Örnek etnoloji sozlugu

Page 1

~

fudvE:as:iTEsi

DiL VE TWH ·COGBAFYA J"A~ÜLTEsi YAYINL.&.Jll :

ElN 0L0di

SÖZLUiü

'i

'

00~. DR. SEDAT VEYf$ ÖRNEK

r·.:."',...... ... .. . t

I

'

•'

,,

(. r:.

;

.

'.

200


ANK.ATIA ÜNiVERSiTESi DiL VE TARiH-COGRA.FYA FAKÜLTESi YAYINLARI :

ETNOLOJI SÖZLÜGÜ ooc;.

DR. SEDAT VEYiS ÖRNEK

A N K A RA

1.9 7 1·

200


ÖNSÖZ Öteki sosyal bilim dalla~na b"akarak yeni sayr.lan etnoloji ve sosyal antropoloji, özellikle ikinci Dünya Sava§~'ndan sonra yabanct ülkelerde önemini iyiden iyiye duyurmu§; sava§ sanrast, geli§mi§ ülkelerle az geli§mi§ ülkeler ve sömürgeler arastndaki kültürel, ekonomik ve siyasal ili§kilerin düzenlenmesinde etnolog ve sosyal antropologlara büyü~ görevier dü§mܧtür. Böylece, etnoloji ve sosyal antropoloji;· alwdemik ögretimin kuramsal s~n~rlannt a§arak uluslararast bir uygulama alanL bulmu§tur. Ülkemizde de etnoloji ve sosyal antropolojiye duyulan ilgi alam gittikfe geni§lemelctedir. Eskiden sadece Anlcara Üniversitesinde okutulan etnolojiye ve yardtmct disiplinlerine bugün arttk yeni lcurulan üniversitelerimizin ders programlannda da yer verilmektedir. Aynca, topZum lwlkmmasL ile ilgili kurumlar ara§ttrma ve degerlendirmelerinde etnolog ve sosyal antropologlarla i§ birligi yapmaya ba§lamt§lardLr. j[gi alam gittikfe geni§leyen bu bilimin temel kavramlanm; bunlan kar§tlayan terimle~, önemli ara§ttnctlan, fC§itli görܧleri ve ana malzemesi olan ilkel toplumlan kapsayan Türkfe bir sözlüge uzun bir süreden beri ihtiyaf duyulmaktaydt. Sözlük'ün ha:nrlanmasmda W. Hirschberg' in "Wörterbuch der Völkerkunde" si esas altnmt§; strast ile W . Nölle'nin "Lexikon der Völkerkunde" si, Ch. Winick'in "Dictionary of Antropology" si ile A. Hultlcrantz'tn "General Ethnological Conc~pts" inden; on ytldtr okuttugum derslerin notlanndan


ve bibliyografyada gösterilen ötelci kaynalclardan yararlaml· ffit§UT.

Sözlük'de, Türkiye Etnolojisi ve Et!!-ografyas~m ilgilen diren terim ve sözcüklere de yer verilmi§tir; ancak bunlaru saytst azdtr. (:ünkü, Türkiye Etnolojisi ve Etnografyaswu maddelerini kapsayacak olan bir sözliilc ba§ka bir fUlt§ma ko nusudur ve haztrlanmast §imdililc uzun bir zamam. gerektir melctedir. Etnoloji Sözlügü, bu alanda dilimizde yaztlan ilk sözlük tilr. Elbet bir talctm eksiklikleri, tamm yetersizlikleri ve kusu1 lan olacalcttr. IConunun gereTctirdigi bütün maddeleri lwpsayar. her fe§it elcsik ve kusurdan. uzak olan yetiein bir sözlügü il basktstnda haztrlamantn gilflügü ortadadtr. Etnoloji Sözli. gü'de zamantn süzgecinden gertilcten, illc baslctstndak.i eksilch ve lcusurlar giderildilcten sonra tarn bir sözlük olma fabasw daha yalcla§mt§ olacakttr. Ancalc, bu Sözlük'ün §Ün_dili etnoloji alamndaki bo§lugu dolduracagwa; ba§ta etnoloji 1 sosyal antropoloji ögrenimi yapanlar olmak üzere sosyal b limlerin ötelci dallanndaki ögrenciler ile kanunun yabanct. olanlara yararlt olacagtna inam.yorum.

Sedat Veyis ÖRNEK

4

ANKARA, Eylül 194


i«;iNDEKiLER .

ÖNSÖZ .. .... ...... ............. ............. SÖZLÜK'ÜN HAZffiLANMASINDA GÖZÖNÜNDE BULUNDURULAN NOKTALAR . . . . . . . . . . . KISALTMALAR VE i~ARETLER . . . . . . . . . . . . . . . ETNOLOJi SÖZLÜGÜ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . BiBLiYOGRAFYA ........ ..... ............... ALMAl'fCA DiZiN ............................. . FRANSIZCA DiZiN .................... . .. ... .. iNGiLiZCE DiZiN .... ...... ... .... . ..... . .... .

Sayfa 3

7 9 11 249 253 258 262

ADLAR DiZiNi . ........ . ... ... .. . ..... .. ..... 266

5


ve bibliyografyada gösterilen öteki lcaynaklardan yararlamlmt§tl.r. Sözlük'de, Türkiye Etnolojisi ve Etrwgrafyasmt ilgilendiren terim ve sözcüklere de yer verilmi§tir; ancalc bunlann sapst azdtr. (:ünkü, Türlciye Etnolojisi ve Etnografyasmm malldelerini lcapsayacak olan bir sözlük ba§ka bir c;alt§ma ko· nusudur ve haztrlanmast §imdililc uzun bir zamam gerelctirmektedir.

Etnoloji Sözlügü, bu alanda dilimizde yaztlan ilk sözlüktür. Elbet bir taktm eksiklilcleri, tamm yetersizlilcleri ve JeusurIan olacakttr. Konunun gerektirdigi bütün maddeleri lcapsayan, her c;e§it eksik ve kusurdan· uzak olan yetkin bir sözlügü ilk baslctsmda haztrlamanm güc;lügü ortadadtr. Etnoloji Sözlügü'de zamamn süzgecinden gec;tikten, illc baslctsmdalci clcsilcler vc lcusurlar giderildilcten sonra tarn bir sözlülc olma c;abasma daha yalda§mt§ olacalcttr. Ancalc, bu Sözlük' ün\ §imdilik etnoloji alanmdaki bo§lugu dolduraca~na; ba§ta ctnoloji ve sosyal antropoloji ögrenimi yapanlar olmalc üzere sosyal bi· limlerin öteki .dallarmdaki ögrenciler ile konunun yabanctst olanlara yararh olaca~na inamyorum.

Sedat Veyis ÖRNEK

4

ANKARA, Eylül 1970


i«;iNDEKiLER Sayfa ÖNSÖZ . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 3 SÖZLÜK'ÜN HAZIRLANMASINDA GÖZÖNÜNDE BULUNDURULAN NOKTAL...t\.R . . . . . . . . . . . 7. KISALTMALAR VE i;iARETLER . ..... : . . . . . . . . 9 ETNOLOJi SÖZLÜGÜ .. .. .. . .. .. .. .. .. . .. .. .. .. 11 BiBLiYOGRAFYA ............................ 249 ALMANCA DiZiN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 253 FRANSIZCA DiZiN ...... ....... ............ . .. 258 iNGiLiZCE DiZiN ........................... .. 262 ADLAR DiZiNi ....... . ......... .... ......... . 266

5


. SÖZLÜK'ÜN HA.ZIRLANMASINDA GÖZÖNÜNDE BULUNDURUL~ NOKTALAR l. Sözlük.'tek.i bütün maddeler etnolojik ve sosyal ant-. ropolojik aQ1dan ele almml§, etnolojiyi ilgilendiren kom§U .hilim.dallanmn sözcük. ve terimlerine hu ilgi derecesine göre yer verilmi§tir.

. · 2. Maddelerin seQimi ve slillrlandmh§I, ögrencilerin durumu gö:z;önl4tde hulundurularak yapllm.I§tu. . 3. Sözcüklerin ve terimlerin tammlan, onlan olu§turan ana ögelere göre yapilim§, elden geldigince tipik örneklerle a~uklama yoluna gidilmi§tir. 4. ilkel halklarm, yerel adlarm ID§mda her sözcügün ve terimin srras1 ile Almanca, Frans1zca ve Ingilizce kar§iliklan verilmi§tir. Eger sözcük ya da terim Yunanca, Latince, ispanyolca ya da hir yerli dilinden geliyorsa, kökeni a<(IklanIDI§hr.

5. Sözlük'ün amac1 yeni sözcükler ve terimler önermek iQin, madde ha§l olarak genellikle ah§lliDI§ terim ve sözcüklerin kullanlimasma dikkat edilmi§, fakat dilimizde kar§1hklar1 olmayanlara da yeni kar§1hkla.:C hulunmaya <(aholmam~

§Umi§trr.

6. ilkellerin riüfusu, da~§lan vh. ile ilgili rakamlar, istatistikler <(e§itlilik gösterdigi ya da yildan yila degi§tigi iQin, kesin rakaJ?lardan ka!{lilllnn§tlr. 7. ilkel haiklar ve topluluklarla ilgili maddelerde; bunlarm dilleri, somatik özellikleri, ekonomileri, maddi kültür-

7


leri, toplumsal örgütleri, mi§tir.

~nan~jlan

ve sanatlan suas1 izlen-

8. BaZI etnik gruplar tek tek degil de, bagh hulunduklarr cografi ya da 1.."iiltürel hölgeye gö:re toptau madde ba91 yaplinn§tU (örnegin Polinezyahl;u, Kuzey Amerika Yerlileri gibi). 9. Etnolog ve sosyal antropologlarm hsa· hi.yografileri verilirken, temsil ettikleri görü§ler ve etnolojiye k athlar1 helirtilmi§, ha§hca eserlerinin o'l·ijinal adlanyla Türklfe k~r§:thk­ l art da birlikte verilmi§tir. Böylece, söz konusu yahanc1 dili bilmeyen okuyucuya hir§ey anlatmayacak olan kitap admm hilf degilse Ti.irk~jesinin ne anlama geldigini gösterme amac1 güd ülmü§ti.ir.

10. Sözlük.'ün sonuna Almanca, Frans1zca ve ingilizce dizinler ile adlar dizini ve yararlarulan kaynaklarm ha§hcalanm gösteren bir bibliyografya eklenmi§tir;

8


KISALTMALAR ve i~ARETLER Alm.

: Almanca

Fr. ing. __.,.

: Frans1zca

(--;.)

: ingilizce : Balnruz : Aynca halnmz

9


ETNOLOJi

SÖZLÜGÜ


A Ad [A.lm. Name, Fr. Nom, ing. Name]: Ki§iligi olu§turan özelliklerden biri olarak kabu.l edilen ad, sadece sosyal bir ki§iligi temsil etmez; aym zamanda majik ve mistik bir kudreti de ifade eder. Onun i<;:in yeni dogan <;:ocuga geli§i güzel bir ad verilmez; verilen adm <;:ocugun gelecegini, karakterini, toplum i<;:indeki yerini ve bru;ar1srm etkileyecek, damgalayacak sembolik bir "öz" ta§rmasma dikkat edilir. Öte yandan adm insanrn varh~ ifade ettigine inamlili~ i<;:in, ölmü§ kimselerin anllarilll canh tutmak, geride hiraktillanmn arasmda ya§amalanm saglamak amac1yla onlarm ad.lar1 yeni dogan <;:ocuklara verilir. Ad verme törenle kutlarur. ilkeller:in <;:ogun<la, erginleme töreni sonucu topluma ahnan yeti~kin bir kimseye, yeni ad verilir. Bu yeni ad ile yeni bir insanm meydana geldigine inaruhr. Bir aile i<;:erisinde arka arkaya ölenler olursa, kurbau isteyen ein ve ruhlar1 yarultmak i<;:in, geride lcalanlarm adlan degi§tirilir (Siera Leona'de). Ad, insamn bir par<;:asm1 O~U§turduguna göre, ad ÜStÜne yapuacak büyünün, 0 am ta§Iyam etkileyecegine inanilir. ilkel dü§Ünceye göre, birinin adlll bilen, o kimseye büyüsel etki yapabilmek gücünü elde etlni§ sayilir. Onun i<;:in ilkellerin <;:ogu tanimailiklan kimselere adlarm1 söylemekten ka<;:IniTlar. Adet [Alm. Brauch, Fr. Coutume, ing. Custom]: Bir toplulugun yapmaya ve uymaya al!§ageldigi ve topluluk tarafmdan yapilmas1 gerekli görünen davram§ kahh1. Adet,-7örf'e bakarak daha yumu§akhr.

13


Actalar

Aetalar: Filipinler'de, özellikle Luzon adasmmkuzeyinde ya§arlar. Dilleri, Endonezya dillerille girer. Somatik özellikleri: Cok lusa hoy, koyu r enk deri, luvrre1k salf. Genellihle ge11imlerini avcilik ve topla)'lcillktan saglamakla heraher, tath patates, -+ yam, §eker kann§I, muz, smk fasulyesi ile dag yama~jlarmda pirin11 yeti§tirmektedirler. Ara11- gereif yapum.nda kulla.rulan ana malzeme kami§ ve agaljtrr. Seyrek olarak kemikten ve deniz hayvanlarmm kahuklarmdan da yararlamrlar. Rüzgan önleyen hasit ~jardaklarda ve magaralarda y~arlar. Giyimleri, önlerine takuklan, yaprak ve agalf kahuklanndan yaplimi§ hir önlükten ibarettir. ( _.. Negrito). Aglama [Alm. Weinen, Fr. Pz'eur, ing. Cry]: Aglama ha§hca Ülf §ekilde görülür: Y as tutmada, duada ve selamda. Y as tutmada ölenin geride brrakt1~ yaklnlanndan b~ka, agitlfl kaWnlar da tutulur. Dua aglamas1 ayinl~r srrasmda adettir. Selam aglam"as~ ise knerika ve Okyanusya'da gö~ rühnektedir. Sioux yerlilerinin selam aglamas1 hazan bir saat kadar sürer. Ahal: Tuareglerde (Kuzey Afrika'da) ak§amlan yap1lan §iirli ve müzikli söyle§i. Ak§ami, §arkllar1 ve §iir sanatm1 hilen hir kadm yönetir; erkekler de konuk olarak katilirlar. .

.

Ahu: Polinezya'da ibadet yerlerinin iljinde bulunan t~tan, dikdörtgen hi11imindeki platformlar ya da hasit basamakh· pramitler. Alm, blok ta§larm harljSlz olarak biribirleri üstüne yerle§tirilmesiyle yapillr; üstüne-+ i doller konuldugu gibi, saklanmak i11in ölülerin yerle§tirildigi de olur. Aile [Alm. Familie, Fr. Familie, ing. ·Family]: Erkegin ve kadmm ljOcuklanyla oht§turduklan, i§ bölümüne dayanan toplumsal ve ekonomilc temel hirlik. Bütün toplu.m düzenlerinde yer alan aile, 11e~itli hi9imlerde görülmektedir. Üye-


Akraba evlillgi

lerinin saytsi ve görevleri, evlilik hi(fünleri, lff örgütlenme vb. ffe§itli aile tiplerini ohl§turan öneinli etkenlerdir. .Aile, . ~ kü(fük ve~ büyük aile ya da dar ve geni§ aile diye ilü·ye aynhr. Ak büyü [Alm. Weisse 1\tiagie, Fr. Magie blanche, ing. White magic]: Uygu1ama balummdan insamn ve toplumun iyiligine yönelen büyü. Hastahk, yaralaruna, ölüm, ka:~;a, vh. gibi ki9isel felaketlerle sel, ·kurakhk vb. gihi dogal felaketler{ önlemeyi amal{ edinen ak büyü; evi, harlo., ·mahmülkü, hayvau1an, "gel{i!]" durUIIi.undak.i c;ocuklar1, lohusalan zararh ru9 etkilerden korumaya c;ah§n. l;ogunlukla dinden ve kutsal ohjelerden yararlanan ak büyü, genellikle din. alanmda ve din. adamlanyla i§ görür; uygul;unalannda dua ve kurhana ha§ vurur. Teknigi, büyünün taklit ve temas ilkesine dayamr, Ale büyü~ kara büyü'nün kar§ltidrr. ( - r Büyü,-r Maji). Ak.deniz rrlu [Alm. lY.Tediterranische Rasse, Fr. Race Mediterraneenne, ing. lY.Tediterrane~n race]: ~ Beya:~; uk'a girer. l;ok geni§ hir alan1 kapsar. Tipik Alcdenizliler iher Y arimadasmda, Bat1 Akdeniz adalar1yla Güney Fransa ve italya'da, Güney~Dogu Balkanlarda görülürler. Güneyde, Akdeniz ulu bütün Kuzer Mrika'yt kapsar. Özellilcleri: Koyu kahverengi, yahk-dalgah saff, koyu kahverengi göz, esmer deri, lusa boy, narin yap1, dalilcosefal ba!], ince ve uzun yüz, dolgun dudak, ince burun. Alcraha evliligi [Alm. Verwandtenheirat, Fr. iY.[ariage entre Parents, ing. Kin Marriage]: Ce9itli evlilik baglanyla alt. raba olan kimselerin; özellikle yegenlerin birhirleri arasmdaki evlilik. Bu tür evlilikler -r fücur yasagma girmezler. Amca oglu ile amca lo.z1 ve teyze oglu ile teyze lo.z1 arasmdaki evlilige "paralel yegen evliligi" denir. Dayt oglu

15


~Alttif

büyü

ile hala klZl ve hala oglu ile dap hz1 arasmdaki evlilige de ''<;:apraz yegen evliligi" denir. Bu ~e§it akraba evlilikleri Afrika'da, Avusturalya'da ve Melanezya'da görülür. Akraba evliliklerinde rol oynayan etkenlerin ba§mda malm ve pararun alcraba ~evrelerinin d1§ma ~Ikmamas1 gelmektedir. Alctif hüyü [Ahn. Aktive lV.fagie, Fr. Magie active, ing. Active magic]: Doga olaylanm etk.ileyerek buyrugu altma almaya yönelen ve salchrgan bir özellik t~1yan büyü. Aktif büyü, gü~lü hir ~adeyi, parapsikolojik y~annlara sahip ohnay~, etkili dua, beddua ve ~e§itli hüyüsel sözlerin bilinmesini gerektirmektedir. (-;. Büyü,-;. Maji). Akuaku: Oster adas1 yerlilerinin koruyucu melegi. Bu adadaki her körfezin, her tepenin, her magaranm böyle bir melegi ·vardrr. Yerlilerin mitlerinde ve masallarmda si.k stk raslanan A1..-uakular tlpb insanlar gibi evlenmekte, ~o­ cuk sahibi ohnakta ve öhnektedirler. Ak.ültürasyon [Alm. Akkulturation, Fr. Acculturation, ing. Aci:ulturation]: Bir kültürii.J?. ya da tele hir kültür ögesinin b~ka hir kültüre henzemesi, uymas1. Akkültürasyon -;. kiiltür degi§mesi'nin bir ·§eklidir. Alan ara§tirmasi [Alm. Feldforschung, Fr. Recherche sur place, ing. Field worlc]: Olaylan sistemli hir bi~imde yerinde gözleme ve teshit etme. Bir ~ok hilimin uygularu/?;1 hu ar~­ tirma. yöntemi, en ~ok etnoloji ve sosyolojide uygulamr. Etnolojik malzemenin toplanmasmda uygulanan hu yöntemde gözlemin rolü hüyüktür. Aynca anket, miilakat, rehher kullanma gibi ara§tlrma teknikleri alan ar~trrma­ SIW bütünlemektedir. Alan ara§tumalan ya etnologlar ve sosyal antropologlar taraf:mdan ya da bu i§ ictin yeti§tirilmi§ uzmanlar tarafmdan yapilir. Ara§trricmm, ara§tmna

16


.A.tncrmd

yaptlßl. yerde uzun süre kalmasi; oranm dilini, adetlerini, 'davran1:;;larnn vb. ~ok iyi bilmesi gerekmektedir. Eskiden, ilkeller arasmda ya~anu~ olan misyonerlerin, m.em.urlarm ve gezgincilerin notlarma, kitaplarma ve anilanna dayamlarak etnolojik genellem.elere gidilir, bu yüzden de yamlmalara ve y anh§lara dü§.ü lürdü. Bugünkü etnoloji, ilkel ha1klann arasmda alan ara§trrmasi yöntemiyle yap1liD1§ olan bilimsel incelemelere dayanmaktadrr. Alan ara§trrm.asl yapllll§ olan etnolog v e sosyal antropologlarm ha§hcalan:;;unlardu: F. Boas, A. L. Kroeb er, R . H. Lowie, P. Radin, H. R. Riv~rs, A. R. Radcliffe-Brown, B. Malinowski, R. Firth, M. Fortes, M. Guisende, P . Schebesta, R. Thurnwald, E. Nordenskjöld, K. Birketh-Smith, M. Mead, R. Benedict vh. Alpaka: Güney Amerika~da yününden yararlamlan ve yük ta§Inlan, deveye benzer hayvan. Hayvanm yününden yapilan kuma§a, yerli dilinde Alpaka denmektedir.

Alpli rrk [Alm. Alpine Rasse, Fr. Race alpine, ing. Alpine race]: ~Beyaz uk'a girer. Fransa'nm merkezi, isvi<;re, Kuzey italya, Güney Alm.anya, Bohemya ve Macaristan bu rrkm yayilina alannn kapsar. Özellikleri: · Kahverengi, yatlk sa~, kahverengi göz, esmere yakm deri, hrakisefal ha§, geni:;; ve yuvarlak yüz, kü~jülc, ince burun, hsa boy. Alter ego ~ Öteki ben. Amerikan mandast

~

Bizon.

Amerind: ingilizce American Indians= (Amerika Yerlileri)'dan lusalnlmi§trr. Amerika illt'as1 ile illt'aya bagh adalarda ya:;;ayan yerlilerin topuna hirden ingiliz dilinde verilen ad.

17


Amitalokal

Amitalokal --+ Halayerli Anaerki [Alm. Mutterherrschaft, 1\!Iatriarchat, Fr. lviatriarcat, ing. Matriarchate]: Otoritenin, akrahahgm, evliliginkadm soy-zincirine gör e sili bir bi(}imde düzenlenmesi (--+ Ana hukuku). Bu terim, bugün artlk etnolojide kullarnlmamaktachr. (Kar§ltl ~ Babacrki). Ana hatt1 [Alm. Nlutterliche Linie, Matrilineal, Fr. Niatrilineaire, ing. 1\!Iatrilineal]: Miras ili§kilerinde, akrabahk kurulu:jlarmda, ~iftlerin evlendikten sonra nerede oturacaklarl konusunda, soyun hesaplanmasmda anadan yanahgm ön planda tutulmas1 ve t oplumsal yapmm buna gör e düzenlenmesi (Kar§ltl--+ Baba hatt1). Ana hukuku [Alm. Muterrecht, Fr. Droit maternel, Ing. lVIother right]: Soy -zincirinin, mirasm, baballk görevinin ana ·soyuna göre hesaplanch~ ve kadmlara büyük ayn cahklarm tanmili.gt toplum düzeni. Ana hukuku görÜ:jÜ ilkin --+ B achofen tarafmdan ortaya atllnn§trr. B achofen'e göre, an·a hukuku kurumu--+ baha hukuku'ndan daha önce gelmektedir. Bu kurw:n bugün artlk ge~erli degildir. Ana hukuku esasma göre örgütlenmi§--+ büyük aile'de lazlar, evlendikleri zamanda büyük aile ~evresinde k almaktadrrlar. Bunlarm kocalar1 da bu ailelere girmekte, kendi ailelerinden aynlmaktadrrlar. Bu durum ku~aklar boyunca sürmektedir. Kadmlarm soy-zinciri, her zaman aile alt§ka.nh.klarrm göstermektedir. Ad konulmas1, miras hukuku, kabile ili§kinlikleri hep bu esasa göre düzenlenmektedir. Ana hukuku aile kurumtmun görüldügü toplUII1 düzenlerinde babanm ~ocuhlar1yla ilgili görevlerini daytlar üzerlerine almaktarur (--+ Dayz,erM) . Ana hukuku esasma göre düzenlenmi§ toplumlar daha ~ok t arrmC1 h allclardu. Besinin, ekip-bi~mek suretiyle düzenli bir bi(}imde

18


An.imalizm

elde edili§i, 9anak-<;ömlek9iligin ve doku.maCihgrn bulunu~u kadm.a ilkin ekonomik, sonra da toplu.rnsal ayrJCahklar saglalill§tli. Ana hukuku toplum düzeninde poliandrik evlilik §ekilleri, tann9alar ve kad.Jn §amanlar görülür. ilkellerdeki gizli erkek dernekleri ana hukukuna bir tepki olarak dogmu§tur. (K.ar§Itl-+ Baba hulmlcu). Analoji hüyüsü -+ Taklit büyüsü. Anayerli [Ahn. 1\!Iatrilokal, Fr. i\tfatrilocal, ing. Matrilocal]: Evlendikten sonra, <;iftin, kad.Jnm ailesinin yanma yerle§mesi. (Kaq1t1-+ Babayerli) . Andamanhlar: Andaman adalarmda ya§arlar: Kendilerine özgü bir dili koruyabilmi~lerdir. Bu dil, Andaman dillerine girer. Somatik özellikleri: <;ok kisa boy, koyu renk deri, kivrrcrk sa9. Avcilik ve toplayrcilikla ge9inirler. Rüzgan önleyen <;ok ilkel bannaklarda ve dört kö§eli kulübelerde ya§arlar. Aga<;tan, hambu kamr§mdan ve ta§tan yap1lma arac;: gere<;leri varchr. Ate§i bilir, fakat elde edemezler. <;anak 9ömlek de kullanrrlar. Avda kulland1klari ha§hca silah oktur. -+ Buluga adh yüce varhk, dinsel hayatlannda önemli rol oynar. . (-+Negrito). Angakok: Eskimo §amanlarmm am. Amtt~ [Alm. Megalith,

Fr. J\!Iegalithe, ing. Megalith]: Kelimenin ash ~anca megas=(büyük) ve lithos=(ta§)' dan gehnektedir. Tarili öncesi 9aglann ta§tan yaplima amtlan (-+Dolmen,-'> Menhir) . Etnolojik anlamda megalit, toplum i9inde önemli yeri olan kimselerin adma dikilen t3§tu. Örnegin Lotalarda kazancmdan §ölenler veren kimselerin amna hu hizmetinin hir helirtisi olarak verdigi §ölen sayrsmca ta§ dikilir.

Animalizm [Ahn. Animalismus, Fr. Animalisme, ing. A.ni-

19


Animatiz:zn

malism ]: Kelimenin ash Latince animal=(hayvan)'dan gelmektedir. Avc1 ile hay-van arasmclaki hüyiisel, ::::llstik ve dinsel slio. bag. Avc1, av hayvamrun insana benzedigine, özel güc;lerle dolu oldu~a inamr. AvC1 kültürlerde ve avcilikta gördügümüz bu mistik ve majik bag, totemizmin ilk basamaklai:mdan hiridir ve Alter Ego(-+ Öteki ben) inancmda; öldürülen hayvanlarla hari§mak, onlardan özür dilemek ic;in yap!lan pratiklerde; hayvan kemikleriyle fala bak:makta; av büyüsünde ve hayvanlan taklit eden oyunlarda kendini gösterir .. \

Animatizm [Alm. Animatismus, Fr. Animatisme, ing. Animatism]: Kelimenin ash Latince animatis=(canlandrrma)'den gelmektedir. insanm, npb hir c;ocuk gihi, c;evresini ve dogaYI dolduran §eyleri canh gihi görmesi, canlandrrmasl. Dinin. kökenini ve geli§mesini ara§trran bilginlerden biri olan R. R. Marett, animatizm'i-+ animizm'den önceki döneme sokmaktadrr. Animizm [Alm. Animismus, Fr A nimisme, ing. Animism]: Kelimenin ash Latince anima=(ruh)'dan gelmektedir. Sadece insanlann degil, hayvanlarm, hitkilerin, e§yamn ve doga helirtilerinin de ruhu olduguna dayanan dinsel dünya görܧÜ. ingiliz etnologu Edward. B. Ty l o r (1832-1917) hu görܧe dayanarak animizm kuramm1 kurmu§tur. Ty lor'a göre uyku, dü§, vizyon, esrime, ate§li hastahklar, cinnet ve ölüm gihi psikolojik ve fizyolojik ya§ant!lar yoluyla ruh kavramma varan ilkel insan, gidcrek hu prensihin kendi ili§mdaki canb ve cans1z varhklarda da varoldugu inancma varm.I§trr. Ölenlerin bir anlamda hayatlarm1 sürdürdükleri inane1,-+ atalar ihadetiyle-+ ölüler ibadeti'ni dogurmu§; hu inanc;tan ein, peri inancma gec;ilmi§; hir takun iyi ya da kötü, d.aha ba§ka bir söyleyi§le yararh

20


Antropoloji

ya da zararh ruhlarm baz1 yerleri, aga9lan, kovuklan, belli e§yalan doldurduhlarma inam.larak---+ feti§izm'e vanlIDI§trr. Bir .;:ok doga ögesinin (orman, su dag, ay, güne§ vb.) yukarda söz;ünü ettigimiz basamaklardan ge.;:erek önem kazanmalan---+ politeizm'i dogurmu§tur. Bunlardan birinin ötekileri ikinci planda brrakarak en öne ge.;:mesi de, bu evrimci görü§ün son safhas1 olan---+ monoteizm' i meydana getirmi§tir. Bugün artik kabul edilmeyen bu kuramiU ge.;:erli yaru, ilkel insanm ruh kavramma Vari§llli .;:ok güzel ai(Iklamasimr. Ankermann, Bernhard (1859-1943): Abnan etnologu. Afrikanist. Saha ara§tumasllldan, I(Ok müzelerdeki etnografik malzeme üzerinde .;:ah§IID§trr.---+ Killtür .;:evresi'ne önemli katbda bulunmu§tUr.---+ Kültür tarihi okulundandu. "Kulturkreise und Kulturschichten in Afrika, 1905" (Mrika'da kültür l(cvreleri ve kültür katlan) adh bilimsel tebligiyle Frobenius'a kar§I 9Ikrm§trr. Mrika' daki totemizm §ckilleri, ölüler ibadeti ve müzik aletleri hakkmda makaleleri varilir. Anne-9ocuk figürü [Alni. Mutter-IGndfigure, Fr. Figure mereenfant, fug. Mother-child figure ]: Ba§ta "'forubalar ohnak üzere Ma, Bakongo, Bena ve Lulualarda görülen aga.;: figürler. (:ocugu annenin dizinde, kuca~da süt verirken, srrtlllda, om.uzunda canlandrran bu figürlerin kökeni hakklllda iki görܧ vardrr: Bir lasrm ara§tmcuar anne-l(ocuk figürlerinin hil( bir yabanc1 etki altlllda kalmaks1zm y_erli sanati(Uar tarafmdan2yaratililiklanm ileri sürerken, bir lusIDI da Afrikah sanatl(liarm, Portekizlilerin Madonna resimlerinden esinlendiklerini ortaya atmaktadrrlar. Antropofaji-l- Kanibaliz~. Antropoloji [Alm ..Anthropologie, Fr. Anthropologie, ing. Anthropology]: insan bilim. Kelimeninash Yunancaanthro-

21


Antropomorfizm

p o s=(msan) ve logo= (bilim)'dan gelmektedir. Antropoloji t erimi !fOk !fe§itli ankmlarda kul1amlmaktacbr. insarun k ökenini, biy olojik yapzsiDJ, somatik. özelliklerini, kültürel belirtilerini, toplumsal davraru§lanm vb. konu edinen ve bunlan kendine özgü yöntemleriyle inceleyen Antropoloji bilimi ba§hca §U disiplin.lere aynhr: ~ Fiziki Antr opoloji, Paleoantropoloji, ~ Kültürel Antropoloji, ~ Sosyal Antropoloji ve ~ Etnoloji. IIatta son zamanlarda felsefi, psikolojik, nhbi ve teolojik antropolojiden de söz edilmektedir. Antropolojik bilimlerin yararlandz~ öteki bilim dallanysa dil, tarih, prehistorya, cografya, biyoloji, zooloji, kaq zla§trrmah anatomi ve embriyoloji, sosyoloji, psikoloji,. ekonomi ve dinbilimdir. Antropomorfizm [Alm. Anthropomorphismus, F r. Anthropomorphisme, :i:ng. A nthropomorphism]: Yüce varhklan ve tannlan insan §eklinde dü§ünmek; insani yet en ek, tutum ve davram§larla nitelemek. Antropomorfizm'in. etkisi özellikle mitolojide görülmekte ; tannlann yet enekleri, nitelikleri, dü§ünceleri, duygulan ve i§leri insanlarmkine bakarak {fok büyütülmektedir. Aplilcasyon [Alm. Applilcation, Fr. Application , ing. Applicalion] : Kuma§l, deriyi vb. üzerin.e renkli kuma§ parvalan ya da ba§ka dekoratif malzeme dikmek suretiyle süslemek. . Aruaklar: Güney Am.erika' d a, Amazon havzasrnda ya§ami§ olan yerliler. Geni§ bir sahaya yayllmi§larili; hir 9ef tarafrndan yönetilen köylerin.de hir-ka9 bin. insan y~amaktay­ ili. M1s1r,~ manyok, p atates v e tütiin ekiciligi yapml§lardrr. T oplumsal baklmdan soylular, halk ve köleler diye Üff sllllfa ayrzlmaktayililar -+ Zemi . dedikleri idolleri dinsel ve büyüsel obje olarak kullamhyordu. Ölülerinin ha§lan-

22


Ariki heykelleri

m sepetler i<;ine koyarak evlerinde saklarlarru. Sanatlan, Meksika sanat1yla baZI benzerlikler göstermektedir.

Ata figürü [Alm. Ahnenfigur, Ahnenstatue, Fr. Statuette d' ancestre, ing. Ancestral statue]: Özellikle tanmla ugr~an ilkellerde atalann anilarnn can.l,r tutan ve -r atalar ibadetiyle -r ölüler ibadetinde kullamlan; agac;, t~ ve ba§ka malzemeden yapuan heykel. Ölmü§ atalarla ya§ayanlar arasmdaki duygusal bag, ata figürleriyle simgelenir. Ata heykeline ölü heykeli de denil.mektedir. Bu heykellere ölünün k endisi gözüyle babhr; atalar ve ölüle_r ibadetinde killt objesi olarak kullamlan heykelin, bazan ölenin saghgmdaki toplumsal yerini simgeledigi de göriilmektedir. Bu figürlerde ata ruhlanmn egle§tigi kabul edilir; kurbanlar kesilir, adaklar adarur, dualar edilir.

Atalar ihadeti [Alm. Ahnenkult, Fr. ·culte des ancistres, ing. A ncestar cult]: Manizm. Ölümclen sonra hayatm sürdügü ve ölenin öldükten sonra da mensup oldugu toplumla ili§kisi bulundugu inanc1. Özellikle tarnnla ugr~an ilkel toplumlarda c;ok yaygm olan atalar ibadetine göre; ölen atanm manevi varh~ yeryüzün.de kalmakta,·geride buakhklan kimselerin hayatlarnn olumlu ya da olumsuz yönden etkiliyebilmek~edir; ömegm ürünlerin -;e hayvanlarm verimli olmasmda, insan soyunun c;ogalmasmda önemli rol oyn~aktadrr. Yard.Imlarm1 saglamak ic;:in onlara yemekler, meyveler s1mlliur, kurbanlar kesilir; heykeller ve maskelerle canlandmhr, adlarma ve arulanna büyük ta§lar dikilir ( -1- Amtta§). Atalar ibadeti en <;:ok Mrika'nm, GüD:ey ve Dogu Asya ile Okyanusya'nm tanmla ugra§an halklarmda görülür. Ariki heykelleri: Oster adasmdaki monumantal ta§ hüstler. B1mlarm boylar1 7 ile 20 metre arasmda degi§mektedir.

23


Ate~

sönmü~ olan Rano-Raraku volkamnm etekleriyle bir zamanlar adarun ttok SaYJ.daki kült teraslanru süsleyen, koyu gri renkteki volkanik t~lardan yontulan hub ~ heykellerinin yüzlerinde vakur ve karanhk hir ifade vardrr; derin göz ttukurlanndaki karanhk hala§lar yukanya dogru yönelmi§tir. Burun uzun ve geni§ kanat hdrr; kulaklar ~agrya dogru iyice uzatllDll§, deforme edilmi§tir. Adahlarm Moai admi verdikleri bu ba§ heykellerinin yüzleri denize dönüktür. .Arikilerin <;ogu hugün artlk par<;alannu§ ve kmlnn9hr. Bir zamanlar ~ Ahular1 süsleyen bu arutsal büstlerin ger<;ekte neyi canlandrrdlklan kesin olarak bilinmemektedir. Ariki, Polinezya dilinde §ef anla.wJ.l.J.a gdmt!ktedir.

.Art:J.k

Ate§ [Alm. Feuer, Fr. Feu, ing. Fire]: insanhgm en eski ve en önemli bulu§lanndan hiridir. insamn ate§ten ne zaman, nerede, ve nasu yarar}anrugt hakkmda t(C§itli görü§}er vardiT. Bu kom,1da en eski beige Pekin yakmmdaki magaralarda bulunmu§tur. ~ Pekin Adann'nm t~ aletlerinin ve kemiklerinin bulundugu hu magaralarda yamk kemiklerle kömür artlklanna da rasla.rul.nn§tir. Bu hulgularm ya§I 500.000 )'11 olarak tahmin edilmektedir. Ate§ eld,e etmenin h~hca teknikleri tahtalan hiribirine sürtmek ile ttakmak ta§larml birihirine vurmakt1r. Her iki usulde yeryüzünün tte§itli yerlerinde hilinmektedir. Andaman adalanndaki Negritolar, Kongo ormanlanndaki ituriPigmeleri ve bugün tamamen yokolmu§ bulunan Tasmanyalllarm bir klsmmm W§mda hemenher halk ate§ yakmasl.lll hilme1..-tedir. Bununla beraber, yukarda adlan getten yerlilerin hir zamanlar ate§ yakma)'l bildikleri; fakat her hangi hir sebeple bu yeteneklerini kaybettikleri kabul edilebilir. <;ünkü bunlar her hangi bir §ekilde elde ettikleri ate§in sönmesini önlemeye <;ah§makta, küllerini

24


Ate~

üllcesi yerlileri

yanlannda t3.irmaktadrrlar. Ate~i sürekli olarak koruma dü~üncesi giderek kutsalla§nu~ ve ate~e ge~itli dilfsel ve · büyüsel nitelikler kazandrrnu~trr. Ate§in, insanlara tannlar tara.fm.dan verildigi ya da insanlann ate§i galru~ hakkmda ge§itli mitler vardrr. <;e§itli inanglara göre ate~ in kötülükleri uzakl~tmcr, antrcr, canhlara güg ve saghk kazandmcr bir özü vardrr; dumarn ·büyüsel gügler ta§rmaktadrr. Kutsal ate§ tasannn old;rkga yaygmdn; Polinezyalrlarda, Kuzey Amerika yerlilerinin bazrlannda, Mrika'nm gogu kabilelerinde bu tasan.m.m: ge§itli örnekleri görülür. Aynca Eski 1\lhsn'da, 1ran'da, Yunanistan' da, Keltlerde, Cermenlerde, Slavlarda, Romalrlarda, Hindistan'da Meksika'da, <;in'de kutsal ate§le ilgili tarmlara, inanmalara ve uygulamalara raslaru.lmaktadrr. Ate§ ülkesi yerlileri: Güney Amerika'nm alt ucundaki adalar grubunda y~arlar. Dillerine göre üg gruha aynhrlar: Yamana ya da Y ahgan, Selknam ya da Ona ve Alakauflar. Atalarmm, Bering ·hogazr yoluyla Kuzey Dogu Asya'dan Amerika Krt'asma ayak bastrkla:p, oradan da buraya geldikleri tahm.in ediliyor. Bugün h emen hemen yokolmu§ durumdadrrlar. Ekonomilerinin esas1 toplayJCJ.hk, avcrhk vc bahkgrhga dayanmaktarur. Deniz memelileri, deniz kabuklularr, deniz ku§lart ile yerlilerin hayatlannda _önemli bir rol oynayan Guanaco avr;-klt§ yum:urtalan, mantar ve yabantl meyve toplaylClh~ yaprhnaktadrr. Y azm Gu an a c o, kt§mda deniz memelilerinin derisinden yaptlkla~r kulühe ve rüzgärhklarda b annma1..-tadrrlar. Kab-kacak yapinunda agag kabugu ve deri klillannn§lar; sepet örmü§ler, agaglan oyarak kayrk yapnu§lar, ta§ aletlerden yararlannu§lar, uglarmt sivri balina k emiklerinden yaptlklart nnzrak ve harpunlarla avlannu§lardrr. Derilerine sürdükleri kahn bir yag tabakasr ve boya b edenle-

25


Atol

rini korur. K.öpek bah~ derisinden de giysi olarak yararlaiUW9lardu. (:ok ilkel basamaktaki macldi ya§antlianrun tersine, manevi y~antuar1 oldukya geli§IDi§tir: Dinsel dünyalaruun esasrm tek bir yüce varhk inaner te§kil etme1..-tedir. Dünya)'l yaratan ve insanlau buyruguyla yöneten bu yüce varhk, yxldizlann üstünde ya§amaktadn. (:ok geli§rni§ ve zengin olan rnitolojileri insanm yaratili§nn, yöcleri, rüzgär, bulut ve ebemku§agx gibi göksel olaylan konu edinmektedir. Atol: Ortas~da bir deniz -kula~ (lagün) ·b ulunan. mer~an adaSI. Bu deniz-kulag1, darca deniz yollanyla Okyanusa baghrur. Adalarm denizden yüksekligi yogunca bir-kay metredir. Arlanm UI§a bakan yamac1 dik, iye bakan yamacx az egilimlidir. At~llerin büyüklüßü yok degi§iktir. Av hüyüsü [Alm. Jagdzauber, Fr. lVIagie de chasse, ing. Hunting magic]: Avlan.acak hayvanlan daha önceden hir takxm büyüse~ i§lemlerle etkilemeye yönelen büyü. Avcliar arasmda yok yaygm olan hu büyü türü, av öncesi baZI kaymmalan ve kurallan yerine getirmeyi de gerektirir. Aynca hayvarn etkilemek iyin · -+taklit büyiisü'nden, ..... ugurluklardan yararlamlrr; büyüsel sözler söylenir. Özellikle avlanacak hayvanm resmini yaparak onu hüyülemek yaygm bir in.anr;t1r. Avcilikla geyinen topluluklarda ma- · gara resimlerinin c;ogu, av salmesini konu erlinmektedir. Avdan eli dolu dönmek iyin ~e§itli pratiklere ha§vurulur: Örnegin K.amerun'un orman bölgesinrle ya§ayanlar ava yÜc.madan önce )'lkarnr, §Irmga yaptmr, büyüsel ilaylari . kabmdan ta~I~acak kadar kaynatrr, bedenlerini hoyatrr ve saylanm özel bir biyimde kestirirler. Avdan önce, avctnm "hayvan tann" smdan yarilim istemesi ona avdan bir parya v erecegini söylemesine de sxk raslarnlrr. Avcllllll,

26


Av~ililc

avladigi hayvamn zararmelau korunmak it;in, belli büyüsel i§lemlere ha~vurclugu, ondan özür diledigi cle olur. (-+ Ayt kültü). Avcilik [Alm. ]aegertum, Fr. Chasse, ing. Huntin.g ]: insanhgm en eski besin elcle etme ~eklidir. Geneilihle -+toplaylCI.hhla birlikte yapilir; fakat toplapciliktan claha ileri bir teknigi gerektirir. Avc1hkta kullanilan ba§hca siläh ve aletler ok, ID.Izrak, t;engel, topuz, balta, bola, ag, t;e§itli tuzaklarla <,;efiitli zehirlerclir. Aynca at ve köpek de kullamhr. Avc1hk ya tek b~ma ya da ortak olarak grup halinde yapilir. Birinci durumda, avcmm avlayacai?;I hayvanm özelliklerini iyi bilmesi gerekmektedir. Bu <,;e§it avcilikta yerlilerin uyguladllilan ha§hca yöntemler §unlardrr: Avlanacak hayvamn postuna bürünme, maske takma, dallardan ya da cleriden yapuma siperligin arkasma saklanarak ava yalcl~ma; hayvan1 korkutarak §a§kmhk anmdan yararlanma, hayvanlann .otlailii?;I ve su it;tigi yerlere pusu kurma, hayvani kovahyarak bzchrma vh. Ortak olarak yapuan avcilik büyük hayvan sürülerine yönelir. Bu <,;e§it avcilikta uygulanan ba§hca yöntemler de §unlardrr: Sürüyü §a§rrtarak önceden e§ihni§ ~,:ukurlara dü§Ürme, t;itlerle ve ta§larla t;evril:m.i§ yerlere sokma, otlan ve agat;lan yakarak §a§Irtma, sular1 ge<;erken Sllu§tuma vb . Avc1hk gü<; oldugu i<;in, daha <,;ok erkehlerin i§idir. Kadmlar, avlanan hayvanlar1 yüzme, temizlenie Üjiyle ugra§Irlar. Avcilikla get;inen topluluklarda, avclan eli dolu dönmek, holca avlanmak igin ye§itli biiyüsel pratiklere ha§Vluulur (-+ Av büyüsii). Ekonomilerinin esasrm avCihi?;In te§kil ettigi t!)pluluklar gezginci bir hayat sürerler. (-+ A vct ve toplaymlar). Bahkt;Ilik da avcllii?;In igine girer. Genellilile topluca bahk avma c;Ikilir. Köpek bahß"l, fok, balina vb. gibi büyük deniz hayvanlan avc1 gruplan tara?nda.D. nuz27


Avct vc toplaytcrlar

rak, z1pkm, ag yarduruyla avlarur. Kü9ük hahklarsa olta, kan.ca, ag ve sepetlerle yakalarur. Aynca hahklan sersemleten qe:;;itli zehirler de kullamlrr. Sulan hentlerle kesip, hahklan h elli bir yerd.e soo:;;trrarak avlamak da qok uygu . lanan yöntemlerden hirid.ir. Ava qik.mad.an önce ve av srra. smd.a yapllan d.insel ve hüyüsel törenlerin avm sonucunu etkileyecegine inanllrr. Avc1 ve toplaJ'lcuar [Alm. Jaeger und Sammler, Fr. Chasseurs et Collecteurs, ing. Hunters and gatherers]: Ge9inllerini-+ avcilik ve-+ toplayiCillk'dan saglayan topluluklar; bunlar ü;:ind.e ya:;;aruklan cografi ve toplumsal ortanuu etkisiyle biribirlerind.en farkh özellikler gösterirler. Örnegin avcillk toplaJicilikla ge9inen Haidalar (Kuzey-Batl Amerika) ile Bu:;;manlar (Afrika'da, Kalahari yölünd.e) arasmd.a 9ok farklar vard.rr. Raidalarm ya:;;aru~ dogal 9evre gerek av, gerekse bitki ha1ommd.an 9ok zengmd.ir. Bu ned.enIe· Haid.alar olduk9a devamh topluluklar m eyd.ana getirmi:;;lerd.ir. Bunun sonucu olarak da toplumsal yapuart Bu:;;manlard.an ve Avusturalya yerlilerinden d.aha karma:;;Ik hir durum gösterir. EI zanaatlan 9ok geli:;;mi:;;, servet hirikimi olmu:;;, d.olaylSlyla toplum ü;inde hir tahakal3§ma h elirmi:;;tir. Buna kar:;;thk gayet sert hir 9evrede ya:;;ayan A vusturalya yerlileri, dogadaki av hayvanrm ve hitkiyi tükettikqe sürekli göq etmek zorund.a kahrlar. Dogal !feVrenin d.egi:;;ik olanaklarmd.an ileri geien hu farklarm dt~m­ d.a, avc1 ve toplayrc1 topluluklar h ir takrm ortak özelliklere sahiptirler. Bu özelliklerin ha:;;hcas1 hepsinin de yerle:;;ik bir hayattan y11ksun olmastd.rr. C:evrenin 90k zengin oldugu H aid.alarda hiJe__, yan gö9ehelik vard.rr. Ancak bu gö9ler bellive smrrh hir arazi üzerinde yapllrr. Avcthk ve toplayrcilik 90k sayrda insam heslemeye elveri:;;li hir hesin elde etme yolu degild.ir. Bu durum da, topluluklar1 lo-

28


Avusturalya yerlileri

kal gruplar halin.de ya9amaya zorlam.I§tlr. c;ünkü kül}ük bix grubun göl} etmesi, büyük bix gruptan daha kolaychr. Sürekli göl} ihtiyac1 ve kül}ük lokal g:ruplar halinde ya§ama zorunlugu yüzünden, avc1 ve toplaJ!CI topluluklarda daha c;:ok parc;:ah politik orgauizasyon tipin.e; yani merkezi bir otoriteye dayanan siyasi bir organizasyondan l}ok, kendi ba§ma, oldukc;:a buyruk lokal gruplara raslamhr. Sürekli göl} ve teknolojik yetersizlik sonucu ta§macak mal, ara«;-gerel} de smrrhdrr. Avc1 ve -toplaJ!Cl topluluklar ancak kendilerin.e yetecek kadar besiii elde etmeye yöneldikleri ic;:in., ekonomilerin.de bix uzmanla§IDa olmaml§tlr. Lokal gruplarm bütün üyeleri aletlerini, silahlarm1, barmaklarmi, giysilerini vb. kendileri yaparlar. Ancak biyolojik durumlan geregi, cin.sler arasmda bix i§ bölümüne r aslamr. Örnegin fazla enerjiyi ve gücü gerektiren avcilik erkegin, ev i§leri ile bitküeri ve kül}ük hayvanlan toplamak da kaduun görevidix. Haien yeryüzünde ya9ayan ilkel topluluklar avcili~, toplaJicili~ ve hahkc;:ili~ farkh oranlarda yapmaktarurlar. Salt avciliga, toplapciliga ya da hahkl}iliga d ayanan topluluklara raslamak zordur. AvCI ve toplaJICl topluluklara örnek olarak Avusturalya yerlileri, Andamanhlar, Afrika Pigmeleri, Bu9manlar ve Ate§ Ülkesi yerlileri gösterilix. AYUDkulat-+ DaJierki. Avunkulokal-+ DaJ!yerli. Avusturalya yerlileri: Avusturalya klt'asmda ya~arlar. Bugünkü in.sanlardan c;:ok farkhdrrlar ve özel bix 1rkm, Avusturalya rrklnm (race Carpertarienne) temsilcileridir. Dilleri, Avusturalya dillerin.e gixer. Somatik özellikleri: OrtaJI bixa:z; gel}en boy, dar kall}a, uzun bacak; dolikosefal ba§, klvrrclli ve dalgah siyah sac;:, koyu renk deri, geli§mi§ kll sistemi; geriye ka91k a1mn altmda siperlik gibi l}Ikmti yapan ka9 kemerleri; bu siperligin altmda derine gömülmü§ izlenimini veren koyu renkli gözler, yas~1 ve .29


Avusturalya ycrlileri ·

kanat hizasmda geni~leyen burun, kahn dudaklar. Ekonomi!eri avcillk ·ve toplapm.hga dayamr; bu bakl.mdan oradan oraya dol~rrlar. Hayvansal besinlerini memeli hayvanlar; ku~lar, sürüngenler, bahlclar, yengec;ler, midyeler, istiredyeler, böeekler t e§kil eder. Bitkisel besinleri. ni de ot köklerini, tohu.mlan, meyvalan, meyva ve c;il;ek saplanm, yaprak.lan toplamak suretiyle elde ederler. Bunlara ek olarak yabanar1s1 bahn1, baz1 agac;lardan elde edilen tath ve agdah maddeyi de sayahiliriz. Av arac;lan olarak ok-yay, llliZrak, savurma topuzlan, t~ baltalar,-+ humerang vh . kullamhr. Ot köklerini, yaprak.lan, solucan vh . toplamak ic:;:in sadece ucu sivri hir e§rne sopasmdan yararlarulrr. Hayvansal ve hitkisel yiyeceklerin hemen hepsi ya toprak hir ocakda dumana tutulmakta ya da 51cak külde ve kömür ate~inde ktzart:llmaktachr. Kab-kacak' ic;inde öteheri pi~irmeyi, suyu kaynatmayt da muhtemelen Avrupahlardan ögrenmi~lerdir. Ate~i yakmak ve yem ek hazulamak genellikle kadmlarm i§idir: Bitki kökleri, tohumlar, yaprak.lar t~la ezilir, zehirleri c;lkanlrr. Göc;ler suasmda, konak.la<hk.lan yerlerde yapilan hasit kulübelerin fonksiyonu daha c;ok ate§in korunmasma yarar. Yerliler rahathkla ac;lk havada yatahilirler. Bununla· heraber yuvarlak, dört kö§eli, kimi zaman sadece üstü kapah c;ah-c;up1 ve yapraklardan yaplima hasit kulübeleri de vardu. Avusturalya yerlileri giyimi, ilkin, uygarhgm huraya girmesiyle ögrenmi~lerdir denilehilir. Eskiden lo.t'anm her yanmda <;1plak gezilirdi ve soguk havalarda kanguru derisinden yapuklan pelerine benzer h ir örtüye hiirünülürclü. Genellikle h ellerine kemer haglarlar. Bu kemer, erkegin ve kachmn tek "giyim"ini te§kil etmektedir. Süslenmeleri, kol ve ahn.a takllan hantlardau, sac;lara sokulan tüylerden ve hedeni hoyamaktan ibarettir. Bayramlarda heden hoyamaya c:;:ok önem verilir. Bu i§ ic;in krrmiZI ve 30


Avusturalya yerlileri

san toprak boyas1, beyaz lüleci c;amuru ve odun kömürünün kara tozu kullamhr. Dövmeyi bihnezler; buna kar~l­ hk hedenin c;e§itli yerlerinde süslenme amac1yla yaralar a<;mak adeti hem kadmlar hem de erkekler arasmda c;ok yaygmdu. Toplumsal yapuannm ana unsurlan lokal gruplardan,--+ akraha evliligi sistemlerinden ve y~hlar Slntfmdan ibarettir. Kudretin hir elde toplanmas1, yani politik bir faktörü olan ljieflik ·Sistemi yerlilerii:J.. kahile hayatmda seyrek raslanan bir ~eydir. Lokal gruplan ya da "sürü"leri (Horde) yönetecler genellikle ya9h erkeklerdir. Yöneticiligi elde etme, dinsel ve profan hayat ·hakkmda teerübe sahihi olmaya, mistik, majik ve dinsel gelenekleri iyice hilmeye haghyili. Ya§hhk ve hir tak!m yeteneklere sahip olmak otoriteyi elde tutmap garantilemekteydi. Bu nitelikleri. t~1yanlar topluluk ic;in gec;erli hukuki normlanD. korunmasmdan sorumluydular. Gruplar arasmda yapuan toplantuar. hir <;e§it ya§hlar toplanhs1 oluyordu ve bu toplantuarda baglayiCl. kararlar ahmyordu. Klanlann temelini--r totemizm te§kil etmektedir. Totemciligin hem sosyal, hem de dinsel yam vardu. Yerlilerin totemistik tasar1mlanndan c;e§itli sosyal kanunlar ve yasaklar c;Ikmaktadu (Totem hayvallllll yememek, klan ic;inden evlenmemek gibi).-. DI§tan evlenme'nin yam sn·a, evliligin bir b~ka ti.irlü smnlandrrllmas1 da c;e§itli tribülerde görülen "evlenme smlilan" §eklindedir. Bu durum, tribünün iki ekzogam yanya aynlmasma dayanmaktadu; yani evlenmek ic;in sec;ilecek C§, evlenecek kimsenin dahil oldu. gu yanya degil, diger yanya dahil olmak zorundadu. Orta Avusturalya ile kuzey ve güney-dogu byr hölgelerinde ya9ayan c;e§itli yerli halklarda hu tip "ikili düzen" sadece evliligi degil, aym zamanda genel sosyal davraru9larla kültik hayatl da etkileyerek daha fazla aynlmalan meydana

31


getirmi§tir. Böylece tribünün yansr kendi ic;erisinde iki ya da dört lnsma aynlmakta; bu durumsa toplum.sal hayatm güc;lerini daha siln bir §ekilde smrrlamaktadrr. Avusturalya yerlilerinin kendilerine özgü toplum.sal yaprsmr kurallara baglayan totemc~tir. Hatta Güney Avusturalya'nm c;e§itli halklarmda her iki cinsin, yani kadmlarm ve erkeklerin ayn ayn totemleri vardrr. Dinsel dünyalannm v e kültik hayatlarmm esasrm, m.itik kahramanlarla atalarm ba§larmdan gec;en olaylarr danslar ve §arkrlarla canlandr!mak ve erginleme törenleri te§kil eder. Ritüel danslan (Corroboree) sava§la, avla ve. einsei h ayatla ilgili ya§antrlan canlandrnr. Erginlik töJ:enlerinde c;ocuklar sünnet edilir, di§leri .lo.nlrr, parmaklan kütle§tirilir, c;e§itli büyüsel i§lemler uygulamr.--+ <;urunga'lara kutsal arac; gözüyle balahr; kadmlara ve c;ocuklara gösterilmez. " Von· jina" denilen a~ZSlZ mitik kahraman motifine kaya resimlerinde sik sik raslanilir. Vonjina'nm en eski dünya Jl· lanmm yum.urtalarmdan olu§tuguua inaruhr. Avusturalya yerlilerinin kaya resimleri de kutsal ve büyüsel bir kar akter t a§rmaktadu. Daha c;ok Kuzey Avusturalya'da raslanan bu naturalist ve geometrik §ekillerle süslenmi§ renkli resimlerin hulundugu yerler kültik ve ritüel ya§antrlarm m erkezidir. Bu resimlerin boyal arm1 yenilemek suretiyle yagmurlarm .c;ogalaca~a, bitkilerin ve h ayvanlarm bollapca~a inanilir. Ayha§I (Alm. lY.fenstruation, Fr. Regle, ing. Menstruation] : ilkellerde kadmm "ay h ali" haZI yasak ve kac;mmalan da b eraberinde getirmektedir. Ömegin bu durumdaki kadm, c;ogu zaman ba§kalanyla birlikte yemek yemez, belli bir talam yiyeceklere dokunmaktan kac;rmr; srgnlardan, av hayvanlarmdan uzak durmaya c;ah§li ve günlük bir t akrm i§leri tek ba§m a görür. Aynca, lazlar ve kadmlar bu 32


Ay1 kültü

durum. ic;in özel surette yapilim~ olan ayh~I kulühelerinde yaup kalkarlar. Köyün ili~wda kurulan hu kulüheler, erkeklerle "ay hali"ndeki kadmlarw biraraya gelmesini önlemektedir. Bu kulüheler, ilk "adet"ini gören k:J.zlaiiii. erginlikle ügili baZI gelenekleri yerine getirdikleri yerler olarak kullamlrr. Örnegin Bat1 Afrika'daki Bu§manlarda ilk "adet" ini gören bz, hir ayh~1 kulübesinde kahr ve · hu olay özel.bir oyunla kutlarur. Ayha§I kulübelerinin bulunmarugl yerlerde, evin. ya da odanw hir klsmi hasrr örtülerle hölünerek hu i§ ic;in kullarulrr. Burada kalan k:J.z, yukanda sayiligtlnl2 yasak ve kac;mmalarw yamsrra sac;laruu kestirtir, slk slk Jlkarur, tütsülenir ve bedenine merhemler, boyalar sürer. Böylece pisligini gidermi~ olur; c;ünkü ilkellerin c;ogu hu durum.daki kadmlan pis olarak kahul eb.nekte, özellikle erkekler bu durumdaki kadmlardan ken. dilerine zarar gelecegine inanmahadrrlar. Ayh~1 kamru tehlikeli bir nesne olarak kabul eden erkekler, onun tehlikesinden uzak durmaya c;ok dikkat etmektedirler. Erkekleri.ri bu korkusu, eins rekabetinin hir helirtisi olarak görülmekte ve kendini c;e§itli yasak ve kac;mmalarla göstermek- · tedir.

AJI kiiltü [Alm. Baerenlwlt, Fr. Culte d'ours, ing. Bear cult J: Kuzey Asya, Kuzey Amerika ve Amur bölgesinde (Gilyaklarda) ~Jlllln ritüel törenle öldürülmesi. Bu i§ ic;in yakalanan aJiya hir süre c;ok iyi halahr, beslenir, bir konuk gibi agrrlarur; sonra da ayidan özür dilenerek öldürülür. Öldürme suasmda kadmlar agla~nlar; haZir hultwanlar aJlllln suc;suz olduguna dair yemin ederler. Eti, törene katilanlarw araswda pay edilerek yenilir. Kemikleri hüyüsel i~lemler sonucu özenle gömülür." AJllllii. ic;inde kutsal hir yarab.gm varb~a inanmak hu ibadetin dogmaswa sehep olmu~tur. AYIYI öldürmekle kutsal varb~n özgürlügüne

33


Aynular

kavu§acagma inarulmaktadrr. Omm ic;in, a)'lD.ln, törene kat:Uanlara §ükran horcu oldugu, hu nedenle de ölümünden sonra oiilara mutlüliilC getrrecegine kesin olara:k- m:aruhr. AYl kültünün kökü, aYllllll insanlara henzeyen hir atadan geldigi tasanmmda aranmahdrr. AYl törenleri ta§ devrine kadar gitmektedir. Bu adetin en eski temsili resimlerine Güney Fransa'daki magara resi.mlerinde raslamlm.aktadrr. Aynular: Hokaido, Sa.halin ve Güney Kuril adalarmda ya§amaktacbrlar. Dilleri, Aynu dillerine girer. Somatik özellikleri: Eisa ile orta aras1 hoy, c;ok 1o.lh heden. Avcilik ve toplaYicilikla gec;inirler. Son zamanlarda pirinc; ve dar1 yeti§tirmektedirler. Evcil hayvan olarak köpek heslerler. Sahallii adasmda ya§Iyanlar, Gilyaklarm etkisiyle köpeklerle c;ekilen klzaklar1 ve kar ayakkab:Uarmi kullanmaya ha~la­ IDl§lardrr. Aynulann hüyük hir klSlm, yerden hir-kac; metre yükseklikteki kaZiklar üstüne yerle§tirilmi§ hlok evlerde bütün hir yrl hoyunca otururlar. Bu barmakiarm yaru srra, kam.l§tan yap:Uma kulüheler kullan:Umaktadrr. Basit tezgahlarda kuma§ dokuduklan gihi, agac; kaliuklarmdan da yararlanarak giyimlerini hazrrlarlar. K1§m kürklü elhiseler giyerler. Giysileri c;ok süslüdür. Kadmlan ·yüzlerine ve kollarma dövme yaptrrrrlar. Kadrmn, akrabalar1 arasmda önemli hir yeri vardrr. Gene; klz genellikle e§ini sec;mek hakklna sahiptir. K1z evlendikten sonra, kocas1yla hirlikte, kendi evine ve ailesinin hulundugu yere yerle§ir. ( ~ Anayerli). Dinsel inanc;larmda hayvanlarm (yrlan, hayku§), özellilde aYlillll kutsal hir yeri vardrr. Tlpkl Gilyaklarda oldugu gihi, Aynu'larda da ''AYI Bayramlan" yapillr v'e aYl kutlarur ( ~ Ay~ Kültü). Aynular ~tok uzun süreden heri J aponlarm etkisi altmda kalcbklan ic;in, geleneksel kültürlerinin ancak c;ok az hir hölümünü koruyahilmi§lerdir. 34.


Aztekler

Azteklcr: Bir zamanlar Meksika'da ya§ayan yerli halk. Dilleri, Uto-Aztek dil ailesine girer. Aztekler 14. ve 15. yüzJllda Meksika'da kudretli bir devlet meydana getirmi§lerdir. Aztekler tar1mcilik yap1yorlarru; ekonomileri IDISrr ekimine dayaruyordu. Sulama sistemlerini geliijtirmi§lerdi. Sava§({I bir halk olan Aztek devietinin merkezi bugünkü Meksiko kentinin bulundugu Te n o c h t i t I an idi. Din, Azteklcrin hayatmda 9ok önemli bir roi oynaml§ ve her ({e§it kültür beiirtisinde kendini hissettirmi§tir. Sava§ tanns1 H u i t z i l o p o c h t li ve yagmur tanrlSl Tl a I o c adma insanlar kurbau edilmekteydi. Aztek devleti 1519-1521 yillan arasmda ispanyoi kumandan1 -+ Co r t e z tarafmdan yok edilmi§tir.

