Fendi Magazin Sayı 6

Page 1

MAGAZİN

MODA 2015’in Rengi Marsala

Vaselila Farklı tasarımlarıyla Medcezir dizisinde

Aslı Pekçetin Röportaj ASLI PEKÇETİN ŞEBNEM GENÇER AYLİN BİLGİN KARABULUT MELİS GÖRAL NEJ ALEV ŞENOL& ASLI TOPAL

Ocak 2015 Yıl:2 Sayı 6

Mesleğine tutkulu bir model “Gizem Barlak” Doğanın esintisi, tasarımlarında hayat buldu “Nej” Cilt bakımında olmazsa olmazlar


FENDİ EDİTÖR Şebnem GENÇER

FENDİ MAGAZİN İmtiyaz Sahibi Metronom Medya Adına Eyüp Kervangül eyup@metronommedya.com Editör Şebnem Gençer Muhabir Rüya Meriçboyu Emir Çavdar Reklam Ve Tanıtım İzzet Gültekin Fotoğraf Cengizhan Güzel

2015’te kıymetli koleksiyonlar göz dolduracak 2015‘e en kıymetli koleksiyonlar ile merhaba demenin heyecanını yaşıyoruz. Etkileyici stilimizle 2015 sezonunda fark yaratmaya var mısınız? Bu kış, vazgeçemeyeceğimiz trendlerin arasında şal ve kemer olacak. Kışın soğuğunu, hareketli ve renkli şal tasarımlarıyla hissetmeyeceğimiz için çok şanslıyız. Kış gardırobunuzda en havalı parçaların olması için yeni sezon ürünlerine göz gezdirmeye hemen başlayın derim. Sezonun en çok tercih edilen kumaşları kaşmir, ince ve kalın yünlüleri de unutmayalım. 2015 kışının en popüler trendlerine aday Triko’ları da es geçmek mümkün değil. Dünyaca ünlü markaların triko tasarımlarını, sokak modasında şimdiden görmeye başladık. Peki 2015’e hangi renk ile mi girdik? Biz kadınların her zaman kurtarıcısı olan Siyah ile… Bu kış siyah ve olmazsa olmazı beyaz ile yine dikkat çekeceğiz. Aslı Pekçetin ile gerçekleştirdiğimiz keyifli sohbette, siyahın derinliğini farklı gözden hissedebilirsiniz. Keyifli Okumalar

2 Fendi Magazin • Ocak 2015

Tasarım Mehmet Pınarcı Hukuk Danışmanı Barış Çabuk Katkıda Bulunanlar Yusuf Kesmer Hicran Yılmaz Şükrü Sözen Nazlı Arslan Hamza Özçelik Gökcen Gül Web tasarım Ceyhun Kocal Adres Metronom Medya Barbaras Mah. Mor Sümbül Sok. Deluxia Palace No:5 D. 383 Batı Ataşehir/ İstanbul 0 216 566 95 66 0 216 566 75 27 www.fendimagazin.com www.metronommedya.com Fendi Magazin dergisinde kullanılan haberler izin alınmadan, kaynak gösterilmeden başka yayınlarda kullanılamaz. Reklamlardan reklam veren firma sorumludur.


“Nej”

34

“ Vaselila”

54

66 Ömürlük takıların tasarımcısı “Melis Göral”

YENİ YILA CİLDİNİZİ YENİLEYEREK GİRİN

12

Aslı Pekçetin

20

Ocak 2015 • Fendi Magazin

3


4 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

5


Altın Efekti, Burberry “Winter Glow” Makyaj Koleksiyonunda

6 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

7


8 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

9


10 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

11


Röportaj

Aile mesleğini devralrak, takı sektörüne adım attı. Önce eğitimini aldı, sonra da hayalindeki çizgileri mücevherlere yansıttı. Ömürlük, bir annenin çocuğuna bırakabileceği takılar tasarlayan, sosyal sorumluluk projelerinde yer alan Mücevher tasarımcısı Melis Göral ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi

Ömürlük takıların tasarımcısı “Melis Göral”

12 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

13


Fendi Magazin: Aile mesleğini devralıp, takı sektörüne adım attınız. Takı tasarlarken nelerden ilham alıyorsunuz? En büyük ilham kaynağınız nedir? Melis Göral: Sanat, doğa, müzik, dünyada yaşanan olayların hepsi beni etkiler. Fakat birincil olarak seyahatler benim ilham kaynağım diyebiliriz. Gezdiğim yerlerin hepsinde kendime ait ayrı bir değer ve duygu keşfediyorum. Bu durum da doğal olarak tasarımlarıma yansıyor. F.M: Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyorsunuz, önümüzdeki günlerde böyle bir proje olacak mı? M.G: Ben her bireyin başta doğaya ve insanlığa karşı saygılı olması ve mümkün olduğunca da kendince katkıda bulunması gerektiğine inanıyorum. Bunu da günlük yaşamımdan iş hayatıma daima yansıtmaya çalışıyorum. Fırsat buldukça sosyal sorumluluk projelerine dahil olmaya çalışıyoruz. Şu aralar da hayvanlar için bir proje için çalışıyoruz. Umarız bizim de katkımız olur.

14 Fendi Magazin • Ocak 2015


F.M: 3 yıl boyunca mücevher tasarımı eğitimi aldınız. Mücevher tasarımı, detay bir çalışma istiyor mu? Bu eğitim size neler kattı? M.G: Milano’da Mücevher Tasarımı eğitimi aldım ve modanın kalbindeki bu şehir bana birçok değer kattı. Eğitimim süresince taşları kesimleri konusunda deneyimlendim ve benim için tüm koleksiyonda özel kesimler, farklı montürler ve işçilikler kullanmaya çalışıyorum. F.M: Yeni bir koleksiyon olacak mı? Koleksiyon hazırlama süreci hangi aşamalardan geçiyor?

Yeni yılda Melis Goral markasını yurtdışı platformda temsil etmek üzere hazırlıklar yapıyoruz. Bu konuda önemli adımlar ve perakende satış noktalarımızı arttırmayı hedefliyoruz. F.M: Takılarınızda sizi yansıtan özellikler nelerdir? Bu Melis Göral’ın takısı diye ayırımı nasıl yapabiliriz? M.G: Tasarımlarımdaki odak noktam hepsinin “zamansız” olması. Eskiden izler taşıyan aynı zamanda da modern çizgilerle birleştirilen, ulaşılabilir ve ömür boyu çocuktan çocuğa yadigar olacak yatırımlık mücevherler ürettiğime inanıyorum.

