Fendi Mart Sayı 8

Page 1

Yaşadıklarının terapisi “Yanılgı” CİLDİNİZİN GENETİK KODUNU ÖĞRENİN

Röportaj

KARBON PEELİNG YÖNTEMİ Esra Pakkan Gözde Erdoğan Suna Akar Çapan Hüseyin Küçük Ferdi Dolgun

MAGAZİN

Mart 2015 Yıl:2 Sayı 8

Türk Kadının tarzını yansıtıyor

i d n e K

LIPOSUCTION SONRASI HAYAL KIRIKLIĞINA ARTIK SON


FENDİ EDİTÖR Şebnem GENÇER

FENDİ MAGAZİN İmtiyaz Sahibi Metronom Medya Adına Eyüp Kervangül eyup@metronommedya.com Editör Şebnem Gençer Muhabir Rüya Meriçboyu Emir Çavdar Reklam Ve Tanıtım İzzet Gültekin

İlkbahar’ın sıcaklığını gardırobunuza taşımaya hazır mısınız? Şimdiden günlerimizi aydınlatacak modellerle buluşacağımız için can atıyorum. Bugüne kadar tercih etmeye çekindiğimiz birçok farklı moda trendi 2015 İlkbahar/Yaz sezonunda bizi bekliyor. Kadınların erkek gardırobunu keşfetmeye devam ettiğine bu sezonunda da şahit olacağız. Bilhassa, erkek takım elbiselerinden ilham alınmış tasarımlarla feminen bir görüntüye sahip olabiliriz. Gece kıyafetlerinde ise adeta bohem rüzgarı esecek. Uzun çiçekli elbiseler sezonun favorilerinden. Yeni sezonun romantikliğini sadece bu ay’a sıkıştırmayacak olsak da Kadınlar Günü’ne özel, dantel trendi ile hoş bir hava yaratabiliriz. Özellikle beyaz dantelin kullanıldığı kıyafetler, tutkunlarının vazgeçemeyeceği parçalar arasına girecek. Cinsel ve sınıfsal sömürüye son vermek adına, bütün kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor, eşitlik, özgürlük ve mutluluk dolu bir yaşam sürmemizi diliyorum. Keyifli Okumalar

Fotoğraf Cengizhan Güzel Tasarım Mehmet Pınarcı Hukuk Danışmanı Barış Çabuk Katkıda Bulunanlar Yusuf Kesmer Hicran Yılmaz Şükrü Sözen Nazlı Arslan Hamza Özçelik Gökcen Gül Web tasarım Ceyhun Kocal Adres Metronom Medya Barbaras Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No:5 D. 243 Batı Ataşehir/ İstanbul

0216 566 9 566 www.fendimagazin.com www.metronommedya.com Fendi Magazin dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan, kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz. Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.


İÇİNDEKİLER KARBON PEELİNG YÖNTEMİ

30

“Kendi Cosmetics” ürünleri Türk Kadının tarzını yansıtıyor

10 20

KADINLARIN RENKLİ DÜNYASI EVDEMA’DA

MÜJDE! GÜZELLİĞİMİZE BAHAR GELDİ!

64


Beymen Club 2015 İlkbahar- Yaz Koleksiyonu “Yeniden Doğuş” 4 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

5


BARBARA BUI’DEN BAHARA ÖZEL RENKLİ BİR KOLEKSİYON 6 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

7


8 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

9


RÖPORTAJ

10 Fendi Magazin • Mart 2015


“Kendi Cosmetics” ürünleri Türk Kadının tarzını yansıtıyor Sesiyle, güzelliğiyle herkesin beğenisini kazanan Kendi, şimdilerde Kendi Cosmetic’s markasını çıkararak, işinin patronu oldu. Birbirinden güzel kokulu vücut jelleri, Türkiye’de ilk kez bulunan banyo topları ile tüm kadınların ilgisini çekeceğe benziyor. Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu ile Kendi ile keyifli söyleşi gerçekleştirdi

Mart 2015 • Fendi Magazin

11


Fendi Magazin: Adından sıkça söz ettiren, pozitif enerjisiyle tanıdığımız şarkıcı Kendi, kozmetik sektörüne adım atmaya nasıl karar verdi? Kendi: Kullandığım pek çok markada gördüğüm eksikleri kendi kozmetik markam olan Kendi Cosmetics ‘de tamamlamak düşüncesi ile bilinçli kozmetik tüketicileri oluşturmayı hedefleyerek girdiğim bir sektör kozmetik sektörü. F.M: Vücut losyonları, duş jelleri ürünler arasında bulunuyor? Bu ürünlerin özelliklerinden bahseder misiniz? K: Tüm ürünlerimizin ortak noktası Paraben bulunmaması. Bunun dışında Vücut losyonlarımızın formulasyonu ile ilgili güzel geri dönüşler alıyoruz, özel bir formulasyona sahip, ciltte yağlılık hissi değil ferahlık hissi bırakıyor. Marka olarak öne plana çıktığımız nokta ise Dünyaca ünlü parfumor Jorge Lee’nin bizler için doğadan ve günlük hayattan ilham alarak hazırladığı dört farklı koku notası.

12 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Duş jeli alırken önce kokusuna bakarız, güzel mi diye :) Siz de hazırlarken kendi koku zevkinizi kullandınız mı? K: Ürünlerin güzel kokması artık kişisel bakım ve kozmetik ürünlerinde olmazsa olmaz. Bu özellik duş jellerinde kullanıcılarımızla aramızdaki bağı güçlendiriyor. Kokularımızı yaratma sürecinde müdahale ettiğim noktalar oldu, Rabble Rouser serimizin kokusunda izlerim görülebilir. Kendi Cosmetics ürünlerinde Türk kadınının tarzını yansıtacak özel kokular kullanıldı. F.M: Kendi Cosmetics ürün skalasına Banyo Topları eklendi, nedir banyo topu? Nasıl Kullanılır? Faydaları nelerdir? K: Evet, banyo topları şu an Avrupa ve Amerika’nın en çok tercih edilen kişisel bakım ürünleri arasına girdi. Yakın zamanda Türkiye’nin favorisi olması için elimizden geleni yapacağız. Banyo topları özellikle kuvet ritueline sahip insanlar için yepyeni bir heyecan diyebiliriz. İçeriğinde kullandığımız doğal yağlar var. Badem yağı Jojoba yağı gibi. Banyo topu kullanıcılarının tek yapması gereken Banyo Topunu kuvvetin içine bırakması. Banyo Toplarını kullanmak ölü derilerden arınmasına, vücudun nemlendirilmesine, küvet içindeki suyun yumuşamasını sağlıyor. Mart 2015 • Fendi Magazin

13


F.M: İlerleyen dönemlerde mağazalarda görecek miyiz? K: Yakın tarihte Kendi Cosmetics ürünleri pek çok mağazada olacak. F.M: Kendi Cosmetics olarak yakın zamanda Parfum workshoplarına başlayacağınız haberini aldık. Nasıl bir workshop hazırlıyorsunuz, insanlar nasıl katılabilirler? K: Evet kokuları ile bu kadar ön plana çıkan bir markanın parfum workshop’u yapmaması olmaz dedik, ekibim ile uzun zamandır çalıştığımız farklı bir proje olacak ve yine bu projede sektörün lideri Gulçiçek kimya ile ortak bir çalışma yapacağız. Ben aldığım eğitimleri bu workshopta misafirlerimize aktaracağım ve misafirlerimiz Kendi karakterlerine yakın kokularını yaratacak bu süreçte bizlere dünyaca ünlü pek çok parfumor eşlik edecek. Mart ayında hayata geçirmeyi planlıyoruz workshop’u ayrıntılı bilgileri www.kendicosmetics.com adresinden alabilirler.

14 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Bu süreçten sonra Kendi markalı bir parfüm piyasada olur mu ne dersiniz? K: Olabilir neden olmasın, sürprizlere hazırlıklı olsunlar. F.M: Siz günlük hayatta daha çok hangi kokuları tercih edersiniz? Vanilyalı, baharatlı? K: Ben parfüm konusunda iddaa seviyorum, parfumorlerimizden Michael’in benim için hazırladığı bir parfüm kullanıyorum, içeriğinde jasmine, sandal wood birleşimleri var. F.M: “Hep hayalimdi” dediğiniz kozmetik markanızı oluşturma süreciniz nasıl geçti? K: Öncelikle benimle beraber çalışan tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum, çünkü yola kullanıcılarımızın ihtiyaçları doğrultusunda ticari bir amaç gütmeden çıktık, özel formulasyonlar çalışıldı, şimdilerde ise doğal kozmetik ürünleri için çalışıyoruz, her aşamada ürünlerin dolumundan hazırlanmasına kadar sürecin her adımını kontrol ediyorum. En kaliteli hammadde en kaliteli yağ en kaliteli koku nerden temin edilmesi gerekiyor ise temin ediyoruz. Şimdilerde www.kendicosmetics.com adresinden ürünleri satın alabilir kullanıcılarımız, ve yakında çok daha interaktif bir internet sitesi ile tüketicilerimizin karşısında olacağız. Röportaj için Kendi’ye teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Mart 2015 • Fendi Magazin