35


B Babaerki [Alm. Vaterherrschaft, Patriarchat, Fr. Patriarcat, ing. Patriarchate]: Otoritenin, akrabahgm, evliligin h aba soy-zincirine göre s:Uo hir hic;imde düzenlendigi toplumsal yapl (--+ Baba hukuku). Bahaerki terimi hugün artlk etnolojide kullamlmamaktadu. (Kar§ltl-+ Anaerlci). Baba hattJ. [Alm. Vaeterliche Linie, Patrilinial, Fr. Patrilineaire, 1ng. Patrilineal]: Miras ili§kilerinde, akrahahk kurulu§lannda, c;iftlerin evlendikten sonra nerede oturacaklan konusunda, soyun hesaplanmasmda hahadan yanal~gm ön planda tutulmas1 ve t oplumsal yapmm huna göre düz.enlenmesi~ (Kaq1t1-+ Ana hatn). Baha hukulru [Alm. Vaterrecht, Fr. Droit paternel, ing. Father right]: Soy-zincirinin, mirasm, hahallk görevinin h aba soyuna göre hesaplanm~ ve erkege hüyük ayncahklann tarunm~ toplum düzeni. -+ B a c h o f e n 'in haba hukuku'nun-+ ana hukuku'ndan sonra geldigini ileri .sürdügü kuram, bugün art1k gec;erli sayJ.lmamaktadu. Baha hUkuku düzeninin egem en oldugu yerde evli erkek <;ocuklarm kanlan, kocalan.ru..n hüyük ailesine katlimakta, höylece kendi ailelerini huakmaktachrlar. Baha hukuku daha <;ok yaharul hayvan avc.th~yla ge<;inen halklarla gec;imlerini <;obanciliktan saglayan toplumlarda görülür. Baha hukuku ve ana hukuJm düzenlerinin seyrek de olsa birarada bulundugu da olur. (Kar§ltl-+ A na hukuku) . Bahayerli [Alm. Patrilolcal, Fr. Patrilocal, ing. Patrilocal]:

36


Baldula cvlenme

Evlendikten sonra, c;iftin., erkegin. ailesin.in. hulundugu yerde yerle9mesi. (Kaqrtl--+ Anayerli). Bachofen, Johann.Jakoh (1815-1887): :isvic;re'li tanmrm§ hukuk tarihc;isi. Kadmm, Eski <;aglarda toplum ic;indeki yerin.i incelemi§tir. "Das Mutterrecht, 1861" (Ana Hukuku) adh eserin.de hu k onuyu i§lemi§, Ana hukulcu'nun Baha hukuku'n.dan. ön.celigi kuramrm ortaya atrm§tlr. Bachofen.'e göre: insanhk ilkin. heterizm'i, yani einsei serhestligi Ya§ami§trr; hunun ardmdan. ana hukuku gelmi§tir. Bu dön.emde kadrnlara gösterilen. itibar ve saygt hir "Gynaikokratie" . (K.adm Egemenligi) nin. ortaya c;1kmasrm hazrrlami§trr. "Vaterrecht" (Baha hukuku), hu dönemden. sonra gelmektedir. Ba chof en.'in. ortaya sürdügü kuram ken.di zamarunda pek yanh uyandrrmarm§, ancak ölümünden. sonra evrimciler, özellikle L. H.-+ Mo r g an tarafmdan geli§tirilmi§tir. Ne v arki üc; hasamakh hu kuram, sonralan gec;erli sayilinami§trr. B a c h o f e n, mitolojiyle de ugra§rm§trr. Baho: Pueblo yerlileriyle bunlann kom§ulan olan· Navaho ve Hopilerde üzerlerin.e dualar okunduktan ve nusrr unu serpildikten sonra tanrtlara adak olarak sun.ulan tüylü c;uhuklar: Baholar, söz konusu yerlilerin. c;ogu bayramlannda maskelerle hirlikte hüyük rol oynarlar. Baksa: Kazak ve Krrgtzlarda 9amanlara verilen ad. Balmzla evlenme [Alm. Sororat, Fr. Sororat, ing. Sororate]: Erkegin..kans1 sagken ya da öldükten sonra kar1smm klz-..:. karde§iyle evlen.mesi. ikinci durum da, öksüz kalan. c;ocuklara hakacak yeni hir anne söz konusudur. Birin.ci durum, haZI yerlerde erkege kansmm klzkarde§iyle evlenme hakknn tan.1yan hir adetin. son.ucudur. Balruzla evlenmek

37


Balsa

suretiyle, kumalar arasmda ~akacak gec;imsizlik ve tartl~­ malar ya a:z;altllir ya da tamamen ortadan kaldmbr. Baldizla evlenmeyi hazulayan ned~nlerin h~mda cihaz, -+ h~hk, akrahalar arasmdaki sulan ve dostluk hagllli korumak gihi ekonomik, toplumsal ve p sikolojik etkenler gelme1.-tedir. Balruzla evlenme-+ kaymhiraderle evlenme'de oldugu gihi kadrmn ya~ama güvenligini artrrmaktad1r. Balsa: Kelimenin ash ispanyolcadrr..Güney Amerika'mn yüksek yerlerinde ve byliarmda yerlilerin hasrr demetlerinden yaptlklar1 sala henzeyen kapk. inkalar halsalarla u:z;ak denizle.r e ac;llm..I§lardrr. YelkeDlerle donanlml§ halsalar 50 ki§i ta§1yahilecek hüyüklükteydi. Son zamanlara kadar yeriiler yük t~1mak i~in halsalardan yararlanml§lardrr. Bastian, Adolf (1826-1905) : Alman etnologu. Ashnda hir hiyolog olan B a s t i an, insan tahiatmm ve ruhsal yap1smm henzerligi üstünde durarak "Elementargedanlr.e" (Temel Dü~ünce} kurm ortaya atnn~trr. Buna "1\fenschheitsgedanke" (insanhk Dü~üncesi) de denmektedir. Bast i.a n'm ortaya attl~ ik.inci kuram " Völlr.ergedanke" (Halk Dü~üncesi)'dir. (-+ Temel dü§ünce). 1851- 1859 ylilarmda gemi doktoru olarak katllm~ gezilerde Avusturalya, Okyanusya, Güney ve Kuzey -Amerika, <;in, Hindistan, Arahistan, Güney ve Ban Afrika'y1 dola§rm~; 1861-1865 ylilan arasmda da Malezya t abm adalar1 ile Dogu Asya'da k alaralr etnolojik ara§tirmalar yap nn~trr. Bu ge:iiler sonunda "Der Mensch in der Geschichte, 1860" (Tarih i~inde insan) adh eserini yaJimlami~tn. Berlin'de kurmu~ oldugu müzeyi zengin etnografik malzem e ile dona~~' etnolojiin hir hilim dah olarak t amnmas1 ve henimsenmesi i~in hüyük gaha harcami§tiT. B ast i an, ortaya attl~ 'Elementargedanke' kur am1yle Ratze I'in -1- Gög kuram'ln.a kar~I

38


Bataklar

v:tk.nn§trr. B a s t i a n'm "Der 111ensch in der Geschishte" adh eserinin yaru srra, 1866-1871 yillannda yaznn§ oldugu altr ciltlik "Die Völlcer des östlichen Asien" (Dogu Asya Halklan), Ü(( ciltlik "Ethnologische Forschungen, 1871-73" (Etnolojik Ara§tumalar} ile "Der Völkergedanlre , 1881" (Halk Düs;üncesi)'ni sayabiliriz. Bas; haglama [Alm. Kopfbinden, Ff. Bander la tete, ing. Head · - bindtng]: Bas;r ve alru bir bez; örtü, kuma§ par(_(asr, yaprak, ot vb. ile sararak baglamak. Hemenhemen Af:rika'nm her tarafmda görülen bir ädettir. ·Ba!] baglamarun ve§itli anlamlan vardu: Yas (Dogu'da), rahiplik i9areti (Dogu Mrika ve Habe§istan'da), §eflik l§areti (Altm sahilleri, Meksika ve Peru'da). Bas;hk [Alm. Brautpreis, Fr. Prix d'achat de la femme, ing. Bride price]: Erkegin evlenmek i((in lnzm ailesine verdigi para~ hayvan ya da maddi degeri olan eua. ilkellerin (_(0gunda görülen ba§l:tk., degeri yüksek ohnayan öteberiden sürüyle srgrra, her (_(e§it yiyecekten paraya (para yerine ge(_(en degere) kadar degi§mektedir. Ba§hgm, hem krzm ailesinden aynlmasryla kaybedilen i§ gücünü kar§tlamak, hem de kadmm durumunu ve evliligin devamm1 güven altma almak gibi ikili hir fonksiyonu varrur. Eger kadm krsusa, sürekli olarak kocasm1 aldatryorsa ya da ev i§lerini yapmryorsa, erkek, kadrm babasmm evine yollar v~ evlcnirken vermis; oldugu bas;hgr-eger bunlar maddi e9ya ya da srgrrsa- geri ister. Erkek karisma kötü davranrr, döver ya da sürekli olarak aldatusa, kadm baba evine dönebilir. Bu durumda ba§hk geri ödenmez . Bataklar: Sumatra adasmda ya9arlar. Dilleri, Austronezya dii ailesine girer. Ge(_(imlerini-. yam, -+ taro gibi yumru köklü bitkilerden, pirinvten ve halrk((Ihktan saglarlar. Sa39


Ban Mrilta yerlilcri

ban kullanmap kom§ularmdan ögrenmi§lerdir. Evlerini yontma aga<; i§leriyle süslerler. Erkekleri.n giyimi bacaklan arasma geQirdikleri hir örtüden ibarettir. Karu:ularsa genellikle pamukludan bir etek giyerler. Di.namist dünya tasarrmmm yamsrra atalar ihadeti de görülür. Mana (tondi) ve ---+tabu inanc1 yaygmchr. Bataklarda ---+ kanibalizm de görülmü~tür. Ball. Afrika ycrlücri: Bat1 Afrika'run etnik yapiSI, ekonomik geli§imi ve kültürü; özelliklc Kuzey Afrika vc Dogu Sudan'Ia tarihscl ili§kileri, eskiden oldugu gihi ~imdi de bilimsel fikir aynhklarma sehep olmaktadn. Etnologlarm, dücileri.n ve diger disiplinlerin temsilcilerini.n öne sürdük.leri görü§ler <;ogu zaman biribiriyle uyu§mamaktadrr. Gine, Semi-Bantu, Sudan, Mande, Bantu dileri ve Fulbe lehQeleri konu:;mlmaktad1r. Halkm hüyük <;ogunlugu ---+ Negricluki'ndandu. Bugünkü Ban Afrüm etnilerinin ba~hca­ lan §unlardrr: Savan bölgelerinde (bugünkü Mali, Gine, Fildi§i Sahili, Senegal ve Gambi cumhuriyetlerinde) ya~ayan Mandeler ile onlarm yakin akrabas1 olan Sonin}'-eler. Bunlar ekonomik baktmdan savan köylülerdir. Kuz.e y Nij erya'cla ve Güney Nijer'de oturan Haussalar da savan köylüleridir; bunlann kentlerde y~ayanlanysa el i9leri ve ticarct yaparlar. <;at'da ya9ayan Kotoka, Mandara, Musgu ve Massa tribüleriyle orta ve dogu Nijerya'daki tribüler Haussalar ile dil baklmmdan akrabadular. <;at'm güney-battsmda ya~ayan Kanuriler, Saralar savan köylüleridir. Yukan Volta ve Kuzey Gana'daki Mossiler ile Mosi-Grusi gruplan da savan köylüleridir., A9a~ Nijerya'daki Nupeler dil baktmmdan Gine haillanyla akraba, , fakat ekonomik baktmclan savan köylüleridir. Fulbeler Sudan bölgesinin her yanma da~~;lardu; stgu· beslemekte ve savanlarcla ya§amaktadular. Yoruhalar, Bi.ni-

40


Ban Afrika yerlileri

ler Gine lnyilannm .o rman köylüleridirler. iholar GüneyDogu Nijerya'da, Eveler Güney Dahomey'de, Togo ve güney-dogu Gana'da, Songhailar orta Nijer'de ve Woloflar a9ag. Senegal'da ya9arlar. Sudan ve Yukan Gine'de kültürel ve dil balnmmdan benzerlilder gösteren tribüler ve haiklar hüyük birlikler te§kil etmektedirler. Bat1 Afrika yerlileri savan ve orman köyliilerdir. Orman bölgelerillde yam, taro," maniok, muz yeti9tirilmektedir. Y akarak tarla aqma sonnen ormanlar büyük zarar görmektedir. Nehir ve dere klyliarma, hatakhklara pirinq ekilmektedir. Savan bölgesinde IDISIT, dan, fasulye ve nstlk yeti§tirilir. Kuzey Nijerya'da ve bat1 Savan ku§agmda yeti§tirilen yer nstigr oradaki yerli kültürünü hüyülc qapta etkilemektedir. Savanlarrn kuru bölgelerinde s1gu heslenmektedir. Avc1hk oldukqa önem ta§Ir. Yabaml bitkiler, küqük hayvanlar ve höcelder toplanarak yenir. Sepet öriicülügii, dokumaCJhk, demircilik, pirinq dökümcülügü qok geli§mi§tir. Yukan Gine halklm giyimleri oldukqa birihirlqine benzemektedir. Kachnlar klsa kollu bir yelek ve alacah kuma§tan bir qe§it eteklik giymektedirler. Erkekler k1sa pantolon ve gömlekle bunlann üzerine uzun ve geni!;}qe, pelerine benzer biqey giymektedirler. BatJ ~e Orta Sudanda ya!;}ayan yerlilerin giyimleri degi§iktir. En yaygm giyim biqimi Haussalann geleneksel giyimleridir. Gerek yukari bat1 Gine'de gerekse Sudan' da uygarhkla yeterli temasi kuramarnu;; olan bölgelerde kadmlar ve erkekler sadece ki.i.qük bir önlükle dol~rrlar. Bununla beraber, bugün art1k Bat1 Afrika'mn ~;ogu bölgesinde modern bat1 giysisi görülmektedir. Ormanhk hölgelerde dört kö§e, savanlarda ise konik damlr yuvarlak evlerde oturulur. Toplllllsal örgüt ve toplumsal yap1 tarihsel tabakala!;}ma ve göqler nedeniyle komplike hir dumm göstermektedir. Bozul~

41


Bätl.l inan~ IDa.mJ.§ eski halklarda baba hukukuna dayanau büyük aileler totemistik klanlar halinde nirle§mi§lerdir. Köy §Cfi, köy ihtiyar kurulu, din adami ve gizli demekle birlikte yönetimi elinde tutar. Kadmlar ve Juzlar genellikle einsei özgürlüge sahiptirler. Bat1 Afrika gizli derneklerin klasik ülkesidir. <;ocuklar uzun süre her <;e§it toplumsal ve einsei konularda yeti§tirildikten,~ erginleme törenleri'nden ge<;tikten sonra toplum ir,;ine kabul edilirler. <;ocuklann dinsel ve gelenelcsel egitiminde gizli dernek üyelerine büyük görevier dü§mektedir. Erkek ve Juzlar sünnet edilir. Evlilikte ba9hk verme ädeti varilir; aynca hizmet kar§llig1 e:vlilik de görülmektedir. Lokal tannlar; atalar ve ölüler ibadeti; ölü, yer ve koruluk cinlerine inanma; hüyücülük, her 9eyi yaratan yüce tann inancillill yam sna deniz, tarla, futma, sava9, demircilik vh. gihi gerek dogal, gerekse toplumsal faaliyetlerle ilgili tannlar dinsel dünyalarm1 olu§turmaktachr. Bat1 ve Orta Sudan yüzlerce yildan heri müslümanilir. Yukan Gine memleketlerinin bir klsmi sömürgecilik srrasmda hrristiyan olmu§larilir. Bat1 Afrika süsleme sanatl ve maskeciligiyle hakh hir ün kazanmr§trr. Agar,;tan ve bronzdan yapt1klan maskeler ilkel sanatm <;ok güzel örneklerini te§kil ederler. $iir ve müzik de <;ok geli§mi§tir.

Batu inanfi [Alm. Aberglaube, Fr. Supe~stition, ing. Superstition]: Korku, <;aresizlik, <;agn§Im gihi psikolojik nedenlerle heliren; gelecegi hilmek istegiyle haz1 raslant1 henzerlik.Jeri iyilik ya da kötülügün ön hel~tileri olarak degerlendiren; bilimin ve gegerli bir dinin reddettigi hir taklm dogaüstü kuvvetlerin varhßml kabul eden, ku9aktan ku§aga gegen yanh§ ve ho§ inanmalar. Batik: Java'da, Hindistan'da, Malezya'da basma ve ipekli kuma§lan boyama teknigi. Daha <;ok kailinlar tarafmdan

42


Beden saliatlama

uygulanan hu hoyama tekniginde heya:z; hir kuma~ Üzeri· ne istenilen motif <;izilir. Motifin boyanacak la.srmlan bo§ brrakliarak; boyanmayacak la.sllillan eritilmi§ balmumu ile kapatilir. Sonra kum!l§ hoya i<;ine batmlrr; boyap em· dikten sonra <;ili.anlrr ve kurutulur. Balmumu s1cak suda eritilir, ikinci kez, tekrar kum!t§m nereleri boyanmak is· teJ;Iiyorsa o .la.sunlar a<;tk bmllclarak .d iger 1nsun1ar bal· mumu ile kapatxlrr ve hoyaya hatmhr: Böylece kuma§a istenilen renkler verilir. Bu teknik Hollandahlar arac1h· gryla Avrupa'ya da ge<;mi§tir. Bar!§ aguhgr [Alm. Friedenspfeife, Fr. Chalumet, Ing. Pea· ce pipe]: Kuzey Amerika yerlilerinin süslü, ucunda lülesi bulunan, uzun agrzhgr. Bayram, tören ve konukluk srra· smda §efler tarafmdan ic;:ilir; hazrr bulunanlar da birer ne· fes <;ekerek aralarmda dola§trriilar. Uzatxlan lüleden nefes <;ekmemek, agxzhk sahihine hüyük hakaret sayilir. Tütün doldurulan Jasnn IJC§itli ta§lardan yap:Wr ve süslenir. Sap1 da kartal tüyleri, inci boncuk ve kadm sac;:lanyla süslenir. Beden hoyama [Alm. Körperbemalung, Fr. ~eindre le corps, ing. Body pain~ing): Yas, sava§, bayrain ve -+ gec;:i:;; rit· leri snasmda bedeni boyama adeti. Ternelinde büyüsel ve dinsel motiflerin yattlgl bu adet, ilkeller arasmda c;:ok yay· gmchr. Beden boyamada her rengin ayr1 bir anlam1 var· du; örnegin Af:rika'da krrmiZI; enerjiyi, canhhgx ve ya§a· ma sevincini sim.gelerken, beyaz,- dogaüstü kudretlerle ve ölümle baglantlyr göstermektedir. Boyama daha 90k yüzle gövdenin üst IDSlllilll kaplar; ayr1ea el ve ayaklar ile t1rnaklar da boyanrr. Bcdcn salcatlama [Alm. Körperverstümmelung, Fr . .Mutilation, ing. Mutilation]: Majik ve ritüel etkiler ya da güzellik amaCiyla bedenin <;e§itli uzuvlarmm dogal hi<;imini de· 43


Benedict gi~tirmek,

bozmak, sakatlamak. Kulak memeleri, burunkanatlan, dudaklar ve <;ene delinir, bu deliklere (je§itli mücevher ve süs e!]yas1 talohr; aynca parmaklar, ayaklar, di§ler sakatlarur, kütle§tirilir; hedene dövme yapilir, süs i(jin yaralar a<;ilir; kafatasmrn bic;imi degi§tirilir. (--. K.afatas~ deformasyonu, --. Di!j deformasyonu, ...,... Yaralayarak süsleme,--. Dövme). Benedict, Ruth (1887-1948): Amerika'h kadrn etnolog. ilkin ögretmenlik yapan ve §iirler yaza.n Benedict, sonra- . dan Columhia Üniversitesinde etnoloji ögrenimi yapml§trr. Güney-Bah Amerika yerlileriyle Black-foot yerlilerini incelemi§tir. Fonksiyonalistlerdendir. (--. Fonksiyonalizm) . Ba§hca eserleri: "Patterns of Culture, 1934" (Kültür Kabplan), "Zuni Mythology, 1935" (Zuni Mitolojisi) ve ikinci Dünya Savaliu srrasrnda yazdlßl, "The Chrysanthenztm and the Sword, 1945" (Krizantem ve Kilit;);trr. Beraher ya9ama [Alm. Symbiose, F1-. Symbiose, ing. Symbiosis]: Kelimenin ash Yunanca Symbiose= (beraber ya§ama)'den gelmektedir. Ce§itli ekonomik yap1da iki grubun kar§Ihkh <;Ikarlardan dolap heraber ya§amalar1. Etnoloji'de bunun tipik örnegi Pigmeler ile Zenciler arasrnda görülür. Pigmeler, Zencilere av bayvanlan ve orman ürünleri tedarik ederler, buna kar§ilik onlardan muz, tuz, ve sivri demirler ahrlar. Bunun dogal sonucu olarak taraflardan biri, duruma göre, ötekinin himayesi altma girer. Etnologlar, Pigmelerin durumunu bir <;e§it "yumu§ak köleÜk" olarak nitelerler. Berherler: Kuzey Afrika'nrn eski hallp.. Dilleri, Berber dili ve leh<;elerine girer. So;matik özellikleriyle --. Akdeniz uki'na girerler. Bugünkü Berber gruplarrnm Fas, Cezayir, Mavritanya ve Lihya'da ya§ayanlanmn ba~hcalar1 ~un-

44


Bernatzik

lardu: Rif Berber, Beraber, Schlöh, Kahile, -4 Tuareg, ·Maure, Hawara, -Kutama vb. Berberler genellikle giftc;ilikle ugra-irrlar; c;iftc;iligin yam sua yar1 göc;ebelige dayanan ekonomi §ekli de görülür. T a§ parc;alarmdan ve kerpigten yapilina düz damh dört kö9e evler gogunluktafur. Kara gadular göc;ehelerin tipik barmaklarnn te9kil ederler. Daghk bölgelerde y~ayanlarda, üc; ku9a~ ic;ine alan büyük aileler, ekonomik ve toplunisal babmdan büyük hir birligi te9kil ederler. Deri i§leri, dokumac:ilik, sepetc;ilik, c;ömlekc;ilik c;ok geli§mi§tir. Müslümandular .. Bergdamalar: Güney Mrika'da ya9arlar. Genellikle - 4 Negrid uk'm özelliklerini ta§nlar. Dilleri, Hoizan dillerine girer. Bergdamalann kökenleri henüz agillanmann§trr. Avcillk ve toplayrCil1~ yamsna, vadilerde ya9ayanlar keqi de beslemektedirler. Sovans1, yumru köklü bitkileri, küqük hayvanlari· toplamak kadmlann i§idir. Erkekler avla.Ip.Ilar. Av silahlan ve av metodlan Bu§manlarmkine benzemektedir. Herero ve Hotantolannkine henzer, kuhbeli kulübelerde harrmrlar. Kulübeler bir daire meydana getirir, dairenin ortasmda kutsal ate9 hulundurulur. Kadnnn tophun iqindeki yeri erkekten sonra gelir. Büyük aileler halinde oturulur; aile reisi dinsel ve politik otor':iteyi elinde tutar. $eflik sistemi yoktur. ihtiyar heyeti köyün önemli i9lerini karara baglar. Bergdamalarm dinsel inane; ve görü9leri Bu§manlannlcine benzer ( - 4 Bu~manlar). Bernatzilr, Hugo Adolf (1877-1953): Avusturya'h etnolog. Bernatzik alan ara§hrmasr ve -4 Uygulamah Etnoloji alanmda isim yapnn§tii. Yaptlgr bilimsel gezilerde gok güzel etnografil~: malzeme fotograflau qebni9tir. 1920-1951 yrllar1 arasmda Ispanya, Sudan, Belc;ika Kongosu, Dobruca, Arnavutluk, Portekiz Gine'si ve Senegal, Avustur alya, Japonya, Siam, Burma ve Kuzey Afrika gezip gördü-

,.. 45


Be§'eri Cografya

gü yerlerdir. Ba§hca eserleri: "Die grosse neue Völkerkunde" (Yeni Büyük Etnoloji) ile "Afrika-Handbuch" (Mrika-Elkitabl)'dn:. Be§eri Cografya [Alm. Antropogeographie, Fr. Geographie humaine, ing. A.nthropogeography]: insanm yerle§tigi cografi c;evresine haghhguu, c;evrenin insan. tarafi.ndan. degi§tirilmesini ve hunlarla ilgili c;eijitli olaylan inceleyen cografya kolu. Be§eri cografyanm kurucusu-+ Ratzel'dir. Be§ik kertmcsi [Alm. Kinderverlöbnis, Fr. Mariage d'enfants, ing. Child Marriage]: (:ok küc;ük yaijtaki klZl yada oglam b aijka hir ailenin, grubun yaijlt ya da yeti§kin erkegi, klz1 ile ni§anlamak. iki aile arasmdaki dostlugun ve s1kt baghh gm bir belirtisi olan bu ädet özellikle Hindist au ve Avustralya'da c;ok görülür. Evlilik, ktzm erginlik c;agma girmesinden sonra yap:ilir. Bu tür evliliklerde kimi zaman c;iftler arasmda büyük yaij farklan bulunur. Beyaz nk [Alm. Europide, Fr. Race blanche, ing . .White race]: insan.hgm üc; büyük ana rrk grubundan biridir. Büjük c;ogunlugu Avrupa'dachr. Bu ktt'ada biribirinden ayn he§ antropolojik grup varch.r: --1- Nordik, --1- Dogu-Avrupa, --1- Alpli,--1- Dinarik ve --1- Akdeniz 1rklan. Beyaz 1rkm ba§hca özellikleri: Ac;1k renk deri, hukleli ya da dalgah ac;lk renk sac;, lnsmen ac;Ik renk göz, lnl sistemi geli§mi§ heden. Beyaz rrk, Asya'da Aynulan, Anadolu'yu, Turan'I, Güney-:Oogu Asya'yt, indo-Mgan'I il;:ine ah r . Bi~im öl~üsü

[Alm. Form-oder Qualitaetskriterium, Fr. Criterium de la forme, ing. Quality-criterion]: Ratze l'in Bat1 Mrika ile Melanezya'daki ok ve yaylar arasmda yapnn§ oldugu kar§Ila§trrmali ar~tmnalarda uyguladt~ yöntem. Bu ara=Jtrrmalar sonucunda, Bat1 Afrika'daki ok ve yaylar ile Melanezya'da kullamlan ok ve yaylar arasmda gc-

46


Birey toternizrni

rek yay ki.r~leri, gerek yaylarm yapuru~ ~tubuklar, gerekse ok yelekleri arasmda karakteristik benzerlikler görül.mü§tür. Biller: Orta Hindistan'da ·y~arlar. Dilleri, Hint Dillerine girer. Kü~tük yapili ve koyu renklidirler. Ekonomileri tanm-. ciliga dayam.r. Ormanhk bölgede ya~ayan Billerin üzerleri ~tayula ö:rtülmü§ basit kulüheleri vardrr. -+ Dinami.zm'in yaru. stra -+ yüce varhk inanc1 dinsel dünyalarlmn esasllll te~kil eder. Biller, eskiden beri ~tok ünlü hustzlar olarak bilinmektedirler. Birey totetnizmi [Alm. Individualtotemismus, Fr. Totemisme individuel, !ng. Individual totemism]: Bir ki~i ile b ir totem hayvam ya da bitkisi arasmdaki mistik ve majik ili§ki; kar§ilikh gözetmeye dayanan dostluk ba~. Bi:rey totemizmi -+ alter ego ve -+ n agualizm'le henzerlik gösterir. Birey totemi genellikle erginlik ~ta~da edinilir. Erginlik ~ta~a geien ~tocuk, hu i§ i~tin uykuya yatar. Uykusunda gördügü hayvan ya da hitki aruk onun totemi olur. -+ Grup totemizmi'nde oldugu gibi totemle grup arasmdaki aktahahk hurada söz konusu degildir. Birey totemizminde, totem, o kimsenin koruyucusu ve yard.Imctslcb.r. Totemin majik gücünün, totem hayvanlarmdan baz1 par~talann muska olarak ta§mmas1yla elde edilecegine inanilir; hu amaQla hayvan öldürülür. Totem hayvarunm parQalarwdan yaplim1~ muskalar ~tok sevilir (özellilcle Eskimolarda). Alaska Eskimolarmda aym muskayt ta§tyanlar biribirleriyle evlenmezler. (DI§tan evlenme). Totem hayvarumn baz1 özel durumlarda yenilmesi, totemde varolduguna inanlian majik kuvveti payla§mak i~tindir. Birey totemizminin karakteristigi, .t otemle insan arasmdaki kader biiligidir. Örnegin insan yaralanrrsa totem hayvarunm da ayn1 ac1yt ~tekecegine inaruhr. Aym durum

47


Birket-Smith

ölüm ic;in de söz konusudur. Onun ic;in totemin korunmasma l;Ok dikkat ed:ilir. Birey totemciligi Kuzey Asya, Kuzey Amerika ve Endenozya'da ki§inin koruyucu ve yarillmci cinleri §eklinde belirir. ( -r Totem --+ Totemizm, --+ Gins totemizmi). Birket-Smith, Kaj ( ) : Danimarka'h etnolog. Özellikle Eskimo ki.ütürünü incelemi§tir. Killtür tarihi okulundan<hr. 1921.-1924 yillan arasmda Knud Ras m u ss e n'in yönettigi, Grönland'tan Kuzey Kanada ve Alaska'YI- ic;ine alan 5. Thule-Ara§tl.l'lila Gezisine katilim§trr. Kopenhag'daki Ulusal Müze'nin Etnografya bölümü direktörlügünü yapnw~trr. Ba§hca eserleri: "Eskimoerne, 1927" . (Eskimolar), "Kulturens Veje, 194·1-42" (Kült4r Tarihi). Biyolojik antropoloji -r Fi:z;iki antropoloji. Bizou· (Bison americanus): Amerikan mandas1. Bir zamanlar Göqehe Preri yerlilerinin ( -r Kuzey Amerika yerlileri) hayatmda qok önemli rol oynann§trr. (:ayrrhk bölgesinin · le:z;zetli otlanyla beslenen hayvan, yerlilerin b~hca besini idi; eti taze yenilcHgi gibi, kurutularak konserve de yapthyordu (-r Pemmikan). Aynca kemiklerinden araq-gere~, ok ucu ve süs e9yas1; boynuzlarmdan küqük kablar; postundan ve derisinden giysi, at egeri, mokasen, c;adrr, erzak torbalar1; trruaklarmdan -r kaynana zrrlitisi; kiri§lerinden diki§ sulllil, tüylerinden ip, gern, ba§hk takimi yaplimakta, kurutulan pisligi yakacak maddesi olarak kullarulmaktayill. Hayvan okla, mizrakla, tüfekle; sürünün etrafuu ate9le c;evirerek, ~ukurlara dü~ürerek ve "kurt postUlla bürünerek avlaruyordu. Preri yerlilerinin hayat.l hemen hemen bizon aVI c;evresinde örgütlenmi§ti. Hayvalllll ekonomik önemi, yerlilerin dinsel dünyalanm da büyük <;:apta etkilemi§tir; bizon, ayinlerde, mitolojide önemli bir ;yeralmi§, aillna törenler düzenlenmi~, <;:ogalma-

48


Buffalo Bill

il;in ({C§itli büyiisel pratiklere ba§vurulm.u§tUT. 19. yüzy•ilin sonlaima dogru heyazlar büyük. ~tapta bizon avma giri§mi§lerdir. Bizon, hugün Amerika'lllll ve Kanada'nm himayesi altmdaki hölgede y~amaktarur. · Bizon kültürü --; Bizon. Boas, Franz (1858-1942): Almanya dogumlu Amerika'h etnolog. Al.manya'da fizik. ve cografya ögrenimi yapnn§, s onrada Amer:ili;a'ya gö({etmi§tir. Boas, Amerik.a'da Tarihsel GörÜ§Ü temsil eden etnologlarm ha§mda gelir. Alman cografi görÜ§Ü ile Amerika Alan Ar~trrmas1 nm etkisi altmda kalnn§trr. Pratik saha ~tah§malan yapllll§ olan Boas, 1883-84 de Baffland'a giderek Eskimolan incelemi§tir. 1886 yilinda Kuzey Arnerik.a'nm kuzey-batJ bplanlll dola§lnl§tir. Colum.bia Üniversitesinde profesörlük de yapan B o a s, birinci smrt bir alan ar~tJnCisirur. Amerikan etnoloji ve müze personeli ile ({ah§an B o a s, gezip gördügü yerlerden zengin malzeme toplann§tJr. Eu ~tok ilgi duydugu alan, Amerika yerlilerinin kültür ve dilleridir. Ba§hca eserleri: " Primitive Art, 1928" (ilkel Sanat) ve "Race, Language and Culture, 194·0" (Irk, Dil ve Kültür)'dür. Boas, rr~({Illga kat§l 91kmasiyla da talllUllll§tir. SI

1

Bogoras, Wladimir (1865-1936): Rus etnologu ve folklorcusu. Politik nedenlerden dolap sürüldügü Sihirya'da etnografik ve folkrorik ar~trrmalar yapnn§trr. <;uk<;i, Koryak ve Eskimolarm dilleri hakkmda t;:ok önemli incelemelerde bulunmu§, Cuk~ti dilinin ilk alfahe ve sözlügünü haznlann§· tu. "Amerikan tarihsel okulu" ile "Viyana okulu"na bagh olan Bogoros'un h~hca eserleri: "Cukci, 1934-1939" . (Cukc;iler), "Jasyhi i pismennost narodow sewera," 1934" (Kuzey halklanlllll yaZI ve dilleri). Boy--; Fratri. Buffalo Bill (1!'346-1917): Asll aru William Frederick Cody'-

49


Buga

dir. Amerika yerlilerine kar§I dü§manh~ ve c;ok bizon avlamas1yla ün salnu§tir. .

saYida~

Buga: Tunguzlann gök tanxm; Buga, gök, dünya, yeryüzü anlamlarma gelmektedir. Transbaykal bölgesindeki Tunguzlar Buga'YI ulu, kudretli, her zaman var olan, ya§ama düzeninden sorumlu ve bütün dünyaYI yöneten hir varhk gihi dü§ünmekle h eraber onu hic; hir zaman insan §eklinde dü§ünmemi.~ler ve figürlerini yapmam.I~lardu. Buluga: Andamanhlarm h er yerde, her zaman varolan, görül.meyen, dünyaYI ve insanlar1 yaratan ölümsüz yüce tanrlSl. inan~a göre, Buluga, insanlardan ho§nutsuzlugunu YI!dmm dü§Ürmek, §im§ek c;aktrrmak ve futma estirmek suretiyle belli etmektedir. Bumerang: Fulatllm~ zaman yeniden fulatana dönüp geien , aga9tan yapllma, egik bi9imli av vc oyun aleti. Bu.merang'a hu özelligi verehilmek i9in, agaCI deg4ik bir teknikle yontmak g~rekmektedir. Bumerang silah olarak seyrek kullanilir, daha 90k bir spor ve oyun arac1du, Avusturalya'nm ye§itli bölgeler~nde görülür. Buryatlar: Orta Asya'da Baykal Göl~ün güney-dogusunda ya§arlar. SSC'den hiridir. Dilleri, Mogol dillerine girer. Ekonomileri yan yerle§ik siguciliga, avc1hga ve bahk91h ga dayarur. Yurtlarda otururlar. ~amanisttirler. Buschan, Georg (1863-1942) : Alman etn?logu. 1887 ile 1892 Yillan arasmda gemi doktoru olarak geziler yapnn§, 1914 de Kamerun'u ve 1925 de Dogu Asya'YI dola§iw§tir. Halle · ädetlerinin ha§arili bir (jözü.mlemesini yapan Busc han, Ü!J ciltlik " Die Sitten der Völker, 1914-1920" (Halklarm .Ä..detleri) ile yine Ü!J ciltlik "Illustrierte Völkerkunde, 19121926" (Resimli Etnoloji) adh eserleri yaYIIDlami§tlr.

50


Bw;manlar

Bu~manlar:

Güney Afrika'da, Kalahari c;ölünde y~arlar. Kendilerine San derler. Hoizan Irkmdandular ve Hoizan dilini konu§urlar. Kisa boylu, koyu san renkli, yapa~ sac;hcb.rlar. Bedenleri hemen hemen luls1zdu. Ba§ ufak, ahn kubbelidir. Belin alt hsm1, arkada, ilye hölgesinde bir c;lkmu yapar; du du.rum:, kacb.nlarda yag birikintisi sonucu c;ok aaha belirgindir. Bu9manlar y~ac:hklart hölgede kuzey, orta ve güney. gruplarma ayn.ln:it§iarcb.r. Ge9im.lerini avcthk ve toplaJlcili.ktan saglarlar. Ya§adtklan c;evrenin ko§ullan geregi avcillk metodlan degi§ir (tek avcilik-grup avc1h~). Önemli av silahlan: Zehirli oklar, agile kurulan . tuzaklar, eile att.lan topuzlardu. Av s1rasmda avc1lar hayvan postundan yapt.lan maskeler de takarlar. Hayvan1 öfkelendirerek de ~Hdürürler. Yenilebilir otlar; sovana ve patatese benzer y abam.l yumru kökler ve küc;ük hayvanl ar kacb.n.la,r tarafmdan toplanii. Kacb.nlarm bu i§lerde kullancb.klan en önemli gereq uqu sivri bir degnektir. Konut olarak genellikle tek yanh qardaklar kullanthr. Bazan c;ardaklar dört yarundan kapaularak kubbeli bir kulübe durumuna soku.lur. Ku.lübeler, kutsal ate§'in c;evresine kurulur. Kadmlann ve erke1derin ha§hca giysileri, önlerini örten, antilop derisinden yap:ilina bir önlükten ibarettir. Ayaklarma deri sandallar giyerler. Tohmnlardan, c;ekirdeklerden, deri ve postlardan yaptlan süs e§yalan c;ok yaygmdu. Özellikle deve ku§u yumurtasmdan yapllan kolyeler kollara, ayak bileklerine ve boyna takilir. Bir Bu§man grubunun sahibi bulundugu belli bir av ve toplama bölgesine, öteki gruplar giremez. Gruplarda §ef ve politik örgütlenme olmadtgmdan, yönetim ya ya§hlarm ya da kabiliyetli bir avcmm elinde hu.lunur. <;ogunlu.lcla teke§ (monogamik) evlilik görülür. -Jo Fücur yasagx vardu, cezas1 ölümdür. Kan davas1 sürdürülür. -Jo Yüce Var-

51


Bu~xnan

tabancas1

hk inanc1 egemendir. "Av ';['anns1"na ~ok önem verilir. Preanimist;lr ve animistik tasavvurlar hirihirine kan§ml§tlr. Yildinnu, §im§egi ve futma)'l hir takun kötü ruhlann meydana getirdigine inaruhr. Majik güc;ler ta§Iyan hüyücüler, §amanlar, falcilar yagmur duasma c;lkarlar, avlanacak hayvanlar1 hüyülerler. Büyücülükte --t Bu§man tahancasl denilen c;ok küc;ük hir yay kullanilir. Bu§manl arm kayalara, magaralara yapt1klar1 ve oyduklan resimlerin temelinde Iriajik inanc;lar yatmaktadrr. Bu resimlerin ve gravürlerin ana konusu hayvanlar ile av sahneleridir. Bunlann yan1 sua insan, hitki resimleriyle, geometrik §ekillere de raslanllu. !

Bu§man tahancas1 [Alm. Buschmanpistole, Fr. Revolver de Bochiman, in.g. Buchman pistol]: Büyüsel amac;larla kullanilan minyatür yay ve ok. Dü§manm tahmin edildigi yöne anlan küc;ük oklarla, dü§manm hüyüsel etki altmda kalU!ak yok edilecegine inarulmaktadrr. · Bütünle§me [Alm. Vervollstaendigung, Integration, Fr. I~­ tegration, ing. Integration]: K ültür degerlerinin, komplekslerinin; etnik azmllklann, sosyal gruplarm hir hütüne ahID§I; hir hütüne dönܧmesi. Büyü [Alm. Zauber, Magie, Fr. Magie, ing. Magie]: Dogaüstü güc;lerin yardrrm saglanarak helli hir er~gi elde etmek ya da helli hir duruniu yaratmak ic;in uygulanan i§lem ve eylemler. Ternelinde dinamist dünya görܧüyle --t tahu'nun ve c;aresizlilr,istek, ~agri§lill vh. gihi psikolojik n edenlerin yatng1 hüyü, helli hir teknilde h elli kurallan gerektiren ve büyücüler tarafrndan uygulanan pratik bir sanattu. Büyü, dogaÜ?tÜ kudretleri zorla)'lCl hir karekter ta§tr; C§YaYl öznel hir görü§le kendi c;1kan ic;in kullanu. Cemaan yoktur, kapah hir sistem ic;inde c;ah§u . Birkac; h enzer nokta

52


Biiyük aile

saplmazsa dinin kar§Ismdadrr. Olu.mlu uc; ile olum.suz uc; arasmda i§ görür. Orta bir yolu yoktur. Tannsal olanla ve öte dünya ile c;ok az ilgilenir. Büyünün ugr~1 alanma· ~o­ cuk, mal-mülk, hol ürün edinmek, z~arh etkileri ve tehlikeleri uzakla§trrmak, insanlara iyilik ve ~ötülük yapmak vb. gibi dünyasal i§ler girer. Temelinde yatan psikolojik nedenlere, pratiklerin bünye ve ereklerine, uygulama yöntemler!ne göre.-+ sempatik büyü, -+ taklit büyüsü,-+ tema.S büyüsü, :_. ak büyü, kara büyü -+ aktif büyü, -+ pasif büyü gibi kollara aynhr. (-+ Maji). Büyük aile [Alm. Grosse Familie, Fr. Famille Zarge, ing. Extended family]: Büyük baba ve büyük anne ile bunlann evli ogullarmm, karliarmm ve ~ocuklannm birlikte olu§turdugu toplumsal birlik. Büyük aileye geni§ aile de denir.

53


c Cameron, Verney Lovett (1844-1894): ingiliz. Afrika'da yapttg,. ara§t1rmalar ile tanmnn§tU. 1873- 1875 ytllarmda Afrika Ekvatoru'nu dogudan battya ilk kez gec;mi§, bu gezisinden c;ok degerli bilimsel sonuc;lar elde etmi§tir. Ba§hca eseri, 1876 da yaytmlailigt iki ciltlik "Bir ha§tan bir ha9a Mrika" ilir. Castren , Mathias Alexander (1813-1852) : Fin'li dil ara§tm clSl: Kuzey Finlandiya, Rusya ve Sihirya'da ara§turoalar yapnn§tu. Helsinki Üniversitesinde profesörlük de yapan Castren'in özellikle Samoyetler ile diger Sihirya halklannm dilleri hakkmda önemli c;ah§malan varrur. Catlin, George (1796-1872): Amerika'h etnolog. Aym zamanda ressamilir. Kuzey -Amerika yerli hoylan arasmda bulunarak, ,yerlilerin ya§amalarrm incelemi§, onlarrn hayat lanyla ilgili yok güzel resimlerle süsledigi iki ciltlik bir kitap yaytmlamt§, höylece ktz1lderililerin kaha ve hoyrat olu§lan hakkmdaki yanh§ kamyt ortadan kaldtrntl§tlr . Cava insam [Alro. Javamensch, Fr. H omme de Java, ing. Java man ]: Pithecantropus; roaymun insan. Maytnun insanla insan arasmdaki h alkayt te§kil eden Cava insam'nm -iskelet arug,. 1891 ytlmda Cava'da (Trinil'de) hulunrou§· tlu. · Cemaat [Alm. Gemeinschaft, Fr. Communaute, i ng. Community ]: Dü§Üncede, duyguda, ugra§tda ortakhk gösteren , belli hir cograf.i h ölgede ya§ayan, aralarmda akrabahk baglan hulunan insanlann olu§tur!luklan grup .

54·


Ceset yalana

Ccset [AJm. Leichman, Fr. Cadavre, Ing. Corpse]: Bedcn.in ölümdcn sonraki durumu; ölü heden. Ilkcllcrde ccsedin ~e' §itli i§lemlere tabi tutulmasllliil h3.§hca iki n cdeni vardrr: Korku ile sevgi-saygi. Ölenin, hayatiDI tipla bu dünyadaki gibi sürdürdügü inanc1, onun h er an geri dönebilecegi ve geride hira1.-uklanna zarar verebilecegi korkusunu dogurmu§tur. Onun iqin cesedin gömüldügü ya da buakll. ili~ yerden 4 emeu kac;ilir; ölenin geri· dönii§ünü önlemek i<;in, cesedi,n kemikleri .lnnhr, dudaklan ve burnu k esilir, etran ta§la~la, k aZiklarla ~evrilir, 'tabuta stla stlaya bag1 larur, vah§i hayvanlarm yemesine terkedilir; ölüyü §3-§ITtmak ic;in ceset evin günlük kap1s1 yerine, bu i§ ic;in hazrr}anmi§ ba§ka bir kap1dan W§anya c;akarili.r. ·Ölenin kans1 kocasm1 yarultmak ic;in yüzünü boyar, c;amurla.r ya da bir p ec;c tak:ar. Ölüye duyulan sevgi, saygi ve baghhk sonucu yapuan i§lemlerse §unlardrr: Ceset Jlkanrr, mumyalamr, lnrmiZI boya ile boyarur :~ Öte dünya'ya yada~ ölüler alemi'ne gidi§ini kolayl3.§tumak ve bu dünyaya dönü§ÜllÜ önlemek ic;in yiyecek, süs C§Jasi, giyecek, silah, günlük hayatta kullanaca~ öte-beri, para, ·lamba, minyatür bir kapk (ölüler rrmagm1 gec;mek) ve Ininyatür hir merdiven (gökyüzü merdiveni) ile gömülür. Andaman adasmdaki Negritolarda, Avusturalyah'larda, Melanezya'nm c;e§itli kabilelerinde ölünün kafataslDl, ellerini, parmaklarmt kopanp t3.§rmayt da ölülere olan bagbhgm bir belirtisi sayabiliriz. Ayru. §ekilde~ EndokanibaliZin de bu baghhk kategorisine sokulur. Ceset yakma [Alm. Leichenverbrennung, Fr. Incineration, Ing. Corpse burning]: Ölü gömme bic;imlerinden biri. Ölen kimsenin cesed.i y akilir, külleri ya kill kaplanna konulu.r, ya gömülür y a da sac;ilir. Külün özel kaplar ic;inde 55


Chica

kült yerlcrinde saklanm@ da olur. Ceset yakma oldukya yaygm bir ädettir. Chica: Güney Amerika yerlilerinin mlSlrdan, pirinyten ve diger bitkilerden elde ettikleri ba:]döndürücü bir iyki. Cinsc göre i;; hölüm.ü-+ i§ hölümü. Cins totemizmi [Alm. Geschlechtstotemismus, Fr. Totemisme de sexe, ing. Sex totemism]: Bir gruhun ya da klanm kadinlarmm ve erkeklerinin ayn ayn totemlere sahip olmalan. Cinse hagh totemizm daha yok Dogu ve Güney Dogu Avusturalya'da görülmektedir. Her ik i eins grubu da kendi totemlerin.i öldürmez ve yemezler. Ancak erkeklerin, kadinlann totemlerini, ayrn. §ekilde kadinlann d~ erkekleri.nkini öldürdükleri olur. Cinse h agh totemizm, F. Graehner'in saptamg. gihi, cinslerin zttla§masmdan dogmu§tur. Bu nedenle eins aynh~ keskin bir hiyimde belirtilmi§tir. Her iki eins de kavgaya haZirmt·; hu durum ·biribirlerin.i alaya almaya, hiribiTlerinin totem ku§larml öldürmeye kadar varmaktadrr. (--+ Totemizm,--+ Birey totemizmi,-" Grup totemizmi). Clavus, Claudius (dog. 1338): i skandinavya'mn en eski kartografyacisi. Eskimolar hakhnda ilk etnografik bilgileri verenlcrdendir. Coole, J ames (1728-1779): Ünlii ingiliz kaptam ve gezgincisi. Kraliyet filosunda da yah§an Co o k; yapt1gt Üy hüyük gezisi snasmda Gesellschaft, Haw·aii, Yeni Kaledo~ya, Tonga ve Yeni Hebr id adalanruke§fetmi§tir. Cook'un gezilerine, Joseph Bank, Reinhold Forsterve Georg Forster'de kattlmi§larmr. Hawaii adasmda ölen Cook'un Pasifik adalarma yapt1~ gezilerde, yerliler hakkmda toplamgl geni§ bilgiler, gezi notlanndaki objektiflik ve gözlemlerinin keskinligiyle etnografya'ya yapttgt hizmet büyüktür.

56


Curare

Cortez, Hernando (1485-1547): ispanyol subap. Mexsiko'nun zapt1 i~in sava§an ispanyol ordusuna kumanda etmi§tir. 1519 yilinda Orta Amerika'run Atlantik hylianna ayak basan orte z, ülkenin ic;erlerine girerek yerlilerle sava§ml~, Aztek'lerin 9efi Montezuma'p teslime zorlaiDJ§, 1521 phnda Aztek ha!}kentini alrru§ ve Aztek uygarhgiru yerle bir etmi§tir. c.ort ez, yerlilere kat§l akli ahnaz zalimligi ile ün sal..rru§trr.

c

Cro-Magnon insan1 [Alm. Cro-ll!fagnonmensch, Fr. Homme de Cro-Magnon, ing. Cro-Magnon man]: Buzul ~agrrun sonundaki Avrupa insan tipi. Güney Fransa'nm Vezere vadisindeki Cro-Magnon magarasmda ta§ aletleriyle birlikte be§ ki§inin kemik arnklan bulunmu§tur. Somatik özellikleri: Uzun, geui§ ba§; bas1k geni§ yüz. Curare: Kelirnenin ash yerli dilinden gelmektedir. Güney Amer~a yerlilerinin c;e§itli bitkilerden elde ettikleri öldürücü bir zehir. Zehir, törensel i§lemlerin C§liginde gizli olarak elde edilir. U~lanna bu zehirden süiülen oklarla vurulan hayvanlann n"efe~ yollan ve eklem yerleri i§ göremez duruma gelir. Zehirli okla a...-lan.an hayvanm cti, yiyenleri zehirlemez.

57


~apraz .

yegen evliligi [Ahn. Kreuz Vettern- Basenheirat, Fr. 1\!Iariage entre cousins croises, lng. Cross-cousin marriage]: . Hala luz1yla dayr oghmun ya d·a hala ogluyla dayrluzmm biribirleriyle evlen.mesi.

~evre kuranu [Ahn. Milieutheorie,

Fr. Theorie du milieu, ing. Environment theory]: .B ir halkm y~ da bir toplumun kültürünü etkileyen faktörlerin ba~mda iklimi kabul eden görü~. Cevre kurammJ. savunan Mon tesquieu ye (16891755) göre; ~evreden geien vefiziksel yap1p etkileyen faktörler, ruhsal yap1yr da etkilemektedir. Montesquieu'nün polijini hakkmdaki a~Iklamasi bu konuda bir örnektir: "Srcak memleketlerde y~ayanlarm ihtiya~lan yok degildir. Bu bakimdän kadm ve ~ocuklara bakmak, onlarm ge~imlerini saglamak pek pahahya mal olmamaktadu; ~u halde siCak memleketlerde bir-ka~ kadmla evlenmek gü~lük göstermez."

~ift<;ilik [Alm. Aclcerbau, Fr. Agriculture,

ing. Farming]: Avcilik ve toplayrc1hktan. geli9tigi samlau ekonomi §ekli. Genellikle hayvanc1hkla birlikte yapilir. Avcilik ve toplayrcihkta kadmlarm doga ve bitkilerle s1la ili§kileri nedeniyle ilk gift~iler ve bah~1vanlar kadmlarrur. Tarla a~mak i~in agay kesme gibi agrr i§lerle erkekler ugr~u; fakat dikm.ek ve ürün toplamak kadmm i§idir. Ancak bu durum degi§ik toplumlar arasmda farklilik gösterir. Örnegin Bati Afrika' da ve Polinezya'da <;ift<;iligin as1l yükünü erkek ~e­ ker. Cift~ilik, bitkileri ekmeyi bilmeden, kendi kendine

58


«;:iftc;:ilik

ye ti!;;en bitkileri kontrol etmeyi ögrenmekle; gerc;:ek ~ift9ilikse tohum ve kökleri bir sonraki mevsimde ekmek i~in saklamakla b~lar. Buadun hem önceden planlama)'l, hem de insamn kendi kendini kontrol etmesini·gerektirir. Cift~ilikte kullamlan en ilkel alet, topragt kazmaya yarayan sivri u c;:lu C§IDC sopasrchr. Örnegin Samoa yerlileri bu sopa)"l yere sokar ve dr1prda kalan ucuna basarak toprag-t gev§etirler; daha kahn bir sopayla da a91l~ deligi geni!]letir ve -r taro~yu ·dikerler. Polinezyahlar bu aleti ucunu h11;:ak gibi keskinle~tirip orta krsmma da ayagt basmak i~in bir 9Ikrnti ekleyerek biraz daha geli§tirmi§lerdir. Madagaskar yerlilerinin demirden b elleri vardu. Bu· aletle teraslar yapar ve pirin9 ekm ek i9in topragt h azularlar. Kimi ilkel tribillerde toprag-t e9mek, alt-üst etmek i9in c;:apa kullamhr. Capa ve saban e~me sopasmm geli9mi§ 9ekilleridir. Capa, demiri kullanmasllll bilen bölgelerde, özellikle Mrika ve Asya'da varchr. Kuzey Amerika'da kullanuan kemikten yap1lm.a <;apalar, yumm~ak yüzlü topragt kazmak i9in elveri§lidir. Saban, insanhk tarihinin temel hulu!]larmdan biridir. Sabamn bulunmasiyla <;ift9ilik alamnda büyük bir ilerleme olmu§tur. Kimi etnologlara göre, saban, en ilkel c;:ift<;ilik arac1 olan e§me sopasmdan ve c;:apadan geli§mi~tir: Capanm sap1 kiri§e <;evrilmi§ v e eile tutulacak bir sap eklenmi~?; giderek bu ilkel sahanm h areketini yönetmek ic;:in arka krsma bir parc;:a eklenmi~tir; bu safhadan sonra da gerc;:ek saban ortaya <;Ikml§tir. Sal:ian, daha yüksek toplumlarda h ayvan tarafmdan c;:ekilir. Sabanm ortaya c;: rkr§ma kadar bir kadm i§i olan c;:iftc;:ilik, erkegin ugra§lSl .olmaya ba§lami§tir. Ancak tada)'l temizlemek, pis otlan a)"lklamak, ürün toplamak h alen bir c;:ok toplumlarda kadlllln··' i§idir. Cogu zaman c;:ift9ilik, t oplayrciligm yerine gec;:se de avcrhk ve bahk<;1h~ oi:tadan kaldrrmaz.

59 .


Qobanhk

Hatta Polinezya' da oldugu gihi yüksek snnf tanmla ugavcli!..k yapar. Ancak tarnnm daha yogun oldugu ve erkeklerin bu i§i yapub toplumlarda avc1ll ve bahk-;:ilik ihtisasl~nu§ bir grup taraf:mdan yapilir. Ciftc;:iligin görüldügü yerlerde dinsel t asavvurlar ekim ve ürün a~a alanlannda toplanm.I§tlr, ekim ve ürünle sili stloya baghdu. (.iftc;:ilik ve tanm.cihkla ugr~an toplumlann dinsel ve toplumsal hayatmm karakteristigin.i -~ atalar ibadeti, ~ ölüler ibadeti, gizli demekler,--+ ana hukuku, güne§e, bereket tannlanna tapma te§kil etmektedir. r~maz,

(:ohanhk [Alm. Hirtentum, Fr. Elevage, i ng. P astoralism J: Hayvan beslemeye. dayanan ekonomi §ekli. Genellikle -;:iftc;:ilikle birlikte yap1hr. Otlaklann mevsimlere göre degi§m esi göc;:ebe bir hayatl gerektirir. Ancak göc;:ler suurh bir toprak üzer\nde yapilir. H ayvanlann etinden, derisinden, bl.mdan, .yününden, sütünden vb. yararlaiulu; aynca gerek göc;:ler suasmda, gerekse günlük hayatta hayvanlar hinek ve yük hayvam olarak kullamhr. (.oban toplumlarm -;:ekirdegini büyük aile te§kil eder; bunlarda haha hukuku düzeni egemendir. Dinsel hayatlan yüce varhk inanc1 c;:evresinde toplannn§tlr. Kudretli bir gök tanns1 §eklinde beliren yüce varhk inanm, atalar ibadetiyle s1lu hir h aglilik gösterir. Cobanlili daha c;:ok Asya ve Mrika'ya özgü ekonomik bir kompleksdir. Coban kültürünün tipik t emsilcileri §unlardrr: K azaklar, Kugular (Orta Asya), Samoyetler (Kuzey-Bati Asya), Bedeviler (Arabistan), Tuaregler (Saluanm batiSI), Massaylar (Dogu Mrika), Hererolar ve H otantolar (Güney Mrika), Fullar (Sudan) ile Afganistan ve iran'daki koiun ve deve besleyicileri. Coban toplumlarm sürülerini meydana getiren ha§hca hayvanlar at, stgu, k oyun, ke!{i, deve,~ yak v e kuzey hölgelerinde ya§ayan rengeyigidir.

60


Qok l<achnh evlililc

f;ok erkelcle evlilik [Alm. Vielmaennerei, Polyandrie, Fr. Polyandrie, ing. Polyandry]: Bir ka<hmn birden vok erkekle sürelcli olarak heraber ya~amas1 ve ekonomik bir birlik meydana getirmesi. Bu «;:e§it evlilik qok yaygm degildir; kadm azhgr ve yoksulluk nedeniyle bir bz, iki-ü.;: karde~;;le . birden evlenir. Cok erkekle evlilik Todalarda, Polar Eskimolarmda, Gilyaklarda, Sumatra ve Markiz adalannda görülür. (:oke§ evlilik [Alm. Vielehe , Polygamie, Fr. Polygamie, ing. · Polygamy]: Bir erkegin birden qok kadmla (Polijini) ya da bir ka<hnm birden fazla erkekle (poliandri) evlenmesi. Erkegin 9oke§ evliligi bir toplum.un ekmioniik balamdan geli§rni§ katlannda daha qok görülür. f;ok kadmla evlilik [Alm. Vielweiberei, Polygynie, Fr. Polygynie, ing. Polygyny]: Bir erkegin ~irden fazla ka<hnla evliligi. Bu tür evliligi sadece einsei motif üzerine temel· lendirmek yanh§tlr. Mevki sahibi ve zengin erkelcler-özellikle ~efler- kanlanmn i~ gücüyle varhldanm daha qok artumak, toplum iqindeki degerlerini saglamla§tlrmak ve 9ok qocuk sahibi olmak amacnn gütmektedirler. Aynca vok ka<hnla evlenmek suretiyle ha§ka toplum.sal birlilderle dostane ili§kiler kurulmakta, bu dirrum da erkegin politik yönetimde söz sahibi olmas1m hazulamaktachr. Dul kadmlarm · kudretli ki§ilerin himayesi altma girmesiyse, onlarm ev i§lerine, ekip-hivmeye ve hayvanlara yar<hm etmesiyle mümkündür. Ancak bu durum.daki kadmlar efendileri tarafmdan belli bir süre iqin ha§ka erkeklere kiralanchklari gibi kanibal ( -1- Krznibalizm) bayramlarmda kurhan edilir (Nissan adasmda) ya da köle olarak- satilirlar. Polijinide erkegin ilk. kans1 digerlerinden daha qok hakka sahiptir. ilkeller, erkegin birden qok kadmla evJeni§ini kachru al.;:altan bir durum olarak görmezler. Erkegin

61


Qok tanncilik

ilk kar1s1, ev i§leri azalsm diye, kocasmtn ba§ka kadmlar almasm1 bile önerir. Polijini özellikle tar1mla ve <;ohancili.kla ge<;inen topluluklarda görülür. Aveulk ve toplapcJhkla ugra§an topluluklarda olduk<;a seyrektir. Polijini'yi olu§turan etkenler i§ gücünü artum.ak, erkegin grup i<;indeki degerini yükseltmek ve <;ok sa:nda <;ocuk sahibi olmaktrr. f;ok tanncilik --1- Politeizm. f;uk~ilcr: <;u.k<;i yarunadasmda ya§arlar. Dilleri, Paleoasyatik Dil grubuna girer. Ekoloji ve genel kültür bak1mmdan rup ve rengeyigi <;uk<;ileri diye iki rusma ayrili.rlar. Klyliarda ya§ayanlar deniz memelileri ve hahk aVIyla ge<;inirler; kültürleri, Eskimo kültürüne benzer. Dokuz ki§iden ibaret kapk birlikleri vardu; birlik üyeleri ortak avlamr ve belli kurallara göre aVl payla§ular. Bölgenin i<; rusmmda ya§ayanlarsa ren geyigi beslerler. Barmaklar1 konik <;adular ve toprak kulübelerden ibarettir. $amanisttirler. Güne§, ay ve kutup yilmzma kutsal varhklar gözüyle bakarlar. Gerek kültür, gerekse dil hakunmdap. bir ünite meydana getiren <;uk<;iler, koiD§ularma hakarak varhklanm ve kültürlerini ·u zun süre .korurnasrm bilmi§lerdir. Ruslar tarafindan <;uk<;i alfebesiyle okuma kitaplan hazrrlaniDI§tlr. f;urunga (Merkezi Avusturalya'daki Aranda'larda Tj uru ng a) Avusturalya yerlilerinin sert aga<;tan ya da ta§tan y aptllclari düz, uzun ve oval bi<;imdeki kutsal alet. <;urungalar i<;i<;e girmi§ degirmiler, elipsler, helezoni ve· y1lankavi <;izgili §ekillerle süslenir. Bunlar, yerlilerin inanchklar1 dogaüstü kudretleri canlanmrmaktadrrlar. Efsanevi atalann yarat1c1 gü<;lerini de simgeleyen gurungalar ergin olmayan kimselere gösterilmez; ya§h erkekler tarafmdan kült merkezlerine yakm yerlerdeki maga_ralarda saklanrr. <;urunga ancak erginlik törenleri, hayvan ve bitki türlerinin <;ogaltllmasi i<;in yapuan ritücl i§lemler vc mitlerin dramatize edildigi kültik bayramlarda ortaya <;Ikanhr; törenlere katllanlar <;urungaya dokunarak yeni ya§ama gücü kazanular.

62


D Dans [Alm. Tanz, Fr. Danse, ing. Dance]: insarun, ruhsal durumunu bir talam hedensei hareketlerle ifade etmesin:i a!(Iga vurmas1. ilkellerde dans, dinsel ve büyüsel bir karakter ta~amaktadrr. Sav~, av, totem, bolluk, ölü.m, erginlik vb. danslannda genellikle maskeler tak:ilir. insaru kendinden ge9iren danslarsa (örnegi.n 9amanlarmI dans1), büyücünün I dogaüstü kudretlerle ya da din adammm tanns1yla ili§kisini saglamak amacma yöneltilmektedir. Kutsal danslarm yam srra eglence i9in yaplian profan danslar da vardrr. Danslar genellikle 9arla ve müzigin e§ligiyle yapilir. Dar aile

-:+

Kü9ük aile.

Darwin,. Charles (1809-1882): ingiliz täbiat bilgini. 18311836 yillan arasmda Güney Amerika ve Okyanusya'da ara§trrma gezilerme katliml§trr. Buralarda yaptlß"l ara§tnmalardan sonra, türlerin ortaya !(lla§ma dair ünlü kuraiDllll geli§tirmi§tir. D arwin'in, etnolojideki ~ evrimci okul üzerinde büyük etkisi olmu§tur. Ba§hca eserleri: "Origin of Species, 1859" (Türlerin Kökeni), "The Descent of Man, 1871" (insanm Türeyi§i). Dayaklar: Borneo adasmda y~arlar: Dilleri, Austronezya dillerille girer. Somatik özellikleri: Orta · boy; sandan koyu kahverengine. kadar degi§en deri; düz, kara sa9. Ktsmen gö!(ebe, 'ktsmen de yerle§ik bir ya§ama bi9imi sürdürürler. Barmalclan kaZJklar üzerine kurulmu§ dört kö§eli evlerden ibarettir. Ata ruhlanna tapmrrlar. Yakm zamanlara kadar-:+ keile avc1.hg1 yapmaktayduar. ·

63


Dayterki

Dayierki [Alm. Onkelherrschaft; Avunkulat, Fr. Avunculat, ing. Avunculate]: <;ogu ana hukuku toplum düzeninde c;ocugun bakunm.I, egitimin.i daymm üzerine almas1, ba~ka bir deyi§le dayrnm baba yerine gec;mesi. "Avunkulat" denilen bu durumda gerc;ek baba yabanc1 biri gibi kabul edilir. Daymm yegeni üzerindeki otoritesi, babasmdan daha büyüktür. <;ocuga törensel görevleri ögretmek, kabilenin gelenelderi, efsaneleri hakkmda bilgi vermek dayrnm ba~ ödevlerindendir. <;ogu durumlarda yegen, daymm yanmda oturur, ona hizmet eder ve onun mirasc;1s1 olur. Kimi halk·lardaki dayrnm bu a~m durumu ~öyle a9illanmaktadrr: Saglam bir evlilil~ hic;iminin görülmedigi en eski topluluklarda, c;ocugun gerc;ek babas1 bilinmedigi ic;in, dayr, c;ocugun korunmasnn ve egitimini üzerine ahm§tu. "Avunkulat", -t ana hukuku esasma göre düzenlenmi§ qogu aile §Ckillerinin · karakteristik öz~lligidir. (-t Dayz,yerli). Dayiyerli [Alm. Avunculolcal, Fr. Avunculocal, ing. Avunculocal]: Evlendikten sonra, qiftin, erkegin dayrsmm yanmda kalmas1. Bu durum-t dayrerki'nin görüldügü topluluklarda söz konusudur. (Kar~Itl -t Halayerli). Demografi [Alm. Demographie, Fr. Demographie, ing. Demographj]: Biyolojik ve toplumsal faktörlerin insan gruplarnnn hayatmdaki önem ve etkilerini inceleyen disiplin; nüfus bilgisi. Ölüm ve doguml~, ya~ ve cinsleri, nüfus hareketlerini ve da~hmlanm konu edinen demografi, ai-a§tum:alarmda daha qok jstatistik yöntemlerden yarar-

lamr. Dendrokronoloji [Alm. Dendrochronologie, Fr. Dendrochronologie, ing. Dendrochronology] : Agaqlarm gövdelerindeki degirmi qizgilerden giderek ya§lanm tayin etme. Dendrokronoloji, Amerika'h A. E. Douglass tarafmdan ge-

64


Difüzyonizm li~tirilmi~tir.

Bu yöntem daha <;ok arkeolojik ara§trrmalarda kullamlmakla bera.ber, etnolojiye de yaran doku.ndugu yerler vardrr. Ömegin aga<;tan yap:Uma nesnelerin ve bunlarla ilgili öteki kültür ögelerinin ya§lar1 hemen hemen dogruya yakm olarak saptand!gr gibi, lokal bir yerin eski iklimi, ekolojinin §artlaillgr kültür degi~mesi süreci ve gö<;ler hakkmda da bilgiler edinmek mümkündür. Dendrokronoloji metoduyla iki ila Ül( ·bin yillik zaman ic;indeki bulgularm ya§lanm belirlemek mümkün olmaktad!r.

Deri kaylli. [Alm. Fellboot, Fr. Canot en cuir, ing. Skin canoe ]: Agac;tan ve ·balina kemiginden yaplian kaylk iskeletinin üzerine fok bahgr derisi gel{irmek suretiyle yaplian kayili. Deri, iskeletin üzerine l{ok sili bir hil{imde ge<;irildigiuden i<;eriye su ge<;irmez. Deri kay:z.klar Arktik hölgede kullamhr; ~ K.ayak ve ~ Umiak adlan verilen iki <;e§idi vardrr. Dl§tan evlenme [Alm. Aussenheirat, Exogamie, Fr. Exogamie, ing. Exogamy]: Evlenecek kimsenin, e§ini, üyesi hulu.ndugu grubun ID§mdan se«;mesi kurahm esas alan evlililc düzeni. Bu tür evlilik daha <;ok totem inancma sahip~ klanlarda görülür. (Kaq1t1 ~ jr;ten evlenme). Difüzyon [Alm. Geographische Ausbreitung, _ Diffusion, Fr. Diffusion, ing. Diffusion]: Yayrlma. Ki.ütür ögelerinin ya da kültür komplekslerinin bir toplumdan ba§ka bir topluma yayrlma süreci. Difüzyonda, kültür ögesinin cografi bahmdan ·yer degi§tirmesi söz konusudur. Difüzyonizm [Alm. Diffusionismus, Fr. Diffusionisme, in.g. Diffusionism]: Yüksek kültürlerin ve uygarhklarm bir ana kaynaktan göc;ler ve ya)'llmalar sonucu olu§tugunu ileriye sÜien görü§; bu görܧ <;evresinde topl~nan kimselerin bagh bulundugu okul. Bu okulun ba§hca temsilci65


Dinamum

lerinden olaiJ. G. E.-+ Smith (1871-1937), Mlsu'm diger halklan ve kültürleri .etkiledigini ileri sürmܧ, Mlm'1 an:a kaynak olarak ele alml§, gö({lerin kültür tarihindeki önemini ve rolünü belirtmi§tir. Smith'e göre, bir merkeiden ~a­ kan ve yaylian kültürün etkisi, her zaman 1;ak1§ ve geli§ yerindeki yükseklik ve derecesini koruyamamaktarur. (-+ Kültür dejenerasyonu). Smith ve arkada§lan dünyanm ba§ka yerlerindeki kültür bulgularnn inceleyerek, Mlsrrhlarm;_altm, inci ve diger degerli mal ticareti amac1yla ke§iflerini Asya'ya, hatta daha ötelere, Pasifik adalar1 yoluyla A.merika'ya kadar ta~rchklan sonucuna varnu~lar­ du. MJ.srr d.I§mdaki hölgelerde raslanan yekpare ta§tan heykel ve yaprlarm, mumyalam.a, hiyeroglif yazlSl ve l\11srr'da geli§en diger ideolojik, estetik ve öteki kültür ögelerinin Nil hölgesinden yaylirugmr kahul eden Difüzyonist Okul'un zaYif ve el<:§tiriye ugrayan yam, diger kültür bölgelerinde ortaya ({Ikan ve kolayhkla J.\lbsu'dan yaYilmaruklan gösterilebilecek olan öteki kültür örnekleri ve hunlan.J?. aynntrlanyla ilgilenmemeleridir. Bir ha~ka ingiliz difüzyonisti de.-+ Perry'dir. Dina:m.izm [Alm. Dynamismus, Fr. Dynamisme, ing:. Dynamism]: Kelimenin ash Yunanca dynamis= (kuvvet)'den gelmektedir. Dogada varoldugu samlan, özellikle etkisi belli n.esnelerde, hayvanlarda ve insanlard<!- daha belirgin olan soyut, dinamik hayat kuvveti. Polinezya ve Melanezyahlarda -+ Mana, Irakualarda -+ Orenda, Algonkilerde -+Manitu, Siouxlarda-+ Wakan ya da Wakonda, huri Pigmelerinde-+ Meghe, Kongo Zeneilerinde -+ Elima diye adlanrunlan kuvvet ve kudret inanl{lan dinamizm tasannu alamna girmektedir. Bu ah~rlrm§m §mdalci kuvvet ({C§itli §ekillerde (oru9 tutmak, inzivaya I{Ckilmek vb.) elde edilcligi ya da c;ogaltildigt gibi, haz1 ~eyleri

ru-

66


Dinarik :u-k

yerine getirmemek suretiyle de kaybedilebili.r. Din.amist dün.ya görü~ün.ün. ~ tabu tasanm.Iyla s1.ln bi.r baglantlSI varrur. Din.amizm t erimin.i ilkin. (1907) V an. Gen.n.ep kullannn§trr. Din etnolojisi [Alm. Religionsethnologie, Fr. Ethnologie religieuse, ing. Religous ethnology [: Gen.el etn.'oloji'nin. bi.r dah. du. ilkellerin in.anc;lanm, i~adetlerin.i, yüce varhklanm , dogaüstü kudretlerin.i, mitik dünya gö'rü~lerini, ·büyüleri·ni, dinsel ki~ilerini vb. ara~tJ.nr; ikinci planda bun.larm yüksek dinlerle ili~kilerini de inceler . Din etn.olojisi c;e§itli kayn.aklardan saglaru~ malzemen.in. degerlen.di.rilmesini ve yorumun.u fen.omenolojik, f onksiyonel, sosyolojik, psikolojik, filolojik ve taribsel yöntemlere ve gÖrü§ ac;liarma göre y apar. Din. etnolojisi'nde e'n iyi son.uc;lar tek hi.r yön.temi uygularnaktan c;ok, bütün. yön.temlerden yararlanmak suretiyle ahn.makt adrr. Di§ deformasyonu [Alm. Zahndeformation, Fr. Deformation dentaire, in.g. Tooth deformation]: Di§leri sivriltmek, krrmak, maden.lerle kaplamak ve boyamak ädeti. Hindistan'da, En.don.ezya'da, Bismarck talnm. adalannda erginleme tören.leri suasmda, evlilik ön.cesi ve sonrasmda di§ler siyaha boyamr. Di~leri egclemek, sivriltmek ve kirmale pratigi c;ok yaygmcbr; en. c;ok da Mrika, Endon.ezya, Okyan.usya ve Avusturalya'da uygulamr. (-t Beden salcatlama). Din.arik uk [4-Jm. Dinarische Rasse, Fr. Race dinarique, 1ng. Dinaric race]: - Beyaz uk'a girer. Bau Balkan daglarmda iyi karakterlenen hu uk, kuzeyde Alplere k adar uzarur; dogu'da Küc;ük Asya'n.m An.adolu 1rla.yla ili§ki kurar. Özellikleri: Koyu kahverengi yatili: sac;, koyu kahverengi göz, uzun. ve in.ce boy, brakisefal b a§, uzun. yüz, yül~sek c;en.e, hüyük, _kartal burun. . 67


Dogu Afrika yerlileri

Dogu Afrika yerlileri: Dilleri, Bantu dil ailesine girer. Bunun1a heraber dört milyonu <L§km kimse-özell11r1e Uganda ve Kenya' da -nilotik, kft§i ve ho~an dillerini konu§maktadu. Egemen uk --+negrid ula.'du. Kuzey-Dogu Kenya'da (Galla'lar ve Somali'ler) --+Habe§ ukt özelligi gösterirler. Habe§ ukt kan§UDl Uganda, Kenya, Ruanda, Burundi ve Tanzenya'da ya§ayan haz1 halklarda da görülür (örnegin Massay'larda). Baganda, Basoga, Banjoro, Barundi ve Bahalar Bantu h alklannm hiribirleriyle akraba hir gruhunu t e§k.il ederler. Kenya' daki Kikiyularda Bantu halkmdandu. Wachehe, Barotse, Maschona, Makonde tribüleriyle; Nilot grubunu temsil Massay, Teso, Turkana, Laugo ve Nandiler ha§hca hüyü.k trihülerdir. Besin elde etmenin esas1 ((llt«;ilige dayamr. <:ift~tilik s1gucilikla hirlikte yapilir. Tarlalar genellikle aga«;lan yakmak suretiyle elde edilir. Tarla a((ma, teras ve sulama arklan yapma, sigrrlara hakma erkeklerin i§idir. Kadmlar daha c;:ok ekim ve hasatla ugra§ular. Maniok, miSir, muz, haharat, sehz:e, tütün ile elveri§li yerlerde pirinc; ve §eker kami§I yeti~tiri­ lir. Y.uvarlak, konik damh ev tipi c;:ok yaygmdrr. Bu ti- . pin yaru s1ra an kovaru hic;:iminde kuhbeli kulübeler (kuzey-dogu Bantularda) ve kiYI hölgelerinde iki t arafi. egik ya da düz c;:atili dikdörtgen evler (Tembe) görülür. KIYI· lardaki hir ka«; tribü sayilinazsa (hunlar ana hukuku esasma göre kurulmu§lardtr) köylüler ve gö«;ehe c;:obanlar haha hukuku esasma göre örgütlenmi§lerdir. D.evlet düzenine kavu§mami§ yerlerde klanlarm yönetimi ya§hlar kurulu'nun elindedir. Kutsal kralligm egemen oldugu yerlerde krahn sonsuz yetkisi vardu. --1- Er ginlerne törenleri c;:ok yaygmdu. Ktzlar, evleruneden önce einsei ili§kiler kurahilirler. Dogu Afrika'nm kuzeyindeki gö((ehe c;:oban hallnn en tipigi Massaylardu. Bunlarm toplumsal örgüt ü sava§-

68


Dövme

c;:llik temeline göre kurulmu§tur. Evlenmemi§ delikanhlar, sava§ gruplan te§kil eder v e kral denilen kulübelerde ya§arlar. Btmlarm görevi s1@.r sürülerini korumak ve kom§U tribülerle savap tutu§maktailir. Massaylarm büyük ve kutsal bir §Cfleri vardrr. KI)'l halkmm büyük bir lo.s:riu müslümanilir. Tüm nüfusun yüzde yirmisi de hiristiyanilir. Yerlilerin dinsel dünya görü§lerinin esas1m yarat1c1 yüce tann inanCI ve atalar ibadeti te§kil -eder . Ölenlerin yliana dönܧtükleri inanc1 yaygm oldugu ic;:in, ytlanlar kutsamr. Nazar, büyü, muska, doga cinleri ve ruhlan in ancl c;:ok y aygmdrr. Dogu-Avrupa rrlo [Alm. Osteuropoid, Fr. Race Ouest-europ€enne, ing. East-European race]: Beyaz uk' a girer. Buna Dogu ya d a Dogu Balnk ulo. da denir. Kuzey ve Orta Polonya ile Rusya asll alamdrr. Doguda Sibirya'ya kadar ula§IDI§tlr. Özellikleri: Sar1, külrengi san yatili ve yumu§ak sac;:; gri, gri-mavi göz; ac;:1k renk deri; orta boy, uzun gövde, brakisefal ba§; geni§, k emikli yüz; rosa, ic;: bükey burun. Dolmen: Kelimenin ash Kelt9e'den gelmektedir; anlann "ta§ masa" demekt ir. Dört he§ diklem e t a§rn üzerine konan biriki ta§ kapaktan ibaret mezar. Do maskesi: KunnZI Bobolarda (Sudan) köylerin koruyucu ruhu olan Do'yu simgeleyen maske. Bic;:imsel özelliiF: Maskenin üst lo.smmda h ayvan ve insana b enzeyen basit §ekiller vardrr; maske bütünüyle özenli bir i§c;:ilikten yoksundur. Dövme [Alm. Tatauierung, Fr. Tatouage, ing. Tauoo ]: D eriyi c;:izgiler ve resimlerle süslemek adeti. y apill§l §öyledir: Sivri ve keskin uc;:lu arac;:lar (diken, kemik, tahta vb.) d eriye batmlarak der\ ytrtllu ya da kesilir; buralara ot kök-

69


Dua

lerinden ve isden elde edilen boyalar sürülür; boya, deri altmda siyaha <;alan mavi renkte bir görünü9 ahr. ~e9itli örneklere ve modellere göre yap1lan döVllleler aylarca, bazan )'lllarca sürer. Bu sanatm ustalan Okyanusya yerlileridir; özellikle Markiz, Yeni Zelanda (Maorilerde), Gaseilschaft ve Samoa adahlarmda görülen dövmecilik; estetik, kültik-majik ve sosyal hakimlardan önem ta~Imak­ tadn. Deriye i9lenen <;izgiler ve resimler bedeni süsledigi gibi, sahibil:'.i zararh hüyüsel etlcilerden korur; mitik sem. bolleri canlandmr; klarun i9aretlerini ta§rr; ki9inin toplum i<;indeki yerini belli eder; kadmlarm einsei olgunluga eri§tigini gösterir. Dövme yap1hrken törenler yapilir; dövmeyi yapan ve yaptuan belli hir takrm dinsel ve büyüsel kurallar1 yer.i ne getirmek zorundadrr. Bat1da, dövmecilik eskiden bilinmekteydi; ancak 17. yüz )'lhn sonlarma dogru Okyanusya yerlilerinin in.giltere'ye getirili§leriyle dövme yaptuma merala yeniden ba§lann§ttr. Bugün bile Avrupa'h, Amerika'h denizcilerin, Uzak Dogu'da sava9an askerlerin dövme yapnrd1klan görühnektedir.