M.G: Mücevher de koleksiyon Keyifli söyleşi için Melis Göral’a teşekkür dönemlerinden daha uzun soluklu oluyor. ediyoruz. Ancak ben yine mutlaka her sezon yeni bir koleksiyon veya alt koleksiyon çıkararak mücevheri de yatırımlık bir moda aksesuarı gibi konumlandırmaya özen gösteriyorum. Ocak 2015 • Fendi Magazin

15


16 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

17


18 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

19


Röportaj

Farklı olanı arama tutkusu onu modayla buluşturdu. Önce bu işin eğitimini İtalya’da aldı. Daha sonra kendi kimliğiyle örtüşen Aslı Pekçetin markasını yarattı. Farklı olan seçildi, kıyafetleri bir yıldız gibi parladı. Şimdilerde ise onun kıyafetlerini Medcezir dizisinin ana karakterlerinde görüyoruz. Metronommedya editörü Şebnem Gençer Tasarımcı Aslı Pekçetin ile söyleşi gerçekleştirdi

Farklı tasarımlarıyla “Medcezir” dizisinde “ Aslı Pekçetin” 20 Fendi Magazin • Ocak 2015


Şebnem Gençer: Merhaba, öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Moda dünyası ile nasıl buluştunuz? Aslı Pekçetin: İktisat bölümünden mezun olduktan sonra, farklı olanı arama tutkum dikkatimi moda sektörüne yöneltmeme sebep oldu. Buradan hareketle İtalya’da Domus Academy’de moda işletmesi yüksek lisans programına dahil oldum. İtalya’da moda işletmesi ve marka yönetimi eğitimim sürerken, modanın sadece bu tarafında kalmanın benim için yeterli olmayacağını biliyordum. Aslı Pekçetin kadınını arayışım işte tam da bu döneme rastlar. Türkiye’ye döndükten sonra, önce büyük tekstil şirketlerinde moda marka danışmanlığı yapmaya başladım. Yeni deneyimlere karşı önlenemez zaafım beni önce perakende daha sonra da satın alma bölümlerinde çalışmaya yönlendirdi. Görev yaptırdığım departmanlarda çalışırken işin doğası gereği varolan kalıpları yıkma ve kendi cümlelerimi kurma zamanının geldiğini hissettiğimde de Aslı Pekçetin kadını yavaş yavaş oluşmaya başladı. Aslı Pekçetin kadını benim kendi kimliğimden bağımsız olarak düşünülemez. Beni tasarıma yönlendiren güç aslında varolan stilime uygun parçaları dilediğimce bulamıyor oluşumdu. Oldukça sınırlı kalıyordum. Tasarım dünyasının içinde olmaya karar verdikten sonra yeniden İtalya’ya dönerek Nuova Accademia di Belle Arti Milano ve Domus Academy’de moda tasarım eğitimi aldım ve tasarımcılık serüvenim işte böyle başladı. Ocak 2015 • Fendi Magazin

21


Ş.G: Tasarımlarınızda çoğunlukla siyah ve beyaz rengi görmemizin özel bir nedeni var mı? A.P: Siyah bir matem rengi değildir. Siyah netliği ve derinliği ifade eder. Tüm Uzakdoğu öğretilerinde suyun rengi siyahtır. Siyah kutsaldır. Padişahların kaftanlarına, kalpaklarına veya dervişlerin giyimine baktığınızda sıklıkla siyaha rastlarsınız. Bu gerçekliklerden hareketle siyaha karşı bir tutkumun olduğu doğrudur. Siyahın bir yaşam stili olduğuna inanıyorum. Aslı Pekçetin kadınının bir stili, felsefesi, kendine has düşünceleri ve hayata karşı bir duruşu olsun istiyorum. Aslı Pekçetin kadınının benim kimliğimden ayrı düşünülemeyeceğini ifade etmiştim. Bu yüzden de tasarımlarımda ağırlıklı olarak siyahı kullanıyorum. Lakin bunun dışında koleksiyonlarımda beyaza ve her sezon belirlediğim bir başka renge de yer veriyorum.

22 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ş.G: Aslı Pekçetin, tarzını nasıl tanımlar? A.P: Aslı Pekçetin kadınını “Sade ama güçlü bir stile sahip, geçmişe bağlı, kutsal olan değerlere ve yerlere tutkun, özünü kaybetmeden modern yaşamı sindirmiş, teknolojiyi seven ve kullanan bir kadın.” olarak tanımlıyorum… Ş.G: Ne istediğini bilen bir kadınsınız. Aslı Pekçetin Kadınını nerede hayal ediyorsunuz? A.P: Aslı Pekçetin markasının temsil ettiği kadın teknolojiyi, yemeği ve eğlenmeyi çok seviyor lakin aynı zamanda bu kadın; gelenek ve göreneklerine bağlı, hatırlanmayı seven ve tasavvufa meraklı bir kadın. Popüler kültürün içinde yer alması, kendini bunun dışındaki diğer değerlere kapattığı anlamına gelmiyor. Popüler kültür sıcak, renkli, hareketli bir yaşamı tanımlıyor ve Aslı Pekçetin kadını bu hayatın içinde yer almaktan gocunmuyor. Sözün özü Aslı Pekçetin kadını, ne istediğini bilen bir kadın. Aslı Pekçetin kadını dünya trendlerini takip ediyor. Sadece moda ile ilgili trendleri değil. Popüler kültürün beraberinde getirdiği tüm eğilimleri izliyor. Sonra kendisine uygun olan bir rengi seçiyor ve o rengi o yılın temasında kullanıyor. Aslı Pekçetin kadınının çok keskin hatları var ama bu hatları kendini dış dünyaya kapatmak için değil, dış dünyaya karşı kendi sınırını belirlemek için kullanıyor. Yapması gerekeni yapması gerektiği zamanda yapıyor. Alması gerekeni alması gerektiği zaman da alıyor. Dünyaya kapalı bir kadın değil, trendlerden uzak değil, popüler kültürden uzak değil, ama kendi değerlerinin üzerinden çiziyor yolunu. Onları hiçbir zaman bertaraf etmiyor. Ocak 2015 • Fendi Magazin

23


24 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ş.G: Tasarımlarınızı yaratırken nelerden ilham alıyorsunuz? Ben hayattan yaşanmışlıklardan beslenen bir insanım. Tabi bunda benim ilgi alanlarımında bir büyük bir payı var. Ezoterik tarih, tasavvuf, felsefe Dünya tarihi dinler tarihi, politika hep ilgimi çekmiştir zamanla da bunlar üzerindeki okumalarım kendimce yaptığım araştırmalar bende bir arşiv oluşturdu, doğal olarak buralardan beslenmemem mümkün değil.. Kısacası hayattan ve asktan besleniyorum diyebilirim... Ş.G: Televizyonda yayınlanan Medcezir Dizisinin ana karakterlerini giydirerek büyük başarı yakaladınız. Bu başarı Aslı Pekçetin’e ne kattı, neleri değiştirdi? A.P: Medcezir dönemi bizim için oldukça verimli geçti. Diziye Sedef karakterini giydirerek başladık. Sedef karakteri ile Aslı Pekçetin kadınının örtüştüğünü söylemeliyim. Beyaz gömlek koleksiyonumuz ilk çıktığında Medcezir’de sergilendi. Şu an elimizde gömlek kalmadı. Avustralya’dan bile sipariş geldi. Daha sonra dizideki diğer başrol karakterleri Sude ve Ender de tasarımlarımızı sergilediler. Sude bir iş kadını aynı zamanda anne ve varlıklı bir kadın. Kültürel olarak belirli bir alt yapıya sahip. Pek kimse bilmez belki ama Aslı Pekçetin markası erkekler için de tasarım yapıyor. Yine Medcezir dizisindeki Orkun karakteri de ürünlerimizi kullanıyor. Onun giydiği tişörtlerimiz de çok beğenildi çok keyifli geri dönüşler aldık. Bunun bir başarı olduğuna dair tebrikler alıyoruz. Gerçekten de dört karakteri birden giydirmek, tasarımlarımızda yansıtmaya çalıştığımız felsefeyi üç farklı yerde görmek bana da keyif veriyor. Ş.G: Son olarak; 2015 sezonunda Aslı Pekçetin Kadınını nasıl göreceğiz? A.P: 2015 koleksiyonumuz yine güçlü bir kadın.. Siyah lokomotif rengimiz beyaz gömleklerimiz olmassa olmaz, triko deri ve kurk detaylı parçalarımız var. Kısacası elegan bir kadın olarak yıne kadınlarımızı hikayemize davet ediyoruz... Bununla beraber yurtdışında var olan satış noktalarımıza yenilerini eklemek üzere fuar yolculuğumuz başlıyor Ocak ayın da Who’s Next Paris ,Pure London Londra NewYork Tronoi fuarlarına katılıyoruz ...Gecen yıl katıldugımız bu fuarlar oldukça başarılı geçti ilk defa katılmamıza rağmen inşallah bu yıl da daha iyilerini bekliyoruz.. Şu anada ..İstanbul –Nişantaşı...Anyalya / Lara... NewYork,Moskow,Beyrut,Düsseldorf,Bakü,Barselona,Dubai,Kuveyt,gibi yurdışı satış noktalarına sahibiz. Bunların daha çok genişlemesi için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz...Bunun dışında Nişantası Studio muzda kişiye özel erkek gömleği ve takım elbisesi dikimini de devam ettırıyoruz... Derginizde bana yer verdiğiniz için ben teşekkür ederim. Sohbetimizi, okurlarınızın Aslı Pekçetin kadınıyla tanışması için bir fırsat olarak görüyorum. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Ocak 2015 • Fendi Magazin

