Bebek News Sayı 24

Page 1

Şubat 2015 Yıl 3 Sayı 24

Çocukluk çağında epilepsi

Tembel Çocuk Yoktur Çalışamayan Çocuk Vardır

Gezici kitabevi

BADEMCİK HASTALIĞINA ANTİBİYOTİK ÇÖZÜM DEĞİL

Mini Gurme Röportaj

Mehtap Arlı Pınar Azmak Zeynep Fidan Elkhan Abbasov Sinem Gerger Akınal Lara Sayınsoy Dorner

Macera Treni Heyecanı Zorlu’da Başlıyor

Kidzania


Bebek News İmtiyaz Sahibi Metronom Medya Adına Eyüp Kervangül eyup@metronommedya.com

EDİTÖR

Editör Rüya Meriçboyu

RÜYA MERİÇBOYU

Muhabir Rüya Meriçboyu Emir Çavdar Reklam Ve Tanıtım İzzet Gültekin Fotoğraf Cengizhan Güzel Tasarım Mehmet Pınarcı Hukuk Danışmanı Barış Çabuk Katkıda Bulunanlar Hicran Yılmaz Metin Altay Şükrü Sözen Ayhan Ekinci Yiğit Buğra Arıcı Gökcen Gül Hamza Özçelik Web tasarım Ceyhun Kocal Adres Metronom Medya Barbaros Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No: 5 D.383 Batı Ataşehir/İstanbul 0 216 566 95 66 0 216 566 75 27 www.bebeknews.com www.metronommedya.com Bebek News dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan, kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz. Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.

Çocuğunuzla çocuk olun Şimdi karneleri beş ile doldurduk, tatilli olduk. Okullar birinci dönemi geride bırakıp, yarı yıl tatiline girdi bile. Kimi çocuğun karnesi beş ile dolarken, kimisinde zayıflar vardı. Güzel gelen karneler, hediyeler ile ödüllendirildi, zayıf olanlara öpücük geldi. Yoğun geçen ders programları, sınavlar, dershaneler çocukları hayli yordu. Eee birazcık nefes alıp, tatilin tadını çıkarma vakti.. Anneler, babalar çocuklarınızla doya doya vakit geçirin, onlarla oynayın, gülün, eğlenin. Yani işin özü, çocuğunuzla çocuk olun. Her çocuk tatili iple çeker. Kar yağsa, tatili bekler . Herkes çocuk oldu, hepimiz böyleydik.. Unutmayın, mutlu çocuklar her zaman daha başarılı olur.. Çocuğunuzun yüzündeki gülümsemenin sebebi siz olun. Tatilden çıkıp, okula döndüğünde tüm arkadaşlarına sizinle geçirdiği dopdolu, eğlenceli günleri anlatsın.. Dergimizde, yer alan haberlere de bakın, belki size fikir veririz. Çocuğunuzla hayatın tadını çıkarın… Keyifli Okumalar.


İÇİNDEKİLER

Bahçeşehir Anaokulu

10 Anneler ve

bebekleri için soluksuz bir uyku hayal değil

32 54

22

Mini Gurme

46

Pınar Azmak

Gezici kitabevi

Tembel Çocuk Yoktur Çalışamayan Çocuk Vardır

64 Kidzania


4 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 5


6 Bebek News • Şubat 2015


Bu sömestr en eğlenceli hediyeler Samsonite’tan

Şubat 2015 • Bebek News 7


8 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 9


RÖPORTAJ

Anneler ve bebekleri için soluksuz bir uyku hayal değil “Sinem Gerger Akınal” Her annenin en çok zorlandığı dönem olan, bebekleri uyutamama dönemine çok pratik çözümler sunuyor. Çünkü bebek için uykunun beslenme kadar önemli olduğunu biliyor. Annelere bu konuda danışmanlık vererek, en güzel dönemlerini uykusuz olarak geçirmemelerini sağlıyor. Bebek ve uyku danışmanı Sinem Gerger Akınal ile Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu Bebek News anneleri için söyleşi gerçekleştirdi 10 Bebek News • Şubat 2015


Bebek News: Annelerin en çok zorlandığı dönem olan, bebekleri uyutamama döneminde onlara yardımcı oluyorsunuz. Gerçekten her bebeği uyutmak mümkün mü? Sinem Gerger Akınal: Uyku, bebeklerin gelişiminde beslenme kadar önemli olan bir unsurdur. Bir bebeğin zihinsel ve bedensel gelişimi için kaliteli ve kesintisiz uyku oldukça önemlidir. Eğer bebeklere doğru uyku öğretilirse her bebek yatağında kesintisiz ve kendi kendine uyuyabilir. Tek yapılması gereken bebeklere doğru uyumayı öğretmektir. Her yaşta ki bebeği rahatlıkla uyutabilirsiniz.

Şubat 2015 • Bebek News 11


B.N: Anneler bebeklerini uyuttuğu zaman gerek fiziksel gerekse bedensel olarak kendisini daha zinde hissediyor. Bebeklere uyku danışmanlığı verirken anneler hangi aşamalardan geçiyor? S.G.A: “Bebek ve Uyku” markasını kurarken amacım önce bebekleri sonrasında da aileleri uykuya kavuşturmaktı. Çünkü gece boyu uyumayan anne gün içinde de bebeğine yeterli ilgi ve alakayı gösteremiyor maalesef. Aileler bana e-mail, telefon ya da sosyal medya yoluyla çok rahat ulaşabiliyorlar. Uyku eğitimi danışmanlığı almak isteyen bir anneyle öncesinde mutlaka görüşüyorum. Bebeğin uyku problemini detaylı dinliyor ve sorunun ne olduğunu tespit ediyorum. Çoğunlukla bebek sallanarak, emzirerek, anne-baba yatağında ya da kucakta uyutuluyor ve gece boyu bunu sürekli uyanarak istiyor. İlk görüşmeyi yaptıktan sonra uyku eğitimi danışmanlık hizmetini almaya karar veren ailelere formlar yolluyorum ve sorunu daha detaylı irdeliyorum. Ailelerin bu formları doldurup bana geri yollamalarıyla beraber bebeklerin karakter yapısı ve biyolojik uyku saatlerini analiz edip, ailelere özel bir uyku eğitimi planı hazırlıyorum. Ailelerin isteğine göre eve giderek ya da telefonla danışmanlığı sürdürüyoruz. Eğitimimizin süresi bebeğin yaşına göre değişiyor. Yeni doğanlarda 3 gün, 6 ay üstü bebeklerde 14gün 3-5 yaş arası çocuklarda 1 hafta çalışıyoruz. Bu süre zarfında ailelere neler yapmaları gerektiğini yazılı ve sözlü olarak iletiyoruz sürekli iletişim halinde oluyoruz. Ayrıca bebeğin bize verdiği tepkiye göre uyku eğitimimizi yönlendiriyoruz. Süreç sonunda bebeğimiz uyumayı öğrenmiş oluyor ve onu mezun ediyoruz. 12 Bebek News • Şubat 2015

B.N: Siz bu mesleği seçmeye nasıl karar verdiniz? (Hikayesiyle anlatırsanız sevinirim) S.G.A: Bu mesleği seçme sebebim kendi meleğim kızım  Harika bir hamilelik geçirmiştim ve ilk bebeğimin heyecanla doğmasını bekliyorduk. Dünyaya geldikten sonra hiç bir şey düşündüğüm gibi gitmemişti. Teorideki hiç bir şeyi pratiğe dökememiştim neden ağlıyordu neden uyumuyordu bir türlü anlayamıyordum. Günler geçtikçe bunun böyle gitmeyeceğini anlamıştım. Sonrasında araştırmaya başladım ve uyku eğitimini keşfettim. Yurt dışında çok yaygın olan uyku danışmanlığı eğitimlerini araştırmaya başlamış ve en kapsamlı uyku danışmanlığı programlarından biri olan International Maternity and Child Consultant Institute’ den eğitim aldım. Eğitimimi tamamladıktan sonra vaka çalışmaları yaptım ve bir çok bebekle çalışma imkanı buldum. Ayrıca Amerika’daki eğitimim sırasında dünya üzerinde birçok bebeğin uyku problemlerini analiz edebilme şansım oldu. Şimdi de tüm uykusuz bebekleri ve anne-babaları uyutmak için bu mesleği seve seve yapıyorum.


