Merhaba Bisikletle Çanakkale’nin 3. sayısıyla yine sizlerle birlikteyiz. Ağı Dağı Tırmanışımıza ilişkin hazırladığımız ilk sayımızı, Yangın Gözetleme Kulelerine dair hazırladığımız ikinci sayımız izlemiş ve ikinci sayımızı “Çanakkale’nin değerlerinden beslenenlere inat Çanakkale’ye değer katmaya devam!” diye bitirmiştik. Bisiklet ve Çanakkale... Değişmez iki tutku, içimizde var olan ve olmaya da devam edecek olan. Bisikleti sadece bir spor aracı olarak değil, aynı zamanda bir yaşam kültürü olarak algılıyoruz ama en önemlisi yaşadığımız kente ve doğaya dair sorumluluklar taşıyoruz. Çanakkale’nin Türkiye’nin en batısında bulunduğunu, adalarını, boğazını, Şehitler Abidesini, Truva antik kentini, Assos’u herkes bilir de Türkiye’nin en batısındaki bu ilin hâlâ elektriği olmayan köylerinin bulunduğunu pek fazla kişi bilmez. 1970’li yıllardan bu yana devam eden kentlileşme süreci ve köyden kente göç olgusundan Çanakkale de nasibi alıyor. 70’lerin sonunda küçük köylerin bir araya getirilmesiyle merkezi köylerin oluşturulduğu köy-kent projesinin örneklerinden biri olan Serçeler köyü bir yanda, köyden kente göç vere vere 3-5 hane kalmış köyler diğer yanda. Turlarımızda yerel unsurlara ilişkin detayları her zaman ön planda tuttuk ve köy sakinleriyle sohbet etmek en büyük zevklerimizden biri oldu. Artık 3-5 hanenin yaşamını sürdürdüğü köylerde ne bir çocuk ne de bir genç var, genç nüfus çoktan il merkezine göç etmiş. Üzücü de olsa yaşlı nüfusla birlikte köylerdeki yaşam da zaman içinde maalesef yok olup gidecek. Bugün var olan ama kısa zamanda kaybolup gideceğini tahmin etmek hiç de zor olmayan bu köyleri bilmeyenlere, gidip görebilme şansı olmayanlara armağanımızdır “Çok Geç Olmadan” dizisi. Serinin ilki olan Kemerdere’yle karşınızdayız. Umarız beğenirsiniz. Gelecek sayılarda buluşmak ümidiyle.. Bisikletle Çanakkale
‘‘Orda bir köy var uzakta, O köy bizim köyümüzdür, Gezmesek de tozmasak da O köy bizim köyümüzdür.’’ A.Kutsi TECER Evet orda bir köy var ve o köy hepimizin. Biz gittik, biz gördük, biz gezdik, biz tozduk. Ama gidemeyenleri de unutmadık. Bu e-dergi Kemerdere’yi bilmeyenlere, gidemeyenlere, gidip de göremeyenlere armağanımızdır. Umarız ‘‘-di’li geçmiş zaman kipi’’ Kemerdere’ye hiç uğramaz ve o köy hep orada var olmaya devam eder.