25


26 Fendi Magazin • Ocak 2015


Gc SAFARI DREAM Saat&Saat’in tek yetkili Türkiye distribütörü olduğu Gc “Safari Dream” koleksiyonunu sunar Ocak 2015 • Fendi Magazin

27


28 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

29


2015’E RENKLİ BİR MERHABA... Her yılın başında bir önceki yılı değerlendirir, yeni yıla yeni bir sayfa gibi bakarız. Ben de böyleyim açıkçası. 2014 yılını uğurladığımız, 2015 yılını karşıladığımız şu günlerde, 2014 yılını değerlendiriyorum kendimce. Genel olarak iyi bir yıldı benim için. Aslan burcu olmamın da etkisi var tabii ki bunda. Sevgili Hande Kazanova geçen günlerde görüştüğümüzde, 2015 yılının Aslan burcu için ne isterse, yeni iş, yeni aşk, para getireceğini söylemişti. Bekleyip göreceğiz hep birlikte... Umarım sizin için de sağlık, mutluluk, huzur, iş, aşk, para, dilediğiniz her şey gerçekleşir yeni yılda. 30 Fendi Magazin • Ocak 2015


Yılın Rengi Marsala 2015 yılı demişken, bütün yıl makyaj ve modada en çok karşılaşacağımız renkten, “marsala”dan bahsetmek istiyorum. Renk uzmanı Pantone Renk Enstitüsü firması “Marsala” rengini 2015 yılının rengi ilan etti. Adını Sicilya şarabının renginden alan Marsala rengi, toprağa değen kırmızı şarap rengi. Kızıl kahvenin muhteşem birleşimi olan marsala rengi için, toprağımsı şarap kırmızısı diyebiliriz. Bu renk asaletinin hakkını verip, bütün tonlarıyla hayatımızda yerini alacak. Hazır olun! Wishlist’inizde 2015 yılının rengi Marsala’dan bir makyaj ürünü edinmek varsa, işte önerilerimiz: Essie Downtown Brown Oje Mac No.6 Media Lipstick China Glaze Vintage Vixen Collection Foxy Oje Flormar Pin Up Collection Rise of Modern City Ruj

Değişmeyen Trend: Yok Gibi Makyaj Birkaç sezondur etkisini sürdüren, hatta moda olmasında kadınların bu trendi sevmesinin de etkisi olduğunu düşündüğüm “yok gibi makyajı” 2015 yılında da sıkça göreceğiz. Kusursuz bir cilt makyajının nude tonlarla tamamlandığı bu trend benim de favorim. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tek bir makyaj trendiyle yetinmiyoruz. Yok gibi doğal makyaj trendini, parlak payet görünümlü gözler, belirgin yanaklar, açık renkli parlak dudaklar izleyecek. Soğuk havaları sıcacık yapan şarap rengi dudaklar da yine 2015 makyaj trendleri arasında. Tabii bunların hepsini bir kerede uygulayıp disko topuna dönmek istemeyiz değil mi? O zaman, yüzümüzde özellikle vurgulamak istediğimiz bölgeye yoğunlaşıp, diğer tarafları hafif tutmak en iyisi. 2015 yılının güzellik ve moda sektörüne getireceği yenilikleri hep birlikte göreceğiz. Renkli bir yıl geçirmenizi dilerim. Sevgilerimle. Ocak 2015 • Fendi Magazin

31


SİYAH ÇİÇEKLERLE YAŞLANMANIN İZLERİNİ SİLİN

ELLE

LORUS 32 Fendi Magazin • Ocak 2015


ALDO

FOREWER NEW

FLO FOREWER NEW

Ocak 2015 • Fendi Magazin

33


Röportaj

Doğanın esintisi, tasarımlarında hayat buldu “Nej”

Herkesten farklı, kendi çizdiği çizgide ilerliyor. Sıkılmadan, bıkmadan, usanmadan.. Yaptığı seçimlerde de doğal olmayı, farkındalık yaratmayı seviyor.. Organik kumaşlarla tasarım yaparak, defileler yapıyor. Büyüsünü tüm dünyaya yayıyor. Onun hayatı dünyaca ünlü Üniversitede ders olarak okutuluyor.. O ise “Bu bir Türk’ün başarı hikayesi..” diyor. Pozitif enerjisi, sıcacık kahkahaları, farklı tasarımlarıyla tanıdığımız Nej ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi

34 Fendi Magazin • Ocak 2015


Fendi Magazin: Modayla buluşmanız bir tesadüf mü? Yoksa hayatınızın planı mı? Nej: Biraz tesadüf, biraz hasbel kader, bilinç altında hedefti benim için. Çocukken etrafımda moda ile ilgilenen kimse yoktu. Moda tasarım algısı da o zamanlar yaygın değildi. Güzel resim yapan kız çocuğuydum. Sürekli resim yaptığım için annem tarafından fark ediliyordu. Bir gün bir film izledim. Filmde moda tasarımcısı bir kız mezun olduktan sonra bir firmada asistan olarak çalışmaya başlıyor, sonrasında defileyi organize etmek ona kalıyordu. O zaman çocuğum, belki tam olarak algılayamıyordum. Film bitince anneme ve babama dönüp, ben o olmak istiyorum dedim. Benim için bir tutkuydu, kariyer planım, nefes alışım bile öyle gelişti. Daha sonrasında eğitim alarak, Türkiye’nin önde gelen markalarının tasarım ekibinde yer aldım. Sekiz yıl boyunca profesyonel hayatta çalıştım. F.M: “Günde iki bardak yeşil çay içmekle, organik bir kıyafet giymenin etkisi aynı” diyorsunuz, bu alana yönelişiniz nasıl oldu? N: 2001’ de ekonomik krizin olduğu, herkesin bir şekilde personel azaltmaya çalıştığı bir dönemdi. Ben her zaman krizlerin fırsatlar yaratabileceğine inananlardanım. Bir farklılık yaratıp, dışarıdan danışmanlık vermek istedim. Her şeyi tasarlayan tasarım atölyesi olmasını istedim. Tasarımın dışında, farklı disiplinlerden olan kişiler de yer aldı. Beni ifade eden bir markam olmasını istedim. Böylelikle, organik kıyafetlere yönelmiş oldum.