B.N: Bebekler uyku dönemine neden alışamıyor? S.G.A: Aslında doğru uyku öğretilse bebekler çok rahatlıkla uyumaya alışırlar. Ama maalesef birçok anne bebeğini sallayarak ya da memede uyutuyor. Dolayısıyla bebekte kötü uyku alışkanlığı gelişiyor ve ilerleyen dönemde uykuya direnmeler başlıyor. Bebek artık nasıl uyuyacağını bilmiyor ve zorluklar asıl o zaman başlıyor. Eğer bir bebek gözlerini yatağında kaparsa gece boyu uyku döngülerinde sıkıntı yaşamadan uykuya devam edebilir. Annesinin kucağında ya da ayakta sallanarak uyutulmuş bir bebek ise gece her uyanmasında uykuya daldığı ortamı arayacaktır ve aynı şartlar olmadan (kucak, sallanmadan) uyumayacaktır. B.N: Kaç yaş aralığında uyku danışmanlığı veriyorsunuz, zorlandığınız bir yaş dönemi oldu mu? S.G.A: 0-5 yaş arası tüm çocuklarla çalışıyorum. Bir bebeğe doğumdan itibaren doğru uyku alışkanlığı kazandırabilirsiniz en güzeli de bu aslında. Tabi yaş büyüdükçe bebeğin direnmesi de artar özellikle 3 yaş üstü çocuklar artık korumasız normal yatağa geçtiği için daha özgürdürler ve uyku eğitimi vermek biraz daha zor olabilir. Keyifli söyleşi için Sinem Gerger Akınal’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Şubat 2015 • Bebek News 13


14 Bebek News • Şubat 2015


U.S. POLO ASSN. İLE ÇOCUKLARA SICACIK BİR KIŞ

Şubat 2015 • Bebek News 15


16 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 17


SAĞLIK

Uzm.Dr. Mustafa Çiftçi

Çocukluk çağında epilepsi ( Sara hastalığı) Tanım: Beyin hücreleri arasındaki elektriksel ilişkiler, vücudumuzun hareket etmesinden, duyuları hissetmemize kadar bir çok hayati fonksiyonu yerine getirmemizi sağlar. Sara hastalığı ya da epilepsi, beyinde oluşan anormal bir elektriksel aktivite nedeni ile oluşur. Bu anormal aktivite, nöbet olarak adlandırılan davranışlar ile ortaya çıkar. Nöbet bazen kaslarda kasılma şeklinde olabileceği gibi bazen sadece anlık bilinç kaybı veya algı ya da duygulanım bozukluğu olarak gerçekleşebilir. En sık görülen nöbet biçiminde bilinç kaybolur, vücudun tüm kaslarında silkinme şeklinde arka arkaya kasılma ve gevşemeler görülür, bakışların bir noktaya sabitlenmesi ve ağızdan köpük gelmesi görülebilir ve idrar veya dışkı kaçırma gerçekleşebilir. Bu gözden kaçmayacak kadar belirgin nöbet şeklinin yanı sıra bilinç kaybolmadan vücudun sadece bir kas grubunda kasılma; sadece duygulanım bozukluğu; bilinç kaybı ve boş bir çuval gibi yere yığılma ile seyreden tonus kaybı; anormal duyuların algılanması veya sadece kısa bir süre bilinç kaybı ve bir noktaya bakma şeklinde ortaya çıkan dalma nöbetleri de gözlenebilir. Bu nedenle aile herhangi bir şekilde nöbetten şüpheleniyorsa mutlaka doktorlarına başvurmaları gereklidir. Tanı nasıl konur? Epilepsinin tanısını koymak için en önemli basamak hastanın ailesinden nöbetin oluş şekli, sıklığı, süresi ve ateşin olup olmadığı, daha önce geçirdiği hastalıklar, doğumda yaşanan sıkıntılar hakkında bilgi almak ve ayrıntılı bir muayene yapmaktır. Epilepsinin kesin tanısını koymak için çocuğun kafasına yerleştirilen elektrotlar ile beynin elektriksel aktivitesinin değerlendirilmesine olanak sağlayan EEG ( elektroensefalografi) tetkikini yapılmalıdır. EEG tetkikinin hastaya hiçbir yan etkisi bulunmamaktadır ve epilepsi varlığını çok büyük bir oranda saptamaktadır. EEG’nin yanısıra, altta yatan hastalığın varlığının tespiti açısından gerek görülürse beynin görüntüleme yöntemlerinden ( Manyetik rezonans-MR veya bilgisayarlı tomografi-BT gibi), biyokimyasal tetkiklerden de yararlanılabilir. Ancak epilepsilerin çoğunluğunda altta yatan hastalık tespit edilemez. 18 Bebek News • Şubat 2015


Tedavisi nedir? Epilepsi teşhisi konduktan sonra hastaya nöbet geçirmesine engel olacak ilaçlardan başlanır. Öncelikle epilepsi tipine ve EEG bulgusuna göre en etkili olacağı düşünülen ve en az yan etkisi olan ilaç seçilir. Bazen bir ilaç ile nöbetler engellenemez. Bu durumda ikinci ve nadiren üçüncü ilaç tedaviye eklenebilir. Çok nadir vakalarda epilepsiye neden olan odak tespit edilirse veya epileptik ataklar hiçbir ilaç tedavisi ile durdurulamıyorsa cerrahi yöntemler uygulanabilir. Tedavide önemli olan nokta ilaçların epilepsiyi tedavi etmediği, sadece nöbet geçirmeyi engellediğidir. Bu nedenle epilepsi tedavisi başlanan hastalar belli bir süre nöbet geçirmediklerinde aileleri ilacı olası yan etkilerinden çekinerek kesebilirler ve hastanın tekrar nöbet geçirmesine neden olabilirler. Aileler bu konu hakkında iyi bilgilendirilmelidir. Belli bir süre ilaç kullanırken hasta hiç nöbet geçirmezse doktoru ilacı kesebilir. Tedavide kullanılan ilaçların yan etkileri açısından belli aralıklar ile hastanın sistemik muayenesi yapılmalı ve ilaç tipine göre gerekli laboratuvar tetkikleri istenmelidir. Nöbet sırasında neler yapılmalı? Hasta nöbet geçirmeye başladığında hemen yakası gevşetilmeli, solunum yollarını tıkayabilecek materyeller hastadan uzaklaştırılmalı, hasta yan yatırılmalı, ağzının içindekileri ciğerlerine kaçırmaması için boyun yukarı doğru hafif gerilmelidir. Hasta sarsılmamalı, herhangi birşey koklatılmamalı ve ağzı sert bir cisimle açmak için zorlanmamalıdır. Hasta ateşli olma şüphesi nedeni ile ıslatılmamalıdır. Aile sakiniliğini koruyarak nöbetin süresi ve şekli hakkında gözlemde bulunmalı ve eğer nöbet on dakikayı geçerse hasta en yakın sağlık merkezine götürülmelidir. Epilepsi hastalığı olan çocukların günlük aktiviteleri nasıl olmalı? Uyarıcı maddeler içeren kahve, çay ve gazlı içecekler, ateş, uzun süren açlık, televizyon veya bilgisayar ekranında parlak ışıklara neden olan yayınlar nöbeti tetikleyebileceğinden dikkatli olunmalıdır. Epilepsisi olan çocuklara epilepsinin bir kusur değil sadece bir hastalık olduğu iyi anlatılmalı, aile kendi stresi nedeni ile hastanın günlük aktivitelerini yapmasını yasaklamamalı, çocuğun özgünenini baskılamamalıdır. En uygun yol, hastanın günlük yaşamında beraber olduğu erişkinlerin nöbet halinde ne yapacakları konusunda eğitilmeleri ve çocuğun günlük aktivitelerini gözlem altında sürdürmeleridir. Epilepsi hastalığının seyri nasıldır? Epilepsi hayatı tehdit eden bir hastalık değildir, ancak yürüyüş yapma, karşıdan karşıya geçme, araç kullanma ve yüzme gibi günlük aktiviteleri yaparken geçirilen nöbetlerde bilinç kaybı olması aktivitenin taşıdığı potansiyel tehlikeler nedeni ile hayati risk oluşturmaktadır. Bu olasılığın yanısıra nöbetin uzun sürmesi durumunda beynin yeterli oksijen alamaması risk oluşturmaktadır. Bir başka risk de nöbet geçirirken ağzında bulunan yemeklerin veya tükürüğün ciğerlere kaçmasıdır. Şubat 2015 • Bebek News 19


Yarı Yıl Tatilinde Yaratıcılık ve Eğlence Bir Arada “ADELAND” DÜNYASINDA”

20 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 21


RÖPORTAJ

Anneler aradıkları sağlıklı yemek tariflerini Mini Gurme’de buluyor

Mini Gurme, beslenme uzmanı onaylı, gıda teknikeri önerileri ile yemek stilistinin renklendirdiği tarfilerini anneler ile buluşturuyor. Mini Gurme’nin yazarlığını yapan Zeynep Fidan, Metronom Medya muhabiri Emir Çavdar’a çocuklarımızı nasıl faydalı yemekleri yedirebileceğimizi anlattı

22 Bebek News • Şubat 2015


E-Tadında: Çocukların ilgisini çeken, faydalı yemek tariflerini anneler ile paylaşıyorsunuz. Mini Gurme’nin hikayasi nasıl başladı ? Zeynep Fidan: Mini gurme fikri tamamen bir mini gurmeye sahip olmamla başladı aslında. Çocukların çok hassas bir damak tadı olduğunu düşünüyorum. Yoğurtsuz köfte yemeyenler, patatesten nefret edenler, avakadoya bayılanlar gibi türlü türlü mini gurme var. Ve hepsi de evlerimizde pişirdiğimiz tarhana çorbası, patates köfte ya da ıspanak yemeği gibi standart yemeklerin çeşitlenmesini istiyor bence. Bu amaçla ne kadar anneye faydalı olabilirsek o kadar iyi dedik ve yola çıktık. Amaç tarif vermek olsaydı çok daha hızlı çok daha dinamik ilerleyebilirdik. Ama bizim amacımız beslenme uzmanı onaylı tarif vermek. Bu yüzden kullanamadığımız malzemeler, muhakkak kullanmamaız gereken besinler gibi sınırlarımız var. Bu sınırlar çerçevesinde hem lezzetli hem doyurucu hem de besleyici tarifleri annelerle paylaşmayı çok seviyoruz. Şubat 2015 • Bebek News 23


