Analiz39

Page 1

999 TL

4 Ad Kamera 0 532 053 60 81 Yıl:4 Sayı:39 20 Ekim 2014 Fiyatı 1 TL

DÜZCE BELEDİYESİ KİME ÇALIŞIYOR? Düzce Belediyesi bir taraftan “ zarar ettiği” gerekçesiyle vatandaşın hizmet alımlarına fahiş zamlar yaparken, haklarına sınırlama getirirken diğer taraftan belediye kaynaklarını ve halkın parasını lüks ve gereksiz harcamalarla çarçur etmekten geri durmuyor…

Bütün bu manzarayı gören Düzce halkı “Düzce Belediyesi kime çalışıyor” şeklinde tepkilerini dile getiriyorlar.Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, göreve gelir gelmez önce kendi rahatı için 650 bin liralık lüks makam aracı aldı. Ardından ulusal anlamada pek izleyicisi olmayan bir kanala 300 bin lira gibi para ödendi. Halk otobüslerinin zarar ettiği gerekçesiyle Belediyeye bağlı YEYPAŞ tarafından satın alındı. Yine aynı gerekçeyle bilet fiyatlarına fahiş zam yapıldı. 65 yaş üstü vatandaşların, şehit yakınları ve gaziler ile gazetecilerin, belediye çalışanlarının faydalandığı serbest kartlara da sınırlama getirildi. Oysa belediyenin ve bağlı şirketleri kar amacı gütmeyen ve Düzce halkına hizmet etmek için var olan kurumlar olduğu ve uygulamaların bu amaca aykırı olduğu dile getiriliyor. Sayfa:3

ÇAKMAK “İŞGÜVENLİĞİ KANAYAN BİR YARA” MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsmail Çakmak, İş güvenliği konusunun Türkiye'de olduğu gibi Düzce için de kanayan bir yara olduğunu söyledi. Çakmak, “ Şuanda gündem iş güvenliği, bunu profesyonel olarak yapan özel şirketler var. Bu bir kültür meselesi biranda kazandırılamaz. Bana göre ilkokulda verilmeli. İş güvenliği konusunda işverenler gerekli prosedürü gerçekleştirse de işçiler önemsemiyor. Bir sorun olduğunda işveren yansıyor. İlk etapta alışkanlıkları bozmak kolay değil. Bu konuda ve Düzce'nin özel sorunlarını hazırladık. Bakanla birebir görüşmemizde sunum yapacağız. İstişarelerimiz devam ediyor.” dedi.

Öztürk Defnedildi…

92 yaşında hayata veda eden Hayırsever İşadamı İrfan Zeki Öztürk dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Düzce'de özelikle eğitime kazandırdığı okullarla adını duyuran hayırsever işadamı İrfan Öztürk 92 yaşında hayata veda etmişti Sayfa:7

BAŞBAKAN BU MANZARAYI GÖRSEYDİ… Burası Düzce'nin ücra bir köyü, kuş uçmaz kervan geçmez bir yer değil... DÜZCE'NİN TAM MERKEZİ... Düzce Valililği'nin hemen yanı..Acaba Başbakan Ahmet Davutoğlu bu manzarayı görse ne derdi? Sayfa:6

Hayati Caklı

Gezen Tilki ve ...

Sayfa:2

Düzcemizin sorunları...

Sayfa:7

AKÇAKOCA'DA TOPLU TAŞIMA GERGİNLİĞİ DEVAM EDİYOR

Sayfa:4

TSO DA SULAR DURULMUYOR… Masadaki Tuzluklar Sayfa:6

POSTANEDE YANGIN Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda yine 2014 bütçesi veto yemesi üzerine 31 üyeli TSO Meclis üyelerinden 24'ü yönetimin istifasını istedi… Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda yine 2014 bütçesi veto yedi. Başta Meclis Başkanı Ertan Taşlı

olmak üyelerin çoğunluğu tarafından “usulsüzlük” gerekçesiyle 7. kez bütçe ve faaliyet raporuna onay çıkmadı. Üstelik Başkan Fahri Çakır'ın bir kez daha istifası istendi. Tarihinde ilk kez görülen böyle bir kriz, odada işlerin adeta arapsaçına dönmesine neden olmaya devam ediyor. Sayfa:4

2 katlı PTT binasının çatı katında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Vatandaşların durumu fark etmesi üzerine Düzce Belediyesi İtfaiye ekiplerine haber verildi. Kısa sürede büyüyen yangın 3 işyerinin çatı kısmını biranda sardı. Sayfa:7


GEZEN TİLKİ VE DİĞERLERİ… Bizim siyasetçiler de ilginç insanlar doğrusu… Birisi ne yaparsa diğerleri de onu yapıyor kardeşim. Nasıl mı? Efendim bizim "Gezen Tilki" lakaplı siyasetçimiz var ya, adına ve şanına yaraşır bir şekilde gezmek için eski parayla bilmem kaç milyar liralık araba aldı ya hani, onun araba aldığı günlerce konuşulmuş, tartışılmıştı. İşte o siyasetçimiz “Her zaman siyasilerin bir çıkış noktası vardır, onlar ne derse halkımız yutar.” kuralı gereği ulusal basına arabasıyla ilgili öyle bir açıklama yapmıştı da, o kadar güzel izah etmişti ki konuyu, halk “Yahu adam üste para bile almış baksana” diyecek hale gelmişti... İşte efendim diğer makam mevki sahipleri de “Yahu O gezen tilkiyse biz de gözüyüz, nasılsa bişey olmuyor biz de alalım nolcekki” diyerek O'na özendi. GEZEN TİLKİ'DEN SONRA BİBERONCU… Gezen Tilki'nin hemen ardından, hangi danışmanı akıl etti bilmiyorum ama kendini nüfus müdürü zanneden ve nerde bebek Dünya'ya gözünü açtı, kimin çocuğu oldu? Hemen biberonu kapıp "ce-ee ben geldim" diyerek orada biten 4. Ahmet hemen çaktırmadan altına 300-400 milyarlık cipi çekiverdi. Bebek arabası değil yahu koskoca 4X4 cip… Efendim o da olayı savuşturmak için lütfedip birkaç laf etti.”Neymiş efendim; önceki makam aracı kiralıkmış da, zarar ediyormuş da, bunu sudan ucuza almış da falan filan… Kendisine kimse ”Hem 'maaşları ödeyemiyorum, önceki başkan çok borç bıraktı' diye ağlıyorsun hem de ne diye aldın arabayı?” diye sormadı; ama ne olur ne olmaz diyerek yandaşları ve danışmanları öyle söylemesini istediler. Malum sanki küçücük ilçeyi yönetmekten acizmiş gibi, aylık binlerce liraya danışman tuttu ve danışıyor onlara güzel güzel bizim 4.Ahmet… BAŞAK ŞEHİRLİ DURUR MU? Neyse onu gören Diğer ilçenin kardeş şehri pardon abi şehri Bahçeşehir'i ihya eden ve Ak Cennete çeviren, Bahçeşehirli'lerin vermemek için bin bir