15


SHISEIDO’DAN YEPYENİ BİR TEKNOLOJİ : ETKİSİ SU İLE ARTAN ÖZEL GÜNEŞ KREMİ SERİSİ Kozmetik dünyasının dev markalarından Shiseido, güneşin zararlı etkilerine karşı yepyeni bir seri geliştirdi. Cilt su ile temas ettiğinde etkisi artan yeni seri, suya dayanıklı özel formülü ile cildi UVA&UVB ışınlarına karşı koruyor

16 Fendi Magazin • Mart 2015


Deniz suyu,havuz suyu ve ter SPF korumasının baş düşmanıdır.Shiseido güneş koruma kategorisinde formülünü güçlendirerek, hem suyun içinde hem de dışarıda aktif koruma sağlıyor. Wet Force Expert Sun Aging Cream SPF30, Wet Force Expert Sun Aging Cream SPF50 ve Wet Force Expert Sun Aging Protection Lotion SPF50+ ürünlerinin yer aldığı yeni serinin etkisi cilt su ile temas ettiğinde artıyor. Cildi güneşten korurken aynı zamanda anti aging etkisiyle yaşlanmaya karşı da savaşan seri, yapışkanlık hissi vermeden cildi nemlendiriyor. Tercihe göre, sadece yüz veya yüz ve vücut için kullanılabilen güneş koruyucuları su ve terle birleştiğinde SPF koruma daha da etkili hale geliyor.

Mart 2015 • Fendi Magazin

17


Penti Ä°lkbahar-Yaz 2015

18 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

19


MÜJDE! GÜZELLİĞİMİZE BAHAR GELDİ! Her ne kadar Mart kazma kürek yaktırır dense de, Mart ayı baharın habercisi, yaz aylarının müjdecisi, markaların yeni sezon koleksiyonlarının ev sahibidir... Soğuk kış aylarından kurtulmak üzereyken, güneşin enerjisiyle ben de sizlerle 2015 İlkbahar Sezonu trendlerini paylaşmak istedim. 2015 İlkbahar sezonu makyaj trendlerinde pastel hakimiyetini hissedeceğiz. Birkaç yıldır tahtını kimselere vermeyen “doğallık” bu sezon da trend olacak. Abartıdan uzak, günlük makyajlar 2015 İlkbahar güzellik modasında yerini alan güzellik trendlerinden... Makyaj artık olduğundan farklı görünmek için değil, güzelliği vurgulamak için yapılan bir işlem. 2015 İlkbahar sezonunda da makyajsız, sanki hiç makyaj yapılmamış gibi doğal olacağız. Nude bile değil, tamamen yokmuş gibi doğal makyaja dönüşen sezon trendini yakalamanın en kolay yolu, fondöten ve maskara kullanmadan, cildi pürüzsüz gösterecek ürünlerle hafif pembelik vermek. 20 Fendi Magazin • Mart 2015


Cildinizi pürüzsüz göstermek için renkli nemlendirici veya CC Krem kullanmanızı öneririm. Cildinizi makyajsız görünmeye hazırlamak için, haftada 2 kere cilt tipinize uygun maske yapabilirsiniz. En önemlisi, sakın makyajınızla uyumayın! Son günlerde popülaritesi artan cilt makyajı 2015 İlkbahar sezonunda yerini sağlamlaştıracak. Mat pudralı görünümleri rafa kaldırıyoruz ve taptaze bir cilt görünümünün dikkat çektiği makyajlar ön plana çıkıyor. Aydınlatıcı ve parlak fondötenlerle kolayca uygulanabilen parlak cilt trendi özellikle gece makyajı ve davetlerde tüm gözlerin üzerinizde olmasını sağlayacak. 2015 yılının rengi Marsala, bu yıl hem kıyafetlerde, hem aksesuarlarda, hem de makyajda bol bol göreceğimiz bir renk olacak. Marsala’nın yanında 2015 İlkbahar makyajında, açık turuncu tonlarındaki greyfurt rengi, mor tonları, haki yeşilin tonları ve pastel tonlar dikkat çekecek. Pastel tonlarda makyajınızda denge sağlamak için, maskara, eyeliner ve allıkları minimum tutup, mavi, pembe, lila, sarı renklerdeki farlarla gözlerinizi ön plana çıkarabilirsiniz. Abartısız saçlar da doğallık trendini tamamlayan detaylar arasında yer alıyor. Gece makyajında ve davetlerde ise, 2015 İlkbahar sezonunda kırmızı ve turuncu dudakları, buğulu göz makyajlarını, siyah likit eyeliner uygulanmış gözleri her zamankinden daha fazla göreceğiz. Renkli bir bahar geçirmeniz dileğiyle... Sevgilerimle, Burçin Ünüvar

Mart 2015 • Fendi Magazin

21



Mart 2015 • Fendi Magazin

23


RÖPORTAJ

“Kumaşlarla hep aşk yaşadım” “Hüseyin Küçük” İğne, iplik ve makara… Küçük yaştaki bir çocuk için anlam ifade etmese de, onun için aşktı… Okuldan çıkıp, kumaşları keser, kıyafetler dikerdi.. Hayal gücü hep vardı… Seneler sonra kendi markasını oluşturdu. Tasarımcı oldu ama… Büyük beden tasarımlarıyla yine fark yarattı. “Giyinmek biraz da illüzyonistliktir” Diyen tasarımcı Hüseyin Küçük ile Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi 24 Fendi Magazin • Mart 2015


Fendi Magazin: Tasarımcı kimdir? Hüseyin Küçük: Tasarımcı, sokağın ihtiyaçlarını bilip, yaşamı kolaylaştıran sanatsal çalışmalardır. Bunu yaparken de toplumun yaşayışını, iklimi, ekonomiyi, örf ve adetlerini, dini bilgilerini bilmemiz gerekiyor. Moda tasarımcısı, yarınları gören ve yarınları hazırlayandır. F.M: Sizin tasarım hikayeniz nasıl başladı? Çocukluğunuzda merakınız var mıydı? H.K: Benim sanatım, annemle başladı. Küçüklüğümüze dönersek, annemizin dizinin dibinde bebeklerimize kıyafetler dikerdik. O zamanlar terzilik vardı, konfeksiyon, hazır giyim yoktu. Artan kumaşlar hep yamalık olurdu. Dikiş dikmeyi annemden değil, kendim öğrendim. Hiçbir zaman karda kavga etmedim, hep kumaşla aşk yaşadım. F.M: “Hüseyin Küçük” markasıyla 46 ülkeye ihracat yapıyorsunuz değil mi? H.K: Evet, ama daha kendimi çok iyi yerde görmüyorum. Önce kumaşı ellersiniz, bu kumaşı kim giyer, bundan ne olur, en son maddi durumunu ayarlarsınız. Sonuçta bir malın satılması da gerekir. Bu tamamen bizim algımızla, hislerimizle yürüyen bir yaşam hikayesidir. Bu işin okulu yok, alışkanlık ve sevmekle alakalıdır. Sanatta para yok, para sonradan gelir. Mart 2015 • Fendi Magazin

25


F.M: Sizin diğer tasarımcılardan bir farkınız var, büyük beden tasarlıyorsunuz? H.K: Bir kişinin büyük beden olabilmesi için, göğsünün poposundan veya göbeğinden dışarıda olması gerekir. Sokağın ihtiyacını her zaman bilmeniz gerekir. Kendi egomuz için bir şey yapamayız. Her gün satışları takip ediyoruz, hangi beden çok satılıyorsa ona yöneliyoruz. Müşteriyle diyalog halindeyiz. Hangi beden gider, hangi renk gider hep onun takibindeyiz. Çünkü yarınlar bizi bekliyor. F.M: İlk büyük bedeni tasarlamaya nasıl karar verdiniz? Bu fikir nasıl oluştu? H.K: “Ruhum ve Kadınım” koleksiyonu balık etli bayandır. Baktık 40 beden çok satıyor, 40-42-44 çalıştık. Beden aralığı yükseldikçe, 36- 70 arası beden çalışır olduk. Dünyada en çok 44 ve üstü beden tercih ediliyor. F.M: Büyük beden giyenler, kilolarını kapatmak için hep siyah giyinirdi. Siz biraz da bu tabuları yıktınız mı? H.K: Ten ile rengin bağdaşması olmaz. Kilo tamamen kulpla alakalıdır. Giyinmek biraz da illüzyonistliktir. Kulplarda göbeği varsa, kaybolmuş oluyor. Ondan mutlusu olmuyor. 70 beden de gördüm, 40 beden de gördüm, yaşamayı, giyinmeyi seviyorlar, en önemlisi kendileriyle barışıklar. 26 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Sizin için her parça özeldir ama en özel dediğiniz parça var mı? H.K: Anneye sormuşlar, 9 çocuğun var en çok hangisini seviyorsun? Hepsini farklı severim. Bu da onun gibi… Her biri benim için özeldir. Hepsinde yaşadığım duygularım vardır. Bazen provaya girerim, denerim, bu satar derim. Ben sadece bedeninizi, dekoltenizi ve paranızı ayarlıyorum. Sarım, morum ve türbe yeşilim vazgeçemedim renklerim. Pastel renkleri sevmem. Benim markamda kumaşlarım yumuşak dokunuşludur. Vücudun teni sevmesi açısından likralıdır. F.M: Siz nasıl giyinirsiniz? H.K: Biraz çocuksu, biraz seksapel giyinirim. Ruhuma göre giyinirim. F.M: Röportajınızda “ Dolabımı seviyorum” demişsiniz. Türk kadınları acaba doğru parçaları kombinleyemiyor mu? H.K: Dolap temizlenmez, dolap tazelenir. Eski kıyafetleri atmak yerine, eskiyle yeni bir araya getirilip uyumlaştırılır. Bizler burada biraz sınıfta kalıyoruz. Dekolteler, işe doğru kapatılır, geceye doğru açılır. İnsan teni aslında bu kadar önemli. Ama bir kadın önce erkeğine güzel görünmek ister, hemcinsine karşı da rekabet ister. Bu yarış bittiği zaman, hayat biter. Bu yarış hep devam edecek. F.M: Sosyal sorumluluk projelerinde sizi görebilecek miyiz? H.K: Toplumda çalışmak, bir şeyler üretmek zorundayız. Herkesin çalışması için mücadele ediyorum. Sosyal sorumluluk projelerine destek veriyorum. Kısa zaman sonra Omurilik felçliler ile iş birliği içerisinde olarak, hayata tutunmasını sağlayacağız. Keyifli söyleşi için Hüseyin Küçük’e teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Mart 2015 • Fendi Magazin