E.T.: Yemek tariflerinin hazırlanma sürecini bizimle paylaşabilirmisiniz ? Z.F: Yemekleri evimde kendi mutfağımda hazırlıyorum. Kullandığım malzemelerin taze olmasına, meyve ve sebzelerin mevsiminde olmasına çok dikkat ediyorum. Protein karbonhidrat ve vitamin dengesini iyi kurmaya çalışıyorum. Özellikle çocukların yemeyi reddettiği yeşil mercimek gibi besinleri çorbaların içine gizlemek, kurufasulyeden kek yapmak gibi mini gurmeleri ve anneleri mutlu edecek tarifler geliştirmeye çalışıyorum. E.T.: Mini Gurme çocuklar üzerinde nasıl bir etki yarattı ? Z.F.: Günümüzde bilinçli anneler sayesinde mini gurmelerin çok daha sağlıklı ve bilinçli beslendiğini düşünüyorum. Bu kadar bilgi bu kadar uyaran varken bile bile çocuğuna zararlı besini yedirecek anne sayısı çok az bence. Ama anneler tarif ve çeşitlilik yaratma konusunda tıkanıyordu. Biz annelere bu noktada çok destek olduk. E haliyle mini gurmelerin de beslenmelerinde çeşitlilik oluştu. Sevmedikleri ve yemeyi reddettikleri yiyecekleri anneleri ile kavga etmek yerine anlamadan yer oldular bence (gülüyor). Bu yüzden anneler mutlu mini gurmeler mutlu bir hayat sunduğumuza inanıyorum. 24 Bebek News • Şubat 2015


E.T.: Annelerden ve etrafınızdan nasıl tepkiler alıyorsunuz ? Z.F: Çok olumlu tepkiler alıyorum elbette. Herkes mini gurmeye iyiki varsın diyor, yorum yazıyor, soru soruyor. Sordukları soruların yanıtlarını anında alıyor. İnteraktif bir sistem oluşturduk biz mini gurmede. Tarifi verip kaybolmuyoruz. Bir tarif yazıyorum mesela. Anne altına ben bunu yediremiyorum diyor. Alternatif sunuyorum, yine yemedi diyor. Bir terapi gibi uraşıyoruz meseleyle her zaman. Arada olumsuz yorumlar aldığım da oluyor elbet ama herkesi aynı anda mutlu etmenin bir formulü olmadığını biliyorum. E.T: Mini Gurme’nin gelecek için planları nelerdir? Z.F: Çok daha fazla sayıda anneye ulaşmak, çok daha mini gurmeyi bilinçli beslemek istiyoruz. Gün geçtikçe büyüyen bir ailemiz var, daha çok büyümek, anneler ve mini gurmeler ile bir araya gelebileceğimiz etkinlikler düzenlemek ve daha çok üretmek istiyoruz. E.T.: Okurlarımız için çocukların yemeğe doyamayacağı bir yemek tarifini bizimle paylaşabilirmisiniz ? Zeytinli Çubuk Cipsler Mini gurmeye zeytin yedirmenin türlü yolunu denedim. Bazen tostun içinde ve bazen de hamuruna minik zeytin doğradığım poğaçada yiyordu. Ama ben anlamadan yemesini değil severek tadını beğenerek yemesini istiyordum, bu tarifle sonunda oldu. Çok mesud çok mutluyum(gülüyor). 1 adet yufkayı tezgahıma serdim. Bir kasede 1 tepeleme çorba kaşığı zeytin ezmesi, 3 tatlı kaşığı zeytinyağ ve 1 tutam kekiği karıştırdım. Bu karışımı yufkamın yarısına dikkatlice sürdüm. Diğer yarısını yufkanın üzerine kapatıp 2 parmak kalınlığında şeritler kestim. Çubuklarımı yağlı kağıt serili fırın tepsime dizdim. 150 derece ısıtılmış fırında üzerleri kızarana kadar pişirdim. Bu güzel sohbet için Zeynep Hanım’a çok teşekkür ediyoruz. Şubat 2015 • Bebek News 25


TARİF

Cevizli Çökelekli Poğaça Bugün kahvaltıda mini gurme için çökelekli cevizli poğaça yaptım. 2 bardak yoğurt, yarım bardak zeytinyağı, bir yumurta, iki kabartma tozu, bir çay kaşığı mahlep, bir pinçik tuz ve aldığı kadar un ( yaklaşık 12 yemek kaşığı) yumuşak bir hamur elde ettim. Hamurumu yaklaşık 30 dakika kadar dinlenmeye bıraktım. Diğer taraftan 100 gr Çökelek ve 50 gr cevizi karıştırdım Küçük bezeler halinde koparttığım hamura çökelekli karışımı ekleyip yuvarladım. Galeta ununa batırıp 180 derecede 30 dakika kadar fırınladım.

26 Bebek News • Şubat 2015


Balkabağı Köftesi 600 g balkabağını biraz haşladım. Haşladıktan sonra 1 kuru soğan, dereotu, maydanoz, 1 yumurta, 1 çay kaşığı kabartma tozu, karabiber, kimyon, toz tatlı biber, 5 kaşık tam buğday unu koyup karıştırdım. Yağlı kağıt serip üstüne köfte büyüklüğünde döktüm harcı, 180 derecede 20-30 dk pişirdim.

Şubat 2015 • Bebek News 27


28 Bebek News • Şubat 2015


KIŞ AYLARINDA DA HASSAS CİTLERE; UNI BABY BEBEK YAĞI Saf içerikli bebek ürünleri markası Uni Baby, hassas ciltlere özel geliştirdiği bebek yağı serisiyle cildin ihtiyaç duyduğu nemi karşılıyor. Uni Baby, bebek yağı farklı çeşitleriyle bu kış hem sizin hem bebeğinizin cildine bakım yapacak Şubat 2015 • Bebek News 29


30 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 31


RÖPORTAJ

Hayallerinin peşinden giden bebek ve doğum fotoğrafçısı “ Pınar Azmak” 32 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 33


En büyük hayali, bebek ve çocuklara ait bir stüdyo kurmaktı. Fotoğrafa tutkundu ama doğum fotoğraflarını çekmeyi daha çok sevdi. Her doğumda bir mucizeye daha tanık oldu. Stüdyosunda severek devam ettirdiği işiyle kendinden söz ettiren Pınar Azmak ile Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi Bebek News: “En büyük hayalim” dediğiniz bebek ve çocuklara ait bir stüdyo kurmak olduğunu söylemiştiniz. Hayalinizi gerçekleştirdiniz. Stüdyo ne zaman kuruldu? Pınar Azmak: Gerçekten de uzun zamandır böyle bir stüdyo kurmayı arzuluyordum. Bence de artık zamanı gelmişti. Ön hazırlıklar tamamlanınca 1 Aralık 2014 tarihinde Bakırköy merkezde stüdyomu açtım. B.N: Doğum fotoğrafçılığının zor ve güzel yanlarını bizimle paylaşır mısınız? P.A: İşimin heyecan ve stresi çok fazla oluyor. Doğum zorlu bir süreç. Ben de o sürece orada dahil olarak bulunuyorum. İnsanların özel hayatına en önemli anda şahit oluyorsunuz. Onların gerilimleri, heyecanları ve endişeleri sizi de etkiliyor. Sıkıntısız bir doğum olduğunda, anne ve bebek sağlıklıysa bende rahat bir nefes alıyorum. Ama bebekte sıkıntı varsa beni de etkiliyor. Sonuçta her doğum bir mucize, sürekli bir mucizeye tanık olmak heyecan verici. 34 Bebek News • Şubat 2015

B.N: Bebek - Çocuk stüdyolarının diğer stüdyolardan farkları ne oluyor? Açıklar mısınız? P.A: Bildiğiniz gibi ülkemizde bebek - çocuk stüdyolarının sayısı çok çok az. Benim stüdyom Bakırköy ve çevresindeki ilk bebek - çocuk stüdyosu. Bebek - Çocuk fotoğrafı çekmek sabır ve şefkat ister, yaratıcı olmayı ister. Bebeğin karnı acıkınca ya emmeli ya da mamasını yemeli, altı kirlenince temizlenmeli, uykusu gelince uyumalı. Bazen 2-3 saat uğraşırsınız ama istediğiniz gibi bir kare görüntü alamazsınız. Stüdyo ortamının onlara göre düzenlenmesi ve yukarıda saydığımız ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik önlemlerin alınması gerekir. Stüdyo’da gördüğünüz gibi, bebek yatağından tutun alt açma yerine, biberonlarından biberon sterilizatörüne, özel giysilerden kostümlere, oyuncaklara ve de konsept tarzda dekorlara kadar her şeyimiz mevcuttur. Her şeyden önemlisi de sabrım ve onlara ayıracak zamanım mevcut olduğundan, bu işi severek yapıyorum


B.N: Doğum fotoğrafçılığının zorluklarını ve güzel yanlarını bizimle paylaşır mısınız? P.A: İşimin heyecan ve stresi çok fazla. Doğum bu sonuçta.. Zorlu bir süreç, ben de o sürece orada bulunarak, dahil oluyorum. İnsanların özel hayatına, en önemli anda şahit oluyorsunuz. Tabii ki onların gerilimleri, heyecanları ve endişeleri sizi etkiliyor. Sonuçta sıkıntısız bir doğum olduğunda, anne ve bebek sağlıklıysa herkes gibi ben de rahat bir nefes alıyorum, keyifleniyorum. Ama bebekte bir sıkıntı varsa beni de etkiliyor, ben de işimi tam yapamıyorum. Sonuçta her doğum bir mucize ve sürekli mucizeye seyirci olmak oldukça heyecan verici. Ayrıca özellikle normal doğumda vakit ve saat belli olmadığından uyku ve normal hayat düzeni kalmıyor. Sancısı başladığında doktordan önce beni arayan anne adayları oluyor ve ben çoğu kez onlardan önce hastanede oluyorum. Ama sonuçta olan şey bütün yorgunluklara değiyor. B.N: Mesleğinizde yaşadığınız en ilginç anınızı bizimle paylaşır mısınız?