Ocak 2015 • Fendi Magazin

35


F.M: Organik kıyafetlerin yararlarından bahseder misiniz? N: Organik kıyafetler, öncelikle ultraviyole ışınlarını engelleyerek cildin zarar görmemesini sağlıyor. Yapılan araştırmalarda kanseri engelleyen etmenlerden birisinin de organik giyim olduğu gözlendi. Organik ipek, hangi vücuda değerse o vücudun ısısını alıyor dengeliyor.Felsefem olarak, doğadan gelen her şeyi kabul ediyorum. F.M: Dünyanın birçok yerine nej’in büyüsü nasıl gitti? N: Paris, Tokyo, Berlin ‘de fuarlarına katıldık. Neden yurtdışında başladınız? diye soracak olursanız, sektör olarak, Türkiye, organiği üreten ilk 12 ülke arasında yer alıyor. Organik üretim konusunda çok profesyoneliz. Yeni alanda kendinizi ifade etmeniz, iletişime geçmeniz gerekiyor. Bir firmaya yaptığımız çalışmada, Madonna Vouge kapak çekimi için bizim kıyafetimizi giydi. 36 Fendi Magazin • Ocak 2015

F.M: Amerika’da bir üniversitenin ekonomi bölümünde ders olarak sizin hayatınız okutuluyor. Bu proje nasıl gerçekleşti? N:Dünyada 10 bin kadın yetiştirme projesi vardı. 10 bin kadın projesinde tüm dünyadan 100 tane örnek kadın seçtik, siz 10 kadın arasındasınız Penisilvanya Üniversite’sinden size gelecekler dediler.. Benim yaptığım işe ile ilgili araştırma yapacaklarını söylediler. Geldiklerinde kan grubuma kadar her şeyimi biliyorlardı  15 gün boyunca tam zamanlı benimle birlikte mesaideydiler. Eğer 50 kadına kalırsanız, hikayeniz Üniversitede ders konusu olarak okutulacak, 10 kadına kalırsanız, hakkınızda kitap yazılacak telif hakkını kabul ediyor musunuz? diye sordular. Bir sürü başarı hikayesi olan kadın olduğundan, seçileceğimi hiç düşünmedim. Sonuçlar açıklandığında 10 başarılı kadın arasındaydım. 2011 den bu yana üç üniversitede hayatım ders konusu olarak okutuluyor.


Yurtdışında birçok dergiye kapak oldum. Aynı yılın sonunda Türkiye’nin gelecek vaat eden kadın girişimcisi seçildim. 15’e kaldınız diye telefon aldım. “ Benim için on beşe kalmak yeterliydi, buna çok ihtiyacım vardı, teşekkür ederim “ diye cevapladım. Ve sonunda ikinci oldum  F.M: Birleşmiş Milletler Kültür Ve Organizasyonu tarafından Kültür ve Moda Elçisi seçiliyorsunuz. Bunun sonucunda bir tasarım hazırlandı mı? Premium Fuarın’a kabul edildim, daha sonra gitmedim. Birçok zorluk çıkınca, bulduğum pratik çözümle fuarda yerim aldım. 4 tasarımcı seçildi. Bu tasarımcılar birbirleriyle eşleştirildi. Ben Fransız tasarımcı ile eşleştim. Konsepti, hat cautre di. Benim formlarım kalıplarım, drapelerim, Fransız tasarımcının da süslemeleri güçlüydü. Bir hafta boyunca Paris’te çalışarak bir koleksiyon hazırladık. Birçok yerde koleksiyon yayınlandı ama Premieri Amsterdam ‘da kraliçenin katıldığı zaman yapıldı. Bir yıl boyunca onların bulunduğu davetlerde barış elçiliğini üstlendim. F.M: En son yaptığınız defilede Nej erkeği çok konuşuldu? Nej erkeğinin bu kadar konuşulmasının sizce sebebi neydi? En son Fashion Week defilesini yaptık, erkek koleksiyonumuzla da çıktık. En büyük hayalim, Nej kadınını tamamlayan Nej erkeğini tasarlamaktı. Nej erkeğine umduğumdan daha güzel tepkiler geldi. Defileden basın yansımaları muhteşemdi. Nej erkeğinin, nej kadını gibi güçlü duruşu olmalıydı. Sanırım defilemde bunu fazlasıyla yansıttım.

Nej tasarımlarında sizin imzanız nasıl belli oluyor? Nej’in kıyafetlerindeki imzayı anlamanız için, dokunmanız gerekir. Kat kat formlar, transparan, layer kumaşlar ve farklı kalıp formları var. Koleksiyonda ara renkler kullanıyoruz. Senede iki ara koleksiyon yapıyoruz, 4 ana koleksiyon yapıyoruz. Prontomoda için koleksiyonlar yapıyoruz. Yurtdışında 19 tane satış noktamız var. 1 yıl öncesinden koleksiyonu hazırlamaya başlıyoruz. Keyifli söyleşi için Nej’ e teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Ocak 2015 • Fendi Magazin

37


BeoPlay A2 ile zaman ve mekandan bağımsız kusursuz ses deneyimi

Bang & Olufsen’in kaliteli ve etkileyici bir ses performansı sunan BeoPlay serisinin ilk Bluetooth bağlantılı hoparlörü BeoPlay A2, çığır açan 360 derece sesi, incelikli yalın tasarımı ve rakipsiz 24 saatlik batarya ömrü ile fark yaratacak.

38 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

39


Pınar kadınlara özel meyve suyu “Pınar Pink”i beğenilere sunuyor Tüm kadınlara özel, Pınar Pink meyve suyu kadınlara özel 40 Fendi Magazin • Ocak 2015


Pınar, çıkardığı yeni ürünü Pınar Pink’i tüketicilerin beğenisine sunuyor. Çilek, frambuaz ve şeftaliyi bir araya getiren Pink lezzetli tadının yanı sıra, içeriğinde bulunan melisa özleri ve vitaminleri ile kadınlara rahatlatıcı bir tat sunuyor. Kadınların ayrıcalıklı olduklarını hayatın her alanında hissetmeleri için kadınlara özel Pink’i üreten Pınar, yeni meyve suyunun tadı ve içeriği ile kadınların hem ruhuna hem de damaklarına hitap ediyor

Ocak 2015 • Fendi Magazin

41


42 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

43


Röportaj

Mesleğine tutkulu bir model “ Gizem Barlak” Jimnastikçiydi, sporcu olmak istiyordu. Lisede fotoğraf çekerken model bulamadı. Ve kendi fotoğraflarının modeli oldu. Sonrası ise, defileler ve sahneydi… Modellik onun için bir tutku haline geldi. Ve hayatının odak noktası oldu. İleride daha çok göreceğimiz model Gizem Barlak ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi 44 Fendi Magazin • Ocak 2015