zorluk çıkarmalarına, ardından gözyaşı dökmelerine rağmen, yalvar yakar getirdiğimiz siyasetçimiz de hazır millet gezen Tilki'nin arabasına yüklenmişken karambole getirip altına yine 400 milyarlık beyaz cipi çekiverdi ve bayramlarda, tatil günleri araba belediyeden benzin gölden gezip tozuyor. Hakkıdır tabi, gezsin tozsun, kolay gelmedi o makama bileğinin hakkıyla geldi. O bizim için bir lütuf, kurtarıcı… Şimdi siz diyeceksiniz ki “Bunlar o makamlara bileğinin hakkıyla gelmedi de Başbakan'ın karizmasıyla, O'nun sayesinde geldiler” diyeceksiniz…Bi susun yahu, bi durun karıştırmayın şimdi… Geldiler ya nasıl gelirse gelsinler siz de bir âlemsiniz yani… İlla doğruları söyleyeceksiniz ayıp olmuyor mu? Neyse ne diyorduk? Efendim değerli siyasetçimizin, büyüğümüzün şimdi hakkını yemeyelim, aslında arabanın benzinini belediyenin kasasından almayacaktı ama malum tatil lazım olmaz diye cüzdanı evde unuttuğu için belediyenin hesabından çekti. Yoksa olur mu yahu… Saçmalamayın ne demek tüyü bitmemiş yetimin hakkı tövbe tövbe, siz de suyu bulandırmayın teessüf ederim… Evet, ne ilginçtir ki hiçbir basın kuruluşu ne biberoncu 4.Ahmet'in, ne de Bahçeşehirli'nin cipini yazmadı, ya da bir şekilde yazmaması için gereği yapıldı bilemem orasını… ARABASI KÂBUSU OLDU… Bu arada bütün bunları gördükçe içi giden, rüyasında bembeyaz martı gibi cipi gören biri vardı ki sormayın. Bindiği araba Nuh pardon Fikret zamanından kalmaydı, her binişinde ezeli rakibini hatırlatıyordu. Kâbusu olmuştu sanki. Sevmiyordu arabayı eski sahibini de sevmezdi… Ne yani ağanın şeyinin üstüne şey olur muydu? Evet, bizim Novalginci siyasimiz bin bir bahaneyle arabayı allem etti, kalem etti sattı. Hem de kime biliyor musunuz? Belediyenin borçlu olduğu bir şirkete. Artık satın alan kişi de borcuna karşılık mı saydı arabayı? Yoksa para verdimi? Orası meçhul. YÜKLE HALKIN SIRTINA… Bizim Novalginci siyasetçi arabadan kurtuldu kurtulmasına ama ya yeni alacağı

Dünyanın Önde Gelen Tüm Kuruluşları Kullanmakta....

Muammer Kızılırmak

cipin parasını nerden bulacaktı? Kara kara düşünürken aklına ağabeyi Gezen Tilki imdadına yetişti. Derhal ağabeyi gezen Tilki'ye danıştı ve O'nun verdiği akıl gereği şehir içi otobüslere zam yaptı bir güzel… İyi de zam yapmasına yaptı da şehir içi otobüslere binen yoktu ki… İlçe küçük, hava güzel, deniz güzel, millet geziyor, niye binsin ki otobüslere… Hemen telefona sarıldı, ağabeyini aradı… Bizim Gezen Tilki'de akıl çok… Dedi ki “Hani seçimlerden önce İl Trafik Komisyonu'nun aldığı bir karar vardı. İlçeden şehre giden minibüslerin şehrin dışındaki terminalden kalkacağına dair… Hemen onu uygula! Nasılsa seçim yok, korkma halk bişey demez olsa olsa biriki gazeteci yazar tıpkı benim arabaya yazdıkları gibi… O gazetecilerin eline birkaç kuruş verirsin susarlar merak etme. Yalnız o karardan sonra yurt dışına falan git, kaybol ortalıktan bir müddet. Bak ben Dubrownik'e gitmiştim. Şimdi İspanya güzeldir, git İspanya'ya hem kafanı dinlersin, hem de ortalık yatışır. ” der. Bu fikir bizimkinin akına yatar, sevine sevine hemen “Bundan böyle minibüsler terminalden kalkacak, halk da terminale gitmek için seve seve şehir içi otobüslere binecek…” Diye ferman buyurur, pardon karar alır. İSPANYA YOLCUSU… Aynen de ağabeyinin dediği gibi olur birkaç cılız ses çıkar, gazetelere haber olur. Ortalık hafiften karışır. Şimdi halk tepki verir dememi bekliyorsunuz değil mi? Çok beklersiniz... Kuzu kuzu razı olur halkımız… Birkaç gün sonra bizim acar siyasetçi, halkın karşısına çıkmaya cesareti olmadığı için danışmanlarına alelacele bir yazılı açıklama hazırlatır ve “halkımızdan sabır bekliyoruz… Der.” Zaten başka bişey beklemezsiniz ki halktan! Ya sabır beklersiniz, ya oy… Siz yaparsınız halk sabreder, uslu uslu dinler sizi… Bütün bunlara rağmen bir de alkışlamazlar mı? Ne acı değil mi? Zavallı halkım… Evet, açıklamanın bizim acar siyasetçi ardından valizini toplar, diş macununu, tıraş takımını, Novalgin'ini hazırlar hemen İspanya'ya uçar… SİZİ KANDIRDIK…