P.A: Şu an aklıma gelen en ilginç anım, doğduktan hemen sonra fotoğraflamaya çalıştığım erkek bebeğin, çişini tam olarak objektifime isabet ettirmesi oldu. Oğlumuz tam isabet kaydetti. B.N: Daha önceki söyleşimizde “Her doğum bir mucizedir” demiştiniz. Bunu biraz açar mısınız? P.A: Gerçekten de her doğum bir mucize. “Her yeni doğan çocuk Allah’ın insanlardan umudu kesmediğinin kanıtıdır” derler. Anne ne kadar acı çekerse çeksin bebeğini görünce bütün acıları geçiyor. Anne ve babanın bebeğine kavuşma anında yüzlerindeki mutluluk, umut ve heyecan bu işin mucize olduğunun bir kanıtı. Onları fotoğraflarken ben de onların mucizelerine tanıklık ediyorum ve onların bu anlarını ölümsüzleştiriyorum. Bu da işimin en sevdiğim yanı. Keyifli söyleşi için Pınar Azmak’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Şubat 2015 • Bebek News 35


36 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 37


RÖPORTAJ

Hem oyun oynasın hem poposu kuru kalsın “ Prima” Bebek bezi denilince çoğu kişinin aklına o geliyor. Hem bebeklerin poposu kuru kalıyor, hem de annelere rahat bir nefes aldırıyor. 50 yılı aşkın süredir, aileler güvenle onu kullanıyor. Prima yenilikçi yapısı ile adım adım ilerlemeye devam ediyor. Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu Prima Türkiye & Kafkaslar Marka Müdürü Elkhan Abbasov ile söyleşi gerçekleştirdi

Bebek News: Bebek bezi markasında lider konumunda olan Prima kaç kategoride müşteriye sunuluyor? Elkhan Abbasov: Her gün dünya genelinde 100’ü aşkın ülkede 25 milyondan fazla bebek Prima bebek bezlerini kullanıyor. Farklı segmentteki tüketicilerimize ihtiyaçlarına özel geliştirdiğimiz ürünlerimizle ulaşıyoruz. Prima olarak Türkiye’deki ürünlerimizi bebek bezi ve ıslak havlu olarak iki ayrı gruba ayırabiliriz. Prima bebek bezleri farklı ihtiyaçlara göre 3 kategoriye ayrılıyor: 5 yıldızlı cilt koruması sağlayan Prima Premium Care, 12 saate kadar kuruluk sağlayan Aktif Bebek, kuru ve hesaplı Prima bebek bezleri. B.N: Yenidoğan bebeklere olan ürünlerinizden bahseder misiniz? E.A: Prima’nın son 25 yıldaki en yenilikçi ürünü olan Prima Premium Care’in yeni doğanlara yönelik boyunu tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Ultra kuruluk, ultra koruma, ultra uyum, ultra rahatlık ve ultra incelik özellikleri ile bebeklere 5 yıldızlı cilt koruması sunan Prima Premium Care, yenidoğanların hassas ciltlerine de 5 yıldızlı koruma sunuyor. Prima Premium Care’in sahip olduğu DryMax teknoloji ile bez çok ince olmasına rağmen, üstün kuruluk sağlıyor. Nefes alan dış yüzeyi yeni doğanların cildine sürekli taze havanın temas etmesini sağlıyor. Prima Premium Care’in daha büyük bebekler için farklı boyları da bulunuyor. 38 Bebek News • Şubat 2015


B.N: Prima’da 2015 yılı içerisinde yenilikler görebilecek miyiz? E.A: Prima olarak her zaman farklı yenilikler hayata geçirmeye devam edeceğiz. Kısa süre önce Sevgi, Uyku, Oyun manifestomuzun duyurusunu doğrultusunda ünlü sanatçı Şevval Sam ile işbirliği yaparak gerçekleştirdik. Şevval Sam, Türkiye’deki bebeklerden ilham alarak sevgi, uyku ve oyunu anlatan özel bir şarkı besteleyecek. Şarkının hazırlık aşamasında annelerden bebeklerinin sevgi, uyku, oyun anlarının fotoğraf ve videoları istiyoruz. Dileyen anneler bebekleriyle birlikte söyledikleri bir şarkıyı da paylaşabiliyor. Şevval Sam, bu içeriklerden ilham alarak Türkiye’deki bebeklerin sevgi, uyku ve oyun anlarını kutlamak amacıyla özel şarkısını besteleyecek. Ardından da paylaşılan video ve fotoğraflarla bir klip hazırlayacağız ve önümüzdeki dönemde tüm Türkiye ile paylaşacağız. Bundan sonraki dönemde hayata geçireceğimiz tüm yeniliklerimiz de bu manifestomuz çerçevesinde, her anne ve bebeğin farklı bir yolculuğu olduğunu bilip, bu yolculuklarında onların yanında olabilmek, bebeklerin sağlıklı ve mutlu gelişimini desteklemek için olacak. Şubat 2015 • Bebek News 39


B.N: Prima’yı sosyal sorumluluk projelerinde görebilecek miyiz? E.A: Prima markamızla yürüttüğümüz değerli sosyal sorumluluk projelerimiz var. 2006 yılından bu yana “1 Paket = Hayat Kurtaran 1 Aşı” isimli kampanyamızı sürdürdük. Kampanyamız kapsamında satılan her Prima paketi için markamız UNICEF’e, 1 anne ve yeni doğan tetanosu aşısı değerinde katkıda bulunduk. Bugüne kadar 300 milyon aşı bağışlanırken; gelişmekte olan ülkelerde bu hastalığın riski altındaki annelerin ve bebeklerinin hayatta kalmalarına destek olundu. Bu küresel hareketimiz haricinde, Türkiye’de uyguladığımız ve bizi çok heyecanlandıran Mobil Klinik projemiz var. Prima mobil klinikler, Türkiye’de özellikle anne-bebek sağlığı konusunda bilgilendirmeye ihtiyaç duyan illeri birer birer dolaşarak, doktorlarımız eşliğinde anneleri bilgilendiriyor. Halk pazarları gibi halka açık alanlara yakın olarak konumlandırdığımız bu gezici klinikler, anneleri anne bebek sağlığı ile ilgili bilgilendirerek, her bebeğin sağlıklı ve mutlu gelişiminde yardımcı olmayı amaçlıyor. Projemizin 2015 durakları arasında Antalya, Mersin, Hatay, Antep, Maraş, Adıyaman, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Siirt, Van, Erzurum, Muş, Elazığ, Malatya, Sivas, Tokat, Kayseri, Niğde, Aksaray ve Konya yer alıyor. Ayrıca markamızla birçok sosyal sorumluluk projesine destek oluyor, hastanelerde yeni doğum yapan annelerimize hazırlanan paketlere ürünlerimizle destek oluyoruz.

40 Bebek News • Şubat 2015


B.N: Prima oyun oynarken bebeklerin poposunun kuru kalmasını sağlıyor. Prima’nın bu kadar sevilmesinin sebebi nedir? E.A: Bizim için bebeklerin mutlu, sağlıklı gelişimi her şeyden önemli. Bu bakış açımızın bilincinde olan aileler 50 yılı aşkın süredir bebeklerinin bakımında Prima’ya güveniyor. Bu bakış açısı bebeklerin sevgi, uyku ve oyun anlarının tadını sonuna kadar çıkarabilmeleri için onların cildini mümkün olduğu kadar kuru ve rahat tutan daha iyi ürünler üretmemiz için bize ilham veren ve teşvik eden bir sorumluluğu beraberinde getiriyor. Prima’nın tüm ürünleri Almanya’nın Schwalbach kentinde yer alan Prima Ar-Ge Merkezi’nde geliştiriliyor. 250’yi aşkın Ar-Ge personelinin çalıştığı tesiste dünyanın dört bir yanındaki bebek ve ailelerinin ihtiyaç ve beklentilerini analiz etmek adına günde 600, yılda 2 milyonu aşkın test ve analiz yapılıyor. Bebeklere özel dekore edilen tesisteki özel oyun alanlarında her hafta 100’ü aşkın bebek, bezi ile birlikte inceleniyor. Tam donanımlı özel cilt kliniğinde dermatolojik uzmanlar bebeklerin en rahat edebileceği bezlerin yaratılması için çalışıyor. Analitik uzmanlar ise tüketicilerden gelen test sonuçlarını analiz ederek, daha da iyiye ulaşmak için yöntemler geliştiriyor. Böylece, en son ürünümüz 12 saate kadar kuruluk sağlayan Yeni Aktif Bebek’i geliştirdik. Bebeklerimizin uyku, oyun ve sevgi anlarında kuru bir bez ile bölünmeden mutlu anlar geçirmesini amaçlıyoruz. Tüm çalışmalarımız bebeklerimize ve ebeveynlerine daha iyisini sunma çabamızın bir göstergesi. Şubat 2015 • Bebek News 41