Kemerdere, Çanakkale merkez ilçeye bağlı Civler köyünün bir mahallesi. Köyde sohbet ettiğimiz yaşlılardan köyün bir Türkmen köyü olduğunu öğreniyoruz ancak detaylı bilgiyi daha sonra elde ediyoruz. www.zeybekoloji.com sitesinde yer alan bilgiye göre Çanakkale Tahtacı Türkmenleri Çiçili, Mazılı ve Araplı olmak üzere üç aşirete ayrılmakta; Çiçili Tahtacı Türkmenleri Kemerdere, Değirmendere, Gürecik, Ovacık, Derbentbaşı, Karıncalı, Akçeşme, Koşuburnu, Güvem, Yenimahalle, Tuztaşı, Kıztaşı, Bahçedere, Uzunalan ve Kepez’de yaşamlarını sürdürmekteler. Kemerdere’ye ilişkin bir diğer özellik de köyün tamamına yakınının (kimi emlak kaynaklarına göre %99’unun) bir turizmci tarafından satın alınmış olması. Eko-turizm yapmak için Kemerdere Köyü'nde 1500 dönüm arazi satın alan turizmcinin keklik, sülün, ceylan ve karaca yetiştirip, boş yerlere 20 bin fıstık çamı fidanı ektiği ancak işlerinin yoğunluğu ve bürokratik engeller nedeniyle eko turizmi hayat geçiremeyince 18 ev, 60 dönüm sertifikalı organik tarım arazisi ile Troia Antik Kenti Dönemi'ne ait su kemeri bulunan arazisini satmaya karar verdiği emlak sitelerinde yer almaya başladı. İnternette arama motorlarında Kemerdere’yle birlikte sıklıkla karşılaşacağınız ‘‘Satılık Köy’’ işte burası. Kemerdere’nin geri kalanı söz konusu turizmci tarafından alınır, bürokratik engeller aşılır ve eko-turizm hayata geçirilir mi ya da turizmci sahip olduğu ev ve arsaları başkalarına satar mı bilinmez. Bilinen tek gerçek Kemerdere’deki yaşamın halen köyde yaşamını sürdüren birkaç aileye bağlı olduğu. Yerleşim alanının büyüklüğü ve köy nüfusunun fazlalığı açısından benzemese de, evlerin terk edilmişliği, sokaklara yansıyan sessizlik ve hüzün açısından Fethiye-Kayaköy ve Gökçeada-Dereköy’le benzerlikler taşıyor Kemerdere. Dileriz sonları benzemez. Kemerdere’ye ilişkin en bilinen ayrıntılardan birisi de köyün hemen alt tarafında uzanan Kemer Çayı ve üzerinde Truvalılardan bu yana varlığını sürdüren Su Kemeri. Kemer çayı ve antik su kemerinin daha önce yayınlanmamış tamamen kendi çekimlerimizden oluşan fotoğraflarını sizler için derledik. Umarız beğenirsiniz.
Kemerdere köyüne Çanakkale merkezden değişik yollarla ulaşmak mümkün. En çok bilinen ve kullanılan yol Akçapınar köyünün içinden geçiyor. Çanakkale’den İzmir’e doğru ilerlerken Bozcaada Kavşağına varmadan 100 metre önceki kavşaktan sol tarafa doğru ilerleyen yol ilk önce Akçapınar köyünün sonra da Civler köyünün içinden geçerek Ovacık köyüne doğru ilerliyor. Civler köyünü geçtikten yaklaşık 3 kilometre sonra sağ tarafa ayrılan yol sizi doğruca Kemerdere köyüne ulaştıracaktır. Çanakkale merkezden Kemerdere köyüne ulaşmanın ikinci yolu ise eski Bayramiç yolunu kullanmak. Çanakkale’den Bayramiç’e doğru ilerlerken Denizgöründü köyünü geçtikten sonra karşınıza çıkacak olan göletin hemen karşısında sağ tarafa doğru ayrılan yoldan ilerleyerek önce Kayışlar sonra da Ovacık köyüne ulaşmak, Ovacık köyünden Civler köyüne doğru inerken sol tarafta kalan Kemerdere köyüne gitmek mümkün. Ancak bu yoldun Kayışlar Ovacık arasının tamamen toprak olduğunu ama Bozcaada, Gökçeada, Tavşan Adaları, Semadirek Adası, Çanakkale Boğazı’nın girişi ve Saros Körfezini aynı anda gören nefes kesici bir manzaraya sahip olduğunu belirtmek gerek. Mümkün olduğunca daha fazla toprak yolları kullanarak Kemerdere’ye ulaşmak ve alternatif rotalar oluşturmak da mümkün. Kemerdere’ye çeşitli rotalardan pedallayarak gitmiş olan bizler için en güzeli ve heyecan vericisi Çınarlı köyü üzerinden Dümrek köyüne oradan da orman yolları ve yangın şeritlerini kullanarak Kemerdere’ye ulaşan yoldu. Tercih sizin.
Kemerdere’ye hangi noktadan girerseniz girin terk edilmişliği hissetmemeniz mümkün değil.
Terkedilmiş bir yerleşkenin en hüzünlü noktalarıdır pencereler ve kapılar. Geçmişte yaşama açılan kanatların şimdi bir hiçliğe açılıyor olması ve kapıdan son çıkanların bir daha geri dönemeyecek olmaları acıtıyor içimizi.