Dua [Alm. Gebet, Fr. Priere, in.g. Prayer]: ih adetin ka<;nnlmaz ögelerinden biri olan dua basit haliyle yüce kudretlerin yard1m ve merhametini kazanmak i~:in, lci§inin i<;inde hulundugu duruma göre, o an ki sesleni§idir. Bu niteligiyle hireysel bir helirti olarak görünen dua, dinsel §cfler tarafmdan yönetilen ibadetlerde düzenli ve <;c§itli amar;lara uygun bir bi<;im ~hr. Dua, belli ritüel i§lemler s1rasmda da kurbanla baglantlliilir. Kimi zaman da yarilinn istenilen yüce varhk üzerinde zorla)'lCI bir etki yaratmak it;in dua edildigi görülür lci, bu durumda dua ile büyülü söz özde§dir. Dualar genellikle yakmma dualan, istek dualar1 ve 9ükran dualan gruplarmda toplamr. Duk-Duk hidigi [Alm. Dukdulcbund, Fr. Societe Douk-Douk, .

70

.


Durltheim

Ing. Duk-Duk Society]: Yeni Britanya, Yeni irlanda ve Gazelle-Yanmadasmdaki ergin crkeklcrin gizli dernegi. Ba§langwda dinsel gizli bir; kurulu§ olan ve toplumsal düzeni koruyan, iyi amac;lara yönelen, gerekirse ceza veren Duk-Duk birligi, zamanla bu fonksiyonundan uzakla§arak }'llduan bir karakter kazaDIDI§, ergin olmayanlan ytichrmaya ve onlardan para (para yerine gec;en midye ve istiridye kabuklan) Sizdumaya yönelmi~tir. Birligin üyeleri kunnZiya boyaniDJ~ külah bic;iminde maskeler takar ve yapraklardan yap:Uma elbise giyerler. Dul kadm [Alm. Witwe, Fr. Veuve, Ing. Jflidow]: :ilkellerde dul kadmm duru.mu, karunm üyesi bulundugu toplumun geleneklerine göre degi§mektedir. Örnegm Trobriand adalarmcia (Yeni Gine) kocasrm kaybeden bir kadm, yas süresini gec;irdikten sonra yeniden evlenebilirken, kimi yerlerde de dul kadm yeni ha§tan evlen.meyi kesin olarak aklmdan c;Ikarmak zorundadu. Dul kadmla ilgili geleneklerin en korkuncu karunm ölen kocasiyla ya da onun ardmdan yakilmas1du. Dünyanm c;e§itli yerlerirrde görülen bu ·a detin en c;ok uyguland1/i;I yer Hindistanru. Ingilizlerin yasaklamasma kadar, dul karun (sati) ölen kocas1yla birhltte yabluru. Kocas1 ölen kadm, ya§aruii;I toplumun gelenegine göre ya c;ocuklanm alarak babasmm evine gider, ya da evinde kahr. Son duru.mda kadm, üyesi bulundugu toplumun. ~efinin himayesine girdigi gilii, ~ Ievirat ya da >--? sorarat evlilik yapabilir. Kocasrm kayheden karumn uymak zorunda kalruii;I yas adetleri de c;ok c;e§itlidir ve toplumdan topluma degi~ir. Durkheim Emile (1~58-1917): Ünlü Frans1z sosyologu. Etnolojiyi ilgilendiren eseri: "Les formes elementaires de la vie religieuse, 1912" (Dinsel hayatm ilk §ekilleri). 71


E Eherhard, Wolfram (1909): Alman etnolog ve sosyologu. Türkiye'de, Ankara Üniversitesinde Sinoloji profesörü olarak hulun.mu~tur. Eherhard, hocas1 R. Thurnwald'm etkisinde kalnu§tir. Son ~jah§malanyla kültür sosyolojisine yönelmi§tir. Ba§hca eserleri: "Chinas Randvölker" (Cin'in Klyt Halklan), "Types of Settlement in South-East Turkey, 1953" (Türkiye'nin Güney-dogusunda Y erlc§mc Tipleri).

Efsane [Alm. Mythe, Fr. Mythe, ing. Myth]: Kelimenin ash Yunanca Mythos= (söz, öykü)'dan gelmektedir. Tannlann, kahramanlann, evrenin olu§umunun öyküleri. Mitoloji ise; efsanelerin tümünü i9ine alan ve onlan sistemli bir §ekilde inceleyen hir disiplindir. Efsaneler I}Ogu zaman a9illaylC1 hir karakter ta§rrlar ve ha§hca §U konulan cevaplamaya lfah§ular: a) Tannlarm nereden geldikleri (teogoni); b) Evrcnin yaratili§l ve evrendeki dogal olaylann olu§UIDU (kozmogoni} ; c) irrsaniarm nerden geldikleri (antropogoni); d) insamn ve dünyanm gelecegi (eskatoloji). Efsaneler; tannlarm, evrenin, insanlarlll: yaratili§lannm yaru s1ra ilk günaln, ilk ölümü, tufam, tannlann insanlan nas1l cezalanchrmklarm1; ikinci planda ise avciligm ve hayvanciligm ha§langrcrm, hitkilerden ilkin nasli yararlanildiguu, aie§in ilk kez elde edili§ini, ilk hesjnin hazulani§mi, einsei hayatm ha§langiCrm, ilk ailenin, ädetlerin ve toplumsal kurumlann ortaya lfLlm~rm konu edinmektedir. Bütün bu konular epik ve dramatik h"ir dille anlauhr. Dinsel

72


Egitim

dünya görü:;;lerini yans1tan efsaneler, kutsal sayilirlar; :;;iirli bir dille, yalruz belli zamanlarda, belli ki§iler tarafmdan ve aslma uygun olarak anlauhrlar. Egitim [Alm. Erziehung, Fr. Education, ing. Education J: Cocugun erginlik <;agma girinceye kadar ailesi ya da akrabalan tarafmdan egitilmesi. ilkellerde erkek <;ocugun egitiminin esa,srm, onun ilerde yapacag1 _i§in pratik yanmY ögrenmesi, <;ah§maya sokulmas1 ve ava götürülmesi te:;;kil eder. Aynca erkek <;:ocuklar ok ve llllZrak atma oyunlariyla ilerde kullanacaklar1 silählanm talllilll§ olurlar. K1zlar, kü<;ük y~ta anneleri tarafmdan ev i§lcrine sokulur, besinin ve yemegin hazrrlaru:;;ma yardun eder, kü<;:ük kardc§· lerinin gözetim ve bak1m1m üzerlerine ahi-, tarladaki <;ah:;;malara katillrlar. Bu arada, klzlara, einsei hayatla ilgili konularda bilgiler de verilir. Kimi tribüler de, örnegin Amiral adalarmda ya:;;ayan yerliler, <;:ocuklarrm daba kü<;ükken biribirleriyle degi:;;irler. Erkek <;ocuga ilerde yapacagr i~i ögretmek babamn ve erkek akrabalannm görevidir. K.Izm yeti:;;tirilmesinde en önemli rolü, anne ve kadm akrabalar üzerlerine ahrlar. -+ Ana hukuku egilimli toplumlarda <;:ocuklarm egitiminde dayuun önemli katklsl vardrr. (-+ Day~erJ.i). ilkellerde egitimin amac1, <;ocugu hayat kavgasma hazula~ak ve topluma degerli bir üye kazandrrmaktrr. Cocuk erginlik <;agma girdikten sonra, bagh oldugu kabilenin egitimi ba:;;lar: I(abilenin öyküleri, efsaneleri, ayinleri, kutsal oyunlan, maskeleri, kült ara<;:lan, gelenek ve görenekleri ögretilerek, i<;inde ya:;;arugr kutsal ve kutsal ili§l ortani <;:ocuga tanitillr. Bu dönemde, gen<;:ler cinslerine göre aynlarak egitim ve ögrenimden ge<;irilir. -+ Erginleme tören.leri'nden sonra, gen<;ler toplumun diger üyeleri arasma kaulmaya hak kazanllll§ olurlar. Artlk evlenecek ve kendi ba:;;larma 73


Ehelton

hareket edecek cluruma

gelmi~

say>hrlar.

Ehekcn: Yenisey-Tunguzlanrun av ta.nrisL Bu dogaüstü kudretin, yeryüziindeki bir agacm kölderinde ya~arugma inarulmaktarur. Bu aga«;tan Ehekon'un heykeli yapilir. Ehrenreich, Paul (1855-1914): Alman etnologu. llkellerin mitolojilerine dair yapti~ ar~trrmalanyla tam~trr. Bir «;ok mitik yarat1gm göksel lmsurlarla ili~kisini a«;Iklann~ ­ tir. Ehrenreich'm en önemli eseri:"Die allgemeine Mythologie und ihre ethnologischen Grundlagen" (Genel .mitoloji ve etnolojik esaslan) . Ekoloji [Alm. Ökologie, Fr. Ecologie, ing. Ecology]: Canhlarm yapdiklan «;evreyle ili~kilerini inceleyen di~iplin. Biyo-ekoloji hayvan ve hitkilerin «;evrelerine uymalarmi incelerlcen, sosyal-ekoloji lcent ve lcöylerin yersel, düzen ve dagillmm1, nüfus hareketlerini, i§ hölümqnü, rekabeti ele ahr. Etnolojide gBzönünde bulundurulmasi· gereken 5nemli ekolojik faktöderden biri, insanlafiziksel vevre arasmdald kar§ilikh etkidir; insan sadece kendini dogal «;evresine uydurmak i«;in zorlamaz, aym zamanda «;evresini de kendine uydurmak i<;in degi~tirmeye vah~rr. Ekonomi §ekilleri-+ Avcilik,-+ ToplaYicuik, ..._. AvCI ve ToplaYicilar, -+ Cift«;ilik, -+ Cohanhk. Eiezogami-+

D1~tan

evlenme.

Elamo: Yeni Ginc'nin «;e~itli hölgelerinde erkeklerin toplanmgt, yatip kalkt1~, heraber yemek yedigi ve. bayramlar düzeriledigi ev. Bu evlerin yapiDllllda geleneksel kurallar sili1 suaya uygulanmaktadrr. Elima: Kongo'daki Mongo ve Kundularm inanruklan rnistik bir kudret. Yetenek, b eceriklilik ve «;ocuk yapma gücü Elima'ya haghrur. Bu kudretin ha9hca sahipleri- klamn

74


Erginleme törenleri

totem hayvam ile klanm en ya§h üyeleridir. Klanm diger üyeleri Elima'p ~te~itli i§lem ve pratiklerle edinmeye ~ah~ular.

Emin Pa;;a (184·0-1892): Esas aru Eduard Schnitzer'clir. Almanya'da t1p ve tabiat bilimleri ögrenimi yapiD.l§tli. 1865'den itibaren Türkiye'de doktorluk yapllll§ ve islam dinini kabul etmi;;tir. Mrika'da yaptlgt ara;;tumalan ile talllUIDl§tir. Endogami ~ i~ten evlenme. Endokanihalizm [AJm. Endolcannibalismus, Fr. Endocannibalisme, ing. Endo-cannibalism ]: Ölmii!j akrabalann, yakm dosdann ve kabile üyeleri.niD. etini yemek adeti. Eger ceset ya.bhrsa, külleri i~tkilerin .i~ine katliu. Bu ädetin temelinde, ölenin etini yemek suretiyle onda varoldugu sarulan özel kuvvetlerin yiyene gidecegi inanc1 yatmaktailir. Endokanibalizm, Güney Amerika'nm kuzey-.b atismdaki kabileler arasmda yaygmrur. Erginlcme törcnleri [Alm. Reifezeromonien, Fr. Rites de pubeTte, ing. Rites of puberty] : Ergin yap giren ~tocuklan topluma kazanrurmak i~tin, onlan dinsel ve diinyasal bilgilerle egitmek v.e bu amac:;la yap1lan törenler. Erginleme törenleri dinsel, büyüsel, mitik ve toplumsal hayatm ~olc önernli bir par~as1rur. Genellikle 6- 10 ya da 8-12 ya9lan arasmdaki ~ocuklar grubun ya da köyün ch!?ansmda egitim · ve tören i<;:in hazulannn§ olan bir kampa götürülür. $amanlar, hüyücüler ve ya§h erkekler, <;:ocuklarm ge<;:irmesi gereken smavlan düzenler, onlara gerekli bilgileri,verirler. Haftalarca, bazan aylarca süren bu egitim snasmda <;:ocuklar t;e§itli cesaret denemelerinden gec;irilir; oruc:; tutturulur, i9kence edilir, einsei ac;Ikl.amalar yapliu, ilerde ugra;;acaklan el zanaatlan hakkm.da bilgi verilir; kabilenin efsane-

75


Ergoloji

lerinin ne anlama geldikleri a~llilanrr, maskeler ve kutsal ara~lar gösterilir, dramatik danslar ögretilir, bunlarm fonksiyonlan anlat1hr; ~e§itli bi~imde ritüel ölümleri ve yeniden dogu§lan semholize edilir; ycni bir ya§ama dönemine giri§lerinin i§areti olarak kesici di9ler la.nhr, dövme yap1hr, ya§h erkeklerin kanlan hedene sürülür, sünnet edilir ve yeni bir ad verilir. Ancak bütün bunlardan sonra ~ocuklar ergin ki§i olarak topluma kabul edilirler ve ·evlenebilirler. Ergin ya§a gehnemi§ ~ocuklarm ve kadmlarm bu törenlere katilinasx yasaktu. Kxzlann erginleme törenleri erkeklerinkine bakarak olduk<;a kolayd1r. Ay hali görmeye ba§layan lnzlar bir süre toplumdan uzakla§tmlrr; ya§h kadmlar tarafmdan einsei konularda ve ev i§lerinde bir süre egitilir. Kim.i ilkellerde lnzlar sünnet edilir, di§leri egelenir ve karaya boyanrr, kulak memeleri delinir. Erginleme törenlerindeki i§lemlerin <;ogu hnistiyan misyonerleri tarafmdan ortadan kaldm.lnn~trr. Ergoloji (Alm. Ergologie, Fr. Ergologie, ing. Ergology]: l\1addi kültür ürünleri bilgisi. Ergoloji, sadece maddi kültür ögelerini degil, aym zamanda onlarm yapiiDIDdaki teknik degi~meleri de i<;ine almaktadrr. Bu terim, daha <;ok Almanya ve Avusturya'da kullarulmaktadu. Erkekler hirligi [Alm. Maennerbund, Fr. Societe des lzommes, ing. Society of men ]: Bir cemaatm yeti§kin erkeklerinin kü.ltik ama<;larla meydana getirdikle1·i birlik. Daha <;ok anaerkil kültürlerde görü.lür ve anaerkil toplum düzenine kar91 <;llian bir grup hüviyetindedir. Toplant1 ve ritlerine kadm.lan ve <;oculclan almazlar, onlan-; kaynana zmltllan ve -; VIDlltili tahtalarla korkuturlar. Ritleri düzenlemek, kutsal kült obj elerini korumak, toplum düzeniyle ilgili tedbirleri almak ve bu tedbirleri uygu.lamak dernegin görevlerindendir.

76


Erkek lohusahg. Erl~elder

evi [Alm. 1\faennerhaus, Fr. J1!Iaison des hommes, 1ng. Hause of men]: 1~inde ~e!iitli toplumsal ve ritüel toplantuann yap1lch~, genellikle kadmlann ve ~tocuklann girm elerinin yasak oldugu ev. Erkekler evi, bi~imi, büyüklügü, oyma, süs ve bezemeleriyle öteki evlerden farkhchr. Geneilihle toplulugun yerle!ime sahasmm ortasma yaplhr. Erkeklik ~agma geien gen~tler, politik ve toplumsal yönlerden bu evlerde egitilir; bu evlerde i:mlara ~e§itli konularda bilgi ve ögütler verilir. Bayramlarm ku~lanch~, yabancliann ve konuklann agrrlanch~ erkekler evi ayru zamanda kutsal ara9 ve gere~lerin saldanch~, toplumda önelnli yeri olan ki9jlerin gömiildügü, l(ocuklarm --+ erginl erne törenleri'nin yapliru~ yer olarak da büyük önem ta§li. Erkekler evi yeryüzünün degi!iik bölgelerinde ~te§itli adlar (bekärlar evi, ~ocukl~r evi, oyun ve dans evi, ibadet ve oyun evi vb.) ve fonksiyonlarda göriilür. Ortave Kuzey Asya'mn, Hindistan'ln, Kuzeyve Güney Amerika'mn baz1 lasunlan ayr1 tutulursa, yeryüzünün arta kal~ öteki bölgelerinde yaygmchr. Özellikle Okyanusya adalarmda ~tok geli§mi§tir.

Erkek lohusahg-t [Alm. Maennerkindbett, Fr. Couvade, ing. Couvade]: . Kuvad. Kelimenin ash Frans1zca couver= (kulu9kaya yatmak)'den gelmektedir. Kocamn, dogum Öncesi, dogum SliaSI ya da aogumdan sonra I(OCUgu doguran kendisiymi§ gibi davranmas1, lohusamn yerini almas1 ädeti. Örnegin Hindistan'm kirni yerlerinde, kachnm dogum sanc1lan tuttugu zaman, kocas1, kadm elbisesi giyerek karanbk bir odada yatar, siZlanmaya ve bagrrmaya ha§lar. Dogumdan sonra da, (_(ocugun yata~ndan ~Ikm.az. Kimi yerlerde de erkek ya oru9 tutmak ya da hi~ degilse belii §eyleri yemekten kal(mmak, dogumun yap1lacag1 evde ya da yalomnda hulunmakla bu görevi yerine getirmeye 77


Es

c;ah§u. Kuzey ve Güney Amerika'da, Okyanusya'da, Güney Hindistan'da ve Güney-Bat1 Avrupa'da görülen bu adeti.n temelinde; c;ocuga ve anneye sata§mak ist eyen kötü ruhlan ve cinleri yamltmak c;ahas1 ve c;ocukla haha arasmdaki s1ln ili§kiyi peki§tirme istegi yatmaktachr. Es: Orta Yenisey'deki Keto'larm gök tanns1. E s, Keto dilinde gök .anlamma da gelmektedir. Kimse taräfmdan görülmeyen Es, evrenin yaratlCISl ve hakimidir. Eskimolar: Ku~ey Amerika'nm kuzey kiYJlanyla Grönland'dan Alaska'ya kadar uzanan sahada ya§arlar. E skimo kelimesi "Cig et yiyen" anlamma gelmel~tedir. Eskimolar kendilerine inn ui t=(insan) derler. Dilleri, Eskimo-Alcut dillerine girer. Bering Bogaz1 yoluyla Asya'dan göc; ettikleri kabul edilen Eskimolar mongoliddirler. Somatik özellikleri: Tikn.az ve güc;:lü heden; hedene .oranla kisa kol ve hacak; yuvarlak ve etli yüz; fulak elmac1k kemikleri; kahverengi göz, -+ Mogol plisi; sert ve siyah sac;; sanmtrrak esmer deri rengi; -+ Mogol lekesi. BU§hcal<J?: Alaska, Kupfer, iglu1ik, Polar, Mackenzie, Netsilik, Angmangssalik; Grönland, Karibu Eskimolanchr. Aleutler Eskimolanu akrabalanchr. Eskimolarm etkisi altmda kaldllclarJ ba§hca kültü.r merkezi Dogu Asya'chr. Bunun yam sua Eski Amerika'mn kültür· merkezi olan Meksiko ile Amerika'mn lcuzey Pasifik byilarmdaki yerli kültü.rünü de sayahiliriz. Ancak her yabanc1 kültü.r ögesi almmanu§, ic;:inde hulunduklan iklim ve c;evre ko§ullan hesaba kattlarak, bun-. lar arasmd an bir sec;:im yapllllli§tu. Arktik hölgenin sert iklimi, Eskimolan, uzun h§lar1 atlatacak evler yapmaya zorlann9tu. Konut yapnnmda tn§, kuru ot, balina· kemigi, icar ve buz kullaiub.r. Kuzey Alaska'daki Eskimolarm ki§l gefiirdikleri kulübeler, üzerlerine kar Yiß!hm§, lmlübe b i~timinde de1·iden· c;:arurlarchr. Merkezi ve Labrador Eskimo-

78


Eskimolar

larmm ki~ kulübeleri kuhbeli kar hloklann.dan ibarettir. Kar ve huz t ahakalanndan yapllan kulühelere ----7 iglu denir. Eskiden ta§ ve halina k emiklerinden yaplian ve toprak seviyesinin hiraz altmda hulunan hir ev t ipi v ard1 ki, eve, zeminden daha derinde olan hir tünelden girilirdi. Polar E skimolanrun evleri, halina kemigi yerine ta§tan yaplirr. So.guk faktörü . E skimolann giyim-k~allllDl da hüyük ~apta etkilemi§tir. Eskimolann h ayatmda a)'lp duygusu, giyim hakimmdan önemsiz hir r ol O)'llar; ana sorun 1smmaknr. Arktik hölgenin <;e~itli hayvanlarmm p ost ve derileri giyimin esasm1 te§kil et.mektedir. Fok, a)'l, t av§an, tilki, rengeyigi derilerinden y aplian giysiler <;ogu zaman <;ift k ath h azrrlanrr. Giysiler ~e~itli §ekillerd~ süslenir. Özellikle ilkbaharda k ullanlian kar gözlügü, gözleri, karda yans1yan güne~in. zararmdan korur. Majik tasanmlarla ilgili oldugu sarulan döv_:mecilik daha <;ok kadmlar tarafmdan yaptinlmaktadrr. D eniz memelileri, hahk ve rengeyigi avcw~ yap an Eskimolann hesinlet:inin esaslill et te~kil etmektedir. Et, ~ig olarak yenildigi gibi, elveri§li ko§ullarda pi§irilerek de yenilir. Etin yaru s1ra yenilen bitki t ürleri h em az, h em de yetersizdir. Besin elde etmek i~in kullanllan ar"a<;lar h emen h emen her bölgede aymdu. Cevre ko§ullarmw degi§ik olmas1, ancak özel avcillk metodl armm önem kazanmas1 sonucunu dogurmu§tur. D eniz avCih~, kara avCihgmdan önce gelmektedir. Ta§It arac1 olarak köpeklerin <;ektikleri kiZaklar kullanllir. A<;Ik sul arda avlanmak i<;in ----7 Kayak denilen hir kapk kullamlrr. Buri.lann daha büyügüne ----7 Umiak denmektedir. Yemek pi~irmek, kü<;ük hayvanlann yüzülüp paq:alanmas1, derileri i~lemek, giysi dilanek vb. kadmlänn i§idir. Araljgere<; yaprm~da <;akmak ta~I, donuk akik, k um t~i vb. kullanilir. Toplum. hayatmm t emeli ailedir. Teke§ evlilik

79


Etnilc birlik

varchr. ~oke§ evlilik ünlü avcuar arasmda görül.mektedir. Eskimolar --i- Slla denilen dogaüstü bir kum·etin v arhgma inanmaktadu. Denizlerin dibinde y~ad1gma inanwklan Deniz Kailim, özellikle deniz hayvanlannm avlaiunas1 i<;in hzwnlmamasi gereken bir yaratik olarak bilinmektedir. Ölcnlerin r,:ogunun gittigi öte. dü.nya slCak bir yer olarak dü§ü.nülür. Hayvanlarm da ruhlan oldugu, onun ir,:in hayvanlan öldürürken belli kurallan yerine getirmenin, törenlcr düzenlem enin gerektigi inancx yaygrnchr. Sikx§Ik durumlarda §amanlara ha§vurulUI. Angalcolc aru verilen 1pmanlar h astahk tedavisinde, ölülerin öte dünyaya gidi§ine e§lik edi§lerinde kendilerine özgü davul ve maske (Alaska'da) kullarurlar. Etnik hirlik [Alm. Ethnische Einheit, Fr. Union etlmique, ing. Ethnic society]: Aym dili konu§an ve aym kültüre sahip olan insan grubu. Etnografya [Alm. Ethnographie, Fr. Ethnographie, ing. Ethnography]: Kelimenin ash Yunanca ethnos= (halk) v e graphein=(yazmak, tasvir etmek)'den gelmektedir. Etnografya 9C§itli halklann ya§ama tarzlanm, dü§ünceler~i, yaratml§ olduklan mad(!.i ve manevi kültür ögelerini sistemli bir §ekilde "tasvir" eder. Etnoloji'nin bir dah olan etnografya'ya 'Tasviri Etnoloji' de dcnmektedir. Etnoloji [Alm. Völlcerkunde, Ethnologie, Fr. Ethnologie, ing. Ethnology ]: Kelimenin ash Yunanca ethn os=(halk ve lo gia=(hilim)'dan gelmektedir. insan1 konu edinen hilimlerden biri olan etnoloji, özellikle ilkel diye nitelenen hallclan ve onlarm kült ürlerini inceler. ilkel halklarm b~­ hca özellikleri: Yaz1yx bilmemeleri, dogaya baghhklan, dogaya egemen olmak ir,:in kullanlian araglarm yet ersizligi ve ilkelligi, ekonomik ihtisasla§m anm geli§memi§ ohnas1,

80


Etnoloji

görgü ve egitimde gelenegin önemli rol oynamas1vh. Etnoloji;Etnoloji ve Tasviri Etnoloji ( ----rEtnografya) diye hru]hca iki klsma aynhr. Birincisi, etnografik malzemeye dayanarak maddi ve manevi kültür ögelerinin sistematik a~uc­ lamasma yönelmekte; ~e~itli.kültürler arasmda kar§Ua§trr· malar yapmakta; insanhgm kültür tarihini aydwlatm.aya ~ah§makta; kültürel gö~leri ve kültii+ün genel geli§me kanunlarilll ara§trrmaktadrr. ikinciyse, ~e§itli halklarm maddi ve manevi kültür ögelerini sistemli hir §ekilde tasvir etm.ektedir. Etnoloji, ingiltere'de ---+ Sosyal Antropoloji aili altmda okutulmaktadrr. Amerika'da ise, hir ~ok üniversitenin ders programmda ve el kitaplarmda Genel Antropoloji am altmda görülen etnolojiye insan hilimlerinin hir disiplini gözüyle hak:U.makta ve -1- Kültürel Antropoloji denmektedir. Etnoloji'nin yararlanm~ ba§hca hilim dallan §unlardrr: Prehistorya, Arkeoloji, Fiziki Antropoloji, Biyoloji, Cografya, Tarih, Sosyoloji, Ps.ikoloji, Lenguistik, Folklor ve Din, Hukuk, Sanat, Müzik Etnolojisi'dir. Ba§hca konulm maddi kültür ( -1- Ergoloji ve Teknoloji), ---+ ilkel ekonomi, -1- sosyal organizasyon, din ( ---+ Din etnolojisi), ---+ hüyü, mitoloji, sanat ( ---+ hlcel san'at), oyun, mi.izik vh. te§kil eder. Tarih~esi: Antik <;aifda tarih~i Hero dot (M. Ö. 480-424) gezip gördügü yerlerdeki insanlarm ädetlerini anlatml§ ve Yunanistan ile ·kar§l· la§trrmalar yapiDl§tlr. Po~eidonios (dog: M. Ö. 135) !talya'ya ve ispanya'ya yapn~ gezilerde cografi ve etnografik gözlemlerde bulunmu§tlll. Thukydides, Tacitus vb. Antik <;ag'da etnolojiye dolayh olarak yaran doku.nan yazarlardrr. Orta <;ag, etnolojik ara§trrmalar haklmmdan hir durgunluk ve gerilik ~ag1 ohnu§tur. Bu ~agda, AVTUpa' da her §eyin incil'de a~Iklanill~ kahul edildigi il;in, insanla ilgili her ~e§it llra§tuma anlams1z kabul edil-

81


.Etnoloji

nli§, dogma'dan uzakla§an her r;e§it ara§tuma dinsel inanr;tan uzakla~ma olarak gösterilmi§tir. Orta (:ag'da ha§ka dil konu:;;anlara, Antik <;ag'clan kalma bU: deyimle 'Barbar' denmeye ha§lanmi§; bunlar ta§lara tapan, §eytana hizmet eden kimseler diye nitelenmi~; uzak bölgelerde ya~ayanlar tek gözlü, a~zs1z, hatta ha~s1z yaratiklar olarak kabul edil.mi~lerdir. Marco Polo (1254-1323) uzun JIIlar Asya'da kalan illc Avrupa'h olmu:;;tur; Polo,. gezi yaZilannda masalla gerr;egi kan§tlrmakla heraber, Bat1 Dünyasi'na, o zamana kadar bir ~ey hilmedikleri Dogu Dünyasr hakkmda geni§ bilgi vermi:;;tir. Islam dininin r;ok geni:;; bir alana yaplmr§ olmasi, t ek bir kültür dili konu§masi, islam cografyacrlarnun c;ok uzak yerleri ara§tumalarnn ve bu ara:;;tumalardan zengin· etno~rafik malzeme ile hilgi toplamalarnn saglami§tii. Bu malzeme ve bilgiler, bugün, Orta <;ag'daki Mrika, Asya ve Dogu Avrupa hölgelerinin önem.li kaynaklanru te§kil etmektedir. Arap bilginleri ic;inde özellikle ihn Haldun'un (1332-1406) eserlerini saymak gerekir. 17. ve 18. YüzJllda etnografik ve etnolojik ar a§tirmalann ba:;;laili~ görülmektedir. J. F. Lafitau (1631-1740) Amerika y erlilerinin adet ve inanmalarlm incelemi~; bunlarm Eski Cag' daki izlerini aramayr denemi§tir. ~Gör; teorisi'nin ilk kurucusu saytlan Lafitau, baz1 halklarm Kuzey Asya'ya ger;erek oradan Amerika'ya gqr;ettiklerine inanmaktayd1. L afi tau, dinin kökenini 'ilk Tek Tanncilik'da arami§tli. l\'Iontesquieu de (1689-1755) etnolojiyle ilgilenmi§,---. r;evre teorisi'ni savunmu§tUr. J. J. Rouss e a u (1712-1778), yerlilerin ya§ama tarzlarmdan ~ok etkilenerek, yazllannda onlarm hayatlanru övmü§, 'Dogaya Dönü§' diye bir slogan or taya atnn§tir. ingiliz Kaptau J. Cook (1728-1779), Pasifik adalarma yapt1g1 gezileri s1rasmda, oralarda y a§ayan

82


Etnoloji

yerliler hakkmda geni§ hilgiler topla.IID§tlr; gezi notlarmdaki ohjt?ktiflik ve keskin gözlemleriyle etnografya'ya .hüyük yaran dokunmu§tUI. Aym §ekilde, haba-ogul """:' F orster'ler de yapt1klan gezilerde toplamklan hilgilerle etnoloji ve etnografyaya yararh olmii§lardrr. i. i s e li n (1728-1782) kadmm, c;e§itli halklardaki toplumsal ve eko. nomik özel durumunu incelemi§tir. Ch. Darwin'in (1809.1882) a.r:n§tirmala·n giderek ~hi~Iojiyi. de etkilemi§, etno-· lojide -J- evrimci okul'un geli§mesini saglann§tlr. J . J. Bachofen (1815-1887), "Das lVIutterrecht" (Ana Hukuk.u adh eseriyle ailenin geli§mesi hakkmdaki görÜ:§lerini ortaya atrm§; hu görü§ler L. H. Morgan (1818-1881) tarafmdan daha da geli§tirilmi§tir. H. Sp encer (1820-1903), E. B. Tylor (1832-1917), A. Bastian (1826-1905), A. Lang (1844-1912), J. G. Frazer (1854-l94·1), E. Westermrack. (1862-1939), A. C. Raddon (1885-194·0) hukuk.un, ailenin, devletin, dinin, hüyünün, sanatm kök.enini ve geli§mesini evrimci ac;1dan ele alarak i§lemi§lerdir. Evrimci görܧe Alman he§eri cografyaCilan kar§I «;tlCII!.I§larmr. F. Ratze! (1844-1904) ile ögrencisi L. Froh enius (1873- 1938) halklarm ve kültiiTlerin göc;ler aracili~yla temasa geldiklerini ve hiTihirlerini etkilediklerini ileri sürmܧler, yeryüzünün <;e§itli bö~gelerindeki benzer -J- kültür c;evrelerini saptamr§la~rur. l;1b§ noktasllll Ratze l ve Frobenius'dan alan - 7 Kültür tarihi okulu F. Graehner (1877-1934·); B. Ankermann (1849-1943), W. Foy (1873-1929), W. Schmidt (1868-1954) ve W. Koppers (1886:....1961) tarafmdan geli§tirilmi§tir. Koppers ta~afm­ .dan Viyana Okulu ad1 altmda sürdürülen tarihi okul'un sonradan, Avusturya'h etnolog J. Haekel tarafindan · metod hatalan helirtilerek, c;e§itli fikir aynhklar1 düzeltilmeye c;ah§llrm§tll'. Bu okullara kar§l c;1kan fonksiyonalist

·83


Etnos

okul ise; ya§ayan kültürlerin c;e§itli kurumlaruun kendi aralanndaki dinamik ve fonksiyonel ili§kilerine yönelmi§tir. Ba§hca temsilcileri; ingiltere'de A. R. Radcliffe-Brown ile B. Malinowski (1884- 1942); Almanya'da R. Thurnw al d (1869-1954), Amerika'da R. Ben e dict (1887-194.8) dir. Metodlan: Etnoloji'nin ilgi alanlanwn c;e§itli olmas1, metodlanrun ve ~tah§ma tarzlanrun da I(C§itliligini dogurIDU§tur. Ara§tuma metodlar.uu ve ~tah§ma tarzlarnn etnologun konuya halo§ ai(ISI, ara§tlrma amac1, vb. helirler. Ba§hcalar1 §unlardu: Cografi, tarihi, fonksiyon alist, . sosyol ojik, psikolojik, morfolojik, fen.omonolojik metod ve ~tah§ma tarzlan. Etnoloji ashnda ilkel diye nitelenen halklan incelemektedir, hununla heraber, son zamanlarda hic; bir §ekilde ilkel diyemiyecegimiz toplumlan incelemeye de yön elmi§tir. ((~ Antropoloji, ~ Sosyal Antropoloji, ~ Fonksiyonalizm, ~ Kültürel Antropoloji, ~ Evrimci Olcul, ~ Kültür Tarihi Okulu, ~ Viyana Olculu). Etnos [Alm. 'ßthnos, Fr. Ethnos, ing. Ethnos ]: Yunanca halk anlamma gelir. Ayru yerden geien ve aym geleneklere sahip olan ailelerin meydana getirdikleri grup.

Etnosantrizm [Alm. Etlmozentrismus, Fr. Ethnocentrisme, ing. Ethnocentrism]: Kimi :j:lalklarm kendilerini "insan", ha§ka halklan da "harbar" olarak nitelemeleri. Etnolojide oldul'~ta s1k raslam.lan bu tutum, ku~kusuz c;ok eski bir "grup egoizm" inden dogmu§tur. EvHit edinme [Alm. Adoption, Fr. Adoption, ing. Adoption J: Bir k.im~eye, I(Ocuguymu§ gibi, evlathk h ak.ln v erme; c;ocugun yeti§tirilmesini üzerine alma. ilkellerde evlat edinme kurumu olduk~;a yaygmdu. Yetim c;ocu.ldar akraba~ lan tarafmdan evlät edinilirler. Okyanusya yerlilerinde

84


Evrirnci okul

evlat edinmeyle ilgili adetierden hiri §öyledir: Eger <;:o~ugun dogrnnunda ehenin parasnn hahas1 yerine hir ha§kasi verirse, c;ocuk onun evlaru olur. Sadece küc;ük c;ocuklar degil, yeti§kinler de evlat edinilirler. Bu durum daha c;ok erkekler hirliginde görülür. Aynca sava§ s1rasmda zaylilayan kahileler, aldliclan esirleri evlat edinmek suretiyle kapplanru gidermeye c;ah§Jrlar (Irakualarda). Evrimci okul [Alm. Evolutionismus; Fr. Evolutionnisme, ing. Evolutionism ]: Kültür tarihi ara§trrmalarmda dogahilimlerine özgü görܧ ve yöntemleri uygulayarak kültürlerin ve kültür ögelerinin geli9me hasamaklanm ortaya koymaya c;ah§an görܧ; bu .görܧ (}evresinde toplanan ara§tniCilann olu§turduklarr okul. 19.Yüzyilin yansmdan sonra kimi hilginler, toplumun a9agr hasamaklardan yukan basamaklara dogru geli§tigini ileriye sürmeye ha§larm§lardrr. Bu görÜ!je göre, o zamanki etnolojinin amac1, teknolojik baknndan a9agr hasamaklarda bulunan toplumlardan örnekler snalayarak geli§me evrelerini göstermekti. Böylece Amerika'h ünlü etnolog L. H. Morgan (18181881), insanhgm ge<;:mi§ini üc; dönemde inceliyordu: I. Vah9et, 2. Barharhk, 3. Uygarhk. Bu geli9me dönemleri kendi i<;:lerinde de hir talnm geli§me hasamaklarma aynhyordu. Morgan, aym zamanda "Ancient society, 1877" (Eski toplum) adh eserinde, aile ve soyda§hk evrimini" de srmflandurm9 ve konuyla ilgili tenninolojiyi ortaya koymu§tur. Morgan'infikirleri K.Marks ve F.Engels tarafmdan c;ok tutulmu§tUI. Evrimci okula katkida buhman hir ha9ka ara!jtlncr da isvi<;:re'li J. J. B achofen'dir (18151887). Bachofen, "Das Mutterrecht" (A.na Hukuku) ad.h eserinde, baha hukuku sisteminin, ana hukuku sisteminden sonra geldigini ileri sürmܧtür. Bachofen'e göre; aile, einsei serhestiden teke§ evlilige, anahk hukukundan, 85


Evrimci oltul

hahahk hukukuna gec;:i§ suaslill izlcmektedir. Evrimci okulun hüyük adlarmdan hiri de E. B. Tylor'dur (18321917). iki ciltlik "Primitive Cultur" (ilkel Kültür) adh eseri, evrimci görü~ ac;rsm1 enine hoyuna ortaya koyan kläsik hir eser sayrlmi~trr. T y lor, dinin ha~langrc;: ve geli!iim evrelerini ac;Iklarm!i, hu ac;Iklamada -+ animizm'i esas ohu;ak al.nn~trr. Evrimci görܧÜn öteki temsilcileri §nnlardu: J. F.--> Mc Lennan (1827-1881), J. G.-+ Frazer (1854-194-1), H. Maine (1822-1881), ~- -+Westermarc;Ic (1862-1939), A. C.--> Raddon (1855-1940) vb. Hu1.-ukun, ailenin, devletin, dinin ve san'atm kökenleri ve geli~melerini ele alan evrimciler, bu konularla ilgili dagnnk malzemeyi hir araya toplamv~lar, bÜimsel kültür c;ah!imalarnn yaygm duruma getirmi§ler, rrkc;rhga kaqr görÜ!iÜ henimsemi!ilerdir. Öte yandan, kültür tarihinin teknolojik yönüne ait evre~erini dogru olarak tesbit etmi!ilerdir. Ancak, hu okulun öncülerinin c;ogu, eserlerinde sözünü ettikleri topluluklarm arasmda .y a§amayan, dört duvar arasmdä c;ah§an hilginlerdir. Evrimciler, geni!i etnografilt alan c;ah§malart yapmam1~lardrr. Evrimciler, evrimi, tarih boyunca sürüp giden tek hir c;:izgiden ibaret sayrm~;larchr. Evrimcilerin ortaya attrklan görü§lerini hüyük hir bölümü hugün artik gec;erli sayrlmamakt ad1r.

86


F Fallüs kültü [Alm. Phalluskult, F~. Culte de phallus, ing. Phallic cult J: Erkek einsei orgamnm ta§taJ?., aga<;tan, topraktan ve metaidan yapllm.l§ amhiemlerini kutsamak. Failus kültüne hemen hemen tanmla ugra§an hütün ilkel halklarda rasiamr; fallüsü kutsamakla hol ürün almaea~­ na inaruhr. Fallüs amuletlerin.in majik bir kudret ta§uhgx inanc1 da c;:ok yaygmdrr. Afrika'da, sava§ s1rasmda yenik dü9en dü§manlarm einsei organlarm1 kesip hir zafer ganimeti olarak saklamak fallüs kültüyle ilgilidir. Fallüs amhlemlerinin Eski Mlsu'da, Yunan'da Dianisos ayinlerinde, Eski Roma'da tann Liber adma düzenlenen hayramlarda, Japonya'nm yerli dini olan $intoizm'de önemli rolü vardn-. Bugün häla Hindu'lar tann Shiva'nm einsei orgamm (Linga) kutsamaktadn-lar. Feti§izm [Alm. Fetischismus, Fr." Fctichisme, ing. Fetichism ]: K.elimenin ash Portekizee feiti<;o= (büyü, etkileyici gü<;, ve bu ama<;Ia yapilml§ e§ya)'dan gelmelrtedir. i<;inde majik gü9 olduguna ya da helli hir cinin egle§tigine inamlan ta~, hoynuz, p en'}e, post, deri, hez par9asx, heykel vh. gibi objelerden yarar ummak, onlara korku ile kan§lk dinsel ve majik bir sayg~ duymak.--. Dinamizm'in geU§tirilmi§ hir hi<;imi olan feti§izmde söz konusu ohjelere in~an1 zararh etkiierden koruyan nesneler gözüyle bakilir; hunlardan büyüsel pratiklerde yararianllir, muska ve u~luk olarak ta§mrr. Feti§<;ilik daha 90k Bat1 Afrlka ile Kuzey Asya yerlileri arasmda yaygmdn. Feti§ler

87


Firth

ki§inin kendi mah oldugu gibi köy cemaatinin de mah ola· hilir. Feti§C1ilige özellikle Ban Afrika yerlilerinin dini gözüyle hakmak yanh§hr. Feti§izm teorisinin en önemli t emsilcisi Frans1z sosyologu Auguste C om t e (1798-1857)'dur. Firth, Raymond William (1901): Avust uralya dogurolu Ingiliz etnolog ve sosyal antropologu. Sdney'de etnoloji, Londra'da etno-sosyoloji profesörlüklerinde · bulunmu§· tur. Firth, Salomon adalanyla (Tikopya) Yeni Zelanda'da alan 9ah~malan yapml§, huradaki kült ürler hakkmda bir seri monografik eser ya~hr. Malino wski'nin ögrencisi olan ve fonksiyonalist ekole hagh bulunan Fi rth'in ha~hca eserleri: "Primitive Economics of the New Zealand Maori, 1929" (Yeni Zelanda Maorilerinin Ilkel Ekonomisi), "Art and Life in N ew Guinea, 1936" (Yeni Gine'de Sana:t v e Hayat) " Elements of Social Organizr:-tion, 1950" (Toplumsal örgütün ögeleri). "Fiziki antropoloji [Alm. Physische Anthrop ologie, Fr. Anthropologie physique, :i:ng. Physical anthropology]: Kahunn, u klan ve insan k ökeninin tarihini inceleyen ant ropolojik disiplin. Fiziki antropolojiye biyolojik ya da somatik antropoloji de denmektedir. Folklor [Alm. Vollcslcunde, Fr. Follclore, Ing. Folklore]: Halkbilim. Kelimenin ash Ingilizce fol k=(halk) ve lore= (bilim)'den gelmektedir. Belli bir ülkede ya§ayan halkm kültür yaratmalanru; geleneklerini, adetlerini, inanmalanru, törenlerini, müzigini, oyun.lanm, masallanru, efsanelerini, türkülerini, gelen eksel tiyatrosunu, halk h ekimligini, el sanatlanru, konut yapliD.llll, ara((-gere((lerini vb. inceleyen bilim. Folklor terimi ilk.in 1846 )'llmda W . J ohu Thomas tarafi.ndan Ingiltere'de ortaya atilmi§trr. Folklara 'Böigesel Etnoloji'de denmektedir. Bu anlamda, özellikle 88


Fonltsiyonalizm

Avrupa halk kültürlerini, 'halk y~amuu ara§ttrma' acb. altmda inceleyen bir disiplin olarak kabul edilmeh.-teclir. Foillorun etnoloji ile ya.km ili9kisi gözönüncle bl,llundurulursa, onu, etnolojinin bir uzmanhk dah olarak kabul etmek de mümh.-ündür. Fonksiyonalizm [Alm. Funktionalismus, Fr. Fonctionnalisme, ing. Functionalism]: Y a§ayan kültürlerin c;e§itli kurumlan arasmdaki clinamik, fonksiyonel ili§kileri; bir kültür ögesinin yaratlli§ neclenini, bunun tüm kült ür ic;indeki görevini ara§tlran ve aydmlatmaya c;ah§an görü§; bu görܧ c;evresinde toplanan kimselerin olu§turduldar1 okul. Fonksiyonalistler, bir kültür ic;erisindeki c;e§itli ögelerin ya da kurumlarm biribirleriyle olan ili§kilerinin kar§llikh nedenleri üzerinde durmaktaclrrlar; örnegin toplumla ekonomi, ekonomi ile politika, toplumia sanat ve sanatc;:1 arasmdaki kar§ilikh etkiler ve ili§kiler gibi ... Bu okula bagh olanlar, bir kültür ögesinin kökenini ara§hrmayr ve saptamayr bir yana bualap, bunun yaratili§ nedenini ara§tumaktacb.rlar. - Göc; teorisi'nin, - clifüzyonizm'in kar§lsmcla bulunan fonksiyonalistlere göre, insan bir kültür ta§IytCISl degildir; insan ihtiyac1, her zaman ycni kültür ögelerinin yaratllm.asmda rol oynamaktarur. Killtür tarihc;ileriyle fonksiyonalistler arasmdaki fark §U örnekle ac;:Iklanabilir: "Her hangi bir kültiir ögesinin tarihi fonksiyonalistleri ilgilendirmemekte, onlan daha c;ok o kiUtür ögesinin görevi ilgilendirmektedir. Bir saati cle alacak olursak, fonksiyonalistler ic;i.n, bu saatm ig ic;:e girmi§ garklan ve saatm i§leyi§i, saann yapili§I ve kimin tarafindan yap:U.cb.gmdan claha önemlidir" (K. Birket-Smith) . Fonksiyonel okul'un belli ba§h temsilcileri ingiltere'cle A. R. Radcliffe-Brown (1881-1955) ile B.- Malino wski (1884- 1942); Almanya'da R. - Th urnwal d (1869- 1954·), 89


Forster

Amerika'da R. --l- Benedict (1887-1948) dir. Biyolojik bir analojiy i kendine !;ili§ noktas1 yapan Ra dcliffeBrown, kültiirün karma§Ik hir hiyolojik organizmaya benzedigini ve kültür antropologlanrun ba§hca görevinin, toplumsal organizmalann büyüme ve evrimini degil, sadece halihazudaki yaplSl.I!.l ve fizyolojisini incelemek oldugunu ileri sürmü§tür. Malinowski'ye göre, her kültür, her ögesinin fonksiyonel bir katkida bulundugu, i§leyen bir bütün, bütünlenmi§ bir birliktir. Fonksiyonalist görܧ a9tsmdan hareket ederek, kuramsal ve pratik yönden etnolojiye katlnda hulunanlardan bazuan R. H. Lowie, F. Krause, M. Mead, W. Mühlmann vb. Fonksiyorrel okul mensuplan, tarihsel köken ve degi§ikliklerle ya 9ok az ya da hi9 ilgilenmemi§lerdir. Ara§tumalarlllln tarihsel perspektifden yoksun ol.mas1, bu okula yöneltilen ele~tiri­ lerin ha!lhca.sl,du·. Fonksiyorralistler evrimcilerin ( ~ Evrimci okul) ve difüzyonistlerin ( --!- Difiizyonizm) tarihi ve jenetik analizlere varmak il;in sarfettikleri ((ahalan ele§tirmi§ler, ama kendileri bu konuda bir yol göstermemi§lerdir. Forstcr, Johann Georg Adam (1754-1794): Alman tabiat bilgini. J. Reinhold Forster'in ogludur. Babas1 ve J. Co ok ile dünya gezileri yaprm~tu. Aynca gezi notlart ile edebiyat tarihinde hakh bir ün sahibi olmu§tur. Forster, J ohann Reinhold (1729-1798): Ba§langtf;ta teolojiyle ugra§rm§, sonradan ünlü bir botanik((i olmu~tur. Georg Forster'in babastdrr. J. Cook'un 2 . dünya gezisine kanlan Forster, gezip gördügü yerlerde ilkeller hakkmda notlar tutmu§ ve gözlemlerini saptami§tir. Bunlar sonradan oglu tarafmdan "J. Reinhold Forsters Reise um die Welt" (J. Reinl10ld Forster'in Dünya Gezisi" aru altmda iki eilt halinde yaytmlanrm§tU.

90


Fritz

Fortes, Meyer (1906) : ·Güney Afrika dogumlu iugiliz sosyal antropologu. Radcliffe-Brown ve Malinowski'nin ögrencisi olan Fortes, Camhridge Üniversitesinde profesörliik; Afrika'da alan ara§tlrmalan yaplD.l§tlr. Fortes, özellikle sosyal yap1 kuramlanyla ilgilenmi§tir. Fratri [Alm. Phratrie, F. Phratrie, irig. Phratry]: Kapah bir yerle§im alanmdaki klanlarm birle§erek olu§turduklarl · toplu.msal birlik; -+Jens ile --+ Tribü arasmdaki a~ac1 halka. Bu birle§imlerin temelinde c;ogu zaman mitik ya da ritüel motifler yatmaktadu. Frazer, James George (1854.:..1941): ingiliz ctnologu. Özellikle Antik <;agile Eski Dogu Dünya'smm din ctnolojisi sorunlanyla ugra§lD.l§tlr. Evrimci okuldanrur. En önemli eserleri: 12 cildik "The Golden Bough, 1890" (Altm Dal) ile 4 ciltlik "Totemism and Exogamy, 1910-1937" (Totcmizm ve Ekzogami)'dir. Friederici, Georg (1866-194·7): Alman etnologu. 1908-1910 yillannda Okyanusya'da ara§tumalarda buhmmu§tur. Ba§hca eseri: "Der Charalcter- der Entdechung und Eroberung Amerikas durch die Europaer, 1925-1936" (Amerika'mn Avrupahlar Tarafmdan Ke9if ve Fethedili§inin Özelligi). Friedrich, Adolf (1914-1956): Alman etnologu. Froheniu s'un ögrencisi olan ve Mainz Üniversitesinde profesörlük ya·pan Friedrich, özellikle §amanlarm dünya görܧÜUÜ ve Afrika' daki rahipligi arrujttrrm§trr. Fritz, Peter Samuel (1654-1725): Alman misyoneri. 1684. ytlmda Güney Amerika'ya gitmi§, ölümüne kadar orada kalID.l§tu. Bir c;ok yerli boylarmt yalondan tanllD.l~ ve onlar hakkmda geni§ bilgiler vermi§tir.

91


Fuhu~ [Alm. Prostitution, Fr. Prostitution, ing. Prostitution]:

Kadmm hir sec;im yapmaks1zm, einsei birle§me amaCiyla hedenini satmasJ. Bu yolu sec;en kadm, hedeni.ni para kar~iligi satt1~ gibi, ha:jka c;e~it maddi c;Ikarlar ic;inde yapar hu i~i. Aneak ilkellerde görülen fuhu§U salt einsei doyum ve para kazanma ac;Ismdan degerlendirmek yanh~tlr. ister metres tutma, ister <;ok kadmla evlilik di§I lli~ki, ister crginlilc ve erginlik sonras1 ytllanndaki serhcst einsei ya§ama §cklindc olsun; hunlarm c;ogu toplum tarafrndan dcstcklenmekte, tcmclinde toplumsal ve ritüel gerekc;eler yatmaktadu. Hatta hir takim t örenler ve ayinler srrasmda yapuan fuhu§ kutsal olarak nitclenmektedir. Parayt bilmeycn ve s1ruf farklan hulunmayan toplumlarda sadcce c;e§itli yan evlilikler aili altmda ve hayr;unlarda fuhu§ yapumaktadtr. Bu tür fuliU§un ritüel bir niteligi vardrr. Paranm ya da onun yci:inc gec;en ba~ka degerlerle sm1f aynbklanrun bulundugu toplumlarda yoksul ve a§a~ suu.flara dahil ailelerin hzlan, evlendikleri za:inan gerekli ihtiya<;l m kar§Ilamak ic;in, kisa hir süre para kaqiligmda bcdenlerini satarlar. Örn~gin Karolin adalannda bu i§ yüz kizartlei hir durum olarak kabul cdilmedigi gihi, fuhu§ yoluyla c;okc;a midye ve istiridye kahugu (para yerine gec;iyor) biriktiren hir kiz, crkekler tarafmdan y eg tutulur. Fücur [Ahn. Blutschande, Inzest, Fr. Inccste, ing. Inccst] : Dar anlamda aile üyeleri, geni§ anl<l:mda yakm kanda§ ya da lusrm akrahalar arasmdaki einsei ili§ki. Füeur hemen hcmen her yerde sili kurallarla yasaklanmasma ragmen, c;e§itli bic;imlerde istisnalarma da raslarulmakta, hatta _h_u durum toplum tarafindan kabul edildigi gibi yeglenmcktedir de. (:ünkü akraha evlilikleri füeur yasa~ ic;ine girmemekte, ckonomik, ideolojik ve . kültürel gerekc;elerle yapllmaktadn. ( - t Karde$ evliligi, - t Alcraba cvliligi).

92


G Ge~fi§ ritleri

[Alm. Übergangsritim, Fr. Rites de passage, ing. Rites of passage]: Ünlü Frans1z etnografyac1s1 ve folklorcusu- Van Genneptara:fmdanetnolojiyesokulan rites de Passage= (geqi§ ritleri) kavrann, insan hayatmm · önem.li gec;i§ dönemleri srrasmda uygulanan dinsel ve hüyüsel ädetleri kapsamaktadrr. Dogum, erginlik, evlenme, ölüm gihi hir durumdan ha§ka hir duruma ge<;i~ dönemlerinin tehlikelerle dolu oldugu kabul edilerek, hu durumlan ya§ayan kimseleri zararh di§ etkilerden korumak ic;in, qe§itli dinsel ve hüyüsel i§lemlere ba§vurulur. Örnegin gebelik ve lohusahk srrasmda hem anne, hem de c;ocugu dogaüstü gü<;lerin zaranndan korumak i<;in hir takun kac;mmalara dikkat etmek ve hüyüsel özlü i§lemlere ha§vurmah ( - Erkek lohusaltgr_) ; erginlige ge<;i§de ( -J- Erginleme törenleri) yeni bir: dönemin ba§larugrm simgeleyen ritler (cesaret clenemeleri, dinsel ve dünyasal bilgileri ögretmek, ölroek ve yeniden dirilmek); evlilikte gelin ve güveyin m.utlulugunu hazrrlayacak büyüsel pratikle1·e hn§vunnak, huu a kar§I m.utsuzluk getirecek eylem ve davrani§lardan kaqmmak; ölenin hu dünya ile öteki dünya arasmdaki haglarmi kuracak törenler, ritler düzenlemek ( -J- Ölüler ibadeti,- Atalar ibadeti) gibi. Geqi:;; ritlerinin temelinde ha§ka etkenlerin yamsu·a insanlarm bir durumdan ha9ka hir dtrruma geqerken zararh W§ et~ere karJil a<;Ik ve zayrl' oldugu inanc1 ile yeni durumlanru kutlama arzusu yatmaktadu. Ge<;i§ ritlerini yüksek kültürlerde de. görmekteyiz.

93


Gelcnek

Gelenek (Alm. Überlieferung, Tradition, Fr. Tradition, ing. Tradition]: Bir toplulukta ku~aktan kupga geqen kültür miraslan, ah9kanhklar, hilgiler, töreler ve davram§lar. Sözlü ve yaZih olmak üzere iki lusma aynhr. Gelenekler «;:ogu zaman toplumun geli9mesini engelleyici niteliktedir ve c.;:ok agrr degi~irler. Gcni§ aile

---+

Büyük aile.

Gilyaklar: Sahalin Adasmm kuzey bsllliyla, apgr Amur bölgesinde ya§arlar. Kendilerine Ni v h = (insan) derler. Dilleri, Paleoasyatik dil gruhuna girer. Ekonomileri avcrhga, özellikle hahk avcrhgma dayarur. Krzaklara ko§mak i«;:in köpek heslerler. Dinsel dünya görü§leri totemizm (]CYresinde toplamr. Dinsel törenlerinde ---+ ayr kültü'nün yeri 90k önemlidir. Rus yönetimindeki yeni ya§ama ko§ullanna «;:ok iyi uyahilmi§lerdir. Giyim [Alm. Kleidung, Fr. Habillement, ing. Clothing ]: Giyimle ilgili c;:e§itli görü§ler vardrr; Kötü havalardan korunma, süslenme, hüyüsel inan{]lar, utanma duygusu. Bu görü§lerin hepsinde de derece derece gen;ek payr bulurrmaktadrr; ancak en gec;:erli etkenler havadan korunma ve süslenme etkenleridir ( ---+ Süslenme). Kimi ilkeller hedenleri~ helli bsunlarmm, özellikle einsei organlarmm hüyüsel etkilerle gücünü kayhedeceginden korktuklan i9in, onlan örterler ( ---+ Penis lnhft). Utarrma duygusuyla giyinmek ikinci, ü«;:üncü derecede hir etkendir: (:ünkü dr:prdayken «;:ok srb bir hi«;:imde giyinen Eskimolar, kulühelerinin i9inde «;:ml«;:rplak dola§?-hilmektedir. Esasen ilkellerin «;:ogunda utan:pJ.a duygusu sonucu giyinme lliristiyan misyonerlerinin etkisiyle olmu§tur. (:ogu ilkel kahilelerde giyimin toplumsal bir önemi vardrr; giysi, sahihinin toplum i«;:indeki yerini helli eder. ilkellerde en hasit gi-

94


Goldenweiser

yim, bacaklar arasma ge9irilen ve einsei organlan gizleyen basit biJ: örtüden ibarettir. Bu örtü ottan, 9ayrrdan, sazdan, i§lenmi§ agag kabuklarmdan, deriden, posttan ve kuma§tan ibarettir. Bu örtünün daha geli§mi§i, önlük bi9iminde olamchr. Pantolon daha 90k binici halklarla kutup ku§agmda ya~ayanlarda kullaru.hr. Ayakkabr giyimi genellikle ilcli.m ve cografi §artlarla ilgilidir. Bedevi kabileleriuin bazrlan ay'a k tabanlaruu <;ölün kiZgm kumundan koruyahilmek igin 9orap giyerler. Kutup bölgesinde deri gizmeler kullanilir. Örme sandallar Asya ve Kuzey Mrika'da <;ok yaygmdu; deriden yapilina ayakkah1 ve sandallara Asya'um yüksek kültürleriyle Kuzey Amerika yerlilerinde raslamr ( ~ Molcasen) . Ba§a giyilen §eyler de kültür bölgelerine . göre degi§ir. pkellerde kuma.§larm yapl.I'Ul ve hoyanmasr 9e~itli tekniklerle yapilir ( ~ Tapa, --+ Batik, ~ j]cat, --+ Plangi). Ku§tüylerinden yapuan pelerinlerse daha yok törensel bir özelli.k ta§rrlar ve belli kimseler tarafmdan belli günlerde giyilirler ( ~ Tü.y pelerin). Gizli dernek [Alm. Geheimbund, Fr. Societe secrete, ing. Secret society J: Y eti§kin erkeklerin bir lusmmm bir araya gelerek, toplumsal ve kültik toplanular düzenlemek ve bunlan yönetmek i9iu kurduklan birlik. Gizli demekler daha gok ~ ana hukuku'nun egemeu oldugu kültürlerde görülür. Bu birliklere girmek iyin ya belli ailelerden olmak ger ekir ya da birlige üye olmalt isteyen ki.mse bu haklu, elindeki degerli §eyler kaqrl1gr sann ahr. Gizli birlikler soylu bir karekter ta~ular; birlik üyelerinin ge§itli a9amalar1 vardu. Gizli demekler gogu zaman baslu yoluyla dernege üye olmayanlardan para ve yiyecek srzrurmaya bakarlar (--+ Duk-Duk birligi). Goldenweiser, Alexander (1880- 1940): Rusya'da dogmu~, Amerika'da sosyal antropoloji ögrenimi yapllll§, ge§itli

95


Gondlar

yüksek okul ve kolejlerde antropoloji okutm.u~tur. Boas'm ögrencisi olai!. Goldenweiser, öteki )..merikan. sosyal antropologlannm tersine, hir 'masa ha§I bilgini'dir. Ba~­ hca eseri: "Anthropology, 1937". Gondlar: Orta Hindistan'da, Nagpur'un güaey dogusunda ya~arlar. ~ Murya, Marya, Dorla, Parya ve Gadaba adh ana gruplara aynlnn~lardrr. Gec;imlerinin esas!ID agaf,{lan kesmek ve köklerini yakmale smetiyle af,{tlklar1 tarlalara dari, pirinf,{ ve sehze ekmek te~kil eder. Verimi dü~ürmemek if,{in, tarlalar sik sik dinlendirilir. Ürün alma törcnle kutlanrr. Evler agac;tan ve hamhudan yap1lrrm~trr. Dinsel inanf,{lan atalar ibadetinde tcmellenir. Atalar a'd ma ~ amt· t~lar dikilir. Gotul: Muria'h genf,{lerin toplumsal h ayatlarmda önemli rol oynayan toplann evleri. K.Iz ve erkek c;ocuklar ~endi ba§· larma hareket edecek y~a geldikleri zarnan Gotul evlerincle yatarlar. Her Gotul'un bir ba~kan1 vardrr. K1zlar burada ev lcad!ID olmak i9in gerekli bütün i§leri yaparlar. Evli lcadmlarm Gotul'a girmeleri yasaknr. Evli erkeklerse, ancak lcanliuw.dan uzalc durmalan gereken zamanlarda Gotul'da yatabilirler. Gündüz, lozlar ve erleekler kendi ailelcriyle birlikte f,{ah~ular. Gotul'da olup hitenler halckmda lcöy h alk.t dedilcodu yapamaz. Köy ileri gelenlerinin Gotul'un i9 i§lerine k an§maya haklan yoktur. Genc;ler muhtarm c;agns1 üzerine lc~yün ortak i§lerine ko§ar ve yarrum ederler. Gotul'larda erkeklerle b zlar arasmda einsei ili~­ ki serb esttir; ya b elli f,{iftler halinde ya da e§leri s1lc s1k degi§tirmek suretiyle ortak ya~anrr. Göc;chclik [Alm. Nomadismus, Fr. Nomadisme, ing. Nomadism ]: Cobanhga, avc1hga ve toplapciliga dayanan ekonomi §ekillerinin gerektirdigi gezginci hayat tarzi. H ayvan

96


Gö~

kuram1

besleyen toplumlar bunlan otlatmak i'tin, mevsimlere göre zengin otlaklann bulundugu yerlere gö~ etmek zorundadular. Ge<;imlerini avc1hk ve toplapc1hktan saglayan topluluklarda doganm kendilerine sundugu av hayvanlail.Ill ve bitkileri tükettik~e, yeni besin yerleri bp]mak ictin göctederler. Ancak bu göctler s1mrlan belli topraklar üzerinde olur. Gö<;ebeligin bir de -+ yar1· göctebelik tarz1 varrur. Gö<; kuranu [Alm. Migrationsthe~r_i, Fr. Tlz€orie de l'emigration, ing. 1\!Iigration tlzeory]: Her hangi bir yerde yaratilan bir kültür ögesinin göc; aracill~yla b a§ka bir yere gitmi§ oldugunu öne süren kuram. Bu kuramm esas kurucusu J. F. Lafiteau'dur; fakat kuramm ortaya ctili§ma yarduneden Alman cografyaclSl ve etnologu F. Ratzel'dir. Halklarm tümünün tarihsel bir karakter ta~1ili~ ileri süren Ratzel, kültür ögelerinin göc;lere dayanm~m kabul etmi§tir. Göc;ler aracill~yla haiklar ve kültürler biribirleriyle temasa gelmi~ler ve hirihirlerini kar§illkh olarak etkilemi§lerdir. Ratzel'e göre, yeryüzünün biribirinden uzak iki bölgesinde görünen aym kültür ögesinin, bir zamanlar bu iki böige arasmda bir ili§kinin varhg1m göstercligini; söz konusu kültür ögesinin b ir bälgeden digerine ge~tigini kabul etmek gerekmektedir. Bu gec;i§i, almu ya da göctü kabul etmek ictin elimizdeki ölctü hictim benzerligi, yani-+ bi<;im öl~üsüdi.ir. Gercti Rat ze l, g.ö~jler nedeniyle bir yerden ba~ka bir yere ta9man her hangi hir kültür ögesinin. yeni yerinde biraz degi§ehilecegini kabul etmekte, böylece, kültüri.in geli~im ve degi§iminde insanm da etkili bir rolü oldugunu ileri sürmekteyse d~, kuraiDilll yine de bütünüyle göc;lere dayamaktadu. Cünkü, ona göre insan hir kültür yarattC!Sl olmaktan c;ok, bir kültür ta§lytctslmr: Bir he~eri cografyac1 olarak Ratze 1, belli kültür ögelerinin yeryüzündeki da~h§lanru kartografik sistemle dogru bir

97


Görenek

bi!;imde saptamaYI denemi§; hunun sonucunda, kültür ögelerirlln ve kültür ürü.nler1n1n yeryüzünde geli§igüzel bir hi~;imde dagllm.app, belli ve benzer kültür ögelerinin hiribirlerine hagh olarak bir arada göründüklerini ortaya koymu~tur. .Bu durum-+ kültür 9evresi kuranunm ~;ekü;­ degini te§kil etmi§tir. Görenek: Bir §cyi görülegeldigi gihi yapma ah§kanhgr. Kar§I <;ooldigt zaman direnme gücü <;o:k; zapf olan görenek, gelenek ve ädetlere göre daha_az ömürlüdür. Göz honcugu: insam-+ nazar'dan, k em gözden koruduguna inarulan ca.mdan yapilma, göz hi<;ünindeki honcuk. Göz honcuklan daha <;ok ~;ocuklarm ceket ve gömleklerine dikilir. Yeti~kin kimseler anahtarlarma, cüzdanlanna, kemerlerine takarlar. Aynca, hu honcuklar, süs C§yalarma da i§lenerek satumaktadrr. Graehner, Fritz (1877-1934) : Alman etnologu. Frobenius'un-+ Killtür Cevresi Kuram'llll daha da geli§tirmi§; bu kurann Okyanusya kültürlerine uygulami§tJr. Berlin Üniversitesinde asistanken katlimi§ oldugu hir kongrede okudugu "Kulturkreise und Kulturschichte in Ozenian" (Okyanusya'da kültür <;ev;releri ve katlan) tehligiyle, Fro henius'un 'Kültür <;evresi Kuranu'run daha belü-gin ve daha sist ematik hir duruma gelmesinde rol oynann§hr. Bonn ve Köln Üniversitelerinde etnoloji profesörlügü yapllli§tlr. Yukarda ad1 ge<;en ünlü tehliginin di§mda, en önemli eseri; "lVIethode der Ethnologie, 1911" (Etnoloji Yöntemi)dir. Grup evliligi [Alm. Gruppenehe, Fr. Mariage en groupe, Ing. Group marriage ]: Bir grup i<;inde her erkegin her kadmla einsei ili§kisi. Bu tür evliligin insanhk tarihinde görüldügü ispat edilmemi§tir. Bu kavram daha <;ok evrimci okul a

98


Grup toten:lizmi

hagh kimseler tarafindan kullarulnu§tlr. Onlara göre evlilik kurumu ilkin einsei serhestlikden = ( ~ promisküite) h~layarak suas1yla Qok e§ evlilik ve teke§ evlilik evrelerini izlemi§tir.