42 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 43


44 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 45


Tembel Çocuk Yoktur Çalışamayan Çocuk Vardır Çocukların karne notlarının iyi gelmemesinin iki nedeni olabilir. Birinci neden; çocuklar ders çalışamıyor, ikinci neden; çocuklar ders çalışsa da yapamıyor

46 Bebek News • Şubat 2015


Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, çocukların 5 yaşından-20 yaşına kadar çalışamamasının en büyük nedeninin dikkat eksikliği olduğunu söyledi. Yurdakul; “Dersin başına oturamayan, oturduğu zaman çalışamayan, 10 dakika sonra sıkılan, çalışmasını sınavlara yansıtamayan, basit dikkat hataları yapan, çalıştığının karşılığını alamayan çocuklarda gözlemlediğimiz dikkat eksikliği, onların akademik hayatını olumsuz etkileyecek ve ders başarılarını düşürecektir. Dikkat eksikliği olan çocuklar çalışamadıkları gibi yazı yazmakta zorlanmakta, yazıları yavaş yazmakta, not tutamamakta ve bu nedenle ödev yapmak istememektedirler. Dikkat eksikliğinin seviyesine göre ilaçlı ya da ilaçsız tedavisi bu durumu ortadan kaldıracak ve onların ders başarısını arttıracaktır” diye konuştu.

Cep Telefonu ve Bilgisayar Bağımlılığı Ders Notlarını Düşürüyor

Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul, karne notlarını düşüren bir diğer etkenin ise cep telefonu ve bilgisayar bağımlılığı olduğuna dikkat çekti ve şöyle konuştu; “Bilgisayarı yasakladığımız, televizyonu engellediğimiz durumlarda çocuklar ellerinde bulunan son teknoloji olan internet bağlantılı cep telefonları ile birbirlerine bağlanıyor, bütün gün bir arada oldukları yetmiyormuş gibi eve geldiklerinde arkadaşları ile yazışıyor ve ders çalışmak yerine telefonla zaman geçirebiliyorlar. Gece yarılarına kadar chat’leşerek zamanlarını öldürmekte ama bu zamanı derslerine vermemektedirler. Cep telefonu ve bilgisayarın kontrollü kullanılması, ders çalışırken veya uyku saatlerinde cep telefonunun ailelerde Psikiyatrist Dr. Sabri Yurdakul; ders başarısını durması, ders çalışma saatlerini arttıracak, olumsuz etkileyen bir diğer durumun, bu da derslere olumlu yansıyacaktır. disleksi denilen okuma güçlüğü olduğunu, Sonuç olarak karne notları kötü geldiğinde bu problemi yaşayan çocukların yazılanları çocuğunuza kızmayın ve bunun nedenini okumakta ve anlamakta zorluk çektiklerini ve niçin’lerini araştırın, öğretmenlerinden, söyledi. Okuduklarını anlamalarının güç rehber öğretmenlerinden yardım alın. olduğunu, ne kadar gayret etseler de Çözemediğiniz durumlarda bir psikiyatrist okumakta zorlanmaları nedeniyle başarılı ve psikoloğa başvurun ve notlarının düşük olamadıklarını, kendilerine güvenlerinin olmasına neden olan etkenleri ortadan azaldığını, sonuç olarak ders çalışmak kaldırın. Başarının önündeki engeller istemediklerini dile getirdi. Ayrıca sınavlarda kaldırıldığında çocuklar başarılı olabilir. okuma zorluğu nedeniyle hatalar ortaya Yeter ki onlara bu fırsatı tanıyın” dedi. çıktığını, ders başarılarının düştüğünü, ancak disleksi hastalığının tedavisi sonucu başarıların arttığını ve notların düzeldiğini belirtti. Şubat 2015 • Bebek News 47


Miniklerden genç kalan yetişkinlere küçükten büyüğe herkese Rasch markasının çocuk ve genç odaları için tasarladığı yeni duvar kağıdı koleksiyonu Kids&Teens ile renkli bir dünyayı keşfe çıkın

48 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 49


SAĞLIK ORTA KULAK İLTİHABI ÇOCUĞUNUZU SAĞIR BIRAKMASIN Kış aylarında çocuklarda en sık görülen hastalıkların başında orta kulak iltihabı geliyor. Çocuğunuz kulağını kaşıyor, işitmede güçlük yaşıyor ya da kulağından iltihap geliyorsa vakit kaybetmeden doktora başvurulması gerekiyor. Memorial Etiler Tıp Merkezi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Deniz Tamtekin, çocuklarda kalıcı işitme kaybına kadar gidebilen orta kulak iltihabı hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. 5 yaşına kadar birkaç defa orta kulak iltihabı tekrar edebilir Orta kulak iltihabı, orta kulakta çeşitli nedenlere bağlı olarak gelişen enfeksiyonlar nedeniyle oluşur. Tek veya iki kulakta da olabilir. Sıklıkla kış ve sonbahar aylarında görülür. Kulağını çeken, kaşıyan, beslenme zorluğu, işitme kaybı şüphesi, kulakta dolgunluk ve basınç hissi olan küçük çocuklara dikkat edilmelidir. Bu belirtilerden bir veya birkaçı varsa akla orta kulak iltihabı gelmeli ve en kısa sürede doktora gidilmelidir. Çocukların büyük bölümü 5 yaşına kadar bu enfeksiyona birkaç defa yakalanabilir. Çocuklarda görülen işitme kaybının en ciddi sebeplerinden birinin orta kulak iltihabı olduğu unutulmamalıdır. Çocuklar erişkinlerden daha kolay orta kulak iltihabına yakalanıyor Orta kulak, kulak zarından sonra gelen kısımdır. İçinde sesin iletimini sağlayan çekiç, örs, üzengi kemikleri bulunur. Bu bölümde, geniz boşluğuna açılan bir kanal bulunur. 50 Bebek News • Şubat 2015

Bu kanala östaki borusu denir. Bu boru, orta kulağa hava geçişini sağlar ve böylece hava basıncı dengelenir. Çocuklarda östaki borusu erişkinlere göre daha yatay ve kısa olduğundan bakterilerin bu yolla orta kulağa geçişi kolaylaşır ve daha sık ortakulak iltihabı geçirirler. Doğru tedavi uygulanmazsa işitme kaybı söz konusu Orta kulak iltihabının ciddi kulak ağrısı ve işitme kaybına yol açabileceği unutulmamalıdır. İşitme kaybı, özellikle çocuklarda, öğrenme kapasitesinin azalmasına ve konuşmanın gecikmesine neden olabilir. Uygun şekilde ve erken tedavi edilirse, işitme genellikle tamamen düzelir. Orta kulak iltihabının diğer bir tehlikesi, kronikleşmesi ve enfeksiyonun beyin ve iç kulak gibi komşu yapılara yayılma riskinin olmasıdır. Sigara dumanına maruz kalan çocuklarda daha yaygın Küçük yaşta olan ve özellikle erkek çocukları orta kulak iltihabından daha çok etkilenmektedir. Ayrıca biberonla beslenme, sigara içilen ortamda sık bulunma, evde viral enfeksiyon varlığı, kardeş, anne ya da babada orta kulak iltihabı öyküsü, yetersiz sağlık koşulları, kış ve sonbahardaki mevsim koşulları, patolojik durumlar (Yetersiz bağışıklık sistemi, yarık damak ve down sendromu), kulak yolunun tahrip edilmesi ve kulak çöpünün yanlış kullanımı da kulak iltihabına zemin hazırlayan başlıca risk faktörleri arasındadır.


Üst solunum yolu enfeksiyonları orta kulak iltihabını tetikliyor Nezle, grip ya da alerji, östaki borusunun şişip kapanmasına neden olur. Bunun sonucunda bakteriler orta kulakta çoğalır ve kulak zarı arkasında mikroorganizmaları içeren bir sıvı birikimi (İltihap) meydana gelir. Kulak zarının arkasında iltihabın birikmesi basınç artışına ve bu da kulak ağrısına yol açar. Bazen kulak zarı delinir ve iltihap (kanlı, sarı-yeşil renkli bir sıvı) kulaktan dışarıya akar. 6 ayda 3 kez tekrarlarsa işitme daha da kötüleşir Orta kulakta enfeksiyon oluşması durumunda her zaman iltihap dışarı akmayabilir. İltihabın dışarı akmadığı durumlarda sıvı orta kulakta kalır. Kulak zarı bu durumda uygun şekilde titreşemeyeceği için hastanın işitmesi azalır. Akut enfeksiyon geçtikten sonra, zar arkasında biriken sıvı, orta kulakta kalabilir. Bu durum enfeksiyon tekrarları ile kendini gösterir. 6 ayda 3 defadan fazla orta kulak iltihabı geçirilmesi hastalığın kronikleştiğini göstermektedir. Kronik orta kulak İltihabı zamanla işitmenin daha da kötüleşmesine yol açabilir. Doğru ve etkin tedavi yapılmazsa hastalık kronik bir hal alıyor Akut iltihabın tedavisinde ağrı kesici ve bakterileri yok edecek antibiyotiklerle birlikte burun açıcı ilaçlar kullanılır. Bu tedavi 2 hafta sürmektedir. Erken ve etkin tedavinin uygulanması, doktorun verdiği ilaçların tarif edildiği şekilde ve sürede kullanılması, kontrol zamanlarına uyulması son derece önemlidir. Tedavinin belirtilen şekilde ve sürede yapılmazsa, kulak enfeksiyonu kronikleşebilir ve kalıcı işitme kayıplarına neden olabilir. Biberonla beslenen bebekleri sırt üstü pozisyonda yatırmak yerine anne sütü emerken olduğu gibi yan yatar ya da oturur pozisyonda tutmak daha sağlıklıdır. Yapılan araştırmalara göre oturarak beslenen bebekler, orta kulak iltihabına daha az yakalanmaktadır. Anne sütündeki maddelerin bağışıklık sağladığı ve hastalığa yakalanma riskini azalttığı da unutulmamalıdır.