Terkedilmişliğe direnircesine hala canlı, hala ayakta evler
Köyün son sakinleri yerel giysiler içerisindeki yaşlı kadınlar. Kimbilir ne anılar ne acılar gizlidir yüzlerindeki çizgilerde.
Sokaklar boş, sokaklar kimsesiz. Köydeki ot ve toprak kokularına terkedilmişliğin ve yalnızlığın kokusu eşlik ediyor nicedir.
Her mevsim birbirinden güzel çiçekler ve yapraklar süsler Kemerdere’yi
Truva antik kentinin su ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilip Çamlıca köyünden Truva şehrine kadar uzanan su kemerinin bugüne kadar ulaşabilen kısmı kemer çayı üzerinde bulunuyor. Konuya ilişkin olarak gerçekleştirilen en kapsamlı bilimsel çalışmada Truva’ya ilişkin çalışmalarıyla tanınan Doç.Dr.Rüstem ASLAN ve arkadaşlarının imzası var; ‘‘The Aqueduct of Roman Ilion and The Bridge Across The Kemerdere Valley In The Troad’’ (*)
Truva (Ilion) şehrinin artezyen su temini kuyu suları, yağmur suyu depoları ve yerel su kaynakları ile karşılanmasının Yunan ve Roma döneminde kent için önemli olduğu görülür. Aynı zamanda yerel su temini bir su kemeri ile de arttırılmıştır. Bu inşa ve Kemerdere köprüsünün tasarımı onun erken imparatorluk döneminde yapıldığı izlenimi verir. Truva şehrinden kanıtlar ve benzer su kemerleri JulioClaudian dönemi(Julio-Claudian hanedanı ilk beş Roma imparatoru Augustus, Tiberius, Caligula, Claudius ve Nero için kullanılan bir ifadedir. MÖ 27 yılından 68'e kadar Roma İmparatorluğu'nu yönetmişlerdir.) kadar erken nihai olmayan bir tarihin ön görüldüğünü Truva şehri su temininin tanıtımı için göz önünde tutar. (*)
Kemerdere köprüsündeki harçlı moloz ve kuru serim yontma taş kombinasyonu Julio-Claudian dönemi Roma mimarı uygulamaları ile uyumludur. Kemerdere köprüsü ayrıca Julio-Claudian dönemindeki diğer köprülerle görünüş ve malzeme olarak benzerlik gösterir. (*)
Köyden dere yatağındaki küçük gölü görmek mümkün olmasa da su kemerinin üst kısmı görülebiliyor. Aynı kare içerisine giren köy evleri ve su kemerine çam ağaçlarının yeşili eşlik ediyor.
Su kemeri çoğunlukla önündeki gölle birlikte fotoğraflansa da kemerin arka tarafı da en az ön tarafı kadar etkileyici ve fotoğraflanmaya değer güzellikte.
Geçmiş dönemlerde su kemeri ve çevresi define arayıcıları tarafından kazılıp tahrip edilse de, günübirlik piknikçiler tarafından hoyratça kullanılsa da çoğunlukla bakir bir doğaya sahip Kemerde.
Gün batımı da en az doğası kadar güzeldir Kemerde’nin. Burada güneş Akçapınar göletini görmezden gelip Bozcaada’yı öperek dalar uykuya.
Bu kent öldürüldü diyorlar Kurşuna dizildi bir gece yarısı Hayaletler geziniyormuş şimdi Sokak aralarında ve caddelerde Baykuş tüneği olmuş alanlar Ve yarasalar uçuşuyormuş... (…) Bu kent öldürüldü diyorlar Bahar gelmez artık buraya Bir kent nasıl öldürülür göz göre göre Ben inanmıyorum kim ne derse desin Ahmet TELLİ Kemerdere ölmeden, öldürülmeden paylaşmak istedik sizlerle. Görmeyenlerin içinde gidip görme isteği uyandırdıysak ne mutlu bizlere. Kemerdere’nin ve benzerlerinin öldürülmediği bir gelecek özlemiyle. Bizi izlemeye devam edin! Bisikletle Çanakkale
Bizi izlemeye devam edin! www.bisikletlecanakkale.com