27


28 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

29


GÜZELLİK

KARBON PEELİNG YÖNTEMİ Pürüzsüz ve canlı bir cilde sahip olmak pek çok insanın, özellikle de kadınların hayalidir. Cilt tedavisinde son dönemlerde öne çıkan ‘Karbon peeling’ yöntemi sayesinde; sivilce izleri, lekeler, kırışıklık ve sarkmalarda tek seansta bile başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Memorial Hizmet Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hande Ulusal, “Karbon peeling” yöntemi hakkında bilgi verdi Ağrısız ve acısız güzellik Akne yani sivilce izlerinin tedavisi, gözeneklerin sıkılaştırılması, ciltteki lekeler, kırışıklık ve sarkmaları gidermek amaçlı kullanılan karbon peeling, karbon partiküllerinin yüze uygulanması sonrası Q-switched Nd-YAG lazerle yapılmaktadır. Uygulamanın acısız ve ağrısız olması diğer yöntemlere göre tercih nedenidir. Uygulama sonrasında kabuklanma ve yara oluşmadığı için kişi iş ve sosyal yaşamına kaldığı yerden devam edebilmektedir. Her yaşa ve cilde uygun Karbon peeling yaş ve cinsiyet ayrımı olmaksızın, ailesinde cilt kanseri olmayan, herkes için uygulanabilmektedir. Kısa sürede kalıcı çözüm imkanı sunan karbon peeling uygulamasında her cilt tipinde olumlu sonuçlan alınabilmektedir. İşlem sonrası ciltte sadece hafif bir pembelik oluşabilmektedir. Peeling işleminden farklı olarak yaz da dahil olmak üzere her mevsim yapılabilen bir uygulamadır. İşlemler süresince güneşten koruyucu krem kullanmakta fayda vardır. 30 Fendi Magazin • Mart 2015


Bu sebeple güneş lekesi tedavisinde kullanılabilmektedir. Güneş lekesinin tedavisinde uygulamanın en az 4-6 seans kullanılması gerekmektedir. Dövme sildirmede etkili

Kısa sürede pürüzsüz görünüm Lazer uygulamasından önce sorunlu alanlara sürülen siyah renkli karbon solüsyonu ciltte 20 dakika bekletilmektedir. Cilt tarafından emilen karbon maddesinin fazlası temizlendikten sonra lazer uygulaması gerçekleştirilmektedir. Sürülen karbon maddesi cilt altında lazerin etkisini artırmaktadır. Lazerin yarattığı etki ile kollajen demetlerinde artış ve elastin liflerinde düzelme ve kısalma görülmektedir. Buna bağlı olarak ince kırışıklıkların ve sarkmaların tedavisi gerçekleşmektedir. Bir üç hafta aralıklarla 8-10 seans süren uygulama sayısı tedavi edilecek yüzeyin özelliklerine göre değişmektedir.

Dövme silmede kullanılan lazerlerin teknolojileri gün geçtikçe ilerlemekle beraber koyu renklerdeki dövme boyasını silmekteki başarıyı mor, sarı, beyaz gibi açık renklerde gösterememektedirler. Bu tedavi, diğer metotlarla kıyaslandığında, deride tedavi sonrası iz meydana gelmesi riskinin düşük olması açısından avantajlıdır. Q Switched Nd:YAG lazerin teknolojisi gereği, lazer ışığı deri yüzeyine zarar vermeden deriye işlenmiş dövme boyasına ulaşır ve boya hücrelerini çevre dokuya zarar vermeden küçük parçalara ayırmaktadır . Dolayısıyla vücut savunma sistemi hücreleri küçük parçalara ayrılan boya hücrelerini daha kolay emebilmektedir. Eski dövmeler daha kolay silinebilir

İşlem başarısı ve hızı, dövme yapımında kullanılan boyanın özelliklerine, yapılış tekniğine, vücut bağışıklık sisteminin çalışma farklılıklarına göre değişmektedir. Dövme silme işlemi 3- 20 seans sürebilmektedir. Eski dövmelerin lazer işlemiyle vücuttan atılımı daha kolay olabilmektedir. Yeni yapılmış dövmelerde başarı oranı daha düşük olup seans sayısı artabilmektedir. İstenmeyen dövmelerin silinmesinde yüzde 90 başarı sağlanmaktadır. Siyah renkte basit dövmelerde başarı hemen hemen ten rengine yaklaşabilmektedir. Bazı durumlarda hasta dövmenin silinmesinden Güneş lekesi tedavisinde de uygulanabilir ziyade dövmenin algılanmamasını (isim, Renk hücrelerine etkili olan Q-Switched sembol vs.) önemsemektedir. İşlem öncesi ND-YAG Lazer nanosaniye gibi çok kısa kullanılan anestezik krem ve işlem sırasında bir sürede yüksek enerji verdiği için, renk kullanılan soğutucu hissedilebilecek ağrıyı maddesi ve hücrelerini parçalayabilmektedir. önemli ölçüde azaltmaktadır. Mart 2015 • Fendi Magazin

31


32 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

33


34 Fendi Magazin • Mart 2015


Sony Xperia Z3’den Yeni Renk Seçeneği Beklenen Mor Türkiye’de

Renklerin insan yaşamındaki yeri, etkileri ve önemi yadsınamaz. Herkesin “bu benim rengim” dediği renkler var. Eğer siz de kendinizi en çok mor rengin yansıttığını düşünenlerdenseniz, Türkiye’ye sınırlı sayıda gelen Sony Xperia Z3’ün yeni mor rengi, sizi de etkisi altına alabilir

Mart 2015 • Fendi Magazin

35


RÖPORTAJ

Tozlu.com’un başarısı “ kendisine inanmak ve inovatif olmak” İnternetten alışverişe o kadar alıştık ki, bir tıkla istediğimiz alıyoruz. Binlerce ürün çıkıyor önümüze ve biriken kuponlar.. Her geçen gün bir yeni alışveriş sitesi daha çıkıyor karşımıza. Son zamanlarda çıkan Tozlu’yu hemen hemen hepimiz biliyoruz ve seviyoruz. Tozlu.com’un başarı hikayesini, ilerleyen dönemlerdeki hedeflerini Tozlu.com E-Ticaret Müdürü Ferdi Dolgun ile Metronom Medya Muhabiri Rüya Meriçboyu ile konuştu

36 Fendi Magazin • Mart 2015


Fendi Magazin: Biraz klasik olarak, Tozlu’nun hikayesi nasıl ve ne zaman başladı? Ferdi Dolgun: Tozlu’nun hikayesi 2001 yılında başladı. Biz buna, maceralarla dolu bir serüven diyoruz aslında. Kurucumuz olan Sayın Hüseyin Tozlu’nun 2001 yılında Samsun’da büyük cesaretle yapmış olduğu bu başarılı girişime, 2011 yılının Aralık ayında e-ticaret hamlesini eklemesiyle Tozlu markasına çok büyük bir ivme kazandırmış oldu. Burada, Hüseyin Tozlu’nun e-ticarete olan inancının ve mağazacılıkla e-ticareti oldukça başarılı harmanlamasının büyük etkisi olduğunu düşünüyoruz. F.M: Son zamanlarda her yerde Tozlu’nun reklamını görür olduk ve kısa zamanda büyük ilerleme kaydettiğini düşünüyorum. Tozlu’yu ileride nerelerde göreceğiz? F.D: Bunun yanı sıra biz de Tozlu olarak artık ciddi bir iletişime ihtiyacımız olduğunun farkındaydık ve tüm Türkiye’de ses getirecek geniş çaplı bir reklam kampanyasına başladık. Bu kampanyanın sonucunda e-ticaretin moda kategorisinde kısa sürede tırmanışa geçerek, bazı parametrelerde Türkiye’de 2’inci olduk. Yani, müşterilerinize kulak vermemizin meyvelerini topluyoruz. Gelecek planlarımız için söyleyebileceğimiz en güzel haberimiz şu, Tozlu olarak kısa zaman içinde yurt dışı operasyonlarını başlatıyoruz. Yani tozlu.com’u sadece Türkiye’de değil, önümüzdeki senelerde bir çok ülkede daha görebiliriz. Bu da sürprizimiz olsun. Sadece şu tüyoyu verebiliriz, gurbetçi vatandaşlarımıza kavuşmamıza az kaldı. Mart 2015 • Fendi Magazin