Yalnız yazdırdığı açıklamasında öyle bir söz vardır ki, 12 yıldan beri Ak Partinin halkı hangi gözle gördüğünün, halka nasıl baktığının itirafıdır aslında, Efendim derki Sayın siyasetçimiz “Aslında minibüslerin terminalden kalkmasına dair karar seçimlerden önce alındı ama seçimler nedeniyle bu kararı uygulamadık” Bu söz ne demek biliyor musunuz dostlarım… Demek istiyor ki aslında “Ey halkımız, Ey Millet… Eğer bu kararı biz seçimlerden önce uygulasaydık, sizler bizlere kızgınlığınızdan oy vermeyecektiniz. Dolayısıyla ben başkan seçilemeyecektim. Bu lüks, şatafatlı koltuklarda oturamayacaktım. Lüks arabalar alamayacaktık. Sizin paranızla biz sefa süremeyecektik. BİZ BUNU HEP YAPIYORUZ… Ey halkımız, Biz sizi kandırdık… Sırf menfaatimiz için, kendi çıkarlarımız için, sizlere oyun ettik. Biz bunu hep yapıyoruz, siz de kanıyorsunuz. İşte bizim gözümüzde busunuz. Sizler bizim rahatımız için, konforumuz için varsınız... Sizlere üç otuz para veririz, onu da bilet parasıyla, su parasıyla, zamlarla geri alırız… Sizler bilet parası bulamazken, şoföre karşı utancınızdan yüzünüz kızarırken, çile çekerken, biz konforlu lüks makam araçlarıyla gezeriz. Hastanız varmış, yaşlıymışsınız, çok da önemli değil… Kısacası bizim salonlarda attığımız nutuklarda söylediğimiz” Biz halkın hizmetkârıyız, sizlere hizmet etmek için varız” sözlerine kanmayın. Bu sözler sizlerin oylarını alana kadar… Aslında Ey Halk, Sizler bizim için varsınız… Biz sizin değil! Siz bizim hizmetkârımızsınız” demek istiyor… Evet, bu sözlerin anlamı bu… Gerçi halkımız aptal değil hâşâ, bunu anlayacak kadar zeki… Ama asıl acıklı olan ne biliyor musunuz? Bütün bunları bile bile bizim bunlara her seferinde kanmamız... Ben de diyorum ki... Ey halkım, Hala uyanmayacak mıyız? Ne dersiniz?

Su Geçirmez, Olası Sel vb Durumlarda Bilgiler Kaybolmayacak, Yanmaz, Olası Yangın vb Durumlarda Bilgileriniz Kaybolmayacak, Ezilmez, Olası Deprem vb Durumlarda Bilgileriniz Kaybolmayacak.

Her Eve Ofise Kesinlikle Gerekli. Keşke Satın Alsaydım! Diyeceğiniz Bir Ürün...

250 Usd (Kdv Dahil) ! ! !

500 Gb Hdd Bulunmaktadır. Made İn Usa.

a

n ı y

m r ı

ç a K

Sipariş Tel: 0 506 950 09 99


DÜZCE BELEDİYESİ KİME ÇALIŞIYOR? Düzce Belediyesi bir taraftan “ zarar ettiği” gerekçesiyle vatandaşın hizmet alımlarına fahiş zamlar yaparken, haklarına sınırlama getirirken diğer taraftan belediye kaynaklarını ve halkın parasını lüks ve gereksiz harcamalarla çarçur etmekten geri durmuyor… Bütün bu manzarayı gören Düzce halkı “Düzce Belediyesi kime çalışıyor” şeklinde tepkilerini dile getiriyorlar. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş, göreve gelir gelmez önce kendi rahatı için 650 bin liralık lüks makam aracı aldı. Ardından ulusal anlamada pek izleyicisi olmayan bir kanala 300 bin lira gibi para ödendi. Halk otobüslerinin zarar ettiği gerekçesiyle Belediyeye bağlı YEYPAŞ tarafından satın alındı. Yine aynı gerekçeyle bilet fiyatlarına fahiş zam yapıldı. 65 yaş üstü vatandaşların, şehit yakınları ve gaziler ile gazetecilerin, belediye çalışanlarının faydalandığı serbest kartlara da sınırlama getirildi. Oysa belediyenin ve bağlı şirketleri kar amacı gütmeyen ve Düzce halkına hizmet etmek için var olan kurumlar olduğu ve uygulamaların bu amaca aykırı olduğu dile getiriliyor.

BU KAZIKLAR PRENSİN KADROSU YOK MU…? KİMİN İÇİN…?

Düzce Belediyesi bünyesinde uzman adı altında birçok insan çalıştırılırken merkezde bulunan ağaçların budamasını dahi usulüne uygun

yapamıyor. Düzce Belediye ekipleri şehir merkezinde bulunan ağaçları usulsüz ve bilinçsiz şekilde budama yaparak, budama değil, odun kesme şeklinde uygulama yapması ağaçlara zarar veriyor. Düzce Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü ekipleri tarafında şehir merkezinde bulunan ağaçlar kış aylarına hazırlanmaya başlandı. Ekiplerin çalışmaları ile şehir merkezinde bulunan ağaçlar budanarak kış aylarına hazırlık yapıldı. İstanbul Caddesi ve Bolu Caddesi üzerinde bulunan ağaçları budayan ekipleri yaptığı usulsüz budama ile ağaçları korumaktan çok zarar görmesine neden oluyor. Konu ile ilgili açıklama yapan uzmanlar, ağaçları budama şeklinin ağacın dallarını kökünden kesmek olmadığını, bu şekil budama şeklinin ağaçların korunmasından çok, onlara zarar vereceğini ve ilk soğuklarda ağaçların kuruyacağını söylüyorlar…

Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in göreve gelir gelmez Basın Yayın Müdürlüğü'ne getirdiği prenslerinden Cihat Zafer Demirel'in belediye bünyesinde kadrosunun ve odasının bulunmadığı ve Belediye Başkan Yardımcısı'nın odasını ve makamını kullandığı iddia edildi. Ayrıca Belediyenin resmi internet sitesinde müdürlerimiz sayfasında Basın Yayın Müdürlüğü'nün ya da danışmanlığının yer almaması merak konusu oldu. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in uzun süredir yanında olan, başkan olmadığı

dönemlerde kendisine danışmanlık yapan Cihat Zafer Demirel'i, Belediye Başkanı olmasının ardından vefa borcunu ödemek için Basın Yayın Danışmanlığı görevine getirmişti. Demirel ise göreve gelir gelmez özel bir kanala Ramazan ayında yayın yapması için 300 bin lira ödenek ayırırken Düzce'de bulunan basın yayın kuruluşlarının reklam ücretlerine sınırlama getirmiş ve şimşekleri üzerine çekmişti. Demirel ayrıca basına karşı lakayt, kuralsız ve tutarsız davranışlarına da Düzce basını tepki vermişti. Ayrıca Düzce Belediyesi basın hizmetlerine yıllarını vermiş tecrübeli, yetenekli, Düzce basınını iyi bilen birini pasif göreve atanırken Düzce Belediyesi Basın Müdürlüğü gibi hassas bir makama layık olmayan, Düzce basınıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan birini neden getirildiği ise merak ediliyor. Hal böyleyken Belediye'de fiilen var olan Basın Yayın Müdürlüğü ya da danışmanlığına ait bir makam odasının bulunmaması ve internet sitesinde Basın Yayın Müdürlüğü'nün geçmemesi kafalarda soru işareti bırakıyor.

ESKİLERİN NESİ VARDI? BENZİN PARALARI KİMİN CEBİNDENÇIKIYOR…?