Şubat 2015 • Bebek News 51


52 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 53


RÖPORTAJ

Gezici kitabevi “ Deniz Papağanı Pafin” Deniz Papağanı Pafin Türkiye’nin Çocuklar İçin ilk ve tek “Gezici Kitabevi” projesi. İçi ve dışı tamamen çocuklar için tasarlanmış rengarenk, cıvıl cıvıl bir otobüs… 11 yıldır Türkiye’nin pek çok farklı noktasında çocuklarla buluşuyor, çocukları kendileri için özenle seçilmiş harika kitaplarla buluşturuyor. Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu Deniz Papağanı Pafin’in kurucularından Mehtap Arlı ile söyleşi gerçekleştirdi

54 Bebek News • Şubat 2015


Bebek News: Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Mehtap Arlı: Bu fikir gençliğimizin, öğrencilik yıllarımızın bir hayaliydi aslında. Projenin asıl fikir babası, yaratıcısı, iş ortağım, çalışma arkadaşım aynı zamanda eşim İsmail Arlı’nın üniversite yıllarında kurduğu bir hayaldi, gezici bir kitabevini hayata geçirmek. Uzun yıllar çocuk kitapları sektöründe yönetici olarak çalıştıktan sonra, yılların deneyimini, gençlik hayaliyle harmanlayarak “Her çocuk okumalıdır” fikrinden hareketle yola çıktı İsmail Bey. Ben proje hayata geçtikten bir sene sonra, kendi alanımdaki tecrübelerimle katkıda bulunmak için, o dönem kendi profesyonel alanım olan kurumsal eğitim ve danışmanlık sektörüne ara vererek Pafin’e katıldım. İşler rayına oturunca kendi çalışmalarıma kaldığım yerden devam etmek niyetindeydim, ancak Pafin hayatımın çok önemli bir parçası haline geldi, çocuklarla birlikte olmaktan inanılmaz keyif almaya başladım ve geri dönemedim. Projenin 11. benim ise 10. yılım burada. B.N: Çocuklara değişik geliyordur yürüyen kitabevi. Çocuklar tarafından nasıl karşılanıyor? M.A: Çocuklar büyük beğeni, heyecan ve mutlulukla karşılıyorlar her seferinde Pafin’i. Yıllar içerisinde Pafin çocukların kitap dostu haline geldi. Çok sahiplendiler. Her karşılaşmada aynı heyecanı yaşıyorlar. Çünkü Pafin’de çok iyi vakit geçiriyorlar. Pafin’in kendileri için yaratılmış özel bir mekan olduğunun farkındalar. Kitap seçkisi olarak da beğendikleri, aradıkları, keyif aldıkları her kitabı bir arada bulma şanslarına sahipler. Pafin’de farklı yaş grupları için 40004500 farklı kitap seçeneği var. Kitapları özenle seçiyoruz, çocuk edebiyatı konusunda nitelikli yayınlar yapan çağdaş yayınevlerinin kitaplarını bir araya getiriyoruz. Tüm kitapları belli bir filtreden geçirdikten sonra seçkimize dahil ediyoruz. Bu konuda çok prensipli çalışıyoruz. Herhangi bir ideolojik mesaj kaygısı olan ya da fazla ticari olduğunu düşündüğümüz yayınların Pafin seçkisi içinde yer alması imkansız. Şubat 2015 • Bebek News 55


B.N: Çocukken de kitap okur muydunuz? Size kitap okumayı kim aşıladı? M.A: Kitapları çocukken de çok severdim. İlkokul öğretmenimin bu konudaki katkısı benim için çok özeldir. İlkokuldayken sınıf kitaplığımızdaki kitapları elden ele heyecanla okuduğumuzu hiç unutamıyorum. Okulumuzun kütüphanesi yoktu, bizleri halk kütüphanesine üye yapmıştı. Aldığımız ödünç kitapları bir çırpıda bitirir, yenisini almak için sabırsızlanırdık. Bizim çocukluğumuzda şimdiki kadar çeşitlilik yoktu tabii. Şimdiki çocuklar çok daha şanslı. Çocuk kitapları konusunda inanılmaz bir çeşitlilik ve zenginlik var günümüzde. B.N: Kitap okumak isteyen ama okuyamayan her çocuğa bu imkanı nasıl sunuyorsunuz? M.A: Pafin’in kitabevi hizmeti vermenin ötesinde sosyal sorumluluk projeleri ile alım gücü olmayan çocuklara da ulaşıyor. Armağan kitap kampanyaları düzenliyor, kütüphanesi olmayan okullara, kitabı olmayan çocuklara armağan kitaplar götürüyor. Sloganı ve yola çıkış noktası da bu zaten: “Her çocuk okumalıdır”

56 Bebek News • Şubat 2015


B.N: Hala çocuk kitaplarına ilginiz var mı? M.A: Elbette… Bu kadar işin içinde olup, çocuklarla bu kadar birlikte olup, insanın çocuk kitaplarına ilgi duymaması mümkün değil. Mümkün olduğu kadar yeni çıkan yayınları takip etmeye çalışıyorum. Özellikle okul öncesi kitapları büyük ilgiyle takip ediyorum ve çok seviyorum. B.N: Çocukları, kitap yazarlarıyla buluşturmak hedefleriniz arasında var mı? M.A: Bu zaten özellikle sosyal sorumluluk projelerimiz kapsamında yaptığımız bir şey. Özellikle maddi imkansızlıklar nedeniyle kitaba ulaşamayan çocukları kitaplarla beraber yazarlarıyla da buluşturmak büyük etki yaratıyor çocuklar üzerinde. Hayatları boyunca unutamayacakları bir anıları oluyor. Okudukları bir kitabın yazarıyla tanışmak, sohbet etmek derin izler bırakıyor çocukların zihinlerinde. Önümüzdeki dönemde bu çalışmalarımızı artırmayı hedefliyoruz. Bu keyifli söyleşi için Mehtap Arlı’ya teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Şubat 2015 • Bebek News 57


58 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 59


SAĞLIK

BADEMCİK HASTALIĞINA ANTİBİYOTİK ÇÖZÜM DEĞİL Bademcik; kışın en sık görülen hastalıklardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Çocuklar bu mevsimde kolay hasta oluyor, bu dönem yoğun ilaç özellikle antibiyotik kullanımı çoğalıyor. Antibiyotik kullanmaya gerek kalmadan, sadece bağışıklık sistemini güçlendirerek, bademcik hastalığı kendiliğinden iyileşebiliyor. Gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmesi gerektiğini vurgulayan Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony, bademcik hastalığının ateşle mücadele ederek, dinlenerek, bol sıvı ve vitaminli sebze, meyve tüketerek atlatılabildiğine dikkat çekiyor. Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony; bağışıklıkta çok önemli bir role sahip bademciklerin, ağızdan ve burundan içeri giren mikroplara karşı vücudu koruyan çok önemli görevleri olduğunu belirtti. Sağlıklı her çocuğun bademcik dokusuyla doğduğunu ve bademciği olmadan doğan çocukların immun yetmezlik denilen bağışıklık hastalığına sahip olduğunu söyledi. Mutlaka tedavi edilmesi gereken ve halk arasında BETA denilen bademcik iltihabının, hem kalpte hem de eklemlerde romatizmayla sonuçlanabilen, bir ömür boyu görülebilen, aynı zamanda böbrekleri de etkileyerek, böbrek yetmezliğine kadar gidebilen bir hastalık olduğuna değindi.