37


38 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Giyim sektörü olmasaydı, hangi sektör olurdu? F.D: Yatırım yapmayı hedeflediğimiz ilk sektör her zaman için giyim sektörü olmuştur. F.M: Türkiye’deki internetten alışverişi nasıl değerlendiriyorsunuz? F.D: Türkiye’deki internetten alışveriş potansiyelinin çok yüksek olduğunu ve önümüzdeki beş yıl içinde inanılmaz penetrasyon hızına ulaşacağını düşünüyoruz. Bu düşüncemizi hane başına düşen internet oranı, sürekli gelişen ödeme sistemleri, internetten alışveriş alışkanlığının Avrupa ve Amerika örneğinde gelişme göstermesiyle temellendirebiliriz. Ülkemizde e-ticaret, hala geleneksel ticaretin %2’sine ulaşabilmiş olmaması da bu büyümenin ön görülmesine yardımcı olmakta. F.M: Tozlu’da daha yenilikler olacak mı? F.D: Tabi ki olacak. Çünkü kurucumuz ve CEO’muz Hüseyin Tozlu’nun tüm Tozlu Ailesine aşıladığı değişmez şirket felsefesi: “Kendimize inanmak ve her daim inovatif olmaktır.” Bir güzel haber daha aktaralım, 2015-2016 yıllarında yeni stilistler ve ürün gruplarıyla, moda sektörüne damga vuracak kreasyonları çok sevdiğimiz üyelerimizle buluşturuyor olacağız.

F.M: Günde 10 bin sipariş aldığınızı bir röportajınızda söylemişsiniz. Daha çok hangi ürünler talep görüyor? F.D: Yanlış söylemişiz, onu 11 bin yapalım. Talep gören ürünler günden güne değişiklik gösterdiği için ve neredeyse her hafta yepyeni kreasyonlarla çok değerli takipçilerimizin karşısına çıktığımız için bunu maalesef ürün olarak cevaplayamıyoruz. Fakat kategori bazında sizin de tahmin edeceğiniz gibi kadın segmentinin büyük bir üstünlüğü var. Bu keyifli söyleşi için Ferdi Dolgun’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz.

Mart 2015 • Fendi Magazin

39


AVON’DAN BAŞ DÖNDÜRÜCÜ BİR PARFÜM: ULTRA SEXY

40 Fendi Magazin • Mart 2015


Türkiye’nin bir numaralı parfüm markası AVON*, şimdiye kadarki en seksi parfümü AVON Ultra Sexy’yi sunuyor. Baştan çıkarıcı meyveleri ve cazibeli çiçekleri altın amberle buluşturan AVON Ultra Sexy; her zamankinden daha canlı ve çekici hissetmenizi sağlıyor

Mart 2015 • Fendi Magazin

41


Kendine özgü tarzını ve tasarım anlayışını 2015 İlkbahar Yaz Koleksiyonu’nda hiç olmadığı kadar cesurca yansıtan Twist; egzotik, sportif ve cool bir yazı düşleyen herkesi tropik ve özgür bir dünyaya davet ediyor

42 Fendi Magazin • Mart 2015


TWIST’TEN EGZOTİK DOKULU SPORTİF BİR YAZ

Mart 2015 • Fendi Magazin

43


SAĞLIK

CİLDİNİZİN GENETİK KODUNU ÖĞRENİN Genç kalmak için duyduğunuz çelişkili tavsiyelerden bunaldıysanız, en doğru yolu bırakın cildiniz kendi söylesin En iyi kremi kullandığınız, en gelişmiş uygulamayı yaptırdığınız halde sonuç istediğiniz gibi değilse cildinizin genetiğine aykırı davranıyor olabilirsiniz. Skin DNA testi ile cildinizin şifrelerini çözüp ona ihtiyacı olan en iyi bakımı, besini ve uygulamayı verebilirsiniz. Esteworld Plastik Cerrahi Sağlık Grubu’ndan Dermatoloji Uzmanı Dr. Gül Yıldırım, yaş yönetimi konusunda cilt profesyonellerinin uygulamalarında devrim yaratacak yeni bir rehber olan Skin DNA’nın, kişinin DNA’sını baz alarak cildinin geleceğini tahmin edebilen yegane test olduğunu belirtiyor.En doğru kremi seçin Cildimizin sağlığı ve güzelliğinde etkili olan 200’den fazla gen profilinden en önemli kabul edilen 15’i DNA testinin temelini oluşturuyor. Test sayesinde yaşlanmaya neden olan beş kategoride genetik olarak yüksek, normal ve düşük dereceli risklerden hangisine sahip olduğumuz belirlenerek bu riskleri minimum indirgemek üzere doğru tedavi yöntemleri belirlemeye olanak sağlıyor. Bu kategoriler, kollajen yapım ve yıkım dengesi, güneşe karşı savunma gücümüz, glikasyon, oksidatif etkenlerle savaşma gücümüz ve enflamasyona yatkınlığımız olarak sıralanıyor. 44 Fendi Magazin • Mart 2015


Uzm. Dr. Gül Yıldırım, cilt için kullanılan kremlerin bu beş faktörle başa çıkabildiğini ancak burada cildin yaşlanma sürecinde hangi içeriklerin bireyin gen tipi için en uygun olduğunu bilmenin önemli olduğunu söylüyor. En doğru tedaviyi uygulayın Uzm. Dr. Gül Yıldırım, Skin DNA testi ile genetik alt yapınıza uygun, zayıf yönlerinizi güçlendirecek profesyonel tedavi önerileri de yapılabileceğini söylüyor ve şu örneği veriyor: “Skin DNA testi sonucuna göre enflamasyon riski yüksek çıkan bir hastada peeling, lazerle cilt soyma gibi işlemler daha fazla reaksiyona yol açacaktır. Skin DNA testi sayesinde işlem seçiminde hassasiyete yol açmayacak seçenekleri kullanarak gereksiz yan etkilerden kaçınmış oluyoruz. Bunun yanında kişinin genetik alt yapısına uygun doğru ürün önerisi ve beslenme desteği ile cildin yaşlanmasını geciktirebiliyoruz. Kişinin kollajen yapım yıkım dengesizliği varsa kollajen yapımını uyaran PRP, dermaterapi, peeling gibi işlemler, kollajeni destekleyen besin takviyeleri ve ürünler öneriyoruz.” Uygulama Şekli Ağzınızın içinden alınan özel bir kitle alınan tükürük örneği Avusturalyadaki laboratura gönderiliyor. Bu işlem oldukça pratik ve kolay. Herhangi bir ağrı yada hissedilmiyor. 15 gün sonra gelen raporda incelenen sonuçlarınızı okuyor ve size ürün/tedavi alternatifleri sunuyoruz. Mart 2015 • Fendi Magazin

45


46 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

47


RÖPORTAJ

Elle ilkbahar-yaz koleksiyonuna bohem tarzıyla imza atacak “ Suna Akar Çapan” Onun yıllar sürecek marka yolculuğu, Üsküp’ten 18 yaşında Türkiye’ye göç etmesiyle başladı. Önce kardeşiyle Rumeli Caddesinde mağaza açtı. Oradan Milano’ya gitti. Kadınlar için yüksek topuğun yanı sıra, babet ve kısa topuğu sundu. Tasarımlarında renksiz, zamansız aynı zamanda rahat çizgileri sunan Elle’yi bahar-yaz koleksiyonunda bohem çizgilerle göreceğiz. Metronom Medya Muhabiri Rüya Meriçboyu Elle Ayakkabı Yönetim Kurulu Üyesi Suna Akar Çapan ile söyleşi gerçekleştirdi