Düzce Belediyesinin halkın parasını ve kaynaklarını israf etmesine başka bir örnek de İnönü Parkı'nın hemen yanında bulunan Mansur Bayram Caddesi'nde mevcut dubaların değiştirilerek yerlerine alüminyum dubaların yerleştirilmesi olarak gösteriliyor. Düzce Belediyesi ekipleri Mansur Bayram Caddesi'nde bulunan siyah demir dubaları

kaldırarak yerlerine gri renkte alüminyum dubaları yerleştiriyor. Vatandaşlar söz konusu dubaların halen sağlam olduğunu, henüz miadının dolmadığını, buna rağmen dubaların değiştirilmesinin amacını anlayamadıklarını ifade ediyorlar. Belediyenin bu uygulamasının tamamen israfa yönelik ve birilerine rant sağlamak olduğu iddia ediliyor.

Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in seçilir seçilmez göreve başlattığı ancak Düzce'de ikametgahı bulunmayan bazı üst düzey yöneticilerinin İstanbul'daki evlerine giderken kullandığı makam araçlarının yakıt giderlerinin belediye bütçesinden karşılandığı iddia edildi. Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş 5 yıllık aradan sonra Belediye Başkanı seçildiğinde haklı olarak birlikte çalışacağı kendi ekibini oluşturmuş ve belediyede üst düzey kadrolara atamalar yapmıştı. Ancak Keleş'in göreve getirdiği yöneticiler henüz Düzce'ye taşınmadı. Bu nedenle de

hafta sonunda söz konusu yöneticiler İstanbul'daki evlerine gidip, Pazartesi günü de görevlerinin başına dönmek zorunda kalıyorlar. Sırf görev aşkı ve halka hizmet etmek amacıyla zorluğa katlanan bu görevlilerin İstanbul'a gidiş dönüş ve orada yapmış olduğu yakıt giderlerini kendilerinin değil belediye bütçesinden yani halkın parasından karşılandığı iddia edildi. Vatandaşlar söz konusu yöneticilerin bir an önce Düzce'ye taşınmalarını ve her hafta sonu İstanbul'a giderek Pazartesi günü gelmek gibi zorluklar yaşamamalarını istiyorlar… Konu ile ilgili gazetemize açıklama yapan vatandaşlar “ Kendimiz için bişey istemiyoruz. Düzce Belediyesi'nde bizim için fedakarca çalışan yöneticilerimizin her hafta sonu İstanbul'a gitmek zorunda kalmalarına gönlümüz razı değil. Düzce'ye taşınsınlar. Böylece benzin paralarından edilen tasarruf nedeniyle otobüs biletlerine gelen zammı geri alırlar” şeklinde tepkilerini dile getiriyorlar.


/4

ÇAKMAK “İŞGÜVENLİĞİ KANAYAN BİR YARA”

MÜSİAD Düzce Şube Başkanı İsmail Çakmak, İş güvenliği konusunun Türkiye'de olduğu gibi Düzce için de kanayan bir yara olduğunu söyledi. Çakmak, “ Şuanda gündem iş güvenliği, bunu profesyonel olarak yapan özel şirketler var. Bu bir kültür meselesi biranda kazandırılamaz. Bana göre ilkokulda verilmeli. İş güvenliği konusunda işverenler gerekli prosedürü gerçekleştirse de işçiler önemsemiyor. Bir sorun olduğunda

işveren yansıyor. İlk etapta alışkanlıkları bozmak kolay değil. Bu konuda ve Düzce'nin özel sorunlarını hazırladık. Bakanla birebir görüşmemizde sunum yapacağız. İstişarelerimiz devam ediyor.” dedi. İŞ ADAMLARI KATKI SAĞLAMIYOR Karahacımusa Mahallesi'nde yaptırdığı okul açılışında hayırsever işadamı Hamit Şerifoğlu'nun dikkat çektiği konulardan biri olan işadamlarının eğitime destekteki rolünü hatırlattığımız Çakmak, Düzce'de bu konuda bir eksikliğin olduğunu doğruladı. Çakmak, “ Düzce'de işadamları bu konuda katkı sağlayamıyor. Hamit Şerifoğlu bu konuda bir örnek. Bu belirli bir doymuşluk sonucu yapılacak bir konu. Bunu yapacak Düzce'de çok seçkin işadamları var. Bu bir eksiklik ama yapılmayacak bir olay değil.” şeklinde konuştu. DEPREM DÜZCE'Yİ YARALADI Düzce'de işadamlarını temsil eden bir sivil toplum örgütü olarak bu konuda kendilerinin de bir projesi olmadığını ifade eden Çakmak, bu konuda planlanıp

projeler yapılabileceğini söyledi. Çakmak, buna neden olarak ise depremi gösterdi.Çakmak, “ planlanıp güzel şeyler yapılabilir. Deprem Düzce'mizi yaraladı. depremden sonra belli sermaye sahibi Düzce'den gitti. Ancak yavaş yavaş ayaklanan işadamları grubu var. Yıkılmış bir şehir borçlanarak inşa edildi. Düzce'de işadamları belli bir doymuşluk seviyesine ulaştığında böyle hayırlarında artacağına inanıyorum.” diye konuştu. EN BÜYÜK SIKINTIMIZ KALİFİYE ELEMAN Çakmak, Düzce'deki işadamlarının en büyük sıkıntının kalifiye eleman olduğunu belirtti.Çakmak, “Lojistik olarak en güzel yerdeyiz Düzce'de hızlı bir sanayileşme var. Ancak en büyük eksikliğimiz kalifiye eleman. Artık meslek okulları üstüne düşülerek, kurslar artırılarak eğitimli eleman yetiştirerek bu eksikliği kapatmalıyız. Her eline fırça alan boyacı olmamalı. Ne işveren n nede işçi mağdur olmamalı. Kesinlikle eğitim vermeliyiz. Böylece Hem işçi hem işveren mutlu olacak.” dedi.