Fendi Magazin: Modelliğe nasıl adım attınız? Modellik çocuk hayaliniz miydi? Gizem Barlak: Modellik hiç hayalim olmamıştı. Defilelerin içinde büyümüştüm ama kendimi orada hiç görmemiştim. Ritmik jimnastikçiydim ve sporcu olmaya kararlıydım. Lisede fotoğraf çekmeye başladığımda model bulmaya zorlanıyordum. Fotoğraflarımı modellerin ve fotoğrafçıların bulunduğu paylaşım sitesine aktarmaya başladım. Sonrasında Türkiye’nin en tanınmış isimlerinden çekim teklifleri geldi ben de kendimi denedim. Kendimi kamera önünde daha iyi hissettim. Daha tatmin ediciydi belki de. Sahnede olmaya izlenmeye alıştım. Bunu da podyumda tamamladım. F.M: Tasarımcılarla çalışıp defilelerde yer alıyorsunuz. Bunun avantajları ve dezavantajları nelerdir? G.B: Tasarımcılarımız hayallerini gerçekleştirmek için, günlerce, aylarca çalışıp konseptler yaratıp, hayallerini en iyi şekilde başkalarına aktarmaya çalışıyorlar. Bizler o hayallerin birer parçası oluyoruz. Hayal gücünün ürüne dönüşmüş halini ilk bizler giyiyoruz. Tasarımcılar, yaratıcı insanlardır. Modayla ilgilenen biri için de bu her daim avantajdır. Diğer yandan tasarımcı Nejla Güvenç’in markası Nej’in de marka yöneticisiyim. Artık işin mutfağındayım. Bu da bütün bakış açımı değiştiriyor. Artık avantajları ve dezavantajları daha iyi tartıp, ona göre adımlar atabiliyorum. Ocak 2015 • Fendi Magazin

45


46 Fendi Magazin • Ocak 2015


F.M: Victoria’s Secret defilesinde yer almak şüphesiz her modelin hayalidir. Sizin de böyle hayalleriniz var mı? G.B: Victoria’s Secret… inanılmaz bir şov  Hangi model orada olmak istemem derse, yalan söyler. Fakat kendimi görmek istediğim yerler arasında bulunmuyor. Dünyadaki diğer moda haftalarında yer almak istiyorum. İlk hedefim London Fashion Week. F.M: Çoğu model bir gün oyuncu olarak karşımıza çıktı. Sizi de ileride oyuncu olarak görebilir miyiz? G.B: Bir kısa filmde oynadım. Evet, sadece güzel olduğum için seçilmiştim. Hikaye bir modelin üzerineydi. Sette eğitim alıp, devam etmemi söylediler. Kulak ardı etmedim, eğitim aldım. Ardından Mekan Artı’da bir oyunda oynadım. Sahnede olmayı seviyorum sanırım  Ama oyunculuğu bir hedef olarak koymadım kendime. Benim gözümde öyle bir şey değil çünkü, podyum sonra yarışma, sonra oyunculuk olan üçlemeyi sıkça görmekteyiz. Başarılı olanlarda var, onları takdir ediyorum. Fakat gerçekten oyunculuğun ne olduğunu anlayamamış insanlar da yer alıyor ekranlarda. Onlardan biri olmak istemiyorum. F.M: Son olarak, modellik, defile ve sahne sizin için ne gibi anlamlar ifade ediyor? G.B: Onlar benim aşkım, tutkum. Hani insanın aklı başından gider ya, tam olarak da öyle işte. Aklım başımdan gidiyor her seferinde ama ayaklarım hep sağlam basıyor. Bu hazzı, yaşayabildiğim kadar yaşamak istiyorum. Metronommedya olarak, bu keyifli söyleşi için Gizem Barlak’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Ocak 2015 • Fendi Magazin

47


48 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

49


Röportaj

Ana Ocağı’ndaki doğanın renkleri onun tablolarına yansıyacak “Şebnem Gençer” Onu hem ressam hem de oyuncu olarak renkli kişiliğiyle tanıdık. Şimdilerde ise, Ana Ocağı programıyla karşımıza çıkıyor. Canlı karakteriyle programa renk katan Şebnem Gençer ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi 50 Fendi Magazin • Ocak 2015


Fendi Magazin: Şebnem Hanım merhaba, Ressam olmanızın yanı sıra Oyuncu yönünüzü de biliyoruz. Fakat çok farklı bir proje ile karşımıza çıktınız. Sizi ‘Ana Ocağı’ yarışma programı ile buluşturan neydi? Şebnem Gençer: Merhaba, Trt1 de yayınlanan ‘Ana Ocağı’ yarışma programının ilk haftasında yarışmacı olarak bulundum. Hayatımda olan sürpriz gelişmelerden biriydi. Ana Ocağı programının kurucularıyla şans eseri bir araya geldim ve yarışma için teklif sunuldu. Ne olduğunu anlayamadan kendimi Ana Ocağı’nda buldum. F.M: Zor şartlarda ve alışık olmadığınız yaşam şekliyle iç içeydiniz. Neler hissettiniz? Ş.G: İlk önce kendimi dizi setinde hissettim. Köy hayatına alışmaya çalışan bir karakteri oynuyormuşum gibi düşündüm. İlerleyen zamanda gerçek bir yarışın ortasında olduğumun farkına vardım.

Yaptıklarım güç isteyen işlerdi. Uç noktalarda bir yaşam tarzı olarak gelmese de alışkın olmayınca cidden zorlayıcı oldu. Köyde yaşayan kadınlarımızın yaşadıklarını, tecrübe ederek ve gözlemleyerek çok net anlamış oldum. F.M: Bu edindiğiniz tecrübenin oyunculuğunuza ve sanatınıza yararı olacağını düşünüyor musunuz? Ş.G: Elbette. Oyunculuk zaten başlı başına gözlem işi. Yaşadıklarımı artı olarak görüyorum ve bir gün buna benzer projede yer alırsam zorlanmayacağıma inanıyorum. Resim ile ilgili de şunu söylemek isterim. Sanat aşkı içinizdeyse hiç olmayacak şeyden dahi ilham alabilirsiniz. Ana Ocağı’nda bununla ilgili konuşmamızda olmuştu. Köyde olan durumlardan ilham alınamayacağı üzerine fikir beyan edilmişti ve itiraz etmiştim. Çünkü; ben bir sanatçıyım. Farklı hisseder, farklı düşünür ve bakarım.

Daima bütüne bakmamın yararlarını göreceğimi biliyorum. F.M: Bütün bu biriktirdiklerinizi resimlerinizde de görebilecek miyiz? Ş.G: Ana Ocağı’nda yaşadıklarımın büyük faydası olacak. Doğrudan resmimi etkilemeyecek modern tarzda ilerlediğim için. Bulunduğum yerin tabiatı beni derinden etkilemişti, rengi bile bir başkaydı sanki… Kullandığım renkler sürpriz değişiklik gösterebilir. F.M: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Okurlarımızın ortaya koyduğum sanat’tan haberdar olabilmesinden mutluluk duyuyorum. Bunun için sizlere ayrıca teşekkür ediyorum. Üreteceğiniz yeni eserlerinizi merakla bekliyor ve yeni projelerde sizi görmeyi diliyoruz. Keyifli sohbet için Şebnem Gençer’e teşekkür ederiz.. Ocak 2015 • Fendi Magazin

51


52 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

53


Röportaj

Egodan uzak, samimi bir kız kardeş markası “ Vaselila” Alev ile Aslı kardeşlerin bir başarı hikayesi..Her ne kadar anneleri onları geziyor diye düşünse de İki kız kardeşin omuz omuza yükselttikleri marka bu. Aslında ilk önce instagramda tanıdık onları. Kombinleri farklı, tasarımları değişikti. Kulağa aşina olmayan bir isimle çıktılar karşımıza “Vaselila”.. Onları tanıyınca bu markanın kısa sürede nasıl bu kadar sevildiğini daha iyi anladım. Yapmacık değiller, egodan uzaklar. Göründüğü gibiler.. Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu Vaselila’nın kurucuları Aslı Topal ve Alev Şenol ile söyleşi gerçekleştirdi 54 Fendi Magazin • Ocak 2015