48 Fendi Magazin • Mart 2015


Fendi Magazin: Elle ayakkabının başarı öyküsü nasıl başladı? (Bir hikayesi varsa anlatırsanız sevinirim) Suna Akar Çapan: Üsküp’ten 18 yaşında Türkiye’ye göç eden babam Fehim Akar’ın kardeşiyle Laleli’de başlayan ayakkabıcılık hikâyesi, iki kardeşin 1977’de ayrılmasıyla Rumeli Caddesi’nde sürdü. Fehim Akar, 1977’de Rumeli Caddesi’nde açtığı mağazası için önce Milano’ya gitti ve mağazacılığı öğrendi, sonra kadınlar için sadece ‘yüksek topuk’lu satan mağazalara karşı ‘babet ve kısa topuk’lu alternatifi sundu. Fehmi Akar bunun nedenini şöyle açıklıyor: “Sürekli en yeni modelleri getirip satıyordum. Bu arada anneleri değil kızlarını dinliyordum. Çünkü anneler yüksek topukta ısrarlıydı ama genç kızlar daha rahat ayakkabı istiyordu. Ben de daha kısa topuklular, babetler satmaya başladım.” Kısa sürede yurt genelinde ilgi gören modellerini kendi üretmeye başlayan Elle, Türkiye’nin ilk alışveriş merkezi Galleria’nın ilk yerli marka mağazası oldu. Türk Kadını’nı dünya modasıyla buluşturma misyonuyla yola çıkan Elle, sektörde zincir mağazalaşmanın da öncüsü oldu. Rumeli Caddesi’ndeki mağaza marka için kaldıraç oldu. Kazandıklarıyla büyüyen marka mağazacılıkta İtalya’yı örnek alarak farklılaştı. Mağazacılıktan elde edilen gelirle de üretim tesisi kuruldu. Elle şu anda Haramidere’de 6 bin metrekare kapalı alana sahip fabrikada üretim yapmaktadır. Mart 2015 • Fendi Magazin

49


F.M: İyi bir ayakkabının olmazsa olmazı nedir? S.A.Ç: Türkiye’de ayakkabı sektörü her geçen gün ilerliyor. Malzeme, alt yapı ve teknik anlamda gerçekten dünya standartlarına yetişmiş durumdayız. Ancak kendi çizgisi olan marka sayısı hala az. Kaliteli üretim elbette iyi bir ayakkabının temel taşı. Kaliteli olmanın yanı sıra ayakkabının kişinin ayak yapısına ve ihtiyacına uygunluğu çok önemli. Günü modasını yansıtan çizgiler de iyi bir ayakkabıyı tamamlı F.M: Bahar-yaz koleksiyonunuzda nasıl bir Elle göreceğiz?

F.M: Elle’nin ayakkabı tasarımları kim tarafından yapılıyor? Elle’nin tasarımını feminen ya da nasıl tanımlarsınız? S.A.Ç: Elle, 40 yıla yakın bir geçmişi olmasına rağmen klasikleşmeyi seçmek yerine sürekli yeniliklerin peşinden koşan marka. Dünya trendlerini takip etmekle birlikte mutlaka ortaya çıkan modellerde kendi hayal gücümüzün izleri ağır basıyor. Tasarımlar benim yönetimimdeki bir ekip tarafından yapılıyor. Hem renkli hem zamansız hem de çok rahat kullanılabilen modeller tasarlamayı çok seviyorum. Kadın ve erkek koleksiyonlarımız, modayı yakından takip eden, kendi tarzını yaratmayı seven, stil sahibi ayakkabı tutkunları için geniş bir yelpazede seçenekler içeriyor. ELLE mağazalarına gelenler kendileri ya da sevdikleri için aradıklarını rahatlıkla bulabiliyor. 50 Fendi Magazin • Mart 2015

S.A.Ç: İlkbahar yaz koleksiyonumuzun konsepti “Bohemian Voyage”. Bohem çizgiler taşıyan sandaletler, çingene kültüründen etkilenmiş çiçek desenleri, maskülen ayakkabılar ve hippi tarzı dolgu topuklar ön planda. İmaj çekimlerimizi de bu konsept gereği 70’li yıllardan kalma bir karavanda gerç


F.M: Elle’nin reklam yüzü Derya Şensoy’du. İlerleyen dönemlerde markanın yüzü Derya Şensoy olarak devam mı edecek? S.A.Ç: Derya Şensoy ile 2014 Sonbahar Kış modası için çalıştık ve çok başarılı, çok ses getiren bir proje oldu. Önümüzdeki dönem ise yeni koleksiyonumuz için yeni bir yüzle çalışacağız. F.M: Bir kadın için ayakkabı tutkudur. Farklı tasarımlarla sizi görecek miyiz? S.A.Ç: Eskiden ayakkabı mağazalarında özellikle kışları siyah ve kahve ağırlıklı, sıkıcı koleksiyonlar görürdük. Özellikle Elle markası olarak kışın bile bordo, kırmızı, mor, mavi gibi iddialı renkleri kullanarak tasarımlar kullanıyoruz ve çok da rağbet görüyor. Mağazalarımızda cesur renk kombinasyonlarına yer verebiliyoruz. Renklilik ve malzeme çeşitliliği her sene artacak. Türk kadınlarında batı-doğu sentezinin yarattığı müthiş bir renklilik var. Türk Kadınları’nda son yılarda bir sadeleşme ve fonksiyonel giyime yönelme var. Biz son yıllarda en çok, tasarımı çok sade olan ama malzemesiyle farklılık yaratan modelleri satıyoruz. Bizim müşterimiz artık düz renk gova ayakkabılardan, karakteri olmayan her yerde bulunabilecek modellerden sıkıldı. Hep bir farklılık arıyor ve bu da bizi sürekli hem fonksiyonel hem de albenisi olan tasarımlar yapmaya itiyor. Gelecekte kendi tarzını yaratan müşterilerimizin artacağını, sürekli bizden daha farklı modeller isteyeceklerini düşünüyorum. Keyifli söyleşi için, Suna Akar Çapan’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Mart 2015 • Fendi Magazin

51


52 Fendi Magazin • Mart 2015


ORIFLAME’DEN ŞIK GIORDANI GOLD SERİSİ Yıllardır kadınların hayallerinden ilham alan Oriflame, Giordani Gold serisiyle kadınları hayallerine bir adım daha yaklaştırıyor. Gözlerinize benzersiz bir çekicilik katan Giordani Gold ürünleri Mart kataloğunda kadınlarla beraber oluyor

Mart 2015 • Fendi Magazin

53


Sanatçı ışığı alnında ilk görendir Hayata habersizce gelirken bir bakarız ki kundağa sarılmışız bembeyaz. Derken gün gelir çalası saat çalar ve habersizce beyazlara bürünüp gideriz bu dünyadan. İki beyaz arası bir hayat işte! Bu yaşanası hayat çizgisinde ben kadınları giydirme görevini üstlendim. Ruhumla beynim onları daha güzel, daha şık, daha kusursuz nasıl giydiririm, diye düşünür düşünür ve tasarlarım. Zaman zaman insanların doğuştan ya da sonradan engelli olması beni hep düşündürmüştür. Acaba benim mesleğimde onlara görev verip üretime kazandırmak, birey olduklarının farkına vardırmak, çalışan engelli insanlarda mutlu olur düşüncesini uygulamaya geçirmek istedim. Dünyadaki insanlar birbirlerine hiç benzemiyor. Tip,renk, inanç, kazanç, sosyal yaşam farklılığı gösteriyor. Ben bu farklılığın içinde engelli bireylerin insan gibi düşünüp çalışıp, üretip kazanmamalarına hep üzülmüşümdür. Yıl 2012. Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığını ziyaretimde Türkiye’nin % 13 ün engelli olduğunu öğrendim. Bu rakam beni çok üzdü. Devlet kadrosunun da engelliler için ellerinden geleni yaptığını da gördüm; ama maaş ver, yardımcısına da ayrıca maaş ver, belediyeler de diğer ihtiyaçlarını karşılasın, düşüncesi beni çözüm için tatminkar etmedi. Gözüken tablo şu: “ yaşayacağınız kadar para, siz işe yaramazsınız, hayatı böyle bitirin.” Bu tablo beni hüzünlendirdi, bir şeyler yapmalıydım. Sonuçta ben de hepimiz gibi “engelli adayıyım. 54 Fendi Magazin • Mart 2015


“ Engellilere toplumun yukarıdan aşağıya hakikaten samimi duygular beslemediğini, iş vermediğini hatta bu görevden kaçtıklarını gördüm. Ben ne yapabilirim diye kendimi sorguladım. Moda dünyasında bırakın engelli arkadaşlara, çirkin insana bile yer yoktur. Bu renkli yaşamıma ve magazin dünyasına engelli kişilere iş versem ve yapılan çalışmalara defile ile sergilesem, sonra da 30 ülkeye ihracatını yapsam acaba engelli çalışanları topluma sevdirebilir miyim, dedim. Çevremdeki manken, model, oyuncu kim varsa duygularımı görücüye çıkardım. Bakanlığa “ÜRETEN ENGELLİLER, MODA DÜNYASI İLE ENGELLİLER BULUŞUYOR” projemi sundum aylar sonra dönüş geldi. Uluslararası kabul görmüş 15 ülkeden 500 kişi geldi. İmkanlarım ölçüsünde projemi ayağa kaldırdım. Üzülmeden, kırılmadan, yorulmadan bu sınavdan geçmek istedim. Üzerimde ağır devlet protokolü vardı ,nefes aldırmıyorlardı..20 kişilik manken kadromun arkasında 40 kişilik ekip çalışması vardı. İçimdeki ses acaba projemi duyurabilecek miyim? insanlar beni anlayacak mı, medya görevini yapabilecek mi? toplum bilinçlenecek mi? derken saat 14:00, defilemiz başladı, mankenler tek tek görevini yapmaya, ben ise kızlar kostümleri taşıyabiliyor mu? sunucu konuşmasında ve tercümesinde duygularımı anlatabiliyor mu? heyecanını ve kaygısı taşıyordum. Bu içimdeki sesti, insani görevdi, sanatçı kimliğimdi, tasarımcılığımdı. Aylarca maddi manevi koşturmamın sonucunda benim penceremden görevimi fazlasıyla yapmıştım. Bunu karşılık beklemeden, menfaat gözetmeden, sadece insani görev olarak yaptım. Seve seve yapmaya da devam edeceğim. Herkes toplumdaki aksayan yönleri görüp çözüm için çaba gösterirse insan olarak da, devlet olarak da görevimizi yapmış oluruz. Hüseyin Küçük