TSO DA SULAR DURULMUYOR…

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda yine 2014 bütçesi veto yemesi üzerine 31 üyeli TSO Meclis üyelerinden 24'ü yönetimin istifasını istedi… Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Toplantısı'nda yine 2014 bütçesi veto yedi. Başta Meclis Başkanı Ertan Taşlı olmak üyelerin çoğunluğu tarafından “usulsüzlük” gerekçesiyle 7. kez bütçe ve faaliyet raporuna onay çıkmadı. Üstelik Başkan Fahri Çakır'ın bir kez daha istifası istendi. Tarihinde ilk kez görülen böyle bir kriz, odada işlerin adeta arapsaçına dönmesine neden olmaya devam ediyor. Düzce Ticaret ve Sanayi Odası'nda kaos devam ediyor. Çilimli OSB'nin mütevelli heyeti yüzünden karşı karşıya gelen TSO Başkanı Fahri Çakır ve Meclis Başkanı Ertan Taşlı arasındaki gerginlik giderek büyüyor. Ticaret ve Sanayi Odası'nda bütçe yedinci kez onaylanmadı. Dün akşam toplanan TSO meclisi yine hararetli geçti. Odanın 2014 bütçesi ve

faaliyet raporu 19'a 6 oyla reddedildi. Meclis Başkanı Ertan Taşlı başta olmak üzere 24 üye yönetimin istifasını istedi. SANAYİCİ HİZMET BEKLİYOR, ÇAKIR NEREDE? Gazetemize açıklama yapan bazı sanayiciler sorunlarının gün geçtikçe arttığını, adeta sorunlar yumağı olduğunu, çözüm getirmek için yönetime gelen TSO Başkanı Fahri Çakır ve yönetimin ise kendi işlerini takip ettiğini ve TSO'nun adeta öksüz bırakıldığını ifade ediyorlar… ERTAN TAŞLI VE METİN BÜYÜK KOL KOLA.. Yönetimin istifasını isteyen TSO Meclis Başkanı Ertan Taşlı'nın kapalı kapılar ardında eski TSO Başkanı Metin Büyükle görüşmesi ise “Taşlı ne yapmak istiyor” sorusunu gündeme getiriyor. SÜREÇ NASIL BAŞLADI? Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Seçimleri sonrası başkan seçilen Fahri Çakır,

meclisi belirlemek için 18 üyenin desteğini almış ve bu doğrultuda Ertan Taşlı'yı meclis başkanlığına taşımıştı. İlk aylarda uyumlu bir çalışma yürütüyor gibi görünen taraflar bugün gelinen noktada adeta düşman oldu. Çakır-Taşlı geriliminin fitilini ateşleyen konu ise Çilimli OSB'nin mütevelli heyetinin belirlenmesi oldu. Heyet üyelerinin kim olacağı AK Parti kökenli iki başkanı karşı karşıya getirdi. Çakır ve Taşlı ayrı ayrı listeler hazırlayarak meclise sundu ancak bu kez 24 üye ikiye bölündü. Bir kısmı Taşlı'nın diğer kısmı ise Çakır'ın yanında yer aldı. Sonuçta bu çekişmenin kazananı TSO Başkanı Çakır oldu ve kendi listesinin onaylanmasını sağladı. Bu da ipleri kopma noktasına getirdi. Listesi onaylanmayan Ertan Taşlı da bazı meclis üyelerinin desteğini alarak onaylanması için meclise sunulan oda bütçesinin 7 kez üst üste kabul edilmemesini sağladı.Düzce Ticaret ve Sanayi Odası bu gelişmelerin altında "Usulsüzlük" iddiaları da var. Oda bütçesinden gereksiz harcamalar yapıldığını öne süren Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Üyesi Orhan Yılmaz'ın şikayeti üzerine savcılık soruşturma başlatmıştı. Odaya alınan danışmanın masrafları gerekçe gösterilirken konuyla ilgili TSO Başkanı Fahri Çakır ve Başkan Yardımcısı Mehmet Danışmaz geçtiğimiz aylarda adliyeye giderek ifade vermişti. TSO Seçimleri'nde güç birliği yapan ve binlerce üyesi bulunan Düzce Ticaret ve Sanayi Odası gibi önemli bir sivil toplum kuruluşunun yönetici koltuklarına oturan iki ismin aralarındaki soğukluğun oda işleyişini olumsuz etkilediği konuşuluyor.

HACI MUZAFFER YİĞİT HACDAN DÖNDÜ… Kendini Hakk'a ve halka adayan “Halka hizmet, Hakk'a hizmettir” düsturunu benimsemiş nadir siyasilerimizden biri olan Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit hac farizasını ifa etmek için gittiği kutsal topraklardan döndü.Kendini Hakk'a ve halka adayan “Halka hizmet, Hakk'a hizmettir” düsturunu benimsemiş nadir siyasilerimizden biri olan Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit hac farizasını ifa etmek için gittiği kutsal topraklardan döndü.Müslümanların farzlarından olan Hac İbadetini yerine getirmek için kutsal topraklara giden Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit,

ibadetini yerine getirerek Yığılca'ya yöndü. Hac ibadetini yerine getirmek amacıyla kutsal topraklara giden Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit yurda döndü. Meclis üyesi olarak Bayram Akın'dan vekaleti geri alan Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit, haftanın ilk mesai günü ile birlikte görevine kaldığı yerden devam etmeye başladı. Yığılca Belediye Başkanı Muzaffer Yiğit, “ Müslümanların ibadetleri arasında olan hac ibadetimi yerine getirmekten son derece mutluyum. Yığılca'daki görevimize kaldığımız yerden devam ediyoruz, amacımız Yığılca'yı geliştirmek ve büyütmek” şeklinde konuştu.

