar alanlarda bile sağlayabiliyor. En yüksek ses seviyesi 56 dB olan (ortalama bir buzdolabının çalışırken çıkardığı ses kadar), 3 yıllık standart garanti ile sunuluyor.
Sürdürülebilir Enerji
ETADER, CNR Energy İstanbul Fuarı’nda Enerji ve Isı Tasarrufu Derneği (ETADER), enerji sektörünün buluştuğu CNR Energy İstanbul Fuarı’na katıldı. Fuar çerçevesinde düzenlenen konferansta söz alan ETADER Başkanı Zafer Yavuztürk enerji tasarrufu konusunda önemli mesajlar verdi ENERJİ ve Isı Tasarrufu Derneği (ETADER), 19-21 Mart tarihleri arasında düzenlenen ve enerji sektörünün kalbinin attığı CNR Energy İstanbul Fuarı’na katıldı. Fuar kapsamında düzenlenen konferansın açılış konuşmaları Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Yusuf Yazar ve İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından gerçekleştirildi. “Dünya, AB ve Türkiye Enerji Sektörü ile İlgili Genel Durum Değerlendirmeleri” paneline katılan ETADER Başkanı Zafer Yavuztürk, Türkiye Enerji Sektörüne dair önemli mesajlar verdi.
“Kullandığın kadar öde” sistemi vatandaşın yüzünü güldürüyor CNR Energy İstanbul Fuarı’nın açılış konuşmalarının ardından düzenlenen “Dünya, AB ve Türkiye Enerji Sektörü ile İlgili Genel Durum Değerlendirmeleri” panelinde konuşan Yavuztürk; 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Yasası ve ilgili yönetmelikler gereği kanunen 1 Mayıs 2012 tarihi itibarıyla zorunlu kılınan, merkezi sistem ile ısınan, tüm eski veya yeni binalarda, ısı tüketiminin ölçümü, sıcaklık kontrol ekipmanları ve ‘Kullandığın kadar öde’ sistemi hakkında bilgi verdi. Sistemin vatandaşa ve ülke ekonomisine faydalarını aktaran Yavuztürk, dairelerde ısı tüketiminin, Isı Pay Ölçerler veya Isı Sayaçları ile ölçülmesi ve daire ısısının kontrolü için radyatörlerde termostatik radyatör vanaları kullanılmasıyla daire sakininin tüketimine göre ısı parası ödediğini; sonuç olarak tüketicilerin gereksiz ısıyı israf etmek yerine tasarruf ettiğini belirtti. “Kullandığın kadar öde” sistemine geçen bir dairenin, yaklaşık olarak yılda 600 TL civarında tasarruf ettiğini vurgulayan Yavuztürk, doğalgaz
72
tüketiminin bina bazında ortalama %27,5 düştüğünü, sistemin uygulandığı binalarda ise toplamda yaklaşık 240 Milyon TL doğalgaz tasarrufu elde edildiğini sözlerine ekledi. Kanuni zorunluluğa rağmen, ısı ölçümü ve gider paylaşım sistemini kullanan daire sayısının sadece 400 Bin civarında olduğunu belirten Yavuztürk; bilinçli ısı tüketiminin, merkezi sistem ile ısınan bir dairede oturan daire sakininin senelik yaklaşık 600 TL civarında tasarruf elde etmesini sağladığını belirtti.
Isı Ölçümü ve Gider Paylaşım Sistemiyle 1.2 milyar TL enerji tasarrufu sağlanacak Ülkemizde yaklaşık 2 milyon konutun merkezi ısıtma sistemi ile ısındığına ifade eden Yavuztürk, “Devletimiz, merkezi sistemle ısınan dairelerdeki tüketicileri bilinçlendirerek yılda 1.2 Milyar TL enerji tasarrufu elde edebilir.” diyerek, “Kullandığın kadar öde”
sisteminin milli servet üzerindeki olumlu etkilerini vurguladı.
“Kullandığın kadar öde” sistemiyle CO2 emisyonu 95 milyon ton azalabilir “Kullandığın kadar öde” sisteminin bütçeye sağladığı faydalar kadar çevreye de yarar sağladığını belirten Zafer Yavuztürk, Almanya Dresden Üniversitesi’nde enerji tasarrufu ile ilgili yapılan bir araştırmayı örnek göstererek 320.000 binanın ve 3.3 Milyon dairenin incelendiğini ve eski tip verimsiz cihazların yerine enerji verimli cihazların kullanımının büyük faydalar sağladığı, Isı Gider Paylaşımı yapılmasının daha da iyi sonuçlar getirdiğinin gözlemlendiğini belirtti. 1981-2012 yılları arasında enerji tasarruflu çözümlerle CO2 emisyonunun 348 Milyon ton azaltıldığını vurgulayan Yavuztürk; 2020’ye kadar CO2 emisyonunun sadece “Kullandığın kadar öde” yöntemiyle 95 Milyon ton daha da azaltılabileceğini sözlerine ekledi.
Sürdürülebilir Enerji
Wilo ve Atlas Dergisi Dünya Su Günü için el ele verdi Doğa tutkunları azalan su kaynaklarına dikkat çekmek için yürüdü Pompa sistemleri sektörünün lider kuruluşu Wilo ile doğa tutkunu gezginlerin vazgeçilmezi Atlas Dergisi işbirliğiyle Dünya Su Günü kapsamında, İstanbul’da su yürüyüşü düzenlendi. “Su İçin Yürüyoruz” etkinliği, 21 Mart Cumartesi günü Ağva’da gerçekleştirildi. Azalan su kaynaklarına ve temiz suya ihtiyaç duyan insanlara dikkat çekmek için yapılan etkinlikte konuşan Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, “Wilo olarak ürettiğimiz pompalarla dünyanın dört bir yanında suyu bir noktadan başka bir noktaya taşıyoruz. Biz suyun değerini çok iyi biliyoruz. Su kaynaklarının gelecek nesillere temiz bir şekilde aktarılması ve verimli kullanılması için çaba göstermeye devam edeceğiz” dedi. HAYATIN kaynağı olan suya yön veren Wilo Pompa Sistemleri, suyun izinden giderek farkındalık yaratmayı amaçlayan etkinliklerine bir yenisini ekledi. İlki 2013’te yapılan “Su İçin Yürüyoruz” etkinliği, suyun verimli kullanılmasına ve azalan su kaynaklarına dikkat çekmek için bu yıl da düzenlendi. “Su İçin Yürüyoruz” etkinliği, bu yıl Atlas Dergisi’nin ve okurlarının da katılımıyla farklı bir boyut kazandı. Dünya Su Günü kapsamında 21 Mart Cumartesi günü Ağva’da gerçekleştirilen etkinlikte, dünyanın giderek azalan doğal su kaynaklarına ve Afrika’da su kaynaklarına ulaşmak için kilometrelerce yürümek zorunda kalan çocukların yaşam koşullarına dikkat çekildi. Wilo’nun, Atlas Dergisi’nin desteğiyle düzenlediği “Su İçin Yürüyoruz” etkinliği, doğa tutkunu okurlardan büyük ilgi gördü.
74
Şehir karmaşasından uzak, muhteşem bir atmosferde yapılan yürüyüşün katılımcıları, rehber eşliğinde Ağva’nın doğa değerlerini inceleme olanağı buldu. Katılımcılar, 5 kilometrelik Kilimli Parkuru’nda yapılan yürüyüşte, eşsiz güzellikteki koyları, kaya heykellerini, doğal köprüleri ve havuzları ile olağanüstü bir doğaya tanıklık etti. Ormanları ve su kaynaklarını yakından tanıma imkânına kavuşan doğa tutkunları, suyun önemine vurgu yapan yürüyüşte, doğa ile iç içe, unutulmaz bir gün geçirdi. Yürüyüşe katılan Wilo Türkiye Genel Müdürü Ercüment Yalçın, “Wilo olarak ürettiğimiz pompalarla dünyanın dört bir yanında suyu bir noktadan başka bir noktaya taşıyoruz. Biz suyun değerini çok iyi biliyoruz. Bu bilincin Türkiye’de ve dünyada yerleşmesi için çaba sarf
etmeye devam edeceğiz” dedi. Dünyadaki su kaynaklarının her geçen gün tükenmeye yüz tuttuğunu ifade eden Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: “Enerji tasarrufu ve suyun verimli kullanılması konuları, dünya gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Biz de Wilo olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye çalışıyoruz. Suyun verimli kullanılması ve geleceğe taşınması konusunda şimdiye kadar pek çok farkındalık çalışması yaptık. ‘Su İçin Yürüyoruz’ etkinliği de, yaptığımız bu çalışmaların en önemli örneklerinden biri oldu. Sizlere de bugün etkinliğimize katılarak bize destek olduğunuz için çok teşekkür ediyorum” dedi. Yüksek oranda enerji verimliliği sağlayan ürünleriyle pompa sektöründe lider konumda bulunan Wilo, sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirmeye devam edecek.