Fendi Magazin: Öncelikle başarılı kardeşleri tanıyabilir miyiz? Alev Şenol: Ben kurumsal bir işte çalışıyordum. Kardeşim de Üniversitede mühendislik fakültesi öğrencisiydi. Bizim İstanbul’a ilk geliş hikayemiz benim çalışma hayatımın Aslı’nın da üniversite hayatının başlamasıyla oldu. Kocaeli Gölcük’te büyüdük. Aslen de Giresun Tireboluluyuz. Doğduğumuzdan bu yana tek maaşlı bir öğretmenin maaşıyla büyüdüğümüz için, sınırlı gelirimiz vardı. Ayın 15’ini bekleyip, aydan aya kısıtlı bütçeyle istediğimizi alabilen çocuklardık. Böyle bir şeyi büyürken de hayal etmedik. Amacımız, Üniversiteyi bitirip, meslek sahibi olup vatana millete hayırlı bir evlat olmaktı. F.M: Sonrasında annenize ev yemekleri yeri açtınız. Bu fikir nasıl doğdu? A.Ş: Hayat koşullarını da unutmamak gerek Annemle babam 4 yıl önce boşanmak zorunda kaldı. Boşanma kararından sonra annemizin ekonomik özgürlüğü yoktu. Ayakları üzerinde durması gerekiyordu. Kosgeb girişim kredisiyle ev yemekleri yapan yer açtık. Hayata tutunması gerekiyordu. Anneme bir yer açtık Adını da “Alya’nın Mutfağı” olarak koyduk. İşletiyor, güzel de gidiyor. Hayallerine erişirken, çokta emek veriyor.

Ocak 2015 • Fendi Magazin

55


F.M: Peki Vaselila nasıl doğdu? Aslı Topal: Sabah 8 de işe gidip akşam 17.00 de gelmek beni zorluyordu. Mühendislik okuduğum için de staja saat 5 te başlıyordum. Makyaj yapmak bile yasaktı. Asit odaları vardı. Ben bu işte çalışmam dedim. İş arıyorum kendime. Severek yapabileceğim bir iş olsun, kalkış saatlerimi kendim belirleyeyim istedim. Babamızın ya da annemizin sermayesiyle bir şey yapacak gücümüz de yoktu. Dayım, tekstil mühendisi. Onunla dünyanın birçok yerini gezdim. Orada beğendiğimiz ürünleri, Türkiye’ye getirebiliriz mi? diye düşündük. Önceleri arkadaşlarımıza getirdik, sonra baktık güzel gidiyor. Üreticilerle de dayım sayesinde güzel bir ortaklığımız oldu. Hayat yüzümüze güldü. Lojistiğimiz hazırdı, ürünlerimiz hazırdı. Bir şirket kuralım dedik. Vaselila’yı kurduk.

Ne kadar çok para yatırırsanız o kadar çok geri dönüşü olur. F.M: Tasarımlarınızın yanı sıra kombinleriniz de çok beğeniliyor. Bununla ilgili geri dönüşler alıyor musunuz? A.Ş: Evet, kombinlerimiz beğeniliyor. Hatta, geçenlerde cafede otururken, arka masamızda oturanlar bizim markamızdan bahsediyordu. “Kombinleri çok güzel dediler”. F.M: Sizin diğer markalardan farkınız, müşterilerinizle yakınlığınız. O işin patronundan ziyade, onlarla arkadaş gibisiniz. İlgiden memnun musunuz?

A.T: Bir marka sahibiysen her zaman arka planda durursun. Türk halkı nasıl ister? Seni nasıl algılar? Seni ulaşılabilir görünce sana daha yakın oluyor. Ofisi arıyorlar, Alev hanım ile görüşeceğiz F.M: Vaselila kulağa aşina olmayan bir isim. diyorlar İnsanlar ulaşamadıkları şeyleri Özel bir anlamı var mı? sevmiyorlar. 800 kişiden sipariş talebimiz vardı. Müşteri o kadar çok ki..Dedik, Ya A.T: Üç, dört ay boyunca ikimizin isminin iflas edeceğiz, ya kurumsallaşacaktık. Biz harflerini karıştırarak, Vaselila ismini de kurumsallaşmayı seçtik. Yarın yemeğe bulduk. Vaselila markasının patentini de gideceğim, ne giyeyim Alevciğim diye aldık. Kazandığımız paraları, markamıza soranlar oluyordu. yatırdık. 56 Fendi Magazin • Ocak 2015


F.M: Sadece yurtdışından ürün mü getiriyorsunuz? Yoksa özel tasarım dikim de oluyor mu? A.Ş: Yurtdışından da ürün getiriyoruz. Özel dikim de tasarlıyoruz. İstenilen ölçüde özel dikim yaparak teslim ediyoruz. Sözümde ne giyeyim diye soruyorlar? Aslında bu da bizim hoşumuza gidiyor. İleride tesettür giyime girmeyi düşünüyoruz. F.M: Sitede ürünleriniz ne sıklıkla değiştiriliyor? Günde minimum 4 ürün siteye yüklüyoruz. Aynı ürünü koyduğumuz zaman, iade oranımız çok az, bu da bizi mutlu ediyor.

F.M: İlerleyen zamanlarda sizi nerede göreceğiz? Vaselila mağaza açacak mı? Mağaza açmayı düşünmüyoruz. Kurulurken de hedefimiz buydu, kadınlar tarafından sevilen bir dünya yaratmak. Geldiğimiz yeri biliyoruz, gitmek istediğimiz yeri de biliyoruz. Egodan uzağız. Şu an tek hedefimiz, hayalimiz Kagider 2015 ödülünü almak. Keyifli söyleşi için, Vaselila’nın kurucuları Aslı Topal ve Alev Şenol’a teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyoruz. Ocak 2015 • Fendi Magazin

57


58 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

59


60 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

61


Röportaj

Operasyonlarında doğala en yakını gerçekleştiriyor “Prof. Dr. Aylin Bilgin Karabulut” Günde birçok estetik operasyon gerçekleştiriyor. Kepçe kulak ameliyatı isteyen de oluyor, yüz estetiği de, yüz germe de.. Hepsini ayrı ayrı önemsiyor. Çünkü her operasyonda doğala en yakın olanı yapmaya çalışıyor. Onun için tek bir mutluluk var, o da hastasının mutlu olarak ayrılması. Mesleğine tutkuyla bağlı, yıllarını vermiş, İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Aylin Bilgin Karabulut ile Metronommedya muhabiri Rüya Meriçboyu söyleşi gerçekleştirdi Fendi Magazin: En çok talep edilen ve sizin yaptığınız estetik operasyonlar hangileridir? Aylin Bilgin Karabulut: Erkek hastalarımız en çok burun estetiği, gözkapağı ameliyatı, kepçe kulak ameliyatları, liposuction ve jinekomasti (erkekte büyük meme) talepleriyle geliyorlar. Kadınlarda ise en çok meme büyütme, küçültme, dikleştirme operasyonları, karın germe, liposuction, genital estetik ve yüz estetiği ameliyatlarını gerçekleştiriyoruz. F.M: Yüz estetiği denildiği zaman, gençleşme amaçlı hangi operasyonlar yapılabilir? A.B.K: Yüz germe, boyun germe, alın germe ameliyatlarının dışında ifadeyi oldukça 62 Fendi Magazin • Ocak 2015

gençleştiren göz kapağı estetiği ve yüze yapılan yağ enjeksiyonları gayet olumlu değişiklikler yapıyor. F.M: Abartılı talepleri olan hastalarınız da oluyor mu? A.B.K: Hastanın fikri ve isteği önemlidir. Sonuçta bu operasyonlar hastanın kendisini daha mutlu hissetmesi ve özgüven kazanması için yapılıyor. Fakat hekimin bakış açısı ve hastayı doğru yönlendirmesi de önemlidir. Hasta neler yapılabileceğini bilmek durumunda değildir. Dolayısıyla ona bilgi vermek, aydınlatmak, yol göstermek, yakışanı önermek hekimin görevidir diye düşünüyorum.