60 Bebek News • Şubat 2015


Bademcik İltihabı Ne Sıklıkta Tekrarlanırsa Tehlikelidir? Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony bademcik iltihabının, her çocuğun geçirebileceği ve oldukça normal sayılan enfeksiyonlar olduğunu, ancak sık sık tekrarlanmasının normal olmadığını söyledi. Bademciklerin hastalıkla birlikte kızardığını ve büyüyüp şiştiğini, iyileşmeyle birlikte normale döndüğünü, çok hastalanan bademciğin ise enfeksiyon geçse bile büyük kalma eğiliminde olduğunu belirtti. Bu durumun, sürekli hastalanmaya sebep olduğunu söyleyerek şöyle dedi: “Son bir yılda yedi defa veya son üç yılda yılbaşına 3 defa ya da daha sık ateşli bademcik iltihaplanması geçirilmesi, enfeksiyonun kronikleşmesi, bademciklerin büyüyerek solunum yolunu tıkayıcı hale gelmesi, özellikle geceleri solunumun durması yani “apne yapması”, bademciklerin büyüyerek yemek yemeyi zorlaştırması, bademciklerin çevresinde apse gelişmesi, sık tekrarlayan enfeksiyonların kulaklarda sıvı birikmesi ve işitme kaybı yapması, bademciklerin tek taraflı büyümesi, çocuğun büyümesini olumsuz etkilemesi, çocuğun çene yapısını olumsuz etkilemesi, konuşma bozukluğu yapması, gelişmede geri kalmaya, saldırganlık, huysuzluk gibi kişilik değişiklikleri, öğrenme güçlüklerine sebebiyet vermesi, hastanın difteri( Kuşpalazı) mikrobu taşıyıcısı olması, hastada kalp kapak bozukluğu olması, bademcik üzerinde yiyecek birikerek kötü ağız kokusu oluşturması ameliyat gerektiren durumlardandır” diye konuştu. “Bademcik Hastalığı Alerjiden Kaynaklanabilir” Çocuk Sağlığı Hastalıkları, Çocuk Alerji ve İmmunoloji Uzmanı Doç. Dr. Akgül Akpınarlı Antony; bademciklerin alınmasının hiçbir zaman ilk tercih olmadığını, hastanın iyi izlenerek kararın doğru verilmesi gerektiğini söyledi. Özellikle alerjik çocukların, bademcik probleminin alerjiden kaynaklanabildiğini belirterek, alerji sorunu çözülmeden bademcik ameliyatı kararının verilmemesi gerektiğine dikkat çekti. Doç. Dr. Antony; “Alerjiyi çözmek bademcik problemini çözebilir ve yine alerji çözülmeden yapılan bademcik ameliyatlarında hastanın şikâyetleri bir kaç ay rahatlasa da yine yeniden baslar” diye konuştu. Şubat 2015 • Bebek News 61


62 Bebek News • Şubat 2015


Sömestirin En Renkli Çocukları Deichmann’da

Şubat 2015 • Bebek News 63


RÖPORTAJ

Öğretirken eğlendiren çocuk ülkesi “Kidzania” Burası aslında bir çocuk ülkesi.. Burada her şey eğlenirken öğretme yasasına dayalı. Seçtiği mesleği deneyerek, bir nevi hayata hazırlanıyorlar. Mesleğini seçerken, para kazanıyorlar. İsterse parasını bankaya yatırıyor, isterse dilediği gibi harcıyorlar. Çocuk ülkesinin, çocuk parası da var tabii.. Burada ne dolar, ne TL geçiyor. Burada geçen tek para birimi Kidzos. Çocuklar hayallerindeki mesleği deneyip, görüyorlar. Belki de ilerleyen dönemlerde seçecekleri mesleklerin tohumunu burada atıyorlar. Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu Kidzania Türkiye Genel Müdürü Lara Sayınsoy Dorner ile keyifli söyleşi gerçekleştirdi

64 Bebek News • Şubat 2015


Bebek News: 15 yıldan beri edutainment (öğretirken eğlendiren) sektöründe varlığınızı sürdürmeye devam ediyorsunuz. Bu sektörün en güzel yanları nelerdir? Lara Sayınsoy Dorner: Evet, ilk KidZania Çocuk Cumhuriyeti 1999 yılında Meksika’da kuruldu. Biz ise 2014 yılının Mart ayında 13.ülke ve 16.park olarak kapılarımızı açtık. Edutainment sektörünün en güzel yanı, adı üstünde, çocukları öğretirken eğlendirmesi. Çocukların gönüllerince eğlenirken aynı zamanda gerçek hayatla tanışmaları, fikir edinmeleri, hayallerindeki meslek birimlerini deneyimlemeleri onlar için çok büyük bir tecrübe. Şubat 2015 • Bebek News 65


B.N: KidZania’nın çocuklar üzerindeki hedefi nedir? L.S.D: KidZania’nın hedefi çocukların mutlu ve bilinçli bir şekilde geleceğe hazırlanmalarına katkıda bulunmak. Her çocuk elbette oyun sever, eğlenmek ister. “Edutainment” bunu çok güzel harmanlıyor. Öğretirken eğlendiriyor. KidZania’daki ana hedef de bu aslında… Çocuklarımızı, eğlenceden uzaklaştırmadan hayata dair bir şeyler öğrenerek buradan ayrılmalarını sağlamak. B.N: Çocuklar KidZania’ya gelince neler ile karşılaşıyor? L.S.D: KidZania Çocuk Cumhuriyeti’ne girişte çocukları önce ülkenin önde gelen havayollarından birinin markasını taşıyan bilet gişesinin gerçek bir kopyası karşılıyor. Çünkü burası bir ülke aslında. Çocuk ülkesi. KidZania Çocuk Cumhuriyeti’ne de çocuk farklı bir ülkeye giriş yapar gibi giriliyor. Burada uçak bileti ve parka girdiğinde bankaya giderek KidZos’a (KidZania para birimi) çevirebileceği bir çek alıyor. Ardından KidZania’ya da havayolu kontuarlarından giriş yapıyor. Çocuklar ellerindeki çekleri aktivitelere başlamadan önce, bankaya giderek bozduruyor ve bankadan çekin karşılığı olan miktarda KidZos (KidZania para birimi) ‘larını alıyor. Ve artık yaklaşık 90 farklı meslek birimi içerisinden seçtiği işe başvurup çalışmaya başlıyor ve buna bağlı olarak aktivitelerden KidZos (KidZania para birimi) biriminden ücret alıyor veya duruma göre ödüyor. Tüm bunları yaparken, kazandığı KidZos’larla bankaya gidip özel bir hesap açarak para yatırmayı ve çekmeyi öğreniyor. Yine dilerse kazandığı KidZos’larla alışveriş yapabiliyor. 66 Bebek News • Şubat 2015


B.N: Çocuklar KidZania’ da gerçeğin kopyası bir şehirde rol yaparak tüm meslekleri deneyimliyorlar. Bu durum çocuklara kendi hayatlarında nasıl bir etki yaratıyor? L.S.D: Hayallerindeki meslekleri deneyimlemek, mali okuryazarlık konusunda fikir edinmek, takım çalışmasının önemini görmek gibi çok önemli temel kurallar çocukların vizyonunu da genişletiyor kuşkusuz. Kendilerine güvenleri artıyor. B.N: KidZania kimlere hizmet vermektedir? B.N: KidZania’nın çocuklara nasıl bir faydası oluyor? L.S.D: KidZania çocuklar için inanılmaz bir deneyim. Hayallerindeki mesleği deneyimlemek için sıraya girmek, sıra beklemek gibi temel kurallarla başlıyor aslında eğitim. Bunun yanında tamamen kendi boyutlarına göre uyarlanmış bu çocuk şehrinde seçimlerine göre itfaiyeci, doktor, arkeolog, gizli ajan… vb gibi yaklaşık 90 farklı meslek birimini deneyimleme imkanı buluyor. Çocukken hepimiz “büyüyünce ne olacaksın” sorusuyla karşılaşmışızdır. KidZania’da çocuk “büyüyünce” olmayı hayal ettiği tüm meslekleri deneyimleyebiliyor. Bunun yanı sıra; paranın sadece “harcanan” bir şey değil, “kazanılması gereken bir şey” olduğu konusunda da fikir ediniyor. Tasarruf etme bilinci de bunlara eklenince, “mali okuryazarlık”la tanışıyorlar. Bu da bir çocuğun geleceğe hazırlanması için eşi benzeri olmayan bir deneyim.

L.S.D: KidZania İstanbul’da 4-14 yaş arasındaki çocuklar ağırlanıyor. Ayrıca 0-4 yaş arası çocuklar için de KidZania’nın içerisinde 2. bir kat daha yer alıyor. Burada bulunan Urbano’nun Evi ve Urbano’nun Okulu isimli alanlarda 0-4 yaş arası çocuklar vakit geçirebiliyorlar. B.N: KidZania’nın en ilgi çekici yönü nedir? L.S.D: KidZania’da her bir aktivite, çocukların farklı davranışsal beceriler ve değerler öğrenmesine ve var olan değerlerini artırmasına yardımcı olacak şekilde tasarlandığından çocukların kişisel gelişimleri açısından müthiş bir deneyim.

Şubat 2015 • Bebek News 67


68 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 69


Macera Treni Heyecanı Zorlu’da Başlıyor Zorlu Alışveriş Merkezi, 24 Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında çocuklar için çok eğlenceli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Zorlu Alışveriş Merkezi’nin metro katında düzenlenecek “Macera Treni” aktivitesiyle sömestr tatilinde 16 gün boyunca çocuklar gerçek bir trende seyahat ediyormuş gibi hissedecek

70 Bebek News • Şubat 2015


Bu sömestr Zorlu’nun minik ziyaretçileri heyecan ve macera dolu bir yolculuğa çıkacak. Minikler, 16 gün boyunca 12:00 – 19:00 saatleri arasında Zorlu Alışveriş Merkezi metro katında gerçekleşecek “Macera Treni” etkinliğinde, giriş kartlarını alacak ve atölyede bu kartları diledikleri gibi süsleyebilecekler. Etkinlik alanında ziyaret ettikleri aktivite alanlarından topladıkları etiketlerle Macera Treni’ndeki hikâyenin parçası olan minikler, yolcu vagonuna binerek unutulmayacak sanal bir geziye katılacaklar. Minik katılımcılar etkinlik alanındaki dijital ekranda hazırlanan hikayelerin bir parçası olarak seyahat için hazırlıklarını tamamladıktan sonra sanal gezilerine başlayacaklar. Macera Treni, Zorlu Center içinde başlayan yolculukta önce hayal dünyasını ardından da çeşitli ülkeleri ziyaret ederek, minik ziyaretçilere keyif dolu bir seyahat deneyimi sunacak. “Macera Treni” yolculuğunun sonunda miniklere etkinlik içerisinde çekilen fotoğrafları da hediye edilecek. Şubat 2015 • Bebek News 71