Makine Mühendisi BAŞAK YAPI
Arman TOGAÇ
Teknik Yazı
Elektrostatik hava temizleme santralleri
ÖZELLİKLE sanayi tipi mutfaklar başta olmak üzere, irili ufaklı tüm yiyecek hazırlama ve pişirme yerlerinde hazırlanan yemeğin buharlaşan yağından kaynaklı oluşan kötü koku, dış atmosfere atılması esnasında çevre binalara, yakın çevrede yaşayan insanlara ve de en önemlisi doğaya, konforlu yaşam şartlarını engelleyecek ölçüde rahatsızlık ve zarar vermektedir. İnsanların doğal ihtiyacı olan yemeğin pişirilmesi ile oluşan bu kokular, her gün ve her pişirme esnasında doğaya salınmaya devam edecektir. Önüne geçilmesi mümkün görünmeyen bu sorun ile ilgili 1988’den beri faaliyet gösteren sektörün önde gelen firmalarından biri olan Başak Yapı, Menşei ABD olan Trion marka elektrostatik filtreleri 5 yıldır ülkemize ithal ederek, diğer faaliyet alanlarında olduğu gibi bu alanda da öncü firma olma hedefindedir. Bu anlayışla Ar-Ge çalışmalarına ağırlık veren firma, Green Pozitron adını verdiği elektrostatik santralleri geliştirmiştir. Green Pozitron, filtrasyon sistemlerinin akıllı kombinasyonu olarak da değerlendirilebilir. Green Pozitron, bir kabin içerisinde, ön metal filtre, elektrostatik filtre, aktif karbon filtre, son metal filtre ve aspiratör hücresini barındırmakta ve bunların tamamı bir kontrol panosu tarafından yönetilebilmektedir. Bu sayede Green Pozitron’un koku tutma yeteneği maksimum seviyelere ulaşmaktadır. İçerisinde koku tutan partiküller, Green Pozitron’un müşteri isteğine bağlı olarak plug, kayış kasnak mekanizmalı veya çift motorlu olarak üretilebilen aspiratörleri ile emilir ve birinci etapta kullanım ömrü sonsuz olan metal filtreden geçerek, partikül boyutu küçültülür. Buradan, kopma ve kırılmalara dayanıklı, aynı zamanda da uzun ömürlü tırnaklı iyonizerleri ve çalışan personel güvenliğini maksimumum seviyelere çıkarmak için kullanılan seramik izolatörleri ile piyasadaki rakiplerine üstünlük sağlayan, bakım ve yedek parça maliyetlerinin de teknolojisinden dolayı düşük olduğu ikinci etapta ki Trion elektrostatik filtreden geçer,
76
bu aşamadan geçen partiküller, artık mikron boyutlarına kadar tutulmuş olur. Buradan koku tutma kabiliyetinin yaklaşık % 99 oranlarına kadar çıkabildiği 3. etaptaki aktif karbon filtre hücresine geçer ve doğaya zarar vermeyen, bina ve insanların konfor şartlarını negatif yönde etkilemeyen bir şekilde 4. etaptaki aspiratörden emilerek dışarı atılmış olur. Green Pozitron ihtiyaca göre 2.500, 5.000, 7.500, 10.000, 15.000 ve 20.000 m³/h debi aralığında 6 model olarak piyasaya sunulmaktadır. Opsiyonel olarak da temizleme hücresi ve torba filtre takılabilmekte olduğu gibi, iç cidar malzemesi olarak standart boyalı galvaniz sac yerine, yine isteğe bağlı 304 kalite paslanmaz çelik sac opsiyonu bulunmaktadır. Kabinler çift cidarlı olup, standart olarak 25 mm kaya yünü izolasyon kullanılmaktadır. Ancak 50 mm kaya yünü kullanılma opsiyonu da mevcuttur. Karbonun yanıcı özelliği olmasından dolayı, filtre üzerindeki yağın birikmesi sebepli oluşabilecek yangın riskini minimuma indirmek için de, karbon filtre kirlilik sensörü standart olarak cihazın üzerinde bulunmaktadır. Cihazlar da aksesuar olarak gözetleme camı, aydınlatma lambası, toplu sifon, acil durdurma butonu, damper kiti, donma termostatı, manometre ve çatı sacı seçilebilir. Yine müşteri isteğine bağlı tercih edilebilen kumanda panosu ile de aspiratör on/off yapılabilir ve frekans invertörü ile devri değiştirilebilir, elektrostatik filtre on/off yapılabilir ve de karbon filtre kirlilik durumu gözlemlenebilir. Bugüne kadar tamamladığı projeler, uyguladığı sistemler ile çevre, doğal denge ve küresel ısınma konularındaki hassasiyetini hep koruyan Başak Yapı Mühendislik firması, Green Pozitron ile bu hassasiyetini en üst seviyelere çıkarmıştır.
İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi
Prof.Dr. Abdurrahman KILIÇ
Teknik Yazı
Akıllı binalarda
yangın otomasyonu
AKILLI binalar; tasarım aşamasından kullanıma kadar, çok değişik sistemlerin birbirleri ile entegrasyonun sağlandığı binalardır. 1985 yılında Toronto’da yapılan “Akıllı Binalar” sempozyumunda; teknolojik yenilikleri kullanan, yaşayanların konforunu artıran, güvenliğini sağlayan, enerji giderlerini azaltan ve işletme kolaylığı sağlayan, tasarım ve üretim disiplinlerini çağdaş teknoloji ile uyum içinde biraraya getiren binalar olarak tanımlanmıştır. Kısaca konforun ve güvenliğin günümüz teknolojisine uygun olarak sağlandığı, işletmenin daha ekonomik ve daha kolay yapılabildiği ve insan faktörünün aza indirildiği binalar olarak açıklanabilir. Akıllı binalar, mekanik, elektrik ve elektronik cihaz ve sistemlerin 24 saat boyunca verilerinin, ölçülmesini, kaydedilmesini, mühendislik analizlerinin yapılmasını, otomatik olarak karar verilmesini ve uygulamaya geçilmesini amaçlamalıdır. Akıllı binalarda HVAC, Enerji, Yangın, Güvenlik ve Aydınlatma otomasyonları yapılır. HVAC sistemleri; ısıtma, klima, havalandırma, nemlendirme, su şartlandırma, enerji yönetimi, aydınlatma programı, ısı geri kazanım sistemleri, enerji ölçüm sistemleri otomasyonu yapılır. Akıllı bina enerji yönetimi sistemlerini bir adım daha öteye götürür. Amaç sadece enerji tüketimini kontrol etmek değil, aynı zamanda binadaki diğer sistemlerin birçoğunu da en iyi şekilde işletmektir. Aydınlatmanın otomasyonu enerji tasarrufuna yöneliktir. Önümüzdeki dönemlerde enerji korunumu ve yaşam güvenliği gibi bugüne ilişkin sorular yok olmayacak, daha da yoğunlaşarak, yeni zorunluluklarla katlanarak artacaktır. Yeni gereksinimler çıkacak, bunlar geliştirilecek ve bunların gelişmesi doğrultusunda ilgi yoğunlaşacaktır. Gelecekteki bina sahiplerinin bugünkünden daha çok mali gücünün olması zorunlu görünmektedir; artan maliyetler ve yükselen standartlar bunu zorunlu kılmaktadır. Ele alacağımız yangın güvenliği sistemlerinde, tahliye sistemleri algılama ve uyarı sistemleri, söndürme sistemleri ve
duman kontrol sistemlerinin otomasyonu yapılmaktadır. Akıllı binalarda yangın güvenliği ile ilgili olarak, yangın öncesinde sistemler izlenir ve yangın başlangıcından sonra sistemleri devreye alacak kontrol elemanları devreye girer. Sistemlerin çalışır durumda veya normal konumlarında olup olmadıkları yangın algılama panelinden ve bir kısmı bina otomasyonu panelinden izlenir. Dedektörlerin izlenmesinin yanında, sulu söndürme sistemleri ile ilgili olarak pompaların konumları ve arıza durumları, vanaların açık kapalı konumları, alarm vanaları, su akış anahtarları, su deposu seviyesi, fanların açık kapalı konumları ve fanlarım arıza durumları, perdelerin konumları, damperlerin konumları, kapıların konumları izlenir. Gazlı sistemlerin arıza ve boşalma durumları da kontrol merkezinden izlenir. Yangının haber alınması, günümüzde yaygın şekilde kullanılan dedektörlerin otomatik olarak algılalaması ile olduğu gibi, yangını gören kişiler tarafından alarm butonlarına basılması, telefon veya telsizle haber verilmesi şeklinde veya kameralardan gözlenmesi şeklinde olabilir. Yangın algılaması dedektörlerle olduğunda bir dakikalık teyid süresinden sonra araştırma süresi saymaya başlar ve keşifcinin olay yerini kontrol ederek yangın olduğunu bildirmesi veya ikinci dedektörün algılaması veya kontrol merkezinin manuel olarak yangın moduna geçirmesinden sonra, tahliye ile ilgili olarak kapalı olarak kapılar ve turnikeler açık konuma geçer, yangın olan kata, asansörlere ve yangın olan kata yakın katlara farklı anonslar yapılır. Boşaltılması gereken mahallerde flaşörler aktif duruma geçer ve anons sistemi olmayan mahallerde sirenler devreye girer. İnsanlar tarafından yangının haber verilmesi durumunda kontrol merkezi sistemi anında yangın moduna geçirir. İnsanların tahliyesi için önemli konulardan birisi de deprem durumundaki boşaltma işlemleridir. Deprem sensörü genel olarak iki kademeye set edilir. Birinci veya ikinci kademe set edilen değerin üzerine çıkıldığından insanların camlardan