F.M: Benimsediğiniz felsefenin doğalı taklit etmek olduğunu belirtmişsiniz. Biraz açar mısınız?

Sırt ve omuz ağrıları, boyunda düzleşme gibi sağlık problemlerinin yanı sıra sosyal hayatta ve kıyafet seçiminde sorunlar A.B.K: Estetik operasyon yaşatır. Kilo vererek büyük sonrasında hastanın memeden kurtulamazsınız. eğer operasyon geçirdiği Tek çözüm cerrahidir. Meme anlaşılıyor ve yapılan iş doğal büyütme ameliyatlarına durmuyorsa başarılı bir gelirsek, dümdüz veya son operasyon diyemeyiz. Örnek derece az gelişmiş memeye olarak, yüz gençleştirme sahip olan hastalarımız var. ameliyatlarında ifadenin Kompleks sahibi oluyor, değişmemesi çok önemlidir. eksiklik hissediyorlar. Meme Burada hedeflenen, yılların protezi ameliyatı son derece izlerini telafi etmek, hastayı tatminkar sonuçları olan daha önceki yıllarındaki bir operasyondur. Bazen haline döndürmektir. doğumdan sonra memelerde F.M: Kadınlarda meme estetiği içinin boşalması, deri bollaşması durumları da operasyonlarından bahseder görülür. Bu durumda sarkan misiniz? ve bollaşan deri toparlanıp A.B.K: Meme, kadının cinsel silikon protez konması çok kimliğini belirleyen en önemli yapılan uygulamalardandır. organlardandır. Kadın Sadece sarkan göğüslerde ise vücudunda özgüven sağlayan dikleştirme operasyonu yeterli en belirgin unsurlardandır. olacaktır. Büyük meme hem görünüm F.M: Vücut estetiğinde germe hem de sağlık açısından operasyonları da sıklıkla problemdir. yapılıyor mu?

A.B.K: Özellikle fazla kilo veren kişilerde görülen sarkmalar ve deri bollaşmalarının tek çözümü cerrahi işlemlerdir. Karın germe ameliyatının yanında bacak, uyluk germe, popo germe, kol germe ameliyatları da sıklıkla yaptığım operasyonlardandır. F.M: Son olarak, ameliyat düşünen hastalar nelere dikkat etmelilerdir? A.B.K: Korkulacak kadar uzun iyileşme süreçleri yaşanmaz. Genellikle yapılan ameliyata uygun olarak bir hafta, on gün gibi süreye ihtiyaç duyulur. Tabii ki hekim seçimi ve ameliyat sonrası kurallara uymak son derece önemlidir. Bu bilgilendirici söyleşi için Prof.Dr. Aylin Bilgin Karabulut’a teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz. Ocak 2015 • Fendi Magazin

63


64 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

65


GÜZELLİK

YENİ YILA CİLDİNİZİ YENİLEYEREK GİRİN Yeni yılı canlı, duru bir ciltle karşılamak isteyen kadınlara yeni yıl için güzellik ve bakım önerilerinde bulunan Özel Bliss Maçka Polikliniği Medikal Estetik Hekimi Dr. Enis Keskin, kadınların kâbusu göz altı morlukları, ciltteki yağ butonları ve akneler yeni nesil teknolojik uygulamalarla kısa sürede tarih oluyor açıklamasında bulundu. Dr. Enis Keskin, özellikle iş yaşamının temposundan vakit bulamayan kadınların kurtarıcısı, tek seanslık yöntemden bahsetti. Yeni yıl davetlerine ışıltılı, bakımlı ciltleriyle katılmalarını sağlayan Biodinamik Peeling Sisteminin her cilt tipinde güvenle uygulanabildiğini belirtti. Güzelliğin en önemli aşamasının cildin temizliğinden ve duruluğundan geçtiğini söyleyen Dr. Enis Keskin, yeni yıla özel güzellik önerilerinde bulundu. En hızlı sonuç veren işlemin cildi ölü deri tabakasından arındırmaya dayanan, doktor kontrolündeki kimyasal peeling uygulamaları olduğunu belirten Dr. Enis Keskin, “Son günlerde sıklıkla uyguladığımız, yeni nesil teknoloji ‘BiodinamikPeeling Sistemi’ ile çok iyi sonuçlar alıyoruz. Cildin ihtiyacına uygun seçtiğimiz meyve asiti; büyüme faktörü ve hyalüronik asit içeren özel bir maske ile kombin edilerek kullanıldığında, rejuvenasyon ( Ciltte gençleştirme) sağlamaktadır ve her cilt tipinde güvenle kullanılabilmektedir” dedi. 66 Fendi Magazin • Ocak 2015


Yeni Yılda Cildiniz Meyvelerin Mucizesiyle Işıldasın Akne ve ciltte biriken yağ butonlarından kolaylıkla kurtulmanın mümkün olduğunu vurgulayan Dr. Enis Keskin, meyve asitli peelingleri kullanmayı tercih ettiklerinin altını çizerek şunları söyledi; “Meyve asitli peelingleri kullanmayı tercih ediyoruz. Cilt durumuna göre glikolik asitli, salisilik asitli ya da bunların kombinasyonu olan sistemlerden birine başvuruyoruz. Yağ butonları ve akne sorunları olan kişileri de yine meyve asitli medikal bakımlara yönlendirebiliyoruz.”

Dudak yapısına tamamen uyumlu olan yeni nesil dolgularla çok doğal sonuçlar alınabildiğini vurgulayan Dr. Keskin; “Maksimum yarım saat süren dolgu uygulamasının kalıcılığı 9 ay ile 12 ay arasında değişmektedir. Dolgu akabinde kalıcı makyaj uygulaması ile yapılan kombinasyon sonucu kusursuz ve her daim makyajlı gibi görünen güzel bir görüntüye kavuşmak mümkündür” bilgisini verdi. Kusursuz Bakışlar için Işık Dolgusu

Kusursuz bir cildin tamamlayıcısı olarak gözaltı morluklarının giderilmesinin de çok önemli olduğuna değinen Dr. Enis 2015’e Değişiklikle Girmek İsteyenler için… Keskin, “Gözaltı ışık dolgusu ile tek seansta küçük kanüller aracılığı ile gözaltı Yeni yıl partilerine ve davetlere katılacak çukurlarınızdan ve morluklarınızdan olan ve çekicilikleri ile dikkat çekmek isteyen kurtulmak mümkün. Üç hafta sonra kadınlar için Dr. Enis Keskin, “ İçeriğinde ise kontrol yapılarak, gerekir ise ikinci Hyaluronik Asit içerikli ileri teknoloji ürünü bir seans ile işlem tamamlanmış olur” olan dolgular ile çekici dudaklara sahip açıklamasında bulundu. olabilirler “ dedi. Ocak 2015 • Fendi Magazin