Masadaki Tuzluklar…

Tarih bütün hızıyla ilerlerken bir çok detayların hızla değiştiğini an an takip ediyor ve kısmen de birçok detayı yaşayarak tüketiyoruz. Bütün bu detayları hızla tüketirken bir çok yeni nesil icatların da keyfini iliklerimize kadar yaşıyoruz. Öyle ki fotoğraf makinesi bu örnekte önemli yer almakta ve öyle ki maalesef önemli demekten de kendimizi alamıyoruz. Tarihin temel miraslarını analiz ettiğimizde, bugun övünçle anılan tüm isimlerin bıraktıkları önemli eserlerin varlığı ortadadır. Öyleki lokal anlamda yad edilen isimlerin bile bulundukları mecralara mutlak katma değer bıraktıkları ortadadır. Bir çok ünlü fikirleri miras olarak bırakan; ünlü düşünürlerin yada önemli isimlerin fotoğrafları olmamakla birlikte maalesef resmedilmeyenler bile hala varlıklarını sürdürmektedirler. Günümüzde fotoğraf makinesi mucitliğini incelediğimizde zaman zaman maalesef icad edilmiş demekten kendimizi alamamamız mutlak bir nedeni elbette vardır. Ve sosyal medyanın hayatımızdaki önemli yerini de değerlendirdiğimizde, fotoğraf makinesinin bıraktığı etki bir çok anlamda negatif sonuçlar da doğurmaktadır. Günümüzde fotoğraf makinelerinin daha doğrusu artık akıllı telefonların varlıkları ile gördüğümüz tüm fotoğrafların bıraktıkları etki maalesef fikirleri alt üst etmiştir. Görselliğin sanal etkisini gerçek Dünyamıza korkunç bir şekilde yansıtılmakta birlikte, fotoğrafın, tuzlukları büyüttükleri inancıyla ile tebessümleri seyir ederek egolarına açık olarak destek veriyoruz. Ancak her gün kendilerince önemli insanların arasında boy göstermeye çalışmak ve bu aşamada ortaya çıkan karelerde tuzlukların görülmeleri bir demirbaş misali elbette şaşırtmamaktadır. Akıllı Telefonların ile çekilen karelere masaların etrafı trajikomik olmakla birlikte masalarda eksik olmayan tuzlukları aynı trajikomik etkiyi hayretle aynı karelerde izlemekteyiz. Ancak günün sonunda tüm geçmişten kalan mirasları analiz ettiğimizde ortaya çıkan tabloda asla geleceğe miras bırakamayan taraf da kesinlikle tuzluklar, biberlikler ve kürdanlardır. Evet her masada varlıkları kesin olmakla birlikte geleceğe asla etki bırakamayacaklarının farkında olmamaları da kısmen üzüntü verici bir durumdur. Birçok karelerde masaların etrafında birbirlerine hediyeler vermekten başka bir projesi olmayan ünlü günümüz düşünürlerin, görünmek istedikleri karelerde tebessümle güç etkisi bırakmak isteklerinin de artık vazgeçilmez bir mesaj türü haline gelmiştir. Hiçbir çaba sarf etmeden de aynı karelere giren tuzluklar, biberlikler ve kürdanların da varlıkların da önem derecesi elbette yüksektir. Tuzlukların, biberliklerin ve kürdanlıkların elbette faydaları olduğunun farkında olduğumuzu belirtmeyi de unutmamak gerekmektedir. Ancak Anadolu kültüründe tam laf da deliye söylenir diye deyim bulunmasından kaynaklanarak lafı eksik bırakmanın da yerinde bir durum olacağının da kanaatindeyiz. Fotoğrafların sosyal medyadaki görsel şölen olarak izlenmesinin negatif etkilerinin özet birkaç açıklaması şöyledir. · Asla gülümsemeler gerçekçi değildir. · Asla göründüğü gibi değildir. · Asla çekildiği andaki zül umu, seyir halinde görülmez. Görülemez… · Asla fotoğraftaki baş aktör her zaman göründüğü kadar güçlü değildir. · Asla gerçek dostluklar her karede görünemez. · Asla tuzluklar, biberlikler ve kürdanlıklar eksik olmazlar… Siz siz olun her gördüğünüz fotoğrafın, güç etkisinde kalmayın en önemlisi de.. . Tuzluk gibi masalarda kalmamanız dileğimizle…!!!


/5

Neden Çİft taraflı İŞitme cihazı

Kullanmalıyız.. Normal seviyede işitebilen insanlar bile özellikle gürültülü ortamlarda her şeyi duyamayabilir. Her iki kulağınız da işitme kaybı varsa çift cihaz kullanılmalıdır. Her iki gözde problem varken tek camlı gözlük kullanmak ne kadar yanlışsa çift taraflı işitme kaybında tek cihaz kullanmak o kadar yanlıştır. Aşağıdaki eğrilerde normal kulağa ve çift taraflı cihaz kullanıcısının işitme ortamlar gösterilmektedir. Çift taraflı cihaz kullanıcısı neredeyse normal kulağa yakın duyabilmektedir.

“Kullanıcıya sağladığı faydalar”:

1

Çift taraflı dinleme gürültülü ortamlarda konuşulanları daha iyi anlamanızı sağlar.

Çift taraflı dinleme ile her iki kulağınızın duyma yeteneğini koruyabilirsiniz

2 3 4 5

Çift taraflı dinleme sizi daha az yorar ve işitme cihazı memnuniyetinizi artırır

Çift taraflı dinleme sesin yönünü kolayca tayin etmenizi sağlar. Çift taraflı dinleme ile daha yumuşak ve berrak ses duyarsınız.

6 7 8 9 10

Çift taraflı dinleme yüksek ses seviyelerinde dinleme kalitenizi bozmaz

Çift taraflı dinleme ile daha iyi ses kalitesi ve konfor elde edersiniz.

Çift taraflı dinleme ile denge duygusunda hissedilir bir değişim yaşarsınız

Çift taraflı dinleme ile daha geniz duyma aralığına sahip olursunuz.

Çift taraflı dinleme ile sesi daha iyi tanımlayabilirsiniz

Düzce Merkez: Atatürk Heykeli Arkası Tel: (0380) 512 11 44


/6

BAŞBAKAN BU MANZARAYI GÖRSEYDİ… Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş'in de katıldığı “2. İl Belediye Başkanları" toplantısında Başbakan Ahmet Davutoğlu, Düzce'nin günlerdir üzerinde durduğu görüntü kirliliği ve şehir estetiğine yönelik belediye başkanlarına uyarılarda bulundu. Davutoğlu, “Bizim gözümüzü dinlendiren, ruhumuzu dinlendiren şehirler lazım.”dedi. Ak Parti Yerel Yönetimler Başkanlığınca düzenlenen ve aralarında Düzce'nin de bulunduğu 30 İlin Belediye Başkanlarının bir araya geldiği "2. İl Belediye Başkanları Toplantısı", Amasya da gerçekleştirildi. 3 gün süren 2. İl Belediye Başkanları toplantısı için Düzce Belediye Başkanı Mehmet Keleş de toplantıya katılmak üzere Amasya'ya gitti. Toplantıda Keleş, Başbakan'la Düzce'nin sorunlarını aktararak fikir alışverişinde bulunma fırsatı buldu. ŞEHRİN ESTETİĞİ MİMARİ, İNSANIN ESTETİĞİ DE AHLAK Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şehrin estetiği mimari, insanın estetiği de ahlaktır. Mimariden kopan şehir, kadim birikimi itibariyle ya da modern mimari itibariyle estetiğini kaybeder, çirkinleşir, ahlaki özeliklerini kaybeden insan da estetik niteliğini kaybeder" dedi. Davutoğlu, “Şimdi bizim bütün şehirlerimizde birinci önceliğimiz, bizim imar ettiğimiz alanların veya ortaya koyduğumuz binaların, o tabiatın doğası içinde Alah''ın bize lütuf olarak sunduğu

dengeyi bozmaması, onunla bütünleşik olmasıdır. İkincisi tarihe karşı borcumuz. Nasıl tabiata karşı borcumuz varsa tarihe karşı borcumuz da şehirlerimizin tarihi kimliklerini efsaneleriyle, ilim ve irfan geçmişleriyle, felsefesiyle, günlük hayat tarzıyla, giyim kuşamıyla dahi o tarihi süreklilik içinde muhafaza edilmesini sağlamaktır.” Diye konuştu. Davutoğlu, birçok şehrin kentleşme ve dikey mimariyle şehirleşme değil apartmanlaşma aşkıyla mesken kültürünün, cami, dini mimari geleneğinin zamanla yıpratılmasına hatta oradaki genel mimari dokunun da bozulmasına sebebiyet verdiğini vurguladı. RUHUMUZU DİNLENDİREN ŞEHİRLER LAZIM Davutoğlu, bütün belediye başkanlarının kadim birikimi koruyan imar yaklaşımını benimsemesi ve kesinlikle dikey mimari karşısında o coğrafyanın doğası, ekolojisi ve tarihi neyi gerektiriyorsa ona dayalı bir mimari geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Şehirlerin canlı varlıklar olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Bizim gözümüzü dinlendiren, ruhumuzu dinlendiren şehirler lazım. Onun için özellikle bugünkü toplantıda arkadaşlarla paylaştığımız husus tabiata, tarihe ve insana olan borcumuzu yerine getirecek bir şehircilik anlayışını egemen kılmamız şart.”dedi.