“BİLİNÇLİ HAMİLELİK VE KONFORLU BİR DOĞUM İÇİN…” Memorial Doğuma Hazırlık Kursları Başlıyor Bir kadının hayatında yaşadığı en keyifli ancak bir o kadar zorlu dönemlerden biri hamilelik… 9 ay süresince yaşanacak fiziksel değişikler, duygusal iniş çıkışlarla dolu bu dönem, kadınlar için yepyeni bir hayatın kapısını aralıyor. Yeni hayatınıza kolay alışmanız, stres ve endişelerden uzak bir hamilelik geçirmeniz için Memorial, sizleri Doğuma Hazırlık Kursu’na davet ediyor. Bebek sahibi olmak, her anne baba adayının bir gün hayalini kurduğunu son derece özel bir dönemin başlangıcıdır. Özellikle ilk kez anne baba olacakların çok daha heyecanlı ve stresli olduğu bu dönemi bilinçli bir şekilde atlatmak; konforlu bir doğum ve lohusalık süreci, bebek bakımına dair her şeyin cevabını bulabileceğiniz “Memorial Doğuma Hazırlık Kursu” başlıyor. Bir bebeğiniz olacak, hamilesiniz! 40 hafta sürecek yolcuğunuz başladı. Hamileliğin getirdiği değişimleri tanımak, yaşanacak sıkıntıların üstesinden kolaylıkla gelmek ve bu süreci konforlu bir şekilde atlatabilmek için size rehberlik edecek olan Memorial Doğuma Hazırlık Kursu ücretsiz düzenleniyor. 5 hafta süren ve uzman doktorların eğitim verdiği kursta, anne baba adayları merak ettikleri soruları da uzmanlara birebir sorabiliyor. Memorial Doğuma Hazırlık Kursu, Memorial Şişli ve Ataşehir Hastaneleri’nde 5 Şubat 2015 Perşembe günü başlıyor. 72 Bebek News • Şubat 2015

HAFTA HAFTA ANNELİĞE YAKLAŞIN 1. HAFTA Vücutta yaşanacak değişikler ve bebek sahibi olma sürecini riske atacak durumlar hamileliğin ilk günlerinde en merak edilen konuların başında geliyor. Bu nedenle kursun ilk haftası da gebelikte yaşanacak fizyolojik değişiklikler ve risk oluşturabilecek durumlar anlatılıyor. Ayrıca gebelikte ortaya çıkabilecek ağız ve diş sağlığı problemleri ile tedavileri hakkında da bilgi veriliyor. Gebelik beslenmesi hakkında bilinmesi gerekenler ise beslenme ve diyet uzmanları tarafından annen adaylarına aktarılıyor. 2. HAFTA Hamileliğin ilerleyen dönemlerinde gelişen bel ve boyun ağrıları, anne adaylarını zorlayabiliyor. Kursun ikinci haftasında, gebelik boyunca yaşanabilecek duruş ve yürüyüş bozukluklarına karşı yapılması gereken gebelik egzersizleri anlatılıyor. Egzersiz programına ek olarak, anne karnındaki bebeğin gelişimi, takibi ve bu süreçte yapılması gereken testler de kadın hastalıkları ve doğum uzmanları tarafından anne baba adayları ile paylaşılıyor. 3. HAFTA Doğum yönteminin seçimi, anne adayının en merak ettiği konuların başında geliyor. Kursun üçüncü haftasında da kadın hastalıkları ve doğum uzmanları bu konuya açıklık getiriyor. İdeal doğum yöntemleri, gebelik ve sonrasında ortaya çıkabilecek psikolojik problemler ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verilirken, anestezi doktoru da doğum ağrısını azaltıcı yöntemleri katılımcılara anlatıyor.


4. VE 5. HAFTA Eğitimin son iki haftasında erken doğum durumunda alınabilecek tedbirler, bebek doğduktan sonraki süreçte yenidoğan sağlığı, bebeğin beslenmesi, anne sütü ve emzirmenin önemi, bebeklik ve çocukluk dönemi aşıları ile bebeğin banyosu, göbek bağı bakımı ve masajı gibi bebek bakımı ile ilgili pratik bilgiler anlatılıyor. Gebelik süresince oluşabilecek cilt sorunları ve tedavi yöntemleri de bu eğitimlerin önemli konu başlıkları arasında yer alıyor. Ayrıca ilk zamanlar bebekle ebeveyn arasında doğru iletişim kurma yöntemleri de çocuk ve ergen psikolojisi uzmanları ve pedagoglar tarafından ebeveynlerle paylaşılıyor. PROGRAM Memorial Şişli Hastanesi 5 Şubat – 5 Mart 2015 Her Perşembe / 18.00 – 20.00 (5 hafta boyunca) Memorial Şişli Hastanesi Konferans Salonu Memorial Ataşehir Hastanesi 5 Şubat – 5 Mart 2015 Her Perşembe / 18.00 – 20.00 (5 hafta boyunca) Memorial Ataşehir Hastanesi Konferans Salonu Bilgi ve Kayıt: 444 7 888 Katılım ücretsizdir. Şubat 2015 • Bebek News 73


74 Bebek News • Şubat 2015


Şubat 2015 • Bebek News 75


Çocuklara sağlıklı ara öğün için tatlı çözümler Özellikle gelişim döneminde çocukların kalsiyum ihtiyaçlarını karşılamak için en değerli besin maddelerinden biri olan süt, bir süre sonra sıkıcı hale gelebilir. Süt içmeyi reddeden çocuklar da anne babayı endişeye sürükleyebilir. Bu durumda imdada yetişen süt tatlıları lezzetli bir alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü 200 gramlık bir porsiyon süt tatlısı çocukların günlük süt ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor. İçerisinde protein, kalsiyum, A, B1 ve B2 vitaminlerini barındıran süt tatlıları çocuklar için sağlıklı bir ara öğün oluşturuyor

76 Bebek News • Şubat 2015


Doğumdan itibaren insan vücudunun ihtiyaçlarını ve tüm besin kaynağını içerisinde barındıran sütün en tatlı hali olan süt tatlıları Bolulu Hasan Usta’nın doğal malzemeleriyle süt tüketimi az olan ya da sütü sevmeyen herkes için sağlıklı bir alternatif yaratıyor. Protein, kalsiyum, A, B1 ve B2 vitaminleri bakımından zengin olan süt tatlılarının bir porsiyonu (200gram) 1-3 yaş arası bebeklerde günlük süt ihtiyacının yüzde 15’ini, çocuklarda, hamile ve emziren kadınlarda yüzde 20’sini, yetişkinlerde ise yüzde 25’ini karşılıyor. “Çocukların ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor” Süt proteinlerinin biyolojik değerinin bitkisel proteinlere göre daha yüksek olduğunu belirten Bolulu Hasan Usta Gıda Mühendisi Fatih Akpınar, “İnsan metabolizması diğer proteinlere nazaran süt proteinlerinden daha iyi faydalanabiliyor. Süt proteinleri 1-3 yaş arası bebeklerde ve çocuklarda büyüme ve gelişmeyi sağlarken 200 gramlık bir porsiyon sütlü tatlı çocuklarda günlük süt ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor” diyor. Üstün standartlarda üretilen ve güvenle tüketebileceğiniz Bolulu Hasan Usta süt tatlılarında keşkülden fırın sütlaca, kazandibinden tavukgöğsüne birbirinden lezzetli 15 farklı çeşit süt tatlısı bulunuyor

Şubat 2015 • Bebek News 77


JATOMI Kids Gym ile çocuklar sporla tanışıyor Türkiye’nin en büyük uluslararası fitness ve spa zinciri JATOMI Fitness Türkiye’nin çocuklara özel programı Kids Gym ile çocuklar, sağlıklı yaşama küçük yaşlarda adım atıyor 78 Bebek News • Şubat 2015


Oynayan, koşan, zıplayan, tırmanan, deyim yerindeyse yerinde duramayan çocuklar, zaman içinde bu alışkanlıklarını kaybetmeye başlarlar; çoğunlukla vücutlarının tam anlamıyla farkına varamaz ve hareket mekanizmalarının nasıl olduğunu düşünmezler. İstanbul genelindeki 12 merkeziyle Türkiye’nin en büyük fitness kulübü zinciri JATOMI Fitness Türkiye, çocukları sporla tanıştırarak onlara hayatları boyunca sürdürecekleri bir alışkanlık kazandırmayı amaçlıyor. JATOMI Kids Gym, çocuklara nasıl hareket ettiklerini fark ettirerek, sınırlarını genişletebilmelerini sağlıyor. Çocuklara temel egzersizleri öğretip, pilates felsefesini temel alarak daha sağlıklı, esnek ve kuvvetli bir omurgaya sahip olmalarını sağlayan JATOMI Kids Gym ile çocuklar aynı zamanda daha kuvvetli kaslara sahip olurken, kilo kontrolü de sağlanıyor. Kids Gym, JATOMI Fitness Akasya’da yapılıyor Şubat 2015 • Bebek News 79


Bir Sonraki Sayıda Görüşmek Üzere


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.