Teknolojik yenilikleri kullanan, yaşayanların konforunu artıran, güvenliğini sağlayan, enerji giderlerini azaltan ve işletme kolaylığı sağlayan, tasarım ve üretim disiplinlerini çağdaş teknoloji ile uyum içinde olan binalara akıllı bina denilmektedir. 78
Teknik Yazı
uzaklaşmaları, merdivenlere gitmemeleleri, bainanın sağlam olduğu ve panik yapmamaları konusunda anons yapılır. Birinci kademe şiddetindeki depremde asansörler en uygun katta durur, binaya gaz girişi kesilir, kapalı kapılıar ve turnikeler açılır. Depremden sonra normal çalışma düzenine geçileceği duyurulur, asansörler devreye alınır gaz vanası manuel olarak açılır, kapı ve turnikeler normal konuma geçirilir. İkinci kademe şiddetindeki depremden sonra ise binanın tahliyesine yönelik anonsların yapılması gerekmektedir. Asansörler kontrol edilmeden devreye alınamaz. Gaz vanası kontrol edilir fakat açılmaz, turnike ve kapılar sürekli açık bırakılır. Binanın işletim şekline ve tesisatın durumuna göre elektriğin kesilmesine ve jeneratörün devreden çıkarılmasına karar verilir. İnsanların tahliyesi için yapılan anonsların metinleri, yangın tatbikatı, tahliye tatbikatı, yangın, genel tahliye ve deprem için ayrı ayrı olmalıdır. Tahliye için anonslar ve deprem anonsları bütün binaya yapılmalıdır. Asansör kabinlerine yapılan anosların metinleri diğer anonslardan ayrı olmalıdır. Asansör kabinine “tatbikat yapıldığından veya güvenliğiniz için... “ diye başlayan bir duyuru ile kabin içindeki personel bilgilendirilmelidir. Duman kontrol sistemlerinin otomasyonu yangın güvenliği sistemleri için de en karamaşık ve en önemli konularından birisidir. Yangın moduna geçilmesi dıurmunda öncelikle basınçlandırma fanları devreye sokulur. Yangın olan bölümde negatif basınç oluşturacak şekilde egzost fanları çalıştırılarak tave hava fanları susturulur. Yangın zonu geçişlerindeki duman/yangın damperleri kapatılır. Duman perdeleri indirilir. Yanmgın başlangıcında bu senaryo devreye sokulduktan sonra, yangının gelişmesine ve söndürme çalışmalarına bağlı olarak bu senaryoda değişiklik yapılması gerekebilir. Söndürme yapan ekiplerin talimatlarına göre bir bölüme taze hava verilmesi ve bazı damperlerin açılması gerekebilir. Bu durumda yangın senaryosunu devre dışı bırakmadan kontrol merkezinden veya otomasyon merkezinden istenenilen değişikilğin kolaylıkla yapılabilmeliidir. Bunun için de manuel duman kontrol panellerinin olması önemlidir. Bu panellerde fanlar ve damperler bir şalter aracılığıyla açık kapalı konuma getirilebilmelidir. Asansörler; yangından oluşan dumanın asansör kuyusuna dolması ve dumandan dolayı insanların boğulmalarının önlenmesi sebebiyle yangın durumunda kullanılmazlar. Asansör kuyuları “baca etkisi” sebebiyle dumanı çeker ve eğer basınçlandırma sistemi yoksa kısa sürede dumanla dolar. Asansör aşağı inerken veya yukarı çıkarken “piston etkisi” ile dumanı sıkıştırır ve duman kabin içine girer. Sprinkler başlıklarından veya söndürme çalışmaları sırasındaki yangın hortumlarından akan su asansör kabinine girebilir ve asansörün kontrol devrelerinde ve elektrik hatlarında
80
Binaların akıllı olması için mal sahibinin, tasarımcının, yapımcının ve işleticisinin akıllı olması gerekir. Bina ne kadar akıllı olursa olsun işletmecisi akıllı değilse bina kısa sürede akıllılığını kaybeder. kısa devre yapmasına sebep olabilir. Deprem durumunda halatlarda ve devrelerde hasar meydana gelebilir. Belirtilen nedenlerden dolayı yangın ve deprem durumunda asansörlerin kullanılması engellenir. Bu yüzden asansörler, algılama sisteminden alınan bir kontakla, hiçbir katta durmadan yolcularla birlikte önceden belirlenmiş kata inerek kapılarını açması (tahliye katı), ışıklarını yakması ve kullanım dışı kalması için programlanır. Önceden belirlenmiş katta (tahliye katında), yangın olması durumunda alternatif bir kata yönlendirmesi yapılmalıdır. Özellikle ülkemizde alternatif kat uygulamasına yeterince önem verilmemektedir. Giriş katında meydana gelen bir olayda asansörlerin olayın olduğu kata inmesinin önlenmesi için alternatif kat tanımlanmalıdır. Bunlara ilave olarak yangın olan katta asansörün durmamasının sağlanması da yararlı olur. Deprem durumunda ise asansörün hızına ve karşı ağırlığın konumuna göre en uygun katta durması sağlanmalıdır. Acil durum asansörlerinde bunlara ilave olarak katta kalmasını önleyecek akü sistemine sahip olmalıdır. Ülkemizde yapılan yangın sistemlerin birçoğunda uygun malzeme seçilmöediğini ve senaryoların uygun yapılmadığını görmekteyiz. Özellikle duman kontrol sistemlerindeki eksikliklere daha çok rastlanılmaktadır. Gelecekte, gelişen teknoloji ile binalar daha verimli bir şekilde yönetilecek, kullananların gereksinmelerine daha iyi yanıt verecek ve yüksek teknoloji ürünlerini daha etkili bir şekilde kullanılacaktır. Malzemeler ve ürünler daha dayanıklı, daha iyi planlanmış, korunması daha kolay ve daha kaliteli olacaktır. Binaların daha etkili can güvenliği ve emniyeti, enerji korunumu imkanları ve çevre kontrolünün sağlaması daha akıllı olmasıyla yetinilmeyecek onları planlayanların, yapanların, işletenlerin ve sahip olanların da akıllı olmaları gerekecektir. Önemli konulardan birisi de bakım ve işletme organizasyonudur. Çoğu sistem, bakım yetersizliğinden dolayı belli bir süre sonra, sistemlerin verdiği yanlış alarm nedeniyle devre dışı bırakılmaktadır. Bazı binalarda ise yeterli eğitim seviyesinde ve yeterli sayıda teknik eleman olmaması nedeniyle, sistemlerden tam olarak yararlanılamamakta veya sistemin bütün özellikleri bilinmemektedir. Sistemler ne kadar iyi olursa olsun, işleticiler akıllı olmadıkça binalar akıllı sayılamaz. Akıllı binalarda, işletmeci ve kullanıcıların eğitimleri ilk düşünülmesi gereken konu olmalıdır.
Teknik Yazı
Atık su uygulamalarındaki yeni zorluklarda Grundfos S-tube® çark kullanma zamanı Yazan: Justyn Barnes Çeviren: Tuğçe Şen, Grundfos Su Hizmetleri Satış Mühendisi
MODERN bir atık su sistemi planlanırken, su fiyatındaki artışın yanı sıra yeni çevresel ve politik faktörlerin de dikkate alınması gerekir. Bu bilinçle, Grundfos S-tube® çark, günümüz atık su uygulamalarındaki farklı zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olmak için tasarlanmıştır. 2012 yılında Grundfos tarafından pazara sunulan devrim niteliğindeki S-tube® çark, aslında pompa tasarımcılarının çizim tahtalarında temel hatlarıyla yıllar önce belirmişti. Fakat bugüne kadar atık su pompa üreticileri arasında bu çark dizaynını başarıyla hayata geçiren çıkmadı. Taşınacak atığın çeşitliliği ve hacmi az olduğundan, enerji ve su kullanımı gibi detaylar pek dikkate alınmıyordu. Son 20 yıl içerisinde çeşitli faktörlerin bir araya gelmesi, S-tube® çark tasarımını gerekli kıldı. Çevre bilincinin artmasının yanı sıra su, enerji ve atık taşıma maliyetlerinin yükselmesi ile yeni hükümet mevzuat ve direktifleri bu faktörlerin içerisinde yer almaktadır.
Grundfos S-tube® çark, alışılmıştan daha yüksek hacimdeki ve çeşitlilikteki atık suyu uzun mesafeler boyunca daha az enerji ve sıvı kullanarak taşır.
Günümüzdeki su hizmetleri şirketlerinin karşılaştığı zorluklar Atıkların taşınması sırasında su hizmetleri şirketlerinin karşılaştığı zorluklardan başlıca olanları aşağıdaki gibidir: • Su ve enerji maliyetlerinin artışı, sıkı hükümet kontrolleri(su ve enerji tüketimleri için yeşil vergiler vb.), • Su ve enerji tüketimini azaltma ihtiyacı, • Atık su içeriğindeki sıvı oranının azalacak şekilde çeşitlilik göstermesi. Su Hizmeti firmalarının atık su yönetimindeki yaklaşımını değiştiren ana sebep su maliyetinin artışı olmuştur (Bkz. şekil 1). Tüketiciler daha az su tüketmeye başlamış, buna paralel olarak atık suyun bileşimi değişmiş ve içerisindeki kuru katı madde yüzdesi artmıştır.