Grup totemizmi [Alm. Gruppen-Totemismus, Kollektiv- Totemismus, Fr. Totemisme de groupe, ing. Group totemism]: Bir klamn, lokal bir gruhun ya da aile gibi daha küQük ölQüdeki toplwnsal bir ünitenin bütün bir hayvan ya da hit ki türü ile akrabahk ve totemistik bagr. Bu tür totemizme, kollektif totemizm de denir. Grup totemizminin en yaygm §ekli klan totemizmidir. Klan ile totemi arasmdaki sLla. ili9ki her9eyden önce ad da görülür. Totemin aru, onda gerQekten varolan ya da varoldugu samlan yetenek ve özelliklerini de iQermektedir. Totemin resmi ya da figürü klamn üyeleri tarafmdan hir amhlem olarak ta§mmakta ve klanm öz mah gibi kabul edilmektedir. Totem hayvammn pen(fesi, kanadr, tüyü vb. klanm simgesidir. Klan, totemini-ritüel ama(flarm W§mda-genellikle öldürmedigi i(fin, bu klsunlar, totemi b ~ka bir hayvan olan diger kalanlardan elde edilir. Klan üyeleri totemlerine b enzemeyi de denerler; höylece totemlerin büyüsel yeteneklerinin (fOgalmasmt etkileyeceklerine inarurlar. Bu nedenle totemin parQalan muska gibi t~mu, onu canlaniliran maskeler taJnbr, hayvanm hareketleri ve sesi talclit edilmeye Qah§Ihr. Grup totemciliginde grup üyelerinin biribirleriyle akraha olmas1 herkesin aym atadan (totemden) geldigi ve to~ temin majik gücünü tll.?tiligr inancma dayamr. Bu majik güQ klamn ya da gnunm en ya§h üyesinde bulunur. Totemizmin görüldügü ilkel toplumlarda ya§hlarm otorite ve söz saltibi olmalar1 bundan ileri gelmektedir. Klaru kuran kimse totemin büyüsel gücünü, bir ha§ka deyi§lc hayat kuvvetini totemden alnu§ ve ötekilere iletmi§tir. Bu kuv-

99


Güne§ dansx

vet, sahibnun ölümüyle en büyük ogluna ge!fmi~ olur: Grup totemcilig1nin bir özell1gi de, klan üyelerinin arasmdaki evlenme yasa~drr. Klan üyeleri biribirleriyle akraba saylldtlclan ilfin klanm W§mdan evlenirler ( -+ Dt§tan evlenme). Grup totemizmi tanm.la lfObancilik ve avcili~ heraber yürüten ekonomi §ekline sahip toplumlarda görülür. Avusturalya yerlileriyle Melanezyahlarda totemizme bagh ibadet ve törenler de geli§m~tir. Klanlar, lokal gruplar ge!fmi~teki totem atalarmm kutsal efsanelerini anlatrr, ilahiler okurlar. Bu i§ler i~tin kutsal yerleri, killt ara({lan, kum ya da kaya resil:I!leri ve ilk totemleriyle ilgili dramatik oyunlan vardu. Aynca totem hayvanmm ya da bitkisinin majik gücünü artrrmak iifin dinsel törenler yapllu. Bugün l okal grup ve aile totemizmi, klan totemizmine bakarak fazla yaygm degildir. Daha lfOk Avusturalya'da, Güney Amerika'da, Kaliforniya:'da, Kuzey Bat1 Amerika'da, ~tok az d a olsa Afrika'da (örnegin Bau Sudan'da) görülmektedir. Grup totemizminin dinsel yaru pek geli§memi~tir; daha ~tok sosyal yönü ve özellikle majik-sembolik yönüyle deger kazaniDJ!jtlr. ( ~ Totem, -+ Totemizm, ~ Birey totemizmi, -+ Cins totemizmi). Gü.ne§ dans1 [Alm. Sonnentanz, Fr. Danse du soleil, ing. Sun dance]: Kuzey Amerika yerlilerinin yaz ortasmda kutlamldarl dinsel bayramlar1 suasmda yaptillan dans. Sekiz gün süren bu b ayram srrasmda adaklar yerine getirilir, dualar edilir. Bu bayram, ashnda "dünyaYI yeni ha§tan kurmak" anlamm1 t~rmaktadtr; dünyanm yaratili§l, danslar ve oyunlarla dramatize edilmektedir. Törene k atll anlar kutsal güne§ diregi ifevresinde oynarlar ve bu aracla kendilerine i~kence ederler. Bu tören eski Amerika yerlilerinin güne§ ibadetinm degi§ik bir §eklidir. Güney Afrika yerlileri

100

-+ Be~gdamalar, -+

Bu!jmanlar,

-+


Güney Amerika yerlileri

Hererolar, --> Hotantolar. Güney Amerika yerlileri: Güney Amerika, dil CfC§itliligi bablUlndan dünyanm en zengin kara parctasidrr. Bir smnlamaya göre 558 dil, 94 dil ailesi meydana getirme1.-tedir. Bu dil ailelerinin önemlileri §unlardu: Tukano, Pano, Tipi, Aruak ve Karib (Tropik orman hölgesinde); Ce (Dogu Brezilya); Guaikuru (Gran Chaco'da); Chan (Patagonya'dan Ate§ Ülkesine k adar); Araulcan ya da Patogonya (And daglarmm güneyi, bat1 Arjari.tin ve orta ~ili). Bu dillerin icterisinde_ en y~ygm olaru Tupi dil ailesidir. E . F . Von Eickstedt'e göre, Güney Amerika'da dört uk görülmektedir Andide, pampide, brasilide ve lagide. Bolivya'daki Aimaralar, Peru' daki Ouechular vc ~ili'deki Araukanlar andide uka; Att§ Ülkesindeki Onalar, Patagonyahlar v~ Gran Chaco ahalisinin bir bslUl, özellikle Guaikuru grupl arma bagh olanlar pampide rrka; Tupi, Aruak ve Karib dil ailelerine girenler brasilide rrka; dogu Brezilya daghk hölgesinde ya§ayanlar da lagide rrka girmektedirler. Kric keher g, trihüler arasmdaki yeterli ortakkültür henzerliklerini gözönün.de hulundurarak Güney Amerilca'daki 1..-ültür -gr~plarnn ai;ag1daki §ekilde ayrrmaktachr: And, Xingu ve Kuzey laylSl arasmdaki hölgede Amazon grubu (bu grupta Brezilya layliarmm Tupi-tribüleri de hesaplanmahdrr); Xingu'nun batisiyla yukar1 Paraguay'daki d ogu Brezilya grubu; Paraguay ile Andlard~ Gran Chaco arasmdaki Chaco grubu; dogu Patagonya ve Ate§ Ülkesi'nin kuzeyini ictine alan bölgedeki Pampalar grubu; Güney Andlardaki Kordiller grubu ile Chiloenin güneyindeki, güney b ati laytsmdan Kap Hom'a kadar uzanan bölgedeki Magellan grubu. Antiller grubundaki yerli ahali hemen hemen yokoldugurtdan, bu böige daha ~ok arkeolojinin alanma girmektedir. Güney Am~rika yerlilerinin bR§h-

101


Güney Amerika yerlileri

ca iki ekonomi 9ekli varcbr: Birincisi topla)'lcilik, avc1hk, ve bahkctilik, ikincisi c;iftctilik. Magellan grubundaki tribülerle Pampa, dogu Brezilya ve Gran Chaco yerlileri birinci ekonomi 9ekline girerler. Amazon ve Kordiller sahasmdaki yerliler besinlerinin esasnn ekip bi<jmeyle elde ederler. Ekonomi §eklinde b enzerlik gösteren bu gruplar ic;inde elbetki farkhhklar vardu. Örnegin Gran Chaco ve Dogu Brezilya' da ekip bic;icilikle ugra~an tribülere raslanuken, Amazon bölgesinin c;iftc;ileri 'arasmda avc1 ve toplapcllar göriü.mektedir. Toplapc1hgJ avcillk ve hahkctilikla birlikte yapanlarda, bitkileri ve küctük hayvanlarr toplamak kailinlarm; kara ve deniz aYI da erkeklerin i§idir. B<I§hca av hayvanlan: Maymun, yahan domuzu, kemirgenler, tapir, kaplum.haga, geyik, k araca, Guanaco, deveku§u, her c;e§it ku§, lnt'anm güncy ucundaki lnyllarda fok ve balinachr. <;e9itli tekniklcrde a vcilik yapilir. Bitkiscl hesinin en önemlisini --+ maniok te§kil eder. 1\flsrr, tath patates, yam f asulye, muz, 9eker kam.l§l, ka~-karpuz, tütün yeti§tirilir. --+Lama, köpek, at, koyun, s1grr, ke9i beslenir. Bitkiscl ürünler YC et yaprakJara saruarak Slcak külde ya da toprak ocaklarda pi§irilir. MJ.su tanelerinden , maniok köklerinden ve diger bitkilerden 9C§itli alkollü ic;kiler elde edilir (--+ Chicha). Tütün sadece keyif maddesi olarak degil, aym zamanda büyüsel amalflarla da kullanilir. (--+ T ütün). Konut ve yerle§im: Güney Amerika'daki ev 9ekilleri c;e§itlidir. Y erlilerin ya9am.a hictimi ve el altmda bulunan malzeme y ap1 tarZIDl etkileyen ba§hca faktörlerdir. Oradan oraya dola§an avCl ve toplapc1lar etabuk ve kolayca ta§mabilen bannaklarda otururlar. Buna kar9ilik toprakla ugr<l§an tribüler, topra~n verimi tükeninceye kadar. ictinde · sürekli oturulan evler yaparlar. En basit bannak · olarak --+ rüzgä.rhk'lar (Onalarda) kullanilir. 'Toldo' de-

102


Güney amerika yerlileri

nilen hir ~e~it ~adrr (Patagonya ve Pampa trihülerinde) i~in, guanaco ve at derisi kullamhr. Kuhheli ve an kovam hi~i.mindeki kulühelerin yaplSl da olduktja hasittir. Dört kö~e evler de olduktja yaygmdrr. Oturma evlerinin yam srra erkekler evi, 'ay hali'ndeki ya ?a dogum yapan kadmlann kullanruklan kulüheler vardrr. Yerle~im de ~e~itli ~ekillerdedir. Bazan hüyük tek hir ev, yerle~im i9in yeterken, hazan hir meydan üzerine kurulmu~ ve.i~inde hir ~ok ailenin oturdugu evler gerekir; h!lzan da bir meydan ~ev­ resinde daire, yan daire ya da at nah hi9iminde kümelenmi§ ailelerin olu§turduklan köyler görülür (örnegin Dogu Brezilya'da). Yerle§im alanlarmm se~iminde sadece su, ekilebilir arazi ya da avm hollugu rol oynamaz; ayru zamanda su ta~malanndan ve dü§man saldrrllarmdan uzak yerler olmasma dikkat edilir. Güney Amerika'da giyim olduk~a hasittir. Dogu Brezilya tribülerinin ~1plak gezdikleri hilinmektedir. Bununla heraber erkekler ara ara, yapraklardan yap:ilina penis kiliflar1 ( -l- Penis kthfi) kullamrlar. Amazon hölgesinde einsei organlan örten kü9ük hir önlükle yetinilir. 'Tipoy' denilen pamukludan ya da kuma~tan yapilma diki~siz, torhaya henzer hasit hir giysi olduk9a yaygmdrr. B~m sokuldugu kisnn a91k olan dört kö~e hir kuma~ parQaSl Aruaklarda, Chaco'da ve Ban Amazon hölgesinde erkekler tarafmdan giysi olarak kullanilrr; huna 'poncho' denir. Klt'anm ~e§itli hölgelerinde giyilen mantolar guanaco ve geyilc derisinden yapililli?;t gihi, dokuma kuma~lardan da yapilir. .Alm haglan, kolyeler, renkli tüyler vh. süs e~yalanrun ba~hcalanru te§kil eder. Bayram, sava§ ve yas srrasmda heden boyanrr; tje§itli nedenlerle dövme yapilrr ve bedende yaralar a~ilir. Pampa ve Magellan tribülerinde haha hukuku, Chaco hölgesinde ya~ayanlardaysa ana hukuku ·düzeni egemendir.

103


Güney Amerika yerlileri

Amazon gruplanyla dogu Brezilya' da her iki §ekle de raslanihr. Evlilikten sonra kadm erkegin ailesine gittigi gihi (patrilokal), erkek de kadmm ailesinin bulundugu yere gidebilir (matrilokal). Yerliler genellikle birden fazla kadmla evlenirler. (:oke§ evliligin yam sua teke§ evlilik, seyrek olarak poliandri de (kadmm birden fazla erkekle evlenmesi) vard1r. ·-~- Erkek lohusali~ adeti de oldukc:;a yaygmdu. E9 sec:;imi c:;e§itli kurallarla düzenlenmi§tir. Amazon bölgesinde hem erlcek h·e m de k1z c:;ocuklar sünnet edilir. Belli ya9a gelen c:;ocuklar -+ erginleme törenleri'ndcn gec:;erler. -1- Gizli dernek karakterinde olan erkekler derncgi,-1- ya§hlar snufi toplum ic:;inde öneiJJ,li rol oynarlar. Ailenin en · ya§h üycsi c:;ojp.1 zaman yönetici durumundadu. ~eflerin sava§larm Ch§IUda büyük yetkileri yoktur. Yüce varhk inanc1; diinyayt ve insanlar1 yaratan bir 'kurtanCI' ya da efsanevi kahraman tasarliDilll; cinlere, demonlara inanma; kötülüklere kar§l büyüsel-clinsel i§lcmlere ba§vurma; maskelerin, baZJ müzik aletlerinin ve danslarm büyüsel gücüne inanma dinsel dünyalanm olu§turur. Dogaüstü kuclretlerle insanlar arasmda aracllik eden, hastalan iyile§tiren, gelecekten haber veren, av hayvanlannm, bitkisel yiyeceklerin c:;ogahnasm1 saglayan §am.anlann toplum ic:;inde c:;ok önemli yerleri vardu. Deriden mantolarm renkli clesenlerle süsleni§i (Patagonyahlarda ve Chaco hölgesinde), c:;ok güzel tüy i§leri, hayvan hic:;irnindeki c:;anak kaplar ve dans maskeleriyle agac:;tan yapllma arkah.ks1z iskemleler Giiney Amerika ·yerlilerinin el sanatlarmm tipik örn ekleridir.

104


H Habe§ rrln [Alm. Äethiopid, Fr. Race ethiopienne, ing. Ethiopian race]: - Kara uk'a girerse de, karalarla beyazlar araswda, ikisi ortas1 hir karakter t a§u. Afrika'nm dogu hölgesi özellikle Habe§istan platosu ve Somali yanmadasmda ya§ayanlarm ba§lar1 dolikosefal, hoylan orta ya da ortamn biraz üstündedir. Deri ktrmtZl kahverenginden kara-kahverengine kadar degi§en koyuluktadn· v e zencileri hanrlatu. Beden yaptlan zencilerinki gihidir: Dar kal<;a, geni§ omuz, ince heden; kol ve bacaklar uzun, balrur silik ve hedenleri az kllhrur. Diger karakterleri Avrupahdrr. Yüz §ekli b eyazlarmkine henzer, dudaklar1 incedir, prognatizma yoktur. Habe§ rrkmm hu ikisi ortasx durumu memleketin ilk hailo olmasx gereken Karalarla Arabistau ya da 3_§agr Mlsrr'dan gelmi§ olan salilinc1 Beyazlar arasmdaki melezle§menin bir sonucu gihi ele ahnmaktadrr. Bunlardan metamorfik bir 1rk dogmu§tur. Habe§lerin tipj.k t emsilcileri Habe§ daghk bölgesinde ve bölgenin <;evresinde otururlar. Bunlar Gallalar ve en dar anlamtyla Habe§ler ya da AniharalarChr. Daha doguda, Somali'nin <;orak topragruda ve K.trrmzt Deniz boyunca kuzeyde devam eden Somaliler ve Danakiller ya§arlar. Bunlar yukardakilerine göre daha az safu.rlar. Habe§istanm kuzeyinde Habe§ uln Nil vadisinin bir <;ok kabilesini (Nubyeliler) i<;ine almaktaChr. Habe§ masifinin güneyinde Habe§ler Dogu Mrika kavimleri araswa girmi§tir. Kuzey Sudan' da ya§ayanlar da Habe§ ukmdan saylimaktaChrlar. 105


Habe~ler

Hahe~ler:

Dilleri, Sami-Hami dil ailesine girer. Eski ve yeni HabC§((C ·olmak üzere ik.iye ayrilir. Eski Hahe§c;e'ye Ca'az dili de denmektedir. Yeni habe§ dilleriyse Tigrinya, Tigre, A.mharca, Gafat, Harari ve Gurage dilleridir. Habe§ halbnm hüyük lasnn ~Habe§ uln'nm özelliklerini ta§u. Ülkenin güney bat1 loYI hölgelerinde ya§ayanlarsa ~ Negrid uk'a (Nilotlar) girerler. Hahe~ler köle anlamma geien 'habe§' kelimesinden ho§lanmad1klan ic;in, Hahe§istan yerine Etiopya (Aithiopie) derler. Kuzey ve orta Habe§istan' da ya§ayan A.mharlar hüyük bir halk toplulugu meydana getirirler; büyük ve küc;ük gruplar halinde ülkenin her tarafi.na yerlerymi§lerdir. Kuzey Eritra'daki Tigreler, kuzey Habe§istan'dalci Tigraylar ile Addis Ababa'nm güney batismdaki hölgede y8§ayan .Gurageler dil ve kültür balammdan birihirleriyle akrabadular. Memlekctin batt ve güneyi ile Kuzey Kenya'da yapyan Gallalar Ku§i dilini konu§urlar. Kuzey Hahe§istan'run. c;öle benzer düzlük hölgelerinde Kü§ice konn§an Danakil ve Saholar göc;ebe c;obandrrlar ye kültür bakimiUdan ~ Somaliiere benzerler. ~alinin yüzde doksan1 köylüdür. Dar1, bugday, fasulye, mercimek vc kahve b a§hca ürünleri te§kil eder. Büyük ve kü((ük ba§ hayvan heslenir. Güney ve güney dogu bölgelerinde stgtrciliga hagh olarak göc;ehelik ve yan göc;ebelik görülür. Kuzeydeki evler düz damh ve dört kö§eli olup, kerpic;ten yapilim§tU. Ortave güney Hahe§istan'da daha c;ok konik damh yuvarlak yapliar görülür. Dokumactltk, demircilik, dericilik, sepetc;ilik c;ok geli§mi§tir. AhaIinin Ü((te ikisi, özellikle Aniharlar, Tigraylar ve Tigreler Huistiyandrr; 1slamiyet ise Eritra, Dogu Habe§istan ve Somali ile Galla ve Danakil'in bir ktsm.mda yaygm durumdarur.

Haddon, Alfred Cort (1885-,1940): lngiliz sosyal antropologu. 106


Halk

EVTimci okuldan.chr. Ha d d o n, ba§lang:u;ta zooloji alanmda <;ah§Inl§, sonradan etnoloji'ye ge<;mi§, özellikle ilkellerin san'atnn ara§tirnn§tir. Torres bogazmda organize ettigi ve -yönettigi ara§tirma gezisi, bugün sistematik etuoloji alau ara§tirmasmm ba~lan.grc1 saplmaktarur. Ba~hca eserleri: "Evolution in Art, 1895" (San.atta Evrim), "The Decorative Art of British Ncw Guinea" (Britan.ya Yeui Giue'siniu Dekoratif San.at1), "History of Anthropology, 1934" (Antropoloji Tarihi). Halm, Eduard (1856-1928): Almau ekouomisti. T1p ve zooloji ögreuimi yapllll§, özellikle evcil hayvan.lann geli§im tarihiyle, be§eri ekonomiuin dogu§ tarihiui iucelemi§tir. Ü(( basamak kuramma ve evrimcilere kar§Ichr. Ba§hca eserleri: "Die Entstehung der Pflugkultur" (Sah an Kültürünün Meydana Geli§i), "Von der Hacke zum Pflug, 1914), (Capa'dan Saban'a). Halayerli [Alm. Amitalolcal, Fr. Amitalocal, iug. Amitalocal]: Evlendikten sonra, ((iftin, erkegin halasnnn yanma yerle§mesi. (Kaq1ti - 4 Dapyerli). Halk [Alm. Volle, Fr. Peuple, ing. People]: Belli bir ülkede ya§ayan, kan birligini ta§Jyan, ayru dili konu§an, benzer ya§ama alt§kanhklanm sürdüren, ortak bir tarihi olan, az ya da ((Ok birlik bilinciue sahip olan insanlann olu§t:urdugu büyük birlik. Halk terimi ayw zamanda; biribirleriyle dil ve köken balnmmdan ayn olan., ama ortak bir devlet yönetimiyle birle§mi§ bulunan ahali i((in de kullamhr. Daha geni§ an.lamda, bir ulusun belli bir t;eVTe it;inde ya§ayan lnsnn da halk terimiyle kar§liarur: Anadolu halh gibi. Aynca aym yerde toplanllll§ olan kimselere de halk denir: Mahalle halla, ev halkr gihL

107


Halkbilim

Halkhilim

-Jo

Folklor .

.tlalk Uܧiincesi

-l-

Temel dü~ünce.

Hamatsa: Kuzey Amerika'nm kuzey-hat1 k.Iy:Ilannda ya§ayan Kwakiutl'lann gizli birligi. Birligin üyeleri, maskeli danslarmda kendilerinden ge<;erek insan eti yerlerd.i. Bu törenler daha ((Ok, kutsal mevsim saplan kt~m düzenlenirdi. Heidelh-erg insam [Alm. Heidelbergmensch, Fr. Homme de H eidelberg, ing. H eidclberg man]: Homo heidelhergensis, Palaeoanthropus heidelhergensis; yakla§Ik olarak 300.000 yil önce ya!}ayan insan. Bu insanm alt ~;ene kemigi 1907 yilmda Beideiberg 'yalunmda hulunmu§tur. Hei-Tiki: Kelimeuro ash Maori d.ilmden gelmektedir ve "hoyna bagh insan" demcktir. Yen\ Zelenda'da ya§ayan Maori'lerin halina kemiklerinden ve i§lenmesi ~;ok zor olan nefrit ta§mdan yaptlklan insan hi<;iminde, grotesk kü~;ük heykel. Bodur gövdesi; yana egik ha§J., yürek hi({imindeki a<;Ik agz1 ve iri gözleriyle Hei-Tiki kolye-amulet olarak ta§mrr; u.mulur ki, ilk insan1 (Tiki) ya da bir efsane kahramamru emhriyo halinde canlandumaktadrr. H ei7Tiki ta§Iyan kimse öldügü zaman hoy:nundakiyle birlikte gömülür; hu H ei-Tiki, ölenin tonmu tara:fmdan mezardan ~;Ikarti­ larak kullanliu. Hei-Tiki'nin yapl.IDl suasmda bir ~;ok kurala dikkat etmek gerekmektedir. Hererolar: Güney-BatJ. Afrika'nm kuzeyi ile Güney Angola'da ya§arlar. Hererolar hugünkü otlaklarma yakla§Jk olarak 200 yil önce muhtemelen Dogu Afrika'dan gelmi§lerdir. Negrid ukmdanilirlar; dilleri Bantu dil ailesindendir. Hayvancilikla ugra§ITlar; ha§hca hesinleri sütten elde ettikleri <;e§itli yiyeceklerdir. Kubheli kulühelerden meydana geien köylerde ya§arlar. Deriden ve posttau yap1lma

108


Hoizon 1rlu

önlillc ve kemerler giyimlerinin esasm~ te§kil eder. Toplum yapi.lan oldukqa kan§Ik dualist bir düzene dayanu. <;oke§ (poligamilc) evliligin egemen oldugu Hererolarda ilk karunm önemli bir yeri vardu. Bir gök tannsma inanmakla herab er, ilk insaru, s1~rlan, kültür ögelerini ve kutsal ate§i yaratan atalaruu daha qok kutsarlar. Aynca ilk insanlann ve s1~rlarm yaranlmasmda rol oynayan kutsal agaq ile kurbanllk hayvanlannda . dinsel inanqlannda önemli ye:r-leri vardu. Büyücülük ve falcilik qok yaygmdu. Herodot (Yakla§lk olarak 480-424): Ünlü Yunan tarihqisi. 'Etnografyanm Babast' saylimaktadrr. Herodot, gezip gördügü yahanct halklann ya§ama §ekillerini, adetlerini, gelenelclerini tarn bir gerqek9ilikle tammlann§, bunlan Yunan adet ve gelenekleriyle kar§tla§trrmt§tu. Herskovits, J. J. (1895): Kuzey Amerilcah antropolog. Boas'm ögrencisi olan Herskovits, özellilcle kültürel antrop oloji üzerine yazdt~ eserleriyle tanmnn§tu. Bunlann ba§hcalan: "Acculturation, 1938", "The Processes of Culturel Change, 1945" (Kültürel Degi§im Sürecleri). Heterizm -. Serbest einsei ili§ki tem·isi. Hila -. Sila. Hizmet kar§ili~ evlilik [Alm. Dienstheirat, Fr. Mariage en service, lng. Niarriage by service]: Erkegin, ktzm ailesi yanmda qah§mak suretiyle evlenmesi. Eger erkek hzm ailesine ba§hk vb. veremeyecek dmumdaysa; kaympederinin grubunda belli bir süre i§ görür, qah§kanltguu ispat eder; daha sonra da ni§anltSllll alarak kendi grubuna gider. Erkegin, k1zm ailesine hizmeti, kimi durumlarda evlendikten sonra da, qocugu oluncaya dek sürer. Hoiz~n rrlu

[Alm. J(hoisanische Rasse, Fr. Race lchoisan, ing~ Kiwisan race]: Giiney-Dogu Afrika'da göriUen bir nktrr. 109


llor.nojen topluzn

Khoi ve San sözcüklerinden meydana geien Khoisan t eri mi, ayru zamanda Hotan.to ve Bu9manlan i«;ine alan hir isim olarak k-ullamlrr (Khoi Hotantolann, S an da Bu§ manlarm kendilerine verdikleri adlardrr) . Bu rrktan olan Bu§man ve Hotantolann -hazr farklar göstermekle heraber- somatik özellikleri; Ktsa boy, ufak b ~, kuhheli ahn, yass1 yüz, geni§ hurun, ~jiklk el.mac1k kemikleri; Mogol pilisini andtran hir Hotanto pilisi, di§a dönük olmayan etli dudaklar, sandan bakrr sansma kadar degi§en deri rengi, y apagt sa~j, kils1z h eden , ~jOk geli§m i§ ~ steatopijidir. Bu uktan ol?nlar Hoizan dillerini konu§urlar. Homojen toplum [Alm. Homogene Gesellsechaft, Fr. Societe homogene, in.g. Homogeneaus community ] : Aym tipe, ayru gelenege, aym kökene sahip ve aralarmda ~jok az toplumsal fark hulunan insanlarm olu§turdugu grup. Homeopatik maji [Alm. Homeophatishe Magie, Fr. Magie homeopathique, ing. Horneapathie magic] : Kelimenin ash Yunanca homos = (henzer, aym) ve p athos = (his, duy gu)'dan· gelmektedir. Taklit esasma dayanan ~üyü fjC§iti. ( ~ Talclit büy üsü). Homo sapiens [Alm. Homo sapiens, F r. Homo sapiens, i ng. Homo sapien s ]: Bugün yeryüzünde ya§ayan insan u k larmm hepsin.in dahil oldugu tür. 1758 yilinda Linn e, Jm gün ya§ayan insan türüne homo sapien s ad!ru vermi§t ir. Hotantola.r: Ka:rland ve Güney Afrika'lllll hat1 klsmmda ya§arlar . Kendilerine Khoi = (ger~jek insan) derler. ,_. Hoizan ukmdandrrlar ve Hoizan dilini konu§urlar. Ge9imlerini sigtrciliktan saglarlar. Sütten yaptlmi§ yiyecekler b~­ hca gtdalandu. Hayvanciligtli yam s1~a, kü9ük 9apta avcllik ve toplayxcilik da yapilmaktadrr. Kraal dedikleri, an kovam hi9iminde, hasudan yapllma konutlarda otu-

llO


Humboldt

rurlar. Geneilihle teke§ evlilik varchr. Kadm evleuince kocasmm evine yerle§ir. ~eflik sistemi göriilmektedir. Dinsel inanc;lan Bu§manlannkine bcnzemektedir. Ts ui- Go ab en önemli kutsal yarauk sa)'lhr. Ölü kültü, dinamizm inanc1 ve büyücülük yaygmdn. Hotanto önlügü [Alm. Hot!entottenschürze, Fr. Tablierd'Hotantot, ing. Hottentot apron ]: Hotanto ve Bu§man kad.mlanilm c:i:i:tsel orgim:lannm ic; dudaklatml güzellik ve olguuluk b elirtisi olarak sun'i bir bic;imde uzatmalan. Bu adete aym zamanda Dogu ve Güney Mrika'daki zenci halklarda, Kuzey ve Güney Amerika ycrlilerinde, daha seyrek olarak da Asya'da (Beyrut, (:in, Japan, Bali ve helmenlerde) ve Okyanusya yerlilerinde raslarnlu-. Huhilgana: Tibette Lama sec;mek ic;in uygulanan yöntem. Yüksek bir lama'nm ölümünden hemen sonra dogan c;ocuklar aras.mda belli esaslara uygun biri sec;ilir; c;ocuk, manasurda 18 Yll!?ma kadar slk1 bir egitim ve ögreti~ görür, sonra da dinsel görevinin ha§ma ger;er. Hula dans1: H awai adas1 yerlilerinin dinsel kökenli, ulusal dans1. T annlarve §efler onuruna yapuan bu dans1 ögrenmek il;:in uz1m ve ciddi bir r;ah§ma dönemi gere)pnektedir; oyunclliar, gizli demeklere benzer, derneklerde yeti§tirilirlerdi. Eski H awaiier ir;in Hula dans1, hangi sllllftan olursa olsun, herkesin seyrine katildlgt büyük bir toplumsal olayru. Bugünkü Hula dansnnn eskisiyle sadece ad benzerligi varrur. Hu.mboldt, Alexander Freiherr von {1769-1859}: Alman tabiat bilgini. Amerika ve Asya'da bilimsel geziler yapnn§, zooloji, botanik, mineroloji vb. alanlannda üstün ara§trrmalannm yaru sua; eski Amcrikan h alklanwn ya§aruklan

lll


Huroboldt

devirlerin tarihi, göc;1er~, kültür durumlar1, dilleri vb . haklnnda da önemli gah§malar yapmi§trr. Humholdt, Wilhe1m Freiherr von (1767-1895): Alexander · von H umh o ld t'un karde§i. Bilim adanu ve diplomat. Kar§Ua§trrmah dil ar~tumalan ile tamnmi§tu.

112


I Irk [Alm. Rasse, Fr. Race, ing. Race]: Kahtsal karakterleri bir hirlik gösteren insanlarm olu~turdugu dogal .gruplar. Irk tanmu iQin, kahtsal olmak· 9art1yla ba9hca dört karakter esas ahrur: Anatomik, fizyolojik, psikolojik ve patolojik karakterler. Irklar biribirlerinden deri, göz ve Sal( rengi (hil(imi de); boy; ha9 hil;imi ve kan gruhu gibi özelliklerle ayrrt edilirler. Bugünkü insanhk rrk bak.Immdan genel olarak ü9 ana dala aynlrr: ...-.San rrk (mongolide), ...-. beyaz rrk (europide) ve ...-. kara uk (negride). Bugün ya9ayan insanlarm tümü zoolojik smlilamada - Homo sapiens denilen türe girerler. Homo sapiens her yerde bulunan, her yerde ya9ayabilen hir türdür. Irk terimini, millet ve devlet gibi sosyal ve politik organizasyonlarla kari§trrmamak gerekir. Cünkü bir 'Alman rrkl', bir 'Frans1z ukl' yoktur. Bu Qe§it terimler antropolojik haktmdan yanh§trr. Irkhilim [Alm. Rassenlcunde, Fr. Raciologie, ing. Raciology ]: - 4 Antropoloji'nin insan 1rklanyla ugra§an bölümü. Irk_hilim; insan uklarmm biribirlerinden farkh yanlanm, rrklann dogu§unu, tarihsel olm;umlanm, biribirleri arasmdaki ili§kileri ara§tmr.

113


j i:badet ~ Kiilt. i:beji figürleri: Y orubalarm (Nijerya) küc;ük, agac;tan yontulma figürleri. ikiz karde§lerden birisi öldügü zaman, onun . adma bir ibeji figürü yapllu. Yorubalann inancma göre, ikizlerin ruhlan biribirinden aynlmaz; onun ic;in ölenin . adma yapuan ibeji, t1pk1 hayatta k alan karde§i gibi yedirilir, ic;irilir, giydirilir_. ibeji aym zamanda hayattaki karde§i zarardan ve aCllardan korur. Figürü ilkin anne, büyüyünce de karde§ takar boynuna. Ibejiler her ytl yaptlan ikiz bayramlannda din adam1 tarafmdan kutsamr. i:bni Haidun (1332-1406): Arap tarihc;isi. Ibni Haldun, gezip gördügü yerlerin düisel, toplumsal ya§ay1§lan hakkmdaki keskin gözlemleriyle Orta <;ag Arap etnografyasma büyük katlada bulunmu§tur. I:lalklarm yüksell§ ve di.i§Ü§ sorunl anna degin en H a l d un'un uygarhk haklnnda ilginc; görü§le~i varchr. it;ten evlcnme [Alm. Binneriheirat, Endogamie, .F r. Endogamie, Ing. Endogamy ]: Evlen ecek kimsenin, c§ini, üyesi bulundugu grubun ic;inden sec;m esi kuralmi esas olan evlilik düzeni. (Kaq1t1 ~ Dt§tan evlenme). idol [Alm. Idol, Fr. Idole, Ing. Idol]: Kelimenin ash Yunanca eidolon = (resim)'dan gelmektedir. <;e§itli malzemeden, ama daha c;ok ta§tan yaplian, insana benzer hatlan hulunan t asvir, put, lcült e§yas1. idolü feti§ten ayumak ge-

114


ikili

sistem

rektir. Feti~, i~inde herhangi hir majik gü~, kudret, bulunduguna inamlan §eydir; idol ise daha ~ok sanatkarca yapUmi§ kült objesidir. iglu: Eskimolann kardan yaptiklan kubbeli kulübe. Kar tabakalan sarmal bir bi~imde üstüste yerle§tirilerek ger~ek bir 1.--ubbe m eydana getirilir. iglu yapmu büyük bir teknigi gerektirir. Genellikle yapmm i~ lnsiDl postlarla kapla~· i~eriye bir tunelden girilir; bir huz par<;asl pencere görevini görür . .i<;erisini aydmlatmak ve yemek pi§irmek i~in kilden yapllma lamba kullamlu. ikat: Endenozya'da (özellikle Sumatra'da), Siyam'da, Malaya'da ve Kamho~tya'da uygulanan; ~Batik t ekD.iginin yaru sua kullanlian ~tok yaygm bir boyama t eknigi. ipliklerin boyanmale istenmeyen lnslmlan aga~t kabuklan, yapraklar ya da balmumuna batmliDl§ iplik demetiyle sarilir ve boyaya 'batmhr. Bu i§ bir ka~t kez tekrarlanarak ipliklere istenilen renk verilir. · i:kenga figiirleri: iholarm (Nijerya) kü~tük ~ocuklan koruduguna, onlara gü~t kazandrrrugma inaniliklan figürleri. Sanat~ti, bu figürleri., bo§ zamanlanru degerlendirmek i~tin yapar. Bi((imsel özellihleri: Ba§ta, ku~eti simgeleyen boynuzlar; eilerde dü~man kellesi, hl~ak y;. da sembolik anlamh ha§ka ~eyler; duru§ canh ve natür~listtir ve ~esdtli · renklerle boyanrm§trr.

ililli sistem [Alm. Dualsystem, Fr. Systeme dualiste, ing. Dual system]: ~ir yerle§me yerinin, hir tJ;ibünün ya da bir klarun birib:irine kar§It iki yanma aynhnasma, hölünmesine dayanan sistem. Y arlmlar ( ~ Yanm) arasmda belirlenmi~ ili§kiler söz konusudur: ~ DI§tan evlenme; su, toprak, ay, güne§ gibi dogal ögelerin hölünmesi; kar91t renklerin, lcar§It hayvanlarm payla§1lmas1 gibi. ~ogu zaman her iki grup

115.


iki suuf düzeni

kendi aralannda da.-örnegin soyun hesaplan.masmda- ana hattma ya da bab a hattma göre düzenlenm.:i§ alt srmflara aynhr. ikilisisteme Amerika' da, Afrika'da ve Hindi c;ini' de slk raslaruhr. Bu sisteme iki srmf düzeni de den.mektedir.

iki

sm u düzeni

---t

ikili sistem.

ilkel dü§Ünce tarz1 - ilkel zihniyet. ilkel ekonomi [Alm. Primitive Wirtschaft, F r . Economie primitive, ing. Primitive economy]: ilkellerin ekonomisi, gcli~mi§ toplumlarm ekonomisinden esasda degil, sadece ~ekil v e derecede aynhr. T eknigin t;:ok az geli~mi§ olmas1 nedeniyle dogaya ü stünlük saglama olanaklarmm yetersizligi, uzmanla§manm olma)'l~I, ekonomik birligin 1..-üt;:üklügü :ilkel ekonominin ba§hca özellikleridir. ilkellerin eko. nomik hayat1 ya§adillan t;:evreye sili bir §ckilde baghdrr. Teknigin yetersizligi doga)'l büyük t;:apta deg~tiremedigi it;:in, günlük yiyecegin elde ~dilmesi bu ekonominin esasrm te§kil etmekte; t;:ogu zaman dogal t;:evrenin sundugu bitki ve hayvanlarla yetinilmektedir. Bununla h eraber ilkel ekonomi sadece t;:e-v-reye uymakla kalmm§, t;:evreyi de bir dereceye kadar etkilemi~tir (örnegin küt;:ük t;:ahhklari yakarak hayvanlar1 yakalama ya da yam at;:lardaki agat;:lan yak arak tarla at;:ma gibi). Toplumsal kuru.m.lar ekonomi §eklini etkiledigi gibi, ekonomi §ckli de toplumu etldlemi§tir; ancak ilkellerdeki ekonomik birlikler t;:ok kü~tük­ tür (aile, klan vb.). i~ örgütleri cinse, meslege ve ortak (jah §maya göre (--+ j~ bölümü) kurulmu§tur. Demircilik, bronz dökümcülügü, dokumacilik, boyac1hk, t;:anak-~töm­ lek t;:ilik. genellilcle kendileriyle komijularmm ihtiyar;larini gidermeye ya da hediye olarak degi§tirmeye yönelmi§tir. Üretimin payl a§1lmas1 ekonomik birlik ir;indedir. c;e§itli

116


bkel ckonomi

eglenceler ve bayramlar birligin bütün üyelerine ürün, mal vb. dag1turuna vesile olur (-----+ Potlat;). Eger ekonomik birlik c;ok kü(fük ve maddi kültür zenginliginden yoksunsa (avcilik ve toplapcilikla gec;inen topluluklarda oldugu gibi), üretime katilinayan kimseye bile pay verilerek y-iye ~ cek herkesle bölü§ülür. ilkel' kültürlerde gelir, kazan(f ve ürün ilke olarak üreticinindir. Eger üretici cemaatsa, üretim cemaatmchr. Aym §CY üretim arac;lan ic;in de söz konusudur. Hatta avc1 ve toplapc1 topluluklarda bile m eyveli ve balh agac;Iar, agac;lan ilk olarak bulawn mahdrr. Ancak bu topluluklarda avcilik ve toplapcilik yoluyla elde edilen yiyecekler ekonomik birligm üyeleri arasmda bölü§ülür. Ekonomik birlilder arasmda büyümeler ve farkhl a§malar ba§ladrktan sonra, kendi ihtiyacmdan fazla yiyecek ve ham madde elde eden ekonomik birlikler, bu:hlan , ihtiyac1 olan birliklerle degi§tirirler (ömegm lnyilarda ya§ayanlarm bahk ve deniz ürünlerini keyif verici, boya, tekstil vb. maddeleriyle degi§tirmeleri gibi). Aynca yetenekli kim.selerin, ailelerin, lokal gruplann yapnklan arac;gerec;ler, sanat eserleri vb., bunlan yapamayanlarla yiyecek, ham madde vb. kar§iligmda degi§tirilir.' El i§i ürünlerinin ve lnymet ifade eden öte berinin degi§ toku§u sadece ekonomik babmdan rol O)'llamapp, aym zamanda, maddi ~tlkar gözetilmeden, hediye ile kazawlan dosiluk ili§kilerini kurmaya da yarchm eder . Belirli yiyecek maddelerinin, hizmet faaliyetlerinin ve ham maddelerin kar§ilikh degi§im.i, kendi ba§ma olan ekonomik hirlikler ic;in sadece ekonomik yardrm anlamma gelmez; aym zamanda söz konusu birligin o zamana kadarki kendi kendine yetme durumunu da etkileyerek iki ekonomik üniteyi kar§ilikh olarak biribirine baglar. ilkel toplumlann tjcareti paranm, daha dogrusu her taraft·a gec;er, saglam bir deger ve

117


hkel mimarhk

klymet hiriminin bulunma}'l§lYla da ayu-t edilir. Para y erine yi:;recek ve keyif v erici maddeler, arac;:-gere((ler, st~r, deri kürk, tekstil vb. gibi pratik degeri olan §eylerle seyrek bulu.nan. cinsten midye ve istiridye kabuklan, belli hayvanlann di§leri ve ku§ tüyleri, nadir ta§lar vb. gibi elde edilmesi gü9 ve smrrh ·olan nesneler ge9erli degerler olarak kullamlmaktadu. Ancak bunlardan süs c§yasJ mahiyetinde olanlar daha qok toplunisal rütbeler satm almak, ha§hk vermek vb. iqin kullamhr. Pazar ve pana}'lr belli yerlerde ve belli günlerde kurula~ak buralarda mal degi§toku§u yapilir. Ürünün bereketini artumak, hayvanlarm, tarlalarm, meyve agaqlar~run ürününü 9ogaltmak, araqgere<jlerin, zanaat eserlerinin fonksiyonlanm geli§tirmek; klsaca, ekonomiyi bireyin ve toplumu.n istedigi §ekle sokabilmek ic;:in bir sürü dinsel ve ·büyüsel pratiklere, törenlere, hayramlara ba9vurulur. Atalar ibadetinin görüldügü yerlerde üriinün, her CfC§it mahn ve mülkün, bollugun ve ktthgm atalarla sili ili§lcisine inaruldtgr iqin, atalan ho§nut edecek ibadetlere, kurbanlara, anma günlerine büyük önem verilir. Ekonomi, dinsel tasar1mlan hi9imlendirir ve özle§tirirken, dinsel dünya da ekonomiyi etkiler. 11kel ekonomi §ckillerinin ha§hcalan ---+ avcth.k, ---+ toplaytcili.k, ---+ avcilik ve topla}'lcihk, ---+ c;:iftc;:ilik, ---+.t;obanhk ve ---+ baltk<jJhktn. · ilkel mimarhk [Alm. Primitive Architelctur, Fr. Architecture primitive, ing . Primitive architecture]: Il.kcllcrin yapilanru, sanat tarihinin ele alrug1 anlamda kabul etmek dogru olmaz. llkellerdeki yap1 sanatlm ilk planda dü§mandan ve iklim §artlanndan koru.nma ihtiyac1 etkilemektedir. DamSIZ ktuübelerden direkler üstüne kurulan barakalara; tek duvardan iharet gölgeliklerden, i9inde yüzlerce ki§iyi hanndtran büyü.k evlere kadar degi§en bannaktarm yap1

118


ilkel sanat

malzemesi de <;:e~itlidir: Toprak, <;:amur, ah§ap, ta§, kerpi<;:, kiremit, aga<; kabugu, deri, hayvan postu, <;:ayu, yaprak, sarma§J.k vb. ilkel mimarhgm olu§umunda «:<konomik §ek.iller, dogal c;evre, yap1 malzemesi gibi <;e§itli etkenler rol oynamaktadrr. Yersiz yurtsuzlar, magaralar ve--;. rüzgarhklarda yattp kalkarlar; gö.;:ebe hayat1 sürenler daha .;:ok .;:arurda ve <;adrr-evlerde kalrrlar; tanmla ugra§anlar ve stgrrcilikla ge<;inenlerin an kovam ya da konik bi.;:imde kulübeleri varrur. Yüksek kültür basamagmda olanlarsa bir-kac; kath büyük dernek evleriyle ta§ evlerde ya§arlar. Teknik baknndan mükemmel olan ve estetik deger ta§Iyan yapliaTin ha§mda: Eskimolarm--;. iglulan; Asandelerin (Sudan ile Kongo Slillrmda) ve Barotselerin (Kuzey Rodezya) geni§ ve büyük evleri; Kuzey-bat1 Brezilya'daki yerlilerin --;. Malokalan; Palau adahlarmm (Okyanusya) süslü büyük evleri; Maorilerin (Yeni Zelanda) büyük evleriyle Oster adasmdaki yerlilerin dört kö§eli, ta~tan ya: ptlma evleri; Pueblo (Arizona'da) yerlilerinin tugla evleri. . ilkel ev yapummn. yap1 malz~mesi ve teknigi --;. Teknoloji ve--;. Ergolojinin alanma girmektedir. ilkel sanat [Alm. Primitive Kunst, Fr.· Art primitif, ing. Primitive art]: ilkel diye niteledigimiz halidarm sanatl. ilkel sanatm alaru 've anlam1 hakkmda ba§hca iki görܧ vardtr: Etnologlarm ve sanat t arih.;:ilerinin görܧÜ. Etnologlar, yerlilerin sanat eserlerini, ilkin onlarm kültürlerinin i<;inde ele almakta, söz konusu kültürün bir par.;:as1 olarak ilgil~nmektedirler. Etnolog, ilkel bir sanat eserinin nas1l yapudtg-mt, kimin sipari§ ettigmi, kim tarafmdan ve hangi ama<;la kullanllrugtm ögrenmeye <;ah§makta; bu eserden, ara§trrrugt yerli kültürünün bir parc;as1 olarak "zevk" almaktadtr. Sanat tarili<;ileri ise, etnologlarm tam t ersine söz konusu eserin sanat kalitesiyle ilgilenmektedirler. il-

ll9


ilkel sanat

kel sanat mahiyeti bakunmdan estetik amaca degil, ritüel ya da toplumsal amaca yönelmi§tir; yani fonksiyoneldir. Sanatc;1, toplumun kendinden istedigi görevi yerine getirmektedir. ilkel bir sanatc;1 ic;in, kendi istegine ve iradesine göre eser yaratma p ek bilinmeyen bir §eydir. Sanatc;arun amaCl esasmda üyesi bulundugu toplumun amaciyla ayrudrr; ilkel insan, atalarm ve dogaüstü kudretlerin günlük ya§antlSllll etkilediklerine inanmakta; bu yüzden toplum emrindeki sanatc;1, atalann ve dogaüstü kudretlerin figürlerini, maskelerini yaparak onlarla han§Ik olmaya c;ali§maktachr. Sanatc;1yr etkileyen faktörlerin ba§mda cografi l]evre ve toplum gelir. Sanatl]mm eserinde kullanacagx malzeme iklime ve cografi c;evreye baghchr. Malzemenin cinsi, sanatl]mm yaratm.a ve canlandrrma güciinü büyük 9apta etkilemez. lVIalzeme degi§se bile, form ve üslüp I]Ogu zaman degi§mez. Ashnda sanatl]mm yaratt1~ eserin mahiyetini malzeme degil sanatc;mm canlandrrma gücü ve yetenegi belirlemektedir. Öte yandan cografi ~jev­ re ile sanat arasmda baz1 ili§kiler söz konusudur. Ömegin Mikronezyal! sanati]I c;evresinde her zaman gördüii;ü atol'lerden etkilendigi ic;in h1mu s~atmda yans1t1r. Toplumsal c;evrenin, sanatc;mm yaratict dünyas1 üzerindeki etkisini a.shnda büyütmemek gerekir. Kollektif bir dü§üncenin olu§turdugu ilkel toplumda, sanatc;t, . eserine ha§layahilmesi ic;in, toplumun tasvibine ihtiyaq duyar. Sanatqtrun yaratt1g1 eseriyle üyesi oldugu toplum1m dü§ünce v e z~yetine aykm, hU§kalchrici JJir tutumu söz konusu dl(gildir. Sanatc;1ya sipari§ verenler genellikle kahile §efleri, rahipler, gizli demek üyeleri ve aile reisleri gilii toplum i9inde öneinli yerleri olan tüzel ki§ilerdir. Bu halnmdan ilkellerin sanat1 ki§isel amac;lardan önce, kurumsal ve toplumsal amal]lara hizmet etmektedir. ilkel sanatm dogru

120


ilkel s:mat

bir degerlendirmesini yapabilmek iQin, estetik güzellik yerine o sap.at eserinin yaranld1~ ortamdaki önem ve fonksiyonunU: ölc;ü almak gerekir. Sanatc;:rmn geleneksel ara(j· lan ta§tan, kemikten, boynuzdan, di§lerden, sedeften ve metalden yapil.m.I§tU. Sanat(jl eli altmda bulundurclugu b altasnn, hwa!Pm ya cla keskisini rahat(ja kullanmakta, genellikle bu ara<jlarla yetinme1..-tedir. :tlkellerde sanat(jinm yeri toplu.mun diger üyelerinden pek fa;rkh degildir. Cünkü o da sanatmm di§mda tarlasnn ekmek, s1~ gütmek ve bahgnn tutmak zorundadu. Ger(ji sanat~aya yaratabilme yeteneginden dolap ayn bir gözle hakilir ve yapti~ killt ara<jlari i(jin dinsel bir paye verilirse cle, genellikle sanat(jmm toplu.m i<;indeki yeri yaratt1klanyla degil, daha c;:ok ekonomik ve toplumsal durumuyla belirlenir. Yetenek, ailedeki sanatc;:1 gelenegini sürdürme, dogumda gö. rillen haZI majik belirtiler, raslann vh. nedenler bir kimsenin sanat(jl olmasrm saglar. Olgun bir sanat<;mm yanmda s1ki bir c;rrakhk dönemi hu i§ ic;:in gerekli egiti~ ve ögrenimin esasnn te§kil eder: C1rak, kullanaca~ arac;: ve gereci yapmak, mesleginin imkan ve snnrlarm1 ögrenmekle i§e ba§lar; ustasmm yapnn§ oldugu sanat cserini aynen taklit ederek sonunda bu i§leri tele h~ma yapmaya y et enekli bir duruma gelir. Zaten bu egitimin amac1, (jrraga, geleneksel formlan tarn hir saclakatla aynen tekrarlamak gücünü ve yetenegini kazandumaktlr. ilkel sanatm ana c;:izgilerini lnt' alara göre §öyle örnekleyebiliriz: Afrikaclalti zeneilerde heykel sanat1 c;:ok geli§mi§ ve· olgtm bir anlatima eri§mi§tir. H eykelle1·in özellikle ba§ b slmlan QOk güzel i§lenmi§tir. Eski Amerikarun yüksek kültürlerinde görülen sanat (Aztek, Inka, M~ya sanan) ölüler ibadetine yö.nelmi§tir; plastik ve mozayik süsle;mede gerc;ek<ji bir uslup görülür; insan ve hayvan (özellikle ku§ ve yV.an) mo-

121


i:Ikcl zihniyct

tifleriyle süslenmi§tir. Güney Amerika seramigi, altm i§~ le:ri ve kuma.§lan «;il;ek m.otifleriyle zengince hczenmi§tir. Günt;y Am:erika yerlilerinde plastigin yerini süs sanat1 al~ llll§tlr. Kuzey Amerika yerlilerinin (Kuzey-Bat1 hylianndaki h ahk«;1lann) totem direkleri ( ~ Totem diregi) aga«; heykelciligindeki yeteneklerinin güzel örnekleriyle dolu~ dur. Navaholar «;c§itli renkteki kumlarla yerlcre mo'z apga henzer «;ok güzel rcsimler yapm1§lardn. Okyanusya adalannda ya§ayan yer~ilerin sanat1 daha «;ok aga«;tan ve ta§tan ata heykelleriyle ve maskelerle kendini göstermektedir. Avusturalya yerl~leriyse kayalara ve magaralara kültik özlü renkli resimler yaprm§lardu. Asya'da hemen her sanat üslühu görülmektedir. Arktik bölgede yontJ?ak, oymak suretiyle yap:Uan olduk«;a naturalist «;ah§malara raslamlmaktachr. ilkel sanatm hatili sanat«;Ilan da etkiledigine Gauguin, Matisse, Picasso vh. sanat«;liann kimi esederi güzel hir örnektir.

ilkel ziniyct [Alm. Primitive ll!Ientalitaet, Fr. l\1entalite primitive, Ing. Primitive mentality ]: ~el diye nitelenen ha:lklarm dü§ünce tarz1 ve hundan dogan zihniyet farlu. Ba§ta E . Durkheim olmak üzere Frans1z sosyologlan ilkellerin · dü§ünce tarz1yla hizimki arasmda önemli bir mahiyet farlu aramap denemi§lerdir ve hu farh kollektif olarak nitclem.i§lerdir. Özellikle L. Levy-Bruhl, daha daileri giderek, ilkcllerin dü§ünce tarzmm sadece kollektif olm.adlgrru, ayru zamanda "prelogique" (mannk öncesi) oldugunu ileri sürmü§tür. Levy-Bruhl'e göre ilkel zihniyetle bizimki arasmdaki aynhklar §Unlarchr: a) tlkel zilmiyet prelojik bir karaktere dayanmaktadrr; h) ilkel zihniyetin temelinde i§tirak kanunu yatmaktadu; c) Nedensellik, zaman ve mekan anlap§lar1 hizimkinden tamamen farkhdrr ve mistik hir görܧe baglanmaktarur. Bir «;ok bilim adam1 ta-

122


inlcalar

rafmdan ele§tirilen Levy-Bruhl, sonradau mant:tk kouusundaki yanh~hgllll kabul ederek savmdan vazgegmi§tir. ilkei dü~ünceyie bizim dü§üneemiz arasmda esa.sta degil, der ecede bir fark v ardu. ilkei dü§Üneenin ba§hea özellikleri: a) Geneilihle kritikten yoksundur; b) <;ocugun dü§üneesine benzemektedir; e) Bir meseJenin ayrmt1Ian üstiinde geregi kadar durmaz; d) Somutlama ve ki~ile§tirme egiIimindedir; e) Neden ve sonug baglantiSI gogu kez gagn~Ima dayamr. · infilmlasyon [Alm. Infibulation, Fr. Infibulation, ing. Infibulation]: Cinsei birle~meyi önlemek igin einsei orgaulan bu i~i göremez duru.ma sokma pratigi. Dogu Sudan ve Kuzey Afrika ile kimi Güney Amerika yerlilerinde kadm einsei orgarunm dudaklan dikilir; Endenozya'daki Dayak'larda da erkek einsei orgauunn kabugu kapatilir. iniet-hirligi [Alm. Iniet-Bund, Fr. Societe-Iniet, ing. Iniet society]: Gazelle Y arnnadasi'mn kip bölgeierinde ya§ayan Meianezya yerlilerinin gizli birligi. -. Duk-Duk birligi'nden daha eski olan iniet-birligi dinsel ve büyüsel yaruyla kendini göstermi§tir. Birligin üyeleri maske yerine ta§tan, gamurdan insan ya da hayvan §eklinde yap:Ilrm~ figürler ta~rrlar. Bu figürlerin iginde hirligin ölmü§ üy€lerinin ruhlarmm egle§tikleri kabul edilir. (:ünkü inietbirligine girmi§ herkesin, saghgmda, ruhun.u belli bir hayvana ya da nesneye gegirebilme yetenegine sahip oldugul:'.a inan:Ilmaktadrr. Birligin mah olan bu figürler gizli yerlerde saklanu; yabanerlarm görmelerine ve dokunmalanna izin verilmez. Birlik üyeleri büyüsel bilgi ve pratikleri tekellerinde tutarlar. Genglerin erginleme törenleri de birlik . tarafmdan yapilir. inkalar: K . Kolomb'dan önce Peru'da ya9ayan yerli halk. Inka devleti 1500 yillarmda en yüksek dönemine eri§mi§,

123


i~ hölümü

1533 )'llmda ispanyollar tarafmdan par~talanm.l§tJT. Su teraslanyla yogun tanmc1h@. geli~tirmi~ler; lama beslemi§ler; altrn, gümü~, baku, kalay madenlerini i§lemi§ler; dokuma ve seramik sanatmda QOk ileri gitmi§ler, kentler arasmda i§lek yollar yapmi§lardrr. inkalar, her §eyden önce devletin halk ~zerindeki otoritesini saglami§, halli devletin güvenligi altmda olduklanna inandmm§larrur. Halk, soylular, özgürler ve köleler olarak Üft s1rufa aynlmaktayru. Rahipler bu sllll.flamada özel bir yer ahyordu. Güne§e tapllm.aktayru ve güne§ en yüce tann olarak kabul edilmekteydi. Devleti yöneten inka~ güne§in yeryüzündeki canh temsilcisi olarak biiyük. kudrete sahipti. ~efin birden Qok kadnu vard1. Daha sonralan §efler kendi ö:z ktzkarde§leriyle evlenmi§ler ve taht iQin onlardan ~tocuk istemi§lerdir. Yllruzlarda, §im§ekde, ytldmmda, ebem ku§agmda ve ayda tannsal kudretlerin varhi?;t kabul ediliyordu. Doga tanrllanmn iistiinde, diinya)'l yaratan yüce bir kudretin varhgma inaruhyordu.

i§ hölümü [Alm. Arbeitsteilung,

Fr. Division du travail, ing. Division of labour] : Belli bireylerin ve gmplarm belli i§leri bölü§mesi. l§ bölümünün en yaygm §ekli cinse göre olamilir. Kadrmn biyolojik ve psikolojik yap1s1 an cak belli i§leri görmesini gerektirmektedir. Avcilik ve topla)'lcJhkla geQinen toplululdarda Qe§itli bitkilerin ve eile yakalanabilen küyük hayvanlarm toplanmasJ kachrun i§ alanma girer. Buna kar§ilik büyük ve tehlikeli hayvanlann avlan- · malan da erkeklerin i§idir. Sabamn kullarulmailigr ve sii?;trclligm yapumarugr yiftyilikte ekimle, zararh otlan ayllclamakla ve üriinü toplamakla kadmlar ugra§rrken, erleekler cle yakarak tarla a9ma gibi agrr i§leri üzerlerine ahrlar. Teraslar aymak daha yok erkeklerin l§idir. Hayvancihkla geQinen toplumlarda göy srrasmda ~tailirlan sökmek

124


itelmenler

ve kurmak, hayvanlan sagmak kadmlara aittir; erkeklerse gö<;leri yönetmek ve ha:y vanlan otlatmak i§ini üzerlerine almt~lardrr. Hemen hütün ilkel toplumlarda kadm, daha <;ok, eve baglanm1~trr; yiyecegi hazu-lamak, ate§i korumak, giysi dikmek, c;anak-<;ömlek, dokum vb. ona aittir. Maskeleri, heykelleri, totem direklerini, toplant1 evlerini, kapklan, silahlan, arac;-gere<;leri yapmak; ibadetleri, toplumsal ritleri, hayramlar1, hukuk i~lerini yönetmek erkeklerin i§idir. Erkeklerin ve kadmlann ortak olarak yapt1klan i~­ lerde de safhah hir i§ hölümü söz konusudur. Örnegin kalabalt~ gerektiren sürek avmda hayvanlan kovalamak, §a§Irtmak, helli yönlere sevketmek daha <;ok kadmlara ve <;ocuklara dü§er; erkeklerse sikl§tmlan hayvanlan avlarlar. Eger i§in mahiyeti <;ok ki§iyi gerektiriyorsa, erkek.ler ve kadmlar biribirlerine yardrm ederler. Cemaati ilgilendiren topluca <;ah§malan §efler, din adamlan, ya~h erleekler yönetir. Aynca imece usulü <;a4§mak da vardu. itelmenler: Kam<;atka yarunadasmda ya~arlar. itelmen; ya§ayan, oturan insan demektir. Dilleri, paleoasyatik dil grubuna girer. 18. yüzylida Ruslarla ili~ki kurmu§lar; hula§lCl hastahklar, sava§lar nedeniyle <;ok azalmi§lardrr. Ortacloks dinini kabul ederek rusla§IDI§lardn. Bir zamanlar avcihk ve hahk<;Ihktan ibaret ekonomilerinde eski kültürlerinin izlerini uzun süre koruyabilmi§lerdir. Bugün s1~r beslemekte, topragm elveri§li oldugu yerlerde patates yeti§tirmektedirler. Eskiden Kutkhu adrm verdikleri, dünyayi ve insanlan yaratan hir yüce varhga inamyorlar<h.

125


J Jens [Alm. Gens, Fr. Gens, ing. Gens]: Latince soy anlarmna gelme1."tedir. Ortak bir atadan geldiklerini kabul eden, kendi aralapnda evlenmeyen ve kapah hir yerle§im alanmda oturan insan grubu. Jens'e, baba hattim izleyen klan da denilmektedir. · Jeofaji

-+

Topralc

ye:~p.e.

Jochelson, W. (1885-1937): Rus etnologu. Politik nedenlerden ötürü Sibirya'ya sürülmü§, burada Koryak ve Yukagirler hakkmda yaprw~ oldugu ara§tnmalarla tanmnu~tir.

126


K Kahila figürleri: Güney-Dogu Kongo'daki Balubalann ellerinde;' büyük!fe, pek. derin olmayan bir kap tutan kadm figürleri. Büyiicüler, büyülü ila<jlanru bu kaplann if;ine koyarak saklarlar. Aynca gebe kadmlar, Kahila figiirlerini dogum yapacaklan k ulübeleriu önüne bnalorlar; gelip gec;enler figürün üzerindeki kaba yiye,cek ile öte-heri koyarak kachnm hamilelik süresince ge<timini saglam1~ olurlar. Ka-rina: Kuzey Amerikadaki Pueblo (Hopi ve Zuniler) erkeklerinin gizli birligi. Bu birlik, yerlilerin atalanyla bütün canh yaratudann ruhlan <fevresinde olu~mu.;;tur; atalara kac;ina denir. Atalar, kültik hayramlarda maske takmi~ oyuncular tarafindan temsil edilirler. Bu maskeler ka<jinalan canlandudthlan i9in kutsal saphrlar. Ka9ina oyuncularl.IDD. --. Tihu denen, aga!ftan yap:ilina, küc;ük, bebege henzer heykelleri <fOculdarm dinsel egitiminde kullamhr. Ka-rina maskeleri: Pueblo yerlilerinin dinsel törenlerde takttklari ve ta~1chklar1 maskeler ve bebekler. Gerek maskeler, gerekse bebekler tanruann habercilerini canlandinnaktachrlar. ' Kadm kaJigt-+ Umiak. Kadmlar evi (Alm. Frauenhaus, Fr. Maisan des f emmes, Ing. House of women ]: Evlenmemi~ klzlann ailelerinden ayn olarak yatt:üclan kulübeler, yerler. Buralarda Jnzlar ya tek. ha§lanna ya da grup halinde yat1p kalkarlar. Köyün dul-

127


K:uhnlar .tnaskesi

lan ve ya§h kadmlan lozlarm gözetim:ini üzerlerine alrm§lardn. Bu adete Drawid'lerde, Okyanusya'da, F:ilipinler'dc, ~in Hindi'nde ve Dogu .Afrika'da raslamlu. Kadmlar evi ----4 erkekler eviyle belli bir talam paralellikler göstermelde beraber, onlardan daha seyrektir ve hemen hemen ortadan kaybolmak üzeredir. Kadmlar maskesi [Alm. Frauenmaslce, Fr. il1asque des femmes, !ng. Mask of women]: Kachnlarla alay etmek il;:in er" keklerin taktlklan maskeler. Bu tür davraiD§ID altmda einsei rekabetin yattJ.~ söylenebilir. Kafa derisi yüzme [Alm. Slcalpierung, Fr. Scalpe, 1ng. Scalping]: Dü§man kellesinin derisini zafer i§areti olarak yüzme adeti. Deri, Sa({larla heraber kesilerekt;:ilianlchktan SOUra zafer hatJ.ras1. olarak ((C§itli hit;:imlerde kullanllir. Gü'ney-Amerika'da seyrek görülen hu adet, USA'nm güneydogusunda yerle§ik hayat süren yerlilerden giderek Kuzey Amerika'nm uzak bölgelerine kadar yayllm1§trr. K.afatas1 deformasyonu [Alm. Schaedeldeformation, Fr. Deformation crtinienne, 1ng. Cranial deformation]: Sargllamak, baglamak, tahtalarla s:t.lo§tumak, ovmak suretiyle kafatasmm dogal hictimini degi§tirmek, ona istenilen hi<;imi vermek adeti. Kundak ve be~ik ctocuklannm ba§l~a istenilen sivriligi, düzlüg~ ya da yüksekligi vermek ictin, yukardaki yollardan biri, bir-kact yli boyunca uygularur; sonunda <Jocugun kafatas1 ailesi tarafmdan istenilen.ideal güzelligi alrm§ olur. Kafatas1 deformasyonu ({ok yaygm bir ädettll:. Kuzey-hatt Amerika ve Peru'da, Afrika'da, Endonezya'da, Okyanusya'da ve Hindistan'da görülen bu yaygm ädet, tarih öncesi ve bugiinkü Avrupa'da da (Giiney Fransa ve Hollanda) tespit edilmi§tir. Kafatas1 maskesi [Alm. Schaedelmaslc, Fr. Masque de criine,

128


Kan

Ing. Slcull maslc]: Kafatas1 kemiklerinden yapJlma maske. Yeni Gine ve Melanezya adahlanmn haZilannda kültik ama~larla kullanJlmaktadrr. Kakunga maskeleri: Yakalarm (Güney-Bah Kongo) erginlik törenlerinde kullanillklan maskeleri. ·Bu maskeyi ya y~h . bir erkek ya da y~h bir kadm takarak törene katilir. Bazanda maskeler hastalar1 iyile§tirsin, kötülükleri uzakla~­ tusm ve soyu yenilesin diye, 9ocuklann sünnet edildigi kulühenin duvanna asllir. Bi9imsel özellikleri; <;ok büyiiktür; yiiziin bir lasJil.l kmn1z1ya hoyanm1§t1r ve yanaklar §i~kindir. · Kamui: Aynularm tannya verdikleri ad. Bu kelime Japonca tann anla.mrna: geien kami, kamu kelimesiyle aymchr. Kan [Alm. Blut, Fr. Sang, :i:ng. Blood]: Kudret ve hayat veren, ruhu hanndrran, kötülükleri uzakla!jtlriCl ve ant1c1 hir madde olarak kahul edilir. Kan, -+ erginlik törenleri'nde, heslenmede, -+ kan karde§ligi?nde, büyiicülükte önemli rol oynamaktadrr. Okyanusya'da sünnet edilen r;ocuklann kanlan.nm r;okr;a alatlimas1yla, onlarm ~ararh v e tehlikeli kuvvetlerden temizlendigme inanilir. Aym inanca bagh olarak, Avusturalya'da ve Papualarda r;ocuklann bu "pis" kandan kurtulmalan ve "erlcek" olahilmeleri i9in sünnet edilmeleri gerekmektedir. Yine r;e~itli Avusturalya kahilelerinde, kahilenin en ya§h erkeklerinin kaw, "inisiye" olan 9ocuklara sürülür; höylece onlara hayat gücU kazaniliracagma inamhr. Hayvanlann kanlannda da baz1 kötü gü9lerin bannahilecegi inanc1, örnegin haz1 Kuzey Amerika yerlilerinin avlad1klart hayvanm kanm1 i9meleri kesinlikle yasaklanmi§trr. Öte yandan haz1 yerliler kam hesleyici hir g1da sayarlar (Örnegin: Dogu Afrika'daki 90hancllikla ge9inen Massailar sütle kart~tlllllD.l§

129


Kan gütme

\

taze s1gu kamm iQerler; Eskim.olann "kan Qorbalan" da iinlü diir) . Kan karde§lig;nde, kan alntmak bu kanlan hiribirleriyle kan§trrmak gerelonektedir; ki§iler ve cemaatler arasmdaki karde§lik ve dostluk, kan ü zerine kurulur. Karun yere dökülme~inden, hir yere hula§masmdan, leke olarak kalmasmdan §iddetle kaQnnhr. Bu kaQmmanm temelinde, büyü korkusu yatmaktadu. Onun ir;in örnegin Yukari Nil bölgesindeki Lotukalar yere damlayan karun üzerini toprakla örterler. Bat1 Mrika'da bu i§ iQin kullarulan sopa, degnek vb. yokedilir. Yeni Gine'de ü zerlerindc kan lekesi bulunan. degnekler, yapraklar, örtüler yalnhr; kanm damlad1~ yere hir Qukur a«;ilir; r;ukurun üzerine bir ate§ yaklhr.