67


68 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

69


70 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

71


72 Fendi Magazin • Ocak 2015


SAÇLARINIZ KÉRASTASE MORPHO-KERATİNETM BAKIMIYLA YENİ YILA HAZIR

Kérastase Morpho-KeratineTM bakımıyla yepyeni bir yıla, güzelliğiyle imza atmak isteyen kadınlar, saçlarına ipeksi yumuşaklık, pürüzsüzlük ve kusursuz bir hareket kazandırıyor Ocak 2015 • Fendi Magazin

73


74 Fendi Magazin • Ocak 2015


Soğuklara meydan okuyan birbirinden şık kabanlar ve montlar bonprix.com.tr’de Ocak 2015 • Fendi Magazin

75


76 Fendi Magazin • Ocak 2015


Ocak 2015 • Fendi Magazin

77


GÜZELLİK

Cilt bakımında olmazsa olmazlar

Cildin yaşla birlikte ve dış etkenler nedeniyle yıpranması kaçınılmaz. Ancak, yılların izini en aza indirmek ve her zaman sağlıklı bir cilde sahip olmak elimizde. Prof. Dr. Dilek Demir Erol, cilt bakımı hakkında şu bilgileri aktarıyor Güzel bir cildin ilk adımı “temizlik” Kadınlar, ister ev hanımı ister iş kadını olsun cildinin temizliğine fazla vakit ayırmıyor ne yazık ki. Çünkü günümüzde herkesin zaman problemi var. Bundan da önemlisi ev yapımı sabun kullanarak, çoğunlukla da sadece suyla yıkayarak doğal bir temizlik yaptığını zanneder kadınlar. Oysa cildimiz bütün gün oluşan kir, yağ, mikrop ve ölü hücrelerden arındırılması gereken bakıma muhtaç görselimizdir. Genellikle kadınlar, kendi doğru bildikleri yöntemlere göre yaptıkları temizlikten sonra ciltlerini kuru ve gergin hissederlerse temiz olduğuna inanırlar. Temizlik konusuna bilimsel açıdan baktığımız ise cilt tiplerine göre kullanılacak ürünler ve uygulanan yöntemler de farklı olacaktır. 78 Fendi Magazin • Ocak 2015

Bu konuda en iyi desteği konusunda uzman eczacılardan alabilirsiniz. • Yüzünüzü günde iki kez temizleyin. Haftada bir kez peeling uygulayın. Böylece yüzdeki ölü deri hücrelerden kurtulursunuz. Ayrıca kan dolaşımını artırarak yeni hücre oluşumunu desteklersiniz. • Yüzünüze sabun kullanmayın. Damarlarınızın çatlamasına yol açar. • Temizlik sonrası mutlaka tonik kullanın. Tonik cildin pH değerini dengeleyerek dış etkenlere ve kuruluğa karşı önlem almış olursunuz. Cildinize kaybettiği nemi geri vermelisiniz Cilt bakımında ikinci önemli nokta cildi nemlendirmedir.


Gün boyu muhatap olduğunuz olumsuz çevre şartlarının cildinize dost olacağı düşünülemez. Cilt tipine uygun doğal içerikli bir nemlendirici ile cildinizde oluşan istenmeyen görüntüyü yok edeceğiniz gibi gelecek için de var olanı korumayı sağlayabilirsiniz. Nemlendiricinizi seçerken içeriğinin mümkün olduğu kadar doğal olmasına dikkat etmelisiniz. Seramid, gliserol, AHA, Niyasin, peptid ve gliserol başlıca bulunması gereken maddelerdir. Güneşten korunmalısınız İyi bir cilt bakımı için güneş koruyucu kullanılmalıdır. Sanılanın aksine bu ürün grubu sadece yaz aylarında değil kış aylarında da mutlaka kullanılmalıdır. Güneşin UV ışınları 24 saat 12 ay foto yaşlanmaya, güneş yanıklarına cilt kanserinin oluşmasına neden olur. O nedenle yaz kış en az 35 faktörlü koruyucu kullanılmalıdır. Güneşin ultraviyole yelpazesinde üç tür radyasyon vardır. UVA, UVB, UVC. UVA: Güneş ışınlarını %95’ini oluşturur. Uzun dalga boylu ışın; derinin en alt tabakasına kadar etki gösterir. Yaşlanmayı ve alerjiyi ifade eder. UVB: Orta boyda dalga boylu ışındır. Cildin hızla kızarmasını ve geçici süre ile kararmasını sağlamaktadırlar. Güneşe maruz kaldıktan sonraki 24 ile 48 saat içerisinde pigment hücrelerini uyararak cilt rengimizin koyulaşmasına neden olurlar. Ve cilt üzerinde oluşan güneş yanığı zararlarının temel faktörü ultraviyole B ışınlarıdır. UVC: Ultraviyole C ışınlarının ise normal koşullar altında çok zarar teşkil etmemesi gerekirken ozon tabakasının delinmesi sebebi ile yeryüzüne daha yakın açılarda yansıyarak kanserojen riskini ve zararını yüksek derecede arttırmaktadır. Bu güneş ışınları hücre DNA’sına zarar vermekte ve hücrenin yapısını bozarak cilt kanserine neden olabilmektedir. Var Olanı Koruma Yaşam Felsefemiz Olmalı

Cildin yıpranmaması ve yaşlanmaması doğaya aykırıdır. Yılların izini cildinizde daha az ve daha geç görmek için var olanı korumalısınız. 1. Beslenmemize dikkat etmeliyiz. B, C, E, A ve K vitaminleri cildimizin temel taşlarıdır. Vitamin açısından zengin besinleri tercih etmeliyiz. 2. Omega-3 yağ asitlerinden EPA güneş ışınlarının neden olduğu cilt yaşlanmasını ve var olan yaşlanma izlerini azaltır. En zengin omega-3 kaynakları ise uskumru, hamsi, levrek ve somon. 3. Beslenmemizde antioksidan gücü yüksek meyvelerden yararlanmalıyız. Nar, kiraz, yabanmersini, erik, üzüm, elma, çilek gibi yüksek antioksidan içerikli, cilt dostu meyveler yemeliyiz. Her gün en az bir tane elma ara öğün olarak yenmeli ve cildimiz için çok yararlı olan kuversetin, üzümden resveratrol, erikte proantosiyanidin’den yararlanılmalıdır. 4. Şeker ve şekerli yiyecek ve içecekten uzak durulmalıdır. Şeker cildin dostu değil düşmanıdır. 5. Balkabağı günümüzde en çok önerilen ve medikal kozmetik ürünlerin formülasyonuna da giren iyi bir cilt dostudur. Havuç ile birlikte alındığında beta karoteninde varlığıyla iyi bir antiaging kokteyli oluşturulabilir. 6. C vitamini cildin dostu ve olmazsa olmazıdır. Turunçgiller zengin bir C vitamini kaynağı olduğu gibi kabuklarındaki d-limonene de antiaging etkili ve cilt kanserine karşı koruma özelliğine sahip bir etken maddedir. 7. Ceviz, badem ve fındık E vitamini, kalsiyum, omega-3 yağ asitleri içerirler ve cilt dostu olarak bilinirler. Ocak 2015 • Fendi Magazin

79


Bir Sonraki Sayıda Görüşmek Üzere


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.