82
Şekil 1: Atık su maliyetlerinin yükselmesinden dolayı, dünya çapındaki su hizmet firmaları atık su yönetimindeki yaklaşımlarını yeniden değerlendirmek zorunda kalmışlardır. * 14 Nisan 2014 tarihindeki Euro paritesi dikkate alınmıştır. Kaynak: GWI Water Tariff Survey – 2013
Teknik Yazı
Hükümet yönetmelikleri, standartları ve direktifleri mevcut zorluklara eklemlenmiştir. Örneğin, Avrupa standardının pompa kurulumuna ilişkin 5. maddesinde, pompa kurulumunun planlanması ve tasarlanması aşamalarında “enerji kullanımı”, “operasyon ve bakım ihtiyaçları” ve “çevresel etki” gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiği belirtilir. Enerji kullanımı ile ilgili yapılan sıkı kontrollerin dışında, enerji maliyetindeki artışlar da atık suyun taşınması için daha verimli yöntemlerin geliştirilmesini teşvik etmiştir. Su tasarrufu sağlayan yenilikler yeni problemlere yol açmıştır. Söz gelimi, daha verimli tuvaletler daha az iletim sıvısı kullandığı için hat boyunca tıkanma riski artmıştır. Geleneksel atık su pompaları, söz konusu tıkanma sorununu çözmek bir yana, aşağıdaki tasarım şekillerinden dolayı tıkanmaların artmasına neden olur: - Atıkların sıkıştığı ön kenarlar, - Borulardaki eğrilikler, - Kesme mekanizmaları, - Partiküller için yetersiz serbest geçirgenlik. Çok uluslu Suez Environment Grup’un bir parçası olan Fransız su şirketi Lyonnaise des Eaux Teknik Destek Mühendisi Maurice Martaud, “Konu atık suyun taşınması olduğunda iki büyük ve küresel zorluk görürüz,” şeklinde açıklama yapıp devam ediyor: «İlki, tüketicilerin değişen sosyal davranışlarından kaynaklanır. Bu davranış değişikliği, su tüketimini azaltmaya yönelik önlemlerin alınmasına yön veren güçtür. Fakat söz konusu önlemler nedeniyle toplama sistemlerine atılan lifli malzeme miktarında artış gözlemlenir. Atık suyun ilettiği katı maddelerin kalınlaşması ve daha zor taşınması ile sonuçlanan bu değişiklikler, atık su pompa hidroliğini ve iletim borularını zorluklarla karşı karşıya getirir.” Martaud’a göre, “Kanalizasyonların, pompaların ve şebekelerin tıkanmasını önlemek için toplama sistemlerinin izlenmesine yönelik artan ihtiyaç ikinci zorluktur. Yağların ve birikintilerin karışmasından dolayı oluşan tıkanmalar, servis kaynakları üzerinde büyük talep oluşturan sorunların başında gelir. Bu nedenle, farklı eğilimler gösteren tıkanma sorunlarına karşı mümkün mertebe hazırlıklı olmak gerekir.”
84
Farklı çarklar, değişik problemler Sektörün tüm bunlara yanıtı, olabildiğince merkezi atık yönetim sistemlerine yönelmek olmuştur. Değişken devirlerde transferle enerji tasarrufunu artırma yoluna gidilse de, düşürülen akış hızı daha ciddi tıkanma riskleri doğurmakta ve buna bağlı olarak verimliliği ve ürünün kullanım ömrünü olumsuz etkilemektedir. Yukarıda çizilen genel tablo göz önüne alındığında, atık su pompa tasarımcılarından cevap bekleyen büyük soru şudur: Daha fazla atığı, daha az su ve enerji tüketerek daha uzak mesafelere nasıl taşırız? Kurulum sonrası bakım ihtiyacını asgari düzeye nasıl indiririz veya tamamen ortadan kaldırırız? Hidrolik verimliliği ve güvenilirliği artırma çabalarıyla yıllar içinde çeşitli atık su çarkları (vorteks, yarı açık çark, kapalı çark vb.) geliştirilmiştir. “Müşteriler, ana ürünü destekleyici nitelikte pahalı donanımları ayrıca satın almak zorunda bırakılıyor.” Grundfos Global Ürün Müdürü Mikael Nedergaard, “bu donanımların amacı atık suyu iletmek, kesmek veya arıtmak şeklinde belirlense de uzun vadede güvenilir ve kayda değer bir ilerleme sunmuyorlar” şeklinde açıklama yapıyor.
S-tube® çark: Taviz vermek zorunda değilsiniz! EN 752-6:2008 standardına göre, “verimliliği optimize etmek” ve “tıkanıklık yaratmadan katıların serbest geçişine izin vermek” gibi özellikler bir pompanın olmazsa olmazları arasındadır. Mikael Nedergaard’a göre, “müşteriler bu iki özellik arasında seçim yapmak zorunda olduklarına inanıyorlar.” Grundfos atık su pompalarında kullanılan S-tube® çark, bu görüşü ortadan kaldırmıştı. Mükemmel derecede hidrolik verimlilik sunan S-tube® çark aynı zamanda yüksek serbest geçiş kapasitesiyle pompadaki tıkanıklıkları da engeller. Grundfos Global Atık Su Akışkanlar Mekaniği Başkanı Flemming Lykholt-Ustrup, S-tube® çarkın pürüzsüz tasarımı sayesinde çarkın hiçbir yerinde atığın sıkışmadığını ve tıkanıklığın yaşanmadığını belirtiyor. “Kapalı S-tube® çarkın ön ve arka plakalarındaki özellikler, dönen çark ile sabit pompa gövdesindeki aralıklara dolan sızıntıyı da azaltıyor.”
Teknik Yazı
S-tube® çarkın iç çapı (Şekil 2) pürüzsüz bir yapıda olduğu için, az miktarda taşıyıcı sıvı ihtiva eden günümüz atık sularına rağmen tıkanıklığı engeller. “Hidrolikteki verim artışı, son kullanıcı için enerji maliyetlerini aşağı çekmektedir,” diyor Flemming Lykholt-Ustrup. “Ayrıca, çarkta ön kenarların olmaması santrifüj pompanın içindeki NPEY miktarını azaltarak kavitasyon eğilimini en aza indirir.”
fark etmişlerdir. Grundfos tasarımları ve üretimleri, I-Solutions (akıllı çözümler) felsefesinden ilham alır. Mikael Nedergaard’a göre müşterinin geri bildirimi bu yaklaşımın anahtarıdır. Nedergaard, “Ürünün geliştirilmesi aşamasına son kullanıcının dâhil olması, ürünün son halinin müşterinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmasını sağlar” diyor. Ancak bu durumun tasarım inceliklerinin tek itici gücü olmadığını da ekliyor. Örneğin, hava ile ilgili durumlar genelde müşteriler tarafından önemsenmez (Şekil 3). Hâlbuki pompanın sıvı içerisindeki belli bir miktar havayla başa çıkabilmesi gerekir. Grundfos mühendisleri, havanın temas ettiği kritik alanları optimize etmek için CFD (Hesaplamalı Akışkanlar Dinamiği) analizleri yapar ve bu sayede gazlı ya da hava dolu sıvının transferi sırasında S-tube® çarkta yaşanan debi düşüşü en aza indirilir.
Şekil 2: Renkli kısımlar, tipik S-tube® hidroliğinin üzerinde basıncın etkisini göstermektedir. Mavi bölümler en düşük basıncı gösterirken, yeşil, sarı ve kırmızı sırasıyla gittikçe yükselen basıncı ifade eder. Oluşturulan basınç, vaat edilen verimliliği gösterir ve katıların birikimine neden olan geri akışı önler. Çarkın tasarımında ön kenarlar yer almadığı için, (işaret edilen) en eğik kısımda bile katıların çark içerisine sıkışması söz konusu değildir.
Bütünsel yaklaşım Pompa Ömür Boyu Maliyetleri: Pompa Sistemlerinin Ömür Boyu Maliyetleri Analizi Rehberi adlı kitaptaki bir araştırmaya göre, pompanın ilk satın alma fiyatı nadir durumlarda pompanın ömrü boyunca çıkardığı toplam maliyetin %5’inden daha fazla olur. Toplam harcamaların %85’i güç tüketiminden, yaklaşık %10’u servis maliyetlerinden kaynaklanır. Pazarın önde gelen aktörleri, pompa sistemini optimize etmek için bütünsel yaklaşımın gerekli olduğunu
86
Şekil 3: Resimde görülen CFD analizinde, birbirine benzer büyüklükte ancak (birkaç milimetre içinde) hafif geometrik farklılığa sahip iki çark vardır. Her iki çarkta da aynı debide, %8 havanın sürekli eklendiği sıvı akışı sağlanmaktadır. İşaretli alanlar, çark içerisindeki hava kabarcıklarının nasıl toplandığını ve havayla nasıl baş edildiğini gösterir.