Kan gütme [Alm. Blutrache, Fr. Vendatte, ing. Blood vengeance ): Aile üyeleri.nden, akrabalardan ve cemaat üyelerinden hirini öldüren kimseyi ya da onun ailesinden, akrabalanndan, cemaatmdan birini öldürmek suretiyle ör; alma. Bugün bile yeryüzünün r;e§itli bölgelerinde görülen kau gütme; insanhgm en eski kiütür basamaklarma kadarinm ektedir. Düzenli bir otoriteden y oksun olan topluluklarda, tutku durumunu alan ve ku~aklar boyunca süren kan gütmenin temelinde öldürülen kimsenin öcü ahnmadan rahat edemeyecegi inanc1 yatmaktarur. Yer yer yüksek kültür r;.e vrelerinde de (Türkiye, Arnavutluk, Korsilca) görülen kan gütme, illcellerin bir r;ogunda da kans1z bir §_ekilde r;özümlenmektedir: Irakualarda öldürül~nin ailesine para verilir; Grönland ile Kuzey Am.erika'daki h aZI Eskimo boylan, sur;Iuyu a§_agllatlci ve alaye1 §arlularla cczalandlrarak böylece onu toplumun ch§ma 91kmaya zorlarlar. Kanih~ (Alm. Kannibalismus,

Fr. Cannibalisme, i ng. Cannibalism] : insan eti yeme adeti. IS:anibalizmin temelinde

130


Kara xrlc

maji.k inan~;lar yatmaktachr; eti yenilen kimsenin bedeninin ({e~itli yerlerinde varoldugu samlau majik gücün, yiyen kimselere ge~;ecegine in~mhr. A9hk, besin yoklugu nedeniyle ln?an eti yenildigi ~;ok seyrektir. Kanibalizm, maskeciligin ve gizli dernek({iligin bulundugu her ycrde, yani ekvatoral hölgelerde görülmektedir. Kan karde~ligi [Alm. Blutsbrüders~haft, Fr. · Fraternit€ consanguine, ing. Blood brotherhood]: Her iki tarafa da, ger({ek karde~ler arasmdaki hak ve görevlerin ayrusnn yükleyen· bir dostluk ba~. Kan karde§ligi genellikle iki ki~i arasmda olur; bu i~ i({in vücudtm bir yeri ({izilir, adaylann kam biribirine kan§tmhr. 'Böylece h er iki taraf biribirine t1pla karde§mi§ gibi danamr. Kau karde~leri arasmdaki bag, taraflarm aile ve akrabalanm da etkileyerek einsei ili§ki ve evlilik yasa~ da gerektirir. Kara hüyü [Alm. Schwarze Magie, Fr. Magie noire, ing. Black !71-agic]: Uygulama haktmmdan insanm hayatma, saghgma, mahna mülküne, evine, hayvanlarma vb. zarar vermeye yönelen büyü. Sevi§enleri ayrrmak, einsei kudreti felce ugratmak, birinin hastab~ ve ölümünü saglam.alc vb. bu büyünün ugra~I almn~ girer. Kara büyü, dinsel obje ve kudretlerden olum.suz yönde yararlanmaya ({ah§Ir. Uygulama t eknigi, taklit ve temas ilkesine dayarur . Ak hüyü'nün kar~1t1d1r. ( ~ Biiyü, ~ Maji). Kara rrk [Alm. Negride, Schwarze Rasse, Fr. Race noire, ing. Blaclc race ] : insanbgm ü<; büyük 1rkmdan hiri. Büyük c;ogunlugu Afrika'da görülür.-+ Habe~, -+Negrid, Negril (-+ Pigmid), -+ Hoizan, -+ Melona-Hindu ve -+Negrito Jrklanyla Melanezyahlar hu nkm i({ine girerler. Kara nkm ha§hca özellikleri: Koyu renk.deri, kiv1rc1k sa({, dolikosefal ba~, geni§ hurun, kahn dudak, slic raslarulan prognati. .....-jo

131


Karde~

evliligi

Karde§ cvliligi [Alm. Geschtuisterheirat, Fr. iVIariage consanguin, ing. Brothersister marriage]: Soylu olduguna inarulan prens ya da kral karurun safhguu korumak ic;in bactkarde§in biribiriyle evlenm.esi. Eski l.Vhsrr'da, l;in Hindi'nde, Polinezy ablarda, A.frika'da ve inkalarda k arde§ evlilikleri yaptlnu§trr. Kan degi§tirme [Alm. Frauentausch, Fr. Echange des femmes, ing. Wife exchange] : Erkegin bir dostluk belirtisi olaralc lasa ya da uzun bir süre ic;in kansnn arkada~ma vermesi ya da onun karlSlyla degi§tirmesi. Özelliklc Eslcimolarda yaygm olan bu adet konuk agrrlamanm ve dostlugu peki§tirmenin bir §ekli olarak kabul edilmektedir. l;ukc;ilerde, A vusturalyahlarda, gün!!y ve orta Amerika yerlilerinde raslamlan bu adetin bir ba§ka §ekli de Polinezyalilar, Mikronezyalllar ve Hererolarda görülmektedir: Yalun dostlar adlanm biribirleriyle degi§tirirken, kanlan üzerindeki evlilik haklarnn da degi~tirmi§ olurlar. Kartal [Alm. Adler, Fr. Aigle, ing. Eagle ]: ilkellerin dinsel hayatmda önemli bir yeri olan kartal, c;e§itli dogaüstü kudretlerle nitelenmektedir. Mitolojide, inanglarda, sanatta gökyüzünün temsilcisi olarak büyük bir rol oynayan kartala aynt zamanda gelecekten haber veren, ruhlar1 ötc dünyaya götürcn, gökle yer arasmda aracutk yapan bir lcu§ gözüyle dc balcllrr. $im§egin, ytldmmm, futmamn ve yagmurun meydana geli§inde clc;i olarak rol oynad!gma inamlmaktarur (Nijerya'daki ibibiolarda, Kuzey Amerika yerlilerinin gogunda, Akdeniz gevresindeki eski yüksek kültw:lerde). Sibirya'daki §amanizmin kartalla sili hir baglan~lSJ vardrr. Yakut §Bmanlan h ayatlarm1 kartala borc;lu olduklarma· inamrlar. Buryatlardaki hir efsaneye göre ilk §aman kart1;11cb.r. Aym inam§a Yimisey -Ostiyaklarmda da raslanlirr. Aymuar, kartah bir yaratiCI ve tann

132


Kayak

olarak kutsarlar. Bu halklarm. !fOgllll.da kartah öldürmek genellikle günah sayllrr. Kuzey Amerika yerlilerinin dinsel ve büyüsel inaw;:lannda da kartahn önemli hir yeri varclrr. Kimi yerli kabileleri kartal'a 'ylidmm ku9u' gözüyle bakt1~ gihi, kimilei:i de kartahn güne§le olan ili§kisi üzerinde durur. Kuzey Amerika ve lVIeksika:rt:titolojisinde kartal güne§ olarak kabul edilmektedir. Merkezi K aliforniya yerlileri (Costano ve Salinalar) kartah yüce varhk sayarlar; o, dünyarun, insanlann ve ate§in y araticisidrr. Kuzey Amerika yerlileri arasinda kartal en önemli totem hayvamilir. Kartalm güne§le haglantlsi ya da güne§in kenclisi oldugu inanCI!fOk yaygwdrr. Bu inane;: Sihirya halklannda, Kuzey Amerika yerlilerinde, Amerikanin eski yüksek kültürlerinde, Avrupa'da, Asya'nin yüksek kültürleriyle f\.kdeniz kültür !fevresiude !fok geli§tirilmi§, k1sm ende ibädet §CkliJ?.i alnn§tir. Kaya resimleri

-4

Magara resimleri.

Kayak: Eskimolann tek ki§ilik av kaYJg.. 3-4 roetre uzunlu~mda ve yru.1m roetre geni~ligmcle olan bu kayililar, aga9tan ya da balina keroiginden bir kaYJk iskelet inin üzerine fok bahg. d.erisi ge<;irmek suretiyle yapihr. Kayak'm üstü de deriyle örtülmü§tür; ancak avcllllil binecegi ve oturaca~ kadar bir delik huak.J.lmi§tlr. Kayak, deriyle o kadar saglam kaplanroi§ ve deligin etrafmdaki deri avcnnn giydigi elbiseyle öyle ustaca dügmelenmi§tir ki, i<;erisine kesinlikl~ su girroez. Deniz memelileri ve bal!k avmda kullarulan bu tip kayililarm yayllm.a alam Kuzey Amerika'nm bütün kuzey klyllarmdan Lahrador'llll. dogu kiYJlanna, Arktik adalanna, özellikle Grönland'a, Aloyt adalarina, Bering bogazmin Amerika ve Asya hylianyla Ohotski Denizine kadar geni§leroektedir.

133


u:a}'llt dcrnegi

. Kaylit dernegi [Alm.. Bootbund, Fr. Socicte de canot, Ing. Canoe socicty]: Kry1 ~uk~ilerinin kurduklan dernek. Dernek dokuz ki~:iden kurulur ve aralanndan hiri h~kan se<;ilerck .cleniz avma <;ilibr. Av aralarmda payla~Ihr. Kaymhiraderle evlenme [Alm. Schwagerehe, Levirat, F r. Levirat, Ing. Levirat.e ]: Dul kadmrn, ölen kocasmm lcarde~iyle evlenmesi. Eger kaymhirader evliyse, yengesini kuma olarak ahr. Böylece kaymhirader, ölen karde~ adma 90cuk sahibi olur ve yengesinin bakmum güven alnna alrr. Bu aclet özellikle atalar ihadetinin görüldügü yerlerde ve Yahudilerde vardrr. Kaymma zmltis1 [Alm. Rassel, Fr. Crecelle, !ng. Rottle]: Sa~ pmdan tutulup lnzla ~evrildigi zaman gürültülü ses ~~­ karan ara~. Daha <;ok kültik i~lerde kullamlan ve i9inde cinlerle ruhlann bulunclugu kahul edilen kaynana zmltiSI __. erkekler birligi ve __. gizli demekler tarafmclan törenler snasmda kadmlan ve ~o·culdan korkutarak uzakla~tirmak amac1yla da kullamhr. Kazaldar: Orta Asya'da, bat1da Hazar Denizinclen Volga Nehrine, kuzeycle Tian§an daglarma kadar uzanan bölgecle ya§arlar. Dilleri, Türk Dil grubuna girer. - Mogol ukl'run özelliklerini ta§rrlar; kuzeydoguda ya~ayan Kazaklarcla bu özclliklerin biraz degi§tigi görülür. Ekonomileri <;ohancillga ve gö~ebelige dayanu. Sürü hayvanlarnun en önemlisi koyundur; koyunun yamsua at, Slgtr ve deve (yük hayvam olarak) beslenir. Hayvanlan otlatmak i~in s1k sili gö~ederler. Et ve sütten yap1lan §eyler ha§hca yiyecekleridir. Beslenmelerinde -hnnz büyük rol oynar. Av, daha <;ok varhkh sJmflar tarafmdan eglence olarak yapumh. Geleneksel meskenleri - yurt denilen geni§ ~adu­ lardn. ~ok güzel deri i~lerinin yani sna balm.ve gii.mü§ i§-

134·


Kcmilc

leri de varchr. Beyaz kemikli (soylu sm1f) ve kara kemikli diye iki sllllfa aynhrlar. Müslümanchrlar; fakat dinsel inan<;lannda eskiden kalma hir <;ok adet ve rit görülmektedir. Hocave mollaiarm yarusrra balcsa ad1 verilen §amanlar da toplum i<;inde prestij sahihidirler. Kazaklar, SSC'den ·biridir ve son zamanlarda ekonomik ve kültürel hahmdan <;ok geli§mi!]lerdir. Kelle avcthgt [Alm. Kopfjagd, Fr. Chasse aux· tete, ing. Head hunting]: Dü§manm ya da yabanc1 birinin kellesini k esme. Bu ädetin temelinde hereketi ve soyu <;ogaltmak inanct yatmaktadrr. Aynca bu i§ avcrya toplumsal bir deger de kazandrrmaktadrr. Kelle ave1hii;l, ya sava§ srrasmda ya da gizlice, dü§JP.ana sezdirilmeden yaplirr. Kellesi kesilecek kims.enin y~§h ya da kacbn olmas1 avc1yt engellemez. Bazr ilkellerde gen<; kabile üyesinin evlenehilmesi i<;in en azmdan bir keile avlamas1 gerekmektedir; böylece hem cesaretini, h em de dogurtganbk yeteneg:ini ispat etmi§ olur. Bu ädetin görüldügü yerlerde avlanlian kelleye hayat gücünün sakh huhmdugu uzuv gözüyle halnhr; böyle bir ha§a sahip olmak insanlarm ve bitkilerin <;ogalmasrm saglar. Yeni yaplian evin temeline kesik bir ha§ gömülür. Kelle ave1hgr <;in Hindi, Endenozya, Yeni Gine, Bat1 Afrika ve Güney Amerika'nm Amazon hölgesinde görülmektedir. Kemik [Alm. Knochen, Fr. Os, ing. Bone]: i9inde özel gü<;lerin ve ruhun egle§tigine inanlirr. Avc1 halklar, öldürülen hayvamn yeniden canlanmas1m, onun kemiklerini saklamakla saglayacaklarma inamrlar. Sihirya'da öldürülen hayvamn kemikleri özenle toplarur ve gömülür; böylece hayvanm dirilecegi kabul edilir. Hayvanm kemiklerinin sakl~as1yla yeniden dirilecegi görÜ§Ü oldukc;a yaygmdrr ve hu tasavvurun izlerini masallarda da görmek müm-

135


Kumz

kündür. Kemik, büyüciüük ve falc1hkta da kullanilir. (-+ Ayt kültü).

Knmz: Orta Asya'da, özellikle Kazak ve Kirgizlarda, lmrak · sütü ek~itilerek yap1lan i<;ki. Kumz günlük heslenmede kullaruld1~

gihi, fazla ek~itileni de hayram ve törenlerde döndürücü it;ki olarak it;ilir. Verem tedavisinde kullarulan hmlzdan <;ok iyi sonu<;lar almmaktachr.

b~

KrrgiZlar: Orta Asya'da, Tian-~an ve Pamir'in yüksek yaylalannda ya9arlar. Dilleri, Türk Dil gruhuna girer. -+ lVIogolnki'run özelliklerini ta§ular. Irk, dil ve kültür halammdan Kazaklara henzerler. Gö<tehedirler; ge<;imleri hayvanciliga dayanu. Yoksul s1ruf tarimla ugra!]rr. Sag ve sol kanat diye iki hiiyük gruha ayrillrlarch. lVIüslümandrrlar. Krig1zlar bugün SSC'den hiridirve son zamanlarda ekonomik ve kültürel bakimdan C(Ok geli~mi§lerdir. fuzrl derili [Alm. Rothaut, Fr. Peau rouge, ing. Redsltin]: Amerikan yerlilerine yanh~ olarak verilen ad. Yerliler han~ anla~mas1 snasmda derilerini lnZJla hoyachklan i9in, heyazlar tarafmdan "k:Jzu derili" olarak adlandrr:rlm.I§larchr. Aslmda yerlilerin cildi kahverenginin C(c§itli tonlarmi ta§IT.

llizhlc [Alm. J ungfraeulichkeit, Fr. Virginite, 1ng. Virginity J: K1zm evlenmeden önce einsei ili~kide hulunmamasi, safhgrru k orumas1. ilkellerde bzhk kavram1 <;c§itli bi<;imlercle deg<:!rlendirihnektedir. Baba hukuku'na göre clüz enlenmi~ toplumlarda evlenecek lnzm daha önce einsei ili§kide hulunmamasi §arttu. Buna kar§llllCAna hukuku'na göre düzenleumi§ toplumlarda bzlar ve kachnlar evlilik cU§l ili§kilerde oldukt;a özgürdürler. Kifwehe maskeleri: Sougelerin (Afrika) eskiden dinsel töreuler su asmda kullanchklan korkutucu maskeleri. Giderek

136


Koch - Grünberg

bn maskeler bir krahn öldügü, bir bul~lCl hastahgm ortahgi kas~p kavurdugu ya da bir sava~m <;1kacag1 zamanlarda da kullamlmaya ba~lanrm~trr. Daha sonralan maskeler günlük bir tabm olaylar i<;in de kullamlml~t1r. Son zamanlarda Kifwehelerin anti-sosyal mahiyetteki gizli kurulu~lar tarafmdan kullanililiklan ögrenilmi~tir. Bi<;imsel özellikleri: insanda ];::orlcu uyanduan vah~i yüz h at·l an; baltJ§lan i<;e gömük duz ·gözler; bütünüyle ·saldugan bir ifade. Kiva: Kuzey Am.erika' da Pueblo yerlilerinin (Ztmi, Hopi) yeraltmdalci yuvarlalc ya da dört kö~e ibaclet odalan. Cocuklann erginlik törenleri de burada yap:ilirch. · Klan [Alm. Klan, Fr. Clan, ing. Clan]: Ortak bir atadan geldiklerine inanan, kendi aralarmda evlenmeyen, hem ana, h em de baba hattma göre düzenlenmi§, hiribirleriyle akraba bir-ka<; büyülc ailenin bir araya gehnesi sonucu olu~an toplumsal birlilc. Kluckhohn, C, (1905): Amerika'h antropolog. Kuzey Amerika yerlilerini incelemi§tir. Kluckhon'un kültürel antropoloji hak.kmda <;e§itli eserleri ve makaleleri vard1r. Ba~hcalar1: "Spiegel der Menscheit, 1951" (insanhgm aynast), "Üniversal Categories of Culture, 1953" (Kültürün Üniversal Kategorileri), "Cultur and B chavior, 1962" (K.ültür ve Davraru9). Koch-Grünhet·g, Theodor (1872-1924): Almau etnologu. Dil, tarih, cografya ögrenimi yaplDl§, Amerika'da etnolojik ara§trrmalarda bulunmu§hrr. Etnoloji profesörlügii ve müze ~üdürlügü de yapan K.och-Grünb erg'in ha§hca eserleri: "Zwei Jahre unter den Indianern, 1908- 10" {Amerika Yerlileri ile iki Ytl), " Vom Roroima zum Orionoko", (Roroimo'dan Orionoko'ya).

137


Kollektif totexnizm

Kollektif totemizm ~ Grup totemizmi. Kcnde f:igiirleri: A§a~ Kongo yerlilerinin aga((tan yap1l~a feti§ figürleri. Büyüsel törenlerde kullaruhr. Figürün üstü ((ivilerle kaphdrr. <;:iviler, hüyücüler tarafmdan, belli bir dü§rnaru yaralamak amaciyla figüre ttaklhr. Kontajiyöz maji

~

T em as büyüsü.

Konut (Alm. Behausung, Fr. Habitation, ing. Dwelling]: insarun yat1p kalktigi, kötü havalardan, yutiCI h ayvanlardan korundugu, i§inin ili§mda brumm~ yer. ilkeller kum ttukurlanndan (Avusturalyahlar) ya da kurumu§ n ehir yataklarmdaki r;ukurlardan (Filipiulerdeki Aetalar), magaralardan, kaya oyuklarmdan, aga(( yuvalarmdan barmak olarak yararlau<hklan gibi siperliklerden, ((c§itli kulübelerden, ((adulardan, tahta ve ta§tan yap1lma evlerden d e yararlawrlru·. Kon-tilci: Peru'da dünyap yaratan mitik tannp canlanduan amtsal t a§ heyk ellerin yerli dilin9.eki ad1. Bu heykeller Polinezya'daki tann heykellerine (~ Ahu) «;:ok benzemektedirler. Kon-tiki kurann: Norve<;li tabiat bilgini Thor H e yerdahl'm Peru'daki ta§tan yaptlma amtsal Kon-tiki heykellerinin Polinezya'daki ~ Alni'lara b enzerligine dayan arak, Poliuezyaltlarm atalarmm (M. Ö. 500 de P eru'dan) ve (M. S. 1000 ylilano.da Kuzey-Bati Amerika'dan) Okyanusya'y a geldiklerini iddia eden kuram1. H eye rdahlkuranuru clogrulamak i<;in balsa aga<;larmdan o zamanki saUarm upklsma b enzeyen ve Kon-Tiki adm1 verdigi bir sal yaptrrarak .he§ arkacla§Iyla birlikte 1947 yilinda Peru' dan denize ar;Ihnl§, 97 gün süren r;ok <;etin bir cleniz yolculugundan s onra Paumoto adalarma varabilmi§tir. .A,ncak bu kuram etnologlar tarafmdan tutulmaini§trr. <;ünkü gerek arkeolojik bulgular, gerekse konu§ulan dil,. btrralarda ya-

138


Kozmogoni

:;;ayan yerlilerin Güney Asya ile yakm ili§kisi oldugunn göstermeh.-tedir. Heyerdahl, 1970 phnda, Ra ailim verdigi papirustan bir tekne ile Fas'm Säfi limamndan ac,alarak Amerika'ya varllll§; böylece Eski M1snhlarm c;ok önceleri Amerika'yä giderek Ivbs1r uy~arhgm1 götürdüklerini tamtlam.ak istemi§tir. Koppers, Wilhelm (1886-1961): Avl!sturya'h etnolog ve misyoner. Kültür Tarihi Okulu'ndandn. Güney-Amerika ve Hindistan'da ara§tnmalarda bulunmu§tnr. Viyana Üniversitesinde etnoloji profesörlügü de yapan Koppers'in ba9hca eserleri: "Die Feuerland-Indianer, 1924" (Ate§Topragi Yerlileri), "Die Bhil in Zentralindien, 1948" (Merkezi Hindistan'daki Bhiller), "Der Urmensch und seine Weltbild, 1949" (ilk insan ve Dünya GörܧÜ). Koryaklar: Ohotski Denizinin kuzey hatJ.smda ya§arlar, Kory a k, ren geyigi sahibi anlalllllla gelir. Dilleri, Paleoasyatik dil grubuna girer. K1p Koryaklan hahkc;1hk yaparlar; ic; klSlmda ya§ayanlarsa ren geyigi beslerler. Toprak kulübelerde ve konik c;adularda harmular. ~amanisttirler. Ocagt kutsal kahul ederler. Deniz ve kara hayvanlarmm, üzümsü me)rvalann c;ogalmasnn ya da azahnasuu etkileycn bir yüce varhga inanmaktadu-lar. Kozmogoni [Alm. Kosmogonie, Fr. Cosmogonie, ing. Cosmogony]: Kelimenin ash Yunanca kosmos = (evren) ve goni = (dogu~)dan gelrocktedir Evrenin varolu§unu ac;Ik layan bilim. ilkeller dünyamn yaratJh§lill efsanelerle ac;Iklamaktadular. Bu efsanelere göre, evren · ya yüksek hir tann, ya ilk atalar ya da dünyamn illc kadm-erkek c;ifti tarafmdan yaratilmi§tlr. Baz1 mi~lerdeyse, yaratlli§, yaratlCl varhklarla haglantili olmakslZm kendiliginden olmaktarur.

139


Kroeber

Kroeher, Alfred (1876-1960}: Amerikah sosyal autropolog. B o as'm ögreucilerindendir. California Üniversitesi.n de profesörlük yapnn~tu. C. Wissler ile 'Cultur area' (Kültür alaru) kavraiD!lll geli§tiren c;:ah~malar yapiDI~tn. Ba§hca eserleri: ".Anthropology, 1923", "Antropology Today, 1953" (Bugünkü Antropoloji). Kukailimoku: Hawai adasmcla yapyan yerlilerin sava§ tann si. Kukailimoku'nun sadece ha§ lmnn canlandrr:llmak taydi: KrriDIZl ve san tüylerle kaph bir sepetin üzerine sedeften ve talitadan yapuma gözler yerle~tirilmi§tir; geni~, ac;:1k ve köpek di§leriyle kaph bir ag1zm tamamlam~ yüzün ba§ lasmma da c;:ogunlukla siyah insan sac;:1 tablIDI§tlr. Kuailimoku'ya, insan üzerinde vah§i, yutici ve ürkütücü bir duygu uyanduan bir yüz if adesi kazandmlllll§tlr. Bu ba§, uzun degneklere talahp , sava§ suasmda ta§lllllmaktaydi. Kula: Kelimenin asll Melanezyacadan gehnektedir. Özellikle Trobriand, Dohu, Woodlarlc vh . adalarmda görülen ritiiel ah§-veri§ sistemi: ·Kula'da, degi§tirilen nesnenin pratik ve ekonomik degerinden c;:ok, taraflara kaz andrrd1~ itibar önemlidir. Yerliler her yJl bir adadan ba§ka bir adaya giderek helli nesneleri birihirleriyle degi§tirirler. Bir kimseuin itihan degi~tirdigi e9ya ve degi§-toku§ orta~nm saYJsiyla orant:ll1ilir. · Kurban [Alm. Opfer, Fr. Scrifice; Ing. Sacrifice ]: Ilkellerde ibadetin ana unsurlarmdan biri olan kurban, dogaüstü kudretlerin gönlünü ho§ tutmak, onlarla bari§ili: olmak, olliara te§ekkür etmek ve onlardan isteklerde bulunmak ic;:in sunulan §eylerdir. Kurban edilen yada sunulan ~eyler, ilkel toplumlann ekonomik yap1lanna göre degi§ir. Örn egin avcilikla gec;inen toplumlarcla 'Hayvan Tanrisl'na,

140


Kurumbalar

avlanan ha}rv-anlardan bir pan;a et sunmaya olduk<;a s1k raslanilir. Hayvancilikla ge<;inen gö<;ebe toplu.mlarda yeni dogmw;; hayvanlar, süt, sütten yapllan i<;kiler (bu i<;kiler tann i<;in yere dökülür); ikinci planda sigrr, at, koyun, lw;i vb. kurbau edilir. Tanmla ugra~an toplumlarsa, dogaüsti.i kudretlerine yemek, i<;ki, tarla ürünleri sunar ve evcil hayvanlar kurbau ederler. Kurumhalar: Güney' Hindistan'da ya§arlar. Yen, Bette ve Mulu-Kurumbalan diye ü.;e aynhrlar. Yen Kurnmhalan: "Yan gö<;ebe" olarak, toplaJicilikla ge.;inirler. Bugün <;ogunluk.la orman idaresindc i§Qi olarak <;ah§maktadular. Al<;ak, dört kö9e ve üzerleri otla örtülmi.i§ bambudan yapilma cvlerde oturnrlar ~ Erkekler bacak aralarma· bir bez par<;as1 ge<;irirler; lcadmlarsa gögiislerini örten ve diz kapaklarma kadar uzanan basit bir giysi kullarurlar. Her lokal grubun serbest<;e toplaJicilik,. avcilik ve ticaret yapabilecegi bir m.mbkas1 vardu. Grnplar bu m.mt1kalara göre acllandmhr. Bir grubun kendi üyeleri arasmda evlenmesi yasaktu. Dinsel dünyalan atalar ibadeti <;evresinde olu§mu§tm-. Bette-Kurumhalan: Dag yama<;lanndaki agaQlan yakarak, buralan ekilebilecek tarla durumuna sokarlar. DarJ, kabak, h1yar ve diger sebzeleri elcerler. Evleri Yen-Kurumbalannm evlerine benzer. Kadmlar yanak<;ömlekle ugra§Irlar. Erkek bagh oldugu soyun ch§mdan evlenir. Yi.ice varhga. ve illc ataya taparlar. Mulu Kurumhalan: Sulannn§ tarlalarda pirinQ eken, saban kullanan yerle§ik köylülerdir.- Köyleri ve evleri biribirine birle§iktir. Evler, aga<; ve <;amurdan yapllmi§ ve palmiye yapraklanyla örtülmü~tür: Ana hattmdan klanlara aynhrlar. Bir klan ve bir köy iQinden evlenm~k yasaktu. Soyun en ya9hs1 ayru zamancla köyi.in §efidir ve özel bir "Tann Evi"nde oturur. 141


Kutsal

ate~

Kutsal ate§ Kuvad

~

~

Ate§.

Erkek Lohusahgt.

Kuzey Amerika yerlileri: Dillerine ve ya§ama tarzlarma göre bir <;ok gruba ayrilinaktac:hrlar. Otuza yalan dil grubu vardrr. Geneilihle aln büyük dil ailesi saphr: l. Atapask ya da Dene (Alaska, kuzey-bat1 Kanada, USA'nm bat1 yansi), 2. Algonkin (Mississippi'nin dogusu), 3. Irokez (Evie gölünden St. Lorenz körfezine kadar), 4·. Muskhogee (USA'nm güney devletleri), 5. Sioux (Preri ve batt'nm yüksek yaylalar1), 6. Uto-Aztek (USA'nm güney batisi). lrk bakun.mdan genellikle roogol rrki'nm somatik özelliklerini gösterirler: Yatik, düz sa<;; <;tlak elmac1k kemigi, sanya _c;:alan kahverengi deri. Kuzey Amerika yerli kült iirleri ya ortadan kalkmt§ ya da Amerika etkisi altmda §Ckil degi§tirmi§tir. Yerlilerin romantik ülkesi olan eski Kuzey Amerika arnk ge<;mi§te kalnn§trr. Etnologlar yerlileri alti kültür alaruna aprarak incelerler : I) Kuzey-bati lap haltk«;Ilan, 2. Kaliforniya toplapc!lan, 3. Preriler ya da <;ayrrlili:.y erlileri, 4. Pueblo y~rlileri, 5. Güney-dogu ve dogu'daki t arrmc!lar, 6. Kutup aln hölgesi avcilan. Kuzey-Bat:t lo.JI hahk<;Ilan: Kuzey-Amerika'mn 1.-uzey-bati lny!larmda ynl]arlar. Dilleri, daha <;ok Wakash, Salish ve Na-dene dil gruplarma girer. Kuzey .ve güney gruplarm a aynhrlar. Birincilerin t ipik t emsilcileri Haida, Tlingit ve T simshianlarrur. ikincilerin ise K wakiutl, Nuyka ve Salishlerdir. Ekonomileri avciliga dayanmaktachr. Deniz ürünleri -her <;C§it büyük deniz memelileri dc dahil- y:iyeceklerinin csa.Smt t e§kil ctmektedir. Deniz avciliguun yam sua (gey:ik, ap, dag k ec;isi) avcu1@. da yap1lmaktayru. Fakat bu hayvanlar daha c;ok dcrileri, b oynuzlan ve p ostlari i<;in avlanmaktayili. Aynca kökler, üzümsü meyveler, egrelti otlan ve yenilebilir deniz yosunlan da ana y i-

142


Kuzey Amerilca yerlileri

yecek olan eti destekleyici besin olarak toplanmaktaych. K1~lan, duvarlarllll ve tabarurn seclir agac1 tahtalanyla dö§eclikleri büyük evlerde otururlardt. Bu evler uzun srralar halinde deniz k.Iytsma yapthrill. Kuzey gruplarmm evlerinin önünde, totem hayvaruru ve kabilenin atalanm canlanduan totem direkleri (--> Totem diregi) bulunurd.u. Aga~ günlük hayatta ~ok kullarnlan bir malzemeydi. _Agar;tan yapiliw§ n~tlar, sandtklar, yemek tabaklan, ka§:tklar, maskeler, kaYJ.lclar geli§mi§ bir el zanaatrmn olgunlugunu göstermektedirler. Soylular, orta s1mfve köleler toplumsal smtflan t e§kil ediyordu. ~eflerin ve varhkh kimselerin toplum ic;:incleki degerlerini artu·mak ve yenilemelc i~in -+ po:tlar; törenler~ düzenlenirdi. Gizli demekler (--. Hamatsa) toplum ic;:inde olduk9a önemli hir rol oynam.aktaydl. Dinsel dünyalarmda ve mitolojilerinde karganm r;ok önemli hir yeri vard1. Dinsel ve hüyüscl törenlerde l}amanlar aga9tan yaptlma maskeler takarlard1. Bir zamanlar kapah bir kültür 9evresi te§kil eden k.Iyt yerlilerinin hayatlan uygarhga ayak uydurmaga c;:ah§ma sonucu orijinalligini yitirmi§tir. Kaliforniya toplaytctlan: Ba§hca gr.u plan Pomolar, Yuroklar, Karoklar, Hupalar, Yumalar ve 1\iohawklardrr. Dilleri, Hoka ve Algonkin dil gruplarma girer. Ekonomik kültürel yönden böige ü9e aynhr: Kuzey, orta ve güney Kaliforniya. Eski trihülerin -;:ogu kaybolmu§, hir lnsiill kencliler.ini koruyahilmi§, hir lasnn da mo-· dern hayata uyahilmi§lerdir. Ekonomileri palamut, kestane, Ust:tk, SOVallSI hitkiler, ÜzÜmsÜ meyveler Ve ljC!jltli tO}nunlan toplamaya dayamyordu. Palamut, a CISl giderildi1.""ten sonra kurutuluyor, dögülerek toz haline getiriliyor, pi§irilclikten sonra lo§ ic;:in stok ediliyordu. Hayatlanm oturduklan bölgenin iklim ve ekonomisine ·ustahkla uydurabilmi§lerdi. Sepet~tilik, özellikle güney Ka1iforniya'da ge-

143


Kuzey Amerika yerlile ri

r ek teknigi, gerek ge§it li formlan, gerekse süslemesiyle ((Ok yüksek bir seviyeye eriimi§ti. Konut: Y azm basit barmaklarda ya§ayan Kaliforniyahlar, lu§m saglam evlerde otururlarch; bunlar kubbeli kulübelerden t oprak evlere, yuvarlak kulübelerden, üzerleri aga9 kabuklanyla örtülmü§ gadu a benzer kulübelere k adar degi§mekteydi. Giyim: Erkekler, yazm, bellerine ön lusunlanm da örten bir kemer haglarlarch; kachnlar ise aga9 kahuklannclan yap1hna bir önlük giyme1.-teydiler. KI§lll deri paltolar giyilircl.i. Poli.- · tik organizasyonun h a§mda bir §ef hulunurdu ve §eflik ba- · badan ogula gegerdi. Totemistik fratriler h ab a h att1m izlemekteydi. GizÜ dernek karakterini ta§1yan kült birlik leri de (orta ve güney Kaliforniya'da) varru. Bu birlikler, la~m, hayramlarla agbktan, zelzeleden ve seiden kendilerini koruyacak ve h ayatlanm güven altma alacak büyüsel i§lemli törenler düzenlerlerdi. Preri yerlileri: K.uzey Amerika'mn ~ayrrhk hölgesinde ya§arlar. Dilleri, D ene, Algonkin, Sioux ve Uto-Aztek dillerine girer. Somatik özellikleri Mogol karakteri ta~1r. Ba§hcalan : D ene, Sioux, Apache, Sarsi, Cheyenn, Blackfeet, Gree, Ojihwa, TetonDakota, Arapal10, Mondon, Hidatsa, Omaha, Ponca, Crow, Oto, J o"'va, Comanche vh. Preri yerlilerinin bugüne k adar gelebilenleri, rezervasyon bölgesinde ya§amaktadrrlar. Ekonomi: Preri yerlileri 16. yüzytlda yerle§ik hir hayat sürüyor, rms1r ve f asulye yeti§tiriyor, ekimin yam sua da avcillk yap1yorlarru. Bizon sürülerinin artmas1 ve atm huraya giri§i nedeniyle 17. yüzylida gö~ebe bir hayata h~­ larm§larchr. Bizonun etinden, derisinden, kemiklerinden alabildigiue y ararlanrm§lardtr; bizou, Preri yerlilerinin maddi ve manevi hayatlanm hüyük ~apta etkileyen bir hayvandu (-7 B izon). Bizonun yam stra antilop, kunduz , ve büyük ren geyikleri de avlanmaktayd1. Et, iizümsü

14.4


Kuzcy Amerika yerlilcri

meyveler ve bitki kökleriyle destekleniyordu. Tamnla ugra~an tribüler IDlSII, fasulye, kabak ve tütün ekiyorlard1. Oradan oraya dola§:tlmg:t srrada yiyecegin esasrm konserve bizon eti te§kÜ ediyordu {--+ Pemmikan). Gezginci avcx topluluklann konutu -+ tipi denilen bir c;adrrdan ibaretti. Bu c;adrrlann yam sua 1..-uzey boylarJ agac; kabuklanndan yapllma kubbeli kulübeler, tanmla ugr~anlar ise üzerleri toprakla örtülü yuvarlak evler yapnn~lardrr. Deri i§leri c;ok geli§mi§ti. Ham deriden Pemmikan il~ süslü tüy i§lerini saklamak ic;in torbalar, yuvarlak kalkanlar; yumu§ak deriden tütün keseleri, av c;antalarx ve özellikle giyim e§yasx yapnn§lardrr: Erkek gömlekleri ve pantolonlan, kadm giysileri, sert ökc;eli mokesenler ile üzerlerinde c;e§itli sava§lan canlanduan resimli yazliar bulunan pelerinler. Bir §efin ve bir kurulun yönetimi altmda bir yere göc;eden Preriler, iyi örgütlenmi§lerdi. 'Sava§ birlikleri' ile 'Büyücü birlikleri'nin toplumsal rolü c;ok önemliydi. ~oke§ evlilik vard.x. Dinleri, ölüler ibadetinde temellenmi§tir. Aynca herkesin koruyucu bir hayvaru bulunuyordu (-+ Oteki ben). -+ Mana inancx da c;ok yaygmd:t. Dogayx kaplayan büyüsel hir güce inamhyordu; Bu kuvvete --+ Wakonda denilmektedir. Kimi tribillerde-+ Yüce Varhk mancx egemendi. En ünlü dinsel tqrenleri -+ güne§ dansx ve bizon dansxd:tr. Zafer i§areti olarak -+ kafa derisi ~­ mek adeti de yaygmd:t. Uzun agxzhklarla tütün ic;mek törensel bir mahiyet ta§rmaktad:tr. Mit olojilerinde rol oynayan iki önemli motif vardxr: Bizon ve nnsrr. Pueblo yerlileri (Pueblo 1spanyolca köy anlamma gelmektedir): Kuzey Amerikamn Güney batxsmdaki yüksek düzlüklerde ya§arlar. Ba§hcalan: Hopi, Zuni, Kere, Acoma ve Tanolard:tr. Dilleri, Uto-Aztek, Na-Dene ve Zuni dillerine girer. Mongolid ll"km özelliklerini ta§Irlar. Ekonomileri: Yer145


Kuzey Am.erika yerlileri

le§ik bir hayat sü.rerler. Gegimlerin:in esas1 dan, fasulye, kabak, pamuk ve tütün ekiciligine dayanmaktad.Ir. Konut: Ag1k havada kurutulmu~ tuglalardan yapnklan petek bi~im.inde evleri varrur. C::ok eskiden kayahkhra oyduklan bannaklan, dü§mandan korunmak ic;in c;ok i§e yaramaktaym. Bir-kac; kattan ibaret olan petek hic;imi evlerin toprak altmda, -+ kiva denilen ve ic;inde kültik faaliyetlerde hulunulan yuvarlak hir odas1 varrur. Giyim: Erkeklerin giysisi, bugün I spanyollarm etkisi altmdadrr. Eskiden önlerine taktillar1 bir örtü ile lnsa kollu bir gömlek, deriden ya da k~ tüyünden bir pelerin giyerlerdi. Kadmlar bugünde, eskiden oldugu gibi omuzlarmm birini agtk buakan, kemerli bir pelerin giymekle yetinirler. Ayakkab1 olarak-+ mokasen giyilir. Kadtnlar mokasenlerin üstüne. tozluk gec;irirler. Türkizden yaptlma hilezik, yüzük ve bro§lar süs e§yas1 olarak kullamhr. Toplum: Klanlar ana hattma göre te§kil edilmi§tir. Fratriler yedi yöne (kuzey, dogu, güney, bau, yukan, a§a~, orta) göre !lüzenlenmi§ ve adlandmlmi§ti. Hopilerde hugün h:ile on iki fratride toplaD.lill§ yüzden fazla klan varrur. Klandan daha önemli olan, kan akrahalarmdan olus;an ev hallnyru. Tarlalar ve ev, ka<hnlarm ki§isel' mahyru. Miras Jnzlara gec;mekt eydi. Toplumsal hayatm bütün dallan dinsel bir temele dayaruyordu. Y agmura ve nnsrra tapmm.ak, dinsel hayatlarmda c;ok önemli hir yer tutm.aktay ru. Bunlarla ilgili törenleri erkekler hirlig:i y önetm.ekteyd:i. Kültik mahiyetteki danslarda atalan canlandrran maskeler takilirdt. Kiva'larda her tü.rlü tapmm.amn yamsua, c;ocuklann erkekler hirligine giri§ törenleri de yaplirrru. Bugün bile yaplian --+ ylian dans1 gok ünlüdür. - Baho degnekleri kutsal araglardandu. Pueblo yerlileri, güne§ tanns1 ile 'toprak ana'nm, dünyanm yönetiminde .büyük rol oynad1gma inanu-

146


lar. Aynca aya ve suya da taprmlmaktayru. Eski toplum düzeni ve dinsel dünya ile ilgili hir takrm törenler ve geienekler halen görülmektcdir: Örnegin, erkek evlendigi ~a­ man kansmm evine yerle~mekte (--. Anayerli): ~ocukl~r evlenmemi§ da)'I tarafind an egitilmekte (--. Da)'lerlci): miras luz ~ocuklanna dü§mekte; snas1 geldik~e yagmur töreni ve y.Uan dans1 yapilinaktadn. Pueblo· yerlilerinin dokumalan, ördükleri sepetler ve seramikleri ~ok ünlüdür. Giineydogu ve dogudahl taruncllar: Bunlarm r,:ogu hugün yok olmu§tur. Mlsn ve ayr,:i~egi ekimiyle ge~iniyorlarru. Fusat dü~tiik~e avcilik da yapiliyordu. <::anak-r,:ölnlek~i­ lik ve sepet~ilik ~ok geli§mi§ti. Anaerki, güne~ ihadeti.~ gizli demekler ve -+ orenda inanc1 hura kültürünün öz~llik­ leriydi. Kutup alt hölgesi avcllan: Bu hölgenin qogullaki ha§hca temsilcileri Algonkin tribüleri (Ottowa, Mohikan, Blackfeet) Kuzey hatt'dakileri de Denelerdir. Ekonbmil eri avciliga dayanmaktadn: Rengeyigi, a)'l, kuridtiz ve diger kiirklü hayvanlann yamsua yazm hahk da::'a'vlanmaktayru. Deriden giysileri Eskimolarmkini andmyordu. Ök~esiz mokasenler ve kar ayakkahlian giyilinekteydi. Totemizm ve koruyucu ruh inanc1 ~ok yaygmru; !::; ·! Kü~ülc alle

1

restni~'Atti; ing. Conjugal family]: Ana, haha ve henüz evlenmeri:t'i~·;~ocuk­

[Ahn. Kleine Familie, Fr. Familie

lardan olu~an toplumsal hirlik. Buna dar aile 1 ~ de ~ 'a'enir. (-+Aile). ' 1· . ::,:!1 •

. , • • 1., ... 1

Killt [Alm. Kult, Fr. Culte, Ing. Cult ]: Yüce ve kutsä.l olarak hilineu varhlclara kar91 gösterilen sayg:I, onlara''üpi:i:u§. Bu saygt ve tapun~ dua)'l, kurham, h elli ritleri ·g eiektükektedir. Tapmaklar, toplanu evleri, kutsal olär'a k''nl.linen alanlar, tepeler, magaralar, nehirler killt yeri,r p~~r~~ ;ls~J­ lanliu; kült i~in hayram ve tören gihi helli z?,w.~u:;l.<rrj ser,:i­ lir; kült ara~lan bulundurulur; en önemlisi de l;l,u ;~.t;na<;la


Killtür toplanm.I~

bir cemaat ile cemaau yöneten b ir lider gerek-

lid.ir. ~:ill~ür [Alm. Kultur, Fr. Culture, ing. Culture ] : Bir hallin

. ··-ja da bir toplumun maddi v e manevi alanlarda olu~tur­ ' ' . ~ugu ürünlerin tümü; yiyecek, giyecek, barmak, korunak gibi t emel ihtiya<;larm elde edilmesi i<;in k ullamlan her · ' ~lü ara<;-gere<;, uygulanan teknik; fikirler, bilgiler, inan<;lar; geleneksel, dinsel, toplumsal, politik düzen ve ku~~ar; dü§ünce, duyu~, tutum ve davram§ hi<;imleri; ya: ~ama tarZI. Etnoloji, kültürsüz hi<; bir topluluk kabul et. · · · :rr{ez; ancak a§a@ kültür basamaklarmda topluluklar vardll. .KWtür alam [Alm. Kulturgebiet, Kulturprovinz, Fr. Aire culturelle, ing. Culture area] : i <;inde, az ya da <;ok hiribirine bem;er kültürlerin bulundugu, cografi böige (Örnegin Kuzey Amerika' daki Preri Killtür alam). (-+ Kuzey Amerika y!lrl~l~ri). Bir kültür alammn tayin ve tespitinde -?U nok·:talar .ge<;erlidir: Alanm i<;inde y~ayan etnik birliklerin .. . kültfu: benzerlikleri göstermesi; bu birliklerin tarihsel bir kader ortakh@yla biribirlerine bagh olmalan. Killtür ala.. m'mn _karekterini ya kültürü helirgin bir .hi<;imde etkile1 ,Y!!~ c;~~e ~artlan, ya egemen bir kültürün bütün bir <;evr~ye ,d~_~gasnn vurmasr ya da birden <;ok kült ürün kar§Ihklr etkileri olu~turur. Bagrms1z kültür alanlan arasindaki . ~~fU!lar, _<;ogu zaman biribirlerine ge~ebildigi i<;in, hunlan : sapf~~~k gü<;tür. Kültür alam görü9ü, Amerikada Kroe , ,.' hf!,r·'·~~_.~i ss l er, Almanya'da B a umann tarafmdan he. : nims. .. , ,.,e nm~~tir. .. ..

Killtfu' •hitkileri [Alm. K ulturpflanzen, Fr. Plantes cultivees,

··-irig;; Culturc plants] :, insanlar tarafind an yeti§tirilen bit' ' - kiler'lli · 'tlimü.

Ba§hcalan §unlard1r: -+ Ta~o,

-+

yam,


Killtür

~evresi

kuranu

-4 maniok, patetes, hindistancevizi, hintkiraz1, hintirmigi, muz; kahak, myar, kavun karpuz; fasulye, nohut, mercimek; arpa, bugday, ~;avdar, pirinc;:, -4 m.Jsu; pamuk, keten ; -4 tütün vb. Killtür ~evresi [Alm. Kulturkreis, Fr. Cycle culturel, i:ng. Culture-circle] : Y eryüzünün büyük bölgelerine toplu olarak yayilim§ bulunan büyük 1..--ültür kompleksleri. Ergoloji, ekonomi, toplum, gele~ek, din, sanat, vb. gibi b e§eri killtUrün gerekli ve önemli kategorilerini ic;:ine al~ bir killtür kompleksine killtür ~;evresi denmektedir. Killtür c;:evresi ya killtürünü olu§turan ana ögeye ya da"bulundugu cografi bölgeye göre adlandmb.r. Örnegin. "Totem Killtür <;evresi" ya da "Dogu Afrika Killtür <;evresi" gibi. Totem Killtür <;evresi Avusturalya'mn güney, dogu ve kuzey 1n)'l · bölgelerini i~;ine alrugr gibi, aynca Okyanusya'run, Endonezya'nm, Hindistan'm, Afrika'nm ve Amerika'run haZl bölgelerinde de görülür; en önemli ögesi totemciliktir. Totemciligin yaru sua geli§mi§ ~vcillk, klan W§I evlilik, konik c;:at1h yuvarlak kulübeler, savurga IDJZraklan, giine§ ibadeti, maji vb. görülür. Killtür ~evresi kurarm [Alm. Kulturkreislehre, Fr. TMorie de cycle culturel, i:ng. Cultur-circle theory ]: Ayn yerlerdeki kültürler arasmda görülen benzerliklerin, sadece bir tak:tm ayn ayn killtür ögelerini ic;:ine alma)'lp, aym zamanda tüm -4 killtür komplekslerini, hatta killtür c;:evrelerini de i~;ine alrugrru ileri süren 1..-uram -4 Ratzel'in ögrencisi -4 Frohenins tarafindan ortaya at1la.n bu kurama göre, göc;: ler araciligryla sadece baz1 kültür ögeleri degil, aym zamanda bütün bir killtür c;:evresinin bir yerden b~ka bir yere gelmi§ oldugunu hesaba k atmak gerekmektedir. Ratzel'in -4 göc;: kuram'lUl gem§leterek killtür c;:evresi kurarm haline sokan Frobenius, onun -4 bic;:im ölc;:üsü'ne -4nice-

149


Killtür degi!jmesi

lik öl<;.üsü'nü eklemi~tir. Frobenius'a göre, tipik bir kültür ögesmin, <;evresinde toplanan diger kültür ögeleriyle ili§kileri varchr. Killtür dcgi§mesi [Alm. Kulturwandel, Fr. Changement culturel, Ing. Culture change]: Bir kültürün davraru§ modellermde ve tiplermde meydana geien degi§IJ?.e süreci. Killtür degi§melerinde rol oynayan etkenler i<;. ve eh§ olmak üzere ikiye aynbr: icat, yenilik, <;c§itleme, ihtiyat;:, it;:; kültür temas1, ya}rlima, kültür alma da eh§ etkenlerdir. l~jerden ya da di§ardan bir zorlama olmaksizm ahnarak benim.senen killtür ögelerinin olu§turduklan degi§meler serbest; i<;. ya da eh§ baskUar sonucu ahnan kültür ögelerinin olu§tlrrduklan degi~melerse ?<Orunlu kiütür degi§meleridir. Killtür dejenerasyonu [Alm. Kulturdegeneration, Fr. Degeneration culturelle, ing. Cultural degeneration]: Difüzyonistlere göre, bir merkezden <;ilian ve yayilan kültürün etkisinin her zaman <;Iki§ ve geli§ yerindeki.yükseklik ve derecesini koruyamaJip bozulmas1. (- t Difüzyonizm). Killtürel antropoloji [Alm. Kulturanthropologie, Fr. Anthropologie cult"urelle, Ing, Cultural anthropology]: Antropolojinin ve etnolojinin kaqillßl olan kültürel antropoloji, son zamanlarda, Avrupa'da kjiltür ~jözümlemelerini ve kültürel psikolojiyi kar§Jlamaktadtr. Kültürel antropoloji baz1 durumlarda antropolojinin alt disiplinlcrini de i~jine ahr. ( --t Antropo]oji, - t Etnoloji, - t Sosyal Antropoloji). Killtür kah.ln [Alm. Kulturstil, Fr. Gonfiguration culturelle, Ing. Culture pattern]: Belli bir killtürü olu§turan komplekslerin ve ögelerin bütünlc~mesi; bir killtürün ~jevresin­ de kutupla§tiii;I belirgin bir tema; bir killtürün genel yön ah§l ve niteligi. Killtür kahb1 terimini ilkin Boas kullanIDI§, Benedict de yaym.I§tlr. Benedict, "Patterns of

150


Killtür paralelleri

Culture, 1934" (Kültür Kahplan) adh eserinde bu konuyu kuramsal ve pratik yanlanyla i§lemi§tir. Killtür kompleksi [Alm. Kulturlcomplex, Fr. Complexe culturel, ing. Culture complex]: Biribirine bagh olan ya d a bir ana öge -.;evresinde toplanan killtür ögelerinin bütünü . Etnolojide -.;e§itli kültür kompleksleri vardu. Örnegin bizon ve bizon aV1, Preri yerlilerinin kültür kompleksini te~kil etmektedir. Yerlilerin beslenmeleri, ara((~gere(( yap1nn, dinsel-büyüsel törenleri vb. bizon -.;evresinde toplannn§tir (~ Bizon). Killtür morfolojisi [Alm. Kulturmorphologie, Fr. Morphologie culturelle, ing. Cultural morphology]: Kültürün insanlara bagh olmaks1zm kendi ba§ma ve k endi kanunlanna göre geli§en bir varhk gibi ele ahnmas1 gerektigini ileri süren okul. L. Frobenius tarafmdan kurulan bu okula göre, kültürün i<; geli§mesi gözönünde bulundurulurken, d!§ geli§mesi de, yani etnografya da hesaba katilmaktadrr. Killt ür morfolojisi'nin ara§trrma konulanru kültürün §ekli, dünya görÜ§Ü ve ruhu te§kil etmektedir. Frobenius'un ögrencisi olan Ad. Jens en, b.aZI degi§ikliklerle bu görü§ü sürdürmektedir. Killtür ögesi [Alm. ICulturelement, Fr. T~ait culturel, Element . de culture, ing. Cultur~ trait]: Belli bir kültür i9inde bulunan, tammlanabilen ve ((özümlenebilen en kü9ük birim. Killtür parelelleri [Alm. Kulturparalellen, Fr. Paralleles culturelles, ing. Cultural parallels]: Bälgesei olarak hiribirlerinden 90k uzakta bulunan kültürler arasmdaki §a§rrtici benzerlikler. Paralelciler, yeryüzünün (_(e§itli bölgelerindeki kültür benzerliklerinin tarihsel bir beraberlikten dogdugunu ileri sürmü§ler, kültürlerin biribirlerine bagh olmakslzm geli§t iklerini reddetmi§lerdir.

151

!


Kültür süreci

Killtür süreci [Alm. Kulturprozess, Fr. Processus culturel, Ing. Culture process]: Kültür yap1smm ya. da il;eriginin hiribirini izleyen degi§ikligi. Bunun tipik örnekleri - akültürasyon ve icattlr. Malinowski'ye göre: "Kültür sürecinin evrensel kanunlan vardn ve hu kanunlar kültür ögelerinin fonksiyonlaimda görülür." Killtür tarihi okulu [Alm. Kulturhistorische Schule, Fr. Ecole d'histoire culturelle, ing. Cult11:re-historical school]: ilkellerin kültürlerine tarihsel hir derinlik kazandumaya; evrimci kuramlar yerine, bu kültürlerin tarihsel olu§tununun nesnel degerlendirilm.esini yapmaya yönelen etnolojik okul. <;oo§ noktasrm Ratzel ve Frobenius'dan alan; il k.in Graehner, Ankermann, . Foy tarafmdan temsil edilen,. sonralan Sc h mi d t ve Koppers tarafmdan daha da geli§tirilerek sürdürülen hu okul; özellikle Graebner tarafmdan geli§tirilen 'Kültür tarihi yöntemi' yarilimlyla ilkel halklarm kültürlerine tarihl bir derinlik kazand:rrma- . ya (jah§mi§tir. Graehner'in yöntemi ana hatlanyla §U Ü(j noktada toplamr: I) <;e§itli uygarhklan ayrrt edip, onlan mekan i(jinde hölümlere, yani kültür katlarma ayumak (cografya); 2) Gö<;ler, kan§Imlar ve aktarmalar yoluyla bölünen, dag1lan kültür ögelerini ve komplekslerini eldeki müsbet ip uylarma göre zaman iyindeki yerm:e koymak, yani bir kültür kronojisi yapmak (tarih); 3) Bundan sonra, mümkün mertebe ana kaynaga varmak suretiyle her kültür ögesinin formasyonunu ay1klamak (yorum). Ancak, Graebner ve Ankermann tarafmdan -1- bigim ve - nicelik ölyülerine dayamlarak tesbit edilen kültür c;evreleri her zaman gegerli kabul edilmemi§tir. Aynca· ar~­ tirtn.alanna konu edindikleri etnografik malzeme dar bir alam igine almaktamr. Killtür tarihi okulu'nun -farkh görü§lerine ragmen- degi§ik ülkelerdeki temsilcilerinin h a§-

152


KilltĂźr tarihi okulu

hcalan §Unlarchr: Fransa'da: A. de Ouatrefages, P. H. Pinard de la Boullaye; Danimarka'da: W. Thalbitzer, K. Rasmussen, K.Birketh-Sm.ith;Rusya'da: W. Jochelson, W. Bogoras; ingiltere'de kimi eserleriyle H . Rivers ve W. J. P erry; A.merika'da F. Boas vh.

153


L Lafiteau, J oseph Franc;ois (1681-1740): Frans1z cizvit misyoneri ve etnologu. Kanada'da misyoner olarak bulunan L afi t e a u,Amerika yerlilcrinin sadece karakterlerini, iidet, inanma ve pratiklerini incelemekle yetinmemi§, ayru ~a­ manda bu adet ve pratiklerin eski c;agdaki izlerini aramap da denemi§tir. Böyle bir c;ah§ma etnoloji tarihinde ' Karl]lla~jtlrarak ac;illama' yönteminin ilk den~mesi sayllm.aktadu.. Ba§hsa escri: "l\1oeurs des sauvages americains comparees aux moeurs des premiers temps, 1732" (Amerika vah9ilerinin ädetlerinin ilk c;ag ädetleriyle kaqlla§tmlmasl). Lama: Güney Amerika' da ya9ayan, geyik büyüklügünde, memeli bir hayvan. inkalar, Lamanm etinden, yününden, derisinden, dl§lasmdan yararlannn§lar; aynca yük ve kurban hayvam olarak da kullannn§larrur. Lamalann en iyisi Guanako cinsidir. Las Casas, Fray (14-74-1576): Peru ve Meksika'da ispanyol misyoneri olarak c;ah§mi§tir. Tarihc;idir. Yerlilere insanca davranumasnn ilk savunandn. B a9hca eseri : "Historia general de Las Indias" (Yerlilerin Genel Tarihi). Levirat - KaJlllbiraderle evlenme. Levi-Strauss, Claude (1908) : Frans1z sosyologu ve etnologu. Amerika yerlilerinin mitoloji ve dinleri, akrabahk ili§kileri ve etno-sosyolojinin yap1sal qözümlemeleri son zamanlardaki qah§ma konular1drr. Ba9hca eserleri: "La

154


Linton

Vie fq.miliale et sociale des Indiens Nambikwara, 1948" (Namhikwara Yerlilerinde Aile ve Toplumsal Hayat), "Panorama de !'Ethnologie, 1952", (Etnoloji Panoramas1), "Anhropologie structurale, 1958" (Yaprsal Antropoloji, "La pensee sauvage, 1962" (Vah§i Dü~iince). Levy-Bruhl; Lucien (1857-1939): Frans1z sosyolog, psikolog ve filozofu. Etnolojiyle ilgisi ilkellerin dü§ünce tarz1 alanmda olmw;tur. ilkel dü§ünceyi 'prelogique' (mant1k öncesi) olarak niteliyen L evy- B ruhl, 'Participation' (i§tirak) kanununun bu dü§ünce tarzr üstünde oynaru~ roli.i vurgulami§trr. ( -4!lkel zihniyet). L evy-B ruhl'un ilkel di.i§ünceyi aydclamak i9in yararlanru~ etnolojik malzemenin yetersiz ve yüzeyde olmas1, onun bir taklm acele ve tutarsrz sonuylara vaimasma sebep olmu§tUT. Sonradan kendisi de bu durumun farkma vararak, 'Carnet' lerinde (Notlarmda) hatas1ru kabul etmi§tir. L evy-Bruhl'ün etnolojiyi ilgilendiren ba§hca eserleri: "Les Fonctions mentales dans les societes inferieures, 1910" (ilkellerin Zihinsel Fonksiyonlan), "La Mentalite primitive, 1921" (:ilkel Zihniyet), "Le Surnaturel et la nature dans la mentalit€ primitive, 1931" (ilkel Zilmiyette Doga ve Dogaüstü), "La Mythologie primitive, 1936", (llkel Mitoloji), "Les Carncts, 194·9" (Notlar). Linton, Ralph (1893-1953): Amerikan etnolog ve sosyal antropologu. Arkeoloji ögrenimi yapmr§, sonr~dan kültürel antropolojiyle ilgilenmi§tir. Linton, kültürel antropolojide sosyal psikoloji göri.i§ ayrsma büyük yer vermi§tir. Antropolojinin psikolojiye (psikiyatriye de) ve sosyolojiye dayanmak zorunlugunu ileri süren Li n t o n , ~te§itli Amerikan müzelerinde ve üniversitelerinde direktörlük ve profesörlük yapnn§; Kuzey ve orta-Amerika'daki yerli kültürlerini, özellikle Madagaskar ile Markiz adalannda ya§ryan

155


Lololar

yerlileri ar~t:Jrrm§tir. Ba§hca eserleri : "The Study ofMan, An Introduction, 1936" (insanm incelenmesi, Giri§), "The Cultural Background of Personality, 1945" (Ki§iligin kültürel temeli). Lololar (Yi'ler): Güney <;in' de ya§arlar. Dilleri, Tibet-Burma dil grub.una girer. Somatik özellikleri: Uzun boy, d.üz ya da hafif dalgah koyu renkte sa<;:, a<;:Ik kahverengi deri, uzunca yüz. Aga<;:lan yakmak suretiyle a<;:t1klan tarlalara dan, patates, <;:~vdar, kara bugday ekerler. :Öomuz, s1g1r, koyun ve tavuk beslenir. Avctlrk ve ballk<;:tlrk ikinci d.erecededir. Köylerini yüksek yerlere kurarlar. Evlerinin malzemesi bal<;:1k, bambu, aga<;: ya da kerpi<;:tir. Giysileri <;inlilerinkine benzer. "Kara Kemikli" ve "Beyaz Kemikli" ler d.iye iki toplu.msal smrfa aynhrlar. Birinciler soylu ·slmf, ikincilerse köylü ve kölelerdir. Bu iki simf arasmda evlilik kesinlikle yasakt:Jr. "Beyaz Kemikli" bir erkegin "Kara Kemikli" bir kadmla einsei ili9kisi tesbit edilirse, her ikisine de ölüm cezas1 verilir. Buna kar§llik. soyiu bir erkegin "Beyaz Kemikli" bir kadmdan olan c;ocugu "San Kemikli" diye nitelenir ve her iki snnf tarafmdan da hor gorülür. "Kara Kemikli" erkekler avc1hk ve siguc1hkla ugra§rrlar. "Beyaz Kemikli"lerse tarlalarda <;:ah§lr ve her türlü ayak i9lerini görür, sav~larda efendilerinin buyrugund.a bulunurlar. Kölelere genellikle iyi davranillr. Biribiriyle akraba cilan aileler bir soy te§kil ederler. Soya, babadan yana olanlar dahil edilir. Her soyun kendine ait bir ya .da bir ka<;: §efi vardu. Soylar arasmda kü<;:ük sava9lar olagandrr. Ama ortak bir dü§mana kaq1 h emen kendi aralannda birle§irler. Erkek, ilk kansmm onaym1 al.mak §artlyla ikinci bir kadmla evlenebilir. Klzlar, evlenmeden önce einsei ili§kiler kurarlar. Erkek §amanlarm ya.iu.s1ra kadm 9a.manlar da görülür ve toplumsal hayatta önemli

156


Loschan

rol oynarlar. Lololann kendilerine özgü bir yazlian vardn. Lowie, Robert Harry (1883-1957): Amerika'h sosyal anqopolog. Amerikan doga tarihi müzesi'nin destegiyle, Preri yerlileri hakkmda ara§t:Irmalar yapmt§tir. Berkeley ve California ·.Üniversitelerinde profesörlük · de yaprm§ olan Lowie'nin, Amerika yerlileri hakkmda yirmiye yakm monografik ~ah~mas1 vardrr. Ba§hca eserleri: "Cultur and Ethnology, 1917" (Kültür ve Etnoloji), "Primitive Society, 1920" (ilkel Toplum.), "Primitive Religion, 1924·" (llkel Din), ."Crow Indians, 1935" (Crow-yerlileri), "Social Organization, 1948" (Toplumsal örgüt) . Lowie, Crow yerlilerinin kültürleri konusunda tart:I§ma kabul etmez bir otoritedir. Luschan, Feli.x von (1854-1924): Alman antropolog ve etnologu. Güney dogu Avrupa, Önasya ve Güney Afrika'ya geziler yaprm§, Berlin üniversitesinde antropoloji ve etnoloji profesörlügün de bulunmu§tur. B~hca eseri: "Völker, Rassen, Sprachen, 1912" (Halklar, Irklar, Diller).

157


M Madagaskar yerlileri: Madagaskar adasmda ya~arlar. Dilleri. E ndonezya dillerille girer. Antropolojik bakundan iki büyük gruba aynlrrlar. Battda yerle§mi~ bultinan koy-u renkli. Skalavlann kökeni kesin olarak aqillanamarm§trr. · Kimi bilginler bunlan Afrilca zencileriyle bir tutarken, kimileri de Eski Hindistao hallnyla ili§kili görmektedirler. Adanm dogu ve iq klSlmlannda y~ayan Merina, Betsileo ve Betsimis:u:akalar vaktiyle Endonezya ve Malayadan büyük gruplar halinde gelmi~ olan göqmenlcrdir. l;ok eski toplaJl.Cl vc avcl bir halkm artl~ olarak kabul edilen Kim olar, Bu~manlar ya da Pigmelerle baglantili görülmektedirler. Madagaskar, 1960 da özgürlügüne kavu~mu~tur. Madagaskar yerlilcrinin ekonomilerinin esasnn maniok, yam gibi yumru köklü bitkilerle patates, rmsrr, pirinq, fasulye ekimi te~kil eder. Aynca qe§itli meyveler de beslenmelerinde önemli rol oynar. Toplayrc1h~ yam srra qe~it­ li araqlarla yaplian kiiqük hayvan ve yaban domuzu aVl ancak lathk zamanlannda söz konusudur. Dört kö~eli, qatlil cvleri tipiktir. Bu evler agaq ya da ta~tan yaplirr. Klyrlarda kazliclar üzerinc yap:U.rru~ evler vardrr. Geleneksel giyimlcri önlerine geqirdilcleri hir örtüden ibarettir. $ehirlerde normal giyim görülür. Büyük aileler ve klanlar en y~­ h erkegin yöneti.m.i altmda y~arlar. Kadm einsei ili§kiler balarmndan özgürdür. Bo~anmalar oldukqa kolayd1r. l;ocuklarsÜlllletten sonrabüyümü~kahul edilirve ailenin gerqek üyesi sayrhrlar .. Eskiden kutsal krallar varru. Gök tan1~8


Maji

ns1, atalar ibadeti, ölüler ibadeti, megalit kültürü, totemistik yasaklar ve kac;m.malar; ugurlu ugursu z günler, falCilar ve büyücüler; muska,' feti§ ve büyüsel objeler dinsel dünyalanmn ana unsurlarrm te§kil ederler. Mezarlarm bafiJarma diktikleri ta§ ve tahtalar Sigtr, "can ku§u" ve ata figürleriyle süslenir; kapilarm, tahta kaplann üzerine de (,!e~itli motifle_r i§lenir. Sava§ ve kadm danslarmm yaru sua, mimikli, jestli- danslau c;ok severler. Magnus, Olaus (1490-1558): isvec;li b~piskopos ve tarihc;i. Eskimolar- hakkmda ilk etnografik bilgileri verenlerdendir. Magara resimleri [Alm. Höhlenbilder, Fr. Peintures du caveme, ing. Cave paintings]: Magaralarm tavanlarma, duv~la~a c;izilen hayvan ve insan figürleriyle av ve kült salmelerini canlanduan resimler. Güney-Fransadaki ve ispanya'daki magaralarla isvec;'de, Kuzey italya'da, Kuzey Mrika'da, Güney Rodezya'da, Ürdün'de, KU:zey-Bati Avusturalya'da, Ban Gine'de ve Ametika'daki kay alann üzerlerine c;izilmi§ bu resimler-, bütünüyle dinsel ve büyüsel amaca yönelmi§tir. Kaya resimleri bir yandan öldi.iriilen hayvanla ban§mak, bereketi artirinak isterken, öte yandan hayvanlan büyüsel etki altma almak suretiyle avlanmalanm kolayla§trrmak amacmt gütmektedir (--. Av büyüsü). Resimlerin hemen hepsi killt magaralarmda ve kutsal yerlerde bulunmU§tUI. Resimlerde görülen hayvanlar ve insanlar naturalist bir anlayt§la c;izilmi§tir. Figürlerin renklendirilmesinde odtm kömürüyle c;~§itli t onlardaki toprak boyalarmdan yararlamlmi§tir. Bugün kaya resimleri, Güney A:frikada'ki Kalahari c;ölünde ya§ayan Bu§maDlarda görülmektedir. (--+ Bu~manlar). Maji [Alm. Magie, Fr. Magie, Ing. Magie]: Kelimenin asb Yunanca magei a = . (büyi.icünün sanat1)'dan gelmekte1~9


Maksünow

dir. Magier (hüyücü) eskiden Iran'da mensuplarma dogaüstü kuvvetlerin atfedildigi magu§ adh hir rahip srmfmm aruyru. Bugün hüyücülügün ve gelecekten haber vermenin aruihr. Maji, dar anlamda olaylan ve dogarun ' gidi§at'lru etkilemek ve yönetmek, ayru zamanda törenlerle yüce varhklan -yagmur yagrurmak büyüsünde oldugu gibi- toplumun lehine zorlamaktrr. Frazer büyü i~in §ÖYle demektedir: "Doga yasalanru.D. ger~ek Ch§I bir sistemi, ayru zamanda aldatlCl bir yedek tedbiridir; yanh§ bir bilim ve verimsiz bir sanattu" ( -~o Büyü, -~o Ale büyü, -~o Kara büyü, -~o Aktif büyü, -~o Pasif büyü, -~o Temas büyüsü, -~o Taklit büyüsü) . 1\'Iaksimov, Sergej (1831-1901): Rus etnografi. Rus köylüsünün ya§antlsml ara§tiriDI§, özellikle ~e§itli toplum katlanrun folklor ve dillerini incelemi§tir. Malanggan: Yeni irlanda adasmdaki ölü bayramlan . .Bu bayramlar, kls~ bir süre önce ölen kimseleri anmak i~in düzenlenmektedir. Bayram suasmda maskeler, figürler ve ~e§it­ li kült ara~lan kullarulmaktaihr. Gerek maskeler, gerekse figürler insaru, hah&, ku§U ya da ha§ka bir taklm sembolik §ekilleri birarada canlandirmaktaihrlar. BuDJar ya özel bir yerde sergilenmekte ya da köyün ~evresinde gezdirilmektedir; tjünkü Malanggan maskelerinin ve heykellerinin hazlian kamnlara tabudur. 1\'Ialinowski, Bronislaw (1884-1942): Polonya asllh ingiliz sosyal antropologu. Birinci Dünya Sava§I srrasmda Y eni Gine ile Kuzey-Bat1 Melanezya'da, daha sonralar1 Avusturalya, Güney Amerika ve Pueblo yerlileri arasmda bilimsel ara§tlrmalar yapnn§trr. Fonksiy onalist okul'un ha§ta gelen temsilcilerindendir. Ba§hca eserleri: "Argonauts of the Western Pasific, 1922" (Ban Pasifik Argonat-

160


Maniok

lan), "Crime and Custom in Savage Society, 1926" (Vah§i toplumlarda SUy ve a:det), "The Dynamics of Cultur Change, 1946" (Kültür Degi§imi Di.namizmi), "Magie, Science und Religion, 1948" (Büyü, Bilim ve Di.n). Maloka: GÜII.ey Amerika yerlileri.ni.n evleri. Malokalar yuvarlak ya da dört kö§elidir; i<;leri.nde bir gok aile oturur. Mana: Kelimeri.in ash Poli.nezyada m a:ri. a= (mi~tik ve ·niajik güg)'dan gelm.ektedir. Baz1 insanlarda, hayvanlarda, hitkilerde ve doga ögelerinde ah~lliru§m W§mda hir talnm helirtiler ve fonksiyonlarla kendini gösteren mistik ve majik bir kudret. En <;ok tanr1larm ve dogaüstü kudretlerin mana ile yühlü olduguna i.namhr; bu güg onlardan §eflere ge!fer; §efler de bunu toplum i<;indeki yerlerini gözönünde bulundurarak lcabHe üyeleri.ne ge11irirler. <;c§itli temrin ve i§lemlerlc de elde edilebilen mana, olumlu yamyla insanlara yarar saglarken, olumsuz yamyla da zarar verebilen iki degerli bir gü<;dür; bu hakundan mana ile dolu hulunan kimseden ya da e§yadan kagmmak gerekir. Majinin geni§ alam mana inanc1yla beslenmi§ ve geli§mi§tir; -+ tabu'nun kökünde de aym inan<; yatmaktadu. 1899 phnda ilk kez R. H . Co drin gton tarafmdan kullamlan hu terim, kapsarugt ve kar§Ilaru~ anlam baktmmdan -+ dinamizm inancm.m Polinezya ve Melanezyada görülen özel hir higimidir. Bu inan<; biraz daha degi§ik olarak yC§itli yerlercle, ge§itli adlar altmda görülmektedir. (-+ Orenda, JY.fanitu, -+ Wolcanda, -+ 1\lfegbe, -+ Elima). Maniok: .i lkin GÜII.ey Amerika' da evcille§tirilen, daha sonra Bat1 Afrika'ya ge!fen bir hitki. Manihot, mandioka, manioka ya da kasseve denilen maniok'un pek <;ok ci.nsi varchr; ama ba§hca iki cinse ayrlirr: Tath ve ac1 maniok (Manihot utilissima). Ac1 maniok zehirlidir. Tathsmdan daha

161


Manitu'

besleyici olan ac1 maniok'un zehiri yerliler tarafmdan özel yollarla ~ttkar.tldilitan sonra ( ~ Tipiti), bitkinin köklerinden elde edilen undan lap a, peksimet, ekmek yap1h r. · Maniok, Güney Amerika yerlilerinin ~togunun ha§hca besinini te§kil etmi§ ve ~tevresinde önemli kültür ögelerinin dogmasma yol a~tm.I§trr. Manitu: Algonkin yerli dillerinde dogaüstü gücü ifade eden kavram. Bu mistik ve majik gü~t insanlarda, canh yaratillarda, doga ögelerinde bulunmaktadu. i~tinde manitu kudreti hulunan insan, canh yarattk ve doga ögelerine dokunmak helli kurallara baghdu ve ~togunlu.kla yasaktu; ~tünkü bu temas iyilik getirdigi gibi kötülükte getiri;r. Manitu niteligi bakm:undan Oky anusya a dalan.ridaki yerlililerin ~ mana inanCiyla, Siamdarm ~ w akonda, lrakualarm ~ orenda acb.nf verdikleri mistik ve majik lmdrete benzemektedir. Manizm ~ Atalar ib adeti,-+ Ölüler ibadeti. Maoriler: Yeni Zelanda adasmda yru;;arlar. Dilleri, Polinezya dillerine girer. Somat ik özellikleri: A~tik kahverengi deri; siyah , sert Sa!f, düzgün yüz h atlan. Toprakla ugra§nlar. Bir zamanlar ~ kanibalizm yaygmdt. Dinsel dünya görii§lerinin esas1-+ yüce varhk inancma dayamr. Bu varh gm adt Po'dur. Maoriler aga~ttan ve nefrit ta§mdan figürieri ve b edenlerine yapt1klar1 dövmelerle ün salmi§lardrr. Maske [Alm. Maske, Fr. Masque, ing. Maslt]: Yiize tablan, kimi zamanda tüm bedeni kaplayan ( ~ Dulc-Dulc birligi); atalar1, t anr.tlan, dogaüstü yaratlklan, ölüleri ve hayvanlan canlanchran; §a§rrtlCI ve etkileyici yüzkahlll. ilkellerin maskelerinin ~togu aga~ttan y apilir; bunlann yan1 sua agaq kahu gu kuma§lardan, t ekstilden, pirin~tten ve örgülü §eylerden yap1lnn§ m askeler de görülür. ilkellerin dinsel ve

162


Mayalar

büyüsel dünyalarmda büyük bir uygulama alam bulan maskeler, dinsel ve toplumsal hayatm en gerekli kutsal ara~la_n niteligini t~unaktadrr. Ölüler ibadetinde, atalar ibadetinde, erginleme törenlerinde, bayramlarda, avlarda vb. talnlan maskeler, ilkel dü§ünceye göre, canlanchrd.IklarJ kimselerin ki§iligini ve gücünü ta§!makta, maskeyi takanl da o ki§iligin ve gücün ü;ine sQkmakta<hr. Maskeler killt obje.si sapldiklan i<;in, kadmlara ve ergin olmayan ~o·culclara tabudur. Maskelerin bereketi artui:h.gma, kötülügü uzakla.;;tud1gma inawhr. (:e,;;itli gizli derneklerin kendilerine özgü maskeleri varilir; erkekler bu maskeleri takarak kadmlar1 ve ~ocuklar1 korkuturlar. Maskeyi en <;ok kullananlar Mrika, Okyanusya ve Amerika yerlileridir. Matrilinial

--+

Ana hatt1.