Mart 2015 • Fendi Magazin

55


Doğal olarak kusursuz görünmek hiç bu kadar kolay olmamıştı Tüketicilerin yaşamlarını iyileştirmeye odaklanan P&G, sağlıklı ve ışıltılı bir cilde sahip olmak isteyen tüm kadınları YENİ Braun Face ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk 2’si 1 arada yüz epilatörü ve temizleme cihazı olan YENİ Braun Face, hem doğal hem de kusursuz bir görünüm sunuyor

56 Fendi Magazin • Mart 2015


İster makyajsız taze bir cilt görünümü, isterseniz de son trendleri deneyeceğiniz mükemmel bir tuval elde etmeniz için cildinizdeki gözenekleri derinlemesine temizlemeniz büyük önem taşıyor. Dünyanın 1 numaralı epilatör markası Braun, pürüzsüz ve hassas yüz epilasyonu sunan bir devrim niteliğindeki dünyanın ilk yüz epilatörü ve temizleme fırçasını bir araya getiren yüz bakım cihazıyla; sadece bir düğmeye dokunarak gözle görülür derecede pürüzsüz, taze, kusursuz ve %100 güzel bir cilde sahip olabilirsiniz

Mart 2015 • Fendi Magazin

57


58 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

59


RÖPORTAJ

Yaşadıklarının terapisi “Yanılgı” Hata kime göre neye göredir? Her insan hayatında hata yapabilir. Yeter ki o hatalardan dönüş olsun… Hayatının en deli dolu çağında, âşık olduğu kişi uğruna İsviçre’ye gitti. Her şey istediği gibi gidecek diye düşündü ama olmadı. Birçok zorluk yaşadı. Ve tam 8 sene sonra, ailesinin yanına dönme kararı aldı. Bu dönüş birçok şeyin de başlangıcıydı aslında. Yeni bir hayat ve yaşadıklarını herkese duyurabileceği bir kitap “Yanılgı”. Metronom Medya Muhabiri Rüya Meriçboyu “Yanılgı” kitabının yazarı Esra Pakkan ile çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi

Fendi Magazin: Gerçek yaşamınızı kaleme aldığınız bir kitap yazdınız, ismini Yanılgı koydunuz. Peki, yazı yazmaya ne zaman başladınız? Esra Pakkan: Yazı yazmayı ilkokul yıllarımdan beri seviyordum. Belki klasik olacak ama Türkçe derslerim hep çok iyi geçti. O yıllarda yazmayı çok sevdiğim için, hep kendi kendime bir gün kitap yazacağım diyordum. Yazarak kendimi hep iyi ifade ettim. Hayat bana bir dönem öyle bir yaşam sundu ki, benimle o dönemi yaşayanlar ve sonrasında da, yaşadıklarımı anlattığım insanlar, roman gibi hayatın var niçin yazmıyorsun, yazsan film olur dediler. O zaman kendi hayatımı yazmaktan başlayabilirim diye düşündüm. Kitap yazmaya hayatımı yazmakla başladım. Birinci kitap soru işaretleriyle bitti, ikinci kitapta gelecek. F.M: Hayallerinizin olduğu dönemde, 19 yaşında büyük bir aşkla tüm sevenlerinizi kilometrelerce geride bırakarak İsviçre’ye gidiyorsunuz. Birazcık o dönemi konuşalım, hayalleriniz var mıydı? Karar verme dönemi nasıl gerçekleşti? E.P: Lisedeyken kolejde okuyordum, ailemin maddi durumu da oldukça iyiydi. Üniversiteyi kazandım ve başladım. Yeni yerler görmeyi, yeni insanlar tanımayı çok severim. Tam da böyle bir zamanda, karşıma böyle biri çıktı. Onun bana ilgisi vardı, ben de ona gönül vermiştim. Gel İsviçre’ye gidelim, orada da okumaya devam edersin demesi benim çok ilgimi çekti. Aileme karşı gelerek, İsviçre’ye sevdiğim kişinin peşinden gitmeye karar verdim. Annem, kaydını dondur en azından dedi ama ben annemi dinlemeyerek, silerek gittim. 60 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Verilen sözler tutuldu mu? Okuma hayatınız oldu mu? E.P: Maalesef okuyamadım. Devlet Üniversite’sine kabul edildim ama hiçbir şey umduğum gibi gitmedi. Onun için ülkeyi, sevdiklerimi terk ettiğim kişi de umduğum gibi çıkmadı. Yapmak istediğim hiçbir şeyi yapamadım. Orada koşulların gerektirdiği gibi yaşadım. F.M: Bu da hayatınızın bir parçası olarak kaldı. İsviçre’de yaşamak size ne kazandırdı? E.P: Yeni bir dil öğrendim. Almanca ana dilim gibi oldu. İsviçre çok kozmopolit bir yer, oranın kültürünü gördüm. En önemlisi orada yaşadım. Bütün dünya ülkelerinden insanlarla arkadaşlık ettim. F.M: Türkiye’ye dönüş kararını nasıl verdiniz? E.P: İsviçre’de, 8 yılın 2,5 yılını eski eşimin ailesiyle yaşadım. Ayrı bir eve çıktık ama yine yürütemedik. Sonunda ayrılık kararı aldık. 2,5 sene de yalnız yaşadım ama ben zaten 8 sene boyunca hep yalnızdım. Aynı çatı altında, yan yana olmak hiçbir şey ifade etmez, eğer ki o kişiye gönlünüzü açmıyorsanız. Ben güçlü insanım evet, ama her güçlü insanın da bir bitiş çizgisi var. Yalnız, yalnız nereye kadar mücadele edebilirsin dedim, bir yerden sonra çöküş dönemi oldu. 19 yıl ailenden hiç ayrı yaşamamışsın, hiç uzağa gitmemişsin, müthiş bir özlem oluyor. Gittikten birkaç sene sonra dönme girişimim oldu ama geri adım attım.

Gittikten 2 sene sonra depresyona girdim, kaçtım geldim Türkiye’ye. Annem hemen boşan dedi, babam duygusal olduğu için, bir şans daha versen mi dedi. Bir şans daha verince, aynı hatayı ikinci kere yapmış oldum. Dibe batmadan çıkılmaz derler ya, dibe battım Türkiye’ye dönme kararını öyle alabildim. Olaylara bakış açım değişti. Artık ufak tefek şeyler beni kırmıyor, üzmüyor. Daha da güçlendim. Dünya yıkılsa umurumda değil derler ya aynen öyleyim. Çok yıkıldım, artık kolay kolay yıkılmam.