Teknik Yazı
DARHAN Şirket ortağı
Ahmet ÇAĞLAR
Tesisatların askılanmasında
modüler montaj sistemleri
ÜLKEMİZDE havalandırma kanalları, boru hatları ya da elektrik tavaları gibi elektromekanik sistemlerin saha montajında yoğun kaynak işçiliği ya da her tesisatın ayrı taşıyıcı sistemler ile imal edilmesi uygulamalarının çokluğu göze çarpmaktadır. Bu durum tesisat birleşenlerinin düzgün askılanamaması, işçilik kaybı ve fazladan kaynak işçiliğini gibi sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Modüler support sistemlerinin kullanımı ile kaynak işçiliğine gereksinimi ortadan kalkmakta, işçilikte % 70’e varan tasarruf sağlanmakta, dar alanlarda yapılan kaynak işçiliğinin beraberinde getirmiş olduğu iş güvenliği sıkıntılarını da ortadan kaldırmaktadır. Modüler montaj sistemlerinin montaj açısından çok esnek olması sayesinde tesisat birleşenlerinin düzgün bir biçimde askılama yapılmasına izin vermektedir. Ülkemizde ne yazık ki tesisat projeleri havalandırma, yangın, sıhhi tesisat olarak ayrı ayrı çizilmekte ve tesisatların birbirine ya da mimari ile olan çakışmaları proje aşamasında çok dikkate alınmamaktadır. Bu durum sahada montaj yaparken saha elemanlarının her tesisat için ayrı support uygulaması yapmasını ya da sahada işin tamamlanması adına yapılan düzensiz askılama uygulamalarını da beraberinde getirmektedir. Modüler montaj sistemlerinin kullanımı ile bu tür uygulamalarda % 80 oranında işçilik kazanımı sağlanmakta, standart ürünler ile optimum askılama uygulamaları yapılmasına izin vermekte, kullanılan askılama elemanlarından da metraj açısından tasarruf edilmektedir.
88
Teknik Yazı
SIKLA modüler montaj sistemi yük dayanımları test edilerek standartlaştırılmış MS profiller üzerine kurulmuş bir sistem olup, ihtiyaç duyulan yük dayanımına göre uygulamada kullanılacak profil belirlenebilir. SIKLA modüler askılama çözümleri ihtiyaca yönelik olarak 3 boyutlu montaja da izin vermektedir 50 yılı aşkın süredir modüler montaj sistemlerinin üretimi ve dizaynını gerçekleştiren SIKLA, sunmuş olduğu yenilikçi modüler montaj çözümleri ile elektromekanik tesisatın askılanması konusunda müteahhit firmalara birçok avantajlar sağlamaktadır. Pressix ürün gamı ile askılamada kullanılacak tüm birleşenleri yüksek kalite standartları ile kullanıma sunarak, sıhhi, yangın, elektrik ya da havalandırma tesisat birleşenlerininin tek askılama çözümü ile taşıtılmasına izin vermektedir. Pressix sisteminin en büyük özelliklerinden biri kolay montaj somun ve bağlantı elemanları ile saniyeler içerisinde montaja izin vermesidir. Kolay montaj prensibi tüm SIKLA ürünleri için geçerli olup ister boru montajı ister konsol imalatı için gerekli olan tüm ürünler kolay montaj özelliği ile sunulmaktadır.
90
hayata dair
Rock Fest kapsamında Türkiye’nin en iyi alter atif rock g pları bir araya geliyor Tarih: 23 Nisan 2015 Yer: Bostancı Gösteri Merkezi İstanbul Türkiye’nin en iyi alternatif rock grupları 23 Nisan’da Bostancı Gösteri Merkezi’nde bir araya geliyor. Yok Öyle Kararlı Şeyler, Son Feci Bisiklet, Yüzyüzeyken Konuşuruz ve Büyük Ev Ablukada sizlerle buluşuyor. Sunar Medya organizasyonu ile gerçekleşen organizasyonda rock müzike gönül verenler alternatif rock müziğinin sevilen gruplarını aynı sahnede izleme şansına sahip olacaklar. Rock Fest Sunar kapsamında her yaştan müzikseverin beğenisini kazanan grupların performansları saat 17:00’da başlayacak ve Büyük Ev Ablukada’nın canlı performansı ile sona erecek.
Uluslararası Wild Card Özel Tur uvası Tarih: 25 Nisan 2015 Yer: Wolswagen Arena İstanbul Türkiye eSpor tarihinde bir ilke tanıklık etmeye hazır mısın? Türkiye, Latin Amerika, Brezilya, Bağımsız Devletler Topluluğu, Uzakdoğu Asya, Okyanusya ve Japonya şampiyonları, yılın en büyük uluslararası League of Legends turnuvalarından biri için Türkiye’de buluşacak. Rekabetin doruğa ulaşacağı ve Kış Mevsimi Şampiyonu’nun diğer ülkelerden gelen profesyonel takımlarla mücadele edeceği Uluslararası Wild Card Özel Turnuvası’nın finali, 25 Nisan Cumartesi günü Volkswagen Arena’da gerçekleşecek.
The Phantom of the Opera Mayıs 2015 Tarih: 08 Nisan – 17 l s Sanatları M. İstanbu an Yer: Zorlu Perform ve evet, bir şaheser!” lodram, bir fenomen “… Bir müzikal, bir me eseri The Herald Sun yd Webber’in ölümsüz bestecisi Andrew Llo n eri all zik mü lü ün i CATS gib bir sahnesi ilk kez İstanbul’da! yapabilecek kapasitede ane müzikale ev sahipliği efs bu sahip da ona l’un siy nbu dük İsta pro ık ük Art uklu ve en büy Broadway’in en uzun sol 0 iyle ,00 miş 65 , geç n irde aşa şeh 0 yılı 11 25 e, ! var ya çapında 40 ülk dün a and zam ı ayn et, yal müzikali Operadaki Ha ip bir müzikal. luk bir izleyici kitlesine sah deforme olmuş bir müzik performansla 80 milyon ınan yüzü ileri derecede tan rak ola t daki ale hay da Paris Operası’n tılı aşkını konu alan Opera o Christine’e olan saplan ran Sop el güz ve kli ene dahisinin, yet ülü bir hikaye… k ve ihtirasın kesiştiği büy n Hayalet, kıskançlık, çılgınlı gerekse hafızalardan uzu rler ht’ gibi ölümsüz ese i, Nig the en of çek sic kat Mu e dik ‘Th rak Gerek pıcı etkinliği ola le Zorlu’da sezonun en çar eriy nel sah . ak cak yac ata ma yaş çık süre ayacakları anlar ilere ömür boyu unutam Operadaki Hayalet, izleyic
92
hayata dair
Pinokyo Vizyon tarihi: 23 Nisan 2015 Oyuncular: Florian Lukas, Ulrich Tukur, Anke Engelke, Sandra Hüller, Mario Adorf Seslendirenler: Alp Kırşan, Cemre Kemer 2 bölümlük mini dizi halinde Türkiye’de çekilen Alman yapımı Pinokyo uyarlaması.
Cake Tim’ de
Blues Brothers gecesi
Vizyon tarihi: 24 Nisan 2015 Oyuncular: Jennifer Aniston, Sam Worthington, Anna Kendrick, Britt Robertson, Felicity Huffman Claire, toplumdan git gide uzaklaşmış, Bungalow’unda kendi kendine yaşayan bir kadındır. Dış dünyayla tek bağlantısı onun her şeyiyle ilgilenen ve aynı zamanda da ona arkadaşlık eden çalışanı Silvana ve katıldığı kronik-ağrılı hastaların oluşturduğu terapi grubudur. Zaman geçtikçe kendisini hayata bağlayan nedenlerin azaldığını düşünürken, terapi grubundaki arkadaşı Nina’nın intiharı hayatını alt üst eder. Birbirlerini çok az tanıyor olmalarına rağmen Nina, Claire’ın rüyalarında hatta sanrılarında bile belirmeye başlar. Claire zamanla Nina›nın ölümünün perde arkasına daha çok kafa yormaya başlar: İntihara hazır olduğunu nasıl anlamıştır? Onu buna iten nedir? Geriye gözü yaşlı bir eş ve bir oğlan çocuğu bırakan Nina›nın hayatı Claire›in git gide daha çok ilgisini çeker. Ancak yaptığı araştırmalarla elde edeceği sonuç hiç de beklediği gibi olmayacaktır.
Citizenfour 2015 Vizyon tarihi: 24 Nisan Jacob Appelbaum n, Glenn Greenwald, de ow Sn rd wa Ed ar: Oyuncul Metraj Belgesel 2015 Oscar En İyi Uzun sel lge 2015 BAFTA En İyi Be , Yılın Kadın İkonu leri Birliği En İyi Belgesel eci zet Ga 2014 Kadın Film sel Derneği En İyi Belgesel 2014 Uluslararası Belge an fırlayan bir gerilim en ziyade gerçek hayatt Citizenfour bir belgeseld kredi kartınızla ilgili telefonunuz, e-postanız, ra son ten dik izle i film filmi. Bu işecek. ya görüşünüz bir hayli değ düşünceleriniz, hatta dün
94
hayata dair
KIRK YEDİ’LİLER 40 YAŞINDA Yazar: Füruzan Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları 1970’lerin başında öyküleriyle parlayan Füruzan, Kırk Yedi’liler’i, Türkiye’de baş döndürücü toplumsal, siyasal, kültürel parçalanmaların yaşandığı, suların en bulanık olduğu bir sırada yazdı. Dönemin koyu karanlığında yaşanan acıları can alıcı yerlerinden yakalayan dev bir roman koydu ortaya. 68 Kuşağı olarak da tarihe geçen ortalama 1947 doğumlu gençlerin 1960’ların özgürlük ortamında boy veren eşitlikçi bir dünya kurma düşlerinden, 12 Mart 1971 darbesiyle uyanmalarının romanı oldu Kırk Yedi’liler. İdamlarla, işkencelerle, sokak cinayetleriyle mahkûm edilen hayallerin, korkunç kâbusların romanı, bir anlamda Türkiye’nin en dramatik kuşağının romanı...