Man·ilokal

--+

Anayerli.

MatTiyarkat

--+

Anaerlci.

Mauss, Marcel (1873-1950): Frans1z sosyolog ve etnologu. Sorbonne'da, ilkellerin dinlermi okutmu§, Paris Üniver. sitesi Etnoloji Enstitüsü genel sekreterligi ve yönetim kuruhl üyeli~F görevlerinde buhmmu§tur. Etnolojiyi ilgilendiren ha§hca eserleri: "Manuel d'Ethnographie, 1917" (Etnografya El K.itab1), "Sociologie et Anthropologie, 1950" (Sosyoloji ve Antropoloji). Mayalar: Bir zamanlar güney-dogu Meksika, Yukatan yarrmadasi ve Guatemala'da ya.;;ayan yerli halk. Dilleri, Mayaalt grubtma girer. Yüksek hir kültür geli§tirmi§lerdir; bu kültür Anierika yerli kültürlerinin en zenginidir. Takvim kullannn§lar, s1firh hir saJI sistemini ve resimli yaziJI geli~tirmi§ler, basamakh piramitler kUIIDU§lar, üzerlerini kabartma ve oyma yaZ1larla süsledilcleri saraylar in§a etmi§-

163


McLennon

ler, görkemli ta§ sütun.larla ta§tan heykeller ve top oyunu alanlan yapnu§larchr. Freskleri, seramikleri, altm i§leri, mozayr.klan olgun hir ((izgiye eri§mi§tir. Toplumsal yapliarmda smU sistemi varchr; Pre~sler, soylular, özgürler ve köleler. Dinsel ve dünyasal yön etim hirihirine girmi§tii; hüyük prensler aynt zamanda dinsel i§leri de yönetmekteydi. Basamakh piramitler dinsel, toplumsal ve ekonomik hayatm merkezini te§kil etmekteydi. Tannlar adtna insan ve hayvan kurhau edilmekteydi. 1524 de ispanyollarm ülkeye giri§iyle daha önceden ha§lami§ olan dü§Ü§ devri tamamlannu§ oldu. Bugünk.ü Mayalar, eski kültfuden yoksun olarak Guatemala ve Yukatan'da tanmla ugra§maktachrlar. McLennan, J ohn Ferguson (1827-1881): Isko((ya'h hukuk ara§tuiCISI ve sosyal antropolog. Evrimci ~kuldanchr. Özellikle ana hukuku sorununu ara§tirmi§trr. Ba9hca eseri : " Primitive Marriage, 1876" (llkel evlilik). Mead, Margaret . (1901) : Columhia Üniversitesinde antropoloji, etnoloji ve psikoloji ögrenim.i yapmi§tir. 1925 ythndan itibaren Samao, Yeni Gine, Amiral tabm adalan, Amerika yerlileri, Bali'yi vh. gezmi§, uzun sfue ((C§itli · kabilelerin arasmda ya9ayarak, onlann kültik ädetlcrini, sosyal yaplianm incelemi§tir. Columbia Üniversitesinde profesörlük de yapan Mead'in ba9hca eserleri: "Sex and temperament in three primitive sociates, 1935" (Üif ilkel Toplumda Cinsiyet ve Miza((), "Cooperation and Competition among Primitive Peoples, 1937" (ilkellerde i §hirligi, <;ah 9ma ve Rekabet), "Male and female, 1949" (Erkek ve Di9i). Mcgalit

-+

Amtta§.

Mcg~c: ituri Pi~elerinin do gaya ve evrene e§it olmayan öl-

164


Melonezyahlar

c;ülerde da~tuchgma inand1klan h ayat gücü. Megbe, kudret inancmm özel hir §eklidir ve yüce varhk tasarmuna kadar gitmektedir. Her c;e§it etkiye sahip olan megbe kudreti, özellikle bir etnik grubun en ya~h insanmda toplanmaktadu; o ki§i, hu kudreti tecrübelerine dayanarak totem hayvanlarmdan her zaman edinehilir ve büyüsel i§lemlerle ba§kalanna iletebilir. Mclanezyahlar: Okyanusya'da, Melanezya adalar grubunda ya9arlar ( --t Olcyanusya Adalan). Dilleri, Austronezya dillerille girer. Somatik özellikleri: Ortarun altmda b oy, koyu renk deri, klvuCik"yapa~ sac;, dolikosefal ha§. Ekonomileri avCI.hga, hahkc;1hga ve topraktan elde edilen ürünlere dayamr. Okyanusya adalannda hü)rük hayvanlar az oldugu it;in, geni~ c;apta kara avcili~ yaplimaz. Buna kar§ilik adalann ln)'llarmda oturanlar it;in hallk avcili~ hüyük önem ta§rr, gec;imin ana kaynaguu saglar. Baltk, oltayla, agla, IDlzrakla ya da okla avlanm~ gibi, durgun sularda zehirli hallk otlanyla da avlarur. Adalarm it; lasrmlarmda oturanlar hah~ topraktan elde ettikleri ürünlerle degi§-toku§ ederek saglarlar. Y am, taro gibi yumru köklü hitkilerin yamsrra patates, muz, hindistancevizi, §eker kailll§l ve t;e§itli meyveler bitkisel besinin esasm1 te§kil eder. Aynca vitamin hak1mmdan zengin olan yabanli otlarla, t;e§itli böeekler de toplanarak yenir. Domuz eti de yiyecegin önemli bir bölümünü te§kil eder. Bitkisel ve hayvansal besinler seyrek olarak t;ig yenir. Yiyecekler genellikle közlenir, klzgm ta§ üstünde pi§irilir ya da tütsülenir. B u i§ it;in toprak ocaklar kullanlirr. Tuz, bitk i tozlanndan ve deniz suyundan elde edilir. Melanezyahlar dü§mandan, yrrt1c1 hayvanlardan ve su ta§malarmdan korunmak ic;in, direkler üzerine yapliml§ kulübelerle agac;lar üzerindeki harmaklarda otururlar; aynca "erkekier evi" ve "hekarlar

165 .


l~elanezyahlar

evi" ile "toplantl evleri" de vardu. Buralarda toplu.msa] sorunlan <;özümlemek i!;in toplant1lar ve hayramlar düzenlenir. Özellikle Yeni Gine'de, Sepik ve Papua Körfezi hölgesinde uzunlugu 150, yüksekligi 25 metreyi .hulan "toplantJ evleri" nin insa~u ~a§lrtan bir yap1 teknigi ve c;ok güzel dekorasyonu vardu. Bu evlerin yapmunda en küc;ük madeni malzeme kullamlmamJ~tn; dört kö§e ya da yuvarlak direkler, bambular, bitki lifleri ve damm örtülmesi i<;in yapraklar yapmm ana malzemesini te~l·il eder. Giyim basittir: Kadrnlar c;ayudan, · ottan, sazdan yap1lma dogal renkte ya da boyannn~, degi~ik uzunluktaki önlüge benzer etekler giyerler. Bedenlerinin üst lasnn a(;ak brrakllir. Erkeklerse, genellikle aga<; kabuklarrndan yaplima yumu9ak bir örtüyü bacaklarmrn arasma ge<;irmekle yetinirler. Giyimin bu kadar b:,~sit olmasmda iklimin de etkisi vardrr. Bitki liflcrinden, kurutulmu~ meyva <;ekirdeklerinden, salyangoz, midye ve ·istiridye kabuklanyla tüylerden yaptlicl.an öteberi süs euasl olarak kullamhr. --r Beden boyama daha c;ok maj*, dinsel ve toplumsal amac;lara yönelmi~tir: Y as1, sava§ durumunu, töreni vh. ifade eder. K1yliarda ya~ayanlar c;ogunlukla yekpare agac; gövdesinden oyulmu~, batmaya kar§l yanda ek düzeni bulunan, yelkenle donat1lm1§ kaylidar kullamrlar. Bir zamanlar büyük bir ustahlcla yaptliclan ve si.isledikleri kay1hlar -90 ki§i alan sava~ kayliclan- sömürgeciligin etkisi ve modern deniz ara<;lannm kullamlmas1 sonucu artJk yapllmaz olmu~tUl·. Eskiden para yerine midye, istiridye ve salyangoz kabuhlan kulla:r:uhyordu. Eu kahulclar iplere dizilirdi. Toplum: Melanezyahlarda topraga bagh birlik, köy cemaatl ~eldinde görülür. Birden fazla aile bir araya gelerek helli hir toprak üzerinde böyle hir cemaat1 olu~­ turmaktadrr. Köyün ~efi, köyü, ya~h ve mevki sahibi er-

166


Melanczyahlar

· keklerden iharet hir kurulla hirlikte yönetmektedir. Köyün ortak arazisi, hu araziden elde edi.len yaharul hayvanlar, yenilir ve gündelik hayatta kullarnhr hitkilere ve ham maddelere kom§U köyler el atamaz. Köyün ortak topra~ üstünde her ailenin kurallara haglanrm§ ekonomik haklan varcL.r. Melanezya yerlilerinde dikkati c;eken ve yaygm olan toplumsal bir özellikte ~udur: Ana hattma dayanan cemaatm kendi arasmda yine ana hattma dayanan iki yanya aynlmas1. Her iki cemaat da kendi dinsel ve toplumsal hayatlanw. ya~amakta, fakat mekän halnmmdan ayrn yerde hirihirlerine kari§Dll~ olarak oturmaktacL.r. Bu slrnflarm birihirleiine baghhklan, evlenmenin ancak öteki simfm bir üyesiyle mümkün olahilmesinden iharettir. Ekzogamiye totemistik yönden dikkat edilir ve ayrn klandan olanlar kendi aralannda akraba sayliillklan ic;in biribirleriyle evlenemezler. Anaerkil kültürlerde toteme dahil olmak, ana hattma göre elde edilmekteydi. Buna göre, bir adamm mah-mülkü, ölümünden sonra kendi öz c;ocuklanna gec;iyordu. "Gizli erkclder birligi" toplumsal farkhla~­ maJl geli§tirmi§tir. Bu bir~ilder, ki§isel ve toplumsal hayat üzerinde c;ok etkiliydi: Örnegin--+ Duk-Duk hirligi kanun koyan ve ceza uygulayan bir fonksiyonu yeri~e getirmekteydi (sonradan bu amacmdan uzakla§mi§tlr.) Melanezyahlann dinsel dünyalan gcnellikle --+ totem, ---+ tabu ve ---+ mana tasanmlarmm yam sua --+ atalar ibadetine dayanmaktacbr. Ölen kimsenin kafatasma, ölenin kudret ve gücünün bulundu~ yer gözüyl3 bakllru~ ic;in, bu kafataslan boyanarak, süslenel'ek, sac; ve göz talolarak "toplant1 evleri"nde --+ c;urunga, kutsal flüt, dans maskesi ve· davul gibi kutsal objelerle birlikte kol'llllmaktayd1 (Örnegin Salomon adalannda kafataslan ic;in küc;ük özel evler varchr). Yeni Irlanda'da düzenlenen --+ Malanggan

167


Melano • Hindu trla

bayramlan ve bu bayramlarda kullarulan - 7 Uli figür,eri atalara tapmmanm bir ba§ka bil;imini göstermektedir. -7 Kelle avc1h@. ve antropofaji ( - 7 kanibalizm) eskiden yaygmili ve bütünüyle majik-dinsel motiflere dayaruyordu. Kelle avcili~ özellikle Salomon adalanyla Yeni Gine'de yap1lmaktayd1. lVIelanezya yerlilerinin sanah genellikle fantastik, acaib ve kaba formlan; gok kullamlan hezemeyi; alacah-hulacali, qogunlukla parlak b ir boyama tek nigini kapsamaktarur. Bu sanat adalara göre §U özellilderi gösterir: Sepik bölgesi (Yeni Gine): Form ve hezemede zenginlik; uyumlu, kö§eli gizgiler; burunlanmn dikkati qekecek kadar belirtildigi ata figürleri. Torres AdL: Naturalist, band bigimindeki bezemeli maskeler. Yeni Britanya: Baiuing ve Sulkalann fantastik, tören maskeleri; GazelleYanmadasmda kafatasmdan yapilina maskeler. Yeni hlanda: lVIalanggan hayramlannda kullamlan figürler; gö. güslerin ve fallüsün özellikle belirtildigi ta§1an, enerjik Uli figürleri. Amiral Adl.: Dikkati geken bir form duygusu; vah§i balo.~h, sakin tipl,i ata figürleri; düz ve kö§eli qizgilerle bezeme. Salomon AdL: Üzeri sedefli, siyaha boyanmi§, agaq i§leri; dramatik tavrrh, acaib, kabainsan figürleri. Yeni Hehrid: Canh ve renkli bu sanat. Yeni Kaledonya : \:ok geli~mi§ agaq yontmac1hg1; hu yontmacJhgm tipik özelligi gaga burun, tehdit dolu halo.§, acaip yüzdür. Melano-Hindu rrkl [Alm. 1v.felanid, Fr. Race melano-indoue, ing. 1Y.Ielano-Indo race]: - 7 Kara rrk'a girer. Veddalarla karl§IDJ§lardu. Saf olanlan, kuzey-dogu (lVIundalar vh.) ve güney-dogu (Tamiller} Hindistan'da ya§arlar. Özellikleri :. Koyu renk deri, dolgun dudak, ktvrrCik sag, dolikosefal ba§ ve ortaya yakm boy.

168


Mts1r

Melez [Alm. il1ischling, Fr. Mu.latre, ing. Halfblood]: Ailesinin, biribirinden r;ok farkh rrklardan geldigi kimse. Örnegin beyaz ve zenci rrklarm birle§mesinden olanlara M u1a t t e denir. Melezler her iki 1rkm somatik özelliklerini ta§Irlar. Menhir: Kelimenin ash Keltr;e'den gelmektedir; men=(ta§) hir=(uzun) demektir. Ta§lar, önemli bir olaym ya da önemli bir ki§inin 'arusLir;in dikihni§tir. Ta§larm uzunlugu yirmi metreyi hulur. Miliya maskeleri: Güney Kongodaki Pendelerin, inisiye olmu§ genr; erkeklerin köylerine dönü§lerini kutlamak i9in düzenlenen eglencelerde takttklan maskeler. Bic;imsel özellikleri: insana ve hayvana benzer yaratililarla cinleri canlandmrlar; r;ehrede -+ yürek bir;imi yüz motifi görülfu. Misrr [Alm. Mais , Fr. Mais, ing. Maise ] : iri yaprakh, boyu iki metreye yakla§an, kor;an1 üstünde suah taneleri bulunan bugdaygillerden bir bitki. MJSirm vatam Güney Amerika'du; h}lradan bütün dünyaya yayJliDI§tH. Orta Amerika'da, Kuzey Amerika'nm güney-ban ve dogusu ile Andlarda bitkiscl yiyecegin esas1ru te§kil eder; közlenir, ha§larur, un haline getirilerek ekmegi, pcksimeti yapilir. Irakualar IIDsm fasulye ve etle birlikte pi§irirler. lVb.smn büyük ekonomik degeri, yerlilerin dinsel dünyalanm da geni§ c;apta etkilemi§tir: Meksika'da, Mayalarda rms1r tannc;alar1, Kuzey Amerika'da "M1s1r Anas1" ve buulara taprm§; ekilirken ve ürün ahmrken yapuan özel rmsrr hayramlan; miSUill kökeni ve insanlarm meydana geli§lerini anlatan r;e§itli efsaneler bu etkinin tipik örnekleridir. Ger;imleri IDlSU ekimine dayanan yüksek kültürlerin · sanat eserlerinde s1k s1k IDlSU ve nnsu tanrilarmm canlandmlmi§ ol~ugu görülür.

169


Miaolar

1\'Iiaolar: Güney Cin' de ya§arlar. Dilleri, Miao-Y ao dil grubuna girer. Yerle§ik bir hayatsürerler. Gec;imledni, yam.a<;hk yerlerde aga~tlan yakarak a<;ttklan t~lalara ektikleri pirin<;ten saglarlar. Pirincin yam sua sebze cle yeti§tirilir. Avcilik ve baltk(filik ikinci planda kallr. Domuz, manda, stgu ve at da beslenir. Evlerinin malzemesi ve büyüklügü i<;inde oturanlann varhklanyla orantilidu. Sepetler, sanruklar, hasrrlar, ürünü dögmek ve kabuklarm1 soymak i(fin gerekli ara<;lar erkekler tarafmdan yapilir. Büyük bir aile toplumsal hirligi t e§kil eder. Soy b abadan yana hesaplan1r. Ailenin en ya§h üyesi ailenin· reisidir. Ayn·1 soyadrn1 t~1yan kimseler ak.raba sayilirlar ve bir soy te§kil ederler. Soylar arasrnda cvlenmek yasakttr. Buna ragmen dayt ve hala lozlan evlilikte tercili edilen kimselerdir. K.tzlar evlenmeden önce, serbest einsei hayat sürerler. Cenazeleri ve hayramlan clin adamlan yönetir. "Stgu Bayramlar1" büyük bir önem ta!jir. H er be§ ya da on ytlda bir yaplian bu bayramlarda . atalar i(fin bir boga kurban edilir. Boga dögü§lerinin yaptlru@. al andalci mihraba boga b oynuzundan i<;ki dökülfu. Dinse1 inan<;lanmn esasm1 atalar ibadeti te§kil eder. Midewiwin: Kuzey Amerika'nm dogusundaki Algonkin fratrilerinin dinsel ve geleneksel gizli hirligi. Birlik <;e§itli derecelerdeki basamaklardan ibarettir. Bu dereceler y~ büyük öl«;:üde para kaqth@. ya da 9C§itli inisiyasyon ritleriyle elde edilir. Kutsal midyenin birlik üyesi tarafmdan yutularak sembolik anlamda ölmesi ve ritüel olarak yeniden diriltilmesi Midewiwin'in en karakteristik özelligidir. Birlige üye olmak i<;in hir gok ko!julu yerine getirmek gerekmektedir. · · Mikronezyahlar: Mikronezya t akunadalarmda ya§arlar (---+ Olcyanusya Adalan). Dilleri, Austronezya (Malezya-Poli-

170


Mikrone:iyaltlar

nezya) dillerine girer. Somatik özellikleri: Koyu renk deri, düz ya da dalgah sac;:, oldukc;:a fazla ._ mogol plisi. Ekonom.ileri bahkc;:1bga ve bitkisel yiyeceklerin elde edili§ine dayamr. Bahk, su bentleri, aglru:, oltalar, m1zraklarla yakalamr ve beslenmenin en önemli losmlill te~kil eder. Bahk av~ ekonomik degerinden dolaYI c;:ogu zrunan §eflerin istegiyle ortak yapillr. Taro, en önemli bitkisel besindir; . · düz ._ atollerdeki nebatqopraklarda yeti§tirilir. Hindistancevizi, ekmek agacl meyvasl ve muzdan hesin olarak IJOk yararlanillr. Adalarda hüyük hayvanlar ya§amaili~ ic;:in, kara aVl hemen hemen hic;: yapllmaz. Mikronezyahlar günlük hayatta kulland1klan ara<;-gerelflerin ham maddesini denizden elde ederler; büyük kaplumbaga kabuklan, midye ve istiridye sedefleri, mercanlar, köpek bah~ di~­ leri ka~lk ve tabaktau av arac;:larma varmcaya kadar her c;:e~it ara~J-gerec;: yaplilllllda kullamhr. Dokumacwk lfOk geli§mi§tir; daha c;:ok kadmlann i~idir. iplik elde etmek ic;:in gerekli malzemeyi hitki lifleri te§kil eder. Dokumaciligm yaru sua ham ve sepet örmede alahildigine geli§mi§tir. Erkekler ön loslmlarma genellikle küc;:ük bir ~ey baglarlar; kailinlarsa ya c;:ayulardan y,aplima önlük ya da muz liflerinden dokunmu§ losa bir eteklik giyerler . Dögmecilik ( ._ Dövme) ve --+heden boyama ädeti görülür. Mikronezyahlar olaganüstü denizcidirler. Mar§al adalarw.da y~a­ yaJllar ince c;:uhuklan biribirine tutturarak ve bunlarm Üzerine akmti.lan, durgun sulan ve diger deniz olaylarm1 gösteren sedeflerle kabuklar elcleyerek kullan1§h deniz haritalarl yapnu§larilir. Mikronezyahlarda toplumsal ili§kiler bir hirlik göst ermei. Doguda Mar~al, Gilbert, Ponape .ve Kusae adalarmda ya§ayanlar toplumsal halomdan --+ Polinezyahlardaki siDJ..flann özellilclerini gösterirler: Soylular, orta sm1f ve köleler gihi. Buna kaq;Wk Karolinlerin

171


Minganji maslrelcri

hattsmda daha ~;ok Melanezya ve Errdonezya sistemleri görühnektedir. Orta ve Bau Karolinlerde aristokrat snn:fa raslarulmaz. Bu srmfm yerine, anaerkil-totemistik görii~ü s1kt ekzogam kUl'alla uygulayan gelenekler ya da ~eflik sistemi; B au Karolinlerdeyse "erkekler birligi" ve Palau adasmda da "kadmlar hirligi" vardu. Mikronezyahlarm dinsel t asanmlan.nd a tahiat ve ölü cinleri, tannla~hnl­ IDl~ atalar, gök tannlau ve bunlarla ilgili ayinler hüyük rol oynamaktadn. Dinsel ve toplumsal hayatta -+ totem -+tabu ve -+ mana inanancrmn etkisi de ~tok y aygmdu. Mikronezya yerlileri daha qok el zanaatlanyla ugra~nn~­ lardrr. Aga<; i§i insan h eykelleri ve m askeler azdrr. Bunlarda da det aylara inilmemi§tir. Palau adasmda "erkek ev leri" nin c;atlian renkli, güzel oymalar ve resimlerle süslenmi§tir. Bu oymalann motifleri mitolojiktir. Sedeften ve hindistancevizi kabuklanndan yaptllclar1 kolyeler c;ok güzeldir. Minganji maskeleri: Güney ~ongodaki Pendelerin erginleme törenlerinde kullandililan maskeler. Maskeleri, erginlem e törenlerinin yap.lldt~ yerlerde nähet tutan erkekler takarlar ve erginlik c;a~a gelmemi~ c;ocuklart korkutup uzakla§tuaca~na inanrrlar. Minganji maskelerinin -+ Mtbya m askelerinden d ah a kutsal oldugu kahul edilmektedir. Bic;imsel özelligi: Yuvarlak ve ic;i bo§ iki levha hir takkeyle hirle§tirilir; hu levhaya sakal ve tüy yapt§tlrilir. 1\'listik par~alanma [Alm. Mystisches Zerstüclceltwerden, Fr.

Fragm entadon mystique, ing. lliystic fragmentation] : olahilmek ic;m gec;irilmesi gereken ruhsal ya§anttlarm en önemli evresi. ~aman adaylannm ögrenimi ve egitimi su aswda eksersiz m ahiyetinde olan hu ruhsal y a§antu ar c;ok ilgin_c; olup, mistik hir hava ta§tmaktadu. ~aman

172


Mogollar

Eliade, c;:e9itli ara9ti.ncrlann tesbit ettiiF bu y~antllann ortak noktalanm s;öyle sualamaktarur: "Adaym organlan demir bir c;:engelle kesilmekte ve a;rnlmakta, kemikler temizlenmekte, kemiklerin üzerinden etler kazmmakta, kan ve SlVl c;:evreye sac;:Ilmakta, gözler göz c;:ukurlarmdan oyulup c;:1kanlmaktadn. Bu i§lemlerden sonra bütün kemiller toplanmakta, bir demirle yeniden biribirle:rine baglanmaki arur . . Bütün bunlar olurken §aman adajl degi§ik, t r ansa benzet bir idrak dururnunda, tenha bir yerde bulunmakta ve bedenindeki bu degi§iklikleri gözlemektedir. ( -4

Mit~

$amanizm). Efsane.

Moai heykelleri Mogol rrla

~

~

Ariki heykelleri.

San nk.

. Mogollar: Orta Asya' da ya:;;arlar. Dilleri, Altay Dil ailesinin Türk-Mogol-Tunguz grubuna girer. ~ Mogol rrk'mm en belirli özelliklerini ta§ltlar. Ekonomileri ic;: Asya'mn göc;:ebe-c;:oban kültürüne dayanrr. Y1lda bir kac;: defa otlak degi§tirirler. "Koyun, deve, s1grr ve at si.irüleri beslerler. Süt, yag, peynir ve et ba9hca yiyecelderidir. ~ Kmuz'm yam sna ic;:ine süt, tuz ve koyun yag1 kati§trrdiklan <;ap da c;:ok severler. Hayvanciligm yaru s1ra az da olsa tarrmCIhlda da ugra9Ilrr. Eskidcn Kuzey Mogol gruplan arasmda avcrl1k c;:ok yaygmru. Ke<;eden yap1lma ~ yurt'lar, gö<;ler srrasmda öküz arabalanyla bir yerden bir yere götürülmektedir. Eski toplum ve ekonomi düzeni son zamanlarda degi9meye ba:;;lml§tJt. Göc;ebe c;:obanhk daha modern esaslara dayandrrllnn§, tartm ve bahc;:ecilik geli§tirilmi§, sanayi merkezleri yeni sm1flan meydana getirmi§tir. Budizm girmeden önce, eskiden Mogolistan'da §amanizm egemendi. Bugün bile §amanizmin kalmtllarma hala ras-

173


Mogol lcltcsi

lan.maktarur. Güre§, yan~, ci.rit, vb. gibi geleneksel oyunlar bayram ve törenlerde sili. sili: görül.mektedir. 1\'Iogoll~lcesi [Alm. lVIongolenfleck, Fr. Tache mongolique, ing. 1\llongolian spot]: Deri altmdaki pigman maddesinin özel dag1h91 sonucu meydana geien mavi ya da gri leke. Yeni dogan kimi 90cuklarm sakral bölgelerinde görülür ve 2-5 ya~lan arasmda kaybolur. Bu leke özellikle san rrklarda ve bunlara aln·aba olanl<).rda 90k olmakla beraber, diger rrklarda da görüle~ilir.

Mogol plisi [Alm. Mongolenfalte Fr. Pli mongolique, ing. Mongolian plica]: Sar1 rrk'dan olanlarda yulcar1 göz kapagmm gözün üstüne dii§Ü§Ü sonucu göz ucunun i9 tarafa dogru claralmas1 ve gözün ~tekik bir durum almasi. 1\foiti

~

Y anm.

Mokasen: Kelimenin ash Algonkin dilinden gelmektedir. K.uzey Amerika yerlilerinin ök9esiz, yanm ayalckabiSI. A vlanrm~ hayvan derisini igledikten sonra yap1lan ayakkab1 renkli inci-boncuklarla süslenir. Mokaseni en 9ok Preri yerlileri giycr. Monogarni .~ Teke~ evlilik. 1\fonoteizm [Alm . .ilionotheismus, Fr. lVIonotheisme, ing. 111ono~heism]: K.elimenin ash Yunanca monos=(tek) theo s (tann) dan gelmekt edir. Dünyap yaratan ve yöneten tek bir tannya inanmak ve tap1nmak. ilkellerdeki tek tanr1 inanc1yla yüksek dinlerdeki tek tann inanc1 farlchdu. Yükselc dinlerdeki monoteizm kristalize edilmi§, dondurulmug ve dogmalarla smulanmigken, ilkellerde ahc1, oynak ve degigkendir; daha 90k duy gu ve heyecanlara göre I belirlenmi9tir. Onun i~indir ki, din etnolojisi monoteizm teriminden ka~tmmaya, bunun yerine 'yüksek t ann' ya da

174·


Murdoclc

'yüce varhk llianc1'm koymaya dikkat etmektedir.-4Yüce varhk inanCI'na hemen hemen bütün ilkellerde raslamlmaktadrr; ancak ~ogu zaman bu yüce varhgm yam sua ikinci derecede ba~ka varhklar da görülmektedir. Montcsquicu, Charles S. B. de La Brede (1689-1755): .E tnolojiyle ilgilencn Frans1z dü~ünürü. Bir halkm ya da bir toplumun kültürünü etkileyen faktörlcrin ba~mda iklimi kabul eden Montcsquieu,-+ (:evre Kuram1'mn babas1 saYJlmaktadu. Montczuma (asil aru, Moctezuma ya da Motecuhzoma'du): · Aztek devletinin (1480-1520) son hükümdan olan Montezuma, ispanyollarm, ülkelcrini zaptetmeki~in yaptlklart sava§ snasmda teslime zorlanm1~trr. 1520 yllinda yerlilerin isyam suasmda kendi hafu tarafmdan öldürülmü§tür. Aztek~c Moctezuma keliruesi 'Öfkeli ~ef' anlamma gelmektedir. Morgan, Lewis Henry (1818-1881): Amerika'h etnolog ve sosyal antropolog. Evrimci okul'dandn. Kar~lia~tnmah hukuk biliminin kurucularmdan Morgan, Irakua'lar hakkmda yapt1g1 sosyolojik monografiler sonucu, anaerkilligin toplum düzenleyici rolünün farkma vanm§, sonrada B achofen'm etkisi altmda kalarak cvlilik örneklerinde einsei serbesti, grup evliligi, ana hukuku, baha hukuku ve teke9 evlilik gibi birihirini izleyen evreleri öne sürmܧtÜT. Mo r g an, .insanhgrn geli§imini'"de ü~ ana dönemde incelemektedir. (-+ Üf Basamalc Kuramlan) Morgan'm ba§hca eseri: "Ancient society, 1877' (Eski toplum). Murdock, G. Peter (1897) : Amerikan sosyal antropologu. Sosyolog A. G. Keller'in ögrencisidir. Yale Üniversitesinde antropoloji profesörlügü ve c;e~itli antropoloji enstiti.ilerinde direktörli.ik yapml§trr. Murdock, · Keller'in

175


IVIuryalar

Summar'in ve Malinowski':u.in fonksiyonalist görü~le­ rind.en etkilenmi§tir. Ba~hca eserleri: "Social Structure" (Toplum.sal Y ap1) "Outline of South American Cultures, 1951" (Güney Amerika Kültürlerinin Ana Hatlan), Ethnographie Bibliography of North America, 1953" (Kuzey Ameri.ka'run Etnografi.k Bibliyografyast). Muryalar: Orta Hindistan'da, Nagpur'un güney dogusunda ya§ayan --+ Gondla:rm ana grupianndan biridir. Bir Gond leh«;esi konu§urlar. Ge<;imleri taruncillga dayarur. Gerek yama«; yerlerdeki aga«;lan yakmak suretiyle a«;lian tarlal'ara, gere.k se düziük yerdeki tarlalara pirin«;, dan, salatahk, kahak, fasulye vb. ekerler. Ekimden önce ve ürün al!rurken, "toprak ana" ve atalar ic;:in domuz, ke«;i ya da tavuk kurban eclilir. Evleri orman i«;indedir. Agac;: ve bambudan yaplian bu evierin duvarian c;:amuria s1vann. SIgrr ve domuziar i«;in alnrlan vardtr. Fratri i«;inde evlenmek yasaktrr. Her fratrinin bir adt vardn. Bunlar «;ogunlukla hayvan adlandrr; bu hayvanlar yenilmez (Totemizm). Kadm evlendigi zaman kocasllll.U fratrisine gec;:er. Gen«; ktzlar ve erkekler --+ Gotul denilen. evlerde yas;arlar. K1zlar, evlenmeden önce serbest einsei ili§ki kurabilirler. Atalar ihadeti ve buna bagh olarak --+ megalit kültü gelis;mi~tir. Ölülerin amsma ta§lar dikilir. Muryalar bugün Hindularm etkisi altmdadu ve dinsel geleneklerinin yerini yava§ yava§ Hindu geleneklerinin ald1gr görülmektedir. Muska [Alm. Amulett, Fr. Amulette, ing. Amulet]: i«;inde, ta§tyant tehlikeli W§ etlcilerden, «;e~itli zararlardan koruyan büyüsel ve dinsel bir gücün sak11 oiduguna. inamlan dogal ' ya da yapma nesne. Dinamist dünya görüs;ü, (--+ Dinamizm) sonucu, n esrielerin olumlu ya da olum.suz bir güc;:le yüklü bwunduklan ipanc1 muskaiarm ortaya c;:ili§mda bas;hca etken ohnu9tur. Dogayt dolduran canh ve cansz

176


Mühlmanu

nesnelerin parlakhk, zenginlik, kuvvet, tükenmezlik vh. gibi öz ve hic;i.mle c;aqi1c1 nitelikleri kar§lsmda hazan §a§ITan, hazan korkau insanoglu felaketinin ve mutlulugunun hu nesnelerin i({inde sakh olduguna inanarak, hunlan kendi hizmetinde kullanma)'l dü§iinmܧtÜr. Garip hi({imdeki ta§lar, hayvan kemikleri, ho)'lluzlari, p~~c;eleri, di§leri; tahtadan, metalden yapilma öteheri; kagrtlara, deri ve hez parc;alarma yazilan· dualar, hfryüsel sözler, ((izilen §ekiller vh . muska olarak kullamhr. Muskalar fonksiyonlanna göre iki ana gruha aynlrrlar: Zararh ili§ etkileri uzakla§trranlar (hastahk, hüyü, nazar vh.) ve iyilik getirenler. Evleri, hayvanlan, hahc;eleri, tarlalan zararh ili§ etkilerden korumak i({in de muska kullamhr. Muskamn klasik ülkesi Eski 1\'usrr'drr. MlSlr'da, avlannn§ hayvanlarm di9leri, kemikleri, pen({eleri hir_ torha ic;inde muska olarak ta§mdigr gihi, ayak haglanmn üstüne de muskalar ili§tirilirdi; aym;:a tann, ein, hayvan figürleri; dügüm ve özellikle el ve göz amuletleri c;ok yaygmm. Eski Mlsrr'da fallüs ve yürek hi({imindeki muskalara da raslannn§tir. islam ülkelerinde en c;ok kullamlan muskalar el ve göz hi({iminde olanlarilir. Göz hic;imindeki muska Eski 1\-hsn'da, Fenikeli'lerde, Kartacah'larda, Yunanh'larda, Etrüsk ve Romah'larda da ((Ok kullaruhyordu. Türkiye'de gerek el §eklindeki, gerekse göz §eklindeki muskalara genellikle ~ nazarhk denmektedir. Muska)'l ~ ugurluk ve ~ feti§ten ayumak gerekir. 1\Iiihlmann, Wilhelm Emil (1904) : Alman etnolog ve sosyologu. Ba§langrc,:ta dogal hilimler ögrenimi yapan Mühlmann, hiyoloji ve jenetikle ugn§mi§, oradan sosyal antropolojiye gec;mi§, sonra etnoloji yapnn§, en sonunda da sosyoloji dekarar lnlmi§tn. Mühlmann, etnograf olarak özellikle Pasifik kültür hölgesindeki kült dernek-

177


Müzik

leri sorunlanyla ugra§ID.l§br. Etnolojide yapisal-fonksiyonel kl!!"a!!ll temsil etmektedir. Irk, kültü.r ve halk kan§Imi sorunlarma özel hir ilgi duyan M ühlm ann'm ha§hca eserleri: "Rassenkunde und Völkerkunde, 1938" (Irkhilim ve Etnoloji), "lv:Iethodik der Völherlcunde, 1938" (Etnoloji Metodu), "Geschichte der Anthropologie, 1948) (Antropoloji Tarihi), "Arioi und Mamaia, 1955" . Müzik [Alm. Musik, Fr. Musique, ing. Music] :_ilkellerin müzigi genellikle dinsel karakterdedir ve ihadetin önemli hir hölümünü te§kil etmektedir . . Bu halo.mdan müzik~tilere ve §arkiCilara c;ogu zaman hüyücü gözüyle hakihr ve haZI müzik arac;lannrn (-+ ~aman davulu) hüyüsel ve dinsel güc;ler ta§Im~ kahul edilir. ilkel müzik 9ogu durumlarda monotonsa da, özü hakim.1ndan 9ok sesli olmaya elveri§lidir.

178


N Nagalar: Ku:z;ey-Dogu Hindistan'da, Dogu Assam'da, daglarda ya~arlar. Dilleri, Tibet-Burmanya dil ailesine girer. Angami, ·Ao, Rengma, Lhota, Konyak, Sem.a, Songtam., Chang, Pharo, Kacha, ve Maramlar N agalan te~kil ederler. Ge~timlerinin esaslanm dag yama~tlanndaki hitki örtüsünü yakarak a~ttillan tarlalarda yeti~tirdikleri pirin9 te§kil etmektedir. Bu hölgede sadece Angamiler ve hunlara kom~u olan gruplar sulanchnhru~ teraslarda pirin9 ekimi yaparlar. Az olmalcla heraber tütiin, pamuk, ve ·nnsrr da ekilir. Ürün alma suasmda.hem topluca, hem de tek tek dinsel töreler düzenlenir. Dom.uz, tavuk ve s1gu heslenir. Bunlar hayralnlarda kurhau olarak kesilir. Evleri ya topräk düzeyinde ya da kaz1klar üstüne yapilml§tir. Malzeme olarak hamhu kullaruhr, üzerleri ~taytr ve palmiye yapraklanyla örtülür. Giysileri hasittir. Lhota ve Semalarda ~toke§ evlilik varchr. Her köyde bir ka9 t ane "Erkehler evi" vardu. Bekär erkekler hu evlerde yatarlar. Toprak herkesindir. Ancak otuz ytldan beri özel mülkiyete dogru h~r egilim görülmektedir. Dl§tan cvlenme egcmendir; tjocuk baha klanmdan sayilir. Bugün, yönetim bir "Köy Kurulu"nun elindedir. Bir zamanlar <;ok yaygm olan --+keile avc1hg1 art1k ortadan kalkml§tu. Eskiden oldugu gibi hugün de slic s1k ""Kazan<; ~enlikleri" düzcnlenir. Bu hayramlarda ne kadar ({Ok konuk agularursa, töreni düzenleyen o kadar deger kazall.Dll§ olur. $ölen sahibi achna ta§tan arut dikilir. Atalar ve ölüler ibadeti dinsel dünyalarmm esas1ru te§kil eder.

179


Nagualizm

Nagualizm [Alm. Nagualismus, Fr. Nagualisme, i:ng. Nagualism]: Kelimenin asb Aztek<;e n a u a lli= (gizli, örtülü, · kapab bir §eyfden gelmektedir. Bir insanla hir hayvan ya da dogal hir nesne arasmdaki mistik ve majik kader bagt ( -r Ötelci ben, -r Alter ego). Nazar [Alm. Böser Blick, Fr. Mauvais oeil, ing. Evil eye]: Belli kimselerde hulunduguna inamlan; insanlara, özellikle <;ocuklara, evcil hayvanlara, eve, mala-mülke hatta cans1z nesnelere de zarar vercn, haki§lardan firlayan <;arplcl ve öldürücü kuvvet. Psikolojik temelinde kiskan<;hk, haset ve psikolojik duygularm yattigr hu vurucu kuvvetin ruhun ru9a a<;Ilan iki noktasmdan, yani gözlerden D§kirarak kurhanma isahet ettigine inamhr. Gözde <;iki§ yolunu hulan ve semhollenen hu vurucu kuvveti önlemenin ve onun zararmdan korunmanm i1k <;aresi de "göze gözle" kar§l koymak dü§üncesi olmu§tur. Bu nedenle rengi ve hi<;imi gözü andrran her nesne ya oldugu gihi ya da baz1 ek ögelerle hirlikte' nazan uzakla§hnCl hirer savunma araCI, birer -r muska olarak kullarulmi§tir. Babil'de naz'ara kar§t muskalar kullarulmgr gihi, özellik.le Eski Mlsu'da " Osiris'in Gözü~' ya da ''Horus Gözü" diye hilinen muskalar pek me§hurdur. Bugün isläm ülkelerinin hemen hepsinde nazar inanct <;ok yaygmdu. Bugün hala Avrupa'da, özellikle italya'da ve Ball~anlarda nazar inancma raslarulmaktadu. Yunanhlann mat1sma, Araplann " el ayn" ya da "isabet-i ayn" iranltlann "bed ne'z er", Hintlilerin "slhr" · dedikleri hu <;arpiCl kuvyetin Türkiye'deki ad1 nazat, "göz degmesi"., "göze gelme", "pis göz", "kem göz"' ve "kötü göz"dür. Nazarhk [Alm. Amulett, Fr. Amulette, ing. Amulet ]: Nazan uzakla§tlrmgma ve etkisiz hale getirdigine inanuan -+ muska. <;e§itli nesnelerin (mavi kuma§ par<;asJ, mavi hon-

180


Nefes

cuk, üzerlik otu, sanmsak, leylek pisligi, deniz hayvan-· lan kabugu, yumurta kahugu, eski para, kur§un, dua yaz1.h kagtt vb.) bir araya getirilmesiyle yapuan (_(e§itli bi((imdeki nazarbklar giysilerin görünmeyen bir yerine dikildigi gihi, görülür hif(imde de ta§lllr. Evi, hayvanlan, tarla ve hahf(eleri tehlikeden korumak if(in de nazarhk kullamhr. insanlan, özellilde (_(oculdan koruyan nazarhklarm en yaygm1 göz hi~timinde ·ofa:mdu. ( ~ Göz bo.ncugu). Neandertal insam [Alm. Neandertalmensch, Fr. Homme de Neandertal, ing. Neandertal man]: Homo neandertalensis; eski ta§ ((a~ insan1. Bu insanm iskelet art1~ ilkin 1856 yilmda Düsseldorf yakmmdaki hir magarada hulunmu§tur. Avrupa'nm ha§ka yerlerinde (Fransa, italya) ve Asya'da (Krrun, Özhekistan) izleri bulunan Neandertal insanmm m~garalarda ya9amgz, avcilik yapt1gz hilinmektedir. Nefes [Alm. Hauch, Fr. Respiration, ing. Respiration]: Beden den 9Ikan, mistik ve büyüsel olarak nitelenen 9eyler arasmda ilk yeri ahr; hayatm esas1 olarak kahul edilir. Ruhun nefeste egle§tigine inanihr. ~amanizmin görüldügü · ilkellerde, hastalanan kimselerin ruhlarmw hastahk süresince nefes yoluyla hedenden f(OOp gittigine inan1lmgz i((in, hastayt tedavi eden §amanw ilk i§i ruhu hulup, yeniden hastarun hedenine sokmaknr. Nefesin yüksek kültür dinlerinde de önemli rolü vardu. ihranice, Yunanca, Latince ve Hintf(e'de ruh kelimesinin ash "nefes" kelimesinden türemi§tlr. Gerek yüksek kültürlerde gerekse ilkel kültürlerde insanlann yaratili§I, yarat1c1 kudretin, topraktan yarattt@. insanlara "canlilik üflemesi" ile olmu§tur. Bu konuda hir sürü mit varmr. Meksika yerlileri, f(Ocuklann, ana ile hahanw nefeslerinin hirihirine kan§Imi sonucunda dog-. duguna inanular. Hemen hemen bütün ilkellerde nefese 181


Negrid 1rlu

kutsal ve majik gözle halnlch~ il;in, nefes, dinsel ve hüyüsel sözlerin de e~?ligiyle büyücülük t e geni§ bir uygulama alaru bulmu~tur . Negrid rrlu [Alm. Negride, F r. Race negroide, ing. Negroid race ] : Ban Afrika, Merkezi Afrika, D ogu Afrika ve GüneyDogu Afrika'ya ya)'llnu§ bulunan 150 milyon kadar insanm m ensup oldugu rrlun ach. Bunlar biyolojik yapuanrun · özellikleriyle tropikal iklime yok iyi uymu~;lardrr. Negrid rrkm b~hca özellikleri: Ultra-Viole I§mlarmm ge9mesine engel olan (pigman) koyu renk; slli, siyah kiv uclli say; yok az kllh heden, uzun ve dar b~, prognat ik yüz, gen i§kisa burun, kalm dudak, d ar kalya, genü;; omuz. Negrid uln'na giren b a§hca alt rrklar ise; Sudan, Nilot ve Bantu alt- rrklanchr. Sudan alt-rrki: Bu alt-uka girenler. E kvator orma.m.nm kuzey st epleri ve savan bölgesinde ya§arlar. <;ok koyu deri rengi, kiVJrclli sa9, uzun ha§, geni§ hurun, kalm, etE dudak, u zun boy (boy, lokal farklar gösterir). Nilot alt-rrlu: Bu alt-uka girenler Yukan Nil'in kiy-:~smdaki batakllli böigeile Bahr-el Gazal'in birle§tigi yer yevresinde geli§mi§ olan yayuhk bölgesinde ya~arlar: OldukQa uzun boy, ince yapili vücud, yolc koyu renkli deri, darca hurun, Avrupah)'l anchran yüz. Bantu alt-rrki: Bu alt-uka girenler de Dogu v e Güney Mrika' da ya§arlar. Sudan alt-Irki ile Nilot alt-ukina girenlerden daha aytk deri rengi, ort a)'l a§an boylan, Avrupahlan anduan ince yüz hatlan vardu. Negrito (isp : cüce zen ci): Güney-Dogu Asya' da ve Melanezya'da ya~amaktadular. Somatik özellikleri: K1sa b oy (150 cm. civannda), siyahtan 9ukol ata rengine varan koyu kahverengi eilt, kiVJrctk say. Özellikle Malaka yanm adasmdaki Semanglar, Andaman adalarmda y~ayan Andaman-

182


Nekrofaji

hlar ve Filipinlerdeki Aetalar Negrito sa)'llmaktadrr. Negr itolarm hemen hepsi ge-;:imlerini avcilikla (yabarul hayvanla.r) saglamaktadula.r. Bol ve kolay besin elde ettikleri yerlere yerle§irler. Av ic;in kullaniliklan siläh oktur. Ancak otuz-lork y1!dan heri üfleyerek zehirli ok atilan karm§tan horular da kullamlmaya b a§lanrru§trr (Semang ve Aeta'larda). Yaprak, dal ve c;amurla SlVaDIDJ§ hasit -;:ardalclar da ya§arla.r. Döt kö§eli kulühelerde ya da: yagmur mevsiminde kullamlan (Andamanhlarda) cemaat evlerinde de banrurlar. Günlük hayatta kullaniliklan arac;-gerec;lerini, kap-kacaklarm1 kaiDJ§ ve aga11lardan yaparlar. Son zamanlarda kom§u gruplarla ili§kileri sonucu demir arac;gerec;ler, vanak-t;ömlek, kuma§ vb. kullanmaya ha§larm§lardu. Esas giyimleri püsküllü ve sac;akh yapraklardan yaplima bir kemer ya da önlükten iharettir. Ama losa bir süreden beri, degi§ toku§ yoluyla elde ettikleri tezgäh dokumast kuma§l ardan yararlanchklan da görülmektedir. Genellikle teke§ evlilik varilir. Kadmm topluin i9incleki yerini ekonomik dunrmu-besin elde etme gücü ve yetenegitayin etmektedir. Dinscl tasar1.D1.larx, hir §im§ck ve )Tllilirrm t annsl.IDD. t;evresinde toplanrm§trr. Bu tann)'l ho§nut etmek it;in, kan sunulur (Semanglarda). Büyücüler, §im§ck tannS1yla insanlar arasmda aracillk yaparlar. Negrito kültürü hugün tam hir t;özülme ic;erisindedir. Son zamanlarda kom~ularmm iyice etkisinde kalan bu ü9 gruptan ikisi (Semang ve Aeta) avcilik ve toplaYJ.Clh~ hrrakarak bitkisel besinlerini yeti§tirmeye h a§lam.I§lardu. (-+ Andamanlar-+ Aetalar,-+ Semanglar). Nekrofaji [Alm. Nckrophagie, Fr. Necrophagie, ing. Necrop hagy ]: Kelimenin ash Yunanca ne kro s= (ölü) ve phagie= (yemek)' den gelmektedir. Ölü eti yemek. Nekrofaji -+ Kanihalizmin 'bir ye§itidir.

183


Ncluomanti [Ahn. Nekromantie, Fr. Necromancie, ing. Necromancy]: Kelimcnin ash Yunanca nekros= (ölüm) ve ma.nteia= (fal)'dan gelmektedir. Ölen birinin ölüm sebebini ya da gizli bir 9eyi ögrenmek il;in fala bakmak. Nekromanti ölüler ibadetiylc baglant1hchr. Nicelik ölc;üsü [Alm. Quantitaetslcriterium, Fr. Criterium quantitatif, ing. Quantity-criterion): A yn yerlerde görülen iki kültür ögesi arasmdaki be~zerlikleri, sade"ce o .ögeler arasmda degil, ba9ka ögclerde de aramak. Örnegin, Fr ohen ius, Ra tzel'in Bat1 Afrika ile Melanezya'daki ok ve yaylar arasmda yaprm~ oldugu ara§tnmalarl daha da gcni~lete­ rek, bu benzerliklerin sadece ok ve yaylan ic;ine almayrp, aym zamanda maskeler, evler, davullar, kalkanlar, giyim-ku~am vb. de ic;ine alru~ ortaya koymu~tur. Nicelik ölc;üsü, Graehner tara:6.ndan daha da geli~tirilmi~­ tir. Nitelik ölc;üsü --:-+ Bil;im öl<;üsü Nilotlar (Nil zencileri): Y ukan Nil vadisindc ya9arlar. Dillcri Nilotik dillere girer. <;:ok koyu renkteki derileri ve c;ok uzun-ince heden yaplianyla öteki zeneilerden aynlrrlar. $illuklar, Dinkalar, Bariler ve Nueler Nilotlann ba~h ca halklanm tc§kil ederler. (:iftC(ilik ve sigrrc.thk yaparlar. Dan ve fasulye yeti§tirirler. Büyük s1~r sürüleri vardu. Konik kuhbeli, c;ogu yuvarlalc olan kulübelcrinin duvarlan c;amur ve sazdan yap1hr. Erkekler bedenlerine pamuklu bir kuma§ sararlar, kachnlar ise uzunca bir gömlek giyerler, Patrilokal aile ekonomik hirligi te§kil eder. Yönetim, klanm ya~h üyesinin elindedir. Topliunsal örgiit, özellikle $illuklarda geli~mi§ durumdachr. <;:ok · sayrda tribünün olu~turdugu birligin ha§mdaki §cflerin büyük yetkileri vard1r. Dinsel dünyalarmda yüce varhk inanc1, atalar iba-

184·


Nubyalar

· deti, ylian ibadeti, yagmur duas1, srgrr kurbani önemli rol oynar. Nordenskiöld, Erland (1877-1932): i svec;:li etnolog. T arihi okuldandrr. Güney A.merika'da yapt1gr ara§trrmalarla taJllD.IIll§tlr. Ba§hca eserleri: "Indianerleben, l910" (Yerlilerin Hayat1), "De Sydamerikaneska Indianernos Kulturhistoria, 1912" (Güney A.merika Yerlilerinin Killtür T arihi) ve " Comparative Ethnographical Studies, 9 eilt, 1920-21" (Kar§lla§tmnah Etnografik Ara§trrmalar). Nordik rrk [Alm. Nordische Rasse, Fr. Race nordique, ing. Nordic race ]: Beyaz rrka girer. Baltlk ve Kuzey Denizi c;evresi esas alamdrr. Kuzey hölümü dr§mda iskandinavya, Danimarka, Bau Finlandiya, Polonya'mn, AJmanya'mn Hollanda'mn, Belc;:ika'run ve Fransa'nm kuzeyi, ingiltere ve iskoc;ya'nm büyük bir bölümü bu c;:evrenin ic;:ine girer. Özellilderi: Pemhe-beyaz cleri, yatlk-hukleli Y!l da düz sac;:, uzun yüz, mavi göz, ince, öne dogru c;Ikmtili bunm, ince dudak, dolikosefal ya da mezosefal ba§, uzun ve ince boy. Nubyalar: Sudan'm kuzeyinde, Nil'4I her iki yakasmda ve rumende Kardofan'daki daghk hölgede ya11arlar. Dilleri, Sudan dil gruplarma girer. Som atik özellilderi: Krsa boy, ince yap1, koyu kahverengi deri, kara ve bvrrcu>. sac;:. Ciftc;ilil>. yaparlar. U zun, tunele hem;er, üzeri kubbeli evleri tipiktir. Y a§hlar egemenligi vardrr. Nil byrsmda ya§ayanlar müslümandrrlar. ·

185


0 Okyanusya adalan: Okyanusya üzerinde otuzbine yalnn irili-u.fakh ada. Etnoloji bilimi de cografi b ir ah§kanhga uyarak bu adalan ba§hca üc; grupta incelemektedir. Bu adalar grubunda ya~ayan yerliler etnografik, antropolojik ve lenguistik bakrmdan biribirlerinden farkh özellikler gösterirler. Adlan Yunancadan gelen bu üc; gr up ada §unlardu: Melanezya (üzerlerinde koyu, yer yer de siyaha ya1..-m derili insanlann ya§acU~ adalar); Mikronezya (küc;ük adalar); Polinezya (c;ok adalar). Mikronezya'ya giren hU§hca adalar : Mariana, Karolin, Marchall, Gilbcrt ve Palau. Melanezya'ya giren ha§hca adalar: Yeni Ginc, Salomon, Yeni Hebrid, Yeni Kaledonya, Yeni Britanya, Bismarckarchipel, Admiralitet, Santa-Cruz, Torres ve Bank. Polinezya'ya giren adalar: Hawai, Ost er, Yeni Zelanda, Markiz, Tahiti, Cook, Tanga, Samoa ile Melanezya ve Polinezya arasmda bir gec;it sahast te§kil eden Fiji adalan. Adalar Amerika, Ingiltere, Fransa, Avusturalya ve Yeni Zelanda tarafmdan yönetilmektedir. (-+ Mikronezyaltlar, -+ 1\llelanezyaltlar, --+ Polinezyahlar, --+ Papular). Orenda: Iralmalar'da mistik bir k udreti anlatan kavrama verilen ad. Orenda insanlarda, hayvanlarda, doga ögeleriyle doga olaylannda bulunan gözle görülmez, su dolu bir kudrettir..Ah§llml~m ili§mdaki yetenekler, i§ler, sonuc;lar yerliler tarafmdan genellikle · orenda'nm etkisiyle ac;tklamr. Örnegin sava§ta dü§ma.m.ru. yenen bir sava§<;I, zaferini, kendi orenda'smm dü§manmkindcn ü stün olu§una bare;-

186


Orta Airika yerlileri

ludur. Orenda'mn etkisini !fogaltmak ya da smulamak i!fin hüyüsel i9lemlere ha§vurulur. · ( ~ Dinamizm, ----+ Mana, ~ .i VIanitu,-+ U"l akonda,-+ Elima,-+ Megbe). Orta Afrika yerlileri: Dilleri, hüyük ~;oguruuguyla Bant.u d.illerine girer; aynca Sudan dilleriyle Nilotik diller de konu§ulur. Bu hölgede -+ Pigmid irkm tipik temsilcileri Pigmelerdir (-+ Pigmel~r). Gii?ey Kamerun'da ve Gahun'daki Pangweler; merkezi Kongo havzasm.daki' Mon:go, Bogangi ve Bangalalar dil ve kültür halmnmdan büyük etnik grupl an te§kil ederler. Bunlann hepsi Bantu dillcrini konu§urlar. Angola ve Güney Kongo havzasmdaki Bantu dili konu~an savan köylüleri ekonomileri ve ya~ama bi!fimleriyle dogu Afrika'daki savan köylüleriyle bir r;ok halomdan henzerlik gösterirler. Bau Kongo ve kuzey Angola'daki Bakongolar; güney Kongo'daki Bakuha, Balubo ve Balundalar ile Angola'daki Bambundu, Owimhundu ve Watschokweler Orta Afrika'mn savan ve orman hölgesinin hüyük halklandrr. Aga!f i§leri, !fanak r;ömlek!filik, sepet!filik, demir i9leri, dokumac:ilik geli§mi§tir. Avcuar ok-yay kullarurlar. Aynca kili!f, topuz, halta ve !fC§itli §e!cillerdeki nuzraklar !fC§itli amar;larla kullaruhr. Y apraklardan, aga9 kabuhla:rmdan yapilma önlükler; pamukludan ve deriden elhiseler giyimin esasnn te9kil eder. Bedenin !fe§itli yerlerine yaralar a!fthr, ·dövmeler yapthr; tüylerle. süslenme erleekler arasmda yaygmrur. Rüzgän önleyen hasit t;ardaklardan, konik r;at1h, dört kö§e ve yuvarlak kulübelere kadar degi§en barmaklarda ya§arlar. Ormanlarda ve kuzey savan hölgesinde ya§ayan zeneilerde hüyük aileler 've totemistik ekzogam klanlar toplumsal örgütün esaSIDl te§kil ederler. <;:oke§ evlilige oldulc!fa'slic raslamhr. Angola'nm ve Kongo Havzast'iun güneyinde ya§ayan ve Bantu dil~ konu§an savan köylülerinde r;ocuhlar annenm

187


Orta Amerika yülcselc kültürleri

klanma dahil olurlar. Bu bölgede, kuzeye bakarak daha büyük politik birlikler gcrülür. Erginleme törenleriyle baglantth olarak sünnet ve fie§itli j enital deformasyonlar · uygulamr. Gizli dernekler gerek kültik, gerekse politik hayatta önemli rol oynamaktachrlar. Atalar ibadeti, gök ve yer tannst inanct; dinamistik tasanma, toprak: kültü, kutsal korulann ve agafjhklarm ibadet yeri olarak: kulla.ruh§t; avc1 tribillerde hayvanlara tapmma (özellikle Angola'daki ·c;okwelerde), 11ahltk cinlerine inanma; animizm, büyücülük, feti~izm dinsel dünyalarw1 olueyturan ana ögelerdir. Kongo bölgesi (Bau Afrika ile hirlikte), Afrika plastiginin ününü dünyaya yaymi§tir. Agafi yontmacillgt, maskeler, §iir sanat1 ye müzik alabildigine geli§mi§tir. Orta Amerika yüksek kültürleri-+ Aztekler,-+ Mayalar.

188


ö Ölüler alemi [Alm. Totenreich, Fr. Monde des morts, Lig. Abode of the dead]: Ölenlerin "canh" olarak ya~ailiklan kahul edilen dünya. Ölüler v e atalar ihadetiyle sili ili§kisi olan hu alem, kimi ilkellere göre ~ogu kez ölüleri.n gömüldügü yerler, yani mezarhklar olarak dü§ünülm.ü§tür. Böylece yer altmdaki ölüler alemi tasamru dogmu§tur. Ruh inancmm geli§mesiyle, giderek ruhlarm gökyüzü ya da giine§te egle§tikleri inanc1 da dogmu§tur. Ölüler alemi genellikle yeryüzü ve yer altmda dܧünülmektedir. Denizlerin dihi, daglann t ep esi, üzerinde ya§arulan toprak parc;äsmm 51rurlan, ormanlarm ic;i, k ayahklar, batakllklar, magaralar, uzak adalar ölülerin ya§amklan yerler olarak kabul edilmektedir. inanca göre, ölüler alemine giden yollar hir ~ok tehlikelerle doludur; onun ic;in ölenlere §amanlarm, hüyücülerin e§lik ederek, yol göstermesi gerekmektedir. Ölülcr ihadeti (Alm. Totenkult, Fr. Culte des morts, ing. Cult of · thc dead] : Ölümden sonra hayatm sürdügüne; ölenlerin geride brraktillarmm kaderleri üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri olduguna; onlarla aralarmdaki haghhk duygularma ve ölenlerin geri dönmelerinde duyulan korkuya dayanan inane; ve hu inanc;la ilgili ritlerin, i§lemlerin ve adetlerin tümü. D aha c;ok ge~imlerini hitkisel yiyeceklerden sag-· layan, ana hul.-uku toplum düzeninde ya!}ayan yerle!jik halklarda r aslarulan ölüler ihadeti; ölülerin ~ok y akm yerlere, hatt a evlerin ic;ine gömülmesi, onlara yiyecek-i~e­ cek verihnesi, kulland1klan e9yalarm mezarlarma hxralul~

189


Örf

mas1, figürlerinin kutsanmas1 hi<;imiride kendini göstermekted:ir. Kaza senneu ölen bn1seler bu sayg:r ve vefadan yoks1mdurlar; onlardan korkulur. Ölü kültü, genellikle, yeni ölmü§ kimseler i<;in yapilir. Örf [Ahn. Sitte, Fr. Moeurs, iug. More]: Toplumuna göre, kanun ve ahlak yerine ge<;cbilen, fakat ger<;ekte kanu.ri. olmayan davram§ kahb1. Örf, --+ ädet'e bakarak daha gü<;lüdür. Öte dünya [Ahn. Andere Welt, Fr. Autrc monde, iug. The next tvorld]: Ölenlerin gittikleri dünya. ilkeller, ölen kimselerin, ölümden sonra da bu dünyadakine benzer hir hayat sürdügüne inaniliklan i<;in, öte dünya tasarmu hemen bütün ilkellerde görülür. Toprak alti, sulru:,' yüksek tepeler, hulutlar, J1ld1zlar, güne§ ve ay, öliüerin egle§tikleri yerler olarak kahul edilir. Ölenler buralarda ya mutlu ya da mutsuz bir hayat sürerler. Bu durum ölen kimsenin bu dünyadaki toplumsal mevkiiyle ilgili oldugu gibi, saghgmda kestigi kurb anlara, ritleri yerine getirip getirmedigine de baghdu. Öte dünyaya giden yol, <;e§itli haiklar tarafmdan d~gi§ik bi<;imlerde dü§ünülmektedir; hepsincle ortak olan görü§, hu yolun tehlike ve engellerle dolu oldugu inancidrr. Onun i<;in ölenlerin öteki dünyaya gidi§ine §amanlar, rahipler ve buyücüler e§lik edcrler. Ölüm bi<;imi (kaza sonucu ölmek, hayvanlar tarafmdan par<;alanmak, intihar vb.), ölü sahiplerinin yapulclan törenin zenginligi, ölenin öteki dünyadaki hayat1 üzcrinde ohunlu ya da olumsuz y önden rol oynayan faktörlerdir. Öte dünya ile --+ ölüler älemi t asaruru benzerclir. Öteki hen [Ahn. Alter Ego, Fr. A lter-ego, ing. Alter-ego]: Kelimenin ash Latince alter ego= (Öteki ben, ha§ka ben)'dan gehuektedir. Bir insanla bir hayvan ya da bir bitki

190


Özümsemc

arasmda hayat ve kader birligi inanCl. Birinin b~ma geleri.in ötekinin ba§ma da gelecegine inanthr. Ö;negin söz konusu hayvan yaralamr ya da öldürülürse, aym olay o hayvamn e~i olan insan i9in de söz konusudur. Onun iljindir ki, bu inanem. görüldügti yerde, e~ olarak seejilen hay van ya da bitkinin yenmesi, yokedilmesi kesinlihle yasaklannn§tli. Öteki ben inancma-+- tot~mizm'in özel bir §ekli gözüyle balahnaktadir. Orta Amerika' da bu inanem adlna Nagual denmektedir. Amerika yerlilerinin lcimi san' at escrlerinde de bu inanem etkisi a~Jlk~Ja görülmektedrr: Ba§mda ve omuzunda hayvan bulunan insan heykelleriyle Kuzey-Bat1 Amerika'daki ballk~Jl ve avcuarm aga9tan yapt1klan h crn hayvan hem insan hi~Jimindeki mask eler gibi. Öz ~ Tribü. Özümseme [Alm. Assimilation, Fr. Assimilation, ing. Assimilation]: Egemen bir kültürün yabanc1 bir etnik grubu ya da bir kültür ögesini kendine maletmesi, kendine benzetmesi, kendi i9inde .eritmesi.

191


p Papualar: Yeni Gine adasmda, k1smende Gazelle-yanmadasm da (Baining ve Sulkalar) ya§ayan yerliler. Dilleri, P apua diJlerine girer. Somatilc özellihleri: Oldu<;a losa boy , k.tvrrcik sa<;, koyu renk deri, uzun ve ru~bükey burun. Adamn i<; lasunlarmda ya~aillklari i<;in, e§me telcnigiyle <;ift<;ilik yapmaktadrrlar. Bahk~ahk <;:ok az yapilir. KazlliJar üstüne kurulmu§ lculübelerde ot ururlar. ~Kelle avcih~ ve ~ kanibalizm yaygmru. Para ~ llkel ekonomi. Pararlel yegcn cvliligi [Alm. Parallel Vettern-Basenheirat, Fr. Mariage entre cousins parelleles, ing. Parallel-cousin marriage]: Teyze ~:to_cuklanrun ya da amca ~:toculrJannm biribirleriyle cvliligi. Pasifbüyü [Alm. Passive. Magie, Fr. 1\llagie passive, ing. Passive magic]: Zararh ve kötü eh~ etlcileri uzakla~trrmaya, bu zararlardan ka~:tJnmaya ve bunlara kar§l savunmaya yöneleu büyü. Büyüsel kudretlere sahip oldügu samlau yerlerden, insanlardan ve objelerden ka~:tinmak pasif büyünün esasnn te§kil eder. Örnegin gebe kaillnlarm baz1 §cyleri yememesi gibi. Pasif büyüde - 4 muslca ve ~ u gurluklar önemli rol oynarlar. (-+ Büyii, ~ Maji) . Patrilinial-+ Baba hatt1. Patrilokal ~ Babayerli. Patriyarlcat

192

~

Babaerlci .