Mart 2015 • Fendi Magazin

61


F.M: 19 yaşına baktığınızda hayattaki en değerliniz, sevgilinizdi. Şimdi ise, en değerliniz aileniz. Zaman zaman kendinizi kıyaslıyor musunuz? E.P: 18-19 yaşlar aileye karşı gelme, ergenlik dönemi. Ailem olmadan da yaparım havası oluyor. Hiç öyle bir şey yok, aile olmadan bir şey olmuyor. Hiçbir zaman hayatınızın merkezine bir kadını ya da bir erkeği koymayın. Evlilikler de geçici. Menfaatleriniz örtüştüğü sürece, evlilik devam eder. Kadınların her konuda güçlü olması gerek. Şunu temenni ederdim, insanlar keşke bu kadar acıyı yaşamadan güçlü olabilseydi. F.M: Anne ile kızının arasındaki bağ ne kadar güçlü olursa. Hata yapma olasılığı o kadar azalıyor değil mi? E.P: Gece yatarken hep dua ediyorum, Allah’ım kızım inşallah benim çektiğim acıları yaşamak zorunda kalmaz diyorum. Anne ile kız arasındaki bağ azaldıkça, çocuğun hata yapma olasılığı da artıyor. Gençler mutlaka hata yapacak, hata yaparken de öğrenecek. Ama aileler koruyan kollayan olacak. Hataları daha büyüyecek, belki geri bile dönemeyecekler. O yüzden bunlara izin vermeyin. Ben çok kötü duruma geldiğim zaman, dönebileceğim bir ailem, sığınabileceğim bir yuva vardı. Türkiye’ye döndükten sonra ailemin desteği ile toparlandım. Döndüğümde annemle tam 2,5 ay beraber uyuduk. 62 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Sizce her hatadan dönüş olabilir mi? E.P: Kesinlikle olur. Mucize sen istediğin zaman olmuyor, onun bir zamanı var. Karar almasam, orda kalmaya devam etsem mucizeler olmazdı. Bazen çıkmazda hissediyorsun kendini, kısır döngüye girmiş hissediyorsunuz. Hani derler ya, en kötü karar kararsızlıktan iyidir diye, gerçekten de öyle. Hayatımda doğru aldığım üç karar var. Birincisi, boşanma kararım, ikincisi Türkiye’ye dönüş kararım, üçüncüsü de evlilik kararım F.M: Aşka tekrardan inanıyorsunuz değil mi? E.P: Tabi ki inanıyorum. Eşime âşık olarak evlendim. Eşimle beş ayda tanışıp, evlendik. Türkiye’de şu gerçek var, evliliğim kurtulsun diye çocuk yapıyorlar. Hâlbuki mutlu evliliğe çocuk yapılır. Çocuk olduğu zaman, ilişkinize hiç vakit ayıramıyorsunuz. Yorgunluk, uykusuzluk oluyor. Bu mantığın Türkiye’de yıkılması gerek. Yaş ilerledikçe, doğru insanı seçme oranın artıyor. Baba olabilecek kriterler ön plana çıkıyor, kaş göz ikinci plana düşüyor. E.T: Son olarak genç kızlara tavsiyelerde bulunur musunuz? E.P: Kendi ayakları üzerinde durmayı başarabilmeleri lazım. Bunun yolu da eğitimden geçiyor. Eğitimli olmaları, dil öğrenmeleri lazım. Muhakkak bir şeyi çok iyi yapıyor olmaları lazım. Bir şeyi çok iyi yapabilirlerse, arkasından başarı gelir. Dünyada milyarlarca kadın ve erkek var. Hiçbir şey kaçmıyor. Hayatı ve dünyayı tanısınlar. Yeni yerler, yeni insanlar görsünler. Ailelerinin değerini bilsinler. Her şartta ve her durumda kollarını açacak tek kişi, aileleri. Bunu unutmasınlar. Keyifli söyleşi için Esra Pakkan’a teşekkür ediyor, hayatında hep güzelliklerle karşılaşmasını diliyoruz Mart 2015 • Fendi Magazin

63


64 Fendi Magazin • Mart 2015


KADINLARIN RENKLİ DÜNYASI EVDEMA’DA Evdema, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün kutlanacağı Mart ayında Vitale aksesuar ürünleriyle kadınların dünyasını renklendiriyor “Ev Dekorasyon Mağazaları” konseptiyle eve dair tüm ürünleri bir arada sunan EVDEMA, Mart ayında kadınların dünyasını Vitale aksesuar ürünleriyle renklendiriyor. Kadınların kendilerini özel hissetmesini sağlayacak şık tasarımlı aksesuarlar, kadın ruhunun estetiğini de yaşam alanlarına taşıyor. Evdema mağazalarında satışa sunulan Vitale aksesuarları arasında, kadınların güzelliğini yansıtacak aynalar ve onlara sunabileceğiniz vazo, biblo, abajur gibi hediyelik eşya vazolar yer alıyor. Birbirinden renkli aksesuarlar evin her köşesine kadın ruhunu yansıtırken, özel tasarlanmış ürünleriyle Vitale evinizin farkını ortaya koyuyor. Mart 2015 • Fendi Magazin

65


66 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

67


68 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

69


RÖPORTAJ

Hayat 0-6 yaş döneminden ibarettir “Pedagog Gözde Erdoğan” Onu hepimiz ekranların “Süper Dadı” sı olarak tanıdık. Ailelerin tutumu içerisinde çocukların davranışını değiştirdi. Sabrına, öğretisine hayran kaldık. Beş günlük bir süreçte, neler yapabildiğini gördük. Ama o aslında ekranda göründüğü gibiydi. Kararlı ve tutarlıydı… Metronom Medya muhabiri Rüya Meriçboyu, Pedagog Gözde Erdoğan ile sıcak ve samimi bir söyleşi gerçekleştirdi Fendi Magazin: Bir çocuğun davranışının değişmesi için, önce anne ve babanın tutumunun değişmesi gerekiyor değil mi? Gözde Erdoğan: Her zaman kökten değişimi sağlamak için, anne babayla çalışıyoruz. Anne babayla çalıştığımızda aslında çocukla da çalışmış oluyoruz. F.M: Anneyle babanın her zaman ortak bir tutum içerisinde olması gerekiyor değil mi? G.E: Tabii ki… Ortak tutuma örnek verirsek, mesela mevzu o telefona dokunulmamasıysa, anne çocuğun o telefonu kullanmasına izin verip, baba vermiyorsa bu bir tutarsızlıktır. Bu sefer çocuk, anneye farklı babaya farklı davranmaya başlıyor. Bu da anne ile babanın arasındaki tutarsızlığı gösteriyor. Bir de kişinin kendi tutarsızlığı var. Annenin o gün sabrı var, keyifli, anne keyifli olduğundan çocuğa o telefonu vermiş bulunuyor. Eve geldiklerinde o telefona izin vermiyor. Aslında anne, her iki noktada da farklı davranıyor. Anne kuralı koyuyor ama o kural kural mı gerçekten? Kurallar değişmez, evrensel olmalıdır. Anne baba günün yoğunluğu arasında, bütün bu davranış problemlerini farkında olmadan desteklemeye başlıyor. Kurallar bu kadar değişken olduğunda, çocuk bunu nasıl algılayacak? Algılayamıyor, çocuğun kafası karışıyor. 70 Fendi Magazin • Mart 2015


F.M: Bu yüzden mi programda düzen tablosu oluşturuluyor? G.E: En başta anne babanın o kuralların dışına çıkmaması gerektiği için, kural tablosu oluşturuyoruz. Çocuk eğitiminde bazı şeyleri nesnelleştirmek gerekiyor. Çocukla çalışırken, bir şeyi hedeflemek gerekiyor. Biz çocuktan aslında pek çok şey yapmasını istiyoruz, onu yapabilmesi, ona kazandırılabilmesi için ona gereken zamanı vermiyoruz. Gereken yönlendirmeyi yapmıyoruz. Gereken yardımı da ona sunmuyoruz. Mesela, çocuğun oyuncaklarını toplamasını istiyoruz, toplamayınca da şikayet ediyoruz. F.M: Peki, çocuğa o davranışı kazandırmak için ne yapmak gerekiyor? G.E: Bir şeyi çocuğa öğretmek için, ona söylemek yeterli değildir. Çocuğun önce dağıtmasına izin verin. Sonra sen asla toplamıyorsun, en başta çocukla beraber toplayarak işe başlıyorsun. Hadi gel beraber toplayalım, diyorsun. Bir kere söyleyerek, yönlerdim. Bak çok güzel topluyorsun, aferin sana dedim. Çocuğu sık boğaz etmeyerek, emir veren de olmadım. Onun ben bunu tek başıma topluyorum, düşüncesine yardım ettim. Sonrasında dedim ki, çok güzel oyuncakları topluyorsun bravo sana. İlk seferde çocuk oyuncakları yarım saatte toplayacak, ama sonrasında onlar benim oyuncaklarım ben toplarım diyor zaten. Bir çocuğa bir şeyi öğretebilmek için, hiçbir fırsatı kaçırmaman lazım. En başından itibaren ve her zaman bunu yapıyor olman gerekiyor. Çocuk bu davranışın sonunda şunu öğreniyor, bizim evde kendi oyuncaklarımı her zaman ben toplarım diyor. Mart 2015 • Fendi Magazin

71


F.M: Sitenizde “Hayat 0-6 yaş döneminden ibarettir. Ondan sonraki dönem, ona geri dönme çabasıdır “ yazıyor. Bütün huylar 0-6 yaş döneminde mi oluşuyor? G.E: Aynen öyle, değişirsin. Hayatımızda ne kadar değişken var, vücudumuzda değişken var farkında mısınız? Ruh da vücut kadar esnektir. 3 yaş döneminde değişim, çok daha hızlıdır. Süper Dadıdaki değişimin sebebi bundan kaynaklıdır. Bir çocuğu değiştirmek çok kolaydır, çocuk esnektir. Hiçbir zaman insan iyiye zor alışmaz. İyi olana doğru olana rahatlıkla alışırız. Bir yetişkinin değişmesi her zaman daha zordur. Kişi eğer zihnen ve ruhen karar veriyorsa, değişim bir anda başlar. Değişimin kalıcı hale gelmesi, süreç ister. Eğer değişime, iyileşmeye karşı inancınız yoksa değişemezsiniz. F.M: Her iletişim her çocuk için geçerli midir? G.E: Kişiden kişiye göre, bizim yönlendirmelerimiz değişiyor, ama asıl yapmamız gerekenler değişmiyor. Sana hakaret edemem, böyle bir hakkım yok. Benim senin arkandan konuşmaya hakkım yok, önyargılı olmaya da hakkım yok ama ön bilgiye ihtiyacım var. Öfkeliyken hiçbir insana yaklaşılmasını doğru bulmuyorum. Öfkeli insan karşımdaysa, bir susup onun öfkesinin geçmesini beklerim. Benim bahsettiğim, insan temelinde olması gereken şeyler. Diğer yöntemler, kişiden kişiye, durumdan duruma, yaşanılan olaya göre değişir. Her semptom kişiye özeldir Benim en değer verdiğim şeylerin başında, çocuğun kendisini güvende hissetmesi, ve erdem sahibi olmasıdır. İnsan olmakla ilgili, insan erdemidir. Hayattaki başarıyı bir tek bu getirir. 72 Fendi Magazin • Mart 2015