96
RAGTIME GÖLGELER VE HAYALLER ŞEHRİNDE Yazar: Murat Gülsoy Yayınevi: Can Yayınları Meşrutiyetin ilanından sonra bir Fransız gazetesi Türkiye’de olup bitenleri ilk kaynaktan öğrenmek için İstanbul’a muhabir göndermeye karar verir. Türk asıllı bir Fransız gazeteci bu işe talip olur ve köklerinin bulunduğu şehre, İstanbul’a doğru yola çıkar. Gölgeler ve Hayaller Şehrinde, Osmanlı’nın bu çalkantılı dönemindeki toplumsal histerinin romanı. Yabancı kaldığı ülkesinde olan biteni yabancılara rapor eden bir Türk’ün, bir yandan Osmanlı toplumunun akıl tutulmasını gözlemlerken bir yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmesinin hikâyesi… Murat Gülsoy’un kendine has kalemiyle bugüne kadar yarattıklarının tamamından sıyrılan, eşine az rastlanır bir hikaye.
GOOD NIGHT JERZİ Yazar: Jerzi Kosinski Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Bir Polonya Yahudisi olarak doğan, ABD’de de büyük bir üne kavuşarak onlarca skandal koparan, yaşamını intiharla sonlandıran Jerzi Kosinski’nin yazgısını konu eden Good Night Jerzi, çevresi tarafından korkutulmuş küçük bir Yahudi çocuğun başından geçenleri, Polonya’dan göçünü, daha sonra New York sokaklarında boy gösterişini, kışkırtarak, saldırarak var olma isteğini öykülüyor. Good Night Jerzi, bir tür yazınsal, çok renkli bir roman.
Yazar:E.L. Doctorow Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları Doctorow, Ragtime’de gerçek ile kurmacayı, tarihi kişiliklerle anonim Amerikalıları (ve “Amerikalı olmayı” kafasına koymuş göçmenleri) bir araya getiriyor. Buradan, 20. yüzyılın ilk 20 yılını kateden, hem eğlenceli hem trajik bir Amerika portresi çıkarıyor. Bu sürükleyici hikâyenin içinde Henry Ford ve Sigmund Freud da var, anarşist Emma Goldman ve sihirbaz Houdini de… Ama sadece onlar değil. Orta sınıf Amerikan aileleri, gangsterler, müzisyenler, fabrika patronları ve işçileri, Doğu Avrupalı göçmenler… Amerika’nın çeşitli çevrelerinden kişilerin hayatlarından kesitlerle başlayan ve sıradan bir ailenin hayatına giren bir siyahi müzisyenin adalet arayışıyla hız kazanan hikâye, Doctorow’un dönemin gözde müziği ragtime’ın kesik tempolu parçalarını andıran, kısa cümleli, hızlı anlatımıyla hayat buluyor.
Sağlık Gençlerimiz için TEOG, YGS gibi seçme sınavlarının olduğu şu günlerde çocuk, eği m ve psikoloji odaklı bir yazıyı sizlere sunmanın doğru olacağını düşünüyoruz.
Övgü ve başarı arasındaki ilişki Çocuklarımızı ve çalışanlarımızı nasıl daha istekli hale getirebiliriz? sonrasında abartılı yapılan övgünün çocuk üzerindeki etkileri 23 Ocak 2015 günü eğitim yılımızın birinci dönemini hem biz acaba neler? hem de çocuklarımız geride bıraktılar. Ellerine karnelerini alan Çocuğunuzun yüksek potansiyelini bilmenize rağmen, eğitsel çocuklar bir bir evin yolunu tutup, bazen sevin bazense endişe performanslarda veya karnede beklentilerinizi ile elde ettikleri sonuçları ebeveynleri ile karşılayabilecek nitelikle geri dönüşler paylaştılar. alabiliyor musunuz? Sağlıklı düşünen ebeveynler karneyi tek Çocuğunuzun kendisi ve karnesi arasında bir bireyin, yani çocuğunun akademik ve ciddi bir uçurum mu var? sosyal değerlendirmesi olarak görmeyip Bir çalışanınızın mesleki donanımı, daha aile içinde sonucu değerlendirdiler. Bu önce gerçekleştirdiği projeler ve şimdiki ürün karnenin hem çocuğun hem de ailenin çıktıları arasında belirgin bir düşüş mü var? eğitsel sürecinin bir ürünü olduğu Bu soruların birçok cevabı olabileceği gibi gerçeğini kanıksadılar. Diğer bir grup ise olası cevaplarından biri de gereksiz, yerinde çocuklarına vermiş oldukları imkanların kullanılmayan ve dozajı uygun olmayan neticesinde karnenin ‘iyi’ getirilmesinin övgüdür. Yurtiçinde ve yurtdışında yapılan çocuğun kendine ait bir sorumluluk olduğunu vurguladılar. birçok araştırmada gereksiz övgü kullanımının Daha da farklı bir perspektiften kişinin performansını çoğu durumlarda çoğunlukla karneye hızlı bir göz atıp olumsuz etkilediği sonucuna varılmıştır. herhangi bir değerlendirme yapmadan Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan ‘Ben kızıma, oğluma güveniyorum’ diyerek bir araştırmaya göre ebeveynlerin %85’i çocuklarına zeki olduklarını söylemenin ebeveyncilik oyunu oynayan grup ise önemli ve doğru olduğunu düşünmekte. Diğer ilerleyen dönemlerde gelişimsel olarak Uzman Psikolog taraftan ülkemizde de benzer bir araştırma kendilerini nelerin bekleyebileceğinden Ramazan KURUÇAY yapıldığında ciddi bir farklılığın çıkmayacağını habersiz bir şekilde bugünü yaşamakta. info@ramazankurucay.com öngörebiliriz. Çünkü ailelerin genel eğilimi Değerlendirme öncesinde ve
98
çocuklarını motive edebilmek ve başarıyı aşılamak amacıyla bol bol övmek gerektiği yönünde olabilmektedir. Teknolojinin hızla değiştiği, bilgi teknolojilerinin çocuklar tarafından oldukça iyi kullanıldığı bir dönemde çocukların büyük bir kısmı ile ilgili söylenen çok zeki, akıl küpü, dahi gibi benzetmeler son dönemlerde yapılan araştırmaları bu yöne doğru kaydırmıştır. Geçtiğimiz 10 yıl süresince Psikolog Carol Dweck ve ekibi tarafından gerçekleştirilen araştırmada 400 5. Sınıf öğrencisiyle övgünün çocuklar üzerindeki etkileri hakkında bilgi elde edilmeye çalışılmıştır. Araştırmaya göre belirlenen yaş grubundaki çocukların rahatlıkla yapabileceği basitlikte yapbozu asistanları aracılığıyla öğrencilerle tek tek yaptı. Asistan her bir çalışmanın sonunda, öğrenciye aldığı sonucu söyledi ve bir cümle ile övgüde bulundu. Övgüleri verirken öğrencilerin belirli bir kısmına ‘Bu konuda çok zeki olmalısın’ denilirken, diğer bir kısma ise çabalarına yönelik bir övgü olan ‘Gerçekten çok çalışmış olmalısın’ denildi. Dweck tek bir cümlenin dahi çocuklar üzerinde etkili olabileceğine dair önsezisi bulunduğundan tek bir övgü ile araştırmayı sürdürdü. Araştırmacılar ikinci turda yine aynı çocuklarla çalışmalarda bulundular. Bu turda iki yapboz vardı ve ikisinin zorluk derecesi birbirinden farklıydı. Çocuklara iki yapbozdan birini seçip tamamlamaları istendi. Çabaları için tek cümlelik özgü alan çocukların % 90’ ı diğerine nazaran daha zor olan yapbozu
seçerek devam ettiler. Zeka ile ilgili tek cümlelik övgü alan öğrencilerin büyük bir çoğunluğu ise basit olan yapboza yöneldi. Psikolog Dweck bu durumu zekaları övülen çocukların ‘Zeki görün, hata yaparak riske girme’ mesajı aldığını ve dolayısıyla öğrencilerin de bu yolu tercih ettikleri belirterek ‘Zeki göründüler ve mahcup olmadılar’ yönünde yorumladı. Üçüncü turda ise hiçbir öğrenciye seçenek sunulmayarak, tüm öğrenciler yaş düzeylerinden daha yüksek zorluk derecesinde bir yapboza tabi tutuldular. Öğrencilerden hiçbiri bu testi geçemedi yapbozu tamamlayamadı. Sonuç aynı olsa da çalışmadaki iki ayrı grup teste farklı tepkiler verdi. Dweck’in gözlemine göre; ilk testte çabaları ve gayretleri için övgü alan grup öğrenciler, üçüncü teste yeterince odaklanamadıklarını düşündüler, kendilerini teste verdiler ve çözüm için ellerinden gelen her yöntemi denediler, hatta çoğu bu testin en favori testleri olduğunu belirttiler. Zekası için övgü alan grup ise daha farklı davrandı ve başarısızlıkların yeterince zeki olmadığının kanıtı olduklarına kanaat getirdiler. Test esnasında gerginlerdi, sıkılmışlardı ve terliyorlardı. Yapay bir şekilde başarısızlık hissi yaratan araştırmacılar, başarıları sonucunda çabaları övülen