F==>erry

Pekin insaw [Alm. Pelcingmenseh, Fr. Homme de Pekin, ::ing. Pekin man]: Sinanthropus pekinensis; yakl~:ili: olC3rak 500.000 yil önce ya§ayan insan. Pekin .i nsanuun isk::.elet art:Jklan ilkin Pekin yakmlannda (Hu-Ku-Tien) bu_lunmu§tur. Magaralarda ya§aru~, ta§tan aletler yaptlg:::t ve ate§i kullanchg. hilinmektedir. Pemmikan: Kefunenin ash yerli dili.ndeki pimekan= (Y<=:::ig)'dan gelmektedir. Özellikle Preri yerlilerinin (-+ K «.tzey Amerika yerlileri) -+ bizon etini kurutarak elde etti.k__]eri, besin degeri yüksek konserve et. Et, ince dilimler haliinde kesildi1.-ten ve a~Ik h avada kurutulduktan sonra ta§ c3.okmaklarla dögillür, i~ine üzümsü meyveler ve yag kar--::I§tlralarak ham deriden yaplim.J§ torhalara doldurulu::zdu. Böylece uzun süre bozulmadan saklanabilen et, yerliL-erin gezginci hayatlannda beslenmelerini büyük ~apta k<=U"§llamaktaych. Penis ipi [Alm. Penisse/mur, Fr. Fieelle de penis, ing. ~...enis string]: Erkek einsei orga.n.mm ug · klsm.Jnm tuttur~up yukan kaldmlch~ bele bagh inee ip. Penis kthfx [Alm. Penisfuteral, Fr. Etui de penis, Ing. P ~nis sheath]: Erkek einsei orgarum korumak i~in kabak-.an, mercandan, kaiDI§tan ya 'da palmiye yapr~klarmdan yapllan mhf. Tropik hölgelerde (Sudan, Güney Ame:r :ika, Melanezya) ya§ayan ilkeller hu lnhflarm einsei orga3l.lanw zararh hüyiilerden koruyaca~a da inanmabachl:::"Iar. Perry, W. J. ( ): ingiliz· difüzyonistlerinden. E: lliot Smith'in etkisi altmda kalrm§trr. Ba§hca eserl.eri: "The Megalith Cultur of Indonesia, 1918" (Endonezya""run Megalit Kültürü), "The Origin of Magie and Relig-ion, 1923" (Büyü ve Dinin Kökeni), "The Children of the Sun, 1923" "Güne§ <;ocuklan". :t93


Pigmeler

Pigmeler: Kelimenin kökü Yunanca Pygmee'den gelmektedir. Anlan:u: Ba§ parmak; lusa hoylu ve c;irkin adam. Orta Afrika ormanlarmda ya§ayan ilkeller. Yeryüzünün en kisa hoylu insanlandrr. (Boy ortalamas1 erkeklerde 1.43 m., kadmlardaysa 1.36 m.dir) ~ Pigmid rrkmdandrrlar. Kendilerine özgü hir dilleri yoktur; Kom§ulan hulunan Negrid halklarm dillerini konU§urlar. Pigmelerin Ituri nehri kiYismda ve kuzey-dogu Kongo'da ya§Iyan Akka, Efe ve Basua gruplanna Bamhuti denmektedir. Bat1 Pigmeleri ya da Twi d'ler özellikle Gahun, Güney Kamerun,KongoBrazzaville ve merkezi Kongo-Leopoldvile'de ya§amaktadular. Ekonomileri avcllik ve toplaYiciliga dayamr. Erkekler ormanlarda ()C~itli hayvanlar1 avlarlar. Av silälu olarak zehirli ok kullanilir. Avda köpeklerden de yararlaruhr. Kamnlar yenehilecek hitkileri ve höcekleri topl~Iar. Eti ate§te hzarttlklan gihi, yapraklar arasma sararak külde de pi§irirler. Pigm.eler, zencilere av hayvanlanyla arman ürünlerini verir, onlardan muz, tuz demir alular. (~ Simbioz). Giyimleri c;ok hasittir. Deriden ya da agac; kahuklarmdan yapllma lcüc;ük pan;:alar1 hacaklarmm arasma ge<;i!erek, her iki ucunu hellerindeki kemere haglarlar. Kachnlar yapraklardan yapll.nu§ önlük takarlar. Aralarmda kan akrahahgt hulunan erleekler kanlan. ve c;ocuklanyla hirlikte gruplar meydana getirirler. En ya§h erkegin yönetiminde ya§arlar. Birc;ok aile gruhunun bir araya gelmesiyle toplumsal bir hirlik, totcmik bir klan te§kil edilir. DI§tan evlilik egemendir. Konutlar1 yuvarlak, kuhheli hic;imde kulühelerden ibarettir. Kulüheler agac; dallannm sepet gihi örülerek, üzerlerinin yapraklarla örtülmesiyle yapliu. Pigm.elerin dini, gökyüzünde egle§tigine ve öleruerin ruhlarmm yamna gittigine inandllclan yüce varhk tasarmunda temellenmektedir. Yüce varhga dua

194


l:'>Iangi

edilir, av hayvanlarmdan kurhan sunulur. Din.amist dünya görÜ§Ü yaygmchr. Pigmid uk [Alm. Pigmide Rasse, Fr. Race pygmoide, ing. Pyg· moid race]: <;ok lnsa hoylu in.sanlarm dahil oldugu rrk: dah. Negril rrk.ach da verilir. Ekvatoral Afrika, Güney .Afrika, Güney ve Melane2;ya'da y~1yan yerlilcr Pigm.e diye adlandmhr. Afrika Pigmcleri: Bamhuti, Twid. Bozu.lmaDll§ pigmelerin.. hoy ortalamalan LSO nin. altmdachr. Büyük v·e yuvarlak ha§, kuhhemsi ahn, ((Ok gcni§ elmac1 k kcmikleri, kalrn dudaklar (üst dudak ortada eh§ hiikey hir hi((im ahr), ((Ok geni§ hurun ile koyu, gogunlukla sa:nmtrrak deri rengi, gövdeye oranla kisa hacaklar somatik özelliklerin.in ha§hcalandrr. Asya Pigmeleri (Negrito): Andaman Adahlan, Semanglar ve Aetalar ile Yeni Gine'de Melanezya' daki kisa hoylu yerli kahileleri Asya Pigmeleri sayilinaktadu. (~Negrito). Pinga: Hudson körfezinin. hat1smda ya§Iyan Karibu Eskimolarmm rengeyigi tanr1s1. Pin.ga'nm sadece rengeyiklerinin degil, öteki kara hayvanlannm da koruyucusu olarak önemli hir yeri varchr. Pinga· di§i hir tann gihi dü§ünillür (Karihu-Anas1) ve "evrcnin. herhangi hir yerinde" oturur. Pinga'nm nasll hir görünܧ~ oldugunu kimse hih:nez. Plangi: Kelimenin ash lVIalayacadu ve alacah-bulacah, ((Ok renlcli anlamma gelmektedir. Endonezya' da ~Batik vc ~ ikat'm yam s1ra görülen hir hoyama tcknigi: Kum~m haz1 lnslllilan diplerin.den iple hogularak baglanchktan sonra boyaya atllu. Boyadan g1kan kuma§m hagh ye1·leri c;özüldügü zaman, hoyas1z degirmiler ve ge§itli hic;imde Iekeler elde edilir. Böylece kuma§ süslenmi§ olur. Plangi tarz1 hoya.ma teknigi gok yaygmdrr. K. Kolomh'dan önce Meksika ve Peru'da; Merkezi ve Bat! Sudan'da, Zen-

195


Poliandri

gibar ile iran, Hi.ndistan, <;i.n, J aponya, Macaristan ve :i:sve<;te kullamlmaktadrr. Poliandri - t <;ok erkekle evlilik.. Poligami - t <;oke~ evlilik.. Polijini - t <;ok kadmla evlilik.. Polinezyahlar: Polinezya talam adalannda yaprlar (-+ 0 /..-yanusya adalan). Birihirlerinden u2;ak adalarda y~amalan­ na ragmen nk, dil ve kültür l?alummdan ge~i~ öl<;üde hirlik gösterirler. Dilleri, Austronezya dillerine girer. Somatik özellikleri; Uzun hoy (ortalama 1.72), ac;:Lk kahverengi deri, k oyu sac;:, kahverengi göz, düzgün yü2< hatlar1 ( Eickste d t , Polinezyal!lan Avrupa 1rlu'nm hir yan olarak kahul etmektedir). Beslenmelerinde hal:ili:c;:llikla-+ taro, - t yam, hindistancevizi, muz, patates ve ~eker kam1~1 gihi hitkisel yiyecekler ön plam alu. Domuz da heslenir. Eskiden H~wai, Talllti, Samoa ile diger adalarda törenler · srrasmda köpek eti illzartliarak yenirdi. Denizcilikte <;ok ileri gitmi§lerdir. Ic;:lerine 200-300 ki§inin stgru~ 40 metre uzunlugunda kayililar yapml§lar, hunlarla haftalarca süren deniz yolculuklanna <;1knn~larchr. Agac;: kahukla-· rmdan yaptililar1 kum~lar (- t tapa) gerek desenleri, gerekse renkleriyle ince hir zevkin ve ö2;el hir yetenegin en güzel örnegidir. Bu kuma~lar giysi, hattaniye ve sofra örtüsü olarak kullaruhr. - t Tüy pelerinler özellikle Hawai adasmda kulla.w.hrch. Dövmccilik c;:ok geli§mi§tir. Özellikle Samoa ve Markiz adalanyla Yeni Zelanda' da ya§ayanlar dövmecililrte en ileri noktaya eri§mi§lerd4-. Polinezya adalarmm hemen hepsinde toplumsal sm1fl~ma görülmü§tÜl·. Bunlar ha~hca ü c;: illsma ayrillyorlarch: Soylular (~efler, din adamlar1) halk ve köleler. Soylular kendilerini tannlarm kökeninden geien kimseler saytyorlardl. Toprak, soy-

um

196


Poline==;;;;;;;c!!!!!:Yahla

lu srmfrn. ileri geien ki§ilerinin elin~eydi. Soylu snnf i!!!fl a öte kiler arasmda evlen.mek söz konusu degildi. Ayn.c ~ soy· lularla ötekiler arasmdaki toplu.msal mesafe -+ ma=or ::na vt -+ tabu kavramlannm uygulam:;;mda da kendini ö ster· mekteydi. ~efler, din adamlan ve sava§ kumand__ ..:::anlarl m ana sahibi saylid1klarmdan onlara dokunm.ak, ::::s:z. :;:r-ediklerini yemek, kullandlklan ara<;- gereci ellemek --= adlarnn ~öy~emek öteki snnf üyeleri l9in tahuydu. P J.mezyahlarm dinsel dünya görü:;;leri <;e§itli fonksiyonlar '** olan tannlara inan.maktan ibaretti. Bunlarm i<;inde en i ...,_ nemli yeri bir tek sözüyle dünyap l§Jga kaV1l§turan Tan olo a ahyordu. Bu tannnm karde:;;i Tene· ise hayvanlan v-~ hitkileri yaratnn§tu. Yeni Zelanda'da ya:;;ayan yerliler=-adanm M aui tarafmdan yarablmgma inanular. Ay tan ==::JrJ.((a5I Hina'nm yamsua bir dize ba:;;ka tann da hayatm e§itli evreleriyle ilgili ya:;;antuarda etkili olmu:;;lardrr. Acl lann <;ogunda,tanruaradma,insametkileyenbi<;im ve güze 3* likte tapmaklar yapÜIDI§tu. Tanruar~a insanlar arasmda ar cilik yapan din adamlar1 (tohunga) özellikle H awai adasmd ~ bübüyük bir kudret ve prestij sahihiydiler. Tohunga'l I hu mertebeye eri§mek i<;in bir-kag yllhk hir egitimden egerek mitolojik ve tarihsel gelenekleri, ibadetle ilgili hu;.-=-=-ruklari ögrenirlerdi. Polinezya'da, tannlar inancmm g -=cslgesinde kalmakla beraher, ~talaribadeti de görülmekt se=dir. Özellikle Oster adasmdaki ünlü nomumantal ta§ he::::::::- ;;:r-kellerle aga<;tan yapll.ma iskelet figürleri atalara tapmc ,.,_ap belgeleyen esetlerdir. Manave tabu inanc1 <;ok yaygrM:% -.du.· Polinezya sanatmm genel <;izgü eri: Düzen, uyum, inc lik; sade hir form; titiz ve özenli hir i:;;<;ilik; a2; renklilik . ..ufli'~=.-­ ke7<i Polinezya: <;ok zengin bir sanat görülmez; geome=== h ezeme; hasit motiflerin sürekli tekran; süslen ecek d -------=iL:izeyi alanlara hölerek süslemek. Hawai: Zenginlik ve zer :fet;

::L97


Politcizm

özenli ku§tüyü pelerinler, tapa kum~lan; naturalist ve grotesk üsluplu plastik. Oster Adas1: T~tan yap:tlma büyük büstler; agac;:tan yaplima, küqük plastikler. Markiz Adas1: Plastik ve bezemecilikte agrr hasan - t Tiki motifi; kö§eliye yatlon, egri c;:izgili bezeme ; olaganüstü dövmecilik. Y eni Zelanda: Zengin bir a ga<; yontmac1hgr; hareketli, anlat1m dolu, olgun sarmal he:~<emecilik; demotik biqimde stilize edilen ata figürleri; nefrit ta§mdan yapilma acaib, küc;:ük plastikler (- t H ei-tilci) . Politcizm [Alm. Polytheismus, Fr. Polytheisme, !ng. Poly theism ]: Kelimenin ash Yunanca Poly= (c;:ok) theos= (tann)'dan gelmektedir. <;e§itli hic;:imlerde görülen ve c;:e§itli fonksiyonlan olan bil·den c;:ok tann inanc1. Bu tannlar genellikle hiyerar§ik hir dü:~<endedirler; en üst dereceyi yüce bir tann alrr. <;ok tanncilikda görülen fizikötesi varhklar iyice ~ile§tirilmi§lerdir; insanlara öz;gü nitelikleri ve davram9lan vardu. Büyük kudret sahibidirler;·ama bu kudret smrrhdu; insanlann ve dünyarun kaderi Ü2;erinde olumlu ya da ohunsuz etkide bulunurlar. Politeizm özellikle yüksek kültUrlü Maya ve A:~<teklerin dinleriyle Sudanhlar ve Endonezyahlar gibi ilkel kültürlerin dinlerinde görülmektedir. Politeizm, - t monoteizm'in ön hasama~du.

Politik örgüt [Alm. Politische Organization, Fr: Organisation politique, ing. Political organization]: Toplumun güvenini, salduilara kar§I korunmasiiD, c;:atl§malann yönetilmesini, ic;: düzenin sürekliligini saglayan kurumlar ve düzenler. Bil· mmtlka üzerinde ortak olarak ya9ayan aileler politik örgütü de te§kil ederler. Ancak hu durum ailelerin hiribirleriyle gec;:ici ya da sürekli olarak ya§amalarma baghdrr. Ailelerden h:i.r klsnn, gerekirse öteküerden koparak ya ba9ka gruplarm politik b:i.rlilclerine. girer ya da ken-

198


Potlas:

di b~larma kahrlar (Örnegin Bu§manlarda, Eskimolarda oldugu gibi). Bunlarda politik kudret ve otorite, nüfuzlu bir ailenin ya§h üyesinin ya da t ecrübeli ve kabiliyetli bir avcmm elindedir. Sosyal tabakala~manm görüldügü yerlerde (örnegin Polinezyahlarda) kurumsal politik örgüt söz konusudur. Bu ~e§it toplumlarda politik ikdidar §eflerin, §Cf yardunCilannm ve ~e§itli kurumlarm (ya§hlar kurulu, :rahipler kurulu vb.) elindedir. Bu kurull.il- §efi destekledikleri gibi, srrasmda onu frenleyebilir de. Polo Marco (1254-1324): Venedik'li bir tüccar olan Polo, 1271 de ba§layar ak Asya'p ba§tan ~ag. dola§m.I§, 1295 YJ.hnda Venedik' e dönmü§tür. Uzun pllar Kubilay Han'm saraymda kalan Polo, ünlü gezi notlanru Cenova'daki esareti srrasmda kaleme alnn§tu. Polo'nun gezip· gördügü yerler hak.k.mda vermi9 oldugu bilgilerde ger~ekle masal ve fantazi biribirine kan§b.~ il;in, bu bilgilerin dogruluk derecesi tarti§ma konusudur. Posei~onios (M.Ö. 135- M.Ö. 51): Antik Cag'da Y3§Iyan, Su-

riye dogumlu Poseidonios, italya'ya, i spanya'ya geziler yapnn§, bu gezilerinde planh bir bi~imde etnografik ve cografik gözlemlerde bulunmu§tur. Gözlemlerini, o zamana dek bilinmeyen bir objektiflik, ca.nlilik ve olaylan derinlemesine k avrayabilme yetenegiyle tasvir etm.i§tir. El~i olarak Roma'da da bulunan, bir arahk Ciyeron'un ögretmenligini de yapan Poseidonios'un tarihl, etnografik ve cografik bilgileri biribirine baglayarak anlattl~ büyük bir eseri vardrr. Ancak bu eser, bütünüyle korunamann§, par~alar ve notlar halinde kendinden sonra geien yazarlarm eserlerinde anilnn§trr. Potlaf(: Kelimenin ash Noatka dilindeki patshatl= (vermek, ba~9)'dan gehne1..-tedir. Ku:z;ey Amerika hplarm-

199


Preanhn..izm

da ya~aya.n yerli ~t;flerin ya da zengin kimselerin dogum, erginleme töreni, öiüm,-> totem d.iregi dikme vb. gibi önemli olaylar srrasmda düzenlenen törenlerde ellerindeki mallar1 ve degerli nesneleri (has1r, sepet, örtü, sedef, balnrda.n yapilma amblem, yiyecek maddesi vb.) ba§kalarma ba~§lamasi ya da yoketmesi ädeti. Potla<;, toplum i<;indeki zcnginlik ve yoksulluk far:Ia.n:dan dogan rekabeti ortadan. kaldrrmaya yöneldigi gibi, tören sahibinin itibarmi artrrmaya, toplumdaki yerini yükseltmeye de yaramaktadrr. Biribiriyle rekabet eden §eflerin kudret ve kuvvet <;ab§malan da potlaff arac1h~yla yapilmaktadrr: Kim daha yok mal da@tnn§ ya da yoketmi§se, zaferi o kaza.nnii§ oltir. Küyük ya§ta.n heri toplaru& ve biriktirdigi mallarnn potlaff bayramlarmda da&tan kimse,onlann da ba~­ ka bayramlarda da@tnklan ve hediye ettikleri degerli nesneleri alarak inaddi durumunu korumu§ olur; ~ünkü b~kasmm da&tnguu ve hediye ettigini alan, t<?plum ic;indeki yerini ve degerini kayhetmek istemiyorsa, bu hediyelere daha hüyük bir kar§ilik vermek zorundadrr. Preanimizm (Alm. Praeanimusmus, Fr. Preanimisme, ing. Preanimism]: Dinin geli§iminde animizmden önce geien saf~a. Preanimistilc kurama göre, bu safhada ruh kavrann henüz geli§memi§tir; insanlar ve nesneler ruh yerine esrarh gii<;lerle doludurlar. Canh ve cans1z var)lklar1 dolduran bu kuvvet, c;e§itli belirtilerle kendini gösterir. Bu srrh kuvvet inanc1 giderek ruh, cin-peri, orada.n da tann inancma dönܧIDܧtÜI. R. R. Ma·r ett tarafmda.n 1900 yilinda formüle edilen bu kurann, K. Th. Preuss din etnolojisi yönünden ele alarak, dinin geli§imini insanlt&n bir"yamlmalar zinciri" §eklinde ortaya koymu§, bu yamlmalarm ilk halkas1 olarak da preanimizm safhasnn ileri sür. mܧtür. (-> Animizm). 200


Prom.isltuitet

Prehistorya [Alm.. Vorgeschichte, Fr. Prehistoire, ing. Prehistory]: Y az:ili helgelerin ortaya c;akmasmdan önceki insanhgm tarihini ara§tiran bilim. Prehistorya kazliar sonucu elde ettigi hulgulan degerlendirerek insanhgm dip tarihini aydmlatm.aya c;ah§Ir. Prcscott, William. Hickling (1796-1859): Am.erika'h tarihc;i. (:e§itli tarihi cserleri arasmda "Geschichte der Eroberung il1exicos" (Mexiko'nun Alm19 Tarihi) ile "Geschichte der Eroberung Perus" (Peru'nun Aluu§ Tarihi) etnolojiyi ilgilcndirmektedir. Am.erili:a halklan ile kültürlerinin ara§tmlm.asJ, yani Am.erili:anistigin esas1 Prescott ile ha§lam.aktailir. Preuss, Konrad Theodor (1869-1938): Alman etnologu. Kuzey Meksili:o ve Kolumhiya'da ara§trrmalarda bulunm.u§tur. Berlin etnoloji müzesinde direktörlük, Berlin Üniversitesinde etnoloji profesörlügü yapiD1§t1I. Ba§hca eseri: "Lehrbuch der Völkerkunde, 1937" (Etnoloji EI Kitah1). Promisk~tet -+ Serbest einsei ili~ki teorisi.

201 !,

·'


R Radcliffe-Brown, Alfred Reginald (1881-1955): ingiliz sosyal antropologu. Fonksiyonalist okul'un en önemli temsilcilerinden biridir. 1906 }'lhnda Andaman adalannda, 1910 ythnda da Bat1 Avusturalya'da hilimsel ara§trrmalarda bulunmu§tur. Kapstadt ve Sdyney, Chicago ve Oxford Üniversitelerinde profesörlük yapmi§tir. Ba§hca eserleri: " The Andaman Islanders, 1922' (Andaman Adahlan), "TI~e Social Organization of Au~tralian Tribes, 1910" (Avusturalya Trihülerinin Sosyal Organizasyonu), "Structure and Function in Primitive Society, 1952" (ilkel Toplumda Yap1 ve Fonksiyon). Radloff, Wilhelm(1837-1919): Alman dil bilgini. Asya'ya yaptlgt gezilerle Türk dilleri ve a~zlan hakkmda zengin malzeme toplann§tU. "Aus Sibirien" (Sibirya'dan) adh eseri Türk<;eye <;evril.nri§tir. Radyolcarhon yöntemi [Alm. Radiocarbonmethode, Fr. Methode de radio-carbon, ing. Radiocarbon dating]: Arkeolojik bulgulann ya§l arrm tayin etmeye yarayan; özellikle odun, kömür, kemik, deri, kabuk vb. gibi organik maddeIere uygulanabilen yöntem. "~(arhon-14" de denilen hu yöntemi 1946-1949 ytllannda Amerika'h W. L. Libhy iki arkada§Iyl a birl.ikte ge1i§tirmi§tir. Yöntemin ash radyoaktif kömürle odun, oclun kömürü, kemik, kabuk vb. gibi organik maddelerdeki izotop kömür (C 12) arasmdaki miktar ili§kilerini saptamaktan ibarettir. Her za202


Rcmil

man ü;:in hatasiZ sonuc;:lar elde edilmemekle heraher, yeryüzünün c;:e§itli bölgelerinde (Lascaux'daki eski ta§ devri magaralan, güney, .kuzey ve orta Amerika'daki prehistorik buluntu yerleri, lVhsrr ve Ön Asya) uygulanma alam. bulan yöntem 20.000 yllhk bir za~am ic;:ine alabilmektedir. R~smussen,

Knud (1879-1933):· Danimarka'h kutup ara§tinclSl. Kutup bölgesinde yapt1~ ara§brmalarla ün salmi§tir. Gränland Eskimolanm c;:ok iyi tamyan Rasmussen, 5. bilimsel Thule gezisine (1921-1924·) kattlnn§, Kuzey Kanada'daki merkezi Eskimolar ar~sinda e_tnogz·afik ve lenguistik ara§tumalar yapmi§trr. Ba§hca eserleri: "Von Gränland zum stillen Ozean, 1921-1925" (Grönland'tan Pasifik Okyanusuna), Grönlandsagen, 1921-1925" (Gränland Efsaneleri), "In der Heimat des Polarmenschen, 1922" (Kutup insanlanmn Yurdunda).

Ratzel, Friedrich (1844-1904) : Alman cografyaclSl. Amerika'da gazetecililc yapan, München ve Leipzig Üniversitelerinde ders okutan Ratzel'in etnojojide önemli hir ycri vardrr. 'Antropogeographic' (-+ Be§eri cografya)'nm kurucusu olan Ratze!, kültür ögelerinin, daha dogrusu tüm kültürün göc;:lerle ya)'llchgrni ileri sürerek "Migration"= (-+ gör; teorisi)'ni ortaya atmi§trr. Ba§hca eserleri: "Anthropogeographie, 2 eilt, 1882-1891" (Be§cri cografya), "Völkerlcunde, 3 eilt, 1885-1888" (Etnoloji). Reischek, Andreas (1845-1902): Avusturya'h zoolog ve etnolog. Yeni Zelanda'da ya§Iyan Maori yerlilerini incelemi§tir. B~hca eseri: "Sterbende Welt, 1924" (Ölen Dünya). Remil [Alm. Geomantie, Fr. Geomancie, ing. Geomancy ]: Topraktald, küldcki, kumdaki, ka~ttaki geli§igüzel {}izgilerdcn, ~oktalardan, gcometrik §ckillerden gelece.gi okuma 203


Rit

sanat1. Bu tür falc1hk Kuzey Afrika ve . l\1adagaskarda 9ok yaygmdrr. Kumdan gelecegi okumamn kläsik ülkeleri Eski Arabistau ile <;in'dir. BaZI yerlerde de (Iviadagaskar, Darfur, Güney Dogu Asya) gelecek, deniz böcegi k abuklarmdan, <;ekirdeklerden, t~lardan ya da kemikten okunmaktadrr. Kur§Ull dökme ve kahve fah remilin hozulmu§ hirer §eklidir. Rit [Alm. Rit, Fr. Rite, ing. Rite]: Din, tapmma, hüyü ya da er ginlikle ve gec;i§ dönemleriyle ilgili geleneksel tören, ayin. Ritler belli ilkelere uyrnak zorundachrlar ve c;ogunlukla kapah hir düzen i<;inde i§lerler. Rivers, William Halse (1846-1922) : ingiliz antropologu ve sosyologu. ilkin t1p ögrenimi yaprm§, sonra psikolojiyle ilgilenmi§tir. Bir aral!k difüzyonist okulun taraftan olarak görünen Rivers, Güney Hindistan'daki Todalan ara§tirllli§, sonradan etnolojiyi brrakarak tamamen psikolojiye dönmü§tür. B~hca eserleri: "The Todas, 1908" (Todalar), "History of Melanesien Society, 1914" (Melanezya Toplumunun Tarihi), "lV.Iedicine, Magie and R eligion, 1924" (T1p, Büyü ve Din), "Psychology and Ethnology, 1926" (Psikoloji ve Etnoloji). Roussecau, J ean J acques (1712-1778): Etnolojiyle ilgilenen Frans1z dü§ünürü ve pedegogu. Yerlilerin hayatlar1 hakkmda edindigi bilgilerden <;ok etkilenen Rousseau, onlarm y~ap§larmi hir cennet hayatl olarak. nitelemi§, 'retour a la nature' (Dogaya dönü§) sloganm1 ortaya atarak, yerliler gihi ya§amap öngörmܧtür. Ruh [Alm. Seele, Fr. Ame, ing. Spirit, Soul]: ilkellerde genellikle ölümden sonra hayatm dcvam ettigine inarulmaktadrr. Bu, ya§ayan, y~amaya devam eden §eye de ruh denmcktedir. Ancak ilkellerdeki ruh kavraiDI ve anlaJ1§Iyla

204


RüzgarW~

hizimkini ayumak gerekir. Onlarda ruh denilen §ey somut ve oldukc;a komplikedir. Ölüm snasmda ruhun nefes yoluyla a~zdan c;tkng1 dü§ünüldügü ic;in nefesle ruh ayru 9ey olarak kabul edilmi§ ve huna "nefes ruhu" denilmi§tir. Bundan ha§ka "heden ruhu" ile "gölge ruhu" inancnn da görüyoruz. insaru rüyasmda belli hir süre igin terkeden ruh, "gölge ruhu" dur v e "heden ruhu" nun t ersine insarun ölümüyle yok olmaz. "Beden ruhu" ise, uyku suasmda hedende kalmaktadu. Rüyada ve gölgede k endini belli eden ruha "serhest ruh" da denilmektedir. insarun ru§mda varolduguna inan1lan "serbest ruh" insanm tlpkls!Cur ve - öteki h en ile--. Nagualizm inancmda önemli rol oynamaktadrr. ilkellerde, ruhun insan h edeirindeki yeri de degi§ik olarak dü§ünülmektedir. Nefes y olundan ha9ka omurga ve heyin, ruhun hulundugu yer olarak kabul edilir. Örnegin bir büyük bir de küc;ük ruha inanan Gilyaklar, küvük ruhU: beynin ic;inde dü§ünmektedirler. iikel halklarm c;ogu, ruhlarm daha önceden varolduhlarma ve gökte, yeraltmda, kutsal yerlerde, agay kovuklarmda, m agaralarda egle§tiklerine inarurlar; özellikle c;ocuk ruhlarmm (Avusturalya'da), buralardan gec;e~ evli erkeklerle evli karunla.rill bedenlerine girdikleri inanc1 c;ok yaygmchr. Ruh göc;ü [Alm. Seelenwanderung, Fr. Metempsychose, ing. lV.fctempsychosis,]: Ölen birinin ruhunun ba§ka bir insana (Hindistan'da hayvanlara da) göc;tügü ve onda da ya§amaya devam. ettigi inanCl. Örnegin haZl Afrika kabileleri yeni dogan c;ocuklarm, öldükten sonra yeryüzüne dönen dedeler ve büyük anneler olduklanna inarurlar. Riizgiirhk [Alm. Windschirm, Fr. Paravent, ing. Windbreak]: <;:abucak kurulabilen, tek yanlt ilkel korunak. Dal205


Rüzg:irllli

lardan, yapraklardan, aga<; kabuklarmdan, ot ve <;ayudan yapllan bu bannak, iqindekileri rüzgärdan ve kötü havadan korur. Rüzgärhgm aqtk yaru 1·üzgärm ters y önüne getirilir. Topla)'lcihk ve avCihkla ge<;inen, qok ilkel basam.aktaki yerlilerde (Avusturalyahlar, .Bu§manlar, Seylan Adasmda yru;ayan Vedalar vb.) görülmektedir.

206


s Samoyetler: Sihirya tundralannda ya§arlar. Dilleri, Fin-lVIacar Dil grubuna girer. Dil ve kültür bakliD.llldan dört gruba aynhrlar: Ostyak Samoyetleri (Selkuplar), Yenisey Samoyetleri (Nenzler), Tawgi Samoyetleri (Nganalar), Yurak Samoyetleri (Yurak ve Nenzler). GöQebedirler; ekonomileri avcilili: ve. hayvanciliga dayamr. Ren geyiginin hayatlannda önemli bir yeri v~rd.rr. Barmaklann esasnn konik Qadular te~kil eder. Nu m admda bir gök tannsma inanular. Sapir, Eduard (1884-1939): Amerika'h etnolog. f;e§itli Amerikan Üniversitelerinde profesörlük yapan, Kanada Ulusal Müzesinin antropoloji bölümünü y öneteu S a p ir, Kuz.ey Amerika yerlileriniu dillerini ara§tll"m.I~; clil, ki§ilik ve haherle§me §ekilleri hakkmda iucelemelerde bulunmu~tur. B!l§hca eserleri: "The Fundemental Elements of Nortern Yana, 1922"' (Kuzey Yana'nm T emel Ögeleri), "Selected Writings in Language, Culture and Personality, 1949" (Dil, Kültür ve Ki§ililc Üzerine SeQme Yazliar). Sarasin, Fritz (1859-194-2): isveQ'li etnolog ve zoolog. Yegeni Paul Sarasin'le Seylan, Selebes ve Yeni Kaledonya adalarmda ara~tumalar yapiD.I§tir. San rrk [Alm. Mongolide, 1\!Iongolische Rasse, Fr. Race mongoloide, ing. Mongoloid race]: insanhgm ÜQ büyük ana 1rk grubundan biridir. Büyük Qogunlugu Asya'da görülür. Ba~hca özellikleri: San tonlu deri, düz ve sert saQ, koyu 207


Sanbey

renk, c;ekik göz, sik raslamlan --+ mogol lekesi, brakisefal ha§, c;lhl elmac1k keiD.ik.leri, yass1 yüz, kökü c;ok haslk hurun, 'az 1o1h heden ve orta boy. Sibiryahlar, Kuzey-Asya lVIogollari, Orta Asya lVIogollan, Güncy Asya lVIogollan, Endonezyahlar, Polinezayahlar, Esk.imolar ve Amerika yerlileri san rrka girerler. Satl Bey (Sat1 el-Husri) (1882?): Asien Arap olan Sat1 Bey, istanbul Üniversitesinde okUID.u~tur. Birinci Dünya Sav~m'da Türk.iye'den aynlml§trr. Daha c;ok sosyoloji alarunda c;ah§an Sat1 Bey'in eski yaz1 ile yaYJmlanmi~ olan "jlmi Kavmiyyat, 1913" adb hir eseri vardrr. Schmidt, Wilhelm (1868-1954): Avusturya'h etnolog ve misyoner. Ashnda hir teolog olan S chmi d t, "Kulturhistorische Schule" (Kültür tarihi okulu)nu kendine özgü hic;imde k~u§tur. Bu okula 'Viyana Oku.lu'da denmektedir. S chmi d t, özellikle ilkellerdeki tanr1 fikrini ara§tlr· mi§tU. Freihurg'da profesörlülc de yapan Schmidt, bir süre 'Antluopos' dergisini de yönetmi§tir. Okyanusya adalarmda, Avusturalya'da ve Güney-Dogu Asya'.da yapt1g1 dil ar~trrmalanyla da isim yapan S chm i d t'in h a§hca eserleri: "D er Ursprung der Gottesidee, 12 eilt, 1912-1915" (Tann Fikrinin Kökeni), "Die Spmchfamilien und Sprachkreise der Erde, 1926" (Yeryüzündeki Dil (:evreleri ve Dil Ailcleri), "Handbuch der Methode der kulturhistorischen Ethnologie, 1937" (Kültür Tarihi Etnolojisinin lVIetod El IGtab1). Sedna: Eskimolarda denizlerin dihinde ya§adtgma inamlan tannc;a. Eskimo tann.larmm ic;inde en c;ok hilinenidir. Sedna, degi§ik yerlerde, degi~ik adlarla tawnu (Grönland'ta Arnarquashaaq "y~h kar1", Baffinland'ta Sedna "Denizm dihindeki", Hudson Körfezinin hat1smda Nu.liajuk

208


Sempatik büyü

" Sevgili kadm" vb.). Sedn.a hak1.J.ndak.i c;e§itli mitolojik görii§ler, onun deniz dibinde ya§~Hh~, deniz hayvanlanmn yaratlCISl v e koruyucusu, yeralt1 dünyaslll1U bekc;isi oldugu merkezinde toplanmaktadu. Esk.imolar yiyecek silintiSl l(ektikJeri zaman, avctlarlll bo} miktarda d eniz hayvaru avlamas1 ic;in, ~amanlar, Sedn.a'ya ba§vururlar. Seler, Eduard (1849-1922): Alman etnologu. Berlin et noloji müzes~ Amerika seksiyonunu yönetmi§ olan S e l er, ö·zellikle Meksika'daki dil ve yaz1 ara§tumalanyla isim yapIDl§, modern anlamdaki Meksinastigin bilimsel t emellcrini atrm§tlr. Semanglru·: Malaka adasmda ya§1yan hsa boylu, toplaytci ve avc1 -T Negrito'lar. Kendilerine Urang-utan' (Orman insanlan) derler. Kadmlar cangillarda kök, yaprak, yabanll m eyve toplar, balili avlarlar. Erkekler, c;ok küc;ük m aymunlardan geyiklere kadar degi§en c;e§itli vah§i hayvan avcili~ yaparlar. Av ic;in kullandililan ba§hca silah ok ve yaydrr. Otuz kuk ylldan beri de, üfleyerek zehirli ok aulan kruru§tan hoJ:ular kullanmakt adnlar. ~im§ek c;aktnan ve gök gürleten kudretli bir dogaüstü yarat1gm varh~a inanilir. Bu varh~ ho§nut etmek ic;in k an kurbau edilir. Hala adnn verdikleri büyü~üleri· insaruarla tannlar arasmda araCihk yaparlar. Plastik sanatlara hemen hemen hi<; raslanmaz, sadece bambudan yaptiklar1 pte beriyi oyarak bezerler. Teke§ evlilik görülür. ( ~Negrito). Sempatik hüyü [Alm. Sympathische Magie, Fr. Magie sympathique, lng. Sympathetic magic]: "Benzerin benzeri meydana getirecegi" ve biribirleriyle ili§kisi olan §eylerin fiziksel temas ortadan kalksa bile biribirledni etkileyecegi ilkelerine dayanan büyü. Birinciye homeopatik ya da ~ t aldit, ikinciye de kontajiyöz. ya da - temas büyüsü den-

209


Serbecst einsei

ili~ki

kuraini

mektedir. Gerek taklit, gerelese temas büyüsü, biribirlerinden uz.ak §eylerin gizli bir sempati ile biribirlerini etkilediklerini; bir ge§it gizli ve görünmez esir gibi d.ܧÜnebilecegimiz. '§ey' ile 1:1-yarmamn birinden ötekine gectecegini kabul etmektedir. ( ----+ Büyü, ----+ Iviaji). Serhest einsei ili§lci kurarm [Alm. Haeterizmus, Fr. H etairisme, in.g. Hetearism]: insanhgm ha§langtC(ta bir kurala bagh ohnaks1zm, kari§lk ve serbesteinsei ili§kilerde bulundugunu ileri süren kuram. ----+ Ba chofe n tarafinda~ ortaya atuan hu durum, onunkurallll.IllD. ilk hasama~ te§kil etmektedir. Bachofen, bu durumu agillamak igin heterizm terimini kullailJill§trr. Ba§ka dillerde heterizm yerine Latince köklü promisküitet terimi kullamhnaktadrr. Serbest einsei ili§kinin ardmdan grup evliligi, ondan soi:J.ra da teke§ evlilik gelmi§tir. Bugün aruk ge~terli olmayan üg hasamakh kuram bir zamanlar sadece evrimci okul m.ensuplan tarafm.dan tutulmu§tur. Sezon göcteheligi ----+ Y an gögebelik. Sila: Eskimolarda genellikle dogaüstü bir kudrete verilen ad. Sila aru, ge§itli Eskimo bölgelerinde C(C§itlemeler göstermektedir. (Dogu ve merkezi Eskimolarda Sil a, Karibu Eskimolarmda Hila, Alaska Eskimolannda Slave Tla). Sila kelimcsi farkh anlamlarda kullarulmakla beraber, ba§hca iki anlamt vardu: 1. Hava, dünya, 2. Alol. H er <;e§it doga olaytrun (yagm.IU, rüzgar, kar, :&rtma vb.), günlük olaym, §amanistilc faaliyetlerin arkasmda Sila'nm oldugu dü§ünülme~tedir. Sila'run gok yanh niteliklere ve gü~tlere sahip oldugu inanc1, onun, kimi zaman dogaüsti.i bir kudrct, kimi zaman yüce varhk, kimi zaman da bir tann gibi tasarlanmasma yol agrm§tlr. Simhioz -> Beraber ya§ama.

210


Somalier

Sla

~

Sila.

Smith, Eillot (1871-1937): ingiliz difüzyonist okulunun kurucusu. Ashnda hir biolog olan Smith, Eski MlSlr kültürünü ana kaynak olarak kahul etmi~, hütün kültür ögelerinin, yüksek k~türlerin ve uygarhklarm buradan ya)'llmgmi ilerl. sürmü~tür. Ba§hca eserleri: "The Evolution of the Rock-cut Tomb and the Dolmen, 1913" (Dolmen ve Kaya Mezarlarmm Evrimi), "Tize .iVIigration of Early Culture, 1915" (tlk Kültürün Gö~ü), "The Evolution of the Dmgon, 1919" (Ejderin Evrü:ni), ~'Human History, 1929" (insanhk Ta.rihi). Somaliler: Dogu Afrika'daki Somali yarunadasmda ya§arlar. Kii§ice konu§urlar. ~Habe§ rrki'ndandrrlar. H aikin ü~te ikisi gö~ehe ctobanmr. Kuzeyde deve, koyun ve kecti, güneyde ise s1grr beslenir. Yuvarlak ve an kovaru higiminqeki kulübelerde otururlar. Bu kulühelerin üstü deri par~alarryla kaplaiUil.l~trr. Erlcekler, bir ucunu omuzlarma att1klar1 geni§ örtülere bürünerelc gezerler; k amruar ise geni§ etelclikler giyerler, hedenlerinin üst lasunlarm1 da geni§ hir örtüyle örterler. En önemli toplumsal birlik. bahamn egemen oldugu büyülc ailedir. Evlilik P.atrilokal (-+ Babayerli) esasa göre düzenlenmi§tir. Ortak bir atadan geldiklerini kahul eden bir ~olc büyük aile, hir araya gelerelc büyük bir gruhu te§kil eder; bir ~ok grup da hir araya gelerelc bir tribüyü meydana getirir. Gruplar, kurakhk nedeniyle bazan ha§ka hir gruhnn yönetimi altma girerler. Somali'de, eskiden avc1hk yapan ahalinin artlk gruplan olan hir smli v ardrr lci, bu s1m.fti:J. üyeleri parya muamelesi görürler. Aga<;: ve deri i§leriyle c;anak-c;ömlelc~i­ lik özellilcle yerle§ilc gruplar arasmda geli§mi§tir. Somali'nin büyük ~ogunlugu müslümanchr. 211


Somatik antropolo ji

Somatik antropoloji Sop

'-?'

-t

Fiziki antropoloji.

Klan.

Sororat

'-?'

Balchzla evlenme.

Sosyal antropoloji [Alm. Sozialanthropologie, Fr. Anthropologie sociale, ing. Social anthropology l: Sosyal d.a vraru§lan, ilkellerin toplu.msal kuru.mlanru ve örgütlerini inceleyen antropolojik disiplin. Ar~trrmalarmda toplumsal yap1ya agrrhk veren; toplu.msal kurumlarm ve formlann sistematik ve kar§Ua§tumah arrujtrrmalanm y apan sosyal antr opoloji özellikle ingiltere'de geli§mi§tir. R adcliffeBrown ve l\1alinowski tarafmdan kurulan ve geli§tirilen .sosyal antropoloji, - t difüzyonizm'e ve - t evrimci okul' a hii tepki olarak dogmu§; hsmen Durkheim sosyolojisini 1izlemi§, lrumen de sosyolojideki yapisal-fonksiyonel görü§ün öncüsü olmu§tur. Sosyal antropoloji yirmi otuz ylldan heri ilkel diyemiyecegimiz toplumlarm . ara§tmlmasma yönelmi§tir (- t Fonksiyonalizm). Sosyal organizasyon

'-?'

Toplumsal örgüt.

Sömürge etnolojisi [Alm. Kolonialetlmologie, Fr. Ethnologie coloniale, ing. Colonial ethnology]: Etnolojinin, sömürgelerle Avrupa'h sömürgeciler arasmdaki so1unlara ~özüm yollar1 arayan özel hir ara~tJrma alaru. Batili.larm al41ak kültür hasamaklarmda hulunan yerlüerle temasa gelmeleri yerlilerin hayatlarrnda olumsuz etkiler meydana getirmi§tir. Bu nedenle ~e§itli uk ve kültürlerdeki halklarla ortak Y,a9amanm ~areleri ve yollan ara§tUllml§; onlarm ya§ama ko§ullannm düzeltilmesine, kültürlerinin geli§tirilmesine ~ah§Ilml§trr. Bu konuda en hüyük gör~v etnologlara dü§mektedir. Özellikle Avusturalya'h etnolog H. A. Bernatzik bu alandaki ((ah§malariyla tarunmJ§trr.

212


Sternberg

Speiser, Felix, (1880-1949): Isvic;re'li etnolog. Yeni Hebrid, Santa Cruz adalanyla Y eni Gine ve Brezilya' da etnografik ara§trrmalar yapnn§tir. Ba§hca eseri: "Etnographische iVIaterialien aus den Neuen Hebriden, 1922" (Yeni Hebrid Adalarmdan Etnogratik Malzemeler). Stanley, Henry J.Ylorton (1841-1904): As1l ach John Rowlands'drr. Ingilizdir. A&ika' da yapt1gr gezilcriyle tanmnn§trr. Steatopiji [Alm. Fettsteiss, Steatopygie, Fr. Steatopygie, Ing. Steotopygia]: Kalc;al arm arkada yag topla.mas1 sonucu belin ic; bükey olu§U. Daha c;ok Bu§man, Hotanto ve Zulu kachnlannda raslarulan bu hedensei özellik, ta§ devrinde ideal güzellik olarak göriilmekteydi. Örnegin: ispanyol magara resim.lerindeki Mentone Venüsü. Steinmetz, Rudolf (1862- 1940): Hollanda'h etnolog ve sos-<1.J yolog. Endonezya'da alan ara§trrmalarmda bulunmu§, <tq..f hukuk etnolojisi alanmdaki yay:unlar1yla isim yapnn§trr. , -1-qfi~ < qc/, '( Amsterdarn Ü niversitesinde etnoloji profesörlügü de ya0 .l erl.f · pan Steinmetz'in ha§hca eserleri:· "Ethnologische Stu- ~ q.r~ './-. ~en z~. er~ten Entwicklung ~er _Strafe, 1894" (Cezam.J .6./~k.f!/q~ <t~ llk Geli§un1 Hakkmda Etnolo]ik Incelemeler), "Das Ve· Po~ .ls)Q 8q~ haeltnis · zwischen Eltern und Kindern bei den Nat;,rv:/0& .Y'!P..,. 'ltJq.r: . . q ~ q o'Jq ~ kern, 1899" (llkellerde Ana Babayla <;ocuklar Arasmd ~q <ied . . ./;./~ . Ili§ki), "Die Sprache in der Reihe der Geisteswissenscl~'cfq~ <i ß"eJq.~~~:r_ .; 1913" (lVIanevi Bilimler Serisinde- Dil). v4q ./;.t~ ./; ~J.i;i 0l e-~-.

<1..(:

ß"(J

Sternherg, Leo Jakowlevitsch (1861-1927): Rus etnolog~<l . l<i~.r t:...fel ;y litik nedenlerden ~olap Sahalin adasma sürülmü§t!o'ß-:~ f-4. • t~ yaklar hakkmdak~ ara§tlrmalanyla tann.iilll§trr._ ;·!J clq~ ~~C'j. 4q. ä ve Tunguzlar hakkmda da ara§trrmalar yapa.J:!q if.t: q.Jq· 0.~- 0e,..0 b erg, Tunguz ve Gilyaklardaki grup evliligini tel/,1~ ~4-.t~ 'l..sr:-4-ß"ilq.tf. ~ tir. Ba§hca es'e rleri: "Giliaki, 1905" (Gilyalri{~ q§tq.r~qt--.r.q .6.1;. :~ Ainu Problem, 1929" (Aynu sorunu). ·'c/, • &· · ~. ~;..li.;;e, e.q . 'C'-1 ..~ .r "" ~I & 0(!~eJ/· C'-1 ~ <./ ~4-: .Ye-1-./, "~e e.~-.

~ r..

:(q-0 d_<".j.. •

I


Steward

S.~ewm·d,

Julien H. (1902): Amerikan sosyal antropologu. Peru ve Ekvator ile Kuzey-Amerika yerlileri arasmda etno-sosyolojik alan c;ah§malan yapmi§, küitür degi§meleri üstüne incelemelerde bulunmu§tur. Columbia' ve Ilinois Üniversitelerinde antropoloji profesörlügü de yapan Stcward.'m ba§hca eserleri" "Handbook of South American Indians, 1946~50" (Güney Amerika Yerlilerin.in EI Kitabi), "Area Research, Theory and Practice, 1950" Alan Ara§tmnasi, Kurarm ve Pratigi), "Theory of Cultur Change, 1955" (Kültür Degi§iini Kuram1) .

Sünnet [Alm. Beschneidung, Fr. Circoncision, Ing. Circumcision]: Semitik halldarda, Avusturalya' da, Okyanusya, Mrika ve Am.erika'nm bir c;ok kisimlarmda, penisin ucundaki kabugu kesmek (Cirkumcision) ya da siyegin alt taraum biraz yarmak (Subincision) §eklinde uygulanan bir adettir. Geneilihle erginlik c;agma giren erkeklere, seyrek olarak da kizlara (Dogu Afrika, Arabistan vb.) uygularu,r. K1zlann sünneti klitorisin ya da kü~jük ferc; dudaklanm;n . bir kisnnn1 kesmek suretiyle yap~ (Excision). Sünnet gibi ' c;ok yaygm bir adetin Ottaya c;Iki§llil bir tek kökte aramak \ iogru degildir. Sünnet, delikanhmn ya da lnzm evlenme ·agma geldigini gösterir. Öte yandan sünnete, kesilen ka\gun bir bereket tannsma kurbau edilmesi gözüyle de \.Ilmaktamr. rganik [Alm. Überorganisch, Fr. Superorganique, Ing. 'rorganic]: Organik yap1da var olmayan; ·organik o- . '1 daha yüksek bir düzeyde olu§an; kültürel denilen '·a ilü~kin kavram. Kroeber tarafrndan antmpolo·~ulmu§tur. · ~Im. Sich Schmucken, Fr. Ornement, Ing.

\denin belli yerlerinin dogal bic;imini ve r

r

a-


Süslenme

§ÜllÜ c;e§itli yollarla degi§tirme ya da iyiee belirtme; bu amac;la süs e9yas1 takmm.a, giyinme, Süslenmenin temelinde c;e§itli nedenler yatmaktadrr: Dinsel-büyüsel inanc;lar; ki§inin kendini sayduma ve toplumsal yerini belirleme istegi; zenginlik, einsei ili§kilerde bedenin b elli yerlerini c;ekiei hale getirme; gec;i§ ritleri vh. Süslenme kimi zaman bedeß:Sel aeuara katlanmayr gerehirir: - t Di§ deformasyonu, - t hedende yara ac;mak, -+ heden sakatlama, -+ dövme, kulak memesini, burun kanatlanm delme vb. gibi. ilkellerde süslenme genellikle a§agrdaki §ekillerde yaplhr: Kulaklan, hurun kanatlarnn, dudaklan, yanaklan delerek demirden, kemikten, agac;tan vb. yaplima öteberi takmak; boynu ve gerdam zineirle ve kolyeyle süslemek; el ve ayak hileklerine c;e§itli mab;emeden yaplima bandlar baglam.ak, bilezikler takmak; bedeni, sac;lan hoyamak, tüy yapl§trrmak; dogum, inisiyasyon, dügün ve· ölüm gibi gec;i9 ritlerinde dinsel büyüsel, einsei ve toplumsal amac;lan helirleyen nitelikteki her c;e9it süs e§yasi takmak, koku siirünmek ve giyinmek. Giysi de c;ogu zaman süs olarak kabul edilir. Aslmda giysiyle süsü biribirinden kesin olarak ayumak oldukc;a zordur.

-'

215


$ ~aman

davulu [Alm. Schamanentrommel, fr. Tambour shamanique, ing. Shaman drum]: ~amanlarm dinsel ve büyüsel i~lemleri suasmda kulland1klan davul. Tahta bir kasn agm üzerine ge<;irilen <;ift ya da t ek yanh bir deriden iharettir. Davullann üzerleri mitik ve göksel resimlerle süslenmi~tir. ·Resimlerin dinsel ve hüyüsel anlamlan vardu. ·~aman davuluna i<;inde do~aüstü yaratiklarm, cinlerin ve hüyüsel anlamlan vardu. $nman davuluna i<;inde dogaüstü yarattklarm, cinlerin ve koruyucu ruhlarm bulundu. gu canh bir arac; gözüyle hakllu. $amanizmin görüldügü baz1 hölgelerde §aman davulu bir binelc hayvaru gibi kull~akta, yeralti ya da gö1.-yüzü yoculuklan davuluu üstüne binilerek yapllmakt.adu. $aman davulu §amanistik i§lemlerin ka<;rmlmaz bir arac1mr.

~aman

giysisi [Alm. Schamanentracht, Fr. Costume shamanique, ing. Shaman Cloth]: $amanlann kutsal i§lemler, büyüsel pratikler suasmcla kullanmldan giysi. Genellikle rengeyigi derisinclen yaplian giysi u zunca bir huka, gögüslük, hR§örtüsü ve eldivenden iharettir. Giysinin ü zerine §amanm koruyucu ciniyle hirtaillm mitik yaratiklarm resimleri yapllu; hayvan k emikleri, ku§ kanatlan, muskalar, metal par<;alar1 vb. talo.hr. Bütün bunlarm dinsel ve hüyüsel anlamlan vardu. $aman giysileri kutsal olarak kabul edilir, kullarulmadigi zaman özenle saklarnr; kadmlarm ve c;ocuklarm giysilere clokunmalarma izin verilmez. ~aruanizm [Alm. Schamanismus, Fr. ·Chamanisme, ing. Sha216.


~amani:z:m

manism]: Kelimenin ash haklnnda c;e~itli görü§ler varchr; bir klsrm ar~trr1cliar Tunguzca '.'saman" dan gehligini ileri sürerken, bir klsnn da Sanskrit~;e "sramana" ( dilenci, ke§i§)'dan geldigini iddia etmektedir. Trans haline gec;ehihne yetenegindeki kimselerin (~amaillarm) metafizik varhklarla ili§kiler kurarak onlarm dogaüstü y etenek ve kuvvetlerine sahip olmalar1 ve hunu toplum adma kullanmalan; bu i§ i<;in .y.a plian dinsel-büyüsel pratihler ve töreruer. $amanizm ne kendine özgü b ir din, ne de majinin bir ~eklidir ; h er iki alam da ilgilendiren yanlar1 bulunan, <;e§itli din ve dünya görü§lerini birle§tiren bir inan~; ve tekniktir. Gen:ellikle hir k.imsenin ~aman olup olamayaca~ gocuklugundaki bir takun ruhsal ve fizyolojik helirtilerden (korku, gekingenlik, kederli ruh hali; srk slli geien ba§dönmeleri, bayllm.alar; gelecekten haher verme, hayal görme, ein ve perilerle konu§malar vb.) anla§llir. Bu durumdaki c;ocuklar, egitim ve ögretimden gegmek ic;in ya§h hir §amarun yanma verilirler. Bu psiko-nörotik belirtilere "!iaman hastah~".ya da Ohlmarks'm deyimiyle " Kutup hastah~" denilmektedir. $aman h a.stah~run en yüksek noktasiDJ -+ mistik p argalanma evrcsi te§kil etm ektedir. $aman adayma birtahm §eylerin yarusrra, özellikle trans haline gegebilmeyi saglayan sistematik egzersizler yaptm.lrr. Egitim ve ö~·enim snasmda mesleginin önemli bir arac1 olan -+ §aman davulu verilir. $aman.lann görevi genellikle dört kisrmda toplanrr: Doktorluk, ölenlerin ruhlarmm öte dünyaya gidi§ine e§lik etmek, anma töreruerini y önetmek ve gelecekten haher vermek. $aman bu i§leri yapmak igin özel hir giysi (-+ §aman giysisi) giyerek, davulunu galar, §arb söyler, oynar ve sonunda kendinden gegerek ciilierle konu§ur, yeraltma ve gökyüzüne yolculuk yapar. $amaillar trans h aline gegehilmek igin

217


uyw~turucu ilavlar, alkol ve narkotik maddeler de kullarurlar. Ohlmarks'a göre pmanhk kutup mmttkasmm karakteristik bir belirtisidir ve kutup iklimi, 1~1gm mevsimlere bölünü~ü, tundralar, §iddetle soguk, yiyecek ve beslenme ~artlarmm yetersizligi de §aiDanhgm hu bölgedeki olu§umunu etkileyen önemli faktörlerdir. <;e§itli ara§tinCllar Sihirya'da görülen 9amanizmi psikopataolojik beIirtiler olarak ayillamaya yah§IDI§lar, §amanlann yogunu sarah, §izofrenik, rulisal dengeden yoksun ki9iler olarak nitelemi§lerdir. Eli a de, 9amanlarm basit birer hasta olmaili/P.ru, aksine kendi kendilerini ve yevresindekileri etkileyecek güce sahip olduklanru, binlerce dizelik hikayeleri, efsaneleri, destanlar1 belleklerinde sa.klayabildiklerini i§aret etmektedir. Özellikle Kuzey ve Orta Asya'da yaygm olan 9amanizm, Eskimolarm y3§aili~ yerlerde, Kuzey Amerika'da, degi9ik ve zay1f biyimlerde ba9ka ilkellerde de görülür. Erkek 9amanlarm yaru s1ra kadm §aiDanlara da raslarulmaktadir. !;lamanizm tek bir görü§ aQISllldan aQillanamayan, komplike, kismen de sosyolojik bir fenomendir. V. G. Bogoros, J. Stadling, G. Nioradze, U. Harva, A. Ohlmarks, P. W. Schmidt, A. Frie drich, G. Buddrus, W . Radloff, M. Eliade, A. Findeisen ve A. inan 9a.manizm hakkmda ar3§ttrmalar yapIDI§lardir. ·

218


T Tabu [Alm. Tabu, Fr. Tabou, ing. Taboo]: Kelimenin ash Polinezyaca tapu= (yasak)dan gelmektedir. - 4 Dinamizm ve ~ man a inanc1yla s1h bir haglantlsx olan tabu, c;:e~itli kac;:xnmalan ve yasaklan ic;:ine almaktailir. ilkel dünya görü~ünde günlük sayxlmayan, ah~xlmx~m ili~mcla e kabul edilen her ~ey dogaüstü kudret ile dolu ve tehlikeli . sayililigt ic;:in tabu olarak kabul edilir ve bunlardan kac;:xmhr. Mana ile yüklü olduklarma inanxlan ~eflerden, hüyücillerden, sanatc;:xlardan, ay halindeki kadpllardan, lohusalard~, ö)illerden, sava~c;:I)ardan, avcdardan, totem hayvanlan ve bitkilerden, kutsal olarak bilinen maskelerden, müzik aletlerinden, killt objelerinden kac;:mmak gerekmektedir. Törenlerde kullamlan hir c;:o"k objeye dokunmak ve bakmak, kailinlarla inisiye olmamx~ c;:ocuklara tabudur. Tabu olarak hilineu bir kimseye, örnegin hir ~efe doktmmak, dokunanx tehlikeye att1gx gibi onu da ha§kalan ic;:in tabu yapar. Tabu'nun pratikteki anlanu "Dokunma! Bana dokunmaya izinli degilsin" demektir. Dü.n yarun c;:e.§itli yerlerinde c;:e~itli bi~imlerde görülmekle heraber, tabu geleneginin en yaygm olclugu böige Okyanusya adalandu. Tabu, Okyanusya adalarmda ya§ayan yerlilerin cli.J:sel, toplumsal ve ekonomik hayatlarmda c;:ok etkili hir rol oynamaktadir. Tabu, "süreli tabu" ve "gec;:ici tabu" diye iki Iosma ayrilir. ~efler, killt objeleri, tapmaklar, ·totemler "sürekli tabu"durlar; kahile §efleri ve din adamlan tarafmdan hirinin helli hir süre ic;:in cezalandmlrnas1ysa "gec;:ici tabu" dur. Tabu ID:ancrm ilkin. J. CC?ok 1777 plmda Tongo adasmda teshit etmi§tir.

219


Taeild er

Tacikler: Sovyet Tacik ve Özbekistan Cumhuriyetinin hüyük bir bsnnyla .A.fag~nistan 'm kuzeyin.e kadar uzanan bölgede y~arl ar. D illed, Iran. dillerille girer. Yalmz bu dil, Hinduku~ ve Pamir Engebelerinin Ch§ma dogru a.slmdan uzakla§lill§ bir leh~e olarak kullaruhr. Bu hölgede, daglarda ya9ayan Tacikler kendilerini Gal~a diyc adlandmrlar. Somatik özellikleri: Orta boy, hrakisefal kafa, dar yüz, koyu sa~ ve deri, s1k k.1lh. sakal. Ekonomileri sulamayla yaplial,l tarrma dayanrr. Tahlim yaru sua elde edilen ürünlerin ha~­ hcalan pamuk, kavun-karpuz, üzüm, elma vb. Tanm i~­ lerinde kullamlmak i~in hayvan da heslenir. Dokuma, deri ve aga~ i§leriyle ~anak-~ömlek ve meta! i~leri ~ok güzeldir. 19. yüz)'Jla kadar egemen s1mflar köle kullan.ularru. Giysilerini pamuhlulardan yaparlar. Dag Tacikleri ta~tan yaplima evlerde otururlar. Dinsel inan~larmda isliimllgm yam sua eski dinlerinin kalmnlarma da raslan.u. Taklit hüyüsü [A4u. Nachahmungsmagie, Fr. 1\!Iagie imitative, i:n.g. Imitative magic]: Bir §eyin taklidini yapmakla o ~e­ yin esasnn etkileme. Bu hüyünÜ.ll yaplSl taklit yoluyla is- . tenilen sonucu elde etmeye, henzer i~lemlerle istenilen -~e ­ yi ya da olaYI öne almaya, höylece o ~cyin ya da o olaym yakm hir gelecekte meydana gelmesini zorlamaya dayamr. Taklit hüyüsÜ.llün esas1 "benzer henzeri etkiler" ilkesinde temellenmektcdir. Bu "henzer" likler göze görünür d1~ henz.erlikler ile tuturn ve davram§taki henzerliklcr ya da ~agn§una yatkm dü~Ü.llce zincirlerinden ~Ikan hüyüsel özelliklerdir. Örnegin kurakhk suasmda gcn(} hir b z1 ye§il dallarla donatlp üzerine su dökmekle (Balkan'larda) yagmur elde etmek ya da ölümü istenen hirinin resmini ya da ~amurdan, aga(}tan, halmurnundan heykelini yaparak yakmak, par~alamak, gömmek hu hüyünÜ.ll uygulama alamna girmektir. Cok yaygm olan bu büyüye -1- analoji

220


Taro

büyüsü~,denildigi

gibi-+homeopatik maji de denmektedir. (--+ Büyü, --+ lVIaji). Tapa: Polinezya adalarmda incir, dut, akkavak vb. aga«;larm lmhuklarmdan yap1lan kuma§. Kahuklar suda yumu~a­ tliiliktan sonra tahta tok.maklarla iyice dövülerek sertle§tirilir, t ek t ek par«;alar ya yanyana ya da üstüste yapl§tmlarak kuma§ID bütünü elde edilir. Üzerleri, eile renkli olarak süslendlgi gibi, bamhu ba.'skllarla da desenlendirilir. Süslemede en «;ok kullarulan renkler siyah ile kunuzmm, sarmm ve kahverenginin «;e§itli tonlarHhr. Bu hoyalar genellikle «;e§itli hitki köklerinden elde edilmektedir. Tapa'nm yap1m1 belli hir tabm tabulan gerektirmektedir. Samoa, Tonga, Fiji, Tahiti ve Hawai adalanndaki tapalar yok ünlüdür. Melanezya ve Yeni Gine'de de aym t eknikle kum3§ yap1lmaktaysa da, bunlar genellikle desensiz olarak kullanllmaktarurlar. Tapioka: Kelimenin ash Portekizce'den gelmektedir. -r Maniok'un köklerinden elde edilen kaha un. Bitkinin zehirli kökleri soyulur, rendelenir ve adma -r tipiti denilen hir ara«;la zehirli suyu yikartliarak arta kalan lnsrmdan besleyici degeri «;ok yüksek olan lapa ve peksimet yapillr. Tarla a~ma [Alm. Rodungsfeld; Fr. Defrichement, ing. Slash and burn]: Ormarun ya da aga«;hk bir yerin agaylamn kestikten sonra köklerini yakarak ve temizleyerek oras1ru ekilir duruma getirme. Bu i§lem- daha «;ok dik«;e yama«;larda ve hayrrlarda yapllir. Bu §ekilde elde edilen tarlalar, topragm verimini dü§ürmemek i9in belli aral!klarla dinlendirilir. Bu lfC§it tarla elde etme ormanhk hölgelerde, özellilcle tropikal ve alt tropikal hölgelerde uygulamr. Taro: Avusturalya, Asya ve Afrilca tropikal hölgesinde yeti§tirilen yumru köklü, iri yapralili bir hitki. Y erlilerin heslenmesinde önemli bir yer tutar. 221


'rasmanyahlar

Tasmanyahlar: Bir zamanlar Tasmanya adasmda ya:;;ayan yerliler. Son Tasmanyah 1876 phnda ölmü§tür. Kültürleri ana c;izgileriylc ~ Avusturalya yerlilerinkine benzemekteydi. Tayga: Sovyetler birliginin kuzeyinde, özellikle Sibirya'da geni§ alanlar kaplayan ve c;am," köknar, melez c;anu gibi igne yaprakh agac;lardan ib aret or manlar. Tekc§ evlilik [Alm. Einehe, Monogarr:-ie, Fr. Monogamie, ing. Monogamy]: Bir erkegin tek bir kadmla evliligi. En yaygm evlilik bic;imidir. Krz ve erkek c;oculcl.anrun dogum ortalamasmm hemen hemen ayru oln§n topluxnsal dengcyi saglamak ic;in teke§ evliligi zorunlu lolnn§tlr. Ap·1ca yoksul erkekler tek bir kadmla evlenmek zorunda kalmi§l ardu. Teke§ evlililc töresel ve dinsel knrallarla baglanmi§tir.

Teknoloji [Alm. Technologie, Fr. Technologie, ing. Technology] : insarun günlük hayatmda kullanacag-t öte-beriyi yapmak ic;in gerekli ham maddeleri elde etmc ve i§lcme sanat1. ilkellerde teknoloji c;ok S§agt bir seviyededir. Tck tanncilil.:

~

Monoteizm. ·

Temas hüyiisü [Alm. Kontagieuse lv.Iagie, Fr. Magie contagieuse, ing. Contagious magic ]: Esas1 temas ilkesine dayanan büyü. Biribirine bagh ya da biribiriyle temas1 olan §eylerin -sonradan ayrlinn§ olsalar bile- aralanndaki sempatik bag sonucu hiribirini etkileyecegi inancma dayandmlarak uygulanan bu büyü ge§idinde "parc;arun hütüne ait olu§u" ilkesi büyük rol oynamaktarur. Örnegin birinin sagmdan alman birkag t el, o sac;m sahibine olumln ya da olulllSuz yönden büyüsel hir etki yapmak ic;in yeterli saylimaktarur. Temas büyüsü gok geni§ hir uygnlama alaruna sahiptir. ( ~ Büyü, ~ Maji).

222


Thurnwald

Temel dü§iince [Alm. Elementargedanke, Fr. Pensee elementaire, ing. Elementary idea]: insanlann ruhsal yapllannm temelde aym olmalan n edeniyle temelde ayru §elcilde dü§ündüklerini ileri süren etnolojik görܧ . Bu görܧÜn hir ach da 'Menscheitsgedanke' = (insanhk dü§üncesi)'dir. Bu 'psi§ik ayruhk', c;e§itli uklarda ve ülkelerdeki dü:;;ünce henzerligini dogurmu:;;, hu durum da c;e:;;itli zamanlarda · ayru :;;ekilde yaratlian maddi ve manevi kültür ögelerini -.)olu§turmu§tur. B as ti an'a göre_, kültürler arasmdaki farklar ve c;e:;;itlemeler, kültürleri c;evreleyen iklim, cografya ve öteki dJ§ etkilerden ileri gelmektedir. Temel dü§ünce'nin yam sua hir de 'Völkergedanke' = (Halk dü:;;üncesi) kahlli eden B astian : "Temel henzerligiJ;l dJ§mda, belli hir halk ya da kabile ic;in tipik olan ve yalruz o halk tarafmdan, ya:;;am~ yerin belli ko:;;ullar1 altuida yaratilan haZJ ba§ka kültür ögelerini '~alk dü:;;üncesi' ile ac;llilamaktadrr. Ter [Alm. Schweiss, Fr. Sueur, ing. Perspiration]: Terin, kuts al bir ki:;;inin mistik ve majik gücünü ha§ka birine gec;ircligine ina:mhr. Kutsal ki§ilerin terinin emdirildigi havlu ve örtüler, hastallic tedavisinde kullanilir. Baz1 ilkeller ritüel temizlenmeler, erginleme törenleri ve sava§ seferleri ic;in terleme kürüne girerler. Amerika yerlilerinin, özellikle Kaliforniya'da ya:;;ayanlarm terlemek ic;in özel evleri vardu. Thalhitzer, William ( ): Danimarkah etnolog. E skimolar hakkmda etnografik ve lenguistik ara:;;trrmalar y apmi§tlr .

Thurnwald, Richard (1869-1954): Alman etnologu v e sosyologu. Fonksiyonalist okllidandu. Mikronezya, Melanezya, Y eni Gine ve T3?ganika' da etnolojik ara:;;ttrmalar yaprm,o;;223


Tibetliter

trr. Berlin Üniversitesinde profesörlük de yapan Thurnwald'm ba~hca eserleri: "Etlmo-psychologisclze Studien in Südseevölkern, 1913" (Güney Denizi Haiklanrun Etno-psikolojik Etüdü), "Psychologie des primitiven Menschen, 1922" (ilkel insamn Psikolojisi), "Forschungen zur Völkerpsychologie und Soziologie, 14 eilt, 1925-1935" (Halk Psikolojisi ve Sosyolojisi .Ar~trrmalar1). Tihetliler: Orta Asya' da ya9arlar. Dilleri, Tibeto-birman dil grubuna girer. -+ Mogolula'mn özelliklerini ta~ular. Ü1kenin güneyindekiler yerle§ik bir hayat sürerler. Bugday, arp~, dar1, sebze ve meyve yeti§tirilir. Tanm da, -+ yak tarafmdan vekilen saban kullamhr. Bu bölgede, tarrmClhgm yaru srra az da olsa s1gucliik da yapliu. Kerpic;ten ya da ta9tan yapilma, dört kö§eli, altmda hayvanlarm almlar1 bulunan iki Ü!f kath evlerde otururlar. Kuzeydeki bölgede göc;ebe boylar hayv~ncthk yaparlar. Koyun, kec;:i ve -+ yak beslenir. Y ak'm sütünden, etinden ve yününden ya-:rarlamlrug. gibi yük hayvaru. olarak da kullamhr. At, binek hayvamdrr. Göc;ebeler yak kilindan yapilml§ dört kö§eli kara ({ailirlarda otururlar. Beslenmelerinde süt ve sütten yapllm.a yiyecekler ba9hca yeri alrr. it;erisine tereyag, tuz ve §ehriye konarak hazrrlanan c;aylan c;ok ünlüdür. Zenginler <;e§itli <;in yemekleri yaparlar ve evlerinde de <;in e9yas1 kullamrlar. Maden i§leri c;:ok güzeldir. iklimin soguk olmas1 nedeniyle koyun yününden ve derisinden yaptlklan giysileri geleneksel giyimin esasrm te§kil eder. Zenginler giysilerini <;in ipeklilerinden ve brokar kuma§lardan yaptrrrrlar. E skiden kadmm toplumda ve politikada büyük yeri varru. Poliandrik evlilik oldukc;:a yaygmru. Buna kar§Ilik sigrrcilikla ge({inenlerde de polijinik evlilik görülüyordu. Tibetlilerin "yeni yli hayram1" törenlerle kutlamr. Yeni Dala}'l Lama'}'l se~tmek i~tin ~ Hu~24


Tipiti

bilgana denilen ilgin<; bir yol vardu. Budizm Tibet' e girmeden önce (M. S. 640) Tibetlilerin yerli dini Bon diniydi; bu dinden olanlara da Bon-po denilmekteydi. Bugün Tibet'te Budizmin degi~ik bir §ekli olan lamahk dini egemendir. Tihu: Kuzey Am.erikadaki Pueblo yerlilerinin --+ Kagina oy-uncularlJllll kü<;ük, bebege benzer, aga<;tan figürleri.Bunlar <;ocuklann dinsel egitiminde kullaruhr: Heykelcikler <;ocuklara gösterilerek, onlara mitik atalan hakkmda bilgi verilir. Tiki: Polinezya taklm adalarmdaki tann figürlerinin. genel aili. Tikiler en gok lVIarkiz adalarmda görülmekte ve tanrrla§tmhru~ atalann killt figürleri olarak kullaruhnaktailir. · Aga<;tan, ta§tan ya da kemikten yaprlan bu heykellerin yüzlerine güglü bir ifade kazand.mlinJ§tir. Gözler büyiik ve degirmidir; burun delikleri dikkati <;ekecek kadar biribirinden uzak, agrz büyük ve ·ag1kt1r; dil, agrz1 ortadan ikiye aynacak bi<;imde ili§an <;Ikrm!]tir. Tiki motifi Markiz adas1 sanatmda <;ok s1k telerar edilir: Yelpaze saplarmda, kalkanlarda, tahta kaplarda, t ai] lStampalarda, kayrklarda, e§ik ve merdivenlerde al,l.a mot.ifdir. Boylan Ü<; metreye kadar d.egi§en bu figürlerin insan kemilclerindep yapllan kü<;ük boydakileri, süs ~uas1 olarak saglara da takrlmaktailir. Tiki, ayru zamanda ilk insanm, daha dogrusu insanlan yaratan bir yar1 tannrun da adtdrr. Tipi: K~limenin ash Dakota d.ilinden gelmektedir ve "oturulacak yer" anlamlill kar§Ilamaktadrr. Preri yerlilerinin. oturduklari <;adrr. l;adrr büyük smklar kullarularak kuru~ lur ve üzeri biribirlerine ekleneu bizon derileriyle kaplarur. l;ailirm d.t§ lasm1 renkli resimlerle süslenir. Tipiti: Güney Am.erika'da-+ maniok'un zehirini almak i<;in 225


Tla

kullarulan bir arac;, Dallardan örülme, kuha)'l anduan silindir hi<;imindeki bu aracm ic;ine, bitkinin., kabuklart soyulmu!ii, rendelenmi!ii kökleri konarak bir dala ya da agaca asllir. Alt ucuna ta.lulan bir tahta parc;asiyla tipiti ters yöne bükülür; bu i§lem uzun süre tekrarlamr. Böylece köklerin zehirli suyu alntiliru::.; olur. A.rta kalan klSlm ya un halinde güne§te v e ate§te kurutulur ya da lapa, pcksimet ve ekmek yapilir. Tla

~

Sila.