F.M: 5 günlük süreçten sonra, çocuk öğrendiklerine, davranışlarına devam ediyor mu? G.E: Anne ve baba devam ediyorsa, eder. Ama hiçbir zaman aileyi başı boş bırakmıyoruz, program bitti biz yokuz demiyoruz. Gölgemiz daima onların üstünde oluyor. Anne baba devam etmediği sürece, siz 50 gün orada kalın değişmez. Bizim ailelerimiz çok cesur, ekrana çıkma cesaretini gösteriyorlar. Çok hassasiyetle çalışan ekibimiz var. Ailelerimizin hepsi bizim için çok önemliler, değerliler. F.M: Süper Dadı sosyal sorumluluğu olan bir program. Peki bu proje size geldiğinde düşündünüz mü? G.E: Düşünme payım, nasıl olacak diye oldu. Ben zaten gözlem yapan, müdahale yapan, gerektiği noktada evde çalışmaları olan pedagogdum. Programda bu kadar sığ durmamasının sebebi de bu. Olayın yaşandığı anda, müdahale edilmesi çok önemli. Geçtiği anda, fırsatı kaçırmış olursunuz. Biz programda, maddi anlamda yüksek olan hiçbir şey kullanmıyoruz. Kağıt, kupon, resim. Kağıda anlam yükleyerek, ödül haline getiriyorum. F.M: Süper Dadı’da öncelikle anne ve babaların çocuğuna karşı olan tutumunu değiştirmeye çalışıyorsunuz. Peki siz nasıl bir çocukluk geçirdiniz? G.E: Çok fazla neden diye sorgulayan bir çocuktum. Çok soru sorardım. Çok susmaktan kastettiğim, kaygı zamanlarında genellikle susup kenara çekilmeyi tercih ederdim. Sustuğunuz zaman, görebildiğinizi fark ediyorsunuz.


F.M: Danışmanlık hizmeti almak için belli bir yaşa gerek var mı? G.E: 17 yaşında gelen danışanım da var, hamile gelen danışanım da var. 3 aylık gelen danışanım, uyku problemi için gelebiliyoruz. Bu bir hastalık değil, onu öğrenmemiz gerekiyor. En temel olan şeyleri öğrettikten sonra, sonra özel terapiye giriyorum. Herkesin ihtiyacı var. F.M: Ebeveynlerin doğru bilgiyi edinebilecekleri bir kitap hazırlamayı düşünüyor musunuz? G.E: Evet, şu anda bir kitap hazırlığı içerisindeyim. Yakında kitabım tamamlanmış olup, raflardaki yerini alacak. F.M: Son olarak ebeveyn olacaklara ne tavsiye edersiniz? G.E: Bebek olduktan sonra değil, olmadan önce planlamamız gerekiyor. Çocuğun giydiği kıyafetten, yattığı yatağa kadar hiçbir şeyin önemi yok. Çocukla baş başa kaldığınızda onu nasıl doğru yönlendireceğinizi, onun karşısında doğru insan olabilmek için çaba sarf edin. Öfkeyi kontrol etmeyi, kaygılarımla baş etmeyi ben öğreneceğim. Ön yargılı yaklaşmamayı ben öğreneceğim. Önce bunları değiştirmemiz lazım. Önce sabretmeyi öğrenmem lazım. Sokakta bir hayvana dokunurken, şefkatini görecek Sen tabağını kaldırmıyorsan, o tabağını kaldırmayı öğrenemez ki. Bunun adı gözlem ise, evet çocuk anne babayı gözlemleyerek zaten öğrenecektir. Keyifli söyleşi için Pedagog Gözde Erdoğan’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Mart 2015 • Fendi Magazin

73


74 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

75


76 Fendi Magazin • Mart 2015


Mart 2015 • Fendi Magazin

77


GÜZELLİK

LIPOSUCTION SONRASI HAYAL KIRIKLIĞINA ARTIK SON Geleneksel yöntemlerle yapılan Liposuction operasyonlarından bir süre sonra genelde yağ alınan dokuda çökmeler, çukurluklar ve deride sarkmalar oluşmakta. Türkiye’de ilk defa Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alpaslan Topçu tarafından uygulanan yeni yöntem geliştirilmiş Lazer Liposuction uygulamasında ise yağlar yoğun bir şekilde parçalanırken aynı zamanda ciltte sıkılaşma ve cilt kalitesinde artış sağlanıyor ve böylece vücutta kusursuz bir görüntü oluşuyor Dünyada en çok yapılan estetik cerrahi uygulamalar arasında Liposuction ameliyatları ikinci sırada yer alıyor. Fakat operasyonun ardından genellikle bazı sıkıntılar yaşanıyor. Farklı yöntemler uygulanarak yapılan bu ameliyatta en etkili sonucu ise yeni teknolojik Lazer Liposuction veriyor. Geleneksel Liposuction Ameliyatları Sonrası Oluşan Çökme, Dalgalanma ve Deride Sarkmalara Son! Türkiye’de ilk defa yeni yöntem Lazer Liposuction ‘ı uygulayan Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Alpaslan Topçu, bu yöntemin diğerlerine göre günümüzdeki en etkili vücut şekillendirme yöntemi olduğunu belirterek konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Topçu, geleneksel liposuction uygulamaları sonrası oluşan dalgalanmaların, çökmelerin ve ciltte sarkmaların geliştirilmiş yeni yöntem Lazer Liposaction ile ortadan kalktığını açıkladı. Dr. Topçu; Yeni Yöntem Lazer Liposaction ‘ın en büyük özelliğinin cildin sıkılaşmasını ve cilt kalitesinin artmasını sağladığını söyledi. Ciltte Sıkılaşma Etkisi ile Kusursuz Bir Görünüm Op. Dr. Alpaslan Topçu; daha etkili sonuçlar almak için Lazer Liposaction uygulamasının kış aylarında yapılmasını tavsiye etti. Op. Dr. Topçu; “ Yeni Dönem Lazer Liposuction’un diğer liposuction yöntemlerine göre en önemli üstünlüğü klinik ve deneysel olarak yayınlarla ispatlanmış cilt sıkılaştırma etkisidir. Böylece Liposuction sonrası en çok korkulan yan etkilerden; cilt dalgalanmaları, çökmeler ve ciltte sarkma bu yöntemle en aza indirilmiş, cildin kalitesinde artma sağlandığı ispatlanmıştır” dedi. 78 Fendi Magazin • Mart 2015


Yeni Teknoloji Lazer Liposuction Hangi Bölgelere Uygulanıyor? Yeni Dönem Teknoloji ürünü olan Plus Lazer Liposuction yönteminin özellikle çok fazla yağ tutan kalça, bel, baldır, bacak, kol ve yüz bölgelerine uygulandığını söyleyen Op. Dr. Alpaslan Topçu, selülit ve lokal yağlanmaların görüldüğü her bölgede uygulama imkanının da olduğunu belirtti. Topçu, Yeni Dönem Lazer Liposuction’un farkını şöyle özetledi: “Liposuction vücut kusurlarını düzeltebilir, kişinin kendine güvenini arttırabilir. Lazer Liposuction için ideal hastalar; boy/kilo oranı ideale yakın fakat belli vücut bölgelerinde aşırı yağ kitleleri olan hastalardır. Yeni Dönem Lazer liposuction ile deride yapılan sıkılaştırma uygulaması sonrası toparlanma daha erken ve daha fazla olmaktadır” dedi. Vücudunuzu Şekillendirmek İçin Hafta Sonunuzu Ayırmanız Yeterli! Op. Dr. Alpaslan Topçu, klasik liposuction uygulamaları sonrası korse kullanım süresinin 4-6 hafta olduğunu, Yeni Yöntem Lazer liposuction sonrası korse kullanım süresinin ise 2 haftaya kadar düştüğünü söyledi. Operasyon sonrası hastaların, 1 ilâ 3 gün arasında normal günlük aktivitelerine dönebildiğini belirtti. Ancak yoğun aktivitelerin (koşma, tenis, aerobik gibi) yapılabilmesi için şişliklerin geçmesinin ve dokuların oturmasının beklenmesini gerektiğini vurguladı. Mart 2015 • Fendi Magazin

79


Bir Sonraki Sayıda Görüşmek Üzere


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.