öğrenci grubunun diğerlerine nazaran % 30 düzeyinde daha iyi sonuçlar aldığını belirtiler. Zeki oldukları yönünde övgü alan öğrenciler ise ilk testte aldıklarından % 20 derecede daha düşük sonuçlar elde ettiler. Psikolog Dweck araştırmanın sonucunda çabaya ve gayrete vurgu yapmanın çocuğun zor durumlarda kontrolü elinde tutmasına ve çözümler üretmeye devam etmesine neden olabildiğini, kendi başarılarını kontrol edebildikleri düşüncesinin kuvvetlendiğini belirtiyor. Diğer taraftan zekaya vurgu yapılan ve bu yönde övgü verilen çocukların kontrollerinin elinden alındığına değinirken başarının sadece zeka ürünü olduğunu düşünmelerine neden oluyor sonucuna varmıştır. Araştırma ben zekiyim diyen çocukların mantığının şu şekilde işleyebildiğinin bir özetiydi ‘Ben başarılıyım, çaba göstermeme gerek yok’. Deneyler ilerledikçe farklı ekonomik gruptan ve cinsiyetten birçok öğrenci ile çalışan Dweck sonuçlarda belirgin bir farklılığa rastlamadı. Yani övgünün gücüne kimse tepkisiz kalmıyordu. Aynı perspektiften bakıldığında, çalışanlarınızda da verimi arttırabilmek amacıyla sonuca yönelik değerlendirmeleri yaparken, çabalama ve süreç içindeki gayretini de görerek değerlendirme yapıldığında, çalışanların inisiyatif alma, yenilikçi olma ve problem çözme becerilerinin belirgin bir şekilde arttığını göreceksiniz. Performans geliştirme ve diğer teknikler konusunda çocuklarınıza ve ailenize destek olunması gerektiğinde Gelişim Psikologları, ,iş yaşamında çalışanlarınızla ilgili performans artırımı gereksinimlerinizde ise Endüstri Psikologları sizlere destek sağlayacaktır. Bilgi çağını yaşadığımız bu günlerde, çaba ve gayretin altını çizerek başarılı ve sağlıklı nesiller yetiştirmede bir adım daha önde olabilirsiniz. Mayıs sayımızda görüşmek üzere.
9999
Sağlık
gezgin
n tı a a ’t ıt y a h a r a K u n u ğ lu Kışın yorgun
Şifalı suları, antik tarihi ile Karahayıt Ünlü aktör Nicolas Cage’nin yaklaşık iki yıl önce ziyaret etmesi ile dikkatleri üzerine çekten Denizli’nin Karahayıt beldesi, kırmızı renkli şifalı suları, yakınındaki parkları, antik kentleri ve mağaraları ile tam bir kış tatili mekanı. Pamukkale travertenlerine de yakın olan Karahayıt, soğuk kış günlerinde hem sağlıklı, hem eğlenceli hem de kültürel bir tatil yapmak isteyenler için oldukça ideal. Tatil yapmayı yazın yüzmek, kışın kaymak olarak görmeyenler için alternatif tatil seçenekleri giderek artıyor. Son yıllarda özellikle kış aylarında, hem gezmek, hem eğlenmek hem de sağlıklı bir ortamda dinlenmek isteyenlerin artması ile termal turizme yapılan yatırımlar da artıyor. Yeraltı suları bakımından çok zengin olan, dört bir yanında şifalı su kaynakları bulunan ülkemizde bu kaynakların bir kısmı insanların rahatlıkla konaklayabileceği tarzda tesisleriyle göz doldururken bazıları ise keşfedileceği zamanı bekliyor.
100
Türkiye’nin önemli termal merkezleri arasında yer alan Karahayıt kaplıcaları da ne yazık ki dünyaca ünlü aktör Nicolas Cage’nin ziyaretinin ardından dikkatleri üzerine çekebildi. Yaklaşık iki yıl önce başrolünü oynadığı “Hayalet Sürücü 2” adlı filmin çekimi için ekibiyle birlikte Denizli’ye giden Cage, Karahayıt kaplıcalarının şifalı sularına girince, Karahayıt’ın ünü Türkiye sınırlarını aşarak dünyaya yayıldı. Halk arasında, “Tozu, kızı, horozu” ile ünlü olan Denizli, Pamukkale travertenleriyle kazandığı ününü son
yıllarda Karahayıt’ın ilgi çekmesi ile daha da artırdı. Şimdi; Pamukkale travertenlerinin 5 km kuzeyinde bulunan Karahayıt kasabası ve buradaki kaplıcalar, Denizli’yi, Pamukkale travertenlerini gezmeye gidenler tarafından mutlaka ziyaret ediliyor ve çok da beğeniliyor.
Beyaz değil, kırmızı travertenler UNESCO’nun dünya kültür mirası listesinde yer alan bölgede bulunan Karahayıt kaplıcaları, Pamukkale’deki sıcak su kaynağına benzer bir yapıya sahip. Ancak Pamukkale’deki sıcak
sular meşhur bembeyaz travertenlerin oluşmasını sağlarken, Karahayıt’taki şifalı sular, travertenleri kırmızımsı bir renge boyuyor. Yılın her mevsiminde ana kaynağından 56 derecede çıkan Karahayıt’ın kendine has kırmızı renkli şifalı termal suyu ve termal çamuru, Ege Üniversitesi Hidroklimatoloji Enstitüsü’nün verdiği rapora göre, içerdiği zengin mineralleri ile eşsiz bir sağlık kaynağı. Bu yüzden Karahayıt’ta bulunan turistik tesislerde kalanlar, hem antik çağdan günümüze kadar gelen bölgede gezip, kültürel bir tatil yaparken hem de kırmızı su ve termal çamur sayesinde pek çok hastalık ve sağlık problemine şifa buluyor. Karahayıt ismi bölgede yetişen hayıt bitkisinin çokluğundan, bu bitkinin renginden geliyor. Sert, kokulu, hafif acımsı bir yapıda ve küre biçiminde küçük meyveleri olan hayıt bitkisi, hekimlikte idrar attırıcı, gaz söktürücü ve yatıştırıcı olarak kullanılırken, dalları da sepet örmede kullanılıyor. Tarımcılıkla geçinen kasabada yaklaşık 20 seneden beri turizm faaliyetlerinin artmasıyla yöre halkının tamamını turizm sektörüne yönelmiş. Bugün 12 adet yıldızlı otel, 110 adet aile işletmesi termal pansiyon ve 7 bin yatak kapasitesi bulunan Karahayıt’taki otellerin bir çoğu suyla gelen sağlık belgesine (SPA) sahip termal oteller birliği üyesi. Pansiyonların tamamında sıcaklığı 56 derece olan termal su banyoları varr. Ayrıca Pamukkale’deki çok yıldızlı otellerin büyük çoğunluğu da Karahayıt’ta bulunuyor.
Hem sağlık hem de güzellik için Kaynaklardan çıkan termal sular banyo olarak kullanıldıklarında özellikle dolaşım sistemi ile ilgili hastalıklara iyi geliyor. Banyo ile genişleyen damarlarda kan basıncı düşerek kalbin çalışmasını rahatlatıyor. Diğer taraftan karbondioksit yardımı ile solunum sistemi üzerinde astım bronşit gibi rahatsızlıklarda olumlu bir etki yaratıyor. Ayrıca, romatizmal
rahatsızlıklara, akut devresini geçmiş ve stabilize olmuş artris, hemoroid, varis, gut hastalığı, sivilce, kaşıntı gibi deri hastalıkları ve kadın hastalılarına iyi geliyor. Termal suların bıraktığı siyah renkli termal çamur yüze sürüldüğünde yüzdeki kırışıklıkları gidermek, ölü deriyi tazelemek ve pürüzsüz bir cilt oluşmasında etkili oluyor. Termal çamur ile çamur banyosu yapıldığında vücuda dayanıklılık ve direnç kazandırıyor. Tüm bu özellikleri nedeniyle bugün yoğun ilgi gören Karahayıt kaplıcaları gerek ulaşımın kolay olması gerekse 5 yıldızlı pansiyonlardan, ev tipi pansiyonlara ve apartlara kadar her bütçe ve konfora uygun konaklama seçenekleriyle çok cazip bir tatil mekanı olmuş durumda. Yıllar öncesinin kendi halinde küçük bir köyü olan Karahayıt, bugün Türkiye’de kaplıca turizminde en çok bilinen, ziyaret için tercih edilen kaplıcalardan. Buna; günde sadece 15-30 dakikasını şifalı banyolarda geçirenlerin, diğer zamanlarında yakın çevrede yapabileceği turistik etkinliklerin çok olmasının etkisi çok. Bir de Karahayıt’ın hemen yanındaki antik Hierapolis ve Leodikeia kenti kalıntıları ile Pamukkale travertenleri, burayı daha da cazip hale getiriyor. Siz de Karahayıt’a gittiğinizde, sadece orada şifalı sulara girerek vakit geçirmek yerine, sadece 5 km uzaklıktaki bembeyaz Pamukkale travertenlerini, Hierapolis ve Leodikeia antik kenti harabelerini ziyaret edebilir, Karahayıt’ın Çarşı caddesinde akşam yürüyüş yapabilir ve lokantalarda yemeğinizi yiyebilirsiniz. Ya da kasabaya yakın alabalık tesislerinde mis kokulu çam ormanı içinde kendinize mükemmel bir ziyafet çekebilirsiniz.