Akkurt Mühendislik Ve Müşavirlik Deniz Akkurt Tel : 03805149163 - 03805231217 Gsm 05325134919 Cedidiye Mah. Necip Güney Sok. Bulak İş Hanı Kat:2 No:202 MERKEZ / DÜZCE

Burası Düzce'nin ücra bir köyü, kuş uçmaz kervan geçmez bir yer değil... DÜZCE'NİN TAM MERKEZİ... Düzce Valililği'nin hemen yanı..Acaba Başbakan Ahmet Davutoğlu bu manzarayı görse ne derdi?

AKÇAKOCA'DA TOPLU TAŞIMA GERGİNLİĞİ DEVAM EDİYOR

Akçakoca Düzce arasında çalışan minibüslerin sapağa çıkarılmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor... Akçakoca Düzce arasında çalışan minibüslerin sapağa çıkarılmasıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Yeni uygulamaya, günlük olarak Düzce'ye işe giden vatandaşlar büyük tepki gösterirken, tepkilerin hedefindeki belediye yönetiminden yazılı bir açıklama yapılarak vatandaşlardan başlatılan uygulama için sabır ve anlayış istendi. Akçakoca'da belediye minibüsçü gerginliği devam ederken olan işlerine zamanında gidemeyen vatandaşlara oluyor. Minibüslerin sapağa çıkarılmasıyla ilgili Akçakoca kamuoyunda büyüyen tepkilerin hedefi olan Akçakoca Belediyesi, yazılı bir açıklama yayınlayarak uygulamanın geçmiş belediye yönetimi ve Düzce Valiliği tarafından alındığını söylerken, kararı neden bugüne kadar geciktirdiği ile ilgili ise hiçbir şey söylemedi. Yeni uygulamadan ötürü mağduriyetlerin olduğu belirtilen açıklamada, en kısa zamanda sıkıntıların giderilmesi için değişik alternatiflerin masaya yatırıldığı, yeni bir çözüm üretilene kadar geçecek süre içinde vatandaşlardan sabırlı olmaları istendi. KARAR CHP'Lİ ALBAYRAK DÖNEMİNDE ALINDI Akçakoca Belediyesi'nden yapılan açıklamada, kararın 22 Kasım 2013 tarihinde alındığı belirtilirken, seçim hesapları yüzünden uygulanmayan kararın 30 Mart'ta

yapılan seçimlerde göreve gelen yeni belediye yönetimi tarafından neden bugüne kadar geciktirildiği ile ilgili olarak bir şey söylenmedi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi; “ Bugünlerde Akçakoca gündemini meşgul eden Düzce, Ereğli, Kocaali, Karasu Akçakoca minibüslerinin terminalden kalkması ile ilgili alınan karar seçimlerden çok önce Düzce Valiliği İl Trafik Komisyon Başkanlığı'nın 22.11.2013 tarih ve 2013/89 sayılı kararı olup (EK.1) dönemimize kadar seçim bahanesiyle uygulamaya geçilmemiştir. “ ALINAN ORTAK KARARA UYMADILAR Yeni uygulama ile ilgili olarak çalışan vatandaşların mağdur edilmemesi adına, sabah 8.00'de merkezden direk kalkmaları ve akşam 18.00'dan sonra şehre giriş yapmaları taşımacılara önerilmiş ve bu konuda ortak bir mutabakat oluşmasına rağmen, minibüsçülerin bu karara uymadıkları belirtildi. MİNİBÜSÇÜLERE SIKI DENETİM YAPILACAK SÖZÜ Minibüslerin sapağa çıkarılmasıyla uzun Minibüslerin terminalden kalkmasıyla, ayakta yolcu taşınması, koltuk sigortası, şoförlerin ehliyetleri ve araçların yeterlilik belgeleri gibi birçok husus kontrol altına alınacağı belirtilen açıklamada, “ Böylece yolcu güvenliği ve konforu da üst seviyelere yükselecek, vatandaşımızın can güvenliği içinde daha sağlıklı yolculuk yapması sağlanacaktır” ifadelerine yer verildi.


ÖZTÜRK DEFNEDİLDİ…

POSTANEDE YANGIN

Hayati Caklı

DÜZCE'MİZİN SORUNLARI

92 yaşında hayata veda eden Hayırsever İşadamı İrfan Zeki Öztürk dualarla son yolculuğuna uğurlandı. Düzce'de özelikle eğitime kazandırdığı okullarla adını duyuran hayırsever işadamı İrfan Öztürk 92 yaşında hayata veda etmişti. Öztürk için Koçyazı Camii'nde öğle namazına müteakip cenaze namazı

kılındı. Yağışlı havaya rağmen cenazeye siyasiler ve işadamlarının yanı sıra vatandaşlarda yoğun bir katılım gösterdi. Kılınan cenaze namazının ardından cenaze aracına taşınan Öztürk'ün naaşı Şehir Mezarlığına defnedildi. Öztürk ,Atatürk'ün Düzce'ye gelişinde karşılayanlar arasında yer almıştı. Aynı zamanda CHP'nin en yaşlı üyesiydi.

2 katlı PTT binasının çatı katında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Vatandaşların durumu fark etmesi üzerine Düzce Belediyesi İtfaiye ekiplerine haber verildi. Kısa sürede büyüyen yangın 3 işyerinin çatı kısmını biranda sardı. İstanbul caddesi üzerinde bulunan 2 katlı PTT binasının çatı katında çıkan yangına çok sayıda itfaiye ekibi müdahale etti. Yapılan tüm müdahalelere rağmen büyüyen alevler PTT binasının yanında bulunan 3 çatıya sıçradı. Yangın ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekiplerinin yanı sıra Dergaz ekipleri, Sedaş ve 112 acil servis ekipleri de hazır bulundu. Biranda ana baba gününe dönen İstanbul Caddesi üzerinde meraklı vatandaşlar, olup bitenleri izlerken bazıları ise yangını cep telefonu ile görüntüledi. Yangına müdahale eden itfaiye ekiplerine DAKE'de (Düzce Arama Kurtarma Ekibi) takviye olarak geldi. Olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. İstanbul Caddesini trafiğe kapatan polisler olay yerine vatandaşları yaklaştırmadı.iİ Emniyet Müdürü İsmail Hakkı Akyüz olay yerine gelerek yangın hakkında birim amirlerinden bilgi aldı. Uzun süren çalışmalar sonucu tarihi 3 iş yeri ve PTT binasının çatı katı yanarken, bir işyeri de kullanılamaz hale geldi. Yangında can kaybı olmazken yangının çıkış nedeni ile ilgili soruşturma sürüyor.