Todalar: Güney Hindistan'da, Nilgiri daglarmd a ya§arlar. Dilleri, ·D ravit dil grubuna girer. Somatik özellikleri : Kemikli burun, kahn dudak, gür sa<;, kahver engi göz. E konomilcri bütünüyle sigucihga dayarur. Dinsel tasarnnlan s1grr <;evresinde toplanmt§hr. Köylerdeki kutsal süt evlerinde di§i mandalar özel ritlerle sagrm. Tomohawk: Kelimenin ash Algonkindillerinden gehnehedir. Kuzey Amerika yerlilerinin baltasi. Silah, alet, agrzhk ve savn§ sembolü olarak kullamlan Tomahawk'm yerli kültüründe öneinli bir yeri vardu .. Tonralik: Alaska Eskimolannda 9amanlara verilen ad. ToplaylClhk [Alm. Sammeln, Fr,- Cueillette, I ng. Guthering]: Insanhgm en eski besin elde etme §eklidir. Geneilihle-+ avcthk'la birlikte yapllir; fakat avciliktan' daha basit bir telmigi gerektirir. Y abaml ~eyveler, ot tohumlan; kökler, yumru köklii bitkiler, küc;ük hayvanlar, deniz kabuk. lulan, böcekler, yabarul bal, agac;larm öz suyu vb. top l arur ve yiyecegi:n esasm1 te§kil eder. Bu <;e§it hesin elde etme agrr bir c;ah9mayx gerektirmedigi ic;in, toplayxCJhkla daha c;ok kadmlar ugra§JI. Topla)'lcthkta kullarulan aletler c;ok basittir ve en ilkel §eklindeyse yalruz el kullaruhr. En önemli alet olarak C§me sopas1 vard.u. Sivri uc;lu h u

226


Toprak yeme

sopayla yumru köklü bitkiler toplamr. Agaglardaki meyveler gengel bic;imli degneklerle a~;a~ indirilir. Topla)'lctbk gögebeligi gerektirmektedir ( ~ Avc-r- ve toplapctlar). Toplumsal örgüt [Ahn. Soziale Organisation, Fr. Organisation sociale, ing. Social organization]: Toplumsal ili§kilerin ve faaliyetlerin kurumla§IDI§ düzeni. Toplumsal örgüt, temelinde belli ve kar§thlill bir talom görevlerin yatbgt insancil ili§kileri ic;ermektedir. Bunlar gelenek, görenek, adet, örf; sosyal ah§kanhklar, kanunlar; aile tipleri, akrabahk grui.Jlan, ya§hlar grubu; toplumsal suuflarla politik, sosyal, ekonomik ve dinsel kurumlarrur. Toplumsal örgüt, etnolojinin ve sosyal antropolojinin önemli bir ara§tirma alaruru te§kil etmekteclir. Toplumsal yap1 [Ahn. Soziale Strulctur, Fr. Structure sociale, ing. Social structure]: Bir topluluk ya da grup igerisindeki ge§itli toplumsal ihtiyaglan ve ili§kileri yoluna koyan; bu ili§kilere göre kurulan temel düzen, yap1. Toplumsal yapmm §U ya da bu kalili1 almasmda; etik, ideolojik, ekonomik etkenler ve dogal gevre ko§ullan rol oynad1ii;I gibi, bireyin sosyal durumu, ya§I, cinsi vb. de önem ta§tr. ~op oyunu [Alm. Ballspiel, Fr. Jeu de la balle, lng. Ball

game]: Eski Meksika yerlilerinin k~tik amagla oynadtklan OJl.m. Y erliler top oyunuyla güne§i, ylldtzlan ve mevsimleri etkilediklerine inamyorlarru. Oyun, dikdörtgen bigimindeki özel alanlarda oynanmaktaydt ve topa eile do1..-unmak yasakt1. Top; su1:, diz kapagt ve kalgalarla hareket ettirilirdi. Orta <;ag'da Avrupa'da top OJl.lllU kültik karakterini sürdürmü§ti.ir. Örnegin Fransa'da rahipler kurakhk olunca top oynarlarru.

Toprak yeme [Alm. Erdeessen, Geophagie, Fr. Geophagie, :i:ng. Geophagy] : .ilkellerde oldukga yaygm göri.ilen toprak ye-

227


Tornarsuk

me adeti ~te~itli nedenlere dayanmaktadn. Yeminde, 1(0gah:n'a ritlerin.de, hastahk tedavis1nde hüyüsel amaglarla; gebelikte ve lnthk s1rasmda vücudta eksikligi duyulan kimi maddeleri kar§1lamak i~tin yenilinektcdir. Tornarsuk: Grönland Eskimolarmm inanruhlau yüce varhk. Tornarsuk dünyay1 yaratmami§tu, ama onu korumaktadn. ~amanlar s1k sik Tornarsuk'tan yardrm isterler. Eskimolar böyle bir yüce tann'mu varhgr ve nitelikleri hakkmdabirihiriyle ~teli~kiye dü~eu görü~ler ortaya atnn~lar­ drr. Totem (Alm. Totem, Fr. Totem, ing. Totem]: Kelimenin ash Algonkin dilindeki Totam = (klau, aile, akrabahk)' dan gelmektedir. Bir insan. grubunuu ya da tek bir ki~i­ nin mistik ve majik duygularla bagh bulundugu hayvan, bitki, dogasal olay ya da caus1z bir nesne (-+ Totemizm). Totem dircgi [Alm. Totem?fahl, Fr. Poutre totemique, iug. Totem pole]: Totemi ya da kabileniu atalanyla ilgili efsaneleri canlauduau, hayvan ve insan figürlerfuin üst üste yerle§tirilmesiyle meydana geien, oymah ve boyal1 büyük direkler. Bunlara en ~tok Kuzey-Bati Amerika lnYJlannda ya~1yan yerlilerle Okyanusya adalanndaki yerlilerde raslamlmaktadu. Evlerin önüne dilcilen totem direkleri üstüne kabilenin armas1 ve özel i9aretleri de oyulur. Totemizm [Alm. Totemismus, Fr. Totemisme, ing. Totemism]: Bir klanm, hir insan grubunun ya da tek hir ki9inin ayru atadan geldigine inaniligr hir hayvana, bir hitkiye, bir nesneye ya da bir doga olayma (ehern ku9ag1, futma, 9i~­ §ek, vb.) mistik, majik ve akrabalik duygulanyla baglalll§I; bu baglam§dan dogan görevler, yasaklar, ritler ve törenler. Hayvan totemleri bitki, uesue ya da doga olaylan totemlerine göre, c;ok daha yaygmdrr. ilkellerin din-

228


Tribü

sel ve topluxnsal hayatlarmda önemli bir rol oynayan t otemizmin özellikleri §unlarchr: a) Totemle grup ya da ki§i arasmda duygusal, mistik, majik ve efsanevi bir bagm bulunmas1, b) totemle akrabahk, c) tottmin insanüstü kuvvetiyle klan üyelerine yardrm etmesi, onlar1 tehlikeden korumas1 ve onlarla arkada§ olmas1, d) totemin adm1 ve i§aretini ta§lmak, e) totemle aym hüviyeti ta§rmak, f) totemi öldürme ve yeme yasa~, g) aym toteme sahip olan klan üyelerinin biribirleriyle evlenme yasa~, h) totemle ilgili ritüel §eyler. Totemizmin ilkel sanat, heden süslemesi ve ö:~;ellikte dövmecilik. üzerinde de büyük etkisi olmw~­ tur. Kuzey Amerika yerlilerinin-+ totem direklerine ve d ans maskelerine totem hayvan1 i§lenmi§tir. Aynca silahlann ve arag-geregl~rin üzerlerine de totemin resimleri oyulur. Ba§ta G. Frazer olmak üzere, F. Bo as, A. R. Brown, F. Graebner, Rivers, P. W. Schmidt, R. Thurnwald, W. Wundt, H. Baumann ve J . Haekel totemizm üzerine ara§trrmalar yapiDl§lardrr. E. Durkh eim dinin ha§langtcmm totemizm oldugunu ileri sürmü§ se de, bu görü§ kabul edilmemi§tir. Esasen totemizmin dinsel yaru pek geli§memi§tir; toplumsal ve özellikle majik.-sembolik yaru daha gok önem kazanrm§tir. <;on yönlü ve kan§tk olan totemizm tasarnru h a§hca ÜC( §ekilde görünür:-+ Birey totem:iXmi,-+ grup totemizml. ve-+ eins totemizmi. Tören [Alm. Zeremonie, Fr. Ceremonie, ing. Ceremony]: Bir gok ritin h erhangi bir vesileyle bir araya gelmesi sonucu kmallara uygun hir bigimde, dinsel ya da toplumsal amaglar igin düzenlenen toplann. Trihü [Alm. Stamm, Fr. Tribu, ing. Tr_ibe]: A yn1 dili konu§an, aym kurumlara, geleneklere, göreneklere sahip, ortak hir yerle§me alant olan ve ortak hir kökten geien bir-kag -+

229


Trimborn

jens'in özerk bir toprak üzerinde lik.

olu~turduklan

etnik bir-

Trimhorn, Hermann (1901): Alman etnologu. Trim~ b o rn, daha vok Peru ve eski !nka devleti . haklundaki ara~tumalanyla tanmnn~trr. Aynca, etnol~jik hukuk ara~­ tirmalan ve kült~r tarihi incelcmeleriyle de isim yapan Triroh o rn'un b~hca eserleri: "Familien und Erbrecht im praelwlumbischen Peru, 1927" (Kolomb Öncesi Peru'da Aile ve Miras Hukuku), "Lehrbuch der Völlcerkun4e, 1958" (Etnoloji EI Kitab1). Tuaregler: Merkezi Sahra bölgesiyle orta Nijer bölgesinde ya~ayan Hami halk. Tuaregler, ~ Berberlere dahildir. Dilleri, Berber diline girer. Deve, koyun, ve kevi beslerler. Gövebedirler. Vahalarda huhnhat ve meyve de yeti§tirilir. Büyük deri. vadularda y~arlar. Erkekler yüzlerini siyah ya da mavi bir örtüyle kapatular. Kadmlarm toplum ic;:inde yüksek bir yeri vardu. (:ok güzel deri i§leri yaparlar. Toplumsal yapliarrnda silllfsal farklar görülür. Tuareglerin kendilerine özgü bir yazliari vardu. ~ Ahal denilen ~iirli sohhet ak§amlan düzenlerler. Müslümandular. Tnndra: Kutba yakm bölgelerde, seyrek ve ciliz bitkili, sadece yosunlarla bodur vahlann h1liundugu bitki örtüsü. Tunguzlar: Dogu Sibirya' da, Kuzey Buz denizi, Yenisey ve Pasifik K1yliari arasmda kalan geni§ hölgelerde clag1mk olarak ya§arlar. Kendilerine Ewenie derle1-. Dilleri, Altay Dil Ailesinin Manvn-Tunguz dil gruhuna girer. Gövehedirler;· ekonomileri avCihk ve hayvanciliga dayarur. $amanizmin yan~ s1ra 'öteki hen' inanc1 da görülür. ~ Buga (Baykal Tunguzlannda) ve -.Es (Yenisey Tunguzlarmda) adh gök tanrliarunn evreni yönettigine inanmaktadular. Bugün, Rus yönetimi altmdaki Uzak Dogu'da Golt-

230


Tüy s üsleme

lar, Olc;lar, Udehler ve Oruc;lar vb. adi altmda bir takun Tunguz gruplan ya§amaktad.Ir. Tiücürük [Alm. Spuck, Fr. Crachat, ing. Spit]: H astahk tedavisinde kullamhr. Tüküren kimsenin mistik ve majik gücünü, kar§!Smdakine gec;irdigine inamhr. Aynca naz~ inancmm yaygm oldugu yerlerde de kötülügü uzakla§ttnCl pratiklerde kullamhr. Tütün [Alm, Tabak, Fr. Tabac, ing. Tobacco]: Vataru Amerika olan ve oradan h~tün dünyaya yayllan nikotin ic;erikli bitki. Pek c;ok cinsi hulunan tütün, c;e§itli §ekillerde iQildigi gihi (sigara, yaprak sigaras1, puro vh.) c;ignenir, yenir, yalamr, burna c;ekilir, suyu ic;ilir. Bundan ba§ka tütün, büyücülük ve hastahk tedavilerinde ritüel bir önem ta§Ir. Aynca Kuzey Amerilm yerlileri arasmda ban§m ve anla§manm simgesi olarak -+ hart~ a~zh~yla tütün ic;ilir. Tüy pelerin [Alm. Federmantel, Fr. Pelerine en plume, ing. Feather pelerine]: Hawai adasmda görülen hu harikulade güzel pelerinlerin yapil.masmda lnrmizl, san ve siyah renkte hinlerce ku§tüyü kullamlmaktadrr. -+Tapa aru verilen kuma§larm küc;ücük deliklerine dam üstünde kiremit dizili§i hic;iminde dügürnlenen renkli kn§ tüyleri, geometrik süslemeleri meydana getirir. Bu pelerinlerle birlikte, kläsik hic;imde, görkemli migferler giyilir. Migferlerin üst ktsnn taraga benzemektedir ve ayni malzemeden yaptlmaktailir. Pelerinleri sadece §efler ve din adamlan sava§ ve tören suasmda giymektedirler. Ku§tüyü pelerinler; Güney Amerika yerlilel'ince de tören giysisi olarak kullanilmaktadrr. Tüy süsleme [Alm. Federschmuck, Fr. Ornement en plume, ing. Feather ornament]: (:e§itli r enk ve hic;imdeki ku§tüy231


Tylor

leriyle giysiyi (Ku§tüyü pelerin), yaka)'l, ha§l, alm, kollan, ara~t-gere~ti vh. süsleme. Bu tarz süslemenin en yaygm oldugu yerler Okyanusya adalar1yla Amerikadrr. Amerika ve Okyanusya yerlilerinin dinsel törenlerinde önemli rol oynayan ku§ tüyleri aynt zamanda ki§inin toplum i~tin_­ deki yerinin hir helirtisi olarak da kullarulmaktadir. Tylor, Edward Burnett (1832- 1917): ingiliz antropologu. Evrimci okulun en öne~i temsilc-ilerindendir. l\Iüze direktörlügü, Üniversite profesörlügü. yapnn§tlr. Ty I o r'un esas ugra§I alam mitoloji, hüyü ve dindir. Dinin ba§langrcnn --1- Animizm'de arayan Tylor' un ha§hca eserleri: " Primitive Culture, 2 eilt, 1917" (llkel Kültür), "Anthropology, 1881" (Antropoloji).

232


u Ugurluk [Alm. Talisman , Fr. Porte-bonheur, ing. Talisman]: Ta91yana iyilik, talih a({ilihgl, ugur getiren ve hu özelligi daha önce denenmi§ olan nesne. Ugurlugu-> muska'dan ayumak gerekir; c;ünkü ugurluk, z~rarh etkileri. uzakla§tlrmaktan c;ok, t~l)'lClSlna ugur ve mutluluk getiren hir nesnedir; yani pasif hir maji araCidlr. Bir nesnenin ugurluk olarak kahul edilmesi c;ogu kez hir raslanttya baghdrr. Ugurluklann c;ogu süs e9yas1 hali.ne gelmi§tir. J. N_egelein, ugurluklan "estetik anlamda majik öz" diye tam~ar.

lJli figürleri: Y eni irlanda adas1mn ic; kls1mlannda görülen ve -> Uli törenleri'nde kullarulan tahta figürler. Atalardan c;ok, 9efler~ ve kahramanlan canlandrrmaktachr. Figürlerin özelligi, kollann yukanya dogru kalklk olu§U, gögüsleri.n ve einsei orgamn alahildiginE! helirtilmesiylc ayaklar altmda ikinci hir figürün hulunmas1rur. Uli figürleri erkek gücünü ve enerjisini ifade etmektedir. Uli törenlerinin. ka9milmaz killt ohjeleri olan hu figürlcr, törcnlerdcn sonra agac; kahuklanna sanlarak, gelecek törenlerde kullamhnak i9in saklarulmaktadrr. Uli törcnleri: Yeni irlanda adasmdaki kutsal törenler. Aylarca süren hu törenler c;ok kutsaldn; törenler s1rasmda kuliamlau Uli figürlerini.n salcl.anru~ gizli dernek evlerine kadmlann girmesi yasaktu. Umiak: Eskimolarm yük ta§rmak ve yolculuk yapmak i({in 233


Uygulamah ctnoloji

kullanruklan kayik. D aha C(Ok kadmlar kullanru~ i<;:in "Karun ka)'l~" da denilen Umiak ~ deri kayik teknigiyle yapilir. Ayru teknikle yap1lan ~ Kayak'tan farb, ondan daha hüyük ve üst kismmm olmas1drr. Tipik bir Umiak'm hoyu 9, eni 1.5 metredir. E skiden aglardan da yararlarularak Umialc ile b alina avma <;:lialmaktayru . Uygulamah etnoloji [Alm. Angewandte Völkerkunde, Fr. Ethnologie appliquee, Ing." Applied E thnology ]: Kuramsal yada akademilc etnolojinin egitim, yönetim, askerlik, sanayi, ticaret vh. alanlarma pratik uygularu§I. Birinci Dünya Sava91'ndan sonra deniza91n üllcelerde sömürgeleri hulunan uluslar, buralardaki yönetim örgütlerinde dani§man olarak etnologlardan yararlannu§lardu. Uygulamah Etnoloji'nin esas önemi Ikinci Düny a Sav!i§l'ndan sonra anla9Wru§trr. Sav!l§tan sonra ortaya C(Ikan 'geli9memi§' ·Ve 'az geli§rni§' üllcelere yarillm sorununda etnologlai;a ve sosyal antropologlara dani§man olarak · önemli görevier verilmi§tir. Uyma [Alm. A npassung, Adaptation, Fr. A daptation, Ing. Adaptation]: Canhlann korunmalart igin organlarmda, fonksiyonlannda ve davraru§ hiC(imlerinde · degi§iklikler yaparak iC(inde hulundulclan dogal ko§ullara uymalan. Teknilc hilgi v e araC(lar bakui.:undan C(Ok yok sul ilkellerde . C(evre ko§ullru:ma uyma daha belirgindir: Av h ayvanlannm yer degi§tirmelerine, mevsim.lerin ritmine uymak gibi. Ancak bu insanlar, C(evre ko§ullariDt büsbütün pasif bir tutumla izlememekte; gözlemleri ve deneyleri souucu C(evre ko§ullartru kavram aya ve k endi C(tkarlanna C(evirmeye de <;:ah§makt arurlar. Uzun ev [Alm. Langhaus, Fr. Long habitat, Ing. L ong hause J: Irakualarm uzunlamasma yaptlmt§ evleri. Evlerin uzun-

234


Uzun cv

lugunun bazan elli metreyi buldugu olur. Bu evlerde 90k sa)'lda aile oturur. Evin ortadaki giri~ yerinde herkesin · yararlanch~ ate~ yanar; giri~in her iki yanmda hasularla, aga<; kabuklanyla aynlrm~ bölmeler vardrr. D ogu vc bat1 cllye iki ana bölüme aynlan uzun ev ibadet yeri olarak da kullaruhr.

235


ü Ü~ hasamak kurarm [Alm. Dreistufentlzeorie, Fr. Theorie a

trois stades, Ing. Three Stage theories]: Tarih boyunca kültürlerin duru.munu Ü<; basamakta a<;Iklamaya ~ah~·an <;e§itli 1.-uramlar vardu. Ba§hcalan §unlardu: Vah§iliJc, barbarhk ve uygarhk ( ~ Morgan); avctbk, <;obanhk ve ~ift­ <;ilik (Ekonomist Smi th); teolojik, metafizik ve pozitif dönem (~ Comte); promisküitet, ana hukuku, baba hukuku (~ Bachqfen).

236


V Van Gennep, Arnold (1873-1957): pnlü Fransiz etnogra:U ve· folklorcusu. Ögrenimini tamamlailiktan sonra, ilkin d.I§ i§leri bakanl!gmda c;ah§nu§, sonralan c;e§itli uluslararaSI etnografya ve folklor enstitü ve kurulu§larmda aktif gö.revlerde bulunmu~tur. iki. yurt ill§l ar~tirma gezisinin ili§mda, etnografik incelemelerini literatüre d~yayan V an Gennep, Birinci Dünya Sava§lndan önce Fr'ansa'da etnografya ve folklor alanmda büyük bir isim olmu§tur. 1930 yllinda ba§larugi ve anket yöntemiyle geni§ c;apta yönettigi Fransiz halle ädetleri · c;ah§masiyla da ad yap an Van Gennep'in h3§hca eserleri: "Mythes et Legendes' Australien, 1906" (Avusturalya Mit ve Efsaneleri), "Les Rites de Pasage, 1909" (Gec;i§ Ritleri), "Manuel de Folielore Franr;ais Contemporain, 1943" (~agda§ Frans1z Folklor EI Kitab1), "Le Folklore Vivant, 1946" (Ya§ayan Folklor). Vedalar: Seylan'da ya§arlar. Somatilc özellikleri: Ortaya yalun boy, koyu kahverengi deri, dolikosefal ba§, dalgah sac;, dik ahn, yuvarlak yüz, büyük göz, geni§ burun. Orman Vedalan ve K.Ip Vedalar1 diye ikiye aynhrlar. Birinciler c;ok ilkel durumda ya~arlar, avcillkla ugr~ular. ik.inciler yerle§ik duruma gec;mi~lerdir, taruncilik yaparlar. Orman ürünleri ve yabanu bal verilerek kaqiligmda kom§ularmdan sivri ve keskin uc;lu demir arac;lar ahmr. Bellerine yap· raklardan yapllm.a, sadece belli yerlerini kapayan bir kemer takarlar. Sou zamanlarda bu kemerlerin yerini pa-

237


Vmxltxh tahta

muklu hir örtü alml~t1r. Magaralarda ya da aga\! dallanndan, kahuklarmdan ve yapraklanndan yaptlklan -r rüzgärhklarda hanrurlar. Yetenekli ve tecrüheli hir erkeg:in yönetiminde gruplar halinde ya~arlar. Her akraha gruhunun helli hir av arazisi varmr. Teke~ evlilik egemendir. Av hüyüsü ve atalar ihadeti dinsel inan\!lanmn esas1m te§kil eder. Vmiluh tahta [Alm. Schwirholz; ing. Bull-roarer] : Özel likle Avusturalya yerlileri tarafindan kültik ama9lar 19m kullarulan, delik uc1ma takuan ipten tutulup luzla 9evrildigi zaman vmiltili bir ses 9iliaran uzun, düz ve oval bir tahta. Bu tahta t1pki -r <;urunga gibi kutsald!r. kabilenin atalanm. temsil eder. Tahtarun \!1kard1~ ürkütÜcü ses cinlerin, atalaim ya da gök gürlemesinin sesi olaral>: kablli edilir. Erginleme törenlerinde kullarulan bu kutsal alet kadmlara ve 9ocuklara tabudur. -r Gizli dernelc üyeleri kadmlan ve 90cuklan korkutmak i9in bu aleti kullamrlar; aletin sesini duyan 9ocuklar ve kadnuar kulübelerine girip, saklarurlar. Vmutili tahta'run Avusturalya'nm ili§mda hillarnlmg1 yerler: Mrika'mn 9e~itli lnsrmlan, seyrek olarak Endonezya (Borneo, Ma.laya Ar!?ipe], Melanezya (Yeni Gine, Salomon adalan) ve kuzey, orta ve güney-Amerika. Bu aletin daha degi§ik hivimlerde Eski M:.s1r (hastahk tedavisinde) ve Yunanistan'da da kllilanuchßl bilinmektedir. Aletin sesinin gök gürlemesine benzetilmesi (Hopilerde), onun bir talum majik pratiklerde kllilamlmasllll, büyücülerin yanlannda blliundurduldan aletlerden hiri olu§unun (örnegin güney Amerika tropik orman bölgesinde) sonucunu dogurmu~tur. Bugün ilkel kabilelerin baz1larmda bu alet kutsal anlam.Im yitirmi!? ve \!Ocuk oyuncaklan arasma girmi~tir. Vierkandt, Alfred (1867-195.3): Alman etnolog ve sosyologu. 238


Viyana okulu

Ratzel'in ve Wu ndt'un ögrenc:isidir. Din:in geli~iminde · büyüye öncelik tanmu~t1r. Ba~hca eseri: "Die Anfaenge der Religion und Zauberei, 1907'' (Dinin ve Büyücülügün Ba~langtci).

Viyana okulu (Alm. Wiener Schule, Fr. Ecolc de Vienn.e, 1ng. Vienna School] : Tarihl okul'un W . Schmidt ve W . Koppers tarafwdan temsil edilen kolu.Bu okula göre, kültür tarihinin geli~imi §U srra)"l izlemektedir: iJkin il.kel dönem gelmekteciir; bu dönemde erkekler yiyecek elde etmek il;in avlanmakt?, kadmlarsa bitki toplamaktadular (AvclhktoplayiClhk). ikinci dönemde, doga i~lenmeye ba~lamru~­ tu; kadml ar bah4(1vanhkla ugra~maktadular. Ü41üncü dönemde erkekler avc1hktan h ayvanclliga geymi~lerdir. Böy lece bugünkü k ültürler, bu ür;. asal kültürle bunlara bagh ikincil kültür kompleksleri sonucu meydana gelmi~tir. S chmi d t, dinin kökeninin 'ilk tek tanncillk' oldugunu; bu inanem giderek bozuldugunu ve '41ok t anncllik'a, sonra da ilkellerde görülen daha a~a~ basamaklara dü!jtügünü ileri sürmü~tür. Bu okultm zayli tarafi, temsilcileri tarafmdan ortaya atrlan kültür 4(evrelerinin ge41mi~te nerede ve ne zaman ayn varhklar olarak varoldulclan ve biribiJ:lerinden yok uzak böigeiere nasll ya)'lliliklarmm yeterince ayiklanmamasidu. Aynca evrime hem kar§I ~limu§Iar, hem de onu kabul etmi~lerdir. Onlara göre maddi alanda evrim vardrr; fakat manevi alanda ve manevi kültürde gerileme vardrr ('ilk tek tann' örnegi}, Schmidt ve KopP ers'in ögrencisi olan J. Ha ekel, hocalarmm or taya att1klar1 görü§lerdeki aynhk, yanh!] anl~1lma ve yöntem hatalarm1 belirterek bu okulu gerekli ayili:hga kavu§turmu!]; ye~itli fikir' aynhklarmi düzeltmeye ve dogrultmaya yah~nu~tlr.

239


w Wakanda - W a.konda. Wakonda: Siouxlarda ah§iliru.'im c:hijmdaki i§leri ve olaylan meydana getiren, her yerde bulunan, gözle görünmez, s1r dolu bir k~dretin ac:h. - Dinamizm tasarllD.l ir;:erisine giren W akonda, Algonkinlerdeki - Manitu, Irakualardaki - Orenda, Polinezyahlardaki - lVfana inanc1yla h emen hemen ayruc:hr. Wa.konda da denir. Wcstermann, Diedrich (1875-1956): Alman Mrikanisti. Afrika'da ilkin misyoner olarak bulunm.Uij, sonradan Berlin Üniversitesinde Afrika dillerini okutmu§tur. Ba§hca eserleri: "Wörterbuch der Ewe-Sprache, 2 eilt, 1905-'1906" (Eve Dili Sözlügü), "Die westlichen Sudan Sprache, 1927" (Bat1 Sudan Dilleri), "Geschichte Ofrikas, 1952" (Afrika Tarihi). Westermarck, Eduard (1862...:.1939): Fin'li etnolog ve sosyolog. Evliligin tarihi hakkmda yapt1~ geni§ r;:aptaki ara§tlrmayla isim yapiDI§trr. Londra ve Abo akademilerinde profesörlük yapan W estermarck, evrilnciokulun temsilcilerindendir. Fas'ta alan ara§trrmalarmda bulunan W estermarck'm ba§hca eserleri: "The History of . Human l\1arriage, 1891" (Evliligin Tarihi), "The Origin and Development of Moral Ideas, 1906" "Ahlaki Fikirlerin Kökeni ve Geli§imi", "Marriage Ceremonies in Morocco, 1914" (Fas'ta Evlilik Törenleri), "Ritual and Belief in Morocco, 1926" (Fas'ta Dinsel Törenler ve inanr;:lar).

240


Wundt

Wied-Neuwied, Maximillian Alexander Philipp, Prinz ~u (1782-1876): Alman doga ara.!itmciSJ. isvi<;:re'li ressam B odmer ile yukan Missouri lnpsmda ya-iayan yerli kabileler arasmda etnografik ara-itrrmalar yapDll§tir. Wigwam: Kuzey Amerika yerlilerinin agac; kabuklan ya da hamla kaph kubbeli evleri. Wirz, Paul (1892-1925): isvi~tre'li etnolog. Okyanus yerlilerini, özellikle Yeni Gine'deki Papualan incelemi-itir. Yeni Gine adasrm qok iyi tan.iyan Wi rz'in ba-ihca eserleri §un· lardu: "To!enlcult auf Bali, 1928" (Bali'de Ölü Kültü), "Beitrag zur Ethnographie des Papuagolfes, 193 4'~ (Papua Körfezi Yerlilerinin Etnografisi Üzerine Yazilar). Wissler, Clark (1870-1947): Amerika'h sosyal antropolog. Y ale Üniversitesinde antropoloji profesörlügü yapnn§, Amerikan Doga ~arihimüzesinde uzun süre daru§man olarak qah§IDI§trr. Wissler'in ba§hca ugra§I alaru Kuzey Amerika yerlilerinin kültürleridir. Kr o eher gibi W i s sl er' d e, Killtür Cevresi'nin degi§ik bir biqimi olan 'Cultur area' (Kültür hölgesi) görünܧÜUÜ temsil edenlcrdendir. Ba§hca eserleri: "Ceremonial Bundlcs of thc Blackfct Indians, 1912" (Blackfeet Yeililerinin Törensel Birlikleri), "Archaeology of the Polar Eskimo, 1918" (Kutup Eskimolarmm Arkeolojisi), "Man and Culture, 1923" (insan ve Kültür), "An Introduction to Social Antltropology, 1929" (Sosyal Antropolojiye Giri§). . Wundt, Wilhelm (1832-1920): Alman filozofu ve psjkologu. Heidelberg, Zürich ve Leipzig Üniversitelerinde psikoloji ve felsefe profesörlügü yapan Wund t, psikolojiyi manev! bilimlerle kültüre uygulami§tlr. Ba.!ihca eserleri: "Völkerpsychlogie; 10 eilt, 1900-1920" (Halk psikolojisi), "Probleme der Völlcerpsychologie, 1911'' (Halk psikolojisinin So. runlan).

241


y Yak: Uznn tüylü bir s1grr cinsi. <;in mandas1 da denir. Yabarul Yak bugün Tibet Pamir ve Karakurum'nn yüksek yaylalarmda ya§ar. Evcille§tirjhni§ olanlan, göt;ebe hayatl süren Tibetliler, Türkler ve Mogollar tarafmdan kullawhr. Y ak'm ekonomik degeri hüyüktür: Yününden, derisinden, etinden ve sütünden yararlarulm~ gibi binek ve yük hayvaru olarak da kullaruhr. Yakarak tarla a\!ma - Tarla at;ma. Yakutlar: Kuzey Dogu Asya'da, Lena nehrinin orta ve a§agt lo.smmda ya§arlar. Dilleri, Türk Dil Grubuna girer. Göt;eb edirler; at ve s1grr heslerler. Kuzeyde ya§ayanlar rengeyiginden binek hayvaw olarak yararlarurlar. Sütten yapilma yiyecekler ba§bca g1dalarrm te§kil eder. <;anak-<;ömlek, demir ve gümü§ i§leri t;ok ü.illüdür. Yam: Okyanusya adalannda, Endonezya'da, Cin'de Mrika'da, Güney ve Kuzey Amerika' da yeti§tirilen yumru köklü, patatese benzer bir bitki. Y aba.nll olan Yam, evcille§tirilmi§tir. Yerlilerin beslenmesinde önemli bir y er tutar. Yamyamhk- Kanibalizm. Yaralayarak süslcme [Alm. Schmucknarben]: Deriyi sivri arat;larla yrrtarak at;mak; at;Ilan yerlere kül, halt;Ik ve odun kömürü sürerek yaralar1 iyice belirtmek. Ce§itli örn eklere ve modellere göre gögüste, sutta ve kollarda a<;Ilan bu yaralann izleri b edeni süsler. A vusturalya yerlile242


rinde, art1k soylan tükenmi§ bulunan Tasmanyah'larda ve merkezi Afrika'da uygulanan bu ge§it heden süslemeyi ---+ dövme ile kan§tJ.rmamak gerekir. Yan göc;:ebelik [Alm. Halbnomadismus, Fr. Transhumance, ing. Transhumance]: Gögebelikle yerle§ik hayat arasmdaki ya§ama tarz1. Y an gögebelikte ekonomi, signCihk-giftgilik üstüne temellenmektedir. Gög süresi ve gög yollan tam göc;ebelige hakarak daha kisadu. Yazm hayvanlarla hirlikte yüksek yerlerdeki otlaklara yik.Jhr; ya~h ve zaJif kimselerden hi~ kismi köyde kalarak tarla ve hahgelere bakarlar. Gög döneminde gadrrlarda yanp kalJnhr. Yan gögebelik, gögehelikten yerle§ik hayata gegi§in bir safhasl olarak kabul edilebilir. Y an gögeheligin bugünkü temsilcileri §unlardrr: Balkanlarm ve Afrika'nm ge§itli halk-' larmdaki koyun gobanlanyla Dogu ve Güney Afrika'daki ge§itli Bantu trihüleri ve Güney Amerika'nm And hölgesindeki yerliler. Y ar1 gögehelige sezon göyebeligi de denir. Yanm [Alm. Halb, Fr. Moitie, ing. Moiety]: Trihüyü meydana getiren iki yanm fratriden biri. Her yanm da kendi arasmda bir kag klana aynhr. Klanlarda ill§tan evlenme, yanmlar arasmda da igten evlenme kurah egemen oldugu ic;in, bir kabileyi olu§turan paryalar arasmda her iki kurala uygun smtflar dogar. Aynca, yanmlar, haba hattma (Patrimoiety) ya da ana hattma (Matrimoiety) göre · de düzenlenir. Yarunlar törenlerde, fikirlerde, semhollerde z1thk gösterirler (--. ikili sistem). Ya§hlar yönetimi [Alm. Alternsherrschaft, Gerontohratie, Fr. Girontocratie, ing. Gerontocracy( Kelimenin ash Yunanca gerontokrati'den gelmektedir. Toplumsal hayatm ya§h ve tecrübeli erkekler tarafmdan yönetilmesi. C::ogu halklarda toplumsal hayat1 ilgilendiren .<;e§itli sorunlar, ma-

243


Ya~

suuflan

halli kavgalar ve ge-;imsizlikler, genellikle ya~lan 30 ile 50 arasmdaki erkeklerin meydana get irdigi hir 1..-u:rulda <;özümlenir. Kurul üyelerinin helli kurallara dayanarak verdigi kararlar, taraflan haglaYJ.Cl niteliktedir. Ya!j sunflan [Alm. Altersklasse, Fr. Class"es d'age, ing. Age classes] : Bir köyün, hir klanm ya da ha~ka hir cemaatm üyelerinin y~larma göre meydana getirdikleri srruflar. Bu suuflar söz konusu toplulugun toplumsal, dinsel ve geleneksel hayatmda etkili bir rol oynarlar. Bir ya~ snnfindan ötekine ge<;mek i<;in daha önceden tesbit edilmi~ seremonilerin yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunlarm i<;inde en önemlisi ge-;i~ ritleridir; örnegin gen<; hir insanm e:rkekler snnfma almabilmesi ancak bu ritleri yerine getirmesiyle mümkündür. Her ya~ snnfirun belli haklar1 ve görevleri varrur. y a§ suuflan genellikle erkekler arasmda adettir; bunlarm en önemlileri <;o~uklarm, delikanhlarm, evli erkeklerin ve geni~ haklara sahip olan ya§hlarm snnflanrur. Erkekler dernegi ile gizli demekler ya9 s1mflar1'nm geli§mesinden dogmu§tur. Y~

srrah evlilik [Alm. Sulczessive Ehe, Fr. lVfariage successif, ing. Su~cessive marriage]: Gen<; bir erkegin ilkin ya§h bir kadtnla, sonra ya§ltl bir karunla, iyice ya§la.nilig-t zaman da kendinden gen-; hir kadtnla evle~esi. Bu tür evliligm temelinde gen<;lerin ya§hlar · aracili~yla einsei hayata giri~ini hazulamak, uzun ya da la.sa hir süre i<;in e§ler arasmdaki ekonomik ve toplumsal istekleri saglamak dü§üncesi yatmaktamr.

Yayili!jClhk

-7

Difüzyonizm.

YJlan [Alm. Schlange, Fr. Serpent, ing'. Snalce ]: Totem, feti§, koruyucu yarauk olarak ilkellerin dinsel hayatmda mistik ve majik bir nitelik ta§Jyan YJ.lan, dünyamn ve insan244


1 Yukagirler

lann yarat1h~1yla ilgili efsanelerde de büyük rol oynamaktaclrr. Deri degi§tirmesinden dolayt "ölmezlik" fikrini sem holleyen p lan, hu niteligiyle hir <;ok efsanenin, hüyüsel pratigin temel ögesi olmu§tur. Toprak altmda, magaralarda, kayahklarda, ormanlarda vh. ya§arug-t i<;in (ölenlerin ruhlarmm da huralarda y~adiklarma inarulchgmdan), ytlanm atalarla soo hir ili§kisi oldugu kahul edilir. Kült ve hüyücülükde ytlamn oynadigt rol evrenseldir. Yagm.uru, ehemkupgtru, zelzeleyi planm m eydana getirdigine dair inanmalara stk s1k rasla.ruhr. Afrika' da ytlan kültü korku ve saygt kar~1m1 hir duygudan geli~mi§tir. Okyanusya yerlileri, kendilerine önemli besinleri ylianlarm göndermi§ olduklarma inarurlar. Orta Amerika'nm eski kültürlerinde plan, <;ogu zaman yüce varhklarla aym tutulmw;tur. Amerika yerlileri yeralt:J. kudretlerini yilan hi<;iminde dü~ünürler. Yuan, <;e§itli .sanat eserincle kuvveti, ölümsüzlügü ve dünyanm yaratrn§illl semholleyen önemli hir motif olarak görülür. Yilan dans1 [Alm. Schlangentanz, Fr. Danse du Serpent, ing. Snalce dance]: Kuzey Amerika'da y~ayan Hopilerde hüyücülerin, hüyüsel yeteneklerini göstermek i<;in agtzlanna canh ytlanlan alarak yapt1klan dans.

Yukagirlcr: Kuzey Asya'da Kolima ve indigirka Nehirleri arasmda ya§arlar. Kendilerine 0 d ul = (kuvvetli, kahra man) derler. Somatik özelükleri: Kü<;ük ve orta boy; siyah, sert sa<;; <;ekik olmayan göz; fulak hurun. Dilleri, Paleoasyatik dü gruhuna girer. Ekoloji ve diyalekt babmmdan Kolima ve Tundra Yukagirleri diye iki gru.ba aynhrlar. Ge<;imlerini hahk<;ilik ve rengeyigi" hesleyerek sagl arlar. §amanizmin yam sna yüce tann inanc1 ve ibadeti görülür. Kolima Yukagirlerinin Pon, Tundra Yukagir245


Yurt

lerinin Kucul adh gök tannlanrun, iirünün hereketi üzerinde olumlu ya da olumsuz rol oynachklanna inamhr. Yurt: Orta Asya'da gö~ehe hayat siiren toplumlann ke~eden ~ach.rlan. Yurt'un yan klsrmlan ~aprazlama ~uhuklardan yap:Uma kafeslerden iharettir. Makas gihi a-;ahr-kaparur parma.khk, ~ach.rm durumuna göre geni~letilir ya da daraltilir. Büyük bir 9ach.rm etraftru kaplamak i9in deri hagIarla örülmü§ olan bu kafeslerden hir düzüne gerekmektedir. Parmakhklarm ve ~ach.rm üstüke9eyle kapla.rur;tepeye, dumarun ~:tkmas1 ü;in, iplerle ~a~ yukan 9ekilehilen ke9eden hir baca konur. <;adnm k en arlarx, rüzgärh ve futmah havalarda yerinden oynamasm diye kahn iplerle iyice peki~tirilir. Y azm s1cak ve aga9s1z stepte yurtlar ideal dinlenme yerleridir. K~msa kenarlan öteberiyle ve ke9elerle iyice kapatudx~ i9in, i9indekiler soguktan zarar görmezler. <;adrrlann i9inde erkeklerin ve kadmlarm yerleri ayndrr. Gö9ler srrasmda 9ach.rlan sökmek ve kunnak kadmlarm i:;;idir. Yüce varhk [Alm. Höchstes Wesen, Fr. Etr€ supreme, Ing. Supreme Being ): Bütün yarabklardan üstün, dünyanm yaratlcisi, ölümsüz, ba:;;langx~tan heri varolan, lLidrcti 51rursxz, ki§isel niteliklere sahip, iyiliklerle dolu oldugu kahul edilen, ama genellikle cezalanndan korkulan, törelerin ve adetlerin yaratiClSl yüksek bir tann , yüce bir varhk. Avcilik ve toplayiCilikla ge~inen 9e:;;itli halklarda (Pig' . meler, Zenciler, Ate:;; Topraklllar, Güney-Dogu Avusturalya. yerlileri, Algonkinler) yüce varhk inanCI, öteki varhk tasariiDlarma b.akarak daha helirgindir. <;ohancilik ve tanmla ugra~an halklardaysa hu inan9 ~ok daha hüyük bir önem kazanmi~trr. Yüce varhgm egle§tigi yer olarak genellikle gökyüzü dü:;;ünülmektedir. Bu varhk 90gu zaman ki§isel olarak dü§ünülmekte, "1:;;Ik veren'', "aydxnlatan" di246


Yüre1t bis:Uni yüz

ye adlandmlmaktadu. Bu varh~, Bat1 Afrikadaki Yorubalar "kendi kendine olan' ', Merkezi Kaliforniyadaki Patwinler "Kendiliginden biri", Aztekler "Kendi kendine dü§ünen" diye adlandmrlar. En slk raslarulan aruysa "Baba" ve "Büyük Baha" drr. Yüce varhk inancmm kültik yam olduk~a sadedir; dua edilir ve ~e§itli vesilelerle kurban sunulur. Yiirck bi~imi yüz [Ab:D.: Hcrzformiges Gesiclit, Visage en forme de coeur, ing. Heart-shaped face]: Zenci heykelciliginin görüldügü yerlerdeki ortak özellik yürek bigimi yüzdür: Yü2<, ka§lar altmdan ba§layarak yumu§ak bir bi~im­ de konkav bir yüzeyle a~za kadar yaf1hr; yürek hi9imindeki bu yüzeyde, hurun, abndan ba§layarak a§a~ya dogru hir uzama gösterir; gözler yüksek ve ovaldir. Bu üslUha Kongo hölgesinin 9C§itli yerlerinden ha§ka, Fildi§i sahillerind~, Kamerun'da, Kongo Havzas1'mn hemen her tarafmda, ibolarda, hatta Güney Afrika'daki Zulularla Tanganika'daki Makondlarda da raslanmaktadu. Zenci Kongo alanmm en eski ve en yaygm gelenegi olan hu üslUhu ara§tmcilar 1500 yil kadar geriye götürme1..-tedir.

Fr·:

247


z Zemi: Güney Ameri.ka'daki Arualclann ta§tan, aga9tan, kemikten, topraktan ve altmdan y apnklan idol. i9inde özel kudretlerin varoldugu kabul edilen idollerin hava durumunu, bereketl, soyun yogal~aslill etkiledigine inarulmaktayd.I. insan §eklinde yapuan zemilerin einsei org.anlar1 özelli.kle belirtilirdi. Aynca hayvan §eklinde ve Üy kö§eli zemiler de yaplh.rru. Herkesin en az bir tane zemisi vard1. ~efler c;ok sa)'lda zemi salllbiydi.


BffiLiYOGRAFYA Actpayamb, 0.: Emolojinin (:e§itli Kanufan ile ilgili Ba~ Ana JGtaplar~ . An.tropoioji Dergisi, Ankara 1963 Adam, L., Trimhorn, H.: Lehrbuch der Völkerkunde, Stuttgart, 19~8. . Agakay, M. A.:

Türk~e

.S özlük, 5. Baslo, Ankara 1969.

Bcals, R. L., Hoijer, H.: An Introduction to Antropology, 3 rd. Edition, New York 1965. Bernsdorf, W.: Internationales Soziologen Lexikon, Stuttgart 1959. Bernsdorf, W.: Wörterbuch der Soziologie, Stuttgart 1969. Birket-Smith, K.: Geschichte der Kultur, Zürich 1946. Boratav, ~.: ilkel Toplumlarda Besin Elde Etme Faailiyetleri, Antropoloji Dergisi, Ankara 1963 . Dilat;ar, A.: Dil, Diller ve Dilcililc, Ankara 1968. Dittmcr, K.: Allgemeine Völkerkunde, Braulischweig, 1954·. Drewer, J., Fröhlich, W. D.: Wörterbuch zur Psychologie, München 1969. Eberhard; W.: Bugünkü Avrupa'da Etnolojinin Esas Cereyanlan, DTCF. Dergisi, Ankara 1948. Erdentug, N.: illceZ. Topluluklarda Hulcuk, DTCF. Dergisi, Ankara 1966 249


Fraser , D .: Die Kunst der Naturvölker, Stuttgart 1962. F:rendenfeld, B.: Vö!lcer,~unde~ München 1960. Güven~,

B.: Kültür Kurammda Bütüncülük Sorunu Üzerine Bir Deneme, Ankara 1970

Han~erliogln, 0.: Felsefe Sözlügü, istanbul 1967.

Hermann, F.: Symbolilc m den R eligionen der Naturvölker, Stuttgart 1961. Hebercr, G., Kurth,

G.; : Anthropologie, Frankfurt a. M. 1959.

Schwidetzky-Roesing, ]., Himmelhcber, H .: Negerkunst und Negerkünstler, Braunschweig, 1960. Hirschberg, W.": Wörterbuch der Völkerkunde, Stuttgart, 1965. Hirschberg, W., Janata, A.: Technologie und Ergologie in der Völherkunde, Mannheim 1966. Hoehel, E. A.: lVIan in the Primitive World, New· York 1955. Hultkrantz~

A.: General Ethnological Concepts, Volume I, Copenhagen 1960.

izhrrak, R.: Cografya Terimleri Sözlügü, Ankara 1964., Jacobs, M., Stern, B. J.: General Anthropology, New York 1963. Jeskc, E.: Wörterbuch zur Erblehre und Erbflege, Berlin 1934. Kansu, ~- A.: Kültür Teorileri Hakhnda (Sürekli Makale), Ülkü Dergisi, Ankara 1939 Kardiner, A., ·preble, E.: Introduction a !'Ethnologie, Paris 1961. Leuzinger, E.: Die Kunst der Negervölker, Baden-Baden 1965. Mauduit, J. A .: Manuel d'Ethnographie, Paris 1960.

250


Miihlmann, W. E.: Methodik der Völkerkunde, Stuttgart 1938. Miihlmn.nn, W. E.: Rassen, Ethnien, Kulturen, Neuwied-Berlin 1964. Miihlmn.nn, W . E .: Kulturanthropologie, Köln-Berlin 1966. 1\'Iiihlmann, W. E.: Geschichte der Anthropologie, 2. AuflagP., Frankfurt a. M.-Bonn, 1968. ·

Nölle, W.: Vö~kerkundliches Lexikon, München 1959. Nölle, W.: Die Indianer Nordamerilcas, Stuttgart 1959. Nölle, W.: Wörterbuch der Religionen, München 1960. Öngör, S.: Cografya Sözlügü, i stanhul 1961. Örnek, S.V.: jl!cellerde Dinsel Temel Kavramlara Genel Bir Balct~, DTCF. Dergisi, Ankara 1962. Örnek, S. V.: Swas ve (:evresinde Hayatm <;e~itli Safhalanyla jzgili Biitr.l jnanr;lar ve Büyüsel j~zemlerin Etnolojilc Tetlciki, Ankara 1966. Örnek, S. V.: Etnolojinin Tarihr;esi, Ba§hca Elwlleri, Görevleri, Antropoloji Dergisi, Ankara 1967-1968. Poinier, J.: Ethnologie Generale, Paris 1968. Schmidt, W.: Handbuch der lW:ethode der Kulturhistorischen Ethnologie, Münster 1937. Schmitz, C. A.: Kultur, Frankfurt a. M. 1963. Schmitz, C. A.: Religionsetlmologie, Frankfurt a. M. 1964.. Schmitz, C. A.: Historische Völkerkunde, Frankfurt a. M. 1967. .

'

Tischner, H.: Völkerkunde, Frankfurt 1959. Tullmann, A.: L iebesleben der Naturvölker, Stuttgart 1966. Tw·han, M.: Kültür ·Degi~meleri, I stanhul 1951. 251


Ülken, H . Z.: Sosyoloji Sözlü.ga, istanbul 1969. T~'älkerkun.de für Jedermann (Herausgehe!!.: VEB Hermann Heack), Gotha-Leipzig, 1965.

Wallois, H-V. V. insan Irklan, Ankara 1965 (<;ev. : S. Tunakan) Wcndt, H .: Sprachen, Frankfurt a. M. 1961. Willcm, E .: "Ethnologie" Maddesi, (Soziologie, · R. König) . adh kitapta, Frankfurt 1961. Winick, Ch.: Dictionary of Anthropology, New York, .1956.

252


ALMANCA DiZi:N Aberglaube 42 Ackerb au 58 Adaptation 234 Adler 132 Aethiopid 1 OS Ahnenfigur 23 Ahnenkult 23 Ahnenstatue 23 Akkulturation 16 Aktive Magie 16 Alpine Rasse 17 Alter Ego 190 Alterosherrschaft 243 _4J.tcrsklasse

24<~

Amitalokal 107 Amulett 176, 180 Andere Welt 190 Angewnndte Völkerk-unde 234 Animalismus 19 Animntis mus 20 Animismus 20 Anpassung 234 Anthropogengraphie 46 Anthropologie 21 Anthropomorphismus 22 Applikation 22 Arbeitst eilung 124 Assimilation 191 Aussenheirat 65

Avunculokal 64 Avunkulat 64 Baeren1.-ult 33 Ballspiel 227 Behausung 138 Binnenheirat 114 Blut 129 Blutrache 130 Blut bruderschaft 131 Blutschande 92 Böser Blick 180 Bootbund 134 • Brauch 13 · Brautpreis 39 Buschmanpistole 52 Cro-Magnonmcnsch 57 Demographie 64 Dendrochronologie 64 Dienstheirat 109 Diffusion 65 Diffusio:nismus 65 Dinarische R asse 67 Dreistufentheorie 236 Dualsystem 115 Dukdukbund 70 Dynamismus 66 Einehe 222 Elementargedanke 223, 38

253


Endogamie, 114 Endekannibalismus 75 Erdcessen 227 Ergologie 76 Erziehung 73 Ethnische Einheit 80 Ethnographie 80 Ethnologie 80 Ethnos 84 Ethnozentrismus 84 Europide 46 Evolutionismus 85 Exog:imie 65 Familie 14 Federmantel 231 Federschmuck 231 Fellboot 65 Fetischismus 87 Fcttsteiss 213 Feuer 24 Form-oder Qunlitaetskriterium 46 Fraunhaus 127 Fraunmaske 128 Frmmtausch 132 Friedenspfeife 43 Fun1..-tionalismus 89 Gebet 70 Geschwisterheirat 132 Geheimbund 95 Gemeinschaft 54 Gens 126 Geomantie 203 Geophagie 227 Geographische Ausbreitung 65 Gerontokratie 243 Geschlechtstotemismus 56 Grosse Familie 53

Gruppenehe 198 Gynaikokratie 37 Gruppen-Totemismus 99 Haeterizmus 210 Halb 213 Halbnomadismus 243 Hauch 181 Heidelbergmensch 108 Herzformigcs Gesicht 247 Hirtenturn 60 Homo sapiens llO Homcophatische Magie ll 0 Homogene Gesellschaft 110 Hottentottenschürze 111 Höhcstes Wesen 246 Höhlenbilder 159 Idolll4 Individualtotemismus 47 Infihulation 123 Iniet-Bund 123 Integration 52 J negerturn 27 Jaeger und Sa=ler 28 Jagdzauber 26 Javamensch 54 Jungfraeulichkeit 136 Kannibalismus 130 Kboisansiehe Ras>e 109 Kinderverlöbnis 46 Klan 137 Kleidung 94 Kleine Familie 147 Knochen 135 Kolonialethnologie 212 Kollektiv-Totemismus 99 Kontagieuse Magie 222 Kopfbinden 39


Kopfjagd 135 Kosmogonie 139 Körperbemalung 43 Körperverstümmelung 43 Kreuz Vettern-Basenbeirat 58 Kult 147 Kultur 148 Kulturanthropologie 150 _Kulturdegcneration 150 KÜlturelement 151 Kulturgebiet 148 Kulturhistorische Schule 152 Kulturkomplex 151 Kulturlcreis 14-9 Kulturlcreislehre 149 Kulturmorphologie 151 Kulturparniellen 151 Kulturpflanzen 148 Kulturprozess 152 Kultursti1 150 Kulturwandel 150 Langhaus 234 Leiebenverbrennung 55 Leichman 55 Maenncrbund 76 1\lnennerhnus 77 Maennerkindbett 77 Magie 52, 159 Mais 169 .Maske 162 Matriarchat 16 1\'Iatrilineal 18 Matrilokal 19 Mediterranische Rasse 15 Megalith 19 Melanid 168 Menscheitsgedanke 30

Menstruation 32 llfigrnthionstheorie 97 Millentheorie 58 Mischling 169 Mongolenfalte 174 M:on~o lenfleck 174 Mongolide 207 Mongolische Rasse 207 Monogamie 222 Monotheismus 174 Mm:ik 178 1\futter-Kindfigure 21 Mutterherrschaft 18 Mutterliehe Linie 18 Mutterrecht 10 Mystisches Zerstückeltwerden 172 Mythe 72 Nachahmungsmagie 220 Nagualismus 180 Name 13 Neandertnlmcnsch 101 Negride 131, 182 Nelcromantie 184 Nekrophagie 103 Nomadismus 96 Nordische Rasse 185 Onkelherrschaft 64 Opfer 140 Osteuropoid 69 Ökologie 74 Parallel Vettern 192 Passive Magie 192 Patriarchat 36 Patrilininl 36 Pntrilokal 36 Pekingmensch 193

255


Penisschnur 193 Penisfuteral 193 PhallusJ..-ult 87 Phratric 91 Physische Anthropologie 88 Pigmjdc Rasse 195 Politische Organization 198 Polyandrie 61 Polygamie 61 Polygynie 61 Polytheismus 198 Praeanimismus 200 Primitive Architektur 118 Primitive Kunst 119 Primitive :Mentalitaet 122 Primitive Wirtschaft 116 Prostitution 92 Quantitaetskriterium 184 Radiocarbonmethode 202 Rasse 113 R nssell34 Rassenkunde 113 Rcifezeromonicn 75 Religionsclhnolo'gic 67 Rit 20 ,~ Rothaut 136 Rodungsfeld 221 Sammeln 226 Schaedeldeformation 128 Schacdc1mask 128 Schamanentracht 216 Schamanentrommel 216 Schamanismus 216 Schlange 244 Schlan gentanz 245 Schmucknarben 242 Schwagerehe 134

256

Schwarze Magie 131 Schwarze Rasse 131 Sch;vciss 223 Schwitzholz 238 Seele 204 Seelenwanderung 205 Sich Schmucken 214 Sitte 190 Skalpicrung 128 Sonnentanz 100 Sororat 37 Sozialanthropologie 212 Soziale Organization 227 Soziale Struktur 227 Spuck 231 Stamm 229 Steatopygie 213 Sukzessive Ehe 244 Symbiose 44 Sympathische Magie 209 Tabak 231 Tabu 219 Talisman 233 Tanz 63 Tntauicrung 69 Technologie 222 Totem 228 Totemismus 228 Totcmphahl 228 Totenkult 189 Totenreich 189 Tradition 94 Übergangsriten 93 Überlieferung 94 Überorganisch 2H Vaterherrschaft 36 Vaetcrliehc Littie 36


Vaterrecht 36, 37 Vervollstaendigung 52 Verwandtenheirat 15 Vielehe 61 Vielmacnnerci 61 Vielweiberei 61 Volkskunde 88 Vorgeschichte 201 Vรถlkergedanke 38 Vรถlkerkunde BO

Volk 107 Weinen 14 Weisse :Magie 15 Wiener Schule 239 Windschirm 205 Witwe 71 Zahndeformation 67 Zauber .52 Zeremonie 229

257


FRANSIZCA DiZ!N Acculturation 16 Adaptation 234· Adoption 84

Ceremonie 229 Chalumet 43

Agriculture 58

Changcment culturel 150 Chas•e 27 Chasse amc tCte 135 Chasseurs et Collccteurs 28 Circoncion 21<1·

Aigle 132 Aire culturelle 14.8 .A.lter-cgo 190 Amc 204 Amitalocal 107 Amulette 176, 180 Animalismc 19 Animatisme 20 Animisme 20 Anthropologie 21 Antluopologie culturclle 150 Anthropologie physique 88 Anthropologie sociale 212 Antluopomorph!sme 22 Application 22 Architecture primitive 118 Art p;:irnitif 119 Assimilation 191 Autre monde 190 Avunculat 64· Avunculocal 64·

Chamanisme 216

Clan 137 Glasses d'fige 244 Complexe culturel 151 Co=unaute 5•1 Gonfiguralion culturelle 150 Cosmogonie 139 Costume chamanique 216 Coutume 13 Couvade 77 Crachat 231 Crecelle 134 Criterium de Ia forme 4-6 Critcrium quanlitatif 184 Cueillette 226 Culte 147 Culte de phallus 87 Culte des morts 189

Bander Ia tete 39

Culte des ancetres 23

Cadavre 55 Cannibalisme 130 Canot en cnir 65

Culte d 'olll'S 33

258

Cultre 148 Cyclc culturcl 149


Danse 63 Dansc du serpcnt 245 Danse du soleil 100 D eformation crünienne 128 Deformation dcntaire 67 Defrichement 221 D egeneration culturellc 150 D emographie 64 Dendrochronolob>ie 64 Diffusion 65 Division du trnvail i24 Diffusionisme 65 Droit m nternel 18 Droit patemel 36 Dyn:unisme 66 E change des fcmmes 132 Ecolc d'histoire culturelle 152 Ecole de Vienne 239 Ecologie 74 Economie primitive 116 Education 73 Element de culture 151 Eievage 60 Endocannihalisme 75 Endogamie 1H Ergologie 76 Ethnocentrisme 84

F:unille 14 Familie large 53 Familie restreinte 147 Fctichisme 87 Fcu 2•1 Ficelle de penis 193 Fignre mere-cnfant 2 1 Fonctionnalisme 89 Fragmentalion mystique 172 ·F raternitc consanguine 131 Gens 126 Geographie humaine 46 Gcomancie 203 Geophagie 227 Girantocrarie H3 Rabillement 94 Habitation 138 Hetairisme 210 Hpmo sapicn~ 110 Rommc dc Cro-llfagnon 57 Ramme de Heidelbcrg 108 Hommc de Java 54 Ramme de Nenndertal 101 R amme de Pe!..-in 193

Ethnologie appliquee 234

Idole 114 Inceste 92 Incineration 55 Infibulation 123 Integration 52

Ethnologie coloniale 212

J eu de Ja balle 227

Ethnographie 80 Ethnologie

ao

Ethnologie rcligieuse 67 E thnos ·a4 Etrc supreme 246 Etui de penis 193 Exogamie 65 Evolutionnisme OS

Levirat 134 Lang babitat 234 Magie 159, 52 Mngie nctive 16 Magie blnnchc 15

259


Magie contagieuse 22 2 Magie de chassc 26 Magie homeop athique 110 Magie imitative 220 Magie noire 131 Magie passive 192 Magie sympathique 209 Mais 169 Maisan de ~ fcmmes 127 Maisan des hom.mcs 77 Mariage con;anguin. 132 Mariage d'enfants 46 Mariage en groupe 98 Mariage en service 109 Mariage entre cousins croises 58 Mariage entre cousins paralleles 192 Mariage entre puents 15 Mariage successif 244 Mnsque 162 Masque dc crii.nc 128 Mnsque des femmes 128 Matriucat 18 Matrilocal 19 Mauvais ocil 180 Megalithe 19 Mentalitc primitive 122 Metempsychose 205 Methode de rawo-cubon 202 Moeurs 190 Moitic 243 Monde des morts 189 Monogamie 222

Nagualism~

IBO Necromancie 184 Necropbagic 185 Nom 13 Nomadisme 96 Organisation politique 198 Organisation socialc 227 Ornemcnt 214 Orncment cn plumc 231 Os 135 ParallC!cs culturellcs 151 Paravent 205 Patriarcat 36 Patrilocal 36 Pcau rouge 136 Pcind.re le corps 43 Peintures du caverne 159 Pe!erinc en plume 231 Pensee elementairc 223 Peuple 107 P hratrie 91 Plant~s cultivees 148 Plcur 14 Pli mongolique 174 Polyandrie 61 Polygamie 61 Polygynie 61 Polythcisme 198 Porte-bonheur 233 Poutre totemiquc 228

Monotheisme 174 Morphologie culturelle 151

Preanimismc 200¡

Mulätre 169

Priere 70 Prix d'acbat de la femme 39 Processus culturel 152 Prostitution 92

Musique 178 Mutilation 43 Mythe 72

260

Prchistoire 201


Race 113 Race alpine 17 Race blanchc 46 Racc di.nariquc 67 Racc ethiopienne 105 Race khoisan 109 Race mcditerraneenne 15 Race melano-indoue 168 Rnce mongoloide 207 Race negroide 182 Race noire 131 Racc nordique 185 Race Est-europeennc 69 Rncc pygmoide 195 Raciologie 113 Recherche 16 Regle 32 Respirntiop 181 Revolver de Bachiman 52 Rite 204 Ritcs de pa.ssngc 93 Rites de pubertc 75 Sang 129 Sac:rificc 140 Serpent 244 Socictc de canot 134 Socictc des ho=es 76 Socicte Douk-Douk 70 Socicte homogene 110 Socicte-Iniet 123 Societc sccrete 95 Sorornt 37 Statuette d'äncestre 23

Steatopygie 213 Structure ~ ociale 227 Sucur 223 Superorgnllique 214 Superstition 42 Symbiose 44 Systeme dualistc 115 Tahac 231 Tahlier d'Hotnntot 111 Tahou 219 Tache mongolique 174 Tambour cb:unnllique 216 Tatouage 69 Technolo.gic 222 Theorie a trois stades 236 Theorie de cyclc culturel 149 Theorie dc l'Cmigration 97 Theorie du milicu SB Totem 228 Totemismc 228 Totemismc de groupc 99 Totcmisme de scxe 56 Totemisme individuel47 Tradition 94 Trait culturel 151 Transhnmancc 243 Trihu 229 Union cthniquc 80 Vendetta 130 Veuvc 71 Virginitc 136 Visage en forme de coeu:r 24 7

261


iNGiLiZCE DiZiN Abode of the dcad 189 Age classcs 224 Active magic 16 Aceuhuration 16 Adaptation 23•1 Adoption 84 Alpine r acc 17 Alter-ego 190 Amcrican Indians 17 Amitalocal 107 Amulet 176, lßO Ancestor cult 23 Anccstral stntuc 23 Animalism 19 Animatism 20 Animism 20 Anthropogeography 46 Anthropology 21 Anthropomorphism 22 Application 22 Applicd cthnology 234 Assimilation 191 Avunculate 64 Avunculocal 64 Ball game 227

Dlood vcngcance 130 Body paintiog 43 Booe 135 Bridc price 39 Brother-sistcr marriage 132 Buchman pistol 52 Bull-roarcr 238 Cannihalism 130 Canoe society 134 Cavc paintings 159 Cercmony 229 Child marringc 46 Circumcision 214 Clan 137 Clothins 94 Colonial cthnology 212 Community 54 Conjugal family 147 Contagious magi c 222 Corpse 55 Corpse burning 55 Cosmosony 139 Couvadc 77 Cranial deformation 128 Cro-Magnon man 57

Bcar cult 33 Black magic 131 Black racc 131 Blood 129

Cross-cousin marriage 58 Cry 14 Cnlt 147

Blood brothcrhood 131

Culture-circlc thcory 149

262

Cult of thc dcad 189


Cultural anthropolo:,')' 150 Cultural degeneration 150 Cultural morphology 151 Cultural parallcls 151 Culturc 148 Culture :uea 148 Culture change 150 Culture-circle 149 Culture complcx 151 Cultme-historical school 152 Culture pattcrn 150 Culture plants 148 Culture proccss 152 Culture Lrait 151 Custom 13 Dancc 63 Demography 64 Dendrochronology 64 Diffusion 65 Di.ffusionism 65 Din:uic race 67 Division of labour 12•! Dualll5 Duk-Duk Socicty 71 Dynamism 66 Eagle 132 East-European racc 69 Ecology 74 Education 73 Elcmcntary idca 223 Endo-cannibalism 75 Endogamy 114 Environment theory 58 Ergology 76 Ethnic socicty 80 Ethiopian racc 105 Ethnocentrism 84

Ethnography 80 Ethnology 80 Ethnos 84 Evolutionism 85 Evil eye 180 Exogamy 65 Extended family 53 F:unily 14 Farming 58 Father right 36 Feather ornament 231 Fcathcr pclerine 231 Fctichism 87 Ficld work 16 Firc 24 Folklore 88 Functionalism 89 Gatherig 226 Gens 126 Geomancy 203 Geophagy 227 Gerontocraey 243 Gronp marringe 98 Group t otcmism 99 Half-blood 169 Head binding '39 Head hunting 135 Hcart-shaped fnce 247 Heidclberg man 108 Hcte:uism 210 Homo sapiens 110 Homeopathic magic llO Homogeneaus community 110 Hottentot apron 111 House of men 77 House of womcn 127 Hunting 27

263


Hunters and gathcrcrs 28 Huntig magic 26 Idol 114 Imitativc magic 2!'0 Inccst 92 . Individual totcmism 47 Infibulation 123 Inict socicty 123 Integration 52 Java man 54 Khoisan race 109 Kin Marri:>ge 15 Levirate 134 ¡Lang hause 234 Magie 52, 159 Maise 169 Marriage by service 109 1\:lask 162 1\~ask of women 128 Matriarchate 18 ll:lat~;ilineal

lĂ&#x;

Matrilocal 19 Mcditerrancan race 15 Megalith 19 Melano-Indo race 168 Menstruation 32 Metcmpsychosis 205 1'1Iigration thcory 97 Moiety 24,3 Mongolia.rl plica 174 Mongolia:n spot 179 Mongoloid racc 207 Monogarny 222 Monotheism 174 More 190

264

Mothcr-child figure 21 Mothcr right 18 Music 178 Mutilation 43 Mystic fragmentation 172 Myth 72 . N:~gualis~ 180 Name 13 Ncandcrtal man 181 Necromancy 184

Necrophagy 183 Nccroid race 182 Nomadism 96 Nordic racc 185 Ornament 214 Parallel-cousin marriage 192 Passive magic 192 Pastoralism 60 Patriarchate 36 Patrilineal 36 Patrilocal 36 Pcace pipe 43 Pekin man 193 Penis shcath 193 Penis s'tring 193 Peoplc 107 Perspiration 223 Phallic cult 87 Phratry 91 Physieal anthropology 88 Political organization 198 Polyandry 61 Polygamy 61 Polygyny 61 Polytheism 198 Prayer 70 Preanim.ism 200


Prchistory 201 Primitive architecture 118 Primitive art 119 Primitive economy 116 Primitive ~entality 122 Prostitution 92 Pygmoid race 195 Quality-criterion 46 Quantity-criterion 184 Race ll3 Raciology 113 Radiocarbon dating 202 Redskin 136 Rcligous ethnology 67 Respiration 181 llite 204 llites of passage 93 llites of puberty 75 Rattle 134 Sacrifice 140 Scalping 128 Secret society 95 Sex totemism 56 Sbaman cloth 216 Shnman drum 216 Shnm:mism 217 Skin canoe 65 51..-ull mask 129 Slash and burn 221 Snnkc 244 Snnke dance 245 Social anthropology 2!2 Social organization 227 Social structure 227

Society of men 76 Sororate 37 Soul 204 Spirit 204 Spit 231 Steotopygia 213 Successive manjage 244 Sun dance 100 Superargame 214 Superstition 42 Supreme bcing 246 Symbiosis 44 Sympatbetic rnagic 209 Taboo 219 Talisman 233 Tattao 69 Technology 222 The next world 190 Three stage theories 236 Tobacco 231 Tooth .defo~mntion 67 Totem 228 Totem pole 228 Totemism 228 Tradition 94 Transhuma nce 243 Tribe 229 White magic 15 White ra-ce 46 Widow 71 Wife exr-.hange 132 Windbreak 205 Vienna School 239 Virgiruty 136

265


ADLAR DlZlNi Ankermann 21, 85, 152 Bachofen 18,36, 37, 83, 85,175, 210, 236 Bank 56 Bastian 38, 83, 2_23 Baumann 148, 229 Bcncdict 17, 44, 84, 90, 150 Bcrnatzik 45, 212 Bill, 49 Bitkct-Smith 17, 48, 89, 153 Boas 17, 49, 96, 109, 140, 150, 153, 229 Bodmer 241 Bogoms 49, 153, 218 Boullaye 153 Busch:m 50 Buddrus 218 C:uncron 54 Castren 54

Catlin 54 Clavus 56 Codrington 161 Comte 88, 236 Cook 56, 82, 90, 219 Cortez 35, 57 <;i~cron

199

Darwin 63, 83 Douglnss 64 · Durkheim 71, 122, 212, 229 Eberhnrd 72 Eiltenreich 74

266

Eickstedt 101, 196 Eilade 173, 218 Emin" Pa~a 75 Engels 85 Fmdeiscn 218 Firth 17, 88 Friedcrici 91 Fricdtich 91, 218 Forstcr (G) 56, 90 Forster (R) 56, 90 Fortes 91 Foy 83, 152 Frazer 83, 86, 91, 160, 229 Fritz 91 Frohemus 21, 83, 91, 98, 149, 150, 151, 152, 184 Gauguin 122 Goldenweiser 95 Graebner 56, 83, 98, 184, 152, 229 Guisende 17 Raddon 83, 86, 106 Hacke! 83, 229, 239 Hahn 107 Harva 218 Herodot 81, 109 Herskovits 109 Heyerdo.bl 138 I selin 83 !bni HaldWl 82, 114 lnnn (A.K.) 218


Jense.n 151 J ochelson 153 Keller 175 K.luckhohn 137 K.och-Grünberg 137 Kolomh 123, 195, 230 Koppcrs 83, 139, 152, 239 ICrickcbcrg 101 ICJ.·ausc 90 K.roeber 17, 140, 148, 214, 241 Lafi tau 82, 97, 154 L :w.g 83 Las Casas 154 Lcvi-Strauss 154 Lev-f·Bruhl122,123, 155 Liliby 202 L innc no Linton 155 L owie 17, 90, 157

Nordenskiöld 17, 135

Ohlmarks 217, 218 Perry 66, 153, 193 Picasso 122 Polo 82, 199 Poseidonios 81, 199 Precott 201 Preuss 200, 201 Quatrefages 153 Radcliffc-Drown 17, 84, 89, 91, 202, 212, 229 Radin 17 Raclloff 202, 218 Rasmussen 4·8, 153, 203 Ratzcl 38, 4·6, 83, 97, 149, 152, 184, 203, 239 Reischek 203 P..ivcrs 17, 153, 204, 229 Rousscau 82, 204

Magnus 159 iVIc Lennan 86, 164 Mainc 86 Maksimov 160 Malinowski 17, 84, 88, 89, 90, 91, 152, 160, 212 Marett, 20, 200 Marks SS Matissc 122 Maus~ 163 Mcad 17, 90, 164 Montczuma 57, 175 Montcsquieu SB. 82, 175 Morgau 37, 83, 85, 175, 236 Murdock 175 Mühlmann 90, 177

Sarasin 207 Sapir 207 San Bey 208 Schcbes ta 17 Schmidt 83, 152, 208, 218, 229, 239 Selcr 209 Smith (E.G) 66, 193, 2!1 Speiscr 213 Spenccr 83 Staclliug 218 Stanley 213 Steinmet z 213 Sternberg 213 Steward 214

Ncgelein 233 Nioradze 218

Tacitus 81 T halbitzer 153, 223

267


:rharnass 88 Thu1.-ydides 81 Thurnwald 17, 72, 84, 89, 223, 229

Von Humboldt (W.F.) 112

V an Gennep 67, 95, 237 Vicrkandt 238

Westermare 83, 86, 240 Westerrnann 240 Wied-N~uwied 241 Wirz 241 Wissler 241

Von Hurnbaldt (A.F.) 111

Wund 229, 239, 241.

Trirnbarn 230 Tylar 20, 83, 86, 232

¡.

268


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.