Hierapolis ve leodikeia görülmeli Yunanca ‘kutsal şehir’ anlamına gelen Hierapolis antik kenti, M.Ö. 190 yılında II. Eumenes tarafından kuruldu. M.Ö 2. yüzyılda Roma egemenliğine giren şehir, altın dönemini bu zamanlar yaşadı ve
depremlerle yıkıldıktan sonra tamamen Roma mimarisiyle bezendi. İsa’nın havarilerinden Aziz Philippus’un burada öldürülmesi şehre dini bir önem de kazandırdı. M.S. 395’te Bizans’ın, daha sonra 1210’da Anadolu Selçukluları’nın sınırları dahilinde kaldı. Kent, tedavi amacıyla da kullanılan Pamukkale yeraltı suları sayesinde tarih boyunca turist çekti. Kentteki hamam, yolcuların yıkanarak şehre girmeleri için şehrin dışına inşa edilmiş. 9 bin 500 kişilik kapasitesi olan şehrin tiyatrosunun tasarımından, gladyatör dövüşleri yapıldığı anlaşılıyor. Şehrin giriş kapısına işlenen Medusa figürü, tanrıça Medusa’dan korunmak için yapılmış. Bu inancın Türk kültürüne nazar boncuğu olarak geçtiği sanılıyor. İzmir’deki antik Efes kentinden sonra Anadolu’nun en büyük ve en önemli antik kenti olan Laodikeia ise Denizli’nin 6 km doğusunda, Eskihisar, Goncalı, Bozburun köyleri sınırları içinde kalan, Lykos (Çürüksu) Vadisi’nde yer alıyor. Kent Suriye kralı II. Antiokhos tarafından eşi Kraliçe Laodike adına M.Ö. 3. yüzyılın ortalarında kurulmuş. Söylenceye göre kral bir Apollon sözcüsünün yardımıyla baş tanrı Zeusâ’un öğüdünü duyup, eşi adına bir kent kurmaya karar vermiş. Bir başka anlatıma göre; Seleukoslar kralı I. Antiokhos rüyasında annesi, kız kardeşi ve eşi olarak tanımladığı üç güzel kadın görmüş, her üç kadın da kraldan kendileri için Karia’da birer kent kurmasını istemişler, bunun üzerine kral I. Antiokhos’ta karısı ve annesi için Nysa (Sultanhisar) ve Antiokheia (Başaran Köyü-Karacasu) kentlerini, kız kardeşi Laodike için de Laodikiea antik kentini kurmuş. Ancak antik kaynakların kral I. Antiokhos ve kız kardeşi Laodikie’nin adından hiç söz etmemesi, kentin kral II. Antiokhos tarafından karısı güzel Kraliçe Laodike adına kurulduğunu gösteriyor. Kazı ekibince, Antik Kent’in batısında yapılan yüzey araştırmalarında Klasik Döneme kadar inen seramiklerin bulunması kuruluşun daha da eskiye gittiğini gösteriyor.
101
Spor
Korkuya ve sınırlara meydan okuyanların sporu
Dağ Bisikleti
1022 10
Tüm doğa sporları gibi dağ bisikleti de kentin stresinden bunalanların ve heyecanı sevenlerin kaçış noktası. Zorlu patikaları aşmak ormanın yeşilinde dinlenmek isteyenler dağ bisikletlerini tercih ediyor. Sadece dağda değil şehirde de bu sporu tercih edenler çoğunlukta. Kentin yeni yaşam alanlarında yapılan bisiklet yolları bu spora büyük olanak sağlıyor. Zorlu parkurlar, sınırları zorlayan sporcular ve soluk soluğa izleyeceğiniz muhteşem görüntüler… Dünyanın farklı yerlerinde düzenlenen yarışma ve gösterilerden çarpıcı kesitler… Uzun mesafeli dağ maratonlarında hiçbir sınır yok. Gözlerini kırpmadan metrelerce yükseklikten atlıyorlar. Kimi zaman hayatları pahasına… Korkuya ve sınırlara meydan okuyan sporcuların öyküsü… Dağ bisikletçiliği, asfalt gibi düzgün zeminler dışına çıkılmak suretiyle toprak yol, patika ve her tür arazide yapılabilen bir bisiklet sporu dalıdır. Dağ bisikleti; yokuş aşağı, kros, serbest, engel atlama, teknik denemeler,
tam engebeli arazi, yol turu, arazi turu, cadde-sokak, gibi alt disiplinlere ayrılır. Yarışlar maraton, oryantiring veya olimpiyat kıstaslarına uyarlanarak da düzenlenmektedir. Ülkemizde özellikle 90’lı yıllardan sonar gelişim gösteren dağ bisikletçiliği özellikle Alanya, Köprülü Kanyon, Likya Yolu ve Kapadokya bölgelerinde çok yaygın olarak yapılmakta olup sözü geçen yörelerdeki arazi şartlarının bu spora uygunluğu yerli yabancı turistlerin yoğun ilgisini çekmektedir. Dağ bisikleti sporu özel olarak tasarlanmış bisikletler gerektirir. 1970’li yıllardan günümüze kadar ciddi bir değişim ve gelişim gösteren dağ bisikletleri çok hafif ve dayanıklı karbon gövde, ön-arka amortisör, harekete duyarlı yaylı kadro, silikon sele, tekli maşa, hidrolik disk freni, çok rahat geçen vites değiştiricileri, karpiye pedal gibi özelliklere sahip olarak bugünkü halini almıştır. Dağ bisikletlerinin tekerlek çapları genelikle 28 inç olmakla birlikte 26 ve 29’luk örnekleri de mevcuttur. Dağ bisikletçiliğinde güvenlik, rahatlık ve zemin tutuşu için özel olarak tasarlanmış, patlamaya dayanıklı, hafif, kalın ve dişli tekerlekler kullanılır. Piyasada 2.00 x 28” ya da 2.25 x 28” ebatlarıyla satılan lastiklerin büyük çoğunluğu bu tür sert araziler için üretilmiştir. Dağ bisikleti keyifli ancak bir o kadar da zahmetli ve riskli bir spordur. Parkurlara başlanmadan önce bisikletler gözden geçirilmeli, firen aksamları ve hidrolik yağı, zincir yağı, cant telleri ve akort ayarı, lastik havası, vites ayarı, gidon sıkılığı, furç yatakları, cant mandalları, sele ayarı ve sıkılığı dikkatli bir şekilde kontrol edilmelidir. Malzemenin ömrünü uzatmak için muntazaman bisikletin temizliğinin yapılması ve hareketli kısımların yağlanması esastır. Güvenli bir parkur deneyimi ancak kask, eldiven, dizlik, dirseklik ve bunun gibi koruyucu malzemelerin kullanımıyla sağlanabilir.
103
(
ı r a l u r o s a k e z i l e c n e Eg l 1. Elma
ı, 2’sini aldım 3 Elma vard r? kaç elmam va
3. Doktor ir ve Doktorunuz size 3 hap ver zı anı alm yla yarımşar saat ara ını am tam n isterse, ilaçları almanız ne kadar sürer?
2. İki kişi
öz r. Küçük olan büyük olanın İki kişi yolda karşılaşıyorla r. Bu ildi değ n küçük olanın babası oğludur. Ancak büyük ola nasıl olur?
5. Soru işareti Aşağıda soru işareti yerine ne gelmelidir? Pİ, SI, ÇA, PE,CA,?,PR
İki elma Çünkü annesidir. Bir saat Hepsinde 28 gün vardır. Cİ
arı 31 r 30, bazıl Bazı ayla a 28 . Kaç ayd gün vardır ? gün vardır
1. 2. 3. 4. 5.
4. Aylar
16
SAYI
MECHANIC DERGİSİ
NISAN 2015
YANGIN SEKTÖRÜNÜN ÖNCÜ LİDERİ
www.mechanic.com.tr
PROF. DR. ABDURRAHMAN KILIÇ TTMD 12.DÖNEM
OLAĞAN GENEL KURULU YAPILDI AKILLI BİNALARDA
YANGIN OTOMASYONU Nisan 2015 • Sayı: 16
BOSCH TERMOTEKNİK’İN
ODAK NOKTALARI
KIŞIN YORGUNLUĞUNU
KARAHAYIT’TA ATIN