SAATLER 26 EKİM'DE GERİ ALINACAK… Yaz uygulamasının sona ereceği tarih yaklaşıyor. Elektrik tasarrufu sağlama amacıyla yapılan uygulama nedeniyle 26 Ekim'de Geri Alınacak… Yaz saati uygulaması 26 Ekim'de bitecek ve bu tarihte saatler geri alınacak. Yaz saati ilkbaharda başlarken sonbahar ortalarında sona eriyor. Böylece 7 ay boyunca ileri saat uygulanıyor. Her yıl tartışılan yaz saati uygulamasının sona ermesiyle 26 Ekim 04:00'de saatler 60 dakika geri alınacak.

Kültür Mh. Hastane Cd. No:130/B / DÜZCE Tel: 0380 512 80 08-0533 732 88 29 E-posta info@optikgrup.com İmtiyaz Sahibi: NEC MEDYA adına Necmi Albayrakoğlu

Yıl:4 Sayı:39 2o Ekim 2014 Nusrettin Mah. Bolu Cad. No: 77 DÜZCE

Tel: 0 506 950 09 99 0 544 446 17 06 0 532 053 60 81

31 MART'TA İLERİ ALINMIŞTI… Yaz saati uygulaması 1925 tarihinde çıkarılan 'Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanuna' dayalı olarak uygulanıyor. Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla 31 Mart Pazartesi günü 03.00'ten itibaren 60 dakika ileri alınan saatler, bu kez 26 Ekim Pazar günü 04.00'ten itibaren 60 dakika geri alınacak. Yapılan bu uygulamayla 800 milyon-1 milyar kilovat saat arasında elektrik tasarrufu yapıldığı tahmin ediliyor. Bu tasarruf miktarı orta ölçekli bir hidroelektrik santralin yıllık üretimine karşılık geliyor.

Yayın Danışmanları

Genel Yayın Yönetmeni Muammer Kızılırmak

Murat Albayrakoğlu Hayati Caklı

Yazı İşleri Müdürü Necmi Albayrakoğlu

Gazetemizde yayınlanan yazılardan

Grafik Tasarım Irmak Medya 0 544 446 17 06 Baskı:

Kuzey Ofset

yapılmadı...

Sayfa:3 Okur Hattı: 0 544 446 17 06

yazarlar sorumludur.

Düzce'mizi n 2. Keleş dönemindeki sorunlarını sayacak olursak sırasıyla; Otogar, Hava kirliliği, Ulaşım sorunu, Trafik kültürünün sürücülere ve yayalara tam anlamıyla aktarılamamış olması, Şehir içindeki yeşil alanların yetersizliği, Çocuk oyun alanlarının yetersizliği, İmar planında bulunan çevre yollarının hizmete açılamamış olması, Konut ve iş yeri kiralarının yüksek bedellerde olması, Yerleşim ve ticaret alanlarının dar bölgeye sıkışmış olması, Düzce için hayati öneme sahip bu sorunlar için yeni belediye başkanı gözle görünür daha bir şey yapmamış, fakat Üniversite hastane yolunu eski başkana inat bitirmiştir. Düzce halkı, aynı partiden olma sebebiyle''Düzceye yatırım gelsin, işsizlik azalsın diye'' belediye ve milletvekillerini mevcut iktidardan yana seçmiştir. Ama bunun böyle olmadığı belli olmuş, üç dönemdir iktidar belediyesi, yeni projeler üretip Düzce'nin ana sorunlarını çözememiştir. Belediye, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri birbirleriyle dalaşmış,şehrin sorunlarını çözme yönünde bir arpa yol alamamışlardır. Ama bir başka il olan Erzincan'ı örnek verirsek, önceden 3 vekilin 2'sini AKP birini CHP çıkarmış..ç Sonradan vekil sayısı 2 ye düşürülmüş, birini AKP diğerini de CHP almıştır. Belediye AKP dedir. Mevcut iktidar partisi, diğer milletvekilliğini alabilmek için Erzincan'a büyük yatırımlar yapmış, adeta şehri yeniden planlayıp, yıkıp yeniden yapmıştır. Erzincan halkı tüm hizmetleri tam anlamıyla almaktadır. Bu nedenle Düzce'mize hizmetin gelmesi için, çantada keklik görülmemek için en az bir vekilliğin muhalefete verilmesi gerekmektedir. hayaticakli@hotmail.com

Gazetemiz Basın Meslek İlkelerine uymaya söz vermiştir. Gazetemizde yayınlanan haber ve yazılar kaynak belirtilerek alıntı yapılabilir.

yakında…Saygılarımla… eleştirdi hem de nasihatta bulundu.

Sayfa:7


Kamuoyuna AÇIK MEKTUP Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, Bşbakan Sayın Ahmet DAVUTOĞLU, Kültür Bakanı Sayın Ömer ÇELİK, Ziraat Bankası Genel Müdürü Sayın Hüseyin AYDIN, Düzce Valisi Sayın Ali İhsan SU, Düzce Belediye Başkanı Sayın Mehmet KELEŞ, Ak Parti Düzce İl Başkanı Sayın Metin KAŞIKOĞLU, CHP Düzce İl Başkanı Sayın Müjgan ÇAKMAN, MHP Düzce İl Başkanı Sayın Abdullah DANIŞMAZ, Düzce Üniversitesi Rektörü Sayın Funda Sivrikaya ŞERİFOĞLU, Düzce’deki Tüm Sivil Toplum Örgütlerinin Sayın Yöneticileri , Sayın Düzce Halkı,

“Şehrimizin kültür değerlerini korumak ve yaşatmak için, mutlak bir ŞEHİR MÜZESİ’neihtiyaç bulunmaktadır. Şehrimizin tarihi ve mimari dokusuna uyan İstanbul Caddesi’nde bulunan Ziraat Bankası Düzce Şubesi’ne ait binanın kurulacak ŞEHİR MÜZESİNE TAHSİSİNİ Tüm Düzce halkı adına arz ve talep ederiz...

DÜZCE ANALİZ GAZETESİ


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.